Upload
others
View
40
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 1
TRABZON ÜNİVERSİTESİ
BEŞİKDÜZÜ MESLEK YÜKSEKOKULU
REKLAMCILIK
DERS NOTLARI
(KISA BİLGİLER)
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 2
TEMEL İLETİŞİM MODELİ ve ÖGELERİ
PAZARLAMADA 4P ve 4C
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 3
TUTUNDURMANIN ALT DALLARI
Tutundurmanın alt dalları şu şekildedir;
Reklam
Halkla İlişkiler
Kişisel Satış
Satış Geliştirme
Doğrudan Pazarlama
Bunlara ek olarak;
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Sponsorluk
Marka Yönetimi
Kongre ve Fuar’da eklenmektedir.
SÜREÇLER VE KAVRAMLAR
Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların
üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin makineleşmiş endüstriyi doğurması,
bu gelişmelerin de Avrupa’daki sermaye birikimini arttırmasına denir.
Küreselleşme, ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir
uluslararası bütünleşme sürecidir. Dünyanın birleşik hale gelmesi, tekdüze dinamikler ile
oluşan bir süreç değildir. Çünkü küreselleşme, ekonomik olduğu kadar siyasal, teknolojik ve
kültürel boyutlu bir süreçtir.
Kapitalizm üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacıyla işletilmesine
dayanan bir ekonomik sistemdir. Serbest piyasa ekonomisi olarak 16. yüzyılda çıkmıştır.
Kapitalizmin merkezindeki özellikler özel mülkiyet, sermaye birikimi, ücretli emek, gönüllü
takas, bir fiyat sistemi, ve rekabetçi pazarları içerir. Kapitalist piyasa ekonomisinde, karar
verme ve yatırım finansal ve sermaye piyasalarındaki üretim faktörleri sahipleri tarafından
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 4
belirlenir. Malların fiyatları ve dağıtımı ağırlıklı olarak piyasadaki rekabet tarafından
belirlenir.
Kitle toplumu, kapitalizmin bir ürünü olup, sanayileşme, kentleşme ve modernleşme
süreçleriyle ortaya çıkmıştır. Bütün bu süreçler, bireyler arasındaki farklılıkların ortadan
kalkmasına, bireylerin özgürlüklerini yitirmelerine, onların birbirlerinden yalıtlanmalarına,
bireylerin birbirlerine daha benzer hale gelmelerine neden olmuştur. Kitle toplumunun
kültürel alandaki ifadesi ise, kitle kültürüdür. Başka bir deyişle, kitle toplumunda kitleyi
oluşturan bireylerin hemen hemen tamamı okuryazar olsa da, onlar klasik eğitimden yoksun
kaldıkları için, sıradan veya düşük düzeyde, ve hiçbir zaman seçici olmayan beğenilere sahip
olurlar. Kitle toplumunda, yüksek kültürle aşağı kültür arasındaki sınır çizgisi yok olur veya
daha doğru bir deyişle, yüksek kültürün yerine, hem yüksek kültürü ve hem de geleneksel
toplumların halk kültürünü yok eden ve aleladiliği, uyumluluğu, edilgenliği ve kaçışı teşvik
eden bir kitle kültürü gelişir.
Popüler Kültür (Latince: Populus / halk) veya Pop Kültürü, 20. yüzyıldan sonra özellikle
toplumsal modernleşme ile toplu kültür olarak yayılan, kavram olarak kültürel gelişmeleri
ve günlük uygulamaları kapsamakta, aynı zamanda genel ve tarafsız olarak eski
halk kültürü kavramı yerine geçmekte.
