30
MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI www.ahev.org

MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

  • Upload
    dyre

  • View
    78

  • Download
    8

Embed Size (px)

DESCRIPTION

MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI. www.ahev.org. بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ. إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK

VAKFI

www.ahev.org

Page 2: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

باسمه سبحانه

فأصلحوا إخوة ماالمؤمنون إنكم لعل ه الل قوا وات أخويكم بين

Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’aترحمونkarşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.

Page 3: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

"Müftünüz olarak Cihad-i Mukaddes Fetvasını ilan ve tebliğ ediyorum. Elinizde hiçbir silahınız olmasa dahi üçer taş alarak düşman üzerine atmak suretiyle mutlaka fiili mukabelede bulununuz.(Müftü Ahmet Hulusi Efendi. 15 Mayıs 1915 Cihat Fetvası)

Page 4: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis şükrün anahtarıdır.

İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü, sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin olsa, ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki, iftar vaktinde, o kuru ekmek, bir mü'minin nazarında çok kıymettar bir nimet-i İlâhiye olduğuna kuvve-i zâikası şehadet eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü mânevîye mazhar olur.

Hem gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle, "O nimetler benim mülküm değil. Ben bunların tenâvülünde hür değilim. Demek başkasının malıdır ve in'âmıdır; Onun emrini bekliyorum" diye, nimeti nimet bilir, bir şükr-ü mânevî eder.İşte, bu suretle oruç çok cihetlerle hakikî vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer. (29 Mektup)

Page 5: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Ramazan'a riâyetsizlik musibeti getirir

Bahçeye dikilen ağaç meyve vermese, eve alınan makine görevini yapmasa akıbeti ne olur? Ağaç kesilir, makine yenisiyle değiştirilir. Peki insan ….

Page 6: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

İnsan, ebed için yaratılmıştır. onun hakiki lezzetleri, ancak marifetullah, muhabbetullah, ilim gibi umur-u

ebediyededir.(R.N.K.)

İlim ilim bilmektirİlim kendin bilmektirSen kendini bilmezsinYa nice okumaktır

Okumaktan murat neKişi Hak'kı bilmektirÇün okudun bilmezsinHa bir kuru ekmektir …Yunus Emre

Page 7: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI
Page 8: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Müceddid-i Elf-i Sânî İmâm-ı Rabbânî Ahmed-i Fârukî ders verirken diyordu:"Bütün tarîkarların en mühim neticesi hakáik-ı îmâniyenin inkişâfıdır. Ve birtek mesele-i îmâniyenin vuzuh ile inkişâfı, bin kerâmâta ve ezvâka müreccahtır."

İmân hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, İmân hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imânı elde eden adam, kâinata hakiki imânı elde eden adam, kâinata

meydan okuyabilir ve imânın kuvvetine meydan okuyabilir ve imânın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikâtından göre, hâdisâtın tazyikâtından

kurtulabilir. kurtulabilir. (23 Söz)(23 Söz)

Page 9: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

İmân hizmeti hiçbir tarafgirliğe girmeden yapılırEğer Risale-i Nur'u tenkit fikriyle tetkik eden adliye memurları, îmânlarını onunla kuvvetlendirip veya kurtarsalar, sonra beni îdam ile mahkûm etseler; şahit olunuz, ben hakkımı onlara helal ediyorum. Çünkü biz hizmetkârız. Risâle-i Nur'un vazifesi, îmânı kuvvetlendirip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı tefrik etmeyerek, hizmet-i îmâniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeyerek yapmaya mükellefiz. (Şûâlar)

Page 10: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI
Page 11: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Resul-ü Ekrem (asm) Efendimiz,"Senin sayende bir kişinin imana gelmesi, sahralar (büyük ovalar) dolusu kırmızı (değerli) koyunları Allah yolunda sadaka vermenden daha hayırlıdır« buyurmuştur.

