13
253 HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK Ülkü YANCI 1 , Osman Kubilay GÜL 2 Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel, iktisadi durumunu ortaya koyan defterlerdir. Defterler, vakıflara yapılan atamalar hakkında bilgi vermekte, bu görevlere kimin, ne zaman, neden atandığı belirtilmekte ve ayrıca defterlerde görevlilerin ne kadar ücret aldıkları bildirilmektedir. Ayrıca vakıflarla ilgili her türlü işlem, problem teferruatlı olarak defterlerde yer almaktadır. Bu çalışmada Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan Bozok kazasına ait hurufat defterleri incelenmiş, bölgede bulunan medrese, mektep, tekke, zaviye, cami ve mescid gibi vakıf kurumları tespit edilmiştir. İncelenen defterler, 1697- 1819 tarihleri arasını kapsamakta olup, defterlerde 261 atama kaydının yer aldığı görülmüş ve çalışmada bu kayıtlar değerlendirilmiştir. Anahtar kelimeler: Bozok, Hurufat Defteri, Vakıf, Atama. Abstract Bozok In Hurufat Books Hurufat books including extremely important information about the workings done in the city are the books which show the social, religious, cultural and economic situation of the region. These books give information about the assignments made to the foundations, and show who, when and why is appointed to the jobs. In addition to this, the salary of the employees is stated in the books as well. Also, any problem and process is stated in the books in details. In this paper, hurufat books which reside in the General Directorate of Foundations about the Bozok accident are examined, and some foundations in the region like madrasahs, schools, lodges, zawiyas, and mosques are identified. Examined books covers the years between 1697 and 1819, there are 261appointment records in them and these records are evaluated in this paper. Keywords: Bozok, Hurufat Books, Foundation. Appointment 1. Giriş Osmanlı Devleti’nde pek çok kurum vakıflar yolu ile kurulmuş ve hizmet vermiştir. Bu kurumlar, yoksullara yardım etmekten, açları doyurmaya, esirleri satın alarak özgürlüklerine kavuşturmaya, fakir kızlara çeyiz temin etmekten, kimsesizleri ve fakirleri korumaya, hatta insanların hayvanlarını otlatabilecekleri meralar temin etmeye, cadde ve sokakları temizlemeye kadar pek çok alanda hizmet vermiştir. Ayrıca yangın, sel, fakirlik, hastalık ve borçluluk gibi toplumu ve bireyleri zor duruma düşüren felaketler de vakıflar tarafından kısmen ya da tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılmış, savaşlarda ölen askerlerin aile ve çocuklarının güven içinde kalabilecekleri yerlerin temini de sağlanmıştır. Vakıflar tarafından desteklenen kurumlar arasında şüphesiz en çok karşılaşılanlar cami, mescit, medrese, imaret, kütüphane, hastane, çeşme gibi kurumlardır. Vakıflar iktisadî ve sosyal yaşamdaki önemleri neticesinde gerek İslam tarihi gerekse Osmanlı sosyal ve iktisadî tarihi açısından son derece mühim araştırma konusu oluşturmaktadırlar. Bu çalışmada, Bozok sancağına ait vakıfların hurufat defterleri verilerine dayanılarak bir değerlendirilmesi yapılacaktır. Hurûfat defterleri, şehir tarihi çalışmalarında kullanılacak en önemli kaynak gruplarındandır. 1 Öğr. Gör. ,Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı. 2 Yard. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı.

HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

253

HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK

Ülkü YANCI1, Osman Kubilay GÜL2

Özet

Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel, iktisadi durumunu ortaya koyan defterlerdir. Defterler, vakıflara yapılan atamalar hakkında bilgi vermekte, bu görevlere kimin, ne zaman, neden atandığı belirtilmekte ve ayrıca defterlerde görevlilerin ne kadar ücret aldıkları bildirilmektedir. Ayrıca vakıflarla ilgili her türlü işlem, problem teferruatlı olarak defterlerde yer almaktadır. Bu çalışmada Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan Bozok kazasına ait hurufat defterleri incelenmiş, bölgede bulunan medrese, mektep, tekke, zaviye, cami ve mescid gibi vakıf kurumları tespit edilmiştir. İncelenen defterler, 1697- 1819 tarihleri arasını kapsamakta olup, defterlerde 261 atama kaydının yer aldığı görülmüş ve çalışmada bu kayıtlar değerlendirilmiştir.

Anahtar kelimeler: Bozok, Hurufat Defteri, Vakıf, Atama.

Abstract

Bozok In Hurufat Books

Hurufat books including extremely important information about the workings done in the city are the books which show the social, religious, cultural and economic situation of the region. These books give information about the assignments made to the foundations, and show who, when and why is appointed to the jobs. In addition to this, the salary of the employees is stated in the books as well. Also, any problem and process is stated in the books in details. In this paper, hurufat books which reside in the General Directorate of Foundations about the Bozok accident are examined, and some foundations in the region like madrasahs, schools, lodges, zawiyas, and mosques are identified. Examined books covers the years between 1697 and 1819, there are 261appointment records in them and these records are evaluated in this paper.

Keywords: Bozok, Hurufat Books, Foundation. Appointment

1. Giriş

Osmanlı Devleti’nde pek çok kurum vakıflar yolu ile kurulmuş ve hizmet vermiştir. Bu kurumlar, yoksullara yardım etmekten, açları doyurmaya, esirleri satın alarak özgürlüklerine kavuşturmaya, fakir kızlara çeyiz temin etmekten, kimsesizleri ve fakirleri korumaya, hatta insanların hayvanlarını otlatabilecekleri meralar temin etmeye, cadde ve sokakları temizlemeye kadar pek çok alanda hizmet vermiştir. Ayrıca yangın, sel, fakirlik, hastalık ve borçluluk gibi toplumu ve bireyleri zor duruma düşüren felaketler de vakıflar tarafından kısmen ya da tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılmış, savaşlarda ölen askerlerin aile ve çocuklarının güven içinde kalabilecekleri yerlerin temini de sağlanmıştır. Vakıflar tarafından desteklenen kurumlar arasında şüphesiz en çok karşılaşılanlar cami, mescit, medrese, imaret, kütüphane, hastane, çeşme gibi kurumlardır. Vakıflar iktisadî ve sosyal yaşamdaki önemleri neticesinde gerek İslam tarihi gerekse Osmanlı sosyal ve iktisadî tarihi açısından son derece mühim araştırma konusu oluşturmaktadırlar. Bu çalışmada, Bozok sancağına ait vakıfların hurufat defterleri verilerine dayanılarak bir değerlendirilmesi yapılacaktır.

Hurûfat defterleri, şehir tarihi çalışmalarında kullanılacak en önemli kaynak gruplarındandır.

1Öğr. Gör. ,Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı.2Yard. Doç. Dr., Cumhuriyet Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı.

