32

Rock Magazin Mart 2011

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Rock Magazin Dergi

Citation preview

Page 1: Rock Magazin Mart 2011
Page 2: Rock Magazin Mart 2011
Page 3: Rock Magazin Mart 2011

maskotPeyk

arka bahçePİJAMA

ACİL SERVİS

Page 4: Rock Magazin Mart 2011

Bir tek sen anlarsın...

Page 5: Rock Magazin Mart 2011

Göksenin Tuncalı / Müzisyen / İstanbul:Ağlıyorum çünkü ağlamamak mümkün değil:)Etraf ne kadar kalabalık, ortam ne kadar aydınlık, neşe ne kadar dorukta olursa olsun, bu şarkı çalıyorsa eğer benim dünyamda ışıklar birden loşlaşıyor ve sa-dece ben kalıyorum. İnsanın tek başınayken hayattan uzaklaştığı, arka odasına sığındığı ve sanki hiç yaşamamış gibi hissettiği o ana gidiyorum. Tanrıya “aslında o kadar anlamsız ki, bu yüzden bir tek sen anlarsın” diyorum. Kaybetmişim gibi geliyor. Bütün gitar notaları, bütün davul vuruşları, vokalin her melodisi bana “kaybediyorsun ve aslında kaybedecek bir şey de yok” diyor. Gitar solosu girdiği anda karnıma bir şey saplanıyor. Ağlıyor çünkü. “Aslında gerçekten çok acı, acı çekmekte haklısın” diyor. Çocuk gibi ağlıyor solonun ortasında. İnat edi-yor, istemiyor ama istemediği hep oluyor. Şarkı bitiyor. Ben biraz daha aydınlık uyanıyorum… (Acil Servis’in özel notu: Göksenin Tuncalı, Bir Tek Sen Anlarsın’ın klibinde oynayan çok yakın arkadaşlarımızdan biridir. Çekim sırasında yönet-men kendisine, serbestçe duygularını ifade etmesini söylediğinde gözyaşlarına boğulmuş, onun bütün samimiyetiyle sette yarattığı atmosfer, çalışmakta olan çekim ekibini ve tabii ki bizleri de gözyaşları içinde bırakmıştır.)

Acil Servis’in en sevilen şarkılarından biri “Bir tek sen anlarsın”.Peki dinleyenler şarkı hakkında neler düşünüyor?İşte bu hisli şarkının hissettirdikleri...

Page 6: Rock Magazin Mart 2011

Selin Özkal / Eczacı / İstanbul:Yitip giden dostluklarıma adadığım, duyunca paramparça olduğum, içimi acıtan şarkı... Geçmişe duyduğum özlem, gelecekten umutsuzluğum, şimdiye olan öfkem. Sıradan yaşamlarımızı mutlu sürdürebilmemiz için unutmak zorunda olduğumuz, derinlere sakladığımız sancıların kendilerine buldukları çıkış yolu ‘bir tek sen anlarsın’.

Burcu Özyüksel / Üniversite öğrencisi / Eskişehir:Bir Tek Sen Anlarsın... Sadece bu şarkıda kalıplaşmak doğru değil bence...Acil Servis, Ertan Kızıltan sesi bana hep tek şeyi anımsatır. İSTANBUL... İstanbul’un o arka sokakları, sıradan insanları ama büyük aşkları, hayal kırıklıkları ama hala içinde az da kalmış olsa umutları, belki de Salih le Tina Hanım’ın o dillere destan aşklarını yaşadıkları Kolera mahallesini.Acil Servis İstanbuldur, Kadıköydür, hayal kırıklıklarıdır, aşkı dolu dolu yaşamaktır, mutluluktur, yeni insanlarla tanışma heyecanıdır gece uyurken Be-bek dinlemektir hayaller kurmaktır. Ertan Kızıltan demek büyük bir dostluğun başlangıcıdır..

