40
NURULLAH NURULLAH ATAÇ ATAÇ HALİL İBRAHİM CAMCI HALİL İBRAHİM CAMCI Türkçe öğretmenliği Türkçe öğretmenliği 1090320227 1090320227

NURULLAH ATAÇ

Embed Size (px)

DESCRIPTION

NURULLAH ATAÇ. HALİL İBRAHİM CAMCI Türkçe öğretmenliği 1090320227. İÇİNDEKİLER. Hayatı Edebi kişiliği Şiir anlayışı Denemeci yönü Eserleri ve özetleri. HAYATI. 21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi'de doğdu. Asıl ismi Ali Nurullah Ata’dır.Öğretmen Mehmet Ata Bey'in oğlu. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: NURULLAH ATAÇ

NURULLAHNURULLAH ATAÇATAÇ

HALİL İBRAHİM CAMCIHALİL İBRAHİM CAMCITürkçe öğretmenliğiTürkçe öğretmenliği

10903202271090320227

Page 2: NURULLAH ATAÇ

İÇİNDEKİLERİÇİNDEKİLER

HayatıHayatı Edebi kişiliğiEdebi kişiliği Şiir anlayışıŞiir anlayışı Denemeci yönüDenemeci yönü Eserleri ve özetleriEserleri ve özetleri

Page 3: NURULLAH ATAÇ

HAYATIHAYATI

21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi'de 21 Ağustos 1898’de İstanbul Beylerbeyi'de doğdu. doğdu.

Asıl ismi Ali Nurullah Ata’dır.Öğretmen Asıl ismi Ali Nurullah Ata’dır.Öğretmen Mehmet Ata Bey'in oğlu. Mehmet Ata Bey'in oğlu.

Türk edebiyatında modern anlamda Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ürün veren ilk yazardır.deneme türünde ürün veren ilk yazardır.

İlkokuldan sonra 4 yıl Mekteb-i Sultani'de İlkokuldan sonra 4 yıl Mekteb-i Sultani'de öğrenim gördü. öğrenim gördü.

Page 4: NURULLAH ATAÇ

Öğrenimini tamamlamak ve Fransızca Öğrenimini tamamlamak ve Fransızca öğrenmek için İsviçre'ye gitti. öğrenmek için İsviçre'ye gitti.

1919'da Türkiye'ye döndü. Sınava girerek 1919'da Türkiye'ye döndü. Sınava girerek Darülfünun öğretmeni oldu. Darülfünun öğretmeni oldu.

İstanbul'da Nişantaşı, Vefa, Üsküdar liseleri İstanbul'da Nişantaşı, Vefa, Üsküdar liseleri ile Adana Lisesi'nde Fransızca dersleri verdi.ile Adana Lisesi'nde Fransızca dersleri verdi.

Yazmaya Yahya Kemal Beyatlı'nın yönettiği Yazmaya Yahya Kemal Beyatlı'nın yönettiği Dergâh dergisinde yayınlanan şiir ve Dergâh dergisinde yayınlanan şiir ve yazılarıyla başladı.yazılarıyla başladı.

Page 5: NURULLAH ATAÇ

Daha sonra yalnızca deneme ve eleştiri Daha sonra yalnızca deneme ve eleştiri türünde ürünler verdi ve çeviriler yaptı.türünde ürünler verdi ve çeviriler yaptı.

Eski Türk edebiyatı ile çağdaş Batı Eski Türk edebiyatı ile çağdaş Batı edebiyatını inceledi.edebiyatını inceledi.

Yeni bir kültür, edebiyat ve dil arayışı Yeni bir kültür, edebiyat ve dil arayışı içinde oldu. içinde oldu.

Türkiye'de ulusal benliği koruyan bir Türkiye'de ulusal benliği koruyan bir Batılılaşma modeli uygulanmasını önerdi.Batılılaşma modeli uygulanmasını önerdi.

Page 6: NURULLAH ATAÇ

Kendi türettiği sözcükleri, devrik tümceleri Kendi türettiği sözcükleri, devrik tümceleri ve kendine özgü biçemiyle dili bir uygarlık ve kendine özgü biçemiyle dili bir uygarlık sorunu olarak ele aldı.sorunu olarak ele aldı.

Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri Batılılaşma, Divan şiiri, yeni şiir, eleştiri gibi çeşitli konularda, kişisel yönü ağır gibi çeşitli konularda, kişisel yönü ağır basan yazılarındaki kuşkucu ve cesur basan yazılarındaki kuşkucu ve cesur tavrıyla pek çok genç yazarı etkiledi.tavrıyla pek çok genç yazarı etkiledi.

1957’de Ankara'da yaşamını yitirdi.1957’de Ankara'da yaşamını yitirdi.

Page 7: NURULLAH ATAÇ

EDEBİ KİŞİLİĞİEDEBİ KİŞİLİĞİ

Dilde sadeleştirme ve özleştirme Dilde sadeleştirme ve özleştirme hareketinin savunucularındandır. hareketinin savunucularındandır.

Türkçe'deki yabancı kelimeleri Türkçe'deki yabancı kelimeleri kullanmamış, dille düşünce arasında kullanmamış, dille düşünce arasında dolaysız bir ilişki olduğunu vurgulamıştır.dolaysız bir ilişki olduğunu vurgulamıştır.

Somut düşünme geleneğinin doğabilmesi Somut düşünme geleneğinin doğabilmesi için kavramların saydam, hangi kökten için kavramların saydam, hangi kökten geldiklerinin anlaşılır olması gerektiğini geldiklerinin anlaşılır olması gerektiğini vurgulamıştır.vurgulamıştır.

Page 8: NURULLAH ATAÇ

• Bu yol da, Ataç'a göre, Latince, Grekçe, Farsça, Arapça gibi yabancı dillerin eğitimini zorunlu kılmak başarılamayacağına göre, bunlardan alınan kelimelerin Türkçeleştirilmesinden geçer:

Page 9: NURULLAH ATAÇ

Uydurma dil dediler mi, bir şey söylediklerini sanıyorlar.

Söyleyim ben size; Bu uydurma sözünü, Türkçecilik akımına karşı bir silah diye kullanmaya kalkanlardan ne dediğini bilen, şöyle gerçekten düşünerek konuşan bir tek kişi tanımıyorum.

Evet, uyduracağız, bizim yaptığımız, uydurduğumuz kelimeler de yavaş yavaş halka işleyecek, eski Arapça, Farsça kelimelerin işlediği gibi. Onların yerini tutacak.”

Page 10: NURULLAH ATAÇ

Bazı yazılarında arı TürkçeBazı yazılarında arı Türkçe kullandığı için kullandığı için anlaşılmaz olarak eleştirilmiştir.anlaşılmaz olarak eleştirilmiştir.

Onu eleştirenler arasında Attila İlhan, Halit Onu eleştirenler arasında Attila İlhan, Halit FahriFahri Ozansoy gibi isimler vardır.Ozansoy gibi isimler vardır.

Yazı diliyle konuşma dili arasındaki Yazı diliyle konuşma dili arasındaki uçurumu kapatma çabasının bir parçası uçurumu kapatma çabasının bir parçası olarak özgün Türkçeyi ve devrik cümleyi olarak özgün Türkçeyi ve devrik cümleyi kullanmasıyla döneminin yazarlarını da, kullanmasıyla döneminin yazarlarını da, daha sonraki kuşakları da etkilemiştir.daha sonraki kuşakları da etkilemiştir.

Page 11: NURULLAH ATAÇ

““Oysaki ben, öz Türkçe için nice kazançları teptim, Oysaki ben, öz Türkçe için nice kazançları teptim, rahatımı kaçırdım, üzdüm kendimi, adımı deliye rahatımı kaçırdım, üzdüm kendimi, adımı deliye çıkarttım.çıkarttım.

Hepsi de ne dediklerini bilmez, kafalarına Hepsi de ne dediklerini bilmez, kafalarına düşüncenin gölgesi bile girmemiş birer alıktır bana düşüncenin gölgesi bile girmemiş birer alıktır bana deli diyenler. deli diyenler.

Öz Türkçeye özenişim de duygularımın etkisiyle Öz Türkçeye özenişim de duygularımın etkisiyle değildir. değildir.

