Upload
others
View
2
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
ORMAN NEDİR ?
Ormanın ne olduğu, orman deyince ne gibi bir varlık anlaşılması gerektiği konusunda
bakış açılarına göre çeşitli görüşler vardır. Bu bakış açılarını Prof.Dr. Hüseyin
AKSOY hocamız şöyle özletmektedir;
- Orman coğrafya açısından bakıldığında "vetajatasyon tipi" ve " arazi parçası".
- Tarih açısıında "zamanla değişen bir vejatasyon biçimi".
- Ekonomi açısından "doğa hazinesi" ve "üretim aracı".
- Maliye açısından "varlık" , "gelir kaynağı" ya da "gider kaynağı".
- Politik açısından "Devlet malı".
- Hukuk açısından "mülk".
- Ormancı açısından işyeri ve mesleki tatmin alanı.
- Biyoloji açısından "yaşam ortaklığı" ( biyosönoze ) olarak görülebilir.
Orman denilince ilk akla gelen böyle düşünceler olabilir. Ancak bu ifadeler ve
düşünceler kısmen doğru olsa bile eksik tanımlamadır. Çünkü orman sadece bir
bakış açısıyla tanımlanacak kadar kücük bir varlık değildir. Halbuki ormanda içinde
birbiriyle uyumlu büyük bir ekosistem mevcuttur, işte bu ekosistemin tümüne orman
denir. Değerli hocamız Necmettin ÇEPEL ormanı şöyle tanımlamaktadır; Orman onu
oluşturan ağaç toplumundan daha çok şey ifade eder, Ormanda yapılacak basit bir
gözlem bile bu tanımlamanın ne kadar doğru olduğunu gösterebilir. Gerçekten de
orman ; ağaçları, havası, suyu, toprağı, diğer otsu ve odunsu bitkileri,
mikroorganizma ve hayvanlarıyla kendine özgü kapalı bir dünya oluşturmaktadır.
Bütün bu canlı cansız varlıklar arasında beslenmeye, mekan edinmeye, hatta
solunum yapmaya kadar tüm yaşam koşulları için karşılıklı etkileşim ağı
bulunmaktadır. Orman öğeleri varlıklarını bu etkileşimde meydana gelen enerji akımı
ve madde döngüsüyle sürdürebilir. Bu nedenle orman bir ekolojik sistemdir ve şöyle
tanımlanabilir: � Orman ekosistemi ağaçlarla birlikte, diğer bitkiler, hayvanlar,
mikroorganizmalar gibi canlı varlıklarla toprak, hava, su, ışık ve sıcaklık gibi fiziksel
çevre faktörlerinin birlikte oluşturdukları karşılıklı ilişkililer dokusunu simgeleyen bir
doğa parçasıdır. Ormanı oluşturan ve canlı ekosistemin bir parçası olan ağaçlar,
sistem içindeki durumlarına göre mevcut ormanının vasıf tanımlanmasında önemli bir
etkendir. Örneğin İğne ve Yayvan yapraklı ormanlar, Koru ve Baltalık Ormanlar, Saf
ve Karışık Ormanlar, Verimli ve Bozuk Ormanlar gibi çeşitlendirmek mümkündür.
ORMANLARIN BİLİNEN FAYDALARI
Ormanın faydalarını saymakla bitmez. İnsanoğlu çok eskiden beri bunu bilmekte ve
ormandan faydalanmaktadır. İlk önceleri daha çok barınma, avlanma ve odun
ihtiyacının karşılanması şeklindeydi bir faydalanma söz konusuydu ancak
günümüzde artık ormanın çok yönlü faydaları tespit edilmiş olduğunda ormanların
faydalanma şekli ve öncelliği çok değişmiştir. Ormanın kısaca bilinen faydaları
şunlardır;
1-Hammadde deposudur: Ormandan sağlanan ürünler asli ve tali olmak üzere ikiye
ayrılır. Asli orman ürünleri ise yapacak ve yakacak odun hammaddesini teşkil eder.
Tali ürünler ise bitkisel ( tohum, çiçek, yaprak, kök, kabuk, meyve, reçine vb),
hayvansal ve mineral ( maden, maden suyu, kil vb) nitelikte olan ürünlerdir.Ayrıca
günlük hayatımızda sıkça kullandığımız kağıdın hammaddesi olan selüloz da yine
ormandan karşılanmaktadır.
