32
YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA 21 *Y›l:1 *7-20 Kas›m 2003 *Fiyat›: 500 000 TL ISSN:1303-9350 Say›: 2003-21 ‹flçi-köylü’den ‹fiGALC‹LER IRAK’TA HER GÜN ÖLÜYOR EMPERYAL‹STLER KAYBEDECEK, HALKLAR KAZANACAK Sayfa 30 ‹flten at›lan Tekstil iflçileri tüm iflçilere sesleniyor; “En büyük gücümüz dayan›flmam›zd›r” Tarsus’ta kurulu bulunan Çukurova Sanayi ‹flletmeleri Tekstil Anonim fiirke- ti kriz ve iflyerini küçültme bahanesiyle 17 Ekim’de yaklafl›k 550 iflçinin ifline son verdi. Daha sonra iflten at›lan 50 kifli ile birlikte say›lar› 600’ü bulan iflçilere zor durumda olduklar›n›, ihbar ve k›dem tazminatlar›n›n 2004 y›l›n›n Ekim-Ka- s›m ve Ocak aylar›nda ödenece¤ini be- lirtti. Bu konuda sessizli¤ini koruyan TEKS‹F Sendikas› ise patron yanl›s› olma tavr›n› sürdürüyor. ‹flçiler de tep- kilerini yapt›klar› eylemliliklerle gösteri- yorlar. ‹flçiler 24 Ekim’de Yeni Cumhu- riyet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas› düzenlediler. ‹flçiler ad›na aç›klamay› okuyan Gaffur Pehlivan, bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin fedakarl›¤› hep iflçi- lerden istedi¤ini, krizin faturas›n› hep ifl- çilere, emekçilere ödetti¤ini dile getirdi. fiu an iflten at›lan iflçilerin hepsinin zor durumda oldu¤unu, fabrikan›n kendileri- ne alacaklar›n› ödemedi¤ini, patronun bankalar›na (Mehmet Emin Karamemet- lere ait Yap› Kredi Bankas›) borçlu ol- duklar›n›, bu nedenle hepsinin icral›k ol- du¤unu belirtti. Son olarak tüm iflçilerin haklar›n› sonuna kadar arayaca¤›n›, bu konuda patronu son kez uyard›klar›n›, aksi takdirde bundan sonra do¤acak so- runlardan kendilerinin sorumlu olmad›- ¤›n› da ekledi. Sayfa 2 Vuruldukça serpilip ilerliyor direnifl ‹fiGALC‹LER fiOK VE DEHfiET YAfiIYOR Savafl›n son buldu¤u iddia edilen 1 May›s tarihin- den bugüne hemen hemen hergün Irak halk› iflgalcile- re darbe üzerine darbe indiriyor. Özellikle son günler- de ABD’li komutanlar›n aç›klamalar›na göre Irak’ta hergün ABD askerlerine yönelik 35’i bulan silahl› sal- d›r› düzenleniyor. Hergün üç ila befl aras› ABD aske- rinin öldürüldü¤ü Irak’ta ABD askerlerinin psikolojik ve moral olarak çökmüfl bir durumda olduklar› burju- va bas›nda da yerini almaya bafllad›. ‹flgalciler art›k kendi a¤›zlar›ndan Irak’ta bata¤a sapland›klar›n›, ken- dilerini daha zor günlerin bekledi¤ini ve neredeyse piflman olduklar›n› söylüyorlar. ABD’L‹LER V‹ETNAM SENDROMU YAfiIYOR Irak’ta sald›r›lar daha organizeli bir flekilde devam ederken özellikle son sald›r›larla birlikte ABD’de "Vi- etnam hayaletinin geri geldi¤i" yorumlar› yap›lmaya baflland›. Son sald›r›lar›n ard›ndan ABD’de yap›lan anketlerde Bush yönetiminin halk›n›n deste¤ini de bü- yük oranda yitirmeye bafllad›¤›n› gösteriyor. ABD halk›n›n %87’si ABD’nin Irak’ta bata¤a sapland›¤›n› düflünüyor. D‹REN‹fi, EZ‹LEN HALKLARA UMUT OLUYOR ‹flgalcilerin sald›r›lar› sürdükçe ve fliddetlendikçe direnifl daha da boyutlan›yor. T›pk› Kofi Annan’›n Ekim ay› bafl›nda söyledi¤i gibi "iflgal sürdükçe dire- nifl artacak" ya da ‹srail Genelkurmay Baflkan› Mofle Yaalon’un dedi¤i gibi "ald›¤›m›z önlemler büyük bir kine dönüflerek geri dönüyor. " Emperyalistler sald›rd›kça serpilip ilerleyen bu di- renifl tüm ezilen halklara umut olmaya devam ediyor. ORTADO⁄U HALKLARI EMPERYAL‹ZM‹ KUfiATIYOR www.iscikoylu.org

Say›: 2003-21 21 Vuruldukça serpilip ilerliyor direnifl ...partizanarsiv.net/file/2018/03/YDYIK21.pdf · Halk nezdinde sars›lan bu itibar› kurtaracak tek insan vard› o da

  • Upload
    buinga

  • View
    217

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

YENİ DEMOKRASİ YOLUNDA

21 *Y›l:1 *7-20 Kas›m 2003 *Fiyat›: 500 000 TL ISSN:1303-9350Say›: 2003-21

‹flçi-köylü’den

‹fiGALC‹LER IRAK’TA HER GÜN ÖLÜYOREMPERYAL‹STLER

KAYBEDECEK,HALKLAR

KAZANACAK

Sayfa 30

‹flten at›lan Tekstil iflçileri tüm iflçilere sesleniyor;““EEnn bbüüyyüükk ggüüccüümmüüzz ddaayyaann››flflmmaamm››zzdd››rr””

Tarsus’ta kurulu bulunan ÇukurovaSanayi ‹flletmeleri Tekstil Anonim fiirke-ti kriz ve iflyerini küçültme bahanesiyle17 Ekim’de yaklafl›k 550 iflçinin iflineson verdi. Daha sonra iflten at›lan 50 kifliile birlikte say›lar› 600’ü bulan iflçilerezor durumda olduklar›n›, ihbar ve k›demtazminatlar›n›n 2004 y›l›n›n Ekim-Ka-s›m ve Ocak aylar›nda ödenece¤ini be-lirtti. Bu konuda sessizli¤ini koruyanTEKS‹F Sendikas› ise patron yanl›s›olma tavr›n› sürdürüyor. ‹flçiler de tep-kilerini yapt›klar› eylemliliklerle gösteri-yorlar. ‹flçiler 24 Ekim’de Yeni Cumhu-riyet Meydan›’nda bir bas›n aç›klamas›düzenlediler. ‹flçiler ad›na aç›klamay›

okuyan Gaffur Pehlivan, bugüne kadarülkeyi yönetenlerin fedakarl›¤› hep iflçi-lerden istedi¤ini, krizin faturas›n› hep ifl-çilere, emekçilere ödetti¤ini dile getirdi.fiu an iflten at›lan iflçilerin hepsinin zordurumda oldu¤unu, fabrikan›n kendileri-ne alacaklar›n› ödemedi¤ini, patronunbankalar›na (Mehmet Emin Karamemet-lere ait Yap› Kredi Bankas›) borçlu ol-duklar›n›, bu nedenle hepsinin icral›k ol-du¤unu belirtti. Son olarak tüm iflçilerinhaklar›n› sonuna kadar arayaca¤›n›, bukonuda patronu son kez uyard›klar›n›,aksi takdirde bundan sonra do¤acak so-runlardan kendilerinin sorumlu olmad›-¤›n› da ekledi. Sayfa 2

VVuurruulldduukkççaa sseerrppiilliipp iilleerrlliiyyoorr ddiirreenniiflfl

‹fiGALC‹LERfiOK VE DEHfiET YAfiIYOR

Savafl›n son buldu¤u iddia edilen 1 May›s tarihin-den bugüne hemen hemen hergün Irak halk› iflgalcile-re darbe üzerine darbe indiriyor. Özellikle son günler-de ABD’li komutanlar›n aç›klamalar›na göre Irak’tahergün ABD askerlerine yönelik 35’i bulan silahl› sal-d›r› düzenleniyor. Hergün üç ila befl aras› ABD aske-rinin öldürüldü¤ü Irak’ta ABD askerlerinin psikolojikve moral olarak çökmüfl bir durumda olduklar› burju-va bas›nda da yerini almaya bafllad›. ‹flgalciler art›kkendi a¤›zlar›ndan Irak’ta bata¤a sapland›klar›n›, ken-dilerini daha zor günlerin bekledi¤ini ve neredeysepiflman olduklar›n› söylüyorlar.

ABD’L‹LERV‹ETNAM SENDROMU YAfiIYOR

Irak’ta sald›r›lar daha organizeli bir flekilde devamederken özellikle son sald›r›larla birlikte ABD’de "Vi-etnam hayaletinin geri geldi¤i" yorumlar› yap›lmayabaflland›. Son sald›r›lar›n ard›ndan ABD’de yap›lananketlerde Bush yönetiminin halk›n›n deste¤ini de bü-yük oranda yitirmeye bafllad›¤›n› gösteriyor. ABDhalk›n›n %87’si ABD’nin Irak’ta bata¤a sapland›¤›n›düflünüyor.

D‹REN‹fi, EZ‹LEN HALKLARAUMUT OLUYOR

‹flgalcilerin sald›r›lar› sürdükçe ve fliddetlendikçedirenifl daha da boyutlan›yor. T›pk› Kofi Annan’›nEkim ay› bafl›nda söyledi¤i gibi "iflgal sürdükçe dire-nifl artacak" ya da ‹srail Genelkurmay Baflkan› MofleYaalon’un dedi¤i gibi "ald›¤›m›z önlemler büyükbir kine dönüflerek geri dönüyor."

Emperyalistler sald›rd›kça serpilip ilerleyen bu di-renifl tüm ezilen halklara umut olmaya devam ediyor.

OORRTTAADDOO⁄⁄UU HHAALLKKLLAARRII EEMMPPEERRYYAALL‹‹ZZMM‹‹ KKUUfifiAATTIIYYOORR

www.iscikoylu.org

27-20 Kasım 2003 21

işçi-köylü

senin sesin!

OKU-OKUT!

ABONE OL!

ABONE BUL!

ABONEL‹K fiARTLARI6 AYLIK: 10.200.0001 YILLIK: 20.400.000

NOT: ‹stedi¤iniz süreye denk gelen oranda paray› hesap numaralar›m›za yat›ra-rak banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n›z ya da postalay›n›z.Abonelik ücretine posta masraflar› dahildir.

Yurtd›fl› Hesap Numaralar›Sema GülEuro Hesab›

Ziraat Bankas› ‹stanbul Aksaray fiubesi: 0 751 00 38 65 97 00 00 009Halk Bankas›Laleli fiubesi: 3474/63487Vak›f BankValide Sultan fiubesi: 401 20 35

HHAALLKKLLAARRIINN UULLUUSSLLAARRAARRAASSII MMÜÜCCAADDEELLEE LL‹‹GG‹‹’’NN‹‹NN TTAANNIITTIIMM TTOOPPLLAANNTTIISSII

- ILPS’yi do¤uran flartlar. ILPS’nin program›, il-keleri ve çal›flma flartlar›.

- Günümüz koflullar›nda anti-emperyalist müca-delenin önemi.

- ILPS’nin kuruluflundan bu yana gerçeklefltirdi-¤i etkinlikler, uluslararas› konferanslar ve önümüz-deki dönem kampanyalar› hakk›nda bilgilendirme,ILPS’yle neden çal›flmal›y›z?

-ILPS’nin kurucu üyesi AT‹K olarak çal›flmala-r›m›z, ILPS’nin gelifltirilmesi ve görevlerimiz.

Tüm bu konular› kapsayan bilgilendirme toplan-t›m›za, ilerici, demokrat ve yurtsever güçleri, ku-rumlar› ve bireyleri kat›lmaya ça¤›r›yoruz.

Toplant› tarihleri ve yerleri:

22 Kas›m 2003 tarihinde Hamburg, Zürih,Linz23 Kas›m 2003 tarihinde Köln, Viyana,Basel, Hannover29 Kas›m 2003 tarihinde Frankfurt, Paris,Londra30 Kas›m 2003 Stuttgart, Strasburg

‹LANAnay›mYüre¤im yang›n yeridirgözlerim iki kan çana¤›ölenlerin, do¤anlar›nYeniden do¤anlar›n anas›...Zalimin zulmüne karfl› duranlara

yüre¤indeki sonsuz sevgiyi ak›tarakdestek olan Pirey Çiftçi, y›llard›rdevam eden rahats›zl›¤›n›n ilerleme-si sonucu 14 Ekim 2003 tarihindearam›zdan ayr›ld›. Tüm yak›nlar›nave sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.

‹flçi-köylü gazetesi

Düzenleyen AT‹K

Avrupa Türkiyeli ‹flçiler Konfederasyonu

ÇA⁄RI

IILLPPSS

BB

üüllttee

nnii

ÇÇIIKKTTII

Faflist Kemalist devletin kuruluflunun 80.y›l› kutland› birkaç gün önce. Açl›k s›n›r›ylabo¤uflan halktan, açl›¤›na ra¤men laik olupolmama tart›flmas› içine çekilerek, taraf ol-mas› istendi bir kez daha. Türban krizi, Cum-hurbaflkan›n›n resepsiyon krizi, ‹mam HatipLisesi tart›flmalar› halk›n açl›¤›na ra¤menburjuva medyan›n da büyük deste¤iyle yürü-dü. Yo¤unlaflan bu tart›flmalarla birlikte faflistdiktatörlü¤ün 80. y›l› geride b›rak›ld›. Neleryaz›lmad› ki bu 80 y›lda. Yaflanan 15 ekono-mik kriz, katliam, yarg›s›z infazlar, hak ihlal-leri, emperyalizme ba¤›ml›l›k ve uflakl›kta s›-n›r tan›maz tavizler ve anlaflmalar imzaland›,iflsizler ordusu ço¤ald›, açl›k büyüdü ve Kürthalk›n›n imhas›na ve inkar›na devam edildi.IMF’ye en borçlu olan ülke ünvan›m›z var.Ama Guinness Rekorlar Kitab›’na girenbir bayra¤›m›z da var. Yoksullu¤u ve yol-suzlu¤uyla ve borçlar›yla ayakta duran ülke-mizin! “fianl› geçmifline” yaraflan bu milyon-lar›n tafl›d›¤› flanl› bayrak(!) açl›¤›m›z› unut-turacak kadar görkemliydi! Kumafl›n›n kali-

tesi tart›fl›ld› önce. Kimin çal›flt›¤›, ne kadarzamanda yap›ld›¤› gibi konularda yap›lan tar-t›flmalar s›cak gündemlerimiz aras›na girdi.10. Y›l Marfl›’n› ünlülerin söylerken sergile-di¤i coflku akflam çocuklar›m›z›n aç karn›n›nas›l doyuraca¤›m›z›n üzüntüsünü ve gelece-¤e dair yaflanan belirsizlik ve karamsarl›¤›unutturacak kadar coflkuland›r›yordu bizi(!)

80. y›l›n bitmeyen gündemlerinden biride “Ordu Göreve” pankart›yd›. An›tkabir’iziyarette aç›lan bu pankart yine flafl haber ol-ma niteli¤inde halk›n gündemine sokuldu.Ortada kalan pankart› sahiplenen ç›kmad› tar-t›flmalar›n ilk gününde. Sonra ülkemizin ta-vizsiz “solcular›” sahiplendi. “AKP iktida-r›yla birlikte elden gitmeye bafllayan laikli¤i-mizin korunmas› ve yüceltilmesi” için yap›-lan bu uyar› kimi çevrelerin tepkisini al›rkenkimileri ise aç›ktan olmasa da memnuniyetle-rini ifade ettiler. Ordu, çürümeye yüz tutansistemi kurtarabilecek bir darbe daha ya-pabilirdi. M. Kemal’in ilerici laik ordusuyaflanan s›k›nt›lara çözüm olabilir bir kez

daha! 12 Mart, 12 Eylül gibi 80 y›ll›k faflistdiktatörlü¤ün tarihinde önemli dönüm nokta-lar›n› ifade eden bu darbeler bugün yeniden80. y›l vesilesiyle bir kez daha hortlat›l›yor.“Ordu yegane kurtuluflumuz” imaj› halkkitlelerine bir kez daha empoze edilmek iste-niyor. AKP iktidar› her alanda kadrolaflmay›yarat›yor ancak “müdahale eden” yok, mil-letin yüce meclisi türbanl›larla dolduruluyor“müdahale eden” yok. Ülkemizin tavizsiz“solcular›” bu gidiflat› engellemek için göre-vini yerine getiriyor ve orduyu göreve ça¤›r›-yor.

80. y›l kutlamalar›na bo¤ulan halkla dün-yaya s›nav veriyoruz. Törenlerimizle, bay-raklar›m›zla zedelenen imaj›m›z› tazeliyoruz.Yan taraf›m›zdaki komflumuzun topraklar›nabar›fl, kardefllik ve özgürlük getirecek olanordumuz son anda kabul edilmeyerek geriçevrildi. Büyük bir gerilim ve heyecanla ç›-kar›lan tezkerenin gelinen aflamada hiçbiranlam› kalmad›. Çünkü komfludaki yang›-n› söndürme görevi baflka uflaklara verildi.Halk nezdinde sars›lan bu itibar› kurtaracaktek insan vard› o da M. Kemal’di ve 80. y›llaimdada yetiflti.

Düzenlenen kokteyllerde Cumhuriyetikoruma yeminleri edildi bir kez daha. Bu ko-

ruman›n ad› emperyalizme daha fazla ba¤›m-l›l›k olarak kendini önümüzdeki dönem dahafazla gösterecek.

80 y›l›n yaratt›¤› tabloyu merak ediyor-sak, flu istatistiklere bakmakta fayda var:

-Son 13 y›lda 12 hükümet de¤iflti.-Gelir da¤›l›m› adaletsizli¤inde 5. s›rada-

y›z.-Dünyadaki en yüksek enflasyondan

birine sahibiz.-53 y›lda toplam 59 hükümet iflbafl›na

geldi-T. Kürdistan›’ndaki çocuklar›n yüzde

sekseni doktor yüzü görmüyor. -Türkiyeli bir iflçinin 3 ayda kazand›¤›

paray›, Yunan iflçisi 1 ayda kazan›yor. -IMF ve Dünya Bankas› kredileri ola-

madan ayakta duram›yoruz.-1985-2001 aras› yolsuzluk faturas› 300

milyar dolar. Daha da art›r›labilecek olan bu istatistik-

ler ülkemizin tablosunu çizmek aç›s›ndan ye-terli verileri sunmakta. Ülkemizde 7 milyoninsan yard›ma muhtaç bir flekilde yaflama sa-vafl› verirken art›k dünyaya bedel oluflu-muz(!) da karn›m›z› doyurmuyor. Bedel ol-du¤umuz bu dünyada her gün daha fazla ölenve öldürülen bizleriz çünkü.

Irak’ta iflgalcilere karfl› devam eden dire-nifl, son haftalarda yeni bir boyut alarak de-vam ediyor. Savafl›n bitti¤inin ilan edildi¤i 1May›s’tan günümüze, resmi aç›klamalaragöre hayat›n› kaybeden ABD’li askerlerinsay›s› 150’ye yaklaflm›fl durumda. ‹flgal or-dusunun komutanlar›n›n aç›klamalar›na gö-re, iflgalcilere yönelik say›s› günde 35’i bu-lan sald›r›lar düzenlenmektedir. Irak’taki di-renifl karfl›s›nda psikolojileri tamamen bozu-lan ve çareyi firarda bulan ABD askerlerinemoral vermek, dünya komuoyuna herfleyinyolunda gitti¤ini göstermek için Irak’a gidenABD Savunma Bakan Yard›mc›s› PaulWolfowitz, u¤rad›¤› sald›r›larla korku içeri-sinde ülkesine geri dönmek zorunda kald›.Irak’ta ABD askerlerinin burunlar›n›n di-bine kadar girerek eylemler yapan dire-niflçiler, ABD’li askerlere ikinci bir Viet-nam sendromu yaflat›yor.

Irak’ta devam eden direniflle birlikteABD’de iflgalin son bulmas› ve askerleringeri getirilmesine yönelik düzenlenen ey-lemlere yüzbinlerce insan kat›lmakta. Bununyan›s›ra ABD’de yap›lan komuoyu yoklama-lar›na göre Bush ve çetesine verilen destek,%75’ten %47’ye düflmüfl durumda. YineABD’lilerin %87’si ABD’li askerlerinIrak’ta bata¤a sapland›¤›n› düflünmekte. ‹s-tatistiklerdeki bu de¤iflikli¤in en büyüknedeni, hiç flüphesiz Irak halk›n›n iflgalci-

lere karfl› direniflidir.Irak’ta direnifl cephesinde bunlar yafla-

n›rken, Irak’a asker göndermesi engellenenTC’nin afla¤›lanma duygusuyla yapt›¤› aç›k-lamalarla, d›fl politikas›n›n ABD emperyaliz-minin politikas› oldu¤u bugün daha net gö-zükmektedir. Özellikle 7 Ekim 2003 tarihin-de Meclisten Irak’a asker göndermeye yetkiveren tezkerenin ç›kmas›n›n ard›ndan “bu iflbitti” naralar›yla Irak’a “sefere” haz›rlananTürk Egemen S›n›flar›n›n hevesleri ABD Sa-vunma Bakan› Donald Rumsfeld’in sonaç›klamalar›yla kursaklar›nda kald›. Rums-feld, “Irak’a Türk askeri göndermek için,Irak Geçici Hükümet Konseyi ile anlaflmayavar›lmas› gerekiyor” diyerek TC’nin Irak’aasker göndermesinin uzamas›n›n ilk sinyali-ni vermifl oldu. Tezkerenin ç›kmas›n›n ard›n-dan Irak Geçici Hükümet Konseyi üyeleri-nin, TC ordusunu “istemediklerini” ilan et-meleri, hatta Kürt afliret lideri Mesut Barza-ni’nin, Türkiye asker yollarsa Geçici Hükü-metten istifa edece¤ini aç›klamas› sonucuABD emperyalizmi TC’ye gidin HükümetKonseyi ile anlafl›n ça¤r›s› yapt›. Afla¤›lan-m›fll›k duygusuyla “bizim muhatab›m›zABD”dir dense de, TC istemese de Konseyüyeleriyle “anlaflmak” zorundad›r.

Asl›nda bu durum defalarca b›kmadanusanmadan alt›n› çizdi¤imiz, TC’nin emper-yalizmle olan iliflkisinin “stratejik uflakl›k”

oldu¤unu en bariz flekilde gözler önüne ser-mektedir. Keza emperyalistlerin TC ile olanbu iliflkisi iflgal alt›ndaki Irak’ta gerici grup-lar için de geçerlidir. Geliflmelere bu durumgözard› edilerek bak›ld›¤›nda veya halk›n bugerçekli¤i görmesini engelleyici bir flekildeyaklafl›ld›¤›nda, ABD emperyalizmininIrak’taki Kürt gruplar›n Türk askerinibölgede istememesi yönünde yapt›¤› aç›k-lamalardan etkilendi¤i yönünde bir sonu-ca var›l›r ki, bu sonuç yan›lt›c› ve eksik biryaklafl›m olur. Herfleyden önce flunu belirt-mek gerekiyor, ABD emperyalizmi tezkere-den önce bölgeden Türk askerlerine yönelikbir “tepki” oldu¤unu bilmiyor muydu? Kezabu Kürt gruplar›n Türk askerlerine yöneliktepkisini pohpohlayan ABD emperyalizmide¤il mi? Önemli olan bir di¤er ayr›nt› iseTürk askerine karfl› ç›kan gerici Kürt grupla-r›n›n iflgalle birlikte ABD emperyalizmininsözünden ç›kt›¤› nerede görülmüfl?

Bu durum hiç kuflkusuz ki efendi-uflakiliflkisi çerçevesinde bak›ld›¤›nda anlam ka-zanmaktad›r. 1 Mart’taki tezkerenin bir yolkazas›yla meclisten geçmemesi ve iflgaldensonra ABD emperyalizmi taraf›ndan kulak-lar› çekilmesiyle zor günler yaflayan TC içinIrak’a gönderilecek asker, efendisine yaran-mak ve biraz da kemik yalamak için iyi birf›rsat olacakt›. Hiç kuflkusuz ki TC’nin buyaklafl›m› belli kayg›lar› da tafl›maktayd›.Öyle ki Irak’ta geliflen direnifl ve Türkiyehalk›n›n Irak’a asker gönderilmesini isteme-mesi TC’yi kayg›land›ran bir durumdur. An-cak Irak’a gönderilecek her asker TC’ningeleneksel Kürt politikas›n›n çöküflünüengellemek ve efendisine “ben senin halaen iyi ufla¤›n›m” mesaj›n› vermek aç›s›n-dan önemlidir. Bu noktada TC, D›fliflleriMüsteflar› U¤ur Ziyal’in Haziran ay›nda git-ti¤i ABD’de TC’nin Irak’a asker göndermeiste¤ini iletmiflti. Ancak, bu durum ABD’ninTürkiye’den asker talep etti¤i fleklinde yans›-

t›larak ülke ve dünya kamuoyu aldat›lmayaçal›fl›larak TC, övünçle “ben hala efendiminen iyi ufla¤›y›m” imaj›n› yaratmaya çal›flt›.Gelinen aflamada TC’nin Irak’a asker gön-dermede çok istekli oldu¤u daha net görün-meye bafllad›. ‹flgalcilerin Irak’taki sözcüle-rinden Charles Heatly Ba¤dat’ta düzenledi-¤i bir bas›n toplant›s›nda gazetecilerin nedenABD’nin Türk askerinin Irak’a gelmesini is-tedi¤i fleklinde bir soru üzerine, Türkiye’ninkendisinin bu konuda çok istekli oldu¤unusöyleyerek bu durumu bir kez daha gözlerönüne serdi. Keza aylar öncesinden TC’nin,“ABD benden asker istedi” fleklindeki yala-n›, ABD eski Türkiye Büyükelçisi R. Pear-son’un “Asker gönderme önerisi Türki-ye’den geldi. Büyükelçi Ziyal’›n Washing-ton’da sundu¤u öneriler aras›nda bu da var-d›” diyerek ortaya ç›km›flt›. Baflbakan Er-do¤an’›n Rumsfeld’in sözlerinin ard›ndanyapt›¤› aç›klamada “Irak halk›n›n talebi bi-zim için çok önemli. fiunu da söyleyeyim:Biz Irak’a asker gönderece¤iz diye çok daarzulu de¤iliz. ABD’nin talebi oldu, onu de-¤erlendiriyoruz” diyerek “stratejik uflakl›¤›-n›” gizlemeye çal›flmas› da beyhude bir ça-bad›r.

Ancak tüm bunlar Türkiye’yi Irak top-raklar›na çekmeyece¤inin anlam›n› tafl›maz.ABD Suriye ve ‹ran’a yönelik yo¤unlaflansald›r› haz›rl›klar›n›n h›zlanmas›yla Türki-ye’yi kullanmaya devam edecektir. Suriyeile ilgili olarak Amerikan Temsilciler Mec-lisinin “Suriye’yi cezaland›rma yasas›n›”onaylad›¤›n› unutmamak gerekir.

Son yaflananlardan sonra TC art›k k›rm›-z› çizgilerinden bile bahsedemez durumagelmifltir. Art›k kimse Türkiye ile ABD em-peryalizminin “stratejik ortak” oldu¤unusöyleyemez hale gelmifltir. Önümüzdeki sü-reç TC’nin kemik yalamas›na dahi izin veril-meden ABD emperyalizmi taraf›ndan kulla-n›laca¤› günler olacakt›r.

21 3 7-20 Kasım 2003

DDiirreenniiflfl bbüüyyüüyyoorr:: ‹‹flflggaallcciilleerree vvee iiflflbbiirrlliikkççiilleerriinnee ggüünnyyüüzzüü yyookk!!

8800.. YYIILL KKUUTTLLAAMMAALLAARRIILLaaiikk,, aannttii--llaaiikk ttaarrtt››flflmmaallaarr››nn››nn ggööllggeessiinnddee

21 Ekim günü ‹stanbul AKP il binas›önünde TEKEL, Bak›rköy Sümerbank veBeykoz Deri Kundura iflçileri birarayagelerek, AKP hükümetinin özellefltirmepolitikalar›n› protesto etmek için eylem

yapt›lar. TEKEL iflçileri saat 11:00’de AKPil binas› önünde “TEKEL’i satt›rmaya-ca¤›z” yaz›l› pankart›n arkas›nda topland›-lar. Bak›rköy Sümerbank iflçileri de,AKP’nin biraz ilerisindeki bofl arazide top-lanarak “Fabrikalar kalemiz, h›rs›zlaravermeyiz” sloganlar›yla TEKEL iflçilerinekat›ld›. Beykoz Deri Kundura iflçileri de“Fabrikalar k›fllam›z, bacalar› süngü-müz” yaz›l› pankartla AKP önüne geldiler.S›k s›k “Gün gelecek devran dönecek ha-inler halka hesap verecek”, “Yaflas›n s›n›fdayan›flmas›”, “Hükümet istifa, TayyipAmerika’ya”, “Amerikan itleri satt›rma-y›z K‹T’leri” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylem-de, bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n met-nini, Tek G›da-‹fl Marmara Bölge fiubesiBaflkan› Özcan Mete okudu. Mete’nin“beni sizlere karfl› utand›ran Türk-‹fl’ten de hesap soraca¤›m” sözlerine iflçi-

ler “Suskun Türk-‹fl istemiyoruz” sloga-n›yla karfl›l›k verdiler. Özcan Mete “As-kerlerimizin kan› sat›l›k de¤il, fabrikala-r›m›z da, ülkemiz de. Zafer bizlerin ola-cakt›r” diyerek konuflmas›n› sonland›rd›.

‹fiÇ‹LER, KEND‹LER‹NE SAH‹P ÇIKMAYAN

SEND‹KACIYI DÖVDÜBu arada AKP önündeki eyleme kat›l-

mak için 16 otobüsle fabrikalar›ndan yolaç›kan, Cevizli TEKEL iflçileri, Kavac›kcivar›nda polis taraf›ndan durduruldu.Uzun süre polisle iflçiler aras›nda itiflmelerve gerginlik yafland›.

Sendikac›lar›n Cevizli iflçilerinin yolu-nun aç›lmas› için Türk-‹fl ile yapt›klar› gö-rüflmeler sonuçsuz kal›nca, iflçiler Türk-‹fl’e büyük tepki gösterdiler. AKP önünde-ki eylem sonras› otobüslerle Cevizli iflçile-

rinin yan›na Kavac›k’a gidildi. SendikaBaflkan› Korkut Güler’in gelmemesinek›zan TEKEL iflçileri, öfkelerini, AKPönündeki eylemden yanlar›na gelen TekG›da-‹fl Marmara Bölge Baflkan› ÖzcanMete’den ç›kard›lar. ‹flçiler Mete’nin “Ba-flard›n›z arkadafllar” diye bafllayan ko-nuflmas›na, “Ne biçim baflkans›n, bizi birAKP binas›na kadar götüremedin, so-runlar›m›za nas›l sahip ç›kacaks›n” di-yerek tepki gösterdiler.

Özcan Mete’nin konuflmas›na izin ver-meyen iflçiler “Sat›lm›fl baflkan istemiyo-ruz” diyerek Mete’yi tartaklad›lar. Mete,polisin araya girmesiyle olay yerindenuzaklaflt›r›ld›. “fialter inecek ampul söne-cek”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “Bask›-lar bizi y›ld›ramaz” fleklinde slogan ata-rak eylemlerine devam eden iflçiler, da¤›l-mamakta ›srar edince polisin bask›s› artma-ya bafllad›. Polisin bask›s› yetmeyince, sen-dikac›lar eylemin sona ermesi için otobüs-leri kald›r›nca iflçiler de da¤›ld›.

(Kartal)

Bu sistemi anlamak için flu son haftada,görme yetene¤i kaybolmam›fl herkesin gö-zünün içine sokulan 4 farkl› çocuk portre-sine bakmak yeterince aç›klay›c› oluyordu.Birinci haber, “bally-tiner çeken” sokakçocuklar› say›s›n›n bir önceki y›la göreyüzde 40’a yak›n oranda art›fl gösterdi¤i vebu çocuklar›n suça daha büyük oranda bu-laflt›¤›na iliflkindi. ‹kinci portre, aileleriyleberaber ramazan çad›rlar›nda y›lda birkez 2 kap s›cak yemek bulma flans›na sahipolman›n büyük mutlulu¤unu tafl›yan çocuk-lar›n bu anlar›n› belgeleyen foto¤raflardanolufluyordu. Üçüncü haber, gösteri yapt›¤›gerekçesiyle ‹stanbul Kocasinan’da 10’u 11yafl›n alt›nda 15 çocu¤un karakolda 10 saatgözalt›nda tutulmas›yla ilgiliydi (31.10.03).Nihayet dördüncü portre, fi›rnak Ulude-re’nin Andaç köyünde, bulduklar› bir metalcismi kurcalarken meydana gelen patlama-da 4’ü ölen 7’si yaralanan çocuklara aitti(02.11.03).

Yoksulluk s›n›r›n›n 1.372 milyara ulafl-t›¤›, çal›flanlar›n yüzde 25’inin asgari ücret-li olarak açl›k s›n›r›n›n alt›nda yaflad›¤› Tür-kiye’de; D‹E’nin 03.11.03’de bas›nda“utanç tablosu” bafll›¤›yla yay›nlanan res-mi istatistiklerinde (Hane Halk› HarcamaAnketi-2002), g›dadan sa¤l›¤a, e¤lencedene¤itime kadar bir dizi alandaki harcamalarbak›m›ndan, toplam 16.445 ailenin da¤›l›-m›nda en yoksul yüzde 20’lik aile dilimi ileen zengin yüzde 20’lik aile grubu aras›nda324 kata varan bir uçurum oldu¤u belgelen-mektedir. Yoksullaflt›rmadan, zehirlenmeyeve gözalt›na, Türkiye Kürdistan›’nda her ta-rafa saç›lan may›n›ndan bombalar›na kadaren baflta çocuklar›n› parçalayan bir düzeninpanoramas› böyle bir görüntü veriyor.AKP’nin yaklafl›k 1 y›l› bulan iktidar serü-veni, faflist diktatörlü¤ün 80. y›l› kutlamadekorlar›n›n çevreledi¤i bir atmosferde, hiçde i¤reti durmayan bir görüntü arz ediyor.Sistemin geleneksel motifleriyle, demirbaflkurumlar›yla, hatta tabusal refleksleriyle te-

melden çeliflkili gibi alg›lanan kimi çat›fl-mal› ve gerilimli olgular›n, kolayca sindiri-lebilen bir tansiyonda tutulabilmesi, “dü-zen partisi” kimli¤indeki tereddütleri aç›k-ça ortadan kald›rmaya yetiyor. Asl›nda,“düzen partisi” yani daha net bir ifadeyle“faflist parti” nitelemesinin sistemden kay-naklanan bir karakter tafl›mas›, öteden berikavrama güçlü¤ü çekilen konular›n bafl›ndagelmektedir.

Yine bu eksende bir di¤er sorun, “cum-huriyet”in ve kurucu-resmi ideolojisininniteli¤inin analizinde yaflanmakta ve bu so-runda meydana gelen sapma, iktidar müca-delesinin seyrini büyük ölçüde etkilemek-tedir. ‹flgale karfl› yürütülen “kurtulufl sa-vafl›”n›n güdük anti-emperyalist karakteri-nin gösterifli alt›nda ezilenlerin, hiç flüphe-siz s›n›fsal bir pencereden dar ve s›¤ bir yo-rumla yapt›klar› analiz, “güçlü”den yanabükülmelerine yol aç›p, ufuklar›n› karartanbir sonuçla uzun vadede sisteme yedeklen-me mecras›nda demir atmalar› sonucunudo¤urmufltur.

Oysa rejim, ›srarla ve inatla kendi sa¤-lamas›n› yeniden ve yeniden üretip duru-yor. Hem de aksini ispat gösterisine soyun-du¤u her pratik marifetiyle/vesilesiyle bunuyap›yor. Hem de her renkten temsilcisi, heralandan sundu¤u görüntüsü ile ç›plak birtemas sa¤l›yor. Faflist karakterinin cendere-sini en küçük bir gevfletme göstermeksizins›kmaya devam ederken, bunu halk s›n›fla-r›na empoze etme konusunda hat›r› say›l›rbir çaba göstermeyi de ihmal etmiyor. Sa-dece do¤rudan fliddeti de¤il, hatta ço¤u kez“dolayl› fliddet”i kullan›rken, topluma fle-kil verme misyonuna sad›k olmay› sürdürü-yor. Zira ayakta kalmas›n›n esasta bunaba¤l› oldu¤unu iyi bilmektedir.

“Dolayl› fliddet” en a¤›rl›kl› ifadesini“ekonomik sömürü” ile temellendirmek-te, yoksullaflt›rma ve yoksunlaflt›rma ise bu-nun do¤al sonucu olarak özel bir fliddetekarfl›l›k gelmektedir. Faflist devlet yap›s›n›n

bizimki gibi ülkelerde yukar›dan afla¤›yaörgütlenen ve ideolojik tarzda da yine ayn›biçimde kurgulanan karakteristi¤i, yok-sullaflt›rmay› en ac›mas›z en vahfli biçimdedayatmay› ve bunu sürekli k›lmay› gerek-tirmektedir. Ba¤l› oldu¤u emperyalist siste-min sürüklendi¤i f›rt›nalar›n, karfl›laflt›¤›dalgalar›n etkiledi¤i bu yolculukta, teknolo-jik sürece ba¤l› olarak biçimsel farkl›l›kedinse ve yeni yüzler kazansa da, temel ifl-leyifl hiç de¤iflmemektedir. S›n›f mücadele-sinin bas›nc› türlü biçimlerde etki etse de budevrimle sonuçlanmad›¤› sürece, ak›fl butarzda olacakt›r.

“Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤in”hep daha kötüye gitmesi trendinin bozul-mamas› hali, bu gidiflata paralel s›n›f müca-delesi bas›nc›n›n sistemin menteflelerine vepayandalar›na yapt›¤› bask› neticesinde, re-jimin örgütlenifli ve duruflu asli karakteriniyans›tmak zorundad›r. Bu, bütün kurumla-r›yla, bütün uygulamalar›yla ve bütün poli-tikalar›yla uyumlu olmak durumundad›r.Aksi halde “sistemsel zaaf” ortaya ç›kar ki,bu bofllu¤a müdahale her iki cephe (emekve sermaye) aç›s›ndan da “sert” bir süreçdo¤urmaktad›r. Bu sertlik ço¤u zaman“aç›k faflizm” olgusuna denk düflen bir ze-minde (askeri müdahale/darbe) aç›l›m bulu-yor. Bugün AKP iktidar› eliyle devreye so-kulan politikalar, at›lan ad›mlar, getirilenyeni yasal düzenlemeler vb. bütün tasarruf-lar, merkezi sistemin, yani esas olarak dev-letin politikalar›d›r. Bunun aksini düflünen-ler ve savunanlar, büyük bir körlük ve ay-mazl›k içinde faflist kliklerin demagojik for-masyonundan etkilenen en geri kitlelerinbile gerisine düflmektedirler. Ayn› zamandadevrimci dinamiklerin iktidara yönelmesi-nin önündeki en büyük engellerden birisi-ni de Türkiye’deki sistemin bu yanl›fl anali-zi oluflturmaktad›r. Oysa komprador pat-ron-a¤a düzeni; kendisini temsilen sahnealan bütün aktörlerinin birbirini tamamla-yan icraatlar› sayesinde, gizlemeye hiç deimkan vermeyen biçimde kimli¤ini sergile-mektedir. ÖDP’den DEHAP’a kadar geniflbir yelpazede kulaç atan reformistlerin bueksendeki politik tercihlerinin bozdu¤u yada güçten düflürdü¤ü platformlar, önemlibir mevzinin yitirilmesine ve eylem birli¤ikültürünün gelifltirilmemesine yol açmakta-d›r.

Rejimin kurulufl y›llar›ndan itibaren birtür prototipini oluflturan, hakim s›n›flar›nsiyasi partileri, günümüzde, yasalardaki ya-p›lanmadan öte bir ortak kabul ve davra-n›fl modeli olarak faflist karakter tafl›makta-d›rlar. S›n›flar›n›n sahip oldu¤u sistemselfonksiyonu oynamak ad›na yap›lanan bukurumlar, tipik “flef sistemi” gelene¤inibünyelerine alan, demokrasinin biçimselolarak dahi varl›k bulmad›¤› özellikler tafl›-maktad›r. Yasalarla güvence alt›na al›nan buorganik yap›n›n, “flef”in keyfiyetine göreanti-demokratik karakterinde ileri boyutlartafl›mas› da s›kça rastlanan bir olgudur.

Son 1 ay içerisinde gerçeklefltirilen vefarkl› renkleri tafl›yan 3 faflist parti (MHP,AKP, CHP) kongresinde yaflananlar›n birçok bak›mdan büyük benzerlikler tafl›ma-s› hiç de flafl›rt›c› say›lmamal›d›r. fief siste-mi, muhalefetin ihanet olarak tan›mlanma-s›, blok liste uygulamas›, son anda gerçek-lefltirilen ve anti-demokratik tarz›n daha ka-ba bir nitelik ald›¤› tüzük de¤ifliklikleri, ya-p›lan genel baflkan konuflmalar›ndaki ortakvurgu ve mesajlar (emperyalizme ba¤›ml›-l›k, düzen ve devleti sahiplenme, ›rkç› vefloven karakter ) temelli bir karakter ortak-l›¤›n› göstermektedir. Nitekim, MGK’yayap›lan AB’ye uyum görünümlü makyajakonu olan “psikolojik savafl” örgütlenme-sinin, ‹çiflleri Bakanl›¤› genelgesiyle yeni-den ve daha kapsaml› bir biçimde hem deillegal tarzda (yasas›z yönerge) oluflturul-mas›, AKP flahs›nda tümünün alt›na imzaataca¤› bir tasarruf olarak de¤erlendiril-mektedir.

