386
MESNEVİLER 1 Deryâ-yı muhît cûşa geldi Kevn ile mekân hurûşa geldi Sırr-ı ezel oldu Âşkârâ Ârif neçe eylesin müdârâ Her zerreden güneş oldu zâhir Toprağa sücud kıldı tâhir Nakkâş bilindi nakş içinde La’l oldu ıyân Bedaşh içinde Acı su şerâb-ı Kevser oldu Her zehr nebât ü şekker oldu Tiryâk-mizâcı tuttu ağu Lü’lü’-i müdevver oldu dârû Külli yer ü gök Hak oldu mutlak Söyler def ü çeng ü ney Ene’l-hak Maşûk ile âşık oldu bir zât Mahv oldu vücûd-ı nefy ü isbât Her katre muhît-i a’zam oldu Her zerre Mesîh-i Meryem oldu Taş u kesek oldu verd ü nesrîn Ferhâd ile Husrev oldu Şîrîn Mescûd ile Sâcid oldu vâhid Mescûd-ı hakîkî oldu sâcid Îmân ile küfr bir şey oldu Tatlı ile acı bir mey oldu Şirket aradan götürdü vahdet Vahdetten açıldı bâb-ı rahmet Cân ile ten oldu bir hakîkât Birkidi şer’î at u tarîkat Eşyâ ikilikten oldu hâlî Bâkî ehad oldu lâ-yezâlî Ey tâlib eger degülsen a’mâ Gör vade-i küllü men aleyhâ

nesimi-divani

Embed Size (px)

Citation preview

MESNEVİLER 1Deryâ-yı muhît cûşa geldiKevn ile mekân hurûşa geldi

Sırr-ı ezel oldu Âşkârâ Ârif neçe eylesin müdârâ

Her zerreden güneş oldu zâhirToprağa sücud kıldı tâhir

Nakkâş bilindi nakş içinde La’l oldu ıyân Bedaşh içinde

Acı su şerâb-ı Kevser olduHer zehr nebât ü şekker oldu

Tiryâk-mizâcı tuttu ağu Lü’lü’-i müdevver oldu dârû

Külli yer ü gök Hak oldu mutlakSöyler def ü çeng ü ney Ene’l-hak

Maşûk ile âşık oldu bir zât Mahv oldu vücûd-ı nefy ü isbât

Her katre muhît-i a’zam olduHer zerre Mesîh-i Meryem oldu

Taş u kesek oldu verd ü nesrînFerhâd ile Husrev oldu Şîrîn

Mescûd ile Sâcid oldu vâhidMescûd-ı hakîkî oldu sâcid

Îmân ile küfr bir şey olduTatlı ile acı bir mey oldu

Şirket aradan götürdü vahdet Vahdetten açıldı bâb-ı rahmet

Cân ile ten oldu bir hakîkâtBirkidi şer’î at u tarîkat

Eşyâ ikilikten oldu hâlî Bâkî ehad oldu lâ-yezâlî

Ey tâlib eger degülsen a’mâGör vade-i küllü men aleyhâ

Ref’ oldu hicâb-ı mâ-sivâ’llâhEl-kudretü ve’l-bekâ’ü lil’llâh

Gayr oldu helâk ü vech kaldıBahr oldu şu kim bu bahre daldı

Ger açub ise basîretün bakGör sende Hakı vü gitme ırak

Çün mü’mine mü’min oldu mir’ât Mir’âtına bak vü anda gör zât

Gör sen seni kim ne cism ü cânsenMaksûd-ı vücûd-ı Kün fe-kân sen

Her kimse ki esridi bu meyden Hâyy-i ebed oldu zât-i hayden

Nefsini çü bildi RabbıTevhîd yolunda ekdi habbı

Ey Hakdan ırak olan azâzîlGer dîv değilsen Âdemi bil

Âdemde tecelli kıldı AllâhKıl Âdeme secde olma güm-râh

Şeytân-ı la’îne uyma zinhâr Anun sözünü işitme ey yâr

Hakdan sana Lâ lüti’hu geldiHem Ve’scüd va’kterib diyildi

Çalındı kıyâmetin nefîri Ey sağır işitmedin safîri

Haşrîn günü geldi uykudan durİnanmaz isen gözünü aç gör

Uykudan uyan ki mahşer olduGör neçe zamâne pür-şer oldu

Sûr ünün işitmedi kulağın Dayandı bu köprüden ayağın

Çün mahrem-i kul kefâ değilsen Bîgânesen âşinâ değilsen

Kopdu kıyâmet kuruldu mîzân Haşr oldu inan bulundu Yezdân

Her kimse ki tanıdı bu cânıBir zerreye saymadı cihânı

Yerden çıka geldi Dâbbetü’l-ArzUş sırrını eylerem sana arz

Müşrikden ider müvahhidi farkEy vay ana kim işi ala zerk

Hem hâtem anın elinde fermânYa’nî ki benem bu gün Süleymân

Mûsâ benem uş asâ elimdeHakdan ezelî kılıç belimde

Halkın alına basar asâyı Ya’nî ki bilin bu istivâyı

Ya’nî ki bu istivâdadır HakOl mâlik-i mülk ü hayy-i mutlak

Hum cennet ü ham u hem likâdırRahman ile arşi’stevâ dır

Ger sen geçesin bu istivâdanÂzâd olasan kamu belâdan

Hakdan bu sırât-ı müstakîmi Bil sen ki budur Hakın na’îmi

Yüzün bu cihetten oldu beyzâMin fazlı âlihünâ te’âlâ

Elfâz-ı Nesîmî gör ne cândırDeryâ-yı muhît u dürr ü kândır

Âdem tükeli Hak oldu bilgilMescûd-ı hakîka secde kılgıl

Fazl ister isen hakîkat ey yâr Sa’y eyle bu işe kalma zinhâr

Dal bu bahre v’al bu gevheri senTa kim bileler ki cevherîsen

K’ebyât-ı Ebu’l-Fazl NesîmîMin matla’ı hâzihî naîmî

El hak bu Nesîmî âyetinden Gel oku anun nihâyetinden

Bu bahre dalalıdan NesîmîTerk eyledi ol zer ile sîmi 2Ey Hak ehli yakîn imiş bu haberKi bilen nefsinidir ehl-i nazar

Özünü kim ki bildi buldu HakıÖzünü bilmeyenler oldu şakî

Ey Hakı isteyen gel insân ol Kara taş olma la’l ü mercân ol

Ger dilersen sa’âdet-i ebedî Tamuyı bil ki niçün oldu yidi

Sekiz oldu kapusu uçmağın Neye dört oldu suyu ırmağın

Tûbî ağacının nedür yemişi Hak anı er yarattı yoksa dişi

Hûr u gılmân neden ibârettirHüve men hû neye işârettir

Kevser ü selsebîl ü mâ’-i ma’înMak’ad-ı sıdk ile makâm-ı emîn

Ne demektir bana beyân eyleBu nihân sırrı gel ayân eyle

Ne aseldir ne ma’ü hamr ü lebenŞol ki Kur’ânda Hak dedi rûşen

Bunların aslını nedendir bil Gör ne şeydense olma egri dil

Bunları bilmeyen ne bilmiş ola Adı anın evi yıkılmış ola

Kim ki bildi bu ince esrârı Koydu elden cihân-ı geddârı

Fâni oldu özünden oldu Hak Bildi ki cümle Hak imiş mutlak

Aşk u ma’şûk u aşık oldu yâr Leyse fi’d-dârı gayruhû deyyâr

Kim ki bildi bunları insândırBilmeyen anı bil ki şeytândır

Ne bilir degme cânavar anıHızra sor Hızra âb-ı hayvânı

Ey Nesîmî sözündür âb-ı hayâtİçmeyen anı kaldı fi’z-zulümât 3İbtidâlar ibtidâdır ibtidâ İbtidâdan hâsıl oldu intihâ

İbtidâ geldi kelâm-ı lâ-yenâmFî vü zâd ü lâm-ı Hakdan ve’s-selâm

Nutk-ı eşyâ nâtık-ı Hakdır özüSöyleyen kendiye kendidir sözü

Kendi kendi zâtını eyler beyân Söz olupdur kendi söz söyler ayân

Her sıfatda hâl ediptir kendözin Kendi kendi yüzüne tutmuş yüzin

Her yana kılsan nazar ol bî-gümân Kendi kendiden sana verür nişân

Uş bu bahr ü berr içinde kendidirYa’nî esdâf oldu her şey kendi dir

Âlem ü eşyâ anın hükmindedirOku bilgil anı kim nutkundadır

Bu sıfatlar intihâsı kendidirYa’nî bu şehrin esâsı kendidir

Uş bu şehr içinde olmuştur mukîm Yoludur anın sırâtu’l-müstakîm

Bu sebîlü’llâha her kim buldu yolAnların hâcetleri oldu kabûl

Bu sıfât üzre kadîm etmiş kadîmGiremez bu şehre şeytânü’r-racîm

Neylesin bilmez bu şehrin yolunuAnlamaz bu ehl-i cennet dilini

Dili var sanır velîkin dili yokBir mekesdir zehri var vü balı yok

Âciz ü miskîn ü sergerdân dururÖzi heyvân sûreti insân durur

Her kimin kim zerkı var ikrârı yokBir ağaçdır kim dikilmiş bârı yok

Mü’minin gönlün yakar hannâs ile Ya’nî sâlûsluk satar vesvâs ile

Cümlenin sırrını ol hâlik bilirDîn yolunu âşık-ı sâdık bilir

Zahid-i zerrak olanlar ham olurÂkıbet salüs olan bed-nam olur

Kim ki sana taş atarsa gül anaŞâd oluban sevinip gülgil ana

Fi’l ü ef’âli kamu zerk u riyâZerk ile kul olmak ister Tanrıya

Zerk ile kulum diyenler kul değil Ehl-i zerkin tâ’atı makbûl değil

Çünkü zerkin ola ism ü fi’li zerkÂlem-i bi’l-kuvveden algıl sebak

Kuvvet-i cân ol dilersen kuvvetin Vuslata vasl ol yetirgin fürkatin

Diler isen kim olasan mu’teber Kendi mülkün sırlarından al haber

Gel vücûdun şehrine itgil nazarVâkıf ol özünden olma bî-haber

Ey kelâmı zât-ı bî-çündan nişân Bolayın diyen kişi işit beyân

Gel bu şehr içinde gör dîdârını Gel bu şehr içinde iste yârını

Cisme cân ol cisme cân ol cisme cân Neçe yatarsın beri gelgil uyan

Hakkı istersen segirdip dört yana Kime gidersin sana gel sen sana

Sen sana gelsen sana Hak yâr olaİstediğin sana sende var ola

Âhirette menzil-i dârus’-selâmBulayım dersen sana gel ve’s-selâm

Sende var ol genc-i pinhân sende varKatresin kim bahr-ı ummân sende var

Sendedir eşyâ murâdı sendedirİste bul sen seni senden olma dûr

Aç bu ibret gözünü kim göresinKendi şehrin içre yârın bulasın

Bilesin bu varlığın erkânını Göresin cânlar içinde cânını

Bulasın her şeyde var u varınıCân gözüyle göresin dîdârını

Her ki kendi zâtının sultânına Ermedi girmez bu şehrin kânına

Kendi mülkünden ırak âvâredirGayreti yok neylesin bî-çâredir

Bilmedi çün kendi kendi zâtınıAnın için okumaz âyâtını

Feth eden bu şehr-i yârın şehriniAtladı bildi gümânsız dehrini

Çün bu şehrin yârına yâr oldu olHer ne maksûd ise andan buldu ol

Çünki yâr oldu bu şehrin yârına Hükmün etdi mülk ü mâl ü varına

Bilmek istersen bu şehrin varınıGel işit gör neçe söyler yârını

Anla uş bu sırrı kim söyler sanaYol bulasın kendine önden sona

Her yaratılmışın aslısan özün Bilir isen remzini uş bu sözün

Alleme’l-esmâe küll budur tamâmÂdeme öğretti Hak bil ve’s-selâm

Ey birâder bil bu nutkun gâyetin Lâm u bî görgil yetirgil fürkatin

Mâksûd-ı sıdkım lisân-ı sâdıkın Âşıkıyım ma’şuku her âşıkın

Buna irişen kişiler cân olurKüfrü kalmaz kendözi îmân olur

Nûr-ı eşyâ çün benim aynü’l-yakînBana eren oldu eshâbü’l-yemin

Genciyim ben genc-i eşyâ günciyim Derd-i bî-dermânların ben renciyim

Sâdıku’l-va’ dü’l-emîndir sözlerinGörünür eşyâ yüzünde gözlerin

Ayniyım her ehl-i aynın ayniyım Münkirin gözü içinde beyniyim

Nutk-ı zâtımdan ayân oldu cihân Sözlerimden kâf u nûndur lâ-mekân

Şehr-i cân içinde cânlar cânıyımKâ’inatın tahtının sultânıyım

Olmışum çün cümle şeyde bî-gümânYedi iklîme mekânım lâ-mekân

Mazharım yokdur şerîkim lâ-şerekVâhidim mülkümde yokdur müşterek

Nûr-ı deryâ-yı vücûd-ı mutlakım Gâh mellâh-ı cihân geh zevrakım

Hayy ü kayyûm ü devâm-ı devletimÂlem-i kesret içinde vahdetim

Ger dilersen kim bulasın sen seniBenliğinden geç ü terk eyle beni

Benliğinden geçmeyen şeytân olurDîv-i mel’undur kaçan insân olur

Zühd ile şeytân kaçan ola melekAslı oddur oda vasl olsa gerek

Benliğinden geçmeyen hod-bîn olurMüstahakk-ı la’net ü bî-dîn olur

Derk-ı esfeller makâmıdır derekHırs-ı lânetden olusardır helek

Nefsini tanıya gör ey müttekîKimseye ta’n etme epsem ey fakî

Tâbi’-i efsâne olmış ta’n eder Bî-haberdir bî-haberdir bî-haber

Tâbi’-i nefs ü hevâ-yı şom olurBu sebepden tâbi’-i mesmûm olur

Bilmedi mescûdu kimdir sâcidinGörmedi yüzün vücûd-ı vâhidin

Nûr iken nâr oldu çünkim ol la’înOku la’net cânına ey ehl-i dîn

Ey diyen ki kandadır yâr-ı bekâAşk ile gel bak vücûd-ı mutlaka

Gel ol ibret mülküne gir âbid olYollarından cân ilinin sâcid ol

Diler isen ehl-i a’râf olasınGer vücûdun şehrine yol bulasın

Gel haber-dâr ol bu şehrin varınaZulmetin tanı vü girenvârına

Olasın mülk-i cihânda sen dilirYollarından ol haberdar ey habîr

Gel beri feth et bu şehri gel beriNeçe gezersin cihânda serserî

Vasfını işit bu şehrin şehrineGark olasın mutlak anun bahrine

Gel bu şehrin sözlerine tut kulakTa bilesin kim nedir bu kara ak

Dört direkle kâ’im olmuştur bu şehrKim anun içindedir âfâk-ı dehr

Kim ki bildi men’ arefde zâtını Baktı gördü okudu âyâtını

Her ne istersen bulursun bunda gelİstediğin anda değil bunda gel

Otuz iki menzili var iliminYetmiş iki hem makâmı yolunun

Bu makâmı kim bilir Hakkı bilirBu kelâmı fırka-i nâci bilir

Oldu yetmiş yedi şehrin leşkeri Pâdişâhın emridir bil bunları

Üç yüz atmış menzili var sûrunun Bu tecellî şehri Mûsâ Tûrunun

Dediğim şehrin şu denli burcu var Ki sığar her burcuna yüz bin süvâr

Pâs-banı burcunun ey pâs-bân Yigirmi sekiz kişi olur hemân

Bunların âvâzına âvâzeler Dop doludur şehr içi dervâzeler

Bunların âvâzesinde ser-be-ser Doldu âlem hiç işitmez gûşu ger

Yedi iklîm dop doludur ünleri Âşkâra vü nihân bil bunları

Hak teâlânın sıfatıdır bular Kendinin nutkunda zâtıdır bular

Ya’nî bu yigirmi sekiz kişiden Uyanır buların ünün işiden

Gaflet uykusundan ol bîdâr olurHakkı tanır Hak anunla yâr olur

Hak kelâmıdır buların dilleri Her neye sunsa irişir elleri

Mantık-ı hay zât-ı Yezdândır bularNûr-ı arş u vech-i rahmandır bular

Muhtelif olmuş buların sûreti Âlem-i ma’nîde birdir sîreti

Sûret-i kesretle olmuş muhtelifCümlesinden zâtı birdir çün elif

Birbirinden bunları her kim seçerBunların sırrından oldur bî-haber

Tûl ü arz olmaz bulanda reng ü levnEsfel ü a’lâ amîk u hadd ü levn

Bî-şüben vü lâ-şerik olmuş bularZâhir ü bâtında her şey kendiler

Hayy ü bâkîdir buların varlığı Yok buların sayrılığı sağlığı

Bular oldu cümle şeyde müşterekHem münezzehdir bularda yok direk

Hem sıfatta zât-ı kâ-imdir bularÖlmez itmez nutk-ı dâimdir bular

İsm ü ayn ü harf-i esmâdır bularSavt u nutk u hem müsemmâdır bular

Kâdir ü kahhâr u mehdî mühtediFâ’il-i müstakbel ü mâzî mübtedî

Cümle bunlardır bil ey dânâ-yı dîn Bunlar oldu rahmetten li’l-‘âlemîn

Cümle âlem çün buların hükmüneOldu mahkûm gör buların hükmü ne

Sâ’at ü vakt-i hisâb ü mâh u sâlGece gündüz nûr-ı hurşîd ü zilâl

Çarh-ı eflâk ü semâvât ü zemînBunların mülküdür ey ehl-i yakîn

Emr-i Hakdır çün bular ey emr-i HakGel bunların defterinden al sebak

Oku bulardan beri gel kuş dilin Hall edersin ta ki nefsin müşkilin

Bunlara derler şehâ Ümmü’l-KitâbFi’l-i eşyâya bunlar dır feth-i bâb

Her neye baksan bulardır görünen Belki her şeyde bulardır üm olan

Buların hükmünde her şey buların Cânıdır her cümle-i mü’minlerin

Mushaf-ı nûr-ı kâdim-i lem-yezelHatt-ı mestûr-ı kitâb-ı bî-bedel

Levh-ı mahfuz-ı hurûf-ı zü’l-celâlRakk-ı menşûr-ı Hudâ-yı pür-kemâl

Defteri-i mülk-i vücûd-ı enveriNâzır-ı âlem-i cihânın serveri

Bular oldu cümle dilin söyleyenSöyleyip hem söyleyen var dil diyen

Evvelîn ü âhırîn bular olurBuları bilen kişi Hakkı bilir

Kaf u nûna ayn-ı zâta ibtidâHem sıfât olur bular bî-intina

Gel buları iste sa d-ı gâlip olBu’l-fuzül olma Haka gel talip ol

Gel buları iste bul ey merd-i râhKim bular olur sana Hakdan güvâh

Cümle bunlar kabz-ı bastında hemânDers oluptur bu söze yoktur gümân

Bunlarınla iresin maksûdûna Âbid ol bunlara ir ma’bûduna

Buları bilmek dilersen bularıAhmed-i mürselden istegil yüri

Ahmedin şehrinde cem olmuş bunlarMalik ü mülk ü vücûdu kendüler

Bunlarındır esfel ü a’la kamuBunların dilinde uçmak u tamu

Ya’nî yigirmi sekiz peygam-berin Dillerini anlagıl sen bunların

Ta ki ilteler seni ol hazrete Nûra gark olup batasın rahmete

Uş bu menzilden irenler tapuyaDahı muhtâc olmaz özge kapıya

İsteyen şehr-i vücûd-ı AhmediGel işit dâr-ı diyâr-ı sermedi

Yedi olmuştur bu şehrin kapısı Onsekiz olmuş tamâmet yapısı

Ahmedin şehri kapısı yedidirGer inanmazsan hadîsi uşta gör

Yedidir nûr-ı semâvât u zemîn Yedidir her tâlibe degil hemîn

Her kapı altında ikidir melekBunlarınla yâr olun budur dilek

Hak eşiğinde mukîm olmuş bularBunlarınla yâr olan kişi güler

Bu rumûza irişenler cân olurDerviş iken mahrem-i sultân olur

Bunların nutkunda eşyâ ser-be-serGark oluptur anlamaz her bî-haber

Nutk-ı Haktır çün buların sözleriVahy ü bürhândır temâmet sözleri

Bunların dilin bilenler âdemî Âdem oldur kim biliptir bu demi

Âşkârâ etti esmâ sırrını Söyledi cân Mushâfın tefsîrini

Sahib-i te’vîl-i Haktır bî-gümân Leyletü’l esrâ zumûz-ı câvidân

Zulmet içre kalmış idi kâ’inâtDolmuş idi cümle âlem müşkilât

Dîv-i mel’un tutmuş idi âlemiCümle dîv idi yoğ idi âdemî

Geldi âlem nûrunu şerh eylediOd u su toprağ u yerden söyleidi

Âdemin sırrın bilenler âdemin Bildi remzin on sekiz bin âlemin

Nefh-ı Îsâ ölü dirildir hemânÂdemin sırrıdır ol sâhib-zamân

Mehdi-i nûr-ı hidâyettir yakînMahrem-i nûr-ı inâyettir yakîn

Semme vechü’llâh a edenler nazarUş bu yüzün aynıdır ey pür-hüner

Kenz-i eşyâ menbâ-ı cândır özüAyn-ı ayn olur görenler ol yüzü

Görür ol yüz içre yüzler yüzünüNutk u cân içinde gözler özünü

Nutk-ı cân olur tamâm ey nutk-ı cân Küfrü gider kendi nûr olur hemân

Ey Nesîmî Hak teâlâ sendedirHem sıfâtı dilde zâtı cândadır

Kim ki bildi kendüyü bildi Hakı Bilmeyenler nefsini oldu şâkî

İstediğin kendüde bular tamâmPâdişâh olur ana eşyâ gulâm

GAZELLER1

Ey sıfâtın bahr-ı zâtın gevher-i zât-ı HudâMa’den-i fazl-ı vücûdun ey resûl-i kibriyâ

Âlemin cismi vü cânı senden ötrü oldu bilSeyyid-i kevneyn-i âlem yâ Muhammed Mustafâ

Sûretin tâhâ ve yâsîn ey resûl-i mu’teberFe’rtekıb mâfi’s-semâ ey cemâlin kul kefâ

Sûretin İnnâ fetehnâ ey cemâlin kâf imişEy boyun hem çü tebârek geldi sidrü’l-müntehâ

Ahseni takvîm sensin ey elem neşrâh saçınEy ruhun şakka’l-kamer çün doğdu şemsü’d-duhâ

Vahdetin şem’i cemâlindir cemâlin uşta görCânları pervâne kıldı ey hidâyetten zıyâ

Küntü kenzin perdesi senden açıldı âlem-eBu beyânın ilmi sensin iş delîl ü reh-nümâ

Mâden-i cûd u sehâsın ey velâyet meskeni Hel etâ şânına geldi yâ Aliyyü’l-Mürtazâ

Fâtıma ma’sûm oluptur hem Hadîce muhteremMa’den-i fahrü’n-nisâdır menbâ-ı hayru’n-nisâ

Gel bu bahr-i hayret içre dala görgil kim nedirAşk elinden ağu içti ol Hasan hulk-ı rızâ

Kâfir-i nefsin elinden gel oda gir ey gönülGer şehid olmak dilersen çün Hüseyn-i Kerbelâ

Âdem-i Âl-i abâdır şems-i Zeynü’l-AbidînŞol Muhammed Bâkırı gör mahrem-i zü’l-kibriyâ

Evvel ü âhır olardır zâhir ü bâtın olarCa’fer-i Sâdık çü kâzım hem Alî Mûsa’r-Rızâ

Husrev-i her dü mekândır çün takî vü bâ NakîMüctebâdır muktedâdır muktedâdır müctebâ

Askerîdir şâh-ı keneyn menbâ-ı cûd u keremHaccetü’l-kâ’im Muhammed Mehdî ol kân-ı vefâ

Vaktıdır kılsan zuhûr ey seyyid-i âhır zamânGörset âhır yüzünü ey dürc-i dürr-i lâ fetâ

Derd-med oldu vücûdum müstemendem sensizinKim ki sana nâzir ola ol olur ayn-i safâ

Çün Nesîmî mahşrin haşrinden içti kevseriSırr-ı Kehf oldu vücûdu buldu vahdet bâ-rehâ

2

Câm-ı safâyı bize sun sâkıyâKim susamış ol meye ehl-i safâ

Şol meyi kim güneş anun câmıdırŞol ki buyurmuş ve sekâhüm Hudâ

Şol kim anun şânına oldu nüzûl Sûre-i tâhâ ile hem hel etâ

Arş ile mâ’i bulan içer müdâmCâm-ı âle’l-‘arşı mey-i istevâ

Kim ki bu mey-hâneye bastı kademBî-ser ü pâ oldu ne ser ya ne pâ

Şâhid-i gaybî ile oldu harîfTâ-ebed ikilikten oldu cüdâ

Hûrile cennette makâm eylediÖmr-i ebed buldu vü gördü likâ

Hızr kimi içti hayât âbınıCân u teni cümlesi oldu bekâ

Ey çemen-i ravza boyun sidresi Hüsn ü melâhatta ruhûn müntehâ

Mesken-i ervâh saçındır saçınLâ’l-i lebin cânlara dârü’ş-şifâ

Zülfünü ve’l-leyl okurum her gece Yüzünü her irtede şemsü’d-duha

Gör bu Nesîmî-nefesi kim neçe Bûy-ı Mesîhâ kimidir cân-fezâ

Nazm-ı Nesîmî ki dürerdir adıGör ki ne gevher satar almaz bahâ

3

Ey münâdî ey müdellil ey nidâ-yı tâ ve hâEy ki yetmiş yedi harfin ihtivâsı kâfhâ

Saçların vasfı durur innâ hedeynâhu’s-sebîl Ve’s-semâvâti’l-‘ulâ’r rahmân âle’l-‘arşi’stevâ

Rakkı menşûr un kitâbı çün cemâlindir senin Sûret-i esmâ okudun sî vü dü hatt-ı Hudâ

Kirpiğin kaşın ile zülfün bana Ümmü’ l-KitâbKim kabûl olmaz salât ansuz demiştir Mustafâ

Sâbit oldu cümle eşyâda gözün esrikliğiÇün icâbet kıldığın çendân demiştir bârhâ

Hûr-ı aynın sûreti fihâzihî cennâti adnOldu bu gün hüsnüne âyîne-i gîtî-nümâ

Arza kıldı kâmetin yâ Rab sırât-ı müstakîmEvvel ü âhır sıfâtındır delîl ü reh-nümâ

Nefha-i Îsî durur şîrîn lebin rûhu’l-emînCâvidân ihyâ kılar cânlar bağışlar bî-riyâ

Yevm-i dîn oldu ki âşıklar bu dîne geldiler Secde için hem cemâlinden Nesîmî buldu câ

4

Elf-i Allâhtır cemâlin sidre boyun müntehâ Çün cemâlindir senin Rahmân âle’l-arşistevâ

Bî bilindi kaddinin haddı ne mikdâr olduğuBildiler kim dola sütûn-ı zirâ’an fi’s-semâ

Tî türâbîler elinde Zü’l-Fikâr şemşîr-i tîz Fa’dribû buyruldu Hakdan hem Muhammad Mustafâ

Sî sevâbı Hak yolundaa eylegil sen dâ’imâDerdine Haktan devâdır rencine yüz bin şifâ

Cîm cemâlin nûrudur kim doğdu maşrıktan ayânŞu’le verdi her dirâctan şöyle kim nûr-ı zıyâ

Hî hayât irdi lebinden hızr u Îsâ oldu hayyDerd-mend âşıkların derdine oldu çok devâ

Hî haber-dâr olmayanın tahtını dîv aldı bilBî-haber oldu özünden şöyle kaldı aczühâ

Dâl delîl oldu dehânın remzini kıldı ayânBildi bildirdi resûl ü hem Aliyy-i Mürtezâ

Zâl zâkir sûfiler çok zikre meşgûl oldularGiydiler şâl işleri âl ta’ati zerk u riyâ

Rî-i rahmânü’r-rahîm oldu cemâlin âlemeNiçin âdem der ki Bismi’llâh ayıtgıl dâ’imâ

Zî-i zâhid zühd ile zeyn etti tâc ü hırkasın Bâtını oldu mülevves zikrini kıldı hebâ

Sîn sa’âdet buldu her kim bildi Hakkın remzini Anlara kim sıdk ile bu yolda çektiler cefâ

Şîn şehid oldu şular kim aşk yolunda öldülerGam yemez anlar ki bildi Haktır ana kan bahâ

Sâd sâdıklar olar kim sabr kıldı ihtiyârDil-berîn yolunda gör kim lütfa irdi dâ’imâ

Zâd dalâletten halâs etdi bizi Fazl-i ilâhCism anundur nutk anundur rûh anundur cümlehâ

Tîki tapındır vücûdu anların kim bâtınıİçtiler câm-ı musaffâ kıldılar zevk u safâ

Zî zuhûr oldu cemâl ü sûret-i Hak âşikârGörmeyenler gözleri kör oldu şöyle kim amâ

Ayn ayân ayne’l-yakîn oldu likâ-yı hüsn-i dôstHak kimin kim gözün açtı gördü didâr-ı Hudâ

Gayn gayretli kişiler gâfil olmaz özünden Şerm eder Haktan utanır nefsine vermez rızâ

Fî fenâ dârında her kim bulmaz olursa necât

Fikri fâsiddir anun kim emrini kildı hebâ

Kâf-ı kavseyn oldu kaşın âşıka mihrâblarSecde-gâh oldu anun çün dedi şâh-ı enbiyâ

Kâf Kelâmu’llâh Seb’a’l-mesânîdir yüzünZülf ü kaş u kirpiğindir yedi yedi hattınâ

Lâm lebin oldu Mesanî çün yüzün subh-ı nehârZülfünün sırrı kamerdir yüzünün şems-i duhâ

Mîm melek sûretli dil-bersin ayâ bedr-i münîrHüsn-i Yûsufun tecellî eyledi nûr-ı Hudâ

Nûn nihân oldu lebinde çeşme-i âb-ı hayatHer kim içti vâcib oldu cennetü’l-me’vâ ana

Vav-ı vechin ka’besine her ki kılmadı sücudAdı dîv oldu anun çün kaldı şöyle mübtelâ

Hî hidâyet eyledi Mehdî vü Kur’ân-ı mübînOl ki eşyâ hilkâtinden bize oldu reh-nümâ

Lâm elif üç harf oluptur bil ki Simürg-ı cihânBilmedi aslın hurufûn kim dedi bu harfe lâ

Yî yüvesvisten halâs olmak dilersen âdemîOku ism-i a’zamı sen kendine eyle du’â

Pî penâhımdır benim Hak perde-darımdır benimPâdişâhım hanım oldur kim veriptir dest ü pâ

Çîm çâr unsur oluptur terkibi her mazharın Bunda buldu Hakkı küllî enbiyâ vü evliyâ

Jî-i jâle çeşm-ü ebrû zülf ü ruh bu hatt ü hâlMushaf-ı Haktır mu’ayyen ger okursan tâlibâ

Gâf-ı gönlüdür Nesîmînin mahabetten serirŞol şehe kim gölgesidir zıll-ı Sîmürg u Hümâ

5Her kimin kim reh-beridir sıdk u ihlâs u safâOl durur dâreyn içinde bende-i hâs-ı Hudâ

Sâdıku’l-v’â dü’l-emîni ister isen sen bu gün Çün bilesin sâdıku’l-kavlü’l-emîn-i Mustafâ

Cevrine sabr u tahammül eylegil müşriklerin

Neçe kim gördü resûl ile Aliyyü’l-Mürtezâ

Şerbet-i mâentahûri ister isen gam yeme Devr elinden zehr nûş et çün Hasan hulk-ı rızâ

Ger bu gün bunda susuzluktan olur isen şehîdYarın andan haşr olasın bâ-Hüseyn-i Kerbelâ

Tâ’ atın fevt etme ger şeytân seni yol azdırırKıbleden döndürme yüzün neçe kim Zeyne’l-Abâ

Şol Muhammed Bakırı kim Hak yolundan dönmediNeçesi verdi hidâyet lutf-ı Allâhı ana

Ca’fer-i Sâdık merâtibin dilersen sâdık olSıdk ile bu yolda kul ol bulasın menzil ulâ

Müdde-î ta’nına sabr et Mûsî-i Kâzım kimiHakk ile ol dâ’im oldu dâ’imâ

Gel Alî Mûsâ Rızâ kimi Hakın emrini tutNeçe kim Haktan gelir cân u gönülden ol rızâ

Hem Takî kimi vücûdun mülkünü virâne kılBu fenâda fânî ol kim bulasın Haktan bekâ

Sırr-ı esmâdan haber bilmek dilersen çün NakîMütteki ol mütteki ol mütteki ol bî-riyâ

Askerî kimi eger nefsin çerisin basasınŞüphe olmasın ki sensin pâdişâh-ı dü serâ

Şol Muhammed Mehdî kimi adl edip lutf eylegilHiç gümânsız mesken ola cennetü’l-Me’vâ sanâ

Neçe kim kıldım nasîhat uş bu halka lîk benKim kabûl etti bu va’zı buldu Haktan çok atâ

Gece gündüz zikr ü fikrim şâhid ü şem’ ü şarâbHer zamân ü her nefes ben kâr u bârım dar-safâ

Şol Muhammed Mustafânın yüzü suyu hakkı’çinRahm etgil ben fakîr u miskine rûz-i cezâ

Hem bu oniki imâmın hürmeti hakkı içinBu azâb ile beni yandırma der-nâr ey Hudâ

Çün sekâhum şerbetin içti Nesîmî der-ezelSırrı keşf oldu rumûzu sırr-ı zât-ı kibriyâ

6

Ey saçın ve’l-leyli izâ yagşâ yüzündür ve’d-duhâYâ vü sîn şânında münzel hem beyânın tâ ve hâ

Kâbe kavseyn iki kaşın vasfı ev ednâ ileHem elem neşrah leke sadrek buyumuş Hak sana

Fazl-ı Rabbü’l-Âlemînin ber-güzide mazharıÂlim-i ilm-i ilâhî kaşif-i kul innemâ

Hılkat-ı eflâke sensin vasıta nûr-ı ilâhHem senin şânında münzel oldu levlâke lemâ

Sensin el nûru ki Âdem beyne mâ u tîn ikenOl zamân ebnâ kılardın cümleye sensin binâ

Lâ nebiyye ba’di buyurdun ya’nî hatm oldu kelâmSaddak el seyyid ki sensin hatm-i cümle enbiya

Hem raeytü rabbî dedin leyletü’l-mi’ractaSensin fî-sûretin ahsen gören vech-i likâ

Sensin ol zât-ı mutahher ey mübârek ma-ü tînKul kefâ gelmiş senin vech-i Haktan kul kefâ

İstivâ hattını ettin zâhira n-şakka’l kamer Çün san geldi ve e’r-rahman ale’l-arşi’s-tevâ

Rahmeten li’l-âlemin sen seyyid-i kevneyn hem Şem’i-i rûh- sârından oldu kün fekân gark-ı zıyâ

Ey Habîbu’llâh ki ismin yazılıptır arşda Ahmed ü Mahmûd ebu’l-Kâsım Muhammed Mustafâ

Ol kim anun hakkında min nûrı vâhid söyledin Hem anun şânında Haktan nâzil oldu hel etâ

Ol velâyet kânı vü sultân-ı dîn şâh-ı Necef Tâc-dâr-ı enbiyâ vü ser-firâz-ı evliyâ

Ahmede şol kim dedin ben şehr-i ilmim kapısı Ol Aliyyü’l-Mürtazâdır ol imâm-ı etkıyâ

Fatımâ nakdin senin oldu Hadîce mahreminBu biri hayru’n-nisâdır bu biri fahru’n-nisâ

Şebr ü Şebbîri ki ya’nî şâh Hasanla şâh Hüseyn

Ol iki dürreyn-i bahr-ı zât-ı hem-tâ-yı Hudâ

Ol vücûdeyn-i mutahher mazhareyn-i hüsn ü lutfServerân-ı în serâ vü ser-firâz-ı ân serâ

Ol sâ’ideyn-i şehîdeyn ol iki şeh-zâdelerİhtiyâr-ı âlemeyn ü makbuleyn-i kibriyâ Ol şeh-i ahsen Hasandır bu şeh-i hulk-ı Hüseyn Ol şehîd-i zehr-i aşk u bu şehîd-i Kerbelâ

Mefhar-ı âlem vü âdem şems-i Zeyne’l-Âbidîn Hem Muhammed Bâkır ol sultân-ı dîn bedr ü dücâ

Ca’fer-i Sâdık kim oldur pişvâ-yı ehl-i dîn Ol emîn-î sırr-ı esmâ dürr-i deryâ-yı âtâ

Kâzım ol ilm-i ilâhînin mekân u ma’deni Hem imâm-ı heştümîndir şâh Alî Mûsâ Rızâ

Ol Takî vü bâ-Nakî kim Mustafânın âlidir Mazhar-ı eltâf-ı rahmet ma’den-i cud ü sehâ

Şâh Nakî kim nûr-ı çeşm-i müttekîlerdir yakîn Ol imâm-ı ârifîndir şâh-ı sultân-ı tükâ

Şâh-salar-ı cihândır Askerî hem cümleye İbn-i Hâdî pîşvâmız pîşvâdır pîşvâ

Mehdî-i sâhib-zamândır kâdî-i ins ü melekKâtil-i küffâr oldu sâhib-i sancal livâ

Cân u dilden Mustafâ vü Murtazâ meddahıyım Hem bu oniki imâma söylerim medh u senâ

Gori-i şümr ü Yezîd ü gori-i Mervan-ı har Mustafânın hazretine kılmışım ben ilticâ

Hânedân-ı Mustafâ-yı sevmeyen mel ûnlaraOkurum bî-hadd ü gâye ana la’net dâ’imâ

Yâ ilâhâ Murtazânın Mustafanın hakkı’çin Ver muradım kâma irgür hacetim kılgıl revâ

Ey Nesîmî haşr ü neşrin cami isen cami’iEnbiyânın sırrı sensin z’evliyâ vü enbiyâ

Kim ki işitti bu oniki imâmın vasfını Rahmet ana kim kıla rûh-ı Nesîmîye du’â

7

Merhâbâ hoş geldin ey rûh-ı revânım merhabâEy şeker-leb yâr-ı şîrîn lâ-mekânım merhabâ

Çün lebin câm-ı Cem oldu nefha-i Rühu’l-KudüEy cemilim ey cemâlim bahr u kânım merhabâ

Gönlüme hîç senden özge nesne lâyık görmedim Sûretim aklım ukûlüm cism ü cânım merhabâ

Ey melek sûretli dil-ber cân fedâdır yoluna Çün dedin lahmike lahmi kana kanım merhabâ

Geldi yârım nâs ile sordu Nesîmî neçesin Merhabâ hoş geldin ey rûh-ı revânım merhabâ

8

Hakkı bilen bilir bu gün aşk-ı hadîs-i MustafâNahv ile sarfı neyler ol oldu şehid-i Kerbelâ

Mantık ile mâ’niyi çok okuma sana derim Geldi getirdi bî-gümân midhat-ı aşk-ı hel etâ

Râhat-ı rûh-ı cânımız yoksa yeri bu noktada Kim dün ü gün okur bu cân sûre-i levh-i rabbenâ

Kıldı nazar bu cânıma ol şâh-ı layezâl ü hay Hayy ü kadîm-i kün fekân gör ki ne der bugün sana

Ol ezelî habîbi gör lamvezelî tabîbi sorKıl cânını ana fedâ gör bu sıfât-ı bâ-safâ

Şîr ü şarâbı ol verir cânına bir nigâh ile Sen bu şarâbı içe gör deme ki ağudur bana

Şehd ise düşmenin eli alma sunarsa ol balı İçme elinde şehdi sen ol ki hatâ durur hatâ

Mihmetli aşk-ı yâr ile gerçi ki çekse cân bu gün Âşıka aşkı dil-berin uş cigerinde pür-belâ

Çekdi gamın Nesîmîyi sûret ile ma’âniye Cân ile kûşiş eyledi buldu çü aşk ile safâ

9

Tavâf-ı ka’benin gerçi sevâbı çoktur ey mevlâGönül Allâh evidir çün tavâf etmek anı evlâ

Yedi gökten dahı a’lâ gönüldür bi’llâh ey ârif Gönül içinde buldular rumûz-ı sırr-ı mâ evhâ

Olar kim âşık-ı Haktır niderler hûr u gılmânı Ki hûr u huld u gılmândır tufeyl-i âşık-ı şeydâ

Gel ey Hak isteyen tâlib mukaddes vâdiyi tayy etKi zahmetsiz ele gelmez ne kim istersen ev dânâ

Vücûdun şehrini gez gör gönül Tûrunda cân geldiMünâcat etti Hakk ile tecellî gördü çün Mûsâ

Kişi her neyi kim sevse odur hem zikr ü tesbîhiNitekim dâ’imâ Vâmık dilinde zikr idi Azrâ

Müyesser olmadı vaslın Nesîmîye ayâ dil-berHayâlin mûnis ediptir dün ü gün zikri sen şâhâ

10

Yârın gerek ki mihr-i ruhu dil-pezîr olaTâ hüsn-i hulk içinde cihânda emîr ola

Her kim ki kılmaya nazar ol hüsn-i sûreteYoktur basiret onda ger ehl-i basîr ola

Hûblukta çün misâl bulunmaz mu’âyene Âlemde ol yegâne meger bî-nazîr ola

Bî-çâre aşka neyleye tedbîr ü çâreyiMa’şûka şâh-ı âlem ü âşık fakîr ola

Tevhîd içinde nükte-i esrâr bulmuşum Sâhib-nazar gerek ki bu hâle habîr ola

Mansûr aşk yolunda Nesîmî vü Fazl-ı Hak Anun mu’îni âyet-i ni’me’l-basîr ola

11

Levh-ı Mûsâ çün yüzünden sıydı açıldı nikâbSırr-ı tevhîdi ayân etti vü götrüldü hicâb

İstivâ sırrına yol buldu yüzünden ta ana Cebra’îl çekti burâkı bindi gitti çün ukâb

Kâbe kavseyn degin gitti vü durmadı hemân Gördü Hakkın yüzünü geldi dilinden bu hitâb

Âyet-i Seb’a’l-Mesân-î yüzünden buldu çün Ümmetine dönüben dedi budur asl-ı kitâb

Kirpik ü kaşınla zülfün yedi âyet oldu çün Bu yedi âyet su’âline ne verirsin cevâb

Fâtiha Seb’ a’l-Mesânî çün yüzünden feth ola Rûşen ola sana bu ilm-i ledün ola savâb

Yüzüne karşı sücûd etmedi ol dîv-i racîmDedi kim ben oddanım ol görünür uşda türâb

Yüzüne karşı sücûdu bana müşkil görünür Kılmadı secde ana uş yeridir nâr u azâb

Yüzüne karşı sücûdu kılması dîv-i racîmDedi ben ol zâtım anı görmemiştir uş türâb

Lâ’linin vasfını ger şerh edersen ser-be-serYazmaya sına kalem âhım ile yana kitâb

Çün Nesîmîye bu Fazl açtı hidâyet kapısın Çalınız çeng ü rebâb ü içelim nukl ü şarâb

12

Ey yüzün meydan-ı vahdet vey saçın fethun karîb Sendedir âb-ı hayâtın şemsi külli ey habîb

Matlâ-ı hüsnün kemâlindir cemâl-i lâ-yezâlŞol sebebden aşıkın yaşı kesi oldu salîb

Zülf ü halin aytei geldi senin devrinle uş Ey ruhun nasrûn mina’llâh a’tınî minhu nasîb

Oldu eflak ü kevâkib hüsnüne âşık velîBen kimi âşık bulunmaz aşkına şey’ün karîb

Ta cemâlin tal’ atı doldu cihân-ı lâ-mekân Her taraf kim bakarım vaslın visâlidir garib

Eyledi da’vet bana hüsnün te’âlâ şânühü Sen icâbet eylegil da’vet senindir yâ mucîb

Âyet-i innî ena’llâh dır ruhun nârı velîNûra düşmez cân bu nâza sen neden oldun talîb

Nûr-ı envâr-ı ilâhidir visâlin âyeti Ey ruhun innâ hedeynâ fe’ntezir dır ey habîb

Çün Nesîmî Tûr-ı Sinâda buluptur âyetinYâre kıldı levh-ı Mûsâ innehû şey’ün acîb

13

Şol tamâm aynın yüzünden çünkü ref’ oldu nikâbZulmetin devrânı geçti zâhir oldu âfitâb

Leblerin câm-ı meyinden cümle eşyâ ezrimiş Tayyib ey pâkize sâkı bâreke’âllâh ey şarâb

Ey yanağın hasretinden cennetin kalbinde nârVey dudağın şerbetinden Kevserin aynında âb

Ey ruhun hamrâ gülünden lâlenin câmından mey Vey gözün sevdâlarından nergisin câmında hâb

Hak te’âlânın kelâmı sûretin tefsiridir Ey yüzün innâ fetahnâ Haktan açıldı bu bâb

Kirpiğin kaşınla zülfün Hak kitâbıdır velîOl kîtâbı kim bilir min indihu ilmü’l-kitâb

Sûretin levhında yazılmış hurûfu bilmeyen Bilmedi savm ü salâtin sağışın yevmü’l-hisâb

Âb-ı hayvândır dudağın Rûh-ı Kûdsîdir demin Sûret-i Hakdır yüzün va’llâhu a’lem bi’s-savâb

Kâdıyü’l-hâcât imiş la’lin meger kim âşıkaHer ne kim kıldı temennâ istecib geldi sevâb

Dil-berin yolunda ey sâlik ikilik perdedirBenliğin ref’ olmayınca aradan gitmez hicâb

Ey Nesîmî secde kıl şol mâha kim Hakdan sanaVa’büdû iyyâhu ve’scüd va’kterib geldi hitâb

14

Çün kim gözüme gelmedi hergis hayâl-i hâbSakî getir piyâle vü doldur şarâb-ı nâb

Fursat durur gelin bu gece içelim meyiŞem ile mutrıb ü ben ü sen şâhid ü şarâb

Ma’mûr tutun neşât ile cân mülkünü müdâm

Bu emr-i nâzenin çü bilirsin kılar şitâb

Zâyî geçirme fursatın eglenme bir nefesBir gün ola pür-âb ola çeşm ü gönül harâb

Hergiz zamâne kimseni hoşnûd kılmadıHer fikr-i nâ-muvafık u her fi’l-i nâ-savâb

Nâ-cins sohbeti degil illa tamu oduFazliyle yâ ilâhî ecrinâ mine’l-azâb

Dîv-ı racîmi âdeme hem-sohbet eylemekSâhib-nazar bilir ki hatâdır değil savâb

Hem-dem ne resm ile ola Cibrîle EhremenMûnis ne vech ile ola tûtîyile gurâb

Gel ey harîf şimdi nasîhat kabûl kılCevr eyleme harîfe ki hâcet degil itâb

Zerrâk zâhidin içeli kanını süciMahrûm fâsikın kılalı bağrını kebâb

Âlemde kim ki fitne kapısını bağladıEl-Hak zehî sa’âdet ü Allâh zehî savâb

Çün kalmadı piyâle Nesîmî bu gün sanaBu dest-gehleri içirir türlü türlü kab

15

Aceb la’lin mi şol yâ cân-ı ahbâb Aceb zülfün mü yâ zencîr-i pür-tâb

Gözümden akan ey dil-ber gamından Aceb hûn-âbe mi yâ eşk-i unnâb

Aceb yüzün mü şol yâ harman-ı gülAceb dişin mi şol yâ lü’lü’-i nâb

Aceb kaddin mi şol yâ serv-i bustân Aceb haddin mi şol yâ verd-i sîr-âb

Aceb aynın mı şol yâ sihr-i Bâbil Aceb kaşın mı şol yâ tâk-ı mihrâb

Aceb şol mest-i sevdâyâ Moğol-Çîn Benim bahtım mıdır yâ çeşm-i pür-hâb

Nesîmînin gözü yârın gamından

Dürün dürci midir yâ bahr-ı sîm-âb

16

Gülşen-i Firdevs eder cân bâgını vasl-ı habîb Âteş-i duzah kılar hem mihnet ü cevr-i rakib

Derdimin dermânına hiç kimse bulmaz çün ilâcYârdan özge çâre var mı söylegil sen ey tabîb

Çün belâ vü gussadan hâli degil gönlüm velîBen gedâyı kem-tere her dem verir artuk nasîb

Rahm eder şol gözlerin her kanda bir üftâde var Ben fakirim ben hakirim cümleden miskîn garîb

Ger görür va’iz yüzüne dem-be-dem eyler figân Oda yakar minberini görse anı hem habîb

Gül yüzün şem’ine uğrar kanda bir pervâne var Hoş nevâyi sâz eder da’im nevâ-yı andelîb

Hâcet-i vasl oldu zülfünden Nesîmî müşkili Subh-dem irdi getirdi ol sabâ hoş bûy-ı tîb

17

Ey yüzün nasrun mina’llâh ey saçıh fethun karîbEy beşer sûretli Rahmân ey melek-sima habîb

Vâlihim hüsnünde ey müşkîn saçından münfa’il Cennetin bâğında reyhân sünbülün çininde tîb

Zülf ü rusârındır er-rahmânu ale’l-ârşi stevâKa’benin mihrâbı kaşın fitneli aynın hatîb

Anber-efşân sünbülün esrârı oldu âşikârGeldi Rûhu’llâh ü mensuh oldu zünnâr u salîb

Sûretin levhınden indirdi kitâbı Cebrâ’ilEy cemâlin Hak kitâbı innehû şey’ün acîb

Âşıkın esrârını Hakkı bilen arif bilir Âşinâ hâlin ne bilsin nefsini bilmez garîb

Kim ki sevdâsından oldu sayrı şehlâ gözlerin Şerbeti şîrîn lebindir Îsevî nutkun tabîb

Hûbların aşkından ey zahid beni men’ eyleme Çün bana aşk eyledi kısmet gününde Hak nasîb

Ey edîb oy verme âdâbından ehl-i vahdete Epsem ol niçin ki aşk âdâbını bilmez edîb

Cennet_i adnin gülistânı yüzündür şek değil Ey gülistânında rûhu’llâha Rıdvân andelîb

Ey Nesîmî çün refîkın Fazl imiş ya’nî ilâh Lutf ile kahr oldu vâhid hem habîb oldu rakib

18

Mahbubum kitâba girdi aldı eline kitâb Açtı mecmû’a okudu oldu syr ânu savâb

Aşka düştüm yürüdüm şol mektebin kapısına Baktı gördü bende âşık vâlih ü cânı harâb

Hindû-yı kâkül acebdir gönlümü sayd eyledi Yüzü gündüz saçı gece kılmaz özüne nikâb

Dudağın la’l-i bedahşân dişlerin dürr-i semînŞol Hak için ey sanem kim kesmegil bizden hıtâb

Gözlerin Allâhu nûr kaşların kavseyn durur Kirpiginin oklarıyla gör ki öldürdü şebâb

Şöyle devletlü Nesîmî hûr u vildân iledir Çünkü Hakka vâsıl oldu cennetidir bî-hîsâb

19

Ya resûl-i fahr-ı alem seyyid ü zât-ı sıfâtBahr-ı zâtın gevherisin hem sıfatın ayn-ı zât

Kuvvet-i zât-ı ezel da’im seninle müstâkim Hikmet-i dârü’l-edeb kâ’im sanadır muhkemât

Mazhar-ı sırr-ı dekâ’ik matla’-ı nûr-ı ezel Mâ den-i sırr-ı hakâ’ik menbâ-ı her mu’cizât

Ahmed ü Mahmûd u Kasım şâh-ı sultân-ı rusul Küntü kenz in ma’deni hem kesf-i hall-i müşkilât

Vasfına ve’ş-şemsü ve’n-necmü tebârek söyledi Şanına tâhâ ve yâsîn geldi Haktan beyyinât

Sûretin envârına her zerresi şems ü kamer Turra-i anber-feşânın leyletü’l-Kadr ü Berât

İzz ü ikbâlinden ötrü oldu terkîb-i cihân Yer ü gök ins ü melâ’ik asl u fer’ u kâ’inât

Cevheri deryâ-yı aşkın katresindendir yakîn İsm ü resm ü fevk u dört tabâyi şeş cihât

Ey mutahhar geldiğin demde vücûda anadan Kâfirin deyri yıkıldı titredi Lât ü Menât

Her iki imânın yakîn etti sana ey pâk-i dîn Lâyezâl oldu hemişe câvidan ender hayât

İlm ile hilm ü hayâ vü tevbe vü zühd ü verâ Halka fazlından irişti rûze vü hacc ü zekat

Mü’min-i sâdık muvahhid cân-feşân oldu sana Gerçi müşrik şüpheden pâk olmadı ol bî-sebât

Yâ şefî’ul-müznibîn rahm et Nesîmîye bu gün Hâsılım iki cihânda sensin ey pâkîze-zât

20

Ayâ latîf-i zamâne ayâ hulâsa-i zât İşit bu sözlerimi tâ bulasın anda necât

Şerî’at emrini mürşid edin tarîkata gir Kim ol tarîkat ilen sen içesin âb-ı hayât

Hakîkat ehli olursan görüne her ne ki var Deminde ma’rifetinde buluna bin hasenât

Bu gün duruş özün için eyü amel ede görYarınki ma’rekelerde behişt ola arasât

Bu gün bu dâr-ı fenâ bir nefes durur biliniz Bu bir nefeste kılın sad hezâr savm u salât

Seni diri tutanı sen bilirsin ey azîzKi her nefeste bulasın anınca Kadr ü Berât

Resul ü seyyid-i kevneyn ki mü’min âyînedirBu mü’min âyinesinden göründü cümle sıfât

Fenâ vefât ile nefsin bu üçü bir gecedirBekâ hayât ile gündüz bu akl ile mir’ât

Bekâ ilinden iriştin fanâda ilm okudunBu ilm ile seni bildinse ömrüne berekât

Eger bu ilmi bilip bilmedinse kendözünüGötür bu defterini tîz bâzârda bir pula sat

Hazer kıl anla seni sen özünü bilmek için Sakın ki cennet için olmaya yerin derekât

Kaçan ki katl edesin nefsini oda atasınİrişe âyet-i fe’nzur döne hayâta memât

Diler misin ki yakîn el vere tecellîdirGözün ayırma özünden bu nefsini oda at

Duruş bu ma’rifetin hırkasına cem’ ola görDağılma dört yana âşık ki kandasın heyhât

Getirdi zâtını kıldı ayân bu âlemdeYetirdi nûr-ı tecellî sürüldü çün zulümât

Ey neçe teşne-dile sözlerimden ire zülâlBeriyye içre kalınca içe gör âb-ı hayât

Dilimden irdi kalemden döküldü kâğıda dürDüzüldü cümle letâ’if cevâhir oldu sebât

Bir katre bahr-ı hakîkat sözünü derc edicekKi bir dakîkada bin türlü gösterir herekât

Bu ma’rifet bu tarîkat hakîkat oldu ayânŞeriât emri için ve Muhammede selevât

Bu ma’rifet sözünün sırrını beyân edelimAyâ latîf-i zamân ü ayâ hulâsa-i zât

Bu gün Nesîmî sözünün melâhatına irenHezâr secde kılar tûtî birle kand ü nebât

21

Taht-gâh oldu bana çün bu sarây-ı nâsûtPâdişâhım ki benim oldu cihân-ı melekût

Gel bana gel ki benimle çü cihân ihyâdırBu acebdir ki su ister suya gark oldu hût

Zulmete Hızr kimi girme vü hayvân dileme Ağzı içinde hayât âbı ve la’li yâkût

Dâne üstünde hatıdır dediler dâm-ı belâKi benim şâhid ü şeh-bâz-ı cihân-ı melekût

Gel Nesîmî kimi sen kişverini feth ede görYoksa sen fâ’idesiz âlemi tuttun ha tut

22

Çün beni bezm-i ezelden eyledi ol yâr mestOl cihetten görünür bu çeşmime deyyâr mest

Mest-i dergâhım ne mestim bu şarâb-ı cüz’iden Sanma ey hâce beni kim olmuşum bî-kâr mest

Şöyle mestim tâ kıyâmet dahı hüşyâr olmazamÇün beni vahdet meyinden eyledi dil-dâr mest

Rind ü kallâşım makâmım gûşe-i mey-hânedirGelmişim kâlûbelâdan âşık u hammâr mest

Cûş kıldı akl-ı kül geldi vücûda kâ’inâtKâf u nûn emrinden oldu bu cihân yek-bâr mest

İns mest ü cinnî mest ü cümşe bu vahş u tuyûrHâk mest ü bâd mest ü âb mest nâr mest

Cümle bu meyden oluptur bu cihân yek-bâregiArş mest ü ferş mest künbed-i devvâr mest

Nüh felek bu çarh-ı eflâk mest olup gerdişdedirŞems mest ü mâh mest ü kevkeb-i seyyâr mest

Aşk-ı sübhâni meyinden vâlih oldu şöyle bilArş u kürsî her dü âlem bu kamu kirdâr mest

Çün ezelden mest ü şeydâ geldi mestân-ı elestMest durur ol lâ-yezâlî bâdeden ebrâr mest

Yeddi yer gök yeddi deryâ yeddi Mushaf yeddi hatNutk-ı Haktan mest oluptur heft ü penç ü çâr mest

Şöyle bil tahte’s-serâdan ta Süreyyâ her ne varOldu ey hâce ser-â-ser ez-mey-i cebbâr mest

Âdem ü Havvâ melâ’ik hûr u gılmân u beşerKevser ü Tûbâ vü Rıdvân cennet ü dîdâr mest

Nûh u Dâvûd u Süleyman u Zekeriyyâ Şu’aybMûsi mest ü Îsî mest ü Ahmed-i Muhtâr mest

Şâh-ı medân şîr-i Yezdân pîşvâ-yı ehl-i dînKâşif-i sırr-ı velâyet Haydar-ı Kerrâr mest

Enbiyâ vü evliyâ vü esfıyâ vü etkıyâ Oldular Hak meclisinde şöyle bî-hüşyâr mest

Kâdı mest ü müftî mest ü sûfi mest ü safâ mestCür’a-i câm-ı elesten mü’min ü küffâr mest

Hâce-i mey-hâne mest oldu vü hem pîr-i mugânKa’be vü büt-hâne mest ü hırka vü zünnâr mest

Küfr ü imân mest oldu cümle ayn-i yek-digerÂşık u ma’şûk mest ü yâr mest ağyâr mest

Münkirin inkârı çün gitti vü geldi devr-i câmSûfi mest oldu bu meyden eyledi ikrâr mest Cür’a-i câm-i ilâhi âşıkı mest eylediCâm mest ü bâde mest ü sâkî vü ebrâr mest

Çün şarâb-ı cân-fezâ geldi bize hum-hânedenOldu anun katresinden bu ser ü destâr mest

Çeng ü def hem ûd u ney ser-mest olup efgân ederBu harabâtın içinde söyleyen güftâr mest

Sadr u bedr-i enbiyâ vü bih-terîn-i kâ’inâtHâce-i nûr-ı dü âlem seyyid-i sâlâr mest

Mest olup gir şehr-i aşka gör Hakı anda ayânSûret-i hûbân-ı âlem çâr-sû bâzâr mest

Mîr mest ü hâce mest ü bende mest ez-câm-ı aşkRâh mest ü hâne mest ü bu der ü dîyâr mest

Mest olup söyler ene’l-hak aşk ile âlemde bilYa’nî kim Mansûr âşık olubân ber-dâr mest

Devlet-i dîdâra vasl olduk ezel bulduk vîsalGaflet uykusundan olduk çünkü biz bîdâr mest

Gönlümüz nûr-ı tecellî cismimizdir kûh-ı TûrCânımız dîdâra karşı oldu Mûsî-vâr mest

Devr-i Mehdîdir hidâyet eyledi sâhib-zamânVechini Fazl etti Yezdân gün kimi izhâr mest

Burka’ı yüzünden açtı zâtını kıldı ayânEyledi kevn ü mekânı nûr ile envâr mest

Cennet-i adnın gülistânında bülbüldür dilin

Nağme-i cân-sûzu her dem eylegil tekrâr mest

Cânımız vasl oldu Hakka gönlümüz oldu emînBeytimiz ma’mûr kıldı aşk ile mî’mâr mest

Ey Nesîmî sırr-ı Hakkın mahremi sensin bu gün Söyledin kudret dilinden ma’nî-i esrâr mest

23Dîv-i racîme ey gönül kılma dahı mütâbe’atTanrı sözün işitecek sıdk ile kıl mülâzemet

Her kişinin ki aslı çün dîv olaişitmeyeBin diyesen kulağına nükte vü pend ü mev’izât

Söz ile câhilin dili âlim önünde lâl olurMa’rifeti ne söyleye bilmedi çünkü ma’rifet

Men’arefi çün tanıdın Tanrıya ârif olasınSen anı bil ki Tanrıdan zâtına ola bin sıfât

Yahşılık eyle sen sana yahşılık eyleye HudâÂkıbet aslına kılar hayrışeri mürâca’ât

Özünü tanıdın ise Hak sana kerremnâ dediGer bilesin hakîkâtı kılmayasın enâniyet

Çünki Nesîmî sözlerin ehl-i ma’ânî yeg bilirKim bu tarîk u ma’nîvî bilmedi bilmeye lügat

24

Gözlerin gamzen mu’ayyen gösterir ve’n-nâzi-atKaşların makhûr ediptir leşker-i ve’l-âdiyât

Vechine mû’cizden ötrü kıldılar cânlar sücûdMüslimâtın mü’minâtın kânitâtin tâ’ibat

Ehl-i ulvi kavm-i süflî akl-ı küllî dediler Yüzüne şemsü’d-duhâ hem saçına ve’l-mürselât

Müşterî Merrih Zuhal Zühre Utârid mihr ü mâhHüsnüne tahsîn okurlar rub’ı meskün şeş cihât

Arz edersen kâmetini haşr olur yevmü’l-hisâbSöylesen Kevser lebinden mahv olur âb-ı hayât

Ger tefahhus kılsa kimse şark u garb u tûl ü arzBulmayanlar sana nisbet iftihâr-ı Ka’inât

Sevdi gönlünden Nesîmî seni ey ârâm-ı cânCân-ı cânânsın hakîkat cismine cânlar zekât

25

Çeşme-i hayvân benim bendedir âb-ı hayâtDur neçe bir yatasın fizulumâti’l-memât

Cennet ü hûrî benim Kevser ü Tûbâ benimNârı vü nuru benim hem susuzum hem Fırât

Kıble-i imân benim suret-i Rahmân benim Levh ile Kur’ân benim Mısr ile kand ü nebât

Genc-i nihân uş benim kevn ü mekân uş benimCism ile cân uş benim vâcib ile mümkinât

Bâg ile bostân benim tâze gülistân benimKâfire Tûfân benim mü’mine Nûh u necât

Arş-ı münakkaş benim çâr ü nüh ü şeş benimHem hasenat işlerim hem kılarım seyyi’ât

Bây ile yoksul benim yolcu ile yol benimKimki bu mensûbeyi oynamadı oldu mât

Mülk ile mâlik benim muhyî vü hâlik benim Mürşid ü sâlik benim abid-i aşnâm ü Lât

Kâf ile Ankâ benim âb ile sakkâ benim Cümlede Hakkâ benim uşta tanuk şeş cihât

Haşr ile mahşer benim sâhib-i Kevser benimHem gezerim der-be-der k’ehl-i zekâtım zekât

Şem’ ile pervâneyim bahr ile dür-dâneyim Mescid ü mey-hâneyim ma’bed ile Sumenât

Çarh-ı Mu’allak benim fâ’ili-mutlak benim Hakk ileyim Hak benim âyet ile beyyinât

Hem yetiren hem yeten hem bitiren hem bitenCümle benim cümle ben dehr ile hem kâ’inât

Ahseni takvîme çün kılmadı şeytân sücûdUyma ana secde kıl la’netini nâra at

Kim ki dil-ârâm ile emrini sarf eyledi

Her günü ıyd oldu ıyd her gece Kadr ü Berât

Mü’mine mü’min durur gözgü arıt gözgünüTâ göresin seni zât olasın hem sıfât

Nefsini her kimse kim tanımadı şüphesizÂrif-i Rab olmadı yetmedi ol bî-sebât

Kendi vücûdunda çün buldu Nesîmî seniBildi yakîn kendidir mazhar-ı envâr-ı zât

26

Kevserin ayninden akar çeşme-i âb-ı hayâtZulmetin devrânı geçti aradan gitti mamât

Dâ’ima Hak söylerim hem Fazl-ı Haktan gelmişimHak benim Hak bendedir hem âyât ile beyyinât

Tûbîyim hem selsebîlim hem benim cennât u hûrHem şarâbım hem serâbım hem susuzum hem Fırât

Hem benim Mûsîye âteş hem benim ânestü nârHem kelîmin nûrıyum ben hem temennâyım necât

Genc-i pinhânım bu sırrı ben pînhan söylerimCism ü cânım kün fekânım vâcibim hem mümkinât

Şem’iyim hem alemin şem’ina hem pervâneyim Mısr-ı câmi’ uş benim hem ma’bed ile Sumenât

Hem benim mansûbe çarh u âleme muhkem uyanBir ruhu oynamadın hem eylerim ben şâh-mât

Hem benim Mûsî-i İmrân hem benim Haktan kelâmHem benim ol la’l ü mercân şekkerim kand ü nebât

Hem benim ins ü melek hem Âde-i Hâkî ilen Bulmuşum hem Arş-ı Rahmân cümle oldum ka’inât

Levh-i mahfûzum hurûfum ebcedim ben hem hecâHem Halîle ka’be oldum ben benim savm ü salât

Âdemim hem Âdeme kıldım sücûd ez-emr-i HakTutmadı ol emri şeytân-ı la’in ü oldu mât Mü’minin kalbi safâdır hem benim Rûhü’l-KudüsHem sıfâtımdan oluptur âleme zât ü sıfât

Hem benim haşr ile mahşer hem benim yevmü’l-hisâb

Hem bu yevmin sâhibi hem olmuşum ehl-i zekât

Nefsini her kimse kim tanıdı ol Hakkı bilirÂrif-i Rabb oldu ol kim tanıdı buldu sebât

Bildi kim sensin Nesîmî senden özge yok vücûdHer yanadan bildi sensin mazhâr-ı envâr-ı zât

27

Yi yüzün mâhiyetidir âleme envâr-ı zât Lâmelif lâ-raybe illâ vechehû ana cihât

Hî hilâlin kâbe kavseyn kaşların mi’râctırVâv-ı vahdet nûru yüzün saçların ve’l-mürselât

Nûn ne mu’cizdir kıyâmet kâmetinden keşf olanMî muvahhidler dediler yüzüne ve’n-nâzi’ât

Lâm la’lin cür’asından âlemi mest eylediKâfi gördüm Hızr-ı Îsâdan içen buldu hayât

Kâf kur’ândır cemâlin kim bu söze Hak demezFî felek devrinde buldu ka’benin içinde Lât

Gayn-ı gayra semme vechu’llâh durur ey muttekîAyn-ı ilm-i Fazl-ı Haktır hall eder her müşkilât

Zî zuhûr oldu çü Îsâ mazhar-ı sâhib-zamânTı tanıktır nutk-ı Hâtem kandasın gitti memât

Zâd zalâlet mülkünü nûruyla ma’mûr eylediSâd safâ kesb etti andan ehl-i Hak buldu necât

Şîn şems-i âfitâbım câvidânî lem-yezelSîn sa’âdet vâcib oldu nutk-ı Haktan mümkinât

Zî zülâli şerh ederken âleme şîrîn lebin Rî revân oldu bu lutfun ma’nisi hem çü Fırât

Zâl zikrimdir cemâlin âyeti subh u şâmDâl da’vîsi yalancı sûfilerin oldu mât

Hî hayâlim düşeliden zülfünün sevdâları Hî hayâtım kaptı şevkin leşkeri ve’l-‘âdiyât

Cîm cemâliyle cemâlin ma’nisi bir nûrdurSî Süreyyâ vü semâdan gösterir envâr-ı zât

Tî te’âlâ’llâh ki mislin görmedi devr-i felek

Bî-bekâ mülkü senindir ey Nesîmî şeş cihât

Elif Allâhtır ki olmaz nutk-ı zâtından cüdâUş kitâb-ı vahy-i mutlak uş Mesîhî mu’cizât

28

Yâ şefî’a’l-muznibîn ey sadr u bedr-i kâ’inâtMazhar-ı pâk ey resûl’Allâh sâhib mu’cizât

Vâli-i mülk-i risâlet Mehdî-i sâhib-zamânMâni’-i fisk u fücûr ü kâtır-ı tugyân vülât

Ahter-i evc-i şeri’at âfitâb-ı ma’rifetMâ’nî-i nûr-ı hidâyet müşfik-i ehl-i necât

Kudve-i erbâb-ı ma’nî ka’be-i ehl-i kemâl Bahr-ı tahkîk udahi müşkil- küşâ vü müslimât

Mefhar-ı dünyâ vü dîn hem kâdî-i yevmü’l-hisâbBahr-ı ilm ü hilm ü dâniş sâhib-i savm u salât

Fâzılü’l-gamzi’l-me’âli şehr-i ilm-i ma’rifetSâhib-i burhân-ı mu’ciz türlü beyyinât

Seyyid-i kevneyn-i hatm-i enbiyâ hayru’l-beşer Hâdi-i nûr-ı hidâyet matla’-ı zât ü sıfât

Mehdî-i sâhib- kırân ü kâyid-i minhâc u nûrSâf-ı Mansûr u sirâcü’l-mü’mînü’l-mü-minât

Cedd-i sıbtayni’r-resûli’llahi şâh-ı enbiyâHâce-i âlem şefî’u’l-müznibînü-Ümüznibât

Ahmed-i Mahmûd u Muhtâr ü nebiyyü’l-HâşimîTâc-ı ümmet hem sirâcü’l-millet ü nûr-ı müdât

Evvel ü zâhir zâhir ü mazhar-ı bedr-i münîrTâhir ü pâk ü mütahher ez-cemî’-i’seyyiât

Seyyidü’l-evlâdı âdem enbiyâlar serveriGelmedi âlem-i ahsende ancılayın hîç zât

29

Ey cemâli âfitâbı pertev-i envâr-ı zâtGelmedi mislin cihâna nakş olalı kâ’inât

Sûretinde vâzıh olmuş ey perî nûr-ı ilâhVe’d-duhânın şemsi yüzündür saçın Kadr ü Berât

Oynadaldan hatt u hâlin aşk ile satrancını Bu bisât-ı kâ’inât içinde kaldı şöyle mât

Lâyemût oldu lebinden Hızr bigi cân u dilÂferîn olsun sana ey menbâ’-ı âb-ı hayât

Görmeyen zîbâ yüzünü düştü hattından cüdâÖpmeyen şekker dudağın şerbetin bulmaz necât

Mûsîye verdiasâ sü’bân-ı zülfün sihriniGözlerim Îsâya gösterdi hezârân mu’cizât

Yüz cemâlin ka’besine tutmayan bulmaz safâ Ol cihetten sâcid olmuş müslimin ü mislimât

Kıble-i irfân yüzündür kaşların mihrâb-ı cânAna secde etmeyenin secdesidit seyyi’ât

Leblerin vasfın Nesîmî şerh edicek cân ileUtanır şîrîn sözünde mahv olur kand ü nebât

30

Her ki taleb kılar dâr-ı bakâ-yı saltanatEr bigi hâsıl eylegil fakr-ı fenâ vü meskenet

Çünkü ibâdetin senin hâs değil Hudâ için Zerk u riyâla ettiğin hergiz ola mı menfa’at

Vay sana bunca tâ’atı bi’atı verdiğin ile Aldı gine seni meger Haktan irişe mağfiret

Ol bu imiş bu ol imiş diyübenuyma halka sen Halk-ı zemâneden sana hergiz ola mı menfa’at

Kendi vücûd-ı şehrinin her kişi pâdişâhıdırZulm ile şehrini harâb eyleme eyle ma’delet

Tâlib-i uhrâvîlik devlet-i dünyevî deme Hod bunâ tâlib olanın sehl bir iki mertebet

Gerçi Nesîmînin sözü vahy-ı Hudâ durur işitSen niçin olmayasın talîb-i kalb-i en temût

31

İrdi bir dem ki sohbetinden anun Sanki uçmağa döndü şeş cihât

Eyyühe’r-râgıbûne fi’l-evkâtÜdrukûhâ fe-mâ mazâ kad fât

Fevt-i fursat mekun çü vakt-ı safâstKi pesî hest du cihân âfât

Iş kemâ âşe âşıkın ve’lemTâretü’n-nüfsü tâbetü’l-evkât

Sebze-i hızr-veş cevânî yâftÇeşme-i âb-râ resîde hayât

Nazar et ölü yer dirildiğinde Rahmet âsârı gösterir âyât

Zâretü’t-tâ’ibâtü bi’l-akdâhGannetü’t-tâirâtü bi’l-esvât

Cilve-ger şud heme arâyis-i bâgÇün ber-efrûht ruh-ı benîn ü benât

Mey ü ma’şuk u bağ u ab-ı revanBend-i gamdan bu dördü verdi necât

İnneme’r-râhu râhatü’l-ervâh Ente işrab revâyihu’l-ke’sât

Berekât isteme ol âdemden Ki bu mevsimde kılmaya harekat

Lâkin ed-dehrâ kad yünâdînâEksiru’z-zikra hâdimü’l-lezzât

Hâsılî nîst ömr-i fânî-râCüz mülâkât-ı zât-ı pâk-sıfât

Kalb ile sen eger diri olasın Hak adın eyleye sana isbat

Ellezî fî-hayâtihî kad âşeMen yüfevvit visâlehû kad fât

Ân ki tîgaş be-mülk dâd karârV’ân ki hükmeş zi-kûh burd sebât

Kudretin rif’atine sadr-ı felek Sadr-i sine dedi vü verdi berat

Ünzurû fi’lehû bi-küll ahsen

Fe-yekûnûnehû ebu’l-hasenât

Ey be-Hızr-u Sikenderî meşhûrNûr küşe be-‘adl-ı tû zulümât

Rûm u Şâm mülkü başına sadakaÇin ü Maçin ola tenine zekât

Ünzilet fi’n-nebiyyi ve’l-İncîlKütibat fi’z-Zebûrı ve’t-Tevrât

Âyet-i adl-ü bezl-ü ilm-ü amelÇâr vasfeş ki du tu şud yek zât

Gözümün Şattı hasretinde müdâmNîl-gûn eylemiş donunu Fırât

Baht şem’ı çü nûrdan yaktıKi meseldir zücâce-i mişkât

Ruh utarsan piyâde yürü şeh3a Fîl ü ferzân ile çü sürsen at

Nusretin Rûm evinde dikti alemKüfrü mahv eyleye Habeşte guzât

Suda yoktur letâfetin cânıOdda var mı mehâbetin heyhât

Âlimü’l-gayb hâtırı meseliNakş-ı dîvâr u sûret-i mir’ât

Tûr oldur şehâ ki Mûsâ-vârKalb Tûrunda eyledin mîkât

Baş urup ayağına el bağlarSen ayag içicek benî vü benât

Yine ehl-i ferişteler gökten Çağırır nûş bâd âb-ı hayât

Câm ile olduğunda leb-ber-lebSüci şerbet olur piyâle nebât

Görmedi bu kasîdenin mislin Hadd-ı Sivâs ü hıtta-i Tokat

Şeker eflâk içinde vâfirdir

Midhatinde bunun kimi ebyât

Neçe ayda tesellî et nedeyin Savletü’l-kalbi ‘uzletü’l-hulüvât

Mugtenim nî’metin ile her dil Ben çalarım kuru yere negamât

Vaktidir kim du’â yerine yeteMüstecâb ede kâdiyü’l-hâcât

Ravzasına resûl-i Yezdânınİrdiğince tehiyyetü’s-salavât

Hazretinden yakîn budur dilegimDevletinden ırak ola nekebât

Veznin eksilmesin diledikçe Fa’ilâtün mefâ’ilün fe’ilât Çün Nesîmî senin durur rahm etKi oluptur bu müstahakk-ı zekât

Gerçi gül-desteliğine yaramaz Lutf eyle bu odunu oda at

32

Ey tabîb-i âhır-ı dil hastayım kılgıl ilâcHak rizâsiyçin bana bir dervişim kıl ihtiyâc

Sakla gönlüm gözgüsün sındırma firkat taşileSındığından sonra bir dahı bütün olmaz zücâc

Hak katında hac kılandan yeg durur bir ehl-i dilBir sınuk gönül bitirsin yoksa doyursun bir ac

Hüsne mağrûr olma şâhâ devlete bel bağlama Kim vefâ kılmaz cihânda kimseye bu taht u tâc

Ger leb-i şîrînine bin cân bahâ kılsam acebHatem-i la’lin için mülk-i Süleymândır harâc

Ger dil ü cân oynamak şahâ ruhun şatrancınıKara zülfün abanostur gül ruhun mânend-i âc

Gözlerin yağmacı Türkî Rûm ilinde çaldı tîgCâdû zülfün turrası Çîn hanıdan aldı harâc

Ey Nesîmî sözünü âriflere harc et revân

Nitekim kadrin bilen katında söz bulur revâc

33

Gerçek hadîs imiş bu hûbûn vefâsı yokKim sevdi hûbu kim dedi hûbûn cefâsı yok

Aşkın belâsı yok diyüben aşka düşme varKim âşık oldu kim dedi aşkın belâsı yok

Anun ki hacc-ı ekberi ey cân sen olmadın Beytü’l-harâma varmamış anun safâsı yok

Şeytândır ol ki sûretine kılmadı sücûdDüştü bu renc ü derde kim anun devâsı yok

Şol cân ki senden özge taleb etmedi murâdHicrinde yakuban anı her dem revâsı yok

Yâ Rab ne şevk imiş bu mehin yüzü kim anunYüzü kayında şems-i duhânın zıyâsı yok

Bîmâr-ı aşka cân verir ey cân lebin velîMünkir sanır kim ol şefeteynin şifâsı yok

Gel gel beri ki savm ü salâtın kazâsı varSensiz geçen zamân-ı visâlin kazâsı yok

Aynın hatâsız ey büt-i Çîn döktü kanımıTürk-i Hıtâdır aslına varır hatâsı yok

Fâni cihâna bakma geçer ömrü sevme kimÖmrün zevâli var u cihânın bekâsı yok

Yârın gelr hemîşe cefâsı Nesîmîye Sen sanma kim Nesîmîye yârın atâsı yok

34

Hansı gönül içinde ki aşkın hevâsı yokBin hac ederse Merveyi anun Safâsı yok

Dil-ber cemâl ü ka’besine kılmayan tavâfYüz nûru görse gözlerinin rûşenâsı yok

Lebbeyk uranların Arâfâtına aşkınınTeslîm-i cândan özge kapında rızâsı yok

Fi’l-cümle şol vefâ hareminde mücavirim

Bîgane gönlümün dahı hîç âşinası yok

Aşkın beriyyesinde susuz aç ölenlerin Mahşer gününe vaslınden özge gıdâsı yok

İhrâm gününde egnüme ol giydiren donuNeçe kim isterim eteği vü yakası yok

Çünkü Nesîmî ıydine kurbân olur yakîn Vasl oldu bir bekâya ki hergiz fenâsı yok

35

Aç bu serâ-perdeyi gir içeri câna bakGör ne tecellî kılar pertev-i cânâna bak

Dost gözü ile gözün sürme gönülüm güzü Aşk ile andan dönüp tal’at-ı sultâna bak

Aksini gör ol yüzün ister isen görmegeCân ile cânân gözün âyîne-i câna bak

Açtın ise Hak gözün görmek için Hak yüzünKüfrü elinde kimi şu’le-i îmâna bak

Savma’a vü mescide güşe-nişîn oluben Kâfiri kisvet giyer sen bu müselmâna bak

Gözlerinin âyeti aksi âyân gösterir Diler isen görmege sûret-i insâna bak

Niçin eger şîr isen pîşede zinhâr senMûrçeden ulular dedi ki merdâne bak

Sûret-i Nesîmîden bakışı ayırma kim Anla ki sensin diyen devlet-i bî-dârâ bak

36

Fazlına bel bağladım yâ vâhid ü ferd ü ehadCümlenin ma’bûdu sensin dâ’imâ hayy ü ebed

Okurum isminde bi’smi’llâhi’r-rah-mâni’r-rahîmÇün sıfatındır sıfâtın Kul hüva’llâhu ehâd

Evvel ü âhır hüve’l-hayyü’llezîsin lâ yemûtZâhir ü bâtın hüve’l-bâkîsin Allâhu’s-samed

Lem yelid sensin okurum ey velem yüled seni

Lem yekün zât ü sıfâtındır lehû kufven ehad

Ol zamân kim lutf ile bir gevhere kıldın nazarZâhir ol gevherden oldu cümle eşyâ bî-adet

Kâf ile nûndan yarattın onsekiz bin âlemiKudretinden erbâ’in günde temâm oldu cesed

Bu Nesîmî hâtırında senden özge nesne yokHem dilinde ol fakîrin her dem aydur yâ’ehad

37

Bu ne âdettir ey Türk-i perî-zâdGamından olmadım bir lahza âzâd

Siyah-dil gözlerin kanımı döktüÇekiptir tîğini mânend-i fulâd

Revâ mı gönlümün şehrinde sendenFırâk u gussa vü gam tuttu bünyâd

Bu bî-dâdı bana kim hecrin ettiCihânda kılmadı Nemrûd u Şeddâd

Gel ey şîrîn-dehân aşkın yolundaBenim ol kûh-ken bî-çâre Ferhâd

Nazar kılgıl bu virân gönlüme şâhKılar sultân olan vîrânı âbâd

Eyü ad ede görgil ey NesîmîEyülerden cihânda kaldı bir ad

38

Aşk ile yandı vücûdum yâ Alî senden mededBir fakîr-i derd-mendim yâ Alî senden meded

Sen bana lutf u keremden derdime bir çâre kılŞâh sensin ben gedayım yâ Alî senden meded

Kim Muhammedi Alîden ayırır la’net anaLahmike lahmî değil mi yâ Alî senden meded

Hak te’âlâ öz nûrundan hoş yaratmış şâhımıKudret ü sırr-ı Hudâsın yâ Alî senden meded

Çün Hadîce Fâtıma hayru’n-nisâ bintü’n-Nebî

Ma’den-i dürr-i hakîkat yâ Alî senden meded

Bende-i hulk-ı Hasan oldum ezelden tâ-ebedNûr-ı ayn-ı Mustafâsın yâ Alî senden meded

Her Receb ayında her yıl neçe mu’ciz gösterirŞâh Hüseynin sandığından yâ Alî senden meded

Cümle evlâd-ı nebî senden zuhûr oldu imâmAdı Zeyne’l-Âbidîndir yâ Alî senden meded

Bâkır u Sâdık yolunda cânımı ben oynarım Musî-i Kâzım inâyet yâ Alî senden meded

Bir tavâf-ı ka’be-i Şâh-ı Horasan eyle bilHacc-ı Ekber hac yazıldı yâ Alî senden meded

Ol Takî vü bâ-Nâkî ân vâris-i dîn-i nebîÂdem ü nesl-i Abâsın yâ Alî senden meded

Ol Hasandır Akserî İbnü Alî şahım imâmGönlüm andan şâd oluptur yâ Alî senden meded

Ey Muhammed Mehdî-i sâhib-zamân etgil zuhûrÂlemi küffâr tuttu yâ Alî senden meded

Ey Nesîmî sen şikeste Haktan istersen murâdCür’a-i tevhîdi içgil yâ Alî senden meded