Page 2: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

254

Zira bu defterlerde, Osmanlı Devleti’nde bulunan bütün şehir ve kazaların dinî, iktisadî, sosyal ve eğitim kurumları ile ilgili çok mühim bilgiler yer almaktadır. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan bu defterler, kazaların Arap alfabesine göre sıralanmasından oluşturulduğu için “harf” in çoğulu olan “hurufat” adıyla adlandırılmıştır.3 Hurufȃt Defterleri ile incelenen yerleşim yerinde yer alan idarî birimlerin (nahiye, köy gibi) isimleri ile birlikte buralarda görev yapan kadı ve naiplerin kimler olduğu öğrenilmekte; cami, mescit, tekke, zaviye, mektep, medrese ve han gibi birçok hayır müessesesi ve burada görev yapan kişilerin adları, görev süreleri, aldıkları ücretler tespit edilebilmektedir. Yine vakıflara yapılan muallimlik, dersiamlık, müderrislik, imamlık, hatiplik, mütevellilik, nazırlık, câbilik, ferraşlık gibi atamalar hakkında da bilgilere ulaşılabilmektedir. Ayrıca kadıların kontrolündeki vakıflarla ilgili olarak yapılan yazışmalar da defterlerde yer almaktadır. Atamaların padişah değişikliği, görevlinin kendi isteği ile çekilmesi ya da görevi terk etmesi, merkez tarafından azledilmesi veya ölmesi sonucu verilen berat ile yapıldığı görülmektedir.

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Vakıf Kayıtları Arşivinde iki yüz altı adet hurûfât defteri bulunmaktadır. Hurûfât defterleri atîk ve cedîd olmak üzere iki seri halinde olup atîk kayıtlar H. 1086-1103 (1675-1691), cedîdler ise H. 1102-1258 (1690-1840) tarihleri arasındaki vakıf görevi tevcihlerini içermektedir.4 Anadolu Hurufât Defterleri, VGMA Defter 530-569 numaralı defterler ile VGMA Defter 1055-1160 numaralı defterler olmak üzere toplamda 146 adet olup, iki seriden oluşmaktadır. Anadolu Hurufât Defterleri tarih olarak H. 1101-1258 (M. 1689-1840) yılları arasında yer alan atama kayıtlarını içermektedir. Rumeli Hurufât Defterleri serisi ise VGMA Defter 1161-1223 numaralı defterlerden oluşmakta olup 63 adettir. Rumeli Hurufât Defterleri serisinde, defterlerin tutulma tarihleri arasında kopukluklar olduğu göze çarpmaktadır. Bunların en eski tarihlisi H. 995 (M. 1586) tarihli VGMA Defter 1223 İstanbul Rumeli Mahlut Defteridir. Rumeli hurufat defterlerinin ilkinin 1586 yılına ait olması, bu tarihten itibaren defterlerin tutulduğunu göstermektedir.5 Hurufat Defterlerine dikkat çeken ilk isim Tuncer Baykara olmuştur. Baykara, 1990 yılında “Osmanlı Taşra Teşkilatında XVIII. Yüzyılda Görev ve Görevliler (Anadolu)” adıyla bir hurufat defteri yayınlayarak ilk kez bu kaynak grubuna dikkat çekmiştir. 6

Hurûfât defterleri, Osmanlı İlmiye Bürokrasisinin yürütme organı olan kadı askerlikler gibi Rumeli ve Anadolu olmak üzere ayrı ayrı tutulmuş ve kazalar defterlere alfabetik sıraya göre dizilmiştir. Aynı harfle başlayan kazalar bir ciltte toplanmış ve defter içerisinde kendi aralarında alfabetik biçimde sıralanmışlardır. Bu şekilde defter koleksiyonları oluşturulmuştur. Defterlerin kapaklarının üzerinde hangi harfle başlayan kazalara muhtevi olduklarını göstermek için ilgili harflerin yazılı olduğu görülmektedir. İç kapaklarda ise kazaların sayfalarını gösteren fihristler bulunmaktadır.7 Defterler Kazaskerlik dairesi tarafından tutulmuştur.8 Kayıtların cülus dönemlerinde tekrar edildiği görülmektedir.9 Hurufat Defterleri, vakıf atamalarının bir düzen içinde yapılması ve kadrolarda karışıklık olmaması için tutulmuştur.10 Hurûfât Defterleri’nde kayıtlarının yazı türüne bakıldığında, yer yer Divânî olmak üzere genel olarak Kırma Divânî yazının kullanıldığı görülmektedir.

3Ferit Develioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Yayına Hazırlayan: Aydın Sami Güneçyal, Aydın Kitabevi Yay., Ankara 2005, s. 384.4Mustafa Alkan, Türk Vakıf Tarihi Araştırmaları Açısından Hurufat Defterleri: Adana Örneği, XV. Türk Tarih Kongresi (Ankara 11-15 Eylül 2006), Kongreye Sunulan Bildiriler, IV. Cilt, I. Kısım, Osmanlı Tarihi A, TTK Basımevi, Ankara 2010, s. 826. 5Hasan Demirtaş, Vakıf Araştırmalarında Kaynak Olarak Hurufat Defterleri: Kangırı Örneği, Vakıflar Dergisi, S. 37, 2012, s. 51.6Tuncer Baykara, Osmanlı Taşra Teşkilatında XVIII. Yüzyılda Görev ve Görevliler (Anadolu), Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara 1990.7Yasemin Beyazıt, “Hurufat Defterleri’nin Şehir Tarihi Araştırmalarındaki Yeri”, Hıstory Studıes Internatıonal Journal Of Hıstory, Volume 5, Editör: Osman Köse, Samsun 2013, s. 42.8Alkan, Türk Vakıf Tarihi Araştırmaları Açısından Hurufat Defterleri, s. 826.9 Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı Belgelerinin Dili, İstanbul 1998, s.136.10Gazi Özdemir, Hurufat Defterleri Işığında Ilgın, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2005, s. 24.

Page 3: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

255

Resim 1: VGMA Hurufat Defteri Kapağı Resim 2: VGMA Hurufat Defteri Fihristi

Defterlerde kayıtlar ilgili kaza ismi altında alt alta yazılmış olup herhangi bir numaralandırma bulunmamaktadır. Atama kayıtları birbirinden bağımsız olarak atama tarihlerine göre kaydedilmişlerdir. Defterlerde atamalar, atamanın yapıldığı yıl ve ay düzeninde kaydedilerek ay ve yıl değişiklikleri çizgilerle birbirinden ayrılmak suretiyle belirgin bir şekilde gösterilmiştir. Kazalar ile ilgili kayıtlar bazen tek bir sayfa ile sınırlı kalır iken, atamaların yoğunluğuna göre bazen on sayfaya kadar çıkabilmektedir. Yazım tekniği olarak bakıldığında Hurûfât Defterlerindeki atama kayıtlarında, Kaza ve görev yapılan yer adı, vakfın adı, atama yapılan görev türü ve ücreti, atamanın türü, eski görevli ismi, atamanın yapılış sebebi, yeni görevlinin ismi, atamayı teklif eden yetkili adı gibi bilgiler sırasıyla yazılmaktadır. Bazen bu bilgilerden bazılarının atlandığına da rastlanılmaktadır. Bu nedenle atama kayıtlarının defterlerde çoğu zaman bir - iki satırda, bazen de üç - beş satırda yazıldığı görülmektedir. İstisnai olarak daha uzun tutulan kayıtlar da mevcuttur.

