Upload
others
View
1
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
2017
ÇELİK İHRACATÇILARI BİRLİĞİ
SEKTÖRE İLİŞKİN GÜNLÜK HABERLER
www.cib.org.tr
2
HABER BAŞLIKLARI
Günlük İhracat Rakamları. (TİM)
232 Soruşturmasına İlişkin İtirazlar Devam Ediyor.
(ÇİB)
İç Piyasaya Yönelen Çelik Üreticisi Sıkıntılı. (Dünya)
İkinci Kez Yılın Üreticisi Seçildi. (Sözcü)
Bakan Zeybekci'den İhracatçılara Müjde. (Dünya)
İkinci 500 Büyük Belli Oldu. (Dünya)
Şimşek: Yatırımcılar Bardağın Dolu Tarafını Görüyor. (AA)
Köşe Yazısı: İstihdamdaki Artış Sevindirici. (Dünya)
Büyüme Beklentisinde Sert Yükseliş. (Reuters)
İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi Yükselişini Sürdürdü. (AA)
6 Aylık Bütçe Açığı 25.2 Milyar TL. (Dünya)
İşsizlik Ocak'ta Yüzde 13'le Zirve Yapmıştı. (Türkiye)
Sanayi Devrimine Yol Haritası Geliyor. (Türkiye)
ÇELİK İHRACATÇILARI BİRLİĞİ SEKTÖRE İLİŞKİN GÜNLÜK HABERLER 19.07.2017
3
Günlük İhracat Rakamları: (TİM 19.07.2017)
232 Soruşturmasına İlişkin İtirazlar Devam Ediyor: (ÇİB 19.07.2017) ABD Başkanı Trump’un gündeme getirdiği ve ABD Ticaret Bakanlığı’nın araştırmasını yaptığı Section 232 soruşturmasına
ilişkin Başkana, daha önceden Makam’a ekonomik danışmanlık yapan birimde (Council of Economic Advisers) görev yapmış
olan birçok kişinin imzası ile bir mektup iletilmiş ve çelik ithalatına engel koyulmaması talep edilmiştir.
Demokrat ve Cumhuriyetçilerden farklı farklı politik ve ekonomik görüşe sahip olan imzacılar, ABD’nin zaten hali hazırda
çelik ürünlerine uyguladığı bir çok anti-damping ve telafi edici vergi marjı bulunduğunu hatırlatmıştır. Ek vergilerin Kanada,
AB gibi birçok dost ülkeye zarar vereceği ifade edilmiştir.
Başkan Bush zamanında konulan yasaklar vurgulanarak; o dönemde de DTÖ’nün çelik vergilerine karşı olduğu
hatırlatılmıştır.
Öte yandan olası bir yasağın ABD ekonomisine de zarar vereceği, maliyetlerin artacağı ve tüketicilerin daha fazla ücret
ödemek zorunda kalacağı dile getirilmiştir. Olası bir ulusal güvenlik kazanımından çok daha büyük bir miktarda ekonomik ve
diplomatik bir kayıp yaşanacağına dikkat çekilmiştir.
Mektubun orijinali için: https://www.americanactionforum.org/insight/former-chairs-presidents-council-economic-
advisers-urge-president-imposing-steel-tariffs/
İç Piyasaya Yönelen Çelik Üreticisi Sıkıntılı: (Dünya 19.07.2017)
Müteahhitlerle çelik üreticileri arasında tartışmalara neden olan inşaat çeliğinde arz sıkıntısını gidermek adına
ihracat siparişlerini erteleyenler, yurt içinde bekledikleri talebin gelmemesi nedeniyle sıkıntı yaşıyor.
Müteahhitlerin inşaat çeliği bulunamadığı iddiasıyla ithalatın kolaylaştırılması isteğinin ardından birçok çelik üreticisi ihracat
siparişlerinin teslimini ötelemek ve yurt içi piyasaya yönelik üretim yapmaya yönelmişti.
Söz konusu gelişmelerin etkisiyle temmuz ayının ilk iki haftasında inşaat çeliği ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 64 azalarak 256 bin tondan 92,4 bin tona gerilerken, ihracat için ayrılan ürünlere iç piyasada beklenen talebin
gelmemesi birçok çelik üreticisini zor durumda bıraktı.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, konuyla ilgili değerlendirmede bulunarak, geçmiş
yıllarda temmuz ayında ihracatta canlanma yaşandığına işaret etti ve bu yıl bu durumun tersine döndüğünü söyledi.
Yayan, inşaat çeliği ihracatının 1 Ocak-16 Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 azalarak 3 milyon
320 bin tona gerilediğini dile getirdi.
Yaşanan düşüşte çelik üreticilerinin yurt içindeki talebi karşılamak adına ihracat siparişlerini ertelemelerinin de etkili
olduğuna işaret eden Yayan, "Bazı üreticilerimiz geçici olarak ortaya çıkan arz sıkıntısını aşabilmek için ihracat kontratlarını
4
askıya aldı. Bunu müşterilerinin onayını alarak gerçekleştirenlerin yanı sıra siparişleri geciktirdiği için ceza ödeyenler de
oldu. Askıya aldığınız kontrat ilişkilerinize gölge düşürüyor. Daha sonraki bağlantılarınızda sizi güven açısından sıkıntıya
sokuyor" diye konuştu
"Çelik sektörüne baskı yapmak uygun değil"
İnşaat çeliğinde arz sorununun kalıcı olmadığını her fırsatta dile getirdiklerini anlatan Yayan, "Problem, müteahhitlerin
almaları gereken pozisyonu zamanında almamalarından kaynaklandı. Meseleyi piyasa mekanizmasının çözmesini beklemek
yerine çelik sektörüne baskı yapmak uygun değildi" ifadesini kullandı.
İthalatı kolaylaştırmak adına gümrük vergisini düşürmenin olumsuz etkilerinin görüldüğünü ifade eden Yayan, bu anlamda
İtalya'nın kendi pazarında kullanamadığı ve Cezayir için üretilmiş 80 bin ton civarında kalitesiz ürünün Türkiye pazarına
girdiğini savundu.
