Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ
SABAH
Kumpası gizlemek için çilingiri tehdit etmişler
FETÖ’nün, Deniz Baykal’a kaset kumpasını ifşa
edebilecek çilingir Hasan Usta’yı ve yanında çalışan
K. kod adlı gizli tanığı tehdit ettiği ortaya çıktı.
Tehditleri gerçekleştiren FETÖ’cü polisler Ertan
Arslan ve Özgür Türker…
FETÖ'nün Deniz Baykal'a kaset kumpasını ifşa
edebilecek çilingir Hasan Usta'yı ve onun yanında
çalışan K. kod adlı gizli tanığı tehdit ettiği ortaya
çıktı. SABAH'ın ulaştığı bilgilere göre Usta'yı ve gizli
tanığı tehdit eden FETÖ'cü polisler, başkomiser
Özgür Türker ve Ertan Arslan. Türker, FETÖ'nün
siyaseti dizayn eden çilingir timinin önemli
isimlerinden biri. Gizli tanık ifadesinde Türker'in
kendisini önce tehdit ettiğini sonra para teklif ettiği
anlattı. Bunun üzerine Türker 2014'te Ankara
İstihbarat'tan alınıp Van Çevik Kuvvet Şube
Müdürlüğü'ne gönderilince tehdit işini İstihbarat
Şube Müdürlüğü'nde 9 yıl beraber çalıştığı Arslan
aldı.
Arslan, daha önce Türker'in kullandığı istihbarat
şubesine ait araçla 4 Ocak günü gizli tanığın evinin
önünde görülünce olay polise ve savcılığa intikal
etti. Polis Arslan'ın yasadışı takibi ile ilgili tutanak
tuttu. Arslan, 19 Ocak'ta İstihbarat Şubesi Dini
Motifli Terör Örgütleriyle Mücadele C Büro
Amirliği'nden Ankara Emniyet Müdürlüğü Eğitim
Şube Müdürlüğü Mermi Atış Büro Amirliği'ne
gönderildi. Türker'in Van'a gönderildiği dörnemde
Ankara İstihbarat Şubesi'nin başında ise görevden
alınan Emniyet Müdürü Cihangir Ulusoy vardı.
Ulusoy'un emrindeki koruyup kolladığı istihbaratçı
Türker ve Arslan, Başbakan'ın evine/ofisine dinleme
cihazı, Baykal ile MHP'lilerin evine kaset yerleştirme
kumpasını aydınlatacak olan K.'yi tehdit ediyorlardı.
Arslan, Ulusoy'un yardımcılığını da yapmıştı.
SABAH'ın ulaştığı FETÖ'nün izleme ve dinleme
suçları dosyası kapsamında şüpheliler, tanıklar,
gizli tanıklar ve mağdurlarla görüşüldü. İfadesi
alınan kişiler arasında 2011'de FETÖ'nün kaset
operasyonu ile görevlerinden ayrılmak zorunda
kalan MHP'liler de bulunuyor. Mağdur ve tanık
olarak ifadesi alınan isimler şunlar: "Eski MHP
milletvekilleri Deniz Bölükbaşı, Ümit Şafak, Cihan
Paçacı, Mehmet Ekici, Nihat Ali Özcan, eski
Bağımsız Milletvekili İhsan Barutçu, eski MHP
Genel Başkan Yardımcısı Metin Çobanoğlu,
Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Aydın
Deliktaşlı, çilingir Ayhan Aktaş, sekreter İbrahim
Özbay, işadamı Sadi Tarım, Batıkent'te ikamet
eden Çayan Sağır, Batıkent'te ikamet eden
Cüneyt Bayrak, Ankara Anahtarcılar Odası
Başkanı Hasan Polat."
DÖNEMİN İÇİŞLERİ BAKANI ATALAY'IN
ODASINI DİNLEDİLER
Dosyada yer alan bilgilere göre FETÖ, 2010'da
dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın makam
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 2
odasını dinleyip ses kayıtlarını CD'lere yüklüyor
ve arşivine koyuyordu. Bu bilgi, Yiğit Uyar adlı
polisin dosya kapsamında verdiği ifade ile
ortaya çıktı. Uyar, 2010 başlarında kısım amiri
Özgür Türker'in kendisine ses CD'leri getirdiğini
ve bunları dinlediğinde kaydın o zamanki İçişleri
Bakanı Beşir Atalay'ın makamında yapıldığını
anladı. Türker'in olmadığı zamanlarda ise ses
kayıtlarını Ertan Arslan Uyar'a getirdi. Türker
daha sonra ise ses kayıtlarını SD kartlagetirmeye
başladı. Uyar, kayıtlardan Atalay'ın Gülen
örgütüne karşı olduğunu ve Atalay'ın vali
kaymakam, emniyet müdürlüğü ve istihbarat
daire başkanlığı gibi atamalarda Osman Güneş'e
isim vererek Gülen örgütünden olup
olmadıklaranı sorduğunu anlattı.
