24
Ekim 2011 www.tad.org.tr – www.astronomi.org Sayı: 37 Okyanuslar ve Kuyrukluyıldızlar okfoto ˘ grafc ¸ ılı ˘ gı - Is ¸ı˘ gın Pes ¸ inde

Okyanuslar ve Kuyrukluyıldızlar Gokfoto¨ grafc¸ılı˘ gı - Astronomi...Ekim 2011 – Sayı: 37 • Okyanuslar ve Kuyrukluyıldızlar • Gokfoto¨ grafc¸ılı˘ gı - Is¸ı˘

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • Ekim 2011 www.tad.org.tr – www.astronomi.org Sayı: 37

    • Okyanuslar ve Kuyrukluyıldızlar• Gökfotoğrafçılığı - Işığın Peşinde

  • Türk Astronomi DerneğiElektronik BülteniEkim 2011 - Sayı: 37

    Yayın KuruluM.Ali AlparZeki AslanDefne ÜçerSinan Kaan Yerli (Editör)

    2011 Yayın EkibiODTÜ Amatör AstronomiTopluluğu

    Bülten İletişim [email protected]

    Ağ sayfası ve Abonelikhttp://www.astronomi.org/

    c© 2011 Türk Astronomi DerneğiYazılanların sorumluluğu yazarlarındır.Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir

    Yıldızlar gerçekten kayarsa...Geciken bir (iki) sayının verdiği rahatsızlık ve yetmezmiş gibi Hakkı ho-camızın ayrılığı. Hepsi birleşitiğinde gökyüzünde gezinmenin verdiği o ra-hatlatıcı duygu ilaç gibi soğuk kış gecelerinde fener gibi size yol gösteriyor.

    Hakkı hocamızı genç kuşağın derinlemesine tanıması zor olsa daTürkiye’nin yetiştirdiği (ve korumayı beceremediği) önemli beyinlerdenolduğunu yakında çıkacak özel sayımızda sizler de hissedeceksiniz.

    Vasitinde bile Türkiye - Bilim - Deney üçğenini düşünebilen bir “bilgin” içindaha ne söylenebilir ki:

    Üç servi dikilsin. Birisi ODTÜ Fizik Bölümüne (ilk çalıştığı ku-rum) , diğer Adana Çukurova Üniversitesine (ikinci kurumu) veüçüncüsü de TÜBİTAK Ulusal Gözlemevine (tüm Türk astro-nomların toplanmasını hayal ettiği kurum).

    Öğrencilerinden Eda Sonbaş sanırım söylenebilecek en iyi sözü bulmuş:

    Yıllarını verdiğin yıldızlarına ulaştın Hakkı hocam...Nur icinde yat...Her zaman büyük bir sevgi ve hayranlıkla anılacaksın...

    M

    Bu sayımız yine dopdolu. Ancak, güncel haberlerimiz eskidi. Yine dearşiv kayıtları için yayınlama kararı aldık. Bu aksaklıktan dolayı tekrar bizibağışlamanızı diliyoruz.

    Erdem Aytekin’in uzun bir süredir hazırladığı gök fotoğrafçılığı serisininilk yazıyı ise sanırım herkes severek ve ilgiyle okuyacak. Sizlerden geleceköneri ve eleştirilere göre de serinin diğer yazıları geliştirilip uzatılabilir.

    Lütfen öneri ve yazılarını göndermeyi sürdürün. Bir sonraki sayıdagörüşmek üzere, iyi okumalar diliyoruz.

    Tüm yıldızlar sizinle olsun...Sinan Kaan Yerli

    İçindekilerOkyanuslar ve Kuyrukluyıldızlar . . . . . . . . . . . . . . . 3Gökfotoğrafçılığı - Işığın Peşinde . . . . . . . . . . . . . . . 5Günün Gökbilim Görüntüleri . . . . . . . . . . . . . . . . . 10Güncel Gök Haberleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16Bu Ayki Gökyüzü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 20Astronomi Tarihinde Bu Ay . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22Yayın Ekibi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 24

    [email protected]://www.astronomi.org/

  • Okyanuslar Kuyrukluyıldızlarla mı Geldi?Seda Oturak – ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    Herschel kızılötesi uzay gözlemevi (ESA), bir kuy-rukluyıldızda Yer’deki okyanusların bileşimine ben-zer su buldu. Bu keşif de gezegenimizdeki ok-yanusların çok önceleri uzayda gezinen devasabuzdağlarından ayrılmış olabileceği düşüncesiniakla getirdi.

    Yer’deki suyun kaynağıyla ilgili yıllardır süregelentartışmalar var. Gezegenimiz, suyun buharlaşacağıyüksek bir sıcaklıkta oluştu. Ancak bugün, yeryüzü-nün üçte ikisi suyla kaplı ve bu su Yer soğumayabaşladıktan sonra uzaydan gelmiş olmalı.

    Güneş çevresindeki yörüngesi oldukça basık kimikuyrukluyıldız, kirli buz topları diye de adlandırılır.Yörüngelerinden dolayı gezegenlerle çarpışma ola-sılıkları yüksektir. 1994’teki Shoemaker–Levy kuy-rukluyıldızın Jüpiter’e çarpması bu türden olaylarabir örnektir. Fakat Güneş Sistemi’nin ilk dönem-lerinde, çevrede çok sayıda kuyrukluyıldız varkenbu çarpışmalar daha fazla oluyordu. Bunula bir-likte şimdiye kadar gözlemler, kuyrukluyıldızlarınYer’e su getirdiği düşüncesini çürütüyordu. Bu keşfinaltında yatan ise hidrojen izotoplarından biri ve su-daki döteryumun düzeyi.

    ESA’nın Herschel uzay aracının gözünden Hartley 2 kuy-rukluyıldızı. c©ESA/AOES Medialab; Herschel/HssO Konsorsi-yomu

    Evrendeki tüm hidrojen ve döteryum, 13,7 milyarönce, Büyük Patlama’dan (Big Bang) hemen sonraoluştu. Sudaki hidrojen–döteryum oranı ise konum-dan konuma değişiyor. Buzun uzaydaki oluşum tep-kimelerinde bir su molekülündeki iki hidrojen ato-mundan birinin yerine döteryum bağlanma şansı

    çevre koşullarına bağlı olarak ya çok daha fazladırya da çok daha azdır. Bundan dolayı Yer okyanus-larında ve yerötesi nesnelerdeki su kütlesinde bulu-nan hidrojen–döteryum oranını karşılaştıran gökbi-limciler Yer’deki suyun kaynağı hakkında bir bulguelde ettiler.

