4
ATLAS TARİH 37 36 ATLAS TARİH Osmanlı tarihinde devşirme sistemi ile gelmiş devlet adamları ve yeniçeriler önemli yer tutar. Çoğunlukla Hıristiyan köylerinden toplanan çocuklara ait bilgiler eşkal defterlerine kaydedilir çocuklar İstanbul’a bu defterlerle teslim edilirdi. İşte günümüze ulaşan son kaynaklar olan iki “eşkal defteri”ne göre devşirilen çocukların baştan başa değişen hayatları. Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin bilinmeyenleri D evşirme sistemi Osmanlı tarihinin en çok ilgi çeken, en çok tartışılan ama bir o kadar da az araştırılan alanlarından biri olmuştur. Osmanlı devleti yüzyıllar boyunca, Osmanlı Hıristiyan tebaasının çocuklarını devşirme olarak almış, Müslümanlaştırmış, onlara Türkçe öğretmiş ve eğitimlerini tamamlamaları so- nunda devletin idari ve askeri birimlerinde kullanmış- tır. Osmanlı tarihçileri genelde devşirmeden gelmiş idareciler ve devlet adamlarıyla veya yeniçeri ordu- suyla ilgilenmeyi tercih etmişler, devşirilmenin nasıl yapıldığı daha az ilgi uyandıran bir konu olmuştur. Oysa ki çocuk tarihi açısından bakıldığında devşirilme hikâyeleri altın değerindedir. Bu sistemin ilk ne zaman uygulanmaya başladığı bilinmemekle beraber Osmanlı ordusunun (yeniçeri) teşkilatında yaşamsal bir rol üstlemdiği aşikârdır. Ye- niçeri ordusunun I. Murad (1362-1389) zamanında kurulduğuna kesin olarak bakılabilir. Aynı dönemde GÜLAY YILMAZ Jean Baptiste Vanmour’un tablosunda Sultan III. Ahmed, devlet erkanı ve yeniçeriler. Devşirilmek üzere toplanan çocuklar yeniçerilerin arasında. İşçi de oldular sadrazam da İşçi de oldular sadrazam da

Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin ... · yaşayan Türk ailelerin yanına verilerek Türkleştirilmiş, daha sonra da yeniçeri ocağına alınmışlardır. Pençik

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin ... · yaşayan Türk ailelerin yanına verilerek Türkleştirilmiş, daha sonra da yeniçeri ocağına alınmışlardır. Pençik

atlas tarİh 3736 atlas tarİh

Osmanlı tarihinde devşirme sistemi ile gelmiş devlet adamları ve yeniçeriler önemli yer tutar. Çoğunlukla Hıristiyan köylerinden toplanan çocuklara ait bilgiler eşkal defterlerine kaydedilir çocuklar İstanbul’a bu defterlerle teslim edilirdi. İşte günümüze ulaşan son kaynaklar olan iki “eşkal defteri”ne göre devşirilen çocukların baştan başa değişen hayatları.

Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin bilinmeyenleri

Devşirme sistemi Osmanlı tarihinin en çok ilgi çeken, en çok tartışılan ama bir o kadar da az araştırılan alanlarından biri olmuştur. Osmanlı devleti yüzyıllar

boyunca, Osmanlı Hıristiyan tebaasının çocuklarını devşirme olarak almış, Müslümanlaştırmış, onlara Türkçe öğretmiş ve eğitimlerini tamamlamaları so-nunda devletin idari ve askeri birimlerinde kullanmış-tır. Osmanlı tarihçileri genelde devşirmeden gelmiş idareciler ve devlet adamlarıyla veya yeniçeri ordu-suyla ilgilenmeyi tercih etmişler, devşirilmenin nasıl yapıldığı daha az ilgi uyandıran bir konu olmuştur. Oysa ki çocuk tarihi açısından bakıldığında devşirilme hikâyeleri altın değerindedir.

Bu sistemin ilk ne zaman uygulanmaya başladığı bilinmemekle beraber Osmanlı ordusunun (yeniçeri) teşkilatında yaşamsal bir rol üstlemdiği aşikârdır. Ye-niçeri ordusunun I. Murad (1362-1389) zamanında kurulduğuna kesin olarak bakılabilir. Aynı dönemde

GÜLAY YILMAZ

Jean Baptiste Vanmour’un tablosunda Sultan III.

