8
H aber tekrarı (elinizdeki sa- yıda haber olarak yer ala- cak) ile başlamak durumunda- yım: "Ankara Tabip Odası'nın (ATO) Yıldırım Beyazıt Üni- versitesi Tıp Fakültesi'ne 6. Sayfada Kamu taşınmazlarının yeni patronu: Sağlık Bakanlığı Avukat Mustafa Güler Hukuk Köşesi’nde yazdı “Korsan eğitim veriyoruz” Dr. Aytül Çakcı, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nin geldiği noktayı değerlendirdi. Tıp Dünyası – ANKARA – Ankara Bölge İdare Mahkemesi, Ankara Tabip Odası’nın (ATO) ortaya çıkardığı, Yıldırım Beyazıt Üni- versitesi’nde “adrese teslim kadro skandalı”durduran Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin ka- rarını kaldırdı. ATO’nun, Ankara’da kurulan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne atanacak 31 ismin önceden belli olduğunu notere tasdik Kurum hekimlerine, aynı statüde bulunmalarına ve aynı hizmeti sunmalarına karşın görev yaptıkları kamu kurumlarına göre farklı ücretler ödenmesi, kendisi de bir kurum hekimi olan Dr. Figen Şahpaz tarafından yargıya taşındı. “...Bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmak ve birinci basamak sağlık hizmetleri kapsa- mında “okul sağlığı” hizmetlerini etkinleş- tirmek önemli bir müdahaledir. Bu anlamda okul sağlığı birimleri kurulmalı, etkin okul sağlığı programlarının yürütücüsü olmalı- dır...” TTB Halk Sağlığı Kolu’nun açıklaması 1 Eylül 2011 Sayı: 182 Dr. Eriş Bilaloğlu Devamı sayfa 3’te g ün dem... arada bir Sayfa 6’da Tıp Dünyası – ANKARA - “Dün- yanın en büyük sağlık kompleksi” olarak lanse edilen Ankara Etlik En- tegre Sağlık Kampusü ihalesini, 319 milyon lira ile Astaldi-Türkerler or- taklığı kazandı. Kamu-özel ortaklığı yoluyla gerçekleştirilecek proje için devlet, firmaya 25 yıl boyunca kira ödeyecek. Kamu Özel Ortaklığı Daire Baş- kanlığı’nın sitesinde yer alan bilgilere göre; 1 milyon 400 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek olan kom- pleksin içinde 1 genel hastane, Kalp Damar Hastalıkları Hastanesi, Orto- pedi ve Nörolojik Bilimler Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Kadın Doğum Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Reha- bilitasyon Hastanesi, Psikiyatri Has- tanesi ve Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi olmak üzere sekiz dal hastanesi bulunacak. Kampus, toplam 3056 yatak kapasitesine sahip olacak. Kampüs içersinde ayrıca, Sağlık Bilimleri Üniversitesi, kongre mer- kezleri ve ti- TTB 60. Büyük Kongresi 1-2 Temmuz’da yapıldı Tıp Dünyası – ANKARA - Türk Tabipleri Birliği’nin 60. Büyük Kongresi (seçimsiz) 1-2 Temmuz 2011 tarihlerinde Ankara’da gerçek- leştirildi. Kongreye TTB ve tabip odalarından temsilciler ve delegelerin yanı sıra, milletvekilleri, siyasi partiler, sendikalar, meslek ve emek ör- gütlerinden konuklar katıldı. Ülke ve sağlık ortamının değerlendirildiği kongrede, 2010- 2011 dönemi çalışmaları aktarıldı, önümüzdeki dönem yapılması gerekenler hakkında değer- lendirmelerde bulunuldu. Türk Tabipleri Birliği’nin Olağan 60. Büyük Kongresi 1-2 Temmuz 2011 tarihlerinde Ankara’da toplandı. Astaldi-Türkerler’e büyük ikramiye! “Dünyanın en büyük sağlık kompleksi” olarak lanse edilen Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampusü ihalesini, 319 milyon lira ile Astaldi-Türkerler ortaklığı kazandı. Kamu-özel ortaklığı yoluyla gerçekleştirilecek proje için devlet, firmaya 25 yıl boyunca kira ödeyecek. Devamı Sayfa 5’te Tıp Dünyası – ANKARA - Tıpta ve Dişhe- kimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nde 1 Temmuz 2011 tarihinde yapılan değişiklikle, uzmanlık eğitimi sırasında istifa edenler ile yerleştirildiği bölüme başlamayanların TUS’ta aldıkları puandan yüzde 2 oranında kesinti ya- pılması gündeme getirildi. Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının en çok yüzde 10’una kadar ilave kontenjan ayrılabileceğine ilişkin Yönetmelik hükmü de ihlal edilerek, yabancı uyruklu he- kimlere ayrıldı. Kompleks, Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı’nın sitesinde yer alan bilgilere göre; , 1 milyon 400 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek. Tıp Dünyası – ANKARA - TTB Merkez Kon- seyi, 12 Haziran 2011 seçimlerinde TBMM’ye seçilen hekim milletvekilleriyle, 12 Temmuz 2011 günü TTB’de bir tanışma toplantısı gerçekleştirdi. Hekim milletvekillerini TBMM’ye seçilmelerinden dolayı kutlama ve tanışma amacıyla gerçekleştirilen toplantıya, hekim kökenli 40 milletvekilinden 13’ü katıldı. TUS’ta hukuk skandalı Türk Tabipleri Birliği, TUS Yönetmeliği’nin ihlali ve puan kesintisi nedeniyle oluşan haksızlığa karşı dava açtı. TTB’de hekim milletvekilleriyle “ilk sohbet” TTB Merkez Konseyi, 12 Haziran seçimleriyle TBMM’ye giren hekim milletvekilleriyle tanışma toplantısı gerçekleştirdi. Zorunlu Sorumluluk Sigortası’nda değişiklik yapıldı Sağlık Bakanlığı, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mesleki sorumluluk sigortası tarife ve talimatında değişiklik yaptı. Söz konusu değişikliklerle ilgili tebliğ 19 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak, 30 Temmuz’dan itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe kondu. Mardin’in Midyat ilçesinde hekimlik yapan ve “hekimlerin tutuklu ve hükümlüleri muayenelerinde hasta ve hekimin yalnız kalmasını önleyen” Üçlü Protokol nedeniyle yargılanan Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun davasının ilk duruşması 27 Temmuz 2011 günü Mardin’in Midyat ilçesinde gerçekleştirildi. Dava 2 Kasım 2011 tarihine ertelendi. Sayfa 5’te Bölge İdare Mahkemesi skandala geçit verdi Ankara Bölge İdare Mahkemesi, Ankara Tabip Odası’nın Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne atanacak 31 ismin önceden belli olduğunu noter onayıyla tespit ettirerek yaptığı başvuru ve açtığı davada Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararını “ATO’nun dava açma ehliyeti olmadığı” gerekçesiyle kaldırdı. Tıp Dünyası – ANKARA – Sağlık Bakanlığı, “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile Tarife ve Talimatı”nda değişiklik yaptı. Söz konusu değişikliklerle ilgili tebliğ, 19 Temmuz 2011 günü Resmi Gazete yayımlanarak 30 Temmuz 2011 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğü kondu. TTB Hukuk Bürosu tarafından hazırlanan bilgi notunda, yapılan değişiklikler şöyle sıralandı: - Her bir olay için azami teminat tutarı 300 Bin TL’den 400 Bin TL’ye çıkarılmıştır. -Daha önce olay sayısına göre toplam teminat tutarında bir üst sınır bulunmazken, 1.800.000. TL’lik üst sınır getirilmiştir. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun davası 2 Kasım’a ertelendi Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu Tıp Dünyası – ANKARA/İSTANBUL – Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’te, yü- rürlüğe girmesinin beklendiği 3 Ağustos 2011 tarihinde değişiklik yapıldı. Hekimlerin serbest çalışma hakkını engellediği ve mua- yenehane açma koşullarını neredeyse im- kansız hale getirdiği gerekçesiyle, uzun sü- redir hekim kamuoyunun tepkisini çeken yönetmelikte yapılan değişikliklerin ardından bir basın toplantısı düzenleyen TTB ve İs- tanbul Tabip Odası, hekimlerin serbest meslek hakkının engellenmeye devam edil- diğini bildirdi. TTB Hukuk Bürosu’nun yaptığı değer- lendirmeye göre, yönetmelikteki değişiklikler ve eklemeler şöyle: 3 Ağustos 2010 tarihine kadar açılmış muayenehanelere uygunluk için 4 yıl ek süre verilmiş, uyum süresi 03.08.2015 yılına uzatılmıştır. Bu nedenle 03.08.2011 tarihine kadar İl Sağlık Müdürlüğüne dilekçe verme zorunluluğu kalkmıştır. Dilekçe veren mes- lektaşlarımız için bir hak kaybı söz konusu değildir. Değişiklikten önce Yönetmelikte; yapı kullanma izin belgesi, Yeni yönetmelikte de zihniyet aynı 3 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’te, hekimlerin tepkileri, tabip odalarının girişimleri ve Danıştay 10. Dairesi’nin bazı hükümlerle ilgili olarak verdiği yürütmeyi durdurma kararının ardından, değişiklik yapıldı. Devamı Sayfa 4’te Devamı Sayfa 3’te Devamı Sayfa 4’te Devamı Sayfa 6’da Devamı Sayfa 6’da Devamı Sayfa 3’te Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 27 Kasım 2010 tarihinde yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği ile İşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinden bir kısmının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Türk Tabipleri Birliği tarafından açılan davalarda kısmen yürütmenin durdurulmasına karar verildi. İşyeri hekimliği ile ilgili davalarda kısmi durdurma Kurum hekimlerinin maaş farkları yargıya taşındı Sayfa 5’te 2. Sayfada Behçet Aysan Şiir Ödülü için son başvuru 14 Ekim 6. Sayfada Kos-Hipokrat ziyareti 8. Sayfada "Ehliyet" meselesi Sayfa 5’te

Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

Haber tekrarı (elinizdeki sa-yıda haber olarak yer ala-

cak) ile başlamak durumunda-yım:

"Ankara Tabip Odası'nın(ATO) Yıldırım Beyazıt Üni-

versitesi Tıp Fakültesi'ne

6. Sayfada

Kamu taşınmazlarının yeni patronu: Sağlık Bakanlığı

Avukat Mustafa Güler Hukuk Köşesi’nde yazdı

“Korsan eğitim veriyoruz”

Dr. Aytül Çakcı, SağlıktaDönüşüm Programı ileEğitim ve AraştırmaHastaneleri’nin geldiğinoktayı değerlendirdi.

Tıp Dünyası – ANKARA – Ankara Bölgeİdare Mahkemesi, Ankara Tabip Odası’nın(ATO) ortaya çıkardığı, Yıldırım Beyazıt Üni-versitesi’nde “adrese teslim kadro skandalı”nıdurduran Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin ka-rarını kaldırdı.

ATO’nun, Ankara’da kurulan Yıldırım BeyazıtÜniversitesi Tıp Fakültesi’ne atanacak31 ismin önceden belli olduğununotere tasdik

Kurum hekimlerine, aynı statüde bulunmalarına veaynı hizmeti sunmalarına karşın görev yaptıklarıkamu kurumlarına göre farklı ücretler ödenmesi,kendisi de bir kurum hekimi olan Dr. Figen Şahpaztarafından yargıya taşındı.

“...Bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmakve birinci basamak sağlık hizmetleri kapsa-mında “okul sağlığı” hizmetlerini etkinleş-tirmek önemli bir müdahaledir. Bu anlamdaokul sağlığı birimleri kurulmalı, etkin okulsağlığı programlarının yürütücüsü olmalı-dır...”

TTB Halk Sağlığı Kolu’nun açıklaması

1 Eylül 2011 Sayı: 182

Dr. Eriş Bilaloğlu

Devamı sayfa 3’te

gündem...

arada bir

Sayfa 6’da

Tıp Dünyası – ANKARA - “Dün-yanın en büyük sağlık kompleksi”olarak lanse edilen Ankara Etlik En-tegre Sağlık Kampusü ihalesini, 319milyon lira ile Astaldi-Türkerler or-taklığı kazandı. Kamu-özel ortaklığıyoluyla gerçekleştirilecek proje içindevlet, firmaya 25 yıl boyunca kiraödeyecek.

Kamu Özel Ortaklığı Daire Baş-kanlığı’nın sitesinde yer alan bilgileregöre; 1 milyon 400 bin metrekarealan üzerine inşa edilecek olan kom-pleksin içinde 1 genel hastane, KalpDamar Hastalıkları Hastanesi, Orto-pedi ve Nörolojik Bilimler Hastanesi,Onkoloji Hastanesi, Kadın DoğumHastanesi, Çocuk Hastanesi,  Reha-

bilitasyon Hastanesi, Psikiyatri Has-tanesi ve Yüksek Güvenlikli AdliPsikiyatri Hastanesi olmak üzere sekizdal hastanesi bulunacak. Kampus,toplam 3056 yatak kapasitesine sahipolacak.

Kampüs içersinde ayrıca, SağlıkBilimleri Üniversitesi, kongre mer-kezleri ve ti-

TTB 60. BüyükKongresi 1-2Temmuz’dayapıldı

Tıp Dünyası – ANKARA - Türk TabipleriBirliği’nin 60. Büyük Kongresi (seçimsiz) 1-2Temmuz 2011 tarihlerinde Ankara’da gerçek-leştirildi. Kongreye TTB ve tabip odalarındantemsilciler ve delegelerin yanı sıra, milletvekilleri,siyasi partiler, sendikalar, meslek ve emek ör-gütlerinden konuklar katıldı. Ülke ve sağlıkortamının değerlendirildiği kongrede, 2010-2011 dönemi çalışmaları aktarıldı, önümüzdekidönem yapılması gerekenler hakkında değer-lendirmelerde bulunuldu.

Türk Tabipleri Birliği’nin Olağan 60.Büyük Kongresi 1-2 Temmuz 2011tarihlerinde Ankara’da toplandı.

Astaldi-Türkerler’e büyük ikramiye!“Dünyanın en büyük sağlık kompleksi” olarak lanse edilen Ankara EtlikEntegre Sağlık Kampusü ihalesini, 319 milyon lira ile Astaldi-Türkerlerortaklığı kazandı. Kamu-özel ortaklığı yoluyla gerçekleştirilecek projeiçin devlet, firmaya 25 yıl boyunca kira ödeyecek.

Devamı Sayfa 5’te

Tıp Dünyası – ANKARA - Tıpta ve Dişhe-kimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nde1 Temmuz 2011 tarihinde yapılan değişiklikle,uzmanlık eğitimi sırasında istifa edenler ileyerleştirildiği bölüme başlamayanların TUS’taaldıkları puandan yüzde 2 oranında kesinti ya-pılması gündeme getirildi. Ayrıca, sonbahardönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacakkontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlıkkadrolarının en çok yüzde 10’una kadar ilavekontenjan ayrılabileceğine ilişkin Yönetmelikhükmü de ihlal edilerek, yabancı uyruklu he-kimlere ayrıldı.

Kompleks, Kamu Özel Ortaklığı Daire Başkanlığı’nın sitesinde yer alanbilgilere göre; , 1 milyon 400 bin metrekare alan üzerine inşa edilecek.

Tıp Dünyası – ANKARA - TTB Merkez Kon-seyi, 12 Haziran 2011 seçimlerinde TBMM’yeseçilen hekim milletvekilleriyle, 12 Temmuz 2011günü TTB’de bir tanışma toplantısı gerçekleştirdi.Hekim milletvekillerini TBMM’ye seçilmelerindendolayı kutlama ve tanışma amacıyla gerçekleştirilentoplantıya, hekim kökenli 40 milletvekilinden13’ü katıldı.

TUS’ta hukukskandalıTürk Tabipleri Birliği, TUSYönetmeliği’nin ihlali ve puankesintisi nedeniyle oluşan haksızlığakarşı dava açtı.TTB’de hekim

milletvekilleriyle“ilk sohbet”TTB Merkez Konseyi, 12 Haziranseçimleriyle TBMM’ye giren hekimmilletvekilleriyle tanışma toplantısıgerçekleştirdi.

Zorunlu SorumlulukSigortası’ndadeğişiklik yapıldıSağlık Bakanlığı, tıbbi kötü uygulamayailişkin zorunlu mesleki sorumluluksigortası tarife ve talimatında değişiklikyaptı. Söz konusu değişikliklerle ilgilitebliğ 19 Temmuz’da Resmi Gazete’deyayımlanarak, 30 Temmuz’dan itibarengeçerli olmak üzere yürürlüğe kondu.

Mardin’in Midyat ilçesinde hekimlik yapan ve “hekimlerin tutuklu ve hükümlüleri muayenelerinde hasta ve hekimin yalnız kalmasını önleyen” Üçlü Protokol nedeniyle yargılanan Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun davasının ilk duruşması 27 Temmuz 2011 günü Mardin’in Midyat ilçesinde gerçekleştirildi. Dava 2 Kasım 2011 tarihine ertelendi. Sayfa 5’te

Bölge İdareMahkemesiskandala geçitverdiAnkara Bölge İdare Mahkemesi, AnkaraTabip Odası’nın Yıldırım BeyazıtÜniversitesi Tıp Fakültesi’ne atanacak 31ismin önceden belli olduğunu noteronayıyla tespit ettirerek yaptığı başvuruve açtığı davada Ankara 5. İdareMahkemesi’nin verdiği yürütmeyidurdurma kararını “ATO’nun dava açmaehliyeti olmadığı” gerekçesiyle kaldırdı.

Tıp Dünyası – ANKARA – Sağlık Bakanlığı,“Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu MaliSorumluluk Sigortası Genel Şartları ile Tarifeve Talimatı”nda değişiklik yaptı. Söz konusudeğişikliklerle ilgili tebliğ, 19 Temmuz 2011 günüResmi Gazete yayımlanarak 30 Temmuz 2011tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğü kondu.

TTB Hukuk Bürosu tarafından hazırlanan bilginotunda, yapılan değişiklikler şöyle sıralandı:

- Her bir olay için azami teminat tutarı 300 BinTL’den 400 Bin TL’ye çıkarılmıştır.

-Daha önce olay sayısına göre toplam teminattutarında bir üst sınır bulunmazken, 1.800.000.TL’lik üst sınır getirilmiştir.

Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nundavası 2 Kasım’a ertelendi

Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu

Tıp Dünyası – ANKARA/İSTANBUL –Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel SağlıkKuruluşları Hakkında Yönetmelik’te, yü-rürlüğe girmesinin beklendiği 3 Ağustos2011 tarihinde değişiklik yapıldı. Hekimlerinserbest çalışma hakkını engellediği ve mua-yenehane açma koşullarını neredeyse im-kansız hale getirdiği gerekçesiyle, uzun sü-redir hekim kamuoyunun tepkisini çeken

yönetmelikte yapılan değişikliklerin ardındanbir basın toplantısı düzenleyen TTB ve İs-tanbul Tabip Odası, hekimlerin serbestmeslek hakkının engellenmeye devam edil-diğini bildirdi.