"Faturayı biz ödedik"
Birçok üreticinin ihracat amaçlı ürettiği malları stokta bekletmelerine karşın bu mallara iç piyasadan talep gelmediğinin altını
çizen Yayan, "İnşaat çeliği konusunda suni bir ortam oluşturuldu ve bunun faturasını sektör olarak biz ödedik. Bu ortamı
oluşturanlar ise herhangi bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmadı. Bu, iyi niyetle bağdaşmayan bir girişim. Çelik sektörü ciddi
oranda katma değer, ithal ikamesi ve ihracat geliri sağlayan bir sektör. Bu sektörü zemini olmayan, geçici birtakım
durumlardan dolayı adeta mahkum etmek varsa spekülasyonların müsebbibi gibi gösterilmek sektörü üzüyor" şeklinde
açıklama yaptı.
"Fiyatlarımız Rusya, ABD ve Çin'den düşük"
Türkiye'de söz konusu sektörde önemli firmalar ve tüccarlar bulunduğuna dikkati çeken Yayan, "Bu kadar çok oyuncunun
olduğu bir noktada fiyatların söylentilerle veya gümrük vergisi indirimleriyle düşmesi mümkün mü? Türkiye'nin fiyatları zaten
Rusya, Çin ve ABD'deki fiyatlardan düşük" değerlendirmesinde bulundu.
Yayan, küresel piyasada inşaat çeliği fiyatları bu yılın başından itibaren yaklaşık yüzde 38 arttığını kaydederek, Türkiye'de
ise fiyat artışının yüzde 20'nin biraz üzerinde olduğunu ifade etti.
Fiyatların enflasyon oranlarına atıfta bulunularak yüksek ya da düşük olduğunun söylenmesinin kabul edilebilir olmadığına
dikkati çeken Yayan, "Bu ya çok ciddi bir bilgisizlik ya da ciddi bir kötü niyetlilikle açıklanabilir. Türkiye'de bu enflasyona göre
artıp azalmıyor. Çünkü bunların girdisi olan cevher, kömür ve hurda yurt dışından geldiği için fiyatlar ağırlıklı olarak döviz
kurlarıyla belirleniyor. Yurt içinden yüzde 35 oranında hurda alınıyor ama yerli hurdacılar da dünya fiyatlarına hemen entegre
oluyor" diye konuştu.
5
İthal çeliğin toplam çelik tüketimindeki payının yüzde 20'lere düşmesi gerektiğini ifade eden Yayan, sektörün ithalatın
mutlaka azaltılması gerektiğinini bilincinde olduğunu söyledi. "Bize kimse bir şey söylemese de yurt içi piyasaya öncelik
veriyoruz" diyen Yayan, bu yüzden sektörün özellikle ihracata yönelerek yurt içi piyasayı daralttığına yönelik
değerlendirmelerin kendilerini rencide ettiğini sözlerine ekledi.
İkinci Kez Yılın Üreticisi Seçildi: (Sözcü 19.07.2017)
ABD'de çelik sektörünün önde gelen yayınları arasında yer alan American Metal Market medya platformunun 2017 "Çelik
Mükemmellik Ödülleri"ni kazanan şirketler belli oldu.
Yayın, Borusan Mannesmann Pipe US şirketini "Yılın Boru Üreticisi" seçti. Borusan Mannesmann Pipe US bu ödülü ikinci
kez kazanıyor.
Ödülle ilgili açıklama yapan Borusan Mannesmann Genel Müdürü Zafer Atabey, ABD'de yaptıkları 150 milyon dolar
düzeyindeki yatırımın olumlu sonuçlarını aldıklarını söyledi. Atabey, "Yatırımımız sadece ABD ekonomisine değil,
Türkiye'den ithal ettiğimiz ve Baytown tesisimizde ilave katma değer sağladığımız tamamlayıcı ürünler sayesinde Türk
ekonomisine de ciddi katkı sağlıyor. Bu ödül seviyemizi daha da yukarılara taşımak için bizleri motive etti" dedi.
Bakan Zeybekci'den İhracatçılara Müjde: (Dünya 18.07.2017) Eximbank’ın hayata geçireceği Global Data Temini Projesi ile sigortalama faaliyetlerinde çok daha hızlı limit tesisi
sağlanacak.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Eximbank genel müdürlüğünde Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve ihracatçı birlikleri başkanlarının katıldığı toplantıda Türk
Eximbank'ın 6 aylık performansına ilişkin verileri paylaştı.
6
Başta istihdam olmak üzere ekonomiye ilişkin tüm güncel verilerin Türkiye ekonomisindeki büyüme atağını gösterdiğini
belirten Zeybekci, bu büyümenin güçlü bir ihracatla daha da yukarı çıkacağı söyledi.
İhracatçılara bir müjde vermek istediğini ifade eden Zeybekci, "2017 yılı haziran ayı itibarıyla alacak sigortası başvuruları
ortalama 4 günde sonuçlandırıldı. Her 100 başvurunun 85’i olumlu sonuçlandı. Aynı zamanda ihracatçılarımız için yaklaşık
10 milyar dolarlık sigorta limiti tesis edildi. Uygulamaya sokacağımız Global Data Temini Projesi ile sigortalama
faaliyetlerinde çok daha hızlı limit tesisi sağlanacak. Böylece sigorta işlemleri için gerekli olan bilgiler 40 kaynaktan değ il tek
kaynaktan elde edilecek. Sonuç olarak ihracat hızlı ve güvenli şekilde gerçekleşecek." şeklinde konuştu.
Riskli ülkelerde ihracatçıya devlet desteği
Zeybekci, ihracatta risk taşıyan Afrika ülkeleri için ihracatçının daha cesaretli olmasını istediklerini ve burada alıcılara yönelik
yeni limitlerin daha büyük bir risk iştahıyla açılabilmesi için de adımlar atıldığını, devlet olarak arkalarında olacaklarını
söyledi.
