17
SAĞLIK VE DENİZ TURİZMİ AÇISINDAN EGE RÖLGESİ KIYI KUŞAĞI İKLİM KOŞULLARININ İNCELENMESİ* Prof.Dr. MUSTAFA ÖZGÜREL** Doç. Dr. ASAF KOÇMAN*** ÖZET Doğal çekicilik, kültür ve tarih zenginliği ile iklim olanakları herhangi bir çevrenin turizm potansiyellerini oluşturan başlıca kaynaklardır. Bunlardan iklim, doğal bir güç ve turizmin tükenmez kaynağı olarak süreklilik gösterir. Son yıllarda giderek artan bir istekle, ülkemizin özellikle kıyı bölgelerinde turizm hareketlerinin yoğunlaştığını görüyoruz. Ege bölgesi kıyıları da bu ha reketlerden payını fazlası ile alan yerler arasındadır. Bu kıyı kuşağında, de nizin ve daha etkili olarak iklim koşullarının insan sağlığı ve turizm üzerindeki etkilerinin araştırılması, bunların rekreasyonal amaçlarla kullanım değerle rini artıracaktır. Bilindiği gibi; Turizm etkinlikleri, zaman bakımından hemen her yerde yılın belirli bir dönemine, o da genel olarak yaz dönemine bağlı kalan bir özellik gösterir. Yaptığımız tesbitlere göre, Ege bölgesi kıyı kuşağında iklimden ya rarlanma olanakları, yıl içinde, Edremit körfezi kıyılarından başlayarak gü neye doğru gidildikçe artmaktadır. Örneğin, deniz kürleri için en uygun su sıcaklıkları 22-25 °C olarak alınırsa, bu süre Ayvalık’ta ortalama 114 gün (28 Mayıs - 18 Eylül arasında), İzmir’de 136 gün (27 Mayıs - 9 Ekim arasında) ve Marmaris’te 131 gün (18 Haziran - 26 Ekim arasında)’dür. Öte yandan; kıyı kuşağında hava sıcaklıkları, oransal nem ve rüzgar özellikleri de sağlık ve de niz turizmi bakımından elverişli olanaklar sunmaktadır. İnsanın kendini ra hat hissedebileceği eşik değerlere göre (17-24.9°C) Ege kıyı kuşağının Edremit, Dikili, İzmir, Kuşadası, Bodrum ve Marmaris gibi turizmin etkin olduğu yö relerinde bu süre en az 101 gün (Marmaris) ve en çok 158 gün (Kuşadası) ara sında değişmektedir. Yine söz konusu yörelerde, insan sağlığı açısından önem taşıyan temiz hava ve deniz suyunun yenilenmesi hafif rüzgarlarla ve kıyı mel temleri ile doğal olarak sürekli sağlanmakta ve % 70’ten az oransal nem de * ITÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nün “ İkinci Ulusal Meteoroloji Kongresi (20-2 Mart 1991)’nde bildiri olarak sunulmuştur. ** Ege Üniversitesi, Ziraat Fak. Kültürteknik Bölümü, İzmir *** Ege Üniversitesi, Edebiyat Fak. Coğrafya Bölümü, İzmir

SAĞLIK VE DENİZ TURİZMİ AÇISINDAN EGE RÖLGESİ KIYI …tucaum.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/280/2015/08/cadata4_6.pdf · SAĞLIK VE DENİZ TURİZMİ AÇISINDAN EGE

  • Upload
    others

  • View
    22

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

SAĞLIK VE D EN İZ TU R İZM İ AÇISINDAN EGE RÖLGESİ K IYI KUŞAĞI İK LİM K O ŞU LLAR IN IN İN CELENM ESİ*

Prof.Dr. MUSTAFA ÖZGÜREL** Doç. Dr. ASAF KOÇMAN***

ÖZET

Doğal çekicilik, kültür ve tarih zenginliği ile iklim olanakları herhangi bir çevrenin turizm potansiyellerini oluşturan başlıca kaynaklardır. Bunlardan iklim, doğal bir güç ve turizmin tükenmez kaynağı olarak süreklilik gösterir. Son yıllarda giderek artan bir istekle, ülkemizin özellikle kıyı bölgelerinde turizm hareketlerinin yoğunlaştığını görüyoruz. Ege bölgesi kıyıları da bu ha­reketlerden payını fazlası ile alan yerler arasındadır. Bu kıyı kuşağında, de­nizin ve daha etkili olarak iklim koşullarının insan sağlığı ve turizm üzerindeki etkilerinin araştırılması, bunların rekreasyonal amaçlarla kullanım değerle­rini artıracaktır.

Bilindiği gibi; Turizm etkinlikleri, zaman bakımından hemen her yerde yılın belirli bir dönemine, o da genel olarak yaz dönemine bağlı kalan bir özellik gösterir. Yaptığımız tesbitlere göre, Ege bölgesi kıyı kuşağında iklimden ya­rarlanma olanakları, yıl içinde, Edremit körfezi kıyılarından başlayarak gü­neye doğru gidildikçe artmaktadır. Örneğin, deniz kürleri için en uygun su sıcaklıkları 22-25 °C olarak alınırsa, bu süre Ayvalık’ ta ortalama 114 gün (28 Mayıs - 18 Eylül arasında), İzm ir’de 136 gün (27 Mayıs - 9 Ekim arasında) ve Marmaris’ te 131 gün (18 Haziran - 26 Ekim arasında)’dür. Öte yandan; kıyı kuşağında hava sıcaklıkları, oransal nem ve rüzgar özellikleri de sağlık ve de­niz turizmi bakımından elverişli olanaklar sunmaktadır. İnsanın kendini ra­hat hissedebileceği eşik değerlere göre (17-24.9°C) Ege kıyı kuşağının Edremit, Dikili, İzmir, Kuşadası, Bodrum ve Marmaris gibi turizmin etkin olduğu yö­relerinde bu süre en az 101 gün (Marmaris) ve en çok 158 gün (Kuşadası) ara­sında değişmektedir. Yine söz konusu yörelerde, insan sağlığı açısından önem taşıyan temiz hava ve deniz suyunun yenilenmesi hafif rüzgarlarla ve kıyı mel­temleri ile doğal olarak sürekli sağlanmakta ve % 70’ten az oransal nem de

* ITÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü'nün “ İkinci Ulusal Meteoroloji Kongresi (20-23 Mart 1991)’nde bildiri olarak sunulmuştur.

