33
TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR ULUSLARARASI RAPORLAR VE TÜRKİYE KARŞILAŞTIRMASI HABERLER RÖPORTAJ: CELAL KOLOĞLU MEHMET NACİ İLCİ Cilt 57 * Sayı 4 * Temmuz / Ağustos 2019 İŞİN GELECEĞİ Dr. H. Serdar Şardan Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Av. Saadet Ceylan Özgür Barut Tünay Şahin Evrim Kuran

İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU YAYIN ORGANIDIR İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR

ULUSLARARASI RAPORLAR VE TÜRKİYE

KARŞILAŞTIRMASI

HABERLER

RÖPORTAJ:CELAL KOLOĞLU

MEHMET NACİ İLCİ

Cilt 57 * Sayı 4 * Temmuz / Ağustos 2019

İŞİN GELECEĞİDr. H. Serdar ŞardanTürkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Av. Saadet CeylanÖzgür BarutTünay ŞahinEvrim Kuran

Page 2: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Bu sayımızda bu konuda dönüşüme rehberlik ettiğini vurguladı. Barut, bu kapsamda MESS bünyesinde yapılan faaliyetlere değindi.

SEİS Genel Sekreteri Tünay Şahin ise yazısında 2007 yılında James Martin tarafından yapılan ‘Geleceğin İş Gücü Anketi’ne yer verdi. 10 bin kişinin katılımıyla yapılan anketin sonuçlarını değerlendiren Şahin, dijital dönüşüm sürecinde toplumun tüm kesimlerinin süreçte aktif yer alması gerektiğinin altını çizdi.

‘Geleceğin Meslekleri Değil, Geleceğin Yetkinlikleri’ başlıklı yazısı ile dergimizde yer alan Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı Evrim Kuran, geleceğin meslekleri konusunun geleceğin yetkinliklerine evrilmesi gerektiğine vurgu yaparak, gelecekte sahip olunması gereken yetkinlikleri aktardı.

Değerli okuyucularımız,Bu vizyoner görüşlerin yanı sıra, dergimizin ilerleyen sayfalarında Yönetim Kurulu Üyemiz Celal Koloğlu ve Konfederasyonumuzun yeni üyesi Maden Sanayii İşverenleri Sendikası’nın (MASİS) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Naci İlci ile yaptığımız röportajı da keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Farklı gündem konularını ve uluslararası araştırmaları İŞVEREN’in bu sayısında da bulacaksınız.

Gelecek sayıda buluşmak üzere…

Değerli Okuyucularımız,

İŞVEREN’in bu sayısında ‘Çalışma Hayatının Geleceği (Future of Work)’ konusunu ele alıyoruz.

Üye sendikalarımızın değerli görüşlerine yer verdiğimiz bu sayıda, ÇEİS Genel Sekreteri Dr. H. Serdar Şardan ‘Geleceğin İşi mi? İşin Geleceği mi?’ başlıklı yazısı ile teknolojik dönüşümün çalışma hayatına etkilerine ve çalışma hayatında yaşanacak gelişmelere değindi.

Üye Sendikamız İNTES’in değerlendirmesinde ise teknolojik gelişmelere hızlı adapte olabilmek adına yürütülmesi gereken plan ve programlar sıralandı; işletmelerimizin rekabet gücünü ve verimliliğini artırıcı stratejik politikaların harekete geçirilmesi ile yeni alanlarda istihdam olanaklarının sağlanmasına vurgu yapıldı.

KİPLAS Genel Sekreteri Av. Saadet Ceylan ‘Çalışma Hayatının Geleceği ve Dijital Çağ’ başlıklı yazısında, dünyada yapılan araştırmaların önemli çıktılarına vurgu yaptı. Ceylan, ülkemiz ve uluslararası kuruluşların dijital çağ alanında yaptığı faaliyetlere ve kimya sektörü hakkında çarpıcı değerlendirmelere yer verdi.

Bir diğer üye sendikamız MESS’in Genel Sekreteri Özgür Barut ise dijitalleşme ile ortaya çıkan yeni çalışma düzeninde bizleri bekleyen fırsatları ve tehditleri ortaya koyarken, MESS’in

Page 3: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Cilt 57 ‣ Sayı 4 ‣ Temmuz / Ağustos 2019

Cilt 57 * Sayı 4 * Temmuz / Ağustos 2019

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Adına İmtiyaz Sahibi

Özgür Burak AKKOL

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Av. Nagehan AKAN

Editör Akansel KOÇ

İdare Yeri Koç Kuleleri Söğütözü Mahallesi

Söğütözü Caddesi No:2 A Blok Kat: 28 Ofis: 82-83-84-85 06510

Çankaya/Ankara Tel: (312) 439 77 17 PBX

Faks: (312) 439 75 92

Web: www.tisk.org.tr E-posta: [email protected]

Dergide yayınlanan bütün yazılar kaynak adı gösterilerek

iktibas edilebilir.

Dergide yayınlanan yazılar yazarların kişisel görüşüdür, Konfederasyonu bağlamaz.

İŞVEREN BASIN MESLEK İLKELERİNE

UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.

Baskı Tarihi Kasım 2019

Yayına Hazırlayan JODOMO Bilgi Teknolojileri

ve Danışmanlık A.Ş.

Baskı ve Cilt Birinci Baskı Matbaacılık ve Reklamcılık

Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti Maltepe Mah. Davutpaşa Çifte Havuzlar

Sokak No: 2/61/1 Zeytinburnu / İstanbul Tel: 0212 612 0088

ISSN: 1303-0418Yayın Türü

Yerel Süreli Yayın

259Geleceğin işi mi? İşin geleceği mi?

Geleceğin meslekleri değil, geleceğin yetkinlikleri

işveren

4229G20 Zirvesi ‘İşin Geleceği’ndeki

Odak Noktası: İnsanÇEİS, ‘İş Hukuku Buluşmaları’nın ilkini İstanbul’da gerçekleştirdi

5651Celal Koloğlu: Risk benim için

arkana dönüp bakmadan ilerlemektir Aramıza hoşgeldin MASİS

6 Editör’den

İş hayatında gelecekle uyumlu dönüşüm

9 Geleceğin işi mi? İşin geleceği mi? Dr. H. Serdar Şardan / Çimento Endüstrisi

İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Genel Sekreteri

13 Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES): Geleceği bugünden inşa etmeliyiz

16 Çalışma hayatının geleceği ve dijital çağ Av. Saadet Ceylan / Türkiye Kimya,

Petrol, Lastik ve Plastik Sanayi İşverenleri

Sendikası (KİPLAS) Genel Sekreteri

20 Yeni çalışma düzeni: Fırsatlar ve tehditler

Özgür Barut / Türkiye Metal Sanayicileri

Sendikası (MESS) Genel Sekreteri

23 Dönüşüme adım atarken

Tünay Şahin / Türkiye Sağlık Endüstrisi

İşverenleri Sendikası (SEİS) Genel Sekreteri

25 Geleceğin meslekleri değil, geleceğin yetkinlikleri Evrim Kuran / Kuşak Araştırmacısı,

Danışman

29 Uluslararası Raporlar ve Türkiye Karşılaştırması G20 Zirvesi: ‘İşin Geleceği’ndeki

Odak Noktası: İnsan

32 Değişimi fırsata nasıl çevirmeliyiz?

35 Haberler

51 Röportaj Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi ve İNTES

Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu

56 Röportaj Maden Sanayii İşverenleri Sendikası

(MASİS) Başkanı Mehmet Naci İlci

62 Yayınlar

Page 4: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

EDİTÖR’DEN6 EDİTÖR’DEN 7

Teknolojik gelişmeler, her geçen gün artan bir hızla hayatımızın her alanını değiştirmektedir. Dijital haberleşmenin öncülü olarak kabul edebileceğimiz telgraf sisteminin 1844 yılında icat edilmesinin üzerinden geçen 150 senenin ardından bugünkü kullanım biçimine benzeyen ilk ‘internet’, 1990’larda ortaya çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi aktif internet kullanıcısıdır ve bu sayı her gün artmaktadır. Telgrafın ardından internetin kullanılmaya başlaması için 150 sene geçerken, internetin dünya nüfusunun yarısından fazlası tarafından kullanılır hale gelmesi için yaklaşık 30 yıl yeterli olmuştur.

İki şehir arasındaki ilk telefon görüşmesinin yapıldığı 1892 tarihinden yaklaşık 90 sene sonra, ilk ‘taşınabilir’ telefon 1983 yılında piyasaya sürülmüştür. Artık çoğumuzun vazgeçilmezi olan akıllı telefonların ‘atası’ diyebileceğimiz ilk cihaz ise 2002 yılında piyasaya sürülmüştür ve ilk başta çok fazla talep de görmemiştir. Günümüzde ise yaklaşık 3.3 milyar kişi akıllı telefon sahibidir. İnternete benzer biçimde, Dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlası tarafından kullanılan ve günlük yaşantımızın olmazsa olmazı haline gelen akıllı telefonların bu denli yaygınlaşıp, hayatımızın her alanına girmesi 20 yıldan az sürmüştür.

Bu kısacık zaman diliminde teknolojik ürünler sadece yaygınlaşmamış, aynı zamanda günlük yaşantımızı da değiştirmiştir. İlk başta sesimizi hattın diğer ucuna iletmesi için tasarlanan bir cihazın geldiği son noktada, diğer bir çok şeyin yanında artık, gazete ve dergileri okuyabiliyor, fotoğraf çekebiliyor, işimizi yönetebiliyor, banka işlemlerimizi gerçekleştirebiliyor, alışveriş yapabiliyor, müzik dinleyebiliyoruz.

Diğer yandan bakıldığında ise akıllı telefonların bu gündelik alışkanlıklarımızı yapma biçimimizi de kökten değiştirmiş olduğunu görebiliriz: Pikapta çalan 45’liği dinlemek ile akıllı telefonumuzdan bir online müzik platformuna üye olmak arasındaki farkı düşünürsek, sanırız bu değişimi daha iyi kavrayabiliriz.

Gündelik yaşantımızı ve işlerimizi bu kadar hızlı ve köklü bir biçimde değiştiren teknolojik gelişmelerin çalışma yaşamımızı dönüştürmemesi elbette düşünülemez. Nesnelerin interneti, yapay zekâ ve robotik teknolojiler ile değişen üretim biçimleri, etki alanı giderek artan otomasyon, buna bağlı olarak bazı mesleklerin biçim değiştirmesi, yeni mesleklerin ortaya çıkması, bazılarının ise tamamen yok olması, bunlara paralel şekilde çalışanlarda aranan özelliklerin değişmesi ve çeşitlenmesi gibi olgular, çalışma yaşamımızdaki teknoloji kaynaklı değişiklikler arasından ilk akla gelenlerdir.

Bununla birlikte, çalışma yaşamını değiştiren tek şey teknolojinin etkisiyle iş tekniğinin değişmesi değildir. Teknoloji, aynı zamanda pazarı da dönüştürmektedir. Teknolojik dönüşüm aracılığıyla küreselleşmenin ve piyasaların entegrasyonunun giderek arttığını, ticaretin aracısızlaştığını, üretim ve piyasa arasındaki iletişimin hızlandığını, sonuç olarak da yerel şirketlerin küresel rekabete giderek daha açık hale geldiklerini görmekteyiz. Tüm bunların yanında, artan göçlerle ortaya çıkan uluslararası iş gücü ve bunun yönetimi meselesi, çevre ve iklimle ilgili artan farkındalık, bunun üretim ve tüketim biçimlerine etkisi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin nüfus yapılarındaki farklılıklar gibi diğer birçok konu da çalışma yaşamını hızlı bir biçimde dönüştürmektedir.

Mevzubahis değişimlerle çalışma hayatını nasıl bir gelecek beklediğine ve bu değişimlere aktörlerin nasıl uyum sağlayabileceğine dair tartışmalar ‘Çalışmanın Geleceği’ (Future of Work – FoW) literatürünü oluşturmuştur. Bu konsept altında yürütülen çalışmalarda, yukarıda bahsedilen faktörlerin arasından teknolojik gelişmeler ve buna bağlı olarak meslek ve becerilerdeki değişimler özellikle dikkat çekmekte ve bunlara uygun politika değişikliklerinin neler olabileceği tartışılmaktadır.

Gelişen yapay zekâ ve robot teknolojileriyle, makine ve robotların yapabildiği işler çeşitlenmektedir. Üretim süreçlerine giderek daha iyi entegre edilebilen yapay zekâ ve robotik teknolojiler sayesinde ciddi oranda verimlilik artışı sağlanabilmektedir. ‘Otomasyon’ dediğimiz bu sürecin doğal sonucu olarak, günümüzdeki mesleklerin çoğu, bildiğimiz haliyle aynı kalmayıp değişmekte, yeni meslekler oluşmakta, bazı mesleklere duyulan ihtiyaç ise giderek azalmaktadır. Bu verimlilik artışı ve mesleklerdeki değişim bir araya geldiğinde ise çalışma hayatının geleceği, yeni istihdam olanakları ve daha hızlı ekonomik büyüme fırsatı sunmaktadır.

Doğru hamleler ve doğru politikalarla bu değişim sürecinin sunduğu fırsatlardan yararlanmak, ülkemiz için bir tercih değil, zorunluluktur. Gelecek nesillere daha müreffeh bir ülke bırakmamızın anahtarı, bu değişim sürecine hızlıca uyum sağlamaktır. Uygun aktif iş gücü politikaları aracılığıyla ülkemizin zengin ve genç insan kaynaklarını bu dönüşüme uygun bir şekilde şekillendirmek en önemli öncelik konumuz olmalıdır. Ancak bu sayede ülkemizin diğer ülkelerle, Türkiye özel sektörünün de küresel piyasalarla rekabet etmesini sağlayabiliriz.

Ne var ki devlet, işveren ve işçi kesimlerinden birinin bile eksik olması durumunda bu değişim süreci etkin biçimde yönetilemez. Üçlü diyalog mekanizması ve kurumlararası iş birliği bu nedenle son derece önemlidir. Çünkü geleceğin çalışma hayatına hazırlanmak için sadece fabrikaları veya iş yerlerini dönüştürmek yeterli olmayacaktır. İş gücü piyasasının, üretim ve istihdamı özendirici, verimliliği artırıcı, yatırımları teşvik edici şekilde yeni çalışma biçimlerine uygun bir altyapı sunması gereklidir.

Sadece değişimi yakalamaya çalışan değil, onu yöneten; sadece temsil ettiği üyelere değil bütün topluma hizmet ettiğini unutmayan, çözüm odaklı, dinamik bir sendikacılık anlayışına ihtiyaç vardır. Kamu politikalarını toplumun ihtiyaçlarına uygun ve doğru bir şekilde yönlendirmek ancak böyle bir anlayışla mümkün olacaktır.Türk sanayisini yarım asrı aşkın süredir temsil eden ve ‘İşletmelerin Sesi’ olma iddiasıyla faaliyet gösteren Konfederasyonumuz, bu değişim sürecinden Türk sanayiinin ve toplumunun en iyi şekilde faydalanması için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu anlayışla, ‘Çalışmanın Geleceği’ konusunu ülkemiz adına Türkiye’de biz sahiplenmekteyiz. ‘Future of Work’ ile ilgili hâlihazırda devam eden çalışmalarımız yakın zamanda bu anlayışı yansıtan daha somut adımlara da dönüşecektir. Bu noktada, salt araştırmalar yapıp, raporlar ve tavsiyeler üretmek yeterli olmayacaktır. Rapor ve tavsiyelerden destek alarak, toplumun ihtiyaçlarına yanıt veren ve uygulanabilir yol haritaları oluşturmayı, daha sonra da bunları en yetkin işbirlikleriyle uygulamaya geçirerek Türkiye’nin bu dönüşüm sürecinde öncü olmayı hedefliyoruz.

İş hayatında gelecekle uyumlu dönüşüm

Akansel KOÇ TİSK Genel Sekreteri

Page 5: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

İŞİN GELECEĞİ 9

Telekomünikasyon alanında yaşanan hızlı gelişmeler, beraberinde, tüm hayatımızda çeşitlenen etki alanları yaratmaya başlamıştır.

Geleceğin işi mi? işin geleceği mi?Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 2015 yılında gündemine alıp, hakkında 2017 yılında Küresel Komisyon oluşturduğu ve bu komisyonun raporuyla 2019 yılında ILO gündemine taşınan ‘The Future Of Work (İşin Geleceği)’ olgusunu tartışmaya başlamadan önce, bu olgunun çıkış noktasını irdelemekte fayda bulunmaktadır.

Sanayi 4.0 ile unsurlarının hayata geçtiği ve dijital birçok dönüşümün yaşandığı bu dönemde, gün geçmiyor ki yeni bir teknolojik gelişmeyi sabah cep telefonumuzda Twitter’den haberleri okurken fark etmeyelim. Eskiden günlük haber alma kaynaklarımız; apartman görevlisinin kapımıza bıraktığı gazete veya karşısına geçip oturduğumuz televizyon iken, şimdi bu araçlara hiç gerek duymadan, sabah uyandığımızda baş ucumuzda bulunan akıllı telefonumuzdan internete bağlanıyor; incelediğimiz sosyal medya hesapları üzerinden, uykuya dalarken dahi dünyada olup bitenlerden haberdar olabiliyoruz.

Önceleri sadece haber almak ve haberleşmek için kullandığımız cep telefonlarındaki teknolojik ilerleme bile baş döndürücü. Alexander Graham Bell’in 1876’daki icadının üzerinden geçen yaklaşık 107 yılın ardından telefon, kablosuz görüntüsüyle minimal hale gelerek ceplerimize girmiş ve bunun da üzerinden geçen 26 yıl sonrasında ülkemizde görüntülü görüşmeye olanak tanıyan 3G teknolojik alt yapısına ulaşılmıştır. Şu anda ise yüksek hızı ile ön plana çıkan 5G altyapısına hazırlanıyoruz. Öte yandan, dünyada yaygın kullanım hali ile ikonikleşmiş bir ürüne dönüşen iPhone, 2007 yılında kullanıma sunduğu ilk nesil cep telefonunda bu yıl 11’nci nesil telefonu ile dünya pazarındadır.

Telekomünikasyon alanında yaşanan bu hızlı gelişmeler, beraberinde, tüm hayatımızda çeşitlenen etki alanları yaratmaya başlamıştır. Her türlü ihtiyacımıza dair alışverişimizi artık cep telefonları aracılığıyla yapıyor, sevdiklerimize telefon uygulamalarıyla çiçekler ile hediyeler gönderiyor, yine aynı telefonlar aracılığıyla sağlık kayıtlarımızı saklıyor ve adımlarımızı sayıyoruz. Evimize varmadan sadece bir tık ile ev ısısını telefon üzerinden ayarlayabildiğimizi, Instagram’dan takip ettiğimiz bir gezginin Moskova-Pekin tren hattında Ulan Bator civarında kompartmanını paylaştığı yerel halkla yaptığı röportajı canlı izleyip, sorularımızı oturduğumuz yerden anında yöneltebildiğimizi ve özellikle İstanbul’da hiç bilmediğimiz bir adrese ulaşmak için kullandığımız Yandex’i de, tabii ki unutmamak gerekiyor. Graham Bell yaşasaydı, icadının bu hızlı, özellikli ve derin dönüşümüne, muhtemelen en fazla şaşıranlar arasında yer alırdı.

Dr. H. Serdar ŞARDANÇimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Genel Sekreteri

İşin Geleceği DOSYA

Page 6: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

İŞİN GELECEĞİ10

Peki bu teknolojik dönüşüm, iş hayatını etkilemeyecek mi?

İnsandan bağımsız bir şekilde koordine olabilen bu hızlı değişim ile hayatımıza kattıkları, şüphesiz çalışma hayatını da etkisi altına almış durumdadır ve almaya devam edecektir. Bu gelişmelere paralel şekilde, özellikle son yıllarda adını sıkça duyduğumuz popüler birkaç meslek ve ilgi alanı örneği verebiliriz. Instagram fotoğrafçılığı, ‘influencer’lık (sosyal medyanın kanaat önderliğini yapmak), ‘youtuber’lık (Youtube’ta içerik üreten kullanıcılık), bloggerlık (blog yazarlığı), vloggerlık (yaratıcı video oluşturma işi) vb. Bunların tümü, teknolojiye ve dijitalleşmeye hakimiyeti gerektiren, yaratıcılık isteyen ve çok çeşitli örnekleri ile dolu ciddi gelirler elde etme imkânı olan meslekler haline gelmiştir.

Yukarıda saydığımız örnekleri çoğaltmamız mümkün. Ancak dikkat çekilmesi gereken bir diğer önemli nokta, teknolojinin ciddi şekilde bizi etkisi altına aldığına ve artık insanların aralarındaki internete bağlı iletişiminin çok ötesine geçilerek IoT (internet of things) yani nesnelerin internetinin konuşulur hale gelmesine ilişkindir. ‘Nesnelerin İnterneti’, açma/kapama düğmesine sahip tüm cihazların internete ve/veya birbirlerine bağlanması anlamına gelen bir kavram. Cep telefonları, kahve makineleri, çamaşır makineleri, kulaklıklar, lambalar, giyilebilir teknolojik ürünler ve aklınıza gelen birçok dijital veya

elektronik alet, bu bahsettiğimiz cihazlar arasında yer alıyor. Kısacası açma/kapama düğmesine sahip tüm aletlerin ‘Nesnelerin İnterneti’ kavramı kapsamında değerlendirilmesi mümkün. Analiz şirketi Gartner’e göre internete veya birbirine bağlı cihazların sayısı 2020 yılında 26 milyara ulaşacak. Buradan anlaşılacağı üzere, çok büyük sayıda alet artık birbiriyle konuşuyor olacak. Hatta bazı tahminlere göre bu sayı 100 milyarı bulabilir. ‘Nesnelerin İnterneti’, bağlı ‘nesneler’den ve ayrıca insanlardan meydana gelen devasa bir ağ. Bu ağ kapsamında insanlar arasında, insanlarla nesneler arasında ve nesnelerle nesneler arasında bir ilişki bulunacak. İşte bu noktada, iş gücü piyasasına dahil tüm bileşenlerde köklü değişimlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.

Teknolojide yaşanan bu süratli değişim, sanayide de yeni bir dönemin kapılarını açtı. Endüstri 4.0 ya da Dördüncü Sanayi Devrimi, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini içeren kolektif bir terimdir. Bu devrim, nesnelerin interneti, internetin hizmetleri ve siber-fiziksel sistemlerden oluşan bir değerler bütünüdür. Bu yapı aynı zamanda akıllı fabrika sistemlerinin oluşmasında da büyük rol oynuyor. Kısaca bahse konu devrim, üretim ortamında her bir verinin toplanmasına ve iyi bir şekilde izlenip analiz edilmesine olanak sağlayacağı için daha verimli iş modelleri ortaya çıkacaktır.

