5
Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesi Fırat ve Dicle vadilerinin genellikle Pers egemenliğinde olduğu dönemlerde Kemaliye (Eğin) de Pers egemenliğinde kalmıştır. Eğin, daha sonra başlayan Roma devri ve onu takiben Bizans dönemini yaşamıştır. İslamiyetin yayılmaya başlamasıyla birlikte Arap orduları bölgeye akınlar düzenlemişlerdir. Daha sonra Malazgirt Meydan Muharebesi ile bölge Türklerin eline geçmiş ve Selçukluların Anadoluya hakim olmaları ile birlikte Selçuklu Egemenliği başlamıştır. 1058'den sonra bir kısım Türkmen boyları Kemah'tan sonra Eğin’i işgal ederek Malatya Ovasına inmişlerdir. 1100 yılına kadar yarım yüzyıl boyunca Eğin çeşitli Türk boylarının ve komutanlarınınuğradığı kalelerden biri olmuştur. Bu tarihte kale Gümüş Tigin eliyle Türk hâkimiyetine katılmıştır. Bundan sonra bir süre Danişmendlilerin Malatya koluna tabi olan Eğin, 1106'dan itibaren Anadolu Selçuklu Sultanlığına bağlanmıştı. 1243 Kösedağ Savaşından sonra Moğol hâkimiyetine giren bölge, bir süre de yerli Türkmen ve Moğol beyleri ile Mısır Memluklerinin etkisi altında kalmıştır. İlk olarak Çelebi Sultan Mehmet zamanında Osmanlı egemenliğine giren Eğin'e, bilhassa Yavuz Sultan Selim zamanında çok önem verilmiştir. Yavuz Sultan Selim, Kafkasya'dan gelen aileleri Eğin'e yerleştirerek, geçimlerini sağlamaları için İstanbul'da et satışını yönetmek üzere bir ferman vermiştir. Daha sonra IV.Murad döneminde odun ve kömür kethüdalığı da Eğin'e verilmiştir. Kemaliyelilerin büyük şehirlerde genelde kasap ve kömürcü olmalarının temelinde bu hususun önemli bir yeri vardır. XVII. yüzyılda Eğin, bağ ve bahçeler arasında, 1000 kadar evli, bayındır bir yer olarak tanıtılmaktadır. XIX. yüzyılda Eğin’i ziyaret eden ve Osmanlı ordusunda danışman olarak görev yapan Alman yazar Moltke, şehrin yeşillikler içinde şirin bir yer olduğunu, Müslümanların tarım ve hayvancılıkla, yerli Ermenilerin ise ticaret ve sanatla uğraştığını anlatır. Moltke, 8 Nisan 1839 tarihli "Türkiye Hatıraları" adlı kitabında Eğin'e iki sayfa ayırmış ve Asya'daki en güzel şehir olarak tanımlamıştır. Eğin, XIX.yüzyılın ilk yarısında Harput'a ve 1878'de MamuretülAziz (Elazığ) vilayetine bağlanmıştır. Daha sonra Malatya'ya bağlanan Eğin'in adı 1922 yılında TBMM icra vekilleri tarafından Mustafa Kemal Paşa'nın adına ithafen Kemaliye olarak değiştirilmiş, 11 Mayıs 1938'de ise Erzincan'a bağlanmıştır. Kemaliye’nin nüfusu XVI. yüzyıldan itibaren artmış, XIX. yüzyılda duraklamış ve XX. yüzyılda ise giderek azalma göstermiştir. 1890 yılında nüfus 19 bin olarak bilinmektedir. Büyük kentlere, özellikle İstanbul ve Ankara'ya göç nedeniyle, nüfus bugün 3.000'e düşştür. EĞİN adının Ermenice Agn / Akn (kaynak) kelimesinden geldiği ileri sürülmektedir. İlçenin üst tarafında bulunan ve Kadıgölü adını taşıyan karstik bir kaynak nedeniyle bu isim verilmiş olabilir. Doğudan Munzur silsilesi, batıdan ise Sarıçiçek Dağları ile çevrili olan Eğin, denizden 8501000 m. yüksekliktedir.

Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesipcg.web.tr/newweb/custom/10.teknik_gezi.pdfkayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008)

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesipcg.web.tr/newweb/custom/10.teknik_gezi.pdfkayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008)

Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesi  Fırat ve Dicle vadilerinin genellikle Pers egemenliğinde olduğu dönemlerde Kemaliye  (Eğin) de  Pers  egemenliğinde  kalmıştır.  Eğin,  daha  sonra  başlayan  Roma  devri  ve  onu  takiben Bizans dönemini yaşamıştır. İslamiyetin yayılmaya başlamasıyla birlikte Arap orduları bölgeye akınlar düzenlemişlerdir. Daha sonra Malazgirt Meydan Muharebesi ile bölge Türklerin eline geçmiş ve Selçukluların Anadoluya hakim olmaları ile birlikte Selçuklu Egemenliği başlamıştır. 1058'den  sonra  bir  kısım  Türkmen  boyları  Kemah'tan  sonra  Eğin’i  işgal  ederek  Malatya Ovasına  inmişlerdir.  1100  yılına  kadar  yarım  yüzyıl boyunca  Eğin  çeşitli  Türk boylarının  ve komutanlarının  uğradığı  kalelerden  biri  olmuştur.  Bu  tarihte  kale Gümüş  Tigin  eliyle  Türk hâkimiyetine  katılmıştır. Bundan  sonra bir  süre Danişmendlilerin Malatya  koluna  tabi olan Eğin, 1106'dan itibaren Anadolu Selçuklu Sultanlığına bağlanmıştı. 1243 Kösedağ Savaşından sonra Moğol hâkimiyetine giren bölge, bir süre de yerli Türkmen ve Moğol beyleri  ile Mısır Memluklerinin etkisi altında kalmıştır.   İlk  olarak  Çelebi  Sultan Mehmet  zamanında  Osmanlı  egemenliğine  giren  Eğin'e,  bilhassa Yavuz Sultan Selim zamanında çok önem verilmiştir. Yavuz Sultan Selim, Kafkasya'dan gelen aileleri Eğin'e yerleştirerek, geçimlerini sağlamaları için İstanbul'da et satışını yönetmek üzere bir ferman vermiştir. Daha sonra IV.Murad döneminde odun ve kömür kethüdalığı da Eğin'e verilmiştir.  Kemaliyelilerin  büyük  şehirlerde  genelde  kasap  ve  kömürcü  olmalarının temelinde bu hususun önemli bir yeri vardır.  XVII.  yüzyılda  Eğin,  bağ  ve  bahçeler  arasında,  1000  kadar  evli,  bayındır  bir  yer  olarak tanıtılmaktadır.  XIX.  yüzyılda  Eğin’i  ziyaret  eden  ve  Osmanlı  ordusunda  danışman  olarak görev  yapan  Alman  yazar  Moltke,  şehrin  yeşillikler  içinde  şirin  bir  yer  olduğunu, Müslümanların  tarım  ve  hayvancılıkla,  yerli  Ermenilerin  ise  ticaret  ve  sanatla  uğraştığını anlatır. Moltke, 8 Nisan 1839 tarihli "Türkiye Hatıraları" adlı kitabında Eğin'e iki sayfa ayırmış ve Asya'daki en güzel şehir olarak tanımlamıştır.  Eğin,  XIX.yüzyılın  ilk  yarısında  Harput'a  ve  1878'de  Mamuret‐ül‐Aziz  (Elazığ)  vilayetine bağlanmıştır. Daha  sonra Malatya'ya bağlanan Eğin'in adı 1922  yılında TBMM  icra vekilleri tarafından Mustafa  Kemal  Paşa'nın  adına  ithafen  Kemaliye  olarak  değiştirilmiş,  11 Mayıs 1938'de ise Erzincan'a bağlanmıştır.  Kemaliye’nin nüfusu XVI. yüzyıldan  itibaren artmış, XIX. yüzyılda duraklamış ve XX. yüzyılda ise  giderek  azalma  göstermiştir.  1890  yılında  nüfus  19  bin  olarak  bilinmektedir.  Büyük kentlere, özellikle İstanbul ve Ankara'ya göç nedeniyle, nüfus bugün 3.000'e düşmüştür.  EĞİN adının Ermenice Agn / Akn (kaynak) kelimesinden geldiği ileri sürülmektedir. İlçenin üst tarafında  bulunan  ve  Kadıgölü  adını  taşıyan  karstik  bir  kaynak  nedeniyle  bu  isim  verilmiş olabilir.  Doğudan Munzur silsilesi, batıdan ise Sarıçiçek Dağları ile çevrili olan Eğin, denizden 850‐1000 m. yüksekliktedir.      

Page 2: Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesipcg.web.tr/newweb/custom/10.teknik_gezi.pdfkayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008)