** Ege Üniversitesi, Ziraat Fak. Kültürteknik Bölümü, İzmir*** Ege Üniversitesi, Edebiyat Fak. Coğrafya Bölümü, İzmir

84 M. ÖZGÜREL - A. KOÇMAN

rahatlatıcı bir ortam vermektedir. Sonuç olarak, Ege bölgesi kıyı kuşağında iklimin sağlık ve turizm etkinlikleri açısından çok olumlu koşullar gösterdiği söylenebilir.

ABSTRACT

Cultural and historical richness and convenient climatic conditions are the main resources in treating the touristic potentials o f any environment. Among them, climate is a natural power and shows a continous and inexhaustible so­urce o f tourism. In recent years we observe a steady concentration o f the tou­ristic activities in the coastal regions o f our country. The coastal areas o f the Aegean Region, among the places, take their share from these activities. In this coanstal area the climatical conditions, especially their affects on human health and tourism, will increase the usage for recreational purposes.

As it is known, touristic activities show a charesteristic which depend on a spesific period such as summer period. Based on our observations the possi­bilities o f the benefit from the climate in the the coastal zone o f the Aegean Region increase starting from Edremir gulf toward south. For exemple, the most suitable sea water temperature for sea treatment are taken as 22-25 °C the curing period will be 114 days (28 May-18 September) in Ayvalık, 136 days in Izmir (27 May-9 October) and 143 days (27 June-16 November) in Bodrum on the average.

On the other hand, the air temperature, relative humidity and wind cha- recteristics in the coastal zone offer suitable possibilities in terms o f health and marine tourism. According to the tresholt values in which man feels him­self confortable (16, 7-24, 7 °C) this period varies minimum 114 days (Edre­mit) maximum 159 days (Kuşadası) among Edremit, Dikili, Izmir, Kuşadası, Bodrum and Marmaris where tourism are very effective. Beside in this menti­oned places the clean air and the sea water which are important in terms of human health is provided by soft winds and coastal breezes in a natural way and the relative humidity under 70 % makes a confortable environment. As a result based on these determinations in the coastal zone o f Aegean Region climate appears to show very important opportunities in terms o f health and touristic activities.

GİRİŞ

Ege bölgesi, batıda geniş bir kıyı kuşağı ile Ege denizine açılır. Bölgenin, kuzeyde Baba burnundan başlayan kıyıları, güneyde Marmaris körfezine ka­dar devam eder. Burada kıyılar, her şeyden önce oluşum, yapı ve yerşekilleri- nin özelliklerine bağlı olarak Türkiye’ nin öteki kıyılarından farklıdır. Ege kıyıları çok karmaşık bir tektonik tarihçeye sahip olup oluşumları erken Ku-

SAĞLIK VE DENİZ TURİZM İ AÇISINDAN EGE RÖLGESİ 85

aterner’deki çökme hareketlerine ve Batı Anadolu’ nun yükselmesine bağlan­maktadır. Kıyılara doğru dik bir şekilde uzanan dağların arasında, genelde doğu-batı doğrultulu çukur ovalar yer almıştır. Yerşekillerinin bu durumu, Ege kıyılarının daha çeşitli ve çok girintili çıkıntılı nitelikte oluşmasına ne­den olmuştur. Çeşitli büyüklükte koy ve körfezlerle, arada kalan ve kıyılara doğru dik bir şekilde uzanan dağlık, kayalık burunların nöbetleştiği kıyı şe­ridi boyunca bazen büyük, bazen küçük delta ovaları ya da alçak plaj alanları yer alır (Şekil:l). Kıyıların şekillenmesinde Kuaterner’den Holosen’e kadar süren seviye değişmeleri etkili rol oynamış (Erol, 1988 ve 1989) ve hâlâ bazı büyük akarsuların ilerleyen delta alüvyonları Ege’ nin açık denizde kalan şelf bölümlerini kaplamıştır. Bazı küçük koyların gerisindeki drenaj sistemleri, sediment sağlayacak güçte olmadıkları için, dar ve alçak plaj alanları oluştur­muşlardır.

Ege bölgesi kıyı kuşağının doğal özellikleri prehistorik çağdan beri insan­ları etkilemiştir. Geçmişte olduğu gibi, bugün de kıyı kuşağının doğal niteliği hâlâ baskındır. Kıyı özellikleri ve hüküm süren iklim koşulları göz önünde tutulursa, burada yaşama ortamında (ekolojik ortam) bir birliğin mevcut ol­duğu anlaşılır. Söz konusu kıyı kuşağı boyunca, ortak bir özellik olarak, yıl içinde Mayıs’ tan Ekim’e kadar süren yağışsız, sıcak ve bol güneşli bir dönem mevcuttur. Buna karşılık, Kasım’dan Nisan’a kadar olan dönem serin-ılık ge­çer ve düşen yağışlar nedeniyle kuraklık çekilmez. Bütünüyle Ege havzasın­da, çeşitli çevrelerden gelen hava kütleleri ve bunlara bağlı cephe sistemleri burada yağış, sıcaklık ve rüzgar rejimlerini belirler. Özetle, inceleme konusu olan Ege bölgesi kıyı kuşağının iklim özellikleri Akdeniz makroklima sınırla­rı içinde gelişmiştir. Bununla birlikte, coğrafi konum, Ege denizinin etkisi ve kıyı ardındaki yerşekilleri (reilef düzeni) iklim koşullarına yerel olarak belir­li bazı özellikler (lokal klima) kazandırmıştır. Bu özelliklere bağlı olarak, ta­rihte kıyı kuşağı boyunca başta yerleşim düzeni olmak üzere, ekonomik (tarım, ticaret ve denizcilik), kültürel (sanat ve mimarî) ve fonksiyonel gelişmeler ya da değişmeler meydana gelmiştir. Anadolu’nun Ege kıyı kuşağındaki doğal çevre olanakları, tarihin erken çağlarında bile insanları kendine çekmiş ve burada ileri uygarlıklar kurulmuştur. Nitekim, Ege denizi kıyısında Helenistik ve Roma kentleri kurulmuş, ileri bir kent yaşamının başlangıcı burada ortaya çıkmış­tır. Edremit ovasında Adramyttion (Ören), Bakırçay deltası kenarında Elaia, Gediz deltasında Leukai, İzmir körfezinin doğu kenarında Smyrna (bugünkü Bayraklı) Urla yakınlarında Clazomenai, Sefirihisar yakınında Teos, Selçuk yakınında Ephesos, Büyük Menderes nehri ağzında Priene, Miletos, Bodrum’da Halicarnassos, Datça yarımadasında Knidos eski kıyı kentlerinin en güzel ör­neklerini oluşturur (Şekil: 2). Bugün, kalıntıları ile varlığını kanıtlayan bu kentlerin kuruluş, gelişme ve önem kazanmalarında, hiç kuşkusuz, doğal çev-

86 M. ÖZGUREL - A. KOÇMAN

Ş E K İ L : I - E GE BÖ L GESİ KIYI K U Ş A Ğ I V E H İ N T E R L A N D I

P lotolor v t ojın ım yüzeyleri

Ovolor

' DEMİR«

• A K H İS A F

lE N EM Effj

7ALASEHİF

NAZİLLİ

, SARAYKÖY'

> MİLAS-

Güllük kör'

M A R M A R A BÖLGESİ •, İÇ A N A DOLU

j B Ö LG E Sİb o d r u m :

MARMARİ!