Tüm bu gelişmeler ışığında, çalışma hayatının veya ‘çalışma’nın geleceğini konuşmak için, öncelikle klasik yaklaşımlardan uzaklaşarak, konuyu daha makro bir çerçevede incelemek gerekir. Çünkü çok kısa bir süre sonra Z kuşağı olarak adlandırdığımız, dünyaya gözlerini açmalarından itibaren teknoloji ile iç içe yaşayan, muhtemelen fiili olarak hiç kütüphaneye giderek kitap okumamış, okuma ihtiyacının tamamını e-kitaplardan veya e-ansiklopedilerden sağlayan, sinemalarda bilet kuyruğuna hiç girmemiş, tüm biletlerini cep telefonundaki uygulamalardan satın alan ve harçlıklarını bitcoin olarak biriktiren bir kuşak, çalışma

Analiz şirketi Gartner’e göre internete veya birbirine bağlı cihazların sayısı 2020 yılında 26 milyara ulaşacak. Buradan anlaşılacağı üzere, çok büyük sayıda alet artık birbiriyle konuşuyor olacak.

hayatındaki yerini tamamen almış olacak.Sanayideki bu değişim ve Z kuşağının istihdama dahil olması ile aşağıda sıralamaya çalıştığımız gelişmelerin yaşanacağını tahmin etmekteyiz.

Uzmanlaşma yerine proje yönetimi

Şu anda çalışma hayatında olan kişiler, muhtemelen büyüklerinden sıklıkla, “Ne olursan ol, ama işinin uzmanı ol” şeklinde öğütler dinlemiştir. Günümüzde ise artık tek bir işte uzmanlaşmaktan ziyade iş yapış şeklini çeşitlendirmek, her türlü şarta çabuk adapte olabilmek, birden fazla yetkinlik ve görevi bir arada yürütebilmek gündemde yer almaktadır. Yapılacak yeni bir işte veya görevde takımın bir parçası olarak, yapılacak işin bir proje olarak ele alınması ve yürütülmesi önemli hale gelmiştir. Farklı departmanlarda görevli çalışanlar artık, ‘İş Ortaklığı’ kavramı ile ifade edilen yöntem aracılığıyla işi beraberce yönetmektedirler. İleride bu yaklaşımın daha da güçlenmesi beklenmektedir.

İş gücünün bireyselleşmesi ve örgütlülükten uzaklaşması

Sosyal yaşantımızda fark edebildiğimiz bireyselleşmenin, İş’in Geleceği’nde de karşımıza çıkması beklenmektedir. Bunun en büyük yansıması da endüstri ilişkilerinde görülecektir. İş gücünün bağdaşıklık özelliğini kaybetmesi ve özgün nitelikleriyle piyasada var olmasıyla birlikte, şüphesiz kolektif çıkarlar değil, bireysel çıkarlar önem kazanmaya başlayacaktır. Bu noktada Sendikalar, üyelerine toplu iş sözleşmesi bağıtlamanın ötesinde ilave hizmetler sunmaz ve klasik yaklaşımlarını sürdürmeye devam ederlerse, işçi veya işveren sendikası fark etmeksizin, bu bireyselleşmenin etkisi altına girmek kaçınılmaz olacaktır.

İş motivasyonu

Teknolojik dönüşümü içselleştiren ve niteliğini yükselten çalışanlar, ilerleyen yıllarda muhtemelen sadece ücret ile motive olmayacaktır. Daha motive çalışmalarını veya üretken olmalarını aldıkları ücretin çokluğu değil, geçirecekleri

serbest zaman miktarı, şirketin onlar için sağladığı emeklilik planları, hızla tırmanılabilen basamakların yer aldığı kariyer planları veya hobilerini devam ettirme imkânları belirleyecektir. Bunun için şirketler artık, nitelikli iş gücünü kendilerine çekmek için ücreti tek başına bir enstrüman olarak kullanma alışkanlıklarını, değiştirmek durumunda kalacaklardır. Hayat boyu öğrenme ve iş tatmini

Yukarıda da bahsettiğimiz, 2000 yılı ve sonrasında dünyaya gelen Z nesli’, yaklaşık

Sosyal yaşantımızda fark edebildiğimiz bireyselleşmenin, İş’in Geleceği’nde

de karşımıza çıkması beklenmektedir. Bunun

en büyük yansıması endüstri ilişkilerinde

görülecektir.

İŞİN GELECEĞİ 11

Page 7: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

30 yıl sürecek iş hayatı serüveni içerisinde muhtemelen iki, üç veya dört kariyer hikâyesine sahip olacaktır. Bir örnekle açmak gerekirse; söz konusu neslin bir ferdi, mezuniyetin ardından herhangi bir şirketin İnsan Kaynakları (İK) bölümünde dört–beş yıl çalıştıktan sonra, katıldığı yemek kursu sonrası aşçılık serüveniyle iş hayatına devam edecek, devamında açacağı bir kafede işletmecilik veya bir yelken kulübünde yelken eğitmenliği yapabilecektir. Çünkü iş tatmini veya işin insana kattığı değer ve memnuniyet, artık daha fazla ön plana çıkmış durumdadır.

Yeni meslekler

Yukarıda da değindiğimiz, sosyal mecraların yarattığı yeni mesleklere ilaveten, yoğun olarak kullanılan teknoloji ile insanların uyumunu sağlamaya yönelik meslekler de gelişmeye başlayacaktır. İnsanların ihtiyaçlarını giderme yolunda yazılım hazırlayan, uygulama geliştiren iş gücü ve bu iş gücünün icra ettiği meslekler daha

çok tercih edilecektir. Start-up olarak ifade edilen, teknoloji ağırlıklı işler üreten şirketlerin/girişimlerin sayısının artacağı tahmin edilmektedir.

Son olarak

Kısaca değerlendirmeye çalıştığımız bu gelişmeler ışığında ‘The Future Of Work (İş’in Geleceği)’ çok da net tahmin edilebilir düzeyde değildir. Ancak, yaşanan gelişmeler ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kurumların yaptığı çalışmalar neticesinde geleceğe hazırlık amaçlı faaliyetler yürütülmektedir. Ülkemiz çalışma hayatının sosyal tarafları ile işçi ve işveren sendikaları ise şu an bu çalışmaları takip aşamasındadır. Bundan sonra başta sendikalarca yapılması gereken, tüm gelişmelerin iyi değerlendirilip, üyelere sunulan hizmetlerin revize edilmesi ve yeni bir dönüşüm vizyonu geliştirilmesidir. Aksi takdirde, klasik sendikal yaklaşım ile bu süreci yönetmek, hayalcilikten öteye geçemeyecektir.

Bundan sonra, başta sendikalarca yapılması gereken, tüm gelişmelerin iyi değerlendirilip, üyelere sunulan hizmetlerin revize edilmesi ve yeni bir dönüşüm vizyonu geliştirilmesidir. Geleceği bugünden inşa etmeliyiz

TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES):

Tüm dünyada ekonomik ve sosyal yaşamı, insan ilişkilerini ve çalışma yaşamını kökten değiştiren, dönüştüren bir çağın içindeyiz. Bu dönüşümde teknolojideki gelişim, çevresel faktörler, demografik yapıdaki değişim ve küreselleşme etkin olmaktadır.

Bilgiye erişim imkânı ve hızı, akıl almaz bir boyutta değişiyor. Her an mobil cihazlara bağlanarak kişilere ve kurumlara mesafe ve zaman sınırı tanımadan hızlıca erişebiliyoruz. Bilginin depolanması, 3D yazıcılar, nanoteknolojiler, biyoteknolojiler, robotik zekâ gibi her biri iç içe geçen, daha önce hayal bile edemeyeceğimiz gelişmeler hayatımızın parçası olmaya başladı bile.

İnsanlığın dönüşümünü içeren bu süreçte hayatın tüm alanlarında derin bir değişime tanıklık ediyoruz. Hükümetler de bu sürece paralel yeni plan ve programlar oluşturmakta, sağlıktan, eğitime, ulaşımdan, enerjiye pek çok sistemi yeniden biçimlendirmektedir.

Yaşanan bu dönüşüm elbette iş yaşamını

da birebir etkilemektedir. Dijital devrim olarak nitelendirebileceğimiz dijitalleşme süreci bireylerin ve kurumların çalışma biçimlerini, çalışma yaşamının geleneksel koşullarını da kökten değiştirmektedir. Yeni çalışma hayatı modellerinin içine doğru ilerlemekteyiz. Her şeyden önce, ‘cebimizdeki süper bilgisayarlar’ diyebileceğimiz akıllı telefonlar çalışma yaşamının bir parçası durumunda ve önümüzdeki süreçte daha yoğun biçimde var olacaklar. İnsan kaynakları süreçlerinde, insan kaynakları teknoloji çözümlerinin kullanımı giderek artıyor; iş görüşmelerinin ve raporlamaların online yapılabildiği, performans değerlendirme çalışmalarının dijitalleştiği bir dönemdeyiz. Gelecek yıllarda da bu trendin süreceğini öngörüyoruz. Bilgi teknolojileri çözümleri ve dijital uygulamalar iş dünyasını şekillendirmeye devam edecek.

Diğer yandan zaman ve enerji tasarrufu sağlayan dijitalleşme ve teknolojik inovasyon ile birlikte gelecekte daha az sayıda daha yetkin iş gücü ile çalışılması

Bilgiye erişim imkânı ve hızı, akıl almaz bir boyutta değişiyor. İnsanlığın dönüşümünü içeren bu süreçte hayatın tüm alanlarında derin bir değişime tanıklık ediyoruz.

İŞİN GELECEĞİ 13İŞİN GELECEĞİ12

Page 8: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

söz konusu olacaktır. Yeni teknolojiler çalışma biçimlerinin doğasını değiştirirken belki de alınan diplomaların önemini ikinci plana iterek, çalışanların becerilerini farklı alanlara kanalize etmelerine yol açacaktır.

2025 beklentileri

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 yılında yaptığı bir araştırma 2025 yılına kadar gerçekleşmesi beklenen dönüşüm noktalarının, gerek çalışmayla olan ilişkilerimizi, gerekse sosyal dokuyu temelden değiştirecek unsurlarına işaret etmektedir. Araştırmada bu unsurlardan bazıları şöyle sıralanıyor: İnsanların yüzde 10’unun internete bağlanan elbiseler giymesi, insanların yüzde 90’nın sınırsız ve ücretsiz depolamaya sahip olması, okuma gözlüklerinin yüzde 10’unun internete bağlanması, tüketici ürünlerinin yüzde 5’nin 3D basılması, şirket denetimlerinin yüzde 30’nun yapay zekâ ile yapılması, küresel GSYİH’nın yüzde 10’nun blockchain teknolojisiyle tutulması, bir şirket yönetim kurulunda ilk yapay zekâ makinasının yer alması beklenmektedir.

Beklentilerin bu yönde arttığı bir çağda çalışma yaşamında şirketler ve liderlerin de kendilerini geliştirmesi gerekecektir. Zira hedef kitleleri, dijital dünyanın gerçek

hakimi, hayal güçleri sınırsız, yaratıcı Z kuşağı olacaktır. Şirketler teknolojiyi kaldıraç olarak kullanmalı, tüketici ihtiyaçlarını karşılayacak yenilikçi ve çevresel değişime duyarlı ürünler geliştirmelidirler. Liderlerin ise sürekli öğrenme, dünyadaki gelişmeleri takip edebilme ve daha dinamik ve hızlı davranabilme yeteneğine sahip olmaları daha da önem kazanacak. Bugünün ve geleceğin iş dünyasında yapay zekâ kavramı hakim olsa da duygusal zekâyla dengelenen empati ve aidiyet duygusu geleceğin şirketleri ve liderleri için başarının anahtarı olacaktır.

Günümüzde değeri giderek anlaşılan ve gelecekte kilit bir öneme sahip olacak bir diğer kavram ise sürdürülebilirlik. Sürdürülebilirliği -kısaca- doğal kaynakları gelecek kuşakların hakkını tüketmeden tasarruflu kullanmak, çevreye ve insana saygılı üretim süreçleri uygulamak olarak tanımlamak mümkün. Kurumlar için yalnızca kâr etmeye odaklanılan günlerin geride kaldığını söyleyebiliriz. Çalışma hayatına ve insan kaynakları yönetimine bakış açısı da bu kavram ışığında yeniden şekillenecek.

Yaşam boyu öğrenmenin önemi

Gelecekte, kas gücüyle yüzlerce işçinin ortaya koyduğu bir yapıyı saatler içerisinde

Kurumlar için yalnızca kâr etmeye odaklanılan günlerin geride kaldığını söyleyebiliriz. Çalışma hayatına ve insan kaynakları yönetimine bakış açısı ‘sürdürülebilirlik’ kavramı ışığında yeniden şekillenecek.

çözen makinalar nedeniyle işsiz yığını insanlar oluşturacağına dair bir endişe de hakimdir. Ancak insan zekâsı bu çağa yeni uyarlamalarla farklı iş alanları yaratacaktır. Bu nedenle gelecek için öncelikle değişen iş yaşamı koşullarına uygun yeni meslek alanlarında başta olmak üzere yaşam boyu öğrenme ve kaliteli eğitim olanakları geliştirilmedir.

Ülkemizde de bu gelişmelere hızla adaptasyon sağlanmak için plan ve programlar yürütülmektedir. Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından açıklanan 11’inci Kalkınma Planı’nın temel taşlarından birini dijital dönüşüm konusu oluşturmuştur. Dijital dönüşümün hızlandırılması yoluyla, öncelikli sektörlerde üretkenliğin ve rekabet gücünün artırılması temel amaç olarak belirlenmiş, dijital dönüşümün gerektirdiği becerilerin iş gücüne kazandırılması yönünde aktif iş gücü programları düzenlenmesi hedeflenmiştir.

Tamamlayıcı emeklilik sistemi

Yine Kalkınma Planı ve Yeni Ekonomi Programı’nda açıklandığı gibi esnek çalışma modelleri iş hayatına daha çok hakim olacaktır. Mesleki ve teknik eğitimin içeriği ile hayat boyu öğrenme ve aktif

iş gücü programları, belirlenen odak sektörler basta olmak üzere reel sektörün gelecekteki ihtiyaçları da dikkate alınarak iş gücü piyasasında talep edilecek becerileri kazandıracak, nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılayacak şekilde planlanacaktır. Tamamlayıcı emeklilik sistemi sosyal tarafların mutabakatıyla hayata geçirilecektir.

Değişen çağa hızla adapte olabilmek için işletmelerimizin rekabet gücünü ve verimliliğini artırıcı stratejik politikalarını harekete geçirerek yeni alanlarda istihdam olanakları sağlamalıyız. Çalışma yaşamı bugün olduğu gibi yarın da insan odaklı olmalıdır.

İnsanlar daima geleceği merak etmişlerdir. Geleceği bilmek kahinlerin, falcıların işi değildir ama bugünü iyi analiz ederek, planlama yaparak geleceği inşa etmek mümkündür. İnsanların refah düzeyini artıran bir çalışma yaşamı için öncelikle çevreyi koruyan, beşeri sermayeye değer veren, rekabetçi ve verimliliği gözeten bir iş yaşamına odaklanmalıyız. Sosyal tarafların tümü sorumluluğu eşit olarak paylaşmalı, teknoloji ile toplumun birbiriyle uyumlu geleceğini iyi planlama yaparak inşa etmelidir.

Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından

açıklanan 11’inci Kalkınma Planı’nın

temel taşlarından birini dijital dönüşüm konusu

oluşturmuştur.

İŞİN GELECEĞİ 15İŞİN GELECEĞİ14

Page 9: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Yapılan araştırmada beş kategori şöyle belirlenmiştir: 1. Fiziksel ve el emeğine ilişkin beceriler, 2. Temel bilişsel beceriler (basit veri girişi, basit iletişim), 3. Yüksek bilişsel beceriler (analitik düşünce, yaratıcılık, proje yönetimi gibi),4. Sosyal ve duygusal beceriler (gelişmiş müzakere ve iletişim becerileri, girişimcilik, eğitim gibi),5. Teknolojik beceriler (gelişmiş bilgi teknolojisi ve programlama becerileri, Ar-Ge becerileri gibi)

Bu beş kategoriye göre çalışma sürelerinin değişimi incelendiğinde ABD’de dönem içinde birinci ve ikinci kategori becerilere yönelik çalışma sürelerinde düşüş yaşanması; üçüncü, dördüncü ve beşinci kategorilerde artış yaşanması öngörülmektedir. Teknolojik becerilere yönelik çalışma sürelerindeki artışın yüzde 60’a ulaşması beklenmektedir.

Bu araştırmanın da gösterdiği üzere, teknolojik becerilerin geliştirilmesi,

önümüzdeki dönemde iş gücü piyasalarının en temel önceliği haline gelecektir. Özellikle son dönemde yaşanan yüksek genç işsizliği ve iş gücünün yaşlanması gibi sorunlar dikkate alındığında, bu alanda yapılacak çalışmaların aciliyeti daha da artmaktadır.

11’nci Kalkınma Planı’nın önemi

Yaşanan dijital dönüşüme cevap verecek beceri setini oluşturmak için ulusal ve uluslararası düzeyde birçok çalışma yapılmaktadır. Ülkemizde, 11’inci Kalkınma Planı kapsamında2 ‘Rekabetçi Üretim ve Verimlilik’ ile ‘Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum’ eksenleri kapsamında dijital dönüşüme yönelik tedbirlere yer verilmiştir. Özellikle ‘imalat sanayiinde çalışan iş gücünün dijital becerilerinin geliştirilmesi’ne yönelik tedbir ile ‘dijital dönüşüm ve teknolojik gelişmelerin iş gücü piyasasına yansımaları çerçevesinde ortaya çıkacak yeni beceri ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bu gelişmelerin mesleklerde yol açtığı dönüşümün düzenli olarak izlenmesi’ne yönelik tedbirler, ülkemizin 2023 hedeflerinin Dördüncü Sanayi Devrimi

Teknolojik becerilerin geliştirilmesi,

önümüzdeki dönemde iş gücü piyasalarının en

temel önceliği haline gelecektir.

Dünya Ekonomik Forumu’nun kurucusu Klaus Schwab’ın 2015 tarihli makalesi ile ilk kez literatüre giren Dördüncü Sanayi Devrimi, dünyanın buhar makinaları ile tanıştığı ilk sanayi devriminden bu yana yaşadığımız değişimin son aşaması için kullanılan ve genel kabul gören bir kavramdır. Schwab’ın haklı olarak belirttiği üzere, yaşadığımız hayatı, işimizi ve bunlar arasındaki bağlantıyı temelden değiştiren bir devrimin başındayız.

İnsan-makina etkileşiminin artması ile daha sofistike ve karmaşık bilişim çözümlerinin yaygınlaşması sonucu genel olarak verimlilik ve yaşam kalitesinin artışına şahit oluyoruz. Geçmişte uzun yıllar alan teşhis süreçleri yenilikçi tıbbi görüntüleme araçları ile saniyeler içinde tamamlanabiliyor. Bir taraftan da geleneksel üretim ve iş yapma şekilleri ihtiyaçlara göre modifikasyona uğruyor. Özellikle tıp, hukuk, ticaret gibi alanlar şimdiden kapsamlı bir teknolojik dönüşümünden geçiyor.

Çalışma hayatının da bu değişimden etkilenmemesi kaçınılmazdır. Özellikle yeni çağda istihdamın nasıl yaratılacağı, işsizlikle nasıl mücadele edileceği, eğitim-istihdam ilişkisinin nasıl kurulacağı, sendikacılık ve yönetime katılma gibi konuların nasıl işleyeceği hususlarında soru işaretleri ile karşı karşıyayız. Çalışma hayatının geleceği üzerine yapılan tartışmalarda özellikle mevcut iş gücünün nasıl dönüşüme uğrayacağı ve istihdam alanında nasıl bir tablonun ortaya çıkacağı temel sorunlar olarak göze çarpmaktadır. Bu sorulara ilişkin hem iyimser hem de kötümser senaryolar gündeme getirilmektedir.

Bu aşamada iyimser senaryoların gerçekleşmesi ve daha aydınlık yarınlar için tüm paydaşların, geleceğin bireyleri için yarının çalışma hayatını hedefleyen bir strateji çerçevesinde topyekûn harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kapsamda öncelikle dijital çağda bireylerin ne gibi becerilere sahip olması gerektiğini değerlendirmekte yarar görüyoruz.

Teknolojik beceriler mutlaka geliştirilmeli

Şüphesiz otomasyon ve yapay zekâ gibi gelişmeler, mevcut beceri ve yetkinlik setimizi tekrar gözden geçirmemizi gerektirmektedir. Nitekim konuyla ilgili düşünce kuruluşlarının araştırmaları da aynı sonuca varmaktadır. McKinsey Global Institute tarafından yapılan 2018 tarihli araştırmada1 ABD’de bugün kullanılan beceriler beş farklı kategoride değerlendirilmiş ve projeksiyon yöntemi çerçevesinde 2016 - 2030 döneminde bu beceriler bazında çalışma süreleri analiz edilmiştir.

Çalışma hayatının geleceği ve dijital çağ

Av. Saadet CEYLAN Türkiye Kimya, Petrol, Lastik ve Plastik Sanayi İşverenleri Sendikası (KİPLAS) Genel Sekreteri

Çalışma hayatının geleceği üzerine yapılan tartışmalarda özellikle mevcut iş gücünün nasıl dönüşüme uğrayacağı ve istihdam alanında nasıl bir tablonun ortaya çıkacağı temel sorunlar olarak göze çarpmaktadır.

İŞİN GELECEĞİ 17İŞİN GELECEĞİ16

Page 10: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

dikkate alınarak hazırlandığını ortaya koymaktadır. Ancak Kalkınma Planı’nın tam olarak uygulanması ve sonuçlarının izlenmesi halinde Türkiye’nin yeni dijital çağın ihtiyaç duyduğu iş gücü piyasasına ulaşacağını vurgulamakta yarar görüyoruz.

Ülkemizdeki eğitim sisteminin yeni dijital çağa ne kadar hazır olduğunun da önümüzdeki dönemde tartışılmasında fayda var. Özellikle OECD ve Avrupa Birliği düzeyinde yapılan değerlendirmelerde, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkelerdeki eğitim sistemi ve müfredatın güncellenmesi ihtiyacından söz edilmektedir.

Öğretim ve istihdam ilişkisi

OECD tarafından 2019 yılı için yapılan analizde3 Türkiye’de yüksek öğretim alan kişi sayısının son 10 yılda iki kat arttığı, ancak bu kişilerin istihdam oranının aynı dönemde yüzde 6 oranında azaldığı vurgulanarak, üniversite mezunu gençlere yönelik istihdam imkânlarının çoğaltılması için eğitim-istihdam ilişkisinin artırılması tavsiye edilmektedir. Bu noktada da yukarıda vurguladığımız 11’nci Kalkınma Planı’nda isabetle belirlendiği üzere, yeni yetkinlik ve becerilerin geliştirilmesinin eğitim sistemi için temel hedef olarak tespiti anlam kazanmaktadır.

