Temmuz 2019 Sayý: 607

MUTLULUK ÝSTASYONUBÝLGELÝK ÜZERÝNEFOTON KUÞAÐI 2

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Cilt: 51 Sayý: 607 Temmuz 2019

ÝÇÝNDEKÝLER

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü:Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme ve Okur/Abone Ýliþkileri:

0535 4554223 - 0549 7220248

Yönetim Yeri:Hayri Eðmezoðlu Sk. Ýkizler Ap.

No: 8 D: 32 Erenköy/Ýst.

Merhametsiz ve Zalim Olmayalým ................................. 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Ýslâm Bilimine Genel Bakýþ ........................................ 9Ahmet Kayserilioðlu

Leonardo da Vinci ..............................14Güngör Özyiðit

Epiktetos Bilgelik Üzerine ................................. 21Nihal Gürsoy

Bilinç ve Bilinçdýþý ..............................27M. Reþat Güner

Foton Kuþaðý - 2 ............................... 33Der: Ýsmail Acar

Mutluluk Ýstasyonu ............................ 39Çev: Nelda Ýnan

Akaþ’ýn Gücü .................................... 43(Canlý Kryon Celsesi)

Dergimizin internet sitesini www.sevgidunyasidergisi.com, www.dostluk.org

adreslerinden ziyaret edebilirsinizKapak Resmi, Dorothy Dean

1

Sevgili DostlarBir ortanca mevsimiydi o gittiðinde, baþyazarýmýz, hepimizin

gönlünde yeri olan o sevgili insan. Onun yeryüzünde dolaþmýyorolmasý yaþamadýðý anlamýna gelmiyor bizler için. Hayýr“eserleriyle yaþýyor” þeklinde deðil yalnýzca dememiz, biz ölümüsadece “deðiþme” olarak görürüz de ondan. Bu dünyadan ayrýldýðýtarihte 13 Temmuz’da ona bir ziyaret yaparýz, o günü mümkünmertebe birlikte geçirmeye çalýþýrýz. Ama aslýnda hemen herbiraraya geldiðimizde bir þekilde anarýz onu. Söylediði bir söz,yaptýðý bir örneklik bizi duygulandýrýr, düþündürür, neþelendirir.Her zaman aramýzdadýr, buradayken de olmayý en arzu ettiðiyer gibi. Bizim bir olmamýzý, birliðin örneðini vermemizi isterdi.O varken, aramýzdayken yürümek ümit dolu bir türkü söylemekgibiydi. Bizlere her zaman gönlünü, sevgisini, bilgisini, tecrübesiniesirgemeden verirdi; aldýðý her yeni þeyi bizlerle paylaþýrdý.Biraz daha yakýndan tanýyanlar, bizim dýþýmýzdakilere de, birdoktor olarak hastalarýna da öyle davrandýðýný gözlemleyebilirlerdi.O gerçekte bütün insanlarý severdi, ona zararý, kötülüðüdokunmuþlarý bile. Geçmiþteki bir gülyüzlü için ne güzel söylenmiþ:“Bir zaman, birisi, hani dua etmek için yanýna iki kiþi alarakdaða çýkmýþtý. Nasýl dua ederken onun saçlarý, onun yüzü,onun esvabý, týpký gönlü gibi ak ve tertemiz oluverdi birdenbire...Çünkü o insanlarý severdi... çünkü o iyiliklerle doluydu...çünkü o vazifeliydi...” Ýnsan için görevli olduðunu hissedenlerininsanlarý ayýrdetmeksizin sevmesi baþ þarttýr. Görünüþleri, yaþan-týlarý, inançlarý ne kadar farklý olursa olsun sevgi her insanýn gön-lüne girer. Evet, bizim Baþkanýmýz her gönle kýymet verir, her gönlegirmeyi arzu ederdi, “Sevdirmeden kendini, sevemezsin kimseyi”derdi. Onun olduðu yerde yaþayýp onunla ayný yerden su içtiðimiziçin þükrederiz. Hâlâ ve hâlâ onunla birlikte yol alýyoruz aslýnda.“Biribirini seven gönüller, birbirleri ile kopmaz baðlarla baðlýdýr.Ýþte onun için Sizi Sevgisinden Vareden birbiriniz için sizdengerçek sevgi bekler.”

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin SevgilerimizleSEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI2

Merhametsiz ve Zalim Olmayalým

Dr. Refet Kayserilioðlu

Herkesin hayatýnda bazýhatalarý ve suçlarý olmuþtur.Hatasýz insan olmaz. Eðer hatanýn hata olduðugörülmüþse ve bir daha dayapýlmayacaksa Allah onubaðýþlar.

Allah zalim deðildir. O sevgisinden varettiðikullarýný sever ve baðýþlar.Biz de seven, acýyan vebaðýþlamasýný bilenolmalýyýz. Gerçek insanlýk budur.

Her canlýya acýyanlarýn gönlünde, her canlýya karþýduyulan bir sevgi yatmak-tadýr. Bu, üstün bir ruhhaline delâlet eder.

3SEVGÝ DÜNYASI

üneydoðuAnadolu’nunbir köyündedünyaya

gelmiþti. Doðuþtan birkolu sakattý. Yaþýilerledikçe o kol zayýf,çarpýk ve küçük kalmýþtý.Diðer kolunun yarýsý kadarbile yoktu boyu ve kalýn-lýðý. Ama o, ailesinin dedesteði ile çolak ve sakatkolunu hiç bir problemyapmamýþtý kendine.Ýlkokulu büyük bir gay-retle bitirmiþ, þehirdekiortaokula da her gün üçbeþ kilometre yol teperekdevam etmiþti. Ortaokulupekiyi derece ile bitirdik-ten sonra lise parasýz yatýlýsýnavýný ve öðretmenokulu sýnavýný kazanmýþtý.Sýnavlarý kazanmanýnsevinci ile okullarabaþvurmuþ, fakat okullaronu muayeneye yol-lamýþlar. Muayenede debir kolu sakat, o kol iþgörmez raporu vermiþler-di. Bu rapor üzerine okulkapýlarý yüzüne kapanmýþ,"Sen sakatsýn okulumuzagiremezsin, parasýz, yatýlýlise öðrenimi yapamazsýn,öðretmen de olamazsýn!.."demiþlerdi. Bin bir umutlave bin bir zorluklaortaokulu bitiren, parasýz

yatýlý imtihanlarýný dakazanan delikanlý için busonuç tam bir yýkýmolmuþtu. "Sen sakatsýn,okuyamazsýn, yüksele-mezsin!.." sözleri kulak-larýnda uðuldamayabaþlamýþtý. Bu sözlergiderek þekil deðiþtirmiþ"Sen sakatsýn bir iþe yara-mazsýn" þekline bürün-müþtü. Günlerce üzülmüþ,aðlamýþ, ne babasýnýntesellisi, ne anasýnýngözyaþlarý onun acýsýnýdindirememiþti.

Aylar geçtikçe içindeki.acý bir kýzgýnlýða ve kinedönüþtü. Topluma kýzýyor,bu kötü düzene kýzýyor,insanlarýn bu merhamet-sizliðine, bu zalimcedavranýþýna kýzýyordu. Birkaç yýl sonra o da acý-masýz bir eþkýya olmuþtu.Daðlarda gizleniyor, tekeliyle uçan kuþu bilevuruyordu. Ona "Sensakatsýn, bir iþe yaramaz-sýn" demiþlerdi. O sakatolmadýðýný, her iþi yapa-bildiðini göstermeye ah-detmiþti. Her iþi yapýyor-du da. Kaçakçýlýk yapý-yordu, yol kesiyor, adamsoyuyordu. Kimseyiöldürmemiþ, ama birkaçkiþiyi yaralamýþtý. Korku-

suz ve acýmasýz saldýrýyor-du en küçük direnenkiþiye. Yýllar geçmiþ, adý"yedi belâ" ya çýkmýþtý.Herkes ondan korkuyor,"yedi belâ geliyor" den-ince herkes bir köþeyesiniyordu. Bir yandan daetrafýna adamlar toplaný-yor, kadýnlar ve kýzlararasýnda itibarý artýyordu.Onunla evlenmek isteyenen güzel kýzlarý reddedi-yordu. Hiç kimseye yüzvermeyen kadýnlar onunlagizli iliþkiler kuruyorlardý.Ama evlenmeye korkuyor-du. Ya doðacak çocuklarýkendisi gibi sakatolurlarsa!.. Bu yüzden çoksevdiði ve beðendiðikýzlarý reddetti. Sonundabeðenmediði ve sevmediðibir kadýnla imam nikâhýylaevlendi. Maksadý "çocuðunasýl olacak?" onu dene-mekti. Daha sonra ondanayrýlýp esas sevdiðiyleevlenecekti.

Fakat bu arada çokyakýn bir akrabasýnýnkarýsý ona musallat olmuþ-tu. Yakýn akrabasýnýnkarýsýna kötü gözle bak-mak onun için büyükþerefsizlikti. Fakat kadýnyakasýný býrakmýyor, onusevdiðini, onsuz dura-

G

madýðýný söylüyordu veaðlýyordu. Kocasýndanmemnun olmadýðýný, ondahiçbir þey bulmadýðýný vesevmediðini tekrar edipduruyordu. "Ondanayrýlayým beni al, ikincikarýn olayým" diyordu. Birgün onun arzularýnadayanamadý, kaçmasý paraetmemiþti, kendisini ondankurtaramamýþtý. Yasak vegünah aþký yaþamýþtý.Yaptýðý iþten çok utanýyor-du. "Ben bu þerefsizliðinasýl yaptým?!.." diye ken-dini lânetliyor, ama kadýnýgörünce gevþiyor, onunýsrarýna isteklerine karþýkoyamýyordu. Hemkendinden, hem ondannefret ediyordu. Fakatyavaþ yavaþ o da kadýnýistemeye ve sevmeyebaþladýðýný da görüyordu.

Bu zýt duygular içindebocalarken karýsýnýndoðum vakti geldi. Ozaman içini bir korku aldý.Çocuðunun sakat olacaðýkorkusu yüreðini kapladý.Günahlar da iþlemiþti,Allah ona ceza verseyeriydi. Doðuma bir haftakala karýsýný aldý, hiç kim-seye haber vermedenÝzmir'e kaçtý. Çocuðusaðlam doðarsa bundansonra hiç kötülük ve kötü

iþ yapmayacaktý. Çocuðuda kendisi gibi sakatdoðarsa, bu dünya ona dacehennem olmasýn diye,çocuðunu da, kendini deöldürecekti. Kararlýydýbuna. Doðum gününüendiþeyle bekledi. Çünkübu doðum, onun için yakurtuluþtu, ya da ölümdü.Çocuk hastanede doðdu.Nur topu gibi, her þeyisaðlam, güzel bir oðlandý.Sevinçten ne yapacaðýnýþaþýrdý. Aðlýyordu, þükre-diyordu Allah'a ve sözveriyordu, yemin ediyorduonun huzurunda: "Bundansonra hiç kötülük yapma-yacaktý. Aç kalsa bile kim-senin malýna, mülküne gözdikmeyecek, sevdiði ka-dýnla günah aþk yaþamaya-caktý." Sözünde de durdu.Ýzmir'e yerleþmeye kararverdi. Bir daha memleke-tine dönmeyecekti.

Biriktirdiði para ile birsüre idare etti. Sonra öte-beri alýp seyyar satýcýlýkyaptý. Çocuðu büyüyordu.Akþam olunca onu görmekiçin eve koþuyordu. Fakatkarýsýný bir türlü sevemi-yordu. Baþtan da sevme-den almýþtý, sonra da seve-memiþti, çocuk olduktansonra da sevemiyordu.Aklý hep o yasak aþk yap-

týðý kadýndaydý. Ne yapsa,ne kadar kötülese, ona da,kendine de ne kadarlânetler etse olmuyor, yineonu sevdiðini, yine onuözlediðini görüyordu.Aradan aylar geçti, yýlgeçti, çocuðu bir yaþýnageldi. Bu arada karýsýyeniden hamile kaldý. Beþaltý aylýkken kanamalarbaþladý ve çocuk düþtü.Doktorlar kanamayý dur-duramadýlar. Karýsý tam ikiay hastanede yattý. Çocuðuolunca onunla resmi nikâhda yaptýrmýþtý. Bu iki aylýkhastane tedavisi onu yýktý,mahvetti. Bir yandandýþarýdaki çocuða bakmakzorunluluðu, bir yandantedavilere ve ilâçlara parayetiþtirmek zorunluluðumaddî yönden onu sýfýraindirdi. Çalýþamýyor,kazanamýyor ve hep mas-raf ediyordu. Hazýra nedayanýr!..

Karýsý iyileþip hastane-den çýktýðý zamandilenecek hâle gelmiþti.Çeþitli yerlere baþvurdu, iþaradý. Bütün kapýlar, "Sensakatsýn iþe yaramazsýn"diye yüzüne kapanýyordu.Sonunda bir fabrika sahibiona þu acayip tavsiyeyiyaptý: "Senin gibi sakatlardilenerek günde 200 - 300

SEVGÝ DÜNYASI4

liraya para demiyorlar. Neyapacaksýn çalýþmayý, gitdilen!.." O zaman dünyabaþýna yýkýldý sandý.Utanarak, ezilerek oradanayrýldý. Bir süre daha iþaradý, ama boþuna. Hiçbiryerde iþ vermiyorlardýona. Bir süre sonragerçekten dilenmek zorun-da kaldý. Kötülük yapma-yacak, kimsenin malýnýçalmayacaktý. Dilenmekhýrsýzlýktan daha iyi idi.Dilenirken bazýlarý onaakýl veriyorlar, kýzýyor-lardý: "Çalýþsana, dilen-meye utanmýyor musun?Bir kolun yok diye hiçbiriþ de yapamaz mýsýn?"Bazýlarýna "iþ bul daçalýþayým" diyebiliyor,bazýlarýna bu cevabý ver-meye dahi utanýyordu.

Yýllar geçti, Ýstanbul'ageldiler ve çýkan birkanundan yararlanarak birmüesseseye iþçi olarakgirdi. O kanun fabrikalarýbelli sayýda sakat iþçialmaya zorluyordu. Dörtsenedir o iþ yerinde iþçiolarak çalýþýyor. Fakat tamrahat edecekken bir yüz vebaþ aðrýsý baþladý kidayanýlýr gibi deðil. Ýþçisigortalarýna tabi olduðuiçin çeþitli defalar doktor-lara çýktý, kimisi migren

dediler, yapýlan migrentedavileri para etmedi,yarým baþ ve yüz aðrýsýarttýkça arttý. Sonra mas-toid iltihabý dediler,kulaðýn arkasýndanameliyat ettiler. Aðrýlarazalmadý, artmakta devametti. Ýkinci bir ameliyatakarar verdiler. Trigeminusnevraljisi dediler vetrigeminus sinirini kestiler.Bu siniri kesilince yüz vedilin bir yarýsý yarý felçgibi oldu. Yüzün ve aðzýno yarýsýnýn soðuða, mik-roplara karþý direnciazaldý. Bu ameliyata rað-men aðrýlar yine dinmediartmakta devam etti. Birsürü ilâçlar almakta, iðne-ler yapýlmakta, lakin aðrýyine devam etmekte idi.Üçüncü bir ameliyat yap-týlar, bademcikleri aldýlar.Aðrýda hiçbir deðiþiklikolmadý, artýk tedavilerdenve doktorlardan ümidikesti. Bu Allah'ýn bana birbelâsý dedi ve intiharateþebbüs etti. Midesiniyýkayýp kurtardýlar.

Ýþte bu ümitsiz durum-dayken baþ aðrýlarýnýgeçirdiðim bir hasta, benitavsiye ediyor, "Ona gitmutlaka orada iyileþirsin"diyor son ümit olarak banageldi ve yukarda anlat-

týðým hikâyesini anlattý."Yaptýðým o kötü iþi ilkdefa size itiraf ediyorum"dedi. Onu da ben deþele-yerek meydana çýkardým,yoksa söyleyemiyordu.Ona, herkesin hayatýndabazý hatalarýn ve suçlarýnolduðunu, dünyada hatasýzve suçsuz insanýn bulun-madýðýný izah ettim. "Eðerhatanýn, hata olduðu kabuledilirse ve bir daha da onuyapmamaya karar verilirseAllah baðýþlar" dedim."Sonra sen bunca yýlsýkýntý ve üzüntü çek-miþsin, zaten kendine enbüyük cezayý vermiþsin.Allah seni çoktan affet-miþtir ama, sen kendiniaffedemiyorsun iþte sýkýn-týlarýnýn gerçek sebebibudur. Allah zalimdeðildir. O, sevgisindenvarettiði kullarýný sever vebaðýþlar. O, insanlarýneksikli olduklarýný, hatalarve günâhlar yapabilecek-lerini bilir ama önemliolan hatadan gereken dersialýp olgunlaþmak, aynýhatayý tekrar etmemeyegayret etmektir" diye ilâveettim.

Sözlerim onun yüreðinesu serpti, yüzündeki üzün-tülü ifade, yerini huzurabýraktý. Anlatýrken bolca

5SEVGÝ DÜNYASI

SEVGÝ DÜNYASI6

akýttýðý gözyaþlarýný sildi.Güvenle yüzüme baktý."Allah razý olsun doktorbey" dedi. "Kahrýmdanölüyordum. Bu içimdekisýkýntý, bu yüreðimdeki ikibaþlý dert, beni mahvedi-yordu. Yüzümdeki acý,onun yanýnda çok küçükkalýyordu. Derdim ikibaþlý doktor bey, bir yan-dan kendime ve o kadýnalânet ediyor, bir yandan daonu unutamýyorum veseviyorum. Ne yapacaðýmýbilemiyorum, þaþýrdýmkaldým" diye ekledi.

Ona aslýnda o kadýnýsevmediðini, ama onu suçortaðý olarak gördüðü içindevamlý düþündüðünü,devamlý düþündüðü için deonu sevdiðini sandýðýný,izah ettim. "Aslýnda senkarýný seviyorsun, her þeyeraðmen onu býrakamadýnve o sana sapasaðlam birçocuk doðuran kadýn,oðlunun annesi. Senin onakötü davranman kendiniona lâyýk görmediðin içinoluyor" diye açýklamamadevam ettim. Hipnoziçinde yaptýðýn telkinlerlede öbür kadýný unutmasýnave karýsýný sevdiðinin þuu-runa varmasýna yardýmettim. Bir hafta sonra vic-dan azaplarý ve o kadýný

düþünmeleri tamamen bit-miþ, karýsýna iyi davran-maya, karýsýný gerçektensevdiðini anlamayabaþlamýþtý. Böylece ruhiproblemi tamamençözülmüþ, ruhen tamhuzura kavuþmuþtu.

Yüzündeki aðrýlarýngerçek sebebi iþte bu ruhiproblemiydi. O problemçözülmedikçe de iste-nildiði kadar tedavi veyaameliyat uygulansýn neticesýfýrdý ve öyle olmuþtu.Ama problem çözüldüktensonra aðrýlar süratle azal-maya baþlamýþ ve sonundatamamen geçmiþti. Esasproblem çözülünce verilenilâçlar da yapýlan hipnotiktelkinler de daha etkiliolmuþtu. Manyetikkuvvetlerin ve þifa tesir-lerinin etkisi de dahabüyük olmuþtu.

