473
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ MİSYONLARINI GERÇEKLEŞTİRMEDE İNSAN KAYNAKLARININ ROLÜNÜN GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI BAĞLAMINDA İNCELENMESİ Doktora Tezi Nezih Metin ÖZMUTAF Tez Danışmanı Prof. Dr. Ali AKDEMİR ISPARTA, 2007

T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

İŞLETME ANABİLİM DALI

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ MİSYONLARINI

GERÇEKLEŞTİRMEDE İNSAN KAYNAKLARININ

ROLÜNÜN GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI

BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Doktora Tezi

Nezih Metin ÖZMUTAF

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Ali AKDEMİR

ISPARTA, 2007

Page 2: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

ii

Page 3: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

iii

ÖZET

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ MİSYONLARINI GERÇEKLEŞTİRMEDE İNSAN KAYNAKLARININ ROLÜNÜN GÖNÜLLÜ

YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Nezih Metin ÖZMUTAF

Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Yönetimi Doktora Tezi, 453 sayfa,

2007

Danışman: Prof. Dr. Ali AKDEMİR

Bu tezin amacı, STK’larda gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında insan kaynaklarının rolünün, STK’ların misyonlarını gerçekleştirmedeki etkilerini araştırmaktır. Çalışmanın temel çıkış noktası, STK’ların misyonlarını insan kaynakları yönetimi çerçevesinde gönüllü yönetimi yaklaşımlarına bakış açılarını ve bu çerçevede gerçekleştirip gerçekleştirmediklerini ortaya koymaktır.

Çalışmanın kuramsal çerçevesinde; İlk olarak Dünya ve Türkiye’de sivil toplum ve STK’ların kavramsal boyutu ve tarihsel gelişimi; ikinci olarak STK’larda yönetim ve organizasyon boyutu; üçüncü olarak STK’larda gönüllülük ve gönüllülük yönetimi; son olarak da STK misyonları sınıflandırılarak incelenmiştir.

Çalışmanın uygulamaya yönelik çerçevesinde ise; kuramsal boyuta uygun bir çerçevede bir anket formu hazırlanmış ve İzmir ilindeki STK’larda uygulanmıştır. 365 bireye uygulanan anket verilerine yönelik olarak SPSS yazılımı kullanılarak istatistiksel analizler yapılmıştır. Bu bağlamda, temel olarak tanımlayıcı istatistikler, faktör analizi, tek yönlü varyans analizi, Kruskal Wallis H Testi, Student T Testi, Mann-Whithey U Test’leri kullanılmıştır.

Faktör analizi sonucu 32 soruluk ölçek, yedi temel faktörden oluşan 28 soruluk bir ölçeğe dönüşmüştür. Ortaya çıkan yedi faktör ve içerdikleri ölçek soruları bağımlı değişken; anketi cevaplayan bireylerin yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu; yer aldıkları STK’nın türü, misyonu, kuruluş yılı, üye sayısı ve görev alanı soruları bağımsız değişken kabul edilmiştir. İstatistiksel analizler bu çerçevede gerçekleştirilmiştir.

İstatistiksel analiz sonuçlarına göre ankete katılan STK’ların insan kaynakları çerçevesinde gönüllü yönetimi yaklaşımlarına bakış açılarının büyük oranda teorik alt yapıyı desteklediği belirlenmiştir. Ancak katılımcılar kapsamında, STK’larda insan kaynakları çerçevesinde gönüllü yönetimi yaklaşımlarının şu an için uygulamada istenen düzeyde olmamakla birlikte gelecekte daha iyi bir boyutta olacağı gözlemlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Sivil Toplum, STK, İnsan Kaynakları Yönetimi, Gönüllü Yönetimi

Page 4: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

iv

ABSTRACT

THE STUDY OF THE ROLE OF HUMAN SOURCES IN CARRYING OUT THE MISSIONS OF NON-GOVERNMENTAL ORGANIZATIONS IN

TERMS OF THE VOLUTARY MANAGEMENT APPROACHES

Nezih Metin ÖZMUTAF

Unıversıty of Süleyman Demirel, Department of Business Management Ph.D, 453 Pages, 2007

Supervising Professor: Prof. Dr. Ali AKDEMİR

The purpose of this thesis is to study the effects of the role of human sources in carrying out the missions of NGOs in terms of the voluntary management aproaches.The basic starting point of the study is to clarify the missions of NGOs and the views related to the volutary management aproaches within the human sorces management.

In the theoretical point of the study, firstly, the conceptual point and historical development of NGOs and civil society in the world and in Turkey; secondly the level of management and organization in NGOs; thirdly the voluntary and management of voluntary, and lastly by classifying, the missions of NGOs was studied.

In terms of the study aming at application, on the other hand, a questionnaire form was prepared in accordance with theoretical point and applied in NGOs of Izmir. According to the data of questionnaire applied on 365 individuals, statistical analysis were made by using SPSS software. At this point, basically defining statisticals, Factor Analysis, Oneway Analysis of Variance, Test of Kruskal Wallis H, Test of Student T, and Test of Mann-Whitney U were used.

As a result of the factor analysis, the scale with 32 questions turned into a scale with 28 questions formed of 7 basic factors. The 7 factors which were found out and the scale questions that they contain were accepted as factor variable and the age, sex, marıtal and educational status of the attendants in the questionaire, and the questions about their type of NGOs, its mission, foundation date, number of members, mission area were considered as factor independent. The statistical analysis were made in this frame.

According to the results of the statistical analysis, it was determined that the views of NGOs in the questionaire regarding the voluntary management approaches supported the theorical infrastructure on a large scale. However, on the part of the attendants it was observed that the voluntary management approaches in NGOs in the frame of human sources are not at the desired level in practice now, but it will be at a better level in the future.

Keywords: Civil Society, NGO, Management of Human Sources, Voluntary Management

Page 5: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

v

İÇİNDEKİLER

Sayfa

İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………….. v

KISALTMALAR DİZİNİ……………………………………………………………. vii

ŞEKİLLER DİZİNİ…………………………………………………………………... viii

ÇİZELGELER DİZİNİ……………………………………………………………….. xv

GİRİŞ

1.1.Çalışmanın Konusu……………………………………………………………… 1

1.2.Çalışmanın Amacı………………………………………………………............. 2

1.3.Çalışmanın Önemi……………………………………………………………….. 2

1.4.Sınırlılıklar……………………………………………………………………...... 3

1.5.Çalışmanın İçeriği………………………………………………………………... 3

BİRİNCİ BÖLÜM

KAVRAMSAL TEMELLER

2.1.Sivil Toplumun Kimliksel ve Kavramsal Temelleri……………………………... 6

2.1.1.Sivil Toplum Kavramının Kimliksel Gelişimi……………………………… 6

2.1.1.1.Klasik Boyutta Yaklaşım………………………………………………. 7

2.1.1.2.Modern Boyutta Yaklaşım ……………………………………………. 8

2.1.1.3.Güncel ve Postmodern Boyutta Yaklaşım ve Sivil Toplum Kuruluşları. 12

2.1.2.Türkiye’de Sivil Toplum……………………………………………………. 16

2.1.2.1.Selçuklu ve Osmanlı Dönemi………………………………………… 17

2.1.2.2.Cumhuriyet Dönemi………………………………………………….. 25

2.1.2.2.1.Tek Parti Dönemi (1923-1950)………………………………….. 25

2.1.2.2.2.Çok Partili Dönem (1950-1980)………………………………… 29

2.1.2.2.3.1980 Sonrası Dönem…………………………………………….. 31

2.1.2.2.3.1.Ekonomi ve Siyasal Kültür Bağlamında Yaklaşım………... 31

2.1.2.2.3.2.STK’lar Bağlamında Yaklaşım…………………………….. 33

2.1.3.Sivil Toplum İle İlişkili Güncel Kavramlar………………………………… 37

2.1.3.1.Kamusal Alan ve Sivil İnisiyatif…………………………………... ... 38

2.1.3.2.Demokrasi ve Örgütlenme……………………………………………. 42

2.1.3.3.Küreselleşme, Yerelleşme ve İletişim Teknolojileri…………………. 45

Page 6: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

vi

2.2.Sivil Toplum Kuruluşları…………………………………………………………. 49

2.2.1.STK Kavramı: Tanımı, Nitelikleri ve Sağladığı Faydalar………………….. 50

2.2.2.STK’ların Gelişimi …………………………………………………….. 54

2.2.3.STK’ların İsimsel Orijini……………………………………………….. 56

2.2.4.STK’ların Kuruluş Şekilleri: Hukuksal Yapı ve Örgütlenme………….. 58

2.2.4.1.Gönüllülük Temelinde Yapılanmalar……………………………… 58

2.2.4.1.1.Dernekler…………………………………………………….. 58

2.2.4.1.2.Vakıflar………………………………………………………. 59

2.2.4.1.3.Diğer Gönüllü Gruplar………………………………………. 60

2.2.4.2.Kamu Kurumu Temelinde Yapılanmalar…………………………. 60

2.2.4.2.1.Sendikalar ve Konfederasyonlar…………………………….. 61

2.2.4.2.2.Odalar ve Borsa……………………………………………… 63

2.2.4.3.Diğerleri…………………………………………………………… 66

2.2.5.STK’ların Paydaşları ve Etkileşimleri………………………………….. 68

2.2.5.1.STK’lar ve Devlet ve Devletle Etkileşimlerine Göre Kategorize

Edilmeleri………………………………………………………...............

69

2.2.5.2.STK’lar ve Özel Sektör……………………………………………. 74

2.2.5.3.Uluslararası Örgütler………………………………………………. 76

2.2.5.4.Diğer STK’lar……………………………………………………… 77

İKİNCİ BÖLÜM

STK’LARIN YÖNETİM ve ORGANİZASYONU

3.1.STK’larda Yönetim………………………………………………………………. 79

3.2.1.Misyon………………………………………………………………………. 81

3.2.2.Vizyon………………………………………………………………………. 83

3.2.3.Örgüt Kültürü……………………………………………………………….. 86

3.2.3.1.Genel Olarak Örgüt Yapısı…………………………………………… 88

3.2.3.2.Değerler………………………………………………………………. 91

3.2.3.3. Politika ve Stratejiler………………………………………………… 93

3.2.STK’lar ve Güncel Yönetim Yaklaşımları………………………………………. 96

3.2.1. STK’lar ve Stratejik Yönetim……………………………………………… 97

3.2.2. STK’lar ve Toplam Kalite Yönetimi (TKY)………………………………. 103

3.2.3.STK’lar ve Kıyaslama………………………………………………………. 107

Page 7: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

vii

3.3. STK’lar ve İletişim……………………………………………………………… 111

3.3.1. İletişim Kavramı…………………………………………………………… 112

3.3.2. STK’larda İletişimin Önemi……………………………………………….. 113

3.3.3.STK’larda İletişimin Boyutları……………………………………………... 115

3.3.3.1. İçsel İletişim…………………………………………………………. 116

3.3.3.2. Dışsal İletişim……………………………………………………….. 119

3.3.4. STK’larda İletişim Teknolojilerinin Kullanımı……………………………. 123

3.3.4.1. STK’lar ve Klasik İletişim Araçları…………………………………. 123

3.3.4.2. STK’lar ve Bilgi Teknolojilerinin İletişimsel Kullanımı……………. 124

3.3.5. STK’larda İletişimi Olumsuz Etkileyebilecek Faktörler…………………… 127

3.3.5.1. Bireysel Faktörler……………………………………………………. 127

3.3.5.2.Fiziksel Faktörler……………………………………………………... 129

3.3.5.3.Sembole Yönelik Faktörler…………………………………………… 130

3.3.5.4. Zaman Faktörü………………………………………………………. 131

3.4. STK’larda Finansal Alt Yapı Unsurları…………………………………………. 133

3.4.1. Üye Ödenekleri ve Materyal Yardımı……………………………………… 134

3.4.2.Bağışlar ve Proje Desteği…………………………………………………… 135

3.4.3.Yayınlar…………………………………………………………………….. 136

3.4.4. Eğitim Faaliyetleri ve Sosyal Faaliyetler………………………………….. 137

3.5. STK’larda Hizmet Sunum Süreci……………………………………………….. 138

3.5.1. Proje Planlaması ve Hedef Kitle…………………………………………… 138

3.5.2. Projenin Uygulanması ve Değerlendirme………………………………….. 142

3.6.STK’larda Rasyonel Dönüşüm Süreci…………………………………………… 144

3.6.1.Kurumsallaşmadaki Yetersizlikler…………………………………………. 144

3.6.2. Profesyonelleşmedeki Yetersizlikler………………………………………. 148

3.6.3.Finansal Yetersizlikler……………………………………………………… 150

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

STK’LARDA GÖNÜLLÜLÜK VE GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ

4.1.Gönüllük Kavramı……………………………………………………………….. 152

4.2.Gönüllülüğün Boyutları ve Gönüllü Olmaya İten Faktörler…………………….. 153

4.2.1.Bireysel Gönüllülük………………………………………………………… 153

4.2.2.Kurumsal Gönüllülük………………………………………………………. 155

4.3.STK’larda Gönüllüğün Önemi…………………………………………………… 156

4.4.Gönüllü Yönetimi Süreci………………………………………………………… 158

Page 8: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

viii

4.4.1.Planlama ……………………………………………………………………. 160

4.4.1.1.Misyon ve Vizyon Tanımı……………………………………………. 160

4.4.1.2. Örgütsel Değerlendirme……………………………………………... 161

4.4.1.3. Gönüllü Programı Geliştirme………………………………………... 163

4.4.1.4. Gönüllü Pozisyonlarını Yazılı Olarak Tanımlama…………………... 163

4.4.2. Gönüllü Kazanma ………………………………………………………….. 165

4.4.2.1.STK’nın İmajı………………………………………………………… 166

4.4.2.2.Gönüllü Kazanma Stratejileri………………………………………… 167

4.4.2.3. Mesaj Yaratma………………………………………………………. 168

4.4.2.4.Gönüllü Bulma Kanalları……………………………………………. 169

4.4.2.5.Gönüllüleri Tarama…………………………………………………… 170

4.4.2.6. Gönüllülerle İletişim Kurma…………………………………………. 171

4.4.3.Eğitim……………………………………………………………………….. 174

4.4.3.1.Oryantasyon…………………………………………………………... 174

4.4.3.2. Rutin Eğitim…………………………………………………………. 177

4.4.4.Yöneltme / Yönetme………………………………………………………... 178

4.4.4.1. Supervisor……………………………………………………………. 178

4.4.4.1.1.Liderlik ve Motivasyon…………………………………………. 179

4.4.4.1.2.Sağlıklı İletişim…………………………………………………. 183

4.4.4.1.3. Katılımcılık ve Yetkilendirme…………………………………. 186

4.4.4.1.4.Ekip Çalışması………………………………………………… .. 188

4.4.4.1.5. Stres Yönetimi …………………………………………………. 190

4.4.4.1.6. Sürekli Eğitim ve Gelişme……………………………………… 194

4.4.4.2. Gönüllüleri Tanıma………………………………………………….. 194

4.4.5.Değerlendirme……………………………………………………………… 196

4.4.5.1.Değerlendirmeyi Planlama…………………………………………… 197

4.4.5.2.Veri Toplama ve Analiz……………………………………………… 198

4.4.5.3.Raporlama……………………………………………………………. 199

Page 9: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

ix

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

STK’LARIN MİSYONLARI

5.1. STK’lar ve Misyon………………………………………………………………. 201

5.2.STK’ların Genel Misyonları……………………………………………………… 202

5.2.1. Dönüşüm Misyonu…………………………………………………………. 202

5.2.2. Demokrasi ve Katılımcılığı Geliştirme Misyonu…………………………... 203

5.2.3.Sürgürülebilir Kalkınma Misyonu 205

5.2.4. Etik Faktörlere Saygılı Olma Misyonu…………………………………….. 208

5.2.5. Paydaş Olma Misyonu……………………………………………………... 210

5.2.6. Yasal Çerçevede Faaliyet Gösterme Misyonu……………………………... 210

5.3.STK’ların Faaliyet Alanına Yönelik Misyonları…………………………………. 211

5.3.1.İnsan Haklarının Geliştirilmesine Yönelik Misyonlar……………………… 212

5.3.2. Eğitim ve Öğretime Yönelik Misyonlar……………………………………. 214

5.3.3. Sağlık Alanı Misyonları……………………………………………………. 218

5.3.4. Mesleki Misyonlar…………………………………………………………. 220

5.3.5.Yardım Misyonları …………………………………………………………. 222

5.3.6. Kültür ve Sanat Misyonları………………………………………………… 225

5.3.7. Spor Alanına Yönelik Misyonlar…………………………………………... 227

5.3.8. Çevreye Yönelik Misyonlar………………………………………………... 229

5.3.9. Tarım ve Hayvancılığa Yönelik Misyonlar………………………………… 232

5.3.10. Bilgi Teknolojilerine Yönelik Misyonlar…………………………………. 233

5.3.11. STK’ları Güçlendirme, Rehberlik ve Danışmanlık Misyonları…………... 235

5.3.12. Diğer Misyonlar …………………………………………………………... 236

5.4. STK’larda Gönüllü Misyonları………………………………………………….. 237

5.4.1. Bilgi Aktarımı Misyonu……………………………………………………. 238

5.4.2. Deneyim Aktarımı Misyonu……………………………………………….. 239

5.4.3. Yeteneklerin Kullanımı Misyonu………………………………………….. 240

5.4.4. Fiziksel Aktivite Kullanımı Misyonu……………………………………… 241

5.4.5. Finansal Destek Misyonu………………………………………………….. 243

BEŞİNCİ BÖLÜM

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ-TEKNİKLERİ VE VERİ KAYNAKLARI

6.1.Araştırma Yöntemi-Teknikleri …………………………………………………... 244

6.2.Veri Kaynakları…………………………………………………………………... 246

Page 10: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

x

ALTINCI BÖLÜM

ARAŞTIRMA BULGULARI VE DEĞERLENDİRME

7.1.Araştırma Bulguları………………………………………………………………. 251

7.1.1.Bireysel ve Kurumsal Sorulara Yönelik Bulgular………………………….. 251

7.1.2.Ölçeğe Yönelik Bulgular 268

7.1.2.1.Ölçekte Yer Alan Sorulara Yönelik Bulgular 268

7.1.2.2.Ölçeğe Yönelik Faktör Analizi Bulguları…………………………. 278

7.1.2.2.1. Faktörler Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular…… 288

7.1.2.2.1.1. Yöneltme / Yönetme Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular………………………………………………………

289

7.1.2.2.1.2. Planlama Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular………………………………………………………………..

293

7.1.2.2.1.3. Değerlendirme Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular………………………………………………………

298

7.1.2.2.1.4. Misyon ve Gönüllülük Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular……………………………………………..

301

7.1.2.2.1.5. Gönüllü Kazanma I Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular……………………………………………………..

305

7.1.2.2.1.6. Gönüllü Kazanma II Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular……………………………………………..

309

7.1.2.2.1.7. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular……………………………………

312

7.1.2.2.2. Faktörler Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular…. 316

7.1.2.2.2.1. Yöneltme / Yönetme Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular…………………………………………………….

316

7.1.2.2.2.1. Planlama Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular………………………………………………………………..

324

7.1.2.2.2.3. Değerlendirme Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular…………………………………………………….

330

7.1.2.2.2.4. Misyon ve Gönüllülük Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular…………………………………………….

335

7.1.2.2.2.5. Gönüllü Kazanma I Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular………………………………………………

340

7.1.2.2.2.6. Gönüllü Kazanma II Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular…………………………………………….

346

Page 11: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xi

7.1.2.2.2.7. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular……………………………………

350

7.1.2.2.3. Faktörler Kapsamında Yönetim Alanı ve Diğer Alana Yönelik Bulgular…………………………………………………………………….

355

7.2.Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi……………………………………….. 364

7.2.1. Bireysel ve Kurumsal Yapıya Yönelik Tanımlayıcı Bilgilerin Değerlendirilmesi………………………………………………………………….

364

7.2.2. Ölçeğin ve Ölçeğe Verilen Yanıtların Değerlendirilmesi………………….. 369

7.2.3.Faktör Analizi Sonucu Oluşan Yapının Değerlendirilmesi………………… 377

7.2.3.1.Faktörler ve Bireysel Boyuta Yönelik Değerlendirme……………………………………………………………...

382

7.2.3.2.Faktörler ve Kurumsal Boyuta Yönelik Değerlendirme……………… 390

7.2.3.3.Faktörler Kapsamında Yönetim Görev Alanı ile Diğer Görev Alanına Yönelik Değerlendirme……………………………………………………….

400

YEDİNCİ BÖLÜM

SONUÇ VE ÖNERİLER

SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………………………………………. 418

KAYNAKÇA………………………………………………………………………… 424

EK1…………………………………………………………………………………… 448

ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………….. 452

Page 12: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xii

KISALTMALAR DİZİNİ

AB Avrupa Birliği

ANOVA Multivariate Analysis Of Variance

ATO Ankara Ticaret Odası

BM Birleşmiş Milletler

Bşk. Başkan

Bşk. Y. Başkan Yardımcısı

De. Dernek

Diğ. Diğer

KMO Kaiser Meyer Olkin

Koo. Kooperatif

Mes. O. Meslek Odası

Sek. Sekreter

Sen. Sendika

STGP Sivil Toplum Geliştirme Programı

STK Sivil Toplum Kuruluşları

S.y. Sayfa Yok

Sor. Sorumlusu

T.S.O. Ticaret ve Sanayi Odası

TOBB Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Ty. Tarih Yok

Va. Vakıf

Page 13: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xiii

ŞEKİLLER

Sayfa No

Şekil 1.1. Basit Bir Sivil Toplum Modeli…………………………………….. 70

Şekil 1.2. Küçük Devletli Toplum……………………………………………. 71

Şekil 1.3. Devletin Devleti……………………………………………………. 71

Şekil 2.1. Stratejik Planlama Süreci…………………………………………… 97

Şekil 2.2. Stratejik Planlamada Yaklaşımında Temel Safhalar……………….. 98

Şekil 2.3. STK’lar İçin Ayrıntılı Stratejik Planlama………………………….. 99

Şekil 2.4. STK’larda Deming Döngüsü Bağlamında Kıyaslanama Süreci…… 108

Şekil 2.5. Basit İki Yönlü İletişim Süreci……………………………………... 118

Şekil 3.1. Gönüllü Yönetimi (Çemberi) Süreci……………………………….. 159

Şekil 3.2. Gönüllü Yönetimi Süreci…………………………………………… 159

Şekil 3.3. Bir Organizasyonda Sosyalizasyon Süreci…………………………. 178

Şekil 3.4. Organizasyonlarda Bireysel Motivasyonu Etkileyen Faktörler……. 182

Şekil 3.5.

Performans ve Kabiliyet, Motivasyon, Çevresel Koşullar Arasındaki İlişki……………………………………………………

183

Şekil 3.6. Bir Bilgi Süreçleme Ağında Bir Sinir Merkezi Olarak Yönetici…… 185

Şekil 4.1. Sürdürülebilir Kalkınma Prizması…………………………………. 206

Şekil 4.2. Gelecek Nesillerin Yaşam Kalitesini Geliştirme………………….. 206

Şekil 5.1. Araştırmanın Kavramsal Modeli…………………………………… 245

Şekil 6.1. Yaş Grupları Grafiği………………………………………………... 252

Şekil 6.2. Cinsiyet Dağılımı…………………………………………………… 253

Şekil 6.3. Cinsiyete Göre Yaş Grupları……………………………………….. 253

Şekil 6.4. Medeni Durum Dağılımı…………………………………………… 254

Şekil 6.5. Eğitim Durumu…………………………………………………….. 255

Şekil 6.6. Ankete Katılan Bireylerin STK Türüne Göre Dağılımı…………… 257

Page 14: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xiv

Şekil 6.7. STK Türü ve Cinsiyet Dağılımı…………………………………….. 258

Şekil 6.8. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Temel (Faaliyet Misyonu) Misyon Alanlarına Göre Dağılımı………………………

259

Şekil 6.9. Temel Misyon Alanları ve Cinsiyet………………………………… 260

Şekil 6.10. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Kuruluş Yıllarına Göre Dağılımı………………………………………………………

261

Şekil 6.11. Ankete Katılan Bireylerin Yer Aldıkları STK’lardaki Üye Sayılarına Göre Dağılımı………………………………………

262

Şekil 6.12. Görev Alanı Dağılımı………………………………………………. 263

Şekil 6.13. Görev Alanının Cinsiyete Göre Dağılımı………………………….. 264

Şekil 6.14. STK Türü ve Görev Alanı………………………………………….. 265

Şekil 6.15. Misyona Göre Görev Alanları………………………………….. 266

Şekil 6.17. STK’nın Kuruluş Yıllları ve Görev Alanları……………………….. 267

Şekil 6.18. STK’ların Üye Sayıları ve Görev Alanları…………………………. 268

Şekil 6.19.

Ölçekte Yer Alan Soruların Aritmetik Ortalamalarına Yönelik

Çizelge………………………………………………………………

271

Şekil 6.20. Öz Değerlerin Nisbi Değerleri……………………………………… 283

Şekil 6.21. Faktör Analizi Öncesi ve Sonrası Boyutlar………………………… 378

Şekil 6.22. Faktör Analizi Sonucu Oluşan Faktörler ve Alt Soru Grupları I…… 379

Şekil 6.23. Faktör Analizi Sonucu Oluşan Faktörler ve Alt Soru Grupları II….. 380

Şekil 6.24. Faktörler ve Bireysel Boyutlar……………………………………... 383

Şekil 6.25. Faktörler ve Kurumsal Boyutlar …………………………………… 390

Şekil 6.26. Faktörler ve Yönetim Alanı ile Diğer Alan………………………… 401

Şekil 6.27. Gönüllü Gayretini Etkileyen Faktörler Arasındaki İlişki…………... 403

Page 15: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xv

ÇİZELGELER DİZİNİ

Sayfa No

Çizelge 1. 1. Atatürk Devrimleri………………………………………………. 26

Çizelge 2.2. Sivil Toplum Aktörlerinin Tipleri……………………………….. 53

Çizelge 2.1. STK’larda Örgütsel Yapı Unsurları……………………………… 89

Çizelge 3.1. Gönüllü Pozisyonlarını Tanımlamaya Yönelik Çalışma Sayfası... 165

Çizelge 3.2. Farklı Koşullarda Liderlik Performansı…………………………. 180

Çizelge 5.1. Ölçekte Yer Alan Planlama ve Gönüllü Kazanmaya Yönelik Sorular……………………………………………………………

248

Çizelge 5.2. Ölçekte Yer Alan Eğitim, Yöneltme / Yönetme ve Değerlendirmeye Yönelik Sorular……………………………….

249

Çizelge 6.1. Yaş Grupları……………………………………………………… 251

Çizelge 6.2. Cinsiyet Dağılımı………………………………………………… 252

Çizelge 6.3. Cinsiyete Göre Yaş Grupları…………………………………….. 253

Çizelge 6.4. Medeni Durum Dağılımı………………………………………… 254

Çizelge 6.5. Yaş Değişkeni Kapsamında Medeni Durum, Görev Alanı ve Cinsiyet…………………………………………………………..

254

Çizelge 6.6. Eğitim Durumu………………………………………………….. 255

Çizelge 6.7. Yaş Kapsamında Medeni Durum, Görev Alanı, Cinsiyet ve Eğitim Durumu…………………………………………………..

256

Çizelge 6.8. Ankete Katılan Bireylerin STK Türüne Göre Dağılımı………………………………………………………….

257

Çizelge 6.9. STK Türü ve Cinsiyet Dağılımı…………………………………. 257

Çizelge 6.10. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Temel (Faaliyet Misyonu) Misyon Alanlarına Göre Dağılımı……………………………….

258

Çizelge 6.12. Temel Misyon Alanı ve Cinsiyet Dağılımı……………………… 259

Çizelge 6.13. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Kuruluş Yıllarına Göre Dağılımı………………………………………………………….

260

Çizelge 6.14. Ankete Katılan Bireylerin Yer Aldıkları STK’lardaki Üye Sayılarına Göre Dağılımı ……………………………………….

261

Çizelge 6.15. Ankete Katılan Bireylerin Görev Alanı Dağılımı……………….. 262

Çizelge 6.16. Görev Alanının Cinsiyete Göre Dağılımı ……………………….. 263

Çizelge 6.17. STK Türüne Göre Görev Alanı Dağılımı………………………... 264

Çizelge 6.18. STK Misyonuna Göre Görev Alanı Dağılımları………………… 265

Çizelge 6.19. STK Kuruluş Yılına Göre Görev Alanı Dağılımı……………….. 266

Çizelge 6.20. STK’ların Üye Sayısı ve Görev Alanı Dağılımı………………… 267

Çizelge 6.21. Ölçekte Yer Alan Sorulara Yönelik Tanımlayıcı İstatistikler…… 269

Page 16: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xvi

Çizelge 6.22. Ölçekte Yer Alan Sorulara Yönelik Tanımlayıcı İstatistikler…….. 270

Çizelge 6.23. Likert Ölçeği Bağlamında n Sayıları ve Yüzdeler (I)……………... 272

Çizelge 6.24. Likert Ölçeği Bağlamında n Sayıları ve Yüzdeler (II)……………. 273

Çizelge 6.25. Likert Ölçeği Bağlamında n Sayıları ve Yüzdeler (III)…………… 274

Çizelge 6.26. Ölçekte Yer Alan Soruların İstatistiksel Olarak Sınanması (I)……. 276

Çizelge 6.27. Ölçekte Yer Alan Soruların İstatistiksel Olarak Sınanması (II)…... 277

Çizelge 6.28. KMO ve Barlett Testi Sonuçları…………………………………... 281

Çizelge 6.29. Ortak Varyans Değeri (I)…………………………………………. 281

Çizelge 6.30. Ortak Varyans Değeri (II)…………………………………… 282

Çizelge 6.31. Toplam Varyansla İlgili Açıklama………………………………… 283

Çizelge 6.32. Döndürülmüş Bileşen Matrisi…………………………………….. 284

Çizelge 6.33. Yöneltme / Yönetme Olarak İsimlendirilen Faktör I ve Tanımlayıcı İstatistikler……………………………………………

285

Çizelge 6.34.

Planlama Olarak İsimlendirilen Faktör II ve Tanımlayıcı

İstatistikler…………………………………………………………

286

Çizelge 6.35. Değerlendirme Olarak İsimlendirilen Faktör III ve Tanımlayıcı İstatistikler…………………………………………………………

286

Çizelge 6.36. Misyon ve Gönüllülük Olarak İsimlendirilen Faktör IV ve Tanımlayıcı İstatistikler……………………………………………

287

Çizelge 6.37. Gönüllü Kazanma I Olarak İsimlendirilen Faktör V ve Tanımlayıcı İstatistikler……………………………………………

287

Çizelge 6.38. Gönüllü Kazanma II Olarak İsimlendirilen Faktör VI ve Tanımlayıcı İstatistikler……………………………………………

288

Çizelge 6.39. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Olarak İsimlendirilen Faktör VII ve Tanımlayıcı İstatistikler……………………………………

289

Çizelge 6.40. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni…………………………………………………………..

290

Çizelge 6.41. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni…………………………………………………………..

290

Çizelge 6.42. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni………………………………………………….

291

Çizelge 6.43. Yöneltme/Yönetme Faktöründeki Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni…………………………………………………………..

292

Çizelge 6.44. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni………... 294

Çizelge 6.45. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni…… 295

Page 17: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xvii

Çizelge 6.46. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni…………………………………………………………..

296

Çizelge 6.47. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni………………………………………………………….

297

Çizelge 6.48. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni…. 298

Çizelge 6.49. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni…………………………………………………………..

299

Çizelge 6.50. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni…………………………………………………………..

300

Çizelge 6.51. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni…………………………………………………………..

301

Çizelge 6.52. Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni………………………………………………………….

302

Çizelge 6.53. Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni…………………………………………………………..

303

Çizelge 6.54. Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni………………………………………………….

303

Çizelge 6.55: Misyon ve gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni…………………………………………………

304

Çizelge 6.56: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni…………………………………………………………..

305

Çizelge 6.57. Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni…………………………………………………………..

306

Çizelge 6.58. Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni…………………………………………………..

307

Çizelge 6.59. Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni…………………………………………………

308

Çizelge 6.60. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni…………………………………………………………..

309

Çizelge 6.61. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni…………………………………………………………..

310

Çizelge 6.62. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni…………………………………………………..

311

Çizelge 6.63. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni…………………………………………………

312

Çizelge 6.64. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni…………………………………………………..

313

Page 18: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xviii

Çizelge 6.65. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni……………………………………………...

314

Çizelge 6.66. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni………………………………………

314

Çizelge 6.67. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni……………………………………...

315

Çizelge 6.68. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü…. 317

Çizelge 6.69.

Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu…………………………………………………………….

318

Çizelge 6.70.

Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı………………………………………………………..

320

Çizelge 6.71.

Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı……………………………………………………………….

321

Çizelge 6.72. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı.. 322

Çizelge 6.73. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü…………….. 324

Çizelge 6.74. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu……... 325

Çizelge 6.75. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı... 327

Çizelge 6.76. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı….. 328

Çizelge 6.77. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı………….. 329

Çizelge 6.78. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü……… 330

Çizelge 6.79. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu….. 331

Çizelge 6.80.

Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı…………………………………………………………………

332

Çizelge 6.81.

Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı……………………………………………………………….

333

Çizelge 6.82. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı…… 334

Çizelge 6.83. Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü. 336

Çizelge 6.84.

Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu……………………………………………………………

337

Çizelge 6.85.

Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı……………………………………………………….

337

Çizelge 6.86.

Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı………………………………………………………….

338

Page 19: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xix

Çizelge 6.87.

Misyon ve gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı……………………………………………………………….

339

Çizelge 6.88. Gönüllü kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü…. 341

Çizelge 6.89.

Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu……………………………………………………………

342

Çizelge 6.90.

Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı……………………………………………………….

343

Çizelge 6.91.

Gönüllü Kaznama I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı………………………………………………………………

344

Çizelge 6.92. Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı.. 345

Çizelge 6.93. Gönüllü kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü … 346

Çizelge 6.94.

Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu……………………………………………………………

347

Çizelge 6.95.

Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı………………………………………………………..

348

Çizelge 6.96.

Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı………………………………………………………….

349

Çizelge 6.97. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı 350

Çizelge 6.98.

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü……………………………………………………….

351

Çizelge 6.99. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu…………………………………………………..

352

Çizelge 6.100. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı…………………………………………..

353

Çizelge 6.101.

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı…………………………………………….

354

Çizelge 6.102.

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı……………………………………………………

355

Çizelge 6.103. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları…………………………………………………………….

356

Çizelge 6.104. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları……….. 358

Çizelge 6.105. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları…. 359

Page 20: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

xx

Çizelge 6.106.

Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları…………………………………………………………….

360

Çizelge 6.107.

Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları……………………………………………………………

361

Çizelge 6.108.

Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları…………………………………………………………….

362

Çizelge 6.109.

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev……………………………………………………………

362

Çizelge 6.110. Faktör Analizi Çıkarılan Sorular ve Görev Alanları………………. 363

Page 21: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

1

GİRİŞ

1.1.Çalışmanın Konusu

Sivil toplum kuruluşları (STK), günümüz toplumlarında, kamusal alanda,

devlet ve özel sektörden bağımsız ancak devlet, özel sektörün paydaşı olarak onların

ve içinden çıktıkları toplumun, onun ötesinde tüm insanlığın daha iyi konuma

gelmesinde aktif rol oynayan; aktif vatandaşlık kapsamında özgür bir biçimde

örgütlenen; demokratikleşme ve katılımcılığı, kamuya fayda sağlamayı, kar amacı

gütmemeyi, şeffaflığı, etik faktörlere ve değerlere saygıyı, yasalara saygılı olmayı

ancak onları çağdaş normlara göre iyileştirmeyi, siyasete dolaylı şekilde yön vermeyi

bağımsız bir şekilde sağlayan sivil toplumun ete kemiğe bürünmüş şekli olan çağdaş

yapılanmalardır.

Diğer taraftan STK’lar, yukarıda özet bir şekilde ortaya konulmaya çalışan

pek çok işlevi temel olarak gönüllülük çerçevesinde gerçekleştirme eğiliminde olan

/olması gereken kuruluşlardır. Diğer bir deyişle, STK’ların kuruluş ve üye olma

süreçlerinde bir bakıma zorunluluk bile olsa yukarıda ortaya konan işlevlerin sağlıklı

bir şekilde hayata geçirilmesi ancak gönüllülük mantığı çerçevesinde olabilecektir.

Dolayısıyla STK’nın yapılanması hangi tür bir örgütlenme şekli olursa olsun eğer

resmi olarak nitelenen kesimlerle vatandaşlar arasında bir köprü vazifesi görüyor ve

onun haklarını en iyi şekilde savunma eğilimine giriyora bu kuruluşun gönüllüğüden

şüphe edilemeyecektir. Ancak örgütlenme biçimlerinin getirdiği kendi dokularından

kaynaklanan gönüllülüğü anlayış biçimleri farklılık gösterebilecektir.

Bu bağlamda, bu çalışmanın konusu da gönüllüğün yönetim süreçlerine en üst

düzeyde yansıdığı / yansıması gerektiği STK’ların ve kapsamındaki insan

kaynaklarının gönüllü yönetimi bakış açısıyla onların misyonlarını

gerçekleştirmelerini araştırmaya yöneliktir. Bu nedenle çalışmanın ismi Sivil Toplum

Kuruluşlarının Misyonlarını Geçekleştirmede İnsan Kaynaklarının Rolünün

Gönüllü Yönetimi Yaklaşımları Bağlamında İncelenmesi olarak düzenlenmiştir.

Page 22: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

2

1.2.Çalışmanın Amacı

Bu çalışmanın amacı; STK’larda gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında

insan kaynaklarının rolünün, STK’ların misyonlarını gerçekleştirmesine yönelik

etkilerini araştırmaktır.

1.3.Çalışmanın Önemi

Bir taraftan insan eliyle yıkılan pek çok yaşam ve yaşam mekanı, bir taraftan

yine STK’lar sayesinde insan eliyle ayağa kaldırılmaya ve iyi durumda olanlar ise

yine STK’lar sayesinde daha iyiye götürülmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda bir

dereceye kadar çeşitli güçlerce önemsenmemeye çalışılan STK’lar, bir dereceden

sonra aynı güçler tarafından önemseme durumunda kalmaktadır. Bu nedenle gerek

dünya genelinde ve gerekse Türkiye özelinde devletin / devletlerin ve özel sektörün

yetersiz kaldığı pek çok alanda yapıcı faaliyetler gösteren STK’ların 2000’li yıllarla

birlikte sorunlara nüfuz etme ve onları çözme güçleri git gide artmaktadır.

STK’ların dünya ve ülkemiz genelinde artan önemi ve yaygınlığı onların son

yıllarda daha fazla incelenmesine vesile olmaktadır. Kuşkusuz STK gibi böylesine

ucu bucağı belirsiz bir dünyanın kapsamında yapılacak çalışma konusu ve biçimi se

adeta sınırsızlaşmaktır. Ülkemizde sivil toplum alanında ve kısmen de STK’lar

bazında yapılmış çok değerli çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmaların genelinde

çoğunlukla sivil toplum perspektifinde devlet, özel sektör, kamusal alan, özel alan,

tarihsel gelişim, STK’ların hukuksal yönleri, STK’lar hakkında istatistiksel bilgiler

gibi konulara yer verilmektedir. Bu çalışmayı diğerlerinden farklı kılan temel mantık

ise, STK’lara yönetim bilimi perspektifinde yaklaşılmış olmasıdır. Hangi tür

örgütlenme şekli olusa olsun onun yönetim bilimi prensip ve süreçlerinden ayrılması

olanaksızdır. Bu nedenle, STK’ların da yönetim bilimi perspektifinde belirli yönetim

ilke ve tekniklerine göre yönetildikleri / yönetilmeleri gerekliliği batı dünyasında

uzun yıllardır yapılan çalışmalardan da esinlenilerek bu çalışmada ortaya konulmaya

çalışılmıştır.

STK’lar ve yönetim denildiğinde insan kaynağı bağlamında çok önemli bir

yer tutan yönetim biçimi ise, gönüllülük yönetimi olarak nitelenmektedir. Diğer bir

Page 23: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

3

deyişle, gönüllülük STK’larda tüm yönetim süreçlerine nüfuz eden bir yapıdadır. Bu

bağlamda STK’larda gönüllülüğün yönetimi büyük önem arz etmektedir.

Diğer taraftan STK’lar misyonlarını gerçekleştirme çabası içinde örgütlenen

kuruluşlardır. Bir STK’nın kuruluş fikrinin doğuşu bir misyonla başlamakta,

STK’nın kuruluşundan sonra ve gelişmesinin tüm aşamalarında da misyonu ile

devam etmektedir. Hatta başarısız bir STK’nın misyonunu istenilen düzeyde

başamadığından dolayı fesh edildiğini de yönetim bağlamında dile getirmek olasıdır.

Sonuç olarak STK’lar gönüllülük yönetimini başarıyla gerçekleştirdiklerinde

misyonlarını da o oranda başarılı gerçekleştirme olananağına sahip olmuş olurlar. Bu

çalışmanın Türkiye boyutunda önemi gönüllüğün misyonlarla olan bu bağlantısının

amprik bir yaklaşımla bütünleştirilmesidir. Diğer bir deyişle bu çalışmada sadece

gönüllüğün misyonları gerçekleştirmeye olan etkileri kapsamlı bir teorik çerçevede

ortaya konulmamıştır; yanı sıra teori ile ortaya konulan geniş perspektifin Türk

STK’ları bağlamında uygulama ile ne oranda örtüştüğü ileri istatistiksel analiz

teknikleri kullanılarak belirlenmiştir.

1.4. Çalışmanın Sınırlılıkları

Çalışmanın uygulama boyutu büyük şehir olması nedeniyle Türkiye’yi iyi

temsil edecek bir bakış açısı içinde İzmir ilinde yer alan STK’lar kapsamında ön

görülmüştür. İzmir il merkezinde bulunan STK’ların evreni oluşturduğu kabul

edilmiş ve bilimsel bir çerçevede belirli bir hata payı ile örneklem hacmi

hesaplanarak o örnekleme ulaşılması yeterli olarak görülmüştür.

1.5. Çalışmanın İçeriği

Çalışma iki temel boyutta tasarlanmıştır. Birinci boyutta sivil toplum ve

STK’lar bazında genel olarak literatür bilgisi; ikinci boyutta ise, STK’larda yönetim

bilimi perspektifinde bakış açısı yer almaktadır.

Çalışmanın birinci boyutu olan sivil toplum ve STK’lar bazındaki literatür

bilgisi birinci bölüm olan kavramsal temeller bölümünde yer almaktadır. Bu bölümde

gerek dünya genelinde ve gerekse Türkiye özelinde sivil toplumun tanımlanması,

Page 24: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

4

boyutları, tarihsel gelişim süreci; sivil toplumla ilgili güncel kavramlara; STK’lar ile

ilgli olarak kavramsal çerçeveye, STK’ların dünya ve ülkemizdeki isimlendiriliş

şekillerine, STK’ların sınıflandırılmasına ve STK’ların paydaşları ile olan etkileşimi

gibi konularda geniş bir şekilde teorik bilgiye yer verilmiştir.

Çalışmanın ikinci boyutunda ise, STK’lara yönetim bilimi perspektifinde bir

bakış açıyla yaklaşılmıştır. Bu bağlamda, ikinci bölümde STK’ların yönetim ve

oganizasyonu, üçüncü bölümde STK’larda yönetim ve gönüllü yönetimi, dördüncü

bölümde STK’ların misyonları, beşinci bölümde STK’ların misyonlarını

gerçekleştirmede insan kaynaklarının rolünün gönüllü yönetimi yaklaşımları

bağlamında incelenmesine yönelik araştırma yöntemi-teknikleri ve veri kaynakları,

altıncı bölümde ise, araştırma bulguları ve değerlendirilmesi yer almaktadır.

İkinci bölüm olan STK’ların yönetimi bölümünde: STK’larda yönetim

kapsamında misyon, vizyon, örgüt kültürü konularına; STK’ların güncel yönetim

yaklaşımları bağlamında incelenmesine, STK’larda iletişim konusuna, STK’larda

finanasal alt yapı unsurlarına, STK’larda hizmet sunum sürecine ve STK’larda

rasyonel dönüşüm sürecine yer verilmiştir.

Üçüncü bölüm olan STK’larda yönetim ve gönüllü yönetimi süreci

bölümünde: gönüllülük kavramı, gönüllülüğün boyutları ve bireyleri / kurumları

gönüllü olmaya iten sebepler, STK’larda gönüllülüğün önemi, gönüllü yönetim

süreci konularına yer verilmiştir.

Dördüncü bölüm olan STK’ların misyonları bölümünde: STK’larda misyon,

STK’ların genel misyoları, STK’ların faaliyet alanına yönelik misyonları ve

STK’ların gönüllü misyonlarına yer verilmiştir.

Beşinci bölüm olan STK’ların misyonlarını gerçekleştirmede insan

kaynaklarının rolünün gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında incelenmesine

yönelik araştırma yöntemi-teknikleri ve veri kaynakları bölümünde: Çalışmanın

uygulama boyutuna yönelik olarak araştrımanın yöntemi ve teknikleri kapsamında

araştırmanın amacı, yapıldığı yer ve zaman, evren ve örneklem, kavramsal model ve

bağımlı ve bağımsız değişkenlere yer verilmiştir. Veri kaynakları bölümünde ise,

anket ve uygulmasının nasıl yapıldığı açıklanmıştır.

Page 25: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

5

Atıncı bölüm olan araştırma bulguları ve değerlendirilmesi bölümünde ise:

araştırmada kullanılan ve orijinal bir şekilde oluşturulan anketle elde edilen verilerin

istatistiksel analizi sonucu elde edilen bulgulara ve onların değerlendirilmesine yer

verilmiştir.

Yedinci ve son bölümde ise, araştırma ile ilgili olarak sonuç ve önerilere yer

verilmiştir.

Page 26: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

6

BİRİNCİ BÖLÜM

KAVRAMSAL TEMELLER

2.1.Sivil Toplumun Kimliksel ve Kavramsal Temelleri

Sivil toplum, geçmişten günümüze ve içinde bulunduğumuz zaman

sürecinden geleceğe doğru sürekli bir değişim ve gelişim içinde, dünya genelinde ve

Türk toplumunda benzer ve farklı anlamlarla ilişkilendirilen, özellikle güncel

yaşamın son trendlerinden yoğun bir biçimde etkilenen çok boyutlu bir gerçekliktir.

Bu nedenle, bu bölümde sivil toplum, tarihsel dönüşüm perspektifi, tarihsel ve

güncel bağlamda Türk toplumu, yoğun olarak etkileşim içinde bulunduğu öne çıkan

güncel kavram/süreçlerle ortaya konulmuştur.

2.1.1.Sivil Toplum Kavramının Kimliksel Gelişimi

Sivil toplum kavramı farklı zaman süreçlerinde, farklı toplumlarda farklı

düşünürler tarafından değişik anlamları içerecek bir çerçevesizlikte ya da flu bir

sınırlama içinde sentezlenebilmektedir. Diğer bir deyişle, sivil toplum kavramını

açıklarken tek bir genel kabul görür tanımlama yapmak yerine, tarihsel perspektif

içinde ve belirli düşünürlerin ortaya koydukları düşünceler çerçevesinde dönüşümsel

bir sürecin ürünü olarak sivil toplum kavramına yaklaşmak daha rasyonel bir

yönelim olacaktır. Bu yaklaşım içinde, canlı bir organizma gibi fiziksel ve mental

olarak sürekli bir süreçsel değişimi yaşayan sivil toplumun sınırlanamayan sınırlarına

da geçişken ve dönüşümsel bir soyut çerçeve çizilebilecektir.

Sivil toplumun, yukarıda sözü edilen mentalite kapsamında dönüşümsel

yapısı içinde açıklanabilmesi için, klasik, modern, güncel ve postmodern boyutta

yaklaşım; konuya hem geçmişten geleceğe, hem de özelden genele doğru konsantire

bir derinliği getirecektir.

Page 27: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

7

2.1.1.1.Klasik Boyutta Yaklaşım

Sivil toplum kavramı batı eksenli bir klasik yaklaşım tarzıyla Aristo (İ.Ö.

384-322) ve Çiçeron (İ.Ö. 106-43) referans gösterilerek ortaya konulmaktadır. Gerek

Aristo, gerekse Çiçeron, sivil toplum terimini, hiçbir politik (siyasal) toplumu

kastetmeden, devleti politik toplumla birbirinin yerine geçebilir (interchangeably) bir

düşünsel çerçevede tanımlamışlardır (Karlson, 2002: 76-77).

Eski Yunan çağının en büyük filozofu Aristo, sekiz başlık altında

toplanabilen (mantık, fizik, metafizik, biyoloji, psikoloji, ahlak, siyaset bilimi ve söz

sanatı) bir ansiklopedi oluşturmuştur. Bugün, onun sivil topluma yönelik düşünceleri,

siyaset bilimi altında yer alan “Politika” adlı eserinden alıntı yapılarak ortaya

konulmaktadır (Eroğul, 1981: 98, 99).

Aristo, günümüzdeki özel alan kavramıyla tamamen ilgisiz bir çerçevede,

kamuya ait kurallar koyan kurallı yönetilen bir topluma atıfta bulunarak “politike

koinonia (politik topluluk/toplum, politik düzen)” şeklinde ifade etmiştir. Aristo, bu

tanımı içinde medenileşme ya da uygarlaşma (civilized) fikirlerinin yanı sıra, özgür-

eşit haklara sahip bir etik boyuta da vurgu yapmıştır. Burada bir sivil toplum üyeliği,

diğer vatandaşlar için zararlı eylemlerle uğraşmaksızın ve kanunlara uygun davranma

zorunluluğunda -devletin üyesi- bir vatandaş olmaktı (Karlson, 2002: 99; Kaldor,

2003: 6). Aristo, politike koinonia’yı, etiğe önem veren bir çizgide, gerçek dostluk

(friendship) şeklinde ifade ettiği kamusal dostluk (civic friedship) çerçevesinde

ortaya koymuştur. Kamusal dostluk, erdeme, paylaşmaya, ortak amaçlara ve yarara

koşmaya yarayan dostluktur. Sonuç olarak bu dostluk diğerlerinin de iyiliğini

amaçlar. O, bu bağlamda diğer dostlukları ise, bireylerin birbirlerine faydalı

olmalarını sağlayan dostluk (iş arkadaşlığı, politik yandaşlık gibi) ve birbirinden

hoşnut olmadan kurulan dostluk (oyun, içki, dedikodu gibi) şeklinde belirtmiştir

(Sarıbay, 2003: 15-19).

Ayrıca, “politike koinonia” örgütlenme yetisine sahip homojen bir topluluğu

(köylü toplulukların da dahil olduğu) içine alan bir Site Devleti’ni de belirtiyordu

(Doğan, 2002: 10-11). Bu bağlamda Aristo toplumu, bütüncül temelde, parçaların

Page 28: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

8

bütüne zorunlu bağlantılı olduğu bir organizma şeklinde betimlemiştir (Bozkurt,

2004:5).

Çiçeron ise, “politika koinonia” şeklindeki ifadeyi Latince’ye “societas

civilis (sivil toplum)” şeklinde çevirerek, Aristo ile benzer bir şekilde, o süreçteki

sivil toplumu, sivil kanunlar tarafından yönetilen bir kent/şehir toplumu olarak ifade

etmiştir (Tosun, 2001: 30, Kaldor, 2003: 6, 7). Çiçeron’ a göre, insandaki en büyük

değer ya da erdem devlete yararlı olmaktır. Devlet hukukla birlikte doğanın eseridir.

İnsanlar devleti ve hukuku akıllarıyla anlayabilirler. Bu bağlamda Çiçeron, özgürlük

ve otorite arasındaki dengeyi sağlayabilen bir krallıktan yana bir tutum sergilemiştir

(Korkmaz, 2002: 3).

Köken olarak Yunan ve Roma felsefesinin ürünü olan yukarıdaki açıklamalar

ışığında, sivil toplumun klasik boyuttaki tanımı kapsamında, sivil toplumla devletin

bire bir örtüştüğü, diğer bir değişle ayrımlaşmadığı sonucuna varılabilir. Dolayısıyla

klasik boyutta, devletin karşısında ya da paydaşı olan özel bir sivil toplum alanı

mevcut değildir. Hume’nin “özgürlük sivil toplumun mükemmelleşmesidir, ancak

yine de otoriteyi tam da bu toplumun var olabilmesinin esası olarak anlamak

gerekmektedir” görüşü bunu açık bir dille ortaya koymaktadır. On sekizinci yüzyıla

kadar, bu düşünce çerçevesinde olduğu gibi, tüm siyasi düşünürler sivil toplum

terimini “mensuplarını kendi yasalarının nüfusu altına sokan, böylelikle de barışçı

düzeni ve yönetimi sağlama bağlayan bir siyasal birliktelik tipi” bağlamında

kullanmışladır (Keane, 1994: 47-48).

2.1.1.2.Modern Boyutta Yaklaşım

Modern boyutta sivil toplum kavramı genel olarak, bireyleri sosyal bir

anlaşma yapmak için bir araya getiren ve bu anlaşma sonucu, yasaları olan bir

yönetim içinde ve o yasalara uyan bir devletin varlığını ortaya koymaktadır. Bu

bağlamda sivil toplum ve devlet arasında bir farklılık doğmuştur. Devlet ya da

hükümet (state ya da government) ve sivil toplum artık iki ayrı boyut olarak

algılanmaya başlanmıştır. Burada sivil toplum devletle çelişmez, ancak despotik

yönetimle çelişir. Bu bağlamda, sivil batı anlayışı da zaten, “siyasi güçlerin

Page 29: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

9

sultasından kurtulabilme” temelinde bir hürriyet anlayışı ile örtüşmektedir (Kaldor,

2003: 7; Keane, 1994: 54-59; Mardin, 1992: 13-16, Yorgancı, 2000).

Modern boyutta sivil toplum kavramının yeniden doğuşu, on yedi ve on

sekizinci yüzyılla birlikte iki temel görüş çatısı altında belirlenmiştir. Birinci görüş

sosyal bir anlaşma fikri ve bireysel haklar teorisi kapsamında “toplumsal (sosyal)

sözleşme” kavramı çerçevesindeki teoridir. Toplumsal sözleşme teorisinin önde

gelen düşünürleri Hobbes, Locke, Pain ve Roussea olarak belirtilebilir. İkinci görüş

ise, çatışmacı teori çerçevesinde gerçekleşmiştir. Bu teorinin önde gelen düşünürleri

Hegel, Marks ve Gramsci olarak sayılabilir (Abay, t.y.: 273, Arslantürk ve Amman,

2001: 444-445).

Doğa durumunda yaşarken bir sözleşme (toplum sözleşmesi) ile doğa

durumundan kurtulup uygarlık durumuna geçildiğini varsayan sivil toplumun

“toplum sözleşmesi” teorilerine dayanan düşüncesi on sekizinci yüzyılda ortaya

çıkmıştır. Doğa hali, bireyin “ilkel yaşam” pozisyonunda ve “doğasına” uyan

davranışları sergileyen bir varlık olarak algılar. Doğa hali toplumsal bağlamların

tamamını yok sayarken, çelişkili bir şekilde gelecekte oluşturulacak olan ideal

bireysel ilişkileri ortaya koyan ve kuralları olan bir tavrı sergiler. Daha açık bir

ifadeyle, “sözleşme (kontrat) kuramına göre, insanlar doğa durumunda barbarlık

koşulunda yaşarlarken, kendi aralarında yapmış oldukları bir anlaşma (sözleşme) ile

güvenliklerinin sağlanması için haklarının tamamını ya da bazı haklarını ortak bir

otoriteye devretmiş ve uygarlık durumuna geçmişlerdir. Burada, ilk tasarım mutlak

hüküm sahibinin devlet olduğu, ikinci tasarımda ise, devletin de barbar konuma

geçebileceği perspektifinden iki katlı bir sözleşmenin (ilk adımda uygar toplum,

ikinci adımda siyasal toplumu oluşturmak) yapılması savunulmuştur (Güneş ve

Güneş, 2003: 119; Arthusser, 1987: 13; Mejuyev, 1987: 45, Tunçay, 2006).

Thomas Hobbes (1588-1679), sivil toplumla siyasal toplumu aynı anlamda

kullanmıştır. O devlet ve toplumu ayrı düşünmeye yönelten realitenin/koşulların

döneminde daha oluşmamasından dolayı, tek bir sözleşme çerçevesinde devleti ve

toplumu ayırmadan bütün olarak düşünme yolunu seçmiştir (Doğan, 2002: 59, Abay,

t.y.: 273).

Page 30: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

10

John Locke (1632-1704), mutlak egemen bir güç olarak algılanan devleti

liberal özgürlükler (sınıf brujuvazisini destekleyici olarak) bağlamında, siyasal ve

toplumsal dönüşümü içine alan bir çerçevede devleti sivil toplum içine katarak

devleti sınırlandırmış, bireysel mülkiyet öncelikli ve belirli sivil hakları kapsayan bir

mentaliteyi ortaya koymuştur (Başkaya, ty. : sy.; Karlson, 2002: 76; Ebenstein, 2001:

225).

Thomas Pain (1737-1809), Locke’dan ilham alarak sivil toplumda bireysel

özgürlük ve doğal toplumculuğu ele almıştır. En olumlu gerekliliğin devlet değil,

sivil toplum olduğunu savunmuştur (Karlson, 2002: 76).

Jean Jack Rousseau (1712-1778), doğa, sivil toplum ve politik toplum

üçlemesi içinde, genel bir irade kapsamında, bireysel iradenin yok olacağı

dolayısıyla siyasal toplum (devlet) ve sivil toplumun ortaya çıkacağını vurgulamıştır

(Abay, t.y.: 273-274; Başkaya, ty. : sy.)

Çatışmacı teori, devleti ve sivil toplumu ayrımlaştıran düşünce yapısını ortaya

çıkarmıştır. Bu bağlamda, kimi düşünürler devleti sivil topluma egemen kılarken,

kimileri de tam zıttı bir düşünsel yönelim çerçevesinde konuya yaklaşmışlardır.

G. W. F. Hegel (1770-1831), bireyselciliğin hakim olduğu liberal bir görüşü

ortaya koymuştur. Hegel, toplumu aile, sivil toplum ve devlet şeklinde üç ana

boyutta ayrımlaştırdı. Ona göre sivil toplum (Bürgliche Gesellschaft), devletten

bağımsız diğer bir deyişle piyasa toplumuna has ekonomik ilişkilerin bulunduğu, bu

ekonomik ilişkilerde çeşitli toplumsal çıkar gruplarının (bu gruplar özel ya da

birbirleriyle bağlantılı olabilir) yer aldığı ve bir hukuk düzeni içinde yaşayan bir

yapıyı ortaya koymaktadır. Piyasa koşullarında ya da pazarda sosyo-ekonomik

gereklilikler belirli rekabet ve çatışmayı beraberinde getirmektedir. Hegel’e göre

devlet ya da siyasal toplum (siyasal devlet), sözü edilen rekabetçi ve çatışmacı sivil

toplum ortamındaki adaleti, eşitliği, evrensel değerleri, geneli kapsayan kamu

menfaatlerini korumak ve geliştirmekle yükümlüdür. Hegel mentalitisinde, devlet

özel alanı ve sivil toplumu bir çerçeve içinde kuşatır. Ona göre sivil toplum, aile ile

devlet arasında yer alan bir farklılaşmanın aşamasını (a stage of difference) ifade

eder. Hegel’e göre bir bireyin özgürlüğü ise, onun sadece ekonomik özgürlüğü değil,

aynı zamanda kurumsal yaşam ve yasa bilinci aracılığıyla daha fazla üniversal

Page 31: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

11

özgürlük beklentisinin yanı sıra etik bir yapıyı kapsar (Şaylan, 1995: sy.; Azaklı,

1996: 52-57; Tosun, 2001: 38, Karlson, 2002: 77; Peddle, 2002: sy.).

Karl Marx (1818-1883), Hegel’in görüşüne geniş bir şekilde adapte olmuştur.

Ancak, Marx’a göre devlet ve sivil toplum tamamen ayrıdır. Diğer bir deyişle, ona

göre devlet sivil toplumu kuşatan yarı Tanrısal bir yapı değildir, toplumu düzenleme

ve toplumdaki çatışmaları uzlaştırma işlevi üstlenmez. Aksine, devleti sivil toplumun

bir aracı olarak ortaya koymaktadır. Marx’a göre toplum “üretim araçları” ve “üretim

ilişkileri”ni kapsayan alt yapı ve “kültür, din, dil, devlet, örf, adet…gibi unsurları

kapsayan üst yapıdan oluşmaktadır ve maddi yaşam çerçevesinde olan alt yapı üst

yapıyı belirler. Diğer bir ifadeyle, insanların maddi yaşamları bilinçlerini

belirlemektedir. Ona göre, gerek önceki toplumlarda gerekse feodalizm sisteminin

içinden çıkan çağdaş brujuva cemiyetinde olsun çatışmaların tamamı sınıf çatışması

şeklinde ortaya çıkıştır. Marx’a göre, onun döneminde bu çatışmalar daha da

karmaşık ve güçlü hale gelerek, toplumda birbirine karşı duran iki sınıfı “Burujuvazi

ve Proleterya” ortaya çıkarmıştır. O, burujuvazinin bütün hürriyetleri vicdansız ve

bencil ticaret hürriyeti ile değiştiren yaklaşımını, brujuvaziye karşı olan diğer sınıflar

içinde yer alan ve gerçek bir devrimci sınıf ve zincirinden başka kaybedecek bir şeyi

kalmadığında (zenginin daha zenginleştiği ya da fakirin daha fakirleştiği bir ortamı

kast ederek) eyleme geçecek olan proleterya sınıfı ile ortadan kaldırmayı ve yeni bir

oluşumu meydana getirme görüşünü savunmaktadır. Diğer bir deyişle, Marx

görüşünü, -çağdaş devlete göre eleştirisel olan- sivil toplum ve devlet arasındaki

gergin durumun gelecekte sınıf toplumunun sivil toplumda kayboluşu ve her nasılsa

politik alanda birleşmesi olarak ortaya koymaktadır. (Savran, 1987: sy.; Karlson,

2002: 77; Arslantürk ve Amman, 2001: 91-95, Bozkurt, 2004: 36-38).

Antonio Gramsci (1891-1937), İtalya’da hapis yaşamı çerçevesindeki

hayatında, düşüncelerini hem Hegel, hem de Marx’dan etkilemiş bir boyutta ortaya

koymuştur. O, Hegel gibi devleti sivil toplumu kapsayıcı şekilde ifade etmiştir.

Ancak, Hegel gibi devleti total çıkarları savunan bir baki kurumdan farklı olarak

üretim, kültürel ve siyasal hegemonyayı elinde bulunduran bir grubun çıkarını

savunur şeklinde ifade etmiştir. Devlet hegemonyayı korumak için sert

davranabilirken, sivil toplum hegemonyanın ikna boyutu içinde yer almaktadır.