Uluslararası alanda da çalışma hayatının geleceği için dijital çağa cevap verecek politikalar oluşturulmasına yönelik faaliyetler mevcuttur.

Bu kapsamda Türk işverenlerinin çatı teşkilatı olarak TİSK’in üyesi olduğu ve Sendikamızın Başkan Vekili Erol Kiresepi’nin başkanlığını yürüttüğü Uluslararası İşverenler Teşkilatı (IOE), işveren kesiminde konuyu küresel çapta gündemde tutmakta ve bu alanda çeşitli faaliyetler yürütmektedir. IOE, yarının çalışma hayatına hazırlanmak üzere özel bir görev gücü oluşturmuş ve konuyla ilgili çeşitli raporları uluslararası kamuoyuyla paylaşmıştır. IOE, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO), G7 ve G20 süreçlerinde üye işveren teşkilatlarının desteğiyle hazırlanan görüşleri dile getirmekte, küresel karar alım sürecinde işveren kesiminin temsilini sağlamaktadır.

Birleşmiş Milletler’in yegâne üç taraflı ihtisas kuruluşu olan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise dijital çağın çalışma yaşamına etkilerini özel bir üst düzey komisyon oluşturarak değerlendirmiş ve 2019 yılı Haziran ayında gerçekleştirilen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda bu konuyu özel bir gündemle tartışmaya açmıştır. Konferans sonunda imza atılan, BM Genel Kurulu’nca da aynen kabul edilen ‘ILO Çalışma Yaşamının Geleceği Yüzüncü Yıl Bildirgesi’nde4 de beceriler alanındaki boşluk ve eksikliklere cevap vermek, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde eğitim-öğretim sistemlerini güncellemek üzere tüm çalışanlar için yeni beceriler,

OECD tarafından 2019 yılı için yapılan analizde, Türkiye’de yüksek öğretim alan kişi sayısının son 10 yılda iki kat arttığı, ancak bu kişilerin istihdam oranının aynı dönemde yüzde 6 oranında azaldığı vurgulandı.

yetkinlikler ve yeterlilikler geliştirilmesinin hükümetlerin ve sosyal tarafların ortak sorumluluğu olduğu vurgulanmıştır.

Kimya sektörünün geleceğe bakışı

Kimya sektörü açısından değerlendirme yapacak olursak, özellikle günümüzde kimya bağlantılı üretim süreçlerinde, otomasyonun çok yaygın şekilde kullanıldığı ve üretimin kapsamlı bir modernizasyondan geçtiği gözlenmektedir. Özellikle otomasyon sürecini yürütme becerisine sahip iş gücünün temini, gelecekte sektörün en öncelikli konularından biri olarak karşımıza çıkacaktır.

Kimya sektöründe Sanayi 4.0 bağlantılı gündeme gelen bir diğer konu da, makina öğrenmesinin ve yapay zekânın giderek üretim ve test süreçlerini yeniden yapılandırmasıdır. Konuyla ilgili özellikle ileri veri analitiği ve makina öğrenmesinin gelecekte yaygın olarak kullanılması beklenmektedir. Nitekim uzun ve yoğun emek isteyen deney ve izleme süreçleri, hazırlanan algoritma ve ileri veri analitiği yöntemleri ile kolaylıkla tamamlanabilmektedir. İleri veri analitiği ve makina öğrenmesine, robotize üretime yatkın çalışanların gelecekte kimya sektöründe daha fazla aranacağını beklemekteyiz. Konuyla ilgili olarak Avrupa Kimya İşverenleri Grubu’nun Industriall Sendikası ile birlikte yayımladığı 2019 tarihli raporda5 sektörün özellikle büyük veri analizi ve programlama alanlarında büyük eksiklik yaşadığı sonucuna varılmıştır. Kimya sektöründen 500 işçi ve işveren temsilcisinin katıldığı

araştırmada, katılımcılar yeni çağın en önemli dijital becerileri olarak büyük veri analizi becerilerinin yüzde 47 oranında; programlama becerilerinin ise yüzde 57 oranında zayıf veya çok zayıf olduğunu ifade etmişlerdir. Bu bağlamda araştırma-geliştirme çalışmaları başta olmak üzere, sektörün bu yeni becerileri geliştirmeyi öncelikli hedefleri arasına alması zaruridir.

Sektörümüzde çalışma hayatının geleceği konusunda gündeme gelecek konulardan biri de sürdürülebilirlik çerçevesinde ortaya çıkan fırsatlardır. Özellikle karbon emisyonlarının düşürülmesi, elektrikli araçların yaygınlaşması, düşük karbonlu grafen nanopartikülleri gibi materyallerin kullanılması süreçleri kimya sektörü açısından önemli fırsatlar barındıracaktır. Bu alanlardaki üretimde bir istihdam artışı yaşanması da kuvvetle muhtemel bulunmaktadır.

Kuşkusuz, insanlık bu dönüşüm sürecinde daima en iyisini aramaya devam edecek. Gelişen teknoloji ile artan iletişim olanaklarının getirdiği yenilikler karşısında, KİPLAS olarak üyelerimizi geleceğe hazırlamak üzere faaliyetlerimizi ve sunduğumuz hizmetleri yeni bir vizyonla güncelleme sürecindeyiz. Bu alanda Yönetim Kurulu düzeyinde özel bir çalışma grubu oluşturduk ve organizasyonel yapımızı güçlendirerek yeni çağın gereklerini yerine getirmek üzere hazırlanıyoruz. Tüm paydaşlarımızla bu vizyon çerçevesinde çalışmayı ve ülkemiz sanayiinin öncüsü kimya sektöründe katma değer yaratmayı hedefliyoruz.

1 Skill Shift Automation and The Future of The Workforce, Discussion Paper, 2018, https://www.mckinsey.com /~/media/mckinsey/featured%20insights/future%20of%20organizations/skill%20shift%20automation%20and%20the%20future%20of%20the%20workforce/mgi-skill-shift-automation-and-future-of-the-workforce-may-2018.ashx, Erişim tarihi: 02.10.2019

2 2019-2023 On Birinci Kalkınma Planı, 23 Temmuz 2019 tarih ve 30840 1. mükerrer sayılı Resmi Gazete Resmi Gazete. Erişim tarihi: 02.10.2019

3 Education at a Glance: OECD Indicators (OECD, 2019), https://www.oecd.org/education/education-at-a-glance/EAG2019_CN_TUR.pdf, Erişim tarihi: 02.10.2019

4 ILO Centenary Declaration For The Future Of Work Adopted By The Conference At Its One Hundred And Eighth Sessıon, Geneva, 21 June 2019, https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/@ed_norm/ @relconf/documents/ meetingdocument/wcms_711674.pdf Erişim tarihi: 02.10.2019

5 Digital transformation in the workplace of the European Chemicals Sector, A sector-specific study of the European chemical, pharmaceutical, rubber and plastics industry, ECEG and industriAll Europe, Mart 2019, https ://www.eceg.org/wp-content/uploads/Prognos_Digital-Transformation_ECEG_Chemical-Industry_Research-Report_final.pdf Erişim tarihi: 02.10.2019

Günümüzde kimya bağlantılı üretim

süreçlerinde, otomasyonun çok

yaygın şekilde kullanıldığı ve

üretimin kapsamlı bir modernizasyondan

geçtiği gözlenmektedir.

İŞİN GELECEĞİ 19İŞİN GELECEĞİ18

Page 11: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Otomasyon, üretimde verimi ve ekonomik büyümeyi beraberinde getirecek. Bu süreç, yeni istihdam alanları yaratacak. 2030’da iş gücü ihtiyacının yüzde 9’unu, bugün var olmayan meslekler oluşturacak. Dolayısıyla nitelikli iş gücüne yatırım yapan ülkeler rekabet gücü açısından büyük avantaj elde edecek. Bu dönüşüme yön veremeyen ülkeler ise istihdam krizi ve ücretlerde düşüş sorunuyla karşı karşıya kalabilir.

Dönüşüme uyum sağlayan öne geçecek

Buradan çıkarılması gereken sonuç şu: İşler yok olmayacak ancak değişecek. Bu gerçeğin farkında olanlar ağırlıkta. Çalışanların önemli bir bölümü, yeni teknolojiler doğrultusunda yeni kazanımlar edinmeye açık ve istekli. MESS olarak yönetim kurulunda yer aldığımız Avrupa Metal, Mühendislik ve Teknolojiye Dayalı Sanayi İşverenleri Konseyi (CEEMET), bir süre önce Dijitalleşme, Yetkinlikler ve Eğitim Dünyası Raporu’nu yayımladı. 6 bin 900 çalışanla yapılan anket sonuçlarını içeren raporda, katılımcıların yüzde 83’ünün yeni teknolojiyi fırsat olarak algıladığı görüldü. Katılımcıların yüzde 99’u yaşam boyu öğrenimin gerekli olduğunu belirtirken, yüzde 76’sı da bu konuda işverenlerin desteğine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Türkiye’de de tablo bu açıdan umut verici. MESS’in de platform partneri olduğu Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘Mesleklerin Geleceği Raporu’ndaki Türkiye’ye özgü verilere göre, şirketlerin yüzde 71’i mevcut çalışanların yetkinliklerinin geliştirilmesi için yapılacak yatırımları öncelikli strateji olarak konumluyor. Aynı raporda dijital dönüşümün ülkemiz için tehdit oluşturduğu gibi, iyi yönetilmesi halinde eşsiz bir fırsat sunduğu da ifade ediliyor.

Dijital dönüşüm, küresel rekabet hiyerarşisini yeniden tanımlıyor. Süreç iyi yönetilirse, Türkiye’nin rekabet gücü artacak, ülkemizde üretilen ürünlerin yurt dışı pazarlarda satılması kolaylaşacak. İmalat sanayisinin hızla genişlemesi ve istihdamın artırılması mümkün olacak. Bu, şu anlama geliyor: Dijital dönüşüme hızla entegre olursak, küresel çapta istihdam

azalsa bile Türkiye’de işlerin sayısı azalmak yerine daha da artabilecek.

MESS, dönüşüme rehberlik edecek

Dijital dönüşümü fırsata dönüştürebileceğimizi ve rekabette atılım yapabileceğimizi görmek, geleceğe güvenimizi artırıyor. Öte yandan, bu doğrultuda hiç vakit kaybetmeden harekete geçilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda MESS, sanayinin dönüşümüne öncülük edecek bir proje yürütüyor. Diğer iş kollarına da örnek olabilecek proje, iş gücünün dijital dönüşümü için rehber niteliği taşıyor. Türkiye’de ilk ve tek, dünyada ise sayılı örnekler arasında gösterilen MESS Teknoloji Merkezi, teknolojideki son gelişmelerle iş gücünü buluşturarak insan kaynağını geliştirecek.

Her yıl 30 bin çalışan eğitime alınacak

MESS üyesi kuruluşlardaki çalışanların dijital yetkinliklerini geliştirmelerini sağlayacak eğitim programları, MESS Teknoloji Merkezi’nin öncelikli faaliyetleri arasında yer alıyor. En üst düzeyden operatörlere kadar farklı kademelerden çalışanları kapsayacak şekilde farklı eğitim programları tasarlanıyor. MIT, Harvard, Stanford gibi dünya çapında lider olan üniversitelerle iş birliği yapıyoruz. Onların yönlendirmeleri doğrultusunda eğitim içerikleri, metodolojileri, süreleri ve hedef

MESS Teknoloji Merkezi, teknolojideki son

gelişmelerle iş gücünü buluşturarak insan

kaynağını geliştirecek.

Dijitalleşme; üretim sistemleriyle birlikte iş gücünü de dönüştürüyor. Ülkelerin dünya pazarlarındaki rekabet gücü, dijital dönüşüme uyum kabiliyetleri paralelinde yeniden yapılanıyor. İş gücünün artan niteliğiyle yeni ihtiyaçlara yanıt verebilen ülkeler, rekabette öne çıkıyor. Ülkemizde doğru, kararlı adımlar atıldığı takdirde rekabet gücümüz artar ve daha fazla istihdam sağlayabiliriz.

Sanayi, geri dönüşü olmayan bir yolculuğun içinde. Kimsenin bu dönüşümün dışında kalma ihtimali yok. Dijitalleşme, iş süreçlerini tamamen yeniliyor. Bütün üretim sistemleri birbirine bağlanıyor. Sistem kendi kendini geliştiriyor, iyileştirebiliyor. Hatalar azalıyor, verimlilik artıyor.

Tüm bu değişimin iş gücünü nasıl dönüştüreceği, geleceğe ilişkin en önemli sorulardan biri. Aslında, otomasyonun insanların işini elinden alabileceğiyle ilgili tartışmalar yeni değil. Öte yandan teknoloji,

insanlardan bağımsız olarak iş sonuçlarını belirleyebilse de bütün dönüşümün temelinde insan var. Onun ürettiği bilgi ve bu bilginin kullanımı, dijital dönüşümün merkezinde yer alıyor.

Yetenek ihtiyacı büyüyor

İş gücünün dönüşümü olmadan, yalnızca teknoloji bir işe yaramıyor. Bu noktada yetenek ihtiyacı her şeyin önüne geçiyor. Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) olarak sanayinin değişimiyle ilgili yürüttüğümüz çeşitli çalışmalardaki iş ortaklarımız arasında yer alan McKinsey&Company’nin raporu da, iş gücündeki dönüşümün farklı bir aşamaya geçtiğini gösteriyor. Rapora göre, iş gücündeki dönüşüm hızlı olacak. 2030’a kadar dünya çapında 375 milyon çalışanın yeni yetenekler kazanarak, teknolojik gelişimle yükselen yeni alanlara geçiş yapması gerekiyor.

Yeni çalışma düzeni: Fırsatlar ve tehditler

Özgür BARUTTürkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) Genel Sekreteri

İŞİN GELECEĞİ 21İŞİN GELECEĞİ20

Page 12: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

çıktıları belirleniyor. Dünya çapında lider kurumların eğitmenleri tarafından yılda 30 bin çalışana eğitim verilmesi hedefliyoruz. Eğitimler; yurt dışında, işyerlerinde, sınıf içinde olduğu gibi online da verilebilecek.

MESS Teknoloji Merkezi’nde kuracağımız model fabrikada ise en gelişmiş uygulama, üretim biçimleri ve çözümler yer alacak. Üye işyerlerimizin çalışanları, yeni üretim sistemlerini uçtan uca deneyimleme fırsatı edinecek. Model fabrika için hazırlanan 70’den fazla dijital üretim kullanım senaryosunu kendi sistemlerine

uygun hale getirebilecek fikirler geliştirebilecekler.

Dijital dönüşüm röntgeni

Teknoloji Merkezi, kapsamı ve sunduğu hizmetlerle, sanayimizin dijital dönüşümünde ve MESS üyelerinin rekabet gücünde önemli sıçrama yaratacak. MESS üye işyerlerimiz dijital dönüşümün hangi aşamasında olduklarını tespit eden bir röntgen çektirebilecekler. Ardından kendilerini bu alanda nasıl ilerletebileceklerine ilişkin bir yol haritasına sahip olacaklar. MESS olarak bu hizmet için Avrupa’nın en büyük uygulamalı bilimler araştırma ve geliştirme organizasyonu olan Fraunhofer Enstitüsü ile birlikte çalışıyoruz. Fraunhofer Enstitüsü uzmanları, üyelerimizin dijital dönüşümde hangi aşamada olduklarını inceleyecek ve ilerleme planı çıkaracaklar. Her iki yılda

bir tekrarlanacak bu yönlendirmeler ile üyelerimizin gelişimi, sürdürülebilir şekilde takip edilecek.

MESS Teknoloji Merkezi, dünya çapında en başarılı şirket ve kurumları bir araya getiren canlı ve aktif bir ekosistem olarak da hizmet verecek. Üyelerimiz, dönüşüm süreçlerinde şirket ve kurumlarla bilgi alışverişi yapma fırsatı elde edecek. Hizmet kalitesi ve marka bilinirliği ile öne çıkmış ama üyelerimizin çalışma fırsatı bulamadığı dünya çapında kurumlar, MESS Teknoloji Merkezi’nde bir araya gelecek. MESS

olarak ayrıca Dünya Ekonomik Forumu ile ‘Forum Üyeliği’ ve ‘Gelişmiş İmalat ve Üretim Teknolojilerinin Geleceği Platformu Ortağı’ olarak iş birliği gerçekleştirdik. Bu iş birliği ile MESS, Dünya Ekonomik Forumu tarihinde platform üyeliğine kabul edilen ilk işveren sendikası oldu.

MESS olarak Türkiye’de dijital dönüşüme öncülük etme yolunda böyle bir adım atmanın heyecanını yaşıyoruz. Dünyada sanayi dönüşümden geçerken ve yeni teknolojiler üretime hükmederken, biz seyirci kalmıyoruz, dönüşümü ülkemizin rekabet gücüne katkı sağlayacak şekilde yönetiyoruz. Teknoloji Merkezimiz de bu vizyonun bir sonucu. Dijital dönüşümü sanayimizin her alanında var etme kabiliyetimiz, ülkemizin küresel rekabetteki yerini de belirleyecek. MESS Teknoloji Merkezi, daha güçlü bir Türkiye hedefinde önemli bir adım olacak.

Dijital dönüşümü sanayimizin her alanında var etme kabiliyetimiz, ülkemizin küresel rekabetteki yerini de belirleyecek.

yayılması ile eşitliğin öncelikli değerler olarak hayatımıza alınması çok önemli unsurlardır. Unutulmamalıdır ki, ancak bunların işlerliği ile düşünülen dönüşümün bir parçası olabiliriz.

İfade etmeye çalıştığımız bu argümanlar, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından oluşturulmuş ve Çalışma Hayatının Geleceği hakkında araştırma, değerlendirme yapan ilgili teşkilatlarca ifade edilen, ortaya konulan temel hedeflerdir.

Anılan teşkilat tarafından yapılan tespitlerde, 2030 yılına kadar 344 milyon kişiye iş imkânı sağlanması gerekirken, 190 milyon kişinin işsiz olacağı vurgulanmıştır. Bunun yanında çalışma saatlerinden, iş kazalarına; kayıt dışı çalışmak zorunda kalacak iş gücü sayısına kadar son derece net durum tespitleri yapılmıştır.

Ortaya konulan verilere bakıldığında; çalışma hayatının düzenli ve kaliteli planlanabilmesi için sosyal hayatın güçlendirilmesine odaklanılması, mesleki gelişimin öncelenmesi, yetenekli iş gücü oluşturmanın değerli görülmesi, kurumsal

Dönüşüme adım atarkenİş hayatının geleceği konusunda, birçok alanda yürütülen çok çeşitli bilimsel etkinlik ve çalışma ile öngörüler oluşturulmaya, buna göre çalışma hayatına yön vermeye odaklanan değerlendirmeler yapılmaktadır.

Temelde ortaya konan verileri ve yaşanmışlıkları dikkate aldığımızda, çalışma hayatının geleceği konusunda aşağıdaki değerlendirmelerin yapılabileceğini, hayal edilemeyecek bir çalışma hayatı geleceği olmadığını ifade etmemiz yerinde olacaktır.

Bu noktadan hareketle iş hayatının gelecekte nasıl gelişeceğini, dönüşeceğini, kısaca nasıl olacağını değerlendirmek için kendimize şu soruları sormamız gerekir: İş hayatı gelecekte bizi nasıl konumlandıracak? Gelecek iş hayatında dışarıda kalmamak için neler yapabiliriz/yapmalıyız? Bu ana temellere cevap bulabilir isek, geleceğin iş hayatı konusunda da bir makul kanaat ve aksiyon oluşturmamız mümkün olacaktır.

Öncelikli değerler

Dünya’nın küçülmesi (küreselleşme), ekosistem ve demografinin hızla değişmesi, adaletin toplumun tüm kesimlerine

Tünay ŞAHINTürkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Genel Sekreteri

Şu soruları sormamız şart: İş hayatı gelecekte bizi nasıl konumlandıracak? Gelecek iş hayatında dışarıda kalmamak için neler yapabiliriz/yapmalıyız?

İŞİN GELECEĞİ 23İŞİN GELECEĞİ22

Page 13: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

organizasyon yapılarının teşkilatlanmasına imkân verilmesi gerekmektedir.

İş ve yaşamın doğal akışı

Bütün bunlar yapılır iken, çalışanların makul kazanç elde etmeleri göz ardı edilmeksizin, düzenlemelerin geliştirilmesi gerektiği ayrıca belirtilmelidir. Buna bir nevi tüm dünya ve toplum kesimleri tarafından kabul edilebilir ‘iş garantisi’ demek abartılı bir değerlendirme olmayacaktır.

Dolayısıyla iş hayatı; yaşamın doğal akışını kesmeyecek, sosyal etkileşim ve güveni artıracak, kurumsal bağlılık ve gelişimi destekleyecek dönüşümlere imkân verecek

uygulama ve gelişmeleri içine alarak, devam etmeyi sağlayacak şekilde dönüştürülmelidir.

Toplumun tüm kesimlerinin, süreçte aktif yer alması sağlanmalıdır. Örgütlü kesimlerin artırılmasının yanı sıra, bu kesimlerin safi taraf olmak adına temsiliyetlerine değil, ortak temsil ve faydalı yaklaşımlara odaklanarak, ortak çalışma kültürünü geliştirmemiz ve yaygınlaştırmamız gerekmektedir.

Öte yandan bugün gelinen aşamada, gelecekte çalışma hayatında mesleklerin dönüşerek devam edeceğine ilişkin görüşler ortaya konulur iken, bu tanımlamanın aslında sadece kültürel durumu ortaya koymak üzere yapılan bir

tanımlama olacağı, çalışan kesimlerin üretken iş yapıcı bireyler olarak görüleceği, unvandan çok iş yapıcı olmanın öne çıkacağı dolayısıyla, unvansız bir çalışma hayatının kurgulanacağına dair de çeşitli değerlendirmeler yapılmaktadır. Geleceğin çalışma hayatının inceleneceği bir ortamda, bu yöndeki görüşlerin de ifade edilmesinin anlamlı olacağını düşünmekteyiz.

Zaman ve mekânda esneklik

Ofiste çalışma ve üretme yaklaşımlarının, yer, mekân ve zaman kısıdı olmaksızın, tüm alanlarında üretilen ve çalışılan yapılara dönüşeceğini, tüm ortamların ofis ve çalışma alanı olduğu mekânlara doğru evrileceğini de göz ardı etmemek gerekmektedir.

Elbette geleceğin çalışma hayatına ilişkin öngörü ve değerlendirmeler ifade edilirken, geleceğin iş gücünü de bu meselenin ana öğelerinden biri olarak görmek gerektiğini vurgulamak isteriz.

Bu bağlamda; geleceğin iş gücü planlaması ve öngörülerinin oluşturulması yönünde çeşitli değerlendirmeler yapılmış; birçok anket ve çalışma ortaya konmuştur. Bu anketlerden en ilgi çekici olanı 2007 yılında James Martin / Institute for Science and Civilization ile birlikte Çin, Hindistan, Almanya, Birleşik Krallık ve ABD’den yaklaşık 10 bin kişinin katılımıyla yapılan ‘Geleceğin İş Gücü Anketi’dir.

