12
MEDRESELERİN YENİDEN İŞLEVLENDİRİLMESİNDE DEĞERLERİNİN KORUNMASI SORUNSALI; HADIM HASAN PAŞA MEDRESESİVE ESEKAPI MEDRESESİ ÖRNEKLERİ PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE-FUNCTIONING: CASES OF HADIM HASAN PAŞA AND ESEKAPI MEDRESES Muradiye ŞİMŞEK 1 ÖZET Tarihi yapıların yeniden işlevlendirilmesi, eserin gelecek kuşaklara sağlıklı biçimde ulaştırılması için elzemdir. Yeniden işlevlendirmede eserin değerlerinin ve karakterinin korunması en önemli kriterdir. Bu husus, birçok uluslararası dokümanda farklı yönleriyle ele alınmıştır. Bu dokümanların önemli kısmı, Türkiye’de iç hukuka dahil edilerek yasalaşmış, bir kısmı da benimsendiği ölçüde uygulamalarda yer bulmuştur. Ülkemizde 1990’ların sonu ile 2000’li yıllarda bir çok medresenin, yeniden işlevlendirme nedeniyle yoğun rehabilitasyon, tefrişat, tesisat müdahalelerine maruz kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu baskı, yapısal özellikleri ve karakterleri nedeniyle medrese yapılarının değerlerin korunması açısından risk oluşturmaktadır. Bu bağlamda Osmanlı Dönemi medrese yapılarının en fazla sayıda olduğu İstanbul, medreselerde yeni işlev - koruma sorunsalı ilişkisini incelemek için çok değerli veriler sunmaktadır. Bu çalışmada, İstanbul’daki medreselerden farklı çevrelerde bulunan, aynı dönemde inşa edilmiş, yapı tünlüğü zaman içinde yitirilmiş ve 2000’li yıllarda yeniden işlevlendirilerek restorasyonu yapılmış iki örneğe ait yeniden işlevlendirilme süreçleri “çevresel faktörler-işlev ilişkisi” ve “kullanıcı tercihleri-işlev ilişkisi” açılarından ele alınarak incelenmiştir. Örnekleme için 16. Yüzyılda inşa edilen medreselerden Cağaloğlu’ndaki Hadım Hasan Paşa Medresesi ve Cerrahpaşa’daki Esekapı Medresesi seçilmiştir. İncelemede yeni işleve dair karar alma süreci ve kriterleri ve restorasyon süreci yasal çerçevede ele alınarak incelenmiş, restorasyon ve sonrasındaki kullanıcı tercihlerinin yapının değerlerine etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmanın yapılmasında arşiv belgeleri, mevcut onaylı rölöve- restitüsyon-restorasyon ve tesisat projeleri ile raporları, yerinde tespitler-fotoğraflar ve kullanıcılarla yapılan görüşmelerden yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda, yapının yeniden işlevlendirme kararlarının vakfiye, vakıflar mevzuatı, mevcut plan kararları çerçevesinde ve genel koruma ilkeleri göz önünde bulundurularak belirlendiği görülmektedir. Kullanıcının ise yapının değerleri ve koruma kriterlerine dair bir sorgulama yapılmadan belirlendiği, restorasyon sürecinde ihtiyaç programının dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu durum koruma-kullanma dengesinde büyük bir sorun oluşturmakta, müdahale öncesi ihtiyaç programının belirlenmesi, kullanım sürecinde ise korumada sürdürülebilirliği sağlamak için yönetim planı gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Sonuçta, medreselerin bulunduğu çevrenin yeniden kullanım kararları açısından çok etkin olmadığı, daha ziyade yapının fiziksel durumu ve restitüsyon kararlarının müdahalelerde belirleyici olduğu gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: yeniden işlevlendirme, medrese, Hadım Hasan Paşa Medresesi, Esekapı Medresesi. 1 Mimar, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara, [email protected] Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017 205

PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

MEDRESELERİN YENİDEN İŞLEVLENDİRİLMESİNDE DEĞERLERİNİN KORUNMASI SORUNSALI; HADIM HASAN PAŞA

MEDRESESİVE ESEKAPI MEDRESESİ ÖRNEKLERİ

PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE-FUNCTIONING: CASES OF HADIM HASAN PAŞA AND

ESEKAPI MEDRESES

Muradiye ŞİMŞEK1

ÖZET

Tarihi yapıların yeniden işlevlendirilmesi, eserin gelecek kuşaklara sağlıklı biçimde ulaştırılması için elzemdir. Yeniden işlevlendirmede eserin değerlerinin ve karakterinin korunması en önemli kriterdir. Bu husus, birçok uluslararası dokümanda farklı yönleriyle ele alınmıştır. Bu dokümanların önemli kısmı, Türkiye’de iç hukuka dahil edilerek yasalaşmış, bir kısmı da benimsendiği ölçüde uygulamalarda yer bulmuştur.

Ülkemizde 1990’ların sonu ile 2000’li yıllarda bir çok medresenin, yeniden işlevlendirme nedeniyle yoğun rehabilitasyon, tefrişat, tesisat müdahalelerine maruz kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu baskı, yapısal özellikleri ve karakterleri nedeniyle medrese yapılarının değerlerin korunması açısından risk oluşturmaktadır. Bu bağlamda Osmanlı Dönemi medrese yapılarının en fazla sayıda olduğu İstanbul, medreselerde yeni işlev - koruma sorunsalı ilişkisini incelemek için çok değerli veriler sunmaktadır.

