20
Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin “Tarih” bölümünden mezun oldu. Siyah-Beyaz gazetesinde film eleştirmenliğiyle başlayan yazı hayatını Antrakt, Sinema, Pencere, Popüler Tarih, Toplumsal Tarih, Sinematürk, Cinemascope, CineBelge ve Atlas Tarih dergilerinde sürdürdü. 2011 yılında Mahur Özmen ile birlikte Adalet Oyunu adlı ilk sinema filmini çekti. Sinemanın Osmanlıca Serüveni (Öteki Yayınevi, Ankara, 1996), Bâbıâli’de Sinema (İzdüşüm Yayınları, İstanbul, 2004), Devlet-i Aliyye’de Sinema (De Ki Yayınları, Ankara, 2007), Knockaloe ve Meçhul Türkler (İşbankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2008), Faşizmin Etkisinde Türkiye’de Sinema (1939-1945) (Doruk Yayınları, İstanbul, 2011), Türk Sinema Tarihinden Fragmanlar (Phoneix Yayınları, Ankara, 2013) ve Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928) (Küre Yayınları, İstanbul, 2015) adlı kitapları yayımlandı.

Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi

(1895-1922)

Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin “Tarih” bölümünden mezun oldu. Siyah-Beyaz gazetesinde film eleştirmenliğiyle başlayan yazı hayatını Antrakt, Sinema, Pencere, Popüler Tarih, Toplumsal Tarih, Sinematürk, Cinemascope, CineBelge ve Atlas Tarih dergilerinde sürdürdü. 2011 yılında Mahur Özmen ile birlikte Adalet Oyunu adlı ilk sinema filmini çekti.

Sinemanın Osmanlıca Serüveni (Öteki Yayınevi, Ankara, 1996), Bâbıâli’de Sinema (İzdüşüm Yayınları, İstanbul, 2004), Devlet-i Aliyye’de Sinema (De Ki Yayınları, Ankara, 2007), Knockaloe ve Meçhul Türkler (İşbankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2008), Faşizmin Etkisinde Türkiye’de Sinema (1939-1945) (Doruk Yayınları, İstanbul, 2011), Türk Sinema Tarihinden Fragmanlar (Phoneix Yayınları, Ankara, 2013) ve Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928) (Küre Yayınları, İstanbul, 2015) adlı kitapları yayımlandı.

Page 2: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin
Page 3: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

ALİ ÖZUYAR

SESSİZ DÖNEM TÜRK SİNEMA TARİHİ

(1895-1922)

Page 4: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

Yapı Kredi Yayınları - 4918Sanat - 237

Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) / Ali Özuyar

Kitap editörü: Fahri GüllüoğluDüzelti: Filiz Özkan

Kapak tasarımı: Nahide DikelSayfa tasarımı: Mehmet UluselGrafik uygulama: İlknur Efe

Baskı: Promat Basım Yayım San. ve Tic. A.Ş.Orhangazi Mahallesi, 1673. Sokak, No: 34 Esenyurt / İstanbul

Sertifika No: 12039

1. baskı: İstanbul, Temmuz 2017ISBN 978-975-08-4032-6

© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. 2016Sertifika No: 12334

Bütün yayın hakları saklıdır.Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında

yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş.Kemeraltı Caddesi Karaköy Palas No: 4 Kat: 2-3 34425 Karaköy / İstanbul

Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23http: //www.ykykultur.com.tr

e-posta: [email protected]İnternet satış adresi: http://alisveris.yapikredi.com.tr

Yapı Kredi Kültür Sanat YayıncılıkPEN International Publishers Circle üyesidir.

Page 5: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

Ustalarım

Nijat Özön ve

Giovanni Scognamillo’nun aziz hatıralarına...

Page 6: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin
Page 7: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

İÇİNDEKİLER

Önsöz • 9Kısaltmalar • 11

Giriş • 13

1. Bölüm: İstibdat DönemiSinemanın Osmanlı’ya Gelişi ve İlk Yılları • 29

Osmanlı’daki İlk Sinematograf Gösterimleri • 32İstibdat Dönemi’nin Sinema Üzerindeki Etkileri • 51

Pathé’li Yıllar • 66Osmanlı İmparatorluğu’nda Erken Dönem Film Yapımı • 74

2. Bölüm: II. Meşrutiyet DönemiMeşrutiyet Dönemi’nin Sinema Üzerindeki Etkileri • 81

İstanbul’da Açılan Yeni Sinema Salonları (1908-1914) • 86Türk Müteşebbislerin Faaliyetleri • 103

