2
Mi'RACiYYE 33, 47, minyatür nr. 38-39; Özege, Katalog, III, 1157 -1159; gel, ilahiler, tür. yer.; Töre. ler, tür. yer.; Muhammed b. Said ljutil- ve'l-megarib mi- ne'l-/i:arni'r-rabi' Cezayir 1982, tür. yer.; Nuri Özcan, On Sekizinci Os- Drni [doktora tezi, 1982), Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1, 26-31; Metin Akar. "Mirac Hadisesinin Türk Halk lll. Türk Falklor Kongresi Bildiri- leri, Ankara 1986, ll , 17 -24; a.mlf., Türk Edebi- Manzum Mi'rac-nameler, Ankara 1987; a .mlf .. "N ayi Osman Dede ve Mi'raciye'si", Sel- çuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, sy. 1, Konya 1981, s. 1-16;a.mlf. , TK, XXIV /278 1 1986). s. 374-379; a.mlf., "Erzurumlu Muhammed Lütfi'nin Mi'ra- cü'n-Nebi'si ve Mi'rac-Namelerirniz ki Yeri", a.e., XXX/352 1 1992). s . 50-56; M. Ek- rem Karadeniz, Türk Milsikisinin Nazariye ve Ankara, ts. , s. 162-163, 659-701; Mustafa Uzun, Drni Son Tem- silcilerinden Mehmed Fevzi Efendi ve Dini Mesnev1leri, 1996, s. 33-34, 81-1 08; a.mlf., "Abdülbaki Arif Efendi", 197; a.mlf., "Arif Süleyman", a.e., lll, 370; Sema Öz- demir, Miraciyesi [yüksek li- sans tezi, 1996). Türkiyat Ens- titüsü; Mehmet Abdullah Salahaddin-i (Salahi)'nin ve Eserleri, bul 1998, s. 180-181; Orhan Bilgin, Mus- tafa Efendi ve Mi'rac-namesi" , Prof. Dr. Ni had M. Çetin'e s. 97-116; Burcu Tekin, Süleymaniye Kü- tüphanesi Resimli El Miraç Tasvirlerine Prof. Dr: Zafer Bayburtlu- Sanat [haz. Mustafa Özbek), Kayseri 2001, s. 537- 549; Cemaleddin Server "Üskü- dar'da Miraciye Töreni Münasebetiyle: Miraciye ve Mevlid", Vakit (Yeni Gazete), 3 Haziran 1951; a.mlf .. "Miraciye'nin Diktefon'a Bursa ve Üsküdar'da Mü- 140 nasebetiyle Kutb-i N ayi Osman Dede ve Mi'raciyesi I", Yeni Tarih 11/15, bul 1954, s. 615-616, 634; a.mlf., "Eski-Kla- sik Tasavvuf Mi'raciyeler II" , a.e., 11/16 1 1954 s. 658-659; a.mlf .. "Edebiya- Mevlid ve Mi'raciye III", a.e., 11/17 1 1954) , s . 690-693; a.mlf., "Mevlidin Bugünkü Hali Mi'raciyenin IV", a.e., 11/18 1 1954 s. 738- 739; a.mlf .. "Mi'raciye Ka- leme V", a.e.,ll/19-20 (1954). s. 765- 767 ; Kemal "Türk ve Eserleri Müze- si'ndeki Minyatürlü sy. 3 [ 1959). s. 51-90 ; Halil Can, "Dini Türk Mu- sikisi MM, sy. 2201 1966), s. 120; a.mlf .. "Dini Musiki" , a.e., sy. 300 ( 1974). s . 