39

Ey saçın zıll-ı ilâhi vey ruhun Allâhu nûrRavzanın servi boyundur indehâ cennâtü hûr

Ey sıfâtın kulhü va’llah vey cemâlin FâtihaUşta fürkân uşta Tevrât uşta İncîl ü Zebûr

Âdemin vechidir Allahın kitabı uş kitâbEy kelâmu’llâha münkir hıf mine’llâhi’l-gayûr

Âlemü’l-gaybin vücûd-ı ka inâtın aynıdırEy şehâdetten habersiz câenâ yevmü’n-nüşür

Onsekiz bin âlemin âyînesidir sûretin Kim ki şol mir’âtı gördü oldu bin ehl’is-sürûr

Küntü kenzin perdesinden gâfirü’z-zenb oldu fâşZâhid istiğfâra geldi her dem eydür yâ gafûr

İstivâsıdır saçın innâ hedeynâhü’s-sebîl

Cennet anundur ki kıldı şol sırât üzre ubûr

Kahr u lutfûn illeti ma’nîde vâhiddir velîBilmedi şeytân bu tevhîdi ehaddan düştü dûr

Ayn ü şîn ü kâfa bak yârın cemâlin anda görKul tebârek yâ musavvir leyse fîhâ min futûr Fâ’il-i mutlaktan ayrı kimse yoktur aradaGer sen idrâk eylemezsen bil ki sendedir kusûr

Koptu hüsnünden kıyâmet ey hisâbın yanılan Uykudan dur kim irişti va’de-i men fî’l-kubur

Mü’minin kalbidir ey sâhib-dil Allâhın eviLeyse makbûli’s-salati’l-abdi illâ bi’l-huzûr

Kim ki Eyyûbun belâsın sevdiginden çekmediGiymedi mahbûb elinden hil’at-ı abdü’ş-şekûr

Rûh-ı Kuds oldu Nesîmînin sözü ey zinde-dilGer Mesîhâ tek diriysen yatma kim çalındı sûr

40

Sûretin hatt-ı ilâhî anı nâdân ne bilir Dîv-i mel’ûn-sıfât u ma’nî-i Kur’ân ne bilir

Her ki da’vî kıla kim sûret ü ma’nî bilirimGörmemiş yüzünü ol sûret-i rahmân ne bilir

Tevrât ü İncîl ü Fürkân kamu hüsnün sıfatıBu sözünün şerhi nedir âyet-i şeytân ne bilir

İns ü cinnin dilini gerçi Süleymân bildiSen bilen dili bu gün ya’nî Süleymân ne bilir

Ka’be-i ma’nîye her kim çü Nesîmî iremezMihnet-i bî-aded ü hâr-ı mugaylân ne bilir

41

Sünbülün devrinde yüzün mâh-ı tâbân gösterirKâfiri islâma çekmiş küfr ü îmân gösterir

Sûretinde keşf olur çün sûre-i Ümmü’l-kitâbÇün bu sırrın tevhîdi âlemde pinhân gösterir

Firkatin devrânı geçti gitti zulmet aradanKim ayân oldu lebin hoş âb-ı hayvân gösterir

Gözlerim yârım gamından akıtır dür-dânelerOl sebepten leblerinden la’l ü mercân gösterir

Yevm-i dîn oldu cemâlin tâ-ebed ey dil-rûbâDîn âyân oldu bu gün Haktan çü bürhân gösterir

Ger ene’l-hak sırrını fâş eylerim Haktan bu gün Çün beni firkâtta yakar dahı hicrân gösterir

Derdimin dermânı sensin bilmedi sordum tabîbÇün yakîn sensin devâsı derde dermân gösterir

Zülf ü ruh-sârın Nesîmî sırrını fâş eylediKim bu esrârın beyânın Arş-ı rahmân gösterir

42

Vahdetin şemsi yüzündür lâ-mekânı gösterirZih kemâl-i şems-i kudret bu nişânı gösterir

Sûre-i Seb’a-mesânidir cemâlin ey güneş Sûret ü mâ’ni yüzün Seb’a-mesânı gösterir

Zıll-ı sânidir saçın İnnâ ileyhi râci’ûn Kul kefânın âfitâb-i hoş mâ’ânî gösterir Hüsnüne heyrân oluptur mâh hurşîd ü HümâMah u hurşîdi ke-mâ-hî bu beyânı gösterir

Ma’den-i lü’lü dişindir müşteri bilmez anı Cevheri cevher ne bilsin kim dehânı gösterir

Dil kâmerden kâf u nûnun kâtibi şakk eyledi Şüpheden şakk’ul-kamerden gör kim fülânı gösterir

Aşk meydanında gör da’vî nedir ey pür-hünerDa’vîye ma’nî gerektir tercemânı gösterir

Hüsnünün mülküne düşmüştür Nesîmî ey perîDâr-ı ukbâda meger rûh-ı revânı gösterir

43

Gayb-ı mutlak sırrını gerçi ki pinhân gösterirÂşikâra kendözin ber-vech-i insân gösterir

Ger dilersen göresin Hak yüzünü aynü’l-yakîn Bist ü heşt ü si vü dü te’vîl ü bürhân gösterir

Yüzü Mushaf hattı bi’smillâh hâli noktadırSözü rahmâni’r-râhîm mecmû-ı Kur’ân gösterir

Hâzihî cennâtü adnin fe’dhulûhâ hâlidînSûre-i seb’a’l-mesânı hûr u gılmân gösterir

Gam değil ber-dâr olur Mansûr ene’l-hak çün dediEcr ne buldu sev3abı derde dermân gösterir

Türlü türlü ton içinde gördüm anı dem-be-demŞîve birle külle yevmin hüve fî-şe’n gösterir

Evvel âhır zâhir ü bâtın hakîkât hâliniSûret ü ma’nâ banadır cism ü der-cân gösterir

Gece gündüz zulmet ü nûr-ı celâl ile cemâlKahr u lutfun âşıkâ küfr ile imân gösterir

Vaslâ vâsılan ganîmet tut Nesîmî bu demiGirdiş-i çarh-ı felek nâ-gâh hicrân gösterir

44

Dil-berâ zülfün şebinde mâh-ı tâbân gizlidirAnderîn zülfünde dâ’im anber-efşân gizlidir

Sûretinin safhasında yazılı innâ fetâhHarf harf anun yüzünde hatn-i Kur’an gizlidir

Leblerinden dâ’ima akar hayât-ı câvidânŞol sebepden dil-berin akar la’linde hayvân gizlidir

Doğradı gamzen hadengi bağrımı kan eylediOl sihâmın gamzesinde zahm-ı peykân gizlidir

Gözü körler görmedi yüzünde îmân nûrunu Gül yanâğın çevresinde nûr-ı îmân gizlidir

Derdimin çün kim devâsın bilmedi sordum tabîbŞol sebepden kim senin derdine dermân gizlidir

Ahd ü peymân istedi senden Nesîmî ey nigârAhd ü peymanında anun ahd ü peymân gizlidir

45

Neylerim ben bunda durupçünkü dil-der andadırSanma kim anda dediğim Bursa yalarındadır

Neylerim gülzâra bakmak çün bu yanmış gönlümün Şol boyu Serv-i hırâman yüzü gülzâr andadır

Firkâtin derdi beni toprak ederse ey sabâYarı kıl toprağım ilet anda kim yâr andadır

Cân yanâğın çevresinden bir nefes olmaz cüdâ Kanda kim görse gül-i ter bülbül-i zâr andadır

Şol Mogol Çin gözlerinle gönlümü yağmalama Çün bilirsin kim ne türlü gizli esrâr andadır

Baş ile cân dîn ü dünyâ akl u dâniş zülfüne Vermişim şimdi bulardan her ne kim var andadır

Derdimi arttırma lutf et şerbetinle ey hakîm Çün beni sayru kılan şol çeşm-i bîmâr andadır

Dişlerin aksi Nesîmînin gözüne düşeliBahr-ı Bahreyn olmuş ol lü’lü’-i şeh-vâr andadır

46

Benden yüzün yaşırma kim secde-gâhım oldurSeyr ederim bu çarhı hurşîd ü mâhım oldur

Hüsnün Çirağın ey cân pervâne kimi geçtim Tarîk içinde rûşen göründü rahım oldur

Kirpiklerinle kaşın olmuştur ism-i a’zam Dîvden dahı ne korkum çün kim penâhım oldur

Hak da’vîden şehâdet isterler ise benden Ben anı bilmişim kim yine güvâhım oldur

Ey dünyanın ganîsi bana hakîr bakma Ben neçe müflis olam çün izz ü cânım oldur

Sen benden olma gâfil iste ki ta bulasın Anı ki tanımışsın Fazl-ı ilâhım oldur

Perhîz eder mi âşık ey aşka münkir olan Dersen ki terkini ur benim çü şâhım oldur

Nesîmîyim düştüm yüzün gülünden ayrı Bülbül kimi çemende feryâd u âhım olur

47

Sen misin ey mâh-sûret cennetin aynında hûrGözlerin ayn-ı belâdır zülfünüz altında nûr

Âyet-i arş-ı semâdandır letâfetli sözün Çünkü ma’ni cem’i kıldı dürr-i meknûndur zuhûr

Çeşme-i Zemzem lebin sırr-ı elest oldu sözünKim ola kim kılmaya vasl-ı visâlinle sabûr

Şüpheden arındı ol kim kıldı ikrâr aşkınaTâ-ebed mest oldu içti cür’a-i mâ’i tahûr

Levh-ı mahfûza yazıldı vasf-ı hâl-ı vechinizŞöyle kim Mûsâ tecellî eyledi ber-kûh-ı Tûr

Kim ki mahbûbun likâsın gördü ol aynü’l-yakîn Vechini sürttü türâba Rabbine oldu şekûr

Kem-terin oldu Nesîmî Fazl-ı Hakkın çâkeriÇünkü vasla vâsıl oldu aşk ile buldu huzûr

48

Mâentahûrı bil kim Haktan bu gün nidâdırYevmü’l-mezîd imiş durgıl mescide saladır

Haktan Hakı gel iste Hakk ile vâsıl ol kimHak va’de verdi çün kim Cum’a günü likâdır

Evvel bu nefsini bil ardınca Rabbini bil Kim kendü dedi Haktan minberde Mustafâdır

Sultân-ı ârifînin kavli durur inan kim Her kim bu kavli bilmez ol Cum’adan cüdâdır

Hayvânı ister iken zulmâta gark olursun Yârın lebinden içmek lâ-ibtidâ bekâdır

Hakku’l-yakîni gördüm Hakkile vâsıl oldum Cümle murâda irdim gör kim ne hoş atâdır

Zerk u riyâsı çoktur sûfî sözüne uyma Niçin ki dâ’im işi tezvîr ile riyâdır

Hakkı Nesîmî buldu Kur’ân imâmı olduCâmi2de Cum’a kıldı makbûl-i kibriyâdır

49

Belî yâ Rab yüzündür rakk-ı menşûrMuhammed şartı andan oldu meşhûr

Tavâf emr oldu çün beytü’l-âtîkaResûl ol evi kıldı dedi ma’mûr

Sıfâtındır bilirim ka’be mutlakZiyâret eyleyenler oldu mağfûr

Saçın hablü’l-metîn hem sûretin HakHidâyet şem’idir kim arz eder nûr

Yanagın hâzihî cennâtü adnin Yüzündür nûr-ı Hak hem cennet ü hûr

Senin mestâne aynin sâgarından Revândır selsebîl uş mest ü mahmûr

Mesîhî-nefhadır şîrîn dehânın Ki sıhhat bulur andan sorsa rencûr

Kaşınla kirpiğin müşkîn saçınla Vücûdudur Süleymân aynıdır mûr

Ene’l-hak dedi zülfün varlığındanÇıkardı göğe feryâdını Mansûr

Sıfâtın bâtını eyledi rûşen Ki âlem varına olmadı mağrûr

Seni bu lutf ile kimdir diyen ki ey dil-berBu sûret ile sana kim dedi ki uşta beşer

Ezelde düştü cemâlin tecellîsi Tûra İ Mûsâ anı bana sor ki nâre yandı şecer

Haktı bı resm ile tanı dahı hakîkât bil Ki Hakk ile yer ü gök doludur bu bahr ile ber

Çü hûr u ins ü melek cümle bende oldu sanaBu resme etmeyen ikrâr oluptur adu hacer

Kalenderî ile tecrîd fena üçü birdirNe gam bu üçüne âlem olursa zîr ü zeber

İrişt mu’cizi Hakkın Nesîmîye çün kim Anun için kim ana Hak dediler ehl-i nazar

Ey Nesîmî rûh-perver geldi yârından nesîmÎsînin enfâsıdır yârın dudağından gelir

53

Götür nikâbı vü halka görün ey şems ü kamerGörüp utana lebinden nebât ü kand ü şeker

Gözünü nergise kimdir ki benzedir yâ RabO gâfil i haberi gör ki neçe kıldı nazar

Abîr ü anber utandı cemâlini göreli Saçın hayâline düştü şu şâm-ı tâ-be-seher

Ezel gününde okudum yüzünde uş tâhâBu sırrı kim anı hiç kimse vermemişti haber

54

Gördüm cemâkin şem’ini tâbende meh tâbân budurHüsnün te’âlâ’llâh dedi Haktan gelen bürhân budur

Hızrın hayâtı gör neçe zulmette zâhir oldu kim Kevser lebindir âşıka cân ile hem cânân budur

Secde eder şems ü kamer Zühre vü mâh ü MüşteriHüsnü cemâlimn görmege her kanda bir insân budur

Âşıkların Rıdvânı çün zülf ü rühûndur ey sanemOl âşıka hüsn-i ruhun hem ravza-i Rıdvân budur

Zerk ehlidir gerçek şakî kim tutmamış Hak sözünü Etmedi secde Âdeme Haktan gelen şeytân budur

Seb’a’l-mesânîdir yüzün innâ fetahnâdır hatın El-hamdüli-llâhdir dişin kim ma’den-i her kân budur

Kıldı Nesîmî kıblesin şol kaşların mihrâbınıKavl-i Nesîmî Hak duru ol Hak diyen bürhân budur

55

Olar kim bende-i Fazl-ı Hudâdır Muhibb-i hânedân-ı Mustafâdır

Hakîkât ka’besidir kıble-gâhımİmâm-ı pîştüvâmız Murtazâdır

Hasandır ol safâ-yı ehl-i cennetHüseyn şâhım şehid-i kerbelâdır

Dün ü gün söylerim kılgıl ibâdet

Hüseyn oğlu Alî Zeynü’l-abâdır

Muhammed Ca’fer ü Mûsî-i Kâzımİmâm-ı heştumin Mûsâ Rızâdır

Oku la’net hımâr u hûk ü hırsa Olar kim düşmen-i Âl-i abâdır

Teberrâ kılmâyınca yok tevellâTeberrâsız tevellâlar hatâdır

Tevellâ kıl ey miskin Nesîmî Tevellâ kılmayanlara belâdır

56

Cemâlin kıble-i ehl-i safâdırVisâlin ka’be-i rükn-i mînâdır

Senin bir tane mû zülfün ucundan İki âlem ana yarım bahâdır

Ayağım tozu ey rûh-ı revân-bahşCihân-bîn çeşmine çün tûtiyâdır

Hat u hâlinde gördüm nûr u zulmetSaçın ve’l-leyl ü yüzün ve’d-duhâdır

Şeh-i merdâna kul olgıl gönüldenKi ol sultân imâmu pîşüvâdır

Aliyî bilmeyen nefsini bilmezLa’in ü müşrik ü katli revâdır

Sen ahsen sûrete inkâr edenlerAzâzîldir ki düştü Tanrıdan dûr

Nesîmîye tecellî kıldı gamzen Gözün pür-nûr u gönlün etti mesrûr

50

Âşıkım hüsnüne aşkın ihtimâli bendedirÂkılım emmâre nefsin gûş-mâli bendedir

Tâ sümümun nârına yandırmışım şeytânı benZıllı men yahmûm eshâbın şimâli bendedir

Fazl-ı Haktan çünkü ben ehlü’l-yakîni cennetim Tâ-na’im firdevs-i meskûkün silâli bendedir

Sidr-i mahzûrun içinde talh-ı menzûd olmuşumOl çekilmiş zıll-i memdûdun hilâlı bendedir

Vâsılım şâbün katat hüsn ü cemâlin şem’ineAsl-ı hüsn-i urbün etrâbün şimâli bendedir

Çîn ü Mâçîn ü Hebeş ruhsâre-i Rum üstündeYaşamış Zengî saçın hayl-i hayâli bendedir

Sormuşum la’linde çün cennât dört ırmağınıŞekker ü şehd ü şerâb u hamr u balı bendedir

Benden iç cân-ı musaffâ sâkî-i sâfi benimHavz-ı Kevser ayniyim âb-ı zülâli bendedir

Vâcibü’l-mümkin vücûdu bî-araz cevher benim Şüphesiz zât ü sıfât-ı bî-misâli bendedir

Sâ’il-i aşk olmuşum ben cümleden şâfî cevâbSırr-ı hattın hem cevâb ü hem sü’âli bendedir

Şehr-i aşkım çün kamer burc-ı şereften tâli’im Şems-i sa’d ü kevkeb-i nahsin vebâli bendedir

Mushaf-ı yüzün okudun cümle zülfün kirpiğin Bâreke’llâh ol Kelâmu’llâh fâli bendedir

Mâzî vü müstakbeli bu aşka tebdîl etmişimBu demi ârif bilir kim arz-ı hâli bendedir

Bakmazam Ankâ-yı Kâf-ı kurbet-i lâhûte benSeyr ile Sîmurg-ı aşkın perr ü bâli bendedir

Ol nigâr-ı nâzenin nesrin-ber ü sîmîn-bedenServ-kadd ü gül-izârın hatt u hâli bendedir

Ehl-i irfânım bilirim Hakkı ben sîmâ ileİttisâl-i Hakk u bâtıl infisâli bendedir

Çün Nesîmî âdemi bildi ilâhın mazharıUşta rûşen mazharın medlûl ü dâli bendedir

51

Sünbülün ebrinde gördüm uş meh-i tâbân gelir Saçının her târesinden şu’le-i îmân gelir

Zulmetin devrânı geçti oldu çün Hızır âyânŞimdi sordum leblerinden çeşme-i hayvân gelir

Râzımı fâş etti âhım şol sebepden ey nigârVasl ile vasl olmak için degme her nâdân gelir

Gül yanağın hasretinden bülbül-i şeydâ-yı râzÂh eder gül hasretinden derd ile nâlân gelir

Gerçi ihsân ettiğin dâ’im cefâdır âşıkaSen vefâlısın vefâ kılgıl cefâ çendân gelir

Ahseni takvîm yüzündür bu sebepden et habîbSecdesiyçin her taraftan hûr ile gılmân gelir

Levh-ı mahfûz oldu kaşın kirpiğin âşıklaraSûretin levhinden ey cân Hakten uş Kur’ân gelir

Çün Nesîmînin makâmı vasl-ı yâr oldu bu gün Hoş hayât-ı câvidân buldu yürü cânân gelir

52

Subh-dem dil-dârımı gördüm otağın gelirÖyle sandım hûridir firdevs bâğından gelir

Yâ meger nûr-ı tecellîdir ayân oldu yakîn Ay ile gül tal’atı gül-gûn yanağından gelir

Çeşme-i hayvân hacildir leblerinden dâ’imâÂb-ı Kevser şerbeti şîrîn dudağından gelir

Zülfünüz çiniyle çün kim dem urur müşk-i HıtaRû-siyah bilmez hatâ her dem dimâğından gelir

Kâmet ü kaddin şehâ ger serv görse der-çemenHam olup secde eder titrer budağınden gelir

Dil-berâ bu hüsnün ile men’ eyleme ben âşıkıKanda kim bir gül biter bülbül kırâğından gelir

İmâm-ı ins ü cinn ü mîr-i Kevser Ki Haktan medhi anun innemâdır

Veliyyü’llâdır ol Kur’an-ı nâtıkAnı Hak bilmeyen işi hatâdır

Hasandır vâris-i ilm-i nübüvvet Hüseyn şâh-ı şehid-i Kerbelâdır

Çü Zeynü’l-Âbidîndir mîr-i kevneyn Anunçün âdem-i Âl-i abâdır

İmâm-ı Bâkır u sâlâr-ı SâdıkŞehimdir Kazım u cânım Rızâdır

Takî vü bâ-Nakî sırr-ı velâyet Velîkin Askeriî sâhib-livâdır

İmâm Mehdî vü Hâdî uş ol kim Çırâğ-ı çeşm-i cümle evliyâdır

Bu sırrı bilmeyen oldu münâfık Ki anun tâ’atı külli hebâdır

Muhâlif rast ger olsa HüseynîHicâz ile Sıfâhân bî-nevâdır

Emîr-i dünye vü ukbâdır ol kim Ki Mehdîdir onun adı atâdır

Ezelden kul olan Âl-i abâya Nesîmî tek gedâ-yı bî-nevâdır

57

Boyundur Sidre vü Tûbâ dudâğın âb-ı hayvândırAnun mâhiyyet-i zevkın ne bilsin ol ki hayvândır

Yüzün innâ fetehnâdır tebârek şânına münzelBu veche ahsen-i sûret diyenler ehl-i irfandır

Hatın Ümmi’l-kitâbıdır beyânı ehl-i tevhîdinHurûfu levh-i mahfûzun musavver şerh-i Fürkândır

Ruhun gülzârına karşı kızardı mağribin rengiTulû’-i maşrıkın şekli abîr ü anber-efşândır

Hadîs-i gevher-efşânın hidâyettir nihâyetsiz Ukûlü ehl-i irfânın anun şerhinde heyrândır

Cemâlin pertevi nûru münevver kıldı âfâkı Dudâğın âb-ı hayvândır saçın zıllında pinhândır

Visâlin hasreti nâru beni yaktı firâkındaNe mâhiyetsin ey cân kim cemâlin hûr u Rıdvândır

Nesîmî çün seni gördü münezzeh oldu âlemdenGözünde sûret-i rahmân dilinde zikr-i sübhândır

58

Gözümden dem-be-dem akan gamından yaş değil kandırLebin kandinden ey cân gel susamış cânımı kandır

Vücûdum şehrini kıldı müsahhar lem-yezel aşkınBu şehristâna aşk olsun melîk dâ’im ki hâkândır

Kaşınla kirpiğin vahyi bana geldi vü bildirdiKi sensin arş ile kürsî yüzün yazısı Kur’ândır

Gel ey hûrî-sıfat dil-ber ki gamdan bağrımın içiYumulmuş goncaya benzer ki ağzı dop dolu kandır

Ena’llâhın odun çün kim yanağın şevkı yandırdıLeb-i la’linden âfâkı hayâtın âbında bandır

Ruhûn şem’ı firâkından gönül pervâne tek yandıUlaş vasliyle hicrâna hasûdun bağrını yandır

Sana hûrî eger bir kez kılarsa hüsnünü arzaRuhun bedrin ayân eyle yüzünden anı utandır

Hayâlin gerçi şâd eyler beni her gâh gâh ammâFirâkın gussası çoktur gamın bî-hadd ü pâyândır

Cemâlin vaslına cânın susadı yüreğim yandıGönül hicrinden usandı beni gel vasla usandır

Akan yaşım firâkından beni gark eyledi suyaGözümün yaşına gör kim ne seyl akar ne Tûfândır

Nesîmîden cüdâ yârı kılan Haktan cüdâ olsunKi yârından cüdâ kılan bdîn ü îmândır

59

Sensiz ne yesem gussa vü gam derd ile kandırGel gel ki dudağın şerbetine cânımı kandır

Vaslından ırak eyleyeli cânımı takdîrİşin dün ü gün âh ile feryâd u figândır

Ey serv-i revân başıma lutf eyle kadem basGör kim neçe aynımdan iki çeşme revândır

Vaslın dilerim cân u cihân olmasa gam yokÂşıklarına vasl-ı ruhun cân u cihândır

Bürka’götür ey şems ü kamer yüzlü vü halkıPervâne kimi şem’-i ruhun nûruna yandır

Ey hırka giyen yol uracı sâhid-i sâlûsŞirkinden arın hırkayı gel vahdete bandır

Zülfünle ruhun her neçe kim Mushafa baktımGördüm ki anun sûreleri Nûr u Dûhândır

Tahkîka iren tâ’ifeye hergiz ulaşmazTeşkîk ile her kim yolu taklîd ü gümândır

Yalancı münâfıktır anun yoktur îmânıEy gâfil uyan gönlünü gafletten uyandır

Ey âşıka kâfir diyen îmâna gel utanKâfir deme âşıklara niçin ki yalandır

Aşkında Nesîmî olalı halka melâmetMeşhûr-ı cihân oldu vü âlemde ayandır

60

Ey lebin ayn-ı âb-ı hayvândırHızra son anı gör ki ne cândır

Ne şîrîndir dudağının zevkiOl sebebden ki la’l ü mercândır

Hak ayân eyledi yüzünde bu günOtuz iki hurûfu bürhândır

Seni kimdir ki fark eder HaktanMeger ol lâşe kimi nâdândır

Şem’-i ruh-sârının tecellîsiYine doğdu ki mâh-ı tâbândır

Hüsnüne secde kılmayana seninHak dedi adını ki şeytândır

Eyyühe’n-nâsu alleme’l-Kur’ânYüzü tefsîr ü boyu Fürkândır

Küntü kenzi bize beyân eylerBilirim kim ne genc-i pinhândır

Iyd-ı ekber budur Nesîmî gelKıl fedâ cânını ki kurbândır

61

Ey kelâmu’llâh eşyâ nutk-ı Haktır ser-be-serKim oku innî ena’llâha ayıt nûr u şecer

Ey kelâmu’llâha vâkıf bil kelâmın sırrınıKalmaya mahfî zamîrin der- ulûm-ı huşk ü ter

Anda kim a’yân u sâbit gevher-i lâ-şey idi Fazl idi kim kıldı Haktan feyz-ı envâr-ı nazar

Şey’ü li’llâh nur-ı vechinden teâlâ şânühü Merhabâ yâ Mustafâ sallû âlâ hayri’l-beşer

Yüzü ve’ş-şems ve’d-duhâdır yanağı bedrü’d-dücaYedd-i beyzâdır eli parmakları şakku’l-kamer

Ol şehin kim adı Haktan Hâmid ü Mahmûd idi Tâ kazâdır mâ-mezâdır ta mukadderdir kader

Çarh-ı gerdûn çâker-i o dergâhı oldu dâ’imâSîm-murassa ton giyiptir bağlanır zerrin kemer

Mecma’-ı mecmû’-ı esmâ oldu insânın adı Kim ehad adından oldu şol müsemmâ nâm-ver

Kaşları nasrun mina’llâh çün saçı fethun karîbKirpigi innâ fetahnâ çeşmi ma-zâga’l-basar

Firkatinden kandaki gevher ciger kan olmadan Kanda kıymet taptı bir la’l ile yakût u güher

Seyyid ü sâdât mehdin çün Nesîmî söyledi Tûtî-î şîrîn-mekâle nutk ile döktü şeker

62

Ayş u tarab yâr-ı gül-ızâr ile hoştur Cân u cihân öyle bil ki yâr ile hoştur

Gel kanıma bandır ey nigârâ elimi gör Kim neçe sîmîn elin nigâr ile hoştur

Dâra çık ey aşık anda söyle ene’l-hakÂşık olan hakka başı dâr ile hoştur

Gerçi hoş olmaz humâr hîç-sıfattan Gamzeyi mestânesi humâr ile hoştur

Geldi gül açıldı lâle gel beri sun cân Lâle vü gül fasl-ı nev-bahâr ile hoştur

Ehl-i bâzârdan yaşırma yüzünü gel gel Gül gelicek andelîb-i zâr ile hoştur

Âşıka ol fahr yeter kim olmadı sûfîDevlet ana kim bu iftihar ile hoştur

Tâ ki gülünün vaslına irişmege her el Çevresş anun hemişe hâr ile hoştur

Âlem-i tevhîde çün irişti NesîmîNâr ile nûr oldu vü nûr nâr ile hoştur

63

Yâ Rab ne ayn-ı lutfsun ey nüsn-i bi-nazîr Kim akl u fehm vechine bir zerredir hakîr

Kâlû belâ rumûzunu zülfün beyân ederHer kim ki gördü anı semî’ oldu hem hazîr

Allâhu nûrun âyeti vechindedir ayân Ahsen bu hüsn ü lutfa te’âlâ’llâh ey kadir

Ârif bilir ki Tûbâ boyun i’tidâlidir Câhil ne Tûbâ arzûlar ol himmeti kasîr

Kaşın müdebbiri neçe çekmiş bu kavsi kim Yâsînî yazamaya bu şekliyle bin debîr

İlmü’l-yakîn ile okuyan vechin âyetin Aynü’l-yakîn görür seni Hakku’l-yakîn tanır

A’mâdır ol ki ilm ile esmâyı bilmediBu ism-i a’zamı oku kim şerhidir kebîr

Dîv-i la’lîn ki ahseni takvîmi bilmedi Merdûd-vâr esfel-i sâfildedir esîr

Câhil kaçan bilir ki nedir Fâtihu’l-kitâbBilmez anı fakîh ki beyân eyledi fakîr

Her kim ki ol Nesîmî kimi oldu zü’l-hayât Mahşer gününde arzûlamaz nefha-i safîr

64

Ey yüzün nûr-ı ilâhî leblerin ayn-i tahûr

Rahmeten li’l-‘âlemîn hüsnün sıfâtı uş budur

Ben yüzün nûrunu gördüm okudum Seb’a’l-mesân Saçların hablü’l-metîndir uş kitâbı bendedir

Ey lebin enhârı hamrı Lezzetin li’ş-şân-bînCennet içre yok durur hüznün teki turânda hûr

Vey yüzün nasrun mina’llâh ey saçın fethun karîbKul te’âlâ şânuhû geldi yüzün şânında nûr

Ey mükerrem senden oldu cümle eşyâ vü melek Küntü kenzin ma’nîsini âleme kıldın zuhûr

Hak yolunda çün olan innâhedeynâhü’s-sebil Şâkiran dedi kitâbda yâ ibâdiye’ş-şekûr

Rabbenâ ftah beynenâ yüzün beyânı uş beyân Uşta Keşşâf uşta mantık uşta âyât-ı Zebûr

Sen vücûdun âlemini bilmedin bahtın nedir Bilmeyen belhüm edall dir bil ana yevmü’n-nüşûr

Ey Nesîmî Hak katında çün senin çoktur suçun Şükrü li’llâh kim kerîm ü hem rahîm ü hem gafûr

65

Yüzündür levh-ı Mûsâ kâmetin Tûr Hatın Fürkân yüzündür rakk-ı menşûr

Kelâmullâhın aslı sî vü dû hat Cemâlin levhimizdir oldu mestûr

Saçındır küfr ü yüzün nûr-ı îmân Ne küfr îmân olur zulmât ilen nûr

Cemalin küntü kenz idir ayâ cân Benim gönlüm harâbın kıldı ma’mûr

Gören sensin benim aynımda yâ Rab Ne nâzırsın ne manzarsın ne manzûr

Boyun Tûbâ dudağın âb-ı hayvânRuhundur cennet-i adn ü hatın hûr

Nesîmî sözünü kılın tetebbu’Ne fazl oldu bu abd-i Fazla düstûr

66

Yüzünü sûret-i rahmân okurlar Hatını sünbül-i reyhân okurlar

Elif tek cevher-i yektâ boyundur Dudağın çeşmesin hayvân okurlar

Boyun Tûba dediler ehl-i ma’nî Belin ince lebin mercân okurlar

Ezelden çün yüzündür Mısr-ı câmi Yüzünü ser-be-ser Kur’ân okurlar

Yüzün nûruna her kim oldu münkir Anun la’net adın şeytân okurlar

Yüzün bâğında bülbül tûtî kumrî Hezârân söz ile destân okurlar Bu gün çün hüsnünüzni yâd ederler Yüzün şemsin meh-i tâbân okurlar

Ne hikmettir ayâ ey hüsnü zîbâ Seni âlemlere sultân okurlar

Fedâ kıl cânını sen ey Nesîmî Ki cânı yâr için kurbân okurlar

67

Sûre-i Şems-i duhâ cânâ senin vechin dururÂyet-i ve’l-leyl izâ yağsâ iki zülfün durur

Çün beneynâ seb’an şidâden Hak dedi Hem Ce’elnâhâ sirâcen şol yedi hattın durur

Rabbi ekrim çün sana ta’lîm eyledi kalem Alleme’l-insâne mâlem ya’lem ol ilmin durur

Ve’s-semâ’i zâtü’l-bürüc ol saç u kaş u kirpigin Hem ce’alnâhâ tıbâkan seb’a eflâkin durur

Yazmış alnın üstüne nasrun mina’llâh ey beşîr Okutan fethan karibi cim ile zâlin durur

Göz ü kaşın sakf-ı merfû’ oldu ağzın selsebil Cennet ile hûr u gılmân beyt-i ma’murun durur

Zülf ü kaşın kirpigine Hak dedi Ümmü’l-kitâb Fî-şeb-i esmâ semâda sî vü dû hüsnün durur

Çün Nesîmî buldu cisminden Hüseynî cismini Şol ki Kur’ân dedi Haktan levh-ı mahfûzûn durur

68

Gözün aç gör kim ey tâlib Alîdir her kân-ı serverMuhammed aşk ile deryâ Alîdir kıymeti gevher

Muhammed ilme kân oldu Alî nutk-ı beyân oldu Ana her sır ayân oldu Alîdir hâce-i kanber

Alîdir cümlenin cânı Muhammeddir Alî kânıHakîkattır Alî şânı Alîdir yâr-ı peygamber

Hezârân türlü cünbüşler Alî emri ile işler Varır yazlar gelir kışlar Alîdir cisme cân-perver

Ne bilsin câhil ü nâdân Muhammed ya Alî kimdir Muhammed server-i dîndir Alîdir cümleye reh-ber

Alî evvel Alî âhır Alî zâhir Alî bâtın Alî şems-i münevverdir Alîdir nûr ilen enver

Alîdir her şey için cân Alîdir yâr ile mihmân Alî rahîm Alî rahmân Alîdir cümleye server

Alî vâhid Alî ehad Alî ferd ü Alî samed Alîdir cümleye rahmet Alîdir şâfi’-i mahşer

Alî sultân Alî sübhân Alî cennet Alî Rıdvân Alî dîndir Alî îmân Alîdir sâkı-i Kevser

Alîdir ol veliyyu’llâh Alîdir mazhar-ı Allâh Alî nûrundan ey va’llâh münevverdir yedi kişver

Alîdir Haydar-ı Kerrâr ol aldı kal’a-i Hayber Alîdir kâtil-i küffâr Alîdir mîr-i her leşker

Nesîmînin dil ü cânı münevverdir Alî nûru Alî vâlâ Alî a’lâ Alîdir server-i safder

69

Ey nesîm-i subh-dem bi’llâh ki yârın hoş mudur

Şol habîbim dil-berim âlemde varım hoş mudur

Şol mutarrâ misk-i zülfünden sabâ vergil haber Şol yüzü gül kâmeti serv-i çınârım hoş mudur

Şol lebi la’l ü gözü âhû-yı şehlâ dil-firîb Şol saçı zulmet kimi müşk-i dilarım hoş mudur

Gonç içinde gonçe olup dürc olur dürr-i Aden Şol çemen sahnında açılmış bahârım hoş mudur

Yel elimde su gözümde od içimde hâk olur Dâ’im anda haşr olıcak sebze-zârım hoş mudur

Çün Nesîmî saldı özün aşkına pervâne tek Ey yüzü gülşen sana bu âh u zârım hoş mudur

70

Gözlerinden çağrışırlar dâdlar bî-dâdlar Tîga dönmüş kirpigin pûlâdlar cellâdlar

Dil-berin biliştiğinden sorma çeşmin hârını Dermesin hüsnün gülünden yâdlar hor yâdlar

Kim ki aşkın san’atın öğrenmege şâgird olur Koydular adın onun ustâdlar ustâdlar

Tabanımdan yardılar baştan ayağa soydular Almadılar dâdımı bî-dâdlar şeddâdlar

Çün bıçak yürege yetti yüregim derd eyledi Kıldı anda parça cânım na’ra vü feryâdlar

Hakka vâsılsın Nesîmî bî-gümân u şübhesiz Bî-nihâyet dünye açtın gör kamu efrâdlar

71

Kara saçın ki zulmâtındadır nûr Anun adı nedir nûrun alâ nûr

Yanağından ayân oldu ene’l-hak Kaçan sûret olur gözgüde mestûr

Nazîrin yoktur ey dil-ber nazîrin Zehî sâhib-nazar pâkîze manzûr

Bana maksûd iki âlemde sensin

Ki sensin cennet ü cennetdeki hûr

Ne meyden esrimiş nergislerin kim Beni endîşesinden kıldı mahmûr

Ne Mushafdır ki hüsnün âyetini Beyân ettikçe akl andan düşer dûr

Ne gayretli ene’l-hak dır bu yâ RabKi Mansûru asar hem dâra Mansûr

Visâlün câvidânı saltanattırBu devlet olmadı her şâha makdûr

Çıkar panbuk kulağından gözün aç Ki haşr oldu vü çalındı bu gün sûr

Eger nûş ister isen nîşe katlan Ki nûşu nîşsiz vermez bu zenbûr

Gel ey sultân-ı âlem ârif ol kimMelik ma-nîde âriftir ne fagfûr

Lebin la’l-i Bedahşân eyledi mât Habeş mülkünde hâlin astı menşûr

Nesîmî vâsıl oldu Hakka câvid Gerek mâtem tut ey münkir gerek sûr

72

Yüzün Mushafdır ey rûh-ı musavver Te’âlâ şânühü Allâhu ekber

Sekiz kapısı var cennât-i adnin Kaşınla kirpigin zülfün mu’anber

Elem neşrâh saçın ve’ş-şesm yüzün Boyun Tûbâ lebindir âb-ı Kevser

Ayân oldu lebin aynında şol su Ki gark oldu cihân bahrına yek-ser

Tenin tîninden oldu halk ervâh Te’âlâ’llâh zehî pâkîze-gevher

Sücûd eyler ruh u zülfün katında Ay ile encüm ü hurşîd-ı hâver

Felek hüsnünde hayrândır melek mât Ne deryâsın ne ma’densin ne gevher

Rumûzun bilmeyen beytü’l-harâmın Ne bilsin kim nedir mihrâb u minber

Ser-â-ser nûr-ı mutlaktır vücûdun Ne mâhiyetsin ey zât-ı mutahher

Meger şem’-i tecellîdir cemâlin Ki nûrundan cihân oldu münevver

Nesîmînin sözü Haktı Hakı bil Ki haktır kim anın dilinde söyler

73

Yüzündür âlem içre mâh-ı enver Lebindir cennet içre havz-ı Kevser

Saçın Ve’l-leyl yüzün ve’d-duhâdır Tâhâdır gözlerin Allâhu ekber

Lebin ayn-i hakîkat selsebîldir Dişindir dürr ü mercân la’l ü gevher

Çü aşkın pertevidir cümle cânlar Kaşınla kirpigindir şems-i hâver

Yüzündür kıble-i ma’bûd tahkîk Sen oldun mescid ü mihrâb u minber

Kamer tek kaşının şeklini gördüm Doğuptur mâh-ı tâbân nûr-ı enver

Otuz iki yüzünden oldu zâhir Ki nûrundan cihân doldu ser-â-ser

Yüzünden çün nikâbı sen bıraktın Yüzün şevkından oldu cân münevver

Yanağın rengi âl uçmak gülüdür Akar uçmak içinde âb-ı kevser

Nesîmî çün bildi bu sırrı Haktan Anunçün vaslına oldu ber-â-ber

74

Ne sun’-ı pâk-ı Yezdânsın i dil-ber Musavversin mu’anbersin münevver

Saçındır zulmet-i yeldâ şeb-i KadrYüzün nev-rûz u ıyd ü hacc-ı ekber

Tecellîden ki ta açtın nikâbı Habîbîm tal’atındır mihr-i enver

Bu hâl ü rah mıdır ya murg-ı sevdâKi konmuş der-miyân-ı verd-i ahmer

Visâlin dilerim şîrîn lebinden Cevâbım ver ki kand olsun mükerrer

Şu cennet Tûbîsidir kâmetin kim Ki koymuş sûret-i rahmânı ber-ser

Şu cevherdir bu gün hayrânı hüsnün Ki seyrân-gâhıdır çarh-ı müdevver

Nesîmî söylemez özünden ey cân Kelâmu’llâhı gör bu vasfı söyler

75

Yüzün berk-i gül-i terdir gül-i ter Boyun serv-i semen-berdir semen-ber

Senin şem’-i cemâlinden vücûdum Münevverdir münevverdir münevver

Hatından şem’-i ruh-sârın hemîşe Mu’anberdir mu’anberdir mu’anber

Hırâmân kâmetin ber-çeşme-i çeşm Sanevberdir sanevberdir sanevber

Bana peyveste şol mihrâb-ı ebrû Berâberdir berâberdir berâber

Kaşınla kirpigin adı cihândaDil-âverdir dil-âverdir dil-âver

Dimâğım bûy-ı zülfünden dem-â-dem Mu’attardır mu’attardır mu’attar

Senin nakş-ı hayâlin cân içinde Musavverdir musavverdir musavver

Hemîşe zahid-i hâkin dimâğı Mükedderdir mükedderdir mükedder

Gönülde leşker-i aşkın hemîşe Muzaferdir muzafferdir muzaffer

Murâdı âşıkın iki cihânda Mukadderdir mukadderdir mukadder

Zehî devlet ki vaslın gâh gâhî Müyesserdir müyesserdir müyesser

Sanâyi’den ne san’attır Nesîmî Mükerrerdir mükerrerdir mükerrer

76

Kim aydır kim yüzün gül-nâra benzer Ki yüzün nûra vü hem nâra benzer

Yanağın cennetin handân gülüdür Velî anun firâkı hâra benzer

Yüzündür sûret-i Allâh ü rahmân Kim aydur kim anı ruhsâra benzer

Süzülmüş gözlerin sağ u selâmet Velîkin bakışı bîmârâ benzer

Saçın bûyu Mesîhânın demidir Kim aydur nâfe-i Tatara benzer

Ne gündür yâ Rab ey dil-ber cemâlin Ki akşamı anun envâra benzer

Sana benzer cihânda kimse yoktur Meger hûrî kim ol bir pâre benzer

Egerçi kaşlarındır fitne başı Harâmî gözlerin ayyâra benzer

Saçın esrârını zâhid ne bilsin Ki tesbîhi anun zünnâra benzer

Fakîh âdemden ürker secde kılmaz Bu dîvin hilkâti emmâre benzer

Gel ey sûfi vü terk eyle bu sihri Ki Mûsânın asâsı mâra benzer

Güneş benzer dedim şol aya heyhât Kaçan ol bedre her seyyâre benzer

Mahabbet muhkem iştir gâfil olma Bu kârı sanma kim her kâra benzer

Safâsız sûfî dâ’im kayguludur Bu ma’nîden ki bu tîmâra benzer

Nesîmî küntü kenzin ma’denidir Hadîsi lü’lü’-i şeh-vâra benzer

77

Kaçan ki sünbül-i zülfün nikâbı aya düşer Kamer sehâba girer afitâba sâye düşer

Düşürmüş aya saçın zıllını vü gölgesini Düşürmek ancılayın sâye şol Hümâya düşer

Kaşında gör ki ne aynü’l-yakîn imiş gizli Ki bî-gümân olur ol kim gözü bu yaya düşer

Sabâ saçından utandı ki nâfe-i Çîndir Meger ki silsilesinden sabâ Hıtâya düşer

Hatâdır ahsen-i takvîmi sevmek aydur dîvBu Hakka asîyı gör kim neçe hatâya düşer

Egerçi zülfüne dâm-ı belâ demiş âkıl sabâ Bu dâma kim ki gelip düşmedi belâya düşer

Cihân mu’attar olur her seher ki bâd-ı sabâ Gelir bu halka-i zülfün abîre sâye düşer

Gedâya kanda visâlin sa’âdeti düşüserEger düşerse benim tek ganî gedâya düşer

Aceb şarâb imiş ey sâkî-i ezel aşkın Ki cûş eder anı içen bu hûy u hâya düşer

Nesîmî yâra ulaştı ne düştü münkire kim Tutuştu yüregi yandı yavuz kazaya düşer

78

Düşende yüzüne zülfün cihâna sâye düşer Güneş buluta girer çün nikâbı aya düşer

Götür nikâbı yüzünden ki nûr ile yüzünüTutar tecellî semâdan utar Hümâya düşer

Bu derde yanmayan ey cân şifâ zi-hak bulmaz Ki kim bu derd ile yandı yakın şifâya düşer

İçerse zâhid ü âbid lebin şarâbından Delire terk ede zühdü vü huy ü hâya düşer

Yolunda aşık-ı miskin şehîd ola ne aceb Kaçan ki gamzen oku şol kaşında yaya düşer

Egerçi Çîn öger ise hıtayî hûblarınıÇü hatt u hâlini görse Hıtâ hatâya düşer

Bu gün Nesîmîyi gör kim kapında miskîndir Zekât-ı hüsnünü vergil ki bu gedâya düşer

79

Ummâna giren aşk ile dür-dâneye uğrarŞükrâne veren cânını cânâneye uğrar

Yanmaktan eger korkar isen şem’e yapışma Şol âteşi gör kim neçe pervâneye uğrar

Mansûrlayın cûşa gelir söyler ene’l-hak Her sûfî-i sâfî ki bu mey-hâneye uğrar

Gitmez dün ü gün câm-ı şarâbı nazarından Her kimse ki şol nergis-i mestâneye uğrar

Tesbîh ile seccâdeyi bir cur’aya satar Şol sâlik-i âbid ki bu peymâneye uğrar

Zencîr saçın şöyle deli kıldı beni kim Aklın yitirir her ki bu dîvâneye uğrar

Efsâne satar âşıka efsûn ile vâ’izÂşık kaçan ol kıssa vü efsâneye uğrar

Girdi harem-i ka’beye tahkîka NesîmîHannânı tavâf eyler ü mennâneye uğrar

80

Aşk yolunda her kim ol yârine cân-feşân gider Ehl-i yakîn bilir ki ol cennete bî-gümân gider

Kadd ü yüzün hikâyetin işidelide ey sanem Serv gelir hayâlime çehreden erguvan gider

Yâr hayâli dem-be-dem gözlerimin sarâyınaÂb kimi revân gelir yaş kimi devân gider

Ey heves eyleyen kişi aşka işit bu nükteyiHûblerin hayâline verme gönül ki cân gider

Yâr ile sohbet eylemek bir dem iki cihân degerDevlet anun ki yâr ile sohbeti câvidân gider

Nergis-i şûhu dil-berin fitneyi âhır eylediServ-i kadine kıl nazar gör neçesi revân gider

Kirpik okuyla yaralı kıldı gözün NesîmîyiAnun için gözünden uş lahza-be-lahza kan gider

81

Kametüne elif diyen gör ne uzun hayâl ederKim ki diler visalini arzû-yı muhâl eder

Şol ala gözden ey gönül gel sakın uş sana derimUykuda sanma anı kim uykusu yoktur âl eder

Zülfünü hâk-i reh kimi saldı ayağı altınaGör neçe halk-ı âlemin ömrünü pây-mâl eder

Yüzünü göster ey sanem halk-ı cihâna perdesizTa göreler ki Hak neçe sun’unu ber-kemâl eder

Mülk ile mâl ü saltanat bir ceve saymaz ey sanemKim ki diler visâlini ya taleb-i visâl eder

Kaşına ya şol alına özümü benzetem deyuGeh döner ay bedr olur geh özünü hilâl eder

Şerh-i gamın Nesîmînin şol göz ü kaş u zülfe sorGör neçe her biri sana şerh u beyân-ı hâl eder

82

Tâbende yüzün tâbişi bedr-i dücâya ta’n ederFerhunde zülfün gölgesi zıll-ı Hümâya ta’n eder

Hurşîd-i tâbâna yüzün ger ta’n ederse ne acebÂlemde rûşendir bu kim sultân gedâya ta’n eder

Bâd-ı sabâ Îsâ kimi gerçi diriltir ölüyüAnber-feşân zülfün demi bâd-ı sabâya ta’n eder

Ey hüsnüne hayrân melek yâ Rab ne cândır kim yüzünBedr olmuş aya dak tutar şems-i duhâya ta’n eder

Aşkında ey ârâm-ı cân gönlüm egerçi sayrıdırBir renc imiş aşkın kim ol yüz bin şifâya ta’n eder

Ma’şukanın cevr ettiği yegdir vefâdan âşıkaBilmez vefânın kıymetin her kim cefâya ta’n eder

Benzetmez anun yüzünü aya Nesîmî sor nedenŞol ma’nîden her kim yüzün görmüştür aya ta’n eder

83

Gül-gûn ruhun gülü semeni şerm-sâr ederYüzün hayâli gözlerimi lâle-zâr eder

Mâh üzre zülfünü gece dağıtma kim beniAşufte-rûzgâr u perîşân u zâr eder

Ağyâr elinden âh ederim her nefes velîCevri hemîşe âşık-ı miskîne yâr eder

Zülfün ne dâm u gamze ne oktur ki gözlerinÂşıkları hemîşe anunla şikâr eder

Zülfünde kim ki görmedi hüsnün kıyâmetinBilmez saçın hisâbını ayruk şumâr eder

Ma’nîde gerçi cân leb-i la’lin meyin içerHüsnün şarâbıdır ki beni bî-karâr eder

Gelgil ki şem’a nâr-ı firâkın harâretiKâr eylemez bu resme ki cânımda kâr eder

Ey Çîn nigâr u nakşına hayrân ü mest olanGel şol nigârı gör ki ne nakş u nigâr eder

Ey âşıkın hayâtı vü ömrü saçı anunCânsızdır ol ki adını müşk-i Tatar eder

Ey dünyemin meyinden ulaşan humârınaAşkın şarâbın iste ki def-i humâr eder

Vasfında her kaçan ki Nesîmî açar ağızCevher lebinden akar u gevher nisâr eder

84

Sünbülün ebrinde yüzün mâhını pinhân ederKâfiri islâma çekmiş gâret-i imân eder

Ey gözüm n^ru gözümden gitme ırak olma kimCânımı yakar gamın şevkın beni giryân eder

Anber-efşân zülfünü dağıtma nesrîn üzre kimÂşıkın gönlün perîşân hâli ser-gerdân eder

Gerçi la’lin cân verir cânsızlara Îsâ kimiGözlerin sevdâ meyinden esrimiştir kan eder

Gerçi güneşten durur tâbende mâhın tal’atıEy kamer hurşîd ü mâhı tal’atın pinhân eder

Gel beni kurtar firâkından ki kâfir cânınaTamu etmez şol azâbı kim bana hicrân eder

Cân ile iki cihânı ver nigârın vaslın alKim bu bey’ı kılmayan ser-mayesin husrân eder

La’l ü mercânın gözümden akıtır dür-dâneyiGör bu in’âmı bana kim la’l ile mercân eder

Ger yanağın hasretinden ağlasam ayb etme kimBülbülü şevkında giryân şol gül-i handân eder

Sorma aşkın derdini dermân tabîb-i âmme kimYâre sor anı ki âşık derdine dermân eder

Zülf ü hâlinden Nesîmî ebcedi kıldı tamâmŞimdi yüzünden beyân-ı sûret-i rahmân eder

85

Devr-i kamer melâhatin hüsnüne ihtitâm ederYüzüne vâhibü’s-suver hûbluğu müstedâm eder

La’l-i lebin visâlini cân ile istedi gönülFikr-i muhâle gör neçe düştü hayâl-i hâm eder

Âşık-ı hastanın kanı çün lebine helâl imişÂşıka vaslını neden la’l-i lebi harâm eder

Kimse cihânda görmedi subh ile şâm müctebâGör neçe zülf ü arısın vuslat-ı subh u şâm eder

Mihr ile mâh u müşterî hüsnüne bendedir velî Serv ile sidre özünü kâmetine gulâm eder

Fitne gözün humârını sâhir eger eder ise Ağzına kim alır meyi kim dahı fikr-i câm eder

Şerh-ı dehân-ı terkîni kim ki sorar Nesîmîye Bir söz ile hikâyetin muhtasar u tamâm eder

86

Yüzüne ehl-i nazar sûret-i rahmân dediler Okuyanlar bu kelâmullâhı Kur’ân dediler

Seb’ a-hân hâfıza sordum ki kaşın ile gözün Hak ile bâtılı fark edici Fürkân dediler

Hat ile arızına hâzin-i cennât-i na’im Huld ü firdevs-i berîn ravza-i Rıdvân dediler

Leblerin çeşmesine Hızr u Sikender Dârâ Zemzem ü Kevser ile çeşme-i hayvân dediler

Leb-i la’lin şekerinden bal utandı eridi Seni Şîrîn-i zamân Husrev-i hûbân dediler

Dür-i dürc-i leb ü dendânına sarrâf-ı cihân La’l ü yâkût u güher-bâr-ı dür-efşân dediler

Sıbgatü’llâhi ve men ahsenü Haktan yüzüne Ârif ol sabgâya hem sıbga-i sübhân dediler

Müntehâ sidre boyun kâmeti şimşâd-ı sehî Ki boyun sidresine serv-i hırâmân dediler

İmdi gökten yüzüne levh-ı zümürrüd hat ilen Her ki bildi bilene Mûsî-i İmrân dediler

Yüzün üstünde saçın cem’ -i perîşân kimidir Âşıkın gönlüne mecmû’ı perîşân dediler

Âşık ol âşık ile bil mantık-ı aşkın dilini Mü’mine Nuh-ı necât kâfire Tûfân dediler

Ekrimü’d-dayfe emânet dedi peygamber-i Hak İzzet ilgil bu gün ol nutka ki mihmân dediler

Men’arefni tanıyan nefsini ol kimsenedir Bildi Rabbini anun adını insân dediler

Secde kıl mescidi bul sâcid ü mescûdunu bil Kim ki toprağa sücûd etmedi şeytân dediler

Muhkem âyât u delîl ü ruh-ı vechü’l-hasene Ki Nesîmî sözüne hüccet ü bürhân dediler

87

Lebine ehl-i nazar çeşme-i hayvân dediler Gerçi uçmak hûrîsi cümle ana cân dediler

Seni bu hüsn ü cemâl ile bu lutf ile gören Korktular Hak demeğe döndüler insân dediler

Sünbülün hâli perîşân dediler hâl ehli Allâh Allâh neyiçin müşke perîşân dediler

Bir kılın kıymetini her kime sordumsa anı Genc-i Kârûn ile bin mülk-i Süleymân dediler

Sûretin vasfını her tâ’ifeden kim sordum Ma’nînin gözgüsü vü sûret-i rahmân dediler

Düşmenin adını âşıklara sordum ki nedir İşiten cümle ne kâfir ne Müselmân dediler

Şek degil kim yüzünü görmemiş anlar ki seni Hûrîye benzedüben Yûsuf-ı Ken’ân dediler

Leblerin vaslına irmek bana müşkil görünür Gerçi soranlar anı dil ile âsân dediler

Belinin dikkatine ince kılanlar nazarı Kıldan ince mi yâhut kıl ile yek-sân dediler

Ağsın esrârına endîşe kaçan vâkıf ola Çün ukûl ehli ana nokta-i pinhân dediler

Ey Nesîmî dem-i Îsâ değil ise nefesin Nefesi doğrular ana ne için cân dediler

88

Dişlerin nazmına dür-dâne vü gevher dediler Göricek yüzünü halk âyet-i ekber dediler

Yazıcak sûretini muhteri’-i nakş-ı vücûd Yer ü gök halkı ana rûh-ı musavver dediler

Kirpiginden dilerim gönlümü kaşınla gözün Koymadı bizde anı zülf-ı mu’anber dediler

Sordum ervâha yüzün vasfını harfen harfâ Kimsenin şerhine gelmez bu gül-i ter dediler

Lebini cânlara sordum ki nedendir aslı Rûh-ı Kudsî dem ile nûr-ı mutahher dediler

Gerçi ser-fitne saçındır kamerin devrinde Kamerin fitnesi ol hâl-i müdevver dediler

Ger desem zülfüne mürsel ne aceb yâ hâdîMu’cizât ehline hâdı vü peyam-ber dediler

Gerçi zulmete saçın dâldır ey fitne delîl Âşıka şem’-i ruhun nûrunu reh-ber dediler

Rüşen oldu yer ü gök mihr-i ruhun nûrundan Bu cihetten yüzüne mâh-ı münevver dediler

Güle el sürmesin ol kim dikeninden üşenir Ki bu hamrâ gülünün hârına hançer dediler

Dediler kand ü şeker la’line yâ Rab ne için Kevserin şerbetine kand ile şekker dediler

Cennetin hamrı lebin râhıdır ol ma’niden Selsebîl oldu lebin adını Kevser dediler

Sana güneş kimi ey fitne sücûd eyleyenin Tâl’i ahtâr-i mes’ûd u muzaffer dediler Ey Nesîmî nedir ayruk dilegin Haktan çün Ne ki Haktan diledin oldu müyesser dediler

89

Leblerin kandine şeker dediler Cân-ı Şîrîne gör neler dediler

Dediler kim dehânı yoktur anun Bi-haberler aceb haber dediler Ehl-i ma’nâ huceste sûretine Ma’nî-i vâhibü’s-suver dediler

Anber-efşân saçınla ârızına

Yâsemîn üzre müşk-i ter dediler

Gör anun sûretinde rahmânı Ehl-i ma’nâ budur nazar dediler

Cân demişler dudağında hey hey Bu sözü gör ne muhtasar dediler

Haktan ırak imiş anlar kim Seni ey nûr-ı Hak beşer dediler

Şâma benzettiler kara saçını Ârızın nûruna seher dediler

Fitne düştü cihâna hüsnünden Bu sebepten sana kamer dediler

Kirpiğin okuna kaşın yayına Âşıkın sînesi siper dediler Şeb-i yeldâ durur saçın gecesi Sûretin bedrine kamer dediler

Bak anun yüzüne ilâhınâ bak Ehl-i diller budur nazar dediler

Ey Nesîmî muhît-i a’zamsın Gerçi elfâzına güher dediler

90

Kıbledir yüzün nigârâ kaşların mibrâblar Sûretin Mushâf velî müşkîn hatın i’râblar

Çehrenin aksi ezelden taşra çıktı perdeden Düştü anun şu’lesinden aya güne tâblar

Âşıkîn ahvâlıni âşıklara sor kim anı Bilmez illâ aşk oduna yanmayan bî-hâblar

Aşk odu uğraştı şem’in cânına gör kim neçe Gâh yanar geh gözlerinden akıtır seyl-âblar

Çün dilerdi hasta gönlüm vâsıl olmak yâr ile Koy neçe soyarsa soysun bu pelîd kassâblar

Topuğumdan deldiler tepemge digin soydular Başıma cem’ oldu dahı bir neçe kullâblar

Âşıkın yürek kanından şerbeti var ey hakîm

Katma anun şerbetine kand ile unnâblar

Şerh eger kılsam cemâlin defterinden bir varak Her sözü bin fasl olur her faslı yüz bin bâblar

Çün Nesîmî câvidânî yâr ile buldu visâl Koy neçe dönerse dönsün bu yaşıl dolâblar

91

Yanarım aşkından akar gözlerimden yaşlar Firkatin derdi çıkardı yüregimde başlar

Müdde-î ta’n eyleyip başıma kakar aşkını Sınığa vâcib değildir bunca atmak taşlar

Gamdan inceldi vücûdum oldu yeni ay kimi Gözlerime tuş olalı şol hilâlî kaşlar

Tâkatım tâk oldu gamdan geçti ömrüm âh ile Derdime dermân ne dersiz neyleyim yoldaşlar

Hasta olalı gönül aşkından ey cân pâresiİçerim gam matbahından türlü türlü aşlar

Zülfüne dolaştı gönlüm bilmedi âşufte kim Zülfün ucundan ne çok çok yele vardır başlar

Şöyle yanar yüreğimde ey sanem aşkın odu Kim tutuşmuş şu’lesinden hem kuru hem yaşlar

Olmuşum derd-i firâkınla za’îf ol hadde kim Kim getirmezler hayâle nakşımı nakkâşlar

Firkat ü hasret beni senden cüdâ kıldı bu gün Urarım mihnet eliyle taş başıma taşlar

Öldü aşkından Nesîmî uşta dünyâdan gider Sen murâd ile cihânda kal vü yaşa yaşlar

92

Her seher vaktinde kim bülbül figânın başlar Âhım artar şöyle kim akar gözümden yaşlar

Şöyle feryâd eyler ol bî-çâre bülbül âh ile Kim anun efgânına feryâda geldi taşlar

Her ferişte sûretinden da’imâ bir dîv olur

Kanda kim kallâş olursa çok olur kalmâşlar

Bâreke’llâh dest-i kudret turfe yazmış nakşını Âferîn ol nakşa kim aciz kalır nakkâşlar

Bilmezem zülfün müdür her târesin dâm eyleyen Yoksa câna kasd eden gözün müdür ya kaşlar

Kanda kim Leylî olursa anda bir Mecnûn olur Kanda kim bir genc açılır anda iter başlar

Çünkü Mecnûnum veririm hâl-i Mecnûndan haber Şol sebebden kem anunla olmuşuz adaşlar

Terk-i cân kıldı Nesîmî uşta dünyâdan gider Ata ana kanda kaldı kavm ile kardaşlar

93

Dil-dâra müş’tâk oldu cân anun cemâlin arzular Hicrâna katlanmaz gönül yârın visâlin arzular

Yandırdı şevkın bağrımı gör tâbişimden kim neçe Cânım susamıştır lebin âb-ı zülâlin arzular

Yakmak gereksin yaş ile her dem gözün misbâhınıGer gözlerin gerçekleyin anun hayâlin arzular

Çarhın hilâl ü bedrine gönlüm dilemez bakmağa Niçin ki yüzün bedrini kaşın hilâlin arzular

Yâ Rab ne hûrî-çehredir şol mâh-ı tabân yüzlü kim Gördükçe anun yüzünü güneş zevâlin arzular

Âşıkların âzârına gör kim neçe bel bağlamışŞol bî-vefâ âşıkların niçin vebâlin arzular

Şehdin hadîsi hem şeker hoş gelmez ol müştâka kim Şol Rûh-ı Kûdsün mantıkı şîrîn makâlin arzular

Çîn nâfesinden bezdi cân anberden usandı gönül Her subh-dem şol dil-berin zülfiyle hâlin arzular

Aşkında kurbân olduğum ister Nesîmî sor neden Şol ma’nîden kim dünyede her şey kemâlin arzular

94

Bir dahı görmek cemâlin gönlüm ey cân arzular

Haste-i derd ü firâkın derde dermân arzular

Ger seni arzulasam ey cân-ı cânânım nola Teşne-i la’lin nigârâ âb-ı hayvân arzular

Ey yüzün cennet boyun Tûbâ lebin âb-ı hayât Kulluğun etmek kapında hûr u gılmân arzular

Tâ gülistân-ı irem ruh-sârını gördü gözüm Bülbül-i şeydâ kimi âşık gülistân arzular

Gördü Tûbâ gabgab-ı sîmîn ü çevgân zülfünü Tıfl-ı rûhum neylesin o top u çevgân arzular

Gönlümüz arzûladı ol vasl-ı cânânı nola Kim yakîndir arzusun dervîş ü sultân arzular

Bak ahî hasta Nesîmînin hayâl-i hâmına Hâtırı der-bend ü zındân hûr u gılmân arzular

95

Iyd-ı ekberdir cemâlin ıyde cân kurbân olur Âb-ı hayvândır dudağın her kim içer cân olur

Gerçi aşkın meskenidir gönlümün vîrânesi Genc-i bî-pâyâna lâyık kanda her vîrân olur

Ey kaşın mihrâb u yüzün kıble îmân ehline Âşıkın beytü’l-harâmı sûret-i rahmân olur

Sûretin esrârını zâhid ne bilsin yâ fakîh Kul kefâbi’llâhe mahrem kanda her hayvân olur

Ey kaşınla kirpiğin müşkîn saçın Ümmü’l-kitâb Ehl-i tevhîdin imâm ü mürşidi Kur’ân olur

Cân mısın ya Âdem oğlu ey güneş ruh-sâre kim Sûretin nakşında insân vâlih ü hayrân olur

Sun’unun ihsânıdır hüsnün te’âlâ şanühû Kudreti kâmil olanın âdeti ihsân olur

Yâ Rab ol pâkîze cevher kim beşerdir sûreti Hansı âlemden gelir adı neden insân olur

Ger saçın çîninde gönlüm eyledi mesken nola Ehl-i irfânın makâmı ravzâ-i Rıdvân olur

Sûretin her şeyde çün kim zâhir oldu ey güneş Kim dedi hûrî görünmez yâ perî pinhân olur

Ey ki müşkildir diyersen vâhid olmak yâr ile Koy seni senden kesil kim müşkilin âsân olur

Gül ne çiçektir kim anı benzedem ruh-sârına Hansı gülzârın ruhun tek bir gül-i handân olur

Nefsini her kimse kim bildi vü Hakkı tanıdı Ârif-i Rab oldu adı abd iken sultân olur

Küllü şey’ün hâlikün lâ-reybe illâ vechehû Gör bu vechi kim ne vechin vechine bürhân olur

Düştü sevdâyî gönül âşufte zülfün dâmına Düşmeyen şol anberin zincire ser-gerdân olur

Sûret-i rahmâna inkâr eyledi dîv-i racîm Ahsen-i takvîme inkâr eyleyen şeytân olur

Ey Nesîmî âb-ı hayvândır meger nutkunda kim Her kim içer ol şarâbı hayy-i câvîdân olur

96

Bahr-ı fenâda fânî ol gör ki ne hoş hayât olur Âb-ı hayât imiş fenâ gerçi adı memât olur

Ka’be-i aşka yüzünü doğru tutup piyâde git Teşne-i aşka aşk odu zemzem ü hem fûrât olur

Cân u cihân u dîn ü dil oynamayan bu arsada Şâh-ı cihân olur ise ol ruha şâh-mât olur

Çıktı Tûfân tenûrden gark ediser cihânı gel Keşteye gir ki cânına ol sebeb-i necât olur

Gayra mukayyed olma kim her ne ki gayrdır anun Ger heme kün fe-kân ise ârif-i zât-ı Lât olur

Âr ile nâm u nengini var oda sal vâ yak anı Ârif-i zât olan kaçan mültefit-i sıfât olur

Kıldı fenâ vücûdumu aşka güm eyledi beni Bellisiz oldu her kim ol garka-i bahr-ı zât olur

Şol güneşin şu’â’ına zerrece kim ki buldu yol Her günü ıyd ü her gece Kadr ü şeb-i Berât olur

Fikr ederim ki yazayım zerrece aşk sırrını Bahr midâd ağaç kalem tâb-ı felek devât olur

Aşka fenâ-yı mutlak ol geç bu revâk u tâkdan Cevher-i lâ-mekân kaçan beste-i şeş cihât olur

Her hasenât kim seni doğru iletmedi Haka Koyma anun adın hüsün kim heme seyyi’ât olur

Mescid ü hânkâha sen sûfî tek olma gırra kim Âşıka cümle yer ü gök ma’bed-i Sûmenât olur

Zevk ile vü huzûr ile Hakka perestîş eyle kim Kalbi huzûrsuz olanın ta’ati lâ-salât olur

Cân u cihâna ur kafa âşık isen gel ey gönül Âşıka farz u müstehab terk-i te’allükât olur

Devletine bu dünyenin olma mukayyed ey melik Anun için ki dünyenin devleti bî-sebât olur

Vahdet-i harfe tâ-ebed oldu Nesîmî bellisizGerçi bu resme mahv olan zübde-i kâ’inât olur

97

Servün katında sidre vü tûbâ-revân olur La’l-i lebin şarâbını içen revân olur

Îsâ lebin visâline irdi vü buldu cân Her kim ki buldu lem-yezeli câvidân olur

Müşkîn saçınla cân ile sevdâya düşmeyen Ser-mâyesi hasâret ü sûdu ziyân olur

Yaşın nikâb içinde ki hüsnünden ey kamer Koptu figân ü fitne-i âhır zamân olur

Ey hûr-ı ıynâ benzeden ol Îsevî demi Hûrî kaçan bu lutf ile şîrîn-devhân olur

Nutkûn utandırır meliki şol zamânda kim Lâ’lin hadîse başlar u gevher-feşân olur

Yüzünde gerçi âyeti oldu otuz iki Her birisi muvahhide yüz bin nişân olur

Aşkın hadîsini ne kadar cânda saklarım

Sır saklamaz gönül bu sebebden ayân olur

Hüsnün rumûzunu ne melek bildi ne beşer Her degme cânavarda kaçan bu beyân olur

Her kim ki Hakkı ahsen-i sûrette görmedi Hak tâ-ebed anun nazarından nihân olur

Vaslından oldu zinde Nesîmî ile’l-ebed Âb-ı hayâta vâsıl olan câvidân olur

98

Gözleri a’mâ olan nûr-ı tecellîne ne bilir Bu sözün şerhini bînâya sor a’mâ ne bilir

Mü’minin gözgüsü çün mü’min imiş aç gözünü Görmeyen gözgüde şol sûreti ma’nâ ne bilir

Dâra çıkmak bu fenâ dârda Mansûra düşer Ol ene’l-hak diyenin sırrını da’vâ ne bilir

Benzedirler dudağın hattını reyhâna velî Şol zümürrüd güherin kıymetin ef’â ne bilir

Âhiret hâlini hâl ehline sor ey âkıl Bu seferde olanın yoldaşı dünyâ ne bilir

Leylînin bildigini ger bile Mecnûn bile bes Âkılın aklı kaçan bildi ki Leylâ ne bilir

Ey veren gönlünü Çîn nakşına şol sûrete bak Kudretin sun’ı yazan nakşini Mani ne bilir

Cennet içinde olan hûr u likânın şevkınıCennetin ehline sor cenneti â’lâ ne bilir

Ey Nesîmî nefesin gerçi Mesîhâ demidir Mu’cizin remzini Mûsâ ile Îsâ ne bilir

99

Gül-i terden gülicek arızına mâ’dökülürBâğa gir gör ki neçe lâle-i hamrâ dökülür

Anberîn sünbülüne bâd-ı seher-gâh esicek Koyma deprenmege kim anber-i sara dökülür

Kara saçın ucunu salma ayağına götür Hayf ola nâfe-i Tâtara ki her câ dökülür

Leblerinden düşeli Mısra haber attarın Kutusundan dün ü gün kand ile halvâ dökülür

Hüsnünün vasfını yazmaklığa azm eylemişim Kalemin dili ucundan kamu sevdâ dökülür

Âlemin başına tâbende yüzün şem’ından Hâlikın rahmetidir nûr-ı tecellâ dökülür

Neçe nevmîd olayım çün gözümün ebrinden Katre katre yüzüme her yana deryâ dökülür

Sadefin gerçi dehânı doludur inciden Açıcak leblerini lü’lü’-i lâlâ dökülür

Tâ cüdâ düştü Nesîmî leb-i la’linden anun Gözlerinden dün ü gün la’l-i musaffâ dökülür

100

Yârımı ayırdı benden çarh-ı gaddâr uşta gör Yüregim kan oldu gamdan gel içim yar uşta gör

Yaktı yandırdı beni yârın firâkı neyleyim Tâkatım sabrım tükendi yanarım zâr uşta gör

Derdimin dermânı sensin çâre kimden isteyim Çâresi sendendir anun çâr u nâ-çâr uşta gör

Ey gül-i hândânım âhır perdeden çık gonçe tek Kim beni şevkında mecrûh eyledi hâr uşta gör

Cânımı ânestü naran şevkına yandırma kim Olmuşum Mûsâ kimi müştâk-ı dîdâr uşta gör

Âşıkın îmânı yüzündür saçın hablü’l-metîn Ben bu dîni tutmuşum belimde zünnâr uşta gör

Ârızın verd-i cinândır bülbülü Rûhu’l-Kudüs Ey bu verdin aşıkı açıldı gülzâr uşta gör

Doğradı gamdan firâkın bağrımı şol yâreden Yüregim kanı gözümden akar ey yâr uşta gör

Ger ene’l-hak söylemekten dâra asılsam ne gam Bunca Mansûrun asılmış başı ber-dâr uşta gör

Ta yüzün gül-nârı takdîr eyledi benden cüdâ

Yandırır şevkın beni ey yüzü gül-nâr uşta gör

Ta Nesîmînin vücûdun nûruna yandırdı yâr Nâra düşmüştür hasedden bunca ağyar uşta gör

101

Her neye kim bakar isen anda sen Allâhı gör Kancaru kim azm kılsan semme vechu’llâhı gör

Bu ikilik perdesinden geç hicâbı ref’ kıl Gel bu birlik revzeninden bak bu sırru’llâhı gör

Geç enâniyyet sözünden gönlünü vîrâne kıl Kim neçe tîzcek bulursan küntü kenzu’llâhı gör

Hacc-ı ekber kılmak istersen gel ey zâhid beri Âşıkın kalbi içinde sen bu beytu’llâhı gör

Cân gözüyle baktım ise kâ’inâtın aynına Andan özge nesne var mı hasbeten li’llâhi gör

Münkir-i rü’yet değilsen sûret-i Hak görmege Baktığınca her nazarda ayn-ı zâtu’llâhı gör

Levh-ı ihlâ eyledinse gönlünü ey müttekî Kürsî-i rahmâna ağdın uşta Arşu’llâhı gör

Ölmeden nefs öldürürsen cismine olur necât Nefs-i Rûhu’l-Kudüsten mahz-ı Rûhu’llâhı gör

İlm-i hikmetten bilirsen gel beri gel ey hakîm Sen Nesîmî mantıkından dînle Fazlu’llâhı gör

102

Dün ü gün muntazarım ben ki bu pergâr nedir Girdiş-i çarh-ı felek künbed-i devvâr nedir

Bu dokuz çarh-ı mu’allak neden oldu tertîb Felek altında kamu kevkeb-i seyyâr nedir

Felegin aslı nedendir melegin nesli neden Âdemin sûretine bunca taleb-kâr nedir

Güneşin kursuna bak yer yüzüne şu’le verir Yine bir meş’aleden nûr nedir nâr nedir

Ka’be vü deyr nedir gayr nedir seyr nedir

Mescid ü büt-kede vü hırka vü zünnâr nedir

Mûsî vü Tûr nedir Şiblî vü Mansûr nedir Ejdehâ olan ağaç urgan ile dâr nedir

Dîn ü îmân ü namâz ü hac ü erkân-ı zekât Bahs ü da’vî-i şerî’at kamu güftâr nedir

İlm-i Kur’ân u hadîs ü haber va’z ile ders Cümle bir ma’nî imiş bunca bu tekrâr nedir

İlm-i tevhîd okuyan medrese ilmin okumaz Gör ki bu ravzada ol sırrı ile esrâr medir

Yel ü su toprak u od adı nedendir Âdem Ana secde ne için İblîse inkâr nedir

Gel gel ey dôst kamu müdde’înin körlüğüne Sana âsân kılayım bunca bu düşvâr nedir

Kim ki pervâne-sıfat aşkına yanmaz ne bilir Ne bilir şol yine pertev-i envâr nedir

Sözlerim cümle hakîkattir özün anlayana Özünü bilmeyene cümle bu güftâr nedir

Ay u gün ahter ü encüm neden olmuş izhâr Şu’le-i şems ü kamer girdiş-i etvâr nedir

Kim ki bilmez özünü bilmeye pîrler sözünü Ol ne bilsin yine bir tayyib ü mûrdâr nedir

Bir meges tab’ına bak bal neden zehr neden Yine bir yerde aceb genc nedir mâr nedir

Türk evine gelesin hem çü Nesîmî olasın Bir gün ola diyesin cübbe vü destâr nedir

103

Ey dirîğâ kim cihânda yâr ile hem-dem durur Hûbların fikrinden özge kim bana hem-dem durur

Ey güneş yüzlü habîbim şâd kılgıl sen beni Kim firâkından bu cân u dil garîk-ı gam durur

Ger inanmazsan ki gamzem yaktı gönlüm şehrini Ben bu feryâdım nedendir dîde kandan nem durur

Va’ deyi koy ey gönül gel hoş görelim bu demi

Dünkü geçti danla gâyet bes bu dem hoş dem durur

Zâhidin mihrâb içinde zikr ü tâ’attır işi Âşıkın mahbûb önünde çeng ü zîr ü bem durur

Ger desem vardır cihânda sensin ey gönlüm alan Dil senindir cân senindir ten benim bes nem durur

Bir nazar kılgıl Nesîmî hâline gör kim neçe Sözleri feryâd u nâliş gözleri zemzem durur

104

Tuttu gülzâr-ı cinânı ebr-i gevher-bâr bâr Bâr dâred ebr-i nîsân yüz şekâ’ik-vâr vâr

Var nazar kıl gör nedir ez-kudret-i sabbâğ bâğ Bâğ içinde yanadır her gûşede gül-nâr-nâr

Nâr-ı gül yandırdı bülbülni ki gam-perver zâr Derd için dâ’im dola sol durur gûşe-i gülzâr zâr

Yâr eger zülfün açarsa ger durur mâ-dâme dâm Dâme tûşgı sünbül olgı nâfe-i Tatar târ

Târî-i çeşm-i şekâ’ik-gîr ü tarf-cûy cûyCûy-ı cân pür-âb-ı aşk et çün mecâlin bar bar

Bâ-rehâ dedim Nesîmî kılma ez-bî-dâd dâdDâd ile gönlüm n’ola çün la’l-i gevher-bâr bâr

105

Bâ vü sîn mîm için bişârettir Elif ü lâm ü hâ işârettir

Er-rahîm oku anla er-rahmân Bîş ü kem yok genc-i rahmettir

Bil ki ma’nâsı münzel oldu kitâb Bu bânın noktasında sûrettir

Evvel Ümmü’l-Kitâb Fâtihadır Ki mu’ayyen bilindi hilkattir

Hilkatin bir kulu hem ol derdeKîl ü kâlin çü hâl ü âlettir

Kanda var ise ma’nî vü sûret Ma’niyi bildiler ki kisvettir

Sûrete dahı cân-ı ma’nâdır Tadana sor anı ne şerbettir

Ne mürekkeb düzer gör ol üstâdHer kim içer doluca hikmettir

Asl-ı hôd zât imiş her eşyânın İkilik n’ister anda vahdettir

Ol iki ki bu birde oldu yerin Beyne zâlik başında gaflettir

Yedi âyetle yeddi hat tamâm Yedi a’zâ ki yeddi ümmettir

Ne durur yeddi bildiğin bârî Vaz’ı nedir yâ bu ne hey’ettir

Kişi şekli musavver etmeklik İki âlem içinde şehvettir

der muvahhidler ü muhakkıklar Bilmek ü eslemek risâlettir

Âlim olan durur kavî insân Dîv ü ifrît ü cin cehâlettir

İns kim anlamadı bu hirfetten Cinne benzer işi dalâlettir

Dîv-ı hayrân-ı nâtıkın hakına Kavl-ı Kur’ân bile hem âyettir

Istılâh istima’-ı insâna Zafer ü feth dahı nusrettir

Yedi kat yer yedi dahı göktür Anla bu yeddiyi ki külfettir

Şerbetin teşnesi üçüncüsüdür Ya’nî sevdâ ki ol fesâhattır

Âdemi yandıran harâretten Dahı dördüncüsü harârettir

Çün Süleymân hâtemi bulduBes ana cinn ü ins rağbettir

Nerdbân buldu Îsî-i Meryem Künbed-i zer-nigâr kâmettir

Geldi sonra Muhammedin nûru Göre âhır şu kimse k’ümmettir Mustafânın rûhunu anıcağız Salavât ver ki şart-ı âdettir

Kerrema’llâhu vechehû ki Alî Ne ki dedi cihânda hıdmettir

Hem tekebbürlük Âdem oğlunda Ki âzîm ol belâ vü âfettir

Bir güneştir Nesîmî kim anun Neçeler zerresine hasrettir

106

Yâr-ı dil-ber senden ayrı kim dedi âlemde var Kanı senden özge dil-ber kanı senden özge yâr

Ey güler gül-gûn yanağın cennetin handân gülü Gel kim anun hasretinden cânımı yandırdı hâr

Çün bana aşkın tarîkıdır sırât-ı müstâkîm Doğrudur Haktan tarîkım neyler anda yâd yâr

Çıktı mağribden güneş keşf etti aşkın remzini Perdesi açıldı hüsnün dil-ber oldu âşikâr

Zâğ ile bir yerde tûtî gerçi yaraşmaz velî Alamaz takdîr elinden kimse ey yâr ihtiyâr

Dîn ile imânıdır ahd ü emânet âşıkın Kimde kim yoktur emânet bil kim oldur ehl-i nâr

Âşıkın mi’mârı Haktır yapar anun bâtının Ey evin Haktan yapılmış sensin ehl-i i’tibâr

Devlet-i dîdâra bîdâr uğrar ey gerçek mubih Gözleri açık gerektir âşıkın leyl ü nehâr

Gerçi agudur firâkın şerbeti âşıklara Eylemez vaslın şarâbın içene şol ağu kâr

Ma’rifet kesb eyle lü’b ü levhe meşgûl olma kim Bunca sûret gösterir her dem oyuncu rûzgâr

Çün bekâsındır cihânin mâl ü mülk ü ni’meti Devlet-i Mansûra yapış iste ömr-i pây-dâr

Aşk elinden gel şarâb-ı selsebîl ü Kevser iç Geç bu meyden kim çekersin erte rencinden humâr

Gel firâkından gel ey bülbül sabûr ol ağlama Kış geçer handân olur gülşen gelir fasl-ı bahâr

Doğru söz doğrar hasûdun bağrını şol ma’nîden Münkire oldu Nesîmînin kelâmı Zü’l-fikâr

107

Âlemde bu gün sencileyin yâr kimin var Ger var der isen yok demezen var kimin var

Dil-dâr-ı mecâzî bulunur âşıka yüz bin Benzer sana tahkîkda dil-dâr kimin var

Mahbûb kamer yüzlü boyu sidre yüküştür Yanakları gül la’l-ı şeker-bâr kimin var

Aşkın gamına eylemişim gönlümü mahzen Bir buncalayın mahzen-i esrâr kimin var

Ey nisbet eden yüzünü gülzâra vü bâğâ Yüzü tek anun gülşen ü gülzâr kimin var

Ayyâraleyin turrası benden gönül aldı Benzer sana bir turra-i tarrâr kimin var

Fâş eylemişim halka ene’l-hakı vü Haktan Bir bencileyin âşık-ı ber-dâr kimin var

Ey boncuğu dür-dâne sanan gevherini bil Ta kim bilesin lü’lü’-i şeh-vâr kimin var

Gerçi yanağı matla’ı envârdır anun Zülfü kimi bir matla’-ı envâr kimin var

Tatara saçın tozunu tüccâr ile gönder Ta kim bileler nâfe-i Tatar kimin var

Cân ile cihân yâre fedâ kıldı Nesîmî Anun kimi bir yâr-ı vefâ-dâr kimin var

108

Gönlümde benim âşk-ı cemâlin ezelîdir

Şol nesne kim oldu ezelî lem-yezelîdir

Nefsini bilendir ki yakîn Rabbını bildi Haktan bu makâmâta iren bil ki velîdir

Ey yüzü turuş hal kimi zâhid meye sun kim Sâkî-i lebin tatlı şarâbı aselîdir

Her kimse ki nefsin tanıdı Rabbını bildi İnkârına bel bağlama kim kavl-i Alîdir

Ey yârını dünyâya vü ukbâya satan gel Bul nesneyi âlemde ki yârın bedelidir

İndirmedi baş ahsen-i takvîme azâzîl Anı bırakan la’nete anun cedelidir

İdrâk edemez sûretini görmeyen a’ma Şol ma’niyi kim hüsn ü cemâlinde celîdir

Sâf olmayan altun kimi mührinde cihânda Şol yüzü kara kalb imiş adı degalîdir

Ey yâre fedâ eylemeyen cânını âşık Ma’şûkaya âh verme ki âşkın amelidir

Âşıklarının kanına bandırdı elin dôst Şol kana giren dâ’im anun sîmîn alidir

Çün buldu Nesîmî ebedî ömr saçından Şol dirliği neyler ki zamân ecelîdir

109

Vahid-i la-şerik ile şol sanemin cemâlidir Leyse kemislihi anun nûn ile mîm ü dâlidir