Taşrada Sinema 1908-1914 • 109

Osmanlı Yardım Cemiyetlerinin Sinema FaaliyetleriOsmanlı Donanma Cemiyeti • 125Müdafaa-i Milliye Cemiyeti • 137

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti • 139Türk Ocağı Cemiyeti • 144

II. Meşrutiyet Dönemi Film Yapımı • 146Balkan Savaşlarında Sinema • 159

3. Bölüm: I. Dünya Savaşı YıllarıOsmanlı İmparatorluğu’nun Savaşa Girişi • 167

Alman İstihbarat Odası ve Harb-i Umûmî Kurdeleleri • 177İtilaf Devletleri’nin Sinemayı Balkan Ülkelerinde Propaganda Aracı

Olarak Kullanmaları • 187Şüphe Uyandıran Sinemacılar • 191

Osmanlı Cephelerinin Filme Alınması • 199

Page 8: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

8 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

Osmanlı Yardım Cemiyetlerinin Sinema FaaliyetleriOsmanlı Donanma Cemiyeti • 215Müdafaa-i Milliye Cemiyeti • 219

Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti • 222İstihlâk-i Millî Kadınlar Cemiyet-i Hayriyesi • 228Savaş Yıllarında İstanbul’da Açılan Sinemalar • 230

Devlet Kurumlarının Sinemayla İlişkileri • 241

Film Yapımı ve Hikâyeli Uzun Filme GeçişMerkez Sinema Dairesi’nin Kuruluşu ve Çalışmaları • 251Müdafaa-i Milliye Cemiyeti Film Yapımına Başlıyor • 261

4. Bölüm: Mütareke ve İşgal DönemiMütareke ve İşgal • 279

İstanbul’da Açılan Sinema Salonları • 284İşgal Ortamında Sinemanın Toplumsal Yaşama Etkileri Üzerine

Ahlakçı Yaklaşımlar • 302Sinema ve Tiyatrolardan Alınan Dârülaceze Aidatı • 309

Mütareke ve İşgal Döneminde Film YapımıMalûl Gaziler Heyeti’nin Çalışmaları • 319

Muhsin Ertuğrul’un Çalışmaları • 338Bir Fransız Mühendisin Teşebbüsü • 350

Kemal Film ve Muhsin Ertuğrul • 354Kurtuluş Savaşı’nın Filme Alınması • 363

1918 (1334) – 1921 (1337) Yılları Arasında Beyoğlu, Galata, Bakırköy, Kadıköy ve İstanbul’da (Suriçi) Faaliyet Gösteren Sinema ve

Tiyatroların Listesi • 377

Kaynakça • 385

Page 9: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

ÖNSÖZ

Devlet-i Aliyye’de Sinema adlı kitabım yayımlanmadan önce, okuması için saygıdeğer ustalarımdan Giovanni Scognamillo’ya göndermiştim. Kendi-si sağlık sorunlarına rağmen, dosyamı büyük bir titizlikle okumuş, ufuk açıcı ve sorumluluk yükleyen bir değerlendirmede bulunmuştu. Bu vesi-leyle İstanbul’a her gittiğimde kendisini Kazancı Yokuşu’ndaki evinde zi-yaret etmeye başladım. İlerlemiş yaşına rağmen, ki o tarihlerde seksenine girmesine bir iki yıl kalmıştı, hafızası çok gençti. Sinema konusunda her şeyi en ince detayına kadar hatırlıyor, hâlâ ilk günkü heyecanla yazıyor ve bir öncekini unutsa da günde üç film izlemeye devam ediyordu. Kendisine hayran kalmamak, sinema tutkusundan ve çalışma azminden etkilenme-mek mümkün değildi. Bana ısrarla bu çalışmalarımı (Sinemanın Osmanlıca Serüveni, Bâbıâli’de Sinema ve Devlet-i Aliyye’de Sinema) daha da genişle-terek “Sessiz Dönem Türkiyesi’nde Sinema” ya da bir başka başlık altında bu dönemi mutlaka bir bütüne ulaştırmam gerektiğini söylüyordu. Bunu yapmak tüm arşivlerin ve süreli yayınların taranmasını zorunlu kıldığından gözümü korkutuyordu. İşin zorluklarını ve zaman sorununu ne zaman ma-zeret olarak sunsam yüzündeki o bilge tebessümü hiç değişmiyor ve bun-dan hiç kaçamayacağımı söylüyordu. Nitekim öyle de oldu. Arşiv çalışma-larım (Osmanlı Arşivi, Cumhuriyet Arşivi, Türk Kızılayı Arşivi ve Ankara Üniversitesi İnkılâp Tarihi Enstitüsü Arşivi) ve süreli yayın taramalarım (Millî Kütüphane, Hakkı Tarık Us, Taksim Atatürk Kitaplığı) bu tarihe ka-dar sürdü. Yine bu bağlamda elde ettiğim bilgi ve belgeleri (Türk Sinema Tarihinden Fragmanlar (1895-1945) ve Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928) başlıklarıyla yayımladım. Tüm bu çalışmalar ve yayınlar, usta-mın da belirttiği gibi, bütünü oluşturacak parçalardı. Sıra tüm bu parçaların kronolojik bir akış içerisinde ve tarihsel sürece uygun olarak bir araya geti-rilmesine gelmişti. Bu da uzun bir yazım süreci anlamına geliyordu.

