195

Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin
Page 2: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Risale-iNurKülliyatı’ndan

İşârâtü’l-İ’câz(TürkçeTercümesi)

Mütercimi:AbdülmecidNursî

BediüzzamanSaidNursi

Copyright©ŞahdamarYayınları,2011BueserintümyayınhaklarıIşıkYayıncılıkTicaretA.Ş.’neaittir.

Eserdeyeralanmetinveresimlerin,IşıkYayıncılıkTicaretA.Ş’ninöncedenyazılıizniolmaksızın,elektronik,mekanik,fotokopiyadaherhangibirkayıt

sistemiileçoğaltılması,yayımlanmasıvedepolanmasıyasaktır.

DİJİTALISBN978-605-4038-68-8

YayınNumarası77

ŞahdamarYayınlarıBulgurluMahallesiBağcılarCaddesiNo:1

34696Üsküdar/İSTANBULTel:(0216)5221144Faks:(0216)5221178

www.sahdamaryayinlari.com

Page 3: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

1

Tenbihİşârâtü’l-İ’câz tefsiri, eski Harb-i Umumî’nin birinci senesinde, cephe-i harpte,

me’hazsiz ve kitapmevcut olmadığı hâlde telif edilmiştir.Harp zamanının zaruretindenbaşka, dört sebebe binaen gayetmuhtasar ve îcazlı bir tarzda yazılmış; Fatiha ve nısf-ıevvel,dahamücmel,dahamuhtasarkalmıştır.

Evvelâ:Ozaman, izahamüsaadeetmiyordu.EskiSaid, îcazlıvekısa tabiratla ifade-imeramediyordu.

Sâniyen: Gayet zekî olan kendi talebelerinin derece-i fehimlerini düşünüyordu,başkalarınanlamalarınıdüşünmüyordu.

Sâlisen:EskiSaid,endakikveeninceolannazm-ıKur’ân’dakiîcazlıolani’câzıbeyanettiğiiçin,kısaveincedüşmüştür.Fakatşimdiise,YeniSaidnazarıylamütalâaettim:El-hak, Eski Said’in bütün hatîâtıyla beraber, şu tefsirdeki tetkikât-ı âliyesi, onun birşaheseridir. Yazıldığı vakit daima şehid olmaya hazırlandığı için, hâlis bir niyetle vebelâgatın kanunlarına ve ulûm-u Arabiye’nin düsturlarına tatbik ederek yazdığı için,hiçbirinicerhedemedim.BelkiCenâb-ıHak,bueserionakeffaret-izünubyapacakvebutefsiridetamanlayacakadamlarıyetiştirecekinşaallah…

Eğer Birinci Harb-i Umumî gibi mâniler olmasaydı, tefsirin şu birinci cildi, i’câzvücûhundanolani’câz-ınazmîyibeyanettiğigibi,diğercüzlervemektuplardamüteferrikhakâik-i tefsiriyeyi içine alsaydı, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’a güzel bir tefsir-i câmiolurdu.Belki, inşâallah,şucüz-ü tefsirvealtmışaltıadet,belkiyüzotuzadetSözlerveMektubat risaleleriyle beraberme’haz olursa, ileride bahtiyar bir heyet öyle bir tefsir-iKur’ânîyazsın,inşâallah…

SaidNursî

1AncakO’ndanyardımdileriz.

Page 4: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hâşiye:Bu harika tefsirde,münafıklar hakkında olan on üç âyet ilemuannit kâfirleriçin olan iki âyetin izahat ve tafsilâtının içinde bazı çok münasebât-ı belâgatı çoklaranlamayacak ve istifade etmeyecek ehemmiyetsiz nüktelerinin zikredilmesinin sırrı vediğerâyetlerdekitahkikeveizahamuhalifolarakmahiyet-iküfriyenintafsilâtınaveehl-inifakıntemessükettiklerişüphelerinepekaztemasedilmesininhikmetiveyalnızelfaz-ıKur’âniye’nininceinceişârâtvedelâletlerininehemmiyetlebeyanedilmesininsebebiüçnüktedir:

BirinciNükte:Bidayet-i zuhur-u İslâmiyet’temuannitvekitapsızkâfirlerinvenifakagireneskidinlerinmünafıklarıgibi,aynenbuzaman-ıâhirdebirnazîresiçıkacağınıders-iKur’ânî’dengelenbirsünûhatileEskiSaidhissetmiş.Münafıklarhakkındakiâyetleriizahile en ince nükteleri beyan etmiş; fakat mütalâacıların zihnini bulandırmamak içinmahiyet-i mesleklerini ve istinat noktalarını mücmel bırakmış, izah etmemiş. ZatenRisale-iNur’unmesleğiodurkizihinlerdebir izbırakmamakiçin,sairulemâyamuhalifolarak, muarızların şüphelerini zikretmeden öyle bir cevap verir ki, daha vehim vevesveseyeyerkalmaz.EskiSaid,bu tefsirde,Risale-iNurgibi, zihinleribulandırmamakiçinyalnızbelâgatnoktasındalafzındelâletineveişârâtınaehemmiyetvermiş.

İkinciNükte: Madem Kur’ân-ı Hakîm’in her harfinin okunmasıyla öyle bir kıymetiolur ki bir harf; on, yüz, bin ve binler sevabı2 ve bâki meyve-i uhrevîyi verecekmahiyettedir. Elbette Eski Said’in bu tefsirinde bir saç gibi, bir zerre gibi, Kur’ân’ınkelimâtına temas eden nükteleri izah etmesi israf değil, ehemmiyetsiz değil; belki gözkapaklarınınkirpiklerivebelkigözbebeğininzerrelerigibikıymetliolduğunuhissetmişki,odehşetliharpiçindebuinceciksaçgibimünasebetleriyazmaktanvedüşünmekten,avcıhattındadüşmangüllelerionuşaşırtmamış,ondanvazgeçirmemiş.3(Hâşiye)

ÜçüncüNükte:Türkçe’yetercümesi,Arapça’dakicezâlet,belâgatveharikakıymetinimuhafaza edememiş, bazen de muhtasar gitmiş. İnşallah, Arabî tefsir, bu tercümeninâhirinde bir mâni olmazsa neşredilecek; tercümedeki noksanlarını izale edecek. FakatArabî tefsirde tevafukun envâından çok harikalar vardır; beşer ihtiyarı karışmamıştır.Onun için, o matbuun aynı tarzında –imkânı varsa– mümkün olduğu kadar çalışmaklâzımdırkialâmet-imakbuliyetolanoharikalarkaybolmasın.

SaidNursî2Kur’ânokurkenherbirharfineonsevapverileceğinedairbkz.:Tirmizî,fezâilü’l-Kur’ân16;Dârimî,fezâilü’l-Kur’ân1;İbniEbîŞeybe,el-Musannef6/118.

3(Hâşiye)Acababöylebiradam,hiçmümkünmüdürkidini,siyasete,dünyayaaletetsin?Buittihamıyapanlarınnedereceadalettenhariçbirzulümettiklerianlaşılır.

Nurtalebelerinden

Zübeyir,Bayram

Page 5: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

4

Kırkseneevvel,Harb-iUmumî’de,cephede,avcıhattında,bazenatüstündetelifedilenbuİşârâtü’l-İ’câztefsirininbirkısmınıÜstadımızdandersaldık.İlm-ibelâgatıvekavâid-iArabiye’yibilmediğimizhâlde,aldığımızdersilebundakibirsırr-ıazîmifehmettikkibuİşârâtü’l-İ’câz tefsiri,hakikatenharikadır.Butefsir,Kur’ân’ınvücûh-ui’câzındanyalnıznazmındakii’câzıharikabirtarzdagöstermesimünasebetiyledörtnoktayıbeyanediyoruz:

Birincisi: Madem Kur’ân kelâmullahtır; umum asırlar üzerinde ve arkasında oturanmuhtelif,tabakatabakaolarakdizilmişbütünnev-ibeşerehitapediyor,dersveriyor.HembukâinatHâlık-ıZülcelâl’ininkelâmıolarakrubûbiyetinenyüksekmertebesindençıkıp,bu binler muhtelif tabaka muhataplarla konuşuyor, umumunun bütün suallerine veihtiyaçlarınacevapveriyor.Elbettemanalarıküllîveumumîdir.Beşerkelâmıgibimahsusbirzamana,muayyenbirtâifeyevecüz’îbirmanayainhisaretmiyor.Bütüncinveinsinbinler muhtelif tabakada olan efkâr ve ukûl ve kulûb ve ervahının her birisine lâyıkgıdalarıveriyor,dağıtıyor…

İkincisi:Kelâm-ıezelîdengelenvebütünasırlarıvebütüntavâif-inev-ibeşerimuhatapittihaz eden Kur’ân-ı Hakîm’in gayet küllî mânâlarının cevherlerinin sadefi hükmündeolanlafz-ıKur’ânî,elbetteküllîdir.Yalnızkıraatindeherbirharfininon,yüz,binvebinlerveeyyam-ımübarekedeotuzbinekadarsevab-ıuhrevîvemeyve-icennetverenhurûf-uKur’âniye’ninherbirindemevcudiyetikat’îolani’câzınbirkısmınıbutefsirdegördük.

Üçüncüsü:Birşeyinhüsünvecemâli,oşeyinmecmuundagörünür.Cüzlereayrıldığıvakit,mecmuundagörünenhüsünvecemâl,parçalarındagörünmez.Oşeyinumumundatezahür eden nakış ve güzellik, her bir kısmında aranmaz. Görünmediği vakit,görünmemesi,onunsebeb-ikusurutevehhümedilmez.Böyleolmasınarağmen,Kur’ân-ıHakîm’insûreveâyetlerindegörünenmu’cize-inazm,hey’âtvekeyfiyâtitibarıylatahliledildiğivakit,başkabirtarzdayinekendiniehl-itetkikegösteriyor.İştebuİşârâtü’l-İ’câzArabîtefsiri, i’câz-ıKur’ân’ınyedimenbaındanbirmenbaıolannazmındakicezâleti,enince esrarına kadar beyan ve izhar ediyor.Kur’ân-ıHakîm’in on, yüz, bin ve binler veeyyam-ı mübarekede otuz bine kadar semere-i uhrevî veren hurûfatının5 her birine ait,İşârâtü’l-İ’câz’ın âzamî ihtimamla onlardaki i’câzı göstermeye çalışması, elbette israfdeğil,ayn-ıhakikattir.

Dördüncüsü:Kur’ân-ıHakîm’inkelâm-ı ezelîdengelmesi vebütün asırlardaki bütüntabakât-ıbeşerehitapetmesihasebiyle,manasındabircâmiiyetvekülliyet-iharikavardır.İnsandaki akıl ve lisan gibi, bir anda yalnız bir meseleyi düşünmek ve yalnız bir lafzısöylemek gibi cüz’î değil, gözmisillümuhît bir nazara sahip olmak gibi, kelâm-ı ezelîdahibütünzamanıvebütüntâife-iinsaniyeyinazaraalanbirkülliyettebirkelâm-ıilâhîdir.Elbetteonunmanası,beşerkelâmıgibicüz’îbirmanayavehususibirmaksadamünhasırdeğildir. Bu sebepten, bütün tefsirlerde görünen ve sarahat, işaret, remiz, îmâ, telvih,

Page 6: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

telmihgibitabakalarlamüfessirîninbeyanettiklerimanalar,kavâid-iArabiye’yeveusûl-ünahveveusûl-üdinemuhalifolmamakşartıyla,omanalar,okelâmdanbizzatmuraddır,maksuddur.

Tâhirî,Zübeyir,Sungur,Ziya,Ceylân,Bayram4AncakO’ndanyardımdileriz.

5Gece namazında on ayet okuyana yüz sevap*1, günde yüz defa İhlâs sûresini okuyana bin beş yüz sevap*2, Kadirgecesindeiseotuzbinsevap*3verilmesigibi…

*1İbniEbîŞeybe,el-Musannef7/202;EbûNuaym,Hilyetü’l-evliyâ4/6.*2EbûYa’lâ,el-Müsned6/103.*3Kadirsûresi,97/3.

Page 7: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

İfadetü’l-MeramKur’ân-ı Azîmüşşân; bütün zamanlarda gelip geçen nev-i beşerin tabakalarına,

milletlerine, fertlerine hitaben, Arş-ı Âlâ’dan îrad edilen ilâhî ve şümûllü bir nutuk veumumî ve rabbânî bir hitabe olduğu gibi bilinmesi bir ferdin veya küçük bir cemaatiniktidarından hariç olan, bilhassa bu zamanda, dünya maddiyâtına ait pek çok fenleri,ilimlericâmîdir.Buitibarla;zamanca,mekânca,ihtisasça,daire-iihatasıpekdarolanbirferdin fehminden, karîhasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur’ân-ı Azîmüşşân’a tefsirolamaz…

Çünkü Kur’ân’ın hitabına muhatap olan milletlerin, insanların ahvâl-i ruhiyelerine,maddiyâtına ve câmî bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir fert vâkıf ve sahib-i ihtisasolamazkionagörebirtefsiryapabilsin.Maahâzâ;birferdinmesleği,meşrebi,taassuptanhâli olamaz ki hakâik-i Kur’âniye’yi görsün, bîtarafâne beyan etsin. Maahâzâ ferdinfehmindençıkanbirdâvâ,kendisinehasolup,başkasıodâvânınkabulünedavetedilemez.Meğerkibirneviicmâıntasdikinemazharola.

Binaenaleyh, Kur’ân’ın ince manalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunanmehâsininin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlerinintesbitiyle,herbiribirkaç fendemütehassısolmaküzere,muhakkikîn-iulemâdanyüksekbir heyetin tetkikâtıyla, tahkikâtıyla bir tefsirin yapılması lazımdır. Nitekim kanunîhükümlerintanzimveıttıradı,birferdinfikrindendeğil,yüksekbirheyetinnazar-ıdikkatve tetkikâtından geçmesi lâzımdır ki umumî bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadınıkazanmaküzeremilletekarşıbirkefalet-izımniyehusulegelsinveicma-ıümmethüccetieldeedebilsin.

Evet, Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nâfiz bir içtihadamâlik ve bir velâyet-i kâmileyi hâiz bir zat olmalıdır. Bilhassa bu zamanda bu şartlar,ancak yüksek ve azîm bir heyetin tesanüdüyle telâhuk-u efkârından ve ruhlarınıntenasübüylebirbirineyardımetmektenvehürriyet-ifikirletaassuptanâzâdeolmaklatamihlâslarındandoğandâhîbirşahs-ımânevîdebulunur;veoşahs-ımânevî,Kur’ân’ıtefsiredebilir. Çünkü “Cüzde bulunmayan, külde bulunur.” kaidesine binaen, her ferttebulunmayanbugibişartlar,heyettebulunur.

Böyle bir heyetin zuhurunu çoktan beri bekliyorken, hiss-i kable’l-vuku kabîlinden,memleketiyıkıpyakacakbüyükbirzelzeleninarifesindebulunduğumuzzihnegeldi.6(Hâşiye-1)

“Bir şey tamamıyla elde edilmediği takdirde tamamıyla terk etmek caiz değildir.”kaidesine binaen, acz ve kusurumla beraber, Kur’ân’ın bazı hakikatleriyle, nazmındakii’câzına dair bazı işaretleri tek başıma kaydetmeye başladım. Fakat Birinci Harb-iUmumî’nin patlamasıyla Erzurum’un, Pasinler’in dağlarına ve derelerine düştük. Okıyametlerde, o dağ ve tepelerde fırsat buldukça, kalbime gelenleri birbirine uymayan

Page 8: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

ibarelerle o dehşetli ve muhtelif hâllerde yazıyordum. O zamanlarda, o gibi yerlerdemüracaat edilecek tefsirlerin, kitapların bulunmasımümkün olmadığından; yazdıklarım,yalnızsünuhât-ıkalbiyemdenibaretkaldı.Şusünuhâtımeğertefsirleremuvâfıkise,nurunalânur;şayetmuhalifcihetlerivarsa,benimkusurlarımaatfedilebilir.

Evet, tashihe muhtaç yerleri vardır; fakat hatt-ı harpte, büyük bir ihlâsla, şehidlerarasında yazılıp giydirilen o yırtık ibarelerin tebdiline –şehidlerin kan ve elbiselerinintebdilinecevazverilmediğigibi–cevazveremedimvekalbimrazıolmadı.Şimdiderazıdeğildir; çünkü hakikat-i ihlâs ile baktım, tashih yerini bulamadım. Demek, sünuhât-ıKur’âniyeolduğundani’câz-ıKur’âniyeonuyanlışlardanhimayeetmiş.

Maahâzâ, kaleme aldığım şu İşârâtü’l-İ’câz adlı eserimi, hakikî bir tefsir niyetiyleyapmadım.Ancakulemâ-yıİslâmdanehl-i tahkikintakdirlerinemazharolduğutakdirde,uzak bir istikbalde yapılacak yüksek bir tefsire bir örnek ve birme’haz olmak üzere, ozamanlarıninsanlarınabiryâdigârmaksadıylayaptım.6 (Hâşiye-1)EvetVan’da,HorhorMedresemizindamında, esnâ-yıderstebüyükbir zelzeleningelmekteolduğunusöyledi.HakikatensöylediğigibiazbirzamansonraHarb-iUmumîbaşladı.

Hamza,MehmedŞefik,MehmedMihrî

Page 9: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Kur’ânNedir?TarifiNasıldır?Kur’ân;

Şukitab-ıkebir-ikâinatınbirtercüme-iezeliyesi…Veâyât-ıtekviniyeyiokuyanmütenevvidillerinintercüman-ıebedîsi…Veşuâlem-igaybveşehâdetkitabınınmüfessiri…Vezemindevegöktegizliesmâ-yıilâhiyeninmânevîhazinelerininkeşşâfı…Vesutûr-uhâdisatınaltındamuzmerhakâikinmiftahı…Veâlem-işehâdetteâlem-igaybınlisanı…Ve şu âlem-i şehâdet perdesi arkasında olan âlem-i gayb cihetinden gelen

iltifâtât-ıebediye-irahmâniyevehitâbât-ıezeliye-isübhâniyeninhazinesi…Veşuİslâmiyetâlem-imânevîsiningüneşi,temeli,hendesesi…Veavâlim-iuhreviye’ninmukaddesharitası…Vezâtvesıfâtveesmâveşuûn-uilâhiyeninkavl-işârihi,tefsir-ivâzıhı,bürhân-ı

kâtıı,tercüman-ısâtıı…Veşuâlem-iinsâniyetinmürebbîsi…Veinsâniyet-ikübrâolanİslâmiyet’inmâveziyâsı…Venev-ibeşerinhikmet-ihakikiyesi..Veinsâniyetisaadetesevkedenhakikîmürşidivehâdisi…Veinsanahembirkitab-ışeriat,hembirkitab-ıdua,hembirkitab-ıhikmet,hem

bir kitab-ı ubûdiyet, hem bir kitab-ı emir ve davet, hem bir kitab-ı zikir, hem birkitab-ıfikir…

Hem bütün insanın bütün hâcât-ı mâneviyesine mercî olacak çok kitablarıtazammunedentek,câmibirkitab-ımukaddes’tir.

Hembütünevliyavesıddıkînveurefâvemuhakkikîninmuhtelifmeşreblerineveayrıayrımesleklerine,herbirindekimeşrebinmezâkınalâyıkveomeşrebitenviredecekveherbirmesleğinmesâkınamuvâfıkveonutasviredecekbirerrisâleibrazedenmukaddesbirkütüphanehükmündebirkitab-ısemâvîdir.

Kur’ân,Arş-ıÂzam’dan, ism-i âzamdan, her isminmertebe-i âzamından geldiğiiçin,“OnİkinciSöz”debeyanveisbatedildiğigibi;

Kur’ân;bütünâlemlerinRabbiitibarıylaAllah’ınkelâmıdır.Hembütünmevcudatınİlâh’ıunvanıylaAllah’ınfermanıdır.HembütünsemâvâtvearzınHâlık’ınâmınabirhitaptır.Hemrubûbiyet-imutlakacihetindebirmükâlemedir.Hemsaltanat-ıâmme-isübhâniyehesabınabirhutbe-iezeliyedir.

Page 10: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hem rahmet-i vâsia-yı muhîta nokta-yı nazarında bir defter-i iltifâtât-ırahmâniyedir.

Hemulûhiyetinazamet-ihaşmetihaysiyetiyle,başlarındabazenşifrebulunanbirmuhaberemecmuasıdır.

Hemism-iâzam’ınmuhîtindennüzûl ileArş-ıÂzam’ınbütünmuhatınabakanveteftişedenhikmetfeşanbirkitab-ımukaddes’tir.

Ve şu sırdandır ki, “kelâmullah” unvanı, kemâl-i liyâkatla Kur’ân’a verilmiş vedaimadaveriliyor.

Kur’ân’dansonrasairenbiyânınkütübvesuhuflarıderecesigelir.Sairnihayetsizkelimât-ıilâhiyeninisebirkısmıdahihasbiritibarla,cüz’îbirunvanile,hususîbirtecelli ile, cüz’î bir isim ile ve has bir rubûbiyet ile vemahsus bir saltanat ile vehususîbirrahmetilezâhirolanilhamâtsûretindebirmükâlemedir.Melek7vebeşer8

vehayvanâtın9ilhamları,külliyetvehususiyetitibarıylaçokmuhteliftir.

Kur’ân;asırlarımuhtelifbütünenbiyânınkütüblerinivemeşreblerimuhtelifbütünevliyânın risâlelerini ve meslekleri muhtelif bütün asfiyânın eserlerini icmâlentazammun eden.. ve cihat-ı sittesi parlak.. ve evhâm u şübehâtın zulümâtındanmusaffa..venokta-yıistinadı,bilyakînvahy-isemâvîvekelâm-ıezelî..vehedefivegayesi, bilmüşâhede saadet-i ebediye.. içi, bilbedahe hâlis hidâyet.. üstü, bizzarûreenvâr-ı îmân.. altı, biilmelyakîn delil ve burhân.. sağı, bittecrübe teslim-i kalb vevicdan.. solu, biaynelyakîn teshir-i akıl ve iz’an..meyvesi, bihakkalyakînRahmet-iRahmânvedâr-ıcinân..makamıverevâcı,bi’l-hadsi’s-sâdıkmakbûl-ümelekveinsücânbirkitab-ısemâvîdir.

SaidNursî

7Cenab-ıHakk’ınmeleklerevahyettiğinedairbkz.:Enfâlsûresi,8/12.

8HazretiMûsâ’nın(aleyhisselâm)annesinevahyedildiğinedairbkz.:Tâhâsûresi,20/38-39.

9Balarısınavahyedildiğinedairbkz.:Nahlsûresi,16/68.

Page 11: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Sûre-iFâtiha10

11

Evvelâ: Şu İşârâtü’l-İ’câz adlı eserden maksadımız, Kur’ân’ın nazmına, lafzına veibaresine ait i’câz işaretlerini ve remizlerini beyan etmektir. Çünkü i’câzın mühim birvechi, nazmından tecelli eder ve en parlak i’câz Kur’ân’ın nazmındaki nakışlardanibarettir.

Sâniyen: Kur’ân’daki anâsır-ı esasiye ve Kur’ân’ın takip ettiği maksatlar tevhid,nübüvvet,haşir,adaletileibadetolmaküzeredörttür.Budörtunsurubeyanedeceğiz.

Suâl:Kur’ân’ın,şudörthedefedoğruyürüdüğünedenmalûmdur?

Cevap:Evet,benîâdem,büyükbirkervanveazîmbirkafilegibimâzininderelerindengelip, vücûdvehayat sahrâsındamisafir olup, istikbalinyüksekdağlarınavemüzeyyenbağlarına müteveccihen kafile kafile müteselsilen yürümekte iken, kâinatın nazar-ıdikkatini celbetti. “Şu garip ve acîb mahlûklar kimlerdir? Nereden geliyorlar? Nereyegidiyorlar?” diye ahvâllerini anlamak üzere hilkat hükûmeti, fenn-i hikmeti karşılarınaçıkardıvearalarındaşöylebirmuhaverebaşladı:

Hikmet: “Nereden geliyorsunuz? Nereye gidiyorsunuz? Bu dünyada işiniz nedir?Reisinizkimdir?

Busuale,benîâdemnamına,emsâliolanbüyükpeygamberlergibi,Muhammed-iArabî(aleyhissalâtüvesselâm),nev-ibeşerevekâletenkarşısınaçıkarakşöylecevaptabulundu:

“Ey hikmet! Bu gördüğün insanlar, Sultan-ı Ezelî’nin kudretiyle, yoklukkaranlıklarından, ziyadar varlık âlemine çıkarılan mahlûklardır. Sultan-ı Ezelî, bütünmevcudatı içinde biz insanları seçmiş ve emanet-i kübrâyı bize vermiştir. Biz, haşiryoluyla saadet-i ebediyeye müteveccihen hareket etmekteyiz. Dünyadaki işimiz de osaadet-i ebediye yollarını temin etmekle re’sü’l-malımız olan istidatlarımızınemalandırmaktır. Ve şu azîm insan kervanına, bundan sonra Sultan-ı Ezelî’den risaletvazifesiyle gelip riyâset eden benim. İşte o Sultan-ı Ezelî’nin risalet beratı olarak banaverdiğiKur’ân-ıAzîmüşşânelimdedir.Şüphenvarsaal,oku!”

Muhammed-iArabî’nin (aleyhissalâtü vesselâm) verdiği şu cevaplar,Kur’ân’danmuktebesve Kur’ân lisanıyla söylenildiğinden, Kur’ân’ın anâsır-ı esasiyesinin şu dört maksattatemerküzettiğianlaşılıyor.

Page 12: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Suâl:Şumakasıd-ıerbaa,Kur’ân’ınhangiâyetlerindebulunuyor?

Cevap: O anâsır-ı erbaa, Kur’ân’ın hey’et-i mecmuasında bulunduğu gibi, Kur’ân’ınsûrelerinde, âyetlerinde, kelâmlarında, hatta kelimelerinde bile sarahaten veya işaretenveyaremzenbulunmaktadır.ÇünküKur’ân’ınküllü,cüzlerindegöründüğügibi,cüzlerideKur’ân’ınküllüneaynadır.BununiçindirkiKur’ân,“müşahhasolduğuhalde,efradsahibiolanküllî”gibitarifedilir.

Suâl: 12ve 13gibiâyetlerdemakasıd-ıerbaayaişaretlervarmıdır?

Cevap: Evet, kelimesi, Kur’ân’ın çok yerlerinde mezkûr veya mukadderdir. Bumezkûr ve mukadder olan kelimelerine esas olmak üzere ’tan evvel kelimesimukadderdir. Yani, “YâMuhammed! Bu cümleyi insanlara söyle ve tâlim et.” Demekbesmelede ilâhîvezımnîbiremirvar.Binaenaleyh, şumukadderolan emri, risaletvenübüvvete işarettir. Çünkü resûl olmasaydı, tebliğ ve tâlime memur olmazdı. Kezâlik,hasrıifadeedencârvemecrûruntakdimi,tevhideîmâdır.

Vekezâ, nizamveadâlete,dehaşredelâleteder.

Vekezâ ’taki ,ihtisasıifadeettiğindentevhideişarettir. 14adaletlenübüvveteremizdir.Çünküterbiye,resûllervasıtasıylaolur.

15zatensarahatenhaşirvekıyametedelâleteder.

Vekezâ 16sadefideomakasıd-ıerbaacevherlerinitazammunetmiştir.

17

Bu kelâm, güneş gibidir. Yani, güneş başkalarını gösterdiği gibi, kendini de gösterir,başkabirgüneşeihtiyaçbırakmaz.

başkalarınayaptığıvazifeyi,kendisinedeyapıyor;ikincibir dahalâzımdeğildir.

Evet öylemüstakilbirnurdurkibunur,hiçbirşeyebağlıdeğildir.Hattabunuruncârvemecrûrubilehiçbirşeyemuhtaçdeğildir.Ancak harfindenmüstefadolan 18veyaörfenmalûmolan 19veyahutmukadderolan 20’ünistilzamettiği 21fiillerindenbirinemütealliktir.

İhtar: ’takicârvemecrûramüteallikolarakmezkûrolanfiiller,Besmele’densonratakdiredilirki;hasrıifadeetmekleihlâsvetevhiditazammunetsin.

;Cenâb-ıHakk’ınzâtîisimleriolduğugibi,fiilîisimleridevardır.Bufiilî isimlerin,GaffarveRezzak,MuhyîveMümîtgibipekçoknevilerivardır.

Suâl:Bufiilîisimlerininkesretletenevvüünedenmeydanageliyor?

Cevap:Kudret-iezeliyenin,kâinattakimevcudatınnevilerine, fertlerineolannisbetvetaallukundanhusulegelir.Bu itibarla, kudret-i ezeliyenin taallukve tesirinicelbeder.

Page 13: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Veo taalluk, abdin kesbine ve işine yardım edici bir ruh gibi olur.Öyleyse, hiç kimse,hiçbirişinibesmelesizbırakmasın!22

lafza-yı celâli, bütün sıfât-ı kemâliyeyi tazammun eden bir sadeftir. Çünkü lafza-yıCelâl,Zât-ıAkdes’edelâleteder;Zât-ıAkdesde,bütünsıfât-ıkemâliyeyi istilzameder.Öyleyse, o lafza-yımukaddese, delâlet-i iltizamiye ile, bütün sıfât-ı kemâliyeye delâleteder.

İhtar:Başkaism-ihaslardabudelâletyoktur.Çünkübaşkazâtlardasıfât-ıkemâliyeyiistilzametmekyoktur.

23

Buikisıfatınlafza-yıCelâl’densonrazikirleriniicapedenmünasebetlerden

Birisişudurki:Lafza-yıCelâl’den,celâlsilsilesitecelliettiğigibi,buikisıfattandahicemâlsilsilesitecelliediyor.

Evet,herbirâlemdeemirvenehiy..sevapveazap..terğibveterhib..tesbihvetahmid..havfverecâgibipekçokfüruât,celâlvecemâlintecellisiyleteselsüledegelmektedir.

İkincisi:Cenâb-ıHakk’ınismi,Zât-ıAkdes’ineaynolduğucihetle,lafza-yıCelâl,sıfât-ıayniyeyeişarettir.

de, fiilî olan sıfât-ı gayriyeye îmâdır. dahi, ne aynnegayr olan sıfât-ı seb’ayaremizdir. Zira Rahmân, “Rezzak”manasınadır. Rızık, bekaya sebeptir. Beka, tekerrür-üvücûddanibarettir.Vücûdise,birincisimümeyyize,ikincisimuhassısa,üçüncüsümüessireolmaküzere,“ilim,irade,kudret”sıfatlarınıistilzameder.

Bekadahi, semere-i rızıkmahsulüolduğu için, “basar,sem’, kelâm” sıfatlarını iktizaederkimerzuk, istediğizamanihtiyacınıgörsün, istediğizamanişitsin,aralarındavasıtabulunduğutakdirdeovasıtailekonuşsun.

Bualtısıfat,şüphesiz,birincisıfatıolan“hayat”ıistilzamederler.

Suâl: Rahmân büyük nimetlere, Rahîm küçük nimetlere delâlet ettikleri cihetle,Rahîm’in, Rahmân’dan sonra zikri, yukarıdan aşağıya inmek mânâsına olan“sanatü’t-tedellî”kaidesinedahildir.Buise,belâgatçamakbuldeğildir.

Cevap:Evet,kaşlargöze,gematamütemmimolduklarıveonlarınnoksanlarını ikmalettiklerigibi,küçüknimetlerdebüyüknimetleremütemmimdirler.Buitibarla,mütemmimolan,haddizatındaküçükdeolsa,faydayıikmalettiğinden,büyüktendahabüyükolmasıicapeder.

Vekezâ,büyüktenbeklenilenmenfaatküçüğemütevakkıfise,oküçük,büyüksırasınageçer;obüyükdahiküçükhükmündekalır.Kilitileanahtar,lisanileruhgibi.

Ve kezâ, bu makam, nimetlerin tâdâdı veya nimetler ile imtinan makamı değildir.Ancak, insanları, gizli ve küçük nimetlere tenbih ve ikaz etmek makamıdır. Evvelki

Page 14: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

makamlardaki “tedellî” şu tenbih makamında “terakki” sayılır. Çünkü gizli ve küçüknimetleri insanlara göstermek ve insanları onların vücuduna ikaz etmek, daha lâyık vedahalâzımdır.Buitibarla,şumeselemizdetedellîdeğil,terakkivardır.

Suâl:Mebde veme’haz itibarıyla “rikkatü’l-kalb”mânâsını ifade eden bu iki sıfatınCenâb-ıHakhakkındakullanılmasıcaizdeğildir.Eğermânâ-yıhakikatlerininlâzımıveneticesiolanin’amveihsankastedilirse,mecazdanehikmetvardır?

Cevap: Bu iki sıfat –“yed” gibi– mâna-yı hakikîleriyle Cenâb-ı Hak hakkındakullanılması muhâl olan müteşabihattandır. Müteşabihatta, mânâ-yı mecazînin, mânâ-yıhakikînin lafzıyla, üslûbuyla gösterilmesindeki hikmet, insanların me’luf ve malûmlarıolmayan mânâları ve hakikatleri zihinlerine yakınlaştırıp kabul ettirmekten ibarettir.Meselâ “yed”in mânâ-yı mecazîsi insanlara me’nus olmadığından, mânâ-yı hakikîninşekliyle,lafzıylagösterilmesizaruretivardır.

10“Rahmân,Kur’ân’ıöğretti(insanlığavecinlere);insanıyarattı;onakonuşmayıtâlimetti.”(Rahmansûresi,55/1-4)

11Bizdahi,kâinathakaikinedair rümuzve işârâtıylacâmi–aradangeçenbuncaasırlararağmenkıyametekadarbâkikalacak– mu’cize-i kübrâsı olan Kur’ân-ı Hakîm-i Mu’cizü’l-Beyân’ı ile âlemlere rahmet olarak gönderdiği şanlıpeygamberiHazretiMuhammed’e,O’nunbütünâlveashabınasalâtüselâmederekoRahmân’ahamdederiz.

12“Allah’ınadıyla…”(Fâtihasûresi,1/1)

13“Bütünhamdler,övgülerAllah’adır.”(Fâtihasûresi,1/2;En’âmsûresi,6/1;A’râfsûresi,7/43;Yûnussûresi,10/10;İbrahimsûresi,14/39;Nahlsûresi,16/75;)

14“ÂlemlerinRabbi…”(Fâtihasûresi,1/2)

15“Dingününün,hesapgünününtekhâkimidir.”(Fâtihasûresi,1/4)

16“BizsanaverdikKevser’i.”(Kevsersûresi,108/1)

17“Allah’ınadıyla…”(Fâtihasûresi,1/1)

18Yardımistiyorum.

19Yümünvebereketumarakbaşlıyorum..

20YâMuhammed!Bucümleyiinsanlarasöylevetâlimet.

21Oku!

22Resûl-iEkrem (aleyhissalâtü vesselâm) Efendimiz, besmele ile başlanmayan her işin bereketsiz olacağını, devametmeyipgüdükkalacağınıbuyurmaktadır.(İbniMâce,nikâh19;Ahmedb.Hanbel,el-Müsned2/359)

23“RahmânveRahîm”(Fâtihasûresi,1/3)

Page 15: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

24

Evvelâ: Bu kelimeyi mâkabline bağlattıran cihet-i münasebet, Rahmân ve Rahîm’indelâletettiklerinimetlerinhamdveşükürlekarşılanmasılüzumundanibarettir.

Sâniyen: Şu cümlesi, her biri niam-ı esasiyeden birine işaret olmak üzere,Kur’ân’ındörtsûresindetekerrüretmiştir.25Onimetlerde,“neş’et-iûlâileneş’et-iûlâdabeka,neş’et-iuhrâileneş’et-iuhrâdabeka”nimetlerindenibarettir.

Sâlisen:BucümleninKur’ân’ınbaşlangıcıolanFatihasûresi’nefatiha,yanibaşlangıçyapılmasıneyebinaendir?

Cevap:Kâinatınvedolayısıylainsanlarınhilkatindekihikmetvegaye, 26

ferman-ıcelîlince,ibadettir.Hamdise,ibadetinicmâlîbirsuretiveküçükbirnüshasıdır.’ınbumakamdazikri,hilkatingayesinitasavvuretmeyeişarettir.

Râbian:Hamdinenmeşhurmânâsı,sıfât-ıkemâliyeyiizharetmektir.Şöyleki:

Cenâb-ıHak,insanı,kâinatacâmibirnüshaveonsekizbinâlemihâvişubüyükâleminkitabınabir fihrist olarakyaratmıştır.Ve esmâ-yı hüsnâdanherbirisinin tecelligâhı olanherbirâlemdenbirörnek,birnumûne,insanıncevherindevedîabırakmıştır.

Eğerinsan,maddîvemânevîherbiruzvunuAllah’ınemrettiğiyeresarfetmeklehamdinşubelerinden olan şükr-ü örfîyi îfâ ve şeriate imtisâl ederse, insanın cevherinde vedîabırakılan o örneklerin her birisi, kendi âlemine bir pencere olur. İnsan, o pencereden, oâlemebakarveoâlemetecelliedensıfatlaoâlemdentezahüredenismebirmir’âtvebiraynaolur.Ovakitinsan,ruhuyla,cismiyleâlem-işehadetveâlem-igaybabirhülâsaolurveherikiâlemetecellieden,insanadatecellieder.İştebucihetle,insan,sıfât-ıkemâliye-iilâhiyeyehemmazharolur,hemmuzhirolur.NitekimMuhyiddin-iArabî, 27 hadis-i şerifinin beyanında, “Mahlûkatı yarattım kiBana bir ayna olsun ve o aynadacemâlimigöreyim.”demiştir.

buradaihtisasiçindir.HamdinZât-ıAkdes’ehasvemünhasırolduğunuifadeeder.Bu’ınmüteallikiolanihtisashazfolduktansonraonaintikaletmiştirkiihlâsvetevhidiifadeetsin.

İhtar:Müşahhasolanbir şeyinumumîbirmefhumlamülâhazaedildiğinebinaen,Zât-ıAkdesdemüşahhasolduğuhalde,Vâcibu’l-vücûdmefhumuylatasavvuredilebilir.

Yani, herbir cüzübir âlemmesabesindebulunan şu âlemibütüneczasıyla terbiyeveyıldızlarhükmündeolanocüzlerinzerratınıkemâl-iintizamlatahrikeder.

Page 16: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Evet, Cenâb-ı Hak, her şey için bir nokta-yı kemâl tayin etmiştir ve o noktayı eldeetmek için o şeye birmeyil vermiştir.Her şey, o nokta-yı kemâle doğru hareket etmeküzere, sanki mânevî bir emir almış gibi muntazaman o noktaya müteveccihen hareketetmektedir.Esna-yıhareketteonlarayardımedenvemânilerinidefeden,şüphesiz,Cenâb-ıHakk’ınterbiyesidir.

Evet, kâinata dikkatle bakıldığı zaman, insanların tâife ve kabileleri gibi, kâinatınzerratı, münferiden ve müçtemian Hâlık’larının kanununa imtisâlen, muayyen olanvazifelerinekoşmaktaolduklarıhissedilir.Yalnızbedbahtinsanlarmüstesna!

Bukelimeninsonundaki yalnızi’rabalâmetidir, 28 29gibi.Veyacemalâmetidir;çünkü âlemin ihtiva ettiği cüzlerin her birisi bir âlemdir. Veyahut, yalnız manzume-işemsiyeyemünhasır değildir. Cenâb-ı Hakk’ın, şu gayr-i mütenahi fezada çok âlemlerivardır.Evet,

30

31 ’de olduğu gibi, burada da ukalâya mahsus cem sîgasıyla gayr-i ukalâcemlendirilmiştir.Buise,kavâidemuhaliftir?

Evet, âlemin ihtiva ettiği uzuvların birer âkıl, birer mütekellim suretinde tasavvuredilmesi, belâgatın enmakbul bir prensibidir.Zira, kâinatın âlem ile tesmiyesi, kâinatınSâni’ine olan delâleti, şehadeti, işareti içindir. Binaenaleyh, kâinatın uzuvları da Sâni’eolandelâletleri,şehadetleriiçinbirerâlemolmalarıicapeder.Öyleyse,Sâni’inouzuvlarıterbiyesindenveouzuvlarındaSâni’iilâmetmelerindenanlaşılırkiouzuvlar;birerhayy,birerâkıl,birermütekellimsuretindetasavvuredilmiştir.Binaenaleyh,bucemdekavâidemuhalefetyoktur.

32

Mâkabliylebuikisıfatınnazmınıicapedenşöylebirmünasebetvardırki:

Biri menfaatleri celp, diğeri mazarratları defetmek üzere terbiyenin iki esası vardır.“Rezzak”mânâsınaolan birinciesasa,“Gaffar”mânâsınıifadeeden deikinciesasaişaretleriiçinbirbiriylebağlanmıştır.

33

Mâkabliyleşusıfatınnazmınıiktizaedensebepşudurki:

Şu sıfat, rahmeti ifade edenmâkabline neticedir. Zira, kıyametle saadet-i ebediyeningeleceğine en büyük delil, rahmettir. Evet, rahmetin rahmet olması ve nimetin nimet

Page 17: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

olması, ancak ve ancak haşir ve saadet-i ebediyeye bağlıdır. Evet, saadet-i ebediyeolmasa,enbüyüknimetlerdensayılanaklın,insanınkafasındayılanvazifesinigörmektenbaşkabir işikalmaz.Kezâlik,en latîfnimetlerdensayılanşefkatvemuhabbet,ebedîbirayrılıkdüşüncesiyle,enbüyükelemlersırasınageçerler.

Suâl: Cenâb-ıHakk’ın her şeyemâlik olduğu bir hakikat iken, burada haşir ve cezagünününtahsisineyebinaendir?

Cevap:Şuâlemin, insanlarcahakirvehasis sayılanbazı şeylerinekudret-i ezeliyeninbizzat mübaşereti, azamet-i ilâhiyeye münasip görülmediğinden, vaz edilen esbab-ızahiriyeninogünref’iyle;herşeyinşeffaf,parlakiçyüzüyletecelliedipSâni’ini,Hâlık’ınıvasıtasızgöreceğineişarettir.

34tâbiriise,haşrinvukuunugösterenemarelerdenbirineişarettir.Şöyleki:

Saniye, dakika, saat ve günleri gösteren haftalık bir saatin millerinden birisi devrinitamam ettiği zaman, behemehal ötekiler de devirlerini ikmal edeceklerine kanaat hâsılolur. Kezâlik, yevm, sene, ömr-ü beşer ve ömr-ü dünya içinde tayin edilen manevîmillerden birisi devrini tamam ettiğinde, ötekilerin de –velev uzun bir zamandan sonraolsun–devirleriniikmaledeceklerinehükmedilir.

Vekezâ,birgünveyabirsenezarfındavukuagelenküçükküçükkıyametleri,haşirlerigörenbiradam,saadet-iebediyenin–haşrintulû-ufecriyle,şahsıbirnevhükmündeolan–insanlaraihsanedileceğineşüpheedemez.

kelimesinden maksat ya cezadır; çünkü o gün hayır ve şerlere ceza verilecek birgündür.. veya hakâik-i diniyedir; çünkü hakâik-i diniye o gün tammânâsıyla meydanaçıkar.Vedaire-iitikadın,daire-iesbabagalebeedeceğibirgündür.

Evet, Cenâb-ı Hak, müsebbebâtı esbaba bağlamakla, intizamı temin eden bir nizamıkâinatta vaz etmiş. Ve her şeyi, o nizamamürâat etmeye ve o nizamla kalmaya tevcihetmiştir. Ve bilhassa insanı da o daire-i esbaba mürâat ve merbutiyet etmeye mükellefkılmıştır.Hernekadardünyada,daire-iesbapdaire-iitikadagalipisedeâhirettehakâik-iitikadiyetamamentecellietmekle,daire-iesbabagalebeedecektir.

Bunabinaen,budairelerinherbirisiiçinayrıayrımakamlar,ayrıayrıhükümlervardır.Vehermakamıniktizaettiğihükmegörehareketlâzımdır.Aksitakdirde,daire-iesbaptaiken tabiatıyla, vehmiyle, hayaliyle daire-i itikada bakanMûtezile olur ki tesiri esbabaverir. Ve kezâ, daire-i itikatta iken, ruhuyla, imanıyla daire-i esbaba bakan da esbabakıymet vermeyerek Cebriye mezhebi gibi tembelcesine bir tevekkülle nizâm-ı âlememuhalefeteder.

35

Page 18: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

36zamirindeikinüktevardır:

Birincisi: Mâkablinde zikredilen sıfât-ı kemâliyenin zamirinde müstetir vemutazammınolduğunaişarettir.Çünküosıfatlarınbirerbirertâdadındanhâsılolanbüyükbir şevkle, gayptan hitaba; yani ism-i zâhirden şu zamirine iltifat ve intikal olmuştur.Demek zamirininmercii,geçensıfât-ıkemâliyeilemevsufolanZât’tır.

İkincisi: Elfaz okunurkenmânâlarını düşünmek, belâgatmezhebinde vâcip olduğunaişarettir.Çünkümânâlar düşünülürse, nâzil olduğugibi okunur.Veo okuyuş, tabiatıyla,zevkiyle hitaba incirar eder. Hatta ’yu okuyan adam, sanki 37 cümlesindekiemreimtisâlenokuyorgibiolur.

Cemsîgasıylazikredilen 38’dekizamir,üçtâifeyeişarettir:

Birincisi, insanınvücudundakibütünâzâvezerrâta râcidirkibu itibarlaşükr-üörfîyiedaetmişolur.

İkincisi,bütünehl-itevhidincemaatlerineaittir;bucihetleşeriataitaatetmişolur.

Üçüncüsü, kâinatın ihtiva ettiği mevcudata işarettir. Bu itibarla, şeriat-ı fıtriye-ikübrâya tâbi olarak hayret vemuhabbetle kudret ve azametin arşı altında sâcid ve âbidolmuşolur.

Bucümleninmâkabliylevech-inazmı:39’nun 40’yetefsirvebeyanıolmakla 41’debirneticevebirlâzımolmasıdır.

İhtar: 42 ’nin takdimi, ihlâsı vikâye etmek içindir.Ve zamir-i hitap da ibadetin sebep ve illetine işarettir.ÇünkühitabainciraredengeçensıfâtlamuttasıfolanZât,elbetteibadetemüstehaktır.

43

44’demüstetirzamir, ’nunfâiligibi,oüçcemaattenherbirinerâcidir.Yani,“Bizimvücudumuzunzerratıveyaehl-itevhidcemaatıveyahutkâinatmevcudatı,bütünhâcatvemaksatlarımıza,bilhassaenehemolanibadetimize,Sendeniânevetevfikistiyoruz.”

kelimesinintekrarlanmasındakihikmetin,

Birincisi,hitapvehuzurdakilezzetinarttırılmasına;

İkincisi,ayânmakamınınburhanmakamındandahayüksekolduğuna;

Üçüncüsü,huzurdasıdkolupkizbinihtimaliolmadığına;

Dördüncüsü,ibadetleistiâneninayrıvemüstakilmaksatlarolduklarınaişarettir.

Buikifiilibirbiriylebağlayanmünasebet,ücretlehizmetarasındakimünasebettir.Ziraibadet,abdinAllah’akarşıbirhizmetidir. İânedeohizmetekarşıbirücretgibidir.Veyamukaddimeilemaksudarasındakialâkadır.Çünküiânevetevfik,ibadetemukaddimedir.

Page 19: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

45kelimesinintakdimindendoğanhasr,abdin,Cenâb-ıHakk’akarşıyaptığıibadetvehizmetle, vesait ve esbabaolan tezellüldenkurtuluşuna işarettir.Lâkin, esbâbı tamamenihmalve terketmek iyideğildir.ÇünküozamanCenâb-ıHakk’ınhikmetvemeşietiylekâinattavazedilennizamakarşıbirtemerrüdçıkar.

Evet,daire-iesbaptaikentevekkületmek,birnevitembellikveatâlettir.

46

Hidayetitalepetmekleiâneyiistemekarasındanemünasebetvardır?

Evetbirisual,diğericevapolduklarındanbirbiriylebağlanılmıştır.Şöyleki:47 ile iâne talep edilirken makam iktizasıyla “Ne istiyorsun?” diye varid olan

mukadder sual, ile cevaplandırılmıştır. ile istenilen şeylerin ayrı ayrı vemüteadditolması mânâsınındaayrıayrıvemüteadditolmasınıicapeder.Sanki dörtmasdardanmüştâktır. Meselâ, bir mümin hidayeti isterse, sebat ve devam mânâsını ifade eder.Zenginolanisterse,ziyademânâsını,fakirolanistersei’tâmânâsını,zayıfolanisterseiânevetevfikmânasınıifadeeder.

Ve kezâ, “Her şeyi halk ve hidayet etmiştir.” mânâsında bulunan 48

hükmünce,zâhirîvebâtınîduygular..âfâkîvehâricîdeliller..enfüsîvedahilîburhanlar..peygamberlerin irsaliyle, kitapların inzali gibi vasıtalar itibarıyla da hidayetin mânâsıtaaddüteder.

İhtar:Enbüyükhidayet,hicabınkaldırılmasıylahakkıhak,bâtılıbâtılgöstermektir.

49

50

Sırat-ımüstakîm; şecaat, iffet, hikmetinmezcinden ve hülâsasından hâsıl olan adl veadaleteişarettir.Şöyleki:

Tagayyür,inkılâpvefelâketleremâruzvemuhtaçşuinsanbedenindeiskânedilenruhunyaşayabilmesiiçinüçkuvvetihdasedilmiştir.Bukuvvetlerin,

Birincisi,menfaatlericelpvecezbiçinkuvve-işeheviye-ibehimiye..

İkincisi,zararlışeyleridefiçinkuvve-isebuiye-igadabiye..

Üçüncüsü, nef’ ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden temyiz için kuvve-i akliye-imelekiyedir.

Lâkin, insandaki bu kuvvetlere şeriatça bir had ve bir nihayet tayin edilmiş ise defıtratentayinedilmemişolduğundan,bukuvvetlerinherbirisi,tefrit,vasat, ifratnamıylaüçmertebeyeayrılırlar.

Page 20: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Meselâ,kuvve-işeheviyenin tefritmertebesihumuddurki;nehelâlevenedeharamaşehveti, iştihası yoktur. İfrat mertebesi fücurdur ki; namusları ve ırzları pâyimal etmekiştihasındaolur.Vasatmertebesiiseiffettir;helâlineşehvetivar,haramayoktur.

İhtar:Kuvve-işeheviyeninyemek,içmek,uyumakvekonuşmakgibifüruâtındadabuüçmertebemevcuttur.

Ve kezâ, kuvve-i gadabiyenin tefrit mertebesi cebânettir ki; korkulmayan şeylerdenbilekorkar.İfratmertebesitehevvürdürki;nemaddîvenemânevîhiçbirşeydenkorkmaz.Bütünistibdadlar, tahakkümler,zulümlerbumertebeninmahsulüdür.Vasatmertebesi iseşecaattirki,hukuk-udiniyevedünyeviyesi içincanınıfedaeder,meşrûolmayanşeylerekarışmaz.

İhtar:Bukuvve-igadabiyeninfüruâtındadaşuüçmertebeninyerivardır.

Vekezâ,kuvve-iakliyenin tefritmertebesigabâvettirki;hiçbir şeydenhaberiolmaz.İfratmertebesicerbezedirki;hakkıbâtıl,bâtılıhaksuretindegösterecekkadaraldatıcıbirzekâyamalikolur.Vasatmertebesiisehikmettirki;hakkıhakbilir,imtisâleder;bâtılıbâtılbilir,içtinapeder.

51

İhtar:Bu kuvvetin şu üç mertebeye inkısamı gibi, füruâtı da o üç mertebeyi hâvidir. Meselâ, halk-ı ef’âlmeselesindeCebrmezhebiifrattırki;bütünbütüninsanımahrumeder.Îtizalmezhebidetefrittirki;tesiriinsanaverir.Ehl-iSünnetmezhebivasattır.Çünkübumezhep,beyne-beynedirki;ofiillerinbidayetiniirade-icüz’iyeye,nihayetiniirade-ikülliyeyeveriyor.

Vekezâ,itikattadata’tilifrattır,teşbihtefrittir,tevhidvasattır.

Hülâsa:

Şudokuzmertebeninaltısızulümdür,üçüadlveadalettir.Sırat-ımüstakîmdenmurad,şuüçmertebedir.

52

Kur’ân’ın inci gibi lafızlarının dizilmesi bir hayta, bir çeşide, bir nakşa münhasırdeğildir.Belki, zuhurca, hafâca, yakınlıkça, uzaklıkçamütefâvit çok tenasüplerdenhâsılolan pek çok nakışlar üzerine dizilmişlerdir, nazmedilmişlerdir. Zaten i’câzın esası,ihtisardansonraancakböylenakışlardadır.

Evet, ilemâkablindekiherbirkelimearasındabirmünasebetvardır.

Meselâ, 53ilemünasebetivardır;çünkünimet,hamdedelilvekarinedir.54 ilemünasebettardır. Çünkü terbiyenin kemâli, nimetlerin tevâli ve teâkubu ile

olur.55 ile alâkadardır; çünkü 56 ’den irade edilen “enbiyâ, şühedâ, sulehâ, ulemâ”

rahmettirler.

Page 21: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

57ilealâkasıvardır;çünkünimet-ikâmile,ancakdindir.58ilealâkasıvar;çünküibadetteimamlarbunlardır.59ilevar;çünkütevfikeveiâneyemazharbunlardır.60ilevar;çünkühidayettemuktedâ-bihonlardır.

61ilevardır;çünküdoğruyolancakonlarınmesleğidir.

veya kelimelerine kelimesinin tercihi;mesleklerininetrafımahdutve işlekbircaddeolduğunaveocaddeyegirenlerinbirdahaçıkmamalarınaişarettir.

Mâhudvemalûmolanşeylerdekullanılmasıusulittihazedilenesmâ-yımevsûledentabiri,onlarınzulümat-ıbeşeriyeiçindeelmasgibiparladıklarınaişarettirkionlarıtaharrîvetalepetmeyevearamayalüzumyoktur.Onlar,herkesingözüönündehazırolduklarınıteminedenbirulüvv-üşânamaliktirler.

Cem sîgasıyla ’nin zikri, onlara iktida ve tâbi olmak imkânınınmevcudiyetine veonların mesleklerinde butlan olmadığına işarettir. Çünkü ferdî olmayan bir meslektetevâtürvardır;tevâtürdebutlanyoktur.

Mâzisîgasıyla 62’ninzikri,tekrarnimetitalepetmeyebirvesileolduğunaveAllah’arâciolan zamiri debir yardımcıvebir şefaatçi vazifesinigördüğüne işarettir.Yani, “EyRabbim! Madem ki in’am Senin fiilindir ve evvelce de in’âmı yapmışsın; istihkakımolmadığıhaldein’âmıtekrarlamak,Seninşe’nindir.”

63’deki enbiyâyayükletilenrisaletveteklifyükününpekağırolduğunavesahralarıfaydalandırmakiçinyağmur,karvefırtınalarınşedâidinemâruzkalanyüksekdağlargibi,peygamberlerin de ümmetlerini feyizlendirmek için risalet zahmetlerine mâruzkaldıklarınaişarettir.

İhtar: Başka bir sûrede zikredilen 64 olan âyet-i kerîme, buradaki65âyet-icelîlesinibeyaneder.ZatenKur’ân’ınbirkısmı,birkısmınıtefsireder.

Suâl: Peygamberlerin meslekleri birbirine uymadığı gibi, ibadetleri de birbirinemuhaliftir.Bununesbâbınedir?

Cevap: İtikadveamelde,usûlveahkâm-ıesasiyedepeygamberlerinhepsidaimdirler,sabittirler, müttehittirler. İhtilâf ve tefavütleri, ancak füruâttadır. Zaten zamanlarıntebeddülüylefüruâtındatebeddülvetagayyürütabiîbirşeydir.

Evet,mevâsim-i erbaada tedavi ve telebbüs gibi çok şeyler tebeddüle uğrar.Meselâ,kışıngiyilenkalınelbiseyazıntebeddüleuğrarveyakışıngüzeltesiriolanbirilâcın,yazınfena tesiri olur, kullanılmaz. Kezâlik, kalb ve ruhların gıdası olan ahkâm-ı diniyeninfüruâtıda,ömr-übeşerindevreleriitibarıylatebeddüleuğrar.

Page 22: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

66

Havf ve firar makamı olan şu sıfatın mâkablindeki makamlarla münasebâtı ise, bumakamınhayretvedehşetnazarıylacelâlvecemâlilemuttasıfolanmakam-ırubûbiyetebaktırması;veilticavedehâletnazarıyla 67’dekimakam-ıubudiyetebaktırmasıveacznazarıyla 68 ’deki tevekkül makamına baktırması; ve teselli nazarıyla refik-ı daimîsiolanmakam-ırecâyabaktırmasıdır.Çünkükorkunçbirşeyigörenadam,korkuvehayretiçindekalır,sonrafiraretmeyemeyleder.Âcizolduğutakdirdetevekküleder,sonrateselliyollarınıarar.

Suâl:Cenâb-ıHakGaniyy-iMutlak’tır.Âlemdebukadardalâletlerivepekçirkin,fenaşeyleriyapannev-ibeşerinyaratılışındanehikmetvardır?

Cevap:Kâinattamaksud-ubizzatveküllîveşümûllüolarakyaratılan,ancakkemâller,hayırlar, hüsünlerdir. Şerler, kubuhlar, noksanlar ise hüsünlerin, hayırların, kemâllerinarasındagörülmeyecekkadardağınıkvecüz’iyâtkabîlindentebeîolarakyaratılmışlardırki; hayırların, hüsünlerin, kemâllerin mertebelerini, nevilerini, kısımlarını göstermeyevesile olsunlar ve hakâik-i nisbiyenin vücuduna veya zuhuruna bir mukaddime ve birvâhid-ikıyasîolsunlar.

Suâl:Hakâik-inisbiyeninnekıymetivarkionuniçinşerleristihsanedilecek?

Cevap:Hakâik-inisbiyedenilenşeyler,kâinatıneczasıarasındabulunanrâbıtalardır.Vekâinattaki nizam, ancakhakâik-i nisbiyedendoğmuştur.Vehakâik-i nisbiyedenkâinatınenvâına bir vücud-u vâhid in’ikâs etmiştir. Hakâik-i nisbiye, büyük bir ölçüde hakâik-ihakikiyeden çoktur. Hatta bir zâtın hakâik-i hakikiyesi yedi ise, hakâik-i nisbiyesi yediyüzdür.Binaenaleyh,kubuhveşerdeşervarsadakalildir.

Malûmdurki;şerr-ikalil içinhayr-ıkesir terkedilmez.Terkedilirse,şerr-ikesirolur.Zekâtvecihaddaolduğugibi.69

Evet, 70 meşhur kaziyyeden maksat, bir şeyin zıddı, o şeyin hakâik-inisbiyesininvücûdveyazuhurunasebeptir.Meselâkubuholmasaydıvehüsünlerinarasınagirmeseydi,hüsnüngayr-imütenahiolanmertebeleritezahüretmezdi.

Suâl: 71 fiil, 72 ism-imef’ul, 73 ism-i fâil olarak zikirlerinde ve kezâ, üçüncüfırkanınsıfatınıve ikinci fırkanınsıfatına terettüpedenâkıbetinivebirinci fırkanınunvan-ısıfatınıaynenzikretmektenegibibirhikmetvardır?

Cevap: “Nimet” unvanı, nefsin daima meylettiği bir lezzet olduğundan ihtiyaredilmiştir.Fiil-imâziolarakzikrindekisebep,evvelcebeyanedilmiştir.

İkinci fırka ise; kuvve-i gadabiyenin galebe ve tecavüzüyle tecavüz ederek ahkâmınterkiylezulümvefıskadüşmüşlerdir:Yahudilerintemerrüdügibi.

Zulüm ve fıskta hasis ve hayırsız bir lezzet görüldüğünden, onlardan nefis teneffür

Page 23: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

etmez.Kur’ân-ıKerîm, o zulmün âkıbeti olan gazab-ı ilâhîyi zikretmiştir ki nefisleri ozulümvefısktantenfirettirsin.

İstimrarvedevamşe’nindeolanisimlerdenism-imef’ulolarakzikredilmesiise,şerveisyanların devam edip, tevbe ve af ile inkıta etmedikleri takdirde kat’îleşeceğine vesilinmezbirdamgaşeklinegeçeceğineişarettir.

Üçüncü fırka ise; vehim ve hevâ-yı nefsin akıl ve vicdanlarına galebesiyle, bâtıl biritikada tâbi olarak nifaka düşen bir kısım Nasârâdır. Dalâlet, nefisleri tenfir ve ruhlarıincitenbirelemolduğundan,Kur’ân-ıKerîm,ofırkayıaynıosıfatlazikretmiştir.

Ve ism-i fâil olarak zikrindeki sebep ise, dalâletin dalâlet olması, devam etmesinemütevakkıfolup,inkıtaauğradığızamanaffadahilolacağınaişarettir.

Eyarkadaş!Bütünlezzetler imandaolduğugibi,bütünelemlerdedalâlettedir.Bununizahıise:

Bir şahıs,kudret-iezeliye tarafından,ademzulümatındanşukorkunçdünyasahrasınaatılırken gözünü açar, bakar. Bir lütuf beklediği zaman, birdenbire –düşmanlar gibi–hastalıklar, elemler, belâlar hücum etmeye başlarlar. Bir medet, bir yardım içinmüsterhimâne tabiata ve anâsıra baktığı vakit, kasâvet-i kalble, merhametsizliklekarşılaşır. Ecrâm-ı semâviyeden istimdat etmek üzere başını havaya kaldırır. O ecrâm,atombombalarıgibidehşetliveheybetlihalleriylegözünegörünür.Hemengözünüyumar,başınıeğer,düşünmeyebaşlar.Bakarkihayatîhâcetleribağırıpçağırmayabaşlarlar.Bütünbütüntevahhuşederekhemenkulaklarınıtıkar,vicdanınailticaeder.

Bakar ki vicdanı, binler âmâl (emeller) ve emanî ile dolu gürültülerinden cinnetgetirecekbirhalegelir.Acaba,hiçbircihettenhiçbir teselliçaresinibulamayanozavallışahıs,mebdeilemeâdı,Sâniilehaşriitikatetmezse,onunovaziyetindencehennemdahaserinolmazmı?

Evet, o bîçâre, havf ve heybetten, acz ve ra’şetten, vahşet ve gönül darlığından,yetimliklemeyusiyettenmürekkepbirvaziyetiçindeolup,kudretinebakar;kudretiâcizvenâkıs.. hâcetlerine bakar; defedilecek bir durumda değildir. Çağırıp yardım istese,yardımınagelenyok.Herşeyidüşman,herşeyigaripgörür.Dünyayageldiğinebindefanedameteder,lânetokur.

Fakat o şahsın, sırat-ı müstakîme girmekle kalbi ve ruhu nur-u imanla ışıklanırsa, ozulmetlievvelkivaziyetinuranîbirhâleteinkılâpeder.Şöyleki:

Oşahıs,hücumedenbelâları,musibetlerigördüğüzaman,Cenâb-ıHakk’aistinadeder,müsteriholur.

Yine o şahıs, ebede kadar uzanıp giden emellerini, istidatlarını düşündüğü zaman,saadet-iebediyeyitasavvureder.Osaadet-iebediyeninmâü’l-hayatındanbiryudumiçer,

Page 24: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kalbindekiemelleriniteskineder.

Yineoşahıs,başınıkaldırıpsemâyaveetrafabakar,herşeyleünsiyetpeydaeder.

Yineoşahıs,semâdakiecrâmabakar;hareketlerindendehşetdeğil,ünsiyetveemniyetpeydaederveonlarınohareketleriniibretvehayretletefekküreder.

Yineoşahıs,ecrâm-ıulviyeileöylebirkesb-imuarefeederkihangibircirmebakarsabaksın, o cirmlerden “Ey arkadaş, bizden tevahhuş etme. Hareketlerimizden korkma.Hepimiz bir Hâlık’ın memurlarıyız.” diye, me’nus ve emniyet verici sesleri kalbenişitmeyebaşlar.

Hülâsa:O şahıs, evvelki vaziyetinde, vicdanındaki o dehşetli ve vahşetli ve korkunçâlâm-ışedidedenkurtulmakiçin,tesellilerlehissiniiptalvesarhoşluklaohalleriunutmakister. İkinci hâletinde ise, ruhunda yüksek lezzetleri ve saadetleri hisseder; kalbini ikaz,vicdanını tahrik edip ruhunu ihsas ettikçe o saadetler ziyadeleşir ve ona mânevîcennetlerinkapılarıaçılır.

74

24“Bütünhamd,Allahiçindir.”(Fâtihasûresi,1/2)

25En’âmsûresi,6/1;Kehfsûresi,18/1;Sebesûresi,34/1;Fâtırsûresi,35/1.

26“BencinleriveinsanlarısırfBenitanıyıpyalnızBanaibadetetsinlerdiyeyarattım.”(Zâriyâtsûresi,51/56)

27el-Cürcânî,et-Ta‘rîfâts.218;es-Sehâvî,el-Makâsıdü’l-hasenes.326;es-Suyûtî,ed-Düreru’l-müntesiras.15.

28Otuz.

29Yirmi.

30HamdolsunAllah’a.Allah’ıntayinettiğiniceyörüngelervardırki,yıldızlar,güneşveayoyörüngelerdeakıpgider.

31“(Ben,rüyamdaonbiryıldızlagüneşiveayı)banasecdeederlerkengördüm.”(Yûsufsûresi,12/4)

32“RahmânveRahîm”(Fâtihasûresi,1/3)

33“Dingününün,hesapgünününtekhâkimidir.”(Fâtihasûresi,1/4)

34Gün.

35“(Haydiöyleysedeyiniz):YalnızSanaibadetederiz.”(Fâtihasûresi,1/5)

36Sana.

37“Rabbine,sankiO’nugörüyormuşgibiibadetet.”(İbniReceb,Câmiu’l-ulûmive’l-hikems.36.)Ayrıcabkz.:Buhârî,îmân50;tefsîrusûre(31)2;Müslim,îmân1,8,9;Tirmizî,îmân4.

38“(Allah’ım!AncakSana)ibadetederiz.”(Fâtihasûresi,1/5)

39“(Allah’ım!AncakSana)ibadetederiz.”(Fâtihasûresi,1/5)

40“Bütünhamd,(Allahiçindir.)”(Fâtihasûresi,1/2)

41“Dingününün,hesapgünününtekhâkimidir.”(Fâtihasûresi,1/4)

42“YalnızSana(ibadeteder,yalnızsendenmedetumarız).”(Fâtihasûresi,1/5)

43“Yalnızsendenmedetumarız.”(Fâtihasûresi,1/5)

44“(Ancak,Sen’den)yardımbeklervedileniriz.”(Fâtihasûresi,1/5)

Page 25: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

45“YalnızSana(ibadeteder,yalnızsendenmedetumarız).”(Fâtihasûresi,1/5)

46“Bizi(DosdoğruYol’a)hidayetet.”(Fâtihasûresi,1/6)

47“(Ancak,Sen’den)yardımbeklervedileniriz.”(Fâtihasûresi,1/5)

48Tâhâsûresi,20/50.

49Allah’ımbize hakkı hakolarak gösterip onun ittibâıyla, bâtılı da batıl olarak gösterip onun içtinabıyla rızıklandır,âmîn!

50“(Bizi)DosdoğruYol’a(hidayetet.)”(Fâtihasûresi,1/6)

51“Kimehikmetnasipedilmişsedoğrusu,büyükbirhayramazharolmuştur.”(Bakarasûresi,2/269).

52“Nimetvelütfunamazharettiklerininyolunailet.”(Fâtihasûresi,1/7)

53“Bütünhamdler,övgülerAllah’adır.”

54“(Bütünhamdler,övgüler)âlemlerinRabbiAllah’adır.”(Fâtihasûresi,1/2)

55“RahmânveRahîm”(Fâtihasûresi,1/3)

56“Okimselerki…”(Fâtihasûresi,1/7)

57“Dingününün,hesapgünününtekhâkimidir.”(Fâtihasûresi,1/4)

58“(Allah’ım!AncakSana)ibadetederiz.”(Fâtihasûresi,1/5)

59“(Ancak,Sen’den)yardımbeklervedileniriz.”(Fâtihasûresi,1/5)

60“Bizi(DosdoğruYol’a)hidayetet.”(Fâtihasûresi,1/6)

61“(Bizi)DosdoğruYol’a(hidayetet.)”(Fâtihasûresi,1/6)

62“Nimetverdin”(Fâtihasûresi,1/7)

63“Kendilerine…”(Fâtihasûresi,1/7)

64 “(Kim Allah’a ve (o şanı yüce) Resûl’e gerektiği şekilde itaat ederse) onlar, Allah’ın kendilerini (tam hidayet)nimetiyle serfiraz kıldığı şu seçkin insanlardan (en azından biriyle) beraberdirler (ve cennette de onlarla beraberolacaklardır):nebîler,bütünduygu,düşünce,inançvedavranışlarındadosdoğruveAllah’akarşıtambirsadakatiçindebulunan özü sözü bir kimseler (sıddîklar), başkalarının inandığı gaybî gerçekleri bizzat tecrübe eden ve onlarındoğruluğuna hayatlarıyla şehadet edenler (şahitler) ve inanç, düşünce, söz ve davranışları itibarıyla doğru yolda,sağlam,bozgunculuktanuzak,ıslahvetamirgayesigüdenler(salihler).”(Nisâsûresi,4/69)

65“Allah’ınkendilerini(tamhidayet)nimetiyleserfirazkıldığışuseçkininsanlar”(Nisâsûresi,4/69)

66“Üzerlerinegazaphakolmuşbulunanlarınvedalâletteolanlarınkinedeğil.”(Fâtihasûresi,1/7)

67“(Allah’ım!AncakSana)ibadetederiz,”(Fâtihasûresi,1/5)

68“(Ancak,Sen’den)yardımbeklervedileniriz.”(Fâtihasûresi,1/5)

69Bkz.:er-Râzî,el-Mahsûl6/223;el-Îcî,Kitâbü’l-Mevâkıf3/253,261,264.

70 “Her şey zıddıyla bilinir.” (et-Taberî,Câmiu’l-beyân 19/19. Ayrıca bkz.: el-Gazâlî, İhyâu ulûmi’d-dîn 4/321; İbniKayyim,Medâricü’s-sâlikîn3/188)

71“Nimetverdin”(Fâtihasûresi,1/7)

72“Üzerlerinegazaphakolmuşbulunanlar”(Fâtihasûresi,1/7)

73Dalâletteolanlar”(Fâtihasûresi,1/7)

74Allah’ım,biziFâtihasûresininhürmetinesırât-ımüstakîmehlindeneyle,âmîn!

Page 26: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Sûre-iBakaraSuâl:Îcâzilei’câzsıfatlarınıhâviKur’ân-ıAzîmüşşân’da,

75

76

gibipekçokâyetler tekerrüretmektedir.Hâlbukibu tekrarlar,belâgatemünafidir,usançveriyor.

Cevap:Eyarkadaş!Herparlayanşey,yakıcıateşdeğildir.Evet,tekrarvetekerrürbazenusanç veriyor, fakat umumî değildir.Her yere, her kelâma ve her kitaba şâmil değildir.Usançvericiaddedilenpekçokzâhirîtekrarlar,belâgatçeistihsanvetakdiredilmektedir.

Evet, insanın yediği yemekler; biri gıda, diğeri tefekküh (meyve) olmak üzere ikikısımdır:

Birinci kısım; tekerrür ettikçe memnuniyet verir, kuvvet verir, kat kat teşekkürleresebepolur.

İkincikısmıntekerrüründeusanç,teceddüdündelezzetvardır.

Kezâlik,kelâmlardaikikısımdır:

Bir kısmı ruhlara kut, fikirlere kuvvet verici hakikatlerdir ki tekerrür ettikçe güneşinziyasıgibi,ruhlara,fikirlerehayatverir.Meyvekabîlindeniştihayıaçankısımdatekerrürmakbuldeğildir,istihsanedilmez.

BunabinaenKur’ân,hey’et-imecmuasıylakalblerekutvekuvvetolup, tekrarıusançdeğil,halâvetve lezzetverdiğigibi,Kur’ân’ınâyetlerindedeöylebirkısımvardırki,okuvvetinruhuhükmündeoluptekerrürettikçedahaziyadeparlar,hakvehakikatnurlarınısaçar.

77

Ezcümle: gibi âyetlerdebulunanukde-i hayatiyevenuranî esaslar, tekerrürettikçe iştihaları açar; misk gibi, karıştırıldıkça kokar. Demek tekerrür zannedilen,hakikatte tekerrür değildir. Ancak 78 kabîlinden, o ayrı ayrı hikmetleri, nükteleri,gayeleri ifade eden tekrarlı kelâmlar, yalnız ibarece, lafızca birbirine benzedikleri içintekrar zannedilir. Hatta Kıssa-yı Mûsâ, çok meziyetleri ve hikmetleri müştemildir. Hermakamdaomakamamünasipbirvecihlezikredilmesi,ayn-ıbelâgattir.

Evet,Kur’ân-ıAzîmüşşân, o kıssa-yımeşhureyi, gümüş iken, yed-i beyzâsına alarakaltınşeklineifrağıylaöylebirnakş-ıbelâgatemazharetmiştirkibütünehl-ibelâgat,onunbelâgatınahayranolmuşlar,secdeyevarmışlardır.

Page 27: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Vekezâ,teyemmün,teberrükveistiânegibiçokvecihlerihâvi;vetevhid,tenzih,senâ,celâl ve cemâl ve ihsangibi çokmakamları tazammun; ve tevhid ve nübüvvet, haşir veadalet gibimakasıd-ı erbaaya işaret eden Besmele, zikredilen yerlerin her birisinde buvecihlerden,bumakamlardanbiri itibarıylazikredilmişveedilmektedir.Maahâza,hangisûredetekerrürvarsa,osûreninruhuylamünasipolanbirvecihbizzatkasdedilmekleötekivecihlerinistitradîvetebeîzikirleri,belâgatemünafideğildir.

79

Sûrelerinbaşlarındabulunanhurûf-umukattaayaaitizahatıdörtmebhastazikredeceğiz.

BirinciMebhas ile, sûrelerin evvellerinde bulunan hurûf-u mukattaadan teneffüs eden i’câz

hakkındadır.İ’câz,incigibiincecikletâif-ibelâgatınparıltılarınınimtizaçveiçtimaındantecelli eden bir nurdur. Bu mebhasta, bu nuru, birkaç letâif zımnında izah etmekleparlatacağız. Fakat her bir latîfe ince ve ziyası az ise de letâifin heyet-imecmuasındanhâsılolantambirziyailefecr-isadıkçıkacaktır.

1. Hece harflerinin adedi –elif-i sâkine hariç kalmak şartıyla– yirmi sekiz harftir.Kur’ân-ı Azîmüşşân, sûrelerin başında bu harflerin yarısını zikretmiş, yarısını da terketmiştir.

2.Kur’ân’ınalmışolduğunısıf,terkettiğinısıftandahaziyadekesîrü’l-istimâldir.

3.Kur’ân,sûrelerinbaşındazikrettiğikısımiçindelisanüzerinedahasühuletliolanelif,lâm’ıçoktekraretmiştir.

4.Kur’ân,aldığıharfleri,heceharflerininadedincesûreleretevzietmiştir.

5.Heceharflerininmehmûse,mechûre,şedîde,rihve,müsta’liye,münhafıza,mutbaka,münfetihagibiçiftlicinslerininherbirisindenyinenısıfalmıştır.

6.Çifti,yanieşiolmayan(evtar)kısmındasakildenazı,hafiftençoğualmıştır:Kalkale,zellâkagibi.

7. Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın, sûrelerin başındaki hurûf-umukattaanın zikredilenminvalüzerinetansiflerihakkındaihtiyarettiğitarîk,504ihtimaldenintihapedilmiştir.Veintihapedilenşutariktenbaşkahiçbirihtimallemezkûrtansifmümkündeğildir.Çünkütaksimlerpekçokbirbirinegirmişveçokmütefâvittir.

Bugibii’câzlem’alarındanhissealamayan,zevkinelevmveitabetsin!

İkinciMebhasBumebhastadabirkaçletâifvardır:

Page 28: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

1. ile emsâlinde göze çarpan garabet, bu harflerin pek garip ve acîb bir şeyinmukaddimesivekeşifkollarıolduklarınaişarettir.

2. Bu sûrelerin başlarındaki taktî-i huruf ile isimleri hecelemek, müsemmânınme’hazinevenedenneşetettiğineişarettir.

3. Bu harflerin taktîi, müsemmânın vâhid-i itibarî olup, terkib-i mezcî olmadığınaişarettir.

4. Bu harflerin taktî ile tâdadı, sanatın madde ve me’hazini muhataba göstermeklemuarazaya talip olanlara karşı meydan okuyarak, “İşte, i’câz-ı sanatı, şu gördüğünüzharflerin nazım ve nakışlarından yaptım. Buyurunuzmeydana!” diye, onların tahkiranetebkitlerine(tekdirlerine)işarettir.