    Hartley 2 kuyrukluyıldızının yörüngesi. c©ESA/AOES Medialab

    Daha önceki çalışmalarda üzerinde çalışılan kuy-rukluyıldızlardaki (Halley, Hyakutake ve Hale–Bopp)döteryum düzeylerinin, Yer’in okyanuslarındaki dü-zeyinin iki katı olduğu tespit edilmişti. Böyle birkuyrukluyıldızın Yer’e çarpmasıyla, Yer’deki suyunoluşumuna ancak çok az bir yüzdede katkı sağlamışolacaktı. Buradan yola çıkarak da gökbilimciler,göktaşlarının az miktarda su içerseler bile bundansorumlu olabileceğini düşünmüşlerdi. Yer’e suyugetiren bir başka aday nesne ise asteroitler idi.Jüpiter ile Mars arasındaki asteroit kuşağındakiThemis 24 adlı asteroitin yüzeyinde suya rast-lanması araştırmacıları heyecanlandırmıştı. FakatThemis 24 asteroitindeki hidrojen–döteryum oranıhesaplanmamıştı.

    Herschel Uzay Gözlemevi’nin HIFI aygıtı. c©C. Carreau/ESA

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 3

  • Okyanuslar ve Kuyrukluyıldızlar

    Asteroitlerle yapılan çalışmalar sırasında kuyruk-luyıldızlarda su bulunduğu biliniyordu, asteroitlerinyüzeylerinde su bulunduramayacak kadar Güneş’eyakın olduğu düşünülüyordu. Ancak elde edi-len bu bulgularla suyun asteroitlerle Yer’e taşınıptaşınmayacağı akla geldi.

    Ancak yeni yapılan çalışmalarda, Herschel uzaya-racının en duyarlı aygıtı HIFI, Hartley 2 kuyruk-luyıldızında, Yer’deki okyanus suyuna benzer subulunduğunu keşfetti. Hartley kuyrukluyıldızındakihidrojen–döteryum oranı neredeyse okyanuslarınsuyundaki oranla aynı.

    Buradaki önemli nokta ise neden Hartley’nin farklıolduğu. Hartley kuyrukluyıldızı, Plüton’un çok öte-

    sindeki, Güneş Sistemi’ndeki çok soğuk bölgelerdenbiri Kuiper Kuşağı’nda oluşmuş. Daha önce gökbi-limcilerce incelenen kuyrukluyıldızların ise Jüpiterile Satürn arasında oluştuğu ve gezegenlerin kütle–çekimsel etkileriyle Güneş Sistemi’nin iç bölgelerinedoğru geldiği düşünülüyor. Bu yüzden, yeni gözlem-ler Yer’deki okyanusların Güneş Sistemi’nin dışbölgelerinde doğan özel bir kuyrukluyıldız sınıfındangelebileceğini akla getiriyor.

    Herschel uzayaracı ise şimdi diğer kuyrukluyıldızla-rın bu kuramı destekleyip desteklemediğini arıyor.�

    Kaynakça:

    • ESA’nın özgün haberi• space.com’un özgün haberi

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 4

    http://www.esa.int/esaSC/SEMER89U7TG_index_0.htmlhttp://www.space.com/8305-water-ice-discovered-asteroid-time.html

  • Gökfotoğrafçılığı - Işığın PeşindeErdem Aytekin – ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    Hayatınız boyunca geçirdiğiniz en mutlu anlarıdüşünün. İşte bu anlarda zamanın olduğundan dahahızlı aktığını hissederiz. Saatin tik takları değişmesede, o an için zaman algımız alt üst olmuştur. Böyle-likle göreceliğin kişisel hayatımızdaki tezahürünü ilkelden deneyimleme fırsatı buluruz. Zamanın tekyönde aktığı gerçeğiyle mücadele etmek yeterincezorken, hafızamız unutkan tabiatıyla sanki işleridaha da zorlaştırır. Zamanı tersine çeviremesekde o anın bir suretini kaydetmek ve kendimizehatırlatmak isteriz bu yüzden. Yazıyla, sesle vegörsel olarak. . .

    Özellikle görsel öğelerin hafıza ve öğrenme süreciüzerindeki olumlu etkileri uzun zamandır bildiğimizbir gerçek (Farrald & Schamber, 1973). Herhangi birşeyi hatırlamak için sıklıkla görsel çağrışım yönte-mini kullanırız. Bu yüzdendir ki sadece bakmaktanöteye geçerek, evrenin güzelliğini kayıt altına al-mak ve paylaşmak gökyüzü fotoğrafçılığının temelinioluşturur. Baktığımız sınırlı çerçeveden bile, göre-bildiğimiz büyüklüğün ve uzaklıkların karşısındahayran kalmamak elde değildir. Gök fotoğrafçılarıbize hatırlatmak için kaydederler. Çok büyük bir ok-yanusta yüzen küçük bir ceviz kabuğu olduğumuzgerçeğini. . .

    Astronomi kültürüyle yetişmiş birisi aslında potansi-yel bir ışık avcısıdır. Yalnızca görmek, gözlemek, za-manla ona yetmeyecek ve gördüklerini kaydetmekve paylaşmak isteyecektir. Uygun ekipmanların edi-nilmesiyle yolculuk başlar.

    Gökyüzü fotoğrafçılığında profesyonel bir çalışmaçıkarmak her zaman büyük harcamalar yapma-yı gerektirmez. Zamanla edineceğiniz deneyimive yaratıcılığınızı kullanarak tatmin edici fotoğ-raflara erişmek olasıdır. Peki nereden başlama-lı? Işık kaydedicimizi seçerek atacağımız bu ilkadım amacımız ve bütçemiz doğrultusunda ve-receğimiz bir karardır. Bu bir fotoğraf makinesiya da bir webcam olabilir. Basit ama ayarla-nabilir poz süresine sahip bir fotoğraf makinesiile kayda değer gökyüzü fotoğrafları çekebilmek

    mümkündür. Otomatik makinelerin büyük kısmıgündüz ışığıyla kullanmak üzere tasarlandığından,gece gökyüzünü çekmek için gerekli uzun poz-lama sürelerine sahip değildirler. Fakat bir teleskobailiştirmek suretiyle Ay ve gezegenler gibi parlak gökcisimlerini kısa pozlama süreleriyle çekebilirsiniz.Daha uzun ışık alabilmek için Bulb1 özelliğine sa-hip, giriş seviyesinde bir SLR (Tek Mercek Ayna -Single Lens Reflex) ya da DSLR (D – sayısal an-lamında) türü bir fotoğraf makinesi tüm gereksinim-leri karşılayacaktır.

    Filmli ya da Dijital Fotoğraf Makinesi?

    Fotoğraflarınızı dijital olarak ya da film üzerinekaydetmek ayrı bir seçim ve tartışma konusu-dur. Dijital dünya hızla ilerlerken fotoğraf ma-kineleri için film üreten şirketler de üretimlerinibu rekabet koşullarında düşürmekte ya da son-landırmaktadır. Bu gerçeğe örnek olarak bir çok pro-fesyonel fotoğrafçının seçtiği Kodachrome’un üre-timi 2009’da sona ermiştir. “Afgan Kızı” fotoğrafıylahatırlayacağınız Steve Mc Curry üretilmiş sonKodachrome filmle çektiği fotoğrafları “Bir çağınbitişi” adlı sergisinde toplamıştır[1,2]. Üretilen film-ler yavaş yavaş müzedeki yerlerini alırken, bizçektiğimiz dijital fotoğraflara anında ulaşmanınkeyfini yaşıyor olacağız. Bu hız aynı zamandagökfotoğrafçılığında öğrenme ve tecrübe edinmesürecini de kısaltacaktır.