2-Su deposudur: Ormanlar yağışlar ile birlikte gelen suyu yapraklardan başlamak
üzere gövdeden köklere ve oradan da toprağa sakin bir şekilde ulaştırır. Ayrıca
orman örtüsü ve toprağı yer altı sularının oluşmasına yardım eder ve yer altı su
kaynaklarının yıl boyunca sürekli ve düzenli olarak su sağlanmasına katkıda bulunur.
3-Toprağı korur: Ağaçlar, kökleri vasıtasıyla toprağı yerinde muhafaza eder, sularla
yıkanıp gitmesine ve rüzgarla taşınmasına müsaade etmez adeta toprak çivilenmiş
gibi yerinde tutar.
4-İklimi olumlu etkiler: Ormanlar iklim üzerinde olumlu etki yapar. Su buharını
yoğunlaştırarak yağmurun oluşmasına katkı sağlar. Ayrıca İklimle gelen tüm olumsuz
etkileri bertaraf eder. Örneğin aşırı rüzgarı bir perde gibi keserek engeller.
5-Rekreasyon alanıdır: Günümüzde insanlar çoğunlukla kentlerde yaşamakta ve boş
vakitlerinde ise doğayla iç içe olmak amacıyla ormanları tercih etmektedirler.
İnsanları ruh sağlığı üzerinde olumlu etki bırakan sihirli bir dünyadır ormanlar.
6-Oksijen kaynağıdır: Bitkilerin Fotosentez yeteneği sebebiyle ormanlarda adeta
oksijen fabrikalarıdır. Toz emmesi, gürültü kirliliğini azaltması, zararlı gazları yok
etmesi de yine önemli faydaları arasındadır.
7-İş sahasıdır: Asli ve tali ürünlerinin kaynağı olan orman aynı zamanda bu ürünlerle
iştigal eden insanlarında işyeridir. Bir çok insan geçimini ormandan sağlamaktadır.
8-Ulusal savunma alanıdır: Ormanlar ulusal savunmanın vazgeçilmez
unsurlarındandır. Gerek hammadde gerek gizlenme imkanlarından
faydalanılmaktadır.
9-Yaban hayatının doğal barınma mekanıdır: Ormanlarımızda yaşayan bir çok yaban
hayvanı mevcuttur. Bu hayvanların varlığı ve çeşitliliği ülke zenginliği olup biyolojik
çeşitlilik, av turizmi ve zooloji bilimi açışından önemlidir.
DÜNYA ORMAN VARLIĞI
Dünyada ormanlar iki kısımda yoğunlaşmıştır. Birincisi Alaska, Kanada , İskandinav
ülkeleri ve Kuzey Rusya dan Sibirya ya kadar uzanan hatta bulunan Kuzey Bölge
İğne Yapraklı ormanlar. İkincisi ise Ekvator bölgesinde bulunan ve Yağmur ormanları
diye tabir edilen Amazon, Orta Afrika ve İndomalezya adalarını kapsayan
ormanlardır. Bu iki alan arasında yer yer geçiş ormanları görmek mümkündür. Dünya
orman varlığı 4 milyar hektar civarındadır. Bu da kara alanlarının %30 una tekabül
etmektedir. Kıtalara göre orman varlığına bakılırsa 1,5 milyar hektar Amerika
kıtasında, 1 milyar hektar Avrupa kıtasında, 635 milyon hektar Afrika kıtasında, 571
milyon hektar Asya kıtasında ve 200 milyon hektar ise Avusturalya kıtasında
bulunmaktadır. En fazla orman alanına sahip ülke 700 milyon hektar ile Rusya
Federasyonu, 671 hektar Brezilya, 450 hektar ile Kanada , 300 milyon hektar ABD,
166 milyon hektar Zaire, 162 milyon hektar Çin, 145 milyon hektar Endonezya ve 144
milyon hektar Avusturalya da bulunmaktadır. Nüfus artışı ekonomik gelişme, hızlı
sanayileşme ve yanlış arazi kullanımı ormanların azalmasına veya yapılarının
bozlulmasına neden olmaktadır. Bunun sonucunda çevre kirliliği ve erozyon tehlikesi
artmakta, tahrip olan ormanlar kendisinden beklenen foknsiyonları tam olarak yerine
getirememektedir. Dünyamızda yılda ortalama olarak 13 milyon hektar orman yok
olmaktadır. Ormanların daralmasıyla iklim değişikliği, küresel ısınma, çölleşme,
biyolojik çeşitliliğin yok olması gibi çevre sorunları ortaya çıkmaktadır.
TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI
Türkiye'de 21.188.747,0 hektar orman alanı mevcuttur. Bu alanın yaklaşık yarısı
(10.621.221,0 hektar) verimli kalan yarısı ( 10.567.526,0 hektar) ise verimsiz
ormanlardır. Ormanların %24 Karadeniz, %20 Akdeniz, %18 Ege, %15 Marmara,
%11 İç Anadolu, %8 Doğu Anadolu ve %4 Güney Doğu Anadolu dadır. Ülke
ormanlarımızın tamamına yakın kısmı ( %99,9) Devlet ormanı niteliğinde olup kalan
kısmı ise özel ormandır.
Bilinmelidir ki; Ülkemiz ormana elverişli olacak arazi bakımından zayıftır. Arazinin
eğimli ve yüksek rakımlı olması da ayrı bir sorundur. Yıllık yağış miktarının ülke
geneline olan dağılımının eşit olmaması gibi durumlarda imkanları zorlaştırmaktadır.
Hal böyleyken ormanların ülkemizde dağılışı da hep aynı değildir. Bu sebeple
ormanlarımızı daha çok kıyı ve kıyılara yakın yerlerdedir.
Ormanların yayılışında, iklim ve toprak ilişkilerinin yanıbaşında memleketin
jeomorfolojik yapısı, aynı zamanda çeşitli formasyonlara sahip bitkilerin ve ağaç
türlerinin birbiriyle yaptıkları rekabetin etkileri rol oynamıştır. Bügünkü haliyle
ormanlarımızda bulunan ağaç türleri doğal olarak bulundukları yerlerin ağaçları
olmakla birlikte, yüzyıllar boyunca yapılan düzensiz faydalanmalar ve tahripler
sonucunda ormanlarımızın alanları daralmış böylece zaman zaman yerlerini maki,
bozkır ve step florası gibi değersiz formasyonlara terketmiş veya tamamen
kıraçlaşarak yok olmuşlardır.
Ayrıca ülkemizde orman içi veya kenarında 20.430 orman köyü bulunmakta ve bu
köylerde yaklaşık 7,5 milyon vatandaşımız yaşamaktadır.
ORMANLARIN MÜLKİYETİ
Osmanlılar döneminde ormanlar devletin malı sayılmakla birlikte gelir hakkının
kullanımı üç kısımda değerlendiriliyordu.
1. Mülk arazisi vasfındaki ormanlar: Özel bir uygulama olup savaşta yararlılık
göstermiş gazilere verilen temlik hakkı ile başkaca faydalı işler yapmış kişilere verilen
mülkiyet hakkıdır
2. Vakıf arazisi vasfındaki ormanlar: Vakıf gelirlerinin sürekli olması için zaman
zaman ormanlarda gelir amaçlı olarak vakıf malı sayılmıştır.
3.Miri arazi vasfındaki ormanlar : Bu ormanlar büyük ölçüde devlet hizmetlerinde
kullanılmıştır. Tersanei Amire, Tophanei Amire ve Istabl-ı Amire kurumları bu
ormanları kullanan başlıca devlet kurumlarıydı. Özellikle savaş gemilerinin yapılması
için gerekli olan odun hammaddesi bu ormanlardan sağlanıyordu. Ayrıca halkın genel
ihtiyacını karşılaması için Cibali Mübaha ( kullanılması mubah) uygulaması da bu
ormanlardan yapılıyordu.