DAHA ANLAYIÞLI OLMAK ZORUNDAYIZ

Bana derdini açan buhastaya karþý benanlayýþsýz, sevgisiz veþefkatsiz davransaydým;katý bir kanun veya dinuygulayýcýsý edâsýyla "Sensuçlusun, günahkârsýn"deseydim doðru mu

hareket etmiþ olurdum vefaydalý mý olurdumona?!... Asla, deðil mi?Aksine ona bir darbe deben vurur ve onu daha çokyýkardým. Çünkü zatenvicdan azabý ve çaresizlikiçinde kývranýyordu.

Hz. Ýsa'nýn hikâyesinibilirsiniz. Günahkâr birkadýný taþlamak içintoplanan halkýn önünükesen Hz. Ýsa: "Ona ilktaþý, hiç günah iþlememiþbirisi atsýn" demiþti. Hiçkimse çýkamamýþtý ilktaþý atacak. OradakilerHz. Ýsa'nýn insanlarýn giz-lediklerini bilen ve gönül-dekileri gören olduðunubildikleri için büsbütünkorkup geri çekilmiþlerdirmutlak. Birisi çýksa dagizlediðimiz suçlarýmýzýve hatalarýmýzý yüzümüzevursa hangimiz suçsuz vetertemiz olduðumuzu iddiaedebiliriz?.. Herkes birbaþka zamanda ve birbaþka konuda bir suç vehata yapmýþtýr mutlaka.Suçsuz ve hatasýz insandemek, tekâmüle ihtiyacýolmayan insan demektir.Tekâmüle, olgunlaþmayaihtiyacý olmayan kiþininde bu dünyada iþi yoktur.Ama herkesin zayýf yönü,eksik yönü baþka

taraftadýr. "Ben oyönden çok kuvvetliyim"diye böbürlenip o yöndenzayýf olanlarý kýnamakhaddini aþmaktýr. O za-man biri de çýkýp sizizayýf olduðunuz yöndenkýnayýp ayýplayýverir.Öyleyse hoþgörür olmak,merhametli olmak yaraþýrhepimize.

Doðuþtan sakat ve eksikolanlara, ya da sonradansakat kalanlara ise dahaanlayýþlý olmamýz gerekir.Kendi saðlamlýðýmýzý birüstünlük gibi görmek,sakat olanlarý, sanki kendiistekleriyle sakat olmuþlargibi, suçlamak veya deðer-siz görmek insanlýða sýð-maz. Gerçek insananlayýþlý olur, hoþ görürolur merhametli olur.Birisi sakatsa, ona yardým-cý olmak gerçek insanlarýngörevidir. Yoksa yukardabahsettiðim olaydaki gibi,büyük gayret göstermiþ,okuma isteðiyle dolu,yetenekli bir insaný "seninkolun yok" diye okumak-tan alýkoymak, bir kelimeile büyük vicdansýzlýktýr.Okumakla kol eksikliðininne ilgisi var!.. Kolsuzlarokuyamaz diye bir kanunkonulamýyorsa, kolsuzlarparasýz yatýlý okuyamaz da

denmemelidir. Kanunkoyanlarýn insaf ve merha-met duygularýndan yoksunolmamalarý gerekir. HelenKeller gibi saðýr, dilsiz vekör bir kýzýn, ailesiningayretiyle büyük bir yazarhaline geldiðini nasýlunutabiliriz!.. Sakatlarýikinci sýnýf vatandaþ gibigörmek, onlara bekledik-leri yardýmý, sevgiyi veilgiyi göstermemekgerçekten vicdana veinsanlýða sýðmaz. "Banane sakatlardan ve bana nebaþkalarýndan" diye düþü-nenlerden iseniz bir günsize de ve sizin dert-lerinize de baþkalarýnýn"Bana ne" demelerini bek-lemelisiniz. Herkes neekerse onu biçer.

ÝNSAN SEVGÝSÝ ACIMAYI BÝRLÝKTE GETÝRÝR

Evlâdýný seven bir anne,çocuðunun acýlarýný tayüreðinde duyar. Çocuðudüþmüþse, bir yerini acýt-mýþsa, onu seven annenasýl merhametle onunüzerine eðilir. Seven mer-hamet eder, seven þefkatgösterir. Sevmeyenin acý-masý, þefkat ve ihtimamgöstermesi beklenemez.Ama ruhen yükselmiþ

kiþiler herkese ve hattâ hercanlýya karþý merhametduyarlar. Onlarýn mer-hametlerinin gerisinde deelbette bir canlýya karþýduyulan bir sevgi yatmak-tadýr. Ýnsanlarý ve canlýlarýsevmeden merhamet ola-bilir mi? Acýmasýz vezalim olanlarýn gönül-lerinde kimseye karþýsevgi yoktur. Hattâ onlarkendilerini bile tam seve-mezler.

Bazýlarý kendilerineacýnmasýný bir horgörülme gibi görürler.Maðrur insan, her þeyigurur yapan insan,baþkalarýnýn sevgisine vemerhametine muhtaçolmayý küçüklük gibigörebilir. Ama bilelim kibu, o kiþinin eksikliðin-dendir. Hepimiz herzaman acýnmaya, herzaman sevilmeye muh-tacýz. Kendisini böyle birihtiyaç içinde görmeyen,aslýnda en çok muhtaçolanlardandýr. Çokzengin ve elindeki imkân-larla her dilediðini yapa-bileceðini sanan birisinidüþünelim. O baþkalarýnýnacýlarýna gözlerini yuman,baþkalarýnýn feryatlarýnakulaklarýný týkayan birisiolsun. Ve bu bir gün son

7SEVGÝ DÜNYASI

model lüks arabasýndagiderken bir kamyongelip çarpsýn. Yaralýolarak yol kenarýndayatarken, devamlý kankaybederken ve acýdankývranýrken, acabaçevresindeki kiþilerinyardýmýna ve merhametinesýðýnmayacak mýdýr?Baþka zaman ellerini sýk-maya tenezzül etmediðikiþilere "Ne olur banayardým edin!.." diye yal-varmayacak mýdýr? Farzedelim ki küçük ve deðer-siz gördüðü kiþiler onunhor davranýþlarýylakarþýlaþmýþ ve onu hiçsevmeyen kiþiler olsun.Onun "yardým" diye yal-varmalarýný alayla, kahka-hayla karþýlasýnlar, yaralýve sýkýntýda olan, isyanederek "Sizde hiç insanlýkyok mu?" diye baðýracak-týr. Ama karþýsýndakiler deona: "Sende bizim sýkýn-týlarýmýza ve acýlarýmýzakarþý insanlýk var mýydýhiç?!.." diye cevap verir-lerse ne diyecek ve neyapacaktýr?!..

Bilelim ki en küçük vedeðersiz gördüðünüzkiþiye de muhtacýz. Onunyardýmýna da, acýmasýnada, sevgisine de ihti-

yacýmýz var. Allah insan-larý birbirine muhtaç yarat-mýþtýr. Kendisini böyle birihtiyaç içinde görmeyenaslýnda bilgisizdir.

Çok söylenen bir sözvardýr: "Sevgi ayrý, mer-hamet ayrý" derler. Busözle herkese merhametedilebileceðini amaherkese sevgi duyulama-yacaðýný ifade etmek ister-ler. Þüphesiz insanýn çoksevdiði, gönlünde en üstyeri ayýrdýðý kiþileri vardýr.Hele herkesten çok sevdiðibir sevgilisi vardýr. Buevlâdý, annesi, babasý, yada karþý cinsten âþýkolduðu birisi olabilir. Amaçok sevdiði o kiþilere acý-masý da o derece büyükolur. Öyleyse acýma sevgi-den kuvvet alýr. Baþkasýnahattâ bir kedi yavrusunaacýyan kiþinin gönlünde deona karþý az da olsa birsevgi vardýr.

Birbirini seven kiþiler,sadece acýmaya dayananbir ilgiyle yetinmek iste-mezler. Daha büyük sevgive daha büyük ilgi olsunisterler. Bunda da haklýdýr-lar elbette. Sevdiðimizkiþilerin acýlý, sýkýntýlýanlarýnda onlarýn yanýndave yardýmýnda olursak

sevgimizin gerçekliðinigöstermiþ olmaz mýyýz?Onun için: "Gerçek dost,acý günde de dostluðunugösterendir" derler. Ýyigünde dostluk; sevgi veyakýnlýk göstermek, acýgünde ise uzak durmak,dostu için kendini sýkýn-týya sokmamak, rahatýnýbozmamak olur. Bu dagerçek dostluða sýðmaz.Dertlere ve acýlara ortakolmak bir yandan onlararasýndaki sevgiyiartýrýrken, bir yandanda acý çekenin acýsýnýhafifletir. Bunu hep biliriz.Sevgiler ve ilgiler acýyýhafifletmekten baþkaiyileþtirici, güç verici biretkiye de sahiptir.Dertlerin ve sýkýntýlarýnçözülmesi de sevgi veilgilerle daha da kolayolur.

Ýnsanlarý ve her canlýyýsevmek insanlýk göre-vimizdir, Allah'a karþý bor-cumuzu ödemektir. Ýnsan-larý ve canlýlarý sevmek iseonlara gösterilen ilgi ilebelli olur. Onlara acýmak-la, dertlerine ortak olmak-la, onlara karþý merhamet-siz ve zalim olmamaklaortaya konur sevgimizancak.

SEVGÝ DÜNYASI8

SEVGÝ DÜNYASI9

Gülyüzlülerden Ýbretler: 68

Ýslâm Bilimine Genel BakýþAhmet Kayserilioðlu, Psikolog

z.Ali'nin halifeliðine karþýolan Müslümanlarla yapýlanDeve savaþýnda, Sýffin sava-þýnda ve Haricilerle savaþta

binlerce Müslüman birbirini öldür-müþtü. Hz. Ali'nin ve Hasan'ýn ölümün-den sonra ise Kerbelâ denilen yerde açve susuz býrakýlan Peygamber'in soyun-

dan baþta torunu Hüseyin olmak üzerebirçoðu acýmasýzca yok edilmiþti. Bü-tün bu korkunç olaylarýn sonunda artýkhalifelik için yeterli olup olmamaya hiçgerek kalmamýþ, babadan oðula geçenbir hükümdarlýk, bir saltanat kurumuhâline dönüþmüþtü. Bunlarý geçen yazý-larýmda kýsaca sizlerle paylaþmýþtým.

H

SEVGÝ DÜNYASI10

Müslümanlar birbiriyle boðuþurkenbile ilk halifeler zamanýnda baþlayanfetihler yine sürmekteydi. Emevilerzamanýnda Ýspanya da ele geçirilmiþ,orada 781 yýllýk bir Endülüs-Emevidevleti kurulmuþtu.

Þimdi sýra 1000 yýldan beri uykudaolan Araplarýn uyanmasýna gelmiþti.Þanslarý büyüktü. Çünkü hükmettikleriinsanlar arasýnda, onlara öðretmenlikyapacak ne kadar da çok bilgili insanvardý. Kuran'ýn araþtýrmaya, bilmeye veuygulamaya özendirici o kadar çokâyeti ortada dururken, sadece ibadetlevakit geçirilemezdi artýk.

Bu yazýmda islâm bilimini genel birbakýþla gözler önüne sereceðim.Böylece detaylar arasýnda ana akýmýnsürekli hatýrda tutulmasý daha kolay ola-cak.

ÝSLÂM GÜNEÞÝ

Avrupa Ortaçaðýn karanlýk yýllarýnýyaþarken ve hiçbir ümit ýþýðý belirtisigöstermezken Yaradan'ýn düzeni, eli boþdurmuyordu. Bambaþka bir yerde binyýldan beri uyuyan Arabistan çöllerindegörevlendirilen bir gülyüzlü peygamberMuhammed, Avrupa derin gafletuykusunda iken büyük görevine baþlý-yordu. Onun 23 yýl gibi kýsa bir zamansüresi içinde görevini nasýl üstün birbaþarý ile tamamladýðýný, öldüðündehemen hemen tüm Arabistan'ý Ýslâmbayraðý altýnda topladýðýný hepimiz bili-riz. Ölümünden sonra yayýlma hýzý aynýtemposunu korumuþ, 80 yýl içinde

Ýspanya'dan Çin'e kadar üç kýtayayayýlmýþlardý. Çöl insanýndan kýsasürede dünya çapýnda yetenekli asker-ler, komutanlar, yöneticiler çýkarýlmasýelbet önemliydi. Ama daha önemlisi, çölinsanýnýn bin yýldýr sýrtýný döndüðü bil-giye, araþtýrmaya, öðrenmeye, bulmayaKuran'ýn emirleri ve peygamberinbuyruklarý doðrultusunda büyük bir aþkve þevkle saldýrmasýydý.

ÇEVÝRMENLER ÇAÐI (750 - 900)

O devirde Kuran sadece ölülerinarkasýndan okunan, raflarda saklananbir kitap deðildi. Her satýrý gönülleregömülü, her âyeti davranýþlara aksetmiþyaþanan bir kitaptý o. Müslümanlar"Bilenle bilmeyen bir olur mu?" âyetinihayatlarýna uyguladýlar. Ele geçirdikleriülkelerin gayrimüslim bilginlerininöðrencisi olmakta hiç tereddüt etmedi-ler. Onlardan Hint, Ýran ve Eski Yunandüþünce sistemlerini, Sokrat, Eflatun,(Platon) Aristo'yu ve o devirde bilginamýna ne varsa her þeyi öðrendiler.Çeþitli uygarlýk eserlerini Arapça'yaçevirttiler. 750 ile 900 yýllarý arasýnda okadar çok çeviri yapýldý ki, tarihçilerhaklý olarak bu döneme "ÇevirmenlerÇaðý" demektedirler. Ve bir de görüldüki, gayrimüslimlerin öðrencileri olanMüslümanlar öðretmenlerini çoktangeçmiþler ve onlara öðretmeyebaþlamýþlar.

ALTIN ÇAÐ (900 - 1100)

Çevirmenler çaðýný izleyen 900-1100arasýndaki 200 yýl boyunca Ýslâm

SEVGÝ DÜNYASI11

düþünce hayatýnda gerçekten bir "AltýnDevir” yaþanmýþtý. Müslümanlarýnöðrenme ve bilme aþklarýnýn yanýsýra,Kuran ahlâkýnýn saðladýðý nizam vehuzur da uygarlýðýn geliþmesindeönemli rol oynuyordu. Nitekim 9.Asýrda Doðu Avrupa'dan Kudüs'e gidenHristiyan hacýlar bunu itiraf ederek:"Hayat ve mallarýmýzýn Ýslâmülkelerinde kendi ülkemizden dahaemniyet içinde olmasý bizi hayretedüþürdü" demiþlerdir.

Rus din tarihçilerinden biri þöyle yaz-maktadýr: "Haçlý seferleri sýrasýndapapazlar ve yerli Hýristiyan halk,Müslüman hâkimiyeti altýnda yaþa-mayý, barbar Avrupalýlarýn hakimiyetinetercih ediyorlardý."

Altýn Devirde matematik, fizik,astronomi, týp gibi pozitif bilimlerdeolduðu gibi, felsefede de öylesinebüyük bilginler yetiþti ki, onlarýn eser-

leri yüzyýllarca Avrupa'ya önderlik etti.9. yy da Harizmî ailesinin ve özellikleMusa el Harizmî matematik çalýþ-malarýyla cebir ve denklemin ilkesaslarý kuruldu. Onun "El Cebr V'elMukabele" kitabýnýn Latince çevirisin-den denklem kurma ve çözme meto-dunu öðrenen Avrupalýlar, bizim cebirdiye bildiðimiz konuyu, bu nedenleAlgebra diye isimlendirdiler. Romenrakamlarýyla toplama, çýkarma, çarpma,bölme iþlemlerinin ne kadar zor olabile-ceðini bir düþünün. Müslümanlar Hintkitaplarýnýn çevirilerinden yararlanarak,sýfýr dahil on rakamlý ve her defasýnda10 kat artan basamaklý desimal sayýyazma sistemini son derece kullanýþlýhale getirdiler.

Musa El Harizmî'nin bir baþkakitabýndan bu kolay sayý ve hesap sis-temini öðrenen Avrupalýlar, buna rað-men nice yüzyýllar elveriþsiz Romenrakamlarýyla cebelleþe cebelleþe

SEVGÝ DÜNYASI12

nihayet Harizmî'nin kolay yönteminikullanarak matematikte büyük aþamalaryapma imkânýna kavuþtular.

Ýbni Heysem ýþýk kanunlarýnýn pekçoðunu buldu. Cabir bin Hayyan kimyabiliminin temellerini attý. Týp alanýndaÝbni Sina'nýn "Kanun" adlý eseri Orta-çað'da hem Doðu'da hem Batý'da klasik-leþti. 700 yýl Batý'ya týbbý öðretti ve 19.yüzyýla kadar onu aþan da çýkmadý.

Bu 200 yýlýn en belirgin tarafýZekeriya Razi, Farabi, Ýbni Heysem,Biruni, Ýbni Sina gibi Altýn Çaðýnbüyüklerinin hem pozitif bilimlerdehem de özellikle Yunan felsefesindebirer üstad olmalarýdýr. Onlarýn hiçbiritek taraflý bilgiye sahip deðillerdi.

1200'lü yýllarda yaþamýþ olanMevlâna Ýslâm'ýn bu emsalsiz biriki-minden yararlanarak eserlerini kalemealdýðýndan, bugün bile tüm dünyanýnhayranlýðýný kazanmaktadýr. Ayný yýllar-da yaþamýþ olan Hýristiyan din bilginiAquinolu Thomas ile Mevlâna'yýkarþýlaþtýracak bir doktora tezi, düþün-ce hayatýnda ve hayat görüþünde o

devirde Doðu'nun Batý'ya karþý eziciüstünlüðünü açýkça gözler önüne sere-cektir.

Ýslâmi bilimlerin Lâtinceye çevrilmesiile Tanrý'nýn güneþi bu defa Avrupa'yadoðru yol alýyordu. Ýslâmiyet, insanlýðýnuygarlýktaki geçmiþ birikiminitoplamýþ, üstün katkýlarla onu sözyerindeyse uçuþa hazýr hâle getirmiþ veorada durmuþtu. Bu birikimi kim alýrkullanýrsa yükselecek olan o olacaktý.Çok þükür ki, Avrupa bu fýrsatý iyideðerlendirdi.

"THE NEW YORK TIMES" GAZETESÝNDE ÝSLÂM UYGARLIÐI

Bilim tarihi ile ilgili deðerli çalýþ-malarýndan dolayý önemli ödüllerkazanmýþ olan Amerikalý fizik ve koz-moloji uzmaný Dennis Overby'ýn 30Ekim 2001'de The New York Timesgazetesindeki Ýslâm uygarlýðý ile ilgiliyazýsýnýn Bilim ve Ütopya dergisininEylül 2010 sayýsýndaki çevirisindenbazý alýntýlar yaparak geçmiþteki ÝslâmUygarlýðý ile ilgili en yeni görüþleri

aktarmak istiyorum.

"Kuran tarafýndanbilgiyi aramakla veTanrýsal bildirimleriçin doðayý okumaklagörevlendirilmiþ veayrýca Eski Yunanhikmetinin kýsmengömülü kalmýþ hazi-nesinden esinlenmiþ

SEVGÝ DÜNYASI13

olan Müslümanlar, Ortaçaðlardadünyanýn bilim merkezi olan bir toplumyaratmýþlardý. Arap dili 500 yýl boyuncailim ve irfanla ayný anlama gelmiþ vemodern üniversitelerin öncüleri cebir,yýldýzlarýn adlarý ve hattâ deneysel biraraþtýrma olarak bilim anlayýþý, bu AltýnÇaðýn onur verici geliþmeleri arasýndasayýlmýþtýr. Oklahoma Üniversitesi’n-den Bilim Tarihi profesörü Dr. JamilRagep, 'Avrupa'daki hiçbir þey, takriben1600 yýlýna gelinceye deðin Ýslâm âle-minde yapýlanlarla karþýlaþtýrýlamaz'demektedir.