TTB Hukuk Bürosu’nun yaptığı değer-lendirmeye göre, yönetmelikteki değişikliklerve eklemeler şöyle:

3 Ağustos 2010 tarihine kadar açılmış

muayenehanelere uygunluk için 4 yıl eksüre verilmiş, uyum süresi 03.08.2015 yılınauzatılmıştır. Bu nedenle 03.08.2011 tarihinekadar İl Sağlık Müdürlüğüne dilekçe vermezorunluluğu kalkmıştır. Dilekçe veren mes-lektaşlarımız için bir hak kaybı söz konusudeğildir.

Değişiklikten önce Yönetmelikte; yapıkullanma izin belgesi,

Yeni yönetmelikte de zihniyet aynı3 Ağustos’ta yürürlüğe girecek olan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’te,hekimlerin tepkileri, tabip odalarının girişimleri ve Danıştay 10. Dairesi’nin bazı hükümlerle ilgili olarak verdiği yürütmeyidurdurma kararının ardından, değişiklik yapıldı.

Devamı Sayfa 4’te

Devamı Sayfa 3’te

Devamı Sayfa 4’te

Devamı Sayfa 6’da

Devamı Sayfa 6’da

Devamı Sayfa 3’te

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 27 Kasım2010 tarihinde yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği HizmetleriYönetmeliği ile İşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki, Sorumlulukve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik hükümlerinden bir kısmınınyürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Türk TabipleriBirliği tarafından açılan davalarda kısmen yürütmenindurdurulmasına karar verildi.

İşyeri hekimliği ile ilgilidavalarda kısmi durdurma

Kurum hekimlerinin maaş farkları yargıya taşındı

Sayfa 5’te

2. Sayfada

Behçet Aysan Şiir Ödülü için son başvuru 14 Ekim

6. Sayfada

Kos-Hipokrat ziyareti8. Sayfada

"Ehliyet" meselesi

Sayfa 5’te

Page 2: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

Tıp Dünyası – ANKARA – Dr.Aytül Çakcı… Fizik Tedavi ve Re-habilitasyon uzmanı bir hekim ve bireğitimci. Ankara Dışkapı YıldırımBeyazıt Eğitim ve Araştırma HastanesiFizik Tedavi Rehabilitasyon Kliniğişefi. On bir yıldır bu hastanede, bugörevde çalışıyor. Sağlıkta DönüşümProgramı’nın temellerinin atılışını da,SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlı-ğı’na “devri” sürecinde Dışkapı’nıneğitim araştırma hastanesine dönüş-türülüşünü de, performans uygula-masının eğitim araştırma hastanelerinegirişini de bu hastanede yaşamış. Tümbunların eğitim ve araştırma hasta-nelerinde korunması gereken hizmetve eğitim dengesini, ekip çalışmasıruhunu nasıl olumsuz etkilediğini birebir yaşamış. Tüm bunlara karşın,kendi kliniğinde halen bu dengeyi,ekip ruhunu, “son derece önemli”dediği yüz yüze iletişimi korumayaçalışıyor, klinikte görev yapan uz-manların, asistanların önünü açabilecekher tür girişimi destekliyor. Aynı za-manda Ankara Tabip Odası YönetimKurulu üyesi. Dr. Aytül Çakcı ile Sağ-lıkta Dönüşüm Programı’nın eğitimve araştırma hastanelerine etkisini ko-nuştuk.

“Siz böyle bir röportaj talebi ile-tince, ‘Eğitici Gözüyle Eğitim Has-tanelerinin Durumu’ başlığı ile 2007yılında hazırladığım bir sunumumagöz attım; o günden bu yana değişenbir şey var mı” diye diyor. “Varmı?” diye soruyorum. “Var. Dahakötü oldu” diyor. Ve bu sunumdanda örnekler vererek, eğitici gözüyleeğitim hastanelerinin durumunu vesağlıkta dönüşüm programının etki-lerini anlatmaya koyuluyor.

“Korsan eğitim veriyoruz”Gerek performans uygulaması ne-

deniyle poliklinik sayılarının artması,gerekse organizasyonel eksiklikler

nedeniyle klinik şefinin/eğiticinin üze-rine kalan tanımsız onca iş tek birşeyi vurmuş: Eğitim. “Eğitim veAraştırma Hastanelerinde hizmetve eğitimin dengede tutulması lazım.Denge bozulduysa zaten, bundanzarar gören eğitimdir” diyor. “Şuan bu denge bozulmuş durumdamı” diye soruyorum; “Denge bozuk”yanıtını veriyor: “Denge hizmetedönmüş durumda. Ben yaptığımızeğitimin çoğunu ‘korsan eğitim’olarak adlandırıyorum. Mesela se-mineri kaçak, öğle saatinde (mesaisaati dışı) yapıyoruz. Bu bence kor-san bir seminer saati. Veya hasta-ların daha az olduğu saatlerde.Üç’ten sonra örneğin. Ya da sabahçok erken. Yani eğitim ve araştırmahastanesinde eğitim kaçamak ka-çamak yaptığımız bir işe dönüştü.Veya mesaiden sonra toplanıyoruz.Ama bütün bunlar hiç görünmü-yor.”

Dr. Aytül Çakcı’nın Eğitim ve Araş-tırma Hastaneleri’nin, eğiticilerin,asistanların durumuna yönelik olarakanlattıkları şöyle:

“Ciddi organizasyonelproblemler var”

Ortam, hastane, hastanenin kurum-sal yapısı ve organizasyonu hep gözardı ediliyor. Gelen yazılar, yönergelerbile son dakika haberi gibi geliyor.Öyle ki, SGK’deki, ödeme sistemle-rindeki bir takım değişiklikler artıkbildirilmiyor bile. Doktor rapor ya-zacak örneğin, raporu yazarken bil-gisayarda bu sorunla karşılaşıyor vehastaya ayırmak zorunda kaldığı kü-çücük vakit içerisinde bir de bunlarıçözmekle uğraşıyor. Sıklıkla donanbilgisayarlarla mücadele ediyor. Mu-hataplar, adresler çok iyi tanımlan-mamış durumda. Bunun karmaşasınıçözmeye çalışıyor. Büyük bir zamankaybı oluyor. İlaç, malzeme raporlamaönemli mücadele alanlarımızdan.Tüm bunların sonucunda hasta mağ-

dur oluyor. Tekrar gidiyor, geliyorve bu karmaşanın sonucunda hastasinirlenince de acısını doktora ajiteolarak çıkarıyor.

EĞİTİM ALAN VE EĞİTİMVERENİN SORUNLARI

“Asistanların çok büyük sıkıntılarıvar”

Hastanelerin en önemli kaynağıinsan gücüdür. İstediği kadar hasta-nenin teknolojisi iyi olsun, organi-zasyonu iyi olsun ama işi yapacak,çıkaracak olan insandır. Hastanedeekip güçlendirme toplantılarının ol-masını beklerken, gittikçe itibarsız-laştırılan, devamlı suçlanan bir hekimmodeli oluştu. Sadece hekim olarakda düşünmemek lazım. Bu ekibi güç-lendirmeye yönelik ortamın hazırlan-ması gerekiyor. Asistanlar nerede din-leniyorlar? Kendilerin ait bir yerleriyok. Şurada hastaların beklediği kantin,kafeterya gibi bir yer var orada bek-liyorlar. Çalışanların bir araya gele-bilecekleri, kafalarını dinleyebilecek-leri, bir soluklanabilecekleri fiziki or-tamlar lazım. Yemekhanelerimiz varbir tek. Herkes aynı yerde kuyruklaragirerek yemeklerini alıyor, yiyor vs.Halbuki klinik şeflerinin olsun, asis-tanların olsun bir dinlenme ihtiyaçla-rının olabileceğini hesaba katan, onlarıbir araya getiren ortamlar son dereceönemlidir. Hep yanlış algıların esirioluyoruz. Sanki insanlar bir arayageldiği zaman bundan bir tehlike çıkargibi bir yaklaşım oluyor. Halbuki in-sanları bir araya getirmek lazım. Ça-lışanıyla didişen, çalışanını hırpalayanve çalışanını itibarsızlaştıran bir zih-niyetle verimliliği ve mutluluğu ara-mak mümkün değildir.

“Doktorların bir araya gelmesindenkorkmamak lazım”

Fiziki mekanların bir mantalitesiolmalı öncelikle. Klinikteki tüm odalarhasta odası mı olmalı? Bu mümkündeğil. Klinikte hasta odası olmayanyerlere kötü gözle bakmamak gerek.İnfüzyon odası olmalı enfeksiyonoranlarını düşürmek için. İzole ede-bileceğiniz hastaları yatırabileceğinizodalar olmalı. Toplantı salonları olmalı.Bir ara toplantı salonlarının kaldırıl-ması bile düşünüldü. Halbuki bunlargüçlendirilmesi gereken şeyler. Kli-nikte tüm odaların hasta odası olmasışeklindeki mantaliteye karşıyım. Kli-nikte yapılan işe uygun ve eğitimamaçlı odaların, mekanların olmasılazım. Doktorların bir araya gelme-sinden korkmamak lazım. Doktorlarbir araya geldikleri zaman vakalarınıtartışırlar. İletişim, verimlilik açısından,onlara bir araya gelebilecekleri or-tamları sağlamak aslında idareningörevidir.

“Klinik şefi performanslapuanlanamaz”

Eğitici olarak benden ne bekleniyordiye bakıyorum: Ben klinik şefi olarakperformansla puanlanıyorum. Sonrabakıyorum; beni puanlayan ne? Po-liklinikten, şundan bundan puan alı-yorum. Bunu kendime yakıştıramı-yorum. Ben planlama yapmalıyım,hedef koymalıyım, kliniğime, hasta-neye veya branşımda yaptıklarım ne-ler? Türkiye çapında, FTR klinikleri

içerisinde kliniğim ne durumda? Bun-lardan puan almalıyım. Şefe böylebakmak lazım. Klinik şefi kaç bölümdehizmet veriyor? Ne kadar ihtiyacacevap verebiliyor? Kliniğinde asis-tanlarının motivasyonunu sağlayabi-liyor mu? Ekip çalışması yapabiliyormu? Ekibinin önünü açabiliyor mu?Kaç doçent yetiştirmiş, kaç bölümbaşkanı yetiştirmiş? Temel bilimlerleçalışıyor mu, tıbbi etik adına nerede,kliniğin bulunduğu bölgeye bir faydasıvar mı? Tüm bunlara bakılmalı. Amabunların hiçbiriyle ilgili bir değer-lendirme yok.

“Eğitim hastanelerinde akademikunvan olmaz”

Akademik unvan akademik ortam-

larda kalmalı idi. Bu unvanların belkihizmet hastanelerine taşınması dayanlıştı. Bu hastanelerde eğitim ol-malı, eğitim olmazsa motivasyonu,itici gücü bulamıyorsunuz. Ama hiz-metin ön planda olduğu bir hastanedeakademik unvanların amacı dışındakullanılmasının iç barışı bozacağıbaştan belli idi. Akademik unvanlarınbile iyi tanımlanmadığı bir yerde ne-ticede bir curcuna çıkıyor. Ben kendiadıma; akademik unvan madem birşekilde bu hastanelerde de alınıyor,kullandırılıyor, nemalandırılıyor, ken-di ekibimin akademik unvan alabil-mesi için gerekli ortamı sağlıyorum.Ama akademik unvan konusuna te-melinde itirazım olduğu için bu ko-nuya başvurum olmamıştır.

1 Eylül 2011

arada bir

2

Mutlu Sereli Kaan

KLİNİK ŞEFLERİNİN DURUMU

PERFORMANS NEYİDÖNÜŞTÜRDÜ?

GEÇMİŞ - GELECEK

“Korsan eğitim veriyoruz”

Dr. Aytül Çakcı, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nin geldiği noktayı değerlendirdi:

Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi-Rehabilitasyon Klinik Şefi Dr.Aytül Çakcı, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulanmaya başlamasından sonra Eğitim ve AraştırmaHastaneleri’nde hizmette de, eğitimde de ciddi sorunlar yaşandığını söyledi.

Eğitim Araştırma Hastaneleri’nin hizmet ve eğitim dengesinin korunması gereken yerler olduğunu belirten Çakcı, Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte bu dengenin eğitim aleyhine bozulduğuna dikkat çekti. Çakcı, “Ben yaptığımız eğitimin çoğunu ‘korsan eğitim’ olarak adlandırıyorum” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nınBaşbakanlık ve Sağlık Ba-kanlığı genelgelerini temel

alarak 21 Temmuz tarihinde yayınladığıgenelge ile bazı gıda türlerinin okulkantinlerinde satışı yasaklanmış ve bubilgi basında da yer almıştır.

Öncelikle söylenmesi gereken her ikiBakanlığın okullarda satılan yiyeceklereyönelik düzenleme yapma ve uygula-maya karar vermiş olması olumlu biradımdır.

Aşağıdaki başlıkların ve uyarılarınmutlaka göz önüne alınması ve izleyenadımların bu yönde atılmasında yararvardır:

Okul çağı öncesi ve okul çağı döne-mindeki çocukların beslenme sorunubütünlüklü olarak ve kamusal bir so-rumlulukla geciktirilmeden ele alınmasıgereken önemdedir. Bu anlayışla;

-Sorun tek başına enerji yoğunluğuyüksek içeceklerin, kızartma ve cipslerinsatışının önlenmesi ile çözümleneme-yeceği gibi okul çağı yaş grubunda ya-şanan sağlık ve beslenme sorunlarınısadece “obezite”ye indirgeyerek odaknoktasına oturtmak eksik kalır.

-Türkiye’de halen su ve gıdalarla bu-laşan hastalıklar açısından okullar önemlibir risk ortamı oluşturmaktadır. Kan-tinlerde gıdaların hangi koşullarda vekimler tarafından hazırlandığının vesaklandığının denetlenmesi önem taşı-maktadır.

-Okul çağı sağlıklı beslenme ve yaşamtarzı alışkanlıklarının kazandırılmasıaçısından çok kritiktir. Fakat özelliklebüyük kentlerde çocuklar okullara toplutaşıma araçları ile ulaşmakta, okullarınsınırlı alanları nedeniyle yeterince fizikselaktivite gösterememekte ve düzenli bes-lenme olanaklarına erişememektedir.Okul çocuklarının kahvaltı yapıp yap-madıklarını, kah-valtıda ne tükettikleriniizleyen, süt ve süt ürünlerine erişimlerinigüvence altına alan bir sistem olmadanyapılan yasaklamalar istenen hedefeulaşmak açısından yetersiz kalacaktır.

-Okul çağı çocuklarının yeterli vedengeli beslenme ihtiyaçları, kamusalbir organizasyonla karşılanmalıdır. Bukapsamda başta tam gün eğitim görenokullarda ücretsiz öğle yemeği/kahvaltı,tüm okullarda ara öğün olarak meyvedağıtımı sağlanmalıdır.

-Genelgede yer alan “Obezite ile mü-cadelede esas unsur vatandaşlarımızınbu konuda göstereceği bireysel gay-ret..” şeklindeki ifadeler soruna bakışve anlayış açısından endişe vericidir.

-Bütüncül bir bakış açısı ile yaklaşmakve birinci basamak sağlık hizmetlerikapsamında “okul sağlığı” hizmetlerinietkinleştirmek önemli bir müdahaledir.Bu anlamda okul sağlığı birimleri ku-rulmalı, etkin okul sağlığı programlarınınyürütücüsü olmalıdır. Okul yönetimleriile sağlık birimleri Sağlık Bakanlığı veMilli Eğitim Bakanlığı desteğinde öğ-rencileri sağlıklı yaşam tarzına yönlen-direbilecek sağlıklı programlar gerçek-leştirebilmelidir.

-Yukarıdaki çabalara ek olarak, tıpkısigara örneğinde olduğu gibi, pazar he-defi çocuk ve gençler olan ayaküstüyemek sektörü, enerji içecekleri ve cipsfirmaları vb. sektörlerin reklam, pazar-lama ve satış gibi faaliyetlerine sınırla-malar getirilmelidir.

-Bugün tüm dünyada olduğu gibi ül-kemizde de obezite, diş çürükleri vepek çok diğer beslenme hastalığı açı-sından kentli yoksul çocuklar en riskligrubu oluşturmaktadır. Başbakanlığınyapması gereken öncelikli müdahale“Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hare-ketli Hayat Programı” gibi kampanyatarzı çalışmalar değil, çocuklarımız ara-sındaki eşitsizliklerin, yoksulluğun çocuksağlığı üzerindeki kalıcı etkilerinin or-tadan kaldırılmasına yönelik politikalarınyaşama geçirilmesidir. Sağlık ve eğitimalanlarını özelleştirme politikaları ilepiyasaya açan ve ticarileştiren politika-ların sağlıktaki eşitsizlikleri derinleş-tirdiği açıktır. Tüm çocukların yeterlive nitelikli gıdaya erişimlerini sağlayacakmekanizmalar geliştirilmediği süreceenerji yoğunluğu yüksek içecekler, cipsvb yiyecekler sağlıklı gıdaların yerinialmaya devam edecektir.

Okul kantinlerindeyasaklanan bazı

gıda türleri üzerinedeğerlendirme

TTB Halk Sağlığı Kolu

“Performans=hız=felaket”Klinik şefi asistanına nasıl eğitim

verecek diye bakalım. 100 civarındabir poliklinik sayımız vardı eskiden.Bu sayı şimdilerde 120’yi buluyor.Şu yaz ayında bile günlük 100-120arasında değişiyor. Çok fazla sayıdapoliklinik hastası var. Bu poliklinikhastalarının karşılığı “performans”olarak geliyor. Sağlıkta Dönüşüm’ünbaşında bu performans, asistan üze-rinden klinik şeflerine gidiyordu.Fakat her şey dönüşüyor. SDP’ninbütün alt birimleri de dönüşüyor as-lında. Bu dönüşüm stabiliteyi bozuyor.Sistem sürekli yapılan değişikliklerlekırılıyor. SDP ilk başta asistanlarıgörmedi. Onların yaptığı tüm işlemleruzmanlara veya klinik şeflerine per-formans olarak yazıldı. Bu da yanlıştı.Şimdi bu değişti çıkan sorunlar ne-deniyle; her gün de değişiyor. Artıkben takip edemiyorum. Poliklinik birperformans karşılığıdır ve bu durumsürekli değişmektedir. Tabii bunlarıolumsuz olarak algılıyoruz. O zamanperformans, yapılan işin performansıolmuyor. Sahici performans olmuyor.Sistemle bu kadar oynanabildiğine

göre, bu reel, gerçek bir performansıyakalayamıyor demektir. Performanslaifade edilen sayıdır, hızdır ancak ve-rimlilik şartıyla. Oysa verimlilik şartıhiç aranmamaktadır. Mühendislik dal-ları için sayıyı belki bir performanskriteri olarak alabilirsiniz ama sağlıktabu olmaz. Hizmette hız tehlikedir.Tıpkı trafik kazaları için söylendiğigibi: Hizmette sürat felakettir.