KISA NOTLARLA DÜNYA’DA BASIN TARİHİ
İlk Haber Toplama ve Dağıtma Faaliyeti: Roma İmp. M.Ö 59 “Acta Diurna”
İlk Matbaa: Gutenberg (1440)/ Almanya
İlk Gazete: (1609) – “Aviso Relation oder Zeitung” Almanya
İlk İngilizce Gazete:(1622)- “Nathaniel Butte”
İlk Günlük Gazete: 1702 – İngiltere
· İlk Fotoğraf: 1826- Fransa
· İlk Radyo: 1865 – James Clark Maxwel
· İlk Sinema Gösterimi: 1895 – Lumiere Kardeşler
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 5
· İlk Televizyon: 1926 – John Logie Baird
· İlk TV Kanalı: İngiltere – BBC
· İlk İnternet: 1965 Amerika Birleşik Devletleri
· www: 1991
KISA NOTLARLA TÜRKİYE’DE BASIN
İlk Matbaa: 1726 – İbrahim Müteferrika
İlk Resmi Gazete: 1831- Takvim-i Vekayi
İlk Türkçe Gazete: 1828 – Kahire- Vekdyi-i Misriye
İlk Özel Gazete: 1860 – Tercüman-I Ahval
Anadolu Ajansı: 1920
İlk Radyo: 1927 – İstanbul Radyosu
TRT – 1964
İlk TV Yayını: 1968 – TRT Ankara
İlk Özel TV: 1990 – Star 1
İnternet – 1993 – ODTÜ
REKLAM VE REKLAMDA 5M
Reklam, televizyon, gazete, radyo, billboard, dergi, sinema internet gibi mecralar aracılığıyla
çeşitli mal, ürün ve hizmetlerin hedef kitlelere ve tüketicilere belirli bir ücret karşılığında
tanıtılmasıdır. Bu işin ana unsurları; bir ücret karşılığında yapılması, tanıtım yaptıran
firmalarının belli olması, mal ürün ya da hizmetlerin tanıtımı yapılırken geniş hedef kitlelere
ve tüketicilere hitap eden görsel işitsel ve yazılı medya araçlarının kullanılmasıdır.
Reklamda 5M
Money (Para)
Message (Mesaj)
Mission (Misyon)
Measurement (Ölçüm)
Media (Medya)
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 6
TÜRKİYE’DE REKLAMCILIĞIN TARİHİ
Türkiye bağlamında reklamcılığın, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal,
kültürel ve siyasal yapıların bir izdüşümü olarak farklı tarihsel süreçlerden geçtiğini
belirtmeliyiz. Osmanlı’da Ceride-i Havadis gazetesi 1840 tarihinde “ilancılığa” başladığına
dair gazetede bir açıklama yayınlamıştır. Bu ilanların günümüz seri ilanlarına benzer
özellikler taşıdığı belirtilebilir. “Satılık hane ve dükkan vesair akan olanlar ve hane ve
dükkanını icara vermek isteyenlerin gelip yerli yeriyle haber verdikleri halde gazete-i
mezkure’dere ilan olunacağı keyfiyeti malum olmak…” (aktaran Koloğlu, 1999: 32)
Tanzimat ile birlikte, özellikle “malların güvence” altına alınması gündeme gelmiş ve
ticaret alanında yapılan düzenlemelerle de Avrupa ile ticaret hukuki bir zemine oturtulmuştur
(Mardin, 2000: 124-129). Ticaret ile ilgili düzenlemeler, Batıyla etkileşim süreciyle beraber,
özellikle üretim-tüketim çizgisindeki dönüşümün bir yansıması olarak da değerlendirilebilir.
Toprak (25), 19. yüzyıl ortalarında Kırım Savaşı’ndan sonra, “Osmanlı’da tüketim
örüntülerinde köklü dönüşümler” yaşanmaya başlandığını, dönüşümün en somut
biçimlenişinin “reklam ve mağazalar”la ortaya çıktığını belirtmektedir. Ayrıca geleneksel
üretimin çözülmesiyle reklamın Osmanlı’da anlam kazanmaya başladığını vurgulayan
Toprak, gazete, dergi ve broşürün Osmanlı’da kullanılan ilk reklam araçları olduğunu da
eklemektedir. Gazetelerin ardından 1927 yılında yeni bir iletişim aracı olarak radyo yayma
başlamış, ancak radyonun reklam alması 1951 yılma kadar mümkün olmamıştır (Unsal, 1984:
57).
İlk reklam ajansı İlancılık Kolektif Şirketi 1909 yılında kurulmuştur (İnceoğlu,
1985:168). 1944 yılında ise Eli Acıman, Vitali Hakko ve Began Faal, Reklam Acentası’nı
kurmuşlardır (Unsal, 1984:53). Daha sonra bu üçlüden ayrılan Acıman Türkiye’de reklam
sektöründe “reklamcılığın okulu” olarak aralan ManAjans’ı kurarak, Koç Şirketi’nin
reklamlarını almıştır. Bir müddet sonra da /. Walter Thompson ile ortaklık kurarak ManAjans
Thompson adını alan ajans, günümüzde de faaliyetlerini reklam, halkla ilişkiler alanında
sürdürmektedir.
1950’li yıllarda kurulan ve Unilever’i portföyüne alan Grafika ve izleyen yıllarda
kurulan Reklam Moran, 1970 yılında kurulan CenAjans, 1978 yılında kurulan Birleşik
Reklamcılar modern reklamcılığın Türkiye’de mihenk taşları olmuşlardır.
