Upload
vukhanh
View
216
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Prof. Dr. Semih BASKANAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Genel Cerrahi Anabilim DalıÖğretim Üyesi
24.04.2011/İstanbul
Tarih Öncesi Çağlar
M.Ö. 2700’lü
yıllarda Çin’de tiroid bezinin büyümesi goitre olarak
tanımlanmış
ve M.Ö. 1600’lü
yıllarda da
tedavisinde deniz yosunu ve yanmış
süngerlerin
kullanıldığı
bildirilmiştir.
24.04.2011/İstanbul
Tarih Öncesi Çağlar
Hindistan’da M.Ö. 1400 yıllarından başlayarak
Ayur Veda tıbbında goitre hastalığının tanımından ve tedavisinden
bahsedilmektedir.
24.04.2011/İstanbul
Tarih Öncesi Çağlar
Eski Mısır’da M.Ö. 69‐30 bulunan bir röliefle
Kleopatra’nın goitre’li bir görüntüsünden
bahsedilmektedir.
24.04.2011/İstanbul
Tarih Öncesi Çağlar
Franc Merk’in “History and lconography of Endemic Goiter and Cretenism”
isimli eserinde eski Yunan’da
ne Hippokrat’ın yazdıklarında ne de bir başkasının goiter ile ilgili bir referansına rastlanmadığını
yazmaktadır. (Lancaster, England MTP Press, 1984).
24.04.2011/İstanbul
Tarih Öncesi Çağlar Hippokrat
Bununla beraber Hippokrat “DeGlandulis”
isimli
eserinde bezlerle ilgili olarak “Boyundaki bezler
hastalanırsa tüberküler olur ve struma oluşur”
demektedir.
“Struma”
tanımı
halen
Avrupa’da Avusturya ve İtalya’da sıklıkla
kullanılmaktadır.
24.04.2011/İstanbul
M.Ö. 460‐M.Ö.377
24.04.2011/İstanbul
M.S. 1. yüzyılda Celcus Roman Ansiklopedi’sinde
kistik goitre’ların görünümünü
ve cerrahi
tedavisini tanımlıyordu.
Cornelius Celsus (M.Ö. 42 ‐
M.S. 37)
Abu al‐Qasim al‐Zahrawi
Kayıtlarda mevcut olan ilk başarılı
tiroidektomi
ameliyatı
M.S. 952 senesinde İspanya’da
kurulu bir Arap şehri olan Cordoba’da Fas’lı
bir
cerrah olan Abul Kasım tarafından
gerçekleştirilmiştir.
24.04.2011/İstanbul
Abu al‐Qasim al‐Zahrawi
Abu al‐Qasim al‐Zahrawi
Abul Kasım beceri sahibi ve cesur bir hekim idi.
Tıp alanındaki fikirlerini “Al‐Tasrif”
isimli kitabında toplamıştır.
Bu eser daha sonraları
Latince, Fransızca ve İbranice’ye çevrilmiştir.
Bugün tıp tarihinin Arapça kaynaklı
en değerli eserlerinden biri kabul edilir.
Abul Kasım’ın cerrahi alanında bir çok yenilikleri ilk kez uygulayan kişi olduğu sanılmaktadır.
Bunlar arasında kat küt ve pamuk dikiş
materyalleri kullanılması
bilhassa önemlidir.
24.04.2011/İstanbul
Al‐Tasrif.La Chirurgia
di Albucasis tradotta da Gherardo da Cremona. 24.04.2011/İstanbul
Salerno Tıp Okulu (12. ve 13. Yüzyıllar)
Büyük goitre’ların tedavi amacıyla çıkarılmalarında seton uygulanmasının veya kurutulmuş
deniz yosunu
kullanılmasını
öneriyordu.
Roger Frugardi 1170 yılında ilk güvenilir goitre
ameliyatının yapıldığını
bildirmiştir.