Ayrıca Gramsci, sivil toplumu da sadece ekonomik bir çıkar alanı değil, Hegel gibi

Page 32: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

12

hukuksal ve etik öğeleri içeren bir alan olarak ifade etmiştir. Ona göre, sivil toplum

devletin kapladığı politik toplumu içine alıp onu kendi yönünde dönüştüreceği ve

bunun da entelektüeller vasıtasıyla yapılacağını varsaymaktadır (Çaha, 2000: 38-40.;

Doğan, 2002: 216-223; Belge, t.y.: sy., Arslan, 2001: 56-57).

Yukarıda klasik ve modern boyutta ortaya konulan devlet ve sivil toplum

ilişkisinin çağdaş anlamda yapısal çerçevesini oluşturan yaklaşımın, tüm

düşünürlerin fikirlerinden etkilenmekle birlikte, temelde Hegel’in yapmış olduğu

aile, sivil toplum ve devlet ayrıştırmasından itibaren başladığı söylenebilir. Bu

bağlamda Marx, Hegel’in boyutuna sınıfsallığı, Gramsci ise, yoğun sivil toplum

düşüncesini eklemlemiştir.

Diğer taraftan, gerek toplumsal sözleşme kapsamında, gerekse çatışmacı teori

kapsamında yer alan düşünürler, sivil toplumu ortaya koyarken devletin konumunu

esas almışlardır. Diğer bir ifadeyle, kimi düşünürler devleti mutlak hakim

(transandantal, aşkın, tek hakim, kimseye hesap vermeyen), kimileri yarı mutlak

hakim ve kimileri de sivil toplumun güçlenmesi bağlamında ve devlet açısından da

devletin konumunu çağdaş realite anlamında yükselten bir enstriman (rasyonel bir

mentalitede; liberal boyutlu, demokratik, çeşitliliğe açık, çoğulcu, özerkliğe önem

veren, insan haklarına saygılı) olarak algılamışlardır. Bu bağlamda, ikinci görüş

çağdaş yaklaşıma daha yakın gözükmektedir.

2.1.1.3.Güncel ve Postmodern Boyutta Yaklaşım ve Sivil Toplum Kuruluşları

İnsanlık tarihi makro bir bakış açısıyla incelendiğinde birbirine dönüşerek

öne çıkan ve dönüşmeye devam etmekte olan üç safha belirlenebilir. Alvin Toffler,

bu safhaları, birbirini iten ve birbiri içine geçen özelliğe sahip bir nitelikte olan

“dalga”lar şeklinde nitelendirmiştir. Birinci dalga içinde, insanlığın bilinen on bin

yıllık tarihi ve bu süreçteki ağırlıklı olarak toprak ve tarıma yönelik yaşantıyı, ikinci

dalga toplumu ve iş süreçlerini tümüyle değiştiren ve sanayi devrimi ile başlayan, bir

taraftan önceki binlerce yıllık sürece göre olağan üstü gelişmelerin yaşandığı bir

taraftan zenginle-fakir arasındaki uçurumun gittikçe arttığı son üç yüzyılı ve üçüncü

dalga ise, bir yandan teknolojinin çok hızlı geliştiği ve bilginin (bilgi toplumunun)

öne çıktığı, iletişimin son derece arttığı, ulusal devletin rolünün dönüştüğü ve

Page 33: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

13

demokrasinin sürekli geliştiği, üretici ve tüketici arasındaki bağlantının arttığı, bir

yandan da yine zenginle-fakir arasındaki uçurumun artmaya devam ettiği ama

fırsatları da içinde bulunduran yaşanmakta olan safhadır (Toffler, 1981: 386-396).

Yukarıda sözü edilen sürecin son üç yüz küsur yılı içinde yaşanan önemli

olaylar arasında Fransız İhtilali (1789), Sanayi Devrimi özellikle de onun başlangıcı

olan buhar motorunun keşfi (1712), elektriğin aktif kullanımı (1831), dünyanın ilk

programlanabilir bilgisayarı ENİAC’ın (Electronic Numerical Integrator and

Calculator, 1930-1946) yaratılması, iki büyük dünya savaşı, Sovyetler Birliğinin

dağılması ve Berlin Duvarı’nın yıkılışıyla dünyanın tek kutuplu hale gelmesi,

bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde 1980’lerden buyana önceki dönemlere göre

görülmemiş biçimde yaşanan çok hızlı ilerleme bunların getirisi olan ekonomik ve

ticari, devlet (hükümet) ya da politik, toplumsal, sosyal, bireysel, kültürel, terör,

teknolojik ve iletişim, e-devlet, e-ticaret, e-eğitim…gibi süreçlerde yaşanan

küreselleşme yönelimli değişim göze çarpmaktadır (Koray, 1998: 5; Barutçugil,

2002: 20-21; Beito vd., 2005: 1-4, Oktay vd., t.y.: s.y.).

Tarih ya da zaman yukarıda sözü edilen süreçle birlikte daha konsantire

yaşanır hale gelirken sivil toplum, devlet ve bireye yönelik dönüşümler de bu süreçte

artan bir ivmelenme yaşamaktadır. Ortaya konulan sürekli dönüşüm süreci içinde,

sivil toplum bağlamında önemli değişimler 1960 yılların sonlarından itibaren çağdaş

anlamda daha belirgin bir yapıya kovuşmaya başlamıştır (Çaha, 2000; 74).

Mary Kaldor (2003: 8) sivil toplumun çağdaş kullanımında aktivist (etkinci),

neo-liberal ve post modern sivil toplumu üç farklı versyonunu ortaya koymaktadır.

i. Aktivist (Etkinci) sivil toplum versyonu: 1970 ve 1980’lerde Latin

Amerika ve Doğu Avrupa’da ortaya çıkan aktivist (etkinci) versyonudur. Bu

terim ve Doğu Avrupa’daki totaliter komünist rejim ve Latin Amerika’da

otoriter devlet ve askeri diktatörlük bağlamında özerk kamu alanı yaratmak

için bir topluluk olmaksızın eş zamanlı olarak ortaya çıkmıştır. Latin

Amerika’da entelektüeller hem Gramsci’nin fikirleri ve hem de liberal teoloji

fikirlerinden etkilenmiştir (Howell ve Perace, 2001: s.y.; Levis, 2001: s.y.,

alıntılayan Kaldor, 2003: 8). Doğu Avrupa’da rejime karşı Parague sıçrayışı

başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Devletle uğraşma yerine, devlet ve toplum

Page 34: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

14

arasında değişim için devletten bağımsız devlete meydan okuyarak birey-

örgüt yapılanmalarını savunan antipolitiklik ya da yaşama hakkı olarak da

ifade edilen bir versyondur. Sivil toplum ABD ve Avrupa’daki entelektüel

tarafından (1968 sonrası çevre barışı, kadın, insan hakları gibi yeni sosyal

hareketlerle birlikte) dünyanın diğer bölgelerinde özellikle Hindistan’da

“Yeni Politikalar” kapsamında geleneksel olarak gücü elinde tutma yerine

devletin demokratikleşmesine yardım etmek için bireylerin ve grupların

politik partilerin dışındaki bölge fikrini ortaya koymuştur. Bu bağlamda,

Alman Felsefecisi Jürgen Habermas’a göre (Ehrenberg, 1999: 222-223;

alıntılayan Kaldor, 2003: 9), sivil toplumu liberal burujuva toplumundan,

Hegel’in ihtiyaçlar sistemi olarak kavramlaştırmasından ve Marks’ın sermaye

ve çalışanı merkeziyetçi bir yasal çerçevede ele almasından farklı bir anlamda

sosyal çalışan ve yaygın eşya değişimi kapsamında bir pazar sistemi olarak

ifade etmektedir. Bu bağlamda kurumsal çekirdeği yaşayan dünyanın sosyal

bileşenlerindeki kamu alanının iletişim yapısına güven kaynağı olarak

hükümet dışı ve ekonomi dışı bağlantı ve gönüllü birlikler oluşturmaktadır.

Özetle bu çerçevede sivil toplum, bireyin yaşam alanındaki sosyal

problemlere balans ayarı yapabilmek için, kamu alanına reaksiyon gösteren

az çok spontane olarak ortaya çıkan birlikler, organizasyonlar ve hareketleri

birleştiren bir Nerwork birliktelikleridir (Kaldor, 2003: 8).

ii. Neo-liberallerin tanımladığı sivil toplum versyonu: 1970 ve 1980’lerde

ABD’de gelişen STK ya da üçüncü sektör fikriyle birleşmektedir. Bu fikre

göre, devletin ve pazarların kontrolü dışında ama onlar hakkında önemli rol

oynayan ve Tochquevillian’ın vurguladığı devletin rolünün minimize

edilmesi (neo-liberal mentalite) yöneliminde ama devlete hayır işlerinde

vekalet edebilen ve kurumları faaliyetleriyle hesap verebilirliğe yönelten

gönüllü örgütlenmeler (STK’lar) bulunmaktadır. Bu bağlamda Robert

Putnam’ın sosyal kapital ve Francis Fukuyama’nın güven ve sosyal etkileşim

hakkındaki fikrileri de sivil toplumun bu versyonu çizgisinde yer almaktadır

(Kaldor, 2003: 9).

iii. Post modern sivil toplum versyonu: Hem aktivist hem de neo-liberal

versyonların tartıştığı neo-modern bir mit olarak ortaya konulabilir. Sivil

Page 35: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

15

toplumun post-modern versyonu, çeşitli ulusal ve inançsal gruplar ve bir

çatışma öyküsü kapsamında daha çok kültürel yoğunlukta bir kavramı ortaya

koymaktadır. Ancak, örneğin kadınlara baskı yapabilen bir rejim batısal

anlamda sivil toplum dışında bırakılmaktadır. Post-modernistler, batılaşmış

bir sivil toplumun malı ve sivil olmayan toplumun geleneksel kötüsü arasında

denetimsiz bir bölümleme olamayacağını önermektedirler (Kaldor, 2003: 10).

Günümüzde sivil toplum kavramı ideolojik çerçeveden çıkarak demokrasi,

katılımcılık, yurttaşlık bilinci, hemşerilik, aktif vatandaşlık, insan hakları, fikir ve

inanç özgürlüğü, çoğulculuk ya da çok kültürlülük, hoşgörü, empati, şeffaflık,

kamusallık, kamu oyu, yasallık, özerklik, güven, gönüllülük ve bireysel rıza, yardım

severlik, ait olma (aidiyet), etik, lobicilik, hesap verebilme, kamu yararı kapsamında

serbest örgütlenebilme, sosyalleşme, hizmet odaklılık, küresel normlu olabilme,

serbest piyasa ekonomisi, kesintisiz demokrasi gibi olguları kapsayan zengin bir

kavram haline gelmiştir. Bu yönüyle, günümüzde ideolojiden ziyade yukarıdaki

değerler ve kazanımların maksimize edilmesi ön plana çıkmaktadır. Sözü edilen

değerlerin kamuda sürekli geliştirilerek gerçekleştirilmesi için en mükemmel ve

pratik araç STK’lar olarak gösterilebilir (Bayhan, 2002: 8, Yıldırım, 2004: 214-

233).

1980’lere kadar Marksist ideoloji için, sivil toplum demek emeğin

sömürüldüğü ve kapitalist ilişkilerin rol aldığı bir brujuva toplumu alanı olarak

algılanmıştır. Bu gün bu anlayış değişmektedir. Yukarıdaki değerleri sivil toplum

kavramı içinde geliştirmek ve hayata aktarmak için pek çok kar amacı gütmeyen

kuruluş, hangi derinlikte olursa olsun sağ ya da sol ideolojileri insanlığın yararı

yönünde bir konsensusa götürmektedir (Keyman, 2004: s.y.; Beito vd. 2005: 1-4).

Klasik, modern ve çağdaş boyutta sivil topluma dönüşüm konusuna genel bir

bakış açısıyla yaklaşıldığında, eski Yunan’da mitelojik prensipler çerçevesinde

aristokrasinin egemen olduğu Tanrısal Devlet’in; felsefi ve rasyonel prensiplerin

çerçevesinde olan, ticaret ve sanayinin gelişmesi ve kasabaların kentlere dönüşmesi

sonuç olarak bu süreçte kentli orta sınıfın (burujuvazi) ortaya çıkışı ile başlayan ve

devleti daha araçsal algılayan süreç günümüzde de -her ne kadar bire bir örtüşmese

de- iki düşünce kapsamında, çeşitli boyutların (siyasal, kültürel, ekonomik ve

Page 36: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

16

sosyal…gibi) etkisiyle farklı salınımlar sergilemektedir Bu salınım içinde, pozitif ya

da negatif yönün ölçüsü olarak demokratikleşme düzeyinin hangi konumda

olduğunun önemi büyüktür. Diğer bir değişle, sivil toplum kavramına yönelik olarak

yukarıda ortaya konulan değerlerin maksimizsyonu gerçek anlamda katılımcı

demokratikleşme düzeyinin artışı oranında realize olacaktır (Şenel 2004: 123-124,

Tekeli, t.y.: s.y.)

2.1.2.Türkiye’de Sivil Toplum

Türkiye’de sivil toplumla ilgili gelişim süreci batı ile karşılaştırıldığında

farklı bir yönelim sergilemiştir. Bu farklı yönelimin çerçevesini çizmek için tarihsel

boyutta Türk halkının ve yöneticilerin devlet anlayışını, bu anlayışın beslendiği

kaynakları sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan irdelemek gerekmektedir.

Bu bakış açısı, geçmişten günümüze Türk halkının yaşadığı sınırlar (Anadolu

Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti) içinde batısal yönelime

göre farklı ya da yetersiz gelişen sivil toplumun batısal gelişim sürecine adaptasyon

sürecinin günümüzde de devam eden karmaşık yapısına açıklık getirirken, bir yandan

da günümüzden geçmişe doğru bakıp, bugünün koşullarıyla yapılacak

karşılaştırmaların doğuracağı hata ya da eksiklikleri minimize etmeyi sağlayan bir

çerçeveyi kapsayacaktır. Bu farklar ve pozitif katkılar ışığında, günümüz ve gelecek

yönelimli olarak sivil toplumun dönüşümü daha iyi öngörülebilecektir. Bu bakış

açısı, zaten sivil toplumun doğasında bulunmayan, ak-kara, var-yok, iyi-kötü… gibi

kesin salt çizgileri içeren mentaliteyi dışlayarak, diğer bir ifadeyle onun doğasındaki

bulanık yapıyla da örtüşmüş olacaktır

Bu amaçla, bu bölümde gerçekte hem kendi içinde, hem de dünyayla

bütünleşme çerçevesinde bütünsel bir dönüşümü içeren Türk halkı bağlamındaki sivil

toplum yönelimi konunun açıklayıcılığı açısından Selçuklu ve Osmanlı dönemi ile

Türkiye Cumhuriyeti kapsamında irdelenmiştir.

Page 37: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

17

2.1.2.1.Selçuklu ve Osmanlı Dönemi

Tarihsel dönüşüm süreci içinde Selçuklu ve Osmanlı’da yaşanan Türk

kültürünün beslendiği başlıca kaynaklar arasında şunlar sayılabilir (Kültür ve Turizm

Bakanlığı, Bozkuş, t.y.: s.y.) :

i. Yönetim anlayışı açısından: Orta Asya kökenli yönetim geleneği, İslam

Yönetim Kültürü, Roma ve Bizans Yönetim kültürü, Avrupa Yönetim

Kültürü.

ii. İnançsal anlayış açısından: Şamanist kültür, İslam Kültürü, Hıristiyan

kültürü, Musevilik ve diğer orta Asya kökenli dinler,

iii. Yerleşim ve mesleki açıdan: Göçebeler, köylüler ve şehirliler boyutunda,

iv. Kullanılan dil açısından: Türkçe, Farsça, Arapça, Fransızca.

Yukarıda ortaya konulan, dört grup kaynak ve bileşenleri çeşitli dönemlerde

çeşitli yoğunlukta ileriki yılarda da birbirlerini etkileyerek ortak kültürün yaratılarak

geliştirilmesini sağlamıştır. Yukarıda toplu şekilde ortaya koyulan kültürler, yeri

geldikçe çeşitli yönlerden ilerleyen kısımlarda tarihsel boyutlarıyla birlikte yer

almaktadır.

Selçuklular dönemi kapsamında değerlendirilen, on ikinci ve on üçüncü

yüzyıllarda, devlet yönetimi (gerek Anadolu Selçukluları’nda gerekse beylikler

döneminde) hanedan üyeleri tarafından yürütülürdü. Devlet ve siyasi hakimiyet

hanedan üyelerinin ortak malı olarak görülürdü. Babadan oğul’a geçen bu yönetim

sisteminde, hükümdarın ölümü genellikle taht kavgası sürecine girilmesine, bu da

devletin istikrarsız bir sürece yönelmesine sebep olmaktaydı. Bu yönetim anlayışı

geleneksel orta asya kökenli, roma ve Bizans kültürünün etkisini taşımakla birlikte

ağırlıklı olarak İslam anlayışı çerçevesinde belirginleşmekteydi. Dinsel ve pozitif

bilimlerde ağırlıklı olarak Arapça, edebiyat dili olarak Farsça kullanılmakla birlikte,

gerek devlet erkanı ve ordu mensupları, gerekse halk arasında Türkçe yaşayan

geçerli dil olarak hakimiyetini koruyordu (Anadolu Türk Tarihi, TÜSİAD).

Selçuklular’da, yukarıda ortaya konulan çerçevede günümüz bağlamında

sınıfsal bir sivil toplumun olmadığı açıktır. Ancak, konuya halk açısından

Page 38: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

18

yaklaşıldığında günümüz sivil toplumunda yer alan bazı sivil toplum kuruluşu

niteliğinde kurum ya da kuruluşların olduğu görülmektedir. Selçuklular’da sivil

toplum ve zaman zaman siyasi iktidarı etkileme açısından önem arz eden, kurum /

kuruluş arasında medreseler ve Ahi yapılanmalarının önemi büyüktür (Ateş, 1982:

148-149).

Medreselerin önemi rasyonel bakış açısının varlığı bağlamında önem arz

etmektedir. Medreselerdeki eğitim bir bölümüyle İslam kültürünü baz almakta, ancak

özellikle tıp, astronomi ya da güncel hayatı kolaylaştırıcı icatlar yapma açısından ise

günümüz pozitif bilimlerindeki yaklaşımdan çok da farklı çerçeve çizmemekteydi.

Ayrıca, dinin özünün bilimle, akıl ve mantıkla çelişmemesinin gerektiği o zaman

sürecinde gerçekten önemseniyordu (Erdem, t.y..: s.y.).

Diğer taraftan, Anadolu’ya gelişle birlikte göçebe geleneğinin giderek

yerleşik bir yapıya dönüşmesi, halkın yoğunlukla köy ve şehirlerde yoğunlaşmasına

yol açmıştır. Köy halkı tarım ve hayvancılıkla uğraşırken, şehirlerde oturan halk

ticaretle uğramıştır. Ticaretle uğraşan şehirli kesim, bir nevi esnaf, sanatkar (ya da

zanatkar) ve üreticiler birliği olarak serbest bir örgütlenmeye yönelmiştir. Bu

örgütlenme modeline Ahilik (Fütüvvet Teşkilatı) ismi verilmiştir. Ahi Evran

tarafından yaratılan ve kuralları konan bu teşkilat başta esnaf ve zanatkar olmak

üzere temel olarak sosyal ve ekonomik sıkıntılara çözüm getirmek amacını

gütmüştür (Akdemir, 1996: 41, Demir, 2001: s.y.).

Ahi Evran, 1171 yılında, Azerbaycan’ın Hoy kasabasında dünyaya gelmiş,

Ahmet Yesevi ve Fahreddin-i Razi’den dersler almıştır. Onun özellikle Ahmet

Yesevi ekolünde yetişmesi sonucu, katı tutumlardan uzak ve mistik bir etik anlayışı

içeren tasavvuf felsefesinin ileriki yıllarda yaratacağı Ahilik teşkilatının köklerini

oluşturduğu görülmüştür. Onun Fütüvvetnamelerde, ortaya koyduğu mistik bazlı,

çağdaş insan ve sivil toplum profilinde de yer alması gerekli olan bazı etik faktörler

arasında iftira yapmama, kıskanmama ya da kıskançlığı frenleme, haset ve kin

tutmama, sözünde durma, yalan söylememe, emanete saygı, sert ve acımasız olmama

gibi değerler sayılabilir. Ayrıca bu sözü edilen faktörlere, o günün sivil toplumu

bağlamında onun çağdaşı olan Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana Celaladdin-i Rumi ve

Yunus Emre gibi filozof ve ozanların da felsefi bağlamda büyük katkısı olmuştur.

Page 39: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

19

Her ne kadar Selçuklularda patrimonyal bir devlet yapılanması olsa da halkın

ezilmemesi açısından bu kişilerin varlıkları ve fikirleri büyük katkı sağlamıştır

(Akdemir, 1996: 44; Özköse, 2003: 266; Yurdakök, 2004: 303, 304; Ahiliğin

Temel İlkeleri).

Ahiler’de kapalı toplum özelliği yönelimli aşağıdaki değerleri de görmek

mümkündür (Güllülü, 1985: 79):

i. Dayanışma yönelimli birbirini kollama ve yardımlaşma,

ii. Dış etkenler ve tehlikelere karşı birlikte hareket ederek karşı koyma,

iii. Din, dil ve ırk gözetmeksizin Ahiler’e sığınanları koruma altına almak.

STK’ların aktif vatandaş düşüncesini gerçekleştirici ve yönetenlerin dikkatli

olmalarını sağlayıcı araçsallılığı açısından Ahiliğin önemli bir eylemsel örneği tarihte

şöyle yaşanmıştır: 1237 yılında, Ahiliğin Anadolu’nun geneline yayılmasını sağlayan

o günün şartlarına göre gelişimi ve katılımı öngören Alaud-din Keykubad’ın oğlu II.

Giyasud-din Keyhüsrev tarafından öldürülmesi üzerine, Ahiler ve Türkmenler

sultana karşı ayaklanmışlardır (Ekinci, 1989: 5). Bu ise, o günün patrimonyal yapısı

düşünüldüğünde Ahiliğin gücünü göstermesi açısından da gerçekten çok önemli bir

olaydır.

Yukarıda ortaya koyulan değerler dışında, bu yapılanmanın yönetici ve

askerden oluşan resmi sınıf dışında halk arasında yapılanması, girişimci felsefe

boyutunda ve sivil toplum dinamiği olarak dikkate değerdir. Ahilikte katılımcı

yönetim ve organizasyon yapısı aşağıdaki gibi realize edilmekteydi (Demir, 2001:

s.y.; Ekinci, 1989: 29-53):

i. Yönetim kurulu ve büyük meclis: Her bir zanaat sınıfının bir temsilcisi yer

ve yönetim kurulu başkanını (Kethuda, Ahi Baba) seçer. Yiğitbaşı her ayın

ilk üç günü toplanmak, birliğin sorunlarını ve çözümlerini tartışmak, “orta

sandık” denilen yardımlaşma sandığının kredi ve yardımlaşma fonunun

denetlemek, birliğe ait bina ve demir baş bakımı, birliğe personel almak,

birlikte çalışanların maaşlarını ödemek, çıkar ve kalfaların terfilerini (Sed

Kuşanma Töreni) onaylamak.

Page 40: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

20

ii. Kethuda, birliğin yönetim kurulu başkanı olarak, kalite kontrolü ve fiyat

tespiti, devletle arabuluculuk, Sed Kuşanma töreni, kredi verme ve denetleme

gibi görevleri üstlenmektedir. Hiyerarşik yapıda Kethuda’dan sonra gelen

Yiğitbaşı zanatkarların bir üst sınıfa geçişini önerirdi. Hakem heyeti, birlik

mensupları arasında çatışmalarda arabuluculuk yapardı. Büyük meclis (genel

kurul) ise, yönetim kurulunu denetler ve devlet yönetimiyle arabuluculuk

işlevi görürdü.

Ahiliğin toplumsal açıdan çok önemli diğer bir hizmeti kadına verilen önemle

ortaya çıkmaktadır. İslamiyet öncesi ve sonrası kadının aile ve toplum içindeki

rolünü belirlemede, Anadolu’da da toplum ve iş hayatında aktif biçimde yer almasını

sağlayan “Bacıyan-ı Rum (Anadolu’da yaşayan kadınların lideri)” yapılanmasının

önemi inkar edilemez. Özellikle Hacı Bektaş-ı Veli’nin kadınları öne çıkaran

felsefesi, ticari hayat çerçevesinde Baciyan-ı Rum’da rastlanmıştır. Başlangıçta Ahi

Evran’ın eşi Fatma Bacı, Bacıyan-ı Rum’un lideri ve yol göstericisi olarak hem etik,

hem de zanaata yönelik olarak çadırcılık, keçecilik, boyacılık, halı ve kilimcilik, oya

ve dantelcilik, dokuma ve örgücülük, çeşitli kumaşların imal edilmesi ve giysilerin

oluşturulmasında aktif rol oynayarak Anadolu kadının haklarını koruma konusunda

büyük yararlılıklar göstermiş ve kadınları örgütlemiştir (Özköse, 2003: 270-273;

Akça vd., t.y.: 203-212; Bozkuş, ty. : s.y.; Göde, 1985: 225).

Selçuklulardan sonra, devlet niteliğine sahip yapılanma Osmanlı döneminde

görülmektedir. Osmanlı kuruluş yıllarında, “Türkmen Aristokrasisi” kapsamında

“ahiler, muharip gaziler, alpler ve Türkmen kabilelerine” dayanan beylik sistemi

çerçevesindeki katılımcı yapısını, ilerleyen yıllarda beylikten imparatorluğa geçme

eğilimi çerçevesinde terk ederek, özellikle II. Mehmet dönemiyle birlikte

devşirmelerden oluşturulan saray-sultan-kapıkulu yapısına dönüştürmüştür (Ateş,

1982: 178-183). Dönüşüm süreciyle birlikte Osmanlıda, iki temel sınıf ortaya

çıkmıştır. Bunlar, “sultan ve yönetici sınıfı” ve “ticaret ve tarımla uğraşan (reaya)”

kesimdir (Çaha, 2000: 148).

Sultan, halife sıfatıyla Tanrı adına tüm toprakların sahibi ve devleti temsil

eder bir niteliğini taşımıştır. Yönetici kesimde, askeri sınıf (seyfiye, kılıç ehli), ilmiye

sınıfı (şeriat hukuku uzmanları, kadılar, müderrisler ve diğer din adamları) ve

Page 41: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

21

kalemiye sınıfı (devletin bürokratik işlemleri yapan, asker ve ilmiyenin eğitimi

konusunda işlev üstlenen sınıf) yer almaktaydı. Asker ve kalemiye sınıfı “kul” olarak

nitelenmiştir (Günay, ty.: s.y., Akyılmaz, 2005: 204-327). Burada, önemli bir ayrıntı

ise, bu sınıflar içinde Türk kökenli halkın bulunmamasıdır. Diğer bir bakış açısı ile,

Türk ve Müslüman kökenli bir kişinin bu kademeler içinde gelebileceği en üst nokta

“kazai işleri yürüten” (ağırlıklı olarak illerdeki kadıların atanması görevini yürüten

ulema sınıf) anlamına gelen Anadolu ya da Rumeli Kazasker’idir. Kazasker,

hükümdar, vezirlerin de yer aldığı “divan’a (bakanlar kurulu)” katılabilirdi (Ateş,

1982: 183-186).

Diğer sınıfta şehirlerde ticaretle ve köylerde tarımla uğraşan kesim yer

almaktadır. Osmanlı’da, Selçuklu’da ortaya çıkan ve toplumun ticari hayatında

büyük önem arz eden Ahilik, kuruluş döneminden sonra devletin sultan ve yakın

çevresinde aşırı merkezleşmesi sonucu siyasal, ticari ve toplumsal hayata olumsuz

yansımıştır (Ateş, 1982: 173). Diğer bir deyişle, sadece hükümdar ailesinin ve

devletin varlığının devamına yönelik tutum çerçevesinde serbest piyasa ekonomisine

yönelik oluşumların temel taşları oluşamamıştır. Ayrıca, toprağın devletin uygun

gördüğü şekilde sadece kullanımını öngören bir çerçevede “has, tımar veya zeamet”

şeklinde köylüye tahsisi sonucu, bireylerin mülkiyet haklarının olmaması ve onlara

tahsis edilen toprağı istediği gibi ekip biçememesi, fakat yönetimin de bir parçası

olan tampon bir askeri sınıf “sipahi”lerle devletin vergisini alması sivil toplumun

gelişme olanaklarını çok sınırlı boyuta indirgemiştir (Çaha, 2000: 158-168; Tosun,

2001: 190-198). Burada diğer bir ilginç konu Ahiliğin başlangıcından itibaren

Müslüman olanları üye olarak kabul etmiş kuruluşlar olması, ancak Evliya

Çelebi’nin de belirttiği gibi ve kayıtlarla sabit olarak XVII. yüzyıldan itibaren

Müslüman olmayan kesimin de yer aldığının görülmesidir. Bu süreç, kendi içinde

olumsuzlukları da beraberinde getiren tekelci bir zihniyeti içeren gedik ve daha sonra

lonca şeklindeki tamamen yeni yapılanmaları ortaya koymuştur (Yelmen, 1985: 99-

100) .

Bu süreçte, yukarıda ortaya konulan patrimonyal (hanedan egemenliğine

dayalı) yapı, kültürel oluşumlarını da doğal olarak, saray ve taşra taraflarında farklı

boyutlarda ayrımlaştırmıştır. Selçukluda Ahi ve halk kültüründe görülen ve tarikat

niteliğinden ziyade ahlaki değerler sistemi şeklindeki rasyonel mistik anlayış,

Page 42: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

22

Osmanlı’da rasyonalite dışına çıkma eğilimine girmiştir. Bu yönelim çerçevesinde

özellikle Osmanlı toplumunda yaygın olan tarikatlar da -çok az istisnasıyla- giderek

yerini tamamen dünya ve rasyonaliteyi dışlayan hurafe yığını şekline getirmiş, yanı

sıra her konuda devlete bağlı kurumsal yapıya dönüşerek sivil toplum örgütü

algılamasından uzak bir tavır sergilemişlerdir (Tosun, 2001: 210-225).

Selçuklu’da pozitif bilimleri de içine alan medrese yapılanması ise, Osmanlı

toplumlumunda tamamen dinsel bir kimliğe bürünmüştür. Burada Boyacıoğlu

konuyla ilgili gerçeği şu şekilde açıklıyor (Boyacıoğlu, t.y.: s.y.):

Rönesans’a kadar İbn-i Sina ve İbn-i Rüşt’ün akılcı ve doğacı felsefesi, Doğuda

olduğu kadar Batıda da, bütün ilâhiyatçılar ve mistikler tarafından şiddetle tenkit

edilmişti. Ama Avrupa’da bütün saldırılara ve eleştirilere rağmen, akılcı ve doğacı

olan bu felsefe, Rönesans’a kadar yaşayan bir düşünce ile modern çağın doğumunu

hazırlamıştı. Doğuda ise, mistik ve ilâhiyatçı görüşün üstün gelmesiyle yarı yolda

kalınmıştı…

Diğer taraftan günümüz vakıf anlayışından farklı olmakla birlikte,

Osmanlı’da pek çok nitelik ve nicelikte vakıf örgütlenmesi hayata geçirilmiştir.

Osmanlı’da vakıflar birey, toplum, hayvanları ve doğayı koruma adına büyük

hizmetler vermişlerdir. Osmanlı anlayışında vakıf kurmanın dine dayanan sebebi

olarak, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını karşılamak ancak bunun sonucunda Tanrı

rızasını kazanmak anlayışı olarak ortaya konulabilir. İkincil bir neden olarak da,

bireylerin mal varlığı edinememe sebebiyle dolaylı yoldan vakıf eliyle bazı malların

kullanım haklarını ellerinde bulundurabilmeleri imkanını sağlıyor olmak

gösterilebilir (Osmanlıca Sözlük, ?). Yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda XVI.

Yüzyılda 776, XVII. Yüzyılda 1663, XIII. Yüzyılda 6000, XIX. yüzyılda 9000 vakıf

kurulduğu belirlenmiştir. Vakıflar genel müdürlüğü arşivine göre Türk Medeni

Kanunu’nun kabul tarihinde eski düzenlemelere göre kurulmuş 29000 civarında

vakıf kaydı bulunduğu belirtilmektedir. Ayrıca bugün pek çok tarihi eserin (cami,

kilise, havra, köprü, hamam, kervansaray ya da külliye gibi) vakıflar tarafından

yaratıldığı da kayıtlar arasında yer almaktadır (Öztürk, 2003: 12-13).

Ancak Osmanlı’da vakıf ve loncalar mal varlığı açısından devlete göbekten

bağlantılı sivil toplum örgütleridir. Bireylerin mülkiyet haklarının olmaması

nedeniyle, zanatkarların atölye ve dükkanlarının mülkiyetinin vakıfların elinde

Page 43: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

23

olması temelde ticari hayat için olumsuz bir yönelime sebep olmuştur. Özellikle

Osmanlı’nın son dönemlerinde savaşlar ve gelişen dünyanın teknolojik ve ekonomik

şartlarına uyum sağlayamama gibi nedenlerden dolayı devletin bu mülkiyet zaafını

kullanarak zanatkar açısından olumsuz yönelime (artan kira/ vergi yükü) girmesine

yol açmıştır (Seyyar, 2006: 102). Hatta son dönemlerde askerin (özellikle tımar

kesiminde sipahiler) parası ödenememeye başlayınca yeniçerilerin esnaflığa

soyunduğu ve o düzene büyük zararlar verdiği de görülmüştür (Tabakoğlu, 1985: 70)

Osmanlının duraklama ve gerileme dönemleriyle birlikte batıdaki endüstri

devriminin de gerisinde kalması özellikle on dokuzuncu yüzyılda, zaten saray halkı,

asker, devlete yakın memurlar ve dış güçlerin sayesinde hanedanın formalite şekline

gelmiş devletsel liderliğini devletin kötüye gidişi sebebiyle artan oranda minimize

etmiştir (Aydoğan, 2002: 406-408).

III. Selim’in, devletin askeri ve ekonomik açıdan gerileyişinin önüne geçme

bağlamında sadece askeri alanda değişimleri yerine getirme çabası yetersiz kamıştır.

II. Mahmut döneminde 1808’de “Ayan” (Sened-i İttifak” imzalanarak) ile birlikte

tımar düzeni de bozularak padişahın yetkileri yerel yönetimlere aktarılmak üzere

kısıtlanmıştır. Karşılığında ayanlar bölgelerinde devlete ve halka karşı olumsuz

davranışları sergilememek üzere söz vermişlerdir. Bu süreç “kul” sisteminin

çöküşünü başlatmıştır (Kongar, 1985: s.y.; İnalcık, 1996: 343-349).

Bu süreçte, aydınlar şeklinde ortaya konulan ve devleti kurtarmak için çeşitli

tezler öne süren temel olarak iki kesim ortaya çıkmıştır. Bunlar, “Reformcu,

modernleşmeci, laik” kesim ve “gelenekçi, İslamcı, muhafazakar” kesimlerdir. 3

Kasım 1839 yılında Tanzimat Fermanı’yla (Gülhane Hattı Hümayunu) reformcu

kesim öne çıkmıştır. Reformist felsefenin eğitim ve fikir hayatına yansımaları

arasında bazı ilklerin önemi büyüktür. Bu süreçte medreselerin statik düşünsel yapısı,

1826 Tıp Mektebi, 1868 Galatasaray Lisesi, Robert Koleji gibi modern eğitim

kurumlarıyla kırılmaya çalışılmıştır. 1894’te yayım hayatına geçen “Serveti Fünun

Dergisi batısal anlamda pozitif bilime yaklaşım tarzını tanıtma ve yayma konusunda

edebi ve fikirsel açıdan faydalar sağlamıştır. Recaizade Ekrem’in (1847-1914)

Edebiyat-ı Cedide akımı bu dergi kapsamında ön plana çıkmıştır. (Bolay, 1995:

Çubukçu, 1986: 56, Mardin, 1993: 45).

Page 44: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

24

Ortaylı (1999, 283), Tanzimat Fermanı’yla başlayan dönemin (1839-1876) en

önemli getirisi olarak siyasi hayatta parlamenter hayata geçisi sağlayacak olan,

merkez ve özellikle de taşrada (İstanbul dışı) meclislerin, çeşitli ihtisas kurullarının

ve mahkeme divanlarının oluşturulmasını belirtmektedir.

Devam eden yıllarda, II. Meşrutiyet’le (23 Temmuz 1908) birlikte ülke

parlamenter bir yapıya kavuşmuştur. 1909’da temel hak ve özgürlüklerde genişleme

yaşanmıştır. 31 Mart 1909’da Derviş Vahdet hareketi II. Abdülhamit’in tahtan

inmesiyle sonuçlanmıştır. Tahta V. Mehmet Reşat çıkmıştır. Sultan’ın meclisi

dağıtma yetkisi kısıtlanarak en geç üç ay içinde toplaması kararı alınmış, kesin veto

yetkisi kaldırılmış, meclisin üçte ikisi bir yasayı yürürlüğe koymak istediğinde

padişahın yasayı yürürlüğe koyma hükmü getirilmiş ve Padişahın harcamalarının

parlemento tarafından denetlenmesi ilkesi getirilmiştir. Diğer taraftan, 1882’den

1908’e kadar kaybedilen toprakların daha fazlası milliyetçi akımlar çerçevesinde bir

yıl içinde kaybedilmiştir. Kasım Aralık 1908 İttihat ve Terakki Partisi 288 millet

vekili çıkartmıştır (147 Türk, 60 Arap, 27 Arnavut, 26 Rum, 28 ermeni, yahudi ve

Yunan). Ancak, İttihat ve Terakki partisi de işlevsel hale gelemeden Kurtuluş Savaşı

sürecine girilmiştir (II. Meşrutiyet)

Yine bu süreçte, sivil toplum açısından da olumlu gelişmeler gündeme

gelmiştir. Osmanlı devletinde ilk olarak toplantı ve derneklere yönelik olarak

düzenlemeler yapılmıştır. Sansür kaldırılmıştır. Ayrıca derneklerin basın

faaliyetlerinin de sayısal olarak arttığı görülmüştür. Hatta bir mektubun yargıç kararı

olmadan açılamayacağı bile kabul edilmiştir (Tunaya, 1998: 396-397). II. Meşrutiyet

ekonomik liberalleşme bağlamında yerli girişimciyi özendirici bir tavır sergilemiştir.

1895 yılında İzmir Ticaret Borsası’nda tek bir Türk komisyoncusu

bulunmamaktaydı. Örneğin, Müslüman/Türk tüccarı Uşşakizade Sadık Bey ticari

faaliyetlerini ABD’yi kapsayacak şekilde genişletmiştir. II. Meşrutiyetle birlikte

girişimcilik yaygınlaşmaya başlamıştır (II. Meşrutiyet Dönemi).

Ancak, Osmanlı’ya sınıfsal açıdan yaklaşıldığında, sanayi devrinin bireyselci

insan tipi (Homo Economicus), süreçsel açıdan Osmanlı Toplumu’nda başkalarının

çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tutma mentalitesi çerçevesinde gerçekleşmiş ve

batısal anlamda burujuva sınıfı oluşamadığı görülmüştür (Tabakoğlu, 1985: 71).

Page 45: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

25

Sonuç olarak genel çerçevede Osmanlı’nın son dönemine bakıldığında,

Osmanlının yıkılışına kadar yapılan diğer siyasal, sosyal ve kültürel batılılaşma

faaliyetlerinin de temel çıkış noktasının devleti kurtarmak olduğu aşikardır. Bu ise,

merkezileşmeyi iyice artırmıştır. Yapılan reformlar, sivil toplum açısından

bakıldığında, önceki dönemdeki hanedan odaklı yönetim tarzını, padişah ve elit

odaklı yönetim tarzına dönüştürmüştür. Bir başka deyişle halkın geneli açısından

sonuç yine büyük oranda değişmemiştir (Mardin, 1995: s.y.).

Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş için bu reformların büyük

katkısını inkar etmek de mümkün değildir. Sözü edilen reformlar Mustafa Kemal

Atatürk’ün Cumhuriyet’i kurmasında ve devrimlerini yapmasında, modernleşme ve

laikleşme yolunda çok önemli rol oynamıştır (Ortaylı, 1995: 107; Arsal, 1999: 92).

2.1.2.2.Cumhuriyet Dönemi

Cumhuriyet Türkiye’sinde, sivil toplumun gelişimini birbiriyle bağlantılı üç

temel dönemde analiz etmek mümkündür. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin

kuruluş yılları ve tek parti dönemi (1923-1950), çok partili dönem (1950-1980) ve

1980’ sonrası günümüze kadar yaşanan süreçtir.

2.1.2.2.1.Tek Parti Dönemi (1923-1950)

Modern Türkiye’nin inşası, köken olarak Osmanlı Devleti’nin son dönemiyle

birlikte reformcu düşünce ve faaliyetlerle başlamıştır. Bu dönüşüm sürecinde gerek

Osmanlı’nın hantallaşmış devlet yapısı, gerekse iç ve dış koşulların yetersizliği zaten

batıya göre geç kalınmış olan yenileşme hareketlerini istenen düzeyde başarılı

kılamamıştır. Bu başarısızlığın, pozitif yönde bir sürece girmesi için, Mustafa Kemal

Atatürk’ün zihinsel perspektifinde var olan ve Tanzimatla birlikte mobilize edilmeye

başlayan sürecin hızlandırılmasına yönelik olarak bazı çok önemli değişim

faaliyetleri (devrimler) realize edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 24 Ağustos 1925’te

Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı geziler esnasında yapılan önemli değişimlerin

temel amacını kıyafet bağlamında;

Page 46: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

26

Biz her açıdan uygar insan olmalıyız. Fikrimiz, zihinlerimiz tepeden tırnağa kadar uygar olacaktır. Uygar ve uluslararası kıyafet milletimiz için layık bir kıyafettir, onu giyeceğiz.

şeklinde son derece rasyonel bir şekilde belirtmiştir. Devrimsel nitelikli değişim

faaliyetlerini dört ana grupta toplamak mümkündür. Bunlar, siyasi, toplumsal, hukuk,

eğitim ve kültür alanlarında yapılan değişimlerdir. Çizelge 1.1.’de Atatürk

Devrimleri ve yapılan düzenlemeler yer almaktadır (Meydan Laorusse, Temel

Britanica).

Çizelge 1. 1. Atatürk Devrimleri

Siyasi Alanda Yapılan

Düzenlemeler

Toplumsal Yaşayış Alanında Yapılan Düzenlemeler

Hukuk Alanında Yapılan

Düzenlemeler

Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Düzenlemeler

-Saltanatın kaldırılması

(1Kasım 1922)

-Cumhuriyetin ilanı

(29 Ekim 1923)

-Halifeliğin kaldırılması

(3 Mart 1924)

-Şapka kanunu (1925)

-Tekke ve zaviyelerin kapatılması (1925)

-Uluslar arası saat ve takvime geçiş (1925)

-Uluslar arası ölçü birimleri (1931), lakap ve ünvanların kaldırılması (1934)

-Özel dini vb. giysilerin yasaklanması (1934)

-Soyadı kanunu (1934)

-Medeni kanunla kadınlara sağlanan haklar: (belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi (1930), kadınlara millet vekilliğine yönelik olarak seçme ve seçilme hakkı verilmesi-1934)

-Şeriye mahkemeleri kaldırılarak Yeni Mahkemeler Teşkilatının kurulması (1934),

-Türk Medeni Kanunu’nun kabulü (1926)

-Tevhid-i Tedrisad Kanunu (1924)

-Yeni Türk Harflerinin kabulü (1928)

-Türk Tarihi Tetkik Cemiyetinin (Türk Tarih Kurumu) kuruluşu (1931)

-Türk Dili Tetkik Cemiyetinin (Türk Dil Kurumu) kuruluşu (1932)

- İstanbul Darülfünunu’un kapatılarak İstanbul Üniversitesinin kurulması (1933)

Çizelge 1.1.’de dört ana grupta yapılan köklü dönüşüm faaliyetleri

incelendiğinde, bunların tamamen çağdaş dünyaya her boyutta entegresyonu

gerçekleştirmeye yönelik olduğu açıkça görülmektedir. Bu boyut içine nihai olarak

sivil toplum da dahildir. Dönmezer (1990: 21-28) bu gerçeği şu şekilde dile

getirmektedir “Atatürk inkılaplarının temel hedefi toplumsal değişmedir” .

Ancak, uygulamada yapılan değişimler sivil topluma istenildiği gibi yansımamış ya

da yansıtılamamıştır. Yine Dönmezer (1990: 21-28) bu gerçeği destekleyecek

aşağıdaki açıklamayı yapmaktadır:

Page 47: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

27

Bir toplumun sosyal sistemini, kültürel kimliği de koruyarak kısa zaman süreleri içerisinde ve sosyolojik anlamda bütünüyle, radikal biçimde değiştirmek esasta mümkün olamaz. Değişme önce, belirli gruplar içinde başlar ve sonra diğer toplumsal gruplara yayılır, gerçek şu ki değişme az veya çok zaman alacaktır.

Atatürk’ün medeni vatandaş tasviri çerçevesinde aşağıdaki gibi, günümüz

ideal sivil toplumunda yer alan bireyleri birebir içeren görüşler, bir kısım halk

tarafından tam olarak anlaşılamamıştır. Aşağıda bu görüşlerden bazıları yer

almaktadır (İnan, 1999: s.y.):

"En büyük hakikatler ve terakkiler, fikirlerin serbest ortaya konması ve teati edilmesi (karşılıklı alınması) ile meydana çıkar ve yükselir” yine “Vatandaşın teşebbüs ve mesuliyet hisleri ne kadar inkişaf ederse (gelişirse) devlet için o kadar iyidir ya da …bizim nokta-i nazarımız –ki halkçılıktır- kuvvetin, kudretin, hakimiyetin, idarenin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın eline bulunmasıdır.

Diğer bir ifadeyle, bir kısım halk yapılan değişimlerin içeriğini ve kendilerine

getireceği önemli kazanımları tam olarak algılama imkanı bulamamıştır. Tıpkı

Osmanlı’da olduğu gibi, günün koşulları gereği hızlı bir biçimde yapılan değişimler,

zaten sağlıklı ve özerk bir sivil toplumun bulunmadığı ve yeterli eğitim düzeyine

sahip olmayan o günün toplumunda bir kısım halk tarafından tepkilerle karşılanmıştır

(Çaha, 2000: 195). Nasıl Osmanlı’nın son döneminde Lale Devri Reformlarına

Patrona Halil İsyanı (1730), Nizami Cedid Reformun’na Kabakçı Mustafa (1807),

Vakayi Hayriye Reformuna Halet Efendi (1823), Tanzimat-ı Hayriye reformuna halk

direnişi ve milliyetçi isyanlar, Islahat Fermanı Reformu’na milliyetçi isyanlar,

bastırmalar ve kopmalar, I. Meşrutiyet Reformları’na milliyetçi isyanlar, II.

Meşrutiyet Reformlarına 31 Mart İsyanı eşlik etmiş ise, aynı reform-karşı çıkış

geleneği çerçevesinde, Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte ortaya konulan devrimler’e

karşı Şeyh Sait İsyanı ve İstiklal Mahkemeleri eşlik etmiştir (Güler, 2005: 4).

Bu dönemde demokrasi geleneğinin oturması yönünde çok partili hayata

yönelik olarak partilerin kurulması bağlamında faaliyetler hızlandırılmıştır.

Cumhuriyeti kuran kadroların yer aldığı Sivas Kongresi kapsamında daha önce

kurulan Anadolu Müdafai Hukuk Cemiyeti’nin devamı olan Halk Fırkası’nın

(Cumhuriyet Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi) yanı sıra Terakki Perver

Cumhuriyet Halk Fırkası kurulmuştur. Ancak yukarıda da belirtilen Şeyh Sait

ayaklanması sonucu parti kapatılmıştır. Devam eden süreçte de çok partili hayata

geçişte karşıt parti kurmak için genel algı hep din kökenli olmuştur. Sonuç olarak

siyasal partiler açısından bu dönem parti kurma ve kapatmalarla tek partili bir

Page 48: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

28

çerçevede çok partili döneme (1950) kadar devam etmiştir (Yaralı, ty.: s.y., Tosun,

2001: 263).

Yukarıdaki süreçle bağlantılı olarak, ulus devlet formunda yapılanma içinde

yapılan yeniliklerin sağlam temellere oturtulması bağlamında, Osmanlı’dakine

benzer bir tarafta devlet-bürokratlar ve aydınlar bir tarafta halk gibi, sanki özel/aile

alanı ve politik alan şeklinde iki temel paydayı içerir konumda uygulamaya

yansımıştır. Diğer bir bakış açısıyla da günümüzde realite olarak devletsiz

düşünülmeyen sivil toplum ya da paydaş olma mentalitesi o süreçteki şartlar gereği

ulus devletin sağlam zemine oturtma çabası sonucu sivil toplumu içermeyen

yekvücut algılamasını ortaya koymuştur. Diğer taraftan sivil toplum örgütlenmeleri

(vakıf, dernek, sendika, basın gibi) de başlangıçta olumlu bir mecraya girmesine

rağmen yine bu süreçte yukarıda da bir kısmı ifade edilen olumsuzluklar sonucunda

yasal sınırlamalar ve kapatmalarla sonuçlanmıştır.

Yine bu süreçte, bürokrasi vasıtasıyla liberal ekonomiye geçiş ise nispeten

başarılı olmuştur. Atatürk’ün “Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun,

iktisat zaferiyle taçlandırılamazsa elde edilen zaferler sürüp gidemez, az zamanda

söner” fikri bağlamında yapılan İzmir İktisat Kongresi (17 Şubat 1923), kurulan İş

Bankası ve diğer bazı KİT’ler özel sektöre örnek ve tetikleyici bir misyonu realize

etmiştir (Ülken, 1981: 10,11). Ancak, henüz liberal kültürün batı ölçüsünde

yaratılamamış olması, diğer bir bakış açısı ile batıdaki gibi sanayi toplumuna geçişin

yaşanamaması, dolayısıyla sanayi sınıfının oluşamaması ve halkın büyük

çoğunluğunun tarım toplumu içinde varlığını sürdürmesi istenen ekonomik

liberalizasyonu ertelemiştir.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında sivil toplumun bilinçlenmesi ve gelişmesi için

önemli bir girişim de köy enstitüleri olarak görülebilir. 17 Nisan 1940'da, 3803 nolu

kanunla kurulmaya başlanan köy enstitülerinin amaçları arasında köyün maddi

kalkınmasını, köy insanını bilinçlendirmesini ve onun yerel istismarının (ağalık vb)

önüne geçilmesi bağlamında çağın gerekleri ile donatılmış yaşam biçimine geçiş yer

almaktadır. Yine bu yapılanma, katılımcılık odaklı olarak yetki ve sorumlulukların

karar aşamasında yönetici-öğretici-öğrenci üçlüsünün katkı ve onayıyla alınması da

çağdaş yönetim kültürünü de yansıtmıştır. Köy enstitülerinde derslerin % 50’si

Page 49: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

29

kültür, % 25’i tarım ve % 25’lik kısmı da teknik ağırlıklı derslerden oluşturulmuştur.

Ancak, 1954 yıllında bu çağdaş ve gelecek yönelimli girişim terk edilmiştir (Meydan

Larousse).

Sonuç olarak bu süreçte (1923-1950), her ne kadar halkın büyük çoğunluğu

Cumhuriyetle birlikte gelen değişimlere büyük oranda sahip çıkma eğiliminde olmuş

ise de, demokratikleşme sürecine yönelik adımlar daha başlangıçta baltalanma

eğilimine girdiği için doğal olarak alınan yasal tedbirlerin de sürece dahil olmasıyla

batısal anlamda sivil toplumun gelişmesine olanak sağlayacak ve amaçlanan ortam

yaratılamamıştır.

2.1.2.2.2.Çok Partili Dönem (1950-1980)

Bu süreçte sivil toplum adına bazı olumlu gelişmeler ortaya konulmuştur. Bu

dönemde ideal yapıda olmasa da çok partili döneme geçiş sivil toplum açısından

önemli bir aşamadır. Aynı mantık çerçevesinde partilerin çoğalması daha fazla fikri

temsil edeceği ve giderek katılımcı demokrasiyi realize edebileceği için önemli bir

gelişme olmuştur (Tosun, 2001: 269).

Genel olarak bu dönem irdelendiğinde, 1950’lerden itibaren ortaya çıkan

dinamikler, sözgelimi nüfus artışı, sosyal hareketliliğin hızlanması, hızlı şehirleşme,

sanayileşme ve eğitimin yaygınlaşması gibi olgular Atatürk’ün vasiyet etmiş olduğu

doğrultuda ilerlemeyi sağlayan ve inkılaplarla ulaşılması hedeflenen sosyal

değişimlere başlangıç teşkil etmiş olgular olarak ortaya çıkmıştır (Dönmezer, 1990:

21-28).

Demokrat Parti (DP) ile birlikte, 1956 yılından itibaren köylü halk şehirlere

göç etmeye başlamıştır. Bu süreç bir yandan devlet arazilerinin gecekondulaşması

gibi olumsuz bir yönelimin başlangıcını sergilerken, bir yandan da Cemiyetler

Kanununda yapılan iyileştirmelerin de etkisiyle sanayi toplumunun özelliği gereği

işçi sınıfının da bu göç edenler sayesinde kuvvetlenmesini sağlayarak sendikalaşmayı

artırmıştır (İşçi ve İşveren Sendikaları ve Sendika Birlikleri Kanunu 1947). Diğer

taraftan, köyden göç eden bu kesim kendi varlığını koruyabilmek için hemşeri

derneği oluşumlarını da yaratmıştır. Yanı sıra, insan hakları ve çevreci örgütlerde

dernek çatısı altında gündeme gelmeye başlamıştır.

Page 50: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

30

27 Mayıs askeri müdahalesinde, DP’nin özgürleşme söylemlerinin aksine,

özellikle iktidar kaygısıyla muhalefet ve yandaşı olmayanlara karşı baskıcı tutumu

etkili olmuştur. 1961’de hazırlanan anayasayla çoğulcu, insan haklarını önemseyen,

demokratik bir seçim yapılanmasını ortaya konularak sivil toplum adına çok önemli

bir fırsat yakalanmıştır (Eroğul, 1992: 147, alıntılayan Aslan ve Kaya). Bu süreç

içinde, 1960 yılında 18958 olan dernek sayısı, 1970 yılında 42170’e, 282962 olan

sendikalı işçi sayısı ise, 1971 yılında 1200000 kişiye ulaşmıştır (Tokgöz, 1983: 373,

alıntılayan Aslan ve Kaya; Güzel, 1996: 233, alıntılayan Aslan ve Kaya).

1970’li yıllarda ise, 1961 anayasasıyla sivil toplum adına elde edilen fırsat,

öğrenci dernekleri, avukat dernekleri, sendikalar, çıkar grupları ve mühendis odaları

gibi sivil toplum örgütlerinin ideolojik kutuplaşmaları sonucu talihsiz bir şekilde

kaçırılmıştır (Neziroğlu, 1997: 303-308; Bayhan, 2002: 8)

Tek partili döneme damgasını vuran ve büyük oranda ülkenin gelişmesini

baltalayıcı şekilde sonuçlar veren ve gerçekte İslamiyet’le ilgisi olmayan ancak “din

adına yapılan kışkırtmalardır”. Bu bağlamda, tek partili dönemde öne çıkan kavram

“laiklik” olmuştur. DP, gerçekte liberal anlayışı nedeniyle din bağlamında siyaset

mentalitesine sahip olmasa da oy potansiyeli sebebiyle laiklik karşıtı oyları da

değerlendirmiştir. Ancak, çok partili hayata geçişin bir tezahürü olarak o süreçte

moda bir kavram olan “komünizm” kelimesiyle karşı tavır sergileyerek siyasal

gücünü sağlama almaya gayret etmiştir. Bu karşıt tavır hareketi ileriki yıllarda da

siyasal arenada kendini göstermiştir. Diğer bir değişle, Tanzimat’la başlayan ve

milyonlarca insanı ilgilendiren gelişme ve demokratikleşme serüveni 1980’li yılların

başına kadar “laiklik” dolayısıyla din ve “komünizm” kelimeleri arasında sıkışıp

kalmıştır. Bu sebeple, sadece ideolojik boyuta kanalize edilen Türk insanı siyasal

erkin istediği ideolojik sınıfsallıkta örgütlenmiş, bu yüzden de sivil toplum

bağlamında devletten bağımsız ama devletin yanında yeri geldiğinde de karşısında

olabilen özerk bir yapılanma bu süreçte de maalesef oluşamamıştır (Wedel, 1997:

154, alıntılayan Güneş ve Güneş, 2003: 135; Tosun, 2001: 272).

Page 51: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

31

2.1.2.2.3. 1980 Sonrası Dönem

1980 sonrası dönemde ekonomik, siyasal kültür ve özellikle de STK

bağlamında önemli dönüşümler yaşanmış/yaşanmaktadır. Bu dönemde, sivil topluma

yönelik olarak ekonomik ve siyasal kültür yönelimi çerçevesinde pozitif bir yönelim

yaşanmamıştır. Ancak, STK’lar bağlamında küresel bir çerçevede de hissedilen

önemsenme süreci, AB’ye entegrasyon süreciyle birlikte önemli kazanımları

beraberinde getirecek gibi gözükmektedir.

2.1.2.2.3.1.Ekonomi ve Siyasal Kültür Bağlamında Yaklaşım

1950-1980 arasındaki yetersiz demokratikleşme süreci boyunca meydana

gelen kesintilerden sonra, küreselleşmenin de artan etkisiyle dünyayla entegrasyon

bağlamında ekonomiye yeni bir açılım ve pozitif istikrar getirmek üzere 24 Ocak

1980’de “24 Ocak Kararları” alınmıştır.

Bu kararlar özetle şu konuları içermektedir (24 Ocak Kararları):

%32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş, devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış, KİT'lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış, gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış, dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kar transferlerine kolaylık sağlanmış, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiştir. İthalat kademeli olarak libere edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir. Dövize Çevrilebilir Mevduat (DÇM) uygulamasına son verilmiş, döviz alım satımı serbest bırakılmış, döviz piyasası üzerindeki kontroller kaldırılmış, faiz oranları serbestleştirilmiş ve reel faiz politikası izlenmiş ve en önemlisi fiyat kontrol ve sınırlamaları kaldırılarak piyasa kurallarının geçerliliği hedef alınmıştır. İzlenen politikaların temel amaçları, Türkiye ekonomisini değişen dünya şartlarına göre yeniden yapılandırmak, dışa açmak ve dünya ekonomisi ile entegre ederek küreselleşme eğilimlerinin dışına Türkiye'yi çıkarmamaktır. Bu politikalara bağlı olarak 1980 yılından itibaren ekonominin dışa açılması sonucunda dış ticaret hacminin milli gelir içindeki payı hızla artmıştır. 1980'de ihracatın GSMH'ye oranı %4,2'den, 1997'de %13,5'e yükselmiştir.

Ancak, ilerleyen yıllarda ekonomik açıdan ülkenin iyiye gitmediği

görülmüştür. Bu bağlamda Türkel Minibaş’ın web sayfasında 24 Ocak Kararları’na

yönelik olarak şu yorumu ilginç bir açılım getirmektedir:

24 Ocak, yol haritası ekonomik kararlar demetiyle belirlenmiş bir dönemecin modeliydi. Dahası, kapitalist sistemin tarihinin en derin ve yayılmacı bir krizine denk düşmüştü. Kriz, sermaye birikimi yetersizliği sorunundan kaynaklandığı için

Page 52: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

32

Türkiye gibi ülkelere önerilen modellerin doğrudan soruna çözüm getirmesi zorunluluğu vardı. Dolayısıyla, modelin fiyat artışlarını durdurmak, piyasa ekonomisini harekete geçirmek ve döviz sorununu çözmek şeklindeki üç temel ekonomik hedefi ülke ekonomisinde istikrarın sağlanması için değil!.. Türkiye gibi kaynak bakiri bir ülkenin sisteme istikrarlı bir şekilde eklemlenmesi adınaydı. 24 Ocak Kararları'nı ''MİLAD'' haline getiren de zaten bu değil mi?

Bu fikir ne kadar gerçeği yansıtıyor tam olarak bilmek mümkün değildir.

Fakat, ilerleyen yıllarda yaşanan, 1994 finansal (Avrupa krizi bağlamında

oluşmuştur) krizi, 1998-1999 (Asya-Rusya Krizi bağlamında oluşmuştur) krizi ve

nihayet büyük çöküş şeklinde ifade edilen 2001 krizi ekonomik olarak dışa

bağımlılığı gittikçe artıran ve bireyleri ve kurumları fakirleştiren yapısıyla ileriki

yıllara damgasını vurmuştur.

2001 yılında yaşanan büyük krizin buruk hikayesi Ankara Ticaret Odası’nın

web sayfasında şu şekilde ortaya konulmaktadır:

Stand-by anlaşmasının ardından 2000 yılında devreye giren istikrar programı büyük çöküşün baş sorumlusuydu. Türkiye döviz kurunun çapaya bağlanmasıyla çıkmaz sokağa girdi. Cari işlemler açığı giderek büyüdü ve yıl sonunda 9.8 milyar dolara çıkarak tarihi bir rekor kırdı. Dolar çapası nedeniyle toplam kısa vadeli borçlar 28.9 milyar dolara, toplam dış borç stoku 114.3 milyar dolara çıktı. Yabancı bankalar vadesi gelmemiş kredilerini geri çekmeye başlayınca gecelik faizler göklere tırmandı ve Türkiye tarihine “Kara Çarşamba” olarak geçen 22 Kasım 2000’de para krizi patladı. 13 banka ve çok sayıda aracı kurum battı. Kasım kriziyle artan faizler ve ödeme güçlüğüne düşen bankaların vadesi dolmayan kredileri geri çağırması, iç pazarın daha da daralması bunda büyük rol oynadı. 19 Şubat’ta Çankaya Köşkü’nde yaşanan Anayasa kitapçığı tartışması krizi patlattı. 3.5 milyar dolarlık net sermaye çıkışıyla döviz fiyatları ve faizler tırmanışa geçti. Kriz öncesi 670 bin TL olan dolar Nisan’da 1 milyon 161 bine tırmandı. IMF programı çökmüştü.

Doğal olarak bu bireyleri ve kurumları kötü etkileyen yapısıyla olumsuz

döngüde seyreden ekonomik kriz dizini sivil toplumu hem ekonomik, hem de yapısal

olarak olumsuz etkileşmiştir. Sadece 1994 krizinde yarım milyon kişi işinden

çıkarılmıştır (ATO). Aslında 2001 krizinde de çok farklılık yaşanmamıştır. Yine pek

çok birey ve kurum/kuruluş bir gecede yarı yarıya fakirleşmiş, pek çok kişi işini

kaybetmiştir. Pek çok KOBİ niteliğindeki işletme iflasa sürüklenmiştir. Faizlerin bir

gecede tavana vurması ile kredi kartları depremi, toplumun büyük bölümünü

oluşturan dar gelirli kesimini kötü bir sürece sokmuştur. Bu süreçte, toplumdaki

intihar vakaları, boşanmalar, hırsızlık vakaları artmıştır. Ancak, sivil toplum örgütleri

ve toplumun akraba nitelikli dinamikleri bu dejenerasyon sürecini kontrol altına

almıştır.