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 7
Osmanlı’nın ilk reklamverenleri 1890’lı yıllarda özellikle yabancı dilde yayın yapan
gazetelerde, “bonmarşeler” olarak bilinen Selanik Bonmarşesi, Tiring gibi büyük mağazalar,
Pera Palas, Tokatlıdan gibi oteller, Nestle Çikolata ve Süt Konsantresi, Singer gibi
uluslararası markalardı (Akçura, 2002: 25-27).
Cumhuriyet döneminin ilk reklamverenlerine bakıldığında ise devletçilik anlayışının
bir sonucu olarak en büyük reklamverenin devletin kendisi olduğu ve yerli sermayenin, yerli
mallarla birlikte teşvik edildiği görülmektedir. Ziraat Bankası, Sümerbank, İş Bankası gibi
bankaların yanı sıra çocuk mamasından böcek ilacına, zeytinyağından güzellik kremlerine
kadar birçok ürüne kendi adını veren Hasan Bey, Cumhuriyet Türkiye’sinin reklamverenleri
arasında ilk göze çarpanlardandır. Yabancı markaların pazara girişleri ve tüketicilerle
buluşması aracılar/temsilciler üzerinden gerçekleşmiştir. Bunlardan biri de Frigidaire’den
Telefunken’e, Everady’den Parker’a kadar geniş bir yelpazede yabancı markalan tüketicilerle
buluşturan Bourla Biraderler’dit. 1950’li yıllardan itibaren de Fiat, Ford, Renault, Chevrolet
arabalarının, SAS, PAA, KLM havayolu şirketlerinin, Nivea, Puro, Pertev kozmetik
ürünlerinin, Sana, Vita, Çapamarka gıda ürünlerinin reklamlarına rastlanmaktadır.
Uluslararası markaların Türkiye’ye girişi özellikle 1960’lardan itibaren ivme
kazanmıştır. Bu markalar korumacı politikalara rağmen, temsilcilikler üzerinden tüketicilerle
buluşmuş ve “tüketim toplumu” olma yolunda ilk adımlar o dönemlerde atılmaya
başlanmıştır. Özellikle 1960’lı yıllarda CocaCo/fl’nın Türkiye’ye gelişi, etkileri günümüze
kadar uzanan yeni bir idealizasyonu da simgelemektedir. 1968 yılında Ankara’da televizyon
yayınlan başlamış ve televizyonda reklam yayını 1972 yılında gerçekleşmiştir.
1980’lerin ortalarından itibaren ve 1990’larda artan biçimde Türkiye pazarına giriş
yapan uluslararası sermaye, üretim hatlarını ve reklam ajanslarını da beraberinde getirmiştir.
Uluslararası reklamcılığın Türkiye’deki ilk örneği bu tarihten önce 1973 yılında McCann
Erickson olmuştur. O yıllarda, hizmet sektöründe, yabana sermaye ortaklığının yüzde elli bir
hisse ile sınırlandırılmasından dolayı, yapılanmalar ortaklıklar şeklinde olmuştur. Nitekim
uluslararası bir reklam ajansı olan McCann Erickson, Türkiye’de Pars Ajans ile ortaklık
kurarak ParsMcCann/Erickson adı ile faaliyetlerini sürdürmüştür. Aynı şekilde, 1985 yılında
ManAjans/Thompson ortaklığı ve ardından Güzel Sanatlar I Saatchi and Saatchi ortaklığı
sürecin devamında topografyanın biçimlenmesinde önemli rol oynayan yapılanmalar arasında
göze çarpmaktadır. Günümüze gelindiğinde ise ortaklıkların kimi el değiştirirken, kiminin
hisselerinin tamamının (%100) uluslararası reklam ajansları tarafından satın alındığı
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 8
görülmektedir. Örneğin Türkiye’nin eski reklam ajanslarından biri olan Moran, ortaklığını
Ogivly & Mather reklam ajansı ile yapmış ve Moran Ogivly olmuştur. Ancak şu anda Ogivly
& Mather %100 sahiplik ile Türkiye’de iletişim hizmetlerini sürdürmektedir.