Bu çalışmada, İstanbul’daki medreselerden farklı çevrelerde bulunan, aynı dönemde inşa edilmiş, yapı bütünlüğü zaman içinde yitirilmiş ve 2000’li yıllarda yeniden işlevlendirilerek restorasyonu yapılmış iki örneğe ait yeniden işlevlendirilme süreçleri “çevresel faktörler-işlev ilişkisi” ve “kullanıcı tercihleri-işlev ilişkisi” açılarından ele alınarak incelenmiştir. Örnekleme için 16. Yüzyılda inşa edilen medreselerden Cağaloğlu’ndaki Hadım Hasan Paşa Medresesi ve Cerrahpaşa’daki Esekapı Medresesi seçilmiştir. İncelemede yeni işleve dair karar alma süreci ve kriterleri ve restorasyon süreci yasal çerçevede ele alınarak incelenmiş, restorasyon ve sonrasındaki kullanıcı tercihlerinin yapının değerlerine etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmanın yapılmasında arşiv belgeleri, mevcut onaylı rölöve-restitüsyon-restorasyon ve tesisat projeleri ile raporları, yerinde tespitler-fotoğraflar ve kullanıcılarla yapılan görüşmelerden yararlanılmıştır.

Çalışma sonucunda, yapının yeniden işlevlendirme kararlarının vakfiye, vakıflar mevzuatı, mevcut plan kararları çerçevesinde ve genel koruma ilkeleri göz önünde bulundurularak belirlendiği görülmektedir. Kullanıcının ise yapının değerleri ve koruma kriterlerine dair bir sorgulama yapılmadan belirlendiği, restorasyon sürecinde ihtiyaç programının dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu durum koruma-kullanma dengesinde büyük bir sorun oluşturmakta, müdahale öncesi ihtiyaç programının belirlenmesi, kullanım sürecinde ise korumada sürdürülebilirliği sağlamak için yönetim planı gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.

Sonuçta, medreselerin bulunduğu çevrenin yeniden kullanım kararları açısından çok etkin olmadığı, daha ziyade yapının fiziksel durumu ve restitüsyon kararlarının müdahalelerde belirleyici olduğu gözlemlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: yeniden işlevlendirme, medrese, Hadım Hasan Paşa Medresesi, Esekapı Medresesi.

1 Mimar, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara, [email protected]

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

205

Page 2: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

ABSTRACT

Re-functioning of historic buildings is essesntial for transferring them to future generations by protecting. The most important criteria of re-functioning is to protect both character and values of cultural asset. This is held in different international conservation documents. Some of these important documents have been legalized in Turkey as internal codes, some others have been using by conservation professional being interpreted. Since late 1990’s, plenty of medreses have been suppossed to being loaded with dense rehabilitation works, furnituring and installations for re-functioning. This loading occurs a risc to protect the values of medreses. In this context, Istanbul, which has the largest number of Ottoman medreses, offers valuable datas to study relations between new function – conservation problematic on medreses.

In this paper, re-functioning processes of two coeval medreses existing in historic peninsula but in different districts, both of them had been partially demolished, then re-functioned are studied considering the effects of “surrounding” and “users demands”to function. Hadım Hasan Paşa and Esekapı Medreses have been choosen as cases. Firstly re-functioning process and criterias had been researched considering legal framework, secondly effects of users’ preferences on values of medreses have been evaluated. Archive documents, approved projects and reports, site surveys-photographs and interview with users were utilized.

In conclusion, it is understand that new function for medreses are decided considering the foundation charter’s conditions, current codes, conservation plan decisions and general conservation criterias. However, it is observed that determining of users, as well as refunctioning process have been made without considering the character of medreses before restoration. This causes a big problematic to keep the balance between conservation and use. It is also observed that the surrounding of medreses are not so effective for re-functioning decision, however the physical conditions of the building and restitution decisions are deterministic for interventions.

Key words: Re-functioning, medrese, Hadım Hasan Paşa Medrese, Esekapı Medrese.

GİRİŞ Tarihi Yapıların yeniden işlevlendirilmesi, konservasyon konusunun çok dikkatle ele alınması gereken alt başlıklarından biridir. Bilindiği gibi konservasyon, tarihi yapının doğal ve kültürel çevresindeki somut ve somut olmayan değerlerini koruyarak gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan süreçtir (Feilden 1982). Bu süreç, kaçınılmaz biçimde yapının kültürel, mimari, tarihi ve diğer değerlerini koruyarak yeni bir işlev ile kullanmayı ve geçmiş ile gelecek arasında bir bağ kurmayı gerektirir (Aydın ve Yaldız 2010). Kurulan bu bağ, tarihi kentlerde yaşayan toplumların belleklerinde kültür ve anı değerlerini artırmak, aynı zamanda kent yaşamının kalitesini yükseltmek açısından da önemlidir (Köksal ve Ahunbay 2006). Nitekim 2005 yılında Avrupa Birliği tarafından kabul edilen Faro Konvansiyonunda, sürdürülebilir bir işlevin insani gelişim ve yaşam kalitesini arttırdığı hususu vurgulanmaktadır.

Kültür varlığı açısından ise yeni işlev verilmesi, yani değişen yaşam ortamına adaptasyonu eserin doğal gelişiminin bir parçası olup onun geleceğini korumak için elzemdir (Worthing ve Bond 2007). Bu nedenle tarihi bir esere yeni işlev verme kararı, konservasyon sürecinin tamamında olduğu gibi disiplinlerarası bir çalışma ile mümkündür. Hatta, yirmi birinci yüzyılda gelişen koruma yaklaşımları ve stratejileri ile birlikte ülkeler kendi koruma stratejilerini geliştirirken yerel halkın koruma sürecine katılımına da önem vermeye başlamışlardır (Aygen 2013).