Latince, Yunanca öğretilmeyen bir ülkede tek Latince, Yunanca öğretilmeyen bir ülkede tek doğru yolun, tek usul (akla uygun) yolun öz dile doğru yolun, tek usul (akla uygun) yolun öz dile gitmek olduğunu düşüncemle anladım da onun için gitmek olduğunu düşüncemle anladım da onun için o yolu buldum.”o yolu buldum.”

Page 12: NURULLAH ATAÇ

ŞİİR ANLAYIŞIŞİİR ANLAYIŞI

Nurullah Ataç’ın şiir anlayışı hakkında bilgi Nurullah Ataç’ın şiir anlayışı hakkında bilgi sahibi olmamız için onun “Şiir ve Anlam” adlı sahibi olmamız için onun “Şiir ve Anlam” adlı yazmış olduğu denemesine bakmamız yazmış olduğu denemesine bakmamız gerekir. gerekir.

Nurullah Ataç bu denemesinde şu ifadeleri Nurullah Ataç bu denemesinde şu ifadeleri kullanmıştır.kullanmıştır.

Page 13: NURULLAH ATAÇ

Şiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp Şiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp gidiyor. Bir bakımdan iyi bir şey; doğru, gidiyor. Bir bakımdan iyi bir şey; doğru, yanlış, hepsi de ilgiye değer birtakım yanlış, hepsi de ilgiye değer birtakım düşünceler üzerinde durmamıza, düşünceler üzerinde durmamıza, kendimizin hangi yandan olduğumuzu, ne kendimizin hangi yandan olduğumuzu, ne demek istediğimizi daha açıkça anlayıp demek istediğimizi daha açıkça anlayıp anlatmağa çalışmamıza sebep oluyor.anlatmağa çalışmamıza sebep oluyor.

Page 14: NURULLAH ATAÇ

Bir bakımdan araştırmamız ne olduğumuzu Bir bakımdan araştırmamız ne olduğumuzu bilmediğimizden gelmez mi? İyice bilseydik, bilmediğimizden gelmez mi? İyice bilseydik, şiir dediğimiz zaman hepimizin anladığı bir şiir dediğimiz zaman hepimizin anladığı bir şey olsaydı bu kadar çekişmezdik. şey olsaydı bu kadar çekişmezdik.

Hatta kendimizce şiirin ne olduğunu iyi Hatta kendimizce şiirin ne olduğunu iyi bilsek gene bu kadar çekişmeyiz: bilsek gene bu kadar çekişmeyiz: karşımızdakilerin araştırdıkları bizim karşımızdakilerin araştırdıkları bizim anladığımızdan büsbütün başka bir şeydir anladığımızdan büsbütün başka bir şeydir der geçeriz. der geçeriz.

Page 15: NURULLAH ATAÇ

Şiiri sevmiyoruz demiyorum; seviyoruz, Şiiri sevmiyoruz demiyorum; seviyoruz, ama sevdiğimizin ne olduğunu pek ama sevdiğimizin ne olduğunu pek bilmiyoruz. Şiiri seviyoruz; ama niçin bilmiyoruz. Şiiri seviyoruz; ama niçin sevdiğimizi söylemek, sevgimize sanki bir sevdiğimizi söylemek, sevgimize sanki bir özür bulmak istiyoruz.özür bulmak istiyoruz.

"Şiiri seviyorum da onun için seviyorum" "Şiiri seviyorum da onun için seviyorum" deyip kesemiyoruz. Montaigne: "Ben onu deyip kesemiyoruz. Montaigne: "Ben onu severdim, çünkü o idi, ben de bendim" severdim, çünkü o idi, ben de bendim" der... Biz şiiri öyle sevmiyoruz. der... Biz şiiri öyle sevmiyoruz.

Page 16: NURULLAH ATAÇ

Doğrusu bu tartışmalarda bir kavga havası Doğrusu bu tartışmalarda bir kavga havası var: her söyleyen karşısındakileri yermek, var: her söyleyen karşısındakileri yermek, kötülemek, dediklerini ille bozmak; hatta kötülemek, dediklerini ille bozmak; hatta anlamamak istiyor. anlamamak istiyor.