26-27; Or- han "Dini Musikimizin Bir ri Mi'raciyye", a.e., sy. 292 1 1974 s. 4-7; Sadi Bayram. "XIV. Beylik Dö- nemine Ait üç Kur'an Cüzü", VD, XV I 1 1982), s. 143-154, rs. 7; Günsel Ren da, "Siyer-i Nebi Min- yatürleri ve Resim Yeri", TT, sy. 7 [1984). s. 23-25; Hüseyin Ayan, "Ab- dülbaki Arif Efendi'nin Mi'raciyyesi", Selçuk Üniv ersitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 2, Konya 1986, s. 1-11; Üniversitesi Kütüphanesinde Bulunan Minyatürlü, Resimli, Cetvelli, Plan ve (Türkçe, Arap- ça, Farsça). Yazmalar", STY, XIII 1 1988). s. 19- 62; Mustafa Kara. "Mira c, Miraciye ve Safiye Hatun'un Vakfiyesi", Üniversi- tesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, Vll/7, Bursa 1998, s. 25-40; Kemal Yavuz," Anadolu'da Türk Görülen Miraçnameler: ve Mi ' raç-namesi", ilmi lar, sy. 8, 1999, s. 247-266; Zehra Öz- türk. "Hamdullah Hamdi", XV, 453. L MUSTAFA UZUN (bk. Mi'rdcü 'z-zafer'in il k ve son savfalan (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi. nr. 2368) _j L (_F>Jf (:fp ) Behceti Hüseyin Efendi' nin IV. Mehmed devri ve özellikle 1678 Çehrin seferine dair eseri. _j XVII. divan olan Hü- seyin Efendi, Mehmed Efendi'ye ve tezkireci göre ( Vekayiu 'l-fuza la, 661). Safai Mustafa Efendi'ye göre Hezargrad'da (Tez k i re, vr. 40b) bilinenler kendi eserlerinde ve tezkirelerde yer alan bilgilere tezkirelerin- de ve biyografik kaynaklarda Behceti Geleneksel sonra Di- Hümayun katipleri tarihçilik ve vezirlere katiplik ve mu- sahiblik bu Merzifonlu Ka- ra Mustafa 1089 (1678) Çehrin seferine Viyana ( 1094/ 1683) Belgrad'- da bilinmektedir. XVII. ün- lü hiciv Nef'i'yi bir divan- da sebk-i Hindi tesiri görülür. IV. Nef'i'ye ilgiyi kendisinin IV. Mehmed'den bekledi- fakat ima etmektedir. Millet Kütüphanesi'nde ka- (Mecmua, nr. 19). S07gazel, 101 ru- bai, otuz kaside, on üç tarih ve mu- sammat ihtiva eden üzerinde Ah- met Ölmez doktora tezi ha- (I 996, Behcetf Hüseyin Efen- di, ve Metni, Sosyal Bilimler Enstitüsü). Katal oglarda Zafername da ge- çen Mi'racü'z-zafer, IV. Mehmed'in cü!Q- sundan Köprülü Mehmed ve Ahmed fetihleri ve zaferleri muhtasar, Merzifonlu Kara Mustafa Çehrin seferi ve fethiyle ilgili bilgiler ihtiva eder. dört gün ren bu seferin adeta bir olan eser Merzifonlu'nun Edir- ne'ye sona erer. Monografik ruzname yazma XVII. için güzel bir olan eserin telifi 1 090 (1679) or- dunun m enziller ge- bilgilerin yer Mi'racü'z-zafer'in bilinen yegane Süleymaniye Kü- tüphanesi'ndedir (Esad Efendi, nr. 2368). Behceti 300 varaktan olu- eserini Arapça, Farsça ve Türkçe lerle fakat sade bir dil kullan- maya özen ifade etmekte- dir.