Faflist diktatörlük, özünü ve formunu(hem biçim hem de performans anlam›nda)koruman›n hesaplar›n› hiç kuflkusuz kitle-lerin verdi¤i tepkiye göre yap›yor. Her fleyera¤men kitlelerdeki politik uyan›fl›n izlerihemen her alanda görülebiliyor. Bunun da-ha etkili hal almas› ve daha çapl› bir nitelikkazanmas› çok uzak de¤ildir. Bu nedenle defaflizm d›flar›da at›laca¤› “macera”lardanmedet ummaktad›r. ABD emperyalizmininyörüngesinde tutturdu¤u yolun, onu daefendisinin ak›betine paralel bir bölge “ba-takl›¤›”na sürüklemesinin efli¤inde duru-yor. Üstelik iradesini tamamen teslim etti¤ibu koflullarda, manevra yetene¤i bile kal-mam›fl bir konuma getirilmifl bulunuyor.

47-20 Kasım 2003 21

S›n›fsal Bak›flFAfi‹ST D‹KTATÖRLÜK ÖZÜNÜ VE FORMUNU fi‹MD‹L‹K KORUYOR!

TTEEKKEELL iiflflççiissii eeyylleemmlleerriinnee ddeevvaamm eeddiiyyoorr

✔ “TEKEL’i satt›rmayaca¤›z” slogan› ile çeflitli illerde

eylemler yapan iflçiler ayn› zaman-da sorunlar›na sahip ç›kmayan

sendikac›lara da öfkeli.

Eskiflehir Paflabahçe Cam Fabrikas›nda çal›flan iflçiler, 8-9 Eylültarihinden itibaren sürdürdükleri direnifllerine devam ediyor.

Kristal-‹fl Sendikas›na geçtikleri için 300’ü tafleron, 50 kadrolutoplam 350 iflçi patron taraf›ndan iflten at›lm›flt›. Patronun Çimse-iflsendikas›na tekrar üye olmalar›n› istedi¤i iflçiler sendika talepleri ka-bul edilene kadar direnifllerine devam edeceklerini belirtiyorlar. Ses-lerini duyurabilmek amac›yla ‹stanbul’da bulunan ‹fl Banka-s›’n›n kuleleri önünde fiiflecam yönetimini protesto eden iflçiler,bu defa Ankara’dayd›. Türk-‹fl binas›na gelen iflçiler Türk-‹fl GenelBaflkan› Salih K›l›ç’la görüflerek Türk-‹fl’in seslerini duymas›n› vekendilerine sahip ç›kmas›n› istediler. Vali ve Paflabahçe Müdürü ilegörüflece¤ini söyleyerek iflçilere demagoji yapan K›l›ç bu arada ö¤ütvermeyi de ihmal etmedi. “‹flverene söyleyin yanl›fltan dönmek bü-yüklü¤ün flan›ndand›r” diyerek iflçilere “yol” gösteren K›l›ç, iflçile-rin dilekçelerini ald›. (Ankara)

21 5 7-20 Kasım 2003

AKP iktidar›n›n kuruluflunun 1. y›-l›n› geride b›rakt›¤› bugünlerde iflçi s›-n›f› ve kamu emekçilerinin haklar› da-ha önceki hükümetler döneminde ol-du¤u gibi daha fazla t›rpanlanmayadevam ediliyor. 2004 y›l› bütçe tart›fl-malar›n›n belli yönleriyle yans›d›¤›kamuoyunda emekçilere ayr›lan oran,önümüzdeki dönem emekçileri nas›lbir yaflam standard›n›n bekledi¤ininde önemli verilerini sunuyor. E¤itimeve sa¤l›¤a vb. kamu harcamalar›naayr›lan pay oldukça daralt›l›rkenal›nan vergiler, s›n›rl› düzeyde artt›-r›lan ücretler ile emekçiler sefil biryaflama mahkum ediliyor. Genel sal-d›r› dalgas›n›n içinde t›rpanlanan hak-lar›n yan› s›ra AKP hükümetinin bu-günlerde tart›flmaya soktu¤u KamuYönetim Reformu ile kamu emekçi-lerine yönelik sald›r› dalgas›n›n dahada ivmelendirilmesi hedefleniyor.

AKP taraf›ndan haz›rlanan KamuYönetimi Reformu ile 1.5 milyon ka-mu emekçisinin yaflam koflullar›n›nbir bütün olarak de¤ifltirilmesi planla-n›yor. Yerel Yönetim Yasas›na ba¤l›olarak gündeme gelen bu tart›flmaönümüzdeki dönem daha da somutla-nacak. Sa¤l›k, Çal›flma ve Sosyal Hiz-metler yerel yönetimlere ba¤lanarak

özellefltirmelerin de önü aç›lmak iste-niyor. Yap›lacak bu yeni düzenleme-lerle tek merkeze ba¤lanacak olanyönetimler, özellefltirilmek istenençeflitli sektörlerin daha rahat özel-lefltirilmesinin önünü açacak. Bu de-¤ifliklik sektörlerde çal›flan personelinve kamu emekçilerinin örgütlenme sü-recini de etkileyecek bir nitelik tafl›-yor. Bugünkü mevcut örgütlenme mo-deli de¤iflecek ve yeni de¤iflimlere pa-ralel olarak sendikalaflma süreci de bi-çimle s›n›rl› kalmayan nitel bir de¤i-flim süreci yaflayacak. Yani emekçile-rin örgütlenme süreci önündeki engel-ler daha da artt›r›lacak.

Yerel yönetimlerdeki bu tasar› ger-çekleflti¤i taktirde özellefltirmelerinartmas›na paralel iflten atmalar, ücretve çal›flma koflullar›nda gerilemeler,sendikas›zlaflt›rma gibi sald›r›lar en altbirimlere ve en ücra yerlere kadar in-dirilerek daha kapsaml› bir hal alacak.Yasan›n iflleme sokulmas› halinde ye-rel yönetimlere devredilecek kamuhizmetlerinde çal›flan iflçilerin farkl›illerdeki belediyeleri ve il özel idare-lerini karfl›lar›nda iflveren olarakgörebilecekler. Bu da mevcut kurulubulunan sendikalar›n› korumalar›n›zorlaflt›racak. Bugün mevcut beledi-

yelerin ekonomik durumu ve devletinbelediyelere ay›rd›¤› bütçe düflünül-dü¤ünde ve aylard›r maafllar›n› alama-yan iflçi say›s›n›n kabar›kl›¤› hesapedildi¤inde hem ekonomik aç›danhem de demokratik aç›dan örgütlenmehakk›n›n ellerinden bu tarz yöntemler-le al›nmas›, iflçilerin ve kamu sektö-ründe çal›flanlar›n hak alma mücadele-si önünde ciddi bir tehlike olufltura-cakt›r.

Yine Kamu Yönetim Yasalar› “Ka-mu çal›flanlar› say›s›n›n azalt›lmas›,sözleflmeli personelin yayg›nlaflt›r›l-mas›, esnek istihdam uygulamas›, per-formansa dayal› ücret" gibi sald›r›lar›da kaps›yor. Kamu sektöründe çal›flan"fazla" say›n›n neye göre, nas›l belir-lendi¤i ise mu¤lak b›rak›l›yor. Genelidari hizmetlerde çal›flan 320 bin, yar-d›mc› hizmetler s›n›f›nda çal›flan 150bin personelin fazlal›l›¤› belirtiliyor.Bugün ülkemizde b›rakal›m taflra yer-ler, köyler ve özellikle T. Kürdista-n›’nda bulunan illere götürülemeyenkamu hizmetlerini merkez illerde dahipersonel s›k›nt›s›n›n yafland›¤› gibigenel bir sorun sürekli vurgulan›yor.Doktor, ö¤retmen, hemflire gibi dahabir dizi ihtiyac›n yan› s›ra bugün bir-çok ilde uzman doktor ve kimi hasta-nelerde hemflire ya da sa¤l›k persone-li dahi bulunmuyor. Bu tabloya ra¤-men yap›lan hesaplarda 450-500 binkadar kamu çal›flan› fazla olarak gös-terilirken bu rakam›n özellefltirme za-man› daha ne kadara düflürülece¤i ise

bilinmiyor.Daha birçok sald›r›y› kapsayan bu

tasar›, yerel seçimlerden önce yasal-laflt›r›larak emekçilerin gündeme so-kulmas› planlan›yor. AKP iktidar›n›nsomut icraat› olarak gündeme gelenbu de¤iflikler konusunda emekçilerinbilinçlendirilmesi, önümüzdeki dö-nem daha somut harekete geçirilmesianlam›nda önemli. Kapal› kap›lar ar-d›ndan yürütülen pazarl›klarla sürdü-rülen bu görüflmeleri teflhir etmek yü-rütülecek çal›flmalarda önemli bir yerarz ediyor. Uluslararas› tekellerin veçeflitli sermaye gruplar›n›n istemi veç›karlar› do¤rultusunda yap›lan bu de-¤ifliklikler, önümüzdeki dönem yürü-tülecek faaliyetlerimiz aç›s›ndanönemli bir yer alacak niteliktedir. ‹flçis›n›f›n›n ve kamu emekçilerin tüm de-mokratik haklar›n›n gasp›n› içeren busald›r›lar karfl›s›nda al›nacak tav›r vetutum önemlidir. ‹flçi s›n›f›n›n bugünhali haz›rda yürüttü¤ü çeflitli yer-lerdeki çeflitli direniflleri, önümüz-deki dönem iflçi hareketinin nas›lbir zeminde yürüyece¤inin de veri-lerini sunmaktad›r. Özellefltirmelereba¤l› artacak iflsizlik bir patlaman›nhabercisi olarak kap›m›zda durmakta-d›r. Önemli olan ise bu patlamay› ör-gütlü ve önderlikli bir tarz haline ge-tirmektir. Bu anlamda sendikalardayürüttü¤ümüz çal›flman›n daha nite-likli ve daha örgütlü bir tarza bürün-dürülmesi için görev ve sorumlulukla-r›m›z›n bilincinde hareket edelim.

Emek inin G ndemi

AKP ‹KT‹DARI 1. YILINDAEMEKÇ‹ DÜfiMANLI⁄INA DEVAM ED‹YOR

Diyarbak›r Valili¤i Özel ‹dare Müdürlü¤ünde Yol-‹fl Sendikas›’n›n bafllatt›¤›grev, patronun engelleme çabalar›na ra¤men sürüyor.

Yol-‹fl Sendikas› Diyarbak›r 1 No’lu fiubenin örgütledi¤i ve Yol-‹fl üyesi 91 ifl-çinin kat›ld›¤› grevde, patron di¤er kurumlardan getirdi¤i iflçilere Özel ‹dare Mü-dürlü¤ü’nün ifllerini yapt›r›yor. Bu duruma tepki gösteren fiube Baflkan› Halil Öz-topalan, patronun 2822 say›l› Lokavt Kanununun 43. maddesini ihlal etti¤ini be-lirtti. Grevde bulunan iflçiler ise patrona ra¤men haklar›n› al›ncaya kadar mücade-le etmekte kararl›. Evli ve üç çocuk babas› olan fiaban Tan; “Bir y›l da sürse bir-li¤imizi bozmadan devam edece¤iz” diyerek düflüncelerini dile getirdi.

(H. Merkezi)

Selüloz-‹fl Sendikas›’n›n örgütlü oldu¤u Giresun SEKAAksu ‹flletme-sini sat›n alan Milda Gazete Da¤›t›m fiirketi, iflçilere kölelik ücretinidayat›yor.

Özellefltirme Yüksek Kurulunun karar› ile sat›lan iflletmede çal›flan ifl-çiler tazminatlar›n› ald›ktan sonra, sendikan›n fabrika yetkilileri ile gö-rüflmesiyle birlikte fabrikada yeniden çal›flmak istediler. Gruplar halindefabrika yetkilileri ile görüflen iflçiler verilen ücretlere tepki gösterdi. ‹flçi-ye 250 milyon lira, usta bafl›na da 300 milyon veren fabrika yetkilileri ifl-çilerin tepkisi üzerine sendika ile görüflmek zorunda kald›. Yaklafl›k 250iflçinin çal›flt›¤› fabrikada Selüloz-‹fl ile yönetimi aras›ndaki görüflmelersürüyor. (Ankara)

CCAAMM ‹‹fifiÇÇ‹‹LLEERR‹‹NN‹‹NNDD‹‹RREENN‹‹fifi‹‹ SSÜÜRRÜÜYYOORR

GG‹‹RREESSUUNN SSEEKKAA’’DDAAKKÖÖLLEELL‹‹KK ÜÜCCRREETT‹‹YYooll--‹‹flfl’’iinn DDiiyyaarrbbaakk››rr’’ddaa

GGRREEVV‹‹ SSÜÜRRÜÜYYOORR

T. Kürdistan›’ndaki bask›lar ve pa-hal›l›ktan b›kan köylü, yapabildi¤i tekgeçim kayna¤› olan besicili¤i ve hay-vanc›l›¤› baflka bölgelere göç edereksürdürmeye çal›fl›yor.

Bu köylülerden biri de; Ardahan’›nGöle ilçesine ba¤l› Gülistan köyünden42 yafl›ndaki Naz›m Gül. Gül, Turhal’agöç ediflini flu sözlerle dile getiriyor.“Bizim bölgemiz k›rsal oldu¤u içiny›llard›r hayvanc›l›kla u¤rafl›yorum.Bu bizim hayat›m›z oldu.”

Daha önce Turhal’a 1993-95 y›llar›aras›nda gelip çal›flt›¤›n› ve bu y›l kur-banl›k hayvan yetifltirmek için bir yerkiralad›¤›n› anlatan Naz›m Gül sözle-

rine flu flekilde devamediyor. “fiu an buradabenim 75 hayvan›mvar. Bizim bölgeleregöre buras› bize daharahat geliyor. Kars’tafleker fabrikas› var,ama biz küspe yedire-miyoruz. -40 derece so-¤uk oldu¤unda küspe do-nuyor, zorlan›yoruz. Bir debizim orada saman›n tonu200 milyon. Pahal›ya geliyor.Buradan saman› 120-150 milyondan,küspeyi 27-28 milyondan, yemin tor-bas›n› 17 milyondan al›yoruz. Bunlar

burada ucuz oldu¤undan geldik.”Yetifltiricilikte verim almak için ge-

rekli olan silaj yap›m›nda kullan›lanyem, saman ve küspenin her bölgedede¤iflen fiyatlar› al›mlar› zorlaflt›r›yor.Besiciler silaj yap›m›nda pancar, pa-

muk, ayçiçe¤i küspesi kullan›yor.Küspenin verimlili¤ini art›rd›¤›-

n› dile getiren Gül “Bunlargenelde pahal›ya geldi¤i

için zor ayakta duruyo-ruz” diyor.

Hayvanc›l›¤›n bitiril-me nedenlerini IMFprogramlar›n› uygula-yan hükümetlere ba¤-layan Gül “Hayvanc›-l›¤› bitirdiler. 1997’deTansu Çiller Baflbakaniken efli Özer ÇillerRusya ve Ukrayna’dans›¤›r ald›. 17 milyon bi-

ze 70 milyona verdi. Bizbu hayvanlar› ald›¤›m›zda

kendi imkanlar›m›zla Kay-makam’a söyledik, devlet

eliyle bu hayvanlar›n kesilmesilaz›md›. Bizi dinlemediler. Bize sa-

hip ç›kmad›lar, ard›ndan da ç›kartt›lardeli dana hastal›¤›n›. Biz kendi s›¤›rla-r›m›z› satamad›k. Bundan da çok bü-

yük zarar gördük, fakirlefltik. O zaman1997 bugün 2003. Ancak bu günleregelebildim, hayvan biriktirebildim. Bizo günlerden beri çok büyük yaralar al-d›k” fleklinde konufltu.

Yetifltirdi¤i hayvanlar› tüccara satt›-¤›n›, tüccar›n istedi¤i fiyattan vermekzorunda kald›¤› için ancak masraflar›n›ç›kartabildi¤ini aç›klayan Gül, devletinkendilerine kredi vermedi¤ini aç›klaya-rak “destekleme kredisi alam›yorum.Ben bir olaya flahit oldum. Zaman›ndaDYP ‹lçe Baflkan› 2 hayvan› oldu¤uhalde, yan›lm›yorsam 96-97 y›l›, 4 mil-yar destekleme kredisi ald›. Ben ise 70-80 hayvanla 500 milyon yem paras›alamad›m. Bunun nedenini bilemiyo-rum. Herhalde biz dürüst oldu¤umuziçindir” dedi.

Kiralad›¤› yer de dahil olmak üzere,yetifltirdi¤i hayvanlar›n her türlü mas-raf›n› kendisinin karfl›lad›¤›n›, toplad›-¤› hayvanlar›n kayd›nda devletin paraald›¤›n› söyleyerek “bir hayvan›m›zhastalan›yorsa, veteriner paras›yla geli-yor. Param›z olmad›¤›nda hayvan›m›zölüyor. Her hayvan›n kula¤›nda iki kü-pe var. Bu da herhalde Kaymakaml›ktaraf›ndan yapt›r›l›yor. Bu küpeler içinhayvan bafl›na iki milyon al›n›yor” de-di. (Turhal)

67-20 Kasım 2003 21

““AAmmeerriikkaa’’nn››nn kköölleessiiyyiizz,, mmiilllleettiinn eeffeennddiissii ddee¤¤iill””

fiEKER PANCARIÜRET‹C‹S‹ ÖFKEL‹

Türkiye tar›m›nda önemli biryere sahip olan flekerpancar›, böl-gelerdeki pancar tar›m›na elverifllitar›m arazisi miktar›na göre, hery›l azami 5 milyon ton fleker üre-tim potansiyeline sahiptir. 500 binçiftçi ailesinin tar›m›n› yapt›¤› birbitki olan flekerpancar› ekimindeher y›l geçmifle oranla düflüfl yafla-n›yor. Türkiye tar›m› üzerinde uy-gulanan IMF, DB, DTÖ vb. y›k›mpolitikalar› flekerpancar› üreticile-rini de üretemez duruma getirdi.Emperyalist efendilerine uflakl›ktas›n›r tan›mayan uflak patron-a¤a

devleti pancar üzerinde oynananoyunlara her gün bir yenisini ekli-yor. Ürüne konulan kotalar yetmi-yormufl gibi bir de flekerpancar›n›ntat vermedi¤i iddia edilerek m›s›-r›n hammadde olarak kullan›ld›¤›niflasta bazl› fleker üretiminin ya-p›lmas› köylüye dayat›l›yor.

Pancar teslimat›n›n yap›ld›¤›flu günlerde Tokat/Turhal’da hery›l oldu¤u gibi bu y›l da Turhal fie-ker Fabrikas› karfl›s›na kurduklar›çad›r barakalarda teslimat içinya¤mur-çamur demeden bekleyenpancar üreticilerinden yaflad›klar›s›k›nt›lar› dinledik.

Cemal Bozda¤: Turhal’a ba¤-

l› Yeniköy’de benim 100 dönümarazim var. Tar›mla u¤rafl›yorum.Bunun 40 dönümüne her y›l pan-car ekiyorum geçen y›llara oranlabu y›l verim yar›ya düfltü. Bu y›l %50 kota uygulad›lar. Geçen y›l buzamanlar Tayyip ba¤›r›yordu.“Vah yaz›k bu köylüye, vah za-vall› çiftçi… kotalar› kald›raca-¤›m”. Tam bir sene oldu bir kezdaha gördük ki gelen sade vaaz ve-riyor. %50 kotayla 5 dönüm pan-car ekecek daha fazla ekemeye-cek. Böyle olunca elbet köylü b›ra-kacak ekmeyi zamanla, ne yapa-l›m girdinin paras›n› ç›karam›yo-ruz ki.

Kadir Çelik: Turhal’a ba¤l›Dereköy’denim. Pancar yetifltiri-yorum. Mart, nisan aylar›nda eki-mini yap›yoruz. Avanslar› hazi-ran›n sonunda al›yoruz. O zamanakadar borçlan›yoruz. Gübresine,çapas›na vs. ald›¤›m›z para borcagidiyor. Kotay› getirdiler. Kotay›getirmelerindeki maksat, ektirmekistemiyorlar. “M›s›r ekin” dedilerbize. M›s›r›n ne flartlar› var bilmi-yoruz. M›s›r yaramaz bize. Tabanfiyat› çok düflük. 230 bin veriyor-lar. Bizim girdilerimizi karfl›la-maz. Bizler ufak çapta çiftçileriz.O büyük topraklara sahip zengin-lere yarar. Durum ortada karde-

flim bunlar çiftçiyi öldürmeyeniyetli. Atatürk demifl zaman›n-da “köylü milletin efendisi” Yokyok biz Amerika’n›n kölesiyiz.Bu ülkeyi bat›rd›lar Demireller,Özallar flimdi de Tayyip. Zam üs-tüne zam yap›yorlar, 200 ka¤›tt›mazotun litresi ç›kartt›lar 1500’e.Daha nas›l ekelim de kazanal›m.Pancar›n taban fiyat›n› 88 bin de-diler gübrenin çuval› 21 milyon buverilen fiyat gideri karfl›lam›yor.Pancar› getiriyoruz fabrikaya ver-meye. Onlar da günlerce bekleti-yor bizi burada, yavafl çal›fl›yorlar.Neden mi bu y›l verim bölgede dü-flük pancar az seri olsalar bir hafta-da biter iflleri. Sonra fabrika kapa-n›r, aç›k tutmak için yavafl çal›fl›-yorlar. Bir de s›ralarda s›k›nt› yafl›-yoruz. ‹nsanlar birbirinin hakk›nasayg› duymuyor, önce benim iflimgörülsün diyor. Durum böyleykenbizim sorunlar›m›z çözülmez, bizeönce birlik laz›m.

“ÖLMEDEN TOPRAK ATIYORLAR ÜZER‹M‹ZE”

Hamit Öztürk: Tokat’a ba¤l›Karadere Manasl› köyündenim.Biz de tar›mla geçiniyoruz. Pancard›fl›nda hayvanc›l›k yap›yoruz.Hayvanc›l›k destek yoksa aç kal›-r›z. Mazotun paras›n› ödeyemedik

mi hayvan›n birini sat›p borç kapa-t›yoruz. Diyorlar ki pancar kotas›-n› gelecek y›la %40 yapacaklar-m›fl. O zaman hali periflan bütünköylünün, ekemez herhalde. Kota-y›, ekmeyelim de özellefltirmelerkolay olsun diye koyuyorlar. Satasata birfley b›rakmad›lar zaten. Bufabrikada en ufak memur bir mil-yar al›yor ayda. Biz on nüfus 1 y›l-da 5 milyar› zor al›yoruz. Bu sene1,5 ton bu¤day alm›fl›m. 1,5 tonbu¤dayla 10 nüfus geçinir mi?Onu soruyorum, geçiniyoruz iflte.Ben bu sene kotay› parayla ald›mne yapay›m. Ben buraya her senebu¤day ekemem. Üç dört sene üstüste eksem sonra verim alamam.Pancar ekmekten vazgeçmiyoruzama ekmeyelim diye ne laz›msa oyap›l›yor. Mustafa Kemal demifl“köylü milletin efendisi” bu lafbeni çok k›zd›r›yor. Köylü milletinkölesi, ek, çapala, u¤rafl. Elde bir-fley yok bir de. Üstü kötek. Çiftçi-nin kooperatifi var. Pancar koope-ratiflerinin her ilde yatakhanelerifalan var. Bunu çiftçiye söylemi-yor, kimse yararlanmas›n diye.Milletvekillerinin yak›n arkadaflla-r›n› orada yat›r›yorlar, çiftçi olma-yanlar›. ‹flin özü bu ülkede çiftçiolmak zor ifl, ölmeden toprak at›-yorlar üzerimize. (Turhal)

Besicilik Ardahan’dan Turhal’a göçü dayatt›Yetifltiricilikte verim almak için gerekli olan silaj

yap›m›nda kullan›lan yem, saman ve küspenin her bölgedede¤iflen fiyatlar› al›mlar› zorlaflt›r›yor

21 7 7-20 Kasım 2003

Ar›c›l›k üzerine Hac›bektafll› Bilge Orhan ile yapt›¤›m›z söylefliyi yay›nl›yoruz...

-Bize kendinizi tan›t›r m›s›n›z?-‹smim Bilge Orhan. Hac›bektafll›’y›m.

33 yafl›nday›m. 6 y›ld›r ar›c›l›kla u¤rafl›yorum.Ar›c›l›k bende hobi olarak bafllad› ilk önce.Daha sonra ciddi bir üretim tarz› oldu¤unu far-kettim. Ar›larla göç etmeyi, ar›larla konakla-may› onlar›n çal›flma sistemlerini gördükçebirfleyleri gelifltirmeye çal›flt›m. Bence güzelbir yaflam tarzlar› var. Sonra do¤ada süreklibirfleyleri varetme çabalar› var. Zor koflullardaçok iyi fleyler ç›kartabiliyorlar.

-fiu an kaç tane ar›n›z var? Bunu kovansay›s› üzerinden mi hesap ediyorsunuz?

-Ar›lar kovan say›s› üzerinden hesap edili-yor. Bir kovanda 20 binden bafll›yor, yüzbinekadar ar› oluyor. Tabi ço¤unlukla bunlar iflçiar›lardan olufluyor. Bir tane kraliçe oluyor.100-200 civar›nda mevsime göre erkek ar›oluyor. Bazen bu erkek ar› say›s› oldukça yük-selebiliyor. Özellikle o¤ul dönemine yak›n za-manlarda erkek ar›lar bal üretiminde bulunma-d›klar› için yani kovanda asl›nda istenmeyenbir varl›k. O¤ul dönemi geçtikten sonra iflçiar›lar taraf›ndan öldürülüp, d›flar› at›l›yor. Yanikovanda bulundurulmuyor.

-15 gün içinde ne kadar bal topluyorsu-nuz?

-fiimdi flöyle; 15 gün içerisinde e¤er nektarsalg›s› iyiyse kolonilerimiz de 80 bin nüfusayak›nsa 40-50-60 çok iyi senelerde 70-80 kilo-ya kadar uzayabiliyor.

-Kaça sat›yorsunuz bal›n kilosunu?-Kilosunu 10 milyondan satt›k ve kaliteli

üretmeye çal›fl›yoruz. Yani kaliteli yapt›¤›m›ziçin pahal› sat›yoruz. Bir de bu birebir güveniliflkisine ba¤l› oluyor. Çünkü hileler yap›l›yor,ar›ya fleker yedirerek yüksek kilolarda bal üre-timi yap›l›yor ve rekabet flans›m›z yok. Onlar-la biz kaliteli üretip, yüksek satmaya çal›fl›yo-ruz.

-fieker yedirdi¤iniz zaman kaliteli olmu-yor mu?

-Hay›r fleker yedirdi¤in zaman bir flekildeinsan katk›s› var ve çiçeklerin salg›s›nda bu-lunmayan flekerler bala dönüfltürülüyor, depo-lan›yor. Sahtecilik oluyor. Ve bal›n besleyicide¤eri düflüyor. Tabi ar› kursa¤›nda bunu tafl›-d›¤› zaman normal flekerden bir miktar muhte-vas› de¤ifliyor ama hakiki bal hiçbir zaman ol-muyor. fiimdi bala karfl› da flöyle bir yan›lg›var. Bal dondu¤u zaman flekerli bal falan san›-l›yor. Halbuki hakiki bal illaki donmak zorun-da. Donmuyorsa flüphelenmek laz›m.

-Siz ar›c›l›kla geçinebiliyor musunuz?Yani ifli ar›c›l›k olan bir insan o iflle geçinebi-liyor mu?

-Ortalama 50 kovan› olan bir ar›c› e¤er bir-kaç yer de¤ifltirebiliyorsa y›ll›k. Yani ailesinigeçindirebilir.

-Devlet taraf›ndan herhangi bir deste¤eizin verilmifl olsa...

-Devlet taraf›ndan destekler var ama nekadar uygulan›yor bilmiyorum. Türkiye Kal-k›nma Vakf› (TKV) daha önce k›rsal kalk›nmaprojesi alt›nda ar›c›lar› yetifltirip yirmifler ko-van da¤›tt›lar. Ve para karfl›l›¤› olmad› bu. Kar-fl›l›¤›nda bal ald›lar ve bunu befl y›la böldüler.Bu flekilde birçok ar›c›m›z yetiflti ama bunund›fl›nda devletin teflvikleri on köy vard› dahaönceden. Orman köylülerine ar› falan da¤›t›m›vard›. Ama bizim bölgemiz için böyle bir ar›teflvi¤i yok. Özellikle Do¤u Anadolu, Güney-do¤u Anadolu, iflte k›rsal kesimde yo¤un birar›c›l›k çal›flmalar› oldu. Ama ne kadar baflar›-

ya ulaflt› derseniz yani yüzde elliyi bulmad› sa-n›yorum.

-Bölgede tar›m üretimine dönük ar›c›l›küzerinde herhangi bir devlet politikas› varm›?

-Bölgemizdeki devlet politikas› fludur. ‹n-sanlar›n üretim yapmas›n› durdurup teflvikler-le flunlarla bunlarla üretimi k›smakt›r. Baflkabizim bölgemizde tar›ma yönelik hiçbir faali-yet görmüyoruz.

-Ar›c›l›k için de geçerli mi bu?-Ar›c›l›k için teflvik yok. Sadece ana ar›

edindi¤in zaman o da sertifikal› oluyor ve yük-sek fiyatlar› oluyor. Kaliteli ama yani yak›nkalitedeki ar›lar› biz üretebildi¤imiz taktirde oteflviklere ihtiyaç duymuyoruz. Ama ar›c›l›khakk›nda zirai krediler falan uygulanm›yor ve-ya gerçekten ihtiyaç duyulan kadar yap›lm›-yor. Özellikle bizim bölgemizde ar›c›l›k kredi-si diye birfley yok. Çünkü bölgemiz ar›c›l›kbölgesi olarak geçmiyor. Ama buna ra¤menbölgemizde bir ar›c›l›k var, yap›l›yor yani y›l-lard›r da yap›lm›fl. ‹flte k›raç arazilerimiz ya¤-malanm›fl, k›raçlar›m›z iyice bitmek üzere. Sa-dece devlet bunun karfl›l›¤› araziyi gaspeden-lerden ücret al›yor. Ama burada bir eflitsizlikvar. Yani bizim üretimimizi bu bir flekilde etki-liyor. Do¤al denge bozuluyor. Kullan›lan ze-hirli ilaçlar zaman zaman ar›lar›m›za zarar ve-riyor. Devlet ilaçlama yapt›¤› zaman, uçaklailaçlama yapt›¤› zaman iki gün önceden haberveriyor. O sürede biz ar›m›z› oradan uzaklafl-t›rma flans› bulamad›¤›m›z anlar oluyor.

-Yani flöyle diyebilir miyiz? Devletin tar›müretiminin önüne geçmesi otomatik olarakar›c›l›k sektörünü etkiliyor.

-Do¤al ortamlar› bozuyor. Do¤al ortam

bozuluyor. Ayr›ca devletin gücü dahilinde ol-du¤una da inanm›yorum. Yani bu IMF’nin birdayatmas›d›r. IMF Türkiye’deki tar›m› öldü-rüp gebe hale getirmeye çal›fl›yor. Türkiye’de-ki üretim durdu¤u anda, Türkiye bir pazar ha-line gelecektir. Yar›n birgün Avrupa’dan gelenveya Amerika’dan gelen bal› ben yemek iste-miyorum. Ben kendi bal›m› kendim üretmekistiyorum. Herkesin bunu düflünmesini istiyo-rum.

-Bu sadece bal için mi geçerli?-Bal için de¤il. Herfley için. Yani Türki-

ye’de birçok ürün yetifliyor. Türkiye’de yetifl-meyen ürün yok denecek kadar az. Ama bunara¤men her ürünün önünde bir engel var.

-Biraz çözüm üzerinde durursak…-Biraz çözüm üzerinde durursak, üretim

yap›lmal›, üretim kendi gücüne dayanmal› veüretimin gelece¤inde üretebilirli¤ini kaybetme-mek için yöntemler gelifltirilmeli. Senin üret-kenli¤ini yitirmen her zaman pazar olman veAmerika taraf›ndan istenen de bu. Yani IMFseni çökertip, seni üretimsiz b›rakarak birfleyle-

re zorlayacak. Fabrikas›nda çal›flt›racak, tarla-s›nda çal›flt›racak. Ben flimdi üretim yetene¤i-mi kaybetti¤im taktirde topra¤›m› sataca¤›m.Sonra bu topra¤›m› alan IMF taraftarlar›n›n tar-las›nda amelelik yapaca¤›m.

-Araç olarak ne kullan›labilir?-Araç olarak uyar›lar yap›lmal› ve ciddi

ciddi bankalar örne¤in tohum bankalar› falankurulabilir.

-Ziraat kooperatifleri….-Ziraat kooperatiflerinin çiftçiyi bu konu-

da ayd›nlatma çal›flmalar› olmas› laz›m. SonraIMF’nin karfl›s›nda durabilece¤imiz tek güç dekooperatifler veya üretim birlikleridir. ‹nsanlarüretim an›nda birlikte olmad›¤› zaman tüketiman›nda birbirinin hakk›n› yeme e¤ilimine gir-mektedir. Ama üretim an›nda ben daha çoküretmek istiyorum falan e¤ilimi genelde yok-tur. Olsa bile bu alk›fllanacak bir durumdur.Ama tüketim an›nda daha fazla tüketme e¤ili-mi yani insanlar›n bir arada olmas›n› engelle-yen sebep de yok.

(Ankara)

““AArr››cc››ll››kk iiççiinn tteeflflvviikk yyookk””

OHAL döneminde, bölgedeki çiftçi-li¤in ve hayvanc›l›¤›n neredeyse yok ol-mas›na neden olan yayla yasaklar› yinegündemdeki yerini almaya bafllad›. Tun-celi’de Hozat Jandarma Karakolu’naba¤l› askerler, ilçeye ba¤l› Boydafl, Yeni-bafl, Kurukaymak, Esenevler yaylalar›naç›kan köylülere 5 Kas›m tarihine kadaryaylalardan inmeleri için uyar›da bulun-du. Yaylalarda kalmak için en az 1 ay da-ha sürelerinin bulundu¤unu belirten köy-lüler ise ma¤dur olduklar›n› bildirdi.

Hozat Jandarma Karakolu, Boydafl(Samufli), Yenibafl (Amutka), Kurukay-mak (Zo¤ar), Esenevler (Karsel), A¤vefliyaylar›na ç›kan köylülere, 5 Kas›m’a ka-dar yaylalardan inmeleri için süre tan›d›.Yaylalardan inmek için 1 ay gibi bir sü-releri bulunan köylülere, yasa¤›n nedenikonusunda herhangi bir aç›klamada bu-lunmayan karakola ba¤l› askerler, yasa-¤›n sebebini soran köylülere ise ‘Emiryüksek yerden’ diye cevap verdi.

Yasa¤a tepki gösteren köylülerdenAli Ekber Bal›k, [Boydafl (Samufli) Kö-yü], bu yasa¤›n kendilerini zorlayaca¤›n›

belirtti. 1994 y›l›nda köylerinden göç et-tiklerini ve yaylada 11 aile ile birliktear›c›l›k ve hayvanc›l›kla u¤raflt›¤›n› be-lirten Bal›k, kas›m ay›n›n sonuna kadaryaylada kalma sürelerinin bulundu¤unu,ancak askerlerin kendilerine 5 Kas›m ta-rihine kadar yayladan inmeleri yönündeuyar›da bulundu¤unu ifade etti.

27 Ekim günü Hozat ‹lçe JandarmaKarakolu’na ça¤r›ld›klar›n› kaydedenBal›k, “bizi ça¤›r›p ‘yaylalar› boflalta-caks›n›z. Birfley olursa kendinizi kur-taramazs›n›z’ dediler. Ayn› gün Hozat‹lçe Kaymakaml›¤›’na giderek yayladabiraz daha kalaca¤›m›z› söyledik. Kay-makam bize ‘yüzbafl› sak›ncal› bulmufl,sizler de 5 Kas›m’a kadar ç›kacaks›n›z’dedi. Bizler de bir k›s›m eflyalar›m›z› ge-tirdik. Geri kalan eflyalar›m›z› ve hay-vanlar›m›z› getirece¤iz” diye konufltu.

“1 AY DAHA KALACAKTIK,MA⁄DURUZ”

Çaytafl› Köyüne ba¤l› A¤vefli yayla-lar›na ç›kan Karatafl Ailesi fertleri de,yaylada 4 aile olduklar›n›, 2 ailenin indi-

¤ini, 2 ailenin ise halen yaylada oldu¤u-nu söyledi. Çaytafl› muhtar›n›n yayladaninmeleri için 5 Kas›m’a kadar süre tan›n-d›¤›n› kendilerine iletti¤ini ifade edenB›ra Karatafl, flunlar› söyledi: “HozatJandarma Karakolu’na baflvurarak birsüre daha kalmak istedi¤imizi söyledik.Ancak ‘kesinlikle izin yok. 5 Kas›m’akadar ç›kacaks›n›z. Emir üsten geldi.Gününüz geçiyor, ç›kman›z laz›m’ de-diler. Bize yaylay› boflaltmam›z için her-hangi bir gerekçe gösterilmedi.”

En az 1 ay daha yaylada kalmak iste-diklerini ifade eden Karatafl, “fiimdi yay-ladan insek çevrede hayvanlar›m›z› otla-tacak meralar bulunmuyor. Hatta hay-vanlar›n›m›z› koyacak yerlerimiz dahiyok. Ama yapacak bir fley yok. Mecbu-ren yayladan inece¤iz. Ma¤duruz. Neyapaca¤›m›z› bilmiyoruz” fleklinde ko-nufltu. (D‹HA)

YYAAYYLLAA YYAASSAAKKLLAARRIIHHAAYYVVAANNCCIILLII⁄⁄II BB‹‹TT‹‹RR‹‹YYOORR

Daha önce fi.E adl› genç k›za 405askerin tecavüz etmesi ile gündeme ge-len Mardin’in Derik ‹lçesi askerlerin si-lahl› sald›r›lar›na maruz kald›. Tecavüzolay›n›n ard›ndan gerginlik içerisindeyaflayan Derik halk› 14 Ekim günü ge-ce saat 24:00 s›ralar›nda silah sesleriyleuyand›. Koval› köyünde yaflayan Mu-rat Demir’ in koyunlar›n› otlatt›ktansonra köye gelmesinin ard›ndan köpekhavlamalar› duyuldu. Sesler üzerine d›-flar› ç›kan Ramazan Demir torununado¤ru giderken torununun “dede as-ker” diye ba¤›rmas›yla durdu. Bu s›ra-da pusuda bekleyen askerlerin atefl aç-mas›yla dede Ramazan Demir ve toru-nu Murat Demir yaraland›. Silah ses-leri ile evden ç›kan baba HamdullahDemir de yaral› olanlar›n yan›na gider-ken askerler taraf›ndan tarand›. Bu ara-da askerlerin çevreye ve evlere rasgeleatefl etmeleri s›ras›nda d›flar›da bulunanNusret Demir ve Mehmet Demir deaskerler taraf›ndan tarand›. ‹kisi a¤›r,toplam 5 kiflinin yaraland›¤› olayda, ya-ral›lar› hastaneye tafl›yan taksi floförüMehmet Demir de yolda durdurularakgözalt›na al›nd›. Olay› anlatan Demir“yaral›lar› benim arabam oldu¤u için

hastaneye yetifltirmeye çal›flt›k. Buarada askerler araca atefl ederek bizidurdurdu. Bizi yar›m saat boyunca ÜçYol Karakolu’nda tuttular. Coplarla veyumruklarla sald›rd›lar. Bize “PKK’ li-lere yard›m ediyorsunuz” deyip, feciflekilde dövdüler. Daha sonra hastanedebir fley söylemememizi yoksa bizi öldü-receklerini söyleyerek serbest b›rakt›-lar. Yaral›lar› ilk önce K›z›ltepe DevletHastanesine götürdük. Buradan Mar-din, Diyarbak›r Hastanelerine sevk yap-t›lar” dedi. Olay›n görgü tan›klar›ndanSalih Demir ise yaral›lar›n hastaneyegötürülürken de dövüldü¤ünü, amcas›-n›n o¤lu Burhan’›n gözalt›na al›nd›¤›n›ve sabaha kadar tutuldu¤unu, elektrik-lerin ise kas›tl› olarak kesildi¤ini söyle-yerek “Olay›n peflini b›rakmayaca-¤›z” dedi. Olaydan sonra bölgeye gele-rek inceleme yapan ‹HD fiubesi ad›nabir heyet olay›n Cumhuriyet Savc›l›-¤›’n›n belirtti¤i gibi karfl›l›kl› bir çat›fl-ma olmad›¤›n› bunun askerler taraf›n-dan yaflam hakk›na yap›lan bir sald›r›oldu¤unu söyleyerek Jandarma GenelKomutanl›¤›’ndan konu ile ilgili biraç›klama yapmalar›n› beklediklerinibelirtti. (Mersin)

Faflist TC devletinin çözümsüzlü¤ü art-t›kça kendisine muhalif olan kurum ve ku-rulufllara sald›r›lar› da gittikçe art›yor. Sis-temin gerçek yüzünü, çürümüfllü¤ünü hal-ka anlatan, sistemin azg›nca sald›r›lar›nakarfl› halka alternatif sunan devrimci vesosyalist bas›na ve kurumlara sald›rarakhalk›n gerçekleri ö¤renmesinin önüne geç-meye çal›fl›l›yor. Bu sald›r›lardan tüm dev-rimci kurumlar gibi gazetemiz ‹flçi Köylüde üzerine düflen pay› fazlas›yla al›yor. Enson Malatya ‹rtibat Büromuz, Malatya Te-mel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i ile At›-l›m gazetesi 28 Ekim 2003 tarihinde TMfiekipleri, Bas›n Masas› ve Güvenlik fiubepolislerince keyfi bir flekilde bas›ld›. Ma-latya 2. Sulh Ceza Mahkemesi taraf›ndan

al›nan 2003/657 say›l› arama karar›nda ‘6Kas›m YÖK’ün kurulufl y›ldönümününyaklaflmas›, cezaevlerine yap›lan ope-rasyonunun y›ldönümünün yaklaflmas›nedeniyle TKP/ML, MLKP, DHKP-Cörgütlerinin eylem haz›rl›¤› içerisindeolduklar› ...’ ibareleri yer al›yor. Bu ne-denlerle büromuz keyfi bir flekilde bas›l›r-ken, büromuza otomatik silahlarla girilmifl,büroda bulunan misafirlerimizin kimlikkontrolleri ve haklar› olmad›¤› halde üstaramalar› yap›lm›flt›r. Yine haklar› olmad›-¤› halde büromuzda bulunan kifliler ve dö-kümanlar kameraya çekilmifl baz› döviz-lerimiz, bildirilerimiz ve Partizan dergisi-nin 50. say›s›na toplatmas› oldu¤u gerek-çesiyle el konulmufltur. Benzeri uygulama-

lar di¤er kurumlarda da yaflanm›flt›r. Keyfibir flekilde el konulan yay›nlar›m›z 30Ekim 2003 günü Malatya Emniyet Müdür-lü¤ü’nden tutanak tutularak geri al›nm›flt›r.

