18
A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg. 42 (3) 205-221 2015 İMPLANT DESTEKLİ PROTEZLERDE İMMEDİAT YÜKLEMEDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR The Points To Be Considered in İmplant-Supported Prosthesis For İmmediat Loading Bora AKAT * M. Kemal ÜNSAL ** * Dt. Ankara üni. Diş. Hek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilimdalı’nda araştırma görevlisi ** Prof. Dr. Ankara üni. Diş. Hek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilimdalı’nda öğretim üyesi ÖZET İmplant destekli protezlerde immediat yükleme protokolü, hastanın estetik, fonasyon ve fonksiyonun zaman kaybetmeden yeniden kazandırılması ısından güncel ve öneme sa- hip bir konudur. Bu protokol vakaya özel bir uygulamadır ve hekim karar vermeden önce dikkat etmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Hekim bu hususları, hasta beklentilerini ve uygulamadan doğabilecek riskleri göz önünde bulundurduktan sonra kararını vermelidir. İmmediat yükleme yapabilmek için, yükleme protokollerinin birbirlerinden farklarının, va- kanın sınıflandırılmasının, primer ve sekonder stabilitenin anlamlarının iyi bilinmesi gerek- mektedir. Ayrıca kullanılacak implantların bo- yutlarının, yüzey özelliklerinin, sayılarının ve yapılacak implantüstü protezin özelliklerinin implantın devamlılığı ısından çok önemli ol- duğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu der- lemenin amacı; immediat yüklemeye karar ve- rirken dikkat edilecek hususları ortaya koymak ve önem arz eden kavramlardan bahsetmektir. Anahtar kelimeler: immediat yükleme, primer stabilizasyon, sekonder stabilizasyon, implant özellikleri SUMMARY Immediate loading protocols in implant- supported prosthesis, the patient's aesthetic, function and phonation without losing time and in terms of reintegration is a matter of im- portance and up to date. This protocol is an application-specific cases and issues to consid- er before deciding dentists are available. These matters dentist, the patient's expectations and risks that may arise in practice, consider the decision should be after. To make immediate loading, loading protocols, differences from each other, the classification of cases of prima- ry and secondary stability should be well known is the meaning. In addition, the dimen- sions of the implant to be used, the surface properties, the number and characteristics of the implant prosthesis was to do in terms of survival is very important to be considered. The purpose of this review; immediate loading to be considered when deciding whether to put for- ward the concept and importance of which is to talk about. Key words : immediat loading, primer stabilization, sekonder stabilization, implant characteristics GİRİŞ Dental implantolojinin bilimsel ola- rak kabul görmesinden beri, neredeyse de- ğişmeyen tek ana kural, iyileşme dönemin- de implantların hareketsiz kalmasının sağ- lanmasıdır. Doğal olarak, bu dönemde, imp- lantları mutlak hareketsiz bir şekilde koru- mak mümkün değildir. Ancak, ‘mikro ha- reketi’ klinik olarak beklenen sonucu etki- lemeyecek bir seviyede tutmak amacımız- dır.

İMPLANT DESTEKLİ PROTEZLERDE İMMEDİAT ...dergi.dentistry.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/...oluşabilecek mikro hareketin, ara yüzde os-seointegrasyon oluşumunu engellediği

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

A.Ü. Diş Hek. Fak. Derg. 42 (3) 205-221 2015

İMPLANT DESTEKLİ PROTEZLERDE İMMEDİAT YÜKLEMEDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

The Points To Be Considered in İmplant-Supported Prosthesis For İmmediat Loading

Bora AKAT* M. Kemal ÜNSAL**

* Dt. Ankara üni. Diş. Hek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilimdalı’nda araştırma görevlisi ** Prof. Dr. Ankara üni. Diş. Hek. Fak. Protetik Diş Tedavisi Anabilimdalı’nda öğretim üyesi

ÖZET

İmplant destekli protezlerde immediat yükleme protokolü, hastanın estetik, fonasyon ve fonksiyonun zaman kaybetmeden yeniden kazandırılması açısından güncel ve öneme sa-hip bir konudur. Bu protokol vakaya özel bir uygulamadır ve hekim karar vermeden önce dikkat etmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Hekim bu hususları, hasta beklentilerini ve uygulamadan doğabilecek riskleri göz önünde bulundurduktan sonra kararını vermelidir. İmmediat yükleme yapabilmek için, yükleme protokollerinin birbirlerinden farklarının, va-kanın sınıflandırılmasının, primer ve sekonder stabilitenin anlamlarının iyi bilinmesi gerek-mektedir. Ayrıca kullanılacak implantların bo-yutlarının, yüzey özelliklerinin, sayılarının ve yapılacak implantüstü protezin özelliklerinin implantın devamlılığı açısından çok önemli ol-duğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu der-lemenin amacı; immediat yüklemeye karar ve-rirken dikkat edilecek hususları ortaya koymak ve önem arz eden kavramlardan bahsetmektir.

Anahtar kelimeler: immediat yükleme, primer stabilizasyon, sekonder stabilizasyon, implant özellikleri

SUMMARY

Immediate loading protocols in implant-supported prosthesis, the patient's aesthetic, function and phonation without losing time and in terms of reintegration is a matter of im-portance and up to date. This protocol is an

application-specific cases and issues to consid-er before deciding dentists are available. These matters dentist, the patient's expectations and risks that may arise in practice, consider the decision should be after. To make immediate loading, loading protocols, differences from each other, the classification of cases of prima-ry and secondary stability should be well known is the meaning. In addition, the dimen-sions of the implant to be used, the surface properties, the number and characteristics of the implant prosthesis was to do in terms of survival is very important to be considered. The purpose of this review; immediate loading to be considered when deciding whether to put for-ward the concept and importance of which is to talk about.

Key words : immediat loading, primer stabilization, sekonder stabilization, implant characteristics

GİRİŞ Dental implantolojinin bilimsel ola-

rak kabul görmesinden beri, neredeyse de-ğişmeyen tek ana kural, iyileşme dönemin-de implantların hareketsiz kalmasının sağ-lanmasıdır. Doğal olarak, bu dönemde, imp-lantları mutlak hareketsiz bir şekilde koru-mak mümkün değildir. Ancak, ‘mikro ha-reketi’ klinik olarak beklenen sonucu etki-lemeyecek bir seviyede tutmak amacımız-dır.

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 206

İmplant cerrahisi sonrası iyileşme dö-neminde fonksiyonel ve sosyal ihtiyaçlar ortadan kalkmadığı için, hastalara, geçici bir protez yapılması sıkça gerekmektedir. Ancak tam anlamıyla doğru bir geçici pro-tez yapmak bazı şartlar gerektirmektedir. Bunları sıralamak gerekirse, belli bir yapım süresi gerektirmesi, maliyeti arttırması, he-nüz cerrahi geçirmiş bir bölgeden ölçü alı-narak enfeksiyon riskinin artması ve toplam tedavi süresinin uzamasıdır. Bu nedenle ço-ğu zaman klinisyenler beklentilerinden ödün vererek, hastaların kolaylıkla kabul edebileceği geçici protezleri yapamamakta-dırlar. Bu nedenle de, osseointegrasyonun oluşması için gereken bekleme sürecinde kullanılan geçici hareketli protezler birçok hasta tarafından kullanışsız olarak belirtil-miştir (1).

İmplantoloji alanındaki ilerlemeler sa-yesinde diş kayıplarında uygulanan gele-neksel protetik tedavi yöntemlerinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Artık, orijinal Branemark protokolünde, uygulanan bölge-ye göre 3-6 ay olarak belirlenen iyileşme, geliştirilen yeni yüzeyler ve tasarımlar yar-dımı ile 15 güne kadar indirilmiştir (2). Bu gelişmede rolü olan diğer faktörler, stan-dardize edilmiş hassas cerrahi teknikler ve sistemize edilmiş tedavi protokolleridir. İmplant fiyatlarının düşmesi, yöntemi uygu-layan diş hekimi sayısının artması ve med-yanın da büyük katkısıyla implant uygula-malarına talep giderek artmaktadır. İmplant uygulamaları mali durumu yeterli az sayıda hastaya yönelik özel bir tedavi olmaktan çı-karak, geniş hasta kitlelerini hedef alan standart bir tedavi yöntemi haline gelmiştir (3).

DENTAL İMPLANT UYGULA-MALARINDA STABİLİZASYON

Yukarıda önemi belirtilen, iyileşme sı-rasında maksimum hareketsizliği sağlaya-bilmek için dikkat edilmesi gereken tek şart operasyon sonunda, implant’ın stabilitesinin sağlanmasıdır. Stabiliteyi etkileyen faktör-ler, cerrahi kavite hazırlanma yöntemindeki hassasiyet, kemik ve implant yüzeyi arasın-

daki temas (kontakt) miktarı ve konak ke-miğin yoğunluğudur. Bu yüzden primer ve sekonder stabilite değerlendirilmelidir (4,5).

Primer Stabilite: Mekanik bir parametre olup cerrahiden

hemen sonra gözlenen stabilite olarak da tanımlanmaktadır.

