9
GÖRE MUHADRAMLAR Muhadrams According to Hadithmen Seyit AVCI* Özet Hz. Peygamber'i gören sahabilerle, sahabileri gören tabiiler küçük bir grup Bu " küçük grup cahiliye döne- minde dönemine·de Müslüman tur. saadette olmalanna Hz. Peygamber' i göremeyen bu küçük gruba hadisçUer özel bir terimle, "muhad- ram" tam olarak belli olmamalda birlikte, ' az olduklan kabul edilen muhadramlann bir tabun nesli içinde seçkin bir yere sahip Hadis ilmine olan hizmetleriyle dikkat çeken muhadramlar güvenilir kimlikleri , ibadet ve taata diiikünlükleriyle de Anahtar Kelimel er Muhadram, Cahiliye, Rivayet, Güvenilir. ilimler içinde, her ilim bir .. çok alt Özellikle hadis ilminin '1-hadis", yani hadis ilimleri olarak alt bu ilim daha çok Tarihten günümüze kadar, hadis ilminin her dalmda son derece bir literatürün meydana günümüzde de bu ciddiyet içinde devam bir gerçektir. Hadis ilminin alt biri olan biyografi ricaJ edebi- sahabe ve tabiin nesli ile ilgili yeterli bilgiler bulmak mümkündür. Fakat söz konusu iki çok halde, onlar kadar sahip olmayan, kendilerine muhadram deni- len bir için söylemek mümkün Cahiliye ve döneminde halde Hz. Peygamber'le bulamayan muhadramlarla ilgili ülkemizde çok düzeydedir. Bu sebeple muhadramlar üzerin- Abstract The term Muhadram is used to deseribe the group of people who became Muslim after the death of the Prophet but lived at the time of the Sahaba (Prophet's companions). There was a small group of people who lived belween the Sahaba (Muslims who saw the Prophet and became His companion) and the Ta- bii (Muslims who saw the Sahabi). This small group lived during the time of cahiliye (pre-Islamic periÔd) and became Muslim when Islam came. Despite· living during Saadet (Period of Happiness, time of Pr6phet and first Four Rightly Guided Caliphs of Islam), that small group of people who could not see the Prophet were called "muhadram" by the Hadithmen. The muhadrams whose exact number is unclear, are considered as having an elite place in the strain of Tabii. The community of muhadrams attracted attention their services to the science of Hadith, also have become known with their reliable identities and addiction to prayers. Keywords Islam, Muhadram, Cahiliye (The Time Before The Islam), Narrative, Reliable de bir hadis ilmi ve hadis tarihi önemli bir kanaatin- deyiz. A. Kelimenin sözlük olan hadrame "f';..A>" . fiili, anlamlara gelir. Örnek olarak kesil- deveye "nakatü'n-muhadram", erkek eti mi , eti mi belli olmayan ete "lahmun muhadram", beUi olmayan suya "maun mu- hadram", beyaz, kendisi siyah olan da "muhadram" tabirleri Kelimenin bu anlam- dikkate kesik, dlj1UJ1lu beUi olmayan görülmektedir •. Dr., ÇPL Meslek Dersleri Çumra/KONYA. [email protected] 1 Manzür, Usanü'l-arab, Beyrut 1968, XII, 184; Süyüti, Tedribu'r- ravi fi §erhi Taknöi'n-Nevavi, (thk. Abdülvehhab AbduUatil). Beyrut 1979, II, 238-239; Ahmed Muhammed ei - Baisu'l-hasls Beyrut 1951, s. 188-189. DERGiSI, 18, SAYI: 2, 2005, Sayfa: 159- 167 , ISSN 1300·0373, TEK-DAY

Muhadrams According to Hadithmen - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/2005_2/2005_2_AVCIS.pdf · 2016. 5. 10. · HADİSÇİLERE GÖRE MUHADRAMLAR Muhadrams According to Hadithmen

  • Upload
    others

  • View
    0

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • HADİSÇİLERE GÖRE MUHADRAMLAR

    Muhadrams According to Hadithmen

    Seyit AVCI*

    Özet

    Hz. Peygamber' i gören sahabilerle, sahabileri gören tabiiler aıasında küçük bir grup vardır. Bu "küçük grup cahiliye döne-minde Ya§a111JŞ, İslam dönemine· de yel:iıierek Müslüman olm~tur. Asr-ı saadette ya§arnış olmalanna rağmen Hz. Peygamber' i göremeyen bu küçük gruba hadisçUer özel bir terimle, "muhad-ram" dem~lerdir. Sayılan tam olarak belli olmamalda birlikte, ' az sayıda olduklan kabul edilen muhadramlann bir çoğu, tabun nesli içinde seçkin bir yere sahip olm~lardır. Hadis ilmine olan hizmetleriyle dikkat çeken muhadramlar topluluğu, güvenilir kimlikleri, ibadet ve taata diiikünlükleriyle de tanınmışlardır.

    Anahtar Kelimeler

    İslam, Muhadram, Cahiliye, Rivayet, Güvenilir.

    GiriŞ

    İslami ilimler içinde, her ilim dalının bir .. çok alt branşı bulunmaktadır. Özellikle hadis ilminin "ulfımu'1-hadis", yani hadis ilimleri olarak isimlendirilqıesine bakıldığında, alt branşların bu ilim dalında daha çok sayıda olduğu anlaşılmaktadır. Tarihten günümüze kadar, hadis ilminin her dalmda son derece geniş bir literatürün meydana getirildiği, günümüzde de bu çalışmalann aynı ciddiyet içinde devam ettirildiği bir gerçektir. Hadis ilminin alt branşlarından biri olan kişilerin biyografi tanıtımlarının yapıldığı ricaJ edebi-yatında, sahabe ve tabiin nesli ile ilgili yeterli bilgiler bulmak mümkündür. Fakat söz konusu iki kuşakla çok yakın ilişkisi olduğu halde, onlar kadar tanınma şansına sahip olmayan, kendilerine muhadram deni-len bir başka kuşak için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Cahiliye ve İslam döneminde yaşadıkları halde Hz. Peygamber'le görüşme imkanı bulamayan muhadramlarla ilgili yapılan çalışmalar ülkemizde çok sınırlı · düzeydedir. Bu sebeple muhadramlar üzerin-

    Abstract

    The term Muhadram is used to deseribe the group of people who became Muslim after the death of the Prophet but lived at the time of the Sahaba (Prophet's companions). There was a small group of people who lived belween the Sahaba (Muslims who saw the Prophet and became His companion) and the Ta-bii (Muslims who saw the Sahabi). This small group lived during the time of cahiliye (pre-Islamic periÔd) and became Muslim when Islam came. Despite· living during Asr-ı Saadet (Period of Happiness, time of Pr6phet and first Four Rightly Guided Caliphs of Islam), that small group of people who could not see the Prophet were called "muhadram" by the Hadithmen. The muhadrams whose exact number is unclear, are considered as having an elite place in the strain of Tabii. The community of muhadrams attracted attention wit.l-ı their services to the science of Hadith, also have become known with their reliable identities and addiction to prayers.