BASKILAR, KEYF‹ UYGULAMALAR

B‹Z‹ YILDIRAMAZPolisin bu keyfi tutumu karfl›s›nda ku-

rumlar› bas›lan ‹flçi Köylü gazetesi, At›-l›m gazetesi, Malatya Temel Haklar veÖzgürlükler Derne¤i ile kurumlar› o günkapal› olduklar› için bas›lamayan MalatyaGençlik Derne¤i ile Ekmek Adalet dergisi31 Ekim Cuma günü kurumlar›n›n bas›l-mas›n› protesto etmek ve bu olay› kamu-oyuna duyurmak amac›yla Malatya TemelHaklar ve Özgürlükler Derne¤i’nde birbas›n aç›klamas› düzenlediler. Saat13:30’da yap›lan bas›n aç›klamas›ndakimetni gazetemiz Malatya temsilcisi TalipDönmez okudu. Dönmez, kurumlar›m›z‘DHKP-C, MLKP ve TKP/ML örgütleri-nin YÖK’ün kurulufl ve hapishanelere yö-nelik operasyonun y›ldönümü nedeniyleeylem haz›rl›¤› içerisinde oldu¤u’ gerekçe-leriyle polisler taraf›ndan bas›ld›. Kuflku-suz bu ‘gerekçeyi’ gerekçe kabul edersek,bu ülkede bütün demokratik kitle örgütleri,sosyalist bas›n bürolar› her gün, günün 24saati bas›labilir. Öyle ya, ad› geçen örgütle-rin her an eylem haz›rl›¤› içinde oldu¤u id-dia edilebilir, bu iddialarla demokratik kit-le örgütlerine, sosyalist bas›na arama ka-rarlar› ç›kar›labilir, kurumlar talan edilebi-lir, kap›lar›na kilit vurulabilir” dedi. Dön-

mez konuflmas›n›n devam›nda; “YÖK’ehay›r dedik, diyece¤iz. YÖK’e karfl› de-mokrasi mücadelesi yürüten gençli¤inörgütlü gücü olaca¤›z. Katliamlar› unut-mad›k, unutmayaca¤›z ve unutturmaya-ca¤›z. Tecrite hay›r dedik, diyece¤iz.Devrimci tutsaklar›n onur mücadelesi-nin yan›nda olaca¤›z... Bask›nlardakiamaç bellidir. Amaç; halka karfl› psikolo-jik savafl› yükseltmek, halk›n örgütlenme,haber alma hakk›n› gasp etmektir. Bask› veterörle halk› haklar›n› savunmaktan, talep-lerini hayk›rmaktan vazgeçirmektir. Bizlerdemokratik kitle örgütleri ve sosyalist ba-s›n olarak, hak ve özgürlükler mücadelesi-ni yükseltmekten, do¤rular› yazmaktanvazgeçmeyece¤imizi bir kez daha ilan edi-yor, bask›lar›n bizi y›ld›ramayaca¤›n› be-lirtiyoruz” dedi.

Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kurumtemsilcileri bask›n yapan polisler ve karar›veren 2. Sulh ve Ceza hakimi hakk›nda suçduyurusunda bulunmak üzere Malatya Ad-liyesi’ne gitti. Toplu olarak suç duyurusun-da bulunmak isteyen kurum temsilcileri,Malatya Cumhuriyet Savc›s› MuhittinÖzdemir’e dilekçeyi vermek isterken Öz-demir, suç duyurusunu kabul etmeyece¤i-ni belirterek temsilci arkadafllar› kovarcas›-na gönderip kimlerin emrinde oldu¤unu birkez daha gösterdi. Bask›na u¤rayan dergive kurum temsilcileri 3 Kas›m günü Cum-huriyet Savc›l›¤›’na konuyla ilgili suç du-yurusunda bulundu. (Malatya)

87-20 Kasım 2003 21

GGaazzeetteemmiizz MMaallaattyyaa ‹‹rrttiibbaatt BBüürroossuu,, MMaallaattyyaa TTeemmeell HHaakkllaarr vvee ÖÖzzggüürrllüükklleerr DDeerrnnee¤¤ii vvee AAtt››ll››mm ggaazzeetteessii MMaallaattyyaaTTeemmssiillcciillii¤¤ii ““eeyylleemm hhaazz››rrll››¤¤›› iiççeerriissiinnddee”” oolldduukkllaarr›› iiddddiiaa eeddiilleerreekk bbaass››lldd››!!

TTCC ddeevvlleettiinniinn ddeemmookkrraattiikklleeflflmmee aannllaayy››flfl››

Derik’te köy bask›n› Diyarbak›r’›n Dicle ilçesinink›rsal›nda 16 Ekim 2003 tarihindeTC askerleri ile HPG (Halk›n Sa-vunma Gücü) gerillalar› aras›ndaç›kan çat›flmada HPG gerillas› Ha-run Çatak kod adl› Haflim Bitikflehit düfltü. fiehit düflen Bitik’incenazesi askerler taraf›ndan Dic-le’de bir çukura gömüldü. Çocuk-lar›n›n flehit düfltü¤ünü ö¤renenBitik’in ailesi Dicle’ye gelerek ce-nazeyi sahiplendi. Hukuki ifllemle-rin ard›ndan cenazeyi almak iste-yen aile Haflim Bitik’in kollar›n›niple ba¤land›¤›n›, 2 gözünün oyul-du¤unu ve cesedin ç›plak bir flekil-

de gömüldü¤ünü gördü. Gördü¤ümanzara karfl›s›nda flok geçiren Bi-tik’in kardefli Tacettin Bitik “buinsanl›k d›fl›” diyerek tepki göster-di. Daha sonra ailesi ve dostlar› ta-raf›ndan al›nan cenaze, Diyarba-k›r’a oradan da Van’a getirildi. Ce-naze fiabaniye Mezarl›¤›’na getiri-lirken kitle “fiehit nam›r›n” , “Bi-ji serok Apo” sloganlar›n› att›. Bi-tik’in cenazesi sar›, k›rm›z›, yeflilrenkte örgülü iplerle donat›ld›. Ya-p›lan cenaze töreniyle birlikte ‘EyRegip’ marfl›yla Haflim Bitik son-suzlu¤a u¤urland›.

(Malatya)

AF‹fi YAPANA POL‹S KURfiUNUEsenler Temel Haklar ve Özgürlük-

ler Derne¤i Gençlik Komisyonu üyeleriafifl yap›flt›rmak isterken kurflunland›.

F tipleri ve tecriti protesto edenafiflleri 26 Ekim 2003 tarihinde Esen-ler’in belirli yerlerine asmaya çal›flanGençlik Komisyonu Üyeleri iki grubaayr›ld›. Polis afifl yap›flt›rmalar›na izinvermeyerek bir grubu gözalt›na ald›.Kaçmaya çal›flan ikinci gruba polis“durdurmak amac›yla” atefl açt›. Ölüve yaral›n›n olmad›¤› olay›n ard›ndanEsenler Temel Haklar ve ÖzgürlüklerDerne¤i, polisin tutumunu k›nad›.

(H. Merkezi)

HPG GER‹LLASININ GÖZLER‹ OYULDU

TUNCEL‹’DE PATLAMA

Tunceli’nin Ovac›k ‹lçesi’nde ge-rillalar taraf›ndan yola döflenen bomba-n›n patlamas› sonucu iki asker yaralan-d›.

Ovac›k ‹lçesi Yeflilyaz› Köyü ya-k›nlar›nda askerlerin devriye göreviyapt›klar› s›rada, yola döflenmifl tuzakbomba patlad›.

Patlamada iki askerin yaraland›¤›,yaral›lar›n Elaz›¤ Askeri Hastanesi’nesevk edildi¤i ö¤renildi. Söz konusuyolda ikinci bir bomban›n daha bulun-du¤u, tuzak bomban›n imhas› için Tun-celi’den ilçeye bomba imha ekibi gön-derildi¤i kaydedildi. (Malatya)

3Kas›m seçimleri öncesinde yasalörgütlenmesini tamamlam›fl gibigöstererek “resmi evrakta sah-

tecilik yapt›klar›”suçlamas› ile 1 y›l11 ay 10 gün hapis cezas›na çarpt›r›-lan DEHAP eski Genel Baflkan› Meh-met Abbaso¤lu ve eski Genel Sekre-ter Nurettin sönmez DEHAP ve Öz-gür Parti yöneticilerinin de kat›ld›¤›bir aç›klama sonunda hapishaneyegirdi. Burada yap›lan aç›klamalardaasl›nda hapishaneye konulan›n bar›fl,demokrasi oldu¤una de¤inilerek “Ke-sinlikle bunu içimize sindirmiyo-ruz. Ama a¤lam›yoruz da s›zlam›-yoruz da. Gideriz yatar›z ve ç›ka-r›z” denildi. Ceza indirimi ile birlikte9 ay on gün hapishanede kalacak olanAbbaso¤lu ve Sönmez için birçokyerde eylemler yap›ld›.

BARIfiIN KARfiILI⁄I GAZ BOMBALARI VE GÖZALTILAR

Faili meçhul cinayetler ile hayat›n›kaybedenlerin yak›nlar› 26 Ekim2003 tarihinde Gazi Mezarl›¤›’n› zi-yaret etti. YAKAY-DER, Bar›fl Ana-lar› ‹nisiyatifi ve TUAD üyesi bini

aflk›n kifli Gazi Cemevi önünde top-land›. “Bar›fla bir çift ses, tarafl›ateflkes” pankart›n› açan grup polistaraf›ndan engellenmek istendi. Poli-sin bu tavr›n› k›nayan grup ara sokak-lardan mezarl›¤a do¤ru yürüyüfle geç-ti.

R›dvan Karakoç’un mezar› bafl›n-da anma ve sayg› duruflu yapan grupad›na yap›lan aç›klamada Kürt soru-nunun çözümüne ve Abdullah Öcalanüzerindeki tecrite de¤inildi.

Mezarl›k dönüflünde tekrar Ceme-vine yürüyen kitleden ayr›lan bir gru-bun sloganlar atmas› karfl›s›nda poliskitleye sald›rd›. Ç›kan çat›flmada çev-rede bulunan dükkanlar›n camlar› k›-r›ld›. Polis mahallede genifl çapl› birarama bafllatt›.

Ayn› gün ‹stanbul Kanarya semtin-de de Bitlis Camii önünde toplanangrup Kanarya mezarl›¤›n› ziyaret etti.Mezarl›¤a kadar yürüyen grup ayn›konulu bir aç›klamay› da burada yap-t›. Mezarl›k dönüflünde polis panzer-ler ile kitlenin yolunu kesti. Ç›kan ça-t›flmada bir kifli dövülerek gözalt›naal›nd›.

Ayr›ca 29 Ekim 2003 tarihindearalar›nda ‹HD, GÖÇ-DER vb. ku-rumlar›nda yer ald›¤› kitle Galatasa-ray Postanesi önünde bir araya geldi.Taleplerini iletmek için oturma eyle-mi yapmak isteyen gruba polis izinvermedi. Bunun üzerine ‹HD’ye do¤-ru yürüyüfle geçen kitleyi çemberealan polis aralar›nda ‹HD fiube Bafl-kan› Kiraz Biçici’nin de oldu¤u 13 ki-

fliyi gözalt›na ald›. Olay sonras›nda ‹HD binas›nda bir

araya gelen kitle bir bas›n aç›klamas›yapt›. DEHAP ‹l Baflkan› MehmetÇetin Toprak, ‹HD Yönetim KuruluÜyesi Do¤an Genç, Bar›fl Analar› ini-siyatifinden Fahriye B›k›m, YAKAY-DER Baflkan› Pervin Buldan yapt›kla-r› aç›klamada bu sald›r›y› k›nad›lar.

(H. Merkezi)

21 9 7-20 Kasım 2003

Mersin’de 2002 y›l› Newroz olaylar›nda panzer al-t›nda kalarak hayat›n› kaybeden Mehmet fien isimliseyyar sat›c› Adli T›p taraf›ndan sekizde sekiz kusurlubulundu. Panzer sürücüsü Ergün ‹lhan ise beraat etti.Olayl› geçen Newroz kutlamalar›nda polis panzerininezdi¤i 36 yafl›ndaki 4 çocuk babas› Mehmet fien haya-t›n› kaybetmifl, olaydan sonra Mersin 6. Asliye CezaMahkemesi 6296 kod nolu panzerin sürücüsü Ergün ‹l-han hakk›nda tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölümesebebiyet verdi¤i gerekçesi ile TCK’n›n 455-1. madde-si gere¤ince dava aç›lm›flt›.

Adli T›p Kurumu ‹htisas Daire Baflkanl›¤›’n›n verdi-¤i bilir kifli raporunda san›¤›n savunmas›nda; ölüm ola-y›n›n kalabal›¤›n taflk›n hareketleri sonucu hasara u¤ra-yan panzerin di¤er panzer arac›na yol vermek için sa¤ayanaflmas› s›ras›nda yak›ndaki yayaya çarpmas› sonucumeydana geldi¤i belirtildi. San›k polisin alaca¤› önlemolmad›¤› öne sürülerek kusursuz oldu¤u kanaatine var›-larak beraatine karar verildi. Raporda görev yapan pan-

zere tedbirsizce gelerek, bu ortamdan kaçmayarak, dik-katsiz ve nizamlara ayk›r› davrand›¤› ileri sürülerekMehmet fien sekizde sekiz kusurlu bulundu.

Mehmet fien’in efli Fatma fien ise karara tepkili.Fatma fien “Bu nas›l adalettir, bir kiflinin öldürülme-sinden yarg›lanan kifli serbest b›rak›l›yor. Bu kararadalete karfl› bir sorumsuzluktur. Panzer 13 metre ge-niflli¤indeki bir caddede cami duvar›n› geçerek bir insa-n› eziyor ve o insan›n ölümüne yol aç›yor ve bu olayakaza deniliyor” dedi. Her türlü hukuksal yollara baflvu-raca¤›n› belirten fien yüzlerce tan›k olmas›na karfl›n hiç-birinin tan›kl›k etmeye cesaret edemedi¤ini ve insanla-r›n nelerden çekindi¤ini ve nelerden korktu¤unu göster-di¤inin ortada oldu¤unu söyledi. Avukat Kadir Ar›kanise bilir kifli kurulunun fien’in olay yerinde bulunmas›n›ve panzerin önünden kaçmamas›n› kusur olarak esasal›nd›¤›n›, bunun de¤erlendirme bak›m›ndan yasaya ay-k›r› oldu¤unu ve Yarg›tay’a baflvuracaklar›n› belirtti.

(Mersin)

MMaa¤¤dduurrllaarr yyiinnee ssuuççlluu

Devlet “Topluma kazand›rma” yasas›ndan um-du¤u ilgiyi bulamay›nca her türlü yola baflvuru-yor. Son olarak 7. Uyum Paketi çerçevesinde

TCK’n›n 169. maddesinde yap›lan düzenlemeler ile ser-best b›rak›lan kiflilerin yasadan yararlanm›fl gibi radyoprogramlar›na ç›karak propaganda yapmalar› isteniyor.Geçen y›l Newroz kutlamalar›na kat›ld›klar› için tutukla-nan Esma Sevgin ve Yusuf K›l›ç kendilerine de bu yön-lü bask› yap›ld›¤›n› belirttiler. Esma Sevgin yapt›¤› aç›k-lamada “7. uyum paketi kapsam›nda TCK’nin 169.maddesindeki düzenlemeler ile eylül ay›nda serbestb›rak›ld›m ama polisler bizi rahat b›rakmad›. Evimeson zamanlarda s›k s›k gelen polisler bana piflmanl›kyasas›ndan yararland›¤›ma dair bir metin haz›rlaya-caklar›n› ve radyoda okuyaca¤›m› söylediler, kabuletmeyince askerdeki abimin adresini istediler. Amaç da-ha fazla bask› uygulamak. Ben cezaevinde dahi bunu ka-

bul etmiyordum. Buna ra¤men bu bask›lar›n yap›lmas›-na anlam veremiyorum. Ben aylarca haks›z yere tutuklukald›m. Piflman olmas› ve özür dilemesi gereken biri-leri varsa o da devlettir. Bunun için bu tür bask›lardanvazgeçilmesi gerekir” dedi. Esma Sevgin ayr›ca bu bas-k›lar›n devam etmesi durumunda savc›l›¤a suç duyuru-sunda da bulunaca¤›n› vurgulad›. Yine 7. uyum paketiçerçevesinde eylül ay›nda serbest b›rak›lan Yusuf K›l›çda “Mufl cezaevinde oldu¤um dönemde de piflmanl›kyasas›ndan yararlanmam için bask› yap›yorlard›.Özellikle y›pratmak amaçl› oldu¤u için evde olmad›-¤›m zamanlarda gidiyorlar, ailemi rahats›z ederekbeni teslim almak istiyorlar. Radyoya ç›kar›p piflmanoldu¤umuzu söyletmek istiyorlar. Bunu Tatvan’dabirçok kifliye yap›yorlar. Fakat bu tür oyunlara gelmem.fiu an avukatlarla görüflüyorum. Bunlar hakk›nda suç du-yurusunda bulunaca¤›m” dedi. (Mersin)

MMiittiinnggee pprroovvookkaattöörr eennggeellii

“Gençlik, Çözüm ‹çin Karadeniz’deBulufluyor” mitingi Samsun’da 2 Kas›m2003 Pazar günü yap›ld›.

Emek, Bar›fl ve Demokrasi Platformugençli¤inin düzenledi¤i mitinge ‹stanbul,‹zmir, Ankara, Mersin, Diyarbak›r, Kars,Kastamonu, Batman, Antep, I¤d›r illerin-den gelen gençler Samsun’da bulufltular.

Mitinge kat›lmak için Samsun’a gelifli s›-ras›nda da eylemcilerin otobüsleri Havza il-çesinde durdurularak polisin kimlik arama-s›nda çeflitli nedenlerle 20 kifli gözalt›naal›nd›. Bu flekilde engellemeler ve tart›flma-lara ra¤men Fuar Caddesi’nde toplanan ey-lemcilere kendilerini “milliyetçi” olarak ni-telendiren provokatörler bozkurt iflareti ya-parak sloganlar atarak mitinge engel olmakistediler.

Yap›lan engelleme ve provokasyonlarara¤men Fuar Caddesi’nde toplanan yaklafl›k500 kiflilik eylemci sloganlar at›p türkülersöyleyerek “Halklar›n kardeflli¤i, özgürbirlikteli¤i için biz bar›fl istiyoruz. Yasiz?”, “Botan’dan Karadeniz’e bar›fl yü-rüyüflümüzle günefli selaml›yoruz” vb.pankartlar açarak yürüyüfllerini gerçeklefltir-diler. Fuar Caddesi’nden Gar Binas› önünekadar yürüyen eylemcilere burada DEHAPGençlik Kollar› Üyesi Zehra ‹pek konuflmayapt›. Sloganlar ve türküler eflli¤inde halay-lar çekilerek miting sona erdi.

Otobüslerine binip miting alan›ndan ay-r›lan eylemcilere Samsun’dan ayr›l›fllar› s›-ras›nda Ankara yolu ç›k›fl›nda, mitingi en-gellemek isteyen provokatörler tekrar sald›-r›da bulunarak otobüslere tafl att›lar.

(Samsun)

DEHAP yöneticileri hapishanede

RRAADDYYOODDAANN PP‹‹fifiMMAANNLLIIKK YYAASSAASSII

107-20 Kasım 2003 21

“Gerçek” gitgide çekiliyor yaflam›ngörüntüsüne yans›maktan. Varolanama dile dökülmeyen, susturulan birbafl kahraman art›k hayat›m›zda. “Ma-vi gözlü dev”in söyledi¤i gibi “Tele-vizyonlar yalan söylüyorsa, yalansöylüyorsa gazeteler...” fleklinde de-vam ediyor hayat›m›z›n dizeleri ve yu-kar›da bir yerlerde oturanlar yani “çal›-flarak karn›n› doyuranlardan” çok uzakolan birileri yine ince hesaplar yap›yor,yalanlar güzel bir flekilde ambalajlan›ptelevizyonun, gazetelerin, reklam pa-nolar›n›n yan rolde oynad›¤› bu sahteoyunda beynimize enjekte ediliyorlar.Riyakarl›k ve düzenbazl›k maskelerinarkas›na gizlenemiyor art›k, paçalar›n-dan ak›yor, her taraftan sarmafl›k flek-linde hayat›m›z› sarmalayan yalanlarf›flk›r›yor. Son model arabas›ndan cila-l› ayakkab›lar›yla ç›kan Kas›mpaflal›“yoksul dostu” baflbakan, “onbir ay›nsultan›n›n” gelmesiyle birlikte “libe-ralli¤ini” rafa kald›r›p cüppesini geçiri-yor s›rt›na, flu “mübarek günlerde”“hay›rsever” yaftas›n› yap›flt›rarak ge-

cekondu mahallesine gidiyor, emekçi-leri ziyarete. Yoksul sofralar›nda iftaraç›yor, hiç sorun de¤il aç kalksa daolur, karn›n› istedi¤i gibi, istedi¤i yer-de doyurabilir nas›lsa, oysa emekçile-rin kaçacak göçecek ne bir durumu nede yerleri var. Dünyan›n neresine gi-derlerse gitsinler sadece “emek”lerinisatacaklar, “yalan pazarlamac›s›” ol-mayacak/olamayacaklar, “enflasyondüfltü”, “kriz bitti” söylemleri akflamhaberlerinde yorgunluktan uyuya kal-madan önceki duyduklar› bir ninni ola-cak sadece. Yalan pazarlamac›s› olma-salar da, çocuklar›n›n kand›r›kç›s› ola-caklar iyimser bir tabirle. Ertelenmiflhayalleri avutmak düflecek aile reisli-¤inden paylar›na. Hofl gerçi çok fazlavakit kalmayacak sevgi gibi kar›n do-yurmayan bir ihtiyaca, açl›k çok fleyçünkü...

Vars›n Baflbakanl›k bütçesi 700 tril-yon 657 milyar olsun, vars›n bu y›l art-s›n da 1 katrilyon 147 trilyon 239 mil-yar lira olarak öngörülsün, ne de¤iflir kihayat›m›zda? Sosyal Yard›mlaflma Fo-

nu ya da Fak-Fuk-Fon’a geçen y›l öde-nek ayr›lmam›fl da bu y›l 380 trilyonayr›lm›fl, bizden, bizim eme¤imizin,gaspedilen umutlar›m›z›n binde kaç›eder bu para? Hem o para sahiden bizemi gelecek, seçim diyeti olarak ödene-cek borçlara m›?

Türk-‹fl Araflt›rma Merkezi taraf›n-dan yap›lan araflt›rmaya göre 4 kiflilikbir ailenin Ekim ay› zorunlu g›da har-camas› tutar› 451 milyon 386 bin liray-m›fl. Yoksulluk s›n›r› da 1 milyar 371milyon 994 bin lira. Nas›l yani? Bizömrümüzde göremeyiz ki o kadar pa-ray› bir arada. Demek ki yoksulluk s›-n›r›na bile yaklaflam›yoruz, hayat›m›-z›n dört bir yan› s›n›r, sadece s›n›rs›zcaezilme özgürlü¤ümüz(!) var. Hem bafl-bakan de¤il miydi “446 milyonla geçi-nemiyorum” diyen vatandafla “haline

flükret” diyen.Sabah, ö¤len, akflam “flükür” tavsi-

yelerinde bulunan. Renkli cam, boyal›bas›n, bir ayl›k “açl›k” durumu ile zen-ginlerin fakirlerin halini anlayaca¤›,yard›mlaflman›n artaca¤› söylenir“din” adamlar›nca. Yard›m m› istiyo-ruz ki biz, insanca bir yaflam için “hak-k›m›z” olan› istiyoruz sadece. “Fakirsofralar›na gidin” diyor Kas›mpaflal›,befl y›ld›zl› otellerde haremlik-selam-l›k uygulamalar›nda yanm›fl tenlerinitürban gizleyemiyor, yüzsüzlüklerinide. Y›lda bir hat›rlananlara özgü üreti-len tüketim günleri gibi “din” de bu fle-kilde pazarlan›yor emekçi halka. Ay bi-tene dek daha çok imaj görece¤izemekçilere yönelik sergilenen amayutturam›yorlar iflte. Gerçek hükmünüsürdürüyor, çünkü açl›k çok fleydir...

24 Ekim Cuma günü “4. Y›l›nda Ölüm Oruçlar› ve Tecrit” konulu birpanel düzenleyen TAYAD’l› aileler tecriti tart›flt›. Ekin Sanat Merkezi’ndeyap›lan panele Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i’nden Av. Selçuk Koza¤açl›,Türk Tabipler Birli¤i’nden Metin Bakkalc›, Mazlum-Der’den Ayhan Bilgeve TAYAD’tan ‹hsan Cibelik kat›ld›.

Paneli yöneten Ankara Temel Haklar ve Özgürlükler Cephesi’ndenUmut fiener ilk sözü Selçuk Koza¤açl›’ya verdi. Koza¤açl› tecritin amaçla-r› üzerinde durdu. Sorunun 3, 5, 8 kiflilik hücreler yap›lmas›n›n olmad›¤›n›,as›l sorunun muhalif kimli¤i yoketmek isteyen devlet politikas›nda oldu¤u-nu ifade etti. F tipi hapishanelerin hiçbir Adalet Bakan›n›n ifli olamayaca¤›-n› da vurgulayan Koza¤açl› bunun sistemli bir politikan›n uygulanmas› ol-du¤unun alt›n› çizdi. Mehmet Özer de F tiplerinin yaflayan birinin diliyleyazd›¤› bir yaz›y› okudu. Metin Bakkalc› ise devletin Adli T›p Kurumlar›n-da keyfi flekilde raporlar›n haz›rland›¤›n› belirtti. Mazlum-Der’den AyhanBilge de devletin tutumunu elefltirdi. TAYAD ise; herfleyin unutturuldu¤u birülkede yaflad›¤›m›z› ve tecritin dostlu¤u yok etti¤ini vurgulad›. 10. Ekiple-rin haz›r oldu¤unu belirten TAYAD, isminin de Gültekin Koç Ölüm Oru-cu Ekibi olaca¤›n› aç›klad›. (Ankara)

TTAAYYAADD’’ll›› aaiilleelleerr ppaanneell ddüüzzeennlleeddii

‹‹mmaajj hhiiççbbiirr flfleeyyddiirr,, aaççll››kk ççookk flfleeyy......

16-17 Nisan 1992’de ‹stanbul Çiftehavuzlar’dadevletin kolluk güçlerinin bir eve yapt›klar› bask›ndaevde bulunan Dev-Sol kadrolar›ndan Sebahat Kara-tafl, Eda Yüksel ve Taflk›n Usta yarg›s›z infaz sonucukatledilmiflti. Kasten adam öldürmek suçlamas›yla po-lisler aleyhine aç›lan dava, Kad›köy 2. A¤›r Ceza Mah-kemesi’nde bir y›l sürdükten sonra “kamu güvenli¤i”nitehdit etti¤i için Kayseri’ye nakledilmiflti. San›klar hak-k›nda verilen beraat karar›n›, Yarg›tay usul yönündenbozmufltu.

Yarg›tay’ca bozulan 22 polisin yarg›land›¤› davageçti¤imiz günlerde sonuçland›. Sonuç sistemin gerçekyüzünü görenler aç›s›ndan flafl›rt›c› olmad›. Dava da yi-ne bir ceza ç›kmad› ve beraatla sonuçland›. Tutuksuzyarg›lanan san›k polislerden davaya gelen olmazken -sonucun ne olaca¤›n› çok iyi bildiklerinden olsa gerek!-‹stanbul’dan gelen TAYAD üyesi 30 kifli duruflmay› iz-lemek istedi. Katledilenlerin foto¤raflar›n› ve pankart-

lar›n› açmak isteyen ailelere polis izin vermedi ve elle-rinde bulunan foto¤raf ve pankarta el konuldu. Avukat-lar›n d›fl›nda kimsenin al›nmad›¤› duruflman›n ç›k›fl›n-da, slogan atan ailelerle polis sald›rd›. Zorla otobüsebindirilen TAYAD’l›lar “Katiller halka hesap vere-cek” sloganlar›yla yan›t verdi devletin kolluk güçlerine.

Eski Özel Harekat Dairesi Baflkan Vekili ‹brahimfiahin ve 16 Mart katliam› san›klar›ndan GaziantepEmniyet Müdürü Reflit Altay’›n da san›k polislerin içe-risinde yer ald›¤› belirtildi. Faflizmin adaletinden hiçbirfley beklemedi¤imiz gibi katledilen, yüzlerce devrimci-nin bir gün er ya da geç hesab›n›n sorulaca¤›n› tüm s›-n›f düflmanlar› bilmelidirler. Geçti¤imiz günlerde elikanl› darbeci faflist, yeni çal›nt› resimci Kenan Evren’insöyledi¤i “terör yüzünden evden d›flar› rahatça ç›kam›-yorum” laf› tüm benzerlerinin kula¤›na küpe olmal›d›r.Yap›lan hiçbir fley yanlar›na kâr b›rak›lmayacakt›r!

(H. Merkezi)

ÖÖnnccee yyaarrgg››ss››zz iinnffaazz,, ssoonnrraa aaddiill yyaarrgg››llaammaa((!!))

11 7-20Kasım 200321

Yenibosna’da eylem yapt›klar› iddias›yla15 çocuk gözalt›na al›nd›. 11 yafl›ndan küçük10 çocuk gece serbest b›rak›l›rken 5 çocuk,‘Yasad›fl› örgüt propagandas› yapmak’ veToplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanunu’namuhalefet etmek suçlamas›yla ‹stanbul Ço-cuk Mahkemesi’ne ç›kar›ld›. Geceyi kara-kolda geçiren ve ertesi gün mahkemeye ç›ka-r›lan 5 çocuk serbest b›rak›ld›.

Bahçelievler Kocasinan Karakolu’ndansabah saatlerinden ç›kar›larak ‹stanbul Ço-cuk Mahkemesi’ne götürülen yafllar› 11 ila13 aras›nda de¤iflen H.Y, M.Z.K, J.B, S.K,M.D adl› 2’si k›z 5 çocuk, ‹stanbul Cumhuri-yet Savc›l›¤›’nda ifade verdi. Çocuklar›n ifa-delerinde, sokakta oyun oynarken nedeninibilmedikleri bir flekilde gözalt›na al›nd›klar›-n› söyledikleri ö¤renildi.

Edinilen bilgilere göre, kimlik tespiti için

karakolda tutulan 15 çocuktan 10’u 11 yafl›n-dan küçük olduklar› için haklar›nda cezai ifl-lem yap›lamad›¤›ndan serbest b›rak›ld›. 11yafl›ndan küçük çocuklar, ifllemlerinin uza-mas› ve kimlik tespiti yap›lmas› nedeniylegece saat 23:00’ten sonra avukat nezaretindeailelerine teslim edildi. 11 yafl›ndan büyükolan 5 çocu¤un ise savc›l›¤a ç›kar›lmas› içinönce, “mümeyyiz” (ne yapt›klar›n›n fark›ndaolduklar›na dair) rapor al›nd›, sonra ise sav-c›l›¤a sevk edilebilmeleri için gece gözalt›n-da tutuldu. Sabah saatlerinde ‹stanbul ÇocukMahkemeleri Savc›l›¤›’na sevk edilen ço-cuklar, “Yasad›fl› örgüt propagandas› yap-mak” ve 2911 say›l› Toplant› ve Gösteri Yü-rüyüflleri Kanunu’na muhalefet etmek ilesuçland›. Savc›l›¤›n dosyay› inceleyip duru-ma göre dava aç›p açmayaca¤›na karar vere-ce¤i ve e¤er dava aç›l›rsa çocuklar›n 3 y›l ha-

pis cezas›n› geçmeyecek flekilde yarg›lana-caklar› ö¤renildi.

3.5 saat Adliye’de kald›ktan sonra d›flar›-ya ç›karak zafer iflaretleri yapan çocuklardanH.Y. kendilerine yemek verilmedi¤ini ve so-¤ukta bekletildiklerini söyleyerek, “Biz ora-da oyun oynuyorduk birileri eylem yap-m›fllar, sonra gelip bizi gözalt›na ald›lar.Emniyette çok so¤uk bir yerde tuttular vesürekli küfür ettiler” diye konufltu. “H‹ÇB‹R fiEY 11 YAfiINDAN KÜÇÜK

ÇOCUKLARINGÖZALTINA ALINMASINI

MEfiRULAfiTIRMAZ” ‹stanbul Barosu Çocuk Haklar› Merkezi

Üyesi Av. ‹lhami Sayan, Yenibosna’da ey-lem yapt›klar› iddias›yla 5 çocu¤un gözalt›naal›narak polis merkezinde bekletilmesininhukuka ayk›r› oldu¤unu söyledi.

D‹HA’ya olay› de¤erlendiren Av. ‹lhamiSayan, gözalt›na al›nan 11 yafl›ndan küçükçocuklar›n saat 13.00’dan 23.00’e kadar po-lis merkezinde bekletilmesinin hukuka ayk›-r› oldu¤unu belirterek, flunlar› söyledi: “Yafl-

lar› 11’in alt›nda olan çocuklar hiçbir flekildegözalt›na al›namaz ve hiçbir gerekçeyle polismerkezine veya baflka bir yere götürülemez.Ancak korunmaya muhtaç çocuklar, aileleribulunana kadar güvenlikleri ve korunmalar›için misafir edilebilirler. Bu çocuklar›n hepsievin yolunu bilen çocuklar, korunmaya muh-taç çocuklar grubuna dahil de¤iller. Öte yan-dan çocu¤un 11 yafl›ndan küçük oldu¤unadair kimlik tespitinin yap›lmas› için karakolagötürülmesine gerek yok. Polis çocu¤u gör-dü¤ü yerde kimli¤ine bakabilir. Hakk›ndadelil toplanmas› gereken yetiflkin bir insan›ntüm ifllemleri insan haklar› savunucular› tara-f›ndan yap›lan hesaplamaya kadar toplam 6-8 saat sürüyor. Bu çocuklar›n gece 23.00’ekadar polis merkezinde bekletilmesininhiçbir gerekçesi ve hakl› yan› olamaz. Ay-r›ca çocuk istedi¤i zaman b›rak›lmal› ve evi-ne gönderilmelidir. ‘‹zinsiz gösteri’, ‘kor-san eylem’ gibi fleyler polisin kulland›¤› ke-limelerdir. Ve bu tür söylemlerin hiçbirisi de11 yafl›ndan küçük çocuklar›n gözalt›na al›n-mas›n› meflrulaflt›rmaz.” (H. Merkezi)

‹HD‹zmir fiubesi 25 Ekim2003 tarihinde yapt›¤›bas›n aç›klamas›yla ha-

pishanelerdeki devrimci, komünist veyurtsever tutsaklara yönelik yap›lan imhapolitikalar› ve dayat›lan tek tip elbise uy-gulamas›n› protesto etti. ‹HD’liler ve in-san haklar› savunucular›n›n 12:45’te DE-HAP Konak ilçe binas› önünde toplan-mas›yla bafllayan eylem Konak Meyda-n›’na yap›lan yürüyüflle devam etti. Yü-rüyüflte “Tek Tip Elbise’ye hay›r”, “TekTip Elbise F tipinin devam›d›r” vb. dö-vizler açan eylemciler Konak Meyda-n›’na kadar ç›plak ayakla yürüyerek tut-saklara ç›plak ayakla avukat ve aile ziya-retine ç›kmas›n› da desteklediler. Meyda-na alk›fllarla giren eylemciler ad›na aç›k-lamay› ‹HD Yönetim Kurulu Üyesi Mih-riban Karakaya okudu. Karakaya “ses-

siz 盤l›k mekanlar› olan F Tipi Hapisha-nelerde insan›n do¤as›na, sosyal yan›nasald›r› yap›l›yor. Tecritte ›srarla insanhaklar›na dair ne varsa yerle bir ediliyor.Onur k›r›c› üst aramalar›n› protesto ede-rek karda-k›flta hastanelere, görüfllere,mahkemelere ç›plak ayakla giden tutukluve hükümlülerin yan›nda oldu¤umuzugöstermek için bugün ç›plak ayakl›y›z”dedi. Tek Tip Elbise dayatmas›, D Tipi veL Tipi Hapishanelere de karfl› olduklar›n›belirten Karakaya “Buraday›z, burada ol-maya devam edece¤iz” dedi. Aç›klama-n›n ard›ndan befl dakikal›k oturma eylemide yap›l›rken eylemde s›k s›k “‹çerde d›-flarda hücreleri parçala”, “Tek Tip El-bise istemiyoruz”, “Susma sustukça s›-ra sana gelecek” vb. sloganlar da at›ld›.Eylem alk›fllarla sona erdirildi.

(‹zmir)

‹‹HHDD’’ddeenn çç››ppllaakk aayyaakkll›› pprrootteessttoo

BBeettoonn ttaabbuuttllaarrllaa EE--55’’ii ttrraaffii¤¤ee kkaappaattaann TTAAYYAADD’’LLIILLAARR GGÖÖZZAALLTTIINNAA AALLIINNDDII

EEyylleemm yyaapptt››kkllaarr›› iiddddiiaass››yyllaa

1155 ççooccuukk ggöözzaalltt››nnaa aall››nndd››

TAYAD, F tipi hapishanelerdekitecriti protesto etmek amac›yla, beton-dan yap›lm›fl temsili tabutlarla E-5Karayolu’nu trafi¤e kapatt›. Olay ye-rine gelen çevik kuvvet ekipleri 40 ki-fliyi gözalt›na ald› ve trafi¤in kapan-mas›na neden olan beton tabutlar› ka-laslarla k›rd›.

F tipi hapishanelerde devam edenölüm oruçlar›na dikkat çekmek iste-yen TAYAD’l› bir grup, “Tecrite veiflgal ortakl›¤›na son” yaz›l› pankart-la E-5 Karayolu Ambarlar giriflindeyolu trafi¤e kapatt›. Grup daha sonrayanlar›nda getirdikleri ve içindeçocuklar›n› ölüm oruçlar›nda yaflam-

lar›n› yitiren ailelerden 4 kiflinin bu-lundu¤u 4 temsili beton tabutla yolutrafi¤e kapatt›.

TAYAD’l› aileler taraf›ndan bura-da yap›lan aç›klamada, “Tam 4 y›ld›rF tipi hapishanelerde evlatlar›m›z tec-rit alt›nda. Tam 4 y›ld›r tecritin kald›-r›lmas› ölümlerin durdurulmas› içinsokaktay›z. Tecriti uygulayanlar sa¤›rve dilsizleri oynuyorlar adeta. Onlar‘tecrit yok’ dedikçe, F tiplerinden ço-cuklar›m›z›n cesetleri ç›k›yor. Duyu-yor musunuz, F tiplerinde tecrit var,zulüm var. Daha fazla ölüm istemiyo-ruz. 10. ekip de ölüm orucuna bafllad›.Gazeteler yazmad›, televizyonlar gös-termedi. Kafam›z, gözümüz k›r›lma-dan ne tecrit ne de ölümlerin haber de-¤eri yok. O zaman kafam›z kolumuzk›r›ls›n. Bir parça sesimizi duyurabil-

mek için herfleyi göze al›yoruz” denil-di.

BETON TABUTLARI POL‹SAYAKLARIYLA KIRMAYA

ÇALIfiTI Aç›klaman›n ard›ndan yol üzerin-

de k›sa bir yürüyüfl yapan TAYAD’l›aileler, “Tecrite iflgal ortakl›¤›na son”slogan› att›. Beton tabut içerisinde bu-lunan 4 TAYAD üyesinin al›nlar›ndanöpen tutuklu yak›nlar›, bir süre sonraolay yerine gelen çevik kuvvet ekiple-rinin müdahalesiyle karfl›laflt›. Çevikkuvvet ekipleri 40 kifliyi gözalt›naal›rken, E-5 Karayolu’nu trafi¤e kapa-tan beton tabutlar› çevrede bulduklar›kalaslarla ve ayaklar›yla k›rmaya ça-l›flt›. E-5 Karayolu tabutlar›n kald›r›l-mas›n›n ard›ndan trafi¤e aç›ld›.

(‹stanbul)

Okmeydan›’nda bildiri da¤›tmak içingirdi¤i bir kahvede ÖDP üyesi Sinan Ka-y›fl’›n öldürülmesi ile ilgili dava duruflmas›sonras›nda yaflanan arbedede, bir müdahilavukat ile bir çevik kuvvet polisinin de ara-lar›nda bulundu¤u 4 kifli yaraland›.

‹stanbul 1. A¤›r Ceza Mahkemesi’ndegörülen karar duruflmas›nda tutuklu san›kZiya Yücetepe, san›k avukat› ve müdahilavukatlar haz›r bulunurken, tutuksuz san›kÖmer Karakufl duruflmaya kat›lmad›.ÖDP Genel Baflkan Yard›mc›s› Alper Tafl

ve ÖDP ‹stanbul ‹l Baflkan› Sinan Tutal’›nda aralar›nda bulundu¤u ÖDP’li kalabal›kbir grup ise Adliye koridorunda mahkemesonucunu bekledi. Duruflmada son sözü so-rulan san›k Yücetepe, “Ben ekme¤imi sa-vundum. Yaklafl›k on y›ld›r esnaf›m vebu suçu iflleyecek yarad›l›flta de¤ilim.Kendimi korumak için bunu yapt›m.Çünkü bu arkadafllardan çok çektim.Bu olaydan bir hafta sonra da dükka-n›m bombaland›. Bana tehdit savuru-yorlard›” dedi. Olay tarihinde kahvehane-

de da¤›t›lan bildirilerden birisinin mahke-meye verilmedi¤ini söyleyen Yücetepe,söz konusu bildirinin yasal olmad›¤›n› ilerisürerek, mahkemeye verilmesini talep etti.San›k avukat› da, müvekkili Yücetepe’nin“tahrik” alt›nda bu suçu iflledi¤ini savuna-rak, mahkemenin karar›nda “tahrik” unsu-runun gözönünde bulundurulmas› gerekti-¤ini ileri sürdü.