Page 53: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

33

2001 yılı krizi sonucu Kemal Derviş’in liderliğinde IMF bazlı yapılan

ekonomik alandaki istikrar politikaları, AK Parti döneminde de devam etmiştir. Son

yıllarda ekonomide önceki yıllara göre iyileşme gözlenmekle beraber, geçmişte

yaşanan olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle toplumda halen tedirginlik hakim öğe

olarak gözükmektedir. Bu süreçte ithalat ve ihracatta artışlar gözlenmesi belirli

oranda istikrarı beraberinde getirmektedir. Ancak, istihdam olanaklarında olumlu bir

gelişme gözükmediği de açıktır.

1980 sonrası dönemin siyasal odaklı kültürel yönelimi Türk toplumunun çok

da yabancı olmadığı bir türde farklılaşma sürecine girmiştir. Çok partili dönemin,

ideolojik boyutlu karşıt politik söylemlerinin ülkeyi başarı sürecine taşıyamaması

sonucu, Özal dönemiyle birlikte alternatif olarak tüm eğilimleri birleştiren ve Türk-

İslam sentezi odaklı bir kültürel yapılanmayı topluma sunma çabası yoğunlaşmıştır.

Bu yönelim ileriki yıllarda, din odaklı siyasetin öne çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Bu

süreç 28 Şubat’ta postmodern bir çerçevede sonlandırılmıştır. Günümüzde ise, AK

Parti Hükümeti, kendi değimleriyle liberal, muhafazakar, demokrat bir çizgide ve

Özal tavrında bir siyaset kültürünü ortaya koyduklarını belirtmektedir. Ancak,

geçmiş siyasal kültüre yönelik olarak toplumda güven eksikliği görülmektedir.

Zaman zaman bürokrat, siyasi erk ve sivil toplum arasında gerginlikler

yaşanmaktadır. Bu tip gerginlikler hazin bir ekonomik, siyasal, sosyal nostalji içinde

sivil toplum ve özel sektör açısından tedirginliği artırmaktadır.

Diğer taraftan, hükümet AB’ye tam üyelik konusunda çalışmalarına hızla

devam etmektedir. Bu AB’ye tam üye olunmasa da Türkiye’nin demokratikleşmesi,

çağdaş demokrasiyi yakalaması için önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Bu

sürecin sivil toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının gelişimi açısından önemi

büyüktür.

2.1.2.2.3.2. STK’lar Bağlamında Yaklaşım

Türkiye’nin, Tanzimat’tan bu yana batıya diğer bir değişle Avrupa’ya çevrili

olan yüzü çerçevesinde, uzun yıllardır Avrupa Birliği’ne tam üye olma çabası, doğal

olarak siyaset, ekonomi, hukuk, sosyo-kültür, eğitim, sağlık ve teknoloji gibi pek çok

alanı içine alan bir süreci kapsamaktadır. Bu sürecin uygulama alanı devlet ve sivil

Page 54: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

34

toplumu dolayısıyla da bireyi içine almaktadır. Sivil toplumun bu süreçte devletle

birlikte kullanacağı araç ise, STK’lar olarak ön plana çıkmaktadır. Diğer bir değişle,

STK’lara verilecek önem çerçevesinde bu konu, örgütlü ve proje üreten bir toplum

haline dönüşüm ve toplumu yoğun olarak temsil edebilirlik gibi AB’nin de önem

verdiği bir konu olarak belirginleşmektedir.

AB, 2001 yılından buyana Türkiye’deki STK’ların gelişmesine yönelik

olarak sivil toplum kuruluşlarını güçlendirme programının uygulanmasını

desteklemektedir. Bu amaçla bir sivil toplum geliştirme merkezi (STGM)

kurulmuştur. Bu çerçevede yerel sivil girişimler, Türk-Yunan sivil diyaloğunun

geliştirilmesi, ticaret ve sanayi odalarının AB’deki muadilleriyle diyaloğunun

geliştirilmesi, polis, profesyonellik, kamu şeklinde ifade edilen altı program

belirlenmiş ve 2002 kasım ayında STK destek birimi oluşturulmuştur. Bu programın

başarılı olması sonucunda, ülke genelinde, özellikle yerel bazda sivil insiyatifi

yaygınlaştırmak, halen varolan STK’ların kapasitesini artırmak, STK’ları işbirliği ve

ortaklığa teşvik etmek amaçlanmıştır. Bu bağlamda, on üç ilde dörder günlük yirmi

altı kurs ile 750 STK temsilcisine ulaşmayı amaçlamaktadır. Burada, destek birimi,

bu kapsamda, bağımsız olmak, %50’den fazla devlet yardımı almamak, kar amacı

gütmemek, yerel bazlı olma, misyonu olarak da kadın, çevre, çocuk, kalkınma,

kültür, engelliler, insan hakları, tarih konularını içeren STK’ları baz almıştır (STK

Destek Ekibi).

Bu konu, Avrupa Toplulukları Komisyonunun AB ve Aday Ülkeler Arasında

Sivil Toplum Diyaloğu kitapçığında şu şekilde dile getirilmiştir: “Avrupa

Toplulukları Komisyonu, Ekim 2004 tarihli Tavsiye Metni’nde, üye devletler ve

arasında endişe ve algılamaların samimi ve açıkça tartışılabileceği bir diyaloğun

geliştirilmesi önerilmiş ve AB tarafından kolaylaştırılacak bu diyalogda sivil

toplumun en önemli rolü üstlenmesi belirtilmiştir. 17 Aralıktaki 2004’deki zirvede de

katılım müzakerelerine paralel olarak birlik her aday ülkeyle kapsamlı bir siyasi ve

kapsamlı bir diyaloğa girecektir. Kişileri bir araya getirerek karşılıklı iyileştirmek

amacıyla bu kapsamlı diyalog sivil toplumu da kapsayacaktır” (STGP Kitapçığı)

Komisyonun kararı incelendiğinde STK’ların ne kadar önemsendiği kolayca

görülebilir. Adeta, AB’ye tam üyeliğin temel şartı olarak vurgulandığı gibi bir

Page 55: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

35

yorumu da yapmak olası gibi gözükmektedir. Ayrıca, STK’ların güçlendirilmesine

yönelik olarak 2005 yılı için 8 milyon euro tahsis etmiş olması da bunun bir

göstergesidir (STGP: 5)

Yukarıdaki karar çerçevesinde ister istemez şu soru akla gelebilmektedir:

Kararın uygulamaya geçişi Türkiye açısından sivil topluma ve STK’lara hangi

kazanımları getirecektir? Bu bağlamda, Akşit AB sürecinin önemini açık ve tatmin

edici bir perspektifte ortaya koyuyor. O, bir yüzyıldan fazla süredir uğraşılan ancak

oluşturulamayan “aşağıdan yukarıya, şeffaf, hesap verebilir, demokratik, siyasal

ilişkilerin mücadeleci, çatışmacı, birbirini tanıyan kadın-erkek arası, etnik kökenler

arası, dini inançlar felsefeler arası ilişkilerin AB bahanesi bağlamında toplum-devlet

ilişkilerini” pozitif yöne sürükleyeceğini ve bunun önemli bir fırsat olduğunu

belirtiyor (Akşit, ty.: s.y.).

Ancak, Türkiye’deki STK’lar, bu süreçte genel sivil toplumla ilgili

kavramlara yönelik sorunların yanı sıra, kendisinden ya da yasal süreçten (devlet,

politika) kaynaklanan bazı sorunlarla da karşı karşıyadır.

İlk kavram “örgüt, örgütlenmedir.” “Örgüt, örgütlenme” kelimeleri geçmiş

dönemlerden gelen bir miras olarak yasa dışılığı çağrıştırdığı için pek tercih

edilmemektedir. Oysa, sivil toplum demek özgür örgütlenebilmek demektir. Gayet

yasal olmakla birlikte, İngilizce “organization” kelimesinin bire bir çevirisi yapılarak

oluşturulmuştur. Diğer bir bakış açısı ile, sivil toplum kuruluşları mı yoksa sivil

toplum örgütler mi? Gerçekte acaba bir vakıf sivil toplum örgütü iken ona bağlı

olarak kurulmuş bir yapılanma sivil toplum kuruluşu olarak nitelendirilse daha mı

rasyonel olacaktır? ya da “sivil” kelimesi ile ne kasdediliyor? Dünya genelinde pek

çok isimlendirme yapılmakla birlikte “non-governmental organization (NGO)” yani

“hükümet (devlet) dışı örgütler” ifadesi ya da “non-profit organization (NPO)” “kar

amaçsız örgütler” kullanımı yaygın olarak görülmektedir. Bu kullanım devletle

(hükümetle) paydaş, onunla beraber, toplumu daha iyiye götürmeyi bünyesinde

barındırmaktadır (Başlar, 2005: 11-23) .

Diğer bir kavram, karşılıklı yönetim, etkileşim içinde yönetim ya da yaygın

kullanımıyla “yönetişimdir (governance)”. Avrupa genelinde bu kavram, son 10 yıl

içinde, yönetimden daha fazla kullanılmakta ve tartışılmaktadır.

Page 56: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

36

Yıldırım yönetişim (2004: 194) kavramının demokrasi, sivil toplum, halk

katılımı, insan hakları ve sosyal ve sürdürülebilir kalkınma için daha uygun olduğunu

şu şekilde ortaya koymaktadır:

Yönetişim, çok aktörlü, kendisi yapmaktan çok toplumdaki aktörleri yapabilir kılan, insan haklarına dayalı performans ölçütlerini gerçekleştiren, ademi merkezi yönetim anlayışını benimseyen, devlete düzenleme rolü yükleyen, sorumluluk dengesini devletten, sivil topluma doğru kaydıran, karşılıklı etkileşimle yönlendirme sürecini öneren, kaynakların yönlendirilmesini kolaylaştıran, siyasal ve ekonomik gücün daha yaygın dağılımını içeren, düşünceleri ve sonuç olarak bireyle devlet arasında yeni bir ilişki biçiminin gelişmesini kavramsallaştırmak için kullanılmaktadır. Yönetişimde etkileşim vardır, bu etkileşim kapsamında hem vatandaş hem de yönetici kazançlı ve güçlüdür. Çoğulculuk, açıklık, demokratiklik, hesap verebilme gibi değerleri ifade etmektedir.

Ararat’a göre (2001: 184, alıntılayan Yıldırım, 2004: 197), bu bağlamda

şunları ifade etmektedir:

Dar anlamda kurumsal yönetişim (corporate governance) kavramı kullanılır. Kurumsal yönetişim, şirket yönetim kurulu (the board), hissedarlar, maaşlı yöneticiler (executive management) ve diğer çıkar grupları (stakehokders) arasındaki hak ve sorumlulukların dağılımını tanımlar, şirket kararlarının verilmesinde kullanılacak kuralları ve yönergeleri açıklamaktadır. Böylece, şirket amaçlarının belirlenmesinde, bu amaçlara ulaşmakta ve şirket performansının izlenmesinde kullanılacak araçların seçimi için bir baz oluşturmaktadır”

Diğer bir sorun, STK’ların misyon, vizyon ve faaliyetlerini çok iyi

belirleyememeleri, inanmamaları ya da kitlelere aktaramamaları, içsel ve dışşal

iletişim bozukluğu, bilgi eksikliği, finansal yetersizlikleri, yönetişimsel eksiklikleri,

amatör bir profesyonelliği içerememeleri, teknolojik yetersizlikler, insan kaynağı

yetersizliği, gönüllü yönetimindeki yetersizlikler, STK’lar arasındaki dayanışma

bozuklukları ve çatışmalar, her hangi bir konuda destek bulamamaları, yatay

organizasyon yapısı göstermemeleri vb. sayılabilir. Yanı sıra, lokal bir STK

zihniyetinde, küresel normlu olamama da burada zikredilebilir (Yaman, 2005: 9-11).

Bir diğeri ise, yasal düzenlemeler olarak belirtilebilir. Ancak, AB’ye uyum

sürecinde, yukarıda da belirtildiği STK ve sivil toplum bağlamında önemli yasal

düzenlemeler yapılmaktadır. Ancak, burada gerek STK’lara ve gerekse Devlete

yapılan yasal düzenlemelerin daha fazla hayata geçirilmesi konusunda büyük

görevler düşüyor. Örneğin, STK’ların bölücü faaliyetler içinde bulunmamaları,

devletin birimlerinin de gereksiz ve aşırı denetim süreçlerinden kaçınmaları sürecin

sağlığı açısından önem arz ediyor.

Page 57: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

37

Ancak, bu hızlı yaşanan değişim sürecinde bazı bilim adamlarının ihtiyatlı

davranmaya yönelik araştırmaları da göze çarpmaktadır. Doğruluğu ya da yanlışlığı

kanıtlanmamış olmakla birlikte bazı uluslararası STK’lar için gizli ve olumsuz niyet

sahibi oldukları konusunda araştırmalarda bulunmaktadır (Hablemitoğlu, 2002: 12-

13)

ATO’nun sunduğu rapora göre Türkiye’de 80757 adet dernek bulunmaktadır.

Ve rakam Türkiye genelinde 866 kişiye bir dernek düştüğünü ortaya koymaktadır.

Aynı raporda, Almanya’da 2100000, Fransa’da 1470000, ABD’de 1200000 dernek

aktif olarak çalışmaktadır. Diğer bir bakış açısı ile, Almanya ve Fransa’da her 40

kişiye bir, ABD’de ise, her 15 kişiye bir dernek düşmektedir (ATO). Gelecek yıllarda

STK’lara verilecek önem sayesinde ülkemizdeki oranlarda gelişmiş ülke oranlarına

yaklaşılacaktır.

Amerika’da Demokrasi’nin yazarı Alexis de Tocqueville, toplumun bir

brujuva toplumuna indirgenemeyeceğini, diğer bir ifadeyle ülkede sadece partililer

ve hükümetin olmadığını, bireyler için daha önemli olan mahalle örgütlerinin,

kiliselerin vb. olduğu ve buralarda insanların kendi sorunlarını konuştuklarını ve

çözmek üzere örgütlendiklerini görmüştür (Keyman, 2004: s.y.). Bu anlatıda, Türk

insanının alacağı önemli derslerin olduğu açıktır. Bu dersler içinde beklide en

önemlisi Amerika’nın yeniden keşfedilmesine gerek olmadığıdır. Mustafa Kemal

Atatürk’ün çizdiği çağdaş çerçevede, sivil toplumun yeniden yapılanma süreci için

yakalanan bu fırsat dikkatli bir şekilde değerlendirilebilir.

2.1.3. Sivil Toplum İle İlişkili Güncel Kavramlar

Bu bölümde, sivil toplum literatürü içinde yer alan bazı önemli güncel

kavramlara yer verilmiştir. Bunlar, kamusal alan ve sivil inisiyatif, demokrasi,

toplumsal örgütlenme ve kamu yararı, küreselleşme ve iletişim teknolojileri olarak

belirtilebilir.

Page 58: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

38

2.1.3.1. Kamusal Alan ve Sivil İnisiyatif

Kamusal alan (public space, public sphere), ilk defa Alman siyaset filozofu

Jürgen Habermas (1929-….) tarafından ortaya atılmıştır. 1962 yılında yayımladığı

Kamusal Alanın Yapısal Dönüşümü: “Burjuva Toplumunun Bir Kategorisi Üzerine

Araştırmalar” (Strukturwandel der Öffentlichkeit: Untersuchungen zu einer

Kategorie der bürgerlichen Gesellschaft) adlı eserinde, liberal kapitalizmin ekonomik

ve toplumsal koşullarını öz olarak alan burjuva alanı çerçevesinde bir tartışma

yapmaktadır. Bu çerçevede, 1800’lerden itibaren baskın hale gelen sosyo-kültürel

kurumların (özel kulüpler, kareler, eğitimli topluluklar, yazınsal örgütlenmeler,

yayınevleri, dergiler ve gazeteler gibi) devlet ile toplum arasında arabulucu, karşı

çıkıcı yönelimlerinden bahsediyor. Örneğin, bir Londra Kahvesi (Kahve Evi) ve

Fransız Kahvesi ve salonlar ona göre ideal tartışma yerleri. O, kamu alanında

toplumsal bir eylem için, politik sistemdeki stratejik eylemlerden farklı bir

birlikteliğin olması gerektiğini de savunuyor. Bir bütün olarak alındıklarında tüm bu

kurumlar, çeşitli temel hak ve özgürlüklerin yasalaşmasıyla belli ölçülerde güvence

altına alınmış "özel kişilerin kamusal düşünme alanı"nı oluşturmuş oluyor. (Wyatt,

v.d., 2000: 73-74; Jürgen Habermas)

Habermas’ın bu eseri her ne kadar, 1962 yılı orijininde ise de, genel olarak

kamusal alan bağlamında 1987 yılından itibaren dünya genelinde rağbet görmüştür.

Günümüzde, demokrasi düşüncesi ile ilgili pek çok çalışmaya ilham kaynağı

olmaktadır. Habernas çağdaş demokrasi teorisi için kamu alanı fikriyle potansiyel

ilgisi hakkında tartışmaya devam etmektedir. O, sivil toplum ve devlet arasındaki

alan olarak “kamusal alan” ile hem hükümet kuruluşlarının yaygın eylemlerine

uygun bir erişim, hem de rasyonel eleştirisel bir düşünceye angaje olarak vatandaş

için fırsatlara bağlı olarak iyi bir fonksiyon yerine getiren kamu alanı ile ilgili yaygın

konuları tartışabiliyor (Hass, 2004: 178-179).

Meral Özbek’e göre (2006: s.y.), kamusal alan politikanın kabıdır. Diğer bir

değişle politikanın ideolojik anlayış şekli nasılsa, ona göre şekillenmiş bir kaptır. O,

politikayı ise, toplumsal mücadelenin sürdürüldüğü, toplumsal ve sınıfsal grupların

karşılaştığı, bu karşılaşma sonucu uzlaşma ya da çatışmanın olduğu bir alan olarak

tanımlıyor. Kamusal alanı topluluğun olduğu her yerde var olan alan şeklinde

Page 59: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

39

tanımlıyor. Örneğin, bir parti içinde ucu açık özgürce tartışabilme kamusal alana

götürür. Bu bağlamda, sadece kurucu iktidar bağlamında liderlik boyutuyla (o’na

göre örneğin bir cemaat kendi iç liderliğini desteklediği için kamu alanı olamaz) ve

çıkar gözetmeden, politik alanın kapılarını kapattığı konulara yönelir. Bu konular

arasında, para politikası, ekonomi, kuş gribi, özelleştirme vb. olabilir. Konular, bu

alanda özgürce tartışılır ve kurucu iktidar bağlamında çözümler üretilir.

Keyman (2004: s.y.) ise, kamusal alanı, partiler, ekonomi ve devlet dışında

üçüncül bir alan olarak ifade ediyor. Ancak, bu alanın dinamik gruplarının örneğin

çevre politikaları için, kadın ayrımcılığı için siyasi partileri etkileyen bir çerçevede

değerlendiriyor ve bunun Türkiye’de bu şekilde algılanmadığını belirtiyor. Ancak,

burada şu soruyu da soruyor: Acaba, sivil toplum ekonomik hayatın

düzenlenmesinde rol almayacak mı? ve burada Habermas’a atıf yapmakta yanı sıra

bir toplum tanımlaması ayrımına gitmektedir: Birincisi, siyasi partiler, devlet ve

bürokrasiden oluşan politik toplum, ikincisi pazar ve üçüncüsü ise, bu toplumların

dışında yer alan ve siyasi partileri etkileyen sivil toplumdur.

Çaha (ty., s.y.) ise, kamusal alanı Habermas’dan çok önce, Locke tarafından,

özel aile alanının (domestic life) dışında, başka bir ifadeyle kamusal alanda

gerçekleşen bir sosyal ve politik içerikli sözleşme olarak ortaya koyuyor. Sivil

toplumun bu bağlamda özel alandan bağımsız kamusal alanda gelişebileceğini

belirtmektedir.

Tunçay (ty., s.y.) ise, devletin iktisadi teşebbüslerine kamusal denilmesinin

bir talihsizlik olabileceğini belirttikten sonra, bireylerin devlette bağımsız ve kendi

bireysel yararlarını gözetmeksizin, toplumun genel yararı için etkinliklerde

bulunduğu geniş sığayı kamusal alan olarak nitelemektedir.

Kamusal alan devlet, sivil toplum ve bireylerin faaliyetlerinin yaratıldığı, bu

üç unsurun zaman zaman birbiriyle kesiştiği zaman zaman da ayrımlaştığı hatta

kutuplaştığı ekonomi ve ticaret, siyaset, sosyo-kültüre yönelik unsurların

harmanlandığı lokal ve uluslararası boyutları olan serbest bölge kapsamında izafi bir

alandır. Ancak, günümüzde bu tanım içinde dominant unsur sivil toplumdur.

İstatistiksel bir ifadeyle burada bağımsız değişken sivil toplum iken, bağımlı

değişkenler siyasi kesim, pazar ve diğerleri olarak ifade edilebilir.

Page 60: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

40

Sivil inisiyatifin hayata geçirildiği alan kamusal alandır. Sivil inisiyatifi

Doğan (2002: 246), bireylerin bir araya gelerek kamu yararına dönük veya politik bir

hedefe ulaşmak için iş birliği içine girmeleri olarak nitelemektedir. Ayrıca, bir

sendika, bir parti çatısı, dernek çatısı, bir hastanede, bir müzede, doğal felakette

gönüllü hizmet vermeyi sivil inisiyatifin görselleşmesi olarak belirtmektedir.

Literatür sivil inisiyatifin ya da yurttaş girişimini belirli kavramlarla

ilişkilendirmektedir. Bu cümleden, sivil inisiyatif ya da yurttaş girişimini, sosyal

sermaye, aktif ve pasif vatandaş, gönüllülük, kapsayıcılık, kamu yararı, baskı grubu,

çoğulculuk, yasallık kavramları bağlamında somutlaştırmak mümkündür.

Finansal konular, hatta işletmeciliği çağrıştıran kelimeler işin içine girdiğinde

bazı sivil toplum savunucuları tepkiselliklerini artabilmektedir. Drucker (1995; 210-

211) “Gelecek İçin Yönetim” isimli eserinde, önemli bir gerçeği değişik bir şekilde

dile getirmiştir:

Kar amaçsız kuruluşların, paraya, ticari işletmelerden daha fazla önem vermeleri adettendir. Zamanlarının büyük kısmını para hakkında ve dertlenmekle geçirirler; çünkü parayı toplamak çok zordur, elde edebildikleri de hep, ihtiyaç duydukları miktarın altındadır. Ancak, kar gütmeyen kuruluşlar stratejilerini para üstüne kurmadıkları gibi, işletmelerin üst yöneticilerinin aksine, yaptıkları planların merkezinde de para yoktur. Hem bir işletmede, hem de kar amaçsız bir kuruluşta yönetim kurulu başkanlığı yapan tanınmış bir kimse “Çalıştığım işletmeler planlama faaliyetlerine kar hesaplamakla başlar, kar amaçsız kuruluşlar ise, güttükleri amacın ve misyonların performansını düşünerek başlar.

Ancak, maddi ekonomik güç, entelektüel sermaye (bilgi), sosyal sermaye’de

belki sivil toplum savuculuğu açısından itici olarak gelebilir. Belki biraz da

önyargısız hareket etmek sivil toplum ya da STK’lar için daha hayırlı bir hareket gibi

gözükmektedir.

Genel olarak sermayeyi, maddi sermaye, entelektüel sermaye (pür bilgi) ve

sosyal sermaye olarak sınıflamak olasıdır. Sosyal sermaye, aslında diğer iki

sermayenin de ayakta kalmasını sağlayan hava gibi görünmeyen ama çok önemli bir

güçtür. Aydın (ty.: s.y.) sosyal sermayeyi aşağıdaki gibi tanımlamaktadır:

Sosyal sermaye, sağlıklı bir toplumu inşa edip devam ettirecek değerler ve normların tamamıdır. Sosyal sermaye, bir toplumun üretkenliğini ve sağlıklı olmasını etkileyen normlar, sosyal ağlar ve insanlar arası itibar güven ve inanabilirliktir. Sosyal kapital, her toplumun kendi yarattığı bir kapitaldir.

Page 61: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

41

Ailesiyle, komşularıyla, diğer insanlarla, doğayla, hayvanlarla, STK’larla

kısacası her türlü gönüllü ilişki düzeyinde düşüklük sosyal sermaye açısından

fakirliğin bir ölçüdür. Örneğin, ihtiyaç sahibine gücü olduğu halde yardım

yapmamak sosyal sermaye açısından fakirliktir.

Sosyal sermayesi yüksek, birey aktif bir vatandaştır. İşinin dışında toplumsal

konularda kafasını yoran, aktif olarak gönüllü eylem yapan bir vatandaş sosyal

sermayesini artırıyor demektir. Sosyal sermaye ırksal fobiyi dışlar, insanlara din, dil,

ırk ayrımı yapmadan yaklaşır. Bu bağlamda, aktif birey, yasal olan faaliyetler

içindedir. Diğer bir ifadeyle, aktif birey sosyal sermaye kapsamında devleti yıkmak

için değil, sivil toplum yardımıyla devlet ve sivil toplum ilişkilerini iyileştirerek ve

her türlü ideoloji ve çıkardan arınmış bir şekilde geliştirmeyi amaçlamaktadır. Aktif

birey, yasal davranırken, demokratikleşme bağlamında yasaların iyileşmesi için de

çaba harcar ki, bu da sivil toplumda yüz akı olarak nitelenecek bir davranış

modelidir.

Ancak, bu bağlamda çoğulculuğa da sonuna kadar açık bir yapı içinde

aktifleşen birey her türlü kültürel öğeye, diğer bir deyişle çoğulculuğa ya da çok

kültürlülüğe saygı duyar. Balı (2001, s.y.) insanın, üç farklı tanımını aşağıdaki gibi

vermektedir:

Birincisi herkes herkesle aynı insani karakter özelliklerini (insanın evrensel özellikleri, universal characteristic of the species) paylaşır, ikincisi herkes sadece bir grup insanla aynı özellikleri (insan belli bir grubun üyesidir) paylaşır ve üçüncüsü, herkesin başka hiç kimse ile paylaşmadığı bazı özellikleri (mizaç, idiosyncratic characteristics). Birey, evrensel olan ve mizaca ilişkin özellikleri dışındaki davranış, değer ve inanç gibi özellikleri hakkında konuşurken kendi öz bir kültüre sahiptir.

Üçüncü, tanımdaki değerlerin toplumda saygıyla etkileşim içinde bulunması

sosyal sermayenin kuvvetlenmesi için gerek şart görülebilir.

Sosyal sermayenin gün yüzüne çıkması için ille de örgütlü olmak da

gerekmemektedir. Bu bağlamda, bir dernek, örgüt ya da bir parti hegamonyası

olmadan, bir kurumdan mali bir yardım almadan barış için bir milyon imza, aydınlık

için bir dakika karanlık, nükleer karşıtı olarak oy verdik sonra boşverdik

boşvermeyin gibi salt yurttaş olarak eleştirel yurttaş olmak mümkündür (Tosun,

2001: 330). Örneklerde de görüldüğü gibi zaman zaman sosyal sermaye

Page 62: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

42

örgütsüzlüğün örgütlenmesi olarak aktif vatandaş kapsamında hayata

gelebilmektedir.

Sonuç olarak, konuya Türkiye bağlamında yaklaşıldığında, Akşit 1980’li

yıllardan sonra beklenen kamusal alanın oluşmaya başladığı gözlenmekte olduğunu

vurgulamaktadır (Akşit, ty.: s.y. ). Süreç hala devam etmektedir.

2.1.3.2.Demokrasi ve Örgütlenme

Demokrasi, iki teori çerçevesinde ortaya konulabilir. Birincisi, kökleri eski

Yunan’a uzanan, Yunanca demos (halk) ve kratein (yönetmek) kelimelerinin

birleştirilmesiyle ortaya konulan “halkın yönetimi” ya da halk tarafından, halk için

yönetim (government of the people, by the people, for the people) anlamını kapsayan

ve ideal olarak olması gereken şeklinde nitelenen Normatif Demokrasi Teorisi;

ikincisi ise, birinci tanımdakinin aksine, ideal demokrasiye asgari yaklaşım

sergileyen çokça yurttaş grubunun uzun süreli arzularına cevap veren, Robert Dahl’ın

tanımıyla poliarşi (polyarchy) şeklinde de belirtilen Amprik Demokrasi Teorisi’dir.

Realitede, görülen Amprik Demokrasi’nin gerçekleşmesi için minimum şartlar

olarak, “etkin siyasal makamların seçimle iş başına gelmesi, düzenli aralıklarla

seçimlerin tekrarlanması, seçimlerin serbest olarak yapılması, birden çok siyasi

partinin varolması, muhalefetin iktidar olma şartı olması, temel kamu haklarının

tanınmış ve güvence altına alınmış olması” belirtilebilir (Gözler, ty.: s.y.).

Demokrasi, özgürlük (freedom) kelimesi ile bütünleşmiş bir kavram olarak

karşımıza çıkmaktadır. Rousseau “Özgürlükten vazgeçmek, kişi ve eş bir şekilde

kişinin görevleri olarak kişilik haklarından, kişinin insanlığından vazgeçmesidir”

şeklinde sosyal bir anlaşma çerçevesinde ünlü politik söylemini dile getirmiştir.

Gelişme ekonomik bir özgürlük verirken, demokrasi bireylere politik özgürlük

vermektedir (Elahi ve Danopoulos, 2004: 12-13).

Özgürleşmenin boyutları demokrasinin gelişme seviyesini ortaya

koymaktadır. Uygulamada yaşanan demokrasi şeklinden ideal olan demokrasiye

doğru yaklaşım derecesi çerçevesinde üç temel demokrasi boyutundan söz etmek

mümkündür. Bunlar, temsili demokrasi, çoğulcu demokrasi ve katılımcı demokrasi

olarak belirtilebilir.

Page 63: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

43

Tekeli (t.y.: s.y.) bu üç demokrasi tipinin farklılıklarını şu şekilde ortaya

koymaktadır:

Temsili demokrasi vatandaştan çok kısıtlı bir aktivite beklemektedir. Bu seçimden seçime oy verme ya da siyasal gücün kuralları içinde üretim ve tüketim yapmaktır. Temsili demokrasi küreselleşmenin etkisiyle sadece o ülke vatandaşının değil dış yapıların da etkisi altındadır ya da onların temsilciliğine de dönüşebilmektedir. Ayrıca temsili demokrasi, oy çokluğuyla karar verme mekanizması üstüne kurulu olduğunu için çoğunluk sultasına da dönüşebilmektedir. Bu ise, güçsüz kesimleri dışlayıcılık olarak kendini gösterecektir. Çoğulcu demokraside, vatandaş haklarını savunmak için aktif vatandaş halini alır ve örgütlenir. Burada ancak, siyasal öznelerin kararlarını kendi yararları doğrultusunda değiştirebilme olanağı vardır. Çoğulcu demokraside, belirli çıkar grupları örgütlenir ve lobiler oluşturarak isteklerini siyasilere kabul ettirebilirler. Bu durumda ise, çoğunluk sultasına dönüşme riski ortadan kalmaktadır. Ancak, yine güçsüz kesimler örgütlenebildikleri ölçüde kendilerini ve fikirlerini ortaya koyabileceklerdir. Katılımcı demokrasi de ise, ister azınlıkta ister çoğunluk olsun çeşitlilikler tam olarak fikirlerini postmodernist bir çerçevede yansıtabilirler. İdeal demokrasiye yakın olan katılımcı demokrasidir. Ancak katılımcı demokrasinin de anarşist eğilimi yansıtır duruma gelmesi riski de bulunmaktadır.

Katılımcı demokrasi ideal demokrasi modeline yakın bir yaklaşım

sergilemekle birlikte, dünyadaki uygulamalara bakıldığında, ABD ve Kanada gibi

demokrasinin geliştiği ülkelerde bile katılımcı demokrasinin uygulanamadığı

görülmektedir (Keyman, ty.: s.y.). Günümüzde çoğulcu demokrasinin varlığının

Türkiye açısından ideal demokrasi türü olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Çoğulcu demokrasinin Türkiye için yerleşik hale gelmesi özlemini,

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer (1999: s.y.) , Anayasa Başkanı Olduğu

dönemde Anayasa Mahkemesi’nin 37. kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı açılış

konuşmasında aşağıdaki gibi belirtmiştir:

Toplumsal örgütlenmenin ulaştığı çağdaş düzen, çoğulcu, demokratik, hukuk devletidir. Demokratik toplum, çoğulcu demokrasi ve insan hakları yargısını içermekte ve güvence altına almaktadır. Bu öğelerin birinin olmaması ya da içeriğinin yetersiz olması, toplum düzeninin demokratikliğinin tartışılmasına neden olmaktadır.

Çoğulculuğun olmadığı bir toplumda sivil toplumun oluşması mümkün

değildir. Sivil toplumun öngördüğü çoğulculuktaki espri sadece “farklılıkların

varlığını kabul etmek” değil, aynı zamanda farklılıklara eşit saygı gösterilmesidir.

Sivil toplum içindeki sürekli hareketlenmeler, birleşmeler, örgütlenmeler çeşitliliği

ve çoğulculuğu içerdiği ölçüde modern devletin despotik potansiyel gücünü

gerçekleştirmesi zorlaşmaktadır (Köker, 2005: s.y.).

Page 64: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

44

Demokrasiye, insan hakları, ifade özgürlüğü, hakkını savunabilme ve

kararlara baskı grubu oluşturarak katılabilme perspektiflerden bakıldığında çağdaş

bir toplumun temel özelliği olarak “örgütlenme özgürlüğü” öne çıkmaktadır

(Yıldırım, 2004: 30-32). Diğer bir bakış açısıyla, bireylere tanınan örgütlenme

özgürlüğü demokratik ve katılımcı süreci yaratırken, demokratikleşme ve

katılımcılıkta ilerleme de örgütlenmenin nicelik ve niteliğinde gelişme ve

genişlemeyi sağlamaktadır. Dolayısıyla bu bağlamda sivil toplumu örgütlü toplum

olarak tanımlamaktadır. Buradan yola çıkarak da örgütlenmenin somutlaştığı sivil

toplum yapılarının STK olduğunu belirtmek doğal bir yaklaşım olacaktır.

Örgütlenme, batı ve doğu (özellikle de İslam) toplumlarında farklı bir çerçeve

içinde algılana gelmektedir. Orta Doğu çalışmalarında klasik öğretiyi baz alan çoğu

bilim adamı, medenileşme ve kültürel faktörleri çogulcu, katılımcı ve daha modern

yaklaşımları engelleyici olarak eski ve geleneksel yapı merkezinde ortaya

koyuyorlar. Elie Kedourie Orta Doğu geleneği içinde, bölgede devlet otoritesine

karşı gelmek durumu olmadığını, batıda ise, vatandaşın çeşitli sosyal gruplaşma

içinde organize bir şekilde sosyal, ekonomik, politik aktiviteler, çok yönlü-karışık

gruplar ve birlikler içinde yer almakta olduğunu; Both Kedourie ve Lewis ise, orta

doğudaki sınırlı bağımsız sosyal ve politik gruplar sınırlı olarak merkezi otoriteye

karşı durabildiklerini ve fakat bunların çoğulcu ve tolerans sahibi sivil ağ yapısında

bir sivil toplum örgütü görünümüde olmadıklarını belirtmiştir (Schwedler, 1997: 7-

8). Sivil toplumun sorunsalı, otoriter yapıdan örgütlenerek köklü bir geçişin

yaşanabilmesidir; Guillerno O’ Donnell ve Philippe Schmitter, izin verilebilir

davranış sınırları içinde olumsuzluklara rahatça konuşarak ya da hükümetten sosyal

ihtiyaçlarını talep ederek karşı durmaya başlarlarsa, sivil toplumun şekillenmeye

başladığından söz edilebileceğini; sivil toplumun karakteristik aktiviteleri içinde

eşitlikçi, katılımcı ve tolerans sahibi olma normları aldığını ve sonuç olarak aktif ve

canlı bir sivil toplumun pek çok toplum için kaliteli bir yaşamın ayarlayıcısı ve

ölçüsü olduğunu vurgulamaktadır (Schwedler, 1997: 5).

Sivil toplum demokrasi ve demokratikleşme bağlamında devletten bağımsız

bir oluşumdur. Ancak, demokrasi adına devletten bağımsız olarak oluşan ve

kendisine sivil toplumun bir öğesi olarak sayan gruplar, birey odaklı değilse, diğer

bir deyişle iktidar mücadelesine girmiş bir yapıda bireyin temel hak ve özgürlüklerini

Page 65: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

45

hiç sayıyor ise, burada sözde sivil toplumun varlığı öne çıkacaktır (Sarıbay, 1998:

25-26). Ancak, demokratik özgürlük, bireyin bağımlı olduğu her hangi bir topluluk

içinde o topluluğa rağmen düşünsel ve eylemsel düzeyde bağımsızlığının korunmuş

olması ile sağlanacağı da bir gerçektir (Sarıbay, 2000: 46).

2.1.3.3.Küreselleşme, Yerelleşme ve İletişim Teknolojileri

Küreselleşme ve iletişim teknolojilerinin etkileri dünya genelinde ve

ülkemizde 1990’lı yıllarla birlikte artan oranda hissedilmeye başlamıştır. Bu süreçte

ulus devletin sınırları liberalleşerek çeşitli boyutlarda artan oranda dışa açılmakta ve

birey odaklı olarak özgürlükler çeşitli şekillerde yaşamı çepeçevre yeni bir atmosfer

içine sürüklemektedir. Bu bağlamda, ekonomik ve ticari, siyasal, kültürel, sosyal

sınırlarda değişim yaşanmakta ve bu yapı teknoloji ile desteklenmektedir.

Fisher (1999: 212) küresel değişimi etkileyen altı faktörden söz etmektedir.

Bunlar, global normlu rejimlere yönelik problemler kapsamında değişim (ozonun

azalması, borcun yeniden yapılandırılması, küresel enstitülerin görüşleri, küresel

enstitülerin yaratılması ve beyin takımlarının işler hale gelmesi gibi), daha fazla

gelişmiş ülke hükümetleri kapsamında değişim (strateji, küresel fakirlik gibi yardım

konuları, çevre konularında ulusal (içsel) değişim gibi), daha az gelişmiş ülke

hükümetleri kapsamında değişim (77 grubu, içsel politik reformlar gibi), alternatif

enstitüler kapsamında değişim (ulusal ya da uluslararası gönüllüler ya da bağımsız

sektör gibi), uluslararası çatışmalarda karar vermeye odaklanmış stratejiler

kapsamında değişim (genellikle hükümetler arasındaki enstitüler), küresel değer

dönüşümüne yönelik stratejiler kapsamında değişim (Dünya’ya Bakış Enstitüleri-The

Worldwach Institute, Dünya Düzeni Modelleri Projesi-The World Order Models

Project, Dünya Devleti-The State of The World raporları. Bunlar sürekli diyalog

sürecinde öne çıkabiliyor. Örneğin, Filistin-İsrail ilişkilerinde dönüşüm gibi).

Küreselleşme genel olarak, dünya pazarlarındaki işletme oyuncuları

arasındaki hızlı değişim ve rekabet ulus devletin özerkliğinin ve öneminin

azalmasına, organizasyonlar, aktörler ve aktör ülkeler içinde networklerin öne

çıkmasına, küresel networklerde merkezi oyuncuların güçlenerek şirketlerin dikey bir

şekilde parçalanması ve bürokratik bir tabakasızlığın ortaya çıkmasına, teknolojik

Page 66: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

46

karmaşıklığa ve ekonomiye bilginin katkısının artmasına, belirli işlerin öne

çıkmasına, bilimsel üstünlüğe, yaratıcığa, finansal keskin zekaya, etkili reklama,

bilginin elde tutulması ve yaygınlaşmasına, iyi ekipmanla donatılmış proje odaklı ve

yatay örgütlenmeye yönelmeye, yüksek düzeyli eğitim gibi değişimlere sebep

olmaktadır (Webster, 2002: 82-86).

Kürselleşme gerçeğine çeşitli odakların farklı olarak pozitif ya da negatif

yönde baktıkları görülmektedir. Küreselleşmenin pozitif yönelimi içinde olan

düşünce birey ve sivil toplum, işletmeler ve yönetim için daha iyi fırsatların

yakalanacağını savunmaktadır. Diğer görüş ise, küreselleşmeyi bir sömürü aracı

olarak görebilmektedir. Fakat, küreselleşme gerçeğinin dışında kalınamayacağı

düşünüldüğünde, onun getirebileceği fırsatlardan (demokrasi, insan hakları,

teknoloji, bilgi ve kalite gibi) yararlanmamak için de hiçbir sebep yoktur (Akdemir,

1996: 21-26). Örneğin, önemli olan insanlığın daha iyi şartlara sahip olmasını

amaçlamaksa, uluslararası bir kuruluştan ya da STK’dan finansal, yönetişim, insan

kaynağı bağlamında destek almanın ne gibi bir olumsuz yanı olabilir? Bu gün

politikalar açısından pek çok ülke kendi iç dinamiklerinden fazla küresel STK’ları

dinleyebilmektedir. Ulus devlet bu kapsamda iste de istemese de Greenpeace ya da

Uluslar arası Af Örgütü’nü öncelikli olarak gündemine almaktadır (Scholte, 2005:

s.y.). Konu küresel ısınma, ideoloji, insan hakları, doğa gibi spesifik alanlar

bağlamında irdeleniyorsa o zaman bakış açısı değişebilmektedir. Burada da

olumsuzluğun mu yoksa olumluluğun mu tek etkeninin küreselleşme olup

olmadığının araştırılması önem arzetmektedir.

Diğer taraftan küreselleşme tepeden inme otokratik bir yapıda değil,

yerelleşme ile iç içe bir trendi de kapsayıcı bir yönelimde olmak durumundadır. Bu

süreçte iki boyutun etkileşiminin ön plana çıktığını söylemek mümkündür. Bunlar,

yerellik ve küresellik kavramlarıdır. Diğer bir bakış açısı ile, yerelleşerek mi

küreselleşilebilir yoksa küreselleşilerek mi yerelleşilebilir ya da bu iki kavram ilgisiz

kavramlar mıdır? Bu soruların sivil toplum açısından cevabı, günümüzün post

modern yapısı içinde ve bilgi toplumu bağlamında belki de yerelsiz küreselin ve

küreseli içermeyen yerelin olamayacağı aksiyomunda gizlidir. Tekeli’ye göre yerelin

iki boyutu bulunmaktadır. Bunlar, “fiziki (place)” ve “toplumsal ve kültürel”

çevredir ve bu öğeler somuttur. Sözü edilen iki boyutun özelliklerini taşıyan yerelin

Page 67: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

47

dış dünyaya açılması oranında, “öğrenen yerel” biçimini alarak glokalleşmesiyle

döngüsel bir dönüşüm süreci gerçekleşmektedir. Böylece, küreselleşme içinde,

yerelin özerkliği yükselmekte ve yerel farklılıklar bir kaynak haline gelmektedir.

Kürselleşme olgusu içinde pek çok yerel aktör ve onun kendine ait özellikleri

birbirini sürekli etkilemektedir. Örneğin, yönetim açısından yerellik (yerel yönetim),

yerel despotluğu ya da yozlaşmayı ortaya çıkarmadığı sürece, demokrasinin

yükselmesi için gereklidir. Demokrasi ise, küreselleşmenin en önemli bileşenidir

(Tekeli, 2005: s.y.; Aktan, 1998: s.y.).

Küreselleşme ile birlikte devletin sınırlandırılması yönelimi artarken sivil

topluma yönelik özgürleşmeyi genişletici uygulamalar çerçevesinde vatandaş olarak

bireylerin kendi başlarına inisiyatif alma ve sorumlulukları üstlenme gibi taleplerde

bulunmaları da git gide artmaktadır (Habermas, 2002: 40).

Sivil toplumun, küreselleşme ve yerelleşme gelgiti arasında teknolojinin

özellikle de iletişim teknolojilerinin önemi büyüktür. Bu bağlamda yazılı basın, sözlü

basın ve en önemlisi son yıllarda bilgisayar ve internet teknolojilerinin gelişimiyle

ortaya çıkan internet odaklı iletişim ağları ile yerel ve küresel arasındaki etkileşim

çok hızlı ve çok yönlü artış göstermektedir. Ortalama bir vatandaş için kitle

medyasının raporladığı bilgilerin ötesinde bilgilere ulaşmak ve bilgiyi değiştirmek

gibi zor süreçler internetle birlikte daha sağlam bir zemine oturmuş ve kolaylaşmıştır

(Kavanaugh, v.d.:2005, 11).

Son yıllarda internet alt yapısına sahip iletişimi sergilemek üzere “e-……”

yapısı içinde bazı kavramlar öne çıkmaktadır. Avrupa Komisyonu, 2000 yılında

Feria AB Konseyi’nde onaylanan “e-Europa 2002 eylem planı”, 2001 yılında

Stockholm’de onaylanan “e-Europa+ 2003 eylem planı” kapsamında, e-devlet (e-

government), e-ticaret (e-commerce), e-güvenlik (e-secutiry), e-eğitim (e-education),

e-sağlık (e-health), e-çalışma (e-working), e-ulaşım (e-transport), e-erişebilirlik (e-

accessibility), e-araştırma (e-research), e-içerik (e-content) ve ucuz internet (cheaper

internet) alt başlıkları ile o alanlara yönelik faaliyetlerde şeffaflaşma, hızlanma,

katılımcılık, iletişim artışı, rasyonelleşme, kalite ve verimlik artışı, vatandaşın zaman

kazanmasının sağlanması, ucuzluk, kıt kaynakları etkin kullanma gibi amaçların

gerçekleştirilmesi dolayısıyla faaliyetlerde pozitif küresel normlara ulaşılması

Page 68: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

48

hedeflenmiştir. Burada önemli olan nokta ise, e-devletin devlet kurum ve

kuruluşlarının Web sayfalarının yanı sıra devleti pozitif yönde dönüştürecek sürecin

bu kapsamda algılanmasıdır. Bu bağlamda, tüm AB ülkelerinde olduğu gibi

Türkiye’de de özellikle AB süreciyle “e” yapılanmasına büyük oranda girilmiştir (T.

C. Başbakanlık, ty.: 1-10, Yıldız, ty.: 1).

E-devlet uygulamaları ile, kamusal yatay ilişkiler, merkez yerel ilişkiler

kapsamında “devletten devlete (Government to Goverrnment-G2G)”, kamu sektörü

ile vatandaş ilişkileri kapsamında “devletten vatandaşa (Government to Citizen-

G2C)” ve kamu sektörü ile özel sektör, STK’lar ve diğer toplum oluşumları arasında

ilişkiler kapsamında “devletten iş yaşamına (Government to Business-G2B)” olacak

şekilde temel olarak üç boyutlu bir ilişkisel yapı ortaya konulabilecektir (Brown ve

Jeffery, 2003: 1, alıntılayan Yıldız, ty.: 1 ).

“İyi vatandaş” demokratik süreçlere katılımı öngörmektedir. Bu süreçlere,

bilgi alma, konuları tartışma ve seçme örnek olarak gösterilebilir. Kamu tartışması ve

bilgiye ulaşılabilirliğin tartışma konuları demokratik süreçlere katılımı temel

almaktadır (Kavanaugh v.d, 2005: 11). İnternet kullanımına sivil toplum açısından

bakıldığında, “e-devlet” kavramından ziyade, katılımcı demokrasi boyutu ağırlıklı

olarak “e-demokrasinin” ön plana çıktığı görülmektedir. “E-demokrasi, yönetişim

boyutunu maksimize etmek için, yönetimde bilgisayar ağlarının kullanılması,

demokratik aktivitelerin bilgisayar ağları üzerinden yapılması ya da katılım için

elektronik posta ve internetin kullanılması olarak tanımlanabilir”. Sonuç olarak

vatandaş bilgi iletişim teknolojileri sayesinde, devletin ön gördüğü şeffaflık düzeyine

göre siyasal aktörlere hesap sorabilme ve hakkını savunabilme imkanına

kavuşabilmektedir” (Şahin v.d., t.y.: 254).

Diğer taraftan bireylerin, seçimlere katılımları git gide azalmaktadır. Bu

süreçte bireylerin, siyasal aktörler, kamu kurum ve kuruluşlarıyla olan iletişimleri

nitelik ve nicelik olarak geliştirilerek bu bağlamındaki olumsuzlukların da e-

demokrasi sayesinde üstesinden gelinebileceği düşünülmektedir. Örneğin, 1994

yılında “Minnesota e-Demokrasi”, siyasi partilerden bağımsız olarak, bir yurttaş

hareketi olarak bir grup birey, demokrasiyi iyileştirmeyi ve bilinçli vatandaş

katılımını sağlamak için bir sivil toplum girişimi ortaya koymuştur. Bu hareketin,

Page 69: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

49

“Capitol Topics” başlıklı Federal Hükümet’in faaliyetlerinin tartışılması için açmış

olduğu posta listelerine, millet vekilleri, senatörler, konu uzmanları, ilgili gruplar ve

ilgili yurttaşlar büyük ilgi göstermiştir ( Temsili Demokrasi).

Gerek yerel gerekse merkezi yönetişim süreçlerine yönelik on-line iletişimin

kullanılması belirli gereklilikleri içinde bulundurması gereken on-line kamu alanını

ortaya koyabilmektedir. Dahlberg’e göre Habermas, on-line kamu alanına yönelik

olarak bazı gereklilikleri, değişimi ve ahlaki süreçleri eleştirisel düşünme, tepkisellik,

ideal rol alma, samimiyet, kapsamlı düşünme ve eşitlik, devlet ve ekonomik güçten

gelen özerklik bağlamında ele alıyor. Bu ölçüler, internet ortamında politik iddiaların

günlük eleştirilerinin kullanıcı grupları tarafından bir dereceye kadar yararlanmasını

sağlamaktadır (Dahlberg, 2001: 615-633).

Sonuç olarak yerelin küreselleşmeyle olan dönüşüm sürecinde en önemli

unsurun iletişim teknolojilerindeki gelişme ve yaygınlık olarak karşımıza çıktığını

iddia etmek yanlış olmayacaktır. Bugün, demokrasiye, insan haklarına, çevreye

yönelik pozitif mesajlar da, küresel terör örgütlerinin faaliyet odaklı iletişimi de

internetin yoğun kullanımına maruz kalmaktadır. Önemli olan sürecin nasıl pozitif

platforma yöneltileceğidir.

2.2. Sivil Toplum Kuruluşları

Sivil toplum ve STK’lar birbirinden farklı olmakla birlikte, realitede iç içe

geçmiş entegre bir yapıyı içermektedir. Bu bağlamda, sivil toplumun örgütlenmiş ve

yer yer tüzel kişilik kazanmış kesimleri STK’ları oluşturuyor şeklinde bir bakış açısı

getirilebilecektir. Ancak, ideal anlamda sivil toplumun varlığının bulunup

bulunmaması STK’ların oluşumunu çok da etkilememektedir. Diğer bir ifadeyle,

demokrasinin yaşandığı ya da yaşanmadığı yönetimlerin hakim olduğu toplumlarda

çeşitli biçimlerde STK yapılanmalarına rastlanabilmektedir. Bu durum bir çelişki

değildir. Aksine, sivil toplum açısından demokratikleşmenin ve gelişmenin önünü

açıcı etkileşmeye yol açacak bir realitedir.

Bu nedenle, bu bölümde, sivil toplumun yapısının nasıl olduğuna

bakılmaksızın, çağdaş anlamda STK kavramı, STK’ların gelişimi, STK’ların isimsel

Page 70: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

50

orijini, STK’ların kuruluş şekilleri, STK’ların paydaşları ve etkileşimleri konularına

yer verilmiştir.

2.2.1. STK Kavramı: Tanımı, Nitelikleri ve Sağladığı Faydalar

Günümüz çağdaş toplumlarını geçmiş toplumlardan ayıran özelliklerin

başında, kendi haklarını savunabilmek üzere devletten bağımsız özerk bir çerçevede

örgütlenebilme hakkının birey ve gruplara verilmiş olması gelmektedir (Yıldırım,

2004: 15). Bu çerçevede bireyler “aktif vatandaş” anlayışı içinde kendi hak ve

özgürlüklerini ortak amaçlar doğrultusunda kendileri geliştirmek üzere STK ismi ve

çatısı altında çeşitli şekillerde hayata geçirilen örgütlenmelere gidebilme imkanına

sahiptirler.

Nasıl sivil toplumu tek bir bakış açısıyla ya da tek bir tanımlamayla

açıklamanın imkanı yoksa, STK’lar için de benzer bir durum ortaya çıkmaktadır.

Ancak, temel olarak STK kavramına farklı bakış açısı “bağımlılık düzeyi” ile ilgili

olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda STK’nın kapsadığı örgütlenme şekillerini

öne alan iki farklı tanımlama yapmak mümkündür.

Birinci bakış açısında, kamusal alanda devletten ve özel sektörden tamamen

bağımsız, gönüllülüğün ağır bastığı ve hiç bir ticari faaliyeti olmayan tamamen kamu

yararı için faaliyet gösteren, kararların katılımcıkla alındığı, kamusallık bilinci

geliştiren büyük oranda amatör ruhlu sivil örgütlenmeler olarak algılanmaktadır. Bu

idealize edilmiş anlayış çerçevesine uygulamada büyük oranda dernekler, yanı sıra

vakıf, sendikalar, platform ve yurttaş girişimleri, öğrenci birlikleri gibi yapılar bir

oranda girmektedir.

Ancak, küreselleşmenin ve dışa açılımın büyük oranda yaşandığı günümüz

koşulları göz önüne alındığında, bir örgütlenmenin yeterli finansmana sahip olmadan

misyonunu gerçekleştirmesinin ve vizyonuna yaklaşmasının hatta bunların ötesinde

ayakta kalmasının, gelişmesinin ve faaliyetlerini başarıyla yapmasının olanağı yok

denecek kadar azdır. Örneğin, sadece üyelerinden sağlanan gelir yetersiz kalacaktır.

Bu gerçek nedeniyle STK yukarıdaki ideal tanımı dışına çıkarak dış kaynaklı yardımı

alabilmektedir. Dış kaynaklı yardım yapacak kesim kamu kurumları, özel sektör,

uluslararası birlikler ya da kuruluşlar olabilir. Bu gün Türkiye’de pek çok dernek

Page 71: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

51

Avrupa Birliği fonlarından, uluslararası STK’lardan çeşitli düzeylerde yardım

almaktadır. Bazı vakıflar belirli işletmelerin oluşturdukları örgütlenmeler olarak

yaratılabilmektedir. Üniversiteler vakıf kurabilmektedir.

Bu bağlamda, bu konuya bireysel faaliyet odaklı yaklaşmak da olasıdır.

Jegers ve Lapsley, STK’ların hayırsever işleyişe sahip olduklarını belirtiyor. Ancak,

bir hastane rahibesinin iki desteğinden bahsetmektedir. Bunlardan, hastanenin

rasyonel bir şekilde finansal, diğerinin ise ideolojik (inançsal) olduğunu ortaya

koyuyor ve burada rasyonel işletme mantığının görev bazında ideolojiyi sınırladığını

belirtmektedir. Bunun da karmaşık bir durum olduğunu ortaya koymaktadır. (Jegers

ve Lapsley, 2003: 206).

Diğer taraftan, her ne kadar STK devletten bağımsız olarak yapılanmış olsa

da, o devletin kendi yasal prosedürlerine ya da uluslararası prosedürlere de uyum

göstermek durumundadır. Diğer bir değişle, kurulma, yönetim, faaliyetler, finansal

kaynakları ve finansmanı kullanım gibi konularda tamamen yasal sürece uyumlu

olmak zorunluluğu bulunmaktadır.

Yukarıda ortaya konulan nedenlerden dolayı realitede ikinci ve daha geniş bir

bakış açısı olan bir başka STK tanımlaması ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Avrupa

Ekonomik ve Sosyal Komitesi (ESC) STK’yı, “toplum yararı doğrultusunda

sorumluluk üstlenen, resmi makamlarla yurttaşlar arasında aracı işlevi gören bütün

örgütsel yapılanmalar” olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla bu tanım, örgütlenmiş bir

sivil toplum çerçevesinde yönetişim bağlamında ekonomik, mesleki, sosyal, kültürel

hatta siyasal aktörlerin tamamını STK çatısı altında değerlendirmektedir (STGP

kitapçığı).

Günümüzde dünyanın çeşitli ülke ya da bölgelerinde temsili demokrasi

uygulamaları sebebiyle siyasi partilerin yandaşlarını gözettikleri ve belirli çıkarsal

faaliyetlere girebildikleri görülebilmektedir. Bu nedenle, siyasal partilerin STK

tanımlaması dışında düşünülmesi gerektiğini savunan görüş bir hayli hakimdir.

Ancak, bazı bilim adamları siyasi partilerin iktidarda olmadıkları dönemde muhalefet

yaparak tamamen toplum yararına hizmet etme imkanını bulabileceklerini, bu

nedenle de iktidar dışındaki siyasi partilerin de STK bağlamında nitelenebileceğini

savunmaktadırlar (Tunçay, ty.: 1 ).

Page 72: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

52

Yukarıda ortaya konulan iki bakış açısının fikirleri bağlamında örtüştükleri

bir takım ortak nitelikler ya da değerler ortaya koymak mümkündür. Bunlar

(Yıldırım, 2004: 214-233; STGP Kitapçığı):

i. Katılımcı demokrasiye ve çoğulculuğa önem vermek,

ii. Doğayı korumak, insan ve hayvan haklarını gözetmek,

iii. Toplumun yararına çalışmak ve çıkar ilişkisi içine girmemek,

iv. Gönüllü olmak ya da profesyonel çalışanların dahi örgütün misyonu

çerçevesinde adeta gönüllü gibi davranabilmeleri,

v. Kıt kaynakları etkin kullanmak,

vi. Faaliyetlerinde, hedeflerinde, finansmanı nasıl elde ettikleri ve ne şekilde

kullandıkları gibi konularda açık ve hesap verebilir olmak,

vii. Faaliyetlerinde devletten bağımsız olmak, ancak paydaş özelliği göstermek,

viii. Prensip olarak kar amacı gütmemek, kar elde edilse dahi bunu sürecin bir

sonucu olarak değerlendirmek ve elde edilen finansmanı yine faaliyetlere

yöneltmek,

ix. Lokal ve uluslararası diğer STK’lar ile işbirliği yapabilmek ve çatışmamak,

ancak ilkeli davranmak,

x. Dış yardım alınsa dahi bunun örgütün misyonu ve vizyonu etkilemesini

önlemek,

xi. Yasal prosedürlere uymak ve onların iyileştirilmesi için çaba harcamak,

xii. Örgüt içinde ortak değerlere sahip olmak,

xiii. Bireyi, grubu ya da kurumu değil yapılacak hizmeti ön plana çıkartmak,

xiv. Topluma faydalı proje üretebilmek ve uygulamak.

STK’lar, yukarıdaki değerler kapsamında sivil toplum açısından pek çok

faydalı faaliyette bulunabilmektedirler. Lester STK’ların sağladığı dört büyük sosyal

faydadan bahsetmektedir. Bunlar (Mandeville, 2005: 6):

i. İhtiyaç olan hizmetleri sağlamak: STK’lar, hükümet ajanları tarafından ve

özel sektör tarafından üretilmeyen kamu mallarının ediniminde büyük bir

Page 73: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

53

kaynaktır. Bu tür hizmetler, hükümet tarafından sağlanmaz ve STK’larca

sağlanır.

ii. Kamu değerlerini korumak: STK’lar bireysel inisiyatif ve kamu işleri

kapsamında ilerleme sağlatır. Onların tanıtımı boyunca çoğulcu değerler,

farklılıklar ve özgürlük alanlarında gelişme sağlanır.

iii. Taraftarlık ve problem teşhiş etmek: STK’lar kamu gündemine yönelik

konuları ihmal etmezler. Desteklerken, hükümet ajanlarının ve seçilmiş

resmilerin işlerine yönelik adeta bir bekçi köpeği hizmeti de verirler.

iv. Sosyal kapitali geliştirmek: STK’lar, vatandaş ve organizasyonlar arasında

iletişim ve netwok’ün ilerlemesiyle toplumdaki kentsel kaynak olanaklarını

artırıyor” şeklinde özetlenebilir.

Uygulamada faaliyet alanları ve faaliyetleri açısından iç içe geçmiş yapılar

olmasına rağmen sivil toplum hareketinin daha iyi ortaya konulması açısından sivil

toplumdaki aktör tiplerini ayrımlaştırarak değerlendirmek olasıdır. Kaldor (2003: 12)

bu tip ayrımlaştırmaya giderek dört tip (sosyal hareketler, STK’lar, sosyal

organizasyonlar, milliyetçi ve dinsel gruplar) aktör belirlemiş ve bunların misyon,

aktiviteler, sosyal bileşenler ve örgütlenme şekilleri açısından farklılıklarını ortaya

koymuştur (Çizelge 1.2.).

Çizelge 1.2.: Sivil Toplum Aktörlerinin Tipleri

Sosyal Hareketler STK’lar Sosyal Organizasyonlar

Milliyetçi ve Dinsel Gruplar

Misyon Zayıf (fakir) ve dışlanmışları özgür kılmak

Gelişme ve insanlığa yardım

Üyelerin paylaşımlarını (hisselerini) koruma ve ilerletme

Ulusal ve inançsal gruplara yetki verme

Aktiviteler Protestolar, sergiler, medyatik olaylar

Hizmet sağlama ve taraftar olma

Lobicilik hizmeti sağlama

Medya, inanç organizasyonları, bazen de şiddet hareketleri

Sosyal Birleşenler

Aktiviteler, bireysel adanmışlık, öğrenciler

Profesyonel personel Çalışanlar, çiftçiler, yerel topluluklar, işgalci bireyler

Yenice kentleştirilmiş gruplar, köylüler

Örgütlenme Şekilleri

Serbest yatay koalisyonlar, network

Küçük ölçekli tüzel kişilikler ve informal ve bürokratik alanlar

İnformal network içinde hiyerarşik ve yatay alanlar

Karizmatik liderlik, sızdırmaz networkler bağlamında organize edilebilen hücrelere rağmen dikeylik ve hiyerarşi

Page 74: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

54

2.2.2.STK’ların Gelişimi

Çağdaş anlamda ve uluslararası boyutta STK’ların faaliyetlerinin iki yüzyıl

öncesinde köleliğe karşı açılan savaşla (The Anti-Slavery Society, 1839) ya da

uluslararası Kızıl Haç Örgütü’nün (International Red Cross, 1864) faaliyetleriyle

başladığı kabul edilmektedir. Osmanlı ve onun müttefiki Fransa-İngiltere ile Rusya

arasındaki Kırım Savaşı’nda, Florence Nightingale’in hemşire ekiplerini örgütlemesi

önem arzetmektedir. İlerleyen süreçte 1874’e kadar 32 uluslararası STK varken,

1914’de bu rakam 1083 STK olduğu belirtilmektedir. Bu gelişmeler 1919’da kurulan

Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’nun temelini atmıştır (Ann,

2004: 72, Ryfman, 2006: 18).