Resim 3: VGMA 537 Numaralı Hurufat Defteri, Bozok Kazası

Page 4: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

256

2. Bozok Hurufat Defterlerinin Değerlendirilmesi

Osmanlı yönetiminde Bozok sancağının idari yapılanmasının dönemlere göre farklılık arzettiği anlaşılmaktadır. Başlangıçta Maraş ve Bozok olarak iki müstakil sancak olarak idari yapılanmaya gidilen bölge, Bozok ve Kırşehir olmak üzere iki ayrı kazadan oluşmaktadır. Sancağın kısa bir müddet sonra Sivas (Rum) Vilayeti (Beylerbeyliği) ne bağlandığı görülmektedir. 1538 yıllarında Dulkadirli vilayetinin sancakları arasında olan sancak, 1560 tarihi itibariye tekrar Rum Beylerbeyliği’ne bağlı görünmektedir. 1558 yılında Bozok ve Kırşehir kazalarından her biri müstakil sancak olmuş, yeni haliyle Bozok Sancağı, Bozok ve Akdağ olmak üzere iki kazadan müteşekkil hale getirilmiştir. 17. Yüzyılda Bozok sancağının nahiyelerinin kazaya dönüştürüldüğü, aynı yüzyılın ortalarında ise kaza sayısının on bire yükseltildiği anlaşılmaktadır. Bu dönemdeki kazaların isimleri; Akdağ, Emlak, Budaközü, Boğazlıyan, Küçük Selmanlu, Sorgun, Gedük, Çubuk, Kızılkoca, Hüseyinova, Yenihan’ dır. 19. yüzyılın başlarında ise kaza isimleri; Büyük ve Küçük Selmanlu, Akdağ, Budaközü, Sorgun, Emlak, Gedik- çubuk, Boğazlıyan, Kızılkocalu ve Çepni Çungar’dır.11 Bu çalışmada yalnızca Bozok Kazası kayıtları incelenmiştir.

Bozok Hurufat Defterleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi’nde bulunan Hurufat Fihristine göre şu şekildedir:

Defter Numarası Defterdeki Başlangıç Sayfası541 431079/2 1021080 431082 451132 711133 851144 1121097 511137 1471140 1051142 51143 175537 233538 251158 431058 1011074 141075 371078 441079 69

Bu çalışmada yalnızca 1132 ve 1144 numaralı defterlere bakılamamış, 1078 ve 1158 numaralı defterlerde ise Bozok Kazası atama kayıtlarına rastlanılamamıştır. Söz konusu defterler dışında yukarıda yer alan diğer 15 defter incelenmiştir. İncelenen 15 defterde toplam atama kaydı 261’dir.

İncelenen Hurufat defterlerinin tarihleri şu şekildedir:

Defter Numarası Tarih Aralığı1140 1697-16991137 1724-17251143 17261079/2 1730-17541097 1755-17611075 1761-1768

11Orhan Sakin, Tarihten Günümüze Bozok Sancağı ve Yozgat, Doğu Kütüphanesi Yay., İstanbul 2012, s.51, 52..vd.

Page 5: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

257

1082 1769-17701058 1771-17721080 1773-17751074 1785-1788537 1789-1794538 1795-1798528 1798-1801541 1809-18111133 1810-1819

İncelenen defterlerin kurumlara göre dağılımı şu şekildedir:

Cami: 175 (%67)

Zaviye: 41 (% 15)

Mezraa Mutasarrıflığı: 23 (%8)

Mescid: 9 (% 3)

Mahkeme: 4 (% 1,5)

Medrese: 2 ( % 0,7)

Mektep: 2 (% 0,6)

Vakıf Mutasarrıflığı: 3 (% 1)

Tekke: 2 (% 0, 7)

2.1. Medrese

“Medrese” kelimesi “okumak, anlamak, bir metni öğrenmek ve ezberlemek için tekrarlamak” anlamına gelen “ders” kökünden gelen bir mekân ismidir.12 Medrese, İslâm tarihinde eğitim ve öğretim kurumlarının genel adıdır. Medrese sıbyan mektebinden sonra orta, lise, yüksekokul ve üniversite eğitimine tekabül eden, İslâmî kimliği sebebiyle sadece Müslümanların devam ettiği bir eğitim kurumu özelliği taşır.13 Osmanlı Devleti’nde temel eğitimden başlayarak yükseköğrenim veren medreselere kadar bütün eğitim kurumları, umumiyetle vakıflar tarafından finanse edilmişlerdir.14 Medreseler, vakıfları sayesinde daimi bir gelir kaynağına sahip olmuşlar, böylelikle mâli özerkliği de ellerinde bulundurmuşlardır. Vakıf sistemi vasıtasıyla medreseler, kütüphaneleriyle, aldıkları maaşlarla geçim kaygısından kurtularak kendilerini mesleklerine veren müderrisler ve yardımcılarıyla, aldıkları burslar ve kaldıkları yurtlarla kendilerini bağımsız öğrenime vermek imkânını bulan öğrencileriyle varlıklarını sürdürmüşlerdir.15

Medreseler, bütün İslam ülkelerinde olduğu gibi Osmanlılarda da devletin denetimi altında ancak akademik hürriyeti zedelemeyecek bir atmosferde işletilmiştir.16 Döneme ait verilere göre, medreselerin

12M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlügü, M.E.B. Yay., C. II, İstanbul 2004, s. 436.13Mehmet İpşirli, “Medrese (Osmanlı Dönemi)”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.28, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2003, s.327.14Ahmet Cihan, Osmanlı’da Eğitim, 3F Yayınevi, İstanbul 2007, s.17.15Hasan Şahin, “Osmanlı Devletinde Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin İşlevlerini Yitirmesinin Sebepleri”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 12, Erzurum 1999, s. 254-255.16Hasan Akgündüz, Teşkilat ve İdare Bakımından Osmanlı Medrese Sistemi (Klasik Dönem), Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1989, s. 211-212.