"Ancak tarihçilere bakýlacak olursa,bu Altýn Çað hakkýnda hâlâ çok az þeybilinmektedir. Bu dönemden kalmabüyük bilimsel yapýtlardan ancakbirkaçý Arapça'dan çevrilmiþtir. Ve bin-lerce yazma, henüz çaðdaþ âlimlertarafýndan okunmamýþtýr. Dr. Sabra,Ýslâm bilim tarihini henüz incelenmeyebaþlanmamýþ bir alan olarak nite-lendirmektedir. Bilginler þu hakikatidile getirirken çok büyük bir sýkýntý çe-kerler ve üzüntülü görünürler: Ýslâm'ýnzengin entelektüel tarihi son yýllardakiolaylar yüzünden imaj kaybýnauðramýþtýr. Geleneksel olarak Ýslâm,ilim ve irfaný teþvik etmiþtir.Georgetown'daki Müslüman - HristiyanMutabakatý Merkezi’nden Dr. OsmanBakar: "Ýslâm ile bilim arasýnda çatýþmayoktur" demektedir.

"Muhammed'in ordularý, 7. ve 8.yüzyýllarda Arap yarýmadasýndan çýk-týklarýnda ve Ýspanya'dan Ýran'a kadaruzanan ülkelere yayýldýklarýnda

Platon'un, Aristotales'in, Demok-ritos'un, Pythagoras'ýn, Arkhimedes'in,Hippokrates'in ve diðer Yunan düþünür-lerinin yapýtlarýný da uygarlýklarýnadahil etmiþlerdi... Dr. Lindberg: "Batý,Yunan biliminin yetersiz bir türevine,doðu ise hepsine sahipti" demektedir.

"965'de Irak'ta doðan Ýbn El Heysemmodern optiðin temelinde bulunan ýþýkve görme deneyleri yapmýþ ve hattâ bi-limin, felsefi tartýþmalarýn yanýsýra de-neye de dayanmasý gerektiðinisöylemiþtir. Dr. Lindberg'e göre: "O,Arkhimedes, Kepler ve Newton gibibüyük matematikçi bilginler arasýndasayýlmalýdýr."

"Þimdi Özbekistan'a baðlý bir þehirde973 yýlýnda doðan matematikçi,astronom ve coðrafyacý El Birûnî,13.000 sayfayý kapsayan 146 kadarkitap yazmýþtýr ve bunlardan birisi deHindistan'la ilgili çok ayrýntýlý birsosyolojik ve coðrafi incelemedir.Ýbni Sînâ ise, 981'de þimdi Özbekistan'-daki Buhara yakýnlarýnda doðan birhekim ve filozoftur. Ýbni Sina'nýn 1milyon kelimelik bir týp ansiklopedi-sinden Avrupa'da 17. yüzyýla kadarbir el kitabý olarak kullanýlan "TýbbýnKanunlarý" adlý kitabý derlenmiþtir."

Gelecek yazýlarýmda Müslümanlararasýndaki bu öðrenme, bilme aþkýndanve sýradan halkýn bile bilim adamlarýnýnyanýsýra ayný aþkla nasýl yandýklarýndanBatýlý ve Müslüman yazarlarýn ki-taplarýndan yararlanarak uzunca sözedeceðim.

SEVGÝ DÜNYASI14

Ýnsanlýk Denizinde Bir ÝnciLeonardo da VinciGüngör Özyiðit, Psikolog

Kalýcý, güzel ve eksiksiz baþarý, dâhilerin iþidir. Çünkü onlar inandýklarýndan bütün kanallarý ile O'na açýk olanlardýr.Çünkü onlar iyidirler. Çünkü onlar doðrudurlar. Çünkü onlar öðrenmeyi severler. Çünkü onlar çalýþýrlar. Çünkü onlar iþlerini sevgi ile yaparlar.

Bizim Celselerimiz

SEVGÝ DÜNYASI15

lümünün 500. yýlýnda DaVinci'nin dehâsý hâlâinsanlarý olumlu yöndeetkilemeyi, sanata vebilime yol göstermeyi

sürdürüyor. O, rönesansýn evrenselinsan modelinin en iyi örneðidir.Kendini dünya vatandaþý olarak görür.Romalý yazar Terentius'un "Ýnsanî hiçbir þeyi kendime yabancý saymam"sözünün somut timsalidir. Galilio'daniki yüz yýl önce "Bilgi, deneyiminkýzýdýr" diye yazar ve þunu da ekler:"Yeryüzünün ve canlýlarýn geçmiþini veþimdiki durumunu bilmek, ciddi zihin-lerin tek süsü ve becerisidir.

Ýlgi yelpazesi ve etki çemberi hemenher alaný kapsýyor. Cebir, geometri,perspektif, hidrolik, botanik, inþaat bili-mi, optik, askerlik sanatý, resim,heykel, mekanik bilimi, týp… Onunyöntemi gözlemlerden, deneyimlerden,kanýtlardan ve doðrulamalardan, amahepsinden önemlisi yaratýlmýþ her þeyekarþý sevgiden oluþuyordu.

Doðadaki bitkileri inceleyerek veinsana etkilerini gözlemleyerek þifalýotlarýn özelliklerini öðrenir.

Fransa Kralý I. Fransuva onunla soh-bet etmekten o denli zevk alýr ki, yýlýnpek az gününü ondan ayrý geçirir. Vedünyaya Leonardo kadar bilgili biriningelmediðine inanýr. Onun yalnýz resim,heykel ve mimarlýk konusunda deðil,her konuda bilgi sahibi olduðunadeðinir. Ve onun ayný zamanda büyükbir filozof olduðunu söyler.

Leonardo aklý ve gönlü ile her þeyikucaklar. Müziði, heykeli, resmi, þiiri,sohbeti, giyinmeyi, keþfetmeyi,astronomiyi, anatomiyi, kimyayý,insaný, hayvaný, doðayý, not almayý,okumayý, yazmayý, çizmeyi, her þeyisever, çorba içmeyi de. Sevmediði birþey vardýr; savaþ. Barýþ yanlýsý biriolarak savaþý "Canavarca bir çýlgýnlýk"diye tanýmlar. O nedenle çalýþmalarýnadestek verenlerin, insan gücünün art-týrýlmasýný saðlayan araçlar yapýlmasýyönündeki isteklerini bir ölçüdetasarýmlasa da, insanlarýn kötü doðasýnedeniyle bunu asla sonlandýramaz.

Çok çalýþýr, çok eser verir. Konudankonuya, bir sanat dalýndan diðerine,bilimin hemen her alanýna uzanýr.Doymak bilmez meraký ve keþfetmeiþtahýyla, bilgi ve þevkle ölümsüz eser-ler üretir.

Bereketli ömrüne doðada eþlik etmekistercesine bir ilkbahar günü dünyayagelir. Bahar doðayý yeþertip, can-landýrýrken, Toscano'nun büyülü doðasýLeonardo'nun aklýnda ve gönlünde nicegüzellik çiçekleri açtýrýr.

EVRENSEL DEHÂNIN MODELÝ

Tony Buzan ve Raymond Keene,gelmiþ geçmiþ ve günümüzde yaþayanyüz dâhiyi, birden yüze kadar birsýralama içinde seçmeye çalýþýrlar.Bunu yaparken, alan hâkimiyeti, aktifyaþam süresi, çok yönlülük, zekâbölümü (IQ) etkinin sürmesi, üretken-lik ve temel amaca ulaþýlmasý gibi

Ö

SEVGÝ DÜNYASI16

kriterleri dikkate alýrlar. Ayrýca viz-yonun evrenselliði, çarpýcý özgünlük vedehânýn düþüncelerini yaymak üzereokullar oluþturma isteði gibi üç ekpuan kategorisi daha saptarlar. Sonuçtaher birinden tam puan alýndýðýndatoplam 835 olur. Ve 822 puanlaLeonardo da Vinci tüm zamanlarýndâhisi olarak baþý çeker.

Leonardo Ýstanbul'un fethinden bir yýlönce, 1452'de Vinci kasabasýnda birnoterle bir köylü kýzýnýn gayrimeþruçocuðu olarak doðar. Daha çocukkenzamanýn en ünlü matematikçisi ile birtartýþmaya girer Ve onu mat eder.Matematik ve geometriyi öylesine iyibilir ki, baþyapýtlarýndaki ölçü, uyumve denge bunun üzerine kurulur.Leonardo büyüyünce, dünyanýn enbüyük ressamlarýndan ve Rönesans'ýnyýldýzlarýndan biri olur. Paris'te LouvreMüzesindeki Mona Lisa tablosu,dünyanýn en çok turist çeken sanateseri! Ama resim, Leonardo'nun ilgialanlarýndan ve yeteneklerinden sadecebiri. O yaþamý boyunca bilgiye, yenibuluþlara, insanla, doðayla ilgili herþeyi öðrenmeye karþý sonsuz bir istekduyar. Ýhtirasýný meraka ve þevkedönüþtürür.

Leonardo meslek yaþamýnaFloransa'da kuyumcu, ressam veheykeltraþ olan Verrechio'nun a-tölyesinde baþlar. Verrechio'nun yaptýðý"Ýsa'nýn Vaftizi" tablosundaki melekler-den biri onun eseridir. Meleðin baþýndaözellikle saçlarýnda Leonardo'nun izlerigörülür. O, saçlarý hep suya benzetir.

Sarý bukleler su girdaplarýný andýrmak-tadýr. Bu resmi gördükten sonra usta,çýraðýnýn kendisini bir hayli aþtýðýný veartýk ona öðretecek bir þeyi olmadýðýnýanlar. O, birbirinden farklý iþlevleriolan her iki beyin yarýmküresini debaþarýlý bir iþbirliði içinde çalýþtýraraksinerji yaratýr.

Arada bir imzasýný "DeneyimHavarisi" þeklinde attýðý olur. Keskinbir göze ve gözlem gücüne sahiptir."Kuþlarýn uçuþu" hakkýnda yazdýðý birkitapta, hýzlý fotoðraf tekniklerinin onuhaklý çýkardýðý ayrýntýlar vardýr.Akustikten, su altý bilimlerine, meteo-rolojiden, fizyoloji ve anatomiye dekpek çok konuda, zamanýn önde gelendüþünürüdür. Hidrolik üzerinde uzman-laþýr. Uçan makinalar konusunda ilkçalýþmalarý yapar, askerlik bilimiyle birmühendis gibi uðraþýr, botanik, jeolojicoðrafya ile ilgilenir.

Kopernik'ten 40 yýl önce not defte-rine þunu yazar; "Dünya ne Güneþ sis-teminin ne de evrenin merkezindedir."

Galileo'dan 60 yýl önce, ayýn ve diðergök cisimlerinin yüzeylerini incelemekiçin iri bir büyüteç (dürbün) kullanýl-masýný önerir.

Newton'dan 200 yýl önce "Her aðýrlýkmümkün olan en kýsa yoldan merkezedoðru düþme eðilimindedir" diyerekyerçekimine deðinir.

Bütün bunlarla birlikte o, resimsanatýnda doruða çýkar. Ayrýca müzik

SEVGÝ DÜNYASI17

âletleri yapar, çalar ve güzel sesiyledinleyenleri büyüler. Þarkýlar besteler.Çok güzel öykü ve fýkra anlatýcýsýolarak ün yapar. Eðildiði ve elinindeðdiði her þey, usta iþi olarak ortayaçýkar. O mükemmele ulaþma yolundasýnýrsýz bir deneyim yapma isteði iledoludur. Tüm alanlarýn birbirleriyleiliþkili olduðuna, evrenin holistik birbütün oluþturduðuna inanýr. Onun içinson sözü söylemesi gereken otoriteinsan gözüdür. Deneyimin aklýn yüreðiolduðunu söyleyen Leonardo için göz,ruhun penceresidir. Goethe gibi ondada egemen olan gözdür. Göz ile ilgilihayretini þöyle dile getirir. "Bu kadarküçük bir þeyin, bütün evrenin görün-tüsünü içerebileceðine kim inanýr" Onedenle hiçbir eylemin görmek kadarsoylu olmadýðýna inanýr.

Buna raðmen o, insanlarýn çoðunungörmeden baktýðýný, duymadan din-lediðini, hissetmeden dokunduðunu,lezzetine varmadan yiyip içtiðini, fizikiolarak farkýna varmadan hareket ettiði-ni, koku almadan nefes aldýðýný vedüþünmeden konuþtuðunu söyler. Onungözünü iyi kullanarak ve gözlemyaparak aldýðý notlar binlerce sayfadýr.

Bilimden öðrendiklerini sanatýnataþýr. "Bu ikisi arasýnda beceriylehareket ediyor, birinden aldýðý dersleridiðerine uyguluyordu." Otoritelere göreonun en büyük becerisi "bilgiyigörünür kýlma becerisiydi" Daha daötesi görünenin arkasýndaki görün-meyeni, gizemi sezdirmeye çalýþýyor veþöyle diyordu. "Ýnanmadan önce

bilmek gerekir. Ruhu sorgulamadanönce bedenleri incelemek lâzým. Vebedenlerin mimarisi sana olaðanüstügeliyorsa, bir düþün; böyle birmimarinin içinde yaþayan ve gerçektenne olursa olsun Tanrýsal bir þey olanruhun yanýnda beden bir hiçtir"

YALNIZLIK KOZASI

Ýpekböceði kozasý içinde, kendiüzerinde çalýþarak, kanat çýkararak,uçan bir böcek, kelebek olur. Öyleceyeni bir boyut ve kudret kazanýr. Ýnsanda aynen öyle, etrafýna bir koza örerekkendi içine dönme ve kendi potansiyel-lerini geliþtirme olanaðý bulur.Leonardo bunun tamamen farkýndaolarak þöyle der:

"Ve sen yalnýz olursan, bütünüylekendine ait olursun. Tek bir yoldaþýnolursa yarý yarýya, uðraþým ve zamanýnýdaha çok kiþiyle paylaþtýðýnda ise, dahaaz kendine ait olursun"

Yaþamýnýn bu döneminde Leonardohem herkesindir hem hiç kimsenin, heryerdedir ve yalnýzca kendi kendisiiledir. Görüntüler arayan bir ressamdeðildir artýk. Evrenin olaðanüstü vegizemli mimarisinde, o evrenin büyükMimarý'nýn görüntülerini araþtýran birfilozoftur.

Halasýnýn kocasýna gönderdiði birmektupta þu satýrlara yer verir. "Sizedaha önce söylediðim gibi hiçarkadaþým yok. Elindeki zamanýgereðince deðerlendiremeyen kiþi,

SEVGÝ DÜNYASI18

gerçek dost edinemediði gibi, parasý daolmaz. "

Yaþamý boyunca yalnýz ve tek baþýnayaþamayý seçen Leonardo, bir akþamyine yalnýz baþýna evine döndüðünde,masasýna oturur rastgele not defter-lerinden birini açar ve okur. "Yalnýzolursan, yalnýzca kendine ait olursun"Defteri kapar, bir kâðýt alýp Ýsa çizmeyebaþlar. Havarilerin ortasýnda, diledökülmesi imkânsýz içsel trajedisiyle, oda yalnýz. Ýsa'nýn "Ýçinizden biri banaihanet edecek" sözünün yarattýðý duy-gusal karmaþanýn ortasýnda, Ýsa sakinve üzgün, artýk insan olmaktan öte,eriþilmez bir yalnýzlýða bürünmüþ,Tanrýsal bir varlýða dönüþmüþtür.Leonardo dýþarda çizdiði bir resim içineve döndüðünde, not defterine þunuyazar. "Resminin, çizdiðin þeyle uyum-lu olup olmadýðýný görmek istiyorsan,bir ayna al ve çizdiðin þeyin aynadakiyansýmasýna bak"

Leonardo resmi yaratma sevinciadýna yapar ve "Sanatçýnýn yapýtýylaözdeþleþmesinin verdiði coþkudan dahagüzel bir bedel yoktur " der. Çünkü hereserde engin bir bilginin ve derin birsevginin marifeti vardýr.

Rönesans'ýn dev isimlerinden biriRafaello, uzun uzun, sessizce "MonaLisa" tablosuna bakar. Hayal görüyor-dur sanki. Bu resim, her tür insan yeti-sinin ötesinde, farklý, daha önce görül-memiþ bir gizemi sezdiriyor. Leonardosorar "Ee Rafaello, hiçbir þey söyle-meyecek misin?" "Söyleyemem" diyekarþýlýk verir Rafaello sesi titreyerek"Resmin ne olduðunu þimdi anlýyorum,þimdi görüyorum. Öyle mutluyum kiüstat, aðlamak geliyor içimden"

Yine bir akþam eve geliþinde,kafasýnda yoðunlaþan düþünceleri, þim-dinin geçmiþle gelecek arasýnda köprüolduðunu, akýp giden su ile zamaný

SEVGÝ DÜNYASI

benzeþtirerek defterine kaydeder."Irmaklarda ellediðim su, akýp gidensuyun sonuncusu ve gelen suyunilkidir. Þimdiki zaman da öyle"

Bir gün yolda giderken kafeslerderengârenk kuþlar satan satýcýya yaklaþýr."Ne kadar istiyorsun hepsi için ?" diyesorar. Sonra da satýcýnýn eline para dolubir kese koyarak kuþlarý satýn alýr. Vekafeslerini açýp, hepsini havaya uçu-rarak, yitirdikleri özgürlüklerine kavuþ-turur.

IÞIK VE KARANLIK

Leonardo resimlerindeýþýk ve karanlýðý (gölgeyi)çok güzel ve dozunda kul-lanýr. Milano'da yaptýðý"Müneccim KrallarýnTapýnmasý" tablosunda buaçýkça görülür. O, yüzlerindoðrudan güneþ altýndaçizilmesini istemez. Yarýýþýkta görülen figür veyayüzlerin daha güzelolduðunu gösterir. Böylecemodel, yumuþak bir ýþýklaaydýnlanmalý ve þekilleribozacak keskin gölgelerolmamalý. Iþýk hakkýndakikuramlarý onun için karan-lýðýn ýþýktan önce geldiðinigöstermektedir.Resimlerinde þekil ve renk,karanlýkla boðuþur. Milanodöneminde "KayalarBakiresi" tablosunu yapar.Ve arkasýndan "Son Akþam

Yemeði" tablosunu. Hasara uðramýþ bubaþyapýtýn yarattýðý psikolojik gerilimebaþka hiçbir yapýt ulaþamaz. Bu resim,ideal bir dünyanýn yansýmasýdýr. Veartýk yüksek bir Rönesans döneminegirilmiþtir.

Milano'dan Floransa'ya dönüþte ikiolaðanüstü resim daha yapar. MonaLisa ve Meryem ile Azize Anna. Ayrýcadevlet, Leonardo'ya Floransa'nýn zaferionuruna, meclis salonuna AnghiariSavaþý’ný resmetmesi sipariþini verir.Yok olan bu yapýttan kalan taslaklar,Leonardo'nun Cumhuriyet bayraðý

19

SEVGÝ DÜNYASI

altýnda þiddetle savaþan dört atlý yarat-týðýný göstermektedir.