24.04.2011/İstanbul
Marko Polo (1254‐1324)
Ünlü
gezgin Marko Polo babası
ve oğlu ile 1271
yılında Türkistan’a yaptığı seyahatinde o bölgenin
insanlarında içtikleri suyun kalitesi ile bağlantılı
olarak ayaklarda şişlik ve boyunda tümörlerin
görüldüğünü
belirtiyordu.
24.04.2011/İstanbul
Paracelcus (1453‐1541)
Alman orijinli kimyacı
ve hekim olan Paracelcus
goitre’ın içilen sularda mineral eksikliğine bağlı
olduğunu ileri sürmüş
ve herediter bir faktörün
hastalığın oluşmasında rol oynadığını
ortaya atmıştı.
24.04.2011/İstanbul
Bartholomaeus Eustachius (1505‐1574)
Adrenal bezleri de tarif eden Eustachius lobları birbirine bağlayan bir
istmusa sahip olan tek bir “tiroid bezini”
(Latince
kalkan şeklinde) 1543 yılında tanımlamıştır. Fakat çalışması
18. yüzyıla
kadar basılmamıştır.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Leonardo Da Vinci (1452‐1519)
Leonardo Da Vinci (1452‐1519)
Floransa’da Santa Maria Nuova Hastanesi’nde kadavralar
üzerinde inceleme yapmasına müsaade edildi.
Milano’da Maggiore Hastanesi’nde ve Roma’da Santo
Spirito Hastanesi’nde kadavralar üzerinde çalışmalar yaptı.
30 yılda farklı
yaş
gruplarında 30 kadın ve erkek kadavrası
üstünde çalıştı.
200’ün üstünde çizim hazırladı.
Ölümünden sonra “Resim Üzerine Tezler”
adı
altında 1580 yılında tamamladı.
Tiroidi globüler 2 loblu bir yapı
olarak çizmiş
ve boyunda boşlukları
dolduran 2 bez şeklinde tanımlamıştır.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Leonardo Da Vinci
24.04.2011/İstanbul
Andreas Vesalius (1514‐1564)
Andreas Vesalius (1514‐1564)
Tıp tarihinin en ünlü
eserlerinden biri olan “De
Humanı
Corporis Fabrica”
isimli kitabını
yayınladı.
Tıp tarihinde ilk anatomi kitabı
olarak kabul edilen
663 sayfalık bu eserde dönemin ünlü
sanatçılarından Titian ile birlikte çalışarak 277 adet anatomi
çiziminde bulundu.
Bu eserini tamamladığında 29 yaşında idi.
İsviçre‐Basel’de basılan bu eserinde tiroid bezini tanomladı
ve “Glandes Laryngis Racidi Adnatae”
ismini verdi.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
De Humanı
Corporis Fabrica
Wilhelm Fabricius Hildanus (1560‐1634)
Wilhelm Fabricius bisturinin kullanıldığı
ilk
tiroidektomi ameliyatını yayınlamıştır.
24.04.2011/İstanbul
Wilhelm Fabricius Hildanus
24.04.2011/İstanbul
Thomas Wharton (1614‐1673)
Adenographia isimli eserinde pek çok bezi
tanımladı.
Bu bezede modern ismi
olan “thyroid”
tanımını yaptı. (1656’da)
24.04.2011/İstanbul
Thomas Wharton (1614‐1673)
Pierre Joseph Dessault (1744‐1795)
İlk başarılı
parsiel tiroidektomiyi 1791 yılında
Fransa’da gerçekleştirdi.
Tiroid’deki 4 cm’lik bir
nodülü
vertikal insizyondan çıkardı, üst ve alt tiroid
arterlerini bağladı
ve daha sonra bezi trakea’dan
ayırdı.
İltihaplanan ancak 1 ay
içerisinde iyileşen yarayı tamponlamıştır.
24.04.2011/İstanbul
Guillaume Dupuytren (1777‐1835)
1808 yılında ilk total tiroidektomi ameliyatını
gerçekleştirmiştir.
24.04.2011/İstanbul
Bernhard Rudolph Conrad Langenbeck (1810‐1887)
Ünlü
cerrah Langenbeck cerrahları
tiroid bezi
cerrahi girişimlerinden uzak tutmak için
uyarılarda bulunuyordu.