E G E

B Ö L Ü M U j

A K D E N İ Z BÖLGESİ

İ

SAĞLIK VE DENİZ TURİZMİ AÇISINDAN EGE BÖLGESİ 87

re etkenlerinin rolü büyük olmuştur. Örneğin, iklim koşullarının elverişli ol­ması ve akarsu ağızlarındaki verimli delta ovaları çeşitli tarım kültürüne uygun ortam sağlamıştır. Tarım ve Ticaretin özendirdiği denizciliğe bağlı olarak ge­lişen Ege kıyı kentleri, gemilerin güvenle barındığı koy ve körfezler çevresin­de kurulmuşlardır (Kayan, 1988). Ancak, antik kentlerin gelişimi sınırsız olmamış, insanların doğal çevre üzerindeki baskıları bu kez olumsuz sonuç­lar doğurmuştur. Tarım alanları, ovalardan yamaçlara doğru genişletilmiş, açı­lan ormanların yerinde zeytinlikler, bağlar tesis edilmiştir. Zeytin yağı ve şarap üretimi seramik sanatının gelişmesine neden olmuş, seramik yapımında odun yakılması bitki örtüsünün tahrip edilmesinde önemli rol oynamıştır. İklim, doğal bitki örtüsü ve toprak arasında duyarlı bir dengenin bulunduğu bu çev­relerde erozyon bir tehlike olarak belirmiştir. Erozyon sonucunda taşınan top­raklar koy ve körfezleri doldurmuştur. Doğal çevrenin değişen özellikleriyle birlikte antik kentler gerilemiş ve önemini yitirmiştir. Gerçi bu gerilmede böl­gede yaşanan siyasi ve sosyal olayların da (istilâ, savaş ve göçler) rolü olmuş­tur. Ege bölgesi kıyı kuşağı, konumu ve doğal çevre özellikleri nedeniyle her çağda ilgi çeken bir alan olmuştur. Bugün için, sosyo-kültürel koşullar değiş­miş olmakla birlikte, Ege kıyı kuşağının doğal çevre özellikleri hâlâ baskın­dır. Geçmişten gelen kültür ve tarih zenginliği yanında, doğal çekicilik ve iklim olanakları ve kıyı kuşağına bir potansiyel kazandırmıştır. Son yıllarda gide­rek artan bir istekle, ülkemizin bu kıyı kesiminde turizm hareketlerinin yo­ğunlaştığını görüyoruz. Gerçekten, Ege bölgemizin kıyı kuşağı yeni bir görünüm kazanmış ve kullanım açısından değişik fonksiyonlar yüklenmiştir. Baba bur­nundan başlayarak Dalaman ırmağı ağzına kadar devam eden ve 2593 km uzun­luğunda bir kıyı kuşağına sahip olan Ege bölgesinde, denize bağlı turizm hareketleri önem kazanmış bulunmaktadır. Bölgenin kıyılarında, özellikle 1970’ li yıllardan bu yana turizm tesisleri (otel, motel ve kampingler), tatil köy­leri ve ikinci konutlar (yazlık evler) yapımı hızla artmış, bölge ekonomisinde belirgin bir canlılık yaşanmaya başlamıştır. Burada turizmi özendiren veya kolaylaştıran konuların başında doğal çevre özellikleri gelmektedir. Ege kıyı­sının sayısız koy ve körfezleri önünde pırıl pırıl ışıldayan ve hafif rüzgârlarla suları sürekli yenilenen deniz, yılın uzun bir dönemini kapsayan yağışsız, bol güneşli hava, yer yer kıyılara kadar inen zeytin ve çam ağaçları turizm arzu­sunun doğal kaynaklarını oluşturmaktadır.

Kıyı kuşağının yeni yüklendiği fonksiyonlar arasında turizmle ilgili ola­rak iklim özelliklerini incelemeye geçmeden önce burada önemle belirtilmesi gereken bir husus vardır. Turizm, çağımızda yaşam düzeyinin yükselmesine bağlı olarak değişen ve etkilenen yaşam biçiminin ihtiyaçlarını karşılayan bir aktivitedir. Çünkü, çağın insanı, sanayileşme ve hızlı kentleşme sonucu orta­ya çıkan ve sağlığı bozan, işgücü verimini azaltan bir yaşam ortamı içine itil-

88 M. ÖZGÜREL - A. KOÇMAN

SAĞLIK VE DENİZ TURİZM İ AÇISINDAN EGE RÖLGESİ 89

miştir (Berksan, 1983). İnsan sağlığını tehdit eden ve sinirsel yorgunlukları artıran ortam koşullarından uzaklaşmak ve moral toplamak amacıyla deniz ve iklim olanaklarından yararlanma yolları açılmıştır. Başka bir anlatımla, sağlıklı yaşamak ve verimli çalışmak için insan bozulan bütünlüğüne kavuş­mak ihtiyacındadır. Bu ihtiyacın giderilmesi, bir ölçüde sağlıklı iklimde bu­lunma ve deniz suyu ve havasının sağlık etkilerinden yararlanma ile mümkündür. Serbest deniz banyosu ve uygun deniz iklimi, sinirsel ve bünye­sel yorgunluklar ile kasları güçlendirme ve solunum yolu rahatsızlıkları üze­rinde olumlu etkiler yapar (Ülker, 1988).

Bu kısa açıklamadan anlaşılacağı gibi; iklim, turizm üzerine etki eden te­mel faktörlerden biridir. Bölgesel planlama çerçevesinde, kıyı alanları turiz­me açılırken önce doğal çevre unsurlarının analizi ile birlikte iklimin ne derece uygun olduğunun saptanması gerekir. Bilindiği gibi, iklim doğal bir güç ve turizmin tükenmez kaynağı olarak süreklilik gösterir. Ege bölgesi kıyı kuşa­ğında, denizin ve daha etkili olarak iklim koşullarının insan sağlığı ve turizm üzerindeki etkilerinin araştırılması, buraların rekreasyonel amaçlarla kulla­nım değerlerini artıracaktır. Bu inceleme de, özellikle vurgulanmak istenen hususlar bunlar olacaktır.