Ahmed, devlet erkanı ve yeniçeriler.

Devşirilmek üzere toplanan çocuklar yeniçerilerin arasında.

İşçi de oldular sadrazam da İşçi de oldular sadrazam da

Page 2: Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin ... · yaşayan Türk ailelerin yanına verilerek Türkleştirilmiş, daha sonra da yeniçeri ocağına alınmışlardır. Pençik

devam ettiğini düşünecek olursak, bunlardan yüz-lercesinin arşivde olması beklenirdi. Yazılı kaynaklar sürü defterlerinin devşirme olarak alınan çocukların nereden geldiği, Hıristiyan ismi ve devşirildikten sonra verilen Müslüman ismi, anne ve babalarının isimleri, eşkali ve yaşı, “sürücü” denen devşirme me-murunun ismini içeren kayıtlar olduğunu belirtir. Bu defterler iki nüsha tutulur biri devşirme memurunda, diğeri devşirme çocukları İstanbul’a getiren sürücüde bulunur ve sürücü İstanbul’a getirdiği çocukları bu defterle birlikte teslim ederdi.

Bosna’da Müslüman çocuklar da devşirildiİnceleyeceğimiz ilk defter aslında tam olarak defter

değildir. 1490-1503 arasında yapılmış üç ayrı dev-şirmede toplanmış çocukların listesini verir. Diğeri ise tam bir eşkal defterdir ve 1603-1604 yıllarında devşirilmiş 2600 çocuğun listesini verir. Hem sistemin işleyişini anlamak hem de zaman içerisinde nasıl değiş-tiğini görmek açısından iki defterin varlığı önemlidir. İlk defterde devşirilmiş çocuk kayıtları kaynaklarda belirtildiği kadar sistematik tutulmamıştır. Bazı sürü-lerde çocukların eşkali veya yaşları belirtilmemiştir. Bu kayıtlara göre, 1494-95 yıllarında Vize, Elbasan, Eğriboz, İskenderiye, Belgrad ve Hersek’ten 1553 tane çocuk toplanmış ve bunlar 10 tane sürü altında 150 ile 200’erli gruplar halinde İstanbul’a gönderilmiştir. 1498-99 yıllarında Tırhala, Çatal, Fenar ve Eğriboz bölgelerinden 150’şer çocuktan oluşmuş 5 sürü olarak alınmıştır, sadece son sürü 50 kişiden oluşmaktadır. 1502-1503 senelerinde ise Köstendil civarından 800 çocuk toplanmıştır. Görüldüğü üzere, bu bölgelerden toplanan çocuklar her dört yılda bir alınmıştır, fakat elimizde başka veri olmadığı için ara yıllarda diğer bölgelerden toplanıp toplanılmadığını bilemiyoruz.

17. yüzyıl başındaki defter ise çocuklar hakkında son derece detaylı bilgiler verir. 1603-1604 senelerinde 2600 çocuk toplanmıştır. 20 tane sürü vardır ve bunlar dört vilayete gönderilmiş dört ayrı memur grubu tarafından devşirilmiştir. Değişik yazı stillerinden anladığımız üzere bunlar ayrı katipler tarafından tutulmuştur. Defterde Rumeli, Bosna, Avlonya ve Bursa civarından toplanmış sürülerin belli başlı hangi kazalardan alındığını görmekteyiz. Bu merkezlerden bazıları Rumeli’de Kırkkilise, Gümülcine, Yenice-i Karasu, Taşyüzü, Pravişte, Drama, Kavala, Zinhe, Siroz, Selanik, Vodane, Karaferye, Alasonya, Dominik, Fenar, Tırhala, Yenişehir, Serfiçe, Manastır, Pirlepe ve Atina; Eğriboz’da İzdin, Üsküf ve Salona; Gelibolu’da Rodoscuk, Migalkara, Kavak ve Midilli Adası; Ana-dolu’da Bursa, Biga ve Kocaeli livalarına bağlı İznik,

atlas tarİh 39

Yüzyıllarca devam eden devşirme sistemine ait, tesbit edilen yalnızca iki eşkal defteri bulunuyor. Bunlarda devşirilen çocukların kayıtları yer alıyor.