5.Mânâdansoyulmuşşuheceharflerininzikri,muarızlarıhüccetsizbırakmayaişarettir.

Evet, Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, şu mânâsız harflerin lisân-ı hâliyle ilân ediyor ki:“Ben sizden beliğ mânâları, hükümleri, hakikatleri ifade eden yüksek hutbeleri venutuklarıistemiyorum.Yalnızşutâdâdettiğimharflerdenbirnazîreyapınızveleviftiravehikâyelerdenibaretbileolursaolsun!”

6. Harfleri tâdâd ile hecelemek, yeni kıraate ve kitabete başlayan mübtedileremahsustur. Bundan anlaşılıyor ki Kur’ân, ümmî bir kavme ve mübtedi bir muhitemuallimlikyapıyor.

7. gibiharfleri,meselâ,elif,lâm,dalgibiisimleriyletabirvezikretmek,ehl-ikıraatveerbab-ıkitabetinittihazettikleribirusuldür.Bundananlaşılıyorki;hemsöyleyen,hemdinleyen ümmî olduklarına nazaran, bu tabirler, söyleyenden doğmuyor ve onun malıdeğildir;ancak,başkabiryerdenonageliyor.

Ey arkadaş! Bu letâifin ince iplerinden dokunan yüksek nakş-ı belâgatı göremeyenadam,belâgatehlindendeğildir.Erbab-ıbelâgatemüracaatetsin.

ÜçüncüMebhas i’câzın esaslarından, îcâzın en yüksek ve en ince derecesine birmisaldir.Bunda da

birkaçletâifvardır.

1. üçharfiyleüçhükme işarettir.Şöyleki:Elif, 80 hükmüne ve kaziyyesine;lâm, 81hükmünevekaziyyesine;mim, 82hükmünevekaziyyesineremzenveîmâenişarettir.

Evet,nasılkiKur’ân’ınhükümleriuzunbirsûrede,uzunbirsûrekısabirsûrede,kısabirsûrebirâyette,birâyetbircümlede,bircümlebirkelimede,okelimedesin,lâm,mimgibihurûf-umukattaadairtisameder,görünür.

Kezâlik, ’inherbirharfindemezkûrhükümlerdenbiritemessületmişgörünüyor.

Page 29: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

2.Sûrelerinbaşlarındakihurûf-umukattaa,ilâhîbirşifredir.Beşerfikrionayetişemiyor.Anahtarı,ancakHazretiMuhammed’dedir(aleyhissalâtüvesselâm).

3. Şifrevari şu hurûf-u mukattaanın zikri, Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm)fevkalâdebirzekâyamalikolduğunaişarettirkiMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm),remizleri,îmâlarıveengizlişeylerisarihgibitelâkkieder,anlar.

4. Şu harflerin taktîi, harf ve lafızların hâvi oldukları kıymet, yalnız ifade ettiklerimânâlaragöreolmayıp, ilm-iesraru’l-hurûftabeyanedildiğigibi,adetvesayılarmisillüharflerinarasındafıtrîmünasebetlerinbulunduğunaişarettir.83(Hâşiye)

5. taktîiyle, bütün harflerin esas mahreçleri olan “halk, vasat, şefe” mahreçlerineişarettir.Ve zihinlerin nazar-ı dikkatini şumahreçlere çeviriyor ki zihinler, gerek bu üçmahreçte, gerek bunlara bağlı küçük küçük mahreçlerde lafızların ve harflerin nasılvücudageldiklerinihayretveibretlemütalâaetsinler.

Ey zihnini belâgatın boyasıyla boyayan arkadaş! Bu letâifi sıkacak olursan, 84

içindençıkacaktır.

DördüncüMebhas emsâliyleberaber, terkip şeklinden taktî’ suretindezikirleri, bu şeklinmüstakil olup

hiçbir imama tâbi olmadığına ve hiç kimseyi taklit etmiş olmadığına ve üslûpları acîb,çeşitleri garip, yeni saha-yı vücuda gelen bir bedîa olduğuna işarettir. Bumebhasta dabirkaçletâifvardır.

1.Hatipvebeliğlerinâdetindendirkimesleklerindedaimabirmisaletâbioluyorlarvebir örnek üzerine nakış dokuyorlar ve işlenmiş bir yolda yürüyorlar. Hâlbuki, buharflerden anlaşıldığına nazaran, Kur’ân hiçbir misale tâbi olmamıştır ve hiçbir nakş-ıbelâgatörneğiüzerinenakışyapmamıştırveişlenmemişbiryoldayürümüştür.

2.Kur’ân,baştanaşağıyakadar,nâzilolduğuheyetüzerinebâkidir.BukadarKur’ân’ıtaklit etmeye müştâk olan dostlar ve mütehâcim düşmanlara rağmen, şimdiye kadarKur’ân’ınnetaklidiyapılmışvenedebirmisaligösterilmiştir.

Evet, Kur’ân, milyonlarca Arabî kitaplarla mukayese edilirse, benzeri bulunamaz. Ohalde, Kur’ân, ya hepsinin altındadır; bu ise muhâldir. Öyleyse hepsinin fevkindedir;öyleyseAllah’ınkelâmıdır.

3. Beşerin sanatı olan bir şey, bidayette çirkin ve gayr-imuntazam olur, sonra yavaşyavaş intizamasokulur.Kur’ân ise, ilkzuhurundagösterdiğihalâveti,güzelliği,gençliğişimdideöylecemuhafazaetmektedir.

Eybelâgatletâfetininkokusunukoklayanarkadaş!

Zihninişumebâhis-ierbaayagönderki,balarısı, 85balınıçıkarsın!

Page 30: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

86

Arkadaş! Kelâmların hüsnünü artıran ve güzelliğini fazlaca parlatan belâgatınesaslarından biri de şudur ki: Bir havuzu doldurmak için etrafından süzülen sular gibi,beliğkelâmlardadazikredilenkelimelerin,kayıtların,heyetlerintamamenokelâmıntakipettiğiesasmaksadanâzırolmaklaonuntakviyesinehizmetetmeleri,belâgatmezhebindelâzımdır.

BirinciMisal87 olan âyet-i kerîme nazar-ı dikkate alınırsa görülür ki; bu kelâmdaki

maksat ve esas, pek az bir azapla fazla korkutmaktır. Ve bu kelâmda olan mezkûrkelimelervekayıtlar,tamamenomaksadıtakviyeiçinçalışıyorlar.

Ezcümle, şek ve ihtimali ifade eden 88 şartiye olup, azabın azlığına veehemmiyetsizliğineişarettir.

Vekezâ89 sîgasıylavetenviniyleazabınehemmiyetsizliğineîmadır.

Vekezâ90 kelimesi,azabınşeditolmadığınaişarettir.

Vekezâ,teb’îziifadeeden 91

veşiddetigösteren92 kelimesinebedel,hiffetiîmaeden93 kelimesi,

ve94 kelimesinden îmâ edilen şefkat, hepsi de azabın kıllet ve ehemmiyetsizliğineişaretetmekle,şuşiiri,lisân-ıhâlleriyletemessülediyorlar.

95

Yani,“İbarelerimizayrıayrıisedehüsnünbirdir.Hepsideohüsneişaretediyorlar.”

İkinciMisal96olanâyet-ikerîmedir.

Bu âyettemaksad-ı esas,Kur’ân’ın yüksekliğini göstermektir.Vebumaksadı takviyeeden kayıtlarıdır. Evet, bu kayıtlar, istinad ettikleri pek ince ve gizlidelillerineişaretetmekleberaber,omaksadıntakviyesinekoşuyorlar.

Ezcümle, kasem olduğu cihetle, Kur’ân’ın azametine ve altında müstetir, gizli omezkûrletâifcihetiylededâvânınisbatınaişareteder.

Vekezâ, zât ilesıfâtıgösterenbir işaretolması itibarıylahemKur’ân’ınazametine,hemazametiisbatedensıfât-ıkemâliyeyeişareteder.

Ve kezâ, işaret-i hissiyeye mahsus iken, işaret-i akliyede kullanılması, tâzim veehemmiyetiifadeettiğigibi,mâkulolanKur’ân’ı,mahsussuretindegöstermesi,Kur’ân’ı,

Page 31: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

ezhan ve enzârın nazar-ı dikkatine arz etmekle tesettürü icap eden hile, zâfiyet ve sairçirkinşeylerdenmünezzeholduğunuizharveitirafettirmektir.

Vekezâ ’nin vasıtasıylaifadeettiğibu’d,Kur’ân’ınkemâlinedelâletedenulüvv-ürütbesineişarettir.

Vekezâ ’deki hasr-ıörfîyiifadeettiğinden,Kur’ân’ınazametinevebaşkakitaplarınmehâsininicemetmekleonlarınfevkindeolduğunaişarettir.

Vekezâ tabiri, ehl-ikıraatvekitabettenolmayanbirümmîninmahsulüolmadığınaişarettir.

Vekezâ zamirinin her iki ihtimaline binaenKur’ân’ın kemâlini isbat veya tekideder.

Vekezâ, istiğrâkı ifadeeden Kur’ân’ınherköşesinde rekzveheryerindezikredilendeliller, burhanlar, hücuma gelen şek ve şüpheleri def ile, Kur’ân’ın o gibi lekelerdenmünezzeholduğunuilâneder.Velisân-ıhâliyleşuşiiriokutur:

97

Yani,“Kur’ân’data’yibedilecekhiçbirnoktayoktur.Kur’ângibisahihkavillerita’yibetmek,ancakfehimlerinsekametindenilerigeliyor.”

Vekezâ,zarfiyetiifadeeden tâbiri,Kur’ân’ınsathınavezâhirinekonanşekveşüphevarsa,içerisindekihakâikiledefedilebileceğineişarettir.

Arkadaş!Tahlil vasıtasıyla terkibin kıymetini ve küll ile cüzler arasındaki farkı idrakedebildiysen,bumisallerdekikuyudvehey’âtadikkatet.Veokelimelerdennebeanedenzülâl-ibelâgatıvekevser-ifesahatidoyuncayakadariç,“Elhamdülillâh”de.

Suâl: 98 âyet-i kerîmesinin cümleleri, atıf ile birbiriyle bağlanmamışolmasıneyebinaendir?

Cevap:Ocümlelerarasındakişiddet-iittisal,bağlılıkvesarılmaktanbirayrılıkyokturki birbiriyle bağlanmaya lüzum olsun. Zira, o cümlelerin her birisi, arkadaşlarına hembabadır,hemoğul;yani,hemdelildir,hemneticedir.

Evet, lisân-ıhâliylehemmuarazayameydanokur,hemmu’cizolduğunuilâneder.99 hem bütün kitaplara fâik olduğunu tasrih eder, hem müstesna ve mümtaz

olduğunuizhareder.100 hem Kur’ân’ın şek ve şüphe yeri olmadığını tasrih eder, hem müstesna ve

mümtazolduğunuizhareder.101 hem tarik-i müstakîmi irâe etmekle muvazzaf olduğunu gösterir, hem

mücessembirnur-uhidayetolduğunuilâneder.

Page 32: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

İştebucümlelerdenherbirisi, ifadeettiğibirincimânâsıylaarkadaşlarınadelilolduğugibi,ikincimânâsıyladaonlaraneticedir.

Sonra bu âyetin şu cümleleri arasında i’câza menba, belâgate medar olan on ikimünasebet, alâka ve bağlılık vardır.Bunlardanmisal olarak üç taneyi zikir, ötekileri desanahavaleederim.

1. bütünmuarızları,muarazayadâveteder.Öyleyse,enyüksekbirkitaptır.Öyleyse,biryakînsadefidir.Zirakitabınkemâli,yakîniledir.Öyleyse,nev-ibeşeriçinmücessembirhidayettir.

2. yani,emsâlinetefevvuketmiştir.Öyleyse,müstesnadır.Çünküşekveşüpheyerideğildir.Çünkümüttakîleredoğruyolugösterir.Öyleysemu’cizedir.

3. yani,tarik-imüstakîmeirşadeder.Öyleyseyakîniyattandır.Öyleysemümtazdır.Öyleysemu’cizdir.

Eyarkadaş,şu cümlesindekinur-ubelâgatvehüsn-ükelâm,dörtnoktadantezahüretmiştir.

1. Bu cümlede “mübteda” mahzuftur. Bu hazf, cümleyi teşkil eden “mübteda” ile“haber” arasındaki ittihat öyle bir dereceye varmış ki sanki “mübteda” hazf olmayıp“haber”in içerisine girmiş. Haricen ikisi müttehid oldukları gibi, zihnen de müttehidolduklarınaişarettir.

2. 102yerinde 103yani, ism-i fâilmevkiindemasdarınkullanılması, tecessümedennur-uhidayettencevher-iKur’ân’ınhusulegeldiğineişarettir.

3. ’deki tenvin-i tenkirden anlaşılıyor ki, hidayet-i Kur’ân öyle ince bir dereceyevarmıştırki,hakikatiidrakedilemezveöylegenişbirsahayıişgaletmiştirki,ihatasıilmenkabil değildir. Çünkü “ma’rife”nin zıddı olan “nekre,” ya şiddet-i hafâdan olur veyakesret-izuhurdanneşeteder.Bunabinaendirki“Tenkirbazentahkiri,bazentâzimiifadeeder.”denilmiştir.

4.Müteadditkelimelerebedel ism-i fâil sîgasıyla ihtiyaredilen kelimesiyleyapılanîcaz,hidayetinsemeresinevetesirineişaretolduğugibi,hidayetinvücudunadabirdelil-iinnîdir.

Suâl: Gayet mahdut, az birkaç noktadan beşerin tâkatinden hariç denilen i’câzındoğmasıihtimalivarmıdır?

Cevap:Maddîvemânevîherşeydeyardımınveiçtimaınbüyükkuvvetvetesirivardır.Evet,in’ikâssırrıyla,üçşeyinhüsnüiçtimaederse,beşolur.Beşiçtimaederseonolur.Oniçtimaedersekırkolur.Çünküherşeydebirneviin’ikâsvebirnevitemessülvardır.Nasılkibirbirinemukabiltutulanikiaynadaçokaynalargörünüyor;kezâlik,iki-üçnükteveyaiki-üçhüsün içtimaettiklerizamanpekçoknükteler,pekçokhüsünler tevellüteder.Bu

Page 33: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

sırrabinaendirkiherhüsünsahibininveherbirsahib-ikemâlinemsâliyleiçtimaetmeyefıtrîbirmeylivardırki,içtimalarızamanındahüsünleri,kemâlleribirikenikiolur.Hattabir taş, taşlığıyla beraber, kubbeli binalarda ustanın elinden çıkar çıkmaz başını eğer,arkadaşıyla birleşmeyemeyleder ki, sukut tehlikesinden kurtulsunlar.Maalesef, insanlarteavünsırrınıidrakedememişler.Hiçolmazsataşlararasındakiyardımvaziyetindendersalsınlar!

Suâl: Belâgat ve hidayetten maksat, hakikati vâzıh bir şekilde gösterip fikirleri vezihinleri ihtilâflardan kurtarmak iken, müfessirlerin bu gibi âyetlerde yaptıklarıihtilâfat,gösterdikleriihtimaller,beyanettikleriayrıayrı,birbirineuymayanvecihleraltındahakvehakikatnesuretlegörülebilir?

Cevap:Malûmdur ki;Kur’ân-ıAzîmüşşân, yalnız bir asra değil, bütün asırlara nâzilolmuştur.Hembir tabaka insanlaramahsus değil, bütün tabakât-ı beşere şümûlü vardır.Hembirsınıfinsanlaraaitdeğil,bütünbeşerinsınıflarınarâcidir.Binaenaleyh,herkes,hertabaka, her zaman, fehmine, istidadına göre Kur’ân’ın hakâikinden hisse alabilir vehissedardır.Hâlbukinev-ibeşerdereceitibarıylamuhtelifvezevkcihetiylemütefâvit;vekezâmeyil,istihsan,lezzet,tabiatitibarıylabirbirineuymuyor.Meselâbirtâifeninistihsanettiği bir şey, öteki tâifenin zevkine muhaliftir. Bir kavmin meylettiği bir şeyden ötekikavim nefret ediyor. Bu sırra binaendir ki, Kur’ân-ı Kerîm, günahların cezası veyahayırların mükâfatı hakkında zikrettiği âyetlerde tahsisat yapmamış, âmm bir şekildebırakmıştırki,herkeszevkinegörefehmetsin.

Hülâsa:Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan,âyetlerini,cümleleriniöylebir şekildenazmetmişvevazetmiştirki,hercihettenihtimalyollarıbulunsunki,muhteliffehimlerveistidatlar,zevklerine göre hisselerini alabilsinler. Binaenaleyh, ulûm-u Arabiyenin kaidelerinemuvâfık ve belâgatın prensiplerine uygun ve ilm-i usule mutâbık olmak şartıyla,müfessirlerin birbirine muhalif olan beyanatı ve ihtimalleri, zamanlara, tabakalara vefehimleregöremuradvecâizdirdiyehükmedilebilir.

Bu nükteden anlaşıldı ki, Kur’ân’ın i’câz vecihlerinden biri odur ki, nazmı öyle birüslûptadırki,bütünasırlara,tabakalaraintibakedebilir.

104

Bucümleninevvelkicümleilenazmınıicapettirenmünasebetvecihleriise:

Bucümlemüminlerimedheder,evvelkicümledeKur’ân’ımedheder.Şuherikimediharasında bir insibab (dökülmek) vardır ki, o onu ister, o onu ister.Çünkü ikincimedih,birincimedhinneticesidirvebirincimedhebirbürhan-ı innîdirvehidayetinsemeresiveşahididir. Ve aynı zamanda hidayete bir yardımcı vazifesi görüyor. Çünkü müminlerimedhetmekteimanagelmekiçinbirteşvikvardır.Teşvikisebirnevihidayettir. ilearasındakimünasebetegelince:

Page 34: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Bunlarınbiritahliye( )diğeritahliye( )dir.

Tahliye( ),tathiretmekvetemizlemektir.

Tahliye( ) ise, tezyin etmek ve süslendirmekmânâsınadır.Bunlar birbiriyle arkadaşolup, burada olduğu gibi, daima birbirini takip ediyorlar. Onun için kalb, takvâ ileseyyiattan temizlenir temizlenmez, hemen onun ardında imanla tezyin edilmiş vesüslendirilmiştir.

Kur’ân-ıKerîm,takvâyıüçmertebesiylezikretmiştir:

Birincisi,şirkiterk,İkincisi,maâsiyiterk,Üçüncüsü,mâsivâullahıterketmektir.

Tahliye( )ise,hasenatileolur.Hasenatdayakalbleolurveyakalıpvebedenleolurveyahutmallaolur.

A’mâl-ikalbîninşemsi,imandır.A’mâl-ibedeniyeninfihristesi,namazdır.A’mâl-imâliyeninkutbu,zekâttır.

Suâl: 105hâliktizasınagöreîcazisedeaynımânâyıifadeeden kelimesinenazaran itnabdır (uzundur). Evet, harfi ile, kelimesi fiiliyle tebdiledilmiştir.Buitnabın,îcâzatercihsebebinedir?

Cevap: esmâ-yı mübhemeden olduğundan, onu tayin ve temyiz eden yalnızsılasıdır.Demekbütünkıymet,sılasınaaittir;başkasıfatlarındahiçkıymetyoktur.Buise,buradasılasıolanimanabüyükbirazametvermekleinsanlarıimanetmeyeteşvikeder.

Amma kelimesinebedelfiilsîgasıyla ’nintercihi;imanfiilinihayalnazarınagösterip keyfiyetin tasvir edilmesine, dahilî ve haricî delillerin tecellisiyle imanınistimrar ve devam ile teceddüt etmesine işarettir. Evet, delâilin zuhuru nisbetindeimanziyadeleşir,teceddüteder.

Yani, nifaksız, ihlâs-ı kalb ile iman ediyorlar. Veya iman edilen şeyler gaybolmaklaberaberimanediyorlar.Veyahutgaibeveyaâlem-igaybaimanediyorlar.

İman,Resûl-iEkrem’in(aleyhissalâtüvesselâm)tebliğettiğizaruriyat-ıdiniyeyitafsilenvezaruriyatıngayrısınıicmalentasdiketmektenhâsılolanbirnurdur.

Suâl:Avâm-ınâstan,hakâik-idiniyeyitabiredenancakyüzdebirdir.

Cevap: Tabir etmemesi, bilmemesine delil olamaz. Evet, çok defa lisan, insanıntasavvurâtından incelerini tabirden âciz olduğu gibi, kalbindeki ve vicdanındaki

Page 35: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

incelerdeaklagörünmez.HattabelâgatdâhilerindenSekkâkîgibibir zât, İmruu’l-Kaysveyabaşkabirbedevîninibrazettiğibelâgatincelerinikavramamıştır.

Maahâzâ, imanın var olup olmadığı sorguyla anlaşılır. Meselâ, âmî bir adama,bütüncihetleriyle,eczasıylakudretindevetasarrufundabulunanSâni’inyarattığıbuâlemin bir cihette Sâni olup olmadığı hakkında bir sorgu yapıldığı zaman, “Hiçbircihette değildir! Olamaz!” dese kâfidir. Çünkü nefiy cihetinin yani Sâni’sizolamayacağınınonunvicdanındasabitolduğunadelâleteder.

İman, Sa’d-ı Teftazânî’nin tefsirine göre; “Cenâb-ı Hakk’ın, istediği kulununkalbine, cüz-ü ihtiyarının sarfından sonra ilka ettiği bir nurdur.” denilmiştir.Öyleyse,iman,Şems-iEzelî’denvicdan-ıbeşereihsanedilenbirnurvebirşuadırki,vicdanın içyüzünü tamamıyla ışıklandırır.Vebu sayede,bütünkâinatlabir ünsiyet,biremniyetpeydaolurveherşeylekesb-imuarefeeder.Veinsanınkalbindeöylebirkuvve-imaneviyehusulegelirki,insan,okuvvetilehermusibete,herhâdiseyekarşımukavemetedebilir.Veöylebirvüs’atvegenişlikverirki,insanovüs’atlegeçmişvegelecekzamanlarıyutabilir.

Ve kezâ, iman, Şems-i Ezelî’den ihsan edilmiş bir nur olduğu gibi, saadet-iebediyeden de bir parıltıdır. Ve o parıltıyla, vicdanında bulunan bütün emel veistidatlarınıntohumlarıbirşecere-itûbâgibineşvünemayabaşlar,ebedmemleketinedoğruhareketeder,gider.

106

Bucümlenin evvelki cümle ile bağlılığı vemünasebeti güngibi âşikârdır.Lâkinbedenîibadetvetaatlerdennamazıntahsisi,namazınbütünhasenatafihristveörnekolduğunaişarettir.Evet,nasılkiFâtihaKur’ân’a,insankâinatafihristedir;namazdahasenatafihristedir.Çünkünamaz;savm,hac,zekâtvesairhakikatlerihâviolduğugibi, idrakli ve idraksiz mahlûkatın ihtiyarî ve fıtrî ibadetlerinin numûnelerine deşâmildir. Meselâ secdede, rükûda, kıyamda olan melâikenin ibadetlerini, hem taş,ağaçvehayvanlarınoibadetlerebenzeyendurumlarınıandıranbiribadettir.

Suâl: ’ninfiilsîgasıylazikrindenehikmetvardır?

Cevap:Ruhahayatverennamazınogenişhareketiniveâlem-i İslâm’ayayılmışolanointibah-ıruhanîyimuhatabaihtaredipgöstermektir.Veogüzelvaziyetiveomuntazamhaletihayalegötürüptasviretmeklesâmi’lerinnamazameyliniikazedipartırmaktır.

Evet, dağınıkbir vaziyette bulunan efradı büyükbir sevinçle içtimaa sevkettirenmalûmâletinsesigibi,âlemsahrasındadağılmışinsanlarıcemaatedâvetedenezan-ıMuhammedî’nin(aleyhissalâtüvesselâm)o tatlısesiyle, ibadetevecemaatebirmeyil,bir

Page 36: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

şevkhusulegelir.

Suâl: kelimesinebedel,itnablı ’ninzikrindenehikmetvardır?

Cevap:Namazdalâzımolantâdil-ierkân,müdavemet,muhafazagibi“ikame”ninmânâlarınımürâatetmeyeişarettir.

Arkadaş!Namaz,kulileAllaharasındayüksekbirnisbetveulvîbirmünasebetvenezih bir hizmettir ki, her ruhu celb ve cezbetmek namazın şe’nindendir. Namazınerkânı, Fütuhat-ıMekkiye gibi eserlerin şerh ettiği gibi, öyle esrarı hâvidir ki, hervicdanın muhabbetini celbetmek, namazın şe’nindendir. Namaz, Hâlık-ı Zülcelâltarafından her yirmi dört saat zarfında tayin edilen vakitlerde manevî huzurunayapılanbir dâvettir.Budâvetin şe’nindendir ki, herkalb, kemâl-i şevkve iştiyaklaicabetetsinvemi’raçvâriolanoyüksekmünâcâtamazharolsun.

Namaz, kalblerde azamet-i ilâhiyeyi tesbit ve idame ve akılları ona tevcihettirmekle adalet-i ilâhiyenin kanununa itaat ve nizam-ı rabbânîye imtisâl ettirmekiçinyegâne ilâhî bir vesiledir.Zaten insan,medenî olduğu cihetle, şahsî ve içtimaîhayatını kurtarmak için, o kanun-u ilâhîye muhtaçtır. O vesileye mürâat etmeyenveya tembellikle namazı terk eden veyahut kıymetini bilmeyen, ne kadar cahil, nederecehâsir,nekadarzararlıolduğunubilâhareanlar,amaişiştengeçer.

107

Bukelâmınmâkabliylenazmınıîcabettirenmünasebetise:

Namaz 108yanidinindireğivekıvamıolduğugibi,zekâtdaİslâm’ınkantarası,yani köprüsüdür.109 Demek, birisi dini, diğeri âsâyişi muhafaza eden ilâhî ikiesastırlar.Bununiçinbirbiriylebağlanmışlardır.

Zekâtilesadakanınlâyıkolduklarımevkilerinibulmakiçinbirkaçşartvardır:

1.Sadakayıvermekteisrafolmaması.

2. Başkasından alıp başkasına vermek suretiyle halkın malından olmayıp kendimalındanolması.

3.Minnetlein’âmınbozulmaması.

4.Fakirolmakkorkusuylasadakanınterkedilmemesi.

5. Sadakanın yalnızmala ve parayamünhasır olmadığı bilinmesiyle, ilim, fikir,kuvvet,amelgibişeylerdedemuhtaçolanlarasadakanınverilmesi.

6.Sadakayıalanadam,osadakayısefahettedeğil,hâcât-ızaruriyesindesarfetmesilâzımdır.

Kur’ân-ı Kerîm bu şartları, bu nükteleri insanlara sadaka olarak ihsan ve ihsas

Page 37: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

etmekiçin veya veyahut gibiîcazlıbirifadeyiterkedip, 110gibiitnablıbircümleyiihtiyaretmiştir.

1.Teb’îziifadeeden israfınreddine…

2. ’nıntakdimi,sadakanınkendimalındanolduğuna…

3. minnetinolmamasına(çünküverenAllah’tır,kulisebirvasıtadır)…

4.Rızkın ’yaolanisnadı,fakirliktenkorkulmamasına…

5.Rızkınâmmvemutlakolarakzikredilmesi,sadakanınilimvefikirgibişeyleredeşâmilolmasına…

6. maddesi,alanınsefahetedeğil,hâcât-ızaruriyesinesarfetmesineişaretlerdir.

Bütün muavenet ve yardım nevilerini hâvi olan zekât hakkında, sahih olarakResûl-i Ekrem’den (aleyhissalâtü vesselâm) 111 hadis-i şerifi mervidir. Yani,müslümanlarınbirbirineyardımları,ancakzekâtköprüsüüzerindengeçmekleyapılır.Zira yardım vasıtası zekâttır. İnsanların heyet-i içtimaiyesinde intizam ve âsâyişiteminedenköprü,zekâttır.Âlem-ibeşerdehayat-ıiçtimaiyeninhayatı,muavenettendoğar. İnsanların terakkiyâtına engel olan isyanlardan, ihtilâllerden, ihtilâflardanmeydanagelenfelâketlerintiryakı,ilâcı,muavenettir.

Evet, zekâtın vücûbu ile ribânın hurmetinde büyük bir hikmet, yüksek birmaslahat,genişbirrahmetvardır.

Evet, eğer tarihî bir nazarla sayfa-yı âleme bakacak olursan ve o sayfayılekelendiren beşerin mesâvisine, hatalarına dikkat edersen, heyet-i içtimaiyedegörünen ihtilâller, fesatlar ve bütün ahlâk-ı rezilenin iki kelimeden doğduğunugörürsün.

Birisi:“Bentokolayımda,başkasıaçlığındanölürseölsün,banane!”

İkincisi: “Sen zahmetler içinde boğul ki, ben nimetler ve lezzetler içinde rahatedeyim.”

Âlem-i insaniyeti zelzelelere maruz bırakmakla yıkılmaya yaklaştıran birincikelimeyisildirenancakzekâttır.

Nev-ibeşeriumumîfelâketleresürükleyenvebolşevikliğesevkedipterakkiyâtı,âsâyişimahvedenikincikelimeyikökündenkesipatan,hurmet-iribâdır.

Arkadaş! Heyet-i içtimaiyenin hayatını koruyan intizamın en büyük şartı,insanların tabakaları arasında boşluk kalmamasıdır. Havas kısmı avâmdan, zenginkısmı fukaradan hatt-ımuvasalayı kesecek derecede uzaklaşmamaları lâzımdır. Butabakalar arasında muvasalayı temin eden zekât ve muavenettir. Hâlbuki vücûb-uzekâtilehurmet-iribâyamürâatetmediklerinden,tabakalararasıgittikçegerginleşir,

Page 38: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

hatt-ımuvasalakesilir,sıla-yırahimkalmaz.Buyüzdendirki,aşağıtabakadanyukarıtabakayaihtiram,itaat,muhabbetyerineihtilâlsadâları,hasetbağırtıları,kinvenefretvâveylâları yükselir. Kezâlik, yüksek tabakadan aşağı tabakaya merhamet, ihsan,taltifyerinezulümateşleri,tahakkümler,şimşekgibitahkirleryağıyor.

Maalesef, tabaka-yı havastaki meziyetler, tevazu ve terahhuma sebep iken,tekebbür ve gurura bâis oluyor. Tabaka-yı fukaradaki acz ve fakirlik, ihsan vemerhameti mûcip iken, esaret ve sefaleti intac ediyor. Eğer bu söylediklerime birşahitistersenâlem-imedeniyetebak,istediğinkadarşahitlermevcuttur.

Hülâsa:Tabakalararasındamusalahanın teminivemünasebetin tesisi, ancakveancak erkân-ı İslâmiye’den olan zekât112 ve zekâtın yavruları olan sadaka veteberruâtınheyet-iiçtimaiyeceyüksekbirdüsturittihazedilmesiyleolur.

113

Kur’ân-ı Kerîm, bu âyet gibi çok âyetlerde terkiplerin, kelâmların muhtemelbulundukları ihtimallerden,vecihlerdenbir ihtimaliniveyabirvechinibiremare iletayin etmemekle, nazm-ı kelâmı, mürsel ve mutlak bırakmıştır. Bu da i’câzı intacedenîcâzamenşeolaraklatîfbirsırdır.Şöyleki:

Belâgat,muktezâ-yı halemutabakattan ibarettir.Kur’ân’ınmuhatapları,muhtelifasırlardamütefâvittabakalardır.Butabakalaramürâaten,muhaverevemükâlemeyioasırlarateşmiletmeküzere,çokyerlerdetâmimiçinhazfyapıyor,çokyerlerdenazm-ı kelâmı mutlak bırakıyor ki, ehl-i belâgat ve ulûm-u Arabiyece güzel görünenvecihler,ihtimallerçoğalsınki,herasırdahertabaka,fehimlerinegörehissesinialsın.

Buâyetimâkabliylenazmveraptedenmünasebet:

Kur’ân-ıKerîm,evvelkiâyetletâmimyaptıktansonra,buâyetiletahsisyapmıştır.Evet, bu âyet, ehl-i kitaptan iman edenleri tahsisle şereflerini ilân; ve imanagelmeyenleri imana teşvik ediyor. Abdullah İbni Selâm ele alınarak diğerlerininAbdullahİbniSelâmgibiolmalarıiçinyapılanteşvikgibi.

Vekezâ,Kur’ân-ıKerîm’inbütünümmetlereveRisalet-iMuhammediye’ninbütünmilletlereşâmilolduklarını tasrihetmeküzere,her iki ile ’ninher ikikısmınatansisedilmiştir.

Ve kezâ, 114 sadefinde bulunan imanın rükünlerini beyan etmek için,icmaldensonratafsilegeçmiştir.Çünkübuâyet;kitaplara,kıyametesarahaten;rusülvemelâikeyezımnendelâleteder.

Kur’ân-ıAzîmüşşânburada 115gibiîcazlıifadeleriterkedip, 116

ileitnabıihtiyaretmiştir.Şuitnab,bumakamıyükseknükteveletâifletezyinetmek

Page 39: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

içinihtiyaredilmiştir.

1. Esmâ-yı mevsûle ve mübhemeden bulunan burada hükmün medârı vemaksadınesası,imansıfatıolduğunavemevsûfuilesâirsıfatlarıimansıfatınatâbivealtındagörünmezbirdurumdaolduklarınaişarettir.

2. Yalnız bir zamanda sübutu ifade eden kelimesine bedel, fiil sîgasıylatabiri,nüzûlvezuhurtekerrürettikçeimanınteceddütettiğineişarettir.

3. İphamı ifade eden iman-ı icmâlînin kâfi geldiğine ve imanın, “hadis” gibibâtınîve“Kur’ân”gibizâhirîvahiylereşâmilolduğunaişarettir.

4. maddesiitibarıyla,Kur’ân’aiman,Kur’ân’ınAllah’tannüzûlüneimandemekolduğunugösteriyor.Kezâlik,Allah’a iman,Allah’ınvücuduna iman;âhirete iman,âhiretingelmesineimandemektir.

5. mâziye delâlet eden heyeti itibarıyla, henüz nâzil olmayanın nüzûlü, nâzilolanınnüzûlükadarmuhakkakolduğunaişarettir.Maahâzâ, ’dekiistikbâl, ’ninmâziliğindenneşetedennoksanıtelâfieder.Yanihenüznâzilolmayankısım لزنأ ’ninşumulüdahilindedeğilsede, ’ninşumulüaltındadır.Butenzilmeselesi,Kur’ân’ınçokyerlerindevukubulmuştur.Bazenmâzi,istikbalemisafirgider;bazendemuzari;mâzininmemleketinegelir.Bunda,çoklatîfbirbelâgatvardır.Şöyleki:

Biradam,kendisinegörehenüzgeçmemişbirşeyimâziyedelâletedenbirsîgaileişittiğizaman,zihniheyecanagelir,ayılır.Anlarki,muhatapyalnızodeğildir.Belki,arkasında muhtelif mesafelerde pek çok ayrı ayrı tâifeler, saflar bulunmakla,kendisinetevcihedilenhitapları,nidaları,ilâhîhitabeleri,arkasındabulunanbütünotâifelerişitirgibizihninegelir.

’yebedel ’ninzikri,Resûl-iEkrem’in (aleyhissalâtüvesselâm) teklifedilenrisaletvazifesini cüz-ü ihtiyarîsiyle haml ve kabul etmiş olduğuna ve bu hizmet Cibriltarafından görüldüğünden, Resûl-i Ekrem’in (aleyhissalâtü vesselâm) daha yüksekolduğunaişarettir.Çünkü ’daihtiyarolmadığıgibi,vasıta-yınüzûlündahayüksekolduğunadelâleteder. ’dekizamirinism-izâhiretercihsebebi,Kur’ânveKur’ân’aait hususathususundaHazretiMuhammed (aleyhissalâtü vesselâm) yalnızmuhatap olup,kelâm, Allah’ın kelâmı olduğuna işarettir. Bu kelâmın îcaz derecesi, şu zikredilenletâiftenanlaşıldı.

117 : Bu gibi sıfatlarda bir teşvik vardır. Ve o teşvikten sâmi’leri imtisâlesevkedenemirlervenehiylerdoğuyor.

Bucümleninmâkabliylenazmınadair“dörtletâif”vardır:

1.Bucümleninmâkablineatfı,medlûlündelileolanbiratfıdır.Şöyleki:

“Ey insanlar! Kur’ân’a iman ettiğiniz gibi, kütüb-ü sâbıkaya da iman ediniz.

Page 40: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

ÇünküKur’ân,onlarınsıdkınadelilveşahittir.”

2.Yahutoatıf,delilinmedlûleolanatfıdır.Şöyleki:

“Ey ehl-i kitap! Geçmiş olan enbiyâ ve kitaplara iman ettiğiniz gibi, HazretiMuhammed (aleyhissalâtü vesselâm) ile Kur’ân’a da iman ediniz. Zira onlar, HazretiMuhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) gelmesini tebşir ettikleri gibi, onların vekitaplarının sıdkına olan deliller, hakikatiyle, ruhuyla Kur’ân’da ve HazretiMuhammed’de(aleyhissalâtüvesselâm)bulunmuştur.Öyleyse,Kur’ânAllah’ınkelâmıveHazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) de resûlü olduğunu tarik-i evlâ ile kabuledinizveetmelisiniz.”

3. Zaman-ı SaadetteKur’ân’dan neşet eden İslâmiyet, sanki bir şeceredir. KöküZaman-ı Saadette sabit olmakla, damarları o zamanın âb-ı hayat menbalarındankuvvet ve hayat alarak her tarafa intişar ettikleri gibi, dal ve budakları da istikbalsemâsınakadaruzanarakâlem-ibeşeremaddîvemânevîsemereleriyetiştiriyor.

Evet,İslâmiyet,mâziileistikbalikanatlarıaltınaalmış,gölgelendirerek,istirahat-iumumiyeyiteminediyor.

4.Kur’ân-ıKerîm,ocümledeehl-ikitabıimanateşviketmekle,onlarabirünsiyet,birsühuletgösteriyor.Şöyleki:

“Ey ehl-i kitap! İslâmiyet’i kabul etmekte size bir meşakkat yoktur; size ağırgelmesin. Zira, size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak,itikadatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat-ı diniye üzerine bina ediniz diyeteklifte bulunuyor. Zira Kur’ân, bütün kütüb-ü sâlifenin güzelliklerini ve eskişeriatlerinin kavâid-i esasiyelerini cem etmiş olduğundan usûlde muaddil vemükemmildir.Yani,tâdilvetekmiledicidir.Yalnız,zamanvemekânıntagayyüretmesitesiriyletahavvülvetebeddülemaruzolanfüruâtkısmındamüessistir.Bundaaklîvemantıkîolmayanbircihetyoktur.

Evet,mevasim-i erbaadagiyecek, yiyecekve sair ilâçların tebeddülüne lüzumveihtiyaçhâsıl olduğugibi, bir şahsın yaşayış devrelerinde, talim ve terbiye keyfiyetitebeddül eder. Kezâlik, hikmet ve maslahatın iktizası üzerine, ömr-ü beşerinmertebelerinegöreahkâm-ıfer’iyedetebeddülvardır.Çünküfer’îhükümlerdenbiri,birzamandamaslahatiken,diğerbirzamanagöremazarratolur.Veyabirilâç,birşahsadevâiken,şahs-ıâheredâ’olur.Busırdandırki,Kur’ân,fer’îhükümlerdenbirkısmını neshetmiştir. Yani vakitleri bitti, nöbet başka hükümlere geldi, diyehükmetmiştir.”

118 :Kur’ân’dahiçbir kelimebulunmuyorki,mevkiiylemünasebettar olmasınveyahutmevkiininbaşkabir kelimeyemünasebeti daha çokolsun.Evet,Kur’ân’ınherhangi bir yerinde bulunan bir kelime, o mevkiin başında bir tâc-ı zerrîn gibi

Page 41: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

görünür.Vearalarındakimünasebetlerdendolayı,aralarındageçimsizlikyeriyoktur.

Ezcümle, kelimesinebak.Buâyetinher tarafındanuçupbukelimeninbaşınakonan letâifi gör. Zira bu âyet, nübüvvet hakkındadır. Nübüvvet meselesinde beşmaksatvardır.Bumaksatlar,beşnükteveletâiftenin’ikâsetmiştir.Bubeşletâif,’ninsadefindedir.Maksatlarise:

1.HazretiMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm),resûldür.

2.Ekmelü’r-Rusül’dür.

3.Hâtemü’l-enbiyâ’dır.

4.Risaleti,âmmedir.

5.Şeriati,sâirşeriatlerinmehâsininicemileonlarınnâsihidir.

Birincimaksadın ’denvech-iin’ikâsı:

Meslekleri ve yolları bir olan bir cemaat, kelimesinden îmâen fehmolunur.Binaenaleyh, Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) ’deki zamire merciolması, o cemaatten mâdud olmasını iktiza eder. Ve onların meslekleri olannübüvvetlerine ve kitaplarının sıdkına olan bütün deliller, Hazreti Muhammed’in(aleyhissalâtüvesselâm)risaletineveKur’ân’ınAllah’tannâzilolduğunabirhüccet-ikatıaolduğu gibi, onların mu’cizeleri de Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm)dâvâsınabirmu’cizehükmünegeçer.

İkincimaksadınvech-iin’ikâsı,üçkaidedentezahüreder:

1.Sultanlardaimahalkın,cemaatin,ordununsonundaçıkarlar.

2. Nev-i beşerde tekemmül vardır. Bu tekemmül kanunu, ikinci mürebbînin veikincimükemmilin,evvelkimürebbîlerdendahaekmelolmasınıiktizaeder.

3.Ale’l-ekser,halefinmahareti,selefindendahaziyadedir.

İşte bu üç kaideden, Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) ekmel-i enbiyâolduğutezahüreder.

Üçüncümaksadınvech-iin’ikâsı:

Meşhur bir kaidedir ki, bir vâhid çoğalsa, teselsül eder, gittikçe gider, bir yerdedurmaz. Fakat çoklar ve kesir olanlar ittihat etse, kuvvetlenir, istikrar peyda eder,yerinde kalır, daha değişmez. Demek, Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm), Hâtemü’l-enbiyâ’dır.Mefhum-umuhalifiyle işmam eder ki, ondan sonra peygamber gelmez;hâtemiyetinehâtemveimzabasar.

Dördüncümaksadınvech-iin’ikâsı:

kelimesinin ifade ettiği gibi, HazretiMuhammed (aleyhissalâtü vesselâm), onların

Page 42: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

halefidir ve onlar, tamamen oHazretin selefleridir. Binaenaleyh, halefin, selefe aitvazifeyi tamamıyla üzerine alarak onların yerine kaim olması, o Hazretin bütünseleflerinenâipvebütünümmetlerineresûlolduğunuiktizaeder.

Evet,bu kaide, hükmüne uygun fıtrî bir kaidedir. Zira, Zaman-ı Saadetten evvelinsan âleminin ihtiva ettiği ümmetler, milletler arasında maddeten ve mânen,istidaden ve terbiyeten pek muhtelif ve geniş mesafeler vardı. Bunun içindi ki,terbiye-i vâhide ve dâvet-i münferide kâfi gelmiyordu. Vakta ki âlem-i insaniyetZaman-ı Saadetin şems-i saadetiyle uyandı ve müdavele-i efkâr ile, an’anelerininterkiyle, tebdiliyle ve kavimlerin birbirine ihtilâtlarıyla ittihada meyil gösterdi vearalarındamünakalevemuhaberebaşladı;hattaküre-iarzbirmemleket,belkibirvilâyet, belki bir köy gibi oldu; bir dâvet ve bir nübüvvet umum insanlara kâfigörüldü.

Beşincimaksadınvech-iin’ikâsı

’deki 119 ibtidâ mânâsını ifade eder. İbtidâ ise, bir intihâya bakar. İntihâ,adem-i ihtiyaca delâlet eder. Öyleyse, o Hazret, Hâtemü’l-enbiyâ’dır120 ve âlem-iinsaniyetinbaşkabirresûleihtiyacıyoktur.

kelimesininbubeşletâifemâkesvemazharolmasınanazar-ıbelâgatçedelâleteden emare şudur ki: Bu beş maksat, bir nehir gibi şu âyetlerin altında cereyanetmekle,âyettenâyeteintikalneticesinde havuzundaiçtimaetmiştir.

Evet, kelimenin sathında görünen bir tereşşuh, bir yaşlık, kelimenin altındahavuzun bulunduğuna delâlet ve îmâ eder.Maahâzâ, bumaksatların beyanına ayrıayrıâyetlertahsisedilmiştir.

121 : Bu âyet, haşir meselesine işarettir. Haşrin isbatı hakkında feyz-iKur’ân’dan fehmettiğim ve başka bir risalede tafsilâtıyla zikrettiğim on burhanınhülâsasınaburadaişaretedeceğiz.Şöyleki:

Kast ve iradeden doğan bir nizam-ı ekmel vardır. Hilkat ve yaratılışta tam birhikmethükümfermâdır.Âlemdeabesyok,fıtrattaisrafyok.Buşahitleritezkiyeeden,istikrâ-ıtamdırki,herfen,mevzuubulunduğunev’innizamınabirşahid-iâdildir.

Ve kezâ, yevmve sene vesaire gibi her nevide, nev’î bir kıyamet-imükerrerevardır.

Vekezâ,beşerdekiistidat,kıyametebirremizdir.Vekezâ,beşeringayr-imütenahimeyilveemelleri,kıyametiister.Ve kezâ, Sâni-iHakîm’in rahmet hazinesininmahall-i sarfı, ancak kıyamet ve

haşirdir.Ve kezâ, sıdk ve emanetlemaruf Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselâm), sarahaten

ilânediyor.

Page 43: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Vekezâ,Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan122 123

âyetleriylevebuâyetlerinemsâliylehaşrinvukuunukat’iyetleisbatediyor.

İşte, tam ona baliğ olan şahitler, saadet-i ebediyenin anahtarı olup, o cennetinkapılarınıaçarlar.

BirinciBurhanEvet kâinat, saadet-i ebediyeyi intac etmese, akılları hayrette bırakan kâinatta

görünenenbâriz,enmükemmelşunizam,aldatıcızayıfbirsurettenibaretkalır.Vebütünmâneviyatvealâkalar,rabıtalarvenisbetlerhephebâolur.Öyleyse,onizamınnizam olması, ancak ve ancak saadet-i ebediyeyi intac etmekle olur. Yani, onizamdaki mâneviyat ve nükteler, ancak âlem-i âhirette sümbüllenecektir. Yoksa,bütün mâneviyat söner, rabıtalar kesilir, nisbetler darma dağınık olur, nizam daberhava olur. Hâlbuki o nizamda bulunan kuvvet, bütün kuvvetiyle o nizamınberhavaedilmeyeceğiniilânediyor.

İkinciBurhanHer bir nevide, her bir fertte hikmetlere, maslahatlara riayet eden ve inâyet-i

ezeliyenintimsâliolanhikmet-i tâmme,saadet-iebediyeningelmesini tebşirediyor.Çünküaksihalde,bedahetleikrarvetasdikettiğimizşuhikmetlerivefaydalarıinkâretmemiz lâzım gelir. Çünkü o faydaların, o hikmetlerin, o maslahatların her birisizıddınainkılâpederler.Buhâlisesafsatadır.

ÜçüncüBurhanİkinciburhanıtefsireder.Fennindeşehadetettiğigibi,Sâni-iHakîm,herşeydeen

kısa yolu, en yakın ciheti, en güzel ve en hafif sureti ihtiyar etmiştir. Bu ihtiyar,kâinattaabesiyetinbulunmadığınadelâleteder.Buiseciddiyetedelâleteder.Ciddiyetise, saadet-i ebediyenin gelmesiyle olur; yoksa bu varlık adem sayılır ve her şeyabesiyete tehavvül eder. Hâlbuki abes ve israf gibi bâtıldan pâk ve münezzeholduğunu şu 124 kelâmıyla i’lâm ve tâlim eden Zât-ı Zülcelâl, sözünenasılmuhalefeteder?

DördüncüBurhanÜçüncü burhanı izah eder. Bütün fenlerin şehadetiyle, fıtratta israf yoktur. Eğer

insan-ı ekber denilen âlemdeki hikmetleri idrakten âciz isen, âlem-i asgar denileninsandakinüktelere,hikmetleredikkatet.

Evet, fenn-imenâfiü’l-a’zânınşerhvebeyanettiğivecihle, insanıncisminde,her

Page 44: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

birisibirmenfaatiçintakribenikiyüzküsûrkemikvardır.Veherbirisibirfaydaiçinaltı bin damar vardır. Ve hüceyrata hizmet eden yüz yirmi dört bin mesâme vepencerevardır.Ohüceyrattacâzibe,dâfia,mümsike,musavvire,müvellide namıyla,herbirisibirmaslahatiçinbeşkuvvetçalışıyor.

Âlem-i asgar böyle olsa, insan-ı ekber ondan geri kalır mı? Ruha nisbetenehemmiyetsiz olan ceset bu derece israftan uzak bulunsa, ne suretle cevher-i ruhlaâsârında,emellerinde,efkârındavemâneviyatındaisrafolur.Çünküsaadet-iebediyeolmasa, bütün maneviyat kurur. O hakikatler, israf memleketine kaçarlar. Acabadünya kadar kıymetli olan bir cevheremâlik olmakla, hem daima onun zarfını vegılâfınımuhafazaettiktensonra,ocevheribirdenbireyerevurupkırmakihtimalivarmıdır?Hangiakılkabuleder?

Hembir şahsınbünyesindekikuvvet,âzâsındaki sıhhat, istidadındakikabiliyet,oşahsın yaşayışına ve tekemmülüne delil olduğu gibi, kâinatın ruhuna kadar nüfuzedenhakikat-isâbitevedevamileyaşayışınıîmâedenintizamındakikuvvet-ikâmileve tekemmülüne giden nizamındaki kemâl acaba haşr-i cismanî yoluyla saadet-iebediyeyedelilolmazmı?Ziraintizamınıihtilâldenvebozulmaktankurtaran,saadet-iebediyedir.Vetekemmülevasıtaolur.Veokuvvetiinkişafettirenodur.

BeşinciBurhanEvet, her nevi mahlûkatta bir nevi kıyametin ve bir çeşit haşrin tekrarla vukua

gelmekteolduğu,büyükkıyametinvukuunavegeleceğineişarettir.Bunabirmisal:

Evet, haftalık saate bak. O saatte saniyeleri, dakikaları, saatleri, günleri sayanibrelerden ve millerden saniyeleri sayan ibre, dakikaları sayan ibrenin hareketiniihbar ediyor. Dakikaları sayan ibre, saatleri sayan ibrenin hareketini ilân ediyor.Saatleri sayan ibre de, günleri gösteren ibrenin hareketini husule getiriyor ve îlâmediyor. İşte, birincinin hareketinin tamamolması, ikincisinin de hareketinin tamamolacağına ve ikincinin tamam-ı hareket etmesi, üçüncünün de itmam-ı hareketedeceğineişarettir.

Kezâlik,Sâni-iHakîm’inkâinatdenilenbüyükbir saativardır.Busaatinmilleri,feleklerinçeşitçeşitdeveranındanibarettir.İştebudeveranlargünleri,seneleri,ömr-übeşeri, dünyanın beka müddetini gösteriyorlar. Binaenaleyh, her geceden sonrasabahın, her kıştan sonra baharın gelmesi gibi, haşrin sabahı, o büyük saattendoğacağınadelilveişarettir.

Suâl:Kâinattagörünenşunev’îkıyametlerdeeşyaaynıylaiadeedilmiyor.Hâlbukibüyükkıyamettenedenecsamaynıylaiadeedilir?

Elcevap:İnsanınbirferdi,başkamahlûkatınbirnev’igibidir.Zirainsandakionur-u fikir, emellerine, ruhuna öyle bir inkişaf, öyle bir inbisat vermiştir ki, bütün

Page 45: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

zamanları yutsa doymaz. Zira ondaki o yüksek fikir, insanın mahiyetini ulvî,kıymetini umumî, nazarını küllî, kemâlini gayr-i mahsur, lezzet ve elemini daimîkılmıştır. Başka nevilerin fertleri ise böyle değildir. Onların mahiyetleri cüz’î,kıymetleri şahsî, nazarları mahdut, kemâlleri mahsur, lezzet ve elemleri ânidir.Bundan anlaşılıyor ki, insanın bir ferdi, sair mahlûkatın bir nev’i hükmündedir.Binaenaleyh,onevilerdegörünenşukıyametlerinvehaşirveneşirlerinkeyfiyetlerinasılsa,efrad-ıinsaniyedeöyledir.

AltıncıBurhanSaadet-i ebediyeye işaret eden burhanlardan biri de, insandaki gayr-i mütenahi

istidatlardır.

Evet,Cenâb-ıHaktarafındanmükerremkılınaninsanıncevher-iruhundaekilenverakamlarasığmayanistidatlarvar.

Buistidatlarınaltında,hesabagelmeyenkabiliyetlervar.Vebunlardanneşeteden,haddegelmeyenmeyillervar.Vebunlardanhusulegelengayr-imütenahiefkârvetasavvurâtvar.

İşte bunların her birisi haşr-i cismanînin arkasındaki saadet-i ebediyeye, şehadetparmaklarınıuzatarakgösteriyorlar.

YedinciBurhanEvet,RahmânveRahîmolanSâni-iHakîm’inrahmeti,rahmetlerinenbüyüğüolan

saadet-iebediyeningeleceğini tebşirediyor.Zira rahmet,ancaksaadet-iebediye ilerahmetolur.Venimet,ancakosaadetlenimetolur.

Evet, bütün nimetleri nikmetlere çeviren ebedî ayrılmaktan doğan ve umumîmatemlerdenyükselenobelâlardankâinatı,bilhassaşuurluolanmahlûkatıkurtaranşey, saadet-i ebediyenin gelmesidir. Çünkü bütün nimetlerin, rahatların, lezzetlerinruhuolansaadet-iebediyegelmezse,umumkâinatınşehadetiylesabitolanvegüneşgibiparlayanrahmetveşefkat-iilâhiyeninbedâhetinekarşımükâbereileinkârlâzımgelir.

Ey Habib-i Şefik ve ey Şefik-i Habib! Ey Said-i Mecid ve ey Mecid-i Said!Rahmet-iilâhiyeninenlatîfi,enzarifi,enleziziolanmuhabbetveşefkatinebakınız.Omuhabbetve şefkati, firâk-ı ebedîvehicran-ı lâyezâlî ilekarşıladığınız takdirde,vicdan,hayalveruhnehalegireceklerdir?Omuhabbetveoşefkatenbüyük,entatlıbirnimetiken,enazîmbirmusibete,birbelâyainkılâbeder.

Acabagözönündebilbedahegörünenrahmet-iilâhiye,firâk-ıebedîninmuhabbetveşefkataleyhinehücumetmesinemüsaadeedermi? =Vallahihayır!

Page 46: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Ancak o rahmetin şe’nindendir ki, firâk-ı ebedîyi hicran-ı lâyezâlîye, hicran-ılâyezâlîyi firâk-ı ebedîye ve adem-i mutlakı da her ikisine musallat eder ki, ofirakların,ohicranlarınkökleriortadankalksın.

SekizinciBurhanBütün âlemce her hususta sıdkı ve doğruluğumalûm vemüsellem olanHazreti

Muhammed-iArabî (aleyhissalâtü vesselâm), parmağıyla kameri şak ettiği gibi, lisanıylada saadet-i ebediyenin kapılarını açmıştır. Ve bütün enbiyâ-yı izâmın bu hakikatüzerineicmaları,birhüccet-ikatıadır.

DokuzuncuBurhanOnüçasırdanberiyedivecihle i’câzı tasdikedilenKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ın

haşirhakkındakibeyanatı, saadet-iebediyeningeleceğinekâfibirdelildeğilmidir?Başkabirdelileihtiyaçvarmıdır?

OnuncuBurhanBuburhan,binlerceburhanlarımüctemîdir.Buburhanları,çokâyetler tazammun

etmişlerdir.

Evet,Kur’ân-ıKerîm,çokâyetlerindenhaşrenâzırpencereleraçmıştır.

Ezcümle, 125 âyetiyle, saadet-i ebediyeye yol açan bir kıyas-ı temsilîyeişaretetmiştir.

Kezâlik, 126âyet-ikerîmesiyle,osaadetigösterenbirkıyas-ıadlîyeişaretetmiştir.

Birinciâyetleişaretedilenkıyas-ıtemsilî:

Evvelâ insanın vücuduna bak. Nasıl tavırdan tavıra; yani nutfeden alâkaya..alâkadanmudğaya..mudğadanetvekemiğe..etvekemikteninsansuretinebirkast,bir irade ve bir ihtiyar altındamahsus kanunlarla,muayyen nizamlarla,muntazamhareketlerleintikalettiğinivekalıptankalıbagiripçıktığınıgör.

Sonra insanın bekasına dikkat et. İnsan, bu vücut libasını her sene değiştirir.Buvücutdeğişmesi,bedendekihüceyratınyıkılıpyapılmasıylaolur.Butamiratda,bütünâzânın erzakmahzenihükmündeolanCenâb-ıHakk’ınbir kanun-umahsusla ihzarettiğiomadde-ilatîfedenalınaneczaileyapılır.

Sonraomadde-i latîfeninahvâlinebak.Nasıl âzânın ihtiyaçlarınagöremuayyenbir kanunla taksim edilir ve bedenin her tarafınamahsus bir nizamlamuntazamandağıtılır.

Page 47: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Yineşâyân-ıdikkattirki;omadde-ilatîfe,dörtmutfaktapişirildiktensonravedörtinkılâptan geçtikten sonra ve dört süzgeçten tasfiye edildikten sonra rızık olaraktaksimedilir.

Hemyineşâyân-ıdikkattirki;omadde-ilatîfe,yemeklerinruhuvehülâsasıdır.Oyemekler âlem-i anâsırda dağınıkmenbalardanmuntazam bir düsturla, mahsus birnizamlacemvetahsiledilirler.

İşte bütün bu nizamlar, bu kanunlar, bu intizamlar, hep bir kast, bir irade, birhikmetten çıkıyor. Evet, meselâ Habib’in gözünde yerleşen bir zerrenin, unsur-uhavadan veya unsur-u türâbdan o garip, acîb tavırlarda, inkılâplarda yaptığımuntazam hareketinden anlaşılır ki; o zerre, toprakta iken Habib’in gözüne tayinedilmiş ve bir memur gibi mahall-i memuriyetine muntazaman i’zam kılınmıştır(yükseltilmiştir).

Evet,fennîbirnazarladikkatedilirseanlaşılırki;ozerreninhareketi,körükörüne,tesadüfeserideğildir.Çünküozerre,hangimertebeyegirerse,omertebeninnizamınatâbiolur.Vehangibirtavraintikaletmişse,onunmuayyenkanunuylaameletmiştir.Vehangibirtabakayamisafirgitmişse,muntazambirhareketlesevkedilmiştir.

Hülâsa: Neş’et-i ûlâya dikkat edenin, neş’et-i uhrâ hakkında tereddüdü kalmaz.Peygamber’in(aleyhissalâtüvesselâm)emrettiğigibi,“Neş’et-iûlâyıgörenadam,neş’et-iuhrâyı inkâr edebilir mi?”127 Çünkü ikinci teşekkül, yani ikinci yapılış, birinciteşekküldendahakolaydır.Bunuyapan,onudahakolayyapar.

Meselâ, bir fırka askerin ilk teşekkülünde, efradın birbiriyle ünsiyetleri,muarefeleri olmadığından ve talim ve terbiye görmemeleri yüzünden yontulmamıştaşlargibi olduklarından,o efrad,o fırkanınbünyesindeyerleştirilinceyekadar çokzahmetlervardır.Fakatba’de’t-teşekkül terhis edilipdebirdaha taht-ı silâhadâvetedildiğizaman,pekkolayiçtimaedervefırkayı teşkilederler.Buteşekkül,evvelkiteşekküldendahakolayolur.

Kezâlik, birbiriyle ülfet peyda eden ve her birisi yerini tanıyan ve bir dereceyontulmuş taşlar gibi kesb-i letafet eden bedenin zerratı, ölümle dağıldıktan sonra,haşirde,Hâlık’ınizniyle,İsrafil’inborusuylaozerrat-ıasliyeveesasiyeiçtimaadâvetedildiklerizaman,pekkolayiçtimaederlervebeden-iinsanîyiyineeskisigibiteşkilederler.Maahâzâ,kudret-iezeliyeyenisbetenenbüyük,enküçükgibidir;hiçbirşeyokudreteağırgelemez.

Arkadaş! Zâhire nazaran, haşirde, ecza-yı asliye ile ecza-yı zâide birlikte iadeedilir.Evet, cünüp iken tırnakların, saçların kesilmesimekruh ve bedendenayrılanherbircüzünbiryeregömülmesisünnetolduğu128,onaişarettir.Fakattahkikegöre,nebatâtın tohumları gibi “acbü’z-zeneb” tabir edilen bir kısım zerreler, insanın

Page 48: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

tohumu hükmünde olup, haşirde o zerreler üzerine beden-i insanî neşv ü nema ileteşekküleder.129

İkinciâyetileişaretedilendelil-iadlîise:

Evet,görüyoruzki;ale’l-ekser,gaddar,fâcirzâlimlerlezzetler,nimetleriçindepekrahatyaşıyorlar.Yinegörüyoruzki;mâsum,mütedeyyin,fakirmazlumlar;zahmetler,zilletler, tahkirler, tahakkümler altında can veriyorlar. Sonra ölüm gelir, ikisini degötürür.Buvaziyettenbirzulümkokusugelir.Hâlbukikâinatınşehadetiyle,adaletvehikmet-i ilâhiye zulümden pâk vemünezzehtirler. Öyleyse, adalet-i ilâhiyenin tammânâsıyla tecelli etmesi için haşre ve mahkeme-i kübraya lüzum vardır ki, biricezasını,diğerimükâfatınıgörsün.

130:Bucümledekikelimelerinarasındabulunannazmvenizam:

1.Bucümleninmâkabliylebağlanmasınıifadeeden burükn-üimaniyeninburadasarahaten zikredilmesi için, âmm olarak zikredilen evvelki cümleden bu cümlenintahsislüzumunabinaenatıfyapılmıştır.

2.Takdimiylehasrıifadeeden kelimesi,bazıehl-ikitabınimanettikleriâhiret,hakikîbirâhiretolmadığınatârizdir.Çünküonların 131âyet-ikerîmesininhikâyeettiğigibi,“Cehennemateşi,bizidaimayakacakdeğilya!Ancakbirkaçgünyakacaktır.” gibi sözleriyle ve bir cihette lezâiz-i cismaniyeyi nefiy ve inkârettiklerindenanlaşıldığınagöre,bildikleriâhiret,mecazîbirâhiretimiş.

3. Malûm ve mâhut olan şeye işaret için vaz edilen edatı, bütün kütüb-üsemâviyeninlisanlarındadeveranedenmâhutâhireteişarettir.Veyahutmezkûrdelâil-ifıtriyeileakıllarıngözleriönündehazırolanveâhiretileanılanhakikateişarettir.

4.Mukadderbulunanneş’etinsıfatınaâhirettabiri,zihinlerineş’et-iûlâyaçevirip,ondanneş’et-iuhrâyabi’l-intikal,imkânyolunugöstermekiçinihtiyaredilmiştir.

5.Yakînileberabertasdikibirlikteifadeeden 132kelimesinebedel 133tabiri,haşirmeselesişekveşüphelerebirmahşervebirmecmaolduğuiçin,tasdiktenfazlaîkanveyakîndahaehemmiyetliolduğuna işarettir.Veyaehl-ikitabın iddiaettikleriiman,yakîndenhaliolduğundan,onlarınimanı,imanolmadığınaişarettir.

134

Bucümledekinüktelereişaretedenme’hazlerşunlardır:

1-Evvelkicümleilebucümleninnazmı.

2- 135ileişaret-ihissiye.

3- ’dekiuzaklık.

Page 49: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

4- 136’dakiulviyet.

5- 137’dekitenkir.

6- 138

7- 139’dekiterbiyedenibaretyedime’hazdir.

BirincisiBucümleyimâkabliylebağlayanmünasebetlerdir:

Birincimünasebet:Bucümlemâkablindenneşetedenüçsualecevaptır.

Birincisi:Hidayettenneşetedenogüzelvasıfarılâbisolarakhidayettahtıüstündeoturanoşahıslarıgörmekisteyensâilecevaptır.

İkincisi: “O adamların hidayete istihkak ve ihtisasları nedendir?” diye sual edensâmiecevaptır.Yaniillet,sebep, ileişaretedilenvasıflardır.

Suâl: Sâbıkan mezkûr vasıfların tafsilen zikirlerini kelimesindeki icmaldendahavâzıhbirsurettesebebigösteriyor.

Cevap: İcmal, bazen tafsilden daha vâzıh olur. Bilhassa matlup, birkaç şeydenmürekkep olduğu zaman, sâmiin gabaveti veya nisyanı dolayısıyla, o mürekkebineczasınımezcetmeklesebebiçıkarmakmüşkülolur.

Üçüncüsü: “Hidayetin neticesi, semeresi ve hidayetteki lezzet ve nimet nedir?”diye sual eden sâile cevaptır. Yani, hidayette saadet-i dâreyn vardır. Hidayetinneticesi, nefs-i hidayettir. Hidayetin semeresi, ayn-ı hidayettir. Zira, hidayethaddizatındabüyükbirnimettirvevicdanîbirlezzettirveruhuncennetidir.Nasılkidalâletruhuncehennemidir;öylede, âhiretinfelâhvesaadetiniintaceder.

İkinciMe’haz ile yapılan işaret-i hissiye, bir şeyin müteaddit sıfatlarını zikretmek, o şeyin

zihinlerde tecessüm etmesine ve akılda hazır ve hayalde mahsus olmasına sebepolduğuna işarettir. Maahâzâ, sâbıkan zikirlerinden bir mâhudiyet çıkar. Bumâhudiyet-i zikriye mâhudiyet-i hariciyelerine kapı açar. Haricî olanmâhudiyetlerinden, mümtaz ve müstesna insanlar oldukları tebarüz eder ki, nev-ibeşeriçindegözünüaçıpbakanlarıngözlerineenevvelonlarınparıltılarıçarpar.

ÜçüncüMe’hazUzaklığıifadeeden onlarınfilcümleyakınolduklarıhaldeuzakgösterilmeleri,

ulüvv-ümertebelerinemecazîbirişaretolduğunaişarettir.Çünküuzaktabulunanlarabakıldığızaman,boycaenuzunlarıgörünür.Maahâzâ,zamanîvemekânîolanbu’d,

Page 50: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

hakikîkastedilirse,belâgatedahauygunolur.Çünkübütünasırlarasr-ısaadetgibibuâyetizikrediyorlar.Öyleyse, ileyapılanişaret,saflarınevvellerineişarettir.Vebuitibarlabu’d,hakikîolur,mecazîdeğildir.Binaenaleyh,onlarınhakikatenzamanvemekânca uzak oldukları halde işaret-i hissiye ile gösterilmeleri, azametlerine veulüvv-ümertebelerineişarettir.

DördüncüMe’hazUlviyetiifadeeden kelimesidir.

Arkadaş! Eşya ve şeyler arasında öyle münasebetler vardır ki, onları ayna gibiyapıyor. Her birisi, ötekisini gösteriyor. Birisine bakıldığı zaman, ötekisi görünür.Meselâ bir parça cam büyük bir sahrayı gösterdiği gibi, bazen olur ki, bir kelime,uzun ve hayalî bir macerayı sana gösterir. Bir kelime, pek acîb bir vukuatı seningözünün önüne getirir, temessül ettirir.Yahut bir kelâm, zihnini alır;misalî âlem-imisallerekadargötürür,gezdirir.

Meselâ, kelimesimuharebemeydanını; kelimesi büyükbirmeyve bahçesiniinsanınfikrinegetirir.Bunabinaen,buradaki kelimesi, temsilîbirüslûbapencereaçar, gösterir kastıyla zikredilmiştir. Şöyle ki: Sanki hidayet-i ilâhî, bir burak olupmüminlere gönderilmiştir.Müminler tarik-imüstakîmdeonabinerek arş-ı kemâlâtayürürler.

BeşinciMe’haz ’deki tenkirdir.Bir nekre,ma’rife olarakmükerreren zikredilirse, oma’rife, o

nekrenin aynı olur. Fakat o nekre, nekre olarak zikredildiği takdirde, ale’l-ekserbirbirininaynıolamaz.Bukaideyegöre,nekreolaraktekerrüreden evvelki ’ninaynıdeğildir.Ancak,evvelki masdardır;ikincisihâsıl-ıbilmasdardırvebirincisininsemeresihükmündemahsusvesâbitbirsıfattır.

AltıncıMe’hazHidayetin Allah’tan olduğunu ifade eden 140 kelimesinden burada bir cebir

hissedilmekteysede,hakikattecebirdeğildir.Çünküonlarıncüz-üihtiyarlarıylahâsıl-ı bilmasdar olan hidayete yürümeleri üzerine, Cenâb-ı Hak, o sıfat-ı sâbite olanhidayetihalkveihsanetmiştir.Demekihtida,yanihidayetedoğruyürümek,onlarınkesbveihtiyarlarıdahilindedir;fakatsıfat-ısâbiteolanhidayet,Allah’tandır.

YedinciMe’hazTerbiyeyiifadeeden kelimesidir.Bukelimeninburada ihtiyaredilmesi;onların

rızık ile terbiyeleri, rubûbiyetin şe’ninden olduğu gibi, hidayetle de tagaddîleri

Page 51: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

rubûbiyetinşe’nindenolduğunaişarettir.

141

Bucümledekinüktelerinme’hazleri:

1. ileatıf.

2. ’nintekrarı.

3.Zamîrü’l-faslolan .

4. edatı.

5. Felâh yollarının adem-i zikriyle ’nin âmm vemutlak bırakılması gibi beşme’hazdenibarettir.

Birincisi ile yapılan atıf, her iki cümle arasında bulunanmünasebete binaen yapılmıştır.

Zirabirinci saadet-iâcile( )olanhidayetsemeresineişarettir.İkinci hidayetinsemere-iâcilesine( )işarettir.

Evet,herbir mâkablinebirfezleke,biricmaldir.Fakaterkân-ıİslâmiyeme’haztutulmakla,birinci ’ninbirinci ’yeraptı;ikincisinindeümmîmüminleretahsisivekezâerkân-ıimaniyeileyakînme’haztutulmaklaikinci ’ninikinci ’yeraptıveikisinindeehl-ikitapmüminlereircâıdahaevlâdır.

İkincisi’nintekrarı,herikisaadetingerekhidayete,gerekonlarınmedihvesenâlarına

müstakil ve ayrı ayrı gayeler ve sebepler olduklarına işarettir. Fakat ikinci ’ninhükmüyleberaber,birinci ’yeişaretidahaevlâdır.

ÜçüncüsüZamîrü’l-fasl olan ehl-i kitaptan olupHazretiMuhammed’e (aleyhissalâtü vesselâm)

iman etmeyenlere bir târiz olmak üzere bu cümle ile yapılan hasrı tekid etmekleberaber,güzelbirnükteyitazammunetmiştir.Şöyleki:

Müpteda ile haber arasında bulunan zamiri,müptedayı, çok haberleremüptedayapar.Vebugibihaberlerintayininidehayalehavaleeder.Yanihaberlerinmahdutvemuayyen olmadığını hayale arz etmekle, hayali, münasip haberleri taharrî etmeyeteşvikeder.

Nasıl ki Zeyd’i ele almakla “Zeyd âlimdir, Zeyd fâzıldır, Zeyd güzeldir.” gibiZeyd’insıfatlarındançokhükümleridizebilirsin.Kezâlik ’densonragelen zamiri

Page 52: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

hayali harekete getirmekle “Onlar ateşten kurtulurlar.”, “Onlar cennete girerler.”,“Onlarrü’yetemazharolurlar.”vedahabugibisıfatlarınamünasipçokhükümlerivecümlelerihayaleyaptırır.

Dördüncüsükelimesindeki hakikati tasvire işarettir.Sanki lisân-ıhâliylediyorki:“Eğer

müflihlerin hakikatini görmek istersen, ’nin aynasına bak, sana temessüledecektir.” Yahut onların tayin ve temyizlerine işarettir. Sanki diyor: “Ehl-i felâholanları tanımak istersen, ’ye bak, içindedirler.” Veya hükmün zâhir ve bedihîolduğunaişarettir.

BeşincisiFelâh ve necat yollarını tayin etmeyen kelimesindeki ıtlak, tâmim içindir.

Şöyleki:

Kur’ân’amuhatapolan,matluplarıveisteklerimuhtelifpekçoktabakalardırki,birkısmı ateşten necat istiyorlar, bir kısmı cennete girmek istiyorlar, bir kısmı rü’yetemazharolmakistiyorlar.Vebunlargibiotabakalarınpekçokdileklerivardır.Kur’ân-ıKerîm, kelimesiniâmmvemutlakbırakmıştırki,herkesistediğinitakipetsin.

75“Şuhalde(eyinsanlarvecinler),Rabbinizinhanginimetiniinkâredebilirsiniz?”(Rahmansûresi,55/13,16,18,21,23,25,28,30,32,34,36,38,40,42,45,47,49,51,53,55,57,59,61,63,65,67,69,71,73,75,77)

76“Hakkıyalansayanlarınogünvayhâllerine!”(Mürselâtsûresi,77/15,19,24,28,34,37,40,45,47,49;Mutaffifînsûresi,83/10)

77el-Âlûsî,Rûhu’l-meânî1/203,334.

78“Oysabu,onlarınaynısıolmayıp,benzeriolarakkendilerinesunulur.”(Bakarasûresi,2/25)

79“Elif,Lâm,Mîm.”(Bakarasûresi,2/1)

80Bu,Allah’ınezelîolankelâmıdır.

81BunuCebrâil(aleyhisselâm)indirmiştir.

82HazretiMuhammed’e(aleyhissalâtüvesselâm).

83(Hâşiye)KırksenesonraRisale-iNur,bulem’a-yıi’câzıkörleredahigöstermiştir.

84Bu,Allah’ınkelâmıdır.

85BununAllah’ınkelâmıolduğunaşehadetederim.

86“İşte(eşsiz,mu’cize)Kitap:Onun(Allahtarafındanindirildiğivebaştansonahakikatlermecmuasıolduğu)hakkındahiçbirşüpheyoktur;o,müttakîler (Allah’agönüldensaygıbesleyip isyandankaçınan,dinvehayatkanunlarıolarakkoyduğubütünemirveyasaklarahakkıylariayetedenler)içinbaştansonabirhidayetkaynağıdır.”(Bakarasûresi,2/2)

87“EğeronlaraRabbininazabındanbiresintibiledokunsa…”(Enbiyâsûresi,21/46)

88“Eğer..”(Enbiyâsûresi,21/46)

89“Biresinti..”(Enbiyâsûresi,21/46)

Page 53: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

90“Dokunsa..”(Enbiyâsûresi,21/46)

91“…den,…dan”anlamında

92İbretvericiceza,azap.

93“Azap..”(Enbiyâsûresi,21/46)

94“Rabbi(nin)..”

95el-Âlûsî,Rûhu’l-meânî12/169;ez-Zerkeşî,el-Burhân2/160.

96“Elif,Lâm,Mîm.İşte(eşsiz,mu’cize)Kitap:Onun(Allahtarafındanindirildiğivebaştansonahakikatlermecmuasıolduğu)hakkındahiçbirşüpheyoktur;o,müttakîler(Allah’agönüldensaygıbesleyipisyandankaçınan,dinvehayatkanunlarıolarakkoyduğubütünemirveyasaklarahakkıyla riayetedenler) içinbaştansonabirhidayetkaynağıdır.”(Bakarasûresi,2/1,2)

97 İbni Kays,Kıra’d-dayf 1/258; el-Bâkıllânî, İ’câzü’l-Kur’ân 1/300; İbni Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân 2/73; el-Hamevî,Hızânetü’l-edeb1/192.

98“Elif,Lâm,Mîm.İşte(eşsiz,mu’cize)Kitap:Onun(Allahtarafındanindirildiğivebaştansonahakikatlermecmuasıolduğu)hakkındahiçbirşüpheyoktur;o,müttakîler(Allah’agönüldensaygıbesleyipisyandankaçınan,dinvehayatkanunlarıolarakkoyduğubütünemirveyasaklarahakkıyla riayetedenler) içinbaştansonabirhidayetkaynağıdır.”(Bakarasûresi,2/1,2)

99“İşte(eşsiz,mu’cize)Kitap…”(Bakarasûresi,2/2)

100“Onun(Allah tarafından indirildiğivebaştansonahakikatlermecmuasıolduğu)hakkındahiçbirşüpheyoktur…”(Bakarasûresi,2/2)

101“O,müttakîler (Allah’a gönülden saygı besleyip isyandan kaçınan, din ve hayat kanunları olarak koyduğu bütünemirveyasaklarahakkıylariayetedenler)içinbaştansonabirhidayetkaynağıdır.”(Bakarasûresi,2/2)

102Hidayeteerdiren.

103Hidayet.

