11
EBRD MİKRO & KOBİ FİNANSMAN PROGRAMI TARIM SEKTÖR RAPORU NİSAN – HAZİRAN 2014 frankfurt-school.de

TARIM SEKTÖR RAPORU NİSAN – HAZİRAN 2014...Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu 2014 yılının ilk 6 aylık döneminde tarımsal üretimde karşılaşılan doğal riskler

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • EBRD MİKRO & KOBİ FİNANSMAN PROGRAMI

    TARIM SEKTÖR RAPORU

    NİSAN – HAZİRAN 2014

    frankfurt-school.de

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 2 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    1. Dünyada Tarım Sektörü Gelişmeleri

    Dünyada ticareti yapılan belli başlı tarım ürünlerinin fiyatlarında 2000’li yıllardan günümüze %100’ün

    üzerinde artışlar kaydedilmiştir. Son yıllarda ise yıllık arz miktarlarına da bağlı olarak tarım ürünleri

    fiyatlarının aşağı veya yukarı yönlü ani dalgalanmalar yerine daha istikrarlı bir seyir izlediği

    gözlenmektedir. Ancak ekilebilir alanların sürekli azalması, iklim değişimleri, nüfus artışı, şehirleşme

    ve gelir artışına paralel olarak birim tüketimin fazlalaşması ve doğal – organik ürünlere talebin artması

    gibi nedenlerle uzun vadede fiyat gelişiminin yukarı yönlü seyretmesi beklenmektedir.

    Đçinde bulunduğumuz yılda dünya genelinde gözlenen olumsuz iklim koşulları, dolu, sel ve su baskını,

    kuraklık ve zamansız yağışlar ürün arzlarında daralmalara sebep olacağından tarım ürünleri

    fiyatlarında yukarı yönlü hareketlenmeler olası gözükmektedir. Özellikle Ukrayna ve Ortadoğu

    bölgesindeki istikrarsızlık yaratıcı gelişmeler de bu tezi destekler niteliktedir.

    Bazı ürün gruplarının 2005 – 2014 dönemindeki fiyat endeksi grafiklerine baktığımızda fiyat

    gelişimlerinin genelde yukarı yönlü olduğu görülmektedir.

    Grafik 1. Seçilmiş ürün gruplarında fiyat endeksi

    Kaynak: FAO, 2002-2004=100 Endeksi

    FAO ve OECD tarafından her yıl yapılan vadeli ürün fiyat tahminlerine göre1 hububat ve yağlı tohumlarda fiyat artışı; et ve süt ürünlerinde kısa vadede istikrarlı bir seyir, uzun vadede fiyat artışı, şeker ve pamuk gibi ürünlerin fiyatlarının ise uzun vadede istikrarlı bir seyir izleyeceği öngörülmektedir.

    Dünya Ticaret Örgütü’nün 9. Bakanlar Konferansı’nda 10 adet karar alınarak yürürlüğe konmuştur.

    Alınan kararlar, Türkiye’nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler için kırsal kalkınma, gıda

    güvenliği ve yoksullukla mücadele alanlarındaki çalışmaları destekleyici niteliktedir. Tarımsal

    ürünlerde iç destek oranlarının artırılması ve ihracat sübvansiyonlarının azaltılması, alınan kararlardan

    bazıları olarak öne çıkmaktadır. Kararların ülkemizde desteklemelerde DTÖ kaynaklı kısıtlamaların

    azaltılmasında ve beklenenin üzerinde destekleme oranları tespit edilmesinde etkili olacağı

    düşünülmektedir.

    Avrupa Birliği, ortak tarım politikalarına bazı yenilikler getirerek 2014 – 2020 döneminde

    uygulamaya koymuştur. Toplamda 408 milyar Avro kaynak ayrılan tarım segmenti içinde,

    1 OECD-FAO Agricultural Outlook 2014-2023, Mart 2014.

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 3 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    desteklemeler için ayrılan tutar 312,7 milyar Avro olmuştur. Yeni sistemde, doğrudan destekleme

    sisteminin küçük işletmeler lehine adil dağıtımı sağlayacak şekilde düzenlenmesi, yeni üyeler aleyhine

    olan uygulamaların revize edilmesi amaçlanmaktadır.

    2. Türkiye Tarım Sektörüne 2014’ün 2. Çeyreğinde Genel Bir Bakış

    2.1. Tarım Sektöründe Ulusal Bazda Önemli Notlar

    Tarım sektöründe yılın ikinci çeyreğinde yaşanan en önemli gelişme, yıllardır çıkması için uğraş

    verilen Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 15 Mayıs 2014 tarihli resmi gazetede

    30.04.2014 tarih ve 6537 sayı ile yayınlanarak yürürlüğe girmesidir. Bu yasa ile ilçeler bazında ve

    üretim desenine göre arazilerin bölünebilirlik miktarları sınırlandırılmakta olup, ortalama parsel

    büyüklüklerinin korunması ve mevcut parsel büyüklüklerinin artırılması hedeflenmektedir.

    6 Aralık 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve 30 Mart 2014 Mahalli Đdareler Genel Seçimi

    sonrası yürürlüğe giren 12.11.2012 tarih ve 6360 sayılı On Dört Đlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi

    Yedi Đlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına

    Dair Kanun ile Şanlıurfa, Hatay, Manisa, Balıkesir, Kahramanmaraş, Van, Aydın, Denizli, Tekirdağ,

    Muğla, Mardin, Malatya, Trabzon, Ordu illerinde büyükşehir sınırlarına giren mevcut tarımsal üretim

    işletmeleri ruhsatlı kabul edilmiş olup, bu işletmeler 5 yıl ek vergilerden muaf tutulmuştur.