“Zor vakaların kabuledilmeyeceği bir sistemedoğru gidiyor”

Performans sistemleri sayılabilirşeylere odaklandığı için, sizin sayı-lamayan hizmetleriniz sistem içindegörülmüyor. Sayılamayan bir işse ge-reği yok. Hastaya zaman ayırmanız,hastayla poliklinikte onu yoğun birşekilde bilgilendirmeniz, hastayla ko-nuşmanız, hastayı rahatlatmanız önem-li değil ise… Bir de doktorun karşısınamalpraktisi koydular. Birey olarakajite olarak gelen hasta doğrudandoktora saldırıyor. Artık “çekiniktıp” diye bir şey oluştu. Buna çokdikkat etmek lazım. Böyle giderse,zor vakaların kabulünde ciddi sıkın-tılar oluşabilir.

“Klinik şef ve şef yardımcılarınıngörev tanımları belli değil”

Klinik şef ve şef yardımcılığı gö-revlerinin net bir tanımı hala yok.Bunun yapılmaması da organizas-yonel tüm sorunların bu kişilereadreslenmesi sonucunu doğuruyor.Bütün yanlış giden şeylerin adreside klinik şefi. Bir tıbbi sekreteryok. Tıbbi sekreterin yapması ge-reken tüm işler de klinik şefine yada şef muavinine adresleniyor. Dos-ya takipleri yapılacak, nöbetler ya-zılacak, acil listeleri hazırlanacak.Bunların hepsini klinik şefindensorduğunuzda ne olur? Eğitiminsüresinden çalınır.

“Klinik şefi algısı değişti”Klinik şeflerinin orijinleri değişik.

Geliş yerleri, akademik unvanlarıalış yerleri… Bazı klinik şeflerininüzerinde ayrı fiziksel mekanlarlailgili çoğul görevler var. Bu da eği-tici gözüyle baktığınız zaman zorbir durum. Klinik şefi algısında de-

ğişiklik var. Hastanın sistemde kar-şılaştığı tüm sorunlar için adresolarak gördüğü klinik şefi, eskidenbulunduğu saygın konumu kaybetti.Klinik şefi itibarsızlaştırıldı.

“Birbirimizi kongrelerdegördüğümüz oluyor”

Eskiden iş yükümüz daha kontroledilebilir bir noktadaydı. Biz ekipolarak bir araya gelebiliyorduk.Şimdi o kadar büyük bir iş yüküaltındayız ki birbirimizi görmektebile güçlük çekiyoruz. İcabında bir-birimizi kongrelerde görüyoruz.Hepimiz dağıldık; semt poliklinik-lerine, evde bakım hizmetlerine vs.Bu hizmetlerin verilmesi doğrudur,gereklidir. Evde bakım örneğin;çok önemli bir hizmettir. Ama has-tanedeki işlerin bozulması pahasınaoldu bunlar. Bu hizmetlere hiçbirinsan gücü planlaması yapılmadançıkıldı. Mevcut olan insan gücünühep yeni işler eklendi. O zaman, oinsan gücünün oluşturduğu ekip,sistem çöktü.

“Geleceği karanlık görüyorum”Sigorta zamanında para ile ilgili

sorunları daha çok yaşıyorduk. Parabir şekilde o kadar sorun değil artık.Yani sistemde bir para var. Ulaşanıvar, ulaşamayanı var ama sistemdebir şekilde para var. Zaman konu-sunda aynı yerdeyiz. Eğitim için ta-nımlanmış zaman yok. Eğitim içinayrılmış özel ortamımız yok, bir top-lantı salonumuz var, olsa olsa onumuhafaza etmeye çalışıyoruz. Eğitimiçin ayrılmış özel zamanımız yok.Esnek çalışma saatleri yok. Aksineçok kesin mesai saatlerinde çalışı-yoruz. Sabahları bazen çok yoğun-luktan imza atmayı unutuyorum. Ak-şam imza için gittiğimde bir bakı-yorum, sabah imzamın üzerine kır-mızı bir çizgi atılmış. Klinik şefinindurumu bu mu olmalıdır? Eğitim

verenle alanın temas yüzeyinin art-ması lazım. Ben hep buradayım eği-tici olarak. Ama benim üzerimdebaşka bin tane görev olsa bu temasyüzeyi daralır. Bu temas yüzeyiningeliştirilmesi için de neler yapılmasıgerekli diye sormak lazım. Biyome-dikal hizmet alımında sorunlar var.Geçmişe tu kaka yapılıyor ama geç-mişe baktığımda bir takım konulardabenim yüreğim sızlıyor. Bir TABOMvardı biliyor musunuz? Yüksek İh-tisas’ta… Biyomedikal hizmeti yü-rüten birim. Artık kapatıldı. Biz has-tanelerin bu zamanlarını da gördük.Eskiyi bilenler bunları hatırlıyor. Ge-leceğe nasıl bakıyorsun diye sorar-sanız; geleceğe karamsar ve kaygıile bakıyorum. Mezun olurken etti-ğimiz yeminin değer olduğu hekimlikgünlerimizi özlüyorum.

Page 3: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

31 Eylül 2011

gündem...

"Ehliyet" meselesiDr. Eriş Bilaloğlu

atanacak 31 ismin öncedenbelli olduğunu notere tasdik ettirmesinin ardındanyaptığı başvuru sonrası Ankara 5. İdare Mah-kemesi, akademik kadrolara başvuru kriterlerindebilimsellikten uzaklaşıldığı ve adeta kişilerintarif edildiği gerekçesiyle atamalara ilişkin yü-rütmeyi durdurma kararı vermişti. Ancak AnkaraBölge İdare Mahkemesi' ATO'nun "dava açmaehliyetinin olmaması"nı gerekçe göstererek,atamaların yürütmesini durdurma kararını kal-dırdı."

İşin hukuki yönünü bilemem ama ehliyetmeselesi mühim, özellikle de sağlık alanında.Bildiğimiz kadarıyla ehil olmak erbap, bir işiiyi yapmak; ehliyet ise ustalık, bunun belgesi.

Yukarıdaki olayda başvuru kriterleri işinehlini bulmak için o kadar iyi belirlenmiş kisöz söylemek zor! Öyle ki üniversitede öğretimüyeliği yapmamış kişiden rektör yapmak, "ka-bızlık cerrahisinde" yetkinlik aramak gibi biryelpazede işin ehlini tanımlamışlar. Bu kadarehil'liğe Ankara Tabip Odası'nın itirazının eh-liyetsiz olduğu -neyse ki- anlaşılmış.

Bu durum son bir senedir muayenehane mev-zunda da yaşandı. Bakanlık kapı-pencere,asansör demedi, muayenehaneler için sağlıkhizmet sunumunun standartlarını belirlemede-nitelikli sağlık hizmeti, iyi hekimlik için olsagerek- ehil olduğunu gösterdi.

Dün itibariyle basından Kanun HükmündeKararname (KHK) yetkisi marifetiyle geçendönem mecliste bekleyen Kamu Hastane Bir-likleri yasa tasarısının da - Sağlık Bakanlığı veBağlı Kurumlarının Teşkilat ve Görevleri Hak-kında KHK içerisinde- çıkartılacağını öğrenmişbulunuyoruz.

İşte ehil olmak buna denir!Basından, olmadı şurdan-burdan biz de taslağı

görürüz, daha olmadı çıkınca okuruz, fazlameraka gerek yok; nasılsa ehil kişiler belirli-yor.

Ne yazık ki tüm bunların arasında niteliklisağlık hizmeti sunumu "kargaşaya" geliyor.Bunu en iyi bilenler hekimler, bütün sağlık ça-lışanları. Sağlıkta Dönüşüm Programı Türkiye'deneyse o olan niteliği arttıran ve sözcüğün gerçekanlamıyla "iyi hekimlik", nitelikli eğitim, sağlıkhizmeti sunumunu hedefleyen bir kaygıyı taşı-mıyor.

Önümüzdeki dönem bu anlamda bir tartışma-ister istemez- gündemin ön sırasına taşınacak.Hekimler olarak ehil olduğumuz ya da olmamızgereken bu biricik başlıkta göstereceğimiz du-yarlılık mesleğimizin yanı sıra ve aynı zamandatopluma karşı sorumluluğumuzun da bir gereği.Biliyoruz ki sağlık hizmet sunumunda ehliyetacilden ameliyathaneye, iş yerlerinden aile he-kimliğine, 112'den toplum sağlığı merkezlerineçok önemli. Öyle ki tek başına bakanlığın loşodalarında yapılan ehil hesaplarla yol alınamaz.Bunun en tartışmasız belgesi ise Sağlıkta Dö-nüşüm Programı'nın son 9 yıllık müdahalesiningeldiği noktada manşette yer alan şu sözcük-lerdir:

"En çok suiistimal sağlıkta!"Kuşkusuz bu başarı tek başına bu programın

sahiplerinindir.

Baştarafı sayfa 1’de

Adı-Soyadı Görevi Partisi Seçim Çevresi Mesleği

Muhammed Murtaza Yetiş Üye AK P Adıyaman Tıp Doktoru Cevdet Erdöl Üye AK P Ankara Tıp Doktoru Mehmet Müezzinoğlu Üye AK P Edirne Tıp DoktoruÜlker Can Üye AK P Eskişehir EczacıKemalettin Aydın Üye AK P Gümüşhane Tıp DoktoruSevim Savaşer Üye AK P İstanbul Öğ. Üy., Hemşire Türkan Dağoğlu Üye AK P İstanbul Tıp Doktoru Ahmet Haldun Ertürk Üye AK P İstanbul Tıp DoktoruNesrin Ulema Üye AK P İzmir EczacıSıtkı Güvenç Üye AK P Kahramanmaraş Dişhekimi İsmail Tamer Üye AK P Kayseri Tıp DoktoruFuat Karakuş Üye AK P Kilis Tıp Doktoru

TUS’ta hukuk skandalıTürk Tabipleri Birliği, TUS Yönetmeliği’nin ihlali ve puan kesintisi nedeniyle oluşan haksızlığa karşı dava açtı.

Türk Ta-bipleri Birliği, 25 Eylül 2011 ta-rihinde yapılacak olan Tıpta Uz-manlık Sınavına ilişkin kurallarınbelirlendiği kılavuzda, yabancıhekimler için mevcut kontenjanınyaklaşık yüzde yirmisinin ayrılmışolması ile 1 Temmuz 2011’de ya-pılan Yönetmelik değişikliği ada-yın mesleki bilgi puanının düşü-rülmesine sebep olacak hususlarıbelirleyen kuralların bu tarihtenöncesini de kapsar biçimde uy-gulanmasının hukuka aykırı olmasısebebiyle Sağlık Bakanlığı, YÖKve ÖSYM’ye yazılı başvurulardabulundu. İlgili kurumlardan du-rumun aciliyetine uygun bir refleksortaya konulmaması üzerine, TTBTUS Sonbahar Kılavuzu’nun ilgilihükümlerinin yürütmesinin dur-durulması ve iptali için Danış-tay’da dava açtı.

TTB Merkez Konseyi yazılı birbasın açıklaması da yaparak ilgilikurumları acilen göreve çağırdı.

Yabancı hekim kontenjanlarındahukuksuz artış

Tıpta ve Dişhekimliğinde Uz-manlık Eğitimi Yönetmeliği’nin18. maddesinin altıncı fıkrasındaki“(6) Uzmanlık eğitimine devamedenlerden kurum veya dal deği-şikliği için yeniden sınava giren-lerin yerleştirmeye esas meslekibilgi puanı yüzde 2 oranında dü-şürülür” hükmü, 1 Temmuz 2011tarihli Resmi Gazete’de yayımla-nan yönetmelik değişikliği ile şuşekilde değiştirildi:

“(6) Aşağıdaki hallerde yer-

leştirmeye esas mesleki bilgipuanı yüzde 2 oranında düşü-rülür:

a) Uzmanlık eğitimine devametmekte iken sınava girildiğinde.

b) Uzmanlık eğitimine devametmekte iken istifa edenlerin is-tifalarını takip eden ilk sınavda.c) Bir uzmanlık alanına yerleş-tirildiği halde eğitime başlama-yanların takip eden ilk sınavda.”

Değişikliğin, yönetmeliğin ya-yımı ile birlikte yürürlüğe gireceğibildirildi. TTB Merkez Konseyi,söz konusu hükmün, istifa ya dayerleştirmeye karşın başlamamatarihi gözetilmeksizin uygulan-masının, 1 Temmuz 2011 tarihliyönetmelik değişikliği ile getirilmişolan hükümlerin geçmişe etkiliolarak uygulanmasına sebep ola-cağını, bu nedenle de hukuka ay-kırı olduğunu bildirdi. Bu dü-zenleme karşısında hekimlerinbaşvuru formlarını doldururkenduraksama yaşadıklarını belirtenTTB Merkez Konseyi, TUS Son-bahar Dönemi başvurularının 17Ağustos’ta biteceğinin de gözeti-lerek, bu durumun acilen çözül-mesini istedi.

Yabancı kontenjan artışı dikkatçekici

Aynı yönetmeliğin 19. madde-sinde ise yabancı hekimlerin Tür-kiye’deki tıp fakültelerinde uz-manlık eğitimi almasına ilişkinkurallar belirlenirken; aynı mad-denin üçüncü fıkrasında da “(3)Usulüne göre yürürlüğe konulanuluslararası antlaşmalarla ya-

bancı ülkelere ayrılan konten-janlar hariç olmak üzere, uz-manlık eğitimi yapmak isteyenyabancı uyruklulara, uzmanlıköğrenciliği kadrolarının yüzde10’una kadar ilave kontenjanayrılabilir.” hükmüne yer verili-yor.

Ancak, 2011 Tıpta UzmanlıkEğitimi Giriş Sınavı SonbaharDönemi Kılavuzunun ek tablolarıincelendiğinde T.C. vatandaşlarıile KKTC vatandaşlarının başvuruyapabileceği uzmanlık eğitimikadrosunun 2918 olduğu, bunakarşılık 443 kadronun ise yabancıuyrukluların başvurabilmesine ay-rıldığı ortaya çıktı. Bu oran, yö-netmelikte belirtilen yüzde 10 ora-nına aykırı biçimde, genel ortala-mada (Tıp Fakülteleri, Sağlık Ba-kanlığı Hastaneleri, KKTC, AdaletBakanlığı, GATA) yüzde 15’edenk düşmekte, tıp fakültelerindeise yüzde 20’yi aştı.

Marmara Üniversitesi Tıp Fa-kültesi’nde açılan 69 uzmanlıkkadrosundan 29’u, İstanbul Üni-versitesi Cerrahpaşa Tıp Fakülte-sinde açılan 53 kadrodan 20’si,İstanbul Üniversitesi İstanbul TıpFakültesi’nde açılan 39 kadrodan14’ü, Sakarya Üniversitesi’ndeaçılan 30 kadrodan 21’i yabancıuyruklu hekimlere ayrıldı.

Baraj puanda fırsat eşitsizliğiTTB’nin açıklamasında ayrıca,

yabancı hekimlerin kardiyolog yada göz doktoru olmaları için sadecebarajı geçmeleri yeterli olurken,T.C. vatandaşı bir hekim en az 70

puan alarak bu bölümlere yerle-şebildiğine dikkat çekilerek, “Buaçık bir fırsat eşitsizliğidir vekabul edilemez” denildi.

TTB’nin açıklamasında şunlarayer verildi:

“Yabancı uyruklu asistanlararefakat nöbetleri başta olmaküzere daha fazla nöbet tuttu-rulduğu, maaş verilmediği, sağ-lık güvencesi başta olmak üzereözlük haklarına sahip olmadık-ları, çoğu yerde yoğun ve uzunsüreli çalıştırıldıkları, üniversiteve eğitim araştırma hastanele-rinde işlerin çoğunun asistan-ların omzunda olduğu bilinmek-tedir. Bu durumda, yabancı kad-ro artışındaki bu ihlalin, “ucuzişgücü” amacına yönelik olma-sından başka seçenek akla gel-memektedir. Türk Tabipleri Bir-liği, tüm asistan hekimlerin ağırkoşullarda, özlük haklarındanyoksun biçimde çalıştırılmasınakarşı yoğun çaba harcamaktadır.Bu yaklaşıma koşut olarak, ya-bancı uyruklu asistan hekimlerin“ucuz işgücü” anlayışıyla çalış-tırılmasına da karşıdır. Hekimemeğinin TUS’ta ve TUS sonrasıyerleştirme sürecinde koruna-bilmesi bakımından, tüm buhaksızlıkların giderilmesi ve ge-rekenlerin yapılması için SağlıkBakanlığı’nı, YÖK’ü veÖSYM’yi göreve çağırıyoruz.”

NOT: Gazetemiz yayına hazır-landığı sırada ÖSYM Başkanlı-ğı'ndan bir açıklama yapılarak,söz konusu uygulamalarda deği-şiklik yapılacağı duyurulmuştur.

Baştarafı sayfa 1’de

TTB MerkezKonseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu,hekim milletvekillerine davet içingönderdiği yazıda şunlara yer ver-di:

“Değerli meslektaşım,Öncelikle seçilerek Meclise girmiş

olmanız nedeniyle kutlarım. Tür-kiye’nin yüklü gündemi sizleri bek-liyor. Biz Türk Tabipleri Birliği

olarak bu yüklü gündem içerisindesağlık ve hekimlik ortamına sizlerlebirlikte daha özel bir ilgi göster-meyi arzu ediyoruz. Türk TabipleriBirliği Merkez Konseyi olarak budönem Mecliste yer alan hekimmilletvekilleri ile bir araya gelerektanışmak ve bir ‘ilk sohbet’ yapmaküzere sizleri davet ediyoruz. Yoğunprogramınız içerisinde vakit ayı-

racağınız düşüncesiyle, şimdidenteşekkür eder, saygılar sunarım.”

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr.Eriş Bilaloğlu’nun açış konuşmasıylabaşlayan “ilk sohbet”te, konuk mil-letvekilleri de sağlık ortamına ilişkinkısa konuşmalar yaptılar. Toplantıda,daha sıcak bir işbirliği yürütülmesiyönünde ortak görüşler ifade edildi.Toplantının ardından bir kokteyl ger-

çekleştirildi. Toplantıya katılan milletvekilleri

şöyle:CHP Adıyaman Milletvekili Salih

Fırat, AKP Ankara Milletvekili Cev-det Erdöl, CHP Antalya MilletvekiliArif Bulut, CHP Aydın MilletvekiliMetin Lütfi Baydar, CHP ErzincanMilletvekili Muharrem Işık, CHPGaziantep Milletvekili Mehmet Şe-

ker, AKP Gümüşhane MilletvekiliKemalettin Aydın, CHP KocaeliMilletvekili Mehmet Hilal Kaplan,AKP Konya Milletvekili MustafaBaloğlu, CHP Mersin MilletvekiliAytuğ Atıcı, CHP Muğla MilletvekiliNurettin Demir, CHP Hatay Mil-letvekili Mehmet Ali Ediboğlu veMHP Tokat Milletvekili Reşat Doğ-ru.