Page 6: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

258

kadrosu idari, akademik, öğrenim ve hizmetli kadrosundan oluşmaktadır. İdari kadro, nâzır, mütevelli, kâtib, câbi, câbi kâtibi, mutemed ve noktacı gibi görevlilerden oluşmaktadır. Bu idari kadro daha çok medreselerin hâricî işlerini yönetmek ve medresede yürütülen eğitim öğretim faaliyetlerinin aksamaması için her türlü tedbiri almakla sorumludur. Mütevellinin vakıf hakkındaki tasarruflarını kontrol eden ve işlerin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını denetleyen görevli nâzırdır. Medreselerde hiyerarşik olarak mütevellinin üstünde nâzır vardır. Yani vakfın nâzırı aynı zamanda mütevelliyi teftiş eden kimsedir. Medreselerin akademik kadrosu müderris ve derslerin yürütülmesinde ona yardımcı olan muid adlı görevliden oluşmaktadır. Aslî görevi medresede ders vermek, az sayıdaki öğrencileriyle ilgilenmek ve onları ilme teşvik etmek olan müderris ayrıca medrese içinde asayişi ve çalışma ortamının sağlıklı olmasını da sağlamaktadır. En başarılı öğrenciler arasından seçilen muid ise müderristen sonra dersleri tekrar ettirerek müderrise yardım etmekte ve kendini de akademik anlamda geliştirmektedir.17

Bozok Hurufat defterlerinde yalnızca 2 kayıt medrese ile alakalıdır. 1097 numaralı defterde H. 1168/ M. 1755 tarihli olan kayıtta, Sorgun kazasına bağlı Rumdiğin Köyü’nde Hacı Mahmud bin Cafer Bey’in Mahallesinde yaptırdığı medreseye tahsil-i ilim ve kemal için İbrahim bin Abdurrahman Halife’ye Kadı Hasan arzıyla görev tevcih edildiği belirtilmiştir.18

1133 numaralı defterde yer alan bilgilerde, Polatlı Köyü’nde bulunan Veziriazam Mustafa Paşa Camii ve Medresesi’ne H. Ramazan 1225/ M. Eylül- Ekim 1810 tarihinde aynı zamanda vaizlik görevini de yürüten Ebubekir adlı kişiye senelik elli beş kuruş karşılığında müderrislik görevinin verildiği anlaşılmaktadır. Müderris Ebubekir’in burada daha önceden beri görev yaptığı atama kaydının beratını yenilemek için Kadı Seyyid Mehmed arzıyla yapıldığı yine belgede geçen ifadelerden anlaşılmaktadır. 19

2.2. Mektep

Mektep, İslâm ülkelerinde ve özellikle Osmanlılarda çocuklara temel eğitimin verildiği yerdir.20 Abbâsîler devrinde “küttâb” adıyla anılan mekteplere Karahanlılar veya Selçuklularda “sıbyan mektebi” denildiği ve Osmanlılarda da bu ismin kullanıldığı belirtilir. Sıbyan mekteplerine başlama yaşı dört-altı arasında olmakla birlikte, Anadolu’da çocuklar daha ziyade dört yaşında okula verilirken İstanbul’da beş-altı yaşlarında okula başlanmaktadır. Sıbyan mekteplerinin hocaları umumiyetle medrese mezunu olup cami ve mescidlerde imam-hatiplik veya müezzinlik yapan kimselerdir.21

Bozok hurufat defterlerinde yalnızca 2 kayıt mektep ile alakalıdır. Bu kayıtlardan birinde mektep için “muallimhane” ifadesi kullanılmıştır. 1140 numaralı defterin 140. sayfasında yer alan kayıtta Hayranlı Köyü’nde Silahtar Mustafa Ağa Mektebi’ne 1 akçe ile görevli muallim Yusuf Halife’nin vefatı dolayısıyla Mustafa adlı kişiye H. 1109/ M. 1698 tarihinde tevcih yapıldığı görülmektedir.22 538 numaralı defterde ise Yozgat Kasabası Kerimoğlu Mahallesi’nde bulunan Hacı Mehmet Şahin Muallimhanesi’ne H. 1210/ M. 1795 tarihinde beratını zâyi eden Mehmet’e Naib Mehmet arzıyla tekrar berat verildiği belirtilmiştir.23

17Ayrıntılı bilgi için bakınız. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, TTK Yay., Ankara 1988. Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde İlim: Riyazî İlimler, C.1-2, İz Yayıncılık, İstanbul 1997. Cahit Baltacı, XV- XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, C.1-2, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yay., 2. Basım, İstanbul 2005.18VGMA, H.D., Nr: 1097, s. 51. 19VGMA, H.D., Nr: 1133, s. 85.20Nebi Bozkurt, “Mektep”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.29, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2009, s.5 21Cahit Baltacı, “Mektep (Osmanlılarda)” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.29, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2009, s.6-7.22VGMA, H.D., Nr: 1140, s. 140.23VGMA, H.D., Nr: 538, s. 70.

Page 7: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

259

2.3. Tekke

Tekke, bir şeyhin yönetiminde tasavvuf eğitiminin verildiği mekânın adıdır. Osmanlı Türkçesi metinlerinde “tekye” şeklinde yazılıp günümüzde tekke olarak kullanılan kelimenin “oturmak, yaslanmak” anlamında “vekee” kökünden geldiği ya da Arapça’da “asâ, dayanak” mânasında “tükee” kelimesi ile ilgili olabileceği düşünülmektedir. Ancak klasik Arapça sözlüklerde tekye kelimesine yer verilmemesi Arapça olduğuna dair görüşü zayıflatmaktadır. Çağdaş Arap sözlükçülerinden Muhammed Adnânî bu kelimenin Arapça’dan alınıp tekye biçiminde Türkçeleştirildiğini belirtmektedir.24 Ufak tefek farklılıklarla “Zaviye”, “Hanhâh”, “Dergâh” ve “Asitane” isimleri de aynı manada kullanılmıştır.25 Zaviye; hücre, küçük oda, tekkelerin biraz küçüğü olup şehirlerin kenarlarında yapılan, tarikat mensuplarının oturup kalktığı, ayin yaptıkları yer manasında kullanılmaktadır. Arşiv vesikalarında, “Tekye, Zaviye, Hanhâh ve Dergâh “ tabirleri çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılmaktadır.26 Ancak hepsine birden tekke veya zâviye denilmemesinin sebebi, bulundukları mekânla ilgilidir. Zâviyeler, genel olarak şehrin dışında, yol güzergâhlarında veya stratejik mevkilerde, tekkeler ise şehrin merkezinde veya kenarında kurulmuşlardır.27

Tekkeler çoğu zaman müstakil bir kurum halinde hizmet verirken bazen birçok kurumu barındıran külliyelerin içinde yer almıştır. Sohbet, ibadet, muhabbet ve hizmet merkezli dinî hayatı esas alan tekkeler, bulunduğu bölgedeki toprakları insanların gönülleriyle birlikte ihya etmişlerdir. Sakin yerlerde kurulan, tevekkül ve teslimiyetle mânevî cihadın, gönül yolculuğunun yapıldığı tekkelerde gerektiğinde savaşa katılan dervişler yetişmiştir. Tekkeler şeyh tarafından yönetilir. Tekkenin yönetim esaslarını tasavvuf gelenekleri ve şeyhin tavrı belirler. Vakıf geleneğinin yaygınlaşmasıyla birlikte vakfiye metinlerinde yer alan şartlar o tekkenin idaresine yön vermiştir.28

Bozok Hurufat Defterlerinde 1133 numaralı defterde tekke ile ilgili iki kayıt bulunmaktadır. 1819 yılına ait atama kayıtlarının her ikisi de Şeyhli Köyü’nde bulunan tekkeye tekkenişin ataması ile ilgilidir. Tekkenişin, Tekkede oturan, yatıp kalkan derviş yerinde kullanılan bir tabirdir.29 Kayıtların ilkinde tekkenişinlik vazifesi Mehmet ferağından Halil’e bir akçe ile Kadı Alaüddevle Mehmet arzıyla tevcih edilmiş, ikincisinde Osman vefatıyla Mehmet’e yine bir akçe ile Kadı Alaüddevle Mehmet arzıyla tevcih edilmiştir. Defterlerde bu iki kayıt dışında kayda rastlanılmamıştır.