Mona Lisa'nýn bakýþý ve gülümsemesibugün de büyülü etkisini sürdürür. Obakýþýn ve gülümsemenin gizemi iyi ilekötünün, þefkat ile gaddarlýðýn, baþtançýkarýcýlýk ile masumiyetin, fanilik ileebediliðin kesiþmesinde yatar. O,Çinlilerin Yin ile Yang sembolününbatýdaki karþýlýðýdýr.

"Sanatýn Öyküsü" kitabýnda H.Gombrich, Leonardo'nun, paradoksunözünü içeren üstün yaratýcýlýðý hakkýn-da þunlarý yazar. "Bulanýk hatlar veyumuþak renkler… Bir þekilden diðe-rine geçerken daima bizim hayalimizdebir þeyler býrakýr. Yüzde anlatým ikiyerde kendini gösterir. Aðzýn kenarlarýve gözlerin kenarlarý… Leonardo'nunbilinçli olarak yumuþak bir geçiþle bellibelirsiz býraktýðý tam da bu kýsýmlardýr.Ýþte Mona Lisa'nýn bize hangi duygu-larla baktýðýndan hiçbir zaman eminolamayýþýmýzýn nedeni budur."

O, mutluluðu "Tanrý'nýn gözüylegörülen durum" diye tanýmlar.

Leonardo yaþamýnýn son yýllarýnýFransa Kralý I. François'in davet ettiðibir þatoda geçirir. Ve krala yaptýðýkonuþmalarla bilgeliðini aktarmayaçalýþýr.

Leonardo'nun yaþamýnýn sonunadoðru sað eline inme iner. Artýk saðelini kullanamasa da sol eliyle çalýþ-

malarýný sürdürür. Ve ünlü "VaftizciYahya" resmini sol eliyle yapar.Vaftizcinin gökyüzünü gösteren saðelini sol eliyle yatay keserek haçaçevirir.

BÝLGELÝÐÝN ÝLKELERÝ

Beþ bin sayfayý bulan defterlerinin vesanat yapýtlarýnýn yanýsýra, dehânýngeliþimi için günümüzde psikologlarýnve beyin araþtýrmacýlarýnýn keþfettikleridört ilkeyi miras býrakýr.

1. Sanat bilimine çalýþýn2. Bilim sanatýna çalýþýn3. Görmeyi öðrenin. Tüm duyu-

larýnýzý, özellikle de görüþünüzügeliþtirin.

4. Yukarýdakileri, her þeyin bir þe-kilde her þeyle baðlantýlý olduðu bilgisiýþýðýnda uygulayýn.

Son günlerinde defterine þöyle bir notdüþer. "Ýyi geçirilen bir günün huzurlubir uyku getirmesi gibi, iyi yaþanmýþbir ömür de huzurlu bir ölüm getirir"

Öyle de olur. O yaptýklarýyla, hizmet-leriyle, dünyaya býraktýklarýyla,Tanrý'nýn kollarýnda huzurlu bir ölümühak eder. Buna raðmen Tanrý'dan veinsanlardan geride yapýlmamýþ, yarýmkalmýþ þeyler býraktýðý için özür diler.

Leonardo da Vinci, insan potan-siyelinin ve deðerinin somut bir gö-rüntüsü ve örneði olarak, ortaçaðdanyeniçaða geçiþte saðlam bir köprü olur.

20

SEVGÝ DÜNYASI21

YAÞAMI VE DÜÞÜNCELERÝ

Doðum ve ölüm tarihi, kimi kaynaklardaM.S.55 - 135 olarak da belirtilmekleberaber, felsefe tarihçilerinin genel kanýsýM.S. 50 - 130 tarihleri arasýnda yaþadýðýdoðrultusundadýr. Epiktetos, kendisindenhiçbir felsefi yazý kalmamýþ bir filozoftur.Felsefesinin belli baþlý noktalarý, adanmýþöðrencisi ve tarihçi Flavius Arianus tarafýn-dan gelecekteki nesiller için kayýt altýna alý-narak korunmuþtur. Arianus, Epiktetos'un

derslerinin büyük bölümünü, bir dostuiçin özenle yazýya geçirmiþtir. Bu dersler,Discourses (Söylevler) olarak bilinir.Orijinali sekiz kitap olarak toplanmýþancak yalnýzca dördü günümüze ulaþmýþtýr.Sokrates'ten çok etkilenen Epiktetos,Spinoza, Kant, Leibniz ve Fichte'ninfelsefesinde derin izler býrakmýþtýr.

Gerçek ismi bilinmemektedir. Epiktetoskelimesinin anlamý Yunanca’ da en basitanlamýyla, "kazanýlmýþ, elde edilmiþ, satýn

EpiktetosBilgelik ÜzerineNihâl Gürsoy

“Felsefeyle uðraþýyorum deme, kendimle uðraþýyorum de.” Epiktetos

SEVGÝ DÜNYASI22

alýnmýþ, köle" olup, Epiktetos, uzun yýllaryaþamýný bir köle olarak sürdürmüþtür.

Birinci asrýn baþýnda Frigya, Hierapolis'de (Pamukkale) esir olarak dünyaya geldi.Epiktetos topaldý. Neron'un yöneticisekreteri ve azat edilmiþ bir köle olanEpahroditus'un kölesiydi. Epaphroditusve Epiktetos iliþkisi hakkýnda kaynaklarfarklý bilgiler aktarmakla birlikte (M.E.B.Batý Klasikleri, Epiktetos, Çev: BurhanToprak) Epaphroditus'un, Epiktetos'azalimce davrandýðýný, zaten sakat olanayaðýný demir bir çengelle eðlenmekiçin, çevirerek döndürdüðünü ve ayaðýnýkýrarak Epiktetos'u iyiden iyiye sakat-ladýðýný yazmýþtýr. Epiktetos; topal, hastave zincire vurulmuþ olduðu halde daha çokgenç yaþlarda bile tefekkür ederek manevihürriyetini kazanmayý ve takviye etmeyi,ihtiraslarýnýn boyunduruðundan kurtulmayý,ölüm ve hastalýk korkusunu aþmayý, ilâhigüce ve hikmete inanmayý baþarmýþtý.Filozofluk yýllarýnda, geçirdiði bu dönemi"Güçlü ve cesur bir yaþamý düstur edin-memin önemli etkenlerinden biridir"diyerek nitelendirmiþtir.

Epaphroditus'un, Epiktetos'un bu üstünyeteneklerinin farkýnda olduðu, içten içeonu çok kýskandýðý da felsefe tarihçileritarafýndan oldukça benimsenmiþ birgörüþtür. Epaphroditus'un ölümünden sonraözgür kalan Epiktetos, Roma'da meþhurStoacý öðretmen Musonius Rufus'unyanýna geldi. Üstün entelektüel yeteneði vepozitif düþünce yapýsýyla Rufus'un dikkatiniçekerek, onun en coþkulu öðrencilerindenbiri oldu. Epiktetos, M.S. 94 yýlýna kadarRoma'da öðretmenlik yaptý. Neron'dan

sonra Roma'da imparatorluk yapanDomitianus, filozoflarýn halk üzerindekietkilerinin büyümesinden endiþeyekapýlarak, filozoflarýn hepsini sürgünegönderdi. (Epiktetos Yaþamý- Beta Kitap)Epiktetos, yaþamýnýn geri kalanýnýYunanistan'ýn kuzeybatý sahilindekiNicopolis'te sürgünde geçirdi. Oradabir felsefe okulu kurdu ve günlerinidersler vererek geçirdi. Derslerini genel-likle yürüyerek verirdi. Onun en ünlüöðrencileri arasýnda sonunda RomaÝmparatorluðu'nun hükümdarý olan gençMarcus Antonius'da vardý. Epiktetos'unahlâk öðretilerinden etkilenen Marcus,"Kendime Düþünceler (Meditations)"isimli bir kitap yazmýþ ve Epiktetos'undüþüncelerine sadýk kalmaya çalýþmýþtýr.

Epiktetos, evliliðin gerekliliðine inanmýþve bu konuda yakýnlarýný ve öðrencileriniteþvik etmiþ olmasýna raðmen kendisi hiçevlenmemiþ, çok mütevazý adeta yoksuldenebilecek bir yaþam sürmüþtür. M.S 130yýlýna doðru vefat etmiþtir.

Erdemin teorik yanýna vurgu yapanekollerden uzak durmuþ, pratik ve eylemeöncelik veren bir düþünce yapýsýný benim-semiþtir. Bu özelliði onun, Sokrates çizgi-sinin takipçileri arasýnda görülmesine nedenolmuþtur. Kendisi de Sokrates'e hayranlýðýnýöðrencileriyle sýkça paylaþmýþtýr.

Malûm olduðu üzere; teorik erdem,saðlýklý düþünme ve eþyanýn tabiatý hakkýn-da doðru kanaatlere sahip olmaktýr. Pratikerdem ise akla göre hareket ederek ahlâklýyaþamaktýr. Epiktetos, pratik erdemi, teorikerdemin gayesi olarak görür. Dolayýsýyla

SEVGÝ DÜNYASI23

bilginin sadece bilgi olarak kalmasýna karþýçýkar. Bilgi, insanýn yaþamýnda olumluyönde deðiþiklik yapmadýðý sürece deðer-sizdir. Fonksiyonunu yerine getiremediðin-den iþlevsizleþir, hattâ amacý dýþýnda iþlereâlet olabilir der.

Epiktetos'a göre; bilge kiþi, bilgi veeylem birlikteliðine sahip kiþidir veyaþamýn gayesi bilgeliðe ulaþmaktýr. Onunöðretisi, antik kültürel unsurlardanarýndýrýldýðýnda, günümüze de ýþýk tutacakniteliktedir. "Aklýný doðru kullanma, kendi-ni yönetme ve gerçekleþtirme ile ilgiliolarak, iki bin yýldýr yaþam sanatý ve içselhuzur üzerine odaklanmýþ düþünürlerüzerinde çok büyük etkiler býrakmýþtýr.Baþka bir açýdan bakýldýðýnda ise Epiktetos,çaðdaþ olduðu kadar gelenekseldir.Neredeyse tüm toplumlarda, açýkça ortayakonmasa bile, genelde profesyonelbaþarýlara, güce, þöhrete ve zenginliðe arzuve özlemle bakýlmakta ve ulaþýlmayaçalýþýlmaktadýr. Epiktetos ise gerçek mutlu-luðun, nasýl bir kiþi olduðumuz ve nasýl birhayat yaþadýðýmýzla ilgili olduðunu savun-maktadýr. "Mutluluk, doðru ve erdemli biryaþamýn doðal sonucudur" der.

Kendi zamanýndaki pek çok filozof,içinde bulunduklarý çaðýn arayýþýna uygunolarak, dünyanýn anlaþýlmasý üzerine çalýþ-malar yapýyorlar, bu yönde düþüncelerüretiyorlardý. Epiktetos, ahlâki ilerlemeüzerinde yoðunlaþtý. Onun "iyi yaþam"kavramý, eylem ve arzularýn doðayla uyum-lu hâle getirilmesiyle ilgiliydi. Ýyi edimler,içsel huzura eriþmek ve böylece ebedikiþisel özgürlüðü kazanmak için gerekliydi.Ýnsanlarýn, kendi en yüksek ilkeleriyle yaþa-

maktan menfaat, çýkar ya da kazanamadýk-larý bazý erdemler nedeniyle nasýl kolaycasapabildikleri üzerinde hassas bir anlayýþasahipti. Öðrencilerini, bu yolda gerçeði gör-meye çalýþarak adým adým ilerlemelerikonusunda sýklýkla uyarýr ve teþvik ederdi.Epiktetos, anlatýmlarýnda son derece basit,sýradan gibi görünen ancak günden günegeliþen bir erdem kavramýný yerleþtirmeyiseçmiþtir. Tüm öðrencilerinin derin sevgisi-ni kazanmýþ, esprili ve pozitif düþünceyapýsýnda bir insandý. Son derece mütevazý,sabýrlý ve hoþgörü sahibiydi. Parlak birmantýk ve tartýþma ustasý olmasýna raðmenbu sýradýþý dehâsýný hiçbir zaman ön planaçýkarmazdý. Tüm yaþamýný Tanrýsal iradeyleuyum içinde sürdürmek için çaba harcayan,öðrencileriyle birlikteyken, onlara süreklibilgelikle yaþama iþini çok ciddiye almalarýhakkýnda konuþmalar yapan, neþeli,alçakgönüllü bir öðretmen tutumu içindey-di. Tüm yaþamý boyunca; þöhret, ün veservete önem vermeden küçük, mütevazýbir kulübede yaþadý ve orada da öldü.Kendisini yakýndan tanýyan herkes veöðrencileri Epiktetos'un gerçek bir bilgeolduðunu, filozofluðunun, bilgeliðininürünü olduðunun altýný çizmiþlerdir. Buyazýmýzda Epiktetos'un iki bin yýldýr insan-lýða ýþýk tutan binlerce söylevinden bilgelik-le ilgili olanlarýnýn bazýlarýný sizlerle pay-laþarak, onun bilgelik anlayýþý hakkýndafikir sahibi olmaya çalýþacaðýz.

BÝLGELÝKLE ÝLGÝLÝ SÖYLEVLERÝ

** Kendinizi bilge kiþi olarak tanýtma-yýn ve ruhsal amaçlarýnýzý onlara saygýduymayanlarla tartýþmayýn. Bilgelik,

SEVGÝ DÜNYASI24

davranýþlarýnýzla ortaya çýkar. Karakterinizigösterin. Kendi kiþisel asaletinize, soylu-luðunuza olan adanmýþlýðýnýzý davranýþ-larýnýza yansýtýn.

** Bilgelik dolu bir yaþam, kiþisel uya-nýklýk ve dikkat üzerine kuruludur. Bilgeinsanlar, edimlerini büyük bir uyanýklýkve dikkatle, en iyi þekilde yerine getirmeyeçalýþýrlar. Güvenli olmayan ortamlarda bileböyle yaparlar. Arzularýný, yaþamla uyumluhâle getirirler. Ýradelerini açýkça ortaya koy-malarýný engelleyecek her þeyden kendileri-ni sakýnýrlar. Eðer cahil ya da kültürsüzbirisi gibi görülürlerse bununla ilgilenmez-ler. Yalnýzca kendilerini gözlemlemeleri vekendi iradelerinin ürünü olan düþünceleriyönetmeleri gerektiðini bilirler.

** Bilge insanlar bir meydan okuma ilekarþýlaþtýklarýnda, kendilerine bakarlar vesakin davranýrlar, eðer baþkalarý tarafýndanövülürlerse gülümser ve teþekkür ederler,iftira edildiðinde isimlerini korumagereksinimi duymazlar.

** Bilge insanlar, kendileri için iyiya da kötü olan her þeyin kaynaðýnýnkendi içlerinde olduðunu anlarlar. Bunuanladýklarý için baþka insanlarý davranýþlarýnedeniyle suçlamazlar. Kendi deðerlerinebaþkalarýný inandýrmak için onlarý iknaetmeye, inandýrmaya çalýþmazlar.

** Bilgeliði doðrudan yaþamak, onunhakkýnda bilgi sahibi olmaktan çok fark-lýdýr. Yalnýzca ilim sahibi olmaya fazla aðýr-lýk vermeyin. Davranýþlarý ile konuþtuklarýilkeler arasýnda tutarlýlýk olan insanlarý birerörnek olarak izleyin.

** Þimdi ideallerinizi yaþamayý ciddiyealmanýn zamanýdýr. Sahip olmak istediðinizruhsal ilkeler konusunda kararlý olduðunuz-da, bu kurallara kanunmuþ gibi baðlý kalýn.

** Bilgelik yaþamý, akýl yaþamýdýr. Her-hangi bir konuyu açýk seçik düþünebilmeyiöðrenmek çok önemlidir. Bu rastgeleyapýlabilecek bir iþ deðildir. Bilgi ve ruhsaleðitimi gerektirir. Açýk seçik düþünme yo-luyla irademizi doðru bir þekilde yönetebilirve kendi gerçek amacýmýza odaklanýrýz.Diðerleriyle iliþkilerimizden dolayý üzerim-ize düþen görevleri keþfederiz. Elinizdekibilgilere göre mantýklý, akla uygunsonuçlara varmayý öðrenin. Böylece temel-siz sonuçlar çýkarmaktan kaçýnabilirsiniz.

** Arzularý akýlla düzenlemeye baþlamakbilgeliðe atýlan ilk adýmdýr.

** Tanrýsal düzen içinde her birimizinözel bir çaðrýsý vardýr. Siz kendi çaðrýnýzakulak verin ve onu sadakatle izleyin. Öncekim olduðunu ve ne yapabileceðini bil. Hiç-bir þey birdenbire ortaya çýkmaz. Yetenekve becerilerini uygulamalarla geliþtirme-lisin. Hepimiz her zaman öðreniyoruz veher zaman büyüyoruz. Zorluklarý kabuletmek doðru bir davranýþtýr. Bizim bir son-raki entelektüel, fiziki ve ahlâki geliþimizbuna baðlýdýr. Sakin ol. Eðer olmadýðýn birigibi olmaya çalýþýrsan, kendi "hakikikendiliðini" küçültmüþ ve gayet doðal birþekilde mükemmel olabileceðin alanlardageliþebilmene bir son vermiþ olursun.

** Kendinin efendisi olmanýn yolu önce-likle kendine karþý dürüst olmaktýr.Kendinize karþý dürüst olmazsanýz, kendi-

SEVGÝ DÜNYASI25

nizi tanýyamaz ve neyi düzeltip, yönetmenizgerektiðini bilemezsiniz.

** Uzun zaman düþündükten sonra birdavranýþýn hikmet dolu olduðuna kararverdiyseniz, sonradan bu yargýnýzýn deðeri-ni düþürecek þeyler yapmayýn ve düþün-meyin. Kararýnýzýn arkasýnda durun. Bazýinsanlarýn sizin amacýnýzý ve niyetinizi yan-lýþ anlamýþ olabilirler, belki de sizi çoktanyargýlamýþ olabilirler. Ancak siz karar-larýnýza uygun þekilde davranmaya devamettikçe korkacak hiçbir þeyiniz yoktur.Saðlam bir duruþ alýn. Niyetinizi veamacýnýzý saklama yoluna gitmeyin.Gerektiði kadarýný saygýyla söyleyin.

** Bir þey üzerinde karar verebilmekiçin, acele etmeden, uzunca düþünüp taþýn-ma alýþkanlýðý edinin. Size küçük ve önem-siz gibi görünen þeyler için bile her zamaneðitilmemiþ içgüdülerinizle karar vermekyerine, beklemeyi ve deðerlendirmeyiöðrenin. Kendiliðinden içinizden geldiðigibi konuþmanýz ve davranmanýz erdemdeðildir.

** Kendinizi hangi durumun içinde bu-lursanýz bulun, seçkin bir biçimde davranýn.Birçok insanýn davranýþýný onlara dikteedilen þeyler oluþturur. Böyle bir toplulukiçinde olduðunuzda da kendi amaç ve ideal-lerinize tutunmuþ bir durumda kalýn. Sizkimseye uymak zorunda deðilsiniz.

** Sýnýfýn soytarýsý olmanýz gerekmiyor.Baþkalarýnýn sizi zeki, kültürlü, dost canlýsýbir insan olduðunuzu anlamasý için kendi-nizi sergilemeniz gerekmiyor. Kaba venezaketsiz konuþmalar ya da saldýrgan, hýzlý

ve þov yapar gibi konuþmalardan, bulun-duðu ortamda en çok konuþan kiþi olmadurumlarýndan bütünüyle sakýnýlmalýdýr.Bazý insanlar, sözlerine kuvvet ve yoðunlukkazandýrmak için ya da dinleyenlerdenbazýlarýný mahcup etmek, küçük düþürmekiçin imâlarda bulunabilirler, edepsizce veyaaçýk saçýk konuþabilirler. Böyle bir konuþ-maya katýlmayý reddedin. Ciddiyetinizimuhafaza ederek rahatsýzlýðýnýzý belli edin.Sohbet ederken kibar ve basiretli davrana-bilen kiþiler olun.