Tarihi bir yapıya müdahale etmek için öncelikle yapıyı tarihi, işlev hikayesi ve çevresiyle birlikte iyi anlamak, iyi yorumlamak, yapıya saygı duymak gereklidir (Feilden 2003). Koruma aşamasında, konservasyon müdahalelerinde olduğu gibi yeni işlev kararının da bilimsel ve analitik bir çalışma ile yapılması önemlidir. Burra Kartası’nın 21’inci maddesinde, adaptasyon kararının, yeni işlev alternatifleri gözden geçirildikten sonra verilmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Çünkü her adaptasyon

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

206

Page 3: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

kararı yapıya az ya da çok müdahale etmeyi gerektirir. Müdahalelerin tarihi yapıda değer kaybına neden olmamasına özen gösterilmesi önemlidir [URL 1]. Osmanlı medreseleri, genel tipolojik özellikleri ve ölçekleri bakımından yeni işlev yüklemesi konusunda son derece hassas yapılardır. Medreselerde ana işlev mekânları hücreler ve dersane, tamamlayıcı unsurları ise çamaşırhane, tuvaletler, abdesthane gibi servis hacimleridir. Yarı açık dinlenme ve çalışma mekanı olan revaklar ve yapının habitatını oluşturan avlu ise medresenin karakterini oluşturan en etkili öğelerindendir.

İstanbul’da bulunan medreseler genellikle bağımsız, tek katlı, hücreleri bir revak sırasının arkasında paralel, I, L, U veya dikdörtgen formunda dizilmiş, dersanesi hücre dizişi ile değişik biçimlerde ilişkilendirilmiş mekanlardan oluşmaktadır (Ahunbay 1994). Hücreler genellikle 3,5x3,5m. ebadında kare mekanlardır. Dersane hücrelerden daha büyük, yaklaşık 7,5.x7,5 boyutlarında kare mekandır. Osmanlı eğitim geleneğinde cami, asıl fonksiyonunun yanında geniş katılımlı derslerin de yapıldığı mekan olduğundan Baltacı (2005), bazı medreselerde dersane yerine ilişkili bir cami ya da mescit kullanılmış, bazı medreseler ise dersaneye ilaveten bir cami ile bağlantılı tasarlanmıştır. Arsa ve arazi yapısı medreselerin mekan biçimlenişini etkileyen önemli iki faktördür. Bu iki faktör hücre ve dersane boyutları üzerinde pek etkili olmamış, ancak hücre sayısı, revak ve avlu düzeni ile genel mekan yerleşimini etkilemiştir. Yıldız Ötüken de 16. yüzyıl medreselerini benzer biçimde tipolojik sınıflamaya tabi tutmuş, ancak bir cami ile ilişkili olma veya bağımsız inşa edilme durumunu üst başlık olarak ele almıştır (Ötüken 1974).

İşlev açısından ele alındığında medreseler, bireysel çalışma ve konaklama mekanı olan hücreler ile toplu çalışma mekanı olan dersaneden oluşur. Vakfiye şartları incelendiğinde hücrelerin başlangıçta tek kişilik mekanlar olarak özgülendiği, ancak zaman içerisinde değişen ihtiyaçlarla iki, hatta üç kişinin kullanımına izin verildiği kaynaklardan anlaşılmaktadır. Dersane, öğrencilerin müderrisin etrafında U biçiminde yerde oturarak ders işledikleri ve topluca namaz kıldıkları mekandır. Zemin halı kaplıdır. Öğrenciler derste kitaplarını rahlelere koyarlar. Birçok medresenin dersanesinde mihrap da bulunur. Dersane aynı zamanda medresede okutulan kitapların bulunduğu mekandır; bu nedenle medrese dersanelerinde büyük kitap nişleri veya dolapları yer alır. Revaklar; mekanlar arası sirkülasyon ve öğrenciler arası sosyalleşmenin yanı sıra öğrencilerin açık havada korunaklı bir ortamda çalışmalarını sağlayan yarı açık mekanlardır. Bu amaçla revaklarda kargir ya da ahşaptan sekiler bulunmaktadır. Bu sekilerin günümüze ulaşan kargir örnekleri Süleymaniye Külliyesi Rabi Medresesi’nde ve Fatih Külliyesi Tabhane Medresesi’nde bulunmaktadır.

Bu çalışmada incelenen Esekapı Medresesi ile Hadım Hasan Paşa Medresesi, çevresel, mimari ve tipolojik özellikleri açısından özgün karakterde iki yapı olması, buna karşın 21. yüzyıl başındaki korunmuşluk durumları (diğer bir ifadeyle yapısal bütünlüklerini kaybetmiş olmaları) nedeniyle benzer koruma sorunlarını içermeleri ve 2000’li yıllarda yeni işlev verilerek restore edilmiş olmaları itibariyle incelemek için seçilmiştir.

ÇEVRESEL, MİMARİ VE İŞLEVSEL AÇIDAN ESEKAPI MEDRESESİ

Mimari ve İşlevsel Değişim Esekapı Medresesi, 16. Yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın baş vezirliğini yapmış Hadım İbrahim Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış külliyenin bir parçasıdır. Hadım İbrahim Paşa’nın 1562 tarihli vakfiyesine göre külliye, mescit, medrese ve sıbyan mektebinden oluşmaktadır. Külliyenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Müller Winer’e göre mescit, Bizans dönemine ait, 13. yüzyıl sonu-14. yüzyıl başında inşa edilmiş ve 1506 yılındaki depremde harap olmuş bir şapelin Hadım İbrahim Paşa tarafından 1551-1560 tarihleri arasında tamir edilmesiyle mescide çevrilmiş ve minare eklenmiştir. Medresenin de aynı tarihlerde yapılmış olması muhtemeldir (Müller-Wiener, W. 1977). Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medrese 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000).

Esekapı Medresesi, mescit ile aynı avluyu paylaşan, değiştirilmiş U plan tipine sahip bir medresedir. 11 hücresi ve dershanesi vardır (Şekil 1). Vakfiyesine arşivlerde rastlanılmamıştır.