YÜCETEPE’YE16 YIL 3 AY HAP‹S

Mahkeme Heyeti, tutuklu san›k ZiyaYücetepe’nin “Hafif tahrik alt›nda adamöldürmek”, “Adam yaralamak” ve“Ruhsats›z silah bulundurmak” suçlar›n-dan toplam 16 y›l 3 ay a¤›r hapis cezas›naçarpt›r›lmas›n› hükme ba¤larken, tutuksuzsan›k Ömer Karakufl’un ise “Kavgada si-lah boflaltmak” ve “Ruhsats›z silah bu-lundurmak” suçlar›ndan 11 ay 20 gün ha-pis cezas›na çarpt›r›lmas›na karar verdi.

KARAR PROTESTO ED‹LD‹Duruflma karara ba¤land›¤› s›rada Adli-

ye binas›nda bulunan ÖDP’li grup, “Çete-ler halka hesap verecek”, “Sinan yoldaflölümsüzdür”, “Katil Ziya hesap verecek”fleklinde sloganlar att›. Bu arada duruflmasalonundan ç›kar›lan san›k Ziya Yücete-pe’nin de “Vatan sa¤olsun, ezanlar sus-maz, vatan bölünmez” fleklinde ba¤›rd›¤›görüldü. Sloganlar eflli¤inde yürüyüfl yapa-rak Adliyenin d›fl›na ç›kan ÖDP’liler ad›naÖDP ‹stanbul ‹l Baflkan› Sinan Tutal, birbas›n aç›klamas› yaparak, karar› protestoetti. Tutal, “Bir ölüm makinesi 16 y›l gibibir cezaya çarpt›r›l›yor. 4-5 y›l sonra ise

serbest b›rak›lacak” dedi.

ÖDP’L‹LERE GAZLI VECOPLU MÜDAHALE

Daha sonra Sinan Kay›fl’›n resmininbulundu¤u dev pankart› açan kalabal›kgrup, Sultanahmet tramvay dura¤›na do¤ruyürüdü. Grubun, ÖDP Eminönü ‹lçe Teflki-lat›’na do¤ru yürüyüfle geçmek istemesiüzerine çevik kuvvet polisleri, biber gaz›ve cop kullanarak gruba sert müdahaledebulundu. Müdahale s›ras›nda bafl›na coplavurulan davan›n müdahil avukat› MuratAlt›ndere bafl›ndan a¤›r yaraland›. Birmüddet yerde kalan Alt›ndere, müdahales›ras›nda darp edilen müdahil avukat Me-riç Eyübo¤lu ve Halil Aygül ile birliktebir taksiye bindirilerek Çapa’da bulunan‹stanbul T›p Fakültesi’ne götürüldü. Çoksay›da göstericinin darp edildi¤i müdahale-de, birbirine çarpan polis kalkanlar›ndanbirisinin k›r›lmas› sonucunda bile¤i kesilenbir çevik kuvvet polisi de ambulansa bindi-rilerek hastaneye kald›r›ld›.

AVUKAT ALTINDERE MÜfiAHADE ALTINDA

Yer yer müdahalenin sürdü¤ü yürüyüflsonunda grup ÖDP Eminönü ‹lçe binas›nakadar geldi. Burada bir bas›n aç›klamas›yapan ÖDP Genel Baflkan Yard›mc›s› Al-per Tafl, “Sinan’› unutmad›k. Bize mü-dahale eden polisleri de unutmayaca¤›z”dedi. Aç›klaman›n ard›ndan grup daha son-ra olays›z bir flekilde da¤›l›rken, müdahale-de bafl›ndan yaralanan Av. Murat Alt›nde-re’nin hala müflahade alt›nda oldu¤u ö¤re-nildi. (D‹HA)

21127-20 Kasım 2003

Sinan Kay›fl’›n katilleri yarg›land›

Kamu emekçilerinden eylem

Ek ödemelerini alamayan kamu emekçi-leri, hak ettikleri halde 3 ayd›r ek ödemelerinverilmemesini Ankara ve ‹zmir’de gerçek-lefltirilen eylemlerle protesto ettiler.

25 Ekim 2003 tarihinde Ankara’da ifl b›-rakarak Çal›flma Bakanl›¤› önünde eylemyapan kamu emekçileri “Ek ödeme hakk›-m›z söke söke al›r›z”, “Yaflas›n sendikaldayan›flma” vb. sloganlar att›lar. Kamu-Sen, Memur-Sen üyelerinin de destekledi¤iBES eylemine yaklafl›k 300 kifli kat›ld›.

Bakanl›k Çal›flan› kamu emekçileri ey-lemde di¤er kamu makamlar›nda oldu¤u gi-bi “ek ödemelerin” kendilerine de ayn› oran-da yap›lmas›n› talep ederek; daha önceki gi-bi yine haklar›n› mücadele ederek alacaklar›-n› belirttiler.

BES Genel Baflkan› Bülent Kaya yapt›-¤› aç›klamada, Çal›flma Bakanl›¤›’nda çal›-flanlar›n “ek ödeme” haklar›n› kazand›klar›n›

hat›rlatarak “Çal›flma bar›fl›n› düzenlemeklegörevli Çal›flma Bakanl›¤›, ba¤l› kurulufllar›(SSK, BA⁄-KUR, ‹fiKUR vs.) ile ücret far-k›n› gidermeyerek hem anayasal suç iflle-mekte, hem de çal›flma bar›fl›n› bozmakta-d›r” dedi.

Kaya, ayr›ca Çal›flma Bakan› ile yapt›k-lar› görüflmelerde verilen sözlerin yerine ge-tirilmesini istedi. Eylemin ard›ndan emekçi-ler taleplerini içeren dilekçelerini Bakanl›¤afakslad›. (H. Merkezi)

KAMU EMEKÇ‹LER‹ HAKLARINA SAH‹P ÇIKIYORKESK Samsun fiubeler Platformu "Ka-

mu yönetimi Temel kanunu yasa tasar›s›n›n"Bakanlar Kurulunda imzaya aç›l›fl›n› Çiftlikpostanesi önünde protesto etti.

29 Ekim tarihinde saat 13:00’te bir arayagelen emekçiler bu yasa tasar›s› ile kamuhizmetlerine yans›yacak olan olumsuzlukla-ra karfl›n direnme haklar›n› kullanacaklar›n›belirterek att›klar› sloganlar ile tepkilerinigösterdiler.

Kamu emekçileri ad›na aç›klama yapanAdem Kocao¤lu "bu tasar›lar devleti sosyalgörevleri aras›nda yer alan e¤itim ve sa¤l›kbaflta olmak üzere kamu hizmetlerini piyasakoflullar›na daha fazla kâr anlay›fl› ile ticari-lefltirmeyi hedeflemifltir" dedi. Sözlerinindevam›nda yasan›n geçmesi ile kamu hiz-

metlerinden yararlanan milyonlarca insan›nsa¤l›k ve e¤itim gibi hizmetlerden men edi-lece¤ini vurgulayan Kocao¤lu insanlar› busürece müdahale etmeye ça¤›rarak eylemibitirdi. (Samsun)

KESK’TEN KAMU YASATASLAKLARINA PROTESTO

KESK Malatya fiubeler Platformu ta-raf›ndan 30 Ekim 2003 tarihinde MalatyaMerkez Postanesi önünde bas›n aç›klamas›yap›ld›. KESK Malatya fiubeler Platformuad›na aç›klama yapan KESK dönem sözcü-sü Hasan Kald›k ‘hükümet taraf›ndan ha-z›rlanan ve TBMM’ye getirilen Kamu Yöne-timi Temel Kanunu Tasla¤›, Kamu PersonelRejimi Reformu taslaklar›; devletin sosyalgörevleri aras›nda yer alan sa¤l›k, e¤itimgibi hizmetleri piyasa ekonomisine açma-y› hedeflemektedir. Kamu kurum ve kuru-lufllar›n›n adalet, savunma, güvenlik, istihba-rat, d›fl iliflkiler, diyanet, maliye, hazine, tapukadastro, nüfus, sivil savunma, ve kriz yöne-timi ile milli e¤itim müfredat› belirleme d›-fl›ndaki alanlarda mal ve hizmet üretimi yap-mas›n› yasaklamaktad›r’ dedi. Kald›k konufl-mas›n›n devam›nda Söz konusu taslakla;kamu emekçileri tam ve k›smi zamanl›sözleflmelere ba¤l› çal›flan kamu görevlile-ri haline gelece¤ini, böylece ifl güvencelerive sosyal haklar›n›n ortadan kald›r›laca-

¤›n› vurgulayarak insan haklar›n›n ihlali an-lam›na gelen bu tasla¤›n geri çekilmesini ta-lep edeceklerini dile getirdi. Bas›n aç›klama-s›ndaki metin baflbakanl›¤a faksland›.

Yine KESK Malatya fiubeler Platformu,tasla¤›n geri çekilmesi için yapt›klar› imzakampanyas›nda toplad›klar› imzalar› KESKGenel Merkezine gönderdiler. (Malatya)

*31 Ekim Cuma günü saat 12:30’daKESK Mersin fiubeler Platformu IMF veDünya Ticaret Örgütü’nün istekleri do¤rul-tusunda ve 1995 y›l›nda imzalanan GATS’›n(Hizmet Ticareti Genel Anlaflmas›) sonucuolarak özellikle önümüzdeki günlerde çokkapsaml› olarak yaflanacak olan kamusal ala-n›n tasfiyesini protesto etmek amac›yla birbas›n aç›klamas› düzenlediler. Platform ad›-na aç›klamay› okuyan Recep Kara 4857 sa-y›l› yeni ifl yasas› ile, iflçilere dayat›lan köle-lik yasas›n›n bugün de kamu alan›ndaki tas-fiye ile kamu emekçilerine dayat›lmak isten-di¤ine; kamu emekçilerinin ise, baflta üre-timden gelen güçlerini kullanarak ifl b›rakmaeylemi ve di¤er eylemlerle bu sald›r›y› püs-kürteceklerini belirtti. Mersin Merkez Posta-nesi önünde yap›lan eyleme yaklafl›k 50 kiflikat›ld›. Emekçiler “Kamu alan›n›n talan›-na hay›r” ve “Direne direne kazanaca¤›z”sloganlar›n› att›ktan sonra tepkilerini ve is-teklerini dile getiren fakslar› Baflbakanl›¤agönderdiler. (Mersin)

Tarsus’ta kurulu bulunanÇukurova Sanayi ‹flletmeleriTekstil Anonim fiirketi krizve iflyerini küçültme baha-nesiyle 17 Ekim’de yaklafl›k550 iflçinin ifline son verdi.Daha sonra iflten at›lan 50kifli ile birlikte say›lar›600’ü bulan iflçilere zor du-rumda olduklar›n›, ihbar vek›dem tazminatlar›n›n 2004y›l›n›n Ekim-Kas›m veOcak aylar›nda ödenece¤inibelirtti. Bu konuda sessizli-¤ini koruyan TEKS‹F Sen-dikas› ise patron yanl›s› ol-ma tavr›n› sürdürüyor. ‹flçi-ler de tepkilerini yapt›klar›eylemliliklerle gösteriyorlar.‹flçiler 24 Ekim’ de YeniCumhuriyet Meydan›’nda birbas›n aç›klamas› düzenledi-ler. ‹flçiler ad›na aç›klamay›okuyan Gaffur Pehlivan, bu-güne kadar ülkeyi yönetenle-rin fedakarl›¤› hep iflçilerden istedi¤i-ni, krizin faturas›n› hep iflçilere,emekçilere ödetti¤ini dile getirdi. fiuan iflten at›lan iflçilerin hepsinin zordurumda oldu¤unu, fabrikan›n kendi-lerine alacaklar›n› ödemedi¤ini, patro-nun bankalar›na (Mehmet Emin Kara-memetlere ait Yap› Kredi Bankas›)borçlu olduklar›n›, bu nedenle hepsi-nin icral›k oldu¤unu belirtti. Son ola-rak tüm iflçilerin haklar›n› sonu-na kadar arayaca¤›n›, bu konudapatronu son kez uyard›klar›n›,aksi takdirde bundan sonra do¤a-cak sorunlardan kendilerinin so-rumlu olmad›¤›n› da ekledi. Yakla-fl›k 250 iflçinin kat›ld›¤› bas›n aç›k-lamas›nda “‹flçiler burada sendikanerede”, “‹flçiyiz hakl›y›z kazanaca-¤›z” ve “Susma sustukça s›ra sanagelecek” sloganlar›n› atarak eylemle-rine son veren iflçiler, Tarsus E¤itim-Sen’e giderek burada durum de¤erlen-dirmesi yapt›lar.

Eylem sonras› gazetemize aç›kla-ma yapan iflçiler, s›k›nt›lar›n› ve so-runlar›n› anlatt›lar.

Bilin Gözübüyük; Ben 16 senedirÇukurova Tekstil Fabrikas›nda çal›fl›-yordum. Yaklafl›k 5 y›ld›r maafllar›m›-z› düzenli olarak ödemiyorlard›. ‹çer-deki alacaklar›m›z› almaya gitti¤imiz-de bize dilenci muamelesi yap›yorlar-d›. Bunun yan›s›ra bütün kazan›lm›flhaklar›m›z› geri ald›lar. Daha sonrabizi tazminats›z olarak iflten att›lar.Bugün iflten ç›kar›lan ma¤dur arka-dafllar flu an evlerine ekmek götüremi-yorlar. Bizler hepimiz TEKS‹F Sendi-

kas›’na üyeydik. Fakat sendika bizimç›karlar›m›zdan çok patronun ç›karla-r›n› koruyordu. Biz patrona karfl›kendi bafl›m›za mücadele yürütür-ken sendikaya karfl› da mücadeleediyorduk. Çünkü sendika hiçbir za-man bizden yana olmad›. ‹flten ç›kar›l-d›¤›m›zda ihbar tazminat›m›z yasalolarak 70 yevmiyeydi. Bizhukuki ifl-

lemleri bafl-latt›k. Patron ise 56 yevmiye-

yi verece¤ini fakat hukuki ifllemdenvazgeçmemizi söyledi. Biz bunu ka-bul etmedik. Fakat 6-7 ay önce ifltenat›lan arkadafllar, tazminatlar›n› 56yevmiye üzerinden alm›fllar. Tabi bubilgisizli¤imizden kaynakl›yd›. Sendi-ka da bizi bu konuda uyarmam›flt›

“Sizin hakk›n›z flu kadar” diye. Biz-ler art›k yavafl yavafl baz› fleyleri ö¤re-niyoruz. Bu konuda hakk›m›z› sonunakadar arayaca¤›z. Gerek hukuki ola-rak gerekse de çeflitli eylemlerle buiflin peflinde oldu¤umuzu gösterece-¤iz.

Bilal Çetin;Bizler ihbar tazminatlar›m›z öden-

meden iflten at›ld›k. Sebebini ise iflye-rini küçültme olarak gösterdiler. Fab-rikan›n küçüldü¤ünü, ifl yapmad›¤›n›söylüyorlard›. Bunun as›l amac› fabri-kay› tafleron iflçiler arac›l›¤› ile çal›fl-t›rmakt›. Çukurova Tekstil Fabrikas›,Mehmet Emin Karamemet’lere ait.Bize yaklafl›k 4-5 senedir düzenli ma-afl ödemiyorlard›. Hemen hemen tüm

iflçilerin en az ikifler milyaralacaklar› vard›. Biz bu dö-nemde zor durumda oldu¤u-muz için kendi bankalar›n-dan kredi çekebilece¤imizisöylediler. Bizler krediyiçektik fakat hem içinde bu-lundu¤umuz durumdan do-lay› hem de daha sonra ifltenat›ld›¤›m›z için ödeyemedik.Bize ihbar tazminatlar›m›z›2004 y›l›n›n Ekim, Kas›m veOcak aylar›nda ödeyecekler.Biz flu an iflsiziz. Zaten fab-rika paray› veriyordu, ban-kalar› geri al›yordu. Bu res-men bir gaspt›r. Bir insan›ngasp yapmas› için eline silahalmas› gerekmiyor. Bu mo-dern bir gaspt›r. fiu an bizim

istedi¤imiz iflimizi ve kaza-n›lm›fl haklar›m›z› geri al-makt›r. Yapacak bir fleyimizyok en büyük gücümüz daya-n›flmam›zd›r. Biz bugüne ka-

dar birlik olmad›¤›m›zdan ve örgüt-lenmedi¤imizden kaybettik. Amabundan sonra böyle olmayacak. Hertürlü eyleme baflvurup iflimizi ve hak-lar›m›z› geri alaca¤›z. Son olarak söy-lemek istedi¤im biz kamuoyu yarat-mak istiyoruz. Ama bas›n bu konudaduyars›z kal›yor.

Ali Kufldemir; Bugün hepimizaç›z. G›rtla¤a kadar borcumuz var.Patron bize borçluyken, flu an biz on-lar›n bankalar›na borçlu durumunageldik. Bitirdiler bizi. Biz iflimizi geriistiyoruz. Gerekirse fabrika önündeçad›r kuraca¤›z, her türlü eylemlerebaflvuraca¤›z, bize baflka yol b›rakma-d›lar.

‹flçiler;27.10.2003 Pazartesi günü iflçi-

ler flehrin de¤iflik yerlerinde bast›r-d›klar› el ilan›n› halka da¤›tarakTarsus Kamuoyunu iflçi k›y›m›nakarfl› duyarl› olmaya davet ettiler.

30.10.2003 günü Eme¤in Par-tisi Mersin ‹l Örgütü Çukuroval›iflçilerin eylemlerine destek ver-mek ve Mersinde de bir kamu-

oyu yaratmak için iflçi arkadafllar›ntemsilen kat›ld›¤› tertip komitesi ilebirlikte bas›n aç›klamas› yapt›.

01.11.2003 günü de Tarsus TKP ‹l-çe Örgütü Çukuroval› iflçi arkadafllar-la birlikte Parti binalar› önünde bas›naç›klamas› yapt›.

Biz ‹flçi Köylü Gazetesi olarak Çu-kurova ‹flçilerinin hakl› direniflini des-tekledi¤imizi söyleyerek devam ede-cek eylemliklerinde yanlar›nda oldu-¤umuzu belirtiyoruz. (Mersin)

21 13 7-20 Kasım 2003

‹flten at›lan Tekstil iflçileri tüm iflçilere sesleniyor;

““EEnn bbüüyyüükk ggüüccüümmüüzz ddaayyaann››flflmmaamm››zzdd››rr””

✔“Yapacak bir fleyimiz yok en büyük gücümüz dayan›flmam›zd›r. Biz bugüne kadar birlik olmad›¤›m›zdan ve örgütlenmedi¤imizden kaybettik. Ama bundan sonra böyle olmayacak.”

-Irak direniflinin bugün geldi¤iaflamay› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?

-Direnifl, genel olarak Basra veçevresiyle s›n›rland›r›larak ele al›n›-yorsa, bu yanl›flt›r. Irak’›n düflmesin-den de önce direnifl muazzaml›¤›n› afl-m›flt› zaten. Yani kendili¤inden bir ha-reket olarak da Saddam’› aflm›flt›. Sad-dam ve yönetiminin despotlu¤undankaynakl› direniflin Saddam’la s›n›rl›kalmas›, Saddam’›n öncülü¤ünde yü-rümesi mümkün de¤ildi. Çeflitlioyunlar oldu, çeflitli komplolar tertip-lendi. Saddam’dan korkanlar oldu,zulmünü sevmeyenler oldu ama herhalükarda bugün direnifl birkaç odak-l›d›r. Direniflte ‹slamc›lar var çok ge-nel anlamda. Fakat bunlar› sadece ElKaide ile s›n›rlamak yanl›flt›r. ÇeflitliArap ülkelerinden farkl› ‹slamc› ör-gütler ABD’ye karfl› ç›karak direnifledestek veriyorlar. Tabi bir amaçlar› flubunlar›n; kendi bulunduklar› ülkeler-deki rejimleri devirmedikleri gibi birsürü pisli¤e bulaflt›klar› için itibarlar›düfltü. Bu sefer yönlerini bat›ya ve sö-mürgecili¤e ve emperyalizme dönerekyeniden bir popülarite ve taban kazan-mak için çok genel anlamda ‹slamc›-lar var. Di¤er bir odak, Arap yurtse-verleri ve milliyetçileri. Bu Nasurcu-lardan Baas Partililere vatan›n› ve yur-dunu seven bütün duyarl› Arap insan-lar›na kadar uzanan bir yelpaze.Üçüncü odak ise sol kesim. Bunlar bi-raz daha Marksizme yak›n sosyalistsol diyebilece¤im kendini Marksistolarak tan›mlayan bir çevre var. Sad-dam ve çevresi var. Bir de halk›n ken-dili¤inden dedi¤imiz yani Amerika’y›sevmeyen, yurdunu seven Amerika-’n›n günlük pratiklerine karfl› ç›kanlar.Ya da çocu¤u hastanede ilaçs›zl›ktanölmüfltür ya da bir aramada Amerikanaskerlerinin küfürlerine maruz kalm›fl-t›r, ya da annesi veya ailesi bu arama-larda Amerikan askerlerinin tacizineu¤ram›flt›r, veya yak›n› kör bir kurflu-na hedef olmufltur vs. vs. Yani çeflitligünlük yaflanan pratiklerden kaynakl›Amerika’ya kafa tutan genifl bir çevrevar. ‹flsizler var. Dolay›s›yla direnifliböyle birkaç odakl› saymak gerekir.Genellikle direniflte üç odak yani ‹s-

lamc›lar, Marksistler ve solcular kendiaralar›nda bir flekilde eflgüdüm halin-dedirler. Fakat derecesini tam olarakbilmiyoruz. Saddam’c›lar biraz dahafarkl›, onlar biraz daha nihilist tav›rlarsergiliyorlar. Yani benden sonra tufananlay›fl› sergiliyorlar. O yüzden Sad-damc›lar›n bu iflin önünü götürmesimümkün de¤il. Fakat halk›n elinde vedireniflçilerin elinde de cephane bi-linçli olarak ya ya¤ma edilmiflti ya dahalka da¤›lm›flt›. Yani halk bugün si-lahl›. Her evde üç dört tane silah ya daav tüfe¤i var. Füze ve el bombalar› yada a¤›r silahlar dedi¤imiz silahlar varhalk›n elinde. Direnifl yeni organizeediliyor. Henüz öyle büyük organizas-yondan söz etmek mümkün de¤il. Ke-za direniflin henüz milyonlarla ifadeedilen bir taban› yok. Ama binlerle onbinlerle ifade edilen bir taban› mev-cut. Bu anlamda direnifl sadece sünni-lerle ya da Saddam’la s›n›rl› de¤ildir.Bu ABD’nin söylemidir ve bir anlam-da psikolojik savaflt›r. ABD sünnilereve Saddam’a karfl› olan öfke ve tepki-nin devam etmesini istedi¤i içindirenifli özellikle Saddam’la ve sünni-lerle özdefllefltiriyor. fiiiler yavafl ya-vafl direnifl hatlar›n› yükseltiyorlar.Muhtemelen birkaç ay sonraki fiu-bat’a kadar mühlet vermifllerdi, Ame-rika ve müttefikleri Kabili vermezler-se fiiiler aktif direnifle geçebilirler. Fa-kat kesin bir fley söylemek mümkünde¤il. Ama genel anlamda direniflinyüksek bir e¤ilim mi yoksa dar kap-saml› yerel dedi¤imiz hareket olarakm› kalaca¤›n› birkaç ay sonra görece-¤iz. Yani yayg›nlaflaca¤›n› ya da darbir alana m› s›k›flaca¤›n› genel anlam-da Amerika’n›n iflgalini fesh etmeklemi ya da ülkenin kurtuluflunu ve ulu-sal ba¤›ms›zl›k talebini de alarak yü-rüyecek mi sorular›n›n cevab›n› önü-müzdeki birkaç ay içinde alaca¤›z.Önümüzdeki bahara belli olur. Kitletaban›n›n olmamas› vb. birkaç sebebivar. Bu geçici yönetime kat›lan Kürt-ler, fiiiler vs. Arap milliyetçileri var.Bunlar direniflin iflgali ebedilefltirece-¤ini, kal›c›laflt›raca¤›n› düflündükleriiçin bu direnifle aktif destek vermiyor-lar. Ama Amerika geçici yönetimin bir

tak›m istek ve arzular›n› yerine getir-mezse direniflin büyüyece¤i konusun-da bir avantaj olabilir. Di¤er ülkelerinde bu direnifl içinde bir tak›m unsurla-r› var. Bunlar istihbarat unsurlar› daolabilir ya da detayl› destekleri olabi-liyor. Mesela Amerika Suudi Arabis-tan kanal›n› devirmek istiyor. O daorada Amerika’y› oyalamak istiyor.Keza Suriye, keza ‹ran, keza Türkiyehatta Amerika’n›n kendi içindeki ça-t›flmalardan kaynaklanan baz› bomba-lama ve eylem diyemeyece¤im provo-katif fleyler de olabilir. Bu anlamda di-reniflin profili de bulan›k. Anatomisioturmufl de¤il. Ama organize olmayado¤ru gidiyor. Burada bir dezavantajortaya ç›kabilir. Organize oldukçaAmerika’ya, Amerikan istihbarat›nadaha fazla bilgi gidebilir. fiimdi kiminnereden ç›kaca¤› bilinmedi¤i için is-tihbarat toplamalar› zorlafl›yor. Amadikkat edin; hiçbir eylemde kimseninimzas› yok. Yani kimse üstlenmiyor.Bu da kar›fl›kl›¤›n bir göstergesi. Budurumda teslimiyet e¤ilimleri, ki bu-gün teslimiyet e¤ilimleri çok fazlayok. Amerika orada objektif flartlar-dan kaynakl› kendini galip sayam›yor.Ve teslimiyeti de kimse kabul etmiyor.Bu da tamamen objektif flartlardankaynakl›. Amerika teslimiyeti sa¤la-yacak bir zemini haz›rlayam›yor. Ter-sine çeliflkilerin ortaya ç›kmas›na ze-min haz›rl›yor. Amerika istikrar› kur-maya çal›flt›kça yan bunal›mlar do¤u-

ruyor. Dolay›s›yla objektif olarak ga-lip gelemiyor.

- Tezkere ç›kt›, ABD askerden vaz-geçti. ‹htiyaç m› kalmad›?

- Her fleyden önce siyasi iktidarlaryani AKP hükümeti inisiyatif tüket-mifl. Ba¤›ms›z olmas› gereken, ulusalolmas› gereken politikas›n› Ameri-ka’n›n güdümüne sokmufl. Dolay›s›y-la talimatlarla politika yürütüyor. Za-ten bu d›fl politikan›n bir misyonuyok. Ön görüsü yok, gelece¤e iliflkinbir stratejisi yok. F›rsatç› ve tipik birtaflra politikas› ve bafl›ndan beri“Amerika’ya direnemeyiz, o halde ita-at edelim, Amerika ile iflbirli¤i içindeolmal›y›z” diyen bir politika. Bu an-lamda bakt›¤›m›zda Wolfowitz’in çu-val meselesinden sonraki demeçleriyani bafl›ndan beridir Türkiye’yi azar-lamas›d›r. Çoktan Türkiye’ye müda-hale edilmifltir. Bu anlamda müdahalesorununu bugün tart›flmak abestir.Müdahale deyince insanlar›m›z›n akl›-na genellikle askeri bir müdahale gel-mektedir.

Türkiye’ye ABD taraf›ndan müda-hale edilmifltir. Bu birincisidir. ‹kinci-si olarak ise flu kavram› açmal›y›z.Amerika Türkiye gibi müttefiklerinik›flk›fllamak için “stratejik ortaks›n”diyerek önce s›rt›n› s›vazl›yor. Strate-jik ortakl›k Amerikan literatüründe flu-dur; bizim çok fazla mal ve can kayb›-na neden olmayacak, hani çok denilen“Mehmetçik coniye kalkan olsun”.

147-20 Kasım 2003 21

IIrraakk ddiirreenniiflflii oorrggaanniizzee oollmmaa yyoolluunnddaa iilleerrlliiyyoorrABD emperyalistleri, Irak’a sald›r› bafllatt›¤›ndan bu yana birçok kay›p

vererek ve Irak halk›n›n büyüyen direnifli karfl›s›nda endifleleri artarak iflgalinisürdürüyor. “Küresel patron” olma hayalindeki ABD, bölgedeki uflaklar›n›satranç tahtas›ndaki piyonlar› gibi kullanmaya çal›fl›rken, özellikle Ortado¤uhalklar›n›n direnifli, planlar›n› altüst etme yolunda ilerliyor. Ortado¤u ileyak›ndan ilgilenen ve bu konuda birçok çal›flmas› da olan araflt›rmac›-yazarFaik Bulut ile Irak halk›n›n direniflinin bugün geldi¤i aflama ve geliflme seyriüzerine söylefli yapt›k.

Direnifl yeni organize ediliyor.Henüz öyle büyükorganizasyondan

söz etmekmümkün de¤il.Keza direniflin

henüz milyonlarlaifade edilen bir

taban› yok. Amabinlerle on

binlerle ifadeedilen bir taban›

mevcut. Bu anlamda

direnifl sadecesünnilerle

ya da Saddam’las›n›rl› de¤ildir.

Amerikal›lar›n dilinde ortakl›k bu-dur. Yani seni yedeklemesidir, senimay›n temizleyici olarak kullanmas›-d›r. Olay bu olunca Türkiye kamu-oyunda ortakl›k sanki ABD ile eflit ha-le gelindi biçimindeverildi. Birinci tez-kerenin reddindensonra Amerika Tür-kiye’nin burnunusürtmek istemifltir.Bir çuval mesele-sinde, iki bunlarakarar ald›rtm›fl amauygulatmam›flt›r.Yani karar› ald›rta-biliriz. “Bak size al-d›rtt›k, siz misinizbize kafa tutan, siziböyle yola hizayagetiririz” mant›¤›-d›r. Ama istemiyo-ruz da. Tabi bu iste-memenin çeflitli ne-denleri de var. Tür-kiye bu karar› al-d›ktan sonra dikkatedin flartlar öne sür-müfltür. Bu flartlarAmerika taraf›ndankabul edilebilir flartlar de¤ildir. Ney-mifl Kuzey Irak’ta bulunan PKK/ KA-DEK’in ortak bir flekilde temizlenme-si. Ve burada önemli olan konu Türki-ye’nin kendi güvenli¤ini Amerika’yahavale etmifl olmas›d›r. Yani kendi gü-venli¤inizi Amerika’ya havale etti¤i-niz zaman art›k Amerika size k›rm›z›çizgiler çekmifltir. fiu anda Ameri-ka’n›n k›rm›z› çizgileri vard›r. “Bura-ya giremezsin”, “fluray› vuramazs›n”vb. K›rm›z› çizgiler tersine dönmüfl-tür. Olay› böyle alg›lamakta yarar var.Bundan öte Amerika sonuçta par-lamentoda karar alt›na al›nan bu kararu¤runa Türkiye ile Kürtler aras›ndabir tercih yapmak durumunda kalm›fl-t›r. Irakl›lar›n tümü Türkiye’nin orayaasker göndermesine karfl›d›r. SadeceKürtler de¤il söylendi¤i gibi. Hattacamilerde verilen vaazlarda üç fleytanvurgulan›yor. Birinci fleytan Amerika,ikinci fleytan ‹srail, üçüncü fleytanTürkiye. Irak halk›n›n seni böyle gör-dü¤ü bir yerde sen istikrar sa¤laya-mazs›n.

Zaten Türkiye istikrars›z bir ülke.Türkiye bir orta boy devlettir. Ortaboy devletin tan›m› fludur; istikrars›z-l›klar› olan, güvenliklerinde boflluklarolan, içinde bunal›mlar› olan bir ülke-dir. Kendi içinizde istikrars›zsan›z,kendi içinizde problemleriniz varsa,kendi içinizde Kürt meselesi varsa vedi¤er meseleler varsa kendi içinizdeekonomik sorunlar›n›z› çözememiflse-niz siz oraya istikrar götüremezsiniz.‹stikrar götürebilmeniz için önce ken-dinizin güvenilir olmas› gerekir. Bi-rincisi budur. ‹kincisi istikrar götüre-meyece¤iniz gibi di¤er müdahaleleri

davet edersiniz. ‹ran da diyecek bengireyim, Suriye diyecek ben gireyim.fiiiler de diyecek ki sünnilerin yan›ndaduraca¤›m›za fiiilerin hamisi gelsin.Kürtler de diyecek ki Kürtlerin hami-

si gelsin. Olaylar iyice kar›flacak.Bundan da öte Amerika Türkiye’yioraya asker göndermek için karar al-d›rtmad›. Daha stratejik kullanmak is-tiyor. Yani Avrasya stratejisinde Tür-kiye’yi, ‹ran ve Suriye’ye bulaflt›rmakistiyor. Amerika’n›n on tane kara dü-meni var Avrasya’da. On tane kara dü-men, otuz subay eder. Türkiye’deTürk Silahl› Kuvvetlerinde otuz su-baydan fazlas› vard›r ve daha e¤itim-lidir. Demek ki Amerika Avrasya stra-tejisi için önce Türkiye’yi burada suçabulaflt›racak yani Irak’ta suça bulaflt›-racak ondan sonra ‹ran’la, Suriye ile,Orta Avrasya ile, Çin ile, Kafkasya ile,Rusya ve Afganistan ile kavgas›ndaTürkiye’yi kullanacak. O yüzden Tür-

kiye’yi sonraya sakl›yor. Yani önemliolan karar› bu anlamda ald›rmas›d›r.Ve program›n esas› buydu. Dolay›s›y-la kabul etti ya da reddetti meselesin-den ziyade stratejik hesaplar› nedeni

ile bizi yedek salonundabekletiyor.

-‹srail’in toprak sat›nalma meselesi...

- Amerika Irak’ta bafla-r›s›z flu anda, tamamen ba-flar›s›z. Ayr›ca giderek degeriliyor. Bu yenilgi stra-tejik olarak bakt›¤›m›zdaböyledir. ‹srail de ç›kmaz-da Filistin meselesinde.Ç›kmazda oldu¤u içinAmerika ‹srail’i devreyesoktu ya da ‹srail o ç›k-mazdan kurtulmak için yi-ne fiaronvari maceralarabaflvurdu. Yani Beyaz Sa-ray’daki flahinler dedi¤i-miz çeteyle fiaron çetesi-nin ortak maceras›d›r. Tür-kiye de bu maceraya sü-rükleniyor. Bu yüzden Or-tado¤u’da muhtemel geniflçapl› taraflar›n do¤abilece-¤ini önümüzdeki dönem

için düflünüyorum. E¤er böyle devamederse bu maceralar. Yani Suriye ve‹ran’la s›n›rl› kalmayacak. Bu macerapolitikas›d›r. Çünkü buraya sürükle-mek istiyorlar.

fiimdi Türkiye Musul ve Ker-kük’teki arazi al›m›na itiraz edece¤inedaha önce Kayseri’de F4 uçaklar›n›tamir etme fabrikas›n› onlar›n emirle-rine tahsis etme konusuna itiraz etme-liydi. Kürtlerin yaflad›¤› alan ve co¤-rafyalarda ‹srail ilk defa ayak bast›.Musul onun için bunun devam›d›r.Evet do¤ru. 1974’te Barzani ma¤lupolduktan sonra Kürtler mülteci olarakgeldiler. Kürt kökenli Yahudiler bun-lar yerlerine dönmek istiyorlard› hak-lar› olarak. Fakat yani Kayseri’de

uçak fabrikas› için yer veren Musul’aitiraz edince haks›z olur, inand›r›c›l›¤›kalmaz. Kuflkusuz orada Araplar›n daiddias› var, Türkiye’nin de iddias› var,‹srail’in de iddias› var. Üstelik dolayl›olarak. ‹srail dolayl› olarak bir iddiaiçinde.

Oradaki Kürtler bilinçli bir politi-ka yürütmedi¤i zaman farkl› de¤iflim-lere yol açarlar. Yani Kürtler havuç vesopa olarak kullan›labilirler. Yani ‹sra-il taraf›ndan, Amerika taraf›ndan.‹ran’a karfl› kullan›labilirler. Suriye veArap ülkelerine karfl› kullan›labilirler.Dikkatli olmalar› laz›m. Ama Türkiyeaç›s›ndan bakt›¤›m›zda demokratikyap› giderek de¤ifliyor. Bu flu anlamagelecek afla¤› yukar› yar›n öbür günbu Saddam’›n asimilasyon ve Arap-laflt›rma politikalar› yüzünden oradabütün Kürtler, Asuri, Ermeni vs. ye-rinden yurdundan olacak. Sürgün edi-lecek. Bu iddialar birkaç sene sonrayine Amerikan planlar› çerçevesindeya da mevcut yönetim çerçevesindeflöyle çözülür ya da çözülmeye do¤rugidiyor. fiudur bir referandum yapa-caklar, diyecekler Kerkük Kürt bölge-sine mi kat›ls›n Arap bölgesine mi ka-t›ls›n? Muhtemelen demokratik yap›Kürtlerin lehine de¤iflti¤i için Musulve Kerkük de kendilerini Kürt devleti-ne katma yönünde karar al›rlar. Onuniçin Türkiye orada iki nedenden dola-y› karfl› ç›k›yor. Olaya sadece Osman-l›n›n bana miras› diye bakt›, petrolhakk› diye bakt›. Bu Araplar›n nezdin-de yay›lmac› bir politikad›r. Bu Arap-lar› k›zd›rd›. Olaya sadece Türkmen-ler aç›s›ndan bakt›, bu da Kürtleri k›z-d›rd›. Türkiye orada kazan›c› bakma-d›¤› için kaybedecektir. At› alan Üs-küdar’› geçti. Kald› ki Kayseri’ye iti-raz etmiyorsun. Ama uluslararas› ola-rak baflka bir ülkenin topra¤› olan Mu-sul kendi topra¤›n›z de¤il. Türkiye d›flpolitikas›n› Amerika’ya teslim etti¤izaman zaten olaca¤› budur.

21 15 7-20 Kasım 2003

Çeflitli günlükyaflanan pratiklerdenkaynakl› Amerika’yakafa tutan genifl birçevre var. ‹flsizlervar. Dolay›s›yla

direnifli böyle birkaçodakl› saymak

gerekir. Genellikledireniflte üç odakyani ‹slamc›lar,

Marksistler ve solcu-lar kendi aralar›ndabir flekilde eflgüdümhalindedirler. Fakat

derecesini tamolarak bilmiyoruz.

Prati¤e dair yürüttü¤ümüz her tar-t›flma ya da prati¤in önemi ve belirle-yicili¤ine iliflkin yapt›¤›m›z her vurgu,genellikle “devrimci teori olmadandevrimci pratik olmaz” söylemiylekarfl›lan›yor. Burada, gözden kaç›r›lanbir esas ve do¤runun karfl›s›na bir bafl-ka do¤ru konularak yap›lan bir yanl›flvard›r.

Birincisi, tam da söylendi¤i gibi,“devrimci teori olmadan devrimci pra-tik olmaz”. ‹kincisi, elde edilen dev-rimci teori de, pratik içinde s›nanan,deneylerle ispatlanan bir sürecin ürü-nüdür. Yani, prati¤in belirleyicili¤inedair yap›lan vurgunun karfl›s›na konandevrimci teorinin, toplumsal prati¤in

bir ürünü oldu¤u gerçe¤i gözard› edili-yor. Gözard› edilen di¤er bir olgu daekonomide, siyasette yaln›z yaflanan,bugüne dair de¤il, gelece¤e dair yap›-lan somut bilimsel çözümlerin s›n›fmücadelesinin yasalar›na uygun ola-rak ortaya kondu¤u gerçe¤idir. Ki, buçözümlemelerin ana hatlar› da s›n›fmücadelesinin yasalar›n› oluflturur.Yani, s›n›f mücadelesinin yasalar› top-lumsal pratikten gelmektedir.

Bu konuda, yani prati¤in öneminedair yap›lan vurgulardan dolay› özel-likle Baflkan Mao’ya yönelik anti-Marksistlerin getirdi¤i “dar-deneyci”,hatta “milliyetçi” suçlamas›n› içeren

elefltiriler bilinmektedir.Elefltiri

sahiplerinin iddias› Mao’nun her fleyipratikle aç›klad›¤›, Marksizm ad› al-t›nda Çin’e özgü milliyetçi formülas-yonlar üretti¤i vb’dir. Ve tabi ki bunuyaparken, di¤er Marksist ustalardanal›nt›lar yapmaktan da geri durmuyor-lar. Di¤er bir anlat›mla Marks’a, Le-nin’e dayanarak Mao’nun ne kadar“anti-Marksist” oldu¤unu ispatlamayaçal›fl›yorlar. Çarp›tma ve tahrifatadayal› bu çabalar›n beyhude oldu-¤u, yine Mao’nun s›kça vurgulad›¤›,“gerçe¤in biricik k›stas› olan top-lumsal pratik” taraf›ndan da ispat-lanm›flt›r. ‹spatlanmaya da devamediyor.

Marksistler insan›n üretimdeki fa-aliyetini, bütün di¤er faaliyetlerin be-

lirleyicisi olarak al›rlar. Yani in-san bilgisi,

esas ola-rak maddiüretimdekif a a l i y e t edayan›r. ‹n-san bu üre-tim içindedo¤a ve top-lum yasalar›n›inceler, kavrar.Bu temas, bupratik iliflki ol-madan, var olançeliflkileri gör-mek, neden ve ni-çin sorular›na bi-limsel yan›tlar bul-mak oldukça zor-dur.