SABAH
Gezi kalkışması baştan sona FETÖ tezgâhı çıktı
Gezi kalkışmasını FETÖ'nün organize ettiği
dört yıl sonra tamamen açığa çıktı.
Savcılığın hazırladığı FETÖ iddianamesinde Gezi
olaylarını FETÖ'nün organize ettiği, sonrasında
gelen 17-25 Aralık ve MİT TIR'ları
operasyonlarının başarısız olması üzerine
örgütün 15 Temmuz'da darbeye kalkıştığı
kaydedildi. Olayların fitilini ateşleyen Gezi
Parkı'ndaki çadırların yakılması talimatını,
zabıtaya FETÖ'cü emniyet müdürü Ramazan
Emekli verdi. Gezi sürecinde, İstanbul Emniyet
Müdür Yardımcısı olarak görev yapan ve
orantısız güç uygulamakla suçlanan Mithat
Aynacı da 15 Temmuz darbe girişimi sırasında
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü işgale giden
darbecilerin tankı içinde askeri kamuflajlı
kıyafetle yakalandı. Gezi olayları sırasında
Eskişehir'de darp edilerek hayatını kaybeden
üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın
ölümüne ilişkin güvenlik kamera görüntülerini
FETÖ'cü istihbarat polis amirinin sildirdiği açığa
çıktı. Gezi olayları sırasında Güvenlik Şube
Müdürü olan Yunus Dolar 15 Temmuz sonrası
FETÖ ile ilişkisi nedeniyle KHK ile ihraç edildi.
ŞİKE KUMPASIYLA PROVA YAPILDI
FETÖ'nün Şike kumpasına dair iddianameye
göre; 12 Mayıs 2012'deki F.Bahçe-G. Saray maçı
sonrası olaylar çıkarıldı ve Gezi olaylarının
provası yapıldı. Hedef, kaos, iç kargaşayla
hükümeti devirmekti. Örgüt, Şike soruşturmasını
sanki hükümet yapmış gibi göstermeye çalıştı.
Şüpheli Mehmet Baransu taraftarları kışkırtıcı
açıklamalar yaptı. FETÖ elebaşısı da Gezi'deki
çapulculara destek verdi.
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 3
STAR
Bitirin şu tiyatroyu
15 Temmuz ihanetinin eli kanlı katilleri,
mahkemede tek tip savunma yaparak neredeyse
kendilerini kahraman ilan ediyorlar.Suçüstü
yakalananlar bile mağdurlarla alay eder gibi
inkarı seçiyor. Star, FETÖ karargahına dönen
koğuş gerçeklerini araştırdı:
15 Temmuz darbe girişimi davası sanıklarının neredeyse tamamı, onları suç üstü yapan ses ve görüntü kayıtlarına rağmen, terör örgütü FETÖ ve darbeyle bir ilgileri olmadığını savunmaya çalıştı. Hatta ‘mağdur edebiyatı’ yapmaya kalkıştılar. Gözaltı ve tutuklama sürecinde emniyet ve savcılıkta verdikleri ilk ifadelerde suçunu itiraf eden sanıklar, mahkemedeki savunmalarında ‘O ifadeleri ‘baskı-işkence altında verdiklerini’ öne sürdü. Duruşmaları takip eden mağdurlar ve avukatlarının izlenimleri ve FETÖ soruşturmalarına bakan emniyet istihbarat yetkililerine göre, 15 Temmuz darbe girişiminin sanıkları hala FETÖ talimatıyla hareket ediyor, mahkemeleri tartışmalı hale getirmeye çalışıyor. Organizasyonun temelinde, cezaevlerinde ‘ imzayla’ bir araya gelen 10’ar kişilik gruplar yer alıyor. Terör örgütü FETÖ, 15 temmuz öncesindeki örgüt üyesi-örgüt imamı ilişkisini cezaevlerinde de kurarak koğuşları adeta örgüt karargahına çevirmiş durumda.
