12
OZON TERAPİ PARASETAMOL HEPATOTOKSİSİTESİNİN ÖNLENMESİNDE DOST MU, DÜŞMAN MI? Selin AKYÜZ, Berkan KARABUĞA, Ekin KONCA, DoğuĢcan KURULAR, Özer TUÇ Danışman: Yrd. Doç. Dr. Tolga ReĢat AYDOS ÖZET ÇalıĢmanın amacı, ozon terapinin parasetamol hepatotoksisitesi üzerine koruyucu etkisini araĢtırmak ve bu etkiyi parasetamol hepatotoksisitesini antioksidan özelliğiyle önlediği bilinen taurin ile kıyaslamaktır. ÇalıĢmamızda 30 eriĢkin Swiss albino fare (15 erkek, 15 diĢi) (38.9±0.71 g) kullanıldı. ÇalıĢma, her birinde rastgele seçilmiĢ 6 fare (3 erkek, 3 diĢi) bulunan 5 grupta gerçekleĢtirildi: 1. Kontrol grubu (0,05 ml/gr ılık serum fizyolojik [SF] verildi) 2. Parasetamol grubu (400 mg/kg i.p. [SF’de çözüldü]) 3. Taurin (%10’luk sulu çözeltide, 7.5 ml/kg i.p.) ve 30 dk sonra parasetamol uygulanan grup 4. Ozon terapi (1 mg/kg i.p., %5 O 3 -%95 O 2 ) ve 30 dk sonra parasetamol uygulanan grup 5. Taurin+Ozonterapi ve 30 dk sonra parasetamol uygulanan grup SF ve parasetamol uygulamasından 4 saat sonra anestezi altında tüm deney gruplarından karaciğer ve intrakardiyak kan örnekleri alındı. Kan örneklerinde serum ALT, AST, LDH düzeyleri; karaciğer örneklerinde ise elektron mikroskobu ile histolojik değiĢiklikler araĢtırıldı. Biyokimya sonuçları değerlendirildiğinde, tüm gruplarda parasetamol uygulamasının karaciğer enzim değerlerini anlamlı düzeyde artırdığı saptandı. ALT düzeylerine bakıldığında taurin ve/veya ozon terapi uygulamasının parasetamol etkisiyle olan yükselmeyi istatistiksel anlamlı düzeyde engellediği ve tek baĢına ozon uygulamasının koruyucu etkisinin daha belirgin olduğu görüldü (p<0.01). AST ve LDH düzeylerindeki değiĢiklikler incelendiğinde ise taurin ve/veya ozon terapinin enzim düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı saptandı. Histolojik değerlendirmede ise, parasetamolle belirgin hücre hasarı oluĢumu yanı sıra mitokondri zar bütünlüğünün ve krista yapısının bozulduğu; sinüzoid dilatasyonu, safra kanallarında eritrosit ve apoptotik hücre varlığı saptanmıĢ olup taurin ve/veya ozon uygulanan gruplarda hepatosit sitoplazmalarında belirgin vakuol oluĢumu ve bağlantı birimlerinde açılmalar gözlendi. Tek baĢına ozon uygulanan grupta ise hasar oluĢumunun nispeten daha az olduğu tespit edildi.

S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

  • Upload
    lyphuc

  • View
    236

  • Download
    7

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

OZON TERAPİ PARASETAMOL HEPATOTOKSİSİTESİNİN

ÖNLENMESİNDE DOST MU, DÜŞMAN MI?

Selin AKYÜZ, Berkan KARABUĞA, Ekin KONCA, DoğuĢcan KURULAR, Özer TUÇ

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Tolga ReĢat AYDOS

ÖZET

ÇalıĢmanın amacı, ozon terapinin parasetamol hepatotoksisitesi üzerine koruyucu etkisini araĢtırmak ve bu etkiyi parasetamol hepatotoksisitesini

antioksidan özelliğiyle önlediği bilinen taurin ile kıyaslamaktır.