Bu anketle daha önce Mavi Yeşil ve Turuncu olarak yapılan sınıflandırmada, Turuncu kategorisinin Sarı ve Kırmızı olarak iki ayrı kategoriye dönüştürüldüğü görülmektedir. Bu dört kategori hakkında yapılan değerlendirmelerde görüyoruz ki her ne kadar insan kaynakları yani iş gücü, belli başlı farklılıklarla kategorize edilse de, bu kategorilerin temelde bir arada ortak taleplerinin sistemin sürdürülebilirliği bakımından ana değerler olduğu öne çıkıyor. Bu ana değerleri ise, toplumsal yaşama geçildiğinden bugüne değişmeyen, kabul edilebilir olmak, eşit davranabilme, empati yapabilme, adil ve adaletli olma, üretken ve kurumsal aidiyeti önceleme, düzenleyici ve öz denetim mekanizmalarının işletilmesi şeklinde ifade etmek anlamlı olacaktır.

2007 yılında yapılan ‘Geleceğin İş Gücü Anketi’, iş gücü planlamasına yönelik ilgi çekici çalışmalardan biridir.

Geleceğin meslekleri değil, geleceğin yetkinlikleriRobotlar geldi, geliyor; işlerimizi elimizden aldılar, alacaklar telaşıyla yaşadığımız yeni dünyanın ebeveynleri kaygı setlerine bir yenisini daha ekledi. Acaba geleceğin meslekleri ne olacak; çocuğum DNA Programcısı mı olacak, yoksa Dijital Rehabilitasyon Uzmanı mı; ya da Drone Pilotu mu? Peki bu meslekleri edinmeleri için çocuğumu hangi üniversitenin, hangi bölümüne hazırlamam gerekecek gibi bir dizi fantastik soruyla oyalanıyoruz.

Uluslararası Çalışma Örgütü 2019 raporlarına göre (ILO - International Labour Organization, Work for A Brighter Future) dünyada 190 milyon işsiz var ve bunların

yaklaşık 65 milyonu genç. 2030 yılı itibariyle, bugün işsizliğe çözüm olabilecek 344 milyon yeni işin daha yaratılması gerekiyor. Üzerinde sık sık konuştuğumuz ‘geleceğin meslekleri’ konusunu, ‘geleceğin yetkinlikleri’ne evirmemizin daha önemli olduğu kanısındayım. Geleceğin meslekleri ne olacak bilemiyorum; ancak açıkça belirli olan bir durum var ki o da geleceğin en önemli yetkinlikleri analitik, sosyal ve duygusal zekâyı aynı anda kullanabilmek üzerine yoğunlaşacak. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Future of Jobs – Mesleklerin Geleceği Raporu da 2022 yılındaki en önemli yetkinlikleri analitik düşünce ve yenilikçilik, aktif öğrenme,

Geleceğin en önemli yetkinlikleri analitik, sosyal ve duygusal zekâyı aynı anda kullanabilmek üzerine yoğunlaşacak.

Evrim KURANKuşak Araştırmacısı, Danışman

İŞİN GELECEĞİ 25İŞİN GELECEĞİ24

Page 14: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

yaratıcılık, teknoloji tasarımı, eleştirel düşünce, karmaşık problem çözümü, liderlik ve sosyal etkileşim, duygusal zekâ, akıl yürütme ve sistem analizi olarak belirledi. Dünyanın 61 ülkesinde 1.5 milyondan fazla gençle yürüttüğümüz, bu yıl Türkiye’den 65 bine yakın öğrencinin ve 18 binden fazla genç çalışanın katıldığı Universum En Çekici Şirketler araştırmasında ilk defa gençlere kendilerini güçlü buldukları ve geliştirmek istedikleri yetkinlikleri sorduk. Yetkinlikler söz konusu olduğunda hem öğrenciler, hem çalışanlar, hem Y kuşağı, hem Z kuşağı problem çözme ve sorumlulukta kendilerini güçlü görüyor. (Önceki kuşaklardan yeni nesli değerlendirmelerini istediğinizde gençlerin en büyük gelişim alanlarının bu iki başlık olduğunu söylediklerini duyabilirsiniz. Sanırım problem çözme ve sorumluluk kavramlarını önceki yüzyılın yargılarına göre değil, çağımızın gerçeklerine göre yeniden tanımlamalıyız.) Hem öğrencilerde hem genç çalışanlarda en çok geliştirilmek istenen yetkinlikler ise zaman yönetimi ve esneklik. Okulların bu konuda neredeyse hiç yetkinlik gelişimi yatırımı yapmadığı ülkemizde, genç profesyonellerin bu

becerileri geliştirmesinde şirketlere çok iş düşüyor. Bu bağlamda, bu yıl da yapmış olduğumuz Türkiye’nin En Çekici İşverenleri araştırmasında, gençlerin bir işverenden bekledikleri en önemli unsurun profesyonel eğitim ve gelişim olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Türkiye’de yedi yıldır gerçekleştirilen araştırmada öğrenciler için bir işverenden beklenen en önemli niteliğin yedinci kez profesyonel eğitim ve gelişime yaptığı yatırım olması, ülkemiz gençliğinin yetkinlik kazanımı ve kendilerini geliştirmek için şirketlerinden destek görme ihtiyaçlarının ne denli kritik düzeyde olduğunu gözler önüne seriyor.

Yeni becerilerin peşinde

Prof. John Naisbitt’in tabiriyle ‘datada boğulup bilgiye aç’ kaldığımız bu yüzyılda, şirketler de tıpkı bireyler gibi, çağın salt bir izleyicisi olmak yerine, bu çağda ayakta kalarak anlamlı işler ortaya koymaya devam edebilmek için, çalışanların yetkinlik gelişimine odaklanmak sorumluluğunda. Geleceğin yetkinlikleri, tam da ayakta kalmak mevzu bahis olduğunda, kalıplara meydan okuyabilmekten geçiyor.

Yetkinlikler söz konusu olduğunda hem öğrenciler, hem çalışanlar, hem Y kuşağı, hem Z kuşağı problem çözme ve sorumlulukta kendilerini güçlü görüyor.

Bugünün en popüler reçetesi ve aynı zamanda en tu kaka bulunan teriminin ‘inovasyon’ olduğunun farkındayım. Fakat inovasyondan önce, inovatif düşünceli çalışanlara sahip olmaktan veya çalışanları birer ‘inovasyon neferi’ ilan etmeden önce, üzerinde durup düşünmemiz gereken bir başka kavram daha bulunuyor: ‘Reskilling’. Dilimizde çalışanlara yeni beceriler kazandırmak olarak tanımlanabilecek bu kavramı daha iyi anlamak için Alvin Toffler’ın sözlerine kulak verin: “21’inci yüzyılın cahili, okuyup yazamayanlar değil, öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır.” Peki bu yolculuk tam olarak nerede başlıyor?

Psikolojik sermayenin dört bileşeni

Geleceğin yetkinliklerini anlamak ve bu yetkinliklere tutunmak için sürdürülecek yolculuk, bugünü anlamakla başlıyor. Bugün, düşünsel, sosyal, ekonomik ve politik birçok belirsizliği bir arada yaşadığımızı inkâr edemeyiz. İnsanoğlunun kendini gerçekleştirebileceği bitiş çizgisine her zamankinden daha uzakta olduğunu

da inkâr edemeyiz. Bu belirsizlikler döneminde, bireyler kadar şirketler için en önemli sermaye türünün finansal sermaye veya entelektüel sermaye değil, psikolojik sermaye olduğunun altını çizmek isterim. Fred Luthans ve arkadaşları psikolojik sermayenin dört bileşeninden bahseder: Umut, özyeterlilik, yılmazlık ve iyimserlik. Geleceğin yetkinliklerini düşünürken geleceğe yönelik daha umutlu, daha kendinden emin, başarısızlığın yalnızca vazgeçildiğinde mümkün olduğuna inanan, bardağın dolu tarafını gören yeteneklere ihtiyacımız var. Geleceğin yetkinliklerini tasarlamakta, şirketler, öncelikle psikolojik sermayeyi anlamalı.

13 yaşındaki oğlum Ali, beş yıl sonra hangi mesleği seçecek ya da 10 yıl sonra nasıl bir kariyer yolunda yürüyecek bilemiyorum. Belki Artırılmış Gerçeklik Geliştiricisi, ya da Nanoteknoloji Mühendisi veya belki de çiftçi olacak. Hangi yolu seçerse seçsin dilerim ki oğlum ve tüm gelecek kuşaklar yaşam boyu öğrenci, iflah olmaz meraklı, iyimser, umutlu ve yılmaz olurlar.

Alvin Toffler’ın sözlerine kulak verin: “21’nci

yüzyılın cahili, okuyup yazamayanlar değil,

öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden

gerektiğinde vazgeçemeyen

ve yeniden öğrenemeyenler

olacaktır.”

İŞİN GELECEĞİ 27İŞİN GELECEĞİ26

Page 15: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

G20 ZİRVESİ‘İŞİN GELECEĞİ’NDEKİ ODAK NOKTASI: İNSAN

Uluslararası Raporlar ve Türkiye Karşılaştırması

Deklarasyon’da “İşin geleceğini insan merkezli şekillendirmek için güçlü, sürdürülebilir, dengeli, kapsayıcı ekonomik büyümeye, toplumsal katılıma, üretken istihdama ve elverişli çalışma şartlarına yönelik tutarlı politikalar oluşturmanın yollarını araştıracağız” denildi. Bakanların bu amaçlara yönelik belirledikleri öncelikli alanlar şöyle sıralanıyor:

Japonya’nın Matsuyama kentinde 1-2 Eylül 2019 tarihlerinde yapılan G20 Zirvesi’nin gündeminde ‘İşin Geleceği’ vardı. G20 ülkelerinin ve zirveye davetli ülkelerin Çalışma ve İstihdam Bakanları bu konuda ortak bir deklarasyona imza attı. Deklarasyon özellikle istihdama, demografik değişimlerle ilgili önceliklere, yeni iş yapma şekillerine ve çalışma hayatında cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çabalara odaklandı.

Bakanlar, Deklarasyon’da global ekonomik büyümenin ve iş gücü piyasalarının son yıllarda gelişme kaydetmesine rağmen, ekonomik görünümde bazı belirsizliklerin ortaya çıkmaya başladığının altını çizdi. Bu sorunların globalleşme, dijitalleşme ve demografik geçiş sorunlarına yeni mücadele alanları eklediği belirtildi.

• Ana sorunları belirleyerek demografik değişimlere adapte olmak ve bu alanda izlenecek yol için öncelik oluşturmak,

• Cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların güçlendirilmesi için kapsayıcı ve adil iş gücü piyasalarını teşvik etmek,

• Yeni iş yapma şekillerine, yerel deneyimleri ve pratikleri göz önünde bulundurarak hızla cevap vermek.

Daha uzun çalışılan bir hayat

Yeni iş yapma şekilleri ortaya çıkarken, yaşam sürelerinin giderek uzaması, önümüzdeki yıllarda daha da uzayacağının öngörülmesi iş dünyası, hükümetler ve sosyal güvenlik kurumlarının başlıca gündem maddelerinden biri. Bu kişiler, sürekli değişen iş yapma şekilleri

RAPORLAR 29

Page 16: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

olmasına yol açarak işsizliğin artması endişesini beraberinde getirirken, yeni iş fırsatlarını da barındırıyor. Zirveye katılan bakanlar bu fırsatları göz ardı etmemekle birlikte, yaşanan sürecin elverişsiz çalışma şartlarını artıracağını, sosyal güvenlik, sosyal diyalog ve işçi hakları konusunda kaygı yarattığını da hatırlattı. Yine yerel şartlara göre farklılıklar taşıyabileceği vurgusuyla, bakanların soruna yönelik çözüm önerileri benzerdi: Çalışanların doğru sınıflandırılması, işçi haklarının genişletilmesi, sosyal güvencenin ve yaşam boyu öğrenim fırsatlarının teşvik edilmesi...

Bakanlar, yeni iş yapma şekilleriyle ilgili şu madde üzerinde anlaştı:

• Bu sorunları çözmek ve yeni iş şekilleriyle ilgili fırsatları maksimize etmek için Uluslararası Organizasyonların da desteğiyle sosyal partnerlerimizle tecrübelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz. Dijital ekonomiye yönelik düzenlemelerin genişleyeceğinin bilinciyle, iş hayatının temel prensipleri ve haklara dair olası uluslararası tepkileri göz önünde bulunduracağız.

İleriye dönük planlar

Zirveye katılan Çalışma ve İstihdam Bakanlarının ileriye dönük kararlarını

Bakanlar bu gelişmelere ve öngörülere bağlı olarak, daha kaliteli bir hayat için esnek çalışma düzenlemelerini ve uzayan iş yaşamları için sürdürülebilir, güvenli ve sağlıklı koşulları teşvik edeceklerini bildirdi. Tatmin edici bir kariyer hayatı için genç yaşlardan başlayarak, yaşam boyu öğrenimin güçlendirileceği de vurgulandı.

Cinsiyet eşitliği

Deklarasyon’da “Cinsiyet eşitliği adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme için zaruridir” ifadesi yer aldı. Avustralya’nın Brisbane kentinde 2014’te yapılan G20 Zirvesi’nde erkekler ve kadınlar arasındaki

en büyük engel olarak kalmayı sürdürdüğünün altı çizildi.

Sorun ortaya konduktan sonra çözüm önerilerinin bir kısmı şöyle özetlendi:

• İş hayatında daha fazla denge sağlamak ve cinsiyet eşitliğini desteklemek adına politika ve uygulamaların düzenlenmesi gerekmektedir. Yerel şartlarla uyumlu olarak ve sosyal partnerlerin katılımıyla, uzun çalışma saatlerinin kısaltılması, hem erkekler hem kadınlar için kariyer gelişimleri etkilenmeksizin zaman ve yer esnekliğinin sağlanması, kaliteli yarı zamanlı işlerin teşvik edilmesi için çalışacağız.

• Yerel şartlara bağlı olarak, çocuk bakımı ve diğer bakım hizmetlerinin gelişmesine yatırım yapacağız.

• Cinsiyet odaklı tüm şiddet ve taciz olaylarının ortadan kaldırılması için önlem alınması gerekliliğinin önemini bir kez daha teyit ederiz.

Yeni iş şekilleri

Dijitalleşme ve yapay zekânın hayatlarımızdaki etkisinin her geçen gün artmasıyla, bugüne kadar bildiğimiz ‘iş’lerin yapılış şekilleri de değişiyor. Bu durum pek çok meslek dalının yok

arasında kendilerine nasıl yer bulabilecek, bulamazlarsa sosyal açıdan ortaya nasıl bir tablo çıkacak? Deklarasyon’da bu konuya kapsamlı yer ayrıldı. Yaşam süreleri uzarken, çalışma hayatının da artık daha uzun olabileceğine dikkat çekildi. Bunun için de eğitim, iş ve emeklilikten oluşan üç adımlı geleneksel çalışma hayatının, yerini dinamik ve çok ayaklı bir yapıya bırakmasının beklendiği belirtildi. Deklarasyon’da “Bu yüzden hayatın çeşitli aşamalarında, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarına göre becerilerin geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır” denildi.

sıraladığı bazı maddeler şöyle:

• Demografik değişime dair çalışmaları kapsayan G20 İstihdam Planlarımızı daha fazla geliştirmeyi ve uygulamayı sürdüreceğiz.

• Kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği konularında G20’nin diğer programlarıyla iş birliğine devam edeceğiz.

• Sürdürülebilir küresel tedarik ağları için elverişli çalışma şartlarının teşvik edilmesine yönelik bağlılığımız devam ediyor. Çocuk işçiliğinin, zorla çalıştırmanın, insan kaçakçılığının ve modern köleliğin yok edilmesine bağlılığımızı da bir kez daha teyit ederiz. Bu bağlamda, Almanya’nın G20 Başkanlığı sırasında talep ettiğimiz, uluslararası organizasyonlar tarafından hazırlanan faydalı rapor için teşekkürlerimizi sunarız. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 2021’i ‘Çocuk İşçiliğinin Ortadan Kaldırılması Yılı’ ilan etmesini de memnuniyetle karşılıyoruz.

Bakanlar, Deklarasyon’da uluslararası pek çok örgüte ve organizasyona sosyal diyaloğun geliştirilmesine yönelik çalışmaları için teşekkür etti. Bir sonraki G20 Zirvesi, 2020 yılında Suudi Arabistan’ın başkanlığında düzenlenecek.

iş gücü eşitsizliğinin 2025’e kadar yüzde 25 oranında azaltılması taahhüdünün verilmesinden bu yana, amaca yönelik adımların dikkatle izlendiği vurgulandı. 2018 itibariye pek çok G20 ülkesinde bu alanda iyileşmeler kaydedildiği, bununla birlikte daha yapılması gerekenler olduğu belirtildi.

Kadınların erkeklere göre çok daha fazla ücretsiz çalıştığının kaydedildiği Deklarasyon’da, “Ücretli çalışma saatleri de eklendiğinde kadınların erkeklerden çok daha uzun çalıştığı ortaya çıkıyor” dendi; bu durumun kadınların iş gücü piyasasında yer almalarının önündeki

RAPORLAR 31RAPORLAR30

Page 17: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

RAPORLAR 33RAPORLAR32

DEĞİŞİMİ FIRSATA NASIL ÇEVİRMELİYİZ?

ve bunu hayat boyu öğrenme ile devam ettirmeleri, bu hızlı değişimi en iyi şekilde yakalamanın temel unsurlarından biridir.

Sorunsuz bir dönüşüm için her seviyede iş birliği

Kamu-özel iş birliğinde işverenler ve kanun koyucular için geleceğin iş dünyası hakkında ortak bir yol haritası belirlenmesi, değişime hazırlığın temel gerekliliklerindendir. Bu yol haritası, sektöre göre uygun iş geçiş yollarının planlanması, işyerinin yeniden

Bu dönüşümde herkesin bir rolü var

Her ne kadar gelecekte yaşanacak bütün değişimleri tahmin edemesek de hâlâ bu dönüşüme ayak uydurmak için yapabileceğimiz birkaç şey var: Hayat boyu öğrenmeye açık olmak, bu vasıtayla gelişim sağlayarak değişimlere hazır olmak.

Aslında değişim çoktan başladı ve hızlı bir şekilde de devam ediyor. Bu yüzden bireylerin yeni beceriler edinme üzerine bir an önce yatırım yapmaları

tanımlanması, işçilerin yeniden beceri edinme ve sorumlu iş feshine ya da yer değiştirmelerine ilişkin en iyi uygulamaların gözden geçirilmesini ve yeni bir iş dünyasına geçiş önerilerini içermelidir.

Kamu kurumlarının, özel sektörün, eğitimcilerin ve kanun koyucuların bu alanda yapacakları işbirliği, çalışanlar için yeni beceriler kazandırılması amacıyla genel olarak sisteme yönelik iyileştirmelerde bulunmalarına katkı sağlayacaktır.

Her seviyede birçok yeni meslek oluşacak

Bazı sektörlerde istihdam oranlarında düşüş yaşanacağı tahmin edilmekte fakat geçmişteki deneyimlere de bakılarak başka alanlarda oluşan yeni iş fırsatlarının bu sektörlerde oluşan istihdam düşüşünü bertaraf edeceği öngörülmektedir. Teknolojinin azaltacağı birçok iş kolu yerine, bazılarını hayal bile edemeyeceğimiz çeşitli iş fırsatlarının ortaya çıkacağı da öngörülmektedir.

Teknolojinin gelişmesi, üretkenliği ve üretim hızını artırdığı için ekonomide ürünlere ve hizmetlere talep de doğru orantıda artıyor. Bu da daha çok istihdam ihtiyacı doğurduğu için yeni işlerin yaratılmasına olanak sağlıyor.

Teknolojik gelişmeler, Sanayi Devrimi’nden bu zamana çalışma alanlarını ve şartlarını değiştirmektedir. Özellikle son yıllarda artan otomasyon ve yapay zekânın da gelişmesiyle çığır açan bir hızda değişim gözlenmektedir. Değişim kaçınılmaz olduğundan, yeni sürece nasıl hazırlanılabileceği üzerine çalışıp, durumu fırsata çevirmeye odaklanmalıyız. Konfederasyonumuz da bu bölümde okuyacağınız tespit ve öngörüler çerçevesinde geleceğin çalışma hayatı üzerine titizlikle çalışıyor.

İnsan zekâsı her zaman bir adım önde

Monoton ve uzun saatler süren işleri makinelerin yapması, çalışanların insan dokunuşunu gerektiren daha karmaşık veya sosyal beceri gerektiren işlere odaklanabilmesine imkân sağlayacaktır.

Otomasyon ve yapay zekânın gelişmesi, ortalama çalışma saatlerinin düşmesine ve çalışma şartlarının iyileşmesine olanak sağladığı için insanların kendilerini geliştirmesine ya da kendi kişisel ihtiyaçları için gerekli olan boş zamanı yaratma fırsatını beraberinde getirmektedir.

Geleceğin iş gücü ve yeni çalışma şekilleri

Teknolojinin bu kadar hızlı gelişmesinin getireceği diğer bir değişim ise küresel düzeyde esnek ekonominin daha fazla gelişmesidir. Mobil teknolojinin gelişmesi ve internete erişimin neredeyse her yerde mümkün kılınmasından dolayı özellikle üretim dışındaki sektörlerde yeni nesil çalışanlar için uzaktan çalışma tarzının yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir.

RAPORLAR 33RAPORLAR32

Page 18: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

34 HABERLER 35

Haberler

HAK-İŞ 14’üncü Olağan Genel KuruluHAK-İŞ Konfederasyonu’nun ‘Emek, Demokrasi, Özgürlük, Adalet İçin İleri’ temalı 14’üncü Olağan Genel Kurulu, 10 Temmuz 2019 tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirilen Genel Kurul’a; Yönetim Kurulu Başkanımız Özgür Burak Akkol, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Jülide Sarıeroğlu ve Fatma Betül Sayan Kaya, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, MEMUR-SEN Genel Başkanı Ali Yalçın ve TİSK Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Polat, TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Selim Yücel ile TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç katılım sağladı.Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Genel Kurul’da gerçekleştirdiği konuşmasında; HAK-İŞ’in 43 yıldır ülkemizin gelişmesi için insana değer veren yaklaşımıyla büyük bir özveri ile çalıştığını ve ülkemizin sendikalaşmasına değerli katkılar sunduğunu ifade etti. Konuşmasının devamında, dijitalleşen dünya ile birlikte ülkemizin de gelişimini devam ettirmek ve birlikte kazanmak için çalışanlar ve işverenlerin üç önemli ortak amacını; çalışanların refahını sürdürülebilir bir şekilde artırırken işletmelerin de rekabet gücünü yükseltmek, uzlaşmayı ve ortak gelişim alanlarını ön plana almak, üretimin ve rekabetin temeli olan nitelikli iş gücüne katkıda bulunmak olarak özetledi. Akkol konuşmasında, Konfederasyonumuzun, HAK-İŞ Konfederasyonu ile güçlü iş birliğini sürdüreceğini de vurguladı.