Page 7: Rock Magazin Mart 2011

Özcan Fışkın / Satış Danışmanı / İstanbul:YAZININ UZUN HALİ:Acil Servis’in sahne aldığı bir gece Kız Arkadaşımla dans ederken slow bir şarkı başlangıcı derin bir nefes aldırdı bana. Hareketli şarkıların ardından nefes nefese iken soft bir tını ve Ertan Abinin şarkıya girişi… “Bütün güzel günler geride kaldı, bundan sonra rahat yüzü göremezmiyiz?”Olan biten birden şekil değiştirdi. Orhan Abinin gözleri kapalı kendinden geçişi, Emre Abinin başı önde gitar tellerini titretişi. Soner Abinin uzaklara dalıp gidişi, Çetin abinin yüzünde tatlı bir ifade ile gülümseyişi. Bir ürperti kapladı bedenimi aniden. Yanıp sönen spot ışıklar arasında kız arkadaşıma döndüm. Yumuşak ve dolu gözlerle bana bakışı hala gözümün önünde. O an bir kez daha aşık olmuştum. Usulca kavuşan bedenlerimiz dans ederken buz kesilmişti. Kan dolaşımım durmuş beynim uyuşmuştu sanki. Şarkının sözleri bir bir işliyordu içime. Emre Abi soloya başlamadan önce zaman durdu, işittiğim sözcükler dökül-dü dilimden. “Bir tek sen anlarsın benim halimden.”vİçimden bir ses bu şarkıyı daha önce nerede duyduğumu merak ediyordu ama zihnim emindi ilk kez din-liyordu ve benimsemesi kısa sürdü. Müzik yavaşça durdu ve geçen dört dakika

Page 8: Rock Magazin Mart 2011

bende saatler etkisi yaratmıştı. İnsanlar alkışlamadan önce şöyle bir silkelenip üzerlerindeki ürpertiyi attılar. İşte o an aklımızdan geçen şey klasikti fakat bir okadar değerli. “Bu şarkı bizim şarkımız olmalı.” Nitekim öyle oldu. Bıkmadan usanmadan her dinlediğimizde ilk defa dinliyormuşuz hissi veren bu şarkı bizim şarkımız oldu.vŞarkının sözlerini dövme yaptırma fikri aklımdan ilk geçtiğinde nasıl olacağını değil ne kadar güzel olacağını düşündüm. Sözleri güzel bir formatta hazırlayıp nereye yaptıracağımı düşünmek çokta uzun sürmedi. Bir tele-fonla randevuyu aldım ve hemen dövmeyi yaptırmak üzere yola koyuldum. 3 saat sonunda kolumdaki eser görülmeye değerdi. Akşam olduğunda bunu gören Kız Arkadaşımın verdiği tepkiyi tahmin bile edemezsiniz. Sonuç gerçekten mükemmeldi. Ağlamaklı bir ses tonu ile “neden yaptın bunu?” dedi bana. Bende espirili bir dille “Söz uçar yazı kalır.” dedim. “Aptaaaal!!” dedi, “Bu sözler uçarmı?”… Bence uçmayacak bu kesin. Ya sizce?

YAZININ KISA HALİ:Acil Servis’in sahne aldığı bir gece Kız Arkadaşımla dans ederken slow bir şarkı başlangıcı derin bir nefes aldırdı bana. Soft bir tını ve Ertan Abinin şarkıya girişi… “Bütün güzel günler geride kaldı, bundan sonra rahat yüzü göremezmiyiz?”

Orhan Abinin gözleri kapalı kendinden geçişi, Emre Abinin başı önde gitar tellerini titretişi. Soner Abinin uzaklara dalıp gidişi, Çetin abinin yüzünde tatlı bir ifade ile gülümseyişi. Yanıp sönen spot ışıklar arasında kız arkadaşıma döndüm. Yumuşak ve dolu gözlerle bana bakışı hala gözümün önünde. O an bir kez daha aşık olmuştum. Şarkının sözleri bir bir işliyordu içime. Emre Abi soloya başlamadan

Page 9: Rock Magazin Mart 2011

önce zaman durdu, işittiğim sözcükler döküldü dilimden. “Bir tek sen anlarsın benim halimden.”