Gelibolu’da Acemi Ocağı da kurulmuş ve Kazasker Çan-darlı Kara Halil ve Molla Rüs-tem bu oluşumu yönlendiren kişiler olmuştur. Bu ocağa ilk planda savaş esirleri alınmış, esirler askeri gemilerde nak-liyat yaparken eğitime tabii tutulmuştur. Savaş esirlerinin beşte birini ganimet olarak al-mak ve bunları asker ve idare-ci olarak devletin ve ordunun değişik katmanlarında kullan-mak Abbasiler döneminden beri kullanılmış bir yöntem-dir. Bu uygulama Osmanlı’da “pençik” (beşte bir) olarak ad-landırılmış ve pençik oğlanı

olarak isimlendirilen 10 ile 20 yaş arasındaki erkek çocukları acemi ocağına alınmıştır. Yeni toprakların elde edilmesiyle birlikte pençik oğlanları Anadolu’da yaşayan Türk ailelerin yanına verilerek Türkleştirilmiş, daha sonra da yeniçeri ocağına alınmışlardır. Pençik yöntemi daha sonra genişletilerek bir Osmanlı icadı olan devşirme sistemine dönüştürüldü. Devşirme sisteminde alınan savaş esirleri değil bizzat Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim ve Müslüman teba-

19. yüzyıl başında Batı kaynaklı bir tabloda Acemioğlan (üstte).

anın çocuklarıdır. Daha önce benzeri görülmemiş bu uygulama birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir.

Bu tartışmaların en önemlisi ise bu çocukların dev-şirilmesinin İslam hukukuna uygun olup olmadığı meselesidir. Zira, Hıristiyan tebaanın çocukları zımmi statüsüyle devletin koruması altında olmalıdır. Oysa bu çocukların kendi iradeleri dışında toplanıp Müs-lümanlaştırılması devletin bizzat korumakla yükümlü olduğu kuralları çiğnemesi anlamına gelecektir. “Böyle bir ihlal var mıdır” sorusu devşirme çocukların köle olup olmadığı hususuna kadar uzanır.

Devşirilen çocukların eşkal defterleriDevşirme sisteminin hukuki temellerini tartışmanın

ötesinde meselenin sosyal boyutlarını anlamaya çalış-mak ve dahası çocukların böyle bir sistem içerisinde ne gibi deneyimler yaşadığını tespit edebilmek çok daha merak uyandırıcı bir konudur. Yeni bulunan kaynaklar bu konuda bize aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Bu yazıda özellikle üzerinde duracağımız iki önemli def-ter vardır. Bunlar “sürü eşkal defterleri”dir. Ağırlıklı olarak Hıristiyan tebaadan devşirilen çocuklar 150 ila 200’erli gruplar halinde İstanbul’a yollanır ve bu gruplara “sürü” denir. Bu sürülerdeki çocukların eş-kalinin not edildiği defterler de “eşkal defteri” olarak adlandırılmıştır. Bu zamana kadar tespit edilebilmiş sadece iki defter vardır, ki devşirmenin yüzyıllarca

Lefke, İznikmid, Yenişehir, Akhisar, Balıkesir, Manyas ve Bandırma kazalarında bulunan Hıristiyan köyleridir. Avlonya livasında, yani bugünkü Arnavutluk’ta Avlon-ya, Belgrad, Müzakiye, Premedi, Delvine, Pagonya, Elbasan, İsnak, İşpat, Ohri’den devşirme yapılmıştır. Bosna’da sadece Hıritiyan değil Müslüman çocuklar da devşiriliyordu. Bunlara “potur oğlanı” deniliyordu. Bu uygulamanın Fatih Sultan Mehmet’in verdiği özel izne dayandığı söylenmektedir. Gerçekten 1603-1604 defterinde Bosna’dan toplanmış çocukların 410’u Müslüman asıllı ve sadece 82 tanesi Hristiyandır. Bu potur oğlanları sadece saray bahçelerinde görev yaparlardı. Bosna’da devşirme toplanmış belli başlı merkezler Hersek, Mostar, Nüvesin, Balagay, Yeni Pazar, Imoçka, Foça, Vişegrad, Saray, Teşene, Çayniçe ve Yeni Pazar’dır.