Ailemizin bir ferdi inançsız ise, ya da inancını son Ailemizin bir ferdi inançsız ise, ya da inancını son nefeste kaybetmesi son derece muhtemel bir halde ise, nefeste kaybetmesi son derece muhtemel bir halde ise, ölür ölmez ebedi bir ateşe düşeceğini düşünmemiz bizi ölür ölmez ebedi bir ateşe düşeceğini düşünmemiz bizi korku ve telaşla onu kurtarmak için harekete korku ve telaşla onu kurtarmak için harekete sevketmez mi? Elbette ne kadar bunu anlarsak, bizi o sevketmez mi? Elbette ne kadar bunu anlarsak, bizi o kadar harekete ve bu uğurda fedakârlığa sevk kadar harekete ve bu uğurda fedakârlığa sevk edecektir.edecektir.

Page 12: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

“Başka değil, Müslüman olarak ölmeye bakın!” (Bakara, 2/132)

“Nasıl yaşıyorsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” (Mirkât, 1/332)

Sizden önceki devirlerde yaşayan bir adam, doksan dokuz kişiyi öldürmüş, Sizden önceki devirlerde yaşayan bir adam, doksan dokuz kişiyi öldürmüş, sonra, “Buranın en büyük âlimi kimdir?” diye soruşturmuştu. Ona bir rahip sonra, “Buranın en büyük âlimi kimdir?” diye soruşturmuştu. Ona bir rahip gösterilmişti. Bunun üzerine o da rahibin yanına giderek ona, “Doksan dokuz adam gösterilmişti. Bunun üzerine o da rahibin yanına giderek ona, “Doksan dokuz adam öldürdüm, tevbe etsem kabul olur mu?” diye sormuştu. Buna karşılık rahip ise, öldürdüm, tevbe etsem kabul olur mu?” diye sormuştu. Buna karşılık rahip ise, “Tevben kabul olunmaz!” deyince onu da öldürmüş ve sayıyı yüze yükseltmişti. Daha “Tevben kabul olunmaz!” deyince onu da öldürmüş ve sayıyı yüze yükseltmişti. Daha sonra da oranın en büyük âlimini sorup soruşturup ona giderek;sonra da oranın en büyük âlimini sorup soruşturup ona giderek;

““Ben yüz adam öldürdüm. Tevbe etsem kabul olur mu?” demişti. Âlim ise Ben yüz adam öldürdüm. Tevbe etsem kabul olur mu?” demişti. Âlim ise ona: “Evet, senin tevbe etmene kim engel olabilir ki? Ancak filân yere git, orada Allah ona: “Evet, senin tevbe etmene kim engel olabilir ki? Ancak filân yere git, orada Allah Teâlâ’ya ibadetle meşgul olan insanlar var; onlarla beraber sen de Allah’a ibadet et Teâlâ’ya ibadetle meşgul olan insanlar var; onlarla beraber sen de Allah’a ibadet et ve onlarla ol!” tavsiyesinde bulunmuştu.ve onlarla ol!” tavsiyesinde bulunmuştu.

Bunun üzerine bu adam yola çıktı ve yarı yola vardığında da öldü. Rahmet Bunun üzerine bu adam yola çıktı ve yarı yola vardığında da öldü. Rahmet melekleri de azap melekleri de bir araya geldi ve onun durumunu görüştüler. Rahmet melekleri de azap melekleri de bir araya geldi ve onun durumunu görüştüler. Rahmet melekleri, “Bu adam candan tevbe ederek buraya geldi.” Azap melekleri ise, “Bu melekleri, “Bu adam candan tevbe ederek buraya geldi.” Azap melekleri ise, “Bu kimse hiçbir iyilik yapmamıştır…” şeklinde mukabelede bulundular. Derken arkadan kimse hiçbir iyilik yapmamıştır…” şeklinde mukabelede bulundular. Derken arkadan insan kıyafetinde bir başka melek bunların yanına gelerek onlara şöyle dedi: “İki insan kıyafetinde bir başka melek bunların yanına gelerek onlara şöyle dedi: “İki belde arasındaki mesafeyi ölçünüz. Hangi tarafa daha yakın ise adam o tarafa aittir.” belde arasındaki mesafeyi ölçünüz. Hangi tarafa daha yakın ise adam o tarafa aittir.” Bunun üzerine mesafe ölçüldü. Adamı varacağı yere daha yakın buldular.. ve adam Bunun üzerine mesafe ölçüldü. Adamı varacağı yere daha yakın buldular.. ve adam rahmet meleklerine teslim edildi. rahmet meleklerine teslim edildi. (İbn Mâce)(İbn Mâce)