    İlk Işık

    İlk ışığımızı kaydetmeden önce bazı terimlereaşina olmak gerekir. Bu terimleri örnek fotoğraflarınaltındaki açıklamalarda sıklıkla kullanacağız. Buaynı zamanda ilgili fotoğrafı kendi karenizde yaka-lamak için iyi bir başlangıç noktası olacaktır.

    ISO–ASA: Filminizin ya da dijital alıcınızın ışığa du-yarlılığını gösteren ölçüdür. Yüksek değerler ışığaduyarlılığın arttığını simgeler; böylece karanlık birortamda düşük ISO değerine sahip bir filme göredaha kısa sürede ışık toplayabilirsiniz. Düşük ASA’lıfilmler ise daha çok gündüz çekimleri ya da çok

    1Bulb, fotoğraf makinelerinde parmakla veya bir deklanşör uzatma kablosu aracılığı ile deklanşör basılı tutulduğu süreceperdenin açık kalmasını sağlayan bir enstantane değeridir.

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 5

  • Gökfotoğrafçılığı - Işığın Peşinde

    uzun süreli gece çekimlerinde (yıldız izleri gibi) kul-lanılır. Filmli makinelerde ASA değerini makineniniçine yerleştirdiğiniz film belirler. Dijital makinelerdeise bu değeri fotoğraf makinenizin izin verdiği ölçüdedeğiştirebilirsiniz.

    Pozlama süresi - Enstantane - Exposure: Pozla-ma süresi, ışığı topladığınız süre demektir. Perdeninaçılıp kapanması arasında geçen süredir.

    Diyafram - Aperture: Fotoğraf makinelerinde, filmdüzlemine düşecek ışık miktarını ayarlayan enönemli parçalardan birisidir. İnsan gözünde, gözbebeğinin işlevi ne ise fotoğraf makinalarında dadiyaframın işlevi odur. Diyafram değeri ile diyaf-ram açıklıkları arasında ters orantılı bir ilişki vardır.Örneğin diyafram değeri 22 iken, diyafram açıklığıoldukça küçük, başka bir değişle oldukça kısıktır.Buna karşılık, örneğin diyafram değeri 2.8 olmasıdurumunda diyafram açıklığı oldukça büyüktür[3].Gökyüzü fotoğrafçılığında daha fazla ışık toplamakistediğimizden düşük diyafram değerleri yani büyükdiyafram açıklığı kullanılır.

    Konum: Gökyüzü fotoğrafçılından aldığımız key-fi arttırmak için yapacağımız bir diğer şey, şehirışıklarından olabildiğince uzaklaşmaktır. Işık kir-liliği pozlama süremizi sınırlayacak ve çektiği-miz fotoğrafları ışıktan bir sis perdesinin arka-sına saklayacaktır. Yapay ışıklardan yeteri kadaruzaklaştığımızda, fotoğraf makinemizi üç ayağımı-

    zın üzerine yerleştirip gökyüzünden ilk ışığımızı top-layabiliriz.

    Odaklama: Gökyüzü fotoğrafçılığında odak hayatibir öneme sahiptir. Görece olarak parlaklığı düşüknesneleri odaklamaya çalıştığımız için bazen buişlem bize göründüğünden daha zor gelebilir. Ge-nellikle büyük diyafram kullandığımız için odak nok-tasının duyarlılığı de artacaktır. Odaklamada bazıteknik ekipmanlar ya da karmaşık yöntemler kulla-nabileceğimiz gibi[4], deneme yanılma yöntemiylede olumlu sonuçlara ulaşabiliriz.

    M

    Gökyüzü fotoğrafçılığını kabaca iki bölüme ayırabi-liriz[5]. İlki, ‘sabit üçayak çekimleri’ çok uzun poz-lama süreleri ve izleme sistemi gerektirmemektedir.Yalnızca fotoğraf makinenizi uygun ayarlara getirdik-ten sonra istediğiniz bölgeye çevirip pozlamanız ye-ter. ‘İzleme sistemli çekimler’ için ise daha ayrıntılıbir çalışma gerekir. Fotoğraf makinenizi çekeceğiniznesneye çevirip, Dünyanın dönüşünü de hesaba ka-tarak (genellikle saatler boyunca) o nesneden ışıktoplamanız gerekmektedir.

    Sabit Üçayak Çekimleri

    Bu tür çekimlerde düşük pozlama süreleri kul-lanıldığından fotoğraflayacağınız nesneyi Dünyanındönüşünü hesaba katarak izlemeniz gerekmez(yıldız izleri dışında). Böylece gökfotoğrafçılığındakiilk çalışmalarınızı hızlıca edinebilirsiniz.

    11mm, F2.8, ISO 3200 değerlerinde, 30 saniye pozlanmış, Samanyolu. c©Randy Halverson

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 6

  • Gökfotoğrafçılığı - Işığın Peşinde

    Manzara

    Bu tür çekimlerde genellikle geniş açılı objektiflerkullanılır. Alacağınız ışığa bağlı olarak düşük poz-lama süreleri seçilir (30 saniye ya da daha düşük).Bu fotoğraflarda: Samanyolu, takımyıldızlar, yakıngörünümdeki Ay ve gezegenler, kuyrukluyıldızlar yada aurora gibi atmosfer olayları yer alabilir. Yalnızcayıldız izi örneklerini pozlama sürelerinin daha uzunolması sebebiyle diğer çekimlerden ayırsakta bukategoriyi katı bir şekilde sınıflandıramayız. “Herşeyden biraz”, sanırım bu bölümü tanımlayacak eniyi söz olurdu. Bu yüzden başlıkları ayrıntıyla anlat-mak yerine sözü fotoğraflara bırakacağım. . .

    Takımyıldızlar

    ISO-1600’de 30 sn sabit üçayakla pozlanmış, Büyük Ayıtakımyıldızı. c©Jerry Lodriguss

    Gezegenler ve Ay

    ISO-400, 130mm odak uzunluğu, f/4, 1 sn pozlama ve günışığı beyaz dengesi kullanılarak, Ay’ın karanlık yüzü Dünya’danyansıyan ışıkla aydınlanıyor. Fotoğrafta Venüs (sol üst), Jüpiter(sağ üst) ve Spica da bulunuyor. c©Jerry Lodriguss

    Kuyrukluyıldızlar

    Kuyrukluyıldızların parlak olanları Dünyamıza çoksık uğramadıklarından yakaladığımız anda onlarıfotoğraflamak önemlidir.