Balkanlar devşirme çocukların toplandığı ana merkez olmuştur. Bunun yanısıra, 1603-1604 seneli defterde Gelibolu, Bursa civarlarından ve Midilli ada-sından toplanan çocukları görmek ilgi uyandırıcıdır. Defterde kaydı olmayan fakat Anadolu’da çocuk

Ver

on

ese

seri

si, t

opk

api s

aray

i

Yeniçeri ordusunun kurucusu Sultan I. Murad (üstte).

Pençikoğlanları. Sultan acemioğlanlara bahşiş dağıtıyor.

16. y

üzy

ild

a İs

tan

bul,

yky

(so

lda

). Ş

eHn

Âme-

İ nÂ

dİr

İ (sa

Ğd

a).

38 atlas tarİh

Page 3: Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin ... · yaşayan Türk ailelerin yanına verilerek Türkleştirilmiş, daha sonra da yeniçeri ocağına alınmışlardır. Pençik

atlas tarİh 41

toplandığı tahmin edilen diğer merkezler Adana, Aksaray, Amasya, Batum, Bayburt, Beyşehir, Cizre, Çemişgezek, Çorum, Diyarbekir, Eğridir, Erzurum, Karahisar, Karaman, Kayseri, Kemah, Kütahya, Ma-latya, Maraş, Niğde, Sinop, Sis, Sivas, Tokat, Trabzon ve Zülkadiriye’dir.

Defterde Bosna’da devşirilen bazı çocukların eş-kallerinin yanına şekine-i arz-ı yahudi, yani yahudi olduğundan şüpheleniliyor, ibaresi düşülmüştür. Bu ibare Kavanin-i Yeniçeriyan’da geçen Yahudilerin ocağa alınmaması meselesini teyit eder niteliktedir. Bosna’dan toplanmış çocuklardan 7 tanesinin kaydı yanında bu ifade yer almaktadır. Hıristiyan tebaadan toplanan çocukların sünnetsiz olduğu dikkate alınırsa böyle bir belirsizliğin Müslüman çocukların toplandığı bölgede görülmesi doğal karşılanabilir.

Yahudi olduğundan şüphelenilen çocuklar Acemi Ocağı’na alınmaz ve topluca Tersane-i Amire’de ça-lışmak için gönderilir. Bu uygulama bize devşirmeye seçilen çocukların kaderinin ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu, devşirmenin hep vurgulanan mevki ve zenginlik kazanma gibi artılarının çok küçük bir azınlık için geçerli olduğunu gösterebilecek bir veridir. Peki ne olur toplanan çocuklar?

Kaçmasınlar diye kırmızı giydiriliyorduİlk toplandıkları andan başlayalım. Çocukların se-

çilme aşaması başlı başına bir süreçtir aslında. Bir Hıristiyan köyüne aniden gelip meydanda toplatılan çocuklardan beğendiklerini seçip giden yeniçeriler özellikle Balkan toplumlarının hafızasında kalmış bir imajdır. Oysa 1603-1604 defterinden anlıyoruz ki, bir bölgeden devşirme almak zamana yayılmış