Primer stabilitenin:

İyileşmenin ve osseointegrasyonunun oluşabilmesi ve

İyileşme sırasında implant-doku arasındaki kaçınılmaz fonksiyonel kuvvetlerin kemik içinde en uygun stres dağılımına izin verebilmesi için gerekli olduğu tespit edilmiştir.

Primer implant stabilitesinin temel ola-rak 3 faktörle ilişkili olduğu belirtilmektedir:

1) Lokal kemik miktarı ve kalitesi

2) İmplantın geometrisi (uzunluğu, çapı, tipi)

3) Yerleştirme tekniği ve kullanılan sis-teme özgü cerrahi protokol (frez boyu-tu ile implantın uyumu)

Stabilite ile ilgili çalışmalar, kemik yoğunluğunun, implantın konik ya da par-alel şekilli olmasından daha önemli olduğunu belirtmektedir (6).

Yapılan çalışmalar; eğer implant yer-leştirildiği anda yeterince stabil değilse, iyi-leşme surecinde mikro hareketin meydana gelebileceği, bunun sonucunda da normal iyileşme düzeninin bozularak, implant etra-fında fibroz doku kapsülü oluşabildiğini or-taya koymuştur. Bunun da implantın mobi-lite kazanması ve osseointegre olmaması ile sonuçlanacağı belirtilmiştir. Primer stabili-tenin tanımı için kullanılan değerlerden iki-si, kemik-implant kontakt miktarı ve imp-lantın yerleştirilmesi sırasında kullanılan tork değeri olarak sıralanmıştır (7).

Sekonder Stabilite Sekonder stabilite, iyileşme süreci

içinde implant-doku arasındaki kemiğin re-jenerasyonu ve remodele olması ile elde

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

207

edilen durum olarak tanımlanmaktadır. Ara yüzde kemik oluştuktan sonra (osseinteg-rasyon) implant üst yapısının, gelen yükleri dayanaklar arasında etkin bir şekilde dağıt-ması gerektiği ortaya konmuştur (7).

Primer stabilite, implant iyileşmesi için gerekli iken, sekonder stabilitenin fonksi-yon sırasında oluşan kuvvetlerin karşılan-ması için gerekli olduğu açıklanmıştır (7).

Simunek ve ark. yapmış oldukları ça-lışmada, 18 hastada tam dişsiz mandibulaya toplam 90 implant yerleştirmişlerdir. Primer ve sekonder stabilizasyon değerlerini karşı-laştırmaları sonucunda, düşük primer stabi-lizasyona sahip implantların iyileşme sonu-cunda yüksek sekonder stabilizasyon değer-lerine ulaştıklarını; bunun yanında yüksek primer stabilizasyona sahip implantlarda iyileşme sürecinde stabilizasyon kayıpları-nın meydana gelebildiğini göstermişlerdir (8).

DENTAL İMPLANTLARDA YÜK-LEME PROTOKOLLERİ

İmplantlar üzerine statik ya da dinamik olarak uygulanan kuvvete yükleme denir. Yüklemenin az ya da çok olması durumla-rının her ikisinde de kemikte rezorbsiyon olabilmektedir (9).

Cerrahiyi takiben aşırı yükleme sonucu oluşabilecek mikro hareketin, ara yüzde os-seointegrasyon oluşumunu engellediği bili-nen bir gerçektir (10).

Klinik çalışmalar, implant çevresindeki kemik kaybının yükleme ile bağlantılı ola-bileceğini göstermiştir (17). Sonlu eleman modelleri ve foto elastik teknikler kullanıla-rak yapılan invitro deneyler, lateral veya oblik yüklemeler sonrası, özellikle implant çevresindeki kemiğin boyun bölgelerinde, stres yoğunlaşmalarının oluştuğunu göster-miştir. Aynı zamanda kemiğin yapısının da bu stres dağılımını etkilediği bulunmuştur (11,12).

Kemiğin yüklemeye karşı verdiği ce-vabı araştıran çalışmalarda, yükleme ile il-gili belirli değişkenler belirtilmiştir:

Yükleme tipi (dinamik veya statik)

Yükleme yönü

Yükleme miktarı

Yükleme suresi

İmplant (materyal, şekil, yüzey özellikleri)

Kemik miktarı ve kalitesi

Mukoza (mukositis, peri-implantitis) (10)

Dental implantlarda yükleme protokol-leri 3 ana başlıkta sınıflandırılmaktadır.

a) İmmediat yükleme (ilk bir hafta)

b) Erken yükleme (ilk bir hafta ile üçüncü ayın başlangıcı)

c) Geleneksel yükleme (üçüncü ayın başlangıcından sonra)

(1)

İMMEDİAT YÜKLEME İmmediat implant yüklemesi gelenek-

sel iyileşme süresi olarak yükleme yapılma-dan beklenen 3-6 aylık zamanı ortadan kal-dırır. Cerrahi operasyon sonrasındaki 1-6 hafta implant-kemik arayüzünün kuvvetler karşısında en zayıf olduğu dönemdir (13). Çünkü bu süreç, cerrahi travmaya bağlı re-zorbsiyonun tamamlanıp remodelasyonun şekillendiği dönemdir (10).

Bu nedenle bazı incelikler gerektirir. Aşağıda dişsizlik durumlarına göre, imme-diat yükleme ile ilgili bilimsel veriler su-nulmaktadır.

1)Tam Dişsiz Hastalarda İmmediat Yükleme

Tam dişsiz hastalarda yapılabilecek 2 tür protez bulunmaktadır. Bunlardan ilki 2-4 implant kullanarak, overdenture şeklinde, implant-doku destekli protezler, diğeri ise, 6-8 implant kullanılarak hazırlanan ve sade-ce implant destekli sabit protezlerdir.

Anterior mandibula konvansiyonel yükleme protokollerinde başarı oranının en yüksek olduğu bölgedir. Aynı şekilde, im-mediat yüklemede de bu bölgenin başarı oranının yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 208

(14). Mura (2010) tarafından yapılan çalış-mada immediat olarak yerleştirilip bir kısmı immediat bir kısmı konvansiyonel olarak sabit protezlerle yüklenen 79 implantın 5 yıllık takibi sonucu immediat yüklemeyle klasik yüklemenin farkı bulunmamıştır ve tüm implantlar başarılı olmuştur (15).

Alt çene tam dişsizliklerde, lokalizas-yon neresi olursa olsun, 5-6 implantın im-mediat yüklenmesi, 4 implanta göre daha uygundur. Anterior mandibulaya yerleştiri-len implantlar eğer immediat yüklenecekse, dikkat edilmesi gerekenlerden birisi, imme-diat protezin kanatlı olmaması ya da fonk-siyona girmemesidir. Bazı durumlarda este-tik sıkıntılar yaratabilecek bu tasarım, teda-vi öncesi hekim tarafından değerlendirilme-lidir (16).

Şekil 1. M1:1.molar diş, PM1:1.premolar diş,

C: Kanin diş

Maksillada ise immediat yükleme so-

nucunda başarı oranı mandibulaya göre da-ha düşüktür. Bu nedenle maksillada daha fazla sayıda implant kullanmak gerekebilir (14). Dişsiz maksillada, immediat yükleme-de çeşitli protokoller önerilmiştir.

1)Dişsiz maksillaya yerleştirilen 6-8 implant, birbirine bağlanmış halde, sabit protezle immediat yüklenir. İmplant sayısı ve primer stabilizasyon değerlerine göre, bu immediat protez geçici olarak da hazırlanıp dengeli bir okluzyon sağlanır. Daha sonra osseointegrasyonun tamamlandığına emin olunan dönemde yani 3 ay sonra, kalıcı res-torasyon metal destekli porselen kullanıla-rak yeniden yapılır. İlk iyileşme fazı süre-since geçici protezin retansiyon, stabilite ve kuvvetini arttırmak, gelişen kemik implant ara yüzündeki stresi azaltmak için implant-ların birbirine bağlanması önerilir. İmplant-ların bahsedilen bu splintlenmesi, yüzey

alanını artırıp, kuvvet dağılımını düzelterek fazla yükleme riskini azaltır (16).

Şekil 2. M1: 1.molar diş, PM1: 1.premolar diş,

LI:Lateral kesici diş

Yapılan çalışmalarda tam dişsiz hasta-larda immediat yüklemeyle %95-100 ora-nında başarı sağlandığı gözlemlenmiştir (14).

2) Kalıcı restorasyon için gerekli sayı-da implant yerleştirilir. Ancak yüklemede kullanılmaz. Aralarda, genellikle stratejik olmayan bölgelere yerleştirilen geçici imp-lantlar üzerine sabit bir geçici protez takılır. Bu implantlar aşırı yüklenip osseointegras-yonları başarılı olmasa da bunların kaybı sorun olmayacağından tedavi planında sı-kıntı yaşanmaz. . Schnitman bu yöntemi sa-dece mental foramenin önünde arkasında yeterli miktarda kemiğe sahip tam dişsiz mandibulalarda kullanılmasını önermiştir.