24.04.2011/İstanbul
Genel Anestezinin Bulunması
16 Ekim 1846 Massachusetts
General Hospital Boston Doktor John Collins Warren
eter anestezisi altında genç bir hastanın boynunun sağ tarafındaki bir vasküler
tümörü
çıkartıyordu.
Bu ameliyattan sonra 16
Ekim tarihi her yıl Boston’da “Eter Günü”
olarak kutlana
gelmektedir.
24.04.2011/İstanbul
Joseph Lister (1827‐1912)
Joseph Lister deri
bütünlüğünün bozulmadığı tüm kemik kırıklarının
iyileştiğini buna karşın kemiklerin deriden dışarıya
çıktığı, açık kırıklarda ise enfeksiyonun geliştiğini fark
etti.
Lister bakterileri yarada
büyümeden önce öldürmek amacıyla ameliyat esnasında hastanın üzerine karbolik asit
serpti.
1867’de Lancet isimli tıp
dergisinde ilk gözlemlerini yayımladı.
Joseph Lister (1827‐1912)24.04.2011/İstanbul
Nikolai Pirogoff (1810‐1881)
19. yüzyıl genel
anestezinin ve aseptik tekniğinin başlangıcıyla
tüm cerrahi alanlarda bir devrime damgasını
vurmuştur.
1849’da Rusya’da St.
Petersburg’lu Nikolai Pirogoff trakeaya bası yapan guatrı
olan 17
yaşındaki bir kıza yaptığı tiroid ameliyatında eter
kullanmıştır.
24.04.2011/İstanbul
Fransız Tıp Akademisi
Tiroid ameliyatlarının yapılmasını
1850 yılında ülke çapında yasakladı.
Nedeni bu ameliyatlarda %40’lara varan mortalitenin olması
idi.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Muhteşem Yediler
19. yüzyılın ortalarında Avrupa’da gözü
pek girişimler,
Amerika’da kaba saba kasaplık, İngiltere’de anlamsız bir işlem olarak tanımlanan tiroidektomiler 20.
yüzyılın ortalarında ise en etkili ve güvenilir ameliyatlardan biri haline geldi.
Yaklaşık 100 yılda modern cerrahiye geçişte bu 7 cerrahın rolü
çok büyüktür.
İzninizle bizler bu üstatları
“Muhteşem Yediler” olarak hatırlayalım ve analım.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Theodore Billroth (1829‐1894)
Theodore Billroth (1829‐1894)
Larinjektomi, özofajektomi, gastrektomi ve
tiroidektomi 19. yüzyılda Theodor Billroth ile başlar.
Billroth ilk kez 1860 yılında Zürih’te üniversiteye
girdi.
Kendisi Alpler yöresindeki endemik goitre hastaları
ile ilgileniyordu.
Cerrahisi daha ziyade kompresyonun ortadan
kaldırılması
ile ilgiliydi.
Ameliyat ettiği 20 hastanın 8’inin kaybedilmesi
üzerine bu girişimlerini bir süre erteledi (1883).
Aslında mortalitenin nedeni tetani idi.
24.04.2011/İstanbul
Theodore Billroth (1829‐1894)
Tahminen 6 yıl sonra bu kez anestezinin bulunması,
asepsis ve antisepsi kurallarının ortaya konulması
ve hemostaz konusundaki çalışmalar Billroth’a yeniden bu girişimlere başlama cesaretini verdi.
Mortalitesini %10’un altına düştü.
Sadece üstad bir cerrah değil aynı
zamanda saygın bir
eğitimci idi.
Asistanlarından Wolfer ilk kez 1879’da ameliyat
sonrası
tetaniyi tanımladı.
Aynı
şekilde 1880’de de Rekurren Laringeal sinirinin
tehlikeli konumunu tanımladı.
24.04.2011/İstanbul
Theodore Billroth (1829‐1894)
Asistanlarından Sandstrom insanda ilk kez paratiroid bezleri tanımladı.