TİYATRO SERGİLENİYOR İstanbul, Ankara, Marmaris ve İzmir’deki darbe girişiminin öne çıkan sembol davalarının sanıklarının, birbirinden habersiz gibi görünse de
neredeyse birbirinin kopya savunma vermeleri dikkat çekti. Sanıkların tamamı terör örgütü FETÖ ile bir ilgileri olmadığını hatta hayatlarının bu örgütle mücadeleyle geçtiğini, 15 Temmuz gecesi herhangi bir darbe girişimi içinde olmadıklarını hatta darbecileri engellemeye çalıştıklarını savundu. 15 Temmuz gecesi suç üstü yakalandıklarında tüm suçlarını itiraf eden sanık emniyet müdürü ve generaller, yargılama sürecinde o ifadelerin baskı ve işkence altında alındığı için gerçeği yansıtmadığını iddia edecek kadar ‘ tiyatro’ sergiledi.
AKLA ZiYAN YALANLAR Emniyet Müdürü Mithat Aynacı ve Albay Ahmet Özçetin’ in mahkemedeki sözleri, FETÖ’cü sanıkların geliştirdiği ortak savunma taktiklerinin özeti gibi. FETÖ’den aranırken 15 Temmuz gecesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü işgal etmeye çalışan tankın içinden çıkan eski emniyet Müdürü Mithat Aynacı, aynı zamanda örgütün haberleşme programı ByLock kullanıcısı. Halkın linç girişiminden son anda kurtarıldı ancak mahkemedeki ifadesinde
emniyet önündeki askerleri kışlalarına göndermeye çalıştığını ve bu nedenle halk tarafından alkışlandığını savundu. F-16’ lara ‘vur’ emrini veren ve daha önceki ifadesinde bunu kabul eden eski Hava Kuvvetleri Genel Sekreteri Albay Ahmet Özçetin FETÖ’nün TSK’daki hücre yapılanmasını da iddianameden öğrendiğini savundu. Telsiz konuşmalarında F16 pilotlarına ‘vur emri’ verdiği hatırlatılınca ‘Bana bu emir dikte ettirildi” yanıtını verdi.
5 MADDEDE ORTAK SAVUNMA FETÖ davasının sanığı general ve emniyet müdürleri, nasıl ortak savunma geliştiriyor? Uzmanlara göre;
TALİMAT ALIYORLAR Örgüt Türkiye’de tasfiye olma sürecinde ancak halen hakkında bir yasal işlem başlatılmamış örgüt üyeleri Pensilvanya’daki teröristbaşı Fetullah Gülen’ in talimatlarını uyguluyor.
OYUN SİTELERİNE DİKKAT Talimatlara ilişkin iletişim hem kuryelerle hem de internetteki oyun siteleri ve bazen de medya üzerinden yapılıyor. Türkiye’de mahkemelerdeki
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 4
sanık ifadeleriyle Avrupa basınında eş zamanlı çıkan benzer savunmalar da bunun bir göstergesi.
MİLİTAN AVUKATLAR Örgüt üyesi bazı avukatlar kutsal olan savunma hakkının ötesinde örgüt içi talimatları ileten kurye gibi faaliyet gösteriyor. FETÖ sanıklarının onlarca avukatın, ByLock kullanıcılığı ve örgüt üyeliği nedeniyle tutuklanması da bunun başka bir göstergesi.
KOŞULLAR YETERSİZ Koşulların yetersizliği nedeniyle cezaevlerinin FETÖ karargahlarına dönüşmesi. “Duruşumuz net. Suçlamaları kabul etmeyeceğiz. Sadakat testinden geçiyoruz” yazılı notlar, neredeyse tüm cezaevlerinde bulundu. ‘Örgütsel taktik’ geliştirmemesi için aynı koğuşlarda kalmaması teamülüne rağmen koğuşlar ‘FETÖ’nün etüt merkezlerine’ dönüştü.
MEVZUAT ÇARESİZ Mevzuatın çaresizliği. Ayrı koğuşlara konulan FETÖ sanıkları, yasanın kendilerine tanıdığı haktan yararlanarak imzayla 10 kişilik gruplar halinde haftada bir gün bir saatliğine bir araya gelebiliyor. Özellikle örgütün lideri konumundaki bu 10 kişilik gruplar, dışarıdan aldıkları talimatları hem birbirleriyle hem de koğuşlarındaki diğer FETÖ sanıklarıyla paylaşıyor.