Sureti gerçi hüsn ile cûşa getirdi âlemi Fitneyi kaynadan anun kaş ile zülf ü hâlidir

Çehresi gerçi nûr ile keşf-i hicâb-ı vech ederVeche işaret eyleyen şol kamerin hilâlidir

Âhiretin na’îmine olma hârîs ü bakma kim Hûr ile cennet ü lika cümle anun visâlidir

Gerçi her ayda bir gece aya kemâl irer velî Yüz kamer irmez anda kim ol kamerin kemâlidir

Mihr-i ruhun ne vech ile kâbil ola zevâle kim Vasf-ı cemâlin ey güneş âyet-i bi-zevâlidir

Sübha-i lâ-şerîke leh la bilesin ki bende yok Gözgüye bak vü gözgüde gör ki nenin misâlidir

Vasla kana’-at etmişim dünye vü âhiret sana Âşika şol müşâhede ni’met-i lâ-yezâlidir

Şükr ide gör ilâhına her nefes ey Nesîmî kim Ehl-i kemâle mantıkın rahmet-i zü’l-celâlidir

110

Kanı bir ahd ü peymânı bütün yâr Kanı bir kavli gerçek doğru dil-dâr

Kanı devrinde bir kalbi değalsız Kanı âlemde bir arıca dînâr

Kanı Hakkı bilen bir gerçek er kim Ola doğru anun dilimde güftâr

Kanı dilinde ikrâr eyleyen kim Haka yoktur anun gönlünde inkâr

Kanı dünyâda yâ Rab şol emîn kim Kî anda gizlene bîn türlü esrâr

Kanı şol incili arı sedef kim Buluna anda bin lü’lü’-i şeh-vâr

Kanı Mansurlayın bir ehl-i Hak kim Asıla aşk içinde başı ber-dâr

Kanı sâdıkların râzına mahrem Kanı âşıkların rencine tîmâr

Kanı gerçekleyin bir Hakka âşık Kanı görmüş Hakı bir ehl-i dîdâr

Kanı gaflet şarâbından bir ayık Kanı esriklerin bezminde hüş-yâr

Kanı ahdında şol sâbit- kadem kim Koyam adın anun gerçek vefâ-kâr

Nesîmî yâr ilen çün yâr oldu

Kamu âlem ne gâm ger olsa ağyâr

111

Dün gün firâkından gözüm yaşın döker kan akıtır La’lin gamından dem-be-dem yâkût u mercân akıtır

Yandırdı şevkın cânımı deldi firâkın bağrımı Aşkın belâsı başına gör kim ne Tûfân akıtır

Nutkundan oldum çün diri aynü’l-yakîn oldu bu kim La’lin durur Îsâ kim ol ağzın açar cân akıtır

Gel gel unutma yârını hâlin gör anun sor anı Şevkindan ey dür-dâne gör gözden ne ummân akıtır

Şol inci sûretli dişin gelmiş hayâli aynıma Agzından esdâfı anun lü’lü’-i galtân akıtır

Derdindir ey hûrî-likâ müştâka şol şâfî şifâ Kim şerbetinden her nefes bin türlü dermân akıtır

Nûhun gemisin iste kim yaklaştı Tûfân kopmağa Seyl-âb-ı şevkın şöyle kim bu çeşm-i giryân akıtır

Müşgîn saçın çevgânına çün başımı top etmişim Aşkın belâsından yine ol top u çevgân akıtır

La’l-i lebin tefsîrini söyler Nesîmî cânlara Şol resm ilen kim sanasın Hızr âb-ı hayvân akıtır

112

Yüzün âyîne-i ehl-i safâdır Sözün bu derdime her dem devâdır

Boyun Tûbâ lebindir âb-ı Kevser Şarâb-ı la’linin nutk-ı Hudâdır

Kaşın mihrâbına aynın imâmı Kılar men secdeyi bi’llâh revâdır

Saçın el-fakru fahrî dır fakîreSevâdü’l-vechi fî-dâri’l-bekâdır

Sifâtın Hak kelâmı zâhir oldu Ki zâtın mebde’i her dü serâdır

Cemâlin ta’n eder cennete hûra

Cihânda her ne var şâh u gedâdır

Kerîm ü râhim ü rahmânsın ey dost Mükerrim pür-keremlerden ulâdır

Nesîmînin kelâmından işittin Ki cânı Hakkı ilen âşinâdır

113

Yüzün nûr-ı tecellî mazharıdır Sözün tatlısı âb-ı Kevserîdir

Ruhun şem-i şu’âından münevver Felekte mâh ü mihr ü Müşterîdir

Gözün sihrinden ol Hârût u Mârût Asılmış çâh-ı Bâbilde yeridir

Felekler yüz sürerler ayağına Melekler hidmetinde çâkeridir

Azâzîl kaçtı vaslın kurbetinden Anunçün tavk-ı la’net zîveridir

Sadefdir cümle mahlûkûn vücûdu Vücûdun ol sadefler cevheridir

Cemâlin mü’mine mir’ât oldu Ki da’im mü’minin ol manzarıdır

Belâ dedin belânı gezebildin İkilik âleminde dil-beridir

Dem-i Îsâ ölü diriltir ammâ Deminden Hızr ile Îsâ diridir

Nesîmî gevheridir bahr-ı aşkın Bu bahra dalmayan dîv ü perîdir

114

Ve’s-sâffeti saffen kirpiklerin safıdır Fe’z-zâcirâti zecran cân hicrinin gamıdır

Fe’l-mülkiyâti zikren infâk-ı hüsnün ey cân Âdem değildir ol kim bu ma’nîden berîdir

Ey yüzü nûr-ı îmân vechin kitâbı Kur’ân

Yüzüne sâcid ey cân her kim ki âdemîdir

Ey sûret-i ilâhî oldun ıyân ke-mâ-hîEz-mâh tâ-be-mâhî hüsnüne müşteridir

Mu’ciz cemâlin ey cân her kim getirmez îmâBî-şek değildir insân ol dîv-i Hayberîdir

Ey ehl-i ayne aynin oldu ayân u zâhir Hak görmeyen seni kim ayn-i ayân amîdir

Oldu Nesîmî kurbân der-râh-ı aşk-ı cânân Âşıklara bu ihsân ez-Fazl-ı dâverîdir

115

Ârif-i la-mekân otuz ikidir Sâhib-i cism ü cân otuz ikidir

Aç gönül gözünü vü yüzüne bak Kim yakîn bî-gümân otuz ikidir

Yüzün Ümmü’l-kitâbın âyâtı Ne sayarsın hemân otuz ikidir

Sidretü’l-müntehâ anun aksâmı Sayar irsen ayân otuz ikidir

Vahy ü ilhâm yâ nebyy ü velî Âşikâr u nihân otuz ikidir

İndi Îsâ götürdü şirk ü nifâk Bil ki sâhib-zamân otuz ikidir

Der Nesîmî ki sûret ü ma’nî Şerh ile hem beyân otuz ikidir

116

Eridir firkat odu uş cigerim yana durur Gelmedi cânıma vaslın mededi ya ne durur

Akıtan yaşımı dişin adedi incisidir Bak anun nazmına gör sen ki ne dür-dâne durur

Mescid etti bize mey-hâne gözün mey-gedeni Meste nâ-çâr uyanın mescidi mey-hâne durur

Doludur hûn-ı cigerden gözümün bâdiyesi

Gel beni mest edeni gör ki ne peymâne durur

Kim ki hüsnün sıfâtın söylemez anun sözünü Sayarım hîçe ki bî-fâ’ide efsâne durur

Etmezem yüzünü bedr ayına nisbet ne için Ki yüzün şem’ine gün ay ile pervâne durur

Genc-ı aşkın yeridir gönlüm evi yakma anı Kavle uy ki gencin yeri vîrâne durur

Ey kaçan sünbülünün silsilesinden gâfil Kim ki ol silsileye düşmedi dîvâne durur

Beni âşüfte diyen hâlimi gör hâline sor Zülfü dâmında beni sayd eden ol dâne durur

Ey beni mest sayan sûfî gözün var ise gel Sen özün nergisini gör ki ne mestâne durur

Ey ene’l-haktan ırak oldu Nesîmî Mansûr Yan bu hasrette kim ol dâr ne merdâne durur

117

Te’âlâ şânühü hüsnün sıfâtı kim mu’allâdır Ki er-rahmânu ale’l-‘arşiştevâ ol sahn-ı mevlâdır

Bu hüsnün iştirâkinden visâlin lâ-şerîk olmuş Bes âmennâ ve saddaknâ sana arz etmek evlâdır

Hurûf-ı ayn-ı elkâbın ne mâhiyyet durur çün kim Sıfât u zâtına gelmiş bu esmâ kim müsemmâdır

Ezel bezminde ruh-sârın ne şey kim gördü mest oldu Aceb meydir kim içerler henüz ol mest ü şeydâdır

Hakîmin şerbeti olmaz gönül sevdâsına nâfi’Visâlin şerbetin ister dimâgında ne sevdâdır

Vücûdun levhına yazdım senin aşkın hurûfunu Nesin ey münşî-i eşyâ bu ne vaz’ u ne inşâdır

Yüzün hurşîd-i haverdir ana matladır ay u gün Ne şems-i lem-yezelsin ki bu hüsnün adı yektâdır

Saçından bil ki şerh oldu elem neşrah leke sadrek Cemâlin şem’i yâsindir yanagın nûru tâhâdır

Mu’anber zülfüne Haktan kadîmî sabit olmuştur Sübhâne’llezî esrâ anun şânında esrâdır

Yed-i beyzâ imiş hüsnün ki Mûsâdır ana mahrem Te’âlâ şânühü ekber bu neçe Tûr-ı Sinâdır

Nesîmînin bu gün düştü gözüne dişlerin aksi Zehî pâkîze cevher kim muhîti gör ne deryâdır

118

Yedd-i beyzâdır vücûdun Hak nişânı kandadır Zâhir ü bâtın çü sensin bes kalanı kandadır

Lâ-mekânîdir vücûdun kul kefâ şehrinden uş Ey ruhun innâ hedeynâ bu beyânı kandadır

Kirpigin Tevrât ü İncîl ü Zebûrun şerhidir Dört kitâbın ma’nîsi Seb’a’l-mesânî kandadır

Tâ libâs-ı nûr-er-rahmân ü tâhâ giymedin Bilmedi kimse seni kim hânümânı kandadır

Bilmişim Hakkı ki mir’atı durur fahr-ı zamân Akla sığmaz bu hikâyet tercemânı kandadır

Âyet-i Levlâk oku vü sûre-i nûn ve’l-kalem Tâ sana ma’lûm ola cân u cihânı kandadır

Ahseni takvîmi bil mektûb-ı Sübhâne’llezî Uşta mi’râc-ı ulâsı lâ-mekânı kandadır

Sûretin innâ hedeynâdır cemâlin ve’d-duhâ Ma’nî-i Allâhü ekber künfekânı kandadır

Çün Nesîmî sırr-ı İbrâhim ü Hâşimdir bu gün Ger Haka vâsıl oluptur cism ü cânı kandadır

119

Ol perî-peyker ki tâc—i saltanat başındadır Çîn ü Mâçîni müsahhar eylemek yaşındadır

Tûtiyâ-yı çeşm-i bînâdır ayağı toprağı Secde-gâh-ı ârifân ol kavs ile kaşındadır

Bu kamer devrinde hergiz görmesin şâhım zevâl Üç otuz on yaşı olsun on iki yaşındadır

Sihr ile eyler imâmet gözleri âşıklara

Secde-i âzâdeler hem çeşm ü hem kaşındadır

Şerbet ü âb u şârâbı âh u derd ü hûn-ı dil Ey Nesîmî bil hakîkat aşıkın aşındadır

120

Cemâlin tal’atı gülzâra benzer Dudağın şerbeti hun-hâra benzer

Na’îmin bâğı bil gülzâr-ı vahdet Ayân oldu yüzün gül-nâra benzer

Temâşâ-yı cemâlin kul hüva’llâh Yüzünden kılmayan füccâra benzer

Yanağın cennetin handân gülüdür Zehî nergislerin ayyâra benzer

Vücûdun Mısr-ı câmi’ dir saçın şâm Horâsân u Âden Bulgâra benzer

Benim ahter bu Mısr u Şâm içinde Kevâkib turrası tûmâra benzer

Nesîmînin vücûdu yâ Muhammed Anadır dâ’imâ ikrâra benzer

121

Benim yâr-ı vefâ-dârım gel âhır Melek sûretli dil-dârım gel âhır

Firâkın cânımı yaktı be-gâyet Habîbim mûnisim yârım gel âhır

Firâkından katı divâne boldum Kerem kıl zülfü zünnârım gel âhır

Seni gördüm dedim ey gül-i cennet Benefşe tâze gülzârım gel âhır

Karârım kalmadı sabrım tükendi Lebi la’l-i şeker-bârım gel âhır

Benim bülbül kimi giryân ü nâlân Dudağı gonca gülzârım gel âhır

Kaşın karşısına cânım ber-â-ber Benim tîr ü kemân-dârım gel âhır

Nesîmî nâ-tüvân oldu gamından Gel ey cânım gel ey yârım gel âhır

122

Fâ’il-i mutlak habîbim şânına levlâk der Olmasaydı olmaz idi encüm ü eflâk der

Küntü kenzin kenzidir evvel beyân-ı ve’d-duhâBu kemâle fehm iremez akl ile idrâk der

Sordum ez-cümle mela’ik ism-i a’zam silmedi Âdem-i Hâkîye sordum sor anı ez-hâk der

Ahseni takvîme secde vâcib oldu nüh felek Hep melâ’ik secde kıldı kılmadı nâ-pâk der

Kim ki mahrem olmadı ber-sûret-i sadru’l-emînAradan ağyâr gitti yâr gel çalak der

Âdemin vechinde nûru görmedi dîv-i racimTayyib ü tâhir yarattım ben anı ez-hâk der

Çün Nesîmî ayağı toprağına başın koyarOlmaya dahı cihânda hâtır-ı gam-nâk der

123

Şehâ çün sûretin FürkânımızdırOl on dört hat bizim Kur’ânımızdır

Kaşınla kirpigin zülfün sevâdıDelîl ü hüccet ü bürhanımızdır

Sıfatında mu’anber küfr-i zülfünBeyaz-ı vech ile îmânımızdır

Ruhun vechindeki ol yeddi hattınAle’l-arşi’stevâ rahmanımızdır

Niçin terkini kılsın cân senin kimEzelden çünkü cânın cânımızdır

Gel ey dervîş olan devr-i kamerdeSürün devrânı hoş devrânımızdır

Bu gün çün ıyd-ı ekberdir cemâlin

Nesîmînin cânı kurbânımızdır

124

Gerçek erisen uş bu dem tâ bilesin nazar nedirBir nazar eyle dop dolu gör ki cihân beşer nedir

Genc-i nihânı âşikâr kıldı bu demde lem-yezelGeçti gelen fenâ için geri ana sefer nedir

Genc-i ezel bilinmege hijde hezâr âlemeGeldi bezendi cümlesi gör ki bunu görür nedir

Levha kalem çalınmadan ilm-i ledünde var idikİlmini zâhir etmege zîr ile bu zeber nedir

Men aref bu nefsi için geldi hıtâb sûreteSırr ile seyr etmegeortada bu haber nedir

Cân u dilin veren kişi arş üze ol şikâr ederAnda şikâr eden kuşa kuvvet-i bâl ü per nedir

Gayrete gelse âdemin ilmini hâsıl eyleseCehl-i mürekkeb olmasa bile bu dem hüner nedir

Kendüyü bilmeyen bu dem korku nedir ne bilsin olKendözini bilemlere sûd nedir hatar nedir

İlm-i ledün taleb kılan teşne Hızır-sıfât gerekCân u ezelden esriyen âb ı hayat umar nedir

Baht u sa’âdet isteyen tâc u kemer taleb kılarFursata bir nazar kılın ta bilesiz nazar nedir

Hâlis u muhlis olmaga terk-i iradet eylegilTerk-i irâdet eyleyen bildi ki şîr-i ner nedir

Vuslata çîne-çîn olup râzı şikâr eden bizeGel kerem eyle zahir et söyle ki bu haber nedir

Şem’anı gör neçe yanar sırrına irmez âdemîBir ana sor u gör neçe da’ima terk-i ser nedir

Aşk-ı hakîkat anlayan câna vü başa kalmadıGamzelerine dil-berin cân u gönül siper nedir

Şu’le-i Hak doğurmağa cübbe kabâ gerek müdâmZulmet içinde görünen şems ile bu kamer nedir

Ma’rifetin gülün deren tutiye şekker isteyenGör bu Nesîmî sözlerin bülbül-i taze-ter nedir

Uş bu benim su’alîmin hall ede gör cevâbınıGerçek er isen uş bu dem tâ bilesin nazar nedir

125

Cemâlin yâ Rab ey dil-ber ne tâbân mâh-ı enverdirKim anun âfitâbından iki âlem münevverdir

Yüzün harfinden ey Mushaf beyân-ı küntü kenz eylerTe’âlâ’llâh zehî defter bu defter kangı defterdir

Ruhun hat ile hâlinden çeri çekmiştir ey dil-berZehî şeh-zâde-ı âlem ki hoş ugurlu leşkerdir

Ne ra’nâ sidredir yâ Rab boyun âlemde ey hûrîKim anun kadd ü bâlâsı yedi iklîme serverdir

Yedi hattın kitâbından sekiz cennet ayân olduBu vech ile yakîn oldu ki ol zât-ı mutahherdir

Hayâlimden degil hâlî hayâlin hayli bir sâ’atHemişe sûretin nakşi ber-â-berde musavverdir

Lebin câmından ol cân kim Hızır tek irdi maksûdaÇıka geldi dalâletten bu gün adı Sikenderdir

Bebek tek beslerim dâ’im gözümde hâl-i HindûnuBebek şöyle azîz olmaz kim ol hâl-i müdevverdir

Nesîmî Fazlın Allâhın yüzün nûrunda çün gördüTavâf-ı ka’be hatm oldu safâ vü hacc-ı ekberdir

126

Saçının şebinde yüzü iki haftalık kamerdir Bu sözü bilen bilir kim bu nazar neçe nazardır

Kara zülfünü ruh üzre göreli gözün nigârın Dün ile günüm hemîşe kamu şâm ile seherdir

Lebini kılan teşebbüh şeker ü nebât ü kanda Adı ehl-i dil katında gözü bağlı cânavardır

İki âlemin vücûdu ayağın tozuna değmez Bu sadefte kim bilir kim bu ne kıymetî güherdir

Bu cemâl ü hüsnü gör kim urur aya ta’ne yâ Rab Bu ne Hak sûretli âdem bu ne ma’nîli beşerdir

Güzelin yüzüne bakmak dilemez fakîh ü sûfî Gözü görmezin nasîbi bu güneşten ol kadardır

Yanağı lebi gamından neçe sayrı olmayam çün Degüren bana şifâyı bu gül ile ol şekerdir

Lebinin ki cân şarâbı utanır halâvetinden Şekere kılan teşebbüh gözü baglı bî-basardır

Gül egerçi hûb u tâze görünür nazarda lîkin Gül anun yanagıdır kim ebedî zarîf ü terdir

Dudağı gözüdür anun ebedî şarâb u nuklün Bu ne bâdi-i sekâhüm bu ne kand ü gül-şekerdir

İremin gülü kuruttu kanını teninde hüsnün Bu semen-berin ruhun gör kim neçe latîf ü terdir

Güneşin ol cemâlin cigerin tutuştu yandı Ne bilir bu hâli ol kim kara günlü bî-cigerdir

Haberi bilen habîrin haberi özünden olmaz Ne derim sana işit kim bu haber aceb haberdir

Ene rabbüküm adına neçe yanmasın Nesîmî Bu ene’l-hakın çirâğı ebedî çü yanısardır

127

Âşık katında küfr ile İslâm birdir Her kanda mesken eylese âşık emîrdir

Ma’şûk anın nazîri bulunmaz cihânda çün Tanı anı bu vech ile kim bî-nazîrdir

Büt-hâne ile ka’beyi vahdette fark eden Ma’nîde bâlig olmamış ol gerçi pîrdir

Ey kanıma tefe’ ül için kur’ayı salan Döndürme fâlını ki mübârek zamîrdir

Aşkın yolunda yüzünü hâk eyleyen fakîr Adı cihânda Husrev-i sâhib-serîrdir

Dünyâ vü mülk ü mâl ile aldanma ey melik Kim dünyenin metâ’ı be-gâyet hakîrdir

Tozlu cihâna silk etegin kim na’îmineHer bî-basar kim oldu mukayyed esîrdir

Ey ka’benin cemâline âşık niyâz ile Meydân-ı aşka gel ki muğaylân harîrdir

Müştâka dil-pezîrdir anun cefâları Ma’şûkadan hemîşe cefâ dil-pezîrdir

Her kimsenin ki yüzüne açıldı gözleri Sâhib-basîret oldu vü adı basîndir

Âfâka düştü gulgule hüsnünden ey kamer Âfâka bak vü gör ki ne âh u nefîrdir

Tarh eyledi yolunda Nesîmî vücûdunuGör anı kim ne muhteşem olmuş fakîrdir

128

Cihân yüzün güneşinden münevver olmuştur Saba saçın kokusundan mu’attar olmuştur

Lebin katında ki andan utanır ab-ı hayât Şeker sözün ne diyem çün mükerrer olmuştur

Kimin ki gönlü diledi ayağını öpmek Başını oynamak ana mukarrer olmuştur

Du’â ile ne dileyim senin için çün kim İki cihân sana Haktân müyesser olmuştur

Nasîbimi neçe sa’y ile artıram çün kim Ezelde nahnü kasemnâ mukadder olmuştur

Seher yeli eseli sünbülün diyârından Meşâm-ı ehl-i mahabbet mu’attar olmuştur

Nesîmî ey şeh-i hubân cemâlini göreli Gözünde sûret-i rahmân musavver olmuştur

129

Şem’-i felek hüsnüne pervânedir Cân u cihân vaslına şükrânedir

Kim ki cemâlin sıfâtın söylemez

Söylediği kıssa vü efsânedir

Çekti saçın gönlümü zincîrine Şol deliyi gör ki ne dîvânedir

Nergis-i mestin olalı mey-fürûş Guşe-nişînin yeri mey-hânedir

La’l-i lebin rûh-ı musaffâsına Rûh-ı mukaddes kişi peymânedir

Turraların fikrine düştü gönül Fikrini gör kim ne perîşânedir

Bâtını ma’mûr olanın bâtınıAşk-ı ruhun gencine vîrânedir

Ey leb ü dendânına olmuş tufeyl Kande ki bir la’l ile dür-dânedir

Şem’a diyen râzını pervâne tek Çâresi yanmaktır anun ya nedir

Dâma beni çekti saçın hâl ile Hâlini gör kim ne belâ dânedir

Aşka Nesîmî vereli cânını Hak bilir anı ki ne cânânedir

130

Şem’ oldu gönlüm uşta firâkında yanadır İşi bu resmedir düşenin aşka ya nedir

Aşkında her oku ki felekten atar kazâ Âmâcım ol hadenge vü gönlüm nişânedir

Şîrîn hadîs ü tatlı kelâmından özge söz Âşıkların kulağına sığmaz fesânedir

Ey sûretin cemâl ü melâhatta bî-nazîr Gel gel ki hüsn içinde cemâlin yegânedir

Müşgin saçınla gâliyeden vâz’ olan benin Ol dâm içinde ben bilirim kim ne dânedir

Ben yâr için ezelde kul oldum bahânesiz Kimdir bahânesiz kulu satan bahâ nedir

Ey mescide ibâdet evidir diyen fuzûl Mey-hâne güncine var u gör kim ne hânedir

Ey ömrünü murâd ile sarf etmek isteyen Ver dil-berin visâline kim câvidânedir

Ma’densiz altun olmaz u kânsız degil güher Ey gevher-i yegâne rucu’un ne kânedir

Yârın visâlin iste bu gün koyma yarına Yârın visâli yarına koymak gümânedir

Zülfünde mesken eyledi cânı Nesîmî Cânın hemîşe meskeni ol âşiyânedir

131

Mihr-i ruhun tâbına düştü gönül yanadır Şem’a düşen nârına yansa gerek ya nedir

Ey meh-i bedrin yüzü mihr-i ruhundan hâcil Şem’ine gör cânımı kim neçe pervânedir

Nakş ü ruhun sûreti aynıma kondu meger Gözlerimin saçısı lülü’i dür-dânedir

Nakş ü hayâlin beni nakş ü hayâl eyledi Münkir-i aşkın gözü ikiliğe yanadır

Zülf ü ruhun sırrını bilmeyene ayduram Küfr ile îmânımız ka’be vü büt-hânedir

Cam-ı sekâhum içer dil-ber elinden müdâm Kim ki anın sâkisi şol gözü mestânedir

Çünkü visâlinleyim leyl ü nehâr ey sanem Câm-ı Cem uş bendedir mülk-i Süleymânedir

La’l-i lebinle gözün mey içirirler bana Ben neçe mest olmayam çün iki peymânedir

Dünye vü ukbâyı ben vaslına degşürmüşüm Asısına bin başım cân ile şükrânedir

Aşk-ı ruhun meskeni halvetidir gönlümün Genc-i hayâtın yeri gör ki ne vîrânedir

Düştü Nesîmî saçın halka-i zincîrine Düşmeyen ol halkaya dîv ile dîvânedir

132

Firkat içinde yüregim gör neçe yare yâredir Bağrımı gör bu gussadan kim neçe pâre pâredir

Gamda yanan bu âşıka lutf u inâyet eylegil Ey büt egerçi yüregin mermer ü seng-hâredir

Aşk-ı ruhun ne nâr imiş kim gören anı ey sanem Secde eder melek kimi secdesi Kuds-i nâredir

Ben ne târik u vech ile cevr ü cefâdan usanam Çünkü hemîşe yârımın cevr ü cefâsı yâredir

Yaralı eyledi beni harbesi ağulu gamın Yaralı yârını koma derdine gör ne çâredir

Nâz ü itâb ü işvesi yaktı beni firâk ile Dâ’im anunla âşıkın işi bu resm ü kâredir

Hüsn-i ruhun zekâtını aya kılar isen atâHüsnün odundan ey perî perdesi pâre pâredir

Ay u günü ne vech ile yüzüne nisbet eyleyim Hüsn-i ruhun katında çün ay ile gün sitaredir

Zerk u riyâ vü sûfîlik zerrece assı eylemez Şol kişiye ki rağbeti şol mey-i bî-humaredir

Zevrakımı mahabbetin denizine bırakmışım Gel çek anı kenâra kim meyli anun kenâredir

Hüsnüne âşık eyledi cânımı nâra yandırırGör ki ne fitneler düzer ol ki bu hüsnü yaradır

Zülfü tozundan oldu çün cân u teni Nesîmînin Aslına karışır yine ric’atı şol gubâradır

133

Yâ Rab ol yüzün çirâğı şem’ -ı hâverden midirYâ Rab ol servin yanağı verd-i ahmerden midir

Yâ Rab ol müşgîn sellâsil kim nikâb olmuş güleMüşg-i Tâtarî diyem ya sünbül-i terden midir

Berk-i nesrîn üzre yâ Rab şol düzülmüş incilerSubh-dem vaktinde düşmüş çi veya terden midir

La’lini kim yâd ederse nûş olur ağu anaŞol lebin zikri aceb tiryâk-i ekberden midir

Zâhid aydur sevme hûbu bakma anun yüzüne Şol hacer yürekli âhen yoksa mermerden midir

Ey şekerdendir diyen şol cân-ı şîrînin lebi Bi’llâh anı yahşıdan sor gör ki şekkerden midir

Şol dudağın cur’asından esrimiş Rûhu’l-KudüsYâ Rab ol câmın şarâbı âb-ı Kevserden midir

Ey sabâ Îsî-nefesdir cân-fezâ bûyun megerUğradı ervâha yaş ol zülf-i anberden midir

Dil-berin cevri tükenmez âşıkın bahtı uyurBaht eder yâ Rab bu cevri yoksa dil-berden midir

Şol sa’âdetli kemer kim koçar anun beliniTâli’i mes’ûd imiş ya kuvvet-i zerden midir

Adı mahv oldu Nesîmînin kalem çek harfineEy bu defterden habersiz ol bu defterden midir

134

La’lin şarâbı şerbet-i Kevser değil midirYüzün çirâğı mihr-i münevver değil midir

Nûrun alâ ki Hak dedi nûrun ala’l-yakîn Ruh-sârın üzre zülf-i mu’anber değil midir

La’lin kimi Mesîh-dem ü mu’tedil-mizâcHergîz vücûda gelmedi cevher değil midir

Ey taşa vü türâba diyen kıymetî güherİnsân bu hüsn ü lutf ile gevher değil midir

Ey hasretin zer ile güher iste ma’rifetİnsânda ma’rifet zer ü cevher değil midir

Sûretten ey diyen ki münezzeh durur ilâhGel Hakka bak vü gör ki musavver değil midir

Ta görmüşüm cemâlini manzurum oldu HakHakkı gören nazar ulu manzar değil midir

Ben nâzırım nigâra vü ârif katında bu

Bi’llâh ki hûb nâzır u manzar değil midir

Şîrîn lebin ki akl ana Rûhu’l-Kudüs demişCennetteki şarâb ile Kevser değil midir

Aydur bana bir nakdini ver nesneye fakîh Hayvândan evvel ol yeke kem-ter değil midir

Devr-i kamerde merkezi âşûb u fitneninMüşgîn saçınla hâl-i müdevver değil midir

Sûrette gerçi adı beşerdir Nesîmînin Ma’nîde gör ki zât-ı mutahhar değil midir

135

Ma’nîli sözün dürr-i semîndirBeyânın mehbit-i Rûhu’l-Emîndir

Revân oldu zülâl-i nazm u nesrîn Şarâb-ı Kevser ü mâ’-i ma’îndir

Kelâmın mu’cizi zâhirdir ammâDür-efşân mantıkın sihr-âferindir

Vücûdun cevheri ratbında nâfi’Meger aslı vü fer’i mâ’ ü tîndir

Sana tîg u kalem behrâm ile tîr Müsellem kıldılar bürhân mübîndir

Yakîn oldu ki bulmuşsun hidâyetDeliîn çün hüden li’l-müttekîn dir

Yakînsiz olmaz îmân ehli niçinKi îmân hak buyurdu kim yâkındır

Yakîn çün sendedir mü’min sen oldun Sen ol mü’min ehl-i dîndir

Nesîmînin tehiyyât ü selâmıAlâ ahbâbihî ve’l-âşıkîndır

136

Mu’anber sünbülün şâhâ gül-i sîr-âba pür-çîndir

Ma’âza’llâh hatâ kıldım ne pür-çîn nafe-i Çîndir

Hatâdır çîne haml etmek mu’anber zülfünü bi’llâhKi her bir kılı saçından harac-ı Çîn ü Maçindir

Dehânından haber verdi revân-perver sözün ammâBilinmez nesneden kimse inanmaz kim haber-çîndir

Sen ol sultân-ı hûbansın bu gün âlemde ey dil-berKi kul tek cümle sultânlar sana şâhin ü laçindir

Müdevver nokta-i hâlin gözümden bir nefes gitmezMeger kim şol kara benler gözümde nakş-i pür-çîndir

Ruhun üzre benin şâhâ ne Hindûdur aceb ya RabYalancı uğrı mı yahud İrem bâğında gül-çindir

Gügercin tek şikâr etti beni şol nergis-i fettânYavuz gözden ırak olsun ki hoş şâhâne laçindir

Meh-i tabâna ya mihre seni benzetmezem niçinKi hüsnün harmanında gün meh ile sünbüle-çindir

Gözümden gerçi dil-keşdir saçının şîvesi ammâNesîmîyi bu sevdâya bırakan şol Mogol Çîndir

137

Sekâhüm rabbühum hamrı dudağın kevserindendirBu meyden içenin naklı hadîsin şekkerindendir

Sabâ müşkîn deminden kim mu’attar kılmış âfâkıMu’anber zülf-i pür-çînin abîr ü abherindendir

Egerçi ehl-i tevhîde saçın hablü’l-metîn olduSevâdü’l-vechi fi’d-dâreyn anun sevdâlarındandır

Dem-i Îsâ kimi nutkun diriltir cânsız eşbâhıBu mu’ciz cân-fezâ la’lin müferrih cevherindendir

Kıyâmet koptu hüsnünden çalındı sûr u haşr olduBu gavgâlar ki yayılmış anun şûr u şerindendir

Behiştin esvedü’l-‘ayni ki hûru’l-‘ıyn durur adıYazılmış halka bir âyet cemâlin defterindendir

Fakîh ey ahsen-i sûret seni mescûd eger bilmezBu âsî dîv-i mel’unun hatâsı reh-berindendir

Yüzündür kul hüve’r-rahmân saçındır alleme’l-Kur’ânAceb şol cânların cânı ne kânın gevherindendir

Nigârın nergis-i mesti ne fettân ayn imiş gör kimNeçe Rûhu’l-Emîn esrik humârinab herindendir

Gel ey cân ıyde kurbân ol ki kurbân olmayan ıyde Ne oldu fıtre ıydinden ne anun ekberindendir

Cihânın mihneti çoktur anun derd-i serinden geçKi Haktan düştüğün mahcûb anun derd-i serindendir

Nesîmî mâ-sivâ’llâhdan kesildi dil-beri bulduNesîmî neylesin nitsin inâyet dil-berindendir

138

Ey yüzün seb’a-l-mesâni nezzele’l-fürkân budurVahy-i mutlak hak kelamı kâf ve’l-Kur’ân budur

Şol hayât âbın ki buldu Hızr anı zulmette uşBulmuşum la’linde ya’nî çeşme-i hayvân budur

Söylemek vaktinde şîrîn leblerinden cân yakarÂferin şol câna ey cân-âferîn bürhân budur

Ey irem gülzârı yüzün vey dudağın selsebilÂşıkın Rıdvânı sensin ravza-i Rıdvân budur

Ger desem Haksın nigârâ gussadan İblîs erirVer desem insân bu sığmaz akla kim insân budur

Ey kılan tevhîdü îmân küfr ü şirkin adınıGel bu zîbâ-sûrete kıl secde kim îmân budur

Ey diyen handân ağızlı bitmiş ol gül-gûn gülGel bu ruhsârın gülün gör kim gül-i handân budur

Dil-berin yolunda kurbân ol fedâ kıl cânınıEy bekâsız cân-ı âşık câvidânî cân budur

Gözlerin Allâhu nûr âyetin tefsîr eder Ey bu ma’nîden habersiz sûret-i rahmân budur

Ahseni takvîme inkâr eyler îmânsız fakîhŞol azâzîlin ki adın hak dedi şeytân budur

Zerk u tezvîrin zamânı geçti ey zâhid uyanAşka tâat kıl oldu hükm anun fermân budur

Âşıkın başıyle oynar şol nigârın zülfü uşÂşık ol meydâna gel kim top ile çevgân budur

Aşka çün dermân bulunmaz geç emekten ey hakîm Gel bulunmaz nesneden geç epsem ol dermân budur

Gel Nesîmînin elinden bâdeyi nûş eyle kimLâ-yezâlî işret oldur gussasız devrân budur

139

Cânım vücûdu sensiz lâ-şey’ kimi ademdirSenden cüdâ dirilmek müştâka key elemdir

Ruhu’l-Kudüs deminden Îsâ bni Meryem olduEy bî-haber bu demden gel gel ki dem bu demdir

Zülfün karanusundan yüzün nûru göründüHer kanda şâm olursa ardınca subh-demdir

Var ey kılan azîmet Beytü’l-harâma bil kimMa’şûkunun cemâli hem ka’be hem haremdir

Aşkın beni belâsız bir dem komaz elimdenÂşık olana dâ’im aşkın işi elemdir

Yârın gamını gönlüm kevn ü mekâna vermezNiçin ki ol bilir kim yârın gamı ne gamdır

Zer u riyâdan oldu yoksul eger NesîmîYârın mahabbetinden gör kim ne muhteşemdir

140

Sûretin Pâkîze nakşı lâ-yezâlî bendedirBenden ayrılmaz bu sûret uş hayâli bendedir

Gerçi gözden gittiğin adı firâk oldu velîHer cihetten bakarım vaslın visâli bendedir

Neylerim bakmak hilâl ü bedre ayruk tâ-ebedÇünkü yüzün bedrile kaşın hilâli bendedir

Tûr-ı aşkındır vücûdum şol cihetten lâ-yezâlHüsn-i ruhsârın tecellîsi cemâli bendedir

Çün dudağın Kevserinden bulmuşum âb-ı hayâtSelsebilin aynıyım Hızrın zülâli bendedir

Zülf ü hâlin şerhini ben yazarım harfen be-harfÇün bu mevzûn noktanın harf ü misâli bendedir

Arş-ı rahmândır cemâlin zü’l-celâl eyler anıEy yüzün Kur’ân beyânı zü’l-celâli bendedir

Zülf ile kaşın hurûfun yazamaz her yazıcıEbcedin buldum bu levhin cîm ü dâli bendedir

Bulmuşum mülk-i Süleymân genc-i Kârûnu dahıFazl-ı Haktan çün visâlin mülk ü mâli bendedir

Gamzesi bimâr ü aynı nâ-tüvândır sanma kimKimse hâlin bilmez anın uşta hâli bendedir

Dünye vü ukbâ cemâlin vaslına oldu tufeyl Vaslını çün bildin anun ittisâli bendedir

Gerçi fettândır gözün aydur yanağın âli kim Fitne-i âhır zamânın mekr ü âli bendedir

Sorma aşkın kîl ü kâlin her fakîh ü şeyha kimBilmedi dîvân-ı aşkın kîl ü kâli bendedir

Ey müselsel zülfünün ıkdında ser-gerdân olanGel bana sor kim cevâbı hem sü’âli bendedir

Tâ itâbın zevkını bildirdi la’lin cânıma Cennetin şîr ü şarâbı hamr u bâli bendedir

Lâ-mekânın âlemin ger seyr edersem ne acebCebrâ’ilim Rûh-ı Kudsün perr ü bâli bendedir

Aşka mahv oldu Nesîmî ta kim ayruk şem’ineYanmasın pervâne kim aşkın kemâli bendedir

141

Leyletü’l-kadrin sevâdı zülf-i pür-tâbındadırVe’d-duhânın âfitâbı yüzü meh-tâbındadır

Zü’l-hayât oldu lebinden Hızr u Îsâ lâ-yemûtGör bu kudret mu’cizi kim la’l-i sîr-âbındadır

Ey humârî gözlerinden fitneyi uyur sananGözleri şol fitnedir kim fitnesi hâbındadır

Sûretin ya Rab ne Mushafdır bu hüsnün sûresiKim melâhattan ne kim dersem anun bâbındadır

Gerçi recûr oldu şîrîn leblerin aşkında cânHem şifâsı şol dudağın kand ü unnâbındadır

Gözleri mey-hânedir anun yüzü Beytü’l-harâmGör bu Beytü’llâhı kim mey-hâne mihrâbındadır

Ey veren ma’şûkunun esrârını nâ-mahremeGer bu râzın mahremisen uşta ahbâbındadır

Âb-ı hayvânın mizâcı Kevserin hâsıyyetiSelsebilin zevkı yârın lâl-i bullâbındadır

Bahr-ı zâtın sırrını ârif bilir sor ârife Kim bu sırrı ol bilir kim cânı gark-âbındadır

Turasından sünbülün âşufte gönlüm çektiğinŞol perîşân-hâle sor kim cânı kullâbındadır

Gül-şeker bâzâra gelmez bal utanır kand erirŞol halâvetten kim anun şekkeri nâbındadır

Çün Nesîmînin Ebu’l-Fazl oldu Haktan künyetiCümle esmânın hurûfu ayn-ı elkâbındadır

142

Vaslını kim ki bulmadı derd ü azâb içindedirLa’lini kim ki sormadı teşne serâb içindedir

Kim ki saçınla olmadı subh-ı ezelde âşinâTâ-ebed ol ol kara gönül hicâb içindedir

Düştü cihâna gulgule uykulu nergisinden uşFitnelerini gör anun sanma ki hâb içindedir

Gönlüm içinde sûretin cân kimi kılmışım yerinGevher-i küntü kenzi gör kim ne harâb içindedir

Şems ü kamer eger yüzün tâbına düşmedi nedenAşka esîr olan kimi âteş ü tâb içindedir

Kand ile bal ü şekkerin lezzetini unutmuşumTa ki benimle leblerin nâz ü itâb içindedir

Sırr-ı sekâhüm ey gönül mâhide sorma kim anıÂrif-i rabbühüm bilir kim bu şarâb içindedir

Zühde delâlet eylerim aşka hâris olur gönülBen ne şümâra düşmüşüm ol ne hisâb içindedir

Şem’-i ruhun harâreti cûşa getirdi kanımıGör neçe yanar od imiş kim bu kebâb içindedir

Sûretinin sıfâtına vâlih ü hayrân olmuşumGözden egerçi sûretin tarf-ı nikâb içindedir

Zülf ü kaşın Nesîmîye vech-i hüsnündür ey sanemCîm ile nûr bu hüsn ile hansı kitâb içindedir

143

Derd-i firâka düştü cân âb u figân içindedirSen bu azâb u âteşi gör ki bu cân içindedir

Şekva bırakma gönlümü çün sana Rûşen oldu kimBunca gamınla hüzn ile derd-i nihân içindedir

Vasl-ı ruhundan özge ben kevn ü mekâna bakmazamGerçi huceste vuslatın kevn ü mekân içindedir

Aynım içinde kâmetin sidresi mesken eylediSidre hem anda yaraşır k’âb-ı revân içindedir

Çarhâ çıkardı âhımı cânımı yandırır gamınGör neçe nâr imiş gamın kim bu dühân içindedir

Yârımı benden ayıran hâceti hâsıl olmasın Assı sanan bu işi gör kim ne ziyân içindedir

Senden egerçi düşmüşüm ayrı seninleyim yakînOl ne bilir bu remzi kim zann ü gümân içindedir

Hâlimi sensiz ey sanem bilmez isen gel uşta görGönlüme bak vü bağrımı gör ki ne kan içindedir

Vasl-ı ruhun bahâsına versen eger ucuz olaCân u cihân u her ne kim iki cihân içindedir

Silsilesinde zülfünün cân vatan eyledi anunYa’nî ki cânımın yeri sahn-ı cinân içindedir

Oldu Nesîmî ey kamer hüsnüne fitne neylerim Fitne-i âhıru’z-zamân çün bu zamân içindedir

144

Zülf-i dütâsı şâhımız halkası mâh içindedirŞol kamerin menâzili ebr-i siyâh içindedir

Düştü kemend-i zülfüne akl kuşu revân velîZıll-ı ilâha yapışan zıll-ı ilâh içindedir

Ka’be-i aşka varanın sıdk u niyâzdır yoluMenzile âkıbet irer kim ki bu râh içindedir

Cânımı bir nigâh ilen aldı harâmî gözlerinGör ki ne türlü fitneler uş bu nigâh içindedir

Servi kabâda ya kamer kimse külehde görmediŞol boyu servi gör neçe mâh külâh içindedir

Alem içinde bî-gümân sensin emîr-i dil-berânGör ki bu resme pâdişeh hansı sipâh içindedir

Sûret-i hûba müddei bakma demiş NesîmîyeYüzü karayı gör neçe küfr ü günâh içindedir

145

Bahr-ı muhîta düş kim deryâ-yı a’zâm oldurÂdeminden olunca gâfil niçin ki âdem oldur

Rûhu’l-Kudüs deminden şol mürde kim dirildiTahkîk âleminde Îsâ bnü Meryem oldur

Esrâr-ı küntü kenze her sîne mahrem olmazÂdem gerek bu sırra mahrem ki mahrem olmaz

Kirpiklerin okundan bir ok bu yana gönderÇün kim bu yaralının zahmına merhem olmaz

Sûrette gerçi dil-ber ma’şûkadır velîkînMa’nîde fi’l-hakîkat âşık dahı hem oldur

Gam-gîne şâdlıkdır yârın gamı velîkînGam-gîne çok bulunmaz yârın gamı gam oldur

Şol ârifin kim oldu âyînesi cemâlinÂlemde şek değil kim İskender ü Cem oldur

Kâlû belâda zülfün cân ile hem-dem olduYa’nî hemîşe bil kim ervâha hem-dem oldur

Mansûr egerçi haktan rüsvâ-yı âlem olduAndan ana ne gam kim rüsvâ-yı âlem oldur

Cânsız beden ne bilsin enfâsını MesîhinŞol câna sor bunu kim bildi kim ol dem oldur

Ey ka’be-i hakîkî la’lin ne zemzem eylerKim susamış Nesîmî aydır ki Zemzem oldur

146

Hüsnün tebâreke’llâh envâr-ı lem-yezeldirYüzün cemâl içinde bî-misl ü bî-bedeldir

Aşkın esâsı ey cân kâbil degil zevâleNiçin ki mülk-i hüsnün mülk-i bilâ-haleldir

Ey hikmetin re’îsi ma’lûl ü illeti koyEvvel bu cevheri bil kim müdde’i ileldir

Cennette gerçi Haktan bal ü mey oldu va’deLa’lin bana gerek kim hem mey vü hem aseldir

Cân ile hem cihâna tarh etmeyen bu yoldaDünyâ vü âhirette bî-ilm ü bî-ameldir

Ey senden ayrı gönlüm vahşî iki cihândaAynın aceb gazâle hüsnün aceb gazeldir

Sen cân u cümle âlem eşbâh imiş meseldeCânsız beden dirilmiş gör kim bu ne meseldir

Ey bâde-i sekâhüm la’l-i lebin şarâbıİkrâh eden bu meyden içtiği ekşi haldir

Aşkın odunda şol kim pâk olmadı vü hâlisAdı iki cihânda yüzü kara zegaldir

Anber-feşân saçınla şol günü bilmişim kim Âlemde adı anun lâ-ibtidâ ezeldir

Çün âlemin Nesîmî kurtuldu kesretindenVahdet kimi bekâsı bî-müddet-i eceldir

147

Ey ellezî yüvesvis tâ’atların hebâdırEgri yolun delâlet çürük sözün hatâdır

Zann u gümân içinde kalmışsın ey yakınsizMeşkük ilen kim aydur kılmak amel revâdır

Cum’a namâzını çün şart oldu mısr u câmi’Şartın bil evvel andan meşrûta ayt salâdır

Ey bilmeyen bu mısrı itirme cum’ayı kimCum’a bu Mısr içinde makbûl-i kibriyâdır

Yûsuf kimi azizim Mırsın içinde dâ’imHakkı bilen hemîşe âlemde muktedâdır

Âdîne sûretinde geldi resûle cumâTanık bu hak hadîse uş kavl-i Mustafâdır

Âdine niçin oldu âdînenin adın aytBu sırrı ol bilir kim Hakkıyla âşînadır

Âdînedir kıyâmet ol gündedir nedâmetOl günde Hak katında icma’ı enbiyâdır

Ey cum’adan habersiz gör cum’ayı vü bil kimOl günde va’de Haktan uçmak ile likâdır

Âdîneyi bilenler mağfur u nâcîdirlerMağfur olan cihânda hâdî vü pîşvâdır

Cum’a günün sıfâtı şerh u beyâna sığmazMa’nîde gerçi adı câm-ı cihân-nümâdır

Çün cum’a yevm-i dîndir arz u semâda HaktanDînin itirmiş ol kim âdîneden cüdâdır

Ol müşrik-i necisdir âdîne kılmayan kimKavli ve fi’li anun taklîd ile riyâdır

Çün huccetü’l-mesâkîn cum’a günüdür anıMiskîne sor ki miskîn âyînesi safâdır

Câmi’de cum’ayı uş her gün kılan benim kimKur’an imânım oldu da’im yüzüm anadır

Âdîne hacc-ı ekber huccâca Haktan olduOl bî-bazar ne bilsin bu sırrı kim amâdır

Îmânı yoktur anun kim oldu bî-emanetDînin itirmiş ol kim ahdinde bî-vefâdır

Peygamberin sözüdür hem Tanrının kelâmı

Bu ahd ü bu emânet bil kim ne iddi’âdır

Şol ahd ü şol emânet ger sende var ise koşYoksa bil ey îmânsız kim dînsîz ol degâdır

Ey küfr ü şirk içinde sanma özünü mü’minİslâm ü şer’ u î mân mahsûl-ı evliyâdır

Deccâl tu’nesinden fikr eylemez NesîmîNiçin ki Rûh-ı Kudse avn ü mu’în Hudâdır

148

Kaşınla kirpiğin zülfün karadırTeâla’llâh ne sûretler yaradır

Belâdır aynın ammâ hâcibeyninBelâ üstünde bir ayruk belâdır

Beyân eyler hat u hâlin yüzündeKim anun nakşını yazan Hudâdır

Kelâmu’llâh ile Seb’a’l-mesânîEger yüzün desem bi’llâh revâdır

Benim dünyâda vü ukbâda sensinİlâhım kıblem uş yüzüm sanadır

Sana kimdir diyen kim Hak değilsinSeni Hak bilmeyen Haktan cüdâdır Bana zâhid dedi kim sevme hûbuHatâdır zâhidin fikri hatâdır

Delîl oldu hatın tâhâsı halkaKi er-rahmânu ale’l-arşi’stevâdır

Bu esrârı ne bilsin şol azâzîlKim anun ta’atı zerk u riyâdır Gel ey sûfi safânın sâfını içKi sâfi içenin içi safâdır

Otuz iki hatındır şol alem kimLehü mâ fi’s-semâvâti’l-‘ulâ dır

Nesîmî çünkü Hakka vâsıl olduHüve’l-bâkî hüve’l-bekâ dır

149

Yüzün bedri cihânın dânesidirYer ü gök ayla gün pervânesidir

Cihân u dîn ü dil zülfüne cânınEger lâyık düşen şükrânesidir Yüzündür Âyetü’l-kürsi anunçünKelâmu’llâh muharrem hânesidir

Saçın zincîrine düştü bu gönlümMüselsel zülfünün dîvânesidir

Kaşınla kirpigin zülfünle hâlin Harâmî gözlerin mestânesidir

Tutuşmuş aşk odu cân sordu cismeBu derdi kimse bilmez yanasıdır

Yüzünde âbid olmuştur NesîmîNesîmînin bu gün cânânesidir

150

Sen mâh-rûy-ı dil-rübâ ey Türk-i mâ-zâga’l-basarSen Husrev-i Şîrîn-likâ ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Sen kıble-i îmânımız ey rûh-ı cism ü cânımızBu dilde sensin hânımız ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Ey sûretin şems-i duhâ zülfün delîl ü reh-nümâKaşın nişânıdır vefâ ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Ey gevher-i deryâ-yı cân sen mahzar-ı sâhib-kırânOldu yüzün dârü’l-emân ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Ey sûretin cân-âferîn ey rahmeten li’l-‘aleminİyyâke na’büd nesta’in ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Ey hâl ü hattın kul kefâbillâh imiş Haktan nidâEl-aynü mislin mâ reâ ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Ey Fazl-ı rahmân zâtımız Kur’ân imiş âyâtımızAşkın durur âyâtımız ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

İnnâ hedeynâ mahzarı ser-cümle eyyâ serveriSen bahr-ı ma’nî gevheri ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

Ey server-i cümle rusül ey hâdî-i râh u sübülSensin yakîn esmâ-yı kül ey Türk-i mâ-zâga’l-basar Sensin emîr ü pîşüvâ sensin Aliyy-i MürtezâAhmed Muhammed Mustafâ ey türk-i mâ-zâga’l-basar

Buldu Nesîmî her zamân bir Fazl-ı rahmân bî-gümânBildi seni cân u cihân ey Türk-i mâ-zâga’l-basar

151

Götürdü nikâbı yüzünden kamerUtandı nebât-ı lebinden şeker

Tebârekte ey hak sıfatlı nigârTe’âleyte ey Hak sûretli beşer

Boyun enbete’llâh zehî i’tidâlGözün ayneke’llâh zehî hoş-nazar

Saçın şerhini eylerim her geceRuhun vasfını söyler her seher

Esîr olmayan hüsnüne âdemîHacerdir hacerdir hacerdir hacer

Gel ey tâcir ol Yûsufu satın alKi kânında kıymetsiz olur güher Kılından belin ince gördüm tamâmVelî incedir incedir bu haber

Sözün âb-ı hayvândır ağzın rehîkBu vasfı azîm eylerim muhtasar

Gel ey Sidretü’l-müntehâ kim boyunMübârek şecerdir mübârek şecer

Çü a’lâ vü esfelde gördüm seniNe gam ger cihân olsa zîr ü zeber

Hakı bil Hakı bul Hakı tanı kim Ki Haktan doludur yedi bahr ü ber

Zuhûr eyledi cümle eşyâda HakKanı bir basîretli açık basar

İkilikte kalan azâzîl olurMelek-sîret insân ol anı gider

Nesîmî kimi vâhid ol yâr ileİkilik sıfattan ikilik biter

152

Getir getir getir ol kâse-yi revân-perverGötür götür götür ol cengi bir nevâ göster

Verem verem verem öz cânımı ben ol yâreEmem emem emem ol la’li şehd ile şeker

Lebin lebin lebinizden akîk oldu mâtDişin dişin dişinizdir bahânesiz gevher

Sözün sözün sözünüzden diledi kand ü nebâtYüzün yüzün yüzünüzden utandı Şems ü kamer

Saçın saçın saçınızdan çü müşk-i nâb hacilKaşın kaşın kaşınız yây u kirpigin oklar

Beni beni beni gamze oku ile urduSenin senin senin ol câdû gözlerin yek-ser

Yakîn yakîn yakîndır Nesîmîye şeksizHabîb hâbîb habîbdir ki dilde söylerler

153

Visâlini dileyen cân ile cihânı nederŞol âb-ı Kevseri içen neder bu cânı neder

Mahabbet ehline aşkın yeter neder zühdüŞol assıyı bu ziyânı bilen ziyânı neder

Cemâlini gören ey ravzanın gülistânıİrem sarâyını ya sahn-ı gülsitânı neder

Hakın likâsına cânı ki câvidan olanınBu cism-i fânîye ayruk ki ne hâcet anı neder

Kaşın hilâline bakıp gören yüzün ayınıZavallı güneş ü mâh-ı âsumânı neder

Seni beşerde bilen ne gizli cevhersinBu kâ’inâta ne bakar bu bahr u kânı neder

Boyun çinârını ârzûlayan ulu himmetÇemende herze biten serv-i bûstânı neder

Hakîkat ehline aynü’l-yakîn ayân olduYakîne uğrayan ayruk hatâ gümânı neder

Mekânsız oldu Nesîmî mekânı yoktur anunMekâna sığmayan ol bî-mekân mekânı neder

154

Sûretin şu’lesine nûr-ı tecellâ dedilerGörmeyen şol sûretin nûrunu a’ma dediler

Boyuna serv-i sanevber neçe nisbet edelerNazar ehli boyuna sidre vü Tûbâ dediler

Kaşların aksini gözüm göreli dür döker uşDürri mât etti görün dişleri Îsî dediler

Yüzüne bakmağa bin cân u cihân terk ederimYoluna cân u cihân dünye vü ukbâ dediler

Gözünün sihri kanıma susamış şimdi şehâŞol haramî gözüne sihr eder uğru dediler

Neçe benzettiler anun saçına şâmı ne acebŞol sebebden kim anun saçına Leylâ dediler

Mü’minin gözgüsü mü’min dedi çün ehl-i nazarAnun için gözüne sûret ü ma’na dediler

Ey Nesîmî dem-i Îsâ dediler nutkuna kimNefesi urdu lebin kim dem-i Îsâ dediler

155

Dediler leblerine şerbet-i Kevser dedilerKevserin şerbetine kand ile şekker dediler

Yüzünü gördü senin kim bu sebebden kim olaLebine ins ü melek cümle müsahhar dediler

Neçe derya dökülür gözümün ebrinden i cânDişlerin nazmına dür-dâne-i gevher dediler

Boyunu Sidreyi mi gördüler anlar ki seninBu belâ kâmetine serv-i sanevber dediler

Yüzünün bâğına cennet dedi Hak ehl-i nazarKi yanağın gülüne gör neçe ahmer dediler

Zülfünün tozuna kimdir ki hayâl ede i cânYapışıp zülfüne bin cân ile anber dediler

Gerçi ser-fitne saçındır kamerin devrinde kimBu sebebden yüzüne mâh-ı münevver dediler

Gerçi zulmâta saçından olalı fitne delîlÂşıka zülf ü ruhun nûruna reh-ber dediler

Ey Nesîmî dileğin yâr idi Haktan çü seninSana Haktan dileğin oldu müyesser dediler

156

Ehl-i îmân ısları ol demde inkâr ettilerÇün Hüseynîni Haleb şehrinde ber-dâr ettiler

Seyide cevr eyleyip zulm ile Hakkı bastılarAhseni takvîme gör kim neçe inkâr ettiler

Kâdîlar fetva verüben Hakka bâtıl dedilerKüfr olup îmâna gelmez gelmege âr dediler

Bileyip bıçakların çün kıydılar bu tenimeSağ iken ben miskıni gör neçe bîmâr ettiler

Hak bana söyle deyü emr etti ben de söyledimSözümü destân edip âlemde tekrâr ettiler

Yüzdüler çıkardılar çün kim Nesîmînin teninYas edip gökte melekler cümlesi zâr ettiler

Ey Nesîmî vâsıl oldun hâlik-i rahmâna senCennetü’l-me’vâ bulup yerini gülzâr ettiler

157 Ey hatın Seb’a’l-mesânî vey lebin ma’-i tahûrVey cemâlin pertevinden ser-be-ser âlemde nûr

Va’de-i yevmü’l-kıyâmet indi Haktan ârifeRûz-i haşr oldu çalındı vahdetin kûyunda sûr

Hilkâtin şânında münzel oldu emr-i uscüdüBilmedi şeytân bu remzin şükrünü oldu gayûr

Şübheden arın ve ehl-i sâcid ol kıl secdeyiLeyse makbûli’s-salâtü’l-kalbi illâ bi’l-huzûr

Hâtır-ı cem’iyyet ol zülf-i perişânındadırŞol cihetten olmadı hâlî hayâlin ez-hutûr

Aynıma gelmez cihânın zulmeti bir şemmeceÇü iki âlemde sensin merdüm-i aynımda nûr

Hamdü li’llâh kim Nesîmî buldu yârın valsınıFârigu’l-bâl ez-gam-ı dünyâ ve min haşri’n-nüşûr

158

Çün elestü rabbüküm güş ettiler dervîşlerPes alıp vahdet meyin nûş ettiler dervişler

Gördüler bu devri kim bir mâh kejdim heft pirEl çekip andan ferâmûş ettiler dervişler

Bellerine şer’ menkülünü kıldılar kemerPes tarîkatta ki dil-hoş ettiler dervîşler

Hırka-i fakrı ki fahr etti anunla MustafâÖzlerine anı ser-pûş ettiler dervîşler

Buldular râh-ı hakîkatta kemâl-i ma’rifetÂlem-i vahdette çün cûş ettiler dervîşler

Şevk-ı şem’ına yakıp pervâne bigi bâl ü perÖldüler ölmezden ön hoş ettiler dervişler

Ey Nesîmî oldular mülk-i belâda câvidânÇün fenâ dârından el boş ettiler dervîşler

159

Görün ki bahr-ı ma’ânî kad-ı cân eylerSıfât u sûret-i vahdeti hoş beyân eyler

Kaşın gözün nazarı bil yakîn ki HaktandırHakın nazar-gehini gör ki tercemân eyler

Tarîkat er diler isen hakîkata başlaHaka gönül vericek aşk ana nişân eyler

Bu günc-i vahdete gir gör sıfât-ı kün fe-yekûnKi kâf u nûna irişen özün ayân eyler

Ayân gözün açı gör Hakkı bî-gümân bilgilKi yârı göriceğin Hak sana beyân eyler

Hadîs-i aşk u mahabbet vücûd içinde gelirKi nûn ve’l-kalemin sırrını ayân eyler

Gel ey Nesîmî bu ser-geşte cânı terk eyleKi cân kafesten uçar azm-i câvidân eyler

160

Yüzündür Tûr-ı Sînîni rakk-ı menşûrBilindi uşta gör nûrun alâ nûr

Kaşındır kâbe kavseyn Sidre boyunKatında cennet ü Rıdvân u hem hûr

Yüzün bârü’s-selâm oldu selâmınYeridir ka’be vü hem beyt-i ma’mûr

Anun şânındadır fethun karîbiKelâmu’llâh içinde gör bu mestur

Kara çeşmindedir devrân-ı âlemKim oldur cümle sâye uşta manzûr

Kıyâmet kâmetinden oldu zâhirYakîn bu kaddin için oldu makdûr

Kamu eşyâya sensin hâkim ü şâhKulundur kayser ü hâkân u fagfûr

Senin nutkundan oldu cümle eşyâBilindi haşr ü neşr ü nefha-i sûr

Çü nâtıktır kelâmu’llâh yüzünden Görün bu sırr-ı pinhân oldu menşûr

Nesîmî der-ezel cânân elindenŞarâb-ı Kevser içti ez-leb-i hûr

161

Gönül verme cihâna bî-vefâdır

Gönül vermek ana ayn-i hatâdır

Buna cân u dil ile anla vü bakFenâdır bu fenâ sanman bekâdır

Bekâsı var imiş olsa cihânın Kalaydı bâkî şol Mustafâdır

Bunun hergiz bekâsın bulmadılarŞular kim enbiyâ vü evliyâdır

Bunun şekkerleri ağudan acıBunun gülmekleri cümle belâdır

Bunun zevk u sefâsı hep küdûretBunun râhatları renc ü belâdır

Kamu ser-mâyesin verdi ziyânaBu dünyâ ile her kim âşinâdır

Zehî magbûn degil midir şu kimseKi da’îm dünye için mübtelâdır

Cihânın çün bekâsı yok NesîmîAnı koyup Haka dönmek revâdır 162

Ey yüzün nûr-ı tecellî ma’nî-i îmân budurHer kim ikrâr eylemez insân degil hayvân budur

Sun’-ı Yezdân eyledi zâhir yüzün yüz âferînYoktur anda zerre peydâ nükte-i pinhân budur

Görmüşüm zîbâ yüzünü sûret-i rahmân dururSormuşum la’l-i lebini derdime dermân budur

Leyletü’l-mi’râc zülfün kâbe kavseyndır kaşınHer kişi kim oldu münkir lâyık-ı kurbân budur

Sûretin levhinde yazmış nakş-bend-i kâf u nûn Âyet-i Allâhu nûrun hüccet ü bürhân budur

Sûretin vechini buldu bildi arif sırrınıBilmedi gâfil bu sırrı câhil ü nâdân budur

Söyledi zâhir Nesîmî şî’rini verdim cevâbRûh-ı Kudsî kıldı Tahsîn dedi kim Selmân budur

163

Hamdü li’llâh kim cemâlinden cihân pür-nûrdurŞol cihetten mülk-i cân virânesi ma’mûrdur

Yedi âyettir ki mülk-i cân virânesi ma’mûrdurHatt-ı müşkîn rakk-ı menşûr üstüne mestûrdur

Okuyan harf-i kitâb-ı hattını cân bildi kimAhmede tâha ve yâsin Mûsıye ve’t-tûrdur

Kıble-i ehl-i safâ dedi emîn-i enbiyâSecde kıl kim kıblesiz ca’iz degil meşhûrdur

Cümle cân terk etmedi dârında gerçek dil-berinGer ene’l-hak söylese sen sanma kim Mansûrdur

Fâtih u savm ü salât ü rûze vü dârü’s-selâmHâzin-i ebvâb-ı cennet hem na’im ü hûrdur

Kâmeti serv ü lebi şekker sözü âb-ı hayâtSûreti hûr u yüzü gör kim ne hoş manzûrdur

Hakka minnet çün Nesîmî buldu vaslından berât Şol cihetten dem-be-dem bir sırr ile mestûrdur

164

La’linde câm-ı hamr-ı musaffâ değil midirHâlin sıyahı habbe-i sevdâ değil midir

Mihr-i ruhun ki devr-i kamerden haber verirArş u semâda nur-ı mu’allâ değil midir

Çün şâhid-i hakîkî sen oldun bu arsada Ruh’-l-Kudüs bu hikmete güyâ değil midir

Hâcet değil meşât-ı celâl ü cemâlineŞol sûret-i huceste müheyyâ değil midir

Lem-yezel Hızr güşe-i cem-ı lebindedirEz çeşme-i cemâl-i tü ihyâ değil midir

Her bî-haber ki bilmedi kadr-i visâliniHayvândan ol olay ki kem-ter değil midir

Peyveste döktü kanımı mestâne gözlerinŞol kâfir ol meyânda müberra değil midir

Mir’ât-ı lâ-mekân ki ruhun âfitâbıdırÂrif katında manzar-ı a’la değil midir

Cân verdi çün Nesîmî bahâ-yı visâlineVaslından ol fakîre temenna değil midir

165

Yüzün hurşîd tâbından cihân cümle münevverdirHayâl-i leblerin dil-ber bana kand-i mükerrerdir

Verüben âsitânına yüzümü sürdüğüm bu kimŞu kim ka’be tavâf eyler oda yanmaz mukarrerdir

Benim Rabb-ı rubûbiyyet benimle hem-dem olmuşturZîrâ dil-dârımın şekli bu gönlümde musavverdir

Ayâ dil-ber n’ola dersem tapına ahsen-i eşyâLetâfet ma’deni sensin kara zülfün mu’anberdir

Hudâ nahnu kasemnâ deyüben çünkü atâ kıldıBi-hamdi’llâh Nesîmîye senin cevrin müyesserdir

166

La’l-i nâbın çeşmesinden âb-ı hayvân gizlidirDürc-i yâkûtunda ey cân dürr ü mercân gizlidir

Leblerin şîrîn dehânın hokkasından söz ile Açar esrârın velîkîn sırr-ı pinhân gizlidir

Cânımın cânı gamındır şol sebebden ey nigârŞâd olur cânım ki cânda dâ’im ol cân gizlidir

Şol hadeng-i gamzeler kim câna urdu gözlerinKan gider yürekten ammâ zahm-ı peykân gizlidir

Anberın zülfünde yüzün gizlenirse ne acebŞeb nikâbında hemîşe mâh-ı tâbân gizlidir

Ey tabîb-i âm elin çek çâre etmekten banaÂşıkın cânında dâ’im derd-i cânân gizlidir

Kâni’ oldu derd ile senden Nesîmî ey nigârŞol sebebden kim senin derdine dermân gizlidir

167

Her kim irer visâline ayş-i na’îm içindedirVaslına irmeyen kişi bil ki cahîm içindedir

Zulmet-i hicr ü firkatin misl-i cehennem âteşiManzar-ı âlî vuslâtın nûr-ı azîm içindedir

Âb-ı hayâta irişen buldu hayât-ı câvidânZulmet içinde kalanın azm-i ramîm içindedir

Çün gide ortadan hicâb ayna mübeddel ola ilmBiline anda kim kimin kalb-i selîm içindedir

Buldu selâmet ol kişi kim taleb-i visâl ederİstemeyen selâmeti renc-i elîm içindedir

Sûret-i hûba müdde’i bakma deyip harâm ederYüzü karayı gör neçe küfr-i azîm içindedir

Buldu bu gün visâlini aşk ile uş Nesîmî kim Vaslına vâsıl olanın ayşı mukîm içindedir

168

Şîrîn hadîsin her sözü bin gevher-i yek-dânedirEnvârına şem’-ı ruhun ay ile gün pervânedir

Yüzündür ol tâbân kamer envâr-ı tâbından anun Hûrşîd ü mâhın meş’ali dâ’im tutşmuş yanadır

Devrinde aynın sâgarı sâhib-tarîkat sâlikinPîr-i mugân oldu adı ser-halka-i ey-hânedir

Tesbih ile seccâdeyi elden bırak ey müddeîŞol zülfü ü hâle bak anun gör kim ne dâm u dânedir

Âşıkların cânânesi Haktır Haka ver cânınıNiçin ki cânsız kalısar ol cân ki bî-cânânedir

Aşkın hâdîsin gel işit efsâneye aldanma kim Kur’ânı satan vâ’ızin nakli uzun efsânedir

Düşmez humârın rencine vahdet meyinden tâ-ebedŞol mest-i Hakkın sâkîsi şol nergis-i mestânedir

Şîrîn lebidir dil-berin vahdet meyin peymânesiEy zâhid ol peymâneden mest ol ki hoş peymânedir

Şol sûret-i rahmâna ol sâcid ki merdûd olmadıOl ehl-i Hak kim secdesi şol sûret-i rahmânedır

Ârif bilendir Rabbını gel Rabbını bil ârif olŞeytânlayın Haktan bu gün mahcûb olan bîgânedir

Müşkîn saçın zincirine düştü Nesîmî ey sanem Zincîr-i zülfün kaydına sayd olmayan dîvânedir

169

Ey bilen Hakkın sıfâtın sırr-ı esmâsı nedirYâ bu esmâdan murâd olan müsemmâsı nedir

Niçin olmuş merkez-i hâki aceb mînâ-misâlYâ bu tâk-ı ser-nigûnun sakfı binâsı nedir

Ne sebebdendir kamer geh bedr olur gâhi hilâlSırrı hurşîdin neden başında sevdâsı nedir

Her sanevder boylunun yüzünde kandandır bu hâlHer bir âhû gözlünün zülf-i mutarrâsı nedir

Çün ibâdet Hakkadır ma’bûd bir hakdır hemînMü’minin bes mescid ü gebrin kilisâsı nedir

Yazılırken sûret-i eşhâs her dem muhtelifMüttefik olduğu envâ’ın heyûlâsı nedir

Çünkü Hakkın zâtın isbât edemez erbâb-ı aklÂşık-ı Hak-bîn ile her dem bu da’vâsı nedir

Zâhir ü bâtında çün mevcûd Haktan özge yokYâ bu mevcûdâtın ara yerde gavgâsı nedir

Ey Nesîmî çün sana Haktan likâdır ârzınNâr-ı dûzahtan ne gam Firdevs-i a’lâsı nedir

170

Ey kılan da’vî ki sûfîyim fütûhâtın nedirGer safâ ehlinden isen Hakka mir’âtın nedir

Ârif-i nefs olmayınca kimse bulmaz Hakka yol Da’vî-i irfân edersen göster isbâtın nedir

Olmadan fanî özünden mürtefî olmaz hicâbFanîyim dersen aceb bu zerk u tâmâtın nedir

Nûr-ı Haktan urma lâf ey kendözünden bî-haberBilmedin çün sende ol misbâh u mişkâtin nedir

Bu rîyâ-yı taylasânî hırkadan yok hâsılınGeç bu sûretten özünü tanı gör zâtın nedir

Eylemişsin sûret-i sûfîligi dükkân-ı kizbBundan özge var ise göster kerâmâtın nedir

Çünkü sen mahkûm-ı nefs-i şûmsun ey bu’l-hevesKimseye kâfir deme boynunda gör Lâtin nedir

Dâ’vî eylersen ki ben seyr-i akâmât eylerimBilmezem ey har bu yolda bindiğin atın nedir

Çün bulunmaz bî-rîyâ âlemde bir sâhib-kemâlEy Nesîmî sözü kes bunca makâlâtin nedir

171

Sırr-ı ilâhı bilen şol hat u hâli ne bilirHâle habîr olmayan kanda bu hâlî bilir

Kaş u gözü mu’cizi vahy-i mübîndir anunOl bilir ol sırrı kim aynı vü dâli bilir

Hâfız egerçi okur yevme yünâd i velîSen bu nidâyı ana sor ki Bilâlı bilir

Gerçi alâ şânihi yazarım ol şâha ben Hüsnüne hatm ettiğim celle celâli bilir

Nakl ü rivâyât ile vâ’ız uzadır sözüBunca ne söyler eger doğru makâli bilir

Şol sanemin sûretin kim ki ayân görmediKanda bu vech-i hasen yâ bu cemâli bilir

Ahsen-i sûret kimin vasfıdır ey müdde’iKim ki cevâbın verir ol bu sü’ali bilir

Mihr-i ruhûn vasfını hicre yanan câna sorFirkatini çekmeyen kanda visâli bilir

Şânına nûn ve’l-kalem münzel oluptur kaşınKim ki bu harfi okur bedr ü hilâli bilir

Gerçi Nesîmî bu gün cümle sen oldun velîKim bu sözü fehm eder kim bu hayâli bilir

172

Âfitâbın tal’atında mâh-ı tâbân çigzinirVâlih ü hayrân oluptur çarh-ı gerdân çigzinir

Âşıkın şartı budur ma’şûk için baş oynayaŞöyle kim pervâne gönlüm şem’i giryân çigzinir

Gül yanagın çevresinde zülfü çevgân eylemişBaşımı top eyledim meydâna galtân çigzinir

Kevserin aynı dudağındır ben anı sormuşumAğzı yârı hasretinden âb-ı hayvân çizginir

Gülşen içinde sanavber kâmetinden utanırKul yazılmış kaddine serv-i hırâmân çigzinir

Cennet ü hûrî sana olmaz ber-â-ber hüsn ileNisbetini görmemiş bunca ki devrân çigzinir

Iyd-ı ekberdir Nesîmî cân sana kurbân olurBaşını terkini urmuş yâra kurbân çigzinir 173Tâbende yüzün tal’atı hurşîd-i tâbân gösterirŞol sidre-i a’lâyı gör serv-i hırâmân gösterir

Hüsnün rumûzu şerh eder innâ fetahnâ ey nigârKim vahy-i mutlak sırrını âlemde pinhân gösterir

Cam-ı ale’l-‘arşi’stevâ rahman-ı Haktan buldum uşOl ma’nîden hak da’imâ mu’cizle bürhân gösterir

Yaktı firâkın uş beni Mûsâ kimi ser-tâ-kademFirkatta yanan âşıka gör kim ne hicrân gösterir

Lü’lü’-i nâbın vasfını akıttı gamdan gözlerimGör kim neçe her katrası deryâ-yı ummân gösterir

Ruh-sârın üzre zülfünü dağıtma nesrîn üzre kimZülf-i siyâhın gör neçe küfr ile îmân gösterir

Gerçi dudağın vasfını sordum ben anı ârifeLa’lin şarâbı Hızra gör ne âb-ı hayvân gösterir

Oldu hayâlinden za’if cân u teni Nesîmînin Dermânı sendedir yine kimdir ki dermân gösterir

174

Bana sensiz cihân ey cân gerekmezVisâlin var iken hicrân gerekmez

Leb-i la’lin zülâl-âbından ayrı

Şarâb-ı çeşme-i hayvân gerekmez

Câmındır gönlümün tahtında sultânBir iklime iki sultân gerekmez

Yeter derdin devâ müştâka niçin Ki derdin bilene dermân gerekmez

Gülistânın gülü sensiz dikendirBana sensiz gül ü butsân gerekmez

Gel ey âşıkların ridvânı hüsnünKi sensiz âşıka ridvân gerekmez

İki âlemde dîdârından özgeBana ey sûret-i Rahmân gerekmez

Visâlin şerbetin içen muhibbeFirâkın agusu çendân gerekmez

Bana rahm eyle ey derdim devâsıKi buldum derdimi dermân gerekmez

Ezelden kılmışım peymân seninleBütün ahda sınık peymân gerekmez

Bana sabr eylemek sensiz nigârâEger müşkil ve ger âsân gerekmez

Kesilmez gerçi vaslından NesîmîGözünden olduğun pinhân gerekmez

175

Gel gel ki senden ayrı müştâka cân gerekmezMüştâka sensiz ey cân iki cihân gerekmez

Gül-zâr u serve gönlüm meyl eylemez meger kim Kaddinden ayrı ana serv-i revân gerekmez

Çün hâsıl oldu vaslın ey cân bana cihânda Oldum visâle kâni’ kevn ü mekân gerekmez

Yüz türlü va’de verdin birisi olmadı hîç Gerçek yârın dilinde bunca yalan gerekmez

Gördüm seni gümânsız her dil-berin yüzünde

Hakku’l-yakîn bilene zann ü gümân gerekmez

Müşkîn saçına anun verdim cihân u cânıAssıya ugrayana kılca ziyân gerekmez

Kaşınla kirpigin çün sayd eyledi cihânıSayyâd elinde ayruk tîr ü kemân gerekmez

Şîrîn lebin meyinden çün esirdi NêsîmîFâş oldu sırr-ı pinhân şerh u beyân gerekmez

176

Firâkı çekmeyen âşık visâlin kadrini bilmezCemîle olmayan vâsıl cemâlin kadrini bilmez

Şeb-i esrâda kavseynin iki nısf eyledi ayıBu mu’cizden olan gâfil hilâlin kadrini bilmez

Dudağı selsebilinden haber-dâr olmayan gâfilAnun mâhiyyeti oddur zülâlin kadrini bilmez

Müdevver nokta-i hâlin bebek tek ayna kondurdumBebeksiz kalsın ol göz kim bu hâlin kadrini bilmez

Cemâlinden nazar her kim bıraksa özge manzûraBu ma’nîdendir ey cân kim hayâlin kadrini bilmez

Leb ü la’lin visâlinden cüdâ olmak bana düşmezBu zevkı bilmeyen sûfî bu hâlin kadrini bilmez

Nihâl-i i’tidâlinden utanır Sidre vü TûbâBu kaddi benzeden serve nihâlin kadrini bilmez

Güneş mâh-ı tamâmından zevâle her gün uğrar çünNeden şol âfitâb ayruk zevâlin kadrini bilmez

Kelâmu’llâha ey dil-ber dünün gerçi dâl olduHer egri bakanın aynı bu dâlin kadrini bilmez

Yüzündür şeksiz Allâhın yamîni ka’besi beytiYamîni bilmemiş her kim şimâlin kadrini bilmez

Nesîmî sofa degşirmez gamından giydiği şâlıKi ol sûfî safâsızsır bu şâlın kadrini bilmez

177

Âlemde bu gün ahdı bütün yâr ele girmez

Yandırdı diken bağrımı gül-zâr ele girmez

Nâkıs mihek oldu hamının kalbi zegaldirBir darbı dürüst arıca dînâr ele girmez

Tîmâra gönül verme gel ey sayrı hakîm lDermânını derd eyle ki tîmâr ele girmez

Ey hasta gönül ger ne derim benden işit pendDil-dâra harîs olma ki dil-dâr ele girmez

Çün gam bulunur gam degil ey âşık eger kimGam yürege kâr eyledi gam-hâr ele girmez

Ey âhiretin dârına âşık bu serâdanGeç kim bu geçen arsada ol dâr ele girmez

Ey âşık anun zülfüne yapış ki cihânda Bir ancılayın turra-i tarrâr ele girmez

Seyyareleyin seyr ederim dün gün egerçiŞol seyr edici kevkeb-i seyyâr ele girmez

Mûsâ tek eger âşık isen gönlünü arıtSâf olmayıcak âyîne dîdâr ele girmez

Gül-çehresinin şem’ına pervâne teki yanK’anun teki cân yandırıcı nâr ele girmez

Ellfâz-ı Nesîmî bu gün el mu’cizedir kim Benzer ana bir lü’lü’-i şeh-vâr ele girmez

178

Derd ü gam ile yandı gönül yâr bulunmazÇok dâr ü diyâr istedi deyyâr bulunmaz

Yârım deyici çok durur ammâ be-hakîkatFursat gelicek biri vefâ-dâr bulunmaz

Âdet bu durur kim dili dil-dâra verirlerDil gitti elimizden ü dil-dâr bulunmaz

Ança kişiler da’vî-i İslâm eder ammâTek arada bir haç ile zünnâr bulunmaz

Her bî-hüner insân bile mansıb yeri tuttu

Sâhib-hünere mansıb u dinâr bulunmaz

Her kişide bir cübbe vü destâr olur ammâBîn başta biri lâyık-ı destâr bulunmaz

Çün çarh-ı felek câhil ü nâdân sever olduBes lâcerem uş ilme harîdâr bulunmaz

Tarâr eger iltürse kamu rahtı revâdırÇün kâfilede bir kişi bîdâr bulunmaz

Var derde tahammül kıl u sabr eyle cefâyaÇün dil dilegi endek ü bisyâr bulunmaz

Zerk işi riyâ uşda kesâl eyledi fazlıİlm ehline bir revnak-ı bâzâr bulunmaz

Mansûr olıgör aşk ile vü söyle ene’l-hakKim dedi ene’l-hak kim ana dâr bulunmaz

Halkın ameli azdı vü gönül yıkıcı çokBir hasta gönül yapıcı mî’mâr bulunmaz

Gel râzını fâş etme kâmu halka NesîmîÇün dünyede bir mahrem-i esrâr bulunmaz

179

Dilegil bu sözü ki cândır sözÂlem-i âsümân-mekândır söz

Şeş cihetten münezzeh anla ve bakŞöyle ki hâlik-i cihândır söz

Tûl ü arzile umku bilinmezLevni bî-hadd ü bî-nişândır söz

Bu hadîse nazar kıl ey âkılAnlayasın ki bî-gümândır söz

Arş-ı Rahmân dedi nebî gönüleÇünkü gördü gönülde cândır söz

Dedi yâk âf hâ e’ûzü bike Çün Alî bildi müste’andır söz

Nâzil ü münzel anla kim birdirKendü kendüye tercemândır söz

Gayr-ı mahlûktur ne demek olurAnla kim şimdi râyegâdır söz

Akl-ı küllî arşu kürsî levh u kalemÇâr unsur nüh asümândır söz

Zâhir ü bâtın evvel ü âhırÂşikârâ vü hem nihândır söz

Ey ukûl ü nüfûs eden isbâtKamuya söz de kim hemândır söz

Îsî-i pâk ü Ahmed ü ÂdemMehdî-i sâhib-i zamândır söz

Kâf u nûndan vücûda geldi cihânEger anlar isen ayândır söz

Bu beyânı dilersen anlayasınKim neçesi fülân fülândır söz

Câvidân-nâmeyi getirgil heleTâ bilesin ki ins ü cândır söz

Ârif anlar sözünü muhtasar etEy Nesîmî çü bî-girândır söz

Söze bu izz ü câh yetmez mi K’aydalar fazl-ı gayb-dândır söz

180

Hasret yaşı her lahza kılar benzimizi sâzBu perdede bir yâr bize olmadı dem-sâz

Uşşâk meyinden kılalı işret-i nev-rûzTâ rast gele çeng Hüseynîde ser-âvâz

Sen çâr-gehi lutf kıla hüsa-i büzürgîKûçek deheninden bize ey dil-ber-i şeh-nâz

Zenkûle-sıfât nâle kılam zârî be-se-gâhÇün azm-i Hicâz eyleye mahbûb-ı hoş-âvâz

Âheng-i Sıfâhânî kılar ol nây-i IrâkîRehhâvî yolunda yine cânım kıla pervâz

Gönlümni hisâr eyledi bu rûy çü burka’Gel olma muhâlif bize ey dil-ber-i pür-nâz

Çün söze gelip aşk sözün kılsa NesîmîZevkından anun cûşa gelir Sa’dî-i Şîrâz

181

Var bu cihâdan özge bizim bir cihânımızSûret bu âlem oldu bize ol ma’ânımız

Zâtında hayy ü bâkî demişler bu cevherinŞol kim bizim hayâtımız oldu bu cânımız

Ey dâ’vet eyleyen bizi Firdevse öyle bilCennetten özge var durur a’lâ mekânımız

Cevherler zuhûra getirdi çü nutk-ı HakGör kim ne feyze geldi yine bahr-ı kânımız

Cevher ki tuttu âlemi Rûşen güneş kimiAndadır âşikâra bu genc-i nihânımız

Ol kim bizim hakîkatimizdir hayâlimizYoktur nişân belince ne bilsin nişânımız

Sen bu Nesîmînin dilini anla bil sözünKim var bu dilden özge bizim bir zebânımız

182

Sûretin innâ fetahnâ satr-ı yâsîn kaşınızHûb yaratmıştır te’âlâ şanühû nakkâşınız