    Keywords

    Islam, Muhadram, Cahiliye (The Time Before The Islam), Narrative, Reliable

    de yapıla21< bir çalıŞmanın hadis ilmi ve hadis tarihi açısından önemli bir boşluğu dolduracağı kanaatin-deyiz.

    A. Muhadramın Tanımı

    Kelimenin sözlük anlamı olan hadrame "f';..A>" . fiili, çeşitli anlamlara gelir. Örnek olarak kulağı kesil-miş deveye "nakatü'n-muhadram", erkek eti mi, dişi eti mi belli olmayan ete "lahmun muhadram", aynı şekilde tatlı mı acı mı beUi olmayan suya "maun mu-hadram", babası beyaz, kendisi siyah olan çocuğa da "muhadram" tabirleri kuUanılır. Kelimenin bu anlam-ları dikkate alindığında muhadramın kesik, kesilmiş, karışık, dlj1UJ1lu beUi olmayan manalarına geldiği görülmektedir •.

    Dr., Alibeyhüyüğü ÇPL Meslek Dersleri Öğretmeni, Çumra/KONYA. [email protected]

    1 İbn Manzür, Usanü'l-arab, Beyrut 1968, XII, 184; Süyüti, Tedribu'r-ravi fi §erhi Taknöi'n-Nevavi, (thk. Abdülvehhab AbduUatil). Beyrut 1979, II, 238-239; Ahmed Muhammed Şakir, ei-Baisu'l-hasls şerhu ihtisarı UICi~i'l-hadis, Beyrut 1951, s. 188-189.

    iSı..AMl ARAŞTIRMAlAR DERGiSI, CİLT: 18, SAYI: 2, 2005, Sayfa: 159-167, ISSN 1300·0373, TEK-DAY

  • SEYiTAVCI

    Hadis literatüründe kullanılan muhadram terimi, kelimenin sözlük anlamıyla yakından ilgilidir. Hadis-çilerio tanırnma göre muhadram, cahiliye dönemin-de yaşayan, Hz. Peygamber döneminde müslüman olduğu halde onu göremeyen kimselere denir. Bazı hadisçilerio görüşüne göre muhadram, Mekke fet-hinden önce kendi kavimlerini veya başkalarını küfür halinde gören kimselerdir. Zira Araplar Mekke'nin fethinden sonra tamamen İslam'a girmişler ve cahi-liye sıfatından kurtulmuşlardıf2. Muhadramlann hangi tabakaya dahil olacakları konusunda ihtilaf edilmiştir>. Hz. Peygamber zamanına yetişlikleri göz önüne alındığında onların sahabi olmaları gerekir. Fakat onu göremedikleri için sahabi sayılmamışlardır. Onlar sa-habeyi gören tabiller gibi de kabul edilmemi§lerdir. Zira muhadramlar Hz. Peygamber devrine yetişmişler, onun hayatta old~ğu bir sırada onı..tn ashabı ile görüşmüşlerdir. Bu durumda onlar, Hz. Peygambe-r'in vefatından sonra dünyaya gelen, onun ashabı ile görüşen diğer tabillerden de farklıdır .. İbn Abdülber (ö .. 463/1071) muhadramlan sahabeden saymıştır. Ancak İbn Hacer (ö.852/1448), bu iddiayı müna-kaşaya değer bir konu olarak değerlendirmiştir. Zira Ol')a gö~e İbn Abdülber, kitabının mukaddiınesinde birinci psırda yaşamış olanlan bir araya toplamak ve hepsini de kapsamak üzere, bunlar arasında muhad-ramları da zikrettiğini açıkça beiirtmiştir'. İbn Hacer' e göre doğru olan, muhadramlann mesela NecA§i gibi herhangi birinin Ht. Peygamber devrinde müslüman olduğu bilinsin veya bilinmesin, hepsinin de kibar-ı tabiinden sayılmasıdır. Bununla birlikte Mirac gece-si, Hz. Peygamber'e yeryüzünde bulunan kimselerin hepsinin gösterildiği ve Hz. Peygamber'in de onla-rın hepsini gördüğü kabul edilirse, onun hayatında mürnin olan kimselerin, onunla karşılaşmasalar bile, onun tarafından görülmüş olmaJan itibariyle sahabe-den sayılmaları da mümkün olur'. Ama genel anlam-da Hz. Peygamber' i göremedikleri için tabiin tabakası içinde zikredilmişlerdir. Bununla birlikte muhadram-lann derece itibariyle sahabenin altında, fakat tabii-nin de üstünde sayılan · az olan "özel bir grup" olarak değerlendirilmesi de mümkündür. Muhadramların hayat hikayelerinin anlatıldığı tabakat kitapl~rında onların ara statüdeki özellikleri, muhadram kelime-sinin yanı sıra, cahiliye döneminde yaşadıklarından dolayı "cahill: .,.ı.c4-" kelimesiyle de ifade edilmişti~.

    2 Müslim, Mukaddime 6; İbnü'l-Esir, en-Nihaye fl !!anöi'l-hadis, Beyrut 1965, ll, 42; ~iğit, Talat, Hadis Istılahlan, Ankara 1985, s. 266, 267; Naim, Ahmed, Teaid Saıih Tercemesi, Ankara 1981, s. 32-35.

    3 ibn Hacer, Nuzhelü'n-nazar fi tavzihi Nuhbeti'l-fıker, (tre. Talat Koçyi-ğit, Hadis Istılahlan Hakkında Nuhbetu'l·Fıker Şerhi), Anka_ıa 1971, s. 78.

    4 İbn Abdülber, el-lstiiıb fi ma'rifeti'l-ashab, (İsabe ile birlilde), Beyrut ls., ı, 13.

    5 İbn Hacer, el-isabe fi temyizi's-sahabe, Beyrut ts., (el-istiiıb'la birlikte), ı. 6; a. mlf., Nuzhe, s. 78.

    6 lbn Abdülber, a.g.e., (thk. Ali Muhammed el-Bicavi), Beyrut 1412, IV, 1774.

    160

    Hadisçil~rin muhadramlar hakkındaki görüşleri aşağı yukarı bu merkezdedir. Lügat aJiınleri -ise muhadram kelimesini hadisçiterden farklı şekilde tanımlamışlarcPır. Onlara göre muhadram, ömrünün yansını cahili-yede, yarısını da İslam döneminde geçirmiş olan, ister sahabe ile görüşmüş, ister görüşmemiş olan kimsedir'. Şairlerden muallaka sahibi Lebid el-Amiri, Ka'b b. Züheyr, Hassan b. Sabit, Nabiga el-Ca' di, Ebu Züeyb el-Hüzeli, Mütemmim b. Nüveyre onlara göre mu-hadramlardandır. Lügat alimlerine göre Lebid, Has-san ve Hakim b. Hizam muhadram sayıldıklan halde, h~disçilere göre bu kişiler sahabidirlero. Muhadramın tanımındaki bu görüş ayrılıkları dini eserlerin mütala-asında her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.