104“Omüttakîlerkigörünmeyenâlemeinanırlar.”(Bakarasûresi,2/3)

105“Onlarki(görünmeyenâleme)inanırlar.”(Bakarasûresi,2/3).

106“Omüttakîler,namazıbütünşartlarınariayetederek,vaktindeveaksatmadankılarlar.”(Bakarasûresi,2/3)

107“Kendilerinerızıkolarak(mal,güç,zekâ,bilgi;…)nelutfetmişsek,onunbirmiktarını(Allahrızasıiçinvekimseyiminnetaltındakoymadanihtiyaçsahiplerinegeçimlikolarak)verirler.”(Bakarasûresi,2/3)

108 el-Hakîm et-Tirmizî,Nevâdiru’l-usûl 3/135, 136; el-Beyhakî, Şuabü’l-îmân 3/39. Yakın lafızlar için ayrıca bkz.:Tirmizi,îmân8;Ahmedb.Hanbel,el-Müsned5/231,237.

109et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-evsat8/380;el-Beyhakî,Şuabü’l-îmân3/20,196;el-Kudâî,Müsnedü’ş-Şihâb1/183.

110“Kendilerinerızıkolarak(mal,güç,zekâ,bilgi;…)nelutfetmişsek,onunbirmiktarını(Allahrızasıiçinvekimseyiminnetaltındakoymadanihtiyaçsahiplerinegeçimlikolarak)verirler.”(Bakarasûresi,2/3)

111 “Zekât, İslâm’ın köprüsüdür.” (et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat 8/380; el-Beyhakî, Şuabü’l-îmân 3/20, 196; el-Kudâî,Müsnedü’ş-Şihâb1/183)

112Bkz.:Buhârî,îmân37(50),tefsîrusûre(31)2;Müslim,îmân1,5,7;Tirmizî,îmân4;EbûDâvûd,sünnet16;Nesâî,îmân5,6;İbnMâce,mukaddime9;Ahmedb.Hanbel,el-Müsned1/27,51,2/107,2/426;İbnHibbân,es-Sahîh1/398.

113“Yineomüttakîler,SanaindirilenKur’ân’aveSendenönceindirilen(KitaplaraveSahifelere)deinanırlar.Âhiretedeşüphegötürmezbirkesinlikleimanederleronlar.”(Bakarasûresi,2/4)

114“O(müttakîler),sürekliyenilenirvekuvvetkazanırbirimanlagaybeinanırlar…”(Bakarasûresi,2/3)

115Kur’ân’aimanedenler.

116“Yineomüttakîler,Sanaindirileneinanırlar.”(Bakarasûresi,2/4)

Page 54: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

117“VeSendenönceindirilen(KitaplaraveSahifelere)deinanırlar.”(Bakarasûresi,2/4)

118“Sendenönce…”(Bakarasûresi,2/4)

119“…den,…dan”anlamında

120Bkz.:Ahzâbsûresi,33/40.

121“Âhiretedeşüphegötürmezbirkesinlikleimanederleronlar.”(Bakarasûresi,2/4)

122“Rabbin,kullarınaaslazulmetmez.”(Fussiletsûresi,41/46)

123“O’dursizimerhalemerhale,şekildenşeklegeçirerekyaratan.”(Nûhsûresi,71/14)

124“Rabbimiz!”derler,“Sen,(ikiayrıbölgelibirmemleketgibiduranveherşeyiylebirliğeişareteden)bukâinatıboşyere,sebepsiz,gayesizyaratmadın.”(Âl-iİmransûresi,3/191)

125“O’dursizimerhalemerhale,şekildenşeklegeçirerekyaratan.”(Nûhsûresi,71/14)

126“Rabbin,kullarınaaslazulmetmez.”(Fussiletsûresi,41/46)

127el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân17/217;el-Âlûsî,Rûhu’l-meânî27/148.

128İbnEbîŞeybe,el-Musannef5/241;et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-kebîr22/32;el-Beyhakî,es-Sünenü’l-kübrâ1/23.

129Bkz.:Buhârî,tefsîrusûre(39)3,(78)1;Müslim,fiten141-143;EbûDâvûd,sünnet22;Nesâî,cenâiz117;İbnMâce,zühd32;Muvatta,cenâiz48;Ahmedb.Hanbel,el-Müsned2/322.

130“Âhiret’edeşüphegötürmezbirkesinlikleimanederleronlar.”(Bakarasûresi,2/4)

131Bakarasûresi,2/80.

132İnanırlar.

133Şüphegötürmezbirkesinlikleimanederler.

134 “İşte o (kutlu) zâtlar, (Kur’ân şeklinde tecelli eden hidayet kaynağına dayalı imanlarının neticesi olarak)Rabbilerindengelentambirhidayetüzerinde(âdetayükselebileceklerisonnoktayadoğruseyahatediyorgibi)dirler;”(Bakarasûresi,2/5)

135İşteo(kutlu)zâtlar.

136Üzerinde.

137Hidayet.

138“…den,…dan”anlamında.

139Rabbilerinden.

140“…den,…dan”anlamında

141“İştebunlardırfelâhbulanlar.”(Bakarasûresi,2/5)

Page 55: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

142

Bucümleninmâkabliylecihet-inazmı:

Arkadaş! Cenâb-ıHakk’ın sıfât-ı ezeliye âleminde biri celâlî, diğeri cemâlî, iki türlütecellisivardır.

Celâl ile cemâlin sıfât-ı ef’âl âleminde tecellisinden lütuf ve kahır, hüsün ve heybettezahüreder.

Ef’âlâleminetecelliedince,tahliye( )iletahliye( ),tezyiniletenzihdoğar.

Âsârvea’mâlâlemindenâlem-iâhireteintıbâedince,lütufcennetvenurolarak,kahırdacehennemvenarolaraktecellieder.

Sonraâlem-izikrein’ikâsedince,birihamd,diğeritesbiholmaküzereikikısmaayrılır.

Sonraâlem-ikelâmdatecelliedince,kelâmınemirvenehyetaksiminesebepolur.Sonraâlem-iirşadaintikaledince,irşadıterğibveterhib,tebşirveinzarataksimeder.

Sonravicdanatecelliedince,recâvehavfhusulegelir.

Sonrairşadıniktizasındandırki;havf ilerecâarasındakimüvazenedevamlamuhafazaedilsin ki, recâ ile doğru yollara sülûk edilsin, havf ile de, eğri yollara gidilmesin; neAllah’ınrahmetindenme’yus,nedeazabındaneminolunsun.

İşte böylece teselsül eden şu hikmetten dolayı, Kur’ân-ı Kerîm, –ale’d-devam–terğibdensonraterhib;veebrârımedhettiktensonrafüccârızemmetmiştir.

Suâl:Bucümleile 143cümlesiarasındanegibibirfarkvardırki,oradaatıfvar,buradayoktur?

Cevap:Atfınhüsnü,münasebetinhüsnünebakar.Hüsn-ümünasebet,herikicümledentakip edilen garaz ve maksadın bir olmasına mütevakkıftır. Hâlbuki oradaki maksat,burada yoktur. Burada birinci cümledeki maksat, Kur’ân’ın medhine incirar edenmüminlerin medhidir. İkinci cümleden maksat, yalnız tahvif ve terhib için kâfirlerinzemmidir.BuiseKur’ân’ınmedhiylealâkadardeğildir.

Sonra bu cümlenin ihtiva ettiği eczanın nazmında tezahür eden letâif cihetinebakalım:

ile mevkileregöreifadeettiklerinüktelerdenmaada,belâgatçekıymetlisayılanikinükteyidahatazammunetmişlerdirki,Kur’ân,pekçokyerlerinde ile ’yimükerrerenzikretmiştir.

Tahkikiifadeeden ’dekinükteşöyletasviredilebilirki:

herhangibircümledebulunursa,ocümlenindamınıdeler,hakikatenüfuzeder.Veodâvâyıveyahükmüaşağıyaindirir.Hakikateyapıştırmakla,ohükmünhayalîveyazannî

Page 56: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

veyamevzûveyahurafehükümlerdenolmadığınıveancakhakâik-i sâbitedenolduğunuisbateder.

Bucümlede ’ninhususînüktesi:

Bu âyetin muhatabı olan Hazreti Muhammmed’e (aleyhissalâtü vesselâm) şek ve inkârbulunmadığıhaldeşekveinkârırefetmekşe’nindeolan ilekarşılanması,onlarınimanetmesiiçinPeygamber’in(aleyhissalâtüvesselâm)şiddet-ihırsınaişarettir.

kelimesi ise, göze görünmezden evvel akla görünen garip ve yeni hakikatlere birvasıta-yı işarettir.Bunun içindirki,hakikatleri tebdilve tecdidedenve inkılâpları tasviriçinkullanılanişaretvevasıtalardanençokkullanılan veemsâlidir.

Kur’ân’ın tecellisiyle çok neviler silindi, hakikatler yıkıldı. Onlara bedel, yeni yenineviler, hakikatler teşekkül etti. Evet, zaman-ı cahiliyete bak:O zamanda bütün nevilermillî rabıtalarüzerine teşekkül ettiğigibi, içtimaîhakikatlerde taassub-ukavmîüzerinebinaedilmişti.Kur’ân’ıntecellisiyleorabıtalarkesildi,ohakikatler tahripedildi.Onlarabedel,dinîrabıtalarüzerineyeninevilervehakikatlerihdasedildi.

Evet, şems-i Kur’ân’ın tulûu ile, bazı kalbler, onun ziyasıyla tenevvür etti. Vemüminlerinnev’initemyizvetayinedenbirhakikat-inuraniyemeydanageldi.Kezâlik,okeskinziyakarşısında,mezbeleyebenzeyenbazıpiskalblerdeyanıpkömüroldular.Veokâfirlerin nev’ini ilân eden zehirli bir hakikat-i küfriye husule geldi. İşte bu hakikat-iküfriyeyeişaretiçin zikredilmiştir.

Maahâzâ, her iki arasında tam birmünasebet vardır. Çünkü her birisi birbirine zıtolanbirhakikateişarettir.

Vekezâ,harf-itarifolan ’inifadeettiğibeşmânâyı deifadeediyor.Omânâlarınenmeşhuru,“ahd”dir.Yani,gerek ’den,gerek ’den,mâhutvemalûmbirşeykasdedilir.Binaenaleyh, Ebûcehil, Ebûleheb, Ümeyye İbni Halef ve saire gibi mâhut ve meşhurbüyükkâfirlere ile işaret edilmiş olduğu ihtimali pek kavîdir.Bu ihtimale binaen, şuâyet,gayptan ihbaredenâyetlerdenbiriolur.Çünküonlarküfürüzerineölmüşlerdir.Veaynı zamanda, i’câz-ımânevînin dört nev’inden bir nev’i, şu gaybî ihbarlardan tezahüreder.

Suâl:Kur’ân,zaruriyat-ıdiniyedendir.Zaruriyattaihtilâfolamaz.Hâlbukimüfessirlerceverilenayrıayrımânâlarınbirkısmıbirbirinemuhaliftir.

Cevap:Azizim!Kur’ân’ınherbirkelâmı,üçkaziyyeyimüştemildir:

Birincisi:Bu,Allah’ınkelâmıdır.

İkincisi:Allah’camuradolanmânâ,haktır.

Üçüncüsü:Mânâ-yımurad,budur.

Page 57: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

EğerKur’ân’ınokelâmı,başkabirmânâyaihtimaliolmayanmuhkemattanolursaveyaKur’ân’ın başka bir yerinde beyan edilmişse, birinci ve ikinci kaziyyeleri aynen kabuletmek lâzımdır ve inkârları da küfürdür. Şayet Kur’ân’ın o kelâmı, başka bir mânâyaihtimali olan bir nass veya zâhir olursa, üçüncü kaziyyeyi kabul etmek lâzım olmadığıgibi,inkârıdaküfürdeğildir.İşte,müfessirlerinihtilâfları,ancakveancakşukısmaaittir.

İhtar:Mütevâtirhadislerde,buhususta,âyetlergibidir.Yalnızbirincikaziyye,teemmülyeridir.Çünkü ileişaretedilenhadisinhakikatenhadisolupolmadığındatereddütyerivardır.

Suâl: Küfür, cehildir. Hâlbuki kâfirler, Hazreti Muhammed’i (aleyhissalâtü vesselâm)evlâtlarıkadartanıyorlardı.

Cevap:Küfür ikikısımdır:Birkısmı,bilmediği için inkâreder; ikincisi,bildiğihaldeinkâreder.Buda,birkaç şubedir.Birincisi,bilir, lâkinkabuletmez. İkincisi,yakînivar,lâkinitikadıyoktur.Üçüncüsü,tasdikivar,lâkinvicdanîiz’ânıyoktur.

Suâl:Şeytanınkalbindemârifetvarmıdır?

Cevap:Yoktur.Çünküsanat-ıfıtriyesiiktizasınca,kalbidaimaidlâliletelkiniçin,fikri,daima küfrü tasavvur etmekle meşgul olduğundan, kalbinde veya fikrinde boş bir yermârifetiçinkalmıyor.

Suâl: Küfür, kalbe ait bir sıfattır. Kalbde o sıfat bulunmadığı takdirde, zünnarbağlanmasından veya ona kıyas edilen şapkanın giyilmesinden niçin küfür hâsılolsun?

Cevap:Gizliolanumûra,şeriat,emareleregörehükmeder.Hattailletolmayanesbab-ızahirîyi, illet yerine kabul eder. Binaenaleyh itmâm-ı rükûa mâni olan bir kısımzünnarların bağlanması ve secdenin ikmâline mâni olan bazı şapkaların giyilmesi,ubudiyetten istiğnâveküfre teşebbühetmeyeemarelerdir.Gizliolano sıfat-ıküfriyeninyokolduğunakat’iyetlehükmedilemediğinden,bugibiemareleregörehükmedilir.

Suâl:İnzaryapılmadıkçateklifnasılyapılır?

Cevap:İnzaryapılmadığıtakdirdeteklifdeyapılmazsa,adem-itecziyelerinebirhüccetolur. Zira, “Biz ne yapalım? Ne tebliğat yapıldı ve ne tekliften haberimiz var.” diyemücâzâttankurtuluşlarınabirmedarolur.

Suâl:Cenâb-ıHakk’ınonlarınküfürve temerrüdlerindenyaptığı ihbar,onların imanagelmeleriniimtinâderecesineçıkarıyor.Mümtenivemuhâlbirşeyteklifedilirmi?

Cevap: Cenâb-ı Hakk’ın ihbarı, ilmi ve iradesi, sebepten kat-ı nazarla yalnızküfürlerine taalluk etmez. Ancak ihtiyarlarıyla küfürlerine birlikte taalluk eder. Bu iseihtiyarlarınınefyetmezki,teklif-ibilmuhâlolsun.Bubahsintafsilâtıgelecektir.

Suâl:İmanetmeyecekleriniifadeeden veemsâliâyetlere,onlarıimanetmeyedâvetetmekten,adem-iimanaimançıkıyor.Buise,muhal-iaklîdir.

Page 58: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Cevap: Onlara teklif edilen iman, icmalîdir, tafsilî değildir. “Her bir âyete, her birhükmeayrıayrı,birerbirerimanediniz.”diyeteklifyapılmıyorkibumahzurlâzımgelsin.

Sonra,küfürlerinisîga-yımâziilezikretmek,Hakk’ınizharveisbatındanevvelonların,küfrükucaklayıpkabuletmelerine işarettir.Bununiçindirki,onlarakarşı inzarınadem-iinzargibifaydasızkaldığına, kelimesiyleişaretyapılmıştır.

Sonra, fevkaniyeti ifade eden ’deki onların yüzleri yere yapışmış gibi, başlarınıkaldırıpâmirlerininsözünüdinleyemediklerineişarettir.

Vekezâmânâyabirzararvebirhalelîrasetmeyenveterkinetercihedilen ’inzikri,HazretiMuhammed’e (aleyhissalâtü vesselâm) nazaran, inzarın, adem-i inzar gibi olmadığınaişarettir.Zirainzardaecirvesevapvardır. 144cümlesindekihemzeile müsavatıifadeettiğinden kelimesinetekiddir.Yahut kelimesindenmüsavatınbirmânâsı,hemzeile ’den ikinci mânâsı irade edilir. Çünkümüsavatın medarı ya adem-i faydadır veyamûcibinadem-ivücududur.

Suâl:İstifhamşekliylemüsavatıifadeetmektenemânâvardır?

Cevap: Yapmış olduğu fiilinde bir faydası olmayan muhatabın fiilinin faydasızolduğunalatîfvemukniânebirvecihleikazedilmesiancakistifhamileolurki,muhatap,fiilinidüşündüktensonra,kötüneticesininazaraalarakkalbimutmainolsun.

Suâl: kelimesiinzarveadem-iinzardanmecazise,aralarındakialâkanedir?

Cevap: İstifhamınmüsavatı tazammun etmesidir. Zira istifham eden adamın bilgisinegöre vücûd ile ademmütesâvidir.Maahâzâ bu gibi istifhamlara verilen cevaplar, ale’l-ekserşumüsavât-ızımniyeileverilir.

Suâl:Mâzisîgasıylainzardanyapılantabirneyeişarettir?

Cevap: İkinci ve üçüncü inzarlara lüzum kalmadığına işarettir. Yani “Yaptığın inzarfaydavermedi,bundansonradafaydasızkalır.”

Suâl: İnzar etmemekte faydanın bulunmaması zâhirdir. 145 kaydında ne faydavardır?

Cevap:Sükûtetmek,bazenmuhatabıninsafagelipmatlupişemuvafakatınasebepolur.

Suâl: Kur’ân-ı Kerîm, başka makamlarda terhibden sonra terğib de yaptığı halde,buradaterğibiterketmiştir.Esbâbınedir?

Cevap: Küfür makamına, ancak terhib ve tahvif münasiptir. Hem de küfür gibimazarratları defetmek, cenneti kazanmakgibimenfaatlerin celbindendahaevlâvedahatesirlidir. Maahâzâ, buradaki terhib, terğibi de andırıyor. Çünkü inzar ve adem-i inzarıgörenhayal,zıddiyetmünasebetiyle,derhaltebşirveadem-itebşireintikaleder.

Azizim! Her bir hükmün başka şeylere hizmet eden çokmânâları olduğu ve her bir

Page 59: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

hükümdentakipedilengizlimaksatlarbulunduğuvebukelâmındaHazretiMuhammed’e(aleyhissalâtüvesselâm)işaretedenmânâlarıolduğugibi,küfrütakbihetmekmaksadıylabüyükbirölçüdetenkirattabulunmuştur.

Ezcümle; Peygamber’in (aleyhissalâtü vesselâm) görmekte olduğu zahmetlerin tahfifine vegöstermekteolduğuhırsveşiddetintehvininemedarolmakiçin,mânâ-yıharfîkabîlindenbazenîmâlardabulunmuşveeskiresûllerinhallerininazaraalarak,onlaraiktidaileteselliyollarınıgöstermişsede,bubirkanun-ufıtrîdir,tahammülveinkıyadlâzımdırdiyelisân-ıhâlileilânetmiştir.

Buâyet 146cümlesinekadarbütüneczasıylaküfrütakbihvetenfirilenehyeder.Veehl-iküfrü,tehditvetahvifleküfürdenterhibeder.Vekezâ,bütünkelimâtıyla,küfrünbüyükbirmusibetolmaklaberaber, lezzetiyok,elemivar;nimetiyok,nikmetivardiyeilâneder.Vekezâ,bütüncümleleriyleküfrünherşeydenzararlıolduğunutasriheder.

Evet, onlar iman etmediklerinden ve cevher-i ruhu ifsat ve bütün elemleri içine alanküfür musibetine maruz kaldıklarından 147’ya bedel tabiriyle işaret edilmiştir. Vekezâ 148 kelimesine bedel tabiriyle, onların büyük musibete maruz kaldıklarıgibi,pırlantagibicevher-iimanîyidekaybettiklerineişarettir.

Ve kezâ, 149 cümlesiyle, kalb ile vicdan, nur-u iman sayesinde hakâik-iilâhiyenin tecellisine mazhar olmakla menba-ı kemâlât, hayattar ve ziyadar olduklarıhalde;küfrünihtiyaredilmesiylezulmetli,ıssızhaşarât-ımuzırrayuvasınainkılâpettikleriiçinmühürlenmiş,kilitlenmişki,okorkunçyuvadakiakreplerdenveyayılanlardaniçtinapedilmesineişaretedilmiştir.

Ve kezâ 150 kelimesiyle, küfür sebebiyle kulağa ait pek büyük bir nimetikaybettiklerine işaret edilmiştir. Hatta kulaktaki zar, nur-u iman ile ışıklandığı zaman,kâinattan gelen mânevî nidaları işitir. Lisân-ı hâl ile yapılan zikirleri, tesbihatlarıfehmeder.Hatta o nur-u iman sayesinde rüzgârların terennümâtını, bulutların nâralarını,denizlerin dalgalarının nağamâtını ve hâkezâ.. yağmur, kuş ve saire gibi her nevidenrabbânî kelâmları ve ulvî tesbihatı işitir. Sanki kâinat, ilâhî birmusikî dairesidir. Türlütürlü avazlarla, çeşit çeşit terennümâtla kalblere hüzünleri ve rabbânî aşkları intibaettirmeklekalbleri,ruhları,nuranîâlemleregötürür,pekgaripmisalîlevhalarıgöstermekleoruhlarıvekalblerilezzetlere,zevkleregarkeder.

Fakat o kulak, küfürle tıkandığı zaman, o leziz, mânevî, yüksek savtlardan mahrumkalır. Ve o lezzetleri îras eden âvazlar, mâtem seslerine inkılâp eder. Kalbde, o ulvîhüzünler yerine, ahbabın fıkdanıyla ebedî yetimlikler, mâlikin ademiyle nihayetsizvahşetlervesonsuzgurbetlerhâsılolur.

Busırrabinaendirki; şeriatçabazı savtlarhelâl,bazılarıdaharamkılınmıştır.Evet,ulvî hüzünleri, rabbânî aşkları îras eden sesler helâldir. Yetimâne hüzünleri, nefsânî

Page 60: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

şehevâtı tahrik eden sesler haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna,vicdanınayaptığıtesiregörehükümalır.

151 :Bucümle ile rüyete,yanigözeaitbüyükbirnimet-ibasariyeninküfürlekaybolduğuna işaretedilmiştir.Zira,gözünnuru,nur-u imanla ışıklanırsavekavîleşirse,bütünkâinatgülvereyhanlarlamüzeyyenbircennetşeklindegörünür.Gözüngözbebeğide, balarısı gibi, bütün kâinat safhalarında menkuş gül ve çiçek gibi delillerinden,burhanlarından alacağı ibret, fikret, ünsiyet gibi usâre ve şıralarından vicdanda o tatlıimanlıballarıyapar.

Eğer o göz küfür zulmetiyle kör olursa, dünya, genişliğiyle beraber bir hapishaneşekline girer. Bütün hakâik-i kevniye, nazarından gizlenir. Kâinat ondan tevahhuş eder.Kalbiahzânveekdâriledolar.

152 cümlesiyle, küfür şeceresinin âhirete ait zakkum gibi semeresine işaretedilmiştir. kelimesi ise, inzar ile adem-i inzar arasındaki müsavâta nassederekkelimesinetekiddir.

142 “(İman etmeleri için kendini helâk edecek derecede gösterdiğin hırs ve iştiyaka rağmen) şu küfürde diretenleregelince:(âkıbetlerihususundauyarmakvazifenolup,sendebuvazifenielbetteyerinegetiriyorsun.Nevarki,)onlarıisteruyarmışsın,isteruyarmamışsın,onlariçinfarketmez,çünküimanedecekdeğillerdir.”(Bakarasûresi,2/6)

143“Kâmiliyilikvefaziletehli,hiçşüphesiznimetleriçinde,içindenimetlerinkaynadığıcennettedir.GünahadadanmışhayasızlariseKızgınAlevliAteş’te.”(İnfitârsûresi,82/13-14)

144“(Nevarki,)onlarıisteruyarmışsın,isteruyarmamışsın,(onlariçinfarketmez)”(Bakarasûresi,2/6)

145“İsteruyarmamışsın,(onlariçinfarketmez)”(Bakarasûresi,2/6)

146“Çokbüyükvedehşetlibirazaptıronlarınhakkı.”(Bakarasûresi,2/7)

147İmânetmediler.

148Küfrüterketmezler.

149“Allah,onlarınkalblerinimühürlemiştir.”(Bakarasûresi,2/7)

150“(Allah,onların)kulaklarını(mühürlemiştir.)”(Bakarasûresi,2/7)

151“Gözleriüzerindedebirperdevardır.”(Bakarasûresi,2/7)

152“Çokbüyükvedehşetlibirazaptıronlarınhakkı.”(Bakarasûresi,2/7)

Page 61: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

153

MukaddimeBu âyetin üzerinde durmak icap ediyor. Ehl-i İ’tizal, Ehl-i Cebir, Ehl-i Sünnet ve’l-

Cemaat gibi ehl-i kelâmın şu âyet-i azîmenin altında yaptıkları muharebe-i ilmiyelerinidinleyelim.Zira,bugibifikrîharpler,ehl-inazarıdikkatedâveteder.Binaenaleyh,onlarınbuâyettetakipettiklericihetlerikontrollâzımdır.

Evet, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in sırat-ı müstakîm üzerine olduğunu, ötekilerin yaifrataveyatefritemaruzkaldıklarınıisbatiçin,bazımünasebetlerinzikrilâzımdır.

Birincisi:Tahakkuk etmiş hakâiktendir ki; tesir-i hakikî, yalnız ve yalnızAllah’ındır.Öyleyse,Ehl-iİ’tizal’inabdeverdiğitesir-ihakikîhilâf-ıhakikattir.

İkincisi:AllahHakîm’dir;öyleyse,sevapveikababesdeğildir,ancakistihkakagöredir.Öyleyseıztırarvecebiryoktur.

Üçüncüsü:Herşeyinbirimülk,diğerimelekût,yanibiridış,diğeriiçolmaküzereikicihetivardır.

Mülkciheti,bazışeylerdegüzeldir,bazışeylerdedeçirkingörünür.Aynanınarkayüzügibi.

Melekût ciheti ise, her şeyde güzeldir ve şeffaftır. Aynanın dış yüzü gibi. Öyleyse,çirkingörünenşeyinyaratılışı,çirkindeğildir,güzeldir.Veaynızamandaogibiçirkinlerinyaratılışı, mehasini ikmal içindir. Öyleyse, çirkinin de bir nevi güzelliği vardır.Binaenaleyh, bu hususta Ehl-i İ’tizal’in “Çirkin şeylerin halkı Allah’a ait değildir.”dediklerisafsatayamahalkalmadı.

Dördüncüsü:Meselâdarpvekatleterettüpedenelemveölümgibi“hâsıl-ıbilmasdar”iletabiredilenşey,mahlûkvesabitolmaklaberaber,câmiddir.İlm-isarftamalûmdurki;câmidlerden ism-i fâil gibi sıfatlar yapılamaz. Ancak kisbî, nisbî, itibarî olan mânâ-yımasdarîden yapılabilir. Öyleyse, ölümün halkı katl değildir. Öyleyse, Ehl-i İ’tizâl’inhatalarına,hatanazarıylabakılmalıdır.

Beşincisi:İnsanınkatlgibizahirîveihtiyarîolanfiilleri,nefsinmeyelânınaintihâeder.Cüz-üihtiyarîdenilenşunefismeyelânıüzerinemünazaalardeveraneder.

Altıncısı: Âdetullah üzerine, irade-i külliye-i ilâhiye, abdin irade-i cüz’iyesine bakar.Yani,bununbirfiiletaallukundansonra,otaallukeder.Öyleysecebiryoktur.

Yedincisi: İlim,malûma tâbidir.Bukaziyyeyegöre,malûm, ilme tâbideğildir;çünküdevir lâzım gelir. Öyleyse, bir insan, amelen yaptığı bir fiilin esbâbını kadere havaleetmekletaallülvebahanelergösteremez.

Sekizincisi: Ölüm gibi hâsıl-ı bilmasdar denilen şey, kesb gibi bir masdara

Page 62: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

mütevakkıftır. Yani, âdetullah üzerine, o hâsıl-ı bilmasdarın vücuduna şart kılınmıştır.Kesbdenilenmasdarda,çekirdekveukde-ihayatiyemeyelândır.Budüğümünaçılmasıyla,meseledekidüğümdeaçılır.

Dokuzuncusu: Cenâb-ı Hakk’ın ef’âlinde tercih edici bir garaza, bir illete ihtiyaçyoktur.Ancaktercihedici,Cenâb-ıHakk’ınihtiyarıdır.

Onuncusu: Bir emrin, behemehal birmüessirin tesiriyle vücuda gelmesi lâzımdır ki,tereccüh bilâ-müreccih lâzım gelmesin. Amma itibarî emirlerde tahsis edici bir şeybulunmasabilemuhâllâzımgelmez.

Onbirincisi:Birşey,vücuduvâcipolmadıkçavücudagelmez.Evet,irade-icüz’iyenintaallukuyla irade-i külliyenin taalluku bir şeyde içtima ettikleri zaman, o şeyin vücuduvacipolurvederhalvücudagelir.

Onikincisi:Birşeyinvücudunubilmekle,mahiyetinibilmeklâzımgelmez.Vebirşeyibilmemekle, o şeyin adem-i vücudu lâzım gelmez. Binaenaleyh, cüz-ü ihtiyarîninmahiyetinintabiredilememesi,vücudununkat’iyetinemünâfideğildir.

Nazar-ı dikkatinize arz ettiğim şu esasları tam mânâsıyla anladıktan sonra, şumaruzatımıdadinleyiniz:

Biz Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Ehl-i İ’tizal’e karşı diyoruz ki: Abd, kesb denilenmasdardanneşeteden,hâsıl-ıbilmasdarolaneserehâlıkdeğildir.Abdinelindeancakveancakkesbvardır.ZiraAllah’tanbaşkamüessir-ihakikîyoktur.Zatentevhiddeöyleister.

SonraEhl-iCebr’edöner söyleriz ki:Abd, bir ağaç gibi bütün bütün ıztırar ve cebiraltındadeğildir.Elindeküçükbirihtiyarvardır.ÇünküCenâb-ıHak,Hakîm’dir,cebirgibizulümleriintacedenşeylerdenmünezzehtir.

Suâl:Cüz-üihtiyarîdenilenşeynedir?Nekadaretrafıkazılırsa,altındancebirçıkıyor!Bunasılbirşeydir?

Cevap:

Birincisi:Fıtratilevicdan,ihtiyarîemirleri,ıztırarîemirlerdentefrikedengizlibirşeyinvücudunaşehadetediyorlar.Tayinvetabirineolanacz,vücudunahalelgetirmez.

İkincisi:Abdinbirfiileolanmeyelânı,Eş’arîlerinmezhebigibimevcutbiremirisede,o meyelânı bir fiilden diğer bir fiille çevirmekle yapılan tasarruf, itibarî bir emir olupabdinelindedir.

Eğer Mâturidîlerin mezhebi gibi o meyelânın bizzat bir emr-i itibarî olduğunahükmedilirse, o emr-i itibarînin sübut ve tayini, kendisinin bir illet-i tâmme olduğunuistilzam etmez ki, irade-i külliyeye ihtiyaç kalmasın. Çünkü çok defalar meyelânınvukuundafiilvâkiolmaz.

Page 63: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hülâsa: Âdetullahın cereyanı üzerine hâsıl-ı bilmasdarın vücudu, masdaramütevakkıftır. Masdarın esası ise meyelândır. Meyelân veya meyelândaki tasarrufmevcudattan değildir ki, bir müessire ihtiyacı olsun. Mâdum da değildir ki, hâsıl-ıbilmasdargibimevcutolanbirşeyinvücudunaşartkılınmasınaveyasevapveikabasebepolmasınacevazolmasın.

Suâl: İlm-i ezelînin veya irade-i ezeliyenin bir fiille taallukları ihtiyara mahalbırakmıyor.

Cevap:

Birincisi: Abdin ihtiyarından neşet eden bir fiile ilm-i ezelînin taalluku, o ihtiyaramünafivemânideğildir.Çünkümüessir,ilimdeğildir,kudrettir.İlim,malûmatâbidir.

İkincisi:İlm-iezelî,muhitolduğuiçin,müsebbebâtlaesbâbıbirlikteablukaeder,içinealır. Yoksa ilm-i ezelî, zannedildiği gibi uzun bir silsilenin başı değildir ki, esbaptantegafülile,yalnızmüsebbebâtomebdeeisnadedilsin.

Üçüncüsü:Malûmnasılbirkeyfiyetüzerineolursa,ilimöylecetaallukeder.Öyleyse,malûmunmekayisiveesbâbı,kadereisnadedilemez.

Dördüncüsü: Zannedildiği gibi, irade-i külliyenin bir defa müsebbebe, bir defa dasebebeayrıayrıtaallukuyoktur.Ancak,müsebbeplesebebebirtaallukuvardır.

Bumezheplerinnokta-yınazarlarınıbirmisalileizahedelim:

Bir adam, bir âletle bir şahsı öldürse, sebebin mâdum olduğunu farz edersek,müsebbebinkeyfiyetinasılolur?

Ehl-iCebr’in nokta-yı nazarları: “Ölecekti.”Çünkü onlarca taalluk ikidir.Ve sebeplemüsebbebarasındainkıtacâizdir.

Ehl-iİ’tizalce:“Ölmeyecekti.”Çünküonlarcamuradıniradedentahallüfücâizdir.

Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaatçe, bu misalde sükût ve tevakkuf lâzımdır. Çünkü irade-ikülliyeninsebeplemüsebbebebirtaallukuvardır.Buitibarla,sebebinademifarzedilirse,müsebbebin de farz-ı ademi lâzım gelir. Çünkü taalluk birdir. Cebir ve İ’tizal, ifrat vetefrittir.

İkinciBirMukaddimeEhl-itabiat,esbabahakikîbirtesirveriyor.

Mecusîler,birişerre,diğerihayraolmaküzereikihâlıkaitikatediyorlar.

Ehl-iİ’tizalde,“Ef’âl-iihtiyariyeninhâlıkıabddir.”diyor.Buüçmezhebinesası,bâtılbirvehm-imahz,bir hatavehuduttan tecavüzdür.Buvehmi izale için, birkaçmeseleyidinlemeklâzımdır.

Page 64: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Birincisi:İnsanındinlemesi,konuşması,düşünmesicüz’îolduğuiçin,teâkubsuretiyleeşyayataallukettiğigibi,himmetidecüz’îdir;nöbetleeşyailemeşgulolabilir.

İkincisi: İnsanın kıymetini tayin eden, mahiyetidir. Mahiyetin değeri ise, himmetinisbetindedir.Himmetiise,hedefittihazettiğimaksadınderece-iehemmiyetinebakar.

Üçüncüsü:İnsanhangibirşeyeteveccühederse,onunlabağlanırveondafâniolur.Busırra binaendir ki, insanlar, hasis ve cüz’î şeyleri büyük adamlara isnad etmezler, ancakesbaba ve vesâile atfederler. Sanki, hasis insanlarla iştigal onların vakarına münasipolmadığıgibi,cüz’îşeylerdeonlarınazîmhimmetleriniişgaletmeyelâyıkdeğildir!

Dördüncüsü: İnsan, bir şeyin ahvâlini muhakeme ettiği zaman, o şeyin rabıtalarını,esbâbını, esaslarını evvelâ kendi nefsinde, sonra ebnâ-yı cinsinde, sonra etraftakimümkinâtta taharrî eder. Hatta hiçbir suretle mümkinâta müşabeheti olmayan Cenâb-ıHakk’ıdüşünecekolursa,kuvve-ivâhimesi ilebir insanınmekayisini,esasatını,ahvâlinimikyas yaparak Cenâb-ı Hakk’ı düşünmeye başlar. Hâlbuki, Cenâb-ı Hakk’a bu gibimikyaslarlabakılamaz.Zira,sıfâtıinhisaraltındadeğildir.

Beşincisi: Cenâb-ı Hakk’ın kudret, ilim, iradesi, şemsin ziyası gibi bütünmevcudataâmmveşâmilolup,hiçbirşeylemuvâzeneedilemez;Arş-ıÂzam’ataallukettiklerigibi,zerreleredetaallukederler.Cenâb-ıHak,şemsvekamerihalkettiğigibi,sineğingözünüde O halketmiştir. Cenâb-ı Hak, kâinatta vaz’ ettiği yüksek mizan gibi, hurdebînîhayvanlarınbağırsaklarındadapekincevelatîfbirnizamvaz’etmiştir.Semâdakiecrâmıbirbiriyle rapteden cazibe-i umumî kanunu gibi, cevahir-i ferdi de, yani zerratı da okanunun bir misliyle nazmetmiştir. Sanki bu zerrat âlemi, o semâvî âleme küçük birmisaldir. Hülâsa, aczin müdahalesi ile kudret mertebeleri ayrılır. Aczi mümteni olankudretçe,büyük-küçükbirdir.

Altıncısı:Kudret-i ezeliye, en evvel eşyanınmelekût, yani içyüzüne taalluk eder.Buyüzise,ale’l-umumgüzelveşeffaftır.Evet,şemsvekamerinyüzleriparlakolduğugibi,geceninvebulutlarındaiçyüzleriziyadârdır.

Yedincisi:Beşerinzihnivefikri,Cenâb-ıHakk’ınazametinebirmikyas,kemâlâtınabirmizan, evsafının muhakemesine bir vasıta bulmak vüs’atinde değildir; ancak cemi’masnuatından ve mecmu-u âsârından ve bütün ef’âlinden tahassul ve tecelli eden birvecihlebakılabilir.Evet,zerremir’âtolur,fakatmikyasolamaz.

Bumeselelerdentebarüzettiğivecihle,Cenâb-ıHakk’ınmümkinâtakıyasedilmesivemümkinâtınO’nun şuunatınamikyasyapılması, enbüyük cehalet vehamakattir.Çünküaralarındakifark,yerdengöğekadardır.

Evet,vâcibimümkinekıyasetmekten,pekgaripvegülünçşeylerçıkar.Meselâ;

Ehl-itabiat,oaldatıcıkıyasile,tesir-ihakikîyi,esbaba;

Page 65: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Ehl-iİ’tizal,halk-ıef’âli,abde;

Mecusîler,şerri, ikincibirhâlıkaisnadetmeyemecburolmuşlardır.GüyazuumlarıncaCenâb-ıHak, azamet-i kibriya ve tenezzühü dolayısıyla, bu gibi hasis ve çirkin şeyleretenezzületmez!Demek,akıllarıvehimlerineesirolanlar,bugibigülünçşeyleridoğururlar.

İhtar:Müminlerdende,vesvesecihetiylebuvehmemaruzkalanlarvardır;dikkatetmeklâzımdır.

Buâyetinkelimeleriarasındanazmıicapedenmünasebetleregelelim:

’nin ile irtibatı ve onun arkasında zikredilmesi, cezanın cürme terettübükabilindendir. Yani onlar vaktâ ki cüz-ü ihtiyarîlerini ifsat etmekle imana gelmediler;kalblerininhatmiyletecziyeedildiler.

tabiri,onlarındalâletlerinitasviredentemsîlîbirüslûbaişarettir.Şöyleki:

Kalbgözü, sanki cevahirebirhazineolmaküzereCenâb-ıHak tarafındanyapılanbirbinadır.Vaktâkisû-i ihtiyarlarıylaifsadauğradıvecevherlereyapılanyerler,yılanlarveakreplerledoldu;kapısıhatmedildiki,osârîhastalıktanbaşkalarımutazarrırolmasın.

:Zamir-imütekelliminyerineism-izâhiringelmesi,tekellümdengaybeteiltifattır.Vebuiltifattalatîfbirnüktevardır.Şöyleki:

’densonra mukaddervemenvî (maksut)olduğunanazaran, sankinur-umârifetonlarınkalblerininkapılarınageldiğizamankalbleriniaçıpkabuletmediklerinden,Allahdagazabagelerekkalblerinihatmetti.

,fiil-imüteaddîolduğuhalde ilezikredilmesi,hatmedilenkalbindünyayabakankapısıdeğil,ancakâhiretenâzırolankapısıseddedilmişolduğunaişarettir..

Ve kezâ hatmin alâmet-i mânâsını ifade eden vesm’i (damga) tazammun ettiğineişarettir.Sankiohatim,omühür,kalblerininüstünde sâbit bir damgadırve silinmezbiralâmettirki,daimamelâikeyegörünür.

Suâl:Buâyettekalbinsem’vebasaratakdimindekihikmetnedir?

Cevap:Kalb,imanınmahalliolduğugibi,enevvelSâni’iarayanveisteyenveSâni’invücudunu delâiliyle ilân eden, kalb ile vicdandır. Zira kalb, hayat malzemesinidüşünürken, en büyük bir acze maruz kaldığını hisseder etmez, derhal bir nokta-yıistinadı;kezâlik,emellerinin tenmiyesi (nemalandırmak) içinbirçareararken,derhalbirnokta-yıistimdadıaramayabaşlar.Bunoktalarise,imanileeldeedilebilir.Demek,kalbinsem’vebasarahakk-ıtakaddümüvardır.

İhtar:Kalbdenmaksat,sanevberî(çamkozalağı)gibibiretparçasıdeğildir.Ancak,birlatîfe-irabbâniyedirki,mazhar-ı hissiyatı vicdan, mâkes-i efkârı dimağdır. Binaenaleyh, o latîfe-i rabbâniyeyi tazammun eden o etparçasınakalbtabirindenşöylebirletafetçıkıyorki,olatîfe-irabbâniyenininsanınmaneviyatınayaptığıhizmet,cism-isanevberînincesedeyaptığıhizmetgibidir.

Evet,nasılkibütünaktar-ıbedenemâü’l-hayatıneşredenocism-isanevberî,birmakine-ihayattırvemaddîhayatonunişlemesiylekaimdir;sekteyeuğradığızamanceseddesukutauğrar.

Page 66: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Kezâlik, o latîfe-i rabbâniye a’mâl ve ahvâl vemâneviyatın hey’et-imecmuasını hakikî bir nur-u hayat ilecanlandırır,ışıklandırır;nur-uimanınsönmesiyle,mahiyeti,meyyit-igayr-imüteharrikgibibirheykeldenibaretkalır.

154de ’nıntekrarı,kalbilesem’avurulanhatemlerinherbirisimüstakilbirnevidelâileaitolduğunaişarettir.

Evet,kalbinhatmi,delâil-ikalbiyevevicdaniyeyeaittir.Sem’inhatmi,delâil-inakliyevehariciyeyeaittir.Vekezâ,herikihatminbircinstenolmadığınabirremizdir.

Suâl:Kalbilebasar’ıncemsîgasıyla,sem’inmüfredsuretindezikirlerindenegibibirhikmetvardır?

Cevap: Kalb ile basarın taalluk ettikleri şeyler mütehalif, yolları mütebayin, delillerimütefâvit, talim ve telkin edicileri mütenevvidir. Sem’ ise, kalb ve basarın hilâfına,masdardır. İşittiren ferttir. Cemaatin işittikleri, ferttir. İşiten fert, fert olur. Bunun içinmüfredolarakikicem’inarasınadüşmüştür.

Suâl:Kalbdensonratercihensem’inzikredilmesineyebinaendir?

Cevap:Melekât vemalûmât-ı kalbiye, ale’l-ekser kulak penceresinden kalbe girerler.Buitibarla,sem’,kalbeyakındır.Veaynızamanda,cihât-ısittedenmalûmâtaldığıcihetlekalbebenziyor.Ziragöz,yalnızöncihetigörür.Bunlarisehertarafıgörürler.

155’de,üslûbuntağyiriyle,cümle-ifiiliyeyetercihencümle-iismiyeninihtiyaredilmesi,basar ilegörünendelillerinsabitolduklarına,kalbveyasem’ ilealınandelillerisemütecedditvegayr-isabitolduklarınaişarettir.

Suâl: 156 ile 157 arasında ne fark vardır ki, 158 isnad edilmiştir. isnadsızbırakılmıştır?

Cevap: Allah tarafından onların kesblerine bir cezadır. ise, Allah tarafındanolmayıp, onların meksûbudur. Ve kezâ, mebde itibarıyla rü’yette bir ıztırar vardır;sema’da, tahatturda ihtiyar vardır. Evet, gözün açılmasıyla eşyayı görmemek mümkündeğildir. Fakat mesmuâtı dinlemekte veya hâtıratı tahattur etmekte bu ıztırar yoktur.tâbiri, gözün yalnız ön cihete hâkim ve nâzır olduğuna işarettir ki, eğer bir perde ile ocihettenalâkasıkesilse,bütünbütünkörkalır.

Tenkiriifadeeden ’dekitenvin,onlarıngözleriüstündekiperde,malûmolmayanbiryerdeolup,ondansakınmakonlariçinmümkünolmadığınaişarettir.

Cârvemecrûrun üzerinetakdimedilmesi,enevvelnazar-ıdikkationlarıngözlerineçevirtmekle,kalblerindekisırlarıgöstermekiçindir.Ziragöz,kalbinaynasıdır.

159:Bucümleninmâkabliylecihet-imünasebetişudurki:

Evvelki cümledekikelimât ile, şecere-i küfriyenindünyaya ait acı semerelerine işaretedilmiştir. Bu cümle ile, o mel’un şecerenin âhirette vereceği semeresi zakkum-u

Page 67: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

cehennemdenibaretolduğunaişaretyapılmıştır.

Suâl: Üslûbun mecrâ-yı tabiîsi 160cümlesi iken, üslûbun muktezası olan şucümleninterkiyle cümlesiihtiyaredilmiştir.Hâlbukibucümledekikelimeler,nimetvelezzetlerhakkındakullanılankelimelerdir.

Cevap: Şu güzel kelimeleri hâvi olan şu cümlenin onlara karşı zikredilmesi, birtehekkümdür (istihza), bir tevbihtir, yüzlerine gülmektir. Yani, onların menfaatleri,lezzetlerivebüyüknimetleriancakikabdır.

Menfaatvefaydayıifadeeden ’deki lisân-ıhâlile,“Amelinizinfaydalıolanücretinialınız!”diyeyüzlerinegülüyor.

“Tatlı” mânâsını tazammun eden lafzı, onların küfür ve musibetleriyle istilzazettiklerini tezkir ile, sanki lisân-ı hâl ile, “Tatlı amelinizin acısını çekin!” diye tevbihediyor.

Ale’l-ekser büyüknimetlere sıfat olan kelimesi, cennette nimet-i azîm sahiplerininhalleriniokâfirleretezkirettirmekle,kaybettiklerionimet-iazîmeyebedel,elîmelemleredüştükleriniihtarediyor.

Sonra kelimesi,tâzimiifadeeden ’dekitenvinetekiddir.

Suâl:Birkâfirinmâsiyet-iküfriyesi,mahduttur,kısabirzamanıişgalediyor.Ebedîvegayr-imütenahibircezailetecziyesiadalet-iilâhiyeyeuygunolmadığıgibi,hikmet-iezeliyeyedemuvâfıkdeğildir;merhamet-iilâhiyemüsaadeetmez.

Cevap: O kâfirin cezası gayr-i mütenahi olduğu teslim edildiği takdirde, kısa birzamanda irtikâb edilen o mâsiyet-i küfriyenin, gayr-i mütenahi bir cinayet olduğu altıcihetlesabittir:

Birincisi:Küfür üzerine ölen bir kâfir, ebedî bir ömür ile yaşayacak olursa, o gayr-imütenahiömrünübehemehalküfürlegeçireceğişüphesizdir.Çünkükâfirincevher-iruhubozulmuştur. Bu itibarla, o bozulmuş olan kalbin gayr-i mütenahi bir cinayete istidadıvardır.Binaenaleyh,ebedîcezası,adaletemuhalifdeğildir.

İkincisi:Okâfirinmâsiyetimütenahibirzamandaisede,gayr-imütenahiolanumumkâinatın,vahdâniyeteolanşehadetlerinegayr-imütenahibircinayettir.

Üçüncüsü: Küfür, gayr-imütenahi nimetlere küfran olduğundan, gayr-imütenahi bircinayettir.

Dördüncüsü:Küfür,gayr-imütenahiolanzâtvesıfât-ıilâhiyeyecinayettir.

Beşincisi: İnsanın vicdanı, zâhiren mütenahi ise de, bâtınen ebede bakıyor ve ebediistiyor. Bu itibarla, gayr-i mütenahi hükmünde olan o vicdan, küfürle mülevves olarakmahvolur,gider.

Page 68: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Altıncısı:Zıt,zıddınamuânidisede,çokhususlardamümasilolur.Binaenaleyhiman,lezâiz-i ebediyeyi ismar ettiği gibi, küfür de âlâm-ı elîmeyi ve ebediyeyi âhirette intacetmesi,şe’nindendir.

Bu altı cihetten çıkan netice ve gayr-i mütenahi olan bir ceza, gayr-i mütenahi bircinayetekarşıayn-ıadalettir.

Suâl:Kâfirinocezasınınadaleteuygunolduğunuteslimettik.Fakatazaplarıintacedenşerlerdenhikmet-iezeliyeninganîolduğunanediyorsun?

Cevap:Kavâid-i esasiyedendir ki, “Arasıra vukua gelen şerr-i kalil için hayr-ı kesirterk edilmez; terk edildiği takdirde şerr-i kesir olur.” Binaenaleyh, hakâik-i nisbiyeninsübutunu izhar etmek, hikmet-i ezeliyenin iktizasındandır. Bu gibi hakâikin tezahürü,ancak şerrin vücuduyla olur. Şerden, haddi tecavüz etmemek için, terhib ve tahviflâzımdır.Terhibin vicdan üzerine tesiri, terhibi tasdik etmekle olur.Terhibin tasdiki ise,haricîbirazabınvücudunamütevakkıftır.Ziravicdan,akılvevehimgibiharicîveebedîhakikat hükmüne geçmiş bir azaptan yapılan terhiblemüteessir olur. Öyleyse, dünyadaolduğugibi,âhirettedeateşinvücudundanyapılanterhib,tahvif,ayn-ıhikmettir.

Suâl:Pekâlâ,oebedîcezahikmetemuvâfıktır;kabulettik.Ammamerhametveşefkat-iilâhiyeyenediyorsun?

Cevap: Azizim!O kâfir hakkında iki ihtimal var. O kâfir, ya ademe gidecektir veyadaimî bir azap içindemevcut kalacaktır. Vücudun –velev cehennemde olsun– ademdendaha hayırlı olduğu vicdanî bir hükümdür. Zira adem, şerr-i mahz olduğu gibi, bütünmusibetvemâsiyetlerindemerciidir.Vücûdise,velevcehennemdeolsa,hayr-ımahzdır.Maahâzâ,kâfirinmeskenicehennemdirveebedîolarakoradakalacaktır.

Fakat kâfir, kendi ameliyle bu duruma kesb-i istihkak etmişse de, amelinin cezasınıçektikten sonra, ateşle bir nevi ülfet peyda eder ve evvelki şiddetlerden azade olur. Okâfirlerin dünyada yaptıkları a’mâl-i hayriyelerine mükâfâten, şu merhamet-i ilâhiyeyemazharolduklarınadairişârât-ıhadisiyevardır.

Maahâzâ,cinayetinlekesiniizaleveyahacaletinitahfif,veyahuticrâ-yıadaleteiştiyakiçincezayıhüsn-ürızailekabuletmek,ruhunfıtrîolanşe’nidir.

Evet, dünyada, çok namus sahipleri, cinayetlerinin hicabından kurtulmak için,kendilerinecezanıntatbikiniistemişlerdir..veisteyenlerdevardır.

153 “Allah, onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiş olup, gözleri üzerinde de bir perde vardır. Çok büyük vedehşetlibirazaptıronlarınhakkı.”(Bakarasûresi,2/7)

154“(Allah,onlarınkalblerini)vekulaklarını(mühürlemişolup,gözleriüzerindedebirperdevardır.)”(Bakarasûresi,2/7)

155“Gözleriüzerindedebirperdevardır.”(Bakarasûresi,2/7)

Page 69: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

156Mühürlemek.

157Perde.

158“Allahmühürlemiştir.”(Bakarasûresi,2/7)

159“Çokbüyükvedehşetlibirazaptıronlarınhakkı.”(Bakarasûresi,2/7)

160Ahiretteiseonlarışiddetlibirikâbkuşatacaktır.

Page 70: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Münafıklar hakkındaki on üç âyetin tefsiri, umumî değil hususî bir ders olduğundan; bilâhare neşredilmeküzereburadançıkarılmışolup,obahistenyalnızkizbhakkındakiaşağıdakiparçaalınmıştır.

Yedincicümleyiteşkileden 161’ninvech-iirtibatı:Münafıklarınmezkûr cinayetleri arasında kelimesinin yalnız kizbe ta’lik edilmesi,

kizbinşiddet-ikubhveçirkinliğineişarettir.Buişaretdahi,kizbinnekadartesirlibirzehirolduğunabirşahid-isadıktır.

Zirakizb,küfrünesasıdır.Kizb,nifâkınbirincialâmetidir.Kizb,kudret-iilâhiyeyebiriftiradır.Kizb,hikmet-irabbâniyeyezıttır.Ahlâk-ıâliyeyitahripeden,kizbdir.Âlem-iİslâm’ızehirlendiren,ancakkizbdir.Âlem-ibeşerinahvâlinifesadaveren,kizbdir.Nev-ibeşerikemâlâttangeribırakan,kizbdir.Müseylime-iKezzabileemsâliniâlemderezilverüsvâyeden,kizbdir.

İşte bu sebeplerden dolayıdır ki, bütün cinayetler içinde tel’ine, tehdide tahsisedilen,kizbdir.

Buâyet,insanları,bilhassamüslümanlarıdikkatedâveteder.

Suâl:Birmaslahatabinaenkizbincaizolduğusöylenilmektedir.Öylemidir?

Cevap:Evet,kat’îvezarurîbirmaslahatiçinmesağ-ışer’îvardır.Fakathakikatebakılırsa,maslahatdediklerişeybâtılbirözürdür.Zirausûl-üşeriatta takarrurettiğiveçhile, mazbut ve miktarı muayyen olmayan bir şey, hükümlere illet ve medarolamaz;çünkümiktarıbirhadaltınaalınmadığındansû-iistimâleuğrar.Maahâzâ,birşeyin zararı menfaatine galebe ederse, o şey mensuh ve gayr-i muteber olur.Maslahat,oşeyiterketmekteolur.

Evet, âlemde görünen bu kadar inkılâplar ve karışıklıklar, zararın, özür telâkkiedilenmaslahatagalebeetmesinebirşahittir.

Fakatkinayeveyatârizsuretiyle,yanigayr-isarihbirkelimeylesöylenilenyalan,kizbdensayılmaz.

Hülâsa, yol ikidir:Ya sükût etmektir; çünkü söylenilen her sözündoğruolmasılâzımdır…Veyasıdktır;çünküİslâmiyet’inesası,sıdktır.

İmanınhâssası,sıdktır.Bütünkemâlâtaîsaledici,sıdktır.

Page 71: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Ahlâk-ıâliyeninhayatı,sıdktır.Terakkiyâtınmihverisıdktır.Âlem-iİslâm’ınnizamı,sıdktır.Nev-ibeşerikâbe-ikemâlâtaîsaledensıdktır.Ashab-ıkiramıbütüninsanlaratefevvukettiren,sıdktır.Muhammed-iHâşimî’yi (aleyhissalâtü vesselâm)merâtib-i beşeriyenin enyükseğine

çıkaran,sıdktır.

161“Sürekliyalansöyleyipdurduklarıiçin(onlarınhakkısadeceçokacıbirazaptır.)”(Bakarasûresi,2/10)

Page 72: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

162

Yani,“Eyinsanlar!SizivesizdenevvelkileriyaratanRabbinizeibadetedinizki,takvâmertebesine vâsıl olasınız. Ve yine Rabbinize ibadet ediniz ki, arzı size döşek, semâyıbinanıza dam yapmış ve semâdan suları indirmiş ki, sizlere rızık olmak üzere yerdenmeyvevesairgıdalarıçıkartsın.Öyleyse,Allah’amisilveşerikyapmayınız.Bilirsinizki,Allah’tanbaşkamâbudvehâlıkınızyoktur.”

MukaddimeAkaidîveimanîhükümlerikavîvesabitkılmaklamelekehalinegetiren,ancakibadettir.

Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle,vicdanîveaklîolanimanîhükümlerterbiyevetakviyeedilmezse,eserlerivetesirlerizayıfkalır.Buhale,âlem-iİslâm’ınhâl-ihazırdakivaziyetişahittir.

Vekezâ, ibadet,dünyaveâhiretsaadetlerinevesileolduğugibi,meâşvemeâda,yanidünyaveâhiretişlerinitanzimesebeptirveşahsîvenev’îkemâlâtavasıtadırveHâlıkileabdarasındapekyüksekbirnisbetveşereflibirrabıtadır.

İbadetindünyasaadetinevesileolduğunuizahedencihetler:

Birisi:İnsan,bütünhayvanlardanmümtazvemüstesnaolarak,acîbvelatîfbirmizaçlayaratılmıştır.Omizaçyüzünden, insandaçeşit çeşitmeyiller, arzularmeydanagelmiştir.Meselâ, insan,enmüntehapşeyleri ister,engüzelşeyleremeyleder,ziynetlişeyleriarzueder,insaniyetelâyıkbirmaişetvebirşerefleyaşamakister.

Şumeyilleriniktizasıüzerine,yiyecek,giyecekvesairhâcetleriniistediğigibi,güzelbirşekildetedarikindeçoksanatlaraihtiyacıvardır.Osanatlaravukufuolmadığından,ebnâ-yıcinsiyle teşrik-i mesai etmeye mecbur olur ki, her birisi, semere-i sa’yiyle arkadaşınamübadelesuretiyleyardımdabulunsunvebusayedeihtiyaçlarınıtesviyeedebilsinler.

Fakat insandaki “kuvve-i şeheviye”, “kuvve-i gadabiye”, “kuvve-i akliye” Sânitarafındantahditedilmediğindenveinsanıncüz-üihtiyarîsiyleterakkîsiniteminetmekiçinbu kuvvetler başıboş bırakıldığından, muamelâtta zulüm ve tecavüzler vukua gelir. Butecavüzleriönlemekiçin,cemaat-iinsaniye,çalışmalarınınsemerelerinimübadeleetmekteadaletemuhtaçtır.

Lâkinherferdinaklı,adaletiidraktenâcizolduğundan,küllîbiraklaihtiyaçvardırki,fertler,oküllî akıldan istifadeetsinler.Öyleküllîbir akıldaancakkanun şeklindeolur.Öylebirkanun,ancakşeriattır.

Sonra,oşeriatıntesirini,icrasını,tatbikiniteminedecekbirmerci,birsahiplâzımdır.O

Page 73: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

merciveosahipdeancakpeygamberdir.

Peygamber olan zâtın da, zahiren ve bâtınen halka olan hâkimiyetini devamettirmekiçin, maddî ve mânevî bir ulviyete ve bir imtiyaza ihtiyacı olduğu gibi, Hâlık ile olanderece-imünasebetvealâkasınıgöstermekiçindebirdelileihtiyacıvardır.Böylebirdelildeancakmu’cizelerdir.

Sonra,Cenâb-ıHakk’ınemirlerinevenehiylerineitaatveinkıyadıtesisveteminetmekiçin,Sâni’in azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaçvardır.Bu tesbit de, ancak akaidile, yani ahkâm-ı imaniyenin tecellisiyle olur. İmanî hükümlerin takviye ve inkişafettirilmesi,ancaktekrarlateceddüdedenibadetileolur.

İkincisi: İbadet, fikirleri Sâni-i Hakîm’e çevirttirmek içindir. Abdin Sâni-i Hakîm’eolan teveccühü, itaat ve inkıyadını intac eder. İtaat ve inkıyad ise, abdi intizam-ı ekmelaltınaidhaleder.Abdinintizamaltınagirmesiylevenizamaittibâetmesiyle,hikmetinsırrıtahakkukeder.Hikmetise,kâinatsayfalarındaparlayansanatnakışlarıylatebarüzeder.

Üçüncüsü: İnsan, santral gibi, bütün hilkatin nizamlarına ve fıtratın kanunlarına vekâinattakinevâmis-iilâhiyeninşualarınabirmerkezdir.Binaenaleyh,insanın,okanunlaraintisabve irtibatetmesiveonamuslarıneteklerineyapışıp temessüketmesi lâzımdırki,umumî cereyanı temin etsin.Ve tabakât-ı âlemde deveran eden dolapların hareketlerinemuhalefetle o dolapların çarkları altında ezilmesin. Bu da, ancak o emir ve nevâhîdenibaretolanibadetileolur.

Dördüncüsü: Emirleri imtisâl, nehiylerden içtinap etmek sayesinde, bir fert, heyet-iiçtimaiyedeçokmertebelerilenisbetpeydaedervealâkadarolur.Bilhassaahkâm-ıdiniyeve mesalih-i umumiye hususunda, bir fert, bir nevi hükmüne geçer. Yani, pek çokhukuklar, haysiyetler, irşadlar, tâlimler, ıslahlargibivazifeler, bir şahsayüklenir.Eğeroemriimtisâl,nevâhîdeniçtinapedenoşahısolmasa,ovazifelertamamenpâyimâlolur.

Beşincisi:İnsan,İslâmiyetsayesinde,ibadetsâikasıylabütünmüslümanlarakarşısabitbirmünasebetpeydaedervekavîbirirtibatvebağlılıkeldeeder.Bunlarise,sarsılmazbiruhuvvete, hakikî bir muhabbete sebep olur. Zaten heyet-i içtimaiyenin kemâline veterakkisineilkveenbirincibasamaklar,uhuvvetilemuhabbettir.

İbadetinşahsîkemâlâtasebepolduğununizahı:

İnsan,cismenküçük,zayıfveâcizolmaklaberaber,hayvanâttanaddedildiğihalde,pekyüksekbirruhutaşıyor.Vepekbüyükbiristidadamâliktir.Vehasredilmeyecekderecedemeyillerivardır.Vegayr-imütenahiemellersahibidirveaddedilemezfikirlerivardır.Vegayr-i mahdud şeheviye ve gadabiye gibi kuvveleri vardır. Ve öyle acaip bir yaratılışıvardırki,sankibütünenvâveâlemlerefihristeolarakyaratılmıştır.

İşte,böylebirinsanınoyüksekruhunuinbisatettiren,ibadettir.

Page 74: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

İstidatlarınıinkişafettiren,ibadettir.Meyillerinitemyizvetenzihettiren,ibadettir.Emellerinitahakkukettiren,ibadettir.Fikirlerinitevsîveintizamaltınaalan,ibadettir.Şeheviyevegadabiyekuvvelerinihadaltınaalan,ibadettir.Zâhirî ve bâtınî uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izale eden,

ibadettir.İnsanı,mukadderolankemâlâtınayetiştiren,ibadettir.AbdileMâbudarasındaenyüksekveenlatîfolannisbet,ancakibadettir.Evetkemâlât-ıbeşeriyeninenyükseği,şunisbetvemünasebettir.

İhtar:İbadetinruhu,ihlâstır.İhlâsise,yapılanibadetinyalnızemredildiğiiçinyapılmasıdır.Eğerbaşkabir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, o ibadet bâtıldır. Faydalar, hikmetler yalnız mürecciholabilirler,illetolamazlar.

Kur’ân-ıKerîm vaktâ ki 163 emriyle insanları ibadete dâvet etti; sankilisân-ı hâl ile “Ne için ibadet yapalım? İlleti nedir?” diye sorulan suali, Kur’ân-ıKerîm164 مكقل خ يذلا مكبر cümleleriylecevaplandırmaküzereSâni’invücudvevahdetinedairburhanlarızikretmeyebaşladı.

MukaddimeAteşin dumana olan delâleti gibi, müessirden esere yapılan istidlâle “burhan-ı

limmî”denildiğigibi;dumanınateşeolandelâletigibieserdenmüessireolanistidlâlede“burhan-ıinnî”denir.Burhan-ıinnî,şüphelerdendahasalimdir.

Bu âyetin, Sâni’in vücûd ve vahdetine işaret eden delillerinden biri de, “İnâyetDelili”dir. Bu delil, kâinatı ve kâinatın eczasını ve envâını ihtilâlden, ihtilâftan,dağılmaktankurtarıpbütünhususatınıintizamaltınaalmakla

kâinatahayatverennizamdanibarettir.Bütünmaslahatların,hikmetlerin,faydaların,menfaatlerin menşei, bu nizamdır. Menfaatlerden, maslahatlardan bahseden bütünâyât-ı Kur’âniye, bu nizam üzerine yürüyor ve bu nizamın tecellisine mazhardır.Binaenaleyh, bütün mesâlihin, fevâidin ve menâfiin mercii olan ve kâinata hayatveren bir nizam, elbette ve elbette bir Nâzımın vücuduna delâlet ettiği gibi, oNâzımınkastvehikmetinededelâletetmekle,körtesadüfünvehimlerininefyeder.

Ey insan! Eğer senin fikrin, nazarın şu yüksek nizamı bulmaktan âciz ise veistikrâ-yı tâm ile, yani umumî bir araştırmayla da o nizamı elde etmeye kadirdeğilsen,insanlarıntelâhuk-uefkârdenilenfikirlerininbirleşmesindendoğanvenev-ibeşerinhavassı(duyguları)hükmündeolanfünûnilekâinatabakvesayfalarınıokuki,akıllarıhayrettebırakanoyükseknizamıgöresin.

Page 75: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Evet,kâinatınherbirnev’inedairbirfenteşekkületmişveyaetmektedir.Fenisekavâid-i külliyeden ibarettir. Kaidenin külliyeti ise, nizamın yüksekliğine vegüzelliğinedelâleteder.Ziranizamıolmayanın,külliyetiolamaz.

Meselâ, “Her âlimin başında beyaz bir amâme var.” Külliyetle söylenilen şuhüküm, ulemâ nev’inde intizamın bulunmasına bakar. Öyleyse, umumî bir teftişneticesinde fünûn-u kevniyeden her birisi, kaidelerinin külliyetiyle kâinatta yüksekbirnizamınbulunmasınabirdelildir.Veherbirfennurlubirburhanolup,mevcudatınsilsilelerinde salkımlar gibi asılıp sallanan maslahat semerelerini ve ahvâlindeğişmesinde gizli olan faydaları göstermekle Sâni’in kast ve hikmetini ilânediyorlar.Âdetavehimşeytanlarını tardetmekiçinherbirfen,birernecm-isâkıptır.Yani,bâtılvehimleridelipyakanbireryıldızdırlar.

Eyarkadaş!Onizamıbulmakiçinumumkâinatıaraştırmaktansa,şumisaledikkatet,matlubunhâsılolur:

Gözle görünmeyenbirmikrop, bir hayvancık, küçüklüğüyle beraber pek incevegarip birmakine-i ilâhiyeyi hâvidir.Omakinemümkinâttan olduğundan, vücûd veademi,mütesâvidir.İlletsizvücudagelmesimuhaldir.Omakineninbirillettenvücudageldiğizarurîdir.Oilletise,esbab-ıtabiiyedeğildir.Çünküomakinedekiincenizam,bir ilim ve şuurun eseridir. Esbab-ı tabiiye ise, ilimsiz, şuursuz, camid şeylerdir.Akıllarıhayrettebırakanoincemakineninesbab-ıtabiiyedenneşetettiğiniiddiaedenadam,esbâbınherbirzerresineEflâtun’unşuurunu,Calinos’unhikmetiniîtâetmekleberaber,ozerrâtarasındabirmuhaberenindemevcutolmasınıitikatetmelidir.Buise,öylebirsafsataveöylebirhurafedirki,meşhursofestâîyibileutandırıyor.

Maahâzâ,esbab-ımaddiyedeesasittihazedilenkuvve-icâzibeilekuvve-idâfianıninkısamakabiliyeti olmayanbir cüzdebirlikte içtimaları iltizamedilmiştir.Hâlbukibunlar birbirlerine zıt olduklarından, içtimaları caiz değildir. Fakat, câzibevedâfiakanunlarındanmaksat, “âdetullah” ile tâbiredilenkavanin-i ilâhiye iseve tabiat iletesmiye edilen şeriat-ı fıtriye ise, câizdir. Lâkin, kanunluktan tabiata, vücud-uzihnîden vücud-u haricîye, umûr-u itibariyeden umûr-u hakikiyeye âlet olmaktanmüessirolmayaçıkmamakşartıylamakbuldür.Aksitakdirdecaizdeğildir.

Ey arkadaş! Misal olarak gösterdiğim o küçük hurdebînî hayvancığın, yanimikrobunbüyük fabrikasındaki nizamve intizamı aklınlagördüğün takdirdebaşınıkaldır,kâinatabak.Eminolki;kâinatınvuzuhvezuhurunisbetindeyükseknizamı,kâinatınsayfalarındapekzahirveokunaklıbirşekildegörüpokuyacaksın.

Ey arkadaş! Kâinatın sayfalarında “delilü’l-inâye” ile anılan nizama ait âyetleriokuyamadıysan, sıfat-ı kelâmdan gelen Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın âyetlerine bak ki,insanlarıtefekküredâvetedenbütünâyetleri165,şudelilü’l-inâyeyitavsiyeediyorlar.Venimetlerivefaydalarısayanâyetlerdahi,delilü’l-inâyedenilenoyükseknizamın

Page 76: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

semerelerinden bahsediyorlar. Ezcümle, bahsinde bulunduğumuz şu âyet166 cümleleriyle, o nizamın faydalarını ve

nimetlerinikoparıpinsanlaraveriyorlar.

Delil-iİhtirâî:MezkûrâyetinSâni’invücûdvevahdetineişaretedendelillerindenbiri de 167 cümlesiyle işaret ettiği delil-i ihtirâîdir. Delil-i ihtirâîninhülâsasışöyleizahedilebilir:

Cenâb-ıHak,hususîeserlerinemenşevekendisinelâyıkkemâlâtıname’hazolmaküzereherferdevehernev’ehasvemüstakilbirvücûdvermiştir.Ezelcihetinesonsuzolarakuzanıpgidenhiçbirneviyoktur.Çünkübütünenvâ,imkândanvücûbdairesineçıkmamışlardır. Ve teselsülün de bâtıl olduğumeydandadır. Ve âlemde görünen şutagayyürvetebeddülilebirkısımeşyanınhudûsu,yaniyenivücudageldiğidegözlegörünüyor.Birkısmınındahudûsu,zaruret-iakliyeilesabittir.Demek,hiçbirşeyinezeliyeticihetinegidilemez.

Vekezâ ilmü’l-hayvanât ve ilmü’n-nebâtâtta isbat edildiği gibi, envâın sayısı ikiyüz bine bâliğdir. Bu neviler için birer “âdem” ve birer “evvel-baba” lâzımdır. Buevvel-babaların ve âdemlerin daire-i vücûbda olmayıp ancak mümkinâttanolduklarına nazaran, behemehal vasıtasız, kudret-i ilâhiyeden vücuda geldiklerizarurîdir.Çünkübunevilerinteselsülü,yanisonsuzuzanıpgitmeleribâtıldır.Vebazınevilerinbaşkanevilerdenhusulegelmeleritevehhümüdebâtıldır.Çünküikinevidendoğannevi,ale’l-ekseryaakîmdirveyanesli inkıtaauğrar, tenasül ilebir silsileninbaşıolamaz.

Hülâsa:Beşeriyetvesairhayvanâtınteşkilettiklerisilsilelerinmebdei,enbaştabirbabadakesildiğigibi,ennihayetidesonbiroğuldakesilipbitecektir.

Evet, şuursuz, ihtiyarsız, camid, basit olan esbab-ı tabiiyenin bütün akıllarıhayrette bırakan o envâ silsilelerinin icadına kabiliyeti olduğu, daire-i imkândanhâriçtir.

Vekezâ,kudretmu’cizelerindenbirernakş-ıgaripvebirer sanat-ıacîb taşıyanoenvâınihtivaettikleriefradında,ihtirâveyaratılışlarınıoesbabaisnadetmek,yalnızbirmuhâlindeğil,muhâlâtınenhurafesidir.Binaenaleyh,osilsileleriteşkiledenenvâile efrad, hudûs ve imkân lisanıyla, Hâlık’larının vücûb-u vücûduna kat’î birşehadetleşehadetediyorlar.

Suâl:Bütün silsilelerinHâlık’ın vücûb-u vücûduna kat’î şehadetleri göz önündeolduğuhalde,bazıinsanlarınmaddeyle,maddeninhareketininezeliyeticihetinezâhipolmakladalâletedüştüklerininesbâbınedendir?

Cevap: Kasıt ve dikkatle değil, sathî ve dikkatsiz bir nazarla, muhâl ve bâtıla,mümkün nazarıyla bakılabilir. Meselâ, bir bayram akşamı, gökte ay ve hilâli

Page 77: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

arayanlar içinde ihtiyarbirzâtdabulunur.Buzât,göktekihilâligörmek içinbütünkasıtvedikkatiylenazarınıgöğetevcihediphilâliaraştırmaklameşguliken,gözününkirpiklerinden uzanan ve gözünün hadekası üzerine eğilen beyaz bir kıl nasılsagözüne ilişir. O zât, derhal “Hilâli gördüm.” der, “İşte bu gördüğüm aydır!” diyehükmeder.

İşte,sathîvedikkatsiznazarlarbugibihatalaradüştüklerigibi,yüksekbircevherevemükerrembirmahiyetemâlikolaninsan,kastıvedikkatiyledaimahakvehakikatiararken, bazen sathî ve dikkatsiz bir nazarla bâtıla bakar. O bâtıl da; ihtiyarsız,talepsiz, dâvetsiz fikrine gelir. Fikri de çar-nâçâr alır saklar, yavaş yavaş kabul vetasdikine de mazhar olur. Fakat onun o bâtılı kabul ve tasdiki, bütün hikmetlerinmerciiolannizam-ıâlemdengafletetmesindenvemaddeylehareketininezeliyetezıtolduğuna körlük gösterdiğinden ileri gelmiştir ki, şu garip nakışları ve acîb sanateserleriniesbab-ıcamideyeisnadetmekmecburiyetiyleodalâletleredüşmüşlerdir.

Hüseyin Cisrî’nin dediği gibi, âsâr-ı medeniyetle müzeyyen ve bütün ziynetleremüştemil bir eve giren bir adam, ev sahibini göremediğinden, o ziyneti, o esasatı,tesadüfevetabiataisnadetmeyemecburolmuştur.Kezâlik,nizam-ıâlemdekibütünhikmetlerin, faydaların tam bir ihtiyara ve şâmil bir ilme ve kâmil bir kudreteyaptıkları şehadetten gaflet eden gafiller, sathî nazarlarınca, tesir-i hakikîyi esbab-ıcamideyevermeyemecburkalmışlardır.

Ey arkadaş! Cenâb-ı Hakk’ın pek ince âsâr-ı sanatından ve pek yüksek acaib-ikudretindensarf-ınazarederekyalnıztabiatdenilenşuâsârveesbaptanenzahirolanin’ikâsveirtisamkeyfiyetinebak.

Meselâ,biraynayısemâyakarşıtuttuğunzaman,semâyı,irtifaıyla,nakışlarıyla,yıldızlarıyla celbedip aynada in’ikâs ve irtisam ettiren illet-i müessirenin, aynanınyüzündekihâsiyetolduğunakanaathâsıledebilirmisin?Hâşâ!

Veyahuthakikattebiremr-ivehmîden ibaretolancâzibe-iumumiyenin,arz ileyıldızlarışuboşluktamuntazamtahrikvetedbirineillet-imüessireolaraktelâkkivekabuledebilirmisin?Hâşâ!

Bunlarancakşartvesebepolabilirler,illet-imüessireolamazlar.

Hülâsa: İnsan sathî ve gayr-i kastî bir nazarla bâtıl ve muhâl bir şeye baktığızaman, hakikî illetini bulamadığı takdirde, çar-nâçar sıhhatine veya inkârına kâilolmaklakabuletmesiihtimalivardır.Fakat,talipvemüşterisıfatıylakastenvebizzatdikkatlebakacakolursa,onlarınhikemiyatdedikleriobâtılmeselelerdenhiçbirisinide kabul etmez. Ancak, bütün siyasîlerin hikmetini ve hükemanın akıllarınızerrelerdefarzetmekleeblehânekabuleder.

Suâl: Onların daima iftiharla bahsettikleri tabiat, nevâmis ve kuvâ nedir ki,

Page 78: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kendilerinionlarlaiknayaçalışıyorlar?

Cevap: Tabiat dedikleri şey, bir matbaadır, tâbi’ değildir. Tâbi’, ancak kudrettir.Kanundur, kuvvet değildir. Kuvvet, ancak kudrettedir. Yahut, nasıl ki bildiğimizşeriat,insanlardansuduredenef’âl-iihtiyariyeyibirnizamvebirintizamaltınaalıptahdit eden kaidelerin hülâsasıdır veya devletin işlerini tanzim eden nizamların,düsturların,kanunlarınmecmuasıdır.Kezâlik,tabiatdenilenşeyde,âlem-işehadetinuzuvlarındanveeczalarındansuduredenef’âlarasındabirnizamvebirintizamıîkaedenilâhîbirşeriat-ıfıtriyedir.Binaenaleyh,şeriatiledevletnizamı,mâkulveitibarîemirlerden oldukları gibi, tabiat dahi itibarî bir emir olup, hilkatte, yani yaratılıştacâriolanâdetullahtanibarettir.