2.4. Zaviye

Arapça’da toplamak, men etmek manasına gelen “zvy” kökünden türeyen zaviye köşe, bucak, evin bir odası anlamında kullanılmaktadır.30 Tekke ve Zaviye çoğu zaman aynı anlama kullanılmakla beraber aralarında bazı farklar mevcuttur. Her şeyden önce zaviyeler daha küçük yapılardır ve yerleşim merkezlerinden daha uzakta kurulmuşlardır. Ancak Osmanlı zaviyelerinin çoğunun daha büyük yapıda oldukları anlaşılmaktadır. Zira bünyelerinde mescid, tevhidhane, türbe ve mezarlık, derviş ve misafir odaları, kütüphane, mutfak ve erzak anbarları, hamam ve ahırlar gibi bölümleri de barındırmaktadır.31

Bozok Hurufat Defterlerinde adı geçen zaviyeler şunlardır: Hızır Halife Zaviyesi, Yortan ve Sarı Mehmetlü Zaviyesi, Cihangir ve Demirciviran Zaviyesi, Tursun Ahi Baba veled-i İshak Baba Zaviyesi,

24Mustafa Kara, “Tekke”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.40, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2011, s.368 25Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. 3, s. 445.26Nedim Bakırcı, Hüseyin Kürşat Türkan, “Tekke ve Zaviyelerin Balkanlar’daki Rolü Ve Önemi”, TürükDil Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, Bolu 2013, S. 1, s. 146. 27Mustafa Alkan, “Osmanlı Döneminde Adana Sancağında Kurulan Tekkeler Zaviyeler ve Türbeler”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaşi Veli Araştırma Dergisi, S. 39, 2006, s. 22. 28Kara, “Tekke”, s.369. 29Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. 3, s. 448.30Ahmet Yaşar Ocak, Suraiya Faroghi , “Zaviye”, İslam Ansiklopedisi, C. 13, MEB. Yay., Eskişehir 1997, s. 468.31Ocak, Faroghi, “Zaviye”, s. 474.

Page 8: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

260

Alaüddevle Hatunu Zaviyesi, Erkulu Baba Zaviyesi, İlyas İshak Baba veled-i Ahi Baba Zaviyesi, Çilehane Vakfı demekle maruf Çilehane ve Alacalu yurdu, Şarla (?) ve Kaluca Vakfı Zaviyesi, Resul Halife Vakfı Zaviyesi ve Sultan Alaaddin Zaviyesi.

Hızır Halife Zaviyesi, Karadere Nahiyesi’ne bağlı Hamzalu Köyü’nde bulunmaktadır. Zaviye, Dulkadiroğlu Beyi Alaüddevle Bey tarafından yaptırılmış ve zaviyenin şeyhliğini köye ismini veren Hamzalı taifesinden Hızır Halife bin Mehmet yapmıştır.32 H. 868/ M. 1494 tarihli vakfiyesinde, Sultan bin Sultan El-Emir tarafından Uzunkavak Köyü’ne bağlı Durdulağıl mezrasının malikâne hissesi zaviyeye vakfedilmiştir. Ve yine vakfiyede belirtildiğine göre mezkûr mezranın gelirleri her yıl bir hatm-i şerif okuyarak sevabını vâkıfın ruhuna hediye etmesi kaydıyla Şeyh Halife bin Mehmet ve onun evladına meşruttur.33

1079/2 numaralı hurufat defterinde H. 1143/ M. 1731 tarihli bir atama kaydında zaviyenin mutasarrıflığının Şeyh Ebubekir ve Şeyh Ahmet adlı kişilerin birlikte yürüttükleri anlaşılmaktadır.34 1097 numaralı defterde ise zaviyede mutasarrıf olan Şeyh Ahmet Halife’nin hüsni rızası ile kasr-ı yed ve ferağından Şeyh Mehmet Halife’ye H. 1170/ M. 1757 tarihinde berat verildiği anlaşılmaktadır.35 1133 numaralı defterde yer alan bilgilere göre zaviye mutasarrıflığı meşrutiyyet üzere H. 1228/ M. 1813 tarihinde Şeyh Yusuf’un vefatıyla Şeyh Ebubekir’e Naib Mustafa arzıyla tevcih edilmiştir.36 Aynı defterde yer alan başka bir kayıtta zaviyenin zaviyedarlığına H. 1235/ M 1819 tarihinde Şeyh Ebubekir ve Oğlu Şeyh Ahmet’in getirildiği bilgisi yer almaktadır.37

Hurufat defterlerinde adı geçen bir diğer zaviye Yortandede Köyü’nde bulunan Yortan ve Sarı Mehmetlü Zaviyesi’dir. Bu zaviyeye ait 9 atama kaydı mevcuttur. 538 numaralı H. 1210/ M. 1795 tarihli defterde zaviyeye, nısf hisse ile Hasan ferağından Hafız Osman bin Ahmet, H. 1212/ M. 1798 tarihinde ise Hafız Osman bin Ahmet ferağından Abdülfettah zaviyedar olarak görevlendirilmiştir.38

18. yüzyıl Osmanlı vakıflarında yolsuzlukların zaman zaman yaşandığı bir dönemdir. Bu yolsuzluklardan birinin Yortan ve Sarı Mehmetlü Zaviyesi’nde yaşandığı 1074 numaralı hurufat defterinden anlaşılmaktadır. Burada yer alan bilgilere göre H. 1199/ M. 1785 tarihinde zaviyede nısf hisse ile zaviyedar olan Hasan, Mehmet adlı yabancı bir şahsın haksız berat elde etmesi ile mağdur olmuş, bu mağduriyetinin giderilmesi için ricada bulunmuş ve Şeyh Abdüllatif arzıyla kendisine görevi iade edilmiştir.39

Zaviyede ilk yolsuzluğun bu olay olmadığı muhakkaktır. Zira 1082 numaralı H. 1182/ M. 1769 tarihli bir atama kaydında da zaviyede zaviyedar olan Ali’nin mezkûr zaviyeyi her sene bir adama deruhde ve iltizam etmekte olduğu ve üstelik iltizamcıların köy ahalisine zulmettikleri anlaşılmaktadır. Bu tutumundan dolayı zaviyedarlık vazifesi Ali’nin elinden alınmıştır.40 1079/2 numaralı defterde ise “kırk-elli seneden beri hali ve sahipsiz olmakla” zaviyeye Hasan ve Ahmet adlarında iki kardeşin zaviyedar olarak atandıkları görülmektedir.41

1075 numaralı defterde yer alan H. 1177/ M. 1763 ve H. 1182/ M. 1769 tarihli iki atama kaydında nısf hisse ile zaviyede Nuri ve Ali kardeşler birlikte zaviyedarlık vazifesini yürütürken Nuri’nin kardeşi