ÇalıĢmamızda 30 eriĢkin Swiss albino fare (15 erkek, 15 diĢi) (38.9±0.71 g) kullanıldı. ÇalıĢma, her birinde rastgele seçilmiĢ 6 fare (3 erkek, 3 diĢi)

bulunan 5 grupta gerçekleĢtirildi: 1. Kontrol grubu (0,05 ml/gr ılık serum fizyolojik [SF] verildi)

2. Parasetamol grubu (400 mg/kg i.p. [SF’de çözüldü]) 3. Taurin (%10’luk sulu çözeltide, 7.5 ml/kg i.p.) ve 30 dk sonra

parasetamol uygulanan grup

4. Ozon terapi (1 mg/kg i.p., %5 O3-%95 O2) ve 30 dk sonra parasetamol uygulanan grup

5. Taurin+Ozonterapi ve 30 dk sonra parasetamol uygulanan grup SF ve parasetamol uygulamasından 4 saat sonra anestezi altında tüm

deney gruplarından karaciğer ve intrakardiyak kan örnekleri alındı. Kan örneklerinde serum ALT, AST, LDH düzeyleri; karaciğer örneklerinde ise

elektron mikroskobu ile histolojik değiĢiklikler araĢtırıldı.

Biyokimya sonuçları değerlendirildiğinde, tüm gruplarda parasetamol uygulamasının karaciğer enzim değerlerini anlamlı düzeyde artırdığı

saptandı. ALT düzeylerine bakıldığında taurin ve/veya ozon terapi uygulamasının parasetamol etkisiyle olan yükselmeyi istatistiksel anlamlı

düzeyde engellediği ve tek baĢına ozon uygulamasının koruyucu etkisinin daha belirgin olduğu görüldü (p<0.01). AST ve LDH düzeylerindeki

değiĢiklikler incelendiğinde ise taurin ve/veya ozon terapinin enzim

düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı saptandı.

Histolojik değerlendirmede ise, parasetamolle belirgin hücre hasarı oluĢumu yanı sıra mitokondri zar bütünlüğünün ve krista yapısının

bozulduğu; sinüzoid dilatasyonu, safra kanallarında eritrosit ve apoptotik hücre varlığı saptanmıĢ olup taurin ve/veya ozon uygulanan gruplarda

hepatosit sitoplazmalarında belirgin vakuol oluĢumu ve bağlantı birimlerinde açılmalar gözlendi. Tek baĢına ozon uygulanan grupta ise

hasar oluĢumunun nispeten daha az olduğu tespit edildi.

Page 2: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

Sonuç olarak, yüksek doz parasetamolün karaciğer dokusunda oluĢturduğu oksidatif hasar, intraperitoneal ozon ön-uygulaması ile kısmen

önlenebilmektedir.

Anahtar Kelimeler: Parasetamol hepatotoksisitesi, Ozon terapi, Taurin,

Oksidatif hasar

GİRİŞ

Toplumumuzda yaygın kullanılan bir analjezik ilaç olan parasetamol

(Asetaminofen [APAP])’ün terapötik dozlarının karaciğerde detoksifikasyonu kolaylıkla gerçekleĢebilmektedir. Bu detoksifikasyon

karaciğerin faz 2 ilaç metabolize eden sistemleri ile sülfasyon ve glukuronidasyon aracılığıyla sağlanır (4, 8). Bu sistem N-asetil-p-

benzokinonimin (NAPBQI)’in indirgenmiĢ glutatyon (GSH) ile spontan

olarak veya glutatyon-S-transferaz (GST) aracılı GSH ile konjugasyonuyla sağlanır. Ancak parasetamolün aĢırı dozda kullanımı sitokrom p450

mikrozomal enzimleri aracılığıyla aĢırı reaktif elektrofilik arilleyici ara ürün NAPBQI’nın deriĢiminin artmasına neden olarak hepatik nekrozise ve ileri

aĢamalarda karaciğer yetmezliğine sebep olabilmektedir (1, 2). Hücre içinde NAPBQI deriĢiminin artması hücreyi birçok mekanizma ile ölüme

götürür. Bu mekanizmalar aĢağıda verilmiĢtir:

- NAPBQI, GST’nin aktivitesini bloke ederek GSH sentezini baskılar. Ayrıca serbest GSH’ı bağlayarak hücredeki mevcut GSH’ı tüketir.

Hücre içi GSH azalması hücre içinde oksidatif stres oluĢmasına neden olarak hücre içi GSH/GSSG (okside glutatyon) oranını düĢürür

(2). - NAPBQI, hücresel Ca++ ATPaz’ların -SH (sülfidril) gruplarını okside

ederek hücre içi Ca++ deriĢiminin sürekli artmasına ve buna bağlı olarak Ca++ ile aktive olan yıkıcı enzimlerin stimulasyonlarına neden

olur (3). - NAPBQI, lipid peroksidasyonunu aktive ederek membran

geçirgenliğini artırır (3). - NAPBQI, hücre içi proteinleri tüketerek hücreyi ölüme götürür (3).