Eiselsberg deneysel olarak ilk kez tiroid ve paratiroid dokularının transplantasyonunu gerçekleştirdi.
Bugün tiroid cerrahisinin babası
olarak anılmaktadır.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Theodor Kocher (1841‐1917)
Theodor Kocher (1841‐1917)
1841 yılında İsviçre’de Bern’de dünyaya geldi. 1872’de Bern
Üniversitesi’nde göreve başladı.
Billroth’un öğrencisi olan Kocher 1878 yılında 13
tiroidektomi olgusunu yayınladı.
Sadece 2 hastası
ölmüştü.
1912 yılına gelindiğinde 5.000 üzerinde tiroidektomi olgusunu gerçekleştirmişti.
1870’lerde %20 oranındaki mortalitesini, 1898’de %0.2’ye düşürüyordu.
Bu yıl kendi ismi ile anılacak Kollar insizyonu ortaya çıkarıyordu.
24.04.2011/İstanbul
Theodor Kocher (1841‐1917)
Theodor Kocher ameliyatlarında total tiroidektomi
uygulamaya idi. Ameliyat sonrası
dönemde hastalarda görülen ve günümüzde ağır hipotiroidism olarak
bilinen tabloya “Cachexia Strumipriva”
adını
koydu.
Bu tespitin üzerine girişimlerde unilateral yöntemi
uygulamaya başadı.
1909 yılında tiroid bezinin anatomisi, fizyolojisi,
patolojisi ve cerrahisi alanındaki çalışmalarından dolayı
Nobel Tıp Ödülü’nü
kazandı.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Theodor Kocher (1841‐1917)
Maria Richsel’in küçük kız kardeşi ile çocukluk fotoğrafı, hemen yanında tiroidektomiden 9 yıl sonra iki kardeşin fotoğrafı
(Kısa boylu olan Maria)24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
William Halsted (1852‐1922)
William Halsted (1852‐1922)
20. yüzyılın başlarında A.B.D. Bilimsel tıp gelişmeye
başladığında Amerikalıların ilgisi Almanya ve İsviçre Üniversiteleri’nin klinikleri üzerinde yoğunlaşmıştı.
Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Alman Tıp Okullarının çizdiği yoldan ilermiş
ve buranın ilk cerrahi
profesörü
olan William S. Hasted buralara ziyaretler yapmıştır.
Bu kliniklerde Billroth ve Kocher’in ameliyatlarına katılmış, her iki cerrahın teknikleri arasındaki farkları
yakından tespit etme olanağına kavuşmuştur.
Bu izlenimlerinden yararlanarak kendi yöntemini
geliştirmiştir.
24.04.2011/İstanbul
William Halsted (1852‐1922)
Yaptığı
araştırmaları
“The Operative Story of Goitre”isimli
eserinde kaleme almıştır (1920).
Bu eser günümüzde dahi cerrahi düşünceye bir model
teşkil edecek olan yüksek derecede bir bilimsel yapıttır.
Tiroid cerrahisinde mortalitenin başlıca nedenleri olan
postop sepsis ve operatif kanamalar konularında çalışmalar yaptı.
Bir lastik firmasına ameliyatlarda kullanılmak üzere eldiven siparişi verdi.
Kanamaları
önlemek için geliştirilen hemostatik pensleri daha da mükemmel hale getirerek ameliyatta oluşan
komplikasyonları
azaltmak açısından büyük mesafeler katetti.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Charles Mayo (1863‐1939)
Charles Mayo (1863‐1939)
Charles Mayo dramatik bir şekilde tiroid cerrahisinin
içine 1890 yılında girdi.
Kardeşim William ile birlikte bir çiftçiyi ameliyat
ettiler.
Ameliyatta kanama fazla idi.
Bu bölgeyi tamponladılar, sonra da deriyi diktiler.
Günler sonra bu tamponları
çıkardılar ve hasta tekrar
çiftliğinde eski yaşantısına döndü.