** Bedeninize ve giyiminize özen gös-terin fakat aþýrýya kaçmayýn. Kendinizisergilemekten kaçýnýn.

** Kontrol edebileceðiniz ve edemeye-ceðiniz þeyleri öðrenin. Kontrolünüz dýþýn-daki þeylerden dolayý endiþelenmeyin, bukonuda kendinizi eðitin.

** Her þeyi gerçekte olduklarý gibi görün.Koþullar sizin beklentilerinize uygungeliþmeyebilir. Olaylar kendi kurallarýnauygun olarak ortaya çýkarlar. Ýnsanlarolduklarý gibi davranýrlar. Þu anda neylekarþýlaþmýþsanýz onu kucaklayýn. Bir þeyolduðunda, sizin güç alanýnýz içindeki tekþey, ona karþý takýndýðýnýz tutumdur. Herolayda elimizden geleni yapmalý ve gerikalan þeyler için soðukkanlý olmalýyýz.Deniz yolculuðuna çýkmak zorundaysak neyapmalýyýz? Gemiyi, kaptaný, mevsimi verüzgârý iyi seçmeliyiz. Hepsi bu.

** Olaylar bizi incitmez ama olaylarabakýþýmýz bizi incitebilir. Bize sorunyaratan, tutumlarýmýz ve tepkilerimizdir.Dýþ etmenlerden kaynaklý konularýmýzý biz

SEVGÝ DÜNYASI26

seçemeyiz fakat bu koþullara nasýl yanýtvereceðimizi her zaman seçebiliriz.

** Ýnsanýn doðasý, iyi þeyler yapmak vebaþkalarýnýn iyiliðini istemektir.

** Yaþam içinde karþýlaþtýðýmýz her zor-luk bize içe dönmek ve kendi içsel kay-naklarýmýzý anýmsamak için bir fýrsat sunar.Yakýnmadan sabýrla katlandýðýmýz deneme-ler bize kendi güçlerimizi tanýmamýz içinsunulmuþ bir fýrsattýr. Saðduyulu insanlar,olayýn ötesine bakarlar ve onu en iyi þekildenasýl kullanabileceklerinin alýþkanlýðýnýoluþturmaya çalýþýrlar.

** Sahip olduðunuz þeyleri yitirmek herþeyin sonu deðildir. Aslýnda kaybedecekhiçbir þey yok. Biz, "o þeyi kaybettim"demeyi býrakýp onun yerine, "o þey, geldiðiyere geri döndü" dediðimizde içsel huzurbaþlar. Önemli olan þey, o þeylere sahipolduðunuzda onlarý nasýl kullandýðýnýz,gerekli özeni gösterip göstermediðinizdir.

** Tutkulardan özgür olmak, sakin vehuzurlu bir zihin için ödenen bedeldir.Ahlâki geliþim, insanýn içindeki heyecan vesýkýntýdan özgürleþmekle gerçekleþir.Kendinizin efendisi olmak için bir planyapýn ve uygulamaya öncelikle canýnýzýsýkan küçük þeylerle baþlayýn.

** Ruhsal geliþim; önemsiz olan þeylerinpeþinden koþmayý býrakarak, dikkatimiziözsel olana yönlendiren, özsel olandanetkilenmemizi saðlayan bir ýþýktýr.

** Gücünüzü aþan bir rolü üstlenirseniz,bu rolü iyi oynamayý gerçekleþtiremeye-

ceðiniz gibi, yapabileceðiniz bir rolü deyapmamýþ olursunuz. Herkese dünyadaoynayacaðý rolü daðýtan Tanrýsal bilgeliktir.

** "Ben size, karakterinizde yaptýðýnýzilerlemeyi soruyorum, siz bana bir filozofunkitabýný çok iyi bir biçimde deðer-lendirdiðinizi ve anladýðýnýzý söylüyor-sunuz. Bu kitabý okumanýz ve anlamanýzsayesinde ruhunuz þimdi daha yükseklereçýktý mý? Daha özgür, daha vefalý,hoþgörülü ve sevgi dolu oldu mu? Ruhunuzhiçbir þeyin engel olamayacaðý kadar güçlüve hiçbir þeyin bulandýramayacaðý kadarberrak oldu mu? Þikâyetleri, öfkeyi, sýzlan-mayý hayatýnýzdan kovabildiniz mi? Ýlkeleriçinizde yeþerdi mi?

** Öteki insanlarýn ne düþündüklerineve ne yaptýklarýna bakmadan, ruhsalolarak en üstün olanla bað kurun.Gerçek bilgelik sizi yüreklendirecektir.Ruhsal bilgeliðin peþinde olanlar, ruhsalilkelerle yaþamý arayanlar, gülünmeyeve kýnanmaya hazýrlýklý olmalýdýr. Ahlâkiideallerinizi alçakgönüllü bir þekildehayata geçirmek sizin görevinizdir kararlýbir þekilde uygulamaya devam edersenizönceden sizinle alay etmiþ olanlar, þimdisize hayranlýk duyacaklardýr. (Epiktetos;Kýlavuz Kitap)

Yüzyýllar ve kültürler boyunca filozoflar,bilim insanlarý, dünya liderleri, yöneticilerve halk kiþisel huzurlarý söz konusuolduðunda ya da büyük deneyimlerikarþýlamak durumunda kaldýklarýnda,Epiktetos'un tüm zamanlara ýþýk tutan görüþve düþüncelerine güvenmiþ ve ondan isti-fade etmiþlerdir.

27SEVGÝ DÜNYASI

ilinç nedir? "Bilinç" þu anfarkýnda olabildiklerimizdenibaret olan, içinde bulun-duðumuz zaman ve mekân

sýnýrlarýyla baðlý bulunan kýsmýmýzýanlatmak için kullandýðýmýz birkavramdýr. Þu an bu yazýyý okurken,sözcükleri görürsünüz, içinizdenseslendirirsiniz ve bütün bunlardan biranlam çýkarýrsýnýz. Ama farketmediðiniz þey aslýnda bütün bu süreç-lerin hiç farkýnda olmadýðýnýz, hattâ hiçbilmediðiniz "bilinçdýþý" iþlemlerleyürüdüðüdür. Ve bu durum genelliklefark edilmez, ama okuduklarýnýzý anla-

mak birçok kompleks iþlemin birlikteyürüdüðü tamamen bilinçdýþý birsüreçtir.

Bazý örneklerle konuyu daha net halegetirebiliriz. Bilinçli zihin ve bilinçdýþýzihin çeþitli benzetmelerle kolaycaanlaþýlabilir. Örneðin önünüzde çokgeniþ ve detaylý bir harita var. Diyelimki 10 m2 büyüklüðünde bir harita… Buharitayý incelerken elinize bir büyüteçalýyor ve çeþitli yerlerini inceliyor-sunuz. Haritanýn incelediðiniz kýsmýbilinçli farkýndalýðýnýzý temsil eder. Oan göremediðiniz ama yerinde duran

Bilinç ve BilinçdýþýM. Reþat Güner

B

SEVGÝ DÜNYASI28

diðer kýsýmlar ise bilinçdýþýný. Eðer buharitaya yukarýdan bakarsanýzbütününü görebilirsiniz, ama bilinçlizihniniz haritanýn bütününü tüm detay-larýyla kavrayamaz. Zaman içindeparça parça haritanýn her yeriniöðrenebilirsiniz. Ve zaman içinde hari-tanýn her yerine hâkim olabilirsiniz.Ama o haritayý anlatmanýz gerekirsebir anda sadece bir bölümünü anlata-bilirsiniz. Ýþte bilinçli zihin ve bi-linçdýþý zihin buna benzer. Bililnçlizihin, haritanýn odaklandýðýnýzbölümüdür. Bilinçdýþý ise geri kalankýsýmlar.

Ayný þeyi bir kitap benzetmesiyle deanlatabiliriz. Diyelim ki, okuduðunuzbir kitap var ve kitabý tekrar okuyor-sunuz. Kitabýn okuduðunuz sayfasýnda-ki cümle bilinçli zihninizin içeriðinioluþturur. Kitabýn diðer sayfalarý isebilinçdýþýný temsil eder. Belli bir andasadece bir cümleyi ele alabilir, bir pa-ragraf hakkýnda konuþabilirsiniz. Eðertüm kitabý ezberlediyseniz diðer kýsým-lar bilinçdýþýnda kayýtlýdýr. Fakat bellibir anda yalnýzca bir bölümünü dikkatalanýna getirebilirsiniz.

Ýþte bu örnekler bilinç ve bilinçdýþýhakkýnda bize bir fikir verebilir. Þimdidüþünün, doðduðunuz andan bu yanane kadar çok þey öðrendiniz; gördük-leriniz, duyduklarýnýz, hissettikleriniz,yaptýklarýnýz, hayalleriniz vb… Ve tümbu öðrendikleriniz bilinçdýþýnda kayýtlýduruyor. Yeri ve zamaný geldiðindedevreye giriyor ve bundan gerektiðikadar yararlanýyorsunuz.

Bilinçdýþýnýn Sýnýrlarý

"Peki bu bilinçdýþý zihnin sýnýrlarýnereye kadar uzanýr?" diyedüþünebilirsiniz. Sadece doðduðumuzandan bugüne kadar mý? Yoksa annekarnýna düþtüðümüz andan itibarenöðrenmeye mi baþlýyoruz? Peki yabundan öncesi ve ötesi? Sözü fazlauzatmaya gerek yok. Aklý baþýnda olanherkes bilinçdýþýnýn bunlarýn ötesineuzandýðýný görüp anlayabilir.

Meselâ üstün yetenekleri olan çocuk-lar… Bu tip yetenekler sergileyençocuklara baktýðýmýzda yetenekliolduklarý alanda yaþýtlarýna göre çokönde olduklarý açýk ve nettir. Ben kendialaným olan müzik alanýnda bu tipyetenekli çocuklarý gördüðümde yap-týklarýna gerçekten hayret ediyorum.Çünkü bazýlarý o kadar küçük yaþta okadar büyük iþler yapýyorlar ki, bunlarabakýp sadece rastlantýsal bir olgu deyipgeçiþtirmek mümkün olmuyor. Mesela10 yaþlarýnda bir kemancý kýz kendibestelediði konçertoyu çalabiliyor.Buna benzer çok sayýda örnek var. Buçocuklarýn yaptýklarý iþi bilerek doð-duklarý o kadar net ki, bunu görmemekimkânsýz. Elbette her þeyin çeþitli tarz-da açýklamalarý yapýlabilir, ama banagöre en kestirme açýklama evreninhiçbir enerjiyi israf etmediði gibi har-canan emekleri de israf etmemesi. Yanigeçmiþte yapýlmýþ iþler, harcanmýþçabalar ve öðrenmeler bugün buradadoðmuþ bir bebeðin beynine nakilolabiliyor ve böylece üstün yetenekdediðimiz durum ortaya çýkýyor.

29SEVGÝ DÜNYASI

Bu durumda "bilinçdýþý" dediðimizalanýn sýnýrlarýný epeyce geniþletmemizgerekiyor. Daha doðrusu, kendi kiþiselbilinçdýþý alanýmýzýn daha geniþ bir"kolektif" alan içinde yer aldýðýný vebu kolektif alan ile etkileþim içindeolduðunu anlamamýz gerekiyor.

Bunu internet aðýna da benzeterekanlayýþýmýzý kolaylaþtýrabiliriz. Ýnternetaðý, internet eriþimine sahip her bilgisa-yar kullanýcýsýnýn her yerden baðlana-bildiði büyük bir kolektif alan. Oradasayýsýz web sayfasý, e-mail, sosyal aðvs. içerisinde birçok bilgi, resim,müzik, video vs. duruyor. Dilediðinizanda bunlardan istediðinize ulaþabilir,okuyabilir ve hattâ etkileþimli sitelerdebir þeyler paylaþabilirsiniz. Ýnternet aðýtam anlamýyla bir kolektif alan. Oradabulunan her þey kaldýrýlmadýðý süreceyerinde duruyor ve bu birikime her anulaþmak mümkün. Ve bu alaniçerisinde belli bir hedefe ulaþmak içindüzenlenmiþ "arama motoru" denilensistemler de mevcut. Buraya aramakistediðiniz konu ile ilgili sadece sözcükdeðil, resim de girebiliyor ve ilgilikonularda tarama yaptýrabiliyorsunuz.

Bizim bilincimiz de buna benzer -aslýnda sonsuz derecede kapsamlý- birbilgi ve veri okyanusu içerisinde busistemle kaçýnýlmaz bir etkileþimhalinde varlýðýný sürdürüyor. Birtaraftan duyular yoluyla etrafýmýzdakidünya ile etkileþimimizi sürdürürkendiðer yandan bilinçdýþý düzeyde bun-dan çok daha geniþ bir sistemle et-kileþim içerisinde bulunuyoruz. Bu

"bilinçdýþý" etkileþimin günlük ha-yatýmýza olan etkilerini her zaman açýkve net bir þekilde fark edemesek deyine de bizi etkilemeye devam ediyor.

Bu etkiler bazen ani sezgiler,bazen de rüyalar olarak kendisinigösterebiliyor. Bazen bir sanateserinde, bazen bir buluþta, bazen birliderin ifadelerinde, bazen bir anneninçocuðuna davranýþýnda. Bilinçdýþýndangelen itilimler öyle ya da böyle ken-disini ifade edecek bir yol buluyor.

Bilinçdýþýnýn Ýþlevleri

Aslýnda yaþantýmýzýn ve yaptýðýmýzeylemlerin o kadar büyük bir bölümübilinçdýþýna dayalý olarak gerçekleþiyorki, bununla ilgili bir oran verecek olsakherhalde en az yüzde 95 olurdu.Mesela tam þu anda muhtemelen biryerde oturmuþ bu yazýyý okuyorsunuz.Gözleriniz sözcükleri takip ediyor,içinizden bu sözcükleri seslendiriyor-sunuz ve zihniniz bunlardan kendidaðarcýðýna göre anlamlar çýkarýyor…Bu arada kalbiniz atmaya devam edi-yor, nefes almaya devam ediyorsunuz,bedeninizdeki çeþitli kaslar sizi otururya da ayakta tutabilmek için çalýþmayadevam ediyor, bedeninizdeki tümyaþamsal iþlevler sürüyor vs. vs. Bütünbu iþlemler tamamen farkýndalýðýnýzýndýþýnda bilinçdýþý bir biçimde gerçek-leþiyor. Bu arada beyniniz buradaokuyup anladýklarýnýzý bilinçdýþýbelleðinize kaydetmeye devam ediyor.Sonra yeri geldiðinde bu öðrenmeler-den yine bilinçdýþý düzeyde yararlaný-

SEVGÝ DÜNYASI30

yorsunuz. Belki bir kýsmý bilinçdüzeyine çýkýyor, bir kýsmý isebilinçdýþý düzeyde kalmaya devamediyor.

Ve öðrenme dediðimiz süreç belli biroranda bilinç düzeyinde gerçekleþirkenbüyük oranda bilinçdýþýnda gerçek-leþiyor. Yani çoðu zaman neyi nasýl neþekilde öðrendiðimizi bilmedenöðreniyoruz. Ve bu öðrendiklerimizyine bilinçdýþý olarak kullanýlýyor.

Bilinçdýþýný Yönlendirmek

Bu durumda aklýnýza þöyle bir sorugelebilir: "Peki bilinçdýþý bu kadar çokþey biliyorsa, hattâ sýnýrlarý bizimfarkýnda bile olamadýðýmýz kolektif biralana kadar uzanýyorsa, o zaman bupotansiyeli nasýl kullanýlýr hale getire-biliriz?"

Aslýnda bu potansiyelin ciddi birbölümünü halen kullanýyoruz. Amayaþamlarýmýz genellikle belli bir yönedoðru hedeflenmemiþ olduðundandolayý bilinçdýþý kaynaklar da potan-siyel halde kalmaya devam ediyor.Bunlarý harekete geçirmek ve buradakipotansiyelden yararlanabilmek içinyapýlabilecek çok þey var. Ama ilkyapýlabilecek þey herhalde kendinizebelli bir hedef saptamak ve o hedefdoðrultusunda eyleme geçmektir.

Bilinçdýþýna eðer bir hedef vermez-seniz hiçbir yere gitmez. Dünyanýngelmiþ geçmiþ en büyük terapist-lerinden birisi olan Milton Erickson

(1901 - 1980) bilinçdýþýnýn önemini eniyi kavrayan ve ondan terapi alanýndaen etkili biçimde yararlanan insanlar-dan biriydi. Erickson kendisiningeliþtirdiði çok çeþitli yöntemleri kulla-narak -bu yöntemler genel olarak"Ericksonian Hipnoz" olarakadlandýrýlýr- insanlarý bilinçdýþý kay-naklarla buluþturur ve onlarýniçlerindeki potansiyeli hem psikolojikproblemleri çözmek hem de yaþam-larýný daha verimli hale getirmek içinkullanýrdý. Erickson'un bilinçdýþý ileilgili öðrencilerine ve bazen danýþan-larýna anlattýðý hoþ bir öykü vardýr:

"Amerika'da bir çiftlikte atlardan birikaybolur. Birkaç gün sonra bir adamkaybolan atla birlikte çiftlikte belirir.Sahibi atý hemen tanýr ve adama onunasýl bulup getirdiðini sorar. Adam 'benbir þey yapmadým ki, at buraya kendigeldi.' diye cevap verir. Atýn sahibipeki burayý nasýl buldunuz? diyeüsteler. Atý getiren adam, 'Bu güzelhayvan benim çiftliðime geldi.Davranýþlarýndan vahþi olmadýðýnýanladým. Sonra ona eyer vurdum veyola çýktýk. Bazen biraz ot yemek iste-di, izin verdim. Bazen biraz su içmekistedi, ona su içirdim. Sonra onu tekraryola soktum ve hep yola devam ettim.Sonunda buraya geldik. Yani aslýnda okendisi geldi' diye yanýtlar."

Bu öyküde tahmin edeceðiniz gibi"at" bilinçdýþýný temsil etmektedir. Yanibilinçdýþý kendince bir þeyler arar. Onuyolda tutar ve ona bir hedef verirsenizsizi gitmeniz gereken yere ulaþtýracak-

31SEVGÝ DÜNYASI

týr. Ama onu baþýboþ býrakýrsanýzoradan oraya gezer…

Kýsacasý bilinçdýþý kendi içinde pekçok olasýlýklarý barýndýrýr. Hattâ bilincintam tersine bilinçdýþýnda birbirine zýtolasýlýklar ayný anda barýnabilirler.Bilinçli zihin genellikle "ya - ya da"mantýðýyla çalýþýr, ancak bilinçdýþýdüzeyde pek çok olasýlýk ayný andaorada olabilir. Ýþte bu yüzdenyaratýcýlýðýn kaynaðý bilinçten ziyadebilinçdýþýdýr. Ama ne var ki, eylemibaþlatan ve o eylemi belli bir hedefdoðrultusunda tutmasý gereken taraf"bilinç"tir. Bu yüzden bilinçli zihni deyabana atmamak, ancak bilinç ve bi-linçdýþýný birbirleriyle uyumlu halegetirmek bizim için çok önemlidir.