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

207

Page 4: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

1648 yılındaki depremde mescit ve medrese hasar görmüş, medresenin sekiz hücresinin bacaları yıkılmıştır (Kütükoğlu 2000). 1741’de medresenin tamir görüp görmediğine dair bir kayda rastlanmamıştır. Ancak 1792 yılında 11 hücreden 6’sında öğrenci bulunduğu dikkate alınırsa (Kütükoğlu 2000) 18.yy sonunda medresenin işlevini tam olarak yerine getiremediği anlaşılır. Medrese 1894 yılındaki depremden sonra Evkaf Nezareti tarafından kapatılmıştır. Medresede 1970’lerde bir ailenin yaşadığı bilinmektedir (Kütükoğlu 2000). 1970’lerde medrese oldukça harap vaziyette olmasına rağmen yapı bütünlüğünü korumaktadır (Şekil 3). Revaklar 1998 yılından önce yıkılmıştır (Şekil 4).

2000’li yıllara yapısal bütünlüğünü kaybetmiş olarak giren yapı topluluğunda medresenin hücreleri ve dershanesi de tahrip olmuş durumdadır (Şekil 2). Mescidin doğu ve güney duvar kalıntıları ile minaresi ayakta kalabilmiştir. Mektep günümüze gelememiştir.

Esekapı Medresesi’nin hücreleri 3.40x3.40m., dershanesi 6.50x6.50m ebatlarındadır. Revak genişliği 3.40 m.dir. Revaklar arasındaki avlu, 3.10m. eninde koridorumsu bir alandır. Medresenin servis hacmi günümüze ulaşamamıştır. Hücre, dershane ve revaklarda üst örtü kubbedir.

Şekil 1. Esekapı Medresesi Planı (Ali Saim

Ülgen, 1960’lar) Şekil 2. Esekapı Mescidi ve Medresesi Rölöve;

Plan, 2009. (Vakıflar Arşivi)

Şekil 3. Medresenin Batı revakları, 1970’ler

(Vakıflar Arşivi)

Şekil 4. Medresenin Doğu cephesi, 1998

(Vakıflar Arşivi)

Hücrelere giriş kapısı oldukça basıktır. Hücreler yalnızca dış cepheye açılan pencerelerden ışık ve hava almaktadır, revak cephesinde pencere yoktur, ocak yer almaktadır. Dış cephe pencereleri iki adet alt, iki adet üst sıra olmak üzere dörtlü düzendedir. Alt pencereler içten ahşap kapaklı, dıştan lokma parmaklıklıdır. Hücrelerde birbirinden farklı boyutlarda nişler ve dolaplar bulunmaktadır. Özgün dolap kapakları günümüze ulaşamamıştır. Diğer hücrelerden farklı olarak Kuzeydeki hücre penceresizdir. Bu hücrenin yanındaki revak sonradan kapatılarak su haznesine dönüştürülmüştür (Eyice 1994).

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

208

Page 5: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

Dershane zemini hücrelerle aynı kotta düzenlenmiş olup kapısı daha büyük ve kubbe kasnağı daha yüksektedir. Dershanenin hem revak cephesine hem de dış cepheye üç yönden açılan pencereleri mevcuttur. Revak cephesinde simetrik iki pencere, dış cephede batı yönünde hücre pencere düzenindeki gibi dört adet, kuzey ve güney cephelerinde alt ve üstte birer olmak üzere dört pencere olmak üzere toplam 10 penceresi bulunmaktadır. Gerek hücreler ve gerekse dershane bol ışıklı ve ferah mekanlardır.

Çevresel Değişim Medresenin bulunduğu lokasyon, Bizans Dönemin’de Forum Arcadius’un devamındaki ana arter üzerinde, Konstantin Sur kalıntılarının bitişiğinde, İsa Kapısı’nın olduğu yerde yer almaktadır. Forum Arcadius’tan devam eden arter, günümüzde de önemli bir ulaşım aksı olan Koca Mustafa Paşa Caddesi adını almıştır.

Osmanlı Dönemi’nde yeniden yapılandırılan ve yoğun yapılaşmaya konu olan bölgenin 1875-1882 yıllarında Ayverdi haritalarında görülen sokak dokusunu 1900’lerin başlarında da koruduğu görülmektedir (Şekil 5). 1911 yılında yapının çevresini etkileyen en büyük değişim başlamıştır. Medresenin doğu yönünden yakındaki Takuyiddin Konağı’nı hastane olarak kullanmaya başlayan Cerrahhane, 1930’larda Atatürk’ün talimatıyla geniş bir kampüs haline gelmiş, 1969’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi adını almıştır [URL 2].

Medrese bugün semte adını veren Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kampüsünün bulunduğu yapı adasında, kampüs bitişiğinde yer almaktadır (Şekil 6). Yapının yakın çevresi 1930’lardan sonra Prost Planlarının da etkisiyle hızla değişmiş; tarihi doku bazı büyük ölçekli anıtsal yapılar dışında tümüyle değişmiştir. Esekapı Medresesi’nin çevresinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kampüsünden başka ticaret+konut ve ticaret işlevinin yoğunlukta olduğu 4-5 ve 6, katlı binalar bulunmaktadır.

Şekil 5. Ayverdi Haritasında Esekapı Mescidi ve Medresesi’nin yakın çevresi, 1875-1882.