Page 13: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

"Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki "Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi

sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?

Aranızda selamı yayınız!"Aranızda selamı yayınız!"(Müslim, îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9, Edeb 11)(Müslim, îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et'ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mukaddime 9, Edeb 11)

Page 14: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Bana “Sen şuna buna niçin sataştın?” diyorlar. Farkında değilim. Bana “Sen şuna buna niçin sataştın?” diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde

evlâdım yanıyor, îmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, evlâdım yanıyor, îmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmanımı kurtarmağa koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek îmanımı kurtarmağa koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müthiş istemiş de ayağım ona çarpmış. Ne ehemmiyeti var? O müthiş

yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder. yangın karşısında bu küçük hâdise bir kıymet ifade eder. Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim.

Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmanı namına bir Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin îmanı namına bir

Said değil, bin Said feda olsun. Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz Said değil, bin Said feda olsun. Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet’i de istemem; Orası da bana zindan olur. kalırsa Cennet’i de istemem; Orası da bana zindan olur.

Milletimizin îmanım selâmette görürsem, Cehennem’in alevleri Milletimizin îmanım selâmette görürsem, Cehennem’in alevleri içinde yanmağa razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül içinde yanmağa razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül

gülistan olur gülistan olur (B.S.N.)(B.S.N.)

Page 15: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

VAKIF OLARAK FAALİYETLERİMİZ AHEV’in temel amacı «iman hizmetidir» Bu yolda birinci düsturumuz Rıza-i İlahiyi kazanmaktır. İman hizmetleriyle Allah rızasını kazanmak için elimizde Kur’an-ı Kerim

ve Kur’an-ı Kerim’in mucize bir tefsiri olan Risale-i Nur okuyor ve okutuyoruz. İlaveten,

Üniversite Öğrencilerine Barınma, Burs, Dünya genelinde iman hizmetleri, panel ve konferanslarla İslam'ın neşv-ü nemasına hizmet etme gayretindeyiz.

5 yaşından itibaren her yaştaki çocuklara gruplar halinde Kur’an-ı Kerim öğretimi, okul dersleriyle ilgilenme

Her yaş ve meslek grubuna yönelik Risale-i Nur okuma programları

Page 16: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

"Risale-i Nur, Kur'ân'ın hakikî bir tefsiri ve hakikatinin bir "Risale-i Nur, Kur'ân'ın hakikî bir tefsiri ve hakikatinin bir tercümanı ve meselelerinin bürhanıdır (delilidir). (1. Şua)«tercümanı ve meselelerinin bürhanıdır (delilidir). (1. Şua)«

““Sözlerdeki hakaik ve kemâlât benim değil, Kur'ân'ındır ve Sözlerdeki hakaik ve kemâlât benim değil, Kur'ân'ındır ve Kur'ân'dan tereşşuh etmiştir. Hattâ Onuncu Söz, yüzer âyât-ı Kur'ân'dan tereşşuh etmiştir. Hattâ Onuncu Söz, yüzer âyât-ı Kur'âniyeden süzülmüş bazı katarattır (damlalardır). Sair risaleler Kur'âniyeden süzülmüş bazı katarattır (damlalardır). Sair risaleler dahi umumen öyledir. (28. Mektub)”dahi umumen öyledir. (28. Mektub)”