Zaten yaþam içerisinde baþarýlý veyaratýcý insanlara baktýðýmýzda bilinçlizihinleriyle bilinçdýþý arasýnda iyi biruyum yakaladýklarýný görürüz.Eylemlerimizin çok büyük bölümünübilinçdýþý yönlendirdiðine göre, zatenbilinçdýþýyla bilinçli zihin çatýþýrsakazanan taraf istisnasýz olarak bi-linçdýþý olacaktýr. Bu bakýmdan bi-linçdýþý kaynaklarla iyi bir arkadaþlýkgeliþtirmek her açýdan iþimizi kolay-laþtýracak ve çok daha verimli birhayat yaþamamýzý saðlayacaktýr.

Bu uyum halini yakalamak elbetteher konuda olduðu gibi istek duymayý,hedef koymayý ve bu yönde pratikyaparak alýþkanlýk kazanmayý gerek-tirir. O zaman gelin þimdi bu konudaneler yapabileceðimize bir bakalým.

Bilinçdýþý Kaynaklardan Yararlanmak

1. Bilinçdýþý yeteneklerinizin farkýndaolun: Bilinçdýþý kaynaklardan yararlan-manýn ilk adýmý normal yaþamýnýziçerisinde "bilinçdýþý" olarak yatkýnolduðunuz özelliklerin farkýna varmakve bu yeteneklerinizin yaþamýnýzý nasýlþekillendirdiðine dikkat etmektir.Herkesin doðuþtan yatkýn olduðu birþeyler vardýr. Sanat, bilim, sosyal iliþ-kiler, liderlik, dil, yaþam becerileri vs.Yatkýn olduðunuz alanlarý tespit edinve kolaylýkla yaptýðýnýz þeylerin farký-na varýp onlarý kabul ve takdir edin.

2. Yeteneklerinizi yaþamda kullanýlýrhale getirmek için pratik yapýn.Yetenekli olduðunuz alanlarla ilgilifaaliyetler oluþturun. Bu konuda egzer-sizler yapýn, bir þeyler üretin, eðitim-lere katýlýn, okuyun ve kendiniziyetiþtirin. Yeteneklerinizin gerçek yaþa-ma yansýmasý beyninizi bu yönde eðit-menize baðlýdýr. Bu da ancak birtakýmeylemleri tekrar ederek ve egzersizyaparak gerçekleþir.

3. Rüyalarýnýzý takip edin. Bilinçdýþý-nýn bilinçle irtibat kurmasýnýn en etkinve kestirme yolu rüyalardýr. Rüyalarý-nýza dikkat ettikçe, onlara deðer ver-dikçe bilinçdýþý ile baðlantýnýz dahaetkin ve daha verimli hale gelecektir.Rüyalarýnýzý yazmak, rüyalar aracýlý-ðýyla rehberlik istemek, rüyalarýnýzdanyaratýcý öðrenme faaliyetleri için yarar-lanmak, hattâ rüyalarýnýzda belli konu-larda egzersiz yapmak mümkündür. Bu

SEVGÝ DÜNYASI32

konu üzerinde çalýþtýkça bu kanaldandaha fazla yararlanýr hâle gelebilirsiniz.

4. Duygularýnýzla ve bedeninizle dahafazla baðlantý kurun. Bilinçdýþýnýn bi-linçle irtibat kurduðu ikinci etkin yolduygular ve bedensel hislerdir. Duygu-larýnýzýn farkýnda olmak, bedeninizleiletiþim halinde kalmak bilinçdýþýndangelen doðal sinyalleri alabilmenizisaðlar. Bu bakýmdan gün içindemümkün olabildiðince duygularýnýzave duygularýnýzýn bedenin hangi böl-gelerinde yoðunlaþtýðýna dikkat edin.Onlarý yargýlamayýn, ama size söyle-mek istediklerini anlamaya çalýþýn.

5. Deðiþik bilinç halleri ile ilgiliuygulamalar yapýn. Oraný kiþiye göredeðiþmekle birlikte normal bilinç haliiçerisinde bilinçdýþý ile baðlantýmýzazdýr. Ancak çeþitli düzeyde trans hal-leri ve meditatif haller bilinçdýþý ilebaðlantýmýzýn güçlendiði hallerdir. Butarz halleri elde etmek için yapacaðýnýzçeþitli uygulamalar, gevþeme ve medi-tasyon çalýþmalarý, bilinçdýþýyla baðlan-týnýzý artýracak ve yaratýcýlýðýnýzý artýr-manýza yardýmcý olacaktýr.

6. Kendinize hedefler koyun ve buhedefleri zamanla sýnýrlayýn. Az öncede belirttiðimiz gibi bilinçdýþýna birhedef vermezseniz baþýboþ bir at gibiortalýkta dolanýr. Hedefiniz yoksazaman bir þekilde geçer. Ama zamansýnýrý konmuþ hedefleriniz varsa bi-linçdýþý zihin size bu yönde yardýmcýolacaktýr. Hattâ pek çok deneyim-lerinizden de bilebileceðiniz gibi,

zamanýnýz ne kadar kýsýtlýysayaratýcýlýðýnýz o kadar fazla olur.Çünkü bir þeyi hýzlý bir þekilde yap-maya çalýþtýðýnýzda bilinçdýþý dahafazla devreye girecektir.

7. Her an kolektif bir alanýn içindeolduðunuzu hatýrlayýn. Varlýðýnýz vebilinciniz kendinden çok daha büyükbir alanýn küçük bir parçasýdýr. Evrendekendi içinde bütünlük oluþturan herparça kendinden daha büyük birbütünün parçasýdýr. Nasýl ki bilincinizaslýnda bilinçdýþýnýn engin sularýndayüzen küçük bir bot gibiyse, bilinç vebilinçdýþýyla varlýðýnýz da sonsuz geniþ-likte bir okyanusun içinde küçük birdamla gibidir. Dolayýsýyla varlýðýnýzöncelikle tüm insanlýðýn oluþturduðubir bütünlüðün içinde yer alýr. Bununfarkýnda olmak ve bu kolektif alandangelen sezgilere kendini açmakyaþamýnýzý büyük ölçüde aydýnlatacakve bütünlük hissinizi güçlendirecektir.

Kýsacasý bilinçdýþý potansiyeldenyararlanmak her durumda olduðu gibibelli alanlarda odaklanarak çabagöstermeyi bekliyor. Dünyada yaþarkenbilincin ve bilinçdýþýnýn kendisini ifadeettiði araç beynimizdir. Eðer beyninizibelli yönlerde eðitmezseniz bilinçdýþýpotansiyelden yararlanmak sizin içinbir hayal olarak kalýr.

Bilinç ve bilinçdýþý hakkýndasöylenebileceklerin sonu yok. O yüz-den bu yazýnýn okuyanlarda gereklifarkýndalýðý oluþturduðunu umarakþimdilik burada noktalamak istiyorum.

33SEVGÝ DÜNYASI

Bilimsel Kaynaklarda Foton KuþaðýDerleyen: Ýsmail Acar

Evrende Enerji Deðiþimi - Foton Kuþaðý - 2

vrende var olduðu önesürülen 'Foton Kuþaðý'ný,atmosferimizdeki 'tür-bülans' olarak düþünebili-

riz: Nasýl bir uçak atmosferimiz içindeyol alýrken bir hava türbülansýna giri-yorsa, uzayda yol almakta olan GüneþSistemi ile Dünyamýz da Evrende varo-lan bir 'ýþýk okyanusu'na, deðiþik bir'enerji kuþaðý'nýn türbülansýna girebilir.Bilimsel yaklaþýmlara göre 'FotonKuþaðý', Güneþ Sistemi'nin içine akan

'manyetik ýþýk alaný', güçlü elektro-manyetik radyasyona sahip x ýþýnlarýnýda içeren farklý bir 'enerji alaný' olaraktanýmlanmaktadýr. Bu 'alan'ýn, yakýngeçmiþ nesillerinin tanýþmadýðý birenerji gücü içerdiði öne sürülmektedir.

Bu enerji alaný ile ilgili somut kanýt-lar ortaya konulamamýþ olsa da Güneþsistemimizde gözlenen olgular ve eldeedilen bilimsel veriler, bir enerji alanýdeðiþimine iþaret etmektedir.

E

SEVGÝ DÜNYASI34

Olgulardan Yola Çýkan Bilim

Saptanan olgulardan yola çýkan biliminsanlarý, Güneþ Sistemi ile birlikteDünyamýzýn 'Foton Kuþaðý' olarakadlandýrdýklarý farklý bir 'EnerjiAlaný'na girdiðini vurgulamaktadýrlar.

Bu deðiþimin belirtileri olarak da bu'Enerji Alaný'ndan etkilendiði varsayý-lan yýldýz ve gezegenlerde saptananenerji ve yörünge deðiþimleri, Güneþ'inenerjisindeki azalma, Dünyamýzýnenerjisinden oluþan 'SchumannRezonansý'ndaki artýþ ve (iv) KuzeyKutbu'nda oluþan auroralardakifarklýlaþma gösterilmektedir. Özetle'Foton Kuþaðý' olarak adlandýrýlan olgu,uzayda görünür tayf içinden geçerekyüksek frekanslý görünmez ýþýk ve x-ýþýnlarýnýn içine akan, elektromanyetikradyasyon yayan güçlü bir 'enerji alaný'olarak görülmektedir. Ozon tabakasýn-daki deliklerden giren bu enerjiningezegenimizin belirli bölgelerinde

'tehlikeli'radyasyonartýþlarýna,neden olduðuda ilerisürülmektedir.

'Foton Kuþaðý'nýn Keþfi

'Foton Kuþaðý'nýn keþfine, ÝngilizAstronomEdmondHALLEY'in(1656-1742)Pleiades(Ülker) TakýmYýldýzýüzerinde yap-týðý çalýþmalarön ayak olmuþtur. HALLEY, PleiadesGrubu'ndaki yýldýzlardan en az üçününYunanlýlar döneminde kaydedilenkonumlarda olmadýklarýný saptamýþ,

Pleiades Takým Yýldýzý'nýn birdüzen içinde hareket ettiði sonu-cuna varmýþtýr.

HALLEY'in bu bulgusu,Alman Astronom FredrickWilhelm BESSEL (1784-1846)tarafýndan Pleiades'teki yýldýz-larýn her yüzyýl 5,5 saniye yerdeðiþtirdiðini hesaplamasýylakanýtlanmýþtýr.

Pleiades (Ülker) TakýmYýldýzý, dünyadan 440 ýþýk yýlýuzakta, 'Yedi Kýz Kardeþ' olarak

Bilimsel bulgulardan yola çýkýlarak temsilen uzaydaki farklý 'Enerji Alanlarý'ný ve Samanyolu dýþýnda oluþan 'Enerji Kabarcýklarý

35SEVGÝ DÜNYASI

da anýlan bir yýldýz kümesidir. Bukümede yer alan Sterope, Merope,Electra, Maia, Taygeta, Caleano veAlcyone yýldýzlarý 'Yedi Kýz Kardeþ'itemsil ederler. Atlas ve Pleione ise'Anne' ve 'Baba'dýr. Burada önemlihusus, sistemin merkezi olan Alcyone'-un 'Merkezi Büyük Güneþ' olarak anýl-masýdýr. Bir varsayýma göre; GüneþSistemimiz de dahil olmak üzere,'Yedi Kýz Kardeþ' 'Merkezi BüyükGüneþ' kabul edilen Alcyone'nunçevresinde dönmektedirler.

Takiben Jose Comas SOLA (1868-1937), Pleiades ve diðer birkaç yýldý-zýn ayrý bir sistem oluþturduðunu ilerisürmüþtür. Paul Otto HESSE de (1889-

1958) bu siste-mi incelemiþve bize göreyaklaþýk 2.000yýlda aþýlabilenbir geniþliðesahip bir'Kuþak'ýn,ayrýntýlarýnýhesaplamýþtýr.Eðer JoseComas SOLAve Paul OttoHESSE'inPleiades'lailgili hesapla-malarýdoðruysa,Güneþimiz'Kuþak' ile26.000 yýllýkbir döngüdedir.

"Evrende Önemli Enerji Deðiþimleri"

Ýnternet üzerinden Ýngilizce, Rusça veTürkçe yayýn yapan Azeri 'UNO-UFOBilimi - Popüler Uluslararasý UfolojiDergisi' evrendeki enerji deðiþimleriniþöyle aktarmaktadýr:(https://unoufo.wordpress.com/2012/12/04/ rus-bilim-adamlarinn-foton-kusag-ina-bakisi/)

"Yaklaþan bu enerjiye karþý gezegen-lerin kendi önlemlerini almayabaþladýklarý da gözlemler arasýnda.Örnek olarak Dünyamýzýn uydusu Aykendi atmosfer sistemini oluþturmakta,hayat var mý, yok mu araþtýrmalarýnýnodaðý olan Mars gezegeninin atmosferkalýnlýðý gün geçtikçe artmakta,Dünyamýzýn atmosferindeki hidroksitoraný günden güne belirgin bir þekildeartýþ göstermekte. Bunun nedenininküresel ýsýnma, sera etkileri vs. ola-mayacaðý vurgulanýyor………

Ayrýca Uranüs, Venüs ve Jüpiter gibigezegenlerde yoðun manyetik alanoluþumu ve bu gezegenlerin parlaklýk-larýnýn sürekli artýþta olduðu gözlemle-nen sonuçlar arasýnda.

Günümüzde arttýðý tüm insanlartarafýndan da fark edilebilen depremler,volkanik aktivasyonlar, seller, tufanlargibi doðal afetler elbette ki bir tesadüfsonucu artýþ veya azalýþ göstermiyor.

Dr. Alexey DMITRIEV'in dikkat çek-tiði husus, Güneþteki deðiþimler ile

SEVGÝ DÜNYASI36

Dünya arasýndaki baðlantý. Bundan10.000 yýl önce böyle bir deðiþimolduðunun bilindiðini söyleyen Dr.DMITRIEV, "uzayda enerjisi çok yük-sek olan ve titreþimi sürekli artan birmanyetik alana girmekte olduðumuz"sonucuna vardýklarýný vurguluyor.Bunlarýn birçok yetkili bilim çevresitarafýndan gözlemlendiðini, ancakbirçok bilginin gün ýþýðýna çýkarýl-madýðý da söyledikleri arasýnda."

Dr. DMITRIEV ve Uzayda Enerji Deðiþimi

Bu konuda araþtýrmalar yapanmerkezlerden biri de Sibirya'dakiRus Ulusal Bilim Akademisi'dir.Akademi yaptýðý araþtýrmalar sonucun-da deðiþimlerin kaynaðýnýn, GüneþSistemi'nde ortaya çýkan enerji fark-lýlaþmasý olduðunu Rapor halinde açýk-lamýþtýr: "Güneþ Sistemi daha yüksekbir enerji alanýna girmektedir." Dr.Alexey DMÝTRÝEV hazýrladýðý veyayýmladýðý Raporda dünyada bu türbir deðiþimin 10.000 yýl önce de ger-

çekleþmiþ olduðuna dikkat çekmiþtir.Dr. Alexey DMÝTRÝEV'in bulgularýnýda içeren bir videoyu aþaðýdaki baðlan-týdan izleyebilirsiniz:

https://youtu.be/RUbr64eqt2w

NASA'dan Enerji Deðiþimi Açýklamasý

Dr. Alexey DMITRIEV'in bulgularýparalelinde bir açýklama da NASA'dangelmiþtir: "NASA'nýn Fermi Teleskobu

Galaksimizde DevBir Yapý Buldu":

"ABD'li biliminsanlarý, SamanyoluGalaksisi'ninmerkezinde, bir-birine yapýþýk devboyutta iki kabarcýktespit etti. ABDUlusal Havacýlýk veUzay Ýdaresi(NASA), þimdi

37SEVGÝ DÜNYASI

'Fermi Gamma Iþýný Uzay Teleskopuile keþfettiði dev kabarcýklarý anlam-landýrmaya çalýþýyor.

NASA'ya baðlý gök bilimciler, gamaýþýnlarý yayan dev oluþumlarýn ne oldu-ðu hakkýnda neredeyse hiçbir bilgileribulunmadýðýný belirtti. Geniþlikleri 25bin ýþýk yýlý (bir ýþýk yýlý yaklaþýk 10trilyon kilometre) olan yer fýstýðýnýandýran kabarcýklar, SamanyoluGalaksisi'nin üst ve alt kýsýmlarýndabirbirine yapýþýk halde bulunuyor.

Bu göksel oluþum, Baþak Takýmyýl-dýzý'ndan Turna (Grus) Takýmyýldýzý'nakadar görünür gökyüzünün yarýsýndanfazlasýný kaplamaktadýr. Milyonlarcayýllýk bir oluþum olabilir. Bulgularüzerine kaleme alýnan bir makale "TheAstrophysical Journal"da yayýnlanmaküzere kabul edilmiþtir.

Gök bilimciler dev kabarcýklarýn kay-naðýný çözebilmiþ deðiller. Bir teori,kabarcýklarýn galaksinin merkezindeyeni doðan yýldýzlarla ölmekte olanyýldýzlarýn ortaya çýkardýðý enerjiyleoluþmuþ olmalarý yönünde. Bir diðerteori ise, Samanyolu Galaksisi'nin mer-kezindeki bir kara delikten püskürençok yüksek miktardaki kütlenin bukabarcýklarý oluþturduðu yönünde.Ancak gök bilimciler dev kabarcýklarýnuzayýn neredeyse dörtte birini dolduranve gezegenleri birarada tutan gizemlikara madde olmadýðýný belirtiyorlar.

Princeton Üniversitesi'nden gökbilimci David SPERGEL, yapýlan

büyük keþfin ardýndan, neredeyseSamanyolu Galaksisi kadar geniþolan kabarcýklar için, "Biz de galak-simiz hakkýnda çok þey bildiðimizizannediyorduk" yorumunu yaptý.

Bir yýl önce, ABD'nin Californiaeyaletindeki Kavli Kuramsal FizikEnstitüsü'nden Gregory DOBLER,Samanyolu Galaksisi etrafýnda enerjiyüklü parçacýklar içeren esrarengiz bir'sis' bulunduðunu belirtmiþti. FermiTeleskopu, bu 'sis' oluþumunun gamaýþýnlarý, yani elektromanyetik radyas-yonun yüksek enerji içeren formuolarak ortaya çýktýðýný tespit etmiþtir.

Harvard Üniversitesi AstrofizikMerkezi'nden Doug FINKBEINER isegizemli sisin kaynaðýnýn kara maddeolabileceðini ileri sürüyor. FINKBEI-NER ve ekibi, galaksinin merkezindebulunduðunu düþündükleri kara maddeparçacýklarýnýn çarpýþarak gama ýþýnlarýortaya çýkardýðýný ve dev kabarcýklarýmeydana getirmiþ olabileceðini önesürdü. FINKBEINER, "Kara maddegalaksinin merkezinde 3 milyar yýldanberi bulunuyor" dedi ve bahsettiði çar-pýþmalarýn bu süre içinde dev kabarcýkþeklini almýþ olabileceðini savundu."

"Güneþ Sisteminin Kenarýndaki Kuþak"

24 Mayýs 2010 tarihli 'Science Daily'Dergisi, kaynak olarak PolonyaBilimler Akademisi, Uzay AraþtýrmaMerkezi'ni göstererek þu bilgiyi ya-yýmlamýþtýr:

SEVGÝ DÜNYASI38

https://www.sciencedaily.com/releas-es/2010/05/100521191114.htm

"Güneþ, yakýnda güçlü bir galaktikgaz bulutuna mý girecek?