    24mm lens, f/2.8, 30 sn pozlama, ISO 640 ile alınmış Hale-Bopp kuyrukluyıldızı. c©Jerry Lodriguss

    Göktaşları

    Göktaşlarını yakalamak; atmosfere nereden gire-ceklerini bilmediğinizden, tamamen şans işidir. Şan-sınızı arttırmak için geniş açılı lensler kullana-bilirsiniz. Kameranızı yöneltmek için ilk akla ge-len düşünce göktalı yağmurunun saçılma nokta-sı olsa da, genellikle saçılma noktasına 45o a-çıda gökyüzünün ışık kirliliğinden daha az et-kilenmiş karanlık noktasına çevirmek şansınızıarttıracak ve daha temiz fotoğraflar çekmenizisağlayacaktır. Yüksek ISO değerleri, örneğin ISO1600, şansınızı arttıracağından fotoğraflarınızın ışıkiçinde boğulmaması için şehirden, yani ışık kir-liliğinden olabildiğince uzakta pozlamak, kalitesidaha yüksek fotoğraflar üretmenizi sağlayacaktır.

    Leonid ve düzensiz bir göktaşı, yıldız izleri önünde birliktegörülüyor c©Jerry Lodriguss

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 7

  • Gökfotoğrafçılığı - Işığın Peşinde

    Yıldız izleri

    16mm lens, ISO 400, tüm diyafram ve 40 dk pozlama ile yıldızizlerini görmektesiniz. c©Jerry Lodriguss

    Zaman atlamalı çekimler (time lapse)

    Bu tür çekimlerde zaman aralığını belirleyerekbakış açısı farklı, fotoğraflar, videolar üretebilirsiniz.Örneğin karanlık bir yerde, geniş açılı lensle fotoğrafmakinenizi bir noktaya sabitleyip gece boyunca 4dk aralıklı (gökyüzünde, 4 dk = 1o’ye karşılık ge-lir; daha yumuşak geçiş için zaman aralığı azaltılır)ISO 1600 ve 30 sn’lik pozlar sıraladığında, Saman-yolu’nun belirginleştiği gökyüzü fotoğraflarını bir vi-deoya dönüştürmüş olursunuz. Gezegen harketle-rini fotoğraflamak için ise bu zaman aralığını günler,haftalara çıkarabilirsiniz.

    Zaman atlamalı çekim örneği[V1]. Video bağlantısı içinkaynakçaya bakın. c©Stéphane Guisard

    Hareket denetimli zaman atlamalı çekimlerde (mo-tion controlled time lapse) ise kamera da çekimsüresi boyunca hareket etmektedir. 1992 yılındayapılmış Baraka belgesel filmi, bu tekniğin ağırlıklıkullanıldığı ilk örneklerin başında gelir[6]. Bu tek-nikle hazırlanmış videolar, ustaca hazırlanmışlarsaizleyiciler üzerinde büyüleyici bir etki bırakır.

    Hareket denetimli zaman atlama tekniğiyle hazırlanmış birbaşka etkileyici video[V2]. c©Dustin Farrell

    Takip sistemli çekimler

    Takip sistemli çekimlerde çok uzun pozlama süre-leri kullanılır. Bu yüzden çekeceğiniz gök cis-mini Dünya’nın dönüşünü hesaba katarak, pozlamasüresince takip etmeniz gerekir. Bunu, kutup ayarınıyaptığınız ve takip sistemini çalıştırdığınız telesko-punuza ya da hazırlayacağınız el denetimli izleç sis-temine, fotoğraf makinenizi bağlayarak yapabilirsi-niz. Hazırlayacağınız izleç sistemi; mekanizma du-yarlılığına göre, uzun sürelerde hata olasılığı ar-tacağından, bu yöntem sabit üçayak çekimlere göredaha fazla zaman ve sabır isteyen çalışmlardır.Bu başlığın daha ayrıntılı anlatımını ayrı bir sayıyabırakmak istiyorum. Şimdilik bir kaç örnek fotoğrafgöstererek bu bölümü; ileride daha ayrıntılı anlat-mak üzere, üç nokta ile bitiriyorum: . . .

    Fotoğraflayacağımız her karedeki yıldızların ışığınınfarklı uzaklıklardan geldiğini düşündüğümüzde, gökfotoğrafçılığının bir tür ışık arkeolojisi ve gökfotoğrafçılarının da ışık arkeologları olduğunu söyle-mek çok yanlış olmayacaktır sanırım. Dünya üze-rinde algıladığımız zamanı, mutlak bir zaman duy-gusu gibi benimsemek sıklıkla düştüğümüz biryanılgı olsa da bu şekilde düşünmenin bizi her daimmerak içinde bırakacağı da tartışılmaz bir gerçektir.

    Gökyüzünüz açık olsun.�

    Kaynakça:

    • [1] Steve Mc Curry’nin kişisel blogu• [2] Son makara kodachrome filmle çekilmiş fotoğraflar• [3] Diyafram açıklığı- aperture• [4] odaklama yöntemleri• [5] Gökyüzü fotoğrafçılığında sınıflama• [6] Zaman atlamalı fotoğrafçılık - Time-lapse photography• [V1] Time-lapse tekniği kullanılmış bir video• [V2] Hareket kontrollü ve zaman atlamalı çekim örneği

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 8

    http://stevemccurry.wordpress.com/2010/12/30/the-end-of-an-era-1935-to-2010/http://www.vanityfair.com/culture/features/2011/02/last-kodachrome-slide-show-201102#slide=1http://www.fotografya.gen.tr/issue-9/diyafram.htmlhttp://www.astropix.com/HTML/I_ASTROP/FOCUS/METHODS.HTMhttp://www.astropix.com/HTML/I_ASTROP/TOC_AP.HTMhttp://en.wikipedia.org/wiki/Time-lapse_photographyhttp://www.youtube.com/profile?feature=iv&annotation_id=annotation_4163&src_vid=wFpeM3fxJoQ&user=sguastro#p/u/3/7ACPdK-DlVshttp://vimeo.com/16198274

  • Gökfotoğrafçılığı - Işığın Peşinde

    Toplam 46 dakikalık pozlama, 210 mm objektifle çekilmiş Andromeda Gökadası. c©Ingo Scholtes

    300 mm f/2.8 lensle 2 dk’lık 22 pozun birleştirilmesiyle oluşturulmuş Ülker açık yıldız kümesi. c©Jerry Lodriguss

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 9

  • Günün Gökbilim GörüntüleriDerleyen: İnci Saim – ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    Mars’taki Tisdale 2 Kaya Oluşumu. c©Mars Keşif Aracı Seferi,Cornell Üniversitesi, JPL, NASA

    Açıklama: APOD: 12 Eylül 2011 – Bu Mars kayasıneden bu kadar çok çinko içeriyor acaba? HalenMars yüzeyinde ilerleyen robot gezgin Opportunity,birkaç hafta önce kabaca bir sehpa büyüklüğündeve biçimindeki tepesi tuhaf biçimde düz, açık renklive hafif yana yatık bu kaya çıkıntısına denk geldi.Geçtiğimiz ayın başlarında şimdiye kadar rastladığıen büyük yüzey biçimi olan Endeavour Krateri’neulaşan Opportunity, şu anda kraterin çevresini in-celeyip, milyarlarca yıl önce Mars’ın ne kadar suluolduğunu gösterebilecek ipuçları arıyor. Fotoğrafıgörülen ve Tisdale 2 diye adlandırılan bu tuhafkayaç yapıyı, Opportunity geçen hafta derinleme-sine inceledi. Şu andaki düşünce, bu kayanınyakınlarda bulunan Odyssey Krateri’ni oluşturançarpışma sırasında fırlatılıp atılmış bir kalıntı olduğuyolunda. Bununla birlikte, Tisdale 2 üzerinde yapılankimyasal çözümlemelerin sonucu kaya içerisindeşaşırtıcı oranda yüksek çinko bulunduğunu gösteri-yor. Bunun nedeni henüz bilinmiyor; ancak sonuçtatüm bu bölgenin tarihini aydınlatacak bir ipucu ha-line dönüşebilir. Opportunity hali hazırda şimdiye ka-dar incelediklerinden daha yaşlı kayalar bulmuş du-rumda ve daha yeni yeni gözüne ilişen ilgi çekicibaşka kaya oluşumları da incelenmek üzere sırada.