Baflkan Mao yol-dafl, bu konuda flun-lar› söylüyor: “‹nsa-n›n toplumsal prati¤isadece, üretimdekifaaliyetle s›n›rl› de¤il-dir. S›n›f mücadelesi,siyasi hayat, bilimsel

ve sanatsal u¤rafllar gibi dahabirçok biçime bürünür. Sözün k›sa-s›, bir toplumsal varl›k olarak insan,toplumun pratik hayat›n›n bütünalanlar›na kat›l›r. Dolay›s›yla, insanile insan aras›ndaki farkl› iliflkileri de-¤iflen ölçülerde ö¤renmesi, yaln›zcamaddi hayat arac›l›¤›yla de¤il, ayn›zamanda siyasi ve kültürel hayat› (herikisi de maddi hayata s›ms›k› ba¤l›d›r)arac›l›¤›yla da olur. Bu, di¤er toplum-sal pratik türleri aras›nda özellikle s›-n›f mücadelesi, bütün de¤iflik biçimle-riyle insan bilgisinin geliflmesi üze-rinde derin bir etki yarat›r”.

Aç›kça görüldü¤ü gibi, hayat›n bü-

tün alan›nda de¤iflmenin ve de¤ifltir-menin yolu pratikten geçiyor. Yaflanande¤iflim ve geliflimleri görmek de pra-tik bir incelemeyi dayat›yor. Elbettekipratikte ö¤rendi¤imiz, elde edece¤i-miz bilgiler de dolayl› ve dolays›z te-melde olacakt›r. Mesela A kiflisi içindolays›z olan bilgi, B kiflisi için dolay-l› olabilir. Burada önemle görülmesigereken, B kiflisi için dolayl› olan bil-ginin, A kiflisi için dolays›z oldu¤u veB’nin, A’n›n pratik tecrübeleriyle eldeedip teorilefltirdi¤i, tecrübe haline ge-tirdi¤i bir devrimci teoriden yararlan-d›¤›d›r. Nitekim bugün baflka ülkelerindeney ve tecrübelerinden yararlan›yo-ruz. Ama, bunu yaparken de geneli so-muta uygularken, yarat›c› olmam›z ge-rekiyor diyoruz. Yarat›c›l›¤›m›z› biryana b›rak›p, genel, evrensel do¤rular›basma kal›p bir tarzda uygulamayakalkarsak, pratik baflar›s›zl›k kaç›n›l-maz olur. Çünkü, bu yöntem pratik birincelemeyi hafife al›yor. Oysa bir bi-nan›n infla edilece¤i yer dahi ciddi birincelemeyi gerektiriyor. Zemin etüdüyap›lmadan ortaya konulan plan›nsa¤l›kl› olup olmad›¤› her zaman tar-t›flmal›d›r. Somutu incelemeden, geneldo¤rulardan hareketle çözüm reçetele-ri sunmaya kalkman›n da pratik sak›n-calar› olacakt›r.

fiu aç›k ki, kafam›zda tasarlad›¤›-m›z veya hararetli bir flekilde savun-du¤umuz fikirlerin hayat bulmas› içind›fl dünyan›n nesnel yasalar›na uymas›gerekir. E¤er bu yasalara uygunluk ar-zetmiyorsa, pratik baflar›s›zl›k o za-man kaç›n›lmaz olur. Demek ki buradagörülmesi gereken gerçek, kafam›zda-ki planlar›n mevcut ortamda hayatbulma imkanlar›na sahip olmas›d›r.Bunu, en iyi kavraman›n, anlaman›nyolu da toplumsal pratiktir. Mesela, ifl-çilerle, köylülerle, halk gençli¤iyle vd.k›sacas› devrimden menfaati olan güç-lerle yüzleflmeden, bu güçler cephe-sinde yaflanan farkl›laflmalar› ve de¤i-flimleri görmeden, genel do¤rulardanhareketle perspektifler sunmaya kalk-mak gerçeklerle ne ölçüde uyum ha-linde olabilir? Lenin yoldafl›n flu söy-lemine kulak vermeliyiz: “Pratik, te-orik bilgiden daha yüksektir. Çünkü,sadece evrensellik de¤eri de¤il, dolay-s›z güncellik de¤erine de sahiptir”. Veyine Mao yoldafl›n: “Diyalektik ma-teryalist Marksist felsefenin ikiönemli özelli¤i vard›r. Birincisi,Onun s›n›fsal niteli¤idir. Çünkü, di-yalektik materyalizm proletaryan›nhizmetinde oldu¤unu aç›kça ilaneder. ‹kincisi, Onun uygulanabilir

167-20 Kasım 2003 21

TTeeoorriinniinn kkaayynnaa¤¤›› ttoopplluummssaall pprraattiikkttiirrBaflkan Mao’nun pratik için ortaya koydu¤u tezler bilimseldir ve onun ö¤rencileri olarak bizler pratik üzerinde yo¤unlaflmaya özel bir önem vermekle yükümlüyüz

Peki somutlu¤u neredearayaca¤›z? Tabi ki toplumsal pratikte. Yüzümüzü iflçilere, köylülere,gençli¤e döndü¤ümüz oranda,onlar›n sorunlar›na vak›f oluruz. Ki bugün, esas sorunlar da prati¤e dönük bu faaliyetlerde geri düzeyde olmam›zdan kaynaklan›yor. Oysa militan bir pratik kitlelerle bütünleflmemizi, ideolojik vesiyasal anlamda daha daderinleflip netleflmemizi sa¤lar.Elbette ki, pratik faaliyette,MLM genel, evrensel ilkelerbizim için ortal›¤› ayd›nlatanbir fener niteli¤indedir. Biz buayd›nl›ktan ald›¤›m›z güçlekendi yolumuzu kendimizçizip yürümeliyiz.

olufludur ve her f›rsatta teorininprati¤e ba¤›ml› oldu¤unu, teorininprati¤e dayand›¤›n› ve Ona hizmetetti¤i gerçe¤inin alt›n› çizer”.

Proletarya Partisi’nin prati¤e vekitlelere dair s›kça vurgu yapmas›n›nnedeni tam da yukar›da ifade etmeyeçal›flt›¤›m›z MLM düflünüfl tarz›d›r.Yani, kitlelerle ba¤lar›n önemli orandakoptu¤u bir ortamda, “kitlelerin so-runlar›na esasta vak›f›z” diyebilirmiyiz? Diyemeyiz. Peki vak›f olmad›-¤›m›z sorunlar hakk›nda do¤ru çö-zümler sunabilir miyiz? Tabi ki suna-may›z. Komünist Parti önderliklerininrapor sistemine yapt›klar› vurgununönemini de tam burada aramak laz›m.Tabi ki burada yüzeysel, soyut rapor-lardan söz etmiyoruz. Sözünü etti¤i-miz rapor, mevcut çeliflkileri, kitlele-rin özlem ve istemlerini, yaflanan fark-l›laflmalar›n nedenini vb. içeren rapor-lard›r. Di¤er bir ifadeyle, somut duru-mu içeren ya da Lenin yoldafl›n söyle-miyle “güncellik de¤erine sahip” ni-telikte olmas› gerekir.

Peki somutlu¤u nerede arayaca¤›z?Tabi ki toplumsal pratikte. Yüzümüzüiflçilere, köylülere, gençli¤e döndü¤ü-müz oranda, onlar›n sorunlar›na vak›foluruz. Ki bugün, esas sorunlar da pra-ti¤e dönük bu faaliyetlerde geri düzey-de olmam›zdan kaynaklan›yor. Oysamilitan bir pratik kitlelerle bütünlefl-memizi, ideolojik ve siyasal anlamdadaha da derinleflip netleflmemizi sa¤-lar. Elbette ki, pratik faaliyette, MLMgenel, evrensel ilkeler bizim için orta-l›¤› ayd›nlatan bir fener niteli¤indedir.Biz bu ayd›nl›ktan ald›¤›m›z güçlekendi yolumuzu kendimiz çizip yürü-meliyiz. Bu pratik yürüyüflün bizi birdizi engelle yüzlefltirece¤i aç›kt›r. Herengeli aflmak bizim için bir sorgulama,bir soru cevap sürecidir. ‹flte devrimciteoriyi bu somut durum üzerinde inflaedece¤iz. ‹nfla etti¤imiz bu teori üze-rinden yüklenece¤iz, yüklenmemizgerekir. “Somut flartlar›n somut tah-lili” ilkesinin pratik anlam› da budur.

“Bilgi ile pratik, bilmek ile yap-mak aras›ndaki iliflki” üzerine de¤er-lendirmeler yaparken Baflkan Maoyoldafl, flunlar› söylüyor: “Bir zaman-lar prati¤imizde baz› dogmac› yoldafl-lar›m›z vard›. Bunlar, uzun bir zaman‘Marksizm bir dogma de¤il, bir ey-lem k›lavuzudur’ fleklindeki gerçe¤iinkar ederek ve insanlar› Marksisteserlerden yerli yersiz aktard›klar›sözler ve cümlelerle ürküterek Çindevriminin tecrübesini reddettiler. Birzamanlar dar-deneyci yoldafllar›m›zda vard›. Bunlar uzun bir zaman ken-dilerini kendi bölük pörçük tecrübele-riyle s›n›rlad›lar. Teorinin devrimcipratik için ne kadar önemli oldu¤unukavramad›lar ya da devrimi bir bütünolarak görmediler. Var güçleriyle, amaönlerini görmeden çal›flt›lar. Bu ikitürden yoldafllar›n özellikle de dogma-c›lar›n hatal› fikirleri 1931-1934 y›lla-

r›nda Çin devrimini a¤›r kay›plarau¤ratt›”.

B u r a d asözü edilendogmac›lar›nb a fl › n d a k iVa n g - M i n g1930 y›llar›ndaS o v y e t l e r d ee¤itim görmüfl,Sovyet deney vetecrübelerini te-orik olarak ö¤ren-mifl ve elde etti¤ibu tecrübeleri debasma kal›p bir tarz-da Çin prati¤ine uy-gulamaya kalkm›flt›r.Sonuç, tam bir y›k›m.K›r ve flehir diyalekti-¤ini, Çin özgülündek›rlar›n önemini, HalkSavafl›n›n zorunlulu¤u-nu kavramayan Vang-Ming ve flürekas›, üç yüzbin kiflilik orduyu, otuzbine indirme baflar›s›n›(!)göstermifltir. Burada esasterslik nerede? Somut çözümlemedegeneli basmakal›p bir tarzda uygula-maya kalkma prati¤indedir. Elbette kibu dogmatik düflünüfl tarz›n›n sahiple-rinin kafas›ndaki düflünceler, Çin’innesnel durumuyla uygunluk arz etmi-yordu. Onlar Çin’de Sovyet tarz› birdevrimin benzerini yaratmaya çal›fl›-yorlard›. Ve bunu da Çin toplumununsomut durumunu gözard› ederek yap-maya kalk›yorlard›. ‹flte bu pratik,dogmatik bir pratiktir. Somutu incele-mekte hastal›kl› olan bu pratik, evren-sel ilkelerden hareketle baflar› elde et-mek hayalcili¤inden kendini kurtara-m›yor.

Di¤er hastal›kl› ve tehlikeli tu-tum ise; devrimci teoriyi küçümse-yen, somutluk ad›na her fleyi kendiprati¤inde arayan, di¤er devrimcipratiklerden ö¤renmeyi yads›yandar-deneyci yaklafl›mlard›r. Bu yak-lafl›m sahipleri ço¤u zaman bölük-pör-çük bilgilerden hareketle, somutlukad›na imkan dahilinde olan birçok fle-yi dahi imkans›z hale getirebiliyorlar.Ve tüm bunlar› “koflullar teorisi”ninarkas›na gizlenerek yap›yorlar. Mark-sist yaklafl›m, Marksist yöntem dog-matik ve dar-deneyci yaklafl›mlar› red-dederek, MLM evrensel ilkeleri de so-muta yarat›c› bir tarzda uygulamaklabafllar.

Ve sonunda söylenmelidir ki ince-lemenin mihenk tafl› da toplumsal pra-tiktir. Ki Marks yoldafl da toplumsalyaflam›n pratik oldu¤unu söylüyor.Neden böyle diyor Marks? ÇünküMarks’a göre insan›n bilinci, insan›nilk defa geçim ve üretim araçlar›n›üretebildi¤i anda ortaya ç›km›flt›r. Di-¤er bir söylemle “bilgi, ancak top-lumsal pratik içinde ortaya ç›kar”.Toplumsal pratikten ba¤›ms›z bir bilgi

düflünmek idealizmdir. Yine, bilgi top-lumsal pratik taraf›ndan belirlenir.Marks’›n “toplumsal yaflam, bilincibelirler” formülasyonu da bu anlay›-fl›n özetidir. Ve yine pratikten ç›kanbilgi yeniden prati¤e dönmek zorun-dad›r. Burada önemle kavranmas› ge-reken fley, teori ile prati¤in aras›ndakiiliflkidir. ‹kisi aras›ndaki uyumun esasolarak baflar›n›n, uyumsuzlu¤un isebaflar›s›zl›¤a temel teflkil etti¤i gerçe-¤inin görülmesidir.

Toparlayarak özetleyecek olursak,bu konuda Baflkan Mao’yu dar-deney-cilikle suçlayan, Baflkan Mao’nun pra-tik üzerine tezlerini, di¤er ustalar›ntezleriyle karfl› karfl›ya koyanlar flu de-¤erlendirmelere yan›t vermek, enaz›ndan bir aç›klama getirmek zorun-dalar:

Engels “tatl›n›n yenmesi onun is-pat›d›r” diyor. Yine Lenin yoldafl;“yüzmeyi ö¤renmek için insan ken-dini suya atmal›d›r” diyor. Ve Bafl-kan Mao da “armudun tad›n› ö¤ren-

mek için onu yiyerek de¤ifltirmeli-yiz” diyor. Devamla, prati¤e bak›fl aç›-s›n›n bilgi teorisinin ilk ve temel bak›flaç›s› oldu¤unu söylüyor Lenin yoldafl.

Dikkat edilirse, prati¤in önemi,prati¤in belirleyicili¤i, prati¤in de¤ifl-tiricili¤i ve dönüfltürücülü¤ü konusun-da birbirini yads›yan de¤il, tam aksinebirbirini do¤rulayan, tamamlayan pra-tik de¤erlendirmeleri sözkonusudur.Ki Baflkan Mao yoldafl›n somut ince-leme, çeliflmeler ve genel olarak felse-fi anlamdaki katk›lar› s›radan ya dabasit katk›lar de¤ildir.

Her bir faaliyetçimizin çal›flmala-r›nda gözden kaç›rmamas› gerekenönemli baz› noktalar›n alt›n› çizecekolursak; öncelikle, söylemlerimizde,de¤erlendirmelerimizde, sonuçlar›-m›zda somut verilere dayanmal›y›z.Ve de¤iflimi esas, pratik bir süreç ola-rak ele almal›y›z. Çünkü pratik, sorgu-lay›c›l›k demektir. Bilimsel sorgulay›-c›l›k ise; çözüm gücünü, çözüm irade-sini ortaya ç›karma süreci demektir.

Prati¤in belirleyicili¤ine dair yap›lan vurgunun karfl›s›na konan devrimci teorinin, toplumsal prati¤in birürünü oldu¤u gerçe¤i gözard›ediliyor. Gözard› edilen di¤er birolgu da ekonomide, siyasetteyaln›z yaflanan, bugüne dairde¤il, gelece¤e dair yap›lansomut bilimsel çözümlerin s›n›fmücadelesinin yasalar›nauygun olarak ortaya kondu¤ugerçe¤idir. Ki, bu çözümlemelerin ana hatlar›da s›n›f mücadelesininyasalar›n› oluflturur. Yani, s›n›f mücadelesininyasalar› toplumsal pratikten gelmektedir.

17 7-20 Kasım 200321

187-20 Kasım 2003 21

Radikal gazetesinin “gizli” MGKGenel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’ni ya-y›nlanmas›n›n ard›ndan bafllayan tar-t›flma ülke gündemindeki yerini halenkoruyor. Kuruldu¤u günden itibaren“gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yö-netmeli¤i’nin içeri¤i hakk›nda böyle-sine genifl bir bilginin burjuva bas›n-da yer almas› bir ilk oluflturmas› bak›-m›ndan bile incelemesi gereken birkonudur.

42 maddeden olufltu¤u söylenen“gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yö-netmeli¤i’nin ön plana ç›kart›lan mad-desi “Psikolojik Harekat” ile ilgiliolan k›s›md›r. “Gizli” yönetmeli¤in“Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤›”n›ngörevlerine iliflkin 23. maddesinin df›rkas›nda flunlar yer almaktad›r;

“d. Milli Güvenlik Kurulu GenelSekreterli¤i’nin emir ve direktifleriile;

1. Devletin varl›¤› ve ba¤›ms›z-l›¤›, ülkenin bütünlü¤ü ve bölünmez-li¤i, toplumun huzur ve güvenli¤i ana-yasal rejimin korunmas›nda;

2. Türk toplumunu Atatürkçüdüflünce, Atatürk ilke ve ink›laplar›,milli ülkü ve de¤erler etraf›nda birlefl-tirerek, milli birlik ve bütünlü¤ü ba¤-lay›c› her türlü psikolojik tedbirinal›nmas›nda;

3. Anayasa düzenine, milli bir-lik ve bütünlü¤e, Türk milletini Ata-türkçü düflünce, Atatürk ilke ve ink›-laplar› do¤rultusunda ve milli ülkü vede¤erler etraf›nda birlefltirerek millihedeflere yönlendirmeye karfl›, yurtiçive yurtd›fl›nda oluflan tehdidin etkisizk›l›nmas›nda;

Milli Güvenlik Kurulu kararlar› ilebunlara iliflkin Bakanlar Kurulu karar-lar›na istinaden gerekli olan psikolojikharekat, hizmet ve faaliyetlerini plan-lar, ilgili bakanl›k, kamu ve özel ku-rum ve kurulufllarda bu konudaki uy-gulamalar› koordine, takip ve kontroleder, görevli birimleri planlar istika-metinde yönlendirir.”

Görüldü¤ü gibi, MGK’n›n “gizli”yönetmeli¤in’de “Toplumla ‹liflkilerBaflkanl›¤›”n›n görevi, “psikolojikharekat›” planlamak ve bu noktadaçeflitli kurum ve kurulufllar› yönlen-dirmek olarak belirleniyor.

Her fleyden önce flunu belirtmekgerekir ki, “gizli” MGK Genel Sekre-terli¤i Yönetmeli¤i’nin evrensel hu-

kuk aç›s›ndan hiçbir dayana¤› yoktur.Ad› üzerinde bu uygulama bir yönet-melik oldu¤u için yasa olarak meclis-ten ç›kmam›flt›r. ‹lgili bakan ya da ba-kanlar›n resmi onay› ile yürürlü¤e gi-ren bu tür yönetmeliklerin, ayn› za-manda yarg› taraf›ndan denetlenmeside mümkün de¤ildir.

Egemen s›n›flar›n sömürülerinisürdürebilmeleri için bu tür uygula-malar do¤al ve kaç›n›lmaz olarak herdevlet örgütlenmesinde yasalarda yeralmayan ya da yasalarda belirtilen içe-ri¤inden farkl› içeri¤e sahip olarakvard›r. Faflist TC’nin kuruluflundanbugününe kadar 80 y›ll›k tarihinde debu tür örgütlenmeler, faaliyetler ol-mufltur. Komünist Önder MustafaSuphi ve yoldafllar›n›n katlediliflin-den, çeflitli Kürt katliamlar›na kadarbu tür örgütlenmeler kullan›lm›flt›r.“Kontr-gerilla” örgütlenmeleri de 2.Emperyalist Paylafl›m Savafl› sonras›özellikle ABD emperyalizminin etkisialt›ndaki ülkelerde komünist, devrim-ci ve ulusal hareketlerin bast›r›lmas›için say›s›z katliamlara imza atm›flt›r.Ülkemizde bu tarz örgütlenmelerin1960’lar›n sonundan itibaren geliflendevrimci hareketler ve Kürt UlusalHareketiyle birlikte say›lar› artm›flt›r.

“Psikolojik harekat”ta egemen s›-n›flar›n sömürülerinin devam› içinoluflturulan bir örgütlenmedir. Buörgütlenmelerin görevi fliddet, kontr-gerilla taktikleriyle kazand›¤› farzedilen dost taraf›n, reformlar vb.uygulamalar› devreye soktu¤u, da-ha do¤rusu fiilen halka kabul ettir-di¤i ve bu amaçla y›k›c› propagan-dan›n yap›lmas›d›r. Özellikle psiko-lojik savafl yürütülürken çeflitli kitleiletiflim kanallar›nda halka davra-n›fl ve düflüncesinin kendi ç›karlar›do¤rultusunda devam›n› sa¤lar. K›-sacas› beyinlerin etki alt›na al›nma-s›n› amaçlar. Bunun içinde tüm ku-rum ve kurulufllar› buna göre flekil-lendirir. Devrimcileri kötüleme,operasyonlar› hakl› gösterme, dev-rimcilerin ve halk›n moralini boz-maya çal›fl›l›rken, kendi güçlerininmoralini yüksek tutmay› amaçlar.

Bu yönteme bir bütün olarak dün-ya genelinde emperyalistler, egemen-liklerinin devam› için sürekli olarakbaflvurmaktad›r. Örne¤in ABD emper-yalizmi Irak iflgali öncesi Saddam Hü-

seyin’in bir diktatör oldu¤unun, elin-de kimyasal ve biyolojik silahlar bu-lundu¤unun ve bu nedenle dünyahalklar› için bir tehdit oluflturdu¤ununpropagandas›n› yaparak, Irak’a yöne-lik yap›lacak bir sald›r›n›n genifl kitle-ler taraf›ndan destek bulmas›n› amaç-lad›. O dönemde, silah denetçilerininIrak’ta hiçbir kimyasal silaha rastlan-mad›¤› yönünde yap›lan aç›klamalarada, medyada çok fazla yer verilmeye-rek silah denetçilerinin çal›flmalar›n›nengellendi¤i safsatas› yap›ld›. fiimdiise iflgalin ard›ndan aylar geçmesinera¤men ABD emperyalizmi Irak’tahiçbir kimyasal silaha rastlamad›¤›n›aç›klamak zorunda kalmaktad›r.

Yetkileri k›s›tlanan MGK Genel Sekreterli¤i’nin bünyesindeki Toplumla ‹liflkiler Baflkanl›¤›,‹çiflleri Bakanl›¤› bünyesinden al›nd› ve Toplumla ‹liflkiler Bürosu ad›yla 81 ile yay›ld›.

TTüürrkkiiyyee’’ddee hheerr kkeennttee ““PPssiikkoolloojjiikk HHaarreekkaatt MMeerrkkeezzii””Her fleyden önce flunu belirtmek gerekir ki, “gizli” MGK Genel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin evrensel

hukuk aç›s›ndan hiçbir dayana¤› yoktur. Ad› üzerinde bu uygulama bir yönetmelik oldu¤u için yasa ola-rak meclisten ç›kmam›flt›r. ‹lgili bakan ya da bakanlar›n resmi onay› ile yürürlü¤e giren bu tür yönetme-liklerin, ayn› zamanda yarg› taraf›ndan denetlenmesi de mümkün de¤ildir.

Faflist devletin hakims›n›flar›n›n sömürüsüne

devam etmesi için birdizi ayg›t›, örgütlenmesi

ve yöntemi vard›r.MGK Genel

Sekreterli¤i Toplumla‹liflkiler Baflkanl›¤› da“psikolojik harekat”

sürdüren kurum olarakbunlardan biridir.

19 7-20 Kasım 200321Ama yine iflgali meflrulaflt›rmak

için çeflitli araçlar› kullanmaya da de-vam etmektedir. Yine Bush ve çetesiIrak’ta ölen ABD’li askerlerin cenaze-lerinin halk›n üzerinde olumsuz etkiyapaca¤› gerekçesiyle medyada ya-y›nlanmas›n› engellemektedir. Di¤eryandan ise ABD ordusunun “güçlülü-¤ü”nün çeflitli medyaorganlar› taraf›ndanpropaganda edilmesidünya halklar›na yö-nelik topyekün olarakyürütülen psikolojiksavafl›n birer örnekleri-dir.

Türkiye’ye bakt›¤›-m›zda bu tarz örnekleriyaflam›n her alan›nda görmek müm-kün. 19 Aral›k katliam› öncesi döne-min faflist Baflbakan› Bülent Ecevit,devletin hapishanelere hakim olmad›-¤›n› belirterek flunlar› söylemekteydi;“Hükümet program›n›n baflar›ylauygulanmas› cezaevi sorununun çö-zümüne ba¤l›d›r” ve yine “cezaevle-rinde otorite-asayifl sa¤lanmadanyurtta asayifl sa¤lanmaz.” Keza ope-rasyon görüntüleri televizyon ekranla-r›ndan naklen yay›nlanarak, halka dabir “uyar›” yap›l›yor, “‹syan etme,senin de sonun böyle olur” denili-yordu. Yine ulusal hareketin geliflti¤idönemlerde bizzat devletin kurumlar›taraf›ndan ifllenen katliamlar›n,PKK’ye mal edilmeye çal›fl›lmas› da“psikolojik harekat”a verilebilecekörnekler aras›ndad›r.

SORUN TEK TEKKURUMLAR DE⁄‹L, DEVLET‹N

KEND‹S‹D‹R

Egemen s›n›flar›n sömürülerinisürdürmek için uygulad›klar› yöntem-lerden biri olan Psikolojik Harekat,Radikal gazetesinin “gizli” MGK Ge-nel Sekreterli¤i Yönetmeli¤i’nin bel-gelerini yay›nlamas›n›n ard›ndan bur-juva kalemflörlerin köfle yaz›lar›ndada yerini ald›. Hiç flüphesiz burjuvabas›nda tart›fl›lan konular devrimci vekomünistler aç›s›ndan bilinmeyenfleyler de¤il. Farkl› olan tek fley baz›kavramlar›n ve sözcüklerin burjuvabas›n kalemflörleri taraf›ndan da kul-lan›lmas›. Ancak kullan›lan bu kav-ramlar her zamanki gibi gerçeklerinçarp›t›lmas›na yöneliktir. Örne¤inburjuva bas›nda “Acaba U¤ur Mum-cu, Bahriye Üçok, Ahmet TanerK›fllal› ve hatta Necip Hablemito¤lucinayetleri birer ‘psikolojik hare-kat’ m›yd›?” (Radikal Gazetesi ‹smetBerkan) sorular› soruluyor. Bu duru-mu nas›l yorumlamak gerekir?

Her fleyden önce devlet, Lenin yol-dafl›n net ifade etti¤i gibi, hakim s›n›f-lar›n di¤er s›n›flar› ezme ayg›t›d›r. Ya-flad›¤›m›z topraklarda hakim s›n›flar,emperyalizmin ufla¤› komprador bur-juvazi ve büyük toprak a¤alar›d›r.

Devlete hakim olan bunlard›r. Bunoktada, Radikal Gazetesi Genel Ya-y›n Yönetmeni’nin sordu¤u bu soru,devletin gerçek niteli¤ini aklamayayöneliktir ve devleti bir bütün olarakde¤il de baz› kurumlar›n› hedefalarak halk›n

t e p k i s i n iyanl›fl hedeflere yöneltilme-

sini amaçlamaktad›r. Faflist devletinhakim s›n›flar›n›n sömürüsüne devametmesi için bir dizi ayg›t›, örgütlenme-si ve yöntemi var-d›r. MGK GenelSekreterli¤i Top-lumla ‹liflkilerBaflkanl›¤› da“psikolojik hare-kat” sürdüren ku-rum olarak bun-lardan biridir.Tüm bunlar faflistdiktatörlü¤ün bir parças› olmaktan ko-par›l›p, kendi bafl›na ele al›nd›¤›ndahem bir bütünlük olarak di¤er ayg›t,örgütlenme ve yöntemleri yok saym›floluruz. Bu, parçay› bütünün yerinegeçirmek ve di¤er parçalara gözümü-zü kapatmakt›r. Bu, ayn› zamanda bü-tüne ve hem de bütünüoluflturan di¤erparçalara karfl›mücadeleyi zay›fla-t›r, sapt›r›r, etkisizk›lar. Çeflitli dönem-lerde faflist diktatörlü-¤ün ayg›t, örgütlenmeve yöntemlerden biri önplana ç›kabilir. Böylesikoflullarda yap›lmas› ge-reken ne bu olguyu yok saymakt›r nede abart›p bütünün yerine geçirmektir.‹smet Berkan sordu¤u soruyla “derindevlet” edebiyat› yaparak hedef tahta-s›na MGK Genel Sekreterli¤i Yönet-meli¤i’ni koymaktad›r. Böyle bir kav-ramla düzenin bir ayg›t›, örgütlenmeve yöntemi bütünün yerine geçiril-mektedir.

HER ‹LE “PS‹KOLOJ‹KHAREKAT” MERKEZ‹

22 Ekim tarihli Cumhuriyet gaze-tesinde yay›nlanan Murat Balbay’›nhaberiyle birlikte Radikal gazetesindeyay›nlanan haberlerin neden yay›n-land›¤›na da aç›kl›k getiriyor. MuratBalbay haberinde, “psikolojik hare-kat”›n May›s 2003 tarihinde MGKGenel Sekreterli¤i’nden al›narak vali-liklere devredildi¤ini yazd›. Halk›nbüyük tepkisine neden olan MGK Ge-nel Sekreterli¤inin ifllevi böylece “da-

ralt›lm›fl” oluyor. Ancak uygulaman›ndaha da geniflletilerek devam edece¤igörünen bir gerçek. Öyle ki MGK Ge-nel Sekreterli¤i taraf›ndan28 ilde

resmi olarak uygu-lanan yönetmelik, valiliklere devre-

dilmesiyle tüm illere yay›lm›fl oldu.Radikal’in yay›nlad›¤› “gizli” genel-gelerin göz boyamaktan baflka hiçbiranlam› yoktur. May›s 2003 tarihinde81 ilin valiliklerine ‹çiflleri Bakan›

Abdülkadir Aksu taraf›ndan gönderi-len genelgede “psikolojik harekat›n”önemi flöyle vurgulan›yor; “Ülkemizmenfaatlerinin gerektirdi¤ikonularda millisiyaset

ilke-lerinin psikolo-

jik harekat ile desteklen-mesi gerekti¤i malumdur. Günü-müzde bu konunun önemi daha daartm›flt›r. Bu konularda belirlenenpsikolojik harekat programlar›nda

Bakanl›¤›m›za çok önemli görevlerdüflmektedir. Bu görevlerin yerine

getirilmesi etkinli¤i ve verimli-li¤i artt›rmak için söz konusufaaliyetlere verilen deste¤indaha güçlü bir hale getiril-mesi gerekmektedir.”

Genelgede görülece¤i gibi“psikolojik harekat›n” dahaetkili yap›lmas› için görevvaliliklere devredilmektedir.Burada devletin a ya da b

kurumun bu görevi yerine getirmesiçok da önemli de¤ildir. Devlet kendivarl›¤›n› sürdürmek için bu tür ayg›t,örgütlenme ve yöntemlerine defalarcabaflvurdu ve bundan sonra da en etkiliflekilde baflvurmaya devam edecektir.Burada önemli olan egemen s›n›f›n“psikolojik harekat›” karfl›s›nda, dev-

rimci propaganda-n›n b›kmadan usan-madan yap›lmas›d›r.Egemen s›n›flarpropagandalar›n›yalan ve aldatma-calar üzerindenyaparken devrim-ciler gerçekler üze-rinden propagan-

da yaparak halk› kazan›rlar. Ne varki egemen s›n›f›n kulland›¤› kitle ile-

tiflim araçlar› devrimci ve ko-münistlere oranla daha güç-lüdür. Egemenler kitle ileti-flimindeki bu gücüyle kit-lelerin bilincine de¤il, bi-linçsizli¤ine dayanarak,uyutmak ve aldatmakiçin her fleyi yaparlar.Çünkü onlar ancakzorla, bask›yla, kirli

yöntemlerle halk›n içinde otoritesa¤layabilirler. Devrimci ve komü-nistler ise gerçekler üzerinden halkagiderler. Bu nedenle egemen s›n›f›ngüçlü kitle iletiflim araçlar›yla yap›lanpropagandalar›n›n etkisiz hale getiril-mesi, devrimci ve komünistlerin halkagitmelerindeki ›srar›na ba¤l›d›r.

Georg W. Bush’un Irak’ta ölen

askerlerin cenazelerininmedyaya yans›mas›n›

yasaklamas› da, gerilla cenazelerinin

yay›nlanmas› da psikolojiksavafl›n örnekleridir.

Bugün dünyada her geçen günyoksullu¤un ve iflsizli¤in artt›¤›,emekçilerin a¤›r bedeller karfl›l›¤›ndakazand›¤› sosyal haklar›n birer birerbudand›¤› ve dahas› emperyalist ABDtaraf›ndan fiili iflgallerin gerçekleflti¤ibir dönemin içinden geçiyoruz. Sal-d›rganl›¤›n daha da artt›¤› bu süreçtekitlelerin emperyalist sisteme yöneliktepkileri de gittikçe artmaktad›r. Buobjektif durum ise devrim mücadele-sinin geliflmesinin olanaklar›n› da-ha da art›rmaktad›r. Çünkü mevcutnesnel zemin devrim için müsaittir.Sovyet, Çin ve di¤er ülkelerin De-mokratik ve Sosyalist devrimleriböylesi nesnel zeminler üzerindeyükseldiler. Yani ezen ve ezilenler sa-vafl›m›nda, ezilenler tercihini komü-nist partilerden, sosyalizmden yanayapt›lar. Di¤er bir ifadeyle tercihiniözgürlükten ve eflitlikten yana yapt›-lar.

Hiç flüphesiz emperyalist-kapita-list sistemin burjuva ideologlar›n›n,kiral›k kalemflörlerinin tüm demago-jilerine ra¤men, ezen ve ezilenler ara-s›ndaki mücadele sürüyor. Ezilenle-rin yaflam standartlar› daha yüksek,daha demokratik ve özgürlükçü birtoplumda yaflama arzular› ve özlem-leri de devam ediyor. Sosyalist mas-keli bürokratik burjuva diktatörlükle-rin bilimsel sosyalizme karfl› iflledik-leri günahlar›n ezilenler cephesindesosyalizme karfl› yaratt›¤› derin gü-vensizliklerin boyutunu da buradaarayaca¤›z. Çünkü, sosyalizmin ilericiinsanl›k için tart›fl›lmaz olan hakl›l›¤›ve meflrulu¤u bu sosyalist maskeli bü-rokratik burjuvalar nezdinde tart›fl›l›rhale gelmifltir.

fiunu aç›kça ifade etmek gerekir kikendi hakl›l›¤›ndan ve meflrulu¤un-dan kuflkuya düflenler, s›n›f savafl›-m›nda baflar›l› olamazlar. Burjuva-zinin ideolojik sald›r›lar› karfl›s›ndaayakta kalamazlar. Kendilerine han-gi maskeyi takarlarsa taks›nlar sonuç-ta sistemin bir parças› olmaktan ken-dilerini kurtaramazlar. Nitekim burju-vazinin ideolojik çöplü¤ü bu f›rt›nal›sürece gö¤üs geremeyip yenik düflenyorgun savaflç› ve döne¤e ev sahipli¤iyap›yor.

Bu nesnel tablonun alt›n› çizmek,

ümitsizlik ve çaresizli¤in resmini çiz-mek de¤ildir. Tam aksine çaresizli¤eçare bulmak için varolan› do¤ru ta-n›mlama hassasiyetidir. Tan›madande¤ifltirilemez. Yaflanan ideolojik-si-yasal dejenerasyonun boyutu, beyin-lerde ve yüreklerde yaratt›¤› tahriba-t›n çap› do¤ru bir tarzda görülmeden,düzeltmek için gereken enerji ve çabada sarf edilemez.

Yak›nmac›l›k, pratikten kopuksöylemler sorunlar› çözmenin reçeteside¤ildir. Tam aksine bunlar bunal›m

re-çeteleridir. Ve devrimci mücadeledegerilemelerin, duraksamalar›n oldu¤udönemlerde bu bunal›m reçeteleri re-vaçta olur. Bu reçetelerin ana fikirle-rinden biri de kendisini bütünün birparças› olarak görmeme ve kendisinihep olumsuzluklardan muaf tutma du-rufludur.. Bu düflünüfl ve flekillenifl tar-z›n›n parti ve devrim davas› karfl›s›n-daki duruflu samimi de¤ildir. “her fle-yin bafl› dürüstlüktür” söylemininburadaki yeri oldukça zay›flam›flt›r.Burada devrimci safl›k, yoldafll›k veproletaryan›n ahlak›, önemli orandadejenere edilmifltir.

Oysa olmas› gereken, d›fl faktörle-ri yani uluslararas› geliflmeleri, dev-rimci ve komünist hareketin içinde

bulundu¤u durum vb. tüm faktörleride¤erlendirmede hesaba katmakt›r-katmak zorunday›z. Ama tüm pratikbaflar›s›zl›klar›m›z› hep d›fl›m›zdakiobjektif tabloyla aç›klamaya kalkar-sak, en s›radan baflar›s›zl›klar›m›z›baflka komite ve kiflilere ba¤larsak,her fleyden önce kendi kendimize hak-s›zl›k etmifl oluruz.

Nedenine gelince; birincisi kendi-mize karfl› öz-elefltirel bir tutum içinegirmedi¤imizden dolay› eksiklikleri-mizi gidermenin, yanl›fllar›m›zdan

ar›nman›n yolunu kendi elimizle t›ka-m›fl oluruz. ‹kincisi; her fleyi kendi-miz d›fl›nda ararsak do¤al olarak ken-dimize de bir misyon yüklememifloluruz. E¤er devrimcilik de¤ifltirmeve dönüfltürme eylemiyse, burada d›-fl›ndaki olumsuzluklar› de¤ifltiren, dö-nüfltüren bir eylemden, iradeden sözedemeyiz. Burada bireyle s›n›rl› kal-m›fl “do¤rulardan” söz edebiliriz. Budurum “do¤ru” sahipleri için anla-fl›l›r ve anlaml› olabilir. Ama s›n›fsavafl›m› için ne anlafl›l›r ne de ka-bul edilebilir bir fleydir.

Çünkü her partili militan›n en do-¤al görevlerinden biri de yoldafllar›nakarfl› tafl›d›¤› sorumluluktur. Yoldaflla-r›n›n baflar›lar›nda sevinç, olumsuz-

luklar› karfl›s›nda üzüntü duyan veyoldafllar›n› olumsuzluklardan ar›n-d›rmak için ilkeli ve yap›c› bir tarzdamücadele etmeyen militan›n yoldafll›-¤› tart›fl›l›r. Ve tabi ki burada olmas›gereken yoldafll›k iliflkisinden sözedemeyiz. Bu iliflkinin olmamas›, builiflkinin yarat›lmamas› pratik faali-yetlerimizi olumsuz yönde etkiler- et-kileyece¤i tart›fl›lmaz bir gerçektir.Di¤er bir gerçek ise her f›rsatta alt›n›çizdi¤imiz ideolojik k›r›lman›n, ide-olojik dejenerasyonun pratik sonuçla-

r› da çal›flmalar›m›zda, iliflkile-rimizde olumsuz birer tabloolarak karfl›m›za ç›kar, ç›-k›yor da. Çünkü, ideolojisoyut de¤ildir. ‹deoloji ya-flam›m›z›n, iliflkilerimizintoplam›d›r. Problemli birdüflünüfl tarz›, problemli birpratik yarat›r. Bugün yafla-nan olumsuzluklar›n köke-nini de burada aramak ge-rekir.

Buna döne döne vurguyapmam›z›n esas nedeni,var olan tabloyu onaylamakya da hofl görmek de¤ildir.Tam tersine bu tabloyla as-la uzlaflmamak ve bar›fl›kyaflamamak gerekir. Amade¤ifltirmek için önceliklevarolan› do¤ru çözümle-mek gerekir. E¤er biz buolumsuzluklar› yaratan ze-minin etki gücünü iyi göre-

mezsek, de¤ifltirme sürecindegereken proleter sabr› da göstereme-yiz. Dahas› yapt›¤›m›z teorik belirle-melerin ne tür pratik sonuçlara yolaçabilece¤i bilimsel öngörüsüne sahipde¤iliz. Kaba bir örnek verirsek, has-taya kanser teflhisi koyarsak hastan›nölüm riski, ölümü bizim için sürprizolmamal›d›r. Elbette ki ölümü kabul-lenmek zor bir olayd›r. Bu anlafl›l›r.Burada anlafl›lmayan bu hastal›k busonuca yol açmamal›yd› feryad›d›r.Bunu söylemek hastal›¤›n ciddiyetini,ölümcül gücünü görememektir, kav-ramamakt›r. Di¤er bir ifadeyle hastal›-¤a dair teorik olarak ortaya konulanbelirlemelerin pratik olarak ne tür so-nuçlara yol açaca¤› gerçe¤ini yeterikadar bilince ç›karamamakt›r.

207-20 Kasım 2003 21

GGüünn ggeerrççeekkllii¤¤iimmiizzii ggöörrmmee,, zzoorrlluukkllaarr››mm››zz›› aaflflmmaaddaa

IISSRRAARRLLII OOLLMMAA GGÜÜNNÜÜDDÜÜRRKendi hakl›l›¤›ndan ve meflrulu¤undan kuflkuya düflenler, s›n›f savafl›m›nda baflar›l›

olamazlar. Burjuvazinin ideolojik sald›r›lar› karfl›s›nda ayakta kalamazlar. Kendilerine hangi maskeyitakarlarsa taks›nlar sonuçta sistemin bir parças› olmaktan kendilerini kurtaramazlar. Nitekim burjuvazinin ideolojik çöplü¤ü bu f›rt›nal› sürece gö¤üs geremeyip yenik düflen yorgun savaflç› ve döne-¤e ev sahipli¤i yap›yor.

21 7-20 Kasım 200321

“GERÇEKLER‹ OLGULARDA ARAMALIYIZ”

Neden ve sonuçlar›yla birlikte za-aflar›m›z› bilimsel bir tarzda ortayakoymada s›k›nt›lar›m›z bulunmak-tad›r. Ama sosyal pratik sonuçlardanhareketle de olsa yaratt›¤›m›z buolumsuz tabloyu görmemizi sa¤l›yor.Ancak bu tabloyu yaratan nedenlerido¤ru bir tarzda çözümleyip ona uy-gun bir pratik sergilemedi¤imizdendolay›, bu zaaflar›m›z› aflmam›z damümkün olmuyor. Ve yine bu do¤rupratik hatt› uygulamada yeterince ›s-rarl› ve denetleyici olmad›¤›m›zdaprati¤imiz döne döne ayn› zaaflar›m›-z› tekrarlama prati¤i oluyor.