SAĞLIK VE TURİZM AÇISINDAN İKLİM VERİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilindiği gibi, turizm etkinlikleri zaman bakımından hemen her yerde yı­lın belirli bir dönemine, o da genellikle yaz dönemine bağlı kalır (Olalı, 1968). Bu dönemin uzunluğu da bölgede hüküm süren iklim koşullarına göre deği­şir. Yaptığımız belirlemeler çerçevesinde, Ege bölgesi kıyı kuşağında turizm sezonunun yıl içindeki süresi, Edremit körfezi kıyılarından başlayarak güne­ye doğru gidildikçe artmakta ve zaman bakımından değişmektedir. Ancak, yo­ğun bir yaz sezonuna bağlı kalmakdan turizm etkinlikleri süresinin saptanması için iklim koşullarının incelenmesi ve bu konudaki olanakların araştırılması gerekir. Hiç kuşkusuz, bu bildirinin dar çerçevesi içinde, turizm aktiviteleri- ni etkileyen tüm iklim özelliklerinin ve olaylarının incelenmesi mümkün de­ğildir. Bu nedenle, Ege bölgesi kıyı kuşağında iklim-turizm ilişkileri çerçevesinde yalnız sağlık ve deniz turizmini etkileyen sıcaklık, nem, yağış ve rüzgâr unsurları üzerinde duracağız. Çünkü, tıp iklimi (klimatherapie) uz­manlarının belirlediği kurallara göre, insan sağlığı açısından sıcaklık, oran­sal nem, güneşlenme süresi ve rüzgar gibi iklim unsurlarının öngörülen eşik değerleri içinde bulunması ve olumluluk göstermesi gerekir (Ülker, 1988). in ­sanın günlük yaşamında kendini rahat hissettiği ve “ rahatlık bölgesi” olarak tanımlanan aralıklar (dönemler) iklim unsurlarının kombine etkilerini yansı­tır. Bu etkilerle ilgili olarak, araştırıcılar birtakım eşik dğerler belirlemişler­

dir. Örneğin, Türkiye geneli için insanın kendini rahat hissedebileceği effektif sıcaklık değerleri 16,7-24,7 °C olarak hesaplanmış (Sungur, 1980) ve en uy­gun sıcaklık değerleri Gaffney’e dayanarak Hobbs’a göre 17-24, 9 °C olarak kabul edilmiştir (Hobbs, 1980). H afif bir rüzgar (6 m/sn den az) ve % 30-70 oransal nem ile birlikte Ege bölgesi kıyı kuşağında en uygun eşik değerlere göre effektif sıcaklık süresinin saptanmasına çalışılmıştır (Çizelge: 1 ve Şekil: 3).

Ege bölgesi kıyı kuşağında bulunan meteoroloji istasyonlarının verilerine göre, yıllık ortalama sıcaklıklar 15,7 °C (Edremit) ilâ 18,4 °C (Marmaris) ara­sında değişmekte ve yıllık amplitüd değerleri hiçbir istasyonda 20 °C ’ nin üze­rine çıkmamaktadır. En yüksek amplitüd değeri Edremit’ te 19,5 °C, en düşük amplitüd değeri ise Kuşadası'nda 15,1 °C olarak saptanmaktadır, ki bu de­ğerler denizin etkilerini kanıtlar ve sıcaklığın kış mevsiminde fazla düşmedi­ğini gösterir. Gerçekten, tüm istasyonlarda aylık ortalama sıcaklığın 6,2 °C (Ocak: Edremit) ilâ 27,7 °C (Temmuz; Marmaris) arasında değiştiği görülür. Bu değerlere göre, kıyı kuşağı boyunca nispeten yüksek yaz sıcaklıklarının mevcut olduğu, buna karşılık kışların ılık geçtiği anlaşılır. Sıcaklık Mayıs ayı içinde 20 °C ’yi aşmakta, Temmuz ya da Ağustos ortalama maksimumundan sonra günlük ortalamalarda azalma (düşüş) görülmekle birlikte Eylül sonu hatta Ekim ayı ortalarına kadar sıcaklık değerleri 20 °C ’ nin üstünde kalmaktadır. Denizin ve tropikal kökenli hava kütlelerinin etkileri birlikte düşünülürse, Ege kıyı kuşağında yılın dört-beş ayında ortalama sıcaklığın 20 °C ’ nin üstünde kaldığı bir termik rejim tipinin (Akdeniz termik rejimi) etkin olduğu sonucu­na varılabilir.

Egemen olan termik rejim tipinin sınırları içinde en uygun eşik değerlere göre (17-24, 9 °C) effektif sıcaklık süresi en az Marmaris’ te 101 gün, en çok Kuşadası’ nda 158 gündür (Çizelge: 1). Çizelgede görüldüğü gibi, bu süre yılın % 27,7 ilâ % 43 ,3 ’ünü kapsamakta, Kuşadası’ nda kesintisiz bir dönem şeklin­de sürmekle birlikte öteki yerlerde süreleri farklı iki ayrı dönem olarak orta­ya çıkmaktadır. Bununla birlikte 17,0 °C alt eşik değerinin altında kalan sıcaklıkların yıl içinde pek düşmediği, kış aylarında bile yüksek kaldığı sap­tanmaktadır (Şekil: 3). Şekil: 3 incelenirse görülür ki; Ege bölgesi kıyılarında kuzeyden güneye doğru yıl serin-ılık-sıcak veya ılık-sıcak olmak üzere iki, üç döneme ayrılabilir. Başka bir anlatımla, en soğuk aylarda bile günlük ortala­ma sıcaklıklar, aylık ortalama değerlere yakın ve genel olarak 7-8 °C ’nin üze­rinde değerler gösterir. Kıyı kuşağında sıcaklığı yüksek tutan ve değişmeleri azaltan denizselliğin etkisi ile birlikte güneşlenme süresi ve şiddetinin de rolü vardır. Yani ısınma, dolayısiyle termik özellikler, güneşlenme süreleri ve gü­neş ışınlarının deklinasyonu ile esas etken durumunda olan hava kütlelerinin etkilerine bağlıdır. Kılıç (1980) ve Penman (Gürel, 1975’ten) bağıntıları ile yap­tığımız hesaplara göre, Ege kıyı kuşağı radyasyon özellikleri bakımından alı-