Amma tabiatınbirmevcud-uharicî olduğunu tevehhümetmek,bir fırka askerin,idman ve tâlim esnasında yaptıkları o muntazam hareketlerini gören bir vahşinin,“Aralarındakionizamıidareedipbirbiriylebağlayanipgibibirşeymevcuttur.”diyevahşîceettiğivehmebenzer.Binaenaleyh,vicdanıveaklıvahşîolanbiradam,sathîvetebeîbirnazarladevamveistimrarınımuhafazaedentabiatınmüessirbirmevcud-uharicîolduğunaihtimalverebilir.

Hülâsa: Tabiat, Allah’ın sanatı ve şeriat-ı fıtriyesidir. Nevâmis ise, onunmeseleleridir.Kuvâdahi,omeselelerinhükümleridir.

Tevhidegeçiyoruz:

Kur’ân-ı Kerîm, Sâni’in vahdetine dair delillerden hiçbir şey terk etmemiştir.Bilhassa, “Arz ve semâda Allah’tan başka ilâhlar olmuş olsa idiler, şu görünenintizam fesada uğrardı.” mânâsında olan 168 âyetinin tazammun ettiği“Burhanü’t-Temânü” Sâni’in vâhid ve müstakil olduğuna kâfi bir delildir. Veistiklâliyet, ulûhiyetin zâtî bir hassası ve zarurî bir lâzımı olduğuna nurlu birburhandır.

Ey arkadaş! Bahsinde bulunduğumuz âyetin evvelinde bulunan emri, İbniAbbâs’ın tefsirine nazaran, insanları tevhide dâvet eden bir emirdir.169 Ve aynızamanda bu âyet, heyet-i mecmuasıyla tevhide işaret eden pek latîf ve güzel birburhanıtazammunetmiştir.Şöyleki:

Nev-ibeşer ile sairhayvanâtınmedâr-ımaişetleriolansemerâtın tevlidi için,arzile semâ arasındaki muâvenet ve münasebetleri ve âsâr-ı âlemin birbirinemüşabehetleri ve etraf-ı âlemin birbiriyle kucaklaşmaları ve birbirinin elini tutupihtiyaçlarınıteminetmeleriveyekdiğerininsualinecevapveripyardımınakoşmalarıve tamamıyla bir nokta-yı vâhideye bakmaları ve bir Nazzâm-ı Vâhid’in mührüüstünde hareket etmeleri gibi halleri hâvi olan böyle garip bir makine, sahip veSâni’inin bir olduğunu kat’î bir şehadetle ilân etmekle, “Her bir şeyde, Sâni’in

Page 79: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

vahdetinedelâletedenbirâyetvebiralâmetvardır.”mânâsındaolanşubeyitletanin-endazoluyorlar:

170

Ey arkadaş! Sâni-i Zülcelâl, Vâhid veVâcibu’l-vücûd olduğu gibi, bütün sıfât-ıkemâliye ile de muttasıftır. Zira âlemde ve masnuâtta bulunan kemâlât tamamıylaSâni’in kemâlinden tecelli eden gölgeden muktebestir. Öyleyse, Sâni’de bulunancemâl, kemâl, hüsün, umum kâinatta bulunan umum cemâllerden, kemâllerden,hüsünlerden gayr-i mütenâhi derecelerle yüksektir. Zira ihsan, in’âm edeninservetindendoğarveservetinedelildir.İcad,icadedeninvücudunadelâleteder.İcab,mûcibinvücudunaburhandır.Verilenhüsün,vereninhüsnünedelildir.

Vekezâ,Sâni-iZülcelâl,bütünnevâkıstanpâkvemünezzehtir.Çünkünoksaniyet,maddiyatın mahiyetlerindeki istidadın kılletinden ileri gelir. Hâlbuki Cenâb-ı Hak,maddiyattandeğildir.

Ve kezâ, Sâni-i Kadîm-i Ezelî, kâinatın ihtiva ettiği eşyanın cismiyet, cihetiyet,tagayyür, temekküngibi istilzam ettikleri levazımve evsaftan berî vemünezzehtir.Kur’ân-ıKerîm,şuikihakikate“Allah’amisilyapmayın.”mânâsınaolan 171

âyetiyleişaretetmiştir.

Delil-iİmkânî:Buâyetin,Sâni’invücudunaişaretedendelillerdenbirisidedelil-iimkânîdirki, 172âyetiyleişaretedilmiştir.

Budelilinhülâsası:Kâinatın ihtivâettiğizerrelerdenherbirisiningerekzâtında,gerek sıfâtında, gerek ahvâlinde ve gerek vücudunda gayr-i mütenâhi imkânlar,ihtimaller,müşkülâtlar, yollar, kanunlar varken, birdenbireo zerre, gayr-imütenâhiyollardan muayyen bir yola sülûk eder. Ve gayr-i mahdud hallerden, bir vaziyetegirer.Vegayr-imâdud sıfatlardanbir sıfatla vasıflanır.Vedoğrubir kanunüzerinemukadderbirmaksadahareketebaşlar.Vevazifeolarakuhdesineverilenherhangibirhikmet ve bir maslahatı derhal intac eder ki, o hikmet ve o maslahatın husulegelmesi, ancak o zerrenin o çeşit hareketiyle olabilir. Acaba o kadar yollar veihtimaller arasında o zerrenin macerası, lisân-ı hâliyle, Sâni’in kasıt ve hikmetinedelâletetmezmi?

İşteherbir zerre,müstakillen,kendibaşıylaSâni’invücudunadelâlet ettiğigibi,küçük-büyük herhangi bir teşekküle girerse veya hangi bir mürekkebe cüz olursa,girdiğivecüzolduğuomakamlardakazandığınisbetegöreSâni’ineolandelâletinimuhafazaeder.

Buâyetinmâkabliylecihet-iirtibatınagelince:

Vaktâ ki Kur’ân-ı Kerîm, birincisi müttakî müminler, ikincisi inatlı kâfirler,üçüncüsü ikiyüzlümünafıklarolmaküzere insanları üçkısmaayırdı.. ve aralarında

Page 80: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

taksimat ve teşkilât yaptı ve her bir kısmın sıfatını ve âkıbetini beyan etti. Sonra173 âyetiyle her üç kısma tevcih-i hitap ederek onları ibadete emir ve dâvet

etti. Demek, bu âyetin evvelki âyetlere terettübü ve onları takip etmesi, hâne vebinanın, mühendisin krokisine; amelin ilme; kazanın kadere terettübü ve birbirinitakip etmelerigibidir.Evet, evvelki âyetlerdeyapılan teşkilât ve taksimât, krokiveplândan sonra bu âyette ibadet binasının yapılmasına emredilmiştir ve o âyetlerdeverilen bilgi ve malûmâttan sonra, bu âyette, amel ve ibadete emredilmiştir. Veonlarda yazılan sıfat ve istihkaklara göre, burada, emir ve nehiylerle hükümlerverilmiştir. Ve kezâ, evvelki âyetlerde insanların taksimatı, ahvâl ve sıfâtızikredildiktensonra,makamıniktizasıyla,buâyetonlarıtakipetmiştir.

VaktâkiKur’ân-ıKerîm,insanlarınherüçfırkasındanbahsettiveherbirfırkanınsıfatını ve âkıbetini söyledi; sâmiin arzusu ve makamın iktizası üzerine, Kur’ân-ıKerîm gayptan hitaba intikal ederek onlara karşı şu hitapta bulundu. Evet, bazıadamlarhakkındagâibanekonuşanlarınbilâharekonuşmalarınıhitabaçevirmelerindeşöylecebirnükte-iumumiyevardır:

Meselâ, bir şahsın iyiliğindenveya fenalığındanbahsedilirken, gerekkonuşanda,gerekdinleyende,yatahsinveyatel’iniçinbirmeyiluyanır.Sonragitgideomeyilöylekesb-işiddetederki,sahibinioşahıslagörüştürüpşifahenkonuşmayakuvvetlibirarzuuyandırır.Buradasâmi’lerinomeyillerini tatminetmeklemakamın iktizasıüzerine Kur’ân-ı Kerîm, onları sâmi’lerin huzuruna götürüp kendilerine hitap iletevcih-ikelâmetmiştir.

Buâyette,gayptanhitabaedilen iltifatve intikaldehususîbirnüktedevardırki,ibadetleyapılantekliftenhâsılolanmeşakkat,hitab-ı ilâhiyedenneşetedenzevkvelezzetlekarşılanırveinsanlaraağırgelmez.

Ve kezâ hitap suretiyle ibadeti teklif etmek, abd ile Hâlık arasında vasıtaolmadığınaişarettir.

Eyarkadaş!

Buâyetincümlelerinibirbiriylenazmedenmünasebetlerise:

cümlesindeemirvehitap,geçenherüçfırkayıteşkiledenmümin,kâfirvemünafıklarınmâzi,hâlveistikbaldevücudagelmişveyagelecekbütünefradınıihtivaedentabakalarahitaptır.Binaenaleyh vav’ınınmerciindedahilolan;

Kâmilmüminleregöre ibadetedevamvesebatetmeyeemirdir.Ortaderecedekimüminlerenazaran,ibadetinarttırılmasınaemirdir.Kâfirlere göre, ibadetin şartı olan iman ve tevhid ile ibadetin yapılmasına

emirdir.Münafıklaranazaran,ihlâsaemirdir.

Page 81: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Binaenaleyh, ’nun ifade ettiği ibadet kelimesi mükellefîne göre müşterek-imânevîhükmündedir.

Yani:“SiziterbiyeedenvebüyütenO’dur.VesizinmürebbînizO’dur.Öyleyse,sizdeO’naibadetetmekleabdolunuz!”

Eyarkadaş!VaktâkiKur’ân-ıKerîm ibadeti emretti. İbadet iseüç şeyden sonraolabilir.

Birincisi:Mâbud’unmevcutolmasıdır.

İkincisi:Mâbud’unvâhidolmasıdır.

Üçüncüsü:Mâbud’unibadeteistihkakıbulunmasıdır.

Kur’ân-ıKerîm,oüçmukaddersualeişaretetmekleberaber,şartlarınındelillerinidezikrederken,Mâbud’unvücudunadairolandelilleriikikısmaayırmıştır.

Birisi:Hariçtenalınandelillerdirki,buna“âfâkî”denilir.

İkincisi:İnsanlarınnefislerindenalınanburhanlardır.Buna,“enfüsî”tesmiyeedilir.Enfüsî olan kısmını da, biri “nefsî”, diğeri “usûlî” olmak üzere iki kısma taksimetmiştir.

Demek,Mâbud’unvücudunaüçtürlüdelilvardır:Âfâkî,nefsî,usûlî.

Evvelâ,enzahirveenyakınolannefsîdelile 174cümlesiyle,usûlîdelilede175cümlesiyleişaretetmiştir.Sonra,ibadetinsanlarınhilkatveyaratılışınatâlik

edilmiştir.

İbadetin hilkat-i beşere terettübü iki şeyden ileri geliyor: Ya insanlar ilkyaratılışında ibadete istidatlı ve takvaya kabiliyetli olarak yaratılmışlardır. Ve oistidadı ve o kabiliyeti onlarda gören, onların ibadet ve takvâ vazifelerinigöreceklerinikaviyyenümiteder.Veyahut,insanlarınhilkatindenvememurolduklarıvazifedenveteveccühettiklerikemâldenmaksat,ibadetinkemâliolantakvâdır.

176 : Şu cümle, her iki noktaya da tatbik edilebilir. Yani, “İstidad vekabiliyetinizdeekilenveyavazifevehilkatinizdenkastedilentakvânınkuvvedenfiileçıkarılmasılâzımdır.”

Sonra, Kur’ân-ı Kerîmde Mâbud’un vücuduna ait âfâkî delillerin en karîbine177cümlesiyleişaretedilmiştir.Vebuişarettenarzınbuşeklegetirilmesiyle

nev-i beşere ve sâir hayvanâta kabil-i süknâ olarak hazır bulundurulması, ancakAllah’ınca’liyle(yapmasıyla)oluptabiatınveesbâbıntesiriyleolmadığınabirremizvardır.Çünkütesir-ihakikîninesbabaverilmesibirnevişirktir.

178 cümlesiyle, Sâni’in vücuduna olan âfâkî delillerden en basit ve enyükseğineişaretedilmiştir.

Page 82: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Sonra,mürekkebatvemevâlidinvücud-uSâni’evech-idelâletlerine 179

cümlesiyleişaretedilmiştir.

Sonra, geçen delillerin her birisi ale’l-infirad, yani birer birer Sâni’in vücudunadelâletettiğigibi,heyet-imecmuasıdaSâni’invahdetineişarettir.

Sonra,nimetlerinmenşeivemenbaıolanâleminnizamınaişaretedenocümlelerinsuret-i tertibi 180 ’ün delâletiyle beraber,Mâbud’un ibadetemüstehak olduğunadelâlet eder. Çünkü ibadet, şükürdür. Şükür,Mün’im’e edilir; yani nimetleri verenZât’aşükretmekvaciptir.

Sonra cümlesinden, arz ve arzdan çıkan mevalid, yani arzın semereleriinsanlara hâdim oldukları gibi, insanlar da onların Sâni’ine hâdim olmaları lâzımolduğunabirremizvardır.

181cümlesiise,geçencümlelerinherbirisiylealâkadardır.Yani,Rabbinizeibadetyaptığınızdaşerikyapmayınız.

ZiraRabbiniz,ancakAllah’tır.Sizi,nev’inizleberaberhalkedenO’dur.VearzısizemeskenolarakhazırlayanO’dur.SemâyısizinbinanızadamolarakyaratanO’dur.VesizinrızıkmaişetinizitedarikiçinsularıgönderenO’dur.

Hülâsa, bütün nimetlerO’nundur; öyleyse bütün şükürler ve ibadetler de ancakO’nadır.

Arkadaş!Buâyetintazammunettiğicümlelerinkeyfiyetvenüktelerinegelelim.

Evvelâ: Kur’ân-ı Kerîm’de kesretle zikredilen ile edilen hitap ve nida, üçvecihleveüçedatlatekidedilmiştir.Birisi,ikazıifadeedenveikaziçinkullanılanharfidir.İkincisi,alâmetleriaramaklabirşeyibulmakiçinkullanılan kelimesidirki,Türkçe’de “hangi” kelimesiyle tercüme edilir. Üçüncüsü, gafletten ayıltmak içinkullanılan harfidir.Butekidlerdenanlaşılırki,buradaşutarzlayapılannidavehitap,çokfaydalaravenüktelereişarettir.Ezcümle:

Birincisi: İnsanlara ibadetlerin teklifinden hâsıl olan meşakkatin, hitab-ı ilâhîyemazhariyettenneşetedenzevkvelezzetletahfifedilmesidir.

İkincisi: İnsanın gaibâne olan aşağı mertebesinden, huzurun yüksek makamınaçıkmasıancakibadetvasıtasıylaolduğunaişarettir.

Üçüncüsü: Muhatabın üç cihetten ibadete mükellef olduğuna işarettir. Kalbiyleteslimveinkıyada,aklıylaimanvetevhide,kalıbıylaamelveibadetemükelleftir.

Dördüncüsü:Muhatabınmümin, kâfir,münafık olmak üzere üç kısma ayrılmış

Page 83: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

olduğunaişarettir.

Beşincisi: İnsanların yüksek, orta, avâm tabakalarına hitaben şâmil olduğunaişarettir.

Altıncısı: İnsanlar arasında yapılan nidâ ve hitaplarda âdet edinmiş olan şeylereişarettir ki; insan, evvelâ gördüğü adamı çağırır ve durdurur, sonra kim olduğunuanlamakiçinalâmetlerinedikkateder,sonramaksadınıanlatır.

162Bakarasûresi,2/21-22.

163“Eyinsanlar!(HemSizihemdesizdenöncekiinsanlarıyaratan)Rabbinizeibadetediniz.”(Bakarasûresi,2/21).

164“Sizi(vesizdenevvelkileri)yaratanRabbiniz…”(Bakarasûresi,2/21)

165Bkz.: Bakara sûresi, 2/77; En’âm sûresi, 6/80; Yûnus sûresi, 10/3; Hûd sûresi, 11/24, 30; Nahl sûresi, 16/17;Mü’minûn sûresi, 23/85; Secde sûresi, 32/4;Yâsîn sûresi, 36/68; Sâffât sûresi, 37/155;Câsiye sûresi, 45/23;Haşirsûresi,59/2.

166“O(Rabbiniz)ki,yerisiziniçindöşek(rahatlığındadayalı-döşeli)birtabankılıp,göğüde(üstünüzdebirtavan,birkubbegibi)binaetti.Vegöktenbir türsu indirdide,onunlasizerızıkolarakçeşitliürünlerbitirdi.” (Bakarasûresi,2/22)

167“(Eyinsanlar!)Sizivesizdenevvelkileriyaratan(Rabbinizeibadetedinizki,)”(Bakarasûresi,2/21)

168“Eğergökteveyerde,Allah’tanbaşkailâhlarbulunsaydıoralarınnizamıbozulurdu.”(Enbiyâsûresi,21/22)

169et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/160;İbnKesîr,Tefsîru’l-Kur’ân1/58.

170Bkz.:el-Esfehanî,el-Eğânî4/39;el-Kalkaşendî,Subhu’l-a’şâ12/413;el-übşeyhî,el-Müstatraf1/16,2/280.

171Bakarasûresi,2/22.

172 “Allah, mutlak ve sınırsız servet sahibi olup, katiyen hiçbir şeye muhtaç değildir; siz ise fakirsiniz (ve mutlakmanâdaO’namuhtaçsınız).”(Muhammedsûresi,47/38)

173“Eyinsanlar!(HemSizihemdesizdenöncekiinsanlarıyaratan)Rabbinizeibadetediniz.”(Bakarasûresi,2/21).

174“Siziyaratan(Rabbiniz)”(Bakarasûresi,2/21)

175“Sizdenevvelkileri(yaratanRabbiniz)”(Bakarasûresi,2/21)

176 “(Ey insanlar! Sizi ve sizden evvelkileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki,) takvâ mertebesine vâsıl olasınız.”(Bakarasûresi,2/21)

177“Arzısizedöşek,yapmış”(Bakarasûresi,2/22)

178“Semâyıbinanızadamyapmış”(Bakarasûresi,2/22)

179“Vesemâdansularıindirmiş”(Bakarasûresi,2/22)

180“Sizlererızıkolmaküzere”(Bakarasûresi,2/22)

181“Öyleyse,Allah’amisilveşerikyapmayın.”(Bakarasûresi,2/22)

Page 84: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hülâsa:Mezkûrhitap,geçenüçcihettentekidedilmişşunüktelereişarettir.

ilenidaedileninsanlargafil,gaip,hazır,cahil,meşgul,dost,düşmangibiçokmuhteliftabakalaraşâmildir.Bumuhteliftabakalaragöre ’nınifadesideğişir.

Meselâ,gafilekarşıtenbihiifadeeder;gaibeihzarı,cahiletarifi,dostateşviki,düşmanatevbihvetakri’igibihertabakayamünasipbirifadesivardır.

Sonramakam, kurbu iktiza ettiği halde, uzaklaramahsus olan edatının kullanılmasıbirkaçnükteyeişarettir:

1.Teklifedilenemanetveibadetinpekbüyükbiryükolduğuna,

2.Derece-iubudiyetinmertebe-iulûhiyettenpekuzakolduğuna,

3.Mükelleflerin,zamanvemekâncahitabınvakitvemahallindenırakbulunduğuna,

4.İnsanlarınderece-igafletlerineişarettir.

Muzâfun ileyhsizzikredildiğinden,umumîbir tevessümüifadeeden kelimesi, hitabınumum kâinata şâmil olup, yalnız farz-ı kifaye suretiyle haml-i emanete ve ibadeteinsanlarıntahsisedilmişolduklarınaişarettir.Öyleyseibadetteinsanlarınkusurlarıumumkâinatatecavüzdür.

Sonra, kelimesindebiricmalvebiriphamvardır;çünküizafesizzikredilmiştir.Onunoiphamveicmâli, kelimesiyleizalevetafsiledildiğinden,aralarındabiricmalvetafsilcezâletimeydanagelmiştir.

: ’nünmuzafunileyhineıvazolmaklaberaber, edatıylaçağrılanlarıtenbihiçindir.

aslındanisyandanalınmışbirism-ifâildir;vasfiyet-iasliyesimülâhazasıylainsanlarabiritâbaişarettir.Yani,“Eyinsanlar!Niçinmisak-ıezelîyiunuttunuz?”

Fakatbircihettendeinsanlarabirmâzeretyolunugösteriyor.Yani,“Sizinomisâkıterketmeniz,amdendeğil;belkisehivvenisyandanilerigelmiştir.”

: Nidaya cevaptır. Mümin, kâfir, münafık olan geçen tabakalar nida ileçağırıldıklarından, emri devam, itaat, ihlâs, tevhid gibi, her tabakaya münasip birmânâyıifadeeder.

:Rabunvanı ileteklifedilenibadetebir illetvebirsebebeişarettir.Yani,“SizinterbiyenizRabbinizinelindeolduğundan,daimaO’namuhtaçsınız.Ve terbiyenize lâzımolanbütünlevazımatıverenO’dur.O’nun,onimetlerineşükürlâzımdır.Şüküriseancakibadettir.”

: ,esmâ-yımübhemedenolduğuiçin,mercivemedlûlüancaksıladenilendahilolduğu cümle ile malûm olur.Meselâ; denildiği zaman, gelen adamın yalnız sanagelmekle malûmiyeti var, başka cihetten malûmiyeti yoktur. Binaenaleyh, burada

Page 85: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kelimesinin ile vasıflandırılmasıCenâb-ıHakk’ınmârifeti, hakikatiyle olmayıp ancakef’âlveâsârıylaolduğunaişarettir.

İcad,inşâveyabaşkabirkelimeyetercihenyaratılışıngüzelşekliniifadeeden tâbiri,insanlardaki istidadın sedad ve istikametçe ibadete elverişli olduğuna işarettir. Ve kezâibadet,yaratılışınücretiveneticesidir.Bu itibarlasevap, ibadetinücretiolmayıp,ancakCenâb-ıHakk’ınkeremindenolduğunaişarettir.

:Mercivemedlûlününadem-imalûmiyetinedelâlet eden evvelki insanlarınölümlemahvolupgittiklerineveonlarınahvâlinibildirecekbirbilgiolmadığınaveyalnızsizingibibirkısımmahlûklaronlarınyerlerinegelmekle,omahvolan insanların tariflerimümkünolduğunaişarettir.

: kelimesi, ümit ve recâyı ifade ediyor. Fakat bumânâ, –hakikatiyle–Cenâb-ıHak hakkında istimâl edilemez. Binaenaleyh, ya mecazen istimâl edilecektir veyamuhataplaraveyahutsâmivemüşahitlereisnadedilecektir.

Mânâ-yımecazıylaCenâb-ıHakhakkındaisnadedilmesişöyletasviredilir:

Nasılkibirinsan,birişiçinbiradamıteçhizettiğizaman,oişinoadamdanyapılmasınıümiteder.Kezâlik–bilâ-teşbih–Cenâb-ıHak,insanlara,kemâliçinbiristidat,teklifiçinbir kabiliyet ve bir ihtiyar vermiştir. Bu itibarla, Cenâb-ı Hak, insanlardan o işlerinyapılmasını intizar etmektedir denilebilir. Bu teşbih ve istiarede, hilkat-i beşerdekihikmetintakvâolduğunaveibadetindeneticesitakvâolduğunavetakvânındaenbüyükmertebeolduğunaişaretvardır.

Recâmânâsınınmuhataplaraatfedilmesişöyleizahedilir:

Ey muhatap olan insanlar!Havf ve recâ ortasında bulunmakla, takvâyı recâ ederekRabbinize ibadet ediniz. Bu itibarla insan, ibadetine itimad etmemelidir ve daimaibadetininartmasınaçalışmalıdır.

Recâmânâsı,sâmivemüşahitleregöreolursaşöyleteviledilecektir:

Eymüşahitler!Arslanın pençesini gören adam, o pençenin iktizası olan parçalamayıarslandan ümit ve recâ ettiği gibi, siz de, insanları ibadet teçhizatıyla mücehhezolduklarını gördüğünüzden, onlardan takvâyı recâ ve intizar edebilirsiniz. Ve kezâ,ibadetinfıtrîbiriktizaneticesiolduğunaişarettir.

: Takvâ, tabakât-ı mezkûrenin ibadetlerine terettüp ettiğinden, takvânın bütünkısımlarına,mertebelerinedeşâmildir.Meselâ,

şirktentakvâ;kebairden,mâsivaullahtankalbinihıfzetmekletakvâ;ikabdaniçtinapetmekletakvâ;

Page 86: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

gazabtantahaffuzetmekletakvâ.

Demek kelimesibugibimertebeleritazammuneder.

Ve kezâ, ibadetin ancak ihlâs ile ibadet olduğuna ve ibadetin mahzan vesileolmayıp maksud-u bizzat olduğuna ve ibadetin sevap ve ikab için yapılmamasılüzumunaişarettir.

182:Kur’ân-ıKerîm,bucümleilebeyanettiğikudret-iilâhiyeninazametiyleinsanlarıibadeteteşvikedipheyecanagetiriyor.Şöyleki:

Ey insanlar! Arz ve semâyı sizlere mutî ve hizmetkâr yapan Zât, yaptığı şuiyiliğekarşıibadetemüstehaktır;ibadetiniediniz!

Ve kezâ, insanların faziletine ve yüksek bir kıymetemâlik olduğuna ve indallahmükerrembulunduğunabirîmâdır.Sankibeşereemrediyor:

Eybeşer!YüksekvealçakbütünecrâmısizinistifadenizetahsisetmeklesizlerebukadarîzazveikramlardabulunanCenâb-ıHakk’aibadetedinizvesizlereyaptığıkerametekarşıliyâkatiniziizharediniz!

Vekezâesbapvetabiatatesirinverilmesinireddediyor.Şöyleki:

Ey insan! Şu gördüğünüz yerler, gökler, sıfatlarıyla beraber, bir Hâlık’ınhalkıyla, kastıyla, tahsisiyle ve bir Nâzımın nazmıyla husule gelip bu intizamıbulmuşlardır. Kör tabiatın bu kadar büyük şeylerde yeri olmadığı gibi en küçükşeylerdedeyeriyoktur.

Ve kezâ, sıfatlar da mümkinâttan oldukları cihetle, Sâni’e delâlet ettiklerineişarettir.Ziracisimleriteşkiledenzerreler,büyüklük-küçüklük,çirkinlik-güzellikgibigayr-imütenâhiahvâlvekeyfiyetlerikabuletmektemüsavidirler.Yanibirzerrenin,bin keyfiyeti kabul etmeye kabiliyeti vardır ve bir hâlet, binlerce zerrelere hâlolabilir. Binaenaleyh, güzellik gibi bir sıfat, binlerce zerrelere ve dolayısıylacisimlere sıfat olabildiği halde, o kadar imkânat ve ihtimaller içinde muayyen bircismetayinedildiğizaman,herhaldebirkastile,birhikmetaltında,birzâtıniradevetahsisiyle,binlercecisimlerarasındaocisim,osıfatamevsufkılınmıştır.

: Bu ihtisas için değildir, ancak sebebiyeti ifade ediyor. Yani arzın tefrişinesebep–yanivesile–insandır.Bumisafirhanedekiziyafetonunnamınaverildi.Fakatistifade, insanlara mahsus ve münhasır değildir. Öyleyse insanların ihtiyacından,istifadesindenfazlakalanaabesdenilemez.

183:Butâbir,garipbirnükte-ibelâgateişarettir.Çünküarzınsıkletindendolayısuya batıp kaybolması tabiatının icabâtından olduğu halde, Cenâb-ı Hak,merhametiylebirkısmınıdışarıdabırakarak,insanlariçinbirmeskenvenimetlerinebirmâide,yanibirsofraolmaküzeretefrişetmiştir.

Page 87: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Ve kezâ tâbirinden anlaşılıyor ki, arz, bir hanenin tabanı gibi insan vehayvanlara ferş ve bastedilmiştir. Öyleyse arzdaki nebâtât ve hayvanât, hanedekiefrad-ıaileileerzakvesairegibilevâzım-ıbeytiyehükmündedir.

Ve kezâ tâbirinden anlaşılıyor ki, arz, taş gibi katı ve sert değildir ki kabil-isüknâ olmasın; ve su gibi mâyi de değildir ki, ziraat ve istifadeye kabil olmasın.Belki orta bir vaziyette yapılmıştır ki, hem mesken, hem mezraa olsun. Bu ikifaydanıntaht-ıteminealınması,elbetteveelbettebirmaksat,birhikmetvebirnizamileolabilir.

:Semânın,insanlarabirsakf,birdamgibiyapılması,yıldızlarınodamdaasılıkandiller gibi olmalarını istilzam eder ki, teşbih tamam olsun. Öyleyse gayr-imütenâhi şu boşlukta dağınık bir şekilde yıldızların bulunması, akılları hayrettebırakannizamveintizamlıvaziyetlerikörtesadüfeisnadedilemez.

Suâl:İnsan,arzanisbetenbirzerredir.Arzdakâinatanazaranbirzerredir.Vekezâ,insanınbir ferdi, nev’inenisbetenbir zerredir; nev’ide, sâirortakları bulunanenvâ içinde bir zerre gibidir. Ve kezâ, aklın düşünebildiği gayeler, faydalarhikmet-iezeliyeveilm-iilâhîdekifaydalaranisbetenbirzerredendahaaşağıdır.Binaenaleyh, böyle bir âlemin insanın istifadesi için yaratılmış olduğu aklagiremez.

Cevap:Evet, zâhire bakılırsa insanbir zerre hükmündedir. Fakat insanın taşıdığıruha, kafasına taktığı akla, kalbinde beslediği istidatlara nazaran bu âlem-i şehadetdardır,istiabedemez.Ancakoruhunarzularınıveoaklınfikirleriniveoistidatlarınmeyillerinitatminveteminedecekâlem-iâhirettir.

Ve kezâ, istifade hususundamüzâhame,mümânaa ve tecezzî yoktur; bir küll ilecüz’iyatı gibidir. Nasıl ki bir küllî, bütün cüz’iyatında mevcut olduğu halde, ne oküllîde tecezzî ve inkısam olur ve ne de cüz’iyatındamüzâhame vemüdâfaa olur.Küre-iarzdandabinlercemüstefidolsa,nearalarındabirmüzâhameolurveneküre-iarzdabirnoksaniyetpeydaolur.Yalnızinsanınindallahkerametiolduğuiçin,âlem-işehadetin yaratılışında insan, ille-i gâiye menzilesinde gösterilmiştir. Ve insanınhatırıiçin,bütünenvâabirumumîziyafetverilmiştir.Buise,bütünâleminfaydalarıinsanamünhasırolupbaşkalarahiçbirfaydasıyokturdemekdeğildir.

184 : İnzâlin Cenâb-ı Hakk’a olan isnadından anlaşılıyor ki,yağmurunkatreleribaşıboşdeğildir;ancakbirhikmetaltındavebirmizan-ıkastîileinerler. Çünkü o mesafe-i baîdeden gelmekle beraber, rüzgâr ve hava damüsademelerine yardımcı olduğu halde, katrelerin aralarında müsademe olmuyor.Öyleyseokatrelerbaşıboşolmayıp,gemleri,onlarıtemsiledenmeleklerinelindedir.

:Semâkelimesininzikrigeçtiğinenazaran,makam,zamirinyeriolduğuhaldeism-i zahir ile zikredilmesi, yağmurların semâ cirminden değil, semâ cihetinden

Page 88: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

geldiğineişarettir.Çünküsebkatedensemâkelimesindenmaksat,cirmdeğil,cihettir.

:Semâdangelenkarlar,dolular,sularolduğuhaldeyalnızsularınzikredilmesi,enbüyükistifadeyitemineden,suolduğunaişarettir. kelimesindetenkiriifadeedentenvin ise, yağmur suyunun acîb bir su olup, nizamı garip, imtizâcât-ı kimyeviyesisizemeçhulolduğunaişarettir.

’deki müddetvemühletolmaksızıntakibiniifadeeder.Bunabinaen,semeratınihracı,yağmuruninzaliakabindebirmüddetaravermedenhusulegelmesi lâzımdır.Hâlbuki ihraç ile inzal arasında hayli bir zaman vardır. Öyleyse , ’ye atıfdeğildir. Ancak, inzali takip eden fiillerin silsilesi ortadan kaldırılarak o fiillerinneticesihükmündeolan , ’yeatfedilmiştir.

Takdir-ikelâmşöyleolsagerekir:185

Buitibarla,inzalitakipeden fiilidir. ’nindeasılmevkii, ’tir.

’deki harfi, sebebiyetlekarışık ilsakmânâsınadır.Yanisu,semeratınhusûlünesebep olduğu gibi, semerata mülsak, karışık, yapışık olduğundan da, semeratıntaravetvetazeliğinimuhafazayavesiledir.

’deki 186 beyan ile karışık ibtidâyı ifade eder. Bu itibarla ’ye mef’ulolamaz,ancaksâmi’in fehminegöre tayinedilenmef’ul-ümukadderdir. ise,omef’ulebeyandır.

Takdir-ikelâm: 187şeklindedir.

Nekreolarak ’nın zikredilmesi, bu rızkınneredenveneyle husule geldiği sizemeçhulolduğunaişarettir.

’deki ecliyetvesebebiyetiçindir.Yani,“Siz,rızkıngelmesinesebepsiniz,ammaistifadesi size mahsus ve münhasır değildir ve başkalar da tebean istifadeyeşeriktirler.”

Vekezâ,Cenâb-ıHak,sizlerenimetlerinitahsisettiğigibi,sizindeşükrünüzüonatahsisetmenizlâzımgeldiğineişarettir.

188:Baştabulunan geçendörtfıkrayabakıyor.Yani,

O’durMâbud,şerikyapmayınız.O’durKadîr-iMutlak,şerikiniitikatetmeyiniz.O’durMün’im,şükründeşerikyapmayınız.O’durHâlık,başkabirhâlıktahayyületmeyiniz.

: Bu tabirin, tabirine tercihi, onların, Allah’a isnad ettikleri şeriklerin vemisillerin aslı ve hakikati olmadığı için o uydurma şeriklerin itikat edilecek şeyler

Page 89: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

olmadığına,ancakuydurma,ca’lîşeylerolduklarınaişarettir.

:Lafza-yıCelâl’in üzerinetakdimi,Allah’ındaimahâzırolduğunudüşünmeklüzumunavenehyinmenşei,şerikinAllahiçinyapılışıolduğunaişarettir.

:Endad,nidd’in( )cem’idir.Nid( )ise,“misil”mânâsınadır.Hâlbuki,Cenâb-ıHakk’a yapılanmisil, onun zıddı olur. Bir şey, hem zıt, hemmisil olamaz; ve birşeyinzıddı,onamisilolamaz.Öyleysemislinbulunması,mislinmuhâliyetiniistilzameder.

’insîga-yıcemilezikri,müşriklerincehaletine işarettir.Yani:“HiçbircihettenbirbenzeriolmayanCenâb-ıHakk’anasılbirsürümisilvezıtyapıyorsunuz?”

Vekezâ,bütünenvâ-ışirkinreddineişarettir.Yani,“Nezâtındavenesıfâtındaveneef’âlindeşeriki,şebihiyoktur.”

Ve kezâ, vesenî, sâbiî, ehl-i teslis, ehl-i tabiat gibi firâk-ı dâllenin tevehhümettiklerişeriklerintabakalarınaişarettir.

İhtar: Vesenî mezhebinin menşei, yıldızları ilâh itikat etmek, hulûlü tahayyül etmek, cismiyetitevehhümetmekgibigülünçşeylerdir.

189 :Bucümle ileâyetlerinsonundazikredilenemsâlîcümleler, İslâmiyet’inmenşei ilim, esası, akıl olduğuna işaret eder. Binaenaleyh, İslâmiyet’in, hakikatikabulvesafsatalıevhamıreddetmek,şânındandır.

’yebirmef’ulünterki,çokmef’ullerintakdirinesebepolmuştur.Demek, îcazveihtisarıyapmaklaitnabveuzatmaktankaçarken,dahaziyadeitnaba,tatvîlesebepolmuştur. Yani, Allah’tan başka mâbudunuz olmadığını, hâlıkınızın bulunmadığınıbaşkabirkadîr-imutlakolmadığınıvemün’iminizinbulunmadığınıbilirsiniz.Kezâbilirsiniz ki, onların uydurdukları âlihe ve esnâm, bir şeye kadir olmayıp, onlar damahlûkvemec’ûlşeylerdir.

182“O(Rabbiniz)ki,yerisiziniçindöşek(rahatlığındadayalı-döşeli)birtabankılıp,göğüde(üstünüzdebirtavan,birkubbegibi)binaetti.”(Bakarasûresi,2/22)

183Döşek.

184“Vegöktenbirtürsuindirdide,onunlasizerızıkolarakçeşitliürünlerbitirdi.”(Bakarasûresi,2/22)

185Semadanbirsuindirdi,yeryüzühareketegelipkabardı,yeşillendi,bitkilerverdi,osuylameyvelerçıkardı.

186“…den,…dan”anlamında

187Osuylaçeşitçeşitmeyvelerçıkardı.

188“Öyleysesiz(gerçeğibilipdururken)sakınRabbinizeeşkoşmayın!”(Bakarasûresi,2/22)

189“…gerçeğibilipdururken(sakınRabbinizeeşkoşmayın!)”(Bakarasûresi,2/22)

Page 90: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

NübüvvetHakkında

190

MukaddimeGayetkısabirmeâli:Yani,“Abdimizüzerine inzalettiğimizKur’ân’dabir şüpheniz

varsa, Kur’ân’ın mislinden bir sûre yapınız. Hem de, Allah’tan başka, işlerinizdekendilerinemüracaat ettiğiniz şühedavemuinlerinizi de çağırınız, yardımetsinler.Eğersözünüzde sâdık iseniz hepiniz beraber çalışınız,Kur’ân’ınmislinden bir sûre getiriniz.Eğer bir misil getiremediğiniz takdirde –zaten getiremezsiniz ya– öyle bir ateştensakınınızki;odunu,insanlariletaşlardır.”

KitabınevvelindebeyanedildiğigibiKur’ân-ıKerîm’intakipettiğiesasmaksatdörttür.Birincimaksadıolan“tevhid”,evvelkiâyetlebeyanedilmiştir.Buâyetlede,ikincimaksatolan “nübüvvet” beyan ve izah edilmiştir. Yalnız bir şey var ki, bu âyet, nübüvvet-iMuhammediye’nin (aleyhissalâtü vesselâm) isbatı hakkındadır; nübüvvet-i mutlaka hakkındadeğildir. Hâlbuki maksat, mutlak nübüvvettir. Fakat küllî, cüz’îde dahildir. Cüz’îninisbatıyla küllî de isbat edilmiş olur. Bu âyet, HazretiMuhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm)nübüvvetini,enbüyükmu’cizesiolani’câz-ıKur’ân’danbahisleisbatediyor.

O Zât’ın (aleyhissalâtü vesselâm) nübüvvetine dâir delâil başka risalelerimizde beyanedilmiştir.Burada,yalnızbirkısmınıhülâsaten“altımesele”zımnındabeyanedeceğiz.

BirinciMeseleEnbiyâ-yısâlifîndenübüvvetemedarveesas tutulannoktalarveonlarınümmetleriyle

olan muameleleri hakkında –yalnız zaman ve mekânın tesiriyle bazı hususat müstesnaolmak şartıyla– yapılacak tam bir teftiş ve kontrol neticesinde, HazretiMuhammed’de(aleyhissalâtü vesselâm) daha ekmel, daha yükseği bulunmakta olduğu tahakkuk eder.Binaenaleyh,nübüvvetmertebesinenailolanlarınheyet-imecmuası,mu’cizeleriylevesairahvâlleriyle,lisân-ıhâlvekalile,nev-ibeşerinsinni,kemâlegeldiğinde“Üstadü’l-Beşer”unvanını taşıyan Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) sıdk-ı nübüvvetine ilân-ışehadetetmişlerdir.OHazretde(aleyhissalâtüvesselâm),bütünmu’cizeleriyleSâni’invücûdvevahdetini,nurlubirburhanolarakâlemeilânetmiştir.

İkinciMeseleO Zât’ın (aleyhissalâtü vesselâm) evvel ve âhir bütün ahvâl ve harekâtı nazar-ı dikkatten

geçirilirse,herbirhareketi,herbirhaliharikulâdedeğilsedeO’nunsıdkınadelâleteder.

Page 91: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Ezcümle: “Ğar” meselesinde, Ebûbekri’s-Sıddık ile beraber halâs ve kurtuluş ümiditamamıyla kesildiği bir anda 191 “Korkma, Allah bizimle beraberdir.” diyeEbûbekri’s-Sıddık’averdiğitesellivetavk-ıbeşerinfevkindebirciddiyetle,birmetanetle,birşecaatle,havfsız,tereddütsüzgösterdiğivaziyet,192elbettesıdkınavenokta-yıistinadıolanHâlıkınaitimadettiğinegüneşgibibirburhandır.

Kezâlik, saadet-i dareyn için tesis ettiği esaslarda isabet etmiş olduğu ve izhar ettiğikavâidin,hakikatlemuttasılvehakkaniyetleyapışıkolduğu,bütünâlemcemazhar-ıkabulvetasdikolmuşveolmaktadır.

İhtar:OZât’ın(aleyhissalâtüvesselâm)ahvâlveharekâtıbirerbirer,yanitektekO’nunsıdkvehakkaniyetinigösterirse,heyet-imecmuasıO’nunsıdk-ınübüvvetineöylebirdelilolurki,şeytanlarıbiletasdikemecbureder.

ÜçüncüMeseleOZât’ın (aleyhissalâtü vesselâm) sıdk-ı nübüvvetini yazıp tasdik eden birkaç sayfa vardır.

Şimdiosayfalarıokuyacağız.

Birinci sayfa:O Hazretin zâtıdır. Fakat bu sayfayı mütalâadan evvel, dört nükteyedikkatlâzımdır.

190Bakarasûresi,2/23-24.

191Tevbesûresi,9/40.

192Bkz.: Ahmed İbni Hanbel, el-Müsned 1/348; Abdurrezzak, el-Musannef 5/389; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr11/407,20/443;İbniİshak,es-Sîre3/310;İbniHişâm,es-Sîratü’n-nebeviyye4/33.

Page 92: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

BirinciNükte193 Yani, fıtrî karagözlülük, sun’î (yapma) karagözlülük gibi değildir. Yani,

yapmavesun’îolanbirşeynekadargüzelvenekadarkâmilolursaolsun,fıtrîvetabiîolan şeylerin mertebesine yetişemez ve onun yerine kaim olamaz. Herhalde sun’îliğinyanlışlıkları,onunahvâlinden,etvârındanbelliolacaktır.

İkinciNükteAhlâk-ı âliyeyi ve yüksek huyları hakikate yapıştıran ve o ahlâkı daima yaşattıran,

ciddiyetilesıdktır.Eğersıdkkalkıparayakizbgirerse,rüzgârlaraoyuncakolanyapraklargibi,oadamdainsanlaraoyuncakolur.

ÜçüncüNükteMütenâsipolaneşyaarasındameyilvecezbevardır.Yani,birbirinetemayülederlerve

yekdiğerinicelbederler,aralarında ittihatolur.Fakatbirbirinezıtolaneşyanınaralarındanefretvardır,çekememezlikolur.

DördüncüNükteCemaatteolankuvvetfertteyoktur.Meselâ,çokiplerinheyet-imecmuasınınteşkilettiği

urgandakikuvvet,iplerbirbirindenayrıolduğuzamanbulunmaz.

Bu nükteler göz önüne getirilmekle O Hazret’in sayfası okunmalıdır. Evet, o Zât’ınbütünâsârı,sîretleri, tarihçe-ihayatıvesairahvâli,O’nunpekbüyük,azîmahlâksahibiolduğuna şehadet ediyorlar. Hatta düşmanları bile O’nun ahlâkça pek yüksekliğindendolayıkendisiniMuhammedü’l-Emîn194ilelâkaplandırmışlardır.

Malûmdurki;birzâttaiçtimaedenahlâk-ıâliyeninimtizacındanizzet-inefis,haysiyet,şeref, vakar gibi, hasis, alçak şeylere tenezzül etmeye müsaade etmeyen yüksek hallerhusulegelir.Evet,melâike,ulüvv-üşanlarından,şeytanlarıreddeder,kabuletmezler.

Kezâlik,birzâttaiçtimaedenahlâk-ıâliyekizb,hilegibialçakhallerireddeder.Evet,yalnız şecaatle iştihar eden bir zât, kolay kolay yalana tenezzül etmez. Bütün ahlâk-ıâliyeyicemedenbirzât,nasılyalanavehileyetenezzüleder;imkânıvarmıdır?

Hülâsa:HazretiMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm)kendikendinegüneşgibibirburhandır.

Vekezâ,oZât’ın (aleyhissalâtü vesselâm) dört yaşındankırkyaşınakadargeçirmişolduğugençlikdevresindebirhilesi,birhıyanetigörülmemişvebiryalanıişitilmemiştir.EğeroZât’ın yaratılışında, tabiatında bir fenalık, bir kötülük hissi ve meyli olmuş olsaydı,behemehal gençlik sâikasıyla dışarıya verecekti. Hâlbuki bütün yaşını, ömrünü kemâl-iistikametle, metanetle, iffetle, bir ıttırad ve intizam üzerine geçirmiş, düşmanları bile

Page 93: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

hileyeişaretedenbirhalinigörmemişlerdir.

Vekezâ,yaşkırkabaliğolduğunda,iyiolsun,kötüolsunvenasılbirahlâkolursaolsun,rüsuh peyda eder, meleke haline gelir, daha terki mümkün olmaz. Bu Zât’ın tam kırkyaşınınbaşındaikenyaptığıoinkılâb-ıazîmiâlemekabulvetasdikettirenveâlemicelpve cezbettiren, o Zât’ın (aleyhissalâtü vesselâm) evvel ve âhir herkesçe malûm olan sıdk veemanetiidi.DemekoZât’ın (aleyhissalâtüvesselâm) sıdkveemaneti,dâvâ-yınübüvvetineenbüyükbirburhanolmuştur.

DördüncüMeseleİkincisayfayıokuyacağız.Busayfa,mâzi,yanizaman-ısaadettenevvelkizamandır.Şu

sayfanın hâvi olduğu enbiyâ-yı sâlifînin ahvâl ve kıssaları, o Zât’ın sıdk-ı nübüvvetinebirerburhandır.Yalnızdörtnükteyedikkatlâzımdır.

BirinciNükteİnsan,bir fenninesaslarınıveo fenninhayatına taallukedennoktalarıbilmekle,yerli

yerincekullanmasınavâkıfolduktansonradâvâsınıoesaslarabinaetmesi,ofendemâhirvemütehassısolduğunadelildir.

İkinciNükteFıtrat-ıbeşeriyenin iktizasındandırki, âdibir insandaolsa,hattaçocukdaolsa,hatta

küçükbirkavimiçindedebulunsa,pekkıymetsizbirdâvâhususundacumhuramuhalefetedipyalansöylemeyecesaretedemez.Acaba,pekbüyükbirhaysiyetsahibi,âlem-şümûlbir dâvâda, pek inatlı ve kesretli bir kavim içinde, ümmî, yani okur-yazar sınıfındanolmadığı halde, aklın tek başına idrakten âciz olduğu bazı şeylerden bahsedip kemâl-iciddiyetleâlemeneşirveilânetmesionunsıdkınadelilolduğugibi,omeseleninAllah’tanolduğunadabirburhanolmazmı?

ÜçüncüNükteMalûmdurki,medenîinsanlarcamalûmveme’lufpekçokilimler,sıfatlar,fiillervardır

ki, bedevîlercemeçhul olur ve o gibi şeylerden haberleri yoktur. Binaenaleyh, bilhassageçmiş zamanlardaki bedevîlerin ahvâlinden bahsetmek isteyen bir adam, hayalen ozamanlara, o çöllere gidip onlarla görüşmelidir. Zira onların ahvâlini ezberden, onlarıgörmedenmuhakemeetmekleistediğimalûmâtıeldeedemez.

DördüncüNükteÜmmî bir adam, bir fennin ulemâsıyla münakaşaya girişerek, beyne’l-ulemâ ittifaklı

olanmeseleleritasdikveihtilâflıolanlarıdatashihederse,oadamınbuharikaolanhali,

Page 94: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

onunpekyüksekliğineveonunilminindevehbîolduğunadelâletetmezmi?

Budört nükteyi gözönünegetir,Muhammed-iArabî’ye (aleyhissalâtü vesselâm) bak ki; ozât, herkesçemüsellem ümmîliğiyle beraber, geçmiş enbiyâ ile kavimlerinin ahvâllerinigörmüş ve müşahede etmiş gibi, Kur’ân’ın lisanıyla söylemiştir. Ve onların ahvâlini,sırlarını beyan ederek âleme neşir ve ilân etmiştir. Bilhassa naklettiği onların kıssaları,bütünzekîlerinnazar-ıdikkatinicelbedendâvâ-yınübüvvetini isbat içindir.Venaklettiğiesasları, beyne’l-enbiyâ ittifaklı olankısmı tasdik, ihtilâflı olanıda tashih edipdâvâsınamukaddimeyapmıştır.SankioZât,vahy-iilâhîninmâkesiolanmasumruhuylazamanvemekânı tayyederek o zamanın en derin derelerine girmiş ve gördüğü gibi söylemiştir.Binaenaleyh, o Zât’ın bu hali,O’nun birmu’cizesi olup nübüvvetine delil olduğu gibi,evvelki enbiyânın da nübüvvet delilleri manevî bir delil hükmünde olup, o Zât’ınnübüvvetiniisbateder.

BeşinciMeseleAsr-ı saadete ve bilhassa Ceziretü’l-Arab meselesine dairdir. Bunda da dört nükte

vardır.

BirinciNükteÂlemce malûmdur ki, az bir kavmin âdetlerinden, hakir, ehemmiyetsiz bir âdeti

kaldırmak veya zelil, miskin bir tâifenin cüz’î zayıf huylarını ref etmek, büyük birhükümdara, uzun bir zamanda bile çok zahmetlere bağlıdır. Acaba, hâkim olmamaklaberaber, az bir zamanda, nihayet derecede âdetlerine mutaassıp, inatçı ve kesretli birkavimderüsuhvekuvvetpeydaetmişolanâdetlerirefvekalblerdeistikrarpeydaedenvezamanlarca devamve istimrar eden ahlâklarını terk ettiren, hemyerlerine gayet yüksekâdetleri,güzelahlâklarıtesisedenbirZâtharikulâdeolmazmı?

İkinciNükteYineâlemcemalûmdurki,devletbirşahs-ımanevîdir.Çocukgibi,teşekkülü,büyümesi

tedricîdir.

Vekezâ,yeniteşekküledenbirdevletin,birmilletinruhunakadarnüfuzedeneskibirdevlete galebe etmesi, yine tedricîdir, zamana mütevakkıftır. Acaba, Muhammed-iArabî’nin (aleyhissalâtü vesselâm) bütün esasat-ı âliyeyi hâvi olan ve maddî-mânevî bütünterakkiyât ve medeniyet-i İslâmiye’nin kapısını açan, kısa bir zamanda def’aten teşkilettiği bir devletle dünyanın bütün devletlerine galebe edip maddî-mânevî hâkimiyetinimuhafazaveibkaettiren,harikulâdeliğideğilmidir?

ÜçüncüNükte

Page 95: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Evet,kahırvecebirlezahirîbirhâkimiyet, sathîbir tahakküm,kısabir zamanda ibkaedilebilir. Fakat bütün kalblere, fikirlere, ruhlara icrâ-yı tesir ederek, zahiren ve bâtınenbeğendirmekşartıylavicdanlarüzerinehâkimiyetinimuhafazaveibkaetmek,–enbüyükharikaolmakla–ancaknübüvvetinhâssalarındanolabilir.

DördüncüNükteEvet, tehditlerle, korkularla, hilelerle efkâr-ı âmmeyi başka bir mecrâya çevirtmek

mümkünolur. Fakat tesiri cüz’îdir, sathîdir,muvakkat olur.Muhakeme-i akliyeyi az birzamandakapatabilir.

Amma irşadıyla kalblerin derinliklerine kadar nüfuz etmek, hissiyatın en inceleriniheyecanagetirmek,istidatlarıninkişafınayolaçmak,ahlâk-ıâliyeyitesisvealçakhuylarıimhaveizaleetmek,cevher-iinsaniyettenperdeyikaldırıphakikatiteşhiretmek,hürriyet-ikelâmaserbestîvermek,ancakşua-ıhakikattenmuktebesharikulâdebirmu’cizedir.

Evet,asr-ısaadettenevvelkizamanlardakalbkatılığıvemerhametsizliköylebirhaddebaliğ olmuştu ki, kocaya vermekten âr ederek kızlarını diri diri toprağa gömerlerdi!195

Asr-ı saadette İslâmiyet’in doğurduğu merhamet, şefkat, insaniyet sayesinde, evvelcekızlarınıgömerlerkenmüteessirolmayanlar,İslâmiyetdairesinegirdiktensonrakarıncayabileayakbasmazoldular.Acababöyleruhî,kalbî,vicdanîbirinkılâphiçbirkanunatatbikedilebilirmi?Bunüktelericeyb-ikalbinesoktuktansonra,bunoktalaradadikkatet:

1.Tarih-i âlemin şehadetiyle sabittirki,parmaklagösterilenenbüyükbirdâhi, ancakumumîbir istidadı ihyaveumumîbir hasleti ikazveumumîbir hissi inkişaf ettirebilir.Eğerböylebirhissideikazedememişisesa’yihephebâolur.

2.Tarihbizegösteriyorki,enbüyükbirinsan,hamiyet-imilliye,hiss-iuhuvvet,hiss-imuhabbet, hiss-i hürriyet gibi hissiyat-ı umumiyeden bir veya iki veyahut üç hissi ikazetmeye muvaffak olur. Acaba evvelki zamanların cehalet, şekavet, zulüm zulmetlerialtında gizli kalan binlerce hissiyat-ı âliyeyi, Ceziretü’l-Arab memleketinde, bedevî vedağınıkbirkavim içinde inkişaf ettirmekhârikulâdedeğilmidir?Evet, şems-ihakikatinziyasındandır.

Bu noktaları aklına sokamayanın, Ceziretü’l-Arab’ı biz gözüne sokarız. Eymuannit!Ceziretü’l-Arab’agit,enbüyükfilozoflardanyüztaneyideintihapet,berabergötür.Onlardaoradaahlâkınvemâneviyatıninkişafıhususundaçalışsınlar.Muhammed-iArabî’ninovahşetlerzamanındaovahşîbedevîlereverdiğicilâyı, senino filozofların, şumedeniyetveterakkiyâtdevrindeyüzdebirnisbetindeverebilirlermi?ÇünküoZât’ınyaptığıocilâilâhî,sabit,lâyetegayyerbircilâdırveO’nunbüyükmu’cizelerindenbiridir.

Ve kezâ, bir işte muvaffakiyet isteyen adam, Allah’ın âdetlerine karşı saffet vemuvafakatını muhafaza etsin ve fıtratın kanunlarına kesb-i muarefe etsin ve heyet-iiçtimaiye rabıtalarına münasebet peyda etsin. Aksi takdirde, fıtrat, adem-i muvafakatla

Page 96: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

cevapverecektir.

Ve kezâ, heyet-i içtimaiyede, umumî cereyanamuhalefet etmemek lâzımdır.Muhalefetedildiği takdirde, dolabın üstünden düşer, altında kalır. Binaenaleyh, o cereyanlarda,tevfik-i ilâhînin müsaadesine mazhariyeti dolayısıyla, o dolabın üstünde, Muhammed-iArabî’nin(aleyhissalâtüvesselâm)hakilemütemessikolduğusabitolur.

Evet, Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) getirdiği şeriatın hakâiki, fıtratınkanunlarındaki muvâzeneyi muhafaza etmiştir. İçtimaiyatın rabıtalarına lâzım gelenmünasebetleriihlâletmemiştir.Zamanuzadıkça,aralarındaittisalpeydaolmuştur.

Bundananlaşılırki,İslâmiyet,nev-ibeşeriçinfıtrîbirdindirveiçtimaiyatıtezelzüldenvikâyeedenyegânebirâmildir.

Bunüktelerileşunoktalarınazaraal,Muhammed-iHaşimî’ye(aleyhissalâtüvesselâm)bak.OZât,ümmîliğiyleberaber,birkuvvetemâlikdeğildi.NeO’nunvenedeecdadınınbirhâkimiyetleri sebkat etmemişti; bir hâkimiyete, bir saltanata meyilleri yoktu. Böyle birvaziyetteiken,mühimbirmakamda,tehlikelibirmevkide,kemâl-ivüsukveitmi’nanilebüyük bir işe teşebbüs etti, bütün efkâr-ı âmmeye galebe çaldı, bütün ruhlara kendisinisevdirdi,bütüntabiatlarınüstüneçıktı,kalblerdenbütünvahşetâdetlerini,çirkinahlâklarıkaldırarak pek yüksek âdât ve güzel ahlâkı tesis etti, vahşetin çöllerinde sönmüş olankalblerdekikasavetiincehissiyatlatebdilettirdivecevher-iinsaniyetiizharetti.

Onları,ovahşetköşelerindençıkararak,evc-imedeniyeteyükselttiveonları,ozamana,oâlememuallimyaptı.

Ve onlara öyle bir devlet teşkil etti ki, sâhirlerin sihirlerini yutan asâ-yı Mûsâ gibi,başka zalim devletleri yuttu ve nev-i beşeri istilâ eden zulüm, fesat, ihtilâl, şekavetrabıtalarınıyaktı,yıktıveazbirzamanda,devlet-i İslâmiye’yi şarktangarbakadar tevsiettirdi.

AcabaOZât’ınşumacerası,O’nunmesleğihakvehakikatolduğunadelâletetmezmi?

AltıncıMeseleBumesele,istikbalsayfasınabakar.Busayfadadahidörtnüktevardır.

BirinciNükteBir insan, ne kadar yüksek olursa olsun, ancak dört-beş fendemütehassıs vemeleke

sahibiolabilir.

İkinciNükteBazen olur ki, iki adamın söyledikleri bir söz, bir kelâm, mütefâvit olur; birisinin

cehline,sathîliğine;ötekisininilmine,maharetinedelâleteder.Şöyleki:

Page 97: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Bir adam,düşünmeden,gayr-imuntazambir surette söyler; ötekisi, o sözünevvelveâhirine bakar, siyak ve sibakını düşünür ve o sözün başka sözlerle münasebetlerinitasavvuredervemünasipbirmevkide,münbitbiryerdezereder.İştebuadamınşutarz-ıhareketinden,derece-iilimvemârifetianlaşılır.Kur’ân-ıKerîm’infenlerdenbahsederkenaldığıfezlekeler,bukabîlkelâmlardandır.

ÜçüncüNükteBuzamanda–vesait,âlâtveedevat–sanayiintekemmülüyleçocuklarınoyuncaklarıgibi

âdileşmiş olan çok şeyler vardır ki, eğer onlar bundan iki-üç asır evvel vücuda gelmişolsaydılar, harikalardan addedilecekti. Kezâlik, kelâmlarda, sözlerde de zamanın tesirivardır. Meselâ bir zamanda kıymetli bir sözün, başka bir zamanda kıymeti kalmaz.Binaenaleyh, şu kadar uzun zamanlar, asırlar boyunca gençliğini, güzelliğini, tatlılığını,garabetinimuhafazaedenKur’ân,elbetteveelbetteharikadır.

DördüncüNükteİrşadın tam ve nâfi olmasının birinci şartı, cemaatin istidadına göre olması lâzımdır.

Cemaat, avâmdır. Avâm ise, hakâiki çıplak olarak göremez, ancak onlarca malûm veme’lûf üslûp ve elbise altında görebilirler. Bunun içindir ki, Kur’ân-ı Kerîm, yüksekhakâiki, müteşâbihat denilen teşbihler, misaller, istiarelerle tasvir edip, cumhura, yaniavâm-ınâsınfehimlerineyakınlaştırmıştır.

Ve kezâ, tekemmül etmeyen avâm-ı nâsın tehlikeli galatlara düşmemesi için, hiss-izahirîilegördükleriveitikatettiklerigüneş,arzgibimeselelerdeicmalveiphametmişsede,yinehakikatlereişaretenbazıemareler,karînelervazetmiştir.

Bunükteleriaklınakoyduktansonra,şugelenfezlekeyedikkatet:

Şeriat-ıİslâmiye,aklîburhanlarüzerinemüessestir.Buşeriat,ulûm-uesasiyeninhayatînoktalarını tamamıyla tazammun etmiş olan ulûm ve fünûndan mülâhhastır. Evet,tehzibü’r-ruh, riyâzetü’l-kalb, terbiyetü’l-vicdan, tedbirü’l-cesed, tedvirü’l-menzil,siyasetü’l-medeniye, nizâmâtü’l-âlem, hukuk, muamelât, âdâb-ı içtimaiye, vesairevesaire..gibiulûmvefünûnunihtivaettikleriesasâtınfihristesi,şeriat-ıİslâmiye’dir.

Ve aynı zamanda, lüzum görülen meselelerde, ihtiyaca göre izahatta bulunmuştur.Lüzumluolmayanyerlerdeveyazihinlerinistidadıolmayanmeselelerdeveyahutzamanınkabiliyetiolmayannoktalarda,birfezlekeileicmaletmiştir.Yani,esaslarıvazetmiş,fakatoesaslardanalınacakhükümleriveyaesasatabinaedilecekfüruâtıakıllarahavaleetmiştir.Böyle bir şeriatın ihtiva ettiği fenlerin üçte biri bile, şu zaman-ı terakkide, en medenîyerlerde,enzekibirinsandabulunamaz.Binaenaleyh,vicdanıinsafilemüzeyyenolanzât,buşeriatınhakikatininbütünzamanlarda,bilhassaeskizamanda,tâkat-ibeşeriyedenhariçbirhakikatolduğunutasdikeder.

Page 98: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Evet, zahiren İslâmiyet dairesinegirmeyendüşman filozofları bile, buhakikati tasdiketmişlerdir.Ezcümle,AmerikalıfilozofCarlyle–Almanedib-işehîriGoethe’dennaklen–Kur’ân’ın hakâikine dikkat ettikten sonra, “Acaba İslâmiyet içinde âlem-i medeniyetintekemmülümümkünmüdür?”diyesormuştur.Yinebusualecevabendemiştirki:“Evet.Muhakkikler,şimdiodairedenistifadeediyorlar.”

YineCarlyledemiştirki:“Hakâik-iKur’âniyetulûettiğizaman,ateşgibibütündinleriyuttu. Zaten bu onun hakkı idi. Çünkü Nasârâ ve Yahudilerin hurafelerinden bir şeyçıkmadı.”İştebufilozof,

196

olanâyet-ikerîmeninmeâlinitasdiketmiştir.197(Hâşiye)

Suâl:GerekKur’ân-ıKerîmolsun,gerektefsiriolanhadis-işerifolsun,herfenden,herilimden birer fezleke almışlardır. Bir kitap veya bir şahsın yalnız fezlekeleri ihataetmekleharikaolmasılâzımgelmez.Birşahıs,pekçokfezlekeleriihataedebilir.

Cevap: Bahsettiğimiz fezleke, sellemehü’s-selâm fezlekeler değildir. Ancak, hüsn-üisabetle,münasip birmevkide vemünbit bir yerde, işitilmemiş çok işaretleri tazammunetmekle istimâl ve zer edilen fezlekelerdir. Kur’ân veya hadisin aldıkları fezlekeler, bukabîlfezlekelerdir.Bukabîlfezlekeler,tambirmelekeveıttıladansonrahâsılolabilirki,herbirfezleke,me’haziolanfenveyailminhükmündeolur.Buise,birşahıstaolamaz.

Azizarkadaş!Bumeselelerdeyazılanmuhakemelerinneticesiolarakşugelenkaideleridekoynunakoy,sanalâzımolur.

1.Birşahıs,çokfenlerdeihtisassahibiolamaz.

2.İkişahıstansuduredenbirsöz,istidatlarınagöretefavüteder.Yanibirisinegörealtın,ötekisinenazarankömürkıymetindeolur.

3.Fünûn,fikirlerinbirleşmesindenhâsılolup,zamanıngeçmesiyletekâmüleder.

4.Eskizamandanazarîolup,buzamandabedihîolmuşolançokmeselelervardır.

5.Zaman-ımâzi,buzamanakıyasedilemez;aralarındaçokfarkvardır.

6. Sahra ve çöl adamları, basit ve saf insanlar olduğundan, medenîlerin medeniyetperdesi altında gizleyebildikleri hile ve desiseleri bilmezler ve gizleyemezler; her işlerimerdânedir,kalblerivelisanlarıbirdir.

7. Çok ilim ve fenler vardır ki, âdetlerin telkiniyle, vukuatın talimiyle ve zamanla,muhitinyardımıylahusulegelirler.

8.Beşerinnazarı,istikbalenüfuzedemez,hususîkeyfiyatveahvâligöremez.

Page 99: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

9.Beşeriçinbirömr-ütabiîolduğugibi,yaptığıkanunlariçindebirömr-ütabiîvardır;onunnihayetiolduğugibi,bunundanihayetivardır.

10.İnsanlarınsıfatlarında,tabiatlarında,ahvâlindezamanvemekânınçoktesirivardır.

11. Eski zamanlarda harika addedilen çok şeyler vardır ki, mebâdi ve vesâitintekâmülüyleâdişeylerhükmünegeçmişlerdir.

12. Def’aten bir fennin icadına ve ikmal edilmesine, bir zekâ-yı harika olsa bile,muktedirolamaz.Ofen,ancakçocukgibitedricenkemâleerer.

Azizkardeşim!Bukaideleribirerbirersayıpkafanakoyduktansonra,zamanınhayalvehülyalarından,muhitinevhamvehurafelerindentecerrütet,çıplakol,buasrınsahilindendal,Ceziretü’l-Arabyarımadasınaçık.Oyarımadanınmahsulâtındanolaninsanlarınkılıkvekıyafetlerinegir,fikirlerinibaşınatak,pekgenişolanosahrayabak.Göreceksinki:

Birinsan,tekbaşına,nemuînivarveneyardımedeni;nesaltanatıvarvenedefinesi…Meydana çıkmış, bütün dünyaya karşı mübâreze ediyor. Ve umum insanlara hücumetmeyehazırlanmıştır.Veomuzlarınaküre-iarzdandahabüyükbirhakikatalmıştır.Elindede,insanlarınsaadetiniteminedenbirşeriattutmuşturki,libasabenzemiyor;ciltvederigibiyapışıkolup,istidad-ıbeşerininkişafınisbetindetevessüveinkişafetmeklesaadet-idareyniintaçvenev-ibeşerinahvâlinitanzimeder.

“Oşeriatınkanunları,kaidelerineredengelmişvenereyekadardevamedergider?”diyesorulduğu zaman, yine o şeriat, lisân-ı i’câzıyla cevaben diyecektir ki: Biz, Kelâm-ıEzelî’denayrıldık,nev-ibeşerinfikriyleberaberebedekadardevamedipgideceğiz.Fakatnev-ibeşerdünyadankat-ıalâkaettiktensonra,bizdesureten,teklifcihetiyleinsanlardanayrılacağız.Fakatmaneviyatımızveesrarımızlanev-ibeşerinarkadaşlığınadevamedip,onlarınruhlarınıgıdalandırarak,onlaradelilolmaktanayrılmayacağız.

Eyarkadaş!Bugördüğüngarip,acîbsayfanınbaştannihayetekadarihtivaettiğihaller,inkılâplar, vaziyetler, 198 ’deki emr-i tâcizîyi, nev-i beşere tekrar tekrar ilânediyorlar.

Azizkardeşim!Birkapıdahaaçıldı,orayabakalım.199 olan âyet-i kerîmenin işaret ettiği gibi, cemaatin istidadına göre

irşadın yapılması lüzumundan ve Şâri’in, cumhuru irşad etmekte takip ettiğimaksattangafletleri ve cehilleri dolayısıyla bazı insanlar, Kur’ân hakkında çok şek ve şüpheleremaruzkalmışlardır.Oşekveşüphelerinmenşeiüçemirdir.

1. Diyorlar ki: Kur’ân’da “müteşâbihât ve müşkilât” denilen, hakikî mânâlarıanlaşılmayan bazı şeylerin bulunması, i’câzınamünafidir. ZiraKur’ân’ın i’câzı, belâgatüzerinemüessestir;belâgatda,ancakifadeninzuhurvevuzuhunamebnidir.

2. Diyorlar ki: Yaratılışa ait meseleler, mübhem ve mutlak bırakılmıştır. Ve kezâ,

Page 100: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kâinatadairfünûndanpekazbahsedilmiştir.Buise,talimveirşadmesleğinemünafidir.

3. Diyorlar ki: Kur’ân’ın bazı âyetleri zahiren aklî delillere muhaliftir. Bundan, oâyetlerinhilâf-ıvâkiolduklarızihnegeliyor.Buise,Kur’ân’ınsıdkınamuhaliftir.

Oheriflerinzuumlarınca,Kur’ân’abirnakîseveşekveşüpheleresebepaddettiklerişuüçemir,Kur’ân-ıKerîm’ebirnakîseteşkiletmez.Ancak,Kur’ân’ıni’câzınıbirkatdahaisbat etmeye ve irşad hususunda Kur’ân’ın en beliğ bir ifade ile en yüksek bir üslûbuihtiyaretmesinesadık-ışahidvekat’îdelildir.Demekkabahat,onlarınfehimlerindedir–hâşâ–Kur’ân-ıKerîm’dedeğildir.

Evet, 200 Şâirin dediği gibi; fehimleri hasta olduğundan, sağlamsözleri ta’yib ediyorlar veya, ayı gibi, elleri üzüm salkımına yetişemediğinden, ekşidirdiyorlar. Bunların da fehimleri Kur’ân’ın o yüksek i’câzına yetişemediğinden, ta’yibediyorlar.

“Kur’ân-ıKerîm’demüteşabihatvardır.”dedikleribirincişüphelerinecevap:

Evet,Kur’ân-ıKerîm,umumîbirmuallimvebirmürşiddir.Halka-yıdersindeoturan,nev-i beşerdir. Nev-i beşerin ekserisi avâmdır. Mürşidin nazarında ekal, eksere tâbidir.Yani, umumî irşadını ekallin hatırı için tahsis edemez. Maahâzâ, avâma yapılankonuşmalardan havas hisselerini alırlar. Aksi halde, avâm, yüksek konuşmalarıanlayamadığından,mahrumkalır.

Ve kezâ, avâm-ı nâs, ülfet ettikleri üslûplardan ve ifadelerin çeşitlerinden ve daimahayallerinde bulunan elfaz, maâni ve ibarelerden fikirlerini ayıramadıklarından, çıplakhakikatleri ve akliyâtı fehmedemezler. Ancak, o yüksek hakâikin, onların ülfet ettikleriifadelerleanlatılmasılâzımdır.FakatKur’ân’ınböyleifadelerininhakikatolduğunaitikatetmemelidirlerki,cismiyetvecihetiyetgibimuhâlşeylerezâhipolmasınlar.Ancakogibiifadelere,hakâikegeçmekiçinbirvesilenazarıylabakılmalıdır.

Meselâ:Cenâb-ıHakk’ınkâinattaolantasarrufununkeyfiyeti,ancakbirsultanıntaht-ısaltanatında yaptığı tasarrufla tasvir edilebilir.Buna binaendir ki, 201âyetindekinâyetarikiihtiyaredilmiştir.Hissiyatıbumerkezdeolanavâm-ınâsayapılanirşadlarda,belâgatve irşadın iktizasınca,avâmın fehimlerinemürâat,hissiyatına ihtiram, fikirlerineveakıllarınagöreyürümeklâzımdır.Nasılkibirçocuklakonuşan,kendisiniçocuklaştırırveçocuklargibiçat-patederekkonuşurki,çocukanlayabilsin.Avâm-ınâsınfehimlerinegöreifadeedilenKur’ân-ıKerîm’inincehakikatleri, 202ileanılmaktadır.Yani,insanların fehimlerinegöreCenâb-ıHakk’ın hitâbâtında yaptığı bu tenezzülât-ı ilâhiye,insanların zihinlerinihakâikten tenfiredipkaçırtmamak için ilâhîbirokşamadır.Bununiçin,müteşabihatdenilenKur’ân-ıKerîm’inüslûpları,hakikatleregeçmekiçinveenderininceliklerigörmekiçin,avâm-ınâsıngözünebirdürbünveyanumaralıbirergözlüktür.

Bu sırra binaendir ki, büleğâ, büyük bir ölçüde ince hakikatleri tasavvur ve dağınık

Page 101: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

mânâlarıtasvirveifadeiçinistiâreveteşbihleremüracaatediyorlar.Müteşabihâtdahiincevemüşkilistiarelerinbirkısmıdır.Ziramüteşabihat,incehakikatleresuretlerdir.

“Kur’ân’damüşkilâtvardır.”dedikleribirincişüpheninikincikısmınacevap:

İşkâldediklerişeyyaüslûbunpekyüksekvemuhtasarolmasıylamânânınçokderinveinceliğinden ileri gelir; Kur’ân’ın müşkilâtı bu kabîldendir. Veya ibarede karışık vedüğümlü noktaların bulunmasından neşet eder; Kur’ân-ı Kerîm, bu kısım müşkilâttanmüberrâvemünezzehtir.Acabacumhurunzihnindenuzakvepekderinhakikatlerikolayve kısa bir suretle avâm-ı nâsın fehimlerine yakınlaştırmak ayn-ı belâgat değil midir?Belâgat,mukteza-yıhalimürâattanibaretdeğilmidir?Heygözlerinkörolsunherif!

“Yaratılışavemaddiyata dairmeselelerdeKur’ânmübhemgeçmiştir.” dedikleriikincişüphelerinecevap,şöyleki:

Şecere-iâlemde,meylü’l-istikmâlvardır.Yani,kâinatın,birağaçgibi,bütünzerrâtıveeczasıkemâlemeyledervekemâledoğruyürümektedirler.Oumumîmeylü’l-istikmâldenayrı olarak, insanda da meylü’t-terakki vardır. Bu meylü’t-terakki çekirdek gibidir;neşvünemâsıpekçoktecrübelervasıtasıylaolurveçokfikirlerinmahsulüolanneticeleriniçtimâıylateşekkülvetevessüetmeklefünûnuintaceder.Bufünûnda,mürettebedir.Yaniher ikinci fen, birincisinin neticesidir. Birincisi olmasa, o olamaz. Birincisinin onamukaddimeveulûm-umüteârifehükmündeolmasışarttır.

Bunabinaen,bundanonasırevvelgeleninsanlarafünûn-uhâzırayıdersvermekveyagaripmeselelerdenbahsetmek, onların zihinlerini şaşırtmaktan ve o insanları safsatalaraatmaktangayrıbirfaydavermezdi.

Meselâ,Kur’ân-ıKerîm,“Eyinsanlar!Şemsinsükûnuna,arzınhareketine203(Hâşiye-1)vebirkatre su içinde binlerce hayvanâtın bulunduğuna dikkat ediniz ki azamet-i ilâhiyeyianlayasınız.” demiş olsaydı, bütün o zamanların insanlarını tekzîbe sevketmiş olurdu.Çünkühiss-izahirîyemuhaliftir.Maahâzâ,onasırdanberigelipgeçeninsanlarışaşırtmak;yalnız fünûn-u cedidenin zuhurundan sonra gelen insanları memnun etmek, makam-ıirşadamuhalifolduğugibi,ruh-ubelâgatledekabil-itelifdeğildir.

Suâl: “Keşfiyat-ı fenniye ve fünûn-u hâzıra eski insanlara meçhul ve gayr-i me’lûfolduğundan,onlarıonlaradersvermekhatadır.”diyorsun.Bilhassaâhireteaitahvâlgibimüstakbeldekinazariyatdaböyledeğilmidir?Onlardabizemeçhulvegayr-ime’lûfturlar.Onlardanbahsetmekneiçinhataolmuyor?

Cevap:Müstakbeldekinazariyat,bilhassaâhirete ait ahvâlehiçbir cihetlehiss-i zahirîtaalluketmemiştirki,ohissinhilâfınısöylemekşaşırtmaolsun.Binaenaleyh,ogibişeyler,daire-iimkândadırlar.Öyleyse,onlaraitikatveonlarlaitmînanpeydaetmekmümkündür.Öyleyse,ogibişeylerinhakk-ısarihi,onlarıtasrihetmektir.Lâkinkeşfiyat-ıfenniye,eskiinsanlara göre, imkân ve ihtimâl dairesinden çıkıp, muhâl ve imtina derecesine

Page 102: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

girmişlerdir. Çünkü gözleriyle gördükleri şeyler, onlarca bedahet derecesine girmekle,onun hilâfı onlarcamuhâldir. Öyleyse, onların hissiyatına hürmeten, o gibimeselelerdebelâgatıniktizası,iphamveıtlaktırki,onlarabirşaşırtmaolmasın.