    B. Muhadramlann Sayısı ve İsimleri

    Muhadramlarla ilgili hadis, hadis usulü eserlerinde detaylı bilgiler verilmemektedir. Bu konuda Muham-med b. Halil (ö.841/1437)'in Tezkiratü't-tôlibi'l-mu-al/em bimen yukôlü_innehu rnuhadram adlı özel bir eser yazdığı belirtilmektedir'1. Eserin yazılıp yazılmadığı, günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemekle beraber Süyıiti (ö.911/1505)'nin de bu konuda müstakil bir eser kalem alma isteği kendi ifadesinden anlaşılmal,

  • miştir13• Süyl1ti''nin yukarıdakimuhadramlara ilave etti-ği isimler de §Unlardır: ·

    Abdullan b. Ukeym, Abdurrahman b. Ganm, Ab-durrahman·b. Useyle es-Sam&bihl, Abdurrahman b. Yerbu, Alkame b. Kays b. Ebu Hazim, Amr b. Abdul-lah b. el-Asam, Cabir el-Yemant;Cübeyr b. el-Hfuis, Dahhak b. Kays, Ebu Atabe el-Havlani, EbU Müslim Abdullah b. Süveb ei-Havlant, Ebu Salih ei-Enmari, Ebu Ümeyye e§-Şa'bant, Ebu Vail Şakik b. Seleme, Eslem Mevla Ömer, Evsat el-Becell, Ka'b el-Ahbar, Mesruk ei-Ecda, Mürre b. Şerahtl, Şüreyh b. el-Hans ei-Kacl1, Ubeyde b. Amr es-Selmant; Üveys ei-Karani'14•

    Burada 22 ki§inin isimlerinin sayıldığı dü§ünü- · lecek olursa, bu durumda yukandakilerle birlikte bu sayı 42'ye ula§ml§ olmaktadır. Süyuti, bu sayılanların Iraki'ye (ö.806/1403) göre olduğunu belirtmi§, onun saymadığı §U isimlerio de muhadramlardan olduğunu İbn Hacer'in (ö.852/1448) İsabe'sine dayanarak söy-lemi§tir ki bunlar da 5 ki§idir:

    Ahnefb. Kays el-Esedi, Ebu Rühm Ahzab b. Üseyd es-Sem't, Ecda b. MaJik el-Hemedant, Ertat b. Ka'b el-Fezan, Ertat b. Süheyye15•

    Buraya kadar isimleri zikrolunan muhadramlann toplam sayısı 47'ye ula§Tllaktadır. Daha çok me§hur. olan bu ki§ilerin hayatJan hakkında alfabetik sıraya göre bir kaç sab.rlık da olsa bilgi verilmesi muhadram-ların tanınması açısından yararlı olacakb.r.

    1. Abdu Hayr b. Yezid el-Hayvanı Ebu Umare künyesiyle tanınan Abdu Hayr, Ku-

    fe'lidir. Cahiliye döneminde çocuk ya§ta müslüman olmu§, Hatib el-Bağdadi'ye(ö.463/l071) göre Hz. Peygamber dönemine yeti§tiği halde onunla bir ara-ya gelememi§tir.•6 Sahabe içinde Hz. Ali ile görü§mü§, qndan hadis clinl~miştir17• Yüzyirmi Ya§ında olduğu bizzat kendisinden nakledilen Abdu Hayr18, hadisçile-. re göre sika kabul edilen bir ravidir19• •

    2. Abdullah b. Ukeym

    Ebu Ma'bed künyesiyle anılan İbn Ukeym, Cühey-ne kabilesine mensup muhadramlardandıJ.-31. Hz. Pey-gamber dönemine yeti§tiği halde onunla görü§tüğü bilinmemektedif'2•. Resw-i Ekrem'in vefaondan ör:ıce

    13 Süyı)li, II, 239; Uğur,~- 261-262. .

    14 Süyüti, II, 239; Ahmed Naim, 1, 33-34. 15 Suyı)ti, ll, 239-240; Ahmed Naim, 1, 34. İbn Hacer, elif harfi içinde

    muhadram grubuna giren ~ileri birinci cildin üçüncü kısmında ayn bir başlık albnda ele alm~r. isabe (el-lstiab'la birlikte), 1, 99-117.

    16 Habö, Taıihu Bağdad, Beyrut ts., Xl, 124. 17 Buhaıi, et-Tarihu'l-kebir, (thk. es-Seyyid HAşim en-Nedvi}, Beyrut ts.,

    VI, 133; Zehebi, ei-Muktena fi serdi'l-küna, {thk. Muhammed Salih), Medine 1408,1,417.

    18 ibn Abdatber, a.g.e., III, 1005. "19 ib~ Ebü Halim, el-Cerh ve't-ta'dii,_Beyrut 1952, VI, 37; İcli, Maıifetü

    's-sikiıt, (thk. Abdülalim Abdülazim ei-Büstevi), Medine 1985, ll, 70. 20 Zehebi, a.g.e., ll, 87. 2ı İbn Ebu HAlim, Cerh, V, 121.

    HADİSÇİLERE GÖRE MUHADRAMLAR

    müslüman olduğu belirtilen İbn Ukeym, Hz. ömer'-le görü§mܧtüf22. Ebu Hatim'in (ö.354/965) verdiği bilgiye göre Abdullah, Haccac'ın zulmünden endi§e ettiği bir d_önemde kalkıp iki rekat namaz kılm~, Al-lah'a dua ederek duasmda zina etmediğini, hırsızlık yapmadığını, yetim malı yemediğini, iffetli bir hanıma iftira etmecliğini, eğer doğru söylüyorsa Haccac'ın §errinden kendini korumasını Allah TeaJa'dan istemi§, bu dua sayesinde Haccac'ın §errinden kurtulmu§tu~. Abdullah, Hacca c döneminde vefat etmi§ti~·.

    3 . Abdurrahman b. Ganm

    Sahabe ve tabiln devrinin tanınmı§ Şam ve Fi-listin fakibi olarak §öjıret bulan Abdurrahman, aslen Yemenli'dir. Hz. Peygamber hayatta iken dünyaya gelmi§ olmasına rağmen, onu görüp görmediği konu-sunda deği§ik rivayetler vardır. Onu görmecliği fikri ağır basmı§ olmalı ki, ismi tabiinin büyükleri arasında zikredilmektedir. 25 Muaz b. Cebel, Hz. Ömer, Osman, Ali, Ebu Zer gibi birçok sahabiden hadis rivayet et-mi§tir. Sika kabul edilen Abdurrahman'ın Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde rivayetleri vardır. 78/697 yılında vefat etmi§ti~.