1920’li yıllardan itibaren, Milletler Cemiyeti (daha sonra Birleşmiş Milletlere

(United Nations, UN) dönüşmüştür) toplantılarında profesyonel dernek ve örgüt

temsilcileri yer almaya başlamıştır. 19. yy’dan itibaren “uluslararası örgütler

(International Associatios, IA) ifadesi kullanılmaya başlanmış, daha sonra Birleşmiş

Milletler Antlaşması’nda ve Ekonomik Sosyal Konsey (ECOSOC) bağlamında ilk

kez 1945’de 71. madde de yer alarak tarihe geçmiştir. Ancak, II. Dünya Savaşı

sonrası, 1950 ve 1960 yılları arasında devletçi karakter ve soğuk savaş mekanizması

çerçevesinde uluslararası STK’lar sayıca ve etki alanı açısından zayıflamıştır

(Kaldor, 2003: 15-16). 1961’de Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International,

AI), kuruluşu insan hakları açısından önemli kazanımlar sağlamıştır. İlerleyen

yıllarda, çevre konularında dünya genelinde duyarlılığı artırması ve siyasi erki dize

getirmesiyle öne çıkan Greenpeace de STK’ların gelişim süreci için önemli bir

örnektir (Ryfman, 2006: 24 ).

Günümüzde, STK’ların önemi o kadar artmıştır ki New York Times,

STK’ları “ikinci süper güç” olarak tanımlamaktadır (Ann, 2004: 72). Bu bağlamda

son yıllarda gündem 21 isimli önemli bir küresel gelişmeye adım atılmıştır. Birleşmiş

milletler liderliğinde organize edilen Gündem 21, 21 y.y.’da ve temel olarak

kalkınma ve çevre konularında “sürdürülebilir gelişmeyi” sağlamak için ağırlıklı

olarak hükümetler yerine (ancak hükümetlerin sorumluluğu ve desteğiyle), yerel

yönetim ve STK’ların etkin ortaklığına yönelmiş önemli bir küresel faaliyettir.

Sürdürülebilir gelişme ise, 1987’de Dünya Kalkınma ve Çevre Komisyonu

Page 75: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

55

tarafından yayınlanan “Ortak Geleceğimiz” isimli raporda (Brundtland Raporu)

“bugünün gereksinim ve beklentilerini, gelecek kuşakların gereksinim ve

beklentilerini karşılama olanaklarından ödün vermeksizin karşılamaktır” şeklinde

tanımlanmıştır. Bu faaliyetler, sadece çevre ve ekonomi konularını değil yanı sıra

onlarla doğrudan ilintili olan demokrasi, insan hakları, yönetişim, özerklik, toplumsal

ve yönetsel katılımcılık, yerel yönetimlerin yeniden yapılanması gibi yerel ve

uluslararası toplumu/toplulukları tümüyle kucaklayacak konuları da kapsamaktadır.

Yukarıda ortaya konulan ilke1erin dünya genelinde kabul görmesi ve uygulamaya

alınması için Birleşmiş Milletler konferansları ve zirveler içinde, 1992 Rio “Yeryüzü

Zirvesi”, 1994 Kahire “Nüfus ve Kalkınma Konferansı”, 1995 Kopenhag Sosyal

Gelişme Konferansı, 1995 Pekin Dördüncü Dünya Kadın Konferansı, 1996 İstanbul

Habitat II “Kent Zirvesi” ve 2002 Johannesburg Dünya Sürdürülebilir Kalkınma

Zirvesi ön plana çıkmıştır. 1992’de RİO Konferansı sonucu sivil toplum örgütlerinin

uluslararası projelerinin desteklenmesi için girişimlerde bulunulmuştur (Tosun, 2001:

324-325; Gündem 21 Nedir?). 1998 yılından itibaren BM sekreterinin sivil toplum

aktörlerini ve STK’ları yeni bir çağın başlangıcına yöneltecek bir girişim olarak,

başarısı tartışılmakla birlikte, özellikle gelişmekte olan ülkelerin STK’ları için

güvenli fonlar ve kendilerini ifade edebilme bağlamında çalışmalara da yön

verilmiştir (Alger, 2002: 97-98).

BM, Yaygın Ülke Değerlendirmesi (Common Country Assessment, CCA)

sürecinde, dört ana başlığı öne çıkarmaktadır. Bunlar, “hükümet ve katılımcı

gelişme, sosyo ekonomik ve bölgesel farklılıkları azaltmak, cinsiyet eşitliği, sivil

toplum ve özel mekanizmaların BM toplantılarından ve finansman olanaklarından

faydalanmasını sağlamak”tır. Bu konularda hükümetlerle işbirliğini önemsemektedir.

BM Kalkınma Yardımı Çerçevesinde, Türkiye için sivil toplum bağlamında, yardım

güvencesi olarak, sürdürülebilir insani gelişme (sustainable human developmet,

SHD) ve eşitlik için çevresel yapıya önem verme bağlamında özellikle fakirler,

çocuk ve kadınlar, Türkiye’nin küresel ekonomiye katılması gibi konularda öne

çıkmaktadır (ATK).

Daha önceki bölümlerde geniş bir şekilde ortaya konulduğu gibi AB süreci

Türkiye’de STK hareketi için pozitif yönde itici bir faktör olmuştur. AB, 2001

yılından buyana Türkiye’deki STK’ların gelişmesine yönelik olarak sivil toplum

Page 76: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

56

kuruluşlarını güçlendirme programının uygulanmasını desteklemektedir. Bu amaçla

bir sivil toplum geliştirme merkezi (STGM) kurulmuştur ve faaliyetlerini hızlı bir

şekilde sürdürmektedir.

Türkiye’de 1993 yılında 23 vakıf (Eczacıbaşı, Koç ve Sabancı’ya ait vakıflar

başta olmak üzere) tarafından kurulan, Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV),

gerek devletin sivil topluma bakış açısının değişiminde gerekse sivil toplumun

gelişiminde hem beyin takımı (tink-tank) grupları, hem de sermaye gücü sayesinde

Türkiye için büyük görevleri yerine getirmiş getirmeye devam etmektedir (Bikmen,

2005: 256-260). Yanı sıra son yıllarda Türk Tarih Vakfı’nın yapmış olduğu

sempozyumlar ve çok değerli kitap çalışmaları da sivil toplumun ve STK’ların

gelişmesinde büyük katkı sağlamaktadır. Örneğin, Türk Tarih Vakfı’nın kapsamlı bir

çalışmayla oluşturduğu Sivil Toplum Kuruluşları Rehberi 2005 dikkate şayandır

(Tarih Vakfı 2005).

2.2.3. STK’ların İsimsel Orijini

STK’ların, dünya çapında ve çok yönlü olarak yaygınlığı onun farklı

isimlendirmelerle anılmasına yol açmıştır. Bu nedenle, STK’nın isimsel orijini de

önem arz etmektedir.

Türkiye’de, hükümet ya da devlet dışına özerk bir örgütlenmeyi belirtmek

üzere “Sivil Toplum Kuruluşları (Civil Society Organizations, CSOs) ya da STK”

şeklinde kullanım yaygın olarak görülmektedir.

Batısal kaynaklarda STK’lar farklı ülkeler tarafından farklı şekillerde ortaya

konulmaktadır. Dünyada, STK ismiyle ilgili genel olarak iki tür kullanım

bulunmaktadır. Birincisi Amerika ve Japonya tarafından tercih edilen “Kar Amacı

Gütmeyen Örgütler (Non Profit Organization, NPO)”, ikincisi ise, Avrupa ve diğer

dünya ülkelerinde kullanılan versiyon olan “Hükümet/Devlet Dışı Örgütler (Non-

Governmental Organization, NGO okunuş olarak “encio’lar”)” olarak öne

çıkmaktadır. STK’ların uluslararası boyutuna ise NGOs’a benzer şekilde,

“International Non-Governmental Organization, INGOs” ismi verilmektedir.

Page 77: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

57

Amerika’da daha çok sistemin ve kamu sektörünün aksaklıklarını gidermek

için oluşturulmuş örgütlenmeler olan “Gönüllü Kamu Örgütleri (Public Voluntery

Organizations, PVOs)” ya da “Özel Gönüllü Kuruluşlar (Private Volunteer

Organizations, PVOs)” isimleri de daha lokal olarak kullanılabilmektedir (Dinçer,

1996: 49). Yine Anglo Saksonlar’ın kullandığı “Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlar

(Not-For-Profit Organizations)” isimlendirmesi de kullanılabilmektedir (Yıldırım,

2004: 53-54). Güney bölgelerinde, daha alt düzeyde yerel özellik gösteren (mahalle

ve komşuluk ilişkisi ya da cemaat) II. Dünya Savaşı sonrası süreçte 1960-1980

arasında devletin başarısız kaldığı süreçte yoğunlukla temel fakirlik konularıyla

ilgilenen daha çok orta sınıfın bilincini içeren kadınların ve sol eğilimli grupların

oluşturduğu topluluklara verilen “Topluluk/toplum Temelli Gelişmeci

Organizasyonlar (Community Based Development Organizations)” ismidir (Kamat,

2003: 67-68). Diğer bir isimlendirme, üçüncü dünya ülkelerindeki (Asya, Afrika,

Latin Amerika) STK’lar için kullanılabilen, “Grassroots Support Organizations

(GRSOs)” ve ona finansal ve teknik yardım sağlayan ve büyük örgütlenmeler olan

“Grassroots Organizations (GROs)”dur. Bunlara “güney NGOs”ları da

denilebilmektedir (Fisher, 1999: 26-27).

Yukarıdaki kullanımlar dışında STK’ya sektörel bakış açısıyla “Üçüncü

Sektör” (birinci sektör devlet/kamu sektörü, ikinci sektör özel sektör) kullanımı da

yer almaktadır. Bu bağlamda “Karsız Sektör (Non Profit Sector)” kullanımı da yer

alabilmektedir (Mandeville 2005). Ayrıca, sosyal bir hareket bağlamında STK’lar

için, “sosyal hareketler (social movements, SMOs) ve uluslararası (ya da üstü) sosyal

hareketler (international social movements, ISMOs) ifadeleri de kullanılabilmektedir

(Güngör, ty: sy.).

Yine son yıllarda ilginç ve yukarıda tanımlanan STK olgusu dışında kalan,

STK isimleri de gündeme gelebilmektedir. Bunlar, “Tek Kişilik STK (My Own

NGO, MONGO)”, aslında pazarlarda daha iyi yer tutmak için dernek statüsü içinde

kendini kamufle eden, işletmeler “Business-Organised NGO (BONGOs)”,

uluslararası sermayelerin öncülüğünde bazı projelerin gerçekleştirilmesi için uğraşan

“Donor-Organised NGOs (DONGOs), genellikle güneydeki devlet ya da elit

yöneticiler tarafından oluşturulmuş ve gerçekte STK olmayan (STK zaten devlet dışı

olmalıdır) “Governmental NGOs (GONGOs)” ya da “Quasi Autonomous NGOs,

Page 78: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

58

QUANGOs)” (Ryfman 2006 s.12). Yine ilginç STK örnekleri olan “Politik STK’lar

(Political NGOs) ve “Fon Örgütleyen/Örgütleyici STK’lar (Funder Organised NGOs,

FONGOs)” bu bağlamda ortaya konulabilir (Yıldırım, 2004: 59). Hatta literatürde bu

bağlama ironi katmak için Florini’nin (2004: 76) ortaya koyduğu “Mafia-front

NGOs, MANGOs” ve “TANGOs” da dikkate değerdir.

2.2.4.STK’ların Kuruluş Şekilleri: Hukuksal Yapı ve Örgütlenme

STK’ları, geniş bir perspektifte üç temel boyutta gruplamak mümkündür.

Bunlar, gönüllülük temelinde, kamu kurumu temelinde ve ekonomik temeldeki genel

olarak tüzel kişilikli yapılanmalardır.

2.2.4.1.Gönüllülük Temelinde Yapılanmalar

Dünyanın pek çok kesiminde STK (daha geniş anlamda sivil toplum

örgütlenmesi) denildiğinde asıl olarak tüzel kişiliği olmakla birlikte misyonuna

yönelik faaliyetlerinde hükümetten bağımsız bir şekilde ful kamu yararı gözeten ve

gönüllülük temellinde işlevlerini yürüten yapılanmalar esas alınmaktadır. Günümüz

sivil toplum anlayışında kamusal alanda hükümetten bağımsız ve katılımcı

demokrasiye katkıda bulunan gönüllü yapılanmalar arasında dernekler, vakıflar ve

diğer gönüllü gruplar yer almaktadır.

2.2.4.1.1.Dernekler

Dernekler, gerçek ya da tüzel en az yedi kişinin kar amacı gütmeden belirli

bir misyonu gerçekleştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliklerdir. Derneklerin

kuruluşu ve işleyişiyle ilgili yasal düzenlemeler, 5253 sayılı ve 04.11.2004 tarihli

dernekler kanunu ve 4721 sayılı Medeni Kanun çerçevesinde gerçekleştirilmektedir

(dernekler kanunu).

Her dernekte bulunması gereken ve o derneğe özgü açıklamaların yer aldığı

“derneklerin tüzüğünde” aşağıdaki maddelere yönelik açıklamaların yer alması

zorunludur (STGP):

Page 79: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

59

i. Derneğin adı ve merkezi,

ii. Derneğin amacı ve amacı gerçekleştirmek üzere gerçekleştirilecek faaliyetler,

iii. Derneğe üyeliğin ve üyelikten ayrılmanın koşulları,

iv. Genel kurulun toplanma zamanı ve şekli, yetkileri, oy kullanma ve karar alma

yöntem ve şekilleri,

v. Yönetim ve denetim kurullarının görev, yetki, asıl ve yedek üye sayısı,

vi. Derneğin şubesinin nasıl kurulacağı, yetkileri, dernek genel kurulunda nasıl

temsil edileceği,

vii. Üyelerin ödeyeceği giriş ve yıllık aidatları,

viii. Derneğin borçlanma usulleri,

ix. Derneğin iç denetim şekilleri,

x. Gerektiğinde tüzüğün değiştirilmesine yönelik konular,

xi. Derneğin kapatılması (fesih) durumunda mal varlığının tasfiyesi.

Derneklerin organları arasında genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu

yer almaktadır. Genel kurul, derneğe kayıtlı üyelerden oluşan ve derneğin diğer

organlarını denetleyen en yetkili organdır. En geç iki yılda bir toplanmak zorundadır.

Yönetim kurulu derneğin faaliyetlerinin kanunlara ve tüzüğe uygun bir şekilde

yürütülmesi ve temsil etme niteliği taşıyan, en az beş asil ve beş yedek üyeden oluşan

organdır. Denetim kurulu, kanun ve tüzüğe uygun denetim işlerini yapıp sonuç

raporunu yönetim kurulu ve genel kurula sunan, en az üç asil ve üç yedek üyeden

meydana gelen organdır (Yıldırım, 2004: 130-133).

2.2.4.1.2.Vakıflar

01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun

101. maddesinde vakfın tanımı "gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları

belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal

toplulukları" olarak yapılmıştır. Vakıflar, kar amacı gütmezler ve derneklerdeki

uygulamanın tersine vakfa üye olunamaz.

Page 80: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

60

Her vakıfta bulunması gereken ve o vakfa özgü açıklamaların yer aldığı

“vakıf senedi” aşağıdaki maddelere yönelik açıklamaların yer alması zorunludur:

i. Vakfın adı,

ii. Vakfın amacı,

iii. Vakfın mal varlığı,

iv. Vakfın örgütlenme ve yönetim şekli (organları),

v. Vakfın yerleşim yeri.

Vakfın, genel kurulu (mütevelli heyeti), yönetim organı ve denetim kurulu

bulunur. Genel kurul en yetkili organdır. Yönetim kurulu, genel kurul adına vakfın

kanunlara ve vakıf senedine uygun yönetilmesini sağlayan ve vakfı temsil eden

organdır. Denetim kurulu, genel kurul adına vakfın faaliyet ve hesaplarını denetler.

Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğünce görevlendirilen denetmenler tarafından en az

iki yılda bir denetlenir (Yaman, 2005: 36-38, Yıldırım, 2004: 181-184).

2.2.4.1.3.Diğer Gönüllü Gruplar

STK kapsamında irdelenen ancak tüzel kişiliği bulunmayan bazı özel

yapılanmalar da bulunmaktadır. Bunlar arasında, platform, yurttaş girişimleri,

birlikler (öğrenci birlikleri gibi) yer almaktadır.

Platform, dernek, vakıf, sendika gibi STK’ların ortak bir amacı

gerçekleştirmek üzere girişim, hareket ve benzeri isimlerle tüzel kişiliği bulunmadan

geçici olarak oluşturdukları birliklerdir (Dernekler kanunu).

Yurttaş girişimleri ve öğrenci girişimleri ise, belirli bir amaca yönelik olarak

spontane olarak oluşan ve gelişen tüzel kişiliği bulunmayan bir STK yapılanması

olarak görülebilir. Örneğin, sürekli aydınlık için bir dakika karanlık gibi.

2.2.4.2.Kamu Kurumu Temelinde Yapılanmalar

STK’lara, kamu kurumu penceresinden bakıldığında ise, ideal anlamda

gönüllülük söz konusu olmasa da, STK bağlamında sendikalar, federasyonlar ve

Page 81: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

61

konfederasyonlar, yanı sıra meslek odaları, ticaret odası, sanayi odası, borsa ve

birlikler sayılabilir.

2.2.4.2.1.Sendikalar ve Konfederasyonlar

Sendikalar, esasen işçi kesimi olmak üzere ve memur kesiminin de haklarını

korumak ve geliştirmek üzere oluşturulan örgütlenmelerdir (Kanun ). Sendikacılık

endüstri devriminin yarattığı bir harekettir. Konfederasyon, değişik işkollarında

faaliyet gösteren en az beş sendikanın bir araya gelmesiyle oluşturulan, çalışan

bazında sosyal hak ve menfaatlerin korunmasını amaçlayan tüzel kişiliğe sahip

kuruluşlardır. Faaliyetlerinin sınırları ve içeriği kanunla belirlenmiştir (Kanun ). İlk

olarak İngiltere’de (1824), daha sonra Almanya ve Fransa’da sendikalaşma

hareketleri ortaya çıkmıştır (Güven, 2001: 72-73). Türkiye’de sendikacılık hareketine

yönelik ilk yasal düzenleme ise, 1947’de 5018 sayılı “İşçi ve İşveren Sendikaları ve

Sendika Birlikleri Kanunu” ile ortaya konulmuştur.1965 yılında 624 sayılı “Devlet

Personel Sendikaları Kanunu” ile kamu personeline sendikalaşma yolu açılmıştır

(Kanun). 05.05.1983 yılında kabul edilen toplu iş sözleşmesi ise, grev ve lokavt

kanunun amacı ise, işçilerin ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal

durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek üzere, toplu iş sözleşmesi

yapmalarının, uyuşmazlıkları barışçı yollarla çözümlemelerinin ve grev ve lokavtın

esaslarını ve usullerini tespit etmektir. Ancak, günümüzde sendikacılık hareketinin

evrensel boyutlardaki düzeyde olduğundan söz edilememektedir (Yıldırım, 2004:

138)

Sendika ve konfederasyonların tüzüklerinde aşağıdaki gerekliliklerin yer

alması zorunludur (Sendikalar kanunu madde 7):

i. Sendika veya konfederasyonun adı, merkezi ve adresi.

ii. Sendika veya konfederasyonun amacı ve bu amacı gerçekleştirmek üzere

sürdürülecek çalışma konuları ile çalışma usulleri.

iii. Sendikanın faaliyet göstereceği hizmet kolu.

iv. Sendika kurucularının ad ve soyadları, meslek veya görevleri ve adresleri;

konfederasyonu kuran sendikaların hizmet kolları ile ad ve adresleri.

Page 82: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

62

v. Sendika veya konfederasyona üyelik koşulları, üyelikten çıkma ve

çıkarılmanın usul ve esasları.

vi. Konfederasyon, sendika ve sendika şubesi genel kurul delegelerinin

belirlenmesi usulü.

vii. Genel kurulun görev ve yetkileri, oy kullanma ve karar alma usul ve yeter

sayıları.

viii. Sendika veya konfederasyonun genel kurul dışındaki zorunlu organlarına

üyelerin seçilme usulü, asil ve yedek üye sayısı, görev ve yetkileri.

ix. Sendika veya konfederasyonların yöneticilerinde aranılacak şartlar.

x. Sendika şubelerinin nasıl kurulacağı, görev ve yetkileri, genel kurulların

toplantılarına ve kararlarına ilişkin usul ve esaslar ile sendika genel kurulunda

şubelerin temsil şekli.

xi. Üyelik ödentisinin belirlenmesi usulü.

xii. Sendika veya konfederasyonun iç denetim usulü.

xiii. Harcamaların nasıl yapılacağı, yetkilerin nasıl verileceği ve yetki sınırları.

xiv. Tüzüğün değiştirilmesi usulü.

xv. Sendika veya konfederasyonun feshi, kendiliğinden dağılması, başka bir

sendika veya konfederasyonla birleşmesi veya mahkeme kararıyla

kapatılması hallerinde mal varlığının tasfiye usulü.

xvi. Sendika veya konfederasyonun zorunlu organlarının oluşumuna kadar

kuruluşun işlerini yürütmeye ve temsile yetkili geçici yönetim kurulu

üyelerinin ad ve soyadları ile adresleri.

xvii. Sendika ve konfederasyon temsilcilerinin seçiminde yetkili kurulun

belirlenmesi, temsilcilerin nitelikleri ve görevden alınma usulü.

xviii. Gelirlerini ne şekilde muhafaza edecekleri ve zorunlu giderleri için

kasalarında tutacakları azamî nakit mevcudu.

xix. Demirbaşların satış ve terkininde uygulanacak usul ve esaslar.

Page 83: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

63

Sendikaların organları arasında genel kurul, yönetim kurulu ve denetleme

kurulu yer almaktadır. Genel kurul, en yetkili organ olarak organların seçimi, tüzük

değişikliği, yönetim ve denetim kurullarının raporlarının görüşülmesi, üyelik, şube

açma, diğer sendikalara ve konfederasyonlara üyelik gibi pek çok işlevi yerine

getirmektedir. Genel kurul olağan olarak dört yılda bir toplanmaktadır. Yönetim

kurul, konfederasyon, sendika ve sendika şubesinin temsil edilmesi ve kanunlara

göre yönetilmesi, gelecek yıllara yönelik bütçe hazırlanması ve genel kurula

sunulması gibi görevleri yerine getirmektedir. Denetleme kurulu ise, yönetim

kurulunun yönetim ve finansal faaliyetlerinin kanunlar ve genel kurul kararlarına

göre yapılıp yapılmadığını denetler, gerektiğinde genel kurul ve yönetim kurulunu

toplantıya çağırır ve faaliyetler hakkında rapor sunar (Kanun; Yıldırım, 2004: 162-

167).

2.2.4.2.2.Odalar ve Borsa

5174 sayılı ‘Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar

Kanunu’nu göre, odalar, sadece illerde, birliğin olumlu görüşü alınmak üzere Sanayi

ve Ticaret Bakanlığı’nın kararı ile kurulabilmektedir. Bir ilde oda kurulabilmesi için,

ticaret siciline kayıtlı en az bin tacir, sanayici veya deniz ticareti ile uğraşanların

birliğe yazılı başvuruda bulunması zorunludur.

Bu kanununa göre odalar üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak,

meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak

gelişmesini sağlamak, mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde

dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı

korumak ve kanunda yazılı hizmetler ile mevzuatla odalara verilen görevleri yerine

getirmek amacıyla kurulan, tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek

kuruluşlarıdır (Madde 4).

İlgili kanunda odaların görevleri şu şekilde sıralanmaktadır (Madde 12):

i. Meslek ahlâkını, disiplini ve dayanışmayı korumak ve geliştirmek, ticaret ve

sanayinin kamu yararına uygun olarak gelişmesine çalışmak.

Page 84: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

64

ii. Ticaret ve sanayiyi ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek ilgililere

ulaştırmak, ilgili kanunlar çerçevesinde resmî makamlarca istenecek bilgileri

vermek ve özellikle üyelerinin mesleklerini icrada ihtiyaç duyabilecekleri her

çeşit bilgiyi, başvuruları durumunda kendilerine vermek veya bunların elde

edilmesini kolaylaştırmak, elektronik ticaret ve internet ağları konusunda

üyelerine yol gösterecek girişimlerde bulunmak, bu konularda gerekli alt

yapıyı kurmak ve işletmek.

iii. Ticaret ve sanayiye ait her türlü incelemeleri yapmak, bölgeleri içindeki

iktisadî, ticarî ve sınaî faaliyetlere ait endeks ve istatistikleri tutmak, başlıca

maddelerin piyasa fiyatlarını takip ve kaydetmek ve bunları uygun vasıtalarla

yaymak.

iv. 26 ncı maddedeki belgeleri düzenlemek ve onaylamak.

v. Meslek faaliyetlerine ait konularda resmî makamlara teklif, dilek ve

başvurularda bulunmak; üyelerinin tamamının veya bir kesiminin meslekî

menfaati olduğu takdirde meclis kararı ile bu üyeleri adına veya kendi adına

dava açmak.

vi. Çalışma alanları içindeki ticarî ve sınaî örf, adet ve teamülleri tespit etmek,

Bakanlığın onayına sunmak ve ilân etmek.

vii. Üyeleri tarafından uyulması zorunlu meslekî karar almak.

viii. Yurt içi ve yurt dışı fuar ve sergilere katılmak.

ix. Gerektiğinde 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 125 inci

maddesinde sayılan mal ve hizmetlerin azamî fiyat tarifelerini, kendi üyeleri

için, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe uygun olarak tespit etmek ve

onaylamak.

x. Deniz ticaretinin kamu yararına, millî ulaştırma ve deniz ticareti politikasına

uygun şekilde gelişmesine çalışmak.

xi. Millî ve milletlerarası deniz ticaretine ait incelemeler yapmak ve bu konudaki

bilgileri sağlamak, Türkiye limanları arası ve yurt dışı navlun, acente

komisyonu ve ücretleri ile liman masrafları gibi bilgileri toplamak ve bunları

Page 85: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

65

mümkün olan vasıtalarla en seri şekilde yaymak, dünya deniz ticaretindeki en

son gelişmeleri izlemek, istatistikler tutmak ve bunları ilgililere duyurmak.

xii. Deniz ticaretine ait ticarî örf, teamül ve uygulamaları tespit ve ilân etmek,

navlun anlaşmaları, konişmento ve benzeri evraka ait tip formları hazırlamak.

xiii. Yabancı gemi sahip ve donatanları ile denizcilikle ilgili müesseselere Türkiye

limanlarının imkânları, çalışma şekilleri, tarifeleri ve liman masrafları

hakkında bilgi vermek ve onlardan benzeri bilgileri sağlamak.

xiv. Deniz ticareti ile ilgili milletlerarası kuruluşlara üye olmak ve delege

bulundurmak.

xv. İlgililerin talebi üzerine deniz ticareti ile ilgili ihtilaflarda hakemlik yapmak.

xvi. Deniz acenteliği hizmet ücret tarifelerini hazırlamak ve Bakanlığın onayına

sunmak.

xvii. Sair mevzuatın verdiği görevlerle, ilgili kanunlar çerçevesinde Birlik ve

Bakanlıkça verilecek görevleri yapmak.

xviii. Birliğin belirlediği standartlara göre üye kayıtlarını tutmak ve üyelik

aidatlarına ilişkin belgeleri saklamak ve bunları Birliğe talep halinde

bildirmek.

xix. Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına verilen

işlerin, bu Kanunda belirtilen kuruluş amaçları ve görev alanı çerçevesinde

odalara tevdii halinde bu işleri yürütmek.

xx. Üyelerinin ihtiyacı olan belgeleri vermek ve bunlara ilişkin gerekli hizmetleri

yapmak.

xxi. Yurt içi fuarlar konusunda yapılacak müracaatları değerlendirip Birliğe

teklifte bulunmak.

xxii. Üyeleri hakkındaki tüketici şikâyetlerini incelemek ve kuruluş amaçları

doğrultusunda diğer faaliyetlerde bulunmak.

xxiii. Ticaret ve sanayi odalarınca, odalar ayrı olan illerde ise sanayi odalarınca

sanayiciler için kapasite raporları düzenlemek.

Page 86: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

66

Aynı kanunun çeşitli maddelerinde oda organları olarak oda meslek komitesi,

oda meclisi, oda yönetim kurulu ve oda disiplin kurulu yer almaktadır. Oda meslek

komiteleri, meslek gruplarınca dört yıl için seçilecek beş veya yedi kişiden, üye

sayısı onbini aşan odalarda beş, yedi, dokuz veya onbir kişiden oluşur. Asıl üyeler

kadar da yedek üye seçilir (Madde 14). Oda meclisi, meslek gruplarınca dört yıl için

seçilecek üyelerden oluşur. Meslek komiteleri beş kişiden oluşan gruplarda ikişer,

yedi kişiden oluşan gruplarda üçer, dokuz kişiden oluşan gruplarda dörder, onbir

kişiden oluşan gruplarda beşer meclis üyesi seçilir. Ayrıca aynı sayıda yedek üye

seçilir (Madde 16). Oda yönetim kurulu, dört yıl için seçilen, meclis üye sayısı

yirmiden az olan odalarda beş; yirmi ile yirmidokuz arasında olanlarda yedi; otuz ile

otuzdokuz arasında olanlarda dokuz; kırk ve daha fazla olanlarda onbir kişiden

oluşur (Madde 18). Oda disiplin kurulunun ise, odaya kayıtlı üyelerin disiplin

soruşturmalarını kanunda ve ilgili mevzuatta öngörülen usul ve esaslara uygun olarak

yürütmek, meclise, odaya kayıtlı üyeler hakkında disiplin ve para cezası verilmesini

önermetir (Madde 22).

Sermaye piyasası, fon arz edenlerle fon talep edenlerin karşılaştığı yer olarak

tanımlanmaktadır. Borsa aracılığıyla (ülkemizde İMKB), tasarruflara mobilite

kazandırma, sermaye mülkiyetini tabana yayma, ekonomide işlem gören

enstrümanlar (hisse senedi ve tahvil) fiyatları hakkında acil bilgilere ulaştırma,

sanayide yapıal değişikliği kolaylaştırma gibi önemli faaliyetleri

gerçekleştirilmektedir (Akdemir, 2004: 241-244).

2.2.4.3. Diğerleri

Bu grupta STK’lar içinde, ekonomik temelde yapılanma içinde kooperatifler

ve yardımlaşma sandıkları, siyasi partiler, spor kulüpleri sayılabilecektir.

07.05.2004 tarih ve 25455 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5146 sayılı

Kanunun birinci maddesiyle değişen şekliyle, tüzel kişiliği haiz olmak üzere

ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait

ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet

suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan

değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denilmektedir (Madde 1).

Page 87: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

67

Kooperatifin ana sözleşmesinde aşağıdaki maddeler yer almak zorundadır

(Madde 4):

i. Kooperatif ana sözleşmesinde aşağıdaki hususlara ait hükümlerin yer alması

gerektir,

ii. Kooperatifin adı ve merkezi,

iii. Kooperatifin amacı ve çalışma konuları,

iv. Ortaklık sıfatını kazandıran ve kaybettiren hal ve şartlar,

v. Ortakların pay tutarı ve kooperatif sermayesinin ödenme şekli, nakdi

sermayenin en az 1/4 nün peşin ödenmesi,

vi. Ortakların ayni sermaye koyup koymayacakları,

vii. Kooperatiflerin yükümlerinden dolayı ortakların sorumluluk durumu ve

derecesi,

viii. Kooperatifin yönetici ve denetleyici organlarının görev ve yetki ve

sorumlulukları ve seçim tarzları,

ix. Kooperatifin temsiline ait hükümler,

x. Yıllık gelir gider farklarının, hesaplama ve kullanma şekilleri,

xi. Kurucuların adı, soyadı iş ve konut adresleri.

Kooperatiflerin organları arasında genel kurul, yönetim kurulu ve denetçiler

yer almaktadır. Genel Kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Yönetim

Kurulu ve Denetçiler Kurulu üyeleriyle gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, ana

sözleşmeyi değiştirme, işletme hesabiyle bilanço ve gerektiğinde gelir gider farkının

bölüşülmesi hakkında karar almak, yönetim ve denetçiler kurullarını ibra etmek,

kanun veya sözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek

gibi görevleri yerine getirir. Yönetim kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri

içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır. Yönetim

Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları

şarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini

kooperatife bildirir. Temsile yetkili şahıslar kooperatif namına onun amacının

gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabilir. Yönetime veya temsile yetkili

Page 88: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

68

şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri

haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur. Denetçiler, işletme

hesabiyle bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterin

düzenli bir surette tutulup tutulmadığını ve işletmenin neticeleriyle mameleki

hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını

incelemekle yükümlüdürler. Ortakların şahsen sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü

olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup

tutulmadığını da incelemek zorundadırlar. Ortaklar gerekli gördükleri hususlarda

denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler

(Kanun).

Çeşitli STK’lar, kendi bünyelerinde yardımlaşma sandıkları

kurabilmektedirler. Bu sandıkların amacı genel olarak belirli kurallar çerçevesinde

sandık üyelerine finansal yardım yapmak olarak açıklanabilir.

Diğer taraftan, siyasi partiler ve spor kulüpleri gibi organizasyonlar da kimi

kesimlere göre STK bağlamında ve kimi kesimlere göre de STK dışı örgütlenmeler

olarak değerlendirilebilmektedir.

STK’lara bakış açısında genel kabul gören önemli bir konu da kar amacı

gütmemektir. Her ne kadar ideal olarak STK’lar kar amacı gütmeyen kuruluşlar

olarak ifade edilse de işletme ve sosyal tesis açarak kar sağlayabilmektedirler.

Ancak, bu kar hissedarların şahsi kazanımları olamadığı sürece, diğer bir ifade ile

yine o STK’nın kendi misyonu ve faaliyetleri için değerlendiriliyorsa gerçekte bunun

ticari anlamda kar olmadığı da açıktır. Dolayısıyla bu durum bir çelişkiye yol

açmamaktadır.

2.2.5.STK’ların Paydaşları ve Etkileşimleri

STK’lar kamusal alanda devlet, özel sektör ve uluslararası diğer kurumlardan

bağımsız bir şekilde hizmet verme amacı gütmektedirler. Ancak, buradaki bağımsız

olma düşüncesi devleti, özel sektörü ya da uluslararası kuruluşları karşısına alma ve

onlarla çatışma mantığını içermez. Diğer bir deyişle, çağdaş STK’lar günümüzde

devletin, özel sektörün ve uluslararası kuruluşların yerine getirmediği ya da

getiremediği alanlarda sivil toplumun kazanımlarını artırma çabası içine yönelme

Page 89: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

69

eğilimindedir. Bu eğilim çerçevesinde STK’lar gerektiğinde yanlış siyasal

uygulamalar nedeniyle devlet ya da kamusal alanda görülebilecek dejenerasyona

karşı çıkma ya da iyileştirmeler için belirli bir kesimin (belirli bir siyasal ya da

ekonomik grup, etnik köken gibi) çıkarlarını gütmeden tüm toplumu kucaklayarak

baskı grubu oluşturabilme çabası içine de girebilmektedirler.

Rasyonel bir düşünce çerçevesinde olması gereken toplumun tüm

kesimlerinin ekonomik, sosyal, kültürel, hukuksal açıdan iyi bir yaşam biçimine

kavuşabilmesi ve bu yaşam biçiminin geliştirilmesidir. Bu yönelim çerçevesinde,

STK’lar, devlet, özel sektör ve uluslararası bazı önemli örgütler gerçekte birbirinin

paydaşıdır.

Bu bağımsız bağımlı taraflar zaman zaman kamusal alanda birbirleriyle

sürekli etkileşim içine girmektedirler. Bu bağlamda, bu bölümde, STK’ların

paydaşları olarak devlet ve yerel yönetimler, özel sektör, uluslararası örgütler ve

diğer STK’lar etkileşimleri çerçevesinde irdelenmiştir.

2.2.5.1.STK’lar ve Devlet ve Devletle Etkileşimlerine Göre Kategorize

Edilmeleri

Sivil toplum kavramının merkezinde, Shils’e göre (ty.: 4, alıntılayan

Schwedler, 1997: 19) çok boyutlu sivil normlara bağlılık fikri yer almaktadır. Bu

bireylerin-bireylerle, bireylerin-devletle arasındaki yönelimin düzenlenmesidir. Sivil

toplumun mevcudiyeti için normlar ve devlet-sivil toplum arasındaki ilişkilerin

genişletilmesi önem arz etmektedir. Norton’ a göre (ty.: 20, alıntılayan Schwedler,

1997: 20), demokrasinin gelişimi için şartlar yeterli olmasa da açık ve planlı bir

şekilde politik sistemlerin kalbine katılımı sağlayan sivil toplumun gerekliliğinin

önemi büyüktür. Ancak, hükümet aracılık ve kontrol rolü oynamadıkça, muhtemelen

kaosa sürüklenen bir realite ortaya çıkacaktır. Diğer bir ifade ile, devletin

yokluğunda sivil toplumundan bahsetmenin anlamı yoktur.

Bu bağlamda, Beetham ve Boyle, iki tür sivil toplum boyutuna dikkat

çekmektedir. Bunlar pozitif ve negatif boyuttur.

Page 90: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

70

Pozitif boyutta, “toplum içerisinde kendiliğinden oluşmuş birçok

organizasyon bulunmasını, insanların kendi problemlerini çözmek için kolektif

olarak çalışmalarını, bu oluşumların halkın görüşlerinin hükümete yansıması ve

hükümet üzerinde baskı oluşturulması için kanal teşkil etmesi ve hükümetin

yetkilerini aşmasına karşı koyucu olarak hizmet etmesine katkıda bulunması” yer

almaktadır. İkinci boyut negatif boyuttur. Negatif boyut çerçevesinde, devletin tüm

sosyal faaliyetleri kontrol etmesinin, tüm sosyal girişim ve yetenekleri emmesinin

engellenebilmesi için devletin erişim alanının daraltılmasını ifade etmektedir

(Beetham ve Boyle, 1998: 119).

Devlet için tek alternatif olarak, sadece pazara (diğer kar amacı güden

aktörler kapsamında) odaklanmak yaygın yollardan biridir. Ancak, sivil toplumun alt

birimlerinin (STK’lar, yurttaş hareketleri ve diğerleri) çeşitli amaçlarıyla bu daha

bereketlenir. Yani hem pazar hem de toplum, basit alt bölümleme için uygundur.

Burada, sivil toplumda sosyal etkileşim durumları farklı tipte oluşturulmuş ajanlar iki

büyük alan ya da çevrede yer alır. Onların her biri belirli kurumsal davranış tipleri,

belirli fiyatlar ve sosyal norm sistemi setiyle karakterize edilirler. Bu bağlamda,

Karlson üç özel davranışsal enstitü tipini ve bu çevrelerin her ikisi ile olan

convention (birleşme, toplanma) biçimini yapıyı Şekil 1’deki gibi ortaya

koymaktadır. Çizelge 1’de devlet, pazarlar, topluluklar ve birleşimleri (bileşkeleri)

için özel karşılıklılık yoktur. Onlar üst üste örtüşerek birbirlerini çeşitli yönlerden

bazen negatif bazen de pozitif olarak etkilerler. Devletin belirli aktiviteleri, diğer

çevrelerde farklı davranış etkisine sahiptir (Karlson, 2002: 79). Şekil 1 genel olarak

dengeli bir pozitif boyutu ortaya koymaktadır.

Şekil 1.1. : Basit Bir Sivil Toplum Modeli

Pazarlar Birleşme (anlaşma)

Sivil Toplum

Devlet

Topluluklar

Page 91: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

71

Kalson (2003: 128), devletin erişim alanın daraltıldığı yapıyı Şekil 2’deki gibi

ortaya koymaktadır. Devlet olmaksızın sivil toplum, etkisiz pazarlar, gönüllü

organizasyonlar, anlaşmalar (toplanmalar), geniş çapta daha çok ya da az bireysel

güç ve kuvvetsiz-fakir toplulukları kapsayacaktır. Burada sosyal düzen ve mülkiyet

belirli ölçüde egemen olabilir, fakat sonun başlangıcı da büyük bir şekilde

gerçekleşebilecektir. Bu aynı zamanda negatif boyuta örnek olarak gösterilebilir.

Şekil 1.2.: Küçük Devletli Toplum

Negatif duruma diğer bir örnek ise, devletin aşırı büyümesidir. Burada

mülkiyet hakları tamamen yürürlükten kalkar, hem pazarlarda, hem de topluluklarda

müdahalelerden dolayı ciddi sakatlanmalar olur. Sosyal normlarda ortaya çıkan ve

devam eden azalış ve rekabet süreci boyunca pazarlardaki potansiyel refah yaratımı

engellenir. Şekil 3, bu durumu ortaya koymaktadır (Karlson, 2002: 180).

Şekil 1.3.: Devletin Devleti

Pazarlar Birleşme (anlaşma)

Sivil Toplum

Devlet

Topluluklar

Pazarlar Birleşme (anlaşma)

Sivil Toplum

Devlet

Topluluklar

Page 92: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

72

Hasenfeld ve Gidron (2005: 101) ise, devlet–sivil toplum ilişkisi bağlamında

üç çeşit sivil toplum yapısından bahsediyor. “Sivil Toplum I; Devletle nötr ilişki

içindedir. Onlar kendi üyelerinin iyi olma haline odaklanmışlardır. Onlar devletten

legal bir statüyü elde etmek için etkileşeme girerler (örneğin vergi muafiyeti). Onlar

devletin politikalarına ve politik kurumlarına karşı farksız ya da nötral tutum

takınırlar. Onlar ne açıkça desteklerler ne de karşı dururlar. Sosyal kulüpler, bireysel

yardım grupları böyle organizasyonların başlıca örnekleridir. Sivil Toplum II; Bu

gruplar geleneksel olmayan politik anlayış çerçevesinde açık bir şekilde değişim için

devletin politikalarına ve politik enstitülerine direkt olarak karşıdırlar. Bunlar, sivil

hareketler, çocuk düşürme karşıtlığı, globalleşme karşıtı hareketler…gibi yerel ya da

ulusal çeşitli hareketleri içerirler. Lofland (1996: s.y., alıntılayan Hasenfeld ve

Gidron, 2002; 101) bu bağlamda iki farklı sosyal hareket organizasyonu ortaya

koyuyor. Bunlar, dönüşüm ve reformculuk’tur Dönüşümcü sosyal hareketler devlete

karşı ve alternatif bir rejimi getirme yönelimindedirler. Bu kapsamda, demokrasi

lehinde olma ya da globalleşme karşıtı hareketler örnek verilebilir. Reformcu sosyal

hareketler, devlet rejimine karşı değildirler ancak seçim, politikaları (yaşam lehinde

organizasyonlar ya da sivil haklar hareketleri olaylarındaki gibi) değiştirmeye

uğraşırlar. Sivil toplum III; Bu kapsamda Salamon (1995: s.y., alıntılayan

Hasenfeld ve Gidron, 2002; 101), program ve aktiviteleriyle yasal, devletin politika

ve rejimini güçlendirici boyutta yer alan organizasyonları kastediyorlar. Gerçekte

onların hem mali kaynaklar, hem de yasallık için devlete bağımlıdırlar. Bu bağlamda

şu açıklamaları yapıyorlar: “Bu organizasyonlar kapsamında en yaygın olanlar kar

amacı gütmeyen hizmet organizasyonlarıdır ve onların kaynaklarının önemli bir

bölümü devletten gelir ve vergiden muaftırlar. Örnek olarak hastaneler ve sosyal

hizmet ağları gösterilebilir. Onlar, çeşitli lobi organizasyonları ve ilgi gruplarını

kapsarlar. Örnek olarak, ticari ve profesyonel birlikler, ki seçmenlerinin onayıyla

kamu politikalarını etkilemeye çalışırlar (Laumann and Knoke, 1987: s.y., alıntılayan

Hasenfeld ve Gidron, 2002; 101). Bazı devlet politikalarına karşı olsalar bile devlete

bağlılıkları dikkate değer yapıdadır. Örneğin, inanç temelli organizasyonlar fakir

insanlara yardım etmek için kamu fonlarını elde edebilir, ancak çocuk aldırma ile

ilgili devlet politikalarına hala karşı olabiliyorlar (Hasenfeld and Gidron, 2005: 101).

Page 93: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

73

Diğer taraftan, merkezi olarak hükümetlerin yaptığı merkezi planlamalar

hayır işlerine yönelik konularda çoğu zaman STK’ların yaptıkları hayır işlerinin

kalitesine ulaşamamaktadır. Ayrıca, devletin hayır işlerine ayırdığı kadro ve

finansman olanaklarının çok cüzi bir miktarına da pek çok proje ve faaliyet

STK’larca hem de daha kısa sürelerde hayata geçirilebilmektedir. Pek çok sorun

STK’ların samimi katılımlarıyla yerel temelli ve küçük ölçekli bir çerçevede tatmin

edici şekilde çözülebilmektedir. Tabi burada resmi otoritenin tutumu da uygulamada

başarıyı önemli düzeyde etkilemektedir. Senegal’de yaşanmış bir örnekte, Jamaane

çiftçilerinin sulama kanallarıyla ilgili iyi bildikleri bir konuya yönelik olarak bir

köylü inisiyatifi geliştirmeleri ve hükümetin tarım hizmeti uzmanlarından daha iyi

çözümler geliştirdikleri görülmüştür. Ancak, yetersiz empati ve iletişim sonucu köylü

inisiyatifinin baskılanması gibi talihsiz bir sonuç ortaya çıkmıştır. Burada temel espri

devletin yapacağı faaliyetlerde iyi niyetli olması ancak uygulayıcı alt birimlerdeki

resmilerin yetersizliğidir (Holl, 1998: 103-105).

Sivil toplumun sorunsalı, otoriter yapıdan köklü bir geçişin yaşanabilmesidir.

Guillerno O’ Donnell ve Philippe Schmitter’e göre, izin verilebilir davranış sınırları

içinde olumsuzlukları rahatça konuşarak yada hükümetten sosyal ihtiyaçlarını talep

ederek karşı durmaya başlarlarsa, sivil toplumun şekillenmeye başladığından söz

edilebilir. Sivil toplumun karakteristik aktiviteleri içinde eşitlikçi, katılımcı ve

tolerans sahibi olma normları yer alır. Sonuç olarak aktif ve canlı bir sivil toplum pek

çok toplum için kaliteli bir yaşamın ayarlayıcısı ve ölçüsüdür (Schwedler Jillian,

1997: 5).

Ulus devletin hukuksal tanımının Avrupa’daki otuz yıl savaşlarından sonra

(Westfalya Anlaşması, 1648) aldığı çerçeve, günümüzde küreselleşme ve teknolojik

gelişme önemli vasıtalar nedeniyle dönüşüme uğramaktadır (Başlar ). Bu süreçte,

coğrafi olarak üniter yapı çerçevesinde devletin varlığı korunmakla birlikte, dünün

mutlak hakim devletleri, sivil toplumun etkisiyle pozitif gelişmeler için kararların

alınmasında git gide paydaş bir konuma kanalize eden bir yönelime girmektedir.

Devletler bu süreçte, kendileri için zaman, insan kaynağı ve finansman gibi kıt

kaynakları daha rasyonel kullanmak üzere bir takım faaliyetlerde (yardım, sağlık,

çevre…gibi) STK’lara yetki devrini (subsidiarity) gerçekleştirmektedir (Tunçay).

Page 94: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

74

2.2.5.2. STK’lar ve Özel Sektör

Çizelge 1.1., Çizelge 1.2 ve Çizelge 1.3.’e dikkat edilirse, sivil toplum ve

devlet yanında, pazar diğer bir değişle ağırlıklı olarak özel sektörün (private sector)

yeri büyüktür. Doğal olarak, devlet ve özel sektör arasındaki ilişkiler de çok

kapsamlı ve boyutludur. Ancak, konu gereği bu bölümde STK’lar dolayısıyla sivil

toplum ve özel sektör arasındaki ilişkinin boyutuna yönelik açıklamalara yer

verilecektir.

İşletmeciliğin temel amaçları arasında, hayatiyetini sürgit kılmak, verimliliği

tesis etmek ve geliştirmek, büyümek, yenilikçi olmak, global normlu işletme olmak,

kar elde etmek ve sosyal (toplumsal) sorumluluk yer almaktadır (Akdemir, 2004: 66-

70, Alpugan v.d., 1997: 41-42). Doğal olarak bir işletmenin gelişerek hayatta kalması

için küresel kalite normlarına gereklilik bulunmaktadır. Küresel kalite normları

bağlamında yönetim, insan kaynakları, üretim teknikleri, finansman olanakları ve

kullanımı, üretilen ürün ya da hizmetin yanı sıra sosyal sorumluluk açısından da

konuya özen gösterilmesi gerekmektedir.

Sosyal sorumluluk ya da şirket sosyal sorumluluğu (corporate social

responsibility, CSR) işletmenin ekonomik ve yasal koşullara, iş etiğine, işletmenin iç

çevresi bağlamında kişi ve kurumların beklentilerine yönelik olarak uygun bir

çalışma strateji ve politikası gütmesine, insanları memnun ve mutlu etmesini

sağlamayı sağlayan faaliyetleri kapsamaktadır (Eren, 1990: 110). Bu tanımlamadan,

şirket sosyal sorumluluğunun dört temel alanı kapsadığı ortaya çıkmaktadır. Bunlar,

ekonomi/ekonomiklik, yasallık, etik ve isteğe bağlı (gönüllülük) sorumluluktur. Bu

kapsamda işletmeler geniş toplumlarda kar amacı gütmeyen aktivitelere operasyonel

olarak katkı sağlayabilmektedirler (Hayes, 2002: 261).

Ülkemiz ve dünya genelindeki pek çok bilinçli işletmenin toplumsal

sorumluluk bağlamında STK’larla beraberce pek çok faaliyeti yürüttüğü de

görülmektedir. STK’ların faaliyetlerinde sponsorluk, elemanlarını mesai saatlerinde

belirli bir plan çerçevesinde ve belirli zamanlarda STK’larda çalıştırma, uzman

olduğu konularda destekleme, ürün, bina ve ekipman gibi yardımları STK’lara

Page 95: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

75

kanalize etme gibi pek faaliyeti gönüllü olarak yerine getiren işletmeler de

bulunmaktadır (Yaman, 2005: 69-71).

Ayrıca, işletmeler kendi şirket stratejileri çizgisinde yardım konusunda da

artan bir rekabet ortamında faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu bağlamda,

işletmelerin rekabet ortamındaki imajları da önemli düzeyde pozitif ya da negatif

olarak etkilenebilmektedir (Hayes, 2002: 261). Günümüz işletmecilik anlayışı

pazarda başlamakta, diğer bir değişle müşteri odaklı bir çerçevede kurgulanmaktadır.

Bu bağlamda, zaten kar da modern işletmecilik anlayışında amaç değil, nihai sonuç

olarak da görülebilmektedir (Akdemir, 2004: 69). Dolayısıyla gerek iç müşteri

gerekse dış müşteri bağlamında, bireylerin alınan ürün ya da hizmete yönelik

bütünsel tatmini sadece o işletmenin kullandığı üretim tekniklerinin ya da

ürünün/hizmetin salt kalitesine değil çevre ve topluma olan etkileşimine de bağlıdır.

Gelişmiş ülkelerde çevreye verdiği zarardan dolayı, kötü çalışma koşulları, çocuk

işgücü çalıştırılması veya ürünün atıklarının geri dönüşümü olmaması, tüketici

haklarına yönelik olumsuzluklar gibi nedenlerle aynı kalitedeki ürünü daha ucuza

pazarladığı halde satamayan bir çok firma mevcuttur. STK’lar bu tip konularda

önemli toplumsal hareketleri örgütleyebilmektedirler Ayrıca, STK’ların da aktif

desteğiyle “Sosyal Sorumluluk 8000 Standardı (Social Acccountability 8000)” hızla

hükümetler ve özel sektör bağlamında gündeme gelmektedir (Aydemir, 1999: 2).

STK’lar ve işletmeler arasındaki ortaklık bağlamında iki kelime bir

paradoksu ortaya koymaktadır. Bu kelimeler “prensipler” ve “kar” dır. STK’lar

genellikle yardım amaçlı kuruluşlar olarak prensip boyutunda bakış açısına sahipken,

işletmeler ise kar bağlamında bir bakış açısına sahiptirler. İşte iki sektör arasındaki

sınırlar bu kelimler kapsamında bulanıklaşabilmektedir. Ancak, şu an iki sektör

arasında konuşulan konular arasında semboller, hücre pazarlaması, müşteri tatmini,

ticari sektör, paranın dışındaki motivatör öneme sahip olgular (sosyal hedef ve

değerler, mesleki çalışma stilleri, dünyasal hedefli hizmetler, müşterilerin

(customers/clients) önemi) yer almaktadır (Heap, 2000: 557). Yukarıda belirtilen

yararlı işlerin (hayır işlerinin) işletmelerce sahiplenilmesinin sosyal sorumluluk ve

STK’ları kendi çıkarları adına kullandıkları fikrini ortaya koyan çeşitli görüşlere de

rastlamak mümkündür. Ancak, bu konuya işletmelerin hiç yardım yapmadıklarında

bir çok STK ya da hayır bekleyen kişinin umutlarının söndüğü ve bunun sonucunda

Page 96: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

76

da sosyal patlamaların artabileceği gerçeği de unutulmaması gereken bir konudur.

Örneğin, günümüzün en zengin iş adamlarından Bill Gates’in küresel bazlı yaptığı

yardımlar pek çok fakiri olumlu yönde etkilemektedir. Bill Gates’in, yardımlarını

kestiğini düşündüğümüzde doğal olarak yine yazılımlarını üretmeye ve satmaya

devam edeceği de kolayca düşünülebilir (Ann, 2004: 75). Yine ülkemizde de Koç,

Sabancı gibi büyük firmalara ait şirketlerin eğitim, spor, fakirlere yardım gibi

faaliyetlerde bulundukları, STK’ların haklarının geliştirilmesine ve finansman

olanaklarına yönelik büyük faydalar sağladıkları da bir gerçektir.

STK’lar ve özel sektör arasındaki diğer önemli bir konu da STK’ların bugün

pek çok yönetim/yönetişim konusunda özel sektöre örnek olacak ve yön

gösterebilecek duruma gelmesidir. Bu bağlamda Drucker, STK’ların yönetiminden

alınacak dersleri “açık, seçik iyi işleyen idari bir yapı, katılımcılık, etkin ve eşit

hiyararişiye ve beraberce çalışabilen yönetim kurulu ve etkin yöneticilik gibi”

konulardan söz etmektedir (Drucker, 1995: 229-231).

2.2.5.3.Uluslararası Örgütler

Uluslararası örgütler bağlamında STK’ların etkileşimi son yıllarda önemli

düzeyde hissedilmektedir. Daha önceki bölümlerde ayrıntılı bir şekilde ortaya

konulan Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, yanı sıra Dünya Bankası, Dünya Ticaret

Örgütü (World Trade Organization, WTO) gibi dünya çapındaki kuruluşlar

finansman, insan kaynağı, bilgi ve planlama gibi her türlü desteği içeren faaliyetlerle

katılımcı çerçevede STK’larla işbirliğine gitmektedir.

Dünya Bankası, STK’lar için çok büyük önem arz eden “iyi yönetişim (good

governance)” kavramını, “kamunun yakından ilgilendiği hususlar hakkında iktidarın

nasıl kullanılması, siyasal kararların nasıl ve neden alınması ve yurttaşların kendi

sözlerini kabul ettirebilmeleri için neler yapmaları gerektiği ile ilgili kurum, süreç ve

gelenekleri de göz önüne alarak sorumlu ve duyarlı bir biçimde güç kullanımını

içeren bir süreç” olarak tanımlamaktadır (Kalaycıoğlu, ty. : 59).

Wolfersohn (1997: 5) bir konuşmasında küresel bir kamusal alanı kastederek

şu açıklamayı yapıyor:

Page 97: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

77

Bizim partnerler iki yönlü ve çok yönlü; birleşmiş milletler, Avrupa Birliği, bölgesel organizasyonlar, Dünya Ticaret Örgütü, STK’lar (dernekler, vakıflar, kuruluşlar, ve özel sektörü kapsıyor/kapsamalıdır. Güçlü perspektifimiz ve bizim her birimizin rolüyle, gelişme için tam bir manivela kuvveti yaratılabilir.

Küreselleşen dünyada büyük küresel örgütler uluslararası süreçlere hemen her

düzeyde etkiler duruma gelmiştir. Sadece hükümetler ve büyük küresel kuruluşların

işbirliği insanlığın sorunlarını çözmede yetersiz kalmaktadır. Sözü edilen düşünceyi

gerek hükümetler ve gerekse büyük kuruluşlar bizzat gündeme getirmektedirler. Bu

nedenle de STK’lara ve onların faaliyetlerine verilen önem 21. yüzyılda

“sürdürülebilir gelişme” kapsamında artan oranda hissedilecektir.

2.2.5.4. Diğer STK’lar

Yerel boyutlu STK’lar temel olarak iki boyutlu olarak irdelenebilir. Birinci

boyuttaki STK’lar mütevazi olanakları ile faaliyetlerini yürüten ve ayakta kalmaya

çalışan amatör ruhun maksimize olduğu STK’lardır. Türkiye’de bu grupta daha çok

gönüllü yapılanmalar (bazı dernekler, vakıflar, girişimler gibi) yer almaktadır. İkinci

boyutta ise, finansal, insan kaynağı, teknoloji ve diğer olanaklar (devlet-özel sektör-

uluslararası kuruluşlar vb. nin yardımı gibi) açısından oldukça birikim sahibi ve

gönüllü mentalite çerçevesinde profesyonel ciddiyetinde faaliyetlerini gerçekleştiren

STK’lar yer almaktadır.

Yerel STK’lar arasında ilişkilerin boyutları açısından öne çıkan konular

aşağıda yer almaktadır:

i. STK’lar hangi boyutta olursa olsun bilgilenme, gönüllülük, yönetim kültürü,

finansman olanakları, faaliyetler kapsamında işbirliği ve yardımlaşmaya

gitme olanaklarını geliştirme,

ii. Nitelik olarak benzer faaliyetler gösteren STK’ların beraber hareket etme ya

da hukuksal olarak aynı tüzel kişilikte birleşme,

iii. Benzer faaliyet gösteren STK’ların negatif yönde ilişkilere girmeleri ya da

çatışma,

iv. Katılımcı demokrasinin gelişmesi, baskı grubu oluşturma gibi konularda

faaliyetlerde bulunma,

Page 98: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

78

v. Yasal çerçeve dışında faaliyet gösterme eğilimindeki STK’lara karşı uyarıcı

nitelikli baskı grubu oluşturabilme,

vi. Konferans, neşriyat gibi çalışmalarda olanaklarını birleştirme.

Yerel boyutlu, STK’ların boyutları ne olursa olsun mutlaka uluslararası

STK’larla işbirliği içine girdikleri ya da girmeleri gerektiği, onların sağlayacağı

fırsatlardan onların etkisi altında kalmadan yararlanabilecekleri gerçeği gitgide STK

gündemine gelmektedir. Bu konuda, gerek BM, gerek AB ve gerekse hükümet

bazında destekleyici yönelim de mevcuttur.

Bir STK’nın, uluslararası STK olarak görülebilmesi için tüm dünyada kabul

görür bir tanımlama ya da sınırlama olmamakla birlikte, Avrupa Konseyi’nin 124

nolu konvansiyonu konuya açıklayıcı bir boyut getirmektedir. Avrupa Konseyi’nin

27 Nisan 1986’da kabul etmiş olduğu 124 nolu konvasiyonu uluslararası STK’yı,

“Uluslararası yarar açısından çıkarcı olmamak, bir tarafın hukukuna bağlı bir

anlaşmayla kurulmuş olmak, en azından iki devlette etkin olmak ve statü bağlamında

merkezi bir hükümetin bölgesinde olmak, gerçek merkezi ise bu tarafın ya da öteki

tarafın bölgesinde olmak” şeklinde sınırlayarak tanımlamaktadır (Ryfman, 2006: 29-

30). Bu hukuksal bağlamda ortaya konan tanımın yanı sıra bir STK’da bulunması

gereken özellikler bağımsızlık, açıklık, şeffaflık, katılımcılık, demokratiklik,

gönüllülük yasallık gibi unsurlarda bu tanımlamaya dahil edilebilecek önemli

boyutlar olarak da düşünebilecektir.

Page 99: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

79

II. BÖLÜM

STK’LARIN YÖNETİM ve ORGANİZASYONU

3.1.STK’larda Yönetim

Bir STK sıfırdan yaratılmak istendiğinde daha önceki bölümde ayrıntısal

olarak ortaya konulan belirli yasal çerçevelere dikkat edilmesi gerekmektedir. Yasal

çerçevenin dışında, yeni bir örgütlenme için bazı alternatiflere dikkat edilmesi de

önem arzetmektedir. Genellikle bu süreçte, bireyler yeni bir STK fikri bağlamında

yazılı tecrübeleri araştırmaktan ziyade tutkulu bir psikoloji içinde hareket

edebilmektedir. Ancak STK için sürekli raporlama ve gerekli kayıtları almayı

anlamak akıllıca davranış olacaktır. Zaman, finans, insan gücünün boşa

harcanmaması için başlangıçta aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir (Alternatives

To Starting a New Nonprofit):

i. Varolan kuvvetleri (çabaları, effort) birleştirmek: Zaten varolan aktif bir

STK çalışması aynı konuda ve coğrafik alanda ve gönüllü, heyet üyesi

hatta personel olarak birleştirmek,

ii. Varolan bir kuvvetin (çabanın) özel bir programını yaratmak: Zaten aynı

alanda varolan STK aktivitelerinin listesini analiz ederek, fikrinizle

uyumlu en iyi üç tanesini teşhis etmek, ve onları özel proje ya da

inisiyatif yaratmak için bir araya getirmek ve kendi çapınızda tartışmak,

aktiviteler için olanakları düşünmek. Aktivitenizi dağıtım kitaplarına,

hükümete raporlamaya, heyet ve komitelere gerek duymaksızın bağımsız

bir sponsorlanmış proje olabilmek.

iii. Ulusal ya da bölgesel bir organizasyonun yerel bir bölümünü başlatmak:

İlgili olduğunuz alandaki konulardaki ulusal organizasyonların listesini

araştırmak, eğer sizin coğrafik alanınıza yerel bir bölüm gerekiyorsa

görmek,

iv. Sürekli informal bir organizasyon olma: ABD için hiç profesyonel

çalışanı olmadan yıllık 25.000 $’ın altında oldukça lokal ve küçük bir

girişim için bu madde uygun bir seçenektir (Bu kapsamda vergiden

Page 100: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

80

muafiyet avantajı olabilmektedir). Ancak burada heyet üyeliği, fon, gibi

konularda üstüne alma ile ilgili riskler bulunabilir.

v. Organizasyon için mali bir sponsor bulmak: Eğer finansal aktiviteler ve

diğer ihtiyaçlar için bir grup yaratması düşünülürse, sınırlı zamanlı proje

çalışması planlanmalıdır ya da başlangıç program fikri test edilir, mali

sponsorluk araştırılabilir.