atlas tarİh 41

İstanbul’a getirilen çocuklar Yeniçeri Ağası’nın

karşısına çıkartılırlar. Süleymanname’den alınmış minyatürde kırmızı kıyafetler içerisinde getirilmiş oğlanları görüyorsunuz. Bir tarafta üzgün duran Hristiyan aileler diğer tarafta sevinçli Müslüman aileler vardır. Yeniçeri Ağası’nın ve yanındaki katibin elinde duran defterler bizim burada değerlendirdiğimiz eşkal defterleridir. Bu defterlerden takip ederek bu çocuklar detaylı bir incelemeden geçirilir. Burada eğitim görüp hizmet verecekleri yerler tespit edilir. Çocuklar bu esnada sünnet edilirler ve daha sonra birkaç gün dinlenmek için İstanbul’da bu işle görevlendirilmiş 950 kadar Hristiyan ailenin yanına yerleştirilirler. Minyatürde görünen Hristiyan grubun bu aileler olması muhtemeldir. Çocuklar bu dinlenme, iyileşme, ve belki de ilk şoku biraz olsun üstlerinden atma sürecinden sonra görev yerlerine yerleştirilirler. Saray hizmetinde bulunabileceği düşünülenler Topkapı Sarayı, Galatasaray, İskender Çelebi, Edirne ve İbrahim Paşa saraylarına gönderilir. Topkapı Sarayı dışındakiler buradaki üç ila yedi yıl süren eğitimlerinden sonra tekrardan bir elemeye tabii tutulurlar. En başarılılar eğitimlerine devam için Enderun’a alınır. Enderuna alınmayan diğerleri kapıkulu ocaklarında asker olurlardı. Saray hizmetinde bulunamayacağı düşünülenler ise başta bahsettiğimiz gibi “Türk’e verilir” veya Bostancı Ocağı’na gönderilirdi.

Devşirme çocuklar ve ailelerini gösteren tek minyatür

Görev yerleri İstanbul’da belirleniyordu

Yahudi olduğundan şüphelenilen çocuklar Acemi Ocağı’na alınmaz, Tersane-i Amire’ye çalışmak için gönderilirdi.

Toplanan çocuklar saraya getirildikten sonra hizmet edecekleri yerler tesbit edilir, sünnet edilirdi. Saray hizmetinde bulunabilecek olanlar üç yıldan yedi yıla kadar saray eğitimi alırdı. Saraya alınmayanlarsa Anadolu’ya kiralanırdı.

Devşirilen çocukların kayıtlarının tutulduğu eşkal defteri.

Enderun’da acemioğlanlar için altı tane sınıf vardı. Bunlar; Küçük Oda, Büyük

Oda, Sefer Odası, Kiler Odası, Hazine Odası ve Has Oda’ydı. Acemioğlanlar Küçük Oda’dan

başlayarak zamanla Has Oda’ya kadar yükselebilirlerdi. Has Oda’da padişahın doğrudan hizmetinde çalışan 40 devşirme bulunurdu. Enderun’dakiler

“çıkma” tabir edilen bir kanunla Saray’dan ayrılarak devletin çeşitli makamlarında görev yaparlardı. En başarılıları da vezirliğe sadrazamlığa kadar yükselirdi.

Osmanlı tarihinde Enderun’da yetişerek sadrazam olmuş tam 60 tane devşirme vardır. Bunlardan ilki Enderun Tarihi’nde “Şehid Mahmud Paşa” olarak anılan Fatih’in Hırvat asıllı Sadrazamı Mahmut Paşa’ydı. Sonuncu sadrazam ise Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa’dır. Enderun’dan

yetişen en meşhur sadrazamlar şunlardır: Damat İbrahim Paşa (Pargalı), Damat Rüstem Paşa (Hırvat), Sokollu Mehmet Paşa (Boşnak), Cigalazâde Sinan Paşa (İtalyan),

Melek Ahmet Paşa (Abasha), Tarhuncu

Ahmet Paşa (Arnavut), Köprülü Mehmet Paşa

(Arnavut). Enderun dışında Saray’daki diğer görevlerde yetişerek sadrazamlık görevine yükselen 19 devşirme daha vardır. Bunlar içinde en ünlüsü Lale Devri olarak bilinen dönem görev yapan Damat İbrahim Paşa’ydı.