Mİ'RACNAME - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1, 26-31; Metin Akar. "Mirac Hadisesinin Türk Halk Şiirine Yansıması", lll. Milletlerarası Türk Falklor

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Mİ'RACNAME - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1, 26-31; Metin Akar. "Mirac Hadisesinin Türk Halk Şiirine Yansıması", lll. Milletlerarası Türk Falklor

Mi'RACiYYE

33, 47, minyatür nr. 38-39; Özege, Katalog, III, 1157 -1159; Şen gel, ilahiler, tür. yer.; Töre. İlahi­ler, tür. yer.; Muhammed b . Said eş-Şerlfi, ljutil­tü'l-meşa/:ıif 'inde'l-meşarı/i: ve'l-megarib mi­ne'l-/i:arni'r-rabi' ile 'l-'tış iri 'l-hicn, Cezayir 1982, tür. yer.; Nuri Özcan, On Sekizinci Asırda Os­

manlı/arda Drni Milsıki [doktora tezi, 1982), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1, 26-31; Metin Akar. "Mirac Hadisesinin Türk Halk Şiirine Yansıması",

lll. Milletlerarası Türk Falklor Kongresi Bildiri­leri, Ankara 1986, ll , 17 -24; a .mlf., Türk Edebi­yatında Manzum Mi'rac-nameler, Ankara 1987; a .mlf .. "N ayi Osman Dede ve Mi'raciye'si", Sel­çuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, sy. 1, Konya 1981, s. 1-16;a.mlf. , "Mi'rachanları­

mız", TK, XXIV /278 1 1986). s. 374-379; a.mlf., "Erzurumlu Şair Muhammed Lütfi'nin Mi'ra­cü'n-Nebi'si ve Mi'rac-Namelerirniz Arasında­ki Yeri", a.e., XXX/352 1 1992). s . 50-56; M. Ek­rem Karadeniz, Türk Milsikisinin Nazariye ve Esasları, Ankara, ts. , s. 162-163, 659-701; Mustafa Uzun, Drni Edebiyatımızın Son Tem­silcilerinden Mehmed Fevzi Efendi ve Dini Mesnev1leri, İstanbul 1996, s. 33-34, 81-1 08; a.mlf., "Abdülbaki Arif Efendi", DİA, ı , 197; a.mlf., "Arif Süleyman", a.e., lll, 370; Sema Öz­demir, Aksaray/ı İsa'nın Miraciyesi [yüksek li­sans tezi, 1996). MÜ Türkiyat Araştırmaları Ens­titüsü; Mehmet Akkuş, Abdullah Salahaddin-i Uşşaki (Salahi)'nin Hayatı ve Eserleri, İstan­bul 1998, s. 180-181; Orhan Bilgin, "Aşki Mus­tafa Efendi ve Mi'rac-namesi" , Prof. Dr. Ni had M. Çetin'e Armağan, İstanbul1999 , s. 97-116; Başak Burcu Tekin, "İstimbul Süleymaniye Kü­tüphanesi Resimli El Yazmalarındaki Miraç Tasvirlerine Bakış", Prof. Dr: Zafer Bayburtlu­oğlu Armağanı: Sanat Yazıları [haz. Mustafa Denktaş- Yıldıray Özbek), Kayseri 2001, s. 537-549; Cemaleddin Server Revnakoğlu, "Üskü­dar'da İkinci Miraciye Töreni Münasebetiyle: Miraciye ve Mevlid", Vakit (Yeni Gazete), 3 Haziran 1951; a.mlf .. "Miraciye'nin Diktefon'a Alınması , Bursa ve Üsküdar'da Okunınası Mü-

140

nasebetiyle Kutb-i N ayi Şeyh Osman Dede ve Mi'raciyesi I", Yeni Tarih Dünyası, 11/15, İstan­bul 1954, s . 615-616, 634; a.mlf., "Eski-Kla­sik Tasavvuf Edebiyatımııda Mi'raciyeler II" , a.e., 11/16 1 1954 ı. s. 658-659; a .mlf .. "Edebiya­tımızda Mevlid ve Mi'raciye III", a.e., 11/17 1 1954) , s . 690-693; a.mlf., "Mevlidin Bugünkü Hali Mi'raciyenin üstünlüğü IV", a.e., 11/18 1 1954 ı. s. 738- 739; a .mlf .. "Mi'raciye Nasıl Ka­leme Alındı? V", a.e.,ll/19-20 (1954). s. 765-767 ; Kemal Çığ, "Türk ve İslam Eserleri Müze­si'ndeki Minyatürlü Kitapların Kataloğu", ŞM, sy. 3 [ 1959). s. 51-90; Halil Can, "Dini Türk Mu­sikisi Lfıgatı", MM, sy. 2201 1966), s. 120; a.mlf .. "Dini Musiki" , a.e., sy. 300 ( 1974). s . 26-27; Or­han Nasuhioğlu, "Dini Musikimizin Bir Şahese­ri Mi'raciyye", a.e., sy. 292 1 1974 ı. s. 4 -7; Sadi Bayram. "XIV. Asırda Tezhiblenrniş Beylik Dö­nemine Ait üç Kur'an Cüzü", VD, XV I 1 1982), s. 143-154, rs. 7; Günsel Ren da, "Siyer-i N ebi Min­yatürleri ve Osmanlı Resim Sanatındaki Yeri", TT, sy. 7 [1984). s. 23-25; Hüseyin Ayan, "Ab­dülbaki Arif Efendi'nin Mi'raciyyesi", Selçuk Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, sy. 2, Konya 1986, s. 1-11; "İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde Bulunan Minyatürlü, Resimli, Şekilli, Cetvelli, Plan ve Haritalı (Türkçe, Arap­ça, Farsça). Yazmalar", STY, XIII 1 1988). s. 19-62; Mustafa Kara. "Mira c, Miraciye ve Bursalı Safiye Hatun'un Vakfiyesi", Uludağ Üniversi­tesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, Vll/7, Bursa 1998, s. 25-40; Kemal Yavuz," Anadolu'da Başlayan Türk Edebiyatında Görülen İlk Miraçnameler: Aşık Paşa ve Mi 'raç-namesi", ilmi Araştırma­lar, sy. 8, İstanbul 1999, s. 247-266; Zehra Öz­türk. "Hamdullah Hamdi", DİA, XV, 453.