Baştarafı sayfa 1’de

TBMM Sağlık Komisyonu üyeleri belirlendiTBMM’de bu dönem görev yapacak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyeleri belirlendi. 25 üyeden oluşan Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşlerKomisyonu’nda bu dönem 16 tıp doktoru, 3 eczacı, 3 dişhekimi, 2 sendikacı ve bir hemşire yer alıyor.

TTB Merkez Konseyi, 12 Haziran seçimleriyleTBMM’ye giren hekim milletvekilleriyle tanışmatoplantısı gerçekleştirdi.

Hekim milletvekilleriyle “ilk sohbet”

TTB Nusret FişekHalk SağlığıHizmet ÖdülüSeçici Kurulubelirlendi

Tıp Dünyası – ANKARA - Türk Ta-bipleri Birliği tarafından 1991 yılındanbu yana Türkiye’de halk sağlığı di-siplininin gelişiminde önemli bir yeriolan Prof. Dr. Nusret Fişek anısınaverilmekte olan “Nusret Fişek HalkSağlığı Hizmet Ödülü”nün SeçiciKurulu belirlendi.Yönerge esaslarına göre belirlenenve yönerge değişiklik çalışmaları ne-deniyle bu yıl Temmuz ayında ilanedilen Seçici Kurul aşağıdaki isim-lerden oluşuyor:Prof. Dr. Remzi Aygün (Halk SağlığıUzmanları Derneği)Prof. Dr. Meltem Çöl (Öğretim Üyesi,TTB)Uzm. Dr. Binali Çatak (TTB HalkSağlığı Kolu)Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak (TTBHalk Sağlığı Kolu)Dr. Arif Müezzinoğlu (TTB İşçi Sağ-lığı Kolu)Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış (Öğ-retim Üyesi, TTB)Doç. Dr. Mehmet Zencir (TTB Mer-kez Konseyi)Nusret Fişek Halk Sağlığı HizmetÖdülü Yönergesi esaslarına göre ve-rilen ödül, aday gösterilenlerin jüritarafından değerlendirilmesiyle ve-riliyor. Aday önerileri ve başvurularAğustos ayı sonuna kadar sürecek

Öğretimüyelerine özeldeçalışmasınırlamasınaengelTıp Dünyası – ANKARA - Kamuüniversitesi tıp fakültesinde öğretimüyesi olarak çalışan doktorların mesaidışında her hangi bir iş yapmalarınıengelleyen işlem ile Yönetmelik hük-mü İdare Mahkemesi ve Danıştaykararlarıyla hukuka aykırı bulundu. Kamu üniversitesi tıp fakültesindeöğretim üyeliği görevini yürüten veaynı zamanda özel sağlık kuruluşundaçalışmakta olan bir hekimin PersonelÇalışma Belgesinin iptal edilmesiüzerine Ankara 10.İdare Mahkeme-si’nde açtığı davada Mahkeme; öğ-retim üyesi olan davacının görevyapmakta olduğu yükseköğretim ku-rumu dışında kısmi zamanlı olarakçalışmasının önünde yasal bir engelbulunmadığına ve çalışma belgesininiptal edilmesinin hukuka aykırı ol-duğuna karar verdi.Bir başka öğretim üyesi ise personelçalışma belgesinin iptaline ilişkin iş-lemle birlikte anılan işleme dayanakolarak gösterilen 7.4.2011 tarih ve27898 sayılı Resmi Gazetede ya-yımlanan Ayakta Teşhis ve TedaviYapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hak-kında Yönetmelikte Değişiklik Ya-pılmasına Dair Yönetmeliğin 5. mad-desiyle değiştirilen ana Yönetmeliğingeçici 9.maddesinin ikinci fıkrasınınikinci paragrafının ve 7.4.2011 tarihve 27898 sayılı Resmi Gazetede ya-yımlanan Özel Hastaneler Yönetme-liğinde Değişiklik Yapılmasına DairYönetmeliğin 6. maddesiyle ana Yö-netmeliğin geçici 14.maddesine ek-lenen ek fıkranın iptali istemiyle Da-nıştay’da açtığı davada işlemin veyönetmelik hükümlerin yürütmesidurduruldu.Danıştay kararında Anayasa Mah-kemesinin iptal kararı sonrasındakamu üniversitesi tıp fakültesindeöğretim üyesi olarak çalışan doktor-ların kazandıkları farklı ve özel sta-tünün dikkate alınmadığı, böyleceAnayasa Mahkemesi kararına aykırıdüzenleme yapıldığı belirtildi..

Adı-Soyadı Görevi Partisi Seçim Çevresi Mesleği

Mustafa Baloğlu Üye AK P Konya Tıp Doktoru Vural Kavuncu Üye AK P Kütahya Tıp DoktoruMuzaffer Yurttaş Üye AK P Manisa Tıp Doktoru Mahmut Kaçar Üye AK P Şanlıurfa SendikacıSüleyman Çelebi Üye CHP İstanbul SendikacıKadir Gökmen Öğüt Üye CHP İstanbul DişhekimiAytun Çıray Üye CHP İzmir Tıp DoktoruÖzgür Özel Üye CHP Manisa EczacıNurettin Demir Üye CHP Muğla Tıp DoktoruCandan Yüceer Üye CHP Tekirdağ Tıp DoktoruRuhsar Demirel Üye MHP Eskişehir Tıp DoktoruAli Öz Üye MHP Mersin Tıp DoktoruCemalettin Şimşek Üye MHP Samsun Dişhekimi

Hekim milletvekilleriyle “ilk sohbet”

Page 4: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

1 Temmuz 2011 Cuma saat13.30’da başlayan kongrenin ilk gün programı ko-nukların konuşmalarına ayrıldı. TTB’nin gündemindeuzun süredir önemli yer tutan, hekimlerin tutuklu vehükümlüleri muayenelerinde hasta ve hekimin başbaşa kalmasını önleyen “Üçlü Protokol” adıylabilinen düzenlemeye bir kez daha dikkat çekmekamacıyla, ilk gün programı “Üçlü Protokol’e hayır”vurgusuyla gerçekleştirildi. Geçtiğimiz dönem ÜçlüProtokol nedeniyle baskı ve zorluklar yaşamalarınakarşın, onurlu hekim duruşlarından taviz vermeyenMuğla Tabip Odası Başkanı Dr. Naki Bulut veMardin Tabip Odası’ndan Dr. Sadık Çayan Mula-mahmutoğlu, kongrenin ilk günkü oturumunu yö-nettiler.

Kongrenin açış konuşmasını yapan TTB MerkezKonseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, Türkiye vesağlık ortamının genel durumunun tablosunu çizdi.

TTB’nin hekimlerin sorunlarını bildiğini, bu so-runların çözümüne yönelik davrandığını ve davranmayada devam edeceğini belirten Bilaloğlu, “Türk Ta-bipleri Birliği ve hekimler, her zaman sorumlulukladavranmaya hazırlar. Muhatapların da aynı so-rumlulukla davranmalarını bekliyoruz” diye ko-nuştu. Toplumun ve hastaların sağlığı için iyi olanşeyleri, mesleki sorumlulukları çerçevesinde hekimleriçin de iyi olarak değerlendirdiklerini kaydeden Bi-laloğlu, “Mesleğimizi gelecek kaygısı olmadan yap-mak istiyoruz. Bu mücadele yolculuğu sürecek”şeklinde konuştu.

Konukların konuşmalarıBilaloğlu’nun konuşmasının ardından TTB 60.

Olağan Büyük Kongresi’ni izlemeye gelen konuklarınkonuşmalarına geçildi. Katılan konukların konuşmatalepleri doğrultusunda, BDP Eşbaşkanı Hamit Gey-lani, CHP Samsun Milletvekili Haluk Koç, CHPHatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, EmekPartisi Genel Başkanı Selma Gürkan, TKP MerkezKomite üyesi Erhan Nalçacı, DİSK Genel SekreteriTayfun Görgün, KESK Merkez Yönetim KuruluÜyesi Hamide Yiğit, İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr.Beyza Üstün, Halkevleri Genel Başkanı İlknurBirol, Türk Eczacıları Birliği Başkanı ErdoğanÇolak, Dev-Sağlık İş Başkanı Arzu Çerkezoğlu ileSES Başkanı Çetin Erdolu, sırasıyla söz alarak kon-greye başarı dileklerini ilettiler.

Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, TMMOBBaşkanı Mehmet Soğancı, TMMOB Yönetim Kuruluüyesi Mustafa Erdoğan, Türk Dişhekimleri BirliğiGenel Sekreteri Süha Alpay, Türkiye İnsan HaklarıVakfı Genel Sekreteri Metin Bakkalcı da kongreyekatılanlar arasında yer aldı.

İkinci günKongrenin ikinci günü sabah saat 09.30’da Divan

Heyeti’nin seçimiyle başladı. Prof. Dr. Osman Kü-çükosmanoğlu, Dr. Erdoğan Pekkolay ve Dr. AytuğBalcıoğlu’nun Divan’a seçilmesinin ardından, TTBMerkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu kısa birkonuşma yaptı. Ardından TTB Genel Sekreteri Prof.Dr. Feride Aksu Tanık, TTB’nin 2010-2011dönemiçalışmalarını özetleyen bir sunum yaptı. TTB MerkezKonseyi, kollar ve çalışma gruplarının faaliyetleriniaktaran Aksu Tanık, 13 Mart mitingi ve 19-20 NisanGöREV süreciyle büyüyen eylem ve etkinlikler ileilgili bilgiler verdi.

Bu dönem içerisinde TTB Merkez Konseyi’nintabip odalarına yönelik yoğun bir ziyaret trafiği yü-rüttüğünü anlatan Aksu Tanık, 40’ı aşkın tabip odasınınziyaret edildiğini, buralarda hekimlerle çeşitli toplantılargerçekleştirildiğini bildirdi.

Çalışma Raporu’nun sunulmasının ardından, TTBMerkez Konseyi üyesi Doç. Dr. Özlem Azap MaliRapor’u ve Denetleme Kurulu üyesi Dr. CaferTuncer Denetleme Kurulu Raporu’nu sundular. Su-numların ardından raporların oylanarak aklanmasınageçildi. TTB Büyük Kongre delegelerinin konuşma-larının ardından, kongre karar önerilerinin oylanmasıile TTB 60. Olağan Büyük Kongresi sona erdi.

4 1 Eylül 2011

Meslek örgütüve sendikabaşkanlarınaDiyarbakır’daengellemeTıp Dünyası – DİYARBAKIR - 14Temmuz 2011 tarihinde Diyarba-kır’ın Silvan ilçesi kırsalında yaşa-nan çatışmanın ardından, bölgeye birziyaret gerçekleştirmek isteyen mes-lek örgütü ve sendika başkanlarındanoluşan heyet, Diyarbakır’ın Hazro il-çesi girişinde Jandarma tarafındanengellendi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr.Eriş Bilaloğlu, KESK Başkanı LamiÖzgen, TMMOB Başkanı MehmetSoğancı ve DİSK Bölge temsilcisin-den oluşan heyet, 27 Temmuz 2011günü acılı olayın yaşandığı bölgeyegitmek üzere Diyarbakır’dan hareketetti. Hazro ilçesi girişinde askeriaraçlar ve Jandarma tarafından dur-durulan heyetin bölgeye giriş izniiçin İçişleri Bakanlığı ve Valilik nez-dinde yapılan girişimler sonuç ver-medi. Heyetin girişini önleyen askeribirliğin komutanı, uygulamanın Di-yarbakır Valiliği’nin emri olduğunubelirtti.Burada bir açıklama yaparak bu tutu-mu kınayan meslek örgütü ve sendi-kaların başkan ve yöneticileri, dahasonra TMMOB Jeoloji MühendisleriOdası Diyarbakır Şubesi’nde konuyailişkin bir basın toplantısı düzenledi-ler.TTB Merkez Konseyi, 14 Tem-muz’da yaşanan olayın ardında “Şid-det ve silahtan başka yol bilmeyenle-re yazıklar olsun” başlığıyla bir açık-lama yapmıştı. Takiben, DİSK veTMMOB ile birlikte ortak bir değer-lendirme yapılarak kamuoyu ile pay-laşılmıştı.

TTB’denHalkevleri’neziyaretTıp Dünyası – ANKARA - TTBMerkez Konseyi, Halkevleri’ni hedefalan baskılar nedeniyle, 5 Temmuz2011 günü Halkevleri Genel Merke-zi’ne destek ziyaretinde bulundu.TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr.Eriş Bilaloğlu ve TTB Genel Sekre-teri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık tara-fından gerçekleştirilen ziyarette,Türk Tabipleri Birliği’nin dayanışmaduyguları iletildi. Halkevleri Yöne-tim Kurulu üyelerinin sürece ilişkinbilgi verdiği ziyarette, TTB MerkezKonseyi adına da, ülkenin demokra-tikleşmesi için tüm demokratik kitleörgütlerinin bağımsız bir biçimdefaaliyetlerini yürütebilmelerine ge-reksinim olduğu vurgulandı.

16. PratisyenHekimlikKongresi 20-23 Ekim’de

Tıp Dünyası – ANKARA – 16. Pra-tisyen Hekimlik Kongresi 20-23Ekim 2011 tarihlerinde Antalya’nınBelek ilçesinde Zeynep Resort Ho-tel’de gerçekleştirilecek. Türk Tabip-leri Birliği, Türk Tabipleri BirliğiPratisyen Hekimler Kolu ve Pratis-yen Hekimlik Derneği tarafındangerçekleştirilen kongrenin bu yılkisloganı “Sözlerimi geri alamam, sağ-lık hakkından, iyi hekimlikten, iş gü-vencesinden, mesleki bağımsızlıktanvazgeçemem” olarak belirlendi.

=6023 sayılı Türk TabipleriBirliği Yasasının uygulamasınailişkin usul ve esasların dü-zenlendiği bir Yönetmeliğinhazırlanmasına,

=Tabip odası aidatlarınınait olduğu yılın Haziran ayısonuna kadar ödenmesi, 65yaşı üzerinde olan ve meslekifaaliyeti bulunmayanlardanüyelik aidatı alınmamasına,

=Hastanelerde kurulan has-ta hakları kurullarında TabipOdasının görevlendirdiği birtemsilcinin oy hakkına da sahipolarak hazır bulunması içingerekli düzenlemelerin yapıl-masına,

=Özel sağlık kuruluşlarındaçalışan hekimlerin çalışma ko-şullarının düzenlenmesi vesözleşmelerinin belirlenmesikonusunda tabip odalarınınyetkilerinin artırılması konu-sunda çalışma yapılması vevar olan çalışmaların sürdü-rülmesine,

=Sağlık hizmetlerinin etkinve nitelikli sürdürülebilmesi,sağlık hizmetlerine ulaşımınartırılabilmesi için, Türkçe dı-şında başka dillerin hakim dilolduğu bölgelere o dilleri bilenhekim ve yardımcı sağlık per-soneli atanmasına çalışılmasıiçin TTB Merkez Konseyi’ninSağlık Bakanlığı nezdinde gi-rişimde bulunmasına,

=Bölgede konuşulan dilleribilmeyen sağlık personeline

yönelik kurslar açılarak bölgehastalarının dillerini öğren-melerinin sağlanması amacıylaçalışmalar yürütülmesine,

=“TTB barışı tartışıyor”toplantılarının çeşitli bölge-lerde sürdürülmesine,

=Umumi Hıfzısıhha Kanu-nu’nun 23 ve 24. maddelerindebelirtilen il/ilçe kurullarındayer alacak hekimlerin TabipOdası tarafından belirlenmesiiçin Merkez Konseyi tarafın-dan çalışma yapılmasına,

=Belli bir amaca özgülen-miş bağışlardan (gayrimenkulalınması, burs verilmesi vb.)TTB payının alınmamasına,

=Tabip odalarına üye olanhekimlerden çalıştıkları alanabakılmaksızın tek tip aidatalınmasına, Alınacak aidatmiktarının belirlenmesine vekademeli olarak geçilmesineilişkin çalışma yapmak üzereTTB Merkez Konseyi tarafın-dan bir çalışma grubu oluştu-rulmasına, karar verildi.

Kongrede ayrıca;

=Aile sağlığı merkezlerininstandartlarının belirlenmesineyönelik çalışmalar yapılması,ve aile hekimlerinin sorunla-rına yönelik çalışmaların sür-dürülmesi,

=Aile hekimlerinin sözleş-meli değil devlet güvencelive gelir güvenceli konumdaçalışabilmelerini sağlamaya

yönelik çalışma yapılması,

=Meslek hastalıkları ve işkazalarının önlenmesine yö-nelik olarak özellikle sanayibölgelerinde bu alanın tem-silcileriyle işbirliği içinde ça-lışmalar yapılması,

=Performans sisteminin yolaçtığı sorunların tartışıldığı et-kinlikler düzenlenmesi,

=“Seçilen milletvekili Mec-lise girer” anlayış ve ilkesindenhareketle, milletvekilliği dü-şürülen ve Meclis dışında bı-rakılan milletvekillerinin gö-revlerine başlayabilmeleri içinmeclis nezdinde girişimde bu-lunmak ve kamuoyuna çağrıyapmak üzere TTB MerkezKonseyi’nce çalışmalar yapıl-ması,

=Ülkemizde yaşanan çatış-malı sürecin barışa çevrilmesi,demokratik ve özgürlükçü birAnayasa’nın yapılması içinaktif rol alınması,

=Yunanistan’daki sağlık ça-lışanlarının mücadelesinin des-teklenmesi amacıyla TTB Mer-kez Konseyi tarafından heyetoluşturularak ziyarette bulu-nulması,

=Kamu Hastane Birlikleriyasa tasarısına karşı eylemleryapılması,

=İşyeri hekimliği ile ilgiliolarak Çalışma Bakanlığınınolumsuz tutum ve uygulama-larına karşı etkinliklerin

TMMOB ile işbirliği de yapı-larak sürdürülmesi,

=Ülkemizi bölebilecek, he-kimleri farklılaştıran ve ay-rımcılığa iten konu ve söy-lemlerden uzak durarak mesleksorunlarının çözümü için çabagösterilmesi,

=Her basamakta çalışan he-kimin, günde 40 hastadan faz-lasına bakmamaya davet edil-mesi, Hekim ücretinin, emek-liliğe yansıyacak şekilde öden-mesi ve emeklilik dönemindesosyal statüsüne uygun bir ya-şam sürdürebilmesini sağla-yacak şekilde olması için ça-lışmaların sürdürülmesi,

=Tam Gün Yasası olarakbilinen 5947 sayılı yasanınuygulanmasında hekimlerinözlük haklarının kısıtlanmasınakarşı hukuk ve diğer mücadeleyöntemlerinin kullanılmasınınyanı sıra hekimlerin isteğebağlı olarak seçebileceklerigerçek tam gün düzenlemeönerisinin geliştirilmesi,

=Hekimlerin çalışma ko-şulları (icap nöbetleri, mesaidışı çalışmalar, bayram ve tatilgünlerinde çalışma vb.), özlükhakları (emekliliğe de yansı-yacak şekilde) ve mesleki so-rumluluk sigortası ile ilgilidurum saptaması ve sorunlarıngiderilmesine yönelik çalış-maların sürdürülmesi temenniedildi.