Şekil 6. Günümüzde İstanbul Üniversitesi,

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kampüsüne bitişik Esekapı Mescidi ve Medresesi, 2017 [URL 3]

Yeniden İşlevlendirme; Süreç, Proje ve Uygulamalar Esekapı Medresesi 1995 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, günün mevzuatı gereği gerekli Bakanlar Kurulu Kararı alınarak 5 yıllığına Fatih Belediyesi’ne tahsis edilmiştir. Tahsis şartı medresenin Belediye tarafından altın, bakır, gümüş işi gibi turizm amacıyla kullanılması, ancak ticari maksatla kullanılmamasını öngörmektedir. Protokol gereği onarım yükümlülüğü Vakıflar Genel Müdürlüğündedir. Ancak bu protokol gerçekleştirilmemiştir. Mescit ve medrese, Fatih Belediyesi tarafından Mimarlık Vakfı’na “Mimarlık Araştırma Enstitüsü” olarak kullanılmak üzere devredilmiş ve 1998 yılında Mimarlık Vakfı tarafından avan proje niteliğinde restorasyon öneri projesi hazırlanmıştır. Projede yıkılmış revaklar tamamlanmamış, revak ve avlu kısmı şeffaf bir üst örtü ile kapatılmıştır. Güney cephedeki mevcut kapı kullanılarak güney bahçesine wc hacimleri çözümlenmiştir (Şekil 7, 8). Ancak bu proje KTVKBK tarafından kabul edilmemiştir.Son işlevlendirme çalışmaları 2009 yılında Fatih Belediyesi’nce medrese ve mescidin rölöve-restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlatılması ile başlamıştır. Taksim Yapı tarafından hazırlanan medrese projeleri KVKBK tarafından onaylanarak uygulamaya geçilmiş, mescit projeleri ise araştırma kazısını

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

209

Page 6: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

müteakip çıkacak verilere göre yenilenmesi istenilerek reddedilmiştir. 2010 yılında mescit için tekrar proje çalışmalarına başlanmış, hazırlanan restorasyon projesinde mescidin cami işlevi ile onarılması öngörülmüştür. Aynı yıl medrese Yeşilay Derneği’ne tahsis edilmiştir. Yapılan onarımda medrese ve mescidin onaylı projeler doğrultusunda aslına uygun malzeme ve teknik ile tamamlandığı görülmüştür. Medresenin yıkılmış revakları, kubbeleri, yok olan söve, pencere, kapı, yaşmak ve baca gibi mimari elemanları restitüsyon projelerine göre tamamlanmış, sıva ve döşeme kaplamalarında temizleme ve büyük ölçüde tamamlama yapılmış, yok olan kubbe kurşun kaplamaları yeniden döşenmiştir. Sıva ve döşeme yenilemeleri, elektrik, mekanik ve sıhhi tesisatın döşeme ve sıva altından geçirilmesi için avantaj olarak kullanılmıştır. 2017 yılı Eylül ayında gerçekleştirilen alan çalışmasında medresenin Yeşilay Derneği tarafından “YEDAM Yeşilay Danışmanlık Merkezi” olarak kullanılmaya başlandığı, medrese hücrelerinden dört adedinin idari ve servis amaçlı kullanıldığı (yönetici odası, halkla ilişkiler odası, bilgi işlem ve mutfak), diğer hücrelerin danışma odası olarak işlevlendirildiği görülmüştür (Şekil 9, 10, 11). Yeni işleve yönelik kullanım projesine arşivde rastlanılamamıştır.

Şekil 7. Mimarlık Vakfı tarafından hazırlanan

avan proje planı, 1998. (Vakıflar Arşivi)

Şekil 8. Mimarlık Vakfı tarafından hazırlanan avan proje kesitleri, 1998. (Vakıflar Arşivi)

Şekil 9. Restorasyon sonrası

medrese avlusu ve revakları, 2017 (MŞ Arşivi)

Şekil 10, 11. Restorasyon sonrası dershane ve hücrelerde tesisat

ve tefrişat, 2017 (MŞ Arşivi)

Dernek yetkili müdüründen alınan bilgilere göre hücrelerdeki kubbelerden kaynaklanan akustik ses artışının, bu mekanlarda verilen danışmanlık hizmetinde görüşmenin gizliliği açısından olumsuz etkisi bulunduğu ve kullanıcı tarafından çözüm arayışı içinde olunduğu tespit edilmiştir. Islak hacimlerin avluda, cami ile ortak kullanımı öngörülen konteynerda çözümlendiği gözlemlenmiştir. Kullanıcılar açısından ıslak hacimlere soğuk mevsimlerde ulaşım olumsuz karşılanmakla beraber, yapıya duyulan saygı nedeniyle kabullenilmektedir.Medrese ile cami kullanıcılarının tamamen birbirinden farklı olması nedeniyle ortak avlu bölücü elemanlarla ayrılmıştır. Medreseye giriş cami avlusundan geçilerek sağlanmaktadır. Bölücü avlu duvarı medrese ile cami arasındaki bütünlüğü koparmakta ve faydalanıcılar dışında kültür varlığı yapıya gelen ziyaretçileri dışlamaktadır. Hücrelere verilen işlev, yapının akustik değerlendirmesi yapılmadan seçilmiş olduğundan, kullanıcılar açısından olumsuz karşılanmaktadır. Ancak tefrişatta mekan algısının bozulmamasına dikkat edildiği, minimum sayı ve ölçülerde tefriş elemanları tercih edildiği görülmektedir.

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

210

Page 7: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

ÇEVRESEL, MİMARİ VE İŞLEVSEL AÇIDAN HADIM HASAN PAŞA MEDRESESİ Mimari ve İşlevsel Değişim Hadım Hasan Paşa Medresesi, 1595-96 yıllarında Hadım Hasan Paşa tarafından yaptırılmış küçük bir külliyedir (Eyice 1997, Kurşun 2008, Ahunbay 1994-2). Külliye, İstanbulda çok az sayıda görülen fevkani medreselerden biridir. Alt katında dükkanlar, çeşme ve sebil, üst katında hücreler ve mescit-dersane bulunan medresenin mimarının Davut Ağa olduğu tahmin edilmektedir (Ahunbay 1994-2). Hadım Hasan Paşa’nın vakfiyesine arşivlerde rastlanılamamıştır.