Birinci Yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değerlendirme Toplantısı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığında gerçekleşen ‘Birinci Yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Değerlendirme Toplantısı’ 22 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleştirildi. Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Genel Sekreter Akansel Koç’un iştirak ettiği toplantıda katılımcılar, yeni sistemin ilk yılı üzerine görüşlerini paylaştı.

30 Ağustos Resepsiyonu

30 Ağustos 2019 tarihinde TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol tarafından Cumhurbaşkanlığı 30

Ağustos Resepsiyonu’na katılım sağlandı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ZiyaretiKonfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nevzat Seyok, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Selim Yücel ve Genel Sekreter Akansel Koç, 22 Ağustos 2019 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a makamında ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret kapsamında, çalışma hayatına ilişkin istişarede bulunuldu.

Page 19: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu ZiyaretiKonfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Genel Sekreter Akansel Koç, 21 Ağustos 2019 tarihinde Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu’nu ziyaret etti. Ziyaret sırasında, olası iş birliği fırsatları değerlendirildi ve çalışma yaşamına ilişkin istişarelerde bulunuldu.

McKinsey yetkilileri ile toplantı

9 Ağustos 2019 tarihinde TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, ‘Future of Work’

(İşin Geleceği) konusunda McKinsey yetkilileri ile toplantı

gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal ziyareti 10 Temmuz 2019 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanımız Özgür Burak Akkol, Yönetim Kurulu üyeleri Metin Demir ve Selim Yücel ile Genel Sekreter Akansel Koç, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Sayın Naci Ağbal’ı ziyaret etti. Ziyarette, çalışma yaşamındaki güncel konular ve işletmelerin üzerindeki mali yükler hakkında görüş alışverişi yapıldı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ziyareti Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Özgür Burak Akkol, Konfederasyonumuz Yönetim Kurulu Üyeleri; Celal Koloğlu, Dr. Selim Yücel, Nadir Yürüktümen ve Genel Sekreterimiz Akansel Koç, 21 Ağustos 2019 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a makamında ziyarette bulundu. Ziyaret kapsamında, eğitim sistemine ilişkin görüş alışverişi yapılarak, olası iş birlikleri değerlendirildi.

SEİS Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir ZiyaretiKonfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Genel Sekreter Akansel Koç, 21 Ağustos 2019 tarihinde Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir’i ziyaret etti. Ziyaret sırasında, Konfederasyonumuzla üye sendikamız arasındaki iş birliği konularına ve çalışma yaşamına ilişkin istişarede bulunuldu.

Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu ToplantısıKonfederasyonumuz Yürütme ve Yönetim Kurulu Toplantıları 3 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Türkiye Metal İşverenleri Sendikası (MESS) ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi.

Üye Kazanımı Çalışma Grubu ToplantısıKonfederasyonumuzun üyelik faaliyetlerine ilişkin çalışmaların değerlendirildiği toplantı, 3 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Türkiye Metal İşverenleri Sendikası’nın (MESS) ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıya, Yönetim Kurulu Başkan vekili Nevzat Seyok ve Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Polat katılım sağladı.

Küresel İşbaşında Eğitim Türkiye Ağı (GAN Türkiye) Toplantısı Konfederasyonumuz tarafından düzenlenen GAN Türkiye’nin 31 Temmuz 2018 – 31 Ocak 2019 tarihli faaliyet raporunun sunulduğu GAN Türkiye Toplantısı, 11 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS) ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi.Raporlama çalışmamıza katılım gösteren üye şirketlerin, söz konusu altı aylık dönemdeki çalışmalarını değerlendirmek ve GAN Türkiye Kampanya Haftası’na ilişkin üye şirket temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunmak amaçlı düzenlenen toplantıda; GAN Türkiye ile yapılmış protokol kapsamında gerçekleştirilmiş iş başı eğitim programları, İŞKUR’un parçası olduğu mesleki eğitim programları hakkında ayrıntılı bilgi verildi. İŞKUR Aktif İşgücü Hizmetleri Daire Başkanı Volkan Öz de İŞKUR’un uygulamakta olduğu istihdam teşviklerini aktardı. Ayrıca, GAN Türkiye Ağına yeni katılan şirketlerden Türk Traktör ve İNKA İnsan Kaynakları temsilcileri tarafından kurumlarını ve kurumları bünyesindeki iş başında eğitim programları ile projeleri hakkında bilgiler içeren sunumlar yapıldı.

Sorumlu İş Politikaları Yönetimi Çalışma Grubu ToplantısıKonfederasyonumuzun kurumsal sosyal sorumluluğa ilişkin yapabileceği projelerin ve iş birliklerinin değerlendirildiği Sorumlu İş Politikaları Yönetimi Çalışma Grubu Toplantısı, 5 Ağustos 2019 tarihinde TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıya, Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu üyesi Fethi Hinginar ve Yönetim Kurulu üyesi Sinan Abeş tarafından katılım sağlandı.

İnşaat Sektöründe Ticari Uyuşmazlıkların Çözümünde Arabuluculuk Semineri Üye Sendikamız Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası’nın (İNTES) iktisadi işletmesi tarafından 2 Temmuz 2019 tarihinde İnşaat Sektöründe Ticari Uyuşmazlıkların Çözümünde Arabuluculuk Semineri gerçekleştirildi. Seminerde; açılış konuşmalarının ardından inşaat sektöründe ticari uyuşmazlıklar ile ticari uyuşmazlıklarda ihtiyari ve dava şartı arabuluculuk uygulamaları konularında tebliğler sunuldu ve katılımcıların soruları cevaplandı.

Sosyal Çalışma Programı Kura TöreniÜniversite öğrencilerinin kamu kurumlarında toplumsal faydası olan işlerde çalışabilmeleri ve mesleki niteliklerini geliştirebilmeleri amacıyla oluşturulan Sosyal Çalışma Programı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı öncülüğünde İŞKUR iş birliği ile kamu kurumlarında uygulanıyor. 4 Temmuz 2019 MEB Şura Salonu’nda gerçekleştirilen ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katıldığı Sosyal Çalışma Programı Kura Töreni’nde, bu programın ilk katılımcıları belirlendi. Programa; Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç’un yanı sıra, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Erdem ve İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya katıldı.

Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı İzleme ve Değerlendirme Kurulu Toplantısı4 Temmuz 2019 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı İzleme ve Değerlendirme Kurulu Toplantısı’na Konfederasyonumuzca katılım sağlandı. Toplantıda ayrıca, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve bağlı birimleri başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı temsilcileri ile Sivil Toplum Kuruluşları, Meslek Odaları ve Sosyal Tarafların temsilcileri de hazır bulundu. Temsilciler, Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı (2017- 2023) olarak hazırlanan eylem planına ilişkin 2019 yılının ilk altı ayı içerisinde gerçekleştirdikleri faaliyetlere yönelik bilgilendirme ve değerlendirme yaptı.

PETROL-İŞ Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar ziyaretiKonfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Genel Sekreter Akansel Koç tarafından 29 Temmuz 2019 tarihinde PETROL-İŞ Genel Başkanı Ali Ufuk Yaşar’a ziyaret gerçekleştirildi.

TİSK Sosyal Diyalog ve Kurumsal İletişim ToplantısıKonfederasyonumuz Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’un katılımıyla gerçekleşen TİSK Sosyal Diyalog ve Kurumsal İletişim Toplantısı, 18 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Toplantıda; Konfederasyonumuz tarafından gerçekleştirilecek sosyal diyalog etkinliği ve kurumsal iletişim çalışmaları üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.

HABERLER36 HABERLER 37

TİSK HABERLERİ

Page 20: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Çimento Sektöründe İş Hukuku Uygulamaları-1 ProgramıÜye Sendikamız Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) tarafından düzenlenen Çimento Sektöründe İş Hukuku Uygulamaları-1 Programı 12 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Çimento sektörünün tanıtımı yapılarak başlanan ve Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç’un katılım sağladığı programın açılış konuşmaları ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çalbıyık ve T. Çimse-İş Sendikası Genel Başkanı Zekeriya Nazlım tarafından gerçekleştirildi. Programın ilk oturumunun moderatörlüğünü Prof. Dr. Levent Akın yaptı. Program kapsamında Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Mehmet Çamur ve Prof. Dr. Nurşen Caniklioğlu alt işverenlik uygulama sorunları üzerine görüşlerini tebliğ etti. Prof. Dr. Ömer Ekmekçi’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen programın ikinci bölümünde ise, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Seracettin Göktaş ve Doç. Dr. Ercüment Özkaraca iş güvencesi ve uygulama sorunları hakkında görüşlerini bildirdi.

TBMM Genel Kurulu Özel Gündemli Toplantısı TBMM Genel Kurulu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla 15 Temmuz 2019 tarihinde özel gündemle toplandı. TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un açılışını yaptığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iştirak ettiği toplantıya Konfederasyonumuzu temsilen Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Erhan Polat katıldı.

Tozla Mücadele Komisyonu Toplantısı 25 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleştirilen ve Konfederasyonumuzun da temsiliyet sağladığı toplantıda; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcileri tarafından katılımcılara Ulusal Pnömokonyoz Önleme Eylem Planı’nın 6.3. maddesi gereğince yapılan çalışmalar, Ulusal Pnömokonyoz Tanı, Tespit ve Bildirim Sisteminin Geliştirilmesi Projesi kapsamındaki çalışmalar, seramik sektöründe yer alan sivil toplum kuruluşları ile yürütülen çalışmalar, Ulusal Pnömokonyoz Önleme Eylem Planı kapsamında yapılması öngörülen Tozla Mücadele Yönetmeliği’ne ilişkin taslak değişiklikler hakkında bilgi verildi.

UN Global Compact 7’nci Olağan Genel Kurulu UN Global Compact Türkiye’nin Yönetim Kurulu Toplantısı 29 Temmuz 2019 tarihinde TÜSİAD ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleştirildi. Konfederasyonumuzu temsilen Genel Sekreter Akansel Koç’un iştirak ettiği toplantıda; 2019-2022 dönemi Global Compact Türkiye çalışma alanları ve iletişim stratejisi ile üyeliklerde son durum hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Mobilya Sektörünün Sorunları ve Çözüm Yolları PaneliÖz Ağaç-İş Sendikası tarafından 31 Temmuz 2019 tarihinde düzenlenen Mobilya Sektörünün Sorunları ve Çözüm Yolları Paneli’ne Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç’un yanı sıra, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Öz, Öz Ağaç-İş Sendikası Genel Başkanı Av. Tuncay Dolu, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sedat Yenidünya, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Cevdet Ceylan, Ticaret ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlıkları’nın Daire Başkanları ile mobilya sektöründe faaliyet gösteren firmaların genel müdürleri ve basın mensupları katılım sağladı. Panelde; sektördeki sorunlar ve çözüm önerileri hakkında katılımcılar arasında görüş alışverişinde bulunuldu.

Türkiye’de Mevsimlik Fındık Tarımında En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesine Yönelik Kapsamlı Model Projesi Paydaş Saha Ziyareti Çalışma Genel Müdürlüğü ile Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ortaklığında ‘Türkiye’de Mevsimlik Fındık Tarımında En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Sona Erdirilmesine Yönelik Kapsamlı Model Projesi’ Paydaş Saha Ziyaretleri 7-8 Ağustos 2019 tarihleri arasında Ordu’da gerçekleştirildi. Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, İstihdam Politikaları Daire Başkanı İbrahim Demircan başta olmak üzere Uluslararası Çalışma Örgütü, ilgili bakanlıklar, İşveren ve İşçi Konfederasyonları, Ordu Valiliği, yerel yönetim ve kolluk kuvvetlerinin temsilcilerinin katıldığı faaliyet kapsamında sırasıyla; Saraycık geçici yerleşim alanı, Kırlı geçici yerleşim alanı, Fatsa geçici yerleşim alanı ve Ünye geçici yerleşim alanı ziyaret edildi ve değerlendirme yapıldı.

YOİKK Çalışma Hayatı Grubu Toplantısı27 Ağustos 2019 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda gerçekleşen Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) Çalışma Hayatı Grubu toplantısına Konfederasyonumuzca katılım sağlandı.

BUSINESSMED Genel KuruluBUSINESSMED (Akdeniz Özel Sektör Konfederasyonları Birliği) Genel Kurulu 25 Temmuz 2019 tarihinde Confindustria’nın (İtalyan Sanayiciler Konfederasyonu) Roma’daki merkezinde gerçekleştirildi. Toplantıda; BUSINESSMED’in kuruluşuyla ilgili bilgiler verildi ve BUSINESSMED tarafından şu anda yürütülmekte olan projeler aktarıldı. Özellikle BUSINESSMED’in üye ülkelere katkısının ve işlevinin vurgulandığı toplantıda, üye ülkeler arasındaki iş birliğini artıracak projeler geliştirilmesi gerektiği de ifade edildi. Toplantı sonucunda, BUSINESSMED’in gelecek dönemde yapacağı faaliyetler için üyelerin önerileri doğrultusunda bir yol haritası çıkarılmasına ve toplantı maddelerinin tamamının görüşülememiş olması sebebiyle 1 Kasım 2019 tarihinde Cezayir’de Olağanüstü Genel Kurul yapılmasına karar verildi.

BUSINESSMED - EBSOMED Projesi Toplantısı26 Temmuz 2019 tarihinde Confindustria’nın Roma’daki merkezinde BUSINESSMED tarafından yürütülmekte olan EBSOMED Projesi kapsamında yarım günlük Tematik Komite Toplantıları gerçekleştirildi.Proje kapsamında ‘Becerilerin Gelişimi ve Mesleki Eğitim’, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın ve Gençlerin Güçlendirilmesi’, ‘Yeni Enerji Teknolojilerinde Eğitim, Araştırma ve Geliştirme’ isimli tematik komiteler oluşturuldu.Konfederasyon temsilcimizin iştirak ettiği ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın ve Gençlerin Güçlendirilmesi’ komitesinin çalışmaları kapsamında aralarında Türkiye’nin de yer aldığı, araştırma yapılacak ülkeler önerildi.

Danimarka İşverenleri (DI) Değerlendirme ToplantısıKonfederasyonumuz ile DI tarafından yürütülen ‘Geçici Koruma Altındaki Suriyelilerin İşgücü Piyasasına Entegrasyonu’ projesi kapsamında; Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 20-22 Ağustos 2019 tarihlerinde Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantı kapsamında; Konfederasyonların organizasyon yapısı, stratejik ortaklık anlaşması, Danimarka’daki mültecilere yönelik topluma entegrasyon programı ve süreçleri ile ilgili istatistiki bilgiler, GAN Türkiye ve projenin ileriye dönük süreçleri hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Ayrıca; mültecilerin iş gücüne entegrasyon süreçlerinde uzun vadedeki vizyon değişiklikleri ve projenin partner ülkelerindeki (Ürdün ve Lübnan) konu ile ilgili gelişmeler tarafımıza sunuldu; proje çalışma planı ve bütçe gözden geçirilerek güncelleştirildi.

HABERLER38 HABERLER 39

YURT DIŞI HABERLERİTİSK HABERLERİ

Page 21: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

SEİS Başkanı Metin Demir ZiyaretiKonfederasyonumuz tarafından 8 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir ziyaret edildi.

KAMU-İŞ Genel Sekreteri Erhan Polat ZiyaretiKonfederasyonumuz Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyesi, Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (KAMU-İŞ) Genel Sekreteri Erhan Polat’a 9 Temmuz 2019 tarihinde Konfederasyonumuz adına Genel Sekreter Akansel Koç tarafından ziyaret gerçekleştirildi.

Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 16 Temmuz 2019 tarihinde Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ziyaret edildi. Ziyaret esnasında çalışma hayatına dair gelişmeler görüşüldü.

İNTES Genel Sekreteri Necati Ersoy ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 17 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Genel Sekreteri Necati Ersoy ziyaret edildi.

Rekabetçi Sektörler Programı (RSP) Bilgilendirme Toplantısı17 Temmuz 2019 tarihinde Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti ortaklığında finanse edilen, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Rekabetçi Sektörler Programı (RSP) Bilgilendirme Toplantısı’na Konfederasyonumuzca katılım sağlandı. Katılımcılara programın hedefleri, faaliyetleri açıklandı. Ayrıca yararlanıcıların kapasitesini geliştirmek için ortak bir platform oluşturmasına ve projelerin sürdürülebilirliğine katkı sunulmasına yönelik çalışmalar yapıldı.

Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi Vakfı Ziyareti19 Temmuz 2019 tarihinde Konfederasyonumuz Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Hinginar, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Bayraktar, Sinan Abeş ve Genel Sekreter Akansel Koç tarafından Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve Bizimköy Engelliler Üretim Merkezi Vakfı Genel Müdürü Hüsnü Bayraktar ziyaret edildi.

YERELSEN Genel Sekreteri Ali Danış ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 19 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Yerel Yönetimler Kamu İşverenleri Sendikası (YERELSEN) Genel Sekreteri Ali Danış ziyaret edildi. Ziyarette; toplu iş sözleşmeleri, değişen belediye başkanları ile Yüksek Hakem Kurulu süreçleri gibi çalışma hayatına ilişkin konular hakkında karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuldu.

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 23 Temmuz 2019 tarihinde Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’a ziyaret gerçekleştirildi. Ziyaret sırasında, çalışma hayatıyla ilgili gelişmeler hakkında değerlendirme yapıldı.

HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Osman Yıldız ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 23 Temmuz 2019 tarihinde HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Osman Yıldız ziyaret edildi. Görüşmede; çalışma hayatı ve iki Konfederasyon arasındaki ilişkiler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 23 Temmuz 2019 tarihinde Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Cafer Uzunkaya’ya ziyaret gerçekleştirildi.

ÇEİS Genel Sekreteri Serdar Şardan ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 25 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) Genel Sekreteri Serdar Şardan ziyaret edildi.

İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç, 25 Temmuz 2019 tarihinde Üye Sendikamız İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Turgut Tokgöz’ü ziyaret etti.

DERİTEKS Genel Başkanı Musa Servi ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 25 Temmuz 2019 tarihinde DERİTEKS Genel Başkanı Musa Servi ziyaret edildi.

LASTİK-İŞ Genel Başkanı Alaaddin Sarı Ziyareti Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç, 25 Temmuz 2019 tarihinde Lastik-İş Sendikası Genel Başkanı Alaaddin Sarı ile görüştü.

KİPLAS Genel Sekreteri Saadet Ceylan Ziyareti Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 29 Temmuz 2019 tarihinde Türkiye Kimya Petrol Lastik ve Plastik Sanayii İşverenleri Sendikası (KİPLAS) Genel Sekreteri Saadet Ceylan ziyaret edildi.

MİKSEN Genel Sekreteri Zekeriya Sancı ZiyaretiKonfederasyonumuz Yönetim Kurulu Üyesi ve Mahalli İdareler Kamu İşveren Sendikası (MİKSEN) Genel Sekreteri Zekeriya Sancı’ya 29 Temmuz 2019 tarihinde Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından ziyaret gerçekleştirildi.

TÜRK-İŞ İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Adnan Uyar Ziyareti TÜRK-İŞ İstanbul 1. Bölge Temsilcisi Adnan Uyar, 29 Temmuz 2019 tarihinde Konfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından ziyaret edildi.

TEK GIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 2 Ağustos 2019 tarihinde TEK GIDA-İŞ Genel Başkanı Mustafa Türkel ziyaret edildi.

MESS Genel Sekreteri Özgür Barut ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 2 Ağustos 2019 tarihinde Türkiye Metal İşverenleri Sendikası (MESS) Genel Sekreteri Özgür Barut ziyaret edildi.

TTSİS Genel Sekreteri Başar Ay ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 2 Ağustos 2019 tarihinde Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TTSİS) Genel Sekreteri Başar Ay ziyaret edildi.

MASİS Genel Sekreteri Halim Demirkan ZiyaretiKonfederasyonumuz tarafından 5 Ağustos 2019 tarihinde Maden Sanayicileri İşveren Sendikası (MASİS) Genel Sekreteri Halim Demirkan ziyaret edildi.

İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı Sedat Yenidünya ZiyaretiKonfederasyonumuz tarafından 5 Ağustos 2019 tarihinde İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdür Yardımcısı Sedat Yenidünya’ya ziyaret gerçekleştirildi. Ziyaret esnasında çalışma hayatındaki gelişmeler ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu.

MYK Başkan Yardımcısı Metin Karaman ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç tarafından 5 Ağustos 2019 tarihinde Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Başkan Yardımcısı Metin Karaman ziyaret edildi; görüşmede mesleki eğitime yönelik güncel konular değerlendirildi.

Çalışma Genel Müdürlüğü Ziyareti Konfederasyonumuz tarafından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ile İstihdam Politikaları Daire Başkanı İbrahim Demircan’a 6 Ağustos 2019 tarihinde ziyaret gerçekleştirildi. Ziyaret kapsamında, Konfederasyonumuz ve Çalışma Genel Müdürlüğü ile gelecek dönemde gerçekleştirilebilecek işbirlikleri ve projelere ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.

Sosyal Ortaklar ve Projeler Daire Başkanı Şennur Çetin ZiyaretiKonfederasyonumuz tarafından 8 Ağustos 2019 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Ortaklar ve Projeler Daire Başkanı Şennur Çetin ziyaret edildi. Ziyarette, Başkanlık tarafından ele alınan güncel konular ve mesleki eğitim kapsamında yeni yasal düzenlemeler üzerine olası iş birliği fırsatları değerlendirildi.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ZiyaretiKonfederasyonumuz Genel Sekreteri Akansel Koç, Deri Sanayicileri Derneği temsilcileri ile 20 Ağustos 2019 tarihinde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na makamında ziyaret gerçekleştirdi.

SEİS Genel Sekreteri Tünay Şahin Ziyareti20 Ağustos 2019 Tarihinde, Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Genel Sekreteri Tünay Şahin’e ziyaret gerçekleştirildi.

Rehberlik ve Teftiş Başkan Yardımcısı İş Başmüfettişi Arif Şimşek Ziyareti23 Ağustos 2019 tarihinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı Başkan Yardımcısı ve İş Baş Müfettişi Arif Şimşek ziyaret edildi. Yapılan ziyarette kısa çalışma süreçlerinin takibine ilişkin Bakanlık nezdinde yer alan sistem hakkında bilgi edinildi ve Başkanlık ile Konfederasyonumuz arasında gerçekleştirilebilecek ortak projeler değerlendirildi.