Darbe davası sulandırılmak isteniyor Eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı emekli Albay Ahmet Zeki Üçok, darbe girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi darbecilerin, ‘ yalan, ret ve inkar taktiğiyle’ mahkemeleri sulandırmaya çalıştıklarını belirterek, “Yeni ortaya koydukları senaryoyla ‘Görevdeki komutanların emir ve talimatlarıyla hareket ettik’ diyerek TSK’yı suçlayarak 15 Temmuz direnişini itibarsızlaştırmak istiyorlar. Darbe olayını bambaşka bir yöne çekme gayretindeler” dedi. Ankara’da görülen ‘çatı davası’ başta olmak üzere darbecilerle ilgili açılan davaları yakından takip eden Üçok, FETÖ’cülerin mahkemelerde sergiledikleri tavır ve yaptıkları savunmalar konusunda, pek çok davada darbenin bir numaralı sanığı olan Fetullah Gülen’ in 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra yabancı basına verdiği röportajlarında kullandığı ifadelerin ayrısı olduğunu aktardı. Üçok, şöyle konuştu: “Tez aynı.
Fetullah’ ın bu işle bir ilgisi yok. TSK içinde bir grubun yapmaya çalıştığı bir darbedir. Bunu da TSK’daki mevcut kadro ile ilişkilendirmeye çalışıyorlar. Darbecilerin tavrı çok net. Mahkemeleri sulandırmaya çalışıyorlar. Olayın FETÖ’nün üzerinden alınıp başka mecralara çekilmeye çalışılan bir senaryonun uygulanmaya başlandığını düşünüyorum.”
AKŞAM
Mahrem Bankta 18 milyon TL
FETÖ’nün 40 yıllık emniyet arşivini SD kart
içerisinde teslim eden 'Garson' kod adını gizli
tanık, emniyet mahrem imamına her ay 200 bin
dolar ödendiğini söyledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü
Suçlar Bürosu Savcılığı’nca FETÖ’nün
‘emniyetteki mahrem yapılanmasına’ ilişkin ilk
iddianameyi tamamladı. Örgütün ‘mahrem
yapılanması’ na ilişkin Ankara’da Nisan ayında 81
ilde başlatılan operasyonlar kapsamında yakalanan
198 sanık hakkında iddianame düzenledi.
İddianameye göre, örgütün emniyetteki mahrem
yapılanmasına üst düzey görev üstlenen bir kişi 18
Nisan’da Ankara'da savcılığa başvurarak örgütün
mahrem imamlarıyla ilgili bilgi vermek istedi.
Örgütsel işleyiş ile örgüt mensuplarına ilişkin
birçok bilgiyi içerir 2 adet Micro SD kartı savcılığa
teslim eden bu mahrem imam tanık koruma
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 5
programına alınarak 'Garson' kod adı verildi. Gizli
tanık Garson, örgüte ilişkin şu bilgileri verdi:
Gülen'den talimat geldi
17-25 Aralık'tan sonra özellikle örgüt üyesi
polislerin örgütten kopmasıyla gelirlerde azalma
olmuştur. Gülen’ in talimatıyla yeni gelir elde
edebilmek için 1 kez her örgüt üyesinden çeyrek
altın, 2 defa kurban ve 1 defa da fitre alınarak 18
milyon TL toplandı. Bu para 15 Temmuz’a kadar
kullanıldı. 2015 yılının ilk çeyreğinde Türkiye
Emniyet imamı Hamza Sevinç’ in bilgisiyle 6
milyon Dolar sivil yapılanmadan destek olarak
alındı. Bu paranın 2,5 milyon doları ilk alındığında
Ercan Ayla adına açılan banka kasasında yaklaşık
bir yıl kadar kaldı. Paranın geri kalan kısmı ise
Nedim K., İrfanK., Nevzat Balkaya ve ismini
'Osman' olarak bildiğim esnaf tarafından yine
bankalardaki kiralık kasalarda saklandı. Bu paranın
3,5 milyon doları 2016 Ağustos ve 2017 Mart ayı
arasında kullanıldı.
En büyük pay Ankara'da
FETÖ emniyet organizasyonun 2,5 milyon dolar
parası bulunmaktadır. Bu paranın bir kısmı
Ankara'da Kemal Özkan isimli şahsa ait bir
bankanın kiralık kasasında bulunmaktadır. Bu
paranın diğer kısmı Kocaeli/Gölcük'te kiralık bir
banka kasasında bulunmaktadır. MİT'teki mahrem
yapı için Dr. Selman Bey'in maaşı ödenir.