Bilimsel çalışmalar göstermektedir ki; immediat yükleme sonrası gözlenen implant kayıplarının çoğu posterior maksilla bölge-sinde görülmektedir.

Bu bölgede riski azaltmak için, stan-dart boyutlarda kullanılan implant adetleri arttırılmalıdır. Dikkat edilmesi gereken di-ğer noktalar ise çeneler arası ilişkinin nor-mal olması, cerrahi sırasında kemiğin yo-ğunluğu ve primer stabilizasyonun sağlan-mış olmasıdır (16). Ayrıca yapılan üstyapı-nın, daimi üstyapı yapılana kadar desiman-te olmadan ya da gevşemeden hizmet ver-mesi gerekmektedir (18).

Östman ve ark.(2005) yapmış oldukları çalışmada kemik kalitesi yüksek olan bir üst çene de 6-7 implantın immediat yüklenme-sinde herhangibir problem olmadığını gös-termiştir (19).

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

209

2007 yılında Paulo Malo ve arkadaşları yaptıkları çalışmada tam dişsiz hastalara bilgisayar destekli cerrahi stent hazırlayarak 4’er implant yerleştirmişler ve immediat olarak yüklemişlerdir. İmplant mobilitesi, hasta konforu, kemik kaybı ve enfeksiyon açısından implantları incelemişlerdir. Sonuç olarak tam dişsiz hastalarda bu şekilde uy-gulanan sabit bir protezin yüksek başarı oranı gösterdiğini gözlemlemişlerdir (20).

2008 yılında Tealdo ve arkadaşları üst çeneye 4 ila 6 adet vida tipli implant uygu-layıp, immediat sabit protez yapmışlardır. 1 yıllık takip sonucunda başarısız olan vaka görememişlerdir (21).

Overdenture Protezlerde İmplant Üstü Yükleme

Özellikle mandibulada mental fora-menler arasına yerleştirilmiş implantlar üze-rine yapılan overdenture protezlerde, im-mediat yükleme uzun yıllardır uygulanmak-ta olup başarı oranı oldukça yüksektir (22,23,24,25,26).

Özellikle implantların barlarla birbirine bağlandığı overdenture protezlerde risk oranı sabit protezlerden daha düşüktür. Çünkü hasta gece protezini çıkararak para-fonksiyon riskini ortadan kaldırır. Ayrıca gelen kuvvetler yumuşak dokularla payla-şılmış olur. Bununla birlikte implant sayısı-nın az olduğu overdenture protezlerde im-mediat yükleme riski arttırabilir. Çünkü implantlara gelen yıkıcı kuvvetler artabilir.

Şekil 3.PM1:1.premolar diş, LI:Lateral

kesici diş

Eğer, overdenture protezler ile imp-lantlar immediat yüklenecekse, hekim has-tasına protezi, özellikle geceleri çıkartması-nı vurgulayarak uyarmalıdır. Bu sayede, bruksizmden dolayı ortaya çıkabilecek aşırı yüklemenin de önüne geçilmiş olacaktır. Beslenme bir süre yumuşak gıdalarla olma-lıdır. 3 ay veya daha fazla beklenip doku iyileştikten sonra gerekirse, overdenture ye-niden yapılmalı ya da beslenmelidir(14,10).

2007 yılında Stephan ve arkadaşları alt çenede 3 implant yerleştirmişlerdir. Hasta-ları 2 gruba ayırmış ve birinci grupta imp-lant cerrahisinden 2 gün sonra immediat yüklemeyi yapmış ikinci grup olan kontrol grubunda ise 3 ay sonra yükleme yapılmış-tır. 2 yıllık takip sonucunda periimplant bölgeyi kanama indeksi ,plak indeksi, cep derinliği ve periimplant kemik rezorbsiyonu açısından incelemiştir. Sonuç olarak imp-lantların birbirine barlar ile bağlandığı im-mediat mandibular overdenture vakaları ile kontrol grubu arasında belirgin bir fark bu-lamamışlardır (27).

Mandibulada overdenture protezlerle İmmediat yüklemede çeşitli protez tasarım-ları bulunmaktadır.

2 implant üzerine ball ataçman ya da locator kullanılarak ve bağlanmadan yüklenerek

2 implant bar aracılığıyla bağlanıp yüklenerek.

4 implant locator kullanılarak ve bağlanmadan yüklenerek.

4 ya da daha fazla implant bar aracılığıy-la bağlandıktan sonra yüklenerek.

Mandibulada overdenture protezlerle immediat yükleme protokolü, standart bü-yüklükte implantlar kullanıldığında ve başa-rılı bir primer stabilizasyon varlığında gü-venle uygulanabilecek bir tedavi yöntemidir (16).

2) Bölümlü Dişsiz Hastalarda İmme-

diat Yükleme İmmediat yükleme konsepti bölümlü

dişsiz hastalarda da kullanılabilir. Ancak parsiyel dişsiz hastalar, çoğunlukla fonksi-

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 210

yon görebilecek yeterli sayıda doğal dişe sahiptirler. Bu nedenle, yapılacak immediat restorasyon, öncelikle estetik gereksinimler için yapılır. Okluzyon dışında tutulan bir immediat geçici protez, Misch tarafından ‘non-fonksiyonel immediat restorasyon’ di-ye adlandırılır. Bu tip protezin endikasyon-ları:

Doğal dişleri (veya iyileşmiş implantlar) üzerinde sentrik oklüzal kontakları ve eksantrik hareketlere sahip olan parsiyel dişsiz hastalar

İmplant bölgelerinde D1 , D2 ve D3 tip kemik olması

Krestal stresi azaltmak için yüzey alanını artıracak şekilde dizayn edilmiş 4 mm veya daha fazla çapta vida şekilli im-plant gövdeleri.

Kontrendikasyon :

Parafonksiyonel alışkanlıkları olan has-talar

Kesin olarak saptanamamış olsa da, yapılan çalışmalar, özellikle posterior mak-sillada, immediat yükleme sonucunda imp-lant kayıplarının daha yüksek bir risk içer-diği kanaatini oluşturmuştur (28,29).

Kemiğin densite değeri düştükçe, imp-lant kaybının arttığı, ve bunun tüm dişsizlik tipleri için aynı olduğu bilinen bir gerçektir (14,10).

2007 yılında Achilli ve arkadaşları maksiller ve mandibular bölgede posterior eksik dişlerin yerine implant yerleştirerek bir yıl boyunca izlemişlerdir. Hastaların pa-rafonksiyonel alışkanlıkları olmamasına, herhangi bir periodontal patolojisinin bu-lunmamasına ve sigara içmemesine dikkat etmişlerdir. Bir grup hastada immediat yük-leme implant cerrahisinden 24 saat sonra diğer grupta ise erken yükleme implant cer-rahisinden 6 hafta sonra yapılmıştır. 1 yıllık takip sonucunda İmmediat yüklenen imp-lantlarda marjinal kemik kaybı 1.24 mm iken, erken yüklenen implantlarda 1.19 mm olarak bulunmuştur. Sonuç olarak cerrahi ve protetik protokollere uyulduğu takdirde kemik kalitesinin uygun olduğu vakalarda immediat yüklemenin güvenilir bir yöntem olduğuna kanaat getirmişlerdir (30).

Yine Yıldırım yaptığı tez çalışmasında, Kennedy Class 1 grubu dişsizliğe sahip has-taların üst çenesine, sağ ve sol bölgeye iki-şer adet olacak şekilde aynı boyut ve özellik-te implant yerleştirmiştir. Bu bölgelerden bi-risini immediat, diğerini ise klasik yükleme protokolüne dahil etmiş ve 4. sene sonunda tüm hastalarda hiçbir bölgede farklılık tesbit etmemiştir (31).

4) Tek Diş İmplantlarda İmmediat Yükleme

Şekil 4.

Tek diş eksikliklerinde implant uygu-lanması başarılı ve uygun bir tedavi yönte-midir. Tek diş eksikliklerinde implantların anında yüklenmelerinin en önemli nedeni estetiktir. İmmediat yükleme yapılacaksa kemiğin kalitesi önemlidir. Diş çekiminden hemen sonra implant yerleştirilip immediat yükleme yapılacaksa bu bölgede herhangi bir periodontal ve periapikal enfeksiyon olmaması gerekir (14).

Estetik bölgede uygulanan, doğal dişle-re komşu, tek diş implantların, kısa dönem-de hem immediat hem erken hem de gele-neksel yerleştirme ve yükleme protokolle-rinde marjinal kemik seviyesi ve sağlıklı kalma açısından başarılı olduğu en az bir çalışmada ortaya konmuştur (32).

Galli ve ark. (2008) yapmış oldukları çalışma sonucunda okluzyon dışı immediat ve 2 ay sonra yüklenen tek diş implantlarda herhangi bir klinik fark olmadığını belirt-mişlerdir (33).

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

211

Lindeboom ve ark.(2006)da benzer şe-kilde, immediat yüklenen tek kronlarda ok-lüzyonda olsun yada olmasın takip süresi sonunda fark olmadığı belirtilmiştir (34).