Amerikan-Polonyalý bilim insanlarýekibi, geçtiðimiz yýl NASA'nýn küçükboyutlu keþif uydusu IBEX tarafýndansaptanan enerjik nötr atomlardanoluþan yüksek emisyon alanýnýn,yýldýzlararasý bir 'Gaz Bulut'u ile'Yerel Kabarcýk' olarak tanýmlanansýcak bir gaz bulutunun bölgeye yak-laþmasý sonucu ortaya çýkabileceðiniöne sürüyorlar. Eðer bu hipotezdoðruysa, IBEX, Güneþ'in yüz yýliçinde girebileceði yýldýzlararasý bulutaait sýcak maddeyi saptamýþ durumda."

Olgu ile ilgili Video ve TV Programlarý

Günümüzde artan sismik ve volkanikhareketlilik ile doðal felâketlerden yola

çýkanbilimçevreleri,"buartýþlarýnnedeninin,dünyanýniçsel tep-kisiolmayýp,evren ileGüneþ sis-temiarasýndaortaya

çýkan enerji alýþ-veriþlerinden kay-naklandýðý"ný ileri sürmektedirler.

Bu yöndeki yaklaþým ile ilgili olarakaþaðýda uzantýsý verilen "Güneþ Siste-mini Bir Þey Etkiliyor"/"Something isAffecting the Solar System" videosudikkatle izlenmelidir:https://www.youtube.com/watch?v=Km3uhv6oVWg

Prof. Dr. Ahmet ERCAN ve Prof. Dr.Þükrü ERSOY'un katýldýðý 'Gündem'TV Programýnda yayýmlanan "NewScientist'in Deprem Ýddialarý Tartýþýlý-yor" - "Küresel Isýnma Depremi Tetik-ler mi?" söyleþisinde dünyayý etkileyenenerji deðiþimleri ele alýnmakta veDünyamýzýn içinde bulunduðu gökselsistemde ortaya çýkan fiziki deðiþim-lere ve etkilerine deðinilmektedir:

Bu söyleþide de ortaya çýkan enönemli husus "Dünyayý bazý dünyadýþýolgularýn etkiliyor olmasý"dýr.

39SEVGÝ DÜNYASI

Çocuklarýn Gizli Spiritüel Dünyalarý

Yazan: Tobin Hart, Ph.D., Çeviren: Nelda Ýnan

Mutluluk Ýstasyonu

Deðerli okuyucularýmýz çocuklarýn gizli spiritüel dünyalarýnýn kapýlarýný aralamayaçalýþan yazý dizimizde yazarýmýz Tobin Hart, geçen ay hepimizde özümüzdengetirdiðimiz spiritüel bir kapasitemizin olduðunu ve hattâ huþû duygusuna da ihti-yacýmýzýn olduðunu yazmýþtý. Yazara göre toplumlarda yapýlan en büyük yanlýþ,korku ve kontrol etme arzusu ve hýrsý çevresinde dönen çeþitli nedenlerle buduyguyu bastýrmaya çalýþmaktý. Örneðin okullarda spiritüel gizemle ilgili bilgilerde verilmek yerine her þeyi matematiksel olarak ölçmek üzerine kurgulananaktiviteler yüzünden, çocuklar merak ve huþû duygusundan uzaklaþtýrýlmakta veçoktan seçmeli sýnavlara mahkûm edilmektedirler. Tobin Hart, spiritüel deneyimleryaþayan çocuklarýn, yetiþkinler tarafýndan anlaþýlamamasýnýn da üzücü olduðununaltýný çizmiþti. Hatýrlayacaðýnýz gibi yazarýmýz, Batý kültüründe gizemli olana duyu-lan merak ve huþû duygusunun ve özellikle de esrime halinin hep bir þüpheyle,inançsýzlýkla ve düþmanlýkla karþýlandýðýný vurgulamýþtý. Hâlbuki onlarý, týpký ata-larýn deðer vererek baktýklarý gibi birer lütûf diye görmek gerektiðini anlatmýþtý.Gizemli olana merak duymak ve tüm bunlarý huþû ile yaþamak esasýnda ruhunnabzýný oluþturuyordu. Tobin Hart, çocukluða ait huþû anlarýnýn gelip geçen bir rüya âlemi olmadýðýnýanlatarak, bunlarýn bir çocuðun dünyayý nasýl gördüðünü ve nasýl anladýðýný þekil-lendirdiklerini ve onun spiritüel, ahlâki kimliðinin ve hayattaki misyonunun çekir-deðini de oluþturduklarýný vurgulamýþtý. Yazarýn bizlere tavsiyesi þu olmuþtu: "Anneve babalar, öðretmenler ve arkadaþlar olarak yapmamýz gereken þey, çocuðunbildiklerini ve anlattýklarýný onurlandýrmak olmalýdýr. Birçok çocukta doðuþtangetirdikleri birlik, mükemmellik ve koþulsuz sevgi bilinci vardýr. Bu çocuklar çokderin gizemleri anlamaya ve onlarý yaþamaya çalýþýrlar. Onlarýn tek ihtiyacý buvizyonlarýný günlük yaþamlarýyla bütünleþtirebilmektir. Bizler de yetiþkinler olarakonlara bu alaný açarak yardýmcý olabiliriz."Yazarýmýz bu baðlamda bizlere Ramakrishna'nýn, Peggy'nin, Siyah Geyik'inyaþadýðý ilginç esrime hâllerinden örnekler sunmuþtu.

SEVGÝ DÜNYASI40

ocukken hayalinizde veyagerçekte ziyaret ettiðinizgizli bir yeriniz var mýydý?"Çocuklar bazen kendi arka

bahçelerinde spiritüel varlýklarýný sürdü-rülebilir kýldýklarý özel bir yeri, yanimutluluk istasyonlarýný ziyaret ederler"demiþti Joseph Campbell. Karla daböyle biriydi. Böylece anne ve babasýnýnçeliþkilerinden uzaklaþabiliyor vemevsimlerin geçiþini gözlemleyebiliyor-du. Sam ise gece yataðýna gitmek içinhiç mücadele etmiyordu çünkü rüyala-rýnda ziyaret etmekten hoþlandýðý bir yervardý. Margaret'in özel yeri ise bir ahýrdýçünkü orada çok sevdiði bir at vardý.

Karen kendi özel yerinde yaþadýðýmüthiþ bir âný þöyle anlattý: "On beþyaþýmdaydým. Aile evimizden kýsa biryürüyüþle varýlabilen özel yerimdeydim.Burada kendimi adeta doðaya akortediyordum. Küçük kuþlar ve böceklerher yerde idiler. Derken birdenbire herþeyin birbiriyle baðlantýlý olduðuna dairmüthiþ bir his geldi içime. Her þey hemayný hem de eþit idi. Yani devasa dað,bir otun sapý ve ben.."

Karen'in deneyiminde olduðu gibiesrime halini en fazla tetikleyen þeydoða idi. Örneðin, harika bir gökyüzüneveya bir hanýmeli çiçeðine bakmak gibi.Bazen dýþýmýzdaki þeyler, içimize yolcu-luk yaptýrýrlar. Emerson, Thoreau veAsisili Aziz Francis de týpký diðerlerigibi doða mistisizmini anlayanlardandý.

Birgün kýzlarýmýn aðaç evlerini herzamankinden daha fazla ziyaret ettikleri-

ni gözlemledim. Gün ortasýnda bilemum yakmakta ýsrar ediyorlardý.Aralarýndan birinin orada yalnýz baþýnayumuþak sesle þarký söylediðini görü-yordum. Onlara bunu neden yaptýklarýnýsoramýyordum bile, çünkü ben deçocukken doðanýn içinde böyle iriliufaklý esrime halleri yaþadýðýmý hatýrlý-yordum. Bundan dolayý da onlarý kendiderinlikleri ve zevkleri içinde býrakmakbana daha doðru gelmiþti. Doða içimizlederin bir týnlaþým halindedir.

Mutluluk istasyonu sadece bir aðacýntepesi veya bir nehrin kýyýsýndaki bir yerdeðildir. Orasý aslýnda hepimiziniçindedir. Týpký Peggy'nin mimoza aðacýgibi, gizemin derinliklerine açýlan bi-lincimizdeki bir kapýdýr. Farkýndalýkdeðiþimi genellikle hiç beklenmedikþekilde ve zamanda, plansýzca meydanagelir. Ramakrishna'nýn karanlýk bulut-larýn içinden geçen beyaz turna sürüsünübir anda görmesinde olduðu gibi…Varolanla bütünleþtiðimiz huþû duygusukontrolümüzün dýþýndadýr. Çünkü bizibir anda sarar ve etkisi altýna alýr. Veçocuklar bunu çoktan biliyormuþçasýnahemen kabullenirler.

Çocuklarýn biz yetiþkinlere öðretmekzorunda olduklarý en büyük derslerdenbiri de huþû duygusunun gücüdür.Gizemli olana merak ve huþû duygususadece bir spiritüel deneyim deðil, aynýzamanda spiritüel bir duruþtur da. ZenBudizm'de bu duruþ veya tutuma"Acemi'nin Zihni" denilir. Bu, dünyayataze gözlerle ve taze gönüllerle bakma,ondan hoþlanma ve varlýðýný þükürle

Ç

41SEVGÝ DÜNYASI

karþýlama halidir. Yani önceden belirlen-miþ beklentilerle, yargýlarla bakmamahalidir. Yeni Ahit'te "Tanrýnýn krallýðýnagirmenin yolu çocuk olmaktan geçer"diyerek þöyle yazar: "… geriye dönüpsizler çocuk olmadýkça, Tanrýnýn kral-lýðýna asla giremeyeceksiniz."Bu ise tambir gönül açýklýðýný ve saflýðýný tarifetmektedir.

Ayný ilke Taoizm'de de vardýr.Taoizmin kurucusu Lao-tzu'nun anlamýise yaþlý çocuktur. Bu elbet ki çocukçaanlamýnda deðil fakat týpký bir çocukgibi merak duygusuyla ve þeffaflýkladolu olmak anlamýndadýr. Esasamacýmýz bunu hayatýmýzýn dokularýnayaymak olmalýdýr. Bu bazen de yavaþla-mak ve ân'ýn þükrünü yaþamaktýr.

Huþû dediðimiz duygu esasen þükürile baþlar. "Bu tehlikeli midir?" veya"Buna benzer daha neler biliyorum?","Bunlar benim arkadaþlarým" veya"Bunun gibi þeyleri sevmiyorum" tarzýn-daki cümleler dýþýmýzdaki dünyayý kate-gorilere göre sýnýflandýrmamýz anlamýnagelir. Hâlbuki þükür etmek her þeyiolduðu gibi sevmek ve onlardan öðren-mek demektir. Bazý çocuklar yargýla-mayý, manipüle etmeyi, sahip olmayýveya dünyadan kendilerini korumayýerken öðrenmeye baþlasalar bile, bizleronlara þükür etmeyi ve ân'ýn deðeriniyakalamayý her daim hatýrlatmalýyýz.

Bunu onlara sunmanýn yollarýndan biriise çocuða bir üzüm tanesi verirken,kendinize de almak ve ona þunlarý söyle-mek olabilir: "Þimdi bu üzümü yerken

onun dokusunu, tadýný hissetmeyeçalýþalým. Bedenimizin ve ruhumuzunbuna verdiði tepkileri inceleyelim.Ýçinde bulunduðumuz ân'ý yaþayalým vekeyfini çýkaralým ne dersin?"

Sonra da hem ona hem de kendimizeþunu önerebiliriz: "Dünyaya henüz yenigeldiðini varsayalým, þu âna kadar senyerin altýnda yaþýyordun ve kýsa bir süreönce buraya geldin. (Bunu anlatýrken birbattaniyenin altýna saklanýp, sonra çýka-bilirsiniz). Derken, yeryüzüne çýkýyor-sun ve doðayý fark ediyorsun, görün-tüler, kokular ve sesler seni etkiliyor. Ohalde hiçbir þey yapma sadece önündedurana bak ve keyfini çýkar. Bir sürebunu hayal et ve sonrasýnda konuþalým."

Çocuklarýnýzla yapacaðýnýz bu tarzminik oyunlar onlarýn yargýlayýcý zihin-lerini yavaþlatacaktýr. Çoðumuz bu gün-lerde çok meþgûlüz. Bunun iyi ya dakötü olmasý gerekmiyor. Ama huþû doluanlarý dikkate aldýðýmýzda, bunlarýn zih-nimizi boþ býraktýðýmýzda daha fazlabelirdiðini biliyoruz. Zamanýmýzý olmakiçin mi yoksa yapmak için mi harcý-yoruz? Olmak için harcadýðýmýz zaman-da bir aðacýn altýnda veya en sevdiðimizbir koltukta oturabilir, bir salýncakta sal-lanabiliriz. Özellikle de yalnýz olmamýzen iyisidir.

Çocuklarýmýza bunu en iyi öðrete-bilmek için, onlara oturabilecekleri rahatbir sandalye veya koltuk bulmalýyýz.Eðer varsa, egzersizin baþladýðýný iþareteden bir zili üç kez çalabiliriz. Bu, yap-týðýnýz iþi bir kutlama havasýna sokar.

SEVGÝ DÜNYASI42

Ýþte o zaman þöyle diyebiliriz: "Yavaþçabirkaç derin nefes al ve ver. Bedeniningevþemesine ve rahatlamasýna izin ver.Bedeninde esnetmek istediðin veyakýmýldatmak istediðin bir yer varsa,hemen yapabilirsin. Yerçekiminin zarifçekimini hissetmeye çalýþarak, üzerindeoturduðun sandalyenin veya ayaklarýnýbastýðýn zeminin seni zahmetsizce vehiçbir güç harcamana gerek duymadandesteklemesine izin ver. Her þeyi olduðugibi akýþýna býrak ve kendini sükûnetliolmaya davet et. Birkaç dakika hiçbirþey yapma. Sadece nefesine odaklan.Çabasýzca nefes al ve ver. Kendini birkonu üzerine düþünüyor bulursan veyadikkatin daðýlmýþ ise, bununla mücadeleetme ama kendini de fazla kaptýrma.Dikkatini tekrardan nefesine yoðunlaþtýr,bir þeyleri yapmaya deðil. Belki de budüþüncelerin veya ilgi duyduðun þey-lerin suyun içindeki kabarcýklar gibiyüzeye çýktýðýný hayal edebilirsin. Yü-zeye vardýklarýnda ise en basit þekildepatlayacak ve ortadan kaybolacaklardýr."

Yeterince zaman geçtiðine inandýðýnýz-da zili bir kez daha çalarak, egzersizinbittiðini söyleyebilirsiniz. Sonra da onla-ra þöyle diyebilirsiniz: "Odaya yenidengeldiðinizde, kendinizde bazý algýlarhissedebilirsiniz. Örneðin kendinizi dahahuzurlu ve barýþçýl hissedebilir, zihnini-zin daha açýk biçimde çalýþtýðýný göz-lemleyebilirsiniz. Gün esnasýnda bazýþeyler sizi zorladýðýnda derin nefes alýp,tazeliði yeniden yakalayabilirsiniz."

Hayatlarýmýz irade ve teslimiyet, yangve ying ve eril ile diþil arasýndaki

danstýr. Ýrademiz kilolarýmýzdan kurtul-ma veya artýrma niyetimizin gücüyle vekalbimizle baþka bir yöne doðru har-cadýðýmýz eforumuzla ilgilidir. Bununlabirlikte gizemli olana adým atabilmekiçin yalnýzca iradenin gücü yetmeyecek-tir. Bunun için hem irade hem de tes-limiyet gereklidir. Teslimiyet eylemiparadoksal deyimlerle þöyle ifadeedilmektedir: "Seçimsiz irade" veya"Tanrýnýn dediði olur". Bu ifadeler heminancý hem de ümid etme eyleminiiçlerinde barýndýrmaktadýr. Çocuklarbazen kesinlikle iradeli davranýþlargösterseler de, teslimiyet, güven ve iþioluruna býrakmak hususlarýnda kapa-siteleri vardýr. Bazen de çocuklar saltkendilerine ait bir teslimiyet geliþtirirler.Öyle ki, kendi etraflarýnda öylesine hýzlýdönerler ki baþlarý da dönmeye baþlar vekontrolden çýkarlar. Ve o anda en basitiradeleriyle arzu ettikleri tek þey, onlarýkucaklayarak tutacak olan yetiþkinlerinkollarýdýr.

Týpký büyük mistikler ve bilgeler gibiçocuklarýmýzýn da doðal olarak yaþadýk-larý huþû anlarý vardýr. Bunlar çok basitve cýlýz deneyimler olabileceði gibimüthiþ de olabilirler. Çocuklar bizedevasa bir huþû ve gizem denizindeyaþadýðýmýzý hatýrlatýrlar hep. Þair M.CRichards'ýn dediði gibi: "Gizemler nefes-lerimizdeki rüzgâr tünellerine benzerler.Bizi oraya davet ederler. Gelin dua ede-lim ve oraya girelim."

Gelecek Ay: Konumuza "SeninleBenim Aramda" baþlýðý ile devam ede-ceðiz..

43SEVGÝ DÜNYASI

elâmlar sevgili dostlar, benManyetik Hizmetten Kryon.Azor adalarýnýn hikâyesinedevam etmek istiyorum. Baþka

bir yerden baþlayacaðým ama daha öncedeðinmek istediðim baþka bir husus var.Birçok kiþi Kryon'un kim olduðunusoruyor. Sizler doðrusal bir dillekonuþuyorsunuz. Bu soru sanki "Tanrýkimdir?" diye sormaya benziyor. Sankibunun ardýndan tekil bir varlýk aþaðýyainecek ve "Ýþte buradayým." diyecek.

Sizin dilinizde Tanrý konsepti yok.Dilinizde yaratýlýþ hikâyesi için bir kon-septiniz yok çünkü siz her zamandoðrusal olarak düþünüyorsunuz. Eðer birteknede oturup okyanus ile konuþabilsey-diniz, okyanusun hangi parçasý ilekonuþuyor olurdunuz? Okyanusun hemen

önünüzde bulunan görebildiðiniz parçasýmý yoksa okyanusun bütünü mü? Eðerokyanus size cevap verseydi, kiminkonuþtuðunu sorar mýydýnýz? Sizler kap-sam bakýmýndan çok dar sýnýrlar içindehapissiniz ve diliniz de bunu açýkçagöstermektedir.

Burada söz konusu olan 'kim' veya 'ne'deðildir. Enerjiyi nasýl tarif edersiniz?Enerji bir 'kim' olmadýðý gibi aslýnda 'ne'bile deðildir. Ben Kryon'um ve siz dedâhil olmak üzere var olan her þeyi tem-sil ediyorum. Yaratýcý Kaynak'tan gelenbir kutsallýðý tarif etmek çok zordur. Budoðrusal bir mesaj deðildir. Önünüzdeoturmakta olan kiþi size ders vermiyor.Ben geldiðimde pek çok insan bunuhisseder. Mesaj birlik hâli ile ilgilidir. ÝþteKryon budur.