Ey melâ’ikler sana kul ey ferişteh çâkerinEy perî Firdevs içinde hûrîler ferrâşınız

Nokta-i nûrı nübüvvet sırr-ı aynın zâtıdırSâhib-i sırr-ı ma’ânî sırr ile sır-dâşınız

Kıble-gâh-ı âşıkân-ı hak kâşin mihrâbıdırKa’be-i âzâdegândır âsitân u daşınız

Ser-be-ser kevn ü mekânın varlığı sensin habîbGünde yüz bin baş yolunda cân u dil târâşınız

Tâ cemâlin gördü sûfî ta’atın terk eylediZâhid oldu rind ü şeb-rû köhne-pûş kallâşınız

Dil-berâ’Zm eyledin gül-şen yana seyr etmege

N’ola ger kulun dahı olsa bile yoldaşınız

Terk-i dünyâkıl Nesîmî giyme atlas giy nemedKim bu dünyâ bî-vefâdır olmaya koldaşınız

183

Ey cemâlin arş-ı Rahmân kâbe kavseyn kaşınızNakş-ı mâ evhâ yazıptır hüsnüne nakkâşınız

Ahsen-i sûrette yâ Rab sen ne zîbâ çehresinHûrîler oldu kulun hûblar kamu ferrâşınız

Ey yüzü cennet hatı Rıdvân dudağı selsebilLâ’mekân bedr ü hilâldir gözünle kaşınız

Tâ ki zülfün kaşlarından kirpigin çekti çeriOldu ay u gün sitâre varlığı tıraşınız

Sûretinde dil-berâ dedi ki Hak gördü ayânSecde kıldı yüzüne bu âşık-ı kallâşınız

Bahr-ı zâtın gevherisin lâ-yezâli sûretinLâ-mekân sırrı ne hoştur uş bu gün sır-dâşınız

Yüzünü gördü Nesîmî ey gözüm nûru habîb Âsitânındır serîrin yastığımdır daşınız

184

Düştüm ezelde zülfüne dâm olmadan henüzİçtim lebin şarâbını câm olmadan henüz

Gördüm yüzünü ka’bede ehl-i safâ ileKıldım tavâf-ı ka’be harem olmadan henüz

Yazmış yüzünde sûre-i Rahmânı ve’s-selâmArş ile kürsî levh u kalem olmadan henüz

Gördüm yüzünde nûr-ı tecellî şevkınıAy u güneşte nûra makâm olmadan henüz

Dür-dâne dişlerini anun görmüş idim uşDüre sadefte nazm u nizâm olmadan henüz

Vechinde yazmış idi anun otuz iki harfHatt u beyân u harf ü kalem olmadan henüz

Görmüş idi Nesîmî yüzünde nişân-ı HakOldum nişân-ı subh ile şâm olmadan henüz

185

La’lin mey-i elest idi cân olmadan henüzHâs idi sohbetim dahi âm olmadan henüz

Vermiş idim ana dil ü dîn akl u cânZülfü kemendi boynuna dâm olmadan henüz

Aşkın odu pişirmiş idi türlü aşlarımSevdâlı çemimin dahı ham olmadan henüz

Didârını tecellîde görmüştü gözlerimMûsâ ile arada kelâm olmadan henüz

Şol tıfl ki bu cânına vaslın gıdâ idiFıtrat gününde vech-i ızâm olmadan henüz

Rıdvân idim ezel günü ol ravzâyı görüpHûr-ı behişt u dâr-ı selâm olmadan henüz

Yüzün katında secde-i ihlâs kılar idimAndan ileri halka imâm olmadan henüz

Ben ma’rifet kelâmını nazm eylemiş idimEş’ar u nazm u nesre nizâm olmadan henüz

Ben hüsnünün kitâbını hatm eylemiş idimÇarh-ı felek rümûzu tamâm olmadan henüz

İrmiş idi Nesîmîye Fazlın inâyetiKevn ü mekân u subh ile şâm olmadan henüz

186

Cânâ senden her kim gelse çekerler ağrımazHak bilir bir nûş için yüz nîş ururlar ağrımaz

Yârı sevmekten midir âşinâlıktan mıdırCismimi ser-tâ-kadem bin kez yararlar ağrımaz

Cehl-i nâ-merdin kaçan meydan içinde yeri varEr bilir meydânı kadrin kim kadîrler ağrımaz

Şîşemi ben taşa çaldım Hakkı izhâr eyledim

Andan ahvel ağrısa doğru nazarlar ağrımaz

Zâhidin efsânesinden soydular nâ-hak beniHak bilir senden şehâ açık basarlar ağrımaz

Hak şarâbın için âşık yüregi sindân olurBin çekiç sindâna ursân zerre sindân ağrımaz

Zâhidin bir parmagın kessen döner Haktan kaçarGör bu gerçek âşıkı ser-pâ soyarlar ağrımaz

Soyun ey sellâh-ı mırdârlar Nesîmînin teninBunca nâ-merdi görün bir er kınarlar ağrımaz

187

Ka’be yüzündür ey sanem yüzünedir sücudumuzTâ ki göre bu secdeyi nâra düşe hasûdumuz

Şem’-i ruhun harâreti yandırır ey kamer biziUş bu cihetten oldu kim göklere çıktı husûdumuz

Cânımızı bırakmışız âteş-i aşka ûd tekTâ ki safâ vü zevk ile aşkına yana ûdumuz

Zülfü kaşınla kirpigin Mushafımızdır okuruzEy dilimizde cümle sen güftümüz ü şünûdumuz

Zülf ü ruhûn hisâbına düşmüşüm uşta sayarım Tâ bilesin bu ukdede kim neçedir ukûdumuz

Ma’bûdumuz sıfâtı çün zât-ı kadîm ü ferd imişVâhid-i bî-zevâledir merci’ ile şu’ûdumuz

Kâf ile nûn ezelde çün illetimizdir ey beşerCevher-i lâ-mekân biziz kim bileser hudûdumuz

Kâdîya nesne vermeziz rüşvet içinbu da’vîdeKâdî-i Hak katında çün âdil imiş şuhûdumuz

Mâ vü meniden ey fakîh esriyüben belâ deme Çünkü yegâneden durur vârid ile vürûdumuz

Sûret ü hatt u hâline sâcid ü âbid olmayanMilletimizde ol durur müşrik ile cuhûdumuz

Düşmen için Nesîmîyâ olma melûl u gam yemeOldu ezel gününde çün Fazl-ı ehad vedûdumuz

188

Ey yüzü gül lebleri mercânımızEy gözü nergis şeh-i mestânımız

Yüzüne karşı sücûd eyler melekSecdeye inkâr eder şeytânımız

Nûr-ı aynın Hak kitâbıdır velîSûretin nakşı durur Kur’ânımız

Hızr eger zulmâtta ister âbınıLeblerindir çeşme-i hayvânımız

Sûret-ı Allâh cemâlindir yüzünUş nebînin sözleri bürhânımız

Şol safâsız sûfii gör kim neçeDem urur bî-ma’rifet hayvânımız

Fî vü zâd ü lâmdur Fazl-ı ilâhFazlına kurbân oluptur cânımız

Hükmüne teslîm olur cân u gönülEy vücûdum tahtına sultânımız

Ey Nesîmî gevherin harc eylemeOlmayınca müsteri cânânımız

189

Ey ezelî cân ile cânânımızAşk-ı ruhundur ebedî şânımız

Perde Yüzünden götür ey sûretinArş-ı ilâhî ile Kur’ânımız

Ka’be yüzündür bize ey Fazl-ı HakZülf ü ruhun kıble vü îmânımız

Aynıma sensiz diken oldu cihân Kandasın ey tâze gülistânımız

Kim ki sücûd eylemedi hüsnüneDîv-i racîm oldu ve şeytânımız

Evvel ü âhırda yüzündür yüzün

Sûret-i Allâh ile rahmânımız

Çünkü yüzün ahsen-i takvîm imişSende zuhûr eyledi sübhânımız

Savverake’llâhu alâ şeklihî Uşta nebînün sözü bürhânımız

Mü’mine Hak dünyeyî zındân dediMü’mine çok kılmaya zındânımız

Cân neçe terk eylesin ey cân seni Cânımızın cânısın ey cânımız Hüdhüdü Bilkîsa resûl eylediGör ki ne bildirdi Süleymânımız

Uymadı ârif sözüne vâ’ızınDîve mutî’ olmadı insânımız

Vechine yazdı otuz iki hurûfHikmet ile münşi-i erkânımız

Ta bilesin kim ne imiş ey fakîhÂdem-i hâkî ile ihsânımız

Cevr ile yandırdı Nesîmîyi dôstHem bu idi yâr ile peymânımız

190

Ahde vefâ kılmadı yar-ı vefâ-dârımızYâr ile gör kim neçe düştü aceb kârımız

Gamzelerin sırrını cânda dedim saklayamTaşra bıraktı gönül perdeden esrârımız

Aşk-ı cemâlin beni kendüde mahv eylediOldu tamam uş bu gün aşk ile bâzârımız

Aşka ilâc eyleme derdine sabr eyle durGör ki ne dermân kılar yâr-ı dil-âzârımız

Kim ki seni sevmedi aşkına cân vermediYoktur anun hakkına zerrece ikrârımız

Zâhid eger âşıka münkir olur el bilirHak bize oldu ayan kalmadı inkârımız

Ahde vafâ eylegil tâ demesin müdde’î

Kavl ü karâr üstüne durmadı dil-dârımız

Batına kâr eyledi aşk-ı ruhun şöyle kimTa’ne urur altının rengine ruh-sârımız

Gerçi Nesîmî sözün dadını verdi velîDada getirdi anı lafz-ı şeker-bârımız

191

Ey dehânet piste-i handânımızHâk-i pâyet çeşme-i hayvânımız

Zülf ü ruh-sâr-ı tû ey hurşîd-i hüsnLeyletü’l-Kadr ü meh-i tâbânımız

Cân-ı şîrînem fedâ’yı la’l-i tûK’ân besî şîrîn turâst ez-cânımız

Der-behişt-i câvidânem tâ ki hestRavza-i kûyet serâ-bustânımız

Dârû-yı derd-i tû dermân şud be-dilEy devâ-yı derd-i bî-dermânımız

Z’âteş-i hicr-i tû her dem mî-revedBer-felek dûd-ı dil-i sûzânımız

Tersem encâm dih zi’ tûfân-ı gametRestehîz ez-eşk çûn mercânımız

Hâl-i tû her lahza dâgî mî-nihedBer-dil-i mecrûh-ı ser-gerdânımız

Dil-ber âteş çûn kebâb uftâde estTâ mey-i aşk-ı tû şud mihmânımız

Küfr-i zülfet bâ-Nesîmî dergiriftEy ruhat dîn-i meh ü îmânımız

192

Sûretin nakşına hayâl irmez Gözlerin alasına âl irmez

Şol kadar sâfidir lebin aynıKim anun âbına zülâl irmez

Bu gülü gör ki reng-i çehresineNe kadar âl ederse âl irmez

Gerçi ayı yüzüne benzetirimKaşların şekline hilâl irmez

Kâmetin şöyle mu’tedildir kimİ’tidâline i’tidâl irmez Ey cemîlü’l-likâ ne dil-bersin Ki ruhun hüsnüne cemâl irmez Bu ne zîbâ cemâl olu yâ RabKi kemâlâtına kemâl irmez

Zülfüdür cîm ü kaşı dâl velîZülf ü kaşına cîm ü dâl irmez

Neçe güneşsin ey kamer ki sanaTâ ebed zerrece zevâl irmez

Buldu gönlüm seninle şol vuslatKim anun vaslına visâl irmez

Ey Nesîmî sözün müferrihdirBu cihetten sana melâl irmez

193

Cân aşka düştü ey gönül yâ Rab nedir tedbîrimizCân neylesin bî-çâre çün Haktan budur takdîrimiz

Zühd ü salâh u tevbenin erkânın ehl-i zerka sorAşka mürîd olduk biz uş aşk-ı ebedir pîrimiz

Müşkîn saçın aşkı bizi zencîre çekti bağladıYa’nî ki biz mecnûnlarız şol halktan zencîrimiz

Eshâb-ı Kehfin sırrını görmüş likâ-yı Tûra sorNiçin ki ve’t-tûr ehlinin kehfindedir Kıtmîrimiz

Sâki lebinden dogmuşuz ya’nî ki bîden lâm ileFıtrat gününden tâ ebed şol dâyendendir şîrimiz

Çün kîr u kârûn illeti ma’nîde bildik kim nedirKâfûra döndü kârımız hem anber oldu kîrimiz

Şol gözlerin kirpigine âşık neçe sayd olmasınGör kim ne yaydandır gelen şol zahma merhem tîrimiz

Aşk ehli iklîminde çün hüsnündür ey dil-ber melikHükmüne teslîm olmuşuz sultânımızdır mîrimiz

Şol sünbül-i pür-çîn için sevdâya düştük câz ileTüccârıyız Çînin biz uş Membâyet ü Kişmîrimiz

Devrinde mey-gûn leblerin zâhidler ü âbidlerinZikri budur dilinde kim vâ zerk u vâ tezvîrimiz

Kur’ândır anun sûreti aydur Nesîmî şek değil Münkir eger yok der ise uş Mushaf u tefsîrimiz

194

Sen bana yâr ol ki gönlüm bir dahı yâr istemezGönlümün dil-dârı sensin özge dil-dâr istemez

Cennet-i Adnin gülistânı yüzün gülzârıdırKim ki şol gülzârı buldu özge gülzâr istemez

Tâ-ebed hırmân imiş Haktan nasîbi her kim olSenden ey dil-ber iki âlemde dîdâr istemez

Gönlümün maksûdu sensin hâceti haktan budurHâcetinden ayrı gönlüm nesne zinhâr istemez

Gel ki sensiz gönlüm ey cân u cihânım hâsılıKün fekânın hâsılından oldu bî-zâr istemez

Sorma ey dil-ber bana kim hâcetin benden nedirÇünkü ma’şûkundan özge âşık-ı zâr istemez

Kim ki zülfünün hayâlin bağladı gönlümde ol Râhib-i deyr oldu andan özge zünnâr istemez

Çün ene’l-hak dârını Mansûr olandır isteyenOlmayan Mansûr ene’l-hak leysefi’d-dâr istemez

İsterim âlemde yârın sırrını fÂş eyleyemMüdde’inin cânı yanar gamdan ağyâr istemez

Yüzünü bî-perde görmek isterim dâ’im velîMünkirin ayni amâdır keşf-i esrâr istemez

İstedi Haktan Nesîmî vaslını buldu murâdMâlik-i dîdâr oluptur genc ü dînâr istemez

195

Cânâneyi ben sevdiğimi cân dahı bilmez

Gönlüm dileğin dünyada cânân dahı bilmez

Abdâl oluban beğlik eden ârifi gör kim Bu saltanatın kadrini sultân dahı bilmez

Aklın gemisin gark ede gör aşk denizindeKim bu denizin kartını ummân dahı bilmez

Ey sâkî getir dur ayağın devrile sungılBudur ayağı devrini devrân dahı bilmez

Sufî yer içer câm-ı musaffâyı bu resmePinhânî içer şöyle ki şeytân dahı bilmez

Bildim tanıdım alkile ma’bud-ı mukaddesŞöyle bilirim bildiğim irfân dahı bilmez

Fehmeyle Nesîmî bu sözün ma’nisini kim Bu kuş dilidir bunu Süleymân dahı bilmez

196

Sûfîden sorma kim ol cânı bilmezKi cânı bilmeyen cânânı bilmez

Yalancı zühdüne ol gark olupturYalan söyler yalan îmânı bilmez

Yakîn bil sûfînin yüzü karadırAna sorma ki bu aşk anı bilmez

Çağırır sûfî kim ma’bûdu buldum Kara olsun yüzü çün anı bilmez

Mugaylan hâre ger düştü NesîmîDevâsız derdine dermânı bilmez

197

Gel ey dil-ber beni gör kim neçe hoş yanarım sensizOdundan acı hicrânım su oldum akarım sensiz

Hayâlin gelmiş ey hûrî gözüm karşısına durmuşFirâkından yanar bağrım hayâle bakarım sensiz

İki âlemde maksûdum visâline ulaşmaktırZamirim niyetim budur kaçan fal açarım sensiz

Amânsız firkâtin her dem bu vîrân gönlümün şehrinEsâs-ı resmini yıkar neçe kim yaparım sensiz

Gel ey mahbûb-ı rûhânî ki her dem boynuma gamdanFirâk u hasret ü şevkın ipini takarım sensiz

Sulu incilerin şevkı gözümden akıtır yaşıBu lü’lü’ ma’deninden gör ne mercân saçarım sensiz

Nesîmî cânını aşkın yolunda eyledi kurbânAnun adın bu ma’nîden kan ile yazarım sensiz

198

Ey nesim-i subh-dan gel hazret-i cânâna esBu fakîr ahvalini var yâra söyle bir nefes

Söylegil kim âşık-ı mehcûr zârına-tüvânOldu hicr ile gamından uş tehî kaldı kafes

Firkat ü hicrin oduna yanarım pervâne tekEy habibim derdime sen çâre kıl feryâd-res

Çün cemâlin hasretinden anca feryâd eylerimMerdüm-i çeşmim akıtır çeşmeler misl-i Aras

Hal ü hattı ey Nesîmî ehl-i aşk imânıdırEy gönül sen secde kıl şol sûret-i rahmâna bes

199

Zülf ü kaşından beyân-ı sırrı-ı Kur’ân oldu fâşHak te’âlânın kelâmı vech-i rahmân oldu fâş

Ey fakîh-i bî-tahâret gör bu gün mâentahûrGel tahâret kıl bu gün kim Fazl-ı Yezdân oldu fâş

Rahmetenli’l-âlemîn san oldu vechin lâ-yemûtEy bilen bu vech-i hak İslâm u îmân oldu fâş

Ger başın top ister isen gel bu gün meydâna girZülf ü hâlinden anun gör top u çevgân oldu fâş

Ka’bedir çün vech-i cânân beyt-i Haktır ka’be gör

Küntü kenz oldu ayân u sırr-ı Kur’ân oldu fâş

Lâ tuharrik âyetinden oldu fâş esrâr-ı kevnİstevâ arş üstüne görgil ki rahmân oldu fâş

Mushaf-ı haktır îmân-ı cümle eşyâ ser-be-serGör imâm oldu ayân u vech-i rahmân oldu fâş

Cümle eşyâ sûr-ı İsrâfîlden ol nâtık fazl ileSırr-ı Yezdân nûr-ı Sübhân kavl-i Kur’ân oldu fâş

200

Ahır zamânın fitnesi şol gözleri şehlâ imişGel düş anun sevdâsına gör kim ne hoş sevdâ imiş

Aşkında mahv oldu cihân hüsnünde hayrân oldu cânEy küntü kenzin gevheri aşkın aceb deryâ imiş

Düştü saçın zencîrine aşüfte gönlüm neylesinZencîre düşmektir işi her kanda bir şeydâ imiş

Aşkından ey cân nüshası alem bu gün kavgadadırÂlemde dâ’im hüsn ile aşkın işi kavga imiş

Ey Tûbîyi arzulayan şol âli-hizmetler kimiYarın kadin arzula kim şol Tûbîden a’lâ imiş

Şol ali çok ala gözün gönlüm evin yağmaladıYağmacı Türkün adeti her kandasa yağma imiş

Tesbih ile seccadeyi arz etme ehl-i hâle kim Hablü’l-metîni âşıkın şol zülf-i anbersâ imiş

Aşkın düşeli gönlüme baştan çıkardı aklımıAklın nedir sermâyesi çün aşk ile peydâ imiş

Ruhsârına vü hâline fikr ü hayâlât iremezŞol hatt u hâli fikr eden âlemde bî-hemtâ imiş

Gezdim vücûdum şehrini Haktan dolu gördüm anı Her yede çün sensin aceb adın neden bî-câ imiş

Nûr-ı tecellî ay kimi yüzünde zâhir görmüşümOl nuru görür her kişi kim gözleri bînâ imiş

Dünyada vü ukbâda çün hemtâ bulunmaz hüsnüne Şol vâhidi gör kim neçe bî-misl ü bî-hemtâ imiş

Çıktı Nesîmîn sözü mi’râca ey hulk-ı hasen

Gel gel Sübhâne’llezî esrâ da hoş esrâ imiş

201

Lebine ehl-i nazar cân dediler gerçek imişAğzına nokta-i pinhân dediler gerçek imiş

La’lini hattın ile sormuşum ervâha anıHızr ile çeşme-i hayvân dediler gerçek imiş

Dediler kâmetine Sidre kemâl ehli velîHalk anı sandı ki yalan dediler gerçek imiş

Âdemin sûretine secde kılanlar ki seniGöricek sûret-i rahmân dediler gerçek imiş

Sûretin münkirine ilm ile îmân ehliAna kim dîv ile şeytân dediler gerçek imiş

Kalemin sırrını Haktan bilen ol ta’ife kimAnberin hattına reyhân dediler gerçek imiş

Cennet ehli ki yüzün bâğına ey cennet ü hûrRavza-i huld ile Rıdvân dediler gerçek imiş

Mu’cizât ehli ki yazısı ile sûretineLevh-ı Mahfûz ile Kur’an dediler gerçek imiş

Sana bu hüsn-i cemâl ile ayâ ehl-i kemâl Kim ki gördüyise sultân dediler gerçek imiş

Kide kim ehl-i basîretten ola endişeLa’l-imâbını görüp cân dediler gerçek imiş

Kadine Tûbî dese yüzne diyen bâğ-ı cinânYüzüne rahmet-i rahmân dediler gerçek imiş

Ey Nesîmî nazar ehli ki vücûdun evineLâ-mekân gencine vîrân dediler gerçek imiş

202 Ey cennetin handân gülü acı firâkın hâr imiş Müştâka dirlik sensizin billâhi key düşvâr imiş

Sensiz gerekmez kün fekân ey sûre rahmân bana Aşk ehlinin maksûdu çün kevn ü mekândan yâr imiş

Mûsâ tecellî nûrunu görmek temennâ eyledi Maksûdu ma’lûm oldu kim Haktan anun dîdâr imiş

Nefsinle yâr ol yârı bil yâd olma Haktan ârif ol Şol müdde’i kim Hakk ile yâr olmadı ağyâr imiş

Ger tanımışsan nefsini gerçek bilirsen Rabbini Haktır seninle gam yeme niçin ki Hakkın yâr imiş

Mansûr ene’l-hak söyledi Haktır sözü Hak söylediAnun cezâsı gam değil bîgâneden ger dâr imiş

Kâlu belânın ahdini unutmazam unutma kiÎmânı tevhîd ehlinin şol ahd ü şol ikrâr imiş

Münkir inanmaz Hakka ger ayb etme anı fârig olŞol ma’nîden kim münkirin dâ’im işi inkâr imiş

Tevhîde gelmez müşkirin kalbi ve ayni ahvelinSen şol müvahhidlerden ol k’adı ülü’l-ebsâr imiş

Gül-gûn yanağından bana keşfoldu ey bedr-i cüdâK’ehl-i vefânın cennei ol bâğ u şol gül-zâr imiş

Her zâhidin kim tesbîhi şol zülf-i pür-çîn olmadıZikri hebâ vü herzedir seccâdesi zünnâr imiş

Hak sûretinden göz yumar zâhidd nedendir bilmezemŞol mekri çok şeytân kimi Haktan meger bî-zâr imiş

Ârif katında dünyenin miktârı yoktur zerrece Mîzâna çek mikdârını gör kim ne bî-mikâr imiş

Nutku Nesîmînin yakîn Allâhû nûrun şerhidirHer kim bu nûru bilmedi Haktan nasîbi nâr imiş

203 Câ’d-ı zülfün anber-efşân eylemişNâfe-i Çîni perîşan eylemiş

Cân u dil her dem nice top olmasın Çün nigârım zülfü çevgân eylemiş

Zülfü dagıtmış ruh üzre ol sanemKâfir-i Çîn kasd-ı îmân eylemiş

Âşkın kanına bandırmış elinGör bu çok destân eylemiş

Gözkeri kaşı ene’l-hak çağırır

Gör bu sırrı kimde pinhân eylemiş

Hüsn içinde ğörmemiş mislin felekBunca devrânı ki devrân eylemiş

Iyd-i ekberdir Nesîmîye bu gün Cânını şol mâha kurbân eylemiş

204

Hâmî gözlerin yağmaya düşmüşZehî câdû ne hoş sevdâya düşmüş

Neden düşmüş mu’anber zülfüne tâb Meger şol vech ilen bedr aya düşmüş

Gözümden inci dişlerin hayâlinGören aydur güher deryâya düşmüş

Ne fettândır aceb nergislerin kim Cihân sihrinden uş gavgâya düşmüş

Ene’l-hak çağırır çeng ü def ü ney Yalanca Lâ ilâhe illâya düşmüş

Karâr etmez gönül zülfünden ayrıBu sergerdân uzun sevdâya düşmüş

Yanak üzre saçın tavusa benzerKi seyri Cenntü’l-Me’vâya düşmüş 205

Devletin devrânı geldi derde dermân buldum uşŞevka yanmış câna Hâktan âb-ı hayvân buldum uş

Küfrüm ol mâhın kara zülfüdür îmânım yüzüEy bilen îmân u küfrü küfr ü îmân buldum uş

Zülfüdür âşıkların hâlin perîşân eyleyenŞol sebebden dil-berâ hâlin perîşân buldum uş

Eyledim gönlümü mesken ol cemâlin aşkına Ka’benin genci budur şol gence vîrân buldum uş

Ey beni da’vet kılan yârın günün cennâtına

Ben bugün şol hâj-i dergâh-ı gülistân buldum uş

Ey behiştin hurisin arzûlayan ben şol mehiKim melektir ins ile hüsnünde hayrân buldum uş

Zülfünün şâmında ya’nî leyletü’l-Kadr ü BerâtTal’atı şol ve’d-duhânın mâh-ı tâbân buldum uş

Kirpigi kaşı saçı Kur’ândır anun yüzü levhMushafı itirme ey hâfız ki kurân buldum uş

Ger inanmazsan ki Âdem mazharıdır Tanrının Hak te’âlânın sözünden bunca burân buldum uş

Ey kaşın iydın hilâli âşıkın iydi yüzünBen anun kurbânı oldum iyde kurbân buldum uş

Hızr eger zulmâta girdi istedi âb-ı hayât Ben dudağın çeşmesinden ab-ı hayvân buldum uş

Ey Nesîmî dil-berin vechi kelâmu’llâhimişBen anun vechinde bi’smi’llâhi’r-rahmân buldum uş

206

Ne Sidredir ki boyundan kıyâmet oldu fâş Görün kıyâm ile kaddin bu Sidrenin şâbâş

Zehî türâb ile akd eyleyen yel ile oduZehî su üstüne yazan bu sûreti nakkâş

Kimin ki olmadı başı ezelde aşk ile hoşHoş olmasın iki âlemde ol bekâsız baş

Kimin ki aş-ı hakîkattan olmadı cânı Sen âdemî deme ana ki koydum adını taş

Sücûda gelmedi illâ bu ma’nîden şeytân Ki tâ fakîh-i hatâ-bîn ile ola dîndaş

Murâda irmeyiser kimse Haksız ey gâfilGerekse şâh-ı cihan ol cihânda yüz bin yaş

Bakâ-yı lem-yezeli diler isen ey sâlikKesin özünden ü Hakkı tanı vü Hakka ulaş

Kimin ki oldu nasîbi ezelde Haktan aşk

Ana ne şerbet ü ma’cûn gerek ne etmek ü aş

Firâş ü mefrişe fahr etme âşık ol âşıkKi âşıkın eşiğinde melik durur ferrâş

Kaçan tutaş olısar âhirette ol Hakka Kim olmadı bu cihânda bu gün anunla tutaş

Kalenderin sıfatıdır fenâ ile tecridKalender ol ikilikten mücerred ol kallâş

Şarâb u şâhide sûfi kaçan harîf olısarBu resme k’âla boyanmış bu âli çok kalmaş

Yüzündür ey sanem ol Mushaf-ı ilâhî kim Bulundu âyet ü harfinde hem kuru hem yaş

Nesîmînin sözü çünkim pahâlı gevherdirBu nev’ ile ne içindir ki satan anı belâş 207Ey cemâlin sırr-ı sübhâne’llezi esrâ imişAbduhû leylentapındır mescid-i aksa imiş

Sözlerinin her birisi nefha-i Ruhu’l-KudüsLeblerinde ma’nî-i yuhyi’l-mevtâ imiş

Tal’atın nur-ı teccellî ved’dıhânın mazharıKâbe kavseyn oldu kaşın zülfün ev ednâ imiş

Alnın yazmış Huda innâ fetahnâ sûresinKâf ve’l-kur’ân yüzündür nSidre-i a’lâ imiş

Ârızınla iki kaşın la-yezâlî görünürMa’nî-i Seb’a’l-mesâni alleme’l-esmâ imiş

Eşiğin âşıklara Beytü’l-harâmın mervesiKa’be yüzün oldu yüzün urvetü’l-vüska imiş

Ey Mesihi çünkü gönlün vahdetin deryâsıdırYeddi deniz kubbesine mevc uran deryâ imiş

208

Ey dediğin cümle yalan kavl ü karârın yok imişÇîn haberin söyleme çün müşk-i Tatarın yok imiş

Hiç gün olmaz gecesiz hiç sır olmaz peçesiz

Sen neçe kışsın ki senin tâze bahârın yok imiş

Ey gönül anun evisin sende zuhûr eyledi HakBahr-i muhît oldu adın hadd ü kenârın yok imiş

Sen de ara iste anı ta göresin sende seniSen sana yâr ol bul anı sanma ki yârın yok imiş

Ey dilegin küllisi yâr istediğin turfe-nigârÂşık isen sen niçin ezelde nigârın yok imiş

Zâhid ü sûfîdir adın gör ne acı oldu dadınEy eyü ad istemeyen gayreyt ü ârın yok imiş

Ey büt-i Çîne taşınan Âzer idin Nemrûd ileÂşka Halîlim deme çün kül kimi nârın yok imiş

Yaz günü derdimiz mâ-i ma’in dir meyinizSen ne bilirsin bu meyi çünkü humârın yok imiş

Buldu Nesîmî çü seni niçin ene’l-hak demesin Ey bu söze münkir olan devlet-i dârın yok imiş

209

Derdi şol gamzen sihâmı cânıma kâr etti uşBunca fürkat kim bana bu çar-ı gaddâr etti uş

Gerçi ol mestâne aynın sâgarından içmişim Başıma çıktı humârı gör ne hûmmâr etti uş

Söylerim da’îm ene’l-hak zülfüne cân düşeli Ta beni Mansûr gibi zülfünde ber-dâr etti uş

Düştü çün ânestü nârın şu’lesi sert-tâ-kademMûsîye ol âteşi gör kim ne envâr etti uş

Döktü çün yârın gamından bahra dürreyn gözlerinDişlerin aksin görende dürr-i şeh-vâr etti uş

Hüsnüne baktıkça dâ’im okurum innâ fetâhLevh-ı mahfûzun hurûfun gör ne izhar etti uş

Sırrını fâş etme yârın ey Nesîmî epsem olNiçin ol esrârı Hak âlemde esrâr etti uş

210

Gel ey dil-ber ki hsnün aya düşmüşYüzün görmüş güneş sevdâya düşmüş

Dü zülfün kokusu âfâkı tuttuMeger anber saçın sahrâya düşmüş

Ben ol vâ’iz sözünden korkmazamkimKi imrûzu koyup ferdâya düşmüş

Gözünden fitne yayıldı cihânaAnun çün bu cihân kavgâya düşmüş

Ne mevzûn noktadır şîrîn dehânınHaber ver ki neden efzâya düşmüş

Ne yağmacı Moğol-Çindir bu yâ RabGözü sevdâları yağmaya düşmüş

Neden düşmüş saçın Hindû-sıfât kimYanagın lâle-i hamrâya düşmüş

Nesîmînin gözü yârın gamındanAkıp her katresi deryâya düşmüş

Görün şol sünbül-i hindû-sıfât kimNice hurşîd ile hem-sâye düşmüş

Ayağından saçın başın getirmezCenâbı gör ne âlî pâya düşmüş

Çemen servini ögme Tûbîden geçKi gönlüm şol kad ü bâlâya düşmüş

Mey ü şâhid bu gün şeksiz harâmdırAna kim gussa-i ferdâya düşmüş

Ne şîrîn noktadır ol kim kalemden Tamıp şol la’l-i ruh-efzâya düşmüş

Nesîmî oldu kurbân kaşın içinNe kurbân kim kaşın tek yâya düşmüş

211

Ey cemâlin safhasında Hatm-ı Kur’ân buldum uş Saçların her taresinde küfr ü îmân buldum uş

Çün hidâyet eylemiş Hak yüzüne nûr-ı ezelŞol sebebden kim yüzünde nûr-ı bürhân buldum uş

Sûretin mushâfdır ey dil-ber yüzün bedr-i münîrTal’atın şems-i duhâdır mâh-ı tâbân buldum uş

Ey sekiz cennât-ı Adnı arz eden zâhid bana Ben bugün yârın lebinden âb-ı hayvân buldum uş

Cevrinde kıldım tahammül sabr edip yârın müdâmDerde dermân andan oldu derde dermân buldum uş

Ey Nesîmî vech-i Allâhın kelâmıdır yüzünKim bu vechu’llân içinde Fazl-ı rahmân buldum uş

212

Cânâ ne benim sevdigimi cân bilir ancâğGönlüm dileğin dünyede cânân bilir ancâğ

Bildim tanıdım akl ile ilm ile Hakkı Şöyle bilirim anı ki Kur’ân bilir ancağ

Abdâl oluben beglik eden ârifi gör kimBu saltanatın kadrini sultân bilir ancağ

Sûfî midir el câm-ı musaffâsına meşgûl Pinhânî çeker şöyle ki şeytân bilir ancağ

Ey sâkî getir devr ayağın devr ile sun kim Bu devr ayağı devrini devrân bilir ancağ

Aklın gemisin gark ede gör aşk denizine Kim bu denizin bahrını ummân bilir ancağ

Hiç kimse Nesîmî sözünü keşf edebilmezBu kuş dilidir bunu Süleymân bilir ancağ 213

İki âlemde sensin şâh-ı mutlakFetahnâ şânına geldi muhakkak

Cemâlin ve’d-duhâ ve’l-leyli zülfünSenin vasfındadır âyât-ı mutlak

Ki münzeldir sana tâhâ ve yâsîn Kamer oldu cemâlindenmüşakkak

Beni kûyûndan ayrı kim bilirseSenin aşkın buhûrundan mu’arrak

Senin aşkın beni benden alıptırSalıptır bahrına mânend-i zevrak

Ezelden içmişim câm –ı sekâhümAnun çün söylerim her dem ene’l-hak

Bekâ oldum fenâdan fânî oldumBekâdan içmişim câm-ı mürevvak

Senin vasfın okurlar her seher-gâhTezerv ü bülbül ü kumrî müsebbah

Nesîmîye ezelden cûr’a sundumAnunçün zü’l-hayât oldu muhakkak

214

Nâgehan gönlüme düştü şuriş-i gavga-yı aşkÂkıli divâne kıldı akıbet sevda-yı aşk

Aşka düşenler bilirler hem yine aşk derdiniÂşık okurlar mı anı k’olmadı rüsva-yı aşk

Aşk içimde din ü dilden geç sen imdi ey gönülŞeyh San’an kimi olgıl sen dahı tersyı aşk

Kim ki ister dil-berinin halvetine yol bulaCân fedâ kılmak gerektir bin kezin der-pây-ı aşk

Sevgilimin sevgisinden ayrı dahı kılmazam Sevgilimi özgeye kılman bu gün pervâ-yı aşk

Gönlümün virânesin ma’mur kıldı aşk-ı yârCânımın halvet-sarâyın kılmışım me’vâ-yı aşk

Cânımız cânanımızsın ey Nesîmî sen dahıGönlünü aldırdın oldun âkıbet yağma-yı aşk

215

Zehî ser-mest hayran cân-ı âşıkZehî devletli dil mihmân-ı âşık

Gönül tahtında sultân aşkı bilgilGetirme kibr ü kin der-hân ı aşk

Döker ânestü nâran şerbetindenHezârân zehr-i kâtil sırr-ı âşık

Gözet ol günü cân kuşu bırakırKalır kalıp tehî mânend-i âşık

Eger küfr olsa yârın aşkı bizeGötür küfrü getir îmân-ı âşk

Eger sen ehl-i dilsen sen yakîn bilKi sensin ayrı yoktur cân-ı âşık

Nesîmî çün hakîkat Hakkı görmüşYakîn bil Hak durur sâkî-i âşık

216

Yâ Rab ne sebebdendir olur tâkatımız tâkÇoktan beridir çeşmimiz ol cânına müştâk

Andan beri kim aynımız ol yüzünü gördüBir mûy ile asıldı cânın kaldı mu’allâk

Gülzâra kadeh bas sanemâ sâz ile mutrıbGel ayş edelim zevk ile ger olmasa zerrâk

Yazam der idim nâmeyi ez hûn-ı ciger denDöküldü yürek kanı yere tutmadı evrâk

Gör ki tükenmez yazuben vasf ile şerhin Katlanmadı bu derde za’îf oldu kalem şâk

Pervâne-sıfât yakarım uş yüzüne karşıBel bağlamışım hıdmetine bende çü uşşâk

Ey hüsn ısı âşıka bir merhamet eyleSun lutf ile bî-çâreye bir câm-ı mürevvâk

Ger ister isen yârı bu gün pîr taleb eyleGör kim neçe yol gösterir ol pîr-i muhakkak

Allâqh ile ol eyle niyâz imdi Nesîmî Bâsed ki suçundan geçe lutf eyleye rezzâk

217

Gönlümün şehrini çün kim eyledi yağma-yı aşkSaldı âlem mülküne şûr u şer-ü gavga-yı aşk

Çıktı sırrım âleme esrârımı fâş eylediHâlime hem-dem olaldan dünyede sevdâ-yı aşk

Kalmadı nam u nişânım aşk içinde zerrece

Komuşum nâmusum uârı olmuşum rüsvâ-yı aşk

Nutk imiş âlemde mevcûd aşk imiş kâ’im –makâmBize gösterdi ezelden menzil ü me’va-yı aşk

Sen hümâ-yı lâ-mekânsın kendözünden bî-haberGelmedin ta kim göresin menzil-i a’lâ-yı aşk

Çık kafesten gelgil ey bülbül gülistân seyrin etBas kadem meydân-ı aşka göresin bâhçe-yi aşk

Âleme gevher saçuban neçesi çûş etmişimSaldı gönlüm cânibine mevcini deryâ-yı aşk

Vâhidiyyeysâbit oldu aşk içinde ârife Mülk ülûhiyyetteoldur vâhid ü yektâ-yı aşk

Aşk ile her dem Nesîmî seyr edersen kûh-ı KâfSensin ol âlî mekânda var ise Ankâ-yı aşk

218

Zehî vücûd mutahher zehî anâsır-ı pâk Ki Hâk olur kademinden kevâkib-i eflâk

Zehî müsâfir-i mi’râc ü seyyidü’s-sekaleyn Ki bastı Arş ile ferş üstüne kadem çâlâk

Anun sıfâtını okur celîl ü hayy ü kadîm Limâ haraete mine’l-‘ışkı âyetü’l-eflâk

Zi-Nûr-ı Ahmed ü Mahmûd doldu nüh eflâk Melek sücûd ana kıldı be-dergeh-i levlâk

Eger visâl-i Muhammed cânın diler şeksiz Dilegini dilegil durmagil zi-hazret-i pâk

Anun senâsını okur vuhûş ü cümle tuyûr Anun midâhını söyler deniz dibinde simak

Zehî sirâce terkîb-i mecma’ü’l-bahreynSenin bu şânına geldi çü âyet-i levlâk

Zehî ki şems ü kamer secde kıldı sûretine Okudular dün ü gün müstezâd-ı pâk

Be-vasf-ı sûret-i tâhâ be-hüsn-i sûre-i Yûsuf Be-hulk-ı bahr-ı muhît u be-ilm-i nokta-i pâk

Kime nasîb olur ise mahabbetin eseri Katında bir ceve değmez cevâhir ü emlâk

Münâfikın cigeri bil ki anda oldu kebâbKi aya kıldı işâret yakasın etti çâk

Be-hakk-ı sûre-i Yâsîn be-hakk-ı sûre-i Feth Be-hakk-ı Ahmed ü Mahmûd be-sun’-ı sûret-i pâk

Makâm-ı aşk-ı Muhammed bu gün Nesîmîdir Ki ehl-i âl-i Nebîdir ki kıldı ol idrâk

219

Hüsnüne hayrân durur hûr u melekAşkına ser-geştedir dâ’im felek Vuslâtın bana müyesser olmadıNitekim yolunda çektim çok emek

Ben kula rahm et deyü çok kes dedimGeçmedi tapun katında bir dilek

Hasretin gam yer isem ben nola Âşıkın dâ’im işidir gam yemek

Şol şeker lebden revâ mıdır şehâ Be muhibbe sen acı söz söylemek

Görlerimim bahrına gark olmuşumNitekin seyr ederim misl-i semek

Ey Nesîmî âkibet varır yele Bî-vefâ ile yenen nân u nemek

220

Cânâ yüz istivâsına şakku’l-kamer gerekOl mu’cizin beyânına hayrü’l-beşer gerek

Mûsâ-sıfât tecellî-i dîdâr için bana Hüsn ile kâmetin kimi Tûr u şecer gerek

İhyâ kılar ölüyü dehânın çün ey sanemHalvet-nişine şâhid ü şem ü şeker gerek

Başımı top edip yine meydâne girmişimMeydâne girmege yine merdâne er gerek

Hâl ü hatınla zülfünü her göz kaçan görürOl nokta harfi bilmege ehl-i basar gerek

Her bî-nazar seni neçe yol bula görmege Uçmakta rü’yete dahı ehl-i nazar gerek

Nâ-pâk olan senin ne bilir kadr ü kıymetinZâtıda âdemin dahı arı güher gerek

Kısmet Nesîmî olmayıcak yâra kim irerYâra irişmege dahı yârdan haber gerek

221

Bahâr oldu vü açıldı yüzünden perde gülzârınİrişdi goncenin devri zamânı kalmadı hârın

Gülistân Tûr-ı Kuds oldu bahârın nûr u nârındanGel ey Mûsâ gör âsârın şecerden nûr ile nârın

Ferahdan goncenin gül-gûn yanağı gül kimi güldüKi manzûmu yine yine güldür çemende bülbül-i zârın

Çiçekler mutelif elvân ne ma’nidendir anı bilBoyacısı bir imiş çün bu envârın bu ezhârın

Âbirinden çemen gör kim ne tîb âfâka gönderdiKim olmuş bûy-ı ıtrından meşâmı tâze attârın

Ne anberdir tüten yâ Rab şakâyık micmerinden kimBuhûrundan anun kadri sınıkmış müşk-i Tatarın

Gel ey sîmîn-beden sâkî bana sun câm-ı sahbâyıK’açıldı revnakı geldi mey-i gül-gûn-ı hûmmârın

Egerçi sünbül ü nergis beyân-ı küntü kenz eylerKaçan belhüm edall bilsin işârâtın bu esrârın

Bu gün âlimü’l-gaybın nişânın vermek istersenBeyân eyle reyâhine usulun çarh-ı seyyârın

Bu mûsîkîden ey sâmî sana ger nesne keşf oldu Makâmâtın beyân eyle usûlün göster edvârın

Eger süsenleyin ebkem değilsen nutka gel söyleKi harf ü nokta terkîbî ne yerdendir bu güftârın

Gönül bâzârıdır gülşen çemende lâleden güldenGanîmet bil ki beş gündür temâşâsı bu bâzârın

Cihân cennât-i Adn olmuş anun sahnında hûnîlerBezenmiş hulleden butân gözü açılmış eşcârın

Nesîmînin sözü gerçi dem-i Îsâdır ey münkir Sana kâr eylemez niçin ki yoktur Hakka ikrârın

222

Âlemin kıldı münevver şol yüzü mâhı görünKudretü’llâhdır cemâlin kudretü’llâhı görün

Hûbların şâhı ezelden şol sanemdir tâ-ebedDevlet-i hüsnü muhalled hûbların şâhı görün

Mü’minin mir’âtı mü’mindir dedi hayrü’l-beşerGözgüyü sâfî tutun gözgüde Allâhı görün

Gözleri kaşı ruhu zülfü çeridir hüsnüne Leşkeri yağmacı şol Türkî şehenşâhı görün

Râzımı fâş etti âhım âleme çaktı beniÂşıkı rüsvâ kılan şol Türkî şehenşâhı görün

Râzımı fâş etti âhım âleme çaktı beniÂşıkı rüsvâ kılan şol perdede âhı görün

Zâhidin matlûbu cennet âşıkın maksûdu dostRe’yi anun hak mıdır ya âşıkın râhı görün

Hâk-i dergâhından oldu her basîretki basarEy nazar ehli gelin şol hâk-i dergâhı görün

Anber-efşân ca’d-ı zülfün arzûlar gönlüm anunŞol uzun endîşeli bu dest-i kütâhı görün

Zülf ile ruhsârını her kimse kim gördü ndediŞâm ile bir yerde cem’ olmuş seher-gâhı görün

Pîr-i Ken’ânın azîzî Mısr-ı hüsnün YûsufuYüzüne bakın zenâhdânındaki çâhı görün

Dil-berin yolunda hâk oldu Nesîmînin teniHaktan oldu câh u haşmet ü câhı görün

223

Düşüptür ol gül-i handâna hâlin

Ki zülfün dâm oluptur dâne hâlin

Zenahdânındadır ol çâh-ı BâbilSalıptır âşıkı zindâna hâlin

Sadef ağzın dişin inci lebin la’lSözün gevher velî dür-dâne hâlin

Kızıl gül ârızın gonce dehânınSalıptır bülbülü efgâna hâlin

Mısırdan leblerin baç aldığıyçünHaber gönderdi Hindistâna hâlin

Gülistân ser-hadinde taht urupturZehi turfe Habeş şâhâne hâlin

Selâsil zülfünü boynuma saldıKılıptır cânımı pervâne hâlin

Nesîmînin âlile aldı gönlünKılıptır kasdı şimdi câna hâlin

224

Gel gel ki nûr-ı dîde cemâlindedirseninDevr-i kamerde fitne hilâlindedir senin

Ağzın çü mîm-i zülf ü kaşın nûn u dâlimişGönlüm hemişe mîm ü dâlündedir senin

Zulmât içinde çeşme-ii nhayvân imiş lebinHızrın hayâtı âb-ı zülâlündedir senin

Âfâkı tuttu işve-i hüsnün melâhatıŞol fitneden ki merdüm-i şehlândadırsenin

Tâ rûz-ı haşr nûr-ı hidâyettir ey sanemMisbâh-ı lemyezel ki cemâlindedir senin

Hattın hisâbını bile ehl-i kelâma sorŞol âyetin ki noktası hâlindedir senin

İster Nesîmî vaslını Haktan gönül ile Anun murâdı kâm-ı visâlindedir senin

225

İtirdin câm-ı Cemşîdi uyan uykudan ey gâfil

Ne buldun uykudan göster ne kıldın uykudan hâsıl

Meger Haktan zîyan gördün ki bâtıl kavle yapıştın Çevirdin yüzünü Haktan sakın kim Haktan bâtıl

Azâzîlin sözün tutma anun vesvâsına uyma Ki İblise uyan olmaz gönül maksûduna vâsıl

Bu tâk-ı tumtûrakı koy ki devrân bu dünyânınGeçer her vev ile tutsan gerek âsân gerek müşkil

Yalanca nefce uymuşsun kucarsın dünyeyi niçinMeger Hakkı unutmuşsun ki oldun dünyeye mâ’il

Vefâsız dünyenin mihrin gider gönlünden aldanmaKi dünyâ kimseye hergiz mutı olmaz dedim uş bil

Mesîhî-zât iken bi’llâh neden dîv olmak istersinMeger cinnî durur aslın değilsin rahmete kâbil

Sadef hâs olmaz incisiz bu remzi anla fehm eyleBu sırrı bilmeyen bil kim ne hâric ol ne dâhıl

Bu güftârın işârâtı derindir akl ana irmezNe bilsin olmayan Mecnun ki Leylî kimdir ey akıl

Neçe mef’ul ü fa’ilden neçe med’ul ü sâ’ildenEger danâsan anı bil ki sensin mutlâka Fâ’il

Eger gözlüsen ey gözlü vücûdun şehrine gir görNe deryâsın ne gevhersin ne ma’densin ne hoş sâhil

Vücûdun şirkini mahv et vücûd-ı fed-i vâhid ol Ki zât-ı ferd ü vâhidden ne mes’ul oldu ne sâ’il

Ne âhır sensin ol gevher ki adın gizli genc olduNedir hâlin ki olmazsın özünden vâkıf ey sâ’il

Hevâ câmından esriksin heves ardına düşmüşsünBu ağulu şarâbı koy kim oldur şerbet-i kâtil

Nesîmî sırr-ı mâ evhâ ke-mâ-hî gerçi şerh eylerKaçan idrâk eder anı özünü bilmeyen câhil

226

Yüzünü benden nihân etmek dilersen etmegilGözlerim yaşın revân etmek dilersen etmegil

Berk-i nesrîn üzre müşkîn zülfünü sen tagdüben

Âşıkı bî-hânümân etmek dilersen etmegil

Cânımı vaslın şarâbından ayırdın ey sanem Aynımı gevher-feşân etmek dilersen etmegil

Kaşların kavsinde müjgânın hadengin gizledinEy gözü mestâne kan etmek dilersen etmegil

Koymuşum aşkında ben kevn ü mekânın varınıCân nedir kim kasd-ı cân etmek dilersen etmegil

Burka’ı yüzünden açarsın meger nâ-mahreme Gizli esrârı ayân etmek dilersen etmegil

Murtâzının okuna kıldın nişâne sen beniOl nişânı bî-nişân etmek dilersen etmegil

Yandırırsın gönlümü aşkında ma’lûm oldu kimAnı rüsvâ-yı cihân etmek dilersen etmegil

Doğruyum aşkında ok tek kirpigin tanık dururKaddimi kaş tek kemân etmek dilersen etmegil

Çünkü aşkın meskenidir gönlümün virânesiHasrete anı mekân etmek dilersen dilersen etmegil

Çün yâkın bildi Nesîmî ağzımın var olduğun Ol yakîni sen gümân etmek dilersen etmegil

227

Zülfünü anber-feşân etmek dilersen etmegilGâret-i dîn kasd-ı cân etmek dilersen etmegil

Burka ı tarh eylemişsın ey kamer yüzünden uşFitne-i âhır zamân etmek dilersen etmegil

Hatt u hâlin mantıku’t-tayr oldu eehl-i vahdeteKuş dilin sen tercemân etmek dilersen etmegil

Çün ene’l-hakdan götürdü sûretin mâhı nikâbSen Hakı niçin nihân etmek dilersen etmegil

Âşıka çok cevr edersin ahde kılmazsın vefâAdını nâ-mihriban etmek dilersen etmegil

Sûretin genc-i hafîdir gösterirsin gözgüde Âlem-i gaybı ayân etmek dilersen etmegil

Gamzeden mısrî kılıç vermişsin esrik Türküne Kan bahâsız bunca kan etmek dilersen etmegil

Eyledi aşkın mahabbet tîrine kalkan beni Şimdi küllî bÎ-nişân etmek dilersen etmegil

Kirpiginden cân-şikâr oklar düzermişsin megerKaşların yâyın kemân etmek dilersen etmegil

Bâda vermişsin perîşân zülfünü dağıtmagaCânların bî-hânümân etmek dilersen etmegil

Şebhesiz bilin iki âlemde şâhım kimi yokLâ-şebeh adın beyân etmek dilersen etmegil

Gitmek istersin gözümden dem-be-dem yaşım kimiCânımı tenden revân etmek dilersen etmegil

Lâ tüharrik âyetin indi beyânın şânınaOl beyânı sen beyân etmek dilersen etmegil

Ey Nesîmî Haktan istersen götürmek perdeyiBüt-perestî bî-gümân etmek dilersen etmegil

228

Cânâ ruh u zülfünden eger kılsa te’emmülTahkîk ile isbât ede dedevr-i teselsül

Ey sûfî çü sâf oldu şarâb-ı hum-ı vahdetGel secde-i fahr ele vü çok kılma te’allül

Ger nefsini bilsen be-yakîn Rabbini bildinKim kendözini tanıdı ol sâhib-i Düldül

Mahbûb seninledir ü sen gâfil özündenBilmen ki nedendir sana bu bunca tegâfül

Ta aşk-ı dil-ârâm alıptır beni bendenGönlümde ne ârâm kalıptır ne tahmmül

Gül-gûn yüzünü görmege çün bülbül-i zârımBen bülbülüm ey dôst hâkikatte vü sen gül

Mecliste çü sâkî kimi ey dôst Nesîmî Fi’l –hâl sücûd etti surâhî dedi kulkul

229

Gel bu demi hoş görelim ol geçen dem dem degilKim bu dem kadrini bilmez öyle bil âdem degil

Bî-dem olma dem gözet bir lahza koyma bu demiOl geçen demden ne hâsıl çün bize hem-dem degil

Âdem isen dem bu demdir koyma bu dem fevt olaHâsıl-ı ömr-i cevânî bâdâ vermek dem degil

Bu dem ol demdir Muhammed seyr-i Mi’râc eylediGel ganîmet gör bu demni kim bu dem kim dem degil

Yâr ile hem-dem olanlar hiç dem urmaz özgedenTâlib-i dîdâr olanlar dünyeye hem-dem degil

Dünyaya arka verirler mülk ü mâl ü devlete Bî-bekâ bünyâdı yoktur ol dahı muhkem degil

Zâhidi-i ra’na yüküşdür Şiblî vü Zü’n-Nûn-ı MısrAdı İbrâhîm çoktur neyleyim Edhem degil

Dem geçer mi kim Nesîmînin firâk u derd ileNâlişi eflâke çıkmaz göz yaşı zemzem degil

230

Gerçi aynımdan nigârâ sûretin pinhân degilFirkatinden yanarım kim vasl ile hem-sân degil

Ey gönül nâdân katında râzını fâş eylemeEhl-i ırfândır bu râzın mahremi nâdân degil

Cehlini ref’ eyle ey zâhih ilâhı tanı kimCehl imiş cehl ol maraz kim kâbil-i dermân degil

Nefsini öldürmeyen ger Bîjen ü Sührâb ise Pehlivân olmaz adı hem Rüstem-i Destân degil

Ey gönül Dârüs’-Selâmı dünyenin lezzâtına Satma kim şol bî-sebâtın devri câvidân degil

Hızr ile Îsâ nigâra buldu vaslından hayâtVaslına kimdir diyen kim çeşme-i hayvân degil

Hak sever hûbu ne ma’nîden ben anı sevmeyemSevmeyen şol nesneyi kim sevdi Hak insân dehil

Sûretin aşkı kimin ki kılmadı cânında kârŞol gezen cismindeki ma’nîde cindir cân degil

Gerçi âsândır der ey cân aşkını her bî-haberKim ki şol sevdâya düştü bildim ki âsân degil

Ârzû-mend oldu gönlüm vaslına yârın velîBuyruğu takdîre geçmez hükmüne fermân degil

Aşk ile meydân muhkem er gerektir kim gireHer hünersiz himmeti süstün yeri meydân degil

Ey ki sultân olmak istersen fakîr ol kim yakîn Kim ki sultân oldu derviş olmadı sultân degil

Gerçi geyrekdir vefâdan senden ey dil-ber cefâSen vefâlıysan vefâ kıl kim cefâ çendân degil

Ey diyen her dem bana kim bakma hûbûn yüzüne Âşıkın akar gözü var ol kadar nâdân degil

Tutma şeytân-ı cindir ta’bi-i rahmân degilKim uyan şeytâna engüşt-i Süleymânî gerek

Hâtem-i fermâna engüşt-i Süleymânî gerekParmağı dîv-ı racîmin lâyıkı hakan degil

Akl ile cân yoktur ol bî-mâ’rifet hayvânda kimSûretin nakşında dâ’im vâlih ü hayrân degil

Ey Nesîmî Hak katında çün yakîn îmân imişHer şehâdet kim yâkından taşradır îmân degil

231

Yârın cefâsı cümle vefâdır cefâ degilYârı cefâ kılar diyen ehl-i vefâ degil

Ma’şuka her ne kılsa revâdır muhibbineİllâ firâkı oduna yakmak revâ degil

Her kimsenin ki kıblesi ey cân sen olmadın Irağa düştü ka’beden ehl-i Safâ degil

Aşkın egerçi adını akıl belâ komuşNi’me’l-belâdır ehline bi’se’l-bela degil

Kanı cihânda ey gönül ol vahdet ehli kim Yüz bin belâ vü mihnet ile mübtelâ degil

Sabrın şarâbı gerçi müferrihdir ey hakîmÂşıkların devâsı bu acı devâ degil

Ey sevme ehl-i hüsn ü cemâli diyen banaGörmez gözün bu ayni aceb ki amâ degil

Vaslından ol gedâ kim irişti murâdına Ma’nîde bil ki şâh-ı cihândır gedâ degil

Sûrtte âdem oğlu ve ma’nîde dîv olanOldur ki Hakkı tanımamış âşinâ degil

Ey âşıkın kanına susamış büt-i HıtâNesh-ı azîmet etme ki fikrin hatâ degil

Sûrette gerçi benzemesi yok Nesîmînin Ma’nîde adı her hâcerin kîmiyâ degil

232

Susadım vaslına ey çeşme-i hayvân beri gel Yakma hecrinde beni bunca gel ey cân beri gel

Firkatin şereti acıdır anı içemezemEy lebin gül-şekeri derdime dermân beri gel

Âşıkın tamusu yârından ırak olduğudurEy cemâlin İremi ravza-i Rıdvân beri gel

Anberin sünbül-i zülfün düşeli benden ırakKati âşüfteyim ey zülf-i perîşân beri gel

Gönlümün hasreti göz yaşına gark etti beniBunca ağlatma beni ey gül-i handân beri gel

Gözlerim yaşı akar başıma Tufân getirir Ey perî-çehre boyu serv-i hırâmân beri gel

Kirpigin şevk okunu bağrıma ey cân uralıYüreğimden gözüme her dem iner kan beri gel

Firkatin nârı beni yaktı yandırdı azîmRahmetin kandadır ey fitne-i devrân beri gel

Âlemi tuttu bu gün hüsn-i ruhun destânı Âferin hüsnüne ey fitne-i devrân beri gel

Zülf ü ruhsârını görmeklik için leyl ü nehârOkurum Seb’-ı Mesânî ile Kur’an beri gel

Eylemiş cânını çün aşka Nesîmî teslîm

Ne ziyân eyler ana kayd ile zındân beri gel 233

Firkat içinde yanarım derdime eyle çâre gelYaralı oldum uşta gör bağrım içinde yara gel

Sabrımı gâret eyledi kaaaaptı karârımı gamınBunca cefâyı gör gamın kıldı bu bî-karâra gel

Gamdan egerçi firkatin bin çeri çekti üstümeSen bana bes sen ey sanem korkma vü yek-süvâre gel

Düştüğüm ayrı senden uş yanyr od cânımaEy gözümün çerâğı sen yakma beni bu nâra gel

Mihnet içinde garkayım firkatine ulaşalı Çek sanemâ bu vatadan zevrakımı kenâra gel

Benden ayırma vaslını neçe ki şâd olur adûYüregini adûların yaralı eyle yâra gel

Düşmüşüm âh u nâleye senden olalı ayrı ben Görme revâ bu hâlimi koyma bu resme kâre gel

Muntazır oldu vaslına hasret ü derdi çok gönülHoş degil anı yandırıp va’de-i intizâra gel

Cânım içinde mihrini gizler idim ruhun kimi Şevk-i ruhundan ey perîperdesi oldu pâre gel

Zülf ü ruhun visâline susamış ey kamer gözümEy kamerin katında bin ay ile gün sitâre gel

Cân u teni Nesîmînin sensin ü senden özge yok Var ise senden özge gir cân ile tende ara gel

234

Firkatin derdinden ey cân yüregim kan oldu gelGözlerim yaşı cihâna tuttu Tûfân oldu gel

Canımın vaslında Haktan ittisali var ikenDevlet-i vaslından ayrı düştü hicrân oldu gel

Çekti müşkîn zülfünü aldı elimden rûzgârŞol sebebden gönlümün hali perîşaân oldu gel

Gerçi benden sûretin ga’ibdir ey hûrî-cemâl

Sanma ki gözden cemâlin nakşi pinhân oldu gel

Firktin şol derd imiş cânımda kim her kimse kimFikrine düştü bu derdin aklı hayrân oldu gel

Senden ayrı düştüğüm ağular içirdi bana Vaslının tiryâki kanı vakt-ı ihsân oldu gel

Hızr eger zulmette ister çeşme-i hayvânını Susamış müştâka la’lin âb-ı hayvân oldu gel

Gerçi handândır ferahtan ağzı açılmış gülün Andelîbin gözleri gör kim ne giryân oldu gel

Yârı cevr etmiş Nesîmîye revâdır gör ana Öz nigârından cüda zencîr ü zındân oldu gel

235

Firkatinden yandı bağrın yüregim kan oldu gelGel ki didârın bu sayrı câna dermân oldu gel

Dünyenin naz u nâ’imi bâğ u bostânı bana Sensiz ey sultân-ı hûbân bend ü zındân oldu gel

İstedi la’lin firâkı cânımı yakmak velîŞevka yanmış câna la’lin âb-ı hayvân oldu gel

Ol gönül kim da’imâ işi seninle vasl idiŞimdi şevkinden esîr-i derd-i hicrân oldu gel

Canımın cânı visâlindir visâlinden anıTâ kim ayırdı felek bî-çâre bî-cân oldu gel

Âşıkın bâğ u gülistânı yüzün gülzârıdırHansı gülzârın adı gülsüz gülistân oldu gel

Cennetin sahnında Tûbâ vâlih ü âşüfte-hâlKâmetin hüsnünden ey sevr-i hırâmân oldu gel

Mu’cizâtından yanağın muhkemâtından saçınHâr u hâşâki cihânın verd ü reyhân oldu gel

Bahr-ı bî-pâyâna şevkın cânımı gark eyledi Gör ne bî-dâd eyledi hecrin ne Tûfân oldu gel

Tâ beni takdîr-i Yezdân eyledi senden cüdâGönlümün hâli perîşan düştü hayrân oldu gel

Çün Nesîmî senden ayrı bildi kim yoktur vücûdKüfr ü îmân vasl u hicrân cümle yek-sân oldu gel

236

Ey hat u hâlin sıfâtın dedi Kur’ânda celîlŞol cemâlin zikridir zikrim zehî zikr-i cemîl

Cânımı vakf eyledim şol ârımız uçmağınaTâ benim kanım sana çün selsebil oldu sebîl

Ârızın nûrunda görmüştür mu’anber hâliniŞol sebebden bî-tekellüf nâra düşmüştür Halîl

Şem’-ı ruhsârın benim dâ’vîme tanıktır bu gün Hâcet-i hüccet degil her kanda rûşendir delîl

Şol kitâbın kim bu akl anun rumuzun bilmediGamze-i gammâzın öğretti bana bî-kâl ü kîl

Çün berâberdir müdâm zülf ü ızârın şîvesiPes neden cevrin kesîr oldu vü ihsânın kalîl

Çün Nesîmînin sözü vasfında mu’cizdir tamâm Bilmezem Rûhu’l-Kudüs ta’lîm eder yâ Cebrâ’îl

237

Ey yiyenler ruzigârın sillesinden infi’âl Bilmedin mi kim fenâdır bu cihân-ı bed-fi’âl

Şadisinden kaygısı çün kahrı lutfundan ziyâd Bir zamân şâdî kılarsa bir zamân eyler melâl

Geh güler şahsın yüzüne der ki sevinme müdâmGeh varı ayrı kılar ki berkidir hubb-i visâl

Hak adunuzdır dedi emvâliniz evlâdınızSen dün ü gün cem’ edip istediğin mâl ü ıyâl

Himmet atına süvar ol key sa’âdet cûşeninSür aradan kibr ü kîni eyle nefsinle kıtâl

Çekme gaygısın cihânda mâl ü mülk ü ni’metin Kim varacak yerde sana perde olmaya vebâl

Ey Nesîmî Çünkü bu dünyâ degildir pâydârKılma da’vî güft-gûdan etme kimseye cidâl

238

Hüsn içinde Yûsuf-ı Ken’ân önünden böyle gel Ey bulut sen mâhsın tâbâ önünden böyle gel

Gelmişim şeh-zâdeye tâ hâlimi arz eyleyemBen fakîr u acım ihsân önünden böyle gel

Ger dilersen gönlümüz senden bugün hoşnûd ola Bî-halâyık eyleme cânân önünden böyle gel

Mezhebîn tanı vü der cevâhirler sunuKimse almaz har mesek dükkân önünden böyle gel

Arslanım deyüben da’vîyi kılma key sakınTilkisin var fârig ol arslân önünden böyle gel

Ey Nesîmî şol kara yüzlü rakîbe söyle kimDurmasın haddi degil sultân önünden böyle gel

239

Ey zamâne şeyhi asl-ı hırka kandandır degil Müşidin kimdir tarîkat fer’i kandandır degil

Âb ü gil bâ-câm u dil dem-sâzı kim kıldı kadîmSen neden kıldın tama’ ol dalgı kandandır degil

Tûğ u seccâde vü çevgân bâ-çerâğ u yâ kudümAslını Kim kıldı de aslını kandandır degil

Kendini ta’zim edersin sâlik-i râhın deyuYol erin kim dedi yol dahı kandandır degil

Bih-terîn-i dîn ü dünyâ fara vâhiddir dediSen neden iki bilirsin kavli kandandır degil

Natıkın nutku velî hâric durur ez-ilm-i hakÂyet ile ver cevâbın ilmi kandandır degil

Hasta-dil miskîn Hüseynî sâ’il olmuş gör ne derBu teheccî kim okursun dersi kandandır degil

240

Küntü kezin kenziyim va’llâhu nûrun nûruyumRavzânın rıdvânıyım cennâtü adnın hûruyum

Kâf u nûnun mebde’i hem kâ’inatın menşe’i

Lâmekânın şemsi vü bedr ü şeb-i deycûruyum

Âlem ü zât ü sıfâtım menba’-ı mevt ü hayâtHem hisâr-ı künfekânım hem anın mahsûruyum

Nutk ile savtım ezelden tâ ebed hem kuvvetim Hâzırım her yerde hem hâzırların mahzûruyum

Söyleyen her nâtıkın dilinde benden özge yokSakf-ı merfû’un es’ası beytinin ma’muruyum

Nûh ile Yûfân benim ben hem necâtim hem helâkHem yemim hem cevherim hem ol yemin mescûruyum

Hem fakîrim hem dilenci hem melik hem pâdişâhımHem benim üstâd-ı san’at hem anun müzdûruyum

Nâzırıyım hem bî-nazîrım hem basîret hem basar Hem ikilikten münezzeh vahdetin manzûruyum

Şâhidim şem’im şarâbım sâkîyim hem câm-ı CemKevserim hem selsebilim hem meyin engûrüyüm

Zâhirim zâhirde fâşım mazharım hem muzhirim Bâtınım her şeyde ya’nî bâtının mestûruyum

Hem bekâ dârül’l-hulûdun nâzıyım hem ni’metiHem fenâ darü’l-gurûrun dârıyım Mansûruyum

Hem hayâlim hem nukûşum hem tasavvur hem suverHem şühûrun gurrası hem âlemin meşhûruyum

Hem kelâmım hem melek hem vahy hem rûhü’l-küdüsHem hisâbın sâ’atı hem yevm-i haşrın sûruyum

İbtidâsız cevherim kâim bi-nefsi lâ-bi-gayrHem na’im-i Hâl,idim hem ni’metin meşkûruyum

Hem cemîlim hem cemâlim hem vedûdum hem adedKâfire mevt ü musîbet hem Halîlin sûruyum

Hem benim Vâdi’l-Mukaddes hem benim nâr u şeçerHem benim nûr-ı tecellî hem Kelîmin Tûruyum

Hem cihânım hem cihânın aynı vü mâhiyyetiHem Hıtâ vü Çîn ü Rûmun Kayser ü Fagfûruyum

Levh u Tevrât ü Zebûr İncîl ü Fürkân ü suhufMem kelâm-ı nâtıkım hem rıkkının menşûruyum

Hem Berât u Kadr ü Esrâ hem sıyâm ü hacc ü ıydHem Muharrem hem Muharrem şehrinin âşûruyum

Hem uran hem nefhayı hem rûh-ı Âdem hem türâbHem kıyâmet sûruyum hem mahşerin nâkuruyum

Hem Süleymânım hem anun milketi lâ yenbagiHem Süleymânın kuşu hem hâtemin destûruyum

Kâtibim kilkim devâtım ebcedim levhım hecâNoktayım harfim bu harfün satrıyım mestûruyum

Hem anâsır hem tabâyi’ hem mürekkeb hem basîtCümlenin aslı ve fer’ı kâdirin makdûruyum

Hem rabî ‘im hem harîfim hem benim sayfu sitâHem kışın mebrûduyum hem yayının mahrûruyum

Buğdayım hem âsiyâbın hem hamîrim hem fatîrSelsebîlin hamrıyım hummârıyım mahmûruyum

Hem sevâd-ı a’zamım hem mısr-ı câmi’hem muhîtHem bu bahrın gevheri hem lü’lü’-i mensûruyum

Hem benim hâdî vü nâfî hem benim z’arr ü muzırHem benim gufrân u rahmet hem anun mağfûruyum

Hem benim maksûd u maksad hem temennâ hem dilekHem benim her şeyde zâkir hem anun mezkûruyum

Hem tabîbim hem alîlim hem ilâcım hem sakîm Hem şifânın sıhhatı hem illetin rencûruyum

Hem hûrurum hem kitâbım hem kelâmım hem kelîmFethanın mansûbuyum hem kesrenin mecrûruyum

Hem cebel hem kehf ü hem eşhâb-ı kehfim kelb ile Hem kıdem sîmürguyum hem kuşların usfûruym

Ey Nesîmî sen degilsin cümle oldur cümle olOl kim aydur bu zemîn ü âsümânın nûruyum

241

Âyet-i innî ena’llâh ım bu nûrun nûruyumHem münâcat-ı tecellî hem Kelimin Târıyım

Evvelim nûn ve’l-kalem dir âhırım mâ’yesturûnSûre-i ve’t-tûuyum ve’t-tûrûnun mestûruyum

Fer’u aslım ref’u nasbım cer ü cezmim câvidânSakf-ı merfu’um bu bahrın nükte-i mescuruyum

Mısrım u hem câmi’im hem cumâyım hem adine Rûh-ı Kudsün nefhası hem beytinin ma’muruyum

Hem imâmım hem hidâyet ma’nisi hem MehdîsiHem kitâb-ı vahy-i münzel hem rakın menşûruyum

Hem hadîdim hem urucum hem Kur’ânım hem burûcGirdiş-i çarh u medârım şehrinin meşhûruyum

Lâ-mekân hurşîdiyim hem sa’d-i ekberdir adımNahs u kenz ü tal’at-ı bedr ü şeb-i deycûruyum

Kâf ile nûn mebde’ imdir menşe’ imdir kâ’inâtUş bu gün bu küntü kenzin kenzinin mağrûruyum

Hem mürekkeb hem basît ü hem cevâhir hem arazMünfâsıl hem müttasıl hem zâkirin mezkûruyum

Cennetim hem Tûbîyim tûbâ lehum husne me’âbŞâhıyım şâhenşehinin şâhid-i mestûruyum

Sâkîyim hem sâgarım hem selsebilim hem sebîlBendedir hem hûr u gılmân hem anun maksûruyum

Zâhir ü bâtın benim peydâ vü hem pinhân benimMazharım hem muzhirim hem mazharın mazhûruyum

Hem benim bezm-i ezel hem bendedir câm-ı elestHem şarâb-ı kevserim hammârımın mahmûruyum

Hem münâdi vü nidâyım hem utf u hem ra’ufHem kulum hem kulların razzâkıyım gayyûruyum

Hem benim mey-hane vü genc-i harâbât-ı ezelHem şarâbım hem anun peymâne vü engüruyum

Hem Hıtâyım hem Huten hem nâfe-i TatarıyımÇin ü Maçin ü Mogol-Çin hem güzel Fagfuruyum

Mülk-i İrân mülk-i Tufan mülk-i Hind ü mülk-i SindMülk-i Şâmım mülk-i Kayser Rûmuyum Tekfüruyum

Hem benim Bağdâd ile Şat hem halife-i cihânHem ene’l hak söylerim hem dârının Mansûruyum

Kısm-ı nev’u lâ yezâlü nev’i nev’u levn’i levn

Kıdemiyim kassâmıyım hem şâkirin meşkûruyum

Ravzanın Rıdvânıyım cennât-ı adn oldu adım Hem zıyâyım dahı maksûrât içinde hûruyum

Hem heyûlâyım mukaddes cümle lezzet bendedirHem çü bal ü şekker ü hem nahl ü hem zenbûruyum

Altı âvâz on iki perde yegirmi dört şâ’abHem rubâb u erganûnum çeng ile tanbûruyum

Âsumânım hem zemînim hem bulut u hem buhâr Ebr-i nîsânım yemim hem lü’lü’-i mensûruyum

Âlem-i kübrâ vü sugrâ hem vasî’ u hem şerîfÂlemim hem halkıyımgam-hârıyım mesrûruyum

Hem benim Belkîs-ı devrân ins ü cinn ü vahş ü tayrHem Süleymânım hem anun hâtem-i düstûruyum

Hem Halîlim hem necâtım hem hayâtım hem memâtHem kuburum hem azâbım hem hisâb u sûruyum

Sen degilsin söyleyen Haktır Nesîmî söyletenOl kim aydur hem zemîn ü âsumânın nûruyum

242

Nigârım dil-berim yârım enîsim mûnisim cânımRefîkım hem-demim ömrüm revânım derde dermânım

Şehim mâhım dil-ârâmım hayâtım dirliğim rûhumPenâhım maksadım meylim medârım fikrim ü cânım

Kamer-çehrem perî-rûhum u şengimSemen -bûyum gül-endâmım zehî serv-i gülistânım

Latîfim nâzikim hûbum habîbim turfe-mahbûbum Hicâzım ka’be vü Tûrum behiştim hûr u rıdvânım

Gülüm reyhânım eşcârım abîrim anberim ûdumDürüm mervâridim kânım akîkim la’l-ü mercânım

Dil-efrûzum vefâ-dârım ciger-sûzum cefâ-kârımHudâvendim cihân-dârım emîrim şâh u sultânım

Çerâğım şem’im u nûrum ziyâ’ım yıldızım şemsimHezârım bülbülüm kebkim Nesîmî yahşı elhânım

243

Ey bahârım ey nigârım ey şikârım dil-berimEy harîfim ey tarifim ey şer’ifim servetim

Ey gülüm ey sünbülüm ey süsenim ey anberimEy benim nahlim yine habb-i nebat ü şekkerim

Ey habîbim ey tabîbim ey timârım hem-demimEy refîkım ey şefîkım ey begim ey saf-derim

Ey gülistânım gülüm serv-i gül-endâmım benim Sâgarım şem’-i şebistânım melâ’ik-peykerim

Ey reyâhin-râhatım rûh-ı revânım lutf ile Ser-firazım ser-keşim sa’d-i sa’âdet-ahterim

Ey benim hurşîd ü mâhım ey çirâğım fânusumŞûh-çeşm eltâf-ı şâhım ey mübârek-manzarım

Aşk geldi gönlüm aldı aklımı yağmaladıSöyle âhır ey Nesîmî cân u dilden bih-terim

244

Yüzündür maksûdum kıblem lebindir âb-ı hayvânım Ayâ serv-i ser-efrâzım fedâ olsun sana cânım

Ki sensin derdime dermân yüzün Fürkân hatın reyhânFedâ olsun sana bin cân ki sensin şâh u sultânım

Enîsim reh-berim yârım güler yüzlü gül-endâmım Abîrim anberim müşküm boyu serv-i hırâmânım

Kelâmım Kur’ânım zikrim kitâbım tevhîdim fikrim Namâzım secdem ü şükrüm bi-külli cümle erkânım

Azîzim serverim ömrüm hadîsim tefsîrim ilmim Ki la’l ü yakûtum dürrüm şikârım gevherim kânım

Fâzılım kâmilim meylim murâdım maksûdum gönlüm Cevâbım mes’elem sözüm dilimde cümle destânım

Hayâtım râhatım mihrim necâtım varlığım zâtım Tabîbim şerbetim Hızrım vücûdum sâ’atım cânım

Ezeldendir benim derdim sözü gerçel kamer bedrim Muhibbim sevdigim mihrim siyâh zülf-i perişânım

Hazînem gencim ü mâlım Nesîmîm âşıkım aşkım

Habîbim izzetim izzim ezelden kâmil insânım

245

Takvâ ile zühdüm edebim hilm ü halîmim

Telkînim ile tevbem talebim hacc ü zekâtım

Haşr ile hisâbım yine mîzân ü sırâtımİhsânım ü lutfum keremim hem hasenâtım

Hanân ile Mennânım u Merven ü Safa’ımHem zemzem ile kıblem ü Ka’bem Arafâtım

Hem merkez ile kevkebim ü burcla medârım Seyyârım ü çarhım felegim seyr ü sebâtım

Levh-ı kalemim Arşım ü kürsî ile nutkumBu cümle sıfât ile benim mazhâr-ı zâtım

Ayşım tarabım zevk u safâ ile neşâtım Sâz ile makâmâtım u sözüm nagamâtım

Ma’bûdum u maksûdum u matlûbum u kasdımHem bâtınım u zâhirim ü sıfâtım

Fi’l-cümle bu nutk ile kelâmınla NesîmîÂfâkım u hem enfüsüm erkân ü cîhatım

246

Habîbîm izzetim cânım cihânımRefîkım mûnîsim ârâm-ı cânım

Sanavber kadli dil-dârım tabîbimYetir dîdârımı rûh-ı revânım

Ki cân kuşu uçar bir gün kafestenKalır firkat odunda cism ü cânım

Katımdan gitmez oldu bâr-ı hicrânÇekebilmen nidem ârâm-ı cânım

Firâkın derdi çoktur diyebilmenEger desem kalır hayrân revânım

Nesîmî çekti gam ânestü nâran

Özü yitti ne kılsın bî-karârım

247

Tâ yüzün gördüm nigârâ gamdan âzâd olmuşumKulluğunda pâdişahım hüsnüne şâd olmuşum

Gelmişim dîdârına ta cânımı kurbân edemEy dudağı cân-ı Şîrîn gör ne Ferhâd olmuşum

Tâ cemâlin Mushâfından okurum Seb a’l-MesânSeb’a-hânım hâfızım gör kim ne üstâd olmuşum

Kulluğundan tâ beni kıldı cüdâ devr-i felekHasretinden ben gulâm-ı sevr-i âzâd olmuşum

Tâ Irâkıstânı gezdim bir müvahhıd görmedimÂşık-ı Mısrım velî müştâk-ı Bağdâd olmuşum

Tâ seni gördü Nesîmî der be-âvâz-ı bülendAşk ile ben âşinâyım akl ile yâd olmuşum

248

Dâ’im ene’l-hak söylerim Haktan çü Mansûr olmuşumKimdir beni ber-dâr eden bu şehre ben sûr olmuşum

Kıblesiyim sâdıkların ma’şûkuyum âşıklarınMansûruyum lâyıkların çün beyt-i ma’mûr olmuşum

Mûsâ benim kim Hakk ile dâ’im münâcât eylerimGönlüm tecellî nûrudur anun için Tûr olmuşum

İrdim kaşın mihrâbına kim kâbe kavseyn ol dururVuslat şebinde gör beni ser-tâ-kadem nûr olmuşum

Bezm-i ezelde içmişim vahdet meyinin cür’asın Şol cür’adan kim tâ ebed ser-mest ü mahmûr olmuşum

Ey ay yüzündür Ve’d-duhâ ve’l-leyl imiş saçın karaLa’lin bana dârü’ş-şifâ oldur ki rencûr olmuşum

Her yana kim döner yüzüm dostu görür anda gözümÇün bu gamından gam yedim şâdân u mesrûr olmuşum

Ol şâhid-i gaybî benim kim kâ’inatın aynıyım Ol nutk-ı Rabbânî benim kim dilde mezkûr olmuşum

Çün on sekiz bin âleme oldu vücûdun âyineOl sûret-i rahman kim halka mestûr olmuşum

Ol gizli gencin sırrıyım kim zâhir oldu gevherim Ol gevherim kim gün kimi âlemde meşhûr olmuşum

Çün ben Nesîmî gevherim gencim size fâş eylerimBen bu deli dîvâneyi gör kim ne ma’mûr olmuşum

249

Tâ ki yüzünde görmüşüm hüsnünde hayrân olmuşumDüştüm saçın sevdâsına gör ne perîşân olmuşum

Gel gör beni bâtında kim ne gizli gencim hânesizZâhirde gör bu sûretim hâlinde vîrân olmuşum

La’lin Mesîhâ mu’cizin âlemde ihyâ eylediUş ben visâlinden senin ser-tâ-kadem cân olmuşum

Hakkın kelâmı sendedir sanma beni Haktan yırağÇün kim gönüldür Arş-ı Hak ben Arş-rahmân olmuşum

Ânestü nâran sırrına Mûsâ kimi irsem diyenGelsin beni görsün ki uş âlemde destân olmuşum

Genc-i nihânın sırrıyım hem küntü kenzin mazharıHem cevherdir hem cevherî hem cevhere kân olmuşum

Uşta nesîmîyim bu gün kendi vücûdum şehrineFeth eyledim Haktan bu gün hakan u sultân olmuşum

250

Hak tâ ki yâr oldu bana ser-tâ-kadem yâr olmuşumTâ görmüşüm dîdârını müştâk-ı dîdâr olmuşum

Ânestü nâran şerhine Mûsâ ne bilsin yâ seçerAnı bana sor sen ki ben ol nûr u ol nâr olmuşum

Zikrim ene’l-hakdır benim Hakdır sözüm Hakdır benimDâreyn içinde gayruhu hem leyse fi’d-dâr olmuşum

Ârif katında medh zem bir asl imiş sen ârif olGör kim neçe her nâtıkın dilinde güftâr olmuşum

Mâ’ül-‘inebdendir eger her ser-hoşun ser-hoşluğuBen içmişim aşkın meyin ser-mest ü hammâr olmuşum

Huldun gül-i handânıdır gül-gûn yanagın ey güneşBülbül kimi mestim onun aşkındagör zâr olmuşum

Müşkîn saçından bulmuşum şol bûy-ı rûh-efzâyı kimTîbandan anun sanasın tîbî vü attâr olmuşum

Gülşen kimi açılmışım bûy-ı gülünden ârızınGör kim cemâlinden neçe ferhunde gül-zâr olmuşum

Şîrîn dudağın vasfını tâ söyler oldu mantıkımEy Mısr-ı hüsnün Yûsufu kand ü şeker-bâr olmuşum

Yâ Rab ne tâbân ay imiş tâbanda yüzün ayı kimEnvâr-ı tâbından anun tâbende envâr olmuşum