Özel ofiste gizli kasalar
Türkiye Emniyet imamı mali sekreteri, Büyük
Bölge temsilcilikleri mali sekreterlerinden gelen
parayı toplayarak kasaya koyar. Bu para özel
tutulmuş bir ofisteki kasada saklanır. Bu paralarla
17-25 Aralık'ta ihraç olan polislerin maaşları,
Nokta dergisi, Aktif Haber sitesi, Uluslararası
Hukuk Derneği, için ödenen paralar ödenir.
İmamlar paraya boğulmuş
Garson kod adlı itirafçı Mahrem imamlara ödenen
maaşları da anlattı: Türkiye Emniyet imamı Kadir
kod adlı Temel Alsancak tarafından FETÖ'nün
diğer mahrem organizasyonları için verilmiş olan
ve Aralık 2016’dan beri dağıtılan paranın da bir
gider kaydı bulunuyor.
YENİ ŞAFAK
Kato yiğitlerini kaybettik
Türkiye dün Şırnak’tan gelen acı haberle
sarsıldı. Kato’da 100’e yakın mağaranın yerle
bir edildiği operasyonu yöneten ekibi taşıyan
helikopter düştü. Kazada Tümgeneral Aydoğan
Aydın ile 8 subay, 2 astsubay ve 2 uzman
çavuşun şehit oldu.
Dün akşam saatlerinde Şırnak’tan gelen bir kaza haberi Türkiye’yi yasa boğdu. Uludere ilçesine bağlı Şenoba beldesinde Cougar tipi helikopter düştü, 13 asker şehit oldu. Alınan bilgiye göre içerisinde 13 askerin bulunduğu AS 532 COUGAR tipi helikopter akşam
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 6
saatlerinde Şenoba Tugay Komutanlığından kalkış yaptı. Havalandıktan kısa bir bir süre sonra yüksek gerilim hatlarına takılan helikopter, saat 20.55’de düştü.
KATO’YU TEMİZLEYEN EKİP
Helikopterin içesinde bulanan 23. Sınır Tümen Komutanı Tümgeneral Aydoğan Aydın, Albay Oğuzhan Küçükdemir, Albay Gökhan Peker, Yarbay Songül Yakut, Binbaşı Koray Onay, Yüzbaşı İlker Acar, Yüzbaşı Nuri Şener, Pilot Yüzbaşı Serhat Sığınak, Pilot Üsteğmen Aldülmüttalip Kesikbaş, Başçavuş Mehmet Erdoğan, Teknik Başçavuş Fevzi Kıral, Uzman Çavuş Zeki Koç ve Piyade Uzman Çavuş Hakan İncekal şehit oldu. Helikopterde bulunan komutanların Kato Dağı’nda 100 yakın mağaranın yerle bir edildiği terörle mücadele operasyonlarının yöneten ekip olduğu öğrenildi.
Darbeye karşı dik durmuştu
Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın’ın, AK Parti Tokat Milletvekili ve Milli Savunma Komisyonu Başkanı Yusuf Beyazıt’ın yeğeni olduğu öğrenildi. Şehit Aydoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı dönemde Kayseri Komando Tugay Komutanlığı görevini yürütüyordu. Hain darbe girişimini Hakkari’de operasyonda iken haber alan Aydın’ın, Kayseri’deki komutanlığını yaptığı tugayı arayarak, “Kışladan bir tek er dahi dışarı çıkmayacak” emrini verdiği öğrenildi. Aydın darbeden sonraki YAŞ’ta da tümgeneralliğe terfi ettirilmişti. Ayrıca, Aydın’ın Kayseri’de görev yaptığı dönemde de hiç komutanlıkta durmadığı, Cizre, Diyarbakır (Sur) ve Nusaybin (Mardin) gibi terör örgütü PKK’nın hendek kalkışmasının yaşandığı bölgelerin temizlenmesinde aktif olarak görev yaptığı ifade edildi.