Tanzimat fermanıyla mülkiyet hususunda değişik uygulamalar yapılmış olmakla
birlikte ormanların mülkiyet durumunda ciddi değişimler yaşanmamıştır veya
uygulamaya tam anlamıyla geçilememiştir.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında ciddi çalışmalar yapılmış ve 1869 yılında
çıkarılan Orman Nizamnamesindeki maddeler benzer kanunlar çıkarılmış ve mülkiyet
güvence altına alınmıştır. 1937 yılında ise 3116 kanunla �Devlet Ormanlarını devlet
işletir� hükmünce mülkiyetle Devlet kelimeleri yan yana getirilerek sahiplenme
olgusu pekiştirilmiştir. Daha sonra 1945 yılında 4785 sayılı yasa ise ülke ormanlarının
büyük çoğunluğu resen devletleştirilmiştir. Halen ülkemizde ormanlarının % 100
yakını devlet mülkiyetindedir. Özel ormanlar ve Hükmi şahsiyete haiz Amme
Müesselerine ait ormanlar ( Valilik, Belediye, Üniversite vs) dahil mülkiyet alanları
genel alanın %1 i dahi etmemektedir. Özel Ormanlar ve Hükmi şahsiyete haiz Amme
Müesselerine ait ormanlar mülkiyet bakımından bağımsız olmakla birlikte diğer
hususlarda Devlet denetimine ve Orman Kanununa tabiidir.
ORMANLARIN İDARESİ
Ormanlarımızın yönetimi Çevre ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğü
tarafından yapılmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü 1937 yılında 3204 sayılı yasa ile
kurulmuştur. 1985 yılında çıkarılan 3234 sayılı Teşkilat Kanunu ile Orman Genel
Müdürlüğünün görev ve yetkileri belirtilmiştir. Teşkilat kanununa göre Orman Genel
Müdürlüğünün görevi;
1- Ormanların geliştirilmesini, usulsüz ve kanunsuz müdahalelere, tabi afetlere,
yangınlara, muhtelif zararlılara karşı korunmasını ve gerekli kontrolleri sağlamak.
2-Ormanları, devamlılığını sağlayacak şekilde teknik ve ekonomik icaplara göre idare
etmek ve işletme asli ve tali orman ürünlerinin; üretim, taşıma, depolama iş ve
işlemlerini yapmak ve yaptırmak bu ürünleri yurt içinde ve dışında pazarlamak,
ormancılık hizmetleri ile ilgili gerekli araç ve gereçleri temin ve tedarik etmek.
3-Ormanları imar ve ıslım etmek, silvikültürel bakımını ve gençleştirilmesini
sağlamak.
4-Orman sınırları içinde muhtelif sebeplerle meydana gelmiş ve gelecek olan
açıklıklardan veya verimsiz, bozuk vasıflı orman alanlarında orman tesisi için
ağaçlandırmalar yapmak, orman rejimine alınacak yetiştirme şartlarına elverişli ve
ekonomik icaplarını gerektirdiği yerlerde yeniden orman yetiştirmek, bunun için
lüzumlu tohum ve fidanı üretmek, temin ve tedarik etmek.
5- Milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı ve mesire yerlerinin
ayrılması, korunması, işletilmesi, av ve yaban hayatı kaynaklarının korunması,
geliştirilmesi, işletilmesi, av sahalarının ayrılması ve orman içi suların ve ürünlerinin
korunması, geliştirilmesi ile idaresi ve işletilmesine dair iş ve işlemleri yürütmek .
6- Orman ve ağaç sevgisini yangınlaştırmak ve ağaçlandırmayı geliştirmek ve
genişletmek gayesiyle gerçek ve tüzel kişileri hazırlanacak yönetmelik hükümlerine
göre teşvik etmek ve destelemek.
7- Orman kadastrosu ve mülkiyeti ile ilgili işlere, ormanlardaki izin, intifa ve irtifak
işlemlerini özel mevzuatına göre yürütmek.
8- Ormancılık hizmetlerini gerektirdiği konularda döner sermaye işletmeleri kurmak.
9- Hizmetin gerektirdiği her türlü hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim yaptırmak, eğitim
ve sosyal tesisleri kurmak, işletmek ve ayrıca ara ve alt kademe meslek elemanı
yetiştirmek üzere okullar açmak.
10- Hizmetleri ili ilgili her türlü araştırma, envanter, basım, yayım ve tanıtma işleri ile
projeleri yapmak, yatırmak ve tasvip edilenleri uygulamak.
11- Ormana ilişkin hizmetlerin daha süratli ve verimli yürütülebilmesi için her türlü
malzeme, arsa, arazi, bina, tesis, tesisat satın almak veya kiralamak; Hizmeti ile ilgili
bina ve tesisleri ve bunların bakımlarını yapmak, yaptırmak.