İMMEDİAT YÜKLEMEDE DİK-KAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUS-LAR

İmmediat yüklemenin başarılı olabil-mesi, şüphesiz bazı şartlara bağıdır. İmme-diat yüklemeye karar vermeden önce dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralayabi-liriz.

1) İmplant Yüzey Özelliği İmplantların başarı kriterleri için bir

çok histolojik ve histomorfometrik çalışma yapılmıştır. Bu araştırmaların önemli bir bölümünü de, farklı yüzey özelliğindeki implantların karşılaştırılmaları oluşturmak-tadır. Uzun yıllardan beri değişik bir çok mekanik ve kimyasal işleme tabi tutulmuş yüzeyler ile sadece tornalanmış yüzeyler kıyaslanmaktadır (35,36). Araştırılan başlı-ca yüzeyler; HA (hidroksilapatit) kaplı yü-zeyler, TPS (titanyum plazma sprey) yüzey-ler, TiO (titanyum oksit) yüzeyler ve SLA (Kumlama ve Asitle Pürüzlendirme)’ dir (37). Pürüzsüz ya da ince dokulu titanyum yüzeyleri ile pürüzlü titanyum yüzeylerinin karşılaştırılmasında, pürüzlü implantlarda kemik-implant kontakt miktarının daha faz-la olduğu görülmüştür (38). Tarnow ve ark. (1997), 10 hastayı sabit geçici restorasyon-larla immediat olarak yükleyip değerlen-dirmiştir. Çalışmada titanyum, TPS veya TiO yüzeyler kullanılmıştır. Her hastaya yerleştirilen 10 implanttan 5’ i immediat olarak yüklenmiştir. İmmediat olarak yük-lenen implantlarda % 3 başarısızlık görül-müş, ancak değişik yüzeyler arasında belir-gin bir farklılık bulunamamıştır (39).

Yine başka bir çalışmada Karabuda ve ark.ları (1999) köpek premolarlarının yerine immediat olarak yerleştirdikleri HA (Hid-roksilapatit) kaplı implantları 8 hafta iyi-leşmeye bırakmışlar ve sonrasında implant-ların çevresinde bir enflamasyon tespit et-mişlerdir. Histolojik ve histomorfometrik analizler sonucunda HA kaplı implantların

TPS implantlara oranla daha yüksek oranda kemik kontağı gösterdiği belirtilmiştir. Bu oranlar HA kaplı implantlarda % 61 iken, TPS implantlarda ise % 52 olarak bulun-muştur (40). Başka bir çalışmada da SLA yüzeyli implantlar 4, 8 ve 12. haftalarda yüksek ve artan tork kuvvetleri uygulanarak test edilmiş ve tüm implantlarda osseointeg-rasyonun sağlandığı gözlenmiştir(41).

He ve ark. (2009) tarafından tavşanlar üzerinde yapılan çalışmada; kumlanmış ve asit ile pürüzlendirme uygulanmış yüzey ve ısıtılmış H2O2/HCL ile muamele edilmiş implantlar değerlendirilmiştir. 2 ve 4 hafta-lık takip süresi sonunda yapılan histolojik ve histometrik değerlendirmelerde; 2 grup arasında belirgin bir fark bulunamamıştır. Kemik kontağı H202/HCL uygulanmış implantlarda %49 , kumlanmış ve asit etch uygulanmış yüzey implantlarda %47 ora-nında bulunmuştur. Her iki grupta da 4. Haftadaki kemik kontakt miktarının, 2. Haf-taya göre arttığı belirtilmiştir (42).

Bousdras ve ark (2007) tarafından ya-pılan çalışmada; 12 domuza toplam 44 tane TİO2 ile kumlanmış implant yerleştirilmiş ve farklı derecede oklüzal kuvvetler uygu-lanacak şekilde farklı protokollerle İmme-diat yüklenmiştir. 10 haftalık takip sonunda; 13 implantın başarısızlığa uğradığı ancak bunların çoğunluğunun karşıt dişlerle oklü-zal temasta olan implantlarda meydana gel-diği rapor edilmiştir (4).

Degidi ve ark (2006) tarafından yapı-lan çalışmada;hastalara 142 adet poröz ano-dize yüzeyli implant uygulanmıştır. Bu implantların 50 adedi tam dişsiz mandibu-laya, 69 adedi tam dişsiz maksillaya uygu-lanmış ve fonksiyonel olarak İmmediat yük-lenmiştir. 23 tanesi ise bölümlü dişsiz çene-lere non-fonksiyonel olarak uygulanmıştır ve üç yıl boyunca takip edilmiştir. Üç yıl sonunda tüm implantlarda %100 başarı elde edildiği görülmüştür. Marjinal kemik kaybı ise 12. Ayda ortalama 0.8 mm ,36. Ayda 1.00 mm olarak tespit edilmiştir (5).

2) İmplant Geometrisi May ve Romanos (2002), yapmış ol-

dukları çalışmada implantın geometrisi ve

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 212

şeklinin primer implant stabilitesinden so-rumlu olduğunu bildirmişlerdir (43).

Araştırıcılar, genellikle vida şeklindeki implantların tercih edilmesi gerektiğini, çünkü bunların yüksek primer stabilite sağ-ladıklarını tespit etmişlerdir. Ayrıca vida şeklindeki implantların yivleri arasındaki mesafeden ötürü, çok köklü molar dişlerin-kine yakın yüzey alanına sahip olduklarını vurgulamışlardır.

Hem mandibulada hem de maksillada yivsiz implantlar kullanıldığı takdirde hala başarısızlık olasılığının olduğu belirtilmek-tedir. Bu nedenle primer stabiliteyi arttır-mak için implant uygulamalarında yivli ve yüzeyi pürüzlü olan implantların kullanıl-ması önerilmektedir ( 43).

Vida şeklindeki implantların immediat yükleme sonucu verdiği tepkiler konusunda hayvanlar üzerinde çalışılmıştır. Kopek ve maymunların kullanıldığı çalışmalarda ba-şarı oranı immediat yüklemenin yapıldığı ve yapılmadığı kontrol gruplarında birbirine yakın bulunmuştur (18).

Barikani ve ark. yapmış oldukları in vitro çalışma sonucunda vida şekilli imp-lantların silindirik implantlara göre daha iyi primer stabilizasyona sahip olduklarını be-lirtmişlerdir (44).

Kan ve ark (2007) tarafından yapılan çalışmada boyun bölgesi, interproximal kemiği destekleyecek mantığı ile üretilmiş implantların (scalloped implant) klasik ta-sarımlı implantlara göre immediat yükleme konusunda daha başarılı olduğu gösterilmiş-tir. Yapılan çalışmada marjinal kemik kaybı ve yumuşak doku konturları açısından takip periyodu boyunca bahsedilen implantlar ba-şarılı bulunmuştur. Ancak cerrahi sırasında karşılaşılan uygulama güçlükleri nedeni ile bu tarz mesial ve distali omuz şeklinde pü-rüzlendirilmiş implantlar popülarite kaza-namamıştır (45).

İmplant geometrisi ve yüzey preperas-yonunun immediat yüklenmiş implantların uzun dönem başarısına etkisi hakkında sı-nırlı literatür vardır. Yapılmış bir retrospek-tif çalışma da 4 farklı tasarım ve yüzeye sa-hip implant sistemi klinik olarak karşılaştı-

rılmış ve istatistiksel bir fark görülmemiştir (46).

Heinemann ve ark (2010) tarafından yapılan çalışmada; 32 hastada, maksillaya toplam 147 tane boyun bölgesi yivli plat-form implant yerleştirilmiştir.Bu implant-lardan 3.7 mm çapında olanlardan bir kısmı İmmediat, bir kısmı konvansiyonel olarak yerleştirilmiştir. 4.2mm çapında olanlar ise konvansiyonel yerleştirilmiştir. 1.6 yıllık takip süresi sonunda mesial ve distal olarak kemik kaybı ölçüldüğünde; İmmediat yük-lenen 3.7 mm çaplı implantlarda 0.06 mm,konvansiyonel yüklenen 3.7 mm imp-lantlarda 0.16 mm,konvansiyonel yüklenen 4.2mm çapındaki implantlarda ise 0.09 mm bulunmuştur (47).

3) İmplant - Dayanak Bağlantısı Boyutları yeterli olan bir implant, pro-

tetik olarak doğru aks ve pozisyonda yerleş-tirilip osseointegre olduysa, implant-dayanak bağlantısı önem kazanır. Bu bağ-lantı bölgesinin fonksiyonel ve parafonksi-yonel kuvvetler altında mekanik olarak önemli olduğu söylenmektedir. Çünkü bu kısım kuvvetin oluştuğu (oklüzal yüzey) ve kuvvetin alındığı (implant-kemik ara yüzü) alanlar arasında bulunmaktadır. İdeal şart-larda kuvvetler, kron ve implant yoluyla di-rekt olarak implant-kemik ara yüzünden kemiğe iletilmektedir. Bu sırada implant bi-leşenlerinden vidada gevşeme, kırılma veya üst yapıda kırılma olmasına neden olacak lokal bir gerilim alanı yaratılmaması gerek-tiği çalışmalarda önemle vurgulanmıştır (48).