Zirveden Erdoğan’abilgi vermişti
Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın geçtiğimiz pazar günü Şırnak’a İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla terör operasyonlarının yürütüldüğü
Kato Dağı’na çıkmıştı. İçişleri Bakanı Soylu’nun telefonundan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşerek operasyon hakkında bilgi vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a terör örgütü PKK’nın yıllardır yığınak yaptığı bölgeye operasyon gerçekleştirdiklerini belirten Aydın şunları kaydetmişti: "Yığınak yapmışlar. İnşallah çok ciddi rakamlara ulaştık. Hakikaten terörle mücadele tarihinin erişemediği miktarda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi bulundu. Ben zannediyorum değerlendirmem o dur ki önümüzdeki günlerde bu mağara sayılarında artış olacak. Yine bu bölgede teçhizatların bulunmuş olması Türkiye genelindeki terörle mücadeleye katkı sağlayacaktır. Buranın temizlenmesi emin olalım Ankara ve İstanbul’da terörün belinin kırılması adına da da etki yapacaktır. Biz bu kararlılıkta devam ediyoruz”
TÜRKİYE
Firari hainler için yolun sonu
‘Yurda dön’ çağrısına uymayan HDP’liler ile
FETÖ’cüler, her şeylerini kaybedecek.
HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ve Van Milletvekili Tuğba Hezer’in milletvekilliklerinin düşürülmesine ilişkin Meclis süreci tamamlandığında, bu iki isimle ilgili Türk vatandaşlığından çıkarılmaları da gündeme gelecek.
Teröre destek verdikleri gerekçesiyle haklarında fezleke hazırlanan ve dokunulmazlıklarının kaldırılacağını anlayınca da yurt dışına kaçan
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 7
HDP’li Sarıyıldız ile Hezer için yolun sonu geldi. TBMM Başkanlık Divanının geçen hafta aldığı karar ile bu iki ismin milletvekilliğinin düşürülmesi ve maaşlarının kesilmesi süreci hızlanmıştı. Anayasa-Adalet Karma komisyonu Hezer ve Sarıyıldız’la ilgili hazırlayacakları raporları Meclis Genel Kuruluna gönderecek ve milletvekilliklerinin düşürülmesini talep edecek. Genel Kurul’da bu yönde karar alınırsa, Hezer ve Sarıyıldız’ın önce milletvekillikleri düşecek, aynı anda da kaçak oldukları dönemde ödenen maaşlar geri istenecek.
MAL VARLIKLARINA EL KONULACAK
Meclis’teki sürecin tamamlanması ile birlikte, Sarıyıldız ve Hezer’in Türk vatandaşlığından da çıkarılacakları öğrenildi. Özellikle Hezer’in milletvekilliği emekliliğini hak edeceği 7 Haziran’dan önce Meclis’te milletvekilliğinin düşürülmesi sürecinin hızla tamamlanması gündeme gelmişti. Ancak hükûmet kaynaklarından edinilen bilgilere göre, bu süre aşılsa bile Türk vatandaşlığından çıkarılacakları için hem Sarıyıldız’ın hem de Hezer’in vatandaşlıktan kaynaklanan tüm hakları son bulacak. Türkiye’deki mal varlıklarına el koyulması da gündeme gelecek.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Ocak ayında çıkarılan KHK ile yurt dışında bulunduğu halde bir soruşturma veya kovuşturma nedeniyle Türkiye’ye dönmesi istenen biri, resmi çağrı yapıldıktan sonra üç ay içinde dönmezse vatandaşlıktan çıkarılabileceği öngörülmüştü. KHK’daki bu hükme dayanarak, Sarıyıldız ve Hezer’in yargılandıkları mahkeme tarafından İçişleri Bakanlığına başvurarak, vatandaşlıklarının kaybettirilmesi başvurusu yapılacak. Bu başvurudan sonra kaçak milletvekillerine 3 ay içinde yurda dönmeleri çağrısı yapılacak. Bu sürede dönmeyenler Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkarılacaklar.
BİNLERCE FETÖ'CÜ DE ATILACAK
Haklarında yakalama kararı bulunmasına rağmen, mahkemelere gitmeyen veya teslim
olmayan 7 bin civarında da FETÖ’cünün bulunduğu belirtildi. Hükümet kaynakları, firari FETÖ’cüler için de vatandaşlıktan çıkarma sürecinin başlatılacağını dile getirdi. Kamuoyunun yakından tanığı firari FETÖ’cülerden bazıları şöyle: Şerif Ali Tekalan Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Hamdi Akın İpek, Mustafa Yeşil, Naci Tosun, Mustfa Özcan, Muammer Akkaş, Cevdet Türkyolu, Fikret Seçen, Celal Kara, Zekeriya Öz, Önder Aytaç, Tuncay Opçin, Adem Yavuz Arslan, Osman Hilmi (Kozanlı Ömer).