    4. Abdurrahman b. Useyle es-Sanabihi

    Hakkında, gökyüzüne çıkıp sonra yere inen bir adama bakmak isteyenin Sanabihi'ye bakması ge-rektiğinden bahsedilif'27. Yahya b. Ma1n (ö.233/847), onun Hz. Peygamber'in vefahndan sonra Medine'ye

    . geldiğini, kendisiyle kar§~a§amadığını söylemi§tir. Ni-tekim kendisi de Cuhfe' de bulunduğu sırada Resw-i Ekrem'i alb. gece ile kaçırdığını,. ona yeti§emediğini ifade etmi§tir2S. Bir ba§ka rivayette, Yemen'den Medi-ne'ye doğru yola çıkb.ğı, Cuhfe'ye geldiği sırada orada önüne gelen bir atlıya Resw-i Ekrem'i sorduğu, fakat ondan be§ gün önce Resw-i Ekrem'in defnedildiğini

    ı

    öğrendiği nakledilmi§ti~. Medine'ye gelerek Hz. Ebu Bekir' e biat e tm i§, bir süre orada oturduktan sonra Şam'a giclip oraya yerle§mi§ ve orada ölmü§türJO. Sa-nabihi, hadisçilere göre sika tabitlerdendir"•.

    22 ictı, a.g.e., ll. 47. 23 Ebiı Halim, Sikat, (thk. es-Seyyid Şerefüddin Ahmed), Beyrut 1975,

    III,247. 24 İbn Hacer, Takıibü't·tehzib, (thk. Muhammed Awame), Suriye 1986,

    s.314. 25 İbn Abdatber, a.g.e., II, 580; İcli, a.g.e., ll, 84; Alai, camiu't·tahsil,

    (thk. Hameli Abdülmecid es..Silefi), Beyrut 1986, s. 220; İbn Hacer, a.g.e., s. 335.

    26 Alw, a.g.e., 1, 225 ; İbn Hacer, lsabe (thk. Ali Muhammed ei-Bicavi), Beyrut 1992, tv. 350; Çeker, Orhan, "Abdurrahman b. Ganm", DİA .. istanbull988, ı. 162.

    27 Buhari, Tarihu'l· kebir, V, 321. 28 İbn EbCı'Hatim, Cerh, V, 262. 29 Buhari, et-Tarihu's-sağir (ei·Evsat}, (thk. Mahmud ihrahim 2ayed},

    Haleb, Ka.hire 1977,1, 165. 30 Ebü Halim, MeşAhiru ulemw'l-emsar, Beyrut 1959, s. 111. 3ı • -Idi, a.g.e., ll. 82.

    161

  • SEYİT AVCI

    5. Abdurrahman b. Yerbu Mahzum Oğullan kabilesindendir. Cahiliye döne-

    minde y~amı§, Hz. EbQ Bekir'den ·hadis rivayet et-mi§, kendisinden de İbnü'l-Münkedir rivayette bulun-mu§tur12. Onbeş ki§ilik müellefetü'l-kulub içinde onun da ismi geçmektedir.u.

    6. Alkame b. Kays Abdullah b. Mesud'un seçkin talebesi, Kfıfe fıkıh

    ve tefsir mektebinin önde gelen temsilcilerinden olan Alkame, Hz. Peygamber hayatta iken dünyaya gelen muhadiamlardandır. Yemen men§eli olan Alkame, KCıfe'ye yerleşmi§, İbn Mesud'un derslerine devam etmi§tir. Hz. Ali ile birlikte Sıffin Sava§ı'na katılmı§hr. Her beş günde bir Kur'an'ı hatmettiği, sesi çok güzel olduğundan dolayı İbn Mesud'un kendisi hakkında, "ResUlullah ·seni görseydi sevinirdi" dediği rivayet edilmiştir. Hadisçitere göre sika biri olarak kabul edi-len Alkame 62/682 yılında Kfıfe'de vefat etmi§tir. Ve-fat tarihi 61, 63, 65 ve 72 olarak da zikredilir"'.

    7. Ahnef b. Kays Asıl adı Sahr olan Ahnef, İslamiyet'ten önce doğ

    mu§tur. Doğu§tan çarpı~ hacaklı olduğu için Ahnef denildiği, Hz. Peygamber'le görü§emediği, fakat Hz. Peygamber'in İslfun'a daveti kar§ısmda menfi tavır ta-kınan kabilesi Temim'i müslüman olmaya ikna ettiği nakledilmi§tir. Hz. Ömer ve Hz. Osman zamanındaki fetihlerde büyük başarılar gösteren Ahnef hakkında Hz. Ömer, onun zühd konusunda Basralılar'ın efen-disi olduğunu söylemi§tirz. Cihadı, cesareti ve zekası ile tanınan Ahnef, 67/686·87 yılında Kufe'de vefat e tm i§tiflô.

    8. Amr b. Meymun Yemenli olan Amr; cahiliye döneminde.doğmu§

    tur. Müslüman olmakla birlikte Hz. Peygamber' i göre-ınediğinden dolayı muhadrarnOndan sayılmı§hr. Hz. Ömer, Hz. Ali, Ebu Hureyre, Hz. Ai§e, Muaz b. Ce-bel, Abdullah b. Mesud gibi sahabilerle görü§ffiܧİÜr. Bütün münekkitler Amr'ın güvenilir bir muhaddis ol-duğunu kabul etmi§lerdir. Kütüb-i Sitte'de rivayetleri bulunan Amr'ın y~adı~ı uzun yıllar boyunca yüz ka-dar hac ve umre yaphğı,37 çok ya§lanmasına rağmen ölümü hiç temenni etmediği rivayet edilmi§tir. Kesin

    32 Zehebl, Mizanü'l·i'lidal li nakdi'r·ric!l, I-VIII, Beyrut 1995, IV, 327; ibn Hacer. Usanü'l-mizan, Beyrut 1986. VII, 285; Zehebi, el-Kaşif, (thk. Muhammed Avvame), Cidde 1992, 1, 648.

    33 İbn Hacer, isabe, IV, 365. 34 Buhan, Tanhu' l-kebir, Vll, 41; İbn Ebfı ~tim. Cerh, VI, 404; Süyü-

    li, Tabakatü'l·huffaz. Beyrut, 1403, s. 20; Öz.el, Ahmet, "Alkame b. Kays", DİA., İstanbul1989, U. 467.

    35 İbn Hacer, isabe, 1,188. 36 EbO Halim, Sikat, 1, 87; Zehebi, Kaşif. 1, 229; Mizzi, Tehzibü'l·kemaı,

    Beyrut 1980, U, 283; İbn Hacer, !sabe,1,187; Önkal, Ahmet, "Ahnefb. Kays", DİA., İstanbul1989, ll, 174.

    37 Zehebi. T ezkira, 1, 65.

    162

    olmamakla birlikte 74/693 ·veya 75/694 yılında vefat ettiği kaydedilir"'.