12- Ormancılık hizmetlerinin gerektirdiği makineler ile hizmet vasıtalarını, bunların
ekipmanlarını ve yedek parçalarını sağlamak, bakım ve revizyonlarını yapmak,
yaptırmak.
13- Orman köyleri ile ilgili yıllık iş programlarını Teşkilatlanma ve Destekleme Genel
Müdürlüğü ile müştereken hazırlamak.
14- Üretim, ağaçlandırma yolları ve yangın şeritleri ile ilgili orman ve orman yolları
ağını tespit etmek ve etüt proje çalışmalarını yapmak.
ORMANLARIN KORUNMASI
Ormanlar, sadece ait oldukları ülkelerin ormanları olmayıp tüm insanlığın ortak malı
olduğu kabul edilmektedir. Bu sebeple korunmaları ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir
şekilde aktarılmaları çok önemlidir. Ekonomik değer taşımaları, toprağın korunması,
su rejiminin düzenlenmesi, doğal filtre olması gibi nedenleri ayrıca önemi bir kat daha
artmaktadır.
Ormanların bugüne kadar gelmesinde en önemli etken korunmuş olmalarıdır. Gerek
Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde ormanlar değişik yöntem ve
yasalarla korunmuştur. Ancak Kurumsal bir şekilde ormanların korunması
Cumhuriyet dönemiyle başlamıştır. İkinci Dünya savaşı yıllarında ormanların
korunmasını Orman Koruma Komutanlığına bağlı askerlerce yapılmıştır. Ancak kısa
bir süre sonra bu uygulamadan vazgeçilerek Orman Muhafaza Memurları tarafından
koruma hizmetleri yapılmıştır.
Günümüzde ormanların korunmasını, OGM bünyesindeki Orman Koruma ve
Yangınla Mücadele Daire Başkanlığınca yapılmaktadır. Taşrada ise Daire
başkanlığının prensipleri doğrultusunda koruma hizmetleri Teknik Personel ve Orman
Muhafaza Memurlarınca yapılmaktadır. Ayrıca yürürlükte bulunan yasa ve mevzuat
gereğince ihtiyaç duyulduğunda Jandarma, Polis ve Köy Muhtar ve Aza larıda Orman
teşkilatına yardım etmeye mecburdurlar.
Ormanların korunması 4 ana başlıkta yapılmaktadır.
1- Öncellikle ormanların usulsüz müdahalelerinden korumak.
2- Ormanlarda tahribatta yol açan hastalık ve her çeşit orman zararlılarını önlemek ve
bunlarla mücadele etmek.
3- Ormanlarda ve orman içinde otlak, yaylak ve kışlaklardaki otlatmayı düzenlemek
4- Orman Yangınlarını önlemek ve mücadele amacıyla plan ve programlar
hazırlamak, araç gereç temin etmek, tesislerin kurulmasını sağlamak ve gerekli diğer
tedbirleri almak
ORMANLARIN İŞLETİLMESİ
Bilindiği gibi ormanlar, başta odun hammaddesi olmak üzere bir çok yan ürünlerin (
reçine, sığla yağı, yaprak, çiçek, av hayvanları madenler vb gibi ) ana kaynağıdır. Bu
kaynağın verimli, ekonomik ve sürekli işletilmesi modern ormancılığın temelini
oluşturmaktadır. Ülkemizdeki ormanlar yürürlükteki yasalar gereği Devlet eliyle
işletilmektedir. Ormanların İşletilmesinin merkezde OGM İşletme ve Pazarlama Daire
Başkanlığı taşrada ise Orman İşletme Müdürlükleri yapmaktadır.
Ormanların işletilmesi, Üretim ve Pazarlama kısımlarından meydana gelmektedir.
Üretim; Devlet ormanlarından yapılacak üretimler, orman idaresince belirlenen
esaslar çerçevesinde ve Amenajman planlarına göre yapılmaktadır. Asli Orman
ürünlerinin, üretiminde bir yıl önceden bütçe hazırlığı ve dikili damgalar
tamamlanmaktadır. Dikili damga; Amenajman planı doğrultusunda kesilecek ve
ormandan çıkarılacak ağaçların Orman Mühendislerince tespiti ve işaretlenmesidir.