Günümüzde Procter & Gamble, Unilever, General Motors, Toyota Motor, Ford Motor, Time
Warner, Daimler Chrysler, L’oreal, Nestle, Sony tüm dünyada en büyük
reklamverenlerdendir. Türkiye’de ise 2006 yılında farklı iletişim araçlarında en çok
reklamverenler şöyle sıralanmaktadır: Basında “Yapı Kredi Bankası, Akbank, Turkcell,
Anadolu Efes Biracılık, Özaydın Otomotiv, Temsa Otomotiv…”, televizyonda “Ülker,
Unilever, P&G, Benckiser, Turkcell, Coca-Cola…”, radyoda “Coca-Cola, Ülker, Yapı Kredi
Bankası, Akbank, Turkcell, Arçelik…” (Marketing Türkiye Almanak’ 06:178). Uluslararası
reklamveren kadar yerel reklamveren de Türkiye’de reklam endüstrisinde önemli bir aktör
olarak yer almaktadırlar.
REKLAMIN AMAÇLARI
1-Kişisel satış programını desteklemek.
2-Satışçıların ulaşamadığı kişilere ulaşmak.
3-Aracılarla ilişkileri geliştirmek.
4-Yeni bir pazara girmek yada yeni bir tüketici grubunu işletmeye çekmek.
5-Yeni bir mal pazara sunmak.
6-Malın satışını arttırmak.
7-Sanayi dalının satışlarını geliştirmek.
8-Ön kanılara karşı durmak
9-İşletmenin saygınlığını sağlamak
REKLAMIN TEMEL AMAÇLARI
Bilgi vermek / Inform
İkna etmek / Persuade
Karşılaştırma yapmak / Compare
Hatırlatmak / Remind
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 9
REKLAM ÇEŞİTLERİ
Reklamı Yapanlar Açısından
1- Üretici reklamları
2- Aracı reklamları
3- Hizmet işletmesi reklamları
Mesaj Açısından
1- Mal veya hizmet reklamı
2- Kurumsal reklam
Hedef Pazar Açısından
1- Tüketicilere yönelik reklamlar
2- Aracılara yönelik reklamlar
Amaçlar Açısından
1- Birincil talep oluşturmak
2- Seçici talep oluşturmak
İşlenen Konu Açısından
1- Doğrudan satışa yönelik reklam
2- Dolaylı olarak satışa yönelik reklam
Ödeme Açısından
1- Bireysel reklam
2- Ortaklaşa reklam
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 10
Coğrafi Açıdan
1- Yerel reklam
2- Ulusal reklam
3- Uluslararası reklam
Kullanılan Medya Açısından
(Mecralarına göre reklamlar)
1-Televizyon reklamları
2-Tadyo reklamları
3-Gazete reklemları
4-Dergi reklamları
5-Açıkhava reklamları
6-İnternet reklamları
7-Mobil reklamlar
REKLAM AJANSLARI
Reklam ajansı, müşterisine dört tip hizmet verebilen bağımsız ve ticari bir işletmedir.
1) Pazarlama konusunda tavsiye vermek,
2) İletişim konusunda tavsiye vermek,
3) Sinema-TV filmi, afiş, radyo gibi teknikleri kullanarak basın kanalıyla yayılmayı
sağlamak,
4) Reklam mesajlarını yayınlayacak olan medya kuruluşlarıyla uygun fiyat için pazarlık
etmek ve anlaşmak.
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 11
AJANSLARIN ORGANİZASYONU
• A. Müşteri birimi,
• B. Yaratım birimi,
• C. Medya birimi,
• D. Araştırma birimidir.
• Bunlara ek olarak birçok ajans, trafik, basım-yayın, finans, personel gibi destek hizmetler de
sunabilir.
HEDEF KİTLE
Hedef kitleyi en genel anlamı ile mesajın ulaşması amaçlanan kişi, küme ya da kitle
olarak tanımlamak mümkündür.
Pazarlama iletişimi çalışmalarında ise “hedef kitle yapılan tüm faaliyetlerin
yönlendirildiği, bu faaliyetler sonucunda kendilerinden eylem ve düşünce değişimi beklenen
kişiler ya da gruplar” olarak tanımlanır.