    Tarım ürünleri ihracatının 2014 Ocak/Haziran döneminde de arttığı görülmektedir. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış Đlişkiler Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre

    sınırlarımızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen 6 aylık dönem itibariyle 2013’teki 8.142 milyon

    dolarlık tarım ürünleri ihracatının 2014’te %7,1 oranında artarak 8.717 milyon dolara yükseldiği

    görülmektedir. Đhracat yaptığımız ülkeler içinde Irak, Almanya ve Rusya Federasyonu ilk üç sırayı

    almaktadır. Đhraç edilen ürünlerde ise her zaman olduğu gibi meyve ve kabuklu yemişler ilk sırada

    bulunmaktadır.

    Avrupa Birliği IPARD projesi kapsamında toplam 42 ilde Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından yürütülen hibe programında 12. çağrı dönemi oldukça önemli gelişmelere

    sahne olmuştur. Program yürürlüğe konduktan sonra ilk kez süt hayvancılığı ve broiler konusunda

    yapılan müracaatlar beklenen sayıları katlamış, gelen projeler puanlamaya tabi tutularak kadın

    girişimciler ve genç girişimciler lehine pozitif ayrımcılık uygulanmıştır. Kurum halen 13. çağrı

    dönemi başvurularını almaya devam etmekte olup AB tarafından tahsis edilen 860 milyon Avro

    hacmindeki kaynağın Türk tarımının alt yapısının gelişimine etkisi bakımından önemli olduğu

    görülmektedir.

    Đlkbahar yağışlarının ürün ve bölge bazlı olumlu ve olumsuz etkileri olmuştur. Bu yağışların genel olarak hububat, endüstri bitkileri ve yağlı tohumlar üzerinde olumlu etkileri; ancak sebzecilik ve

    baklagillerde mantari hastalıkların artması, meyvelerde ürün dökülmesi ve kalite kayıpları oluşması ve

    bazı ürünlerde tarlalarda çalışma olanaklarının kısıtlanmasına bağlı olarak ekilişlerinde gecikmeler

    yaşanması gibi faktörlere yol açması sebebiyle olumsuz etkileri tespit edilmiştir.

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin yaptığı bir çalışmada buğday üretiminde rekoltenin kuraklık sebebiyle 22,1 milyon tondan (2013) 18,9 milyon tona kadar düşeceği belirtilmiştir. Kuraklık, don, sel

    ve zamansız yağışlar göz önüne alındığında sektörde yıllık büyümenin beklenen düzeyde olmayacağı

    tahmin edilmektedir.

    Frankfurt School of Finance & Management uzmanlarının yaptıkları saha çalışmalarında, çeşitli ürünlerde tohumluk ekilişlerinin oldukça önemli gelişimler gösterdiği, ürün çeşit ve hacimlerinde hızlı

    artışlar olduğu tespit edilmiştir. Örneğin Alman tohumculuk firması KWS’nin, Orta Doğu ve Asya

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 4 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    ülkelerinde kullanılmak üzere şeker pancarının yanı sıra patates tohumu üretimi için de görüşmeler

    yapmakta olduğu ve sadece bu alan için ayrılan kaynağın 25 milyon TL civarında olacağı

    bilinmektedir. Bu ve bunun gibi yatırımlar ülkemizin yakın bir gelecekte uluslararası ölçekte tohumluk

    üretim merkezlerinden biri olabileceğini göstermektedir.

    Komşumuz Suriye ve Irak’ta halen devam eden savaş ve karışıklıkların olumsuz etkilerine rağmen bu durumun temel besin maddelerinde ticari faaliyetlerin artmasına ve ihracatta rakip olduğumuz

    Lübnan ve Ürdün gibi ülkelerin ihracat yollarının kapanması sebebiyle Rusya ve Avrupa pazarındaki

    payımızda yükselmeye sebep olduğu raporlara yansımaya başlamıştır. Yine de özellikle Irak’ta

    yaşanan olumsuz gelişmelerin, broiler ve yumurta tavukçuluğunda ihracatta olumsuz gelişmelere

    neden olma potansiyeli devam etmektedir.

    Saha çalışmalarında tespit edilen diğer bir önemli konu ise kiralık arazilerde yapılan tarımsal üretimin toplam üretim içindeki payının hızla artmakta olduğudur. Bu bağlamda arazi kiraları hızla

    tırmanarak 150 TL/da – 500 TL/da arasındaki seviyelere ulaşmıştır.

    Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaptığımız çalışmalarda, halen atıl durumda olan geniş mera alanlarının küçükbaş hayvancılıkta tekrar kullanılmaya başlanması yönünde

    faaliyetlerin ivme kazandığı gözlemlenmiştir. Kırmızı eti oldukça pahalıya tüketen ülkemizde piyasa

    dengeleyici unsurlardan birisi olabilecek mera faaliyetleri için gerekli düzenlemelerin yapılması

    beklenmektedir.

    Tarım sigortalarının ne kadar önemli bir tarımsal üretim unsuru olduğu, yaşanan hasarlarla bir kez daha anlaşılmıştır. Özellikle fındık ve kayısıda %100’e varan hasar oranları, sigortası olmayan ve

    geçimleri tek ürüne bağlı üreticilerde büyük sıkıntılar yaratacaktır. Bütün eksikliklerine ve

    uygulamadaki aksaklıklara rağmen TARSĐM, tarımsal üretimin hayati bir parçası olmaya devam

    etmektedir. Tarımsal üreticileri finanse eden bankaların tarım sigortalarına mümkün olduğunca önem

    vermesi hem sisteme önemli oranda destek sağlayacak, hem de olası kredi risklerini en aza

    indirecektir.