Türkiye’deki hikâyesi Sultan II. Abdülhamit’in şahsiyetiyle özdeşleşen İstibdat Dönemi’nde başlayan sinema, saltanatın kaldırılmasına kadar geçen süreçte dönemin siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel koşullarına paralel bir seyir izledi. Örneğin İstibdat Dönemi’nde Fransızca ara yazılar sorun değilken II. Meşrutiyet Dönemi’nde “Türkçe ara yazı isteriz” şeklinde ciddi protes-tolara dönüştü ya da bir zamanlar sakıncalı görülmeyen Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar filmleri mütareke ve işgal yıllarında yasaklandı... Koşulların

Page 10: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

10 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

belirleyiciliği sinemanın bu topraklardaki ilk yirmi yedi yıllık hikâyesini kaçınılmaz olarak dönemsel bir değerlendirmeye tabi kıldı. Bundan dolayı da söz konusu süreç “İstibdat Dönemi”, “II. Meşrutiyet Dönemi”, “I. Dünya Savaşı Yılları”, “Mütareke ve İşgal Yılları” başlıkları altında, çokyönlü olarak ele alındı. Her dönem bir sonrakiyle bütünlük sağlaması için benzer başlıklar altında incelendi.

Bu uzun soluklu çalışmada temel amaç Sessiz Dönem Türk Sinema Ta-rihi ’ni, doğru bilinen yanlışları tekrar etmeden ve bunları ayıklayarak, bü-tünlüklü biçimde ortaya çıkarmaktı. Bu bağlamda arşiv belgeleri ve süreli yayınlar temel kaynaklar olarak kullanıldı. Belgelenemeyen her türlü bilgi ve olaya, dipnotlarda mukayeseli yer verildi. Osmanlı arşivinin dışında kimi yardım cemiyetlerinin sinema çalışmalarını ve sinemayla ilişkilerini ortaya çıkarabilmek için kurumsal arşivlerden yararlanıldı. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti için Türk Kızılayı ve Donanma Cemiyeti için de Ankara Üniversitesi İnkılâp Tarihi Enstitüsü Arşivlerindeki belgeler kullanıldı. Resmi belgelerin dışında farklı dillerde seksenden fazla süreli yayın tarandı. Gösterim ilanlarına özel-likle de ilk yerli filmlerin ilanlarına (Pençe, Casus, Mürebbiye, Binnaz ve Bican Efendi serisi) ilgi çekici ve ilk kez yayımlanıyor olması sebebiyle, yetersiz çözünürlükte olmalarına rağmen, kupür olarak yer verildi.

Aynı tema çerçevesinde 1923-1938 yıllarını inceleyen ve belgeleyen başka bir kitapla sürdürmeyi umduğum bu çalışmanın ortaya çıkmasında değerli birçok dostumun katkısı oldu. Öncelikle beni bu çalışmaya “bundan ka-çamazsın” diyerek teşvik eden ustam Giovanni Scognamillo’ya, çelişkili durumlarda bilgisine başvurduğum ve sorularımı büyük bir içtenlik ve sami-miyetle cevaplayan, bilgi ve belge paylaşan Burçak Evren’e şükranlarımı ifade etmek isterim. Kimi süreli yayınlara ve arşiv belgelerine ulaşmamı sağlayan Barış Saydam’a, Osmanlıca ve Almanca çevirilerde yardımlarını esirgeme-yen Hüseyin Es ve Aysun Karataş’a, Rumeli gazetesinin hiçbir kütüphanede bulamadığım sayısını temin eden Oktay Çanaklı’ya, Les Masques dergisi için Gazanfer İbar’a, özel arşivindeki Muhsin Ertuğrul fotoğraflarını kullanmama izin veren Selçuk Yüksel’e, odama her girdiğinde “Yine Osmanlı sineması mı?” diyerek ekrandaki Osmanlıca metinlere bakan kızım Ayşe Gülin’e ve her daim destekçim olan eşim Nursen’e müteşekkirim.