Kemaliye ve civarının jeolojisi  Kemaliye İlçesi’nin kurulduğu alan ülkemizi doğu batı doğrultusunda kateden “Toroslar” dağ zincirinin doğu bölümünde yer alır. Bu bölge özel olarak Munzur Dağları olarak adlandırılır. Kemaliye  İlçe  Merkezi  çevresinde  yüzeyleyen  kayaçlar  Kemaliye  Formasyonu  olarak adlandırılmıştır.  Bu  formasyon  günümüzden  yaklaşık  70  milyon  yıl  önce  (Kampaniyen‐Maastrihtiyen  döneminde)  bölgede  hüküm  süren  deniz  ortamında  oluşmuştur.  Bloklu  bir görünüm sunan birim, blokların azaldığı yerlerde oldukça yumuşak bir topoğrafya oluşturur. Kemaliye çevresindeki  tarıma elverişli alanlar bu birim üzerinde gelişmiştir. Sert  topoğrafik çıkıntılar oluşturan ve  taşyolu kanyonun da geliştiği kireçtaşları  ise Munzur Kireçtaşı olarak adlandırılmıştır. Geç Triyas‐Geç Kretase zaman aralığında bölgeyi kaplayan denizde çökelmiş olan  bu  kayaçlar,  oluşumundan  sonraki  dönemde  çok  yoğun  tektonizmaya  uğramışlardır. Kemaliye  çevresinde  ayrıca,  bölgedeki  okyanusun  kapanmasının  kanıtları  olan  ofiyolitik kayaçlar (Salihli Köyü Yakını), Senozoyik (üçüncü zamana) döneme ait sedimanter ve volkanik kayaçlar (Salihli Köyü güneyi) yüzeyleme vermektedir. Sarıçiçek yaylası yakınındaki magmatik kayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008).  Özgül ve Turşucu  (1983), Kemaliye ve civarının Toros orojenik kuşağının KD ucunda yeralan Munzur dağları  kesiminde  yer  aldığını belirtir  (Şekil  1).  Yazarlar  Kemaliye  ve  civarında  yer alan  tektonik  birlikleri  Keban  Birliği,  Munzur  Dağı  Birliği  ve  Ovacık  Birliği  olarak sınıflamışlardır. Tersiyer yaşlı volkanik ve çökel kayalar “tektonizma sonrası birimler” olarak diğer  tektonik  birlikleri  uyumsuzlukla  örter.    Keban  Birliği,  Permiyen‐Üst  Kretase  zaman aralığında  çökelmiş  şelf  tipi  kırıntılı  ve  karbonat  çökellerinden  ve  Senoniyen  yaşlı olistostromdan  (Kemaliye  Formasyonu)  oluşur  (Şekil  2).  Maastrihtiyen  öncesi  kayalar bölgesel  yeşilşist metamorfizmasına maruz  kalmıştır. Munzur  kireçtaşı  olarak  da  adlanan Munzur  Dağı  Birliği,  değişik  tipte  kireçtaşlarından  oluşur  (Şekil  3).  Üst  Triyastan  Üst Kampaniyen’e  kadar  sürekli  bir  istif  özelliği  gösteren  Munzur  kireçtaşları  Kemaliye Formasyonu  ile tektonik dokanaklıdır. Munzur kireçtaşları   Ovacık birliği tarafından tektonik olarak üzerlenir. Ovacık Birliği, Permiyen‐Kretase yaşlı bazik‐ultrabazik magmatik ve neritik, pelajik  kireçtaşı  bloklarından  oluşan  bir  ofiyolitik melanjdan  ve  bunu  örten Maastrihtiyen yaşlı çökellerden oluşur (Şekil 4). Maastrihtiyen sonrası birimler Post‐tektonik karakterdedir. Tersiyer döneminde epirojenik hareketler hakimdir. Özellikle Lütesiyen ve Miyosen’de yaygın bir andezitik volkanizma hüküm sürmüştür.     Kaynaklar 

Aksoy, E., 2008. Kemaliye’in Jeolojik Yapısı. Kemaliye Doğa Okulu‐Ders Notları.  

Özgül, N.,  ve  Turşucu, A.,  1983.  Stratigraphy  of  the Mesozoic  carbonate  sequence  of  the Munzur Mountains (Eastern Taurides). in “Geology of the Taurus Belt” (Eds: Tekeli, O and Göncüoğlu, M.C.), MTA Publ. Ankara. 

     

Page 3: Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesipcg.web.tr/newweb/custom/10.teknik_gezi.pdfkayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008)

                               

Şekil 1. Doğu Torosların tektonik birlikleri (Özgül ve Turşucu, 1983)

Şekil 2. Keban Birliğinin genel dikme              kesiti (Özgül ve Turşucu, 1983) 

Şekil 3. Munzur Dağı Birliğinin genel dikme kesiti             (Özgül ve Turşucu, 1983) 

Şekil 4. Ovacık Birliğinin genel dikme kesiti                (Özgül ve Turşucu, 1983) 

Page 4: Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesipcg.web.tr/newweb/custom/10.teknik_gezi.pdfkayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008)

Gezi Güzergahı  

1‐ Kemaliye Müzesi   (Foto 1) 

2‐ Kemaliye Evleri   (Foto 2) 

3‐ Kadıgölü (karstik su çıkışı)  (Foto 3)  

4‐ Manili Yol   (Foto 4) 

5‐ Keban Grubu (Kemaliye Formasyonu)   (Foto 5) 

6‐ Karanlık Kanyon (Taşyolu) / Munzur Kireçtaşı   (Foto 6) 

                                    

 

Foto 1. Kemaliye müzesi Foto 2. Kemaliye evleri 

Foto 3. Kadıgölü (karstik su çıkışı) Foto 4. Manili yol 

Page 5: Kemaliye’nin (Eğin) Tarihçesipcg.web.tr/newweb/custom/10.teknik_gezi.pdfkayaçlar da bölgedeki maden yataklarının (özellikle de demir) oluşumunu sağlamıştır (Aksoy, 2008)

                                        

 

         

   

Foto 6. Taşyol boyunca Munzur kireçtaşının değişik seviyeleri

Foto 5. Kemaliye formasyonunun matriksini oluşturan ince tabakalı kireçtaşı