Şiir sözü üzerinde anlaşamadığımız gibi Şiir sözü üzerinde anlaşamadığımız gibi tartışmaya karışılan öteki sözler üzerinde de, tartışmaya karışılan öteki sözler üzerinde de, meselâ mana sözü üzerinde de meselâ mana sözü üzerinde de anlaşamıyoruz. Mâna ne demektir? Onu bir anlaşamıyoruz. Mâna ne demektir? Onu bir çözümlemeğe, açıklamağa çalışmalıyız. çözümlemeğe, açıklamağa çalışmalıyız.

Page 17: NURULLAH ATAÇ

Şiiri, herhangi bir sanat eserini belki Şiiri, herhangi bir sanat eserini belki mânası için seviyoruz; belki bizim şekil mânası için seviyoruz; belki bizim şekil dediğimiz mânadan başka bir şey değildir, dediğimiz mânadan başka bir şey değildir, ama o mâna, sanat eserinin sanat mânası, ama o mâna, sanat eserinin sanat mânası, bizim her gün kullandığımız mâna bizim her gün kullandığımız mâna sözünden büsbütün başkadır. sözünden büsbütün başkadır.

Page 18: NURULLAH ATAÇ

Nurullah Ataç şiir hakkında ne Nurullah Ataç şiir hakkında ne düşündüğünü kullandığı bu ifadelerle düşündüğünü kullandığı bu ifadelerle ortaya koymuştur.ortaya koymuştur.

Kısaca Nurullah Ataç’a göre şiir, mânası Kısaca Nurullah Ataç’a göre şiir, mânası için sevdiğimiz, mâna olarak görülen, ama için sevdiğimiz, mâna olarak görülen, ama mânadan kasıt tercüme edilebilecek, mânadan kasıt tercüme edilebilecek, başka kelimelerle anlatılabilecek bir şey başka kelimelerle anlatılabilecek bir şey değildir. değildir.

Page 19: NURULLAH ATAÇ

DENEMECİ YÖNÜDENEMECİ YÖNÜ

Ataç, deneme denince hep ilk akla gelen Ataç, deneme denince hep ilk akla gelen isimlerden biri olmuştur.isimlerden biri olmuştur.

Zevkle okunan hemen her denemesinde Zevkle okunan hemen her denemesinde dikkatli, titiz, afacan ve asabi özelliklerle dikkatli, titiz, afacan ve asabi özelliklerle çıkar okurunun karşısına.çıkar okurunun karşısına.

Savunduğunu çekinmeden, sonuna kadar Savunduğunu çekinmeden, sonuna kadar götüren, kendisine takılmayı da seven, götüren, kendisine takılmayı da seven, hatır gönül için doğruyu eğip bükmeyen hatır gönül için doğruyu eğip bükmeyen bir yazar… bir yazar…

Page 20: NURULLAH ATAÇ

Hep güzeli arar ve basmakalıba hiç rağbet Hep güzeli arar ve basmakalıba hiç rağbet etmez. etmez.

Yeninin peşinde koşan, kültürlü bir denemedir.Yeninin peşinde koşan, kültürlü bir denemedir. Nurullah Ataç’ın deneme hakkında Nurullah Ataç’ın deneme hakkında

düşündükleri bu şekildedir.düşündükleri bu şekildedir. Ancak bazı hususlarda takınmış olduğu Ancak bazı hususlarda takınmış olduğu

birtakım tavırlar bazı yazarlar tarafından birtakım tavırlar bazı yazarlar tarafından eleştirilmektedir.eleştirilmektedir.

Nurullah Ataç’ın eleştirildiği yön Türkçenin Nurullah Ataç’ın eleştirildiği yön Türkçenin arılaştırılması konusundaki inadıdır.arılaştırılması konusundaki inadıdır.

Page 21: NURULLAH ATAÇ

Tanpınar, Ataç’ın ölümü üzerine “Tanpınar, Ataç’ın ölümü üzerine “Edebiyat Edebiyat Üzerine MakalelerÜzerine Makaleler” adlı söyleşisinde kaleme ” adlı söyleşisinde kaleme almış olduğu bir yazıda şu ifadelere yer almış olduğu bir yazıda şu ifadelere yer vermiştir:vermiştir:

“…“…en hâlis Türkçe kelimeleri dilden atmağa en hâlis Türkçe kelimeleri dilden atmağa kalkması bir türlü anlayamadığım şeydir. kalkması bir türlü anlayamadığım şeydir.