TAKVİM
Torpil patladı
Ayşe Deniz Karacagil, kırmızı fuları taktı. Gezi
provokasyonuna katıldı. “Simge kız” olarak
ekranlara taşındı. Ancak terörist olduğu
saptandı. PKK’da “Destan Yörük” adını aldı.
Karayılan’ın torpillisi çıkınca terör yuvası
Kandil karıştı... Rakka’da öldürülen
Karacagil’in PKK’daki kadın teröristlerin isyan
etmesi üzerine Suriye’ye gönderildiği anlaşıldı.
Ispartalı olan ve Antalya'da yaşayan Ayşe
Deniz Karacagil, Antalya'daki Gezi
eylemlerinde yer aldı. Katıldığı
saldırılar yüzünden polis tarafından
yakalanıp tutuklandı. 2 Ekim 2013'de hapse
yollandı. 127 gün cezaevinde kalan Karacagil,
daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakıldı. Bunu fırsat bilen Karacagil,
Kandil'e kaçtı. Teröristbaşı Murat
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 8
Karayılan, "Kırmızı Fularlı Kızı" himayesine
aldı. Onu "Avrupa'dan sorumlu özel kalem
müdiresi" yaptı. Ardından teröristbaşı ile
danışmanı, "mutluluk pozları" verip aynı
fotoğraf karesinde yer aldı. Ancak Karacagil'in
diğer teröristlerden farklı muamele görmesi
Kandil'de bulunan kadın teröristlerin isyan
etmesine yol açtı. Kanlı terör örgütü PKK'nın
kadın yapılanması olan YJA-Star'a bağlı kadın
teröristler Güneydoğu'da devam eden
operasyonlarda öldürülünce, hain yuvası daha da
karıştı. Kadın teröristler, Karayılan'a karşı
ayaklandı. Kandil'deki Harun Kampı'nda
bulunan kadın teröristler,
teröristbaşı Karayılan'ın Ayşe Deniz Karacagil'i
kampta tutup iş yaptırmamasına kızdı!
Karayılan'a telsizden "Senin Destan Yörük
nerede Cemal (Murat Karayılan'ın kod adı)
müdür olmaya mı geldi?" "Senin için Destan
Yörük'ten başka kadının önemi yok mu?"
"Destan Yörük burayı İstiklal Caddesi mi
sanıyor?" diye bağırdı. Tepki üzerine "Destan
Yörük" kod adlı Ayşe Deniz Karacagil, terör
örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan
YPG'ye yollandı. YPG'de (Destan Temmuz)
kod adını alan Karacagil'in 3 gün önce
Rakka'da bir çatışmada
öldürüldüğü açıklandı.
YENİ ŞAFAK
MİT’ten darbeyi önleme plânı
Milli İstihbarat Teşkilatı, olası darbe
girişimlerinin önlenmesi için 7 aşamalı bir yol
haritası hazırladı. Devletin direnç refleksini
geliştirmek için hazırlanan çalışmada MİT’in,
TSK içerisindeki hizipleşmelere karşı da
faaliyet yürütmesinin önünün açılması talep
edildi. Raporda, kamu personelinin
yabancılarla temasının kayıt altına alınmasını
sağlayacak yasal düzenlemenin gerekliliği
vurgulandı.
93 yıllık tarihinde birçok defa cunta, darbe ve muhtıralarla sarsılan Türkiye’nin bu hain hadiselerden ilelebet korunmasına yönelik MİT, çarpıcı bir rapor hazırladı. MİT, devleti kılcal damarlarına kadar sarmayı hedefleyen FETÖ ve benzeri karanlık yapılanmaların 15 Temmuz gibi darbelere bir daha kalkışamaması için 7 maddelik rapor oluşturdu. Devletin direnç refleksini geliştirmek için hazırlanan çalışmada, MİT’in, TSK içerisindeki hizipleşmelere karşı faaliyet yürütmesinin önünün açılması talep edildi. MİT, kamu personellerinin yabancı ülke vatandaşlarıyla temaslarının kayıt altına alınmasını önerdi.