Parasetamolün oksidatif strese bağlı hepatotoksik etkisinin diğer bir

mekanizması da parasetamolün reaktif oksijen türevleri, reaktif nitrojen türevleri ve peroksidasyon reaksiyon ürünlerinin formasyonuna yol

açmasıdır.

Ozon gazının kötü özelliklerinin yanı sıra antioksidan özellikleri olduğu da gösterilmiĢtir. ÇözünmüĢ ozon, plazmada bulunan uygun antioksidanlar ve

çoklu doymamıĢ yağ asitleri ile hemen reaksiyona girebilme özelliğine sahiptir. Peroksidasyon reaksiyonu H2O2 (hidrojen peroksit) formasyonuna

ve lipit peroksidasyon ürünlerinin (LOP) oluĢmasına neden olur (5).

Page 3: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

OluĢan LOP’lar:

- Endotelde nitrik oksit radikali (NO.) salıverilmesini artırır.

- Kemik iliğinde süper yetenekli eritrosit (yüksek miktarda 2,3-DPG ve antioksidan enzim içeren eritrositler) yapılmasına neden olur.

- Antioksidan enzimlerin ve oksidatif Ģok proteinlerinin (OSP) artıĢına yol açar (5).

Ayrıca ozon, reaktif oksijen türevleri (ROS) üzerinden eritrositlerde O2

taĢınmasını artırır, lökositlerde immün aktivasyona neden olur, trombositlerden hormon ve büyüme faktörlerinin salıverilmesine neden

olur (5).Ozon terapi uygulamasından sonra plazmadaki total antioksidan (TAS) seviyelerinin oksijenden etkilenmediği ancak ozon eklenmesinden

yaklaĢık 10 dakika sonra önemli bir düĢüĢe geçtiği görülmüĢtür (5). Takiben, 1 dakika sonra, TAS seviyelerinin ilerleyici bir biçimde arttığı ve

20 dakika içinde ozon öncesi seviyelerine geri döndüğü tespit edilmiĢtir

(6). Bu olayın mantıksal açıklaması ise, kanda bulunan eritrositlerin ozon uygulamasına rağmen antioksidanları rejenere edebilmesi ve hızlı bir

Ģekilde normal TAS seviyelerine döndürebilmesi, eritrositlerin kısa bir süre içerisinde antioksidan depolarının yeniden oluĢturabilmesidir (6).

L-sistein metabolizmasının son ürünü olan taurin ise, birçok dokuda

bulunan serbest bir amino asittir (7). Yakın zamanlarda yapılan çalıĢmalarda sıçanlara koruyucu amaçla uygulanan taurinin, toksik dozdaki

parasetamolün oluĢturduğu hepatosellüler hasarı, GSH tüketimini, lipit peroksidasyonunu, DNA fragmantasyonunu, ROS üretimini ve oksidatif

stresin GSH döngüsünde yaptığı değiĢiklikleri azalttığı, mitokondriyal hasarı ve hem apoptotik hem de nekrotik hücre ölümünü engellediği

gösterilmiĢtir (7).

Bu bilgiler ıĢığında proje çalıĢmamızın amacı, ozon terapinin parasetamol hepatotoksisitesi üzerine koruyucu etkisini araĢtırmak ve bu etkiyi

parasetamol hepatotoksisitesini antioksidan özelliğiyle önlediği bilinen taurin ile kıyaslamaktır.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalıĢma BaĢkent Üniversitesi Hayvan Deneyleri Etik Kurulu tarafından onaylanmıĢ (Proje No: DA12/18) ve BaĢkent Üniversitesi AraĢtırma

Fonunca desteklenmiĢtir.

ÇalıĢmamızda 15 erkek, 15 diĢi olmak üzere toplamda 30 eriĢkin Swiss albino fare (38.9±0.71 g) kullanıldı. AraĢtırma Ünitesinde fareler sıcaklığı

(25±2°C) ve bağıl nemi (%32±7) sabit, havalandırma (vantilatör ile) kontrollü, 12 saat aydınlık/karanlık döngüsü uygulanan ortamda standart

fare kafeslerinde barındırıldı. Yem ve su kısıtlaması yapılmadı. Her biri

rastgele seçilmiĢ 3 erkek 3 diĢi olmak üzere 6 fareden oluĢan 5 grup üzerinde çalıĢma yürütüldü.