"Finansmanın bol, ucuz ve ulaşılabilir olması önemli"
İhracat rakamlarının Ramazan Bayramı sebebiyle biraz düşük çıksa bile temmuz ayında rekor kıracağını dile getiren
Zeybekci, bunların heyecanlarını yaşadıklarını ve bütün bu heyecanı yaşayan ihracatçılarımıza destek verecek olan şeyin,
finansmanın bol, ucuz ve ulaşılabilir olması gerektiğini söyledi. Zeybekci sözlerine şöyle devam etti:
"Bunu sağlayacak tek ve en önemli kurum, ihracata verilen destek kredilerinde yüzde 40’ın üzerinde toplam ihracatımızın da
yüzde 24’lerinde destek veren Eximbankımızı bu alanda desteklemek, cesaretlendirmek önemli. İlk 6 ayda yüzde 8,2’lik bir
ihracat büyümesi elde ettik. Temmuz ayı ve yıl sonu itibarıyla ihracatta güzel sonuçlar alacağız. Türk Eximbank 30 yıldır
ihracatçılarımıza hem uygun finansman araçları sunuyor, hem de onların finansal güvenliğini sağlıyor. Kredi/aktif oranında
bankacılık sisteminin bir numarası olan Eximbank, kredi bakiyesi olarak Türkiye’nin en büyük 10. bankasıdır. İhracat alacak
sigortası kuruluşları içerisinde de Türkiye’nin en büyüğüdür.
40'ın üzerine rahatça çıkarırız
Eximbank bu yılın sonunda toplam desteğini yüzde 21 artırarak 39,8 milyar dolara yükseltmeyi öngörüyor. Artık biz onu 39,8
değil de 40'ın üzerine çok rahat şekilde çıkarırız.
Bir başka deyişle, 2017 sonunda her 100 dolarlık ihracatın 26 dolarının finansmanında Eximbank imzası
olacak. Önümüzdeki dönemde Organize Sanayi Bölgeleri'nde irtibat noktaları açılacak. Bu çerçevede ilk uygulama Ege
Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ile gerçekleştirildi.
7
100 doların 24 dolarını Eximbank kredilendirdi
Eximbank 2017 yılında verilen desteği ilk 6 ayda geçen yıla kıyasla yüzde 15 artırdı, 2017 yılının ilk yarısında 10,1 milyar
dolar kısa vadeli, 1,6 milyar dolar orta ve uzun vadeli olmak üzere toplam 11,7 milyar dolar tutarında kredi kullandırıldı.
Yine aynı dönemde alacak sigortasıyla gerçekleştirilen ihracat tutarı ise 7 milyar dolar oldu. Toplam destek, yüzde 15 artarak
18,7 milyar dolara ulaştı. Bu rakamlar Eximbank’ın ilk 6 ayda Türkiye ihracatına destek oranını 1,1 puan artırmasını sağladı.
Bu sayede de toplam ihracatın kredilendirme oranını da yüzde 24,2’ye çıkardığını gösteriyor. Başka bir ifadeyle her 100
dolar ihracatın 24 dolarını Eximbank kredilendirmiş oldu.
Son 4 yılın en yüksek artışı
Eximbank haziran sonu itibarıyla kredi bakiyesinin yıllık yüzde 34 artışla son 4 yılın en yüksek artışını yakaladı ve 66,1
milyar TL’ye yükseldi. 2016 ve 2017 yıllarındaki kurdaki oynamalar dikkate alındığında akla şu soru gelebilir; 'Yüzde 34 Türk
lirası bazındaki artış dolar bazında ne yapıyor?' diye bu da yüzde 10’luk bir artış ediyor. Toplamda da 18,8 milyar dolarlık
bakiye demek. Orta ve uzun vadeli kredilerin bilançodaki payını sadece bu yılın ilk 6 ayında 1,4 puan artarak, yüzde 38,4
seviyesine çıktı. Alacak sigortalarında da sigortalanan sevkiyat tutarı 2017 yılının ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 33 artarak 7 milyar dolara yükseldi.
100 bin ihracatçı potansiyeli var
Eximbank’ın ulaştığı ihracatçı portföyü genişledi. Eximbank, firma sayısını ortalama yüzde 12,5 artırdı. 70 bine yakın
ihracatçının yanında döviz kazandırıcı hizmetlerde faaliyet gösteren firmaları da dahil edince, Türkiye’de toplam 100 bine
yakın ihracatçı potansiyeli bulunuyor.
Rekabet gücünü eşitledik
Uluslararası kredilere bakıldığında bizim programımız ile ihracatçılar müşterilerine, yani alıcılarına, Eximbank vasıtasıyla
finansman imkanı sunabiliyor.
Bu alandaki faaliyetler Asya ve Afrika ağırlıklı bir yapıda. Bunun en önemli nedeni yakın geçmişe kadar Eximbank’ın kaynak
maliyetleriyle gelişmiş ülkelerde rekabet edemiyor olmasıydı. Yaptığımız bir düzenlemeyle bu sorunun aşılmasını sağladık.
Böylece artık riski düşük, satın alma gücü yüksek ülkelere kullandırılacak alıcı kredilerinde rekabet gücü elde edilmiş oldu.
Yurt dışından fon temin ediyor
Eximbank, desteklerini artırarak sunmaya devam ederken, diğer yandan da yurt dışından fon temin ediyor. 2017 yılının ilk 6
ayında Eximbank 1,8 milyar dolar fon temin etti. Bu rakam, yabancı yatırımcıların hem Türk İhracatçısına hem de Türk
Eximbank’a olan güvenlerini gösteriyor. Eximbank, Türkiye’nin yatırım desenini ihracat odaklı bir yapıya dönüştürmeye
sunduğu katkısını orta uzun vadeli desteklere ağırlık vererek sürdürecek."
Garanti Mektubu düzenlenebilecek
Zeybekci, Eximbank'ın ihracatçıların güncel ihtiyaçları doğrultusunda yeniliklerine hız verdiğini, örneğin müteahhit firmalar
tarafından yurt dışında gerçekleştirilecek projelerin finansmanı için yurt içi veya yurt dışı bankalardan fon sağlanırsa, Türk
Eximbank tarafından kredi borçlusu lehine ve fon sağlayan bankaya muhatap Garanti Mektubu düzenlenebileceğini kaydetti.