Fakat Kur’ân-ı Kerîm, irşadını noksan bırakmamıştır. Bu zamanın fencilerini deistifadeden mahrum etmemek üzere, çok karine ve emarelerin vaz’ıyla, hakikatlereişaretleryapmıştır.204(Hâşiye-2)

Ey insafsız! Seni insafa dâvet ediyorum.Bir kere 205 olanmeşhur düsturunazara almakla, zamanlarıyla muhitlerinin müsaadesizliğini düşünerek, telâhuk edenbinlerce efkârın neticelerinden doğan şu keşfiyat-ı fenniyeyi o zamanlardaki insanlarınkafamidelerialıphazmedemediklerinedikkatedersenanlayacaksınki;Kur’ân-ıKerîm’ino gibimeselelerde ihtiyar ettiği ipham ve ıtlak yolu, ayn-ı belâgat olduğu gibi, yükseki’câzınıdaisbataâşikârbirdelilolduğunu,gözünkördeğilsegöreceksin!

“Kur’ân’da, delâil-i akliyeye ve fennin keşfiyatınamuhalif bazı âyetler vardır.”dedikleriüçüncüşüphelerinecevap:

Kur’ân-ıKerîm’detakipedilenmaksad-ıaslî;“isbat-ıSâni,nübüvvet,haşir,adaletileibadet”esaslarınacumhur-unâsı irşadve îsal etmektir.Binaenaleyh,Kur’ân-ıKerîm’inkâinattanyaptığıbahistebeîdir,kastîdeğildir.Yaniligayrihîdir,lizâtihîdeğildir.

Yani,Kur’ân-ı Kerîm, Cenâb-ı Hakk’ın vücûd, vahdet ve azametine istidlâl suretiylekâinattanbahsetmiştir. Yoksa, kâinatın bizzat keyfiyetini izahetmek içindeğildir. ÇünküKur’ân-ı Kerîm, coğrafya, kozmoğrafya gibi kasten kâinatın keyfiyetinden mânâ-yıismiyle bahseden bir fen, bir kitap değildir. Ancak, kâinat sayfasında yazılan sanat-ıilâhiyenin nakışları ve yaratılan kudretin mu’cizeleri ve kozmoğrafyacıları hayrettebırakannizamveintizamla;mânâ-yıharfiyleSânivenizâm-ıhakikîyeistidlâlkeyfiyetiniöğretmek için nâzil olan bir kitaptır. Binaenaleyh, sanat, kasıt, nizam, kâinatın herzerresinde bulunur, matlup hâsıl olur; teşekkülü nasıl olursa olsun bizim matlubumuzataallukuyoktur.

Febinâen alâ zâlik, madem ki Kur’ân’ın kâinattan bahsi istidlâl içindir ve delilin demüddeâdanevvelmalûmolmasışarttırvedelilinmuhataplarcavuzuhumüstahsendir;bazıâyetlerinonlarınhissiyatınaveedebîmalûmâtlarınaimâleetmesivebenzetmesi,mukteza-yıbelâgatve irşadolmazmı?Fakatbuâyetlerin,hissiyatlarına imâleetmesimeselesiohissiyatakastendelâletetmekiçindeğildir.Ancak,kinâyekabîlindenohissiyatıokşamakiçindir.Maahâzâ,hakikateehl-itahkikiîsaliçin,karineveemarelervazedilmiştir.Meselâ,eğerKur’ân-ıKerîm,makam-ıistidlâldeşöylecedemişolsaydıki:“Eyinsanlar!güneşinzahirîhareketiylehakikîsükûnunavearzınzahirîsükûnuylahakikîhareketineveyıldızlararasında câzibe-i umumiyenin garibelerine ve elektriğin acîbelerine ve yetmiş unsurarasındahâsılolan imtizacatavebiravuçsu içindebinlermikrobunbulunmasınadikkatedinizki,bugibiharikaşeylerdenCenâb-ıHakk’ınherşeyekâdirolduğunuanlayasınız.”

Page 103: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

deseydi,delil,müddeâdanbinlercederecedahahafî,dahamüşkülolurdu.Hâlbuki,delilinmüddeâdandahahafîolması,makam-ıistidlâleuymaz.Maahâzâ,onlarınhissiyatınaimâleedilenâyetlerkinayekabilindenolup,ifadeettiklerizahirîmânâlarısıdkveyakizbemedarolamaz.

Evet,görmüyormusun, ’dekihiffetiifadeediyor?Aslı olsun olsun,neolursaolsun,bizetaalluketmez.

Hülâsa:MademkiKur’ân, bütün zamanlardaki bütün insanlara nâzil olmuştur206; şuşüphe addettikleri umûr-u selâse, Kur’ân’a nakîse değil, Kur’ân’ın yüksek i’câzınadelillerdir.

Evet,Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ıtalimedenCenâb-ıHakk’akasemederimki,oBeşîrveNezîr’in (aleyhissalâtü vesselâm) basar ve basîreti, hakikati hayalden tefrik edememektenmünezzehtir,celildir,celîdir;veyainsanlarıkandırarakmağlatalaradüşürtmekten,meslek-iâlileriganîdir,âlidir,temizdir,tâhirdir!

YedinciMesele207(Hâşiye)

HazretiMuhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) izhar ettiği mahsus ve zahirî ve insanlarcameşhur ve malûm olan harika ve mu’cizelerinin ekserisi, tarih ve siyer kitaplarındamezkûrdurveaynızamanda,muhakkikîn-iulemâtarafındanizahvebeyanedilmişlerdir.Binaenaleyh, tafsilâtınıokitaplarahavaleileyalnızoharikalarınnevilerini icmâlenizahedeceğiz.

Evet, Peygamber’in (aleyhisselâm) zahirî harikalarının her birisi âhâdî olup mütevâtirdeğilse de, o âhâdîlerin heyet-imecmuası ve çok nevileri,mütevâtir-i bilmânâdır.Yani,lafızve ibarelerimütevâtirdeğilsede,mânâlarıçokinsanlar tarafındannakledilmiştir.Oharikalarınnevileriüçtür:

Birincisi: “İrhâsât” ile anılmaktadır ki, Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm)nübüvvetindenevvelzuhuredenharikalardır.Mecusîmilletinintaptığıateşinsönmesi208,Sava denizinin sularının çekilmesi209, Kisrâ sarayının yıkılması210 ve gaipten yapılantebşirler211gibişeylerdir.SankioHazretin(aleyhissalâtüvesselâm)zaman-ıvelâdeti,hassasvekeramet sahibi imiş gibi, o Zât’ın kudüm ve gelmesini şu gibi hâdiselerle tebşirattabulunmuştur.

İkincinevi ihbârât-ıgaybiyedir ki; bilâhare vukua gelecek pek çok garip şeylerdenbahsetmiştir.Ezcümle;KisrâveKayser’indefinelerininİslâmelinegeçmesi,212Rumlarınmağlûp edilmesi,213 Mekke’nin fethi,214 Kostantiniye’nin alınması215 gibi hâdisattanhaber vermiştir. Sanki o Zât’ın cesedinden tecerrüt eden ruhu, zaman ve mekânınkayıtlarınıkırarak istikbalinher tarafınauçupgezmişvegördüğüvukuâtı söylemiştirvesöylediğigibidevukuagelmiştir.

Page 104: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Üçüncü nevi hissî harikalardır ki; muaraza zamanlarında kendisinden talep edilenmu’cizelerdir. Taşın konuşması,216 ağacın yürümesi,217 ayın iki paçaya bölünmesi,218

parmaklarından su akması219 gibi… Tefsir-i Keşşâf’ın müellifi Zemahşerî’nin dediğinegöre, oHazret’in bu nevi harikaları bine bâliğ olmuştur.220 Ve bir kısmı damütevâtir-ibilmânâdır.221 Hatta Kur’ân’ı inkâr edenlerden bir kısmı, inşikak-ı kamer mânâsındatasarrufetmemişlerdir.

Suâl: İnşikak-ı kamer bütün insanlarca kesb-i şöhret etmesi lâzım bir mu’cize ikenâlemceokadarşöhretbulmamıştır.Esbâbınedir?

Cevap: Matla’ların ihtilâfı ve havanın bulutlu olmasının ihtimali.. ve o zamandarasathanelerinbulunmaması..vevaktinuykugibigafletzamanıolması..veinşikakınâniolması gibi esbaptan dolayı, herkesçe o vak’anın görünmesi ve malûm olması lâzımgelmez.Maahâzâ,Hicazmatla’ıylamatla’larıbirolanyerlerde,ogeceyollardabulunankervanvekafilelerdennaklen,inşikakınvukuageldiğihakkındaçokrivayetlervardır.222

Üçüncünevimu’cizelerin reisiveenbüyüğüKur’ân-ıAzîmüşşân’dırki,yedivecihlemu’cizeolduğunamezkûrâyetleişaretedilmiştir.

Arkadaş!Şumeseleleriazçokfehmettin.

Şimdi,buâyetinmâkabliyleolancihet-iirtibatınabakalım:

Evet, İbni Abbas’ın (radiyallâhu anhumâ) 223 âyetindeki “ibadet”i, tevhidle tefsirettiğine nazaran, evvelki âyet isbat-ı tevhid hakkındadır, bu âyet de isbat-ı nübüvvethakkındadır. Nübüvvet-i Muhammediye (aleyhissalâtü vesselâm) ise, tevhidin en büyük birdelilidir.224 Demek ki bu iki âyet arasında cihet-i irtibat, aralarındaki dâlliyet vemedlûliyetalâkasıdır.Yanibiridelil,diğerimedlûldur.

Nübüvvetinisbatı,ancakmu’cizelerleolur.Enbüyükmu’cizesiise,Kur’ân-ıKerîm’dir.Evet,Kur’ân’ınmu’cizeolduğu,âlem-iİslâm’cakabulvetasdikedilmişbirhakikattir.

Ammamuhakkikîn-iulemâ tarafından,Kur’ân’ınvücûh-u i’câzıhakkında ihtilâfvâkiolmuştur.Yani, i’câzını intacedencihetlerçoktur.Herbirmuhakkik,birciheti tercihveihtiyaretmiştir;aralarındamuhalefet,musademeyoktur.

İ’câzınvecihleri:

1.Gaipten,istikbâldenhabervermesi.

2.Âyetlerindetenakuz,tehalüf,hatabulunmaması.

3.Nazımilenesirarasında,ediplercegayr-imalûmbirüslûbuihtiyaretmesi.

4.Okur-yazarolmayanbirZât’tansuduretmesi.

5.Tâkat-ibeşeriyefevkindeulûmvehakâikiihataetmesigibipekçokşeylerdir.

Page 105: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Lâkini’câzınınenyüksekvechi,nazmındakibelâgattendoğmuştur.Evet,Kur’ân’ınbunevi i’câzı, beşerin tâkatinden hariç bir derecededir.Bu hakikati tafsilen anlayıp kanaathâsıl etmek isteyen, bu tefsiri ve emsâli eserleri ve Yirmi Beşinci Söz’ü zeyilleriyleberabermütalâaetsin.

Fakat icmalî bir malûmâtı elde etmek isteyenler de, belâgatın imamları bulunanAbdülkâhir-iCürcanî,Zemahşerî,Sekkâkî,Câhız’ınbukısımi’câzhakkındaüç tarik ilebeyanettiklerimalûmâttan,miktar-ıkâfimalûmâteldeedebilir:

Birinci tarik: Arap kavmi maarifsiz, bedevî bir millet idi. Muhitleri de, onlar gibibedevîbirmuhitidi.Divanları,şiiridi.Yani,medâr-ıiftiharolanhallerini,şiirilekayıtvemuhafazaederlerdi.İlimleri,belâgatidi.Medâr-ıiftiharları,fesahatidi.Sairkavimlerdenfazlabirzekâyamâlikidiler.Başkainsanlaranisbetencevvalfikirlerivardı.

İşteArapkavmiböylebirvaziyette ikenvezihinleridebaharçiçeklerigibiyeniyeniaçılmayabaşlarken,birdenbireKur’ân-ıAzîmüşşân,yüksekbelâgatiyle,harikafesahatiylemele-iâlâdanyeryüzüneindi.Araplarınmedâr-ıiftiharlarıvetimsâl-ibelâgatleriolanvebilhassaKâbeduvarındateşhiredilmeküzerealtınsuyuileyazılmış“Muallakât-ıSeb’a”unvanıyla anılan en meşhur ediplerin en beliğ ve en fasih eserlerini iftihar listesindensildirtti.

Maahâzâ,HazretiMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm)Kur’ân’lamuarazayaveKur’ân’abirnazîre yapılmasına onları şiddetle dâvet etmekten geri durmuyordu, damarlarınadokunduruyordu, techil ve terzil ediyordu. OHazretin yaptığı böyle şiddetli hücumlarakarşı,oumera-yıbelâgatvehükkâm-ıfesahatunvanıylaanılanArapedipleri,birkelimeiledahimukabeledebulunamadılar.Hâlbukikibir ve azametleri, enaniyetleri vegöklerekadarçıkangururlarıiktizasınca,gecegündüzçalışıpKur’ân’abirnazîreyapmalıydılarki,âlemekarşırezilverüsvâyolmasınlar.

Demek bu meselenin uhdesinden gelemediklerinden, yani Kur’ân’ın bir benzeriniyapmaktanâcizkaldıklarındansükûtamecburolmuşlardır.İşteonlarınbuıztırarîsükûtlarıaczlerini meydana çıkardı. Ve bunların aczlerinden de, i’câz-ı Kur’ân’ın güneşi tulûetmiştir.

İkinci tarik: Kelâmların hâsiyetlerini, kıymetlerini, meziyetlerini bilip altınlarınıbakırından tefrik eden bütün ehl-i tahkikten, tetkikten, tenkitten, dost ve düşmanlartarafındanKur’ân-ıKerîm sûre sûre, âyet âyet, kelime kelimemihenk taşına vurularak,altından mâadâ bir bakır eseri görülmemiştir. Bu ağır imtihandan sonra, Kur’ân-ıAzîmüşşân’ınihtivaettiğimezâyâ,letâif,hakâikinhiçbirbeşerkelâmındabulunmadığınaşehadetetmişlerdir.

Onların sıdk-ı şehadetleri şöylece isbat edilebilir: Kur’ân’ın insan âleminde yaptığıbüyükinkılâpvetebeddülveşarkvegarbıiçinealantesisettiğidin,diyanetvezamanıngeçmesiyle gençlik ve şebabiyetini; ve tekerrür ettikçe halâvetinimuhafaza etmesi gibi

Page 106: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

harikahalleri, 225âyetiniokuyupilânediyorlar.

Üçüncütarik:Belâgat imamlarındanmeşhurCâhız’ın tahkikatınagöre,Arapedipvebeliğlerinin Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) dâvâsını kalem ile iptal etmeyetarifegelmezderecedeihtiyaçlarıvardı.VeoHazretekarşıolankin,adavetveinatlarıylaberaber,enkolay,enyakın,enselimolankalemveyazıilemuarazayıterkveenuzun,enmüşkül, en tehlikeli ve şüpheli seyf ve harp ile mukabeleye mecburen iltica ettiler.226

Suret-i kat’iyede bundan anlaşıldı ki, Kur’ân’ın benzerini yapmaktan âciz kalmışlardır.Zira,herikiyolunarasındakifarkıbilmeyenlerdendeğildiler.

Binaenaleyh,birinciyoliptal-idâvâiçindahamüsaitikenonuterkedip,hemmalları,hem canları tehlikeye atan başka bir yola sülûk eden, ya sefihtir hâlbuki müslümanolduktansonrasiyaset-iâlemielinealanlarasefihdenilemez–veyabirinciyolasülûktankendileriniâcizgörmüşlerdir.Onuniçinkalemyerineseyfemüracaatetmişlerdir.

Suâl:Kur’ân’abirnazireyapmakmümkinâttanimiş,fakatnasılsayapılmamıştır?

Cevap: Mümkinâttan olmuş olsaydı, damarlarına dokundurulanlar, behemahalmuarazayı arzu ederlerdi. Ve muaraza arzusunda bulunmuş olsaydılar, muarazayapacaklardı.Çünkü iptal-idâvâ içinmuarazaya ihtiyaçlarıpekşedit idi.Muarazaetmişolsaydılar,gizlikalmazdı,tezahürederdi.Çünkütezahürünerağbetçokolduğugibi,esbapdahi çok idi. Tezahür etseydi, âlemde şöhret bulurdu. Şöhret bulmuş olsaydı,Müseylime’nin hezeyanları227 gibi behemahal tarihte bulunacaktı. Madem ki tarihtebulunmamıştır,demekyapılmamıştır.Mademyapılmamıştır,demekKur’ânmu’cizedir.

Suâl: Müseylime, fusahâ-yı Arap’tan olduğu halde sözleri niçin âleme maskaraolmuştur?

Cevap: Çünkü onun sözleri, bin derece fevkinde bulunan sözlere karşı mukabeleyeçıktığındançirkinvegülünçolmuştur.Evet,güzelbiradam,HazretiYusuf(aleyhisselâm)ileberabergüzellikimtihanınagirerse,elbetteçirkinvegülünçolur.

Suâl: Kur’ân-ı Kerîm hakkında şek ve şüpheleri olanlar, Kur’ân’ın bazı terkip vekelimelerigüyanahivilmininkaidelerinemuhalefetetmişgibişüpheîkaetmişlerdir?

Cevap: Bu gibi heriflerin, ilm-i nahvin kaidelerinden haberleri yoktur. Sekkâkî’nindediğigibi,efsah-ıfusahâolanHazretiMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm),Kur’ân-ıKerîm’iuzun uzun zamanlarda tekrar tekrar okuduğu halde o hataların farkında olmamış da bucahil herifler mi farkında olmuşlardır?228 Bu, hangi akla girer ve hangi kafaya sığar?Sekkâkî,“Miftah”ınınsonunda,bugibicahilleriiyitaşlamıştır.229

Evet,birşâirindediğigibi,

“Herürenkelbinağzınabirtaşatacakolsandünyadataşkalmaz.”

Page 107: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Buâyetimâkabliyleraptedenikincivecihise:

Evvelki âyet vakta ki ibadeti emretti, sanki “İbadetin keyfiyeti nasıldır?” diye sâmiinzihninebirsualgeldi;“Kur’ân’ıntâlimettiğigibi”diyecevapverildi.

Tekrar,“Kur’ân’ınAllah’ınkelâmıolduğununasılbileceğiz?”diyeikincibirsualedahakapıaçıldı.

Busualecevaben 230âyetiylecevapverildi.Demekherikiâyetinarasındakicihet-iirtibat,birsual-cevapvebiralış-veriştir.

Arkadaş!Buâyetin ihtivaettiğicümlelerinarasınagirelim,bakalımaralarındanegibimünasebetlervardır?

Evet, cümlesi,mukadderbirsualecevaptır.ÇünküKur’ân,evvelkiâyetteibadetiemrettiğivakit,“AcabaibadeteolanbuemrinAllah’ınemriolupolmadığınınasılanlayacağızkiimtisâledelim?”diyebirsualsâmiinhatırınageldi.

Bu suale cevaben denildi ki: “EğerKur’ân’ın ve dolayısıyla bu emrinAllah’ın emriolduğundaşüphenizvarsa,kendinizitecrübeedinizveşüpheniziizaleediniz.”

Ve eyzan, vaktâ kiKur’ân, sûrenin evvelinde 231 cümlesiyle kendisini senâetti, sonramüminlerinmedhine, sonra kâfir vemünafıkların zemmine intikal etti, sonraibadet ve tevhidi emrettikten sonra sûrenin başına dönerek cümlesini te’kîden

232 cümlesini zikretti. Yani; “Kur’ân, şek ve şüphelere mahal değildir.Sizin şüpheleriniz, ancak kalblerinizin hastalığından ve tabiatınızın sekametinden neşetediyor.”“Evet,gözlerihastaolan,güneşinziyasınıinkâreder;ağzıacıolan,tatlısuyaacıder.”

: Yani: “Kur’ân’ın mislinden bir sûre getiriniz.” Arkadaş! Bu cümleyicümlesiylebağlayan ,edat-ışarttır.Şartedatları,daima–hararetleateşgibi–birisebep,diğerimüsebbep iki cümleye dahil olurlar. İlm-i nahivce, birisine fiilü’ş-şart, ikincisinecezaü’ş-şart denir. Bu iki cümle arasında, hararetle ateş arasında olduğu gibi “lüzum”lâzımdır.Hâlbukibu iki cümlearasında lüzumgörünmüyor.Binaenaleyh, âyetin ihtisarıdolayısıyla, ortadan kaldırılan cümlelere müracaat lâzımdır. Mukadder cümleler ise,

233emirleridir.Bunlar,sırayla,ikincisibirincisinelâzımdır.Yaniityan(delilgetirmek), tecrübeye lâzımdır; tecrübe taallüme, taallüm vücûb-u teşebbüse, vücûb-uteşebbüs de teşebbüse, teşebbüs de raybe lâzımdır. Demek bu kadar lüzumların takdirilâzımdır ki, “Kur’ân’ın birmislini getiriniz.” ile “Kur’ân’da şüpheniz varsa..” arasındalüzumtezahüredebilsin.

234:Bucümlenin,üçvecihlemâkabliyleirtibatıvardır:

Birincivecih:“Kur’ân’amuarazaetmektenzahirolanaczimiz,bütüninsanlarınacziniistilzam etmez. Biz yapamadık, ama başkaları yapabilirler.” diye zihinlerine gelen

Page 108: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

vesveseyidefetmek için,Kur’ân-ıKerîm,buâyetin lisanıyla,“Büyüklerinizi, reislerinizideçağırınız,sizeyardımetsinler.”diyeonlarıilzametmiştir.

İkinci vecih: “Eğer biz muaraza teşebbüsünde bulunsak, bizi destekleyen, müdafaaeden yoktur.” diye ileri sürdükleri zuumlarını da reddetmiştir ki, “Herhangi bir meslekolursa olsun, mutaassıpları çoktur. Muaraza ettiğiniz takdirde, sizi müdafaa eden çokolur.”diyeonlarıiskâtetmiştir.

Üçüncü vecih: Kur’ân-ı Kerîm, sanki onlara istihzâen diyor ki: “Muhammed(aleyhissalâtü vesselâm), bütün insanlara nübüvvetini tasdik ettirmek içinAllah’ından yardımistedi.Allah’ıda,Kur’ân’ınasikke-ii’câzıbasarakpekçokinsanlaratasdikettirdi.Sizinâlihelerinizdenbirfaydanızvarsa,sizdeonlarıçağırınız,sizeyardımetsinler.”

235 : Yani, “Tecrübeden sonra bakınız; muarazaya kadir olmadığınız takdirde,aczinizzahirolurvemuarazayıdayapmışolmazsınız.”

236 : Yani, “Mâzide yapamadığınız gibi, bundan sonra da kat’iyetleyapamayacaksınız.” Binaenaleyh, “Bizim mâzide yapamamamız, istikbalde beşerinyapamamasınıistilzametmez.”diyeizharettikleriobahaneyide, iledefetmiştir.

Veaynızamandaüçvecihlei’câzaişaretyapmıştır:

Birincivecih:Gaiptenhabervermiştirveihbarettiğigibidemuarazavâkiolmamıştır.Bakınız, milyonlarca Arabî kitap vardır ve bütünmüellifler, dost olsun, düşman olsun,Kur’ân’ınüslûbunutaklitetmeyefevkalâdemüştâkolduklarıhalde,hiçbirmüellif,hiçbirkitabındaKur’ân-ıKerîm’inüslûbunutaklitetmeyemuvaffakolamamıştır.SankiKur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan, yani, bir şahısta inhisar etmiş bir nevidir. Binaenaleyh,Kur’ân-ı Kerîm, ya bütün kitapların altındadır –bu, gülünç bir sözdür– veya bütünkitaplarınfevkinde,fevka’l-küllbirnâdiredir.

İkincivecih:Böylebüyükbirdâvâdavemüşkülbirmakamda,onlarınâsaplarınıtahrik,izzet-i nefislerini kırmak suretiyle “Yapamayacaksınız.” diye kat’iyetle verdiği hüküm,onunemin,mutmain,itimadlıolduğunabirdelildir.

Üçüncüvecih:SankiKur’ân-ıKerîmdiyorki:“Sizler,fesahatinümerâsıveherkestenziyadefesahatemuhtaçolduğunuzhalde,muarazayakadirolamadınız.BeşerdeKur’ân’ınmuarazasınakadirolamaz.”

Ve kezâ, Kur’ân’ın neticesi olan İslâmiyet’e bir nazîrenin yapılmasına zaman-ı mâzikâdirolmadığıgibi,istikbalzamanıdaonunmislindenâcizkalacağınabirişarettir.

237 : Yani, “Kâfirlere hazırlanan bir ateşten sakınınız ki, odunu,insanlar ile taşlardır.” cümlesi cümlesine cezaü’ş-şart olduğu cihetle, aralarındalüzumun bulunması lâzımdır. Hâlbuki muârazanın yapılmaması, ateşten sakınmayıistilzam etmez.Binaenaleyh, ihtisar için ortadan kaldırılan cümleleremüracaat etmekle,

Page 109: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

bulüzumuarayıpbulacağız.Şöyleki:

1.Muarazanınyapılmamasından,Kur’ân’ıni’câzılâzımgelir.

2.Kur’ân’ıni’câzından,Allah’ınkelâmıolduğulâzımgelir.

3.Allah’ınkelâmıolduğundan,emirlerineimtisâllâzımgelir.

4.Emirlerineimtisâlden,ibadetinyapılmasılâzımgelir.

5.İbadetinyapılması,ateşegirmemeyevesiledir.

İşte bu cümlelerin arasında bulunan lüzumların silsilesinden, ile arasındaki ogizlilüzumtezâhüreder.Vebuyapılanîcazveihtisardan,i’câzınbirşuâımeydanagelir.

238 : Kur’ân-ı Kerîm, onları cümlesi ile tehdit ettikten sonra,kelimesinin bu cümle ile vasıflandırılmasıyla da o tehdidi tekid ve teşdid etmiştir.Zira,odunuinsanlariletaşlarolanbirateşinheybeti,dehşetivehavfıdahaşedittir.

Vekezâ,bucümleile,sanemlereibadetyapanlarızecirvemenetmeyeişaretyapılmıştır.Şöyle ki: “Ey insanlar! Allah’ın emirlerine imtisâl etmeyip, bilhassa taşlara ve camidşeylereibadetyaparsanız,muhakkakbilinizki,tapanlariletaptıklarışeyleriyiyipyutacakbirateşegireceksiniz!”

239:Bucümle, ile cümleleriarasındakilüzumuizahedervekararlaştırır.Yani,şuateşazabı,Kur’ân’aimtisâletmeyenkâfirlerehazırlanmıştır.Hembuateş,tufanve sairmusibetler gibi iyi-kötü bütün insanlara şâmilmusibetlerden değildir. Ancak bumusibeti celbeden, küfürdür. Bu belâdan kurtuluş çaresi, ancak Kur’ân-ı Kerîm’eimtisâldir.

Mâzisîgasıylazikredilen kelimesi, cehenneminel’anmahlûkvemevcutolup,Ehl-iİ’tizal’inbilâharevücudageleceğinezehaplarıgibiolmadığınaişarettir.

Eyarkadaş!Ateşunsuru,kâinatınbütünkısımlarınıistilâetmişpekbüyükbirunsurdur.Bir damar gibi kâinatın yaratılışından başlayarak her tarafa dal budak salıp gelen şuşecere-i nâriyeye nazar-ı hikmetle dikkat edilirse, bu şecerenin başında, yani sonundabüyükbirmeyveninbulunduğuanlaşılır.Evet,toprağıniçindebüyükveuzunbirdamarıgören adam, o damarın başında kavun gibi birmeyvenin bulunduğunu zannetmesi gibi,âlemin her tarafında damarları bulunan şu şecere-i nâriyenin de cehennem gibi birmeyvesininbulunduğunabilhads,yanisürat-iintikalilehükmedebilir.

Suâl:Cehennemşimdimevcutolduğutakdirde,yerinerededir?

Cevap:BizEhl-iSünnetve’l-Cemaat,el’ancehenneminvücudunaitikatediyoruz,amayerinitayinedemiyoruz.

Suâl:Bâzıhadislerinzahirinegöre,cehennemtahte’l-arzdır240;yaniyerinaltındadır.Vekezâ,birhadisenazaran,cehennemateşinindünyaateşindenikiyüzderecefazlaharareti

Page 110: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

vardır.241Bunoktalarınizahı?

Cevap: Kürenin tahtı, merkezinden ibarettir. Buna binaen, arzın tahtı, merkezidir.Nazariyât-ı hikemiyece sabit olduğu vecihle, arzın merkezinde, harareti iki yüz bindereceyebaliğbirateşvardır.Çünküherotuzüçmetrederinliğinde,tahminenbirderecehararetartar.Bunabinaen,merkezekadar ikiyüzbinderecelibirhararetmeydanagelir.İşte bu nazariyeye, mezkûr hadisin meâli mutâbık gelir. Buna binaen, küre-i arzınmerkezinde bulunan iki yüz bin derece hararetli bir ateş, cehenneme bir çekirdekhükmündeolup,kıyamette,kabuğuhükmündebulunantabaka-yıtürabiyeyiçatlatıp,bütündehşetiyle çıkar, tevessü etmeye başlar ve tam teçhizatıyla cehennem meydana gelir,denilebilir.

Vekezâ,birhadisenazaran,“zemherir”242namında,burudet ileyakanbirateşvardır.Buhadisde,onazariyeyemutâbıktır.Zira,merkez-iarzdansathınakadarderecedereceartanveya tenakusedenateş,zemherirdedahilolmaküzere,ateşinbütünmertebelerineşâmildir. Hikmet-i tabiiyede takarrur ettiği gibi, ateş, bazen öyle bir dereceye gelir ki,yakınındabulunanşeylerdenhararetleri tamamencelpvecezbetmekle,onlarıbürudetileyakarvesuyuincimadettirir.

Suâl: Mezkûr hadise göre, cehennem, arzın merkezindedir. Hâlbuki arz, cehennemenisbetenbiryumurtakadardır.Okocamancehennem,arzınkarnındanasılyerleşir?

Cevap: Evet, âlem-i mülk, yani âlem-i şehadet, yani bu görmekte olduğumuz âlemegöre, cehennem, arzın içindedir diye, cehennemi küçük gösteriyoruz. Amma âlem-iâhiretenazaran,cehennemöyleazametpeydaederki,binlercearzlarıiçinealır,doymaz.Bu âlem-i şehadet, bir perde gibi, onun tevessüüne mâni olmuştur. Binaenaleyh, arzıniçindekicehennemdenmaksat,cehenneminkalbivecehenneminçekirdeğidir.

Ve kezâ cehennemin arzın altında bulunması,243 arzın karnında veya arz ilemuttasıl,yapışık olmasını istilzam etmez. Zira şems, kamer, yıldız, arz gibi küreler, hep şecere-ihilkatinmeyveleridir.Malûmdurki,meyveninaltı,bütündallarınaralarınaşumulüvardır.Binaenaleyh, Allah’ınmülkü pek geniştir. Şecere-i hilkatin dalları da her tarafa uzanıpgitmiştir;cehennemnereyegiderse,yerivardır.

Ve kezâ, bir hadise göre, cehennem matvîdir,244 yani bükülmüştür, yani tam açıkdeğildir.Demek cehennemin, bir yumurta gibi, arzınmerkezindemevcut245 ve bilâharetezahüredeceği,mümkinâttandır.

İhtar:CehenneminşimdimevcutolmadığınaMutezilelerisevkeden,buhadisolsagerektir.

Arkadaş! Bu âyetin cümlelerini yoklayalım, bakalım, o zarflar nasıl sadeflerdir,içlerindenegibicevherlervardır?

Evet, 246cümlesininbaşındaki harf-iatıftır.Malûmya,birşeyindiğerbirşeyeatfı,aralarındabirmünasebetinbulunmasınamütevakkıftır.Hâlbuki ile

Page 111: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

247cümleleriarasındamünasebetgörünmüyor.Bunlarınaralarındakimünasebet,ancakikisualvecevabıntakdiriyletezahüreder.Şöyleki:

Evvelkiâyetteibadeteemredildiğinde,“İbadetnasıldır?”diyevâridolansualecevaben,“Kur’ân’ın talimettiğigibi”denildi.“Kur’ânAllah’ınkelâmımıdır?”diyeedilen ikincisualecevaben denildi.İşte,herikicümlearasındabusuretlemünasebettezahürederveharf-iatfındamuktezasıyerinegelir.

Suâl: şekvetereddüdüifadeeder. ise,cezmvekat’iyetedelâleteder.Onlarınşekveraybları, Kur’ân hakkında kat’îdir. Binaenaleyh, makamın iktizası hilâfınakelimesinin kelimesinetercihenzikrindenegibibirişaretvardır?

Cevap:Evet,onlarınşekverayblarını izaleedecekesbâbınzuhurundandolayı,ogibişüphelerinvücudunakat’iyetlehükmedilemeyeceğine,ancakoşeklerinvücudunayineşekveşüpheilehükmedilebileceğineişarettir.

İhtar: kelimesininifadeettiğişekvetereddüd,üslûbuniktizasınagöredir,hâşâ,mütekellimeaitdeğildir.

ile cümleleribirmânâyıifadeettikleriveikincicümle,birincicümledenkısaolması üslûba daha uygun olduğu halde, birinci cümlenin ikinci cümleye tercihen zikri,onlarınrayblarınınmenşei,hastatabiatlarıylakötüvücutlarıolduğunaişarettir.

Suâl: Onlar rayblara zarf ve mahal oldukları halde, onları mazruf, raybı onlara zarfgöstermekneyebinaendir?

Cevap:Evet,kalblerindekiraybınzulmetibütünbedenlerine,kalıplarınaintişarveistilâetmişolduğundan,kendilerininraybiçindebulunduklarısanılmaktaolduğunaişarettir.

Nekre olarak kelimesinin zikri, tâmim içindir. Yani, hangi raybınız varsa, cevapbirdir; her bir raybınıza karşı mahsus bir cevap lâzım değildir. Hangi çareyebaşvurursanız, alacağınız cevap, Kur’ân’ın i’câzıdır. Evet, bir çeşme başında su içiptatlılığınıanlayanbiradam,bütünoçeşmeden teşâubedenarkları tecrübeetmeyehakkıyoktur;ziramenbaıbirdir.Kezâlik,bir sûreninmuarazasındanâcizkalanadamın,bütünKur’ân’ıtecrübeyehakkıyoktur.ÇünküKâtipbirdir.

’daki 248,beyanıifadeettiğinden, kelimesinintakdiriniister.

Takdir-ikelâm: 249olsagerektir.

tâbirinden anlaşılır ki, onların şüphelerininmenşei nüzûl sıfatı olup, kat’î cevaplarıda,isbat-ınüzûldür.

Tedricen,yaniâyetâyet,sûresûre,hâdiseleregörenüzûlüifadeedentef’ilbabındankelimesinin, def’aten nüzûle delâlet eden if’al babından kelimesine tercihenzikredilmesi, onların, dâvâlarında “Niçin Kur’ân def’aten nâzil olmamıştır?” diye delilgetirdiklerineişarettir.

Page 112: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

:AbdlafzınınnebîveyaMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm)lafızlarınacihet-itercihi;abdtâbiri, Peygamber’in (aleyhissalâtü vesselâm) azametine ve ibadetin ulüvv-ü derecesine işaretolduğugibi, emrinitekiddirveResûl-iEkremhakkındavâritolanvehimleridefetmektirki,oZâtbütüninsanlardanziyadeibadetyapmışveKur’ân’ıokumuştur.

250 :Bu emir, tâciz içindir.Yani emirdenmaksat,muhataptan bir şey talep değildir.Ancak, başlarına vurmakla muarazaya, tecrübeye dâvet etmektir ki, aczleri meydanaçıksın.

251 :Bu tâbirden anlaşılır ki, onların ilzamları, aczleri son hadde baliğ olmuştur.Zira, dokuz dereceye bâliğ olan tahaddinin, yani muarazaya dâvet etmenin tâbirleri,tabakalarıvardır.

1.Yükseknazmıyla,ihbârât-ıgaybiyesiyle,ihtivaettiğiulûmuveâlihakâikiyleberabertambirKur’ân’ınmislini,ümmîbirşahıstangetiriniz.

2. Eğer böylecemislini getirmek takatinizin fevkinde ise, beliğ bir nazımla uydurmaşeylerdenolsun,getiriniz.

3.Eğerbunadakudretinizolmazsa,onsûrekadarbirmisliniyapınız.

4.Budamümkünolmadıysa,uzunbirsûreninmisliniyapınız.

5.Eğerbudasizekolaydeğilse,kısabirsûreninmisliolsun.

6.Eğerümmîbirşahıstanimkânbulamadıysanız,âlimvekâtipbiradamdanolsun.

7.Budaolmadığıtakdirde,biribirinizeyardımetmeksuretiyleyapınız.

8. Buna da imkân bulunamadığı takdirde, bütün ins ve cinlerden yardım isteyiniz vebütün efkârın neticelerinden istimdat ediniz. Neticeleri, tamamen yanınızda bulunankütüb-üArabiyedemevcuttur.Bütünkütüb-üArabiye ileKur’ân arasındabirmukayeseyapılırsa,Kur’ân,mukayeseyegelmez.Çünkühiçbirinebenzemiyor.ÖyleyseKur’ân,yahepsindenaşağıdırveyahepsindenyukarıdır.Birinci ihtimal,bâtılvemuhâldir.Öyleysehepsindenyukarı, fevka’l-küll bir kitaptır.Onüç asırdanberimisli vücudagelmemiştir,bundansonradavücudagelemeyecektir,vesselâm.

9. “Bizim şahitlerimiz yoktur. Eğer muarazaya girişsek, bizi destekleyecek kimseyoktur.” diye gösterdikleri o bahaneyi de defetmek için, “Şühedanıza da müsaadeedilmiştir.Onlarıdaçağırın,sizeyardımetsinler.”

İşte bu tabakalara dikkat edilirse, muarazanın şu mertebelerine işareten, Kur’ân-ıKerîm’inyaptığıîcazilegösterdiğii’câzabirşuagörünür.

Arkadaş!Kur’ân-ıKerîm’denenkısabirsûreyemuarazaetmektenbeşerinaczi,mezkûrizahatilesabitoldu.Ammai’câzınlimmiyetcihetikaldı.Yani,beşerinacziniintacedenilletvesebepnedir?

Page 113: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Evet, Kur’ân ile muaraza ve mübârezeye çıkan insanların kuvveti Cenâb-ı Haktarafından körleştirilerek, muarazayı yapabilecek kabiliyetten sukut ettirilmiştir. FakatAbdülkâhir-i Cürcânî, Zemahşerî, Sekkâkî gibi belâgat imamlarınca, beşerin kuvvetiKur’ân’ın yüksek üslûp ve nazmına yetişemediğinden, aczi tezahür etmiştir. Bir de,Sekkâkîdemiştirki: “İ’câz, zevkîdir; tarifve tâbiredilemez. Yani, fikriyle i’câzızevketmeyen,tariflevakıfolamaz;balgibidir.”252

LâkinAbdülkahir’iniltizamettiğivechegöre,i’câzıtarifvetâbiretmekmümkündür.Bizdebuvechikabulediyoruz.

Suâl:“Tâife”,“necm”,“nevbet”kelimeleri,“sûre”kelimesininvazifesiniîfâedebilirler.“Sûre”kelimesininonlaratercihenzikrindenevardır?

Cevap:Onları,şüphelerininmenşeiileilzamveboğmaktır.Şöyleki:

Onları şüpheye düşürten, güyaKur’ân’ın def’aten nâzil olmamasıdır. DemekKur’ândef’atennâzilolmuşolsaydı,Allah’ınkelâmıolduğundanşüpheleriolmazdı.Lâkinparçaparçanâzilolduğundan,şüphelerinebâisolmuşturki,“Bu,beşerinkelâmıdır,parçaparçayapılışı kolaydır, biz de yapabiliriz.” diye şüpheye düştüler.Kur’ân-ıKerîm de, onlarınkolay zannettikleri yolu, tâbiriyle ihtar ve “Haydi, mislini getiriniz de, sizin kolayzannettiğinizparçaparçaşeklindeolsun.”diye,onlarıkolayaddettikleriyoldaboğmuştur.

Vekezâ,Zemahşerî’ninbeyanıvechiyle,Kur’ân-ıKerîm’insûreleretaksimedilmişbirşekilde nâzil olmasında çok faydalar vardır. Evet, çok garip letâifi hâvi olduğu için, şuüslûb-ugaripihtiyaredilmiştir.

’deki zamir, yaKur’ân’a râcidir, yani, “Kur’ân’ınmislini getiriniz.”VeyaHazretiMuhammed’e(aleyhissalâtüvesselâm)âittir.Yani,“BirsûreyioZât’ın(aleyhissalâtüvesselâm)misliolanümmîbir şahıstangetiriniz.”Lâkinbirinci ihtimalegöre ibareninhakkı iken,iktizanınhilâfına denilmiştir.

Bunun esbâbı: Çünkü birinci ihtimalde, ikinci ihtimalin de mülâhazası ve riayetilâzımdır.Zira,yalnızKur’ân’ınmislinigetirmeklemeselebitmişolmuyor.Ancakümmîbirşahıstangetirilmesilâzımdırvemuarazanıntamamiyetineşarttır.İşte,bununiçin,hem’dekizamirinKur’ân’arâciolmasılâzımdır.Hemibarenintebdili lâzımdırki,heriki

ihtimalmer’îolsun.

Vekezâ,muarazanıntamamiyeti,yalnızbirsûreninmislinigetirmekleolmuyor.AncakKur’ân’ın tamamınamisil olacak birmecmudan, bir kitaptan alınan bir sûreninmislinigetirmekşartolduğunaişarettir.

Ve kezâ, nüzûlde Kur’ân’ın emsâli olan kütüb-ü semâviyeye zihinleri çevirir ki,aralarındayapılacakmuvâzeneileKur’ân’ınulviyetianlaşılsın.

:Butâbirin“istiâne”veya“istimdat”kelimelerinecihet-itercihi,“dâvet”kelimesinin

Page 114: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kullanış yerlerinden anlaşıldığı vecihle, onları belâlardan, zahmetlerden kurtarıp yardımedenler hazır bulunup, yalnız çağırmaları lâzımdır, fazla bir zahmete ihtiyaçolmadığınaişarettir. İstiâne ve istimdat kelimeleri ise yardımcıların hazır bulunduklarına delâletetmezler.

:Butâbir,üçmânâyatatbikedilebilir.

Birincisi: Büyük ediplerdir. Bu mânâya göre, onların muaraza mânâsında “Bizimkuvvetimizmuarazayakâfideğilsede,büyükedipvehocalarımızınmuarazayakudretlerivardır.”diyesöyledikleriyalanıda,Kur’ân-ıKerîm, emriylekesipatmıştır.

İkincisi:Muarazayıdestekleyipşehadetedenlerdir.Buihtimalenazaran,onların,“Bizmuarazayagirişsekbizidestekleyen,şehadetedenyoktur.”diyegösterdikleribahaneyideKur’ân-ıKerîm,müsaadevermeksuretiyle“Haydi,şahitlerinizideçağırınız,sizitakviyeetsinler.”diye,obahaneyideyalanaçıkartmıştır.

Üçüncüsü:Âlihemânâsınadır.Bumânâyanazaran,sankiKur’ân-ıKerîmonlarakarşı,“Yahu, bu kadar taptığınız ilâhlarınız varken, böyle dar ve sıkıntılı bir vaktinizde niçinonlardan yardım istemiyorsunuz? Onları çağırınız ki, bu muaraza belâsından sizikurtarsınlar!”diyebucümleileonlaratehekkümetmiş,yüzlerinegülmüştür.

:İhtisasıifadeedenşuizafe, kelimesininherüçmânâsınadabakar.Şöyleki:

1. Madem ki büyük edip ve hocalarınız vardır, tabiî aranızda irtibat, hürmet vemuhabbet vardır. Ve yanınızda hazır olup, gaip de değillerdir. Eğer onların bu dehşetlimuarazaya kudretleri olsaydı, herhalde yardım edeceklerdi. Demek, onlar da sizler gibiâcizdirler,kusurlarınabakmayınız!

2.Muarazadasizleridestekleyecek,şehadetedecekherkimolursaolsunkabulederiz,çağırınız.Ammaonlar,böylebedîhü’l-butlanbirdâvâdayalanşehadetecesaretedemezler.

3.Mâbudittihazettiğinizâliheleriniznasılsizeyardımetmiyorlar?Onlarıdaçağırınız,bakalım.Fakatonlardacanyok,şuurlarıdaolmadığıgibi,hiçbirşeyedekadirdeğillerdir.Onlarıdamâzurgörünüz!

:Yani,“Allah’tanmaada.”Bukayıt,şühedanınbirincimânâsınagöretâmimiifadeeder. Yani, “Allah’tan maada, dünyada ne kadar erbab-ı fesahat varsa çağırınız.”Şühedanınikincimânâsınanazaran,aczlerineişarettir.Çünkübirmeseledeâcizvemağlûpolan, yemin eder, şahitleri gösterir. Bu, âcizler için bir usûldür. Şühedanın üçüncümânâsınagöre,onlarınResûl-iEkremilemuarazaları,âdeta,şirkiletevhidveyacemâdâtileHâlık-ıarzvesemâvâtarasındabirmuarazaolduğunaişarettir.

253 : Bu cümle, “Biz istersek, Kur’ân’ın mislini yaparız.” diye evvelce sarfettiklerisözlerineişarettir.

Ve kezâ, onların yalancı olduklarına bir târizdir. Yani, “Sıdk erbabı değilsiniz, ancak

Page 115: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

safsatacı adamlarsınız. Evet, siz hakkı talep ederken rayb, şüphe kuyusuna düşmediniz.Ancakrayb,şekveşüphelerekoşarkeniçinedüşmüşkafasızadamlarsınız.”

İhtar: cümlesinincezaü’ş-şartı,mâkablininhülâsasıdır.

Takdir-ikelâm: Yani,“Sözünüzdesadıkolsaydınız,yapacaktınız.”254

Arkadaş! 255cümlesi,onlarınaleyhinebirkıyas-ıistisnaîyitazammunetmiştir.O kıyasın sûret-i teşekkülü: “Eğer sadık olsaydınız, yapacaktınız. Lâkin yapamadınız;öyleyse sadık değilsiniz.” Fakat Kur’ân-ı Kerîm, mukaddime-i istisnâiye yerinde, yani“Lâkinyapamadınız”abedel, cümlesini,şekkiifadeeden ilesöylemiştir.Bununesbâbıise,onların,“Yapacağız”diyeettiklerizannıbirdereceokşamakiçindir.

Ve kezâ, o kıyasın neticesi olan “Sadık değilsiniz” yerine de, o neticenin üçüncüderecedelâzımınınilletiolan 256söylemiştir.

Takdir-i kelâm: “Eğer sadık olsaydınız, yapacaktınız. Lâkin yapamadınız. Öyleysesadık değilsiniz. Öyleyse hasmınız olan Resûl-i Ekrem sadıktır. Öyleyse Kur’ân,mu’cizdir.Öyleyseimanvetasdikinizlâzımdırki,ateşedüşmeyesiniz.”

:Buemr-iilâhî,onlarayapılantehditleridehşetlendiriyor.

cümlesindeki kelimesi,fi’l-imuzâridir.Bufiil,zaman-ıhâlileistikbalarasındamüşterektir.Hurûf-u şartiyeden olan zaman-ı halden istikbal dağlarına atıyor.Huruf-ucâzimedenolan istikbaldenmâziderelerinefırlatıyor.Zavallı herikiedatınellerindetopgibioyuncakolmuştur.Buedatlarınbuvaziyetlerizihinlerihemmâziye,hemistikbalegönderiyorki,mâziyisüslendirenbeliğhitabeleri,altınlayazılanmuallâkatları,Kur’ân’ınyakınınabilegelemediklerinigörsünler.O sayfayıgördükten sonra, istikbal sayfasınıdaonakıyasetsinler.

’nun kelimesinetercihinde,ikinüktevardır:

Birisi: Kur’ân’ın i’câzı, onların aczindendir. Aczleri ise, eserden olmayıp fiildenolduğunaişarettir.Yaniaczlerininmenşei,Kur’ân’ınmislideğildir,omisliyapmaktandır.

İkincisi ise: İlm-i sarfta bütün fiillerin terazisi olduğu gibi, üslûplarda da uzunhikâyeleri, işleri, vakıaları, kıssaları bir lafızla ifade eden bir fezlekedir. Sanki kinâyekabîlindencümleleritâbiredenbirzamirdir.

’deki huruf-unâsıbedenolup,dahilolduğufiiliistikbalenakleder,müekkedveyamüebbedolarakistikbaldenefyeder.Demekbucümleninkaili,pekbüyükbiritminanveciddiyetle, şek ve şüphe etmeyerek bu hükmü vermiştir. Bundan anlaşılır ki, o zâtınişlerindehileyoktur.

Suâl: ittikailetecennüb,ikisidebirmânâyıifadeederler.İttika’nıntecennüb’ecihet-itercihinedir?

Page 116: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Cevap: Evet ittika, imana tâbidir. Yani ittika, iman olduktan sonra husule gelir.Tecennübde bu tebaiyet yoktur. Binaenaleyh, ittika kelimesi imanı andırır ve ittikalafzıyla, imana îma ve işaret edilebilir. Fakat tecennüb kelimesi bu işi göremez.Bununiçindirki, ’nunhakikîcezasıolan ’nunyerinde ’yatercihen ihtiyarveikameedilmiştir.

: Nâr’ın ile tarifi, nâr’ın mâhudiyet ve malûmiyetine işarettir. Çünkü enbiyâ-yıizamdanişitilmeksuretiyle,zihinlerdemalûmiyetitakarruretmiştir.

Suâl: esmâ-yımevsûledendir.Sıla,dahilolduğucümleninevvelcemalûmolduğunuiktizaeder.Hâlbukisılasıolan evvelcemuhataplaramalûmdeğilmiş.

Cevap: 257âyetibuâyettenevvelnâzilolduğunanazaran,muhataplarondankesb-imalûmâtettiklerinebinaen,burada ile arasındatavsifmuamelesiyapılmıştır.

258 : Bu kayıtlardan maksat, tehdittir. Tehditlerin tekid ve teşdid edildiğinebinaen,burada kelimesiyle tekidedilmiştir, lafzıyla da teşdit ve tevbih edilmiştir.Şöyleki:

“Menfaat,necatümidiyletaştanmâmulmâbudittihazettiğinizsanemler,sizetâzipâleti,yani sizi yandırıp yakan ateşe odun olmuşlardır. Zavallılar! Niçin bunudüşünmüyorsunuz?”

Suâl: 259 cümlesinde, makamın iktizası hilâfına yerine denilmesi neyebinaendir?

Cevap: Evet, Kur’ân-ı Kerîm’in takip ettiği usul, ale’l-ekser âyetlerin sonunda küllîkaideleri, fezlekeleri söylediğine göre,Kur’ân-ıKerîm, onların cehennemlik olduklarınıisbatedendelilinikincimukaddimesineişaretetmeküzere,ism-izahiri,zamiryerine,yani

cümlesini, yerineikameiletâmimyapmıştır.

Takdir-ikelâm:

Yani:“Sizcehennemliksiniz.Zirakâfirlerdensiniz.Cehennemdekâfirleriçindir.”

193İbnKays,Kıra’d-dayf1/249;Ebu’l-Abbasel-Mukri’,Nefhu’t-tayyib2/352;el-Hamevî,Hızânetü’l-edeb1/189.

194İbniİshak,es-Sîre2/57;el-Halebî,es-Sîratü’l-Halebiyye2/391.

195Bkz.:En’âmsûresi,6/140,151;Nahlsûresi,16/58-59;İsrâsûresi,17/31;Tekvirsûresi,81/8-9.Ayrıcabkz.:Dârimî,mukaddime1.

196 “(Abdimiz üzerine inzal ettiğimizKur’ân’da bir şüpheniz varsa,)Kur’ân’ınmislinden bir sûre yapınız.Hemde,Allah’tanbaşka, işlerinizdekendilerinemüracaat ettiğiniz şühedavemuinlerinizideçağırınız,yardımetsinler.Eğersözünüzdesâdıkisenizhepinizberaberçalışınız,Kur’ân’ınmislindenbirsûregetiriniz.Eğerbirmisilgetiremediğiniztakdirde–zatengetiremezsinizya–öylebirateştensakınınızki,odunu,insanlariletaşlardır.”(Bakarasûresi,2/23-24)

197 (Hâşiye)KırksenesonraneşrolanRisale-iNur’daCarlyle,GoetheveBismarkgibi,kırkmeşhurfilozoflarıntasdikleribeyanedilmiş.İnşaallah,bukitabınzeylindedahiyazılacak.

Page 117: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

198 “…(size yol açık, haydi durmayın), o (Kur’ân’ın) benzeri tek bir sûremeydana getirin; eğer iddianızda samimiiseniz,(vicdanınızdagerçektenböylediyorvekendikendinizikandırmıyorsanız)…”(Bakarasûresi,2/23)

199“Eğerkulumuz(Muhammed)’eindirdiğimizKur’ân’ınAllahkatındanolduğuhususundaşüphe(vedolayısıylaonunkulumuzuneseriolduğuiddiası)içindeyseniz…”(Bakarasûresi,2/23)

200 İbniKays,Kıra’d-dayf 1/258; el-Bâkıllânî, İ’câzü’l-Kur’ân 1/300; İbni Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân 2/73; el-Hamevî,Hızânetü’l-edeb1/192.

201“O’durRahmân:RububiyetArşınakurulan,kâinatahükümrân.”(Tâhâsûresi,20/5)

202Cenâb-ıHakk’ınkonuşması,kullarınanlayışseviyelerinegöredir.

203 (Hâşiye-1) Hasta halimde, nevm ile yakaza arasında ihtar edilen bir nüktedir: Şemsin, yerinde,Mevlevî-vâri yaptığısemâvîhareketi,kuvve-icazibeyitevlitetmekiçindir.Kuvve-icazibedemanzume-işemsiyeileanılangüneşebağlıyıldızları düşmek tehlikesinden kurtarmak içindir. Demek şemsinmihverinde dairevâri cereyan ve hareketi olmasayıldızlardüşerler.

SaidNursî

MuhteremMüellif,diğerbirrisalesindeşöylediyor:

Evet,güneşbirmeyvedardır;silkinir,tâdüşmesinseyyarolanyemişleri.

Eğersükûnuylasükûneteylese;cezbekaçar,ağlarfezadamuntazammeczupları.

Mütercim

204(Hâşiye-2)Mu’cizât-ıKur’âniyeRisale-iNuriye’sitamamıylabuhakikatiisbatetmiş.

Mütercim

205İnsanlarlaanlayışseviyelerinegörekonuş.

206el-Kannûcî,Ebcedü’l-ulûm1/129.Ayrıcabkz.:ed-Deylemî,el-Müsned1/398;el-Gazâlî,İhyâuulûmi’d-dîn1/99.

207 (Hâşiye)Diyarbakır’daVanValisiCevdetBey’in evinde 19 Şubat 1330 tarihindeCuma gecesi bu tefsirin ilkArabînüshasınıtebyizederken,şuşekl-igarip,tevafukanvâkiolmuştur.VeogecevukuagelenBitlis’insukutuylamüellifBediüzzaman’ınesaretinerastgelir.Sankişuşekl-igaribin,şumu’cizelerveharikalarbahsindeogecehusûlegelmesi,müellifinRuslaraesirdüştüğüneveberaberindebulunanbazıtalebelerininşehidolarakkanlarınındökülmesinehârikabirişarettir.(Hâşiyecik)

Said’inKüçükKardeşi,YirmiSenelikTalebesi

Abdülmecid

Vekezâbunakış,başıkesilmişbiryılanınkuyruğunumüellifBediüzzaman’asarmışolduğunavemüellifinyaralıolarakotuzsaatölümemuntazıransuarkınıniçindekaldığıyerebenziyorveovaziyetiandırıyor.

EskiSaid’inEhemmiyetliTalebesi

Hamza(Hâşiyecik)Buşekil,ilkasılnüshadanaynenalınmıştır.

M.Sungur(1993)

208Ebû Nuaym,Delâilü’n-nübüvve s.139; el-Beyhakî,Delâilü’n-nübüvve 1/19, 126, 127; et-Taberî, Târîhu’l-ümemve’l-mülûk1/459.

209Ebû Nuaym,Delâilü’n-nübüvve s.139; el-Beyhakî,Delâilü’n-nübüvve 1/19, 126, 127; et-Taberî, Târîhu’l-ümemve’l-mülûk1/459.

210Ebû Nuaym,Delâilü’n-nübüvve s.139; el-Beyhakî,Delâilü’n-nübüvve 1/19, 126, 127; et-Taberî, Târîhu’l-ümemve’l-mülûk1/459.

211Bkz.:es-Suyûtî,ed-Dürru’l-mensûr8/660.Ayrıcabkz.:Buhârî,menâkıb25;Müslim,fezâilü’s-sahâbe99.

212Bkz.:Buhârî,cihâd157;Müslim,fiten75-78.

213Bkz.:Buhârî, fezâilü’l-Medîne 5, cizye 15;Müslim, hac496, 497; İbniMâce, fiten25; Ahmed İbni Hanbel, el-Müsned6/22,25,27.

Page 118: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

214Bkz.:AhmedİbniHanbel,el-Müsned3/484,4/67;İbniEbîŞeybe,el-Musannef7/361;et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-kebîr7/307.

215Bkz.:AhmedİbniHanbel,el-Müsned4/335;et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-kebîr2/38;el-Hâkim,el-Müstedrek 4/468;el-Buhârî,et-Târîhu’l-kebîr2/81.

216Tirmizî,menâkıb6;Dârimî,mukaddime4;el-Hâkim,el-Müstedrek2/677.

217 İbniMâce, fiten23;Dârimî,mukaddime 4;Ahmed İbniHanbel, el-Müsned 3/113; İbni Ebî Şeybe, el-Musannef6/317.

218Buhârî,menâkıb27,menâkıbü’l-ensâr36,tefsîrusûre(54)1;Müslim,münâfikîn43-45.

219Buhârî,menâkıb25,meğâzî35;Müslim,imâre72,73.

220Bkz.: ez-Zemahşerî, el-Keşşâf 1/382.Ayrıca bkz.: el-Beyhakî,Delâilü’n-nübüvve 1/10; en-Nevevî,Şerhu Sahîh-iMüslim1/2;İbniHacer,Fethu’l-bârî6/582-583.

221Bkz.: el-Gazâlî, Fedâihu’l-bâtıniyye 1/139-141; el-Âmidî, Ğâyetü’l-merâm 1/356-357; el-Îcî, Kitâbü’l-Mevâkıf3/405;et-Teftâzânî,Şerhu’l-Makâsıd5/17.

222et-Taberî,Câmiu’l-beyân27/85;el-Beyhakî,el-i’tikâds.269;İbnKesîr,Tefsîru’l-Kur’ân4/263.

223“Eyinsanlar!(HemSizihemdesizdenöncekiinsanlarıyaratan)Rabbinizeibadetediniz.”(Bakarasûresi,2/21).

224et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/165;el-Vâhidî,Tefsîru’l-Vâhidî1/95;ez-Zemahşerî,el-Keşşâf1/238;en-Nesefî,et-Tefsîr1/27.

225“O,kendisinevahyedilenbirvahiydenbaşkabirşeydeğildir.”(Necmsûresi,53/4)

226Bkz.:es-Suyûtî,el-itkân2/313-314;HüseyinCisrî,Risâle-iHamîdiye(Türkçeterceme)s.42.

227Bkz.: el-Bâkıllânî, İ’câzü’l-Kur’ân 1/250, 254; el-Kurtubî,Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’ân 1/76; İbni Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân1/63.

228es-Sekkâkî,Miftâhu’l-ulûms.708.

229es-Sekkâkî,Miftâhu’l-ulûms.704-726.

230 “Eğer kulumuza indirdiğimizKur’ân’ınAllah’ın sözü olduğu hakkında şüpheniz varsa, haydi onun sûrelerindenbirinebenzerbirsûremeydanagetirin.”(Bakarasûresi,2/23)

231“Onun (Allah tarafından indirildiğivebaştansonahakikatlermecmuasıolduğu)hakkındahiçbir şüpheyoktur;o,müttakîler(Allah’agönüldensaygıbesleyipisyandankaçınan,dinvehayatkanunlarıolarakkoyduğubütünemirveyasaklarahakkıylariayetedenler)içinbaştansonabirhidayetkaynağıdır.”(Bakarasûresi,2/2)

232“Eğerkulumuz(Muhammed)’eindirdiğimizKur’ân’ınAllahkatındanolduğuhususundaşüphe(vedolayısıylaonunkulumuzuneseriolduğuiddiası)içindeyseniz…”(Bakarasûresi,2/23)

233Teşebbüsediniz.Teşebbüsşarttır.Taallümedinizvetecrübeediniz.

234“Allah’ıbırakıpdaişlerinizdekendilerinemüracaatettiğinizbütünyardımcılarınızı,güvenipbağlandığınızkimseleri(şairlerinizi,putlarınızıda)yardımiçinçağırın.”(Bakarasûresi,2/23)

235“Bunamuvaffakolamazsanız”(Bakarasûresi,2/24)

236“ki,aslamuvaffakolamayacaksınız”(Bakarasûresi,2/24)

237Bakarasûresi,2/24.

238“(Kâfirlerehazırlananbirateştensakınınızki,)odunu,insanlariletaşlardır.”(Bakarasûresi,2/24)

239“Kâfirlerehazırlanan(birateş)”(Bakarasûresi,2/24)

240Bkz.:Ahmedb.Hanbel,el-Müsned2/370,4/287;İbnEbîŞeybe,el-Musannef3/55;el-Beyhakî,Şuabü’l-îmân1/331,1/357,4/334;el-Hâkim,el-Müstedrek4/612.

241Bkz.:Buhârî,bed’ül-halk10;Müslim,mesâcid180-187;Tirmizî,salât5;EbûDâvûd,salât5.

242Buhârî,mevâkît9,bed’ü’l-halk10;Müslim,mesâcid185;Tirmizî,cehennem9;İbniMâce,zühd38;Dârimî,rikak

Page 119: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

119;AhmedİbniHanbel,el-Müsned2/276,394,503.

243Bkz.:Ahmedb.Hanbel,el-Müsned2/370,4/287;İbnEbîŞeybe,el-Musannef3/55;el-Beyhakî,Şuabü’l-îmân1/331,1/357,4/334;el-Hâkim,el-Müstedrek4/612.

244Buhârî,teheccüd2;Müslim,fezâilü’s-sahâbe140;İbnMâce,rüyâ10;Ahmedb.Hanbel,el-Müsned2/146.

245Bkz.:Ahmedb.Hanbel,el-Müsned2/370,4/287;İbnEbîŞeybe,el-Musannef3/55;el-Beyhakî,Şuabü’l-îmân1/331,1/357,4/334;el-Hâkim,el-Müstedrek4/612.

246“Eğerkulumuz(Muhammed)’eindirdiğimizKur’ân’ınAllahkatındanolduğuhususundaşüphe(vedolayısıylaonunkulumuzuneseriolduğuiddiası)içindeyseniz…”(Bakarasûresi,2/23)

247“Eyinsanlar!(HemSizihemdesizdenöncekiinsanlarıyaratan)Rabbinizeibadetediniz.”(Bakarasûresi,2/21).

248“…den,…dan”anlamında

249EğerkulumuzaindirdiğimizKur’ân’ınAllah’ınsözüolduğuhakkındaşüphenizvarsa…

250…(meydana)getirin!

251(Kur’ânsûrelerindenbirinebenzer)birsûre…

252es-Sekkâkî,Miftâhu’l-ulûms.526.

253“Eğersözünüzdesâdıkiseniz…”(Bakarasûresi,2/23-24)

254 “Buna muvaffak olamazsanız −ki, asla olamayacaksınız− (öyleyse, yakıtı insanlar ve) (put mahiyetinde yontuptaptığınız)(taşlarolan,kâfirleriçinhazırlanmış)Ateş’tensakının,kendiniziondankorumayabakın.”(Bakarasûresi,2/24)

255Eğersadıkolsaydınız,yapacaktınız.

256“Ateş’tensakının,kendiniziondankorumayabakın.”(Bakarasûresi,2/24)

257“(Eyimanedenler!–KendiniziveonlarıAllah’ınhükümleriistikametindeeğiterek–hemkendinizihemdeailenizi,)yakıtıinsanlarlataşlarolanmüthişbirAteş’ten(koruyun.)”(Tahrîmsûresi,66/6)

258 “yakıtı insanlar ve (put mahiyetinde yontup taptığınız) taşlar olan, (kâfirler için hazırlanmış Ateş’ten sakının,kendiniziondankorumayabakın.)”(Bakarasûresi,2/24)

259“Kâfirlerehazırlanan(birateş)”(Bakarasûresi,2/24)

Page 120: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

260

Yani, “İman eden ve iyi işler işleyenmüminlere beşaret ver ki; altında nehirler akancennetler onlarındır. O cennetlerden bir meyve yedikleri zaman, ‘Bu, bundan evvelyediğimiz meyvedir.’ derler. Biribirine benzer bir surette rızıkları getirilip verilir. Ve ocennetlerde,onlariçintemizkadınlarvardır.Veonlar,ocennetlerdededaimîbirşekildekalacaklardır.”

Arkadaş!Buâyetin,evvelâmâkabliyleolanirtibatındanbahsedeceğiz.Şöyleki:

Buâyetingeçenâyetlerlemütefâvitçokirtibatlarıvardır.Yani,mezkûrcümleleredoğrubuâyettenuzanıpgidenmuhtelifhatlarvardır.Bakınız,Kur’ân-ıKerîm’inbuâyetleişaretettiği netice, imanla amel-i sâlihin semeresi, sûrenin başındamüminlere yaptığımedhüsenâyabakıyor.

Ve yine sûrenin başında, kâfir ve münafıklara yaptığı zem ve tahkirlerden sonratuttuklarıyolunonlarıebedîbirşekavetesevkedeceğinibeyanetmiştir.Buâyetle,tasrihettiğisaadet-iebediyeninnurunugöstererek,onlarınbubüyüknimetlerikaybettiklerindençektiklerihasretleritezyidvearttırmıştır.

Veyine 261ileemrettiği,birkısımdünyalezzetlerininterkinebâisolanibadettenneşet eden zahmet ve meşakkatlere karşı, bu âyetle cennetin kapısını açarak, cennetinlezâizinigöstermeklemüminlerinkalblerinitatminveteminetmiştir.

Veyine, teklifinesasıve imanınbirinci rüknüolan tevhidi, evvelce isbatetmiştir.Buâyette dahi tevhidin semeresini ve rahmetin unvanını cennet ve saadet-i ebediye ilegöstermiştir.

Ve yine, yukarıda nübüvvet-iMuhammediye (aleyhissalâtü vesselâm)262 âyetiyle işaret edilen i’câz ile isbat edilmiştir. Burada da, tebşir ve inzar gibinübüvvetvazifelerinelisân-ıKur’ânileişaretedilmiştir.

Veyine,yukarıdai’âdveinzar,yanitahvifvetehditleryapılmıştır.Buradadavaadler,rağbetler,beşaretleryapılmıştır.Bunlarınarasındakimünasebet,tezâdîbirmünasebettir.

Veyine,nefsin,vicdanınveaklınhükümlerineitaatlerinidevamettirenterğibveterhib,yaniümitvekorkuhislerilâzımdır.Buhislerinvücutbulupdevametmeleriancak,terğibve terhib, yani ümitlendirmek ve korkutmakla olur. Terğib ve terhibin devamı, ancakvicdanda mevcut tahrik edici bir emrin vücuduyla olur. İşte bu âyetle, terğib hissiuyandırılmıştır.Evvelkiâyetlerilede,terhibhissitahrikedilmiştir.Buitibarla,aralarındatezâdîbirmünasebetvardır.

Ve yine, geçen âyetlerde âhiretin bir şıkkına, yani cehenneme işaret yapılmıştır. Buâyette, ikinci şıkkıolan cennettenhaberverilmiştir.Bu itibarla, âhiretinher iki şıkkıda

Page 121: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

zikredilmişbulunuyor.

Arkadaş!Cennetvecehennem,şecere-ihilkattenebededoğruuzanıpgidenikidaldantezahür eden iki semeredir. Ve kâinatın teselsülen gelmekte olan silsilelerinin ikineticesidir.Veebededoğruakıpgidenkâinatseylininikimahzeniveikihavuzudur.

Evet,Cenâb-ıHak,gayr-imütenahihikmetleriçinbuâlemi,imtihanasahneyaptı.Yinesonsuzhikmetler için tagayyürâta, tahavvülâta, inkılâplaramahal olmasını irade etti.Veyine, sonsuz gayeler için hayır ile şerri, nef’ ile zararı, hüsün ile kubhu, hülâsa iyiliklekötülüğü karışık bir şekilde cennet ve cehenneme tohum olmak üzere kâinatın şumezraasınaserpti.

Evet,mademkibuâlem,nev-ibeşerinimtihanmeydanıdırvemüsabakayeridir.İyiliklekötülüğünbirbirindentefrikedilemeyecekderecedemuhtelitvekarışıkolmalarılâzımdırki, insanlarındereceleri tezâhüretsin. İmtihanve tecrübezamanlarıbittiktensonra,kötüinsanlar; 263“Eymücrimler,birtarafaçekiliniz!”diyeolantüyürpertici,sâika-vâri,şiddetliemr-iilâhîyemâruzkalacaklarıgibi,iyiinsanlarda 264“Daimîkalmaküzere cennete giriniz.” diye olan Cenâb-ı Hakk’ın mün’imâne, şefîkâne, lütufkârâneemirlerinemazharolacaklardır.

İnsanlar bu iki kısma ayrıldıktan sonra, kâinat da tasfiye ameliyatına uğrayacak;kötülüğü,şerri,zararıtevlidedenmaddelerinbirtarafaçekilmesiylecehennemin;iyiliği,hayrı,nef’idoğuranmaddelerindediğer tarafaçekilmesiylecennetin teçhizatları ikmaledilecektir.

MukaddimeBu âyet, mâkabliyle beraber kıyamete, haşre işaret eder. Binaenaleyh, bu meselede

nazaraalınacakdörtnoktavardır:

Birincisi:Âleminimkân-ıharabiyetiyleölümüdür.

İkincisi:Harabiyetinvukuagelmesidir.

Üçüncüsü:Tamirveihyasıdır.

Dördüncüsü:Tamirininimkânıvevukuudur.

Evvelâ:Harabiyet-iâlemimkândairesindeolupolmadığındanbahsedeceğiz.

Evet, âlemde tekâmül kanunu vardır. Bu kanuna tâbi olan, neşv ü nema kanununadahildir.Bukanunadahilolanınbirömr-ütabiîsivardır.Ömr-ütabiîsiolanın,ecel-ifıtrîsivardır;ecelinpençesindenkurtulamaz.

Evet, kâinatın ihtiva ettiği envâın ve bu envâın ihata ettiği efradın kısm-ı ekserîsi bukanunlara tâbidirler. Binaenaleyh, âlem-i sağîr denilen insan, ölümden ve harabiyettenkurtulamadığı gibi, insan-ı kebir denilen âlemin de ölümden necatı yoktur. Ve kezâ,

Page 122: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kâinatınbirağacıölümden,dağılmaktanhalâsolmadığıgibi,şecere-ihilkattenolankâinatsilsilesinin de harabiyetten kurtuluşu yoktur. Evet, eğer kâinat ömr-ü fıtrîsinden evvelharicîbirtahribataveyaSâni’itarafındanbirhedmvekıyametemaruzkalmasabile,fennîbirhesapla,kâinatınöylebirgünügelecektirki,

265ve 266

gibi âyetlere mâsadak olacaktır ve insan-ı kebir denilen koca kâinat, şu boşluğusekeratınınbağırtılarıyladolduracaktır.

İkincinokta:Harabiyet-iâleminvukuageleceğidir.Evet,bütünsemâvîdinler,âleminharapolacağındamüttefiktirler.Hemherbirfıtrat-ıselîme,âleminöleceğineşehadeteder.Ve kâinatta gözle görünen şu kadar nev’î, ferdî, yevmî, şehrî, senevî tagayyürât,tahavvülât, inkılâpların yalnız işaretleriyle değil, sarahatleriyle, kıyametin geleceğisabittir.Eğerbuicmalilekanaathâsıledemediysen,birparçaizahatverelim.

Arkadaş!Kâinatdediğimizşuapartman-ıilâhîöyleulvî,yüksek,derin,incenizamlaratâbiveöyleacîb,gariprabıtalarabağlıdırki,eğerbirduvarıveyabirtaşı“Yerindençık!”emrinehedefolsa,derhalâlem,ölümhastalığınadüşer,sekeratabaşlar;yıldızlararasındamüsademeler, ecrâm arasındamuharebeler vukua gelir. Şu gayr-imütenahi boşluk, pekşiddetli sayhalar, pek dehşetli sâikalar, pek korkunç sesler, sadâlar, gürültüler vegümbürtülerledolar.

Evet, insan-ı kebirin ölümü, küçük bir ölüm değildir. Sekerata başladığı zaman,milyarlarcakürelerinçarpışmasındanhusulegelenfırtınanın,netasavvuruvenetarifivenedegörülmesiimkândairesindedeğildir.

İştebuşiddetli ölüm ilehilkatbayılır, kâinat yayılır, hilkatin yağı ayranı biribirindenayrılır;cehennem,maddesiyle,aşîretiylebirtarafaçekilir;cennetdeletafetiyle,lezâiziylevebütüngüzelunsurlarıylatecelliveincilâeder.

Suâl:Kâinat,ilkyaratılışındaebedeelverişliolaraksabitbirşekildeyaratılsaydı;böyletagayyürâtlı, inkılâplı, mâil-i inhidam bir sûrette yaratılıp, bilâhare tahripten sonraebediyetekabil,metinbirşekildeyapılmasındandahaiyivedahakısaolmazmıydı?

Cevap: Vakta ki Cenâb-ı Hak, hikmet-i ezeliye ile inâyet-i ezeliyenin iktizasınca,insanlarınkabiliyetlerinintezahürünüveistidatlarınınneşvünemasınıiradeetmekle,nev-ibeşeriimtihanvetecrübeyetâbituttu,zararlarımenfaatlerekattı,şerlerihayırlarıniçineattı, güzellikleri çirkinliklerle cemetti.Hepsinibirbirinekarıştırarakkâinatınhamuruylaberaber yaratılış teknesinde yoğurduktan sonra, kâinatı tagayyür, tebeddül, tekâmülkanunlarınatâbituttu.

Vaktaki imtihanperdesikapanırve tecrübezamanınihayetbulurvekâinat tarlasınınvakt-i hasadı hulûl eder. Sâni-i Hakîm, inâyetiyle, birbiriyle karışık yoğurduğu zıtlarıtasfiyeeder,içlerindentagayyürüdoğuranesbâbıayırırveihtilâfmaddelerinitefrikeder.

Page 123: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Sonracehennem,ebedeelverişliolarakmetinvekavîbircisimle teşekkülederek, 267

hitabınahedefolur.Cennetise,esasatıylaberaberebedîvemuhkembirşekildetecelliedervemüncelîolur.

Evet,gerekcehennemi,gerekcennetiteşkiledeneczavemaddelerarasındamünasebetvardır,zıddiyetyoktur.Münasebet,intizamınşartıdır;nizamda,devamasebeptir.Vekezâ,buikimenzilinhalkıdaebedîolduklarıiçin,vücutlarınıteşkiledenecza,tagayyüremaruzdeğildir.Çünküdünyadakicisimlerininterkipvetahlilleriarasındamuvâzeneyoktur.Yanicisim bünyelerine girenlerin, çıkanların arasında nisbet yoktur. Onun için inhilâle yüztutarlar.Fakatâhirettekicisimlerinyapılışıöyledeğildir.Eczalarıarasındatammânâsıylamuvâzenevardırki,inhilâlemahalkalmaz.

Üçüncüvedördüncünoktalar:Yanidünyanınikincitamiriylehaşrinvukuudur.

Evet,tevhidvenübüvvetinisbatları,yalnızdelil-inaklîilesahihdeğildir.Çünküdevirlâzımgelir.

Evet, Kur’ân ve hadisten ibaret olan naklî delillerin sıhhati, nübüvvetin sıhhat vesıdkınabağlıdır.Eğernübüvvetdedelil-inaklîileisbatedilirse,muhâllâzımgelir.Bununiçin,Kur’ân-ıKerîm, tevhid ile nübüvveti delâil-i akliye ile isbat etmiştir.Amma haşirmeselesininhemaklî,hemnaklîdelillerleisbatısahihtir.

Delil-iaklîileisbatı, 268âyet-ikerîmesininbahsindebeyanedilmiştir.

Hülâsası:Vücutlarındaşekveşüpheolmayannizam,rahmetvenimet,ancakveancakhaşringelmesiyleveikincibirhayatıntahakkukuilenizam,rahmet,nimetolabilirler.Eğerhaşirgelmezseveikincibirhayattahakkuketmezse,bunlarıesmâü’l-ezdaddanaddetmeklâzımgelir.

Delil-inaklî ise:Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan ilebütünenbiyâ,haşringeleceğine ittifaketmişlerdir.