    2.2. Tarımsal Kredilerin Gelişimi

    2014 Mart sonu itibariyle tarım sektörüne kullandırılan kredilerin toplamı 37,6 milyar TL’ye ulaşmıştır.

    Tablo 2. Yıllar içinde toplam krediler ve tarımsal krediler (nakdi & takipteki)

    Toplam Nakdi Kredi (milyon TL)

    Tarımsal Nakdi Kredi (milyon TL)

    Tarımsal kredilerin Toplam Kredilerdeki Payı (%)

    Toplam Takipteki Kredi (milyon TL)

    Tarım Sektörü Takipteki Kredi (milyon TL)

    Tarımsal Takipteki Kredinin Toplam Takipteki Kredilerdeki Payı (%)

    Sektörün Toplam Takipteki Kredi Oranı (%)

    Tarım Sektörü Takipteki Kredi Oranı (%)

    2009 335.171 14.954 4,5 21.675 942 4,3 6,5 6,3

    2010 518.274 22.811 4,4 19.722 997 5,1 3,8 4,4

    2011 691.457 30.931 4,5 18.723 915 4,9 2,7 3

    2012 785.078 32.642 4,2 23.156 1.018 4,4 2,9 3,1

    2013 1.036.480 36.402 3,5 29.279 1.320 4,5 2,8 3,6

    2014-3 1.102.852 37.640 3,5 30.968 1.352 4,3 2,9 3,6

    Kaynak: BDDK FinTürk.

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 5 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    2014 yılının ilk 6 aylık döneminde tarımsal üretimde karşılaşılan doğal riskler ve kredi ödemelerinin

    ertelenme beklentisi tarım kredilerinde kısmi bir durgunluğun yaşanmasına sebep olmuştur. Yeni

    sezon ekilişlerinin başlaması ile birlikte taleplerin oluşmaya başladığı gözlemlenmiştir.

    EBRD Mikro & KOBĐ Finansman Programı kapsamında KKB’nin tarım bankacılığını geliştirme

    konusunda yapmış olduğu yatırımlar neticesinde tarım kredisi veren banka sayısı artmıştır. Kullanılan

    sistem (Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi – TARDES) sayesinde hem üreticilerin gelir – gider

    projeksiyonları ve geri ödeme gücü tespiti kolaylaşmış, hem de borçlanmalar sisteme entegre edildiği

    için üreticilerin doğru miktarda kredilendirilmesi sağlanmıştır.

    Öte yandan yürütülen arazi toplulaştırma çalışmalarının tamamlanması ile birlikte tarımsal

    kredilendirmenin önündeki en büyük engellerden biri olan teminat sorununun önemli ölçüde

    çözüleceği öngörülmektedir.

    Tarım bankacılığında diğer önemli bir konu da faiz sübvansiyonlarının özel bankaları da kapsayacak

    şekilde yeniden düzenlenmesidir. Serbest piyasa koşullarında rekabetin sağlanabilmesi ve tarımsal

    kredilendirme miktarlarının diğer sektörlere yaklaşabilmesi için uygulamanın bir an önce devreye

    alınması gerekmektedir.

    3. Ürün Bazlı Đzlenimler ve Analizler

    • Çeltik: Ülkemizde çeltik ekilen Trakya, Ege, Marmara ve Orta Karadeniz bölgelerinde kuraklık görülmesi ve barajların doluluk oranının düşüklüğü, ilgili bölgelerde ekiliş alanlarının

    büyüklüğünü tartışılır hale getirmiştir. Bahar yağışlarının uzun sürmesi ise ekilişlerin gecikmesine

    neden olmuştur. Özellikle Marmara ve Trakya bölgelerinde yağışlar sebebiyle tarlaların yeterli

    kuruluğa ulaşamaması, arazide sulama amaçlı oluşturulan tavalarda yapılan lazerli tesviye

    işlemine izin vermemiş ve ekilişler zamanında yapılamamıştır.

    • Kestane: Özellikle kıraç bölgelerde yetiştiriciliği yapılmakla birlikte, kestane üretimine tesis edilen kapama bahçe sayısı çok azdır. Genellikle üreticilerinin memnun olduğunu gözlediğimiz bu

    ürün ile ilgili özellikle Aydın ve Đzmir illerinde aşı yerlerinden itibaren kurumalar tespit edilmiş

    olup, bu durumun %10 ile %20 arasında verim kaybına yol açtığı gözlemlenmiştir.

    • Elma: Yaşanan ilkbahar geç donlarının ürün üzerinde ve özellikle bodur tiplerde önemli ölçüde zarar yaratmadığı tespit edilmiştir.

    • Kiraz: Kiraz hasadı yapılmış olup ürünün fiyatının iç piyasada 2 TL/kg – 2,5 TL/kg, dış piyasa ise 4 TL/kg – 4,5 TL/kg aralığında oluştuğu görülmüştür. Yaşanan don olayı ürünü fazlaca etkilemiş

    olup, özellikle çiçek tomurcuğu döneminde etkili olan don nedeniyle TARSĐM oluşan hasarlar için

    ödeme yapmamıştır. Don ve yağışlar nedeniyle ürünün kalitesinde düşüşler yaşanmış olup, bu

    durum fiyat düşüklüğüne yol açmıştır.

    • Fındık: Fındık üretimi özellikle yüksek rakımlarda yaşanan don olaylarından olumsuz etkilendiğinden, fiyatının geçen sezona göre daha yüksek olacağı beklenmektedir.