Sevdâ meyinden ser-hoşum mestâne aynın tek velîGaflet meyinden tâ’ibim niçin ki hüşyâr olmuşum

Zülf ü ruhun esrârını tâ Hak bana keşf eyledi Yüzündeyim genc-i hafî zülfünde ber-dâr olmuşum

Serv-i gül-endâm kimi âlemde âzâdeyim velîZencîr-i zülfün kaydına muhkem giriftâr olmuşum

Mihrinde sâfım zer kimi kalb-i selîm uş bendedirEy nakd-i hüsnün sikkesi aşkında dînâr olmuşum

Lü’lü-i nâbın vasfına söyler oldu mntıkımSem’inde her sîmîn-berin lülü-i şeh-vâr olmuşum

Buldu Nesîmî tâ seni zâtında şeksiz şüphesiz Olmuş Nesîmîden berî aydur ki bîzâr olmuşum

251

Gelmişim Haktan ene’l-hak gör ne Mansûr olmuşumRûh-ı Kudsün nutkuyum ser-tâ-kadem nûr olmuşum

Levh-ı mahfûzum benim Rûhu’l-Emînin hem-demiHaşr için mîzân ü İsrafil ü hem sûr olmuşum

Tâ vücûdum vahdetin kesrette isbât eyleyen Mûsıyim ânestü nâran nûr ile Tûr olmuşum

Gerçi gâ’ibdir vücûdu her nazardan zâtımınGör ne nâzır gör ne manzar gör ne manzûr olmuşum

Lâ-mekânın genciyim gerçi yerim vîrânedirEylerim ma’mur anı gör kim ne ma’mûr olmuşum

Sûret ü ma’nî benim hem ism ile hem cism ü cânGör neçe ma’nî ile sûrette mestûr olmuşum

Şöhret âfettir usandım şöhretinden âlemin Gerçi her a’lâda vü esfelde meşhûr olmuşum

Bulmuşum çün kişver-i Fazlın yedi iklîminiKeykubâd u Kayser ü Cemşîd ü Fağfûr olmuşum

Tanımaz ma’entahûru her tahâretsiz fakîhBen sehâbından bu âbın arza maktûr olmuşum

Âteş-i mihr-i ruhun cânımda te’sîr eylediBen bu oddan yanarım ya’nî ki mahrûr olmuşum

Mısr-ı câmî dir vücûdum anda kıldım cum’ayıGör ne şehrim ger ne muhkem kal’a vü sûr olmuşum

Zâkirim zikr eylerim ya’nî ki şeyhım sûfiyimGör ne gökçek ad ile âlemde meşhûr olmuşum

Ey Nesîmî cennet ü hûr ol nigârın vaslıdır Çün ben ol mahbûbu buldum cennet ü hûr olmuşum

252

Allahû ekber ey sanem hüsnünde hâyran olmuşumKavs-i kuzehdir kaşların yâyına kurban olmuşum

Yüzün durur cennet gülü boyun hakîkat servidirAşkında ben bülbül kimi âlemde destân olmuşum

Kevn ü mekândan geçmişim ma’ni şarâbın içmişimCanâne yüzün görmüşüm baştan ayağ cân olmuşum

Da’vî benim münkir benim râzî benim Dağı benim yazı benim ben külli devrân olmuşum

Sûfî benim sâfî benim kâfî benim şâfî benim Ernî benim hayrân benim derd ile dermân olmuşum

Zâhid benim âbid benim âsî benim fâsik benim Mü’min benim kâfir benim ben külli insân olmuşum

Uçmak ile Rıdvân benim tamu ile nîrân benimDânâ ile nâdân benim hem în ü ân hem ân olmuşum

Geh çıkmışım Îsa kimi çarh üstüne oturmuşumGeh varmışım Yûsuf kimi Mısırda sultân olmuşum

Sarrâf-ı bahr-ı kudretim yâkût-ı kân-ı vahdetimŞimdi gelip Nesîmîyem hâk ile yek-sân olmuşum

253

Gönlümün vîrânesinde genc-i pinhân bulmuşumOlmuşum şol mâha kurbân cân-ı cânân bulmuşum

Aşk derdinden haçan kurtula gönlüm çünkü benDil-berin derdinde her bunca dermân bulmuşum

Küfr eger îmân degil ise niçin düşmüş ki ben Küfr-i zülfün halkasında nûr-ı îmân bulmuşum

Hızr eger zulmâta vardı istedi âb-ı hayâtBen dudağı çesmesinde âb-ı hayvân bulmuşum

Dişlerin aksi nigârâ gönlüme nakş olalıGözlerim bahrında her dem dürr ü mercân bulmuşum

Ravza-i Rıdvâna da’vet kılma ey zâhid beniÇün ben ol dergâhdan sahn-ı gülistân bulmuşum

Çün Nesîmî cânını şol mâha kurbân eylediGör ne gökçek şol hilâlî yâya kurbân olmuşum

254

Sırr-ı ene’l-hak söylerim âlemde pinhân gelmişimHem Hak derim Hak bendedir hem hatm-i insân gelmişim

Hem levh-ı Tevrât ü Zebûr İncîl ü Fürkân ü SuhûfHem ben kelâm-ı nâtıkın hem cem’-i Kur’an gelmişim

Hem âyet-i rahmân benim hem rahmet-i rahmân benimHem vahy-i mutlak söylerim hem nur-ı Yezdân gelmişim

Buldum ale’l-‘arşi’stevâ hem rahmet-i rahmân yakînHaktan ayân bilgil beni ben Arş-ı rahmân gelmişim

Mûsâ kimi dîdârına müştâk isen gel uşta görÂnestü nâran hem şecer Mûsî-i İmrân gelmişim

Sevdân ile mest olmuşum hem içmişim gamdan müdâm

Mest-i elest’in câmıyım niçin ki tuğyân gelmişim

Hem ben kalender san’atın tuttum mücerred tecrîdîmOldum fakîr ü hem gedâ hem mülke sultân gelmişim

Lâ raybe illâ vechehû geldi anun vechinde uş Âlemde hüsnün vechine ben vech-i bürhân gelmişim

Hüsn-i cemâlin nakşini gördü ezelde gözlerimBu nakşa hayrân olmuşum ben mest ü hayrân gelmişim

Müşkîn saçın zulmâtına yol bulmak ister Hızrı görLâ’lin şarâbın içmişim ben âb-ı hayvân gelmişim

Geldi cihâna şerh eder şimdi Nesîmî Hak sözün Anı kim idrâk eylesin ben sırr-ı pinhân gelmişim

255

Ben harâbât-ı ezelden mest ü hayrân gelmişimAşk ıle yek-reng olup şâdân u handân gelmişim

Sâkî-innî ena’llâh cur’asından tâ ebedMest ü mestân halvetinden mest ü mestân gelmişim

Hak durur kavl-i ene’l-hak da’vîsi Hakka ki ben Şâh u sultân meclisinden şâh u sultân gelmişim

Yakmışım yandırmışım kül kılmışım zerrâtımıLâ cerem külli kül olup mahrem-i cân gelmişim

Mevc urur aşkıyla gönlüm türlü türlü dür saçarBu girânsız aşk ıle deryâ-yı ummân gelmişim

Tâyir-i kudsi diyen Rûhü’l-emîndir mantıkımOn sekiz bin âlemin sırrına bürhân gelmişim

Maksad-ı kevn ü mekân sensin Nesîmî çün bugünNe aceb ger derisen kim sırr-ı Sübhân gelmişim

256

Dil-berin leblerine çeşme-i hayvân demişimMa’den-i rûha aceb ben ne için cân demişim

Hacil oldum bu sebebden ki nigârın yüzüne İremin gülşeni vü ravza-i rıdvân demişim

Levh-ı mahfuz ile Arş oldu yanağın sıfâtıBen bu ma’nîden ana sûret-i rahmân demişim

Sûretin ahseni takvîmi yüzün kıble imişNe ki Hak dedi ana ben iki çendân demişim

Sensin ey sûret-i Allah ile rahmân mescûd Kılmayan secde sana dîv ile şeytân demişim

Gül-i handân demezem goncaya ayruk ne içinKi yanagın gül-i handânına handân demişim

Sadefin içine kâr eyledi inci eridiKi lebin cevherine la’l ile mercân demişim

Deme her dikene sen bağ u gülistân epsemKi ben ol ârız-ı gül-güna gülistân demişim

Zülfünü nâfe-i Tatara bahâ kılma ki benKıymetin her kılının mülki Süleymân demişim

Ey Nesîmî sana çün Fazl-ı ilâh oldu mu’inBeni ayb eyleme kim tapına sultân demişim

257

Yüzün gününde ey kamer envâra düşmüşümÂnestü nâran olmuşum ol nâra düşmüşüm

Dârü’s-Selâm-ı hüsnüne ey cennetin gülüDüştüm ezelde gör ki ne gül-zâra düşmüşüm

Düştüm hayâl-ı zülfüne ey müttekî beniTesbîha da’vet etme ki zünnâra düşmüşüm

Fikrimdedir hayâl-i lebinle gözün müdamYâ Rab ne resme hamr ile hummâra düşmüşüm

Cân u cihânı vasl-ı cemâlin bahâsına Verdim ezelde gör ki ne bâzâra düşmüşüm

Şeytândır ol ki sûretine kılmadı sücûd Şeytâna münkir olmuşum inkâra düşmüşüm

Ey vahdetin şarâbına müştâk eden beniMest-i eleste sor ki ne esrâra düşmüşüm

Fâş eyledim cihâna ene’l-hak rumûzunu

Doğru haberdir anun için dâra düşmüşüm

Ken’anı Yûsufun leb-i şîrîni buldum uş Fikr eyle kim ne kand-i şeker-bâra düşmüşüm

Aşkın kadîm ü zülf ü ruhun dâ’imü’l-ebedYâ Rab ne ince işe uzun kara düşmüşüm

Ey subh-dem yeli ne öğersin Tatarını Müşkin saçında gör ki ne Tatara düşmüşüm

Hüsnün hurûfunu bana verdi sebak ruhun Dersin bu ebced oldu vü tekrâra düşmüşüm

Gördü nesîmî yüzünü ma’şûkanın bugünHakkı bilen bilir ki ne dîdâra düşmüşüm

258

Ey cemâlin hüsn-i sûret kim kılıptır ol hâkimFâ’il-i mutlak durur her şeyde mef’ul ol rahîm

Saçların zıllı düşelden rûy-ı bedrin tâbına Kim tulû etti cihâna şems-i tâbân müstakîm

Yüzüne Seb a’l-Mesânî ger okursam lâ demeKim kaşınla kirpigin zülfünden oldu bu resîm

Nutk imiş şîrîn lebinin İsevî câna hayâtÇün mesîhâ ister isen uşta geldi tur ramîm

Secde kılmaz mı bile gör Sidre vü Tûbâ revânKim mela’ik cümlesi eder sücudunu azîm

Hem Hakın sen mazharısın lâ-şerîk ü bî-gümânSendedir nûr-ı tecelli Arş ü kürsi hem nâ’im

Yazmaya harfin adın ey öz özünden bî-haber Çün lebinden zâhir oldu bu kelâm ile kelîm

İstivâ sırrını ger bildin ise ayne’l-yakînHatt-ı vechinde şigâf etti sırât-ı Müstakîm

Uş bu dünyâ fânidir geç sen fenâdan bul bekâKim hayât-ı câvidân ola sana ömr-i selîm

Hızr çün bulmuş hayâtı zulmetinden tâ-ebedKim lebin aynı durur cennet içinde ol na’im

Ey Nesîmî ger nihâyet buldun ise nutka sen Bist ü heşt ü sî vü dû vechinde yazmış ol kerîm

259

Aşkına gör ben neçe âşık-ı dîvâneyimYoluna baş oynatıp gör ki ne merdâneyim Yapışuben zülfüne gönlümü bend ederim Çünkü yakîn aşkına vâlih ü hayrâneyim

Cân u cihân dîn ü dil aşkına tark eyledim Şükr ederim kim yüzün şem’ine pervâneyim

La’l-i lebin câmını sundu bana içtim uşGör beni bu ma’nîden hem-dem-i peymâneyim

Nergis-i mestin beni gör ki ne mest eyledi Mest ü humâr olmuşum nergis-i mestâneyim

Zâhidin efsânesin söyleme vâ’iz bana Tâ ki bu hüsn ü ruhun gencine virâneyim

Dişlerinin aksine düştü Nesîmî gözü Katresi deryâ döker gör ki ne dür-dâneyim

260

Vahdehû lâ şerîk im şüphesiz uşta zâtımYa’nî ki ibtidasız zâtım ü hem sıfâtım

Yedi ana dört taya dokuz atadan beri Heşt ü çıhâr u pencim hem yine şeş cihâtım

Kaynadı uş tenûrum aşk ile cûşa geldiGör bu Tûfân içinde Nuhum u hem necâtım

Haktan inen kelâmım ya’nî ki lâ-yemûtumİlm ü kitâb u harfim âyet ü beyyinatım

Gerçi dem-i Mûsâyım nûr ile nâr içinde Hem ben ölü dirilten Îsâ vü mû’cizâtım

Ebcedim ü hecâyım harfim ü satr-ı kitâbLevhım ü hem mürekkeb kilkim ü hem devâtım

Nûr u nehâr u leylim keşfim iki cihânda Kadrine hem iriştim Kadrim ü hem Berâtım

Kıble vü ka’beyim ben Merve ile SafâyımSavmım ü salâtım ıydım ü hem zekâtım

Ay u güneş arş u ferş arz u semâdan beri Aşk ile lâ-yemûtum akl ile hem-hayâtım

Gerçi türâb u suyum ma’nîde ey hucesteBen bu iki cihânda tâhir ü tayyibâtım

Gör ki beni ne bahrım katre-i aşk içindeDicle vü Şatt u Ceyhûn Aras u hem Fırâtım

Müşrik olup gümâna düşmegil ey yakînsızÂyet-i Feth u babım sûre-i Mürselâtım

Fâ’il-i külli mutlak Hakk ileyim Hakım Hak Da’vîde ism-i mef’ûl ma’nîde fâ’ilâtım

Nesîmîyim ki her şeye külli muhît oldum Hem bilene hal oldum bilmeyene müşkilâtım

261

Küntü kenzin sırrını izhâr eder mâ dâme dem Kim degil ol âdemî kim yoktur anda dâm-ı dem

Nefha-i Îsâ demi demdir diriltir âdemi İster isen ol demi al dünyasından kâm-ı kem

Kim ki mir’atın musaffa kıldı ol dîdâr içinLî ma’a’llâhın rumûzun kıldı istifhâm hem

Âşıka mey-hâne güncünden gelir ilhâm u vecdSûfiye mescid bucağından gelir peygâm-ı gam

Nahnu razzaknâ gününden kısmet olmuş her kimeZâhide seccâde vü tesbih ü rinde câm-ı Cem

Ey Nesîmî kılma da’vet zâhidi sen aşka kimBu mesel rûşen durur kim olmaz imiş hâm ham

262

Yüzünde sûret-i rahmânı gördümKaşında kâf ve’l-Kur’ân-ı gördüm

Okudum ders-i hüsnün âyetiniYedi Mushaf kimi Kur’ân-ı gördüm

Muhammed ümmetinde sen doğalıSeni sultânların sultânı gördüm

Bizim maksûdumuz dîdârınızdır Okudum defter ü dîvânı gördüm

Cemâlin hüsnünü ayrılığından Kan ağlar ravza-i Rıdvânı gördüm

Züleyhâ tek bu gün derde giriftârHezerân Yusûf-ı Ken’ânı gördüm

Müselsel zülfünün dirhemlerinden Perîşân sünbül ü rayhânı gördüm

Kopardı kâmetin gödü kıyâmetGünâhımı çeken mizânı gördüm

Halâldir gözlerin sihrine mu’ciz Neçe dîv ile ol fettânı gördüm

Yanağın şem’ına pervâne olmuşYanar dün gün meh-i tâbânı gördüm

Gönül gözün ayırmazam yüzünden Ki ma’nî sûretinde cânı gördüm

Bekâdır hâlime yâ Rab ki sensizCihânın varlığı fânî gördüm

Nesîmî tek bu gün her kim verir cân Yakîn bil ger dese cânânı gördüm

263

Müşkîn saçın sevâdına müşk-i Hıtâ derimMüşk-i Hıtâ ne nesnedir anı hatâ derim

Ol Hakkı tanı kim yüzüne ka’bedirMa’nîde hâcı ol durur ehl-i Safâ derim

Aşkın belâ durur diyene i’tikâd ilen Haktan hemîşe başına gelsin belâ derim

Sensiz muhibb-i sâdıka nâz u na’îm ü Huld Derd ü azâb mihnet ü renc ü anâ derim

Câm-ı Cihân-nümâ dediler gerçi yüzüne Haktan ben anı âyîne-i Hak-nümâ derim

Yoktur vefâsı zerrece gönlünde şâhımın Şol bî-vefâya anun için bî-vefâ derim

Gönlün bana ne türlü cefâyı dilerse kıl Senden gelen cefâya haçan ben cefâ derim

Derdin devâsını istemeyen münkir epsem ol Şol ma’nîden ki derdine yoktur devâ derim

Ey rence düşmesin diyen ol doğru âşıka Ol rence düşmesin ki ben ana şifâ derim

Ol ömrü kim visâl ile geçmez Nesîmînin Geçmiş hevâ vü herzeye bâd-ı hevâ derim

264

Zülfünü sorsalar anun sünbül-i müşk-bû derim Yüce boyun görünicek celle celâlühû derim

Kıble olalı kaşların tâkı basîret ehline Cân u gönül yüzün görüp şâm u seherde hu derim

Hatlarına Hıtâ senin kim der ise hatâ kılar Cân ile sevmeyen seni cân ise kim adu derim

İnce belinle ağzını kuçuban öpeyim diyen Her kılı iki yaruban şerhını mû-be-mû derim

Teşne kılalı leblerin aksi ile NesîmîniGözlerime serâb ile hûn görünürse su derim

265

Sûret-i rahmânı buldum sûret-i rahmân benim Vahy-i mutlak Hak kelâmı kâf ve’l-Kur’ân benim

Hem benim ânestü nâran sırrını fâş eyleyen Hem Halîl oldum bu nâra Mûsî-i İmrân benim

Hem İsâyım hem Sikender hem benim âb-ı hayât Hem hayât-ı Hızrı buldum çeşme-i hayvân benim

Hem muhîtim hem kenârım hem sadef dür-dâneyim Hem bu bahrin gevheri hem gevher-i ummân benim

Hem hayâlim hem cemâlim hem sıfâtım hem taleb Hem nukûşum hem bu nakşa vâlih ü hayrân benim

Zulmet-i mevt ü memâtım hem hayâtım hem memât Mü’mine Nûh-ı necâtım kâfire Tûfân benim

Hem ilâcım hem tabîbim hem şifâyım hem sıhat Hem rencin renciyim hem derdine dermân benim

Mushafım harfim hurûfum hem kelâmın hem kelîm Hem kelâm-ı nâtıkım hem Haktan uş bürhân benim

Sâkıyim şem’im şarâbım hem humârım hem hamîr Selsebîlim sâkıyim hem sâkıye peymân benim

Hem salâtım hem zekâtım hem benim zerk u riyâ Hem benim îmân u tevhîd şu’le-i îmân benim

Hem na’imim hem rahîmim hem kerîmim hem kerem Hem na’im-i huldum ü hem cennet ü Rıdvân benim

Ey Nesîmî sen Hakı bil Hakka ikrâr eylegil Çünkü insân ü beşersin Hak diyen sübhân benim

266

Ey yanağım Tûr-ı Sînâ vey hatın hayy-i kadîm Ol tecellîden çü buldu Hakka ol Mûsâ Kelîm

Zülf ü kaş u kirpiğindir yedi hat Ümmü’l-Kitâb Fazl imiş bâ-yı bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm

İstivâ gör zâhir oldu Hak ale’l-‘arşistevâ Müntehâdır müntehâdır müntehâ vechü’l-kerîm

Ahmed-i Muhtâr gördü anda Hakkı bir gece Hatt ü hâlindir beyânı gör bu cennâtü’n-na’im

Cümle eşyâ rûh imiş sensin çü yektâ lemyezel Gör yakîn ma’nî budur hâzâ sırâtun müstakîm

Rabbenâ etmim lenâ andan bulundu nûranâGör bu hüsnü kim diriltir der-zamân azm-i ramîm

Cümle eşyâ nâtık oldu vech-i Haktan lâyemût

Vech imiş bâki serây-ı câvidân arşı azîm

Ey Nesîmî secde kıl şol dil-berin dîdârınaKim ki sâcid olmadı oldu adı dîv-i racîm

267

Gerçi firâka düşmüşüm ayn-i visâl içindeyimGel nazar eyle hâlime gör ki ne hâl içindeyim

Vasl-ı ruhun zülâline susadım uşta yanarımGerçi gözümden ey sanem âb-ı zülâl içindeyim

Nakş u hayal-i suretin sanma ki benden ayrılaÇün bu hayal ü nakş ile hayâl içindeyim

Hürrem eder ümid ile vasl-ı ruhun beni velîVasla irince cân ile hüzn ü melâl içindeyim

Zülf ile kaş u kirpiğin ebcedi cim ü dâl imişBen bu hurûf u şekl için cim ile dâl içindeyim

Tâlî-i sa’d yıldızım kevkeb-i nahse uğradıEy şerefim sa’âdetim gel ki vebâl içindeyim

Vaslına irmek isterim gerçi ki aynıyım anunBenden anu kim ayıra fikr-i muhâl içindeyim

Sen benim olduğum için düşmene zâhir olmuşumMünkir ile bu ma’nîden kîl ile kâl içindeyim

Yüzüne kaşına anun verdi Nesîmî gönlünüBen bu sebepden ey güneş bedr ü hilâl içindeyim

268

Cânıma geçti firkâtin gör ki ne nâr içindeyimGülden ırak gül kimi mihnet ü hâr içindeyim

Cânımı vuslat-ı lebin hecre mübeddel eylediGör ne mey ü piyâleden renc ü humâr içindeyim

La’l ü akîk u inciyi saçarım altın üstüneGör ki gözümden uş neçe bezl nisâr içindeyim

Zülf ü ruhun şumârın şâm u seherde sağışım Kim bilir ol şumârı kim ben ne şumâr içindeyim

Nakş-ı nigârını yüzün bende musavver eyledi

Ben bu nigar u nakş ile nakş u nigâr içindeyim

Ey kamu hûbların şehi lütf u inâyet eylegil Tut elimi ki düşmüşüm akreb ü mâr içindeyim

Zülf ü ruhun hadisin neçe unutam ey perî Çün dün ü gün anun ile leyl ü nehâr içindeyim

Cânımı anberîn saçın sayd edeli kemendine Rûm u Hıtâyı tutmuşum Çîn ü Tatar içindeyim

Fazl-ı ilâha cânını eyle fedâ Nesîmîyâ Olma melûl ayıtma kim bend ü hisâr içindeyim

269

Bende sığar iki cihân ben bu cihâna sığmazam Cevher-i lâmekân benim kevn ü mekâna sığmazam

Kevn ü mekândır âyetim zâta gider bidâyetim Sen bu nişân ile beni bil ki nişâne sığmazam

Kimse gümân ü zann ile olmadı Hakk ile biliş Hakkı bilen bilir ki ben zann ü gümâna sığmazam

Sûrete bak vü ma’nîyi sûret içinde tanı kim Cism ile cân benim velî cism ile câna sığmazam

Hem sadefim hem inciyim haşr ü sırât Bunca kumâş ü raht ile ben bu dükâna sığmazam

Genc-i nihân benim ben uş ayn-ı ayân benim ben uş Gevher-i kân benim ben uş bahr ile kâna sığmazam

Arş ile ferş ü kâf ü nûn bende bulundu cümle çün Kes sözünü uzatma kim şerh u beyâna sığmazam

Gerçi muhît-i a’zâmım adım âdem durur âdemim Dâr ile kün fekân benim ben bu mekâna sığmazam

Cân ile hem cihân benim dehr ile hem zamân benim Gör bu latifeyi ki ben dehr ü zamâna sığmazam

Encüm ile felek benim vahy ile melek benim Çek dilini vü epsem ol ben bu lisâna sığmazam

Zerre benim güneş benim çâr ile penc ü şeş benim Sûreti gör beyân ile çünkü beyâna sığmazam

Zât ileyim sıfât ile Kadr ileyim Berât ile Gül-şekerim nebât ile piste-dehânâ sığmazam

Şehd ile hem şeker benim şems benim kamer benim Ruh-ı revân bağışlarım rûh-ı revâna sığmazam

Tîr benim kemân benim pîr benim civân benim Devlet-i câvidân benim îne vü âna sığmazam

Yer ü gökü düzen benim geri dönüp bozan benim Cümle yazı yazan benim ben bu dîvâna sığmazam

Nâra yanan şecer benim çarha çıkar hacer benim Gör bu odun zebânesin ben bu zebâne sığmazam

Gerçi bugün Nesîmîyim Hâşîmîyim Kureyşîyim Bundan uludur âyetim ü şâna sığmazam

270

Müşkîn saçın her târesin iki cihâna vermezem La’lin şarâbın bir nefes bin tatlı câna vermezem

Şehlâ gözün sevdâları ahd ü emânettir bana Nûr-ı yakînin sırrını olmaz gümâna vermezem

Aydur bana ver müdde’î yarı bugün yârın güne Bir sâ’at anun vaslını dehr ü zamâna vermezem

Zülfünde cân kıldı vatan hubbü’l-vatan şartı ilen Ben mesken-i ervahımı kevn ü mekâna vermezem

Nâz ü na’îmi dünyenin bi’l-kâ’ime ger sûd ile Küllü ziyândır âşıka sûdu ziyâna vermezem

Oldu kelâmından yakîn k’anun dehânı var imiş Aynü’l-yakînin rü’yetin gayb ü gümâna vermezem

Ey benzeten kaddin anun serv ü çinâr u ar’araBen tûbî ile sidreyi her bî-revâna vermezem

Ey inciyi medh eyleyen yâkûtunu cevher bilen Ben bulduğum dür-dâneyi bin bahr ü kâna vermezem

Yârın dudağı vasfını ey zâhid epsem sorma kim Nutkun Mesîhü Meryemin her bî-zebâna vermezem

Aşk-ı mecâzı sâlikin zerk u riyâdan yeg durur Hak bil bunu kim kimsenin sûdun ziyâna vermezem

Bûy-ı Mesîhânın demi nutk-ı Nesîmînin durur Alın bahâsız satmanız cân râyegâna vermezem

274

Gel ey dil-ber ki müştâkım seni görmek diler gönlümGamından düştü zâr ister visâlinden şeker gönlüm

Kara kaşın hilâlini gözümden tâ ba’id ettinDüşüptür nâra zülfünden yanar zârı kılar gönlüm

Sekâhüm rabbühüm geldi dudağından haber cânaSusamıştır yine ister lebinden şol haber gönlüm

Cihânda cân ile gönlüm visâlin ihtiyâr etmişZehî görmüş Hakı cânım zehî sâhib-nazar gönlüm

Ne gevherdensin ey cân kim cihânın bahr u kânındanMükerrem kadr ü kıymetli seni bildi güher gönlüm

Gamın nârından ey dil-ber gönül kaynar içim yanarBu renc ü mihneti gör kim gam ucundan çeker gönlüm

Sabûrîdir devâ aydur muhibbin derdine nâsıhVelî nâsıh devâsından olur her dem beter gönlüm

Visâlinden beni ayrı kerem kıl kılma lüfteyleKi vaslınla müdâm olmak diler şâm ü seher gönlüm

Gel ey lütfu nihâyetsiz beni vaslından ayırma Ki şol ömrü ki vaslınla geçer ömre sayar gönlüm

İki âlem bana sensiz gerekmez olmasın hergizCihânın hâsılı sensin anı sensiz nider gönlüm

Gel ara gönlümün için gör ey cân kim firâkındanNe acı gussalar yutar ne ağular içer gönlüm

Hayâlî sevdiğim yârın gözümden gerçi ayrılmazCemâlin perdesiz görmek diler açık basar gönlüm

Saçın zencîrini benden felek çün çekti ayırdıTenim şehrinde sevdâdan deli olmuş gezer gönlüm

Ezelde sûret-i rahmân yüzün şâmında gördüm çünİlâhi sûretin dâ’im bu ma’niden sever gönlüm

Nesîmî yârını vermez cihânın varına andan

Geç ey da’vîci kim nâdân değildir ol kadar gönlüm

275

Ne hüsn olur bu ne sûret zehî behişt-i na’imNe lütf olur bu ne ma’nî zi’rabb-i’arş-i azîm

Nesîm-î zülfüne baş ile cân nisâr ederimNe sîm ü zer ki bu lâyıktır ol nesîme nesîm

Görün bu çeşme-i hayvân-lebi ki şânındaGeliptir âyet-i yuhyi’l-’ızâm vehiye ramîm

Gönül saba nefesinden dirildi cân bulduKara saçından anun gör ne bû getirdi nesîm

Müsellem oldu sana dil-beri cihânda bugünKi ayı ile güneş oldu cemâline teslîm

Gerekse cevr ile öldür gerek beni yandırNe gussa andan ana kim etâ bî-kalbi selîm

Mu’attar eyledi zülfün şemîmi âfâkıVelâ acîbü mine’l-’atrı en yefûha şemîm

Ezelde var idi aşkın bu cân içinde benimZevâle olmaya kabîl binâ-yı ahd-i kadîm

Yolunda koydu Nesîmî cihân ile cânıTefâvüt eylemez anı kabûl kılsa kerîm

276

Senden ırak ey sanem şâm ü seher yanarımVaslını arzularım dahı beter yanarım

Aşk ile şevkin adu cânıma kâr eylediGör neçe tâbından uş şems ü kamer yanarım

Benden ırak olduğun bağrımı kan eylediOldu gözümden revân hûn-ı ciger yanarım

Şem’-ı ruhun sûreti karşıma gelmiş dururŞa’şa’sından bana şu’le düşer yanarım

Sabr ile ârâmımı kaptı elimden gamınBâd-ı hevâdan degil gamdan eger yanarım

Çıktı içimden tütün çarhı boyadı bütünGör ki ne âteşteyim gör ne kadar yanarım

Benden ayırdı seni şa’bedesi çok felekHer ne ki takdîr eder hükmü geçer yanarım

Yandığımı yâr için gizli degil ben dahıHer ne kadar kim anun gönlü diler yanarım

Müdde’i yanar demiş gamda Nesîmî beliGamda yanan yârı yâr çünkü sever yanarım

277

Sûretinin safhasında gör ne yazmış ol kadîmOkudum ol hattı bi’smi’llâhi’r-rah mânî’r-rahîm

Alnına el-hamdü li’llâh yazdı rabbü’l-âleminKoydu aşkın yolu çün hâzâ sırâtın müstakîm

Sûretinin mâhiyetin tefsîr eder innâ fetahHüsnünün keyfiyyetidir bes âlâ hulkın azîm

Kaşlarındır kâbe kavseyn ü saçın leylen tavîlİsmidir ve’ş-şems yüzün şol mübârek hattı cîm

Ol şol mîm-i femin aynen tüsemmâ selsebîlŞimdi Kevser la’lin oldu gel ki cennâtü’n-na’îm

Zülfüne çün seyr kıldı subh-dem bâd-ı sabâOl sebebden oldu âlem da’imâ anber-şemîm

Rahm kılgıl sen Nesîmîye ayâ bedr-i münîrGer hatâ kıldım ise estağfiru’llâhi’l-azîm

278

Aşk ile oldu mu’ammer tînetin ender-kadîmKudsiyân-ı hazret-i A’la ile oldum mukîm

Münzevî oldum ezelden der-zevâyâ-yı felekAşkın oldu kuvvet-i rûhun zi-’allâm-ı âlîm

Tâ ki girdi gönlüme nûr-ı tecellî perteviÇeşmime hergiz görünmez hûr-ı cennât-ı na’îm

Âlem-i vahdette sundu bir kadeh mevlâ-yı aşkKuvvet-i rûhun münevver ez-gıdâyâ-yı amîm

Hâdim-i hammâra verdim cânımı bir cur’ayaVar na’îm-i huldu sattım zan sebep oldum selîm

Soydular baştan ayağa sâbirim âh eylememHükm anun takdîr anun ol durur Rabb-i rahîm

Çün kasemnâ da bana kısmet bu oldu tâ-ebedCümle âlemdir fenâ şol kâsim-i kısmet kasîm

Soydular yandırdılar gör ne hilâfet kıldılarTanık uşda hâlime şol rabbi rahmanı rahîm

Ey sabâ ez-kûy-ı dil-ber çün getirdin bûy-ı dôstCân fedâ olsun Âdemine ayâ bâd-ı nesîm

Ey Nesîmî çün ezelden mahzen-i esrâr idinGayr eger gönlüne girse koymagıl kılgıl dün nîm

279

Sâkıyâ mâh-ı sıyâm oldu tamâmGel beri sun sâgar-ı mey ve’s-selâm

Âşıkın bayramı yüzün ayıdırEy kaçın mahşer ruhun Beytü’l-Harâm

Cennetin hamrı lebin sahbâsıdırEskınî min zâlike’l-hamr ey gulâm

Çün gözün ser-mest ü la’lindir şarâbMey mubâh oldu vü sûfîlik harâm

Tevbeden geç sûfîyâ rindâne kimBâde sâf oldu vü geldi devr-i câm

Çün riyâdır hırka-pûşûn tâ’atıKum fe-enzir yâ fetâ ke’sü’l-müdâm

Kâbe kasveyn kaşların mihrâbıdırEy imanım gözlerin ni’me’l-îmâm

Ve’d-duhânın şemsi yüzün ayıdırMuhtefiyyün nûruhû tahte’z-zalâm

Matlâ-ı envâr anun zülfeynidir

Vechühû fîhâ ke-bedrin fi’l-gamâm

Ârifin kûy-ı mugân oldu yeriÂferîn ana zehî âlî-makâm

Dâne-i hâlin cihânı tuttu çünTurradan niçin düzersin bunca dâm

Ka’beyi büt-hânedan fark etmezemKad re’ey’te’l-Hakka fî külli’l-makâm

Leyse li’l-insâni illâ mâ se’âFîtarîkı’l-hubbi min ke’si’l-müdâm

Kâle tıbtüm fe’dhulûhâ hâlidinHâzinü firdevsi fî dâri’s-selâm

Yâ ülü’l-ebsâra entüm hâzırûnMâ ra’eyte aynî hayâlek fi’l-menâm

Vechünâ hüsnün kadîmün lâ yezâlAynünâ sihrün mübînün lâ yenâm

Gel Nesîmînin kelâmın gûş kılKim anun güftârıdır hayrü’l-kelâm

280

Gel gör beni aşkınla kim neçesi giryân olmuşumTerk-i cihân eylemişim cismim görüp cân olmuşum

Derdin derûnumdan beni âlemlere çakmış dururKâ’il deliledim derdine çaktır ki dermân olmuşum

Devr-i kamerde gözlerim bir kez kıya baktı banaZulmünden ol hûn-hârenin kan ile galtân olmuşum

Ey Tûr-ı Sînâ arza kıl beyzâ tecellîsin banaMûsa bigi dîdârına müştâk u hayrân olmuşum

Ol dem ki yüzün görmüşüm yüzümü yere sürmüşümÎmân-ı şehâdet getirip anda Müselmân olmuşum

Ey sâye-i sübhân bana ey sûret-i rahman banaDöndü yönüm senden yana çün ehl-i îmân olmuşum

Aşkınla mevc içindeyim dişlerinin aksin görüpDür-dâne döküp gözlerim lü’lü’-i ummân olmuşum

Gönlün Nesîmînin harâb ger kıldın ise gam değil

Ben gizli genci bulmuşum andan ki virân olmuşum

281 Ey habîbim vaslını ben câna nisbet kılmışımKüfr-i zülfün arızın îmâna nisbet kılmışım

Al yanağın âlini gül berkine benzetmişim Arızın vechini ben rıdvâna nisbet kılmışım

Müdda’îyle sohbet etme ey habîbim zinhârMüdda’inin sohbetin şeytâna nisbet kılmışım

Iyd-ı ekberdir cemâlin câna cân kurbân olurIyd için ben cânımı kurbâna nisbet kılmışım

Yaktı aşkın gönlümü genc-i vîrân eylediBen Nesîmî gönlünü vîrâne nisbet kılmışım

282

Bir perî-peyker nigâr-ı mâh-rûyu sevmişimŞahid ü şekl-i harîf-i çeng-i hûru sevmişim

Katlanamaz cevrine her çend ki cânım tendedir Olmuşum miskîn çü yâr-ı tünd-hûyu sevmişim

Gül-sitânın arasında reng ü bûya kânî’imBülbül-i zârım ez’ân rû reng ü bûyu sevmişim

Tâ sögüt tek titrerim gayret elinden rûz u şebNeylerim çün kim nigâr-ı serv-boyu sevmişim

Çün Nesîmî olmuşum mecnûn u zâr u bî-karârDil-ber-i Leylî-sıfât zencîr-i mûyu sevmişim

283

Demişim ben lebine la’l ile mercân demişimGör ne nutk ile acep cânıma cânân demişim

Demişim fâş edemem halvet içinde ben ü dest Yâr ile sırr-ı nihân arada pinhân demişim

Yârımın hilkâtini bilmek için dem uş bu dem Yüzüne bin dil ilen sûret-i rahmân demişim

Bülbül-i Kudsî benim sûret-i hüsnün gülüdürGül yüzün sûretine tâze gülistân demişim

Kân-ı cevherdir anun la’li vü ben cevheriyimCevherin cevherine la’l ile mercân demişim

Hatt u hâlin ne bilir vâ’ız-ı bihûde-sühanBen anın şerhine gör kâf ile Kur’ân demişim

Kılmayan secde yüzüne eger ol zâhid iseZühdüne zerk u anun özünü şeytân demişim

Şeb-i rûşen ki yüzün nûrunu gösterdin idiYüzüne ol gece ben şem’-i şebistân demişim

Çün Nesîmîyim anun kaş u göz ü kirpigineMerdüm-i kalb-şiken Rüstem-i destân demişim

284

Şol tamâm ayın yüzünde ben hilâli görmüşümCennetin sahnındaki âb-ı zülâli görmüşüm

Şol azâzîl evc-i bâlâ yer ü göğü seyr edipDüştü sındı yandı geçti perr ü bâli görmüşüm

Gırra olma ey beşer bu dünye mülk ü mâlineKim neçe bunculayın mülk ile mâli görmüşüm

Bist ü heşt ü sî vü düden taşkaru bir nesne yokBu kelâm içinde haylî kîl ü kâli görmüşüm

Ey Nesîmî Fazl-ı Haktan çün ganîsi fârig olBen dahı bu hâl içinde lâyezâli görmüşüm

285

Bir gün gönülden cânımı dil-dâre îsâr eyleyemEvvel urandan el çekem bes azm-ı dîdâr eyleyem

Mestâne gözlerin görüp mestûrluk satan kişiGer Bâyezîd ü haste vü rüsva-yı bâsâr eyleyem

Şol rindlere kim yârımı cân u cihânda yek göreGizli haber inkâr ede ben cândan ikrâr eyleyem

Meydân-ı aşk içinde kim cân terk eder Mansûr olurGönlüm ene’l-hak der ise zülfünde ber-dâr eyleyem

Seccâdenin rahmet vere ruhbâne rehin mi kılam

Tesbîh eger mânî ola fi’l-hâl zünnâr eyleyem

Şeyh ağzı zırrından bize çok nükte ders eder velîBir noktadır aslı hemîn niçe ki tekrâr eyleyem

Bimâr gözüm dem-be-dem hasta ciger kanın dökerNesîmî dedi bûy imiş bimâra tîmâr eyleyem

286

Ben ki dervîşim fakîrim pâdişâh-ı âlemimRûh-ı bî-rengim egerçi renge girdim âdemim

Şeş cihât u çâr unsurdur beni fâş eyleyenYoksa ben gencîne-i vahdette nûr-ı mübhemim

Âlem-i gaybın sıfâtı seden oldu aşkâr Ey bâsiretsiz beni gör kim ne zat-ı a’zamım

Söyleyen Haktır benim dilimde da’im yoksa ben Çâr unsurdan mürekkeb bî-lisân u ebkemim

Ümmehât ile dokuz âbâya olmuşuz halef Âlem-i tahkîka baksan cümlesinden akdemim

Cennet-i firdevs için bir lahza gam-kîn olmazamTâlib-i dîdâr-ı yârım şâdumanım hurremim

Ey Nesîmî çün her iş takdîr elinden işlenirFârigım dünyâdan u ukbâda gamdan bî-gamım

287

Dil-berâ ben senden ayrı tende cânı neylerimMâl ü mülkü taht u tâcı hânümânı neylerim

İsterim vaslın cemâlin tâ kılam derde devâ Ben senin bimârınım özge devânı neylerim

Çok du’âlar kılmışım ben hâlikın dergâhınaÇün murâdım hâsıl oldu ben du’ânı neylerim

Ey müselmânlar bilin yâr ile hoştur bu cihân Ben ki yârdan ayrı düştüm bu cihânı neylerim

Ey Nesîmî neyiçin eylersin efgân ü figân Ben bu gün sabr eylesem tanla figânı neylerim

288

Ben ol sâdık-ı kavlim ki Ca’ferîyimHakîkat söylerim Hak Hayderîyim

Hasan nûru Rızâdır cümle çeşmimHüseyn-i Kerbelânın yâveriyim

Eger gül-âb ile bin yunsa ağzımDiyübilmem ki şâhın Kanberiyim

Kimim ben ki olam muhibb-i evlâdVelî gerçek muhibler çâkeriyim

Ne haddim var şehâ kulum diyem ben Velîkin Kanberînin çâkeriyim

İmâm Zeyne’l-‘lbâddır ma’sûm-ı pâk Muhammed Bâkırın hâs leşkeriyim

İmâmım Ca’fer-i Sâdıktır ammâSanır münkir beni kim serserîyim

Mûsâ-yı Kazımı bildim hakîkatAlîyi tanıdım hoş cevherîyim

Muhammeddir Takî vü Müttekî hemNakî cânım gulâm-ı Askerîyim

Muhammed Mehdî çün Hak huccetullâhOları sevmeyenlerden berîyim

Nesîmîyim cihânda ne gamım varGüzide nüshanın ser-defteriyim

Nesîmîyim Yezîde la’netim varEzelden ben Buhârî reh-beriyim

289

Bir cefâ-keş âşıkım ey yâr senden dönmezem Hançer ile yüregimi yâr senden dönmezem

Aşkının yolunda ey meh kâmetin tek doğruyumOlurum Mansûr-veş ber-dâr senden dönmezem

Mushaf-ı hüsnün hakıyçin ey dil-ârâmım benimAnça kim bu tende cânım var senden dönmezem

Bülbül-i şeydâ idim saydına düştüm ey nigâr Yanarım mecnûn kimi pür-nâr senden dönmezem

Rind-i rüsvâyî benim başımdadır sevdâ-yı aşkNâm u nengi koymuşum bâ-âr senden dönmezem

Âşıkım aşkın yolunda hasata gönlüm sırrınıEylesen bin kez cefâ dil-dâr senden dönmezem

Günde bin kez ta’nesin nus eylerim nâ-keslerinÇün Nesîmîyim belî zinhâr senden dönmezem

290

Egerçi râh-ı aşkında esîrim Şâhâ ol ad ile âlemde mîrim

Temennâ ez-cihân mârâ hemînestKi pîş-i hazret-i pâküz nemîrem

Kadeh sun sâkıyâ durma bugün kim Civân-baht-ı cihânım gerçi pîrim

Derûnum mahzen-i genc-i HudâdırN’ola ger sûrette hâr u hakîrim

Çü zâhir levnimin bâtını oldu Derûnumda ne kâm var şunu derim

İkilik mülkünü vîrâne kıldımAnunçün kûşe-i vahdet-pezîrim

Kamu âlem bi-bîn âvâze pür şüdZî-âh ü nâle vü sûz u nefîrem

Bulur cânlar safâ benden cihânda Anunçün kim Makâmât-ı Harîrim

Süleymânem çü pindârî tü mârâ Firâzî Hak çü arşest ü serîrem

Çirâ mâne be-gaflethâ girifte Çü Fazlî reh-nümâşud dest-girem

Ferâgat olmuşum sûd u ziyândanNesîmîyim ki dervişim fakirim

291

Hudâ aşkı durur cismimde canımMuhammeddir velî sıdk ü imâmım

Nebîden sonra dîn yolunda server

Alîdir şâh-ı merdân yok gümânım

Emîrül’l mü’mînin ol gevher-i pâkİmâmıdır Hasan vü dû cihânım

Hüseyne çün fedâdır cân u başımZehî devlet anunçün aksa kanım

Gönülde mihr-i Zeynü’l-AbidîndirAnunçün hoş müzeyyendir dükânın

Muhammed Bâkır oldur sırr-ı merdânAnun aşkıyle söyle bu lisânım

İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık bilirsinKi oldur mürvet içre asl-ı kânım

İmâm-ı heştim ü kıble-i heftimGönülden ol durur râz-ı nihânım

Takîdir cân u gönlümün murâdıNakîdir hem dilimden dâstânım

Havâric körlüğüne AskerîdirDîn ü îmâm u bâğ u bûstânım

Muhammed serveri ol pâk-dîndirİmâmım MehdÎ-i sâhib-zamânım

Severim ben dahı on ik’imâmıFedâ olsun benim anlara cânım

Fakîrin miskinin Seyyid NesîmîNem ola rûy-ı zerddir armağanım

292

Benim ol tılısm-ı pinhân ki bugün cihâna geldimEzelî nişânı bozdum ebedî nişâna geldim

Bu tılısmı çünkü açtım zulümâta nûru saçtımBe neçe makâmı geçtim ki bu cism ü câna geldim

Okudu bir ism-i a’zam ki vücûda geldi ÂdemKoyuban âdımı Âdem şu bugün cihâna geldim

Görünen benim yüzümdür gözeten benim gözümdürDenilen benim sözümdür benim uş lisâna geldim

Kamu yerlere bölündüm kamu sözlere bölündüm

Kamu oda çün çalındım bu eve beyâna geldim

Beni çün bakıp görerler dün ü gün gezerlerVarıp ayruğa süzerler bana da mekâna geldim

Ne kişi durur Nesîmî ki ayân eder bu râzıDüzüben bu söze sâzı benim uş zebâna geldim

293

Vücûdum şehrine girdim dolu nûr-ı Hudâ gördümBen ol nûrun tecellîsin Muhammed Mustafâ gördüm

Hakikat bahrına daldım tarîkat keştisin sordumBen ol keştîye mellâh Aliyyü’l-Mürtazâ gördüm

Gönül Fir’avn ile kırk il mu’âriz oldu halvetteÇü şâhın vahdetin buldum ben anı zîr-i pâ gördüm

Egerçi âl-i İmrâna tecellîde visâl irdiVücûdum Tûruna çıktım tecellîden Mûsâ gördüm

Gönül Mûsî-i Imrândır nefes İsâ demi geldiMuhammed nutkumuz oldu Alî ayn-i alâ gördüm

Muhammed nutk ile der ben ki mi’râca urûc ettimBen ol hazret kapısında Alî sîr-i Hudâ gördüm

Şeri’atın tarîkatın habîbine atâ kıldıTahıyyâtin selâmında Alî nutkun alâ gördüm

Yüzünden perde ref’ oldu ki şeksiz zât imiş mutlakBen ol Sidre makâmında Alî-i Mürtazâ gördüm

Yine şâh-ı velâyetten iki şeh-zâde nûr olduBiri zehre rızâ verdi birin der-Kerbelâ gördüm

İmâm-ı Zeyn-i dîn âbid Muhammed Bakırıdır şâhYine Ca’fer ü Kâzımdan Alî Mûsâ Rızâ gördüm

Muhammed TakÎ öz sırrın Alî-i Nakîye verdiHasan el-Askerîyi ben cihâna pîşvâ gördüm

Hem ol hatm-i imâm oldu hem oldur server-i meydânMuhammed Mehdîyi câna vasî-i innemâ gördüm

Egerçi âline şâhın çün ol Mervân zulüm ettiBu lâm u ayn u nûn u tîyi anlara sezâ gördüm

Nesîmî bahşiş-i Haktan inâyet iltimâs eyler

Hezârân bende tek ben de bu hazrette gedâ gördüm

294

Nûşîn lebinin la’li la’li lebinin nuşînŞîrîn severim cândan cândan severim şîrîn

Hûrî yüzünü görse görse yüzünü hûrîMiskîn olur ol hayrân hayrân olur ol miskîn

Tûbâ kadini yârin yârin kadini TûbâTemkîn kılarım cândan cândan kılarım temkîn

Hüsnün tutar âfâkı âfâkı tutar hüsnün Tahsîn idedir hurşîd hurşîd idedir tahsîn

Devr-i kameri yüzün yüzün kameri devrinPür-çîn girih-i zülfün zülfün girih-i pür-çîn

Koçmuş belini her dem her dem belini koçmuşZerrîn-i kemer nâzik nâzik kemer-i zerrîn

Şâhâ yüzünüz ayı ayı yüzünüz şâhâRengîn çü gül-i ahmer ahmer çün gül-i rengîn

Her kim yüzünü görmez görmez yüzünü her kimÇendîn çeker ol hicrân hicrân çeker ol çendîn

Buldu Nesîmî vaslı vaslı Nesîmî bulduÜstün kamudan sözü sözü kamudan üstün

295

Ey yüzün cennâti adnin vey boyun Tûbâ-revânFe’dhulûhâ hâlidin andan bulundu câvîdân

Zâhir oldu sûretinden ma’nî-i Ümmü’l-KitâbAndan izhâr oldu Haktan bunca âyât ü beyân

Kâf ve’l Kur’an yanağından bilindi gör bu günYeddi hat seb’a’l-mesânî oldu yüzünden ayân

Sûretinden zâhir oldu ma’nî-i zâtü’l-ehadAlleme’l-esmâü tâhâdır yüzün nûr-ı Dühân

Hak te’âlâ çün tecellî eyledi Tûr üstüneMûsî-i Imrân delîlidir yakîn hüsnün nişân

Sâ’at-i leyl ü nehârın gör beyânı kandadırBildim anı Hak bilir sensin yakîn cân u cihân

Cümle eşyâ zevc imiş Haktan çü yektâ lâ-yemûtİstevâ arş üstüne zâhir sırât oldu ayân

Zâhir oldu sûret-i Hak uş Kelâmu’llâhı görTâ-beyân-ı nahnü akreb bilesin ey zinde-cân

Nâtık oldu cümle eşyâ Fazl-ı Haktan âşikârRabbenâ etmim lenâ nûran te’âlâ fi’l-cinân

Çün Nesîmî zülf ü hâlinden okur Seb’a’l-MesânKâşif-i esrâr oluptur zi-Fazl-ı müste’ân

296

Ey yanağından hacil gül lâle-i hamrâ ilenKanımı döktü gözün her lahza bin sevdâ ilen

Gönlümü âl ile aldı şimdi cân ister gözünBunca şaltaklar nedendir âşık-ı şeydâ ilen

Dişlerin aksi düşeli gözlerim sevdâsınaLa’l düşmüşdür gözümden lü’lü’-i lâlâ ilen

Tâ-ebed sevdâya verdi cân ile dünyâ vü dînHer ki bâzâr eyledi şol nergis-i şehlâ ilen

Anberîn zülfün nesîmî fâş olalı âlemeOda düştü nâfe-i Çîn anber-i sârâ ilen

Çeşme-i hayvân suyundan olmadı cânı diriHer ki vuslat bulmadı şol la’l-i rûh-efzâ ilen

Serv ile şimşâd ü Tûbâ olmasın şimden girüÇün Nesîmî kânî’ oldu şol kad-i bâlâ ilen

297

Ey beni nâ-hak diyenler kandedir bes yaradanGel getir isbâtın et kimdir bu şey’ni yaradan

Yel ü su toprak u oddan böyle sûret bağlayanBöyle dükkânı düzen kendi çıkar mı aradan

Gel beri söyle bana kimdir senin nutkundakiSöyleyen işittiren hem gösteren hem yârâdan

Çünkü bir şehrin içinde mescid ü mey-hâne varEhl-i dil fark etmedi mescidleri mey-hâreden

Aşkınız yolunda akl u dîn ü dünyâ mahv olurSormagıl aşkın hâdisin sûfî-i bî-çâreden

Çünkü girdim oynarım çeng ü def ü tanbûr ileBil ki bende şeş cihat var dönmezsem çâr-pâreden

Ey Nesîmî on sekiz bin âlemin mevcûdusunKim ki bu devre irişmez koy gide devvâreden

298

Kıble-i îmân göründü sen büt-i ayyâredenÂferîn olsun seni ne hoş yaratmış yaradan

Hansı burcun yıldızısın ey melek bilsem seniMenzilin ref’ oldu yüz bin kevkeb-i seyyâreden

Başıma çıktı hümârı lâ-yezâlî hamrın uşVahdetin peymânesin çün içmişim hammâreden

Çün beyâz ile sevâdın vâhid oldu illetiLâ-şerîk olmak dilersen geç bu ağ u karadan

Ey sanem gamzen okun bin yerde artuk yemişimÂşık oldur kin kayırmaya yediği yaradan

Yanağın şem’ine hüsnü Yûsufun pervânedirÇok gönüller yağmalandı sen yüzü meh pâreden

İşvesine fitneler hatm oldu nergis gözlerinKimse sihrini geçirmez ayruk ol mekkâreden

Şem’ine pervâne tek çün yanmadı zâhid seninKoy anun bağrı katıdır şöyle seng-i hâreden

Sûfî_i peşmîne-pûşûn bâtını sâfî degilOl kaçan kurtarısardır nefsini emmâreden

Vaktına var vâ’izâ koygıl beni öz hâlimeÇâreni sen sana kıl geç çâresiz bî-çâreden

Gönlümü aşkından özge nesne saykal etmediNeçe kim saykal alır âyîneler jeng-pâreden

Çarh kaçan çâr-pâre çaldı ben ana çarh urmadım

Elime çâr-pâre aldım dönmezsem çâr-pâreden

Aşkı müşgîn zülfünün bağlar beni çün bendineHerzedir yel kimi gezmek ne beter âvâreden

Rûh-ı Kuds oldu Nesîmînin hakîkat sözleriVarlığın ortaya koydu kendi çıktı aradan

299

Dünye çün murdârdır iğren gönül murdârdanGül degil dünyâ dikendir ne umarsın hârdan

Dünyede bir yâr vefalı kimse çün bulmuş degilFârıg ol bârî ne hâsıl şol vefâsız yârdan

Âhiret yârından ise her ne maksûdun ki varDünyenin mikdârı yoktur geç bu bî-mikdârdan

Müdde’î cevr ü cefâsın hadden aşırdı velîYâr eger yârı kılarsa gam degil ağyârdan

Cîfe durur dünye çün tâlibleri adı kilâbNeçe bir dünyâ kovarsın geç bu tîz-bâzârdan

Dün ü gündüz nâm u neng ardınca düşmüşsün müdâmİrmedi ma’şûka âşık geçmeyince ârdan

Çün Nesîmî zâhidin hâlini bildi kim nedirMeyden ikrâh eylemez gâfil değil hammârdan

300

Ey dürr-i kân-ı her şey kim bildi kim ne kânsınCân senden aldı çün hay bilmez seni ne cânsın

Zâtına kimse irmez vasfını kimse bilmez Zat u sıfât ile sen bâkî vü câvidânsın

Bî-misl ü bî-bedelsin bî-şibh ü bî-şeriksinEy dürr-i ber-güzide ne bahr-ı bî-giransın

Ey künh-i rıfatından bî-behre akl-ı mutlakEy genc-i bî-nihâyet Sîmürg-ı lâ-mekânsın

Çün kim cemî’-i eşyâ senden ayân oluptur Ey vâhid-i yegâne pes neçe sen nihânsın

Hüsnün nişânın ey cân kimden sorayın âhırİki cihânda çün sen bî-zıdd u bî-nişânsın

Ne Mısr u ne şekersin ne bahr u ne gühersinNe şems ü ne kamersin ne cân u ne cihânsın

Ey mâye-bahş-ı eşyâ sensin nihân u peydâHem râzık-ı halâ’ik hem hâlik-ı zamânsın

Ey müdde’î sen anun mahrûmsan deminden Andan durur ki her dem der-bend-i în ü ânsın

Hak ezherü mine’ş-şems rûşen durur velîkin Sen gâyet-i amâdan bîhûde der-gümânsın

Diler seni Nesîmî âlemde çaka her demTâ bileler be-tahkîk sen kamudan ayânsın

301

Senden beni kimdir ayıran senZâhirde vü batınımda sensen

Hak vâhid-i la-şerîk iledirBenlik aradan götür ki sensen

Ey âşık-ı sâdık öyle bil kim Ma’şûka revân u sen bedensen

Çün zâhir ü bâtın oldu vâhidHem cevher-i cân ü ayn-ı tensen

Bil cevherini vü cevherî olGör ne hacer-i güher-şikensin

Yârın etegin kaçırdın elden Düşmüş bu cezâya gör neden sen

Ferhâd ile Husrev ey NesîmîŞîrîn gülücü şeker-dehensen

302

Gel ey gönlümde vü cânda bedensenNe cânda sen acep kim cân u tensen

Seni bil neçe şerh etsin ey cân kim Ne bilsinler seni kim cân nedensen

Yüzün çün kul hüva’llâhu ehaddırHakîkat mu’cizi Haktan gelensen

Vücûdun zât-ı mutlaktır meger kim Neye kim bakar isem anda sensen

Ne yerdensen seni hiç kimse bilmezMeger cennet tehi hubbü’l-vatansan

Ale’l-‘arşi’stevâdan dem urursunBu ma’nîden ki senden oldu sensen

Seni sen fikr edenden görgil a’lâGümân etme seni senden ki sensen

Habersizin sen ey gâfil haberden Haber verme habersiz ma’nîden sen

İkilik sıfâtın koygıl elindenKi bir türlü sıfât tut ikiden sen

Gider bu benliği dağıt özünden Ki benlikten ne hâsıl çünkü sensen

Nesîmî çünkü buldu hoş melâhat Şîrîndir her sözü şîrîn-dehensen

303

La’linden akar ey cân çeşme-i âb-ı hayvânGel Hızra sor kim içti oldu vü mest ü hayrân

Seni bu hüsn ile ey kim gördü yerde gökteBu lutf ile sana cân Haktan irişti bürhân

Vaslın hayâtı geldi eyyâm-ı vasl iriştiFirkat visâle döndü gitti bu acı hicrân

Hüsnün tecellîsinden düştü cihâna şu’leEy pertev-i Hudâyî sensin çü nûr-ı îmân

Doğdu cemâlin ayı bedrin kemâle irdi Âlemde şek degil kim sensin çü mâh-ı tâbân

Dünyâ vü ukbâ ey cân hüsnüne vâlih olduMa’şûkadan çü irdi hem lutf ile hem ihsân

Seb’a’l-mesânı okur her dem yüzün günündeHüsnünde şöyle bil kim âşkârâ oldu Kur’ân

Çün hûbların emîrî sensin cihân içinde

Şimdi cihân içinde sensin emîr-i hübân

Gel ey cemâli ka’be çün ıyd-ı ekber olduKıldı Nesîmî cânın sana fedâ vü kurbân

304

Gel ey dil-ber iki âlemde hansınGel ey rûh-ı revânım tence cânsın

Felek hüsnüne hayrândır melek mâtNe deryâsın ne ma’densin ne kânsın

Yüzünden okurum innâ fetahnâKelâmu’llâh ile Seb’a’l-mesânsın

Hayât-ı Hızr buldum uş lebindenYakîn kim çeşme-i âb-ı revânsın

Gözünden fitne yayıldı cihânaMeger kim fitne-i âhır zamânsın

Buna sen va’zını arz etme vâ’ızBilirim kim yalancı kıssa-hânsın

Saçın bûyu Hıtâ vü Rûmu tuttuBu bûy ile sihir anber-feşânsın

Cihân oldu bu gün hüsnünle ma’mûrMeger kim âlem-i kişver-setânsın

Saçından çün bilindi küntü kenzenBeyân eyle beyân şerh u beyânsın

Cihânın çok durur sûd u ziyânıBu gerçek âşıka senm bî-ziyânsın

Belâdır kâmetin ammâ velîkinBu kadd ile belâ-yı nâgahânsın

Cemâlinden bu gün âlemde ey cânAyân oldu bu gün Haktan ayânsın

Cihân hüsnün katında oldu şâh mâtGel ey mansûbesi çok cân ne cânsın

Nigâh-ı hüsnüne hayrân olur cânMeger kim sen hayât-ı câvidânsın

Cihân yandı bu gün aşkın oduna Yakarsın âşıkı âteş-zebânsın

Sabâ zülfün tozundan yele verdi Meger kim nâfe-i anber-feşânsın

Dehânın sırrına hiç kimse irmezAcâ’ib noktasın hem hurde-dânsın

Nesîmî çün seni bildi ezelden Hakîkat bildi kim Hak lâ-mekânsın

305

Ben mülk-i cihân cihân benim benBen arş-ı mekân mekân benim ben

Ben arş ile ferş ü kâf u nûnumBen şerh u beyân beyân benim ben

Ben kevn ü mekân-ı kün fekânımBildim ki nişân nişân benim ben

Ben sûret ü ma’nîde Hakım HakBen Hakk-ı ayân ayân benim ben

Bir cevheriyim kadîm ezeldenEy gevher-i kân kân benim ben

Ben âteş-i Tûr-ı aşk-ı HakkımMûsîye zebân zebân benim ben

Ben âyet-i Mushaf u kitâbımEy nokta-dehân dehân benim ben

Ben cümle cihân u kâ’inatımBen dehr ü zamân zamân benim ben

Ben kavs ile hem kemân u tîrîmEy tîr ü kemân kemân benim ben

Cemşîd-i zamân u âlem oldumCemşîd-i zamân zamân benim ben

Ben nakş ü hayâl ü hatt u hâlimBen harf ü lisân lisân benim ben

Ben genc-i nihân-ı küntü kenzimHem genc-i nihân nihân benim ben

Ban zât ü sıfât-ı Hak-sıfâtımHem rûh ile cân cân benim ben

Ben kâfire mevt musîbet oldumMü’mine îmân îmân benim benBen bahr-ı muhît-i bî-girânımEy bahr-ı girân girân benim ben

Ben cennet ü âb-ı Kevser oldum Ey sahn-ı cinân cinân benim ben

Ben zulmetin ü hem âb-ı hayvânBen Hızr-ı revân revân benim ben

Ben sırrım u tevhîdim hadîsim Ey gayb-ı gümân gümân benim ben

İnsân u beşersin ey NesîmîHaktır ki hemân hemân benim ben

306

Nigârâ küntü kenzin gevherisinAle’l-arşi’stevânın manzarısın

Hayât-ı cavîdân buldum lehindenMeger cennât-ı adnin Kevserisin

İki âlem cemâlin âşıkıdırMeger sen kâ’inâtın dil-berisin

Harâm olsun sana vasl-ı dil-ârâmKi hicrânın yolunda serserisin

Sana değmez metâ’ı vasl-ı mahbûbSen ey sûfî safâsız müşterisin

Sekiz cennet yüzünden zâhir olduMeger sen ehl-i irfân reh-berisin

Nesîmîdir bu gün sarrâf-ı ma’nîÖzünü bil ki zîbâ cevherîsin

307

(Yî) Yine sığındım ol sübhâne ben(Lâmelif) Lâ dimedim ol hana ben

(Vâr) Veylinden ırak olmak için (Hî) Hemîşe âşıkım Kur’âna ben

(Nûn) Ne kim kıldım günâh tuttum ümîd(Mim) Muhammed Mustafâ sultâna ben

(Lâm) Lebbeyk çağırırlar Hakk için(Kâf) Göster gireyim cinâna ben

(Kâf) Kâdir isen bizi irgürmege(Fî) Felekden geçüben seyrâna ben

(Gayn) Gayret eylerim âriflere(Ayn) Işret irgürem keyvâna ben

(Zî) Zulm kılmağa olmadığım şerîk(Tî) Tanıktır Hak bilir insâna ben

(Zât) Darbından tamunun kurtulam(Sâd) Sabr eyler isem bühtâna ben

(Şin) Şeyhu’llâhım oldur Tanrıdan(Sîn) Sa’âdet bâbın açam câna ben

(Zî) Zevâl irmeye bu dîn mülküne(Rı) Refîk olmayıcak şeytâna ben

(Zâl) Zâkirlerden olayım derim(Dâl) Da’im yalvaram rahmâna ben

(Hı) Hayr-endîş Müselmânlar ile(Hı) Harîsim geleli cihâna ben

(Cîm) Cehennem sanırım giriceğiz(Sî) Sakîl kişiyile gülistâna ben

(Ti) Temennâm Haktan oldur satmayam(Bî) Bekâ mülkünü bu vîrâna ben

(Elf) Allâh yârı kılarsa banaDerdimi irişdirem dermâna ben

Der Nesîmî sana aklın var iseKendözümni yazarım fermâna ben

308

Nûr-ı çeşm-i ehl-i dilsin hem hayât-ı câvidânHem kelâm-ı nâtık ey cân hem mekânın lâ-mekân

Sûretin cennet lebin Kevser yüzün nûr-ı dühân

Her kim içti şol şarâbı oldu hayy-i câvidân

Ahsen-i sûret misin yâ mahzar-ı Fazl-i ilâhKim cemâlin aşkına pîr u cevândır cân-feşân

Vâsıl oldu şol habîbe kim ki buldu dil-beriÂşık u ma’şûk birdir gör kemâl-i âşıkan

Tâ cemâlin Mushafın gördü Nesîmî ey nigârHâl ü hattın sırrını ez-Fazl-ı hak kıldı beyân

309

Şehâ gönlüm hemîşe bî-gam olsunElinde dâ’imâ câm-ı Cem olsun

Gül ü lâle cemâlinden hacildirYüzün yazı hemîşe hürrem olsun

Sana ayş ü neşât u kâm-rânîHasûdun ser-be-ser ömrü kem olsun

Def ü çeng ü çengâna nây ü tanbûrDüzülsün bezmine zîr ü bem olsun

Getir ol bâdiyi çün hem-dem oldukİçelim meyi tâ subh-dem olsun

Nesîmî hasta-dil hicrinden olduKo ol bî-çâreyi tâ mahrem olsun

310

Senin vechindir ey dil-ber hüva’llâhu hüve’r-rahmânKi ruhsârında yazılmış lehü’l-câhu lehü’l-ihsân

Kelâmın vahy-i nâzildir hat u hâlin kitâbıdırGelin okunuz hâfızlar yüzünden ikra’ü’l-Kur’ân

Kaşınla kirpigin zülfün yedidir mevzı’ı yeddiAdı Seb’a’l-mesânîdir ki el-hamdü oldu sana şân

İki lebde yazılmıştır hatı âfâk u enfüsünİkidir ârızın iki biri peydâ biri pinhân

Çü a’dâd olıcak ol cem’ olur yigirmi sekkiz harfNe kim nâzil ve münzeldir görün der-sûret-i insân

Nigârın hatt-ı farkından oku şakku’l kamer sırrınKi sâhib mağfûr olasın gel ey nâdân-ı pür-isyân

Eger ferzend-i âdemsin oku tâha da gör sırrınHat u hâl istivâsından bilesin sûre-i Rahmân

Ubûr et saçı farkına göregil enfi hattınıOtuz iki hat-ı âdem kılar fâş hâlik-i sübhân

Gel imdi Ahmedin sırrın te’akkul kıl eyâ âkılKi der-taht-ı livâ Âdem dedi bu ma’nîden Yezdan

Nişân-ı zât-ı bârî bil kelâm-ı âdem ü hâtemKi tûl ü arz u umkı yok delîl midir ana bürhân

Sıfâtı sî vü dü hattır ki vechinde durur mektûbEzel nutku üzesince bilinmiştir yakîn a’yân

Eger zât ü sıfât-ı Hak degildir Âdem-i hâkîMelekler sâcid olmadı felekler hâkine gerdân

Ne ki a’lâ vü esfelde nebî vü hem velî vardırKamu yüz ka’beye tutmuş sücûd eylemedi şeytân

Anunçün âdemin vechi hulik mintürbeti’l-Ka’bePes anun vechini ta’zîm ediptir ârif-i irfân

Anun âyâtına kıldı melekler secde her sudanBiri saç ikisi hâcib dört kirpikdir ez-erkân

Mürekkebdir anâsırdan ki hâk ü bâb u bâd âteşYel ana tâbi’ olmuştur hüküm erkân-ı el-ekvân

Gel imdi ka’benin sırrın tefekkür kıl ayâ âkılKi niçin yeddi yedidir bu sırdan olmagıl nâdân

Anunçün yeddi yeddi bes tavâf-ı ka’be farz olduKi her harfin üzesince ola tavfı kulun âsân

Yedi vechindeki hâke yedi âb u yedi nâraYedi badâ ki bist ü heşt yazmış der ruh-ı cânân

Ayâ hacca varan hâcî bu resmi bilmege cehd etTavâf-ı ka’be bilmezsin abes bil sa’yini hüsrân

Bu sırrı ger bilir olsan yakîn sen ayn-i âdemsinAnı fehm etmeyen âdem adı ola anun hayvân

Ne bilsin ka’beyi şunalr ki nefsi sırrını bilmezKi özünden habersizdir hevâ ardınca ser-gerdân

Şükür kıl ey Nesîmî sen tavâf-ı ka’beden hergizDeğilsin hâlî bir lahza zi-Fazl-ı hâlik-ı rahmân

311

Cânımı yandırdı şevkin ey nigârım kandasınGözlerim nûru iki âlemde yârım kandasın

Bağrımı kan eyledi acı firâkın gel irişEy lebin vaslı şarâbı-ı hoş-güvârım kandasın

Firkatin hârı beni gör kim ne mecrûh eylediEy gözü nergis habîb-i gül-’iz ârım kandasın

Sabrımı yağmaladı şevkin karârım kalmadıEy benim ârâmım ey sabr u karârım kandasın

Eyledi aşın beni kalkan melâmet tirineEy gözü kaşı bölüklü şehr-i yârım kandasın

Tâ yüzün şem’ından ırak olmuşum pervâne tekYanarım leyl ü nehâr ey nûr-ı nârım kandasın

Katı müştâk olmuşum zülf ü ızârın bûyunaEy yüzü gülşen saçı müşk-i Tatarım kandasın

Senden ayrı gönlümün yoktur vefâlı yârı dostEy cefâsız hüsn-i kâmil yâr-ı gârım kamdasın

Deldi hicrânın oku aşkında yanan bağrımıSûret ü ma’nide ey çâbük-süvârım kandasın

Âşıkın cennât-ı Adnı çün cemâlin vaslıdırEy şarâb-ı Kevserim gitmez humârım kandasın

Bâd ilen gönder saçın bûyun bana her subh-demGel ki yandım geçti hadden intizârım kandasın

Yâr için her gûşede bin dîv olur düşmen banaEy sevâd-ı a’zam u muhkem hisârım kandasın

Zülfüne vermiş ezelde Hak emânet sırrınıEy emânet-dâr emîn-i kird-i gârım kandasın

Çün Nesîmîdir bu gün eyyâm-ı aşkın HusreviEy şeker-leb yâr-ı Şîrîn rûzigârım kandasın

312

Yandırdı şevkın cânımı ey derde dermân kandasınCânımda cân sensin velî ister seni cân kandasın

Vaslın şarâbından beni saldın humârın tâbınaYandı harâretten içim ey âb-ı hayvânım kandasın

Ey lutf u hüsnün kişveri yandım iriştir vaslınaÇün sen artuk kimsede yoktur bu ihsân kandasın

Kaptı elimden zülfünü cevr ü cefâsı çok felekÂşüfteyim Mecnûn kimi zâr u perîşân kandasın

Ra’nâ boyun şevkından uş hasrette yanan gözlerimKan ağlaşırlar sensizin serv-i hırâmân kandasın

Ey gonçe ağızlı beni yandırdı hicrin dikeniGel gel ki sensiz gonçe tek dolu içim kan kandasın

Aynıma sensin rûşenî gönlüm diler görmek seniEy hûr-ı ıyn Rıdvân ile hüsnünde hayrân kandasın

Cevr ü cefâsı firkâtin Tûfân getirdi başımaAndan beni kurtarmağa ey Fazl-ı rahmân kandasın

Müşkîn saçın zencîrine verdi Nesîmî gönlünüAyruk ne hâcettir ana zencîr ü zindân kandasın

313

Şol perîden vasl umarsın ey gönül dîvânesinŞem’a yakışmak dilersin ne aceb pervânesin

Âşinayı bilmemişsin ey bilişten yâd olanMa’rifetten dem urursun n’eyleyim bîgânesin

Küntü kenzin gevherinden hare edersin ârifeEy bu nakdin genci hey hey bu’l aceb vîrânesin

Ger halîl olmak dilersen yâr ile gerçekleyinDil-berin yolunda şart evvel budur kim yanasın

Cânların cânânesisin ey cihânın fitnesiDoğrusu pâkîze gevher nâzenîn cânânesin

Gamzesinden fitneler düzdü uyandı uykudanSen bu uykudan kaçan ey bî-haber uyanasın

Gel ene’l-hak sırrını mey-hâne vü meyden işit

Ey düşen inkâra niçin münkir-i mey-hânesin

Zülfü çevgân yâr ile düşmez nihân aşk oynamakBaşını top eylegil meydâne gir merdâne sen

Ey Süleymân mantıkından kuş dilin öğrenmeyenDîve uymuşsun anunçün tâbi’-i efsânesin

Ey Nesîmî şol hümârî gamze-i fettân kimiDâ’im esriksin meger kim nergis-i mestânesin

314

Terk eylemez cân aşkını ger bin kez anı yakasınHicrinde lâyık görme kim her dem bu cânı yakasın

Ey isteyen dîdârını Mûsâ kimi ma’şûkununVacib budur aşkında kim cân u cihânı yakasın

Âhır zamânın fitnesi bürka a’yan cemâlinden götürTâ aşka yüzerlik kimi pîr ü cevânı yakasın

Ey aşka münkir müdde’i gir âşıkın tevhîdineTâ ser-be-ser içindeki şirk ü gümânı yakasın

Ânestü nârın sırrını fâş eyşe şem’ından yüzünTâ nûruna pervâne tek kevn ü mekânı yakasın

Ey kıymetî aşkın güher gönlümdür anun ma’deniÇün kan gerektir gevhere niçin bu kânı yakasın

Nâm ü nişânı şöhretin âfettir ehl-i aşka çünVar ey gönül cehd eyle kim nâm ü nişânı yakasın

Cânıma aşkın odu çün kâr eyledi yaktı tamâmŞimdi gerektir galibâ bağrımda kanı yakasın

Ay akıdan dür-dâneyi kirpiklerimden dem-be-demAşkın odundan korkarım k’âb-ı revânı yakasın

Ey Lâta tapan bî-basar gel gör bu mâhın sûretinTâ Lât u Uzzâ başına deyr-i mugânı yakasın

Çaktı Nesîmînin dili Allâhu nûrun sırrınıEy nâr-ı kudsî kandasın tâ ol zebânı yakasın

315

Ey Rûh-ı Kudüs cânıma sen cân u cihânsınBenden seni gâ’ib demezem uşta ayansın

Haktan dilegim senden iki âlem içindeNiçin ki iki âleme sen cân u cihânsın

Ma’şûka bana çün sen idin ruz-ı ezeldeOl gün ne idin tâ-ebed ey fitne hemânsın

Zülfün kamerin devrine bin fitne bıraktıEy devr-i kamer fitnesi fettân-ı zamânsın

Hüsnün ne bilir kıymetini her gözü görmezSen âşıka sor anı ki çeşminde ayânsın

Vaslın ne bilir lezzetini dîv ile hayvânSen Hızra sor ey cân ki ne âb-ı hayvânsın

Bî-nâm u nişân olmayânın sende vücûduFikr eylemezem anda ki sen nâm ü nişânsın

Cânımla beni yakmak eger ister isen uşGel yandır anı yakmağa ger sen nigerânsın

Vermez seni bin cennet ü bin hûra NesîmîSen âşıka hem cennet ü hem hûr-ı cinânsın

316

Egerçi cândasın cândan nihânsınDegilsen cândan ayrı bil ki cânsın

Kişi vermez nişân senden egerçiYer ü gök dopdolu külli nişânsın

Neçe gizli diyem benden seni kimNeye kim bakarım anda ayânsın

Hacil eyler ruhun hüsnüyle ayıMeger sen fitne-i âhır zamânsın

Arab nutku tutulmuştur dilindenSeni kimdir diyen kim Türkmensin

Cânı tarh eyledim bezdim cihândanSeni buldum ki cân ile cihânsın

Görensin görünen sensin gözümdeSöz aytmazsın velî külli lisânsın

Hakîkat vahy-i mutlakdır bu sözler

Bu sözü bil ki andan tercemânsın

Etegin silk elin yu kün fekândanNe âhır zübde-i kevn ü mekânsın

Nesîmî çün bu gün devrân senindirCihânda Husrev-i sâhib-kırânsın

317

Allâh Allâh ne cân u dil-bersinAllâh Allâh ne bahr u gevhersin

Yer ü gök rûşen oldu yüzündenEy yüce ay ne şems-i hâversin

Selsebîl esrimiş dudağındanAceb ey cân ne âb-ı Kevsersin

Müşk ü anber saçından utandıCân-fezâ müşk ü tâze anbersin

Sûretin hüsn içinde vâhiddir Sen bu tevhîd için mukarrersin

Güneş eyler yüzün katında sücûdŞol sebebden kim andan enversin

Kâmetinden kıyâmet oldu zuhurEy hisâbın günü ne mahşersin

Kâ’im oldu seninle lem-yezelîKim ki bildi ki sen ne cevhersin

Şekerin tadını giderdi lebinAllâh Allâh ne tatlı şekkersin

Gün ü ayı çarha getirdi ruhunEy oyuncu kamer hoş oynarsın

Ey sıyâm ehline yüzün ulu ıydArş-ı rahmân u ıyd-i ekbersin

Mushafın âyeti otuz ikidirCâvidân-nâme sen ne deftersin

Ey Nesîmî cihânı tuttu sözünAvnin Allâh ki şâh-ı kişversin

318

Kevn ü mekân-ı gevher ü gevher-i kân mısın nesinKimse bu sırra irmedi şerh u beyân mısın nesin

Kevn ü mekâna bakmazam çün seni buldum ey sanemİki cihân içinde sen kevn ü mekân mısın nesin

Mûsî kimi dîdârını gördü ezelde gözlerimYakma beni bu nâra gel şem’-i zebân mısın nesin

Dehr ü zamân içinde çün bulamadı kimse bir dahıSencileyin bu lutf ile dehr ü zamân mısın nesin

Sende bulundu gevherin ma’deni sensin ey nigârUşbu cihân içinde sen genc-i nihân mısın nesin

Kaşların ile kirpigin kasd eder uşta cânımaBağrımı deldi nâvekin tîr ü kemân mısın nesin

Boyunu serve ey sanem nisbet eden delîl ileUşbu karar ilen aceb serv-i revân mısın nesin

Oldu Nesîmî aşkına hasta vü sayrı neylesinGitti hayâtı kendüden cism ile cân mısın nesin

319

Ey bergüzîde sûret cânsın velî ne cânsınHem ism ile müsemmâ hem cism ile revânsın

Hüsn ü ruhun sıfâtı kevn ü mekâna sığmazEy gevher-i yegâne sen genc-i lâ-mekânsın

Âbâ vü ummehâttan sensin hulâsa şeksizEy kâ’inâta maksad maksûd-ı kün fekânsın

Leyl ü nehâr içinde şems ü kamer kimi uşHer yana baksam anda aynü’l-yakın ayânsın

Gark eyledi cemâlin nûrunda kün fekânEy gevher-i hakîkat şerh eyle kim ne kânsın

Arz u semâda yoktur bi zerre senden ayrıEy cümlenin vücûdu bâ-cümle der-miyânsın

Her şeyde gerçi sensin ey cân güneşden azherA’mâ sanır ki gözden lâ’şey kimi nihânsın

Yüzün kitâb-ı münzel zülf ü ruhundur âyet

Ey hâlikın kelâmı dilinde tercemânsın

Cân u cihânı sensiz neyler muhibb-i sâdık Ey âşıkın hayâtı hem cân u hem cihânsın

Sevdâlı nergisinden düştü cihâna kavgâEy hüsn içinde fitne zer-fitne-i zamânsın

Bandırdı kâ’inatı kand ü nebâta la’linEy Husrev-i melâhat Şîrîn-şeker-dehânsın

Hak sûretinde insân sensin gelen cihânaEy Tanrının sıfâtı âlemde câvidânsın

Hüsnün kitâbetinden geldi vücûda âlemEy va’iz epsem ol ki yalancı kıssa-hânsın

Haktan kelâmın mu’cizdir ey NesîmîSensin ki küntü kenzin esrârına beyânsın

320

Tecellî tuttu âfâkı cemâlin şem’-i tâbından Meger kim tal’atın ayı ayân oldu nikâbından

Ne hûrî-çehresin sâkî mutahher cism-i rûhânîKi cân ser-mest ü tan oldu leb-i la’lin şarâbından

Meger eşrât-ı sâ’attir kaşınla kirpigin zülfünKi hayrân oldu hasîbler bu Kur’ânın hisâbından

İtâbı şöyle şîrîndir dudağın işve vaktindeKi âşık cân yakar sanır anun nâz ü itâbından Cemâlin Mushafı yâ Rab ne gökten münzel oldu kimİki harf oldu kâ u nûn hüsnü kitâbından

Gözün devrân-ı âlemden götürdü zühd ü takvâyıMeğer âhır zamân oldu uyandı fitne hâbından

Hüva’llâhu’s-samed söyler hatın el-hamdü’llillâh kimYüzünden perde ref’ oldu güneş çıktı hicâbından

Ce’alna sâbit oldu kim dudağın vasfını söylerKi oldu külle şey’in hayy dudağın ayn-ı âbından

Açıldı zülf ü hâlinden bana îmân ü dîn bâbıBu harf ü noktayı gör kim neler feth oldu bâbından

Egerçi zikr ü tesbîhin sevâbı çoktur ey zâhid

Ben anı aşka degşirdim anun geçtim sevâbından

Nesîmî çün visâlinden irişti cennet ü hûraNe mahşerden hisâb eyler ne tamunun azâbından

321

Kâlûda beni sâkî esritti şarâbındanİçirdi bana la’li Hırsın suyu âbından

Ey fitnesi çok aynı uykuda sanan yârınOl fitne kanı ki ol uyanmadı hâbından

Yüzündeki heft âyet kim Fâtihadır adıTe’vîl-i kelâmu’llâh açıldı kitâbından

Yüzü ne kızıl güldür zülfü ne kara sünbülK’oldu iki âlem hayy reyhân ü gül-âbından

Tâbende yüzün bedri yâ Rab ne güneştir kimSer-geşte gezer yanar gün ay ile tâbından

Gör fa’teberûdan sen aç ey basar ehli gözNe hüsn ile çıktı gör maşûka nikâbından

Haşrin güneşi doğdu şâmında anun zülfüGel vâkıf ol ey sûfî mîzân ü hisâbından

Hızrın hayvân abı nutkudur anun iç uşGör kim ne hayât akar mercân-ı hoş-âbından

Hak hırkaya ey sûfî bakmaz içini arıtGir âlem-i tevhîde çık hırka hicâbından

Tesbîh ile tâmâtın bâzârı kesâd olduDükkânını yık anun göç eyle harâbından

Yâ Rab neçe sâ’ildir âlemde Nesîmî kimRûhu’l-Kudüsün nutku bağlandı cevâbından

322

Bu turfe şem’i gör akar şer dudağındanAceb ki münfa’il olmaz kamer yanağından

Benefşe zülfüne bâtıl teşebbüh eyler imişSebâ çıkar bu hayâli anun dimâğından

Hemîşe serv-i sehînin budağı bî-ber olurGörün bu servi ki süsen biter budağından

Zamâne zülf ü ruhundan belâya saldı beniHem ol zamânki seçildi karası ağından

Garîk-ı bahr-ı gam etti beni bu şîve ileGelir teferrüc eder her zaman kırağından

Eger ayağına düşmek mecâlim olsa idiDahı götürmez idim baş anun ayağından

Zamâne çeşm ü çirâğı Nesîmî yârindirGetir çirâğını yandır anun çirâğından

323

Sabâ her dem gelir müşgîn saçın Çîn ü TatarındanCihânı anberîn eyler nesim-i müşg-bârından