L

~ MUSTAFA UZUN

Mİ'RACNAME

(bk. Mİ'AACİYYE).

Mi'rdcü 'z-zafer'in ilk ve son savfalan (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi. nr. 2368)

ı

_j

L

Mİ'AACÜ'z-ZAFER (_F>Jf (:fp )

Behceti Hüseyin Efendi' nin IV. Mehmed devri ve özellikle

1678 Çehrin seferine dair eseri. _j

XVII. yüzyıl divan şairlerinden olan Hü­seyin Efendi, Şeyhi Mehmed Efendi'ye ve tezkireci İsmail Beliğ'e göre İstanbul'da ( Vekayiu 'l-fuza la, ı ı ı. 661). Safai Mustafa Efendi'ye göre Hezargrad'da (Tez k i re, vr. 40b) doğdu . Hayatı hakkında bilinenler kendi eserlerinde ve bazı tezkirelerde yer alan bilgilere dayanır. Şuara tezkirelerin­de ve bazı biyografik kaynaklarda Behceti mahlaslı diğer şairlerle karıştırılmakta­

dır. Geleneksel eğitimi aldıktan sonra Di­van-ı Hümayun katipleri arasına girdiği,

tarihçilik ve bazı vezirlere katiplik ve mu­sahiblik yaptığı. bu sıfatla Merzifonlu Ka­ra Mustafa Paşa'nın 1089 (1678) yılında çıktığı Çehrin seferine katıldığı, Viyana Kuşatması ( 1094/ 1683) dönüşü Belgrad'­da öldüğü bilinmektedir. XVII. yüzyılın ün­lü hiciv şairi Nef'i'yi hatırlatan. bir divan­da topladığı şiirlerinde sebk-i H indi tesiri görülür. IV. Murad'ın Nef'i'ye gösterdiği ilgiyi kendisinin IV. Mehmed'den bekledi­ğini, fakat umduğunu bulamadığım ima etmektedir. Millet Kütüphanesi'nde ka­yıtlı (Mecmua, nr. 19). S07gazel, 101 ru­bai, otuz kaside, on üç tarih ve beş mu­sammat ihtiva eden divanı üzerinde Ah­met Ölmez tarafından doktora tezi ha­zırlanmıştır (I 996, Behcetf Hüseyin Efen­di, Hayatı-Eserleri ve Divanının Metni, EÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Kataloglarda Zafername adıyla da ge­çen Mi'racü'z-zafer, IV. Mehmed'in cü!Q­sundan başlayarak Köprülü Mehmed ve oğlu Fazı! Ahmed paşaların fetihleri ve zaferleri hakkında muhtasar, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın Çehrin seferi ve fethiyle ilgili ayrıntılı bilgiler ihtiva eder. Kırk dört gün süren bu seferin adeta bir günlüğü olan eser Merzifonlu'nun Edir­ne'ye dönüşüyle sona erer. Monografik ruzname yazma geleneğinin XVII. yüzyıl için güzel bir örneği olan eserin telifi 1 090 (1679) yılında tamamlanmıştır. Ayrıca or­dunun konakladığı m enziller hakkında ge­niş bilgilerin yer aldığı Mi'racü'z-zafer'in bilinen yegane nüshası Süleymaniye Kü­tüphanesi'ndedir (Esad Efendi, nr. 2368). Giriş kısmında Behceti 300 varaktan olu­şan eserini Arapça, Farsça ve Türkçe şiir­lerle süslediğini. fakat sade bir dil kullan­maya özen gösterdiğini ifade etmekte­dir.