Alınan kararlar:

Türk Tabipleri Birliği’nin Olağan 60. Büyük Kongresi 1-2 Temmuz 2011 tarihlerinde Ankara’da toplandı.

Baştarafı sayfa 1’de

Bölge İdare Mahkemesi skandala geçit verdiAnkara Bölge İdare Mahkemesi, Ankara Tabip Odası’nın Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne atanacak 31 ismin önceden belli olduğunu noter onayıyla tespitettirerek yaptığı başvuru ve açtığı davada Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararını “ATO’nun dava açma ehliyeti olmadığı” gerekçesiylekaldırdı.

ettirmesinin ardından yap-tığı başvuru sonrası Ankara 5. İdare Mahkemesi,akademik kadrolara başvuru kriterlerinde bi-limsellikten uzaklaşıldığı ve adeta kişilerin tarifedildiği gerekçesiyle atamalara ilişkin yürütmeyidurdurma

kararı vermişti. Ancak, Ankara Bölge İdareMahkemesi ATO’nun “dava açma ehliyetininolmadığı” gerekçesiyle Ankara 5. İdare Mah-kemesi’nin yürütmeyi durdurma kararını kaldı-rarak, skandala geçit verdi.

ATO’nun ortaya çıkardığı kadrolaşma skandalıAnkara’da kurulan Yıldırım Beyazıt Üniver-

sitesi’nin; “dünya çapında bilim merkezi olup,3 kıtaya öğrenci yetiştireceği” söylenen üni-versitenin tıp fakültesine atanacak akademikpersonel için yapılan kadro ilanı kamuoyundaçok tartışılmış, adrese teslim kadro ilanı yapıldığı,ortaya konan ek koşullarla belli isimlere işaretedildiği, gerek başvuru süresi dolmadan AnkaraTabip Odası’nın atanacak isimlerin hemen hepsini

noterce belgeletmesi, gerekse Ankara 5. İdareMahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma ka-rarındaki açıklamalarda belgelenmişti. Söz konusuilandaki koşullar kamuoyunun ve hekimleringündemini oluşturmuş, bazıları çok tartışılmış,“kabızlık cerrahisinde deneyimli olmak” gibikimi koşullar hekimler arasında espri konusu ol-muştu.

Söz konusu kadro ilanındaki kimi öznel/subjektifkoşul ve belirlemelere karşı ATO tarafından açılaniptal davasında, Ankara 5. İdare Mahkemesi 1Temmuz 2011 tarihinde yürütmenin durdurul-masına karar verdi.

Mahkeme, kararında; davaya konu ilanda geti-rilen ek koşulların, “objektif değerlendirme im-kanını ortadan kaldırdığı”na, mevzuatta yer alan“bilimsel kaliteyi arttırma amacı”na uygunluğadair de somut bir tespit bulunmadığına, “birbi-rinden ilintisiz şartların kişileri tarif eder ni-telikte olduğu”na dikkat çekti. Kararda; “Üni-versitelerin akademik kadrolara yapacaklarıatamalarda aranacak genel şartlar yanında

özel şartların Yüksek Öğretim Kurumu’ndanonay alınmak suretiyle, özellikle bilimsel kaliteyiarttırma amacına yönelik olarak, bilim disip-linleri arasındaki farklılıkları da göz önündebulundurarak, objektif ve denetlenebilir nite-likte olmak şartıyla belirlenmesi gerekirkenbu kurala uyulmadan çıkılan ilanda yer alanaçıklamalarda hukuka uyarlık bulunmamak-tadır” ifadesine yer verildi.

Bölge İdare Mahkemesi skandala geçit verdiYıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörlüğü’nün

itirazı üzerine, tam da Ankara 5. İdare Mahkemesikararının ATO’ya ulaştığı gün Ankara Bölgeİdare Mahkemesi’nin büyük bir hızla yürütmeyidurdurma kararını kaldırdı.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi anılan kararını,davanın esasına –yani dava edilen atama ilanına/iş-lemine- dair hiç bir hukuki tartışma yapmaksızın,yalnızca olayda tabip odasının dava açma ehli-yetinin olmadığı savına dayandırdı. Ankara Bölgeİdare Mahkemesi’ne göre ATO, yalnızca “bir

kısım üyelerinin aleyhine sonuç doğurabilecekbir uyuşmazlığa taraf olmuş” bulunmaktadır.Bu nedenle de mahkemeye göre ATO’nun buolayda dava açma yetkisi bulunmamaktadır!

ATO’dan tepkiATO, bir basın açıklaması yaparak. bölge idare

mahkemesinin kararına tepki gösterdi. Hekimlerinmesleki gelişimini gözetmenin ve gereğindebunun için girişimlerde bulunmanın, meslek ör-gütüne yasalarla verilmiş bir görev olduğunadikkat çeken ATO, Bölge İdare Mahkemesi’ninhekimler ve kamuoyunda açık biçimde eleştirikonusu olan davanın, asıl unsurları tartışmayıp,“taraf ehliyeti”ne dair bir tartışma yapmasınınve önceden verilmiş Danıştay kararlarına aykırıbiçimde yürütmeyi durdurma kararını kaldırmasının“üzücü” olduğunu belirtti. Mevcut durumda, da-vanın halen 5. İdare Mahkemesi’nce esastan gö-rüşülmeye devam edildiğine yer verilen açıkla-mada, ATO’nun bu konudaki girişimlerinin sür-dürüleceği de vurgulandı.

TTB 60. Büyük Kongresi yapıldı

Baştarafı sayfa 1’de

Page 5: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

51 Eylül 2011

Astaldi-Türkerler’e büyük ikramiye!“Dünyanın en büyük sağlık kompleksi” olarak lanse edilen Ankara Etlik Entegre Sağlık Kampusü ihalesini, 319 milyon lira ile Astaldi-Türkerler ortaklığı kazandı. Kamu-özel ortaklığı yoluyla gerçekleştirilecek proje için devlet, firmaya 25 yıl boyunca kira ödeyecek.

cari alanlar,yüksek teknoloji merkezi, ARGEmerkezi ve otoparklar da yer alacak.

Hastane ve yatak sayılarıEtlik Sağlık Kampusünde yer ala-

cak hastanelerin yatak kapasitelerişöyle olacak:

Bölge Hastanesi 504, Kalp ve Da-mar Hastalıkları Hastanesi 328, Or-topedi ve Nörolojik Bilimler Has-tanesi 456, Kadın Doğum Hastanesi344, Çocuk Hastanesi 496, OnkolojiHastanesi 328, Rehabilitasyon Has-tanesi 300, Psikiyatri Hastanesi 200,Yüksek Güvenlikli Psikiyatri Has-tanesi 100 yatak.

Devlet Astaldi-Türkerler’e 25 yılboyunca kira ödeyecek

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kam-pusü’nün ihalesi 30 Haziran 2011günü açık eksiltme yoluyla gerçek-leşti. İhaleyi en düşük teklifin sahibiolan Astaldi-Türkerler ortaklığı 319milyon lira ile kazandı. Buna göredevlet, ihaleyi kazanan Astaldi-Tür-kerler ortaklığına 25 yıl boyuncaher yıl 319 milyon lira kira ödeyecek.Firma anahtar teslim inşaatın yanındabina kullanım bedellerini, bina vearazi hizmetlerini, olağanüstü bakımve onarımları, ortak hizmetleri, mef-ruşat hizmetlerini, yer bahçe bakım

ile diğer tıbbı destek hizmetleri desağlayacak.

İhale için 9 firma ön yeterlilikaldı. Bunlardan Astaldi – Türkerler,YDA – İnso S.P.A/Summa Turizmİş Ortaklığı ile IC İçtaş – Dia HoldingFzco İş Ortaklığı ihaleye katıldılar.İhale sonucunda ise gülen Astaldi-Türkerler ortaklığı oldu.  

Devlet 7 yılda firmanınmasraflarını karşılayacak

Etlik Entegre Sağlık Kampusu,Türklerler Holding Yönetim KuruluBaşkanı Kazım Türker’in basınayansıyan ifadelerine göre 2,4 milyarlira yatırım maliyetiyle inşa edilecek.Buna göre, devlet ödeyeceği kiralarla7 yılda Astaldi-Türkerler ortaklığınınyatırım maliyetini karşılayacak.

Ankara’daki 7 hastane taşınacakYönetmeliğe göre, kampusun in-

şaatının 3 yıl içerisinde tamamlan-ması gerekiyor. İnşaatın tamamlan-masının ardından Ankara’daki SamiUlus Çocuk Hastanesi, Dışkapı Yıl-dırım Beyazıt Eğitim ve AraştırmaHastanesi, Dışkapı Çocuk Hastanesi,Zekai Tahir Burak Kadın DoğumHastanesi, Ulucanlar Göz Hastanesi,Ulus Devlet Hastanesi, Ankara On-koloji Eğitim ve Araştırma Hastanesikampuse taşınacak. 2014’te bitiril-mesi planlanan kampusun içinde

100 tane ameliyathane bulunacak.Firma ayrıca tıbbi hizmetler dışıalanlar (otopark, otel, banka şubesi,restoran, kafeterya, konferans vekültür merkezi, internet ve iletişimmerkezi, yaşlı bakımevi, kreş, per-sonel servisi, taksi ve benzeri ulaş-tırma hizmetleri, zayıflama ve diyetmerkezi) ve tıbbi hizmetle dışındakihizmetleri (bilgi işlem, hasta danış-manlığı, sterilizasyon, çamaşırhane,güvenlik, yemekhane, arşivleme vebenzeri hizmetleri, aydınlatma, asan-sör, ısıtma, soğutma, havalandırma,tıbbi gaz, su ve enerji temini, atıkve atık su uzaklaştırma hizmetleri

de dahil olmak üzere binaların tamiri,bakımı ve işletilmesi, park ve bahçebakımı, kara, hava, deniz ambulanshizmetleri ile morg ve gasilhanehizmetlerini) de üstlenecek.

Astaldi-Türkerler Bilkent’e detalip

Ankara Etlik Entegre Sağlık Kam-pusu Astaldi-Türkerler’in iştahınıkabartmış. Astaldi-Türkerler, Bil-kent’te yapılacak sağlık kampusuiçin de teklifini Sağlık BakanlığıKamu-Özel Ortaklığı Daire Baş-kanlığı’na iletmiş durumda ve iha-leye de katılacak.

Türkiye kamuoyu, İtalyan Astaldifirmasını Yüksel İnşaat ile birlikte1990 yılında ihalesini kazandık-

ları ve 1993 yılında yapımına başladıklarıBolu Tüneli’nden tanıyor. Astaldi-Yükselİnşaat Ortaklığı’nın 5 yılda bitirmek üzereüstlendiği Bolu Tüneli İnşaatı 14 boyuncasürmüş, 16 bakan eskitmiş, 570,5 milyondolar olarak belirlenen maliyet, tünel bit-tiğinde 900 milyon dolara yükselmişti.Bolu Tüneli inşaatı çok sayıda yolsuzlukiddialarıyla pek çok habere konu olmuştu.

Türkerler ise AKP döneminin büyüttüğüsermaye gruplarından biri. Firma, tekstilsektöründe başlayan iş yaşamına, 1993yılında kurulan Türkerler İnşaat’ı kurarakdevam etti. Yenilenebilir enerji üretimi,doğalgaz dağıtım, tekstil, bilişim ve petrolsektörlerinde iştirakleri bulunan TürkerlerHolding, Irak doğalgazının Türkiye sını-rında teslimi ile iç ve dış piyasalara satışıalanlarında da faaliyet yürütüyor.

Astaldi-Türkerler ortaklığı

hakkında bilgi

Baştarafı sayfa 1’de

Tıp Dünyası – MARDİN – Mardin’in Midyatilçesinde hekimlik yapan ve “hekimlerin tutukluve hükümlüleri muayenelerinde hasta ve he-kimin yalnız kalmasını önleyen” Üçlü Protokolnedeniyle yargılanan Dr. Sadık Çayan Mula-mahmutoğlu’nun davasının ilk duruşması 27Temmuz 2011 günü Mardin’in Midyat ilçesindegerçekleştirildi. Dava 2 Kasım 2011 tarihineertelendi.

Midyat Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülendavanın 27 Temmuz günü saat 09.00’da başladı.Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu savunma-sında, hekimlik mesleğinin uygulanmasındahasta mahremiyetinin çok önemli olduğunu vetıp eğitimi süresince de hekim adaylarına bununöğretildiğini belirterek, kendisinin de hasta mah-remiyetinin önemine uygun biçimde davrandığınısöyledi. Davaya konu olan olayla aynı gün, sa-bahtan bir başka mahkumu da muayene ettiğinibelirten Mulamahmutoğlu, kolluk güçlerininmuayene sırasında dışarıya çıktıklarını, ancaköğleden sonra gerçekleşen söz konusu olaydahastanın mahkumiyet sebebi dolayısıyla 3’lü

Protokol gereğince, muayene sırasında odadançıkmayı reddettiklerini anlattı. Mulamahmutoğlu,hastanın rektal kanama şikayeti olduğuna dikkatçekerek, bu muayenenin başkalarının yanındayapılmasının hasta haklarını ve mahremiyetiniihlal edeceğini belirtti. Mulamahmutoğlu, birhekim olarak, hastanın cinsiyeti, dili, dini, siyasigörüşü ya da suçunun niteliğinin kendisi içinönem taşımadığını söyledi. Hastanın durumununaciliyet taşımadığını da ifade eden Mulamah-mutoğlu, uygun muayene koşulları sağlanma-dığından muayeneyi reddettiğini kaydetti.

“Hukuken trajikomik bir durum yaşanıyor”Mulamahmutoğlu’nun avukatı Mustafa Güler

de, söz konusu davanın yüzyıllar boyunca yer-leşmiş, birikmiş evrensel hekimlik ve hukukkurallarına aykırı olduğunu vurguladı. Hekimlikevrensel değerlerinin ve meslek etiğinin yanı

sıra ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının veAnayasa’nın da hasta mahremiyetini gözettiğinedikkat çeken Güler, üç bakanın bir araya gelerekoluşturdukları bir protokolün tüm bu kurallarınve değerlerin üzerine konulmaya çalışıldığınısöyledi. Güler, ortada hukuken trajikomik birdurum olduğunu belirterek, bir protokolün tümbu hukuk kurallarının ve Anayasa’nın üzerindeolamayacağını vurguladı. Sadık Çayan Mula-mahmutoğlu’nun mesleğini doğru uygulayanbir hekim olduğunu belirten Mustafa Güler,kendisinin bu nedenle yargılanmak yerine tebrikedilmesi gerektiğini kaydetti. Güler, daha öncebenzer davalarda verilmiş beraat kararlarını dahatırlatarak Mulamahmutoğlu’nun beraatini talepetti.

Duruşma sonucunda karar çıkmazken, ikinciduruşma 2 Kasım 2011 tarihine ertelendi. Du-ruşmayı, Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’na

destek vermek üzere Türk Tabipleri Birliği,tabip odaları, insan hakları örgütleri, meslekörgütleri ve sendikalardan çok sayıda temsilci,hekimler, sağlık çalışanları ve vatandaşlardanoluşan kalabalık bir grup izledi.

Aynı gün, 13.00-15.30 saatleri arasında da“İnsan Hakları İhlalleri ve İyi Hekimlik: Tu-tuklu Muayeneleri ve Cezaevleri Örneği”başlıklı bir panel-forum yapıldı. ModeratörlüğünüDr. Halis Yerlikaya ve Dr. Mehmet Demir’inüstlendikleri panelde Prof. Dr. Gençay Gürsoy“İnsan Hakları İhlalleri ve Hekimlik”, Dr.Metin Bakkalcı “Cezaevleri ve Hekimlik”,Dr. Naki Bulut “Üçlü Protokole Karşı He-kimlik Tutumu” ve Prof. Dr. Ümit Biçer de“Tutuklu Muayeneleri ve Hekimlerin So-rumlulukları” başlıklı sunumları gerçekleştir-diler.

Sadık Çayan Mulamahmutoğlu’nun davası 2 Kasım’a ertelendiMardin’in Midyat ilçesinde hekimlikyapan ve “hekimlerin tutuklu vehükümlüleri muayenelerinde hasta vehekimin yalnız kalmasını önleyen”Üçlü Protokol nedeniyle yargılananDr. Sadık ÇayanMulamahmutoğlu’nun davasının ilkduruşması 27 Temmuz 2011 günüMardin’in Midyat ilçesindegerçekleştirildi. Dava 2 Kasım 2011tarihine ertelendi.

Tıp Dünyası – ANKARA - Çalışma Bakanlığıtarafından, işyeri hekimliği alanında çıkartılanyönetmeliklerin iptali üzerine, yasal düzenlemeyapılarak 27 Kasım 2010 tarihinde yayınlananiki yönetmeliğin bir kısım hükümlerinin yürüt-

mesinin durdurulması ve iptali istemiyle TürkTabipleri Birliği tarafından açılan davada, 3Haziran 2011 tarihinde ilk karar verildi. Yönet-meliklerin dayanağını oluşturan 6009 sayılıYasa ile ilgili inceleme ise Anayasa Mahkeme-si’nde devam ediyor.

İki yönetmelik için açılan iki ayrı davada Ça-lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na hukukaaykırı olarak yetki veren, işyeri hekimliğinindaha nitelikli biçimde yapılabilmesini engelleyen,işyeri dışında kurulan birimlerden işyeri hekimliğihizmetinin satın alınmasını yeterli sayan ancakişyerlerinin bir araya gelerek ortak sağlık birimikurmasına izin vermeyen hükümler ile işyerihekimliği eğitimi ve sertifikalandırılmasınailişkin bir takım hükümlerin yürütmesinin dur-durulması ve iptali talep edildi.