MİT’İN ‘DARBESAVAR’ RAPORU
MİT’in hazırladığı ve FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na sunduğu raporda darbelerin önlenmesine yönelik 7 aşamalı bir yol haritası yer aldı. Raporun “Bundan Sonra Her Türlü Darbe Girişiminin Önlenmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlere İlişkin Görüş, Talep (mevzuat, yetki, personel, eğitim, tesis vb) ve Öneriler” başlıklı bölümünde, cunta oluşumlarına
HABERLER 01/06/2017
AK PARTİ GRUP BAŞKANLIĞI – BASIN MÜŞAVİRLİĞİ 9
yönelik alınması gereken tedbirler yer alıyor. 7 maddelik rapordaki en dikkat çekici talep, MİT’in TSK içerisinde istihbarat faaliyetinde bulunmasını önleyen yönetmeliğin değiştirilmesi yönünde. Mevcut “MY 114-1 (c) TSK İstihbarata Karşı koyma, Koruyucu Güvenlik ve İşbirliği Yönergesi”ndeki talimat gereği MİT, TSK içerisindeki hizipleşmeleri takip edemiyor. Söz konusu talep, raporda, “MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, TSK içinde istihbarat toplamasına izin vermeyen yönetmeliğin değiştirilmesinde veya MİT Müsteşarlığı’ndaki gibi TSK ve EGM bünyesinde de personeli denetleyecek Kontraspiyonaj faaliyetleri açısından tetkik edecek bir ‘İç Güvenlik Birimi’ teşkil edilmesinde fayda mütalaa edilmektedir” ifadeleriyle yer aldı.
YABANCILARLA İLİŞKİLER...
Raporun bir diğer bölümünde “Stratejik öneme sahip kamu kurum ve kuruluşlarında ‘İstihbarata Karşı Koyma’ bilincinin artırılmasına yönelik tedbirlerin artırılması” gerektiğine vurgu yapıldı. MİT’in önerileri arasında kamu personellerinin yabancılarla kurdukları temasların kayıt altına alınması gerektiği şu ifadelerle yer aldı: “Devlet memurlarının yabancılarla ilişkilerinin/temaslarının kayıt altına alınmasına yönelik yasak düzenlemeye gidilmesinde fayda mütalaa edilmektedir.”
STRATEJİK KURUMLARDA GÜVENLİK
FETÖ benzeri illegal yapılanmaların ülke yönetimini ele geçirmek için öncelikli hedeflerinin stratejik nitelikteki kurumlara sızmak olduğuna vurgu yapılan MİT raporunda, “Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Adalet Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü başta olmak üzere kritik önemi haiz kurum ve kuruluşların personeliyle ilgili güvenlik tahkikatlarının titizlikle sürdürülmesi” önerisinde bulunuldu.
KADROLAŞMANIN PANZEHİRİ
MİT’in darbe önleyici önerileri arasında “Güvenlik birimleri içerisindeki olası hareketliliğin tespiti amacıyla kontrol
mekanizmalarının güçlendirilmesi” de bulunuyor. Devlet mekanizmalarında kadrolaşma sorununa karşılık MİT, “Kadrolaşmayı hedefleyen yapılanma/grup/zümrelerin bu tarz girişimlerine karşı müteyakkız olunması ve kamu kurumlarına personel seçme ve yerleştirme aşamasında liyakat esaslarına riayet edilmesine özen gösterilmesi” gerektiğine vurgu yaptı. MİT’in ‘darbesavar’ raporunda, “Devlet güvenliği açısından önem arz eden kurum/kuruluşların bünyesindeki personelin güvenilirliğinin kontrolü açısından iç güvenlik birimleri oluşturulması” talep edildi.
7 maddelik reçete
- MİT’in 15 Temmuz benzeri hain kalkışmaların bir daha yaşanmaması için hazırladığı çarpıcı rapordaki hayati talepler şöyle:
- MİT ve Emniyet’in, TSK içinde istihbarat toplamasına izin vermeyen yönetmelik değiştirilmeli
- Devlet memurlarının yabancılarla temaslarının kayıt altına alınması için yasal düzenleme yapılmalı
- Cumhurbaşkanlığı, TSK, EGM gibi stratejik nitelikteki kurumlarda güvenlik soruşturmaları titizlikle sürmeli
- Stratejik kurumlarda ‘İstihbarata Karşı Koyma’ bilinci artırılmalı
- Devlette kadrolaşmayı hedefleyen yapılanmalara karşı personel seçiminde liyakat esas alınmalı
- Güvenlik birimlerindeki olası hareketliliğin tespiti için kontrol mekanizmaları güçlendirilmeli
- Kritik kurumlardaki personelin güvenilirliğinin kontrolü için iç güvenlik birimleri oluşturulmalı