Upload
phamkhuong
View
219
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
MÜEYYED- BiLLAH, Yahya b. Hamza
(nşr. E. N. Eberhard). Wiesbaden 1979, s. 67-78; a .mıf .• Meşadirü'l-fikri'l-lslaml fi'l-Yemen, Beyrut 1408/ 1988, s. 616-623; Zirikll, ei-A'Iam(Fethullah). VIII , 143-144; Ahmed Mahmud Subhi, ezZeydiyye, Kahire 1404/ 1984, s. 255-339; a.mıf .. el-lmamü'l-müctehid Yaf:tya b. Hamza ue ara'ühü'l-kelamiyye, !baskı yeri yok! 1990 (Menşilratü 'l-asri ' l-hadls). tür.yer.; Abdullah b. Abdüıkerim el-Cürafi, el-Muktetaf min tarii)i'l-Yemen, Beyrut 1407/1987, s. 193-194; Hüseyin Abdullah elÖmer!, "YaJ::ıya b. ı:ıamza b. 'Ali". el-Meusu'atü'l-Yemeniyye, Beyrut 1412/1992, II, 1019; G. J. H. van Gelder. "YaJ::ıya b. I:Iamza al-'Alawi" , EP (ing). Xl, 246-247. r:;iJ
1.!1/bJ MUSTAFA Öz
L
MÜEYYED-FİDDIN ( ~.>Jf~ ~~~ )
Ebu Nasr ei-Müeyyed-Fi'd-din Hibetullah b. Musa b. DavCıd
eş-Şi razi (ö. 470/ 1078)
Fatımi- İsmiiili başdaisi; filozof, şair ve siyasetçL
_j
390'da (ı 000) Ş'iraz 'da doğdu. Deylem asıllı bir aileden gelen babası, Büveyhller'den Bahaüddevle'nin veziri Muhammed b. Ali ei-Vasıtl nezdinde itibar sahibi olan bir ismail'i dalsi idi. Müeyyed- Fiddln 429'da (ı 038) Büveyhl Emlri Ebu Kalkar'ın hizmetinde görev aldı. Bu sırada Ebu Kallcar'ın ve ileri gelen birçok kişinin Fatımiİsmailiyye'ye girmesini sağladı; emir ve Fars halkı üzerinde büyük nüfuz kazanması sarayda bazı rahatsızlıklara ve Sünni halkın tepkisine yol açtı. Özellikle Abbas'iler'in onun Ş'iraz'dan sürülmesi hususunda Büveyhl emirine baskı yapması sonucu Kahire'ye gitti (439/1047). Burada muhtemelen başdal Kasım b. Abdülazlz b. Muhammed b. Nu'man vasitasıyla 29 Şaban 439 ( 18 Şubat 1 048) tarihinde Fatıml Halifesi Müstansır- Billah'ın huzuruna kabul edildi. 444'te (1052) Vezir Muhammed el-Yazurl tarafından darülinşanın başına getirildi. Bu dönemde halife ile yakın ilişkiler kuran Müeyyed'in devletin siyasi ve askefı icraatında etki sahibi olduğu görülmektedir. 446 (1 054) yılında Tuğrul Bey'in önünden Rahbe'ye kaçan Büveyh'iler'in Bağdat askeri valisi Arslan ei-Besas'ir'i'nin Fatım'iler'den yardım istemesi üzerine halife tarafından görevlendirilen Müeyyed çok miktarda para ve kıymetli hediyelerle birlikte Besasir'i'nin yanına gitti; kendisine halifenin yolladığı Rahbe valiliği beratını verdi. Buna karşılık Besaslr'i. FatımiIer adına Bağdat'! zaptedecek ve Selçuklular'ın Suriye ve Mısır'a ilerleyişini durduracaktı. Bu faaliyetler dört yıl içinde gerçekleştirildi ve önce Musul'u, ardından
484
Bağdat'ı ele geçiren Besaslrl (Zilhicce 450/
Ocak 1059) buralarda Fatımi halifesi adına hutbe okuttu. Olayların sevk ve idaresinde önemli rol oynayan ve Bağdat'ın zaptından sonra Kahire'ye dönen Müeyyed Fiddln başdal (dai'd-duat) tayin edildi. 453'te ( 106 ı) kısa bir süre Vezir Abdullah b. Müdebbir tarafından Suriye'deki Remle'ye sürgün edilmesi dışında ölümüne iki ay kalıncaya kadar bu görevini sürdürdü. Bu müddet içinde Darülhikme'nin (Darülilim) başkanlığını da üstlendi. Burada bir yandan verdiği derslerle devlet adamlarının ve dilllerin yetişmesini sağlarken bir yandan da Fatımi davetinin problemleriyle ilgilendi. Yetiştirdiği alimlerden Yemen daIsi Kadı Lemek b. Malik onun yanında beş yıl kalarak öğrenim gördüğü için Müeyyed, Yemen ismail'i davetinin manevi babası sayılmıştır. Hayatını Fatım'iler'e hizmete ve İsmail'i davetinin yayılmasına vakfeden Müeyyed-Fiddln Kahire'de öldü ve Fatımi Hafifesi Müstansır- Billah'ın bizzat kıldırdığı cenaze namazından sonra Darülhikme'de defnedildi.