32Sakin, Tarihten Günümüze Bozok Sancağı ve Yozgat, s.139. 33Hamza Keleş, Vakfiyelerine Göre Yozgat Vakıfları ( 1400- 1920), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1996, s. 118.34VGMA, H.D., Nr: 1079/2, s. 102.35VGMA, HD., Nr: 1097, s. 52.36VGMA, HD., Nr: 1133, s. 85.37VGMA, HD., Nr: 1133, s. 85.38VGMA, HD., Nr: 538, s. 70.39VGMA, HD., Nr: 1074, s. 14.40VGMA, HD., Nr: 1082, s. 45.41VGMA, HD., Nr: 1079/2, s.70

Page 9: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

261

lehinde feragat ettiği anlaşılmaktadır.42

1079/2 numaralı defterde adı geçen bir zaviye Resul Halife Vakfı Zaviyesi’dir. Zaviye, Karaca Nahiyesi’ne bağlı İlyas pınarı Köyü’nde bulunmaktadır. Zaviyeye ait atama kaydı H. 1147/ M. 1734 tarihlidir. Zaviye, elli seneden beri hali ve sahipsiz olduğu için Kadı Seyyid Resul arzıyla Mustafa Halife’ye zaviyedarlık vazifesi verilmiştir.43 Aynı defterde adı geçen bir diğer zaviye Erkulu Baba Zaviyesi’dir. Zaviye Sorgun Nahiyesi’ne bağlı Eşlegan ve İkiözkodu ve Höyüklü olarak da bilinen Karakanak (?) Köyü’nde bulunmaktadır. H. 1147/ M. 1734 tarihli atama kaydına göre zaviyede zaviyedar olan Mustafa Halife, oğlu Musa Halife lehinde kasr-ı yed etmiş ve görev oğluna devredilmiştir.44 1058 numaralı defterde yer alan bilgilerde ise zaviyenin zaviyedarlığını H. Zilhicce 1185/ M. Mart- Nisan 1772 tarihinde Ali ve Abdülkerim kardeşler müştereken yürütür iken, Ali’nin kardeşi lehine feragatıyla görevin Abdülkerim’e verildiği belirtilmiştir.45

Bozok kazasında bulunan ve hurufat defterlerinde adı geçen bir başka zaviye, Baltı Nahiyesi’nde bulunan Tursun Ahi Baba veled-i İshak Baba Zaviyesi’dir. 1079/2 numaralı defterde yer alan atama kaydına göre H. 1144/ M. 1731 tarihinde Ali adlı kişi zaviyedar olarak tecdid beratı almıştır.46 Aynı defterde adı geçen bir diğer zaviye, İlyas İshak Baba veled-i Ahi Baba Zaviyesi’dir. Toros Köyü’nde bulunan zaviye ile ilgili H. 1147/ M. 1734 tarihli atama kaydında, zaviyedar Ali’nin birkaç senedir zaviyeyle ilgilenmemesi nedeniyle görevinden uzaklaştırıldığı, yerine Mustafa adlı kişinin Kadı Seyyid Resul arzıyla atandığı belirtilmektedir.47 Defterde yer alan başka bir zaviye Alaüddevle Hatunu Zaviyesi’dir. H. 1144/ M. 1731 tarihli atama kaydına göre zaviyedarlık vazifesi Hızır Halife tekkenişinine verilmiştir.48

1133 numaralı hurufat defterinde bir zaviyeden daha söz edilmektedir. Zaviyenin adı, Sultan Alaaddin Zaviyesi’dir. Akçaali Nahiyesi’nde bulunan zaviyeye dair defterde yer alan H. 1121/ M. 1710 tarihli atama kaydına göre, Ahmet adlı kişi 1 akçe ile zaviyenişin olarak görevine devam etmek üzere tecdid beratı almıştır.49

Defterlerde adı geçen başka bir zaviye, Çilehane Vakfı olarak da bilinen Alacaluyurdu, Şarla ve Kaluca Vakfı Zaviyesi’dir. Bu zaviyeye ait 3 defterde toplam 5 atama kaydı bulunmaktadır. H. 1156/ M. 1743 tarihinde zaviyede görevli Mustafa kendi rızasıyla nısf hissesini İsa’ya devretmiş,50 H. 1156/ M. 1743 tarihinde nısf hisse ile burada görevli olan Abbas Halife beratını zayi ettiği için kendisine tekrar berat verilmiş,51 aynı şekilde H. 1166/ M. 1752’de Mustafa da beratını zayi ettiği için tekrar berat almıştır.52 Zaviyeye ait son atama kaydı H. 1147/ M. 1734 tarihlidir. Kayda göre Mustafa Halife’ye Kadı Seyyid Resul arzıyla inayeten berat verilmiştir.53

Hurufat defterlerinde adı geçen zaviyelerden biri de Baltı Nahiyesi’nde bulunan Cihangirli ve Demirciviran Vakfı Zaviyesi’dir. Kayıtlarda geçen ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla zaviyenin bağlı olduğu vakıf, H. 1164/ m. 1751 tarihinden 100 yıl önce var olan ancak vâkıfı belli olmayan bir vakıftır.54 Vakıf

42VGMA, HD., Nr: 1075, s. 38.43VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 102.44VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 102.45VGMA, HD., Nr: 1058, s. 101.46VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 102.47VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 102.48VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 102.49VGMA, HD., Nr: 1133, s. 85.50VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 69.51VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 70.52VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 69.53VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 102.54VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 70.

Page 10: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

262

Şehliğine H. 1156/ M. 1743 tarihinde Naib Mehmet arzıyla Şeyh İbrahim atanmıştır.55 Vakfın zaviyesine yapılan zaviyedar atamalarında ise bazı usulsüzlüklerin yaşandığı göze çarpmaktadır. Örneğin, H. 1160/ M. 1748 tarihinde zaviyedar olan Mustafa adlı kişi sahte beratla görev yapmakta olduğundan Naib Ahmet Efendi ve Şeyh Feyzullah Efendi arzıyla görev kendisinden alınmış ve başka birine verilmiştir.56 H. 1164/ M. 1751 tarihinde ise İbrahim adlı kişi aynı şekilde usulsüzlükle berat elde etmiş, buna itiraz eden eski görevli Mustafa’nın arzuhaliyle durum düzeltilerek İbrahim görevden uzaklaştırılmıştır.57

5.5. Muhzır

Muhzır, mahkemelerde davalı ve davacıyı mahkeme huzuruna celbeden görevliye verilen isimdir. Muhzır kelime olarak, sözlükte “huzura getiren, hazır bulunduran” anlamına gelmektedir. Mahkeme kâtipliğine ihtiyaç duyulmayan küçük kadılıklarda da muhzır bulunmaktadır ve kitâbet işini kadı ile birlikte yapmaktadır. Mahkemede hazır bulunması istenen kişinin mahkemeye çağrılması, muhâkeme sırasında mahkemedeki asayişin temini, kadılık bölgesindeki suçluların takibi, âsilerin yakalanması, soruşturmalarda yardımcı olma gibi görevler muhzırın görevleri arasındadır. Muhzır, mahkemenin bulunduğu yerin ahalisi arasından özellikle daha önce bu görevi yapmış kişilerden veya bir şekilde devlet görevi almış grupların mensuplarından seçilmektedir. Muhzırları tayin ve azil yetkisi kadılara verilmiştir. Kadı bunun için uygun gördüğü kişiyi merkeze arzeder ve tayin merkezden beratla yapılır. Diğerleri gibi padişahların cülûs zamanlarında beratları yenilenir.58

