Upload
neylan
View
90
Download
5
Embed Size (px)
DESCRIPTION
“ Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik”. Enbiya suresi ayet 107. PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED. (S.A.V). Doğumu:571 Vefatı:08.06.632. BİR NUR DOĞUYOR. DEDESİ : Abdülmuttalip BABASI : Abdullah - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
PEYGAMBERİMİZ
HZ. MUHAMMED
(S.A.V)Doğumu:571 Vefatı:08.06.632
“Biz seni alemlere ancak rahmet olarak gönderdik”Enbiya suresi ayet 107
DEDESİ : Abdülmuttalip BABASI : Abdullah
ANNESİ : Amine AMCASI : Ebu Talip
DOĞUM YILI :571 İLK EŞİ :Hatice
ÇOCUKLARI Kasım,Zeynep,Rukiye,Ümmügülsüm,Fâtıma,Abdullah,İbrahim.
MEKKE DÖNEMİ : 13 Yıl MEDİNE DÖNEMİ: 10 Yıl
HİCRET YILI : 622 HİCRET YERİ : Medine
MEKKE FETHİ : 630 PEYG.SÜRESİ : 23 Yıl
VEFAT TARİHİ : 08.06.632 VEFAT YERİ : Medine
Mezarı ise Medine’deki MESCİD-İ NEBEVİ’NİN içinde bulunmaktadır.
BİR NUR DOĞUYOR
BİR NUR DOĞUYOR Mekke sessiz sakin bir gece
geçiriyordu. Tarih 571 yılının Rebîülevvel ayının 12. gecesiydi.
Âmine heyecan içinde yattığı yerden kalktı.
Bir rüya görmüştü ve rüyada duyduğu ses kulaklarında çınlıyordu.
-Âmine! O doğduğu zaman adını Muhammed koy.
Âmine gördüğü rüyayı kimseye anlatmadı
Nihayet mutlu an geldi. Âmine görülmemiş güzellikte bir
oğlan çocuğu doğurdu. Bir haberci göndererek mutlu haberi
dedesi Abdülmuttalip’e duyurdu. Abdülmuttalip hemen geldi ve
Muhammed (sav)’i bağrına bastı.
Mekke halkının zenginleri doğan çocukları o dönemlerde daha iyi beslenmeleri için sütannelere teslim ederlerdi. O yıl sütanneler yine Mekke’ye inmişti. Kimse dul ve fakir olan Âmine’nin yetim çocuğunu almak istemedi. Muhammed (sav) yetimdi, çünkü babası Abdullah o doğmadan iki ay önce vefat etmişti.
Süt anne
Muhammed (sav)’i Halime adında bir sütanne yanına aldı. Halime buna hiç pişman olmadı.Çünkü Muhammed’le beraber evlerine bereket gelmişti. Muhammed (sav) sütkardeşi Şeyma ile sürekli koyunları otlatırdı.
Muhammed yetim kalıyor
Muhammed 6 yaşına girince annesinin yanına döndü.
Annesiyle birlikte babasının mezarlığını ziyaretten dönerken annesi vefat etti.
Annesini kaybeden Muhammed (sav)’i dedesi Abdulmuttalip yanına aldı.
Dedesi onu çok seviyor ve ona çok iyi davranıyordu.
Ama dedesi de bir gün hastalanıp yatağa düştü.
Hastalandığı için Muhammed (sav)'e amcası Ebu Talib’in bakmasını istedi.
Amcasında
Bundan böyle Muhammed Ebu Talib’in evinde yaşayacaktı.
Daha sonra Muhammed (sav) amcasıyla birlikte ticaret için başka şehirlere yolculuk yapmaya başladı.
Böylece Muhammed (sav) ticaretle uğraşmaya karar verdi.
Günler geçiyor Muhammed büyüyordu. 25 yaşına ulaştığında Muhammed’in
güzel huyu bütün Mekke'de duyulmuştu. Zaten ona küçüklükten beri
Muhammedü’l-Emin (güvenilir Muhammed) diyorlardı.
Onun bu hali Hatice’nin dikkatini çekti ve nihayet Muhammed ile evlendiler.
HZ.HZ.
MMUUHHAAMMMMEEDD(SAV)
Boynu uzun ve gümüş gibi saf, Boynu uzun ve gümüş gibi saf, omuzları ve pazuları kalın, omuzları ve pazuları kalın,
parmakları uzundu. parmakları uzundu.
Boynu uzun ve gümüş gibi saf, Boynu uzun ve gümüş gibi saf, omuzları ve pazuları kalın, omuzları ve pazuları kalın,
parmakları uzundu. parmakları uzundu.