Zeybekci ayrıca ihracat taahhütlerinin kapatılmasının elektronik ortamda yapılacağını belirterek, "Bugün kağıt ortamında
manuel yapılan işlemlerin tümü ortadan kalkacak. Bu düzenlemenin birkaç ay içinde uygulamaya girmesini istiyoruz." dedi.
Sukuk ihracı yapılacak
Zeybekci, İslam Kalkınma Bankasının sigorta kuruluşu olan İslami Yatırım ve İhracat Kredi Sigortası Kurumu (ICIEC) ile
işbirliği imkanlarının genişletileceğini ve bu kurumun sigorta imkanıyla en az 3 projenin finanse edileceğini ayrıca dile
getirdi. Zeybekci, "İslami finansman imkanları ile kaynak çeşitliliği sağlanırken, banka tarihinde ilk defa sukuk yani İslami
tahvil ihracı yapılacak. İslami enstrümanların kullanımıyla halihazırda yüzde 8 civarında olan 'katılım bankalarının Türk
Eximbank'ın toplam ihracat kredi portföyü içindeki payının' sene sonunda yüzde 10'un üzerine çıkarılması sağlanacak."
ifadelerini kullandı.
Yabancıya konut satışı
Zeybekci, yabancıya konut satışının ihracat sayılması konusuna olumlu baktıklarını ancak Maliye Bakanlığı'nın bu konuda
bazı çekinceleri olduğunu önümüzdeki günlerde bu konuda çalışmalara başlayacaklarını ifade etti.
8
"Emtia bazlı ticaretin adımlarını bu yılın ikinci yarısında atacağız"
Artık ihracatçılara doğrudan kredi verme ve sigorta yapmanın yanında, garanti veren bir banka olma hedeflerini bu yılın ikinci
yarısında gerçekleştirmeyi planladıklarını aktaran Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım, dünya ile ticarette, Afrika
coğrafyası başta olmak üzere hem ihracatı artırmak hem de yurt dışı projeleri geliştirmek bakımından barter ticaretinin, yani
emtia bazlı ticaretin adımlarını bu yılın ikinci ayında atacaklarını dile getirdi.
İkinci 500 Büyük Belli Oldu: (Dünya 19.07.2017) İSO, Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu-2016 araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Modavizyon Tekstil
şampiyonluk ipini göğüslerken, Marshall Boya ikinci oldu. Dardanel Önentaş ise listeye üçüncü sıradan girdi.
İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 2015 yılında 75,6 milyar TL olan üretimden net satışları, 2016 yılında yüzde 8,6
artarak 82,2 milyar TL’ye yükseldi. 2015 yılında reel olarak gerileyen üretimden net satışlar, 2016 yılında önemli değişim
göstermedi.
Listeye 100 yeni firma girdi
2016 yılında İSO İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasına 100 yeni firma girdi.
Bunlardan 77’si geçen yılki 1000 büyük kuruluşun dışından geldi. 23 kuruluş ise 2015 yılında İSO 500 içinde yer alıp, bu yıl
İSO İkinci 500’e gerileyen şirketlerden oluştu.
Faaliyet kârlılığında iyileşme var
2016 yılında satışların maliyetindeki artışların nispeten yavaşlamasının da katkısıyla, İkinci 500’ün faaliyet karlılığında
iyileşme yaşandı. 2015 yılında 7,4 milyar TL olan toplam faaliyet karı, 2016’da yüzde 17,5 artarak 8,7 milyar TL olarak
gerçekleşti. Faaliyet karının net satışlara oranı da aynı dönemde yüzde 8,5’ten yüzde 9,4’e yükseldi.
Araştırmanın sonuçları, sanayi kuruluşlarının 2015 yılında 3,8 milyar TL olan finansman giderlerinin 2016 yılında yüzde 16,3
oranında artarak 4,4 milyar TL’ye ulaştığını ortaya koyuyor.
Finansman giderlerinin net satışlara oranı ise 0,4 puan artarak yüzde 4,7 oldu.
İpi Modavizyon Tekstil göğüsledi
9
İkinci 500 Büyük'te Modavizyon Tekstil şampiyon olurken, Marshall Boya ikinci oldu. Dardanel Önentaş listeye üçüncü
sıradan girerken, Arcelormittal dördüncü ve Poyraz Poyraz Fındık beşinci oldu.
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan:
KOBİ’ler, ekonomik yavaşlamalardan daha çok etkilendi
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, araştırma sonuçlarına ilişkin şunları söyledi: “2016 hem
küresel ekonomi hem de ülkemiz açısından zor bir yıldı. 2015 yılındaki yüzde 2,7’lik büyümenin ardından geçen yıl yüzde
2,4’e gerileyen global büyüme ülkemizdeki firmaların performanslarını da sınırladı. Ancak bu sınırlama KOBİ’ler için daha
etkili oldu. Bu dışsal faktörün yanında özellikle, 2016’da yaşadığımız hain darbe girişiminin yılın ikinci yarısındaki ekonomik
faaliyetlerde yarattığı olumsuz etkiyi de göz ardı edemeyiz. Nitekim İSO 500’de gördüğümüz gibi büyük şirketler, çok uluslu
yapıları, pazar çeşitlilikleri, güçlü sermaye yapıları ve inorganik büyüme olanakları ile gelişme hızlarını göreceli olarak
koruyabildiler. Fakat İkinci 500 verilerine baktığımızda dış pazarlarda genişleme sürecine girmiş olan ve görece olarak
sermaye birikimleri daha sınırlı kalan KOBİ’lerimizin, ekonomik yavaşlamalardan daha çok etkilendiğini görmekteyiz.
Borç ve ödenen faizlerde ciddi artışlar var
Yine İSO 500’e göre KOBİ ölçekli şirketlerin yer aldığı İkinci 500 şirketlerinin karlılık rasyolarında da, mali dalgalanmaların
etkisiyle düşüşler görülüyor. İSO 500’de olduğu gibi İSO İkinci 500’de de mali borçlarda ve ödenen faizlerde ciddi artışlar
yaşandığını görüyoruz. Finansman maliyetleri, İkinci 500’de de şirket karlılıkları üzerinde olumsuz etkisini sürdürüyor. Ölçek
büyütmek, rekabetçiliğini arttırmak ve pazarını genişletmek için büyük çaplı yatırımlara ihtiyacı olan ve sermaye birikimi
nispeten sınırlı olan KOBİ’ler açısından kurlardaki yükseliş ve yüksek faiz ortamı, hiç kuşkusuz, dev şirketlere kıyasla daha
zorlayıcıdır.