90 M. ÖZGÜREL - A. KOÇMAN

SAĞLIK VE DENİZ TURİZM İ AÇISINDAN EGE BÖLGESİ 91

HS-40)

rHMH

rHM«OH00

3CD

d W H3 h d o s ® ■

m > C 1

^ t - r—h r -

cr> **>NO • r-i vi> 1

90

52

,0

20

3

55

,6

22

3

61

,0

VO CTN CM » CM rH

VO

¿ 5 %

O*e cd t> «-< u • t i u

a ı

(4•

o> e-« >co §Hm 3rH .O

Î 8

1

tmH 8>» -Ha M

* W.CM CM

CM

101H BS -H «0 Jüi X W

\JD r-t r-<

m ar i H

0101 <D* ^

o\

1m eH H i*, O» CD İD * ^ C y rH

CM

M 1 H 0) rH

fi, e

a ^• ON

rH

. « d H « rH 01 (0 •H55ON O CM rH

•rt0T İ

301 o ►» d «0 X3

N

8O

Hm h

q h v i rt 3 >> wO m ® m

OT t» O

1■<#- CMrH •H <

nON •>oo

CM

vD r^ı r~\ •

CT> *H ON

r -CM

m oo o •rH C0

CM

^ O fNrH VD

• U+> X3 b f>0

° * h0 «O T300CM -V1 Tl

CM W> cm W B

aşl

am

a

ve

so

nb

ulm

a

Ta

r.

1

101 rH H>» rH

5 £■on ooCM rH

di ıH

•r-i r^i N r-* *8 >» 32 WCM 00

i,H R >> H CD M S W

1dS ^^ nN rHco >> W M

Oı-4 CM

dg

'r-i aN xico ü uj tar— cr>CM

dE

aN r t C0 >5x wCO VD rH CM

De

niz

b

an

yos

u

için

h

ava

s

ıca

klı

ğı

(20

-28

C

)

HW H

Ö H Ö 3 >» CD O «3 ® M

OT > O

O v£> r'N • H l/>

ı*\

t -r\*h a>

CM CM r-\ •> rH VO

cm cr>ıH CD

ır\ cm OJ«H ’ i'

n

COU> •> rH r>

ITN tT* ITN • rH CM

Ba

şla

ma

v

e

So

nb

ulm

a

Ta

rih

ler

i

I

0) H H : 3 >*» rH C0 î>»a wcm oorvj OJ

Ah> , r-4«D >»¡S w

00 C0 rH CM

1W •-<h : 3>> Mco >> a m

O CD CM CM

¿1h a>» •»■!a m

r— mrH

I01 rH H>> »Hco >■>2 W

-»f-CM CM

101H B>> -n (0S WON f*"N

rH

101h a

? 3S M

t*- 00 rH rH

iwsQ

M O

« - 3 SMOT

1C*4

t i ° osPm rH

W

H HrH G r-s

Î S 2X O

Ov/n

CM

rNkDr~\

r>

o>CM

ONCMr«.

r -r -CM

m e hH «B M

r-4 r-< Ü H r-4 D .:3 H O O <• >* OT

®CMH

**

H

f°Vr>H

5rH

coır\rH

OCMrH

rHOrH

asU385aMM

rH d •»

:3 HO >>

(0

05ır> C0u>

ONır» VO

QM1*4

m

Ot~-

CMIT\

İ4 V 0> 6h

co • 8 S<• rH

3rr>» X» oj d m o

OT

w0■** H01 t-1

>& w •< •

• 00 CM rHCM

01o*> fitr> -Hr1 M >fö W• (M

vO CM CM

0»0 4301 0

¿ İ M «* WrH CO CM »H

010 4»01 El

>â J5C U)

cr» O cm en

1 BH H oı

rH ta >» «

to • • l/>

t>- *H

1rH0

rH -Hf>> _vs

(d UJ

ON O r n

a55

8M

H

.1 3O >»

co

O VX>IT\

r -

OITN

ON

um

« ** >

i l m 3rHrr*. rl

5 S

1 N01 d H B :>> BR) 0>asir»

ı dco

d ^ CO f» 01 N •H C0a rejCT» r<"\ CM CM

IN

d J(D U m U

■ri V Z fHO CM

rH

dco

ti t* CO -H 0) N

CDa iu co oCM <-«

•«

d«D01•«H

Of'N

dA G(D "H m n

•H CO 3 3j

rHCM rH

1 dd w co t«01 -rt

•H N S5 CD

• Uî ır> • CM CM

rH

*o>♦OT*<r-»OT•M

e*

QH

a

-<s*<

ta

a•MQ

ai3M•M

Men

s<eU *

1«oCQ

OTa

iâ Çİ

ZELG

S :

1- Eg

e bö

lges

i kı

kuşa

ğınd

a in

sanı

n ke

ndin

i ra

hat

hiss

edeb

ilec

eği

effe

ktif

cakl

ık

değe

rler

i ve

deni

z ba

nyos

u iç

in

uygu

n ha

va

ve su

sıca

klık

ları

ile

ik

değe

rler

e ge

re

gün

sayı

ve yı

llık

or

anla

rı.

92 M. ÖZGÜREL - A. KOÇMAN

SAĞLIK VE DENİZ TURİZM İ AÇISINDAN EGE BÖLGESİ 93

nan ısının, verilen ısıdan fazla olduğu, yani termik bilançonun her yerde pozitif değerler gösterdiği belirlenmiştir. Bu konu için Edremit, İzmir, Kuşadası ve Marmaris istasyonları örnek olarak alınmış ve karşılaştırmaya olanak sağla­mak için Çizelge: 2 düzenlenmiştir. Bu çizelgede yer alan değerlere göre, Ege bölgesi kıyılarında Mayıs’ tan Ekim ayı sonuna kadar süren dönemde gerçek güneşlenme süresi 7 saatten fazla, yeryüzüne ulaşan net radyasyon 100 cal/cm 2/gün’den yüksektir. Bu dönemde atmosfer aktivitesi son derece azalır, bulutluluğa ve dolayısıyla yağışlara olanak vermez; bütün kıyılarda gökyüzü açıktır. Özetle, bütün bu koşulların etkisi altında Ege bölgesi kıyı kuşağında yılın 5-6 ay kadar süren bir döneminde radyasyon fazla, dolayısiyle sıcaklık yüksektir. Yılın öteki 6-7 aylık döneminde ise, sıcaklıkta ancak nisbî bir azal­ma vardır. Termik bilânçonun her ayda pozitif olması, Ege bölgesi kıyı kuşa­ğının “ solar iklim” bakımından çok elverişli bir konuma sahip olduğu söylenebilir. Sıcaklık koşullarının bu elverişliliği, insan yaşamı ve turizm et­kinlikleri açısından sağlayacağı avantajlar açıktır.