    Çeviri: Murat Tuncay, Tahir Şişman – bulutsu.org

    Eylül Ayı Hasat Ay’ı. c©Stefano De Rosa

    Açıklama: APOD: 16 Eylül 2011 – Dolunayındoğumu çok etkileyici gökyüzü manzarası yaratabi-lir ve dolunaylar çok çeşitli adlarla anılabilmektedir.Örneğin 16 Eylül gecesi gördüğümüz Dolunay, ku-zeyyarıküredeki sonbahar ılımına en yakın Do-lunay idi ve geleneklere göre Hasat Ay’ı diyeadlandırılmaktaydı. Töresel bilgiye göre bu ad-landırma duruma gayet uygundu çünkü çiftçiler ürünyetiştirme mevsiminin sonunda gece geç saatlerekadar çalışıp, ekinleri ay ışığında hasat ederlerdi.Uzakçeker mercek ile çekilen huzur dolu bu görüntü,Eylül ayındaki hasat Ay’ı doğumunu İtalya’nın Tu-rin kentinden yakalamış. Fotoğrafta turuncu renkli aydiskinin üzerinde karaltı olarak görülen yapı ise Tu-rin’de bir tepe üzerindeki Büyük Superga Kilisesi’dir.

    Çeviri: Murat Tuncay, Tahir Şişman – bulutsu.org

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 10

    http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap2011-09-12.htmlhttp://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap2011-09-16.html

  • Günün Gökbilim Görüntüleri

    Çok Net Bir Güneş Manzarası. c©İsveç Güneş Teleskobu(SST), İsveç Kraliyet Bilim Akademisi

    Açıklama: APOD: 18 Eylül 2011 – Şimdiye ka-dar çekilmiş en net Güneş görüntülerinden bi-rini bu fotoğrafta görebilirsiniz. Bu çarpıcı görüntü,resmin alt kenarı boyunca uzanan koyu renklibir güneş lekesi ile üst kenarı boyunca kayna-yan mısır koçanları gibi uzanan sayısız bulgurcuğugözler önüne seriyor. Fotoğraf 2002’de KanaryaAdaları, La Palma’daki İsveç Güneş Teleskobukullanılarak çekilmiş. Dünya havaküresinin nedenolduğu bulanıklaştırma etkisini ortadan kaldırıp,yüksek çözünürlüğe sahip bu görüntüyü elde ede-bilmek için ileri teknolojiye dayalı uyarlanabilirmercekler ile sayısal görüntü istifleme ve diğergörüntü işleme yöntemleri kullanılmış. Bu arada, şuanda Güneş yüzeyi üzerinden o kadar büyük birgüneş lekesi grubu geçiyor ki dikkatli bir gözlemciherhangi bir büyütme aracı kullanmadan bile bu le-keleri görebilir.

    Çeviri: Murat Tuncay, Tahir Şişman – bulutsu.org

    Derinlerdeki Ülker. c©Stanislav Volskiy

    Açıklama: APOD: 21 Eylül 2011 – Siz hiç Ülkeryıldız kümesini gördünüz mü? Gördüyseniz bile her-halde daha önce hiç böyle her tarafı toz içindegörmemişsinizdir. Muhtemelen gökyüzündeki enünlü yıldız kümesi olan Ülker’in parlak yıldızları,ışık kirliliğinin yüksek olduğu bir şehrin içerisindenbile dürbünsüz görülebilmektedir. Öte yandan,karanlık bir bölgeden çekilen uzun pozlu birgörüntü Ülker yıldız kümesini saran toz bulutlarınıda çok belirginleştirmektedir. Fotğraftaki bu poz-lama yaklaşık 30 dakik sürmüş ve gökyüzündebirkaç Dolunay genişliğinde alanı kapsamaktadır.Yedi Kız Kardeş ve M45 olarak da bilinen Ülker,Boğa takımyıldızı yönünde yaklaşık 400 ışıkyılıuzaklıkta. Çağdaş katkılar içeren yaygın bir efsa-neye göre kümenin parlak yıldızlarından birisi ad-landırıldıktan sonra soluklaşmış ve çıplak gözlegörülebilen yıldız sayısı altıya inmiştir. Bununla bir-likte küme içerisinde görülebilen yıldız sayısı, oanda çevrenizi saran gökyüzünün ne kadar karanlıkolduğuna ve gözlemcinin görme yeteneğine göreyediden az veya fazla olabilmektedir.�

    Çeviri: Murat Tuncay, Tahir Şişman – bulutsu.org

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 11

    http://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap2011-09-18.htmlhttp://antwrp.gsfc.nasa.gov/apod/ap2011-09-21.html

  • Güncel Gök HaberleriDerleyen: ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    Metal Zengini Yıldızlar Yer Benzeri GezegenOluşturuyor

    Çeviri: Seda Oturak

    Kepler Uzay Teleskopu’nu (NASA) kullanan gökbi-limciler, metal yönünden zengin daha küçük yıl-dızlara odaklandı. Yeni bir araştırmaya göre, ka-yalık gezegenlerin metal zengini yıldızların çevre-sinde bulunma olasılığı daha yüksek. Hatta düşükkütleli yıldızların çevresinde daha çok sayıda butür gezegenlerden bulunduğu düşünülüyor. Bu keşif,Yerötesi yaşam arayışları için büyük önem taşıyor.Araştırmacılar, Kepler ekibinin Şubat’ta bulduğu 997yıldızı, gezegenleriyle birlikte inceledi.

    Gökbilimciler için hidrojen ve helyum dışındaki ele-mentler metal sınıfındadır. Yüksek oranda metaliçeren yıldızlar, aynı zamanda önemli oranda diğerelementleri de içerir. Bu metaller, iki temel gaz-dan (hidrojen ve helyum) oluşmuş yıldızlar, yıkıcıbir supernova geçirip içeriklerini uzaya saçtıklarındaoluşur. Gezegenler de yıldızların oluştuğu aynı hammaddeden oluşur. Yıldızlar bir gaz ve toz bulutununkütle çekimsel sıkışmasıyla oluşurken, gezegenlerde dönen bu bulut diskinden arta kalan malzemler-den oluşur.