Ali ÖZUYARNisan 2016/Ankara

Page 11: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

KISALTMALAR

BOA: Başbakanlık Osmanlı ArşiviTİTEA Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü ArşiviTKA: Türk Kızılayı ArşiviK: KutuS: SıraB: BelgeBEO: Bâbıâli Evrak Odası, DH. EUM. 2.Şb: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti 2.

ŞubeDH. EUM. 5. Şb: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti 5.

ŞubeDH. EUM. AYŞ: Dahiliye Emniyet-i Umumiye Asayiş Kalemi Evrakı DH. EUM. EMN: Dahiliye Emniyet-i Umumiye Emniyet Şubesi Evrakı DH. EUM. KLU: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti

Kalem-i Umûmî DH. EUM. MH: Dahiliye Emniyet-i Umumiye Muhasebe Kalemi EvrakıDH. EUM. MTK: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Muhaberat ve

Tensikât MüdüriyetiDH. EUM. VRK: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Evrakı DH. EUM. 6.Şb: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti 6.

ŞubeDH. EUM: Dahiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye MüdüriyetiDH. İD: Dahiliye Nezareti İdare DH. KMS: Dahiliye Nezareti Kalem-i MahsusDH. LVZ: Dahiliye Nezareti Levazım MüdüriyetiDH. MTK: Dahiliye Nezareti Mektubi Kalemi, DH. MUİ: Dahiliye Nezareti Muhaberat-ı UmumiyeDH. UMUM: Dahiliye Nezareti Umur-ı Mahalliye-i Vilâyât MüdüriyetiHR. HMŞ. İŞO: Hariciye Nezareti Hukuk Müşavirliği İstişare Odası, HR. İM: Hariciye Nezareti İstanbul MurahhaslığıHR. İD: Hariciye Nezareti İdare HR. SYS: Hariciye Nezareti Siyasi Kısımİ. HUS: İrade Hususi İ.RSM: İrade Rüsumat

Page 12: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

12 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

MF. MKT: Maarif Nezareti EvrakıŞD: Şura-yı Devlet EvrakıY. PRK. EŞA: Yıldız Perakende Evrakı Elçilik, Şehbenderlik ve Ataşemi-

literlikY.A.RES: Yıldız Sadaret Resmî MaruzatY.PRK. AZJ: Yıldız Perakende Evrakı Arzuhaller ve JurnallerY.PRK. MYD: Yıldız Perakende Evrakı Maiyet-i Seniyye ve Yaveran Dai-

resi MaruzatıZB. Zaptiye Nezareti Belgeleri

Page 13: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

GİRİŞ

Adını Lumière Kardeşler’in icadı Sinematograf’tan (Cinématographe) alan sinema, görsel dilinin yarattığı evrensellikle, geride bıraktığımız ve içinde bulunduğumuz, yüzyılın en etkili ve en popüler kitle sanatı oldu. Ancak sinemanın teknolojik bir buluş olarak gerçekte kimin tarafından icat edil-diği ise yıllar boyunca tartışıldı. Sinema Postası yazarlarından Cevat Rıza 1923’te yayımlanan bir makalesinde bu konuyla ilgili olarak şöyle diyordu: “Sinemayı kim icat etti? Bu suale muhatap olan bir Fransız ise hiç şüphesiz: Mösyö Lumière diyecektir. Aynı suali bir Amerikalıya sorarsanız, sinema-nın doğrudan doğruya ‘Edison’ tarafından icat edildiğini söyler. Bir Belçika-lı da muhakkak ‘Plateau’nun ismini ileri sürer. Mamafih herkes işine gele-ni iddia ededursun, sinemanın yalnız bir mucidin, bir âlimin çalışmasının ürünü olmadığını tarih bize muhtelif suretlerle ispat ediyor. Sinemayı şu halde kim ya da kimler icat etti? Cevabı kolayca verelim: Fen..!”1 Rıza’nın da belirttiği gibi sinema, sadece bir âlimin çalışmasının sonucu değil, fen alanında çalışan âlimlerin ortaya koydukları bilgi ve buluşların yüzyıllar içerisindeki birikimlerinin bir sonucuydu. Dolayısıyla da sinema aygıtları-nın gelişiminde kimin neyi icat ettiği tartışmalı ve karışık bir konudur. Ama şu muhakkak ki yazımlanan bir görüntünün perdeye aksettirilmesine son noktayı koyanlar Fransız Lumière Kardeşler oldu.

