Re iz on

Re iz on

İçerik Edİtörü: Yağmur KoçTasarım: Osman Oğuz

Yeni Seslere İhtiyacımız Var•Bence kesin var. Bu yüzden lafı uzatmadan Chris Cohen ve

Angel Olsen ile konuya giriyoruz.

Chris Cohen, Los Angeles’ta bir reklam panosu adı olmayabilir,

ancak kesinlikle bağımsızın bağımsız müzisyeni diyebiliriz. Arka

planda, Deerhoof, Cass McCombs aracılığyla becerisini aşılayan

bestelerinin bütün nüanslarını şekillendiren ve son zamanlarda

hızla yükselen Weyes Blood’u ortaklaşa üreten silahlardan biri

kendisi bu arada. 2016 yılında çıkardığı As If Apart albümünün

tüm parçalarını kendisi kaydetti. Öyle düşünüyoruz ki; kendi

müziklerini psychedelia kampında özdeşleştirmekten

kaçındığından, çağrışımlarından bazıları onu cazip kılıyor gibi

gözükse de, onu böyle heyecanlı kılan da içindeki duru sakinlik.

Biz mathy prog-rock hareketleri ile deneysel üretimler ile ilgili

çalışmalarını bilsekte Chris Cohen sonbahar esintileriyle alıp bizi

götürüyor gibi. Aşağıya en sevdiğimiz şarkılarından bir kaçını

not düştük. Açıp dinlersiniz:

1)Torrey Pine

2)As If Apart

3)Optimist High

4)Monad

5)Yesterday’s On My Mind

Re iz on

01

Angel Olsen Alternatif sermayeyle dolu olan; John D.

Rockefeller kadar derin yerleşmiş bir ses ve Roy Orbison'un vahşi

doğaçlamasını, Elvis'in boğucu cazibesini kanalize eden güzelim

güzel bir ses. Eğlenceli sahne replikleri ve besteleme

minimalizmi onu lirik bi etkiden ultra romantik seriye sokuyor. E

bizde duyuyor işitiyoruz. Kendi içinde muhteşem bir enstrüman

bulunduran Olsen, ritim dizinin dışına pek çıkmıyor. 2015 yılında

Salon IKSV'de de sahne alan Olsen'ı tekrar bekliyoruz. Yolu

IKSV'den geçenlere duyurulur :) NE DİNLESEK ANGEL'ı DAHA İYİ

ANLARIZ? Dinle bakalım.. 1)Shut Up Kiss Me 2)Unfucktheworld 3)Windows 4)Never Be Mine 5)Sister

Re iz on

02

GÖNLÜMÜN DREAMPOPU Oh oh kimler gelmiş. Dreampop dosyamızı açıyoruz! Önce M83 •M83'ün beklenmedik ticari başarı haline getirdiği 2011 yılı aslında onların dreampop adına en büyük eylemleri olduğunu söyleyebiliriz. Uç sesler ve kendini toparlayan vokalleri ile dramasız bir dreampop dinlettiler. Kayıtlarını geniş ekran hırslarından öteleştirip, büyük, sınırda yer alan aslında gülünç de olan bir ışık şovuyla hayata geçirdiler. Gerek var mıydı bilinmez ama biz ilk başlarda pek ısınamamıştık. Gezegendeki hemen hemen her festivalde boy göstererek e bi de bir otomobil firmasına intro vererek ünlerine ün kattılar. Yeni vokalistleri Kaela Sinclair ve Mai Lan, Gonzalez'in etkileyici bağırmalarına kontür çekti. Ek bir boyut getirdi. Paketlenmiş bir ışık oyunları sonucunda M83 artık sahnelerde daha etkili. M83 dreampop için gerçekten var olduğu tartışılır ama "Midnight City" de kalabalık bir saksafon solusu konuyu özetleyebilir. Bilemedim, ben dreampop diyorum. sen ne dersin? Yaz bize.

Re iz on

03

Re iz on

04

•Ablebody Duydun mu bilmiyorum ama dreampop güzelim dreampop bu ikiz müzisyenlerin elimde gayet güzel şekilleniyor. Los Angeles merkezli ikizler kendi projelerini büyütüp Ablebody adı altında bür albüm ve çeşitli singlelar yayınladı. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde yeni albüm 80'li yıllardan etkilenen, dreampop/ parlayan gitar ve tuşlar, puslu vokallar ve pop melodiler ile batan geminin son kalıntıları gibi. OLSUN. şuan "Backseat Heart" dinlerken çokta irdeleyemedim. Öyle güzelki. Ablebody için henüz yaklaşan tarihlerde bir olayları olmasa da facebook ve benzeri sayfalarından video/fotoğraf gibi gönderileri paylaşıyorlar. Şimdi size tavsiye ettiğimiz birkaç güzel şarkısını şu alt köşeye iliştiriyoruz.