Şarkının sözlerini dövme yaptırma fikri aklımdan ilk geçtiğinde nasıl olacağını değil ne kadar güzel olacağını düşündüm. Randevuyu aldım. 3 saat sonunda kolumdaki eser görülmeye değerdi. Dövmeyi görünce Kız Arkadaşım ağlamaklı bir ses tonu ile “neden yaptın bunu?” dedi. Espirili bir dille “Söz uçar yazı kalır.” dedim. Dedi ki “Bu sözler uçarmı?”… Sizi bilmem ama bende ömür boyu kalacak.

Page 10: Rock Magazin Mart 2011
Page 11: Rock Magazin Mart 2011
Page 12: Rock Magazin Mart 2011

Müziğin hayatınızdaki yerini hangi cümlelerle ifade edersiniz?

Koray: Esasında hayatımız müzik. 20 yaşımızdan beri profesyonel olarak müzikle geçiniyoruz, hayatımızı devam ettiriyoruz. Onun için hayatımızdaki her yeri doldu-ruyor diyebiliriz.Serkan: Müziğin içindeki hayatımızdan bahsetmek daha doğru olur sanki :)

Müziğin dışında çok az bir hayatınız var yani :)

Koray: Aynen öyle :)

Page 13: Rock Magazin Mart 2011

Kargo ve Solo albümlerle pek çok kişi tarafından biliniyor olsanız da, Maskott henüz yeni bir oluşum. Peki Maskott’un hikayesi nedir?

Serkan: Kargo’dan ayrıldıktan sonra biraz kafamızı dinlemek için eski menaceri-mizin yanına Seattle’a gittik. Orda önce tatille başlayıp sonra orda kalıp şarkılar yapma fikriyle ortaya çıkan bir oluşum oldu. Her zaman söylüyoruz Maskott’un oluşumu şarkılar sayesinde oldu. En sonunda da Maskott ismi çıktı ortaya. Ko-lay bir süreç değildi açıkçası. Bir ay boyunca birbirimize aklımıza gelen isimleri saydık. En sonunda Maskott çıktı ortaya. İsim ve anlam olarak pozitif çağrışımları Maskott isminin ortaya çıkışında etkili oldu.

Maskott’u henüz dinlememiş olanlara bir kaç kelime ile grubu, felsef-esini, şarkılarını özetlemenizi istesek neler söylerdiniz.

Koray: Öncelikle şunu söyleyeyim çok ince eleyip sık dokuduk. Hayatımızdaki en üstüne düştüğümüz çalışma oldu. Amerika’da çok iyi bir stüdyada çok iyi müzisy-enlerle çalıştık. Yani tamamen Amerika prodüksiyonu bir albüm oldu ama sözler Türkçe :) Bizim en çok içimize sinen albümlerden biri oldu kariyerimizde. Şöyle söyleyeyim dinleyenlerde zaten bunu söylüyor birkaç kez dinledikten sonra içine gireceklerdir albümün.

Amerika’da kurdunuz grubu, orda da pek çok şehirde konserler verdi-niz. Şimdiye dek aldığınız tepkiler nasıldı, bundan sonra Amerika için planlarınız neler?

Serkan: Amerika’da küçük bir turne yaptık. Total’de 8 - 9 kez çalmışızdır. Tabi Se-attle başkaydı, 2,5 senedir ordayız, orda çevremizde geniş Amerika’lı dinleyenler-imizde vardı. Diğer şehirde ise daha çok Türk dinleyenler vardı konserlerimizde.

Page 14: Rock Magazin Mart 2011
Page 15: Rock Magazin Mart 2011

İngilizce bir albüm olacak mı?

Serkan: İngilizce bir şeyler olmak zorunda. Önce şarkılarla başlayıp gidişata göre bir yol çizeceğiz mutlaka.

Peki siz yaptığınız şarkılar arasında en çok hangilerini çalmaktan keyif alıyorsunuz?

Serkan:Maskott albümündeki her şarkıyı çalmak çok keyif veriyor. Ama kon-serlerde hepsini çalamıyoruz tabi :) Genelde sanatçılar konserlerde pek çalmadıklarnı şarkılarını daha çok severler bizimde Koray’la ortak çok sevdiğimiz “Mum gibi” var bu albümde.