Medrese, 19. Yüzyılda yangın ve şehircilik faaliyetleri gibi dış etkilerden oldukça zarar görmüştür. Ağustos 1826 yangınında hasar gören medrese 1831-32 yıllarında dönemin padişahı II. Mahmud tarafından esaslı onarımdan geçirilmiştir (Eyice 1997, Ahunbay 1994-2). 1865 Hocapaşa Yangını’nda tekrar hasar gördüğü tahmin edilmektedir (Eyice 1997, Ahunbay1994-2). Hocapaşa Yangını sonrasında yapılan yol ıslah çalışmaları kapsamında Islahat-ı Turuk Komisyonu tarafından alınan kararla medresenin yol cephesi 4,5m. kesilmiştir (Ahunbay 1994-2) (Şekil 12). Bu karar, medresenin sebil ve dersanesinin yok olmasına, bazı mekanlarında değişikliğe neden olmuştur.

1914 yılında medrese harap durumda bulunmasına rağmen eğitime devam edildiği ve 16 öğrencinin medresede ikamet ettiği anlaşılmaktadır (Kütükoğlu 2000). 1918 yılında medresede eğitim sona ermiş ve yangınzedeler tarafından işgal edilmiş halde olup yapının bazı mekanları barınma amaçlı kullanılmaktadır (Eyice 1997). Uzun yıllar metruk halde kalan medresede zamanla işgalciler ve doğal nedenlerle meydana gelen tahribat giderek artmıştır (Şekil 13). 1998 yılına kadar evsizler tarafından barınma amaçlı kullanılagelmektedir (Kütükoğlu 2000).

1981 yılında medresenin altındaki 9 nolu parselde yer alan kiracının mekanı torna atölyesi olarak kullandığı, medrese alt katındaki mekanlarda eski onarımlarda muhdes duvar ilaveleri ile bölüntüler yapıldığı KVKBK Arşivi’nde bulunan belgelerden anlaşılmaktadır.

Külliyenin orijinalinde, 2007 yılında hazırlanan Koruma Kurulu onaylı restitüsyona ve restitüsyon raporuna göre 9 hücre, 1 mescit-dershane, hela ve çamaşırhaneden oluşan medrese, dükkanlar, sebil ve çeşme bulunmaktadır (Alper 2008) (Şekil 14). Onaylı restorasyon projesine göre medrese hücrelerinden Kuzey Batıdaki ikisi 3,05x3,6m., Güney Doğudaki ikisi 3x3,05 ve 3x2,6 m. ebatlı kareye yakın mekanlardır. 1. Kat avludaki 1,41x3,24m. dikdörtgen galeri, zemin kattaki avluya ışık ve hava sağlamaktadır. Revak genişliği 2,45m ila 1,69m. arasında değişkendir. İkisi hariç hücrelerin her birinde dış cephede bir ocak nişi yer almaktadır. Zemin kattaki mekanlar arasında kot farkları bulunmaktadır. Medrese’ye giriş Batı cephesi üzerindeki birkaç basamakla çıkılan kapıdan sağlanmaktadır. Sebil, medrese girişi ve dükkan cephelerinin orijinal durumlarına ilişkin bir bilgi bulunmamaktadır. Zemin kattan üstteki medrese katına Kuzeydeki dönel merdiven ile ulaşılmaktadır. Bodrum kattaki mekanların medrese ile doğrudan bağlantısı yoktur; bu kata Molla Fenari Sokak üzerindeki kapıdan girilmektedir.

Hücre, dershane ve revakların üst örtüsü kubbedir. İç ve dış cephe duvarları kubbe geçiş elemanları seviyesine kadar düzgün kesme taş olup tromp ve kubbeler tuğla örgüdür.

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

211

Page 8: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

Şekil 12. 1904’teki durumu gösteren Goad Haritası’nda medresenin Tures Mimarlık tarafından 2007 yılında hazırlanan restitüsyonunun ve Ela Bozkurt tarafından hazırlanan 16. Yy vaziyet planı çakıştırılması ile görülen 1865 sonrası Cağaloğlu Caddesi (Kazım İsmail Gürkan Caddesi) cephe hattı.

Şekil 14. Tures Mimarlık tarafından 2007 yılında hazırlanan Hadım Hasan Paşa Medresesi Restitüsyonu, Kat Planları (Vakıflar Arşivi) Çevresel Değişim Hadım Hasan Paşa Medresesi Cağaloğlu’nda, Yerebatan Sarnıcı’ndan İstanbul Valiliği’ne giden Kazım İsmail Gürkan Caddesi üzerinde yer almaktadır. Cadde, Bizans Dönemi’nde önemli arterlere uzak bir konumdaydı. Osmanlı Dönemi’nde Saray ile Kapalı Çarşı arasındaki önemli bir ticari aks üzerinde yer almakta olup etrafı tek katlı dükkanlar ve konutlar ile çevrili idi. Karşısında Cağaloğlu Hamamı ve Ragıp Paşa Konağı vardı. Hamam günümüzde de aktif olarak işlevini sürdürmekte olup Ragıp Paşa Konağı İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak hizmet vermektedir.

Medrese, Günümüzde Kazım İsmail Gürkan Caddesi, Molla Fenari Sokak ve Nuruosmaniye Caddesi’nin çevrelediği üçgen bir yapı adasında bulunmaktadır (Şekil 15). Yakın çevresinde ticari, idari ve turistik tesisler yer almaktadır. Cağaloğlu Hamamı ve ön cephesindeki dükkanlar Osmanlı Dönemi’ne aittir. Medreseye Doğu yönden komşu olan binalar 4-5 katlı, 20. Yüzyılda inşa edilmiş turistik ticaret ve konaklama, kitap yayın evi ve satış yeri gibi işlevlerle kullanılan yapılardır. Çevrede

Şekil 13. Hadım Hasan Paşa Medresesi, 2005 (Vakıflar Arşivi)

1865 öncesi cephe hattı 1865 sonrası cephe hattı

LEJAND:

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

212

Page 9: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

yeterli otopark alanı bulunmadığından medresenin etrafını çevreleyen sokaklar genellikle park etmiş araçlarla çevrilidir. Aks, yerli ve yabancı turistler tarafından yaya olarak da yoğun biçimdekullanılmaktadır. Yeniden İşlevlendirme; Süreç, Proje ve Uygulamalar Mimar Dr. Mehmet Alper tarafından 1995 yılında hazırlanan restorasyon proje raporunda yapıya seçilecek işlevin mekânsal düzen, strüktür, çevre ve yatırımcı talepleri dikkate alınarak değerlendirildiği, yapının strüktür öğelerini vurgulayacak, yapıyı yönlendiren değil yapının yönlendirdiği bir işlev seçilmesine özen gösterildiği belirtilmiş, medresenin “turizm amaçlı Osmanlı mutfak geleneklerinin sunulduğu bir restoran” olarak işlevlendirilmesi önerilmiştir.. Raporda ayrıca mülkiyet sahibi (VGM), yatırımcı ve tasarımcının işbirliği içinde yeni işlev kararını verdiklerine dikkat çekilerek, tasarım ve uygulamanın doğru yapılması kadar sürdürülebilmesine de önem verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Proje 03.04.1996 tarih ve 7625 sayılı karar ile onaylanmış ancak uygulanamamıştır. 2006 ve 2007 yıllarında alınan bir çok Koruma Kurulu kararında 35 ada 9. 10 parsellerde bulunan medresenin ihyası için zemin kattaki 8 ve 9 nolu parsellerin kamulaştırılmasına, kamulaştırılma yoluna gidilmezse uygulama öncesi parsel sahiplerinden muvafakat alınmasına tarafından karar verilmiştir. 05.11.2008 gün ve 2438 sayılı karar ile Yeni İşlev Projesi onaylanmıştır. Onarım başladıktan sonra tadil edilen restorasyon projeleri ise 18.01.2012 gün ve 334 sayılı karar ile onaylanmıştır. Restorasyon tadilat proje raporunda döşeme kaplamalarının değiştirildiği, mekan algısının daha iyi sağlanabilmesi için radyatör ısıtıcı yerine yerden ısıtma tesisatı kurulacağı, demir taşıyıcılı polikarbon üst kat avlu örtüsünün paslanmaz çelik taşıyıcılı cam örtü ile değiştirileceği ve böylece daha modern bir mekan algısı oluşturulacağı, hücre içi tesisatın döşemede açılacak kanallara alınacağı, aydınlatma elemanlarının hücrelerde duvar-kubbe birleşimindeki derz hizasına aplike edileceği, koridor ve hollerde ise gömme armatür uygulanacağı, 1. Kat avlusundaki galeri boşluğunun cam korkulukla çevrelenip mekanı daraltmak yerine alt kat havalandırması düşünülerek yerden 3 cm yükseltilmiş cam platform ile kapatılarak mekanda açıklık sağlanacağı, 1. Kat avlusunun iki yanındaki balkonların üzerinin cam saçak ile örtüleceği belirtilmiş ve mekân organizasyonu, malzeme, dekorasyon ve tesisata yönelik bir çok değişiklik yapılmıştır (Şekil 16). Bu projelere göre yapılan restorasyon 2013 yılında tamamlanmıştır (Şekil 17, 18, 19). 2015 yılında yerinde yapılan incelemede kullanıcının mekanı benimsediği, kuruluş amaçları doğrultusunda üniversite öğrencilerine yönelik sosyal- kültürel etkinlikler, seminer, söyleşi, burs hizmetleri verdiği, öğrencilerin buluşma, sosyal ilişkiler geliştirme, 1. Kat hücrelerinden birinde oluşturulan kütüphanede araştırma ve çalışma imkanı buldukları bir vakıf merkezi olarak faal olduğu görülmüştür. Görüşmede ayrıca, düzenli olarak haftalık ve aylık seminerler organize edildiği, haftalık seminerlere katılımın 15-20 kişi olduğu ve medresenin mevcut mekan potansiyelinin yeterli olduğu öğrenilmiştir. Aylık seminerlere katılımın 100-150 kişi civarında olduğu, mekanın bu tür toplantılara uygun olmaması nedeniyle kalabalık organizasyonlar için benzer faaliyetler yürüten başka bir vakfa tahsis edilmiş olan Sultan Ahmet Medresesi’nin avlusunun kullanıldığı öğrenilmiştir. 1. Kat avlunun vakıf idari toplantıları için kullanıldığı ancak restorasyon tadilat projesinde getirilen cam platform çözümünün işleve hitap etmediği ifade edilmiştir (Şekil 18). 1. Kat avluyu örten çelik taşıyıcılı cam örtü sisteminin temizlik sorunu olduğu ve komşu binalardan iç mekanın görülmesin kullanıcılar tarafından istenmediği ve bazı koruma sorunlarına yol açtığı görülmektedir (Şekil 17).

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

213

Page 10: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

Şekil 15. Hadım Hasan Paşa Medresesi’nin

2017 yılındaki durumu. (Tures Mimarlık tarafından hazırlanan restorasyon vaziyet

planından işlenerek.)

Şekil 16. Tures Mimarlık tarafından hazırlanan 2012 yılı onaylı restorasyon tadilat –Yeni

İşlev- Projesi. (Vakıflar Arşivi)

Şekil 17. Restorasayon sonrası Kazım İsmail Gürkan Caddesi’nden görünüş, 2015 (MŞ Arşivi).

Şekil 18. Zemin kat ara holden üstteki galeriye bakış, 2015 (MŞ Arşivi). Şekil 19. Üst kat Kuzey Batı köşedeki hücre, 2015 (MŞ Arşivi).