STK oluşturulduktan sonra gelecek yönelimli faaliyetlerinin bilimin getirdiği

rasyonel çerçevede yönetişim teknikleri kullanılarak yerine getirilmesi emeklerin

boşa gitmesini önleyecektir.

Gerek kar amacı güden, gerekse kar amacı gütmeyen kuruluşlarda ya da

örgütlenmelerde yapılan faaliyetlerin niteliği ve niceliği hangi boyutlarda olursa

olsun, tüm eylemlerde geçerli olan işlev “yönetim” ya da son yıllarda daha geniş bir

çerçeve içinde ortaya konulan bir yaklaşımla yönetim ve tüm paydaşlarla iletişimi de

içeren “yönetişim” dir (Koçel, 2003: 8-9). Diğer bir bakış açısıyla, bir örgütlenmenin

hayatiyetini geliştirerek süreklileştirmesi için önem gösterilmesi gereken başlıca

kritik faktörler arasında, yönetim kültürü, insan kaynağı, teknoloji ve finansman yer

almaktadır. Burada dominant faktör ise yönetim kültürüdür (Akdemir, 2004: 3-12).

İnsan kaynağı, teknoloji, finansman ve diğer faktörler rasyonel bir yönetim kültürünü

hayata geçirecek yönetim anlayışıyla somutlaştırıldığında ise, örgütsel başarı

kaçınılmaz hale gelecektir.

Kurumsallaşmış ya da kurumsallaşmamış, ancak amatör ruhla faaliyetlerini

gerçekleştirmeyi öne çıkaran STK’lar bağlamında yönetim kültürünün taşıdığı

özelliklerinin önemi büyüktür. STK’lar için yönetim kültürü paydaşları kapsayan,

demokratik, katılımcı, sürekli gelişme odaklı liderlik anlayışını benimseyen, açık ve

net, verimli, etkililik ve etkinlik gibi hayati konuları içeren bir çerçevede değerleme

içine alınması gereken önemli bir döngüsel süreçtir.

Peter F. Drucker tarafından sosyal sektör için tüm gereksinimleri

sorgulayabilecek Drucker Self Değerlendirme Aracı (The Drucker Self-Assessment

Tool) isimli orijinal bir yönetsel kaynak metot geliştirmiştir. Bu metot içinde beş

temel soru yer almaktadır. Bunlar (Drucker The Self ):

i. Misyonumuz nedir?

Page 101: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

81

ii. Hedef kitlemiz (müşteri) kimdir?

iii. Hedef kitle (müşteri) değeri nelerdir?

iv. Sonuçlarımız nedir?

v. Planımız nedir?

Drucker’e göre, bu metot içindeki sorulara verilecek yanıtlar STK’nın

yönetişim başarısını üst düzeyde etkilemektedir. O bir STK’nın, bu sorulara

yönelerek zor ve çalkantılı bir çevrede başarılı ve kurum için gerekli ihtiyaçları bir

araya toplamaya çalışması gerektiğini, bunun sonucunda da misyon, sorumluluk

gösterme ve başarılı sonuçlar elde etmeye odaklanılması gerektiğini vurgulamaktadır

(Drucker The Self).

Drucker’in ortaya koyduğu çerçevede yönetsel sürecin sağlam temellere

oturtulması esnek bir yönetişim yapısı içinde ve geleceği öngören bir mahiyette

misyon, vizyon ve örgüt kültürü bağlamındaki değerler ve ilkeler, politikalar ve

uygun stratejilerin belirlenip hayata geçirilmesi ve bu faaliyetlerin süreklileştirmesi

ile mümkün olacaktır. Bu bağlamda bu bölümde, misyon, vizyon, örgüt kültürü

konularına yer verilmiştir.

3.2.1.Misyon

Misyon, kelime olarak “görev” anlamına gelmektedir. Evrendeki tüm

varlıkların (canlı ya da cansız, sağ ya da ölü) bir görevi yani bir misyonu

bulunmaktadır. Montaigne, “denemeler” adlı eserinin “kendimizi anlatmak” isimli

bölümünde,

Plinius’un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir; elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir; başkasına değil kendime ders veriyorum

diyerek Sokratın da “kendini bil” ifadesindeki gibi bireyin kendini tanıyarak varolma

sebebini beyninde somutlaştırmasına odaklanmıştır (Eyuboğlu, 1982: 29).

Bir birey ya da örgütlenme misyonunu belirlemeye çalışırken temel olarak

“varlık nedenim/nedenimiz nedir?” sorusuna cevaplar arama eğilimine girmektedir.

Gerek devlet, gerekse özel sektörde yer alan tüm kuruluşlar bu sorunun karşılığı

Page 102: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

82

olarak kendilerine ait belirli misyonları ortaya koymaktadırlar. Ancak, evren ve

içindeki calı/cansız varlıklar adına “varoluş sebebim nedir?” olgusu örgütsel

bağlamda STK’lar bünyesinde maksimize edilmektedir. Bu nedenle STK’lar için

misyonun belirlenmesinin kendi kurumsal varlığını devam ettirmekten ziyade,

gönüllük bağlamında gerçekleştireceği faaliyetlerde hiçbir ayrım (din, dil, ırk, …gibi

konularda) gözetmeksizin salt insan ya da topluluk/toplum bakış açısı ile hizmet

verme eğilimi içinde değerlendirilmesi gerekli bir konudur.

Bir organizasyon için misyonun tanımlanması, işlerle ilgili bazı sınırları

tanımlayarak onları stratejiye merkezlemek için tüm çevrelerine yardımcı olmak,

organizasyonun performans boyutlarını tanımlayarak ölçümleme ve değerlendirmeye

katkı sağlayabilir, bireylere etik davranışsal standartlar sunabilir (Three Main

Benifits Attributed to Mission Statements)

Bir STK bağlamında toplumsal yarar sağlama yönelimli misyon belirlerken

irdelenmesi gerekli başlıca konular aşağıda yer almaktadır (Yıldırım, 2004: 60-65):

i. Yönetişim ve paydaş ilişkileri, demokrasi, katılımcılık, çoğulculuk, fikir

özgürlüğü, şeffaflık, küresellik, etik değerler,

ii. Spesifik olarak faaliyetlerini sürdüreceği reel alan ve yan alanlar,

iii. Gönüllülük perspektifi.

Bir STK misyonunu somut bir cümle halinde ortaya koyarken ise, yukarıda

ortaya konulan üç madde çerçevesinde ne? ne için? nasıl? kime? sorularının

cevaplarının belirlenmesi ve oluşturulan misyon formülasyonu içinde de net olarak

göze çarpması gerekmektedir. Bu bağlamda, misyon organizasyonun amacını,

diğerlerinden farklı kılan yönünü, temel hizmet/ürünlerinin neler olduğunu,

değerlerinin neler olduğunu, zaman belirtilmese de (belirli bir zaman sürecinde beş-

on yıl gibi) umulan durumun ne olduğunu da yansıtabilir (Questions).

Örneğin, Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) misyonu, aşağıdaki şekilde

ortaya konulmuştur (AÇEV web sayfası):

Gelişen bir toplum için eğitimin şart olduğu bilinciyle, uzmanlık alanları olan erken çocukluk ve yetişkin eğitimine, programları ve uygulamaları ile katkı sağlamak ve bu konuda ülke genelinde yaygın bir hizmet ağı oluşturmak.

Bu misyon örneği çerçevesinde:

Page 103: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

83

i. Ne? sorusunun cevabı: Eğitim

ii. Ne için? sorusunun cevabı: Eğitim vermek için

iii. Nasıl? sorusunun cevabı: Programlar ve uygulamalar ile (katkı sağlayarak

ve ülke genelinde yaygın bir hizmet ağı oluşturarak)

iv. Kime? sorusunun cevabı: Çocuk ve yetişkinlere’dir.

Bir STK’nın misyonu , ilerideki süreçlerde onun mevcut sürekli ihtiyaçlarını

da göz önüne alınarak revize edilebilir. Bu bağlamda sosyal değişimlerin etkisini

misyona yansıtılabilir. Ayrıca burada organizasyonun o anki programları uygulansa

da, vazgeçilse de misyonu revize etmek gerekebilir. Genel bir kural olmamakla

birlikte misyon en geç iki yıl içinde revize edilebilir. Ayrıca, bir STK misyonu ile

ilgili onun süreçlerini ve ürünlerini hem kalitatif, hem de kantitatif olarak

değerlendireceği alan için benzer süreçler iyi tanımlamalıdır. Bu revize edilmeye

yönelik süreci de olumlu etkileyecektir (Minnesoto).

Misyon, STK’nın gerçek amacını ortaya koyması açısından büyük önem arz

eder. Peter Drucker (1993: 80), Kapitalist Ötesi Toplum adlı eserinde spesifik

alanlara uzmanlaşmış örgütlerin ancak kuruluş olabileceklerini ve spesifik çerçevede

çalışmaları nedeniyle başarılı olduklarını belirtmektedir. Drucker, bu bağlamda şu

örneği verir:

Amerikan Akciğer Derneği’ne giderek Amerikalı yetişkinlerin % 90’ında ayak tırnaklarında dönme olduğunu ve acil önlem almaları gerektiğini hatırlattığınızda, onların biz yalnızca kalçayla omuz arasındaki alana, orada bile anatominin ancak bazı bölümlerine ilgi duyarız derler.

Bu ironik örnek bir STK’nın uzmanlaşma bağlamında misyonu gereği yaptığı

faaliyetin önemini çok basit ve nitelikli şekilde ortaya koymaktadır.

3.2.2.Vizyon

Köken itibariyle vizyon Latince’de “videre (birden fazla anlamı olan)”

fiilinden türetilmiş “visio (uyanık olmak, anlamak, kavramak” kelimesine

dayanmaktadır (Leonhard, 1995: 13). Güncel bağlamda ise, vizyon (vision), görme,

görüş, öngörü, önsezi, hayal gücü, düş rüya hatta çok güzel kimse ya da şey gibi

anlamları içeren bir kelimedir (Redhouse). Vizyonun kelime anlamı irdelendiğinde,

Page 104: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

84

onun geleceği, yeniliği, süreci ve gerçekleştirilebilecek düşsel hedefleri kapsamı

içine alan bir itici güç olduğu görülebilir. Bu açıklamalardan hareketle vizyonu

“gelecekte ulaşılmak istenen hedeflerin gerçeğe uygun düşlerini kurmak” tanımıyla

daha somutlaştırmak olasıdır (Looss, 1995: 7)

Her ne kadar geleceğin biçimini önceden kesin çizgileri ile görmek çok zor

olsa da vizyonerliğin hayal edilebilirlik çerçevesinde, vizyonun bugünden mevcut

eğilimleri değiştirme ve denetim mekanizmalarını harekete geçirme imkanını

kazandırması çerçevesinde ana hatlarıyla geleceği bugünden konumlandırmaya yol

açması uygulamada önemli bir olay olarak ortaya çıkmaktadır (Heilbroner, 1996:

103).

Gelecekte daha iyi konumda var olma endişesi kapsamında birey ya da

kurumların belirli vizyonları yazılı ya da düşünsel bağlamda hayatın içinde yer

almaktadır. Genel olarak işletmecilik literatüründe vizyona yönetim ve çalışanlar

açısından farklı bakış açıları ile yaklaşılmaktadır. Bu bağlamda, vizyon olabilecek ve

kurumu dönüm noktasına (turn around) ya da pozitif yönelimli uçuşa geçişi (take

off) taşıyabilecek düşünsel yapının genellikle üst yönetim kapsamında düşüldüğü öne

çıkmaktadır. Çalışanların ise, fikirleri daha çok rutin planda kurum için öneri gibi

algılanabilmektedir. Ayrıca, vizyonun rekabet ortamında somut olarak sağladığı

nihai fayda içinde kar maksimizasyonu ya da maliyet düşüşü ön plana çıkmaktadır

(Kappler, 1995: 47).

Ancak, bu yaklaşım uygulamada birinci ve ikinci sektör için bir bakıma doğru

olmakla birlikte, gönüllük kapsamında faaliyet gösteren ve katılımcılığın maksimize

edildiği yatay organizasyon temelli kar amacı gütmeyen kuruluşlar kapsamındaki

üçüncü sektör için çok anlamlı gözükmemektedir. STK’lar, elbette finansmana ve

onun etkin kullanımına gerek duyarlar. Ancak tamamen, misyonlarını

gerçekleştirmek için parasal değerlerini harekete geçirirler. Diğer bir yaklaşımla,

STK’ların nihai amaçları kendileri için değil birey ve toplum için fayda sağlamaktır.

Zaten bunu da misyonlarında açıkça belirtirler. STK, vizyonunu diğer bir deyişle

“gelecekte bulunmak istediği kurumsal ve faaliyetsel konumu” belirlerken tüm

katılımcıların ortak fikriyle hareket etmek durumundadır. Tamamen hizmet odaklı

yapılanmış bir kurumda gerek profesyonel (yönetici ya da çalışan) gerekse gönüllü

Page 105: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

85

bireylerin fikirleri eş değer taşımak zorundadır. Bu çerçevede vizyon için daha

kaliteli bir üretim süreci de yaratılmış olacaktır.

Vizyonlar pozitif ya da negatif boyutlu olabilmektedir. Örneğin, dünya tarihe

geçmiş liderler arasında olan Mustafa Kemal Atatürk ve ikinci dünya savaşında

insanlığa büyük dramlar yaşatan “bir lider” burada iki uç örnek olarak gösterilebilir.

Gerek “Savaş mecbur kalınmadıkça cinayettir”, “yurtta sulh, dünya’da sulh” (1931)

gibi sayısız mükemmel fikriyle, gerekse bir milletin kurtuluşu ve çağdaş dünyaya

örnek olma bağlamında ve demokratikleşme adına Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı

boyunca ortaya koyduğu mükemmel fikir ve eylemler pozitif bir vizyona verilecek

en güzel örnektir. Ancak, ikinci dünya savaşında ya da yakın tarihte Bosna’da

insanlığın olumsuzluğuna yönelmiş tavır ise, insanlık adına negatif bir vizyonun

getirisidir.

Burada konu STK’lar bazına indirgendiğinde, varoluş sebebi ful doğa, insan

ve hayvan iyiliği olması gereken STK’ların doğal olarak vizyonlarının da pozitif

yönde olması gerekmektedir. Örneğin, rasyonel bir STK yapılanması için belirli bir

grubun, ideolojinin ya da etnik kökenin haklarını savunma yönelimli vizyon

STK’lara ve hedef kitlesine büyük oranda zarar verecektir.

John Bryson, Kamu İçin Stratejik Planlama ve Kar Amacı Gütmeyen

Organizasyonlar (Strategic Planning for Public and Nonprofit Organizations) isimli

eserinde “bir vizyon, onun formülasyonundan, stratejiyi yerine getirme rehberi olarak

daha önemlidir” şeklindeki ifadesiyle vizyonun önemini ortaya koymaktadır. Çünkü,

bir stratejinin geliştirilmesi sizin organizasyonunuzun amaçları doğrultusunda başarı

için hangi uğraşıları verdiğiniz yönelimindedir (How a Vision is Used).

Vizyon ve misyon birbiriyle bağlantılı ve birbirini tamamlayan bir çerçevede

ortaya konulması gereken olgulardır. Bir STK misyonu çerçevesinde gelecekte

olmak istediği noktayı vizyonuyla ortaya koyarak daha somut bir platforma

taşıyabilecektir. Vizyon oluştururken kısa, öz, basit, temel mesajları içeren, toplum

yönelimli, oluşturulan STK’nın kendini aşmayan, duyarlı, heyecan ve cesareti

tetikleyen, gelecek yönelimli ancak somut tarif içermeyen bir çerçevede bir

formülizasyon yapılmasına özen göstermek gerekmektedir (How a Vision is Used).

Page 106: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

86

Bu bağlamda, Türkiye Erozyonla Mücadele ve Ağaçlandırma ve Doğal

Varlıkları Koruma Vakfı’nın (TEMA) vizyonu ve misyonu güzel bir örnektir.

TEMA’nın vizyonu (TEMA web sayfası):

Sürdürülebilir yaşam ilkesiyle doğal varlıkların korunmasında; ülkenin ve dünyanın geleceğinde söz sahibi olan topraktan gelen toplumsal barışı sağlayan, bilinçli, halkla bütünleşen, öncü bir STK olmaktır.

TEMA’nın vizyonu irdelendiğinde, gerek lokal gerekse küresel toplumun

faydasına ve aktif vatandaşlık çerçevesinde toplumu mobilize edici pozitif bir vizyon

olduğu (toplumsal barış, bilinç, halkla bütünleşme), geleceği tarih belirtmeden

içerdiği (ülkenin ve dünyanın geleceğinde ya da öncü bir STK olmaktır), doğaya

saygılı (doğal varlıkların korunması) olduğu kolayca (kısa, açık ve öz olduğu için)

görülecektir.

TEMA’nın misyonu ise (TEMA web sayfası):

Kaybolan geleceği kurtarmak, açlık ve yoksulluğu gidererek topraktan gelen toplumsal barışı sağlamak için; Erozyon, çoraklaşma, çölleşme, kirlilik, hatalı tarım teknikleri ve amaç dışı arazi kullanımını önlemek; Doğal varlıkların tahribine yönelik, ulusal ve uluslararası her türlü idari, siyasi ve ekonomik baskılara karşı mücadele etmek ve sorunlara çözüm üretmek; Biyolojik çeşitlilik, toprak, su ve diğer doğal kaynakların korunması, verimli kılınması ve sürdürülebilir yönetimini gerçekleştirmek; Doğal varlıkların korunmasına yönelik politikaların, hükümetlerce üretilmesini, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını, uygulanmasını ve uluslararası anlaşmalara uyulmasını sağlayacak bilinçli ve etkin kamuoyu oluşturmak.

Yine bu kapsamlı misyon yapısı irdelendiğinde, yukarıda ortaya konulan

vizyonla örtüştüğü görülecektir. TEMA’nın vizyonunda genel olarak insanlık ve

doğa için önemli çevre bilincinin en iyiye ulaştırılması ve bu konuda öncü bir STK

konumunda olmak yer alıyor. Bu bağlamda da TEMA misyonunda açlık, yoksulluk,

erozyon, biyolojik çeşitlilik ve doğaya yönelik politik konuları misyonu çerçevesinde

somut bir şekilde ortaya koymaktadır.

3.2.3.Örgüt Kültürü

Örgüt, Yunanca’da bir canlının hayatiyetini sürdürebilmesi için gerekli

fonksiyonel bir parçasını ifade eden “organon (uzuv)” kelimesinden gelmektedir

(Eren, 1993: 110). Sosyolojik açıdan makro olarak ele alınan örgüt bir sistemi,

psikologlar tarafından ise, mikro bir yaklaşımla birey ve grup odaklı bir yaklaşım

Page 107: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

87

örgütü betimlemektedir (Onal, 1983: 29). Örgüt, yönetim bilimi açısından ise, iki

boyutu da kapsayacak şekilde geniş bir perspektifte değerlendirilmektedir. Bu

bağlamda her hangi bir organizasyonun üç temel özeliği olarak; insanlardan (en az

iki kişi) meydana gelmesi, belirli amaçlarının olması ve yapısında belirli bir derecede

biçimsellik olması gerekliliği bulunmaktadır (Özalp, 1986: 162).

Kültür ise kelime olarak, Latince’deki “ekip-biçmek, bakmak ya da

yetiştirmek” gibi anlamlara gelen “cultura” kelimesinden kaynaklanmaktadır.

Günümüzde kültür (culture), bir topluluğun/toplumun yaşama tarzını ortaya koyan

her türlü bilgi, inanç, tutum, gelenek, görenek, adet, sanat, araç-gereç, söylem,

teknolojik ve bilimsel alt yapı gibi somut ve soyut boyutları içinde barındıran

uygarlık temelli karmaşık ve sürekli etkileşim ve değişim içinde bulunabilen bir

olgudur (Şimşek. v.d.., 2003: 27). Kültürün kapsamlı bir şekilde tanımı ise,

“kişilerin davranışları ile bu davranışlarını yönlendiren faktörlerin tümü”

olarak ortaya konulabilir (Akdemir, 2004: 26) .

Örgüt kültürü ise, rasyonel ve görüntüsel boyutları ile tasvir edilebilen bir

kavramdır. Koçel (2003: 31) konuyu aşağıdaki gibi açıklamıştır:

Rasyonel araçlar, işletme amaç ve hedefleri, teknolojik alt yapı, organizasyon yapısı, politika ve prosedürler, planlama ve kontrol sistemleri, ödül, ceza, terfi sistemleri, iletişim ve raporlama sistemleri ile ortaya konulabilir. Görüntüsel araçlar ise, dilin kullanımı, inançlar, değerler, sembol ve simgeler, estetik, merasimler, geçmişe yönelik örnek olaylar, sloganlar, giyim şekilleri olarak özetlenebilir.

Bir STK’nın kurumsallaşması ve gelişerek büyümesi için gerek rasyonel

araçlar çerçevesindeki prosedürel kültür yapısına ve gerekse, değerler bütünü olan

görüntüsel araçlar kapsamındaki soft kültürel yapısına da önem vermesi

gerekmektedir. İnsan unsurunun öne çıktığı STK’larda örgüt kültürünün liderlik ve

katılımcı çerçevede ve rasyonel temellerde geliştirilmesi hem STK’nın faaliyetleri,

hem de geleceği için kritik olarak değerlendirilmesi gerekli olan bir konudur.

Organizasyonel kültürle doğrudan ilintili ve tüm sektörler için önemli bir

kavram da “girişimcilik kültürü” dür. Girişimcilik kültürünü, pozitif ve negatif

boyutlar olmak üzere iki perspektifte ortaya koymak mümkündür. Pozitif perspektif

içinde, bir işletme kurmak ve geliştirmek, karı nihai amaç olarak görmek asıl kalite

ve müşteri memnuniyetini geliştirmek, sosyal sorumluluk sahibi bir kuruluş olmak,

katılımcılığa, demokrasiye önem vermek gibi değerler sayılabilir. Negatif perspektif

Page 108: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

88

içinde ise, tüm çıkar gruplarını dolandırma, yalancılık, kıskançlık, sadece kendi

çıkarını düşünme gibi olumsuz nitelikler ortaya konulabilir (Akdemir, 2004: 26-29).

Bir girişimin oluşturulması bunun ötesinde kültürünün yaratılması ve geliştirilmesi

STK’lar bağlamında irdelendiğinde kurumsal ve etik faktörlere hem de hiçbir kar ve

çıkar gözetmeksizin bağlı olması gereken yapıların öne çıkması gerektiği, diğer bir

deyişle STK’ların tam anlamıyla pozitif girişim kültürüne sahip olarak diğer

sektörlere örnek davranışlara girmeleri kaçınılmazdır.

STK’lar için kendi örgüt iklimine ve bilimsel rasyonel değerlere uygun örgüt

kültürünün yaratılmasının önemi büyüktür. Bu bağlamda, bu bölümde, STK’larda

örgüt kültürü çerçevesinde genel olarak örgüt yapısı, değerler ve ilkeler, politika ve

stratejilere yer verilmiştir.

3.2.3.1.Genel Olarak Örgüt Yapısı

STK’larda, genel olarak örgüt yapısı denildiğinde kanunlarla tüzel kişilik

bağlamında belirlenmiş olan “formal örgüt” yapısı ortaya konulabilir. Yönetişimsel

açıdan ise, formal örgüt yapısı kapsamında yasalara uygun olmak şartıyla kimlerin

hangi işleri yapacağı önceden belirlenmesi ve gruplandırılması, tasnif edilerek

benzerlerinin bir araya getirilmesi, işleri yerine getirecek ve yönetecek yöneticilerin

belirlenmesi, gruplanan işlerin yürütülmesinde yetkili ve sonuçlarından sorumlu

yöneticilerin belirlenmesi, yetki ve sorumlulukların belirlenmesi gibi faaliyetler

kapsamında kadrolamaya yönelik varolan işgücünün envanteri ve kaydı, yeni

işgücünün seçimi, yerleştirilmesi, geliştirilmesi, değerlendirilmesi, kariyer

planlaması, ücretlendirilmesi ve uygun kişilerin uygun pozisyonlara rasyonellik

ilkeleri çerçevesinde atanarak korunmasının da sağlanması gibi faaliyetler yerine

getirilmektedir (Akdemir, 2004: 148-150).

Genel olarak STK’larda örgütsel yapı Çizelge 2.1.’de yer almaktadır:

Page 109: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

89

Çizelge 2.1.: STK’larda Örgütsel Yapı Unsurları

Organlar İnsan Kaynakları Gönüllüler

-Genel kurul

-Yönetim kurulu

-Denetim kurulu

-Diğer organlar

(Komiteler, Danışma kurulları,

Yürütme kurulları,

Komisyonlar gibi)

-Profesyonel yönetici

(genel müdür, genel kordinatör, genel sekreter gibi)

-Yönetici yardımcıları

-Birim koordinatörleri

-Profesyonel çalışanlar

-STK üyesi gönüllü bireyler

-STK üyesi olmayan gönüllü bireyler

-Gönüllü kuruluşlar

STK’nın nitelik ve niceliğine göre, bu sayılan kesimler içinde daha dar ve

daha geniş yapılanmalara rastlamak mümkündür.

Genel kurul, tüm üyelerin katılımından oluşan ve yasal olarak belirli

dönemlerde toplanan en geniş organdır.

Yönetim kurulu ise, yine yasa ile belirlenmiş çerçevede, genellikle

gönüllülerden oluşan bir yapıda, STK’nın görevlerini, yönetimle ilgili politika ve

mevzuatı, insan kaynağı nitelik ve niceliğini belirleme ve geliştirme, finansman

olanaklarını geliştirme, STK verimliliğini ve etkinliğini artırma gibi konularda

planlama, yürütme ve denetim gibi fonksiyonların sağlıklı bir şekilde

gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Drucker (1995: 215), STK’larda yönetim

kurulunun diğer sektörlere de örnek olması açısından şu şekilde ortaya koymaktadır:

Son yirmi, otuz yılda, büyük bir şirketin iş hayatında uğradığı her başarısızlıkta, işlerin kötü gittiğinin en son farkına varan yönetim kurulu olmuştur. Gerçekten etkin bir yönetim kurulu bulmak isterseniz, bizim büyük kurum ve kuruluşlarımız yerine kar maçsız sektörde aramanız tavsiye olunur.

Denetim kurulu ise, genel kurula STK’nın tüm faaliyetleri hakkında rapor

vermek üzere oluşturulmuş yapıdır. Diğer bir bakış açısı ile denetim kurulu denetimi

genel kurul adına yapmaktadır. Denetim kurulu, yasada belirtilen süreçler ve gerekli

gördüğü zamanlarda genel kurulun toplanması için çağrıda bulunarak gerekli

raporunu sunma işlevini yerine getirir.

Ayrıca bir STK’da, yukarıda ortaya konulan kanunla belirlenmiş koşullarda

yer alan organlar dışında, günlük işleri yürütmekle yükümlü olarak profesyonel

yönetici ve profesyonel çalışanlarda yer alabilmektedirler.

Page 110: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

90

Profesyonel yönetici yönetim kuruluna karşı sorumlu olan ve tüm insan

kaynağına yönelik işleri üstlenen kişilerdir. Yönetici kurum ve kurumdaki

fonksiyonuna göre genel müdür, genel koordinatör, genel sekreter gibi isimlerle

anılmaktadır. Profesyonel yöneticinin işlerini daha etkin bir şekilde realize etmesi

için gerektiğinde ona bağlı olarak çalışacak finansal, yönetsel, hukuksal konularda

yardımcılar da istihdam edilebilmektedir. Diğer taraftan yardımcılara bağlı olan

birimler içinde koordinasyonu sağlayıcı daha alt düzey yöneticiler de örgütte yer

alabilmektedir (STGP).

Profesyonel çalışanlar, STK’ların günlük işlerinin yerine getirilmesi için tam

zamanlı, yarı zamanlı, proje bazında sürekli ya da geçici olarak da istihdam

edilebilen belirli ücret karşılığında ve sosyal açıdan hakları sağlanmış olan örgüt

içinde yer alan bireylerdir. Profesyonel çalışanların gönüllü mantığı çerçevesinde

ama profesyonel ilkelere göre hareket edebilen kurumun misyon ve vizyonunu

özümsemiş kişiler olmaları ya da bu konuda eğitilmeleri önem arz etmektedir. Bu

onların STK ve yaptıkları işler açısından daha verimli olmalarını sağlayacaktır

(STGP).

Gönüllüler denildiğinde, genel olarak o STK üyeleri arasında yer alan (kural

olmamakla birlikte) ve faaliyetlere gönüllü olarak katılan kimse ya da kuruluşlar yer

almaktadır. Birey bağlamında gönüllü, bilgi paylaşımı, yeteneklerini kullanma,

deneyimini aktarma, fiziksel aktivite, gönüllü bulma, finansman sağlama gibi

konularda STK’ya yararlılıklar gösterebilmektedir. Drucker (1995: 216), gönüllü

yapılanmasının STK için ne büyük bir üstünlük olduğunu şu şekilde

vurgulamaktadır:

Kar amaçsız kuruluşlarda yönetim kurulu üyelerinin organizasyonun davasına kişisel olarak bağlılıkları söz konusudur. Dinle ilgisi olmayan bir kimse kilisenin cemaat kurulunda ya da eğitime çok değer vermeyen bir kimse okul yönetim kurulunda görev almaz.

Konuyla ilgili olarak Atatürk’ün ortaya koyduğu çağdaş yönelim

çerçevesinde Türk insanının eğitimi ve sürekli gelişimine yönelik faaliyette bulunan

önemli bir STK olan Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) web sayfasındaki

hiyerarşiyi dışlayan yapısıyla ve görsel olarak orijinal bir şekilde tasarlanmış

organizasyon şeması güzel bir örnek olarak gösterilebilir. Burada, “mütevelli heyeti,

yönetim kurulu, genel müdür ve ona bağlı olan eğitim departmanı, bilgi teknolojileri

Page 111: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

91

departmanı, insan kaynakları ve koordinasyon merkezi, kaynak yönetimi ve iletişim

departmanı, saha planlama ve teşkilatlandırma departmanı, mali ve idari işler

departmanı, koordinasyon ve çözüm merkezi, uluslararası projeler departmanı, yanı

sıra eğitim parkları, ateş böceği gezici öğrenim birimleri ve öğrenim birimleri”

başlıklarıyla yer almaktadır (TEGV).

3.2.3.2.Değerler

Değer (value) belirli işlerle ilgili durumlarda tercih edilen yaygın bir eğilim

şeklidir. Bu tanımlamada, iyi ya da kötü algılamaya göre belirginleşen hisler ve

arzular öne çıkmaktadır (Johns, 1996: 122-123). Her hangi bir örgütlenmede formal

yapı dışında, gerek genel kabul görmüş gerekse o örgütün geleneksel yapısı içinde

yaratılmış ve o örgütteki insan kaynağı tarafından yaşanan özel değerler

bulunmaktadır. Gerçekten de nasıl birbirinin tıpa tıp aynısı canlı ya da cansız bir

varlık yoksa, açık sistem yapısı içinde sürekli pozitif ya da negatif dinamik

değişimler yaşayabilen ve insan kaynağının yer aldığı örgütler de birbirleriyle farklı

özellikleri taşıyabilmektedirler.

Güçlü bir organizasyonel kültürde değerler, yanısıra inançlar ve beklentiler

hem yoğun, hem de oganizasyonu tamamen kapsayıcıdır. Diğer bir deyişle, güçlü bir

organizasyonel kültürde değerler, inançlar ve beklentiler üyelerin büyük çoğunluğu

tarafından desteklenirler (Johns, 1996: 290). Bu bağlamda STK’lar, gerek misyonları

ve gerekse vizyonları kapsamında hem kendi gelişmeleri ve gelecekleri için, hem de

kurumsal olarak gerçekleştirecekleri yararlı faaliyetler için sahiboldukları insan

kaynağı tarafından değerlerin yaratıldığı ve geliştirildiği örgütlenmeler olarak

görülmektedir.

STK’larda değerler başlangıçta rasyonel bir çerçevede katılımcı bir zihniyetle

oluşturulurlar. İlerleyen süreçlerde yine katılımcılık çerçevesinde mümkün olan en

geniş paydaş gruplarının da etkileşime girmesine izin verilerek geliştirilirler. Diğer

bir bakış açısıyla, değerler dinamik, dışa açık, esnek, rasyonel ve yaratıcılığı içeren

bir çerçevede realize edilebilirler.

Organizasyon kültüründe temel öncelikleri temsil eden değerler, üyelerinin

öncelikli olarak hangi yönde gidecekleri ve organizasyonda tam olarak nasıl eylemler

Page 112: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

92

yapacakları gibi konular kapsamındadır. Bir değerler söylemini geliştirmek canlı

özel-kültürü içine alacaktır. Katılımcılar (iştirakçiler), yüksek analatiksel aralık ve

yüksek yaratıcılık için oran ve farklı metotlar kullanabilirler (tartışma merkezli,

gündelik hayaller kapsamında farklı tecrübeler, paylaşılan öyküler gibi). Bu yüzden,

onların organizasyonel değerlerini tanımlamaya nasıl varmak istedikleri kapsamında

katılımcılar ziyaret edilmelidir. Genel bir kural olmamakla birlikte hedef kitle,

paydaşlar, çalışanlar ve toplumun değerlerini kapsayan 4-6 adet değer belirlenebilir.

Katılımcılık çerçevesinde değerleri belirlerken örnek olması açısından uygulaması

kolay ve sonuçları anlamlı şöyle bir yöntem tercih edilebilir (Developing a Values

Statement):

Organizasyonun tercih ettiği değerler ve onun doğru değerleri (organizasyondaki üyelerin davranışları tarafından gerçekte yansıtılmış değerler) arasında farklılıklar fark edilmelidir. Her bir değer bir karta (flash card) kaydedilmeli, öncelikli gerekliliklere göre 1, 2 ve 3 aralığında her bir üye cevap vermeli. Değerleme aşamasında 1 en az, 2 orta ve 3 tam olarak yansıtan değer kapsamına alınacak şekilde yorumlanmalıdır. Burada 3 en uyumlu değer ve 1 en uyumsuz değer olarak belirlenebilir.

Değerler ve ilkeler stratejik planlamada yükselen bir şekilde önem arz

etmektedir. Burada değerlerin bir stratejik plan içinde yer alması, tercih edilen

davranışlarla asıl (actual) davranışların düzenlenmesi için hareket edilmesi

kapsamında realize edilmektedirler. STK’nın başarısı tüm paydaşların entegre

başarısı ile örtüşeceği için, paydaşların sinerjik bir etki yapmak üzere demokratik bir

çerçevede fikirlerini belirtmeleri sonuç olarak da bunların stratejilere bire bir

yansıması için sık sık organik planlayıcıların yönelim ve isteklerini yönlendirecektir

(Developing a Values Statement):

STK’ların temel değerleri topluluklara göre değişim göstermekle birlikte pek

çok STK için genel olarak evrensel değerleri de kapsamı içine almaktadır. Örnek

olması açısından, TEMA’nın temel değerleri arasında “güvenilirlik ve saygınlık,

şeffaflık, gönüllülük, yaratıcı katılımcılık, siyasi tarafsızlık, herkesi kucaklama ve

bilimselliğin” yer aldığı web sayfasında görülebilir (TEMA).

Page 113: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

93

3.2.3.3. Politika ve Stratejiler

Politika (policy), kelime olarak davranış biçimi, tutum, tedbir, siyaset, poliçe

gibi anlamlara gelmektedir (Redhouse). Doğal olarak gerek bireyler ve grupların

gerekse, kuruluşların davranışlarını yönlendiren politikalar bulunmaktadır. Kurumsal

açıdan politikalar tekrar eden durumlarda teamül gereği uyulan ve üst yönetime

danışılmaya gerek duymadan uygulanan rehber nitelikli kurallar ya da sürekli ve

somut planlar olarak ortaya konulabilir. Diğer bir bakış açısıyla, politikalar güncel

değişimler karşısında genellikle statikliğini koruyan, dolayısıyla esnek olmayan ve

uzun ömürlü yapıdaki çeşitli durumlara göre izlenecek yolları belirleyen kurumsal

yönelimlerdir (Aşkun ve Tokat, 2003: 12-13).

Ancak, küreselleşen dünyada açık sistem çerçevesinde kurumların statik bir

çerçevede hareket ederek varolan konumlarına korumak bir yana, hayatta kalmaları

bile bir mucize olarak nitelenmektedir. Bu nedenle geleceği diğer bir deyişle

kurumun vizyonuna ulaşım mentalitesini içine alan, değişen durumlara çabuk

adaptasyon sağlamayı bünyesinde barındıran esnek yapılı planlamaya ihtiyaç

kaçınılmaz olarak örgütlerin gündemine gelmektedir. Bu ise, strateji ve stratejik

planlama kavramlarını beraberinde getirmektedir.

Strateji Yunanca’da “strategos” kelimesinden gelen ve “yol, çizgi, nehir

yatağı” şeklindeki yön bildiren bir kavramdır. Kurumsal bağlamda stratejiyi

(strategy) “gelecek yönelimli olarak kurumun amaçlarını gerçekleştirmek için sahip

olduğu kaynakların ve araçların belirli bir yönde sevk edilmesi” olarak tanımlamak

olasıdır. Strateji, misyonu çerçevesinde ve vizyonuna (vizyon kaynak ve amacı

belirtmez ve soyuttur) yönelmeyi sağlayan somut bir olgudur (Dinçer, 2004: 16).

Bir kurumda stratejilerin ortaya konulabilmesi için belirli bir stratejik

düşünce çerçevesinde düşünsel yapının yönetim ve gelecek yönelimli olarak

tasarlanması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda Andrews ve Christensen

ve Chandler’in çalışmalarında, stratejik düşünmede öncü çalışmalar içinde ve

bulunulan zaman (gün) için hayati önem arz ettiği kabul edilen üç element ortaya

koymuşlardır. İlki geleceğin belirsizliği ile ilgili olarak stratejik yönetim ihtiyacıdır.

İkinci element, bir organizasyonu tam olarak kavramaya yönelik bütünsel (holistic)

stratejik düşünme karakteridir. Üçüncü element ise, ilk iki element arasında bağlantı

Page 114: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

94

kuran, bir organizasyon ve onun (ekonomik) çevresi arasındaki ilişkileri açık bir

şekilde düşünme ihtiyacıdır (Hendriks, 1998: 622-623). Diğer bir yaklaşımla, belirli

süreçlerde organizasyonu ve kabiliyetlerini bütünsel bir bakış açısıyla dış ve iç çevre

bağlamında resmederek vizyona ulaştıracak stratejilerin ve stratejilerin sonucunda

varılacak hedeflerin minimum hata ile ön görülmesi yönelimli döngüsel çalışmaların

düşünsel platformda ortaya konulması gerekmektedir. Eğer bu süreç uygulamaya

dönüşürse ve kontrol fonksiyonunu da içerirse stratejik yönetim süreci ortaya

çıkmaktadır.

Drucker (1995: 211), STK’lar için,

Kar amaçsız kuruluşların en iyileri, organizasyonlarının görev ve amacının tanımlanması konusunda çok fikir yürütürler. İyi niyetlerin tezahürü olan parlak nutuklardan kaçınıp, bunun yerine üyelerinin -hem yönetici, hem de gönüllüler olarak- yaptıkları işler üstünde açık ve seçik etkileri olan hedefleri esas alırlar

şeklindeki açıklamasıyla hedeflerin önemini ortaya koymaktadır STK’larda

stratejiler, kurumun misyonu ve vizyonu çerçevesinde otantik değerlerini de

kapsayacak yapıda ortaya konulabilir. Burada önemli olan, STK’nın amaçları

doğrultusunda kısa süreçlerde stratejilerin hedeflere ulaşımının sağlamasının nihai

hedef olan vizyona ulaşım olduğunun altının çizilmesidir. Bu nedenle, gerek iç,

gerekse dış taraflardan meydana gelen değişimler eğer misyondan ve ulaşılmak

istenen vizyondan sapmaya yol açacak yönelime girerse esnek bir çerçevede

stratejileri revize etmek hatta tamamen değiştirme imkanının da bulunduğunu göz

ardı etmemektir.

Ayrıca, farklı STK’ların aynı vizyonu gerçekleştirmek için farklı ya da benzer

stratejiler belirledikleri de görülebilir. Bu çerçevede paydaş ve uzmanlarla katılımcı

çerçevede stratejiler geliştirmek gerekebilir. Özellikle, benzer konularda çalışan

ulusal ya da uluslararası STK’larla iletişime geçerek onların strateji biçim ve

tekniklerinden olabildiği ölçüde faydalanmak süreci daha hatasız kılacaktır, hatta

ortak projeler bazında sinerjik bir etki bile bu süreçte yaşanabilecektir.

Bir STK vizyonuna ulaşmak için birden fazla strateji tanımlayabilir. Diğer bir

bakış açısı ile, STK o stratejiler sonucu hedeflerine ulaştığında vizyonuna daha fazla

yaklaşmış olacaktır. Bir STK’ya ait misyon, vizyon ve stratejiler aşağıdaki gibi

ortaya konulabilir:

Page 115: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

95

Misyon:

Toplumda eğitim düzeyinin maksimizasyonu için okuma yazma bilmeyen ve

köylerde yaşayan yetişkinlere belirli programlar kapsamında eğitim verecek entegre

bir sistemi yaratmak.

Örnekte yer alan misyon gerçekten Türkiye kapsamında önemli ve yasal bir

misyon olarak görülebilir. Misyonun formülasyonuna bakıldığında ne? ne için?

nasıl? kime? sorularına cevapların bulunduğu ideale yakın bir misyon olduğu

düşünülebilir.

Vizyon:

Türkiye’deki köylerde yaşayan yetişkin vatandaşlar arasında okuma yazma

bilmeyen yetişkin birey bırakmayacak şekilde faaliyetlerini gerçekleştirmiş bir lider

STK olmak.

Vizyon misyonla örtüşen bir yapıda, geleceğe yönelik, kesin tarih vermeyen,

zor ama ulaşılabilecek düzeyde bir çerçeveyi ortaya koyan, kısa ve öz, Türkiye için

özel bir nihai hedefi belirlemesi gibi nedenlerle ideale yakın bir vizyon olarak

düşünülebilir.

Misyona uygun ve nihai olarak vizyona ulaştıracak stratejileri aşağıdaki gibi

sıralanabilir:

Strateji 1: Eğitimin önemini vurgulamak üzere tüm basınla işbirliği yapmak,

Strateji 2: Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer hükümet kuruluşlarıyla işbirliği yapmak,

Strateji 3: Ulusal ve uluslararası STK’lar ve konuyla ilgili kuruluşlarla işbirliği

yapmak,

Strateji 4: Gönüllülere yönelik özel faaliyetler düzenlemek,

Strateji 5: Sosyal sorumluluk bağlamında yardım alınabilecek şirketleri STK’ya

çekmek,

Strateji 6: Köylerde bulunan muhtar, öğretmen, imam ve okuma yazma bilen

vatandaşlarla katılımcı çerçevede konuya yönelik o köye uygun projeler üretmek ve

uygulamak

Page 116: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

96

Strateji 7: Okur yazar düzeye gelen bireyleri ödüllendirmek ve gönüllü eğitici

yapmak, misyon ve vizyonun gerçekleştirilmesi için inisiyatifi devretmek….gibi

Stratejiler irdelendiğinde bu stratejilerin hepsinin misyonu yansıtan ve

vizyona ulaştıracak gelecek yönelimli faaliyetler olduğu görülebilir. Ancak,

uygulamada işler bu teorik çalışmada belirtilen mantıklı görülebilecek yapıdaki gibi

kolayca gerçekleştirilemeyecektir. Gerek STK’nın kendi insan kaynağından,

finansman olanaklarından gerekse resmi denetleyiciler ve gerekse eğitim alacak

hedef kitleden sayısız olumsuzlukla karşılaşmak sıradan bir durum olacaktır. İşte bu

aşamalarda olumsuzlukların üstesinden gelmek için, esneklik çerçevesinde stratejileri

zaman içinde değiştirmek, birleştirmek ya da çoğaltmak gibi yeni yaklaşımlar doğal

olarak paydaşların katılımıyla yapılabilecektir. Bu döngüsel bir süreç halinde devam

edecektir.

Aynı örneğe yönelik politikalar da aşağıdaki gibi olabilir:

Politika 1: Eğitimi evrensel boyutlara çıkarmak,

Politika 2: İşbirliğini sürekli geliştirmeye çalışmak,

Politika 3: Demokrasi ve katılımcılığı geliştirmek,

Politika 4: Eğitim konusunda baskı grupları oluşturmak …gibi.

Politikalar irdelendiğinde, genel rehber niteliğinde ve her zaman genel geçerli

olan ve süreklilik arz eden genellikle durumlara göre değişmesi gerekmeyen daha

statik yaklaşımlar olduğu görülmektedir. Ancak, bu sözü edilen politikalar şartlara

göre strateji olarak da algılanabilir. Örneğin, demokrasinin gelişmediği bir toplumda

demokrasinin geliştirilmesi bir strateji, hatta bir STK’nın vizyonu bile olabilir.

Burada önemli olan koşulların süreci yönlendireceğinin unutulmamasının

gerekliliğidir.

3.2.STK’lar ve Güncel Yönetim Yaklaşımları

Tarım toplumu, sanayi toplumu ve bilgi toplumuna çeşitli düzeylerde geçiş

sağlayan ya da sağlamaya çalışan dünya insanlığının oluşturdukları örgütlenmeleri

rasyonel bir boyutta yöneltme yetisi de çeşitli şekillerde dönüşümsel geçişleri

Page 117: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

97

beraberinde getirmektedir. Özellikle kurumlaşmış ve diğer ufak çaplı STK’ları da bu

süreçten ayrı görerek hareket etmenin imkanı yoktur. İnsan kaynakları, finansman,

teknoloji, hedef kitleye hizmet sunumu ve yenilik gibi pek çok fonksiyonel boyutun

bizzat yönetim biliminin güncel yönetim yaklaşımları bağlamında rasyonel bir

çerçevede yönetilmesi gerekmektedir. Bu hem STK’nın geleceği, hem de sunulan

hizmetin başarısı açısından gerek şart gibi gözükmektedir.

Bilimsel açıdan önemli olan doğru ve iyi olanın örnek alınmasıdır. Drucker,

yönetim bilimi teknikleri konusunda pek çok kuruluşun STK’lardan ve pek çok

STK’nın da diğer kuruluşlardan örnek alması gereken yönler olduğunu

vurgulamaktadır (Drucker, 1995: 208-236). Bu amaçla, bu bölümde STK’lar

bağlamında güncel yönetim yaklaşımları olan stratejik yönetim, toplam kalite

yönetimi, kıyaslama ve zaman yönetimi konularına değinilmiştir.

3.2.1. STK’lar ve Stratejik Yönetim

Stratejik yönetim, kuruluşun misyonu ve vizyonu bağlamında etkili stratejiler

geliştirmeye, uygulamaya ve elde edilen sonuçları değerlendirmeye yönelik ağırlıklı

olarak, tepe yönetimin liderliğinde ancak alt kademe yönetimine de rehberlik edecek

yapıda, gelecek yönelimli (kısa-orta-uzun vade), kuruluşun kaynaklarının en etkin bir

şekilde kuruluş amaçlarına yöneltilmesini sağlayan çağdaş bir yönetim anlayışıdır

(Dinçer, 2004: 35-38).

Stratejik yönetim süreçsel olarak aşağıdaki basit şekille ortaya konulabilir:

Şekil 2.1.: Stratejik Planlama Süreci

Stratejik yönetimin başlangıç aşaması stratejik planlamadır. Stratejik

planlama aşamasında misyon ve vizyonun belirlenmesi, stratejik analiz -durum

analizi- (Environmental Scan and SWOT, Çevrenin Taranması ve SWOT) temel

Stratejik Planlama Uygulama Kontrol

Geri Besleme ve Yeniden Süreçleme

Page 118: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

98

olarak yerine getirilmesi gereken faaliyetlerdir. Uzun dönemli temel bir girişim

hedefini kararlaştırma, eylem yönünü kabullenme ve gerekli kaynağın tahsisi ile ilgili

görüşü (Chandler, 1962: 13) yaklaşım için doğrusal bir stratejik planlama düzeni,

stratejik analiz (stategic analysis), stratejik formülasyon (strategy formulation),

statejik uygulanabilirlik (strategy implementation), strateji geliştirme (strategy

evoluation) olarak Şekil 2.2.’deki gibi ortaya konulabilir (Hendriks, 1998: 624).

Şekil 2.2. : Stratejik Planlamada Yaklaşımında Temel Safhalar

(Doğrusal Stratejik Yönetim Modeli)

STK’lar düşünülerek ve uygulamaya yönelik daha kapsamlı bir stratejik

planlama modeli de ortaya koymak mümkündür (Şekil 2.3.). Şekil 2.3. dikkatle

incelendiğinde üç zaman süreci şuan, faaliyet süreci ve gelecekte bulunmak

istediğimiz noktasal süreci stratejik planlamanın kapsamına girmektedir.

Misyon Tanımlama Stratejik Analiz Hedefleri Tanımlama

Stratejileri Tanımlama Stratejik Formülasyon Stratejik (Strateji) Seçim

Politikaların Oluşturulması Stratejik Uygulanabilirlik Kaynakların Tahsisi

Strateji Geliştirme Ölçümleme ve Performans Gelişimi

Page 119: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

99

Şekil 2.3.: STK’lar İçin Ayrıntılı Stratejik Planlama

Şekil 2.3.’e göre “şuan” için yapılması gereken STK’nın misyonunun ve

vizyonunun açık, net ve basit bir şekilde fomüle edilmesi ve SWOT analizinin

yapılmasıdır. Misyon ve vizyonun önemi ve nasıl ortaya konulacağı önceki bölümde

ayrıntılı olarak belirlenmişti. Burada SWOT analizine yer verilecektir.

SWOT kelimesinin her harfi o STK’nın durumunu ortaya koymak üzere

belirli kelimeleri temsil eden bir yapıdadır. Bir STK için SWOT’un açılımını

uygulamya yönelik soruları da içerecek şekilde aşağıdaki gibi ortaya koymak

mümkündür (Gathering Perceptions….)

S - STK’nın içsel kuvvettleri ya da gücü (Internal Strengths) nelerdir?

W - STK’nın içsel zayıflıkları ya da yetersizlikleri (Internal Weakness) nelerdir?

O - STK’yı ileriye taşıyacak dışsal fırsatlar (External Opportunities) nelerdir?

T - STK’ya engel olabilecek dışsal tehditler (External Threats) nelerdir?

STK’nın Misyonu (STK’nın varlık nedeni)

SWOT Analizi (STK’nın şu anki durumu,

nerede olduğu) STK’nın

-Sahip olduğu fırsatları, -Diğerlerine göre üstün yönleri, -Karşılaşabileceği olası tehlikeler, -Diğerlerine göre zayıf yönleri

STK’nın Vizyonu (STK’nın gelecekte olmak

istediği nokta)

Stratejik Amaçlar

(5 yıllık süreçte varacağımız konum)

Bu stratejik amaca ulaştıracak her bir yıl için hedefler

Eylem Planları

Alternatif Planlar

Yıllar

1 2 3 4 5 *

Şu an Gelecek Zaman Süreci

*

Page 120: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

100

Stratejik planlamanın sağladığı faydalar aşağıdaki gibi belirtilebilir (benifits

of ….):

i. Organizasyonun amaçlarını açıkça tanımlama ve organizasyonun kapasitesi

içinde tanımlanmaış çatı bir zamanda mevcut misyonu yerine getirecek

gerçekçi amaç ve hedefleri kurgulamayı,

ii. Organizasyonun unsurlarına/seçmenlerine (constituent) onların hedeflerini ve

amaçlarını bildirmeyi,

iii. Yoğunluğa sahip bir plan geliştirme,

iv. Anahtar öncelikli kaynaklara merkezlenerek organizasyonun kaynaklarını en

etkili kullanım için sağlama almayı,

v. Gerektiğinde bilgi değişimi için bir mekanizma oluşturulabilir ve

ölçümlenebilir temel bir süreci sağlama,

vi. Her hangi birinin en iyi ve en açıklayıcı çabalarını bir araya getirerek bir

organizasyonun gidişi hakkında fikir birliği ile önemli bir değer yapılamasına

sahip olmayı,

Ayrıca;

i. En etkili ve etkin üretimi yaparak açıklayıcı bir organizasyonel odaklanmayı

sağlamayı,

ii. Personel ve yönetici heyet arasında köprü kurmayı,

iii. Heyet ve personelle güçlü bir takım yapılanması sağlamayı,

iv. Heyetin kendi içinde bütünlüğü korucu yapıştırıcılığı sağlamayı,

v. Yaygın bir vizyon etrafında planlayıcılar arasında büyük memnuniyet

üretmeyi,

vi. Etkinlik (efficiency) ve etkililik (effectiveness) artışından gelen verimliliği

(productivity) artırmayı,

vii. Büyük problemleri çözmeyi gerçekleştirmek.

Stratejik planlamada, paydaşların planlamanın kalitesi açısından süreçlere

katılımları büyük önem arzetmektedir. Bir organizasyonda planlama kapsamında yer

Page 121: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

101

alan paydaşlar yönetici heyet, personel, müşteriler ve diğer dışsal liderler olarak

ortaya konulabilir (Who Should the Planning). Bu bağlamda gelişmiş bir STK için

yukarıda sözü edilen kuvvetli ve zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler aşağıdaki beş

madde kapsamında değerlendirilebilir (Gathering Perceptions):

i. Organizasyonel personel ve heyetin beklentilerinin/algılarının

birleştirilemesi (STK’nın içsel paydaşları - Internal Stakeholder)

kabiliyetleri: Bu grupların fikirleri yüzyüze, anketle, telefonla sorularak,

grup toplantıları gibi yöntemlerle “mükemmel, iyi, olumlu, zayıf” …gibi

basit formatlarla alınabilir.

ii. Dışsal paydaşların (STK’nın dışsal paydaşları - External Stakeholder)

beklentilerini / algılarını birleştirme: Dışsal paydaşların (müşteriler, fon

sağlayıcılar, toplum lideleri, muhtemel işbirlikçiler…gibi) fikirleri yüzyüze,

anketle, telefonla sorularak, grup toplantıları gibi yöntemlerle “mükemmel,

iyi, olumlu, zayıf” …gibi basit formatlarla alınabilir.

iii. Programların kalitesi (program geliştirme): Programların çıktılar,

metotlar, süreçler açısından etkililiği ve etkinliği araştırılır. Burada yine

gruplarla görüşme, alan araştırmaları, yazılı görüş materyalleri, informal

geribildirim memnuniyet anketleri ve diğer anketler kullanılabilir.

iv. Program çıktı/sonuç (outcome) çalışmaları: Program için girdi (inputs)

kaynakları, program nasıl opere edilecek (işçıkarma yeteneği -throughputs),

mevcut program sonuçlarının (outputs) incelenmesi, müşteri yaşamını ya da

toplumu etkileyecek programlar nasıl olmalı (outcomes özelliği), müşteri

veya toplum için programın faydaları (impact özelliği) olarak ortaya

konulabilecek maddeler göz önünde bulundurulmalıdır.

v. Program hizmetlerinin fayda / maliyet analizleri (cost/benefit analysis):

Analiz için aşağıdaki sorular sorulabilir:

a. Programın proje maliyetleri (direkt ve inderekt) nedir?

b. Elde edilecek gelirsel faydalar nelerdir?

c. Direkt hizmet faydaları nelerdir?

d. Açık pazar faydalarının ticari maliyeti ne olabilir?

Page 122: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

102

e. Diğer organizasyon ya da müşterilerden elde edilebilecek soyut fayda

kazanımları nelerdir?

f. Varsayımlar, riskler, organizasyonel kabiliyetler, alternatif metotlar,

tahmin edilen değişimler ve diğer gerekli olan dikkate alınacak düşünceler

nelerdir?

Uygun strateji seçiminde STK’lar bazında konuya açıklık getirecek çeşitli

çalışmalara rastlanmaktadır. Örneğin, Dr. Ian MacMillian, organizasyonel strateji

formülasyonunda STK’lara yardımcı olabilecek ve stratejileri bir ızgara gibi

eleyebilmeyi sağlayacak spesifik bir şekilde “The Macmillian Matrix” isimli bir

matrisi tasarlanmıştır. Bu yaklaşım üç temel varsayımı ortaya koymaktadır. Bunlar

aşağıda yer almaktadır (The Macmillian Matrix):

i. Rekabet ve hayatta kalmak için gerekli olan tüm ajanların (vasıtaların,

aracıların) istediği dinamik bir bilgi olmalıdır,

ii. Kaynaklar kıttır, seçilen tek bir bölgede direk olarak iki kere hizmet

verme olanağı yoktur, bu boşa ve verimsizdir (yetersizdir),

iii. Geniş bir hedef kitle nüfusu için orta düzeyde ya da daha düşük kalitedeki

hizmet daha merkezi bir nüfus içinde daha yüksek kaliteli hizmetler

vermekten daha az tercih edilir (spesifik bir hedef kitle ve yüksek kalitede

hizmet tercih edilmekte).

Bireyler ve organizasyonlar için zor ve meşakkatli birer belirtici olan bu

varsayımlar MacMillians’ın matrisi’nde dört boyutlu bir programla tartışılmıştır.

Burada stratejilerin elenmesi ve ima edilmiş stratejilerin belirtilmesi yer alır. Bu dört

boyut aşağıda yer almaktadır (The MacMillian Matrix):

i. Misyon söylemiyle düzenleme: Hizmetler ya da programların

organizasyonun misyonu ile örtüşen yapıda olması için, mevcut hünerler

(skills) ve bilginin (knowledge) aynı çizgide, kaynakların paylaşımlı ve / veya

karşılıklı aktivite programlarının koordineli olması gerekmektedir.

ii. Rekabetçi pozisyon: Organizasyonun hangi derecede rekabet pozisyonuna

sahip olduğunun adresi güçlendirici bir kabiliyet, programın potansiyel fonu

Page 123: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

103

ve rekabetçi kuruluşlardan (ajanlar) müşteri temelinde hizmete sahip

olmaktır.

iii. Program çekicilikleri: Program çekicilikleri program yönetimiyle ilişkili bir

komplekstir. Hedef kitle (müşteri) direnci düşük, müşteri odaklı büyüyen,

kolay aşılabilen bariyerli ve sabit finansal kaynakları olan programlar

yöneticiler için basit ya da kolay düşünülür. Programın çekicilik düzeyi de

ekonomik bir perspektifi veya geçerli bir görüşü ve geleceğin kaynak

yatırımlarını kapsar.

iv. Altenatif ayırma: Alternatif ayırma diğer birkaç organizasyonun

teşebbüsüdür veya benzer bileşenler için aynı bölgede benzer program

dağıtımını başarabilmektir.

Stratejilerin (stratejik amaçların) belirlenişinden sonra, Çizelge 2.3.’deki gibi

yıl bazında stratejik amaca ulaştıracak yıllık hedefler, ugulamaya yönelik programlar

ve programlardaki faaliyetleri gerçekleştirecek bütçeleme işlemi yapılabilir. Böylece

stratejik planlama süreci başlangıç için tamamlanmış duruma getirilmiştir. Daha

sonra planlama aşamasında öngörülen çerçevede uygulama ve kontrol yapılır,

aksayan yönler giderilmek üzere döngüsel bir yapıda plan revize edilebilir.

3.2.2. STK’lar ve Toplam Kalite Yönetimi (TKY)

Kalite kelimesi Latince’de “nasıl olduğu” anlamına gelen “qualitas”

kelimesinden türetilmiştir. Kalite somut ya da soyut bir varlığın (şey’in) doğasında

yer alan niteliklerle ilgili bir kavramdır. Kalitede değişim ise, o varlığın doğasında

yer alan niteliklerde yapılan pozitif ya da negatif yönlü başkalaşımla ortaya

çıkmaktadır (Karabay, 1996: 2).

Yönetim bilimi bağlamında kalitenin gelişim süreci irdelendiğinde, kalitenin

önceleri nihai ürünün standartlara uymayanlarının ayıklanması, daha sonra üretim

süreçlerine yönelik olarak istatistiksel kontrolün organizasyonlarda kullanılması,

1960’lı yıllardan itibaren itibaren toplam kalite kotrol bağlamında bir kısım yönetim

süreçlerinin de kalite anlayışına dahil edildiği görülmüştür (Feigenbaum, 1961: 18).

Bu süreçte süreçte W. Edwards Demming’in Japonya bağlamında yaptığı

Page 124: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

104

çalışmalarda bozuk ürünleri inceleyip atma yerine üretim sisteminin ilerleme

yönelimini koruyucu fikirleri kalite konusuna eklemlemiştir (Quality

management….). Joseph M. katılımcılık ve müşteri odaklılık çerçevesinde önemli

fikirleri kalitenin tarihsel gelişim sürecine eklemiştir (Stoner v.d., 1992: 655,

Ishikawa, 1995: 18) Kalitenin örgütsel bağlamda geldiği son halka ise, kurumun en

üstünden en alt düzeyine kadar tüm yönetim ve uygulama süreçlerini iç ve dış

müşteri bağlamında içeren, diğer bir bakış açısıyla insan ve sistemi bütünsel

kavrayan, ancak insanı ön plana çıkaran yönetimsel çerçevedir. Bu yönetimsel

çerçeveye Toplam Kalite Yönetimi (Total Quality Management, TQM) ismi

verilmiştir .

TKY’nin temel felsefesi mükemmelliğe ulaşmak için çaba harcamaktır

(Akdemir, 2004: 215). Burada önemli bir ayrım ise, mükümmelliğin sonunun

olmadığıdır. Diğer bir deyişle, bir örgütte tüm çalışanların kaliteyi sürekli olarak bir

üst boyuta çıkarma çabaları, sonu ve sınırı olmayan mükümmelliğe ulaşmakla

örtüşen bir süreci barındırmaktadır.

TKY’nin temel öğeleri arasında, “liderlik ve motivayon, katılımcılık ve yetki

devri, müşteri (iç ve dış müşteri) odaklılık, sürekli eğitim, sürekli gelişme (kaizen) ve

önleme amaçlı yaklaşım” yer almaktadır.