Öncekilerle birlikte peki?

Koray: Ama yani eskilerden çoook var yaa.Serkan: Zaman zaman bazı şarkılar tabi öne çıkıyor.Koray: Yanlızlık Mevsimi albümünden baya bir şarkı var. Sen Bir Meleksin albü-münde “Seni Ben Sevdim” var.Serkan: Boğaziçi hiç eskitmedi kendini.

Peki şarkı yazarken bire bir etkilendikleriniz mi yoksa yetenekleriniz mi daha fazla etkili oluyor?

Koray: Bunun total bir karışımı desek :) Etkilendiklerimizi yeteneklerimiz doğrultusunda aktarıyoruz sonuçta.

Page 16: Rock Magazin Mart 2011
Page 17: Rock Magazin Mart 2011

Kargo’dan ayrılma sebebiniz neydi?

Koray: Kargo’da kısır bir döngüye girmiştik. Bir türlü kendimizi besleyemiyorduk, açamıyorduk tüm grup olarak problemleri-miz vardı. Müzikal anlamda yeni şeyler üretmek için Kargo ile yollarımız ayrıldık. Onun dışında bire bir derdimiz tasamız söz konusu olamaz neredeyse 11 yıl birlikte çalıştık.

Çok teşekkürler bu güzel albüm ve güzel sohbet için.

Biz teşekkür ederiz. Tüm dinleyenlerimize sevgiler :)

Page 18: Rock Magazin Mart 2011
Page 19: Rock Magazin Mart 2011

PİJAMATAKMA KAFANA

EĞLEN

DİNLE

Page 20: Rock Magazin Mart 2011

Öncelikle sizi biraz daha tanıyalım. Nedir Pijama’nın hikayesi?

Kaan: Biz 2004 yılının sonlarına doğru, (hat-ta yuvarlak 2005 diyelim şuna :) ) tüm grup elemanlarımızı internetten bularak bir araya gelmiş bir topluluğuz. Başından beri kendi müziğimizi içeren bir albüm yapmayı hedefli-yorduk ancak zaman içerisinde tam bir per-formans grubuna dönüştük. İstanbul’da ve İstanbul dışı bir çok şehirde sürekli konserl-erimiz oldu. Haliyle üretim süreci için vakit ve konsantrasyon yaratmak kolay olmadı :) 2009 yılında üzerinde çalışmaya başladığımız ilkalbümümüz “Takma Kafanı” uzun ve maceralı bir süreç sonunda 2010 yılında piyasaya çıktı. O gün bugündür yine konserden konsere koşmaya devam ediyoruz :)

Page 21: Rock Magazin Mart 2011

Eğlenceli kimliğinizle ön plana çıkıyorsunuz. Yaptığınız müziği nasıl tanımlarsınız?

Kaan: İnanın tanımlamakta zorlanıyoruz, genelde dinleyenler bizim için bir çok tanımlama yapıyorlar.Ska diyen de oluyor, pop diyen de oluyor, Athena çakması diyen de oluyor :) Müzik böyle bir şey, siz insanların beğenisine sunuyorsunuz, o noktada artık top sizden çıkıyor. Eğlenceli kimliğimiz ise aslında az önce de bahsettiğim gibi, albümden önce sah-nedeyken bizim üzerimize yapıştı, iyi deoldu. Standart rock gruplarından bi-raz daha farklı, seyirciyle iletişimi çok iyi yakaladığımızda enerjik ve herkes için çok keyifli olabilecek bir geceye dönüşüyor Pijama konserleri. Bu enerji albüme de yansıdığı için mutluyuz tabii ki :)

Herkesin geçmişinde en çok dinlediği özel bir şarkı vardır. Si-zler için hangi şarkı ya da şarkılar önplandaydı?