RİSALE-İ NUR

Page 17: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Gayretli kardeşlerim, hamiyetli arkadaşlarım ve dünya denilen diyar-ı Gayretli kardeşlerim, hamiyetli arkadaşlarım ve dünya denilen diyar-ı gurbette medar-ı tesellilerim,gurbette medar-ı tesellilerim,Bence bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanı kurtarmaktır, Bence bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife, imanı kurtarmaktır, başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır. başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır. Sakın, benlik ve Sakın, benlik ve gurura medar şeylerden çekin. Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, gurura medar şeylerden çekin. Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, bu zamanda ehl-i hakikate lâzım ve elzemdir. Çünkü, bu bu zamanda ehl-i hakikate lâzım ve elzemdir. Çünkü, bu asırda en büyük tehlike benlikten ve hodfuruşluktan ileri geldiğinden, ehl-i hak asırda en büyük tehlike benlikten ve hodfuruşluktan ileri geldiğinden, ehl-i hak ve hakikat, mahviyetkârâne daima kusurunu görmek ve ve hakikat, mahviyetkârâne daima kusurunu görmek ve nefsini ittiham etmek gerektir. Sizin gibi ağır şerait içinde karamacasına imanını nefsini ittiham etmek gerektir. Sizin gibi ağır şerait içinde karamacasına imanını ve ubudiyetini muhafaza etmesi, büyük bir makamdır.ve ubudiyetini muhafaza etmesi, büyük bir makamdır.

RİSALE-İ NUR’UN MESLEĞİ, NEZİHÂNE VE NAZİKÂNE VE 

KAVL-İ LEYYİNDİR.

Page 18: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

İşte biz, bu mukaddes ve muazzam cemiyetin efrâdındanız. Ve husûsi İşte biz, bu mukaddes ve muazzam cemiyetin efrâdındanız. Ve husûsi vazifemiz de, Kur'ân'ın îmânî hakîkatlerini tahkîkî bir sûrette ehl-i îmâna bildirip, vazifemiz de, Kur'ân'ın îmânî hakîkatlerini tahkîkî bir sûrette ehl-i îmâna bildirip, onları ve kendimizi îdâm-ı ebedîden ve dâimî ve berzahî haps-i münferidden onları ve kendimizi îdâm-ı ebedîden ve dâimî ve berzahî haps-i münferidden kurtarmaktır; sâir dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle ve bizim kurtarmaktır; sâir dünyevî ve siyasî ve entrikalı cemiyet ve komitelerle ve bizim medâr-ı ittihâmımız olan cemiyetpilik gibi asılsız ve mânâsız gizli cemiyetle medâr-ı ittihâmımız olan cemiyetpilik gibi asılsız ve mânâsız gizli cemiyetle hiçbir münâsebetimiz yoktur ve tenezzül etmiyoruz hiçbir münâsebetimiz yoktur ve tenezzül etmiyoruz (Şualar)(Şualar)

Page 19: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI
Page 20: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

3333…bin lira ikramiye kazancı için bin adam iştirak etmiş bir piyango kumarına yirmi dört lirasından beş on lirayı veren ve yirmi dörtten birisini ebedî bir mücevherat hazinesinin biletine vermeyen, halbuki dünyevî piyangoda o bin lirayı kazanmak ihtimali binden birdir; çünkü bin hissedar daha var ve uhrevî mukadderat-ı beşer piyangosunda, hüsn-ü hâtimeye mazhar ehl-i iman için kazanç ihtimali binden dokuz yüz doksan dokuz olduğuna yüz yirmi dört bin enbiyanın ona dair ihbarını keşifle tasdik eden evliyadan ve asfiyadan had ve hesaba gelmez sâdık muhbirler haber verdikleri halde, evvelki piyangoya koşmak, ikincisinden kaçmak ne derece maslahata muhalif düşer, mukayese edilsin.(11. Şua)