5) İmplant Boyutları 7 mm ya da daha kısa implantların ba-

şarı oranları aynen posterior maksilladaki implantlar gibi % 80 olarak bulunmuştur. Özellikle kemik yoğunluğunun düşük oldu-ğu bölgelerde daha uzun ve geniş çaptaki implantların kullanımının prognozu olumlu etkilediği öne sürülmektedir. Yani çaptaki artışın, daha fazla implant-kemik kontak yüzeyi sağladığı belirtilmektedir (49).

Shrikar ve ark. yapmış oldukları in vit-ro çalışmada, 6mm lik kısa implantları ve

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

213

10 mm lik implantları sonlu eleman analizi yönetimiyle değerlendirmişler ve immediat yükleme açısından belirgin farklılık bulun-mayacağını belirtmişlerdir (50). Degidi ve ark. tarafından 133 immediat yüklenmiş 10 mm nin altındaki implantın 4 senelik takibi sonucundaki başarısı değerlendirilmiş; sa-dece 3 implantta kayıp yaşanmış ve sağlam implantlarda belirgin bir kemik kaybı göz-lenmemiştir (51).

Benzer sonuçlara ulaşılan birçok ça-lışmada, geniş implantların kortikal kemikle olan geniş kontak yüzeyleri sayesinde pri-mer stabiliteyi arttırdığı ileri sürülmüştür (52,53,54). Ancak implant boyutlarının ba-şarıyı arttırmada etkisi olduğu iddia edilme-sine rağmen, uzun implantların uygulanma-dığı bazı çalışmalarda da başarılı sonuçlar elde edilmiştir (55,56,57,58,59). Benzer şe-kilde Gatti ve ark.’nın (2000), yaptıkları ça-lışmada implant boyutları ve başarı oranı arasında bir ilişki bulamamışlardır.

Bu çalışmada örnek sayısı istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar elde etmek için çok küçüktür (46). Literatürde immediat yük-lenmiş implantların kritik uzunluk ve çapı için daha fazla araştırma yapılması gerektiği rapor edilmiştir (36).

5) İmplant stabilitesi : İmmediat yükleme için implant stabili-

zasyonunun iyi olması gerekmektedir. İmp-lantların stabilitelerinin belirlenmesi imp-lantların hangi zaman diliminde yüklenebi-leceği hakkında fikir edinilmesini sağlaya-bilir. Bunun dışında osseointegrasyonun miktarını ve protetik uygulamaları takiben ortaya çıkabilecek stabilizasyon kaybını or-taya koyarak, hekimin, yükleme konusunda kendisini sorgulamasını sağlar.

Günümüzde dental implantların klinik stabilitelerinin belirlenmesinde kullanılan yöntemler şunlardır (60,61) . Tablo 1.

KLASİK YÖNTEMLER MODERN YÖNTEMLER Perküsyon Periotest Tork testi Osstell Radyografik inceleme

A) Klasik Yöntemler 1)Perküsyon: Perküsyon, subjektif bir

değerlendirme yöntemi olarak kabul edil-mektedir. Rutin uygulamaya girmiş olan bu basit işlem, ayna ya da sond gibi bir el ale-tinin arkası ile implant üzerine yapılan hafif vuruşa ve ortaya çıkan sesin değerlendiril-mesine dayanır. Genel olarak yöntemi kul-lanan bir klinisyenin, oluşan rezonansa göre yorum yaptığı söylenebilir. Geçmişten gü-nümüze kabul görmüş olan kanı, eğer per-küsyonda kunt bir ses çıkarsa mobilite ol-madığı ve implantın stabil olarak kabul edi-lebileceği; sesin hafif olması durumunda da implantın osseointegre olmayıp, fibroz do-kuyla çevrelendiği şeklindedir (62). Yine yöntemin stabilite belirlemede standart krit-serleri olmadığı şeklinde yorumlar yapıl-mıştır.

2)Tork Testi: Johansson ve Alb-rektsson (1987), tavşan kemiğinde deneysel implantların stabilite ve fiksasyonunu, ge-liştirdikleri ters yönlü tork testi ile değer-lendirmişlerdir. Bu testin temelini, implantı gevşetecek yönde implant kemik bağlantısı kopana kadar tork kuvveti uygulamak ola-rak açıklamışlardır (63).

Tork testi, teknik bio-uyumluluk ça-lışmalarında, ve farklı materyal-yüzey modifikasyonlarında kemik-doku yanıtını açıklamak amacıyla hala kullanılmaktadır. Ancak in-vivo kullanımının zor olması ve insan çalışmalarında etik nedenlerle kullanı-lamaması yöntemin en büyük dezavantajları olarak belirtilmektedir (64).

3)Radyografik inceleme: İmplant üstü protetik uygulamalarda radyografilerin:

Cerrahi öncesi teşhis ve planlamada bölgedeki kemik yoğunluğunu belir-lemek için

İyileşme surecinde osseointegrasyonu gözlemlemek için ve

Restorasyonun uyumu, marjinal kemik seviyesi ile komşu diş-implant cevresi patolojileri belirlemek icin kullanıla-bileceği belirtilmiştir (65,66,67).

Radyografik yöntemlerin en önemli kı-sıtlamasının, hekime sadece mesial ve distal

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 214

bölgeler hakkında fikir verebilecek iki bo-yutlu görüntüler sağlaması olduğu belirtil-miştir (65,7).

Günümüzde,radyografik yöntemlerin yanında ileri görüntüleme teknikleri de kul-lanılmaktadır. Medikal ve dental bilgisayar-lı tomografi, kesitsel görüntüler elde edip, bölgeleri 2 ya da 3 boyutlu olarak izleme-mizi sağlamaktadır (68,69,70).

B) Modern Yöntemler:

Birçok araştırıcı implantlardaki mobili-teyi belirlemek için değişik metotlar

geliştirmeye çalışmışlardır (71,72,73). Ancak geliştirilen metotların birçoğu rutin klinik uygulamalarda kullanılacak kadar pratik değildir ve genellikle araştırmalarda kullanılmaktadır (63).

1)Periotest: Periotest, implant stabili-tesinin belirlenmesinde doğru ve tekrarla-nabilen bir cihaz olarak sunulmuştur. Ciha-zın diş kronuna ya da implant dayanağına uygulanan dokunuşların adeta geri tepmesi-ni ölçtüğü ve implant ile dayanak ara yüze-yindeki stabiliteyi ölçmede de kullanılabile-ceği ileri sürülmüştür (74,75,66,62). Elde edilen sayısal periotest değerlerinin (PTV) fonksiyonel periodontal desteğin dinamik ölçümünün ya da implant çevresindeki ke-mik oluşumunun objektif olarak miktarını verdiği tespit edilmiştir (63,76).

Periotest cihazının, klinik kullanımın-daki hassasiyetten dolayı bazı farklılıklar gösterdiği belirtilmiştir. İnvitro ve invivo incelemelerdeki ölçümlere göre implantlar için PTV değerleri ve kontak zamanı ara-sında bulunan doğru orantılı ilişkiye benzer bir ilişki de vuruş yüksekliği ve PTV değer-leri arasında ortaya konmuştur (77).

Ayrıca piyasemenin destek üzerindeki ölçüm noktası, implanttan horizontal uzak-lığı ve de açılandırılması, elde edilen perio-test değerlerinin değişik olmasına neden olabilir ki, bu da belirgin bir dezavantaj ola-rak değerlendirilmiştir (7,78).

Şekil 5.

2) Ostell: Konvansiyonel tekniklerin

çoğu zaman yetersiz kalması ve tasarım de-ğişikliklerine uğrayan implant markalarının klinik başarılarını ortaya koyabilecek inva-ziv olmayan yöntemlere ihtiyaç olması böy-le bir cihazın gerekliliğini ortaya koymuş-tur. Bu fikirler doğrultusunda implant stabi-litesinin objektif ve non-invaziv bir şekilde ölçülmesi için geliştirilen cihaza Osstell TM (Integration Diagnostics AB, Gotoborg, Sweden) adı verilmiştir. Daha sonraları Osstell adıyla geliştirilen bu cihaz uzerinde bazı değişiklikler yapılmış ve Osstell Men-tor TM (Integration Diagnostics AB, Goto-borg, Sweden) adı altında piyasaya sürül-müştür (79).

Rezonans frekans analizi,hastalarda implant stabilitesinin izlemek için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.Bu analiz tekniği, Osstell cihazı ile non-invaziv olarak yapıla-bilmektedir.Bu cihaz Rezonans frekansı (RF) değerlerini,implant stabilitesi (ISQ) katsayısı olarak çevirip,kolayca karşılaştır-ma yapılmasını sağlayabilmektedir (80).

Bornstein ve ark.(2009) tarafından yapılan çalışmada, posterior maksillaya uy-gulanan implantlar,immediat olarak yük-lenmiştir. Osstell cihazı ile yükleme önce-sinde ve 3 haftalık takip sonucunda yapılan ölçüm sonucunda 65 ve üstü ISQ değerine sahip implantların başarılı olduğu rapor edilmiştir (81).