İlker: Benim için bu şarkı kesinlikle müzik kariyerime başlamamı sağlamış olması sebebiyle The Offspring - Smash It Up olurdu. Bu şarkı ilk dinlediğimde beynimden vurulmuşa dönüp ilk gitarımı almama vesile olmuştur.Can: Şöyle ki, kişisel deneyimlerime dayanarak sevdiğim şarkıların yanı sıra, annemlerin ben küçükken evde konuklarını ağarlarken dinlediği par-çalardan çok etkilenmiş olmalıyım ki; Hotel California isimli güzide parça her zaman beni etkiler. Onun dışında Iron Maiden’dan Alexander the Great ile the Rime of the Ancient Mariner isimli parçalar beni çok etkiler. “Etkiler de ne olur, bir tanesini bile çalmayı bili-yor musun?” gibi bir soru sorarsanız, morarıp kalırım, sakın sormayın.Alper: Uriah heep – SalisburyKaan: Şarkıyı özel yapan tabii ki şarkıdan çok o şarkıyı ilk dinlediğiniz dönemlerle ilgili oluyor genellikle. Dolayısıyla bu sorunun cevabı çok

Page 22: Rock Magazin Mart 2011

uzun olabilir :) Adetten bir şey söyle-mem gerekirse, geçtiğimiz günlerde Green Day’in Basket Case parçasını dinlediğimde beyin kimyam altüst olmuştu. Bir de Bryan Adams’ın 18 Til I Die diye bir şarkısı vardır, yeri ayrıdır bende.

Kendi şarkılarınız içerisinde kişisel olarak favorileriniz neler?

Can: Ben Yaşamaya Gelmişken ve Pogol’u çok seviyorum. Ayrıca albümün kıyısında köşesinde kalmasına rağmen, Zıplamalı Şarkı da müzikal olarak bayıldığım bir şarkı.İlker: Benim Favorim kesinlikle Pogol’dur. Sebebine gelince parça içinde hayatıma ait detayları daha yoğun hissediyorum ayrıca sound açısından Pijama’nın ruhunu ve duruşunu en iyi yansıtan parça.Hatta hayat felsefemi de güzelce ifade eden ufak bir kuple “Kim ne söylemiş? Kimlere demiş? Nasıl duyulmuş? Hiç sorun değil ... Bırak kendini bi rahat nefes al, kaç nefes alacağın hiç belli değil...”Alper: Tek Dikişte

Kaan: Benim favorilerim sürekli değişiyor, hepsini çok seviyorum. Sanırım Tek Dikişte, Pogol veGünübirlik diye üçe indirebilirim.

Grupta yerleriniz değişecek olsa kim nerede olmak isterdi?

Can: Çok güzel bir soru. Hatta o kadar sevdim ki soruyu eve götürmek istedim. Gitara başlamadan önce klavyeciydim ben ve hala evde kendi kendime klavye çalıyorum. Sanırım klavyeci olmakisterdim. Aslında davul da güzelmiş. Bas zaten kolay :) Yok aslında hem sempatiğim hem yakışıklıyımbence vokalist olayım ben.

Kaan: Aslında bunu 2. video klibimizde bir sahnede yapmıştık. Sanırım ben gitarı almıştım? :)

İlker: Kesinlikle davul çalmak isterdim zaten bass gitarla tanıştıktan sonra en fazla ilgi duyduğum 2. enstürman da-vuldur. Groove bass ve davuldan gelir bunu unutmamak lazım :)

Alper: Biraz gitar da çaldığım için gitar

Page 23: Rock Magazin Mart 2011

Pijama gelecekte kendini nerede görüyor?

Can: Pijama gelecekte kendini intergalaktik bir savaşın ortasında bestelediği hit şarkılarla savaşın gidişatını değiştirip barış, huzur ve güvenlik sağlayarak tüm halkların kahramanı olduğunu görse ne güzel olurdu. Hayatımıza bir renk ge-lirdi. Umarım gruptan başkaları bu soruyu ciddi bir şekilde cevaplar. Saygılar.

İlker: Her yaptığı albümden ve klipten daha iyisini yapan, kendine has soundunu geliştiren, konserlerindeki samimiyetini koruyarak daha fazla seyirciye ulaşan ve müzik piyasasında kalıcı bir grup haline gelmiş görüyor...

Çok teşekkürler arkadaşlar bu güzel keyifli Pijama sohbeti için...