S

Akaþ’ýn GücüKryon Celsesi

Medyum: Lee Carroll, 19.05.2019 Azor Adalarý

Ses Kaydýndan Çözümleme ve Çeviri: Necati Tarýman

SEVGÝ DÜNYASI44

Kryon grubu, siz de dâhil olmak üzere,her yerde olan Yaratýcý Kaynaðý temsiletmektedir. Ýnsanlar bunun bir meleksikaynak olup olmadýðýný soruyorlar vedurumu yanlýþ anlamaya devam ediyor-lar. Eðer bunun meleksi bir kaynakolduðunu söyleseydim, hangi meleksigruba ait olduðumu sorarlardý. Böylecebir hiyerarþi kapanýnýn içinde sýkýþmýþolurduk ama perdenin diðer tarafýndahiyerarþi yoktur. Ben sizlere saf bilgilerveriyorum.

Konuþmaya Ýnsan Akaþý'nýn nasýlçalýþtýðýný anlatarak baþlamak istiyorum.Ýnsan akaþý yaþamlar boyunca biriktirilenhatýralar ve hatýrlama sistemidir.Muhtemelen akaþik kayýtlar kavramýnýduymuþsunuzdur. Akaþik kayýtlar içrekbir hatýrlama durumudur ve sizin bugezegende kim olduðunuzla ilgili kayýt-larla beraber edindiðiniz ve yanýnýzdataþýdýðýnýz deneyimleriniz söz konusudur.Bunun hiçbiri doðrusal deðildir. Akaþ,aslýnda enerjilerin kayýtlarýdýr, çok boyut-ludur ve dolayýsýyla onu doðrusal hâlegetiremezsiniz. Doðrusal olmayan birþeyin yapýsý olmasýný da bekleye-mezsiniz.

Sizin akaþ'a verdiðiniz tepki aynenenerjiye verdiðiniz tepki gibidir. Akaþ sözkonusu olduðunda bir olayýn ne zamanvuku bulduðunun hiç önemi yoktur. Eðerakaþýnýzýn içindeyse, doðrusal deðildir vebu durumda zaman önemsizdir. Birçokinsan falaný veya feþmekâný bulduklarýveya anladýklarý için benim partnerimaracýlýðýyla verdiðim mesajlarla yolaçtýðým aydýnlanma nedeniyle bana

teþekkür ediyorlar. Aslýnda sizin bir þeybulduðunuz yok tabii. Sizler çekirdekhakikatler orada olduðu için akaþýnýzýuyandýran bir enerji hissettiniz. Yýllarboyunca verilen Kryon mesajlarý herzaman birbirine benzer ve uyandýrýlmayýisteyen her insanýn akaþýný uyandýrmayadevam ediyor ve edecekler.

Dünyada þu anda bir aciliyet hissivar. Bazen bu aciliyet hissi yanlýþ yorum-lanýp yanlýþ anlaþýldýðý için sizler kötü birþeyin gelmekte olduðunu zannediyor-sunuz. Aciliyet hatýrlamadýr. Þu andaönümüzde oturmakta olan grup hatýrlamaüzerinde çalýþmaktadýr. Bu akaþik hatýrla-ma olarak gelmekte ve her þeyi anýndaifþa eden içinizdeki yumuþaklýkla temasageçmektedir. Bu tartýþmada kullanýlansözdizimi (sentaks) çerçevesinde hatýrla-ma kötü seçilmiþ bir sözcüktür. Buçerçevede daha iyi bir ifade þekli"Baþýnýza gelen þeyi bulmak ve algýla-mak" olacaktýr zira öðrenilecek bir þeyvardýr. Ya kendinizle veya akaþýnýzlatemas edebilseydiniz ve muhteþemolduðunuzu anlasaydýnýz?

Bazýlarý bakýp hatýrlamaya korkuyorlarçünkü sadece kötü þeylerin hatýrlanacaðývarsayýlmaktadýr. Bu yeni enerjide buvarsayým kesinlikle doðru deðildir.Hemen üstünüzde askýya alýnmýþ durum-da duran þefkat dalgasý var ve sizin içinhayýrseverlik ve sevgiyle üstünüze düþ-meye hazýr vaziyette, ancak ona sahipolmak için bunu istemeli ve talepkârolmalýsýnýz. Buna özgür irade ve seçimhakký deniyor. Ruhsal açýdan siz, hiçbirþeye mecbur edilmezsiniz.

45SEVGÝ DÜNYASI

Lemurya batmaya baþladýðýnda, oradayaþayanlar için bu küçük kýtadan ayrýlmazamaný gelmiþti ama durum çok sýkýn-týlýydý. Lemuryalýlar kanolarýna bindilerve dalgalar halinde ayrýldýlar. Adabatarken yanardaðlarýn patlamasý sonu-cunda çok büyük miktarda lav ortalýðasaçýlýyordu. Durum çok korkutucuydu.Bu uygarlýða mensup olan pek çok insançeþitli zamanlarda dalgalar halinde kýtayýterk etti. Bu insanlar bir taraftan takipedecekleri rotayý tespit etmeye, diðeryandan da gidebilecekleri yerleri belir-lemeye ve bulmaya çalýþtýlar.

Þimdi tüm hayatýnýz boyunca bildiðinizve tanýdýðýnýz tek þeyin bir volkanik adaolduðunu hayal etmenizi istiyorum. Eðersöz konusu olan bu adadan ayrýlýrsanýz,kendinizi nerede rahat hissederdiniz? Butabii ki yine bir ada olurdu ve zaten Le-muryalýlar tam da bu yüzden tüm Pasifikokyanusunda böyle yerler aradýlar.

Gittikleri adalardan birisi günümüzdeRapa Nui (Paskalya adasý) olarakadlandýrýlan adaydý. Rapa Nui'nin tarihide, efsaneleri de biliniyor. Bu adanýnsakinlerine, insanlarýn buraya neredengeldiklerini sorarsanýz, yüzleri okyanusadönük olan 7 adet Moai'yi gösteriponlarýn batan bir adadan geldiklerinisöyleyeceklerdir. Lemuryalýlardanbazýlarý Yeni Zelanda'ya gittiler. Eðeroradaki þamanlara sorarsanýz, onlar daburanýn yerlilerinin Pasifikten,Hawaii'den geldiklerini söyleyeceklerdir.

Eðer Lemuryalýlarýn göç yollarýný vegöç ettikleri yerleri incelerseniz, bir

adadan diðerine giderek nihayet diðerokyanuslarý keþfe baþladýklarýnýanlarsýnýz. Akaþ iþte böyle çalýþýr.Adalýlar içgüdüsel olarak baþka adalaragöç ederler. Bazý Lemuryalýlar anakara-lara ve kýtalara gittiler ama çoðu için buiyi sonuç vermedi çünkü oralarda onlargibi düþünmeyen, zihniyet açýsýndanfarklý olan baþka insanlarla birarayageldiler. Bu insanlar ilk göç hadisesindenbinlerce yýl sonra bile hâlâ ada arayýþýiçindeydiler. Zamanýn belli bir noktasýndaburaya da geldiler.

Size akaþ ile ilgili baþka bir hikâyeanlatacaðým. Tartýþtýðýmýz zaman çerçe-vesinde bakarsanýz, bu olaylar Lemuryaadasýnýn batýþý üzerinden henüz fazla birsüre geçmemiþken, bundan 13.000 veya14.000 yýl öncesine denk gelmektedir.Birçok ada Lemuryalýlarýn torunlarý tara-fýndan iskân ediliyordu. Onlar hakikatiyanlarýnda taþýyorlardý. Lemurya'daçocuklar nasýl eðitim gördülerse, onlar daayný eðitimi devam ettirdiler.

Buraya geldiklerinde, burada bazýþeyler olmaktaydý. Volkanik faaliyetaçýsýndan burasý çok hareketliydi ve yenibir yanardað ortaya çýkmýþtý. Ýster inanýn,ister inanmayýn ama bu ortamda kendi-lerini oldukça rahat hissettiler. Adanýnkara kütlesi o zaman daha yüksekti veburasý Lemuryayý andýrýyordu. Size dahaönce bu adanýn keþfi sýrasýnda buradakiiklimin farklý olduðunu söylemiþtik. Bubaðlamda adanýn Portekizliler tarafýndankeþfinden deðil, Lemuryalýlar tarafýndankeþfinden söz ediyorduk. O zaman burasýyeni bir volkanik araziydi ve pek fazla

SEVGÝ DÜNYASI46

bitki yetiþmiyordu ama yine de burasýnýistiyorlardý ve yerleþtiler. Bu Azoradalarýndaki ilk uygarlýktý. Lemuryalýlarburaya geldiklerinde burada kimseikâmet etmiyordu ve onlar ilk yerleþen-lerdi. Baþka denizci halk yoktu.

Þimdi baþka bir konuya geçip akaþhakkýnda, Lemuryalý akaþý hakkýndave farklý bir þekilde konuþmak istiyorum.Volkanik adalara ne olur? Eðer yanar-daðlar aktifse, adalar genellikle yerleþimemüsait olmaz, çünkü can ve mal güven-liði yoktur. Yanardað sürekli homurdanýrve yer sarsýlýr. Bu yüzden de, eðer varsaikâmet edenler ayrýlmak zorunda kalýrlar.Sizce Lemuryalý gruplar kaç kez biradayý iskân edip bir veya iki nesil sonrayeniden ayrýlmak zorunda kaldýlar? Budurum pek çok kez tekrarlanmýþtýr.

Bu durumda aniden çifte akaþik hatýrla-ma söz konusu olmaktadýr. Lemuryabatar, insanlar ayrýlýp baþka bir adayageçer, üstünden bir veya iki nesil geçtik-ten sonra bu ada da ya batar veya iskânamüsait olmaktan çýkar ve insanlar yineayrýlýp baþka bir adaya doðru yola çýkar-lar. Bazen bu üçüncü ada da batar.

Bilmeniz gerektiðini düþündüðüm içinsize göstermek istediðim bir akaþik özel-lik var. Akaþýnýz kimyasal yapýya sahipdeðildir ve kimyasal soyunuzla hiçbiriliþkisi yoktur. Geçmiþ yaþamlar içrek (*)soyunuzdur. Genellikle ayný çeþit enerjil-er kendilerini tek bir hatýrlama olarakgruplandýrýrlar. Bir örnek vermeme izin

verin. Diyelim ki, sudan, suya girmekten,hattâ suyun yanýna gitmekten korkuyor-sunuz. Eðer bir geçmiþ yaþam okuyu-cusuna giderseniz, geçmiþ yaþamlarýnýz-dan birinde veya birkaçýnda boðulmatecrübesi yaþadýðýnýzý ve bu tecrübeninsizin bu yaþamýnýzý etkilemekte olduðunusöyleyecektir.

Bu aslýnda doðrusal bir düþüncedir.Ya bir adalý olduðunuz veya geçiminizibalýkçýlýk yaparak saðladýðýnýz için birveya birkaç kez boðulduysanýz? Beþ kezboðulmuþ olduðunuzu düþünelim.Akaþýnýz doðrusal deðildir ve bu yüzdende bunlarý tek bir olay olarak sýnýflandýra-cak veya algýlayacaktýr. Bir yerde boðul-dunuz ve bu yüzden de sudan korkuyor-sunuz ama bu olayýn kaç kez gerçek-leþmiþ olabileceði hakkýnda hiçbirfikriniz yok. Akaþik hatýralarýnýzdamesele tek bir olaya indirgenir.

Lemuryalýlar Atlantik Okyanusunaulaþana kadar birçok yere gittiler veburadan itibaren de efsane baþladý.Efsaneler kayýp Atlantis kýtasý ile ilgilidir.Tüm tarih boyunca filozoflar ve ezoterikdüþünürler Atlantis'in nerede olduðunubulmaya çalýþtýlar. Hiçbirinin aklýnaaslýnda birden fazla Atlantis olduðugelmedi. Bu yaþamlar boyunca ortayaçýkan ve batan ada sendromudur. Ve ken-disini bir kez adý Atlantis olan bir adadayaþadýðýnýz þeklinde gösteren bir hatýraolarak ortaya çýkarýr. Eðer Atlantis ileilgili herhangi bir hatýranýz varsa,Lemuryalý soyundan geldiðinizi garantiedebilirim. O insanlarýn hepsi batan adasendromundan muzdariptir.

(*) Ancak anlayanlara bildirilen gizli bilgi veya öðreti.

47SEVGÝ DÜNYASI

Atlantisliler Lemuryalýdýr. Onlar burayageldiklerinde, burada sadece Lemuryadavar olduðunu düþündükleri dokunul-mamýþlýðý ve saflýðý hissettiler. Butopraklar tazeydi, henüz meskûn deðildive bir þekilde diðer yerlerden farklýydý.Bu yüzden de burada kalabildikleri kadarkaldýlar. Portekizliler çok sonralarýburaya geldiklerinde burada kimseyaþamýyordu ama eskiden burayý iskânetmiþ olan insanlarla ilgili bazý kanýtlarhâlâ duruyordu. Bu konuda daha fazlabilgi edineceksiniz. Lemuryalýlarýn buadayý terk etme sebebi volkanik faaliyet-lerin çok artmasýydý. Eskiden bu adalartek bir kara parçasýydý ve tabii çok dahabüyüktü. Tektonik hareketler sonucundatek kara parçasý þimdi gördüðünüz 9 adahalini aldý.

Þimdi burada olanlar hakkýnda konu-þalým. Ama bunun için önce Hawaii tari-hinden söz etmemiz lâzým. LemuryalýlarHawaii'yi terk ettiler çünkü kýtanýnbütünüyle batacaðýný düþünmüþlerdi.Sadece küçük bir bölümü Hawaii'dekalmayý seçti ve onlar da kendilerinisuyun üstünde kalan bir daðýn tepesindebuldular. O daðýn tepesinin þimdiki adýKauai'dir. Bugün o olayla ve o insanlarlailgili içrek kanýtlar var. Kauai'deki bazývadilerde Lemuryalýlarýn içrek soyunutemsil eden menehuneler vardýr.

Þimdi de size Kauai'nin yakýn geçmiþleilgili tarihi hakkýnda bilgi vermemgerekiyor. Bu önemli bir husustur çünkübunu Azor adalarýna tatbik edeceðim.Size yanardaðýn bulunduðu büyük

Hawaii adasýnýn kralýndan söz edeceðim.Büyük Hawaii adasý kraliyet adasýdýr.Kýta batmadan önce burasý kraliyetdaðýnýn zirvesiydi. Hawaii adasýnýnkralýnýn adý Kamayeveya idi.Kamayeveya Hawaii adasýnýn kralýydýama onun asýl istediði tüm adalarý bir-leþtirip hepsini kapsayan tek bir krallýkkurmaktý. Zaman içinde bir tanesi hariçolmak üzere tüm adalarý gerçekten defethetti. Geriye sadece Kauai adasýkalmýþtý.

Kauai kralý ile müzakereler yapmaküzere adaya bir heyet gönderdi ama kraldiðer adalara katýlýp baþka bir kralýnhâkimiyetini kabul etmeye yanaþmadý.Bunun üzerine Hawaii kralý savaþçýlarýnýtopladý ve kanolardan oluþan bir armadaile sefere çýktý. Bu çok güçlü bir iþgalordusuydu ve Kauai adasýný kolaylýklaiþgal etmesi beklenebilirdi. Ancak, birnoktada Gaia iþe müdahale etti. Büyükbir fýrtýna patladý ve kral savaþçýlarýnýnçoðunu kaybetti.

Danýþmanlarý bunun kötüye alâmetolduðunu söyleyerek Kauai adasýný iþgaletme fikrinden vazgeçmesini tavsiye etti-ler ama kral onlarý dinlemedi. Bu anlat-týklarým gerçek tarihi vakýalardýr. Kralýnyeni bir iþgal ordusu oluþturmasý içinbelli bir sürenin geçmesi gerekti. Nihayetordusu hazýr hâle gelince danýþmanlarýnahava þartlarý ile ilgili kötü alâmetler olupolmadýðýný sordu. Danýþmanlar fýrtýnaolmasýnýn beklenmediði daha sakin birdönemi seçtiler. Ayrýca sürpriz avantajýnýkullanabilmek için de iþgali gece vakti

SEVGÝ DÜNYASI48

baþlatmaya karar verdiler. Adanýnyakýnýna gelene kadar her þey yolundagitti ama sahile yaklaþtýklarýnda anidenbazý sýkýntýlar patlak verdi. Savaþçýlarýnhepsi hastalandý ve çoðu da hayatýnýkaybetti. Bunun salgýn hastalýk olduðusöylendi.

Danýþmanlar krala bir kez dahabu sevdadan vazgeçmesini önerdiler.Sonunda çaresiz kalan Hawaii kralý,Kauai kralý ile buluþtu ve ona bir dahaasla adayý iþgal etmeyeceðinin sözünüverdi, ama farklý bir yol izlemeninmümkün olup olmadýðýný sordu. Kauaikralýna tüm adalarý birlikte yönetebile-ceklerini söyledi. Kauai kralý teklifi kabuletti. Tarihi gerçekler bunlardýr.

Hawaii adasý kralýnýn diðer adalarý iþgaledebilmesi için savaþlar oldu ama Kauaiadasýnda savaþ olmadý. Bugün Kauaiadasýna giden hassas insanlar bazý þeylerhissederler. Orada hiçbir olumsuz olayolmadý ve orasý "Bahçe Adasý" olarakanýlýyor. Oradaki þefkat hissedildiði içinyerel halk orayý tatlý ada olarak nite-lendiriyor. Kauai adasý geçmiþte korun-muþtu ve hâlâ da korunmaktadýr.

Lemuryalýlarýn kadim akrabalarý Azoradalarýna geldiklerinde, ayný þeyleri his-settiler. Burada da olumsuzluklar olma-mýþtý. Þimdi ana karada yaþayan sizlerburaya geldiðinizde neler hissediyor-sunuz? Siz de ayný þeyleri hissediyor-sunuz. Buradaki yerel halktan herhangibirisine neden kraterde (kaldera) yaþadýk-larýný sorabilirsiniz. Size burasýnýn adada-

ki en tatlý ve temiz yer olduðunu söyleye-ceklerdir.

Azor adalarýnda Lemuryanýn birparçasý vardýr. Yerel halk bunu bilirve ziyaretçiler de hissederler. Gelecektekristal aðý savaþ ve dehþet anýlarý iledolup taþan kýtadan buraya gelen insanlarburada yerleþmek isteyeceklerdir. Buaslýnda her birinizin içindeki tatlý adaarayýþý için bir mecazdýr. Bu yüzden mut-laka buraya gelmeniz gerekmez çünküher insanýn içinde bir tatlý ada vardýr.

Bu mesajý dinleyen herkesiLemuryalýlarýn seyahatlerinin 2012 yýlýn-dan itibaren yeniden baþlamýþ olduðunuanlamaya davet ediyorum. ArtýkLemuryalýlarýn bu seyahati dýþa yönelikolarak deðil, içe doðru yapmalarýnýnzamaný gelmiþtir. Diðer insanlarýn sizesöylemiþ olduklarý olumsuz þeylerdenkaynaklanan ve sizin yolunuzu týkayanönyargý katmanlarýný soyup atabilirmisiniz? Kirli doðmuþ olduðunuzusöyleyen önyargýyý soyup atabilirmisiniz? Eðer bunu yapabilirseniz,ruhunuzun muhteþem olduðununfarkýna varacaksýnýz.

Bu adada düzenli olarak þefkat kutlan-maktadýr. Kendi içinizdeki þefkati kutla-maya baþlamaya ne dersiniz? Herkesinsöylediðinden çok farklý olabilir misiniz?Ya verebilecekleriniz düþündüðünüzdençok daha fazlaysa? Sizler gezegenin kur-banlarý deðilsiniz. Tam tersine gezegeninýþýðýsýnýz. Burada keþfedilecek çok þeyvar. Ve öyledir.