Page 4: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

Deney grupları:

1. Kontrol grubu: Diğer gruplara serum fizyolojik içinde çözünmüĢ

maddeler verildiği için kontrol grubuna da intraperitoneal (i.p.)0,05 ml/gr ılık serum fizyolojik (SF) enjeksiyonu yapıldı.

2. Parasetamol grubu: 0,05 ml/gr SF içinde 400 mg/kg parasetamol (EGAġ Eczane Gereçleri A.ġ. Ankara, Türkiye) i.p.olarak uygulandı.

3. Taurin+Parasetamol grubu: %10’luk sulu çözeltide, 7,5 ml/kg taurin (Sigma, St. Louis, USA) i.p. olarak uygulandı ve 30 dk sonra

parasetamol i.p. olarak uygulandı. 4. Ozon terapi+Parasetamol grubu: Ġ.p. ozon terapi (1 mg/kg, %5

O3-%95 O2) uygulaması gerçekleĢtirildi ve 30 dk sonra parasetamol i.p. olarak uygulandı.

5. Taurin+OzonTerapi+Parasetamol grubu: Önce taurin ardından

ozon terapi i.p. uygulandı ve bu iĢlemlerden 30 dk sonra parasetamol i.p. olarak uygulandı.

Parasetamol, taurin, ozon terapi dozları, her grup için ortalama ağırlıklar göz önünde bulundurularak hesaplandı.

Parasetamol uygulamasından 4 saat sonra tüm gruplara ketamin/ksilazin

anestezisi (100/10 mg/kg, i.m.) uygulamasını takiben toraks ve abdomen açılarak, tüm kan intrakardiyak olarak alındıktan sonra fareler sakrifiye

edildi. Kan örnekleri 20 dakikalık bekleme periyodunu takiben santrifüj edildikten sonra örneklerin serum fraksiyonları biyokimyasal olarak

incelendi; AST, ALT, LDH değerlerine bakıldı.

Ayrıca, farelerin karaciğerleri çıkartılarak 1mm3’lük parçalara bölündükten sonra 0.1M fosfat tamponlu %2.5’lik gluteraldehitte (pH 7.4) 2 saat tespit

edildi. Tespit süresi bitiminde tampon ile 3 kez yıkanan dokular 1 saat %1’lik osmium tetroksit ile etkin bırakılarak post fiksasyonları yapıldı. Süre

bitiminde dereceli alkol serilerinden geçirilen dokuların dehidrate olmaları sağlandı. Son olarak propilenoksite maruz bırakılan dokular Araldit CY212

kit ile hazırlanan gömme materyaline gömülerek bloklar hazırlandı. 56°C’lık etüvde 48 saat süreyle polimerize edilen bloklardan yarı-ince

kesitler alınarak toluidin mavisi ile boyandı ve ıĢık mikroskopta incelendi.

ĠĢaretlenen bölgelerden alınan yaklaĢık 0.5 ’luk ince kesitler “uranil asetat

– kurĢun sitrat” ile boyanarak Carl Zeiss 906 E geçirimli elektron

mikroskopta (TEM) değerlendirildi.

Ġntraperitoneal uygulanan ozon, EveozoneBasicPlus marka ozon üretim

cihazı kullanılarak üretildi.

Sonuçların istatistiksel değerlendirmesi SPSS® 17.00 istatistik paket programı ile parametrik olmayan Kruskal-Wallis testi ve ardından çoklu

karĢılaĢtırma yöntemlerinden Dunn testi kullanılarak yapıldı. P<0.05 istatistiksel anlamlı farklılık olarak kabul edildi. Sonuçlar ortanca değer, 1.

çeyrek ve 3. çeyrek olarak ifade edildi.