    • Üzüm: Çiçeklenme ve ürün gelişimi dönemlerindeki aşırı yağışlar hem meyve tutumunu azaltmış, hem de mantari hastalıkları çoğalttığından ilaçlama maliyetlerinin bir miktar artmasına ve verim

    kayıpları yaşanmasına yol açmıştır.

    • Ceviz: Yapılan saha çalışmaları sonucunda ceviz ürününün doğu bölgelerinde ve iç bölgelerde don olayından çok etkilendiği, fakat diğer bölgelerde bu etkinin sınırlı kaldığı tespit edilmiştir.

    Buradan hareketle ürün fiyatının geçmiş yıllara göre daha yüksek seyredeceği tahmin

    edilmektedir.

    • Enginar: Bu yılki satış fiyatının üreticiyi oldukça memnun ettiği gözlemlenmektedir.

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 6 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    • Kuru Fasulye: Bazı bölgelerde kuru fasulye üretiminin dolu yağışlarından olumsuz etkilendiği ve bu süreç sonunda yeniden ekilişler yapıldığı tespit edilmiştir.

    • Aspir: Tarım ürünleri ithalatında yağlı tohumların payı önemli büyüklüğe ulaşmış olup bu durum son yıllarda aspir bitkisine verilen önemi artırmıştır. Yağlık bir bitki olan aspirin fiyatı alternatif

    ürün olan yağlık ayçiçeği fiyatından düşük seyretse de, ürünün çok daha zor arazi ve iklim

    koşullarında yetişebilmesi ve üretimi için önemli devlet desteklerinin olması nedeniyle özellikle iç

    bölgelerimizde ekim alanlarının arttığı/artacağı tespit edilmiştir.

    • Pamuk: Yeni kullanılan tohum çeşitleri ile pamuktan alınan verimin yükselmesi, devletin sağlamış olduğu destek (0,55 TL/kg) ve makineli hasatla birlikte maliyetlerde sağlanan

    tasarruflarla pamuk ekim alanlarında artış olması beklenmektedir.

    • Zeytin: Çeşide göre değişmekle birlikte üründe bu sene 2013 yılına göre daha fazla verim beklenmektedir. Đlkbahar da yaşanan yağışlar nedeniyle verim düşüklüğü ve kalite kaybı

    yaşanacağı tahmin edilmektedir. Bu durumlar düşünüldüğünde ürünün 2013 yılı fiyatlarına paralel

    seyredeceği beklenmektedir.

    • Patates: Đşletme sermayesi ihtiyacının yüksek olmasına bağlı olarak ekilişinin sınırlı kalması sebebiyle fiyatlarının geçen sene kadar yüksek olmasa da üreticiyi memnun edecek düzeyde

    gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Özellikle erkenci patates yetiştiren bölgelerdeki fiyat

    oluşumları bu görüşümüzü desteklemektedir.

    • Erik: Verim kaybı ve kalitedeki düşüş nedeniyle arz eksikliği meydana gelmiş olup fiyatların yüksek düzeyde seyrettiği gözlenmiştir.

    • Kayısı: Yoğun üretim yapılan bölgelerde donun etkilerinin fazla olması, don zararından etkilenmeyen bölgelerde ise yeterli üretimin olmaması nedenleriyle ihracat talepleri

    karşılanamamıştır. Đç piyasada kayısı fiyatları da önemli düzeyde yükselmiştir.

    • Antep Fıstığı: Yaşanan kuraklıktan etkilenmiş olmasına rağmen yüksek verim yılı yaşanacak olan üründe daha fazla üretim beklenmektedir. Antep fıstığında ihracatın da başlaması nedeniyle

    fiyatların geçmiş yıllara oranla daha yüksek seyredeceği tahmin edilmektedir.

    • Süt hayvancılığı: Süt fiyatları genel olarak 0,9 TL/lt – 1,2 TL/lt arasında değişmekle birlikte, doğu bölgelerimizde üretim öncesi nakit avans ödemesi, arz fazlası ve pazar sıkıntısı nedeniyle

    fiyatlar 0,6 TL/lt – 0,7 TL/lt aralığında gerçekleşmiştir. Fiyatlar beklenen seviyelerde

    gerçekleşiyor olsa da yaşanan kuraklığın da etkisiyle yem maliyetlerinin (özellikle sap, saman)

    yüksek seyretmesi beklenmektedir. Saha çalışmalarımız neticesinde süt hayvancılığı yapan

    üreticilerin genel olarak memnun olduğu gözlenmiştir.

    • Büyükbaş Besi Hayvancılığı: Büyükbaş besicilikte yeni düzenlemelere göre; hayvan pazarlarında vergi kaydı ve sertifikası olan celeplerin alım satım yapabileceği, vergi ödemelerinin celepler

    tarafından yapılacağı, kulak küpe numarası (pasaport) olmayan hayvanların alınıp satılamayacağı,

    celepler gibi üreticilerin de eğitime tabi tutulup sertifikalandırılmış olacağı bilgileri edinilmiştir.

    Son dönemde canlı ağırlık ve karkas et fiyatlarının yükselme eğiliminde olduğu

    gözlemlenmektedir. Yine de geçmiş yıllarda olduğu gibi kamunun yapabileceği ithalat üreticiyi

    tedirgin etmektedir.

    • Broiler: Oturmuş bir sektör olmasına karşın, ihracatımızın %80 civarında Irak pazarına bağımlı olması ve bu ülkede yaşanan iç karışıklıklar sektörün kırılgan noktasıdır.