TİSK’İN DÜZENLEDİĞİ ZİYARETLERTİSK’İN DÜZENLEDİĞİ ZİYARETLER

HABERLER40 HABERLER 41

Page 22: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Maden Sanayicileri İşveren Sendikası (MASİS) Genel Sekreteri Halim Demirkan Ziyareti4 Temmuz ve 24 Temmuz 2019 tarihlerinde Üye Sendikamız Maden Sanayicileri İşveren Sendikası (MASİS) Genel Sekreteri Halim Demirkan tarafından Konfederasyonumuza ziyaret gerçekleştirildi. Ziyaret esnasında MASİS’in Konfederasyonumuza üyeliği hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.

TİSK Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı ZiyaretiKonfederasyonumuza bağlı Mikrocerrahi ve Rekonstrüksiyon Vakfı Genel Müdürü Cengiz Yılmazyavuz ve Müdür Yardımcısı Sema Uslu 24 Temmuz 2019 tarihinde Konfederasyonumuza ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaret esnasında; yürütülen iş birliği faaliyetleri değerlendirildi ve yeni iş birlikleri üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.

SEİS Genel Sekreteri Tünay Şahin ZiyaretiTürkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Genel Sekreteri Tünay Şahin 7 Ağustos 2019 tarihinde Konfederasyonumuzu ziyaret etti. Söz konusu ziyarette, çalışma hayatına ilişkin gelişmeler değerlendirildi.

TİSK Anatüzük Tadil Komisyonu Toplantısı28 Ağustos 2019 tarihinde Yönetim Kurul Başkan Vekili Nevzat Seyok ve Yürütme Komitesi ve Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Polat’ın ve Genel Sekreter Akansel Koç’un katılımıyla, Konfederasyonumuz merkezinde Anatüzük Tadil Komisyonu toplantısı gerçekleştirildi.

HABERLER42 HABERLER 43

TİSK’E DÜZENLENEN ZİYARETLER Türk çimento sektörünün gelişimi ve stratejik öneriler raporu tanıtıldıÜye sendikamız Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS) ve Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin (TÇMB) 04 Temmuz 2019 tarihinde gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, ÇEİS tarafından Deloitte Türkiye’ye hazırlatılan ‘Geçmişten Geleceğe Emin Adımlarla: Türk Çimento Sektörü’nün Gelişimi ve Stratejik Öneriler Raporu’ tanıtıldı. Sektöre ilişkin güncel verilerin açıklandığı toplantıda, Türk çimento sektörünün mevcut durum analizi ve gelecek stratejileri de aktarıldı.Toplantıda ilk sözü alan TÇMB Önceki Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir, Türk çimento sektörünün, 2018 yılında yıllık yaklaşık 71 milyon ton klinker ve 75 milyon ton çimento üreterek, ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ettiğini belirtti. Ayrıca, 2019 yılının ilk altı ayında çimento ihracatının yüzde 38 artarak 5.3 milyon ton, klinker ihracatının yüzde 116 artarak 6 milyon ton olarak gerçekleştiğini; sektörün toplam

ihracatının bu dönem için yüzde 46 artışla 444 milyon dolar olarak gerçekleştiğini açıkladı. Özdemir, konuşmasının devamında beton yol ve bariyerlerin kullanımı ile atık yönetiminin önemine değindi. Toplantının devamında, üye sendikamız ÇEİS Yönetim Kurulu

Başkanı Suat Çalbıyık, çimento sektörünü geleceğe taşımak için sektörün, ihracat, beton yollar, atık geri dönüşümü ve insan kaynakları yönetimi olmak üzere dört alana odaklanması gerektiğini ve her bir alana ilişkin öneriler geliştirdiklerini söyledi. Çalbıyık ayrıca, sektörün en çok önem verdiği konuların başında

iş sağlığı ve güvenliğinin geldiğini belirterek, son 10 yılda çalışan sayısında yüzde 20, klinker üretim kapasitesinde yüzde 30 oranında artış yaşanırken; kaza sıklık oranında yüzde 16 ve kaza ağırlık oranında ise yaklaşık yüzde 84’lük düşüş sağlandığını açıkladı. Bununla birlikte, mesleki

eğitim konusunda ise üniversite-sanayi işbirliğinin artırılması için, gerekli teşvik ve imkanların sağlanmasının her iki tarafı da güçlendireceğine inandıklarını; yüksek öğrenim programlarının sektörün ihtiyaçları dikkate alınarak revize edilmesinin, yetişmiş eleman bulma sıkıntısının çözümüne katkı sağlayacağını vurguladı.

ÇEİS ‘İş Hukuku Buluşmaları’nın ilkini İstanbul’da gerçekleştirdiÇimento sektörünün son dönemde gündeminde yer alan konulara ilişkin hukuki gelişmeler ile yargı kararlarının değerlendirilmesi amacıyla üye sendikamız Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın (ÇEİS) ev sahipliğinde ‘Çimento Sektörü - İş Hukuku Buluşmaları – I’ toplantısı gerçekleştirildi. İşverenlerin gündemindeki, iş hukukuna ilişkin konuların irdelenmesi için tekrarlanması planlanan toplantıların ilki 12 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul SwissOtel The Bosphorus’ta düzenlendi. Toplantıda, ‘Alt İşverenlik’ ve ‘İş Güvencesi’ başlıkları ele alındı. Çimento sektörünün tanıtımının yapıldığı video gösteriminin ardından, ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çalbıyık ile T. Çimse-İş Sendikası Genel Başkanı Zekeriye Nazlım açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Konuşmaların

ardından iki oturum halinde tertip edilen ‘İş Hukuku Buluşmaları’nın ilk oturumu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Akın’ın moderatörlüğünde yapıldı. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi

Başkanı Mehmet Çamur ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşen Caniklioğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı oturumda, alt işverenlik ve uygulama sorunları ele alındı. İkinci oturumun gündeminde iş güvencesi ve uygulama sorunları vardı. Oturumun moderatörlüğü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Ekmekçi tarafından yürütülürken, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi Başkanı Seracettin Göktaş ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ercüment Özkaraca konuşmacı olarak katıldı.

Page 23: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

HABERLER44 HABERLER 45

İnşaat sektöründe ilk ticari arabuluculuk semineri gerçekleştiİNTES’in bağlı kuruluşu Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Arabuluculuk Merkezi tarafından inşaat sektöründe ticari uyuşmazlık alanında ilk arabuluculuk Semineri 2 Temmuz 2019'da gerçekleştirildi. ‘İnşaat Sektöründe Ticari Uyuşmazlıkların Çözümünde Arabuluculuk’ seminerinin açış konuşması Türkiye Arabuluculuk Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Güleryüz ve Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar tarafından yapıldı. Konuşmasına üye sendikamız İNTES’in işveren sendikacılığındaki 60 yıllık deneyimini hatırlatarak başlayan Güleryüz, inşaat iş kolunda örgütlü YOL-İŞ sendikası ile sektörde çalışma barışını birlikte tesis ettiklerini, uzlaşarak çözüm bulma deneyimini bu şekilde zenginleştirdiklerini dile getirdi. Güleryüz, sosyal diyalog çerçevesinde bugüne kadar yürütülen çalışmaların Türkiye Arabuluculuk Merkezi’nin kurulmasında ilham kaynağı olduğunu belirtti. Bu seminerin, ticari arabuluculuk alanında inşaat sektöründe Türkiye’de ilk kez düzenlendiğini, İNTES olarak arabuluculuk sisteminin yerleşmesi, etkili ve hukuka uygun şekilde yürütülmesi için gayret ettiklerini söyleyen Güleryüz şöyle konuştu: “Ülkemizde arabuluculuk uygulamalarında altı yılda gösterilen başarı dünyaya örnek olacak bir seviyeye ulaştı. Bu durum gurur vermekte ve aynı ölçüde de sorumluluğumuzu artırmaktadır. Dünyaya örnek oluşturacak bir modeli hep birlikte geliştirmeli, yanlışlarımızdan ders çıkarmalı ve deneyimlerimizi paylaşmalıyız.” Güleryüz, uyuşmazlıkların ticari yaşam için maliyet ve riskleri giderek artırdığını hatırlatarak ekledi: “Yatırımcı olarak geleceğe odaklanmak zorundayız. Yolumuza devam edebilmek için hızlı seçenekler ve çözümler üretmeliyiz.” Güleryüz’ün konuşmasının ardından, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar katılımcılara hitap etti. Özatar, konuşmasında şu cümlelerle arabuluculuğun öneminin altını çizdi: “Ülkemizde arabuluculuk sisteminde büyük ilerlemeler kaydedildi. Avrupa ülkelerine ve ABD’ye baktığımızda, onların 20 ya

da 30 yılda elde ettiği başarıyı bizim dört beş yılda elde ettiğimizi görüyoruz. İNTES’in kurduğu Arabuluculuk Merkezi’nde 2018 yılından bu yana yapılan arabuluculuk sayısı 45 bin uyuşmazlığa ulaştı. Bunun tek bir arabuluculuk merkezi tarafından yönetilmesi çok önemli bir başarıdır. Londra Ticaret Odası tarafından kurulan CDR (International Centre for Dispute Resolution)’da ise yılda 10 bin uyuşmazlık çözülebilmiştir. İNTES’in kurmuş olduğu bu Arabuluculuk Merkezi’nin ben dünyada bir numaralı arabuluculuk merkezi olduğunu ilan ediyorum.”

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Öztatar ise konuşmasında, arabuluculuğu bir toplumsal barış projesi olarak gördüklerini ve Türkiye’nin arabuluculuk çalışmalarında ilerleme kaydettiğini belirtti. Öztatar, arabuluculukta en önemli hedeflerinin uzmanlaşma olduğunu belirterek, içlerinde inşaat sektörünün de bulunduğu 10 farklı alan belirlendiğini, ayrıca Arabuluculuk Kanunu’nun değiştirilmesi için bir komisyon kurulduğunu ifade etti. Açış konuşmalarının ardından oturum başkanlığını Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ejder Yılmaz’ın yaptığı oturuma geçildi. Oturumda Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Onursal Başkanı Şükrü Saraç ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Alper Bulur sunum yaptı.Seminer, soru cevap bölümünün ardından İNTES Hatıra Ormanı’nda konuşmacılar adına dikilen sertifika takdimi ile son buldu.

KİPLAS’tan Selçuk Denizligil’e teşekkür plaketiKİPLAS Yönetim Kurulu’ndaki vazifesini tamamlayan Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Denizligil’e, 21 Ağustos 2019’da yapılan Yönetim Kurulu Toplantısı’nda KİPLAS’a katkılarından dolayı Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kocagül ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erol Kiresepi tarafından teşekkür plaketi takdim edildi.

“Kamusal Alanda Yenilikçi Adımlar”ÇEİS’in düzenlediği 'Yapı Tasarım Yarışması' başlıyor

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası’nın (ÇEİS), çimentonun estetik ve yenilikçi kullanımını teşvik etmek için düzenlediği ‘Yapı Tasarım Yarışması’ başvuruları 25 Ekim’de başladı. Her sene farklı bir tema kapsamında düzenlenecek fikir yarışmasının ilk teması ‘Kamusal Alanda Yenilikçi Adımlar’ oldu. ÇEİS, yarışma ile çimentonun inşaat projelerindeki kullanım alanlarına ve şekline ilişkin ön yargıları yıkmayı ve yenilikçi kullanımın alternatiflerine dikkat çekmeyi hedefliyor.Kamusal Alanda Yenilikçi Adımlar teması ile ilk kez düzenlenecek yarışma, bulunduğumuz coğrafyada “neredeyse tüm yapılı çevreyi kuran çimentonun, sınırlarını, imkânlarını ne kadar tanıyıp kullandığımız” sorusunu merkezine alıyor. Geleneksel kullanım biçimlerinin dışına çıkma konusunda katılımcıları cesaretlendiren yarışmada katılımcılardan; betonun konvansiyonel kullanımlarına alternatif hallerini gösterme/tanıtma amacına yönelik kamusal alanda ortak kullanılacak bir yapının tasarımı bekleniyor. Tasarlanacak pavyonun farklı kentsel mekânlara uyum sağlayabilecek, kendisini ve çevresini dönüştürme gücüne sahip, dolayısı ile rekreatif potansiyelinin düşünülmüş olması isteniyor. Mühendislik ve tasarım alanlarında faaliyet gösteren profesyoneller ile üniversitelerin mühendislik ve mimarlık bölümlerinde okuyan öğrencilerin başvurularına açık olan Yapı Tasarım Yarışması, profesyonel kategoride 190 bin, öğrenci kategorisinde 70 bin olmak üzere toplamda 260 bin TL ödül dağıtacak. Son teslim tarihi 15 Ocak 2020 olan yarışmanın jüri koltuğunda, sektörün önemli isimlerinden İnş. Yük. Müh. Ahmet Topbaş, Dr. Mimar Cem İlhan, Dr. Mimar Dürrin Süer, Mimar Ömer Selçuk Baz ve Mimar, Dr. Öğr. Üyesi Tomris Akın yer alıyor. Yarışma ile ilgili ayrıntılı bilgiye www.yapitasarimyarismasi.com adresinden ulaşılabiliyor.

Page 24: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

HABERLER46 HABERLER 47

MASİS’ten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e ziyaretYeni üyemiz, Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) Yönetim Kurulu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez’i makamında ziyaret etti.MASİS Başkanı Naci İlci ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerini kabul eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e, madencilik sektörünün sorunlarını ve sendika olarak çözüm önerilerini içeren bir rapor takdim eden heyet, sektörün tek işveren sendikası olarak Bakanlığın çalışmalarında sorumluluk almak istediklerini ifade etti.MASİS tarafından hazırlanan sektör raporundan duyduğu memnuniyeti dile getiren Dönmez, değinilen tüm sorunların dikkate alınarak, sendikanın gerçekleştirdiği çalışmalardan istifade edileceğini

belirtti. İlerleyen günlerde, madencilik sektörüyle ilgili tüm Bakanların katılımıyla geniş kapsamlı bir madencilik sektörü toplantısının gerçekleştirilmesinin yararlı olacağını ifade eden MASİS heyetinde,MASİS Başkanı Naci İlci,Başkan Yardımcısı Ferhat Nasıroğlu,Başkan Yardımcısı Anıl Çağrı Koloğlu,Başkan Yardımcısı Veli Doğan,Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Serhat Dinç,

Yönetim Kurulu Üyesi Oral Sönmez,Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Yön,Yönetim Kurulu Üyesi Salih Selim Şenkal,Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Denizli yer aldı.Kabulün ardından, göreve yeni atanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Şeref Kalaycı’ya tebrik ziyaretinde bulunan heyet, MASİS ve önümüzdeki dönemde planladığı çalışmaları hakkında kendisine bilgi sundu.

MESS İSG Resim Yarışması’nda ödüller dağıtıldıKonfederasyonumuz üyelerinden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) İSG Yarışmaları kategorileri arasına geçen yıl

eklenen ve MESS üye işyerlerinde çalışanların çocuklarına yönelik bu yıl ikincisi düzenlenen Resim Yarışması’nda kazananlar belli oldu. İlkokul ve ortaokul olmak üzere iki kategoriden oluşan yarışmada, İSG temalı bin resim arasından ön elemeyi geçen 50 resim, isgyarismalari.mess.org.tr üzerinden yapılan online oylamada yarıştı. Toplam 98 bin oyun kullanıldığı online oylama sonucunda her kategoride en çok oyu alan 10 çocuk olmak üzere, toplamda 20 yetenekli çocuk ödüllendirildi. Kategori bazında ilk üçe giren çocuklara dizüstü bilgisayar hediye edilirken, yine kategori bazında yedişer çocuk ise bisiklet ödülü aldı. Online oylamaya kalan diğer 30 başvuru sahibi, ön elemeyi geçerek elde ettikleri başarı nedeniyle boyama seti ile ödüllendirildi. Türkiye’nin farklı şehirlerinden yarışmaya katılan çocuklara ödülleri, evlerinde ziyaret edilerek verildi.

KİPLAS, çalışanlarının gelişimini destekliyorÜye sendikamız KİPLAS, yeni vizyonu çerçevesinde ve ‘İnsan Kaynağını Güçlendirme’ politikası doğrultusunda çalışanlarının eğitimine önem veriyor, bu konuda çalışanlarını desteklemeye devam ediyor.KİPLAS, çalışanlarının sürekli gelişimini sağlamak, mevcut potansiyellerini artırmak için gerekli gelişim ortamı ve fırsatları sunmayı ilke ediniyor. Bu kapsamda KİPLAS, Teknik İşler ve Eğitim Birimi çalışanlarına Kimyasal Değerlendirme Uzmanlığı Eğitimi, NEBOSH Uluslararası Sertifika Programı Eğitimi, Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı (TMGD) Eğitimi, B Sınıfı İş Güvenliği Uzmanlığı Eğitimi gibi ulusal ve uluslararası standartlarda güvenlik ve sağlık yönetimini içeren eğitimleri alma fırsatı sunarak mesleki gelişimlerine katkı sunuyor.Üye sendikamız KİPLAS, insan kaynağına yatırımın en büyük yatırım olduğunun bilinciyle Hukuk, Toplu İş Sözleşmesi ve Dış İlişkiler Birimi çalışanlarına da Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Çalışma Hayatında Sosyal Diyalogun Geliştirilmesi Projesi Kapanış Konferansı, Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından düzenlenen ‘Masanızdaki Konular: İş Hukuku Gündemi’ konulu zirve, İNTES Arabuluculuk Sürecinde Şirket Temsilcileri Eğitimi, Alt İşverenlik ve Uygulama Sorunları, İş Güvencesi ve Uygulama Sorunları, Sosyal Güvenlik Uygulamaları ve İş Sağlığı

ve Güvenliği konularının ele alındığı ÇEİS İş Hukuku Buluşmaları gibi etkinliklere katılmalarını sağlayarak mesleki açıdan gelişmelerine fırsat sunuyor.Sürdürülebilirliğin en önemli unsurlarından

biri, mevcut insan kaynağının gücünü artırmak ve çalışana yatırım yapmak. Günümüzde hem işletmeler hem de sivil toplum kuruluşları için etkin, işlevsel bir organizasyon yapısı ve bu yapı ile uyum içinde çalışan bir ekip kurgulanması hayati önem taşıyor. Çünkü yapılan işin, üretilen ürünün, ortaya konan hizmetin kalitesi, doğru organizasyon yapısı ve donanımlı ekiplerin varlığı ile artıyor. KİPLAS da bu bilinçle öncelikle organizasyon yapısını geliştirerek insan kaynağını güçlendiriyor. KİPLAS bir yandan çalışanlarının kendi gelişimlerini sahiplenerek sürekli öğrenmelerini temel alan bir gelişim politikası izlerken, diğer taraftan da çatı örgüt Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) da gündeme getirdiği gibi ‘gençlere ve kadınlara yönelik politikalar üreten, iklim değişikliğini ve çevreyi gündemine alan kurumsal sosyal sorumluluk odağıyla farklı projeleri hayata geçiren, dijital okuryazarlığı önemseyen’ ‘yeni nesil sendikacılık’ diye tabir edilebilecek bir aşamada kendini konumlandırmak için işleyiş politikalarını bütünsel bir yaklaşımla ele alarak bu yeni döneme hazırlanmaya başladı.

KİPLAS’tan üyelerine bağımsız İSG denetimiÜye sendikamız KİPLAS tarafından üyelerine ücretsiz olarak sunulan ‘3. Göz Bağımsız İSG Denetimleri’ kaldığı yerden devam ediyor.Bu dönemde KİPLAS Eğitim ve Teknik İşler Birimi tarafından KİPLAS üyesi iki firmaya iş sağlığı ve güvenliğine yönelik 3. Göz Bağımsız İş Sağlığı ve Güvenliği Denetimi gerçekleştirildi.İş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesi, uygulamada yaşanan sıkıntılara çözüm bulunması ve iş kazaları ile meslek hastalıklarının önlenmesi amacıyla yapılan denetimler kapsamında KİPLAS üyelerinden Elba Bant San. ve Tic. A.Ş. ve Petlas Lastik San. ve

Tic. A.Ş.’ye ve saha ziyaretleri gerçekleştirildi.Eğitim ve Teknik İşler Birimi, Elba Bant San. ve Tic. A.Ş.’ye  28-29 Ağustos 2019 tarihleri arasında iş sağlığı ve güvenliği kapsamında Bağımsız İSG Denetimi ziyaretinde bulundu. Denetim programı, açılış toplantısının ardından ilgili dokümanların kontrolü ile devam etti. Bağımsız İSG Denetimi’nin ikinci gününde, Petlas ekibiyle işletme sahası gezilerek, ilgili tespitler ve öneriler çalışması yapıldı; kapanış toplantısıyla denetim programı tamamlandı.Eğitim ve Teknik İşler Birimi

tarafından 26-28 Haziran’da ise Kırşehir’de faaliyet gösteren Petlas Lastik San. ve Tic. A.Ş.’ye iş sağlığı ve güvenliği kapsamında 3. Göz Bağımsız İSG Denetimi ziyaretinde bulunuldu.KİPLAS’ın üyelerine ücretsiz olarak verdiği eğitim ve denetimler, planlamalar doğrultusunda yıl boyunca devam edecek.

Page 25: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

SEİS ‘Ankara’daki Tıbbi Cihaz Endüstrisinin Değer Zincirindeki Konumuna Dair Fizibilite Çalışması’ projesini yürütüyorÜyelerimizden Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) ve Başkent Üniversitesi Teknoloji Ofisi kalkınmada öncelikli alanlardan biri olarak belirlenen ve gelecekte önemi artarak devam edecek tıbbi cihaz endüstrisinin katma değeri yüksek ürünler üretebilmesi için zorunlu olan klinik çalışmaların yapılması, üretimin her aşamasında yer alacak nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi ve akredite merkezlerin kurulmasına yönelik fizibilite çalışmasını başlattı.İnsan kaynağına yönelik analizlerin de yer alacağı çalışma ile tıbbi cihaz üreticilerinin finansal, kurumsal ve teknik ihtiyaçları, değer zinciri ve boşluk analizi gibi yöntemlerle değerlendiriliyor. Tıbbi cihaz üretimi yapan firmaların üretim süreçlerindeki eksiklikler ile değişen Avrupa Birliği Tıbbi Cihaz Tüzüğü gereklerini karşılama yetkinliği de ölçülecek. Ankara ili için tıbbi cihaz sektöründe yapılacak olan bölgesel bu çalışmanın ulusal ölçekte kamu

kurumları ve STK’lar için yol gösterici olacağı ve sektöre ilişkin makro politikalar geliştirilirken dayanak niteliğinde bir belge olacağı öngörülüyor. Başkent Üniversitesi’nin akredite klinik araştırma merkezi olmak yolunda çalışmalar yürüteceği proje ile üniversite sanayi iş birliği örneklerinden biri hayata geçiriliyor. Bu hedefler doğrultusunda gerçekleştirilen odak grup toplantısında fikir ve tasarım aşamasından nihai ürünün pazara sunulmasına kadar ki süreçte preklinik/klinik araştırma çalışmalarının yeterlilik, yetkinlik ve mevzuat uyumluluğu ile tıbbi cihaz sektörü için piyasaya arz sonrası klinik takip süreçleri gündeme alındı. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) yetkilileri, Hacettepe Üniversitesi Etik Kurulu, Klinik Araştırmalar Derneği, Başkent Üniversitesi Bilgi İnovasyon ve Teknoloji Transfer Ofisi (BUBİTTO) ve sektör temsilcileri katılım sağladı.