Faaliyet karlılıkları yüzde 9,4’e çıktı
Bütün bu olumsuzluklara karşın İSO İkinci 500’de umut veren gelişmelerin de olduğunu söyleyebilirim. Sanayicilerimiz 2016
yılında tüm zorluklara rağmen esas faaliyetlerine odaklanabilmiştir. Bu bağlamda net satışlara oranla faaliyet karlılıklarını
10
yüzde 8,5’ten yüzde 9,4’e çıkarmayı başarmıştır. Finansman giderlerini nispeten daha etkin yöneten İkinci 500 şirketleri, mali
borçlarda da vade yapısını kısmen iyileştirmişlerdir. İkinci 500’ü oluşturan şirketlerin özellikle istihdam verilerine de dikkat
çekmek istiyorum. Bu şirketlerimiz, istihdamlarını arttırırken, asgari ücret düzenlemesinin de etkisiyle ücretlerinde belirgin bir
artış yaratmışlardır. 2016 gibi zorlu bir senede sanayinin ve sanayicimizin göstermiş olduğu performansı takdirle
karşılıyoruz."
Şimşek: Yatırımcılar Bardağın Dolu Tarafını Görüyor: (AA 19.07.2017) Şimşek, "Dış talepteki toparlanma, güçlü istihdam artışı, belirsizliklerdeki azalma büyümeyi destekliyor. Ekonomideki
büyüme ivme kazandı. Yatırımcılara, KGF ve vergi indirimi gibi destekler olmasa da bu ivmenin devam edeceğini belirttik"
dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'ye yatırımcı ilgisinin devam ettiğini belirterek, "Yatırımcılar, Türkiye
ekonomisine ilişkin artık bardağın dolu tarafını görüyor." dedi.
Şimşek, Türkiye'nin 2016'da gerek iç gerekse küresel gelişmeler nedeniyle zor bir süreçten geçtiğini hatırlattı ve ülkeye
yönelik yürütülen algı operasyonunu önlemek ve yatırımcı algısını pozitife çevirmek için uluslararası ekonomi çevreleriyle sık
sık bir araya geldiklerine dikkati çekti.
Gerek telekonferans yöntemiyle gerekse yüz yüze görüşmelerle yatırımcılara Türkiye ekonomisi ve reform çalışmaları
hakkında bilgi verdiklerini anlatan Şimşek, bu çerçevede son birkaç günde de 30'un üzerinde uluslararası fon yöneticisinin
yer aldığı yatırımcı grubu ile bir araya geldiklerini bildirdi.
Burada yatırımcıların merak ettiği sorulara ayrıntılı bir şekilde yanıt verdiklerini ve ekonominin son durumunu özetlediklerini
ifade eden Şimşek, "Türkiye'ye yatırımcı ilgisi sürüyor. Yatırımcılar Türkiye ekonomisine ilişkin artık bardağın dolu tarafını
görüyor ve daha yapıcı bir yaklaşım içindeler." değerlendirmesinde bulundu.
"Büyümeyi ve reformları merak ediyorlar"
Yatırımcılardan çoğunlukla ekonominin makro görünümüne, erken seçim olasılığına, bütçe ve Kredi Garanti Fonu (KGF)
yoluyla sağlanan desteklere ilişkin sorular geldiğine işaret eden Şimşek, şöyle devam etti:
"Yatırımcılar Türkiye'nin reform önceliklerini, KGF ve bütçe desteklerinin sona ermesi halinde büyümenin devam edip
etmeyeceğini merak ediyorlar. Ayrıca bütçe açığındaki artışın devam edip etmeyeceğini soruyorlar. Yatırımcıların bütün
sorularını yanıtlarken, Türkiye'nin bu dönemde şoklara karşı ne kadar büyük direnç gösterdiğini ve bütün olumsuzluklara
rağmen yazdığı başarı hikayesini anlattık. Seçimlerin zamanında yapılacağını net olarak ifade ettik. Birçok reformu hayata
11
geçirdiğimizi, kalan reformlar yapılması için de önümüzde bir yıllık fırsat penceresi olduğunu ifade ettik. Reformların bir
kısmının 180 günlük eylem planı içerisinde hayata geçirileceğini söyledik. Ekonominin, yaşanan gelişmeler neticesinde
büyük bir sınav verdiğini ve başarı ile bu sınavdan geçtiğini anlattık. Dış talepteki toparlanma, güçlü istihdam artışı,
belirsizliklerdeki azalma büyümeyi destekliyor. Ekonomideki büyüme ivme kazandı. Bu daha da ivme kazanacak çünkü özel
sektör yatırımlarında artış bekliyoruz. Yatırımcılara, son dönemde verilen KGF ve vergi indirimi gibi destekler olmasa da bu
ivmenin devam edeceğini belirttik."
Şimşek, yatırımcıları bütçe rakamları konusunda da bilgilendirdiklerini ifade ederek, bütçe açığının milli gelire oranını yüzde
2'nin altında tutma çabasında olduklarını vurguladı.
Köşe Yazısı: İstihdamdaki Artış Sevindirici: (Dünya 19.07.2017) Tevfik GÜNGÖR
Ekonominin ana sorunlarından biri iş arayanlara iş bulabilmek.
Nüfus artışına bağlı olarak iş arayan sayısı o kadar hızlı artıyor ki, ekonomi, iş bulduğunda çalışmaya hazır kadın ve
erkeklerin tamamına iş imkanı yaratamıyor. Bu yılın ilk aylarında işsizlik oranındaki yükselme karşısında hükümet hem
ekonomiyi canlandırmak hem talebi artırmak hem de istihdamı teşvik etmek için değişik önlemler aldı.