Ne Tûbâdır boyun yâ Rab ki anun yüce TûrundanTecellî geldi yandırdı Kelîmin şem’i nârından

Nigâristânı kevneynin nigârın illeridir kimNigâristân-ı kevneyni boyamıştır nigârından

Ne kişverdir saçın çîni mübârek menzil-i matlaKi şemş-i lem-yezel doğmuş anun ferruh diyârından

Muhît oldu visâlin çün ser-â-ser yâbis ü ratbaKimin aklı haber versin bu deryânın kenârından

İrem gül-zârı ey hûrî bu ma’nîden yüzündür kim Sekiz cennet ayân oldu yüzün bâğ u bahârından

Ene’l-hakdır münâcâtım Hak oldu bitti hâcâtımGel ey Mansûr olan kurtul bu dârın gîr ü dârından

Eger nûrun alâ nûrun değilse zülf ü ruh-sârınNe ma’nîden güneş doğmuş saçın her tîre târından

Saçınla gönlümün ahdi vefâ oldu vefâ çünkimVefâ bûyu gelir dâ’im saçın ahd ü karârından

İki âlemde maksûdum visâlindir visâlin gelKi vaslındır bu dervişin murâdı şehr-i yârından

Kulağı ârifin ta kim Nesîmînin sözün dinlerSadef tek inciler dolar dür ağzı şâh-vârından

324

Gel ey dil-ber ki kan oldu gönül aşkın belâsındanKerem kıl vasl ile kurtar beni hicrin cefâsından

Te’âlâ’llâh ne sûretsin bu hüsn ile bu lutf ile Ki dîdârın neçe görsem gözüm doymaz likâsından

Beni aşk oduna atan gönüldür ey nigâr ammâ Yanar bağrım akar yaşım gözümün mâ-cerâsından

Saçın Çînî durur müşgîn neçe olsun anun tâbıGözümden anberîn zülfün kâlem çekmez hatâsından

Zamâne tâsına âşık vücûdu ka’beteyn olduApardı aklımı bende bu hüsn-i aşk tâsından

Bu gönlüm derdine yâ Rab ne dermân eyleyem çünkimKatı hayrân olur her dem tabîb anun devâsından

Bana sürme kime gözde ayağın tozu yaraşırKi yegrekdir anun tozu hakîmin tûtıyâsından

Leb-i la’lin firâkından benim hâlim gören aydurNazar kıl yüzüne gör kim ayândır keh-rubâsından

Cefâdan her ne kim gönlün rızâsıdır bana eyleKi âşık cevr ile dönmez dil-ârâmın cefâsından

Nesîmînin tenin şol gün ki toprak eyleye aşkınSininden geç niyâz işit hezârân merhabâsından

325

Ey gafletin meyinden mest ü harâb ü hayrânGer Hakkı tanımışsan kanı delil ü bürhân

Nefs-i harîse uymak nâdânların işidirİşin nedir gör âhır fikr eyle olma nâdân

Çün her ne kim ekersin anı biçersin âhırDünyâda ekme anı kim adı oldu ısyân

Terk eyle seyyi’âtı sâlih amel kazan kimHaktan cezâsı anun hem lutf imiş hem ihsân

Eyyâmını hayâtın bâd-ı hevâya vermeKim itiren hayâtı ukbâdadır peşîmân

Ger yoksa mülk ü mâlin andan ne gam ne gussa

Evlâd-ı tayyibînsin hem âdem ü hem insân

Müflis ticâret eyler sermâyesiz velîkînSa’yi abesdir anun sevdâsı cümle hüsrân

Nâkıs vücûda çün kim noksân gelir hemîşeCehd eyle kâmil ol kim gelmez kemâle noksân

Dünyâ-yı dûn gamından sararsa sayrı olmaÂlemde kimse çün ki bulmaz bu derde dermân

Hırs u hased sıfâtın mahv eyle ayrıl andanNiçin ki şol sıfâttan nâcîdir ayrılan cân

Dîvinden libâsını koy Hızr ile yoldaş ol kimZulmette zâhir olmaz hayvâna âb-ı hayvân

Hakkın rızâsın iste gufrâna kâ’il ol kimŞol yüce kadr ü bahtın kisbi değildir âsân

Çün üscüdû buyurdu Âdem hakında Hak gelHakkın hıtâbın işit kıl secde olma şeytân

Abd olma ey Nesîmî fânî cihâna çün kimÎmân ü dîn içinde sensin emîr ü sultân

326

Ey lebin âb-ı çeşme-i hayvânTal’atından hacil meh-i tâbân

Kâmerinden kıyâmet oldu zuhûrEyyühe’n-nâsü alleme’l-Kur’ân

Hak kelâmı yüzün beyânıdırÜnzurûna bî-sûreti’r-rahmân

Âlimü’l-ilm-i cümle eşyâsınMâlenâ gayrüküm velâddeyyân

Zâhir u bâtın evvel ü âhırSenden oldu zuhûr şerh u beyân

Zât-ı mutlaksın ey huceste-likâKüntü kenzin beyânı oldu ayân

Küfr ü îmân sıfât-ı zülf ü ruhunBilmeyen küfrü bilmedi îmân

Sırr-ı tevhîde irmedi münkir

Âdeme secde kılmadı şeytân

Hakkı bildi Nesîmî Hakk iledirHakkı bilen nider bu mülk-i cihân

327

Sen bana dil-ber yetersin özgeler yâr olmasınBir olur yâr ikki olmaz ikki zinhâr olmasın

Doğrudur yârın yolu doğru kayırmaz yârdanKim ki doğru yol varır anun yeri dâr olmasın

Bağrımı doğrar firâkın hârı ey cennet gülüNev-bahâr olsun gül olsun arada hâr olmasın

Ey bana cennât-ı adnın bâğ u büstânı yüzünGülden anun gülşeni bî-berk ü bî-bâr olmasın

Tutmuşum aşkınla peymân kılmışım zülfünle ahd Andan özge ahd ü peymân kavl ü ikrâr olmasın

Yapıcı Haktır harâbı Hak yapar ma’mûr eder O yapan ma’mûra ayruk kimse mi’mâr olmasın

Kim ki dîdârından özge nesne ister ya diler Yetmesin anun murâdı ehl-i dîdâr olmasın

Firkatin derdi beni bî-hâb u giryân eyledi Düşmenin ömrü tükensin bahtı bîdâr olmasın

Zülfünün dârında ey cân asılan Mansûr idiKim ki Mansûr olmadı zülfünde ber-dâr olmasın

Çünkü dil-ber yâr oldu ikki âlemde bana Senden ayrı yâr u mahbûb özge dil-dâr olmasın

Olmuşum aynın teki bîmâr-ı aynından cüdâYâ Rab ol nergisden ayrı kimse bîmâr olmasın

Ey Nesîmî kılma yârın sırrını ağyâra faş Ta ki yâr olsun bu sırra mahrem ağyâr olmasın

328

Düşmüşüm bî-yâr ilâhî kimse bî-yâr olmasınKimsenin hâli bu resme müşkil ü zâr olmasın

Tamunun odundan acı firkâtindir âşıkaKimsenin cânında yâ Rab senden ol nâr olmasın

Cennetin nâz u na’îmi dil-berin dîdârıdırCennetin bâğı bana bî-vasl-ı dil-dâr olmasın

Her kimin maksûdu senden gayr-ı dîdâr olmadı Tâ ebed Haktan nasîbi gayr-i dîdâr olmasın

Âşıkın bâğ u gül-i gülzârı yârın yüzüdürVar iken yârın cemâli özge gülzâr olmasın

Olmuşum şol çeşm-i bîmârın firâkından sâkîm Kimse benden özge şol bîmâra bîmâr olmasın

Keşf-i esrârından anun yanarım sabr eylerimDemezem ağyâra ta kim keşf-i esrâr olmasın

Âşıkın müşk-i Tatarı zülf-i yârın bûyudur Oda yansın nâfe-i Çîn müşk-i Tatar olmasın

Bağrımı yandırdı hicrin hârı ey cennet gülüBülbülün bağrında hergiz gülden ol hâr olmasın

Cân-fezâ vaslın meyinden firkat ayırdı beni Yâ Rab ol pâkîze meyden kimse hüş-yâr olmasın

Kim ki bîdâr olmadı aşkında her şeb tâ-seher Ol yalancı müdde’inin bahtı bîdâr olmasın

Kim ki bâzâr etmedi zülfünle yüzbin cân ile Tâ-ebed vaslınla anun hîç bâzâr olmasın

Tutmuşum mihrinle peymân kılmışım aşkınla ahdMihr-i aşkın lem-yezel bî-ahd ü ikrâr olmasın

Ey Nesîmî kim ki sâf olmaz zer-i hâlis kimi Dil-berin aşkında sâfî hem çü dînâr olmasın

329

Düşmüşüm gamdan hilâle şol meh-i tâbân için Kılmışım kurbân bu cânı şol şeh-i hûbân için

Zülfü dağıtmış ruh üzre örter îmânı megerRûma gelmiş kâfir-i Çîn gâret-i îmân için

Düş muhît-i aşka iste lü’lü’-i şeh-vârı bulCânını deryâya atma gevher-i ummân için

Gerçi ihsânı cefâdır yârına yârın müdâm

Dâ’ima şükr eylerim şol dâ’imü’l-ihsân için

Gevheri kanında buldu her ki oldu gevherîCevherî ol cevheri bul cevheri her kân için

Aşk meydânında her kim olmadı İsfendiyârBil ki Sührâb olmadı şol Rüstem-i destân için

Çün lebin âb-ı hayâtı hâsıl oldu HızrınaZulm ola zulmâta varmak çeşme-i hayvân için

Gerçi döktü işvesi şîrîn dudağın kanımıŞer’ ile kimdir soran yargıyı yüz bin kan için

Ey Nesîmî fazl-ı Haktan çün ganîsin fârig olGör bu devrânı kayırma girdiş-i devrân için

330

Nûn-ı aynın vahyine Haktan işârettir bu gün Leyletü’l-mi’râca zülfünden beşârettir bu gün

Selsebîlinden gel ey sâkî içir âriflereÇünkü bayram oldu vü hacc ziyârettir bu gün

Hûbluğun iklîmini tuttu cemâlin hüsn ile Ey emîri hûbların devr-i emârettir bu gün

Tamumun nârında şeksiz yanısardı tâ-ebedKim ki aşkın âteşinden bî-hasârettir bu gün

Ey veren yârın visâlin kün fekânın varınaGör bey’ından neçe külli hasârettir bu gün

Ey fakîh indi semâdan ârife mâen tahûrŞüpheden arın ki eyyam-ı tahârettir bu gün

Kim ki hakkın sûretin yüzünde zâhir görmediAdı yarın günde gözsüz bî-besârettir bu gün

Haşr ü neşrin sâ’ati geldi vü hem yevmü’l-hisâbUykudan uyan kim ol günden ibârettir bu gün

Zerk u tezvîrin esâsı oldu ey zâhid harâbAşka mi’mâr ol ki ma’mûr ol imârettir bu gün

Yüce yerden dem uran şeyh u fakîha gel de kim Müdde’inin hürmeti Haktan hakârettir bu gün

Ey Nesîmî Hak Süleymân tahtını verdi sana

Her sözün bin Âsaf-ı sâhib-vezârettir bu gün

Vermişim kevn ü mekânı dil-berin dîdârınaŞol ticaretten ulu kangı ticarettir bu gün

331

Ey mükerrem hüsn-i sûret vey mutahhar mâ’ü tînRahmeten li’l-âleminsin rahmeten li’l-alemin

Devr-i hüsnün lem-yezeldir ey cemâlin lâ-yezâlBildiğim İlme’l-yakîndir gördüğüm ayne’l-yakîn

Ey yanağın sûresi ve’ş-şems yüzün âyetiHâzıhî cennâtü adnin fedhulûha hâlidin

Küllü şey’in hâlikin vechinden ayrı şek değilEy hidâyet şem’i yüzün vey saçın hablü’l-metîn

Nûn u aynın mîm ü dâlin tilke âyâtü’l kitâbLevh-ı mahfûz oldu yüzün ve hüve Kur’ânın mübîn

Nefha Îsî gelir şîrîn lebinden cânlara Sâbit oldu kim lebindir mehbit_ı Ruhû’l-emîn

Esrimiş mestâne aynin sâgarından selsebilSusamış cennete la’lin âbına mâ’in ma’in

Hûr-ı ıynın sûreti âyîne oldu hüsnüne Şol sebebden halka mergûb oldu Haktan hûr-ı ıyn

Kıblemizdir sûretin lehu’l-hamd ey nigârTâ-ebed iyyâke na’büd min cemâlik nesta’în

Ey lebin şânında münzel âyet-i yuhyi’l-ızâmCân mıdır yâ Rab lebin yâ hâlik-ı cân-âferin

Mâlik-i hüsn oldu ey dil-ber cemâlin tâ-ebedÂşıkın dîni budur buldu Nesîmî yemm-i dîn

332

Bu cân pevrvânedir yanar cemâlin şem-‘i tâbındanGönül darü’l-karâr oldu perîşân zülf-i tâbından

Hayâtı Hızr ile Îsâ bilir ârif neçe bildiRumuz-ı aşk ile irdi dudağın ayn-ı âbından

Aceb cem’-i sa’âdettir kime kim perde ref’ olduDü âlem doldu şevkından güneş çıktı hicâbından

Müneccim zâhid anlamaz ki sensin ahsen-i takvîmEzelden tâ-ebed oldu ayân hüsnün kitâbından

Yüzün nûru şol âteştir kim anı bilmedi zâhidŞecerden Mûsîye ınnî ena’llâhdır hitâbından

Susuz aç uykusuz dil-ber beni yakar gam-ı hicrinGirem Beytü’l-Harâm içre kılam tâ secde bâbından

Beni şol müdde’î sanır ırağım ya’nî tapındanZehî câhil ki gafletten uyanmaz fitne hâbından

Bir ellidir iki yüz bir ki kırk on yeddi harf olduBu ismi zikr eden bil kim yanılmadı cevâbından

Nesîmî neçe vasf etsin ki hüsnün bî-nihâyettirTutuldu dili eflâkin sü’âl ettim hisâbından

333

Dem-i Îsâ gelir dudağındanAy kimi nûr akar yanağından

Zülfünün taylesânı ol gecedirKi güneş nûr alır çırâğından

Yanısardır dudağı hasret ileKim ki yanmaz bu aşk dâğından

Kâmeti şol secer degil ki yanaHer kişinin çirâğı yağından

Aşk elinden dolu ayağ içerimHem budur umduğum ayağından

Sağa degşirdi solunu hakkâ Solunu kim ki bildi sağından

Geldi Mûsâya len terânî cevâbErinî vakti Tûr dağından

Cân ne kuştur ki kurtula diyesinAnberîn zülfünün tuzağından

Gözleri hem kara vü hem aktırFark edilmez karası ağından

Zülfünün kokusu Nesîmî kimi

Gelmedi bir nefes gubârından

334

Hilâle döndü kamer kaşların hilâlindenBoyandı kana kızıl gül yanağın âlinden

Çalab seni neçe şîrîn dudaklı yâratmış Ki selsebîl utanır leblerin zülâlinden

Ayın hilâli egerçi güneşten alır nûr Bu ayı gör ki güneş nûr alır hilâlinden

Kara benin ne acep turfe hâle düşmüştür Bu hali bilmeyenin hiç sorma hâlinden

Tavîldir saçının kıssası vü sırr-ı dakîk Eger inanmaz isen sor bu nükte hâlinden

Ne hüsn olur bu ne sûret âleyke aynu’llâhKi tân olur göricek akl anun cemâlinden

Cefâları ne kadar acı ise yigrektir Anun acısı rakîbin yagıyla balinden

Cefâda yana yana gör ki ben neler çekerim Bu aynı fitneli yârın cefâlı âlinden

Nigârdan dilegim vasl idi revâ oldu Beni ayırma ilâhî anun visâlinden

Çalap Nesîmîye çün eksik eylemez bir şâlNe atlasından umar kimsenin ne şâlinden

335

Bu cânı tarh edip geçtim cihândanCihân oldum cihân oldum cihândan

Eger mahbûba istersen ulaşmakGelip geçmek gereksen künfekandan

Cihânın sehl imiş sûd u ziyânı Ko anun sûdunu kurtul ziyândan

Eğer cinî degilsen âdemî bilK’anun aslı nedendir söyle andan

Gümândan bulmadı hiç kimse HakkıYakîndır kim yakîn bitmez gümândan

Yer ü gök cümle Hakkın âyetidirVelî a’mâ habersizdir nişândan

Gülü bitmez dikensiz dünyenin çün Gülü terk eyle geç serv-i revândan

Dudağı cândır ol şîrîn-dehânın Meger gâfilsen ol şîrîn-dehândan

Ayân oldu yüzün yâ Rab sakınsınCemâlin gitmede âhır zamândan

Kamudan geçmişim li’llâhi fi’llâhMeger şol turra-i anber-feşândan

Aleynâ cem’ahû bes lâ tühârrikGüneş müstagnidir şerh u beyândan

Nesîmînin murâdı çün sen oldunNazar kat’ eyledi kevn ü mekândan

336

Yüzün Mushaftır ey hûrî yanagın Kâf ve’l-Kur’ânBudur haktan gelen tâhâ budur yâsîn ü er-rahmân

Gün ile ayı gökten çün getirdi secdeye hüsnünZehî kuvvet zehî kudret zehî mu’ciz zehî bürhân

Yedi kez Hak ne ma’nîden buyurdu secde şeytânaBunu bil gör ne şeydensin kim anı bilmedi şeytâna

Dudağın âb-ı hayvândır ben anı sormuşum HızraVelîkin âb-ı hayvânı kaçan idrâk eder hayvân

Kaşınla kirpigin yâ Rab ne fettân yây ü oktur kimFelektir tîrine tîr-keş melektir yâyına kurbân

Sen ol pâkîze cevhersin bu gün âlemde ey dil-berDudağın âb-ı Kevserdir cemâlin ravzâ-i Rıdvân

Sekâhüm rabbühüm hamrı leb-i la’lin şarâbıdırBu meyden mest olan bil ki haktır men aleyhâ fân

Utanır ârifin aklı seni insân demek için

Ki insândır demez imse sana ey hâliku’l-insân

Ruhun innâ fetehnâdır saçın ve’l-leylü kad eflahBu levhın ebcedin gör kim okudu adını Kur’ân

Haka egri bakan gözden yüzünü yaşırır dil-berGetirdi perde hüsnünden gel ey zâhid getir îmân

Tecellînin çırağıdır cemâlin şem’ı uş gör kimNeçe nûr u zîyâsından yanar mihr ü meh-i tâbân

Dirildi kıssa-i Şîrîn tükendi şekkerin devriLebin devrânıdır gelgil ki sensin Husrev-i devrân

Ne deryâdır aceb aşkın ki yoktur hadd ü pâyânıZehî aşkı nihâyetsiz zehî deryâ-yı bî-pâyân

Nesîmî çün visâlinden hayât-ı câvidân buldu Yakîndır ger desem haktır kim oldu hayy-i câvîdân

337

Âlime vermişim gönül alı çok âle düşmesin Yanağının kızıl gülü üstüne jâle düşmesin

Zülfü uzun kasidedir kimse irişmez ucunaFikri hatâ dili kısa kîl ile kâle düşmesin

Kirpiğinin esîriyim şol ala gözlü fitneninKimse anun hayâline âline ala düşmesin

Saçı karasının gamın ol ne bilir ki çekmediSır bilene yeter bu söz ince su’âle düşmesin

Aşk ile çünkü gelmişim âleme koymazam anı Terkini kıl diyen bana cürm ü vebâle düşmesin

Halvet ü erba’în ile kimse irişmedi HakaZühd ü salâha meyl eden fikr-i muhâle düşmesin

Münkirin egri gözleri yüzüne bakmazam anun Bed-nazarın yüzü gözü hüsnü cemâle düşmesin

Münkir egerçi hûbların yüzüne bakmaz ol bilirKimse bu resm ü hâl ile zülf ile hâle düşmesin

Hâli kimi mâ üstüne saldı beni anun saçı Kimse bu nev’a hâl ile resme vü hâle düşmesin

Hüsn ile Hak anun kimi bir dahı cân yâratmadı

Hûriye benzeden anı vehm ü hayâle düşmesin

Düştü kemendi zülfüne gönlü Nesîmînin neçeCânı bu resme yanmasın kimse bu hâle düşmesin

338

Şikâyet eylemezem dil-berin cefâsındanK’anun cefâsı bana yeg durur vefâsından

Ezelde cânım aşkın yolunda çün komuşumBelâsını çekerim dönmezem belâsından

Kimin ki gönlü dolaşı saçınla Kâlû daAyırmaz anı saçın zülf-i dil-rubasından

Kara benin kimi düştüm od üstüne yanarımBu ateşi ana sor kim yanar hevâsından

Ne derd imiş aceb ey gönlümü alan aşkınKi âciz eyledi halkı anun devâsından

Gamından ey sanem oldu gönül katı bîmârKanı ana şekerin şerbeti şifâsından

Bahânesiz sana çün olmuşum kul ey dil-berBu bendeyi kerem et satma geç bahâsından

Münevver eyle visâlinle ey kamer gözümü Ki firkatin anı acıttı tûtiyâsından

Nesîmînin sinine gel gamından öliceğizHoş-âmedî işit ey cân ü merhabâsından

339

İçtim bu Kevser bâdesin buldum velâyetni nişân Tuttum velâyet caddesin isnâ aşer oldu ayân

İsnâ aşer öz rahtını urdu gönülde tahtını Açtı bu bâtın bahtını dedi bana sır tut nihân

Sır perdesin âğâzını düzdü gönülde sâzını Söyleş dir ise râzını îmîn ü dîn buldu bu cân

Çün Mustafâ kıldı nazar oldu kamu aynım haberUş Murtazâ verdi haber kıldı beni ayn-i nişân

Ol Fâtıma Zehrâ Hasan maksûd Hüseynî olasanMaksûd-ı Ömrün bilesen ola yakınün bî-gümân

Dîn dîn-i Zeynü’l-Âbidîn Bâkır Muhammed mîr-i dînCân verüben algıl bu din Ca’fer sana genc-i revân

Mûsâ ilen Mûsâ Rızâ mihri gönüllerde sezâKevser Muhammed cân-fezâ sâkî Alî-i nakd-i cân

Rûşen bu dîn bu çerâğ edip yürürsün uşbu dâğ Yâ Askerî açtı bu bâğ yâ Mehdî-i âhır zamân

Seyyid kılar ol ki taleb ol ki bilen ilm ü edebİsnâ aşer dîn-î aceb geh fâş olur gâhî nihân

340

Ey sanem sen mahzar-ı AllâhsınBaştan ayağa kelâmu’llâhsın

Sen bilirsin kâ’inâtın hâlini Cümle âlem sırrına âgâhsın

Çün melâ’ik hüsnüne kıldı sücûd Mescid ü mihrâb u kıble-gâhsın

Cümle âlem hükmüne fermân durur Sen buların arasında şâhsın

Hüsn-i ruh-sârın sırâtu’l-müstakîmMenzil-i a’lâya doğru râhsın

Şol kara zülfün arasında yüzün Gördüm ey dil-ber dedim hoş mâhsın

Çün Nesîmîyi deli kıldın sanemKimden eylesin şikâyet şâhsın

341

Evvel ki dilâ derd ile yârân olamazsınÂhır bir anı kâbil-i dermân olamazsın

Sen hâce-i dehrim deyü fahr etme fakîr olDerviş olamazsan yürü sultân olamazsın

Haydar bigi sen Hayber-i şirki yakamazsanBu arsada bil ki şeh-i merdân olamazsın

Hak Fâtihayı bil niye heft âyet okuduGer bilmez isen sâhib-i Kur’ân olamazsın

Cân ilmini bu hücrede tahsîl edemezsen Hak Fazl-ı Hakı sûre-i Rahmân olamazsın

Ger kuşlara ta’lîm-i zebân etmez olursanBu ins ile cin içre Süleymân olamazsın

Ya’kûb olup akıtmaz isen hûnu cigerdenMısra yetişip Yûsuf-ı Ken’ân olamazsın

Ger men’arefin sırrına irişmez olursanCehl ile kalırsın dahı irfân olamazsın

Ger etmez isen ahsen-i takvîme vücûduÂdem kimi bil cismîne sen cân olamazsın

Ey sûfî tavâf etme yüzü haccini yârinOl ıyle Nesîmî bigi kurbân olamazsın

342

Düşmüşüm tâ kim şeb ü rûz ayrı şol dil-dârdanİsterim Haktan ki mahrûm olmayam dîdârdan

Yâr için nûş eylerim ağyâr elinden bin cefâ Gel visâl isteyen olmaz perîşân hârdan

Râyegân sundu muhabbet ol deme verdim gönülLâ-cerem gam kaldı bana assı ol bâzârdan

Evvelâ düşmem bana yaşım durur kim fâş eder Cân içinde her ne sır kim gizlenir ağyârdan

Sûfî ikrâr eyle bek aç gözünü kim âkıbetMenzile irişmedi hergiz kişi inkârdan

Mescid ü mey-hâneden maksûdumuz cânâ nedirVâsıl isen fârig ol tesbîh ile zünnârdan

Nâm u nâmûsu bırak tâ hem-dem ola sana yârİrmedi ma’şûka âşık geçmeyince ârdan

Mübtelâ kıldı Nesîmîyi hezârân şevk ileKanda kim bir fitne koptu sen büt-i âyârdan

343

Cân-ı âşıksın ayâ sîmîn-zenâh ebrû-kemânKim cemâlin Mushafından gönlüm oldu seb’a-hân

Nûr-ı çeşm-i ehl-i dilsin yâ hayât-ı câvidânYâ kelâm-i nâtık u şâh-ı kelâm-ı lâ-mekân

Sûretin cennet lebin Kevser sözün âb-ı hayâtHer kim içti şol şarâbı oldu mest-i câvidân

Ahsen-i sûret misin yâ mahzar-ı fazl-ı ilâhKim cemâlin üstüne pîr ü cevândır cân-feşân

Vâsıl oldu ol habîbe bil ki vâsıl dâ’imûnÂşık u ma’şûk birdir gör kemâl-i âşıkân

Tâ cemâlin Mushafın gördü Nesîmî ey nigâr Hatt u hâlin sırrını ez-fazl-ı Hak kıldı ayân

344

Nûr-ı hikmet zâhir oldu sen perî-ruh-sâredenŞû’le düştü âleme şol peyker-i meh-pâreden

Çün sabâ seyr eyledi gül-gûn yüzün gülzârına Anber-i sârâ döküldü turra-i tarrâreden

Velvele düştü cihânda zühd ü takvâ ehline Fitnedir devr-i kamer şol nergis-i ayyâreden

Şems-i tâbândır cemâlin zâhid idrâk eylemez Dîde-i huffâşa nisbet gözleri nazzâreden

Sa’d-i ekberdir cemâlin vasla vâsıl cân kuşu Tâli’-i ferhunde şems ü kevkeb ü seyyâreden

Çün Nesîmî âb-ı hayvân Hızr-ı zinde istediSen dahı nûş eylegil ol la’l-i şekker-pâreden

345

Görmüşüm nûr-ı tecellî rûy-ı zîbâsında ben Okurum Seb’a’l-Mesânî kaş u tuğrasında ben

Âyet-i ve’l-leyli buldum okurum Ümmü’l-KitâbCâna bin bend atmışım zülf-i semen-sâsında ben

Biz kelâm idik ezelden nutk ile bulduk vücûd N’eylerim da’vî edip zâhid bes esmâsında ben

Âlemin bahrında hayrân oldu cümle ehl-i fenDürr-i meknûn bulmuşum çün ka’r-ı deryâsında ben

Akl-ı fânûs etmişim pervânedir Rûhu’l-KudüsCân ile baş oynarım hem aşk sevdâsında ben

Âteş-i Nemrûda girsem tan mı İbrâhîm-sıfâtAnça bütler sıymışım kibrin kilisâsında ben

Ben Nesîmîyim ne gam-gîn olur isem zâhidâŞâd u hûrrem yürürüm gönlüm tesellâsından ben

346

Safâ bağışlamış bâğa sabâ Îsîleyin demdenYeşermiş kuru ağaçlar netekim nahl-i Meryemden

Bize ol âlim-i gaybın reyâhini çerisindenEn önden karın altından gelir câsûs-ı çiğdemden

Nedir aydur irişti uş acâ’ib leşker-i hâmûşKimi ak kimi atlas-pûş kiminin tonu gök gamdan

Aceb gencine açılmış çiçekler yere saçılmış Belirmez yer zümürrüdden zümürrüd yüzü dirhemden

Çıkar sûsen kılıç ile soyar tanını nesrîni Gelir hatmi sünüsiyle kapar kalkanı Rüstemden

Çalınmış erguvân benzi kenâr-ı cûydan tansukSanasın Mekke sultânı yüzün yur âb-ı Zemzemden

Bu elvânın bedî’in gör yine haşrin rebî’in görBahârın büt cemî’in gör dirilmiş İsm-i a’zamdan

Hevâda bülbül ü kumru nevâda çeng ü sâz eylerTutar âhengini kuşlar kimi zîr ü kimi bemden

Yerin yağmur hayâtıdır nebât açmak nebâtıdırBahar anun sıfâtıdır ki göstermiş bu âlemden

Ne gâfil oda kalmışsın bu mevsimde sen ey gâfilÇü bülbül gülden ayrılmaz vü âşık yâr-ı mahremden

Ilundır bir nigârını ye iç anunla vârını Bu gün hîş geç ko yarını garaz hoşluktur ademden

Çü bilirsin ser-encâmı ganîmet gör bu eyyâmı Geçirme puhteden hâmı koma çek câmı sen Cemden

Var ey sâkî-i rûhânî getir doldur kadeh kanı

Sun ol rencûra dermânı ver ol mecrûha merhemden

Çü gördüm güller açılmış şarâb-ı ineb içilmişBulara karşı biz dahı hoş ettik içtik ol Cemden

Görün ol zâhid-i hoşki bizi nâr ile korkuturSanasın kendüden geldi berât ile cehennemden

Bu dâ’i kulların cürmü cihânda şimdi mi kaldıGünah evvelde kalmıştır bize Havvâ vü Âdemden

Nesîmî âsîye uyduk velî anı dahı duydukKi suçun bilene rahmet kılar Hak mâ-tekaddemden

347

Sendedir Leylî niçin Mecnûn olup dîvânesinŞem’ bigi hâ yanarsın ne aceb pervânesin

Sen ki cânân sırrını hiç olmamışsın mahremiDa’vî kılma k’âşinâyım bî-gümân bî-gânesin

Gözlerini örttü gaflet göresin yâriniGeçti ömrün yele vardı bes kaçan uyanasın

Çünkü Hakkın sırrını yârin yüzünde görmedinOl sebebden vermedin cân demezem cânânesin

Gözleri mestânesinden mest ü mahmûr olmadınTâ kadehden bilmezem sen esrik ü mestânesin

Her ki yârın yoluna cân vermedi utmaz fedâDemeyeler hergiz ana sen bu gün merdânesin

Gönlünü kılmış imâret çün Nesîmînin ilâh Ol sebebden diyeler sen genc ile vîrânesin

348

Külli mekânı gevherin gevhere kân mısın nesinUş bu sıfât u hüsn ile cân u cihân mısın nesin

Arş ile ferş ü kâf sendedir ey melik bu günKimse bu sırra irmedi şerh u beyân mısın nesin

Kevn ü mekâna bakmazam çün seni buldum ey sanem İki cihân içinde sen kevn ü mekân mısın nesin

Mûsî kimi dîdârını gördü ezelde gözlerimYakma beni bu nâra gel şem’-i zebân mısın nesin

Dehr ü zamân içinde hiç bulmadı kimse bir dahıSencileyin bu lutf ile dehr ü zamân mısın nesin

Sende bulundu gevherin ma’deni sensin ey sanemUş bu cihân içinde sen genc-i nihân mısın nesin

Kaşların ile kirpiğin kasd eder uşta cânımaBağrımı deldi nâvekin tîr ü kemân mısın nesin

Boyunu Tûbîye senin nisbet eden delili neUş bu firâz ile aceb sevr-i revân mısın nesin

Düştü Nesîmî aşkına söyle ki hasta neylesinGitti hayâtı kandüden cism-i revân mısın nesin

349

Sûretin nakşini yazdı dedi Rabbü’l-âlemin Hâzihî cennâti adnin fedhulûha hâlidîn

Gözüne ve’n-necm yazdı kaşına ve’n-nâzi’âtAlnına nasrun mina’llâh görünür ayne’l-yakîn

Âyet-i Tûbâ geliptir serv-kaddin hakkına Yüzüne ve’ş-şems geldi saçına hablü’l-metin

Şânına el hamdü li’llâh geldi Haktan nitekim Leblerin yadına münzel oldu min mâ’in ma’în

Kâf u nûndan her ne kim geldi vücûda zübdesiSâbit oldu kim sen oldun hâsıl-ı çarh u zemîn

Lâ-şek oldu çün sen oldun kıble-gâhı âşıkınÜscüdû emr oldu Haktan kılmayan oldu la’in

Ey Nesîmî çün işitti bu Utârid nazmını Nâmesin çâk etti ol dem oda saldı defterin

350

Vasf-ı hûbluğun işitip kâfirîne’l-müslimînRâh-ı aşkından urur dem hâzirîne’l-ga’ibîn

Sana nahnü’z-zâri’ûn oldu hıtâb dili ileCân için ol kim degildir kânitîne’l-hâşi’în

Anberin zülfün durur İnnâ hedeynâhü’s-sebîlKim bilir anunla ide küfründe îmân müşrikîn

Hâcibin mihrâb-ı cân kavsine kurbân olayımDil çeker dilden ana dur râki’âne’s-sâcidîn

Yetti hânım çeşmüne bî-cürm zulmü etmesinHak demiştir hod bilirsin lâ yühıhbü’z-zâlimîn

Küllü şey’in hâlikün manâsını anla dürüstKılma cevri key sakın tutma sebîlü’l-mücrimîn

Âsitânın terkini hergiz Nesîmî urmasınCennet isterse de ana fedhulûhâ hâlidîn

351

Kim dilerse görmeğe tahkîk rahmân sûretinGelsin ol görsün yakın cân ile cânân sûretin

Münkir olma bu sözü varıp kelâmu’llâhda görAhseni takvîm ile gösterdi insân sûretin

Men aref hükmü ile ger nefsini bilmeyesinHak bilir senden ayırmaz kimse hayvân sûretin

Çün tevellû seme vechü’llâhdır nass-ı kelâmBunu bilmeyen tapar tahkîk şeytân sûretin

Küntü kenzen sırr-ı mahfî kalmasın deyip fakîrVerdi uş âdem libâsında sana cân sûretin

Tâ ki emru’llâh kılıcı boynuna düşmek için Zâhidi gör kim örünmüştür müselmân sûretin

Dâ’ima çünkim Nesîmî Hak görür lâraybe fîhDil-beri yüzünde bi’llâh gördü Yezdân sûretin

352

Çün hemîşe ol güneş ruh-sâra döndürmüş yüzünŞeş cihetten şol büt-i ayyâra döndürmüş yüzün

Ka’beye döndürdü yüzün her ki gördü yüzünüGör ne gökçek kıble-i dîdâra döndürmüş yüzün

Bâ-vücûd ol kim döker kanımı çeşm-i mest ileGece gündüz nergis-i hûn-hâra döndürmüş yüzün

Gece gündüz bendine gönlüm ulaşmıştır velîGâh bî-geh turra-i tarrâra döndürmüş yüzün

Âşıkın yüzü hemîşe dil-bere karşı dönerÂbidi gör kim neçe dîvâra döndürmüş yüzün

Cân kuşun uçar neden buldu îmânı her kim olCân u dilden şol perî-ruh-sâra döndürmüş yüzün

Ey Nesîmî kâ’inâtın varına sen bakma kimÇünkü cânın da’imâ dil-dâra döndürmüş yüzün

353

Zehî ol kimse kim vardır habîbi sen teki meh-rûŞeker-güftâr ü gül-ruhsâr u müşkîn-hal u anber-bu

Cihâna gelmeye hergiz özün tek bir dahı dil-berSa’îd-ahter melek-manzar perî-peyker ferişteh-hû

Zehî sâni’ki sun’ından yaratmış kendi lutfundanBeli ince lebi gonçe kadi ra’nâ ruhu nîkû

Gel ey sarrâf-ı kıymet-ger nazar kıl ma’den-i cevherZümürrüd hattı sîmîn-ber lebi la’l ü dişi incü

Kaşınla kirpiğin zülfün yüzünde benlerin dahıBiri ayâr biri tarrâr biri mekkâr biri câdû

Seni sevenlerin hâli bu dört işten degil hâlîGehî sevdâ gehî gavgâ gehî dîvân gehî yârgu

Kapında kulların çoktur Nesîmî kamudan kem-terBesî Türkî besî Kıpçak besî Zengi besî Hindû

354

Yüzünde nûrunu gördü ezel gününde ilâhDedi ki eşhedü enlâilâheilla’llâh

Bu hüsn ü lutf ile kim gördü gökte yâ yerdeMelek sûretli beşer ya güneş sıfâtlı mâh

Eger günâh ise kılmak yüzün katında sücûdBen eylerim bu günâhı ki müzd imiş bu günâh

Götür nikâbı vü halkı kul eyle hüsnüne kimMelâhat ehline sensin emîr ü sensin şâh

Hidâyet eyledi kâlû belâda nûrâ beni Kara gözün kara kaşın benimle zülf-i siyâh

Kul oldu hüsnüne hûr u melek ne sûretsinZehî inâyet ü izzet zehî celâlet ü câh

Ne hüsn imiş bu ki vasfında rûh-ı nâtıkanınDili tutuldu vü kıldı hadîsini kûtâh

Kerâhet eyleme âşıktan epsem el zâhidKi kim ki Hak iledir Haktan eylemez ikrâh

İki gözün eger egri degilse bakma ikiKi vahdet ehline Haktan bulundu doğru râh

Cihânda hâl ü hatından ruhun çeri çekmişZehî şehenşeh-i a’zam zehî uğurlu sipâh

Cemâl ü sûretine kim ki olmadı kurbânİki cihânda nasîbi nedâmet oldu vâh

Cihân içinde Nesîmî elif tek oldu ferdEger inanmaz isen uşta şer’ u uşta güvâh

355

Gördüm yüzünü ey sanem el-minnetü li’llâhFarz oldu bana kim diyem el-minnetü li’llâh

Takdîr-i ezel baht ile yâr oldu vü geldiTedbîr-i muhâlif adem el-minnetü li’llâh

Mahbûb ile çün devler-i vasl oldu müyesserCemşîd ü Sikender benim el-minnetü li’llâh

Birkidi zafer feth ile çalındı beşâret Geldi ferâh uş gitti gam el-minnetü li’llâh

Ey şâdîye muhtâc olan ey râhata müştâkGel gel ki tükendi elem el-minnetü li’llâh

Zulmette bu gün çeşme-i hayvâna iriştiŞol Hızr u Sikender-haşem el-minnetü li’llâh

Zülfün haberin verdi sabâ gör ne getirdiŞol kâsıd-ı ferruh-kadem el-minnetü li’llâh

Bahtım güneşi doğdu vü ikbâl ile geldiŞol şâh-ı sa’âdet-âlem el-minnetü li’llâh

Kaldı yine âşıklarına lütf u inâyet

Şol âdeti dâ’im-kerem el-minnetü li’llâh

Şol ka’be-cenâbın kapısı devlet ü bahtaGör kim neçe oldu harem el-minnetü li’llâh

Rûhu’l-Kudüsün nefhâsıdır nutk-ı NesîmîHaktır ki diyem dem-be-dem el-minnetü li’llâh

356

Dünyâ durulacak yer degil ey cân sefer eyleAldanma anun âline andan hazer eyle

Bir hâle karâr eylemez eyyâm ü geçer ömrEy ehl-i nazar bakma bu hâle nazar eyle

Pâyende degil devleti ey hâce cihânınEsbâbına aldanma gel andan güzer eyle

Dünyâ evinin saltanatı beş gün imiş çünBünyâdını yık er gibi zîr ü zeber eyle

Ger âşık isen sıdk ile şol dil-bere gel kimCân ile cihân ortaya koy terk-i ser eyle

Düştü saçının zulmetine gönlüm ilâhiŞol hâl-i perîşâna bu şamı seher eyle

Çün hüsnüne hatm oldu bu gün devr-i melâhatEy fitnelerin hâtemi şakku’l-kamer eyle

Ger Mûsî-i İmrân kimi şol nâra sataşsınGel tâbişini göster ü şerh-i şecer eyle

Şîrîn dudağın çeşmesinin katrelerindenToprağa degür cümle nebâtı şeker eyle

Şol piste-dehânın haberin bildi NesîmîŞîrînlere şol tenk şekerden haber eyle

357

Bu ne ber-güzîde cândır ki gezer bu cân içindeBu ne kıymetî güherdir ki biter bu kân içinde

Seni kimdir Âdem oğlu diyen Allâh Allâh AllâhBu sıfâtta kim görüptür beşeri cihân içinde

Kamer oy verir belinden iremez yakîn bu sırraNe hayâl imiş bu yâ Rab haberi gümân içinde

Yüzünü nikâb içinde yaşur ey kamer sûretliKi ruhun kıyâmet eyler bu âhır zamân içinde

Kara kaşın ile gözün adı kavs ü MüşteridirBu sitârenin okun gör Arabî kemân içinde

Hûrîler behişt içinde sana karşı müntazırdırBulamaz visâlini çün bu behişt ü kân içinde

Seni benden ırak ey cân neçe ayıra zamâna Gözüm bir görmüşüm çün seni her mekân içinde

Yine ney figâne geldi cigeri tutuştu yandıNeye uğradı ne gördü bu tehî meyân içinde

Dilerim zamân zamân kim çakayım seni cihânaNeçe bir yana bu şem’ın cigeri dühân içinde

Bu derin ma’nîyi gör ki beyân eder NesîmîFeleğin dili tutuldu bu ulu beyân içinde

358

Şenbih gününe uğradım ol serv-i revânaŞeydâyî kılıp saldı beni cümle cihâna

Yek-şenbe günü Mecnûn olup dağlara düştümLeylî yüzün okşadım anun mâh-ı tâbâna

Dü-şenbe günü râz-ı dilim söyledim âhır Ol ruhları gül kirpigi ok kaşı kemâna

Seh-şenbe günü seyyâd olup seyrâna çıktımBen sayd oluban kurban olam piste-dehâna

Çâr-şanba günü dôst geze geldi çemen içreBülbül yüzünü gördü anun düştü figâna

Penc-şenbe günü yâra dedim pendim işitgil Fâş etme benim râz-ı dilim yahşı yamana

Âzîne günü gördü cemâlini Nesîmî La’l-i lebin uş şerbetin içtim kana kana

359

Cânda ki aşk olmasa dilde haber ne fâ’ideGözde ki görmek olmasa nûr-ı basar ne fâ’ide

Ol kişi kim ezel günü bî-nasıp oldu ma’nîdenÂyet-i tefsîr ü kelâm ana haber ne fâ’ide

Gevherin uşta kıymetin sarrâf olan ârif bilirOl ki mubassır olmadı göre güher ne fâ’ide

Tûtî verir bu şekkerin tadını lezzetin bilirKarga n’ider bu gül-şeni zâga şeker ne fâ’ide

Derd ile sen Nesîmînin gevherini kim almagılÂşık olan kişilere aşka sefer ne fâ’ide

360

İkilikten geç ey va’ız irişgil vasl-ı cânâna Hakîkat sırrını anla delîl iste bu bürhâna

Eger Îsî-i Meryem tek dilersen menzil-i a’lâSen ol gavvas-ı ma’nî vü düş uş deryâ-yı ummâna

Sen ol zât-ı mutahhersin mela’ik sana sâciddirMeger İblîs imiş ol kim delîl ister bu îmâna

Hadîs-i küntü kenzinden nihânî âşkâr olduİçen ol câm-ı vahdeti ne akıldır ne dîvâne

Gülistân-ı cemâlinden okudum yüz varak ammâAnun bir harfini vermen hezâran hûr-ı Rıdvâna

Nesîmî câm-ı la’linden içiptir bir kadeh haydır İrişmez mevt ana niçin kim irdi âb-ı hayvâna

361

Ey bî-nazîr ü vâhid hüsnün cemâl içindeYüzün kıyâmet eyler şol zülf ü hâl içinde

Subh-ı ezelde her kim buldu seninle vuslatKaldı seninle dâ’im ıyş ü visâl içinde

Ben bende Hakkı buldum Hakku’l-yakîn Hak oldumUykuda kaldı münkir nakş ü hayâl içinde

Ey âlemin hayâtı aşkın ne nâr imiş kim Gark eyledi cihânı âb-ı zülâl içinde

Ferdiyyetin kemâli oldu sana müsellemKim gâyete irişti hüsnün kemâl içinde

Ağzınla zülf-i müşkîn mişkât-ı nûr-ı HaktırGel Hakkı halka göster şol mîm ü dâl içinde

Ey isteyen likâyı yarın gününde Haktan Ferdâya düşme kalma fikr-i muhâl içinde

Bedrin katında yüzün şol şems-i hâveridirHiç kimse görmez anı hergiz zevâl içinde

Yüzün şemâ’ilinden kaşın delâ’ilinden Kavgâ vü fitne düştü bedr ü hilâl içinde

Rûhu’l-Emîne sordum esrârını dudağınNutku tutuldu kaldı şol bir sü’âl içinde

Aşkın gamıdır ey cân şâdîlık ehl-i aşka Şâd olmayan bu gamdan olsun melâl içinde

Ey mekr içinde sûfî aldanmaz âle dil-berGit ömrünü çürütmez tezvîr ü âl içinde

Şol gamze şîvesinden bir hâle düşmüşüm kimBakan bu hâle ister düşmek bu hâl içinde

Yüzün kimi Nesîmî ey hûbların emîriHûrşîd-i lem-yezeldir bedr ü hilâl içinde

362

Yoktur vefâsı dünyenin aldanma anun âlineRenginden oldu münfa’il her kim boyandı âline

Nakti degaldir dünyenin anunla bâzâr eyleme Niçin ki her kim kalb ile eylerse bâzâr âline

Çün cümle kîl ü kâl imiş dârü’l-gurûrun hasılıŞol bî-sebâta düşmegil bîhûde kîl ü kâline

Arusı ilandır sakın tatlısına aldanma kim Acıdır anun şekkeri agu katılmış baline

Fânî cihânın sevgisi tamu odudur yandırırGeç eyle gönül şol karından aldanma zülf ü hâline

Muhkem oyuncudur felek mansûbesinden key sakınEy bî-basîret bak âhır şol sûretin ahvâline

Aslı denîdir dünyanın içinde yoktur bir elif

Terkîbini gör bak anun şol yi vü nûn u dâline

Mihnettir anun devleti hasrettir anun haşmetiMüdberdir ol kim yapışıp kaldı anun ikbâline

Tezvîr ü bühtândır işi kavli vü fi’li muhtelifHâlin sana arz eylerim fikr eyle anun hâline

Dîv-i racîmin atıdır emmâre nefsin merkebiTerk eyle dîvin atını yapışma anun yalına

Şol bî-misâlin aşkına verdi Nesîmî cânınıDünyâ n’ola ya âhiret kim kala mülk ü mâline

363

Düştü yine deli gönül gözlerinin hayâline Kim ne bilir bu gönlümün fikri nedir hayâli ne

Âl ile ala gözleri aldadı aldı gönlümüÂlini gör ne âl eder kimse irişmez âline

Kıymetini dudağının her hayvâna sorma kimBen bilirim ki cân ile susamış zülâline

Gözlerine esîr olan hâleti oldur anlayan Kim ki bu hâle düşmedi koy vara kendi hâline

Sırrını şol kara benin yanağı şerh eder velîCân n’ola ger fedâ ola yanağına vü âline

Tatlı sözünden utanır âb-ı hayât mahv olur Gül be-şeker ne nesnedir kim irişe makâline

Âşık-ı sâdıkın kanı yâre helâldir velîGirse eger revâ degil dil-ber anun vebâline

Hüsn ü cemâl ü sûreti cümlesi ber-kemâldirŞerh u beyân u vasf ile akl iremez kemâline

Ay ile gün sücûd eder sûretini göriceğizBu ne cemâl ü hüsn olur sallû alâ cemâline

Gözünü kaşını görüp karşı be-karşı göz be-gözSanma ki baka ol gönül bedrine vü hilâline

Buldu Nesîmî çün seni geçti kamudan ey sanem Koydu harîr ü atlası girdi abâ vü şâline

364

Kim ki aldandı cihânın ağulu lezzâtınaDüştü şol mansûbesi çok dünyenin şeh-mâtına

Dîv-ü mel’ündür yakîn emmâre nefsin merkebiBinme ger azgın degilsen nefs-i şûmun atına

Da’vî eylersin ki Hakkı bilmişim sâdık degilÇün delîlin yoktur ey münkir anun isbâtına

Zülf ü kaşın kirpigindir tikle âyâtü’l-kitâbUşta Hakkın Mushafı gel bak anun âyâtına

Tâ’at ü zühd ü namâzı mekr ü fendir zâhidinÂrif ol aldanma bi’llâh zâhidin tâmâtına

Nefha-i sûrun sadâsı tuttu âfâkı işitEy olan âşık hamîrin enkerü’l-esvâtına

Kâfirin büt-hânesidir dünyenin kâşânesiYoktur îmânı anun kim secde eyler Lâtına

Zâtının aynıdır Allâhın sıfâtı ey beşerLâkin ol bildi bu remzi kim irişti zâtına

Câm-ı Cemşîd oldu her şey sûretinden oy verirEy güneş feyzin irişti âlemin zerrâtına

Sûretin yâ Rab ne muğlaktır anun ma’nîsi kimKimsenin aklı irişmez künh ü idrâkâtına

Çün cemâlinden Nesîmî ebcedi kıldı tamâm Ayn ü mîmin ammesinden irdi ve’s-sâffâtına

365

Başını top eylegil gir vahdetin meydânına Ey gönül müştâk isen ger zülfünün çevgânına

Âşıkın kanıyla oynar dil-berin sîmîn eliEy yalancı âşık epsem girme cânın kanına

Çekmeyen aşkın belâsın görmeyen hicrin gamın Derdi dermânsızdır anın çâre yok dermânındadır

Cânını kurbân kılandır yâr için gerçek şehidSad hezârân rahmet olsun ol şehîdin cânına

Zülfünün sırrın ne bilsin zâhid anı sor bana

Ger esîr olmak dilersen zülf-i cân-efşânına

Gel nikâbın tarfını gül-gûn yanağından götürTâ gülistân gülmesin ayruk gül-i handânına

Hubların bağında çoktur fitneli nergis velîFitnelik hatm oldu anun nergis-i fettânına

La’lü marcândır dudağın lü’lü-i terdir dişinÂferin şol bahr-ı kânın lü’lü’ ü mercânına

Kirpiğin nâvek okudur kaşların çaşı kemânUğramaz âşıktan özge şol okun peykânına

Ey uman yarın günün uçmağını gel gör ki benSatmışım anı bu gün yarın leb ü dendânına

Ey Nesîmî ger sözün ma’nîsi bî-pâyân değilNiçin irmez kimsenin aklı anun pâyânına

366

Yandırıcı firkatin yaktı beni nârınaGönlüm ulaşmak diler yâr-ı vefâ-dârına

Aşka esîr eyledi cânımı şol cevri çokLutf ile bir bakmadı yâr-ı giriftârına

Oldu gözümden ırak şol sanemin sûretiYâ Rab iriştir beni devlet-i dîdârına

Gerçi süzülmüş gözü eyledi sayrı beniRahmeti anun kanı âşık-ı bîmârına

Yüregimi yâralı eyledi şevkın irişYarasına bak bu gün koyma onun yârına

Cânımı pervâne tek yandırırım şem’a kimYanar imiş yâr için vâsıl olan yârına

Mülk ile mâl ey melik kimseye çün kalmadıYok tut anı hîçe say bakma anun varına

Aşkına kâlû belâ çün demişim sıdk ile Ahdımı sındırmazam turmuşum ikrârına

Yâre Nesîmî kimi cânını kurbân kılanMahrem olur tâ-ebed mahzen-i esrârına

367

Susadı gönlüm nigârın la’l-i rûh-efzâsınaTâle şevkî şol habibin sûret-i zîbâsına

Ey sabâ uğraşdıgınca şol hırâmân serve tüşBenden öp anun ayagın secde kıl bâlasına

Gözleri sevdâsı âşık cânına kıldıklarınOl bilir kim âşık olmuş nergis-i şehlâsına

Sorma sevdâ ilerin halîn tabîb-i âmme kim Düşmeyen bilmez bu hâli gözleri sevdâsına

Sûret-i hüsn ü cemâli cümle zibâdır anunHüsnüne kurbân olayım bel ki ser-tâ-pâsına

Kim ki zâhir görmedi yüzünde Hakkın sûretinGözgüsü arı degildir çâre kılsam pâsına

Bî-bedeldir hüsn içinde lutf içinde bî-nazîrVahîdiyyet sâbît oldu hüsn-i bi-hemtâsına

Harmanında hüsnünün gündür başakçı ay ile Utan ey nisbet kılan kaşın hilâlin râsına

Zâhidin hîç oldu zikri hîçe geçti tâ’atıBaşladı Yâsîne şimdi kimse gelmez yasına

Aynını aç aynıma bak cümle aynın aynıdırSad hezârân cân fedâdır aynının sevdâsına

Şol ala göz âl ile aldadı aldı gönlümü Gör bu âli kim ne düşmüş şol gözün alasına

Çarh-ı nerrâdın nukûşun ters okur gözsüz fakîhKa’beteyni gör kim atar hokka-bâzın tasına

Rûh-ı Kuds oldu Nesîmî cismini tarh eylediGevher-i ferd oldu düştü vahdetin deryâsına

368

Sûret-i Hakka ey kamer bedr-i ruhundur âyineTaş ola kim ki sûretin olmaya âşık ayına

Aşk-ı ruhun tarîkıdır dâr-ı selâmetin yoluMenziline kaçan irer kim ki bu yolda tayına

Dünye vü mülk ü mâline meyl ü mahabbet eyleme

Çün gideceksin ey melik âhıretin serâyına

Hûr ile cennet ü likâ görmege Haktan öyle bilKim ki yüzünde görmedi Hakkı bu gün mu’ây ne

Vasl-ı ruhundan ey perî tâ-ebed oldu muhtecibKim ki mukayyed olmadı zülf-i girih-küşâyına

Fâtihadır anun yüzü nûn u eliftir âyetiSallû ve sellimû ala sûret-i cân-fezâyına

Zülf-i dütâsının gamın sor bu esîr-i aşka kimOldur esîr eden beni silsilesi dütâyına

Başına kim ki düşmedi gölgesi anberîn saçınDevlete sâdık olmadı uğramadı hümâ yine

Aşkına kim ki kılmadı baş ile cânını fedâDerdine çâre bulmadı uğramadı devâ yine

Vermişim ol kara saçın kavl ü karârına gönülGerçi inanmazam anun ahdına vü vefâyına

Hüsn-i ruhun zekâtını aya ger eylesen atâMihr-i münîr-i tal’atın hûruna yana yayına

Cân verici lebindir şerbeti hasta gönlümün Kimdir iriştiren anı şerbetinin şifâyına

La’l-i lebin hâdisini inciye nisbet eyleyen Gör ne cefâlar eyledi cevher-i cân-fezâyına

Aşkına vermesin gönül şol sanemin NesîmîyâKim ki tâhâmmül eylemez cevrine vü cefâyına

369

Şol şem’ı gör kim nûruna pervâneyim yineBaş oynamakda gör neçe merdâneyim yine

Sâkî lebinden esrimişim şol kadehten uşMestâne gözlerin kimi mestâneyim yine

Bezm-i ezelde hem-nefesim gerçi câm idiŞükr eylerim ki hem-dem-i peymâneyim yine

Aşkında ey cemâl ile efsâne fi’l-meselHalkın dilinde gör ki ne efsâneyim yine

Endîşenin îmâretini kılmışım harâb

Şol genc-i bî-nihâyete vîrâneyim yine

Kâlû belâda kûy-ı harâbât idi yerimŞol ma’nîden mücâvir-i mey-hâneyim yine

Ey bilmeyen bu cân-ı azîzin hakîkatinCânı bilene sor ki ne cânâneyim yine

Yâ Rab ne sihr eder bu perî-şekl ü şîve kimZencîr-i ca’d-ı zülfüne dîvâneyim yine

Yüzünde ey sanem göreli zülf ü hâlinıDâm-ı belâda dâne kimi dâneyim yine

Ey gevherin bahâsı vü mikdârını bilen Esdâf içinde gör ki ne dür-dâneyim yine

Keşf eyledi Nesîmî dehânın rumûzunu Miftâh-ı gaybe gör ki ne dendâneyim yine

370

Sen sana ger yâr isen var ey gönül yâr istemeYâr u dil-dâr ol sana sen yâr u dil-dâr isteme

Bî-vefâdır çün bu âlem kimden istersen vefâBî-vefâ âlemde sen yâr-ı vefâdâr isteme

Gül bulunmaz çün dikensiz dünyenin bâğında hîcEpsem ol bîhûde gülsüz yerde gül-zâr isteme

Ma’rifettir hâlis altın sikkesi fazl u hünerAltını tanı zegalden arı dînâr isteme

Rabbi erinînin cevâbı len terânî çün gelir Sende gör dîdârı senden özge dîdâr isteme

Hakka münkirdir fakîh inanma ol şeytâna kimYoktur ol cin-hilkatin zâtında ikrâr isteme

Arı güftâr ey gönül gerçeklerin nutkundadırHer dili egride yoktur arı güftâr isteme

Cîfedir dünyâ anun talibleri adı kilâbOlma kelb anun kim oldu adı murdâr isteme

Şerbeti ağludur fânî cihânın sen anun Şerbetinden nûş-ı darû umma zinhâr isteme

Dünyenin sevgisi ağır yük imiş benden işit

Nefsine yük eyleme andan sebük-bâr isteme

Dünyanın mikdârı yoktur ger bilirsen kadriniKadrine îmânma anun kadr ü mikdâr isteme

İsteyen murdarı kerkestir müdâm ey turfe kuşHazretin şâh-bazı ol murdâra murdâr isteme

Bir emîn mahrem bulunmaz ey Nesîmî çün bu günHalka fâş etme bu remzi keşf-i esrâr isteme

371

Berk-i nesrin üzre müşkin zülfünü dâm eylemeÂşık-ı âşüfteyi bî-sabr u ârâm eyleme

Şol Mogol-Çîn gözlerinle çünkü kaptın gönlümüBağrımı cevrinle pür-hûn ey dil-ârâm eyleme

Kimse çün yârın visâlin bulmadı tâmât ileEpsem ey halvet-nişin endîşe-i hâm eyleme

Zülf ü ruhsârın durur çün zikrimiz her subh u şâmSubhumuz hergiz ilâhî zikrsiz şâm eyleme

Âşık-ı sâdık tuzağın kuşu ey zâhid degilDâne dizme tesbihi seccâdeyi dâm eyleme

Va’de çün vermiş bize Hak selsebil ü hûr-ı ıynKoyma elden şâhidi terk-i mey ü cam eyleme

Çün Nesîmînin murâdı sensin ey ârâm-ı cânHalk içinde anı düşmen-kâm u bed-nâm eyleme

372

Gitmege azm eylemişsen ey dil-ârâm eylemeHasbeten li’llâh beni bî-sabr u ârâm eyleme

Dâne-i müşkîn-i hâlin gönlümü sayd eylediBu tutulmuş sayda şâhâ zülfünü dâm eyleme

Ömrümün subhu yüzündür bahtımın şâmı saçın Gitme ey dil-ber gözümden subhumu şâm eyleme

Zülfünü berk-i gül üzre ey perî dağıtma kimBunca gönlü yanmışın sevdâsını hâm eyleme

Hay işi koy sen uzana kara zülfün kimiDolaşır boynuna bir gün sor ser-encâm eyleme

Rind ü kallâşım bana zâhid deme ey müdde’îLâübâlî âşıkı âlemde bed-nâm eyleme

Aşkını terk etmek ister gönlüm ammâ çîn degilYa ilahî kimseyi sen bed-ser-encâm eyleme

Çeşme-i la’lin suyundan bir kadeh sun sâkîyaİştiyâkından Nesîmînin gözün câm eyleme

373

Mushaftır anun yüzü ey va’llâhMîm ü nûn u ayn-i kul hüvâ’llâh

Ma’şûk ile âşık oldu vâhidCeffe’l-kalem oldu kıssa kûtâh

Sûfî ne bilir tarîk-ı vahdet Mey’hâneye çünkü bulmadı râh

Bin Yûsufu çâhına düşürmüş Şîrîn lebi şol enekdeki çâh

Hansı feleğin sitâresisinKim sûretine esîr olur mâh

Sensin bu gün ey emîr-i hûbânŞîrînlere Husrev ü şehenşâh

İhyâ-yı ızâm eder Nesîmî Zülfün kokusuyla her seher-gâh

374

Yüzün gördüm dedim el-hamdü li’llâhBoyun gördüm okudum kul hüva’llâh

Müselsel zülfünü gördüm mu’anberMukavves kaşların nasrun mina’llâh

Karahçı gözlerin yağmâlarındanYine dönüp demen estağrifu’llâh

Gel imdi sâ’ili sen koyma mahrûmGeliptir kapına bir şey’-i li’llâh

Dudağın şerbeti ayn-i şifâdırSekâhüm Rabbühüm min rahmeti’llâh

Benim gönlüm sana hayrân oluptur Ne kim cebbâr kılar el-hükmü li’llâh

Cemâlin ka’besine çün iriş dinDahı ayrılmazam bil ya’lemu’llâh

Cemâlin görmüşüm ayrılmağım yokEger inanmasan va’llâhi bi’llâh

Otuz iki hûrûf oldu visâlinVisâlindir visâlindir ey va’llâh

Nesîmî kıldısa bir katle tevbeNasûhî tevbesi tâbû ila’llâh

375

El-hamdü li’llâh Ahmedin girdik âbâ vü şâlineBu Fazl-ı rabbü’l-âlemin oldu Alî vü âline

Fân^İ cihâna kalmadık emmâre nefse uymadıkAldandılar aldanmadık bu dünya mekr ü âline

Âşıklarız kıldık nazar yârın cemâl ü vechineK’el-verdi hamrâ cennetin sallû aleyhi âline

El-yevme’l-kemeltü lekümdür istivâda dîniküm Şükr eyleniz Hak ni’metin rızk-ı halâl ü mâline

Alnında çün Şakku’l-kamer açıldı îmân ehlineEşrât-ı sâ’at hükm ile basıldı hâtem âline

Şeytân sırâtı görmedi yârın yüzünde müstakîmYelkavne gabbendir cezâ dîv-i la’înin daline

Okur yekûlü’l-kâfirü yâ leyteni küntü türâbNâr-ı câhîme daluban yanında nârın yalına

Anlar ki nâr eshâbıdır çıkmaz tamudan tâ-ebedKâ ahsenû fîhâ cevâb anlar netekim yalına

Ey istivâsın bilmeyen doğru yolunu yanılanA’mâ degilsin aç gözün bak örfi gör at yoluna

Cânâne yüzü kıbledir mihrâb u minber kaşları Dîv olma cândan secde kıl şol kıblenin ikbâline

Kâlû belâda sıdk ile cânım dolaştı saçına

Devletli cân kim bendedir haşmetli zülf ü hâline

Nefsini bunda bilmeyen Allâh nûrun görmediHakkını nisyân eyledi bakmaz Hak anun hâline

Tevhîd-i hâlistir bana görmek cemâlin ey sanem Olsun hasedden müşrikin la’net kamu deccâline

Kopyu kıyâmet nefhası uruldu zülf ü halden Uşta nefîrîn sayhası çalındı sanma çalına

Micmerde ûdu zülfünün müşkîn kokusu bes bana Hâcet degildir ey perî ûd üzre anber salına

Cân ile dil-ber yoluna verdi Nesîmî gönlünü Âdemde rahmân sûreti kim görse gönlü alına

Hakka yakîn ihlâs ile çün niyyetü’l-mü’min gerekAşka muhibb ol ey gönül bak inneme’l-a’mâline

376

Nûr-ı tecellî şu’lesi düştü ezelde âlineGözlerimin bu reng ile yaşı boyandı âline

Mu’cize-i Muhammedî gözleri sihridir anunRahmet-i Hak bu câdûnun ümmetine vü âline

Cehd ederim kim âline gönlümü vermeyen velîHem bilirim ki âkıbet alına gönlüm alına

Kimse egerçi istemez düşmegi fitneye velîŞükr ederim ki düşmüşüm ala gözünün âline

Düştü Nesîmînin başı zülfü teki ayağınaDüşeli cân gözü anun bedr-i mu’âmmen âline

377

Gel gel ki müştâk olmuşum şîrîn lebin gül kandineGül kand-ı Mısrîdir lebin kandın iletgil kandine

Her kanda kim şerh eylerim şîrîn dudağın kandiniErvâh üşer tûtî kimi ol la’l-i şekker kandine

Şehlâ gözün benden gönül aldı vü and içer ki tokOlsun kefâret cân u dil ol gerçeğin sevgendine

Müşkîn saçın benden beni kesti vü peyvend eylediTahsîn anun taktî’ına rahmet anun peyvendine

Kaş ile zülfüdür kara şol hırâmân dil-berin Kaşlarına kurbân olam ya turra-i dil-bendine

Ey vâ’ız epsem dur bana tâmâtunı arz eyleme Ben âşık oldum görmezem hem kıssa-hânın pendi ne

Zülfü kemendinden gönül kurtulmaz ayruk şöyle bilSevdâsına bel bağlamış ham göz karartmış bendine

Ey aşka inkâr eyleyen çün ü çirâ vü çendi koyNiçin düşersin âşıkın çün ü çirâ vü çendine

Çün şehr-i yârın şehrine bu gün Nesîmîdir melikBuyruk anundur hükm anun hem şehrine hem kendine

378

Düşmüş mu’anber sünbülün hûrşîd-i tâbân üstüneŞol resme kim müşkîn saçın gül-berk-i handân üstüne

Gönlümü vîrân eyledim mihrin yerin cân eyledimÇün aşkını şân eyledim düştü gamın cân üstüne

Derd-i mahabbet âşıka dermân yeter var ey hakîmHer dem bana bin derd-i dil artıma dermân üstüne

Ruh-sârın üzre zülfünü her kimse kim gördü dediKüfr-i siyehdir sanasın dağılmış îmân üstüne

Yâkût u reyhânî hatın ey kût-ı cân la’l-i lebinŞol nev’a düşmüştür kim ol Hızr âb-ı hayvân üstüne

Nûr-ı tecellî sırrını halinde gördü gözlerimGör kim ne sûret bağlamış bu çeşm-i giryân üstüne

Aşkında ey ârâm-ı cân gerçi Nesîmî hâk olurDurmuş seninle tâ-ebed şol ahd ü peymân üstüne

379

Dil bâzârı çün yalandır varmazam bâzârınaGerçek olmaz egri dil inanmazam ikrârına

Sâdık oldur dilini gönlü ile bir eyleyeEgri dilden nesne gelmez turmuşam inkârına

Varı mihnettir cihânın ne umarsın ey gönülLa’net olsun bu cihâna hem cihânın varına

Dil-beri oldu kimin kim fânî dünyâ âkıbetGeçti ömrü doymadı irişmedi dil-dârına

Tahta çıkmak istemez Mansûr olan yâ minbere Her ki Mansûr oldu çıktı şâh-ı aşkın dârına

Dünyenin nâz u na’îmi cîfedir ya’nî necisEy gönül tâhirsen âhır sunma ol murdârına

Hak bilir işini sabr et fârig ol gussa yemeVaktı yetsin bu cihânın koy katılma kârına

Hîç gül olmaz dikensiz hîç şâdî gussasızDerme deyşirme gülünden çünkü değmez hârına

Çün Nesîmînin gamından Fazl-ı Hak vâkıf durur Gam degil ger kimse olmaz muttali’ esrârına

380

Ey nâzı çok dil-ber beni yandırma hicrin nârına Çün yanarım pervâne tek şem’-i ruhun envârına

Hicrin şarâbı acıdır müştâka içirme anı Niçin ki yâr ol aguyu içirmez ey cân yârına

Hüsnünden ey şems ü kamer âfaka düştü fitnelerKimdir yeten endîşesi zülf ü ruhun esrârına

Dünyâ vü ukbâda bana maksûd sensin yoksa benUkbâya sensiz bakmazam hem dünyenin mikdârına

Vaslından oldum çün ganî mülk ile mâli n’eylerimBen künfekânı vermişim vasl-ı ruhun dîdârına

Saçar hayâlin nakşını lü’lü’-i şeh-vârı gözümEy işleri dür-dâne bak ol lü’lü’-i şeh-vârına

Yüzün “ene’l-Hakk’ı beni zülfünde ber-dâr eylediMansûr olandır asılan âlemde aşkın dârına

Tesbîh ile seccâde çün zerk ehlinin erkânıdırÂşıklara zülfün yeter da’vet kılan zünnârına

Ger vâsıl olmak yâr ile istersen ey âşık bu gün Gel ur Nesîmî tek kafa kevn ü mekânın varına

381

Düştü gönül ala gözün ağına vü karasınaAyruk anunla kimsenin ağı ne vü karası ne

Geldi figâna cân yine ney kimi sûz u derd ileKim ne bilir bu hastanın derdi nedir devâsı ne

Turraların cefâların sorma bu mübtelâya kimEylemişim fedâ anun cânımı her belâsına

Çünkü cefâsız ey gönül kimse murâda irmediCevre tâhâmmül eyle tur şol sanemin cefâsına

Nûr u zıyâ içindeyim garka velî bu hâlimiOl ne bilir ki düşmedi mihr-i ruhun hevâsına

Yek-cihed olgıl ey gönül cân u cihâna ur kafaYüzünü doğru tut Hakka ur kamunun kafasına

Hüsn ü cemâle bakmağa arı safâ nazar gerekDüşmesin arısız nazar âyinenin safâsına

Dil-ber elinde âşıkın katli neden harâm ola Âşıka çün halâl eder vaslını kan bahâsına

Aldı âlı âl ile şol ala gözlü gönlümü Gör bu âli ne düşmüş ol gözlerinin alasına

Çün bu yalancı dünyenin âkıbeti fenâyimiş Geç kamudan Nesîmî tek bakma anun bakâsına

382

Rahmeti geldi irişti Fazl-ı rahmânın yineÇiçeği açıldı güldü şol gülistânın yine

Gönlümün ahvâlini geldi gözümden sordu yârAvni irdi derde yanan câna dermânın yine

Geldi rûh-efzâ lebinden susamış câna selâmHızra en’âmı irişti âb-ı hayvânın yine

Firkatin devrânı geçti geldi eyyâm-ı visâlMüddet-i ömrü tükendi acı hicrânın yine

Gül götürdü perde yüzünden açıldı nev-bahâr Revnakı geldi vü nûru bâğ u büstânın yine

Zulmetinden leyletü’l-hicrin bana ayruk ne gam

Nûru çün düştü bana şol mâh-ı tâbânın yine

Zülfünün ahdından esti dil-berin bûy-ı vefâAnberî yayıldı şol zülf-i perîşânın yine

Başıma kutlu ayağın geldi bastı ol nigârGölgesi düştü bana serv-i hırâmânın yine

Ahd ü peymânından ey yâr istedi cân ol yumakKoymadı mihrin vefâsı ahd ü peymânın yine

Ey kamer aynın belâ yetmez midi âlemde kimFitne oldu halka zülf-i anber-efşânın yine

Çün Nesîmînin susamış kanına yârın lebiN’oldu ey münkir sana kim kaynadı kanın yine

383

Bir sâkî-i bâkî vefâ kıldı visâleLutf ile nazar kıldı bana sundu piyâle

İçtim kadehi pür mey-i ma’şûk elindenCismim kamu cân oldu vü cân uğradı hâle

Cân mest-i elest oldu ve la-ya’kıli medhûş Gönül kadeh-i dürdü içip irdi zülâle

Her bir ser-i mû Mansûr olup söyler ene’l-HakHakkâ mey içenler irişirler bu hayâle

Her kimi ki yakmadı vü yandırmadı firkatYûsuf-sıfât irişmedi cân nûr-ı visâle

Yandırdı şehâ aşkın odu kıldı beni külAşkında kül olan irişir küllî kemâle

Âhır n’iderim dünya bana erzânî kılmaSeni dilerim kılma beni gayra havâle

Seyyid dahı epsem ki ezelden şeh-i takdîr Her kimseye öz kadri ilen sundu nevâle

384

Düşürmüş anberîn zülfün hümâyûn gölgesin aya Te’âlâ’llâh zehî sünbül te’âlâllâh zehî sâye

Nazîrin yâramaz ayruk ezel nakkâşı ruh-sârınKi hüsnün devri hatm oldu bu ruh-sâr-ı dil-ârâya

Kaşın mi’râcına sûfî irişmek ister ey hûrî Velî her kâsır idrâkın urûcu irmez ol yâya

Yüzün ve’ş-şems ü yâsîndir kaşınla kirpiğin tâhâTanıktır ellezî esrâ bu mi’râc ü bu esrâ ya

Ruhun esmâ-i hüsnâdır te’âlâ şânühü gör kim Ne ihsân eylemiş Muhsin bu hüsn-i sûret-esmâya

Saçındır leyletü’l-esrâ kaşın esrâr-ı mâ ehvâKanı Haktan irişmez cân bu mâ evhâ vü evhâ ya

Visâlin kıymeti dürdür nihâyetsiz deniz aşkınBu dürrün kânın ol buldu ki gark oldu bu deryâya

Ruhun rengi saçın bûyu ne zibâ reng ü bûdur kimGülü gül-zâra gönderdi bıraktı müşki sahrâya

Gel ey sûfî sücûd eyle bu sîmîn-ber sehî-serveKi emr-i ve’scüdü geldi bu zîbâ kadd-i bâlâya

Perîşân zülfünün hâlin n’idersin bilmek ey âkılBu sevdâ ince sevdâdır dolaşma sen bu sevdâya

Saçın vaslından ol âşık hayât-ı sermedî bulduKi teslîm eyledi cânın bu reyhân-ı semen-sâya

Mu’anber habbirin Türkî evin yağmaladı aklınMoğol her kanda varırsa düşer târâç u yağmâya

Meheng-i Mecma’u’l-Bahreyn hûrûc etti mekânındanSedef ağzındaki dürrü bıraktı ka’r-ı deryâya

Bu gün Şol mâh-ı tâbânın yüzün gör zâhir ey âbidKi mahrûm oldu ol hâsir ki magrûr oldu ferdâya

Nesîmî çün seni buldu dü âlemden vâhid olduKesildi mâ vü benlikten ulaştı zât-ı yektâya

385

Çâre yoktur yâre epsem ey gönül yâr istemeDerde çün dermân bulunmaz rence tîmâr isteme

Dünyenin yârından istersin vefâ aklın kanı Hâsıl olmaz nesneyi fikr eyle zinhâr isteme

Münkirin ikrârı yoktur Hakka ey sâhib-nazar

Hakka ikrâr eyle sen münkirden ikrâr isteme

Zulmeti çoktur cihânın zulmetinden key sakınEy gözüm aydınlığı zulmetten envâr isteme

Degme nâ-mahrem ne bilsin âşıkın esrârını Mahrem ol esrârını bul özge esrâr isteme

Dünyenin mikdârı yoktur ger bilirsen kadriniKadrine inanma anun kadr ü mikdâr isteme

Gözünü sen açmayınca ey likadan bî-haberSûretin görmek temennâ kılma dîdâr isteme

Bunca mihnet çekmeyince her dikenden bir zamanBülbül-i âşık kimi çağırma gül-zâr isteme

İsteyen murdârı kerkestir müdam ey turfe kuş Hazretin şeh-bazı ol ya’ni ki murdâr isteme

Cifedir dünyâ anun tâlibleri adı kilâbOlma kelb anı kim oldu adı murdâr isteme

Şerbeti aguludur fâni cihânın sen anun Şerbetinden nûş-ı dâru umma zinhâr isteme

Varlığı fânîdir anun ey gâfil bekasız dünyenin Şol bekasızdan bekâ mümkin değil var isteme

Gerçi Haktan vâhid oldu nûr ile ânestü nârEy Nesîmî çün ulaştın nûruna nâr isteme

386

Ey Rûh-ı Kudüs cîfe-i murdâra yapışmaGül-zâr-ı cinânı koyuban hâra yapışma

Mahbûb-ı emîn yâr-ı ebed var iken ey dostAğyâr ategin tutma vu ağyâra yapışma

Mansûr kimi sen ister isen menzîl-i a’lâİtirme bekâ dârı fenâ dâra yapışma

Ey küpeyi inciden eden benden işit pendSöz dürrümü tut lü’lü’-i şeh-vâra yapışma

Kâlûdan eger âleme ikrâr ile geldinİkrârını terk eyleme inkâra yapışma

Ey ma’rifetin Mushafı hem kenz ile misbâh

Miftâh budur mecma’-ı muhtâra yapışma

Benlik satanın çünkü değal çıktı kumâşıVar arı metâ’ iste bu bâzâra yapışma

Kesb eylemeyen âhireti anı deli bilGer âkıl isen dünye-i gaddâra yapışma

Saçı karanın zülfüne yapıştı Nesîmî Ey bâda viren ömrünü zünnâra yapışma

387

Sâkıyâ bir cür’a sun ehl-i safânın aşkınaSâkî-i Kevser Aliyyü’l-Mürtezânın aşkına

Lâle öz başını yarmıştır Hüseynîler kimiKana boyanmış şehid-i Kerbelânın aşkına

Lâ fetâ illâ Alî nin ma’nîsin fehm eyleyenÇağrışır ol kim Aliyyü’l-Mürtezânın aşkına

Kerbelâda çok belâlar geçti ol şeh-zâdeyeSen dahı oynat başını ol belânın aşkına

Şahımın aşkı durur gönlüm içinde der-ezelKün fekândan geçmişim Âl-i Abânın aşkına

Hâdim-i fakr oldu Ahmed ezdi engûr şerbetinKırklar nûş etti anı Mustafânın aşkına

Kim muhibb-i hânedâna bende oldu sıdk ileOynadı başını şâh-ı evliyânın aşkına

Okugıl la’net hemîşe ol la’în ü müşrikeBir içim su vermedi âhır Hudânın aşkına

Ey Nesîmî seng ile öldür Yezîd-i müşrikiEr değildir kim ki çalmaz tîğî şâhım aşkına

388

Her kim ki müştâk olmadı şol dil-berin dîdârınaİrişmedi Mûsâ kimi ânestü nâran nûruna

Yârın likâsın iste sen gel cânını ver vaslınaKim şol nigâra çok değil sen kalma dünyâ varına

Kâlû belâ da yâr ile kavli çün kıldın ey gönülKavlinde sâdık dur ki ben inanmışım ikrârına

Yâ Rab ne şem’in nûrudur şol sûretin envârınaKim nuh felek pervânedir şol sûretim envârına

Çün dünye cîfedir dedi Hakkın resûlu tâlibâKelb olma sen gel fârig ol bakma anun murdârına

Çün dil-berin yolunda terk etti Nesîmî cânınıBil çok değil cân u cihân ger terk ederse yârına

389

Benefşe zülfünü salmış gül üste anberîn sâyeGönül hayrân u zâr olmuş bu reyhân-ı semen-sâye

Letâfetten verir aks-ı lebi la’l-i BedahşânaZarâfetten urar ta’ne dişi lü’lü-i lâlâye

Perîşân hâl olmuştur gönül zülfün sevâdından Bu dîvâne neden düşmüş bu pîç-â-pîç-i sevdâya

Hatın reyhân durur gör kim göğermiş Kevser üstündeVe yâ rahme’ten âyettir okunmuş bedr ilen aya

Ezel nakkâşı yazarken cemâlin nakşine dammış Kalemden nokta-i anber bu gül-berk-i dil-ârâya

Ne gül ola gülistânda ki benzeye bu ruh-sâraNe serv ola ki büstânda ola hem-tâ bu bâlâya

Ne şîrîn şerhini aydur Nesîmî leblerin yâ RabKi mest oldu halâvetten bu tûtî-i şeker-hâya

390

Âşık belâ yolunda gerek kim hamûl ola Ma’şûktan ana ne gelirse kabûl ola

Gerçek muhibbe cevr ü cefâ çünkü yâr eder Niçin cefâdan incine gamdan melûl ola

Nâz ü na’im ü cennet-i câvid içindedirDil-berden ol gönül ki murâdı husûl ola

Şîrîn-halâvet ol yemiş imiş ki sidresiZâtında hûb-hılkat ü şîrîn-usûl ola

Ger şehr edersem âyet-i hüsnün kitâbınıHer bâb içinde fazlına yüz bin fusûl ola

Her âşıkın ki yâr ile oldu çirâ v üçün Ârif katında adı anun bu’l-Fuzûl ola

Yoktur nâsibi aşk-ı hakîkî cân ey gönülŞol salikin ki mürşidi nâkış ukûl ola

Ey hâlikin emanetini zâyî’eyleyen Lâyık durur adın ki zalûmen cehûl ola

Mi’râca çıktı rûh-ı Nesîmî burâk ileŞol lâşeden ne fâ’ide kim lâ-zelûl ola

391

Şol leb-i şîrîne yâ Rab ger şeker dersem n’olaŞol güneş tal’atlı aya ger kamer dersem n’ola

Âdemi nev’inde mislin görmemiş devr-i felek Şol cihetten ger sana hayrü’l-beşer dersem n’ola

Şol gül üzre dağılan anber sıfatlı sünbüle Anber ü reyhân aceb yâ müşk-i ter dersem n’ola

Bilmeyen aşkın tarikîn her habersiz gâfileÇün hidâyet bulmamış ger bî-haber dersem n’ola

Sessiz ey cân u cihân bir pula değmez kâ’inât Hîçe değmez nesneye ger şol kadar dersem n’ola

Ger yüzün ayın görene ey cihânın fitnesiŞübhesiz Hakkı gören sâhîb-nazar dersem n’ola

Kim ki Hakkı perdesiz yüzünde ey cân görmediBî-basîrettir ana ger bî-basar dersem n’ola

Nûr-ı îmândır cemâlin kim ki saddaknâ demezKâfir ü müşriktir ana dîv eger dirsem n’ola

Zülf ü ruhsârındır ey cân sûre-i Nûr u DühânGer bu ma’nîden ana şâm u seher dersem n’ola

Çün Nesîmînin makâmı Kâf imiş AnkâlayınŞol mu’allâ-kadre ger âlî-güher dersem n’ola

392

Bu ne kadd ü ne kâmettir ki benzer serv-i bâlâya Bu neçe hüsn-i sûrettir ki nûr ihsân eder aya

Ne hûrşîd-i münevverdir yüzün âlemde yâ Rab kimMelektir vâlih ü hayrân bu gün hüsn-i dil-ârâya

Kaşındır “kâbe kavseyn” gör ki esrârı ne muglaktırVelî bu sırrı ol bildi ki kurbân ola yâya