    Kaynak: AstroBio

    Kepler 10b, Kepler Uzay Teleskopu’nun bulduğu ilk kayalık ge-zegen. 1400oC’ye yakın sıcaklığıyla bizim bildiğimiz yaşamkoşullarını barındırmıyor. c©NASA/Kepler/Dana Berry

    Venüs’ün Havası Sanıldığı Kadar Sıkıcı DeğilÇeviri: Seda Oturak

    İlk bakışta hava durumu tahmincileri için Venüs’ünatmosferi sıkıcı gelebilir. Gerçekten Venüs’ün sıkıcıbir iklimi var: boğucu sülfürik asit bulutları altındayüzeydeki sıcaklık 450–500oC’ye kadar çıkar ve at-

    mosferi Yer’inkinden 90 kattan daha fazla ağırdır.Venüs’ün havasındaki her bir değişikliğe dikkat edil-mesi gerekir çünkü gezegenin atmosfer koşullarınısabit tutmak için birçok özellik vardır.

    Öte yandan eski veriler kullanılarak yapılan birçalışmada, atmosferin üst kısımlarına gidildiğindehavanın daha ilginçleştiği görüldü. Atmosferin üstkatmanlarında, kutup bölgeleri üzerindeki hava ek-vator üzerindeki havadan daha soğuk olsa da araara daha sıcak olduğu görülmekte. Yer’de ise sıcakhava ekvator bölgesinden doğar ve kutuplara gide-rek orada soğuyup çöker. Atmosfer yüzeye dahayakın yerlerde daha yoğun olduğu için çöken havasıkışır ve Yer’in kutup bölgelerinde atmosferin üstkısımlarını ısıtır. Ancak Venüs’te tam tersi bir durumsöz konusu.

    Alttaki görüntüde, 65 kilometre yükseklikteki bulut-lardaki koyu bölgeler daha sıcak ve daha alçakta.Girdabın ortası ise yaklaşık -23oC’de.

    Kaynak: NASA

    Venüs Express uzayaracının (ESA), Venüs’ün güney kut-bundaki girdaptan, kırmızıötesi dalgaboyunda aldığı bir dizigörüntü. c©ESA/VIRTIS/INAF-IASF/Obs. de Paris-LESIA

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 16

    http://www.astrobio.net/exclusive/4242/heavy-metal-stars-produce-earth-like-planetshttp://www.nasa.gov/topics/solarsystem/features/venus-temp20110926.html

  • Güncel Gök Haberleri

    ‘Dünya Yakını Asteroitler’in SayısıÇeviri: Mehmet Kemal Ardoğa

    Yakında, NASA, Dünya’ya 45 milyon kilometredenyakın ‘Dünya yakını asteroitler’in toplam sayısınıaçıkladı. Bu sayı beklenen sayının oldukça altındagörünüyor. Ama bir sorun var. Çapı 1 km’den büyükasteoritler teleskopla alınan görüntülerde kolaylıklafarkedilebilirken bu çapa ulaşamayan asteoritlerinbulunması oldukça zor olmakta. Büyüklüğüne ekolarak asteroitin yansıtma özelliği de son dereceönemli bir etmen. Büyük siyah bir gökcismi ile küçükbeyaz bir gökcismi aynı derecede parlak görünebilir.

    ‘Dünya yakını asteroitler’i bulmakta en önemliyardımcılardan biri, asıl işi uzak evrendeki kızılötesikaynakları incelemek olan WISE uzayaracı. JPL’ninyönettiği NEOWISE projesi de WISE’ı kullanarak‘Dünya yakını asteroitler’i bulmayı amaçlıyor. WISEasteroitlerin yüzeylerinden yansıyan ısıyı tespit edi-yor.

    Açıklamaya göre 19.500 orta büyüklükte ‘Dünya ya-kını asteroit’ var. Daha önceden yapılan öngörüleregöre bu sayı 35.000 kadar olması gerekiyordu. NE-OWISE projesine göre çapı 1 km’den fazla asteroitsayısı 990.

    Kaynak: Sky & Telescope

    NEOWISE’a göre çapı 100 metreden küçük asteroit sayısı eskimodelin öngörüsüne göre %40 daha az. Yeşil noktaların herbiribirer iç gezegeni, her bir kırmızı nokta ise asteroitleri gösteriyor.c©NASA / JPL

    Güneş Parlamalarının Gizli EvresiÇeviri: Mehmet Kemal Ardoğa

    Güneş parlamaları yaklaşık 150 yıldır biliniyor. Par-lamayı ilk gözleyen kişi İngiliz Richard Carringtonidi. O zamandan bu yana güneş parlamaları gi-zemlerini koruyor. Bu gizeme yeni bir olay dahaeklendi. Güneş’i aralıksız gözleyen SDO (NASA;Güneş Dinamikleri Gözlemevi - Solar Dynamics Ob-servatory), Güneş’te oluşan her yedi patlamadan bi-rinin ‘patlama sonrası şok’u yarattığını bildirdi. Bi-limadamları bu evreye ‘Geç Parlama’ adını veri-yor. Asıl parlamanın enerjisinin 4 katı daha fazlaenerjiyi içinde barındıran bu evre sırasında patlamasırasında bozulan manyetik alanlar tekrar oluşuyorve büyük miktarlarda morötesi ışın yayılıyor. Busonradan yayılan büyük enerjinin Dünya için etkisibüyük. Morötesi ışın Dünya’nın üst atmosferini ısıtıpiyonize ederken düşük yörüngeli uydular bu ışınınzararlı etkisiyle karşılaşırlar ve dolasıyla da GPSaygıtları etkileniyor.

    Kaynak: Science@NASA

    R. Carrington’ın çizdiği Güneş lekeleri. c©İngiliz Kraliyet Astro-nomi Derneği

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 17

    http://www.skyandtelescope.com/news/130843493.htmlhttp://science.nasa.gov/science-news/science-at-nasa/2011/19sep_secretlives/

  • Güncel Gök Haberleri

    Şafak Uzay Aracından İlk SonuçlarÇeviri: Seda Oturak

    Şafak (Dawn – NASA) uzayaracı ile çalışan biliminsanları, Vesta asteroitinin güney yarımküresiyle il-gili ilk bilgileri açıkladı. Temmuz ayının ortalarındanbaşlayarak Vesta’nın yörüngesinde dolanan Şafak,Vesta’nın farklı dalgaboylarında fotoğraflarını çekti.Bu fotoğraflara göre Vesta’nın güney yarımküre-sinde, Güneş Sistemi’nin en yüksek dağları yükseli-yor.

    Ayrıca asteroitin yüzeyi, özellikle kraterlerin çev-resi, şaşırtıcı çeşitliliğe sahip ve ana AsteroitKuşağı’ndaki diğer asteroitlerinkinden daha pürüzlü.Aynı zamanda veriler gösteriyor ki güney yarımküre-deki kraterlerin birçoğu kuzey yarımküredeki krater-lerden 1 ya da 2 milyar daha genç. Bilim insanlarıVesta’nın yüzeyindeki bu yapıların nasıl oluştuğunuhala bilmiyorlar. Ancak, her iki yarımküredekiçukurları inceledikten sonra bu yapıların büyük birçarpışmadan sonra oluştuğunu düşünüyorlar.