TÜİK’in yayınladığı nisan ayı istihdam tablosu hükümetin istihdam konusundaki tedbirlerinin işsizliği sınırlamada başarılı
olduğunu gösteriyor. Mart ayında yüzde 11.7 olan işsizlik oranı Nisan ayında yüzde 10.5’a geriledi. Yılbaşında 26.6 milyon
olan çalışan sayısı 28.1 milyona yükseldi. Gene de 3.2 milyon işsizimiz var.
• Yılbaşından sonra 4 ayda 1.5 milyon kadın ve erkek iş buldu.
2017 yılına girdiğimizde çalışan sayısı 26.6 milyondu. 2017 Nisan ayında 28.1 milyon oldu. Çalışan sayısı yılbaşından sonra
her ay arttı. İlk 4 ayda 1.5 milyon artış önemli bir artıştır.
Hükümet ekonomiyi canlandırmak için değişik politikalar uygularken, istihdam artışı için hedefler belirledi. Bu hedeflerin
gerçekleştiği görülüyor.
• 2016 Yılında işsiz sayısı 2.8 milyondu. 2017 Nisan ayında işsiz sayısı 463 bin arttı. 3.2 milyon oldu. Buna karşılık çalışan
sayısı, geçen Nisan’dan bu Nisan’a 519 bin arttı.
Ne var ki, bir yılda iş bulduklarında çalışmaya hazır olanların sayısı 982 bin arttığı için, tamamı iş bulamadı. İşsizler
ordusuna 463 bin kişi eklendi.
Bunun için de geçen Nisan yüzde 9.3 olan işsizlik oranı, bu Nisan yüzde 10.5 oldu.
• 2017 Yılı Nisan ayı, çok kişinin iş sahibi olduğu bir ay oldu. Bir ayda çalışmaya hazır kadın ve erkek sayısı 313 bin
artarken, çalışan sayısı 668 bin artınca, işsizlerin sayısı 355 bin azaldı.
Hükümetin istihdam artışını sağlamaya dönük tedbirlerinin Nisan ayında etkili olduğu görülüyor.
12
Büyüme Beklentisinde Sert Yükseliş: (Reuters 18.07.2017) Teşvikler ve yüzde 5'lik ilk çeyrek büyüme sonrası, ekonomistlerin 2017 büyüme beklentileri yüzde 2.6'dan yüzde 3.9'a
yükseldi.
Darbe girişimi sonrası ekonomideki yavaşlamaya son vermek adına istihdam, ihracat ve üretime yönelik sağlanan teşviklerin
ve ilk çeyrekte yaşanan yüzde 5'lik büyümenin ardından ekonomistlerin bu yıl için Türkiye ekonomisine yönelik büyüme
beklentileri nisan ayındaki ankete göre yukarı yönlü sert revize edildi.
Reuters'ın 41 ekonomistin katılımı ile gerçekleştirdiği ankete göre büyüme beklentileri 2017 için yüzde 2.6'dan 3.9'a revize
edilirken, 2018 beklentileri ise yüzde 3.2'den yüzde 3.3'e yükseldi. 2019 yılına ilişkin beklenti ise büyümenin yüzde 3.8'e
hızlanması yönünde.
OVP'ye göre GSYH'de 2017 yılında yüzde 4.4, 2018'de ise yüzde 5 büyüme öngörülüyor.
GSYH 2016 yılının üçüncü çeyreğinde başta darbe girişimi ve terör olayları olmak üzere küresel ticarette zayıflama,
gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında azalma ve jeopolitik gerginlikler ile önceki yılın aynı dönemine göre
yüzde 1.3 daraldı.
Bu daralmanın ardından inşaat, beyaz eşya ve mobilya sektörlerine yönelik uygulanan vergi indirimlerinin yanı sıra istihdama
ve üretime yönelik de birçok teşvik verildi.
Büyüme 2016 yılı son çeyrek itibarıyla yeniden hız kazanırken, bu yılın ilk çeyreğinde ise iç talep ve ihracat öncülüğünde
yüzde 5'e ulaştı.
İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi Yükselişini Sürdürdü: (AA 18.07.2017)
İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi, son dört aydır gösterdiği hızlı iyileşme ve artışı, haziranda da sürdürdü. Bileşik
Endeks’te, geçen dört aydan farklı olarak alt endekslerden güven ve beklentilerde iyileşme görüldü.
İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi, son dört aydır gösterdiği hızlı iyileşme ve artışı, haziran ayında da sürdürerek
yükselişini beşinci aya taşıdı.
13
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneğinden (Türkiye İMSAD) yapılan yazılı açıklamada İnşaat Malzemeleri Sanayi
Bileşik Endeksi haziran ayı sonuçları paylaşıldı.
Son beş aydır artış gösteren ve geçen yılki seviyesine önemli ölçüde yaklaşan Bileşik Endeks’te, sektöre yönelik olumlu
tespitler yer aldı. Nisan ve mayıs aylarında önemli ölçüde canlanan faaliyetler, haziran ayında ramazan ve bayram e tkisi ile
birlikte yavaşladı.
Haziranda bir önceki aya göre 0,39 puan artan Bileşik Endeks’te, geçen dört aydan farklı olarak, alt endekslerden güven ve
beklentilerde iyileşme sürerken, Faaliyet Endeksi’nde gerileme yaşandı.
Çalışma günü sayısının azalması nedeniyle Faaliyet Endeksi 0,7 puan azaldı. Bununla birlikte faaliyetlerin orta vadeli
dinamikleri güçlenmeye devam etti. Sonuç olarak, Haziran Faaliyet Endeksi, geçen yılın haziran ayı seviyesinin üzerine çıktı.
Yurt içi satışlar, haziran ayında bir önceki aya göre geriledi ancak ihracat, eksik çalışma gününe rağmen artışını sürdürdü.
Üretimde eksik çalışma günü nedeniyle gerileme görülürken, cirolarda da bir önceki aya göre zayıflama yaşandı. Tahsilat
hızı artışı da mevsimsellik etkisi ile yeniden durağanlaştı.