O, milletimizin dilini en iyi konuşan adamdı; bir O, milletimizin dilini en iyi konuşan adamdı; bir klan dili ile konuşmağa kalkıştı.” der. klan dili ile konuşmağa kalkıştı.” der.

Tanpınar, kullandığı bu ifadelerle Ataç’ı Tanpınar, kullandığı bu ifadelerle Ataç’ı eleştirmektedir ve Ataç’ın Türkçe kelimeleri eleştirmektedir ve Ataç’ın Türkçe kelimeleri daha da sadeleştirmeye çalışmıştır der. daha da sadeleştirmeye çalışmıştır der.

Page 22: NURULLAH ATAÇ

Mustafa Mihman da Nurullah Ataç’ bu Mustafa Mihman da Nurullah Ataç’ bu yönünden dolayı eleştirmektedir.yönünden dolayı eleştirmektedir.

Ancak, Mustafa Mihman Ataç’ı eleştirmesine Ancak, Mustafa Mihman Ataç’ı eleştirmesine rağmen onun çok iyi bir denemeci olduğunu rağmen onun çok iyi bir denemeci olduğunu söyler.söyler.

Ataç’ın denemeleri için zevkle okuduğum Ataç’ın denemeleri için zevkle okuduğum titiz bir şekilde kaleme alınmış yazılardır der.titiz bir şekilde kaleme alınmış yazılardır der.

Ataç’ın denemelerini okumayan kişilerin Ataç’ın denemelerini okumayan kişilerin fazla zaman kaybetmeden okumalarını fazla zaman kaybetmeden okumalarını tavsiye ediyor. tavsiye ediyor.

Page 23: NURULLAH ATAÇ

ESERLERİ VE ÖZETLERİESERLERİ VE ÖZETLERİ

Günlerin Getirdiği/Sözden SözeGünlerin Getirdiği/Sözden Söze Karalama DefteriKaralama Defteri Ararken Ararken Diyelim/Söz ArasındaDiyelim/Söz Arasında Okuruma MektuplarOkuruma Mektuplar

Page 24: NURULLAH ATAÇ

Prospero ile Caliban Prospero ile Caliban Söyleşiler Söyleşiler Günce I -II Günce I -II Dergilerde Dergilerde

Page 25: NURULLAH ATAÇ

GÜNLERİN GETİRDİĞİ/SÖZDEN GÜNLERİN GETİRDİĞİ/SÖZDEN SÖZESÖZE

Nurullah Ataç'ın zevkle okuyacağınız bu Nurullah Ataç'ın zevkle okuyacağınız bu denemeleri kırk yılı aşkın bir süre önce denemeleri kırk yılı aşkın bir süre önce yazılmış, ama yine de tazeliklerini, yazılmış, ama yine de tazeliklerini, diriliklerini yitirmemişlerdir. diriliklerini yitirmemişlerdir.

"Günlerin Getirdiği" ile "Sözden Söze“ de"Günlerin Getirdiği" ile "Sözden Söze“ de Ataç'ın coşkuyla ve inançla kaleme aldığı, Ataç'ın coşkuyla ve inançla kaleme aldığı, sorgulamayı hiç bırakmadığı konular, eleştiri sorgulamayı hiç bırakmadığı konular, eleştiri oklarını sakınmadan yönelttiği edebiyatçılar oklarını sakınmadan yönelttiği edebiyatçılar var. var.

Page 26: NURULLAH ATAÇ

OKURUMA MEKTUPLAROKURUMA MEKTUPLAR

Yazar bu eserinde niçin bu başlığı kullandığı Yazar bu eserinde niçin bu başlığı kullandığı ile ilgili bilgiler vermektedir.ile ilgili bilgiler vermektedir.

Hoşuna gittiği için bu ismi verdiğini belirtiyor.Hoşuna gittiği için bu ismi verdiğini belirtiyor. Başlıktaki “okuruma” kelimesini niçin Başlıktaki “okuruma” kelimesini niçin

okurlarıma diye kullanmadığını açıklıyor.okurlarıma diye kullanmadığını açıklıyor. Yazılarını herkesin tek kaldığı bir zamanda Yazılarını herkesin tek kaldığı bir zamanda

yahut kalabalık içinde de olsa insanların yahut kalabalık içinde de olsa insanların öznel bir şekilde yazılarını okuduğunu öznel bir şekilde yazılarını okuduğunu belirterek bu eserine bu ismi verdiğini belirterek bu eserine bu ismi verdiğini söylüyor.söylüyor.