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 7 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    4. Bölge Bazlı Đzlenimler ve Analizler

    Kırıkkale – Kırşehir – Nevşehir – Niğde

    Bölgede Nevşehir ve Niğde hariç diğer iki ilde yetiştirilen ürün sayısı oldukça sınırlıdır. Ağırlıklı

    olarak kuru tarım yapılmaktadır (tahıl, baklagiller, yağlık-çerezlik ayçiçeği). Üretici başına işlenen arazi miktarı oldukça yüksektir. Kırşehir ve Kırıkkale illerinde bulunan bayiler ülke genelindeki

    biçerdöver piyasasının önemli bir bölümünü kontrol etmektedir. Yerli ve yabancı leasing firmalarıyla

    yapılan işlemler oldukça önemli hacimlere ulaşmaktadır.

    Yağlık ayçiçeği hariç tüm ürünlerde fiyat oluşumları üreticiyi tatmin etmiştir. Nevşehir, sulu tarımın ağırlık kazandığı patates, kabak çekirdeklik, sofralık ve şaraplık üzüm ile kuru fasulyenin büyük miktarlarda üretildiği bir ilimizdir. Bölge, turizmin yanı sıra en büyük hasılayı patatesten elde

    etmektedir. Ancak geçtiğimiz sezon patates tarımını bırakmış büyük bir küçük üretici grubu tespit

    edilmiştir. Kırşehir ilinde büyükbaş besi hayvancılığının geliştiği gözlemlenmiştir.

    Patates siğili hastalığı sebebiyle yapılamayan patates üretiminin yasaklandığı alanlarda ürün

    çeşitlemesine gidilerek öncelikle kuru fasulye ekilişleri ile sorun fırsata dönüştürülmüştür.

    Niğde ilinde patatesin yanında bodur anaçlarla kurulan modern elma bahçeleri, ilimizi elma üretim

    merkezi olma yolunda öne çıkarmaktadır.

    Gerçekleşen don riskinden armut, kayısı, kiraz ve ceviz üretimleri kısmen etkilenmiş, modern elma bahçelerinde ise bir sıkıntı olmadığı saptanmıştır.

    Konya – Karaman

    Bu bölge, ülkemizde koşullarını sonuna kadar zorlayarak polikültür (çok ürünlü) tarım yapılan en

    önemli tarımsal üretim merkezlerinden biridir. Son zamanlarda ayçiçeği ve patates başta olmak üzere

    tohumluk üretimlerinde önemli gelişimler sağlanmıştır.

    Konya Pankobirlik’in sahibi olduğu Konya Şeker firması yaklaşık 1 milyon dekar arazide şekerpancarı, yağlık ayçiçeği, cipslik patates ve dane mısır ekilişlerini sözleşmeli tarım kapsamında

    yaptırarak bu ürünleri satın almaktadır. Üretici ve firma durumdan son derece memnundur. Sahada

    yaptığımız çalışmalarda firmanın bitkisel üretim yanında büyükbaş süt hayvancılığı ve büyükbaş

    besicilik faaliyetlerine de başladığı görülmüştür. Yüksek kapasitede planlanan projelerle icra edilecek

    üretim, süt ve et işleme tesisleri ile entegre planlanmıştır. Firmanın faaliyetine paralel olarak silajlık

    mısır ve yem bitkisi ekilişlerinin de hızla artacağını tahmin ediyoruz. Firma aynı zamanda önemli bir

    istihdam merkezi konumunda olduğu için yevmiyeler diğer illere oranla bir miktar yüksek

    seyretmektedir.

    Konya - Karaman bölgesindeki üreticiler sözleşmeli üretime yatkınlık göstermektedir. Özellikle

    silajlık mısır, mısır dane ve yem bitkileri, sözleşmeli üretim kapsamında değerlendirilebilecek ürünlerdir. Karaman bölgesinde elma yetiştiriciliğinin fazla olması ve ürünün ihracat potansiyelinin yüksek oluşu Karaman çevresindeki arazi fiyatlarının artışına neden olmaktadır. Üreticilerin modern

    elma bahçesi kurulumuna yönelmeleri dikkat çekmektedir.

    2014 sezonu için Karaman yöresinde ilkbahar son donları, çiçeklenme öncesi tomurcuk halinde elma

    ve kirazlarda hasar oluşturmuştur.

    Balıkesir – Çanakkale

    Meyvecilik sektöründe özelikle Çanakkale bölgesi, Đstanbul pazarına yakınlığının avantajlarını yaşamaktadır. Geçtiğimiz sezonda olduğu gibi don hasarından etkilenmeyen bölgede şeftali, nektarin,

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 8 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    erik, elma, kiraz ve kayısı üreticilerinin çok memnun olduğu görülmüştür. Fiyatlar oldukça tatminkar düzeyde seyretmektedir. Ancak zeytin üreticileri özelikle yağlık cinslerde fiyatların düşüklüğünden şikâyet etmektedir.

    Balıkesir/Edremit yöresinde akaryakıt, gübre ve ilaç fiyatlarının yüksekliğinden dolayı bazı üreticiler yağlık zeytinlerde pek çok kültürel işlemi yapmadıklarını ifade etmişlerdir. Körfez bölgesinde en önemli değişim, süt hayvancılığının gelişimine paralel olarak silajlık mısır ekilişlerinin hızla yaygınlaşmasıdır. Bir çok üretici, ektikleri ürünleri hasat maliyeti de dahil olarak çiftliklere

    rahatlıkla pazarladıklarını ifade etmişlerdir.

    Çeltik üretiminde gündeme gelen kısıtlamalar uygulamaya konmamış, ekilişler bir süre gecikse de yapılmıştır.