Deniz yüzeyi ile temas halinde bulunan deniz havası, deniz suyunun kim­yasal etkileriyle doğal yolla temizlenir ve dolayısiyle deniz havasının sağlık etkisi artar. Belirtildiğine göre, deniz suyunun bileşiminde bulunan flor, de­niz havası içindeki ozon oluşumunu sağlar. Doğal çevre ve doğal denge koşul­ları bozulmadıkça, kimyasal bileşiminden dolayı sürekli olarak ozon üreten deniz, suyu, deniz havasında ozon miktarının artmasına ve deniz havasının temizlenmesine neden olur (Ülker, 1988). Ote yandan, en çok sevilerek yapı­lan yıkanma-yüzme (deniz banyosu) ya da deniz iklim kürlerinin, sağlık açı­sından sinir yorgunlukları üzerinde önemli etki yaptığı ve kalp, akciğer, deri ve solunum yolları için önemli yararlara sahip olduğu ortaya konmuştur (Ba­hadır ve Karagülle, 1983). Hiç kuşkusuz, olumlu ve yararlı etkilerin sağlan­ması, deniz havasının ve suyunun temiz ve uygun sıcaklıkta olmasına bağlıdır. Deniz banyosu için en uygun günlük ortalama hava sıcaklığı 20-28 °C , deniz suyu sıcaklıkları ise 22-25 °C olarak alınırsa bu süre, örneğin Ayvalık’ ta orta­lama 114 gün, Kuşadası’ nda 99 gün, Marmaris’ te 131 gündür. Bununla birlik­te, hava sıcaklığının deniz suyu sıcaklığından yüksek olduğu ve deniz banyosu için ekstrem eşik değerler 18-28 °C olarak alındığı takdirde belirtilen bu dö­nemler çok daha uzun olmakta ve örneğin Ayvalık’ ta 174 gün, Kuşadası’ nda 203 gün, Marmaris’ te 226 günü bulmaktadır (Çizelge: 1 ve Şekil: 3).

Genel olarak aşırı sıcaklık ve havada yüksek nem oranı, insan sağlığı ve etkinlikleri üzerinde olumsuz etkiler yapar (ileri, 1983). Belirtildiğine göre, sıcak ya da soğuk havalarda nem arttığı zaman büyük bir rahatsızlık duyabi­lir. Ortamda nemliliğin yükselmesi, buharlaşma yolu ile olan ısı kaybını dü­şürdüğü için insan konforuna etki eder. Bunun için yüksek çevresel sıcaklıklarda yüksek oransal nemin rahatsız edici olduğu anlaşılmıştır (Çe-

94 M. ÖZGÜREL - A. KOÇMAN

■1 4 -

METEO-n ortJ l 1 31‘AÜ— YOMU

MEÎEOROLOJİK A Y L A İtYILLIK

UNSURLAR I 11 I I I IV V VI VII V III IX X XI X II

ED

Tuurik f.uımy lcıifc.o UUruul (TU)Sumt/duklku

*>.):• 10.3? 11.44 13.03 14.11 14.45 l4 .:-9 13.31 12.15 10.56 9 .49 9 .1 5 ı? .o n

Ur tu i mu.ı ¿üney- loiıiuü Suresi (OU) Sn*t/duklka

3 .? 6 3 .35 4 .34 6 .1 6 8 .13 10.19 12 .28 11.38 9 .04 6.27 4.07 2 .41 7 .3 8

1T

u ıu ı«vion«e Oranı% tu /o u 35.3 32.5 37.9 47 .3 5 7 .6 7 0 .5 8 5 .9 8 5 .5 74 .4 59.4 42 .9 2 6 .3 61 .1

Enlem

39°35 M

UUiıug İ s ın la r ın ın Ubklınuayoiiu d erece /d u k ık a

‘»0*30' 37°2o ' 4Ü°00’ 5 9°5 o ' 69°13* n ° 3 i ’ 7 1 °3 6 ‘ 63°52 52°30‘ 4 0 °4 9 ' 31°31 27° 2 2 ' -

Net radyanyon c o l / c a ' /¿ü iı

5 .0 47.5 107 .0 179.5 242.7 283 .2 290.7 244 .1 157.1 7 3 .0 20.5 1 .0 137.7

IzM1

R

En İ m

3U°2Ö*M

Tuorı k «'.UnajimiKio SuruıJA (TU)Suut/dukıku

9 .3 « 10.36 11.44 13 .00 14.05 14.38 14.23 13.28 12.14 10.58 9 .53 9 .2 2 12.00

Ur tulu mu trurıu j - iunrnu SUraui(Ou) S u a t/ duklka

4 .03 4.1*7 5 .31 6 .3 0 ti. 19 11.25 13.14 12.31 10.02 7 .14 4 .57 3 .36 7 .4 1

uuneylenıne Uranı * TU/OU

4 3 .0 41 .2 4 6 .4 4 0 .0 5 0 .3 7 8 .2 9 2 .3 92 .6 82 .5 67.5 48 .0 38.6 61 .8

UUne:; ı s ın l a r ım ı a «k lt ıtuııyonuUnruCt/Uukıku

30 V 3*ı°35* 4 9°07 ' 6<ft>7* 7 0 °?0 ' 4 °3 o ' 72°43* 69°59* 53*46* 41°56* 32°38 ' 28° ?9 -

Net radyasyonCHİ/ Clh'/¿LUl 1 1 .0 54 .8 116.1 106 .3 2 48 .5 2 96 .0 3 0 7 .3 263.9 173.6 8 4 .5 25.4 1 .1 147.3

KU

SADA3I

En 1 m37O50'w

Tuurik »/ujiu;j lcikuıa Surca i (Tu)San t/d n k i kıt

10 .38 11.45 12 .59 14 .0 ? 14.34 14.20 13.26 12.14 10.59 9 .57 9 .26 12.02

ortiiiiiib .1 ¿Uite;j- luiiiMc ju r tu i (uu) Suut/du kıku

4.1C 5 .25 5 .46 7 .4 7 9 .3 3 12.14 13.37 12.37 10.24 7 .4 1 5 .22 4 .03 0 .55

U un uç loru»* Oranı İ. TU/OU

4 4 .2 50 .6 47.7 5 9 .3 6 8 .5 04.7 9 4 .2 9 3 .3 8 4 .3 7 0 .0 54.5 43 .5 7 1 .0