Biz Çok Teşekkür Ederiz. Herkese Sevgililerimizi iletiyoruz. Yepyeni konserlerde buluşmak üzere.

PİJAMA

Page 24: Rock Magazin Mart 2011

Rock 10

01 Mor ve Ötesi - Sor - Rakun Müzik02 Özlem Tekin - Sen Anla - Sony Music03 Nilüfer & Şebnem Ferah - Erkekler Ağlamaz - DMC04 Tnk - Yine Yazı Bekleriz - Pasaj Müzik 05 Duman - Sor Bana Pişman Mıyım - Sony Music06 Ogün Sanlısoy - Avunmak Zor - Pasaj Music07 Kolpa - Son Nefesim - Pasaj Müzik08 Aydilge - Kilit - Dokuzsekiz09 Emre Aydın - Hoşçakal - Sony Music10 Mavi - Düş - Pasaj Müzik

Page 25: Rock Magazin Mart 2011
Page 26: Rock Magazin Mart 2011
Page 27: Rock Magazin Mart 2011
Page 28: Rock Magazin Mart 2011

Peyk’in hikayesi nedir? Grup adını nerden esinlendiniz? Grup nerde ve kimler tarafından kuruldu?Serdal Ersoy (SE): Grup, benim İrfan ile İstanbul Üniversitesi’nde tanışmamızla 1991 yılında başladı. Birkaç yıl sonra diğer üyelerin katılımıyla son halini aldı, 15 yıldır birlikte müzik ve arkadaşlık yapıyor bu ekip.İrfan Alış (İA): Bu soru ilk albümde de soruldu baya, bunlar için www.peykweb.com’a da bakabilirsiniz.

Grup üyelerini tanıyabilir miyiz?SE: Ben mühendisim ama bir firmada satışta çalışıyorum, grupta gitar çalıyorum.İA: Ben yine www.peykweb.com diyeceğim.Barış Tokgöz (BT): Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi mezunuyum. Marmara ÜniversitesiAtatürk Eğitim Fakültesi, Müzik Öğretmenliği mezunuyum. İstanbul Üni-versitesi Devlet Konservatuarı Yarı Zamanlı Gitar Bölümü – 6 sene okudum, ayrıldım. 1996 - 2004 arası türlü grup ve sanatçılarla bas gitarist olarak çalıştım. 2006 senesinden beri Peyk grubundayım. 2008 senesinden beri bir ihracat firmasında mesaili çalışıyorum.

Yeni peyk albümü ‘’içimdeki iz’’ grubun hayranlarıyla buluştu. Albü-mün hikayesinden bahsedelim birazda.İA: Albüm yıllar boyu biriken şarkılarımızın kaydedilmesiyle 1,5 yıl suren kayıt sürecinin sonunda Rakun Müzik etiketiyle piyasaya çıktı…SE: Eski ve yeni şarkıların harmanı bir albüm. 15 yıla varan şarkılar da var, 1 yıllık şarkılar da… Kayıt süresi ise 1,5 yıl toplamda, İrfan’ın dediği gibi.

Page 29: Rock Magazin Mart 2011

Konser takviminiz nedir? En yakın tarihte Peyk’i nerelerde izleyebili-riz?İA: Valla konserler olacak ama tarihleri netleşmedi..belli olunca sitemizden ve diger sosyal sitelerden duyuracağız..Müziğin dışında nelerle uğraşıyorsunuz?İA: İş güç hayat…Kayıt aşamaları nasıl geçti? Sizi zorlayan şarkılar oldumu? Albümü tamamlamak ne kadar zamanınızı aldı?İA: Bizi zorlayan şarkı “İçimdeki İz” oldu…baya canımızı sıktı ..olana kadar…kayıtlar Öztop Stüdyo Beşiktaş’ta, 1,5 yıl sürdü.SE: Albümün adı “İçimdeki İz”. 6 - 7 yıldır uğraştırıyordu zaten. Kayıtlar da uğraştırdı.Grup üyelerinin kişisel müzik zevkleri nelerdir? Yerli yada yabancı kimleri dinler ve takip edersiniz?İA: Çok çeşitlilik arz ediyor..bu yelpazade alaturkadan rembetikoya progres-sive rock tan blues a bir sürü müzik var….SE: Pink Floyd’u yeniden keşfediyorum şu sıralar. Başka birşey dinleyemiyo-rum son zamanlarda.BT: Queen, Pink Floyd, Beatles, Supertramp, Michael Jackson, James Brown, türlü caz grup ve enstrümanistleri. Yerli: Cem Karaca, Barış Manço, Bülent Ortaçgil, Erkan Oğur, Telvin.Peyk’in 2011 için planları nelerdir?İA: Sağlık, sıhhat, huzur, sendikal hareketlenmenin çoşması, asgari ücret bin lira olsun, özgürlük üç büyük şehirde değil yurdun her yerinde olsun, bunları planlıyoruz ama olmuyor hep olmuyor… SE: Konser ve yeni klipler…