Kaydedilmiş ya da çizilmiş durağan görüntülerden hareket yanılsaması elde etme fikri yüzyıllar boyunca birçok mucidi ve bilim insanını meşgul etti. Özellikle de 1684’te Alman din adamı Athanasius Kircher’ın Sihirli Fener’i (Magia Cystera) icadıyla bu alanda önemli bir adım atılmış oldu. Mazisi Mısır’a kadar uzanan Sihirli Fener’de ışık kaynağının önüne koyulan nesnelerin gölgesi bir yüzeye yansıtılıyordu. Kircher de bu noktadan hareketle mum ya da gaz lambası ışığıyla aynalı mercekler kullanarak görüntüyü seri bir şekilde perdeye yansıtmayı başardı. Ancak görme sürekliliği denilen durağan görüntülerin hareketli olarak algılanması daha mümkün olmamıştı. Bu konuda John Ayrton Paris ve John F.W. Hershel’in Thaumatrope’u icat etmeleriyle önemli bir mesafe katedildi. Thaumatrope, iki tarafında resimler bulunan bir diskten oluşuyordu ve disk iki yandan uzanan iplerle döndürüldüğünde hareket yanılması ger-çekleşiyordu. Bu önemli icadı Michael Faraday’ın kendi adıyla anılan çarkı ve

1 Cevat Rıza, “Sinemayı Kim İcat Etti?”, Sinema Postası, Sayı: 2, 15 Kânunuevvel 1339 (15 Aralık 1923).

Page 14: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

14 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

Simon R. Von Stampfer’in Stroboscope’u izledi.2 1830’da ise Belçikalı J. Antoine Plateau, Peter Mark Roget’in “Hareketli Nesneler Açısından Görüntünün Sü-rekliliği” kuramından hareketle Phenakistoscope’u icat etti. Bir merkez etrafında biri altta, biri üstte olmak üzere birbirinden ayrı dönen iki disk vardı. Alttaki diskte bir hareketin çeşitli aşamalarını izleyen çizimler; üsttekindeyse belli aralıklarla açılmış yarıklar bulunuyordu. Diskler döndürülüp üstteki diskin yarıklarından bakıldığında çizimler hareket ediyormuş gibi görünüyordu.3

Avusturyalı bir topçu subayı olan Baron Franz von Uchatius, 1853’te Plateau’nun Phenakistoscope’unu Magia Cystera ile birleştirerek resimleri ilk kez perdeye yansıtabilmeyi başardı. Belirli sayıdaki büyülü feneri, ya-rım daire şeklinde konumlandırarak, duvara odakladı. Bunların içinde elle çizilmiş hareket evrelerini gösteren resimler bulunuyordu. Bir fener, bu ya-rım daire etrafında, resimlerin arkasından hızla dolaştırılıyordu. Resimler art arda aydınlanıp duvara yansıdığında hareket oluşuyordu.4

1877’de ise Fransız Emile Reynaud Praxinoscope’u icat etti. Faraday Çar-kı ile Thaumatrope’un birleşimi olan bu aygıtta, üzerinde çeşitli aralıklar bulunan silindirin iç yüzüne hareketin evrelerini gösteren çizimler yerleş-tiriliyor, ortadaki ayna mekanizmasıyla da sistem tamamlanıyordu. Silindir döndürülüp, tıpkı Phenakistoscope’ta olduğu gibi, yarıklardan bakıldığında ayna üzerinde hareket algısı sağlanıyordu. Phenakistoscope’u bir lamba sis-temiyle bütünleyip geliştiren Reynaud, 1889’da “Optik Tiyatro”yu kurdu. 500-700 metrelik resimli kuşaklarla perde üzerinde gösterilere başladı: “İlk eser İyi Bir Kadeh Bira isimli bir filmdi. Yedi yüz muhtelif vaziyeti ihtiva eden bu film, elli metre uzunluğunda idi. En güç cihet, filmlerin el ile çizil-mekte olmasıydı.”5 Zaman içerisinde bu resim kuşaklarının selüloit taban-

2 Nilgün Abisel, Sessiz Sinema, A.Ü Basın-Yayın Yüksekokulu Yay., Ankara, 1989, s. 6-7. 3 Age, s. 7.4 C.W. Ceram, Sinemanın Arkeolojisi, Agora Kitaplığı, İstanbul, 2007, s. 7.5 Rıza, agm.

Emile Reynaud’un Praxinoscope’u.