Döneminin önemli alimleri arasında gösterilen. pek çok ilim dalında yetkili, mürrazaralarda kuwetli deliller ortaya koyan ve yüksek ikna kabiliyetiyle dinleyenler üzerinde büyük etkiye sahip olan MüeyyedFiddln, içlerinde Lemek b. Malik ve Nasır-ı
Hüsrev'in de bulunduğu çok sayıda talebe yetiştirmiş. birçok dal ismailiyye akaidini ve felsefenin temel prensiplerini kendisinden öğrenmiştir. Onun nübüwet. imarnet akaid, fıkıh, felsefe, siyaset ve nasların te'vili konularında Darülhikme'de verdiği derslerine zaman zaman halifenin de katıldığı bilinmektedir. Müeyyed, temel düşüncelerinde ve özellikle ayetlerin batıni yorumunda İsmail'i alimlerinden Kadi Nu'man ve MansQrü'I-Yemen'in (ibn Havşeb) fikirlerinden yararlanmıştır.
Eserleri. 1. el-Mecô.lisü'l-Mü'eyyediyye. Müeyyed'in başdal olduğu dönemde Darülhikme'de verdiği 800 dersin (meclis) notlarından derlerren sekiz ciltlik bir kitaptır. Müeyyed'in en büyük eseri kabul edilen ve İsmail'i ilim ve kültürünün ulaştığı seviyeyi gösteren bu çalışma, pek çok felsefi ve teolojik problemin tartışılması yanında Ebü'I-Aia ei-Maarr'i'nin vejeteryanizm konusundaki yazışmalarını da içermektedir (bu yazışmaların İngilizce tercüme ve tahlili için bk. D. S. Margoliouth, "el-Ma'arri's Correspondence on Vegetarianism", JRAS 1 I 9021. s. 289-302). Çok sayıda yazma nüshası bulunan eserin (Poonawala, Biobibliography of lsma'ili Literature, s. ı 06) 1 ve lll. ciltleri Mustafa Ga-
lib (Beyrut ı 974, ı 404/ı 984). 1. cildi ayrıca Hatim Hamldüddin ( Bombay ı 395/ 1 975)
ve tamamı M. Abdülgaffar (Kahire ı414/ ı 994) tarafından yayımlanmıştır. Hatim b. İbrahim el-Hamidl eseri konularına göre düzenleyerek Cami'u'I-J:ıa]fa'i]f adıyla özetlemiş, bu eserin yayımını Muhammed Abdülkadir Abdünnasır gerçekleştirmiştir (Kahire 1975) Müeyyed-Fiddln'in bazı derslerinin İngilizce tercümeleri, Muscati ve Moulvi'nin Life and Lectures of the Grand Missionary al-Muayyad fi alDin al-Shirc'izi adlı eserinde bulunmaktadır (Karaçi ı 950, s. 78-183) Aşırı Şii görüşleriyle tanınan İbnü'r-Ravend'i'ye nisbet edilen Kitabü'z-Zümürrüd'den bazı bölümler Paul Kraus tarafından el-Mecalisü '1-Mü' eyyediyye' den derlenerek neşredilmiştir ("Beitrage zur Islamisehen Ketzergeschichte: das Kitab al-Zumurrud", Rivista degli Studi Orientali, XIV 11934].