24/1

Page 21: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Hayat bir yardımlaşmadır.Ey ikinci, bozuk Avrupa! Senin çürük ve Ey ikinci, bozuk Avrupa! Senin çürük ve esassız esaslarının bir kısmı şunlardır ki: esassız esaslarının bir kısmı şunlardır ki: "En büyük melekten en küçük semeğe "En büyük melekten en küçük semeğe kadar herbir zîhayat kendi nefsine mâliktir kadar herbir zîhayat kendi nefsine mâliktir ve kendi zâtı için çalışır ve kendi lezzeti ve kendi zâtı için çalışır ve kendi lezzeti için çabalar. Onun bir hakk-ı hayatı var. için çabalar. Onun bir hakk-ı hayatı var. Gaye-i himmeti ve hedef-i maksadı Gaye-i himmeti ve hedef-i maksadı yaşamak ve bekasını temin etmektir" yaşamak ve bekasını temin etmektir" diyorsun. Ve Hâlık-ı Kerîmin kerem diyorsun. Ve Hâlık-ı Kerîmin kerem düsturlarından ve erkân-ı kâinatta kemâl-i düsturlarından ve erkân-ı kâinatta kemâl-i itaatle imtisal edilen düstur-u teavünle, itaatle imtisal edilen düstur-u teavünle, nebâtat hayvânâtın imdadına ve hayvânat nebâtat hayvânâtın imdadına ve hayvânat insanların yardımına koşmasından insanların yardımına koşmasından tezahür eden o umumî kanunun tezahür eden o umumî kanunun rahîmâne, kerîmâne cilvelerini cidal rahîmâne, kerîmâne cilvelerini cidal zannedip, "Hayat bir cidaldir" diye, zannedip, "Hayat bir cidaldir" diye, ahmakane hükmetmişsin.ahmakane hükmetmişsin.

Acaba, o düstur-u teavünün Acaba, o düstur-u teavünün cilvesinden olan, zerrât-ı taâmiyenin cilvesinden olan, zerrât-ı taâmiyenin kemâl-i şevkle beden hücrelerinin kemâl-i şevkle beden hücrelerinin gıdalandırılması için koşmaları nasıl gıdalandırılması için koşmaları nasıl cidaldir? Nasıl bir çarpışmaktır? Belki cidaldir? Nasıl bir çarpışmaktır? Belki o imdat ve o koşmak, Kerîm bir o imdat ve o koşmak, Kerîm bir Rabbin emriyle bir teavündür. Rabbin emriyle bir teavündür. (17 Lema)(17 Lema)

Page 22: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Mâsumlara gelen felâketlerde, İnsanın anlayamadığı hikmetler vardır.

… … Meselâ, bir çocuk, eline aldığı bir kuş veya bir Meselâ, bir çocuk, eline aldığı bir kuş veya bir sineği öldürse, şeriat-ı fıtriyenin ahkâmından sineği öldürse, şeriat-ı fıtriyenin ahkâmından olan hiss-i şefkate muhalefet etmiş olur. İşte bu olan hiss-i şefkate muhalefet etmiş olur. İşte bu muhalefetten dolayı düşüp başı kırılırsa muhalefetten dolayı düşüp başı kırılırsa müstahak olur. Çünkü, bu musibet o müstahak olur. Çünkü, bu musibet o muhalefete cezadır. Veya dişi bir kaplan, öz muhalefete cezadır. Veya dişi bir kaplan, öz evlâtlarına olan şiddet-i şefkat ve himâyeyi evlâtlarına olan şiddet-i şefkat ve himâyeyi nazara almayarak, zavallı ceylânın yavrucuğunu nazara almayarak, zavallı ceylânın yavrucuğunu parçalayarak yavrularına rızık yapar. Sonra, bir parçalayarak yavrularına rızık yapar. Sonra, bir avcı tarafından öldürülür. İşte, hiss-i şefkat ve avcı tarafından öldürülür. İşte, hiss-i şefkat ve himâyeye muhalefet ettiğinden, ceylâna yaptığı himâyeye muhalefet ettiğinden, ceylâna yaptığı aynı musibete mâruz kalır.aynı musibete mâruz kalır.İhtarİhtarKaplan gibi hayvanların halal rızıkları, ölü hayvanlardır. Kaplan gibi hayvanların halal rızıkları, ölü hayvanlardır. Sağ hayvanları öldürüp rızık yapmak, şeriat-ı fıtriyece Sağ hayvanları öldürüp rızık yapmak, şeriat-ı fıtriyece haramdırharamdır..((Mesnevi-i Nuriye))