TKY’nde lider, örgüt performansını sürekli olarak pozitif bir çerçevede

geliştirici sistemi yaratmak ve ilerlemesini sağlamak, varolan sistemi ise, hedefler

doğrultusunda süreçlemeye yönelik çabalarda bulunma durumundadır (Efil, 1996:

64). Bu bağlamda lider, çalışanların motivasyonlarını maksimize etmek için

çalışanların tatmin olacağı bir ögüt iklimini içerecek yapıya taşımalıdır (Aguayo,

1994: 18). Diğer bir öğe ise, “bir işi en iyi o işi yapan bilir” mantığı çerçevesinde

katılımcılık ve yetki devrinin en üst düzeye çıkarılma çabasının harcanmasıdır

(Kavrakoğlu, 1996: 109). TKY, mükemmelliğe ulaşırken kurum içi çalışanları da (iç

müşteri, internal customer), kurum dışı müşteriler (dış müşteri, external customer)

kapsamında sentezlemiş ve müşteri tatminini esas almıştır. Müşteri odaklılıkta

(customer focus) temel mantık, müşterinin arzuladığı kalitenin daha üst düzeyinde

bir kaliye ulaşmak ve onu geliştirmekle açıklanmaktadır. Bu her çalışanın ya da

grubun diğerine bir değer yaratma özelmini ifade etmektedir. Bu bağlamda kalite

Page 125: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

105

müşteri ihtiyaçlarının toplamı olarak tanımlanır (Quality Management). Kurumun

gerek teorik gerekse uygulamalı eğitime vereceği önem bireyleri geliştirmede ve

toplam kaliteyi tesis etmede lider yönetici tarafından mutlaka üzerinde hassasiyetle

durulması gereken bir konudur. TKY eğitimle başlayıp eğitimle devam edebilen bir

süreçsel yönetimdir. Bu bağlamda verilen eğitimin özellikle davranış haline

geçmesine büyük özen gösterilmektedir (Ishikawa, 1995: 40). Sürekli gelişme ise,

her düzey ve faaliyette pozitif yönde değişim yapmayı rutin hale getirmeyi içeren bir

kavramdır. Mükemmellik arayışı doğal olarak sürekli gelişme perpektifiyle

standartları yeterli bulmama mantığı ile örtüşmektedir. Bu bağlamda, bir yandan elde

edilen olumlu gelişmeler standart haline getirlirken, bir yandan da standartlar pozitif

yönelimde dönüştürülmeye çalışılmaktadır (Imai, 1994: 6). Önleme amaçlı

yaklışımın temel mantığı hatalar ortaya çıkmadan, oluşabilecek hataların sebeplerini

katılımcı çerçevede belirleme ve alternatif planlar geliştirmektir. Ancak, bu öğe

uygulamada hata minimizasyonu çerçevesinde değerlendirilebilecektir. Diğer bir

ifade şekliyle önleme amaçlı yaklaşımla kasdedilen yapılacak olan faaliyetin iyi

planlanıp ilk seferde doğru yapılmasıdır (Efil, 1996: 178).

Bir kuruluşta tüm kalite problemlerinin birincil sorumlusu olan kesim ya da

bireyler yönetim faaliyeti içindekilerdir. Sadece yönetim kademelerindekilerin kalite

anlayışı kalite problemlerinin % 80’inin ortadan kalkmasını sağlayabilecektir. Bu

bağlamda TKY’ndeki çalışanların gelişmine, motivasyonuna, yaratıcılığına ve iş

taminine ulaşmalarına odaklanmış liderlik anlayışı STK’lar için de büyük önem

arzetmektedir. Yine katılımcılık ve yetki devrinin maksimize edilemesi gerek liderlik

anlayışı ve gerekse demokratik unsurlar açısından STK’lar için de vaz geçilmez

unsurlardır. Lider yönetim STK’larda insan kaynağının sürekli eğitilmesini ve

geliştirilmesini de sağlayan en önemli odaktır. STK’nın müşteriyi, hizmet taşınacak

hedef kitle anlayışı çerçevesinde maksimum kalitede bir tatmin edici sürece

yönelmesi ve onlar için sürekli geliştirdiği bir değer yaratma potansiyeli içinde hatta

bunu da gönüllü bir perpektifte somutlaştırması, yine TKY’nin kalite anlayışıyla

örtüşmekte hatta onu aşmaktadır. Özellikle STK’ların projeleri planlarken ve

uygularken hem katılımcı, hem de müşteri odaklı yaklaşımı belki de en iyi üçüncü

sektörde hayata geçirilmektedir. Yatay organizasyon yapısıyla diğer bir bakış

açısıyla sıfır hiyerarşi perspektifinde bir mentalite zaten STK’ların yapısında bulunan

Page 126: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

106

bir unsur olarak kendini uygulamada gösterebilmektedir. Uygulamada gerek

hükümet ve gerekse özel sektör kuruluşlarının yatay organizasyonu sıfır hiyerarşi

bağlamında teorik anlayışa yakın bir çerçevede iş yaşamına geçirmeleri imkasız gibi

gözükse de bu STK’lar için zaten doğal bir çerçeve olarak görülebilmektedir. Yine

STK’lar tüm çabalarını insana ve doğaya hizmet bağlamında yoğunlaştıran

kurumlardır. Özellikle dernek ve vakıflar hayır sever yaklaşımları ile, acaba ne tür

faaliyetlerde bulunuruz da hedef kitlemize ve davamıza katkı sağlarız sorusunu

sürekli kendilerine ve dış odaklara sorma eğiliminde olan kuruluşlardır. Bu nedenle,

bu zaten onların varolan kaliteyi yeterli bulmadıklarının, diğer bir standart

kalitelerini sürekli geliştirme çabalarında olduklarının bir isbatı olarak görülebilir.

Son olarak bir STK’nın kısıtlı insan kaynağı ve finansman olanağı göz önüne

alındığında faaliyetlerinde çok dikkati olması, akılcı ve bilimsel planlamalar yapması

ve bu planları uygulayabilmesi mutlak gerekli koşullardır. Aksi taktirde, hem kendi

varlığı, hem de hedef kitleler açısından olumsuzluklar yaşayabilecektir. Gönüllülük

çerçevesinde bir hizmet uğruna maddi ve manevi fedarkalıklarda bulunan bireylerin

çabaları boşa harcandığında olumsuz durumlar da ortaya çıkabilecektir. Şüphesiz bu

açıklamalar, rasyonel mentalite çerçevesinde kurulmuş ve yönetilen STK’lar için

gereklidir (Us, 2005: 119-129; Feigenbaum, 1988: 149-153).

STK’ların TKY’ni başarılı olarak uygulamaları için belirli kalıplara giren ya

da belirli formatlar içinde kendi kalite süreçlerini denetleyecek yapılara uygulama

açısından çok da olumlu bakılmamaktadır. STK’lar için, yukarıda sayılan toplam

kalitenin temel unsurları zaten onların hizmet anlayışı çerçevesinde ve gelişme

odaklı olarak kendi örgüt kültürünü yaratacak bir zenginliğe sahiptir. Örneğin,

şirketler belirli formasyonu realize eden ve özellikleri taşıyan bireylerden oluşurken,

STK’lar gönüllülük çerçevesinde çok çeşitli kültür ve gelir seviyesinde bireylerin

gönüllü olarak bir araya gelmesi ile oluşmaktadır. Bu realite bile, STK’ların

(özellikle dernek ve vakıfların) kaliteyi yaratma ve zenginleştirme bağlamında ne

kadar büyük bir yetenek, kapasite ve şansa sahip olduklarını ortaya koymaktadır

(Güngör, 2005: 566).

TKY bağlamında STK’ların önemle üzerinde durması gereken yukarıda

sayılan 6 temel öğenin kurum ikliminde yaratılmasını ve geliştirilmesini sağlamaktır.

Bu açıdan STK’lar yönetim literatüründe önemli bir yer tutan TKY kavram ve

Page 127: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

107

yaklaşımlarından kendilerine uygun bir çerçevede faydalanabilirler. Ancak, TKY’nin

zaten felsefesine “ters düşen sadece tek doğru vardır ve ona ulaşan tek yol vardır”

gibi mantıklarla kalite anlayışını tepeden inme bir gömlek gibi üzerine giymek,

STK’ları olumsuz etkileyebilecektir. Bu bağlamda, uygulamada misyon, vizyon ve

değerler bağlamında ve stratejilerine sadık kalarak ya da onların geliştirilmesini de

sağlayacak çerçevede ve örgüt kültürünün içine sinmiş bir TKY anlayışının

yaratılması sözü edilen olumsuzluğun ortaya çıkmasını önleyebilecektir. Bu açıdan,

stratejik planlamanın uygulanım kalitesi bağlamında TKY’ne yaklaşmak rasyonel bir

yol gibi gözükmektedir. Ayrıca bu yaklaşım slogan vari bir stratejik yönetim ve

kalite yönetimi anlayışını da bertaraf edecektir.

3.2.3.STK’lar ve Kıyaslama

Benchmark, “kıstas, ölçüt, denek taşı” gibi anlamları içermektedir

(Redhouse). Türkçe karşılığı olarak yönetim literatürüne “kıyaslama” olarak çevrilen

“benchmarking” kelimesi daha çok kurumsal bağlamda, çeşitli açılardan kendisinden

daha rasyonel, diğer bir ifadeyle daha verimli, etkin, etkili, üretken, karlı, global

normlara uygun olan diğer kuruluş yada kuruluşları örnek (kıstas, ölçüt) alma

bağlamında açıklanabilir.

Kıyaslamanın öncüsü, Xerox, sınıfında en kuvvetli rakipler ya da endüstrinin

lideri sayılabilecek şirketlere karşı ölçümlenebilir üretim, hizmet ve pratik

süreçlerinin sürekliliği olarak kıyaslamayı tanımlamıştır. O kıyaslamayı, teşhis etme,

anlama ve adaptasyon sağlama yönünde dünyanın her hangi bir yerindeki bir

organizasyonun öne çıkan pratiklerini örnek alma bağlamında ortaya koymuştur

(Benchmarking-the Qualityportal).

Kıyaslama sürecinde temel mantık kıyaslama yapmak ya da kıyaslama

ortağının yaptığını doğrudan kendi kurumuna ithal etmek ve taklit etmek ya da karşıt

bakışla kendisinin o konuda ne kadar üstün olduğunu kanıtlamak değildir (George ve

Weimerskirch, 1994: 207). Asıl önemli olan açık sistem yapılanmasındaki günümüz

kuruluşlarının değişime ayak uydurma, hayatta kalma ve kendi yaratacakları özgün

süreçlerde gerekli olan “bilgi transferini” gereksinim duydukları nitelik ve nicelikte,

Page 128: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

108

uygun zaman ve platformlarda sürekli bir şekilde elde ederek kendi yönetim

sürçelerinde pozitif yönelimli dönüşümleri gerçekleştirebilmektir.

Kıyaslama sürecini STK’lar çeşitli şekillerde yapabilir. Genel olarak bir

kurum, dolayısıyla STK için kıyaslama sürecinde aşağıdaki basamakları

uygulayabilirler (Koçel, 2003: 412-413):

i. Kıyaslama konularının belirlenmesi,

ii. Kıyaslama yapılacak kuruluşun belirlenmesi,

iii. Veri toplama yöntemini belirlemek ve veri toplamak,

iv. Kıyaslama yapmak ve farkları bulmak,

v. Performans hedefi belirlemek ve uygulama planı hazırlamak,

vi. Uygulamak, sonuç almak ve yeniden kıyaslamak.

STK’lar için kıyaslama tekniği olarak Deming’in geliştirdiği döngüyü

uyarlama da basit ve pratik bir yol olabilir. Demin döngüsü planlama, uygulama,

kontrol etme ve önlem alma (harekete geçme) aşamalarından ibarettir (Ishikawa,

1995: s.58). Uyarlanmış Demig döngüsünde, planlama “neyin kiminle

kıyaslanacağı”, uygulama “kıyaslama yapılacak kuruluş hakkında hertürlü

araştırmanın yapılması”, veri analizi (kontrol et) “uygulama aşaması çerçevesinde

toplanan verilerin analiz edilerek, süreç performanslarının karşılaştırılması” ve

uygulama (önlem al) “hedeflerin saptanarak, STK’nın kendi prosesine uyarlaması”

şeklinde özetlenebilir. Deming döngüsü, ilerleme yönünde sürekli döndürülerek bu

süreç yinelenir (Şekil 2.4.).

Şekil 2.4.: STK’larda Deming Döngüsü Bağlamında Kıyaslanama Süreci

Planla

Uygula

Önlem al

Kontrol et

STK, kıyaslama prosesini planlar, (Hangi kuruluşla neyi kıyaslama yapmalıyım?)

STK kıyaslama yapmak için belirlediği kuruluş hakkında araştırma yapar ve veri toplar

Uygulama aşamasında toplanan veriler analiz edilir ve süreçler karşılaştırılır (farkılıklar ve benzerlikler kontrol edilmiş olur)

STK, kendi bünyesine uyarlama yapar, onları geliştirir ve kendi süreçleri bağlamında düzeltir, uygulama yapar (önlem almış ve yeniden uygulamış olur)

Şu an Gelecek

Page 129: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

109

Kıyaslamanın başarısı açısından aşağıdaki konulara dikkat etmek

gerekmektedir (Hill, 1993: 96, Benchmarking, What is…..1):

i. Hedefleri belirlerken özenli davranmak ve objektif yaklaşımlar sergilemek,

stratejik hedefler geliştirmek, gerçekten uygulanabilir amaçlar kurgulamak,

değişimin müşteriler için gerekli olduğunu öne çıkartmak,

ii. Yenilikçi düşünme ve bakış açısı ile hareket etmek

iii. Sorun çözümünde kararlı bir tutum içinde yapıcı davranışlar sergilemek,

iv. Kıyaslama ile ortaya konulan performansa yönelik karşılaştırma sürecinde

etkin ve etkili yorumlama yapmak ve gelişme yönelimli sorumlulukları yerine

getirmek,

v. Yönetim ve çalışanların gerekli kültürel dönüşümü yaşamaları.

Kıyaslama sürecinde kıyaslama yapan kuruluş, yaptığı kıyaslamanın

kendisini doğru yapmakla birlikte gerçekte bazı hatalara düşmüş olabilir. Aşağıda

kıyaslama sürecinde yapılabilecek bazı yanlış doğrular yer almaktadır (Dossier…):

i. İçinde bulunan günün şartlarına göre yapılan kıyaslama geleceği ihmal

etmeğe yol açabilir,

ii. Gerçekte yeni olmayan yeni şeklinde algılanıp taklit edilebilir,

iii. Benzer süreçlerden elde edilen veriler diğerlerinin de zaten elde ettikleri

bilgiler olabilir. Örneğin veriler benzer anketlerden (endüstri anketleri gibi),

uzman endüstri danışmanlarından, özel kıyaslama tasarıcılarından…gibi

alınmış olabilir.

iv. Temel çalışma kulvarı dışına çıkılabilir,

v. Rakiplerin bazı başarılı niteliklerini farklı yoldan ulaşabilmek aldatıcı olabilir

Örneğin, online satışlar Amozon firmasının kitap satışlarını asla bastıramaz,

vi. Farklı büyüklükteki (kendinden büyük ya da küçük) rakiplerle kıyaslama

kendi kuruluşu için yanlış örnek oluşturabilir,

vii. Kıyaslama geri tepebilir; diğerlerini taklit etmek kurumu boğazına kadar

olumsuz bir rekabet havuzana daldırabilir, rakiplere odaklanma kuruluşun

dikkatini müşterinin isteklerinden uzağa çekebilir,

Page 130: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

110

viii. Benimsenen en iyi karakteristikler aslında o kuruluşun başarısında etkili olan

karakteristikler olmayabilir,

ix. Kıyaslama için yapılan ortaklıklar kuruluşun ayağını kaydırmak için

yapılabilir, sadece bu nedenle endüstrideki firmaların %40-50’si kıyaslama

ortaklığı yapmamaktadır,

x. Kimden nasıl bilgi alınacağı bilinemeyebilir,

xi. Kıyaslama yüksek insan kaynağı, zaman ve finansman gerektirebilir,

xii. Rakipler onların en başarılı uygulamaya yönelik bilgileri paylaşmıyorlar,

xiii. Farkılı birimler ya da gruplar karşılaştırmaya farklı bakabilir,

xiv. Karşılaştırma sürecinde çalışanlar gelecekte yeni yönetim teknikleri ya da

teknolojiler kuruluşa getirilecek şeklinde yorumlarlar, böylece kendilerinin

başarısız olacakları gibi bir gelecek kaygısı ile başarısız bir sürece

yönelebilirler,

xv. Operasyonlar / stratejilerin arasında karışılık çıkabilir. Örneğin, Xerox

firması en iyi üretim süreçlerini en iyi şekilde kopyaladı, ancak liderlik

başarısı bağlamında çok zorlandılar.

Kıyaslama yönetim literatüründe daha çok rekabet çerçevesinde kurumların

hayatta kalmaları ve gelişmeleri bağlamında kar amaçlı sektör bağlamında kullanılan

bir teknik olarak yer almaktadır. Ancak, kıyaslamanın daha iyiye ya da mükümmele

ulaştırma mantığı çerçevesinde kar amacı gütmeyen kuruluşlar için de önemli bir

teknik olduğu açıktır. Yukarıda daha çok rekabetçi zihniyet çerçevesinde ortaya

konulan doğru zannedilerek yapılabilcek hatalar aslında STK’lar için çok da geçerli

değildir. Bunun nedeni STK’ların (özellikle dernek ve vakıflar) gönüllülük

çerçevesinde birbirlerine yardım etmelerinin ve bilgilerini tüm açıklığıyla

paylaşmalarının kendileri açısından pek de mahsuru bulunmamaktadır. Diğer bir

yaklaşımla biz şu faaliyetleri daha iyi yapan STK’yız ya da rakipler karşısında geri

kalıp yok oluruz mantığı, amaçları ful karşılıksız hizmet olan kuruluşlar için geçerli

görülmemelidir.

Bir STK, aynı kulvarda ya da başka bir kulvardaki, kendinden nicelik olarak

farklı STK ile, işletmeler ile hükümet kuruluşları ile kıyaslama konusunda gerektiği

Page 131: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

111

kadar çalışma yapabilir. İnternet ortamında, telefonla, posta ya da basın gibi araçları

kullanarak bilgilerini paylaşabilir. Bu zaten STK’ların demokratik, katılımcı,

şeffaflık, açıklık ve netlik gibi değerleri ile örtüşmektedir (Yaman, 2005: 108-109).

STK’larda kıyaslama stratejik plan çerçevesinde ve TKY’nin temel öğeleri

göz önüne alınarak uygulandığında başarıya ulaşmanın hiçbir engeli olmayacaktır.

Bir STK için teoride boğulmak yerine uygulamaya yönelik pratik yönetim

mentalitesini benimsemenin gönüllülük bağlamında önemi büyüktür. Bu açıdan

kıyaslama süreci yukarıda ortaya konulan olası olumsuzluklar göz ardı edilmeden

basitçe Deming döngüsü çerçevesinde kolayca realize edilebilecektir.

3.3.STK’lar ve İletişim

Küreselleşme sürecinin son 20-30 yıl içinde önceki dönemlere göre

görülmemiş bir hızda ortaya çıkan teknolojik gelişmelerle birleşerek dönüşmesi,

dünya genelinde devletleri, kuruluşları ve bireyleri de çeşitli boyutlarda sürekli

dönüştürür hale getirmiştir. Bu sözü edilen sürecin tam da merkezinde iletişim ve

iletişim teknolojileri yer almış ve almaktadır. İletişimin teknoloji ile bütünleşmesi

sonuç olarak iletişime hız olarak katkı sağlamıştır. Diğer taraftan bu süreçte iletişim

hızlanırken, iletişimin zahiri kalitesi de artmıştır.

Yukarıda açıklanan süreçte STK’ların kendilerini ve misyon ve faaliyetlerini

taraflara iletmek için çok önemli gördükleri iletişim geliştirme çabaları da olumlu

etkilenmiştir. STK’lar bölgesel, ulusal ya da uluslararası boyutta her yön ve düzeyde

çok rahat hareket eder hale gelmişlerdir.

Bu amaçla, bu bölümde, STK’ların varolmaları ve gelişmeleri için en önemli

unsurlardan biri olan iletişim kavramı STK’lar boyutunda irdelemek amacıyla

iletişim kavramı, STK’lar için iletişimin önemi, STK ve iletişimin boyutları, STK’lar

ve iletişim teknolojilerinin kullanımı ve STK’larda iletişimi olumsuz etkileyebilecek

faktörlere yer verilmiştir.

Page 132: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

112

3.3.1. İletişim Kavramı

İletişim (communication), Latince ‘de kökeni “common” kelimesi olan ve

Türkçe karşılığı “ortak” olan “commonis” kelimesinden gelmektedir. Günümüzde

iletişim kapsamında “ortak” kelimesi irdelendiğinde ise, insanlar, kurumlar ve

topluluklar/toplumlar arasındaki etkileşim çerçevesindeki bilgi, fikir, duygu ve

düşünceleri kapsayan semboller vasıtasıyla etkileşim ve enformasyon (bilgi) akışı

sağlanarak yaratılan “ortaklık kurma” sürecinin kasdedildiği görülebilir (Tutar, 2003:

6-7).

Yukarıdaki açıklamaları da içeren geniş bir iletişim tanımı ise, “bir gönderen,

bir kanal, bir gönderici ile alıcı arasındaki ilişki, etki, iletişimin meydana geldiği

ortam ve gönderilerin değindiği bir dizi şeyler” olarak ortaya konulabilir. Bu

bağlamda, kodlama, (modelin gönderen ucunda) gönderenin hedeflenen alıcılara ya

da ileti aracına uygun bir dile ya da koda çevrilmesi iken, açılımlama (modelin alıcı

ucunda) gönderenin anlam çıkartmak için mesajı yeniden işlemesi olarak

açıklanmaktadır. Daha somut bir açıklama ile, bireyin diğer bireyle konuşma

mekanizması ve sözel olmayan iletişim biçimiyle kasların hareketleri, yanı sıra

kitlesel bazda ise, sinyallerin iletiminde gerekli teknik değişimler ya da varolan

prosedürlere, izleyici deneyimi hakkındaki beklentiler kapsamında kelime, resim ve

biçimlerin sistematik bir şekilde seçimi “kodlama” olarak ifade edilebilir (McQuail

ve Windahi, 2005: 18).

Yukarıda açıklanan iletişim sürecinin temel unsurları aşağıdaki gibi ortaya

konulabilir (Koçel, 2003: 531-543; Eren, 1993: 217-223; Şimşek v.d.., 2003: 117-

120).:

i. Gönderici (kaynak) ve algısı (perception, filtre): Aldığı mesajları da

değerlendirip, yeni bir formülasyonla oluşturulduğu mesajı alıcaya gönderen

ii. Mesaj (haber-ileti): Gönderilen işaret (singn) ve semboller (sysmbols) diğer

bir deyişle haberler,

iii. İletişim kanalı: Mesajın iletildiği yol,

iv. Alıcı ve algısı: Mesajı alan ve algısına göre değerlendiren.

Page 133: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

113

Yukarıdaki temel iletişim unsurları, mesajı alıcının gönderene tekrar ileterek

süreci tek yönlü yapıdan iki yönlü yapıya dönüştürmesi yani geri bilgi akışı

(feedback, geri besleme) ile gerçekleştirilir. Şekil 2.5.’de basit iletişim süreci

görülmektedir:

Şekil 2.5. : Basit İki Yönlü İletişim Süreci

Şekil 2.5.’de mesajı gönderici ve mesajı alıcılar rolünde bireyin sadece

kendisi (kendi kendine zihinsel iletişim), bireyler (bireyler arası iletişim), bireyle

grup (birey-grup arasında iletişim), gruplar (gruplar arasında iletişim) olabilmektedir.

3.3.2. STK’larda İletişimin Önemi

STK’lar varoluşları itibariyle insana ve çevreye ful hizmet amacı güden

örgütlenmeler olarak yapılanırlar ya da yapılanmaya çalışmaktadırlar. Doğal olarak

örgütlenmeleri çerçevesinde gerek içinde bulundukları ülke yasalarına, gerekse

evrensel düzeydeki yasalara uyarak kurulurlar, faaliyet gösterirler, gelişirler ya da

gerektiğinde fesh edilirler. STK’lar hukuksal sorumluluklarının yanı sıra gerek

kurum içi, gerekse kurum dışı faaliyetlerinde rasyonel bir anlayış çerçevesinde

faaliyetlerini yerine getirebilmek, geliştirmek ve kendini doğru anlatabilmek için çok

taraflı ve çok yönlü iletişim içinde yer alırlar.

STK’lar gerek örgüt içi paydaşları, gerekse örgüt dışında bulunan paydaşları

ile kurdukları iletişimin başarısı oranında misyonları doğrultusunda hedeflerine

ulaşan ve vizyonlarına her geçen zaman sürecinde daha fazla yaklaşmaya çalışan

örgütlenmeledir. STK gönüllü yapılanması gereği tüm paydaşların gözlerinin sürekli

Mesajı Gönderici Mesajı

Alıcı İletişim Kanalı

Mesaj

Geri Besleme

Page 134: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

114

üstünde olduğu ve kıt kaynaklarını en etkili ve etkin kullanmak zorunda olmaları

nedeniyle iletişimi her düzeyde en iyi düzeye çıkarmak durumundadır.

Bir STK için kıt kaynaklar insan kaynağı, finansman, teknoloji ve zaman

olarak ortaya konulabilir. Gönüllülük çerçevesinde hizmet veren STK’lar gerek

profesyonel ve gerekse gönüllüleri kuruma ve faaliyetlerine çekme ve alıştırma

konusunda verecekleri güven içeren, cezbedici, açık, net ve her şeyden önemlisi

politik unsurları içermeyen, bireylerin (yönetici ya da diğerleri) egosuna değil

tamamen misyon ve vizyona yönelik mesajları ve yaptıkları çalışma ve sonuçlarını

en iyi kanaldan iletmek durumudadırlar. Lucey (1994: 32) bu bağlamda iyi bir

informasyonun konu ile ilgili, tam, doğru, zamanında kullanılabilir, doğru kişiye

gönderilmiş ve anlaşılabilir olması gerektiğini vurgulamaktadır. Aksi taktirde zaten

gönüllülük kapsamında hali hazırda varolan ve ekstra çaba ile kurumda yer alan

insan kaynağı ve gelecekte olası gönüllü potansiyeli bu durumdan olumsuz

etkilenecektir.

STK’ların üyelerinden, dış paydaşlarından ve halktan aldığı parasal yardımlar

hem STK için, hem de paydaşlar ve yardım yapan halk için çeşitli fedakarlıkların

eseri olarak gerçekleşmektedir. Zaten kıt olan fonların, kuruma çekilmesi, planlı ve

etkin kullanıldığının fon sağlayıcı taraflara şeffaf bir şekilde geri besleme yapılması

ya da yanlış anlayışa sebep olunmaması ancak iyi iletişimle mümkün olabilecektir.

Teknoloji zaten başlı başına yapılan faaliyetlere hız ve kalite sağlayan bir

realite olarak günümüzde her kurum gibi STK’ları da etkisi altına almıştır. Bir STK,

gerek telefon, faks gibi araçlarla, gerekse iyi tasarlanmış web sayfası ile kendini daha

iyi ifade edecek iletişim imkanını bulacaktır. Haag, Cummings ve Dawkins (1998:

435-441), geleceğin enformasyon sistemlerinin nitelikleri arasında; internetin telefon

kadar yaygınlaşacağını, intranetlerin hedef kitle (müşteriler, gönüllüler,) tarafından

rahatça kullanılabileceğini, hedef kitlenin (müşteri/hizmet, gönüllüler) network

yapılarının hakim gücü olacağı, yönetici bigi sistemlerinin herkesin bilgi sistemi

olacağını, nihayet Dünya’nın her şeyi ile “tele” olacağı (örneğin kan testlerini, kan

basıncını bile bireyler basitçe kendileri alabilecekler ya da yaygın olarak sınıflar

internet ortamında olacak gibi) gibi bir kısmıda belirli oranda gerçekleşmekte olan

öngörülerde bulunmaktadırlar. Bu açıklamadan STK bağlamında şu yorumlama

Page 135: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

115

yapılabilir: Bilgi teknolojilerinin sürekli gelişmesi ve geleceğin dünyasının en önemli

usurlarından olması nedeniyle, STK’ların yeni teknolojik gelişmelere açık,

gönüllülerini o yönde eğiten bir mentaliteyi içeren anlayışla yönetilme zorunlulukları

gerek şarttır. Aksi halde, ne gerekli insan kaynağı, ne de gerekli fon sağlayıcılarla

sağlıklı iletişim kurmak mümkün olamayacaktır.

Diğer bir kıt kaynak olan zamanın iyi şekilde değerlendirilmesi, insan

kaynağının, finansmanın ve teknolojinin iyi planlanması ve iyi bir şekilde uygulama

alanına geçmesi ile mümkün olacaktır. Bugün çalışma yaşamındaki başarının %

85’inin etkin iletişimden, hataların % 70’inin hatalı iletişimden kaynaklandığını

ortaya koyan araştırmalar bulunmaktadır. Yönetici bağlamında yapılan araştırmalar

ise, yöneticinin zamanının % 45’ini dinlemek, % 30’unu konuşmak, % 10’unu

okumak ve % 9’unu yazmak için diğer bir bakış açısıyla yöneticinin toplam çalışma

zamanının % 95’ini iletişime ayırmakta olduğunu ortaya koymuştur (Akgemci v.d.,

2003: 161-162). Zamanın diğer kıt kaynaklar çerçevesinde verimli kullanımı için,

sağlıklı iletişimden başka bir yol yoktur. Örneğin, yanlış iletilmiş, anlaşılamamış,

eksik anlaşılmış ya da yanlış anlaşılmış, hatta kasıtlı olarak negatif olarak

dönüştürülmüş bir mesaj yapılan hatalar sayesinde zaman kaybı başta olmak üzere

diğer kıt kaynakları da boşa harcatacaktır. Bu tip bozuk iletişim ortamı kısa sürede

başarısız ve güvensiz bir STK yaratarak, o STK’nın sonunu bile getirebilecektir.

Tersine doğru bir iletişim süreci ise, STK’yı çok ileri boyutlara taşıyabilecektir.

3.3.3.STK’larda İletişimin Boyutları

STK’lar her ne kadar gönüllülüğü maksimize eden kuruluşlar olsalar da gerek

yasalar gerekse işleyişleri açısıdan yönetişim bazında yönetilmesi gereken örgütsel

yapılardır. Örgütsel iletişim, örgütün iç ve dış çevresi ile yapmış olduğu biçimsel

(formal) iletişim olarak tanımlanabilir. Bunun dışında örgütte yer alan bireyler iç ve

dış çevre ile biçimsel olmayan (informal) iletişime de girebilirler (Yalçın, 1994: 230,

233; Tutar v.d., 2003: 63).

STK’larda gerek biçimsel, gerekse biçimsel olamayan iletişim içsel iletişim

ve dışsal iletişim boyutları ile gerçekleşmektedir. STK’larda içsel iletişim

bağlamında içsel paydaşlar (genel kurul üyeleri, denetim kurulu üyeleri, profesyonel

Page 136: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

116

çalışanlar ve diğer gönüllüler) ve dışsal iletişim kapsamında hedef kitle, basın ve

dışsal paydaşlar (devlet, yerel yönetimler, özel sektör, diğer STK’lar ve uluslararası

kuruluşlar) yer almaktadır.

İç ve dış paydaşların yanısıra en önemli iletişim kurulacak kesim ise, hedef

kitle olarak ifade edilebilir. STK’nın asıl varlık sebebi onun hedef kitlesine vereceği

hizmetlerdir. Bu nedenle STK’lar iletişim konusunda hedef kitleye farklı bir iletişim

bakış açısıyla davranır ve çok hassas davranırlar.

Bu kısımda STK’ların iletişim boyutları içsel iletişim ve dışşal iletişim

kapsamında ortaya konulmuştur.

3.3.3.1. İçsel İletişim

STK’ların ve STK’larda yer alan bireylerin ya da grupların iletişimindeki

performans düzeyi, o STK’nın tüm insan kaynağının bütünleşmesi ve faaliyetlerinde

başarılı olması ile ilgili önemli bir olaydır. Diğer bir deyişle, STK’larda örgüt içi

iletişim ne kadar etkili, etkin ve verimli duruma getirilirse o oran da STK’nın

misyonuna ulaşmada başarı sağlanabilecektir.

Varey ve White (2000: ?; alıntılayan Gregory, 2006: 89) bir örgütte içsel

iletişimi, çevreden beklentiler, tutumlar ve şartlar ile ilgili veriler elde ederek

organizasyonun hedeflerine ulaşmasını amaçlayan uygulamaların yer aldığı iç sistem

bağlamındaki iletişim olarak ortaya koymaktadır. STK’larda içsel iletişim örgüt içi

paydaşlar, STK’nın nicelik ve niteliği, yönetişim felsefesi ve bir araya gelişler

açısından değerlendirilebilecektir.

STK’larda örgüt içi paydaşların (genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu,

profesyonel çalışanlar ve gönüllüler) arasındaki iletişimin maksimize edilmesi

gerekmektedir. İç paydaşlar içinde yer alan genel kurul ve üyeleri, yönetim kurulu ve

üyeleri, denetim kurulu ve üyeleri yasaların belirttiği şekillerde, belirli süreçlerde

toplanan formal yapılar içinde bir araya gelen gruplar olarak ifade edilmektedir.

İletişim açısından bu sayılan taraflar doğal olarak daha çok formal ilişki kapsamında

yer almaktadırlar.

Page 137: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

117

Profesyonel çalışanlar iletişimleri açısından hem formal, hem de informal

iletişim kapsamında değişik boyutlarda değerlendirilebilecektir. Profesyonel

çalışanlar daha çok günlük işlerin sağlıklı biçimde yürütülmesini sağlayan kesimler

olarak örgütün formal yapısı bağlamında iletişimlerini kuracaklardır. Formal ve

informal yapı her örgütte zaten doğal olarak varolan, diğer bir yaklaşımla birbirine

alternatif olmayan yapılardır. Hem formal ve informal örgüt yapısının yönetici

tarafından üstün yönlerinin öne çıkarılması ile örgütsel etkinliğin arttığı

görülebilmektedir (Lucey, 1994: 92). Örgütün gelişmesi için gönülülük çerçevesinde

pozitif yönde informal iletişimin de iyileştirilmesi faaliyetlerin daha hızlı bir şekilde

yapılmasına yol açabilecektir. STK yöneticisinin profesyonel yöneticinin (genel

müdür, genel koordinatör, genel sekreter gibi) gerek yönetiminden sorumlu olduğu

diğer alt birim yöneticileri (yönetici yardımcıları, birim koordinatörleri gibi) gerekse,

diğer profesyonel çalışanlara ve gönüllülere karşı sorumlulukları bağlamında uygun

iletişimin sağlanacağı örgüt yapısını realize etme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Profesyonel yönetici aynı zamanda genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruluna

da sorumlulukları bağlamında iletişim kuran bireydir. Bu nedenle örgütsel

faaliyetlerin durumu hakkında sorumlu bulunduğu taraflarla iletişimini geliştimek

zorundadır. Diğer bir bakış açısı ile, profesyonel yönetici örgütün organları ile

örgütün profesyonel çalışanları ve diğer gönüllüleri arasında bütünleştirici bir köprü

vazifesi kuran ve bu bağlamda tüm iletişim olanaklarını (yüz yüze, telefon, fax, web

aracılığıyla gibi) seferber eden lider kişidir. Burada ortaya konulan köprü vazifesi

iletişim bağlamında diğer yöneticiler (yönetici yardımcıları, birim koordinatörleri,

grup liderleri gibi) içinde geçerlidir.

Profesyonel çalışanlar ise, örgüt içi günlük faaliyetlerin en iyi şekilde yerine

getirilmesi için dış ve iç süreçlerde yaşanan bilgilerin tam, doğru ve zamanında

uygun yollarla ilgili kesimlere iletilmesini (yazılı ya da sözlü) sağlamakla

yükümlüdürler. Örneğin, varolan gönüllülerin memnuniyeti ya da yeni gönüllülerin

kuruma kazandırılması STK için hayati önem taşır. Bu tip bir konuda örgüt içi

çalışanların olumlu ya da olumsuzlukları yöneticilere zamanında ve doğru

bilgilendirmeleri gönüllüleri kazanmada etkili bir yol olacaktır.

Yine çalışmalarda aktif bir rol almak isteyen gönüllünün STK ile iletişim

kurmak sitediğinde karşısında ciddi bir muhatap bulamaması da olumsuz bir durum

Page 138: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

118

olacaktır. Gönüllü ile yapılacak iletişim çerçevesinde ona STK’nın misyon ve

vizyonunun ve faaliyetlerinin tüm açıklığı ile açıklanması, sorularına sabırla, net ve

doğru cevapların verilmesi de bu bağlamda önem arzetmektedir. Diğer taraftan

gönüllünün dilinin Türkçe olmaması nedeniyle iletişim sorununun yaşanabileceği, bu

açıdan iletişim de en azından İngilizce konuşabileceği bir çalışanın ya da gönüllünün

onunla iletişime geçirilmesi de diğer önemli bir konudur.

Gönüllülerin kendi aralarında iletişimlerinin de geliştirilmesi çatışmaların ya

da beklentileri ile ilgili olumsuzlukların giderilmesi de önemli bir iletişim olgusudur.

Örneğin, gönüllünün iletişim güçlüğü yaşadığı kişilerle uygun ortamlarda (toplantı,

gezi, proje çalışması gibi) buluşturulmaları iletişimi geliştirebilir. Ancak yine de

olumsuz iletişim doğabileceği için gönüllüleri kırmadan farklı yönlerde faaliyetler

göstermeleri de sağlanabilir. Diğer taraftan gönüllü yer almak isteği faaliyette

yetersiz olabilir ya da o faaliyet için insan kaynağı o aşamada yeterli olabilir. Bu gibi

durumlarda yine uygun bir iletişimle akıllıca yapılacak yönlendirmeler başarılı

sonuçları doğurabilecektir.

STK’nın nicelik ve niteliği de önemli ölçüde iletişimi etkileyecektir.

Günümüzde çok çeşitli STK yapılanmalarına rastlanılmaktadır. Bölgesel STK’lar ve

ulusal STK’lar yanında, uluslararası STK’lar da bu çerçeve içinde ortaya konulabilir.

Bu bağlamda, profesyonel çalışanı ve gönüllüleri (uygulamada bir gönüllü genel

kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu üyesi ya da yönetici veya profesyonel çalışana

da olabilir) küçük, orta ya da büyük düzeyde bir STK için iletişim mecralarının

yoğunluğu değişim gösterebilir. Diğer bir bakış açısı ile, küçük ve orta büyüklükteki

yerel bir STK için iletişim kolay sağlanırken, büyük ve uluslararası bir STK için bu

oldukça zor olabilecektir. Bu nedenle iletişim için iyi planlama yapılması ve internet,

ıntranet ya da ekstarnetin aktif kullanımının önemi ortaya çıkabilecektir. Dolayısıyla

gereken teknik alt yapı ve eğitimli personelin örgüt içinde yer alması ve

yetiştirilmesimesi iletişim sorununu çözecek yegane yollardır. Diğer taraftan

STK’nın yeni yapılanma açamasında olması bazı iletişim olumsuzluklarına yol

açabilecekken, bu zamanla kurumlaşma düzeyine göre minimize edilelebilecek bir

sorun olarak görülebilir.

Page 139: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

119

STK’ların faaliyetlerinde olmazsa olmaz olgu yönetişimdir. Yönetişim

demokratik, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, açık ve net, tüm tarafları ve yaratıcı fikirleri

kucaklayan, yatay organizasyon kapsamında hiyerarşiyi minimize eden bir yönetim

felsefesidir. Bu nedenle iletişimin sağlıklı olması için yönetimden kesinlikle ödün

verilmemesi, her aşama ve platformda yönetişimin maksimizasyonuna çalışılması

gerekmektedir.

STK’larda iletişimin oluştuğu ve iletişimi iyi yöne kanalize etme yönünde

önemli bir olay da çeşitli nedenlerle, çeşitli boyutlarda, çeşitli katılımcılarla ve çeşitli

zamanlarda yapılan bir araya gelişlerdir. Bir araya gelişler, toplantılar, sohbet

ortamları, geziler şeklinde formal ya da informal çerçevede gerçekleştirilebilir. Örgüt

içi toplantılar formal bazlı olarak haftanın, ayın ve yılın belirli günlerinde ya da

belirli dönemlerde olağan ya da olağan dışı konularda ya da projeler bağlamında

yapılabilir. Burada iletişimde dahil olmak üzere çeşitli sorunlar tartışılabilir ve

çözümler üretilebilir ve gelecek yönelimli misyon ve vizyonu da kapsayan

revizyoner planlamalar ortaya konulabilir. Diğer taraftan zaman zaman STK ortamı

yada başka bir mekanda misyona, vizyona ve faaliyetlere yönelik konuların sohbet

düzeyinde pozitif bakış açısıyla tartışılması da yeni açılımların ortaya çıkmasını

sağlayabilir. Yine uzman kişilerin alanlarıyla ilgili yapmış olduğu eğitim faaliyetleri

örgüt üylerini bir araya getirebilir. Ayrıca planlı bir şekilde yapılan geziler de örgüt

üyerinin kaynaşmasını sağlayabilir. Sonuç olarak, yukarıda ortaya konulan hangi tür

faaliyet olursa olsun bu iletişimi olumlu etkileyen bir süreç olarak STK gündemine

oturacaktır. Burada olumsuzlukların önüne geçilmesi, ön yargıların saf dışı edilmesi

gönüllülük bağlamında bir çerçevede ama profesyonelce bir bakış açısıyla

gerçekleştirilmesi gereken süreçlerdir.

3.3.3.2. Dışsal İletişim

STK’lar açık sistem bağlamında dış dünyayla sürekli etkileşim içinde bulunan

örgütsel yapılardır. STK’ların dış çevre ile olumlu etkileşim içine girmeleri onların

iletişimlerinin gerek formal ve gerekse informal bağlamda en iyi düzeyde olmaları ile

mümkün olabilecektir. STK’ların iletişim bağlamında etkileşim içine girdiği yapılar

arasında hedef kitle, dış paydaşlar (devlet ve yerel yönetimler, özel sektör, diğer

Page 140: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

120

STK’lar, uluslararası kuruluşlar) ve basın öne çıkan taraflar olarak ortaya

konulabilecektir.

STK’ların varlık sebebi hedef kitleye belirli bir hizmeti ulaştırmaktır. Bir

STK hangi misyona (insan, doğa, hayvan gibi) sahip olursa olsun asıl amacı

verilecek hizmetin hedef kitlece isteniyor olması ve hizmet verildiğinde hedef

kitlenin bu hizmetten memnun kalmasıdır. Diğer bir deyişle, STK misyonu

bağlamında vereceği hizmeti hedef kitle ile iletişim kurarak yönetişimci bir

çerçevede belirlemelidir. Verilecek hizmetin nasıl hayata geçirileceği de yine hedef

kitlenin katılımı sonucu planlanmalı ve onların desteği ile hayata geçirilmelidir. Bu

bağlamda, hedef kitle ile olumlu bir etkileşim süreci ancak sağlıklı bir iletişimi

realize etmekle mümkün olacaktır. Hedef kitle iletişiminde aşağıdaki noktalara

dikkat etmek önemli iletişim sorunlarını çözebilecektir (STGP; Pira vd., 2005: 137-

138; Theaker, 2005: 48-52; Ciğerdelen, 2005: 522-524):

i. Hedef kitlenin doğru seçilmesi ve o hizmeti hedef kitlenin istiyor olması,

ii. Hedef kitle ile ön görüşme yapılması ve amaçlanan hizmetin iyi anlatılması,

iii. Verilecek hizmetin her aşamasında iletişim kurularak onların fikirlerinin

alınması,

iv. Heedef kitlenin psikolojisinin iyi analiz edilmesi,

v. Gerekli insan kaynağı, zaman ve finansman iyi bir iletişim içinde planlama,

vi. Verilecek hizmet konusunda dış paydaşlar ve basın ile iyi iletişim sergilemek,

vii. Hedef kitleye sergilenen iletişim aşamalarında açık, net ve dürüst

davranılması,

viii. Gerekirse o bölgede bir iletişim merkezi kurulması,

ix. İletişim araçlarının en iyi şekilde kullanılması,

x. Medya ile iyi iletişim sergileyerek konunun değişik çevrelere aktarılmasının

sağlanması,

xi. Hedef kitle içindeki gönüllü potansiyelinin belirlenmesi ve STK’ya çekilmesi

için uygun bir dil kullanılması,

Page 141: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

121

xii. Gönüllü mantığı çerçevesinde profesyonelce hizmet verirken sabırlı

davranılması, olabilecek olumsuz tepkilere hazırlıklı olunması,

xiii. Eğer hizmet edilecek hedef kitle insan ise, din, dil, ırk, kültür gibi değerlere

saygılı olunması,

xiv. Hedef kitlenin kültürel düzeyine göre iletişim kurmak ancak onları verilen

hizmetten dolayı küçük düşürecek davranışlar sergilenmemesi,

xv. Tecrübelerin kaydedilerek somut bir kaynağın oluşturulması.

Dış paydaşlar arasında yer alan devlet ve ona bağlı kurumların iletişim

açısından önemi büyüktür. Bir kere bir STK belirli bir coğrafyada yani bir devlet

sınırları içinde kurulur ve gelişir. Diğer bir bakış açısı ile, yapacağı faaliyetler

sonucunda o devletin yasal süreçlerinden pozitif ya da negatif olarak doğrudan

etkilenir. Bu nedenle STK bir hedef kitleye hizmet vermeyi planladığında doğal

olarak o devletin kurum ve kuruluşları ile iletişime geçip Neyi? Nasıl? Hangi

araçlarla? Hangi finansman, insan kaynağı ile? Hangi zaman sürecinde? yapmak

istediğini açık ve kesin bir dille anlatmalı ve gerekli yasal girişimleri (örneğin resmi

izinlerin alınması) daha işin başında yerine getirmelidir. Yanı sıra yerel yönetimlerle

yapılacak görüşmeler sonucu ilgili bölge ve hedef kitleye yönelik ön bilginin

alınması, verilecek hizmetin yönetişim çerçevesinde planlaması ve hayata geçirilmesi

de dış paydaşlarla olgun bir iletişim çerçevesinde yerine getirilebilecektir.

STK’ların iletişim süreçlerinde paydaş olarak karşısına çıkan diğer bir kesim

kar amacı güden sektördür. Kar amacı güden sektör her ne kadar iletişim açısından

ilk bakışta kar amacı gütmeyen STK’ların yönelimiyle ters düşüyor gibi gözükse de

realitede bu iletişimin sürekli kılınmasının olumlu sonuçları ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde şirketlerin sosyal sorumluluk (social reponsibility) bağlamında eğitim,

sağlık, spor, eğlence, yardım, çevre, hayvan hakları gibi konularda yaptıkları sorumlu

çalışmalarda STK’larla işbirliği içinde olumlu iletişim çabalarının olduğu sık sık

görülmektedir. Ayrıca STK’nın bizzat kurumsal gönüllülük çerçevesinde şirketlerle

iletişime girmesi de gerek onun geleceği, gerekse faaliyetleri açısından önemli

kazanımları da beraberinde getirecektir. Bu iletişim ve ortak faaliyette bulunma

eleştirilebilmektedir. Ancak burada önemli olan STK’nıın ilkeli davranarak bağımsız

yapısını koruyabilmesidir (Kotler, 2006: 172-173).

Page 142: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

122

Uluslararası kuruluşlar (BM, Avrupa Konseyi, UNESCO, Uluslararası

Çalışma Teşkililatı, Dünya Bankası, BM Kalkınma Programı, Dünya Ticaret Örgütü,

AB, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi) ve STK’lar, küreselleşen dünyada

sınır tanımaz bir şekilde bilgi, insan kaynağı, finansman, teknoloji ve materyal

önemli kaynakları insanlığa ve doğaya ful hizmet bazlı sunabilmektedir. Bu

bağlamda uygun projeler üreten ve iyi bir iletişime giren lokal bazlı STK’ların

yapacakları hizmetler açısından olası olanakları ülkelerine ve bölgelerine daha

doğrusu hedef kitlelerine taşımaları işbirliği ile mümkün olacaktır (Ryfman, 2006:

77-78; Başlar, 2005: 137-171). Yine burada sağlıklı bir iletişim gerçekleştirilmesi,

amacın açık seçik ve proje bazlı ortaya konulması, teknolojinin kullanılması, gerekli

yabancı dil eğitiminin örgüt içi elemanlara verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, benzer

çalışmaları yapan lokal STK’ların güçlerini birleştirecek bir yapılanma için uygun

iletişim süreçlerine girmeleri yanı sıra uluslararası yardımları bu tarzda talep etmeleri

de alınacak yardım konusunda sinerjik bir etki yaratabilecektir

İletişim çağında yaşayan günümüz insanlığı küresel bazlı bir çerçevede

dünyanın herhangi bir noktasında olan değişimi ve olayı hızlı bir şekilde ayrıntıları

ile basın sayesinde öğrenebilmektedir. Bu nedenle STK kendi misyon ve vizyonunu,

yapmış olduğu, yapmakta olduğu ve yapacağı faaliyet ve projelerini basın sayesinde

hem lokal, hemde küresel düzeyde duyurabilecektir. Bu gerek kamuoyunda STK’ya

destek sağlayacak, gerekse gönüllü sayısındaki artışı da beraberinde getirebilecektir.

Hatta özellikle basın mensubu bireylerin STK’ya gönüllü olarak çekilebilmeleri için

basının hedef kitle olarak belirlenmesi ve iletişime geçilmesi bile gündeme

getirilebilecektir (Çiğerdelen, 2005: 519).

Günümüz dünyasında iletişim araçları ve iletişimin geliştirmesi bilimsel

çevreler (üniversite, araştırma enstitüsü gibi) ve bilim adamalarının yoğun çabaları

sonucu olabilmektedir. Buna Ar-Ge faaliyetleri sebebiyle özel sektör de dahil

olabilmektedir. Özellikle üniversite (devlet yada özel) yönetimi ve öğretim üyeleri

kapsamında STK’nın iletişime geçmesi gerek faaliyetlerinin desteklenmesi, gerekse

gönüllü bilim adamlarının STK’ya çekilmesi açısından önemlidir. Örneğin, iletişim

ve yönetişim konularında teorik bilginin uygulama ile birleşmesi sinerjik etki

yaratarak bir yandan daha kaliteli bir hizmet imkanını, bir yandan da bilimsel

gelişmeye katkı sağlayabilecektir. Yanı sıra her hangi bir konu ya da süreçte ortak bir

Page 143: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

123

şekilde yapılacak istatistiksel çalışmalar sonucu objektif bir şekilde ortaya konulan

sonuçlar bilimsel bir alt yapı ile sergilenebilecektir. Bu nedenle STK ve bilimsel

kuruluşların sürekli iletişim içinde bulunmaları gerkmektedir.

Paydaş olmamakla birlikte siyasi patilerle iyi iletişim içinde bulunan bir STK

da misyonu çerçevesinde önemli projeleri gerçekleştirecek soyut kaynaklara

ulaşabilir. Burada önemli olan tüm siyasal görüşlere eşit mesafede davranan ilkeli bir

tavır sergilemek ve belirli bir ideolojik partinin güdümüne girmeden bağımsız

yapısını koruyabilmek olarak belirlenebilir. Bu doğal olarak uygulanması çok zor bir

yaklaşım olacağı için eleştirilebilinen bir konu olarak da zaten sivil toplumla ilgili

konuların tartışmaları arasında yer almaktadır.

3.3.4. STK’larda İletişim Teknolojilerinin Kullanımı

STK’ların misyonlarını, vizyonlarını, faaliyetlerini kısaca kendilerini hedef

kitle, paydaş, basın, bilim camiası ve siyasal erke açık ve net şekilde sunmaları için

gerekli iletişim çabaları, iletişim ve bilgi çağı olarak nitelenen çağımızda bazı

teknolojik araçların sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Bu araçlar arasında arasında

klasik araçlar ve bilgi teknolojileri yer almaktadır.

3.3.4.1. STK’lar ve Klasik İletişim Araçları

STK’ların kullandığı iletişim araçları arasında doğal olarak telefon, faks ve

klasik posta yanı sıra yazılı ve diğer basın yer almaktadır.

STK’nın telefon ve fax cihazlarını çeşitlendirmesi, gerekli numaraların hedef

kitle açısından rahatça ulaşılabilecek şekilde planlaması gerekmektedir. Herhangi bir

değişim olması durumunda derhal kamuoyuna açıklanması gerekmektedir. Burada

önemli olan STK dışından aramalarda en kısa zamanda ve en yetkili ağızdan sorulara

tatmin edici cevapların verilmesinin önemi büyüktür. Yine aynı mantık çerçevesinde

adres değişiklikleri ya da yeni açılan şubelerin bağlamında telefon numaralarının

yanı sıra açık adreslerin gerekli vasıtalarla ilgili yerlere ve kesimlere duyurulması

gerekmektedir.

Page 144: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

124

Yazılı basın bağlamında süreli ve süresiz yayınlar yer almaktadır. STK’nın

kendi bünyesinde ya da dışında yer alan gazete, dergi, bülten, afiş, poster gibi belirli

zaman süreçlerinde üretilen yayınlara ilave olarak çeşitli açılardan STK’ları konu

alan kitaplar bu bağlamda örnek olarak gösterilebilir.

Diğer basın bağlamında radyo ve televizyon yer almaktadır. STK’lar ve

faaliyetlerine yönelik haberlerin yer alması toplumun desteği açısından önem arz

etmektedir.

3.3.4.2. STK’lar ve Bilgi Teknolojilerinin İletişimsel Kullanımı

STK’larda bilgi tekonolojilerinin kullanımı ağırlıklı olarak bilgisayar, internet

ve intranet bağlamında ortaya konulabilecektir.

Internet “international network (uluslararası ağ)”, sözcüklerinin birleşiminden

türetimiştir. İnternet, merkezi olarak birbirime bağlı yüksek hıza sahip ve sürekli

çalışan sunucular (bilgisayarlar) vasıtasıyla ve telekominikasyondan sorumlu devlet

birimleri ve özel sektör tarafından kurulan (gözetilen) ana iletişim hatları (omurga-

backbone), yanı sıra bu omurgaya bağlı internet servis sağlayıcılar, üniversiteler,

şirketler gibi kuruluşların da kendi aralarında çok yönlü bağlantısı sonucu işlevesel

hale gelen; bilgi üretme, paylaşma ve transfer etme gibi işlemlerin çok hızlı ve ucuza

yapılmasını sağlayan bir sistemdir.

(Internet Nedir? http://www.bilisimterimleri.com/bilgisayar_bilgisi/bilgi/12.html)

STK’lar için intenetin önemi STK’ların dış dünyaya açılımları ile ilgilidir.

STK’ların uluslararası, ulusal ve bölgesel tüm çevrelere ya da iç ve dış paydaşlarına

kendilerini en iyi, hızlı, 7 gün 24 saat kesintisiz ve ucuza tanıtabilecekleri çağdaş

araç internettir. STK’lar interneti web sayfaları vasıtasıla kullanmaktadırlar.

STK’lar web sayfaları vasıtasıyla temel olarak aşağıdaki olanaklara sahip

olabilmektedirler (STGP; Pira v.d., 2005: 187-189; Aksoy, 2006: 58-59):

i. STK’nın isminin, kısaltılmış isminin ve logosunun tanınmasını sağlar,

ii. STK’nın tarihsel gelişimi (kuruluş yılı, kurucuları, kurulduğu yer) hakkında

bilgi vermeyi sağlar,

Page 145: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

125

iii. Misyon ve vizyonlarını sınır tanımaz bir platformda tüm dünya çapında

duyurabilme olanağını sağlaması,

iv. STK’nın (varsa şubelerinin de) çoğrafik konumunu ve bulunduğu binayı,

insan kaynaklarını tanıtma,

v. Kuruma Gönüllü çekebilme olanağını artırması: STK’ların en önemli

dayanakları gönüllülerdir. Gönüllülerin nitelik ve niceliğindeki yükseliş

STK’nın faaliyetlerindeki başarıları ile doğru orantı göstermektedir. 7 gün 24

saat hizmet veren bir web sayfası STK hakkında gönüllülerin istedikleri anda

ve istedikleri bilgiye ulaşmalarını sağlamaktadır. Web sayfasında yer alan ve

sorumlu kişilere ait olan e-mail adresleri vasıtasıyla ilişki kurma olanağını da

vermektedir. Burada önemli olan konu gönüllü ya da potansiyel gönüllüden

gelen e-maillerin hassas bir şekilde incelenmesi ve en kısa sürede açık ve net

bir şekilde cevap verilmesidir. Ayrıca web sayfasında yer alan STK adresi,

telefon ve faks numaraları da iletişimde kolaylık sağlamaktadır.

vi. Gerçekleştirmiş oldukları, gerçekleştirmekte oldukları ve planladıkları

projelere yönelik fırsatlar:

a. Projeyi tanıtma,

b.Projeye gönüllü çekebilme,

c. Proje için finansal yardım olanaklarını genişletme,

d.Projenin gidişi hakkında bilgi vererek (bütçe, insan kaynağı, zaman,

teknik alt yapı, araç gereç, ulaşılan sonuçlar gibi) şeffaflık sağlama,

e. Ziyaretçilerden yeni proje fikirleri ya da varolan proje ile ilgili yeni

rasyonel fikirler alma.

vii. STK’nın işbirliği yaptığı birey, devlet kurumları, özel sektör aktörleri,

danışmanlar, sponsorlar ve destekçiler konusunda bilgi verme: bu STK’nın

güvenirliliği açıdından önemli bir konudur. Yeni kişi ya da kuruluşların

STK’ya desteği kousunda bir artalan sağlamaktadır.

Page 146: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

126

viii. STK’nın üretmiş olduğu süreli ve süresiz yayınlar hakkında ve onların nasıl

elde edilebileceği (kredi kartı, posta havalei, banka hesap no’su gibi) bilgi

verme,

ix. Çeşitli duyulara yer verme (basın büteni, toplantı, konferans, etkinlik, gezi

gibi)

x. STK’lar bağlamında tüm dünya genelinde önemli hizmetler veren kuruluş ve

STK’lara köprü ya da onların adreslerini verme,

xi. Web sayfasında yer alan anketlerle komu oyunun çeşitli konularda fikrini

alabilme,

xii. Günlük ziyaretçi sayısına bakarak çeşitli yorumlar (ilgilenme oranı, diğer

STK’larla bu açıdan karşılaştırma, en çok hangi gün ve saatlerde ziyaret

ediliyor gibi) yapabilme olanağı sağlama,

xiii. STK’nın ilgili olduğu alana ve STK’lara, sivil topluma yönelik konularda

açıklamalara ve yöneltilen sorulara yer verme olanağı sağlama,

xiv. Arama motorlarına kaydolmuş STK’lara tanınma fırsatı yaratma: İnternet

ortamında sayısız denebilecek kadar çok web sayfası bulunmaktadır. Bu

sayfalar içinde küçük ve orta büyüklükteki bir STK’nın bir birey tarafından

tek tek aranarak bulunması neredeyse imkansızdır. Ancak arama motorları

sayesinde bu çok kolay bir çabukluk boyutu almıştır.

xv. Kararlara dijital ortamdan katılım olanağı sağlayarak yönetişim kültürünün

kurumda uygulama düzeyinde yaygınlaşmasına yol açma.

Inrtranet, kuruluş içi bilgisayarların ağlar [Yerel Alan Ağları- LAN (Local

Area Network) ve Geniş Alan Ağları- WAN (Wide Are Network )] yoluyla birbirine

bağlanan, diğer networklere ağ geçitleri (gateways, bridge ve switch gibi) ile bağlantı

kurulumu sağlayan gerektiğinde internetten çıkış yapabilinen (Ateş Duvarı-Freewall

güvencesi yoluyla) bir ağdır. Büyük ölçekli ve kurumsallaşmış bir STK (örneğin

birlik) intranet’i kullanarak iş süreçlerinde ve iletişimde büyük kolaylıklar

sağlayabilir. Bir STK intranet vasıtasıyla genel olarak örgüt içi iletişim sağlanması,

çalışma ekiplerinin kurulması, belge dağıtımı yapılması, eğitim ve oryantasyon

faaliytelerinin yapılması gibi işlemleri gerçekleştirebilir (Intranet).

Page 147: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

127

3.3.5. STK’larda İletişimi Olumsuz Etkileyebilecek Faktörler

Bir örgütte iletişim sürecini etkileyebilecek bazı faktörlerden söz etmek

mümküdür. Bu faktörler bireysel, fiziksel, sembole yönelik ve zaman bağlamında

ortaya çıkabilecektir. İletişimde olumsuzluğa yol açabilecek bu faktörler hem kar

amacı güden, hem de kar amacı gütmeyen kuruluşlarda geçerli olabilmektedir.

Ancak STK’larda bazı özel durumlar için farklı açılımlar çerçevesinde de ortaya

konulabilecektir.

3.3.5.1. Bireysel Faktörler

İletişimi olumsuz ya da olumlu etkileyen faktörler arasında bireyden

kaynaklanan faktörler ilk sırayı almaktadır. İletişimi olumsuz etkileyen bireysel

faktörler arasında algılama ya da algılamadaki seçicilik (selective perception),

kullanılan dil, bilgi düzeyi, statü, cinsiyet, kültür, yaş, statik tanımlama sayılabilir.

Örgütlerde bireylerin iletişimi inanılır bulması ise, bilgi alınan kişinin o konunun

uzmanı olması ve güvenilir bir kişi olması’dır (Karip, 2000: 81, 83).

Bireylerden kaynaklanan iletişim farklılığı, kaynak açısından mesajı

kodlarken, alıcı açısından da onu algılarken ve yorumlarken ortaya çıkmaktadır

(Tutar v.d.., 2003: 40). Gönüllülük ilkesi bağlamında yapılanan ve faaliyetlerini

realize etmeye çalışan STK’larda, farklı meslek gruplarından (esnaf, tüccar, memur,

bürokrat, sanatçı, bilim adamı, siyasetçi gibi), farklı kültürlerde, farklı eğitim

seviyerinde, aynı dili bile konuşsalar farklı şekilde ifade eden ve farklı şekillerde

anlamlandıran, uygulamada kadın-erkek ayrımı veya cinsiyet olgusunun duygusal

yönelimini kendi amacı doğrultusunda kullanma yönelimli ya da bireylerin hep

benzer tepkiler vereceğini varsayan statik bir bakış açısına sahip bireyler yer

alabilmektedir. Bu ortaya konulan çeşitlilik bir olumsuzluk değildir. Tam aksine sivil

toplumun en önemli ilkelerinden olan çoğulculuk ve katılımcı demokrasi ile garanti

altına alınmış bir olaydır.

Ancak, yukarıda ortaya konulan farklılıklar günlük uygulamalarda iletişim

bozukluğuna yol açabilir. Örneğin, gönüllü birey bir faaliyette öz veri sergileyen

kişidir. Bir maddi çıkarı olmasa da alacağı manevi haz onun için çok önemli bir

olaydır. Ancak diğer taraftan da gönüllünün kendi rutin işlerinden zaman ayırıp STK

Page 148: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

128

bünyesinde vereceği hizmet bireylerin kültürel ve sosyal düzeylerinin farklı olması

nedeniyle iletişim bozukluğuna yolaçabilir bu da kırılgan bir yapıyı ortaya

çıkarabilir. Bu bağlamda, bir örgütlenmede sosyo kültürel düzeyin farklılığı daha çok

dilin kullanım şekliyle ortaya çıkmaktadır (Yalçın, 1994: 234-235). Yine örgütteki

profesyonel çalışanların (yönetici ve personel gibi) gönüllülere, tüm üyelerin değilde

kendilerinin asıl insan kaynağı olduğu ya da kendilerinin asıl önemli olan bireyler

oldukları gibi bir durumu örtülü olarak hissettirmesi de olumsuz bir iletişim şekli

olabilir. Hatta bir örgütte başkalarının başarısını, daha yetkin olduğunun ya da kurum

başarısındaki rollerinin olmasını kabullenemeyen bir çalışan yönetici engeli

bağlamında diğerlerine olumsuz iletişim sergileyebilir (Akdemir, 1994: 49-53). Tam

tersi STK’ya finansman olanağı sağlayan gönüllü de kendi farklılığını hissettirmek

isteyen bir iletişim tavrı sergileyebilir. Bir başka yönetici, çalışan ya da gönüllü

yaşından dolayı diğerini üstü kapalıda olsa aşağılayıcı bir tavırda iletişim kurma

eğilimine girebilir. Uygulamada bireyden ve tutumundan kaynaklanan sayısız örneği

görmek mümkündür.