Danıştay 10. Dairesi tarafından verilen yü-rütmenin durdurulması kararlarında; hukuka ay-kırı olduğu Danıştay kararları ile belirlenmişolmasına karşın Çalışma ve Sosyal Güvenlik

Bakanlığı tarafından 15.8.2009 tarihli işyeri he-kimliği yönetmeliğine dayalı olarak yetkilendi-rilen eğitim kurumları tarafından verilen eğitimlerile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tara-fından 16.12.2003-15.8.2009 tarihleri arasındadüzenlenen sertifikaların geçerli sayılamayacağıbelirtildi. Bakanlığın asli görevi içindeki belgedüzenlemesinden ücret talep etmesi de hukukaaykırı bulunarak yürütmesi durduruldu.

İşyeri hekimliği eğitimleri Karar ile 16.12.2003-15.8.2009 arasında Ba-

kanlıktan işyeri hekimliği eğitimi alanlar ileyine Bakanlığın yetkilendirdiği şirketlerin verdiğieğitimleri alanların söz konusu eğitimlerine ge-çerlilik kazandırılması işlemi durduruldu. Bununsonucu olarak, söz konusu kişilerin yeni yönet-melik kapsamında sınava kabul edilerek sertifi-kalandırılmaları işlemleri de hukuki dayanaktanyoksun hale geldi.

Diğer taraftan, İş Sağlığı ve Güvenliği Hiz-

metleri Yönetmeliği’nin geçici 1. maddesindeki16.12.2003 tarihinin yürütmesinin durdurulmasınailişkin istem kabul edilmedi. TTB Hukuk Bü-rosu’nun değerlendirmesine göre, bu durumTürk Tabipleri Birliği ile 19 üniversitenin işbirliğiyapması suretiyle düzenlenmiş işyeri hekimliğieğitimlerinin hiçbir gerekçe gösterilmeksizingeçersiz sayılması işleminin uygulamaya devamedeceğini gösteriyor.

Bu durumda, halen işyeri hekimliği sertifikasınasahip olan hekimlerden 16.12.2003 tarihindenönce eğitim ve sertifikasını almış olanlar ile27.11.2010 tarihinden sonra işyeri hekimliğieğitim ve sertifikasına sahip olanların işyeri he-kimliği yapmasında sorun bulunmuyor. Bu grupdışında, işyeri hekimliği sertifikasına sahip olupda bu belgeleri Bakanlık tarafından geçerli sa-yılmayanlar ile Danıştay kararı ile söz konusubelgeleri geçersiz sayılanların işyeri hekimliğiyapabilmesi için yeni bir karar verilmesi ya dadüzenleme yapılması gerekiyor.

İşyeri hekimliği ile ilgili davalarda kısmi durdurmaÇalışma ve Sosyal GüvenlikBakanlığı tarafından 27 Kasım 2010tarihinde yayınlanan İş Sağlığı veGüvenliği Hizmetleri Yönetmeliği ileİşyeri Hekimlerinin Görev, Yetki,Sorumluluk ve Eğitimleri HakkındaYönetmelik hükümlerinden birkısmının yürütmesinin durdurulmasıve iptali istemiyle Türk TabipleriBirliği tarafından açılan davalardakısmen yürütmenin durdurulmasınakarar verildi.

Güllü Hanoğluişine döndüTıp Dünyası – İSTANBUL - Tak-sim Eğitim Araştırma Hastane-si’nde, “hiçbir hak istemeyeceğimi-ze dair taahhütname”yi imzalama-dığı için işten çıkarılan Dev Sağlıkİş üyesi Güllü Hanoğlu direnişinin34. gününde işine geri döndü.Hanoğlu’nun işine geri dönüşü üze-rine, İstanbul Tabip Odası yönetici-leri ve İl Sağlık Müdür YardımcısıCevat Güneş’in yanı sıra emek ör-gütlerinin temsilcilerinin ve hastaneçalışanlarının geniş katılımıyla baş-hekimlik önünde konuya ilişkin ba-sın açıklaması gerçekleştirildi. Ya-pılan açıklamada ilk sözü alan Gül-lü Hanoğlu direnişi kazandığını içinmutlu olduğunu ifade ederken 34gün boyunca yanında olan dost ku-rumlara, başta temizlik işçileri ol-mak üzere hastane çalışanlarına te-şekkür etti.

Devlet ağırmetale maruzkalan işçileresahip çıkmalı

Tıp Dünyası – ANKARA - KütahyaGümüşköy’de bulunan Eti GümüşA.Ş.’ne ait maden işletmesinde ça-lışan işçilerin bazılarında sınır de-ğerin üzerinde ağır metal kirliliğinerastlanması üzerine 65 işçi AnkaraMeslek Hastalıkları Hastanesi’ndetedavi altına alındı. Ankara MeslekHastalıkları Hastanesi’ne giderekişçileri ziyaret eden ve işçilerin sağ-lık durumu hakkında hastaneninbaşhekimi Dr. Hınç Yılmaz’dan bil-gi alan Ankara Tabip Odası Yöneti-mi, konu ile ilgili olarak SES An-kara Şube ile birlikte ve TTB Mer-kez Konseyi üyesi Prof. Dr. GülrizErsöz’ün de katılımıyla basın top-lantısı düzenledi. Basın toplantısın-da, bu ciddi sağlık problemi karşı-sında, yalnız söz konusu 65 işçinindeğil, tüm işçilerin ve bölge halkı-nın korunması gerektiği dile getiril-di.

KaraburunBilim Kongresi8-11 Eylül’de Tıp Dünyası – İZMİR – Bu yıl al-tıncısı düzenlenen Karaburun BilimKongresi 8-11 Eylül 2011 tarihle-rinden Karaburun-Mordoğan’dagerçekleştirilecek. Türk TabipleriBirliği’nin de düzenleyicilerindenolduğu Karaburun Bilim Kongre-si’nin bu yılki ana teması “Dünya-nın Dört Bucağı: Kapitalizm veMücadele” olarak belirlendi.Kongrede, dünyanın dört bucağınıdeğişik biçimlerde denetleyen, eko-nomik müdahalelerden fiili savaşla-ra kadar iktidarını tahkim etmeninbir dizi yolunu hayata geçiren kapi-talizmin ve yine bu iktidar biçimle-rine karşı dünyanın dört bir yanındabaş gösteren mücadele pratiklerinintartışılması hedefleniyor. Karabu-run Bilim Kongresi’ne katılmak vedüzenlenecek etkinlikleri izlemekiçin hiçbir özel koşul gerekmediğigibi kayıt/katılım bedeli alınmıyor.

Page 6: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

6

Avukat Mustafa Güler

hukuk köşesi

1 Eylül 2011

Seçimlerden önce çıkartılan son yasa yinebir torba yasa idi. Adından içeriği anlaşıl-mayan son dönem yasal düzenlemeleri ara-

sında yerini alan 6225 sayılı Bazı Kanun Ve KanunHükmünde Kararnamelerde Değişiklik YapılmasınaDair Kanun ile etik kurullara ilişkin düzenlemedentıp ve dişhekimliğindeki uzmanlıklara, bir kısımsağlık mesleklerinin yetki ve görev tanımlarındansözleşmeli hekimlerin de başhekim olabilmesineve SGK’nın bazı belgeleri imha süresine kadar bir-birinden farklı pek çok yasada değişiklik yapılmıştır.

Bu Yasa ile yapılan bir değişiklik daha var. Bunagöre Sağlık Bakanlığı’nın, ihtiyaç duyduğu hertürlü tesisi TOKİ veya benzeri bir kamu kurumunayaptırmak, bu işlerin bedelini de döner sermayedenya da Sağlık Bakanlığı’na tahsisli veya Hazine’ninözel mülkiyetindeki taşınmazları üzerindeki yapılarlabirlikte devrederek ödemek hususunda İnşaat veOnarım Dairesi Başkanlığı görevlendirilmiştir. Aynıyasal düzenlemeyle Sağlık Bakanlığı’na öyle biryetki daha verilmiştir ki, bununla TBMM binasınınbile Sağlık Bakanlığı’na devredilmesinin istenmesimümkün hale gelmiştir! Zira düzenlemeye göre,“Sağlık Bakanlığı, kamu kurum ve kuruluşlarınaait veya tahsisli taşınmazların kendisine tahsisiniveya devrini talep edebilir veya kullanım proto-kolleri yapabilir. Bu protokoller ile oluşan yü-kümlülüklerini Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’naveya inşaat işleri ile ilgili araştırma, proje,taahhüt, finansman ve yapım işlemleri konusundagörevli ve yetkili kamu tüzelkişiliğine sahip diğerkurum ve kuruluşlara yaptırabilir.”

Bu değişiklikten önce Sağlık Bakanlığı’nın ihtiyaçduyduğu hastane, sağlık yerleşkesi gibi sağlıktesisleri ve hizmet binaları için Hazine arazilerininkullanılması öngörülmüş iken, yapılan değişiklikletesislere ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Diğer taraftan,ilgili maddeye eklenen bir fıkra ile de Bakanlığın,sadece Hazine değil, diğer kamu kurum ve kuru-luşlarına ait taşınmazların devrini de talep edebileceğidikkate alındığında, Sağlık Bakanlığı’nın bütünkamu taşınmazlarının tasarruf yetkisini yasal olarakaldığını söylemek yanlış olmasa gerektir.

Peki, Sağlık Bakanlığı kamu taşınmazları üzerindebu derece sınırsız yetki sahibi olmayı niye istiyor?Yasanın gerekçesine baktığımızda, sağlıkta dönüşümprogramının yürütülmesinde ihtiyaç duyulan hertürlü tesisin yapımı için arsa temininde yaşananzorlukların aşılması amacıyla bu düzenlemenin ya-pıldığı belirtilmekte ise de düzenlemenin öncekihalinde “hastane, sağlık yerleşkesi gibi sağlıktesisleri ve hizmet binaları” için Hazine’ye aitarazi ve arsaların kullanılabilmesi zaten mümküniken yeni düzenlemede bütün kamu kurum ve ku-ruluşlarının taşınmazlarının tamamı üzerinde tesissınırlaması olmaksızın tasarruf etme imkanı verilmişolması sağlıkta dönüşüm programının hangi zemindeuygulanacağını gösteriyor.

Diğer taraftan, 181 sayılı Kanun Hükmünde Ka-rarnamede yapılan değişikliği, 2005 yılında SağlıkHizmetleri Temel Yasasında yapılan bir düzenlemeile birlikte okumak yararlı olacaktır. Buna göre;“Yapılmasının gerekli olduğuna Yüksek PlanlamaKurulu tarafından karar verilen sağlık tesisleri,Sağlık Bakanlığınca verilecek ön proje ve belir-lenecek temel standartlar çerçevesinde, kendisineveya Hazineye ait taşınmazlar üzerinde ihale ilebelirlenecek gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerinekırkdokuz yılı geçmemek şartıyla belirli süre vebedel üzerinden kiralama karşılığı yaptırılabilir.”

Kamu özel ortaklığı adıyla yürütülen bu işlemler,seçim sürecinde iktidar partisi tarafından vaat olarakda açıklandığı üzere, 20 civarında kentte yapılacaksağlık kampüslerinin özel şirkete yaptırılıp, tıbbihizmetlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından, diğerhizmetlerinin ise özel şirket tarafından işletilmesi,bunun karşılığında Sağlık Bakanlığının ilgili şirketekira ödemesi biçiminde basitleştirebileceğimiz yenibir hizmet sunum yöntemi olarak karşımıza çık-maktadır.

İhalesi ilk yapılan 1500 yataklı Kayseri SağlıkYerleşkesi’nin ardından, Ankara Etlik için de ihaletamamlanmış; Ankara Bilkent, Elazığ, Adana, Ga-ziantep, Kocaeli ve İzmir/Bayraklı için de önyeterlilik ihale duyuruları yapılmıştır.

Sonuçta anlaşılmaktadır ki, kamu özel ortaklığınailişkin işlerin yürütülmesinde Hazineye ait arsa vearaziler özel sektöre beğendirilememiş; Devletinbütün kamu kurum ve kuruluşlarının mevcut taşın-mazları Sağlık Bakanlığı portföyüne alınarak, bukanaldan kullanılabilmesinin sağlanması istenmiş-tir.

Gelinen noktada, kamu taşınmazları Sağlık Ba-kanlığına devredilecek. Sağlık Bakanlığı bunlardanbir kısmını kamu özel ortaklığında kullanacak; birkısmı da TOKİ tarafından, TOKİ yasasının kolay-lıklarından yararlanılarak, Kamu İhale Yasası veSayıştay denetimlerine tabi olunmaksızın istenildiğigibi kullanılabilecektir.

Önümüzdeki yıllarda çok tartışılacak olan kamuözel ortaklığının yanına ayrı bir madde olarak kamutaşınmazları üzerindeki tasarrufu şimdiden ekleye-biliriz. Hayırlı olsun…

Tıp Dünyası – ANKARA - Kurumhekimlerine, aynı statüde bulunmalarınave aynı hizmeti sunmalarına karşıngörev yaptıkları kamu kurumlara görefarklı ücretler ödenmesi yargıya taşındı.Kendisi de bir kurum hekimi olan Dr.Figen Şahpaz tarafından Ankara İdareMahkemesi’nde açılan davada, Anaya-sa’nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ge-rekçesiyle kurum hekimlerinin ücret-lerindeki eşitsizliklerin giderilmesi is-tendi.

Dava dilekçesinde, aynı statüye tabiçalışmalarına, aynı nitelikte hizmet sun-malarına ve görev tanımları aynı ol-masına karşın, yalnızca farklı kamukurumlarında görev yapmaları nedeniylekurum hekimleri arasında ciddi ücretfarklılıkları oluştuğu vurgulanarak bununörnekleri sıralandı. Her biri 657 sayılıDevlet Memurları Kanunu’nun 4/Amaddesinde belirtilen memur statüsündeolan kurum hekimlerinin ücretlerindekibu farkın, bağlı oldukları kurum mev-zuatında yapılan bazı farklı hukuksal

düzenlemelerden kaynaklandığı vurgu-landı. Örnek olarak Maliye Bakanlığı,Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Ge-nel Müdürlüğü ile Basın Yayın Enfor-masyon Genel Müdürlüğü kurum he-kimlerine ödenen farklı ücretler ve bukurumların kendi mevzuatındaki hu-kuksal düzenlemeler gösterildi.

Anayasa’ya ve uluslararasısözleşmelere aykırı

Aynı nitelikte görev ve sorumluluklarasahip olan hekimlerin aynı ücretten ya-rarlandırılmasına ilişkin düzenleme ya-pılmamasının, Anayasa’da ve ülkemizintaraf olduğu uluslararası sözleşmelerdeöngörülen ‘eşitlik’ ilkesi ile Anayasa’dabelirtilen ‘ücrette adaletin sağlanması’ilkesine aykırı olduğuna yer verilen di-lekçede, “Kamusal bir görevi yerinegetiren ve objektif olarak aynı niteliktehizmet sunanların özlük haklarınındüzenlenmesine ilişkin her tür yasaldüzenlemenin, Anayasa’nın 10. ve55. maddesine aykırılık oluşturacak

bir eksiklik taşımaması gerektiğiaçıktır” denildi.

Dilekçede ayrıca, yaptıkları görevleriaynı mahiyette olan farklı kurumlarınhekimleri arasında yaratılan eşitsizdurumun, Anayasa Mahkemesi’ningeçmiş kararlarıyla da çeliştiğine dikkatçekilerek, bu durumun davaya konuedilen düzenlemelerin de Anayasa’yaaykırılığını ortaya koyduğu belirtildi.Dilekçede, sayılan tüm bu gerekçelerve önceki Anayasa Mahkemesi ka-rarlarının Anayasa’ya aykırılık iddia-sının ciddiliğini ortaya koyar nitelikteolduğu vurgulandı.

Ne isteniyor? Anayasa’nın 2, 10, 11 ve 55. mad-

delerine aykırılık oluşturan eksiklikiçeren 375 Sayılı Kanun HükmündeKararname’nin ek 3. maddesinin Ana-yasa’ya aykırılığı iddiasının ciddi bu-lunarak söz konusu düzenlemeleriniptali için Anayasa Mahkemesi’ne baş-vurulması, incelemenin duruşmalı ola-rak yapılması istendi.

Kurum hekimlerine, aynı statüde bulunmalarına ve aynı hizmeti sunmalarına karşın görev yaptıklarıkamu kurumlarına göre farklı ücretler ödenmesi, kendisi de bir kurum hekimi olan Dr. Figen Şahpaztarafından yargıya taşındı.

Kamu taşınmazlarının yeni patronu:

Sağlık Bakanlığı

Konuyu yargı süre-cine taşıyan Dr. Fi-gen Şahpaz, kurum

hekimlerinin en düşük aylıkgelire sahip hekim grubu ol-duğuna dikkat çekerek, çoğukurum hekimin net maaşınınüzerine yüzde 68’lik yani 450lira civarında bir ek ödemealdığını ancak bunun emek-liliğe yansımadığını kaydetti.Kurum hekimlerinin ellerineaylık 2100 lira civarında birmaaş geçtiğini anlatan Şahpaz, “Ama bazı kurumlardabu ek ödeme yüzde 200 ile yüzde 500 arasında.Örneğin Maliye Bakanlığı’nda çalışan kurum hekimleriyüzde 200, Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü’ndeçalışanlar yüzde 400, SGK’de çalışanlar yüzde 500ek ödeme alabiliyor. Bu durumda SGK’de çalışankurum hekiminin eline 4500-5000 TL aylık geçebiliyor.Ama aynı işi yaptığı halde Yargıtay’da çalışan hekim2100 TL alıyor. Bu da kurum hekimlerinde çok büyükhuzursuzluğa neden oluyor” diye konuştu.

“Eşitsizlik huzursuzlukyaratıyor”

Zorunlu Sorumluluk Sigortası’nda değişiklik yapıldıSağlık Bakanlığı, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mesleki sorumluluk sigortası tarife ve talimatında değişiklik yaptı. Söz konusu değişikliklerle ilgilitebliğ 19 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanarak, 30 Temmuz’dan itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe kondu.

- Daha önce sigortalıhekim, hatalı tıbbi tedavi nedeniyle tazminatödemediği her bir yıl için %20’ye kadaryükselen prim indiriminden yararlanırken,değişiklikle kusurlu bulunup tazminat ödemesede hatalı tedavi iddiası ile ihbarda bulunulanhekimlerin de indirimden yararlanamayacağıdüzenlenmiştir

- Sigortalıya bir yıllık sözleşme süresiiçinde veya sözleşme döneminden önceki10 yıllık dönemde yapılan tıbbi uygulamalarlailgili tazminat taleplerine karşı teminat sağ-lanmıştır. Ancak on yıllık sürenin başlangıcı30 Temmuz 2009 olarak belirlenmiştir. Buyıl için bu süre geriye doğru iki yıl olup onyıllık süre gerçekte 2019 yılında yürürlüğegirebilecektir.