Page 27: NURULLAH ATAÇ

Yazar bu yazısında her türün aslında bir Yazar bu yazısında her türün aslında bir mektup olduğunu ileri sürüyor. Bunu da şu mektup olduğunu ileri sürüyor. Bunu da şu ifadeleri ile ortaya koymaktadır:ifadeleri ile ortaya koymaktadır:

““Bir kere her yazı mektuptur. Şiir, hikaye Bir kere her yazı mektuptur. Şiir, hikaye olsun, deneme, eleştirme olsun, hepsi olsun, deneme, eleştirme olsun, hepsi birer mektuptur. birer mektuptur.

Her yazı bir mektup olduğu gibi her resim, Her yazı bir mektup olduğu gibi her resim, her ezgi, her yapı da birer mektuptur. her ezgi, her yapı da birer mektuptur.

Kısacası yazar bu eserinde kullandığı Kısacası yazar bu eserinde kullandığı başlık ve diğer türlerin aslında bir başlık ve diğer türlerin aslında bir mektuptan ibaret olduğunu belirtmektedir.mektuptan ibaret olduğunu belirtmektedir.

Page 28: NURULLAH ATAÇ

GÜNCE 1-2GÜNCE 1-2

Ataç, bu yazısında yazarlara Ataç, bu yazısında yazarlara seslenmektedir.seslenmektedir.

Yazarların, öldükten sonra hakkında Yazarların, öldükten sonra hakkında hemen yazı yazmalarını istemiyor.hemen yazı yazmalarını istemiyor.

Öldükten sonra hemen yazılmış olan Öldükten sonra hemen yazılmış olan yazıların yalan olduğunu belirtiyor.Bunu da yazıların yalan olduğunu belirtiyor.Bunu da şu ifadeleri ile dile getirmektedir:şu ifadeleri ile dile getirmektedir:

““Öldüğümün ertesi günü yazı yazmasınlar Öldüğümün ertesi günü yazı yazmasınlar benim için. benim için.

Page 29: NURULLAH ATAÇ

Hani 'X'i de kaybettik, şöyle yüksekti, Hani 'X'i de kaybettik, şöyle yüksekti, böyle değerliydi.' diye ağıtlar yok mu? o böyle değerliydi.' diye ağıtlar yok mu? o sözlerin yalan olduğunu hepimiz biliriz.” sözlerin yalan olduğunu hepimiz biliriz.” diyor Ataç.diyor Ataç.

Bu yüzden öldükten 2 yıl sonra hakkında Bu yüzden öldükten 2 yıl sonra hakkında yazı yazılmasını söylüyor. yazı yazılmasını söylüyor.

Bu zamanda yazılan yazıların geçek Bu zamanda yazılan yazıların geçek olduğunu yalan ifadelerden arındığını olduğunu yalan ifadelerden arındığını belirtiyor. belirtiyor.

Page 30: NURULLAH ATAÇ

Prospero ile Caliban'da , aydınların Prospero ile Caliban'da , aydınların (mutlu azınlığın) toplumdaki görevi, (mutlu azınlığın) toplumdaki görevi, yazar ve toplum ilişkisi, gelenek, uygarlık yazar ve toplum ilişkisi, gelenek, uygarlık gibi konularda bizi çerçevenin dışına gibi konularda bizi çerçevenin dışına çıkarak düşünmeye çağırıyor.çıkarak düşünmeye çağırıyor.

PROSPERO İLE CALİBANPROSPERO İLE CALİBAN

Page 31: NURULLAH ATAÇ

DERGİLERDEDERGİLERDE

Nurullah Ataç'ın 1951-1956 yılları arasında, Nurullah Ataç'ın 1951-1956 yılları arasında, o dönemde yayımlanan altmış dört dergide o dönemde yayımlanan altmış dört dergide yer alan yazıları eleştirmek amacıyla yazdığı yer alan yazıları eleştirmek amacıyla yazdığı elli bir yazısı bulunmaktadır.elli bir yazısı bulunmaktadır.