Bunun üzerine Minnesota’da Charles Mayo önemli bir
tiroid cerrahı
haline geldi.
24.04.2011/İstanbul
Charles Mayo (1863‐1939)
Önceleri çok yüksek olan ameliyat mortalitesi
sonraları
erken dönemde hastaların cerrahına başvurmaları
ve ameliyat tekniklerindeki ilerlemeler
sonucu düşmeye başladı.
Hiper tiroidism tanımını
ilk kullanan hekim oldu.
Kocher’in metodunu adapte ederek uygulamaya başladı.
1912 yılında 278 Graves hastasını
başarılı
bir şekilde ameliyat etti.
24.04.2011/İstanbul
Charles Mayo (1863‐1939)
Plummer’in ekzoftalmik hastaların ameliyata hazırlık döneminde iodun yararlarını
ortaya koyması
Mayo’nun Graves Hastalığı’ndaki ameliyat mortalitesini %1’in altına düşürdü.
Kendisine yaptığı
yüzlerce ameliyat nedeniyle “Amerikan Tiroid Cerrahisinin Babası” ünvanı
layık görüldü.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
George Crile (1864‐1943)
George Crile (1864‐1943)
Crile’in ilgi alanı
şok olup, bunun üzerine bir bölüm
yazmıştı.
Bu deneyimle Cleveland’da başladığı
çalışmalarına
yardımcı
oldu.
İlk kez “tiroid krizi”
tanımını
yaptı.
Anestezisti ile birlikte hastayı
ameliyat öncesi dönemde dikkatli bir şekilde hazırladıklarında postop.
Dönemde hiçbir sorun ile karşılaşmadıklarını
fark ettiler.
Bazen günde 20 tiroidektomi ameliyatı
yaptığı bilinmektedir.
24.04.2011/İstanbul
George Crile (1864‐1943)
Cleveland Klinik’te kariyerinin sonunda 25.000 ameliyat
yaptığı
operatif mortalitenin ve tetani görülme sıklığının %1 civarında olduğu ifade edilmiştir.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Frank Lahey (1880‐1953)
Frank Lahey (1880‐1953)
Frank Lahey Bazal metabolizma oranının
yükselmesinin hipertiroidisim olgularında ameliyat öncesi bir belirteç
olduğunu ortaya koydu.
Hastaların bazal metabolizmaları
normale düşürmek için iod kullandıktan sonra yaptığı
ameliyatlarda bir
sorun ortaya çıkmadığını
fark etti.
Sternokleidomastoid kasın içine paratiroit oto‐
transplantasyonunu uyguladı
ve tanımladı.
Bunun yanı
sıra N. Laringeus Rekürrensür
korunmasını
ortaya attı.
24.04.2011/İstanbul
Frank Lahey (1880‐1953)
İnferion tiroid arterinin lateral bağlanmasının
önemini vurguladı.
Serisindeki tetani oranı
%0.3’lere kadar indi.
Kendi kariyeri süresince 10.000 tiroidektomi ameliyatı yaptı.
Aynı
dönemde kendi kliniğinde ise 40.000’nin üzerinde tiroidektomi ameliyatı
gerçekleştirildi.
Bu hastaların ¼’ü
Graves Hastalığı’ndan muzdarip idiler.
Ameliyat mortalitesi sadece %0.1 idi.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Thomas Dunhill (1876‐1957)
Thomas Dunhill (1876‐1957)
Bu Avusturalya’lı
cerrah diğer meslektaşları
gibi
tirotoksik hastalar ile ilgilenmekte idi.
Problem postoperatif dönemde ortaya çıkan tiroid
krizi idi.
Bu komplikasyonun çoğu fatal idi.
Dunhill başarının anahtarının yeterli dokuyu çıkarmak olduğunu fark etti.
4 yıllık bir dönemde ekzoftalmik hastalarda 230 tiroidektomi ameliyatı
yaptı.
Sadece 4 ölüm vakasına rastlandı.
24.04.2011/İstanbul
Thomas Dunhill (1876‐1957)
1912 yılında Dunhill çalışmalarını
Londra’da sundu.