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

215

Şekil 6.

6)İmplant Yerleştirme Torku Ottoni ve ark. (2005) tarafından yapı-

lan çalışmada; aynı tip ve yüzey özelliğine sahip implantlar,hastaların aynı bölgelerine farklı yerleştirme torku kuvveti ile yerleşti-rilmiştir.Uygulanan implantlar en az 20Ncm tork kuvveti ile yerleştirilmiştir. 24 aylık ta-kip periyodu sonucunda, başarılı bir imme-diat yükleme için uygulanacak tork kuvve-tinin 32Ncm değerinin üzerinde olması ge-rektiğini belirtmişlerdir (82).

7) Okluzyon İmmediat, erken veya geç, yükleme

dönemi ne olursa olsun implantların prote-tik başarısında oklüzyonun önemi tartışma-sızdır. Bu amaçla bir çok öneri getirilmiştir. Anterior tek implant ile yapılan tedavilerde, sentrik okluzyon, lateral ve protruziv hare-kette karşıt dişlerle temas olmaması öneril-mektedir. Premolar bölgedeki implantlarda ise, premolar dişlerin lingual tüberküllerinin modifiye edilerek kanin formu verilmesi tavsiye edilmektedir (83).

Parsiyel sabit restorasyonlarda ise ante-rior ve posterior bölgeler için benzer şartlar öne sürülmektedir. Posterior implantların immediat yüklemelerinde ilk amaçlanan; yüklemenin premolar dişlerden başlatılması olarak ortaya konmuştur. Bu sayede molar implantların daha sonra kalıcı protezde aktif olarak görev görünceye kadar, fonksiyon-dan uzak tutulabileceği belirtilmektedir. Maksimum interkuspitasyonun ise; final protezinde son oklüzyon hazırlanırken oluş-turulması önerilmektedir.

Oklüzyonun kontrolünde tercihen an-tagonistlerle olan öncül temaslardan ve ça-tışmalardan sakınılması gerektiği bildiril-mektedir. Özellikle metal destekli porselen köprülerde kanat uzantıları varsa, yükleme-nin tipi ne olursa olsun anterior disokluzyo-nun mutlaka hazırlanmasının gerektiği be-lirtilmekte, hazırlanırken de artikulasyon kağıtlarının her 2 yönünün ayrı ayrı kul-lanmanın uygun olacağı söylenmektedir. Öncelikle maksimum interkuspitasyonda, sonra da protruziv ve lateral hareketlerin her ikisinde belirlenen işaretli bölgelerin uzaklaştırılmasıyla elverişli oklüzyonun ha-zırlanabileceği ortaya konmuştur. Bu saye-de implant uygulamalarında protetik başarı-sızlıktan sakınılabileceği tespit edilmiştir. İmmediat yükleme uygulanacak maksiller sabit protetik restorasyona sahip hastalarda, en az 4 ay sureyle kullandırılan hareketli protezi geceleri çıkarabilmeleri sayesinde, implantlar üzerinde meydana gelebilecek olumsuz kuvvetlerden sakınılabileceği be-lirtilmektedir (83).

İmplant uygulamalarında oklüzyonun hazırlanmasında temel olarak 4 faktör önemle vurgulanmaktadır:

Tüberkül Konumları: İmplant üstü restorasyonlarda tüberküllerin ko-numlandırılmasında, alt bukkal ve üst palatinal tüberküller dışındaki tüberkül-lerin aktif olarak okluzyona katıl-maması gerektiği ileri sürülmektedir.

Fossa Derinliği: Tüberküllerle aktif bir çiğnemenin sağlanması amacıyla, sen-trik oklüzyonda ağız kapatıldığında, ak-tif tüberküllere karşılık gelen fossaların yeterli derinlikte olması gerektiği belir-tilmektedir.

Uygun Anterior Disokluzyon: İyi bir lateral ve protruziv fizyolojik rehberin hazırlanması amacıyla, anterior grup dişlerde seçilmiş bölgelerin en ideal fonksiyon ve estetiği sağlayacak şekilde hazırlanmasının gerekliliği bild-irilmektedir.

Kaçış Oluklarının Yaratılması: Son olarak da lateral ve protruziv ha-reketlerde aktif tüberküllerin, fossadan

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 216

başlayan ve devamında izleyeceği yolu gösteren kaçış oluklarının hazır-lanmasının unutulmaması gerektiği önemle Vurgulanmaktadır (83).

8) Hasta Faktörleri: Proteze gelen oklüzal kuvveti büyüt-

mek kemik-implant ara yüzündeki stresi ve kemiğe gelen gerinimi arttırır. Bu nedenle oklüzal yüklemeyi arttıran kuvvet durumları immediat yüklemede başarısızlık riskini ar-tırır. Bruksizm ve diş sıkma gibi parafonk-siyonel alışkanlıklar risk faktörü olarak sa-yılırlar. Bunun nedeni, lateral kuvvetin bü-yüklüğü ve süresinin artmasıdır (10).

SONUÇ Klinik gözlemler ve yapılan araştırma-

lar doğrultusunda İmmediat yüklemeye ka-rar verilirken dikkat edilmesi gereken hu-suslar şu şekilde özetlenebilir:

1. Total dişsizliklerde immediat yükleme için, mandibulada en az 5, maksillada 8 implant optimal olarak dağıtılıp bi-lateral splintleme etkisi yaratacak şekilde planlanmalıdır.

2. İmmediat yüklenmiş implantların uz-unluğu ve çapı yeterli miktarda olma-lıdır.

3. Yerleştirme torku 32N/cm’den fazla ve primer stabilitesi yüksek olan implant-lar yüklenebilir.

4. Uzunluğu ve yerleştirme torku istenen değerleri vermeyen implantlar yüklenmemelidir.

5. Geçici olsun ya da olmasın immediat protezlerde kanat uzantılarından kaçınılmalıdır.

6. Geçici sabit protezler iyileşme döne-minde çıkarılmamalıdır.

7. Osstell ile yapılan RFA ölçümünde 65 ISQ ve üstü değeri veren implantlar immediat olarak yüklenebilir.

Yapılan çalışmalardan ulaştığımız so-nuca göre, immediat yükleme kararının ve-rilmesinde aşağıdaki riskler de göz önüne alınmalıdır.

Düşük yoğunlukta kemik

Çekim soketinin hasarı

Okluzal yüklemenin miktarı ve çeşidi

Sigara kullanımı

Bruksizm

Başarılı tedaviye ulaşmak için, bölgeye göre immediat yükleme gereksinimlerinde güvenlilik sıralaması şu şekildedir: Total mandibula> parsiyel mandibula >tek diş ek-sikliği> maksilla (65).

İmplant destekli protezlerde immediat yükleme konusu, vakaya özel bir uygula-madır. Hekim, hastasının şartlarını değer-lendirip, klinik ve teorik tecrübesini kulla-narak,en iyi protokolün hangisi olduğuna karar vermeli ve uygulamalıdır. Ayrıca ku-rallar, keskin sınırlarla birbirinden ayrılma-dığı için; temkinli yaklaşmak başarı açısın-dan en önemli noktadır.

KAYNAKLAR 1. Esposıto M, Grusovın MG, Achılle

H, Coulthard P, Worthıngton, H.V. Inter-ventions for replacing missing teeth: diffe-rent times for loading dental implants. Cochrane Database of Systematic Reviews, Issue 1 2009.

2. Zölner A, Ganeles J, Korostoff J, Guerra F, Krafft T, Bragger U. Immediate and early non-occlusal loadinf of Stra-umann implants with a chemically modified surface(SLActive) in the posterior mandible and maxilla: interim results form a prospec-tive multicenter randomized controlled study. Clin Oral Impl Res 2008; 19: 442-450.

3. Weıgl P. Implant prosthodontics: What next? Quintessence Int 2003; 34: 69-653.

4. Bousdras VA, Walboomers F, Jan-sen JA, Cunningham JL, Blunn G, Petrie A, Jaecques S, Naert IE, Sindet-Pedersen S, Goodship AE. Immediate Functional Loa-ding of Single-Tooth TiO2 Grit-Blasted Implant Restoration. A Controlled Prospec-tive Study in a Porcine Model.Part II: His-

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

217

tology and Histomorphometry. Clinical Implant Dentistry and Related Research 2007; 9: 207-216.

5. Degidi M, Perrotti V, Piattelli A. Immediately loaded titanium ımplants with a porous anodized surface with at least 36 months of follow-up. Clinical Implant Den-tistry and Related Research 2006; 8: 169-177.

6. Moon SH, Um HS, Lee JK, Chang BS, Lee MK. The effect of implant shape and bone preparationon primary stability. J Periodontal Implant Sci 2010; 40: 239-243.

7. Meredıth N, Frıberg B, Sennerby L, Aparıcıo C. Relationship between contact time measurements and PTV values when using the periotest to measure implant stabi-lity. Int J Prosthodont 1998; 11: 269-275.