Kendisi şişman değildi. Kendisi şişman değildi.
Uzuna yakın orta boylu, Uzuna yakın orta boylu, güçlü ve kuvvetli idi.güçlü ve kuvvetli idi.
Kendisi şişman değildi. Kendisi şişman değildi.
Uzuna yakın orta boylu, Uzuna yakın orta boylu, güçlü ve kuvvetli idi.güçlü ve kuvvetli idi.
Mübarek cildi ipekten Mübarek cildi ipekten yumuşaktı. yumuşaktı.
Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları hilâl gibi idi.hilâl gibi idi.
Mübarek cildi ipekten Mübarek cildi ipekten yumuşaktı. yumuşaktı.
Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları Yüzü hafifçe yuvarlak, kaşları hilâl gibi idi.hilâl gibi idi.
Kirpikleri uzun, gözleri kara, Kirpikleri uzun, gözleri kara, büyük ve son derece güzeldi. büyük ve son derece güzeldi. Kirpikleri uzun, gözleri kara, Kirpikleri uzun, gözleri kara,
büyük ve son derece güzeldi. büyük ve son derece güzeldi.
Yüzü gül gibi kırmızıya Yüzü gül gibi kırmızıya benzeyen beyaz ve nuranî, benzeyen beyaz ve nuranî,
berrak ve ışıklı idi. berrak ve ışıklı idi.
Yüzü gül gibi kırmızıya Yüzü gül gibi kırmızıya benzeyen beyaz ve nuranî, benzeyen beyaz ve nuranî,
berrak ve ışıklı idi. berrak ve ışıklı idi.
Dişleri inciler gibi beyazdı. Dişleri inciler gibi beyazdı. Konuşurken ön dişlerinden Konuşurken ön dişlerinden
nurlar saçılır, gülerken ağzında nurlar saçılır, gülerken ağzında ışıkların bile aydınlandığı ışıkların bile aydınlandığı
sanılırdı. sanılırdı.
Dişleri inciler gibi beyazdı. Dişleri inciler gibi beyazdı. Konuşurken ön dişlerinden Konuşurken ön dişlerinden
nurlar saçılır, gülerken ağzında nurlar saçılır, gülerken ağzında ışıkların bile aydınlandığı ışıkların bile aydınlandığı
sanılırdı. sanılırdı.
Saçları ne pek kıvırcık, ne de Saçları ne pek kıvırcık, ne de pek düz idi. pek düz idi.
Sakalı sık ve tamdı. Uzun Sakalı sık ve tamdı. Uzun değildi. değildi.
Saçları ne pek kıvırcık, ne de Saçları ne pek kıvırcık, ne de pek düz idi. pek düz idi.
Sakalı sık ve tamdı. Uzun Sakalı sık ve tamdı. Uzun değildi. değildi.
Cismi güzel, kokusu hoş idi. Cismi güzel, kokusu hoş idi. Koku sürünsün veya sürünmesin Koku sürünsün veya sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan teni ve teri en güzel kokulardan
daha güzel kokardı. daha güzel kokardı.
Mübarek eliyle bir çocuğun Mübarek eliyle bir çocuğun başını okşasa, o çocuk diğerleri başını okşasa, o çocuk diğerleri arasından hemen seçilir, belli arasından hemen seçilir, belli
olurdu. olurdu.
Cismi güzel, kokusu hoş idi. Cismi güzel, kokusu hoş idi. Koku sürünsün veya sürünmesin Koku sürünsün veya sürünmesin teni ve teri en güzel kokulardan teni ve teri en güzel kokulardan
daha güzel kokardı. daha güzel kokardı.
Mübarek eliyle bir çocuğun Mübarek eliyle bir çocuğun başını okşasa, o çocuk diğerleri başını okşasa, o çocuk diğerleri arasından hemen seçilir, belli arasından hemen seçilir, belli
olurdu. olurdu.
Bir yere giderken sağına Bir yere giderken sağına soluna bakıp yürümez, vakar soluna bakıp yürümez, vakar
ve süratle ilerlerdi. ve süratle ilerlerdi.
Bir yere giderken sağına Bir yere giderken sağına soluna bakıp yürümez, vakar soluna bakıp yürümez, vakar
ve süratle ilerlerdi. ve süratle ilerlerdi.
Bütün insanları hoş tutar, Bütün insanları hoş tutar, hizmetçilerine şefkatle hizmetçilerine şefkatle
muamele ederdi. muamele ederdi.