Güven Endeksi toparlanmaya devam etti
Güven Endeksi haziran ayında kademeli ve sınırlı yükselişini beşinci aya taşıdı. Bu beş ay içinde en sınırlı artış haziran
ayında gerçekleşti. Güven Endeksi’ndeki toparlanma hız kaybetmekle birlikte devam etti.
Haziran ayındaki faaliyetlerde sınırlı düşüşe rağmen orta vadeli dinamiklerin çalışmaya devam etmesi güven artışını da
destekledi. Güven seviyesinin bir önceki aya göre 0,3 puan arttığı haziranda, güven seviyesi geçen yılın aynı ayının güven
seviyesinin ise 3,6 puan altında kaldı. Türkiye ekonomisinin genel gidişatına ilişkin, uzun süre sonra başlayan güven artışı
durağanlaştı.
İnşaat malzemeleri sanayisine yönelik güven ise toparlanmaya devam etti. Yurt içi pazarlarına yönelik güven haziran ayında
durağanlaşırken, ihracat pazarlarına yönelik güven artışı sürdü. Güven unsurlarında süren toparlanmanın, önümüzdeki
dönem için ümit verdiğinin belirtildiği raporda, iyileşmenin yavaşlamasına dikkat çekildi.
Beklenti Endeksi geçen yılki seviyeyi aştı
Beklenti Endeksi, haziran ayında en iyi performans gösteren alt endeks oldu. Mayıs ayında bir önceki aya göre 1,4 puan
artan Beklenti Endeksi, geçen yılın aynı döneminin beklenti seviyesinin 1,9 puan üzerine çıktı.
Böylece beklentiler uzun süre sonra ilk kez geçen yılki seviyelerini aştı.
Türkiye ekonomisine ilişkin beklentiler haziran ayında da artışını sürdürdü. Önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurt içi
siparişleri, haziran ayında da önemli bir artış gösterdi. Aynı zamanda gelecek üç aya ilişkin ihracat siparişlerinde de hızlı
artış sürdü.
Yurt içi ve yurt dışı siparişlerdeki artış beklentisine bağlı olarak önümüzdeki üç ayın üretim, yatırım ve istihdam beklentis inde
de kuvvetli bir artış ortaya çıktı. Endekse göre, önümüzdeki üç aya ilişkin olarak özellikle faaliyetlerde kuvvetli toparlanma
beklentisi sürüyor. Haziran ayında faaliyetlerdeki gerilemeye rağmen güven ve özellikle piyasa ve sipariş beklentilerindeki
artış yaz ayları için ümit veriyor.
6 Aylık Bütçe Açığı 25.2 Milyar TL: (Dünya 18.07.2017)
Bütçe, haziranda 13.7 milyar lira açık verdi. Ocak-Haziran döneminde bütçe açığı ise 25.2 milyar lira oldu.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, merkezi yönetim bütçesinin haziranda 13,7 milyar lira, ocak-haziran döneminde ise 25,2 milyar
lira açık verdiğini bildirdi.
Ağbal, "Ekonomik Gelişmeler ve Ocak-Haziran 2017 Dönemi Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri" konulu basın
toplantısında, merkezi yönetim bütçesinin 2016'da 29,9 milyar lira açık verdiğini, 2017'ye ilişkin bütçe açık hedefinin ise 46,9
milyar lira olduğunu anımsatarak, 2017 bütçe açığının, 2016'ya göre artacağının gerekçelerinin kamuoyuyla paylaşıldığını
söyledi.
Haziran ayı merkezi yönetim bütçe açığının 13,7 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade eden Ağbal, bütçe giderlerinin 57,7
milyar lira, faiz hariç bütçe giderlerinin 56,4 milyar lira, bütçe gelirlerinin 43,9 milyar lira, vergi gelirlerinin ise 36,4 milyar lira
olarak gerçekleştiğini belirtti.
14
Ağbal, ocak-haziran dönemine ilişkin bütçe açığının ise 25,2 milyar lira olduğunu kaydederek, bütçe giderler inin 324,4 milyar
lira, faiz hariç giderlerin 297,4 milyar lira, faiz giderlerinin 27 milyar lira, bütçe gelirlerinin 299,2 milyar lira, vergi gelirlerinin
ise 246,1 milyar lira olduğunu anlattı. Ağbal, "Bu sonuçlara göre ilk 6 ayda gerçekleşen bütçe açığı, yılın başında hedeflenen
bütçe açığının yüzde 53,9'u oranındadır. Hedeflenen bütçe açığı 46,9 milyar lira. İlk 6 ayda oluşan bütçe açığı 25,2 milyar
liradır." diye konuştu.
İşsizlik Ocak'ta Yüzde 13'le Zirve Yapmıştı: (Türkiye 18.07.2017)
Geçen yıl yaşanan darbe girişimi ve terör sebebiyle ekonominin yavaşladığı dönemde yüzde 13’e yükselen işsizlik, istihdam
seferberliği ile yüzde 10,5’e geriledi. Yaz aylarında ise tek hane bekleniyor...
Türkiye’de işsizlik oranı, nisanda geçen yılın aynı dönemine göre 1,2 puan yükselerek yüzde 10,5’ye çıktı. Söz konusu
dönemde işsiz sayısı 463 bin kişi artarak 3 milyon 287 bin kişi oldu.
Geçtiğimiz yıl darbe girişimi ve terör olayları sebebiyle artan işsizlik, Ocak 2017’de yüzde 13 ile zirve yaptıktan sonra, ‘b ir
yılda 2 milyon yeni istihdam’ hedefiyle başlatılan istihdam seferberliği ile iş yerlerinin eleman alımı arttı. Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK) verilerine göre bu sayede, ocak ayında yüzde 13 olan işsizlik, nisan ayında yüzde 10,5’e geriledi. Rakam,
2016’nın mayıs ayına göre 1.2 puan artışa işaret etti. Rakamlara göre nisan ayında işsiz sayısı, geçen yılın aynı ayına göre
463 bin kişi artarak 3 milyon 287 bin kişiye ulaştı. Açıklanan işgücü rakamlarına göre, istihdam edilenlerin sayısı nisanda
geçen yılın aynı dönemine göre 519 bin kişi artarak 28 milyon 157 bin kişi oldu. İstihdam oranı yüzde 47,2’de kalırken,
işgücüne katılım oranı yüzde 52,2’den yüzde 52,7’ye çıktı. Yani ‘çalışacağım’ diye iş aramaya başlayanların sayısı arttı. Bu
dönemde tarım dışında çalışan sayısı 550 bin kişi arttı.