8. Simunek A, Kopecka D, Brazda T, Strnad J, Capek L, Slezak R. Development of implant stability during early healing of immediately loaded implants. Int J Oral Maxillofac Implants 2012; 27: 619-627.

9. Isıdor F. Histological evaluation of peri-implant bone at implants subjectedto occlusal overload or plaque accumulation. Clin Oral Imp1 Res 1997; 8: 1-9.

10. Mıcsh CE. Dental ımplant Prosthe-tics. 1st Ed, Michigan, Elsevier Mosby, 2005

11. Esposıto M, Hırsch JM, Lekholm U, Thomsen P. Biological factors

contributing to failures of osseointegra-ted implants. (I) Success criteria and epi-demiology. Eur J Oral Sci 1998; 106: 527-551.

12. Esposıto M, Hırsch JM, Lekholm U, Thomsen P. Biological factors

contributing to failures of osseointegra-ted implants. (II) Etiopathogenesis. Eur J Oral Sci 1998; 106: 721-764.

13. Romanos G, Toh Cg, Sıar Ch, Swamınathan D, Ong AH, Donath K, Yaa-cob H, Nentwıg GHJ. Peri-implant bone re-actions to immediately loaded implants.An experimental study in monkeys. J Periodon-tal 2001; 72: 506-511.

14. Attard N, Zarb G. Immediate and early implant loading protocols: A literature review of clinical studies. J Prosthet Dent 2005; 94: 58-242.

15. Mura P. Immediate loading of tape-red implants placed in postextraction soc-kets:retrospective analysis of the 5-year cli-nical outcome. Clinical Implant Dentistry and Releated Research 2010.

16. Wısmeıjer D, Casentını P, Galluccı G, Chıapasco M. ITI Treatment Guide Vol 4 Loading Protocols in Implant Dentistry Edentulous Patients.Berlin. 2010

17. Duyck J, Vandamme K. The effect of loading on peri-implant bone: a critical review of the literatüre J Oral Rehabil 2014

18. Jaffın RA, Kumar A, Bermann CL. Immediate loading of implants in partially and fully edentulous jaws: a series of 27 ca-se reports. J Periodontol 2000; 71: 833-837.

19. Östman P, Hellman M, Sennerby L. Direct implant loading in the edentulous maxilla using a bne density-adapted surgi-cal protocol and primary implant stability criteria for inclusion. Clinical Implant Den-tistry and Related Research 2005; 7: 60-67.

20. Malo P, Nobre MA, Lopes A. The use of computer-guided flapless implant surgery and four implants placed in imme-diate function to support a fixed denture: Preliminary results after a mean follow-up period of thirteen months. J Prosthet Dent 2007; 97: 26-34.

21. Tealdo T, Bevılacqua M, Pera, F, Menını, M, Ravera G, Drago C, Pera P. Immediate function with fixed implant sup-ported maxillary dentures: A 12 month pilot study. J Prosthet Dent 2008; 99: 351-360.

22. Pae A, Kım JW, Kwon KR. Imme-diate loading of two implants supporting a magnet attachment-retained overdenture: one-year clinical study. Implant Dent 2010; 19: 436-428.

23. Eccellente T, Pıombıno M, Pıattellı A, Perrottı V, Iezzı G. A new treatment concept for immediate loading of implants inserted in the edentulous mandible. Quin-tessence Int 2010; 41: 95-489.

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 218

24. Roe, P., Kan, J.Y., Rungcharas-saeng, K., Lozada, J.L., Kleınman, A.S., Goodacre,C.J., Chen,J.W.(2010).Immediate loading of unsplinted implants in the ante-rior mandible for overdentures: a case se-ries. Int J Oral Maxillofac Implants 25: 35-1028.

25. Kronstrom M, Davıs B, Loney R, Gerrow J, Hollender L. A prospective ran-domized study on the immediate loading of mandibular overdentures supported by one or two implants: a 12-month follow-up re-port. Int J Oral Maxillofac Implants 2010; 25: 8-181.

26. Alfadda SA, Attard NJ, Davıd, LA. Five-year clinical results of immediately lo-aded dental implants using mandibular overdentures. Int J Prosthodon 2009; 22: 73-368.

27. Stephan G, Vıdot F, Noharet R, Marıanı P. Implant-retained mndibular overdentures: A comparative pilot study of immediate loading versus delayed loading after two years.J Prosthet Dent 2007; 97: 138-145.

28. Rocuzzo M, Aglıetta M, Cordaro L. Implant loading protocols for partially edentulous maxillary posterior sites. Int J Oral Maxiilofac Implants 2009; 24 :147-157.

29. Schrott A, Riggi-Heiniger M, Ma-ruo K, Gallucci GO. Implant loading proto-cols for edentulous patient with extended edentulous sites—a systematic review and meta-analysis. Int J Oral Maxillofac Imp-lants 2014; 29: 239-55.

30. Achıllı A, Tura F, Euwe E. Imme-diate/early function with tapered implants supporting maxillary and mandibular poste-rior fixed partial dentures: Preliminary re-sults of a prospective multicenter study. J Prosther Dent 2007; 97: 52-58.

31. Yıldırım G. Kemik içi kök şekilli dental implantların hemen ve geç dönem yüklenmesinin tedavinin prognozu üzerine etkisinin rezonans frekans analizi cihazı kullanılarak değerlendirilmesi. Doktora tezi. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ensti-tüsü.Ankara. 2006

32. Den Hartog L, Huddleston Slater JJR, Vıssınk A, Meıjer HJA, Raghoebar GM. Early survival of single-tooth implants in the esthetic zone may be predictable des-pite timing of implant placement or loading. J Evid Base Dent Pract 2008; 10: 52-55.

33. Gallı F, Capellı M, Zuffrettı M, Esposıto M, Testorı T. Immediate non-occlusal vs. early loading of dental implants in partially edentulous patients:multicentre randomized clinical trial.Peri-implant bone and soft-tissue levels. Clin Oral Impl Res 2008; 19: 546-552.

34. Lındeboom, JA, Frenken JW, Dubots L, Frank M, Abbınk I, Kroon FH. Immediate loading versus ımmediate provi-sionalization of maxillary single tooth rep-lacements:A prospective randomized study with biocomp implants. J Oral Maxiillofac Surg 2006; 64: 936-942.

35. Bernard JP, Szmukler-Moncler S, Pessotto S, Vazquez L, Belser UC. The anchorage of Branemark and ITI implants of different lengths: An in vivo study in the canine mandible. Clin Oral Impl Res 2003; 14: 593-600.

36. Gapskı R, Wang HL, Mascarenhas P, Lang NP. Critical review of immediate implant loading. Clin Oral Impl Res 2003; 14: 515-527.

37. Allıot B, Pıtrowskı B, Marın P, Za-hedı S, Brunel G. Regeneration

procedures in immediate transmucosal implants: an animal study. Int. J. Oral Maxillofac. Implants 1999; 14: 841-848.

38. Wılson TG, Schenk R, Buser D, Cochran D. Implants placed in immediate extraction sites: a report of histologic and histometric analyses of human biopsies. Int J Oral Maxillofac Implants 1998; 13: 333-341.

39. Tarnow DP, Emtıaz S, Classı A. Immediate loading of threaded implants at stage 1 surgery in edentulous arches: ten consecutive case reports with 1-to-5 year data. Int. J. Oral Maxillofac. Implants 1997; 12: 319-387.

40. Karabuda C, Sandallı P, Yalçın S, Steflık DE, Parr GR. Histologic and histo-

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

219

morphometric comparison of immediately placed hydroxyapatite-coated and titanium plasma-sprayed implants: a pilot study in dogs. Int J Oral Maxillofac Implants 1999; 14: 510-515.

41. Buser D, Nydegger T, Hırt HP, Cochran DL, Nolte LP. Removal torque va-lues of titanium implants in the maxilla of miniature pigs. Int J Oral Maxillofac Imp-lants 1998; 13: 611-619.

42. He FM, Yang GL, Lı YN, Wang XX, Zhao SF. Early bone response to

sandblasted, dual acid-etched and H2O2/HCl treated titanium implants: an

experimental study in the rabbit. Int J Oral Maxillofac Surg 2009; 38: 677–681.

43. May D, Romanes GE. Konik ku-ronlar ile taşınan immediat implant destekli mandibular overdenture: yeni bir tedavi konsepti. Quintessence Türkçe 2002; 2: 61-68.

44. Barikani H, Rashtak S, Rokn A. The effect of shape, lenght and diameter of implants on primary stability based on re-sonance frequency analysis. Dent Res J (Is-fahan) 2014;11(1): 87-91.

45. Kan JYK, Rungcharassaeng K, Lıddelow G, Henry P,Goodcre CJ. Peri-implant tissue response following ,mmediate provisional restoration of scallo-ped implants in the esthetic zone:A one year pilot prospective multicenter study. J Prost-het Dent 2007; 97: 109-118.