- Mesleki faaliyet sürdürülmesine rağmen

bir aydan fazla sigortaya ara verilmesi halindeara verilen dönemde yapılan tıbbi uygulamalarsonradan sigorta yapılsa da teminat dışındakalmaktadır. Böylece sigortanın kesintisizyaptırılması öngörülmüştür. Ancak bir ayakadar aralar geriye dönük teminatın içindekalmaktadır.

- Hekimlik mesleğinin bırakılması halindegeriye dönük 10 yıllık teminata ek olarakson sigorta sözleşmesi dönemindeki meslekifaaliyetinden kaynaklanan tazminat taleplerisözleşmeyi takip eden iki yıl süresince teminataltına alınmıştır. Daha önceki düzenlemedesözleşmenin bitiş tarihinden sonraki iki yıllıksüreden mesleğin bırakılması koşuluna ba-kılmaksızın bütün hekimler yararlanabili-yordu.

- Daha önce teminat içinde olan “Her

türlü deneyden kaynaklanan tazminat ta-lepleri” Sigorta teminatı dışında kalan halleriçinde sayılmıştır.

- Daha önce dava açılması ya da mahkemetarafından hekimin kusurlu olduğuna dairbir karar verilmiş olması halinde riziko ger-çekleşmiş sayılıyor ve hekimin sigortacıyabu durum beş gün içinde bildirim yükümlü-lüğü doğuyordu.

- Yapılan değişiklikle hekim kendisine taz-minat talebinde bulunulduğunu öğrendiğianda riziko gerçekleşmiş sayılmış ve böylecehekimin ihbar yükümlülüğü başlatılmıştır.Tazminat talebinde bulunduğunu hangi haldeöğrenmiş sayılıp bildirim yükümlülüğününne zaman başlayacağı tanımlanmamıştır. An-cak sigortacılık uygulamasından “üçüncü ki-şinin bir tazminat talebini ileri sürüp dava

yolu ile takip edeceğini ciddi olarak gösterenbeyanının hekime ulaştığı anda” rizikonungerçekleşmiş sayılacağı söylenebilir. Örneğintazminat talebini içeren bir ihtarmanenin he-kime ulaşması gibi. Dava açılmasa da bugibi hallerde de riziko gerçekleşmiş sayıla-cağından hekimlerin sigortacıya 5 günlükbildirim yükümlülüğü başlayacaktır.

- Risk Grupları Tablosunda ise; “Pedo-donti” uzmanlık dalının adı “Çocuk Diş He-kimliği” olarak değiştirilmiş, “Sitoloji (Si-topatoloji)” uzmanlık dalının risk grubu 1.Grup olarak değiştirilmiş,“Tıbbi Parazitoloji(Parazitoloji)” uzmanlık dalının risk grubu1. Grup olarak değiştirilmiş, 2. Risk Grubundayer almak üzere “Restoratif Diş Tedavisi”,“Ağız Diş ve Çene Radyolojisi”, “GelişimselPediatri” uzmanlık dalı eklenmiştir.

Türk Tabipleri Birliği ve İs-tanbul Tabip Odası, 3 Ağustos2011 tarihinde yayınlanan

“Ayakta Teşhis ve Tedavi YapılanSağlık Kuruluşları Hakkında Yö-netmelik” ile ilgili değişikliklere ilişkinyorumlarını bugün düzenledikleri birbasın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı.Açıklamaya, Türk Tabipleri BirliğiMerkez Konsey Üyesi Dr. OsmanÖztürk, İstanbul Tabip Odası BaşkanıProf. Dr. Taner Gören, İstanbul TabipOdası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ha-san Oğan ve İstanbul Tabip OdasıÖzel Hekimlik Komisyonu Koordi-natörü Dr. Ümit Şen katıldı.

Açıklamada, yapılan son düzenle-menin hekimlere ve kamuoyuna Sağlık

Bakanlığı tarafından bir müjde gibilanse edilmesine karşın düzenlemeniniçeriğinde hala hekimin serbest çalışmahakkının engellendiği belirtildi.  Budeğişikliğin bir “süre uzatmasından”ibaret olduğuna dikkat çekilen açıkla-mada, özellikle yeni açılacak muaye-nehanelerle ilgili aynı koşulların devamettiği hatırlatılarak, 1219 sayılı yasaile sadece bildirimle açılabilen mua-yenehaneler, devam eden maddelernedeniyle açılmasının imkansız oldu-ğunun altı çizildi. 

Tüm bu değişikliklerin hızla tekel-leşen sağlık sistemine ucuz iş gücüyaratmak için yapıldığı belirtilerek,mücadeleye devam edileceğinin bilgisiverildi.

Bu sadece ‘süre uzatımı’dır

Yeni yönetmelikte de zihniyet aynıyangın tedbiri ve depreme

dayanıklılık belgesinin yeni açılacak muayene-hanelerden isteneceği düzenlenmişti. Değişikliklemevcut muayenehanelerin de uyum süresi sonunakadar Yönetmeliğin 12/D maddesindeki fizikikoşulların yanı sıra “Binanın yapı kullanmaizin belgesinin aslı ya da müdürlükçe onaylısureti”ni ve “Binada, ilgili mevzuata uygunşekilde yangın için gerekli tedbirlerin alındığını,tesisatın kurulduğunu ve binanın bu açıdanuygunluğunu ayrıntılı olarak gösteren veyetkili merciden alınan belge”yi de edinmekve uygunluk başvurusunda bulunmakla yükümlüolduğu düzenlenmiştir.

Mevcut muayenehanelerin Müdürlüğe yapa-cakları uygunluk başvurularında depreme daya-nıklılık raporunun aranmayacağı belirtilmiştir.

Mevcut muayenehanelerin, 4 yıllık uyum süresiiçerisinde başka bir adrese taşınma talebindebulunması veya tek hekim muayenehanesininmüşterek muayenehaneye dönüştürülmek isten-mesi halinde depreme dayanaklılık raporu dadahil yeni koşullara uyum zorunluluğu getirilmiştir.

Birden fazla hekimin aynı mekanda müşterekmuayenehane açması uzun yıllardır süregelenbir uygulama olmakla birlikte “tam gün” densonra kimi İl Sağlık Müdürlüklerince yasakolarak kabul edilmeye başlanmıştır. Hukukenbir kısıtlama olmamasına rağmen yapılan bu hu-kuka aykırı yorumlar sorunlara yol açmış, sondeğişiklikle Yönetmeliğe müşterek muayeneha-nede çalışma biçimi eklenmiştir. Bu maddedeher hekim için ayrı ayrı uygunluk belgesi almakkoşuluyla fiziki imkanları yeterli muayenehane-lerde birden fazla doktorun görev yapabileceğidüzenlenmiştir.

19 Ağustos 2008 tarihinden sonra yapılmış bi-nalarda yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesiaranmayacağı belirtilmiştir.  

Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan giriş,kapı, asansör, merdiven, tuvalet, lavabo gibifiziki alanların 3194 sayılı İmar Kanununun Ek1 inci maddesi ve ilgili diğer mevzuat hükümlerineuygun olacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır.İmar Kanunun Ek 1 inci maddesi imar planlarında

Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardınauyulmasını öngörmektedir. Türk StandartlarıEnstitüsünün imar planlarındaki şartlarına ilişkinbilgi notu web sitemizde daha sonra duyurula-caktır.§  Muayenehanede en az bir sağlık personeliistihdam edilme zorunluluğunun Danıştay tara-fından yürütmesinin durdurulması sonucu yenideğişiklikte gerekli görülmesi halinde sağlık per-soneli ve sekreterin istihdam edilebileceği dü-zenlenmiştir.

Muayenehanelerde en az 16 m² kullanımalanına sahip muayene odası bulunma şartı devamettirilmiş, eski düzenlemeye benzer biçimdemuayene odasının birbiri ile bağlantılı iki odabiçiminde düzenlenmesi halinde, odaların en az8 m² hekim çalışma alanı ve en az 8 m² hastamuayene alanı olacağı belirtilmiştir.

Tuvalet bulunma zorunluluğu ultrasonografi(usg) yapılan kadın hastalıkları ve doğum muayeneodası ve ürodinami işlemi yapılan üroloji muayeneodası ile sınırlı tutulmuş, tuvaletin bu muayeneodalarının yakınında bekleme salonundan ayrıbir bölümden geçişinin sağlandığı yerde olacağıbelirtilmiştir. Hasta bekleme salonunun 12 m²olması gerektiğine ilişkin düzenlemede değişiklikyapılmamış, müşterek muayenehane olma ha-lindeki hasta bekleme salonlarının kullanım alan-ları belirlenmiştir. Cerrahi uzmanlık dallarındakimuayenehanelerde bulunma zorunluluğu olan10 m²’lik pansuman odası düzenlemesine en-feksiyon bulaşma riskinin engellenmesi amacıylaibaresi eklenmiştir.

Tuvalete ilişkin düzenlemede “özürlülerin dekullanımına uygun şekilde düzenlenmiş tuvaletbulunur.” ifadesi çıkarılmıştır. Bebek emzirmeve bakım odası, arşiv birimi, aydınlatma veısıtma, atıklar, hasta ve çalışan güvenliği, acilseti düzenlemelerinde değişiklik yapılmamıştır.§Tüm bu düzenlemelerin yanı sıra YönetmeliğeKültür ve Turizm Bakanlığı’ndan belgeli ko-naklama tesislerinde kurulacak sağlık tesislerive bu konaklama tesisleri bünyesinde bulunansağlık ünitesine ilişkin düzenlemeler eklenmiş-tir.

Baştarafı sayfa 1’de

Baştarafı sayfa 1’de

Kurum hekimlerinin maaş farkları yargıya taşındı

Dr. Figen Şahpaz

Page 7: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

71 Eylül 2011

Tıp Dünyası – ANKARA - Türk Ta-bipleri Birliği’nin 2 Temmuz 1993’te, Sı-vas’ta gericilerin kuşattığı Madımak Ote-li’nde çıkan yangın sonucu yaşamını yitirenşair Dr. Behçet Aysan ve 34 kişinin anısınaverdiği TTB Behçet Aysan Şiir ödülü içinbaşvurular 14 Ekim 2011 tarihinde sonaerecek.

Türk Tabipleri Birliği’nin 1995 yılındanbu yana verdiği Behçet Aysan Şiir Ödülü,bu yıl on yedinci sahibini bulacak. SeçiciKurulu’nu Cevat Çapan, Doğan Hızlan,Emin Özdemir, Ahmet Telli, Ali Cengizkan,Turgay Fişekçi ve Zeynep Oral’ın oluş-turduğu TTB Behçet Aysan Şiir Ödülü’nebaşvuru koşulları şöyle:

Ödüle Ocak 2010’dan sonra yayımlanmışbir kitap ya da yayına hazır bir kitapdosyası ile aday olunabilir. Yayımlanmamış

yapıtların A4 dosya kağıdına çift aralıklıolarak yazılmış olması gereklidir.

Ödüle son katılma tarihi 14 Ekim2011’dur.

Ödüle kişiler kitap ve dosya ile kendileridoğrudan katılabilir ya da yayımlan-mış şiir kitaplarını sivil toplum ör-gütleri, yayınevleri ve üçüncü kişiler, şairinonayı alınmak koşuluyla önerebilirler.

Yarışmaya katılan yapıtların daha öncehiçbir yarışmadaödül almamışolması gerek-mektedir.

Ödüle aday olacak şairler;adı, açık adresi ve kısa yaşamöyküsüyle birlikte kitaplarını(8 adet) ya da şiir dosyalarını(8 adet) TTB Merkez Kon-

seyi GMK Bulvarı Şehit Daniş TunalıgilSok. No:2 Kat:4, 06570 Mal-

tepe-ANKARA adresinegöndermelidir.

Ödül için gönderilen ya-pıtlar açıklanmaz, yalnızcaödül kazanan duyurulur.Ödül kazanan yapıt 2011yılı Kasım ayında açıklanır.

Ödüle başvuranlar tümkoşulları, kabul etmiş sayı-

lır.TTB Behçet Aysan

Şiir Ödülü özel olarakhazırlanmış bir bronz figürdür. Paraödülü verilmemektedir.

Ödül tek yapıta verilecektir. Seçicikurul uygun görürse ödülü paylaştı-rabilir.

Behçet Aysan Şiir Ödülü için son başvuru 14 Ekim 17. TTB Behçet Aysan Şiir Ödülü için başvurular kabul edilmeye başlandı. Başvurular için tanınan süre 14Ekim 2011’de sona erecek.

Tıp Dünyası – HATAY – TTB Olağan-dışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu

(ODSH), Suriye’de yaşanan olaylarnedeniyle Türkiye’ye sığınan ve Hataybölgesinde oluşturulan çadırkentlerdebarındırılan Suriyeliler’in durumunailişkin bir rapor hazırladı. Başta HatayTabip Odası olmak üzere ilgili odalarlailetişime geçerek süreci değerlendirenve bazı faaliyetler yürüten TTB ODSH,raporda süreci ilişkin değerlendirmelereyer verdi.

TTB ODSH Kolu Yürütme KuruluÜyeleri Dr. Ali Osman Karababa ve Dr.Cavit Işık Yavuz tarafından hazırlananraporda, ilk olarak 25 Haziran 2011 tari-hinde Antakya’da “Olağandışı Durum-larda Sağlık Hizmetleri DeğerlendirmesiKursu” düzenlediği, kursa Hatay, Gazi-antep, Adana ve Mardin tabip odalarındantoplam 13 hekim katıldığı bilgisi verildi.Kursta mevcut durum gözden geçirilerekolağandışı durumlarda sağlık durum de-ğerlendirmesi, bulaşıcı hastalıklar, çevre

sağlığı, geçici barınma yerleri konularınınişlendiği, Suriye’nin sağlık verileri, aşışeması, hastalık ve ölüm istatistikleriningözden geçirildiği aktarıldı.

Yerinde durum değerlendirmesi yapa-bilmek için çadırkentlerin ziyaret edilmesiamacıyla Dışişleri Bakanlığı’ndan isteneniznin yanıtsız kaldığına dikkat çekilen ra-porda, Hatay’da hekimler ve yetkililerleyapılan görüşme, yerinden gözlem ve de-ğerlendirmelerin sonucu paylaşıldı. Rapordaana hatlarıyla yer verilenler şöyle:

Yaşanan olayların ilk döneminde ateşlisilahla yaralanmaların olduğu ve ilgilisağlık kurumları tarafından gerekli tıbbimüdahalelerin gerçekleştirildiği anlaşıl-maktadır.

Mevcut durumda sağlık hizmetlerininSağlık Bakanlığı’nın iki çadır hastanesive çadırkentlerde kurulu bulunan sağlıkbirimleri tarafından yapıldığı, gerekli du-rumlarda hastaların en yakın ikinci basamaksağlık kurumlarına (devlet hastanelerine)sevk edildikleri belirtilmektedir.

Belirli dönemlerde artan oranlarda veyoğun bir nüfus hareketi söz konusudur.Bazı ilçelerde kurulan çadırkentlerde ça-dırkent nüfusu ilçe nüfusuna yaklaşmaktahatta aşmaktadır. Bu durum başta su kay-nakları olmak üzere kapasitenin üzerindebir gereksinim doğurabilmektedir.

Yaşanan durumun sosyal, politik ve top-lumsal açıdan karmaşık yönleri izlenmek-tedir. Dinsel, etnik ve sosyal boyut dikkatiçekmektedir.

Bölgede genel bir belirsizlik havası iz-lenmektedir. Bu durum gerek etkilenenkişileri gerekse de kamu kurum ve kuru-luşlarını birçok açıdan olumsuz etkileyebilir.Etkilenen kişiler açısından psikososyal so-nuçlar ortaya çıkabilirken kamu kurumve kuruluşları açısından plan, program,hizmet ve personel planı yapma konusundagüçlükler doğurmaktadır.

Çadırkentlerde yürütülmekte olan sağlıkhizmetlerine dair ayrıntılı değerlendirmeleryapılmalıdır.

Tıp Dünyası – ANKARA - Uluslararası SağlıkPolitikaları Birliği (IAHPE) Avrupa Birimi’nin XVI.Konferansı, Türk Tabipleri Birliği işbirliği ile 29Eylül – 2 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara’daÇankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde“Kapitalizmin Krizi ve Sağlık” başlığıyla gerçek-leştirilecek. Türkçe ve İngilizce olarak düzenlenecekkonferansta, tüm oturumlarda eşzamanlı çeviri ya-pılacak.

Konferans 29 Eylül günü 15.30’da başlayacak.Kayıt ve konserin ardından, TTB Merkez KonseyiBaşkanı Eriş Bilaloğlu, IAHPE Başkanı AlexisBenos ve Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ınkonuşmacı olduğu açılış oturumu gerçekleştirilecek.

Başkanlığını Necati Dedeoğlu ve Alexis Benos’ungerçekleştireceği ilk oturumda Korkut Boratav“Kapitalizmin Krizinin Ekonomik Analizi”,Hans-Ulrich Deppe de “Kriz, Ticarileşme veHasta Hekim İlişkisi” konulu konuşmaları ger-çekleştirecekler. Tartışma bölümünün ardından,Hans-Ulrich Deppe için düzenlenen Onur Törenive Kokteyl’in ardından ilk gün programı sonaerecek.

1980 Sonrası Sağlık Reformlarıİkinci gün programı saat 09.00’da başlayacak.

Saadet Ülker ve John Lister’in başkanlığını üstlendiği“1980 Sonrası Sağlık Reformları” oturumunda,Onur Hamzaoğlu “Sağlık Reformu Pandemisi:Neden ve Nasıl? Sağlığın Ekonomi Politiği”, Ga-rance Upham “Küresel Sağlık Yönetişimi Refor-mu”, Jean-Pierre Unger, Patrick Van Dessel,Pierre De Paepe ve Kasturi Sen “Kamu tarafındanfinanse edilen sağlık sistem araştırmalarının özelsektör tarafından ele geçirilmesinden neden kuş-kulanmalı?” başlıklı sunumları yapacaklar.

Gazanfer Aksakoğlu ve Garance Upham’ın baş-kanlığını üstlendiği ikinci oturumda “Sağlık ReformuPandemisi “Ülke Örnekleri” ele alınacak. İngiltere,Malezya, Yeni Zelanda, Meksika, ABD, İtalya,Filistin ve Türkiye’den örnekler paylaşılacak.

Yunanistan krizinin ve sağlık reformunun aktarı-lacağı oturumun ardından, “Sağlık Sektöründe Pi-yasalaşma Örnekleri” başlıklı oturuma geçilecek.Ata Soyer ve Stathis Giannakopoulos’un başkan-lığını yürüteceği oturumda, Kayıhan Pala, NurettinAbacıoğlu ve Şafak Taner konuşmacı olacaklar.

Neoliberal politikaların sağlık çalışanlarına etkisi1 Ekim günü de program yine 09.00’da başlayacak.

Reyhan Uçku veThedore Zdoukos’un başkanlığını yürüteceğioturumda, Özlem Özkan, Mehmet Zencir, İlkerBelek ve Arzu Çerkezoğlu, neoliberal ekonomikpolitikaların sağlık çalışanlarına etkilerini değer-lendirecekler.