    Bu bölgede sebze üreticilerinin genel olarak verim ve pazarlama konusunda kayda değer bir sıkıntı yaşamadığı görülmektedir. Özellikle sofralık domates ve biber üreticileri, vejetasyon süresinin uzunluğundan dolayı elde edilen verimde ve dolayısıyla toplam gelirde avantaj sağlamıştır. Bu

    üreticilerden önemli bir kısmı sözleşmeli üretim kapsamında salçalık domates ve salçalık biber üretimi gerçekleştirmekte, üretimlerinin bir kısmını da (seçerek) taze sebze olarak pazarlara sunmak

    suretiyle önemli miktarda gelir elde etmektedir. Salçalık domates sözleşmeli üretim fiyatları 0,20

    TL/kg – 0,22 TL/kg, salçalık biber fiyatları ise 0,56 TL/kg – 0,60 TL/kg aralığındadır.

    Yörede tohumluk dane mısır ve yağlık ayçiçeği ekilişlerinin de artış eğiliminde olduğu saptanmıştır. Ayrıca Eskişehir Şeker Fabrikası’ndan sağlanan kotalarla şeker pancarı ekilişlerinin de Biga ve

    Gönen’den başladığı saptanmış olup, üretimin gelişerek devam edeceği öngörülmektedir.

    Denizli – Muğla –Aydın

    Bölge, tarımsal ürün çeşitliliğinin oldukça fazla olduğu, üreticilerin modern tarım tekniklerini

    kullanarak bilinçli tarımsal faaliyetlerini yürüttüğü illerimizi kapsamaktadır. Denizli ilimiz meyve ve

    sebze, Aydın ilimiz narenciye, incir ve pamuk, Muğla ise narenciye ve seracılıkta ön plana

    çıkmaktadır.

    Bölgede kuraklığın etkilerine rastlanmamış olup don hasarının etkisi ise çok hafif hissedilmiştir. Diğer

    illerdeki iklimsel hasarların yüksekliği, başta meyvecilik olmak üzere (narenciye hariç) bölge

    üreticilerine ürün fiyatlarındaki artış sebebiyle gelir artışı olarak yansıyacaktır.

    Narenciye üretiminde limon ve portakal (özellikle Valencia cinsi) üretimi dışında üreticilerin fiyat açısından son derece sıkıntılı oldukları; topraklı ve topraksız sera, tütün, haşhaş, barbunya, taze

    fasulye ve çilek üreticilerinin ise fiyat oluşumlarından memnun olduğu görülmüştür.

    Muğla’da yoğun olarak yapılan susam tarımının oldukça tatminkâr gelir sağladığı ve ürünün 5 TL/kg – 6 TL/kg fiyatla satıldığı saptanmıştır.

    Geçmiş yıllarda ülkemizin önemli pamuk üretim merkezlerinden olan Söke’de olumsuz fiyat hareketleri sebebiyle vazgeçilen pamuk tarımında desteklemelerin artmasıyla ve hasatta

    makineleşmeye bağlı kolaylıkların sağladığı avantajlarla ekim alanlarının artmaya başladığı

    saptanmıştır. Olumsuz bir gelişme yaşanmaması durumunda bu eğilimin devam etmesi

    beklenmektedir.

    Antalya-Burdur-Isparta

    Ülke genelinde etkili olan kuraklık ve don hasarlarının etkisi Korkuteli dışında kalan bölgede çok sınırlı kalmıştır. Korkuteli’nde kayısı, badem ve cevizde önemli hasarlar oluşmuştur. Önemli mantar üretim merkezlerimizden olan ilçede mantar üretiminden genel bir memnuniyet söz konusudur.

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 9 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    Ülkemizin önemli süt üretim merkezlerinden olan Burdur’da da genel bir memnuniyet gözlenmektedir. Yem bitkisi (silajlık mısır, fiğ, yonca) ekilişleriyle desteklenen hayvancılık faaliyetleri karlı bir faaliyet olarak öne çıkmaktadır.

    Bölgede nar ve portakal yetiştiricileri, sıkıntı yaşayan üretici gruplarıdır. Serik’te nar ağaçlarının sökülerek susam yetiştiriciliğine başlandığı saptanmıştır.

    Yağış fazlalıklarıyla birlikte sebze ve baklagil üretiminde mantari hastalıkların yoğunlaşması,

    maliyetlerde artışlara sebep olmuştur. Burdur’da taze fasulye, sözleşmeli üretim kapsamında üretimi yapılan rezene ve anason öne çıkan diğer ürünlerdir.

    Bölgede yapılan örtü altı, çilek, muz, armut, nohut, patates, gül, elma, mandalina, açıkta sebzeler, baklagiller ve üzüm üreticileri genel anlamda memnuniyetlerini ifade etmektedir.

    Đzmir

    Bölgedeki en önemli izlenimlerden biri, salma sulama yönteminin yaygın olarak kullanımıdır. Modern

    sulama yöntemlerine yeterli oranda yönelim olması için bütün koşullar uygun olmasına rağmen

    (yetersiz su kaynakları, oldukça derin yeraltı suyu maliyeti, sulama sistem teşvikleri) salma sulamanın

    yaygınlığının nedeni, genç nüfusun tarım sektöründen uzaklaşması ve tarımsal faaliyetlerin diğer

    faaliyetlere kıyasla geri planda kalması olabilir.

    Ülke bazında önemli patates üretim merkezlerinden olan Ödemiş’te en büyük yakınmanın sebebi, 2 TL/kg – 2,5 TL/kg aralığında fiyatlanan tohumluktur.