İşaretlenen ağaçlar yöre orman köylüsüne kesme, sürütme ve taşıma işleri olarak
belirli bir fiyat karşılığında yaptırılır ve orman depolarına istif ettirilir. Tali ürünlerde
üretim aynı şekilde yapılmaktadır ancak bununla birlikte tali ürünler çalışma
programına alınmamış ise tarife bedeli karşılığında belirli alandan belirli gün tayin
edilip ürün toplanmasına izin verilmektedir.
Pazarlama; Asli orman ürünlerinin pazarlanması yürürlükte bulunan kanun ve
mevzuat çerçevesinde açık artırma usulü ile yapılmaktadır. Orman ürünlerinin bu
şekilde satılmasındaki gaye ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarda ve zamanında
karşılanması ve açıklı ve rekabetin sağlanmasıdır. Bir diğer şatış şeklide, Orman
Ürünleri işleyen sektör ve Madencilere de tahsisli satışlar yapılmaktadır. Tahsisli satış
fiyatları genelde ihale birim fiyatlarından yüksek olmasına rağmen, özel sektör zaman
zaman hammadde ihtiyacını riske etmemek için bu zorluğa katlanmaktadır.
ORMANLARIN FONKSİYONU
Ormanların tespit edilmiş çok yönü fonksiyonları vardır. Bu fonksiyonlar kendiliğinden
oluşan, toplumun şu anda farkında olduğu, gereksinim duyduğu ve yararlandığı mal
ve hizmetlerin tamamıdır.
Ormanlardan beklenilen, belirlenen ve sınıflandırılan fonksiyonlar bugün için
geçerlidir. Bu oluşum durağan olmayan dinamik bir süreçtir. Şu anda önemli olan
bazı fonksiyonlar bilimsel gelişmeler ve toplumsal taleplerdeki değişimler sonucunda
zaman içinde önemini yitirebilir, bazı yeni fonksiyonlar ortaya çıkabilir, bazıları da
önemini koruyarak varlığını sürdürebilir. Önemli olan dinamik olan bu sureci takip
edebilmek ve değişimler doğrultusunda fonksiyonları yeniden tanımlayabilmektir.
Ormanların yerine getirecekleri fonksiyonlara göre planlanması ve işletilmesi, hem
ormanlar hem de ondan yararlanan toplum açısından yararlı sonuçlar ortaya
çıkaracaktır.
Günümüz için belirlenen orman fonksiyonlar şunlardır;
A- EKONOMİK FONKSİYON
1-Orman Ürünlerini Üretimi
B- EKOLOJİK FONKSİYON
1-Doğa Korma
2-Erozyonu Önleme
3-İklim Koruma
4-Hidrolojik
C- SOSYAL FONKSİYON
1-Toplum Sağlığı
2-Estetik
3-Ekoturizm ve Rekreasyon
4-Ulusal Savunma
5-Bilimsel
ORMANCILIK POLİTİKASI
Ormanları gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde devretmek için bir her ülkenin bir
ormancılık politikasına ihtiyaç olduğu kesindir. Bu politika her şeyden önce Ulusal ve
yerel olup ülkeden ülkeye değişebilmektedir. Ülkemiz için gerekli ormancılık politikası
�sürdürülebilir yönetim anlayışı çerçevesinde, ormanların ve alanlarının;
bütünlüğünün, biyolojik çeşitliliğinin, sağlığının, gençleşme kapasitesinin ve
verimliliğinin korunmasını ve geliştirilmesini sağlayacak çok fonksiyonlu ormancılık
faaliyetlerinin, orman teşkilatı ile diğer ilgi gruplarının katılım ve işbirliği ile yönetimi,
havza bazında entegre olarak planlanması ve uygulanmasının gerçekleştirilmesi�
şeklinde tarif edebiliriz.
Uygulanacak politikaların bu amaçların gerçekleştirilmesine hizmet edecek vasıtalar
olarak ele alınmalıdır. Daha açık bir ifadeyle temel amaçlarımız şunlardır;
A. Ormanların Korunması
1. Ormanların alanlarının ve sınırlarının korunması,
2. Ormanların biyolojik çeşitliliğinin korunması,
3. Ormanların biyotik ve abiyotik zararlara karşı korunması.
B. Ormanların Geliştirilmesi
1. Mevcut ormanların geliştirilmesi,
2. Orman alanlarının genişletilmesi.
C. Orman Kaynaklarından Faydalanma
1. Orman ürünlerinden faydalanma.
2. Ormanların sosyal ve kültürel hizmetlerinden faydalanma
3. Ormanların koruyucu ve çevresel fonksiyonlarından faydalanma,
4. Yerel haklara saygı, orman köylülerinin yaşam şartlarının iyileştirilmesine ve
yoksulluğun azaltılmasına katkı sağlanması.