    9. Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadrami Ebu Abdurrahman künyesiyle anılır". Şam'da ya-

    §amt§, Ebu'd-Derda, Ebu Zer gibi sahabilerden hadis dinlemi§tir. Tabiinin büyüklerinden sayılan Cübeyr, hadisçitere göre sika kabul edilmi§tif'O.

    10. Ebu Amr eş-Şeybaru Cahiliye devrine yeti§en Ebu Amr'ın Hz. Peygam·

    ber zamanında olgun y~ta bir olduğu belirtilmi§tir.••

    ll. Ebu Atabe el-Havlani İki kıbleye namaz kılanlardandır. İslfuniyet'i erken

    dönemde kabul etmi§tir. Bir b~ka rivayete göre, Hz. Peygamber'in vefah11dan önce müslüman olmu§, onu görememi§tir. Muaz b. Cebel ile görü§mü§tür. Şam'da ikamet ettiği rivayet olunmaktadır".

    12. Ebu'l-Halal el-Ateki Hz. Osman'dan hadis dinlemi§, kendisinden de ·

    Katade rivayette bulunmu§tur"l.

    13. Ebu Müslim el-Havlani Adı Abdullah b. Süveb'dir'". Yemen'li olan Ebu

    Müslirn, Yemen'den Medine'ye doğru yola çıkhğı bir sırada Resill-i Ekrem'in vefat ettiğini öğrenmi§tir. Hz. EbQ Bekir döneminde Medine'ye yerle§tiği, daha sonralan da Dım~k'a gidip orada ikamet ettiği nak-ledilmektedir. Hadisçitere göre sika kabul edilen Ebu Müslim'in muteber hadis kitaplannda rivayetleri var-dır. Tabiin nesiinin efendisi, me§hur sekjz zahidinden biri olan ve güzel Kur'an okuyan Ebu Müslim 62/681-82 yılında vefat etmi§tir.45

    14. Ebu Osman el\-~ehdi Cahiliye devrinde doğmu§, Hz. Peygamber ha-

    yatta iken İslamiyet'i kabul etmekle birlikte kendisiyle görü§ememi§tir. Hz. Ebu Bekir'le de görü§emeyen en-Nehcü, diğer sahabilerle görü§mü§tür. 130 yıl ya-şadığı için muammerCından kabul edilen en-Nehcü'-nin aslında niyeti haccetmek olmadığı halde sırf Ebu Hureyre'den bir hadis öğrenmek için o yıl hacca çıkbğı nakledilir.

  • oruç tutttuğu, üzerine baygınlık gelinceye kadar na-maz kıldığı, altmış kadar. hac ve umre yapbğı rivayet · olunmaktad~7• Kütüb-i Sitte'de rivayetleri bulunan en-Nehdl hadis otoritelerine göre güvenilir bir ravidir. En-Nehdi, 100/718-19 yılında Basra'da vefat etmiştir. 95/714 veya 105/723'te öldüğü de rivayet edi.lira.

    15. Ebu Rafi es-Scüğ İsmi, Rebla b. Zürfue'c:iirı9• Önce Medine'de sonra

    Basra'da ikarnet etmiştir. Tabun imamlarından olan Ebu Rafı, Hz. Ömer, Übey_ b. Ka'b, Ebu Musa, Ebu Hureyre, Kab el-Ahbar gibi sahabilerle görüşmüştür. Kendisinden de Hasan-ı Basri, Katade ve daha başkaları rivayette bulu,nmuşlardır. İd! (ö.261/874-75)

    . sika, Ebu Hatim (ö.3S4/965) de "la be'se bih" oldu-ğunu söylemişlerdiP'l.

    16. Ebu Reca el-Utaridi 611 yılında doğan Ebu Reca Mekke'nin fethinden .

    sonra müslüman olmuş, Hz. Peygamber'in vefabndan sonra Medine'ye gidip yerleşmiş ve rivayete göre Hz. Ebu Bekir'le görüşmüŞtür. Muhadramun ve dolayısıy-la tabiln nesiinin önde gelen alimlerinden ve güvenilir hadis ravilerinden biridir. Kırk yıl imamlık yapmış olan Ebu Reca, çok namaz kılar ve Kur'an okurdu. Rama- . zan'da her on günde bir l:ıatim yapardı~'. Ebu Reca'-nın 105/723-24 yılında vefat ettiğini söyleyenler oldu-ğu gibi, bu tarihin 100/7718-719, 107/725-26 veya 108/726-727 olduğunu söyleyenler de vardır. Kütüb-i Sitte'de rivayetleri bulunan Ebu Reca'nın cenaze na-mazında Hasan-ı Basri hazır bulunmuştuP'.

    17. Ebu Rühriı Ahzab b. Üseyd es-Sem'i Sahabiliği ih.tilaflıdır. Doğru olan muhadram ol-

    masıdır. Sikadır.53

    18. Ebu Vail Şakik b. Selerne Hz. Ömer'den ve Abdullah b. Mesud'dan hadis

    dinlemiş, kendisinden de A'meş (ö.l48/765), yedi kıraat imarnından biri olan tabii alim Asım (ö.l27/745) ve Mansur b. el- Mutemir (ö.l32/750) olarak bilinen Küfe'nin ileri gelen illemasından Ebu Attab es-Süle-mi rivayette bulunmuşlardırM. Hicretin birinci yılında

    47 Zehebi, Te2kira, I, 66. 48 Müslim, Mukadclime 6; H8kim, ei-Müstedrek ale's.Sahihayn, (Mustafa

    Abdülkadir Aliı); Beyrut 1990, I, 340; Çakan, İ. Lütfi, "Ebü Osman en-Nehdi", DİA, İstanbull994, X 210. .

    49 Müslirn, Mukadclime 6; Süyüti, U, 239. 50 Zehebi, Alamü'n-nübela, IV, 415. 51 Zehebi, Te2kira, ı, 66. 52 Zehebi, a.g.e., 1, 66; Küçük, Raşit, "Ebü Reca ei-Uiiıridi", DİA, İstan·

    bul1994, X, 212. 53 İbn Hacer, Takrib, 1, 96. 54 M~Um·, Küna, 1, 866. Asım'ın rivayette bulunduğu kimseler arasında

    Ebü Wıil'in ismi geçmektedir. bk. Zehebi, A'lamü'n-nübela, V, 256· San, Mehmet Ali, "Asım b. Behdele", DİA,İstanbul 1991, lU, 476: Mansur da Ebü Vail'den hadis rivayet edenlerdenclir. Zehebi, A'Jamü-'n-nübelil, V, 402; a.mU., Tezkira, I, 142-143.

    HADiSÇİLERE GÖRE MUHADRAMLAR

    doğmuş, fakat Hz. Peygamber' i görememiştir. 83/702 yılında ölmüştüP>.

    19. Ecda b. Malik Cahiliye dönemi muhadram şairlerden olup Mes-

    ruk b. Ecda (ö.63/683)'ın babasıdır. Hz. Ömer'le gö-rüştüğü, Hz. Ömer'in ona Abdurrahman ismini verdiği nakledihnekt.edir. Fı:da, Hz. Ömer zamanında vefat eirlı.iştir-'1.