    Kaynak: NASA

    Şafak’ın 24 Temmuz’da, 5200 kilometre uzaklıktan görüntüledi-ği Vesta. c©NASA; JPL-Caltech; UCLA; MPS; DLR; IDA

    Curiosity Gale Dağı’na İnecekÇeviri: Mehmet Kemal Ardoğa

    NASA’nın yakın zamanda fırlatmayı planladığı aracı‘Curiosity’ veya diğer adıyla Mars Science Labora-tory’nin 8 aylık yolculuğundan sonra Mars’ta ineceğiyer açıklandı. Araç, yaklaşık 5 kilometre yükseklik-teki Gale Dağı’na inecek. Bir krater içerisindeki budağ, bu özelliği nedeniyle araştırmacıların oldukçailgisini çekiyor. Kraterin oluşumu sırasında budağın da etkilenmiş olması gerektiğini düşünen bi-lim insanları, dağın kraterin oluşumundan sonraoluşması gerektiği konusunda hemfikir. Bilim in-sanları, yaklaşık 155 kilometre çapıntaki krater-den çıkan parçacıkların Mars rüzgarıyla bu dağıoluşturduğunu düşünüyor. İçerisinde barındırdığıdüşünülen kaya tabakaları sayesinde Güneş Sis-temi hakkında paha biçilemez bilgilere ulaşılabilir.Ayrıca, bir zamanlar üzerinde sıvı su olduğudüşünülen Mars’ta bu olayın ne zaman, nasıl vene kadar süre var olduğu da bu dağ incelenerekanlaşılabilir. Aynı zamanda olası bir yaşam formunuda araştıracak olan araç, kil tabakalarını da incele-yecek.

    Kaynak: Science@NASA

    Gale Dağı ve içinde bulunduğu krater. c©NASA / Mars OdysseyOrbiter

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 18

    http://www.nasa.gov/mission_pages/dawn/news/dawn20111012.htmlhttp://science.nasa.gov/science-news/science-at-nasa/2011/29sep_galecrater/

  • Güncel Gök Haberleri

    2011 Nobel Fizik Ödülü 3 Astronoma VerildiÇeviri: Ersin Göğüş - Türk Astronomi Derneği

    2011 Nobel Fizik Ödülüne, evrenin ivmelenerekgenişlediğini gözlemsel olarak belirleyen üç astro-nomun çalışmaları layık görüldü. Saul Perlmutter(California Üniversitesi, Berkeley), Brian P. Sch-midt (Avusturalya Ulusal Üniversitesi) ve AdamG. Riess (Johns Hopkins Üniversitesi) 1998’deyayınladıkları çalışmalarda, çok uzak gökadalardaoluşan Ia türü süpernovaların ışımalarının bekle-nenden yaklaşık dört kat daha az olduğunu belir-lediler. Bu bulgu ancak çok uzaktaki gökadalarınbeklenenden daha uzakta olmaları ile mümkün.Çok uzak gökadaların beklenenden çok daha öte-

    lerde bulunuyor olması evrenin sabit hızla değil, iv-melenerek genişlediğine işaret ediyor. İvmelenerekgenişlemede ise karanlık enerjinin önemli rol oy-nadığı düşünülüyor.�

    Kaynak: Nobel Fizik Ödülü

    2011 Nobel Fizik Ödülünü paylaşan astronomlar. c©NobelÖdülü Vakfı

    Nobel getiren çalışmalarını özetleyen grafik. Sol üstte tüm Ia türü süpernovaların kırmızıya kaymalarına (yani uzaklıklarına) karşıparlaklıkları verilmiş. Sağ altta, daha büyük ve renkli verilmiş grafikte ise Nobel getiren süpernova gözlemleri yer almakta (yanidaha sönük ve daha uzak). Görüldüğü gibi grafikte süpernovaların yoğunlaşması mavi bölgeye doğru. Yani, hızla genişleyenevren modelini destekleyen yönde. c©Perlmutter, Physics Today, 2003

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 19

    http://www.nobelprize.org/nobel_prizes/physics/laureates/2011/index.html

  • Bu Ayki GökyüzüErdem Aytekin – ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    8 Ekim Ejderha Göktaşı Yağmuru zirve noktası(Yaklaşık 1000 meteor/saat)

    12 Ekim Ay enöte konumda13 Ekim Jüpiter–Ay yakın görünümde [akşam] ( 5o)14 Ekim Satürn üstkavuşumda21 Ekim Orion göktaşı yağmuru

    (Yaklaşık 30 meteor/saat)22 Ekim Mars–Ay yakın görünümde [sabah] ( 8o)22 Ekim Merkür günöte konumunda29 Ekim Jüpiter karşıkonumda

    Yeni Ay İlk Dördün26 Ekim 4 Ekim

    12 Ekim 20 EkimDolunay Son Dördün

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 20

  • Bu Ayki Gökyüzü

    Gezegenler: Merkür: Gün batımında ufukta olangezegen çok fazla yükselemeyeceğinden gözlemioldukça zor.

    Venüs: Yine Merkür gibi ufuktan yeterince yükse-lemeyen Venüs, gözlem için uygun koşullara sahipolamayacak.

    Mars: Parlaklığı ay sonunda 1 kadire kadar artacakolan gezegeni, ayın başlarında gece yarısından yak-lasik bir saat sonra doğu ufkunda yükselirken yaka-layabilirsiniz.

    Jüpiter: Gün batımıyla birlikte doğan Jüpiter; par-laklığı ve gözlem süresiyle, gece gökyüzünün ha-kimi olmayı sürdürüyor. Ay sonunda, parlaklığı -2.8kadir civarında olacak gezegeni 13 Ekim akşamı Ayile yakın görünümde gözleyebilirsiniz

    Satürn: 14 Ekimde üst kavuşumda olacak Satürn,gözlem için uygun olmayacak.

    Gök olayları Ejderha Göktaşı Yağmuru: 7-10Ekim 2011’de gerçekleşecek 6.6 yıl dönemli “Ejder-ha Göktaşı Yağmuru”nun, 2011’de saatte yaklaşık1000 göktaşı (akanyıldız) ile gözlenmesi bek-leniyor. Dünya’nın 21P/Giacobini-Zinner kuyruk-luyıldızın yörünge artıklarından geçmesi sırasındaoluşan bu göktaşı yağmurunun en iyi gözleneceğiyerleri belirleyen NASA, Doğu Avrupa bölgesinin(özellikle Türkiye, Mısır gibi ülkelerin) bu önemli gökolayının gözlenmesi için en elverişli bölge olacağınıduyurdu.

    8 Ekim gecesi Ay diskinin %91’i Güneşten al-dığı ışığı yansıtmakla meşgul olacak. Göktaşıyağmurunun zirve noktasına erişeceği saatte ise

    Ay, en büyük yüksekliğine erişeceğinden gözlemkoşullarını oldukça kötü etkileyecek. Tüm bu olum-suz koşullara rağmen, Ejderha Göktaşı Yağmurugözlemcilere seyir zevki yüksek bir gece vaat ediyor.