Page 5: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

BULGULAR

Biyokimya Bulguları:

Biyokimya sonuçları değerlendirildiğinde, tüm gruplarda parasetamol

uygulamasının karaciğer enzim değerlerini anlamlı düzeyde artırdığı saptandı. ALT düzeylerine bakıldığında taurin ve/veya ozon terapi

uygulamasının parasetamol etkisiyle olan yükselmeyi istatistiksel anlamlı düzeyde engellediği ve tek baĢına ozon uygulamasının koruyucu etkisinin

daha belirgin olduğu görüldü (p<0.01). AST ve LDH düzeylerindeki değiĢiklikler incelendiğinde ise taurin ve/veya ozon terapinin,

parasetamolün artırdığı enzim düzeyleri üzerinde anlamlı bir etkisinin olmadığı saptandı (ġekil 1).

Şekil 1. Sıçan kan serum ALT, AST ve LDH düzeyleri.

Histolojik Bulgular:

Kontrol Grubu: Santral ven çevresinde ıĢınsal yerleĢim gösteren

karaciğer hücreleri ve Disse aralığında normal yapısal özellikleri ile Kupffer hücresi ayırt edildi. Hepatosit sitoplazmasında hücre çekirdeği, elektron

yoğun matriksli mitokondri izlendi. Disse aralığı normal yapıdaydı. Büyük büyütmeli fotoğrafta (ġekil 2) hepatositlerin birbirine bakan yüzünde safra

kanaliküli ve bağlantı birimleri izlendi. Hepatosit sitoplazmasında az sayıda vakuol belirlendi.

Parasetamol Grubu: Küçük büyütmeli fotoğraflarda santral ven

çevresinde hepatosit çekirdeklerinin ökromatinden zengin olduğu saptandı. Mitokondri kristalizisine bağlı olarak oluĢtuğu düĢünülen çok sayıda

vakuolün Ģekillendiği görüldü. Hücrelerin Disse aralığına bakan yüzünde yapısal bütünlüklerini koruyamadıkları izlenirken sinüzoidal kapillerde

Page 6: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

belirgin dilatasyon ve staz görüldü. GeniĢleyen sinozoitlerin çevresinde

kollajen lif birikimi belirgindi. Büyük büyültmeli fotoğrafta vakuoller ve açık renk sitoplazmalıdejeneratif hücreler görülürken safra kanalikülünde

normal yapısal özelliklerin kaybolduğu saptandı (ġekil 3).

Taurin ve Parasetamol Grubu: Küçük büyültmeli elektron mikroskop fotoğraflarında sinüzoitlerde dilatasyon, staz ve hücre sitoplazmasını

kaplayan dev vakuoller belirlendi. Hepatosit çekirdeklerinin yer yer heterokromatinden zengin olduğu ve normal yuvarlak Ģekillerini oluĢan

vakuoller nedeniyle yitirdikleri görüldü. Büyük büyültmeli fotoğraflarda iri

ve yoğun matriksli mitokondri ayırt edildi. Safra kanalikülünün oldukça geniĢlediği ve hepatositlerin bu alanlarda sıkı bağlantı birimlerini

yitirdikleri belirlendi (ġekil 4).

Ozon Terapi ve Parasetamol Grubu: Dejeneratif oluĢumlar ayırt

edilmesine karĢın yapının parasetamol uygulanan gruba göre biraz daha

korunmuĢ olduğu dikkati çekti. Sinüzoitler normal yapı sergilerken bazı alanlarda bu grupta da sinüzoit çevresinde kollajen lif birikimi gözlendi.

Hepatosit çekirdekleri ökromatinden zengin olarak görüldü. Kontrol grubunda olduğu gibi yoğun matriksli mitokondri görüldü. Disse aralığında

hepatosit mikrovillusları ve otofajik vakuoller içeren Kupffer hücreleri belirlendi. Safra kanaliküllerinin bazı alanlarda yapısal bütünlüğünü

korurken bazı alanlarda dilatasyon gösterdiği saptandı. Kontrol grubunda da görülen safra kanaliküllerinin her iki yanındaki sıkı bağlantı birimleri bu

grupta da belirgin olarak izlendi. Ayrıca vakuol oluĢumu da kısmen daha az olarak saptandı (ġekil 5).

Taurin, Ozon Terapi ve Parasetamol Grubu: Parasetamol kaynaklı

dejeneratif değiĢikliklerin diğer gruplara karĢın daha belirgin olduğu izlendi. Hücre çekirdeğinin heterokromatinden zengin olduğu izlendi. Bazı

alanlarda mitokondri kristalizisinin yeni vakuol oluĢumlarına neden olduğu saptandı. Safra kanaliküllerinde dilatasyon ve bağlantı birimlerindeki

açılma bu grupta da belirgin olarak izlendi. Herring kanalı çevresinde kollajen lif birikimi gözlendi (ġekil 6).