    20. Eslem Ebu Halid el-Kureşi künyesiyle anılan Eslem, Hz.

    Ömer'in kölesidir. Hz. Ömer, onu hicretin on ikinci yılında satın almışbr. Aslen Yemenli veya Habeşistanlı olduğuna dair rivayetler vardı~7• Hz. Ebu Bekir Ömer, Osman, Muaz b. Cebel ve daha başka birçok sahabiden hadis rivayet etmiştir. Kendisinden de Ka-sım b. Muhammed, Nafi gibiler ilim öğrenmişlerdir. Ebu Zür'a'ya (ö.264/877-78) göre güvenilir bir ravi olan Eslem'in 80/699-700 yılında öldüğü nakledil-mektedir. 114 sene yaşadığına dair rivayet varsa da bu doğru değildiP".

    21. Ertat b. Süheyye Rivayet doğru ise Fil senesinden yaklaşık kırk sene

    önce doğmuş, Abdülmelik'in hilafetinde vefat etmiştir. Abdülıiıelik'in hilafet süresi 65-86/685-705 yıllan arası yaklaşık 21 senedir. Abdülmelik'in hilafetinin ilk yıllannda vefat etmiş ise yaklaşık olarak 158, son senelerinde ölmüşse, 179 sene yaşamış oldu!iı söyle-nebilir. Fakat bu bilgilerin güvenilirliğini tespit etmek oldukça zordur. Meşhur §airdir59•

    22. Esved b. Hilal el-Muharibi KUfeli, cahiliye döneminde yaşamış, tabiinin bü-

    yüklerinden, salih biridir. Hz. Ömer, Muai b. Ceqel, Abdullah b. Mesud ve EbCı Hureyre'den hadis rivayet etmiştir. Kendisinden Eş'as b. Ebu Şa'sa, Ebu İshak es-Sebti gibiler rivayette bulunmuşlardır. Yahya b. Main'e (ö.233/847) göre güvenilir bir ravidir. 84/703 yılında vefat etmişüpo.

    23. Esved b. Yezid en-Nehai Yemen asıllı Neha kabilesine mensup olduğundan

    · Nehai diye anılır. Künyesi Ebu Amr'dır. Hz. Peygam-ber zamanında yaşadığı halde onu göremediği içiıi muhadramundan sayılır. İbrahim en-Nehai'nin da-yısıdır. Yemen'de Muaz b. Cebel'i, Kufe'de Abdullah b. Mesud'u ve daha başka sahabileri görmüştür. İbadete düşkün biri olduğu, her gün yediyüz rekat na-

    55 Buhilri, Tilrihu'l-kebir, IV, 245; Ebü Halim, Meşilhiru ulemil, 1, 99; Zehebi, Tezkira, I, 60; Süyüti, Tabakatü'l·huffaz. I, 28.

    56. • lbn Hacer, lsilbe, I, 186.

    57 Ebü Hiltirn, Sikat, IV, 45; Süyüti, Tedrib, ll, 239. 58 Zehebi, AJaıno·n-nübela, IV, 100. 59 ibn Hacer, İsilbe, I, 190; Ahmed Naim, s. 34-35. 60 ibn Ebü Halim, Cerh, U, 292; İcli, a.g.e. , I, 229; Zehebi, A'lamü'n·nü·

    bela, IV, 257.

    163

  • SEYiT AVCI

    maz kıldığı, Ramazan'da her iki gecede bir Kur'an'ı hatmettiği, Ramazan dışında her allı gecede bir hatim yaphğı, akşam ile yatsı arası uyuduğu, altmış kez ara-lannı birleştirmeden hac ve umre yaphğı, fazla oruç tutmasından dolayı gözlerini kaybettiği nakledilmek-tedir.61 Hadisçilertarafından sika kabul edilen Esved'in ölüm tarihi 74/693 veya 75/694 olarak verilmişse de ikinci rivayetin daha güçlü olduğu belirtilmiştir.62

    24. Evsat el-Beceli

    Şamlı, tabiinin büyüklerindendir. Hz. Ebu Bekir, Ömer'le görüşmüştür. Güvenilir bir ravi olarak kabul edilif63:

    25. Guneym b. Kays Ebu'I-Anher künyesiyle tanınan Guneym, Ebu

    Musa el-Eşari'den hadis dinlemiştir. Kendisi de Sabit b. Umare rivayet etmiştir.6<

    26. Halid b. Umeyr el-Adevi

    Basralı'dır. Utbe b. Gazvan'dan hadis rivayet et-miştir. Ken disinden de Humeyd b. Hilal, Ebu Nuame rivayette bulunmuşlardır.65 İbn Hacer muhadramdan olduğunu, onu sahabe arasında zikredenlerin yanıldığını söylemiştir.66

    21. Ka'b el-Ahbar Ebu İshak künyesiyle tanınan Ka'b, Yemen'de ya-

    şayan Zuruayn soyundan gelmektedir. 104 yaşında öldüğü rivayeti dikkate alındığında, miladi 551 yılında doğmuş olduğu söylenebilir. YemEm'de yaşadığı, müslümanlığı orada kabul ettiği rivayet edilmekle bir-likte, onun Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer devirlerinde müslümanlığı kabul ettiğine dair rivayetler de vardır. Bu rivayetlere göre· o, ResUl-i Ekrem'i gÖrememiştir. İbn Hacer, muhadram olduğunu açıkça belirtmiştir.67

    Hz. Ömer'den, Ebu Hureyre'den rivayetleri vardır. Kendisinden İbn Abbas, Sa!d b. el-Müseyyeb rivayet-te bulunmuşlardır.68 Şam'a yerleşip orada yaşamış,69 Hz. Osman'ın halifeliğinin sonlarına doğru 32/652-53 yılında ölmüştür. Hicri 34 yılında öldüğü rivayeti de vardır.10 İsraili rivayetleriyle tanınan Ka'b'ın güveni-lirliği konusu tarhşmalıdır. Kab'ın rivayetlerine karşı

    61 idi, a.g.e., ı. 229; Zehebi, Tezkira, ı, 51; İbnü'ı.ımad, Şezeratü'z.zeheb fi ah bari men zeheb, ı-Vlll, Beyruı 1979, ı, 83; L.eknevi, İkfunetü- · '1-hucce ala enne'l-iksiır fi't·taabbüd leyse bi bid'a, (lhk. Abdülfettah Ebu Gudde, Haleb 1990, s. 67.

    62 İdi, a.g.e., I, 229; Köse, Saffet, "Esved b. Yezid" DİA, İstanbul1995, Xl,441-442. .