Burada söylem ile prati¤in aras›n-da bir uyumun olmad›¤› ve dolay›s›y-la sonuçlardan hareketle yap›lan be-lirlemelerin s›n›f savafl›m› için hiçbiranlam ifade etmedi¤i de görülmesigereken di¤er önemli bir gerçektir.

Marksist-Leninist-Maoistler ger-çe¤i olgularda ararlar. Olgular isemevcut tablo içinde varolan gerçek-lerdir. Bu gerçekler tablonun iç iliflki-leridir, çeliflkileridir. Bunlar görülme-den, bilimsel tarzda çözümlenmedenortaya do¤ru çözüm reçeteleri koy-mak da mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla

çözüm reçetesi olarak sundu¤umuzfleyler ya baflka ülkelerin deneylerinedayanan kal›pç› “çözümler”dir. Ya dasubjektif niyetimize uygun olaraksundu¤umuz “çözüm” reçeteleridir.Bu durumda da subjektivizm vedo¤matizm ikilemi aras›nda dönüpdurmak kaç›n›lmaz oluyor.

Evet, uluslararas› devrimci deneyve tecrübelerden yararlanaca¤›z. Dik-kat ederseniz yararlanaca¤›z diyoruz.Tekrarlayaca¤›z demiyoruz. Tekrarla-mak, kendi gerçekli¤ini incelemeden,kendi çözüm reçetelerini üretmedenbaflka reçetelerle sorunlara çözümarama, çeliflkileri çözme prati¤i de-mektir. Bu pratik baflar› de¤il, baflar›-s›zl›¤› üretir. Çünkü bu pratik, gücü-nün kal›b›na uygun bir teoride olmu-yor.

Demek ki baflar›n›n ilk ad›m› so-mutu incelemek ve bu somuta yan›tolacak teoriyi üretmekle at›l›r. Çal›fl-malar›m›zda ataca¤›m›z her ad›m, iz-leyece¤imiz her yol, g›das›n› bu bi-limsel düflünüfl ve yürüyüfl tarz›ndanalmak zorundad›r. Di¤er bir anlat›m-la, di¤er ülkelerin, partilerin tecrübeve deneylerinden ö¤renece¤iz. Kenditarihi tecrübelerimizden ö¤renece¤iz.Ama daha da önemlisi, içinde bulun-

du¤umuz koflullar› bilimsel olarak çö-zümleyip ona uygun pratik ad›mlar at-ma bilimselli¤ini, cüretini gösterme-miz gerekir. Ve elde edece¤imiz tümbu genel tecrübelerde, pratik ad›m at-ma sürecinde bize yol gösteren birer›fl›k olarak görmeliyiz. Fakat biz,kendi ayd›nl›¤›m›z› kendi zemini-miz üzerinde yaratma becerisinigöstermeliyiz. Mücadelenin ihtiyaçduydu¤u nokta tam da budur.

Do¤ru bir incelemenin olmad›¤›bir yerde, sistemli, do¤ru bir pratiktensöz edemeyiz. Proletarya Partisi’nin7. Konferans›nda da dikkat çekti¤i gi-bi, siyasal gerili¤imiz, inceleme tar-z›ndaki zay›fl›¤›m›z bizi kaç›n›lmazolarak anti-MLM pratik hatlara yö-neltiyor.

fiu aç›k; subjektivizm kapsaml› vesistemli bir incelemeyi reddeder.“Gerçekler yerine” niyetleri koyar.Subjektif düflünüfl tarz›na sahip olan-lar genelde kendi küçük dünyalar›n›nöfkesinden hareketle, ülke ve dünyasorunlar›na hükmetmeye kalkan çö-züm reçetelerini çantalar›ndan, söz-cüklerinden, dillerinden asla düflür-mezler. Dayand›klar› en önemli noktaise, Marksist klasiklerdeki al›nt›lard›r.Onlar için koflullar›n, flartlar›n yani

devrimin objektif ve subjektif güçleri-nin durumu, düflman›n durumu, ulus-lararas› siyasal geliflmeler vb. hiçbiri-nin önemi yoktur.

Ne yaz›k ki bugün saflar›m›zda dabenzeri anlay›fllar›n etkisi vard›r. Vebu anlay›fllarla do¤ru bir tarzda müca-dele etmek bir zorunluluktur. YineProletarya Partisi’nin 7.Konferans›nda da dikkat çekti¤i gibi,pratik çal›flmalar›m›zda, inceleme tar-z›m›zda bütünsellikli ve sistemli birbak›fl aç›s›ndan çok soyut, parçal› bil-gilerle sonuca gitmeye, sonuçlar ç›-karmaya çal›fl›yoruz. Bu da olmay›n-ca teorimizi giderek hakl›l›¤›m›z› vemeflrulu¤umuzu sorgulamaya bafll›-yoruz. Daha da kötüsü gerçekli¤imiz-den kopuk, bu soyut teorik bilgilerdenhareketle kendi gerçekli¤imizi gör-mede zorlan›yoruz.

Gelen elefltiri ve önerilere kendi-mizi kapat›yoruz. Bu ben merkezcidüflünüfl tarz›, kolektif çal›flmay›, ko-lektif üretimi sekteye u¤rat›yor. Yuka-r›dan afla¤›ya do¤ru bu olumsuz flekil-lenifle karfl› sorgulay›c› ve sorgulat›c›olmak zorunday›z. Unutmamak gere-kir ki, tüm bu eksikliklerimizi ancakkolektif bir irade ve kolektif bir ça-bayla aflar›z.

Parti komiteleri, proletaryan›nideolojisini-politikas›n›-yöneliminikitlelere tafl›yan bilinç müfrezeleri-dir. Bilinç müfrezelerinin s›n›f dona-n›m› ve s›n›f terbiyesi güçlü olmakzorundad›r. Tafl›nacak s›n›f bilin-cindeki gerilik, çal›flma tarz›ndakiplans›z-programs›zl›k, ilkesizlikgörev ve sorumluluklar›n lay›k›ylayerine getirilmesini engeller.

Meydan muharebelerine, savaflalanlar›na her yönüyle donan›ml› vehaz›rl›kl› ç›kan savafl müfrezelerininsavafl› kazanma flans› vard›r. Ayn› fle-kilde bilinç müfrezeleri olan partikomiteleri de çok yönlü haz›rl›¤› vekuflanm›fll›¤› olmadan kitlelere s›n›fbilincini tafl›yamaz, onlar› parti etra-f›nda örgütleyip, s›n›f düflmanlar›nakarfl› lay›k›yla savaflamaz, örgütle-meyi hedefledi¤i kitleleri s›n›f düfl-manlar›na karfl› savaflt›ramaz.

‹yi bir komuta ve kumanda mer-kezi olmadan f›rt›nal› denizlere, ok-yanuslara aç›lmak mümkün de¤ildir.Tecrübeli ve donan›ml› bir pilot eki-bi olmadan saatlerce gökyüzününsonsuzlu¤unda yolculuk yapmakmümkün de¤ildir. Denizden, okya-nuslardan, gökyüzünden korkarakyolculuk yap›lmaz. Yolcu tafl›nmaz.Ölümden korkarak, savafl meydanla-

r›nda zafer kazan›lamaz. Önderlik meselesi, proletarya-

n›n devrim mücadelesinde kilitmeseledir. Bu sorunun çözümününkavranmas›, devrim sorunlar›n›nkavranmas› demektir. Önderlik soru-nunu ne kadar çözüyorsak, devrimsorunlar›n› o denli kavramaya baflla-m›fl›z demektir.

“Baflar›l› bir önderlik, mutlakaproleter kitlelerle en yak›n birli¤igerektirir’’ Lenin. Ayn› flekilde,Proletarya Partisi yo¤un bir parti fa-aliyeti sayesinde büyük devrimci kit-lelerin örgütlü ve gerçek önderi ola-bilir. Yo¤un bir parti faaliyetininamac›, kitlelerle yak›n bir birlik sa¤-layarak, güçlü ba¤lar kurarak, onlar›parti etraf›nda örgütlemeye çal›fl-makt›r. Bu amaç için yo¤un bir pro-paganda ve canl› bir ajitasyon faali-yeti gerekir. Devrimci bir hareket ge-lifltirmek, kitlelerle güçlü ba¤lar ku-rarak sa¤lan›r. Kitleler kendili¤indenörgütlenmez, onlara önderlik edil-meden savaflmaz.

Tarih boyunca, egemen s›n›flartaraf›ndan kitlelere empoze edilen,gerici düflüncelerin, gerici önyarg›la-r›n k›r›l›p, parçalanmas› uzun erimlibir mücadele sonucunda baflar›l›r.Bilinç müfrezelerinin önünde duran

bu görevin zor ama baflar›lmaz ol-mad›¤›n› belirtmek gerekir.

Gerici düflünce ve gerici önyarg›-lar›n parçalanmas› süreklili¤i sa¤la-nan canl› propaganda ve ajitasyonfaaliyetiyle canl› politik faaliyetlemümkündür. Devrimin ustas›, kitle-leri örgütleme ö¤retmeni Lenin yol-dafl, parti faaliyetinde izlememiz ge-reken yolu gösteriyor. “Parti ne ka-dar zay›f olursa olsun yine sistem-li ve verimli örgütlenmifl köklüpropaganda ile heyecanl› siyasiolaylardan veya tüm ekonomiksistemi etkileyen büyük çaptagrevlerden yararlanabilir.”

Çok yönlü politik ajitasyonun vegerçekleri aç›klayan propaganda fa-aliyetinin sürdürülmesi siyasal hare-ketlenme dönemlerinde acil bir nite-lik kazan›r. Bu görev üstlenilmek zo-rundad›r. Kitlelerin, politik canl›l›kiçinde geçen bir sürede, sessizlikiçinde geçen onlarca y›ldan dahafazla fley ö¤renece¤ini unutmamakgerekir.

Mevcut sisteme ve kurulu düzenekarfl› her devrimci hareketi, her top-lumsal k›p›rdan›fl ve protesto hare-ketlerini destekleyip, bu hareketleriçinde yer al›p, politik ajitasyon vepropaganda çal›flmam›zla bilinç tafl›-mal›y›z. Kitlelerin her hareketlili¤is›n›f bilinçli proletaryan›n teleskopuve mikroskobu alt›na al›nmal›d›r.D›fl›nda uza¤›nda kalmak, kitlemücadelesinin önemini, kitlelerindevrimdeki rolünü kavramamak

demektir; bu hakk› s›n›f bilinçliproletarya kullanamaz. Kitlelerinbizleri anlamama hakk› vard›r. An-cak bizlerin kitleleri anlamama hak-k›m›z yoktur, böyle bir hakka sahipolamay›z. Devrim yapma hakk›n›kullanma iddias›nda olanlar›n kitle-leri anlamama hakk›n›n olmad›¤›unutulmamal›d›r.

Emperyalist haydutlar›n Irak’› ifl-gal sürecinde ve devam›nda, kitleeylemliklerinde zay›f da olsa bir k›-p›rdanma yaflanmaktad›r. Bilinç vesavafl müfrezeleri bu k›p›rdan›fllar›n›örgütlü bir güce; her k›p›rdan›fl› birdirenifl mevzisi haline getirmelidir.Kürt, Türk ve çeflitli milliyetlerdenemekçi halk›m›z, bugün Irak halk›nakarfl› sorumluluk bilincini ve enter-nasyonal görevini daha somut halegetirmek zorundad›r. Bu somutlukemperyalizme, feodalizme ve komp-rador kapitalizme karfl› direnifl mev-zilerini ço¤altmakt›r. Irak halk›n›n,Filistin halk›n›n yan›nda olmakemekçi halk›m›z› süreklili¤i sa¤lan-m›fl gerilla savafl›m› perspektifiyleörgütlemek ve savaflt›rmakt›r. Kitle-leri örgütlemekte, parti örgütlerinisa¤lamlaflt›rmakta, enternasyonaldayan›flmay› güçlendirmekte silahl›eylemlikler, silahl› karfl› koyufllar vesilahl› sald›r›lar fevkalade bir ihti-yaçt›r.

Silahl› propaganda ve ajitasyon,kitleleri örgütlemede ve parti örgüt-lenmesini sa¤lamlaflt›rmada önemlibir faktördür.

PPUUSSUULLAAPART‹ KOM‹TELER‹

B‹RER SAVAfi MÜFREZES‹D‹R

FFOORRDD FFAABBRR‹‹KKAALLAARRIINNDDAADD‹‹RREENN‹‹fifi

Ford fabrikalar›ndan (3 bini Belçika’da, 1 700’ü Al-manya ve geri kalan› Kuzey Amerika’da olmak üzere)12 bin iflçinin at›lma karar› Ford iflçilerini hareket geçir-di. Belçika-Genk’te 9 bin iflçi, 3 bin iflçinin iflten at›lma-s›n› ve binlerce iflin de alt sözleflmelerinin kaybedilme-sini engellemek için mücadele ediyor. Ford, 15 y›l ön-ce kömür ocaklar›n›n kapanmas›ndan beri bölgedekitek büyük fabrika durumunda ve Genk’te her 4 gençtenbiri iflsiz. ‹flçiler birkaç milyarderin yasalar ve sözlefl-melerle alay edercesine kendilerini cezaland›rmas›n›kabul etmiyorlar.

Ford-Genk geçti¤imiz y›l ekim ay›nda sendikalarlatoplu sözleflme anlaflmas›na imza atm›flt›. Bu anlaflma,2006’ya kadar Ford’da çal›flan 9 bin iflin korunmas›n›garanti alt›na almaktayd›. Ford, ayn› zamanda Flemish(Belçika’n›n kuzeyi) Bölgesinin hükümetiyle yapt›¤›900 milyon Euro’luk anlaflmay› da sona erdi. Ford’uniflçi s›n›f›na yönelik bu sald›r›lar›na karfl› Belçika ‹flçiPartisi (B‹P) ve militan sendikalar iflçilerle birlikte,tüm güçleriyle mücadele edeceklerini aç›klad›lar.

227-20 Kasım 2003 21

DDüünnyyaa AABBDD’’yyee kkaarrflfl›› yyiinnee aayyaakkttaaLatin Amerika’da sokaklara yay›lan

protestolar›n gösterdi¤ini, anketler de gös-teriyor. Latin Amerika ülkelerinde yap›lanbir anketin sonuçlar›, Bush karfl›t› görüflle-rin sadece Arap ülkelerindeya da Asya’daveya Avru-pa’da yayg›no l m a d › ¤ › n ›gösterdi. LatinAmerika’n›n enbüyük ülkesiBrezilya’da hal-k›n yüzde 98’iABD Baflkan› Ge-orge Bush hakk›ndaolumsuz görüflleresahip. Meksika’da daBush hakk›nda olum-lu düflünceleri oldu¤u-nu söyleyenlerin oran›sadece yüzde befl.

Anket sonuçlar›na göre, Latin Amerikahalk›n›n flüpheyle yaklaflt›¤› bir baflka konuda ABD’nin bu ülkelerle imzalamak istedi-¤i serbest ticaret anlaflmalar›. ‹mzalanmas›durumunda 34 ülkeyi kapsayacak ve 800milyonluk bir pazar oluflturacak serbestticaret anlaflmalar›n›n, daha çok ABD yara-r›na olaca¤›na inan›l›yor. Örne¤in Brezil-ya’da ankete kat›lanlar›n üçte ikisi böylebir anlaflmada kâr sa¤layacak taraf›n Was-hington olaca¤›n› söyledi.

Irak Stratejik Araflt›rmalar Merke-

zi’nin yapt›¤› bir baflka araflt›rma da, ko-alisyon askerlerini iflgalci olarak görenlerin

say›s›n›n yüzde66’ya yükseldi¤iniortaya koydu.

Irak StratejikA r a fl t › r m a l a rMerkezi’nin 7kentte bin 620kifli aras›ndayapt›¤› kamu-oyu yoklama-s›na göre,“ülkede sonüç ayda is-tikrar vegüvenli¤inkötüleflti-

¤i” görüflündeolanlar›n oran› yüzde 46 ola-

rak belirlendi. Ankete göre, koalisyon as-kerlerini “özgürlefltirici güç” olarak gö-renlerin oran› yüzde 14’e gerilerken, ko-alisyon güçlerine karfl› olanlar›n oran› yüz-de 50, koalisyon güçlerine destek verenle-rin oran›ysa yüzde 33.

IRAK’IN ‹fiGAL‹ AMER‹KA’DAPROTESTO ED‹LD‹

ABD’nin baflkenti Washington’da, Be-yaz Saray’a do¤ru protesto yürüyüflü dü-zenleyen onbinlerce ABD’li, ABD yöneti-minin Irak politikas›n› protesto etti.

Ellerinde ABD askerlerinin Irak’tan çe-kilmesini isteyen pankartlar tafl›yan göste-

riciler, 26 Ekim günü Washington An›t›’n›nönünde bir araya geldikten sonra BeyazSaray’a do¤ru yürüyüfle geçtiler.

Gösteriyi ortak düzenleyen Bar›fl veAdalet ‹çin Birleflildi ile Uluslararas›ANSWER (Savafl› ve Irkç›l›¤› Durdur-mak için fiimdi Harekete Geçin) örgütle-rinin yetkilileri, 145 kentten gelen 100 binkiflinin gösterilere kat›larak kendilerinedestek verdiklerini ifade ederken, caddeler-de görev yapan polisler ise göstericilerinsay›s›n›n 20-30 bin aras›nda oldu¤unu id-dia ettiler..

Savafl karfl›tlar› ve Irak’ta görev yapanABD askerlerinin aileleri bas›na yapt›klar›aç›klamalarda, Irak’ta giderek artan askerkay›plar›n›n ve aylarca süren sessizli¤inABD’de savafl karfl›t› hareketin canlanma-s›n› teflvik etti¤ini dile getirdiler.

Bir festival havas›nda geçen gösterilers›ras›nda göstericilerin caddelerde “‹flgalisona erdirin. fiimdi onlar› eve getirin”fleklinde flark›lar söyleyerek, sloganlar at-t›klar› gözlendi. Kimi göstericilerin çocuk-lar› ve köpekleriyle kat›ld›klar› yürüyüfl s›-ras›nda, baz› göstericiler göstericilerin“Usame Bin Rumsfeld” yaz›l› tiflörtlergiymesi dikkat çekti.

BUSH’A ENDONEZYAHALKINDAN DA PROTESTO

ABD Baflkan› Bush’un alt› ülkeyi kap-sayan gezisinde gitti¤i her yerde halk›nprotestolar›yla karfl›land›. 22 Ekim günüEndonezya’daki protestolar›n ard›ndan sondurak yeri olan Avustralya’da ABD Konso-loslu¤u’na yürüyen yaklafl›k 2 bin kifli, yol-lar› trafi¤e kapatt› ve savafl karfl›t› sloganlaratt›.

BBoolliivvyyaall›› kkööyyllüülleerrddeenn ttoopprraakk iiflflggaalliiBolivya’da topraks›z köylüler, 21 Ekim günü eski Devlet Baflkan› Gonzalio Sanc-

hez de Lozada’n›n efli Ximena Iturralde’nin ailesine ait bir mülkü iflgal etti.Toprak Bakan Yard›mc›s› Henry Oporto, La Paz’da yapt›¤› aç›klamada, topraks›z

köylülerin cumartesi akflam› La Paz’›n 80 kilometre güneyindeki 1800 hektarl›k mül-ke girdi¤ini ve tesislere zarar verdi¤ini belirtirken, iflgalci köylülere bu mülkü terk et-meleri için 24 saatlik süre verilece¤ini söyledi.

Oporto, “Kendi r›zalar›yla ç›kmazlarsa, ülke kanunlar›na uygun olarak güvenlikgüçleri duruma müdahale edecek” dedi ve Angel Duran baflkanl›¤›ndaki “Topraks›zKöylüler Örgütü”nü, istifa eden Sanchez de Lopada’n›n ülkeden ayr›lmas›n›, siyasiolarak niteledi¤i bu eylemi düzenlemek için f›rsat bilmekle suçlad›.

Eski baflkan›n eflinin topraklar›, topraklar›n bir k›sm›n›n ifllenmedi¤ini söyleyen ay-n› örgüt üyeleri taraf›ndan temmuzda da iflgal edilmiflti.

Nepal’de 2-10 Ekim tarihleri aras›ndaki Dashain (Dushera)festivali s›ras›ndaki 9 günlük ateflkesin ard›ndan Nepal Komü-nist Partisi (Maoist) liderli¤indeki Halk Kurtulufl Ordusu(PLA) taraf›ndan tüm ülkede gerçeklefltirilen eylemlerle yan-k›lan›yor. Hergün pusu kurma, may›n döfleme, komando sald›-r›lar›, sabotajlar ve cezaland›rma gibi onlarca eylem yap›l›yorve bu eylemler düflman› genifl çapl› bir savunma durumunazorluyor.

Devrimci askeri hareketin yeni aflamas›, Banke bölgesinde-ki Silahl› Polis Ana Kamp›na 10 Ekim gecesi gerçeklefltirilensald›r› ile bafllad›. Bununla birlikte çeflitli nedenlerden kaynak-l› sald›r› baflar›s›z oldu ve PLA ciddi kay›plar vererek geri çe-kilmek zorunda kald›. 18 saat içinde 12 Ekim’de Dang Bölge-sindeki Bhalwang’da benzer bir kampa düzenlenen sald›r›ylabu kay›p telafi edildi. 25’ten fazla kraliyet paral› askeri öldürül-dü ve birçok silah ele geçirildi.

En büyük zarar› veren pusu ve may›nlama Loti Bölgesin-deki Ghanteshwar Gaira’da 15 Ekim günü gerçeklefltirildi.Sald›r› s›ras›nda 20 asker ölürken 6 tanesi de sa¤ olarak yaka-land›, ancak bunlar›n tedavisi yap›ld›ktan sonra serbest b›rak›l-d›. PLA bu sald›r›da da a¤›r silah ele geçirdi.

16 Ekim günü de 3 RNAgörevlisi Sindhuli’de, 3 polis Pal-pa’da bir polis de Jhapa’da öldürüldü. 19 Ekim’de Dang, Por-

sa, Dhankuta ve Pupandehi bölgelerinin her birinde farkl› pu-sularda birer polis savafl d›fl› b›rak›ld›. 20 Ekim günü de Chit-wan’da, RNA paral› askerlerine baflar›l› bir pusu at›ld›. 22Ekim’de de Saptari’de bir askerin öldü¤ü onlarcas›n›n yaralan-d›¤› pusu gerçeklefltirildi.

Ekim’in son haftas›nda yap›lan eylemlerden biri de 28Ekim’de Navalpasari bölgesindeki bir karakolun 200 kiflilikbir gerilla grubuyla bas›lmas›yd›. Karakola atefl açan gerillala-r›n bomba atmas› sonucu 6 polis öldü. Gerillalar›n, Pohara’da-ki bir kamu binas›na da bombal› sald›r› düzenledikleri ve bina-da ciddi hasar meydana geldi¤i belirtildi.

YOLDAfi GAURAV’IN DURUMU HALA BEL‹RS‹Z

19 A¤ustos’ta tutuklanan Nepal Komünist Partisi (Ma-oist)’in Siyasi Büro üyesi Chandra Pradesh Gajurel’in tutuklu-lu¤u devam ederken, gelece¤i hakk›ndaki belirsizlik de sürü-yor. En son 15 Ekim’de mahkemeye ç›kar›lan Gajurel’in Ne-pal gerici devletine iade edilip edilmeyece¤i konusunda da netbir sonuç ç›kmad›.

Bir kez daha 15 gün sonras›na ertelenen duruflmada ÇenyaYüksek Mahkemesi Hindistan devletine Gajurel’in iade edilipedilmeyece¤ine 15 gün içinde yan›t verilmesini istedi. S›n›rd›-fl› karar›n›n verilip verilmeyece¤inin, yasal faktörlerden çokHindistan yönetici s›n›f›n›n politik karar›na ba¤l› olaca¤› aç›k-t›r.

Gajurel’in yaflam› ve özgürlü¤ü için Hindistan’›n çeflitliyerlerinde ise ilerici demokratik güçlerin sesleri yükseliyor.Gajurel mahkemenin karfl›s›na getirildi¤i saatlerde dokuz örgüttaraf›ndan onun özgürlü¤ü için bir yürüyüfl gerçeklefltirildi.Güney Hindistan eyaletinde de Gajurel’in Yaflam›n› Savun-ma Komitesi oluflturuldu. Ayn› flekilde Yeni Delhi’de de Prof.Manoranjan Mohanty, Anand Swarup Verma ve benzeri ilerigelen ayd›nlar ve insan haklar› aktivistleri taraf›ndan YoldaflGaurav’› (C.P. Gajurel) Savunma Komitesi kuruldu.

NNeeppaall KKoommüünniisstt PPaarrttiissii((MMaaooiisstt))’’iinn ssaalldd››rr››llaarr›› ssüürrüüyyoorr

23 7-20 Kasım 200321

Dünyadaki geliflmeler kitlelerin hoflnut-suzluklar›n›n h›zl› bir yükselifl içinde bulun-du¤unu göstermektedir. En son Bolivya’daekonomik krizin tüm y›k›nt›lar›n›n alt›nda b›-rak›lan ezilenlerin baflkald›r›s›na tan›k olduk.Kitlelerin hoflnutsuzluklar›n› ortaya koyma-s›na her yerde oldu¤u gibi Bolivya’da da bur-juvazi azg›nca sald›rd›. Bolivya halk› yafla-d›klar›n›n hesab›n› sorman›n bedelini öde-mektedir. Ve bu bedel ödetme politikas› dün-yan›n her yerinde burjuvazinin varl›k kofluluhalindedir. Bolca demokrasiden, insan hakla-r›ndan, özgürlefltirmeden vs. bahsedenler Bo-livya’daki bu katliam boyutundaki devletmüdahalelerine ses ç›kartmamaktad›r. fiafl›la-cak bir durum yok. Çünkü, orada kan döken-ler kendileri ile ayn› s›n›ftand›r. Onlar da sö-mürünün tepesinde yer alanlard›r. Ve çok iyibiliyoruz ki, mevcut devletlerin hepsi bur-juvazinin elinde birer sömürü ve zulümayg›t›d›r. Sömürünün kâr› büyük burju-valara ak›t›l›yorsa orada demokrasi soru-nu yoktur!. Orada sadece bask›lara da-yanma gücü olmayan güçsüz halklar var-d›r…Onlar›n sömürüye ve zulme katlan-malar› için terbiye edilmeleri gerekir o ka-dar!!!

Bolivya’da yaflananlar insanl›¤›n gerçek-te hangi z›tl›klar temelinde ilerledi¤ini gös-termektedir. Ayn› flekilde DTÖ protestosundada bu durumu yaflad›k. “‹mparatorluk”kurdu¤u iddia edilen ABD ve onunla bir-likte ‹ngiltere Irak’taki sald›rganl›klar›karfl›s›nda ayn› z›tl›klar›n ürünü olan çe-tin bir direnifl ile karfl› karfl›ya bulunmak-ta. Dünya ezenlerin ve ezilenlerin; burjuvaziile proletaryan›n ve bu iki s›n›f›n taraf›ndasaf tutanlar›n güçlü mücadelesini yaflamakta-d›r. Bolivya’daki olaylar› bu içerikte de¤er-lendirdi¤imizde bu geliflme de bizim için hiç

de anlams›z, tek bafl›na bir olgu olarak gö-zükmeyecektir.

Emperyalizmin “serbestlefltirme” politi-kas› ile dünya halklar›n›n yoksullaflmas› ayn›sürecin iki kutbunu oluflturmaktad›r. Emper-yalizm ile dünya halklar› ayn› süreçte iki z›tyolda yürümeye devam ediyor.

ABD ve AB’deki emperyalist güçler La-tin Amerika’y› ve dünyan›n geri kalm›fl tümülkelerini ürettikleri ucuz mamul mallarladoldururken, mevcut iflbirlikçi/uflak devletle-ri sunduklar› ekonomi politikalar› uygulama-lar› kofluluyla borçland›rmakta ve bu ülkeler-deki sanayiyi tüm yanlar›yla budarken ayn›zamanda yoksulluk, açl›k, iflsizlik yaratmak-tad›r. Bu ülkelerde devletler kamu borçlar›-n›n ödenmesini vergilere ve kimi devlet ku-rum veya kurulufllar›n›n sat›lmas›na ba¤la-m›fl durumdalar. Bu, hem halk›n görece sahipoldu¤u sosyal haklar›n ve ifl olanaklar›n›ngasp› ve hem de ülke pazar›n›n ve gelir sa¤-lay›c› olanaklar›n emperyalist tekellere pefl-kefl çekilmesidir. Bugün Bolivya’da yaflanan-lar› dün Brezilya’da, Arjantin’de, Meksi-ka’da, Peru’da da izledik. Bu ülkelerde halk-lar›n neden baflkald›r›lara giriflti¤ini inceledi-¤imizde, bugün ülkemizde de yabanc›s› ol-mad›¤›m›z ve hatta dünyan›n her yerinde ya-flanan sorunlara rastl›yoruz. Özellefltirme,borçlanma, iflsizlik, açl›k, artan sefalet…Orada da halk devletin emperyalizmle olaniliflkisini sorguluyor. Orada da emperyalistdevletler, IMF, DTÖ ile yap›lan anlaflmalarhalk›n yo¤un tepkisine neden olmaktad›r. Sö-mürünün kayna¤›na yönelen halk hare-ketleri dünyan›n hemen her yerinde ortak öf-keleri burjuvazinin yüzüne çarpmaktad›r.

Emperyalist tekeller sömürü çark›n› ge-niflletmek ve sars›lan ekonomilerini ayaktatutmak için dünya halklar›n› aldatmakta yo-

¤un çabalar harcamaktad›r. 1990’larda tümdünya ülkelerinin gündemini alan ve “ser-bestleflme” denen talan politikas›n› kabul et-tirmek için emperyalistler tüm çabalar›n› or-taya koydular. “Serbestleflme” politikas›n›kabul ettirmek için Cancun’da düzenlenenDTÖ toplant›s›nda amaçlar›na tam olarakulaflamad›lar. Oysa ABD’nin ve de AB’ninuygulamalar›nda serbestleflme diye bir olgugerçekte yoktur. Emperyalist medya tekelleriCancun’da geri kalm›fl ülkelerin “serbestlefl-me”ye karfl› direndi¤i yalan›n› emperyalistdevletleri “serbestleflme” yanl›s› göstermekad›na sürekli empoze ediyor. Oysa ayn› em-peryalist devletlerin kendi tar›m ihracatç›lar›için sa¤lad›klar› teflvikler geri kalm›fl ülkeleriçin de bu medya tekelleri için de s›r de¤ildir.Amac› geri kalm›fl ülkelerdeki tar›m üreti-mini dumura u¤ratmak ve buralardakiüretimin yerine kendi tekellerini koymakolan “serbestleflme” politikas› son çeyrekyüzy›ldaki muazzam yoksullaflman›nönemli bir parças›d›r. Ayn› olguyu AB üye-si olan ve tar›m üretimine dayal› ekonomile-re sahip ülkelerde de görebiliriz. Bu ülkeler-de ticaretin serbestlefltirilmesi ülke tar›m üre-ticilerinin muazzam kay›plar›na neden ol-makta ve tar›m emperyalist tekellerin kontro-lüne geçmektedir. ABD’nin ve de AB’nin buikiyüzlü politikalardan vazgeçmesi olas›l›kdahilinde de¤ildir. Kendilerini “Küresellefl-me karfl›tlar›” olarak niteleyenlerin ve de em-peryalist devletlerle bir uzlaflma sa¤lamay›hedefleyenlerin göz ard› ettikleri olgu bu po-litikan›n tekeller için, emperyalist devlet-ler için bir varl›k koflulu oldu¤udur. ABDiçin ifade edecek olursak, ekonomik olarakönemli sorunlar yaflayan ABD’nin en önemlisorunu bilindi¤i gibi bütçe aç›klar›d›r. Bütçeaç›klar›n›n en az›ndan mevcut haliyle korun-mas› için dahi bu politikan›n vazgeçilemezoldu¤u rahatl›kla görülebilir. Bununla birlik-te s›rt› tekellere dayanan devlet yöneticileri-nin siyasi varl›klar›n›n devam› için de bu po-litika gereklidir. Onlar› siyasi olarak ayaktatutan güçler ekonomik istemlerinin aksi dav-ran›fllar› asla kabul edemezler. ABD’deki ta-r›m ihracatç›lar›n›n geri kalm›fl ülkelerdekitar›ma üstünlük sa¤lamalar› ve bu ülkelerde

tekel olmalar› bu politikan›n uygulanmas›n›flart koflmaktad›r. Emperyalist tekellerin kol-lar› tüm dünya ülkelerine sar›lmaktad›r. Bukollar›n zay›flat›lmas› onlar›n yaflamsaldamarlar›n› kesmekle ayn› fleydir. Devlet-lerin varl›k koflulu egemen s›n›flar›n ç›-karlar›n› korumak ise e¤er, tekellere s›rt›-n› dayayan devletlerin bu politikalardanvazgeçece¤ini sanmak sadece aptal rüya-lar görmektir. Bu ayn› özellik AB için degeçerlidir.

Latin Amerika’da halklar bu politikan›nac› sonuçlar›n› yo¤un bir flekilde yaflamakta-d›r. Cancun’da tüm devletlerin üzerinde uz-laflma sa¤layabildikleri bir anlaflma olmad›.Ancak özellikle ABD ikili anlaflmalarla ayn›politikay› sürdürmeye devam etmektedir. Ba-¤›ml› uflak devletlerin de bu ikili anlaflmalaragenel olarak hay›r diyemeyece¤i kimse içins›r de¤ildir. Ancak, bu devletlerin karfl› karfl›-ya bulunduklar› ciddi bir halk muhalefeti var.Onlar› endiflelendiren de sadece bu gerçektir.

Bolivya’da halk da¤›n›k, esas olarak ör-gütsüz bir baflkald›r›ya giriflti. Kuflkusuz bubaflkald›r› bast›r›lacak ve en iyisinden hükü-mette baz› de¤ifliklikler olur ve ayn› politika-lar devam ettirilir. Ancak bu demek de¤ildirki, halk baflar›s›zl›¤a mahkumdur. Hay›r, budo¤ru de¤ildir. Halk›n yenilgileri objektif ne-denlere dayanmamaktad›r. Halk›n yenilgileriesas olarak subjektif nedenlere dayanmakta-d›r. Halk›n kurtulufl mücadelesine önder-lik edenlerin dirayetsizli¤inin, halk›n ör-gütlenmedeki zaaflar›n›n, savaflma bilin-cindeki geriliklerin ürünüdür yenilgiler.Ve her yenilgi bu olumsuzluklar›n görülmesi-nin bir deneyimi olmaktad›r. Halk›n gerçekgücü yenilmezdir. Çünkü halklardan dahagüçlü bir baflka kesim hiçbir zaman olmam›fl-t›r ve halk›n kendi gücünden daha yetkin birsilah da icat edilememifltir ve edilemez de.Bolivya halk› silahl› bir gücü olmad›kça, ba-sitten karmafl›¤a nas›l savaflaca¤›n› ö¤renme-dikçe, zay›f bir güç iken güçlü ve yenilmezbir güç olman›n uzun süreli bir mücadeledengeçti¤ini ve en önemlisi de MLM bir önder-likte birleflmedikçe yenilgiler yaflayacakt›r.Bütün geliflmeler eninde sonunda halk›n bi-lincini gelifltirecektir. Tarih buna tan›kt›r.

Dünyadan NotlarEMPERYAL‹ZME KARfiI D‹REN‹fi:

HALKLARIN ORTAK TEPK‹S‹

Rusya’da su basan bir kömür madeninde 5 günmahsur kalan 13 iflçiden 11’i kurtar›l›rken 2’sindenise bir haber al›namad›. Rus yetkililer, madendekidi¤er iki iflçiden birinin öldü¤ünü, di¤erinin ise ha-la kay›p oldu¤unu aç›klad›lar. Rostov bölgesiningüneyindeki bir kömür oca¤›nda yaklafl›k 200metre derinlikten f›flk›ran su, yerin 800 metre alt›n-da çal›flan iflçilerin ç›k›fl yolunu kapat›nca, maden-de çal›flan 65 iflçi mahsur kalm›flt›. ‹flçilerden 52’sigeçen ilk aflamada yap›lan müdahaleler sonucundakurtar›lm›flt›.

RRuussyyaa’’ddaa mmaaddeenn kkaazzaass››

AT‹F Duisburg’un yapt›¤› ça¤r› sonucu Initativ e.V.,Demokratik Halklar Derne¤i ve HRD adl› islami bir ku-rumun da içinde yer ald›¤› Platformun, 27 Eylül günüikinci Filistin ‹ntifadas›n›n üçüncü y›l› vesilesiyle, günü-müz koflulunda ise Irak iflgaliyle bütünlefltirip bir yürüyüflyapma karar› al›nd›. 300 civar›nda kitlenin kat›ld›¤›eyleme Proletarya Partisi taraftarlar› da aktif kat›l›m sa¤-lad›. TKP/ML MK-SB’nin Irak’taki iflgale iliflkin yay›n-lad›¤› bildiri, yürüyüfl güzergah› boyunca yayg›n bir fle-kilde da¤›t›ld›. Yürüyüfle ayr›ca AT‹K, AT‹F ve ILPSde pankartlar› ve flamalar›yla kat›l›m sa¤lad›lar.

6 Ekim ve 24 Eylül tarihleri aras›nda AT‹F Duisburgve Intiativ e. V. adl› Alman kurumunun ortaklafla düzen-ledi¤i iki tart›flma toplant›s› yap›ld›. ‹lki 24 Eylül’de olanIrak’taki iflgale iliflkin hem sald›r› öncesi hem de iflgalsonras› Irak’ta bulunan bir gazeteci ile oradaki geliflmelerüzerine bir bilgilendirme ve tart›flma toplant›s› düzenlen-di. Ard›ndan 6 Ekim günü Filistin’deki politik tutsaklar›navukatlar›ndan olan Mahmud Abbas ile oradaki politiktutsaklar›n durumu ve son siyasal geliflimlere iliflkin dü-zenlenen toplant› da enternasyonal iliflkilerin gelifltiril-mesi aç›s›ndan olumlu etkinliklerdi.

15 Ekim tarihinde Aç›l›m Hukuk Bürosu’ndan bir

avukat›n kat›ld›¤›, F Tiplerindeki son durum, yeni tip ha-pishaneler ve bunlar›n evrensel ve hukuksal boyutlar›nailiflkin Almanca-Türkçe bir tart›flma toplant›s› düzenlen-di.

Etkinlikte ülkemizde yeni yap›lan hapishanelerin mi-mar› ve hukuksal boyutu, F tiplerinde avukatlar›n, ailele-rin ve tutsaklar›n yaflad›klar› hak ihlalleri hakk›nda bilgiverilirken, F tipleri olgusunun uluslararas› emperyalistpolitikalardan ba¤›ms›z ele al›nmamas› gerekti¤i ve bun-lara karfl› insani bir görev olan karfl› durma hakk›n› her-kesin kullanmas› gerekti¤i vurguland›.

Duisburg´da YDG taraf›ndan di¤er gençlik örgütleri-ne yap›lan ça¤r›ya olumlu yan›t veren, TECAK, DGH,Initativ e. V. ile oluflturulan platform 25 Ekim günü Türkdevletinin Irak’a asker göndermesi sorununa iliflkin genç-lik örgütleri olarak bu karara karfl›n yap›lan yürüyüfle 200civar›nda bir kitle kat›l›m sa¤lad›. Almanca, Kürtçe veTürkçe, “Irak’a Türk askeri göndermesine hay›r” ya-z›l› ortak pankartla beraber AT‹K, AT‹F, YDG ve ILPSimzal› pankartlar›n tafl›nd›¤› yürüyüfle Proletarya Partisitaraftarlar› da parti flamalar›yla kat›ld›. Daha sonra AT‹Ktaraf›ndan AT‹F Duisburg Derne¤inin konuya iliflkin si-nevizyonu eflli¤inde bir seminer verildi.

Yurtd›fl›nda iflgal karfl›t› eylemler

247-20 Kasım 2003 21

-Bize Perihan Çolak’›n yetiflti¤ikoflullar› anlat›r m›s›n›z?

-Perihan Sivas Zara’n›n köylerin-den bir ailenin oniki çocu¤undan bi-riydi. Aile çok kalabal›k bir aile ve da-ha sonra ‹stanbul’a Gülsuyu’na tafl›n›-yorlar. Perihan burada çal›flmaya bafl-l›yor ve fabrikada ifle giriyor. Zatenailesi gerici bir aile de¤il yani, o yüz-den ona bir bask› yap›lm›yor. Zatenabisi de devrimci oldu¤u için yabanc›de¤iller. Devrimci olmas›nda abisininde bir etkilenmesi olmufl olabilir. Peri-han birkaç farkl› iflte çal›flt›ktan sonraburada çal›flt›¤› fabrikadan gözalt›naal›nd› ve tutukland›. Daha sonra 3-5y›l hapishanede kald›. Birkaç farkl›hapishanede yatt›. O dönemde abisi dehapishanedeydi. Perihan hapishane-den ç›kt›ktan sonra tutuklu yak›nlar›-n›n aileleriyle beraber eylemlere kat›l-d›. Hat›rlad›¤›m, Ankara yürüyüflünekat›lm›flt› mesela. ‹nsan Haklar› Der-ne¤i’nin de üyesiydi. Yani nerede bireylem olsa, Perihan hepsine kat›l›rd› o

zaman. Çok iyi hat›rl›yorum. Benimk›z var flimdi, o da halas›na çok düfl-kündü. Bunlar, içerdekilere bask› ya-p›l›yor, ailelere görüfl hakk› verilmi-yor diye Sultanahmet’te bir oturmaeylemi yapt›. Aileler sabaha kadarorada oturmufllard›. Çok iyi hat›rl›yo-rum. Hatta d›flar›da da biz ziyaretçiler,

oradaki aileler bekliyor. Yani o zamanhepimizin durumu da iyi bir durumde¤ildi. Bir bakkaldan birfleyler al›pekme¤in aras›na koyup onlara götürü-yorduk. Yazd›rarak alsak da. Karfl›yagidip bakt›¤›m›zda hep tutuklu yak›n-lar› ve analarla birlikte eylemlere kat›-l›yordu. Kay›nvalidem (Perihan’›n an-nesi) yafll›yd›. Ama nere olsa onun pe-flinden gidiyor, o da eylemlere kat›l›-yordu.