STK’larda bireyden kaynaklanan iletişim bozukluğunun üstesinden gelmek

için aşağıdaki konulara dikkat edilebilir (Akıncı, 2001: 122-123; Durmaz, 2004: 79-

86; STGP

i. Bireyleri olduğu gibi kabul etmek (meslek, etnik köken, kültür, zenginlik,

yüksek düzeyde bilgiye sahip olma, cinsiyet, yaş gibi) ve ön yargılı olmamak,

ii. Demokratik, çoğulcu ve katılımcı davranış sergilemek,

iii. Düşüncelerini (mesajı) kısa, açık ve net bir dille ifade etmek,

iv. Mesajı iletirken karşıdaki insana ses tonajı da dahil olmak üzere nötr

davranmak,

v. Karşılıklı güven ortamını yaratmak ve geliştirmek,

vi. Gerektiğinde mesajın geri beslemesini uygun dille istemek,

vii. Ben bilirim mantığı yerine biz biliriz mantığını içselleştirmek,

viii. Hatalı durumlarda bireyler yerine sürece odaklanıp soğukkanlı davranıp

çözüm yollarını uygun bir dille ve uygun ortamda tartışmak,

Page 149: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

129

ix. Mesajın hangi kısmının daha önemli olduğunu ses tonajı ile ya da yazılı farklı

bir şekilde (koyu yazarak ,tınak içine alarak, büyük harfle yazarak vb.) ortaya

koymak.,

x. STK’nın ful gönüllü mantığı çerçevesinde kurulan ve yaşatılan insan odaklı

bir örgütlenme şekli olduğunu unutmamak ve yeri geldiğinde vurgulamak,

xi. Zaman zaman toplantılar, seminerler ve eğitimler ile bireysel iletişime

yönelik konular hakkında insan kaynağını bilgilendirerek geliştirmek,

xii. Empati kurabilmek ve sempatik bir tavır sergileme,

xiii. Eleştirileri yapıcı boyutta ve acele etmeden yapabilme,

xiv. İyi bir dinleyici olma ve bunu karşıdaki kişiye hissettirme…gibi.

3.3.5.2.Fiziksel Faktörler

STK’larda iletişimi etkileyebilecek diğer bir etken ise, fiziksel faktörlerdir.

Fiziksel faktörler iletişimin kanal ve araçları ile ilgilidir (Şimşek ve Diğ 2003: 121-

122). Eğer bireyler aynı ortamda yüz yüze iletişim kuruyorlarsa aradaki mesafe

kanaldır, eğer telefon ya da faksla iletişim kuruyorsa telefon, faks ve telefon hattı,

uydu, bilgi teknolojileri ile iletişim kuruyorsa ise, bilgisayar (masa üstü-desktop, diz

üstü-laptot ya da cep bilgisayarı gibi), yerel alan ağları (local area network, LAN),

geniş alan ağları (wide area network, WAN) ya da ADSL, blututh (ilave olarak cep

telefonu), ana bilgisayarlar, uydu ya da bağlantılı olarak kompleks bir cihaz (aynı

cihazın faks, telefon, yazıcı, tarayıcı vb özelliğe sahip olması) da kanal içine dahil

edilebilir. Ayrıca bilgisayar ortamındaki yapılan çalışmanın bir diskete (31/2 Floopy

Disk) , CD’ye (Compact Disk), DVD (Digital Versatile Disk) yada mobil diske

(Flash Disk) de depolanıp karşı tarafa gönderilmesi ile yapılacak iletişimin kanalları

farklılaştırılabilir.

Bu bağlamda iletişimin olumsuz etkilenmesi teknik altyapıda meydana gelen

arızalar sebebiyle ortaya çıkabilir. Örneğin telefon ya da faks cihazında ya da telefon

hatlarında arıza oluşabilir. Ayrıca bilgi teknolojilerinde yaşanan karşılıklı teknolojik

uyumsuzluk iletişimi olumsuz etkileyebilir. Burada iletişimin olumsuzluğu bireyden

ya da sistemden kaynaklanabilir. Birey bağlamında olumsuzluk bireyin yetersiz bilgi

Page 150: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

130

ve tecrübesinen dolayı bilgi teknolojilerini etkin kullanmaması ile ortaya

çıkabilecektir. Bir STK için bu sorun insan kaynağına verilecek gerekli eğitimle

çözülebilecektir. Sistemden kaynaklanan sorun ise, daha çok bilgi teknojilerinin çok

hızlı gelişmesi ve bu teknolojilere ayak uyduramamakla ilgilidir. Uygulamada

örneğin STK’ya ait web sayfasının çabucak açılmaması sonucu ziyaretçinin ya da

potansiyel gönüllünün sıkılarak hemen diğer bir sayfaya geçtiği görülebilir. Hatta bu

saniyeler içinde gerçekleşmektedir. Bu durumun sebepleri arasında web sayfasının

aşırı yüklü olması (örneğin bazı resimler ya da şekiller zor açılabilir), STK’nın

bilgisayarı ile karşıdaki bilgisayarın çözünürlük ayarlarının örtüşmemesi (pratikte

STK’nın çözünürlük düzeyinin düşük tutulması bu sorunu çözebilir, 800*600 piksel

gibi), o anda ziyaretçi sayısının fazla yüklü sayıda olması, internet hızı gibi nedenler

ortaya konulabilir. Diğer taraftan kurumsallaşmış bir STK sadece interneti (örneğin

web sayfası) değil, yanı sıra intranet ve extranet gibi teknolojileri de

kullanabilecektir. Bu bağlamda da teknik alt yapının iyi organize edilmesi

gerekmektedir. Bu ise, başta yeterli finansman kaynağı, insan kaynağı, teknik bilgi

uygun mekanla ve uluslar arası bağlantılar için yabancı dil bilme ile ilgili bir süreçtir.

Bir dizüstü bilgisayar ve cep telefonu ile kablo bağlantısı yapılmadan iletişim

imkanının yaygınlaştığı günümüzde, gönüllü bağlamında fiziksel iletişim

olanaklarını iyi kullanmak bir STK için kaçınılmaz bir şarttır. Bu nedenle günlük

gelişmelerin takip edilmesi ve STK’ya kazandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda

kamu kurumları, özel sektör ve diğer gönüllülerle finansal olanaklar, bilgi ve

materyal aktarımı, insan kaynağı gibi konularda işbirliğine gidilebilir.

Organizasyon üyeleri arasındaki iletişimin kalitesini etkileyebilecek diğer bir

unsur olarak ofisin nasıl dizayn edildiğidir. Örneğin açık ofis anlayışı iletişimin

fiziksel bağlamda etkinliğini olumlu etileyen bir yaklaşımdır (Wagner ve

Hollenbeck, 1992: 348). STK’larda insan kaynaklarının açık ofis bağlamında

yerleşime yönelmesi iletşim açısından olumlu bir faktör olabilecektir.

3.3.5.3.Sembole Yönelik Faktörler

İletişimin nihai olarak en önemli konusu vericinin mesajının alıcı tarafından

tam, doğru ve istenen düzeyde alınıyor ve anlaşılıyor olmasıdır (Koçel, 2003: 544).

Page 151: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

131

Bu bireyle ilgili olmakla birlikte esasen örgüt kültürü ile de kuşatılmış bir olaydır.

Bir örgütte yaşanan kültür yılların süzgecinden geçerek biçimsel ve biçimsel

olmayan iletişim formlarını da yaratır (Kreps, 1990: 143-145). Bu ise, örgüt kültürü

çerçevesinde mesajı verici ve alıcı arasında farklı bir boyuta indirgeyebilir. Bir

STK’da oluşturulacak gönüllülük kültürü ve süreçlerde ortaya çıkabilecek konulara

yönelik ortak örgütsel kültürün yaratılması ve bireylerin birbirlerini (kültür, kapasite,

kabiliyet, algılama düzeyi, kişilik özellikleri gibi) iyi tanımaları ortaya konacak

iletişim sürecinde mesajın karşı taraf tarafından iyi algılanmasını sağlayabilecektir.

İstenmeyen bir durum olmakla birlikte kasıtlı olarak mesajın alıcı tarafından eksik ya

da yanlış algılanması da uygulamada olası bir durumdur. Bu gibi durumlarda

gönüllülük çerçevesinde ve katılımcı bir çerçevede bu sorun çözümlenmesi için çaba

harcanması gerekmektedir.

Diğer taraftan teknik konuları içeren bir yazının aktarımı ve tartışılmasında

teknik semboller kullanma zorunluluğu doğabilir. Bu gibi durumlarda eğer STK

bünyesinde o konudaki faaliyetlerin içinde bulunması gereken ancak teknik dil

açısından yetersiz kalan bireye ilgili eğitim sağlanırsa ve anlayışlı davranılırsa bu

iletişim sorunu da kolayca çözülebilecektir.

Bir STK’da bu bağlamda genel olarak dikkat edilecek nokta karşıdakinin net

ve doğru bir şekilde anlayabileceği sembolleri kullanarak iletişim kurmaktır. STK

bünyesinde bu bağlamda dil ve sembolü kullanıma yönelik ve empati geliştirmeye

yönelik gerekli eğitim çalışmaları faydalı olabilecektir. Örneğin sesli iletişimde en

önemli nokta dinleyebilmektir. Bu bireyde doğal olarak olmayan bir hünerdir; çok

fazla konsantrasyon ve pratik gerektirmektedir (Tyson veYork, 1993: 7).

3.3.5.4. Zaman Faktörü

STK’larda yapılan faaliyetler, genellikle gönüllülük çerçevesindeki bireylerin

işlerinden arta kalan zamanlarda ekstra zaman ayırarak yaptıkları faaliyetlerdir. Bu

nedenle gerek profesyonel çalışanların ve gerekse gönüllülerin zamanı çok iyi

değerlendirmeleri gerekmektedir. STK’ların bu özelliği nedeniyle iletişim kurulurken

hızlı bir süreç izlenmektedir. Bu ise bazen iletilen mesajın kısa tutulması sonucu

Page 152: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

132

karşıdaki alıcının eksik ya da faklı bir şekilde algılamasına yol açabilecek bir süreci

doğuracaktır.

Diğer taraftan STK’larda iletişim formal ya da informal boyutta yaratılabilen

bir sürecin ürünüdür. Hiyerarşi minimizasyonu mantığının da önemsendiği

STK’larda, yine zaman yetersizliği nedeniyle formal yapıdaki basamakları atlayarak

informal mesaj aktarımına gidilmesi zaman kazandırmakla birlikte yetersiz iletişim

sürecini beraberinde getirebilecektir. Tam tersi olarak STK dışından arayan bir

bireyde iletmek istediği mesajı asıl kişi dışında bireye (o anda o kişi orada olmadığı

için) iletecek, sonuç olarak zaman yetesizliği sonucu eksik algılamada oluşursa

ikincil kişilere o mesajın iletimi mesajın içeriğini zedeleyebilecektir.

Diğer taraftan STK’da yetersiz telefon hattının bulunması sonucu aynı anda

birden fazla gönüllü kişi ya da kuruluşun iletişime geçme isteğinin engellenmesi

ortaya çıkabilir. Doğal olarak zaman yetersizliği nedeniyle arayan kişiler ya da

kuruluş yetkilisi farklı bir zamanda aramak üzere başka bir konuyla ilgilenebilir ve

sonrasında her hangi bir sebeple de tekrar aramaya gerek duymayabilir. Hızlı

açılmayan, düzenli olmayan bir web sayfası gönüllü açısından sıkıcı olabilir ve

gönüllü STK’ya ait sayfaya ziyaretini kesebilir. Örneğin, STK’nın misyonu ve

vizyonunu uzun ifadelerle yazması gönüllü potansiyeli açısından sıkıcı bir iletişim

ortamı doğurabilir ve gönüllü misyonu ve vizyonu yanlış algılayabilir ve araştırmak

için de vakit harcamayabilir. Ayrıca ana sayfadan diğer sayfalara geçişte köprüleri

ortaya koyan metinlerin net ve kısa olmaması, diğer sayfalara geçişin zaman alması

da sorun yaratabilir. Örneğin, gönüllü üye olmak istediği bir STK’nın üyelik şartları

için tek seferde tıklayıp ulaşmak yerine pek çok köprü vasıtasıyla sayfadan sayfaya

geçerek ulaşmak zorunda ise, bu onun zamanını alır ve sabrı tükenebilir.

STK’larda zaman kısıtlamasının doğuracağı iletişim sorunlarının aşılması

gerekli alt yapı ve insan kaynağının nicelik ve nitelik açısından yeterli duruma

getirilmesi ile çözülebilir. Günümüz de en önemli yönetişim olgularından biri hızlı

karar verip hızlı uygulamaya geçmek ve bunu minimum hatayla gerçekleştirmektir.

Bu bağlamda teknolojinin yeterliliği ve iyi kullanılması zaman faktörünün STK’ın

iletişim süreçlerine taşıyacağı olmusuzlukları en aza indirecektir.

Page 153: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

133

3.4. STK’larda Finansal Alt Yapı Unsurları

Büyük yönetim gurusu Peter F. Drucker (1995: 212), Gelecek İçin Yönetim

adlı eserinde, STK’ların kar amaçsız kuruluşlar olarak ful hizmet mantığı

çerçevesinde faaliyetlerini gerçekleştirdiklerini ve fakat bu faaliyetlerini

gerçekleştirmek için en fazla finansman sıkıntısı çeken ve dertlenen örgütler

olduklarını belirtmiştir.

Gerçekten de bir STK’nın ayakta kalabilmesi (bu bağlamda insan kaynağına

rutin maaşların ödenmesi, kira, elektrik, su, malzeme, yakıt gibi temel sorunların

finansal açıdan çözümlenmiş olması gerekmektedir), gelişebilmesi ve faaliyetlerini

sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi hepsinden önemlisi misyonuna sadık kalması ve

vizyonunana ulaşma çabası içinde olabilmesi ancak yeterli ve zamanında elde edilen

finansman sayesinde olabilecektir.

STK’lar rutin eylemleri için gerekli finansman kaynağını çeşitli şekillerde

(örneğin aidat) bulabilirler. Ancak STK’ların varoluş sebebi için bu yeterli değildir.

STK’lar misyonlarını uygulamaya projeler vasıtasıyla aktaran yapılanmalardır. Bu

nedenle gerçekte bir STK’nın projelerle yaşaması bağlamında, projelerin

planlanması, uygulanması ve denetlenmesi yanı sıra yeni projelere geçiş için gerekli

finansal kaynakların da zamanında, yeterli, yasal sürece uygun ve STK’nın

bağımsızlık ilkesinden ödün vermeden sağlanması gerekmektedir.

Bir STK’nın bağımsızlığından ödün vermeden finansal yardımları kabul

etmesinin çeşitli nedenleri vardır. Biricisi STK, devlet ve özel sektörle paydaştır.

Diğer bir deyişle onların güdümünde hareket eden, belirli bir siyasi ideolojiyi

taşıyan, belirli bir çıkar grubunu temsil eden bir örgütlenme şekli değildir. STK

gönüllü bir kuruluş olmasına rağmen özerkliği ve ilkeleri olan bir yapılanmadır. STK

için verilen teklif ne olursa olsun onun etik ilkelerine ters düşmemesi gerekmektedir.

STK bir kar amacı güden kuruluş gibi bir işletmecilik mantığıyla faaliyet yapamaz.

Kaldı ki günümüz işletmecilik anlayışı bile müşteri tatmini, insan odaklı olma, kalite,

sürekli gelişme, katılımcılık, sıfır hiyerarşi gibi temel konuları amaç, karı ise nihai

sonuç görmektedir. Ancak bu cümleden yönetim biliminin getirmiş olduğu ilkelerin

STK’lar için gereksiz olduğu gibi bir yanılgı anlaşılmamalıdır. İkincisi belirli bir

tarafa finansal açıdan bağlı kalmak ve olabilecek olumsuzlukları (herhangi bir

Page 154: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

134

zamanda finansmanın azaltılması, kesilmesi, bağımlı kılacak şartlara endekslenmesi

gibi) göz ardı etmemek gerekmektedir. Üçüncüsü, STK’nın yasal açıdan

bağımsızlığına etki edebilecek olumsuzluklardan (yasal olmayan fonlar, örtülü

terörist bağlantılar gibi) kaçınma gerekliliğidir. Dördüncüsü, uluslar arası kuruluş ya

da STK’lardan yardım alınıyorsa bunun ülke bütünlüğüne zarar verici boyutlarının

olup olmaması sorunsalıdır. Beşincisi iyi araştırılmadan alınan fonların STK

açısından hem iç paydaşlar, hem de dış paydaşlar gözünde imaj düşüklüğüne yol

açabileceği olgusudur. Altıncısı, STK yönetiminin ya da bir grubun informal

ilişkileri için örgütü paravan kullanması da uygulama da ortaya çıkabilir. Bu

bağlamda uygulamada bazı yöneticilerin sadece parasal değil, mevki, şöhret, vaz

geçilmez olma, yakınlarına fayda sağlama gibi davranışları da göze çarpmakta ya da

bu tip faaliyetleri olmayan yöneticiler de STK içi ve dışı rakipleri tarafından iftiraya

maruz kalabilmektedir. Bu nedenle açık, şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir bir

yönetişim sürecinin STK bünyesinde yaşatılması gerekmektedir. Ayrıca uzun süreli

olarak aynı kişilerin yönetim basamaklarını işgal etmelerinin önüne geçilmesi de bu

soruna engel olacaktır.

Proje bağlamında faaliyetlerin olumlu bir süreçte yerine getirlmesi için

STK’ya sıcak para akışının yanı sıra gerekli insan kaynağı ve materyal yardımı

yapılması da uygulamada önemli ve gerekli bir olaydır. Diğer bir ifadeyle, STK

gerekli olan araç ve gereçlere para vererek sahip olmak yerine doğrudan edinim

yolunu da seçebilir ya da geçici olarak da kullanabilir. Kurumsal sosyal sorumluluk

(social responsibility) bağlamında pek çok özel şirket STK’lara gerek fon, gerek

materyal gerekse insan kaynağı bağlamında gönüllü olarak yardım da

bulunabilmektedir.

Bir STK için gerekli fonlara kaynak olabilecek unsurlar arasında üye

ödenekleri ve materyal yardımı, bağışlar ve proje desteği, yayın, eğitim faaliyetleri

ve sosyal faaliyetler sayılabilir. Bu bölümde bu konulara yer verilmiştir.

3.4.1. Üye Ödenekleri ve Materyal Yardımı

Aidat gönüllülük kapsamında STK’ya üye olmuş olan bireylerin hedef olarak

STK’yı ayakta tutmak, faaliyetlerini gerçekleştirmesine katkıda bulunmak ve yasal

Page 155: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

135

açıdan tüzel kişiliğini garanti altına almak gibi nedenlerle çeşitli şekillerde ve

süreçlerde toplanan yardımlardır. Genel olarak bu yardımlar aşağıdaki gibi

sınıflandırılabilir:

i. Gönüllülerin STK’ya ilk üyelik müracaatı yaptığında alınan ödenek,

ii. Gönüllünden yıl bazında alınan ödenek (standart üyeliğe yönelik, bülten için

gibi)

iii. Planlanmış projeler için alınan ödenek,

iv. Üyelerin kendi aralarında sosyal aktivitelere yönelik olarak (doğum, nişan,

düğün, ölüm gibi) ödenekler

v. Bir büro için gerekli meteryaller (telefoni faks, fotokopi makinesı, kablo,

dolap, masa, sandaliye, halı, laminent parke, paspas, kağıt, kalem, zarf, pano,

ampul gibi)

vi. Teknolojik araçlar (bilgisayar, yazıcı, barko cihazı ve lambası, kartuş, disket,

Cd, DVD, mobil disk, dijital foroğraf makinesı, kamera, hoperlör gibi),

vii. Satılması sonucu STK’ya gelir getirebilecek mallar (ev üretimi bebek, reçel,

diğer pasta ve hamur işleri, kilim, el işi örtüler, el işi kıyafetler, diğer el işi

ürünler gibi).

3.4.2.Bağışlar ve Proje Desteği

STK’ların diğer bir gelir kaynağı ise yapılan bağışlardır. Bu bağışlar bireysel

ya da kurumsal bazda olabilir. Ancak STK’nın bağış alabilmesi için onu farklı kılan

ismi, logosu, misyonu, vizyonu, rutin faaliyetleri, sonuçlandırdığı, devam eden ve

planladığı projeleri, katılımcı demokrasi ve çoğulculuk bağlamındaki katkıları,

merkez büroları ve şubeleri, telefonları ve faksları, web adresi gibi konularda

kendisini kamuya tanıtması gerekmektedir. Bu bağlamda kampanyalar yapılması,

yazılı, sözlü ve görsel basın duyurularının yapılması, afiş asılması, broşür dağıtımı

gibi faaliyetler bağışın artışına katkıda bulunacaktır.

Ancak bağışların STK’ya çekilmesi için genel olarak aşağıdaki konulara

dikkat edilmelidir:

Page 156: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

136

i. Kampanyaları iyi planlama yapılmalı ve planda yer alan nietlik ve niceliğe

ulaşılmalı (yer, zaman, destek, hava muhalefeti, bireysel ve kurumsal gönüllü

desteği, finansman bağlamında),

ii. Kamuya söz ile değil de yaptıkları ve yapacakları ile örnek olarak güven

vermek (bu bağlamda açık, net, şeffaf, katılımcı, çoğulcu, top yekün tüm

toplumu ve doğayı kucaklamayıcı olabilmek),

iii. Mizyonunu ve vizyonunu (kısa ve sade belirlemek), faaliyetlerini halka ve

kuruluşlara en kısa biçimde anlaşılır bir dil ile ifade edebilmek,

iv. Basın, yerel yönetimler, özel sektör, kamu kuruluşları ile işbirliği yapmak,

v. Teknolojiyi etkin kullanmak,

vi. Ünlü kişileri STK kampanyalarına çekmek (sanatçı, bilim adamı, devlet

adamı, iş adamı, halkın sevdiği lokal simge kişiler gibi),

vii. Projenin özel durumuna göre yapılan kampanyalar için milli, manevi, çevreci

değerlerin öne çıkarılması,

viii. Halka güvenmek….gibi.

Bağış niteliğine sokulabilecek ve önemli bir parasal kaynak olarak

“sübvansiyonlar” için sağlayıcı olarak devlet kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve

uluslararası STK’lar gösterilebilir. Bu bağlamda devlet dolaylı olarak yardımlar

sağlayabilir. BM ise yardım sağlayan uluslararası kuruluşların başında yer

almaktadır. Yanı sıra Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, AB’ye bağlı bazı

birimlerde sivil toplumun gelişmesi adına parasal destek sağlamaktadırlar. Belirli bir

proje kapsamında ciddi bir tavır sergilenerek ve prosedürler takip edilerek gerekli

fonlar sağlanabilmektedir. Ayrıca fonların etkin kullanımı da denetlenmesi gereken

bir süreci içine almaktadır.

3.4.3.Yayınlar

Bir STK’nın üretimi olan yayınlar iki grupta toplanabilir. Bunlar süreli

yayınlar ve süresiz yayınlardır. STK’ların çıkardıkları süreli yayınlar arasında gazete,

dergi, bülten, broşür, katalog gibi yayınlar yer almaktadır. Süreli olmayan yayınlar

Page 157: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

137

arasında ise, kitap, klavuz, inceleme raporu, bilimsel araştırma raporu, bilboard, CD,

DVD, film, afiş, bildiri dergi eki, kartpostal, duyuru gibi yayınlar sayılabilir.

Yayınların bir kısmı web sayfalarında dijital ortamda da yer alabilmektedir.

Yayınların konuları çok geniş bir perspektifi kapsamaktadır. Öne çıkan konular

arasında, STK’lar, sivil toplum, tarih, eğitim, sağlık, çevre, insan hakları, hayvan

hakları, sanat, kültür, ekonomi, siyaset, demoÇizelge yapı sayılabilir.

STK’ların kar amacı gütmeyen kuruluşlar olmaları nedeniyle bu yayınlar

kaşılığında belirli bir gelir elde etmeleri çelişki gibi gözükebilir. Ancak STK’lar

ticari amaç gütmemekle birlikte süreli ve süresiz yayınlarından gelen gelirleri yine

kendi faaliyet alanlarında kullanmaları sonucu bu STK açısından bir sorun teşkil

etmemektedir. Ayrıca sivil toplum ve STK’lara yönelik yayınların uygulamadan yola

çıkarak oluşturulması da STK literatürüne kaliteli yayınlar kazandırırken, bir yandan

da yayınlara ulaşan bireyler ve kuruluşlar için STK’ların daha yakından tanınmasına

katkıda bulunabilmektedir. Yanı sıra dünya çapındaki lokal ve uluslararası STK’lar

konusunda da bilgilenme imkanlarının arttığı görülmektedir. Bu bağlamda

Türkiye’de Türk Tarih Vakfı ve STGP’nin önemli faaliyetleri ve yayınları

bulunmaktadır.

3.4.4. Eğitim Faaliyetleri ve Sosyal Faaliyetler

STK’lar bağlamında eğitim faaliyetleri arasında içsel ve dışsal eğitim yer

almaktadır. STK’ların içsel faaliyetleri kendi insan kaynağına (profesyonel ve

gönüllü) yapılan eğitimler olarak ortaya konulabilir. Diğer yandan bazı STK’lar bir

danışma kurumu olarak belirli konularda uzmanlaşabilmekte ve diğer STK ve

kuruluşlara eğitim faaliyetleri ya da belrli beceri geliştirici kurslar sağlayarak

STK’ya gelir getirebilmektedirler.

Bazı sosyal faaliyetler (kermes, müzayede, tiyatro, gösteri, film gösterimi

gibi) sonucu da STK’ya gelir sağlamak mümkündür.

Page 158: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

138

3.5. STK’larda Hizmet Sunum Süreci

Kar amacı gütmeyen kuruluşlar olarak STK’lar misyonları gereği belirli

projeler bazında belirli faaliyetleri gerçekleştirmekte ve bu bağlamda belirli bir

kesimi hedef kitle olarak seçmektedirler. Diğer bir bakış açısı ile kar amacı gütmeden

ve kar elde etmeden (istisnai durumlar; yayın geliri, bazı vakıflarca çalıştırılan çay

bahçesi gibi küçük işletme gelirleri hariç) ful hizmet mantığı ile hizmetlerine yönelik

sunum faaliyetlerini yönetmektedirler. Ancak burada gönüllü mantığı çerçevesinde

profesyonelce bir davranış tarzı sergilenmektedir.

3.5.1. Proje Planlaması ve Hedef Kitle

STK’ların kendilerini ispat etmeleri için kaçınılmaz olan süreç, hedef kitlenin

belirlenmesi ve o hedef kitleye yönelik yapılacak hizmetin (genelilkle proje bazlı)

planlanması ve tüm paydaşların (STK’nın insan kaynağı, hedef kitle, devlet ve bağlı

kuruluşlar, yerel yönetimler, özel sektör, uluslarası kuruluşlar ve STK’lar gibi) tüm

eylemlerde tatminini maksimize edecek bir hizmet sunum sürecini realize etmektir.

Bu bağlamda STK’ların ne kadar büyük özen göstermeleri gerektiğini ve bunun

temel etik bir konu olduğunu Pablo Einsenberg aşağıdaki gibi ortaya koymaktadır

(Andrea Krupp, 2004: 17):

Kar amacı gütmeyenlerin satacak bir şeyleri yoktur, fakat güvenilirlikleri vardır, onları ayakta tutan ruhlarını kaybetme ve toplumsal desteklerini yitirme tehlikesi içinde olacaklardır.

Proje planlaması ile ilgili temel konu ve süreçler aşağıda yer almaktadır:

i. Projenin önerilmesi: İsmi, amacı ve somut hedefleri (değişmesini istenen

insan, çevre vb. ilgili durumlara yönelik) olan, gerekli bütçe, zaman ve insan

kaynağı belirtilmiş olan, faaliyetleri ve performans göstergeleri belirtilmiş

olan açık, net, sade ve kısa bir formatta hazırlanmış proje taslağı belirlenir ve

ilgili kurula (yönetim kurulu vb.) sunulur.

ii. STK’nın misyonuyla ve vizyonuyla ilgili spesifik alanlara yönelik hizmet

bağlamında amaç ve hedef kitleyi seçmek: STK kendi uzmanlığı dışında ya

da uzaktan ilişkili olduğu alanlarda proje üretmemelidir. Ancak, konusunda

Page 159: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

139

uzman olan diğer paydaşlarla talep edildiğinde uzmanlık alanına yönelik

konularda yardım (insan kaynağı, bilgi, finansman gibi) yapabilecektir.

iii. Proje yöneticisi ve ekip: Proje yöneticisi liderlik ve motivasyon, projenin

teknik direktörlüğü, proje-sistem entegrasyon sorumluluğu, proje

planlamacısı, proje yürütücüsü ve ekip içi iletişim gibi konularda

sorumlulukları olan kişidir. Sorumluluğu yüksek olan yönetici ve ekip bazı

durumlarda (proje yöneticiliğini kendisine uygun görme, aynı sınıf insanı

olmama, değişim olduğunda yeni yöneticinin farklı yaklaşımı, proje

yöneticisinin o konumu hak etmediğine inananlar, proje yöneticisinin güven

kaybı gibi) gerginlik ve çatışma yaşayabilir. Bu nedenle proje yönetici çok iyi

bir plan yapmalı ve ekibi iyi oluşturarak liderlik, motivasyon, katılımcılık ve

iletişim gibi konulara dikkat etmelidir. Gerektiğinde ilgili konuya yönelik

ekibiyle beyin fırtınası tekniklerini de kullanmalıdır (Tekir, 2006: 47-50).

iv. Hedef kitlenin profilinin saptanması: Hedef kitle coğrafi olarak hangi

bölgede yer alıyor (Karadeniz, Akdeniz, İç Anadolu, Marmara, Doğu

Anadolu ve Ege Bölgesi gibi). Örneğin STK’nın “40 yaş üstü kişilerin okuma

yazma oranını yükseltmek” gibi bir projesi olsun. Bu projeyi Ege Bölgesi’nde

örneğin İzmir’de uygulamakla, Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde Şırnak’da

uygulama arasında pek çok açıdan (olumlu ya da olumsuzlar bağlamında)

farklar olacaktır. İzmir’deki okuma yazma oranı doğal olarak Şırnak’a göre

daha yüksek olabilir. İzmir’de insan kaynağı, finansman, teknoloji ve

materyal kullanımı, zaman süreci, güvenlik gibi unsurlar Şırnak’a göre daha

kolay ulaşılır olabilecektir. Diğer bir bakış açısı ile aynı proje dahi uygulacak

olsa bölgeye ya da yöreye yönelik SWOT analizi kapsamının genişletilmesi

gerekmektedir.

a. Bölgelerin demografik özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır.

Aynı örnek düşünüldüğünde yaş, cinsiyet, aile büyüklüğü, eğitim gibi

özellikler iki il için farklılık gösterecektir. Hatta İzmir’İn kendi içinde

bile semt ve bölgelere göre farklılık gösterebilir.

b. Gelir düzeyi göz önünde bulundurulmalıdır. Bölgedeki gelir düzeyi

örneğin insani yardım yapan bir STK için büyük önem arzetmektedir.

Page 160: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

140

Gelir düzeyi düşük bölgede yapacağı nakit ya da ayni yardımlar

niteliği ve niceliği gelir düzeyi orta büyüklükteki bir bölgeye göre

değişim gösterecektir.

c. Coğrafik, demografik ve gelir düzeyinin yanı sıra o bölgenin insanının

kültürel düzeyi de önemle irdelenmelidir. Karadeniz bölgesindeki

halkla Akdeniz bölgesinde yaşayan insanların hareketliliği, canlılığı,

kıvrak zekası, gelenekleri, algıları ve değerleri, olaylar kaşısında

tepkileri oldukça farklı olacaktır. Bu STK’nın projesinin uygulanımını

olumlu ya da olumsuz etileyebilecektir.

v. Yönetişim etiği kapsamında paydaş analizi yapılması: Hedef kitlenin o

projenin uygulanmasını isteyip istemediği ya da nasıl uygulanmasını isteğinin

yönetişim çerçevesinde “paydaş analizi” yaparak diğer bir ifadeyle katılımcı

çerçevede onların fikirleri alınarak planlanmasının önemi büyüktür. Bu

bağlamda hedef kitle, proje ortakları (projeyi üstlenen, uygulayan ve sorumlu

olan taraflar), destekçiler, yandaşlar ve karşıt olanlar (projeden zarar

görebilecekler) belirlenmelidir.

vi. Proje için zamanında ve yeterli kaynağı planlı bir şekilde elde

edebilmek: Bir proje fikrinin doğma aşamasını, belirli bir fizibilite

(yapılabilirlik) araştırması izlemektedir. STK bu bağlamda acaba planladığı

proje için gerekli (yeterli) ve zamanında finansman, teknoloji ve materyal,

bilgi ve insan kaynağına sahip olacilecek midir? Bu soruya cevap ararken

SWOT analizi yaparak, o projeye yönelik kuvvetli ve zayıf yönler, fırsatlar ve

tehlikelerin belirlenmesi ve planlamaya daha sonra geçilmesi ya da bu

projenin ertlenmesi ya da vaz geçilmesi gerekebilir. Bu durumda diğer bir

hedef kitleye, başka bir proje kapsamında yönelinebilir. Uygulama için

planların esnek (flexible) yönleri bağlamında gerekli stratejik değişimlerin

yapılması da ortaya konulmalıdır. Bu bağlamda örneğin, donör (STK’lara

parasal destek sağlayan uluslararası kuruluşlar, devlet kurumları, bazı vakıflar

gibi) seçimini doğru yapmak ve fakat projenin uygulama aşamasında

donörden kaynaklanacak olumsuzlukları (söz verilen finansmanın zamanında

Page 161: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

141

verilmemesi, yetersiz verilmesi ya da hiç verilmemesi gibi) da hesaba katarak

alternatif donör ve finansman kaynaklarını da planlamak.

vii. Stratejik amaç belirleme: Proje kısa, orta yada uzun vadeli olabilir.

Uygulamada genellikle 1 yıla kadar kısa, 1-3 yıl arası orta ve 1-5 yıl arası

planlar uzun ve 5 yıldan fazla süreli planlar yön planlar olarak ele alınabilir

(Akdemir 2004: 147). STK’lar proje bazında birden fazla stratejik amaç

belirleyebilirler. Ancak bir projenin ortaya koyduğu nihai olan stratejik

amacın gerçekleştirilmesi uygulamada çoğu zaman mümkün olamaz. Bu

nedenle ana stratejik amaca ulaşmada STK’nın hayata geçirdiği projeyi alt

stratejik amaç bağlamında değerlendirmek mümkündür. Bir alt stratejik

amacın belirlenmesi aşağıdaki süreçleri içerir:

a. SWOT ve paydaş analizi sonucuna göre amaca yönelik önce hedef ya

da hedefler belirlenir (Hedef 1, Hedef2, Hedef3…Hedefn)

b. Her bir hedef için hedeflere ulaştıracak faaliyetler belirlenir.

(Faaliyet1, Faalityet2, Faaliyet3…Faaliyet n) Hedefler kısa zaman

süreçlerini kapsarlar. Hedef, özel (specific), ölçülebilir (measurable),

ulaşılabilir (achievable), gerçekçi (realist) ve tam ilişkiselliği (time-

related) olan SMART (açık, net , şık) bir dedef olmalıdır.

c. Her bir faaliyet sonucunda hangi durumdan hangi duruma gelinmiş

olduğunu somut olarak ortaya koymak için, faaliyetlere yönelik

performans göstergeleri belirlenir (verimlilik, etkililik, etkinlik,

üretkenlik, kalite gibi).

Somut bir örnek:

STK’NIN MİSYONU:…..

STK’NIN VİZYONU:…..

PROJE 1’İN TOTAL STRATEJİK AMACI: Türkiye’de okuma yazma bilmeyen

insan bırakmamak. (Bu stratejik amacı STK’ların tek başlarına gerçekleştiremeleri

oldukça zordur. Bu bağlamda pek çok paydaşın ve zamanın gerekliliği vardır. Bu

nedenle, STK’lar genel stratejik amaçlardan ziyade, genel stratejik amaca katkıda

Page 162: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

142

bulunmak üzere plot denilebilecek bir stratejik amacı hayata geçirmeye çalışan

örgütlenmelerdir).

PROJE 1’İN STRATEJİK AMACI: İzmir İli A Bölgesinde okuma yazma

bilmeyen insan bırakmamak.

• Hedef 1: 2012 yılına kadar A Bölgesi’ndeki tüm okuma yazma bilmeyen kesime eğitim

götürmek

� Faaliyet 1: Hedef kitledeki okuma yazma bilmeyen kişileri belirlemek ve eğitmek

� Performans Göstergesi 1:

� Performans Göstergesi 2:

� Performans göstergesi 3:

� Faaliyet2:

• Hedef 2: 2010 yılına kadar A Bölgesi’ndeki okuma yazma bilmeyen sayısını %60 azaltmak

� Faaliyet 1:

� Faaliyet 2:

3.5.2. Projenin Uygulanması ve Değerlendirme

Proje uygulamaya geçirildikten sonra belirli süreçlerde çeşitli açılardan nasıl

bir seyir izlendiğinin somut araçlar sayesinde analiz edilmesi gerekmektedir. Proje

aşağıdaki açılardan somut ölçümlere tabi tutulabilir:

i. Faaliyet öncesindeki durum, faaliyet devam ederken ya da sonrasındaki

durum,

ii. Faaliyetler bazında planlanan bütçe (finansman), sırasında ya da faaliyetler

sonrasında kullanılan bütçe (finansman),

Faaliyetler sonucu okuma yazma bilmeyen

Kişi Sayısı

Önceki Okuma Yazma Bilmeyen Kişi Sayısı

Faaliyetler sonucu Gönüllü Kişi Sayısı

Önceki Gönüllü Kişi Sayısı

Fiili Olarak Harcanan Miktar

Planlanan Harcama Miktarı

Page 163: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

143

iii. Faaliyet öncesindeki gönüllü sayısı, faaliyet sırasında ya da faaliyet

sonrasındaki gönüllü sayısı,

iv. Faaliyet öncesinde destekçi, yandaş ya da karşıt düzeyi, faaliyet sırasında ya

da sonrasındaki düzey,

v. Değerlendirme için kullanılacak işgücü, materyal ve diğer ihtiyaçlar

(konaklama, yeme, içme,taşıt gibi) planlanması,

vi. Yasal prosedürlere uyum gibi.

Yukarıdaki maddeler ölçüm, sayı, oran, yüzde ölçümlemelerle karşılaştırmalı

olarak ortaya konulabilir ya da rasyonelleşme ilkeleri (verimlilik=çıktı/girdi,

etkililik=fiili sonuçlar/planlanan sonuçlar, üretkenlik=son dönem üretim miktarı/ilk

dönem üretim miktarı, küresel kalite ölçüleri gibi) ve ya anketler ve istatistiksel

analiz teknikleri kullanılarak somut olarak ortaya konulabilir.

Değerlendirme için yukarıda ortaya konulan ve elde edilemesi gereken somut

değerler dikkate alınır. Değerlendirme yaparken, verilerin güvenirliliği, paydaşların

katılımı, objektif ve net, gerektiğinde uzman görüşünün alınması, bireylerle değil

sorunla ilgili ve yapıcı eleştirel yaklaşım, çok yönlü yaklaşım gibi konularda hassas

davranıması gerekmektedir.

Değerlendirme sonucu ortaya çıkan durumlara göre esnek bir yapı arzeden

stratejik planlamanın her hangi bir aşaması için yönetişim perspektifiyle yaklaşılarak

gerekli değişim yapılabilir.

Somut bir örnek:

Projenin başlangıcında A bölgesindeki ulaşılan kişiler arasında okuma yazma

bilmeyen kişi sayısı 387 üç ay sonra ise, 281 kişidir.

73,0387

281=

Üç aylık süreç sonunda proje sayesinde A bölgesinde okuma yazma öğrenmiş

olan bireylerin oranı %27’dir. Eğer bu proje açısından iyi bir oransa çalışmalara

devam edilir. Eğer değilse yönetişim perspektifinde tartışılarak yeni çözüm yolları

belirlenir. Bu bağlamda oranın neden düşük çıktığının sebepleri araştırılabilir.

(eğitimle, eğitmenle, mekanla, kursiyerlerle, kurs saati ile ilgili gibi)

Page 164: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

144

Ayrıca projenin başında basit olarak hazılanmış tutum anketleri uygulanır ve

belirli süreçlerde ya da proje sonunda tekrar uygulanıp istatistiksel karşılaştırmalar

da yapılabilir. Gönüllü uzman istatistikçilerden yardım alınabilir.

3.6.STK’larda Rasyonel Dönüşüm Süreci

STK’larda her ne kadar gönüllü örgütlenmeler olsalar da rasyonel yönetim

ilke ve teknikleri ile yönetilmedikçe başarılı olmaları çok güç olan yapılanmalardır.

Bu nedenle özellikle kurumsal nitelik taşıyan STK’ların gönüllü uzman gözetiminde

çağdaş yönetim yaklaşımlarını doğru olarak uygulamaları gerekmektedir.

Diğer taraftan STK’lar açık sistem özelliği çerçevesinde gerek dış, gerekse iç

değişimlerden hızlı biçimde etkilenen yapılanmalardır. Bu nedenle STK’larda

gerektiğinde misyonlarını ve vizyonlarını revize etme, yönetsel süreçlerde yüzeysel

ya da radikal değişimlere gidebilme, hedef kitle bağlamında varolan perspektifi

geliştirme ya da değiştirme, gerektiğinde en son sistem iletişim teknolojilerini ve onu

kullanacak insan kaynağını STK’ya çekebilme ya da yetiştirme gibi yollara

gidilebilecektir.

Burada sözü edilen ve değişime yönelme kapsamında ortaya konulan bu tip

dönüşüm süreçlerinin temel olarak altında yatan sebepler ise, STK’nın

kurumsallaşmadaki yetersizliği, profesyonelleşmedeki yetersizliği ve finansal

yetersizlik bağlamında ortaya konulabilecektir.

3.6.1.Kurumsallaşmadaki Yetersizlikler

STK’lar yasalara göre tüzel kişilik kapsamında kurulan, faaliyetlerini

sürdüren ve gerektiğinde fesh edilen kuruluşlardır. Diğer bir değişle STK’lar dernek,

vakıf, sendika, ticaret odaları, sanayi odaları, meslek odaları, kooperatif gibi çeşitli

isimler altında yasal olarak benzer ya da farklı nitelik ve niceliğe sahip olmasının

kanunlarla sınırlandırıldığı örgütlenmelerdir. Her ne kadar yasal süreçler STK’ların

oluşumları açısından genel bir çerçeve çizmişse de gerçekte o STK’nın

kurumsallaşması farklı bir boyut olarak algılanması gereken bir süreçtir. Bu sürece

Page 165: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

145

Türkiye perspektifinde etki eden küresel ve yerel tarafları olan bir bakış açısı

getirilmesi uygun olabilir.

Türkiye’de STK’ların kurumsallaşmaları açısından son yıllarda yaşanan

siyasal süreç önem arzetmektedir. Bu bağlamda Türkiye açısından BM’nin, STK’ları

verdiği önem çerçevesindeki “sürdürülebilir kalkınma” kapsamında; yerel

yönetimler, STK’lar ve uluslararası örgütlenmelerin yönetişim bilinci içinde sosyal,

ekonomik, siyasal, yasal, sağlıkla gibi pek çok alanda işbirliğine gitmesi ilgili

desteğinin önemi büyüktür. Diğer taraftan AB’ye uyum sürecinde ve tam üyelik için

gerekli şartlar arasında sivil toplum aktörlerinin yine yönetişim mantığı çerçevesinde

devlet ve özel sektörle paydaş mantığında hareket etmeye yöneltmesinin de bu

süreçte önemi büyüktür. Bu nedenle gerek dünyanın sivil toplum açısından gelmiş

olduğu nokta, gerekse Türkiye’nin AB bağlamında beklentileri sivil toplumun

geliştirilmesini gündeme getirmektedir (Ak, 2005: 186). Sivil toplumun geliştirilmesi

için ise, sivil toplumun en önemli aktörü olan STK’ların önündeki engellerin

kaldırılması yer almaktadır. Türkiye’de yaşanan son süreçte STK’nın önündeki

engellerin önemli düzeyde kaldırıldığı görülmektedir. Bu sürecin daha da iyiye

gitmesi sağlanabilecektir. Ancak, uygulamada STK’ları kendi amaçları

doğrultusunda paravan olarak kullanan özünde yasal olmayan daha çok dernek ve

vakıf yapılanmalarının da olduğu, bu yapılanmaların sivil toplumun gelişmesini

engellediği görülebilmektedir. STK’ların bu yüzü gerek devlet birimlerini, gerekse

gönüllü katılımını olumsuz etkileyebilecek sonuç olarak da STK’ların ve sivil

toplumun gelişimini baltalayabilecektir. Hatta STK’lar ile devlet arasındaki dostane

bir çekişme ilişkisini de olumsuz bir yöne kanalize edebilecektir (Niall, 2000: 41, 42)

Türkiye bağlamında geçmişte yaşanan olaylar nedeniyle ya da mesleki açıdan

sorun çıkarabilir nedeniyle STK’lara istese bile bireylerin gönüllü olarak katılımının

istenen seviyede olmayışıdır. Örneğin bireyin geçmişte yaşadığı kendisinden, STK

yönetiminden ya da yasalardan kaynaklanabilen olumsuz STK tecrübeleri onun

STK’lara üye olması ya da faaliyetlerini desteklemesi bağlamında bir set gibi

durabilmektedir (Tosun, 2001: 330).

STK’ların kurumsalaşmasında öne çıkan diğer bir boyut ise, bilgi

teknolojilerindeki gelişme ve küresel normların dünya genelinde yaygınlaşmasındaki

Page 166: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

146

yaşanan hızlı dönüşüm sürecidir. Bilgiye ulaşmanın nitelik ve nicelik açısından düne

göre çok kolaylaşmasının yanı sıra bilgi teknolojilerinin alt yapısının kurumda

konuşlandırılması ve gelişime ayak uydurularak güncellenmesi ya da radikal olarak

değiştirilmesi ve değişime insan kaynağının ayak uydurabilmesi başlı başına bir

sorun olarak görülmektedir (Barutçugil, 2002: 79-82). Bir STK’nın uluslararası bir

kalite düzeyine erişebilmesi için bilgi teknolojilerindeki son gelişmelerden haberdar

olması onun ötesinde kuluşu bu bağlamda dönüşüme tabi tutması gerekmektedir.

Kurumsallaşmaya etki eden diğer bir etken Türkiye’deki STK’ların

yönetimlerinde bulunan kişilerin belirli bir grubun temsilcisi olmaları gösterilebilir.

Örneğin belirli bir ideoloji, inanç, etnik kökene ait bireylerin toplumsal sorunlara

bakış açıları daha dar bir perspektifte ortaya çıkabilmektedir. Oysa sivil toplumun ve

STK’ların sağlıklı gelişmesi için çoğulculuk en önemli koşullardan biridir (Köker,

2004: sy.). Bu sivil toplumun ve STK’ların olmazsa olmaz ilkesi çeşitliliğe saygı

duyan çoğulculukla çelişir bir yapıda uygulamaya yansıyabilmektedir. Ortaya

konanlar dışında ekonomik yetersizlik ve kanunların yeterince uygulanamaması

sonucu yaşanan gecekondulaşma ile büyük oranda kendini gösteren STK’lar batısal

bireyselci sivil toplum anlayışından ziyade kentleri büyük köyler şekline sokarak

aslında sivil topluma sanal sınırlar eklemleyebilmektedir. Bu bağlamda hemşehri

dernekleri sivil topluma önemli katkılar sağlamakla birlikte ilksel bağlara

dayanmaktadır (Narlı, 2001: 13).

Kurumlaşmada diğer bir sorun ise, STK yönetimine gelen kişi ya da grupların

uzun süre değişmemesidir. Sanki patrimonyal bir düzen içinde yıllarca aynı kişi ya

da kişiler tarafından yönetilen bir kısım STK’lar değişimi değil statikliği beraberinde

getirmektedir. Gerçekte sivil toplumun olmazsa olmaz bileşeni katılımcı demokrasi

bağlamında sürekli değişme ve gelişme felsefesidir. Bu felsefenin sağlıklı bir sivil

toplum yapılanması için tüm kişiler ve grupları kapsamına alması gerekmektedir

(Tekeli, ty.: s.y.). STK’ları bir hizmet aracı değil de, kendi varlığının sebebi ya da

kendisiyle varolduğuna inanabilen bu tip bireyler, toplumda bunu kendileri için bir

övünç kaynağı sanabilmektedir. Bu konunun daha ironik çephesi ise, vatandaşın da o

kişileri o STK’nın kurumsal kimliği ile özdeşleştirerek sadece o kişilerin o görevlere

layık olduklarını kanıksayabilmeleridir.

Page 167: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

147

Wood’a göre (2006: 140-141) bir kurumun faaliyetleri kültürü olarak ya da

bir kurumun kültüründe faaliyetleri yansıtılmaktadır. Bu kapsamda, uzlaşmacı ve

demokratik bir kurum kültürünün sivil toplumda oluşmaması ya da oluşturulamaması

önemli bir sorundur. Günümüzün bireyi ve kurumu değil de yapılacak hizmete

yönelik sorunlara ve çözümlerine yönelik katılımcı demokrasi anlayışı, birey,

topluluk ya da sadece kendi kurumsal yapısı bağlamındaki uygulamalarla yerleşik

hale gelebilmektedir. Bu da merkeziyetçi bir süreci ve olumsuzluklarını kurumsal

hayata taşıyabilmektedir.

Kurumsallaşmayı zedeleyen önemli noktalardan biri de slogan temelli

emitasyon sivil toplum anlayışıdır. Sivil toplumun olmazsa olmaz nitelikleri arasında

katılımcı demokrasi, kamusallık, bağımsızlık, çoğulculuk, açıklık, hesap verebilirlik,

gönüllülük, kalite gibi olgular yer almaktadır (Yıldırım, 2004: 214-233). Bu

olguların taklitçi zihiyetle kuruma transfer edilmesi ve sloganlaştırılması ancak

uygulamada çok da önemsenmemesi ya da önemseniyor gözükülmesi olumsuz bir

kurumsal sarmala yol açabilmektedir.

STK’ların ve gerçekleştirdikleri faaliyetlerin basında yeterince yer almaması

onların varlığının toplumun bazı kesimlerince tanınmamasına yol açabilmektedir. Bu

ise, sonuçta STK’nın nitelik ve nicelik bağlamında gönüllü kaybına sebep

olabilmektedir.

Diğer bir boyut ise, STK’ların batıda uzun süredir, son süreçte de Türkiye

kapsamında üçüncü sektör olarak istihdama katkı sağlıyor olmasıdır. Halk tabiriyle

dünün “ahbap çavuş ilişkisi” bağlamında devlet kurumları ve özel sektöre baskı

yaparak yakınlarının istihdamını sağlamaya yönelik mantığı, bazı düşünce sahipleri

tarafından STK bağlamında da iştah kabartan bir çerçeveye dönüşebilmektedir.

Diğer taraftan siyasal erkin de oy potansiyeli nedeniyle STK’lara

yanaşmasının ve çeşitli platformlarda sivil toplumun önemini dile getirmesinin ve bir

takım STK’lar içinde fiilen yer almasının ya da etkileşmesinin de kurumsal

bağımsızlık açısından zararlı olabildiği de görülebilmektedir. Yine bazı özel sektör

yapılanmasının STK’lara ve topluma olumlu hizmetler sağlarken, bazılarının da

kendi çıkarları doğrultusunda STK’ları paravan olarak kullandığı da görülebilecektir.

Somerville (2006: 198) kimi hakla ilişkiler uzmanları kurumların sosyal sorumluluk

Page 168: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

148

faaliyetlerinde yer almalarının yine kendi şirketlerini yüceltmek için olumlu imaja

yönelik olarak yaptıklarını ifade etmektedir.

Yukarıda orataya konulan kurusallaşmadaki engellere yönelik ilave

edilebilecek çok kritik bir sorun ise, özellikle Türkiye’de çeşitli nedenlerle (uluslar

arası parasal destek, istihdam olanağı, kendini farklı görme, kültür düzeyinde

düşüklük gibi) benzer nitelik ve niceliğe sahip STK’ların çoğalması ve bunların

kendi içlerine kapanan bir yapılaşma sergileyerek birbirleriyle iletişimlerinin

olmaması ya da bozuk olmasıdır. Christensen ve Cheney (ty.: sy.: alıntılayan Schultz

v.d., 2005: 265: alıntılayan Wood, 2006: 145) organizasyonların (bilinçli ya da

bilinşsiz) içine kapanmasını şu sözlerle tasvir etmektedir: “Büyük organizasyonlar

dikkatle kaleme alınmış, ayrıntılı misyon bildirileriyle ve öz ile o kadar meşguller ki

paydaşların fikir ve görüşlerini unutuyorlar.” Oysa sivil toplumda dış paydaş

ilişkilerinin maksimize edilmesinin önemi büyüktür. Sanki topluma hizmet değilde

bir takımın taraftarı ya da bir oyuncusu gibi oluşturulan ve yaşatılan mentalite

çerçevesinde, sinerjik etkiyle yapılabilecek büyük projeler oluşamamaktadır. Bu

gelecekte yönetişim kültürünün toplumda yerleşmesiyle üstesinden gelinebilecek bir

sorun olarak gözükmektedir.

3.6.2. Profesyonelleşmedeki Yetersizlikler

STK’ların gönüllü kuruluşlar olmaları onların çağdaş yönetim tekniklerini

uygulamamalarını gerektiren bir durum değildir. Aksine kıt kaynaklarla önemli

hizmetler üretmeye çalışan günümüz STK’ları yönetimlerinin bilimsel bir çerçevede

yapılandırılması ve hayata geçirilmesine en az kar amacı güden kuruluşlar kadar

özen göstermek zorundadırlar.

Birincisi yönetişim mantığıdır. Gerek günümüzde dünya çapında faaliyet

gösteren insan kaynağı, finansal olanakları ve bilgi teknolojileri gibi özellikleri ile

dudak uçuklatabilecek boyutta olan uluslararası STK örgütlenmeleri, gerekse

mütavizi olanaklara sahip olan lokal bazlı STK örgütlenmelerinin boyutları

değişmekle birlikte profesyonel bir yönetişim mantığı ile yönetilmedikçe başarılı

olmaları oldukça güç olabilecektir. STK’ların profesyonelleşmesindeki en önemli

pay birinci planda üst yönetimin anlayışı ile ortaya çıkacaktır. Üst yönetim çağdaş,

Page 169: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

149

katılımcı, demokratik, gelişmeci, çoğulcu, şeffaf, dinamik, esnek, özerk, kamusal

anlayışa sahip, yasal ve hizmet odaklı bilimsel bir yönetişim sürecini seçmesi ve

hayata geçirmesi mümkün iken, yine aynı yönetimin baskıcı, ben merkezli, çağdaş

normları dışlayan bir anlayışı da örgüt ikliminde filizlendirmesi mümkündür. Birinci

rasyonel yönelim STK’nın tüm çalışanlarıyla birlikte değerini ve sağlayacağı

toplumsal faydaları maksimize etmeye yol açacak iken, ikinci tam tersi bir süreci

tetikliyecektir.

Yönetişimin sağlam temellere oturtulması için çağdaş yönetim teknikleri olan

stratejik yönetim, stratejik insan kaynakları yönetimi, toplam kalite yönetimi,

performans yönetimi, bilgi yönetimi, lojistik yönetimi, kıyaslama, değişim

mühendisliği, stres yönetimi, zaman yönetimi gibi yönetim tekniklerini uzman

gözetiminde kurumunda sağlayacağı eğitim faaliyetleri ile realize edebilecektir.

STK için çağdaş anlayışın üst yönetim tarafından desteklenmesi gerek şart

iken tek başına yeterli bir durum değildir. İç paydaşlar olarak nitelenebilecek insan

kaynağının (profesyonel ya da gönüllü) yönetişim felsefesini, kurumun misyon ve

vizyonunu gönüllülük perspektifiyle ama profesyonel mantıkla kavraması

gerekmektedir. Yönetim burada kurum içi yapılacak eğitim faaliyetleri ile yönetişim

kültürünün yerleşikleşmesine yardımcı olacaktır. Yönetim ve çalışanların yanı sıra

dış paydaşlarla da ortak değerler çerçevesinde yönetişim kültürünün öneminin kurum

içinden dışına doğru etkileşim sağlaması da yine profesyonelleşmede önemli bir

adım olarak ortaya çıkmaktadır. Şeffaf ve katılımcı bir yönetişim anlayışı tüm

tarafları memnun edecek bir süreci beraberinde getirebilecektir. Unutulmaması

gereken kalite maksimizasyonu (süreçsel, kültürel, yönetsel gibi) bağlamında hizmet

alıcıların tatmin edilmesine yönelik faaliyetlerin; bir ögütte çalışanları, örgüt ile ilgili

yakın çevreyi ve hihayet tüm toplumu içine alması gerekli bir süreci içine alıyor

olmasıdır (Şimşek, 2001: 151).

İkincisi STK’ların, faaliyetlerini verimli bir çerçevede gerçekleştirmeleri

iletişimlerinin performansıyla ilgili olduğudur. Her hangi bir örgüt ilk

oluşturulduğunda az sayıda insanı birbirine bağlayan iletişim sistemi informal olarak

yeterli olabilecekken, kuruluş geliştikçe ve insan kaynağı nitelik ve nicelik olarak

büyüdükçe daha formal modellerin de örgüte yansıtılması gerekebilecektir (Theaker,

Page 170: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

150

2006: 234). Bu bağlamda profesyonellik düzeyi aratn STK’ların rasyonel iletişim

tekniklerini kullanmaları gerekmektedir. Bu bağlamda uzman gönüllülerden

faydalanılabilecektir.

3.6.3.Finansal Yetersizlikler

Yetersiz ve zamanında elde edilemeyen ya da plansız bir şekilde kullanılan

finansman ve finansman olanakları günümüz STK’larının en önemli sorunları

arasında yer almaktadır. STK’lar kar amacı gütmeyen kuruluşlar olmalarına rağmen

ilk kuruluş aşamasından itibaren yoğun finansman ihtiyacı ve yetersizliği ile karşı

karşıya olan örgütlenmelerdir.

STK’lar profesyonel personelinin maaşını ödeyebilmek, günlük giderlerini

karşılayabilmek, yeni teknoloji alt yapısını kuruma transfer edebilmek ve gerekli

eğitimi verebilmek, uzmanları kurumda eğitim sürecine dahil edebilmek, projeleri

planlamak, uygulamak ve değerlendirmek, mekansal imkanını büyütmek gibi pek

çok faaliyet yanınıda misyonuna uymak ve vizyonuna ulaşabilmek için mutlaka

sağlam parasal kaynağa sahip olmak zorundadır (Tekeli, 2002: 23).

Yukarıda belirtilen faaliyetler için STK’nın üyelerinden sağladığı rutin

ödenekler uygulamada yetersiz kalabilecektir. Bu bağlamda STK’nın varlığını

koruması ile ilgili kendisi açısından en önemli projlerinden biri finansman kaynağı

bulmak ve sürekliliğini sağlamak olabilecektir. Yüklü finansman kaynağı olarak

ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluşların yanı sıra STK’nın kendi faaliyetleri

(kermes, kongre, toplantı, bağış gibi) de etkili yöntemler olacaktır.

STK’ların yeterli finansmanı sağlamasından belki daha önemli bir konu onu

etkin şekilde nasıl kullanacağıdır. Bu bağlamda çok iyi bütçe planlamasının

yapılmasının önemi büyüktür. Bütçe bir yönüyle planlama unsuru iken, diğer

yönüyle planlananla gerçekte olanın karşılaştırılmasında kullanılan bir değerlendirme

ölçütüdür. Stratejik planlama kapsamında bir çerçevede oluşturulan bütçe hem

stratejik bir unsur olması, hem de esnek niteliğe sahip olması nedeniyle uygulamada

yaşanacak hataları ve riskleri minimize edecektir. Diğer taraftan bütçe hazırlanıken

tüm paydaşların katılımı ve fikirlerinin alınması daha sağlıklı bir yapıyı ortaya

Page 171: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

151

koyacaktır. Ayrıca şeffaf bir uygulama süreci ve harcamaların şeffaf biçimde ilan

edilmesi de kaygıları ortadan kaldıracaktır.

Page 172: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

152

III. BÖLÜM

STK’LARDA GÖNÜLLÜLÜK VE GÖNÜLLÜ YÖNETİMİ

4.1.Gönüllük Kavramı

Gönüllük kavramının kökeninde yer alan “gönül” kelimesi, “yüreğin manevi

(soyut) yönü ya da yürekte bulunduğu varsayılan duygu kaynağı olarak”

tanımlanmaktadır (Meydan Larousse, C:8, 86). Diğer bir bakış açısıyla “kalp”

bireyde bulunan yaşamsal bir organ olarak somut boyutu, gönül ise onun rasyonel

akılla yoğrulmuş duygusal yani soyut boyutunu temsil eden bir kelimedir. Gönüllü

ise, herhangi bir mecburiyeti olmadığı halde kendi istek ve arzusu ile bir işi gören

birey, topluluk ya da kuruluştur. Bu bağlamda Türkçe’de yer alan “gönüldeş”

kelimesi de “aynı duyguları taşıyanların her biri” anlamına gelmektedir (Hayat

Büyük Türk Sözlüğü, 441).

Konuya STK literatüründe sıkça kullanımı nedeniyle İngiliz dili bağlamında

da yaklaşılması ilerleyen bölümlerdeki açıklamalara ışık tutabilecektir. İngilizce’deki

“volunteer” kelimesi, STK’lar bağlamında Türkçe karşılık olarak, “gönüllü, gönüllü

girmek, gönüllü olmak, gönüllülerden oluşan, bir işi gönüllü olarak üstlenen kimse”

gibi anlamlara gelebilmektedir. Yine İngilizce’de sıfat kapsamındaki bir kelime olan

“voluntary” ise, Türkçe karşılık olarak “isteyerek yapılan, isteğe bağlı, kendiliğinden

yapılan” gibi anlamları kapsamaktadır. Örneğin, “voluntary service”, Türkçe karşılık

olarak “gönüllü hizmet” anlamını içermektedir (Redhouse; Poly Lingua).