    63 İdi, a.g.e., I, 238; Zehebi, ~if, I, 257. 64 Buhan, Tarthu'l-kebir, yll,llO; Müslim, Küna ve'l-Esına,l, 658. 65 Buhari, Tarthu'l-kebir, III, 162; İbn Ebu Halim, Cerh, III, 343. 66 İbn Hacer, Takrib, I, 190. 67 İbn Hacer, Tal

  • Mesruk, 63/683 tarihinde vefat ebniştiı"S2.

    32. Mesud b. Hıraş Rib'l b. Hıraş'ın (ö.l00/718-19) kard~idir. Sa-

    habi olup olmadığı konusunda. ihtilaf vardır. Buha-rt'ye (ö.256/870) göre sahabi olduğu, EbO. Hatim'e (ö.354/965.) göre. ise sahabi olmadığı nakledilmiştiro.

    33 . Sa'd b. İyas eş-Şeyb~ni EbO. Amr künyesiyle anılan Sa'd, Hz. Peygamber

    dönemine yetişenlerdendit5. Tecrid-i Sarfh'te bu isim EbO. Amr ve Sa'd b. İyas eş-Şeybani olarak yazılmıştır. Doğrusu EbO. Amr Sa' d b. İyas eş-Şeybanl olmalıdıt66.

    34. Sümame b. Hazn ei-Kuşeyri Künyesi Ebu'I-Vird olan Sümame, Hz. Ömer'in

    ashabındandır. Otuzbeş yaşında onunla karşılaşmıştır. Hz. Osman, Aişe, İbn Ömer'den hadis dinlemiş, Abdullah b. Ömer, Ebu'd-Derda gibi sahabileri gör-müştür. Kendisinden de Esved b. Şeyban, Ceriri gi-biler rivayette bulunmuşlardır. Muhadramdan olan Sümame için Yahya b. Ma'in (ö.233/847), onun sika olduğunu söylemiştirs'.

    35. Süveyd b. Gafle EbO. Ümeyye künyeli Süveyd, Klıfeli olup muhad-

    ramdandıres. Abdullah b. Mesud'dan hadis dinleyen güvenilir raviler arasında yer alı~. Hz. Peygamber'~ den iki yaş küçük olduğu, Fil yılında veya iki yıl son-ra doğduğu, Medine'ye geldiği gün Reso.I-i Ekrem'in vefat edip defnedildiğini öğrendiği naklepilmektedir. Yaşının 128'e ulaştığına dair rivayetler bulunan Sü-veyd, 80/699 yılında ölmüş~.

    36. Şübeyl b. Avf el-Ahmesi

    KO.fe'de yaşayan muhadramlardan Şübeyl'in künyesi Ebu't-Tufeyl'dir. Hz. Peygamber'i gördü-ğüne dair rivayetler bulunmakla birlikte9ı, İbn Hacer (ö.852/1448) onun sahabi olduğu iddiasının doğru olmadığını belirbniştirn. Kadisiye Savaşına katılmış,

    82 ibn Ebü Halim. Cerh, vın. 396. 83 Alai. Cfuniu't·tahsiı, ı, 278. 84 Müslim, Küna, ı. 562. 85 ibn Abdülber, IV, 1720. 86 Naim, Ahmed, s. 33. 87 İbn Ebü Halim. Cerh, ll, 465; İbn Hacer, Takrib, 1. 134. 88 Zehebi, Muktena. ı. 94. 89" lcli, '!.g.e., ı. 443. 90 Buhful, Tarihu'ı- kebir, IV, 142; İbn Hacer, Taknb, 1, 260; Süyüti, Ta-

    bakatü'ı-huffaz. ı;24. 91 Buhan, a.g.e., IV, 258; Zehebi, a.g.e., ı, 328. 92 ibn Hacer, a.g.e., 1, 264.

    HADiSÇiLERE GÖRE MUHADRAMLAR

    Hz. Ömer'den hadis rivayet ebniştir. Yahya b. Main (ö.233/847), onun sika olduğunu söylemiştir.93

    37. Şüreyh b. Hani Ebu'I-Mikdam ei-Müzhid el-KO.fi, muhadramdır.

    Hz. Ali, Aişe, Ömer gibi sahabilerden hadis rivayet et-miştir. 120 yıl yaşadığına dair rivayetler vardır. 78/697 yılında Sicistan'da şehit edilmiş~.

    38. Şüreyh b. el-Haris el-Kadi KO.fe karlısı olarak tanınan Şüreyh, tabiin döne-

    minin ileri gelen fakihlerindendir. 18/639 yılında kırk yaşında iken Hz. Ömer tarafından kadı tayin edildiği rivayeti doğru ise, 600 yılı civarında doğmuş olmalıdır. Yemen'in Kinde kabilesine mensup olan Şüreyh, İran asıllı bir aileye mensuptur. Onun Resul-i Ekrem'e gelip İslamiyet'i kabul ettiği ve Yemen'de kalabalık bir ailesi bulunduğunu söylemesi üzerine, onları getirme-sinin emredildiği, döndüğün.de ise Hz. Peygamber'in vefat etmiş olduğu şeklindeki bir rivayete dayanılarak onun sahabi olduğu ileri sürülmüşse de İbn Mende (ö.470/1077), Zehebl (ö.748/1347) ve İbn Hacer (ö.852/1448) gibi hadisçitere göre sahabi değil, mu-hadramlardandı[95. Nitekim İbn Hacer, bu görüşün m~hur olduğunu söylemiştif'J'I. İslamiyet'i Yemen'de iken Muaz b. Cebel'den öğrenen Şüreyh, daha başka bir çok sahabi ile de görüşmüştür. İbn Sa' d (230/845) Yahya b. Ma"ın (ö.233/847) ve idi'ye (ö.261/874-75) göre güvenilir ravilerdendir. Kadı Şüreyh, 80/699 yılında 100 (108, 110 veya 120) yaşlannda KO.fe' de ve-fat etmiş ve evine defnedilmiştir. Kaynaklarda ölümü için 76-99 yılları arasında çeşitli tarihler verijir9'.

    39 . Ubeyde b. Amr es-Selmani Künyesi EbO. Müslim'dir. Hz. Ömer, Abdullah b.

    Mesud ve Hz. Ali'den hadis dinlemiştir. Cahiliye dö-neminde yaşadığı, Hz. Peygamber'in vefatından iki yıl önce müslüman olup namaz kılmaya başladığı söy-lenmiştir"!. İbn Hacer, onun muhadramdan ve tabil-nin büyüklerinden, fakih ve itimat edilir biİi olduğunu söylemiş, Kadı Şüreyh'in zorlandığı konuları ona sor-duğunu belirbniştir. Yahya b. Main {ö.233/847), onun güvenilir bir şahsiyet olduğu görüşündedir. 70/689-90 yılında vefat etmiştir. 72/691 yılında öldüğü de söy-lenmiştir. 99

    40. Üveys el-Karani Tabiin kuşağı içinde Resul-i Ekrem'in(s.a.) ashabı-

    93 ibn Ebü Halim, Cerh, IV, 381. 94 Zehebi, Tezkira, 1, 59.