    Türkiye’de gökbilime ilgi duyan bir grup öğrencibu önemli gök olayını, doğa harıkası bir bölgeolan Kapadokya’da karşılamak için bir araya geli-yor. Bu kapsamda düzenlenecek etkinliğin amacı,Türkiye’nin ve dünyanin dört bir yanından katılacakolan amatör ve profesyonel gökbilimcilerle bir arayagelip, göktaşı yağmurunun saatlik meteor ortala-masını belirleyerek, amatör ve profesyonel gökbi-lime katkıda bulunacak bir çalışma yapmak vebu olayı bir kamp havasında eğlenceli ve disip-linli bir şekilde halka açık olarak gerçekleştirmek.Daha ayrıntılı bilgi için Göktaşı Kampının sayfasınabakabilirsiniz.�

    Ejderha Göktaşı Yağmuru Saçılma Noktası c©Uluslararası Me-teor Birliği - IMO

    Ejderha Göktalı Yağmurunun zirve noktasında dünya üzerinde gözlenebileceği bölgeler (renklendirilmiş). c©IMO

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 21

    http://www.goktasikampi.com/

  • Astronomi Tarihinde Bu AyZeynep Tonga – ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    01 Ekim 1949 - Cape Canaveral Fırlatma Üssü Ak-tive edildi.

    Amerikanın en büyük fırlatma üssü olan Florida eya-letindeki Cape Canaveral Fırlatma Üssü tüm insanlıuçuşlarda ve ilk olma özelliğine sahip bir çok prog-ramda kullanılmıştır. Bu gün ise üsteki 40 yapınınyalnızca 6’sı aktif kullanılmaktadır.

    04 Ekim 1957 - Rus Sputnik uydusu uzaya fırlatıldı.

    Dünya atmosferini terkeden ilk insan yapımı nesneSputnik, 3 hafta boyunca Rus bilim insanlarınaradyo dalgalarıyla veri iletiminde bulunmuştu. Sput-nik’i takiben Amerika’lılar ise ilk uyduları Explorer’ıancak 1958 Şubat’ında uzaya yollamışlardı.

    04 Ekim 1999 - İlk Dünya Uzay Haftası’nın kutlanışı.

    Birleşmiş Milletler Genel Kurulu her yılın 4-10 Ekimtarihlerini Dünya Uzay Haftası olarak ilan etmiştirve bu hafta, tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlan-maktadır. Dünya Uzay Haftası’nın tarihlerini belir-lemede ise 4 Ekim 1957’de ilk insan yapımı uyduSputnik 1’in fırlatımı ve 10 Ekim 1967 Dış UzayAnlaşması’nın (Outer Space Treaty) imzalanmasıtemel alınmaktadır.

    5 Ekim 1962 - Avrupa Güney Gözlemevi (ESO) ku-rulmasına karar verildi.

    Bu tarihte Avrupa Güney Gözlemevi Kongresi’ndeBelçika, Almanya, Hollanda, Fransa ve İsveç’inişbirliğiyle kurulması planlanmış bu yapı şu anise 12 Avrupa Birliği ülkesi ile toplam 15 ülketarafından desteklenmektedir. Gözlemevindeki 8metre sınıfından 4 teleskop ve diğer 2-4 metresınıfı teleskoplarla birlikte ESO’daki gözlem ye-teneği dünyanın en iyilerindendir.

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 22

  • Astronomi Tarihinde Bu Ay

    18 Ekim 1967 - Bulutların altındaki Venüs’ten ilk be-lirtiler.

    Tarihte ilk defa Sovyetler Birliği Venüs’ün atmosfe-rine sonda gönderdi. Dört aylık yolculuğunun so-nunda Venüs’ün yörüngesine ulaşan Venera 4 ge-zegenin yüzeyine inişe geçerek gezegenin atmos-feriyle ilgili ilk bilgileri göndermeye başladı. Venera4’ün atmosfere girişinden 94 dakika sonra iletişiminkesildiğinde ise sonda halen daha atmosferde, ge-zegenin yüzeyinden yaklaşık 25 km’lik bir yüksek-likte yer almaktaydı.

    26 Ekim 1959 - Dünya, Ay’ın diğer yüzünü gördü.

    Sovyetler Birliği Ay’ın Dünya’dan görünmeyen diğeryüzünün fotoğraflarını yayınladı. 4 Ekim’de fırlatılanLunik 3 uydusunun çektiği fotoğraflar yaklaşık483.000 km’lik bir mesafeden Dünya’ya iletildi.�

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 23

  • Yayın EkibiODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu

    Topluluğun kuruluş ilhamı: Halley – 1986

    Yayın Grubu: Mehmet Kemal Ardoğa, Erdem Aytekin, Zeynep Tonga, Seda Oturak, İnci Saim.

    Topluluk, 1986’da bir grup amatörün çabasıyla,ODTÜ Fizik Bölümü bünyesinde kuruldu. Üniver-sitenin en köklü topluluklarından biridir. Topluluktahem üyelik hem de etkinlik katılımlarında gönüllülükesastır.

    Etkinliklerimizin temelini Seminerler, Gözlemler,Söyleşiler, Atölye Çalışmaları ve Projeler, GökbilimGünleri ve Sergiler TV ve Radyo Programları, Ağsayfası çalışmaları oluşturmaktadır.

    Bugüne kadar yaptığımız etkinlikler arasında Ast-ronot Albert Sacco ile söyleşisi, Gök atlası yapımatölyesi, Teleskop yapım atölyesi, Starshine projesi,Aynalı teleskop projesi, Güneş saati projesi, ÖlçekliGüneş Sistemi projesi bulunmaktadır.

    Ağ sayfamız aracılığıyla topluluğumuzu Dünya’yaaçmayı sürdürüyoruz. Sitemiz ülkemiz çapındagökbilim konusunda en önde gelen kaynaklar-dandır. Sürekli güncellenmekte ve yeni bilgilerpaylaşılmakta ve yapacağımız tüm etkinlikler say-falarımızdan izlenebilmektedir. Forumlarımızda dagökbilimin her konusu tartışılabilmektedir.

    Gözlem Araçlarımız: Celestron (9,25”); CelestronG5 (5”); Coronado Personal Solar Telescope (PST).Görüntüleme: Canon EOS-400D; Canon EOS-500D; Meade Deep Sky Imager.

    İletişim:ODTÜ,Amatör Astronomi Topluluğu,Fizik Bölümü Oda No: Z-26,Tel: (312)210 4313,e-posta: [email protected]: http://www.gokyuzu.org/

    Türk Astronomi Derneği Elektronik Bülteni Ekim 2011– 24

    http://www.gokyuzu.org/mailto:[email protected]://www.gokyuzu.org/

    Kapak: Ekim 2011EditördenOkyanuslar ve KuyrukluyıldızlarGökfotoğrafçılığı - Işığın PeşindeGünün Gökbilim GörüntüleriFOTO: 2011-09-12FOTO: 2011-09-16FOTO: 2011-09-18FOTO: 2011-09-21

    Güncel Gök HaberleriBu Ayki GökyüzüAstronomi Tarihinde Bu AyYayın Ekibi