O yıllarda İngiliz cerrahların bu hastalardaki cerrahi mortaliteleri ise %33’idi.
İngilizler bu sonuçlara pek inanmadılar.
Daha sonra Amerika’ya giderek bu sonuçlarını
onlarla
paylaştı.
Sonunda “Tiroid Cerrahisi’nin Unutulmaz İsmi”
unvanını
aldı.
24.04.2011/İstanbul
Thomas Dunhill (1876‐1957)
British Jr. Of Surgery’de yayınladığı
“Some considerations on the operation for exopthalmic
goitre”
bugün bile pek çok açıdan doğru olan tiroidektomi tekniğinin detaylı
açıklamasını
yaptığı
ufuk açıcı
bir makale olarak kabul edilmektedir.
Dunhill TP. Br J. Surg. 1919; 7: 195‐210.
24.04.2011/İstanbul
Thomas Dunhill (1876‐1957)
Kraliyet Tıp Akademisi’ndeki sunumunun yapıldığı
dönemde bu akademinin Başkanı
Larinskse giriş noktasına yakın olan rekürren laringeal sinirinin üzerini kaplayan ve kendi ismini verdiği ligamanı tanımlayan James Berry idi.
Sonraları
“Dunhill İşlemi”
olarak tanımlanan bir tarafa total tiroidektomi ile diğer tarafa subtotal
tiroidektomi tekniğini ortaya attı.
Bu yöntemin taşi‐aritmi ve kardiak yetmezlik
olgularında da başarılı
sonuçlar verdiğini kanıtladı.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
Endokrinoloji’de Gelişmeler (20. Yüzyıl)
1912: Hashimoto tiroitin otoimmun özelliklerini ortaya koydu.
1914: Kendall thyroxine’i izole etti.
1920: Henry Plummer iyod ve iyodürlerin
hipertiroidizmde tiroid hormonunun aşırı
yapımını engellediğini gösterdi.
1923: Bazal metabolizma hızını
ölçmek için kalorimetrik metod geliştirildi.
24.04.2011/İstanbul
Endokrinoloji’de Gelişmeler (20. Yüzyıl)
•
1924: Hansor Parathyroid hormonu ekstrakte etti.•
1942: Radyoaktif iod tedavisi gündeme geldi.
•
1943: Antitiroid ilaçlar tedavide yerlerini aldılar.•
1965: Beta blokürler devreye girdi.
24.04.2011/İstanbul
Günümüz Tiroid Cerrahisi
Kocher’in kolye insizyonu tiroidektominin kalite işareti olarak yerini korumaktadır.
Kalifornia, San Fransisko’da 200 hastaya yönelik bir araştırmada rutin insizyonun ortalama uzunluğu;
Total tiroidektomi olgularında
5.5 cm.
Lobektomi olgularında
4.6 cm
olarak bulunmuştur.
24.04.2011/İstanbul
Clark OH et al. Arch Surg, 2003; 138: 1140‐1143.
Günümüz Tiroid Cerrahisi
Almanya’da 45 hastanede 5846 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada:
Geçici hipoparatiroidism
%7.3Kalıcı
hipoparatiroidism
%1.5
olarak bulunmuştur.
24.04.2011/İstanbul
Thomush O. Et al. Surgery 2003; 133: 180‐185.
Günümüz Tiroid Cerrahisi
Çok sayıda ameliyat yapan cerrahlar benign hastalıklardaki tiroidektomilerde üçte bir, tiroid
kanseri olgularında ise üçte iki oranında daha az yan etki oranlarına sahiptirler.
24.04.2011/İstanbul
Mc Henny Cr. Patient Volumes and Complications in Thyroid Surgery.Br. J. Surg 2002; 89: 821‐823.
Minimal İnvaziv Cerrahi
Theodor Kocher’den (1841‐1917) bu yana tek veya çift
taraflı
lobektomi tiroid cerrahisinde altın standart kabul edilmektedir.