HEDEF KİTLEYİ OLUŞTURAN GRUPLAR
Müşteriler
Hammadde ve hizmet sağlayanlar
Rakipler
Yatırımcılarve kredi sağlayanlar
Düzenleyici ve denetleyiciler – Yerel Yönetimler – Fikir Liderleri – Kamu Yönetimi – Siyasal
Partiler – Sivil Toplum Örgütleri (Sendika, vakıf, dernek) – Uluslararası Örgütler – Medya
Çalışanlar
Çıkar Sahipleri – İşletme Sahipleri ve Ortaklar – Bayiler – Toplumsal Çevre
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 12
HEDEF KİTLE DAVRANIŞLARINI ETKİLEYEN
BİREYSEL FAKTÖRLER
1.Demografik Faktörler
• Yaş
• Cinsiyet
• Eğitim durumu
• Medeni Durum
• Meslek
• Coğrafi yerleşim
2.Psikolojik Faktörler
• Gereksinim ve güdülenme
• Öğrenme •
Kişilik
• Algılama
• Tutum ve inançlar
SES Grupları
SES grupları pazarın segmentasyonunda başvurulan en temel tanımlardan bir tanesidir.
Kısaca Sosyo Ekonomik Statü manasına gelmektedir. Hedef kitlelerin turum ve
davranışlarının belirlenmesinde SES gruplarının etkisi büyüktür.(Pazarlama departmanları
zamanlarının çoğunu hedefledikleri kitlenin özelliklerini anlayarak, onlara en uygun ürün ve
hizmeti sunmaya adar. Bu konularda reklam kampanyaları düzenler, özel promosyonlar
hazırlar, ürünlerinin paketlerini veya mağazalarını hedef kitlelerine göre şekillendirir.) SES
grupları oluşturulurken sosyal hiyerarşi içerisinde kişiler, yani tüketiciler değerlendirilir.
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 13
Dolayısıyla, aynı SES grubundaki üyeler genellikle aynı statüye sahip olurken, diğer sınıfın
üyeleri ya daha fazla, ya da daha az statüye sahip olur.
SES gruplarının oluşumunda genel olarak aşağıdaki kriterler üzerinden değerlendirme yapılır:
Meslek
Eğitim
Gelir Seviyesi
Gelirin kaynağı
Yaşanılan evin tipi
Yaşanılan çevrenin yapısı
Sahip olunan mal, mülk (ev, yazlık, otomobil, elektronik eşya )
Mesela herhangi bir kişinin gelirinin iyi olması onun üst sınıfta yer alması için
yetmemektedir. Bunun yanında iyi bir eğitim ve yaşanılan yerin de önemi vardır.
SES grupları A, B, C1, C2, D ve E olmak üzere 6 ana gruba ayrılır. Tabii ki bu grupların
sahip oldukları genel özellikler her ülkeye göre değişmektedir.
SOSYAL SINIF KATEGORİLERİ
Genel olarak sosyal sınıflar 6 kategoriye ayrılmaktadır. Bu kategoriler üstten alta şu şekilde
sıralanmaktadır.
1. En üst (A Sosyo-Ekonomik Statü): Sosyal elit tabaka, soylu aileler, serveti en az 2-3
nesilden gelenler, büyük sanayiciler, üst düzey yöneticiler ve ünlü serbest meslek
sahiplerinden (doktor, avukat) oluşan bu grubun genel özellikleri şunlardır;
· Az sayıdaki köklü aillerde söz konusudur.
· Sosyal kulüplere (Lions, Rotary) üyedirler.
· Varlığa, refaha alışıklardır, ancak gösteriş için harcama yapmazlar.
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 14
· Marka bağımlılıkları vardır. Kendi markaların ya da kendileri vurgulayacak markaları
tercih ederler.
· Çeşitli sosyal etkinliklerin sponsorluğunu gerçekleştirirler.
· Genelde kredi kartı kullanırlar.
· Çocuklarına genelde bakıcısı vardır ve yabancı dil öğrenmesi için yabancı bakıcı
tutarlar. Yurt dışında öğrenimi tercih ederler.
2. Üstün altı (B Sosyo-Ekonomik Statü): Yeni zengin olan bu grup, özel sektör
yöneticileri, gazeteci, yazar, kamu üst düzey yöneticileri ve orta-büyük esnaftan
oluşmaktadır. Bu grubun özellikleri şunlardır;
· En üstt sınıf tarafından kabul edilmemiştir.
· Yeni varlıkları, değerleri temsil ederler.
· Başarılırı yöneticiler örnek verilebilir.
· Yeni varlıkları gösteriş amaçlı kullanırlar.
· Büyük alışveriş merkezlerinde alışveriş etmeyi severler.
· Tatillerini genelde yazlıklarında ve tatil köyleride geçirirler.
· Laik ve batıya yönelik değerlere sahiptirler.
· Tasarrufları konuta yöneliktir.