Aklî venaklîdeliller ise: Fahreddinü’r-Râzî’nin tefsirinde, bu kabîl delilleri bildirenâyetlerbeyanedilmiştir.269

Hülâsa, bilhassa hayvanât ve nebâtâtta daima vukua gelen haşirlere dikkat edipteemmüledenadam,eldeedeceğimüteferrikemarelerlehaşrinvukuuna,hadsile,yanibirsürat-iintikalilehükmedecektir.

Şimdibuâyetincümlelerinibiribirinebağlayanmünasebetleregelelim:

Evet, bu âyetin cevherlerini nazmeden ve cümlelerinin silsilesinemedar-ı bahis olannokta,“saadet”tir.Şöyleki:

Saadet-iebediye,ikikısımdır:

Birinciveenbirincikısmı:Allah’ın rızasına, lütfuna, tecellisine,kurbiyetinemazhar

Page 124: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

olmaktır.

İkincikısmıise,saadet-icismaniyedir.Bununesaslarımesken,ekl,nikâholmaküzereüçtür.Ve bu üç esasın derecelerine göre, saadet-i cismaniye tebeddül eder.Ve bu kısımsaadeti ikmalve itmameden,hulûdvedevamdır.Çünküsaadetdevametmezse,zıddınainkılâpeder.

Birincikısımsaadetinaksamı,tafsildenmüstağnîdirveyagayr-ikabildir.

İkincikısımsaadetinaksamı ise:Evet,meskeninen latîfi,encazibedarşekli,etraf-ıerbaası türlü türlü gül ve çiçeklerle müzeyyen, bağ ve bahçelerle muhat, altında sular,nehirler akankasır ve köşklerdir.Evet, camidkalbleri aşk ve şevkle ihya eden, sönmüşolanruhlarışenveşâdeden,şairleresermayeolarakşairâneteşbihleri,temsilleri,üslûplarıilhameden,sularilehadravâtvenebâtâttır.

Saadetinikinciesasıolaneklise:Me’kûlât(yiyecek)kuvvetverdiğicihetle,eniyisi,enlezizi,me’lûfolankısımdır.Yani,insanagarip,vahşîolmayanşeylerdir.Çünküülfetle,o nimetin derece-i kıymeti bilinir. Lezzet verdiği cihetle de lezzetin en büyük lezzeti,teceddüdvetebeddülündedir.Vekezâ,ekllezzetiniikmaledenesbaptanbiride,orızkın,kendiamelininücretiolduğunubilmektir. İkincibir sebepde,o rızkınmenbaınındaimagözönündehazırbulunmasıdırki,kalbimutmainolsun,rızıkiçintelâşetmesin.

Saadetinesaslarındannikâhise:Evet,insanınenfazlaihtiyacınıtatmineden,kalbinemukabilbirkalbinmevcutbulunmasıdırki;her iki tarafsevgilerini,aşklarını, şevklerinimübadele etsinler ve lezâizde birbirine ortak, gam ve kederli şeylerde de yekdiğerinemuavinveyardımcıolsunlar.

Evet,biriştemütehayyirkalanveyabirşeyedalaraktefekküredenadam,velevzihnenolsun,isterki;birisigelsin,kendisiyleohayreti,otefekkürüpaylaşsın.Kalblerinenlatîfi,en şefîki, “kısm-ı sâni” ile tâbir edilen kadın kalbidir. Fakat kadın ile ruhî imtizacı(geçimi) ikmal eden, kalbî ünsiyet ve ülfeti itmam eden, sûrî ve zahiri olan arkadaşlığısamimileştiren, kadının iffetiyle, ahlâk-ı seyyieden temiz ve pâk bulunması ve çirkinârızalardanhâliolmasıdır.

Suâl:Yiyecek,içecek,şahsîvücuduibkaetmekiçindir.Çünküvücuduneriyipayrılanşeylerinyerinidolduruptamiretmek,yemekvegıdaileolur.Nikâhda,nev’inbekasıiçindir.Hâlbukiâhiretteeşhasebedîolduğundan,vücutlarındaeriyipayrılanbirşeyyokturkigıdayaihtiyaçolsun.Veâhirettetenasülyokturkinikâhalüzumolsun.

Cevap:Yemek,içmekvenikâhınfaydaları,yalnızbekayavetenasülemünhasırdeğildir.Evetşuelemli,kederliâlemdeonlardapekbüyüklezzetvefaydalarolsundalezzetleryeriolanâlem-isaadetteneiçindahanezihlezzetvefaydalarıolmasın?

Suâl:Buâlemdelezzet,elemindef’indenhâsılolur.Hâlbukiâhiretteelemyoktur?

Page 125: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Cevap:Elemindef’i,lezzetinsebeplerindenbiridir.Yoksalezzet,onamünhasırdeğildir.

Ve kezâ, âlem-i ebedînin bu âlemebenzetilmesi, kıyas-ımaalfârıktır.Yani, aralarındaçok farklar bulunduğundan, birbirine benzemez. Cennet ile Horhor bahçesinin270(Hâşiye)

arasında ne nisbet varsa, cennetin lezzetleriyle dünyanın lezzetleri arasında da aynı onisbet vardır. Cennetin,Horhor bahçesinden dereceleri ne kadar çok yüksek ise, uhrevîlezzetlerdedünyalezzetlerinegöreöyledir.Herikiâlemarasındabubüyüktefâvüte,İbniAbbas, cümlesiyle işaret etmiştir.Yani: “Cennette, dünyameyvelerininyalnızisimlerivardır.”271Yaniisimleribirdir,fakatlezzetleriayrıdır.

Cennette lezzetin devamı meselesi ise: Evet, lezzetin hakikî lezzet olması, zevalgörmeyipdevametmesindendir.Zira elemin zevali lezzet olduğu gibi, lezzetin zevali deelemdir, hatta zevalinin tasavvuru bile elemdir. Evet bütün mecazî âşıkların enînleri,bağırıp çağırmaları, bu kısım elemdendir ve bütün dîvanlarıyla yaptıkları ağlamalar,vaveylâlar,hepmahbuplarınfirakvezevallerinintasavvurundanneşetedenelemdendir.

Evet,pekçokmuvakkat lezzetlervarki, zevalleri dâimî elemleri intac ettiği gibi; çokelemlerinzevali de, leziz lezzetlere bâis olur. Lezzet ve nimet ise, devam etmek şartıylalezzetvenimetsayılabilir.

Hülâsa: İnsan, ebed için yaratılmıştır. Onun hakikî lezzetleri, ancak marifetullah,muhabbetullah,ilimgibiumûr-uebediyededir.

Buâyetincümleleriarasındakirabıtalarıgördük.

Şimdi,cümlelerininişgalettikleriyerlerilemünasebetlerinebakacağız:

Evet, 272Bucümlenin,bumevkiilemünasebeti:

Evet, Cenâb-ı Hak, ibadeti teklif etti ve nübüvveti isbat etti ve Peygamberimiz’i(aleyhissalâtüvesselâm)tebliğ-iumûramemuryaptı.Vedünyevîbazılezzetlerecevazvermeyenve meşakkatleri tazammun eden ibadete müminlerin imtisâllerini temin etmek için,müminlere vaad buyrulan tebşirleri tebliğ etmeyi Resûl-i Ekrem’e (aleyhissalâtü vesselâm)emretti. Çünkü oHazret (aleyhissalâtü vesselâm) inzar ve tahvife (korkutma)memur olduğugibi,Allah’ın rızasını, lütfunu, kurbiyetini ve saadet-i ebediyegibi tebşiratını da tebliğememurdur.

273 : İnsanın ihtiyâcât-ı zaruriyesi içinde en evvel lâzım olan, mekân vemeskendir.

Mekânın en güzeli, nebâtât ve eşcâra müştemil olan yerlerdir. Ve en latîfi, nebatlarıarasındasularınmecrasıolanbahçelerdir.Veenkâmilkısmı,ağaçlarınınarasındanakannehirlerinin çoklukla bulunmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm, bu kısma 274 cümlesiyleişaretetmiştir.

Meskenden sonra insanın en fazla muhtaç olduğu, cismanî lezzetlerden yiyecek,

Page 126: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

içecektir.Bukısmada kelimeleriyleişaretedilmiştir.

Sonra rızkınenekmeli,me’lûfolankısımdırki,derece-ikıymetibilinsin.Meyvelerinlezzeti, teceddüd ve tebeddülündedir; lezzetin en sâfisi, hazır ve yakın olanıdır; ve enlezizi, amelinin ücreti olduğunu bilmektir. Kur’ân-ı Kerîm, bu kısma da

275cümlesiyleişaretetmiştir.

:Yani,“Bundanönceyediğimizmeyvelerdirveyadünyadayediğimizmeyvelerdir.”Çünkü cennetin meyveleri, birbirine benzediği gibi, dünya meyvelerine de zahirenbenzerler.

:Yani,“Rızıklarıbirbirinemüteşabiholarakgetirilir.”Hadistedevâritolduğunagöre, cennetinmeyveleri suretçebirdir, ama tatları, taamlarıbirdeğildir.276Bu cümledemeçhul sîgasıyla zikredilen kelimesinden anlaşıldığı gibi, rızkın insana götürülmesi,büyükbirşerefvekerametedelâletettiğinden,büyükbirlezzetiintacediyor.

277 :Meskenveme’keldensonra insanınenziyademuhtaçolduğu,eşidir.Buihtiyacınıncennetteteminedilmişolduğuna,bucümleileişaretedilmiştir.Evetinsan,birrefîkayaveyabirrefîkemuhtaçtırki;tarafeyn,aralarında,hayatlarınalâzımolanşeylerimuâvenet suretiyle yapabilsinler. Ve rahmetten neşet eden muhabbet iktizasıyla,yekdiğerinin zahmetlerini tahfif etsinler. Ve gamlı, kederli zamanlarını, ferah ve süruratebdiledebilsinler.Zatendünyadainsanlarıntamünsiyeti,ancakrefikasıylaolur.

278 : İnsan bir nimete veya bir lezzete mazhar olduğu zaman, en evvel fikrinibozan,vesveseveren,onimetinveyaolezzetindevamedipetmeyeceğidüşüncesidir.Buvesveseli düşünceye mahal kalmamak üzere, Kur’ân-ı Kerîm, bu cümle ile onlarınezvacıyla, lezâiziyleberabercennetteale’d-devamkalacaklarını tebşiretmekle,okederlidüşüncedenkurtarmıştır.

Buâyettekicümlelerinsadeflerindebulunancevherlerigöstereceğiz:279cümlesininbaşındabulunan ,harf-iatıftır.Atfınherikitarafıarasında

münasebet lâzımdır.Hâlbuki burada tebşir ilemâkabli arasındamünasebet görünmüyor.Ancakmâkablinde inzar vardır. Öyleyse bu tebşir, omâkablinden tereşşuh eden inzaraatıftır.

:Beşarettâbiri,cennetin,Cenâb-ıHakk’ınfazl-ıkeremindenbirhediye-iilâhîyeolup,amelin ücreti mukabilinde vâcip bir hak olmadığına işarettir. Çünkü hak ve ücretinverilmesi,beşaretletâbiredilemez.Bunabinaen,yapılanibadet,cennetiçinolmamalıdır.

Tebşirinsîga-yıemirkıyafetiylezikri, tebliğin takdirine işarettir.ÇünküResûl-iEkrem(aleyhissalâtüvesselâm)tebliğememurdur,tebşiremükellefdeğildir.

Takdir-ikelâm,“Müjdeleyerektebliğet.”demektir.

Suâl: 280Busılavemevsuletâbiri,ism-ifâilsîgasıolan ’dendahauzunolduğu

Page 127: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

haldeneyeişarettir?

Cevap:Sûreninbaşında tafsilenzikredilen 281 olansılavemevsule işarettirki,oradayapılantafsil,buradayapılanicmâlebeyanolsun.

Suâl: Sûrenin başında ’nin sıla denilen dahil olduğu cümle, muzâri sîgasıylazikredildiğihalde,buradamâzisîgasıylazikredilmiştir.Esbâbınedir?

Cevap: Orada makam, iman ve amele teşvik ve medih makamıdır. Buna münasip,muzârisîgasıdır.Buradamakam,mükâfatveücretivermekmakamıdır.Bunadamünasip,mâzisîgasıdır.Çünküücret,hizmettensonraverilir.

:Bu harf-iatıftır.Atfıntarafeyniarasındamünasebetlâzımolduğugibi,mugayeretde lâzımdır. Burada aralarında bulunan mugayeret, mezheb-i İtizâl’in hilâfına, amelinimanadahilolmadığınaveamelsizimanındakâfigelmediğinedelâletettiğigibi; tâbiride,tebşiredileninücretgibiolduğunaişarettir.

: Bu kelime, bir şey ile takyid ve tahsis edilmeyerek, mutlak ve mübhembırakılmıştır. Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abduh’un telâkkisine göre: “İyi şeylermânâsında olan kelimesi, beynennâs meşhur ve malûm olduğundan, mutlakbırakılmıştır.”

Bendediyorumki:Sûreninbaşınaitimadenburadamübhembırakılmıştır.Çünküsûrebaşındazikredilen 282âyetiburadaki ’yibeyandır.

283:Buâyettenmaksat,mükâfattanneşetedenneşelilezzetvesürurdur.Bumaksadıntakviyesineişaretedenkayıtlar:

1. ’nintekidi.

2. ’ninihtisası.

3. ’üntakdimi.

4.Cennetincem’iyletenkiri.

5.Cereyan’ınzikri.

6. ileberaber ’inzikri.

7.Nehirtâbiriyletarifidir.

Bukayıtların,omaksadın tahakkukunaçalıştıklarınabirparça izahatvereceğiz.Şöyleki:

Pekbüyükbirşeytebşiredildiğizaman,akıltereddüteder,inanamaz.İnandırmakiçintekide ihtiyaç olur.Ve kezâ, neşe ve sürurmakamları, evhamdan hâli olmalıdır. Çünküednâ bir vehimle, sürur zâil olur. Buna binaen, burada o büyük tebşirat, ile tekidedilmiştirki,hemakılinansın,hemosüruruizaleedecekhiçbirevhamkalmasın.Vekezâ,

Page 128: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

butebşiratınyalnızbirvaaddenibaretolmayıp,birhakikatolduğunaişarettir.

İhtisası ifade eden ’deki tebşir edilen şeyin onlara mahsus ve onların mülkü veonların fazlı, istihkakları olduğuna delâlet eder ki, lezzetleri tamam, sürurları müzdadolsun.Veillâ,birpadişah,birfakirimisafirederse,mademomisafirlikveosohbetebedîdeğildir,kıymetiyoktur.

’üntakdimihasrı ifadeettiğinden,beyne’n-nâs,cennetinonlara tahsiskılındığınavedolayısıyla ehl-i nârın da perişan hallerini onların gözleri önüne götürmeye sebepolduğunadelâleteder.Vebuitibarlacennetinlezzetiartarvekıymetitezahüreder.

Cennetin cem’i, cennetlerin taaddüdüne ve amellere göre cennetin mertebelerineişarettir.

Vekezâ,cennetinherbircüzü,cennetgibibircennetolduğunaveherbirmüminedüşenkısım,büyüklüğünenazarantambircennetgibigöründüğüneişarettir.

Cennetintenkîriise,güzelliğininkabil-itarifvetavsifolmadığınaveyasâmileriniştahveistihsanlarınınfevkalâdeliğineişarettir.

:Bahçelerinengüzeli, içindesuyubulunanlardır.Bunlarındaengüzeli, içlerindensuları akanlardır.Bunların da en iyisi, akıntısı devamlı olanlardır. İşte cereyanın sîga-yımuzârikıyafetindezikredilmesi,ocereyanlarıtasviretmekle,devamlıolduğunaişarettir.

:Hadravat(yeşillik)venebâtâtiçindecereyanedensularıneniyisi,nebaansuretiylebahçenin içinden çıkmakla yüksek köşklerin altından kendine mahsus terennümatıylageçen,eşcârvenebâtâtadağılansulardır. kelimesi,bukısımsularaişarettir.

:Sularınçokluğu,bahçeleredahaziyademenfaat,revnakvegüzellikverir.

Kezâlik,küçükküçükarklardan tecemmûedennehirler,dahagüzelmanzaraları teşkileder. Bilhassa suları berrak, zülâl, tatlı, soğuk olursa, fevkalâde bir kıymet, bir lezzetveriyor.İşte kelimesi,cem’iyle,tarifiyle,maddesiylebuçeşitsularaişareteder.

284 : Bu büyük cümle, çok küçük küçük cümleleri tazammunetmiştir.Evet,bucümle,mâkabliylebağlıdeğildir;müste’nifedir,vazifesimukadderbirsualicevaplandırmaktır.Mukaddersualise,sekizsualinmemzuçvemâcunudur.Şöyleki:

Vaktâkiimanedenlerveamel-isalihişleyenler,cennetgibiyüksekbirmeskenletebşiredildiler,birdenbiresâmiinzihninegeldi:

Acabaomeskenderızıkolacakbirşeyvarmıdır?Varsa,orızıkneredenhâsılolurveneredengelir?Orızıklarocennettenhâsılolduğutakdirde,nesindenneşetediyor?Semeratındanmeydanagelirlerse,dünyasemeratınabenzerlermi?Benzediğitakdirde,birbirinedebenzerlermi?

Page 129: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Birbirinemüşabiholurlarsa,tatlarıbirmidir,yoksaayrıayrımıdır?Tatları muhtelif olduğu takdirde, koparıldıkları zaman yerleri boş mu kalır,

yoksaderhaldolarmı?Tebeddül ettikleri takdirde, devamlı mıdırlar? Devamlı iseler, onları yiyenler

sevinirlermi?Sevindiklerizamannederler?

Arkadaş!Busualleriavucunakoy.Bendebucümleleriaçar,içlerinebakarım.Sendedikkatet,bakalımmutâbıkolacakmıdır?

kelimesi,devamvetahkikedelâleteder.

sîga-yı mâzisiyle, vukuunun tahakkukuna delâlet ettiği gibi, maddesiyle dedünyadaki rızıklarını ihtar eder. Ve bina-yı meçhul sîgasıyla zikri, o rızkdameşakkatin bulunmamasına ve onların (ağalar ve beyler gibi) rızıkları ayaklarınageldiğinedelâleteder.

denilmektense denilmiş olsaydı, dahamuhtasar ve daha güzel olurdu.Fakatmezkûrsuallerdenikisualecevapolduğundan, ayrı, ayrısöylemek icapetmiştir.

’dekitenkir,tâmimiifadeettiğicihetle,cennetinbütünsemerelerirızıkolmayaşâyânolduğunaişarettir.

kelimesinin tenkiri ise, açlığı gidermek için yediğiniz, gördüğünüz rızıkolmadığınaişarettir.

tefâulbâbınınmânâsıolanşirketiandırıyor.Yani,“Orızkınacîbkeyfiyetindenettikleritaaccüpveistiğrabıbirbirinesöylemeyebaşladılar.”

285 : Bu cümlede mübhem bırakılıp beyan edilmeyen rızık kelimesinindörtmânâyaihtimalivardır:

Birincisi: Rızıktanmaksat, amel-i sâlihtir. Yani, “Bu dâr-ı dünyada rızık olarakbize nasip kılınan, amel-i salih; yani, şimdi yediğimiz rızıklar dünyada yaptığımızamel-isalihinneticesidir.”Yaniamelilecezaarasındaokadarittisal(bağlılık)vardırki,sankidünyadakiamel,âhirettetecessümedipsevapkesilmiştir.Onlarınsevinçleri,bunoktadanhâsılolmuştur.

İkincisi: Rızıktanmaksat, dünyanın taam ve yemekleridir.Yani, “Dünyada rızıkolarakbizeverilen taamlar, bunlardır.Ammazevkleri, tatları arasındadağlar kadarfarkvardır.”İşteonlarınistiğraplarıbunoktadandır.

Üçüncüsü: Bu semereler, biraz evvel yediğimiz semereler gibidir, ama suretleribir,mânâları, tatları ayrıdır.Demeksureten, şeklenbirolduklarındanülfet lezzetiniveriyor, tatlarının ayrı olmasıyla da teceddüt lezzeti hâsıl oluyor. İşte sevinçleri bunoktadandır.

Page 130: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Dördüncüsü: Hemen şimdi yediğimiz meyveler, bu dallardaki meyvelerdir.Demek bir meyve koparıldığı zaman, yeri boş kalmıyor, derhal yerine bir meyvepeydaoluyor.İştebundandırki,cennetinmeyvelerindenoksaniyetolmuyor.

286 : Bu cümle, itiraziyedir. Yani, yeni bir hükmü ifade etmek için zikrinelüzum olmadığı halde, 287 cümlesindeki hükmü tasdik ve illetini beyanetmeküzere,evvelkicümleyebirzeyilvebirfezlekeolarakzikredilmiştir.

Bina-yı meçhul sîgasıyla ’nün zikredilmesi, ehl-i cennetin işleri, hademeleritarafındangörülmekteolduğunaişarettir.

: Yani zahiren ve şeklen bir olduğundan, ülfet lezzetini veriyor; bâtınen vetaâmendeayrıolduğucihetle,teceddüdlezzetiniveriyor.Buitibarla kelimesi,herikilezzetiîmâediyor.

288 Bu cümle 289 cümlesine atıftır. Atfın tarafeyni arasında lâzımolan münasebetin iktizasınca, takdir-i kelâm şöyle olsa gerektir: “Onlar, kendicisimleri için bir meskene muhtaç oldukları gibi, kadınları için de bir meskenemuhtaçtırlar.”

kelimesi ihtisası ifadeettiğicihetle,oezvacın,onlarınmülküveonlaramahsusolduklarına delâlet ettiği gibi, dünyakadınlarındanbaşka 290 ile tâbir edilen birkısımkadınlardaonlariçinyaratılmışolduğunuîmaengösteriyor.

: Cennet, o kadınlara zarf ve mesken olduğundan anlaşılır ki, o kadınlar, oyüksek cennete lâyıktırlar ve aynı zamanda cennet derecelerinin yüksekliğinisbetindeonlarınhüsünlerideyükseliyor.

Vekezâ,cennetindeonlarlamüzeyyenolduğunagizlibirîmâvardır.

tef’îlbâbındanism-imef’ulolduğundan,herhaldetathiredicibirfâilvardır.Ofail de, ancak yed-i kudrettir. Binaenaleyh, yed-i kudretin tathir ve tenzih ettiğikadınlarıntavsiflerikabildeğildir.

Ve kezâ, kelimesi müteaddî olduğuna nazaran, o kadınların taharetlerikendilerinden olmayıp, başkasından onlara sirayet etmiş olduğu anlaşılır.Binaenaleyh, dünyakadınları da cennete girdikten sonra, bir tetahhur ve tasfiye vetasaykulameliyatıyla,güzelliktehurilerinderecelerineçıkacaklarınadelâleteder.

: Yani, “Onlar da, ezvaçları da, cennet de, cennetin lezâizi de hepebedîdirler.”

260Bakarasûresi,2/25.

261“Eyinsanlar!(Rabbinize)ibadetediniz.”(Bakarasûresi,2/21).

262“Eğer(kulumuzMuhammed’eindirdiğimizKur’ân’ınAllahkatındanolduğuhususunda)şüphe(vedolayısıylaonun

Page 131: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kulumuzun eseri olduğu iddiası) içindeyseniz (size yol açık, haydi durmayın), o (Kur’ân’ın) benzeri tek bir sûremeydanagetirin…”(Bakarasûresi,2/23)

263Yâsînsûresi,36/59.

264Zümersûresi,39/73.

265“Gökyarıldığızaman…”(İnşikaksûresi,84/1)

266“Güneşdürülüpışığıgiderildiğiveyıldızlaryerlerindendüşüpdağıldığızaman,”(Tekvirsûresi,81/1-2)

267“(Ve siz, hayatları günah hasadıyla geçmiş ey suçlular!Bugün) şöyle bir kenara çekilin bakalım!” (Yâsîn sûresi,36/59)

268“Âhiretedekesinolarakonlarinanırlar.”(Bakarasûresi,2/4)

269Fahruddîner-Râzî,Mefâtîhu’l-ğayb2/122-126.

270(Hâşiye)Horhor,Van’daMüellifinmedresesininadıdır.

271Hennâd,ez-Zühds.49;et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/174;ed-Deylemî,el-Müsned3/384;el-Beydâvî,et-Tefsîr1/250;el-Makdisî,el-Ehâdîsü’l-muhtâra10/16;İbnKesîr,Tefsîru’l-Kur’ân1/64.

272 “İman edip, imanları istikametinde sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik (salih) işlerde bulunanları isemüjdele…”(Bakarasûresi,2/25)

273“Onlara(içindenırmaklar)akancennetlervardır.”(Bakarasûresi,2/25)

274“Onlara,içindenırmaklarakan(cennetlervardır).”(Bakarasûresi,2/25,266;Âl-iİmransûresi,3/15,136,195,198;Nisâsûresi,4/13,57,122;…)

275 “Ne zaman orada kendilerine rızık olarak (koku, tat, renk, şekil ve lezzetçe birbirinden farklı ve her defasındatazelenipyenilenen)meyvelerdenikramedilse,“Bu,bizedahaöncedeikramedilmişti!”derler.”(Bakarasûresi,2/25)

276 es-Sevrî,Tefsîru Süfyan es-Sevrî s.42; et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/173-174; İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân 1/64; el-Beğavî,Meâlimü’t-tenzîl2/118.

277“Onlar için,(dünyadakibütüneza-cefasebebihallerdenarındırılmışve)ebediyentertemizhalegetirilmişeşlerdevardır.”(Bakarasûresi,2/25)

278“Veonlar,ocennetlerdesonsuzcakalacaklardır.”(Bakarasûresi,2/25)

279 “İman edip, imanları istikametinde sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik (salih) işlerde bulunanları isemüjdele…”(Bakarasûresi,2/25)

280“İmanedenler…”(Bakarasûresi,2/25)

281“O(müttakîler),sürekliyenilenirvekuvvetkazanırbirimanla(gaybe)inanırlar…”(Bakarasûresi,2/3)

282“Namazıbütünşartlarınariayetederek(vaktindeveaksatmadan)kılarlarvekendilerinerızıkolarak(mal,güç,zekâ,bilgi;…)nelutfetmişsek,onunbirmiktarını(Allahrızasıiçinvekimseyiminnetaltındakoymadanihtiyaçsahiplerinegeçimlikolarak)verirler.”(Bakarasûresi,2/3)

283“Onlaraiçindenırmaklarakancennetlervardır.”(Bakarasûresi,2/25)

284 “Ne zaman orada kendilerine rızık olarak (koku, tat, renk, şekil ve lezzetçe birbirinden farklı ve her defasındatazelenipyenilenen)meyvelerdenikramedilse,“Bu,bizedahaöncedeikramedilmişti!”derler.”(Bakarasûresi,2/25)

285“Bu,bizedahaöncedeikramedilmişti!”(derler.)”(Bakarasûresi,2/25)

286“(Cennette)meyveleronlara, (neolduğunubilmedikleribiryiyecekle iştahlarıgitmesin, lezzetleriazalmasındiye)şekilce dünyadakilere benzer (fakat koku, tat, renk, şekil ve lezzetçe birbirinden farklı ve her defasında tazelenipyenilenen)şekildesunulur.”(Bakarasûresi,2/25)

287“Bu,bizedahaöncedeikramedilmişti!(derler.)”(Bakarasûresi,2/25)

288“(Ocennetlerdetekbaşlarına,yalnızvedostsuzolacakdadeğillerdir.)Onlariçin,(dünyadakibütüneza-cefasebebihallerdenarındırılmışve)ebediyentertemizhalegetirilmişeşlerdevardır.”(Bakarasûresi,2/25)

Page 132: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

289“Onlara(içindenırmaklar)akancennetlervardır.”(Bakarasûresi,2/25)

290“Güzelgözlüeşler”(Vâkıasûresi,56/22.Ayrıcabkz.:Duhânsûresi,44/54;Tûrsûresi,52/20)

Page 133: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

291

Gayet kısacık bir meâli: Yani, “Cenâb-ı Hak, kullarını irşad ve ikaz etmek üzere,sivrisinekgibihakir,kıymetsizbirhayvanlaveyabirmahlûklamisalgetirmeyi,kâfirlerinkeyfi için terk etmez. İmanı olanlar, onun, Rab’lerinden hak olduğunu bilirler. Ammakâfirler, ‘Allah bu gibi hakir misallerden neyi irade etmiştir?’ diyorlar. Allah, onunlaçoklarınıdalâleteatarveçoklarınıdahidayetegötürür.Fakat fâsıklardanmâadadalâleteattığı yoktur. Fâsıklar da ol adamlardır ki, Allah’ın tâatinden huruçla, mîsak-ı ezelîdensonraahidlerinibozarlarveAllah’ınakrabalararasındaveyamüminlerbeynindeemrettiğihatt-ımuvâsalayı keserler; yeryüzünde işleri ifsattır.Dünyave âhirette zarar vehüsranamaruzkalanancakonlardır.”

Bu âyetin de sair arkadaşları gibi mevzu-u bahis olacak vücuh-u irtibatı ve cihât-ınazmiyesi üçtür. Maahâzâ, bu âyetin meâli, hem mâkabline, hem mâba’dine, hemKur’ân’ıntamamınabakıyor.

Mâba’dineolanvech-iirtibatı:

Evet,vaktakiKur’ân-ıAzîmüşşânsinekten,292ankebuttan293misâlgetirdi,karınca294

ile bal arısından295 bahsetti. Müşrikler, münafıklar, Yahudiler itiraz için fırsat bularakahmakânededilerki:“Allah,azametiyleberaber,böylehasis,hakirşeylerdenbahsetmeyetenezzül eder mi? Hâlbuki ashab-ı kemâl, bu gibi kıymetsiz şeylerden bahsetmeyetenezzületmezler,hayâederler.”296Kur’ân-ıKerîm,buâyetileağızlarınavurarakkapattı.

Mâkablinecihet-inazmveirtibatı:

Evet,Kur’ân’ın ihtiva ettiği sıfât vemezâyânın hiçbir kelâmda, hiçbir kitapta, hiçbirşahısta bulunmadığı, sûre başında isbat edildiği gibi, HazretiMuhammed’in (aleyhissalâtüvesselâm) nübüvveti de Kur’ân’ın i’câzıyla isbat edildi. Kur’ân’ın i’câzı dahi tahaddî ile,yani muhalifleri muaraza, mübareze meydanına dâvet etmekle isbat edildi. Çünkümuarazaya yapılan dâvet, sükût ile cevaplandırıldı. Böyle cihanşümûl bir inkılâbısöndürmekiçinyapılandâvetüzerinemübarezemeydanınagitmeyipsükûtetmek,elbetteeser-i aczdir. Kur’ân-ı Kerîm’in bu isbatlarına karşı kâfirler habt olup ağızlarınıaçamadıklarıgibi,nabızlarıbile felceuğradı.Yalnız,Kur’ân,herhusustahadd-ikemâlebâliğolduğundan,uzaktanuzağabazıufakitiraztaşlarınıatmışlardır.

Ezcümle: 297ve 298gibiâdi,kıymetsizmisallerdenKur’ân’ıngetirdiğitemsiller, yüksek kelâmların kemâline yakışmaz. Bu gibi temsiller, beynennâs yapılanmükâlemelere, konuşmalara benziyorlar.”299 diye muğâlata ile haltetmişlerdir. Kur’ân-ı

Page 134: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Kerîm,onlarınohaltlarınıbuâyetlebaşlarınavurmuştur.

Arkadaş! Acele etme, burada bir parça durmak icap eder. Onların pek vâhi ve zayıfşüphelerivardır.Buşüpheler,müteselsilbazıvehimlerdenneşetetmiştir.Ovehimlerde,bazımuğâlatalardanhusulegelmişlerdir.

Onların, Kur’ân’ın kemâlini tenzil etmek için, Kur’ân’ın temsillerini insanlarıntemsillerinekıyasetmeleri,kıyas-ımaalfârıktır;aralarındadünyalarkadarfarkvardır.

Onlarımuğâlatailebukıyasasevkedennoktalar:

1.Onlar,herşeye,me’lûflarınabaktıklarınazarlabakıyorlar.

2. Onlar, insanın zihninin, fikrinin, lisanının, sem’inin cüz’î olduklarını ve cüz’îolduklarından,kastenvebizzatikişeyeberabertaallukedemediklerininazaraalmışlardır.

3.Himmetin yüksek ve alçak kısımlarını tefrik edenmikyasın, iştigal ve ihtimamdanibaretolduğunudüşünmüşlerdir.Yani,yüksekşeylereihtimamedeninhimmetiyüksektir,alçakişlerdeiştigaledeninhimmetialçaktır.

4.Kıymetveazametin,himmetnisbetindeolduğunuzannetmişlerdir.Hattaküçükveyaalçak bir şeyi, yüksek ve büyük şahıslara isnad etmezler. Güya azîm insanlar, kıymetiolmayan şeylere tenezzül etmezler ve zayıf, küçükbir şey, o büyükhimmet ve azametitahammüledemez.

İşte o boş kafalılar, bu noktalara istinaden,Cenâb-ıHakk’ı da insanlara kıyas ederekdiyorlar ki: “Allah, celâl ve azametiyle, insanların konuştukları gibi nasıl insanlar iletekellümetmeyetenezzüleder?Vebucüz’îvehakirşeylerdennasılbahseder?Azametineyakışırmı?”

Acaba o süfeha takımı, Allah’ın iradesi, ilmi, kudreti gibi sair sıfatlarının da küllî,umumî,şâmil,muhîtolduklarınıbilmezlermi?Veyinebilmezlermiki;Cenâb-ıHakk’ınazametine mikyas, ancak mecmû âsârıdır; yalnız bir eser mikyas olamaz? Ve yinebilmezlermi ki; Cenâb-ı Hakk’ın tecellisinemîzan olacak, kâffe-i kelimâtıdır ki, eşcârkalem,denizlermürekkepolsa,okelimâtıyazıpbitiremezler?300(Hâşiye)

Meselâ,şemsâkıl,ihtiyarveiradesahibifarzedilse,ziyasınıbütünâlemeneşrettiğibirsırada,pis,mülevvesbirzerredeonunziyasındanistifadeettiğivakit,şemsekarşı“Niçinbu pis, bu mülevves zerreyle meşgul oldu ve niçin ona ziyasını verdi?” diye itirazedilebilirmi?Hâşâ!Şemsinazametinebirnakîsegelirmi?Yok.

Binaenaleyh, gayet büyük olan bu âlemi, büyükbir sanat ile ve büyükbir ihtimamlahalkettiğigibi,cevher-ifertiletâbiredilenzerredeO’nundestgâh-ıkudretindençıkanbireser-isanatıdır.Çünküobüyükkudretinnazarında,cevahir-ifert,yanizerrelerlenücûm-useyyare, yani gezici yıldızlarmüsavidirler. Zira o büyükAllah’ın kudreti, ilmi, iradesi,kelâmı,zâtîsıfatlarıdır,Zât-ıAkdes’elâzımdırlar.Onlardateceddüdyok,ziyadevenoksan

Page 135: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

olmaya kabiliyet yok, tagayyürleri yok kimertebeleri olsun.Maahâzâ, acz bu sıfatlarınzıddıolduğundan,onların içinegiripoturamaz.Binaenaleyh,kudret-i ilâhiyedezerre ileşemsarasındafarkyoktur.

Meselâ, terazinin her iki gözünde iki güneş veya iki zerre bulunduğu farz edilse,aralarındamüsâvatvemuvâzenebulunduğundan,hariçtenbirkuvvetbirgözünebasarsa,öteki göz havaya kalkar. İster o gözde zerre olsun, ister güneş olsun, o kuvvete görefarklarıyoktur,ikisidebirdir.

Kezâlik, mümkün olan bir şeyin tarafeyni, yani vücûd ve ademi arasında, teraziningözleri gibimüsâvat olduğundan, kudret-i ezeliye hangi tarafa basarsa, öteki taraf hebagibihavayakalkar.Güneş,sinek,zerre..buhusustahepsidebirdir.

Hülâsa: Zerre gibi küçük şeyler veya âdi fiiller, Hâlık’ın halkıyla vücuda geldikleriiçin,O’nun daire-i ilminde dahil oldukları bedihîdir. Bu itibarla, onlardan bahsetmekte,bilbedahe,müşâhhat(münakaşaetmek)yoktur.Kur’ân-ıKerîm, 301âyetiylebu sırra işaret etmiştir. Yani, halkeden Hâlık, mahlûkunu bilmez mi? Ve bilmemesininimkânıvarmı?Öyleysemahlûkundanniçinbahsetmesin,niçinmahlûkuylakonuşmasın?

İkinci muğâlata: Onlar, “Kur’ân’ın üslûpları ve şivesi altında bir insanın timsâligörünür.” diyorlar. Çünkü Kur’ân’da bahsedilen âdi işler ve hakir şeyler, insanlarınarasında yapılan muhavere ve konuşmalar gibidir. Bu cahil herifler bilmezler mi ki,söylenilen bir kelâm, bir cihettenmütekellimine bakarsa birkaç cihetten demuhatabınabakar? Çünkü muhatabın ahvâlini nazara almak lâzımdır ki, söylenilen söz o ahvâliniktizasıüzerinesöylensin.Binaenaleyh,Kur’ân’ınmuhatabıbeşerdir.Kur’ân’ınmaksadıda tefhimdir. Yani, beşerin bilmediği şeyleri bildirmektir. Buna binaendir ki, belâgatıniktizası üzerine,Kur’ân, beşerin hissiyatıylamemzucolan üslûplarını giyer ve şivesiylesöylerki,beşerinfehmisöylenilensözdentavahhuşedipürkmesin.

Evet, yüksek bir insan, bir çocukla konuştuğu zaman çocukların şivesiyle konuşursa,çocuğun zihnini okşamış olur. Çocuğun fehmi, onun çat pat söylediği sözlerle ünsiyetpeyda eder; söylediklerini dinler ve anlar. Aksi halde, o insan ile o çocuk arasında birmalûmât alışverişi olamaz. Allah ile beşer arasındaki ahz ve îtâlar da böyledir. EğerCenâb-ıHakbeşereîtâedeceğimalûmâtıbeşerinterazisiyletartıpvermezse,beşer,katiyennebakar venede alır.Çünkübeşer, ancak alışmış olduğu terazisinindilinden anlar, bufennîterazilerindilindenanlamaz.

Suâl: Hakikaten, eşyanın hakareti, hısseti, kudretin azametine, kelâmın nezahet venezaketinemünâfidir.

Cevap: Bazı şeylerde veya işlerde görünen hakaret, çirkinlik, eşyanın mülk cihetineaittir.Yanidışyüzünenazırdırvebizimnazarımızdaöylegörünür.Vebununiçin,eşyaileyed-ikudretarasınaperdeolarakesbab-ızahiriyevazedilmiştirki,sathînazarımızdayed-ikudretin o gibi eşya ile mübaşereti görünmesin. Fakat melekût ciheti, yani içyüzü ise

Page 136: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

şeffaf ve yüksektir. Kudretin taalluk ettiği bu cihette, hiçbir şey kudretin taallukundanhariçdeğildir.

Evet, azamet-i ilâhiye esbab-ı zahiriyenin vaz’ını iktiza ettiği gibi, vahdet ve izzet-iilâhiye de kudretin bütün eşyaya şumûlünü ve kelâmın her şeye ihatasını iktiza ederler.Maahâzâ, bir zerre üstünde zerrelerle yazılan bir Kur’ân, sayfa-yı semâda yıldızlar ileyazılacak Kur’ân’dan hüsünde (güzellik) aşağı değildir. Ve kezâ302(Hâşiye) bir sivrisineğinyaratılışı,sanatçafilinhilkatindendûndeğildir.

Kelâm sıfatı da aynen kudret sıfatı gibidir. Bir çocukla konuşup söz anlatmak, birfilozoflakonuşmaktanaşağıdeğildir.

Suâl:Şutemsillerdegörünenhakaret-izahiriyeneyeâittir?

Cevap: O gibi haller temsil getirene ait değildir, ancak mümessel-i lehe âittir. Yani,kimeveneşeyetemsilgetirilmişseonaaittir.Zatenkelâmıngüzelliği,belâgatı,mümessel-ilehemutabakatınisbetindedir.Evet,birpadişahbirçobana,çobanlaramahsusbiraba,birpaltovekelbinedebirkemikverirse, “Padişah iyiyapmadı.”diyekimse itirazedemez.Çünkü her şeyi lâyıkına vermiştir. Binaenaleyh, mümessel-i leh ne kadar hakir olursa,temsilideokadarhakirolur;venekadarbüyükolursa,temsilideokadarbüyükolur.

Evet, sanemler pek âdi, hakir olduklarındanCenâb-ıHak, sineği303(Hâşiye) onlaramusallatkılmıştır. Ve ibadetleri de o kadar çirkindir ki, ile, yani örümceğin ağıyla tâbiredilmiştir.

Üçüncümuğâlata:Onlar diyorlar ki: “Hakikati izhar etmekte, aczi îmâ edenbugibitemsilâtaneihtiyaçvardır?”

Elcevap: Kur’ân’ı inzal etmekten maksat, cumhur-u nâsı irşad etmektir. Cumhur iseavâmdır. Avâm-ı nâs, çıplak olan hakâiki göremez; ülfet peyda etmedikleri akliyât-ımahzayı vemücerredâtı, fehimleri alamaz.Bunun içinCenâb-ıHak, lütuf ve ihsanıyla,hakikatleri onların ülfet ettikleri bir libas ile, bir şive ile göstermiştir ki, tevahhuş edipürkmesinler.Bubahis,müteşabihatbahsindegeçmiştir.

Buâyetincümleleriarasındakiirtibatagelelim:

Evet, 304cümlesionlarınîradettikleriaşağıdakimüteselsilitirazlarıreddediyor:

1.Allah’ınbeşerilekonuşmasındaveonlarakahırveitabetmekteveonlardanşikâyetetmektenehikmetvardır?Hâlbukibugibişeylerdenanlaşılırki,âlemdeinsanındabaşkabirtasarrufu,birtesirivardır.

2. İnsanlar arasında cereyan eden konuşmalar gibi temsillerin getirilmesi… Zira bu,Kur’ân’ınbeşerkelâmıolduğunaalâmettir.

3.Kelâmınarkasında,üslûplarınarasındainsanıntimsâligörünür.

Page 137: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

4. Hakâik, temsilâtla tasvir ediliyor. Bu ise, hakikati izhar etmekten âciz olduğunadelâleteder.

5. Getirilen temsiller, âdi temsillerdir. Bu ise, mütekellimin zihni, inhisar altındaolduğunaemaredir.

6.Hakirvekıymetsizşeylerdentemsillergetiriliyor.Budamütekelliminzayıfolduğunadelildir.

7.Getirilentemsilleremecburiyetolmadığından,terkizikrindenevlâdır.

8.Bilhassa,ehl-iizzetinhayâederektenezzületmediklerişeylerdentemsilgetirilmiştir.

Kur’ân-ıKerîm,bu itirazsilsilesini, cümlesiylebirdarbedekırmışveyıkmıştır:

1.Eşyanın içyüzleriyüksekveşeffafolduğundan,buyüzlerdenbahsetmekazametvecelâle münafi olmadığı gibi; ulûhiyetin iktizası üzerine dış yüzleri çirkin görünenlerinbahsedilmekten,zikredilmektenhâriçtutulmaları,ulûhiyetkanununamuhaliftir.Çünkübirhâkim,teb’asındançingenelerihukuk-umedeniyedenihraçetmez.

2. Belâgat ve hikmetin iktizası üzerine, hakir mânâları ifade için hakir temsillerinzikrindebirmuhalefetyoktur.

3.Âditemsillerdebirbeisyoktur;terbiyeveirşadöyleister.

4.İnâyet-iilâhiyeniniktizasıüzerine,hakâik,temsilâtlatasviredilir.

5.Rubûbiyet ve terbiyenin iktizasınabinaen; insanları, kendi aralarında cereyan edenmuhavereleri,üslûpları,şiveleriyleirşadetmeklâzımdır.

6.Hikmetvenizamıniktizasıüzerine,Cenâb-ıHakk’ıninsanlarlakonuşmasızarurîdir.

Hülâsa: Cenâb-ı Hak, insanlara cüz-ü ihtiyarî vermekle, onları âlem-i ef’âle masdaryaptı.O âlem-i ef’âli bir nizam altında almak üzere kelâmını, yaniKur’ân’ını da resûlolarak o âlem-i ef’âle gönderdi. Binaenaleyh, tanzif ve tanzim için yapılan ilâhî birprogram,itirazlaramahalolamaz.

305:Bucümleyievvelkicümleilebağlayanalâkayagelince:

Evvelki cümledekihükmü isbat için,bucümle,birdelilinyolunugösteriyorvezihnegelenvehimleridedefediyor.Şöyleki:

Her kim inâyet-i ezeliye ile rubûbiyet-i ilâhiyeyi göz önüne getiripAllah cânibindenkudretin azameti altında bakarsa, baûda ve emsâliyle getirilen temsillerin belâgatkanunlarınamuvâfıkveCenâb-ıHak’tanhakolduğunutasdikeder.Fakatherkimnefsininemri altında mümkinâtı nazara alarak bakarsa, şüphesiz vehimler onu havalandırır,dalâletinbataklığınaatar.

Page 138: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Buikitâifeinsanlarınmisli,şöyleikişahsınmislinebenzerki:Onlardanbirisiyukarıya,diğeriaşağıyagider.Herikisidepekçoksuarklarınıgörürler.Yukarıyagidenşahıs,doğruçeşmeninbaşınagider,suyunmenbaınıbulur; tatlı, temizbirsuolduğunuanlar.Sonraoçeşmedenteşâubedipdağılanbütünarklarıntemizvetatlıolduklarınahükmedervehangiarka tesadüf ederse, tatlı ve temiz olduğunda tereddüt etmez. İşte bu itibarla, kendisinevehimler tasallut etmezler.Aşağıyagidenöteki şahıs ise, arklarabakar, suyunmenbaınıgöremediğinden,herrastgeldiğiarksuyununtatlıolupolmadığınıanlamakiçindelilleri,emareleriaramayamecburolur.Bundandolayıvehimleremaruzkalır.Ednâbirvehim,okafasızıyoldançıkarır.

Yahut o iki tâifeninmisali, ellerinde bir ayna bulunan iki şahsınmisaline benzer ki,birisiaynanınşeffafyüzünebakar,içindekendisinigördüğügibiçokşeyleridegörebilir.Ötekiadamise,aynanınrenkliyüzünebakar,birşeyanlayamaz.

Hülâsa: Allah’ın sun’una, ef’âline, kelâmına, temsilâtına, üslûplarına, inâyet verubûbiyetinimülâhaza etmekle beraber,Allah’ın cânibinden bakmak lâzımdır. Bu bakışda,ancaknûr-uimanlaolur.Buitibarla,vehimlerolsabile,ancakörümcekağınınkıymetve kuvvetinde olur. Eğermümkinât cihetinden cüz’î fikriylemüşteri nazarıyla bakarsa,zayıfbirvehimbileonunnazarındabirdağgibiolur.CûdiDağı’nıgözünrüyetindenmenedensineğinkanadıgibi,zayıf,küçükbirvehimdehakikationungözününgörmesindensetreder.

306 :Bucümleninevvelkicümleilecihet-iirtibatı:

Evet,temsilât-ıKur’ân’iye’dekihikmetifehmetmekiçinAllahcânibindennur-uimanlabakmak lâzım olduğuna evvelki cümle ile işaret edilmiştir. Bu cümlede ise, mezkûrtemsilâttaki hikmetin adem-i fehmini intac eden ve aynı zamanda evham ve bahaneleryuvasınagidenyolgösterilmiştir.Şöyleki:

Alçak nefis tarafından her şeyi karanlıklı gösteren küfür zulmetiyle temsilât-ıKur’âniye’ye bakan olursa, tabiî o temsilâtın hikmetini anlayamaz, evhama kapılır.Kalbindekimarazın yardımıyla, her vehim onun nazarında bir dev kesilir; tarik-i hakkıkaybeder,tereddütleremaruzkalır.Sonraistifhama,yanisorupsualetmeyebaşlar,içindençıkamaz; en nihayet iş inkâra dayanır, inkârın içinde kalır. Kur’ân-ı Kerîm, ihtisar vekinayetarikiyleonlarıninkârıtazammunedenistifhamlarına, 307cümlesiyleişaretetmiştir. Ve bu işaret içindir ki, evvelki cümlede mezkûr olan ’ye mutabakat için,burada ’ninzikrilâzımiken … خلا denilmiştir.

308:Bucümle,onlarıntemsilâtınınsebebini,ille-igâiyesinianlamaküzereileyaptıkları istifhamacevaptır.FakatKur’ân-ıKerîm,usûl ittihazettiği îcazve ihtisarabinaen, temsilâtın âkıbetini, yani temsilâta terettüp eden dalâlet ve hidayeti, ille-i gâiyemenzilesindegöstermiştir.Evetdalâletvehidayet, temsilâta illetolamaz.Eğer illetolsa,cebrolur.Ancaktemsilâtınsebepveille-igâiyesi,cumhur-uavâmıikazveirşaddır.Sanki

Page 139: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

onlar“Ne içinböyleoldu?Ne için i’câzbedihîolmadı?Ne içinAllah’ınkelâmıolduğuzarurî olmadı? Ne için bu temsilât yüzünden vehimlere meydan verildi?” diye bir çoksualleriortayaçıkardılar.Kur’an-ıKerîm cümlesiyle,osualkümesinidağıttı.Şöyleki:

Otemsilâtınur-uimaniletefekküredeninnur-uimanıinkişafeder,kuvvetbulur.Küfürzulmetiyle ve tenkit hırsıyla bakanın da, zulmeti ziyadeleşir ve gözü kör olur. Çünkünazarîdir,bedîhideğildir.

Evet,bu temsilât, temizveyüksekruhları,mülevvesvealçak ruhlardan tefrik içindir.Buda,yüksekistidatlarıneşvünemalandırmaklapisistidatlardantemyiziçindir.Budahi,sağlam fıtratları, mücahede ile, bozuk ve hasta fıtratlardan ayırmak içindir. Bunu da,imtihan-ıbeşer istilzamediyor.Bunudahi, sırr-ı teklif iktiza etmiştir.Teklif ise saadet-ibeşeriçindir.Saadetisetekemmüldensonradır.

Suâl: Diyorsun ki: “Teklif saadet içindir. Hâlbuki ekser-i nâsın şekavetine sebep,tekliftir.Teklifolmasaydı,bukadartefavüt-üşekavetdeolmazdı?”

Cevap:Cenâb-ıHak,verdiğicüz-üihtiyarîileef’âl-iihtiyariyeâleminikesbiyleteşkiletmeye insanı mükellef kıldığı gibi, ruh-u beşerde vedîa olarak ekilen gayr-i mütenahitohumları sulamak ve neşv ü nemalandırmak için de beşeri teklifle mükellef kılmıştır.Eğerteklifolmasaydı,ruhlardakiotohumlarneşvünemabulamazdı.

Evet, nev-i beşerin ahvâline dikkatle bakılırsa görülür ki, ruhun mânen terakkisini,vicdanın tekâmülünü, akıl ve fikrin inkişaf ve terakkisini telkih eden, yani aşılayan,şeriatlardır; vücûd veren, tekliftir; hayat veren, peygamberlerin gönderilmesidir; ilhameden,dinlerdir.Eğerbunoktalarolmasaydı,insanhayvanolarakkalacaktıveinsandakibukadarkemâlât-ıvicdaniyeveahlâk-ıhasene tamamenyokolurlardı.Fakat insanlarınbirkısmı,arzuveihtiyarıylateklifikabuletmiştir.Bukısım,saadet-işahsiyeyieldeettiğigibi,nev’insaadetinedesebepolmuştur.

Amma insanların büyük bir kısmı, ihtiyarıyla küfrü kabul ve tekâlif-i ilâhiyeyireddetmişlersede,teklifinbazınevilerindensüzülenterbiyevî,ahlâkîvesairegüzelşeylerialdıklarından, teklifin o nevilerini zımnen ve ıztıraren kabul etmiş bulunurlar. İşte buitibarla,kâfirinhersıfatıveherhalikâfirdeğildir.

Suâl: İnsanlardanbüyükbir kısmın şekavetimeydanda iken, yalnızküçükbir kısmınsaadetinasılnev’insaadetinesebepolurki,“Şeriat rahmettir.”diyorsunuz.Hâlbukinev’insaadeti,yabütünefradınveyakısm-ıekserisininsaadetiyleolabilir?

Cevap: Altına yüz yumurta bırakılan tavuk, o yumurtadan yirmisini civciv çıkarıpseksenini ifsat etse, bu tavuk, yumurta nev’ine hizmet etmiş olur.Çünkübir civciv, binyumurtanınannesiolabilir.

Veya yüz tane çekirdek toprağa ekilse ve suyla sulanıp bilâhare yirmisi neşv ü nema

Page 140: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

buluphurmaağacıolsavesekseniçürüyüpmahvolsa,yirmiçekirdeğinsümbüllenipağaçolmasınasebepolansu,elbetteçekirdeknev’inehizmetetmişolur.

Veyahutbirmadenateşteeritilse,beştebirialtın,mütebakisitoprakçıksa;elbetteateş,omadeninkemâline,saadetinesebepolur.

Binaenaleyh, teklifde insanlarınbeştebirinikurtarsa,obeştebirinsaadet-inev’iyeyesebep ve âmil olduğuna kat’iyetle hükmedilebilir. Maahâzâ, yüksek hissiyat ile güzelahlâkınneşvüneması,ancakmücahedeveiçtihadlaolur.Evet,sağel,daimaçalıştığıiçin,sol elden daha kuvvetlidir. Ve bir hükûmet, mücahede ettikçe cesareti artar, terk ettiğizamancesaretiazalırvebinneticecesaretde,hükûmetdesöner,mahvolur.

Vekezâ,herşeyinveherişintekâmülü,zıtlarınınmukabeleverekabetetmeleriyleolur.Meselâ hidayetin tekâmülüne dalâlet yardım ettiği gibi, imanın tekâmülüne de küfüryardım eder. Çünkü küfür ve dalâletin ne derece pis ve zararlı olduklarını gören birmümininimanıvehidayeti,birdenbineçıkar.Buikicihet,teklifineservesemeresidir.Vebuikicihetitibarıylateklif,saadet-inev’iyeninyegâneâmilidir.

309:Bucümleninmâkabliylemünasebeti:

Evet, Kur’ân-ı Kerîm 310cümlesinde dalâlete atılanlar kimler olduğunu beyanetmeyipmübhembıraktığından,sâmikorktu.“Acabaodalâleteatılanlarkimlerdir?Sebepnedir?Kur’ân’ınnurundanzulmetnasıl geliyor?”diye sorduğubuüç sual, şu cümleylecevaplandırılmıştır ki: “Onlar, fâsıklardır. Dalâlete atılmaları, fısklarının cezasıdır. Fısksebebiyle,fâsıklarhakkındanûrnâra,ziyazulmeteinkılâpeder.”Evet,şemsinziyasıyla,pismaddelertaaffüneder,kokar,berbatolur.291Bakarasûresi,2/26-27.

292Bkz.:Bakarasûresi,2/26;Hacsûresi,22/73.

293Bkz.:Ankebûtsûresi,29/41.

294Bkz.:Nemlsûresi,27/18.

295Bkz.:Nahlsûresi,16/68-69.

296et-Taberî,Câmiu’l-beyân 1/178; el-Beğavî,Meâlimü’t-tenzîl 1/58; el-Kurtubî, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’ân 1/241-242.

297“(Bunlarındurumu,)aydınlanmakiçinateşyakanbirkimsenindurumunabenzer.”(Bakarasûresi,2/17)

298“Yahutonlarındurumugöktensağanakhalindeboşanan(veiçindeyoğunkaranlıklar,gökgürlemeleriveşimşeklerbulunanyağmuratutulmuşkimselerindurumunabenzer.)”(Bakarasûresi,2/19)

299et-Taberî,Câmiu’l-beyân1/177;el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân1/241;İbnKesîr,Tefsîru’l-Kur’ân1/65.

300 (Hâşiye) Bumeâldeki âyette birmübalâğa, birmüzâyede görünür. Fakat hakikate, vâkıa bakılırsa, ziyadelik yoktur.Çünkükelime,birmânâyıifadeedenşeyedenir.Ammanahvîlerinlafıziletakyidvetahsisettikleri,onlaramahsusbirıstılahtır.Evet,birikâl,diğerihâlolmaküzereikilisanvardır.Lisân-ıkâlinkelimâtıelfazise,lisân-ıhâlinkelimâtıdaahvâldir.Binaenaleyh,kudsîşâirin *1dediğigibi,“Kitab-ıkebirikâinattayaratılanherhangibirşey,Hâlık’ınazametinedelâletedenbirkelime-ihâliyedir.”Eşcâriledenizler,kâinatkitabındamevcutkelimât-ıhâliyelerinyazılmasınakâfigeldiğitakdirde,odenizlerinkatreleri,oağaçlarınzerreleribirerhâlîkelimeolduğundan,onlarındayazılması içinmürekkep, kalem lâzımdır. Öyleyse, onlar için de, onlar kadar başka eşcâr ve denizler lâzımdır. Ve

Page 141: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

hâkezâ,herbirbirincininkatrelerivekelimâtıyazıldıktansonra,onadaonunkadarikincibirtakımeşcârvedenizlerlâzımdır. Hâl böylece ilâ-gayri’n-nihâye teselsül eder, gider. Cenâb-ı Hakk’ın kelimâtı, yani Cenâb-ı Hakk’ınazametine delâlet eden kelimât-ı hâliyesi bitmez.Demek hakikatte *2 âyetinin ifade ettiğimânâdahiçbircihetlemübâlağa,müzâyedeyoktur,belkitenâkusvardır.

Mütercim

Abdülmecid*1“BütünherşeydeAllah’ınvarlıkvebirliğinigösterenbirâyet(işaret)vardır.”(Bkz.:el-Esfehanî,el-Eğânî4/39;el-Kalkaşendî,Subhu’l-a’şâ12/413;el-übşeyhî,el-Müstatraf1/16,2/280)

*2“(Deki:“Rabbimin(bütünisimvesıfatlarınıntecellileriveO’nunicraatıolan)kelimeleriniyazmakiçindenizlermürekkepolsaydı,)hattâonlarabirokadardahailâveetseydik,bütünbudenizlerbiterdide,Rabbiminkelimeleriyazmaklatükenmezdi.”(Kehfsûresi,18/109)

301“Oyarattığımahlûkunuhiç bilmezolurmu?Latîf (Kendisindenhiçbir şeyingizli kalmadığı, her şeyebütünüylenüfuzeden)veHabîr(herşeydenhakkıylahaberdarolan)O’dur.”(Mülksûresi,67/14)

302 (Hâşiye)Sivrisineğinbaşındamızrakgibibirhortumvardır.Filinbaşınakonar,hortumunufilinhortumunabatırır, filkaçmaya başlar, hiçbir suretle elinden kurtulamaz. Demek Cenâb-ı Hak, sivrisineği file galip ve hâkim kılmıştır.Binaenaleyh,hilkatçedûnisede,cesarethususundafâiktir.

Mütercim

Abdülmecid

303(Hâşiye)BirArabî’nintaptığıbirsanemivarmış.Birgünibadetegitmiş.Bakmışki,birtilkisaneminbaşınabevletmiş.Buhaligörünce, *1demekle,sanemikırmış,atmış.Demeksanemlerinhakaretinden,yalnızsineklerdeğil,tilkilerdebaşlarınaçıkar,telviseder.

Mütercim

Abdülmecid*1 “Başına tilkinin bevlettiği şey rabmı olur!” İbniSa’d,et-Tabakâtü’l-kübrâ 1/308; ez-Zemahşerî, el-Müstaksâ1/136;el-Kurtubî,el-Câmi’liahkâmi’l-Kur’ân1/137.

304“Allah,(Ateş’tenkorunupvaadedilencennetleregirmesindeinsaniçinbirvesileolanimanhakikatlerinizihinlerevekalblereyerleştirmeadına)birsivrisineği,hattâ(gerekmisalteşkiletmede,gerekseyapıvesanatolarak)ondandahabüyüğünüveyadahaküçüğünümisalgetirmektençekinmez.”(Bakarasûresi,2/26)

305“Zatenimanetmişbulunanlar,(hemimanlarınıngereği,hemdebutürmisallerimanlarınıarttırıpgüçlendirdiğindenveonlardakimaksatvehikmetiçokiyianladıklarından,)onungerçektenRabbilerindengelenhakbirmisalolduğunubilirler.”(Bakarasûresi,2/26)

306 “Küfür kalblerinde yerleşmiş bulunanlar ise, (küfürlerinden kaynaklanan bir cehalet ve inatla), “Allah böyle birmisalgetirmeklenedemekveneyapmakistiyorki!?”derler.”(Bakarasûresi,2/26)

307“Allahböylebirmisalgetirmeklenedemekveneyapmakistiyorki!?”(derler.)”(Bakarasûresi,2/26)

308“Allah,onunlaçoklarınıdalâleteatmaktaveçoklarınıdahidayeteerdirmektedir.”(Bakarasûresi,2/26)

309“AmaAllahonunla(başkalarınıdeğil,)sadecefasıklarıdalâleteatmaktadır.”(Bakarasûresi,2/26)

310“Allah,onunlaçoklarınıdalâleteatmakta…”(Bakarasûresi,2/26)

Page 142: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

311

Bucümleninevvelkicümleilevech-inazmı:

Evet,bucümleilefısk,şerhvebeyanedilmiştir.Şöyleki:

Fısk, haktan udul, ayrılmak, hadden tecavüz, hayat-ı ebediyeden çıkıp terk etmektir.Fıskınmenşei,kuvve-iakliye,kuvve-igadabiye,kuvve-işeheviyedenilenüçkuvvetinifratvetefritindenneşeteder.

Evet,ifratveyatefrit,delillerekarşıbirisyandır.Yani,sayfa-yıâlemdeyaratılandelâil,uhûd-uilâhiyehükmündedir.Odelâilemuhalefeteden,Cenâb-ıHak’lafıtratenyapmışolduğuahdinibozmuşolur.

Ve kezâ ifrat ve tefrit, hayat-ı nefsiye ve ruhiyeninmaraz ve hastalığını intaceden esbabdandır. Buna, fıskın birinci sıfatı olan 312 cümlesiyle işaretedilmiştir.

Vekezâ,ifratvetefrit,hayat-ıiçtimaiyeyekarşıisyanateşiniyakanikiâmildir.Evet,buâmillerhayat-ıiçtimaiyeyinizamveintizamaltınaalanrabıtaları,kanunlarıkeser, atar. Evet, şehvet veya gazap, haddini aşarsa, ırz ve namuslar payimâl olur,mâsumlar mahvolur. Buna da, fıskın ikinci sıfatı olan 313 cümlesiyleişaretedilmiştir.

Ve kezâ, dünya nizamının bozulmasını intac edip fesat ve ihtilâle sebebiyetveren iki ihtilâlcidirler. Buna dahi, fıskın üçüncü sıfatı olan 314 cümlesiyleişaretedilmiştir.

Evet,fâsıkolankimseninkuvve-iakliyevefikriyesiitidalikaybedipsafsatalaradüşerse,itikadâtaaitrabıtalarıkesmekle,hayat-ıebediyesiniyırtar,atar.

Ve kezâ, kuvve-i gadabiyesi hadd-i vasatı tecavüz ederse, hayat-ı içtimaiyeninhemyüzünü,hemastarınıyırtar,altüsteder.

Ve kezâ, kuvve-i şeheviyesi haddi aşarsa, heva-yı nefse tâbi olur, kalbindenşefkat-icinsiyezâilolur.Kendisiberbatolacağıgibibaşkalarınıdaberbatedecektir.Buitibarla,fâsıklarhemnev’ininzararına,hemarzınfesadınaçalışmışolur.

315:Bucümle,evvelkicümleninneticesiveaynızamandatekididir.Şöyleki:

Evvelki cümlede ahdi bozmak, sıla-yı rahmi kesmek, arzda fesat yapmak gibifasıkıncinayetlerinikorkunçbirşekildesöylediktensonra,bucümledeevvelkitehditvekorkuyutekidiçin,fâsıkıncinayetlerininneticevecezasınışöylebeyanetmiştir:“O fâsıklar, âhiretlerini verip dünyayı aldıkları gibi, hidayeti dalâletle tebdil edenkafasızadamlardır.”

Page 143: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Şimdiüçüncüvazifeyegeldik.Yanibuâyetinihtivaettiğicümlelerinheyetlerindenbahsedeceğiz.

Evvelâbunubilmeklâzımdırki;Kur’ân-ıKerîm’inâyetleriveâyetlerincümlelerive cümlelerin heyetleri, saniye, dakika, saatleri sayan saatin milleri gibidirler.Millerin her ikincisi birincisine yardım ettiği gibi, bir âyet birmaksadı takip ettiğizaman, cümleleri de o maksadın etrafında dolaşırlar; cümlelerin heyetleri dahi,cümlelerin izini takipediyorlar.Vaziyetleriöylebirnoktayagelirki;halleri, lisân-ıhâlileşubeytiokuyor:

316

Yani,“Söylediğimizsözlerayrıayrıisede,seninhüsnünbirdir.Bütünsözlerimiz,o hüsn-ü cemâle işaret ediyorlar.” Bunun içindir ki, Kur’ân-ı Kerîm’in selâseti veyüksekbelâgatıvenakşındakiinceliğitabaka-yıi’câzavasılolmuştur.

317:Bucümledekikelimelerinnüktelerindenbahsedeceğiz:

kelimesi,hemhükmünhakikatebağlıolduğuna,hemhükümdevâkiolantereddütve inkârlarındef’inedelâleteder.Öyleysebu âyetinbaşındazikredilenmüteselsiltereddütlereişarettir.

kelimesi,bundanöncezikredilenCenâb-ıHakilemümkinâtarasındayaptıklarıkıyastaki hatayı, zihnin gözüne sokuyor. Yani, “Nasıl Allah diyorsunuz ve nasılAllah’ımümkinâtakıyasediyorsunuz?AllahunvanınıtaşıyanZât,mümkinâtakıyasedilebilirmi?”

Suâl: Hayâ, nefsin sıkılmasıyla yüzde peyda olan kızartıdan ibaretolduğundan,Cenâb-ıHakhakkındabukelimeninkullanılmasımuhâldir;muhâlinefyetmekte fayda yoktur. Binaenaleyh yerinde denilmiş olsaydı,muhâliyetemahalkalmazdı?

Cevap: ileyapılan temsili iktizaedenvehüsnünü takdiredenhikmet,belâgatvesaire gibi esbaba karşı temsili terk etmek isteyen, hayâdanmâadâ tek bir esbapyoktur.HayâdaCenâb-ıHakhakkındamuhâldir.Öyleyse,otemsiliterketmeyeaslasebepbulunmadığınaişareten, kelimesi, kelimesinetercihedilmiştir.Çünkü kelimesi, bu mânâyı ifade edemez. Yahut ’nin zikri, onların ahmakçasına

söyledikleri 318 Yani, “Muhammed’in Rabbi bu hakir şeylerdentemsil getirmeye haya etmez mi?” diye söyledikleri sözlerindeki kelimesinemüşâkeletvemüşâbehet içindir.Kur’ân-ıKerîm,belâgatçekıymetliolan 319

üslûbunabinaen,onlarınkullandıkları kelimesiniaynenkullanmıştır.Onlarınbusözlerinemüşâkeletvemüşâbehetnokta-yınazarından yerinde denilmesi,müşabeheti saklamak için daha münasip olurdu. Fakat bu münasebetin nazaraalınmaması,latîfbirüslûbaişarettirki;temsiller,mühürveyaimzalargibitasdikve

Page 144: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

isbatiçindir.Nasılkiyazılanbirşeymühürlenmekletasdikedilmişolur;aynenbunungibi,söylenilenbirsözde,birmisaliletasdikveisbatedilmişolur.

Yahut ile paranın darbına îmâ edilmiştir. Yani, temsillerin darbı ve darb-ımeseller,sikkenindarbıkadarkelâmakıymetveriyor.Yani,nasılkisikke,gümüşvealtınakıymetveriyor;darb-ımesellerdekelâmlaraonisbettekıymetveitibarveriyor.Ve bu işaretle, vehimleri defetmek için temsillerin güzel bir vasıta olduklarına vetemsillerin bid’a olmayıp belâgat sahasında işlek ve güzel bir cadde olduğuna îmâedilmiştir.Evet,durub-uemsâl,malûmkaidelerdendir.

Daha kısa vemuhtasar olanmasdar-ı üzerine ’nin fiil sîgasıyla tercihenzikredilmesi, itirazlarınınmenşei bizzat temsil olmayıp, ’nin hakareti olduğunaişarettir.Çünkütemsillerhaddizatındakıymetliolup,itirazlaramahaldeğildirler.Zira

fiildir. Fiil, müstakil ve sabit olmadığından, sanki latîftir. Mütekellimin kastıondadurmuyor,mef’ulegeçiyor.Masdarolan ise,isimdir.İsim,müstakilvesabitolduğu için, sanki kesiftir. Mütekellimin kastını cezb edip, mef’ule vermemesiihtimali vardır. Binaenaleyh, ا denilmiş olsaydı, mahalli olurdu.Hâlbukiistihyânınmahalli, ’dir.

: Bundan murad, temsilin hâsiyeti olan aklî bir şeyi hissî bir şeyle ve aslıolmayanmevhumbirşeyimuhakkakvemevcutolanbirşeylevegaipolanbirşeyi,hazırbirşeyletasviretmektir.

’dekitenkirdenanlaşılırki,buradamedâr-ınazar,bizzatmeselinzâtıdır,sıfatlarıdeğildir. Sıfatları ise makamın iktizasına veya mümessel-i lehin haline havaleedilmiştir.

: Tâmimi ifade ettiğinden, kaidenin umumî olduğuna işarettir ki, cevap yalnızonlarınitirazettiklerişeyemünhasırkalmasın.

:Pekçokküçükvehakirşeylervehayvanlarbulunduğuhalde ’nintahsisi,inde’l-büleğatemsiliçinistimâliçokolduğunabinaendir.

: Yani, kıymet ve belagatçe baûdanın (sinek) mâfevki veya küçüklüktebaûdanın mâdunu veyahut hem kıymette, hem küçüklükte baûdanın mâdunu olanşeyler… Fakat tâbiri, küçük şeyin belâgatçe daha garip, hilkatçe daha acîbolduğunaişarettir.

320 : Bu cümlenin evvelki cümleden teferrû veteşâubettiğini ifadeeden bucümleyiher ikişıkkıyla intacedenzımnîvegizlibirdelileişarettir.Tasvirişöyleolsagerektir:

Cenâb-ıHak,temsiliterketmez.Zirabelâgatıniktizaettiğibirtemsildir;belâgatıniktiza ettiği şey terk edilmez. Öyleyse Cenâb-ı Hak bu temsili terk etmez.Binaenaleyh, insafı olan, o temsilin beliğ, hak ve Allah’tan olduğunu bilir. İnatla

Page 145: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

bakan adam ise hikmetini bilmez, tereddüde düşer, sorar, sual eder, en nihayetistihkarileinkâragirer.

Hülâsa: Mümin, insaflı olduğu için Allah’tan olduğunu tasdik eder. Kâfir olanadaminatçıolduğundan,“Bundanefaydavar?”der.

:Bu şartedatıdır.Dahilolduğuherikicümleyibirincisimelzum,ikincisilâzımveyaevvelkisişart,ötekisimeşrûtolmaküzere,ikincisinibirinciilebağlar.

Evetbu ikicümlearasındalüzumutesisetmekiçinvaz’edilmiştir.Binaenaleyh,burada cümlesinin cümlesinelâzımvezarurîolduğunadelâleteder.Yaniimanıolanınşe’ni,onunhakolduğunubilmektir.

Kendisinden daha kısa olan kelimesine bedel denilmesi, onun hakolduğunubilmekimansebebiyleolduğunavekezâonunhakolduğunubilmekimanolduğunaişarettir.

Belâgatnokta-yınazarındanmakamadahamünasipolan cümlesinetercihendenilmesi onların itirazlarından kastettikleri son neticeye işarettir. Çünkü onlarlamaksatları,Allah’tanolduğununefyetmektir.

: Hakkaniyetin o temsile hasredilmesinden anlaşılır ki, takbih edilmeyipistihsanedilenyalnız temsilidir. ’in gayrısı ve ’dendaha iyisi, ayıplardanhâli olsa bile, belâgatçe ’in yerini tutamaz. Çünkü yalnız ayıplardan selâmet,kemâledelilolamaz.

:Otemsilin,Rab’lerindennâzilolduğunuifadeedenbukayıt,onlaritirazlarınahedefittihazettikleri,otemsilinnüzûlüolduğunaişarettir.

:Bu evvelki gibimâkablerindeki icmâli tafsiletmekle, tahkikve tekidiifadeediyor.

’nun kelimesinetercihenzikredilmesi,onlarınbuinkârı,kalblerinderüsuhpeydâ eden küfürden neşet ettiğine ve onun için onları yine küfre götürdüğüneişarettir.

Evvelki cümledeki ’nin mutabakatı için burada denmesi münasip iken,onunyerinezikredilen îcazveihtisariçinmukadderolanhallerdenkinayedir.

Takdir-ikelâm:“Küfrüolanadam,hakikatibilmez,tereddüdedüşer,inkâragirer,istifhamşeklindeistihkareder,hakirgörür.”

Ve kezâ, kendileri dalâlette oldukları gibi, ağızlarıyla halkı da dalâletesürüklediklerineişarettir.

321 :Bucümledenevvelkicümlede mukaddemolduğunanazaran,buradaonamünasipolan هب ي دهی ’nintakdimilâzımken, takdimedilmiştir.Çünkübu

Page 146: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

kelâmdanmaksat, inkâr edenlerin itirazlarını reddetmektir. Buna binaen, kesb-iehemmiyetettiğinden,takdimhakkınıkazanmıştır.

Suâl:Dalâletyerine hidayetyerine yanimasdardanfiileolanudûldenmaksatnedir?

Cevap:Fiil-imuzâri,teceddütveistimraradelâletettiğinden,yirmiüçsenedevameden nüzûl-ü Kur’ân’ın parça parça teceddüdü nisbetinde, onların zulmet-iküfriyelerine kat kat zulmetlerin ilâvesine sebebiyet verdiğine, müminlerin denüzûlün teceddüdü nisbetinde nur-u imanlarının derece derece yükselmesine bâisolduğunaişarettir.

Vekezâ,bucümle cümlesiyleişaretedilenistifhamacevapolduğuiçin,herikifırkanınvaziyetlerinibeyanetmekicapetmiştir.Vebuicababinaen,masdaratercihenfiilzikredilmiştir.Yanibirfırkanınvaziyetidalâlet,ötekisinindehidayettir.

:Evvelki ’dankemiyetveadetçeçoklukiradeedilmiştir.

İkinci ’dan keyfiyet ve kıymetçe çokluk kastedilmiştir. Ve aynı zamanda,Kur’ân’ınnev-ibeşererahmetolduğununsırrınaişarettir.

Evet,insanlarınazbirkısmınınfaziletvehidayetleriniçokgörmekvegöstermek,Kur’ân’ınbeşerekarşımerhametlivelütufkârolduğunugösterir.

Vekezâ,birfaziletsahibi,binfaziletsizemukabildir.Buitibarla,faziletitaşıyan,azolsadaçokgörünür.

322:Evvelkicümledemutlakvemübhemolarakzikredilen ’danhâsılolanvesveseleri, korkuları, tereddütleri bu cümle ile şöyledefetmiştir ki: “Dalâletegidenler,fâsıklardır.Dalâletlerininmenşeidefısktır.Fıskınsebebiisekisbleridir.Suçonlardaolup,Kur’ân’dadeğildir.Dalâletihalketmek,yaptıklarınıncezasıiçindir.”

Yinebilinmesilâzımdırki,bucümlelerinherbirisimâkablinişerhvebeyaneder,mâba’dideonutefsireder.Demekhercümle,mâkablinedelil,mâba’dineneticedir.

İkisilsileilebunuizahedeceğiz:

1. Allah, o temsilden hayâ etmez. Çünkü O, temsili terk etmez. Hem o temsilbeliğdir.Hemotemsilhaktır.Hemotemsil,Allah’ınkelâmıdır.Bunudamüminolankimselerbilir.

2. Allah, münkirlerin dedikleri gibi, o temsilden hayâ etmez. O münkirler, “Otemsilinterkilâzımdır.”diyorlar.Ziraotemsilinhikmetinibilmezler.Hem“Bundanefayda var?” derler. Hem inkâr ediyorlar; zira hakir görüyorlar. Hem, işitmeleriyledalâlete girdiler; zira Kur’ân onları dalâlete attı. Hem onlar fıskla kabuklarındançıktılar,hemAllah’aolanahidlerinibozdular,hemsıla-yırahmikestiler,hemarzdaAllah’ın nizam ve intizamını ifsat ettiler. Binaenaleyh, hâsir ve zararlı onlardır.

Page 147: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Dünyadavicdan,kalbveruhunazabıile,âhirettedeAllah’ıngazabıylaebedîbirazapiçindekalanonlardır.