s. 93-129, 335-379). 2. Siretü'l-Mü'eyyed Fiddin (Mü?ekkiratü da'l du'ati'd-devleti'l-Fatımiyye el-Mü'eyyed Fiddln) . 429-450 (1 038-1 058) yılları arasında Fars, Irak ve Mısır'daki içtimal ve siyasi hayatı ele alan eser özellikle Kahire'de halifenin sarayındaki ortamı eleştirmekte, vezirler ve devlet adamlarının şahsi menfaatlerine yönelik faaliyetlerini, halifenin iyi niyetini istismar etmelerini ve devletin bu dönemde içine düştüğü sıkıntıları ortaya koymakta, aynı zamanda müellifin otobiyografisini de içermektedir. Müeyyed'in söz konusu olayların içinde bizzat bulunması ve bir kısmını güvenilir kişilerden nakletmesi esere Fatımi tarihi için önemli bir kaynak olma özelliği kazandırmaktadır. Birçok nüshası günümüze ulaşan bu çalışmayı (Poonawala, Biobibliography o{lsma'ili Literature, s. ı 07) bir mukaddime ilavesiyle Muhammed Kamil Hüseyin (Kahire 1949) ve Arif Tamir (Beyrut 1983) yayımlamıştır. Dal İdrls imactüddin'in 'Uyunü'Ial]bô.r adlı eserindeSire'den yapılmış alıntılarvardır (VI. 329-359) . 3. Dfvanü'l-Mü'eyyed Fiddin. imamların İsmail'i davetini yayma konusundaki çabalarını şiirlerle anlatan ve Fatımi akaidine dair çok sayıda işaret, remiz ve terim ihtiva eden bir kasideler mecmuasıdır (nşr. Muhammed Kamil Hüseyin. Kahire 1949) . 4. ed-DevJ:ıa . İsmailiyye'ye muhalif fırkaları reddetmek. akaidle ilgili konuları açıklamak ve Fatımi- ismail'i tarzına uygun te'vil esaslarını öğretmek amacıyla yazılmış manzum bir risaledir (nşr. Arif Tamir, Beyrut ı 403/
1983).
Müeyyed- Billah'ın diğer eserlerinden bazıları şunlardır: Risale fi'I-İbtida ve'lintiha, Risô.letü nehci'l-hidaye li'I-müh-
tedin (Tu/:ıfetü'l-müsterşidin), el-Mesa'ilü's-seb'un (el-Mesa'il ue'l-ecuibe), İşbdtü'l-imame, ŞerJ:ıu'l-me'ad, el-Mebde' ve'l-me'ad, el-Mesa'il, Risaletü'ş-şecere fi tekriri devri's-setr, el-Makamatü'lişna'aşere li-yevmi 'arefe, Te'vilü'l-ervaf:ı. Müeyyed- Fidöın. Kaöı Nu'man b. Muhammed'in Esô.sü't-te'vil adlı eserini Büveyhi Hükümdan Ebu Kalkar için Kitab-ı Bünyô.d-ı Te'vil adıyla Farsça'ya tercüme etmiştir (Poonawala, Biobibliography ofisma'i/i Literature, S. 106-109).
BİBLİYOGRAFYA :
Müeyyed- Fiddln, Siretü 'l-Mü'eyyed-Fiddin (nşr. M. Kamil Hüseyin), Kahire 1949, tür.yer.; a.mlf .. el-Mecalisü'l-Mü'eyyediyye (nşr. Mustafa Galib). Beyrut 1404/ 1984, I, lll, tür.yer. ; Müstansır- Billah ei-Fatımi, es-Sicillatü 'l-Müstanşıriyye (nşr. Abdülmün'im Macid), Kahire 1954, s. 180-181, 202; Yaküt, Mu'cemü'l-üdeba', III, 176-213; Makrizi, el-fjıtaı, I, 460; idris imadüddin, 'Uyünü'l-al].bar ve fününü'l-aşar (nş r. Mustafa Galib). Beyrut 1404/1984, VI, 329-359; ismiiii b. Abctürresul ei-Üceyni, Fehresetü'l-kütüb ve'r-resa'il (nşr. Ali Naki Münzevl), Tahran 1344 hş ./