Feride Aksu Tanık’ın başkanlığını üstleneceğigünün ikinci oturumunda ise konferansa kabul edilenposterlerin kısa sunum ve tartışması yapılacak. Öğ-leden sonraki oturumda posterlerin sunum ve tartış-masına devam edilecek. Bu bölümü Arzu Çerkezoğluve Carolina Tetelboin yönetecek.

15.30’da başlayacak “Neoliberal PolitikalaraKarşı Mücadele İçin Dayanışma” başlıklı oturumuÇetin Erdolu ve Hans Ulrich Deppe yönetecekler.Arjantin, Mısır, Yunanistan, Türkiye ve ABD’denkonuşmacılar ülke örneklerini paylaşacaklar. Kapanıştöreni ve akşam yemeğinin ardından, konferansınakademik programı sona erecek.

2 Ekim günü ise sosyal programa ayrıldı. AnadoluMedeniyetleri Müzesi ve Ankara Kalesi ziyaretininardından konferans tamamlanacak.

Kapitalizmin Krizi ve Sağlık Konferansı Ankara’da...

TTB ODSH Kolu Hatay’daki çadırkentleri incelediTTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu, Suriye’de yaşanan olaylar nedeniyle Türkiye’ye sığınanve Hatay bölgesinde oluşturulan çadırkentlerde barındırılan Suriyeliler’in durumuna ilişkin bir rapor hazırladı.

Uluslararası Sağlık Politikaları Birliği Avrupa Birimi’nin XVI. Konferansı, Türk TabipleriBirliği işbirliği ile 29 Eylül – 2 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara’da ÇankayaBelediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde “Kapitalizmin Krizi ve Sağlık” başlığıylagerçekleştirilecek.

Page 8: Sayfa 5’te Astaldi-Türkerler’e - TTB · 2011-09-16 · Ayrıca, sonbahar dönemi TUS yerleştirmelerinde kullanılacak kontenjanların yaklaşık yüzde 20’si, uzmanlık kadrolarının

Tıp Dünyası Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:

Türk Tabipleri Birliği adına

Dr. Eriş Bilaloğlu

Genel Yayın Yönetmeni: Mutlu Sereli Kaan

Katkıda bulunanlar: Dr. Eriş Bilaloğlu, Dr. Melih Elçin,

Dr. Arzu Erbilici, Dr. Tufan Kaan, Dr. Orhan Odabaşı,

Dr. Feride Aksu Tanık

Tıp Dünyası Gazetesi’ne www.ttb.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz

Egeli bir hekim olarak öğrencilik yıllarındanberi Hipokrat ismiyle haşır neşir olup da, Hi-pokrat’ın doğduğu ve hekimlik yaptığı KosAdası’nı merak etmemek olur mu? Tabii ki ol-maz. Yıllardır Ege Tabip Odaları Bölge Top-lantılarında Hipokrat’ın mezarını ziyaret etmek,karşı kıyıdaki meslektaşlarımızla bölgesel sağlıksorunları konusunda görüş alışverişinde bu-lunmak, bu konularla ilgili toplantılar düzen-lemek ve iki ülke arasındaki dostluğa katkıdabulunmak gibi bir hayalimiz vardı. Bu hayalimizi7-8 Mayıs 2011 tarihinde nihayet gerçekleştir-dik.

Her şey 2010 yazında eşim ve çocuklarımlaKos’u günübirlik ziyaret etmemizle başladı.Adayı gezdikten sonra, 25 sene önce Yunancaöğrenmek amacıyla mektup arkadaşlığı yaptığımve yaklaşık 20 seneden beri görüşemediğimarkadaşım Minas Hatziantoniou’nun adresinihatırlayıp önce evini, sonra da kendisini buldum.Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır dediklerigibi, yıllar sonra iki arkadaşın karşılaşmasıçok samimi oldu. Sohbet sırasında ona, Egelihekimler olarak Hipokrat adasını ziyaret etmekistediğimizden bahsedince, heyecanlandı vegür sesiyle “Hipokrat benim” dedi. Kendisiyletanışmama yardımcı olan Türk asıllı NiyazePayzanoğlu ile birlikte kültürel etkinliklerdebulunan bir dernekleri olduğunu ve böyle birorganizasyon için bize yardım edebileceklerinisöyledi. Telefon ve e-posta gibi iletişim bilgi-lerimizi paylaştıktan sonra adadan ayrıldık.

Muğla’ya döner dönmez konuyu önce MuğlaTabip Odası ile, sonrasında da diğer EgeBölgesi Tabip Odaları ile paylaştım. 100 kişilikbir grupla 7-8 Mayıs’ta Kos Adası’nı ziyaretetmeyi kararlaştırdık. Balıkesir, Isparta, Denizli,Aydın ve İzmir illerinden de katılımlarla ilkdefa yapılacak olan böyle bir gezinin olabildi-ğince güzel olabilmesi için, hem adadaki ar-kadaşlarımla, hem de geziye katılacakların be-lirlenmesi aşamasında yoğun bir çaba sarf et-mememize ve genel hatları belirlememize rağ-men, gezinin başladığı 7 Mayıs Cumartesisabahı adada tam olarak neleri yaşayacağımızıben bile bilmiyordum.

Bodrum gümrüğündeki yoğunluk nedeniylebiraz gecikerek adaya ulaştığımızda bizi hoşbir sürpriz bekliyordu. Adadaki arkadaşlarımızınsözünü ettikleri dernek, Hipokrat’ın ve Sokrat’ınannelerinin adı olan Fenareti Derneği, 7-8 üye-siyle birlikte ilk ikramlarını sundukları birstand ve üzerinde Türkçe ve Yunanca “Hoşgeldiniz” yazan bir pankartla ve olağanüstübir sıcaklıkla bizi karşıladılar. Bu sıcak karşı-lamadan geziye katılan herkes çok etkilendive böylelikle gezi daha en başında çok olumlubir izlenimle başlamış oldu.

Asklepion doğru...Her iki gümrükteki gecikmeler nedeniyle

kaybedilen zamanı telafi etmek için hemen birprogram değişikliği yapıldı ve önce Asklepionziyaretine karar verildi. İki tur otobüsüyle git-tiğimiz Kos Asklepion’u şehir merkezine 5

km mesafede, şehre hakim bir tepe üzerinde,sağlık tanrısı Asklepios’a adanan bir eski çağhastanesi ve Kos Adası’nın tarihi yönüyle enönemli ve görkemli eseri. MÖ 4. yüzyılda inşaedildiği sanılan bu üç katlı hastane Yunanistan’ında en eski eserlerinden birisi ve ülkemizdekiEfes Asklepionu’nun bir benzeri.

“Hipokrat benim” Asklepion gezisinde bize eşlik eden rehberimiz

Eleni’nin geniş tarih ve mitoloji bilgisi ilebizlere Yunanca olarak aktardığı bilgileri ar-kadaşım Niyaze Türkçeye çevirdi. Eleni’den,Hipokrat’a göre insan sağlığının insandaki kan,balgam, siyah safra ve sarı safra sıvıları ara-sındaki dengeye bağlı olduğunu, Asklepion’dahastalara Küçük Asya kıyılarının (Bodrum Ak-yarlar) muhteşem manzarası ve müzik eşliğinde,yeşillikler arasında rahipler tarafından su vesporla şifa dağıtıldığını öğrendik. Ardındanarkadaşım Minas ve dernek üyesi 4 genç antikyunan giysilerini giydiler ve Minas geziye ka-tılanların büyülenerek izlediği bir atmosferde,temsili tıp öğrencilerine Latince yazılmış olanorijinal Hipokrat Andını okuyarak HipokratYemini ettirdi. Bu muhteşem canlandırma son-rasında Minas’ın “Hipokrat benim” demekleneyi kastettiğini daha iyi anladım.

Asklepion gezisinin ardından otobüslerleşehrin Türk Mahallesi sayılabilecek Platanibölgesine indik ve yan yana iki Türk lokanta-sında öğle yemeği yedik. Ali’nin ve Şerif’inlokantaları. Gezi öncesi, bütün nüfusunun 50bin olduğu küçük bir adada 100 kişilik birgruba, hava durumuna göre açık ya da kapalıbir mekanda aynı anda yemek servisinin yapılıpyapılamayacağı en büyük kaygımdı. Bu kay-gımın ne kadar yersiz olduğunu bütün ekipyerleşip de 10 dakika gibi kısa bir zamandaTürkçe konuşan garsonlar tarafından herkeseservis yapılınca anladım. Ana yemek öncesisalata servisi yapıldığında tabaklarda “kabakçiçeği” dolmasını görünce, denizin iki kıyı-sındaki insanların birbirine ne kadar yakın ol-duklarını yeniden anladık. O kadar çoktu ki,ana yemek olarak servis edilen köfteleri çoğu-muz bitiremedi.

Öğle yemeğinden sonra şehir merkezindekiotelimize gittik. Oda yerleşim planları öncedenyapıldığından, yine çok kısa bir sürede vegüler yüzlü birkaç otel görevlisi tarafındanoda yerleştirmeleri yapıldı. Akşam yemeği birtavernada “Yunan Gecesi” şeklinde planlan-dığından, akşam yemeğine kadar herkese serbestvakit geçirebileceği söylendi. Ancak şehiriçinde görülmesi gereken önemli mekanlarvardı ve daha geçen yaz bu mekanları gezdiğimiçin ekibi ben gezdirebilirdim. Saat 17.00’deotelin lobisinde buluşmak üzere herkes odasına,dinlenmeye çekildi.

Şehir turuna katılmak isteyenler olarak be-lirlenen saatte otel lobisinde buluştuk ve önceşehrin önemli meydanlarından olan Eleftherias(Özgürlük) Meydanı’nı ve etrafındaki AntikAgorayı ve Defterdar Camii’ni gezdik. Hemenyanındaki Kazouli Meydanını da dolaştıktansonra liman tarafına inerek Çınar Meydanı’nagittik. Burada 2500 yıllık ömrüyle Avrupa’nınen yaşlı ağacı olan ve altında öğrencilerineders verdiği söylenen Hipokrat Ağacı’nı, hemenyanındaki Gazi Hasan Paşa ya da bir başkaadıyla Lonca Camii’ni ve bir köprü geçitle gi-dilen Şövalye Kalesi’ni gördük. Akşam taver-

naya gidilecek olan saatte otel önünde buluşmaküzere anlaştık ve ekip alışveriş yapmak içinşehre dağıldı.

Akşam belirlenen saatte tur otobüslerimizebinerek 2-3 kilometrelik bir uzaklıkta, denizkenarında şirin bir tavernaya gittik. Taverna ogece tamamen bize ayrılmıştı ve yine hızlı venazik bir şekilde akşam yemeği servisi başladı.6 kişilik bir müzik grubu 4 saat boyunca hiçdurmaksızın, “telli telli”, “olmasa mektubun”,“maskeli balo”, “zeytinyağlı yiyemem aman”,“kalenin bedenleri” gibi çoğuna bizim deaşina olduğumuz yunan müziklerini sundu.Yunan rakısı Uzo’nun ve değişik mezelerintadıldığı, herkesin kendini sıkça pistte bulduğu,rehberimiz Eleni’nin nefis bir sirtaki gösterisisergilediği, bir ara yerel bir TV kanalınınFenareti Derneği ve Oda Başkanımız Dr. NakiBulut ile söyleşi de yaptığı taverna gecesindenotele dönüşte herkes yorgun ama çok mutluy-du.

Bölgesel sağlık sorunlarınınçözümü için birliktelik

Kos ziyaretinin ikinci günü oteldeki kahval-tıdan sonra, daha önceden planlandığı gibi,Ege Bölgesi Tabip Odalarından temsilcilerleKos Tabip Odası ziyaret edildi. Hangi saattegeleceğimizi önceden bildikleri için, ÖrgütBaşkanı Dr.Tallaros E.George ve Yönetim Ku-rulu üyeleri bizleri çok sıcak bir şekilde bahçegirişinde karşılayarak içeri davet ettiler. Dr.Tal-laros, kendilerini ziyaret eden ilk hekim örgütüolduğumuzu söylerken oldukça heyecanlıydı.

Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Naki Buluttercümanlığımızı da yapan Niyaze Payzanoğluaracılığıyla, ziyaretimizin amacını, hekimlerolarak ortak sorunlarımızın olduğunu, bu so-runlara bölgesel olarak birlikte çözümler bu-labileceğimizi, bölgesel sağlık sorunları ileilgili ortak konferanslar düzenleyebileceğimizive bu birlikteliğin sürdürülmesi gerektiğini,iki toplumun yakınlaşması ve dostluğu içinhekimlerin katkı sunabileceğini bildirdiktensonra Muğla’dan kendilerine götürdüğümüzhediyeleri sundu. Dr.Tallaros E.George da, butemennilerimize katıldığını belirterek bize birHipokrat büstü hediye etti.

Kendilerinden, Yunanistan’da 6 tıp fakültesiolduğunu, yedincinin de Girit’te açılacağınıöğrendik. Yaklaşık 11 milyonluk ülkede 7 tıpfakültesine karşın, 2011 yılı itibarı ile 76,5milyon nüfusu olan ülkemizde 74 tıp fakültesibulunmakta, bu da nüfusla oranlandığında ül-kemizde Yunanistan’a oranla 2 kat daha fazlatıp fakültesi olduğunu göstermektedir.

Bölgesel sağlık sorunu olarak en çok, Kos

adasında çözümlenemeyen acil vakaların sevkisırasında sorun yaşadıklarını, çok yakında bu-lunan Bodrum, Marmaris, Muğla gibi hasta-nelerimizden yararlanabilmeleri durumundabu soruna da büyük oranda çözüm bulunmuşolacağını belirttiler. Oda Başkanımız Dr. NakiBulut da sorunun çözümüne yönelik kendilerinedestek olacağımızı bildirdi. Dönüşte MuğlaValiliğini ziyaret ederek konuyu aktardı ve bukonuda Yunanistanla yapılacak bir işbirliğiprotokolünün sağlık alanında ülkemizin itibarınıartıracağını bildirdi. Ayrıca konuyu Türk Ta-bipleri Birliği’ne de ileterek, konunun TTBaracılığıyla Sağlık Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığıve Turizm Bakanlığına da aktarılmasını sağla-dı.

Gezi programındaki son etkinlik olan adaturu için yeniden otobüslere binildi ve adanınkuzey ucundaki Kefalos Köyü’ne hareket edildi.Gidiş yolu üzerindeki bir köyde, restore edilerekmüze haline getirilmiş eski bir köy evi ziyaretedildiğinde duygu dolu anlar yaşandı. Çünküçoğu Egeli’nin çocukluk anılarında yaşayanköy evinin hemen aynısını gördük. Komşu ikihalkın ne kadar benzer olduğunun bir başkakanıtıydı bu.

Adanın kuzey ucundaki Kefalos şirin birtatil kasabası. Öğle yemeğimizi deniz kena-rındaki bir lokantada yedik. Bu sefer bir Yunanlokantasıydı ama güler yüz ve lezzet açısındanTürk lokantalarından bir eksiği yoktu. Değişiksalatalardan sonra ana yemek olarak sunulan

kişi başı “yarım tavuk”u yine kimse bitiremedi. İki günlük gezinin sonunda dönüş saati geldi

ve limana hareket ettik. Karşılamada olduğugibi, Fenareti Derneği dönüşte de bir sürprizyaparak limanda bir stand açmış ve her ziya-retçiye birer hediye paketi hazırlamışlardı.Gezi boyunca bize eşlik eden Niyaze ve Minasolağanüstü çalışarak en ufak bir sorunun ya-şanmasına izin vermemiş, bu da geziye katı-lanların takdirini toplamıştı. Bu nedenle ayrılmavakti oldukça duygusaldı, tek tek kucaklaştıkve kendilerine teşekkür ederek veda ettik.

Sıradan bir gezi organizasyonu yerine, içineruhlarını ve kalplerini de koyarak muhteşembir gezi düzenledikleri ve katılanların tamamınınmemnun dönmesini sağladıkları için, başta Ni-yaze ve Minas olmak üzere Fenareti Derneği’nindiğer üyelerine en büyük teşekkürü ben borç-luyum.

Dr. Hasan AkpınarMuğla Tabip Odası Genel Sekreteri

2500 yıllık ömrüyle Avrupa’nın enyaşlı ağacı olan ve altındaHipokrat’ın öğrencilerine dersverdiği söylenen Hipokrat Ağacı...

Fenareti Derneği dönüşte de birsürpriz yaparak limanda bir standaçmış ve her ziyaretçiye birerhediye paketi hazırlamışlardı.

Hipokrat’ın ve Sokrat’ın annelerinin adı olan Fenareti Derneği, 7-8üyesiyle birlikte ilk ikramlarını sundukları bir stand ve üzerindeTürkçe ve Yunanca “Hoş geldiniz” yazan bir pankartla veolağanüstü bir sıcaklıkla bizi karşıladılar. (Yanda)Minas ve dernek üyesi 4 genç antik yunan giysilerini giydiler veMinas geziye katılanların büyülenerek izlediği bir atmosferde,temsili tıp öğrencilerine Latince yazılmış olan orijinal HipokratAndını okuyarak Hipokrat Yemini ettirdi. (Üstte)

Ege Bölgesi Tabip Odaları, 100 kişilik birgrupla 7-8 Mayıs’ta Kos Adası’nı ziyaret etti

Dr.Tallaros E.George, bize birHipokrat büstü hediye etti.

Rehberimiz Eleni’nin nefis bir sirtakigösterisi sergilediği, bir ara yerel birTV kanalının Fenareti Derneği veOda Başkanımız Dr. Naki Bulut ilesöyleşi de yaptığı taverna gecesindenotele dönüşte herkes yorgun ama çokmutluydu.

Tıp Dünyası Dergisi, Türk Tabipleri Birliği tarafından 15 günde bir yayınlanır. Ücretsizdir. 8.800 adet basılmıştır.

Hesap Numarası: Türkiye Vakıflar Bankası Maltepe Şubesi Hesap No: 00158007281178784

Baskı Öncesi Hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Cad. 47/6 Tandoğan Ankara Tel: (0312) 229 09 85 [email protected]ım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. Turgut Özal Bulvarı Demirciler Sitesi 1. Cadde No: 68 Siteler Ankara 353 29 61 / 21 Ağustos 2011

Yayının Türü: Yerel, süreliYıl:19 Sayı: 180 Tarih: 18 Mayıs 2011Yayımlayan: Türk Tabipleri BirliğiYayın İdare Merkezi: GMK Bulvarı, Şehit Daniş Tunalıgil Sok. No: 2 Kat: 4 Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79 (pbx) Faks: (0312) 231 19 52- 53 [email protected] http://www.ttb.org.tr

Kos-Hipokrat ziyareti