    95 Zehebi, Muktena, 1, 94. 96 o o

    lbn Hacer, Lsabe, lll, 334. 97 Buhati, a.g.e., IV, 228; ibn Abdülber, a.g.e., ll, 701; Zetıebl, A'ıamü

    'n·nübela, IV, 100; a. mlf., Tezkira, 1, 59; Süyüti, Tabakatü'l-huflfız, ı. 27; Özen, Şükrü, "Kadi Şüreyli", DiA., istanbul 2001, XXJV. 119-121.

    98 Buhan, a.g.e., VI, 82.

    99 ibn Ebü Halim, Cerh, VI, 91; ibn Hacer, Takrib, 1, 379.

    165

  • SEYiTAVCI

    na kendileri için istiğfar etmesini emrettiği, tabiinin en hayırlısı dediği, annesine çok itaatkar olduğunu söy-lediği Üveys, Yemen'in Kam kabilesine mensuptur. Hz. Ömer, Hz. Ali ile görüşmüş, Hz. Ömer Üveys'ten istiğfar talebinde bulunmuştur.ıcıı Daha sonra Kufe'ye gidip orada ya§afO!şbr•o•. Zehebi (ö. 748/1347), ondan bahsederken Buhan'nin onu zayıf raviler arasında zikretmesinden dolayı Mfzôn'ına aldığını, aksi takdir-de Allah'ın veli kullanndan olması dolayısıyla onu bu eserine almaması gerektiğini söylemiştir102• Bununla birlikte onun sika, sadO.k bir ravi olduğunu ifade eden-ler de olmuştur•aı. Tabiinin me§hur sekiz zahidinden biri olarak zikredilen Üveys'in ak§am olduğunda, "Bu gece rükıi gecesidir" dediği, o geceyi sabaha kadar rükı1 ile geçirdiği, ak§am olduğUnda, "Bu gece secde gecesidir" dediği, sabaha kadar secde ettiği rivayet edilmektedir. ıoo Bunun yanında ak§am olduğu zaman evinde bulunan fazla yiyecek ve giyecekleri tasadduk ettiği, ardından "Allahım! Açlıktan ölenlerden dolayı beni hesaba çekme, çıplak olarak ölen varsa beni on-dan sorumlu tutma!" diye dua ettiği, kendini bütün insanlardan sorumlu tutan bir anlayl§a sahip olduğu nakledilir105• Nerede vefat ettiği konusunda kaynaklar-da farklı bilgiler verilmektedir. Sıffin Savaşı'nda Hz. Ali ordusu içinde üzerinde kırk küsur yara olduğu hal-

    . de şehid edildiği, Mekke'de Ebtl Kubeys dağında ve Dımaşk'ta öldüğüne dair rivayetler de vardır•06•

    Buraya kadar daha çok me§hur olan muhadram-lardan kırk tanesini tanıtmaya çalışml§ bulunuyoruz. İsimleri zikredilen bu rriuhadranüann dışında kaynak-larda muhadram olduğu belirtilen daha başka kişiler de vardır. Konuyu uzatinamak için bu kişilerin yalnız adianna işaret etmekle yetineceğiz. Say~an 60'ı bulan bu kişilerin alfabetik sıraya göre isimleri şu şekildedir:

    Abbas b. Rebia el-Ktlfilm, Abdullah b. Halifeı

  • Hz. Ömer'in müezzini Akra'"9, Kürdüs b. Amrııo, Ma-lik b. Evs15', Müslim el-KurE!§fıs2, Ne~! Ashame153, Nufey' es-Sruğ150, Rezln b. el-Hubeyş el-Esedjıı6, Tebt' el-Hıİnyen"ıs6, Omeyr b. Said157 Ümeyye b. Ebu Aid el-Hüzelvsa, Üs!IDte b. el-Hans el-Hüzeli'59, Yezid b. el-Esved el-Cürşl u.o, Yezld b. Umeyre'6', Zeyd b. Vehb•6'Z, Zirr b. Hubeyş'63• • •

    SONUÇ Hadis, İslam tarihi ve diğer dini kaynaklann iyi bir

    şekilde taraTıması durumunda muhadramlann sayısında bir miktar daha arhş kaydedileceği kesin gö-rünmektedir. Araştırmamızda lOO'e yakın muhadram ismi tespit etmiş bulunmaktayız. Bu isimlerin tespitin-de, kaynaklarda özellikle haklannda muhadram ~elimesi kullanılanlan seçmeye çalıştık. Muhadramlann sayısının ne kad~ olduğu konusunda net bir rakam vermemekle birlikte, bu rakamın yüzden fazla olduğu

    · söylenebilir. Muhadrcimlann hadis tarihindeki yerleri,

    149 ibn Hacer, Takrib, ı, 114. 150 ibn Hacer, Tehzib, Vlll, 386. 151 Zehebi, Tezkira, ı, 68. 152 Zeheb!, Kaşif, ll, 262. 153 ibn Hacer, Nuzhe, s. 78. 154 Zehebi, a.g.e., 1, 231. 155 Zehebi, a.g.e., ll, 71. 156 ibn Hacer, a.g.e., 1, 130. 157 ibn Hacer, Lisan, IV, 379. 158 ibn Hacer, a.g.e., ı, 216. 159 . lbn l:lacer, a.g.e., ı, 194. 160 ·-· • . · .Zehebı, a.g.e.,l, 87. . 161 Zehebl, a.g.e., ll, 388. 1~ Zehebi, A'ıamü'n·nübelıi,IV, 196. 163 Süyiiti', Tabakatü'ı.huffaz, 1,26.

    HADİSÇİLERE GÖRE MUHADRAMLAR

    hadis ilmine hizmetleri kayda değer noktadadır. Ço-ğunlukla güvenilir olarak kabul edilen muhadramlar, bir çok sahabi ile görüşmüş, onlardan hadis rivayet etmişlerdir. Kendilerinden de tabiin nesiinin önemli şahsiyetleri rivayette bulunmuşlardır. Muhadramlara ait tarihi rivayetlerin doğruluk dereceleri, ilim ehlinin teı:ıkit ve eleştirilerine açıkbr. Muhadramlann biyogra-fileri konusunda nakledilen, bazı zamanlar yüzeysel,

    -zaman iaman da doyurucu ve detaylı olan bilgiler, bize hemen hemen her muhadram hakkında bilgi

    . verebilmektedir. Hz. Peygamber'in ashabına verilen önem kadar, onu göremeyen muhadramlar sınıfına da özen gösterilmiş olması, ilim adına, özellikle hadis ilimleri adına sevinilecek bir husustur. Değişik kaynak-lann aynı şahıslar hakkında verdi~ bilgilerin birbirine benzer içerikte olması, tarihten günümüze kadar ula-şan rivayetlerin zannedildiği kadar da zayıf olmadığı-

    • nı, en azından bir asla dayandığını göstermektedir.

    167