Lebin şol lâ’l-i ahmerdir dişin ol dürr-i gevherdirKi la’li toprağa saldı bıraktı dürri deryâya

Ruhun kimi müzeyyendir gül ile lâlenin rengiYanağın aksi düşmüştür meger kim verd-i hamrâya

Cihânın toprağı çünkü abîr ü anber olmuşturSabâ müşkîn saçın bûyun saçalı dâğ u sahrâya

Visâlin isteyen âşık aceb sevdâya düşmüştürCihân u cânı terk eyler düşer her kim bu sevdâya

Bu gün ey hûbların şâhı emîr-i dil-berân sensinHayâlin leşkeri verdi gönül şehrini yağmâya

Gözümden gerçi pinhândır Nesîmî sûreti yârınGörünen vechidir anun nazar kıldıkça her câya

393

Gel ey ser-keş nasîhattan bırak aklın kulağınaGözet kim neçe lezzetler verir cânın dimağına

Gel olma zâğ-veş ebter yegil tûtî kimi şekkerİşit bülbül neçe öter konuban gül budağına

Geçirdin ömrünü mühmel gerek ağla gerekse gülDahı elin irer degül anun firdevs bağına

Bu fânî dünyede bâkî kalma deyü gümân etme Yakîn bilgil fena yeli irer ömrün çirâğına

Vücûdun mülkünü oda dilersen yanmaya âkılAkıt aklın pınârının suyun dînin bu ağına

Ko geç bu dünyenin varın ve murdârdan yunup arınKi dîdâr göresin yârın bilip cennet burâğına

Şular kim yazın u kışın yemezler dâne-i teşvîşBırakmazlar gönül kuşun bu dünyânın tuzağına

Azık al bendini berkit gidersen bir yola sen kim

Azıksız yayalar doymaz bu dünyânın uzağına

İyi geldi yavuz gitti ne etti kendüye ettiNazar kılmadı kimsenin karasına vü ağına

Amelden nesnesi yoktur Nesîmî bu fenâ odaEli boşla yöneldi uş gider bâkî tuzağına

394

Ay ile gün sücûd eder sûret-i dil-âberâyineAy ile gün nedir kim ol düşmeye hâk-i pâyine

Câm-ı cihân-nümâdır ol sende iki cihânı gör Çün göresin sen olasın cân u cihânı âyine

Fa’il-i mutlakı bu gün her ki diler göre ayân Bak sen anun cemâline Hakkı göre mu’âyine

Âşık-ı sâdık ol durur Hak yoluna şehîd ola Hakk-ı dîni olur anun vermiş anun bahâyine

Yûsuf-ı Mısr-ı cân u dil ya’nî ki Fazl-ı zü’l-celâlGeldi safâ vü lutf ile şehr-i beden serâyine

Kıldı gedâ vücûdunu küllü kelîme vü kelâmRızk-ı hüsün budur ki şeh sundu bu gün gedâyine

Her kim ki Nesîmî tek sücûd Fazl-ı ilâha kılmadıDîv gibi bu gün anı bil ki bu yolda tayâna

395

Habîbâ firkatin saldı melâleKebâb oldu yüregüm misl-i lâle

Nasîb olmuş bana Haktan nigârâDilimde gece gündüz âh u nâle

Kaşın mihrâbına kıldım sücûd ben Velî münkir olan düştü dalâle

Boyun Tûbâ lehindir âb-ı KevserYüzün ta’ne eder şems ü hilâle

Rakîbin olmasın maksûdu hâsılElif tek kaddimi döndürdü dâle

Ben ol kavvâs tek cân terkin ettimSenin yüzündeki hatt ile hâle

Yer ile gök yaradılmazdan öndin Nesîmî âşık idi ol cemâle

396

Zâhidi zühd ile sanma ki harâbâta geleOkurum Mûsîyi kim Tûr-ı münâcata gele

Göğe Kur’âna urûc ede dedi Cebrâ’îlDemedi kim bu iki yüzüne atana gele

Kâdî işitmemişim kim vere fetvâ yüzüneBen imâmı görmüşüm secde kıla Lâta gele

Ben şehâdet getiririm yüzünü göriceğizMü’minin îmânı oldur ki şehâdâta gele

Sözü neyf oldu îmâmın yüzüne kıble dedimMüşrikin çarh-ı güvâhı kaçan isbâta gele

Dîv ola ki yüzünü göre gözünü yumaSanmanız sûfî kimi âşık-ı tâmâta gele

Zâtını bildi cihân cümle sıfât-ı ebedîBu sıfâtı bilen âdem bula yol zâta gele

Küntü kenzin ola ol ayni Nesîmî kimi uş Sî vü du mürg ola ki hatt-ı semâvâta gele

397

Derde müştâk olmayan kimdir ki dermân isteye Kabl-i mevti bilmeyen sen sanma kim cân isteye

Cevherî olmak gerektir cevheri bilmek gerek Her kimin gönlünde vardır kim vara kân isteye

Cân ile dünyâ vü ukbâ her kim ol terk etmediMüdde’îdir sanma kim ol vara cânân isteye

Hızr ile zulmâtını tanımayan hayvân kimi Ne bilir kim kanda vara âb-ı hayvân isteye

Her kim ol tanımadı kendi vücûdu şehrini Ol gedâ-himmet ne yoldan vara sultân isteye

Anberîn zülfü anun kim ki dolaştı boynuna Başı top olsun anun ger özge çevgân isteye

Zülfünün küfrün egerçi ehl-i Fazl îmân bilirEy Nesîmî sorma sen kim kâfir îmân isteye

398

Mevsim-i nev-rûz-ı nîsân âşıkâr oldu yineŞehrimiz şeyhı bu gün hoş bâde-hâr oldu yine

Gonceden gül baş çıkardı aldı yüzünden nikâb Bülbül-i şeydâ hatîb-i lâle-zâr oldu yine

Eski dünyâ yeni hil’at giydi bu mevsimde uşÇehremiz türlü bu gün nakş ü nigâr oldu yine

Nergisi gör câm ilendi mey sunar gâfillereCümlesin mest eyledi kendi humâr oldu yine

Bâde içmek revzada ger sen dilersen hûr ile Yâr elin tut bâhçeye gir nev-bahâr oldu yine

Sâkıyâ câmı getir kim ben uşattım tevbeyi Eski ta’lîmim benim bî-i’tibâr oldu yine

Sen Nesîmî râzını ey tan yeli yâre yetirSensizin hâlim perîşân bî-karâr oldu yine

399

Çün beyân oldu rumûz-ı alleme’l-esmâ bizeRûşen oldu nükte-i sırr-ı şeb-i esrâ bize

Zerre-i mihriz egerçi matla’-ı mihr olmuşuzKatre-i bahrız velîkin mevc urur deryâ bize

Bilmişiz dünyâ-yı fânînin nedir keyfiyyetiZâhir olmuştur hafâyâ âlem-i ukbâ bize

Sûfiyâ biz çekmeziz imrûz u ferdâ gussasınİbn-i vaktiz lâ-ceram imrûz olur ferdâ bize

Ümmehâtın zübdesiyiz halka meşhûr olmuşuz Şöyle zâtız kim bulunmaz bir dahı hem-tâ bize

Çâr unsurdur bizi sûrette kıldıran karâr Yoksa ma’nîde makâm-ı kurb-ı Haktır câ bize

Cennet-i dîdârdır maksûd-ı ehl-i ma’rifetBir nefes ansız gerekmez cennetü’l-me’vâ bize

Biz ki mânî gülşeninde söyleriz bülbül kimiHasret iltür lutf ile tutî-i şekker-hâ bize

Ey Nesîmî gâfil olma şol hümâyûn-pîşeyiz Kim kılar her dem tecellî Kâftan Ankâ bize

400

Yüzünü her kim ki gördü sûret-i rahmân dediLa’lini cân Hızra sordu çeşme-i hayvân dedi

Sûretin eşkâlini sordum emîn-i hazreteVahy-i mutlaktır ki gelmiş Haktan uş bürhân dedi

Kaynadı aşkın tenûru âlemi gark eylediGör ki tûfânı dedim aşkın budur Tûfân dedi

Kim ki kurbân kılmadı aşkına şîrîn cânınıAdı nâdândır bu yolda akl ana nâdân dedi

Rûha sordum sûretin tefsîrini harfen be-harfBen dahı şol sûretin şerhindeyim hayrân dedi

Ey nigârın sûretinden hâsılın nakş ü hayâl Derdimi sordum tabîbe sendedir dermân dedi

Küfrünü sordu bana zülfün fakîh ey cân dedimÂşıkın îmânıdır kâfir zehî îmân dedi

Ahsen-i sûrettir insân secde kıl insâna kimFa’büdû iyyâh ve’scüd hâliki’l-insân dedi

La’lini yâkûtu mercândır dedi aynın acebMenbâ-ı ervâha niçin ma’den-i mercân dedi

Tıfl imiş ma’nîde her kim şol güneş ruh-sârınaGabgâb-ı sîmîne top u zülfüne çevgân dedi

Sorma dârın hâlini minberde va’zın satanaDâra çıkmaz baş ene’l-hak ger dedi yalan dedi

Levh-ı mahfûzûn hûrûfu ya’nî kaş u kirpiginCümle Kur’ândır inan kim Hak budur Kur’ân dedi

Cân bana sordu cemâlin adını ey cân dedimLutf u ihsândır te’âlâ’llâh zehî ihsân dedi

Küntü kenzin sırrını sordum nigârın hattına

Zülfünün her târesi uş bendedir pinhân dedi

Ey likâdan ayrı düşmüş ernîyi terk eyle kimVâdî-i Makdesde ernî Mûsî-i Imrân dedi

Ger şehîd oldu Nesîmî dil-berin aşkında uş Kan bahâsı Haktır anun ol demez sübhân dedi

401

Leblerin şerbetine çeşme-i hayvân susadıSulu incilerine teşne kimi cân susadı

Şekerîn piste-i handânına kim susamayaSanma kim yalnız ana piste-i handân susadı

Anberîn sünbülünü kim sanemâ arzulamazVaslına lâle-i sîr-âb ile reyhân susadı

Sözünün dadına şîrîn-şeker oldu teşneNe şekerdir bu kim ana şekeristan susadı

Cevr ü bî-dâd ile döktü cigerim kanını yârŞöyle benzer ki ciger kanına cânân susadı

Neçe kahr eyleyesin âşıkına rahm eyle Ki senin rahmetine âşık-ı hayrân susadı

Sayrı oldum kerem et âşıkını sormağa gel Ki gönül vaslına ey derdime dermân susadı

Susadım vaslını görmeklige ey cân u cihânŞöyle kim Yûsuf için Ya’kûb-ı Ken’ân susadı

Salınıp nâz ile gel gel ki benim dîdelerimAyagın tozuna ey Husrev-i hûbân susadı

Gül kimi güle güle gel aradan perde götürKi yüzün görmegine dide-i giryân susadı

Ey Nesîmî sözünü tuhfe için bahra iletKim anun dikkatine dürr ile mercân susadı

402

Dün gece bir dil-ber ile ayşımız ma’mûr idiLîkin ol hûn-hâre gözler uykudan mahmûr idi

Gözlerin süzmüş vü üzmüş cânını âşıkların Asılı zülfünde yüz bin Şiblî vü Mansûr idi

Zülfü sübhâne’llezî esrâ bi’abdih âyetiYanağı üzre müselsel hatt ile mestûr idi

Hüsnü levhında yazılmış hûbların şâhı deyip Sümme enşe’nâhu halkan ahar-ı meşhûr idi

Sözlerimden zâhir oldu ey Mesîhâ mu’cizâtDudağından bir îşâret âşıka bin sûr idi

Boyu Tûbâ yüzü cennet âdeke’l-urcûn kaşıGözleri ve’n-necmi anun sinesi ve’t-tûr idi

Hem-nişîn idi Nesîmî dün gece bir yâr ileGönlü şâd u vakti hürrem meclisi pür-nûr idi

403

Sanemâ yüzün gülünden güle güle gül utandı Hacil eyledi dudağın şeker ü nebât ü kandı

Kara kaşların yayından bana kirpik okun atar Ala gözlerin meger kim yine kanıma susandı

Sitem etmek ile hâşâ ki gönül usana senden Kime aydayım kim anun siteminde cân usandı

Gözünü düzer süzersin dil ü câna kasd edersinBu nedir ki sen edersin çelebi bu gün efendi

Ne metâ’a kıymet etsem seni ey şikâr-ı devlet Ki cihân bahâsı değmez kılına saçın kemendi

Neçe nâz u şîve ilen oda yakasın cihânı Bu gün uykulu gözünden yine fitneler uyandı

Dün ü gün iki gözümden akıtır iner dâneCigerim kaniyle gör kim bu yüzüm ne hoş boyandı

Habeşî sûretli benler odu taptılar yanaktanNece yerde hâcibin der iseler oda sependi

Kara sünbülün nikâbı ki hicâbı düşmüş ayaGötür ey sanem yüzünden ki Nesîmî oda yandı

404

Sabâ zülfün nesîmînden cihânı cümle cân ettiDeminden gör sabâ zülfün ki ne cânlar revân etti

Boyundur Sidre vü Tûbâ yüzündür cennet ü hûrîHat u hâlin kelâm oldu bu esrârı beyân etti

Götürdü perde yüzünden yedu’llâh ey kamer-tal’atBu çok destâ ile gör kim ne ma’nîler ayân etti

Hat u hâlindir ey dil-ber ale’l-arşi’stevâ rahmânBudur şol müşkil âyet kim ukûli bî zebân etti

Yüzündür kıble-i îmân kaşınla kirpiğin Kur’ânBudur şol âb-ı hayvân kim lebinde Hak nihân etti

Ne gülşendir yüzün bâğı ki ra’nâ çiçeği anun Cihânı reng ü bûyundan dikensiz gülsitân etti

Abîr ü anber ü ûdun sınıkdı kadr ü bâzârıMu’anber zülfünü ta kim sabâ anber-feşân etti

Yaşıl levh üstüne Haktan yazıldı oniki âyetKaşın vahyi bu âyâtın rumûzun tercamân etti

Ruhun nârıdır ol âteş ki dûd-ı işti’alinden Kelîmu’llâh yol buldu vü Hak heft-âsmân etti

Kazâdır kaşların kavsi kaderdir kirpiğin sehmiBeni âmâç için aynın bu ma’nîden nişân etti

Mekân u kevne sığmaz çün kadimin zât-ı bî-misliNesîmî kâf u nûn oldu mekânın lâ-mekân etti

405

Gözlerim yârın gamından akıtır dür-dâneyiGamda yanar da’imâ gör âşık-ı pervâneyi

Cânını terk eyle kim bu yolda cânâ bulasınHer ki cân verdi bu yolda buldu ol cânâneyi

Naklini arz etme vâ’ız âşıka her dem-be-demÂşıkın hâlini bil koy bu uzun efsâneyi

Gel şarâb-ı hamrı nûş et içme her peymânedenTâ-ebed yârın gamından içmişim peymâneyi

Çün kim aydursun Hakı her yerde hâzırdır niçinFark edersin sen i gâfil mescid ü mey-hâneyi

Âdemi cennetten ırak eyleyen çün boğdadır

Neylesin çün kim yüzünde gördü müşkîn dâneyi

Genc-i ma’mûr eyleyen gönlümde yârın vaslıdırVasl ile ma’mûru buldun neylerim vîrâneyi

İsterim çünkü bulunmaz saçının her târesiGizlemiştir gâfil olma zülf-i müşk-efşâneyi

Zülfünün sevdâsı irdi âşık-ı dîvâneyeZülfüne kıldı mukayyed âşık-ı dîvâneyi

Ma’rifet satar gelir her ma’rifetsiz cânavarBâzârdır âşınâ bilme ko bu bîgâneyi

Hûb cemâlinden Nesîmî ebcedi kıldı tamâmOkudu andan götürdü sîn ü şîn-dendâneyi

406

Ne Tûbâdır boyun yâ Rab kim irdi Arşa balâsıNe sünbüldür saçın gör kim cihânı tuttu kavgası

Güneş tal’atlı yüzündür bu gün âlemde ey dil-berKi her ma’nîde kâmildir bulunmaz misl ü hemtâsı

Ne yağmâcı Mogol Çîndir gözün yâ Rab ki devrinde Yayılmıştır yasagından yedi iklîme yagmâsı

Sadeften gerçi ey dil-ber çıkar kıymetli incilerVelîkin özge cevherdir dişin lü’lü’-i lâlâsı

Cemâlin vaslını Haktan diler âlemde her âşıkVelî şol dürr-i meknûnun bulunmaz ka’r-ı deryâsı

Karadır giydiği ya gök hemîşe zâhidin yâ RabNe mâtem düşmüş ana kim tükenmez hiç anun yası

Şarab u şâhidin zikri dilimden gitmedi ta kimBeni sevdadan esritti nigârım ayn-ı şehlâsı

Riyalı zâhidin dâ’im işi tezvîr ü kavgâdırVelî kâr etmez ol dîvin bana tezvir ü kavgâsı

Kuli’llâhumme mâlik çün bana ta’vîz ü hirz olduHalas oldum yüvesvisden gider senden bu vesvâsı

Bu gün ferdâdan ey va’ız beni korkutma epsem durKi korkusuzdur ol ârif ki imrûz oldu ferdâsı

Yüzün levhında ey hûri ilâhi görmeyen gâfil

Yakîn kim gözgüsü anun yüzünden gitmemiş pası

Nesîmî çün beni buldu irişti cümle maksûdaMurâdı vasla hatm oldu tamâm oldu temennâsı

407

Vaslın acep ne cândır kim cân imiş bahâsıYüzün ne nûr imiş gör kim göz kırpar zıyâsı

Her kim seni demez kim rahmân sıfatlı Haksınİtirmiş ol kara gün Hak ile Hak-şinâsı

Nakkâşı nakş çinde hüsnünde gördü zâhir Gözgüsünün yüzünden her kim giderdi pası

Cemşîd-i âlem odur ma’nîde ey kamer kimFerhunde sûretindir câm-ı cihân-nümâsı

Mestâne gözlerinden düştü cihâna kavgâAğın mı desem anun ya gözleri karası

Ala gözünde Hak çün yazmış on iki âyetUş Mushaf uşta tefsîr uş aynımın alası

Ey zâhid uşta meydân fâş oldu reng-i vahdetTerk eyle âlini kim bu reng imiş boyası

Sûfî boyandı ala âlinden olma gâfilNiçin ki ali çoktur zerk ehlinin libâsı

Hûbûn yüzüne bakmak zâhid hatâdır aydurFikri hatâdır anun egri durur kıyâsı

Dünyâ vü âhirette âzâd idim elif tekÇekti beni belayâ bâlâsının belâsı

Senden seni Nesîmî çün istedi vü bulduBildi ki Hak katında makbûl imiş du’âsı

408

Yâra kılan cefâyı çün yâra kılar cefâsınıEy dil anun cefâsına katlan unut vefâsını

Kim ki irişmek istedi yüce boyun visâlineOldu hemîşe farz ana çekmek anun belâsını

Derd ile hoş geç ey gönül gamdan usanma da’îmaÂşık-ı derd-mendine derdi veren devâsını

Zülf ü kaşın karasına vermişim ey sanem gönülBilmemiş ol yüzü kara zülf kaşın karasını

Vasl u firâka vâsıta çünkü kaderdir ey gönülCehd ile kimse kaderin men’edemez kazâsını

Kevn ü mekâna vaslını kıymet ilen bahâ kılanYoktur anun yüzünde nûr bilmez anun bahâsını

Tâ bileler ki âm imiş âleme feyzin ey güneşYerde vü gökde gösterir mihr-i ruhun zıyâsını

Ka’be yüzündür ey sanem yüzüne secde eylerimHâcısıyın bu ka’benin ben bilirim safâsını

Âyinesinde sûretin nakşını görmeyen ayânÂyineden gidermemiş ol kara günlü pasını

Cânıma şol ala gözün eylediği cefâlarıOl ne bilir ki görmemiş gözlerinin alasını

Zülf-i dütâsını anun kevn ü mekâna ey gönülAl vü iki cihâna sen verme bir ince tâsını

Gerçi âtasıdır cefâ âşıka şol vefâsızınCân ile ister ey gönül âşık anun atasını

Çîn ü Hıyata sûretin nakşını gönder ey sanemTâ büt-i Çîne tapanın gösteresin hatâsını

Gerçi sözü Nesîmînin kâbil-i kîmiyâ imişTaş u hadîde sanma kim harc ide kîmiyâsını

409

Ey kılan da’vî şâhım adl ü insâfın kanıGer safâ elinden oldun meşreb-i sâfın kanı

Her kuşun olmaz sa’âdetli Hümâ tek gölgesiÇünkü Sîmurgum der isen lâ-mekân Kâfın kanı

Ratb ile yâbis ne kim var âdemin zâtındadırGer sen onun nüshasısan ratb ile câfın kanı

Ehl-i ırfânın yeri ukbâda çün a’râf imişÇün bu âriflerden oldun urf u a’râfın kanı

Muhtesib bâzâra geldi Hakkı bâtıldan geçer

Kalbim arıdır diyen şol doğru sarrâfın kanı

Kâf u nûn emrinden oldu mâ-yekûn mâ-kân ileGer bu levhin ebcedisen nûn ile kâfın kanı

Lutf eger Haktan umarsan göster ihsân lutf kılLutf u ihsânından uman yâra eltâfın kanı

Başımı top eyledim meydâna girdim oynarımEy bu meydândan kaçan şol urduğun lâfın kanı

Ey Nesîmî şeş cihetten çün ulaştın yâr ileBî-cihât oldu hudûdun yoktur etrâfın kanı

410

Tâ sünbül-i gül-pûşun gül-ber-i tere düşdiYüz fitne her ucundan devr-i kamere düşdi

Şol gamze sihâmından cânıma bir ok attınOl oku ki attın sen yanmış cigere düşdi

Her kim diledi görmek dîdârını güneş tekBî-sabr u karâr oldu her bâm u dere düşdi

Anber kokusu tuttu yer yüzün ser-tâ-serTâ turraların buyu bâd-ı sehere düşdi

Kirpiklerinin sırrını sâhib-nazara sor kimPeyveste anun sehmi sâhib-nazara düşdi

Her kim haberin söyler şîrîn dudağın yâ RabŞol mümteni’u’l-cevher kimden habere düşdi

Şîrîn lebini bir gün gül-şekkere şerh ettimEl yakaya urdu gül efgân şekere düşdi

İnce belinin çün kim bil kılca vücûdu yokTöhmet arada niçin zerrîn kemere düşdi

Aks-i gül-i renginin düşdi mey-i gül-rengeSâgar dedi ene’l-hak mey şûr u şere düşdi

Tûbâya nazar kılmak uçmakta bana düşmezNiçin ki benim gönlüm şol sîm-bere düşdi

Ey şem’ Nesîmî tek niçin cigerin yanarSen dahı meger gönlün şol tâc-ı sere düşdi

411

Ey bâd-ı sabâ benden ilet yâra selâmıŞol gamzeleri arbedeci aynı harâmî

Müştâka nedir çâre bana bildir anı kimGel fursat ola yâra değirmek bu peyâmı

Yandırdı beni yandırıcı firkati anunBir dahı kanı kim görem ol mâh-ı tamâmı

Ol levhdir ey yüzü kamer gül yanagın kimRûhu’l-Kudüs ol levhden indirdi kelâmı

Ma’nîde yüzün kıblesi ol ârif imiş kimYüzündür anun kıblesi vü aynindir îmâmı

Maksûdu kimin kim iki âlemde ne sensinMaksûdunu itirdi vü feth olmadı kâmı

Bezminde ezel sâkîsı la’lin bana sunmuşOl bâdeyi kim Rûh-ı kudusdür kiçi câmı

Vaslın ebedî baht imiş ammâ nideyim kimDevrânı degil bâkî vü peyveste devâmı

Nâmûsa beni da’vet eder nâsıh u nâmeEy hâce nider âşık olan neng ile nâmı

Gül-gûn yanagın levhıdır ol levh-ı varak kimGökten melek indirdi getirdi bu peyâmı

Hüsnün kuludur Husrev-i seyyâre ilen ayEy la’line cân bende vü yazuklu gulâmı

Vasfında Nesîmî sözünü arşa çıkardıHansı sadefin incisi buldu bu nizâmı

Zülfünden ü hâlinden anun ayrıyım ayrıEy Hak ban ver sen yine ol dâne vü dâmı

412

Acebâ bu hûri yüzlü meh-i bedr yâ perî miBoyu serv-i büstânî yanağı gül-i tarî mi

Leb-i cân-fezâ-yı la’lin vurur âb-ı Hızra ta’neBu şeker dudaklı ya’nî sözü şöyle şekkerî mi

Düşerim oda göricek bu melek-nijâd hûru

Acebâ bu Çîn bütünün yüzü nakş-ı Azerî mi

Arıdan safâ suyundan şekeri şîrîn lebidirHacil eyleyen gül-âb-ı gülü ârızı deri mi

Bu teselsül ile devri düşürür meh-i tamâmaŞem-i Kadr gölgesi yâ iki zülf çenberi mi

Geceler gözü hayâli getirir gözüme şeb-hûnBu gözü hârâmi câdû kaş yây olan çeri mi

Göz ü kuş u zülf ü hâli bu cihânı taladılarKamu bu emîr-i hüsnün sipehi vü leşkeri mi

Dökülür söze gelicek dür-i lü’lü’ leblerindenAceb ol sadef dehânın dişi nazm-ı cevherî mi

Saçı ile hem-dem olmuş bu şikeste-dil NesîmîGel eger inanmaz isen demi gör ki anberî mi

413

Apardın gönlümü benden bu gün ol cennetin hûrıGötür perde cemâlinden ki sensin aynının nûrı

Bu gün yevmü’-hicâb oldu yüzün devrinden ey meh-rûKi çün koptu kıyâmet görebilmezler meger şûrı

Firâk u mihnet-i hicrin yakıptır gönlümün şehrinNola bir kez visâlinden yapasın beyt-i ma’mûrı

Münâcât ederim dün gün senin devletin kûyundaYüzün nûr-ı tecellîdir dahı ben neylerim Tûrı

Saçın hablü’l-metîninden ne gam ger boynuma taksanSenin mi’râc-ı zülfünden asılmış gör bu Mansûrı

Şehâ la’lin şarâbından Nesîmî şöyle ser-hoşdurKim oldı vâlih ü hayrân dilemez âb-ı engûrı

414

Meger müşkîn saçın bûyu nesîm-i subha yâr oldıKi cân-perver demi anun saçın tek müşk-bâr oldı

Yüzün devrinde ey hûrî cemâl ü hüsn ile her kim Kamer tek düştü da’vâya yüzünden şerm-sâr oldı

Hilâlin kâbe kavseyni ne kudret kavs imiş yâ RabKi kurbân oldu ol yaya cihân u cân şikâr oldı

Yüzünden kim ki şeytân tek hidâyet bulmadı nûraEzelden tâ-ebed şeksiz la’in ü ehl-i nâr oldı

Egerçi firkatin kışdır li el-berdü adüvvüd-dînHaka minnet ki vaslından gül açıldı bahâr oldı

Ne Tûbâdır boyun yâ Rab ki serv ana sücûd eylerNe kevserdir aceb la’lin ki hamrı bî-humâr oldı

Sulu incilerin dürcü kodu endîşeler adınMeger endîşenin aynı lebin devrinde var oldı

Sıyamın ayıdır yüzün saçın Kadr uşta Hak tanıkGel ey vahyi bilen ârif ki Kur’ân âşkâr oldı

Saçın kâlû belâ remzin neden fâş eyledi halkaMeger kavl ü karârından karârı bî-karâr oldı

Rumûz-ı Leyletü’l-esrâ gel ey sâlik işit bendenKi ol bildi bu remzi kim emîn-i kirdigâr oldı

Hisâbın sâ’ati geldi ne sayarsın ne sanarsınŞumârın sağışın bil kim hisâbın bî-şumâr oldı

Vücûdun şehrini feth et emîr ü şehr-i yâr ol kimBu şehri kim ki feth etti emîr ü şehr-i yâr oldı

Ben ol Mansûrum ey ârif ki Haktan bulmuşum nusretEne’l-hak söylerim niçin ki ömrüm pây-dâr oldı

Hüve’l-evvel hüve’l-âhır gider senden ikilik kimNesîmî yâr ile çün kim ulaştı külli yâr oldı

415

Görklü yüzün ayından âlem münevver oldıŞîrîn sözün katında şekker mükerrer oldı

Şîrîn lebini her kim getirdi dile andıŞol sâ’at ol şîrîn söz ağzından şekker oldı

Müşkîn saçın gubârı yoldaş olalı yeleCennet kimi cihânın toprağı anber oldı

Zülfün karangusunda yol ister idi gönlümYüzün çirâğı ana lutf etti reh-ber oldı

Şol uykulu gözünden koptu meger kıyâmet

K’âfâk fitnesinden pür-şûr u pür-şer oldı

Yalancı müdde’înin kalbini at ocağaÂşıktır ol kişi kim kâmil mihekk zer oldı

Toprak olalı sanma kim düştü cevherindenToprak iken Nesîmî gör kim ne cevher oldı

416

Hüsnüne sübhânehû kim ki şehîd olmadıTâli’ u bahtı anun bil ki sa’id olmadı

Hüsnüne ey nûr-ı Hak secde kılan tâ-ebedAdı melektir anun dîv-i pelîd olmadı

Sıdk ile her kimse kim tutmadı aşkın yolunSâlik ü ârif değil şeyh u reşîd olmadı

Hamd ü sipâs eylerim hüsnüne ey bî-bedelHüsnüne hamd eyleyen gayra hamîd olmadı

Sûret-i rahmanı bil arşını gel tanı kimBilmeyen ol sûreti arş-ı mecîd olmadı

Saltanatın zevkını âşıka sor sen anıİsmi melik abde kim aşka abîd olmadı

Keşf ü kirâmât ile menzilet-i evliyâBulmayısar her kim aşka mürîd olmadı

Her gecesi her günü Kadr ile bayram olurVaslına her kim karîb oldu ba’id olmadı

Nahnü kasemnâda Hak her ne ki kasem eylediZerrece ol kısmete naks u mezîd olmadı

Gerçi saçın vasfıdır zıll-ı medîd ey güneşZâhide şol cennetin zıllı medîd olmadı

Uğramadı âhımın âteşi ol câna kimŞol güneşin tâbına cismi kadîd olmadı

İnne azâbî şedidâyet-i hicrân imişŞiddet-i hicrin haçan sa’bu şedîd olmadı

Kim ki Nesîmî kimi olmadı ferd-i vâhidVâhid-i mutlak değil zât-ı vâhid olmadı

417

Nâr-ı cahîme ta’n eder aşk odunun harâretiÂrif isen gel ey gönül bil bu dakîk işareti

Dünyede câvidân evi kimse için yapılmadıGeç bu göçer harâbeden koy bu fenâ imâreti

Saltanat u imârete aşk ile tekyelenme kimBeş gün imiş bu dünyenin saltanat u emâreti

Süflî cihâna vermedi gönlünü şol ki bildi kimMihnet ü renc imiş anun tahtile vü vezâreti

Ka’be içinde görmeyen şol sanemi mu’âyeneHiç imiş ol safâsızın sa’yi ile ziyâreti

İnceden incedir bu söz fa’teberû ki kendüdenDahl edemez bu mantıka her kişinin abareti

Kim ki bu bahra dalmadı mâen tahûru bilmediTayib ü tâhir olmadı yoktur anun tahâreti

Zerk u riyâ tarîkına varma vü nefse uyma kimKimseye assı eylemez şol seferin ticâreti

Halk ile emr-i kün fekân zât ü sıfâtıdır anunHakkı bu resme bilmeyen bağlı imiş besâreti

Vech ile gamzesi anun aklımı gâret eylediKimse bu resme görmedi kâfir içinde gâreti

Verdi Nesîmî cânını vasl-ı ruhun bahâsınaGör bu şirâ vü bey’ı kim yoktur anun hasareti

418

Şerbetin acı firkatin nûş ederim şeker kimiCânımı tutmuşum gamın karşısına siper kimi

Yakma beni firâk ilen çünkü ben ey yüzü kamerHâlis ü muhlis olmuşum aşk-ı ruhunda zer kimi

Kurmağa koyma yâyını salma beni firâka kimDoğramış okları anun yüregini sihir kimi

Tâ göreler ki mağribin güneşi doğdu ey kamerTarf-ı nikâbını götür halka görün kamer kimi

Kim ki melek kimi sana kılmadı secde ey sanem

Tâ-ebed adı dîv imiş münkir-i bî-basar kimi

Gerçi hidâyet eyledi Mûsîye nâr ilen şecerÂşıka hadîdir yüzün nûruna ol şecer kimi

Sıdk u safa vü zevk ilen Hakk’a ulaş vü vâsıl olZann u gümâna muhtemil olma eger meger kimi

Senden ezelde ey kamer âşıka geldi bir haberBir dahı senden isterim ancılayın haber kimi

Hâl ü hatın Nesîmîyi oda bıraktı yandırırGör ki ne hoş tüter kokar ûd ile müşk-i ter kimi

419

Cennet-i adn imiş yüzün uşta lebinde KevseriKadr ü Berât imiş saçın hâl ü hatın melekleri

Gâliye-bû saçınla çün cân ile vuslat etmişimÇin ü Tatarı bulmuşum ûd ile müşk ü anberi

Ma’den-ı ruh eger desem leblerine aceb değilCevheri cevherî bilir sen bana sor bu cevheri

Hüsn ü cemâl ü sûretin kıblecir uş bu ma’nîdenSûretine sücûd eder ay ile şems-i haveri

Cân ile kim ki gönlünü aşkına kılmadı vatanDîve müsellem eyledi memleket-i Sikenderi

Dâ’iresinde sünbülün nokta güneştir ay ileGör ne imiş bu noktanın dâ’ire-i müdevveri

Levh-ı zamîre aşkını subh-ı ezelde yazmışımMahv edemez bu safhadan kimse bu nakş-ı peykeri

Kişver-i emn ü âfiyet ma’rifetin cihânıdırEy melik-i zamâne gel feth ede gör bu kişveri

Haşr ü hisâb ü mahşere kâ’il isen gel uşta görHalkalarında zülfünün şol arasât u mahşeri

Yüzüne karşı ey melek hüsnünü ögme kim anaAy ile gün sücûd eder anda perî döker perî

Dil-berî eyle ey gönül geç kamudan ki kamudanEylemeyince dil berî bulmadı kimse dil-beri

Gül-şekeri ne vech ile benzedeyim dudağına

Kim hacil eyledi lebin gül-şeker ile şekkeri

Aşk eteğin tut ey gönül at başını ayağınaGör ne derim sana işit aşka yapışma ser-serî

Çekti saçın Nesîmîyi çenber-i aşka neylesinÇenber anundur oynasın devr-i kamerde çenberi

420

Ey nâfe-i Çin saçın siyâhıHüsnün deli kıydı mihr ü mâhı

Şakku’l-kamer ile istivâdanŞerh eyle bu sırrını ke-mâ-hî

Maksûduna bulmadı hidâyetHer kimse bilmedi bu râhı

Misli vü nazîri yoktur anunVasfında ne söyleyem ilâhî

Şol başa ki tâc-ı devlet indiNeyler kameri nider külâhı

Ger ni’met-i câvidân dilersenHayvânlara koy bu âb u kâhı

Ey aşka güneh diyen güneh-kârTerk eylemezem ben ol günâhı

Sultandır iki cihânda ol kimHak oldu anun püşt ü penâhı

Ey aşka adû vü hüsne münkirTezvîr ile çekme bunca âhı

Çün vahdete buldu yol muvahhidCerh oldu bu müşrikin güvâhı

Mahv oldu Nesîmî aşk içinde Deryâ-yı muhîta düştü mahî

421

Bahr-ı muhît imiş gönül yoktur anun kenâresiLa’lile selsebil imiş âb ile seng-hâresi

Fânî-i mutlak olmuşum Hak ileyim Hak olmuşumKim ki Hakı diler budur çâresi uşta çâresi

Şa’şa’sında mahv olur ay ile gün bu ZühreninGör ki ne âfitâb imiş şol felegin sitâresi

Kirpiğin hadengine uğradı hasta yüregimEy bu oka inanmayan uş cigerimde yâresi

Sırr-ı elestü rabbikum çünkü götürdü perdeyiZâhide assı eylemez hırka-i pâre pâresi

Turrasının cefâları sagışa gelmez ey gönülSen bu şumâre düşme kim ben bilirim şumâresi

Hansı hezâreden durur gamzeleri bölüklü kimDurmaz anun hadengine bin çerinin hezâresi

Cân u cihâna zülfünün târesin al u verme kimVersen ucuz ola henüz cân u cihâna târesi

Aşka ezelde vermişim ücrete gönlümün evinŞer’ ile kimse tâ-ebed fesh edemez icâresi

Kaşlarının rumûzuna akl iremez NesîmîyâGör ne kadar dakîk imiş kaşlarının işâresi

422

Merhabâ ey bahr-ı zâtın gevher-i yek-dânesiŞem’-i vahdettir cemâlin kün fekan pervânesi

Tâ-ebed hüsnün önünde secde-i şükr eylerimEy cemâlin ka’be sensin küntü kenzin hânesi

Kim ki gavvâs oldu buldu vahdetin bahrında dürÂlemin cismi sadeftir sûretin dür-dânesi

Ey bana müşkîn saçından gönlünü kurtar diyenHansı âkıldır selâsilden çıkar dîvânesi

Zâhidin efsânesin koy söyle aşlın hâliniÂşıkın sem’ına sıgmaz zâhidin efsânesi

Gözleri sevdâ meyinden âlemi mest eylediGör ne meyden esrimiştir nergis-i mestânesi

Dil-berin la’li ezel bezminde içirmiş banaŞol meyi kim nüh-felektir kem-terîn peymânesi

Çünkü vîrân gönlüm ey cân mesken oldu aşkına

İstemez ayruk îmâret gönlümün vîrânesi Ey bu şeydâ gönlümün derdin soran her dem banaDerdini bildirmez illâ aşk oduna yanası

Cânımı şükrâne verdim şol nigârın vaslınaDüşmedi lâyık dirîğâ vaslının şükrânesi

Mü’minin ka’be yeridir kâfirin büt-hânedirÂşıkın dost eşiğidir ka’be vü büt-hânesi

Buldu la’linden Nesîmî nefha-i Rûhu’l-KudüsEy Nesîmînin hayâtı cânının cânânesi

423

Merhabâ insân-ı kâmil cânımın cânânesiÂlemin cismi sadeftir sen misin dür-dânesi

Vechinin Seb’a’l-mesanî okuyan günden beriGör ki ne dîvâne düşmüş âşıkın dîvânesi

Tâ sekâhüm şerbetinden içti bu hasta gönülSeyr-i ev ednâyı buldu kaynadı hum-hânesi

Çün bize ma’lûm oluptur ma’nî-i Ümmü’l-KitâbÂrifim sem’ıma sığmaz zâhidin efsânesi

Şol Hızır bî-çâre içmiş âb-ı hayvân dedilerTâ lebin aynına irmez yoktur anun hânesi

Ahsen-i takvîmi bilen çün ene’l-hak demesinBes neden ber-dâr oluptur Mansûrun dîvânesi

Kâfirin büt-hânesi var mü’minin beytü’l-harâmÂşıkın yâr eşiğidir ka’be vü büt-hânesi

Şem’-i vahdettir cemâlin sohbeti rûşen kılarKarşıda hoş hoş yanadır Seyyidin pervânesi

424

Cemâlindir bu rencûrun şifâsıŞifâ’ü’l-kalb mahbûbun likâsı

Kaşındır vahy ü aynın âyetu’llâhNehâr u leyl anun ağ u karası

Visâlin zevkını şol cân bilir kimAnun cânındadır aşkın belâsı

Cem ol ârifdir ey dil-ber kim olduYüzün âyîne-i gîtî-nümâsı

Alası gözlerin âfâkı tuttuNe âl eyler aceb aynın alası

Gel ey âşık şehîd ol aşk içindeKi Hakdır ol şehîdin kan bahâsı

Riyâyî zâhid eyler aşka inkârGörün şol münkirin zerk u riyâsı

Fakîh âdem katında secde kılmazMeger şeytândır ol şûmun Hudâsı

Kıyamet koptu ey tâcir zeru’l-bey’Ki yoktur ol günün bey’ u şirâsı

Eger sâfîsen ey sûfî giy atlasKi bî-kadr oldu tâmâtın libâsı

Nesîmîdir vücûd-ı ferd-i mutlakBu tevhîdin ehaddandır esâsı

425

Ene’l-hak söylerim Haktan ale’l-arşi’stevâ geldiYüzündür sûre-i Rahmân ale’r-rahmân alâ geldi

Misâl-i ka’bedir yüzün felâ ted’ u ma’a’llâhıÇü yetmiş yidi harf oldu yüzünden kâfhâ geldi

Otuz iki hûrûfu kim yüzünden Hak ayân ettiBeşâret bu idi Haktan hatından tâ vü hâ geldi

Yüzünde geri heft âyet okurum min kelâmi’llâhSalât ansız kabûl olmaz ki Haktan bu nidâ geldi

Sücûda gelmedi şeytân hidâyet bulmadı nûraSana her kim sücûd etti ana Haktan nidâ geldi

Ben ol Mansûra ey ârif ki da’îm söylerim yâ hûBeni ber-dâr eden Haktır bu dâr uş Mansûra geldi

Dem-i Îsâ kimi nutkun hayât u cân verir her demHaka minnet ki vaslından hayât-ı cân-fezâ geldi

Saçından keşf olur her dem bana ahd ü vefâ-bûyu

Saçın ahd ü vefâsından bana ahd ü vefâ geldi

Nesîmî buldu la’linden hayât-ı çeşme-i hayvânKi Hızr âbını içen şeksiz hayât-ı cân-bekâ geldi

426

El-minnetü li’llâh ki bu gün yâr ele girdi Gönlüm dileyen dil-ber ü dil-dâr ele girdi

Nâ-mahreme fâş etme benim sırrım ilâhîMa’nîsi bu kim mahrem-i esrar ele girdi

Gel la’l-i lebin şekkerini kasıd ilet kimOl la’l-i lebi tenk şeker-bar ele girdi

Gel fursat ele girmiş iken anı kaçırmaAğyârı helâk eyle ki dil-dâr ele girdi

Ey Mûsî eger yüzüne müştâk isen anunİtirme tecellîyi ki didâr ele girdi

Âh etme dahı derd ile ey bülbül-i âşıkÇün irdi bahâr gülşen-i gülzâr ele girdi

Mat etti saçın bûyu bu gün müşk-i TatârıOl bûyî saçan nâfe-i Tatâr ele girdi

Mahbûb-ı emin yâr-ı ebed buldu NesîmîŞükr eyle kim yâr-ı vefâ-dâr ele girdi

427

Yüzün vahyi bize bürhân iriştiYüzünden te’vîl-i Fürkân irişti

Yüzündür Hak kitâbı vahy-i mürselZehî devlet sana kandan irişti

Kaşınla kirpiğin Turân dağındaNeçe bir Mûsî-i İmrân irişti

Âşık öz derdine çün buldu dermânHezârân hikmet-i Lokmân irişti

Bekâ-yı mutlak oldum aşk içindeEzelden çün tene ol cân irişti

İtürme Mısırını sen ey NesîmîÇü Mısra Yûsuf-ı Ken’ân irişti

428

Vücûd-ı Mustafâ esmâ değil miBu sırrı bilmeyen a’mâ değil miMüsemmâdır hafâ-yı kenz-i mahfîŞuhûd-ı kenz-i hak ahfâ değil mi

Kitâb-ı hel etâ vü sırr-ı tenzîlKaşınla zülfün ev ednâ değil mi

Tekerrab yâ habîb el-Hakku minhüVücûdun mescid-i Aksa degil mi

Semâvât ile erzıyyâtı bil kimMedâr-ı lâm u bî a’lâ degil mi

Zuhûr-ı nûr-ı İbrâhim ü Hâşım Be-dîn-i Mustafâ edhâ degil mi

Tecellî-i cemâl-i la-mekânıMesâf-ı Hak yüzün esfâ degil mi

Temennâ-yı likâ-yı Hak te’âlâMezâhir kıblesi evlâ degil mi

Cemâl-i Mustafâ gördü NesîmîYüzün evhâ ve ma evhâ değil mi

429

Her dü âlem serverisiz yâ Muhammed yâ Alî Cümlenin hem mihterisiz yâ Muhammed yâ Alî

Hâdî-i rahmân çü sizsiz her dü âlemde bu günCümle nâzır manzarısız yâ Muhammed yâ Alî

Du cihânın âfitâb u mâh-tâb u şem’ısızZulmetin hem enverisiz yâ Muhammed yâ Alî

Şânınızda geldi hem tâhâ ve yâsîn hel etâVe’d-duhânun defterisiz yâ Muhammed yâ Alî

Ayet-i lev-lâk ilen hem lâ-fetânın ma’nîsiLahmike lahmî yerisiz yâ Muhammed yâ Alî

Emr-i ma’rûfun beyânı sizden oldu âşkârNehy işlerden berîsiz yâ Muhammed yâ Alî

Dürr-i şeh-vâr ile gevher nutkunuzdur bî-gümân

Lâ-mekânın cevherisiz yâ Muhammed yâ Alî

Ol zamân kim kıldınız cümcümeyi ihyâ edenPâdişâh-ı Berberîsiz yâ Muhammed yâ Alî

Hayberiler tek zeberdestî yine katl eyleyenÖldüren hem Anterîsiz yâ Muhammed yâ Alî

Tanlagı günde şefâ’at hem yine sizden olurHem Resûl ü Haydarîsız yâ Muhammed yâ Alî

Fâtıma Zehrâ betül-i kurratü’l aynı resulBâb-ı Şeberr ü Şebîrsiz yâ Muhammed yâ Alî

Şâh Zeynü’l-Âbidîndir ol imâm-ı reh-nümâŞâh Bâkır Ca’ferısiz yâ Muhammed yâ Alî

Musî-i Kâzım îmâm ü hem Rızâ vü hem TakiHem Alî-i Askerîsiz yâ Muhammed yâ Alî

Mehdî-i sâhib-zamândır Hâdî-i rahman bu günEvvel ü hem âhırısız yâ Muhammed yâ Alî

Tanlağı günde şefâ’at sizden umar hâs u âmŞâh-ı yevmü’l-mahşerîsiz yâ Muhammed yâ Alî

Ma’den-i sıdk u safâ vü hem yine lutf u keremHem sadefin cevherîsîz yâ Muhammed yâ Alî

Bu fakîr-i bî-nevâ sizden umar her dem devâLutf ile ihsân verisiz yâ Muhammed yâ Alî

Bu Nesîmî pür-zebândır vasfınızda neylesinGece gündüz sözlerisiz yâ Muhammed yâ Alî

430

Ey yüzün nûr-ı zât-ı YezdâniVey ruhundur sıfât-ı rahmânî

Kirpiğin kaş u zülf ü ruh-sârınHak kelâmıdır oku Kur’ânı

Levh-ı mahfûz-ı Hak ala’l-tahkîkÂdemi bil eğer zi-insânî

Kâbe kavseyn ile Müselmân olAllâh Allâh budur Müselmânî

Küfr-i zülfün sevâdına îmân

Getire buldu nûr-ı îmânı

Leb-i lâ’linden içen âb-ı hayâtNide zulmette âb-ı hayvânı

Yüzünün huldü ravza-i RıdvânCennet-i Adn etmiş gülistânı

Uyma şeytâna nefsini öldürOdlara yakma tâ-ebed cânı

Câna gir gör cemâl-i cânanaKalmayân câna buldu cânanı

Sırr-ı sübhâne’llezî esrâYazdı vechinde dost-ı Rabbânî

Secde kıl Âdeme ferişte gibiSen tekebbürden olma şeytânî

Gel bu gün fânî ol bekâ bulasınTanla sûd eylemez peşîmânî

Ay u gün secde kıldılar yüzüneEy cemâl ile Yûsuf-ı sânî

İhtiyâr eyle fakrı dervîş olFakrı bil tâc ü taht-ı sultânî

Fazl-ı Haktan Nesîmî indi sanaMilket-i hâtem-i Süleymânî

431

Oldum nigerân âşık-ı hayrân-ı fülânîSad bunculayın hasata be-kurbân-ı fülânî

Billâh ser ü cân cümle be-şükrâne vereydimGer olsa idim bir gece mihmân-ı fülânî

Bağrımı diler nâvek-i müjgân ile her demKanını döker sihr ile çeşmân-ı fülânî

Baştan ayağa külli vücûdum oda yandıYâ Rab yaraya derdime dermân-ı fülânî

Şâhın kuluyum eylemişim yüz keret ikrârBel bağlamışım bende be-fermân-ı fülânî

Sundum elimi dâmenine bes ki tutuptum

Bağladı kapu koymadı der-bân-ı fülânî

Anber saçılır zülfüne ger şâne kılarsaŞekker dökülür ez-leb ü dendân-ı fülânî

Bu şehri koyup uşta gider Hasta NesîmîBed-nâm-ı cihân oldu be-devrân-ı fülânî

432

Revâ mıdır revâ mıdır habîbiKi oda yandırırsın ben garîbi

Beni bu derd-i aşka sen bıraktınYine sensin bu derdimin tabîbi

Cemâlin gülşeninden hâşe li’llâhKi mahrum gönderesin andelîbi

Kaşın mihrâbına baş koymayanlarMeger boynunda bağlıdır salîbi

Yolundan dönmezem kesmem ümîdiVelî senden kesebilmem rakîbi

Yazar kirpiklerin nasrun mina’llâhOkur dudakların fethan karîbi

Nesîmînin bu hûblar arasındanCefâ vü derd imiş anun nasîbi

433

Zülfün gecesi Kadr durur al yanağın ayMi’râc yüzünden sidre Boyun kaşın iki yay

Âlemde seni kıldı gönül kendüye maksûdFikri ne ulu nesne zehî akl u zehî rây

Endîşe ile aklım iki âlemi gezdiSensiz neçe kim istediler bulmadılar cây

Her kim ki saçın küfrüne ikrâr getirmezMü’min degil ol dînin itirmiş ana çok vay

Ol başı ki baht eylemedi aşkına kurbânDeğmez ayağın tozuna ey serv-i dil-ârây

Mutrıb kimi her zerre ene’l-hak deyü söylerEy nâra giriftâr oluban dur yine çâl nây

Zâtında Nesîmî degil ol zât kim anunMislin göresin yâ bulasın zatına hem-tây

434

Cemâlin kıble-i îmân değil miVücûdun mahzar-ı insân değil mi

Budur Arş-ı muhît-i kul hüva’llâhKişi kim bilmedi hayvân değil mi

Kamu çarh-ı felek ser-geşte hayrânSenin şehrinde ser-gerdân değil mi

Alî sırrın ne bilsin her münafıkMünâfık kıblesi şeytân değil mi

Amâ günü tecellî eyledi uşGüneş devrinde hoş devrân değil mi

Kamu âlem kitâb-ı kul kefâdırCemâlin kâf ve’l-Kur’ân değil mi

Cemâlin gülşenidir zülf-i mahbûbBenî Âdem kamu hayrân değil mi

Namaz u zikr ü tesbîh u ibâdetSaçın küfründe hoş pinhân değil mi

Vücûd-ı Mutlakiden oldu ÂdemRisâlet kapısı Fürkân değil mi

Mukallid çünkü bilmez ilm-i tevhîdMuvahhid olmayan nâdân değil mi

Nesîmî sırr-ı er-rahmân ü tâhâOluptur ortada mizân değil mi

435

Tâ gördü güneş ay yüzünü der-be-der oldıBedr aya zevâl irdi vü devr-i kamer oldı

Şimşâd-ı kadin kıldı irem bâgına cevlânServ ana esîr oldu vü benden beter oldı

Ol jâle ki düştü gül-i ruh-sârınız üsteBir katre yağış tamdı vü yüz lâle ter oldı

Ârif içiren cür’ayı ey husrev-i hübânÂlem diline düştü vü sâhib-nazar oldı

Çün gördü Nesîmî yüzünü zülfe ulaşmış Bildi şeb-i hicrânını vakt-ı seher oldı

436

Gel gör seni seven âşıkın derd ü âhınıŞevkından âh eder eritir seng ü âheni

Cevr ü cefâ vü hasret ile yana yakılaBir dem ki görmedi kul olan pâdişâhını

Dünyâ kara olur gözüme anda kim yüzünPinhân edende sünbülün erbinde mâhını

Hâlin Habeş çerisini çekmiş Rûm ilineZülfün Tâtara başladı hüsnün sipâhını

Her dilde sağışım sûretin ve’d-duhâsıdırVe’l-leyl okurum gece zülf-i siyâhını

Saçın Hümâyi gölgesini sala üstümeOl kim başına giydire devlet külâhını

Nefsin bilenden ol ey Nesîmî bil özünüHer kim ki bildi nefsini bildi ilâhını

437

Ger beyân edem sana esmâ-yı ruh-efzâmızıÇün Mesîhâ seyr edersin âlem-i bâlâmızı

Âdem-i hakîden esmâ öğrenenlerdir melekDîvin aslı od idi öğrenmedi esmâmızı

Andan esmâ okuduk esmâ-ı kül derler bizeGam degil dîv er müsellem tutmasa da’vâmızı

Biz halîfe-zâdeyiz yer mülkümüzdür tâ-ebedHîçe değmez kimseler çün bilmedi mevlâmızı

Ger sen andan ilm-i esmâ öğrenirsin lâ-ceremHak katında bir göreydin bu tamâm a’zâmızı

İstivânın girdişinden ger verirsen sen haberGöresin eşyâda Ruşen cümle istivâmızı

İnşirâh-ı sadr hâsıl kılmayan Mûsâ kimiKısr-ı elvâh etmeyen görmez yed-i beyzâmızı

Tis’a âyât-ı âteş Mûsî vü levhın sırrınıİster isen gel tavaf et mescid-i aksâmızı

Hayme-i mi’âdın esrârı asânın hikmetiAnlayayım der isen oku bizim inşâmızı

Tâ’ne ursa ger bize nâdân u a’mâ gam değilDîv-i zâhir-bîn ne bilsin sırr-ı nâ-peydamızı

Secde edenler melektir Âdeme ey ademîSecde âsârını bul tâ göresin sîmâmızı

Keştî-i Nûha her an kim girmedi oldu helâkBulasın ister olasın sen bizim deryâmızı

Gel sevâdül’vechi gör kim fakr-ı mutlaktır adıRûşen anla kâbe kavseyn ile ev ednâ mızı

Nefy-i isbât asldır lâkin ne assı müde’iLâ da kaldı gelmedi ta kim göre illâ mızı

Kâf u nûndur kâ’inâtın aslı lâkin kimseninYok mecâli okuya esmâ göre eczâmızı

Anların kim Hak te’âlâ gözün açtı dünyedeGördü a’lâ ile esfel âlem-i bâlâmızı

Lezzeten li’ş’şâribîn hamr-ı hakâ’ik içe görOla kim ayb etmeyesin şûriş ü gavgâmızı

Âlimim derdin velâkin cehlin oldu âşkârÇünkü gördüler halâ’ik menzil-i a’lamızı

Nerre şîr ü pîşe-i tevhîd sâhib-kudretimTilkiler kaçan bileserdir bizim me’vâmızı

Şerh-i ma’nî ger mutavveldir yeter tenbîh içinAnlar olursan bu remz ü nükte-i garrâmızı

Ey Nesîmî çün Süleymân oldu kuş dilin bilenKâfa varıp görmek ister bu bizim Ankâmızı

438

Ey cemâlin nûrudur Allâhu nûrun pâresi

Ey yanağın tal’atından mâh-ı tâban pâresi

Kul hüva’llâhu ehad kıldı visâlin vasfını Ey güneş sûretli Âdem derdimin kıl çâresi

Mâh-ı tâbândır yüzün innâ hedeynâhü’s-sebîlSenden özge ümmî yoktur çâre-i bî-çâresi

Sûretin vasfında kıldı vasf-ı esmâ-yı sıfâtKâf u nûndur tanıgım yeri le gökün arası

Uş kelâm u âyet-i Hak leysefîha min fütûrMushaf-ı kul yâ ıbâdîdir saçın sî-pâresi

Gözlerin sihr-i mübîndir ey cemâlin lem-yezelLâ-yezâli nûr anundur cânım anun pâresi

Eyyüha’l-atşân de cân vergil nigârın la’lineÇünkü mahbûb-ı ezel çekti za’ifin yarası

Kim ki vâlih olmadı hüsnüne ey bedrü’d-dücâSûrete Âdem durur ma’nîde dîvin hâresi

İnneli’llâhi-bekâ görmeyen anda ayânŞol hicâb oldu hemîşe nefsimin emâresi

Ey Nesîmî ol sanem Allâhu nûrun sırrıdırHalkaya meydâna girdin oyna başın yârası

439

Eger sen bendesen tanı HudanıHuda vü hem Muhammed Mustafânı

Bedev’atlar binip atlas giderdimTutam dedim ser-â-ser bu cihânı

Yiyip içip hemîşe ayş ederdimAlırdım dünyede gönlüm seveni

Ferâgat dünyenin nîk ü bedindenOturmuştum yine bir gün nihânî

Beni duttu diyârımdan ısıtma Yadıma getirip ölüm nişânı

Sümügüm titreşir benzim sarardıKuruttu koymadı damarda kanı

Benim bir lahzada nutkum tutuldu

Başım üste okudular Kur’ânı

Dudaklarım kurur bilmem ne diyemTanımaz oldum uş yahşı yamanı

Suyu ağzıma panbugılan koyarlarNa-gâh geldi bana aklım revânı

Göz açtım dört yanım gördüm halâ’ikYığılmış üstüme pîr ü civânı

Dilim hiç söylemez gönlüm içindeİşâret bilmezem çağıram anı

Dedim ne işe geldin kâbızu’r-ruhDedi kabz itmege rûh-ı revânı

Dedim bir dem amân ver bu fakıreDedi hiç kimseye vermen amanı

Gözüm bakar iken hiç bakmaz olduKi tahkîk oldu uş ölüm nişânı

Ayagım gâh çekip gâh uzadırdımVücûdumda nefes kalmadı kanı

Kim aydur oldu kim der cânı vardırGörürler yüregim kopar revânı

Bu hâlet geldi başa ahi öldümMeded dedim tâ bilmez kimse kanı

Amelden özge bana yâr yokturGetirdi boğaza almağa cânı

Zen ü ferzendlerin kavm ü karâbetBenimçin kamusu eder figânı

Oğul uşaklarım çığrıştı cümleİşittim ol zamânda gördüm anı

Halâlim el urup yüzünü yırttıSaçın yolup eder her dem figânı

Kulagım işitir her ne ki derlerCevâbım verebilmen akl kanı

Kefen istemege gassâle varıpDiyerler kim revânı yuyun anı

Soyundu yuyucu geldi revânîKulağıma gelir halkın figânı

Diri iken beni isterler idiÖlende arz eder bana yabanıÖlü yüzü sovuktur kimse bakmazÂkıbet unuturlarmış olanı

Çıkardılar beni evim içindenApardılar beni halktan nihanî

Çü rahtımı çıkardı yere yığdıYumurladı yuyucu aldı anı

Biri su döküben birisi yuyarTemâşâ kıldılar halkın kalanı

Beni çün yuyucu yudu arıttıYine boynuma giydirdi kefeni

Çü dikti çolgadı tâbûta saldıBeni dört kimse götürdü revânî

Kimi önümce ağlar kimi vây derÖlüm koymaz kamu yahşı yamanı

Mü’ezzin bank eder söyler salâ derİşitti hâs u âm dedi salânı

Beni indirdiler kabrim içine Kesek balçık ile örtüp revânî

Çü Kur’ân okudular ol zamândaDu’â kıldı kamu yahşı yamanı

Olar gitgeç kulagım ün işittiKim ol Münker Nekir geldi revânî

Dediler söyle yaz her ne kılıpsanDedim devât-ı kalem kâgıtı kanı

Dedi ağzun devât parmak kalemdirKefen kâğıt durur tîz yazgıl anı

Evel yazdım ne kim hayrım var idiÖzüm şâd öz işime şâdumânî

Dediler şerrini dahı yaz imdiŞerîm yoktur kabûl etmezler anı

Dediler kim güvâh olsa ne dersinDedim kalmaz sözüm peydâ nihânî

Elim ayaklarım verdi güvâhıNe kim kılmış idim yahşı yamanı

Hasenâtım ziyâde geldi HaktanAzâd oldum şükr kıldım revânî

Anunçün kim olmasa doğru cevâbıÇekerler alına dâğ-ı nişânı

Kalır dâ’im azâb içinde bed-hâlCehennemdir anun mülk ü mekânı

Zebânîler döğer odlu çomaklarİlâhî kimseye gösterme anı

Bırakma kimseye sarf etmez idimKoyup vardım kamu mâl-i cihânı

Ne kim mâl sa’yim ile yığmış idimBırakıp kamusun koydum kalanı

Bana hayr ettiğim kaldı NesîmîKi hak yârgılaya hayr eyleyeni

440

Cennete teşbih eyleyen bulmadı vech-i dil-beriKatresi ağzı yârımın mest eder âb-ı Kevseri

Ma’rifet ehline yüzün ka’be belâlı benlerinMihrâb-ı cândır kaşların aynın îmâm Ca’ferî

Kadr ü Regâ’ib ü Berat u hat u zülf ü halidirMi’râcıdır Muhammedin kodu gider melekleri

Mülk benim diyen kanı kodu gider bu kişveriGör neçe ma’zûl eylemiş sâhib-i mülk Sikenderi

Zühre vü mâh u Müşterî dost ilinin çavuşlarıÇarh ile çarh uran bilir neçe döner bu çenberi

Savm ü salât ü hacc ile kimsene dosta irmediZülf ile hâli eyledi gönlümü cümleden berî

Mülk-i bekâdadır yerin dâr-ı fenâda ey perî

Yeri sen andan istegil cümleye ol verir yeri

Bunda imânâ gelmeyen bulmadı sırr-ı AhmediŞâh Âli gerek velî tâ ki yıka bu Hayberi

Aşka nişân ger istesen cân ile baş nesnedirSöz ile bitmedi bu iş çıktı Nesîmîden deri

441

Sûretin nakşında her kim görmedi nakkâşınıVâhib-i sûret anun gözsüz yâratmış başını

Lebleri şîrîn nigârın firkât ü hicrânıdırAkıtan yanınca şem’in gözlerinden yaşını

Düşmedi bâtıl hayâle olmadı sevdâsı hâmHe kimin kim aşk oduyla Hak pişirdi aşını

Kâbe kavseynin rumûzun sanma kim fehm eyleyeKim ki zâhir görmedi şol mâh-ı bedrin kaşını

Gerçi ferrâşı meliktir anber-efşân sünbülünÇünkü ben sultânı buldum neylerim ferrâşını

Hakka vâsıl rind ü Haktan ayrıdır zâhid görünHânkâhın şeyhînı mey-hânenin evbâşını

Hâsılın mescid bucağında gör âhır kim nedirEy melâhat eyleyen mey-hânenin kallâşını

Dem-be-dem sûfî melâmet taşın atar âşıkaTaşı kıymetsizdir anun içini gör taşını

Yaşını yandırdı aşkın hem kurusun gönlümünKim ki düştü aşka yandırdı kurusu yaşını

Gönlümün şehrinde aşkın bir îmâret yaptı kimTâ-ebed andan koparmaz nüh felek bir taşını

Cânımı aşkın ezelde yldaş etti kendüyeKoymaya yoldaşlığın Hakkın bilen yoldaşımı

Ey Nesîmî hâlini ger kimse bilmez gam değilHak bilir halk-ı cihânın sırrını hem fâşını

442

Yârını sattın bahâsız bilmedin mikdârınıHîçe değmez ol kişi kim hîçe satar yârını

Cevheri nâdân elinden müşterî alır ucuzCevherî bilmez ne bilsin cevherin bâzârını

Kim ki yârından bekâsız cânını gördü azîzYârını yitirdi nâdân bulmadı dil-dârını

Âşıkın esrârını âşık gerektir kim bileOlmayan âşık ne bilsin âşıkın esrârını

Kim ki kurbân olmadı aşkında şol ma’şûkanınÇîn değil da’vîsi anun neylerim güftârını

Her kimin fi’li riyâdır ya sözü gerçek değilKavline inanma anun hîçe say ikrârını

Neylesin yârın cefâsın çekmeyip âşık müdâmÇünkü yâr ister hemîşe âşıkın âzârını

Dâra çık yan ey ene’l-hak söyleyen Mansûr egerÂhiret dârından istersen selâmet dârını

Zâhidin tesbihidir lâ havlü zikri lâ ilâhEy gönül sen söyle yârın la’l-i şekker-bârını

Kim ki yârın zülfünü elden kodu bin cân ileBî-basar toprağa saldı nâfe-i Tatarını

Ey Nesîmî inciyi dürri bilen sarrâfa satCevheri nâdâna satmaz lü’lü’-i şeh-vârını

443

Vaslındır âb-ı hayvân ben Hızrâ sordum anıCânsın yakîn velîkin ârif bilir bu cânı

Yüzün ezel gününde levhından oldu zâhirHakkın kelâmı ile seb’an mine’l-mesânî

Âlemde Hak sûretli yüzündür ol güneş kimKıldı gününde zâhir esrâr-ı lâ-mekânı

Esrâ şebinde ya’nî müşkîn saçın sevâdıAyından oldu peydâ şol gevher-i nihânı

Ma’şukanın yolunda kurbân ol ey gönil kimOldur iki cihânda gerçeklerin nişânı

Hüsnün tecellisinden Mûsâ gider özünden

Kimden gelir gör âhır müştaka len terânî

Şol kâ’benin sıfâtın ehl-i safâya sor kimAynü’l-yakîn göz ile her şeyde görmüş anı

Ey cân u ey cihânın mâhiyeti vü aynıAynısın ehl-i aynın hem cân u hem cihânı

Sûrette kirpiğindir şehr-i sa’âdet el-hakMa’nîde kâbe kavseyn iki kaşın kemânı

Gayb u gümândan artuk ey zâhid urma dem kimHakku’l-yakîni buldum tarh eyledim gümanı

Mansûr ene’l-hak aydur ya’ni ki Hak benim HakÇün Hak ayân imiş gör kim görmeye ayânı

Oldu lebinden meyinden hayy-i ebed NesîmîHızr âbın her kim içti hayy oldu câvidânî

444

Cemâlin fitnesi tuttu cihânıÇıkardı perdeden râz-ı nihânı

Neder âşık cihân u cânı sensizKi sensin âşıkın cân u cihânı

Leb-i la’lin şarâbın içene sorKi kimdir içen âb-ı zindegâni

Susamış kanıma la’lin işittimBu devlet âşık-ı miskîne kanı

Görün şol gamzeyi kim uykusundanUyârdı fitne-i âhır zamânı

Lebindir çeşme-i hayvân velî şükrKi her hayvân-tâbî’at bilmez anı

Visâlindir visâlindir visâlinNa’îm ü huld ü ömr-i câvidâni

Egerçi bî-nişânsın kimse hergizNişânsız bulmamıştır nişânı

Nesîmînin mekânı la-mekândırMekânsız âşıkın Hakdır mekânı

445

Gel gel ki kaptı şevk-ı cemâlin kararımıFaş eyledi firak-ı ruhun hal-i zarımı

Ya Rab zamane hakkına ben neyledim kim olBenden cefâ vü cevr ile ayırdı yârımı

Yaktı firakın ey gül-i handan içinde nârGel gel söyündür âb-ı visâlinle nârımı

Vaslın şikârın olmuş iken baht-ı sa’d ileKaçırdı hâsidin gözü benden şikârımı

Nakş u nigârı gör felegin kim ne nakş ileNakş eyledi vü aldı elimden nigârımı

Mansûr-ı aşka âhiretin dârı oldu dârOl günde gel ki hoş göresin dârımı

Ey Lâta tapıcı seni ayb etmezem neden Kim görmemişsin ol sanem-i gül-‘ızârımı

Şevkın katında ağlayıcı göz döker yaşın Fazl-ı bahâra döndür ü güldür bahârımı

Ben yârı bulmuşum iki âlemde ihtiyârBenden kim ayıra sanemâ ihtiyârımı

Düştüm lebin visâlin meyinden humârına Gel gel hem ol şarâb ile def’et humârını

Zülf ü ruhun şumârını gel sor Nesîmîye Tâ sen hisâbını bilesin ben şumârımı

446

Yüzündür gülsitân bi’llâh değil miSözündür kün fekân bi’llâh değil mi

Ale’l-arşi’stevâ rahman yakın kimYüzündür ol mekân bi’llâh değil mi

Ruhun bâğında ey hûrî sıfatlıCihân oldu cinân bi’llâh değil mi

Saçındadır Hıtâ vü Çin ü RûmaSabâ anber-feşân bi’llâh değil mi

Sözünden çün cihân geldi vücûda

Sözündür cism ü cân bi’llâh değil mi

Dudağındır ki sırr-ı küntü kenzinBeyân eyler beyân bi’llâh değil mi

Hatından buldum er-rahmân ü tâhâBudur senden nişân bi’llâh değil mi

Lebin âb-ı hayâtındandır ey cân Ki Hızr oldu revân bi’llâh değil mi

Sana Şîrîn-dehân ey Husrev-i hüsnDiyen Şîrîn-dehân bi’llâh değil mi

Kaşınla kirpiğin yüzün günündeAceb tîr ü kemân bi’llâh değil mi

Seni Hak görmeyen zâhirde a’mâGözünde Hak nihân bi’llâh değil mi

Lebin aşkında cân vermek hemîşeHayât-ı câvidân bi’llâh değil mi

Dehânından hadîsi kılmayan gûşSözü gayb u gümân bi’llâh değil mi

Yüzündür ey kamer sûretli fitneZamân âhır zamân bi’llâh değil mi

Hak oldu gönlümün şehrinde zâhirZehî Mâzenderân bi’llâh değil mi

Visâlin kişverin feth eyleyen cânŞeh-i kişver-sitân bi’llâh değil mi

Kılından ince gördüm incedir hemBelin nâzik miyân bi’llâh değil mi

Sevâd-ı a’zam ile Mısr-ı cami’Yüzündür yâ fülân bi’llâh değil mi

Saçınla ârızın cân Mushafıdır Adı Nûr u Dühân bi’llâh değil mi

Yüzündür ka’besi ehl-i selâmınMübârek hânedân bi’llâh değil mi

Bu gün va’ız beni ferdâya salarYalancı kıssa-hân bi’llâh değil mi

Bana cân sordu kim zülfün ne yerdirDedim dârü’l-emân bi’llâh değil mi

Ruhun esrârını şem’ eyledi fâş Zehî âteş-zebân bi’llâh değil miYüzünden tâ kamer ferk u tefâvütZemîn ta asumân bi’llâh değil mi

Diyen kim noktadır adı dehânın Acâ’ib hûrde-dân bi’llâh değil mi

Cihânı tuttu hüsnün dâstânıZehî hoş dâstân bi’llâh değil mi

Dilinden cûş eder deryâ-yı a’zamNe hûb bahr-ı revân bi’llâh değil mi

Kıyâmet kâmetinden oldu zâhirBelâ-yı nâ-gehân bi’llâh değil mi

Nesîmî cevher-i ferd oldu anun Mekânı lâ-mekân bi’llâh değil mi

447

Yüzündür bî-nişân ol bî-nişânıHat u halîn durur anun nişânı

Revâdır ger desem yüzüne anun Kelâmu’llâh ile Seb’a’l-mesânî

Ayân oldu rumûz-ı min ledün kimLebin eyler ana şerh u beyânı

Yüzündür sûret-i rahmân egerçiKi cüz sâhib-nazar kes bilmez anı

Gel ey sûfî Hakın dîdârını görKi Hak oldu ayân koy sen gümânı

Visâlin her kime oldu müyesser Na’îm ü huld ü ömr-i cavidânî

Nesîmînin elinden her kim içti İçirir dâ’im âb-ı zindegânî

448

İki âlem anundur kim gözüne Hak ayân oldıHakı gördü Hakı bildi Hakı kim bî-gümân oldı

Eger Mûsâ kimi gelmek tecellî görmek istersenNazar kıl yüzünde gör kim iki âlem ayân oldı

Te’âlâ’llâh ne zîbâsın ki hüsnün devr-i bâğındaKaşınla kirpiğin zülfün yüzünde gülsitân oldı

Kıyâmet koptu hüsnünden yedi iklîme yayıldıSenin kadd ü kıyâmından bu gün âhır zamân oldı

Çelîpâ zülf ü hâlinden saçın Leylî durur ammâİrişti âyet-i fenzur adı Nûr u Dühân oldı

Nigârın la’line her dem döker şehd üstüne şekkerVelî gâfil ne bilsin kim neden şîrîn-dehân oldı

Mekâna sığmadı zâtın ezeldendir bidâyâtın Nesîmînin bu ma’nîden mekânı lâ-mekân oldı

449

Ger sana şerh edevüz hâsıyyet-i esmâmızıBilesin Haktan rumûz-ı Leyletü’l-esrâmızı

Ceddimiz rûh-ı mücerreddir biz andan doğmuşuzNâ-halef ferzendiyiz unutmuşuz âbâmızı

Ger fakîrız sûreta ma’nîde sultânlar biziz Bendeyiz ammâ ki âzâd eyledik mevlâmızı

Sûret ü mani’de Haktan gayri yoktur aradaSûretâ ta’n eyleme fehm etmedin ma’nâmızı

Biz Hudâyı bilmişiz ayne’l-yakîn ilme’l-yakînGörmüşüz her şeyde zâhir hâliku’l-eşyâmızı

Biz Hudâyı bilüben bulduğumuza reşk edipZâhid-i hod-bin verir öldürmeğe fetvâmızı

Ey Nesîmî kâbe kavseynin rumûzun söyle kimBilesin Haktan rumûz-ı kurb-ı ev ednâmızı

450

Benim yâr-ı vefâ-dârım gel ahıMelek sûretli dil-dârım gel ahı

Benim bülbül kimi nâlân ü giryân Yüzü bâğ u gülistânım gel ahi

Mahabbet gönlümü yaktı be-gâyetKerem kıl zülf-i zünnârım gel ahi

Senin aşkın beni dîvâne kıldı Habibim mûnisim cânım gel ahi

Gel ahi kim Nesîmî nâ’tüvândırLeb-i la’l-i şeker-bârım gel ahi

451

Firkatin derdi nigârâ bağrımı kan eylediRüzgâra oldu muhâlif vaslı hicrân eyledi

Cânımı ya’nî visâlin benden ayırdı felekGel bu cânsız âşıkı gör kim ne bî-cân eyledi

Bağrımın kanın gözümden akıtır her dem gamınEy sanem şevkın beni gör kim ne giryân eyledi

Derdimin dermânını Fazlından Allâh eyleyeHer devâsız derde çün oldur ki dermân eyledi

Sırr-ı aşkın genc imiş anun yeri vîrânedirYaktı aşkın gönlümü ol gence vîrân eyledi

Senden ayrı düştüğüm takdîr imiş benden değilHaktır ey cân her ne kim takdîr-i Yezdân eyledi

Cânını verdi Nesîmî çün saçın zincîrineNiçin anun meskenin zincîr ü zındân eyledi

452

Sendedir şol genc-i pinhân gezme her vîrâneyiDenize dal andan iste ey gönül dür-dâneyi

Cânı ver cânâneyi bul olma bî-cânâne kimTende cânı yok anun kim bulmadı cânâneyi

Sekâhûm rabbühüm hamrından ikrâh eyleyenTevbe kıl gaflet meyinden sındır ol peymâneyi

Ey Hakı her yerde hâzırdır diyen egri nazarBes ne ma’nîden seçersin ka’beden büt-hâneyi

Ey çeken uçmağa müşkîn zülf-i pür-çînin beniCennete zincîr-i zülfündür çeken dîvâneyi

Kim ki aydur Âdemi dâma bırakan dânedirGörmemiştir lâle-gûn yüzünden müşkîn dâneyi

Genc-i mahfîdir saçın ey çün beşer sûretli HakNiçin edersin bu gizli gonce mahrem şâneyi

İncedir zülfün rumûzu şânenin ağzı açıkDline bırakma anun zülf-i müşk-efşâneyi

Nâra atan cânını çün şem’ için pevânedirNârına şem’ ol sebebden yandırır pervâneyi

Ey gelen kâlû belâ dan ma’rifetsiz cânavarHak basîretsiz yaratmış tâ-ebed bigâneyi

Çün makâlîdü’s-semâvât ey Nesîmî sendedirKâf u lâmından götürgil sîn ü şîn-dedâneyi

453

Cân neçe teşbih eylesin cenneti vasl-ı dil-beriÇünkü lebinden içtiler şerbet-i âb-ı Kevseri

İns ü melek sücûd eder hüsnüne ey sanem seninAşk ile bendedir kamer Zühre vü mâh u Müşterî

Sende bulundu gevherin kanı bu gün bu ma’nîdenCevheri cevherî bilir ol ne bilir bu cevheri

Kevn ü mekâna vermezem zülf ü cemâlini anunKim ola kim bu vech ile sata bu müşk ü anberi

Hûr ile cennet ü likâ cümle senindir öyle bil Zülfün ucundan gizlidir şol arasât mahşeri

Hüsn ü ruhun tarîkını kim ki bu yolda istediİrdi hakîkat ehline oldu anunla reh-berî

Şem’i- ruhunda gönlümün hâsılı bu durur kim uşNûruna reh-ber eyledi cem’-i ruhunla hâveri

Dâr-ı fenâdan isterim mülk-i bekâ evin bu günGer bakasan bu fikrime bulmuşum uş Sikenderi

Kâmetini göriceğiz Tûbâ kaçan kıyam edeBoyuna nisbet etmezem serv ile hem sanavberi

Tîr ü hadengine gönül istedi kim esîr ola

Sîne ana doyamadı bağrını deldi hançeri

Mu’cizdir Nesîmînin Fazl inâyet eyleyenHakkı bu resme tanıdı buldu bu derde reh-beri

454

Mâh-ı tâbândır yüzün ey âfitâb-ı hâverîTal’atından münfa’ildir şems ü mâh u Müşterî

Zühredir alnın nigârâ kaşların kavs-i kuzehHatt-ı sebzin zülfün ile Cebreîlin şeh-peri

Arş-ı azâmdır cemâlin sidre boyun ey güneş Sûretin cennet-i adnin leblerindir Kevseri

Mushaf-ı Haktır yüzün ma’nî içinde bî-hılafZülf ü kaş u kirpiğindir ol kitâbın hatları

Kürk içinde ferd ü yektâsın eya mahbûb-ı dilŞol cihetten secde kıldı hüsnüne hûr u peri

Dil-berin senin gayrinden ey cân pâresiAnun için çün sen oldun hasta gönlüm dil-beri

Ey Nesîmî secde kıl hüsnüne karşı dil-berinÇünkü hûblar sûretidir Hak te’âlâ mahzarı

455

Ayrılıktan yâr benim bağrımı biryân eylediÖzünü bir yana saldı beni bir yan eyledi

Za’ferân tek benzimi döndürdü ol bî-rahm yârDüşmeni handân edip dostunu giryân eyledi

Aldı gönlüm kılmadı ol bî-vefâ bir kez vefâYaktı ma’mûr şehrimi gör neçe vîrân eyledi

Cânımın zahmından ey cân hâb gelmez aynıma Cigerimde zahm-ı peykân tîr-i müjgân eyledi

İşidirse taş erir hasrette âh u zârımıOl gül-endâm yârı gör gönlümü zindân eyledi

Cehd kıldım çok visâle yetmedim çektim firâkTedbir ana neylesin takdîr-i yezdân eyledi

Ey Nesîmî subh-dem var arza kıl dil-dâra senGamzeye versin nasîhat yoksa çok kan eyledi

MÜSTEZÂDLAR

1

Kirpiklerin çün iki cihânın esîridirBu devr-i Zühalde

Ol güneşi gör kim ona ol peyk-i deridirGün burc-ı Hamelde Kâtip ki yüzü harfini yazdı sî vü dûdanİgirmi sekizden

Ol Âdem-i hâkî budur âdem haberidirKıl nakş-ı ezelde

Gel sûretinin sırrını hacc et adedinceOl mahrem-i esrâr

Kim âlem-i sûret yolunun hac seferidir Fikr eyle amelde

Mûsî-sıfât olgıl be-münâcât-ı hemîşeGöster yed-i beyzâ

Dîdârı anunçün gece gündüz nazırıdırBu Tûr-ı zılelde

Ukbâya turuş âlem-i zâta bula gör yolAnla bu sıfâtı

Dünyâ dediğin nesne çü gördün beşerîdirNakdi anun elde

Gel kâmete sırrın geçip ol cennete dâhilDîdârı göresin

Ârif olanın ravza-i rıdvân çü yeridirKalır o mahalde

Müşkin saçı elden koma zinhâr NesîmîNâmûsu yele ver

Müşki ki anun yanağının şem’i eridirOl sâfî bu hâlde

2

Tâ kıldı tecellî bu benim gönlüme AllâhLutf ile ey va’llâh

Firkatta yanan cânıma vasl irdi be-dil-hâhEl-minnetü li’llâh

Nâ-gâh irişti bana ilhâm zi-hazretGafletten uyandım

Vahdet güneşi doğdu vü şâm oldu seher-gâhGam kalmadı bi’llâh

Ey-gayb-ı hüviyyet bana nutk-ı ehâdiyyetAytdı ki fe-firrû

Terk eyledim uş mülk ile mâl ü vatan u câhYâs tuttum ila’llâh

Fânî okudum dünyeni ez-rûy-ı hakîkatDîdâra değiştim

Tecrîd olup aytdım ki tevekkeltü al’llâhKul küllün mina’llâh

Ez-rûy-ı hakîkat bana her nesne ki irdiEz-hazret-i Alî

Reddiyet ile kılmadım hîç nesneden ikrâhTâ olmaya bî-râh

Ma’şûk-ı hakîkî zi-kerem çünkü bırakdıBürka’ zi-ruh-ı hôd

Mahv oldu feleklerde kevâkib güneş ü mâhKıl secde be-dergâh

Ger ârif asen koyma Nesîmî demin eldenBu Âdemi tanı

İrfân ile kıl dünyede bâzâr ma’a’llâhTa kıla nazar şâh

3

Sal burka’ı yüzünden aya sûret-i rahmanTarh eyle gümanı

Her kim ki cemâlin göre ey Husrev-i hûbân Kurbân ede cânı

Fârig değilim şevk-ı ruhundan dün ü gün benYanmaktayım ey dostYa’kub-sıfât kılma beni zar u perişânEy Yûsuf-ı sanî

Ârâmım ile akl u hem îmân u dil ü dinKimdir sanemâ sen

Herkim ki götürmez hat ile haline îmân Kâfir derim anı

Rahm eyle aya server-i hûbân ki fakırimSen şah-ı ganisin

Ol hal ü hatın âşıka hem kıble vü imân Ey bahr-ı me’ani

Her kim ki seni Hak deyüben secdeye inmezİnkara düşüptür

Kılgıl nazarından anı merdud çü şeytânOl yüzü karanı

Pervâne-sıfat şem’-ı ruhun nârına yandıBî-çâre Nesîmî

Rahm eyle ana lutf ile ey husrev-i hûbân Yandırmagıl anı

4

Saldı haberi hüsnünüz ey Husrev-i hûbânGavgâya cihânı

Rûşen kılar envâr-ı ruhun ey meh-i tâbânKevn ile mekânı

Şâyetse-i der-gâh-ı Hak olmak diler isenCûyâ-yı Hak ol kim

Her kim ki Hakı tanımadı olmadı insânHayvân degil anı

Fânî olısardır bu cihân akıbetü’l-emrRahm eyle bana sen

Bilgil ki vefâ eylemeye kimseye ey cân

Bu dünye-i fânî

İnsânı görün kim neçe bu tîneti kıldıHak öz kereminden

Zîbâ yâratıptır sânema hâlik-i sübhânBu cism ile cânı

Her kim ki demez sûretine mahzar-ı Haktır Vâkıf değil andan

Ol bî-habere söyle ki ta kalmaya nâdânBilsin bu beyânı

Her kim ki senin gözlerine müşterî olmazCânâ çü Nesîmî

Kılmaz dil ü cân kaşlarının yâyına kurbân Âşık deme anı

MURABBALAR

1

Nûruna kıldı nazar ol hâlik-ı perverdigârÂba döndü derdim ol hayretten oldu târumârOl nûrun kandiline yazmıştı der-rûz-ı şumârLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