Page 15: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

Giriş 15

lı fotoğraf şeritlerinden oluşturulmasıyla sinema filmine doğru önemli bir adım atılmış oldu.6

Sinematografiye giden yolda “hareket”in anlarını inceleyen İngiliz fo-toğrafçı Eadweard Muybridge’in çalışmaları önemli bir merhale oldu. Ca-lifornia Valisi Leland Stanford’un girdiği bir iddia sonucu Muybridge’den yardım istemesi sinematografi için milat sayılabilecek bir çalışmayla sonuç-landı. Stanford, bir atın dörtnala koştuğu esnada ayaklarının bir an bile olsa tümüyle yerden kesildiğine inanıyordu. Bunu, iddiaya girdiği arkadaş-larına kanıtlamak için de Muybridge’le işbirliği yaptı. Muybridge, teknik sorunları gidermek için Pasifik Tren Yolu Şirketi’nin Başmühendisi John D. Isaacs ile anlaştı. Isaacs, fotoğrafçılıktan anlamasa da iyi bir mühendisti. Koşan atı fotoğraflarken kameraları tetikleyecek manyetik telleri tasarladı. Kameraya bağlı teller pistte enlemesine gerilecek ve dörtnala giden at, bu tellere değdiğinde bir sıra halinde dizili olan yirmi dört kamera otomatik olarak hayvanın ayaklarını fotoğraflayacaktı. 1877’de yapılan bu çalışmayla Stanford iddiasını kazandı. Muybridge de insan ve hayvan hareketlerinin anlara bölünmüş hallerini gösteren fotoğraf dizilerine başladı. Bunları çe-şitli yansıtıcılara (Praxinoscope-Zoetrope) uygun hale getirip birçok şehirde sergiledi. Muybridge’in çoklu kamera düzeneğinin aynısı, bir asırdan fazla bir zaman sonra Wachowski Kardeşler tarafından Matrix (1999) filminde de kullanılacaktı.7

6 Abisel, age, s. 8.7 Brian J. Robb, Sessiz Sinema, Kalkedon Yay., İstanbul, 2013, s. 17.

Muybridge’in at sekansı.

Page 16: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

16 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

19. yüzyılın son çeyreğinde hareket yanılsaması konusundaki çalışmalar hızlandı ve ciddi bir rekabet ortamına yol açtı. Hannibal Goodwin 1887’de fotoğrafçılık alanında kullanılan pelikülü (film şeridi) icat ederek görün-tünün kaydedilmesi için en uygun maddenin selüloit olduğunu gösterdi. Bu noktadan hareket eden George Eastman da film makarasını meydana getirdi.8

Uzun yıllardır süren çalışmalar 1888’de neredeyse sonuçlanmak üzerey-di. Amerikalı ünlü mucit Thomas Alva Edison ve William K.L. Dickson’ın ortak çalışmaları, sinemanın ilk kamerası olan Kinetograf (Kinetograph) ile sonuçlandı. Ancak süreç daha tamamlanmış değildi. Çekilen filmler haliha-zırda bir projeksiyon ile gösterilemiyordu. Edison-Dickson’ın bu alandaki çalışmaları 1891’de Kinetoskop’u (Kinetoscope) icat etmeleriyle sonuçlan-dı. Edison aynı yıl içinde kamera olarak Kinetograf’ın, izleme aygıtı olarak da Kinetoskop’un patentlerini aldı.9 İçine 15 metre film alabilen bu aygıtta görüntü bir göz deliğinden (bakaç) sadece tek bir kişi tarafından izlenebi-liyordu.

O güne dek gerçekleştirilen en gelişmiş sinematografik izleme aygıtı olan Kinetoskop, dünya çapında bir başarı elde etti. Piyasaya sürülmesinden kısa bir süre sonra Amerika’nın birçok şehrinde Kinetoskop’un yer aldığı izleme salonları açılmaya başlandı. İlk salon 1155 Brodway New York City adresinde Kanadalı Andrew Holland tarafından açıldı.10 İlgi müthişti. Bakaç üzerin-den izlenebilen bu kısa süreli filmlere gösterilen ilgi patent sahibi Edison

8 Abisel, age, s. 5. 9 Ceram, age, s. 67.10 Age, s. 111.

Thomas Alva Edison

Page 17: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

Giriş 17

ile salon işletmecileri için iyi bir kazanç sağlıyordu. Daha fazla film daha fazla kazanç anlamına geldiğin-den Edison, sinema tarihi-nin ilk film stüdyosu olan Black Maria’yı kurdu.11

Kinetoskop her ne kadar hareket yanılsaması sağla-sa da bunu perdeye akset-tiremiyordu. Dolayısıyla da bu izleme aygıtının bir yansıtma aygıtına dönüş-türülmesi gerekiyordu. Bunu gerçekleştirenler ise Fransız Louis ve Auguste Lumière Kardeşler oldu.