UUı.ey ı s ın la r ın ın dekiınuayonu durucu/duklka

31°17 ' 3 if 15 ' 49°47 ’ 61°37 70°59 75017* 73°23* 65°39* 54°?5* ♦2°36’ 33°17* 29°09* -

Net radyaeyonetti/ cm' / ¿ün 15 .ü 6 1 .9 12? .9 207.4 273.4 327.5 341.3 290.7 1 97 .? 9 7 .0 35.4 0 .7 165.0

M▲RMAR13

Enlem3 0 °5 0 '»

Teorifc t ıinug lunnıu Hurcu 1 (TU)^uu t/d a k ik ıı

9 .47 10.41 11.46 12.57 13.58 14.29 14.15 13.23 12.13 1 1 .0 ? 10.01 9 .3 1 12.03

Ur tulumu (¿une:y> lunaıu 3 Ura a i (OU) Suu t/d u k l ka

4.İÜ 4 .42 5 .4 6 » .0 2 9 .3 0 10.26 13.49 13.07 10.38 7 .37 6 .0 1 4 .11 8 .1 0

UUııeglunıae Oranı V» TU/OU 4 4.1 42 .5 4 7 .6 6 3 .8 6 8 .5 7 1 .8 9 5 .3 9 8 .8 85 .6 6 6 .9 6 0 .0 4 4.1 6 7 .3

UUnog ı s ın la r ın ın dek lınuayonu U orece/dakika

32°15* 40°13 5 0°4 5 ' 61*35* / l°5 ü ' ?0ol6* 7 4 ° 2 l ' 66**37 55°23 4 ^ 3 4 ' 34°16 ’ )0°07 -

Not radyasyon c o l / cm^/flUn

2 0 . o 60.9 127.8 206 .5 269 .2 295.6 322.4 281 .3 195.1 101 .0 39 .0 13.4 1 6 1 . 6

ÇİZELuE t 2 - Et;« k ı y ı ku^a^ında y e r a lan b a c ı ia tu a y o n lu rm radyasyon ve ¿lineşleıune ö z e l l i k l e r i .

vik, 1973). Ege bölgesi kıyı kuşağında yoğun turizm mevsimi boyunca havanın oransal nem durumu öngörülen eşik değerler içinde bulunur. Rahatlık bölge­si içinde oransal nem % 30-70 olarak kabul edilmektedir (Bedford’a göre Ül­ker, 1988). İnsan yaşamı açısından uygun görülen 17-24, 9 °C eşik değerler süresi boyunca, hatta üst eşik değeri (24,9 °C) aştığı süre içinde bile oransal nem oranı günlük ortalama olarak % 70’den az olup % 30 oranının altına düş­mektedir (Çizelge: 3 ve Şekil: 3). Böylece kıyı rekreasyonunu ilgilendiren ak- tivitelerin büyük çoğunluğunun gerçekleştiği dönemde hava sıcaklıkları ile birlikte oransal nem değerleri de uygun koşullar göstermektedir.

Bütün Ege bölgesinde olduğu gibi, kıyı kuşağında yerine göre 6-7 ay süren uzun bir kurak dönem yaşanır. Burada Mayıs ayının ikinci yarısından itiba­ren cephe oluşumunun zayıflamaya başlaması ve yağışa neden olan siklonla­rın bölge üzerindeki yolunun değişmesi yağışların birden bire kesilmesine neden olur. Bu yağışsız dönem Ekim ayının sonlarına kadar sürebilir. Bu arada sey­rek de olsa düşen yağış miktar olarak son derece az ve süre bakımından daki­kalarla ifade edilebilecek kadar kısa sürelidir. Mayıs-Ekim arasındaki altı aylık süre içinde ortalama yağışlı günler sayısı, örneğin Edremit’ te 15 gün, Kuşada- sı’nda 13 gün ve Marmaris’ te 14 gündür.

SAĞLIK VE DENİZ TURİZMİ AÇISINDAN EGE BÖLGESİ 95

M eteorolojiistasyonu

Oransal Nem (% 30-70) ortalama Başlama-Sonbulma

Ortalama Minimum Oransal Nem ve Tarihi

GünSayısı

YıllıkOranı

%

AYVALIK 21 Mart-10 Ekim 57.3 22 Temmuz

204 55,9

İZM İR 31 Ocak-6 Kasım 43.0 17 Temmuz

280 76,7

MARMARİS 17 Nisan-5 Kasım 40.0 18 Temmuz

203 55,6

Çizelge: 3 — Oransal nem aralığı (% 30-70) gün sayısı ve yıllık oranı.

Bu değerlendirmelere göre, Ege bölgesi kıyı kuşağında oransal nem değiş­meleri ve yağış rejimi hiçbir yerde turizm etkinliklerini etkileyecek ve rahat­lık sınırını aşacak koşullar göstermemektedir.

Sağlık klimatolojisi uzmanlarınca ortalama rüzgar hızının 6 m/sn den az olduğu yerlerin iklimi olumlu kabul edilir (Ülker, 1978). Bilindiği gibi, rüz­gar kıyı kesimlerinde buharlaşmayı sağlayarak serinlik duygusu verir. Bunal­tıcı durumun esas nedeni hava hareketlerinin (rüzgar) yokluğudur. Yeterli şiddette bir hava hareketi zindelik veren bir ortam yaratır. Ayrıca hava hare­ketinin monoton değil, değişken olması gerekir (Çevik, 1973). H afif rüzgarlar

96 M. ÖZGÜREL — A. KOÇMAN

o> _V- N

cn . coV_ CO l.

OO(/) v_o < o

cnN

:D v_C

o CO ' a

«/>o a>

TD —

ÊcQ* ?

D T3 >»v_ \_

-o a»O c u>

CD : 0 c0» >» o> a»v_ *"* v_

ÊN

*V>a*o -

a>>

Uli/>

OL2N

no

SAĞLIK VE DENİZ TURİZM İ AÇISINDAN EGE BÖLGESİ 97

ve bunlara bağlı olarak oluşan dalga hareketi kıyı sularının yenilenmesini, deniz havasının da temizlenmesini sağlar.Kuşkusuz bu değişmeler insan sağlığı açı­sından olumlu koşullar yaratır. Gerçekten Ege kıyı kuşağının her kesiminde günlük rüzgarların yönü ve hızı bu bakımdan uygun değerlere sahiptir. Yıl boyunca, özellikle turizm sezonunda değişik yönlerden esen rüzgarların orta­lama hızı ve frekansı hiçbir şekilde öngörülen eşik değerleri aşmamaktadır (Şekil: 4).