1966, s. 40-41' 88, 173-175, 202-203, 204; w. lvanow. A Guide to lsmaili Literature, London 1933, s. 47 -49; a.mlf., /smaili Literature, Tahran 1963, s. 45-47; Brockelmann, GAL Suppl., ı , 326, 714; Jawad Muscati-A. M. Moulvi, Lifeand Leetures o{ the Grand Missionary al-Muayyad {i alDin al-Shirazi, Kara çi 1950, s. 3-77, 78-183; Hüseyin b. Feyzullah ei-Hemdanl. eş-ŞuleyJ:ıiyyün ve'l-I:ıareketü 'l-Fatımiyye fi'l-Yemen, Kahire 1955, s. 261-265; a.mlf .. "The History of1sma'ili Da'wat and it's Literature during the Last Phase of the Fatimid Ernpire" , JRAS ( ı932) , s. 129-135; a.mlf .. "Müeyyed-fı'd-Din", iA, VIII, 786; !smail K. Poonawala, Biobibliography of lsma'ili Literature (ed. T. Joseph ), Malibu 1977, s. 103-109; a.mlf .. "al-Mu'ayyad fı'l-Din", EJ2 (ing.), VII, 270-271; Arif Tamir, Tarfl].u'l-isma'1liyye, London 1991 , III, 207-217; Farhad Daftary, The Isma'ilis: Their History and Doctrines, Cambridge 1992, s. 144, 205, 209-210, 213-218, 226, 227, 336, 337, 637-638; Pervin Peerwani, "Ismaili Exegesis of the Qur'an in al-Majalis al-Mu'ayyadiyye of al-Mu'ayyad fi al-Din al-Shirazi", BRISMES (1988), s. 118-127; Erdoğan Merçil, "Besasiıi", DiA, V, 528-529. iA;:I
Wi"J MUSTAFA Öz
L
MÜEYYEDzAı>E ABDURRAHMAN EFENDi
(ö. 922/1516)
Osmanlı alimi. _j
Safer 860'ta (Ocak 1456) Amasya'da doğdu. Babası şehrin tanınmış ailelerinden Divriklizadeler'e mensup, Kazeruniyye şeyhlerinden Şemseddin Müeyyed Çelebi'nin oğlu Alaeddin Ali Çelebi'dir. Dedesinden dolayı Müeyyedzade lakabı ile tanındı . Bazı kaynaklar onun nesebinin İran'da Kazeruniyye tarikatı kurucusu Ebu İshak
Kazeruni'ye (ö. 42611035) kadar dayandığını bildirmektedir (Kınalızade, I, 3 ı 8; İA , VIII. 786). Müeyyedzade'nin anne tarafından dedesi olduğunu söyleyen Aşık Çelebi de ailenin aslen iran'dan geldiğini belirtmektedir (Meşairü'ş-şuara, vr. 260', 262' ). Hüseyin Hüsameddin Yasar, Müeyyedzade'nin büyük dedesi Yar Ali Çelebi'nin, Ebu İshak Kazeruni diye meşhur olan Mevlana Şeyh Şemseddin Müeyyed Çelebi'ye damat olduğunu bildirmektedir (Amasya Tarihi, lll, 144). Abdurrahman Efendi Amasya'da babası sayesinde iyi bir tahsil gördü. Yakut Paşa Zaviyesi şeyhi olan babası Amasya valiliğine gönderilen Şehzade Bayezid'in (ll. Bayezid) nişancısı olunca (865/1 461) Müeyyedzade gençlikyıllarında Şehzade Bayezid ile tanışma fırsatı buldu ve yakınları arasına girdi. Bu sırada Amasya'da tanınmış bir şair olan Mihri Hatun ile gönül ilişkisi olduğu söylenmekteyse de kaynakların çoğunda bunun temiz bir sevgiye dayandığı ve Mihri Hatun'un daha çok Sinanpaşazade İskender Çelebi'ye ilgi duyduğu belirtilmektedir (Aşık Çelebi, vr. ı 28'; Latifl, s. 320; İA, Vlll , 305; DİA, XXX. 37) Şehzade Bayezid'in içki ve eğlenceye alıştınlmasında Müeyyedzade'nin önemli etkisinin olduğu şeklinde kendisini çekerneyenierin Fatih Sultan Mehmed'e yaptığı şikayet neticesinde padişah tarafından şehzadenin hasekisi Hızırpaşazade Hacı Mahmud'la birlikte idamına ferman çıkarıldı. Ancak ferman henüz Amasya'ya ulaşmadan bundan haberdar olan Şehzade Bayezid'in yardımı ile o sırada Memlükler'in elinde bulunan Halep'e kaçtı (884/!479). Ardından Şiraz'a giderek Celaleddin edDewani'den icazet aldı. Orada Hafız-ı Acem ile tanıştı ve onunla dostluk kurdu (DİA , XV, 80). Dönüşünde Dewani'nin eser ve görüşlerinin Osmanlı sahasında yaygınlaş
masında etkili oldu.