Konvansiyonel olarak 6‐8 cm uzunluğunda bir insizyonla yapılan bu girişimlere alternatif olarak
endoskopik, videoassisted ve minimal access teknikler tarif edilmiştir.
Yöntemler öncelikle paratiroid patolojilerine yönelik girişimlerde denenmiştir.
24.04.2011/İstanbul
Video Yardımlı Tiroidektomi
Miccoli ilk olarak 1997’de 6 primer hiperparatiroidi
hastasına gaz kullanarak video‐assisted paratiroidektomi yapmış
ve ardından 1998’de gaz
kullanımının komplikasyonlarını
ortadan kaldıran bir yöntem olarak videoassisted yöntemi tarif etmiştir.
Miccoli yöntemi (minimal invasive video assisted thyroidectomy / paratyhroidectomy‐MİVAT /
MİVAP) tüm dünyada bir çok merkezde uygulanan, lobektomi veya total tiroidektomi açısından
güncelliğini koruyan bir tekniktir.
24.04.2011/İstanbul
Video Yardımlı Tiroidektomi
Bu sternal çentiğin üzerindeki 15 mm’lik santral insizyondan gerçekleştirilen tamamen gazsız bir işlemdir.
Deride açılan insizyona 5 mm kalınlığındaki 30 derecelik endoskop yerleştirilir.
Geleneksel ve endoskopik araçlar kullanılarak endoskopik görüş
altında diseksiyon gerçekleştirilir.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
MIVAT için gerekli cerrahi ekipman: Harmonic Scalpel, teleskop, aspiratör ve dissektörler.
Minimal İnvaziv Girişimler
Marsilya’da Henry minimal invaziv
paratiroidektomiye benzer lateral yaklaşımı
baz alan endoskopik tiroidektomiyi geliştirmiştir.
Bir yılda 38’i (%5.1) endoskopik olmak üzere 742 tiroidektomi gerçekleştirilmiştir.
İki hastada açık tiroidektomiye dönülmesi gerekmiştir.
Otoriteler uygun biçimde eğitilmiş
cerrahların elinde bu tekniğin güvenilir ve etkili olduğunu
bildirmektedir.
24.04.2011/İstanbul
Henrry JF. Et al. Surg Endosc, 2006; 20: 339‐342.
Minimal İnvaziv Girişimler
Sydney’de Delbridge minimal yaklaşımlı
tiroidektomiyi (MYT), minimal invazif paratiroidektominin bir
uzantısı
olarak tanımlamaktadır.
Doğrudan nodül üzerinde veya tiroid lobunun
ortasında SKM kasının medyal kenarına denk gelen mesafede gerçekleştirilen 2,5 cm’lik yana doğru
uzatılan enine bir insizyon yapılmaktadır.
24.04.2011/İstanbul
Delbridge et al. Langenbecks Arch Surg 2005; 390: 230‐235.
Minimal İnvaziv Girişimler
MYT yapılmış
50 hastada gerçekleştirilen araştırmada ortalama nodül boyutu 18.5 mm olarak gözlenmiştir.
Yazarlar bu tekniğin, seçilmiş
olgularda açık tiroid cerrahisine alternatif oluşturacak güvenli ve uygun bir
işlem olduğunu düşünmektedirler.
24.04.2011/İstanbul
Delbridge et al. Langenbecks Arch Surg 2005; 390: 230‐235.
Gelecek;
RET protoonkojen mutasyonu taşıyıcısı
hastalarda
profilaktik tiroidektomi ve santral kompartman nodülü
disseksiyonu minimal invaziv yöntemler için
yeni ve umut verici bir endikasyondur.
Minimal invaziv yöntemler için komplikasyon
oranları
konvansiyonel cerrahideki komplikasyon oranları
ve tipi ile benzerlik göstermektedir.
24.04.2011/İstanbul
24.04.2011/İstanbul
“Sadece geçmişin bilim ve sanatına alışık, geçmişten ders alan kişiler geleceğin geliştirilmesine
yardımcı
olacak yeteneklerdir”.
Theodor
Billroth