Page 2: Mİ'RACNAME - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1, 26-31; Metin Akar. "Mirac Hadisesinin Türk Halk Şiirine Yansıması", lll. Milletlerarası Türk Falklor

BİBLİYOGRAFYA :

Behcet1 Hüseyin. Mi'racü 'z-za{er, Süleymani­ye Ktp., Esad Efendi, nr. 2368; Safi\1, Tezkire, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2569, vr. 40b-41 '; Şeyh1. Vekayiu'l-{uzala, lll, 661; Sicill-i Os­mani, ll, 32; Osmanlı Müelli{leri, lll, 29; Sadet­tin Nüzhet Ergun, Türk Şairleri, İstanbul 1936-45, ll, 783-786; TCYK, s. 154; Levend, Gazavat­nameler, s. 128-129, 169; Babinger (Üçok). s. 241; Abdülkadir Özcan. İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Tez/eri, İstanbul 1984, s. 148; Ahmet Ölmez, "Behceti Hüseyin Efendi'nin Ha­yatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri", Türklük Bi­limi Araştırmaları, sy. 4, Sivas 1997, s. 141 vd.; "Behceti", TA, VI, 19; "Behceti Hüseyin Efen­di", TDEA, 1, 376. r:;,j;:1

M ABDÜLKADiR ÖZCAN

L

MiRAHUR (_,y.T..l'!:"')

Saraya ve özellikle hükümdara ait hayvanlarla ilgilenen

teşkilatın başı. _j

Arapça emir (bey) kelimesinin Farsça­laşmış şekli olan mir ile Farsça ahürun (ahır) birleşmesinden meydana gelen mirahür (emirahür) Osmanlıca'da bu şek­lin yanı sıra imrahor imlasıyla da kullanıl­mıştır. Ortaçağ'da her devletin saray ve ordusunda büyük oranda atlardan ve di­ğer bazı hayvanlardan yararlanılmış. do­layısıyla onlarla ilgili kuruluşların çeşitli adlar taşıyan yöneticileri büyük önem ve itibar sahibi olmuştur.

Abbasller devrinde ahırlar harcama cetvelinde büyükyekün tutmaktaydı. Bu sebeple Dlvanü'n-nafakat'a bağlı olarak büyükbaş hayvan, deve. at, katır, yarış ve av hayvanlarının satın alınması, bunların her türlü ihtiyacının ve bakım masrafları­nın karşılanması, otlaklarının korunması

gibi görevlerle yükümlü Dlvanü'l-küra' ku­ruldu. Bu daire ıstabi-ı hassa (halifeye ait özel ahır). ıstabi-ı amme (saraylılara ait umu­mi ahır) , taşradan gelen misafirlerin bi­nekleriyle saraya hediye edilen hayvanla­rın barındmidığı ahır, ağır yük taşıyan ka­tı ri ara ait ahır ve yarış develerinin ahırla­rından sorumluydu. Güvenilir kişiler ara­sından seçilen Dlvanü'l-küra' başkanının hayvanların vasıflarını bilmesi ve onları iyice tanıması gerekirdi.