Çekirdekten yetişme fotoğrafçılar olan Louis ve Auguste Lumière Kar-deşler, Lyon’da her türlü fotoğraf malzemesinin üretiminin yapıldığı bir fabrikaya sahiptiler. Baba Antoine Lumière, hareketli görüntülerin ticari geleceğini görmüştü. Piyasada tekel oluşturmaya çalışan Edison’un bu bağ-lamda Kinetoskop’un patentini Avrupa için genişletmemesinden rahatsızlık duyuyordu. Oğlu Louis’ten Kinetoskop’a benzer bir aygıt icat etmesini istedi. Anschütz, Reynaud, Edison ve diğerlerinin çalışmalarını tetkik eden kardeş-lerin altı ay süren çalışmaları 13 Şubat 1895’te Sinematograf (Cinématographe) adını verdikleri müthiş bir icat ile sonuçlandı.12 İcadın müthişliği kamera ve projeksiyonu birleştirmesinden kaynaklanıyordu. Dolayısıyla da hareketli görüntüler bakaç üzerinden değil yüzlerce kişi tarafından beyazperde üze-rinde izlenebilecekti.13

Lumière Kardeşler, icatlarını ilk kez 22 Mart 1895’te Paris’teki Societe d’ Encouragement pour I’Industrie National’e sundular. Bu özel gösteri, kar-deşlerin ilk filmi İşçilerin Lumière Fabrikası’ndan Çıkışı (La Sortie des Ouvriers de I’Usine Lumière) eşliğinde yapıldı. Tanıtım amaçlı bu gösteri, ilave edilen

11 Robb, age, s. 22.12 Bu aygıt, “Kinetoscope de (en) Projection (Projeksiyonlu Kinetoskop)” adıyla patent aldı. Ancak

Edison’un açtığı birçok davadan sonra adı Cinematographe olarak değiştirildi. Cream, age, s. 120. 13 Sinematografın icadıyla Kinetoskop’un hükmü kalmadı. Piyasayı Lumière’lere kaptırmak isteme-

yen Edison, 1896’da Vitascope icat etti. Artık Edison filmleri de perdeden izlenebiliyordu. Abisel, age, s. 15.

Kinetoscope

Page 18: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

18 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

filmler eşliğinde, aynı yılın sonlarına kadar birçok bilim ve sanayi fuarında tekrar edildi. Bunların hepsi davetli uzmanlar için düzenlenmişti. Halka açık ilk sinematograf gösterimi ise 28 Aralık 1895’te Capucines Bulvarı’ndaki Grand Café’nin egzotik dekorasyonlu Hint Salonu’nda yapıldı.14 Gösterime katılan 35 kişi sinemanın resmi başlangıcı olarak kabul edilen bu tarihi ana tanıklık ettiler. Bu aynı zamanda da sinemanın ilk ticari gösterimi anlamına geliyordu. Çünkü salondakiler 1 frank vererek içeriye girmişlerdi. Seyirci-ler arasında kısa bir süre sonra sinemanın yaratıcıları arasına girecek olan Théatre Robert-Houdin’in yönetmeni Georges Méliès de bulunuyordu.15 Gösterimin en çarpıcı filmleri kuşkusuz Bir Trenin Ciotat Garı’na Gelişi (L’Arrivée d’un train en gare de La Ciotat) ile Bahçıvanın Sulanışı (L’Arroseur arrosé) idi. İlk filmde Cicota Garı’na yaklaşan bir tren uzaktan görünüyor ve tren sabitlenmiş kameraya yaklaştıkça çerçevede gitgide büyüyordu. Rivayete

14 “Bu ‘Cafe’ artık yoktur. Ama Paris’te St. Denis Bulvarı no: 6’daki Lumière Sineması uzun süre varlı-ğını sürdürmüş görünüyor. 1896’nın sonuna doğru açılmış olduğu için belki de dünyanın en eski sineması olarak anılmayı hak eder.” Ceram, age, s. 121.

15 Robb, age, s. 24.

New York’taki Kinetoscope salonlarından biri.

Page 19: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

Giriş 19

göre trenin perdeden üzerlerine doğru geleceğini sanan seyirciler korkuların-dan çığlıklar atarak, koltukların altına saklanmışlar ve kimileri de salondan kaçmışlardı. Aynı tepki bir yıl sonra İstanbul’da Sponeck’teki gösterimler sırasında da verilecekti. Diğer film ise sinemanın ilk fars ya da gag örneğiy-di.16 Bir çocuk, bahçıvana görünmeden hortumun üzerine basıyor ve bahçıvan tam hortumun ağzına baktığında aya-ğını hortumun üzerinden çekerek bah-çıvanın ıslanmasına neden oluyordu.