Ayrıca, deney gruplarındaki sıçanların karaciğerleri makroskopik olarak

incelendiğinde kontrol grubunda karaciğer normal yapıya sahip olarak gözlenirken (ġekil 7A) parasetamol grubundaki sıçanların karaciğerlerinde

büyümenin ve kanama odaklarının mevcut olduğu, renk ve Ģekil bozukluğunun oluĢtuğu görülmektedir (ġekil 7B, D, E). Ozon terapi

uygulanan gruptaki sıçanların karaciğerleri incelendiğinde ise kontrol grubu karaciğerlerine benzer normal yapıya ve renge sahip oldukları tespit

edilmiĢtir (ġekil 7C).

Tüm histolojik bulgular göz önünde bulundurulduğunda, yüksek doz

uygulanan parasetamolle belirgin hücre hasarı oluĢumu yanı sıra mitokondri zar bütünlüğünün ve krista yapısının bozulduğu;

sinüzoitdilatasyonu, safra kanallarında eritrosit ve apoptotik hücre varlığı saptanmıĢ olup taurin ve/veya ozon uygulanan gruplarda hepatosit

Page 7: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

sitoplazmalarında belirgin vakuol oluĢumu ve bağlantı birimlerinde

açılmalar gözlendi. Tek baĢına ozon uygulanan grupta ise hasar oluĢumunun nispeten daha az olduğu tespit edildi.

Şekil 2. Kontrol grubu sıçan karaciğer dokusuna ait elektron mikroskobu

görüntüsü (Ç: Çekirdek, M: Mitokondriyon, : Disse aralığı, : Vena sentralis, : Safra kanalikülü, : Kupffer hücresi, : Sinüzoit, :

Dejenere hepatosit, ; Sıkı bağlantı birimleri).

Page 8: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

Şekil 3. Parasetamol grubu sıçan karaciğer dokusuna ait elektron

mikroskobu görüntüsü (Ç: Çekirdek, M: Mitokondriyon, : Disse aralığı,

: Vena sentralis, : Safra kanalikülü, : Kupffer hücresi, : Sinüzoit, :

Dejenere hepatosit, ; Sıkı bağlantı birimleri).

Şekil 4. Taurin-Parasetamol grubu sıçan karaciğer dokusuna ait elektron

mikroskobu görüntüsü (Ç: Çekirdek, M: Mitokondriyon, : Disse aralığı,

: Vena sentralis, : Safra kanalikülü, : Kupffer hücresi, : Sinüzoit, :

Dejenere hepatosit, ; Sıkı bağlantı birimleri).

Page 9: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

Şekil 5. Ozon-Parasetamol grubu sıçan karaciğer dokusuna ait elektron

mikroskobu görüntüsü (Ç: Çekirdek, M: Mitokondriyon, : Disse aralığı,

: Vena sentralis, : Safra kanalikülü, : Kupffer hücresi, : Sinüzoit, :

Dejenere hepatosit, ; Sıkı bağlantı birimleri).

Şekil 6. Taurin-Ozon-Parasetamol grubu sıçan karaciğer dokusuna ait

elektron mikroskobu görüntüsü (Ç: Çekirdek, M: Mitokondriyon, : Disse

aralığı, : Vena sentralis, : Safra kanalikülü, : Kupffer hücresi, :

Sinüzoit, : Dejenere hepatosit, ; Sıkı bağlantı birimleri).

Page 10: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

Şekil 7. Farklı deney gruplarına ait sıçan karaciğerlerinin makroskopik görünümleri (A: Kontrol grubu; B, D, E: Parasetamol grubu; C: Ozon-

Parasetamol grubu).

A)

E)

C) D)

B)

Page 11: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

TARTIŞMA

ÇalıĢmamızda farelerde yüksek doz parasetamolün oluĢturduğu

hepatotoksisite üzerine ozon terapinin etkisi taurinin etkisiyle kıyaslanarak araĢtırıldı.