3. Ortanın üstü (C1 Sosyo-Ekonomik Statü): Profesyonel meslek sahipleri ve
yöneticilerinden oluşan bu grup C2 ile beraber ülke genelinin büyük bir bölümünü
oluştururlar. Bu grubun özellikleri şunlardır;
· Ne aile statüsüne ne de olağanüstü varlığa sahiptirler.
· Kariyer yönlüdürler.
· Çoğunlukla üniversite mezunudurlar.
· Çevrede ve sosyal etkinliklerde aktiftirler.
· Genç, başarılı, profesyonel ve iş sahibi kişiler örnek verilebilir.
· Genelde yerli ve ekonomik markaları tercih ederler.
4. Ortanın altı (C2 Sosyo-Ekonomik Statü): Beyaz yakalı çalışanlar (memurlar ve işçiler)
ve küçük iş sahiplerinden (esnaf) oluşmaktadır. Bu grubun özellikleri şunlardır;
· Saygı ve kabul görmeyi arzularlar, iyi vatandaş olarak görülmek isterler.
· Dine önem verirler ancak dini bir hayat tarzını onaylamazlar.
· Kazançlarını genelde tüketim yönlü kullanırlar.
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 15
· Ev, araba, tatil sıralamasına önem verirler.
· Promasyona duyarlıdırlar. Semt pazarları alışveriş mekanlarıdır.
5. Altın üstü (D Sosyo-Ekonomik Statü): Mavi yakalı çalışanlar, kalifiye ve yarı kalifiye
işçilerden oluşmaktadır. Bu grubun özellikleri şunlardır;
· En büyük sosyal sınıftır.
· Güvenlik içinde olmaya, sigortaya ve sendikaya önem verirler.
· En büyük hayalleri bir ev satın almaktır.
· En büyük eğlenceleri televizyondur.
· Çocuklarının okumaların arzu ederler.
6. Altın altı (E Sosyo-Ekonomik Statü): Kalifiye olmayan işçiler, vücutları ile çalışanlar
(tarım işçileri, hamallar vb.), küçük esnaflar ve işsizlerden oluşmaktadır. Gelir ve eğitim
seviyesi en düşük olan gruptur. Bu grubun özellikleri şunlardır;
· Dini inanışları en yüksek olan gruptur.
· Ucuz ve taksitle satış yapan mağzalara giderler.
· Evde baba mutlak söz sahibidir.
REKLAMDA İKNA
İkna kavramı ilk kez Aristo ile incelenmeye başlanmıştır. “İkna, bir kimsenin diğerini
bilinçli bir niyetle tutarlı fikirler, etkili çekicilikler, güvenilirlik ve kanıt gibi unsurlar
kullanarak istenilen yönde etkileme ve yönlendirme olarak tanımlanmaktadır (Ross,1990).
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 16
Reklamlarda kullanılan ikna tekniklerini 3 ana kategoriye ayırabiliriz: Pathos, logos ve
ethos. Bunlar, antik Yunan filozofu Aristoteles'in retorik ve ikna kapsamında düşündüğü
öğelerdir:
1- Pathos: Duygulara hitap etmek.
2- Logos: Mantığa hitap etmek
3- Ethos: Güvenilir bir kaynak veya kişiyle hitap etmek
BAŞARILI İKNANIN ADIMLARI
• Başkasının iknaya bakış açısına karar verilmesi,
• İknanın amacının belirlenmesi,
• Belli bir kişi, ele almak istenilen belli bir olay ve amaç için doğru ve uygun zamanın
seçilmesi,
• Anılan kişi ve/veya olay hakkında bilgi toplanması,
• Hareket kararı sırasında uygun adımların seçilmesi,
• Hedef kitlenin gönderilen iletiye karşı gösterdiği tepkilere göre geri bildirim başka deyişle
yansımaların biraraya getirilmesi.
• Yansıma ve bilgilerin ışığında ikna edici iletilerin gerekirse yeniden düzenlenmesi ve
gönderilmesi.
• Umulan başarılı iknaya ulaşılması.
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 17
İKNA MODELLERİ
REKLAMCILIK BMYO
Öğr. Gör. Aytaç Burak Dereli Sayfa 18
REKLAMDA İKNA TEKNİKLERİ
TANIKLIK
UZMAN KİŞİ İLE DESTEKLEME
ÜNLÜ KULLANIMI
HAYATTAN ÖRNEKLER
KARŞILAŞTIRMALI REKLAMLAR
MÜZİK KULLANIMI vb. vs.
Bu notlara ek olarak REKLAM TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ve ders
kapsamında anlatılan tüm konular dahildir.
Başarılar.