323 : Evvelâ bilinmesi lâzımdır ki, Kur’ân-ıKerîm’in i’câz ve nazmında şek ve şüpheleri îka eden fâsıkların, bilhassa bumakamda,bucümledemezkûrsıfatlarlatavsifleri,pekyüksekvelatîfbirmünasebetitaşıyor. Evet, sanki Kur’ân-ı Kerîm diyor ki: “Kur’ân-ı ekber denilen kâinatınnizamında kudret-i ezeliyenin i’câzını göremeyen veya görmek istemeyen ofâsıkların, Kur’ân-ı Kerîm’in de nazm ve i’câzında tereddütleri ve kör gözleriylei’câzınıgöremeyipinkâretmeleri,baîdvegaripdeğildir.Ziraonlar,kâinattakinizamve intizamı, tesadüfe; ve tahavvülât-ı garibeyi ve inkılâbât-ı acîbeyi, abesiyete vetesadüfeisnadettiklerinden,bozulmuşolanruhlarınıngözündenonizamtesettüredipgörünmediği gibi, pis fıtratlarıyla da, Kur’ân’ın mu’ciz olan nazmını karışık,mukaddimeleriniakîm,semereleriniacıgördüler.”

:“Örülmüşkalınbirşeridiaçıpdağıtmak”mânâsınıifadeeden tâbiri,yüksekbir üslûba işarettir. Sanki Cenâb-ı Hakk’ın ahdi “meşîet”, “hikmet”, “inâyet”inipleriyle örülmüş nuranî bir şerittir ki; ezelden ebede kadar uzanmıştır. Bu nuranîşerit, kâinatta nizam-ı umumî şeklinde tecelli ederek, silsilelerini kâinatın envâınadağıtırken,enacîbsilsilesininev-ibeşereuzatmıştırveruh-ubeşerdepekçokistidatve kabiliyetlerin tohumlarını ekmiştir. Fakat o istidatların terbiyesini ve neticesini,cüz-ü ihtiyarîninelinevermiştir.Ocüz-ü ihtiyarîninyularıda,şeriatın,yanidelâil-inakliyeninelineverilmiştir.Binaenaleyh,Cenâb-ıHakk’ınahdinibozmamakve îfâetmek,ancakoistidatlarılâyıkvemünasipyerlerinesarfetmekleolur.

Ahdinnakzıise,bozmakveparçalamaktanibarettir.Meselâ,bazıenbiyâyıimanvetasdik,bazılarını inkârve tekzîb;bazıhükümlerikabul,bazılarını red;bazıâyetleritahsin,bazılarınıkabihveçirkingörmekgibi.Ziraböyleceyapılannakz-ıahdnazmı,nizamı,intizamıihlâleder,bozar.

:Bucümledekiemir,ikikısımdır.

Birisi,teşriîdirki;sıla-yırahimiletâbiredilenakrabavemüminlerarasındaşer’anemredilenmuvasalahattıdır.

Diğeri,emr-itekvînîdirki;fıtrîkanunlarileâdetullahıntazammunettiğiemirlerdir.Meselâ, ilmin îtâsı,mânenameliemrediyor;zekânın îtâsı, ilmiemrediyor; istidadınbulunması, zekâyı; aklın verilmesi, mârifetullahı; kudretin verilmesi, çalışmayı;cesaretinverilmesi,cihadımânenvetekvînenemrediyor.

İşteo fâsıklar,bugibi şeylerinarasındaşer’anve tekvînen tesisedilenmuvasalahattını kesiyorlar. Meselâ akılları mârifetullaha, zekâları ilme küs olduğu gibi,akrabalaravemüminleredahidargınolup,gidipgelmiyorlar.

Page 148: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

:Evet,fısklabozulanbiradam,bataklığadüşüpçıkamayanbirşahısgibi,çoklarındaobataklığadüşmeleriniistiyorki,maruzkaldığıodehşetlihâlet,birparçahafifolsun.Çünkümusibetumumîolursahafifolur.

Vekezâ,birşahsınkalbindebirihtilâl,birfenalıkhissiuyanırsa,yüksekhissiyatı,kemâlâtısukutetmeyebaşlar;kalbindetahribata,fenalığabirmeyil,birzevkpeydaolur. Yavaş yavaş o meyil kalbinde büyür; sonra o şahıs, bütün lezzetini, zevkinitahribatta, fenalıkta bulur. İşte o vakit, o şahıs, tam mânâsıyla arzda yırtıcı birhayvan,ihtilâliçıkarıpbüyütenbirbelâ,fesadıdurmayıpkarıştıranbirâfetkesilir.

Suâl:Birfâsıkınfıskıylaarzınmüteessirolmasıakıldanuzaktır.

Cevap: Madem ki arzda nizam var; muvâzene de olmalıdır. Hatta nizam,muvâzeneye tâbidir. Binaenaleyh, bir makinenin dişleri arasına küçük bir şeydüşerse, makine müteessir olur, belki faaliyeti de durur. Veya faraza iki dağ birteraziyle tartılırken, terazimuvâzi olduğu vakit bir gözüne bir ceviz ilâve edilirse,müvazenesibozulur.Dünyanındamanevînizammakinesi böyledir.Mütemerrid birfâsıkınfıskı,arzınmuvâzene-imâneviyesininbozulmasınavesileolabilir.

324: üçşeyiifadeediyor:

Birisiihzar,ikincisimahsusiyet,üçüncüsüuzaklıktır.

Demekbu gaipolanofâsıklarıihzareder,mahsusbirşekildegösterir.

Suâl:Onlarınihzarınıicapedensebepnedir?

Cevap:Sâmiintalepveisteğidir.Evet,onlarınpisahvâliniişitensâmi,onlarakarşıhissettiğihiddetvenefretiniizaleiçin,hüsraniletecziyevetavsiflerinde,sankionlarıkarşısındahazırolarakgörmekistiyor,tâ“Oh,oh!”demeklekalbirahatolsun.

Müşahedeleri mümkün olmadığı halde ile mahsus gösterilmeleri, güya pisahvâlleri, habis sıfatları ve şöhret ve kesretleri öyle bir hadde bâliğdir ki, herkesinnazar-ı nefreti önünde onların o hallerini tecessüm ettirerek mahsus bir şekildegösterir.Vebuişaretten,hasâretemahkûmolduklarınınsebebideanlaşılmışolur.

O fâsıklara râci olan ’nin ifade ettiği uzaklık ise, onların tarik-ı haktanuzaklıkları öyle bir dereceye bâliğdir ki, bir daha tarik-ı hakka rücûları mümkünolmayıp,buyüzdenzemme,tahkiremüstehakolduklarınaişarettir.

Hasrı ifade eden hasâretin onlara münhasır olduğuna delâlet eder. Hattamüminlerin bazı dünya lezzetlerinde hasâretleri, hasâret sayılmaz. Ve yinemüminlerdenehl-iticaretinticaretlerindevâkiolanzararlarıhasaretdeğildir.

’deki harf-i tarif, cinsi ve hakikati ifade eder. Yani, “Hüsran görenlerinhakikatini,cinslerinigörmekisteyenvarsa,onlarabaksın.”

Page 149: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Vekezâ,onlarınmesleklerimahz-ıhasârettir,başkahasâretlerebenzemiyor.

: Hasâretin mutlak bırakılması, yani bir şeyle takyid edilmemesi, hasâretinbütünenvâınaşâmilolduğunaişarettir.Meselâ,vefâ-yıahiddenakzilehasâretettilersıla-yı rahimde kat’ ile.. ıslahta ifsat ile.. imanda küfür ile.. saadet-i ebediyedeşekavetleyaptıklarıhasâretlergibi.

311 “O (fasık)lar, söz verip bağlandıktan sonra sözlerinden dönüp,Allah’ın ahdini bozar (onunla vicdanî irtibatlarınıçözüpdağıtırlar).Bununlakalmaz,Allah’ın(insanlararasında)kurulmasınıvekorunmasınıemrettiğibağlarıdakesipkoparırlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Böyleleri, (dünyada da, âhirette de) her bakımdan kaybetmişolanlarıntakendileridir.”(Bakarasûresi,2/27)

312 “O (fasık)lar, söz verip bağlandıktan sonra sözlerinden dönüp,Allah’ın ahdini bozar (onunla vicdanî irtibatlarınıçözüpdağıtırlar).”(Bakarasûresi,2/27)

313“Bununlakalmaz,Allah’ın(insanlararasında)kurulmasınıvekorunmasınıemrettiğibağlarıdakesipkoparırlar…”(Bakarasûresi,2/27)

314“Yeryüzündebozgunculukçıkarırlar.”(Bakarasûresi,2/27)

315“Böyleleri,(dünyadada,âhirettede)herbakımdankaybetmişolanlarıntakendileridir.”(Bakarasûresi,2/27)

316el-Âlûsî,Rûhu’l-meânî12/169;ez-Zerkeşî,el-Burhân2/160.

317“Allah,(Ateş’tenkorunupvaadedilencennetleregirmesindeinsaniçinbirvesileolanimanhakikatlerinizihinlerevekalblereyerleştirmeadına)birsivrisineği,hattâ(gerekmisalteşkiletmede,gerekseyapıvesanatolarak)ondandahabüyüğünüveyadahaküçüğünümisalgetirmektençekinmez.”(Bakarasûresi,2/26)

318Fahruddîner-Râzî,Mefâtîhu’l-ğayb2/133;Ebu’s-Suûd,TefsîruEbi’s-Suûd1/72;en-Nesefî,et-Tefsîr1/32;el-Âlûsî,Rûhu’l-meânî1/206.

319Muhatabınlafzınıkullanarak,farklıbirmânâkasdetmek.

320“Zatenimanetmişbulunanlar,(hemimanlarınıngereği,hemdebutürmisallerimanlarınıarttırıpgüçlendirdiğindenveonlardakimaksatvehikmetiçokiyianladıklarından,)onungerçektenRabbilerindengelenhakbirmisalolduğunubilirler.Küfürkalblerindeyerleşmişbulunanlarise,(küfürlerindenkaynaklananbircehaletveinatla),“Allahböylebirmisalgetirmeklenedemekveneyapmakistiyorki!?”derler.”(Bakarasûresi,2/26)

321“Allah,onunlaçoklarınıdalâleteatarveçoklarınıdahidayetegötürür.”(Bakarasûresi,2/26)

322“Fakatfâsıklardanbaşkadalâleteattığıyoktur.”(Bakarasûresi,2/26)

323 “O (fasık)lar, söz verip bağlandıktan sonra sözlerinden dönüp,Allah’ın ahdini bozar (onunla vicdanî irtibatlarınıçözüpdağıtırlar).Bununlakalmaz,Allah’ın(insanlararasında)kurulmasınıvekorunmasınıemrettiğibağlarıdakesipkoparırlarveyeryüzündebozgunculukçıkarırlar.”(Bakarasûresi,2/27)

324“Dünyaveâhirettezararvehüsranamaruzkalanancakonlardır.”(Bakarasûresi,2/27)

Page 150: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

325

Yani, “Ne suretle Allah’ı inkâr ediyorsunuz? Hâlbuki sizin hayatınız yoktu, O sizehayatı verdi. Sonra sizi öldürecektir, sonra yine hayat verecektir, sonra ona rücû edipgideceksiniz.”

Âyetlerinnazmınaaitüçvecih,buâyettedecâridir.

Buâyetinmâkabliyleirtibatı:

Evet,Kur’ân-ıKerîm,vaktâkiinsanlarıibadeteveAllah’aimanetmeyedâvetetti.Veimanın itikat edilecek esaslarıyla yapılacak hükümlerini icmâlen, delillerine işaretenzikretti.Evvelcemücmelenişaretedilendelilleritazammunedennimetlerintâdâdiyle,buâyettedezikretmeyeavdetetti.

Evet, bu âyetle, en büyük nimet olan hayata işaret edilmiştir. İkinci âyetle, bekanimetine işaret edilmiştir. Evet, semâvât ve arzın tanzimatı, hayatın kemâl ve saadetinitemineder.

Üçüncüâyetle,beşerinkâinatüzerinetafdilvetekrimineişarettir.

Dördüncüâyetle,beşeretâlim-iilimnimetineişaretyapılmıştır.Bunimetlerinsuretine,yani nimet oldukları cihete bakılırsa, inâyet-i ilâhiyeye delil oldukları gibi, ibadete dedelildirler.Çünkünimetlerivereneşükürvâciptir;küfran-ınimet,aklendeharamdır.Eğeronimetlerinhakikatlerinebakılırsa,mebdevemeâdıisbatedendelillerdir.

Vekezâ,buâyet,geçenkâfirvemünafıklarınbahsinedenâzırdır.Onuniçin,taaccübüifadeetmekleinkârıtazammuneden ileyapılanistifham,onlarıntehditlerineişarettir.

Şimdi,bucümlelerinaralarındakiirtibatvemünasebetlerdenbahsedeceğiz:

Evet,Kur’ân-ıKerîm,evvelcegaibaneyaptığıhikâyedensonra,buradahitababaşladı.Buda,belâgatçemalûmbirnükteiçindir.Şöyleki:

İnsan, bir adamın fenalığından, ayıplarından bahsederken, hiddeti, gazabı o kadargalebeederki,hayalen,hayalîbirihzarilehitapsuretiylekendisinetevcih-ikelâmetmeyebaşlar. Veya iyiliklerinden bahsederken şevki ve aşkı galeyana gelir; hemen hayalininkarşısınagetirir,kendisinehitap ilekonuşmayabaşlar.Bu“iltifat” ile tesmiyeedilenbirkaidedir. Bu kaidenin, lisân-ıArap’ta büyük birmevkii vardır. İşteKur’ân-ıKerîm, bukaideyitakiben diyerek,sîga-yıhitapileonlaratevcih-ikelâmetmiştir.

Sonra,vaktâkibumakamdatakipedilenmaksat,iman,ibadetetmekveküfran-ınimetetmemek, küfrü reddetmek gibi geçen usûl ve esasları isbat için lâzım olan delillerizikretmektirvedelillerinenvâzıhı,ahvâl-ibeşersilsilesindenistifadeedilendelillerdirvenimetlerin en büyüğü, o silsilenin ukde ve düğümlerindendir. Kur’ân-ı Kerîm,

326olanâyet-ikerîmeile,beşdüğümlü,müretteposilsile-iacîbeyeişaretetmiştir.Bizdeobeşdüğümü,beşmeseledehâlvebeyanedeceğiz.

Page 151: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

BirinciMesele327cümlesiukdeyi,yanibirincidüğümüaçıyor.Şöyleki:

İnsanın cesedini teşkil eden zerreler, âlemin zerratı içinde camid, dağınık bir şekildeiken,bakarsınki,mahsusbirkanunla,muayyenbirnizamlaintizamaltınaalınarakâlem-ianâsıragönderilir.Âlem-ianâsırdasâkit, sâkin,gizlibirvaziyette iken,birdenbirekafilekafile, muayyen bir düsturla, yevmî bir intizamla, bir kast ve hikmet altında âlem-imevâlide intikaleder.Âlem-imevâliddede, sükût içinde iken,birdenbireacîb,garipbirtarzla nutfeye inkılâp eder. Sonra müteselsil inkılâplarla alaka olur, sonra mudga olur,sonraet,kemikolur.Buinkılâplarınherbirisi,evvelkisinenisbetendahamükemmel isede,lâyıkınagöremevattır,yanihayatsızdır.

Suâl:Mevt,hayatınzevalidir.Hâlbukiozerrelerdehayatyokturki,zevali,mevtolsun.

Cevap: Mevtin o zerrelere ıtlak edilmesi, mecazdır. Sebebi ise, üçüncü, dördüncüdüğümlerizihnekabulettirmeküzere,zihiniçinbirhazırlamadır.

İkinciMesele328düğümünüaçıyor.

Evet, hayat, kudret-i ezeliyenin en büyük ve en ince ve en acîb bir mu’cizesidir vebütünnimetlerdenüstündürvemebdevemeâdınburhanlarındanenzahirburhandır.

Evet, hayat nevilerinin en ednâsı nebat hayatıdır. Hayat-ı nebatiyenin başlangıcı,çekirdekteveyahabbedehayatdüğümününuyanıp açılmasıdır.Bununkeyfiyeti okadarzahir, o kadar umumî, o kadarme’luf iken, zaman-ıÂdem’den şimdiye kadar hikmet-ibeşerdenvefelsefesindengizlikalmıştır.İştehayatınnedereceinceolduğuanlaşıldı.

Ve kezâ, hayatı olmayan bir cisim, en büyük bir dağ da olsa tektir, yetimdir,mekânındanbaşkabirşeylemünasebetiyoktur.Lâkinbalarısıgibiküçükbircisim,hayatamazharolduğuzaman,bütünkâinatlamünasebettarolurveherşeylealışverişyapar.Hattadiyebilir ki, kâinat benim mülkümdür, benim yerimdir. Kâinatın her tarafına gider,havâssıyla tasarruf eder, bütün eşya ile kesb-i muarefe eder. Bilhassa hayat-ı insaniyetabakasına çıkan hayat, aklın nuruyla âlemleri gezmiş olur. Âlem-i cismanîde tasarrufettiğigibi,âlem-iruhanîdegezer,âlem-imisâleseyahateder.Kendisioâlemleriziyaretegittiğigibi,oâlemlerde,onun ruhununaynasında temessületmekle iade-iziyaretetmişgibiolurlar.Hattainsan,“Âlem,Allah’ınfazlıylabenimiçinhalkolunmuştur.”diyebilir.

Hayat-ı insaniye, her birisi çok tabakalara şâmil olarak, hayat-ı maddiye, hayat-ıruhaniye, hayat-ımâneviye, hayat-ı cismâniye gibi nevilere ayrılır, inbisat eder.Demekziya, renkve cisimlerin görünmesine sebepolduğugibi, hayat da,mevcudatın kâşifi vesebeb-izuhurudur.

Page 152: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Evethayat,birzerreyibirküregibiyapar;ashab-ıhayatınherbirisi,“Âlembenimdir.”diyebilir.Aralarındamüzahamevemünakaşadaolmaz.Müzahamevemünakaşa,yalnıznev-ibeşerdeolur.İşte,hayatınnebüyükbirnimetolduğuanlaşıldı.

Vekezâcamid,dağınıkbazızerrelerinbirdenbirebirvaziyettençıkıp,mâkulbirsebepolmadığıhaldediğerbirvaziyetegirmesi,Sâni’invücudunazahirbirdelildir.Hattahayat,hakikatlerin en eşrefi, en temizidir; hiçbir cihetle hısseti yoktur, çirkin bir lekesi yok.Hayatındışıda,içide,herikiyüzüdelatîftir.Hattaenküçükvehasisbirhayvanınhayatıbileyüksektir.Bununiçindirki,hayatilekudretarasındazahirîbirsebeptavassutetmiyor.Hayata bizzat kudretin mübaşereti, izzete münâfi değildir. Hâlbuki umûr-u hasîseyekudretin zahiren mübaşereti görünmemek için esbab-ı zahire vaz’ edilmiştir. Demek,hayattahıssetyoktur.İştebundananlaşıldıki,hayat,Sâni’invücudunaenzahirbirdelildir.

Vekezâ,enbasitbircismingeçirmişolduğuinkılâbâtvetahavvülâtadikkatlebakılırsagörülürki,âlem-izerrattakizerreler,âlem-ianâsıraintikaledincebaşkasuretleregirerler,âlem-imevâlidde,başkasuretleredönerler,nutfedebaşkavaziyetalırlar,sonraâlâkaolur,sonramudgaolur,sonrabirinsansuretinigiyer,ortayaçıkarlar.Bukadarinkılâbât-ıacîbeesnasında,zerreleröylemuntazamharekâtvemuayyendüsturlarüzerinecereyanederlerki, sanki bir zerre, meselâ âlem-i zerratta iken vazifelendirilmiş ve Abdülmecid’ingözündeyeralıpvazifegörmeküzereyolaçıkarılmıştır.Buhali,buvaziyeti,buintizamıgören bir zihin, bilâ-tereddüt hükmeder ki; o zerreler, bir kast ile ve bir hikmet altındagönderilir. İştezerrâtınhayatamazhariyeti içingeçirdiğibukadaracîbvegarip tavırlar,insana, ikinci bir hayatın bu hayattan daha kolay ve daha sehil olduğuna da bir kanaatgetirir.

İşte,hayatınmebdevemeâdedelilolduğubuhakikatlerdenanlaşıldı. cümlesi,329cümlesinebirdelilgibidir;hepsidebirlikte, ’denistifâdeedileninkâradelildir.

ÜçüncüMesele330ukdesiniaçar.

Evet,mevtindehayatgibimahlûkolduğuna,mevtinidamveadem-imahzolmadığınadelâlet eder.Mevt, ancak, ruhunceset kafesindençıkmasıyla tebdil-imekânetmesindenibarettir.

Vekezâ,nev-ibeşerdemevcutemârâtveişârât-ıkesiredenkat’iyetleanlaşılırki,insanöldüktensonrabirşeyibâkikalır;oşeyide,ancakruhtur.Demek,ruhunbekası,hâsse-izâtiyedir.Buhâsse-izâtiyeninbirferttemevcutolmasınev’intamamındamevcutolmasınıistilzam etmekle, mûcibe-i cüz’iyenin mûcibe-i külliye hükmünde olduğuna bir misalteşkil ediyor.Binaenaleyh,mevt,hayatgibibirmu’cize-ikudrettir.Yoksa,hayat şartlarıbulunmadığındanademindairesinegirmişdeğildir.

Suâl:Ölümnasılnimetolurvenesuretlenimetlerinsırasınadahiledilmiştir?

Page 153: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Cevap:

Evvelâ:Ölüm, saadet-i ebediyeyemukaddimedir; bu itibarla nimet sayılabilir.Çünkünimetin mukaddimesi de nimettir. Nitekim vâcibin mukaddimesi vâcip, haramınmukaddimesiharamdır.

Sâniyen:Ölüm,muzırhayvanlarladolubirhapistengenişbirsahrâyaçıkmakgibidir.Binaenaleyh,ruh,cesetkafesindençıkarsanecatbulur.

Sâlisen:Ölümolmasaydı,küre-iarznev-ibeşeriistîabedemezdivenev-ibeşermüthişperişaniyetleremaruzkalırdı.

Râbian:İhtiyarlıkyüzündenöylebirdereceyegelenlervarki,tekâlif-ihayatiyeyekadirolamaz,daimaölümünüisterler.

İştebununiçin,ölümnimettir.

DördüncüMesele331ukdesininbeyanındadır.

Evet,buhayat, ikincihayattırki, ölümden sonra,haşirdenevvelvukuagelir.Demek,hayat-ıuhreviyebuikincihayatlabaşlar.Binaenaleyh,bu ’dekihitap,yalnızinsanlaraaitdeğildir,bilcümlekâinatarâcidir.Çünkübuhayat-ıuhreviye,bütünkâinatınneticesidir.Eğerbuhayatolmasa,kâinattahakikatdenilenherşey,zıddınainkılâpeder.Meselâ,nimetnikmetolur,akılbelâolur,şefkatyılanolur.

BeşinciMesele332’unukdesihakkındadır.

Evet,Cenâb-ıHak, âlem-ikevnve fesatdenilen şu âlemdehüsün,kubuh,nef’, zarargibizıtları,çokhikmetlerebinaenkarışıkbirtarzdayaratmıştır.Hemdeizhar-ıizzetiçinvesâitveesbâbıvazetmiştir.Haşirvekıyamettekâinattasfiyeameliyatınıgördüğüzaman,zıtlar biribirinden ayrılır ve esbap ile vesait de ortadan kalkar.Ortadaki perde ve hicapkalktıktansonra,herkesSâni’inigörürvehakikîmâlikinibilir.

TetimmeMezkûrâyettekicümlelerinarasındakiirtibatınhülâsasınabirzeyildir:

Cenâb-ıHak, vaktâki onlarınküfrünü, istifham ifade eden ile reddetti ve halkı dataaccübe dâvet etti ve ondan sonra gelen dört büyük inkılâbı gösteren dört cümle ileburhan getirerek isbat etti. O inkılâpların her birisi, çok tavırlara, vaziyetlere vemertebelere şâmil olduğu gibi, kendinden sonra gelen inkılâpları hazırlayıcı birermukaddimeoldu.

Page 154: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Birinciinkılâba, cümlesiyleişaretedilmiştir.Yani,birinsanıncesediniteşkiledenzerrelerin âlem-i zerratta geçirmiş olduğu vaziyetlerden son vaziyetine işarettir ki,cümlesiyle işaret edilen ikinci inkılâba mukaddime olur. Hakâik-i kevniyenin en acibiolanşuikinciinkılâpdaçokmertebelere,çoktavırlaraşâmildirki,sontavrı,vaziyeticümlesiyle işaret edilen üçüncü inkılâba mukaddime olur. Bu inkılâp dahi pek çokberzahîtavırlaraşâmilolup,sonvaziyeti cümlesiyleişaretedilendördüncüinkılâptatamamlanır.Budördüncüinkılâpdahi,birçokkabrîvehaşrîvaziyetlereşâmilolup,ensonvaziyeti cümlesiylehitambulur.

Demekbirzîhayatıncesedi,birinciinkılâbınbirincivaziyetindenbaşlamaküzeredaimateceddüdeder, tazelenir.Yani,bir libastan,birkıyafettençıkar,dahagüzelbir libasa,birkıyafetegirer.Vehâkezâ..böylecesaadet-iebediyeyemazharoluncayakadardevameder.Binaen-alâhâzâ, bir zîhayatın şu müteselsil vaziyetlerine bakan bir adam, nasıl inkâracesaretedebilir?

Şimdimezkûrâyettekicümlelerinheyetlerindenbahsedeceğiz:

Birinci cümle: 333 Bu cümle ile yapılan istifham, o kâfirlerin zihinlerini,gözlerini,yaptıklarıkötülüğe,fenalığaçevirtir.Tâki,bizzatşekavetlerinigörsünler;belkiinsafagelipikrarederler.

’deki hitap, Cenâb-ı Hakk’ın şiddet-i gazabına işarettir. Çünkü gaipten hitabayapılaniltifat,yaşiddet-ihiddeteveyakesret-imuhabbeteişarettir.

’yebedel ’ninzikredilmemesi,onlarınşiddet-iinatlarınaişarettir.Çünküonlar,hakkaniyetidelâililesabitolanimanıterkvebutlanıburhanlarilesabitolanküfrükabulettiler.

Bucümledeki ,vâv-ıhâliyedir;yanimâba’dininmâkablinehâlolduğunadelâleteder.Demek , ’ninfâilinehaldir.Halin,zevilhâlinâmiliileberaberolmasışarttır.Hâlbuki burada dört cümle vardır. Bunlardan ikisimâzi, ikisimüstakbel olduklarından,zevilhâlin âmili olan ile zamancamukarin değildirler.Binaenaleyh ’ın hâliyeti, birmukaddereişarettir.

Takdir-i kelâm: Bu itibarla, ’nin fâiline cümlesi hâl olur. Ötekicümleler نأ ’yehaberolurlar.

Suâl:Onlar,birinciölümilebirhayatıbilirlersede,Allah’tanolduğunubilmezler,inkârederler.İkincihayatileAllah’arücûuzateninkârederler.

Cevap: Cehli izale edecek deliller zahir iken o veçhile cehil denilmemesi, belâgatınkaidelerinden biridir. Buna binaen, birinci mevt ile birinci hayatın etvâr ve ahvâlineyapılandikkat,Sâni’iikrarvetasdiketmeyeicbareder.VeaynızamandaevvelkihayatvemematınAllah’tanolduğunubilmek, ikinci bir hayatın olacağınada zihni iknave icbareder.Hâlböyleiken,cahiltelâkkiettiğinokâfirler,âlimlersırasınadahildirler.

Page 155: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

’deki hitaptan, onların âlem-i zerratta dahi bir nevi vücut ve taayyünleri olduğuanlaşılıyor.Yoksaozerrat,tesadüflerastgelemuayyencisimleriteşkiledemez.

tâbiri, 334’inmeâlineîmâdır.335 :Bu , tâkipve ittisali ifadeeder.Yani,mâkabliylemâba’dininarasındamesafe

olmayacaktır.Hâlbukiburada,mevtilehayatarasındauzunbirmesafevardır.Evet,fakatbu , Sâni’i isbat eden delillerinmenşeine işarettir ki, o zerratın hiçbir vasıta ve esbapolmaksızın cemadiyetten hayvaniyete def’aten intikal etmesi, zihni, Sâni’i ikrar etmeyemecbureder.

Ve kezâ, o zerrat, mevat halinde iken vaziyetleri sabit olmadığından, şe’nleri veiktizaları,fasılasıztâkiptir.

Suâl: ’ünyerineniçin denilmemiştir?

Cevap: hayatınCenâb-ıHaktarafındanîtâedildiğinesarahatendelâleteder. ’deodelâletyoktur.Yalnız“Hayatsahibioldunuz.”mânâsınadelâleteder.

:Bununyerine zikredilmemesi,mevtin,kaderin takdiriyle,kudretinbüyükbirtasarrufu olduğuna işarettir. Evet, ömr-ü tabiîsini bitirip sonra ölenler pek azdır.Kısm-ıâzamı,ömr-ütabiîsiesnasındaölürler.Demekmevt,tabiîbirneticedeğildir,ancakcesedininhilâliyledağılmasındanibarettir.Yoksaruhunfenâsıyladeğildir.Mevt ilecesetdağılır,ruhbâkikalır.

:Mâkabliylemâba’di arasındabu’d-umesâfeyi ifadeeden imâte ile ikinci ihyaarasındakocamanâlem-iberzahınfasılaolduğunaişarettir.

: Bu ise, ikinci ihya ile rücû arasında mevcut büyük bir perde ve hicabınbulunduğunaişarettir.

:Yani,“Esbapperdesininkeşfiyle,vesaitintardıylaAllah’arücûedeceksiniz.”

Suâl:Allah’arücûetmek,Allah’tangelmeyiiktizaeder.Bununiçinbirkısıminsanlar,Allah ile insan arasında ittisali tevehhüm etmişlerdir ve bazı sofiler de şüpheyedüşmüşlerdir.

Cevap: Dünyada insanın vücûd ve bekası olduğu gibi, âhirette de vücûd ve bekasıvardır.Dünyadakivücûd,vasıtasızdest-ikudrettençıkar.Dünyadaterkip,tahlil,tasarruf,tahavvül ile karışık bekameselesi, sabıkan zikredilen hikmet üzerine esbap, vesâit, ilel,meseleye müdahale edip araya girerler. Âhirette ise, vücûd ve beka, her ikisi delevazımatıyla, terkibatıylabizzatdest-ikudrettençıkarlarveherkeshakikîmâlikinibilir.İştebunuanlayan,rücûunnedemekolduğunuanlar.

325Bakarasûresi,2/28.

326 “(Allah’ı nasıl inkâr edebilirsiniz ki,) siz hepiniz ölüler idiniz (içinizde kimin cesedini oluşturacağı çok önceden

Page 156: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

belirlenmişbulunanherbirinizeaitzerrelerhava,suvetopraktacansızvedağınıkbirhaldebulunuyordu.)DerkenO,sizehayatverdi. (Herbiriniz için takdirbuyurduğubellibirsürehayattakaldıktan)sonra,budefasizeölümüverir.(Dünya ile Âhiret arasında bir ara âlem olan Berzah’ta O’nun dilediği kadar kalırsınız ve çok büyük inkılâplarınardından) O, tekrar sizi diriltir. Sonra, (yine çok büyük inkılâplar sürecinden ve âlemler içinden geçip) O’nadöndürülürsünüz.”(Bakarasûresi,2/28)

327“Sizhepinizölüleridiniz.”(Bakarasûresi,2/28)

328“O,sizehayatverdi.”(Bakarasûresi,2/28)

329“(DünyaileÂhiretarasındabiraraâlemolanBerzah’taO’nundilediğikadarkalırsınızveçokbüyükinkılâplarınardından)O,tekrarsizidiriltir.”(Bakarasûresi,2/28)

330“(Herbiriniziçintakdirbuyurduğubellibirsürehayattakaldıktan)sonra,budefasizeölümüverir.”(Bakarasûresi,2/28)

331“(DünyaileÂhiretarasındabiraraâlemolanBerzah’taO’nundilediğikadarkalırsınızveçokbüyükinkılâplarınardından)O,tekrarsizidiriltir.”(Bakarasûresi,2/28)

332“Sonra, (yine çok büyük inkılâplar sürecinden ve âlemler içinden geçip)O’na döndürülürsünüz.” (Bakara sûresi,2/28)

333“Allah’ınasılinkâredebilirsinizki…”(Bakarasûresi,2/28)

334“(İnsanınüzerindenzamanınakışıiçindeöyleuzunbirdönemgeçtiki,budönemdeinsan,)adıanılan,kendisindensözedilenbirşeydeğildi.”(Dehrsûresi,76/1)

335“DerkenO,sizehayatverdi.”(Bakarasûresi,2/28)

Page 157: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

336

Buâyetinsabıkâyetlecihet-iirtibatı:

Evvelkiâyetteküfürileküfran,delâil-ienfüsiyeileinkâredilmiştir.Buâyette,delâil-iâfâkiyeye işaret edilmiştir. Ve kezâ, evvelki âyette vücûd ve hayat nimetlerine işaretedilmiş, bu âyette beka nimetine işaret edilmiştir. Ve kezâ, evvelki âyette, Sâni’invücuduna delil olmakla haşre bir mukaddime olduğuna işaret edilmiş; bu âyette ise,âhiretintahkikiyleşüphelerinizalesineişaretedilmiştir.

Evet,sankionlardiyorlarki:“İnsanabukadarkıymetveehemmiyetverilmesineredenveneyebinaendir?VeAllah’ınyanındamevkiinedirkionuniçinkıyametikoparıyor?”

OnlaracevabenKur’ân-ıKerîm,buâyetinişaretiylediyorki:

“İnsanınpekyüksekbirkıymetiolmasaydı, semâvâtvearzonun istifadesinemutîvemusahhar olmazdı. Ve kezâ, insan ehemmiyetsiz olsaydı, mahlûkat onun içinhalkedilmezdi.Eğerinsanehemmiyetsizvekıymetsizolsaydı,ovakitinsan,mahlûkatiçinhalkolunacaktı.

Vekezâ, insanınHâlık’ıyanındamevkiipekbüyükolduğu içindirki, âlem-idünyayıkendisiiçindeğil,beşeriçin,beşerideibadetiiçinhalketmiştir.”

Hülâsa: İnsanmümtazvemüstesnadır;hayvanlargibideğildir.Onuniçin insan337cevherinebirsadefolmuştur.

Buâyettekicümlelerinnüktelerinegeçiyoruz:

Eyarkadaş!Birincicümlede ,ikincicümlede ,üçüncücümlede kelimeleriiçinbirtahkikatlâzımdır.Otahkikatı,altınoktadaizahedeceğiz:336“O’durkiyeryüzündebulunanherşeyisiziniçinyarattı.Sonrairâdesiyukarıyayöneliporayıdayedigökhâlindesağlamcanizamakoydu.Oherşeyihakkıylabilir.”(Bakarasûresi,2/29)

337“Sonra, (yine çok büyük inkılâplar sürecinden ve âlemler içinden geçip)O’na döndürülürsünüz.” (Bakara sûresi,2/28)

Page 158: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

[BirinciMesele][ hakkındadır.]

BirinciNoktaAşağıdabeyanedildiğigibi,hayatınöylebirhâsiyetivardırki;hayat,cüz’üküll,cüz’îyi

küllî,ferdinev,mukayyedimutlak,birşahsıbirâlemgibikılar.Binaenaleyh,tekbirinsan,“Dünyabenimevimdir.Dünyadakienvâbenimkavmimdirvebenimaşiretimdirvebütüneşyailemuarefemvemünasebetimvardır.”diyebilir.

İkinciNoktaBilirsinki,âlemdesabitbirnizamvardır,muhkembirirtibatvardırvedaimîdüsturlar,

esaslıkanunlarvardır.Buitibarla,âlem,birsaatveyamuntazambirmakinegibidir.Herbirçarkın,herbirvidanın,herbirçivinin,makineninnizamveintizamındabirhissesivemakineninneticevefaydalarındabirtesiriolduğugibi,ehl-ihayatiçinvebilhassabeşeriçindebirfaydasıvar.

ÜçüncüNoktaAşağıda işiteceğin gibi, istifadede müzahemet ve münakaşa yoktur. Nasıl ki Zeyd

diyebilir ki, “Şems benim lâmbamdır, dünya benim evimdir.”Amrda öyle diyebilir vearalarındamünakaşa da olmaz. Evet, Zeyd, meselâ dünyada tek farz edilirse, istifadesinasılsa,bütüninsanlariçindeikenistifadesiyineöyledir,nefazlaolurnenoksan.Yalnız“gâreyn”e ait olan kısımmüstesnadır. Zira yiyecek, içecek ve saire şeylerdemünakaşaolur.

DördüncüNoktaÂlem için tekbiryüz,bircihetdeğil,pekçokumumîvemuhtelifvecihlervardır.Ve

faydaları teminedenkesretleumumîvemütedahil,yanibirbiri içindecihetlervardır.Veistifade yollarının da envâen türlü türlü tarikleri vardır. Meselâ senin güzel bir bahçenvardır.Obahçe,bircihettenseninistifadenetahsisedildiğigibi,diğerbircihettendehalkıfaydalandırır.Meselâobahçeninhüsnüne,güzelliğineherbakanbirzevkalır,birinşirahpeydaeder;bundabirmâniyoktur.

Kezâlik, insanınbeşzahirî,beşbâtınîolmaküzereon tanehâssasıveduygusuvardır.İnsan, bu duygularıyla ve kezâ cismiyle, ruhuyla, kalbiyle dünyanın her bir cüzündenistifadeedebilir;mâniyoktur.

BeşinciNokta

Page 159: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Buâyetlediğerbazıâyetlerdenanlaşılıyorki,bubüyükdünyainsaniçinyaratılmıştır.Veyaratılışında,insanınistifadesiille-igâiyeolaraknazaraalınmıştır.HâlbukiarzdanpekbüyükolanZühal’in,meselâbeşerifaydalandıran,yalnızzînetivezayıfbirziyasıdır.Bucüz’îfaydaiçinnesuretlebeşeronaille-igâiyeolur?

Elcevap: Bir faydayı takip eden adam, bütün fikrini, hayalini o faydaya hasreder veondanmâadabirşeyebakmaz.Veherşeyekendihesabınabakar,kimseyinazaraalmaz.Hattakendisiniille-igâiyezanneder.Binaenaleyh,bugibiadamakarşımakam-ıimtinandasöylenilen o gibi kelâmlarda mübalâğa yoktur. Evet, binlerce hikmetler için yaratılanZühal’inherbirhikmetindebinlercecihetlerveherbircihetindebinlerceistifadeedenlerbulunduğu halde, “Hilkatinde o adamın istifadesi, ille-i gâiyeden bir cüz olarakdüşünülmüştür.”denilirsenemâniivar?Çünküille-igâiye,daimabasitbirşeydenibaretdeğildir.

AltıncıNoktaİmamAli’nin emrettiği gibi; insan küçük bir cisim ise de, büyük

âlemi içine alacak kadar büyüktür. Öyleyse cüz’î istifadesi küllî olur; öyleyse abesiyetyoktur.

İkinciMeselehakkındadır.

Eyarkadaş!Buâyet,arzınsemâdanevvelyaratılmışolduğunadelâletederve338âyetidesemâvâtınarzdanevvelhalkedildiğinedâldir.Ve 339âyeti ise ikisininbirmaddedenberaberhalkedilmişvesonrabirbirindenayırtedilmişolduklarınıgösteriyor.

Şeriatınnakliyâtınanazaran,Cenâb-ıHakbircevhereyi,birmaddeyiyaratmıştır,sonraomaddeye tecelli etmekle bir kısmını buhar, bir kısmını damâyi kılmıştır. Sonramâyikısmıda, tecellisiyle tekâsüf edip zebed (köpük) kesilmiştir. Sonra arz veyayedi küre-iarziyeyioköpüktenhalketmiştir.Buitibarla,herbirarziçinhava-yınesîmîdenbirsemâhâsıl olmuştur.Sonraomadde-i buhariyeyi bast etmekle yedi kat semâvâtı tesviye edipyıldızlarıiçinezer’etmiştirveoyıldızlartohumunamüştemilolansemâvât,in’ikadetmiş,vücudagelmiştir.

Hikmet-icedideninnazariyatıiseşumerkezdedirki:

Görmekte olduğumuzmanzume-i şemsiye ile tâbir edilen güneşle ona bağlı yıldızlarcemaati,basitbircevhereimiş.Sonrabirnevibuharainkılâpetmiştir.Sonraobuhardan,mâyi-inârîhâsılolmuştur.Sonraomâyi-inârî,burudetletasallûbetmiş,yanikatılaşmış;sonra şiddet-i hareketiyle bazı büyük parçaları fırlatmıştır. O parçalar tekâsüf ederekseyyârâtolmuşlardır;şuarzdaonlardanbiridir.Buizahatatevfikan,şuikimeslekarasındamutabakathâsılolabilir.Şöyleki:

Page 160: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

“İkisi de birbirine bitişikti, sonra ayrı ettik.” mânâsında olan ’nın ifadesinenazaran,manzume-işemsiyeilearz,dest-ikudretinmadde-iesîriyedenyoğurmuşolduğubirhamurşeklindeimiş.Madde-iesîriye,mevcudatanazaranakıcıbirsugibimevcudatınaralarınanüfuzetmişbirmaddedir.

340âyeti,şumadde-iesîriyeyeişarettirki,Cenâb-ıHakk’ınarşı,suhükmündeolan şu esîr maddesi üzerinde imiş. Esîr maddesi yaratıldıktan sonra, Sâni’in ilkicadlarının tecellisine merkez olmuştur. Yani esîri halkettikten sonra, cevâhir-i ferdekalbetmiştir.Sonrabirkısmınıkesifkılmıştırvebukesifkısımdan,meskûnolmaküzereyediküreyaratmıştır.Arz,bunlardandır.

İşte arzın –hepsinden evvel tekâsüf ve tasallub etmekle acele kabuk bağlayarak uzunzamanlardanberimenşe-ihayatolmasıitibarıyla–hilkat-iteşekkülü,semâvâttanevveldir.Fakat arzın bast edilmesiyle nev-i beşerin taayyüşüne elverişli bir vaziyete geldiği,semâvâtıntesviyevetanzimindensonraolduğucihetle,hilkati,semâvâttansonrabaşlarsada, bidayette, mebde’de ikisi beraber imişler. Binâen-alâhâzâ, o üç âyetin aralarındabulunanzahirîmuhalefet,buüçcihetlemutabakatainkılâpeder.

İkincibircevap:Eyarkadaş!Kur’ân-ıKerîmtarih,coğrafyamuallimideğildir.Ancak,âlemin nizamve intizamından bahisle Sâni’inmarifet ve azametini cumhur-u nâsa dersverenmürşidbirkitaptır.Binaenaleyh,bundaikimakamvardır:

Birincimakam;nimetleri,ihsanları,merhametlerigöstermekledelâil-izahiriyeyibeyanetmektenibarettir.Buitibarlaarz,semâvâttanevveldir.

İkinci makam; azamet, izzet, kudret delillerini gösterir bir makamdır. Bu cihetlesemâvât,arzdanevveldir.

mâba’dinin, mâkablinden bir zaman sonra vücuda geldiğine delâlet eder ki, buna“terâhî” denilir. Demek burada arz ile semâvât arasında bir uzaklık vardır. Bu uzaklık,arzınsemâvâttanevvelhalkedildiğinegörezâtîdir,aksihalderütebîvetefekkürîdir.Yanisemâvâtın hilkati birinci ise de, tefekkürce rütbesi ikincidir; arzın hilkati ikinci ise de,tefekkürü birincidir. Yani, evvelâ arzın tefekkürü, sonra semâvâtın tefekkürü lâzımdır.Bunagöre ile arasında 341mukadderdir.

Takdir-ikelâm: 342 ’dir.

ÜçüncüMeselekelimesihakkındadır.

Ey arkadaş! Semâvâtın dokuz tabakadan ibaret olduğu, eski hikmetin hurafelerindenbiridir.Onlarınohurâfe-vârifikirleri,efkâr-ıâmmeyiistilâetmişti.Hattabazımüfessirler,bazıâyetlerinzahirinionlarınmezheplerinemeylettirmişlerdir.

Page 161: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hikmet-i cedide ise, feza denilen şu boşlukta yalnız yıldızlarınmuallâk bir vaziyettedurmakta olduklarına kaildir.Bunlarınmezhebinden semâvâtın inkârı çıkıyor.Ve bu ikihikmetinbirisiifratavarmışsadaötekisitefrittekalmıştır.

Şeriat ise, Cenâb-ı Hakk’ın yedi tabakadan ibaret semâvâtı halketmiş olduğunahâkimdirveyıldızlarındabalıkgibiosemâlardenizlerindeyüzmekteolduklarınakaildir.

Hadisise,semânın 343’denibaretbulunduğunuemrediyor.Şuhakolanmezhebin,altımukaddimeiletahkikatınıyapacağız.

Birinci mukaddime: Şu geniş boşluğun esîr ile dolu olduğu, fennen ve hikmetensâbittir.

İkinci mukaddime: Ecrâm-ı ulviyenin kanunlarını rapteden ve ziya ve hararetinemsâlinineşirvenakledenfezayıdoldurmuşbirmaddemevcuttur.

Üçüncü mukaddime: Madde-i esîriyenin, yine esîr olarak kalmak şartıyla, sairmaddeler gibi muhtelif teşekkülâtı ve ayrı ayrı nevileri vardır. Buhar ile su ve buzunteşekkülâtlarıgibi.

Dördüncümukaddime:Ecrâm-ıulviyeyedikkatedilirse,tabakalarıarasındamuhalefetgörünür. Evet, yeni teşekküle ve in’ikada başlamış milyarlarca yıldızlardan ibaretKehkeşan ile anılan tabaka-yı esîriye, sabit yıldızların tabakasına muhaliftir. Bu damanzume-i şemsiyenin tabakasına ve hâkezâ; yedi tabakaya kadar birbirine muhaliftabakalarvardır.

Beşincimukaddime: Araştırmalar neticesinde sabit olmuştur ki; bir maddede teşkil,tanzim,tesviyelervâkiolursa,biribirinemuhaliftabakalarhusulegelir.Birmadendenkül,kömür, elmas meydana gelir; ateşten alev, duman husule gelir. Müvellidülmâ ilemüvellidülhumûzanınimtizacındansu,buz,buhartevellüdeder.

Altıncı mukaddime: Şu müteaddit emarelerden anlaşıldı ki, semâvât, müteaddittir.ŞeriatSahibideyedidirdemiştir;öyleiseyedidir.Maahâzâyedi,yetmiş,yediyüzsayılarıArapüslûplarındakesretiçinkullanılır.

Arkadaş! Pek geniş bulunan Kur’ân-ı Kerîm’in hitaplarına, mânâlarına, işaretlerinedikkat edilmekle, bir âmîden tut, bir veliyekadarbütün tabakât-ı nâsaveumumefkâr-ıâmmeyeolanmürâatları,okşamalarıfevkalâdehayrete,taaccübemûciptir.

Meselâ 344 kelimesinden bazı insanlar havâ-yı nesîmiyenin tabakalarınıfehmetmiştir.Öbürbazıda,arzımızilearkadaşlarıolanhayattarküreleriihataedennesîmîküreleri fehmetmiştir. Bir kısım da, seyyârât-ı seb’ayı fehmetmiştir. Bir kısmı da,manzume-işemsiyeiçindeesîrinyeditabakasınıfehmetmiştir.Birkısımda,şubildiğimizmanzume-i şemsiye ile beraber altı tane daha manzume-i şemsiyeyi fehmetmiştir. Birkısımdaesîrinteşekkülâtıyeditabakayainkısamettiğinifehmetmiştir.

Page 162: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hülâsa: Her bir kısım insanlar, istidatlarına göre feyz-i Kur’ân’dan hisselerinialmışlardır.Evet,Kur’ân-ıKerîm,bütünşumefhumlaraşâmildirdiyebiliriz.

Birincicümle: 345Bucümleninbeşvecihlemâkabliyleirtibatıvardır:

Birinci vecih: Evvelki âyet, vücûd ve hayat nimetlerine işarettir. Bu âyet, beka vebekanınesbapvelevazımatınaişarettir.

İkincivecih:Kur’ân-ıKerîm,vaktâkievvelkiâyetlebeşeriçinmertebelerinenyükseğiolan rücûu isbat etti, sâmiin zihnine şöylebir sual geldi: “Şuzelil insanlarınbuyüksekmertebeye liyâkatleri nereden gelmiştir?”Kur’ân-ıKerîm, bu cümle ile o suali şöylececevaplandırmıştır:“Bütündünyadest-iitaatveteshirineverileninsanın,elbetteHâlık’ınınyanındabüyükbirmevkiivardır.”

Üçüncü vecih: Evvelki âyet beşer için haşir ve kıyametin vücuduna işaret etmesi,sâmicegüya“Beşerinnekıymetivardırkionunsaadetiiçinkıyametkopacak?”diyevâridolansual,buâyetle,“Arzbütünmüştemilâtıylaistifadesiiçinyaratılanvebütünenvâ,itaatve emrine verilen insan, netice-i hilkattir. Elbette ve elbette onun saadeti için kıyametkopacaktır.”diyecevaplandırılmıştır.

Dördüncü vecih: Evvelki âyet, kıyamette esbap ve vesâitin ortadan kalkmasıyla,insanın mercii yalnız Cenâb-ı Hakk’a münhasır kalacağına işaret etmiştir. Bu âyet ise,dünyada da insanınmerci-i hakikîsi Cenâb-ı Hakk’amünhasır olduğunu söylüyor. Ziraesbapvevesaitinarkasında,kudretinşuâıgörünür;tesirO’nundur,esbapiseperdedir.

Beşincivecih:Evvelkiâyet,saadet-iebediyeyeişarettir.Buâyetde,saadet-iebediyenininsanaverilmesiniiktizaedenvesebepolanCenâb-ıHak’tansebkatetmişfazlvein’âmaişarettir ki, kendisine arzınmüştemilâtı ihsan edilmiş insanın, elbette saadet-i ebediyeyeliyâkatıvardır.

346:Bununmâkabliylecihet-iirtibatıdörttür:

Birinci cihet: Arz ve semâ, tev’em, yani ikizdirler; birbirinden ayrılmazlar. Zikirde,fikirdedaimaberaberdolaşıyorlar.Bucümledenevvelkicümledearzzikredildiğigibi,bucümlededesemâzikredilmiştir.

İkinci cihet: Beşerin arzdan istifadesini ikmal ve itmam eden, ancak semâvâtıntanzimidir.

Üçüncücihet:Evvelkiâyet,ihsanvefazldelillerineişaretetmiştir.Buâyetde,kudretveazameteişaretediyor.

Dördüncücihet:Bu cümle, beşerin istifadesi yalnız arzamünhasır olmadığına, semâdahionunistifadesineteshiredildiğineişarettir.

347:Bucümleninmâkabliyleirtibatı,üççeşittir:

Page 163: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

1. ile arasındaki irtibat gibidir. Nasıl ki memurun husulü emrine bağlıdır;semâvâtıntesviyeside, ’yabağlıdır.

2. Kudretin taallukuyla iradenin taalluku arasındaki irtibat gibidir. Yani; iradenintaallukuna,tesviyedekudretintaallukunabenzerbirirtibattır.

3. Netice ilemukaddime arasında bulunan irtibat gibidir. Çünkü semâvâtın tesviyesi,mukaddimesiolan ’yaterettüpeder.

348:Bucümlemâkabliyleikivecihlemerbuttur:

Birincivecih:Bucümledeki ilm-iküllî, semâvâtın tanzimve tesviyesinedelilolduğugibi,tanzimvetesviyeninvücududailm-iküllîninvücudunadelildir.

İkincivecihise:Evvelkicümlekudret-ikâmileye,bucümleise,küllîveşumullüilmedelâleteder.

Cümlelerinnüktelerinibeyanedeceğiz:

: Bu cümle, mâkabliyle bağlı değildir. Ancak, müste’nife olup, beşsualilecevaplarınaişarettirki,bundanöncebeyanedildiğindentekrarınalüzumyoktur.

’deki müptedadır. sılasıyla beraber haberdir.Bu cümledemübteda ile haberintarifleritevhideişaretolduğugibi,hasradadelâleteder.Yanimüştemilât-ıarziyeninhalkıCenâb-ıHakk’amünhasırolduğugibi,Hâlık’ıdayalnızCenâb-ıHak’tır.Buhasr,cümlesinde ’nin takdimiylehâsıl olanhasradelildir.Yanimüştemilât-ı arziyeninhalkıCenâb-ı Hakk’a münhasır olduğu için, kıyamette merciiyet de Cenâb-ı Hakk’amünhasırdır.

sılasıylaberaberhaberdir.Haberinaslıvemüstehakkı,nekreolmaktır.Buradamârifeolarak gelmesi, hükmün zahir ve malûm olduğuna işarettir. Yani, “Cenâb-ı Hakk’ınmüştemilât-ıarziyeninHâlık’ıolduğumalûmvezahirdir.”

Menfaat için kullanılan ’deki eşyanın hilkaten mübah, helâl, menfaatli olarakyaratılıp,bazıârızalardandolayıharamolmuşolduklarına işarettir.Meselâağyârınmalı,ismet-işeriyeiçinharamolmuştur..insanınetihürmetvekerametiçin..zehirzarariçin..lâşeetinecasetiçinharamolmuşlardır.

Vekezâ,herbirşeydebirfayda,birmenfaatolduğunaremizdir.

Vekezâbeşeriçinherşeydebirmenfaatibulunduğunaremizdir.Evet,hangişeyolursaolsun,beşerebircihettenbiristifadeyitemineder,velevibretalmakiçinolsun.

Ve kezâ, arzın karnında istikbal insanlarını intizar eden pek çok rahmetin hazine vedefinelerininbulunduğunaremizdir.

cârvemecrûrunun üzerinetakdimi,beşereaitistifadelerinhergayedenevvelveevlâolduğunaişarettir.

Page 164: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Umumuifadeeden her şeydemenfaatleri aramaya insanları terğibve teşvik içindir. ’deki ’nin ’ya tercihi, en çok menfaatlerin arzın karnında olduğuna ve arzın

karnındakieşyanıntaharrîsineinsanlarıteşcîettiğineişarettir.

Vekezâ,arzıniçindekimadenvemaddelerinistifade-ibeşeriçinyaratılışı,arzıniçindehenüz keşfedilemeyen anâsır ve maddelerden, tekâlif-i hayatın zahmetlerindenmüstakbelin insanlarını kurtaracak bazı gıdaî vesaire maddelerin vücudu mümkünolduğunadelâleteder.

arzdakibazıeşyanınabesvefaydasızolduklarınaaitevhamıdefetmekiçindir.

’daki arzın hilkatiyle semâvâtın tesviyesi arasındaki Cenâb-ı Hakk’ın ef’âl veşuunatının silsilesine işarettir. Ve kezâ, beşere menfaat hususunda, semâvâtın tesviyesiarzınhilkatindenrütbeceuzakolduğunadelâleteder.

İ’câz ve ihtisar için, 349 yerinde denilmiştir. kelimesinin istimâli, buradamecazdır.Yani,hedefekastınıhasredipsağasolabakmayanlargibi,semâvâtıntesviyesiniiradeetmiştir.

:Busemâdanmaksat,semâvâtınmaddesiolanbuhardır.

’deki tefrîi ifadeettiğinenazaran, tesviyenin istivâyabağlanması, 350 ’nün 351

emrineveyakudretintaallukuiradenintaallukunaveyakazânınkadereolanterettüplerinebenziyor.Vetâkibiifadeettiğinegöre,mukadderbazıfiilereîmâdır.

Takdir-i kelâm: ’den ibarettir. Yani, “Nevilere ayırdı, tanzim etti,aralarındalâzımgelenemirleri,tedbirleriyaptı,sonrayeditabakayatesviyeetti.”

:Yani,“Muntazam,müstevi;envâı,eczalarımütesâviolarakyarattı.”

:Buzamirincem’i,semâvâtolacakmaddeninnevileremünkasımolduğunaişarettir.

tâbiri,semâvâttabakalarınınkesretineişarettirvebutabakalarınteşekkülât-ıarziyeninedvâr-ıseb’asıylasıfât-ıseb’ayamünasebettarolduğunaîmâdır.

:Busemâlarınbirkısmı,seyyaratbalıklarınadenizdir;birkısmıdasabityıldızlaramezraadır;birkısmıdasemâçiçeklerihükmündeolanderârîyıldızlarabahçevebostandır.

352:Bu atıfiçindir.Hâlbukiburadaatfıntarafeyniarasındamünasebetyoktur.Öyleyse,bumünasebetibulmakiçintakdireihtiyaçvardır.Şöyleki:

353“Öyleyse,bubüyükecrâmınHâlık’ıO’dur.”

“Öyleiseoecrâmdakisanatıtanzim,tahkimedenOdur.”

İlsakı ifade eden kelimesindeki ilmin, malûmdan infikâk ve infisalinin mümkünolmadığınaişarettir.

tâmimiifadeedenbiredattır.Buradaifadeettiğitâmimdenhiçbirşeyin,hiçbirferdin

Page 165: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

tahsisi ve daire-i şümûlünden ihracı yoktur. Bu itibarla 354 ا olan kaide-ikülliyeyitahsisediyor.Çünkükendisibukaideninşümûlündenhariçkalmıştır.

:Bukelimevacip,mümkin,mümteniaşâmildir.

:Yani,zâtıileilimarasındazarurî,lüzumîsübutvardır.

338“Bununardındanyeri(iskânahazırhalegetirmekiçin)yumurtabiçimindeyaydı.”(Nâziâtsûresi,79/30)

339“(Göklerleyer)bitişik(birbütün)idi,onlarıBizayırdık.”(Enbiyâsûresi,21/30)

340“Arş’ısuüstündeidi.”(Hûdsûresi,11/7)

341Bilinvetefekküredin.

342Sonra,bilinvetefekküredinki,hiçşüphesizOistivâetmiştir…

343“Semâ,etrafataşmaktankorunmuşdenizdalgasıgibidir.”Bkz.:Tirmizî,tefsîrusûre(57)1;AhmedİbniHanbel,el-Müsned2/370;et-Taberânî,el-Mu’cemü’l-evsat6/15.

344Yedigök.

345“O(Allah)ki,(sizehayatvermedenönceyeryüzünübuhayatınıziçinhazırladıve)yerdenevarsahepsini(neticedesizi,yaniinsancinsinimeydanagetirmekve)sizin(istifadeniz)içinyarattı.”(Bakarasûresi,2/29)

346“Buarada(ilim,irade,kudretveinayetini)göktarafınayönelttide…”(Bakarasûresi,2/29)

347“(Oradabulunangazbulutuhalindekiunsurları)yedigökhalindenizamakoydu.”(Bakarasûresi,2/29)

348“O,herşeyitastamamvehakkıylabilendir.”(Bakarasûresi,2/29)

349Tesviyeyiiradeetti.

350“(O,birşeyiyaratmakisteyincesadece‘ol!’der),odaoluverir.”(Bakarasûresi,2/117;Âl-iİmransûresi,3/47,59;En’âmsûresi,6/73;Nahlsûresi,16/40;Meryemsûresi,19/35;Yâsînsûresi,36/82;Mü’minsûresi,40/68).

351“(O,birşeyiyaratmakisteyincesadece)‘ol!’der,(odaoluverir).”(Bakarasûresi,2/117;Âl-iİmransûresi,3/47,59;En’âmsûresi,6/73;Nahlsûresi,16/40;Meryemsûresi,19/35;Yâsînsûresi,36/82;Mü’minsûresi,40/68).

352“Allahherşeyihakkıylabilir.”(Bakarasûresi,2/29;…)

353“Allahherşeyekâdirdir.”(Mâidesûresi,5/120;Hûdsûresi,11/4;Rûmsûresi,30/50;…)

354Herumumîkâideninbiristisnâsıvardır.

Page 166: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

355

Yani, “Düşün o zamanı ki; Rabbin melâikeye hitaben: ‘Ben yerde bir halifeyiyaratacağım!’ dedi. Melâike de: ‘Yerde fesat yapacak, kan dökecek kimseleri miyaratacaksın?Hâlbukibiz,hamdinleSeni tesbihve takdisediyoruz.’dediler.Rabbinde:‘SizinbilmediğiniziBenbiliyorum.’diyeonlaracevapverdi.”

Arkadaş!Melâikenin vücudunu tasdik ve kabul etmek, imanın rükünlerinden biridir.Birkaçmakamdaburüknüisbatveizahedeceğiz.

BirinciMakamArzın,ecrâm-ıulviyeyenisbetenpekküçükvesüflîolduğuhaldecanlımahlûkatladolu

olduğunugörüpâlemindenizamveintizamınadikkatedeninsan,ecrâm-ıulviyenindeoyüksekburçlarında,hayatlısâkinleriolduğunakat’îbirşekildehükmeder.

Evet,oburçlardamelâikeninvücudunukabuletmeyenadamınmeselişöylebiradamınmeselinebenzer:Oadam,büyükbir şehregiderken, şehrinbirkenarındapekküçükbirbinayatesadüfeder.Bakarkiinsanlarladoludur.Vearsalarınabakarki,canlımahlûkatladolu. Ve gıdalarına bakar ki, nebâtât, balık vesaire gibi hayat şartları yerindedir. Sonrabakar ki, pek uzakta milyonlarca apartmanlar, köşkler var. Aralarında, uzun uzunmeydanlar, tenezzühgâhlar bulunur. Fakat, o küçük binadaki insanların hayat şartları, obüyük binalarda bulunmadığından, o yüksek, müzeyyen sarayları, sakinlerden boş, hâliolduğunuitikateder.

Melâikeninvücudunutasdikedenadamınmeseliiseşöylebirşahsınmeseligibidir:Oadam,oküçükhanenininsanlariledoluolduğunugörürgörmez,bilâ-tereddüt,oyüksekkasırlarındahayatyeriveonlardadaonlaramünasipsâkinlerbulunduğunahükmeder.Veoyüksekkasırlaramahsusvemünasiphayat şartları vardır. Fakat oraların sâkinleri pekuzakolduklarından,görünmemeleri,yokolduklarınadelâletetmez.

Binaenaleyh, arzın zevilhayatla dolu olmasından kat’iyetle anlaşılıyor ki; bu genişboşluktadurmaktaolan semâlarda,yıldızlarda,burçlardaveçokkısımlaramünkasımvemüştemilsemâvâtta,şeriatın“melâike”iletesmiyeettiğizîhayatlarmevcuttur.

İkinciMakamBundanevvelisbatveizahedildiğigibi,hayat,mevcudatınkeşşafıdır,belkimevcudatın

neticesidir. Binaenaleyh, bu geniş fezanın sâkinlerden ve şu yüksek semâvâtınşenliklerdenhâlîolduklarınınimkânıvarmıdır?Evet,bütünukalâ-yıakılvenakilmanevîbir icmâ ve ittifakla melâikenin mânâ ve hakikatlerine hükmetmişlerdir; fakat tâbirleriçeşit çeşittir. Meselâ; Meşşâiyyûn, envâ-ı mevcudatı idare eden ruhanî mahiyet-i

Page 167: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

mücerrede ile, İşrakiyyûn ise ukûl ve erbabü’l-envâ ile, dinler dahi melekü’l-cibâl,melekü’l-bihar, melekü’l-emtar gibi tâbirlerle tâbir etmişlerdir. Hatta, akılları körgözlerinde bulunan maddiyyûn tâifesi de, melâikenin mânâsını inkâr etmeye mecalbulamadıklarından,fıtratınnamuslarınanüfuzedenkuva-yısariyeiletâbiretmişlerdir.

Suâl:Kâinatınirtibatını,hayatını teminiçin,hilkattecereyanedennamuslar,kanunlarkâfigelmezmi?

Cevap:Senindediğinosârikanunlar,namuslar, itibarîvevehmîemirlerdir.Muayyenvücûdları,müşahhas hüviyetleri ancak onları temsil eden ve onlarınmâkesi bulunan veonlarınyularlarınıelealanmelâikeilesabitolur.

Ve kezâ, teşekkül-ü ervaha münasebeti olmayan şu camid âlem-i şehadete vücudunmünhasır olmadığına, akıl ve nakil müttefikan hükmetmişlerdir. Binaenaleyh ervahamünasipvemuvâfıkçokâlemleremüştemilolanâlem-igayb,melâikeiledoluveâlem-işehadetinhayatınamazhardır.

Hülâsa: Melâikenin mânâ-yı hakikati, bu izah edilen emirlerden tebarüz etti.Binaenaleyh,melâikeninsuretleri,eşkâlleriarasında,ukûl-uselimeninkabulettiğivecihle,şeriatın izah ve beyan ettiği şekildir ki; melekler mükerrem abddirler, emirleremuhalefetleriyokturvemuhtelifkısımlaramünkasımvelatîfvenuranîcisimlerdir.

ÜçüncüMakamArkadaş!Melâikemeselesiöylemeselelerdendirki,bircüzünsübutuylaküllsabitolur;

birferdinvücuduyla,nevitahakkukeder.Zirainkâredenküllünüinkâreder.Binaenaleyh,zaman-ı Âdem’den şimdiye kadar bütün din adamları her asırda icmâ ve ittifaklamelâikenin vücuduna ve aralarında muhaverenin sübutuna ve müşahedelerinintahakkukuna ve onlardan edilen rivayetlerin nakline hükmettikleri halde, melâikeninhiçbirisinininsanlaragörünmediğiveyavücutlarıhissedilmediğielbettemuhâldir.

Kezâlik, beşerin akaidine karışıp hiçbir zamanda, hiçbir inkılâpta itirazlara maruzkalmayarakdevamedenmelâikeitikadınınbirhakikate,birasladayanmamasıvemebâdi-i zaruriyeden tevellüd etmemesimuhâldir.Herhaldebeşerin buumumî itikadı,mebâdi-izaruriyeden neşet eden ve müşahedât-ı vâkıadan hâsıl olan ve muhtelif emarelerdentevellüd edenhadsî bir hükmünneticesidir.Evet, bu itikad-ı umumînin sebebi, kat’î birsurette manevî bir tevâtür kuvvetini veren, pek çok defalar vukua gelen melâikeninmüşahedelerindenhâsılolanzarurîvekat’îdelilveemarelerdir.Çünkümelâikemeselesi,beşerin malûmât-ı yakîniyesindendir. Eğer bunda şüphe olursa, beşerin yakîniyatındaemniyetkalmaz.

Hülâsa:Ruhanîlerdenbirferdinbirzamandavücudutahakkuketse,bunev’invücudutahakkukeder.Nev’invücudutahakkuketse,herhaldeŞeriatınbeyanettiğigibiolacaktır.

Page 168: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Buâyetin,sâbıkâyetledörtvecihleirtibatıvardır:

Birincivecih:Buâyetler,beşereverilenbüyüknîmetleritâdadediyor.Birinciâyetleenbüyüknimeteişaretedilmiştirki;beşer,hilkatinneticesidirvearzınmüştemilâtıonateshiredilmiştir,istediğigibitasarrufeder.Buâyetilede,beşerinarzahâkimvehalifekılınmışolduğunaişaretedilmiştir.

İkincivecih:……

Üçüncüvecih:Evvelkiâyetle,canlımahlûkatınmeskenleriolanarzvesemâvâtaişaretedilmiştir.Buâyetilede,omeskenlerinsâkinleriolanbeşervemelâikeyeişaretedilmiştir.Vekezâoâyethilkatinsilsilesine,buâyetisezevi’l-ervahınsilsilesineişaretetmişlerdir.

Dördüncü vecih: Evvelki âyette hilkatten maksat beşer olduğu ve Hâlık’ın yanındabeşerinbirmevkisahibibulunduğutasrihedildiğindesâmiinzihninegeldiki:“Bukadarfesat, şürûr ve kötülüğü yapan beşere bu kadar kıymet neden verildi? Cenâb-ı Hakk’aibadet ve takdis için şu fesatçı beşerin vücudunahikmetin iktizası ve rızası varmıdır?”Sâmiinbuvesvesesinidefiçinşöylebir işarettebulunduki;Beşerinoşürûrvefesatları,onda vedîa bırakılan sırra mukabele edemez, affolur. Ve Cenâb-ı Hak onun ibadetinemuhtaçdeğildir.Ancak,Allâmü’l-guyûb’unilmindekibirhikmetiçindir.

Cümlelerinarasındakiirtibatageldik:

:Bukelime, 356cümlesineatıftır.Hâlbukiaralarındamünasebetolmadığıgibidiğerbir ’iiktizaeder.Binaenaleyh,böylebirtakdirelüzumvardır:

Butakdirde, ikinci birincisineatıfolurveher ikicümlearasındadamünasebetbulunur.

357 : Cenâb-ı Hak, müşavere yolunu öğretmek ile beşerin hilâfetindekihikmetin sırrını melâikeye istifsar ettirmek üzere bu cümleyi söyledi. Sâmiin zihni, üçnoktayınazaraalarakhareketegeçti:

1.Melâikenedediler?

2.Taaccüplehikmetisordular.

3. Cinlere halife olmakla beraber, beşerde de kuvve-i gadabiye ve şeheviyehalkedilmiştir.Bunlar,cinlerdendahaziyadefesatyapacaklardır.

İşte Kur’ân-ı Kerîm 358 cümlesiyle o üç noktaya işaret etmiştir.Melâikeninsual-i taaccüpve istifsarlarıbittiktensonra, sâmi,Cenâb-ıHak’tanverilecekcevabıbeklerken,Kur’ân-ıKerîm, 359 cümlesiyle cevap vermiştir.Yani, “Eşyave ahkâm, sizin malûmâtınıza münhasır değildir. Adem-i ilminiz, onların vücudagelmeyeceklerine sebepolamaz.Benim, beşerin hilkati hakkındabir hikmetimvardır; ohikmetinhâtırasıiçin,fesatlarınınazaraalmam.”fermanetmiştir.

Page 169: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Cümlelerinheyetvenüktelerinegeldik:360 : Atfı ifade eden bu , münasebet-i atfiyenin iktizasına binaen

cümlesinemâtufun-aleyholmaküzere cümlesinintakdirineişarettir.

Ve kezâ zaman-ı mâziyi ifade ettiği cihetle, sanki zihinleri, geçmiş zamanlarınsilsilesinegötürürveyaosilsileyibuzamanagetirir,ihzarederki,zihinler,ozamanlardavukuagelmişolanhâdiselerigörsünler.

:Bu tâbir,melâikenin aleyhine bir hüccet ve bir delildir.Yani, “Allah seni terbiyeetmiştir, hadd-i kemâle eriştirmiştir ve seni beşere mürşid kılmıştır ki, fesatlarını izaleedesin. Demek, nev-i beşerin en büyük hasenesi sensin ki, onların mefsedetlerinisetrediyorsun.”

: Cenâb-ı Hakk’ın müşavere şeklinde melâike ile yaptığı muhavere, melâikeninbeşer ilefazlabir irtibatvealâkavemünasebetleriolduğunaişarettir.Çünkümelâikeninbirkısmıinsanlarıhıfzediyor,birkısmıkitabetişlerinigörüyor.Demekinsanlarlaalâkalarıziyadeolduğundan,insanlarınahvâlineehemmiyetveriyorlar.

: Melâikenin, ile yaptıkları istifhamdan anlaşılan tereddütlerini reddetmekle,meseleninazametveehemmiyetineişarettir.

Burada mütekellim-ivahdeile, ’damütekellim-imaalgayrzamirininzikirlerindenşöylebirişaretçıkıyorki:Cenâb-ıHakk’ınhalkveicadfiilindevasıtanınbulunmadığına,kelâm ve hitabında vasıtaların bulunduğuna işarettir. Bu nükteye delâlet eden başkaâyetlerdevardır.

Ezcümle 361 âyet-i kerîmesinde azamete delâlet eden zamîr-icem’i,vahiydevasıtanınbulunduğuna işaretolduğugibi, 362 ’demüfredhükmündeolanlafza-yıCelâl,mânâlarıilhametmektevasıtanınbulunmadığınaişarettir.

kelimesinin kelimesinetercihenzikri:

Melâikeninmedâr-ışüphevemûcib-iistifsarları,halkveicadfiilideğildir.Ziravücûd,hayr-ımahzdır.Halk,Allah’ınfiilidir;Allah’ınfiili,lâyüs’eldir.Ancakmelâikeyişüpheyedâvet eden ve istifsarlarına mûcip olan, ’dir. Yani, Cenâb-ı Hakk’ın, beşeri, arzıntamirinetahsisetmesidir.

’deki ’nin ’ya tercihi; beşerin yer üstünde olduğu, kelimesinin mânâsınamuvâfıkvemünasipiken,tercihen ’ninzikredilmesi,beşerinbirruhgibiarzıncesedinenefhvenüfuzettiğinevebeşerinölüpinkırazetmesiylearzınyıkılmasınaişarettir.

:Butâbir,arzın,insanlarınhayatınaelverişlişeraitihâizolmazdanevvelarzdaidraklibir mahlûkun bulunmuş olduğuna ve o mahlûkun hayatına, o zamandaki arzın evvelkivaziyetleri muvâfık ve müsait bulunduğuna işarettir. tâbirinin bu mânâya delâleti,mukteza-yıhikmettir.Ammameşhurolanmânâyanazaran,oidraklimahlûk,cinlerdenbir

Page 170: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

neviimiş;yaptıklarıfesattandolayıinsanlarilemübadeleedilmişlerdir.363 : Bu cümle, müste’nifedir. Bu isti’naftan anlaşılıyor ki, Cenâb-ı

Hakk’ın melâike ile olan hitabı, sâmii şöyle bir suale mecbur etmiştir ki: “Acaba,melâikelerkomşuluklarınagelecekinsanlarınasılkarşılayacaklardır?Hemonlarlaberaberolmayavekomşuolmayarızalarıvarmıdır?Hemfikirlerinedir?”

Kur’ân-ıKerîm, cümlesiyleosualicevaplandırmıştır.

Suâl: cümlesi, cümlesinecezaolduğunanazaran,aralarındalüzumlâzımdır.Hâlbukilüzumgörünmüyor?

Cevap:Melâikearzınmüekkelleribulunduklarıcihetlearz,onlarınidaresindeolur.Buitibarla, insanların arza halife kılınması hakkında melâikenin fikirlerini izhar etmeklüzumuvardır.

tâbirleri,mukavelevemuhavere şeklindemüşavereüslûbunu insanlaraöğretmekiçindir.YoksaCenâb-ıHak,müşaveredenmünezzehtir.

Melâikenin ileyaptıklarıistifhamdanmaksat, ’eitiraz, ’i inkâretmekdeğildir.Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın fiillerine itiraz etmeye ismetleri mânidir. Ancak ’in sebebimahfîolduğundan,taaccüplesebepvehikmetinisormuşlardır. tâbirindenanlaşılıyorki,insanınahvâli,vaziyetlerinetabiatıniktizasıdırvenedefıtratınicabıdır;ancakbircâilinca’liiledir.

Suâl: Mesafepekkısaolduğuhalde,ikinci ’nınzikrineneihtiyaçvardır?

Cevap:Birinci ilebeşerinbirruhgibiarzanüfuzetmesiylearzıihyaetmesine;ikinciise, beşerin fesadı dahi Azrail gibi arzın kalbine kadar pençesini sokup arzı imatesineişarettir.Demekbeşer, bir taraftan arzın şifası için bir ilâç iken, diğer taraftanölümünüintacedenbirzehirdir.

:Beşerdenkinayedir.Kinayenintasrihesebeb-i tercihi:Melâikeninmaksadı,beşerinşahsiyetiolmayıp,ancakkendilerinesakîl,ağırgelenbirmahlûkunAllah’aisyanetmesineişarettir.

:Fesadın“isyan”abedelzikri,isyanlarınınnizam-ıâleminfesadınasebepolacağınaişarettir. Devam ile teceddüdü ifade eden muzâri sîgasıyla fesadın zikredilmesi,melâikenin asıl istemedikleri ve inkâr ettikleri, ancak isyanlarının devamve istimrar ilevukuageleceğineaitolduğunaişarettir.Melâike,beşerinisyanlarınındevamveistimrarını,yaCenâb-ıHakk’ıni’lâmıylabilmişlerdirveyaLevh-iMahfuz’abakıpondanalmışlardırveyahutinsanlardakikuvve-igadabiyeveşeheviyedenanlamışlardır.

:Kuvve-işeheviyeilearzdafesathâsılolur;kuvve-igadabiyenintecavüzüylekatlvekıtâlemahalolur.Hâlbukiarz,takvâüzerinetesisedilmişbirmescidhükmündedir.

ise, fesat ile sefk gibi iki rezileyi birbirlerine atf ve cem eder. Çünkü fesat, sefk-i

Page 171: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

dimâyasebeptir.

’nin ’ye tercihenzikrindenanlaşılıyorki, sefk, zulmenyapılankatildir.Bu ise,fesadadahamünasiptir.Çünkükatlinifadeettiğimânâ,katlinmübahkısmınadaşâmildir:Cihaddaveyabircemaatikurtarmakiçinyapılankatillergibiki,bukatil,fesadamünasipolmaz.