Yüksek doz parasetamol uygulaması diğer çalıĢmalarda gösterildiği Ģekilde

karaciğer enzim düzeylerinde belirgin artıĢa yol açtı (9). Taurin ve/veya ozon terapi uygulamaları ile ALT düzeyindeki artıĢ anlamlı olarak

önlenebildi. Tek baĢına ozon terapi uygulamasının önleyici etkisi daha belirgin olarak ortaya çıktı. Diğer çalıĢmalarda parasetamol ile olan AST ve

LDH düzeylerindeki artıĢın taurin ve diğer antioksidan ajanlarla önlendiği gösterilmiĢ olmasına rağmen (9) çalıĢmamızda taurin ve/veya ozon

terapinin AST ve LDH düzeyleri üzerine herhangi bir etkisi gözlenmedi. Bunun sebepleri Ģunlar olabilir:

1. Kan alımı sırasında eritrosit hemolizine yol açılması (10)

2. Parasetamolün oksidatif reaksiyonları artırmasına bağlı olarak eritrosit membran hasarı sonucu hemolize yatkınlık (10)

Histolojik inceleme sonuçlarında ise safra kanaliküllerinin mikrovillüs

yapılarının ve iki yanındaki sıkı bağlantı birimlerinin az olmakla birlikte, ozon terapi uygulanan grupta daha fazla korunduğu ve vakuol

oluĢumunun da daha az olduğu gözlendi.

ÇalıĢmamızda, bir non-steroidal antiinflamatuar, antipiretik ve analzejik ilaç olan ve dünya çapında yaygın olarak kullanılan parasetamolün yüksek

doz kullanımında oksidatif strese bağlı oluĢturduğu hepatotoksik etkilerinin antioksidan özellikli ozon ile önlenebilmesi için bir deney hayvanı modeli

üzerinde çözüm yolu geliĢtirilmesi hedeflenmiĢtir. Bulgularımız ıĢığında, özellikle ozon terapinin yüksek doz parasetamol uygulaması sonucu

meydana gelen karaciğer hasarı üzerine kısmen koruyucu etkilerinin olduğu sonucuna varılmıĢtır.

Kaynaklar:

1-Dahlin DC, Miwa GT, Lu AYH, Nelson SD. N-Acetyl-p-benzoquinone imine: A cytochrome P-450-mediated oxidationproduct of

acetaminophen. Proc Nat Acad Sci 1984, 81: 1327-1331.

2-Jaeschke H, Bajt LM. Intracellular signaling mechanisms of acethominophen-induced liver cell death. Tox Sci 2006, 89 (1): 31-41.

3-Rang H.P., Dale M.M., Ritter J.M., Flower R.J., Henderson G.: Rang&Dale’s Pharmacology, 7th Ed.: Elsevier Churchill Livingston, An

imprint of Elsevier Ltd., Spain; 2011: 698-709.

Page 12: S15. Ozon Terapi Parasetamol Hepatotoksisitesinin Önlenmesinde

4-Henderson CJ, Wolf CR, Kitteringham N, Powell H, Otto D, Park BK.

Increased resistance to acetaminophen hepatotoxicity in mice lacking S-transferase Pi. Proc Nat Acad Sci 2000, 97: 12741-12745.

5-Bocci V. Is it true that ozone is always toxic? The end of a dogma.

Toxicology and Applied Pharmacology 2006, 216: 493-504.

6-Bocci V. Ozone as janus: this controversial gas can be either toxic or

medically useful. Mediators of Inflammation 2004, 13(1): 3-11.

7-Das J, Ghosh J, Manna P, Sıl PC. Acethominophen induced acute liver

failure via oxidative stres and JNK activation: protective role of taurine by the suppression of cytochrome P450 2E1. Free Radical Research

2010; 44(3): 340-355.

8-Acharya M, A Lua Cam C. Comparison of the protective actions of N-

acetylcysteine, hypotaurine and taurine against acethominophen-induced hepatotoxicity in the rat. 17th International Meeting of Taurine

Fort Lauderdale, FL, USA. 14-19 December 2009.

9-Waters E, Wang J, Redmond H, Wu Q, Kay E, Bouchier-Hayes D. Role

of Taurine in Preventing Acetaminophen-Induced Hepatic Injury in Rat. Am J Physiol Gastrointest Liver Physiol. 280:G1274-G1279, 2001.

10-Manor E, Marmor A, Kaufman S, Leiba H. Massive Hemolysis Caused

by Acetaminophen Positive Determination by Direct Coombs Test. JAMA vol. 236 Dec 13, 1976.