Sonra Perihan evden ayr›ld›.-Perihan’›n kiflisel özelliklerinden

bahseder misiniz? Ailesiyle olan ilifl-kileri nas›ld›?

Mesela çocuklara çok düflkündü.Afl›r› bir düflkünlü¤ü vard› çocuklarakarfl›. Aile içinde olsun, aile d›fl›ndaolsun sözü dinlenirdi. Birfley olacaksaona ak›l dan›fl›rd›k. Birfley oldu¤undadengelerdi terazi gibi. Öyle bir yap›s›vard›. Sonra zaten evden ayr›ld›ktansonra ba¤›m›z koptu. fiehit düflmeden1,5-2 y›l önce görmüfltüm en son Peri-han’›.

-fiehit düfltü¤ü haberini nas›l al-d›n›z? Ailesi nas›l karfl›lad›?

Benim eflim ailede çok so¤ukkanl›,sakin oldu¤u için telefonda haber ver-diler. Perihan’›n flehit düfltü¤ünü söy-lediler. Eflim de ailesine haber verdi.Tabi da¤da flehit düfltükten iki günsonra haberimiz oldu bizim. Sonra ai-le hemen topland›, bizimkiler gittiler.Oraya gittiklerinde zaten gömmüfller-di. Yani orada avukat tuttuk. Savc›l›¤afalan baflvurdular. Tekrar oradan ç›ka-r›p burada defnettiler. Perihan 19 Ka-s›m’da flehit düflmüfltü. 5-6 gün kald›orada toprakta. Burada 24 Kas›m’datopra¤a verdik.

Cenazeyi almaya gittiklerinde bek-lemek çok kötüydü, ac› vericiydi. Gel-di¤inde söyleniyordu sonuçta, verdi¤imücadele içinde flehit düfltü diye. Amagene de bir can iflte, dayanmas› zoroluyor. Kaynanam yafll› olmas›na ra¤-men, fark›ndayd› herfleyin. A¤›t yak›-l›rken, marfllarla, devrimci türkülerlea¤›t yak›ld› cenazesinde. Onun içinçok farkl›yd›.

-Perihan’la ilgili, bizle paylaflmakistedi¤iniz herhangi bir an›n›z varm›?

O kadar çok an›s› var ki hangi biri-ni anlatay›m bilemiyorum. Her an›m›-z›n beraber geçti¤i zamanlar vard›,mesela biz beraber otururduk onunla.Yani ayn› dairenin içindeydik. Ben ka-y›nvalidemle oturuyordum. Arada ev-

den ayr›l›p tekrar geliyordu, geldi¤in-de oturur konuflurduk, düflünceleriniaktar›rd› bana paylafl›rd›k. Evdeki tümaileyle böyleydi bu. Perihan’›n ken-

dinden büyük bir abisini düflün, ya daevdeki en küçük çocu¤u düflün, hepsiona karfl› farkl›yd›. Yani belki de onunfarkl›l›¤›ndan ileri geliyordu bu. Benböyle düflünüyorum yani.

Eflim bile flu anda bazen birfley ol-du¤unda “Perihan olsayd›” diyor. Bi-zim hareketlerimizi elefltirirken onuörnek gösteriyor. Çünkü Perihan her-hangi birfley oldu¤unda pat diye söy-lerdi, aç›ksözlüydü. “Bunu böyle ya-p›yorsunuz, do¤rusu o de¤il bu” diyeanlat›rd›. Biz k›zmazd›k, baflka eltilerelefltirse kavga edebilirdik ama Peri-han’a karfl› yoktu böyle birfley.

O büyükten küçü¤e herkes için farkl›yd›

Kas›m 1954: Cezayir’de FLN (UlusalKurtulufl Cephesi) Frans›z emperyal-istlerine karfl› ayaklanma bafllatt›. 9 Kas›m 1918: Berlin Ayaklanmas›(Spartakistler) 7 Kas›m 1930: Filipinler KomünistPartisi kuruldu.17 Kas›m 1973: Yunanistan’da Aske-ri Cunta taraf›ndan ö¤renci katliam›gerçeklefltirildi.10 Kas›m 1976: ‹smet Akdemir, R›zaAkdemir, Hüseyin Akdemir19 Kas›m 1977: Zülfikar Uralçin20 Kas›m 1978: Ramazan Can8 Kas›m 1979: Veli Karasu, Eflreffiahlar14 Kas›m 1979: Mustafa Sar›tafl, fie-nol YolKas›m 1980: Necdet Oynargül, HasanGazo¤lu6 Kas›m 1980: Raci Y›lmaz19 Kas›m 1981: Ali Sar›bal8 Kas›m 1983: Ali Haydar Aslan18 Kas›m 1983: H›d›r UtanKas›m 1984: Do¤an Erdem19 Kas›m 1990: Perihan Çolak, HasanAlt›ntafl, Fazl› Kaya, Süleyman Kor7 Kas›m 1993: Fethiye Batmaz19 Kas›m 1993: Serap Koluk›r›k(TDP)4 Kas›m 1994: Ecevit Balc› (MLKP-K)15 Kas›m 1999: Abdullah Balk›r7 Kas›m 2001: Eyüp Samur, Nail Ça-vufl (DHKP-C)12 Kas›m 2001: Muharrem Çetinkaya(DHKP-C)5 Kas›m 2001: Arzu Güler (DHKP-C), Sultan Y›ld›z, Bülent Durgaç, Ba-r›fl Koç (Küçük Armurtlu direnifl evibask›n›)19 Kas›m 2001: Tülay Korkmaz(DHKP-C)8 Kas›m 2002: Serdar Karabulut(DHKP-C)19 Kas›m 2002: ‹mdat Bulut (DHKP-C)

KKAAVVGGAANNIINN

YYAAPPIITTAAfifiLLAARRII

OOLLDDUULLAARR19 Kas›m 1990 tarihindeDersim’de TC güçleriyle

T‹KKO gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada

Perihan Çolak, HasanAlt›ntafl, Fazl› Kaya ve

Süleyman Korflehit düfltü.

fiehit düflenlerdenPerihan Çolak’›n yengesi

ile yapt›¤›m›z söylefliyiyay›nl›yoruz.

25 7-20 Kasım 200321

BBüüyyüükk PPrroolleetteerr KKüüllttüürr DDeevvrriimmiiDevrimin zaferle taçland›r›lmas›n-

dan yani 1 Ekim 1949 Çin Halk Cum-huriyeti’nin kurulmas›n›n üzerinden16 y›l geçtikten sonra 10 Kas›m1965’de dört y›l sürecek olan BüyükProleter Kültür Devrimi bafllat›l›yor-du. “Sosyalizmin bir geçifl rejimi ola-rak rolü; gelecekteki komünist rejimehaz›rlanmakt›r. Fakat bu geçifl çokh›zl› olmamaktad›r ve Çin komünist-leri de bu safhan›n tarihte uzun bir dö-nemi kapsamak zorunda oldu¤unu be-lirtmektedirler. Sosyalizm aflamas›n-da da çeflitli eflitsizliklerin ve sosyalçeliflmelerin bulunmas› flafl›lacakbir olgu de¤ildir. ‹flbölümü ve kafaile kol eme¤inin ayr›lmas› bu çeliflme-leri ve eflitsizlikleri yaratm›flt›r. Bu ay-r›m varoldu¤u sürece, ayd›nlar yinesadece birkaç kiflinin yanaflabilece¤ieriflilmez elit bir tabaka oluflturacak-lard›r. Ö¤renim, rekabet esas›na daya-nacak ve kolektif olmaktan ziyade, ki-flisel ihtiraslar› körükleyecektir. Ayn›olgu sanat ve edebiyat dünyas›nda dageçerlidir. Kapitalist ve feodal top-lumlarda kültür bir ayr›cal›kt›r. Bu ne-denle kültürlü olmak demek, nüfu-sun büyük bir ço¤unlu¤unun yarar-lanamad›¤› f›rsattan yararlanmakdemektir. Bu nedenle sosyalist rejim-ler, bu kültür görünüflünü benimsemiflbirçok ayd›n› miras edinirler. Görü-nüflte rejimi benimsemifl görünselerde, al›flkanl›klar› ve psikolojileriemekçilerinkinden uzak olmaya de-vam edecektir.

Bu durum çerçevesinde 1965 y›l›n-da Mao Zedung taraf›ndan bafllat›lan

BPKD tamamen mant›kl›, Marksistbir at›l›md›r” diyor Jean Daub›er. Bü-yük Proleter Kültür Devrimi; bireyci-li¤in köklerinin ortadan kald›r›lmas›,kolektivizmin gelifltirilmesi, sosyalistkültürün halk içinde yayg›nlaflt›r›lma-s› amac›n› tafl›maktad›r. En önemliözelliklerinden biri de, devrimin enönemli aktörlerinin kitleler olmas›yd›.

27 fiubat 1957’de yazd›¤› “Yüz çi-çek yanyana açs›n, yüz düflünce ak›-m› birbiriyle yar›fls›n” adl› makale-sinde Baflkan Mao; “Marksist olma-yan düflüncelere karfl› nas›l bir siyasetizlemeliyiz? Su götürmez karfl›-dev-rimciler ve sosyalizm davas›n› balta-layanlar söz konusu oldu¤unda, yap›-lacak ifl kolayd›r; Onlar› söz özgürlü-

¤ünden yoksun k›lar›z. Ama halk için-deki yanl›fl düflünceler apayr› bir so-rundur. Bu tür düflünceleri yasakla-mak ve aç›klanmalar›na olanak tan›-mamak yarar sa¤lar m›? Kuflkusuz,hiçbir yarar sa¤lamaz. Kaba ve bast›r-ma yöntemler kullanmak yaln›zca ya-rars›z de¤il, ayn› zamanda son derecezararl›d›r. Yanl›fl düflüncelerin aç›k-lanmas›n› yasaklarsan›z, bunlar›nolduklar› gibi kalmalar›n› sa¤lam›flolursunuz. ‹flte bu yüzden ancaktart›flma, elefltiri ve ikna yönteminiuygularsak, do¤ru düflünceleri pe-kifltirebilir, yanl›fl düflünceleri alte-debilir ve sorular› tam anlam›ylaçözebiliriz” diyerek BPKD’den önceuygulanmas› gereken yöntemi belirli-yor ve kültür devrimi bu eksende yü-rütülüyor.

BPKD 10 Kas›m 1965’de bafllar,ancak 1966 Nisan›’na kadar bu müca-delenin önemi ve büyük bir devriminbafllan›g›c› oldu¤u tam olarak kavra-namam›flt›r. Bu tarihten 1969 y›l›nakadar sürecek olan BPKD, Çin’in herköflesinde kitlelerin aktif kat›l›m›ylabaflar›yla sonuçland›r›ld›. AncakMao’nun belirtti¤i gibi bu yaln›zca birbafllang›çt›. Dedi¤i gibi “Tarihtençok fley ö¤reniyoruz. Sonuç verme-yen çabalar›n içinde olmamal›y›z.Proletaryan›n devrimci yolunda,saflar›m›zdaki küçük burjuva dü-flüncesini f›rlat›p atmal›y›z. BüyükKültür Devriminde zaferi kazan-mada ana mesele budur.”

1967 Büyük Proleter Kültür Devrimi. Pekin’de bir kitle toplant›s›nda, kad›n k›z›l muhaf›zParti içindeki kapitalist yolcular› suçluyor.

3 Kas›m 1996’da Susurluk’ta meydanagelen kaza “devletin enkaz›”n›n da ortayabir kez daha saç›lmas›n› sa¤lad›. Bir millet-vekili, bir polis müdürü ve bir katliam zan-l›s› ayn› arabadayd›. Ülkenin gündemindebir hayli tart›flmalara yol açan bu durum as-l›nda y›llard›r söylenenlerin bir görüntüsüidi. Ama bu defa gerçekler k›l›f uydurula-mayacak flekilde su yüzüne ç›km›flt›. Mil-letvekili Sedat Bucak kazadan sa¤ ç›kantek kifli idi. Önce bir fleyi yokken sonra bir-den “haf›zam› kaybettim” demeye baflla-d›. Devletin görevlendirdi¤i flah›slarlabirlikte, devlet düflmanlar›na karfl› mü-cadele etti¤ini söyledi. Hüseyin Kocada¤kazada ölen polis flefi olarak geçti kay›tla-ra. Çatl›’n›n silah referans›nda imzas› olankifli idi. Abdullah Çatl› 1980 öncesi dev-

rimcilere yönelik birçok operasyona kat›ld›. Bahçelievler katliam›n›n planlay›c›s› olarak an›ld›. Uyuflturucu kaçakç›l›¤›, tetik-çilik, faili meçhul cinayetler sicili olarak kald›. Mehmet A¤ar herkesin çete dedi¤ine “arkadafllar›m›z”; faili meçhul dedi¤ine“terörle mücadele” dedi. Tansu Çiller “devlet için kurflun yiyen de atan da flereflidir” dedi.

‹brahim fiahin: Eski Özel Harekat Dairesi Baflkan Vekili. Çatl› ile göbek atan foto¤raflar› ile tan›nd›. Duruflmalara yol pa-ras› bulamad›¤› için(!) gitmedi. Liste böyle uzay›p gidiyor... Bafl roldekilere yan roldeki özel timciler efllik ediyor. Emniyet mü-dürlerinden spor camias›na, “sanat” dünyas›ndan orduya, söküle söküle geliyordu. Sistem tüm çürümüfllü¤ünü kusuyordu.O dönem yo¤un olarak kullan›lan “temiz toplum” talepleri sistem de¤iflmeden bu iflleyiflin de yok olmayaca¤›n› göremeyenle-rin hayali olarak, tarihin tozlu raflar›nda yerini ald›. T›pk› “bozuk düzende sa¤lam çark olmaz” diyen Pir Sultan Abdal’›n de-di¤i gibi. Bilmemiz gereken Susurluk’ta görülenlerin ne ilk ne de son oldu¤u; düzen de¤iflmeden figüranlar de¤iflse de, hep ay-n› oyunlar›n oynanaca¤›d›r.

SSUUSSUURRLLUUKK,, DDEEVVLLEETT‹‹NN

GGEERRÇÇEEKK YYÜÜZZÜÜDDÜÜRR

Cumhuriyet Üniversitesi Fen Edebiyat Fa-kültesi Sosyoloji Bölümü Baflkan› Prof. FarukKocac›k, Sivas il merkezinde bulunan 10 ma-halledeki 200 evde, aile içi iliflkilerde kad›na yö-nelik bir araflt›rma gerçeklefltirdi. Araflt›rmadaç›kan sonuçlar ise yine flafl›rtmayacak verileriedinmemizi sa¤l›yor: Her iki kad›ndan birisifliddet ma¤duru. Kad›nlar›n %46.5’i fliddetemaruz kal›yor. Aile içi fliddeti uygulayan kifli ise%98.5’lik bir oranla “koca” olmakta. fiiddet ise“dövme”, “tehdit”, “küfür” fleklinde uygulan›-yor. fiiddet uygulama nedenleri aras›nda ise; ilks›ray› %32.2 ile “kad›n›n ev içi görevlerini yeri-ne getirmemesi” al›yor. Bunu %21.6 ile “erke-

¤in ekonomik ve psi-kolojik sorunlar›”izliyor. Kad›nlar›n%19.7’si hiçbir nede-ne dayanmadan flid-dete maruz kalmak-ta. fiiddete maruzkalan kad›nlar›n%15’i yara al›rken,her yüz kad›n-

dan 29’unun ise hergün fliddetle karfl› karfl›ya

kalmakta oldu¤u araflt›rma raporuna yans›yanveriler aras›nda.

Y›llarca emperyalistlerin ambar-gosuyla karfl› karfl›ya kalan Irak hal-k›; emperyalistlerin talan savafl›ylaölümü de en vahfletlisinden yaflad›.Ba¤dat iflgal alt›ndayd› ve ölüm kolgeziyordu Ba¤dat sokaklar›nda. Em-peryalistlerin Ortado¤u zenginlikle-rinden pay kapmak için binbir dala-vereyle girdikleri Irak’ta, Irak halk›tutsakt› art›k.

Irak topraklar›nda rahatça dolafla-mayan, kendi yurdunda sürgün mu-amelesi gören Irak halk›; gözü dön-müfl, eli kanl› katillerin sald›r›lar›ylakarfl› karfl›ya kal›yor iflgalden bu ya-na.

Bir taraftan da korkuyor bekleme-di¤i bu direnifl karfl›s›nda emperya-listler ve uflaklar›. Çeflitli yollarlaIrak halk›n› sindirmeye çal›flan iflgal-

ci kuvvetler her yolu deniyor onlar›boyunduru¤u alt›na almak için. Bun-lardan biri de taciz ve tecavüz. Hal-k›n kendine olan güvenini sarsmayave girdikleri her yerde y›k›m yarat-maya çal›flan iflgalciler bir de namuskavram›n›n, gelenekselleflen namuscinayetlerine vard›¤› anlay›fllar›n yo-¤un olarak yafland›¤› Irak gibi ülke-lerde psikolojik ve sosyal y›k›ma u¤-ratmak için deniyorlar bu yolu.

TECAVÜZ OLAYLARIG‹DEREK ARTIYOR

Bugün yedisinden yetmifline ka-d›nlar evlerinden ya da sokaklardanzorla kaç›r›l›p tecavüz ediliyor. Ve bukaç›rmalar›n ve tecavüzlerin say›s›giderek art›yor. Bunu kimi zamangüvenlik gerekçesiyle yapsa-

lar da insanl›k d›fl› yüzlerini tümdünya görmüfl durumda.

Ba¤datl› kad›nlar sokaklara ç›ka-m›yor korkular›ndan. Tecavüze u¤ra-yan kad›nlar Irak gibi ülkelerde bunudile getirmekten de korkuyor. D›fl-lanmaktan ya da aile bireyleri tara-f›ndan öldürülmekten korkuyorlarçünkü. Fakat bugün tamam› olmasada bu yaflad›klar› vahflet için güven-lik güçlerine ya da yetkili mercilerebaflvuran kad›n say›s› oldukça fazla.D›fllanmak pahas›na yaflad›klar›n›bildiriyor kad›nlar. Kay›tlara geçen400’e yak›n kad›n var tecavüze u¤-

rayan. Ya ka-y › t l a r a

geçmeyen...En büyük ac›y›, s›k›nt›y› da ka-

d›nlar yafl›yor savafl ve iflgal zaman-lar›nda. Dünyan›n her yan›nda oldu-¤u gibi ikinci s›n›f say›lan, insanhaklar›ndan, yaflama haklar›ndanyoksun b›rak›lan kad›nlar yüzy›llar-d›r savafl ganimeti say›larak; mal gi-bi al›n›p sat›l›yor. Fakat bunun kaderolmad›¤›n› biliyoruz... Ve eflitlikten,özgürlükten, onurdan yana bir yafla-m› kurmam›z daha bir kaç›n›lmazoluyor bu yaflananlar karfl›s›nda.

Irak halk› ve Irakl› kad›nlar bugüniflgali ve iflgalin yaratt›¤› s›k›nt›lar›yaflarken dünyan›n dört bir yan›ndansesler yükseliyor. “‹fiGALE SON”

267-20 Kasım 2003 21

IIrraakkll›› kkaadd››nnllaarr iiflflggaallcciilleerriinnIrak’ta bugüne kadar 400’e yak›n kad›na iflgalci askerler taraf›ndan tecavüz edildi

cciinnsseell ssöömmüürrüüssüü aalltt››nnddaa

AAyyrr››llmmaazz iikkii kkaavvrraamm““KKAADDIINN VVEE fifi‹‹DDDDEETT””

Adalet Bakanl›¤› YüksekMüflaviri Ceza HukukçusuProf. Dr. Do¤an Soyars-

lan kad›nlar üzerine söyledi¤isözlerden dolay› çeflitli çevreler-den, çeflitli tepkiler ald›.

Türk Ceza Yasa Tasar›s›’ndada sunulan “tecavüzcü, tecavüzetti¤i kad›nla evlendi¤i taktir-de ceza almas›n” önerisi; BakanSoyarslan’›n söyledikleri gözö-nüne al›nd›¤›nda bu yasa tasar›-s›n›n neden ve hangi kafa yap›-s›yla Meclise sunuldu¤u da göz-ler önüne seriliyor.

Kad›n› afla¤›layan, ikinci s›-n›f vatandafl› bir tarafa b›rakal›minsan olarak bile görmeyen fe-odal kafa yap›s›yla yirmibirinciyüzy›lda iflte flunlar› söylüyor ba-kan; egemen sistemin bizzat söz-cülü¤ünü yaparak; “Kimse k›zolmayan biriyle evlenmek iste-

mez.” Bu sözlerle kad›n› cinselbir varl›k olarak gördü¤ünü;onun da duygular›, düflünceleriolabilece¤ini gözard› ederek;kendi bedeninde dahi söz hakk›olamayaca¤›n› vurguluyor asl›n-da.

Bu tür anlay›fllar elbette kik›z kaç›rma, taciz ve tecavüzünde say›s›n› art›racakt›r. Hele birde devlet eliyle yasa olarak veri-liyorsa geliflmemifl beyinlere.Kad›nlar›n yaflam›na ise yoklu-¤un, yoksullu¤un yan›s›ra bir detecavüz korkusu ekliyor sistem.

Biz kad›nlar kiflili¤imize,kimli¤imize sahip ç›kmad›kçabu yoz sistem karfl›s›nda sustuk-ça bedenimize de sahip ç›kama-y›z. Öyleyse bizler hakk›m›zolan insan kimli¤ini kendimizkazanaca¤›z. Yeter ki birlikolal›m...

Irak’ta y›llarca süren ambargo ve ard›s›ra gelen sald›r› ileyoksullu¤u ve ölümü yaflayan Irakl› kad›nlar flimdi de iflgalcilerin cinsel sömürüsüyle karfl› karfl›ya kalm›fl durumda.

‹flte sözde demokrasi, insan haklar› ve bar›fl da¤›tanemperyalistlerin gerçek yüzü.

Erkek egemen sistem

TTEECCAAVVÜÜZZÜÜ MMEEfifiRRUULLAAfifiTTIIRRIIYYOORRDünyada yaflanan eflitsizlik sonucu birçok ülke

insan› açl›k, yoksulluk ve ölümlerle karfl›ya karfl›yakal›yor.

Yeterli beslenemeyen, bak›m imkan›ndan yok-sun ve t›bbi olanaks›zl›klar yaflayan birçok kad›nhamilelik ya da do¤um s›ras›nda ölümle karfl›lafl›-

yor. Ya kendisi ölüyor ya da çocu¤unu kaybediyor.Birleflmifl Milletler’in yapt›¤› 2000 y›l›ndaki

hamilelik ve do¤um s›ras›ndaki ölümleri içerenaraflt›rmaya göre; K›ta Afrika’s›nda yaflayan kad›n-lar›n hamilelik ve do¤um s›ras›nda ölümlerinin ora-n› geliflmifl ülkelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda 175 kat da-ha fazla.

Hamilelik ve do¤um s›ras›nda yaflanan dünyaçap›ndaki ölümlerin yüzde yetmifli; geliflmekte olan13 ülkede meydana gelirken; Hindistan say›sal ola-rak ölüm s›ralamas›nda 136 bin kad›nla birinci s›ra-da. Nüfusa oranla bak›ld›¤›nda ise Nijerya, Etiyop-ya, Kongo ve Angola gibi Afrika ülkeleri bafl› çekiy-or.

DDoo¤¤uumm ss››rraass››nnddaa ööllüümmKKAADDEERR DDEE⁄⁄‹‹LL

“Türkiye’nin bir gerçe¤i var, kimse k›zolmayan biriyle evlenmek istemez”

27 7-20 Kasım 200321

““““AAAAcccc››››nnnn››››nnnn DDDDiiii llll iiii KKKKaaaadddd››››nnnn”””” kkkkiiii ttttaaaabbbb››››nnnn››››nnnn yyyyaaaazzzzaaaarrrr ››››nnnnaaaa hhhhaaaappppiiiissss cccceeeezzzzaaaassss››››

"Yerdeydi akbabalar. Yeter denemifl miydi size. Siz sanki bilmiyormuydunuz; Kürt kad›n›n›; ölümdü Kürt kad›n›; ölürdü Kürt kad›n›,ama dokundurmazd› kendine, kendinin olmayan eli. Zilan tüm renk-leriyle oraya, ak›p gidiyordu, güneflin ilk do¤du¤u yere yani. Zilan'›noraya, buluflmaya verilmifl sözü vard›. Zilan'›n 盤l›¤› tüm evrendeyank›land› bir ça¤r›yd› bu ana yurda ça¤r›, mücadeleye ça¤r›, sosya-lizme ça¤r›yd›. Bu yank›lanan ses daha tazeli¤ini korurken, sesime sesveren yeni Zilanlar Adana'da, Sivas'ta ve ülkenin dört bir yan›nda yü-rümeye bafllam›fllard›r. Özgürlü¤ün gizemli yollar›nda."

Güvenlik güçlerine hakaretten 1 y›l hapis ceza-s› verilen Ac›n›n Dili Kad›n adl› kitab›n yazar› M.Erol Coflkun Ceyhan Özel Tip Hapishanesi’ndebulunuyor.

2002 Ocak ay›nda henüz bas›m aflamas›nday-ken ‹stanbul 4 No’lu DGM taraf›ndan toplat›lankitab›n yazar›n›n yan›s›ra kitab›n yay›nlanaca¤›Peri Yay›nlar›’n›n sahibi Ahmet Önal’a da Beyo¤-lu 2. Asliye Ceza Mahkemesi taraf›ndan 2 milyar65 milyon lira para cezas› verildi.

CCCCiiiiggggeeeerrrrxxxxwwwwîîîînnnn ööööllllüüüümmmm yyyy›››› llllddddöööönnnnüüüümmmmüüüünnnnddddeeee aaaannnn›››› llll ››››yyyyoooorrrr

As›l ad› fiehmuz olan Cigerxwîn, 1903y›l›nda Mardin’in Gercüfl kasabas› Hesarêköyünde do¤du. Küçük yafllarda çobanl›k ve›rgatl›k yapan Cigerxwîn hiç okula gitmedi.18 yafl›nda geldi¤i Diyarbak›r’da dini e¤itimveren fleyhlerin yan›nda 8 y›ll›k e¤itim gördü.

Medresede oldu¤u dönem Kürt kültür veedebiyat›n› ö¤renerek, klasiklerle tan›fl›rken;1928 y›l›nda Kürtçe fliirler yazmaya bafllad›.

1925 fieyh Said ‹syan›’na kat›ld›, isyandansonra bir grup Kürt ayd›n ve yurtseverle Su-riye’ye gitti.

1949 y›l›nda tan›flt›¤› komünistlerle bir-likte çal›flarak, 1957 y›l›na kadar Cizre ‹çinBar›fl Komitesi Baflkanl›¤› yapt›. Bu y›llardaSuriye Kürdistan Demokrasi Partisi’ne kat›l-d›. Cigerxwîn yaflam›n›n sonuna kadar SuriyeKürdistan Demokrat Partisi Merkez Komite-

si Üyesi olarak kald›. 1979 y›l›nda Stockholm’a geçti ve çal›fl-

malar›n› burada sürdürdü. Cigerxwîn’in birçok roman› ve fliir kitab›-

n›n yan›s›ra araflt›rma kitaplar› da var. Kürtçesözlük haz›rlayan Cigerxwîn’in 16 tane Kürt-çe eseri vard›r. Sosyalist, araflt›rmac› ve flairolan Cigerxwin, 22 Aral›k 1983’te Stock-holm’da öldü.

C‹GERXWHÎN ANMAETK‹NL‹KLER‹ DEVAM ED‹YOR

Kürt flair Cigerxwîn, ölümünün19. ve do¤umunun 100’üncüy›ldönümü etkinlikleri kapsa-

m›nda birçok yerde çeflitli etkinliklerlean›ld›.

Elaz›¤ Belediye Kültür Merke-zi’nde yap›lan anma gecesinde Cigerx-wîn’in yaflam›, mücadelesi dia ve sine-vizyon gösterimiyle yap›ld›. Geceninaç›l›fl konuflmas›n› yapan EMEP Elaz›¤‹l Baflkan› Ali Cemal Zülfikar; “bu-gün Cigerxwîn’i anlamak demek halk-lar›n eflitli¤ini ve özgürlü¤ünü savun-mak; emperyalizm ve iflgallerine durdemek anlam›na gelmektedir” dedi.Zülfikar konuflmas›n›n devam›nda

“Cigerxwîn yaflam› ve mücadelesi ile,emekçilerin yaflam›nda bir pusula vekutup y›ld›z› gibi yön vermesi nedeniy-le egemenlerin tarihinde yer almam›fl-t›r. Cegerxwîn inkar edilen ve kimli¤iyok say›lmaya çal›fl›lan ac›l› co¤rafya-n›n ozan› ve isyanc›s›d›r” dedi. Konufl-man›n ard›ndan 60 yafl›ndaki Xali Seb-ri, Cegerxwin’in fliirlerini Zazaki veKurmanci lehçeleriyle okudu. BurhanBerke’nin verdi¤i müzik dinletisininard›ndan gece sona erdi.

Yine Tunceli’nin Mazgirt ve Hozatilçelerinde de Cigerxwîn’in yaflam› vemücadelesini anlatan etkinlikler yap›l-d›.Yap›lan etkinliklerde Cigerxwîn’infliirleri okunurken, Türkçe ve Kürtçemüzik dinletileri verildi. (Malatya)

C‹GERXWÎN YILIETK‹NL‹KLER‹

ÇERÇEVES‹NDE KÜRTÇEPANEL

‹stanbul Kürt Enstitüsü’nün “Ci-gerxwîn Y›l›” etkinlikleri çerçeve-sinde AKMS’de düzenledi¤i Kürtçe

panele konuflmac› olarak flair RodiZerya ve yazar Baver Baweri kat›ld›.Cigerxwîn’in yaflam›n›n ve sanat›n›nkonu al›nd›¤› panelde söz alan RodiZerya, Cigerxwîn’nin 1. Dünya Savafl›,Sovyet Devrimi, fiex Said ‹syan› gibitoplumsal olaylara tan›kl›k etti¤ini be-lirterek, bu tan›kl›¤›n Cigerxwîn’in fli-irinde önemli yere sahip oldu¤unu ifa-de etti. Kürt flairinin fliirlerinde temeltemalar›n aflk, yurtseverlik, enternasyo-

nalizm oldu¤unu dile getiren yazar Ba-ver Baweri ise, Cigerxwîn’in kalemsizbir k›l›c›n yetersizli¤ini savundu¤unuifade etti. Cigerxwîn’in Klasik KürtEdebiyat›’n›n bir devam› oldu¤unukaydeden Baweri, “Cigerxwîn, Ahme-dê Xanî’yi ö¤retmeni olarak görürdü;Feqî Teyran’dan da etkilenmifltir. Ayn›zamanda Cigerxwîn’de geliflen yurtse-verlik, klasizm yönünden daha a¤›rbasm›flt›r. Bu da Cigerxwîn’nin yaflad›-¤› dönemdeki reel sorunlardan kaynak-l›d›r” dedi.

Panele kat›lan baz› dinleyicilerin deflairin dörtlüklerini okudu¤u panel,AKSM çal›flanlar›n›n sundu¤u Kürtçemüzik dinletisiyle sona erdi.

(H. Merkezi)

“Ülkem özgür olunca, ben de özgürleflece¤im”

22.TÜYAP Kitap Fuar› çerçevesindeNaz›m Hikmet Kültür ve SanatVakf› taraf›ndan düzenlenen

Uluslararas› Naz›m Hikmet fiiir Ödülü, bu y›lFilistinli flair Mahmoud Darwish'e verildi.

fiiirin tarihteki bask› ve sald›r›lar›n içinde in-sanl›¤›n kaderini anlatt›¤›n› söyeleyen MahmoudDarwish; bireyin kendi kimli¤ini elefltirmezse

özgür olamayaca¤›n› belirtti. Darwish, “Benkimli¤imi elefltirmekten yoksunum. Kimli¤i-mi elefltirmeye hakk›m yok. Ülkem özgür ol-du¤u vakit ben, ülkemi terk etme hakk›na sa-hip olurum. Bu yüzden ben iki kez iflgal alt›n-day›m. Ülkem özgür olunca, ben de özgürlefle-ce¤im” diye konufltu.

Darwish Filistin'deki son geliflmeler üzerineise flöyle konufltu; "Filistin konusunda bütünumutlar›m›z› yitiriyoruz. Çünkü ‹srail Hükümetihala Filistin'in varolma ve devlet kurma hakk›n›inkâr ediyor. Dünya ‹srail'i durduramazsa Filistinba¤›ms›z devleti imkans›z" dedi.

Ödül töreni sonras› konuflma yapan Darwish,flunlar› söyledi: "Benim ‹stanbul'a ilk geliflim.Büyük flair Naz›m Hikmet, bu mekan› bellekler-de hep taze tuttu. Onun fliirleri tarihin sonsuzlu-¤unu bar›nd›r›r. fiiirlerindeki düfl gücü insanl›¤›nufkunu aç›yor. fiiirlerimin emekleme dönemindetan›flt›m o güçlü sesle. Tarihi, 盤l›¤› fliiri ile or-taya ç›kar›yordu."

(D‹HA)

Bu y›l 22.si düzenlenen‹stanbul Kitap Fuar›yaklafl›k 360 yay›ne-

vi ve demokratik kitle örgü-tünün kat›l›m› ile Beylikdü-zü TÜYAP Fuar ve KongreMerkezi’nde 25 Ekim 2003tarihinde gerçekleflti.

2 Kas›m 2003 tarihindesona eren fuarda 215 kültürve edebiyat etkinli¤ine 750yazar ve sanatç› kat›l›rken400’ün üzerinde yazar daimza günü düzenledi.

Bu y›lki temas› "KentKültürü ve ‹stanbul" olanfuara ulafl›m, ‹stanbul’unmerkezlerinden ‹ETT tara-f›ndan otobüslerle sa¤land›.Ancak hem Beylikdüzü’nün

merkezi bir yer olmamas›hem de sa¤lanan otobüsleringelifl gidiflleri çift bilet üze-rinden yapmas› ve girifl bi-letlerinin 3 milyon olmas›kitap fuar›n› ziyaretleri etki-leyen faktörler oldu.

Fuarda Dünya Gazete-si’nin "Edebiyat Dünya-s›ndan Portreler", R›fatKültür Merkezi’nin "Dün-den Bugüne R›fat Ilgaz-Biz de Yaflad›k" ve TarihVakf›’n›n "Tarihe Bin Can-l› Tan›k Projesi-YaflayanTarih" sergileri yer ald›. Fu-arda her y›l oldu¤u gibi buy›l da çeflitli ülkelerden ya-zarlar da kat›l›mc› olarakbulundu.

2222.. ‹‹ssttaannbbuull KKiittaapp FFuuaarr›› yyaapp››lldd››

Mirovên di xizaniyê de di warêaborîde dip›rp›tin... tengasiya kartengasiyen cih û Avd. De ew karêsûkê didominen. Her kesek gorîwan tengasî û berpirsiyariyên wanhene lê disa jî hewceye vî karî bido-mînen. Zordarîya pergalé her çigasli ser wan be jî ew jiwe kedkaran dinav xizaniyê dane û ji hev cûda ninin.

Karkerê Sûkê: Ez di 1962’ yandeji dayîk bûme û ji Tersusê me.Min dibistana amadeyî gedandiye.Nezîkî meheke ye ez karê sûkê di-kem. Ez zewicanolîme û du zaro-kên mim hene ji ber bêkariye ez ka-re sûkê de astengiyên unezin hene.fiaredarî dravên mezinji bonacihji me distîne. Roje 2 milyona ji medigre Lê bele ji bona herkesî cih nine. Bona vê yeke cihê cihvar ji boname çêtir e. fiarêdari dibêje sükêngerok emê rakin di sûna wande emecihê kudîyarin emê hertim li wir ka-rêxwe bikin. Gor min jî ew gotin dicih de ye jê di uir de ji pirsgirekderdikeve. Hinek kes ewê karibin jixwe ve firasgeha bikirin lê hinekkes jî ewe nikaribin firosgeha biki-rin wê demê disa pirsgirek derdike-fe pêfl mekeseu ku kare firotane di-kin debara xwe bi karê sûkê dikin.Piraniye geleme birçi û belengaze.A din jî dixwaz›n zarokên me bifli-nen ‹raq’ ê

‹raqe dikevime em li hember vîflerî ne. Ji ber ku zarokên me ya ewêbikujin yan jî ewê bimirin. ABD’ye8.5 milyon dolar da Tirkîye da kuTirkîye jî bafldari vî flerî bibe. Gelê-iraqê dibajin dev ji me berdin.Emaixwazin xwe bi rêve neft ji boABD’ye giringe û armanca wan jîew e. ABD dixwaze dest bide sevrojhilata

Navin. Ez naxwaz›m ABD li rojhilata navin cih war bibe û di vêde-rê de xwedî hez be ez naxwazim.

Ji Sûkê kesekî din: Tengasiyensûke ji xwe zêdetir kes te de kare fi-rotanê diken. Tu ji bo daha tûyauan kasamna mîsoger nine Ev jî medixe nav fikaran. Carcanan ji bo cihfiroflvanên sûke pevdiçinin. Pirsgi-rêka me a din rakirina sûka gerokeKu sûkên bi cihwar ku pêk be ke-sên di warê aboride dewlwmwnd-bin ewe ji xwe rw firoflgeha bikirin.Lê ên nikarin birikin ewê çawa li ta-xek e datinin. Û di her taxêde jî na-

sên me henê. Ez jî naxwazim leflke-rê

Me herin ‹raq’ ê Bila tu kes pêne eflê.

Sûkvanê 3 mîn: Cirkive ev sû-kên gerok ava bûne ez di sûkê deme Rakirina sûkên gerok bi xwe rwxeterekê tîne. Dibejin sûk ewê liderveyî bajer be. De ka gel ewê ça-wa xwe bigihine sûkên cihvar. Adin firoflgah bi kêmanî bi 10 milya-ra ye.

Sûkêvanê 4 mîn: Dinav van sû-kêvananan de tu kesek xwedi pifle-yekênin in. Ji vir 5-6hezar kes debaraxwe bi vi kari di-ke.Tudahatûyek kesimîsoger nîne. Kome-leyek sûkevana heye.Ew jî bi flaredariyê retevdigere.

Sûkevanên vêsûke ji sedi 99 Kur-din li vir keft û leftzêde ne Cirkive sûkava bûye 4-5 caraQertên me ji banadiravan guheandi-ne. Dema dibistanvebune karê me bi-çeki bafl dibe di he-man demê de fiare-dari ji me re astengaderdixîne A din flare-

dari ji qastî ji bona cih alozîya der-dixine. Gelême ji tê vê listike û bi-hevdikevin. Di destpêkêde pir kesketin nava ve litike. Pifltre ev ram-yari ya floredariyê dîyar bû hîn pîçe-kî hiflê me hat serê me. Ji bona lefl-kerflandina ‹raqê ji ez naxwazimleflkerên me biçin ‹raqê ji bono vêyekê ji derhegê li hember fler çigasçalaki çêbibin ezê tevli wan çalaki-ya bibim. U gotina min a davin. Ezdibejim dûgelo ku di nav xwe de afl-tiyê nikaribe pêk bine ewê li dûge-lek din çava aflitiye pek bine?

287-20 Kasım 2003 21

✔‹raqe dikevime em li hember vî flerî ne. Ji ber ku zarokên me ya ewê bikujin yan jî ewê bimirin. ABD’ye8.5 milyar dolar da Tirkîye da ku Tirkîye jî bafldari vî flerî bibe. Gelêiraqê dibajin dev ji me berdin. Ema-

ixwazin xwe bi rêve neft ji bo ABD’ye giringe û armanca wan jî ew e. ABD dixwaze dest bide sev rojhilata

JJii jjiiyyaannaa ssuukkee nniiflflee

✔Bir yandan geçims›k›nt›s› bir yandandevletin pazarc›lara

yönelik sald›r›lar›ndan bunalandi¤er taraftan Kürt olduklar›için de çeflitli sorunlarlakarfl›laflan pazar esnaf›n›nsorunlar›n› kendi a¤›zlar›ndan dinledik. Yaz›y› hem Kürtçe,hem Türkçe olarakyay›nl›yoruz.

Yaflanan ekonomik s›k›nt›lar içeri-sinde ç›rp›nan insanlar... ‹fl stresi, yersorunu ve yaflam›n di¤er zorluklar›nara¤men pazarc›l›k yapmak zorundakalanlar. Hepsinin kendilerine görebir sorumluluklar› var ve bu ifli sür-dürmek zorundalar. Sistemin olancabask›s›na ra¤men evine ekmek götür-mek için mücadele eden insanlar›npazar yerinde yaflad›¤› zorluklardanba¤›ms›z de¤ildir.