Yazılar bir yandan Nurullah Ataç'ın düşünce Yazılar bir yandan Nurullah Ataç'ın düşünce ufkunu sergilerken diğer yandan da dönemin ufkunu sergilerken diğer yandan da dönemin edebiyat sorularını, sorunlarını, tartışmalarını edebiyat sorularını, sorunlarını, tartışmalarını ve ortamını gözler önüne sermektedir. ve ortamını gözler önüne sermektedir.

Page 32: NURULLAH ATAÇ

SÖYLEŞİLERSÖYLEŞİLER

Edebiyatımızın huysuz oldu kadar “öğreten” Edebiyatımızın huysuz oldu kadar “öğreten” kalemi Nurullah Ataç’ın 1941’den 1953’e kadar kalemi Nurullah Ataç’ın 1941’den 1953’e kadar gazetelerde yazdığı doksan yazısı bulunmaktadır. gazetelerde yazdığı doksan yazısı bulunmaktadır.

Hayatını Türk dilinin yabancı sözcüklerden Hayatını Türk dilinin yabancı sözcüklerden arınmasına gelişmesine adayan Ataç, bu kitap da arınmasına gelişmesine adayan Ataç, bu kitap da toplanan yazılarında yine sözünü sakınmadan toplanan yazılarında yine sözünü sakınmadan sivri mi sivri diliyle bazen kendi kendine, bazen sivri mi sivri diliyle bazen kendi kendine, bazen de yarattığı düşsel kişilerle konuşuyor.de yarattığı düşsel kişilerle konuşuyor.

Edebiyatın ve hayatın her alanında basmakalıp Edebiyatın ve hayatın her alanında basmakalıp düşüncelere, tekdüzeliğe, mantıktan yoksun düşüncelere, tekdüzeliğe, mantıktan yoksun düşünme biçimine karşı çıkan Ataç, bu tavrını düşünme biçimine karşı çıkan Ataç, bu tavrını söyleşilerde de sürdürüyor. söyleşilerde de sürdürüyor.

Page 33: NURULLAH ATAÇ

Söyleşilerinin birinde şu ifadeleri kullanıyor Söyleşilerinin birinde şu ifadeleri kullanıyor Ataç:Ataç:

““Bence halk da, yarı aydınlar gibi, ancak Bence halk da, yarı aydınlar gibi, ancak öteden beri bellediği güzellikleri, yani eski öteden beri bellediği güzellikleri, yani eski bir güzelin taklitlerini anlar. bir güzelin taklitlerini anlar.

Bunların büsbütün değersiz şeyler Bunların büsbütün değersiz şeyler olduklarını söyleyemeyiz, onları ortaya olduklarını söyleyemeyiz, onları ortaya koyanlar da bir ustalık gösterirler. koyanlar da bir ustalık gösterirler.

Page 34: NURULLAH ATAÇ

Ama bunlar eskiden beri var olan Ama bunlar eskiden beri var olan güzelliklerdir, gerçek sanatın amacı ise güzelliklerdir, gerçek sanatın amacı ise baba mirasına, geleneğe yeni değerler baba mirasına, geleneğe yeni değerler katmak, güzellik sınırlarını geliştirmektir. katmak, güzellik sınırlarını geliştirmektir.

İşte bu türlü eserleri, yarı aydınlar gibi, İşte bu türlü eserleri, yarı aydınlar gibi, kalabalık kitleler, okurların çoğunluğu gibi, kalabalık kitleler, okurların çoğunluğu gibi, halk da hemen anlayıp alkışlayamaz.halk da hemen anlayıp alkışlayamaz.

Page 35: NURULLAH ATAÇ

ARARKENARARKEN

Nurullah Ataç üslup hakkındaki düşüncelerini Nurullah Ataç üslup hakkındaki düşüncelerini bu eserinde şu sözlerle dile getirmiştir:bu eserinde şu sözlerle dile getirmiştir:

““Kaleminden çıkanı bir yol okumayan bir iki Kaleminden çıkanı bir yol okumayan bir iki yerini düzeltmeyen yazarı pek sevmem: yerini düzeltmeyen yazarı pek sevmem: kendini beğenmiş bir adamdır; kendini beğenmiş bir adamdır; yanılabileceğini aklına getirmiyor demektir. yanılabileceğini aklına getirmiyor demektir.