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Osmanlı medreselerinin karakteristik özelliği, belirli boyutlardaki dersane ve hücre dizilerinin revak ve avlu ile ilişkilendirildikleri mimarileridir. Bu ilşki, kapalı-yarı açık-açık mekan hiyerarşine dayanmaktadır. Yapılan incelemeden anlaşılmaktadır ki; medreselerin gerek bu karakteristik özellikleri ve gerekse diğer tipolojik özellikleri (medrese-cami ilişkisi) yeni işlev türü ve ihtiyaç programı açısından dikkate alınmamakta, sadece koruma planı kararları ve yapı sahibi kurumun iradesi ile sosyal-kültürel amaçlarla kullanılmak üzere kar amacı gütmeyen kurum veya sivil toplum kuruluşlarının kullanımına tahsis edilmektedir. Cami ile ortak avlu kullanan medrese tiplerinde mekanların görsel etkileşimi kullanıcılar tarafından benimsenmemekte, bu nedenle iyi planlanmamış bölmeler ile avlular oluşturulmaktadır; işlev seçiminde mimari bütünlüğün dikkate alınmadığı görülmektedir. Bu durum medreselerin çevresel bütünlüğü ve algılanmasında sorun teşkil etmektedir. Aynı yapı kitlesi içinde mülkiyetin bölünmüş olması da bu yapıların bütün halinde değerlendirilmesini engelleyen ve giderek bozulmayı artıran bir faktör olagelmiştir. Kamulaştırma yoluyla mülkiyet bütünlüğünün sağlanması, koruma-işlevlendirme açısından önemli bir karardır. Türkiye’deki koruma süreçlerinde medreselerin olabildiğince özgün form ve işleve yakın korunmasına özen gösterildiği görülmektedir. Yapı bütünlüğünü kaybetmiş medreselerde özgün form, malzeme ve teknik biliniyorsa, modern ekler onay makamlarınca kabul görmemektedir. Ancak yeterince etüd edilmeden tasarlanan yeni ekler tarihi eserdeki bozulmaları hızlandırmaktadır. Kullanım süreçlerinde işlevin ve ihtiyaç programının değişmesi neticesinde yapılan plansız ve projesiz müdahaleler medreselerin karakter özelliklerine ve değerlerine zarar vermektedir. Bu da koruma sürecinde harcanan emek, zaman ve finansmanın boşa gitmesine neden olmaktadır. Korumada sürdürülebilirliği sağlamanın yolu tarihi yapının özellikleri dikkate alınarak yapılacak bir yönetim planı çerçevesinde ele alınmasını gerektirmektedir.

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

214

Page 11: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit

KAYNAKLAR

Ahunbay Z (1994) “Medreseler”, “İstanbul Ansiklopedisi”, c:5, Kültür Bknlğı ve Tarih Vakfı Yay., İstanbul. Ahunbay Z (1994-2) “Hadım Hasan Paşa Medresesi”, “İstanbul Ansiklopedisi”, c:3, Kültür Bakanlığı ve Tarih

Vakfı Yayınları, İstanbul. Alper M (2008) “Hadım Hasan Paşa Restitüsyon Projesi Raporu”, Vakıflar Arşivi. Aygen Z (2013) International Heritage And Historic Building Conservation: Saving The Past, Routledge

Publications, New York. Baltacı C (1976) XV-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri: Teşkilat, Tarih, Istanbul. Baltacı C (2005) XV-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri I, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fak. Yay., İstanbul. Bozkurt E (1998) “Hadım Hasan Paşa Medresesi”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İTÜ. Eyice S (1994) “Esekapı Mescidi ve Medresesi”, “İstanbul Ansiklopedisi”, c:3, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı

Yayınları, İstanbul. Eyice S (1997) “Hadım Hasan Paşa Külliyesi”, “İslam Ansiklopedisi”, c:15, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul. Feilden B M (1982) Conservation of Historic Buildings, 3th Edition 2003, Elsevier, Great Britain. Köksal G, Ahunbay Z (2006) “İstanbul’daki Endüstri Mirası İçin Koruma ve Yeniden Kullanım Önerileri”, “İTÜ/a

Dergisi”, c:5, 2. Kubilay A Y (2010) İstanbul Haritaları 1422-1922, Denizler Kitabevi, İstanbul. Müller-Wiener W (1977), Bildlexikon zur Topographie Istanbuls, (Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık tarafından

Türkçe tercümesi 1998 “İstanbul’un Tarihsel Topografyası”, 2nci Baskı, 2002, İstanbul). Ötüken S Y (1974) Isa Kapi Mescidi und Medresesi, Phd Thesis, Inaugural Dissertation zur Erlangung der

Doktorwürde der Philosophischen Fakultat der Rheinischen Friedrich-Wilhelms-Universität zu Bonn. TSMA Env. No 7740, Hadım Hasan Paşa Vakfiyesi. Worthing D, Bond S (2008), Managing Built Heritage: The Role of Cultural Values and Sgnificance, 2nd Edition

2016, Wiley Blackwell, London. [URL 1], PPS 5 2010, Planning Policy Statement 5, Planning for the Historic Environment, by English Heritage,

United Kingdom (http://webarchive.nationalarchives.gov.uk/20120920011334/http://www.communities.gov.uk/documents/planninga

ndbuilding/pdf/1514132.pdf) (son erişim tarihi 13.07.2017) [URL 2], Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, http://cerrahpasa.istanbul.edu.tr/tarihce/ (son erişim tarihi 28.08.2017) [URL 3], İstanbul Büyükşehir Belediyesi, https://sehirharitasi.ibb.gov.tr/ (son erişim tarihi 28.08.2017)

Uluslararası Katılımlı 6. Tarihi Yapıların Korunması ve Güçlendirilmesi Sempozyumu / 2-3-4 Kasım 2017

215

Page 12: PRESERVING THE VALUES OF MEDRESES DURING RE … · Mübahat Kütükoğlu’na göre ise medre se 1560 yılında yaptırılmıştır (Kütükoğlu 2000). Esekapı Medresesi, mescit