Fatih Sultan Mehmed'in vefatı üzerine Şehzade Bayezid tahta çıkınca önce Amasya'ya döndü (Ramazan 888 1 Ekim 1483), bir müddet sonra da istanbul'a geldi. Hafız-ı Acem de Osmanlı ülkesine geldiğinde Müeyyedzade'nin çevresine girmiş ve onun vasıtasıyla vazife almıştır (a.g.e., a.y.). Abdurrahman Efendi Kalenderhane Medresesi'nde ders vermeye başladı. 17 Rebiülewel891'de (23 Mart 1486) Kesteli'nin kızı ile evlendiği gün Efdalzade Hamldüddin Efendi'nin yerine Sahn-ı Sernan Medresesi müderrisliğine tayin edildi. 899'da ( 1494) lsa Fakih'in vefatıyla boşalan Edirne kadılığına gönderildi. Rebiülewel 907'de (Eylül ı 50 ı ı Anadolu ve dört yıl sonra Hacıhasanzade Efendi'nin vefatı üzerine de Rumeli kazaskeri oldu.
MÜEYYEDZADE ABDURRAHMAN EFENDi
Şehzade Selim taraftarı yeniçeriterin Sultan Ahmed yanlısı devlet adamlarına karşı başlattıkları hareket sırasında konağı Tacizade Cafer Çelebi'nin konağıyla birlikte yağma edildi. Yeniçeriterin baskısı neticesinde Rumeli kazaskerliğinden aziedildi ( 9 ı 71 ı 5 ı ı ) . ardından emekliye ayrıldı. Yavuz Sultan Selim'in tahta geçmesinden sonra Karaferye kadılığına ve daha sonra tekrar Rumeli kazaskerliğine tayin edildi (9 ı 9/15 ı 3). Bir yıl sonra padişahın talebi üzerine Çaldıran seferine katıldı. Dönüş yolunda bir grup devlet erkanı arasında yapılan değişiklikler sırasında ikinci defa aziedildi (920115 ı 4) . Kısa bir süre sonra da vefat etti ( 15 Şaban 922 1 ı 3 Eytü 1 ı 5 ı 6) ve Eyüp Sultan Türbesi haziresine defnedildi. Kaynaklar Müeyyedzade'nin beş oğlu ve bir kızı olduğunu bildirmektedir (İA, Vlll, 790).
Yavuz Sultan Selim, Müeyyedzade'nin fazilet ve kemalini zikrettikten sonra, "Ne yazık ki son zamanına yetiştik" diyerek onun değerini ifade etmiştir (Aşık Çelebi, vr. 261'; Uzunçarş ılı, ll , 277) Kemalpaşazade, EbüssuQd Efendi, Hafız-ı Acem, Zati ve Necati Bey gibi birçok alim ve şairi himayesine alan Müeyyedzade onların yetişmesine vesile olmuştur. Nitekim Kemalpaşazade, tarihini onun etkisi ve IL Bayezid'in emriyle yazmış, Necati Bey de kendisine bir kaside takdim ederek divanını onun adına tertip etmiş ve mukaddimesinde onu övmüştür (Necati Beg Diuanı, s. I O, I I O; ayrıca b k. neşredenin girişi, s. XVII; İpekten , S. 52, ı 39). zatı ise Anadolu Kazaskeri Müeyyedzade ile Nişancı Cafer Çelebi'nin ihsanları sayesinde geçindiği için mansıb istemediğini belirtmiştir (a.g.e., s. 52). Çeşitli tezkirelerde birçok şiirine yer verilerek şiir ve inşada mahir olduğu, "Hatemi" mahlası ile üç dilde (Arapça, Farsça ve Türkçe) şiir yazdığı belirtilmekteyse de divanına rastlanamamıştır. Onun bazı önemli şahısların vefatma söylediği ta'miyeli tarihleri de değerlidir.
Müstakimzade, Müeyyedzade'nin Şehzade Bayezid'in Amasya valiliği sırasında nedimleri arasında bulunan Şeyh Hamdullah Efendi'den hüsn-i hat öğrendiğini bildirmektedir (Tuh{e, s. 249). Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde mevcut (Veliyyüddin Efendi, nr. 2304) Nasirüddin-i TQsi'ye ait TaJ:ıriru Uşuli Öklidis adlı eserin Müeyyedzade tarafından Şiraz'da istinsah edildiği başındaki kayıttan anlaşılmaktadır.
Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunan (lll. Ahmed, nr. ı 584) İbn Sina'nın el-Mebde' ve'l-me'ad'ı da yine onun tarafından istinsah edilmiştir. Ayrıca kay-
485