Grand Café’deki gösterimin duyul-masının ardından sinematografa olan ilgi her geçen gün katlanarak artmaya başladı. Öyle ki ilk gösteriden 35 frank kazanan Lumière Kardeşler hâsılatlarını bir hafta sonra günde 300 franka çıkar-dılar.17 Geniş kitlelerin gazete ve ilan yoluyla bu icattan haberdar olmaları, bu ilgiyi adeta körükledi. Sinematograf gösterimlerinin sayısı bir iki hafta içeri-sinde günde 20’ye ulaştı. Gösterimi seyretmek isteyenler sokaklar boyunca

sıra oluşturuyorlardı. Bu ilgiyi kazanca çevir-

mek isteyen Lumière Kardeş-ler, film yapım çalışmalarına ve sinematograf üretimine hız verdiler.18 Ekim 1895’te mühendis Jules Carpentier ile anlaşarak sinematogra-fın seri üretim çalışmalarını başlattılar. Ancak iş, oldukça ağır ilerledi. Carpentier, veri-

16 Ceram, age, s. 122.17 Age, s. 121.18 Çekilen filmlerden (358 adet) oluşan ilk katalog Lyon’da Decléris et Fils tarafından basıldı (1877).

Katalogda öykülü kısa film, belgesel film, kültürel film hatta sinema hilesiyle meydana getirilen Bir Duvarın Yıkılışı I-II adlı film de bulunuyordu. Filmde yıkılan bir duvar, filmin ters okutulmasıyla yeniden inşa ediliyordu. Bir yıl sonra ise toplam 1000 film içeren altı katalog daha yayımlandı. İlgi ve üretim müthişti. Ceram, age, s. 122.

Louis ve Auguste Lumière Kardeşler

Page 20: Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) · Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) Ali Özuyar (1971-Bergama) 1996’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin

20 Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922)

len 200 adet sinematograf siparişinin ilk ürününü ancak Aralık ayında teslim edebildi. Lumière’lerin Carpentier’yi sıkıştırmaları her ne kadar işe yaradıysa da üretim bir türlü seri hale gelemedi. Ayrıca her şey bu aygıtın üretimiyle bitmiyordu. Onu kullanabilecek operatörlerin de yetiştirilmesi gerekiyordu.

Sinematografın Öncüleri İstanbul’da

Sinematografiye giden yoldaki öncü denemeler ve meydana getirilen yeni icatlar, Beyoğlu’nun (Pera) eğlence ve kültür merkezi olan İstiklal Cadde-si’ndeki (Cadde-i Kebir-Grand Rue de Pera) bazı mekânlarda yapılan gös-teriler ve basına yansıyan haberlerle halka tanıtılıyordu. Bu konudaki ilk örnek 1843 yılındaki bir sirk gösterisine ait. Galatasaray Sultanisi (Lisesi) yakınındaki bir sirkte Microscope Solaire (Güneş Mikroskobu) ve Fransız mucit Louis Daguerre’nin icadı Büyük Diorama19 (Le Grand Diorama) tek-nikleriyle bir fotoğraf gösterimi gerçekleştirildi.20

1855’te Mihail Naum’un sahibi olduğu Naum Tiyatrosu’nda (Théatre Italien Naum) Charles Knight’ın icadı Cosmorama ile slayt gösterimleri ya-pıldı.21 1882’de F. Doublier adlı bir Fransız tarafından J. Johnston’ın bir çeşit izdüşüm feneri olan Lanterne Magique (Büyülü Fener) aygıtıyla yaratılış te-ması üzerine kırk tablodan oluşan bir gösterim düzenlendi.22 Doublier’nin gösterisinden üç yıl sonra da Louis Thierry, Fransız Tiyatrosu (Théatre Français) Diaphanorama gösterim tekniğiyle 20 tabloluk bir gösteri yaptı.

19 Bir optik eğlence olan Diorama’da, değişen ışık efektleri altında büyük saydam resimler gösterilir-ken, bir yandan da küçük pencereye benzer bir açıklığa bakan seyirciler, dönen platformla resmin bir parçasından diğerine doğru ağır ağır hareket ettirilir. İlk diorama gösterisi, bu amaçla özel olarak inşa ettirilen Rue Sanson’da (Paris) 1822 yılında yapıldı. Ceram, age, s. 122.

20 Journal de Constantinople, 26 Eylül 1843. Ayrıca bkz. Metin And, “Türkiye’de Sponeck Birahanesin-deki İlk Sinema Gösterisinin Öncesi ve Sonrası”, Milliyet Sanat, Sayı: 106, 15 Kasım 1974.

21 L’Echo de I’Orient, 12 Temmuz 1855.22 Le Turquie, 1 Temmuz 1882.

Lanterne Magique