Kendisi ne yer, ne giyerse, Kendisi ne yer, ne giyerse, hizmetçilerine de onları yedirir, hizmetçilerine de onları yedirir,
onları giydirirdi. onları giydirirdi.
Bütün insanları hoş tutar, Bütün insanları hoş tutar, hizmetçilerine şefkatle hizmetçilerine şefkatle
muamele ederdi. muamele ederdi.
Kendisi ne yer, ne giyerse, Kendisi ne yer, ne giyerse, hizmetçilerine de onları yedirir, hizmetçilerine de onları yedirir,
onları giydirirdi. onları giydirirdi.
Çocukları çok sever, saçlarını Çocukları çok sever, saçlarını okşar, onlarla konuşurdu. okşar, onlarla konuşurdu.
Çocukları çok sever, saçlarını Çocukları çok sever, saçlarını okşar, onlarla konuşurdu. okşar, onlarla konuşurdu.
O'nu ansızın görenler heyecan O'nu ansızın görenler heyecan ve sevgiyle ürperir, konuşunca ve sevgiyle ürperir, konuşunca
hayran olurdu. hayran olurdu.
O'nu ansızın görenler heyecan O'nu ansızın görenler heyecan ve sevgiyle ürperir, konuşunca ve sevgiyle ürperir, konuşunca
hayran olurdu. hayran olurdu.
Herkesin aklına göre söz Herkesin aklına göre söz söyler, herkese güler yüz söyler, herkese güler yüz
gösterirdi.gösterirdi.
Herkesin aklına göre söz Herkesin aklına göre söz söyler, herkese güler yüz söyler, herkese güler yüz
gösterirdi.gösterirdi.
Kimsenin sözünü yarıda Kimsenin sözünü yarıda kesmez, haşin davranmaz, kesmez, haşin davranmaz,
mütevazi yaşardı. mütevazi yaşardı.
Kimsenin sözünü yarıda Kimsenin sözünü yarıda kesmez, haşin davranmaz, kesmez, haşin davranmaz,
mütevazi yaşardı. mütevazi yaşardı.
Daima düşünceliydi. Daima düşünceliydi. Daima düşünceliydi. Daima düşünceliydi.
Susması konuşmasından Susması konuşmasından uzun sürerdi.uzun sürerdi.
Susması konuşmasından Susması konuşmasından uzun sürerdi.uzun sürerdi.
Lüzumsuz yere konuşmaz; Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne konuştuğunda ne fazla, ne
eksik söz kullanırdı.eksik söz kullanırdı.
Lüzumsuz yere konuşmaz; Lüzumsuz yere konuşmaz; konuştuğunda ne fazla, ne konuştuğunda ne fazla, ne
eksik söz kullanırdı.eksik söz kullanırdı.
Dünya işleri için kızmazdı.Dünya işleri için kızmazdı.Dünya işleri için kızmazdı.Dünya işleri için kızmazdı.
Kendi şahsı için asla Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.öfkelenmez ve öç almazdı.
Kendi şahsı için asla Kendi şahsı için asla öfkelenmez ve öç almazdı.öfkelenmez ve öç almazdı.
Kötü söz söylemezdi.Kötü söz söylemezdi.Kötü söz söylemezdi.Kötü söz söylemezdi.
Affediciliği tabii idi. İntikam Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı.almazdı.
Affediciliği tabii idi. İntikam Affediciliği tabii idi. İntikam almazdı.almazdı.
Düşmanlarını sadece Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi. şeref ve değer de verirdi.
Düşmanlarını sadece Düşmanlarını sadece affetmekle kalmaz, onlara affetmekle kalmaz, onlara şeref ve değer de verirdi. şeref ve değer de verirdi.
Kendisini üç şeyden Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle alıkoymuştu: Kimseyle
çekişmezdi,çekişmezdi,
Kendisini üç şeyden Kendisini üç şeyden alıkoymuştu: Kimseyle alıkoymuştu: Kimseyle
çekişmezdi,çekişmezdi,
Çok konuşmazdı, boş Çok konuşmazdı, boş şeylerle uğraşmazdı.şeylerle uğraşmazdı.
Çok konuşmazdı, boş Çok konuşmazdı, boş şeylerle uğraşmazdı.şeylerle uğraşmazdı.
Umanı umutsuzluğa Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.düşürmezdi.
Umanı umutsuzluğa Umanı umutsuzluğa düşürmezdi.düşürmezdi.
Hoşlanmadığı bir şey Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.hakkında susardı.
Hoşlanmadığı bir şey Hoşlanmadığı bir şey hakkında susardı.hakkında susardı.
Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınayıp ve ne de arkasından kınayıp ve
ayıplamazdı. ayıplamazdı.
Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, Hiç kimseyi ne yüzüne karşı, ne de arkasından kınayıp ve ne de arkasından kınayıp ve
ayıplamazdı. ayıplamazdı.
Kimsenin kusurunu Kimsenin kusurunu araştırmazdı.araştırmazdı.
Kimsenin kusurunu Kimsenin kusurunu araştırmazdı.araştırmazdı.
Kimseye hakkında hayırlı Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.olmayan sözü söylemezdi.Kimseye hakkında hayırlı Kimseye hakkında hayırlı olmayan sözü söylemezdi.olmayan sözü söylemezdi.
Yanında en son konuşanı ilk Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle önce konuşan gibi dikkatle
dinlerdi.dinlerdi.
Yanında en son konuşanı ilk Yanında en son konuşanı ilk önce konuşan gibi dikkatle önce konuşan gibi dikkatle
dinlerdi.dinlerdi.
Gerçeğe aykırı övgüyü Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi.kabul etmezdi.
Gerçeğe aykırı övgüyü Gerçeğe aykırı övgüyü kabul etmezdi.kabul etmezdi.
Her zaman ağırbaşlıydı.Her zaman ağırbaşlıydı.Her zaman ağırbaşlıydı.Her zaman ağırbaşlıydı.
Konuşurken çevresindekileri Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı.adeta kuşatırdı.
Konuşurken çevresindekileri Konuşurken çevresindekileri adeta kuşatırdı.adeta kuşatırdı.
Kelimeleri parıldayan inci Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve dizileri gibi tatlı ve
berraktı.berraktı.
Kelimeleri parıldayan inci Kelimeleri parıldayan inci dizileri gibi tatlı ve dizileri gibi tatlı ve
berraktı.berraktı.
Yürürken beraberindekilerin Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; gerisinde yürürdü;
Ayaklarını yerden canlıca Ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz, kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru bir yerden iner gibi öne doğru
eğilir, vakar ve sükunetle eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü. rahatça yürürdü.
Yürürken beraberindekilerin Yürürken beraberindekilerin gerisinde yürürdü; gerisinde yürürdü;
Ayaklarını yerden canlıca Ayaklarını yerden canlıca kaldırır, iki yanına salınmaz, kaldırır, iki yanına salınmaz, adımlarını geniş atar, yüksek adımlarını geniş atar, yüksek bir yerden iner gibi öne doğru bir yerden iner gibi öne doğru
eğilir, vakar ve sükunetle eğilir, vakar ve sükunetle rahatça yürürdü. rahatça yürürdü.
Kapısına yardım için gelen Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi. kimseyi geri çevirmezdi.
Kapısına yardım için gelen Kapısına yardım için gelen kimseyi geri çevirmezdi. kimseyi geri çevirmezdi.
Bir gün kendisinden yaşça Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun küçük bir dostunun
omuzlarından tutarak şöyle omuzlarından tutarak şöyle demişti: "Sen dünyada garip demişti: "Sen dünyada garip
bir kimse, yahut bir yolcu bir kimse, yahut bir yolcu gibi ol!"gibi ol!"
Bir gün kendisinden yaşça Bir gün kendisinden yaşça küçük bir dostunun küçük bir dostunun
omuzlarından tutarak şöyle omuzlarından tutarak şöyle demişti: "Sen dünyada garip demişti: "Sen dünyada garip
bir kimse, yahut bir yolcu bir kimse, yahut bir yolcu gibi ol!"gibi ol!"
Her zaman hüzünlü ve Her zaman hüzünlü ve gülümser bir durumda gülümser bir durumda
bulunurdu.bulunurdu.
Her zaman hüzünlü ve Her zaman hüzünlü ve gülümser bir durumda gülümser bir durumda
bulunurdu.bulunurdu.
Adet üzere söylenen hiç Adet üzere söylenen hiç bir kötü sözü ağzına bir kötü sözü ağzına
almamıştı.almamıştı.
Adet üzere söylenen hiç Adet üzere söylenen hiç bir kötü sözü ağzına bir kötü sözü ağzına
almamıştı.almamıştı.
Sıkıntılı hallerinde Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.kabalaşmaz, bağırmazdı.
Sıkıntılı hallerinde Sıkıntılı hallerinde kabalaşmaz, bağırmazdı.kabalaşmaz, bağırmazdı.
Fakirlerle birlikte yerdi; Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt öyle ki onlardan ayırt
edilemezdi.edilemezdi.