Pazar iflçisi: 1962 Tarsus do¤um-luyum. Lise mezunuyum. Yaklafl›k 1y›ld›r pazarc›l›k yap›yorum. Evliyimiki çocu¤um var. ‹flsizlikten kaynakl›pazarc›l›k yap›yorum. Pazarc›l›ktaen belirgin çarp›c› sorun yer soru-nu. Belediye pazarc›lardan günde ikimilyon iflgal paras› al›yor. Fakat her-kese ait belli yerler yok. bunun içinsabit yerler daha mant›kl›. Belediyesabit pazarlar› kald›raca¤›n›, yerinesabit pazarlar yapaca¤›n› söylüyor.Ama yeterince sabit pazar yapm›yor.Bence bu sorun ancak yeterince sabitpazar yap›l›rsa çözülür. Bir k›sm› dük-kan alabilir, bir k›sm› dükkan alamaz-sa zor olur. Buradaki esnaflar geçimi-ni buradan sa¤l›yorlar. Bizim halk›-m›z aç, yoksul, bir de bu yetmezmiflgibi evlatlar›m›z› Irak’a asker gönde-riyorlar. Biz Irak’ta savafla karfl›y›z.Çünkü bizim çocuklar›m›z orada ölü-yor, öldürüyor. Amerika’n›n 8,5 mil-yar dolar kredi vermesiyle Türkiye buifle giriflti. Irak’›n gerçek sahipleri “b›-rak›n kendi ya¤›m›zla kavrulal›m”diyorlar ama Amerika b›rakm›yor. So-nuçta orada petrol var. ABD’nin Orta-do¤u’ya hakim olma iste¤i var. Bununiçin Irak’a asker gönderilmesine kar-

fl›y›m.2. pazarc›: Pazar›n zorluklar› ka-

pasitesinin çok oluflu ve sat›fllar›n çokdüflük oluflu. Pazarc›lar›n hiçbirininsosyal güvencesinin olmay›fl› bizi ol-dukça zorda b›rakmakta. Pazarc›l›ktabu hayat zorluklar› bizi ister istemezstrese sokuyor. Pazarc›lar ya yer kav-gas› yap›yorlar ya da müflterilerle tar-t›fl›yorlar. Bir baflka sorunumuz isegeçici pazarlar›n kald›r›lmas› ve yeri-ne sabit pazarlar›n yap›lmas›. fiu andapazarc›lardan sabit pazarlardan kendi-lerine dükkan alabilen var, alamayanvar. Ve bir dükkan›n hava paras› enaz›ndan 10 milyar. fiu hayat koflulla-r›nda pazarc›lar›n bu paray› verebil-mesi imkans›z durumda. Ayn› zaman-da gezici pazarlarda de¤iflik müflteri-leri tan›yabiliyorsun. Bölge bölge de-¤iflti¤i zaman insanlar›n yan›na gidi-yorsun. Daha fazla ifl oluyor. Ben du-yarl› bir vatandafl olarak Irak’a askergitmesine de karfl›y›m. Sonuçta kim-

senin can› yanmas›n.3. pazarc›: Semt pazar› kuruldu

kurulal› benim burada tezgah›m var.Semt pazar› kald›r›l›p yerine sabit pa-zar getirilirse ben dükkan tutamam. 1dükkan en az 10 milyar olacak ben ne-reden bulaca¤›m o kadar paray›. Sabitpazar flehrin d›fl›nda olacak flehriniçinde oturan bir insan flehrin d›fl›nda-ki bir pazara gelip al›flverifl yapmazki.

4. pazarc›: Pazarda hiç kimseninbaflka bir mesle¤i yok. Buradan yakla-fl›k 5-6 bin kifli ekmek yiyor. Buradaherhangi bir sosyal güvence yok. Pa-zarc›lar›n burada bir derne¤i var. O dabelediyeden yana oluyor. Bu pazar›n%99’u Kürt. Ondan dolay› bask›larvar. Buralarda sindirme politikas› var.Buralarda pazar kuruldu kurulal› 4-5kez kart de¤ifltirildi, her birinde ayr›

ayr› zorluklar yafland›. Her seferindeikametgah, konut bildirme, sab›kakayd› gibi evraklar istendi. Bizim tamifl yapaca¤›m›z dönemler okul aç›la-ca¤›, bayram arifesi gibi günlerdi. Bugibi günlerde Belediye biz ifl yapma-yal›m diye yer sorunu ç›kart›yor. Ayr›-ca Belediye’nin yer sorunu ç›kart›pbizi birbirimize düflürme gibi politika-s› var. Bafllang›çta herkes bu oyunaalet oluyordu. Sonradan hepimizin ak-l› bafl›na geldi. fiimdi bu oyuna gelmi-yoruz. Irak’a asker gönderme sorunu-na gelince ben buna karfl›y›m. Ve bu-nu önleyebilmek için her eyleme kat›-l›yorum. Irak’a neden benim o¤lumgidiyor? Bu karar› ç›karanlar kendio¤ullar›n› göndersinler. Son olarakkendi ülkesinde bar›fl› sa¤layamayanbir devlet baflka bir ülkede bar›fl› nas›lsa¤las›n?

29 7-20 Kasım 200321

PPaazzaarr yyaaflflaamm››nnddaann nnoottllaarr

✔Bu pazar›n %99’u

Kürt. Ondandolay› bask›lar

var. Buralarda sindirme politikas›var. Buralarda pazar kuruldu

kurulal› 4-5 kez kart de¤ifltirildi,her birinde ayr› ayr› zorluklar

yafland›. Her seferinde ikametgah,konut bildirme, sab›ka kayd› gibi

evraklar istendi. Bizim tam iflyapaca¤›m›z dönemler okul

aç›laca¤›, bayram arifesi gibi günlerdi. Bu gibi günlerde

Belediye biz ifl yapmayal›m diyeyer sorunu ç›kart›yor.

✔Bizim halk›m›z

aç, yoksul bir debu yetmezmifl

gibi evlatlar›m›z› Irak’a askergönderiyorlar. Biz Irak’ta

savafla karfl›y›z. Çünkü bizimçocuklar›m›z orada ölüyor,

öldürüyor. Amerika’n›n 8,5 milyar dolar kredi

vermesiyle Türkiye bu ifle giriflti. Irak’›n

gerçek sahipleri “b›rak›n kendi ya¤›m›zla kavrulal›m” diyorlar ama

Amerika b›rakm›yor.Sonuçta orada petrol var.

ABD’nin Ortado¤u’ya hakim olma

iste¤i var. Bunun için Irak’a asker

gönderilmesine karfl›y›m.

307-20 Kasım 2003 21

Emperyalistlerin her geçen gün dahaazg›nlaflt›¤› ama ayn› zamanda da sat›raralar›nda iflgal politikalar›n› uygulamadane kadar zorland›klar›n› itiraf ettikleri busüreçte hem Irak’ta yaflanan ve giderekboyutlanan direnifl, hem uflak ve iflbirlikçiülkelerde yaflanan geliflmeler önemli ol-du¤u kadar belirleyici de. Irak’ta iflgal as-kerleri neredeyse her gün yeni yeni sald›-r›lar›n hedefi oluyor. Wolfowitz’e yöneliksald›r›n›n ard›ndan iyice etekleri tutuflanABD baflkan› Bush, Irak’tan kilometreler-ce uzakta dahi bu korkuyu yafl›yor. Ancakflu bir gerçek ki iflgal sürdükçe direnifl deartacakt›r. Bu genel bir do¤rudur. Bu do¤-ruyu kan›tlamak için hem yaflananlarahem de emperyalistlerin kendi sözlerinihat›rlamak yeterli olacakt›r. Yaflananlaraç›s›ndan bak›ld›¤›nda Irak’ta direnifl hergeçen gün büyümekte ve organize olmak-tad›r. Hatta direnifl günü ilan edilen ikigün boyunca Irak’ta iflgal askerlerine yö-nelik sald›r›larda ölen ABD’li askerlerinard›ndan ABD’de gazetelerde yap›lan“Vietnam hayaleti geri dönüyor” yo-rumlar› yaflanan pani¤in yans›malar›d›r.

Yine ABD ordusunun gazetesi olan“Stars and Stripes” adl› gazetenin haber-lerine göre Irak’ta son yedi ayda 13ABD’li asker intihar etmifltir. Bu say›n›nne kadar do¤ru oldu¤u tart›flmas›n› bir ke-nara b›rak›rsak, tek bafl›na bu rakam bileABD ordusundaki moral bozuklu¤u veçöküntünün düzeyini göstermektedir. Budenli güçlü bir direniflle karfl›laflmay› ha-yal bile etmeyen, Irak halk›n›n kendileriniçiçeklerle karfl›layaca¤› safsatalar› ileIrak’› iflgal eden ABD’li askerler, flimdievlerine dönmek için ellerinden geleniyapmaya haz›r. Giderek daha iyi organizeolan bu direnifl karfl›s›nda flu gerçe¤in al-t›n› bir kez daha çizmek hiç kuflkusuz ki

yanl›fl olmaz; Amerika Irak’ta her ge-çen gün ölüyor.

Ancak tüm bu gerçekler karfl›s›ndaemperyalistler hala “yenilmez”, “güçlü”imajlar›n› korumak ad›na yalan aç›klama-lar yapmaya devam ediyorlar. Oysa buaç›klamalar dahi onlar›n ne kadar zordaolduklar›n›n ispat› adeta. Geliflen direniflkarfl›s›nda “Irak’ta sonuna kadar daya-naca¤›z” fleklinde hem kendilerine hemde yandafllar›na ve uflaklar›na moral ver-meye çal›flan Bush asl›nda dayanma s›n›-r›n› zorlad›klar›n› itiraf etmektedir. Busald›r›lar› Amerika’n›n baflar›lar›na ba¤la-yarak “Amerika ne kadar çok baflar›gösterirse o kadar çok sald›r›lar›n he-defi olacakt›r” diyen Bush, sald›r›lar›nABD’nin Irak özgülünde yakalamaya ça-l›flt›¤› performans› yakalayamad›¤›n›ngöstergesi oldu¤unu gözlerden uzak tut-mak istemektedir. Tüm bu yaflananlar em-peryalistlerin, egemenlerin bask› yapt›k-lar› oranda direniflin de artt›¤›n›n ve arta-ca¤›n›n bir göstergesidir ayn› zamanda.Bu Irak’ta oldu¤u gibi Filistin’de de böy-le. Kendilerine yönelik sald›r›lar› durdur-mak için ve hakl› direniflleri bast›rmakiçin emperyalistlerin ve uflaklar›n›n bafl-latt›¤› her sald›r› dalgas› direnifl olarakkendilerine dönmeye mahkumdur. ‹ngilizgazetesi Guardian’da bir yaz›s› yay›nla-nan Liberal Demokrat Parti Lideri Shir-ley Williams’›n sözleri bu iddiay› do¤ru-lar nitelikte; “Bu ay›n bafl›nda Kofi An-nan ‘iflgal sürdükçe direnifl artacakt›r’demiflti. Yaflanan sald›r›lar bu uyar›n›ndo¤rulu¤unu ortaya koyarken Ameri-kan ve ‹ngiliz iflgal güçlerinin karfl›karfl›ya olduklar› sorunlar› da bir kezdaha hat›rlatt›. Bu hiç bafllamamam›zgereken flimdi ise nas›l sona erdirece¤i-mizi bilemeyece¤imiz bir savafla dönü-

flüyor. Yap›lan baz› iyi fleylere ra¤menizlenen politikalar Irakl›lar aras›ndaöfkeye neden oluyor ve fliddeti körüklü-yor.”

Bu söylenenleri bir de ‹srail GenelKurmay Baflkan› Mofle Yaalon’un a¤z›n-dan dinleyelim; “Ald›¤›m›z önlemler vesert taktikler büyük nefret yarat›yor,Filistin’de terör olarak bize geri dönü-yor” Bizdeki baz› kiflilerin ölümleri, öz-gürlük için kendini feda edenleri “vahflet”olarak ya da sadece “üzüntü verici olay-lar” olarak de¤erlendirdi¤i koflullarda çokaç›k ki onlar› “hüzünlendiren” ölümlerIrakl›lar›n, Filistinlilerin iflgalcilere, Siyo-nistlere karfl› savaflma kararl›l›¤›n›, azmi-ni körüklemektedir. As›l olan da budur.

Tekrar geri dönersek; iflte bu iki itirafniteli¤indeki söylemler emperyalistlerinezilen halklara yaklafl›mlar›n› ve amaçla-r›n›, ald›klar› önlemleri, yaflad›klar› ç›k-mazlar› çok iyi anlatmaktad›r. Bu döngüonlar›n kurtulamayacaklar› tarihsel kade-ridir. Sömürü düzenlerinin devam› için biryandan sald›rmak zorunda olan egemen-ler bir yandan da bunun sonuçlar›na kat-lanmak zorundad›r.

Türkiye’de yaflanan geliflmelere bakt›-¤›m›zda ise geçti¤imiz hafta bin bir yalandolanla halk›, ABD’nin Türkiye’den as-ker istedi¤ine inand›rmaya çal›flan, mec-listen tehditvari söylemler ile tezkereyigeçiren egemenler flimdi ise ABD’nin butalebini ask›ya almas› ile çark etmifl du-rumdalar. ABD’nin Türkiye’yi her azarla-ma seans›ndan sonra sistematik olarak ya-p›lan “stratejik ortakl›k”, “güçlü iflbirli-¤i”, “vazgeçilmez ortakl›k” vb. demago-jiler yine tekrarlan›rken efendiye de itaat-kar mesajlar verilmeye devam ediliyor. 3Kas›m 2003 tarihinde bas›na bir aç›klamayapan D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül“ABD ile iliflkilerimiz do¤al konumunaoturuyor” diyerek bir yandan da iliflkiler-deki gerginli¤i aç›k etmektedir. ‹htiyaçduyuldu¤u halde iflgalci olarak de¤il insa-ni yard›m için Irak’a her an gidebilecekle-rinin de alt›n› çizen Gül, bu belirlemeyiyaparken Irak halk›n›n iflgalcilere olan öf-kesinden nasibini iflgale flu ya da bu flekil-de ortak olan herkesin alaca¤›n› unutarakya da unutmak isteyerek yap›yor. Irak’tacamilerde okunan hutbeler s›ras›nda üç

fleytan olarak s›ralanan fleytanlar›n ABDve ‹srail’den sonra üçüncüsü olarak anla-t›lan Türkiye’nin Irak topraklar›na insaniyard›m için gidece¤i ne kadar inand›r›c›olabilir ki?

Tüm bunlar asl›nda Türk egemen s›-n›flar›n›n içinde bulunduklar› ç›kmaz› dagöstermektedir.

“Demokratiklefliyoruz” ad› alt›ndasözde de¤iflikliklere imza atan egemenleriçin as›l olan›n de¤iflmedi¤ini kamuoyunuuzun süre meflgul eden Psikolojik HarekatDairelerinin valiliklere tafl›nmas›nda gör-dük. Bu “gizli” yönetmeliklerin demokra-siye uygun olmad›¤›n› belirten devlet birtaraftan bunlar› kald›rd›m yaygaras› ya-parken bu yetkileri valiliklere vererek tümillerde “psikolojik harekat daireleri”oluflturmaktad›r. Bunun nedeni gerçek an-lamda de¤iflim de¤il sürekli vurgu yapt›k-lar› sosyal patlama endiflesidir. Ki bu kor-kular›nda hakl›d›rlar. Çünkü geçti¤imizhafta içerisinde taflk›n bir flekilde, bayrakrekoru k›r›larak kutlanan Cumhuriyetin80. y›l› halk›m›z aç›s›ndan sömürünün,zulmün, açl›¤›n y›l dönümü olmaktan ötebir anlam tafl›mamaktad›r. Yeni fiafak ga-zetesinin 28 Ekim Sal› günü yay›nlad›¤›rakamlar bu aç›dan çarp›c›d›r. “Bir Türkdünyaya bedel” slogan› ile birlikte veri-len rakamlardan baz›lar› flöyle; Milli ge-lirler dikkate al›nd›¤›nda 66 Mufllu 1 ‹s-viçreliye; 60 A¤r›l› 1 Amerikal›ya eflitdurumda. Yine ayn› verilere göre IMF’yeen çok borcu bulunan ülke olan Türkiyeayn› zamanda en çok “ba¤›ms›zl›k” yay-garas› yap›lan ülke durumunda. Tüm bun-lar bir yandan egemenlerin politikalar›n›ndirekt sonuçlar› iken di¤er yandan da on-lar için korkutucu geliflmelere yol açacakdurumlard›r. Cumhuriyetin 80. y›l kutla-malar›n›n ard›ndan emekçi halk›m›z› bek-leyen açl›k, iflsizlik, yoksulluk, sefalet do-lu tablo varl›¤›n› sürdürmektedir. AKPhükümetinin 1. y›l›n› doldurdu¤u bugün-lerde yaflanan bu tabloyu de¤ifltirecekolan da elbette ki halk›m›z›n örgütlü mü-cadelesidir. 1. y›l›nda ekonomi, insan hak-lar› ve daha bir dizi alanda halk›m›z› dahada s›k›nt›ya sokan geliflmeler yaflanm›flt›rve yaflanmaktad›r. Bu tabloyu tersine çe-virecek olan ise elbette ki halk›m›z›n ör-gütlü mücadelesidir.

‹‹flflççii--kkööyyllüü’’ddeenn‹fiGALC‹LER IRAK’TA HER GÜN ÖLÜYOR

EMPERYAL‹STLER KAYBEDECEK,HALKLAR KAZANACAK

‹flyerlerinin özellefltirilmesine kar-fl› ç›kan TÜPRAfi iflçileri, özellefltir-me ihalesine kat›lacak firmalar›n tek-lif süresinin sona erdi¤i günde ifl b›-rakma eylemi yapt›.

Üretimi ve ürün sat›fl›n› durduraniflçiler sabah saatlerinden itibaren fab-rikada toplan›p yürüyüfl ve oturma ey-lemi yapt›.

AL‹A⁄A, BATMAN VE ‹ZM‹T’TE EYLEM

Alia¤a TÜPRAfi’ta iflçiler sabah sa-atlerinden itibaren fabrikan›n ana giriflive B kap›s› önünde topland›. Petrol-‹flAlia¤a fiube Baflkan› ‹brahim Do¤an-gül, fabrikan›n önünde yapt›¤› bas›naç›klamas›nda TÜPRAfi ve TE-KEL’in Türkiye ekonomisi aç›s›ndan

önemini vurgulad›. Tek G›da-‹fl ile Pet-rol-‹fl Sendikas›’n›n ortak eylem karar›ald›klar›n› hat›rlatan Do¤angül, “Özel-lefltirme sald›r›lar›n› durduraca¤›z”dedi. Petrol-‹fl Batman fiube Baflkan›Nimetullah Sözen, Batman’da dörtgündür sürdürdükleri ifl yavafllatma ey-lemini ifl durdurmaya dönüfltürdükleri-ni söyledi. Sözen, iflçilerin, fabrikay›terk etmeyeceklerini ve çal›flmayacak-lar›n› da bildirdi. ‹zmit’teyse sabah var-diyas› için D-100 karayolu üzerindekiTÜPRAfi köprüsünde toplanan iflçiler,bir süre oturarak alk›fll› protesto eylemiyapt›. ‹flletme ve genel müdürlük önü-ne kadar olan yaklafl›k bir kilometrelikyolu yürüyen iflçiler, çeflitli sloganlaratt›lar.

Petrol-‹fl Kocaeli fiubesi Baflkan›

Ali Ufuk Yaflar, TÜPRAfi’a teklif ve-recek firmalar için son gün olmas› do-lay›s›yla iflçinin tepkisini dile getirmekiçin iflbafl› yapmayaca¤›n› söyledi.

Rafineride sat›fllar›n durduruldu¤u-nu ifade eden Yaflar, “Özellefltirme ad›alt›nda sat›lan fabrikalarda üretimyap›lm›yor. Çal›flanlar iflten ç›kart›l-d› ve devletin vergi kayb› oldu. Dev-lete ödenmesi gereken borçlar ertelen-di. Bu nedenle özellefltirme bir fiyas-kodur. Bütün bunlar ortadayken, at›lolmayan ve aksine eleman eksi¤i bulu-nan kurumun blok sat›flla özellefltiril-mesini kimseye anlatamazs›n›z” dedi.Bu arada, ‹stanbul Gübre SanayiA.fi’de (‹GSAfi) çal›flan yaklafl›k 400iflçi de TÜPRAfi iflçisine destek verdi.

(H. Merkezi)

‹flçiler özellefltirmeye karfl› ifl b›rakt›

Alia¤a, ‹zmit ve Batman’da TÜPRAfi iflçileri iflyerlerininözellefltirilmesine karfl› üretimi ve ürün sat›fl›n› durdurdu. ‹flyer-lerinde toplanan iflçiler yürüyüfl ve oturma eylemi yapt›.

31 7-20 Kasım 200321

TEZKEREYETEPK‹LER BÜYÜYOR

Malatya Savafl Karfl›t› Platform tara-f›ndan 25 Ekim 2003 tarihinde saatl3:00’de Malatya Merkez Postaneönünde yap›lan bas›n aç›klamas›ndaAKP hükümetinin ABD’nin ç›karlar›do¤rultusunda hareket etmesi veTBMM’den tezkereyi geçirmesi pro-testo edildi. Postane binas› önündebiraraya gelen platform bileflenleri“ABD askeri olmayaca¤›z”, “KatilABD Ortado¤u’dan defol”, “Yaflas›nhalklar›n kardeflli¤i” vb. dövizleraçarken hep bir a¤›zdan “ABD askeriolmayaca¤›z”, “Kahrolsun ABD iflbir-likçi AKP”, “Direne direne kazana-ca¤›z”, “AKP flafl›rma sabr›m›z› tafl›r-ma” vb. sloganlar›n› att›lar. Bas›nmetnini platform ad›na SES fiube Bafl-kan› Hasan Kald›k okudu. Kald›k,“ABD askerleri yerine çocuklar›m›-z›n ölmesine göz yummayaca¤›z.ABD’nin Ortado¤u’daki kirli emel-lerine ortak olmamal›y›z. Irak’tagüvenli¤in ve bar›fl›n sa¤lanmas› vedemokratik bir rejimin oluflturul-mas› ancak Irak halk›n›n kararl› mü-cadelesiyle gerçekleflebilir” dedi. Kal-d›k konuflmas›n›n devam›nda “Afganis-tan’da yafland›¤› gibi ABD karfl›t› birdiktatörlü¤ün gidip yerine ABD yanl›s›bir baflkas›n›n gelmesi Irak halk›n›n de-mokratik taleplerini karfl›lamayacakt›r.Irak halk› iflgalci de¤il, ekmek, özgürlükve bar›fl istemektedir. Asker gönderme-nin ask›da kalmas›yla birlikte AKP hü-kümeti h›nc›n› ülkedeki demokratik ta-leplerini ifade eden halka yönlendirmifl,toplumun her kesiminin demokratik ta-leplerini fliddetle bast›rma ve her türlügerici, bask›c› uygulamalar› kurumsal-laflt›rma çabas›ndad›r’ dedi.

(Malatya)

‹fiGAL KARfiITLARISOKAKLARDA

18 Ekim 2003 Cumartesi günü Mer-sin’de ABD’nin 1 May›s’tan beri süre-

gelen Irak’› iflgalini protesto eden Mer-sin Demokratik Gençlik Hareketi gi-riflimi üyeleri Büyükflehir Belediyesiönünde bas›n aç›klamas› düzenlediler.DGH giriflimi ad›na bas›n metnini oku-yan Ali Haydar ABD’nin özellikle 11Eylül’den itibaren sald›r›lar›n› yo¤un-laflt›rd›¤›n› ve dünyay› ortaça¤ karanl›-¤›na do¤ru sürükledi¤ini belirtti. AliHaydar aç›klamas›n› ABD’nin dün Viet-nam’da oldu¤u gibi bugün de Irak halk-lar›n›n karfl›s›nda yenilgiye u¤rayaca¤›-n› vurgulayarak ve “DGH olarak herke-si anti-kapitalist, anti-emperyalist ve an-ti-feodal mücadeleyi desteklemeye ça-¤›r›yoruz” diyerek noktalad›.Yaklafl›k15 kiflinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda

“Irak’ta iflgale hay›r” pankart›n› açangençler “Filistin’e özgürlük”, “KatilABD Ortado¤u’dan defol”, “YÖK’e,iflgale ve yozlaflmaya hay›r” sloganla-

r›n› att›.*20 Ekim’de Mersin Gençlik Der-

ne¤i üyesi ö¤renciler Irak’a asker gön-derilmesini ve hapishanelerde uygula-nan tecriti protesto etmek amac›ylaMersin Taflbina önünde bir bas›n aç›kla-mas› düzenlediler. Aç›klamada “Ameri-kanc› AKP iktidar›n›n meclis aç›l›raç›lmaz halk›n sorunlar›n› gündemi-ne alaca¤›na, ilk iflinin Irak iflgalineortak olmak için Irak’a asker gönder-meyi öngören tezkereyi meclise sun-mak” oldu¤u söylendi. Ayr›ca aç›kla-mada ölüm oruçlar›n›n 4. y›l›na girdi¤i-ni hücrelerde direniflin, tecritin halensürdü¤ünü ve kendine insan›m diyenherkesin buna karfl› mücadele etmesi

gerekti¤ini belirttiler. Yeni YÖK YasaTasar›s›na da de¤inen ö¤renciler gele-ce¤in gençli¤in ellerinden al›nmaya ça-l›fl›ld›¤›n› YÖK Yasa Tasar›s› ile üniver-

sitelerin halk çocuklar›n›n okuya-mayaca¤› birer ticarethaneye dö-nüfltürülmek istendi¤ini belirttiler.

24 Ekim’de ise Mersin Kad›nPlatformu Irak iflgalini protesto et-mek için eylem yapt›. Eylem AKP‹l binas› önünde 100 kiflinin kat›l›m›ile gerçekleflti. Mersin TUHAD-DER Baflkan› Aynur Çoflkun yap-t›¤› aç›klamada; hükümetin Kürt so-rununu demokratik yollarla çözmekyerine ABD’ye havale etti¤ini belir-terek ABD’nin Ortado¤u halklar›n›birbirine düflman etmek istedi¤iniifade etti.

*25-26 Ekim’de ise Mersin De-mirtafl, Günefl mahalleleri semt pa-zarlar›nda iflgal karfl›t› eylem yap›l-d›. ‹flçi Köylü Gazetesi, ESP, Hak-lar ve Özgürlükler Cephesi, Al›n-teri, Devrimci Demokrasi Gazete-sinin de kat›ld›¤› iflgal karfl›t› bile-flenler olarak yap›lan eylemler her

iki semt pazar›nda da saat 16:00’da “‹fl-gale de¤il, direnifle ortak olal›m” bil-dirilerinin da¤›t›lmas› ile bafllad›. Bildi-rilerin da¤›t›lmas›n›n ard›ndan “‹flgalortakl›¤›na son” pankart›n›n aç›lmas›ile “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “‹fl-gal orta¤› olmayaca¤›z”, “ABD askeriolmayaca¤›z”, “Kahrolsun ABD em-peryalizmi” sloganlar› atarak kitle da-¤›ld›.

Uzun bir süredir Mersin’de bu tarzeylem birlikleri olmamas›ndan kaynakl›böyle bir eylemin yap›lmas› önemliydi.Baz› eksiklikler bar›nd›rsa da özellikleDemirtafl mahallesinde halk›n alk›fllarve z›lg›tlarla eyleme destek vermesi kit-ledeki coflkuyu üst boyuta tafl›d›.

Yeni Demokrat Gençlik, emperya-list iflgale, YÖK ve YÖK Yasa Tasa-r›s›’na karfl› Ekim ay› boyunca düzen-ledi¤i imza kampanyas›n› Ankara Abdi‹pekçi Park›’nda 2 Kas›m günü düzen-ledi¤i bas›n aç›klamas› ile sona erdirdi.

Mersin, Adana, Hatay, Sakarya,

Çanakkale, ‹zmir, Diyarbak›r, Kars,Malatya, Samsun, Edirne ve ‹stan-bul’dan ve Türkiye’nin birçok ilindengelen Yeni Demokrat Gençlik, Erya-man Göksu Park’ta topland›lar. Bura-dan Toros Soka¤a geçerek saat:11:30’da yürüyüfle bafllad›lar. En önde

ILPS pankart›, arkas›nda da YDG im-zal› pankart açan YDG’liler “Kahrol-sun emperyalist sald›rganl›k”,“YÖK kalkacak polis gidecek, üniver-siteler bizimle özgürleflecek”, “‹flgalede¤il, direnifle ortak ol”, “Gençlik yü-rüyor, YDG büyüyor”, “Paras›z, bi-limsel, anadilde e¤itim”... sloganlar›-n› att›lar. ‹brahim Kaypakkaya’n›n re-simlerini de tafl›yan, emperyalizminsald›r›lar›na karfl› sessiz kalmayacakla-r›n› hayk›ran YDG dövizlerine de “‹fl-galin de¤il, direniflin saf›na”, “Dire-nen halklar kazanacak” sloganlar›n›yazarak gelece¤imize sahip ç›kal›mça¤r›s› yapt›lar.. Eyleme Özgür E¤itimPlatformu da destek verdi.

Toros Sokak’tan bafllayan yürüyüfl,S›hhiye Köprüsü üzerinden devamederek Abdi ‹pekçi Park›’na kadar sür-dü. Burada açl›k grevini sürdüren TA-YAD’l› aileler taraf›ndan alk›fllarla

karfl›lanan gençler, bas›n aç›klamas›yapt›lar.

Emperyalizmin ka¤›ttan kaplan ol-du¤unu ve dünya halklar›n›n devrimcif›rt›nas› ile yok olaca¤›n› vurgulayanYDG; üniversitelerin mali özerklik ad›alt›nda özellefltirildi¤ine dikkat çekti.Bu para ile kardefl Irak halk›n›n kan›-n›n ak›t›laca¤›n›n da alt›n› çizerek, dü-flünmesi engellenen bir ö¤renci gençli-¤in yarat›lmak istendi¤ini belirtti. Öz-gür E¤itim Platformu ad›na yap›lanaç›klamada ise; flu anda bir it dalafl›n›nyafland›¤› ve duyarl› gençli¤in bunakarfl› sesini yükseltmesi gerekti¤i ifadeedildi. “Paras›z, bilimsel, anadildee¤itim” sloganlar› atan gençler, türkü-ler ve halaylar çekerek eylemlerini so-na erdirdi.

‹mza Kampanyas› süresince topla-nan imzalar ise Meclis’e gönderildi.

(Ankara)

YYDDGG’’ddeenn ççaa¤¤rr››;; GGeelleeccee¤¤iimmiizzee ssaahhiipp çç››kkaall››mm!!

‹K‹TELL‹’DE EYLEM‹kitelli “Emperyalist ‹flgal Karfl›t›

Platform” 26 Ekim 2003 tarihinde birbas›n aç›klamas› yaparak, savafl karfl›t›mücadelenin art›r›larak sürdürülmesiça¤r›s›nda bulundu.

Platform bileflenleri ad›na aç›klamayapan Tar›k Taflk›ran, AKP hükümetininABD’nin Irak iflgaline destek vermekiçin ç›kard›¤› kanl› tezkerenin hiçbir hük-münün olmad›¤›n›, önemli olan›n halkkitlelerinin gücü oldu¤unu belirtti.

Taflk›ran, “8,5 milyar dolar için ço-cuklar›m›z›n Irak halk›n› iflgal etmesi-ni istiyorlar. Bizlerin Türkmen, Kürt,Arap halklar›yla hiçbir sorunumuzyok. Bizim saf›m›z belli iflgalin de¤il,direnenin saf›nday›z” diyerek aç›klama-y› bitirdi. Aç›klaman›n ard›ndan “ABDaskeri olmayaca¤›z” ve “Emperyalistiflgale ve tecrite hay›r” sloganlar› at›la-rak eylem bitirildi. (‹stanbul)

YAS TUTMAMAK ‹Ç‹NANKARA’YA

EKB, asker aileleri ve çeflitli kurum-larla beraber yap›lacak olan “Yas tutma-mak için Ankara” yürüyüflü bas›n aç›k-lamas›yla kamuoyuna duyuruldu.

28 Ekim 2003 tarihinde saat 13:00’de‹HD ‹stanbul fiubesi’nde Emekçi Kad›n-lar Birli¤i Yönetim Kurulu Üyesi EmineGüngör’ün okudu¤u bas›n aç›klamas›n-da “Hükümet tezkere yetkisini kullanma-s›n” talebiyle toplanan dilekçelerin Mec-lis’e verilece¤ini duyuruldu.

Burada toplanan dilekçeler Meclis’esunularak Meclis’ten milletvekilleriylegörüflme talep edilece¤ini duyurdu.

Aç›klaman›n ard›ndan asker yak›n›olan Solmaz K›l›ç ise; “Irak’ta iflgalci ol-mayaca¤›, çocuklar›m›z›n tabutlarla geridönmeyece¤i yönündeki yalanlara inan-m›yoruz ve tezkerenin geri çekilmesiniistiyoruz” dedi.

EKB’nin yan›s›ra ESP, ‹HD, EmekçiHareket Derne¤i, Bar›fl Anneleri ‹nisiya-tifi gibi kurumlar ve fiair Rahime Hendende bu eyleme destek vereceklerini belir-terek bas›n aç›klamas› sona erdi.

Ayn› flekilde ‹zmir’den de Ankara’yahareket eden EKB’li kad›nlar asker aile-leri ile birlikte tezkerenin geri çekilmesiamac›yla eylem yapt›. Karfl›yaka ‹fl Ban-kas› önünde toplanan kad›nlar, “Yaflas›nhalklar›n kardeflli¤i”, “Analar›n öfkesiABD’yi bo¤acak”, “Irakl› kad›nlar yal-n›z de¤ildir” fleklinde slogan atarak, ba-s›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamay› okuyanEKB ‹zmir Temsilcisi ‹sminaz Ergün,Hükümete ve MGK’ya seslenerek, askerailelerinin taleplerini dikkate almaya ça-¤›rd›. Ergün, “Birçok ‹lçede imza stant-lar› açt›k. Ve yar›n Ankara’da bulufla-rak bu imzalar› TBMM’ye verece¤iz.Bir kez daha Irakl› kad›nlar›n yan›ndaolaca¤›m›z› aç›klayaca¤›z” dedi. Bas›naç›klamas›n›n ard›ndan EKB’li kad›nlar

otobüslere binerek Anka-ra’ya do¤ru yolaç›kt›.

Irak’a asker gön-derilmemesi içintoplad›klar› dilekçe-leri AKP milletvekil-lerine veren EKB üye-si kad›nlar, “Bizim ço-cuklar›m›z Kürt sorunubahane edilerek Irak’taifllenen insanl›k suçlar›-na ortak edilmemelidir”ça¤r›s›nda bulundu.

Türkiye’nin birçokilinden Ankara’ya gelenEKB üyesi kad›nlar veasker ailesi yaklafl›k 30 ka-d›n, Irak’a asker gönderil-memesi için toplad›klar› im-zalar› Meclis’e vermek üzereTBMM Dikmen Kap›s› önün-de bir araya geldi. Burada biraç›klama yapan EKB temsilcisiEmine Güngör, tezkerinin 7Ekim’de Meclis’ten geçti¤inihat›rlatarak, tezkerenin ABD’niniste¤i do¤rultusunda geçti¤inivurgulad›.

Tezkerinin iptal edilmesini is-teyen Güngör, flöyle devam etti:“Irakl› kad›nlar militarist politika-lar nedeniyle soka¤a ç›kamaz duruma ge-liyor, kaç›r›l›p tecavüzlere maruz kal›yor.Fuhufl pazar› Irak’ta yayg›nlaflt›r›l›yor.Bunun yan›nda Irakl›lar›n direnifli sürü-yor. Bu durum Vietnam sendromununbafllad›¤›n›n da göstergesidir. Bizim ço-cuklar›m›z Kürt sorunu bahane edilerekIrak’ta ifllenen insanl›k suçlar›na ortakedilmemelidir.”

Güngör’ün konuflmas›ndan sonra ka-d›nlar› karfl›lamaya gelen CHP MersinMilletvekili Mustafa Özcan, kad›nlar ta-raf›ndan, “Kanl› tezkere sokakta y›rt›-lacak” slogan›yla karfl›lanarak, z›lg›tlarlaprotesto edildi. Kad›nlar› slogan atmama-lar› yönünde uyaran Özcan, 10 kiflilik birheyetle Meclis’e döndü. Kad›nlar Mec-lis’ten CHP Grup Baflkan Vekili Ali To-puz, AK Parti Ad›yaman Milletvekili Fa-ruk Ünsal ve Ankara Milletvekili Ersön-

mezYarbay’la görüflerek,

tezkerinin iptal edilmesine yöneliktoplad›klar› imzalar› sundu.

EKB üyesi di¤er kad›nlar, heyetinMeclis’e gitmesi üzerine Yüksel Cadde-si’ne geçti. Burada “Emekçi Kad›nlarBirli¤i” pankart› açan kad›nlar, “TezkereMeclis’in, çocuklar bizimdir”, “Kad›n-lar iflgalin de¤il, direniflin saf›na”, “Teca-vüzcü iflbirlikçiler defolsun”, “Irakl› ka-d›nlar yaln›z de¤ildir” sloganlar› att›.EKB’li kad›nlar tezkerenin iptal edilme-sini isteyen bildirileri de vatandafllara da-¤›tt›.

GENÇL‹K DERNEKL‹Ö⁄RENC‹LERE ‹fiKENCE

“YÖK’e ve Tecrite Hay›r” demekiçin 23 Ekim günü Kad›köy HaldunTaner Sahnesi önünde slogan atarak biraraya gelen Gençlik Derne¤i Federasyo-nu Giriflimi üyesi bir grup “Ad›m ad›myürüyoruz. Kas›m’da Ankara’day›z”

yaz›l› pankart› açarak burada bir bas›naç›klamas› yapt›. “YÖK’ün kald›r›lmas›,yurtlar›n ücretsiz olmas›, Irak’a müdaha-lenin sonland›r›lmas›, hapishanelerdekitecritin kald›r›lmas›” vb. isteklerin s›ra-land›¤› bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan,Ankara’ya yürüyüfl bafllat›lmak istendi.Ancak Ankara’ya yürüyeceklerini söyle-yen grupla polis aras›nda yaflanan tart›fl-man›n ard›ndan, polis gruba sald›rarak 20kifliyi gözalt›na ald›.

23 Ekim’de gözalt›na al›narak Anka-ra’ya yürümeleri engellenen ö¤renciler,25 Ekim 2003 tarihinde Kad›köy HaldunTaner Sahnesi önünde tekrar bir arayageldiler.

26 Ekim günü gözalt›na al›nangençlerden Mehmet Yayla, ‹brahimGökçek, Özlem Olgun ve Derya Öz-kaya, Temel Haklar ve ÖzgürlüklerDerne¤inde bir bas›n aç›klamas› yap-t›lar. Bas›n aç›klamas› yapanlar›nyüzlerinin flifl ve morarm›fl olmas›,gözalt›nda maruz kald›klar› fliddetiyans›t›yordu. Mehmet Yayla adl›ö¤renci, gözalt›nda iflkence gördü-¤ünü belirterek flöyle konufltu:“Çevik kuvvet ekipleri bizi gözal-t›na al›rken, ayaklar› ve yumruk-lar›yla surat›m›za ve vücudumu-zun her yerine vurdular. Araba-n›n içinde de üzerimize gazbombas› att›lar. Polisler, üzeri-mize oturuyor, postallar› ile des›rt›m›za vuruyorlard›. Araba-dan indirdikten sonra biziTMfi’ye götürdüler. Orada daç›r›lç›plak soyarak hayalar›-m›z› s›kt›lar. Yemek, su, tu-valet ihtiyaçlar›m›z›n hiçbi-ri karfl›lanmad›. Daha son-ra Adli T›p’a götürdüler.Biz doktora polislerin ya-n›nda muayene olmaya-

ca¤›m›z› söyledik. Ama doktorpolisleri d›flar› ç›karmad› ve bizi afla¤›la-yarak geçifltirmeye çal›flt›” dedi.

(Kartal)

Ö⁄RENC‹LER YÖK’E VE‹fiGALE KARfiI EYLEM YAPTI‹nsan Haklar› An›t› önünde toplanan

ö¤renciler emperyalist iflgali, YÖK veYÖK Yasa Tasar›s›’n› protesto ederekSakarya Caddesi’ne yürüdü.

24 Ekim günü saat 17:00’de birarayagelen Gençlik Dernekleri, Yeni Demok-rat Gençlik, Ekim Gençli¤i, YÖK’ü 6Kas›m’da K›z›lay’da protesto edecekleri-ni aç›klayarak, tüm ö¤renci gençli¤ini 6Kas›m’da K›z›lay’a ça¤›rd›. “F tipi üni-versite istemiyoruz”, “YÖK kalkacak,polis gidecek, üniversiteler bizimle öz-gürleflecek” vb. sloganlar atan ö¤rencilertürküler söyleyerek halaylar çektiler. Bu-radan Sakarya Caddesi’ne do¤ru yürüme-ye bafllayan gençlere etraftaki kitlenin il-gisi de oldukça yo¤undu. (Ankara)

B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R

işçi-köylüişçi-köylüYEN DEMOKRAS Y O L U N D A UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹

Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.

‹mam Murat Sok. No:14/1

Aksaray-Fatih/‹STANBUL.

Tel: (0212) 521 34 30, 531 48 53 FAKS: (0212)621 61 33

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Beflir KASAP

Bask›: Gün Matbaac›l›k

Genel Da¤›t›m: YAY-SAT

@mail: [email protected]

BÜROLAR

➧ KARTAL: HAMAM SOK. DEM‹RL‹ ‹fiHANI NO: 57/14 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 544 521 34 30

➧ ANKARA: MEfiRUT‹YET MAH. KONUR SOK. NO: 14/24 KIZILAY/ANKARA TEL: (0312) 418 25 26 Cep: 0 535 562 33 72

➧ ‹ZM‹R: GAZ‹OSMANPAfiA BULVARI, KOÇAfi ‹fiHANI NO: 87, DA‹RE:318 KONAK, TELEFAKS: (0232) 441 93 09 Cep: 0535 310 31 84

➧ MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO:9 KAT:1/16 MALATYA TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0536 697 94 19

➧ BURSA: GÜMÜfiÇEKEN CAD. ERKMEN ‹fiHANI, NO:7/21, HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 612 81 98

➧ SAMSUN: KALE MAH., YUSUF KEFEL‹ ‹fiHANI, KAT: 6 NO: 9 , TEL: (0362) 435 64 57 Cep: 0 537 427 71 48

➧ TURHAL: YAVUZ SULTAN SEL‹M MAH. TANRI-VERD‹ SOK. 19/15 2. NOTER YANI TURHAL/TOKAT TEL: 0356 276 37 20 Cep: 0533 414 65 54

➧ MERS‹N: ÇANKAYA MAH. S‹L‹FKE CAD. ÜZÜM ‹fiHANI KAT :1 NO: 47 MERS‹N

➧ AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 DUISBURG-DEUTSCHLAND TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959

Irak’taki iflgal tüm vahfletiyle sürerken, ülkemizde de tüm dünyadaoldu¤u gibi iflgale ve bu iflgale ortak olmak anlam›na gelen bölgeye

asker göndermeye karfl› birçok eylem yap›l›yor.

‹flgal karfl›tlar› sokaklarda