:Sefkkelimesinindelâletettiğiırâka-yıdemdeki“dem”itekiddir.364:Beşerinca’lindekihikmetisoranmelâikeye,sankişöylebiritirazvârit

olmuştur:“BeşerinAllah’ayapacağı ibadetve takdis,O’nunca’linesebeb-ikâfigelmezmiki,ca’lininhikmetinisoruyorsunuz?”

İştevav-ıhâliyeilezikredilen cümlesi,güyaoitirazırefetmeyeişarettir.

:Maâsîdenmâsummelâikenincemaatlerindenkinâyedir.

Cümlenincümle-iismiyeşeklindezikredilmesi,tesbihinmelâikeyebirseciyeolduğunavemelâikenintesbihatamülâzımvemüdavimolduklarınaişarettir.

: “Bizler, bütün ibadetlerin Sana mahsus olduğunu kâinata ilân ve cenab-ıulûhiyetinelâyıkolmayanşeylerdenmünezzeholduğunaimanvebütünevsâf-ıazametvecelâlilemuttasıfolduğunaitikatediyoruz.”

:Bu ,yasıladır,birmânâyıifadeetmezveyata’lilvesebebiyetiçindir.

Birinci ihtimale göre takdirinde olur. Yani, “Seni takdis ve tathir ediyoruz.”demektir.

İkinci ihtimale nazaran, takdirinde olur. Yani, “Biz, nefislerimizi, fiillerimizigünahlardantemizlemekleberaber,kalblerimizimâsivândançeviriyoruz.”demektir.

Bu ise,ikirezileyicemvebirbirineatfeden ’deki ’ınaksineveinadınaolarak,biritakdis,diğeritesbih,ikifazileticemvebirbirineatfediyor.

365 : Bu cümle, melâikenin istifsarından sonra, “Acaba Cenâb-ı Hak,istifsarlarına nasıl cevap verdi ve taaccüplerini neyle izale etti? Ve beşerin onlaratercihindeki hikmet nedir?” diye sâmiin kalbine gelen suale icmalî bir cevaptır; tafsilisonragelecektir.

’deki tahkikiifadeetmekletereddütveşüpheyidefetmekiçindir.Buise,müsellemolmayannazarîhükümlerdeolur.HâlbukiburadaAllah’ın,halkınbilmediklerinibilmesimüsellem ve bedihî bir hükümdür; hâşâ, melâikenin bu hükümde tereddütleri yoktur.Binaenaleyh,buradabu Kur’ân-ıKerîm’inîcaziçinihtisarenicmâlettiğibirkaçcümleyeişarettir.

1.Beşerdekimaslahatlarvebeşerinhayr-ıkesîrenisbetenmefsedetleri, şerr-ikalîldir;şerr-ikalîliçinhayr-ıkesîriterketmek,hikmetemuhalifdir.

Page 172: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

2.Beşerinhilâfeteolansırr-ıliyâkati,melâikecemeçhul,Hâlık’çamalûmdur.

3.Beşerinonlaratercihhakkınıverenhikmet,melâikecemeçhuldür.

4. ’nin ifadeettiği tahkik,bazen sarihhükmedeğil, cümleninbirkaydından istifadeedilen zımnî bir hükme râci olur. Burada ’nin tahkiki, kaydından istifade edilenhükm-üzımnîye râcidir.Yani, “Sizler,muhakkakbilmiyorsunuz.”VekezâAllah’ın ilmilâzım,beşerinvücudumelzumdur.

Bu cümlede ilm-i ilâhinin vücuduna delâlet eden ’den, beşerin vücuda geleceğitebarüz eder. Çünkü ’nün delâletine göre, ilm-i ilâhî taalluk ve tahakkuk etmiştir.Öyleysebeşerinvücuduherhaldeolacaktır.

Melâikeyeverilenoicmalîcevabıntahkikihakkında âyetindenşöylebir izahatalınabilirki:Cenâb-ıHakk’ınef’âli,hikmetlerden,maslahatlardanhâlideğildir.Öyleysemevcudat, halkın malûmâtında münhasır değildir. Öyleyse melâikenin adem-i ilimleri,beşerinadem-ivücudunadelilolamaz.

Vekezâ,Cenâb-ıHak,hayr-ımahzolarakmelâikeyiyaratmıştır,şerr-imahzolarakdaşeytanı yaratmıştır, hayır ve şerden mahrum olarak behâim ve hayvanâtı halketmiştir.Hikmetiniktizasınagöre,hayırveşerrekâdirvecâmiolarakdördüncükısmıteşkiledenbeşerin yaratılması da lâzımdır ki; beşerin şeheviye ve gadabiye kuvvetleri, kuvve-iakliyesinemünkadvemağlûpolursa, beşer,mücahedesindendolayımelâikeye tefevvukeder.Aksihalde,hayvanâttandahaaşağıolur;çünküözrüyoktur.

355Bakarasûresi,2/30.

356“O,herşeyitastamamvehakkıylabilendir.”(Bakarasûresi,2/29)

357“Ben,yeryüzündebirhalifevarkılacağım.”(Bakarasûresi,2/30)

358 “Orada bozgunculuk çıkaracak ve haksız yere cana kıyıp kan dökecek birinimi var kılacaksın?” (Bakara sûresi,2/30)

359“Rabbinde:‘SizinbilmediğiniziBenbiliyorum.’diyeonlaracevapverdi.”(Bakarasûresi,2/30)

360“Düşünozamanıki,Rabbinmelâikeyehitaben…”(Bakarasûresi,2/30)

361 “(Ey Rasûlüm!) Biz sanaKitabı insanlar arasındaAllah’ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin diye, kendisindehiçbirşüpheolmayacakşekildevegerçeğintakendisiolarakindirdik.”(Nisâsûresi,4/105)

362“Allah’ınsanagösterdiğişekilde…”(Nisâsûresi,4/105)

363“(Melâikede:)‘Yerdefesatyapacak,kandökecekkimselerimiyaratacaksın?’dediler.”Bakarasûresi,2/30.

364“Oysabiz,Sen’i hamdinle tesbih ediyor (Sen’i bütünkemal sıfatlarınla anıpövüyor, bütünhamdinSanamahsusolduğunuvehertürlükusurdanveSanayaraşmayanhersıfattanvefiildenmünezzehbulunduğunudaimaikrarveilânediyor),ayrıca,mutlakkudsiyetiniizharla,kalblerimiziSen’denbaşkaherşeydençeviriyoruz.”(Bakarasûresi,2/30)

365“Rabbinde:‘SizinbilmediğiniziBenbiliyorum.’diyeonlaracevapverdi.”(Bakarasûresi,2/30)

Page 173: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

366

“Cenâb-ı Hak, bütün eşyanın isimlerini Âdem’e (aleyhisselâm) öğretti. Sonra o eşyayımelâikeye göstererek dedi ki: ‘Eğer iddianızda sadık iseniz, bunların isimlerini banasöyleyiniz.’Melâike, dediler ki: ‘Seni her nekâisten tenzih ve bütün sıfât-ı kemâliye ilemuttasıfolduğunuikrarederiz.Seninbizeöğrettiğinilimdenbaşkabirilmimizyoktur;herşeyibiliciveherkimseyeliyâkatinegöreilimveirfanihsanediciSen’sin.’Cenâb-ıHakdedi ki: ‘YâÂdem!Bunların isimlerini onlara söyle.’Vaktâ kiÂdem, isimlerini onlarasöyledi,Cenâb-ıHakdediki:‘SizedemedimmisemâvâtvearzıngaybınıbilirimvesizinÂdemhakkındalisanlaizharettiğinizivekalbengizlediğinizibilirim.’”

MukaddimeButâlim-iesmâmeselesi,yaHazretiÂdem’in(aleyhisselâm)melâikenininkârlarınakarşı

mu’cizesiolup,melâikeyiinkârdanikraraicbaretmiştir;yahutmelâikenin,hilâfetineitirazettikleri nev-i beşerin hilâfete liyâkatini melâikeye kabul ettirmek için izhar ettiği birmu’cizedir.

Eyarkadaş!HerşeyinKitab-ıMübîn’demevcutolduğunutasriheden 367

âyet-ikerîmesininhükmünegöre;Kur’ân-ıKerîm,zahirenvebâtınen,nassenvedelâleten,remzenveişareten,herzamandavücudagelmişveyagelecekherşeyiifadeediyor.Bunabinaen,gerekenbiyânınkıssavehikâyeleri,gerekmu’cizelerihakkındaKur’ân-ıKerîm’inişârâtından fehmettiğime göre,368(Hâşiye) mu’cizât-ı enbiyâdan iki gaye ve hikmet takipedilmiştir.

Birincisi:Nübüvvetlerinihalkatasdikvekabulettirmektir.

İkincisi: Terakkiyât-ı maddiye için lâzım olan örnekleri nev-i beşere göstererek, omu’cizelerin benzerlerini meydana getirmek için nev-i beşeri teşvik ve teşci etmektir.Sanki Kur’ân-ı Kerîm, enbiyânın kıssa ve hikâyeleriyle terakkiyâtın esaslarına,temellerineparmaklaişaretederek,“Eybeşer!Şugördüğünmu’cizeler,birtakımörnekvenumûnelerdir.Telâhuk-uefkârınızla,çalışmalarınızlaşuörneklerinemsâliniyapacaksınız”diyeihtaretmiştir.

Evet,mâzi,istikbalinaynasıdır;istikbaldevücudagelecekicatlar,mâzidekurulanesasve temeller üzerine bina edilir. Evet, şu terakkiyât-ı hâzıra, tamamıyla dinlerden alınanişaretlerden,vecizelerdenhâsılolanilhamlarüzerinevücudagelmişlerdir.Evet:

1.İlksaatvesefine,mu’cizeeliylebeşereverilmiştir.

2. Kâinatın ihtiva ettiği bütün nevilerin isimlerini, sıfatlarını, hâssalarını beyan

Page 174: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

zımnındabeşerintelâhuk-uefkârıylameydanagelenbinlercefünûnsayesinde, 369

âyetiyleişaretedilenHazretiÂdem’inmu’cizesinemazharolmuştur.

3.Bütünsanatlarınmedarıolandemirinyumuşatılıpkullanılmasısayesindeicadedilenbu kadar terakkiyâtla nev-i insan, 370 âyetiyle işaret edilen Hazreti Davud’unmu’cizesinemazhardır.

4.Yinetelâhuk-uefkârile,tayyaregibi,icadedilenterakkiyât-ıhavaiyesayesindenev-ibeşer 371 âyetiyle sürati beyan edilen Hazreti Süleyman’ın mu’cizesineyaklaşıyor.

5.Kıraç ve kumluyerlerden suları çıkartan santrifüj âleti, 372 âyetiyle işaretedilenHazretiMûsa’nın(aleyhisselâm)asâsındandersalmıştır.

6.Tecrübelersayesindevetelâhuk-uefkârilehusulegelenterakkiyât-ıtıbbiye,Hazretiİsa’nın(aleyhisselâm)mu’cizesininilhâmâtındandır.

Hakikaten şumu’cizelerlebu terakkiyât arasındapekbüyükmünasebetvemuvafakatvardır.Evet,dikkatedenadam,bilâ-tereddüt,omu’cizelerbuterakkiyâtabirermikyasvenumûnelerdirdiyehükmeder.

Vekezâ, 373 âyet-i kerîmesinin delâletine göre,Hazreti İbrahim ateşe atıldığızaman,ateşinhararetiburudeteinkılâpetmesi,beşerinkeşfettiğiyakıcıolmayanmertebe-inâriyeyeörnekveme’hazdir.

7. 374 âyet-i kerîmesinin –bir kavle göre– işaret ettiği gibi; Hazreti Yusuf’un(aleyhisselâm), Kenan’da bulunan babasının timsâlini görür görmez Züleyha’dan geriçekilmesivekervanlarıMısır’danavdetettiğindeHazretiYakub’un 375yani,“BenYusuf’un kokusunu alıyorum.” demesi ve bir ifritin Hazreti Süleyman’a “Gözünü açıpyummazdanevvelBelkıs’ıntahtınıgetiririm.”demesineişareteden 376âyet-ikerîmesi, pek uzak mesafelerden celb-i savt, suret vesaire gibi beşerin keşfettiği veyaedeceğiicâdâtanümûneveme’hazdirler.

8. “Hazreti Süleyman’a kuş dilini öğrettik.”mânâsında 377 olan âyet-i kerîme,beşerinkeşfiyatındanradyo,papağan,güvercingibiâlâtvehayvanlarınkonuşmalarınavemühimişlerdekullanılmasıname’hazdir.

Vehâkezâ,beşerinhenüzkeşfedemediğiçokmu’cizelervardır;istikbaldeyavaşyavaşkeşfinemuvaffakolur.

Buâyetinnazmındadahiemsâligibiüçvecihvardır:

BirinciVecihEvvelkiâyetleirtibatıdır.Şöyleki:

Page 175: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

1.İnsanınhilkatihakkındamelâikeninitirazlarına,evvelkiâyetteumumî,fehmikolay,iknaedicibircevapverilmiştir.Buâyetle,avâmvehavassıiknaedentafsilâtlıbircevapverilmiştir.

2.Evvelkiâyette,beşerinhilâfetmeselesitasrihedilmiştir.Buâyetteise,nev-ibeşerinmelâikeyekarşıgösterdiğimu’cizeile,dâvâ-yıhilâfetiisbatedilmiştir.

3. Evvelki âyette, beşerin melâikeye tereccuh etmesine işaret edilmiştir. Bu âyette,tereccuhununilletineişaretedilmiştir.

4. Beşerin arzda hilâfet-i kübrâya mazhar olmasına evvelki âyetle delâlet edilmiştir.Buradaise,bütüntecelliyatamazharbirnüsha-yıcâmiaolarakgösterilmiştir.Buda,ayrıayrıistidatlaramâlikveilimveistifadelerininyollarıçokolduğundandır.Evet,beşer,zahirve bâtın havas ve duygularıyla, bilhassa derinliğine nihayet olmayan vicdanıyla kâinatıihataetmişbirkabiliyettedir.

İkinciVecihCümlelerinbirbiriyleirtibatlarıdır.Şöyleki:

378 cümlesi, 379 cümlesinin mazmununu tahkik ve icmâlini tafsil veiphamınıtefsirdir.

Vekezâ,Cenâb-ıHakk’ın arzındabeşerinhalifeolması,Allah’ınhükümlerini icravekanunlarınıtatbiketmesiiçindir.Buise,tambirilmemütevakkıftır.

Vekezâ,birinciâyette,kelâmınsevkiyatıiktizasıncaşöylebirtakdirolacaktır:Âdem’ihalketti, tesviye etti, cesedine nefh-i ruh etti, terbiye etti, sonra esmâyı tâlim etti vehilâfetenamzetkıldı.SonravaktâkiÂdem’imelâikeyetercihetmeklerüçhanmeselesindeve hilâfet istihkakında ilm-i esmâ ile mümtaz kıldı; makamın iktizası üzerine, eşyayımelâikeye arz ve onlardan muarazayı talep etti; sonra melâike aczlerini hissetmekleCenâb-ıHakk’ınhikmetiniikrarettiler.Kur’ân-ıKerîm,bunaişareten,

380

dediktensonra, evvelceİblis’inenaniyetvekibrinekanarakyaptıklarıistifsardanpişmanolarak 381dediler.

Sonravaktâki istidatlarının adem-i camiiyetindendolayı,melâikenin aczi zahir oldu;makamıniktizasıüzerine,Âdem’iniktidarınınbeyanıicapettiki,muarazatamamolsun.Bununiçin, 382hitabıylaÂdem’efermanetti.

Sonra, vaktâ ki mesele tebeyyün etti ve hikmetin sırrı zahir oldu, geçen cevab-ıicmâlîninbutafsilâtaneticekılınmasımakamıniktizasındanolduğunabinaen,

Page 176: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

383

Yani,“Sizinketmettiğinizşeyibilirim.”

Şumukavelevemükâlemedenanlaşılıyorki,İblis’inenaniyeti,kibri,melâikeyesirayetetmiştirveyaptıklarıistifsara,birtâifeninitirazıdakarışmıştır.

ÜçüncüVecihCümlelerinheyetvenükteleri:

384 : Yani, Cenâb-ı Hak, Âdem’i (aleyhisselâm) bütün kemâlâtın mebâdisinitazammunedenâlibirfıtratlatasviretmiştirvebütünmaâlînintohumlarınamezraaolarakyüksek bir istidatla halketmiştir ve mevcudatı ihata eden ulvî bir vicdan ve ihatalı onduyguyla teçhiz etmiştir ve bu üç meziyet sayesinde, bütün hakâik-i eşyayı öğretmeyehazırlamıştır,sonrabütünesmâyıkendisineöğretmiştir.Demekbucümleninevvelindekişumukadderolanüçcümleyeişarettir.

:Bukelimeninihtiyaredilmesi,ilminulüvv-ükadrinevekadrininyüksekderecesinevehilâfetemihverolduğunaişarettir.

Ve kezâ, esmânın tevkîfine, yani Şâri tarafından bildirilmiş olduğuna remizdir. Zatenesmâilemüsemmeyâtarasındatakipedilenmünasebât-ıvaz’iye,bunuteyidediyor.

Ve kezâ, mu’cizenin vasıtasız Allah’ın fiili olduğuna îmâdır. Fakat felâsifeye göreharikalar,ervah-ıharikanınfiilidir.

: Hilâfeti irade edilen ve Âdem ismiyle tesmiye edilen küre-i arzın sahibi şahs-ımâhuddur.İsminintasrihi,teşrifveteşhiriiçindir.

:İsimvesıfatvehâsiyetgibieşyayıbirbirindenayırıptemyizvetayinedenalâmetvenişanlardır;yahutinsanlararasındamünkasımolanlugatlerdir.

:Arzedileneşyaolduğuhalde,zamirinesmâyarücûundan, isminayn-ımüsemmâolduğunakailolanEhl-iSünnet’inmezhebineişarettir.

:Âdem’inmelâikedencihet-i imtiyazıvemelâikeninmuarazadan sebepvemedar-ıaczi,esmânınheyet-imecmuasıolduğunaişarettir.Yoksaesmânınbirkısmını,belkikısm-ıâzamınımeleklerdebilirler.

385

:Terâhîvebu’d-umesafeyi ifadeettiğicihetle,şöylebir takdire işarettir.Yani,“Âdemsizdendahakerîmvehilâfetedahamüstehakvelâyıktır.”

:Müşterilere gösterilmek üzere kumaş toplarının açılıp arz edildiği gibi, eşyanınenvâıdabastedilerekenzar-ımelâikeyegösterilmiştir.Butâbirdenşöylebirişaretçıkıyorki: Mevcudat, müdrik ve âlimin malıdır. İlim ile alır, isimle ahzeder, suretlerinin

Page 177: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

temessülüyletemellükeder.

:Müzekkerveâkıllarcemaatindenkinayedir.Buradamüzekkerinmüenneseveâkılıngayr-i âkıla tağlib ve teşmiliyle, mecazen envâ-ı eşyaya ircâ edilmiştir. Bu itibarla,kelimesinde birmecaz, iki tağlib vardır. Bumecaz ile o tağlibleri icbar eden esbap,kelimesininişaretettiğiüslûptur.Çünkümelâikeyeenvâ-ıeşyanınarzı,mânevîbirresm-igeçit manzarasını andırıyor. Malûm ya, resm-i geçitleri yapan, müzekker ve âkılinsanlardır. Bunun için, burada iki tağlibe ve dolayısıyla bir mecaza mecburiyet hâsılolmuştur.

:Arzedileninlevh-iâlâdanakşedilensûretlerolduğunaişarettir.Hâşiye)387)386

388

Allah’ın avn ü inayetiyle; ümidimin, iktidarımın fevkinde şu tercümeyi iyi-kötü yaptım.Noksanları çoktur,Müellifçe ıslahları lâzımdır.Zatenonunhimmetiylebukadarını ancakyapabildim.Yoksa,nazm-ıKur’ân’dakiîcazlıolani’câzı,kısavevecizolarakbeyanedenbutefsirisönük,körbirfikirletercümeetmek,Abdülmecid’inişideğildir.Yineonunfart-ışefkatindenhimmetiyetişti,ikmâlinemuvaffakoldum.

MüellifinküçükkardeşiveNurtalebesi

Abdülmecid366Bakarasûresi,2/31-33.

367“Yaşvekuruhiçbirşeyyokturkiaçık,netbirkitaptabulunmasın.”(En’âmsûresi,6/59)

368(Hâşiye)EğerMüellifin,tenzilinnazmındançıkardığıletâifteşüphenvarsa,benderimki,İbnü’l-Fârıdkitabındantefe’ülederkenşubeyitçıktı:

*1

Habib*1SankiKirâmenkâtibîn,yazılıbirsayfayıonunkalbineilhâmediyordu.

369“VeAllah,Âdem’ebütünisimleriöğretti.”(Bakarasûresi,2/31)

370“Ayrıcademirionayumuşattık(demirişekillendirmekudretiverdik).”(Sebesûresi,34/10)

371 “(Rüzgârı daSüleyman’ın hizmetine sunduk;) o, sabah (herkesin normalde) bir ayda ulaştığı birmesafeye kadargider,aynışekildeakşamdayinebiraylıkmesafeyikatederekdönerdi.”(Sebesûresi,34/12)

372“Asânlataşavur!”(A’râfsûresi,7/160)

373“Eyateş!İbrahim’ekarşıserinveselâmetol!”(Enbiyâsûresi,21/69)

374“(Yusuf’tadaonakarşıbirmeyiluyanabilirdi,)fakato,(iffetvedoğrudavranışkonusunda)Rabbisininaçıkvekesindelilinigörmüştü(vehanımdankurtulmanınhesaplarınıyapıyordu.)”(Yûsufsûresi,12/24)

375Yûsufsûresi,12/94.

376“Ben,onusanadahagözünükırpmadangetiririm!”(Nemlsûresi,27/40)

377“(SüleymanDâvud’avarisolduve)‘Eyinsanlar,bizekuşlarındiliöğretildi.’(dedi).”(Nemlsûresi,27/16)

378“VeAllah,Âdem’ebütünisimleriöğretti.”(Bakarasûresi,2/31)

379 “(Eşya ve ahkâm sizinmalûmâtınızla sınırlı değildir.) Sizin bilmediğiniz o kadar çok şey vardır ki, Ben onlarınhepsinibilirim.(Yeryüzündebirhalifevarkılmairademleilgilielbettepekçokhikmetlersözkonusudurvedolayısıylayeryüzündebirhalifevarolacaktır).”(Bakarasûresi,2/30)

Page 178: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

380 “(Allah, yeryüzünün halifesi olarak tayin buyurduğu) Âdem’e, (bu misyonu sebebiyle melekler dahil bütünyaratılmışlar üstündeki mevkiinin bir alâmeti, aynı zamanda söz konusu vazifesini yerine getirebilmesinin vasıtasıolarak) bütün isimleri öğretti. Sonra, (isimleriÂdem’e öğretilen) bütün nesneleri, (insanın genelmanadameleklereüstünlüğünüveyaratılıpyeryüzünehalifekılınışındakihikmetibildirmek için) isimleriylebirliktemeleklere takdimbuyurdu da, “Haydi, (Bana Ulûhiyet, Rubûbiyet ve Mâbûdiyetime tam yakışır ibadet, tesbih, takdis sözünüz veyeryüzünde hilâfetin manasını idrakiniz) tam yerinde ve gerektiği gibi ise, Bana bütün bu nesneleri isimleriylebildirin!”diyeemretti.”(Bakarasûresi,2/31)

381“Sübhansın yâRab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki?Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetleyapansensin.”(Bakarasûresi,2/32)

382“(İnsanıngenelmanadameleklereolanüstünlüğünüdahabirtebarüzettirmekiçinAllah,)“EyÂdem!Şunesnelerionlaraisimleriylebildir!”diyeemretti.”(Bakarasûresi,2/33)

383“Bensize,göklerveyer (yaratılışları,yaratılışlarındakihikmet,dünleri,bugünleriveyarınları adına)ne saklıyor,(onlarda sizevebaşkalarına)gizli ne sırlar varsaBenhepsini bilirim; siz neyi açığavuruyor, neyi de içinizdegizlitutmaktaisenizonlarıdabilirimdemedimmi?”buyurdu.”(Bakarasûresi,2/33)

384“VeAllah,Âdem’ebütünisimleriöğretti.”(Bakarasûresi,2/31)

385 “(Allah, yeryüzünün halifesi olarak tayin buyurduğu) Âdem’e, (bu misyonu sebebiyle melekler dahil bütünyaratılmışlar üstündeki mevkiinin bir alâmeti, aynı zamanda söz konusu vazifesini yerine getirebilmesinin vasıtasıolarak) bütün isimleri öğretti. Sonra, (isimleriÂdem’e öğretilen) bütün nesneleri, (insanın genelmanadameleklereüstünlüğünüveyaratılıpyeryüzünehalifekılınışındakihikmetibildirmek için) isimleriylebirliktemeleklere takdimbuyurdu da, “Haydi, (Bana Ulûhiyet, Rubûbiyet ve Mâbûdiyetime tam yakışır ibadet, tesbih, takdis sözünüz veyeryüzünde hilâfetin manasını idrakiniz) tam yerinde ve gerektiği gibi ise, Bana bütün bu nesneleri isimleriylebildirin!”diyeemretti.”(Bakarasûresi,2/31)

386“Sübhansın yâRab! Senin bize bildirdiğinden başka ne bilebiliriz ki?Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetleyapansensin.”(Bakarasûresi,2/32)

387 (Hâşiye) İntihabım olmayarak, ihtiyarsız bir tarzda, âdeta umum Sözlerin ve Mektupların âhirlerinde şu âyetbanasöylettirilmiş.Şimdianladımki,tefsirimde,şuâyetlehitambuluyor.Demek,inşallah,

bütünSözler,hakikîbirtefsirveşuâyetinbahrindenbirercetveldir.Ennihayet,yineodenizedökülüyorlar.Şutefsirinhitamında, güya her Söz, mânen şu âyetten başlıyor. Demek, o zamandan beri, yirmi senedir daha şu âyeti tefsirediyorum;bitiremedimkitefsirinikincicildiniyazayım.

SaidNursî

388“Onlarınduaları‘HamdâlemlerinRabbiAllah’amahsustur.’diyesonaerer.”(Yûnussûresi,10/10)

Page 179: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

EcnebîFilozoflarınKur’ân’ıTasdiklerineDairŞehadetleriBufilozoflarınKur’ânhakkındakisenâlarınınbirhülâsasıküçükTarihçe-iHayat’taveNurÇeşmesi

Mecmuası’ndayazılmıştır.

SanaMuasırBirVücûdOlamadığımdanMüteessirim,EyMuhammed(aleyhissalâtüvesselâm)

PrensBismark’ınBeyanatı:

Muhtelif devirlerde, beşeriyeti idare etmek için taraf-ı lâhutîden geldiği iddia olunanbütünmünzel semâvîkitapları tamveetrafıyla tetkikettimsede, tahrifolundukları için,hiçbirisindearadığımhikmetvetamisabetigöremedim.Bukanunlardeğilbircemiyet,birhanehalkınınsaadetinibileteminedecekmahiyettenpekuzaktır.LâkinMuhammedîlerin(aleyhissalâtüvesselâm)Kur’ân’ı,bukayıttanâzâdedir.Ben,Kur’ân’ıhercihettentetkikettim,her kelimesinde büyük hikmetler gördüm. Muhammedîlerin (aleyhissalâtü vesselâm)

düşmanları, bu kitap Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) zâde-i tab’ı olduğunu iddiaediyorlarsada,enmükemmel,hattaenmütekâmilbirdimağdanböyleharikanınzuhurunuiddiaetmek,hakikatleregözkapayarakkinvegarazaâletolmakmânâsınıifadeederki,buda ilim ve hikmetle kabil-i telif değildir. Ben şunu iddia ediyorum ki, Muhammed(aleyhissalâtüvesselâm)mümtazbirkuvvettir.Destgâh-ıkudretinböyleikincibirvücuduimkânsahasınagetirmesiihtimaldenuzaktır.

Sanamuasırbirvücûdolamadığımdandolayımüteessirim, eyMuhammed (aleyhissalâtüvesselâm)!Muallimivenâşiriolduğunbukitap,Senindeğildir;olâhutîdir.Bukitabınlahutîolduğunuinkâretmek,mevzuilimlerinbutlanınıilerisürmekkadargülünçtür.Bununiçin,beşeriyetSenin gibimümtazbir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir.Ben,huzur-umehabetindekemâl-ihürmetleeğilirim.

PrensBismark

Page 180: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

EnTemizveEnDoğruDin,MüslümanlıktırMeşhurmuharrir,müsteşrik,edebiyat-ıArabiyemütehassısıveKur’ân-ıKerîm’inmütercimiDoktorMaurice

(Moris)şöylediyor:

BizansHıristiyanlarını, içinedüştükleribâtıl itikatlargirîvesinden,ancakArabistan’ınHiraDağındayükselenseskurtarabilmiştir.İlâhîkelimeyienulvîmakamayükseltenses,busesidi.FakatRumlarbusesidinleyememişlerdi.Buses,insanlaraentemizveendoğrudini tâlimediyordu.Oyüksekdinki,onunhakkında,GundöFireyHesingibimuhakkikbirfâzıl,şusözleripekhaklıolaraksöylüyor:“Budindemukaddessular,şâyân-ıteberrükeşya, esnâm ve azizler, yahut a’mâl-i sâlihadanmücerred imanımüfit tanıyan akideler,yahut sekerât-ımevt esnasında nedametin bir fayda vereceğini ifade eden sözler, yahutbaşkaları tarafından vuku bulacak dua ve niyazların günahkârları kurtaracağına dairifadeleriyoktur.Çünkübugibiakideler,onlarıkabuledenlerialçaltmıştır.”

ZamanlarGeçtikçe,Kur’ân’ınUlvîSırlarıİnkişafEdiyor

Doktor Maurice, Le Parler Française Roman (Löparle Franses Roman) unvanlıgazetede, Kur’ân’ın Fransızca mütercimlerinden Selman Runah’ın tenkidâtına verdiğicevaptadiyorki:

Kur’ânnedir?Hertenkidinfevkindebirfesahatvebelâgatmu’cizesidir.Kur’ân’ın,350milyonmüslüman’ıngöğsünühaklıbirgururlakabartanmeziyeti,onun,hermânâyıhüsn-üifadeetmesiitibarıyla,münzelkitaplarınenmükemmeliveezelîolmasıdır.Hayır,dahailerigidebiliriz:

Kur’ân, kudret-i ezeliyenin, inâyet ile insana bahşettiği kütüb-ü semâviyenin engüzelidir. Beşeriyetin refahı nokta-yı nazarındanKur’ân’ın beyanatı, Yunan felsefesininifâdâtından pek ziyade ulvîdir. Kur’ân, arz ve semânın Hâlık’ına hamd ve şükranladoludur.Kur’ân’ınherkelimesi,herşeyiyaratanveherşeyihâizolduğukabiliyetegöresevkveirşadedenZât-ıKibriya’nınazametindemündemiçtir.

Edebiyatla alâkadar olanlar için,Kur’ân, bir kitab-ı edeptir. Lisanmütehassısları içinKur’ân,birelfazhazinesidir.Şâirler içinKur’ân,birâhenkmenbaıdır.Bundanbaşkabukitap,ahkâmvefıkıhnamınabirmuhit-imaariftir.

Davud’un (aleyhisselâm) zamanından, JanTalmus’undevrinekadargönderilenkitaplarınhiçbiri, Kur’ân-ı Kerîm’in âyetleriyle muvaffakiyetli bir şekilde rekabet edememiştir.Bundandolayıdırki,müslümanlarınyükseksınıfları,hayatınhakikatinikavramaknokta-yınazarındannekadartenevvürederlerse,odereceKur’ânilealâkadaroluyorlarveonaokadartâzimvehürmetgösteriyorlar.

Page 181: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Müslümanların Kur’ân’a hürmetleri daima tezayüd etmektedir. İslâm muharrirleri,Kur’ân âyetlerini iktibasla yazılarını süslerler ve o yazılar o âyetlerdenmülhemolurlar.Müslümanlar,tahsilveterbiyeitibarıylayükseldikçe,fikirlerinionisbetteKur’ân’aistinatettiriyorlar. Müslümanlar, kitaplarına âşıktırlar ve onu, kalblerinin bütün samimiyetiylemukaddes tanırlar. Hâlbuki, kütüb-ü ilâhiyeye nâil olan diğer milletler, ne kitaplarınaehemmiyetverirlervenedeonlarahürmetgösterirler.

MüslümanlarınKur’ân’ahürmetlerininsebebi,bukitappâyidaroldukça,başkabirdinîrehberearz-ı ihtiyaçetmeyeceklerini anlamalarıdır.Filhakika,Kur’ân’ın fesahat,belâgatve nezahet itibarıyla mümtaziyeti, müslümanları başka belâgat aramaktan varestekılmaktadır.EdebîdehâlarınveyüksekşâirlerinKur’ânhuzurundaeğildikleribirvâkıadır.Kur’ân’ın her gün daha fazla tecelli etmekte olan güzellikleri, her gün daha fazlaanlaşılan, fakat bitmeyen esrarı, şiir ve nesirde üstad olan müslümanları, üslûbununnezahetveulviyetihuzurundadizçökmeyemecburetmektedir.Müslümanlar,Kur’ân’ıtârûz-uhaşrekadarpâyidarkalacakkıymetbiçilmezbirhazineaddeylerlerveonunlapekhaklıolarak iftiharederler.Müslümanlar,Kur’ân’ı, en fasih sözlerle,en rakikmânâlarlacoşanbirnehrebenzetirler.

Şayet Monsieur Renaud (Mösyö Reno) İslâm âlemiyle temas etmek fırsatını eldeedecek olursa,münevver ve terbiyelimüslümanların,Kur’ân’a karşı en yüksek hürmetiperverde ettiklerini ve onun evamir-i ahlâkiyesine fevkalâde riayetkâr olduklarını vebununharicineçıkmamayagayretettiklerinigörürdü.

Yeni nesiller ve asrî mekteplerin mezunları da, Kur’ân’a ve müslümanlığa karşımüstehziyânebircümlenin sarfına tahammületmemektedirler.ÇünküKur’ân, iki sıfatlabuehliyetihâizdir.

Bunların birincisi: Bugün ellerde tedavül eden Kur’ân’ın Hazreti Muhammed’e(aleyhissalâtü vesselâm)vahyolunankitabınaynıolmasıdır.Hâlbuki, İncil ileTevrathakkındabirçokşüphelerilerisürülmektedir.

İkincisi:Müslümanlar,Kur’ân’ı,Arapça’nınenkuvvetlimuhafızıveesasat-ıdiniyeninamelîbirmahiyetalmasınınenkuvvetlimenbaıtelâkkiederler.

Binaenaleyh, Monsieur Renaud (Mösyö Reno) eserini tashih edecek olursa, butercümesiyle,insanlarıtenvirhususundainsanlığabüyükbirmuavenettebulunurvebâtılitikatlarınhudutlarınıtarumaretmeyehâdimolur.

DoktorMaurice

(NurÇeşmesi’ndeveRisale-iNur’dayazılanbunevifilozoflardankırkaltıncısıdır.)

Zât-ıKibriyaHakkındakiÂyetlerin

Page 182: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

UlviyetiveKur’ân’ınKudsîNezahetiMister John Davenport, “Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) ve Kur’ân-ı

Kerîm”unvanlıeserindeKur’ân-ıKerîm’denbahsederkenşusözlerisöylüyor:

Kur’ân’ınsayısızhususiyetleriiçindebilhassaikisifevkalâdemühimdir.

1. Zât-ı Kibriya’yı ifade eden âyâtın âhengindeki ulviyettir. Kur’ân-ı Kerîm, beşerîzaaflardanherhangibirisiniZât-ıKibriya’yaisnattanmünezzehtir.

2.Kur’ân,başındansonunakadar,gayr-ibeliğ,gayr-iahlâkî,yahut terbiyeyemuhaliffikirlerden,cümlelerdenvehikâyelerdentamamenmünezzehtir.

Hâlbuki bütün bu nakîsalar,Hıristiyanların ellerindekimuharrefKitab-ıMukaddes’temebzuliyetlevardır.

JohnDavenport

Kur’ân,SerapaSamimiyetveHakkaniyetleDoludurCarlyle(Karlayl)şöylediyor:

Kur’ân’ı bir kere dikkatle okursanız, onun hususiyetlerini izhara başladığınıgörürsünüz. Kur’ân’ın güzelliği, diğer bütün edebî eserlerin güzelliklerinden kabil-itemyizdir.Kur’ân’ınbaşlıcahususiyetlerindenbiri,onunasliyetidir.

Benim fikir ve kanaatime göre,Kur’ân, serapa samimiyet ve hakkaniyet ile doludur.HazretiMuhammed’in(aleyhissalâtüvesselâm)cihanatebliğettiğidavet,hakvehakikattir.

Carlyle

Müslümanlık,TecessüdveTeslisAkîdesiniReddederİngiltere’ninenmeşhurveenbüyükmüverrihlerindenEdwardGibbon(EdvırdGibın)

“Romaİmparatorluğu’nunİnhitatveSukutu”adlıeserindeşöylediyor:

Ganj Nehri ile, Bahr-i Muhit-i Atlasî (Atlas Okyanusu) arasındaki memleketler,Kur’ân’ı, bir kanun-u esasî ve teşriî hayatın ruhu olarak tanımışlardır. Kur’ân’ınnazarında,satvetlibirhükümdarla,zavallıbirfakirarasındafarkyoktur.Kur’ân,bugibiesaslarüzerindeöylebirteşrîvücudagetirmiştirki,dünyadabirnazîriyoktur.

Müslümanlığınesasatı,teslisiyetveAllah’ıntecessüdiyetinivevahdet-ivücûdakidesinireddetmektedir. Bu mutasavvifâne akideler üç kuvvetli ulûhiyetin mevcudiyetini veMesih’in, Allah’ın oğlu –hâşâ– olduğunu öğretmektedir. Fakat bu akideler, ancakmutaassıp Hıristiyanları tatmin edebilir. Hâlbuki Kur’ân, bu gibi karışıklıklardan,

Page 183: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

iphamlardanâzâdedir.

Kur’ân, Allah’ın birliğine en kuvvetli delildir. Filozofane bir dimağa mâlik olan birmuvahhid,İslâmiyet’innokta-yınazarınıkabuletmektehiçtereddütetmez.Müslümanlık,belkibugünküinkişaf-ıfikrimizinseviyesindendahayüksekbirdindir.

EdwardGibbon

Hâlık’ınHukukuylaMahlûkatınHukukunuEnMükemmelSuretteAncakMüslümanlıkTarifEtmiştirKur’ân’ın telkin ve Hazreti Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) tebliğ ettiği esâsâttan

mükemmel bir ahlâk mecellesi vücut bulur. Esasat-ı Kur’âniye’nin muhtelifmemleketlerdeinsanlığaettiği iyiliğiveettiktensonradaAllah’atakarrubetmekisteyeninsanlarıCenâb-ıHakk’araptettiğiniinkâretmekmümkündeğildir.

Hâlık’ın hukuku ilemahlûkun hukuku, ancakmüslümanlık tarafındanmükemmel birsurette tarif olunmuştur. Bunu yalnızmüslümanlar değil,Hıristiyanlar da,Mûseviler deitirafediyorlar.

MarmadukePickthall

Kur’ânİleKavanîn-iTabiiyeArasındaTamBirÂhenkVardır

Yeni keşfiyatın veyahut ilimve irfanınyardımıyla hallolunan, yahut hallineuğraşılanmesail arasında bir mesele yoktur ki İslâmiyet’in esasâtıyla taarruz etsin. Bizim,Hıristiyanlığı, kavanîn-i tabiiye ile telif için sarfettiğimiz mesaiye mukabil, Kur’ân-ıKerîm ve Kur’ân’ın tâlimiyle kavanîn-i tabiiye arasında tam bir âhenk görülmektedir.Kur’ân,herhürmeteşâyânolaneserdir.

Levazaune(Lövazon)

Kur’ân,BütünİyilikveFaziletEsaslarınıMuhtevidir;İnsanı,HerTürlüDalâletlerdenKorur

Kur’ân, insanlara hukukullahı tanıtmış, mahlûkatın Hâlık’tan ne bekleyeceğini,mahlûkatınHâlık’lamünâsebâtınıensarihşekildeöğretmiştir.Kur’ân,ahlâkvefelsefeninbütün esasatını câmidir. Fazilet ve rezilet, hayır ve şer, eşyanın mahiyet-i hakikiyesi,hülâsahermevzuKur’ân’daifadeolunmuştur.Hikmetvefelsefeninesasıolanadaletvemüsavâtı öğreten ve başkalarına iyilik etmeyi, faziletkâr olmayı talim eden esaslar,

Page 184: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

bunlarınhepsiKur’ân’davardır.Kur’ân,insanıiktisatveitidalesevkeder,dalâlettenkorur,ahlâkî zaafların karanlığından çıkarır, teâli-i ahlâk nuruna ulaştırır, insanın kusurlarını,hatalarınıi’tilâvekemâlekalbeyler.

MüsteşrikSedio

Kur’ân,ÖyleBirPeygamberSesidirKi,OnuBütünDünyaDinleyebilir.

BuSesinAksi,Saraylarda,Çöllerde,Şehirlerde,DevletlerdeÇınlar

Kur’ân şiirmidir?Değildir. Fakat onun şiir olup olmadığını tefrik etmekmüşküldür.Kur’ân,şiirdendahayüksekbirşeydir.Maamafih,Kur’ânnetarihtir,netercüme-ihaldir,ne de İsa’nın (aleyhisselâm) dağda îrad ettiği mev’ize gibi bir mecmua-yı eş’ardır. HattaKur’ân, ne Buda’nın telkinatı gibi bir mâba’de’t-tabîiyye, yahut mantık kitabı, ne deEflâtun’unherkeseîradettiğinasihatlergibidir.

Bu,birPeygamber’insesidir.Öylebir seski,onu,bütündünyadinleyebilir.Busesinaksi,saraylarda,çöllerde,şehirlerde,devletlerdeçınlar!..Busesintebliğettiğidin,evvelânâşirlerinibulmuş,sonrateceddüt-perverveîmaredicibirkuvvetşeklindetecellietmiştir.Bu sayededir ki, Yunanistan ile Asya’nın birleşen ışığı, Avrupa’nın zulümat-âbad olankaranlıklarınıyarmışvebuhâdise,Hıristiyanlığınenkaranlıkdevirleriniyaşadığızamanvukubulmuştur.

Dr.Johnson

Kur’ân’ınCihanşümûlHakikati:Kur’ân,Allah’ınBirliğineİnanmak

Hakikat-iKübrâsınıİlânEderİngilizce-Arapça, Arapça-ingilizce lugatlerin muharriri Doktor City Youngest (Siti

Yangest)Kur’ânhakkındaşusözlerisöylüyor:

Kur’ân, insanların yed-i istifadesine geçen eserlerin en büyüklerinden biridir.Kur’ân’da, büyükbir insanın hayal ve seciyesi, en vâzıh şekilde görülmektedir.Carlyle“Kur’ân’ın ulviyeti, onun cihan-şümûl hakikatindedir.” dediği zaman, şüphesiz, doğrusöylemişti.

Muhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) doğruluğu, faaliyeti, hakikati taharride samimiyeti,sarsılmayan azmi, imanı, kendisini dinlemek istemeyenlere ezelî hakikati dinletmekyolundaki sebatı, bana kalırsa, onun, o cesur ve azimkâr Peygamber’in hâtem-i risalet

Page 185: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

olduğununenkat’îveenemindelilleridir.

Kur’ân,akaidveahlâkın,insanlarahidayetvehayattamuvaffakiyetteminedenesasatınmükemmelmecellesidir.Bütünbuesasatınüssü’l-esası,âleminbütünmukadderatınıyed-ikudretindetutanZât-ıKibriya’yaimandır.

Allah’ın birliğine iman etmek hakikat-i kübrâsını ilân ediyorken, Kur’ân, lisân-ıbelâgatın en yükseğine ve nezahetin şâhikasına varır. Kur’ân, Allah’ın iradesine itaati,Allah’aisyanınneticeleriniizahederken,insanlarınmuhayyilesinielektrikleyenenseyyâllisanı kullanır. Resûl-i Kibriya’ya teselli vermek ve onu teşvik etmek, yahut halkı sairpeygamberlerin (aleyhimüsselâm) ahvâliyle, milletlerinin âkıbetiyle korkutmak icap ettiğizaman,Kur’ân’ınlisanı,enkat’îciddiyetialmaktadır.

MademkiKur’ân’ınbirbirinedüşmankabileleri,yekdiğeriylemücadeleedenunsurlarıderli toplu bir millet haline getirdiğini, onları eski fikirlerinden daha ileri bir seviyeyeyükselttiğini görüyoruz; o halde, belâgat-ı Kur’âniye’nin mükemmeliyetinehükmetmeliyiz. Çünkü Kur’ân’ın bu belâgatı, vahşî kabileleri medenî bir millet halinegetirmiş,dünyanıneskitarihineyenibirkuvvetilâveetmiştir.Zamanvemekânitibarıylabirbirinden çok uzak oldukları gibi, fikrî inkişaf itibarıyla da birbirinden çok farklıinsanlaraharikulâdebirhassasiyetilhamedenvemuhalefetihayreteveistihsanakalbedenKur’ân,enşâyan-ıhayretesertanınmayalâyıktır.Kur’ân,beşerinmukadderatıylameşgulâlimleriçintetebbuaşayanenfaydalımevzusayılır.

DoktorCityYoungest

Kur’ân’ınLisanı,NezahetveBelâgatİtibarıylaNazirsizdir.Kur’ân,BizatihîMuhteşemBirMu’cizedir

Kur’ân’ınmutaassıpmünekkidivemütercimiCorselle(Korsel)diyorki:

Kur’ân,Arapça’nın enmükemmel ve pekmevsukbir eseridir.Müslümanların itikadıveçhile bir insan kalemi, bu i’câzkâr eseri vücuda getiremez.Kur’ân, bizatihî daimî birmu’cizedir; hem öyle birmu’cize ki, ölüleri diriltmekten daha yüksektir. Bumukaddeskitabın ta kendisi, menşeinin semâvî olduğunu isbata kâfidir. Muhammed (aleyhissalâtüvesselâm),bumu’cizeyeistinaden,birpeygamberolaraktanınmasınıistemiştir.Arabistan’ınçıplakvekısırçölleriniaydınlatan, şairvehatipleremeydanokuyanKur’ân,birâyetinebirnazire istemiş;hiçbirkimsebu tahaddîyekarşıgelememişti.Buradayalnızbirmisalirad ederek, bütün büyük adamların Kur’ân’ın belâgatına baş eğdiklerini göstermekisterim.

HazretiMuhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) zamanında, Arabistan şâirlerinin şehriyarı,şair Lebid idi. Lebid, muallâkattan birinin nâzımıdır. O zaman putperest olan Lebid,

Page 186: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Kur’ân’ın belâgatı karşısında lâl kalmış, bu belâgatı en güzel sözlerle ifade etmişti.Kur’ân’ın belâgatı karşısında hayran kalan Lebid,müslümanlığı kabul etmiş,Kur’ân’ınancakbirPeygamberlisanındanduyulacağınısöylemiştir.

Kur’ân’ın lisanı, beliğ ve harikulâde seyyâldir. Cenâb-ı Hakk’ın şan ve celâletini,azamet sıfatlarını ifade eden âyetlerin ekserîsi, müstesna bir güzelliği hâizdir. Kur’ân’ıbîtarafane tercümeye gayret ettimse de, kârilerim, Kur’ân’ın metnini sadakatkârâne birifadeyemuvaffak olamadığımı göreceklerdir.Bu kusuruma rağmen, kâriler tercümemdebahismevzuuettiğimmuhteşemâyetlerinbirçoklarınıokuyacaklardır.

Corselle

Kur’ân,BeşeriyeteİlâhîBirLütuftur.Kur’ân,MuzafferCumhuriyetlerMeydanaGetirmiştirKur’ânâyetlerininüzûltarihinegöretercümevetertipedenİngiltere’ninenmutaassıp

papazlarındanRodwell(Radvel),şuhakikatleriitirafediyor:

Kur’ân,Arabistan’ınbasitbedevîleriniöylebiristihaleyeuğratmıştırki,bunlarınâdetameşhurolduklarını zannedersiniz.Hıristiyanların telâkkisinegöreKur’ân’ınnâzil olmuşbirkitapolduğunusöyleyecekolsakbile,Kur’ânputperestliğiimha;Allah’ınvahdâniyetakîdesinitesis;cinlere,perilere,taşlaraibadetiilga;çocuklarıdiridirigömmekgibivahşiâdetleri389 izale; bütünhurafeleri istîsal; taaddüd-ü zevcatı tahdit ile, bütünAraplar içinilâhîlütufvenimetolmuştur.

Kur’ânbütünkâinatıyaratan,gizliveâşikârherşeyibilenKadîr-iMutlaksıfatıylaZât-ıKibriya’yı takdis ve tebcil ettiğinden, her sitâyişe şayandır. Kur’ân’ın ifadesi veciz vemücmel olmakla beraber, en derin hakikati, en kuvvetli vemülhemhikmeti takrir edenelfaz ile söylemiştir. Kur’ân, devamlı memleketler değilse de, muzaffer cumhuriyetlervücuda getirmeye hâdim olacak esasları muhtevi olduğunu isbat etmiştir. Kur’ân’ınesaslarıyladırki,fakrvesefaletleriancakcehaletleriylekabil-ikıyasolan,susuzveçıplakbiryarımadanın sekenesi, yenibirdininhararetli ve samimî sâlikleri olmuşlar, devletlerkurmuşlar,şehirlerinşâetmişlerdir.Filhakikamüslümanlarınheybetidirki,Füstat,Bağdat,Kurtuba,Delhi,bütünHıristiyanAvrupa’yıtitretenbirazametvehaşmetihrazetmişlerdir.

Rodwell

Müslümanlık,DünyanınKıvamıOlanBirDindir;CihanMedeniyetininİstinadEttiğiTemelleriMuhtevidirFransa’nınenmarufmüsteşriklerindenGastonCare(GastonKar),1913senesindeLe

Page 187: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Figaro Gazetesinde, yeryüzünden müslümanlık kalkacak olursa, müsalemetinmuhafazasına imkân olup olmadığı hakkında makaleler silsilesi yazmış ve o zaman bumakalelerŞarkgazeteleritarafındantercümeolunmuştu.Fransızmüsteşrikidiyorki:

Yüzmilyonlarca insanın dini olanmüslümanlık, bütün sâliklerine nazaran, dünyanınkıvamıolanbirdindir.BuaklîdininmenbaıvedüsturuolanKur’ân,cihanmedeniyetininistinad ettiği temelleri muhtevidir. O kadar ki, bu medeniyetin, İslâmiyet tarafındanneşrolunanesaslarınimtizacındanvücutbulduğunusöyleyebiliriz.

Filhakika,buâlîdin,Avrupa’ya,dünyanınimarkârâneinkişafıiçinlâzımolanenesaslıkaynakları temin etmiştir. İslâmiyet’in bu fâikiyetini teslim ederek, ona medyunolduğumuz şükranı tanımıyorsak da, hakikatin bu merkezde olduğunda şek ve şüpheyoktur.

Fransız muharriri, daha sonra, Kur’ân’ın umumî müsalemeti muhafaza hususundakihizmetinibahismevzuuederekdiyorki:

İslâmiyet, yeryüzünden kalkacak ve bu suretle hiçbir müslüman kalmayacak olursa,barışıdevamettirmeyeimkânkalırmı?Hayır…Bunaimkânyoktur!..

GastonCare

Kur’ânBütünDinîKitaplaraFâiktirAlman âlimlerinden ve müsteşriklerinden Jochahim du Rulpp (Yoahim Dü Raf)

Kur’ân’ınsıhhateverdiğiehemmiyettenbahsederkenşusözlerisöylüyor:

İslâmiyet’in, şimdiye kadar Avrupa muharrirlerinden hiçbirinin nazar-ı dikkatinicelbetmeyen bir safhasını bahismevzuu etmek istiyorum. İslâmiyet’in bu safhası, onunsıhhatimuhafaza içinvukubulanemirleridir.Evvelâşunuitirafetmeklâzımdır:Kur’ân,bu nokta-yı nazardan bütün dinî kitaplara fâiktir. Kur’ân’ın tarif ettiği basit, fakatmükemmel sıhhî kaideleri nazar-ı dikkate alırsak, bu mukaddes kitap sayesinde, bütündünyanın bazı kısımlarıyla, haşerat mahşeri olan Asya’nın müthiş bir tehlike olmaktankurtulduğunu görürüz. Müslümanlık nezafeti, temizliği, nezaheti bütün sâliklerinefarzetmekle,birçoktahripkârmikroplarıimhaetmiştir.

Jochahim

Kur’ânÂyetleriİslâmiyet’inMuhteşemBünyesindeAltınBirKordonGibiİşlenmiştir

Sembires Encyclopedia namıyla intişar eden İngilizce muhitü’l-maarifte,müslümanlıktanşusuretlebahsolunmaktadır:

Page 188: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

İslâmPeygamberi’ninseciyesiniaydınlatanKur’ânâyetleri,sonderecemükemmelvesonderecemüessirdir.Bukısımâyetler,müslümanlığınahlâkîkaideleriniifadeeder.Fakatbu kaideler, bir-iki sûreye münhasır değildir. Bu âyetler, İslâmiyet’in muhteşembünyanında,altındanbirkordongibi işlenmiştir. İnsafsızlık,yalancılık,hırs, israf, fuhuş,hıyanet, gıybet, bunların hepsi Kur’ân tarafından en şiddetli surette takbih olunmuş vebunlarreziletintâkendisitanınmıştı.

Diğer taraftan, hüsn-ü niyet sahibi olmak, başkalarına iyilik etmek, iffet, haya,müsamaha, sabır ve tahammül, iktisat, doğruluk, istikamet, sulh-perverlik, hakperestlik,her şeyden fazla Cenâb-ı Hakk’a itimat ve tevekkül, Allah’a itaat… Müslümanlıknazarındahakikîimanesaslarıvehakikîbirmümininbaşlıcasıfatlarıolarakgösterilmiştir.

Resûl-iEkremİdrakveŞuurTimsâlidirProfesör Edward Monte, “Hıristiyanlığın İntişarı ve Hasmı Olan Müslümanlar”

unvanlıeserinin17ve18’incisayfalarındadiyorki:

Rasyonalizm, yani “akliye” kelimesinin müfâdını ve tarihî ehemmiyetini tevsiedebilirsek, müslümanlığın aklî bir din olduğunu söyleyebiliriz. Akıl ve mantıkmısdâkıylaakaid-idiniyeyimuhakemeedenmektep,rasyonalizmkelimesinin,İslâmiyet’etamamıylamutâbıkolduğunuteslimetmektetereddütetmez.

Resûl-iEkremşuurveidraktimsâliolduğu,dimağınınimanışıklarıvekâmilbiryakînilepür-nurolduğumuhakkaktır.Resûl-iEkrem,muasırlarınıaynıheyecanlaalevlemiş,busıfatlarla teçhiz etmiştir. Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm), başarmak istediğiıslahatı, ilâhî bir vahiy olarak takdim etmiştir. Bu, ilâhî bir vahiydir. HazretiMuhammed’in (aleyhissalâtü vesselâm) dini ise, akıl kaidelerinin ilhamlarına tamamıylamuvâfıktır.

Ehl-iİslâm’agöreİslâmiyet’inesasakaidi,şusuretlehülâsaolunabilir:

Allah birdir; Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) O’nun peygamberidir. Filhakika,İslâmiyet’inesaslarınısükûnetlevederinbirteemmülletetkikettiğimizzaman,bunların,Allah’ınbirliğineveMuhammed’in (aleyhissalâtüvesselâm)risaletine,sonrahaşirveneşreveitikada müntehi olduklarını görürüz. Bizzat dinin esasları tanınan bu iki akide, bütündindar insanlarca akıl ve mantığa müstenid telâkki olunmakta ve bunlar Kur’ân’ınakidelerininhülâsasıbulunmaktadır.

Kur’ân’ın ifadesindeki sadelik ve berraklık, müslümanlığın intişar ve i’tilâsını bilâ-tevakkuf temâdi ettiren sâik kuvvet olmuştur. Resûl-i İslâm tarafından tebliğ olunanmukaddes talimatıncihanşümûl terakkisinerağmen,müslümanların ilhamkaynağıveenkuvvetli ilticagâhı Kur’ân olmuştur. En takdiskâr ve kanaat-bahş bir lisanla, başka birkitab-ımünzelintefevvukedemeyeceğibirifadeiletakriredenkitap,Kur’ân’dır.Bukadar

Page 189: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

mükemmel ve esrarengiz, her insanın tetkikine bu kadar açık olan bir din, muhakkak,insanlarıkendisinemeclûbeden i’câzkârkudretihâizdir.Müslümanlığınbukudretihâizolduğundaşüpheyoktur.

EdwardMonte

389Bkz.:En’âmsûresi,6/140,151;Nahlsûresi,16/58-59;İsrâsûresi,17/31;Tekvirsûresi,81/8-9.Ayrıcabkz.:Dârimî,mukaddime1.

Page 190: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

BirkaçDefaBeraatKazananRisale-iNur’unBirKaçVilâyetteHaksızMüsaderesineDair,Nur’un

YüksekBirTalebesininMahkemesindekiMüdafaasındanBirParçadır

(Bumüdafaa,birtakrizolarakburayailhakımünasipgörülerekdercedilmiştir.)

DiyarbakırSulhCezaMahkemesiYüksekMakamına,

Mahkeme-iâdilenizinhuzurunaçıkmaktanfevkalâdememnunum.

Âdilmahkemeler; Kâinat Hâlıkı’nınHak isminin, Âdil isminin ve daha çok esmâ-yıilâhiyenin tecelligâhıdır.Hak nâmına hükmeden,Âdil-iMutlak hesabına adalet eden vehakikî,İslâmîbiradâletolankürsî-imuallâneyüksektir,nemübecceldir!..Haktanımazmağrur zâlimleri huzurunda serfürû ettiren, haksızları hakkı teslime icbar eden âdilmahkemeler,enyüksektebcileveenâliihtiramasezâdırlar.

Zulüm ve gadir ile hukuku ihlâl edilmiş, haysiyet ve şerefi pâyimal edilmişmazlumların, huzurunda ahz-ı mevki ile tazallum-u hâl eden bîçarelerin şu dünya-yıfânideihkak-ıhakiçinmesned-ire’sleri,mahkemelerdir.Şuhalde,neşeref-bahşbirtaht-ıâlîdirki;mazlûmlaramelcevepenah,zalimleredehüsranvetebaholuyor.

İnsanlarınebrârınıda,eşrârınıdacemedenhuzur-umehâkim,öylekorkulacakbiryerdeğildir.Belkimuhabbete,hürmetelâyıktır.

Sultanlarla köleleri, asilzadelerle âhâd-ı nâsı müsâvi tutan şu makam, saltanattan damübecceldir.Hususuyla,bütünâlem-iinsaniyetedevirlerin,asırlarınakışıboyuncaadâletdersini veren İslâm mahkemeleri; akvâm-ı sâirenin engizisyonlarına mukabil, adâletnurunubîçâre beşerin kara sayfasına haşmetle aksettirmiştir.Adliye ve adâlet tarihimiz,bununbinlerlemisalineşahittir.

Ezcümle; bumübarek, adâletlimahkemenin huzurunda iftiharla arz etmek isterim ki;meşhurİslâmseyyahıvetarihçisiEvliyaÇelebi,Seyahatnâme’sindediyorki:“İlkİstanbulkadısı(hâkimi)olanHızırBeyÇelebi’ninhuzurunda,HaşmetliPadişahFâtihilebirRummimarıarasındaşöylebirmuhakemecereyaneder:

BüyükbirâbidenininşâsındakullanılacakikimermersütunuFâtih,birRummimarınateslim eder.Mimar da, Fâtih’in arzusunun hilâfına olarak, bu sütunları üçer arşın kesipkısaltır.Fâtih,cezaen,Rummimarınınelinikestirir.Rummimarıda,Fâtihaleyhinedâvâaçar.BununüzerinemahkemeyecelbedilenBüyükPadişah,başköşeyegeçmek istemiş.Birdenbire,hâkiminşuihtarıylakarşılaşmış:

“Oturmabeyim!Hasmınlamürâfaa-yışer’îolacaksın;ayaktaberaberdur!”

HızırBeyÇelebi;bukocaşanlıPadişah-ımaznûna,haksızelkestirdiğiiçin,kendisinin

Page 191: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

dekısasatâbiolduğunuveelininkesileceğinibildirir.

Fakat, mimar kısası istemediği için, Büyük Fâtih, günde on altın tazminatamahkûmolurvehattakısastankurtulduğuiçin,butazminatıkendiliğindenyirmialtınaçıkarır.

İslâmmahkemesininadâletininşanlımisallerindenbiriolanşumisal,bizeenhaşmetlihükümdarlarlaenâcizfertlerinhuzur-umehâkimdemüsavîolduğunugösteriyor.

İşte ben de bugün, Fâtih kadar şanlı, kahraman İslâm hâkimi Hızır Bey Çelebi’ninmakamınınmümessiliolanvehakikîadâlet-iKur’âniye’yiesastutanbirmakamınyerindebulunan bir mahkemenin huzurunda bulunuyorum. Bütün kalbimi huzur ve sürurakalbedenmemnuniyetimbudur.

Kahraman ecdadımızın bu kadar ulviyetinin sırrı; kalblerinde Allah korkusununmevcudiyetiyle, Kur’ân nurunun ve nihayetsiz feyzinin ruhlarında yerleşmiş olması vekudsîhakâikekarşısonsuzvenihayetsizderecedemerbutiyetleridir.Omübarekecdattanbizetevarüseden,AllahveKur’âniçinakıttıklarıkudsîkanlarınınhâleneserleribulunanbu yurtta ve aziz canlarını feda ettikleri şumemlekette: “Kur’ân’ın kudsî hakikatlerinehizmet ediyor, Kur’ân’ın tefsirini okuyor, evinde bulunduruyor.” kaydıyla mahkemeninhuzurunasevkedildim.

Evet muhakememiz şahsımla alâkadar olmaktan ziyade, Risale-i Nur’unmuhakemesidir.Risale-iNurise,Kur’ân-ıMu’cizü’l-Beyan’ınsemâvîvekudsîhakâikinintereşşuhâtı olmak hasebiyle, o yüksek eserlerdeki kıymet, doğrudan doğruya Kur’ân’aâittir. Şu halde, muhakeme de Kur’ân’ın muhakemesidir. Ehl-i Tevhid’in kitabı olankelâmullahbütünâyâtvebeyyinatıylaHâlık-ıkâinat’ınvahdâniyetiniveehadiyetiniilânediyor.

Kur’ân’ın ehl-i ukûlü hayrette bırakan i’câzı, belâgat ve fesahati, nihayet derecedekiyüksek üslûbu, selâset-i beyanı, elhâsıl sonsuz bedayi’ ve camiiyeti ile ins ve cinninkıyametekadargelecekihtiyacâtınaekmeliyetlekâfigelmesi,dünyaveâhiretsaadetininrehberibulunmasıvebütünasırlardaki tabakât-ıbeşerehitapetmesivekâinatHâlıkı’nınmarziyatını kullarına bildirecek âyât ve beyyinatı tefsir ve izah edecekmütehassıs ehl-iilminbulunmasızaruretinebinaenherasırdagelenbinlermüdakkikehl-iilim,yüzbinlerleKur’ân tefsirlerini meydana getirmişler; bütün asırları Kur’ân’ın nuruylaışıklandırmışlardır.

İşteRisale-iNurda;buasırdaKur’ân’ın feyziylevücutbulan,beşerin tekemmülâtınauygun olarak Kur’ân’ın gösterdiği mu’cizeli hakikatlerin, bu tekâmül ile sâha-yı fiilekonulduğunu bildiren ve asrın idrakine hitap eden gayet kudsî bir tefsirdir. Kur’ânbaştanbaşatevhid-iilâhîyiilânediyor.Risale-iNurda,iman-ıbillâh’ıgösterenvehakâik-iimaniyeyidersverenâyetleritefsirediyor.

İştemuhakemeninasılmevzuubudur.

Page 192: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Otuz seneden beri gizli din düşmanlarının, komünistlerin ve masonların tahrikatıylaRisale-iNurşâkirtleri,birçokmahkemeleresevkedilmişler.Âdilmahkemelerde,ohâin,gizli din ve Kur’ân düşmanlarının ettikleri iftiraları inceden inceye tetkik etmişler,“Bunlardabirsuçyok;kitaplarise,faydalıkitaplardır.”diyerek,çokmahkemelerberaatlaneticelenmişlerdir.

Temyiz mahkemesi de, üç defa mahkemelerin beraat kararını tasdik etmiş. Hükümkaziyye-imuhkemehalinegeldiğihalde,memleketiumumîbirdinsizliğesürüklemekiçinperde arkasındaki din düşmanları; faaliyetlerini mütemadiyen tazelemişler, sükûn veâsâyişe pek çokmuhtaç olanmemleketimizi bu cihetten zaafa uğratmak için adliyeleri,mahkemeleridaimahâinânetertiplerlemeşguletmişlerdir.

Evvelceşifahendahiarzettiğimvecihle;Selef-iSalihîn’inbıraktığıkudsî tefsirler ikikısımdır: Bir kısmı, ahkâma dâir tefsirlerdir. Diğer bir kısmı da, âyât-ı Kur’âniye’ninhikmetleriniveimanhakikatlerinitefsirveizahederler.Selef-iSâlihîninbutürlütefsirleriçoktur. Hususan Gavs-ı Âzam Şâh-ı Geylânî, İmam Gazalî, Muhyiddîn-i Arabî, İmamRabbânîgibizevat-ıkiramıneserleri,bukısımtefsirlerdir.BilhassaMevlânâCelâleddîn-iRûmîHazretleri’ninMesnevî-iŞerifidebutarzbirnevimanevîtefsirdir.İşteRisale-iNur,butarztefsîrlerinenyükseği,enmümtazıveenmüstesnâsıdır.İştemadembutarztefsirlermütedavildir,kimseilişmiyor,Risale-iNur’adailişmemeklâzımdır.İlişenler,Kur’ân’aveecdadadüşmanlıklarındanilişirler.

Risale-i Nur, erkân-ı imaniyeyi ve âyât-ı Kur’âniye’yi tefsir ederek öyle bir tarzdabeyan eder ki; hiçbirmünkir, hiçbir dinsiz, o hakikatleri inkâr edemez. Hem riyâzî birkatiyetle isbat eder, göze gösterir, aklı doyurur, letâifi kandırır; artık hiçbir imanî veKur’ânî hakikati inkâra mecal kalmaz. Bundan dolayıdır ki; dinsizler, komünistler, bumemleketteRisale-iNurvarkenmel’unâne fikirlerini sâha-yı tatbikekoyamadıklarındanvebirmanevîbekçigibiRisale-iNurdaimakarşılarınaçıktığından,Risale-iNur’unhervecihleneşrinesedçekmeyigayeedinmişlerdir.

Risale-i Nur, tahkikî iman dersleri verir. Şâkirtlerini her türlü fenalıktan alıkoyar.Kalblere doğruluk aşılar. Onu hakkıyla anlayan artık fenalık yapamaz.Onun içindir ki,bugün memleketin her tarafındaki Risale-i Nur talebeleri, asâyişin manevî muhafızıhükmündedirler.ŞimdiyekadarhiçbirhakikîNur talebesindeâsâyişemünâfibirhareketgörülmemiş, âdetaNur talebeleri zabıtanınmanevî yardımcısı olmuşlardır. Risale-i Nurtalebelerinin rızâ-yı ilâhîden başka, a’mâl-i uhreviyeye müteveccih olmaktan gayridüşünceleri yoktur. Şu halde, Risale-i Nur’a garazkâr tertipler hazırlayanlar, perdearkasındakimalûmdindüşmanlarındanbaşkakimsedeğildir.

Yukarıdakimâruzatımızda birçokmahkemelerin beraat kararlarınınmevcudiyetini arzetmiştim. Elde edebildiğim tarih ve numaralarını beyan ederek, o âdil ve yüksekmahkemeleremilyonlarNurŞâkirtlerinâmınaminnettarlığımızıbildirmekisterim:

Page 193: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Umum Risalelerin beraat ve iadesi hakkında Denizli Ağır Ceza Mahkemesi’nin15/Haziran/1944 tarihli beraat kararıyla, İstanbul Eminönü Ağır Ceza Mahkemesi’nin1953 tarih ve 1951/137 esas ve 27/952 kararıyla ki; geçen celsede SebilürreşadGazetesi’nin takdim ettiğim nüshasında bildirilen beraat kararıdır. Ayrıca mahkeme-iâlinize sûret-imahsusada arz ve takdim ettiğimAsâ-yıMûsâ dahil umumRisale-i NurKülliyatı’nınMersinAğırCezaMahkemesi’nin 17/1954 esas 421/954 karar ve 9/4/954tarihliberaatkararınınmevcudiyetleri;mahkemelerinteminindeolarakhiçbirelinRisale-iNur’ailişmemesinitazammunettiğihalde,mesturdüşmanlarınhainânefaaliyetleriylebusefer de tahsisen Asâ-yı Mûsâ kastedilerek âdil ve yüksek mahkemeye gelmişbulunuyoruz.

Risale-iNur, iman-ıbillâhiletevhidi;enyüksekderecede,aynelyakînvehakkalyakînbir sûrette göze gösterip bütün letâifi âzamî derecede doyurmasıyla imanı takliddenkurtarıp,derece-i tahkikeyükseltir.Asâ-yıMûsâ’da ise,buulvîvekudsî imandersi, enparlakbirsûrette,hemgörülmemişihtişamileisbatedildiğinden,yüzotuzcildeyaklaşanRisale-iNurtefsirininâdetahülâsasıhükmündedir.

Bütün semâvî kitapların ve bütün peygamberlerin en büyük dâvâsı, Hâlık-ı kâinat’ınulûhiyetvevahdâniyetini ilândır.Kur’ân,baştanbaşaTevhid’igösterir. İşteAsâ-yıMûsâda;müslümanlaraveumumbeşeriyeteCenâb-ıHakk’ınbirliğinivedelâil-ivahdâniyetinigüneşgibigöstermesinden,enbüyükbirmütefekkirilebirdinsizivebirfilozofuhakâik-iimaniyeyi tasdike mecbur ettiği gibi, en âmî bir adamın da en yüksek hakikatleri, enbüyükbirsuhûletleanlamasınıtemineden,tevhidigösteren,âyât-ıKur’âniye’ninenkudsîbirtefsiridir.

Aynen ismi gibidir.Nasıl kiMûsâ (aleyhisselâm), elindeki asâsıyla kara taşlardan, çorakvadilerden,ateşfışkırançöllerdenâb-ıhayatıfışkırttığıgibi,Asâ-yıMûsâda,vahdâniyet-iilâhiyeyi isbat etmesiyle dünya ve âhiret âlemlerini ziyadar edecek Tevhid nurlarınıfışkırtıyor;taşgibikalpleri,mumgibieritiyor;şevkiilegönülleriteshirediyor.

Hemmademmahkemelerinberaatimevcutvevicdanhürriyetivarvehiçbirmemleketteilimileiştigaledenlereilişilmiyor;şuhalde,ûlum-uevvelînveâhirînicâmiolanRisale-iNur’adailişilmemeklâzımdır.

Risale-i Nur yurdun âsâyişine, sükûn ve selâmetine hizmet ettiğine delil; milyonlartalebelerinin hiçbirisinde bir vakanın görülmemiş olmasıyla beraber, hepsinin denâmuskârânefaaliyetleriylemüstakîmgörülmeleridir.Risale-iNurKülliyatı,Asâ-yıMûsâile birlikte kütüphane-i mesâimin harîminden alınması ile, her türlü suç unsurununmevcudiyetini bizzat ref’eder. Zira hermünevver adam, kütüphanesinde her nevi kitabıbulundurur, okur, tetkik eder. Mel’unâne fikirleri neşreden ve anarşistliği telkin edenkitaplarbilekütüphanelerdeaçıkçatetkiketâbidir.

Hülâsa: Risale-i Nur, Kur’ân’ın bu asırda en yüksek ve en kudsî bir tefsiridir.

Page 194: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

Hakikatlerisemâvîdir,Kur’ânîdir.OhaldeKur’ânokundukça,odaokunacaktır.Risale-iNur,mücevherât-ıKur’âniye hakikatlerinin sergisidir, pazarıdır. Bu ulvî pazarda herkesistediğigibiticaretyapar.Uhrevî,mânevîzenginlikleremazhariyetitemineder.

Bukadarmaruzatımızla ifade etmek istedimki:Maksadımız, imanımızı kurtarmaktır,imanahizmettir,Kur’ân’ahizmettir.Âhiretemütevecciholanbirhâlise,hiçbirgünâsuçmevzuuolamaz.Mütemadiyenşikâyettebulunduğumuzogizlidindüşmanları,türlütürlüentrikalarla,tertiplerle,iz’açlarlabizleribukudsîvazifedenmenetmeyeuğraşmaktadırlar.BizlerisebukudsîyoldaKur’ânveimaniçinherşeyimizifedayasevesevehazırız.

Değil dünyevî ıztıraplar, cehennemî azaplar da verilse, bıçaklarla da doğransak, enmüthiş ölümlere de maruz bırakılsak, asırlar boyunca milyonlar mübarek ecdadımızınfeda-yıcanettikleribukudsîhakikate,bizimcanımızdafedaolsun.Birdeğil,binruhumdaolsa,Kur’âniçin,imaniçinhepsinifedaetmeyeherzamanhazırım!

Şu aziz vatanın taşları, toprakları, âbideleri, kubbeleri, camileri, minareleri, mezartaşları, türbeleri; Kur’ân’ın tebliğ ettiği zemzeme-i tevhidi haykırıyorlar. İman veKur’ân’ınezelînûrunu,atomzerratınakadarnüfuzedipilânettiğitevhidhakikatini,hiçbirkuvvetbuvatanınvebumilletinsîne-ipâkindensilemez.

Muhteremmahkemenizden,yüksekadaletinizden;hakâik-iKur’âniye’yivevahdâniyet-i ilâhiyeyi haşmetle ilân eden ve tevhidi, âzamî derecede gösteren Risale-i NurKülliyatı’nıniadesineveberaatinekararvermeniziricaederim.

Risale-i Nur, Kur’ân’ınmalıdır. Arşı ferşe bağlayan kelâmullah ilemâzi cânibindekimilyarlarehl-iiman,evliyaveenbiyaalâkadarolduklarıgibi,Risale-iNurmahkemesiylede mânen alâkadardırlar. Çok ihtiyarlamış arzın, dört yüz milyon Müslüman sekenesi,Risale-iNur’unberaatineveserbestiyetineveintişarınamuntazırdırlar.

Mâzi tarafından perde-i gayb arkasına çekilenmübarek ecdadımızın nuranî kafileleri,ulvîmakamlarındanRisale-iNurmahkemesinemânennâzırdırlar.Müstakbelcephesininfeyizkârnesilleri,beraat390(Hâşiye)kararınıbekliyorlar.

EmekliYüzbaşı

MehmedKayalar390(Hâşiye)Bumüdafaanınserdedildiğimuhakeme,beraetleneticelenmiştir.

Page 195: Risale-i Nur Külliyatı’ndan - WordPress.com...4 Kırk sene evvel, Harb-i Umumî’de, cephede, avcı hattında, bazen at üstünde telif edilen bu İşârâtü’l-İ’câz tefsirinin

391

İsm-i âzamın hakkına ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın hürmetine ve Resûl-i Ekrem(aleyhissalâtü vesselâm)’ın şerefine, bu mecmuayı bastıranları ve mübârek yardımcılarını veRisale-iNurtalebeleriniCennetü’l-Firdevs’tesaadet-iebediyeyemazhareyle,âmîn…

Vehizmet-iimaniyeveKur’âniye’dedaimamuvaffakeyle,âmîn…

Vedefter-i hasenâtlarına İşârâtü’l-İ’câz’ın her bir harfinemukabil, bin hasene yazdır,âmîn…

VeNur’larınneşrindesebatvedevamveihlâsihsaneyle,âmîn…

YâErhamerrâhimîn!..UmumRisale-iNurşâkirtleriniikicihandamesûdeyle,âmîn…

İnsîvecinnîşeytanlarınşerlerindenmuhafazaeyle,âmîn…

VebuâcizvebîçâreSaid’inkusurâtınıaffeyle,âmîn…

UmumNurŞâkirtleriNâmına

SaidNursî391YaAllah,yâRahmân:EyZât’ıitibarıylamerhametliolan!yâRahîm:Eyrahmetiylemahlûkâtınamerhameteden!yâFerd: Ey eşi ve benzeri olmayan! yâHayy: Ey her zaman var olan, diri olan, ezelî ve ebedî hayat sahibi olan! yâKayyûm:EykendiZât’ıilevarolup,zevalbulmayanvebütünvarlıklarıvarlıktatutuponlarıyöneten!yâHakem:EyhükmügeçersizkılınmayanHâkim!yâAdl:Eytamadaletsahibi!yâKuddûs:EyherşeyitertemizyapanvekendisibütüneksiklerdenuzakveyüceZât!