Enderun’dan yetişen en ünlü devşirme paşalar

Cigalazâde Sinan PaşaCigalazâde Sinan Paşa

40 atlas tarİh

Page 4: Son kalan eşkal defterlerine göre devşirmeliğin ... · yaşayan Türk ailelerin yanına verilerek Türkleştirilmiş, daha sonra da yeniçeri ocağına alınmışlardır. Pençik

42 atlas tarİh atlas tarİh 43

bir olaydır. Devşirme memurlarının bölgeye gelip çocukların listelerinin hazırlanmasını istedikleri andan sonra altı ay ila bir sene arasında değişen bir süreç. Bu zaman içerisinde memurlar dikkatle çocukları tespit etmeye çalışırken bölge ileri gelenleri de olaya mü-dahil olmuş, en azından kimin seçileceği konusunda etkide bulunmaya çalışmışlardır. Memurlara rağmen devşirmeye sızmaya çalışanlar oluğu gibi ekseriyetle çocuklarını saklamak isteyenler çoğunluktadır. Bölge ileri gelenlerinin dışında ailelerin bu konuda kişisel gi-rişimleri olduğunu görüyoruz. Bazı aileler çocuklarını erken evlendirerek veya sünnet ettirerek devşirmeden kurtarmaya çalışmışlardır. Hatta İstanbul’a gelip dev-şirilen çocuklarını geri kaçırmaya çalışan aileler arşiv belgelerinde görülmektedir.

Bu çocuklar seçildikten sonra, kayıtları düşülür ve yolculuğa hazırlanırlar. Ne gibi vasıtalarla ve ne kadar zamanda İstanbul’a getirildiklerine dair elimizde veri yok. Ancak biliyoruz ki, hepsi kızıl aba ve “külah” denilen kıyafetler içinde yolculuklarını tamamlarlar. Bu kıyafetlerin parası da devşirilen çocukların ailesin-den toplanır. Çocukların kırmızıya bezenmesi ise en çok güvenlik amaçlıdır. Kaçırılmaktan ve kaçmaktan alıkoymanın ilk tedbiriydi bu renk. Sürücüler başka güvenlik önlemleri almakla da yükümlüdürler. Mesela bir kere konakladıkları yerde bir daha konaklaya-maz, yerli halktan yiyecek kabul edemezlerdi. Gene de kaçan çocukların hikayeleri kayıtlarda karşımıza çıkmaktadır. Örneğin 1576 Ağustosu’nda Bursa’nın Mihaliç kazasından toplanmış çocuk sürüleri Bandır-

ma’nın Dutlimanı köyünden İstanbul’a –muhtemelen gemilerle– taşınacakken çocukların bazıları civardaki Mirali ve Marmara adalarına kaçmıştır. Bunun gibi birçok örnek bulunabilir.

Devşirilenlerin yaşı 20’ye kadar çıktıAcemioğlanı da denilen devşirmeler İstanbul’a ge-

tirildikten sonra Topkapı ve diğer saraylar, sarayların dış hizmetleri, Müslümanlaşma ve Türkleşmeleri için türk çiftçilerine verilme ve Bostancı ocağı olmak üzere dört ayrı sınıfa ayrılırlardı. Türk çiftçilerine verilenler yaklaşık üç yıl süren bu süreçten sonra Acemi Ocağı, Bostancı Ocağı veya Gelibolu Ocağı’nda hizmet eder-lerdi. Acemi ocağına verilenler çeşitli askeri sınıflara, yeniçeri ocağına ayrılırlardı. Bunların bir kısmı işçi ola-rak da çalışırlardı. Bunlar sarayların yiyecek, yakacak ve buz gibi ihtiyaçlarını İstanbul’un civarından getiren gemilerde, saray bahçelerinde, baruthane, tophane gibi devlet atölyelerinde, çuhaların yapım aşamasında, fırınlarda, boza, mum ve ayakkabı atölyelerinde ve cami ve külliyelerin yapım aşamasında vasıfsız işçi olarak çalışırlardı. Bu hiz-metler esnasında orduda ihtiyaç başgösterdikçe “kapıya çıkmak” tabir edilen yeniçeri olma aşama-sına geçmekteydiler.