Öyle yazarların okurlarına da saygıları yoktur. Öyle yazarların okurlarına da saygıları yoktur. Ama bir yazdıklarını bir daha, bir daha Ama bir yazdıklarını bir daha, bir daha okuyan, bir türlü ellerinden bırakamayan, okuyan, bir türlü ellerinden bırakamayan, boyuna düzeltmek isteyen yazarlardan da boyuna düzeltmek isteyen yazarlardan da hoşlanmam. hoşlanmam.

Page 36: NURULLAH ATAÇ

Yazdıklarını öyle uzun uzun çalışmakla Yazdıklarını öyle uzun uzun çalışmakla güzelleştireceklerini sanırlar.güzelleştireceklerini sanırlar.

Oysaki üslûp, kişinin ta kendisi olduğuna Oysaki üslûp, kişinin ta kendisi olduğuna göre, sonradan düzeltilemez, göre, sonradan düzeltilemez, güzelleştirilemez, kalemden nasıl çıktıysa öyle güzelleştirilemez, kalemden nasıl çıktıysa öyle kalır. kalır.

Eser, onun dilinde güzel olan, ölmiyecek yazı Eser, onun dilinde güzel olan, ölmiyecek yazı demekti. Kendisi daha sağdır, çoktandır sustu, demekti. Kendisi daha sağdır, çoktandır sustu, belki gene yazar; ama onun o pek övdüğü belki gene yazar; ama onun o pek övdüğü eser'lerini artık okuyan kalmadı. eser'lerini artık okuyan kalmadı.

Page 37: NURULLAH ATAÇ

"Üslûp" diyorum, ama hiç sevmiyorum bu "Üslûp" diyorum, ama hiç sevmiyorum bu kelimeyi. Hem dilimize uymuyor, hem de kelimeyi. Hem dilimize uymuyor, hem de bir ukalâlık hatıra getiriyor.bir ukalâlık hatıra getiriyor.

Yerine başka bir kelime bulamadım. Yerine başka bir kelime bulamadım. Yakında o da çıkar gider dilimizden.”Yakında o da çıkar gider dilimizden.”

Page 38: NURULLAH ATAÇ

DİYELİM/SÖZ ARASINDADİYELİM/SÖZ ARASINDA

Nurullah Ataç bu eserinde:” Bugün de, Nurullah Ataç bu eserinde:” Bugün de, öyle buyurdu gönlüm, kendimden öyle buyurdu gönlüm, kendimden açacağım. Önemimi söyleyeceğim. Ya! açacağım. Önemimi söyleyeceğim. Ya! önemli bir kişiyim ben.önemli bir kişiyim ben.

Divan şairlerimiz överler kendilerini, Divan şairlerimiz överler kendilerini, "fahriye" yazarlar överler, kasidelerine, "fahriye" yazarlar överler, kasidelerine, gazellerine birer ikişer beyit sıkıştırıp gazellerine birer ikişer beyit sıkıştırıp överler. överler.

Page 39: NURULLAH ATAÇ

Ben, ölümümden az sonra, belki de Ben, ölümümden az sonra, belki de öldüğüm yıl içinde, unutuluveririm. öldüğüm yıl içinde, unutuluveririm.

Olur, üç beş arkadaş, gönüldeş aralarında Olur, üç beş arkadaş, gönüldeş aralarında konuşurken anarlar beni, o başka, ama bir konuşurken anarlar beni, o başka, ama bir yazar olarak anılmam, öğretmenler yazar olarak anılmam, öğretmenler öğrencilerine benim kitaplarımı öğrencilerine benim kitaplarımı okumalarını öğütlemezler.” diyerek okumalarını öğütlemezler.” diyerek düşüncelerini ifade etmiştir.düşüncelerini ifade etmiştir.

Page 40: NURULLAH ATAÇ

KAYNAKÇAKAYNAKÇA

www.edebiyatogretmeni.net www.edebiyatogretmeni.net www.ykykultur.com.tr www.ykykultur.com.tr www.biyografi.net www.biyografi.net