SEİS tarafından tıbbi cihaz sektörü için hazırlanan ilk meslek standartları yayımlandıTıbbi cihaz sektöründe ilk meslek standartları ‘tıbbi cihaz satış ve tanıtım elemanı ve tıbbi cihaz klinik destek elemanı’ görevleri için hazırlandı. Üye sendikamız SEİS ve Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Derneği Fedearasyonu’nun (TÜMDEF) koordinasyonunda, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun (TİTCK) katkıları ile hazırlanan ‘Tıbbi Cihaz Satış ve Tanıtım Elemanı (Seviye 5)’ ve ‘Tıbbi Cihaz Klinik Destek Elemanı (Seviye 5)’ Ulusal Meslek Standartları Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sektör Komitesi tarafından onaylandı ve 7 Mayıs 2019 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak ulusal standartlar olarak kabul edildi. Bu standartlar Mesleki Yeterlilik Kurumu Sağlık ve Sosyal Hizmetler Komitesi’nden yayımlanan ilk sağlık meslekleri olma özelliğini taşıyor. Sektörde çalışan ve bizzat bu işi yapan çok sayıda uzmanın ve diğer sivil toplum kuruluşlarının görüşleri dikkate alınarak hazırlanan standartlar, eğitim kurumlarının müfredatlarını hazırlamalarında kılavuz görevini görürken, şirketler için de performans değerlendirme, hizmet içi eğitim gibi amaçlar için kullanılabilir.

HABERLER48 HABERLER 49

MESS Mesleki Eğitim Burs Programı güçlenerek devam ediyorÜye sendikamız MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası) Türkiye’de alanının en büyük burs programı olan MESS Mesleki Eğitim Burs Programı ile her yıl daha fazla gence ulaşmaya ve onlara ışık olmaya devam ediyor. MESS, üye işyerlerinde çalışanların mesleki eğitim alan çocuklarına sağladığı karşılıksız bursla gençlere eğitim yolculuklarında destek vererek, geleceğe daha iyi hazırlanmalarını amaçlıyor. Yeni eğitim dönemiyle birlikte başvuruları başlayan MESS Mesleki Eğitim Burs Programı’ndan 2018-2019 eğitim ve öğretim döneminde 5 bin öğrenci yararlanırken, dört yılda bine yakın meslek lisesinde eğitim gören 7 bin öğrencinin bu programdan faydalanması sağlandı. Gelecek dönemde ise bursiyer sayısının 15 bine ulaşması hedefleniyor.

SEİS, ‘Sağlık Endüstrileri Platformu’ şemsiyesinde düzenlenen basın toplantısına katıldı Üye sendikamız Türkiye Sağlık Endüstrileri İşverenleri Sendikası (SEİS), Sağlık Endüstrileri Platformu’nda yer alan diğer sivil toplum kuruluşları ile Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyerek, tıbbi cihaz sektörünün acil çözüm bekleyen sorunlarını kamuoyu ile paylaştı. Basın toplantısında sektör adına hazırlanan bildiriyi Ortopedi ve Omurga Cerrahisi İthalatçıları, İmalatçıları ve İhracatçıları Derneği (ORDER) Başkanı Erkin Delikanlı okudu. “Sağlık Endüstrileri Platformu olarak, halk sağlığı için hizmete devam edebilmemizin önündeki engelleri bilginize sunmak arzusundayız” denilen bildiride, Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde dokuz ay, üniversite hastanelerinde ise 24 aydır ödeme yapılmadığı belirtildi. Bildiride, ödeme yapılmamasının

sektörü darboğaza soktuğu, bu durumun halk sağlığını tehdit edecek boyuta eriştiği vurgulandı.SEİS Başkanı Metin Demir; 150 milyar TL’yi bulan sağlık sektörü içinde, tıbbi cihazların yüzde 7-8’ler dolayında pay oluşturduğunu hatırlatarak, “Bizim sorunlarımızı çözecek rakamlar çok büyük değil. Sektör, bayram öncesi yapılan can suyu ödemeleri ile ayakta duruyor” dedi. Demir, “Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile SGK dahil tüm paydaşların katılımıyla çalışma toplantısı yapılsa, idari ve finansal olarak sürdürülebilir yapı ortaya konulsa sorun çözülür. Sadece iletişimsizlik problemimiz var. Sağlıklı bir iletişim kurulursa tüm paydaşlarla bu sorunun çözülebileceğine inanıyorum” diye konuştu.

Page 26: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

“Risk benim için arkana dönüp bakmadan ilerlemektir”

Kolin İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi, İNTES Yönetim Kurulu Başkanı ve TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Celal Koloğlu’nu kariyer basamaklarına aşinayız. Peki ya özel yaşamı, hayata bakışı?

Tanınmış iş adamı ile hayatın her alanına uzanan keyifli ve samimi bir söyleşi yaptık.

RÖPORTAJ: CELAL KOLOĞLU 51

Röportaj

Celal Koloğlu:

Aile mesleğini seçmeliydim. 1977 yılında Kolin İnşaat’a yönetici olarak girdim. O yıldan bu yana da şirketimizi ilkelerinden ödün vermeden büyütmeye geliştirmeye devam ediyoruz. Celal Koloğlu’nu ‘mesleğini hep severek yapan, mükemmeliyetçi bir kişi’ olarak tanımlayabilirim.

Türkiye’nin hatta dünyanın en büyük inşaat şirketlerinden birinin Yönetim Kurulu Üyesi olmak size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?Yöneticilik, sanıldığının aksine sürekli düşündüren, çok fedakârlık isteyen büyük bir sorumluluktur.

Siz Kolin İnşaat’ın Yönetim Kurulu Üyesisiniz, Ayrıca Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Yönetim Kurulu Başkanısınız. Bu unvanların dışındaki Celal Koloğlu ile ilgili neler söylersiniz, kendinizi nasıl tanımlarsınız?Her şeyden önce kendimi vatanına hizmet etmeye adamış bir Türkiye sevdalısı olarak tanımlamak isterim. 1975 yılında ODTÜ’den mezun olduğum zaman hem fakülte hem de mühendislik mesleği bugün gibi gözde meslekler arasındaydı. Kimya bölümünden mezun oldum ama gönlüm her zaman inşaat sektöründen yana oldu.

Şirketimize ilişkin görüşleriniz için öncelikle teşekkür ediyorum. Bugün Kolin, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiği işlerle başarısını kanıtlamıştır. Son olarak ENR Dergisi tarafından yayımlanan 250 müteahhit listesine her yıl olduğu gibi 2019 yılında da girmeyi başarmıştır.

Bugün ulaştırmada, enerjide ismini sıklıkla duyduğumuz dev projelerde Kolin’in imzası var. Yurt dışında da önemli projeler gerçekleştiriyoruz. Bu itibarı korumak, ülkemize yatırım yapmak ve istihdam sağlamak hedefleri elbette sorumluluğumuzu daha da büyütüyor. Bu

Page 27: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

RÖPORTAJ: CELAL KOLOĞLU52

şirketlerinin üçüncü kuşağa ulaşma oranı çok düşük, dünyada da dördüncü nesile ulaşabilmiş aile şirketlerinin sayısı oldukça az. Aile şirketlerinde bunu sağlamanın yolu kanımca kurumsallaşmadan ve aile üyesi yöneticiler ile profesyoneller arasındaki dengeden geçiyor. Burada kastım yalnızca maddi sermayenin sorumlu bir şekilde yönetilmesi değil, finansal boyutun yanı sıra duygusal sermayenin korunması, kurum kültürünün ve şirket değerlerinin sürdürülebilir olması. Şirket değerlerinin gelecek kuşaklara doğru aktarımı da ancak kurumsallaşma ile mümkün olabilir.

Kolin olarak kuruluşumuzdan bugüne geçen 40 yılda Türkiye’nin hatta dünyanın en büyük inşaat şirketleri arasında yer almamızı sağlayan ilke ve değerlerimizi korumanın, aktarmanın bilinciyle hareket ediyoruz.

Bugüne kadar yaptığınız işler arasında sizi en çok etkileyen ne oldu? Bugüne kadar yaptığım yüzlerce işten şunlar beni çok etkilemiştir: Türkiye’nin en büyük debili sulama kanalına Tekser İnşaat ve Aydeniz İnşaat

havalimanı olan İstanbul Yeni Havalimanı’nın ilk fazı, 42 ay gibi rekor sürede tamamlandı. Hizmete giren ilk fazda; 1.4 milyon metrekarelik ana terminal binası, iki pist, Hava Trafik Kontrol Kulesi ve destek binalar bulunuyor. İstanbul Yeni Havalimanı’nın, 2025 yılında da 225 bin kişiye istihdam sağlayacağı öngörülüyor.

“Gençler yenilikçi alanlara yönelsin”

Pek çok gencin hayali sizin gibi, üst düzey şirketin yöneticisi/patronu olabilmek. Onlara bu yolda ne tavsiye edersiniz?

Belki klasik bir yanıt olacak ama çok çalışmak. Çalışmak önemli ama hedefler koyarak, akıllıca çalışmak daha da önemli. Okumak; ama her alanda, her konuda okumak. Dünyadaki farklı projeleri takip etmek. Üniversite dönemlerinde çalışmaya başlamak. Farklı kademelerde iş tecrübeleriyle yola çıkmak çok önemli. Bugün dijital dönüşüm çağındayız. Gençlerin teknolojileri takip etmeleri ve gelişmeler hakkında bilgi sahip olmaları gerekiyor.

hedefler doğrultusunda güvenilir, saygın, risk alabilen, kredibilitesi ve uzmanlığıyla tercih edilen şirket olma özelliklerimizi her geçen gün pekiştirmeye, ‘Uygarlık Yolunda Kalıcı Eserler İnşa Etmeye’ devam ediyoruz.

Üstlendiğimiz her yapı insan yaşamını odak alıyor. İnsanımıza en kaliteli şekilde hizmet vermek zorundayız. İşimizi fen ve sanat kurallarına göre taviz vermeden yapmalıyız. Dünyanın en büyük havalimanlarını, köprülerini, barajlarını inşa ediyoruz. Yapacağımız en küçük hata tüm sektöre mâl edilebilir. Projelerimizin meslektaşlarıma da referans olması gerekiyor. Bu, büyük bir sorumluluk ama yapmış olduğum işe, işçime, mühendisime, mimarıma güvenim tam.

Aile şirketleri için iki altın kural

İş hayatına aile şirketi olarak başlayan bir yapıdan geliyorsunuz. Aile olarak çalışmanın avantajları / dezavantajları sizce nelerdir? Aile şirketinin kurumsallaşması nasıl bir süreç izledi? Bu konuda hangi noktadasınız?Aile demek manevi duygular, iletişim, insani değerler, iş birliği, birlik ve beraberlik demek. Aile şirketlerinde de bu değerleri koruyarak ve beraberinde iş hayatının gerektirdiği ilke ve prensipleri izleyerek başarıyı yakalamak mümkün.

İş hayatında hatta aslında şu an hayatın her alanında kilit bir kavram var: Sürdürülebilirlik. Bir işletmenin başarısı ancak sürdürülebilir olduğu ölçüde mümkündür. Aile şirketlerinin sürdürülebilir olması için olmazsa olmaz iki kural vardır:1. Kardeşler arasındaki aile bireylerinin işlere ne şekilde müdahil olup olmayacakları belirlenip ona göre hareket edilmesi sağlanmalıdır. 2. Kardeşler arasındaki büyüklük, küçüklük tartışmasına girmeden bireylerin söz hakkı ve yetkisini konuşup, eşit olarak belirlenmesi gerekir.

Türkiye’deki şirketlerin büyük çoğunluğu aile şirketi olmasına karşın aile

ile başladık. 86 kilometre uzunluğunda, 200 m3/sn debili Mardin-Ceylanpınar ana kanalının birinci kısmını Aydeniz İnşaat ile birlikte bu yıl tamamladık. Üzerinde yine Türkiye’nin en büyük sulama sanat yapısı olan 4.90 metre çapında, 3x2 gözlü 800 metre uzunluğundaki sifon yapısı ile Mardin ve Nusaybin Ovalarına hayat ve bereket taşıyacağız.

Bozova’da gerçekleştirdiğimiz ilk pompajlı sulama sistemi ile Gümüşhane’de yapılmış bulunan Yap-İşlet modelli Akköy I ve Akköy II HES projelerimiz, özellikle 1200 metre düşü yüksekliğine sahip

olması nedeniyle dünya çapında projeler arasında sayılabilir.

Tabii ki en son olarak İstanbul, Yeni Havalimanı…Son projelerimizden olan ve şirketimizin de ortakları arasında yer aldığı İGA Havalimanı İşletmesi tarafından hayata geçirilen İstanbul’a kazandırdığımız İstanbul Havalimanı’nın da bende daima ayrı bir yeri olacak.Dünyanın sıfırdan yapılan en büyük

RÖPORTAJ: CELAL KOLOĞLU 53

İNTES Yönetim Kurulu Başkanı olarak inşaat sektörünün şu anki durumuyla ilgili yorumunuzu alabilir miyiz? Sektör ne durumda, geleceği nasıl görüyorsunuz?İnşaat, sürdürülebilir ekonomik büyümenin taşıyıcı gücüdür. İnşaat sektörünün büyümesi ülke ekonomisinin kalkınması için kaçınılmazdır. Sektöre yapılan her yatırım çevresine de yaşam vererek yeni yatırım alanlarını tetiklemekte, kendisine bağlı harekete geçirdiği sektörlerle sanayiye de öncülük etmektedir.İnşaat sektörü gerek istihdam kapasitesi gerekse yarattığı katma değer ile ekonomimizin kaldıraç görevi gören sektörlerindedir. Sektörümüzün sorumlulukları büyüktür. Bu sorumluluk öncelikle kalite ile inşa etmektir. İnsanların günlük ihtiyaçlarını karşılayan, kolaylaştıran, konforu yaşatan, zaman tasarrufu sağlayan bir yaşam inşa etmektir. Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en değerli miras yüzlerindeki gülümseme ve onlara sağlıklı bir dünya bırakmak olmalıdır. Bu nedenle de ürettikleri her yapının çevre duyarlılığı ile sürdürülebilir bir bakış açısıyla üretilmesi sektör mensuplarımızın görevidir. İnşaat sektörü daha çok üretmeli ki milli geliri artırsın. Daha çok kişiye istihdam alanı sağlasın. Sektörümüzün ekonomimiz içerisindeki yeri kalkınma planları içinde de kendisini göstermiştir. Türkiye’nin kalkınan ve toplumsal refahını artıran bir ülke olması için sektörümüz önemli bir araçtır. Bu büyük sorumluluk ile sektör olarak görevlerimizi layıkıyla yerine getiriyoruz. Gururla ifade edebilirim ki, ülkemiz inşaat sektörü güçlüdür. İnşa ettiğimiz yollar, köprüler, barajlar, havaalanları, demiryolları, endüstriyel tesisler, kentsel projelerin her biri alanında örnek yapılardır. Bizler biliyoruz ki bu eserlerdeki bozulmalar insan yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle sektördeki bilinçli firmalarımız bu eserleri işin fen ve teknik kurallarına göre inşa etmekte, nesiller boyu ayakta kalacak eserler üretmektedir. Özellikle kuruluşlarımızın üyeleri bu esaslara dikkat etmektedir. Üyelerimiz, Türkiye’de gerçekleştirilen büyük alt ve üst yapı işlerini ve yurt dışında gerçekleştirilen marka projeleri üstlenmektedirler. Küresel iktisadi faaliyette 2018 yılının ikinci çeyreğinden bu yana devam eden yavaşlama eğilimi 2019 yılının ilk çeyreğinde de sürdü; ülkemizde yaşanan siyasi konjonktür, yakın coğrafyadaki jeopolitik riskler ekonomimizi doğrudan etkiledi. Diğer yandan eylül ayında açıklanan büyüme rakamlarında tüm sektörler gerçek potansiyelini yansıtmaktan uzak oldu. Her alanda gücünü kanıtlayan Türk sanayisi inanıyorum ki hükümetimizin hayata geçireceği yol haritası ile sürdürülebilir büyüme ivmesini yakalayacaktır.Türkiye ekonomisinde daima taşıyıcı güç olan inşaat sektörü yapısal olarak ekonomik yavaşlamalardan hızlı ve derinden etkilenmektedir. İnşaat sektörümüz 2018 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren küçülmüştür. Sektörümüzün yaşadığı sorunların başında sektör mensuplarımızın girdi maliyetlerindeki aşırı artışlar, hak ediş ödemelerindeki uzun gecikmeler ve talep yetersizliği gelmiştir.Uluslararası kalkınma yarışında nitelikli altyapı arzı büyük önem kazanmaktadır. Her gün büyüyen, gelişen bu coğrafyada, özellikle ulaştırma ve alt yapı yatırımlarının hızlandırılması gerekmektedir.Haziran ayında açıklanan 11’inci Kalkınma Planı’nda enerji, ulaştırma, tarımsal alt yapı yatırımları, şehirleşme, konut alanında hayata geçirilecek yatırımlara da yer verilmiştir. Türkiye’nin altyapı ve üstyapı alanında acil öncelik bekleyen bu projelerin tamamlanarak hizmete sunulması ekonomimizin gelişmesine de ivme katacaktır.Devlet ve özel sektör olarak projelerin hayata geçirilmesi için finansman konusunda birlikte fikir üretmeli ve yeni modeller geliştirmeliyiz.Önümüzdeki dönemde ekonomiye güvenin oluşturulması yatırımların hayata geçirilmesi açısından önemlidir. Bu konuda devletimizin tüm kurumlarıyla topyekûn bir seferberlik halinde olduğuna inanıyorum. Kalkınma planları da yatırımlarımızı destekleyici niteliktedir.

“TÜRKİYE’NİN KALKINMASI AÇISINDAN SEKTÖRÜMÜZ ÖNEMLİ BİR ARAÇTIR”

Page 28: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

RÖPORTAJ: CELAL KOLOĞLU54

düşünerek, çabalayarak, çok çalışarak çözebileceklerine inanmaları gerekir.

Geçmişinize baktığımızda kendi işinizin yanı sıra, pek çok dernek ve birliğin yöneticisi olarak görev yaptığınızı görüyoruz. Bu görevlerle nasıl buluştunuz?Sivil toplum demek birliktelik demektir. Dayanışmayı temsil eder. Ayrıca sivil toplum örgütü tamamen gönüllük esasına dayanır. Demokratik toplumların en önemli göstergelerden birisi de ülkede sivil toplum kuruluşlarının etkinliğidir. Bu toplumlarda sorunlar daha çabuk çözüme kavuşur. Kamu ve özel sektör arasında sorunların çözümünde diyalog kurmak, hoşgörü ve çözüme odaklanma esas olur.

Kolin İnşaat olarak sektörün neredeyse her alanında faaliyet gösterdik. Hayat verdiğimiz her yapı milyonlarca insana hizmet veriyor. Keşkelerim olmadı ama her zaman hayallerim var. Ülkemde ve yurt dışında yeni proje fikirleriyle heyecanlanıyorum. Çünkü ben her zaman şantiyelerde bulunmaktan, makine seslerini dinlemekten büyük keyif alıyorum.

Aile hayatı ve tatil

Aile hayatınız ile bu kadar yoğun bir iş hayatını nasıl dengelediniz? Bu yönde gençlere tavsiyeniz ne olur?Severek çalışmak, iş hayatına odaklanmak, sorumluluk bunların hepsi çok önemli. Ama aile hepsinden önemli. Aile hayatına çok önem veren bir insanım. Ailem benim ilham kaynağımdır. Yol arkadaşımdır. Yeni proje fikirlerini daima onlarla paylaşırım. Çok yoğun dönemlerimde de onlara zaman ayırmaya özen gösteririm. Gençlere tavsiyem ise iş ve özel hayatta denge kurmalarıdır.

Tatil sizin için ne demek, nasıl geçirirsiniz?Benim hayatımda hiçbir zaman uzun soluklu

Çünkü artık işlerinde çağı yakalamanın ötesinde bir adım öne geçen firmalar kazanıyor. Ayrıca, yurt dışında çalışabilme fırsatlarını değerlendirmeliler. Tabii tüm bunlardan söz ederken hepsinden önemlisi insanlık vasfıdır. Kişiliğinizden, ilke ve prensiplerinizden asla taviz vermeyeceksiniz.

Bir küçük tavsiyem de gençlerin yenilikçi alanlara yönlenmesidir. Çünkü başta inşaat olmak üzere bugün tüm sektörlerde kıyasıya bir rekabet ortamı bulunmaktadır. Stratejik planlama yapıp, buna göre alanlara yönelirlerse daha başarılı olurlar. Ayrıca hayatta önlerine çıkan her türlü güçlüğün ve engelin karşısında karamsarlığa kapılmadan

hazinesi olan müziklere birlikte eşlik etmekteyiz.

“Risk almak” size ne ifade ediyor?

Yatırım yapmanın doğasında risk vardır. Ekonomide ilk derslerde risk ve kârlılık arasında ters orantı olduğu öğretilir. Bu elbette her zaman doğru olmayabilir. İş hayatında bizler tam da riskin ortasındayız. Üstelik ülkemizde sistematik riskler oldukça fazladır. Politik, ekonomik, sosyal, doğal afetler gibi önceden kestiremediğimiz risklerden hızlıca etkileniyoruz. Ama benim ve benim gibi elini taşın altına koyan cesur iş adamları olmadıkça, ülkemizin bu riskleri almadan kalkınması mümkün değil. Risk, ileriye dönük hedeflerine yakınlaşma, gerçekleştirme anlamını da taşır.

Ben de risk aldım, hatta bazen çok zorlandım ama geri dönmeyi hiçbir zaman düşünmedim. Arkana dönüp bakmadan ilerlemektir benim için risk almak.

İçinizde ukde kalan, “Keşke şu işi ben yapsaydım” dediğiniz bir çalışma var mı?

Birlik ve beraberliğin olduğu sektörlerde başarının da artacağını düşünüyorum. Zira, tek başınıza ifade edemediğiniz sorunlarda söz ve talep etme hakkı elde ederek bu sorunlara çözüm önerilerinizi en üst düzeyde elde edebileceğinize inanıyorum.

Pek çok sivil toplum kuruluşunda yönetici olarak görev yapmaktayım. Bu sivil toplum kuruluşlarının ortak noktası toplumun yararını gözeterek sektörün kalkınmasını sağlamak, sektörü ulusal ve uluslararası platformlarda temsil etmek, sektörü ilgilendiren yasal mevzuatın ve yönetmeliklerin hazırlanmasında ve düzeltilmesinde söz sahibi olmaktır.