•Backseat Heart •Sister Marie •The Sun, a Small Star •Marianne

Re iz on

05Wild Nothing Jack Tatum, o zamanki üniversite hayalleri olarak başlamış olmasına rağmen, Wild Nothing'i tam olarak bir stüdyo projesine dönüştürdü ve canlı, keskin tonlarını hayata geçirmek için inşaa edilmiş bir grup haline getirdi. Tatum'un ilk kayıtları 2010'un başında, Gemini ile başladı. İkinci albümleri Nocturne ile uzun bir tura çıktılar. Tatum, kısmen kendisini daha konforlu hissedebilmek için üçüncü albümlerini İsveç'te kaydetti. Wild Nothing'in müzikal sınırlarını kaldırmak için 2016 yılındaki son albümleri etkilemeye çalıştı."Tv Queen" Tatum'un ticari parıltılarından biri olsa da, dokusu üzerindeki etkileri herkes için farklı. (Misal ben her gün dinliyorum! Ya ne güzel şarkısın) gibi gibi.. Yeni keşfedilen bir tarzda tamamen dalmış gibi geliyor değil mi? Öyle. Wild Nothing sana en yakın enstrümanları kulağının içinden kalbine geçene kadar milim milim hesaplanmış bir albüm yapmış gibi. "Tv Queen" Wild Nothing'in en başarılı çalışması arasında yer alırken, dreampopu güçlendirmek için konsept anlayışını da gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Re iz on

06

Re iz on

07Mac DeMarco 'nun bu aşamada bir tanıtıma ihtiyacı yok. Onun adıyla sadece iki tane albümü olsa da, müzisyenin kaygısız cazibesi, çekici gitar yalamaları ve keyifli şarkıları sabah konumuz olup; bir Mac Demarco dosyası hazırlıyoruz. Indie müzik şuan uçuş modunu yaşarken, Mac Demarco bu olayın bir kahramanı sayabiliriz(en azından bizce..)Ayrıca, üç yıl içinde hatrı sayılır uzunlukta bir albüm çıkarmamış olmasına rağmen, hardcore ve sıradan hayranların bile zihninde ve kalbinde aynı şekilde kalabilmesinin sebebi de budur. Mac DeMarco'nun müziğinde uyguladığı tutarlı mükemmellik, beklenenin buna değeceğini ve albüm için piyasaya sürülen iki şarkının kalan kuşkuyu ortadan kaldırdığına emin oldu. Elektro gitarıyla yemyeşil ses manzaraları (ve bazen de kaos) yaratma becerisi daima müziği için bir arama kartı olmuştur. Mac DeMarco ruhu sevenleri ile tamamen aşık olacağından eminiz.

Re iz on

08

İngiliz Johnny Kills, "Take It Easy" in akılda kalıcı melodisiyle müzik dünyasını patlatmasının üzerinden neredeyse bir yıl geçti. O günden bu yana grup oldukça sessiz davranıyor. Ancak bugünlerde ki singleları "Let's Talk About Me" ile güzelce geri döndüler. Kısa ve sert/ "Let's Talk About Me" Brighton,Londra, New York merkezli üç dakikalık yürüme mesafesi gibi hissiyle alıp götürüyor. Bütün akşamı kendileri hakkında konuşmak isteyen insanlarla takılmanın, yalnızca kendiniz hakkında da konuşmak isteyeceğinizi fark etmeden önce yaşadığı hayal kırıklıklarına benzettiğimiz şarkı umarım güzel sonuçlar verir. Eğer beğendiyseniz bu grubu güzelce dinleyin. *TAVSİYE*

Re iz on

09

Re iz on

10

Washed Out-You and I /Bu parça, 20 saniyelik markın etrafında sizi nazik ihtişamlı bulanıklığınızdan, tempolu, çok etnik bir manzaraya dönüştürüyor. Washed Out, daha alçakgönüllü bir biçimde olsa da, başka bir müzik boyutuna kendine has bir yol katetmiş gibi; uzayın genişliği ve bu şarkı içindeki tuhaf karmaşıklıklar, son derece farklı iki türün yan yana yerleştirilmesi ve birleşerek uyumlu bir şekilde çalışması için hayati bir müzikal keşif sergiliyor. Keyifle dinleyin.

•Middle Kids Son zamanlarda Avustralya'dan taaa buralara gelen müziğini çok sevdik Middle Kids'in. Sydney merkezli indie pop üçlüsü grubun bize yeni süprizleri var gibi. Grup geçen yıldan bu yana popüler Avustralya radyo programı Triple-J'de piyasa radarında yer alıyor. SXSW'ye giderek bu yılın başlarında onları KEXP'de de gördük. Küresel anlamda da oldukça dikkat çektiler. "Edge of Town", şubat ayında yayınlanan bir EP olarak çıktı karşımıza. Epey de sevdik. Şarkı, sıcak bir ses yaratan cazip vokallerle başlayıp yerini slayt gitar tonuna sokuyor. EP'nin geri kalanı bizi hayal kırıklığına uğratmasa da yakında grubun bir albümünü bekliyoruz!

Re iz on

11

Re iz on

12Glass Animal grubunun son çıkan albümü "How to be a Human Being” çıkalı aylar oldu fakat etkileyici single'ları hala insanların dilinden düsmüyor. Bu sırada son çıkan Pork Soda'nın albümdeki diğer şarkılarla benzer melodilere sahip olmasını yargılamıyorum. Glass Animals enteresanlığını müziğe yansıtmasına rağmen Pork Soda ilginç ismiyle birazcık gülmeme neden oldu. Tekrardan bunu yargılamıyorum çünkü her kısmı oldukça keyif verici. Nakarat kısmının "Pineapples are in my head" sözlerini içerdiği gibi bu şarkı kendinizi yanlızken ağzınızdan hangi kelimelerin çıktığını farketmeden söyleyeceğiniz şarkılardan bir tanesi.

Re iz on

13

Re iz on

revizyonfanzin