Son olarak iki defteri karşılaştır-dığımızda görüyoruz ki 17. yüzyıla

gelindiğinde çocukların yaş ortalamaları oldukça yük-selmiştir. 15. yüzyıl sonlarında devşirilen çocuklar 12 ila 15 yaşları arasında olup çocukların yaş ortalaması 13.5’tur. 1603-1604 yıllarında ise 6 yaştan 20 yaşa kadar çok geniş bir yelpaze vardır. Gene de 12 yaş altında olan çocuklar sadece 8 tanedir. Eski uygula-mada yaş aralığı 12-15 iken bu dönemde defterdeki 2600 çocuğun yüzde 85’inin 16 ila 20 yaşında oldu-ğunu görüyoruz. Yani önceleri devşirmeye dahil bile edilmemiş bir yaş grubu 17. yüzyıla gelindiğinde artık çoğunluğu oluşturur hale gelmiştir. Daha da önemlisi toplanan oğlanların yüzde 42’si 18 ila 20 yaş arasın-dadır ki bunlara artık çocuk demek mümkün değildir.

Ordunun yapısı tamamen değişince Akla hemen peki nasıl Osmanlıya adapte oldular

sorusu geliyor. Din değiştirme, dil öğrenme ne derece gerçekleşti? Bu delikanlıların Yeniçeri Ocağı’na ve Osmanlı yönetimine etkileri ne şekilde oldu? Bunların hepsi araştırılmayı bekleyen sorulardır. Neden yaşların büyüdüğü konusu ise daha aşikardır. 16. yüzyıl sonu gerçekleşmiş olan büyük askeri yenilikler hem Avrupa hem Osmanlı ordularının yapısını tamamen değiştir-miştir. Ordular hem asker sayısı açısından kat be kat büyümüş hem de yeni ateşli silahları kullanabilecek askerler daha tercih edilir hale gelmiştir. Uzun seneler boyunca geleneksel silahları kullanabilmek için eğitilen profesyonel askerlerin yerini (şövalyeler ve yeniçeriler gibi) kısa süreli talimlerle silahı ateşlemeyi başaran köylüler almaya başlanmıştır. Bu dönemde Yeniçeri Ocağı’na Müslüman reayadan kişilerin kaydolması hiç de tesadüf olmadığı gibi devşirmelerin de kısa süreli bir eğitimle cepheye gönderilebilecek yaşça daha büyük gençlerden seçilmesi bilinçli bir tercih olmuştur.

Devşirmeler bu yeni gelişmeler sonucunda sayı olarak gittikçe azalır. Yeniçeri ordusunun temelini yeniçerilerin çocukları olan kul oğlanları, ve orduya kayıt olan diğer Müslümanlar oluşturmaya başlar. 18. yüzyıla gelindiğinde devşirme almaya tamamen son verilmiştir. Aşağı yukarı dört yüzyıllık tarihi olan bu müessese ve ona tabii olmuş çocukların hayatları Osmanlı tarihinin henüz yeterince araştırılmamış ve gittikçe daha çok ilgi uyandıran konularından biridir D

Bibliyografya

• Beydilli, Kemal. ‘Yeniçeri Ocağı.’ DIA. Vol. 43. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 2013: 450-462.

• Palmer, J.A.B. “The Origins of the Janissaries.” John Rylands Library Bulletin 35, no 2 (1953): 448-481.

• Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devleti Teşkilatında Kapıkulu Ocakları. 2 vols. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1943.

• Yılmaz, Gülay “Becoming a Devşirme: The Training of Conscripted Children in the Ottoman Empire,” Children in Slavery Through the Ages. Editörler Gwyn Campbell, Suzanne Miers ve Joseph C. Miller, 119-135. Ohio: Ohio University Press, 2009.

• Wittek, P. “Devşirme and Sharia.” Bulletin of the School of Oriental African Studies 17, no. 2 (1955): 271-278.

Devşirilecek çocuklar Hıristiyan köylerinden habersiz seçilmiyordu. Bir yıl kadar çocukların listeleri hazırlanıyor, tesbit edilmeye çalışılıyordu.

16. yüzyılda Osmanlı coğrafyası (altta). Labruzzi’nin tablosunda bir eski yeniçeri (altta sağda).

Batılı kaynaklı bir gravürde Kanuni dönemi devşirme sadrazamlardan Pargalı İbrahim olarak da bilinen Makbul İbrahim Paşa (üstte). 1578-81 yılları arasında Osmanlı topraklarında bulunan elçi Salomon Schweigger’in kitabında acemioğlan (sağda).