SONUÇ

Ege bölgesi kıyı kuşağı, doğal ve kültürel çevre zenginliği ile birlikte iklim koşulları sağlık ve deniz turizmi açısından bir değerler bütünüdür. Bu kıyı­lar, diğer birçok ülkeye oranla daha az bozulmuş durumdadır. Ancak, bugün Ege bölgesi kıyılprı rekreasyondaki önemli rolü nedeniyle çok fazla tercih edilen alanlardır. İklimin gerek insan sağlığı ve gerkese turizm etkinliklerine katkı­ları göz önünde tutularak, şimdiden artma eğilimi gösteren ekolojik çevre bas­kılarına (kirlenme, aşırı nüfuslanma ve erozyon) karşı etkili önlemler alınmalıdır. Yerleşime ve turizme hızla açılan bu kıyılardan yararlanma he­def alındığına göre, sonuç çağdaş planlama anlayışı ile potansiyellerin analizi çalışmalarına bağlıdır. Kullanım, çevrenin ekolojik dengesine zarar vermeye­cek bir düzeyde tutulmalıdır.

İzmir körfezi ve Aliağa koyu hariç, kıyılarda endüstriyel tesislerin bulun­maması olumlu bir durumdur. Deniz suyu, ilgili etkinlikler (yüzme, kayık kul­lanma, balık avlama vb.) için temiz tutulmalı ve iklim koşullarının uygun olmasından kaynaklanan olanaklar bu tür aktiviteler için kullanılmalıdır. Tu­rizm yörelerindeki tesbitlerimize göre, buralara gelen turistlerin büyük ço­ğunluğu tatilci turistler olup iklim, deniz ve doğal görünümü tercih etmektedir. Şu halde, Ege bölgesi kıyılarının çekiciliği, önemli ölçüde doğal özelliklerden kaynaklanmaktadır. Gerçekten kıyı kuşağının yanı başında yükselen dağ ve yaylaların görünümü (Kozak yaylası, Yamanlar dağı, Manisa dağı, Bozdağ ve yaylaları, Samsun dağı gibi), deniz ve iklim olanakları sağlık ve deniz turiz­minde etkili olabilecek niteliktedir. Bütün bunların söz konusu aktivitelere dahil edilmesi kıyı kuşağının kullanım süresini uzatacağı düşünülebilir. Bi­lindiği gibi, tıbbın tüm gelişmelerine karşın; dinlenme, deniz ve iklim kürleri bugün tedavide yer almaktadır. Bazı ağrıların iyileştirilmesi, moral ve fizik gücün kazanılması sağlıklı iklim çevresinde bulunmakla sağlanabilmektedir. Bu amaçla, Ege bölgesi kıyı kuşağında, sosyal bir hizmet olarak klimatik re­habilitasyon istasyonları kurulabilir. Ayrıca, turizm mevsimi ile klimatik te­davi mevsiminin çakışması dışında çevre özelliklerinden yararlanarak etkin­liklerin yıl boyunca sürdürülmesi turizm sektörüne işlerlik ve çekicilik ka­zandıracaktır. Örneğin, Ege iklimine özgün bazı ürünlerin (turunçgiller, zeytin, üzüm, incir vb.) üretimi turistlerin ilgisini çekecek şekilde düzenlenebilir.

KAYNAKLAR

BAHADIR, A.S. ve M.Z. KARAGÜLLE. 1983. Biyometeorolojik açıdan iklim tür­leri ve fizyolojik-patolojik-terapötik etkileri. Tıbbi Biyometeoroloji Semi­neri, 22-23 Eylül 1983, Bildiriler, s. 81-87, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

BERKSAN, N.A. 1983. Türkiye iklim özelliklerine göre dinlenme. Tıbbi Biyo­meteoroloji Semineri, 22-23 Eylül 1983, Bildiriler, s. 45-48, Devlet Mete­oroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

ÇEVİK, H. 1973. Çevresel faktörlerle insan sağlığı arasındaki bağıntılar. Hidro- Meteoroloji Derg. 61, s. 11-12 Ankara.

ÇEVİK, H. 1973. Çevresel faktörlerle insan sağlığı arasındaki bağıntılar. Hidro- Meteoroloji derg., 62, s. 22-25, Ankara.

EROL, O. 1988. Turkey, in Artificial Structures and Shorelines. E d . by. H.J. Walker, p. 241-252, Kluwer Academic Publishers.

EROL, 0. 1989. Türkiye’de kıyıların doğal niteliği, kıyının ve kıyı varlıkları­nın korunmasına ilişkin “ Kıyı Kanunu” uygulamaları konusunda jeom or­folojik yaklaşım. İstanbul Univ. Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enst. Bülteni, 6, s. 25-46. İstanbul.

GÜREL, A. H. 1975. Buharlaşma ve Terleme. Devlet M etroroloji İşleri Genel Müdürlüğü Yayını, No. 78 (Teksir), Ankara.

HOBBS, J.E. 1980. Applied Climatology (Studies in physical geography). But- terworths, London, England.

İLERİ, A. 1983. iklim ve günlük hava olaylarının insan sağlığı ve davranışları arasındaki ilişkiler. Tıbbi Biyometeoroloji Semineri, 22-23 Eylül 1983, Bil­diriler, s. 141-158, Devlet Meteoroloji işleri Genel Müdürlüğü, Ankara.

KAYAN, i . 1988. Datça yarımadasında “ Eski Knidos” yerleşmesini etkileyen doğal çevre özellikleri. Ankara Univ. Dil ve Tarih Coğrafya Fak. Dergi­si., 11, s. 51-70, Ankara.

KILIÇ, A . -ÖZTÜRK, A . 1980. Güneş Enerjisi. Kipaş Dağıtımcılık, İstanbul.

O LALI, H. 1968. Ege Bölgesi Turizmi ve Turizmin Mevsimlik Karakteri. İz­mir iktisadi ve Ticari ilim ler Akademisi Yayınları, No. 58, İzmir.

SUNGUR, K.A. 1980. Türkiye’de insan yaşamı açısından uygun olan ve olma­yan ısı değerlerinin aylık dağılışı ile ilgili bir deneme. İstanbul Univ. Coğ­rafya Ens. Derg. 23, s. 27-36, İstanbul.

SAĞLIK VE DENİZ TURİZM İ AÇISINDAN EGE RÖLGESİ 99

ÜLKER, i. 1978. Kaplıca, Deniz ve İklim Kürlerinin Temel Yöntemleri (Ra­por). Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, Ankara.

ÜLKER, i. 1988. Türkiye’de Sağlık Turizmi ve Kaplıca Planlaması. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çağdaş Kültür Eserleri Dizisi No. 1006/129, Ankara.