ORMANCILIK HUKUKU
Orman ve hukuk ayrı düşünülemeyecek iki olgudur. Çünkü; insanlık için çok değerli
bir kaynak olan ormanlar ancak hukukla korunması, geliştirilmesi ve devamının
sağlanması ile mümkündür.
Bu sebeple çok eskiden beri ormanla ilgili hukuki düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin
Fatih Sultan Mehmet in Kanunnamesinde Ormanlarımdan dal kesenin başını
keserim� ifadesinin var olduğu bilinmektedir. Ancak ciddi manada orman hukuku
anlayışına uygun ilk yasal düzenleme Tanzimat döneminde çıkarılan Orman
Nizamnamesindir. Bu nizamname ile ormanla ilgili birçok yeni yasal düzenlemeler
yapılmıştır. Ayrıca ormanların korunması ve yeni ormanların yetiştirilme için
nizamnameden sonra da birçok tebliğ, talimatname, tembihname çıkarılmıştır. Bu
hukuki çalışmaların ana amacı mülkiyeti düzenlemek, otlatmayı kontrol altında
tutmak, izinsiz orman ürünü toplamayı engellemek, ormana karşı işlenen suçların
cezalarını ilan etmek ve uygulamak olarak sıralayabiliriz. Ancak Osmanlı döneminde
bir çok nedene bağlı olarak bu hukuki düzenlemelerin sık sık değişmiş olması
ormancılıktaki istenen sonucu vermemiş ve devamlılık ilkesini zedelemiştir.
Cumhuriyet döneminde ise 1923-1937 yılları inceleme, araştırma karar verme gibi
tam bir geçiş dönemi olmuştur. Bu yıllar arasında yeni birkaç kanun çıkarılmış
olmakla birlikte eski mevzuata sadık kalınmıştır. Ancak bu yıllarda mülkiyet ve işletme
konularında değişik sıkıntıların yaşanmış olması yeni bir kanuni düzenlemeye
ihtiyacın olduğu anlaşılmıştır
Bu sebeple 1937 yılında 3116 sayılı Orman Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda
öncelikle �Devlet ormanlarını, devlet işletir� prensibi getirilmiş bunun için
teşkilatlanmaya gidilmiştir. Ayrıca orman tahdit çalışmalarına başlanmıştır. 1945
yılında çıkarılan kanunla da mülkiyet konusu halledilmiş ve tüm ormanlar
devletleştirilmiştir.
Halen yürürlükte bulunan 6831 sayılı Orman Kanun 1956 yılında çıkarılmış ve eski
kanunlarda bulunan ve uygulamada sorun teşkil eden hususlar yeniden
düzenlenmiştir.
Ormanla ilgili yasal düzenlemeler 1961 ve 1982 Anayasalarımıza da girmiştir. 1982
Anayasının IV. Bölüm 169 ve 170. maddelerinde şu şekilde zikredilmiştir.
IV. Ormanlar ve orman köylüsü
A. Ormanların korunması ve geliştirilmesi
MADDE 169. Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli
kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu
yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi
Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna
göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve
kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların
tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları
için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya
daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz. Orman
olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım
alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981
tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan
tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta
kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının
toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
B. Orman köylüsünün korunması
MADDE 170. Ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması,
ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve
işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden
önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin
değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar
görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman içindeki
köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle
anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla düzenlenir.
Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer girdilerinin sağlanmasını
kolaylaştırıcı tedbirleri alır. Orman içinden nakledilen köyler halkına ait araziler,
Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.
]
Yazan musti Gün 23.04.2008 Saat 03:36:
Cevap: Orman Nedir ?
ORMANCILIKTA KULLANILAN ÇEŞİTLİ HARİTALAR
Türkiye Ormanları Haritası
İdari Sınırlar Haritası
Ağaçların Yayılışı Haritası
Yangın Risk Haritası
İklim Haritası
Toprak Haritası