Page 23: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

İsmail`in annesi, İbrahim`in(as) peşine düştü (ve ona İsmail`in annesi, İbrahim`in(as) peşine düştü (ve ona Keda`da yetişti). "Ey İbrahim, bizi burada, hiçbir Keda`da yetişti). "Ey İbrahim, bizi burada, hiçbir insanın hiçbir yoldaşın bulunmadığı bir yerde bırakıp insanın hiçbir yoldaşın bulunmadığı bir yerde bırakıp nereye gidiyorsun?" diye seslendi. Bu sözünü birkaç nereye gidiyorsun?" diye seslendi. Bu sözünü birkaç kere tekrarladı. Hz. İbrahim (as), (emir gereği) ona kere tekrarladı. Hz. İbrahim (as), (emir gereği) ona dönüp bakmadı bile. Anne, tekrar (üçüncü kere) dönüp bakmadı bile. Anne, tekrar (üçüncü kere) seslendi. "Böyle yapmanı sana Allah mı seslendi. "Böyle yapmanı sana Allah mı emretti?" dedi. Hz. İbrahim bunun emretti?" dedi. Hz. İbrahim bunun üzerine "Evet!" buyurdu. Kadın: "Öyleyse (Rabbimiz üzerine "Evet!" buyurdu. Kadın: "Öyleyse (Rabbimiz bizi korur), bizi burada perişan etmez!" dedi, sonra bizi korur), bizi burada perişan etmez!" dedi, sonra geri döndü. Hz. İbrahim de yoluna devam etti.geri döndü. Hz. İbrahim de yoluna devam etti.

Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. zira, hakkın hatırı alidir; hiçbir hatıra feda etmez. zira, hakkın hatırı alidir; hiçbir hatıra feda edilmemek gerektiredilmemek gerektir.(R.N.K.).(R.N.K.)

Page 24: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Güzel değil batmakla gâib olan bir mahbub. Güzel değil batmakla gâib olan bir mahbub. Çünkü, zevâle mahkûm, hakiki güzel olamaz; Çünkü, zevâle mahkûm, hakiki güzel olamaz;

aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.

Page 25: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Üç çeşit dost vardır.1.1. Ekmek gibidir; her gün ararsın.Ekmek gibidir; her gün ararsın.2.2. İlaç gibidir; lazım oldukça ararsın.İlaç gibidir; lazım oldukça ararsın.3.3. Mikrop gibidir; o seni arar bulur…Mikrop gibidir; o seni arar bulur…

Page 26: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!

Page 27: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Eğer ölümü öldürüp, zevâli dünyadan izâle etmek ve aczi ve fakrı beşerden kaldırıp kabir kapısını kapamak çaresi

varsa, söyle; dinleyelim. Yoksa sus! Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur'ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur

ile nurlanalım.

Page 28: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

  ذات اكثروا الل هادم ذكرLezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz

Page 29: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

İmanı kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkiki yapmanın en kısa ve en kolay yolu Risaletü'n-Nur'dadır.

Page 30: MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI

Madem dünya bir gün bize "Haydi, dışarı" diyecek, feryadımızdan kulağını

kapayacak. O bizi dışarı kovmadan, biz hastalıklar

ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz.

O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız.

MÜFTÜ AHMET HULUSİ EFENDİ KÜLTÜR, SAĞLIK VE EĞİTİM VAKFIwww.ahev.org