Bu sivil toplum örgütlerinde aktif olarak görev yapmam elbette mesaimden önemli bir zaman alıyor. Katılım gerçekleştirmemenin bir yaptırımı yok, ama benim her şeyden önce ülkeme ve beraber aynı sektörün mensubu olduğum çalışma arkadaşlarıma karşı sorumluluklarım var. Hiçbir maddi karşılık beklemeksizin yaptığım bu işler mesleki kariyerime çok büyük katkılar sağlayarak deneyim kazandırmıştır. Ayrıca, aynı sektör mensubu olduğum arkadaşlarımla bir araya sıklıkla gelebilmenin verdiği mutluluk da ayrı bir zevk benim için.

Yaşamın keyifli anları

İş yaşamınızın dışında, yapmaktan en çok keyif aldığınız şey nedir?Çok genç yaşlarda çalışmaya başladım. Ama öğrenciliğimden beri içimdeki okuma ama her konuda okuma duygusu benden uzak olmadı. Bir roman okurken kitaptaki karakterlerle birleşiyorum. Siyaset okuyarak dünü, bugünü geleceği düşünüyorum, felsefeyle düşünme gücümü geliştirip iş hayatım için ilham alıyorum.

Bir diğer tutkum da müziktir. Özellikle Türk Sanat Müziğimizin çok kıymetli olduğunu ve gençlerin de öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle Kolin’de bir müzik grubu oluşturduk. Ankara’da her yıl konser düzenlemekteyiz. İş camiamızla bir araya gelerek kültür

bir tatil olduğunu söyleyemem. Sorularınızda sözünü ettiğiniz risk alma, sorumluluk duyguları beni buna yönlendiriyor. Ama “Tatil nedir?” derseniz benim için ailemdir. İster çok uzaklara Yeni Zelanda’ya gideyim, ister İstanbul’da Boğaz’da bir çay içeyim; eşim ve çocuklarımla anılar biriktirmek benim için en güzel tatildir.

Elbette memleketim Elazığ’da olmak, akrabalarımla, hemşerilerimle kucaklaşmak tüm yorgunluğumu alır.

İş yapış şekillerinin değiştiği günümüzde, gençlere ve geleceğe yönelik tavsiyeleriniz ne olur?Az önce de ifade ettiğim gibi geleceğin çalışma yaşamına dijitalleşme hakim olacak. Gençlerin bu alanda bilgi ve tecrübe sahibi olması gerekiyor. Klasik olacak ama yabancı dile çok iyi hakim olmalılar. Yoksa dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalırlar.

Ancak hepsinden öte bazı şeyler değişse de değişmeyen mesele yaptıkları işte mutlu olmalarıdır. Çünkü işini gerçekten severek, mutlulukla, tutkuyla yapan insan mutlaka başarılı olur.

RÖPORTAJ: CELAL KOLOĞLU 55

Page 29: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

TİSK ailesi büyüyor. Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS), yeni üyemiz olarak Konfederasyonumuza katıldı. Kendilerine “Hoşgeldiniz” diyoruz. Sendika’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve aynı zamanda TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Naci İlci ile yaptığımız söyleşi ise MASİS’i daha yakından tanımak, maden sektörünü anlamak isteyenlere değerli bilgiler sunuyor.

RÖPORTAJ: MEHMET NACİ İLCİ 57

Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) hakkında okuyucularımıza bilgi verir misiniz?Maden Sanayii İşverenleri Sendikası, madencilik sektörünün ilk ve tek işveren sendikası olarak resmen 2018 yılında kuruldu. 2019 yılının mayıs ayında ise gerçekleştirdiğimiz ilk genel kurul sonucunda yönetim göreve getirildi.

MASİS üyelerimiz, Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayan, istihdam yaratan, maden ihracatımız içinde büyük paya sahip seçkin firmalarımızın üst düzey temsilcilerinden oluşuyor. Tüm çalışma arkadaşlarımın ortak hedefi, Türkiye’de madenciliğin bulunduğu konumu çok daha yukarılara taşımak, sektörümüzün kanayan birer yara haline

Maden Sanayii İşverenleri Sendikası (MASİS) Başkanı Mehmet Naci İlci

RÖPORTAJ: MEHMET NACİ İLCİ56

ARAMIZA HOŞGELDİN

MASİS

Page 30: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

RÖPORTAJ: MEHMET NACİ İLCİ58

Madencilik sektörünün temel sorunlarına ilişkin tespitleriniz ve çözüm önerileriniz nelerdir?Bu konuda çalışma arkadaşlarımızla birlikte yoğun ve titiz bir çalışma sonucunda bir rapor hazırladık. Bu raporda sektörümüzün öncelikli sorunlarına ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerimize yer verdik. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yetki alanına giren madencilik sektörü sorunlarına ve çözüm önerilerimize ilişkin ikinci raporumuzu da tamamlayarak başta Bakan Yardımcımız olmak üzere Bakanlık yetkililerimize ilettik. Şunu açıkça ifade etmeliyim ki madenciliğin önündeki en önemli engellerden biri, yasal alt yapının sektörün gelişimine ayak uyduramamasıdır. Kaleme alındığı dönemde, yani 1980’li yılların ortalarında ihtiyaçlara cevap veren Maden Kanunu, günümüzün şartlarına göre yeniden gözden geçirilmeli; madencilik sektörüne yeni yatırımcıları teşvik

Denizi’nde keşfedilen petrol ve doğal gaz kaynakları, İngiliz ekonomisinin canlanmasına ve yeniden ekonomik bir süper güç haline gelmesine yol açmıştır.

Türkiye’nin cari açığı içindeki enerji ithalatının payı, yaklaşık yüzde 80 -90 aralığındadır. Ülkemizin ithalatının yaklaşık yüzde 75’ini enerji, ham madde ve ara mal kalemleri oluşturmaktadır. Türkiye’de üretilmesi mümkün iken ithal etmek zorunda kaldığımız maden ürünlerinin tutarı 100 milyar Dolara yaklaşmaktadır ki, bu rakam tek başına cari açığımızı aşmaktadır. Katma değeri en yüksek olan ürünlerin başında gelen madencilik ürünlerinin üretiminin teşvik edilerek artışının sağlanması, ülkemizin geleceği açısından büyük önem taşımaktadır. Üretim ve kaynaklarda üstünlüğe sahip olduğumuz çimento, seramik ve cam gibi madenciliğe dayalı ürünlerin ülke ekonomisine katkısı incelendiğinde,

ve uzun dönemli çözümler üretebilmesi için, sektör temsilcilerinden oluşan sivil kuruluşlardan elde edecekleri saha verileri büyük önem taşımaktadır. Türk madenciliği ancak güçlü bir kamu ve sivil toplum işbirliği sayesinde hak ettiği konuma ulaşabilir. MASİS’ in temel kuruluş gerekçesi de tam olarak budur. Biz, bu sektörün işverenlerini ülkemizin kalkınması adına çok önemli görevler üstlenmiş seçkin iş insanları olarak görmekteyiz. Bu nedenle, Maden Sanayii İşverenleri Sendikası olarak, sektörümüzde faaliyet gösteren firmalarımızın önünü açacak çalışmalarda bulunmayı milli bir görev addediyoruz. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin sektörümüzü ayakta tutan en önemli yapı taşları olduğuna inanıyoruz. Küçük, büyük hepimiz aynı ağacın gövdesine tutunmuş irili ufaklı dallarız ve ancak bir arada bulunduğumuz müddetçe meyve vermeye başlayabiliriz.

gelmiş sorunlarına akılcı ve hakkaniyetli çözümler getirerek tıkanan madencilik faaliyetlerinin önünü açmak, işçi-işveren ilişkilerinde arabulucu görevi üstlenerek sektördeki üretim çarklarının durmaksızın devamını sağlamaktır. Elbette tüm bu fonksiyonları yerine getirirken çevreye duyarlı, insan haklarına saygılı ve adalet ilkesinden ödün vermeyen stratejiler geliştirmek en temel prensiplerimiz arasında yer almaktadır.

Bir ülke ekonomisi için madencilik sektörünün önemi nedir? Türkiye bu alanda gerekli hamleyi yapabildi mi? MASİS olarak sizin bu atılıma katkınız ne olabilir?Unutulmamalıdır ki madencilik, ülkemize ekonomik gelir yaratmakla kalmayarak sanayimizin tüm alanlardaki ham madde ihtiyaçlarına cevap veren, dış ticaret dengesine katkı sunan, istihdam yaratan değerli bir sektördür. Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin yüzde 90’ı doğal kaynaklardan, özellikle de madenlerden sağlanmaktadır. Bir otomobilin üretiminde en az 10, akıllı telefon üretiminde 18, inşaat sektöründe ise 25 farklı maden ve madene dayalı ürün kullanılmaktadır. Kısacası madenin yokluğu modern yaşamın da durma noktasına gelmesi demektir. 18’inci yüzyılda endüstri devrimine giden süreçte en önemli aşamayı madenlerin çıkarılarak işletilmesi oluşturmuştur. Uzay çağı ve beraberinde doğan enformasyon toplumu da maden ürünlerinden sağlanan özel metal, alaşım ve malzemeler sayesinde gerçekleşmiştir. Madencilik faaliyetlerini ihmal eden ve dolayısıyla sanayileşme atağına kalkamayan ekonomiler ise gelişmiş ülkelerin pazarı konumunda kalmışlardır.

Bugün dünyaya yön veren siyasi ve ekonomik birliklerden biri olan Avrupa Birliği’nin temelinde madencilik yer almaktadır. Bu kuruluşun temelleri, Avrupa ülkelerinin kendi aralarında oluşturdukları demir – çelik topluluğudur. 2018 yılı itibariyle, madenciliğe dayalı sanayilerin Amerika Birleşik Devletleri ekonomisine katkısı 3 trilyon Dolar düzeyindedir. 1970’li yıllarda Kuzey

edebilecek bir yapıya kavuşturulmalı. Şüphesiz yasal düzenlemelerin bir anda değişmesi ve yepyeni bir kanunun hızlıca uygulamaya koyulabilmesi çok kolay işler değil. Ancak biz sendika olarak diyoruz ki sektörel kanunlar sahadaki aktörlerden elde edilecek verilerle hazırlandığında başarılı olabilir ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilir. İşte tam da bu nedenden dolayı Maden Sanayii İşverenleri sendikasının bu alandaki çok önemli bir boşluğu doldurduğuna inanıyoruz.

Maden Kanunu’nun dışında, madencilik firmalarının faaliyetleri esnasında farklı kamu kurumlarının sorumluluk alanına giren işlemlere tabi olmasından kaynaklı sorunlarımız da mevcut. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı gibi farklı kamu otoriteleriyle çalışmak mecburiyetindeyiz. Bakanlıklar arası koordinasyonun gerek mevzuatta, gerekse uygulamada sağlanması bir zorunluluktur. Bu eşgüdümü sağlayamazsak, yatırımcı, bürokrasi içinde boğulur ve sektör için katma değer yaratacak projeler geliştiremez. Bu konuyu da mutlaka ele alıp, kamu-sivil toplum iş birliği anlayışı içinde çözmek zorundayız.

Ruhsat, izin, temdit ve devir işlemlerinin çok uzun sürelerde sonuçlanması, yatırımcının ruhsat güvencesine sahip olmayışı, orman izinlerinde yaşanan aksaklıklar, yatırımcıdan talep edilen yüksek ve gerekçesiz bedeller, ÇED mevzuatından kaynaklı sorunlar gibi çözülmesi gereken öncelikli sorunlarımız var. MASİS olarak tüm bu sorunlara akılcı ve hakkaniyetli çözümler öneriyoruz. Bu sorunlar çözüldüğünde Türk madenciliğinin hak ettiği yere gelebileceğine inanıyoruz. Yüksek bir potansiyelimiz, cesur ve dinamik bir yatırımcı profilimiz var. Bu potansiyelimizi verimli kullanabilmek için firmalarımızın önündeki engelleri kaldırmalıyız.

Geçtiğimiz günlerde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez ve MAPEG Genel Müdürü Sayın Cevat GENÇ’e ziyaretler gerçekleştirdiniz.

üretme potansiyeline sahip olduğumuz madencilik ürünlerimizin oyuna dâhil olmaları halinde yaratacakları katma değerin ne denli yüksek olduğu daha net anlaşılacaktır. Bunun yanı sıra, diğer sektörlerde 100 Dolarlık ihracat yapabilmek için ihracatın yüzde 80’ini bulan oranlarda ithalat yapmak zorunda kalan ülkemizin, 100 Dolarlık maden ihracatı için hemen hemen hiç ithalat yapmak zorunda kalmaması, bu sektörün ekonomimize olan net katkısının en açık ifadesidir.

Ne yazık ki ülkemiz, bu sektörün nimetlerinden yeterince faydalanabilmek için gerekli olan atılımları henüz tam anlamıyla gerçekleştirebilmiş değildir. Milli hedeflerimizi yakalayabilme mücadelesine Türk madenciliğinin de katkı sunabilmesi için, sektörümüzdeki tüm kesimlerin iş birliği halinde çalışması zorunludur. Kamusal otoriterlerin sorunlara sağlıklı

RÖPORTAJ: MEHMET NACİ İLCİ 59

Page 31: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

RÖPORTAJ: MEHMET NACİ İLCİ60

Sayın Bakan ve Genel Müdürün sektöre ve sendikanıza yaklaşımını nasıl buldunuz?Evet, yönetim kurulu üyelerimizle birlikte öncelikli olarak Sayın Bakanımıza bir ziyaret gerçekleştirdik ve bu ziyarette kendilerine hazırlamış olduğumuz raporu takdim etme fırsatı bulduk. Sevinerek ifade etmeliyim ki, Sayın Bakanımız konulara çok hâkim ve sorunların çözümü için son derece kararlı. Sayın Bakanımız raporda değindiğimiz tüm noktalara hassasiyetle eğilerek gerekli adımların atılacağı konusunda iradesini bizlere beyan etti. Bizler açıkçası sektörümüzün geleceği açısından umutla dolduk ve kendilerine üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirebilmek için mücadele edeceğimize dair söz verdik.

Aynı şekilde göreve yeni atanan MAPEG (Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) Genel Müdürümüz Sayın Cevat Genç’i ziyaretimizde, kendisini sektörümüzün sorunlarına son derece hâkim ve duyarlı bulduk. Sektörümüzü ayağa kaldıracak hamleleri yapabilecek irade, yetkinlik ve kararlılığa sahip yöneticilerle, yarınımızın bugünümüzden çok daha parlak ve başarılarla dolu olacağına inanıyoruz.

Yakın dönemde gerçekleştirmeyi planladığınız proje ve etkinlikler hakkında bilgi alabilir miyiz?Görüşmemizde Sayın Bakanımıza da ifade ettiğimiz gibi, ilerleyen günlerde sektörde faaliyet gösteren tüm sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin ve ilgili tüm Bakanlarımız ve Bakanlık yöneticilerimizin katılacağı geniş kapsamlı bir toplantının sektöre katkı sağlayacağına inanıyoruz. İstiyoruz ki toplanmakla kalmayalım aynı zamanda elde edeceğimiz somut neticelerle Türkiye’nin madencilik stratejisine de yön vermiş olalım. Bu konuda girişimlerimiz devam edecek. Ayrıca sektör sorunlarına yönelik temaslarımızı diğer Bakanlarımız ve ilgili kurum yöneticilerimize yönelik olarak sürdüreceğiz. Bünyemizdeki araştırma birimlerimiz sektörün zayıf noktalarının geliştirilmesi amacıyla teknik çalışmalarına aralıksız olarak

devam ediyor. Maden işverenlerimizin gerek sektörel gerekse işçi-işveren ilişkilerinden kaynaklı sorunlarını doğrudan ileterek takibini yapabilecekleri bir mekanizmayı sendikamız bünyesinde oluşturmayı hedefliyoruz. Böylelikle Maden Sanayii İşverenleri Sendikası temsil ettiği yatırımcıların her daim yanında ve destekçisi olacaktır. Toplumda madenciliğin çevreye zarar verdiğine yönelik olumsuz bir algı var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Bu konuya yalnızca madencilik sektörünün özelinde değil bütüncül şekilde yaklaşmanın daha sağlıklı olacağına inanıyoruz. Netice itibariyle toplum olarak bir ekosistemin içinde yaşıyoruz ve hayatta kalabilmek için üretmek ve paylaşmak zorundayız. Çevre duyarlılığı, yalnızca madencilik sektörünün taşıması gereken bir duyarlılık değildir. Bilinçsizce gerçekleştirilen tüm üretim faaliyetleri çevreye zararlar verebilir. Önemli olan ne ürettiğiniz değil, nasıl ürettiğinizdir. Teknolojinin olanaklarından faydalanmadan, çevre hassasiyeti taşımadan, insan haklarına saygı duymadan yapılan her faaliyetin toplumsal reaksiyona neden olması son derece doğaldır. Bence toplum olarak bu konuyu bu şekilde değerlendirmeli, üzüm yemek yerine bağcıyı dövmemeliyiz. Elbette her sektörde olduğu gibi madencilik sektörünün içinde de yanlış uygulamalar söz konusu olabilir. Ama bu, topyekûn, tüm camiayı hedef gösterecek bir tepkiye neden olmamalıdır. El birliğiyle yanlış uygulamaları hukuk kuralları içinde engellemeli ancak ülkemizin geleceği açısından bu denli değerli bir sektörü de görmezden gelmemeliyiz.

Son olarak neler söylemek istersiniz? Milli hedeflerimize ulaşma yolunda, ülke menfaatlerini ön planda tutan, sorumluluk sahibi toplumumuzun her ferdi gibi madencilik sektörüne emek vermiş işverenler olarak bizler de üzerimize düşün görevlerin bilincindeyiz. Bu bilinçle çalışmaya, üretmeye ve katma değer yaratmaya devam edeceğiz. Ülkemize aydınlık bir gelecek, halkımıza esenlikler diliyoruz.

RÖPORTAJ: MEHMET NACİ İLCİ 61

Page 32: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

62 YAYINLAR

Türkiye’de Kamu İşveren

Sendikacılığının Gelişimi

DER YAYINLARIDr. Mustafa Çöpoğlu editörlüğünde hazırlanan ‘Türkiye’de Kamu İşveren Sendikacılığının Gelişimi’ adlı eserde

işveren sendikacılığının gelişimi hakkında bilgi veriliyor. Kitapta, sendika kavramı, işçi ve işveren sendikaları bağlamında

açıklanıp, Osmanlı’dan günümüze işveren sendikacılığının tarihsel gelişimi inceleniyor. Değerli akademisyenlerin yazı ve katkılarıyla oluşan kitap, DER

Yayınları’ndan çıktı.

Çalışma Mevzuatı

YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI

İki yeni eseri okuyucularına sunan Üye Sendikamız Yerelsen, bu eserlerinde

belediyecilik, kamu işveren sendikacılığı ve yasal mevzuatlar konusunda güncel gelişmeleri paylaşıyor.

Page 33: İŞİN GELECEĞİ ULUSLARARASI · çıkmış, son 30 yıl içerisindeki ilerlemelerle günlük hayatımızın parçası haline gelmiştir. Günümüzde, 4.5 milyardan fazla kişi

Adres: Koç Kuleleri Söğütözü Mahallesi Söğütözü Caddesi No: 2 A Blok Kat: 28 Ofis: 82-83-84-85 • 06510 Çankaya/AnkaraTelefon: (0312) 439 77 17 • Faks: (0312) 439 75 92Web: www.tisk.org.tr • E-posta: [email protected]

ISSN: 1303-0418

ÇİMENTO ENDÜSTRİSI İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • KAMU İŞLETMELERİ

İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • MADEN SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (MASİS) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ

SENDİKASI (MİS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI

(PÜİS) • T. METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI

(TÜHİS) • TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ

İŞVERENLERİ SENDİKASI (TCÇTSİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜDİS) • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ

İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL,

LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(SEİS) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TSSİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMULLERİ SANAYİ

İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TTSİS) • TÜRKİYE TOPRAK,

SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TTSCSİS) • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI

(YERELSEN) • ÇİMENTO ENDÜSTRİSI İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) •

KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • MADEN SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (MASİS) • MAHALLİ

İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • PETROL ÜRÜNLERİ

İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • T. METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU

İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRKİYE CAM,

ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TCÇTSİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜDİS)

• TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) •

TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ

İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TSSİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT

VE AĞAÇ MAMULLERİ SANAYİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(TTSİS) • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TTSCSİS) • YEREL YÖNETİMLER

KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN) • ÇİMENTO ENDÜSTRİSI İŞVERENLERİ SENDİKASI (ÇEİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ

İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-İŞ) • MADEN SANAYİİ İŞVERENLERİ

SENDİKASI (MASİS) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • MAHALLİ İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI

(MİKSEN) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • T. METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI (MESS) • TÜRK AĞIR

SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE AĞAÇ VE KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ

SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TCÇTSİS) • TÜRKİYE DERİ

SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜDİS) • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜGİS) • TÜRKİYE İNŞAAT

SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(KİPLAS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(TSSİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMULLERİ SANAYİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE TEKSTİL

SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TTSİS) • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(TTSCSİS) • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN) • ÇİMENTO ENDÜSTRİSI İŞVERENLERİ

SENDİKASI (ÇEİS) • İLAÇ ENDÜSTRİSİ İŞVERENLER SENDİKASI (İEİS) • KAMU İŞLETMELERİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KAMU-

İŞ) • MADEN SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (MASİS) • MAHALLİ İDARELER İŞVERENLERİ SENDİKASI (MİS) • MAHALLİ

İDARELER KAMU İŞVEREN SENDİKASI (MİKSEN) • PETROL ÜRÜNLERİ İŞVERENLER SENDİKASI (PÜİS) • T. METAL SANAYİCİLERİ

SENDİKASI (MESS) • TÜRK AĞIR SANAYİİ VE HİZMET SEKTÖRÜ KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜHİS) • TÜRKİYE AĞAÇ VE

KAĞIT SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TAKSİS) • TÜRKİYE CAM, ÇİMENTO VE TOPRAK SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(TCÇTSİS) • TÜRKİYE DERİ SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TÜDİS) • TÜRKİYE GIDA SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI

(TÜGİS) • TÜRKİYE İNŞAAT SANAYİCİLERİ İŞVEREN SENDİKASI (İNTES) • TÜRKİYE KİMYA, PETROL, LASTİK VE PLASTİK

SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (KİPLAS) • TÜRKİYE SAĞLIK ENDÜSTRİSİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (SEİS) • TÜRKİYE

ŞEKER SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TSSİS) • TÜRKİYE SELÜLOZ, KAĞIT VE AĞAÇ MAMULLERİ SANAYİ İŞVERENLERİ

SENDİKASI (KASİSEN) • TÜRKİYE TEKSTİL SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TTSİS) • TÜRKİYE TOPRAK, SERAMİK, ÇİMENTO

VE CAM SANAYİİ İŞVERENLERİ SENDİKASI (TTSCSİS) • YEREL YÖNETİMLER KAMU İŞVERENLERİ SENDİKASI (YERELSEN)