Verdiğiniz bilgilerden dolayı hepinize teşekkürler arkadaşlar;

Page 30: Rock Magazin Mart 2011

Indie rock tarzında bağımsız ve farklı denemelerle yoluna devam eden Arka-bahçe, 2007 yılında son şeklini alarak İstanbul’un tüm müzikal zenginliğini

müziklerine yansıttılar. Dört yıllık bir aranın ardından bir buçuk yıl boyunca üzeri-nde çalıştıkları ikinci albümleri Bu Işık Ne! Seyhan Müzik etiketiyle 2011 yılı ba-

şında raflardaki yerini aldı.

Page 31: Rock Magazin Mart 2011

Ozan Karaca (vokal), Tunç Aksoy (gitar) ve İlker Omcacıoğlu’dan (bas gitar) oluşan Arkabahçe, kalıplaşmış müzik tarzına sıkısıp ödün vermektense söylemek iste-diklerine göre müziğini şekillendiriyor. Dinleyici ile arasındaki sınırı daha da küçülterek, hayal dünyasını, aslında gerçekmişçesine sert ve bir o kadar da içe kapalı bir görüntüyle çiziyor.

On şarkıdan oluşan albümdeki tüm sözleri Ozan Karaca, müzikleri ise arkabahçe hazırladı. Albümün prodüktörlüğünü, mix ve masteringler dahil olmak üzere, Feridun Düzağaç ve Kıraç gibi isimlerle de çalışmış olan Cengiz Köroglu üstlen-di…

Şarkılarında, bir modern zamanlar eleştirisi sunan grup, bunu yaparken, çağın dinamiklerinden kopmayarak cesur ve sürükleyici bir anlatımı kullanıyor. “Bu Işık Ne!” batının akılcılığı ve doğunun spiritüalizminin, bir ölçü içinde birleşebilme savaşı verdiği İstanbul’un hikayesini zengin melodilerle anlatıyor.

Arkabahçe, ikinci albümünün ilk klibini, albümün üçüncü parçası olan “Gözleri-nin Ardında” şarkısına çekti. Şarkı, herkesin aşina olduğu bir tür ayrılığı sert ve açık bir üslupla anlatmasına karşın cümlelerini “Çıldırmış bu dünyada, anlat-mam artık yeter” diye bitirip, yine de dinleyicinin güvenli bir yerde durabilmesine izin vermiyor. Klipte yer alan çöl ve deniz imgeleri ise, şarkının bir aşk hikayesi kılığına girerek aslında farklı bir özlemi ve çelişkiyi anlattığı hissini pekiştiriyor.Bu Işık Ne! Hareketin ve hızın giderek arttığı bu modern çağda, geçen her görüntüden aklımızda kalan ve birini algılayamadan bir diğerinin bizi çağırdığı, kafalaro karıştıran, düşünce sürecini bozan, kusurları, doğallığı ve yani derinliği gizleyen, insanları ve renkleri soldurup, hafifletip birbirine benzeten, kültürel farklılıkları eritip insanlığı benzer bir yapı altında toplayacakmış gibi kandırırken insani özellikleri törpüleyen, sıcak bir yere çağırıyor hissi verirken bizi buz gibi bir dünyaya atacak bir ışık...

Page 32: Rock Magazin Mart 2011