Fakirlerle birlikte yerdi; Fakirlerle birlikte yerdi; öyle ki onlardan ayırt öyle ki onlardan ayırt
edilemezdi.edilemezdi.
Sade kıyafetler giyer, Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.gösterişten hoşlanmazdı.
Sade kıyafetler giyer, Sade kıyafetler giyer, gösterişten hoşlanmazdı.gösterişten hoşlanmazdı.
Konuşurken yüzünü başka Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu tarafa çevirmez, bulunduğu
mecliste ayrıcalıklı bir mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.yere oturmazdı.
Konuşurken yüzünü başka Konuşurken yüzünü başka tarafa çevirmez, bulunduğu tarafa çevirmez, bulunduğu
mecliste ayrıcalıklı bir mecliste ayrıcalıklı bir yere oturmazdı.yere oturmazdı.
Sabahları evinden çıkarken Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi. şöyle söylerdi.
"İlahî, doğru yoldan sapmaktan "İlahî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık ve kandırılmaktan, haksızlık
etmekten ve haksızlığa etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık etmekten ve saygısızlık
edilmekten sana sığınırım.”edilmekten sana sığınırım.”
Sabahları evinden çıkarken Sabahları evinden çıkarken şöyle söylerdi. şöyle söylerdi.
"İlahî, doğru yoldan sapmaktan "İlahî, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve saptırılmaktan, kanmaktan ve kandırılmaktan, haksızlık ve kandırılmaktan, haksızlık
etmekten ve haksızlığa etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlık etmekten ve saygısızlık
edilmekten sana sığınırım.”edilmekten sana sığınırım.”
Sıradan değildi; ama Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi sıradan insanlar gibi
yaşardı.yaşardı.
Sıradan değildi; ama Sıradan değildi; ama sıradan insanlar gibi sıradan insanlar gibi
yaşardı.yaşardı.
O, Hz.O, Hz. PPEEYYGGAAMMBBEERR
’di.’di.
(ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM).(ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM).
HZ.MUHAMMED’İN ÖRNEK AHLAKI
SABIRLIYDI
SÖZÜNDE DURURDU
MERHAMETLİYDİ
GÜVENİLİRDİCESARETLİYDİ
ADALETLİYDİ
ZAMANI İYİ DEĞERLENDİRİRDİ
HOŞGÖRÜLÜYDÜ
DEĞER VERİRDİ
HZ.MUHAMMEDHZ.MUHAMMED
EMROLUNDUĞUN
GİBİ DOSDOĞRU
OL!
(ŞURA 15)
GÜVENİLİRDİ
EY MUHAMMED! SENİ
ANCAK ALEMLERE
RAHMET OLARAK
GÖNDERDİK… (ENBİYA 107)
MERHAMETLİYDİ
AND OLSUN BİZ
İNSANI ŞEREFLİ
KILDIK
(İSRA 70)
İNSANLARA DEĞER VERİRDİ
ÜZÜLME
ÇÜNKÜ ALLAH
BİZİMLE BERABER.
(TEVBE 40)
CESARETLİYDİ
İNSANLARIN MALLARINI
VE HAKLARINI
EKSİLTMEYİN
(ŞUARA 183)
ADALETLİYDİ
ŞÜPHE YOK Kİ
ALLAH,
SABREDENLERLE
BERABERDİR.
(BAKARA 153)
SABIRLIYDI
…VERDİĞİNİZ
SÖZÜ DE
YERİNE
GETİRİN…
(İSRA 34)
SÖZÜNDE DURURDUSÖZÜNDE DURURDU
EĞER KABA VE KATI YÜREKLİ
OLSAYDIN, ONLAR
ETRAFINDAN DAĞILIP
GİDERLERDİ
(AL-İ İMRAN 159)
HOŞGÖRÜLÜYDÜ
İKİ GÜNÜ
EŞİT OLAN
ZİYANDADIR.
(HADİS-İ ŞERİF)
ZAMANI İYİ KULLANIRDI
…İŞ HAKKINDA
ONLARLA
DANIŞ…
(AL-İ İMRAN 159)
DANIŞIRDIDANIŞIRDI
SEN ELBETTE YÜCE BİR SEN ELBETTE YÜCE BİR AHLAK ÜZERESİN…AHLAK ÜZERESİN…
PEYGAMBERİME SELÂM
GÖNDERİYORUM
“Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammed”
Böyle söyleyince Canım Peygamberim,
Beni duyduğunu biliyorum.
Seni çok seviyorum.Senin de beni sevmeni istiyorum.
Canım Peygamberim, Hissediyorum, beni duyuyorsun.Sen de bana selâm gönderiyorsun.