Gazneliler. Selçuklular ve Harizmşahlar gibi Ortaçağ İslam devletlerinde sarayın ve sultanın hayvanlarının bulunduğu ıs­

tabi-ı sultaniden sorumlu kişilere "mira­hur. ahursalar (Sasanller'de ahavarasa­lar), ahursalar piri. ahurbeg", Karahanlı­lar'da ise "ilbaşı" denilirdi. Mirahurların Gazneliler ve Selçuklular'da önemli ku­mandanlar arasından seçildiği anlaşıl-

maktadır. Nitekim Sultan Mahmud-ı Gaz­nevi. Mirahur Ahmed Ali Nüştegin'i XIV. Hint Seferi'nde öncü birliklerin kuman­danlığına getirmişti; Sultan Mesud zama­nındaki mirahur da kumandanlar arasın­da yer alıyordu . Mirahur inanç Yabgu, Bü­yük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın ölümün­den sonra başlayan taht kavgalarında önemli rol oynamıştı . Kaynaklardan. Ana­dolu Selçukluları'nda ı. izzeddin Keykavus zamanında Zeynüddin Başara ve ı. Ala­eddin Keykubad döneminde Esedüddin Ayaz adlı itibarlı kişilerin mirahur olarak görev yaptıkları öğrenilmektedir. Eyyübi­ler'de de adı bilinen mirahurlardan Eslem. Selahaddin-i Eyyübi devrinin büyük emir­lerinden biriydi. Memlükler'de ıstabi-ı sul­taninin bakımından. atların terbiye edil­mesinden ve yem ihtiyaçlarının karşılan­masından mesul olan mirahur mukadde­mü elf rütbesinde bir kumandandı. Mem­lükler'de çok sayıda mirahur unvanı taşı­yan görevli vardı ve bunlar mirahOr-ı sa­ni, mirahür-ı salis, mirahOr-ı rabi' gibi farklı rütbelere sahipti. Mirahurü'l-berid ise istihbarat ve posta görevlileri için at ve teçhizat sağlamakla görevliydi. Bütün mirahurlardan sorumlu kişiye "mirahür-ı kebir" deniliyordu. MirahOr-ı kebirlik çok önemli bir makam dı. Sultan Berkuk tahta geçmeden önce bu makamda bulunmuş. "Seyfü'd-dünya ve'd-din" lakabını da bu sırada almıştı (Tekindağ, s. 46). Gurlular'­da ve Hindistan'da hüküm süren Türk ­İslam devletlerinde de mirahurluk önemli bir mevkiydi. Delhi'deki Memlük sultan­lardan Kutbüddin Aybeg ve Balaban Han daha önce bu görevi yapmışlardı. Delhi sarayında melik ve han unvaniarını taşı­yan ve kendilerine "ahürbeg-i meymene" ve "ahürbeg-i meysere" denilen iki mira­hur görev yapmaktaydı. Mirahurların eya­Jet valiliğine ve ordu kumandanlığına ge­tirildiği de bilinmektedir. Moğollar "akta" (ahta) adı verilen iğdiş edilmiş at kullanır­

lardı, bu sebeple mirahurluk görevini üst­lenenlere "aktacı" (ahtac ı ) denilirdi. Akko­yunlular, Safeviler ve Kaçarlar devrinde de mirahurluk önemli bir görevdi.

BİBLİYOGRAFYA :

Hilal b. Muhassin es-Sab1. RüsCımü dari'L-tıi­La.te (nşr. M1hilll Avvad). Beyrut 1406/1986, s. 22-23; İbnü'J-Es1r. el-Kamil, X, 290; Reş1düddin Fazlullah-ı Hemedan1. Cami'u ' t-tevaritı (n ş r. Ah­med Ateş ), Ankara 1960, 1, 62; a.e. (nşr. Abdül­kerim Alioğlu Alizade). Bakü 1957, lll, 168, 175, 186; Sübki, Mu'idü'n-ni'am ve mübidü 'n-ni­kam, Beyrut 1407/1986, s. 36; İbn Fazlullah el­Ömer1. et-Ta'rif bi'l-muş(ala/:ıi'ş-şerif (nşr. Se­ml r ed-DürGbl). K erek 1413/1992, s. 131-134; Kalkaşend1 , Şubf:ıu'l-a'şa, ll , 11-12; lll , 474-475, 548-549 , 568-569; IV, 18-19, 32; V, 433,

MIRAHUR

461; Vll, 224-225; Xl, 127-130, 169-171; Mak­rizi, ljı(at, ll , 222, 312; Hasan - ı Enver1. /ş(ıla­