İstihdam edilenlerin yüzde 18,9’u tarım, yüzde 19,1’i sanayi, yüzde 7,8’i inşaat, yüzde 54,3’ü ise hizmetler sektöründe yer
aldı.
4 Ayda İstihdam Artışı 1.5 Milyona Koşuyor
İş dünyası kapasite artırdı, eleman aldı, daha çok üretip daha çok sattı ve 2016’da yaşanan onca badireden sonra bütün
dünyayı şaşırttı. Şubat ayında başlatılan ve yeni alınan her işçi için işverene destek verilen istihdam seferberliği kapsamında
4 aydaki istihdam artışı 1,5 milyona dayandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Şubat 2017’de 2 milyon yeni
istihdam hedefiyle başlattığı seferberliğin ardından, yılın ilk 4 ayında 1 milyon 488 bin kişiye ek istihdam sağlandı. Böylece,
15
darbe girişiminin yapıldığı 2016 temmuz ayında 3 milyon 324 bin olan işsiz sayısı 3 milyon 287 bine düştü ve darbe girişimi
öncesi seviyeye gelinmiş oldu. İstihdamda; hizmetlerde 223 bin, inşaatta 183 bin ve sanayide 26 bin artış yaşandı.
"İşsizlik Düşmeye Devam Edecek"
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, işsizliğin düşmeye devam edeceğini belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)
tarafından açıklanan nisan ayına ilişkin iş gücü istatistiklerini değerlendiren Canikli, “Ekonomimizin güçlü büyüme
performansı istihdam üreten bir büyümedir” ifadesini kullandı.
Sanayi Devrimine Yol Haritası Geliyor: (Türkiye 18.07.2017) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, oluşturdukları çalışma grubu ile yıl sonuna kadar dijital dönüşümün yol haritasını
çıkaracaklarını söyledi.
Sanayi 4.0’da büyük bir dönüşüme girmek için atılan adımlar artırılıyor. Geçtiğimiz dönemde TOBB, TÜSİAD, MÜSİAD gibi
birçok STK’ların da yer aldığı 6 çalışma grubu oluşturulmuştu. Bu çalışma gruplarının bir süredir kendilerine verilen alanlar
konusunda çalışmalar yaptığı biliniyor.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü “Temmuz ayının sonuna kadar o çalışma grupları taslak raporlarını bize
verecekler. Biz de o raporları konsolide edip, değerlendireceğiz. Amacımız bu sene içerisinde yol haritasını çıkarmak” dedi.
Sanayi 4.0’a ilişkin bakış açılarını aktaran Bakan Özlü “Endüstri 4.0, biz ona ‘Türkiye’nin kendi sanayi devrimi’ diyoruz.
Çünkü her ülkenin şartları farklı bizim de şartlarımız farklı. Türkiye’nin sanayi devriminin yol haritasını bu yılsonuna kadar
çıkaracağız. ‘Bundan sonra biz ne yapacağız? ‘Neyi dönüştüreceğiz, sanayimizin şu andaki kapasitesini ya da bu dijital
dönüşümü nasıl sağlayacağız’ gibi. Altı çalışma grubu var onların önerileri var onları yılsonuna kadar toplayarak yol
haritasını çıkaracağız” ifadelerini kullandı.
Yeni Dönem Ne Getirecek?
Çalışma gruplarıyla amacın, Türkiye’yi hazır teknolojilerin ithalatçısından ziyade kendi teknolojilerini üreten ve bu teknolojileri
etkin bir şekilde kullanabildiği bir noktaya konumlandırmak olduğu belirtiliyor. Akıllı üretim sistemlerinin üretilmeye veya
kullanılmaya başlaması hâlinde yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin kolaylaşarak ülkenin rekabet gücünün
sürdürülebilir bir şekilde artırılmasına da yardımcı olacağına dikkat çekiliyor.
Çalıştay Yapılacak
16
Yol haritası ile ilgili ilk taslakların kendisine geldiğini söyleyen Bakan Özlü “Çalıştay yapacağız. İnsanlarımızın sahiplenmesi
lazım. Sanayi dönüşecek. Raporları hazırlayan sanayicilerimiz, biz konsolide edeceğiz, bir bütün, bir amaca yönlendireceğiz”
diye konuştu.
Altı Çalışma Grubu Oluşturuldu
Daha öncesinde ‘Dijital Dönüşüm Platformu’ adında bir platform kurulmuştu. Bu platformda STK’lara önemli görevler
verilmişti. Oluşturulan 6 çalışma grubunun görevleri şöyle:
TOBB ‘altyapı’ çalışma grubuna liderlik ediyor. Bu grup ülkenin teknolojik ve fiziki altyapı ihtiyaçlarını ve alınması gereken
önlemleri belirleyecek.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ise ‘açık inovasyon’ çalışma grubuna liderlik ederek teknoloji geliştirilmesini sağlayacak
işbirliği ortamlarının oluşturulması ve güçlendirilmesi konusunda çalışacak.
Bir diğer çalışma grubu olan ‘sanayide dijital teknolojiler’de ise TÜSİAD görev aldı. TÜSİAD bu alanda ihtiyaçlarını ortaya
koyacak. Ayrıca işletmelerin hem daha fazla dijital teknoloji kullanmalarını hem de daha fazla dijital teknoloji üretmelerini
sağlayacak önlemler üzerinde çalışacak.
MÜSİAD ise “İleri üretim teknikleri” konusunda çalışarak bu alandaki ihtiyaçları tespit edecek. Çalışmalar neticesinde
işletmelerin ileri üretim tekniklerini artan seviyelerde kullanmalarını ve ileri üretim teknolojileri üretiminin artmasını
sağlayacak önlemler belirlenecek.
Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) başkanlığındaki çalışma grubu ise standartlar, mevzuat ve fikri mülkiyet hakları
gibi konulara odaklanacak.