Bozok hurufat defterleri arasında 4 atama kaydında muhzıra rastlanmıştır. Bunlardan 3 tanesi Bozok Mahkemesine, 1 tanesi Sorgun Mahkemesi’ne ait kayıtlardır. 1133 numaralı defterde H. 1235/ M. 1819 tarihli atama kaydına göre Ömer adlı kişiye tecdid beratı verilmiş, aynı defterde yer alan diğer kayıtta ise Ömer’in vazifesini iyi yapmaması sebebiyle Murat adlı kişiye muhzırlık vazifesinin verildiği anlaşılmıştır.59 1140 numaralı defterde ise Sorgun Mahkemesine, H. 1110/ M. 1698 tarihinde Hamza feragatından Ferhad adlı kişiye Kadı Abdullah arzıyla inayeten muhzırlık vazifesi verilmiştir. Bu defterde yer alan diğer kayıtta Bozok mahkemesinde görevli Hüseyin H. 1109/ M. 1698 tarihinde oğlu Ömer lehinde görevinden feragat etmiş ve görev oğluna verilmiştir.60

2.6. Cami

Bozok hurufat defterlerinin çalışmada incelen kısmında cami atamaları çok büyük bir yer teşkil etmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere 261 kayıttan 175 tanesi cami atamalarıdır. Bu atamaların 5’i vâiz, 2’si müezzin, 1’i kayyum, 1’i dersiam, 4’ü ferraş, diğerleri imam ve hatip atamasıdır. Bu sayılar cami sayısını değil, atama kayıtlarını ifade etmektedir. Dersiâm, medreselerde öğrencilere, camilerde halka açık ders verme yetkisine sahip müderris için kullanılan bir ünvandır. Dersiâm olabilmek için medreseden mezun olup icâzet aldıktan sonra bir imtihana daha girmek gerekmiştir. Dersiâmlar cami derslerini genellikle sabah namazı ile öğle namazı arasında vermişler, halka açık olan bu derslere her kesimden birçok kimse katılmıştır.61 1133 numaralı hurufat defterinde, Bozok’ta Polatlı Köyü’nde bulunan camiye, H. 1235/ M. 1819 tarihinde aynı zamanda vaizlik vazifesini de yürüten Ahmet’in vefatıyla Mehmet’e Kadı Mustafa arzıyla dersiamlık vazifesinin verildiği belirtilmiştir.62

55VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 69.56VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 69.57VGMA, HD., Nr: 1079/2, s. 70.58Recep Ahıskalı, “Muhzır”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 31, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2006, s. 85. 59VGMA, HD., Nr: 1133, s.85.60VGMA, HD., Nr: 1140, s. 106.61 Mehmet İpşirli, “Dersiam”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 9, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 1994, s. 185-186. 62VGMA, HD., Nr: 1133, s.85.

Page 11: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

263

Cami görevlilerinden bir diğeri temizlik işleri ile ilgilenen ferraştır. Sözlükte “bir şeyi yaymak, döşemek” anlamına gelen Arapça ferş (firâş) mastarından türetilmiş bir kelimedir. Osmanlılar’da ferrâş keli-mesi, saray hizmetlisi dışında çeşitli va kıf eserlerin temizliğiyle ilgilenen görev liler için kullanılmıştır.63 Hurufat defterlerinde 1140numaralı defterde yer alan 4 kayıttan anlaşıldığına göre cami temizliği ile ilgilenen ferraşlar nim akçe ile 1 akçe arasında ücret almaktadırlar. Aynı görevi yürüten bir diğer görevli kayyumdur ki yine 1140 numaralı defterde Sorgun Kazası’na bağlı Yüceçayır Köyü’nde bulunan Mehmet Paşa Camii’ne nim akçe ile kayyum ataması yapılmıştır. 64

2.7. Mescid

Bozok hurufat defterleri arasında 9 atama kaydında mescide rastlanmıştır. 538 numaralı defterde H. 1212/ M. 1798 tarihinde Ma Selmanlı Kazası, Kızılkoca Nahiyesi’ne bağlı Karakaya Köyü’nde Molla Ebubekir Mescidi’ne Ömer adlı kişinin yevmi 2 akçe ücretle hatip olarak atandığı bilgisi yer almaktadır.65 1075 numaralı defterde ise H. 1177/ M. 1764 tarihinde Oduncu Köyü’nde bulunan Hüseyin sipahi Mescid-i Şerifi’ne Hatip 2 akçe ile Osman Halife’nin hatip olarak atandığı bilgisi yer bulunmaktadır. Yine aynı defterde yer alan bilgiye göre H. 1180/ M. 1766 tarihinde Yozgat Köyü Mescidi’ne nim akçe ile Ali atanmıştır.66

1079/2 numaralı defterde de iki atama kaydı bulunmaktadır. Bunlardan ilkinde H. 1162/ M. 1749 tarihinde Akçakoyunlu Köyü Mescidi’ne nim akçe ile İlyas Halife’nin, ikincisinde ise H. 1168/ M. 1754 tarihinde Köse Yusuflu Köyü Mescid’ine nim akçe ile Ömer’in hatip olarak atandığı bildirilmiştir.67

1080 numaralı defterde H. 1189/ M.1775’te Kızılkoca Nahiyesi- Azizli Köyü Mescidi’ne Ebubekir hatip olarak atanırken68 1133 numaralı deftere göre de H. 1235/ M. 1819’te Şili Köyü Mescidi’ne nim akçe ile Mustafa’nın vefatıyla Ahmet adlı kişi müezzin olarak atanmış, Kurt Köyü Mescidi’ne yine nim akçe ile Osman’ın vefatıyla Ahmet H. 1235/ M. 1819’da müezzin olmuştur.69 Son olarak 1140 numaralı defterde bulunan H. 1110/ M. 1698 tarihli bir kayıtta Sorgun Kazası’na bağlı Kızıldepe Köyü’nde bulunan Ali Ağa Mescidi’ne iki akçe ile Mehmet vefatından Mustafa’nın imam olarak atandığı bilgisinin yer aldığı görülmektedir.70

3. Sonuç

Tutuldukları dönem içerisinde hurufat defterleri, Osmanlı şehirlerinin tarihsel gelişimi hakkında mühim bilgiler sunmaktadır. Başta vakıf kurumları olmak üzere, sosyal tarihi, sanat tarihi ve iktisat tarihi alanında önemli bilgiler içeren hurufat defterleri, araştırmacılara bu hususlarla alakalı olarak zengin bilgiler aktarmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivinde bulunan Bozok Kazasına ait 20 hurufat defterinden 15 tanesi bu çalışma için incelenmiş, 1697-1819 tarihleri arasını kapsayan dönemde Bozok Kazasında 175 cami, 41 zaviye, 23 mutasarrıf, 9 mescit, 4 mahkeme, 2 medrese, 2 mektep, 3 vakıf yöneticisi ve 2 tekke ataması tespit edilmiştir.

Kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla vakıfların devamlılığı için boşalan görevlere hemen atamalar

63Tahsin Yazıcı, Mehmet İpşirli, “Ferraş”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.12,Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 1995,s.408-409.64VGMA, HD., Nr: 1140, s. 106.65VGMA, HD., Nr: 538, s. 70.66VGMA, HD., Nr: 1075, s. 38.67VGMA, HD., Nr: 1076/2, s. 69.68VGMA, HD., Nr:1080, s. 43.69VGMA, HD., Nr: 1133, s. 85.70VGMA, HD., Nr: 1140, s. 105.

Page 12: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

264

yapılmış, atamalar ölüm, görevi yerine getirmeme, kendi isteğiyle görevden ayrılma, kurumun görevlisinin olmaması gibi nedenlerle yapılmıştır. İncelenen defterlerde görevlisi olmayan kurma atamaların “lazım olmakla” şeklinde ifade edildiği ve buraya atanacak kişinin imtihan ile seçildiği anlaşılmaktadır. Nitekim bu şekilde 3 camiye, 2 hatip ve 1 imam atamasının “ledel imtihan istihkakı nümayan” (yapılan imtihanla başarısı görünen) üzere yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer atamalar yukarıda belirtilen diğer sebeplerle gerçekleştirilmiştir.

4. Kaynakça

4.1. Arşiv Kaynakları

Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi Hurufat Defterleri

VGMA, HD, Nr. 1140; VGMA, HD, Nr. 1137; VGMA, HD, Nr. 1143; VGMA, HD, Nr. 1079/2; VGMA, HD, Nr. 1097; VGMA, HD, Nr. 1075; VGMA, HD, Nr. 1082; VGMA, HD, Nr. 1058; VGMA, HD, Nr. 1080; VGMA, HD, Nr. 1074; VGMA, HD, Nr. 537; VGMA, HD, Nr. 538; VGMA, HD, Nr. 528; VGMA, HD, Nr. 541; VGMA, HD, Nr. 1133.

4.2. Yayımlanmış Kaynaklar

AHISKALI, Recep, “Muhzır”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 31, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2006, ss. 85-86

AKGÜNDÜZ, Hasan, Teşkilat ve İdare Bakımından Osmanlı Medrese Sistemi (Klasik Dönem), Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 1989.

ALKAN, Mustafa, “Osmanlı Döneminde Adana Sancağında Kurulan Tekkeler Zaviyeler ve Türbeler”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaşi Veli Araştırma Dergisi, S. 39, 2006, ss. 21-32.

ALKAN, Mustafa, Türk Vakıf Tarihi Araştırmaları Açısından Hurufat Defterleri: Adana Örneği, XV. Türk Tarih Kongresi (Ankara 11-15 Eylül 2006), Kongreye Sunulan Bildiriler, IV. Cilt, I. Kısım, Osmanlı Tarihi A, TTK Basımevi, Ankara 2010, ss. 825-842.

BAKIRCI, Nedim; TÜRKAN, Hüseyin Kürşat, “Tekke ve Zaviyelerin Balkanlar’daki Rolü Ve Önemi”, Türük Dil Edebiyat ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, Bolu 2013, S. 1, ss. 145-160.

BALTACI, Cahit, XV- XVI. Yüzyıllarda Osmanlı Medreseleri, C.1-2, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yay., 2. Basım, İstanbul 2005.

BALTACI, Cahit, “Mektep (Osmanlılarda)” Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.29, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2009, ss.6-7.

BAYKARA, Tuncer, Osmanlı Taşra Teşkilatında XVIII. Yüzyılda Görev ve Görevliler (Anadolu), Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara 1990.

BEYAZIT, Yasemin, “Hurufat Defterleri’nin Şehir Tarihi Araştırmalarındaki Yeri”, Hıstory Studıes Internatıonal Journal Of Hıstory, Volume 5, Editör: Osman Köse, Samsun 2013, ss. 39- 69.

BOZKURT, Nebi, “Mektep”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.29, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2009, ss.5-6

CİHAN, Ahmet, Osmanlı’da Eğitim, 3F Yayınevi, İstanbul 2007.

DEMİRTAŞ, Hasan, Vakıf Araştırmalarında Kaynak Olarak Hurufat Defterleri: Kangırı Örneği, Vakıflar Dergisi, S. 37, 2012, ss. 47- 92.

DEVELİOĞLU, Ferit, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Yayına Hazırlayan: Aydın Sami Güneçyal, Aydın Kitabevi Yay., Ankara 2005.

Page 13: HURUFAT DEFTERLERİNE GÖRE BOZOK · Özet Şehir tarihi çalışmalarında son derece mühim bilgiler ihtiva eden hurufat defterleri, incelenilen bölgenin sosyal, dini, kültürel,

265

İPŞİRLİ, Mehmet, “Dersiam”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 9, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 1994, ss.185-186.

İPŞİRLİ, Mehmet, “Medrese (Osmanlı Dönemi)”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.28, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2003, ss.327-333.

İZGİ, Cevat, Osmanlı Medreselerinde İlim: Riyazî İlimler, C.1-2, İz Yayıncılık, İstanbul 1997.

KARA, Mustafa, “Tekke”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.40, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 2011, ss.368-370

KELEŞ, Hamza, Vakfiyelerine Göre Yozgat Vakıfları ( 1400- 1920), Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1996.

KÜTÜKOĞLU, Mübahat, Osmanlı Belgelerinin Dili, İstanbul 1998.

OCAK, Ahmet Yaşar; FAROGHİ, Suraiya , “Zaviye”, İslam Ansiklopedisi, C. 13, MEB. Yay., Eskişehir 1997, ss. 468-476.

ÖZDEMİR, Gazi, Hurufat Defterleri Işığında Ilgın, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 2005.

ÖZTÜRK, Nazif, “Aile Vakıfları”, Türk Aile Ansiklopedisi, C. III, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yay., Ankara 1991, ss. 1032-1042.

PAKALIN, M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlügü, M.E.B. Yay., C. II, İstanbul 2004.

SAKİN, Orhan, Tarihten Günümüze Bozok Sancağı ve Yozgat, Doğu Kütüphanesi Yay., İstanbul 2012.

ŞAHİN, Hasan, “Osmanlı Devletinde Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin İşlevlerini Yitirmesinin Sebepleri”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 12, Erzurum 1999, ss. 253-264.

UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı, TTK Yay., Ankara 1988.

YAZICI, Tahsin, İPŞİRLİ, Mehmet, “Ferraş”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C.12,Türkiye Diyanet Vakfı Yay., İstanbul 1995, ss.408-409.