2

Tütününden nüh felek oldu mu’allak ser-nigünKöpügünden yedi kat yerler döşendi dârOl felekler girdişinden söyledi ay ile günLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

3

Kudretinden Hak yârattı kubbe-i zerrîn-nigârKubbenin hem girdişinden oldu bu leyl ü nehârÇarh-ı gerdânı anun ismiyle döndürdü medârLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

4

Akl u aşk u nefs-i cân hazrette idi intizârBir avuç toprağa çün kıldı nazar perverdigârÂdemin cismi anun ismiyle oldu üstüvârLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

5

Âdeme verdi kerâmet huld ü cennâtü’n-na’îmCümle ana secde kıldı gayrü şeytâni’r-racîmÂdemin vechinde yedi hattı yazmıştı kadîmLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

6

Nemrûdun mancınıgından nâra atıldı Halîl Nârı gülzâr eyledi ana çün ol Rabb-ı celîlBu mübârek ismi geldi nâra urdu Cebra’ilLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

7

Eyyûba oldu havâle yedi yıl renc ü belâRabbenâ söylerdi dâ’im hazretinde RabbenâUş bu ismi yâd kıldı buldu ol gamdan necâLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr8

Sâmirî Fir’avn için sihr etti bâ-izn-i HudâHem nidâ Mûsâya geldi saldı elinden asâ Lâ-tehâfu hakkına geldi bu ism ilen dü’âLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

9

Tâ Süleymân nebi oldu cihânda pâdişâhİns ile cinn ü tuyûr fermân idi bâ-hükm-i şâhHateminin nakşına yazdı bu ismi şol ilâhLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

10

Hakkın emriyle getirdi Cebra’il Âdem demiHem meşâmından üfürdü kamil etti MeryemiÎsî anun ismini yâd etti boldu hem-demiLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

11

Ahmed ü Mahmûd u Kâsım çıktı ber-arş-ı mecîdHem Esedu’llâhı gördü dergâha olmuş murîdBer-mezîd olsun ana bu ism ü devlet ber-mezîdLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

12

Gitti bu hicrân demi geldi çü eyyâm-ı bahârSad hezârân murg-zâr açıldı oldı murg zârBülbül ü kumrî mutabbak söyledi vasfın hezârLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

13

Dünyeye geldi Alî çün adı oldu şeh-suvârYerler anun ismi le çünkü tuttular karâr İslâm anun ism ile İslâma geldi iftihârLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

14

Tâ hayâlinle gönül mülkünde seyrân eylerimBen beni ol şâhımın medhinde hayrân eylerimBen Nesîmîyim şehin vasfını destân eylerimLâ-fetâ illâ Ali lâ-seyfe illâ zü’l-fekâr

TERCİ-İ BENDLER

I

Perde içinde çalınır bir sâzKim eder aşk nevâzını âgaz

Geh nevâ seyrini kılar uşşâkBüzrügün nağmesin tutar şeh-nâz

Ârif anlar bu nağmenin remzinÂşinâ olmayâna vermez râz

Sen işit bu niyâzı ey tâlibBen bu pinhânı kılmazam enbâz

Bezm kurmuş şarâb içer MahmûdMeclis esbâbını düzer çü ayaz

Sohbet ârâyişin düzer ma’şûkŞîve birle kılar itâb ile nâz

Lâkin ol nâlenin misâli budurZerrelerden işitirim âvâz

Ki nişân içre bî-nişân benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş

II Çünkü deryâya irişe bu FıratLâ-cerram derler ana bahr ile zât

Mevcidir ka’inat bu deryânın Bes anunla tutar karâr u sebât

Vuslatıdır anun çü hûr u kusur Hüsnünün gülşeni durur cennât

Hem şarâben tahûr-ı Îsî-demHem şebistân içinde âb-ı hayât

Kesretin iletti nukuş olduNakşı koy kim bir oldu zât ü sıfât

Âlem anun sıfâtı mahzarıdırÂdem anun cemâline mir’ât

Aynı oldu sıfâtı çün zâtın Gayrı kıl nefy bu dîdeden isbât

Ki nişân içre bî-nişân benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş

III

Çün nişân ana bî-nişân olduHer mekânı ana lâ-mekân oldu

İsmine bir tecellî kıldı ilâhLâ-cerem bir sıfât ayân oldu

Emr kıldı cihânı yârattı Ol sıfât bu cihâna cân oldu

Âdemî-şekldir ki giydi olTen cihânında mihmân oldu

Gerçi zâhirde çok durur bu kafesLîk ma’nîde bir hemân oldu

Sad-hezârân kafeste bir bülbülHak dilinde çü tercemân oldu

Bildin ise bu remzi ey tâlibSana bu ma’nî hoş beyân oldu

Ki nişân içre bî-nişân benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş

IV

Nakş arasında ben ki pinhânım Sanki bulutta mah-ı tâbânım

Defterinden elif durur Kur’ânNokta şeklinde gör ne dîvânım

Ma’nî yakûtun iste ey gavvâsKatre bahrında gör ne ummânım

Habs edeli cehâletin dîviniMa’rifet mülkûne Süleymânım

Sûre-i Nâs u sure-i RahmânBu haber huccetine bürhânım

Seni zâhid beni beşer sanmaÂdemî sûretinde rahmânımTârûmar eyledi gamın çerisinBu sözün ma’nîsine handânım

Ki nişân içre bî-nişâne benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş V

Dil-berin hüsnüne nikâb nedirZâta perde olan hicâb nedir

Ref’ eder bu hicâbı kim ki bilirGönlümün ka’besine bâb nedir

Sen bilirsin bu ince esrârıBu su’al ile ayt cevâb nedir

Su vü gül-âb u gül kokusuyıla Su nedir gül nedir gül-âb nedir

Mustafâ Hakkı bu sûrette görüpŞübhe emr ettiğinde şâb nedir

Çünkü âlem bilindi âdemdirBes vücûdunda âfitâb nedir

Çünkü âdem vücûdu cân olduBes cehennemdeki azâb nedir

Ki nişân içre bî-nişân benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş

VI

Aşkını derdime devâ gördümVaslını cânıma şifâ gördüm

Tûr-ı Mûsâda bir varak buldumYazalı hat-ı len terâ gördüm

Leyl-i firkatte tal’atın nemcinSûre-i Şems-i ve’d-duhâ gördüm

Gönlüm eflâkine ne kim baktım

Ve’s-semâü ve mâ benâ gördüm

Her mekân mescid oldu hem ka’beMerve hakkında çün Safâ gördüm

Aşk dîvânına ne kim baktımZâhidin ta’âtın hebâ gördüm

Dost şerhindedir Nesîmî garîbBu söz ehlini âşînâ gördüm

Ki nişân içre bî-nişân benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş

VII

Entaka’l-âkılîne da’vâkeEskete’l-âşıkîne ma’nâke

Bir hevâ saldı gönlüme hüsnün Sanma akim innehû muhıyyâke

Kâmetin istivâsıdır kıblemNa’büdü nesta’înü iyyâke

Cânı ber-dâr edeli dâr saçınTâle umrî ve şuglî sevdâke

Leblerin câmı verdi Hızra hayâtNi’me min müskirâti aynâke

Mantıkı ko Nesîmî pend işitDeme anı ki kâne mahyâke

Ki nişân içre bî-nişân benim uşOn sekiz bin cihâna cân benim uş

2

I

Hat ile bu resme hâl olur muSevdâsı kimi hayâl olur mu

Câdû gözün âline alındımŞehlâyile nergis âl olur mu

Zülfün götür ey kamer yüzündenBedrim gecesi hilâl olur mu

Hâver güneşisin ey perî-ruhKâmil güneşe zevâl olur mu

Aşkın adı vâhid oldu bî-mislZât-ı ehade misâl olur mu

Aksi dişinin gözüme düştüEmvac kimi belâl olur mu

Ağzın yeri kand ü âb-ı hayvânHer çeşme suyu zülâl olur mu

Lâ’lin inebi ezel meyidirİçmeyene hamr u bal olur mu

Bilsem bu meyi haram eden kimFetvâ bulıcak helâl olur mu

Koparalı kâmetin kıyâmetTûbâda gör i’tidal olur mu

Sen hüsnü cemîle dedi tahsînBir sencileyin cemâl olur mu

Niçin kovayım eteğin eldenDîvâneye kîl ü kâl olur mu

Aşk ile cihân vücûda geldiBundan dahı yeg kemâl olur mu

Çün doldu vücûdum evi senlikMahv oldu i dôst bende benlik

II

Hüsnün varakı lisana geldiYetmiş iki tercemâna geldi

Zülfündeki kaf u nun ne sözdürKim âyet-i kün fekâna geldi

Ey cevher-i bî-araz ne cânsınCismin şerefi bu kana geldi

Müşkîn saçın arasına düştüm Kim gördü beni figana geldi

Sorsam seni Hızr mısın ey cân

Ağzın yeri cavidâna geldi

Ruh-sarın ezel gününde doğduAşkın eseri bu câna geldi

Bir sencileyin güzel yegâneİşitmemişim cihâna geldi

Neşî etti ciger kanı bu çeşmeGamzen oku çün nişâna geldi

Esrar-ı rumuz etti sıfâtın Bu mantık ile beyâna geldi

Kim dedi sana ki Kaf-ı Kur’anSimürg sana âşiyana geldi

Çün kaşınız oldu kâbe kavseynCadu gözüne kırana geldi

Bu da’viye münkir oldu kâfirKarardı yüzü çü yana geldi

Ben sana bahâsız olmuşum kulBu denli kula bahane geldi

Çün doldu vücûdum evi senlikMahv oldu i dost bende benlik

III

Koyma yüzümü nikab içindeHaşr oldu Âdem hicab içinde

Dağıtma yanağın üzre zülfün Neyler bu güneş sehâb içinde

Gördüm seni çün felekte gün tekBuldum seni hem kitab içinde

Vaslın bu mahalde ele girdi Mislin mi var uş bu bâb içinde

Müşkîn saçına sücûd kıldımMûsâ kimi uş tınâb içinde

Câdu gözün uykudan uyandıFitne kılar idi hâb içinde

Bir bûse bana keremden in’âm

Et ki kalasın sevâb içinde

Eşrat-ı kıyamet oldu kaddin Var sor ki nedir hisâb içinde

Geh çeng kimi iki kat oldumNevha kılarım rebâb içinde

Geh aşkın ile gözüm dolar cânTerkik ederim şarâb içinde

Geh dem kimi dem urup yanarımPişer cigerim kebâb içinde

Ta’rif ederim ki sensin a’râfÖrfüm tanıdım hicab içinde

Her kim sana münkir oldu ey cânNefsini kodu azab içinde

Çün doldu vücûdum evi senlikMahv oldu i dost bende benlik

IV

Sen Merve ile bana SafasınUcdan uca gönlüme safasın

Âşıklara Sidre kâmetindirHûblukda zehî ki müntehasın

Îsî-nefesinden uş dirildimBu mu’ciz ile ki cân-fezâsın

Çün kaşların oldu kâbe kavseynŞakku’l-kamer ile istevâsın

Tuttum bu zemin ü âsmânı Haver güneşi vü meh-likâsın

Kaf oldu bilenlere vücûdunSimurg kimi çü kimyâsın

Sayenden irür hümâ-yı tal’atKim dedi sana ki sen hümâsın

Hem zahmime senden oldu merhemHer derdime ahır ol devâsın

Çün kahr ile lutf mahzarındır Sûrette safa vü hem vefâsın

Bu ikide birliğin sebâtıHızr oldun u dahı İliyâsınYasin okuyalı ey münadiKıldın bu cihânı ok u yâ sen

Benden bana ma’nîde mukarrebKim der sana sûretâ cüdasın

Gitme nazarımdan ey peri-ruhGözlerime nûr ve rûşenasın

Çün doldu vücûdum evi senlikMahv oldu i dost bende benlik

V

Zülfün çü sevâd-ı a’zam olduMü’min olan ana mahrem oldu

Güneş yüzün eyledi beni mahvGözüm yaşı çünkü şeb-nem oldu

Her kim ki visâline iriştiCâm içti vü kendisi Cem oldu

Mevcine hayâlinin düşeldenSözüm dür ü hatırım yem oldu

Mihrâb kaşın vü ka’be yüzünFitnesi cihâna zemzem oldu

Sevdâsı başımda saçlarının Usandı hayâl ile ham oldu

La’l-i lebine beyân-ı mu’cizDedim ki Mesîh-i Meryem oldu

Kargı boyunu göreli TûbâŞekker sözün ile hem-dem oldu

Her kim seni bildi Hakkı bildiHer kim Hakı bildi Âdem oldu

Cûyende kılan muhabbetinden Kerhî ile Şiblî Edhem oldu

Ey şîve-fürûş hûnî gamzen

Okuna siper bu sinem oldu

Hem derdime vaslım oldu dârûHem zahmime dahı merhem oldu

Çün doldu vücûdum evi senlikMahv oldu i dôst bende benlik

VI

Gahî beni hâr u zâr edersin Geh zehr ile dil-figar edersin

Geh lâle kimi harab ser-mestNergis kimi geh humâr edersin

Leyli yüzün ile her geceler Şol şem’ kimi nehâr edersin

Yâ rab bu safâ yanagın ileBâtınları âşkâr edersin

Bir bakış ile ey ahû gözlüŞîr olur ise şikâr edersin

Bu hüsn ile bu letâfet ileAyla günü bî-karâr edersin

Husrevleri Husrevî sözüyleŞîrîn kimi şerm-sâr edersin

Çün doğdun ey ahiret günü senHoş sa’atı rûzgâr edersin

Ey hûri bu gün visâlin ile Mevsimleri nev-bahar edersin

Hakkıma getirmişim şehâdetÂşıkları şehriyâr edersin

Zülfün göreli müdam rindim Mansûr olurum ki dâr edersin

Çün zahmime senden oldu merhem Hem derdime sen timâr edersin

Evvel sana secde kılmışım benAhır beni ihtiyâr edersin

Çün doldu vücûdum evi senlik

Mahv oldu i dôst bende benlik

VII

Ey otuz iki Hakkın sıfâtı Nûr ile bezedin uş bu zâtı

Cümle zülümâtı Ruşen ettinRuşen doğalı yüzün cihâtı

Saçlarının istivâsıdır kimArz etti Halîl için necâtı

Mi’râca beni yetirdi zülfünKadre irenin budur Berâtı

Ey hüsn Îsî çıkar demidirÂşıklara örş ile zekâtı

Enhâr kimi getirdi cûşaAğzın suyu çeşme-i hayâtı

Hak Fâtiha okudu cemâlinAnsuz kabûl etmedi salâtı

Mısrı oda yaktı aşkın oduKasid lebin eyledi zekâtı

Vaslın harem oldu ey büt-i ÇînÇîn eyledi ka’be ile Lâtı

Şâhın ruhun utdu ol felekten Kıldın bu cihânı şah mâtı

Olmadı bilirim olmayısarSensiz kamu âlemin sebâtı

Levlâke lemmâ halaktü’l-eflâkAşkın ki yârattı ka’inâtı

İnne’l-hasenât aşk içindeHüsn oldu Nesîmî seyyi’âtı

Çün doldu vücûdum evi senlikMâhv oldu i dôst bende benlik

3

I

Mushaf-ı natıkım kelâm oldumBende-i fi vü zâd u lâm oldumSubh-ı ezelde yüzünü gördümEbedî zülfün ile şâm oldum

Leblerinden hayât-ı lem yezeliİçeli selsebil ü câm oldum

Pâdişâh-ı cihân benim çünkimMahv edip benliği gulâm oldum

Arş tahtım durur Süleymânım Hüdhüdüm Belkîsa peyâm oldum

Zât-ı mutlak vücûdum oldu yakînSayd-ı Sîmurg u dâne dâm oldum

Nergisin çeşmini humâr edeli Müşk ile gonça-reng fâm oldum

Subh-demde nesim-i zülf-i nigârİrişip âşıka selâm oldum

Nefesimden mu’attar âfâkıKılıp enfüste hoş-meşâm oldum

Çarhın agazın anladır bu sözüm Sâz u edvar ile makâm oldum

Bî-nişân sırrını ayân ederim Gündüz ile çü subh u şâm oldum

Çün göründü gözüme ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

II

Fazl-ı Hakkın irişti devrânıZahir etti rumuz-ı Fürkânı

Kirpiği kaşıyile zülfündenKeşf eder raz-ı sırr-ı sübhânı

Hakkı kıldı müşahede tahkîkKim ki bildi bu vech-i insânı

Hızr bulup hayât-ı lem-yezeli

İçti lâ’linden âb-ı hayvânı

Ağzı bir noktadır rumuzu anun Gösterir hâtem-i Süleymânı

Neçe hat ehlini gubâr ettinNash edelden hatında reyhânı

Bu sa’adet topunu kim çaldıKi cihân içre oldu meydânı

Vuslata ulaşıp bekâ bulasınGer kılarsan bu ter kimi fânî

Rûh-ı Kuds oldu nutkum ey cân kimTarh kıldım arada cismânı

Vech-i Âdem ki Arş-ı rahmândırGözlerim anda gördü Yezdânı

Leb ü lâ’lin hayâline her dem Döktü çeşmim bu la’l ü mercânı

Çün göründü gözüne ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

III

Çünkü ben bî-nevâ vü kallâşımMeygede içre rind ü evbâşım

Nazharım muzhir ile bir zâtımGörünen nakş işinde nakkâşım

Bu ene’l-hak rumuzunu her dem Söylerim var niçin ki sır-fâşım

Sûfi gelgil şarâb-ı saf içelimGel beni gör ki neçe hoş-başım

Felek ü ummân u heft zemîn Hem kitâb içre ol kuru yaşım

Nutk-ı Hakkım merâ çi pindârîBu anâsırla gör iç ü taşım

Sensiz olmaz cihânda eşyâ çün Gerçi kûh u ve gerçi haşhâşım

Zülf ü hüsnün hevâsile her dem

Subh-demde nesîme ferrâşım

Leb ü dendânım hayâlinden Nazarından ki la’l ü dür-pâşım

Yek cihet geştem ez-reh-i ışkatGerçi der-piş-i halk kalmamış

Mâ-sivâ’llâhtan el çekip şimdiAşkın ile hemîşe yoldaşım

Çün göründü gözüme ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

IV

Dağıdanda yüzüne zülfünü yârBu dil-âşıkın melâmeti var

Mest olanda lebiden i hüşyârNergisin gözleri hem oldu humâr

Çün cihân cennet oldu hüsnündenAndalîbı neden gül eyledi zâr

Vech-i Âdemde otuz iki hatMûsîye söyledi ena’llâh nâr

Merkez-i hâke kıldı cümle sücûdMelek ü hem felek bu heft seyyâr

Tâ ki şems-i meşârık ez-mağribDoğuban nûrun eyledi izhâr

İndi Îsâ vü nutku eyledi fâşOldu câhil çü eyledi inkâr

Çeşm-i mestin ezelde görmüş idimEbedî olmazam dahı hüşyâr

Buldu zülfün hevâsile şeb-i târDoldu zülfün safâsile enhâr

Kâf u nûn emr kıldı oldu zuhûrŞeş cihetten çü geldi hoş güftâr

Heme çün hest vâcibü’l-mevcûdGörünür türlü türlü bu esrâr

Çün göründü gözüme ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

V

Aşk-ı Hak irdi mutrıb ile çü sâzNağme Dâvud ile idim dem-sâz

Kenz-i mahfî tılısmın eyledi çâkÂşkâr oldu Hak açıldı râz

Sırr-ı Hakkın rumûzu oldu ayân Dâr-ı Mansûra geldi âşıka bâz

Vech-i Âdem sıfât-ı Haktır çünNutk-ı Hak oldu kim kılar agâz

Her kim ister makâm-ı MahmûduFazl yolunda dönmesin çü ayâz

Evvel âhır vü zâhir ü bâtınCümle ol bî-şerîk ü bî-enbâz

Zülf-i dâmide dâne-i müşkînGöreli murg-ı dil kılar pervâz

Hat u halin beyân-ı Haktır kimGösterir dem-be-dem bu işve-nüvâz

Giydi insân donunu eşyâ hepYerde gökte kamu neşib ü firâz

Gün yüzün pertevinden olduGece zülfün ucundan oldu dırâz

Hakk imiş nutk-ı Hak çü irdi bu günCân u dilden kulağıma âvâz

Çün göründü gözüme ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

VI

Gitti firkat irişti ayn-ı visâlZerrece kalmadı gözümde hayâl

Zulmet içre hayât imiş bildimZülf-i hatt-ı lebinden âb-ı zülâl

Âb-ı hayvânı lâ’line teşbihEyleyenler zehî hayâl-i muhâl

Cennet ü selsebil ü hûr u kusurVechini Hak bilene oldu halâl

Hakka ulaş ârif ol ârifMen aref sırrıyla buldu kemâl

Sa’y kün der-cihân u kâmil bâşKim irişmez kemâle zerre zevâl

Ehl-i tevhîd irişti Hakka yâkınKaldı şirkette sûfî şöyle melâl

Dîv hüsnünden irmedi hasenâtSeyyi’ât oldu kıldığı a’mâl

Lâ-mekân oldu adı eşyâda El-nişân sırr u levn bî-eşkâl

Vech-i Âdem sıfât-ı Hak be-yâkınSi vü du hat ulaike’l-abdâl

Lî ma’a’llâh makâm-ı vahdettirEhl-i kesret ne bilsin anı ne hâl

Çün göründü gözüme ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

VII

Âşıka vech-ı zât-ı pâk-i HudâOldu ma’şûk içinde ol peydâ

Levh-ı mahfûz imiş yüzün dü cihânGörünür misl-i câm-ı gitî-nümâ

Kâbe kavseynin üzre zülfeyninŞakk eder vechini çü bedr-i dücâ

Hüsnünün burka’ını bâd-ı seherSalalı güneş üzre sanki sühâ

Hatt u hâlin kitâbdır mestûrYazılı rakk-ı Tûr-ı Mûsî-likâ

Geldi Mehdî hidâyet etti Mesîh

Nutka geldi fasîh zemîn ü semâ

Vech-i âdemden özge cümleye hemLimeni’l-mülk dedi kamu fenâ

Fâni et benliği Nesîmî bu günKi bulasın visâl-i ayn-ı bekâ

Hızr elinden içelim âb-ı hayâtLâm u biden irişti câm-ı Hudâ

Zülfünün zulmetinde kalmış ikenDoğdu hüsnü göründü şems-i duhâ

Çün göründü gözüme ol dil-dârK’andan özge cihânda yok deyyâr

TUYUĞLAR

1

Gel ki müştak olmuşum dîdârına Vermişim cân zülf-i anber-sârınaMahrem ettin çün beni esrârınaEy perî gel çek beni ber-dârına

2

Dünyeye çün cîfe dedi MustafâÂdem olan olmaya tâlib ana İt yemidir dünye anı ver anaİte lâyıktır çü murdâr gûr yana

3

Bî-vefâsına dünyede umma vefâÇünkü yoktur dünye yoktan ne safâRencine düşüp anun çekme cefâBulmaz anun hastası hergiz şifâ

4

Kim elif dedi de kim hâ bu yanaBen anunçün demişim hâ bu yananGün yüzün olalı me’vâ bu yanaCân verir ehl-i temâşâ bu yana

5

Ey yüzün men’indehû ilmü’l-kitâbKul kefâ geldi cemâlinden hitâbSûetin Haktır götür Haktan nikâbHak budur va’llâhu a’lem bi’s-savâb

6

Ey saçın devrinde mestûr âfitâbVey yüzün âlemde meşhûr âfitâbUtanır hüsnünden ey hûr âfitâbSenden oldu mest ü mahmûr âfitâb

7

Ey yanağından münevver âfitâbDüştü hüsnün pertevinden aya tâbKirpiğin zülfün kaşın Ümmü’l-KitâbOldu yüzünden ayân yevmü’l-hisâb8

Ey kamer yüzlü götür Haktan nikâbKim yüzünden Rûşen oldu âfitâbArada bunca nedendir bu hicâbŞerh eder men’indehû ilmü’l-kitâb

9

Cânımın cânânesisin ey habibHûbların ferzânesisin ey habibKüntü kenzin hânesisin ey habib Vahdetin dür-dânesisin ey habib

10

Ey özünden bî-haber gâfil garîbBilmemişsin sen bu esrâr-ı acîbOlmasın mahrem bu sırra her rakîbHem çünân pinhân gerek sırr-ı habib

11

Var elinden atını yabana atHak-perest ol Hakkı tanı olma atDünyenin devrinde çün yoktur sebâtAtını kaçırma ruhtan olma mât

12

Ey hatın Hızr u lebin âb-ı hayâtAnberin zülfün şeb-i Kadr ü BerâtMihr ü mâh ister cemâlinden zekâtFâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilât

13

Kâf u nûn emrinden oldu kâ’inâtHem sıfâttır kâf u nûn hem ayn-ı zâtKâf u nûndan vâcib oldu mümkinâtBil ki sensin âlem-i zât ü sıfât

14

Ey ruhun aşkında aklım şâh-mât

Selsebildir hatın aynü’l-hayâtUnsurun dört oldu haddin şeş cihâtGafletin mestliği hem bulmaz necât

15

Gelmişim kâlû belâdan mey-perestÂşıkım mestim velî mest-i elestEy gözün sevdâlarından fitne mestSünbülün her târesi ma’nîde şest

16

Ey yüzün ayât-ı envâr-ı sıfâtZülf ü hâlin sûre-i ve’l-mürselâtAyağın tozuna değmez kâ’inâtFâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilât

17

İzzet eyle ömrüne ey zü’l-hayâtBu hayât içindir ancak bu memâtDünyede üç bin ıl ömr süren kişiBulmadı ancak ölümden ol necât

18

Bir iki gün çün cihândır cây-ı geştFâ’ide ne çün gelenler der-güşeştDerd ile sen özünü kılma melûlŞâdmân ol ta gelince heft ü heşt

19

Ey tabib-i hâzik-i nâzik-mizâcSen bilirsin hasta gönlüme ilâcEy gönül öyle sana kul olmuşumŞîve ile nâza yoktur ihtiyâc

20

Doğdu mağribden güneş idi MesîhGör Mesîhî sen misin yâhud kabihGeç kinâyetten ki remz oldu sarihBurgu çalındı vü haşr oldu sahîh

21

Sâkî-i gül-ruh elinden bir kadeh

İç perîşân hâtırın olsun ferahMey harâm ise Hakın lutfı halâlKamu mezhebde budur kavl-i esah

22

Gönlümü yağmaladı şol âli çohŞol kızıl gül rengi gül-gûn alı çohZülfünün sırrı uzundur hâli çohŞol şeker sözlü tudağın balı çoh

23

Dalmışım şol bahra kim pâyânı yohBatmışım şol gence kim husrânı yohBulmuşum şol bedri kim noksânı yohGirmişim ol şehre kim vîrânı yoh

24

Derdine âşıkların dermânı yohZerkı çoh şâhidlerin îmânı yohTenleri vardır velîkîn cânı yohAhdına sâbit değil îkânı yoh

25

Ey boyun Tûbâ yüzün dârü’l-huludHüsnünde hûrşîd ü mân eyler sücûdTâli’in burcunda cem’ oldu su’ûdBist ü heşt ü sî vü dû yok nûr bûd

26

Ey boyun Tûbâ yüzün dârü’l-huludHüsnünde hûrşîd ü mân eyler sücûdEy saçın tozu abir ü müşk ü ûdÇıktı aşkın âteşinden çarha dud

27

Kim ki oldu tâl’i Haktan sa’îdOlmadı şeytân kimi adı murîdKim ki nefsin bilmedi Haktan ba’îdGündüz ü akşamı oldu Kadr ü ıyd

28

Ey cemâlin Kul hüva’llâhu ehad

Sûretin nakşidir Allâhu’s-samedBir ucu zülfün ezel biri ebedHüsnüne şeytân imiş men lâ-seced

29

Ey ezel nûru cemâlinden tâ-ebedBende nakş oldu hayâlin tâ-ebedBî-gurûb oldu hilâlin tâ-ebedEy güneş yoktur zevâlin tâ-ebed

30

Ey cemâlin kâf hâ yâ ayn sâdMa’nî-i yâsîn saçından müstefâdKadd-i mâ Tûbâ ayâ hûrî-nijâdSecde-i vechinde mi’râcü’l-‘ibâd

31

Şol kaşı çaçı büt-i meh-veş gelirKirpik okundan dolu tir-keş gelirHak meyinden gözleri ser-hoş gelirKirpik ü kaşı hisâbı şeş gelir

32

Yâr elinden çün mey-i dil-keş gelirİçerim Haktan ne gelse hoş gelirOn sekiz bin âlemin sırrın bilen Ka’beteyni atıcak seh şeş gelir

33

Hakka yâr ol kim sana yâr ol yeterÇün Hakı yâr eyledin var ol yeter Nûra nûr ol nâra nâr ol yeterÂdeme oldur sezâ-vâr ol yeter

34

Sûretin Mushaftır ey bedr-i münîrHilkatin ser-tâ-kÂdemdir dil-pezîrEhl-i irfân ol ne eshâb-ı sa’îrBil ki Haktır hem semî’ u hem basîr

35

Ey güneş sûretli yâr-ı dil-pezîr

Tal’atından utanır bedr-i münîrNeyleyim kim ben fakîrim sen emîrHasretinden yüregim her dem erir

36

Ey gönül Hak sendedir Hak sendedirSöyle Hakkı kim ene’l-hak sendedirHakk-ı mutlak zât-ı mutlak sendedirMushafın hattı muhakkak sendedir

37

Gel ki sensin Arş u kürsî sendedirBist ü heşt ü otuz iki sendedirEy Nesîmî Rûh-ı Kudsî sendedirCümlenin gör neçe aksi sendedir

38

Hak te’âlânın kelâmı sendedirFâ vü zâdı bil ki lâmı sendedirRavzânın Dâru’s-selâmı sendedirGör kelâmı hem selâmı sendedir

39

Fitnenin başı gözü sevdâsıdırŞûr u şer hüsn-i ruhun kavgasıdırKevserin hamrı lebin sahbâsıdırİnci dişin lü’lü’-yı lâlâsıdır

40

Ve’d-duhânın âfitâbı yüzüdürDil-berin hüsnü kitâbı yüzüdürHayme-i mî’ad ile Mûsâyı bilUş bu ma’nîden tınâbı yüzüdür

41

Hak te’âlâ Âdem oğlu özüdürOtuz iki Hak kelâmı sözüdürCümle âlem bil ki Allâh özüdürÂdem ol cândır ki güneş yüzüdür

42

Cevher-i ferd âdemin kanındadır

Küntü kenzen Âdemin şânındadırGerçi şeytân âdemin kanındadırSırr-ı esmâ Âdemin cânındadır

43

Ârifin cânı sadef irfânıdırKalb-i ârif gevher Allâh kânıdırÂdem isen ma’nî göster âdemîMa’nîsiz âdem hacerdir ya nedir

44

Ehl-i irfân Âdemi cân bahşıdırSohbeti cân u cihânda yahşıdırSûret-i ârif dü âlem nakşıdırGönlüne gir ârifin kil taşıdır

45

Aşkın oduna gönül pervânedirTâkatın yok bilmezem pervâ nedirFursat olunca gönül sen yanadırÂşıkın âyîni budur ya nedir

46

Gitti kış şimdi teveccüh yazadırDest-i kudret gör ne hatlar yazadırBir kadehden cümle eşyâ esrimişAyılan birbir humârı yazadır

47

Ey gönül tâ girdişin bünyâdıdırAşk pirdir akl anun reddâdıdırHer ne kim sâni’ yârattı sun’ ileVarcası şâgird ü akl ustâdıdır

48

Mahzen-i sıdk u safâ sinindedirMesken-i mihr ü vefâ sinindedirHasta gönlüme şifâ sinindedirHer ne derd olsa devâ sinindedir

49

Çün çeh-i Bâbil zenâhdânındadır

Habs-gâh-i dil zenâhdânındadırHoş-heva menzil zenâhdânındadırMahzen-i müşkün zenâhdânındadır

50

Ger sana erden irişmeye nazarBilmeyesen senden ey cân sen haberTut bir erin eteğin ey mu’teberTa ki o senden sana vere haber

51

Ey ki etmek isteyen dosta seferSenliğinden sen seni eyle güzerVarlığın yokluğa değşir ser-te-serTa bulasın vaslını dosttan eser

52

Her ki bildi nefsini rahmandırBilmeyenler nefsini şeytândır Ehl-i irfân âdemin insândırMa’rifetten bî-haber hayvândır

53

Ger Hak oldun Hak sıfâtın kandadırHak-sıfât ol gör ki zâtın kandadırGer muhît oldun cihânın kandadırEy Kemâh âhır fırâtın kandadır

54

Çok zamâne geldi geçti çok medârBenden ırak olmamıştır doğru yârGönlümün Kudsinde sâkindir eminCennet-i â’ladadır leyl ü nehâr

55

Hak te’âlâ varlığı ÂdemdedirEv anundur ol bu evde demdedirBildi şeytân bu sırrı gamdadırOl sebebden ta ebed mâtemdedir

56

Her ne yerde gökde var Âdemde var

Her ki yılda ayda var Âdemde varNe ki elde yüzde var kÂdemde varBu sözü fehm etmeyen âdem davar

57

Hak sözün gör kim neçe dür-dânedirHak sözünü bilmeyenler tanadırCâhil nadan ne bilsin dâneyiDâneyi dâna bilir kim dânedir

58

Nokta-i pergâr-i kudret hâlidirBilmeyen şol hâli Haktan hâlidirGer toza hâli hayâli aynımaUşta bu aynıma düşmüş ahalidir

59

Her ki sen Şîrîn-lebi çün ad okurHusrev-i hûbâna şeh Ferhâd okurKâmetini sevr ile şimşâd okurGözlerini zâlim bî-dâd okur

60

Allâhın Fazlı bize oldu beşîrBeşşirü bi’l-magrifet ecrun kebirGönlümün Kudsinde sâkindir emîrYa’lem’u’-sırru’l-hafâya ve’z-zamîr

61

Ustâdı egri vü hem yalancıdırAcı yalanı anun zarb acıdırFitnenin paşmağı anun tâcıdırMekr ü âl esrâsı vü mi’râcıdır

62

Gel muhît-i aşka bir kez dala görVahdetin dürrin içinden ala görÂdeme kıl secde mekri sala görOlma şeytân düşme mekr ü âla gör

63

Ey iki âlemde hüsnün bî-nazîr

Fitneli kaşı kemândır gamze tîrAnberîn zülfün tozundandır abirMahşer oldu koptu hüsnünden nefîr

64

Hak te’âlânın kelâmı nûdurGörmeyen ol nûu Haktan dûrdurÇün ene’l-hak söyleyen MansûrdurGeldi İsrâfîl elinde sûrdur

65

Kaşların yâyı beni kurbân eder Sûretin nakşı beni hayrân ederGer bu kudret mu’cizi bürhân ederCümle eşyâ sende ol seyrân eder

66

Saçların Kadr ü Berâtın leylidirÂşıkın Mecnûn ü hüsnün LeylîdirHem-demin dâ’im hayâlin haylidirSûretin savm ü salâtın Leylîdir

67

Ey saçın her tasına bin cân esîrSûretin yektâ vü hüsnün bî-nazîrMushafın yazısı reyhân u debirHem semı’ u bî-bedelsin hem basîr

68

Sâf içen da’im safâ hâsıl kılarDürd içen derde devâ hâsıl kılarKim ki yâr-ı bî-vefâ hâsıl kılarCânını yüz bin belâ hâsıl kılar

69

Ey harîmî gözlerin yağmâcılarKa’be yüzündür melâ’ik hâcılarÂşkına ümmet olandır nâcîlerEy dudağından hacil halvâcılar

70

Ey Hakı her yerae aydursan ki var

Sende bes Hak var imiş Hak sende varEnbiyânın sırrını bilmez davarKısmet olmaz dîve râh-ı hoşgüvâr

71

Kâbe kavseyn iki kaşın yâyıdırVe’d-duhanın şemsi şüzün ayıdırDünye vü ukbâ saçın bir tâbıdırDür bilir her kim ki ol deryâyıdır

72

Ay ile güneş yüzün hayrânıdır Müşk ile anber saçın tarhânıdırÇün Nesîmî âlemin sultânıdırDevr anun devrân anun devrânıdır

73

Tuttu yüzünden cihânı cümle nûrHak hidâyet kıldı Mehdîden zuhûrİndi Îsâ geldi ol Mûsâ vü TûrZâhir oldu mü’mine cennât u hûr

74

Cennetin verdi yüzün gül-nârıdırŞem’-i vahdettir yüzün gül-zârıdırAy ile gün yüzünün envârıdırLeyletü’l-esrâ saçın esrârıdır

75

Kâmetin her dem kıyâmet gösterirGör bu kaddi kim ne kâmet gösterirKa’be yüzünden alâmet gösterirFitneli aynın imâmet gösterir

76

Çün vücûdundur nigâra şehriyârSûret ü ma’nîde sensin şehriyârMa’nî-i şakku’l-kamer çün sendedirİstevâ eyle cemâlin şehriyâr

77

Gözlerin ayn-ı belâdır ey püser

Gönlümüz sen yıkuban kim yapısarÂşık olan kişiler bu dünyedeMahbûbun elin ayağın öpiser

78

Sûre-i Rahmân benim Hak bendedirLâ-yezâlî zât-ı mutlak bendedirKüntü kenzin kenzi el-hak bendedirGeldi Tûfan Nûh u zevrak bendedir

79

Kıldı insân mazharından Hak zuhûrÂdemin vehcindedir sî vü dû nûrDil-berindir cennet ü gılmân hûrVechidir Tevrât ü İncîl ü Zebûr

80

Îsînin aslın bilen MeryemdedirHem Süleymân hikmetî hâtemdedirOn sekiz bin âlemin sırrın bilenVe lekad kerrame benî Âdem dedir

81

Kâf u nûn ma’nîde külli ma’nîdirYa’nî kâf u nûn sadeftir mâ’nî dürHaşr u neşrin sûru uş çalındı turKâmetin geldi kıyâmet şimdidür

82

Şem’ına güneş yüzün pervânedirCân sadeftir sûretin dür-dânedirNukl u mey la’lin gözün peymânedirMest-i aşkın mescid ü mey-hânedir

83

Ârızın yârın cinân bustânıdırOl kadi Tûbâ saçı reyhânıdırKûy-ı cennet ehli hem RıdvânıdırBes rakîb bu ortanın şeytânıdır

84

Akreb oldı âlemin halkı vü mâr

Fitne yayıldı âlâ kavmiş’ş-şerârKanda var bir arı bâtın doğru yârKanı insâf ü mürüvvet kimde var

85

Âb u hâki eyledi çün Hak hamîrArşını halk eyledi ya’nî serîrHüsnü sultân eyledi aşkı vezîrÂşık u ma’şuk ile aşk oldu bir

86

Âşıkın seyrânı ol âlemdedirGörmeyen şol âlemi mâtemdedirKüntü kenzin gevheri ÂdemdedirÂdem ol meydir ki câm-ı Cemdedir

87

Ey güneş yüzlü cemâlin fitnedirNûn u mîm ü ayn ü dâlin fitnedirEy büt-i gül-çehre âlın fitnedirGamze câdû zülf ü hâlin fitnedir

88

Mâhumun yüzünden oldu perde dûrGeldi Haktan âyet-i Allâhu hûrEy hat u hâlin tecellî yüzü nûrSûretin ma’nîsidir cennât u hûr

89

Sûretin levhında Hak kıldı zuhûrZülf ü ruh-sârındadır haşr ü nüşürEy yanağın âyet-i Allâhu nûrEy boyun Tûba ruhun cennât u hûr

90

Fitnedir aynın yüzün şems ü kamer Fitne-i devr-i kamer sensin megerSûretin Haktır budur Haktan haberSöyleyen Haktır velî adı beşer

91

Ey cemâlin hüsnüne hayrân kamer

Sünbülün devrindedir pinhân kamerLem-yezel güneşsin ey tâbân kamerGölge verdi hüsnüne devrân kamer

92

Her ne kim takdîr-i Yezdânî kılarAyn-i hikmettir Hak erzânî kılarŞâh iki âlemde insânı kılarHer ne kim gönlü diler anı kılar

99

Fâ vü zâd u lâma düştü gönlümüzKa’be vü ihrâma düştü gönlümüzAşk-ı bî-encâma düştü gönlümüzCâvidânî nâma düştü gönlümüz

100

Fâ vü zâd u lâma düştü gönlümüzGördü aynı câma düştü gönlümüzÂrzû-yı hâma düştü gönlümüzGör ne muhkem dâma düştü gönlümüz

101

Perde yüzünden götürdü mâhımız Haktan oldu Hakka doğru râhımızSûret ü ma’nîde Haktır şâhımızDinle lâilâhe illa’llâhımız

102

Sensiz ey cân gönlüm ârâm eylemezCân yanar ey sabr ey dil ârâm eylemezLa’lini devlet bana câm eylemezNiçin ey serv-i gül-endâm eylemez

103

Fâ vü zâd u lâma düştü gönlümüzNergisin tek câma düştü gönlümüzSünbülünden şâma düştü gönlümüzDâne gördü dâma düştü gönlümüz

104

Ey cemâlin sûret-i rahmanımız

Vey dudağın çeşme-i hayvânımızKaşlarındır ruz-ı sübhâne’lleziEy visâlin şerbeti îmânımız

105

Bir acâ’ib şâha düştü gönlümüzBedr yüzlü mâha düştü gönlümüzTâ ki Fazlu’llâha düştü gönlümüzUş hakîkî râha düştü gönlümüz

106

Fazl-ı Haktır vâkıf-ı esrârımızFazl-ı Haktandır kamu envârımızFazl-ı Hak göstermiş idi kârımızFazl-ı Haktır Fazl-ı Hak mi’mârımız

107

Mağrib ü maşrıktan oldu seyrimizYedi yıldız ay iki burc aslımızBist ü heşt ü sî vü dûdur seyrimizFazl-ı Hak oldu bu yolda pîrimiz

108

Gel rızâsın iste Hakkın her nefesÇünkü Hakdır yârın ol âlemde besDünye mahmildir anun devri ceresUçıcak cân kuşu boş kalır kafes

109

Senlik ola ger seninle bir nefesBulamaya vasl-ı yâra dost-resMa’rifetten bî-fenâ urma nefesMa’rifetsizdir fenâmız sözü kes

110

Düzme kuru ma’rifetten el-gıyâsMerd-i bî-ma’nî elinden el-gıyâsHalini bilmez elinden el-gıyâsVâh bî-insâf elinden el-gıyâs

111

Aşk ile ma’şûk u âşık bir imiş

Hem emen hem emziren hem şîr imişSûreti Mushaf yüzü tefsîr imişBu’l-’aceb kudret aceb takdîr imiş

112

Ehl-i irfânın makâmı Kâf imişÂrif-i Rab ârif-i a’râf imişBilmeyen ol kâfı sözü lâf imişÖzünü bilen yakîn sarrâf imiş

113

Çünkü hem evvel hem ahır yâr imişKüfr ü dîn ma’nîde bir bâzâr imişAşkı sûfînin işi inkâr imişHırkası büt secdesi zünnâr imiş

114

Âlemi yüzü gülistân eylemişBülbülü ser-mest ü hayrân eylemişAnberin zülfün perîşân eylemişMâhını ebrinde pinhân eylemiş

115

Cümle Haktır her ne kim mevcûd imişHakka sâcid Hakka Hak mescûd imişÇün iki âlemde bir ma’bûd imişSecdeden başın çeken merdûd imiş

116

Ey yüzün ol levh kim mahfûz imişHer zamân bir nev’ ile melfûz imişEnbiyâ bu noktadan mahzûz imişBu haber İblîsten mahfûz imiş

117

Kün fekânın çünkü aslı zât imişCümle eşyâ vahdet ü âyât imişKim ki hayvân oldu adı at imişOynadı atı velî şâh-mât imiş

118

Kaşların kim gâyet a’lâ tâk imiş

Rûh anun mi’râcına müştâk imişSûretin kim mahzâr-ı hallâk imişKâ’be cân kıble-i uşşâk imiş

119

Dil-berin la’linde eşyâ esrimişSünbülün leylinde Esrâ esrimişNergisin devrinde sevdâ esrimişGözlerin ayık mıdır ya esrimiş

120

Sen yüzü mâh-ı tamâmı buldum uşCennet ü Dâru’s-selâmı buldum uşÇekmedin yolda beriyye zahmetinKa’be vü Beytü’l-harâmı buldum uş

121

Sûretin tâhâ ile yâsîn imişİki kaşın sûre-i tâsîn imişTûr imiş yüzün dişin ve’t-tîn imişHak dedi ârif seni ol hüsn imiş

122

Bu Nesîmînin çü ol dil-dârımış Neçe dil-dâr kamu anda var imişNefsini bilen ülü’l-ebsâr imişKim ki nefsin bilmedi ağyâr imiş

123

Ca’d-ı zülfün anber-efşân eylemişNâfe-i Çîni perîşân eylemişCân-ı merdüm neçe top eylemişÇün nigârın zülfü çevgân eylemiş

124

Çün Süleymân oğlu ustâd er imişHâsılı gülden cihânın hâr imişHakka yârın der velî ağyâr imişOl yalancıdan Hudâ bî-zâr imiş

125

Mustafâ medlûl ü Âdem dâl imiş

Dâl ü medlûl Mustafâda hâl imişÂlem-i ulvî vü süflî kâl imişKim ki bildi özünü abdâl imiş

126

Âşıkın adı neden abdâl imişAnda kim adı hemîşe dâl imişHarf-i dâl oldu vücûd-ı HâşimîKim ki nefsin tanıdı abdâl imiş

127

Âşıkın adı neden abdâl imişNûn u aynı mîm ü dâlı dâl imişHarfler içre harf-i sâkıt dâl imişHer ki âşıktır adı abdâl imiş

128

Çün ezelden kudret ile bî-galatYüzüne nakş eyledi sî vü dû hatHer Hakı görmek dilersen bî-vasatBellidir fî-sûretin şâbin katat

129

Ey Haka müştâk olan uş sende HakEbcedi unutma yanılma sebakEy kitabından yüzü gül ber-varakPerde ref’ oldu vü açıldı tabak

130

Gel ki gamdan cânımı yaktı firâkRâzımı nâ-mahreme çaktı firâkBoynuma hasret ipin taktı firâkCânımı gör kim ne hoş yaktı firâk

131

Fazl-ı Haktan çün hidâyet buldu Hak Sûretin tefsîrini verdi sebakLâ tüharrik âyetinden bir varakOkuyanlar istivâsın kıldı şak

132

Çün ezân-ı hâlı Haktan banladık

Beş namâzın sırrın hakîkat anladıkMescid-i dilden edenler i’tikâf Bin gecemiz on gün oldu tanladık

133

Çün zümürrüd kıldı aynıma akîkMû-be-mû eyler gönül fikr-i dakîkDil çü gavvâs oldu der-bahr-ı amîkDür getirdi gel harîdâr ol refîk

134

Başıma agalıdan sevdâ-yı aşkOldu cânım bî-ser ü bî-pay-ı aşkVey harâb-âbâdı ma’mûr olısarÇünkim oldu menzil ü me’vâ-yı aşk

135

Aşk imiş Sîmurg u âşık küh-ı KâfAşka sığmaz lâf u aşk olmaz güzâfKim ki ister ka’beyi itmek tavâfHem içi safî gerek hem dışı sâf

136

Görmüşüm Sîmurgı ben der-kûh-ı KafHak durur Sîmurg u sensin kûh-ı KafBilmeyen Sîmurg nedir der-kûh-ı KafGörmeyen Sîmurgı ender-kûh-ı Kaf

137

Aşkın ehli bî-ser ü sâmân gerekDostu için zâr u ser-gerdân gerekHer kime kim mülk-i câvîdân gerekFitne kasın yâyına kurbân gerek

138

Hak ayân oldu vü gitti şirk ü şekVâhidin yoktur vücûdu müşterekÇok zamân geçti vü çok gezdi felekSende gördü ma’den-i hüsn ü nemek

139

Ey ruhun aşkında ser-gerdân felek

Yüzüne karşı sücûd eyler melekHüsn içinde ferdü yektâsın ne şekHer kişinin nakdini çakar mihek

140

Dört gerek dört dört gerek üç dört gerekYeddi hatt-ı istivâ üç dört gerekSeyyidi çoklar söger dehrî deyüKendözin bilenlere beş dört gerek

141

Zâyi’ oldu renc ü hîç oldu emekUmumu şeştir yedi geldi se-yekEy muhâlif seyr eden çarh-ı felekHandadır bir tanıyan hakk-ı nemek

142

Hak ayân oldu gelin Hakkı görünHakkı bâtıldan seçin farkı görünBedrimin yüzündeki şakkı görünÂleme sığmaz ene’l-hakkı görün

143

Ey hatın Hızr âb-ı hayvândır sözünSöyle ey cân söyle kim cândır sözünSûretin Arş ile rahmândır sözünEy sözü Hak cümle Kur’ândır sözün

144

Haşr ü neşrin âfitabıdır yüzünSâ’atın yevmü’l-hisâbıdır yüzünCennetin şem’ u şarâbıdır yüzünRavzânın hüsnü’l-me’âbıdır yüzün

145

Hak te’âlânın kelâmıdır yüzünCennetin Dârü’s-selâmıdır yüzünÂyet-i Seb’a-l-mesânîdir yüzünBâğ-ı cennet ergavânıdır yüzün

146

Âşıkın Beytü’l-harâmıdır yüzün

Ârifin Dârü’s-selâmıdır yüzünEhl-i îmânın imâmıdır yüzünDünye vü ukbâ tamâmıdır yüzün

147

Âyet-i Seb’a’l-mesânîdir yüzünOtuz ikinin nişânıdır yüzünBâğ-ı cennet ergavânıdır yüzünMihr ü mâhın armağânıdır yüzün

148

Sûret-i Haktan işârettir yüzünEhl-i tevhîde bişârettir yüzünHacc u ihrâm u ziyârettir yüzünCümle eşyâdan ibârettir yüzün

149

Otuz ikinin alâmıdır yüzünKa’benin eytü’l-hâramdır yüzünOtuz ikinin nişânıdır yüzünMihr ü mâhın armağanıdır yüzün

150

Pertev-i nûr-ı tecellidir yüzünGülşen-i firdevs-i âlîdir yüzünDüşe ol kim ayn-ı ma’nîdir yüzünHûr-ı aynın nûr-ı aynidir yüzün

151

Mahşerin hûrşîd ü mâhıdır yüzünHer ne kim vardır kemâhidir yüzünSûret-i Hakkın güvâhıdır yüzünSî vü dû nutk-ı ilâhîdir yüzün

152

Âşıka îmân ile dîndîr yüzünBir adı büt-hâne-i Çîndir yüzünEbced ü tâhâ vü yâsîndir yüzünArş u kürsî turısinindir yüzün

153

Fazl-ı Hakkın Câvidânıdır yüzün

Âlemin doğru güvâhıdır yüzün Ehl-i a’râfa çü ma’nîdir yüzünBüt-perestlik şem’-hânıdır yüzün

154

Mazhar-ı esmâ-yı kül oldu yüzünHakka varmak doğru yol oldu yüzünHâdi-i cümle rusül oldu yüzünSâgar u sâkî vü mül oldu yüzün

155

Ey güneş nûr-ı tecellîdir yüzünSûreti fi’l-cümle ma’nîdir yüzünSûreti bî-çûn u mevlîdir yüzünEbced ile lam elif bidir yüzün

156

Ve’d-duhânın âfitâbıdır yüzünCâmi’u’l-hüsnün kitâbıdır yüzünMahşerin yevmü’l-hisâbıdır yüzünCennetin şem’ u şarâbıdır yüzün

157

Ve’d-duhânın âfitâbıdır yüzünDil-berin vechi kitâbıdır yüzünHayme-i mi’âd-ı cânın öyle bilUşbu ma’nîden tınâbıdır yüzün

158

Kıble-i erbâb-ı tâ’attır yüzünNüsha-i eşrât-ı sâ’attır yüzünSâni’-ı sun’-ı sınâ’attır yüzünGör neçe yevm-i şefâ’attır yüzün

159

Şem’-ı tevfik u hidâyettir yüzünSûret-i Haktan kinâyettir yüzünBî-bidâyet bî-nihâyettir yüzünHem nihâyet hem bidâyettir yüzün 160

Tûtî-i câna şekerdir sözlerin

Leblerin la’l ü güherdir sözlerinGel nisâr et kim dürerdir sözlerinEy ki mercân u güher dür sözerin

161

Sihr ile sayyâd-ı cândır gözlerinFitne-i âhır zamândır gözlerinBileler kim bî-emândır gözlerinDile gelmez dil-sitândır gözlerin

162

Sihr ile iletti câdû gözlerinNergisin gözünde uyku gözlerinMerk ile her lahza yaktı gözlerinGönlüme bıraktı korku gözlerin

163

Baş kapıp her dem kemân-keş kaşlarınGönlümü kıldı müşevveş kaşlarınUrdu cân mülküne âteş kaşlarınEyledi aklımı taraş kaşların

164

Bir hadeng atdukda yâra kirpiginBin ciger diler ki yâra kirpiginBağrıma çok urdu yâra kirpiginUş yakîndır ki yâra kirpigin

165

Tîz eder cânıma hançer kirpiginKıldı dil mülkün müsahhar kirpiginHükm ile hûn-rîz ü kâfir kirpiginÂlemi tuttu ser-â-ser kirpigin

166

Kıldı tende ur sârayı ruhlarınRûşen etti cümle ra’yı ruhlarınNûra gark etti cihânı ruhlarınHoş müşerref tuttu cânı ruhların

167

Pertev-i nûr-ı Hudâdır ruhların

Mazhar-ı ehl-i sâfâdır ruhlarınŞem’-i cem’-i esfiyâdır ruhlarınRûşen ol kim müntehâdır ruhların

168

Müşk-i terden dâneler cân benlerin Rûşen etti anber-efşân benlerinKıldı Hindistânı tâlân benlerinOldu Rûm iline sultân benlerin

169

Nâfe-i Çîn ü Hutendir benlerinDâne-i dâm-ı belâdır benlerinMicmer-i şem’-i safâdır benlerinMüşk-i Rûma pâdişâdır benlerin

170

Ehl-i dil bilir ki cândır gabgabınBoyu nâzik müşk-i Çîndir gabgabınÇün tavâf-ı ehl-i dîndir gabgabınBana âlemde hemîndir gabgabın

171

Oldu çün âb-ı mu’allak gabgabınGûy-ı sîmîn durur el-hak gabgabınSîb-i cennettir muhakkak gabgabınBâde-i pâk ü mürevvak gabgabın

172

Serverâ serv-i revândır kâmetinÂşıka rûh-ı revândır kâmetinŞâh-ı Tûbâdan nişândır kâmetinAr’ar-ı bâğ-ı cinândır kâmetin

173

Cân u dil olsun gubârı pâyininAkl u ser dahı nigârı pâyininCümle âlem hâk-sârı pâyininÂşıkın mecmû’ varı pâyinin

174

Cân kimi sırrı nihândır ağzının

Varlığı dahı gümândır ağzınınÂb-ı Kevser Hızr-ı cândır ağzınınLa’lile yâkut-ı ahmer ağzının

175

Ey büt-i şîrîn çü şekkerdir lebinŞehd ile kand-ı mükerrerdir lebinÂb-ı Hızr u cûy-ı Kevserdir lebinNutku dür kimi ayân durur lebin

176

Ey lebi mercân güherdir dişlerinYâ sedef içre dürerdir dişlerinUşbu lafz ile ki terdir dişlerinDefterin dürdü dürün dür dişlerin

177

Dîde-i irfânı aç bidâr isenAşk câmın nûş kıl hüşyâr isenOlma gâfil tâlib-i dîdâr isenSerden el yu server-i ser-dâr isen

178

Usandım mülk ü mâlinden cihânın Bana zevkı gerekmezdir bu cânınNeçe nûş eyleyim devrân elinden Helâhil zehrini âhır zamânın

179

Gel ki sensiz bî-karâr oldu gönülDüştü gamdan sayrı zâr oldu gönülDerdime hem-dem ne yâr oldu gönülGör ne zâyi’ rüzgâr oldu gönül

180

Çün senindir her ne kim var ey gönülKimden umarsın atâ var ey gönülÇün yetersin sen sana yâr ey gönülYârını bil olma ağyâr ey gönül

181

Dünyenin ehlinden usandı gönül

Gaflet uykusundan uyandı gönülHakkı incitmekten utandı gönülHakka döndü Hakka dayândı gönül

182

Bî-vefâ dünyâdan usandı gönülYok dedi dünyâyı yok sandı gönülDüştü aşkın oduna yandı gönülVahdetin kand-âbına kandı gönül

183

Gözlerin sevdâsına düştü gönülFitnenin gavgâsına düştü gönülAltı dördün tâsına düştü gönülVahdetin deryâsına düştü gönül

184

Bir acâib dilbere düştü gönülBir eli yetmez yere düştü gönülBir meh-i nîk-ahtere düştü gönülBir büt-i sîmîn-bere düştü gönül

185

Ol bilir Hakkı ki yalancı değilHer ki yalan söyler ol nâci değilHacca doğru varmayân hâcî değilDoğru söz doğrulara acı değil

186

İsm-i a’zam bilmeyen insân değilAhsen-i takvîm ile ihsân değilSanma kim ârif oluptur Hak ileHakkı bilmez bes neden hayvân değil

187

Râzık-ı erzâkımız mer’aş değilRızkı mer’aşdan umarsın hoş değilKim ki arıtmaz için bî-gaş değilİki üçü kim dedi kim şeş değil

188

Her ki Hakkın ilmine mahrem değil

Ol azâzîl dîvdir âdem değilMa’rifette geçmeyen dem dem değilCahilin yoktur demi âdem değil

189

Yüzünü Haktan çevirme Hakkı bilSûre-i ve’t- tûrı tanı rakı bilMustafânın parmağından şakkı bilSelsebil oldu dudağın zevkı bil

190

Hak sever hûbu vü Haktan Hakkı bilLevh ile ve’t-tûrı tanı rakı bilGör bu bedrin istivâsın şakkı bilNâra satma sen anı uçmağı bil

191

Hakka doğru bak vü Hakı doğru bilDoğru kavl ol doğru fi’l ol doğru dilÇün buyurdu üscüdü Rabb-ı celîlÜscüdü yetmez mi insâna delîl

192

Huccetü’llâh oldu nutkum nâtık olHakka ihlâs iste Haktan sâdık olGer likâ Haktan dilersen âşık olHâliku’l-halkı gör andan hâlik ol

193

Geç ikilikten elif tek vâhid olHakkı gör Âdemde Hakka sâcid olGel fenânın bahrına düş hâlid olKa’beyi tanı vü Lâta âbid ol

194

Perdesiz ma’bûdunu gör âbid olOlma şeytân gel turâba sâcid olCennet-i bâkî na’îm-i hâlid olGeç ikilikten vücûd-ı vâhid ol

195

Ey behiştten tâze gelmiş tâze gül

Havz-ı Kevser rûşen âbmış tâze gülHüsnüne ey şâh-ı âlem cümle kulKim durur diyen seni kim Hak değil

196

Aşk imiş bâkî vü hüsnün lâ-yezâlAşka sığmaz çün ü çend ü kîl ü kâlLem yelid hüsnün ve lem yûled cemâlHüsnüne sübhûnehu celle celâl

197

Ben otuz iki hûrûfum lem-yezelYoktur ortağım ne mislim ne bedelÇün ebeddir âhırım evvel ezelEvvel ü âhır benim azze ve cel

198

Ey cemâlin âfitâb-ı lâ-yezâlVey dudağın çeşme-i âb-ı zülâlBâreke’llâh ey hâbib-i hoş-hızâlYoluna cânım fedâ kanım halâl

199

Ey yüzünden hûr u gılmân münfa’ilEy kaşından mâh-ı tâbân münfa’ilEy lebinden âb-ı hayvân münfa’ilEy hatından verd ü reyvân münfa’il

200

Kâmetinden sevr ü ar’ar münfa’ilGül yüzünden verd-i ahmer münfa’ilKâkülünden müşk ü anber münfa’ilLeblerinden şehd ü şekker münfa’il

201

Ey cemâlin bî-bedel hüsnün cemîlCümlenin maksûdu sensin öyle bilEy boyun Tûbâ dudağın selsebilHüsnüne cânlar fedâ âlem sebil

202

Her neye kim bakarım Hak bakarım

Bakışım Haktır ene’l-hak bakarımHakka mutlak zât-ı mutlak bakarımBî-gümân Hakkım muhakkak bakarım

203

Bulmuşum Hakkı ene’l-hak söylerimHak benim Hak bendedir Hak söylerimGör bu esrârı ne muglak söylerimSâdıkım kavlimde saddak söylerim

204

Secde emrin tutmayân şeytân-ı şûmHak yâratmış anı min nâri’s-semûmGelmedi şeytâna çün Haktan ulûmOl cehûlün adıdır Haktan zalûm

205

Menzil-i Mahmûd imiş âlî makâmOl mâkamı iste Haktan ve’s-selâm Gerçi ayındır kamer adı müdâmDolmayınca olmadı nûru tamâm

206

Gel rızâsın iste Hakkın sen müdâmÇünkü Haktır yârını iste müdâmDünye mühmeldir anun devri tamâmSal elinden uçmada ey nîk’nâm

207

Ravza-i Rıdvân yüzündür ve’s-selamSûret-i rahmân yüzündür ve’s-selamArş-ı Hak ey cân yüzündür ve’s-selamLevh ile Kur’ân yüzündür ve’s-selam

208

Levh ile Kur’ân yüzündür ve’s-selamHak te’âlâdan gelen sensin kelâmSûretin devrinde hüsn oldu tamâmEy saçın tâhâ yüzün Beytü’l-harâm

209

Yâra her sâ’at selâm olsun selâm

İşret ü ayşi müdâm olsun müdâmYârsız sohbet harâm olsun harâmYârâ bu ma’nî tamâm olsun tamâm

210

Ka’beden mahsûd yüzündür ve’s-selâmFitneler başı gözündür ve’s-selâmKâf ve’l-Kur’ân sözündür ve’s-selâmF’il-i mutlak özündür ve’s-selâm

211

Vechimi Allâha teslîm etmişimSûret-i rahmâna ta’zîm etmişimNutkumu eşyâda taksîm etmişimGör bu esrârı ne tefhîm etmişim

212

Ben ezelden mest ü ser-hoş gelmişimHızra su Mûsâyâ âteş gelmişimLevh-ı mahfûzum münakkaş gelmişimÇâr u penc ü heft ile şeş gelmişim

213

Ben ezelde aşk ile pîr olmuşumGâh ile anunla geh bir olmuşumAhsen-i sûrette tahmîr olmuşumKâdirim her emre takdîr olmuşum

214

Sûretin nakşında hayrân olmuşumVaslına ulaşalı cân olmuşumAkla sığmaz genc-i pinhân olmuşumLâ-mekân tahtında sultân olmuşum

215

Ol dem İsrâfîl ü hem sûr olmuşumGör ene’l-hakdan ne Mansûr olmuşumSelsebilim cennet ü hûr olmuşumGence vîrân aşka ma’mûr olmuşum

216

Alnının ayına hayrân olmuşum

Gözlerin âline mihmân olmuşumKaşların yâsına kurbân olmuşumKirpiğin okuna nişân olmuşum

217

Aşk içinde gör ne hayrân olmuşumCism içinde ser-be-ser cân olmuşumİlm içinde bahr-ı Ummân olmuşumLâ-mekân gencine vîrân olmuşum

218

Fazl-ı Haktan ben hidâyet bulmuşumSûretin nakşını âyet bulmuşumMertebe âlemde gâyet bulmuşumOl sebebden ben velâyet bulmuşum

219

Nûr-ı aşkın şu’lesinde yanmışımCigerim kanı ile boyanmışımKandasın ey Fazl-ı zü’l-’arşi’l-azîmBen firâkında zi-cân usanmışım

220

Ben cihânda lâ’übâlî dervişimKülli varım Hak yolunda vermişimBen âdem mülküne varıp irmişimBu vücûdum zînetin hep dirmişim

221

Mestim ol meyden ki mahmûr olamazamHaktan ırak tâ-ebed dûr olamazamÇün ben ol sağam ki rencûr olamazamGam değil ger dîve meşhûr olamazam

222

Ben vücûd-ı mutlakım mutlak derimHak tanıktır Hak bilir kim Hak derimKüntü kenzen sırrını muğlak derimEyledim parmağı aya şak derim

223

Adımı Haktan Nesîmî yazarım

Bil bu ma’nîden ne sîmem ya zerimHem hidâyet eylerim hem azarımHem bütü uşatıcı hem Azerim

224

Vahdetin bahrında her dem yüzerimGevheri ol bahr içinde düzerim İki yüzlünün derisin yüzerimMa’den-i bahrı elinden süzerim

225

Vahdetin şehrinde seyrân eylerimBen seni cismimde hayrân eylerimGencimi Âdemde pinhân eylerimÂdemi hem Hak hem insân eylerim

226

Hakka senden koyma kim dâd eyleyemTâ-ebed senden Hakı yâd eyleyemSa’yıni hîç umunu bâd eyleyemGamda yanan düşmeni şâd eyleyem

227

Gördüm ol ayı vü bayram eyledimOl lebi mey gözleri câm eyledimHacca verdim azm-i ihram eyledimFâ vü zâd u lâmı Hak-nâm eyledim

228

Gözlerin esrârını fâş eyledimGör ne meyden içerim aş eyledimGörmeyen Hakkı adın taş eyledimÂrife tahsîn ü şâ-bâş eyledim

229

Bülbül oldum bir acâ’ib öterimOd içimdedir bu gün hoş tozarımGerçi bu dem sözlerimden düterimKüfr ile dîni ber-â-ber tutarım

230

Mushafın harfi vü evrâkı benim

Küllü şey’ün hâlikün bâkî benimMey benim sâğar benim sâkî benimÂlemin semmi vü tiryâki benim

231

Çün ezelden tâ-ebed bâkî benimKün fekânın halkı vü hallâkı benimVahdetin bezminde çün sâkî benimEnfüsün âyât u âfâkı benim

232

Lâ-mekânın tahtına sultân benimKüntü kenzen sırrına bürhân benimHem-dem-i Îsâ vü hem İmrân benimCennet-i bâkî vü hem Rıdvân benim

233

Dünyede ömrünü gördüm bir tutamBir tutam dünyâyı neçe bir tutamBiri tuttum ikisini tutmadımLâ-ceram dünyâ tutanı bir tutam

234

Sözünü cândan sevenler ey hümâmHall olur gönüldeki müşkil tamâmDökülür şekker dehânımdan müdâmEkşimez hiç tatlı lafzım ve’s-selâm

235

Perdeden mâh-ı sıyâm oldu tamâmKıble-i Beytü’l-harâm oldu tamâmZühd imiş sevdâ-yı hâm oldu tamâmSûfiye mey ver ki câm oldu tamâm

236

Perde yüzünden götürdü Hak tamâmGek Hakın dîdârını gör ve’s-selâmBen ezelden görmüşüm Mushâf kelâmGencini fâş eyledi Beytü’l-harâm

237

Kıbledir yüzün kara kışın imâm

Zülf ü kaşındır tehiyyât ü selâmEy saçın mahşer ruhun Beytü’l-harâmSûretin devrinde hüsn oldu tamâm

238

Ey cihân aşk ehline sensiz harâmHer dem olsun yüzüne yüz bin selâmSûretin Mushafîdir ey Tûbâ-hırâmKirpiğin kaşınla zülfündür imâm

239

Vechine cebbâr-ı âlemden selâmOlmasın ey bedr-sîmâ lâ-yenâmÇün cemâlin Hızr imiş aynın kelâmMazhâr-ı Allâh yüzün bedrü’t-tamâm

240

Dünye Hâdis Allâhın zâtı kadîmKâdir ü kahhâr oldur hem hakîmAllâhın emrin tut ey gönlü selîmVarına rahmet kılandır ol rahîm

241

Sûretindir bi’smi’llâhi’r-rahimSûretindir mazhar-ı zât-ı kadîmÂyetu’llâh çünkü senden oldu fâşHem lebinden ilm ü hikmet müstâkim

242

Ey cemâlin mazhar-ı zât-ı kadîmSûretin Allâh u rahmân ü rahîmVechine cümle melâ’ik ins ü cinSecde kıldı gayr-i şeytân-ı racîm

243

Gel beni âvâre kılan dil-berimBağrımı sad-pâre kılan dil-berimEşiginde ben kulun yanar ikenMeylini yâdlara kılan dil-berim

244

Nâ-gehân bûstâna girdim subh-dem

Lâlenin gördüm elinde câm-ı CemNergis işittim der idi dem-be-demDem bu demdür dem bu demdür dem bu dem

245

Ey yüzün bâğında sünbül lâle-çînÂrızın güldür saçındır müşk-i ÇînEy sözün doğru hadîsin cümle- çînDüştü anber- çîn saçından müşk-i Çîn

246

Hak tecellî eyledi Mûsâ için Ne Aristalis ü Bû-Sîna içinEy gönül şol hûr-ı meh-sîma içinSecde kıl hem şol kad-i bâlâ için

247

Olmadı çün hacca ikrârım bütünOldun anlardan meger lâ yûkinûnBilmedin çün Hakta vâv ü mîm ü nûnToncuya git sen gerekse ton bu tün

248

Cânımı yandırdı şevkın kandasınBundasın ma’nîde gerçi andasınEy kamer yüzlü meh-i tâbende senGel ki şeksiz bâkî vü pâyendesen

249

Hak te’âlâ perdesiz oldu ayânSûr uruldu sûr-ı İsrâfil uyanEy yüzün Haktan otuz iki nişânMushâfın esrârını kıldı beyân

250

Perdeden mâh-ı tamâm oldu ayânKıble vü Beytü’l-harâm oldu ayânZâhidin sevdâsı hâm oldu ayânSûfîye mey ver ki câm oldu ayân

251

Ger dilersen hâliki etmek ayân

Harfsiz son neçe eylersin beyânHarfden özge hâlika yoktur nişânGer tapıpsan gel beyân eyle beyân

252

Lâ-mekâna râst ilettim râh benŞemsimin ardınca doğdu mâh benEşiğimde bende buldum şâh benVermezem bin tâ’atı bir âh ben

253

Şeha bir bî-basîret âdemim benKi nâ-binâ-yı her dü âlemim benKemîne kem-terım kemden kemim benÇü şefkat kıla şâhım hürremim ben

254

Ey özünden bî-haber gâfil uyanHakka gel kim Hak değil bâtıl uyanOlma fânî âleme mâ’il uyanMa’rifetten nesne kıl hâsıl uyan

255

Haşr mahsûd-ı halâ’ik yâ emînFazl-ı Haktır rahmeten li’l-âlemînFazl ile zü’l-kuvveti hablü’l-metînNü’tîhi men yeşâ’ü yevmü’d-dîn

256

Ger sen istersen Hakı bilmek yakînGel Nesîmîden apargıl reh-berînTe’vîl eyle âyet-i tûri sinînGer olam dersen min eshâbi’l-yakîn

257

Mağrib ü maşrıkta Haktır söyleyenKanı bir âşık bu gün Hak isteyenHak âyan oldu vü Hakkı görmeyenOldu şeytân Âdemi Hak bilmeyen

258

Enbiyânın savm ü ıydı ey fülân

Şâh Alîdir bil hakîkat bî-gümânNeçe rûz u sitte eyyâm u kamuŞâh Alîdir şâh Alî tahkîk inan

259

Ey dolu senden cihân senden cihânHem cihânın aynıdan hem cism ü cânKaşların harfinden oldu kün fekânSenden oldu her ne kim oldu ayân

260

Haktan âgâh ol ki Hakdır câvîdânHak buyurdu men aleyhâ küllü fânKoy cihânı gel ki fânîdir cihânGör neçe her gün gider her kârvân

261

Ger seni sen tanımışsan bî-gümânSendedir Hak sende gör Hakkı ayânRûh-ı Kudsün nefhasından ya’nî cânCâvidân ol hayy ü hayy-i câvidân

262

Çünkü verdin gönlünü bir yâra senHalk edüben yârâ yigrek yâra senMüdde’î ol yâr için agyâra senVerme yârın sırrını deyyâra sen

263

Çok halâ’ik geldi vü geçti zamânDediler kim bir sırı vardır nihânGeldi Fazlu’llâh imâm-ı gayb-dânKüntü kenzın sırrını kıldı ayân

264

Bunca hây u hu vü bunca hây u hûAç arık ulak imiş içi kuruGerçi olur mahşerin adı uluBağrımı kıldı bu bahşîş yâralu

265

Ey hayâsı görklü vü yüzü sulu

Kahramâni gözlerindir sürmelüOn sekiz bin âlem üstünden doluDile gelmez vasfın u şânın ulu

266

Ey kamer zülfün cebinde rû-siyâhMihr-i ruh-sârın katında tire-mâhGeçmeyen aşkında ömr oldu tebâhTa’atından özge ta’atlar günâh

267

Secde eyler yüzüne mihr ile mahMüşk-i Çin saçından oldu rû-siyahArş-ı rahmandır yüzün Haktır güvahHûbluğun Mısrında sensin padişâh

268

Ey yüzün Ümmü’l-kitab ü FatihaKaşların vahy ü hitab ü FatihaSaklamış mahı nikab ü FatihaCân-fezâ lâ’lin şarâb ü Fatiha

269

Vermemek dil dil-berin gisûsunaSığmaya âşıkların namûsunaSer fedâdır fitne-i cadûsunaCân dahı kurbân kemân-ebrûsuna

270

Cân fedâ cânlar fedâ enfâsınaSecde kıl çün Hak demiş bâlâsınaDüştü âlem Hak nefis kavgâsınaCâhil irmez zülfünün yektâsına

271

Dağıtıp ol zülf hâli boyunaAlmagıl cânım vebâli boyunaSünbülün ucun salalı bûyunaİremez idrak ü yeli boynuna

272

Egri vü ugru vü fettân kaşına

Vâlihim hem dan-hayrân kaşınaGâret oldu dîn ü îmân kaşınaİklîm-i cânımı kurbân kaşına

273

Oldu çün devlet müyesser başınaYâraşır zerrîn külehler başınaDevleti Hak etti efser başınaYâraşır bin tâc-ı Kayser başına

274

Reşk ede mâh-ı münevver alnınaMüşterî cân ile çâker alnınaGer ede hûrşîd-i hâver alnınaŞerm edip olmaz ber-â-ber alnına

275

Düşmüşüm mestâne aynın âlineCân fedâ gül-gûn yanagın âlineEy çeken parmağı ayın âlınaEy cemâlin fitne aşkın âline

276

Aslını kodum yapıştım fer’ınaFikr kıldım sen habibin sun’ınaBu vücûdum yanladan kıldım sü’âlBu sü’vâlin aslı ne vü fer’ı ne

277

Kim ki irdi sûretin ma’nîsineBildi kim sûret nedir ma’nîsi neEhl-i ma’nî şîşesine urma taşHayf ola kim şîşe-i ma’nî sına

278

Dolaşalı ol perîşân zülfüneOldu hayrân akl reyhân zülfüneEl uzâtan mâr bî-cân zülfüneLâzım oldu terk ede cân zülfüne

279

İncedir mûdan desem mû beline

Yâraşır zerrîn kemer bu belineDolaşıcak mûy-ı Hindû belineİremez tedbir ü bilü beline

280

Kandadır yâr et gönül yâr istemeYâr anun adı durur var istemeBî-vefâ dünyâda dîdâr istemeÇün vefâ yoktur vefâ-dâr isteme

281

Yârını gel Haksan ağyâr eylemeDîv ile uğraşma bâzâr eylemeHaktan özge sen sana yâr eylemeAhsen-i takvîmi inkâr eyleme

282

Ey gönül her yana pervâz eylemeÇün kebûter tu’me-i bâz eylemeKimsenin sırrını kimse saklamazKimseyi sen mahrem-i râz eyleme

283

Fazl Rabb-ı zü’l-celâl oldu bizeMuhsin ü hüsn ü cemâl oldu bizeAtamız sâhib-kemâl oldu bizeAnamız südü halâl oldu bize

284

Mescid ü mey-hâne bir oldu bizeDîv ile şeytân esîr oldu bizeGam ferâh diken harîr oldu bizeDil-berin aşkı emîr oldu bize

285

Aşk ile gece harir oldı bizeCennetin nûru hamir oldu bizeArşı Allâhın serîr oldu bizeİki âlem cümle bir oldu bize

286

Cânımın la ‘li meyidir câm ile

Zülf ü hâlin dânesidir dâm ileBen zermânı bulmuşum eyyâm ileVâhidim şol zât-ı bî-encâm ile

287

Hakkı bâtıl sanma Hak yoktur demeRab benim rabbü’l-felak yoktur demeYazıcı yazan varak yoktur demeŞem’ı yandır sen gasak yoktur deme

288

Görmüşüm herşeyde Hakk-ı mutlakıGer değilsen lâ-şey itirme HakıKim ki Hakkı bulmaya oldu şakîGel ki Tûfan oldu iste zevrakı

289

Kim elif tek vâhid ü ferd olmadıBilme merd anı kim ol med olmadıKim ki hak râhında bî-gerd olmadıDögdüğü cüz âhen-i serd olmadı

290

Dedim zülfün kemendi perçem oldıDedim cânım anunçün dirhem oldıDedim kûyun itiyim ey kamer-ruhDedi bu dahı ya’ni Âdem oldı

291

Sabr ile atlas olur tut yapragıYigidi har gösterir tut yapragıBir kişi bir kişiye kılma seferYigidi yâ su çeker yâ toprağı

292

Ölmezindin her kim öldü ileriYoluna cennet sarıya yollarıHavz-ı Kevser selsebil âb-ı hayâtAnda elbet kandıra susuzları

293

Dünyânı benim diyenler kalmadı

Sanasın kim bu cihâna gelmediHer vücûda bir nişân lâbüd gerekBir nîşansız er anadan olmadı

294

Ey saçın bûyu Mesîhânın demiFitneye hüsnün bıraktı ‘âlemiKüntükenz in sırrıdır aşkın gamıOlmadı şeytân bu sırrın mahremi

295

Zülf-i anber-sâya verdim gönlümiLa’l-i rûh-efzâya verdim gönlümiKaşı tek sevdaya verdim gönlümiGör ne muhkem yaya verdim gönlümi

296

Nâ-gehân bir aya verdim gönlümiCân ile yagmâya verdim gönlümiHüsn-i bî-hamtâya verdim gönlümiMüntehâ bâlâya verdim gönlümi

297

Şol boyu ra’naya verdim gönlümiŞol gözü şehlâya verdim gönlümiŞol güneş sîmâta verdim gönlümiŞol yüzü gün aya verdim gönlümi

298

Ol yüzü zîbâya verdi gönlümiZülfü tek sevdâya verdim gönlümiOl kad-i bâlâya verdim gönlümiGör neçe sevdâya verdim gönlümi

299

Gözleri pür-hâba verdim gönlümiLebleri cüllâba verdim gönlümiOl yüzü meh-tâba verdim gönlümiÖz özüm gark-âba verdim gönlümi

300

Âdeme gel âdemi bil âdemi

Âdemi olanların budur demiBu demin zâtında derdimin demiHak ruhun rûhu durur nedir demi

301

Kâf ile nûndan yârattı âlemiErba’in günde yogurmuş ÂdemiDem bu demdür dem bu demdür bil bu demiÂdeme urdu bu demden Hak demi

302

Nâr-ı Mûsâ vü asâdır şâh AlîAfitâb-ı Kibriyâdır şâh AlîAyet-i Hak nümâdır şâh Alîİbtidâ cü intihâdır şâh Alî

303

Gülsitân-ı melekûttur şâh AlîŞîr-i kûh-ı ceberûttur şâh AlîYûnus u deryâ vü hûttur şâh AlîHem ‘asâ Mûsî dûddur şâh Alî

304

Sûretin Mushafdır ey cân pâresiLutf u hüsn ol Mushafın sî-pâresiCâna kâr etti firâkın yârasıGör nedir anun devâsı çâresi

305

Et muhît-ı bahrının dür-dânesiKüntü kenz in gencinın vîrânesiÇün kim oldu âşikârâ gencimızÂdem oldu âlemin dîvânesi

306

Kaf ve’l-Kur’an dur ol mahın yüziGörmesin yavuz göz ol şâhın yüziFani olmaz hergiz Allâhın yüziHalik olsun dîv-i güm-râhın yüzi

307

Ey kamer tal’atlı şems-i hâverî

Ravza yüzündür dudagın KevseriGer seni görse idi düşde perîOda salaydı otuz iki peri

308

Gel diler isen göresin dil-beriGeç özünden fânî olgıl gel beriGel beri ister isen sıdk u safâGöstereyin sendeki sen dil-beri

309

Hak sıyâm- ıyd bize ayd eylediHer ne kim Hak eyledi cîd eylediKim ki Hakkı dîd ü vâ-dîd eylediAdını Hak ehl-i tevhid eyledi

310

Firkatin derdi banâ kâr eylediCânımı yandırdı efgâr eylediGel ki şevkııı hâlimi zâr eylediÂlemi sensiz bana dar eyledi

311

Kâmetin kaptı kıyâmet eylediKaddini gör kim ne kâmet eylediKa’debe her kim ikâmet eylediGözlerin anâ imâmiyet eyledi

312

Ey gönül Mansûr ene’l-hak söylediHak idi vü Hak dedi Hak söylediMarifet sırrını mutlak söylediÂrif âmennâ ve saddak söyledi

313

Kim ki esrâr-o Nesîmî bilmediİzzetî Fazl-ı Na’imi bilmediDîv ü rahmân ü rahîmi bilmediMazhar-ı zât-ı kadîmi bilmedi

314

Ma’rifet ehline Hak binâ dedi

Ve’llezîne câhedû finâ dediSeni kendözüne hâr eylemeHak senin hakkında kerremnâ dedi

315

Hak dedi kim yer yedi vü gök yediLâ-mekân tahtında gizlidir yediGizli âdemde âyan oldı yediDört yedi bir kez neden oldu yedi

316

Ey kaşunla kirpigin zülfün yediOl yedi kim şeytân anı bilmediHak bu sırrı Ahmede keşf eylediŞol sebebden Ahmede ümmî dedi

317

Kirpigin kaşınla zünfündür yediYer yedi vü gök yedi sende yediNe sebebden haftanın adı yediBuna gikmet var durur Mushaf yedi

318

Ey lebın vasl-ı hayât-ı sermedîHatt-i hâlindir cemâlin ebcediKirpigin kaşınla zünfündür yediOl yedi kim Ahmedi mest eyledi

319

Kim ki Hakdan tutmadi pend ey kişiOnmadı hergiz anun Hakdan işiAdı ne erkektir anun ne dişiÇayuban parmağını anun dişi

320

Ey benim gönlümü alan gözleriVay benim bağrımı dilen sözleriBen şikâyet kimden edem ey habibÖzleridir özleridir özleri

321

Ey yüzün ol levh kim mahfuz idi

Her zamân bir meve ile melfûz idiEnbiyâ bu noktadan mahzûz idiBu haber İblîsden mahfûz idi