46. Gattı C, Haeflıger W, Chıapasco M. Implant-retained mandibular overdentu-res with immediate loading: a prospective study of ITI implants. Int J Oral Maxillofa. Implants 2000; 15: 383-387.

47. Heinemann F, Hasan I, Schwahn C, Biffar R, Mundt T. Crestal bone resorption around platform-switched dental implants with fine threaded neck after immediate and delayed loading. Biomedical Engineering 2010; 55: 317-321.

48. Kırsch A, Neuendorff G, Acker-mann KL, Nagel R. Camlog-bağlantısı: tek diş restorasyonların tedavi konseptinde gü-

venilir bir implant protezi tasarımı. Quin-tessence Türkçe 2001; 2: 55-72.

49. Grunder U, Polızzı G, Goene R, Hatano N, Henry P, Jackson WJ,

Kawamura K, Kohler S, Renouard F, Rosenberg R, Trıplett G,

Werbıt M, Lıthner B. A 3-year pros-pective multicenter follow-up report on the immediate and delayed-immediate place-ment of implants. Int J Oral Maxillofac Implants 1999; 14: 210-216.

50. Shrikar R, Desai, Rika Singh, I. Karthikeyan. 2D FEA of evaluation of mic-romovements and stresses at bone-implant interface in immediately loaded tapered implants in the posterior maxilla. J Indian Soc Periodontal 2013; 17(5): 637-643.

51. Degidi M, Piattelli A, Lezzi G, Ca-rinci F. Immediately loaded short implants: analysis of a case series of 133 implants. Quintessence Int 2007; 38(3): 193-201.

52. Langer B, Langer L, Hermann I, Jomeus L. The wide fixture: a solution for special bone situations and rescue for the compromised implant. Part I. Int J Oral Maxillofac Implants 1993; 8: 400-408.

53. Renouard F, Arnoux JP, Sarment DP. Five-mm-diameter implants without a smooth surface collar: report on 98 conse-cutive placements. Int J Oral Maxillofac Implants 1999; 14: 101-107.

54. Polızzı G, Rangert B, Lekholm U, Gualını F, Lındstrom H. Branemark system wide platform implants for single molar replacement: clinical evaluation of prospec-tive and retrospective materials. Clin Imp-lant Dent Relat Res 2000; 2: 61-69.

55. Meredıth N, Book K, Frıberg B, Jemt T, Sennerby L. Resonance

frequency measurements of implant stability. Clin Oral Imp Res 1997; 8: 226-233.

56. Meredıth N, Shagaldı F, Alleyne D, Sennerby L, Cawley P. The application of resonance frequency measurements to study the stability of titanium implants du-ring healing in the rabbit tibia. Clin Oral Imp Res 1997; 8: 234-243.

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 220

57. Frıberg B, Sennerby L, Lınden B, Grondhal K, Leckholm U. Stability measu-rements of one-stage Branemark implants during healing in mandibles. Int J Oral Maxillofac Surg 1999; 28: 266-272.

58. Frıberg B, Sennerby L, Meredıth N, Lekholm U. A comparison between cut-ting torque and resonance frequency measu-rements of maxillary implants. Int J Oral Maxillofac Surg 1999; 28: 297-303.

59. Ballerı P, Cozzolıno A, Ghellı L, Momıccholı G, Varrıale A. Stability measu-rements of osseointegrated implants using Osstell in partially edentulous jaws after 1 year of loading: a pilot study. Clin Implant Dent Relat Res 2002; 4: 128-132.

60. Huang HM, Pan LC, Lee SY, Chıu CL, Fan KH, Ho KN. Assessing the imp-lant/bone interface by using natural frequ-ency analysis: an in vivo study. Oral Surg. Oral Med. Oral Pathol Oral Radiol Endod 2000; 90: 285-291.

61. Wınkler S, Morrıs HF, Spray JR. Stability of implants and natural teeth as de-termined by the periotest over 60 months of function. J Oral Implantol 2001; 17: 198-203.

62. Scotter DEV, Wılson CJ. The peri-otest method for determining implant suc-cess. J Oral Implantol 1991; 17: 410-415.

63. Johansson C, Albrektsson T. Integ-ration of screw implants in the rabbit: a 1-year follow-up of removal torque of tita-nium implants. Int. J. Oral Maxillofac. Imp-lants 1987; 2: 69-75.

64. Sennerby L. Implant integration and stability. In: Esthetic Implant Dentistry, Ed.: P. Palacci, Illinois: Qintessence Pub-lishing Co. Inc., Chapter 1 2001.

65. Cranın AN, Degrado J, Kaufman M, Braodıan M, Dıgregorıo R, Batgıtıs G, Lee Z. Evaluation of the periotest as a diag-nostic tool for dental implants. J Oral Imp-lantol 1998; 14: 139-146.

66. Lekholm U, Jemt T. Principles for single tooth replacement. In: The Brane-mark Osseointegrated Implant. Ed: T Alb-

rektsson, G A Zarb. Illinois: Quintessence Publishing Co Inc 1989; Chapter 7.

67. Hobo S, Ichıda E, Garcıa LT. Bio-logical considerations for osseointegration. In: Osseointegration and Occlusal Rehabili-tation 3rd Ed., Ed.: I. Sasaki, Tokyo: Quin-tessence Pub Co Ltd 1991; Chapter 3:7-12.

68. Balshı SF, Wolfınger GJ, Balshı TJ. Surgical planning and prosthesis const-ruction using computed tomography, CAD/CAM technology, and the ınternet for ımmediate loading of dental ımplants. J Esthet Restor Dent 2006; 18: 312–325.

69. Park J, Cho HJ. Three-dimensional evaluation of interradicular spaces and cor-tical bone thickness for the placement and initial stability of microimplants in adults. Am J Orthod Dentofacial Orthop 2009; 136: 5-314.

70. Aranyarachkul P, Caruso J, Gantes B, Schulz E, Rıggs M, Dus I, Yamada JM, Crigger M. Bone density assessments of dental implant sites: 2. Quantitative cone-beam computerized tomography. Int J Oral Maxillofac Implants 2005; 20: 24-416.

71. Pıcton DCA, Johns RB, Wılls DJ, Davıes VIR. The relationship between mechanisms of tooth and implant support. Oral Sci Rev 1974; 5: 3-22.

72. Fenton A, Jamshaıt A, Davıs D. Osseointegration fixture mobility. J Dent Res 1987; 66: 114.

73. Yankell S. Review of methods for measuring tooth mobility. Compent Contin Educ Dent 1988; 12: 428-432.

74. Truhlar RS, Morrıs HF, Ochı S, Wınkler S. Assessment of implant mobility at second surgery with the Periotest: DICGR Interim Report No. 3. Dental Imp-lant Clinical Research Group. Implant Dent 1994; 3: 153-156.

75. May KB, Edge MJ, Russell MM, Razzoog ME, Lang BR. The precision of fit at the implant prosthodontic interface. J Prosthetic Dentistry 1997; 77: 497-502.

76. Morrıs HF, Wınkler S, Ochı S. (2000). The ankylos endosseous dental imp-lant: assessment of stability up to 18 months

ORTODONTİK TEDAVİLERDE SİSTEMİK HASTALIKLARIN ÖNEMİ

221

with the periotest. J Oral Implantol 2000; 26: 291-299.

77. Trıcıo J, Van Steenberghe D, Ro-senberg D, Duchateau L. Implant stability related to insertion torque force and bond density: an invitro study. J. Prosthet. Dent 1995; 74: 608-612.

78. Gomez-Roman G, Lukas D. Influ-ence of the implant abutment on the Perio-test value: an in vivo study. Quintessence Int 2001; 32: 797-799.

79. Oh J, Kım S, Lım S, Ong JL. A comparative study of two noninvasive tech-niques to evaluate implant stability: Perio-test and Osstell Mentor. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 2009; 107:513-518.

80. Veltrı M, Ballerı P, Ferrarı M. Inf-luence of Transducer Orientation on Oss-tellTM Stability Measurements of Osseoin-tegrated Implants. Clinical Implant Den-tistry and Related Research 2007; 9: 60-63.

81. Bornsteın MM, Chrıstopher N H, Halbrıtter, SA, Morton D, Buser D. Early loading of nonsubmerged titanium ımplants with a chemically modified sand-blasted and acid-etched surface: 6-month results of a prospective case series study in the poste-rior mandible focusing on peri-ımplant cres-tal bone changes and ımplant stability quotient (ISQ) Values. Clinical Implant Dentistry and Related Research 2009; 11: 338-346.

82. Ottonı JMP, Olıvıera ZFL, Mansını L,Cabral AM. Correlation between place-ment torque and survival of single-tooth implants. Int J Oral Maxillofac Implants 2005; 20: 769-776.s

83. Lopez VJ. Occlusion in immediate loading ın: Immediate loading in ımplant dentistry:surgical, prosthetic, occlusal and laboratory aspects, Ed.: V.J. Lopez, Barce-lona: Quintessence, SL 2005; Chapter 9.

Yazışma Adresi: Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı E-posta: [email protected]

ÖZLEM NASİBE ÖZKEPİR-AYŞE TUBA ALTUĞ 196