    Kemalpaşa ve Salihli ağırlıklı olmak üzere yapılan kiraz üretimi dolu hasarı sebebiyle bir miktar sekteye uğrasa da özellikle erken piyasaya girme avantajını kullanan üreticiyi memnun etmiştir.

    Diğer bölgelerin aksine ihracat odaklı pazarlama sistemi kurulduğu için nar bahçeleri bölgede artış eğilimindedir. Depolama olanakları da kullanılarak Rusya ve Ukrayna’ya ihracat yapılmaktadır.

    Bölgede kestane, erik, ceviz, elma, turşuluk salatalık, mandarin, şeftali üretimleri de diğer yörelerdeki iklimsel sorunlar sebebiyle üreticilere gelir artışı sağlamaktadır.

    Süt hayvancılığı merkezlerinden olan bölgede yem bitkileri ile desteklenen üretim, olumlu seyrini

    sürdürmektedir.

    Kayseri – Sivas - Yozgat

    Kayseri, Sivas ve Yozgat bölgesinde yüksek verim ve polar oranıyla en önemli ürünlerden olan şeker pancarı üretimi önemini artırarak devam ettiriyor. Bölgede susuz alanlarda yapılan hububat üretiminin kuraklıktan önemli oranda etkilendiği ve rekolte düşüşleri yaşanacağı tespitleri yapılmıştır.

    Don hasarlarından kayısı, kiraz ve kısmen elma üretiminin etkilendiği gözlemlenmiştir. Kayseri’nin Develi ilçesi merkezli gelişen modern tesislerde elma yetiştiriciliği yaygınlaşarak devam etmektedir. Bölgede ayrıca üretiminde gelişme kaydedilen diğer tarımsal ürünler aspir, çerezlik ayçiçeği ve çekirdeklik kabak olarak tespit edilmiştir.

    Gaziantep – Kilis - Adıyaman

    Gaziantep ve Kilis yöresinde Suriye kökenli çalışanların artışı, tarımda işçilik maliyetlerini aşağı

    yönlü etkilemiştir. Bölgede terkedilen pamuk üretimine geri dönüşler olduğu saptanmıştır. Sulama 60 – 120 metre derinlikteki kuyulardan sağlandığı için elektrik giderlerinden yakınmalar olmaktadır. Don

    hasarının kayısı, badem, elma üretimini olumsuz etkilediği, Antep fıstığında ise don olayının yüksek rakımlarda etkili olduğu gözlemlenmiştir. Adıyaman’da uluslararası firmalara sözleşmeli tütün

  • EBRD Mikro & KOBİ Finansman Programı 10 Nisan – Haziran 2014 Tarım Sektör Raporu

    üretimi yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Bölgede Antep fıstığı üretimi ağırlığını korurken yaygın

    olarak kurulan zeytin bahçeleri üretim deseninde yerini almıştır.

    Diyarbakır - Şanlıurfa

    Diyarbakır ve Şanlıurfa’da derin kuyularla kurulan sulama sistemleri sayesinde özellikle Şanlıurfa’da

    Antep fıstığı ağırlıklı tarımsal faaliyetler dikkati çekmektedir. Đşletmelerde yabancı işçiler sebebiyle işçilik maliyetleri düşerken sulamalarda kullanılan elektrik paralarının ödenmemesi fiili bir gerçekliğe

    dönüşmüştür. Kaçak akaryakıt da önemli ölçeklerde kullanılmaktadır. Bölgede danelik mısır ekilişlerinde adeta patlama yaşandığı, pamuk üretiminin de önemini koruyarak devam ettiği tespit edilmiştir. Bölgede ayrıca arazi mülkiyetlerinin hızla el değiştirmekte olduğu saptanmıştır.

    Bitlis – Hakkâri – Muş – Van

    Bitlis, Hakkâri, Muş ve Van bölgesinde küçükbaş hayvancılık başta olmak üzere potansiyel üretim

    alanlarında hareketlilik gözlenmektedir. Ahlat civarında patates, Erciş ve Muş civarında şeker pancarı, Adilcevaz’da ceviz, bölge genelinde ise arıcılık faaliyetleri öne çıkan üretim çeşitleri olup kuraklığın hububat üretimini önemli ölçüde etkilediği görülmüştür.

    Kars – Ardahan

    Kars, Ardahan bölgesi bütün sorunlarına rağmen ülkemizin büyükbaş besi materyali üretim

    merkezlerinden biri olma özelliğini sürdürmektedir. Genel olarak meralarda kemik gelişimini

    tamamlayan 8 – 12 aylık kültür ırkı melezi erkek hayvanlar besi işletmelerine pazarlanmaktadır. Yöre

    ekonomisinde 160 civarında kaşar peyniri üretim tesisi, hammadde ihtiyacını önceden anlaştıkları ve

    avanslarla kendilerine bağladıkları süt hayvancılığı işletmelerinden 0,55 TL/lt – 0,70 TL/lt aralığında

    fiyatlarla temin etmektedirler. Fiyat düşüklüğünde ulusal ölçekteki firmaların süt alımı yapmaması ve

    nakliye sebebiyle kapalı bir pazar ekonomisinin hüküm sürmesi etkili olmaktadır.

    Trakya

    Trakya bölgesinde üretim, zamansız yağışlardan önemli ölçüde etkilenmiştir. Alpullu Şeker Fabrikası

    faaliyetlerini asgariye indirdiği için şeker pancarı üretimi tamamen bitme noktasına gelmiştir. Đşçi bulma sorunu olan bölgede çeltik, yağlık ayçiçeği, kanola, silajlık mısır, kuru soğan ve hububat üretimi ağırlığını devam ettirmektedir.