/:ıfıt- ı Divan i Devre-y i Gaznevi ve SelcCıki, Tah ­ran 2535 şş., s. 209-21 O, 212; M. C. Şehabeddin Tekindağ, Berkuk Devrinde MemlCık Sultanlığı, İstanbul 1961 , s. 46; Hüsameddin es-Samerrai, el-Mü 'essesatü '1-idariyye {l'd-devleti'l-'Abba­siyye, Dımaşk 1971, tür.yer.; Şemis Şerlk- i

Emin. Ferheng-i lş(ı laf:ı[ıt-ı Divani-yi Devran-ı Mogol, Tahran 1357 hş., s. 23;Abdülmün'im Ma­cid. NCı?umü'l-Fatımiyyin ve rüsümühüm, Ka ­hire 1979, s. 25-26; Cl. Cahen. Osmanlı lar 'dan

Önce Anadolu 'da Türkler (tre. Yıldız Mora n). İs­tanbul 1979, s. 222, 238-239; Reşat Genç. Ka­rahan l ı Devlet Teşkilatı, İstanbul 1981, s. 227-228; A. Christensen, Tran {i 'ahdi 's-Sasaniyyin (tre. Yahya el-Haşşa b) . Beyrut 1982, s. 445; is­mail Yiğit . Siyasi-Dini- Kültürel-Sosyal İslam Tarihi: MemlCıkler, İstanbu l 1991, s. 189, 210; Hasan el-Başa , el-FünCınü '1-İslamiyye ve'l-ve­;r:a'if 'ale 'l-aşari'l-'Arabiyye, Kahire, ts. (Darü'n­nehdati'l-Arabiyye ). 1, 174 - 186; Mehmet Aykaç, Abbasi Devleti 'nin İlk Dönemi İdari Teşkilatın­daDivanlar: 132-232/750-847, Ankara 1997, s. 145, 149-150; Haluk Kortel. Delhi Türk Sul­tanlığı'nda Teşkilat: 1206-1414 (doktora tezi , 2001 ). İÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 102-1 05; M. Hanefi Pa l ab ıy ı k. Valilikten İmparatorluğa Gazneliler Devlet ve Saray Teşkilatı, Ankara 2002, s. 203; İsmail Hakkı Uzunçarşılı. "Mira­hür", İA, VllJ, 347-350; D. Ayalon, "Amir Akhür" , EJ2 (ing.). ı , 442; D. O. Morgan. "A!stajl", Elr., 1, 730; Hadi Alimzade. "Abfırsalar", DMBİ, ı, 147-150; Abdülkadir Özcan. "1stabl", DİA, XIX, 203-206.

~ ABBAS SABBAG

Osmanlı Devleti'nde. Önceleri has ahı­ra bakan bir görevli varken daha sonra iş­lerin artması üzerine sayıları ikiye çıkınca teşkilatın başında olana büyük mirahur. yardımcısına da küçük mirahur dendi. Kaynaklarda ve belgelerde bunlar ayrıca "emir-i ahür-ı kebir. emir-i ahür-ı küçük; mirahOr-ı büzürg-i dergah-ı ali, mirahOr-ı küçük-i dergah-ı ali; mirahOr- ı evvel. mi­rahür-ı sani, mirahOr-ı evvel-i şehriyari, mirahOr-ı sani-i şehriyari" diye de anılır. Sadece saray ahırlarına değil Kırım han­ları, veziriazamlar. beylerbeyiler. sancak beyleri gibi üst düzey devlet adamlarının ahırlarına bakan hizmetli için de mirahur unvanı kullanılmıştır.

Osmanlı saray teşkilatında mirahurlu­ğun ne zaman ortaya çıktığı hakkında ke­sin bilgi yoktur. Ancak Fatih Sultan Meh­med devrine ait883 (1478) tarihli bir me­vacib defterinde ıstabi-ı amirenin iıyas Bey isimli bir mirahurun idaresinde do­kuz bölük halinde 129 kişiden meydana geldiğinin belirtilmesi söz konusu teşki­latın gelişmiş olduğuna işaret eder. Bu bakımdan mirahurluğun daha erken bir tarihte, 1. Murad veya Orhan Gazi devirle­rinde ihdas edildiği düşünülebilir. 1478'­de has ahırın başında bir mirahur ve yar-

141