    Manisa – Uşak – Afyon - Kütahya

    Manisa ve Uşak yöresinde sözleşmeli olarak salçalık domates ve salçalık biber üreten işletmeler imzalanan sözleşmelerde kendilerini koruyucu yaptırımlar olmadığı için mağdur edildiklerini

    belirtmektedir. Bölgede işçilik maliyetlerinin de hızla artmakta olduğu saptanmıştır.

    Afyon – Kütahya bölgesinde dolu, don ve zamansız yağışlar ürünlerin ekim ve hasat zamanında

    sapmalara ve mantari hastalıklarda anormal artışlara sebep olmuş, bu durum maliyetleri de önemli

    ölçüde artırmıştır.

  • www.msmeturkey.com

    Teknik Destek Hizmetleri: Frankfurt School of Finance & Management

    Mustafa Kemal Mah. 2157. Sok Benerler Đş Merkezi No: 5 / 4 Çankaya / Ankara / Türkiye Tel: (90) 312 467 44 77 Fax: (90) 312 467 44 76 E-Mail: [email protected] Web: www.msmeturkey.com

    5

    Bu proje Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından finanse edilmektedir.

    EBRD, serbest piyasa ekonomisi doğrultusunda kalkınmayı hedefleyen ülkelere destek sağlamak

    amacıyla kurulmuş çok uluslu bir kurumdur. Kurumun ortakları, Avrupa Komisyonu ve Avrupa

    Yatırım Bankası’nın yanı sıra, Avrupa kıtasında ve dünyanın diğer bölgelerinde bulunan 61 ülkeden

    oluşmaktadır.

    EBRD Orta Avrupa’dan Orta Asya’ya kadar olan bir bölgede yer alan 29 ülkede yatırım yapmakta ve

    faaliyet göstermektedir. Öncelikli olarak piyasa tarafından ihtiyaçları tamamen karşılanamayan özel

    sektör firmalarına yatırım yapan Banka girişimciliği öne çıkarır; açık ve demokratik pazar

    ekonomilerine geçişi teşvik eder. Daha fazla bilgi için lütfen www.ebrd.com internet sitesini ziyaret

    ediniz.

    Projenin teknik destek bileşeninin ilk aşaması (Kasım 2010 – Nisan 2012) Birleşik Devletler

    Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) tarafından finanse edilmiştir.

    USAID, ABD Dış İşleri Bakanı’nın sağladığı genel dış politika rehberliği doğrultusunda hareket eden

    bağımsız federal bir devlet kurumudur. USAID, kalıcı ve eşitlikçi büyüme ile herkese daha iyi bir

    gelecek sağlama hedefleri doğrultusunda ziraat, demokrasi & yönetim, ekonomik büyüme, çevre,

    eğitim, sağlık, küresel ortaklıklar ve insani yardım gibi konularda 100’den fazla ülkede faaliyet

    göstermekte ve ABD dış politikasının öncülüğünü yapmaktadır.

    USAID dünyada beş coğrafi bölgede destek sağlamaktadır: Sahra Altı Afrika, Latin Amerika &

    Karayipler, Avrupa & Avrasya ve Orta Doğu. Daha fazla bilgi için lütfen www.usaid.gov/locations/

    europe_eurasia/countries/tr/ internet sitesini ziyaret ediniz.

    Proje kapsamındaki teknik destek hizmetleri (danışmanlık ve eğitim faaliyetleri) Frankfurt

    School of Finance & Management tarafından sağlanmaktadır.

    Almanya’da kurulu olan Frankfurt School of Finance & Management (önceki unvanıyla

    Bankakademie) 50 yıldan fazla bir süredir bankacılığın ve finansın tüm alanlarında danışmanlık,

    mesleki ehliyet kazandırma ve eğitim faaliyetleri alanında hizmet vermekte olup, sektöründe önde

    gelen bir özel üniversite ve danışmanlık kurumudur.

    1992’den beri faaliyet göstermekte olan Uluslararası Danışmanlık Hizmetleri, gelişmekte olan

    ülkelerde ve yükselen piyasalarda finansal pazarları geliştirmek ve tüm bu ülkelerdeki düşük gelirli

    nüfusun finansmana erişim imkânlarının artırılmasına kendini adamıştır. Daha fazla bilgi için lütfen

    www.frankfurt-school.de internet sitesini ziyaret ediniz.

    www.msmeturkey.com

    Bu program Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir. Projenin teknik destek bileşeninin

    ikinci (Mayıs 2012 – Ekim 2013) ve üçüncü aşaması (Kasım 2013 – Ekim 2015) Avrupa Birliği

    tarafından finanse edilmektedir.

    Avrupa Birliği, teknik bilgi, kaynak ve geleceklerini kademeli olarak birleştirmeye karar vermiş olan

    27 üye devletten oluşur. Bu devletler, 50 yıllık bir genişleme süreci boyunca, beraberce, kültürel

    çeşitlilik, hoşgörü ve bireysel özgürlükleri korurken bir istikrar, demokrasi ve sürdürülebilir

    kalkınma bölgesi kurdular. Avrupa Birliği, bu kazanımlarını ve değerlerini sınırları ötesindeki ülkeler

    ve insanlarla da paylaşmaya kararlıdır. Avrupa Komisyonu AB’nin yürütme organıdır.

    "Bu yayın Avrupa Birliği’nin desteği ile hazırlanmıştır. Yayının içeriğinin tüm sorumluluğu yalnızca Frankfurt School of Finance & Management’a aittir ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıttığı düşünülemez.”