STK’lar söz konusu olduğunda gönüllülük, STK’lar ile iç içe girmiş, onları

temsil eden hatta STK’nın bizzat kendisi ya da insan kaynağını karşılayan bir

kavramdır. Bu nedenle, birinci bölümde “STK’ların isimsel orijini” başlığı

kapsamında yer alan gönüllü kamu örgütleri (public voluntery organizations, PVOs),

özel gönüllü kuruluşlar (private volunteer organizations, PVOs), gönüllü sektör

(voluntary sector), gönüllü kuruluşlar / birlikler (voluntary associations) ya da

gönüllü organizasyonlar (voluntary organizations) gibi STK’ları tanımlayıcı kelime

gruplarına STK literatüründe sıklıkla rastlanılabilmektedir.

Page 173: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

153

Uygulamada STK kavramı içine çeşitli gönüllü kuruluş tipleri

girebilmektedir. Ancak, yine birinci bölümdeki STK’ların sınıflaması içinde yer alan

gönüllülük temelindeki yapılanmalar; başta dernekler olmak üzere, vakıflar ve diğer

gönüllü gruplar kapsamında; gerçek anlamda gönüllüğün maksimize olduğu ya da

olması gerektiği kuruluşların (örgütlenmeler) STK olarak düşünülmesi de yanlış bir

yaklaşım olmamaktadır. Diğer bir yaklaşımla, dernekler, vakıflar ya da diğer bazı

gönüllü gruplar “ful gönüllü”; Faaliyetlerini bu çerçevede sürdürürler ve gerek

siyasilerden, gerekse özel sektörden bağımsız ancak katılımcı demokrasi bağlamında

paydaş konumlarını koruyan oluşumlardır. Bu nedenle bu üç grup kapsamındaki

gönüllü tanımı gönüllülük merkezli STK’lara daha yakın gözükmektedir.

4.2.Gönüllülüğün Boyutları ve Gönüllü Olmaya İten Faktörler

STK’lar söz konusu olduğunda gönüllü kapsamında gerek bireyler, gerekse

kuruluşlar yer alabilmektedir. Bu nedenle STK’lar açısından gönüllülük

denildiğinde, tek tek ya da topluluk halinde (spontane ya da örgütlü olabilir) ya da

kurumsal çerçevede gerek lokal ve gerekse küresel boyutlu bir bakış açısı

geliştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bu bölümde gönüllülük kavramı hem

bireysel, hem de kurumsal boyutlarıyla ortaya konulmuştur.

4.2.1.Bireysel Gönüllülük

STK’larda işlev gören insan kaynağı kapsamında gönüllülük iki temel boyut

bağlamında irdelenebilecektir. Bu boyutlardan birincisi profesyonel çalışanları,

ikincisi ise, STK ile günlük işlerin yürtülmesinde bağı bulunmayan bireyleri içine

almaktadır. Ancak, burada temel espri o STK’nın gerek rutin, gerekse proje bazlı

faaliyetlerinde yer alan ya da alabilecek tüm insan kaynağının gönüllü olarak

nitelendirilmesidir. Diğer bir yaklaşımla bir STK’da ücret karşılığı çalışan bir birey o

işi gönüllü mantığı çerçevesinde yapma eğilimi içinde olduğunda, bir gönüllünün ise,

yer aldığı faaliyetlerdeki işleri adeta profesyonel bir yaklaşım ve özenle yerine

getirecek ortamın sağlanması ve gerçekleştirilmesi çabasında olduğunda gönüllülük

kendini belirginleştirecektir. Özetle STK’lar gönüllü örgütlenmelerdir ancak belirli

Page 174: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

154

fantezilerini gerçekleştirmek isteyen bireylerden oluşmuş amatörler değildirler

(Framjee, 2005: 1).

Bireyleri gönüllü olmaya iten faktörleri ya da bir bakıma gönüllü

motivasyonlarını temel olarak beş grupta toplamak mümkündür. Bunlar bireysel,

sosyo-kültürel, ekonomomik, yasal ve siyasal, diğer faktörler olarak ortaya

konulabilir (Yaman, 2005: 44; Empowering America’s Grassrots, 2-4)

i. Bireysel faktörler: Yalnızlık duygusundan kurtulmak, can sıkıntısından

kurtulmak, yardım severlik, örnek bir kişi olma isteği, saygın bir kişi olma

isteği, lider olma isteği, yetki alma isteği, aitlik hissi, özel işlerini daha rahat

yapabileceğine inanma, kariyer geliştirme isteği, kendini aşma isteği, emekli

olma, ticaretini geliştirme, kahvehane, kafe vb. gibi yerlerden hoşlanmama

gibi.

ii. Sosyo-kültürel faktörler: Yeni çevrelere girme ve yeni arkadaşlar edinme,

yakın ve uzak çevre baskısı, daha iyi bir toplum oluşturma bilinci,

hemşehrileri ile bir araya gelme, kültürel değerleri paylaşma, sanatsal

değerleri paylaşma (müzik, resim, fotoğraf sanatçılığı gibi), tutku, hırs ya da

öfke gibi özelliklerini çeşitli çevrelere yansıtmak için yandaş bulma,

entelektüel düzeyini geliştirmek, hünerlerini paylaşma isteği, boş vakitlerini

iyi değerlendirme, toplumun çeşitli seviyelerindeki (siyasetçi, iş adamı,

uzman, bilim adamı, yerel yönetici gibi) insanlarla tanışma ve iletişime

geçebilme, popüler olmak, yemek, toplantı, gezi gibi faaliyetleri sevmek,

evlenecek eş arama, yaş faktörü gibi.

iii. Ekonomik faktörler: Parasını iyi amaçlarla kullanmak, profesyonel olarak

çalışmak, ortak çalışma alanı (kooperatif gibi) geliştirebilme, ulusal ve

uluslararası çeşitli fon kaynaklarından finansman sağlamak gibi.

iv. Yasal ve siyasal faktörler: Yasal olarak belirli bir STK’ya (meslek odaları

gibi) bağlı olma, bir STK oluşumu (kooperatif gibi) içinde faaliyet

gösterebilme, siyaset bağlamında oy potansiyelini artırma ve yandaş çekme,

açık olarak ifade edilemeyen (etnik köken, cemaat gibi) bazı nitelikleri

dolaylı yoldan ifade etme eğilimi, baskı grubu oluşturmak gibi.

Page 175: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

155

v. Diğer faktörler: Öldükten sonra unutulmamak, mirasını hayır işlerinde

kullanacak STK’lara bırakmak, hayır işleri yapıyor gözükerek imajını

iyileştirmeye çalışmak, aileden gelen etkenler, inançsal etkenler, moda bir

trend olduğu için, basında yer alan afetler sonucu gönüllüğünün değerini

anlama, basında haber olarak yer alma gibi.

4.2.2.Kurumsal Gönüllülük

Son yıllarda kurumsal gönüllük sayesinde gerek STK’ların, gerekse özel

sektörün faaliyetlerinde ortak girişimler ortaya konulması sağlanmaktadır. Özel

sektörün sosyal sorumluluk bağlamında finansman, insan kaynağı, ekipman, gerekli

techisat, bina, arsa, araç gibi pek çok imkanı STK’lara gönüllü perspektifi ile

sağlaması ve karşılık beklememesi toplum adına önemli kazanımları beraberinde

getirmektedir.

Kuruluşları gönüllü olmaya iten faktörleri temel olarak üç grupta toplamak

mümkündür. Bunlar bireysel, kurumsal ve diğer faktörler olarak ortaya konulabilir

(Barutçugil, 2004: 219-223; Yaman, 2005:67-79; Kotler: 2006: 51-54; Özgen, 2006:

34-36):

i. Bireysel Faktörler: Bireylerin gönüllü faaliyetleri eğilimli olması,

yöneticinin gözüne girme, gönüllülükte başarılı olarak kariyer fırsatı yaratma

gibi.

ii. Kurumsal Faktörler: Sosyal sorumluluk bilincinde olma, topluma katkı

sağlama, demokrasinin gelişimine katkı sağlama, paydaş etkileşimine önem

verme, parayı hayır işlerinde kullanma, toplumda iyi şirket imajı yaratma,

satış hacmini artırma, pazarda rakiplere karşı rekabet avantajı sağlama,

basından çekinme, vergiden muafiyeti, finansman transferi,

iii. Diğer Faktörler: Hayır kurumları kurma ve geliştirme, kuruluşlara ait

STK’ları ortak bir çatı altında toplama, AB’ye uyum sürecinde etkili olma,

kürsel normlara uyma gibi.

Page 176: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

156

4.3.STK’larda Gönüllüğün Önemi

STK’lar gönüllü mantığı çerçevesinde oluşturulan, geliştirilen, faaliyet

gösteren ve gerektiğinde feshedilen kuruluşlardır. Diğer bir bakış açısıyla STK’lar

bünyesinde yer alan insan kaynağının tamamı gönüllü bireyler olarak

isimlendirilebilir. Bunun temel nedeni o insan kaynağının profesyonel çalışıyor olsa

da; yani emeğinin karşılığında ücret alıyor olsa da, hatta o bireylerin düşünceleri

gönüllülük bile olmasa da, o bireyler nihai olarak STK’nın misyonunu

gerçekleştirmeye ve vizyonuna yaklaşmaya yönelik faaliyetlere hizmet etmektedir.

Bu hizmetin bir gönüllü istekliliği yapılması da hizmet performansını yükseltecektir.

Sonuç olarak gönüllülük ve gönüllülük perspektifiyle her konuya ve olaya yaklaşım

STK’lar açısından birincil öncelikli durumdur.

STK’lar profesyonel olarak çalışmamakla birlikte, o STK’ya üye olarak ya da

üye olmadan sahip olduğu fiziki güç, zaman, bilgi, tecrübe, hüner ve finansman gibi

pek çok önemli kaynağı sadece yararlılık mantığı çerçevesinde STK faaliyetlerine

kanalize eden bireyler ya da kuruluşlar da gönüllü olarak ifade edilmektedir (STGP,

49).

Burada gönüllülük prensiplerinden bahsetmek mümkündür. Gönüllü sadece

yukarıda ifade edilen sahip olduğu kaynaklarını STK’ya kanalize eden bir varlık

değildir. Yanı sıra gönüllü yaratıcı ve sürekli gelişmeci kişiliği ile STK’ya ve onun

faaliyetlerine yön veren kişi / kişilerdir. Bu nedenle gönüllü yaratıcı gücünü

profesyonel çalışanlarla meslektaş olma mantığı çerçevesinde kuruluşa yansıtır. Bu

bağlamda profesyonel çalışanların da gelişmesine katkıda bulunur. Onların işlerini

daha kaliteli yapmaları bağlamında isteklenmelerini örnek olarak sağlayabilir.

Gönüllü katımcı demokrasi ve paydaş mantığının STK’larda yaşatılmasını

sağlayan, bu çerçevede yönetişimin kurumsal kültür haline gelmesine varlığı ile katkı

sağlayan kişidir.

Gönüllü proje fikrini ortaya atabilen, bir projenin planlanmasında ve

uygulanmasında yer alan, proje için gerekli finansman kaynaklarını temin edebilen

ya da ettirebilen (örneğin uluslararası kuruluşlardan gerekli finansman alınırken

gönüllü potansiyeli de öne çıkabilir) ve projeyi sonuçlandıran bireydir.

Page 177: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

157

Gönüllülük demek pek çok meslekte hüner sahibi olan bireylerin oluşturduğu

topluluk demektir Bu nedenle bir gönüllü sadece telefona da bakabilir, yanı sıra

uzmanlığı kapsamında eğiticilik yapabilir, avukatlık yapabilir, sağlıkla ilgili görevler

yerine getirebilir, bilgi teknolojileri ile ilgili konularda katkıda bulunabilir hepsinin

ötesinde hiçbir faaliyet yapmaz ama imajı (ünlü bir sanatçı, sporcu gibi) ile de çok

büyük katkılar sağlayabilir. Gönüllü gönüllülük kültürün hem kurumsal, hem de

toplumsal açıdan oluşmasına sebep olan bireydir. Saygı ve nezaket çerçevesinin bir

kültür olarak STK’dan topluma, aileye ve diğer kuruluşlara yansıtılmasını sağlayan

bir oluşumdur. Bireylere empatiyi ve hoşgörülü olma özelliklerini kurumsal olarak

kazandırmayı sağlamaktadır.

Gönüllülük bireye de çeşitli getiriler sağlamaktadır. Gönüllü olmanın

faydalarına yönelik olarak Kanada’da yapılan bir araştırmada gönüllülükle birlikte

bireylerin; kişilerarası ilişkilerde gelişme (%80), iletişim hünerlerinde gelişme

(%68), bilgi artışı (%65), örgütsel ve yönetimsel hünerde gelişme (%58), parasal

artış hüneri (%46), teknik ya da büro hünerlerinde gelişme (%30) yaşadıklarını ifade

ettikleri yer almaktadır (Hall vd., 2001: 47).

Gönüllü istenildiği zaman, istenilen nitelik ve nicelikte sahip olunabilecek bir

varlık değildir. Büyük çabalarla ve kaynaklarla elde edilebilir. Diğer bir yaklaşımla

herhengi bir gönüllünün muadilinin olması mümkün değildir. Gönüllü kıt kaynaklar

içinde birinci sırada yer almaktadır. Bu nedenle de rasyonel yaklaşılması gereken ve

kendini kuruluş ile bütünleşmiş hisseden ve hoş tutulması gerken bir varlıktır.

Kanada’da yapılan bir araştırmada gönüllü sektörün gerçekleştirmek istediği

birincil misyonunun (% 71) toplumsal adalet olduğu belirlenmiştir (Basok vd., 2002:

4). Bu bağlamda olarak gönüllü toplumdaki çarpıklıklara ve insana yakışmayan

ihlallere göz yumma konusunda kesinlikle gönülsüz olan kişidir. Bunun içinde ki bu

konularlada kafa yorar ve kaynaklarını harcamaktadır.

Gönüllünün ve gönüllüğünün öneminin ortaya konulması açısından

gönüllükle ilgili belirli prensiplerinin belirtilmesi mümkündür. Bazı gönüllü el

kitapçıklarında bu prensipler yer almaktadır. Buna güzel bir örnek Amerikan Kızıl

Haç (American Red Cross) örgütünün gönüllü el kitapçığında gönüllü prensipleri

başlığı altında yer alan prensipler aşağıda görülemektedir (American Red Cross, 9):

Page 178: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

158

i. Gönüllülük serbestlik / özgürlük (free) değildir,

ii. Gönüllülük gözle görülenden daha fazla katlı sağlar,

iii. Gönüllüler amatör değillerdir,

iv. Gönüllüler ve organizasyondaki tüm bireyler birbirlerinini beklntilerini

birleştirmelidirler,

v. Gönüllülük asla kahramanlık / serüven olmamalıdır,

vi. Gönüllüler orta ve üst yöneticileri geliştirmelidir,

vii. Gönüllüleri kazanırken (işe alırken), rasgele bir mantıkla gönüllülere

STK’ya çekmektense, doğru iş ve doğru insananı o konuma yerleştirmek

çok önemlidir,

viii. Biz gönülülükle hükümet politikalarının şekillendirilmesine yardımcı

olabiliriz,

ix. STK’ların işbirliği herkese fayda sağlar.

4.4.Gönüllü Yönetimi Süreci

Güncel hayatta, iş hayatında ya da STK’lar bağlamında gönülsüz olarak bir

işin yapılması verimsizliğe dolayısıyla başarızlağa yol açarken, gönüllü olarak

yapılması ise, başarılı bir süreci getiremeyebilmektedir. Bu açıklamadan hareketle,

özellikle STK’larda gönüllülüğün bir başı bozukluk değil, belirli bir misyon ve

vizyon çerçevesinde rayonel bakış açısıyla ve rasyonel yönetişim tenikleriyle

mobilize edilmesi gereken çok önemli bir süreç olduğunun ortaya konulması

gerçekçi bir yaklaşım tarzı olarak görülebilecektir. Ayrıca iyi bir gönüllü yönetimi

programı sadece bireysel nedenler ve kötü yönetilmemeyi sağlamanın yanı sıra,

mümkün olduğunca STK’da gönüllülerin kalmasını garanti altına alacaktır

(Voluntering North Queensland Inc., 16). Bu nedenle, bu bölümde yönetişim

çerçevesinde bir gönülülük yönetimi sürecinin ortaya konulması amaçlanmıştır.

STK’larda gönüllü yönetimi sürecinin fonksiyonlarıyla ve yönetim

literatüründe yer alan insan kaynakları yönetimi fonksiyonlarının örtüştüğü kolayca

görülebilir. Bu bağlamda STK’larda etkili bir gönüllü yönetim süreci beş temel

Page 179: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

159

fonksiyon ya da adımla ortaya konabilir. Bu fonksiyonlar, planlama (planning),

gönüllü kazanma (örgütleme ve kadrolama) ya da işe alma (recruitment), eğitim

(training), yöneltme (ya da yönetme, managing) ve değerlendirme (evaluating) olarak

sıralanabilir. Ancak bu süreçler uygulamada döngüsel ve esnek bir yapıda

gerçekleştirilmektedir. Şekil 3.1. ve Şekil 3.2.’de de bu yapı yer almaktadır

(Volunter Management Theory, 1; Empowering America’s Grassrots, 2-7):

Şekil 3.1. Gönüllü Yönetimi (Çemberi) Süreci

Şekil 3.2. Gönüllü Yönetimi Süreci

Yukarıda ana başlıkları ve şekillerle ortaya konulan gönüllü yönetim süreci

aşağıda her bir fonksiyon bağlamında ayrıntılı bir şekilde irdelenmiştir.

Değerlendirme

Planlama

Gönüllü Kazanma

Eğitim

Yöneltme

Planlama

Gönüllü Kazanma

Eğitim

Yöneltme

Değerlendirme

Geri Besleme (Feedback)

Page 180: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

160

4.4.1.Planlama

Planlama (planning), günümüzdeki ulaşılmak istenen hedefleri ve hedeflere

ulaştıracak faaliyetleri belirleme işlemi olarak açıklanabilmektedir. Planlama,

geleceğe, gelecekte yapılacak işlerin zamanlarını belirlemeye, yapılacak işleri

sistematize etmeye, alternatifler belirleyip karar almaya, işlerde kimlerin görev

alacağını belirleye yönelik ve güncellenebilen eylemler bütünüdür (Akdemir, 2004:

146).

STK’larda gelecekte ulaşılacak hedefler için gönüllülü yönetimi kapsamında

gerçekleştirilen planlama dört temel boyutu içermektedir. Bunlar, misyon ve vizyon

tanımı, örgütsel değerlendirme, gönüllü programı geliştirme ve gönüllü

pozisyonlarını tanımlama olarak ortaya konulmaktadır (Empowering America’s

Grassrots, 1-1). Planlamanın boyutları incelendiğinde, gönüllü planlama

fonksiyonunun yönetim literatüründe yönetim fonksiyonlarının ikincisi olarak yer

alan “örgütleme” fonksiyonunu da kapsadığı görülecektir.

4.4.1.1.Misyon ve Vizyon Tanımı

STK’larda, planlamayı genel olarak STK’nın genel planı yani stratejik

planlama bağlamında tasarlarken, gerçekte onun alt bir planlaması ya da alt bir

stratejik planlama süreci olan gönüllü yönetimine yönelik planlamayı da kuruluşun

stratejik planlamasıyla örtüşmesi gerekli olan faaliyetler bütünü olarak düşünmek

gerekmektedir. Bu nedenle, bir STK’nın varlığının sebebi ve stratejik planlamasının

temel dayanağı ve çıkış noktası olan STK misyonu gönüllüğün planlamasının ilk ve

en önemli aşaması olarak ifade edilebilecektir. Özetle STK’nın misyonu planlamanın

hayati bir parçasıdır.

Misyon formülasyonu (a mission statement) ortaya konulurken tüm

paydaşların birlikte fikirlerinin alınması gerekmektedir. Bu çerçevede katılımcı, açık,

net (herkesin anlayacağı yapıda) bir şekilde yaratılan bir misyon tanımlaması

paydaşları ve hizmet verilecek hedef kitleyi de daha rasyonel bir şekilde

kucaklayacaktır. Böylece etkileyici bir misyon tanımı gönüllüleri cezp etmede ve

kazanmada temel bir faktör olarak öne çıkacaktır. Bir başka ifadeyle iyi tanımlanmış

Page 181: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

161

bir misyon gönüllü adaylarının STK’ya ilgi duymasına neden olacaktır. Sonuç olarak

gönüllüler örgüt lüktürü ve misyonun bir parçası olacaklardır. (Creyton vd., ty: 1).

Diğer taraftan gönüllüleri çekmede önemli olabilecek ve misyonla bağlantılı

olan kavram STK’nın vizyonu olarak ifade edilebilecektir. Bir STK’ya katılmak

isteyen gönüllü STK misyonunu gerçekleştirmesi kapsamında gelecekte gerek STK

olarak, gerekse gönüllüler olarak hangi nokta ya da noktalarda olunacağını da vizyon

bağlamında anlayabilecektir.

4.4.1.2. Örgütsel Değerlendirme

Açık sistem özelliği gösteren günümüz örgüt içi ve dışı tüm çevrelerdeki

değişimlerden hızlı bir biçimde pozitif ya da negatif yönde etkilenmektedirler.

Örgütlerin kendilerini değerlendirmelerinde çağdaş bir yaklaşım olan ve stratejik

yönetimin bir parçası olan SWOT (STK’nın kuvvetli ve zayıf yönleri, fırsatları ve

tehlikeleri) ve paydaş analizleri (örgüt içi ve dışı paydaşlar) hem şu anı, hem de

geleceği içine alan yapıya sahiptir (Dinçer, 2004:143); bu nedenle STK’lar içinde

çok kullanışlı birer yönetim aracı olarak algılanmaktadır. SWOT ve paydaş analizleri

bağlamında örgüte ait olarak ortaya konulan noktalar ve belirlenen stratejiler

STK’nın genel olarak yönelimi ile ilgili daha çok makro bakış açısıyla

gerçekleştirilen yaklaşımlardır. Ancak gönüllü yönetim sürecinin başarılı olması için,

STK’nın SWOT ve paydaş analizinin, dolayısıyla stratejilerinin bir parçası olarak

gönüllü yönetimi uygulamalarına yansıması gerekmektedir.

Yapılan stratejik planlama çevçevesi dışına çıkmamak şartıyla bir STK’da

gönüllü yönetimi kapsamında örgütsel değerlendirme ile ilgili olarak bazı temel

konuların analiz edilmesi gerekmektedir. Örgütsel değerlendirme çerçevesinde

aşağıdaki temel konulara dikkat edilmelidir:

i. Gönüllülerin STK için vaz geçilmezliği kabul edilmeli ve onlara yönelik

olarak gerekli saygı ve özen gösterilmeli onları anlamaya çalışmalı, eğer

gönüllünün yer aldığı faaliyetler için ara verme durumu ortaya çıkarsa

kesinlikle onunla iletişim koparılmamalıdır. Gönüllüleri profesyonel

çalışanların bir alt basamağında yer alan bireyler olarak görmek yapılacak en

büyük hatalardan biri olacaktır. Bu nedenle uygulamada hataya düşmemek

Page 182: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

162

için hem profesyonel çalışanların, hem de gönüllülerin iş tanımlamaları ayrı

ayrı açık ve net bir şekilde yapılmalı ve yazılı hale getirilerek bunun bir STK

politikası olması sağlanmalıdır. Hatta olası spesifik faaliyetlerde yer alacak

gönüllü potansiyeli ayrıca değerlendirmeye alınacak bir politika konusu

kapsamında algılanmalıdır (Siddall, 2000: 16). Unutulmaması gereken

onların sinerjik perfomansının STK’nın başarısını ortaya çıkaracağıdır.

Ayrıca bu bağlamda, STK tarafından profesyonel (ücretli, paid) çalışanlar ve

gönüllülerin ekip çalışması yapabilme olanakları hangi düzeyde

gerçekleştirilebileceği konusunda tartışma yapılmalı ve yine ortaya konulan

düşünceler yazılı hale getirilmelidir.

ii. STK’nın kuruluşa gönüllü çekmek istemesinin nedenleri ve bu bağlamda

gönüllülerin STK bünyesinde hangi çalışmaları yerine getireceğinin

yönetişim kapsamında tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir

(Wedgeworth, ty: 1). Örneğin, STK’nın profesyonel kadrosu yapılacak

faaliyetler için yetersiz kalabilecektir. Bu durumda yeni bir profesyonellerle

çalışmak STK’ya ek maliyet getirecektir. Ayrıca her profesyonel alanında

uzman bir gönüllü kadar fayda sağlayamaya da bilir. Bu gibi nedenlerle

birinci maddede de belirtildiği gibi STK’ların gönüllülerden vaz geçmesi

mümkün değildir. Diğer taraftan gönüllünün bir para kaynağı olaralk

algılanmaması, özgür bir seçimi yerine getiren kişi oluşu, diğer gönüllüleri de

çekici olması gibi nitelikleri de unutulmamalıdır (NAFSA, 2002: 2-3).

iii. Hangi çalışma için hangi nitelik ve nicelikte gönüllülerin seçilmesinin uygun

olacağı ve bu süreçteki faaliyetler (gönüllülere ulaşma, onları STK’ya çekme,

eğitim verme ve STK’ya uyumlaştırma, projeler kapsamında giderleri

karşılama, değerlendirme, ödüllendirme gibi) hangi finansman

kaynaklarından ne kadar finanman sağlanacağı belirlenmelidir (STGP, 2005:

123-124). Örneğin, rutin işler (telefon ve postalara cevap vermek gibi) boş

zamanlarını değerledirme bağlamında genellikle pek çok bireyin yapabileceği

işler oldukları için bu tip işlere gönüllü bulmak, özel yetenek isteyen işlere

(eğitim faaliyetlerinde yer alma, bilgi teknolojilerinin kullanımı, istatistiksel

araştırmaların yapılması ve değerlendirilmesi, yabancı dil bilme, sağlık

hizmeti verme gibi) göre daha kolaydır. Özel yetenek isteyen faaliyetlerde yer

Page 183: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

163

alacak insan gücünü bulmak hem sayısal olarak, hem de istenildiği zaman

istenen düzeyde bulunamıyabilir. Zaten bu tip işlerde çalışanlar zaman

açısından oldukça sıkıntı çeken bireylerdir. Ayrıca yapılacak işe uygun

gönüllünün seçimi zaten gerek gönüllü, gerekse STK açısından kıt (zaman,

finansman, hüner gibi) kaynakların boş yere kullanımını minimize edecektir.

Örneğin, bir eğitim faaliyeti için uzman bir gönüllünün kuruluşa çekilmesi

uygundur.

4.4.1.3. Gönüllü Programı Geliştirme

Gönüllülerin istenen etkililik ve etkinlik düzeyine ulaşabilmeleri için yönetici

heyet (aslında onlar da gönüllüdürler), gönüllülerin dolsayısıyla organizasyonun

başarısı için STK içinde yer alacak organizasyon ve pozisyon tanımlamalarını

kapsayan bir gönüllü programı geliştirilmeli ve elde edilen veriler kapsamında

gerektiğinde bu program (yılda en az bir kez) güncellenmelidir. Program ayrıca, bir

tasarımcı kordinatörünü, öğrenme materyali desteğini (örneğin el kitabı, handbook),

gönüllü ve çalışan personel için yerleşim planını, üye alma ve yönetme, ödül töreni

ve diğer faaliyetlere yönelik safhalarıda içerebilecektir. (Gerektiğinde birkaç heyet

üyesi, birkaç gönüllü yönetici ve birkaç gönüllüden oluşan bir alt heyet / komisyon

(subcommittee) yaratılarak, iletişim, gönüllü ilişkileri ve delege görevleri gibi

konularda önemli işlev görebilir) (Empowering America’s Grassrots, 1-4, 1-5).

4.4.1.4. Gönüllü Pozisyonlarını Yazılı Olarak Tanımlama

STK, misyon ve vizyonu göz önünde tutarak, örgütsel değerlendirmesini

yerine getirdikten ve bir gönüllü programı geliştirdikten, diğer bir deyişle kuluşa

hangi niteliklerde gönüllülerin kazandırılması gerektiğinin belirlenmesinin ardından

gönüllü pozisyonlarının yazılı bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Açık ve

net bir şekilde yazılı hale getirilmiş gönüllü pozisyonları, gönüllünün ve STK’nın

performansını değerlendirmede kullanılan en önemli araçtır. Örneğin, gönüllünü

yeteneklerini, zamanı ya da finansman gibi kıt kaynakları ve ya görev pozisyolarını

performansları bağlamında değerlendirilmesi mümkün olabilecektir.

Page 184: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

164

Gönüllü pozisyonlarının yer aldığı örnek bir çalışma sayfası (worksheet)

oluşturulabilecektir. Bu çalışma sayfasında aşağıdakiler yer almalıdır (Empowering

America’s Grassrots, 1-6):

i. Görev Başlığı : Bu kısımda iş ya da pozisyonun ne olduğu belirtilmelidir.

ii. Amaçlar (purpose): Misyon ve hedeflerle ilşkilendirilerek belirtilmiş

pozisyonun özel amaçları belirtilmelidir.

iii. Temel Sorumluluklar: Temel görevler, amaçların başarısı için hangi

kapsamda yapılacağını içermelidir.

iv. Yerleşim: Gönüllülerin çalışma mekanı belirtilmelidir.

v. Değerlendirme (supervision): Ortaya çıkan problemlere çözüm bulacak,

gönüllüye akıl hocalığı yapacak ve gönüllüye yönelik değerlendirme

raporlamasını yapacak kişi burada belirtilmelidir.

vi. Atama (görev) Genişliği: Gönüllülerin hizmet vereceği zaman periyodu ve

zaman sınırları belirtilmelidir.

vii. Zaman sorumluluğu: Yaklaşık gün sayısı veya haftalık gerekli saat ayıca

zaman esnekliği de burada belirtilmelidir.

viii. Yeterlilikler (Qualificatins): Kriminal kontrol kaydı, eğitim düzeyi, iş

tecrübesi, bilgi ve gerekli hünerleri bu kısımda belirtilmelidir.

ix. Faydalar (Benifits): Gönüllülere sağlanacak eğitim, güvence (sigorta), park

yapma, gönüllülere teşekkür için olaylar ve diğer faydalar yer almalıdır.

x. Destek Sağlama: Gönüllüler için kaynak olanakları burada yer almalıdır.

Çizelge 3.1.’de doldurulmuş örnek çalışma sayfası yer almaktadır

(Empowering America’s Grassrots, 1-6):

Page 185: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

165

Çizelge 3.1. Gönüllü Pozisyonlarını Tanımlamaya Yönelik Çalışma Sayfası

Bileşen Tanımlama

Görev Başlığı Hakla ilişkiler başkanı

Amaçlar (purpose) STK, STK’nın misyonu ve programlardan haberdarlığı artırmak için gelişme ve araçsal aktiviteler

Temel Sorumluluklar

Halkla ilişkiler planı geliştirme, halkla ilişkler grubunu yönetme, medya ile ilişkleri geliştirme, ürün tanıtımına yönelik donatılar, materyaller ve yayın baskısı gibi.

Yerleşim Merkez büro

Değerlendirme (supervision)

Yönetici müdür (executive director); haftalık toplantılar ya da çağrılar

Atama (görev) Zaman Genişliği

1 yıl

Zaman Sorumluluğu Tüm olayların toplam zamanı haftada 4 saat; olaylardan önce daha fazla çalışılabilir

Yeterlilikler (qualificatins) Halkla ilişkliler (public relations) tecrübesi, organizasyon ve topluluk bilgisi, organizasyonda üyelik

Faydalar (Benifits) Sebest tişört, serbest park, harcamaların geri ödenmesi, gönüllülere ödül ziyafet

Destek Sağlama Gönüllü el kitabı (volunter handbook) ve oryantasyon

4.4.2. Gönüllü Kazanma ya da İşe Alma (Recruitment)

Gönüllü yönetiminin planlama aşamasında belirlenmiş gönüllü

pozisyonlarında görev yapacak gerekli olan niteliğe sahip ve olması gereken nicelik

düzeyindeki gönüllülerin realitede kuruluşa çekilmesi gerekmektedir. Bu aşama bir

bakıma yönetim literatüründe yönetim fonksiyonları arasında yer alan kadrolama ya

da STK bağlamında düşünüldüğünde gönüllülerin kadrolanması olarak da ifade

edilebilecektir (Akdemir, 2004: 150).

Ancak, gerçekte planlananla uygulamada ortaya çıkan farklı olabilecektir.

Diğer bir deyişle, farklı niteliğe sahip ve farklı nicelikte (az ya da çok) gönüllü

kuruluşa çekilebilecektir. Bu nedenle planlamanın rasyonel bir çerçevede yapılmış

olması ve uygulamada da yine akılcı bir şekilde davranılması gerektiğinde esnek

davranılmasının önemi büyüktür (Yaman, 2005: 48-49).

Gönüllüleri kazanma fonksiyonu bağlamında altı boyuttan bahsetmek

mümkündür. Bunlar, STK’nın imajı, gönüllü kazanma stratejileri, mesaj yaratma,

Page 186: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

166

gönüllü bulma kanalları, gönüllüleri tarama ve gönüllülerle iletişim kurma olarak

ifade edilebilir (Empowering America’s Grassrots, 2-1).

4.4.2.1.STK’nın İmajı

Klasik yönetim literatüründe, bir kuruluşta kuruluşun imajını belirleyen tek

unsurun üst düzey yönetimi olduğu görüşü yer almaktadır. Ancak halkla ilişkiler

cephesinden bakıldığında ise, günümüzde etkin bir kurum imajının oluşmasını

sağlayacak rasyonel bakış açısının, paydaş mantığı çerçevesinde çok yönlü diyalogla,

diğer bir deyişle katılımcı demokrasi bağlamında gerçekleştirileceğini ortaya

koymaktadır (Wood, 2006: 144-145).

Diğer taraftan yönetici heyet, STK’nın halka bakan yüzü olarak diğer

gönüllüleri STK’ya kazandırmada imaj açısından önemli rolü de inkar edilemez.

Örneğin bu heyet içinde toplumun saydığı ve sevdiği bireyler, sanatçılar, bilim

adamları ve uzmanlar gibi kişilerin yer alması önemli bir pozitif bazen de negatif

imaj yaratabilecektir (Empowering America’s Grassrots, 2-2).

STK’nın paydaş etkileşimli başarılı bir kurum imajını ortaya koyması

gönüllüleri cezbedecek adımı atması demektir. Ancak sadece iyi oluşturulmuş

misyon ve vizyon söylemi, iyi yapılmış planlama gibi unsurlar halk gözünde kurum

imajını pozitif yönde etkilemeye yetmeyecektir. Uygulamada hemen hemen hiçbir

gönüllü durduk yerde STK’nın misyon, vizyon ve faaliyet alanlarını ya da başardığı

işleri öğrenip STK’nın kapısını gönüllü olacağım diye çalmamaktadır (Evergreen-

Hands, 1). Hatta açık olmayan imajın da gönüllü kazanma sürecini tersine bir etki

altına alacağı da görülebilir. Bu nedenle kitle iletişim araçlarının etkin kullanımı,

bildiriler dağıtma ya da tanıtıcı sergiler açma gibi faaliyetler aracılığıyla iyi bir STK

ve gönüllü imajı yaratılmalıdır.

Ayrıca her türlü çabaya rağmen STK’nın imajının doğal olarak karşı tarafı

cezp etmediği durumların da olabileceği unutulmamalıdır. Örneğin belirli bir etnik

kökeni ya da çıkara hizmeti öne çıkaran bir STK hareketi o etnik kökene ya da çıkar

grubuna dahil olmayan halk tarafından itici karşılanabilecektir (Volunteering North

Quieensland; 12) Bu nedenle tüm insanlığı, doğayı kucaklayan demokratileşme

yönelimli STK’ların imajlarının iyi algılanacağı unutulmamalıdır.

Page 187: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

167

4.4.2.2.Gönüllü Kazanma Stratejileri

STK’ya üye alınmasına yönelik olarak pozisyon tanımlaması bağlamında iki

temel strateji izlenebilecektir. Birinci strateji bir hedef gözetmeksizin (non-targeted)

gönüllü kazanmaya yönelmektir. Bu stratejide yer alan bakış açısı ile STK’ya genel

olarak sıradan hünerliliğe sahip bireylerin bu çerçevede gelirse de özel hünerli

gönüllülerin çekilmesi öngörülmektedir. Bu çoğu zaman önemli olaranda STK’nın

gönüllü kapasitesini olumlu etileyen bir stratejidir. İkinci strateji ise, hedef gözeterek

(targed) gönüllü kazanmaya yönelmektir. Bu strateji özel hüner sahibi bireyleri

STK’ya çekmeyi amaçlamaktadır. Örneğin, avukat, doktor, hakla ilişkiler uzmanı,

Çizelge sanatçısı, istatistikçi gibi bireylerin uzmanlıklarından faydalanmak üzere

ikinci stratejinin uygulanması gerekebilir (Governor’s Office, 2).

Yukarıdaki stratejilerden hangisi belirlenirse belirlensin bazı alt faaliyetlerin

ya da alt stratejilerin belirlenmesi olumlu sonuçlar yaratabilecektir. Aşağıda sözü

edilen türde faaliyet örnekleri yer almaktadır (Empowering America’s Grassrots, 2-

3):

i. STK’nın yerel gönüllü merkezi ile iletişime geçilmelidir.

ii. Varolan gönüllülerin, yeni gönüllüler kazanmada aktif rol alması

sağlanmalıdır. Onlar diğerlerini ikna edebilir, çünkü onlar STK’nın varlık

nedenlerini bilen ve organizasyonun inançlarını yerine getiren bireylerdir.

iii. Komşu gazeteler, haber mektupları ve organizasyonel bültenlerin yanı sıra,

kitle medyasını kullanmalıdır (televizyon, radyo, gazete, ilanpanoları gibi).

iv. Hizmet, eğitim toplantıları, toplantılar (mitingler) ve STK’nın ya da

organizasyonunuzun bir araya gelmeleri için tebliğler/ bildiriler yapılmalıdır.

v. Uygun web sitelerine gönüllü fırsatlarını postalamalıdır.

vi. Okullar, yaşlı merkezleri, kariyer fuarları ve diğer randevular ya da olaylarda

insanlarla görüşmeler yapılmalıdır.

vii. Video teyp ve slayt şovlar yapılmalıdır.

viii. Özel olaylarda personel standları ve sergiler açılmalıdır.

Page 188: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

168

ix. E-mailler, kitle e-mailleri ve el yazı notları kullanmalıdır.

x. Başkandan, personelden, arkadaşlardan ve yaygın liderlerden referans

alınmalıdır.

xi. Gönüllü referans organizasyonları kayıt altına alınmalıdır.

xii. Okullarla koordinasyon, mezuniyet için hizmet saatlerinde toplanılması

sağlanmalıdır.

xiii. En iyi gönüllük için bireylere sürekli sorulmalı ve fikrleri alınmalıdır.

xiv. Faaliyetler için gerekli finansman kaynakları ve miktarı, gerekli materyal iyi

planlanmalıdır.

4.4.2.3. Mesaj Yaratma

Mesajlar, STK kapsamında birey ya da kuruluşların gönüllü faaliyette

bulunmaları için davet ve teşvik edici olmalıdırlar. Bir STK farklı hedef gruplarına

göre çok yönlü gönüllü kazanma mesajları (multible recruitment messages)

yaratabilecektir. Örneğin, öğrencilere, profesyonellere, komşu sakinlere ya da

STK’dan hizmet alan aile üyelerine doğal olarak farklı mesajlar geliştirmek rasyonel

bir yol olacaktır (Governor’s Office, 2). Hatta belirli bir uzmanlık grubunda yer alan

bir birey STK’içinde farklı bir alanda da çalışma yapmak isteyebilecektir.

Gönüllünün STK’nın istediği alanda ve işte görev alması gibi bir zorunluluğun

olmadığı da unutulmamalıdır. Örneğin, bir hekim medikal bir eğitimen olarak

gönüllü olmayı tercih edebilecektir. Bu nedenle mesaj yaratırken çok da sığ kapsamlı

bir yönelimi izlememek gerekmektedir (Empowering America’s Grassrots, 2-7 s.2-

4).

Mesajın kalite düzeyini anlaşılır olma, açık olma, iyi zamanlama ile iletme,

doğru olma gibi özelliler belirlemektedir (Durmaz,2004: 49). Bu bağlamda kaliteli

bir gönüllü kazanma mesajı, gönüllü ihtiyaç ve ilgilerini bir araya getirecek

olmasının yanı sıra, açık bir şekilde tanımlanmış yapısıyla tüm topluluk üyeleri ve

diğer paydaşlara nasıl bir fayda sağlayacağını da tanımlayan bir kapsamı içinde

barındırmalıdır (Evergreen, ty.: 6).

Page 189: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

169

4.4.2.4.Gönüllü Bulma Kanalları

Günümüzde ahala STK’lara gönüllü olarak katılma eğilimi içinde yer alan

bireylerin çoğunluğu yakınlarının, dostlarının ya da akrabalarının tavsiyesi ya da

kurumun tanınmışlığı ile olsa da, STK’ya gönüllü kazandırmada genel olarak bazı

kanalların kullanılması başarıyı artırabilecektir (Yaman, 2005: 49-50).

Gönüllü bulma kanallarından başlıcaları aşağıda yer almaktadır (Empowering

America’s Grassrots, 2-4; Ellis, 2005: 81):

i. Gönüllü Hizmet Organizasyonları (Volunteer Service Organizations,

VSOs): Gönüllüleri sürekli tarayarak potansiyel gönüllüleri bulmaya

yardımcı olan kuruluşlardır. Ayrıca yine bu bağlamda hizmet veren özel

hünerli bireyleri belirlemeye çalışan Gönüllü Danışmanlık Hizmetleri’ni de

unutmamak gerekmektedir.

ii. Öğrenciler: Öğrencilerin bireysel olarak kendileri ya da oluşturdukları

birlikler kendi aile fertlerini, yakın ve uzal çevreyi etkileyebilen kitledir.

iii. İşletmeler: STK’lara para, ekipman, hizmet ya da gönüllü yardım ve desteği

sağlabilmektedirler.

iv. Eski Gönüllüler: Eski gönüllüleri tekrar geri kazanmak mümkündür.

v. Emekliler: Emekli bireyler gerek zamanlarını değerlendirmek ve

sosyalleşmek, gerekse topluma faydalı olmak gönüllü olabilecek kesimdir.

vi. Toplumsal Kuruluşlar ve Diğer STK’lar: Topluma hizmet amaçlı ulusal /

uluslararası kuruluşlar ve diğer yerel, ulusal ya da uluslararası STK’lar da

gönüllü bulma açısından yardımcı olabilecek kuruluşlardır.

Ayrıca gönüllü bulma kanallarına yönelirken unutulmaması gereken alana

göre bir yönelim sergilemektir. Örneğin, STK’nın bir bahçıvana ihtiyacı varsa zaten

ilk olarak yönelinmesi gereken hedef kitle zaten bahçıvanlıkla uğraşan kitle olacaktır.

Bu bağlamda STK’nın, bahçe düzenleme kulübü üyeleri, bahçıvanlıkla ilgili

topluluklar gibi kitlelere yönelmesi akılcı olacaktır (Evergreen, 4).

Page 190: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

170

4.4.2.5.Gönüllüleri Tarama

Gönüllü adayı formal olarak başvuru yapıyorsa o STK’ya ait belirli bir formu

doldurmalıdır. Formda gönüllüye ait, isim, adres, telefon, fax/e-mail, açık doğum

tarihi, acil durumda ulaşılmasını istediği telefonlar, sağlıklığına yönelik bilgiler,

referans kaynakları ve gönüllü ile ilgili niteliklerini (kabiliyet, hüner, uzmanlık gibi)

yansıtan bilgiler, STK’ya gönüllü olmayı neden tercih ettiğini kısaca açıklamaı

istenen bir bölüm, bilgilerin doğruluğuna ait birkaç cümle, tarih ve imza yer alabilir

(Governors Office, 2).

Tarama STK’nın doldurmak istediği görev pozisyonuna en uygun niteliklere

sahip bireyleri diğerlerinden ayırmakla ilgili bir yaklaşımdır. Ancak gönüllüde

aranan ve organizasyon için gerekli nitelikler (beceri, o pozisyona uygunluk gibi) bir

bireyi gönüllü olarak organizasyona kazandırmak için yeterli olamamaktadır. Diğer

bir ifade ile, STK’ya gönüllü olarak kabul edilecek kişilerin STK için bazı riskleri de

beraberinde taşaıyabileceği gerçeği göz ardı edilmemesi gerekli bir konudur. Bu

nedenle bir artalan taraması yapılmalıdır.

Bir artalan (backround) taraması için temel araçlar aşağıda yer almaktadır.

(Governors, 2):

i. Bireye yönelik referanlar: Referanslara (kişiler), adayı tanıma süresi

sorulabilir, adayı tanımlaması istenebilir, diğer bireylerle (çalışma yaşamı

ya da sosyal yaşamda) nasıl ilişkiler kurduğu (pozitif, nötür ya da negatif),

stresini kontrol altına alabilme yetisi gibi özellikleri hakkında bilgi

edinilebilir.

ii. Kriminal backround kontrolü: Resmi olarak devlet biriminden alınmış bir

belge istenmelidir. Ayrıca sadece belge ile yetinilmemeli gerekli resmi

araştırma da yapılmalıdır. Hırsızlık, adam öldürme, adam yaralama, cinsel

taciz, çocuk istismarı, rüşvet alma/verme gibi daha pek çok kriminal bilgi

bağlamında araştırma yapılmasının önemi büyüktür. Aksi halde STK’nın

başına ilerleyen zamanlarda pek çok yasal olumsuzlukların gelebileceği

unutulmamalıdır. Ayrıca bu tür olumsuzluklar STK’nın imajını da

sıfırlayabilecektir.

Page 191: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

171

iii. Parmak izi: Adayın parmak izi alınabilir. Parmak izi kayıtları kontrol

edilebilir.

iv. Sürücü kayıtları kontrolü: Sürücünün ne tip ve kaç yıllık ehliyet /

ehliyetlerinin olduğu, almış olduğu trafik cezaları ve nedenleri, eğer

profesyonel bir ehliyet sahibi kişi ise, b ehliyetleri geçerlilik durumu gibi

konuların aydınlatılması için özen gösterilmelidir.

v. Zararlı madde (uyuşturucu, hap gibi) kullanımına yönelik test sonuçları

mutlaka istenmelidir.

vi. Diğer zararlı maddeler ve kullanma düzeyi (sigara, alkol gibi) ile ilgili

bilgiler istenmelidir.

vii. Fiziksel ve mental muayenelere yönelik belgeler istenmelidir.

Diğer taraftan yaşla ilgili özel durumlara dikkat edilmelidir. Örneğin, onsekiz

yaşın altındaki bireylerin gönüllü olma ile ilgili özel konumları göz önüne

alınmalıdır. Ayrıca belirli bir yaşın üstündeki bireylerin de iyi bir şekilde gözden

geçirilmesi gerekebilir.

Artalan araştırması zaman ve para harcamayı gerektirebilir. Ayrıca gönüllüye

sıkıcı gelebilir. Ancak mutlaka yerine getirilmesi gereken formal bir süreçtir.

4.4.2.6. Gönüllülerle İletişim Kurma

Gönüllülerle görüşme yapmanın iki temel sebebi bulunmaktadır. Birincisi

gönüllünün kişisel özelliklerini (beceri, ilgi alanı, sırlılıkları gibi) teşhis edip bir role

gönüllüyü atamak; ikincisi ise, o gönüllü için özel bir pozisyona karar vermek

amacıyladır. Ayrıca görüşme uygun olmayan gönüllü adayını o’na hissettirmeden

belirleyebilmeyi de sağlamaktadır (Empowering America’s Grassrots, 7).

Bireyler arası iletişimde öğrenme, ilişki kurma, etkin ve etkileyici olma, boş

zamanı değerlendirme, yardım etmek gibi konular ön plana çıkmaktadır (Durmaz,

2004: 72-73). Söz konusu her hangi bir gönüllü adayı ise, genel olarak var olması

istenilen kişilik özellikleri arasında mizahi kişilik, organizasyon ve liderlik hünerleri,

bireysel olarak bir sebeple bağlantılı olma, pozitif davranışlar, esnek bir kişiliğe

Page 192: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

172

sahip olma ve yapacağı hizmeti gönülden arzu ederek yerine getirecek bir birey olma

gösterilebilir. Sözü edilen kişilik özelliklerinin genel olarak öğrenilmesi ve tanınması

için ise, doğal olarak gönüllü ile iletişime geçerek etkin bir görüşme yapmak

gerekmektedir (Empowering America’s Grassrots, 2-7).

Görüşmede genel olarak aşağıdaki sorulara yer verilebilir (Empowering

America’s Grassrots, 2-7):

i. Organizasyonumuz hakkında ne bilmek istiyorsunuz?

ii. Organizasyonumuzun neyi sizi cezbetti?

iii. Önceki yaptığınız çalışma tipleri nelerdir? Bu çalışmalar içinde en

sevdikleriniz nelerdir?

iv. Burada katkıda bulunabileceğiniz ne çeşit tecrübeler ve eğitime sahipsiniz?

v. Planlı olarak gitmiyorsanız, durumunuzla ilgili nasıl sınızdır?

vi. Bir grup, bir partner ya da kendi kendinize mi çalışmayı tercih edersiniz?

Niçin?

Gönüllülerle görüşme tek tek ya da bir kuruluştan gelen bir temsilci grupla

yapılabilir. Hani durum olursa olsun gönüllüler ile görüşme yaparken bireyin

yapması ve yapmaması gereken davranış şekilleri aşağıda yer almaktadır

(Voluntering Queenslands, 25; Ellis, 2005: 84-85):

Yapması gerekenler:

i. Sorular sormak,

ii. Dinlemek,

iii. Dürüst olmak,

iv. Organizasyon haakında bilgi vermek,

v. İşle ilgili zorunlulukları açıkça ortaya koymak,

vi. İşle ilgili yapılması gerekenlere yönelik fikirleri açıklamak,

vii. İlgileri, kabiliyetleri ve motivasyonları incelemek / araştırmak,

viii. Uygun pozisyonu hedeflemek,

Page 193: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

173

ix. Soruları / ilgilileri adreslemek,

x. Gönüllüye faydalarını görüşmek,

xi. Bir alan içinde tamamlamak,

xii. Standardize edilmiş bir sürece sahip olmak,

xiii. Politika ve prosedürlere sahip olmak,

xiv. Esneklik alanını ve devredilemezliği anlamak,

xv. Yasalara bağlılık,

xvi. Onların hak ve sorumluluklarını anlamalarını garantiye almak,

xvii. Gizliliği/güvenirliliği garanti etmek,

xviii. Bir sözleşme geliştirme ve imzalamak,

xix. Gereklilikleri sağlama ve yetki vermeye yönelik iletişim kurmak.

Yapmaması gerekenler:

i. Yol gösterici sorular sormak,

ii. Çok hızlı karar vermek,

iii. Basma kalıp görüşme şekillerini izlemek, (formal olmak gerekli)

iv. Görüşmeyi kısaltmak için karar anına yönelik zaman izni vermek,

v. Çok fazla konuşmak,

vi. Muhabbet ortamı yaratarak konudan konuya geçilmesine izin vermek,

vii. Ön yargılı olmak,

viii. Tek taraflı olarak bireysel bir çerçevede yargılamak,

ix. Cevapları dinlemekten ziyade sonraki soracağı soruya konsantre olmak,

x. Yarıda kesmeye müsaade etmek,

xi. Söylenen her şeye inanmak..

Yukarıda ortaya konulanlar dışında, bir görüşme sürecinde aşağdaki

gönüllüye nazik davranmaya, kendisini ifade etmesine ve tanıtmasına olanak

sağlamaya, özel sorular (yaş, boy, ağırlık, evlilik durumu, tutukluluk kaydı, cinsellik,

Page 194: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

174

ırk gibi) sormamaya, yeri geldiğinde onun bir sorusu olup olmadığını sormaya,

sonraki adımları (referans mektubu, referanslar) görüşmeye yönelmeye dikkat

etmelidir (Empowering America’s Grassrots, 2-8). Bu bağlamda gönüllü ile görüşme

yapılırken bireyin hassaslığını ve çekingenliğini göz önüne almak gerekmektedir.

4.4.3.Eğitim

Gönüllü birey önceki süreçlerde yer alan şartlar açısından STK’ya uygun bir

birey olarak belirlendikten sonra STK’ya kabul edilir. Bu aşamada gönüllü birey

belirli bir eğitimden geçirilmelidir. Bir STK’da gönüllülük bağlamında eğitim iki ana

boyutta yerine getirilmektedir. Bunlar, oryantasyon ve rutin eğitimdir.

4.4.3.1.Oryantasyon

Türkçe’de de yerleşik olarak kullanılan oryantasyon (orientation) kelimesi

Türkçe karşılık olarak “uyum, uyumlaştırma” gibi anlamlara gelmektedir

(Redhouse). Bir organizasyoda yeni göreve başlayan bireylerin iş yükünü

hafifletmek için kullanılan en yaydın metotlardan biri; o bireylerin organizasyon

içinde rollerini, organizasyonu ve onun politikalarını yanı sıra diğer çalışanları

tanımasını sağlayacak olan bir oryantasyon programı ya da sürecidir (Werther ve

Davis, 1994: 275). Gönüllünün STK’ya sorunsuzca uyum sağlayabilmesi için yeni

katılan bir gönüllü mutlaka oryantasyon sürecinden geçirilmelidir.

Gerçekte oryantasyon gönüllü eğitiminin bir parçası ya da başlangıç adımı

olarak nitelenebilen bir süreçtir. Toplantılar şeklinde yapılan oryantasyon faaliyetleri

gönüllülere orgazizasyona hoş geldin demenin ve STK’yı tanıtmanın en etkin

yoludur. Bu en etkin yolun can alıcı noktasının ne olduğu ise, gönüllünün ona

duyulan saygıyı hissetmesi ve o örgütte nasıl bir katkı sağlayabileceğini görmesinin

sağlanması olarak açıklanabilecektir (Evergreen, 10).

Oryantasyon sürecinde gönüllüye verilecek bilgiler dört ana bölümde ortaya

konulabilecektir. Bu bölümler ve içerikleri aşağıda görülmektedir (Governor’s, 2):

i. STK hakkında genel bilgilerin verilmesi:

a. STK’nın ismi, logosu ve tarihi,

Page 195: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

175

b. STK’nın misyonu, vizyonu, amaçları ve hedefleri,

c. Organizasyon, yapı ve anahtar insan kaynağı tanımları,

d. Programların tanımlamaları ve müşteri hizmetleri,

e. Zaman çizgisi, organizasyonun büyük olay tanımlamaları ve

aktiviteler,

f. Kimin kime, kiminle ne yaptığı ve kim tarafından açıklanacağı,

g. Dinleme odalarının yerleşimi, destekler ve ekipmanlar,

h. Aralar, yemekler, dinlenmeler ve içeceklerin düzeni,

i. Park yapma imkanı.

ii. Organizasyonel kültür ve dil:

a. Politika ve prosedürlerin yer aldığı el kitabı,

b. Tetimler sözlüğü,

c. Kod ve özetleme indeksi,

iii. Olanaklar ve personel

a. Tur olanağı,

b. Personele ait eşyaların yeri

iv. Gönüllü Porgramı Politikaları ve Prosedürler

a. Görev tipleri ve diğer gönüllülerin katkıda bulunabileceği eylem

şekilleri,

b. Hizmet gereklilikleri,

c. Prosedürlerin kontrolü,

d. Kayıt takibi,

e. Eğitim fırsatları,

f. Süreklileştirici ve ortadan kaldırıcı politikalar,

g. Prosedürlerin değerlendirilmesi.

Page 196: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

176

Oryantasyon bağlamında gönüllülere tanıtım amaçlı olarak verilmesi gereken

yukarıdaki bilgiler belirli bir düzen çerçevesinde ve süreçte gerçekleştirilmektedir.

Oryantasyonun planlı ve düzgün bir şekilde gerçekleştirilmesi için, oryantasyonu

yönetecek liderin (personel ya da eski gönüllü olabilir, akıl hocası ya da mentor

şeklinde de isimlendirilebilir) belirlenmeli, gönüllerin oryantasyonuna yönelik bir

program yapılmalı ya da devam eden bir oryantasyon programına gönüllü dahil

edilmeli, STK’da yer alan diğer insan kaynağı ile tanıştırma işlemi yapılmalı,

gönüllülere organizasyonu yukarıda verilen dört boyut dahil olmak üzere tüm

cepheleri ile kapsayan bir el kitabı verilmeli, gönüllü telefon listesi, broşürler,

yayınlar, yapılan yapılamakta olan ve yapılacak olan projeler hakkında bilgi

verilmelidir (Empowering America’s Grassrots, 3-1-3-3). Yöneltme bölümünde

açıklanan “supervizor” de oryantasyonu fiilen üstlenen kişi olarak ortaya konulabilir.

(Werther ve Davis, 1994: 278).

Oryantasyon kapsamında gönüllü haklarının neler olduğunun da gönüllülere

bildirilmesi gerekmektedir. Gönüllü haklarına yönelik bazı konular aşağıda yer

almaktadır (Voluntering North queensland, 20) :

i. Karşılıklı beklentiler, görevler, programlar kapsamında açık bir iş

tanımlaması ve yeterli bilgi almak,

ii. Gönüllüye uygun ve onu istediği bir proje, iş ya da görev bağlamında

görevlendirme yapmak,

iii. Gönüllükten vaz geçme özgürlüğü ya da kurumun onu refüze etmesi,

iv. Güvenli ve sağlıklı bir çevrede çalışmak,

v. Gönüllünün kurum içinde uygun çalışma mekanı, kullanması gereken gerekli

araç ve gereçlerin ve kaynağın sağlanması,

vi. Profesyonel insan kaynağından gelen iş değerlendirmesi,

vii. Tanınma ve yönetim / yönlendirme aşamasında bir supervisor tarafından

yardım sağlanması,

viii. Gönüllünün çalışma kapsamında iken cebinden ödediği paranın geri

ödenmesi,

Page 197: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

177

ix. Gönüllünün daha geniş iş ya da programlarda yer almasını sağlayabilecek

geri besleme, öneriler ve tavsiyeleri sağlama,

x. Yeterli güvence… gibi.

4.4.3.2. Rutin Eğitim

Gönüllüye verilecek rutin eğitim STK’nın misyon, vizyon, amaç ve hedefleri

doğrultusunda umduğu kaliteli hizmetin yerine getirilmesini ve gönüllünün yapılan

faaliyetlere yönelik motivasyonunu ve aldığı tatmin derecesini etkileyen sürekli bir

şekilde gerçekleştirilmesi gereken formal bir olaydır.

Yaman’a göre (2005: 52) eğitim, gönüllünün içinde yer alacağı faaliyetlere

yönelik işlerle ilgili yeterliliğinin artırılması, bireyin kendi özelliklerinin farkına

varması ve ekip çalışmasına ve sorunların üstesinden gelme yetisinin bireye

kazandırılması, STK’da gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçlar çerçevesinde gerekli

olan gönüllü ya da profesyonel istihdamının sağlanmasını gerçekleştirebilecek bir

olgudur.

Eğitim gönüllülerinin atanması organizasyon tarafından yerine

getirilmektedir. Eğitim aşağıdaki özellikleri kapsamalıdır (Empowering America’s

Grassrots, 3-3):

i. Eğitim gönüllü pozisyonunun özel gereklilikleri için yerine getirilmelidir,

ii. Gönüllüleri hüner düzeylerine göre donatacak biçimde gerçekleştirilmelidir,

iii. Eğitim gerek teorik bazda, gerekse uygulamalı olsun sürekli yerine getirilen

bir faaliyet şekli olmalıdır,

iv. Eğitim kapsamında gerek gönüllüler, gerekse supervisor tarafından ihtiyaç

hissedilen özel gerekliliklerin beraberce belirlenmesi ve özel ihitiyaçların

teşhis edilmesini de kapsayacak bir çerçevede gerçekleştirilmelidir,

v. Eğitim ve sonuçları periyodik olarak değerlendirilmelidir

vi. Eğitim için gerekli finansman ve finansman olanakları iyi

değerlendirilmelidir.

Page 198: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

178

STK’lar açısından organizasyonel değerlerin, normlar, inançlar ve onların

yaşatılmasının önemi çok büyüktür. Bir örgüte katılan birey, oryantasyon ve ileri

süreçlerde de sürekli gerçekleştirilen rutin eğitimler sayesinde, organizasyonun

içinde kabul edilen değerler, normlar ve inançları anlama ve sürekli geliştirerek

yaşama süreci olan “sosyalizasyonu (socialization)” gerçekleştirmeyi sağlayacaktır.

İnsan kaynaklarının yeterli sosyalizasyonu sonucu ise, hem organizasyonel, hem de

bireysel hedeflere bütünsel olarak ulaşma ve başarı maksimizasyonu sağlanmış

olacaktır. Şekil 3.3.’de sosyalizasyon süreci basit bir şekilde yer almaktadır (Werther

ve Davis: 1994: 278):

Şekil 3.3. Bir Organizasyonda Sosyalizasyon Süreci

4.4.4.Yöneltme / Yönetme

Gönüllülerin bağlı oldukları STK bünyesinde istenen kalitede fiili olarak

işlerini gerçekleştirmeleri iyi bir yöneltme süreci ile mümkün olacaktır. Gönüllü

yönetim sürecinde yöneltme, planlanan (planlama kapsamında organize edilen),

STK’ya kazandırılan (işe alınan ya da kadrolanan) ve eğitim kapsamında

organizasyona ve faaliyetlere hazırlanan gönüllülerin, artık STK’da asıl gönüllü

bağlamındaki faaliyetlerini yerine getirecekleri safhanın başladığı süreçtir. Bu

süreçte iki temel unusr öne plana çıkmaktadır. Bunlar supervisor’le çalışma ve

gönüllülerin tanınmasıdır.

4.4.4.1. Supervisor

Supervisor’ün kelime olarak Türkçe karşılığı değerlendirici ya da danışman

anlamlarına gelmektedir. Supervizor’ün gönüllü yönetimi kapsamında temel görevi

gönüllülerin çalışma performanslarını değerlendirmek ve maksimize etmektir. Bu

SOSYALİZASYON SÜRECİ

Organizasyonun Kültür ve Değerleri

Bireylerin Kişilikleri ve Durumları

Page 199: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

179

amaçla supervisor’lük gönüllülerin en az profesyonel çalışanlar kadar değerli ve

nitelikli olduklarını onlara hissettiren, sorunların çözülmesinde mentor (akıl hocası)

olarak yardımcı olan, onların güven içinde olmasını, beklentilerini güçlü tutmayı ve

onları adeta profesyonel amatörler haline getirmeyi başaran bir liderlik faaliyetidir

(CASA, ty, :6).

Supervisor konunun uzmanı olarak gönüllülere yol gösterirken örgüt

kültürünün rasyonel gelişmesine yönelik bazı önemli konuları gönüllülere aktarmak

ve örgütte uygulanmasını sağlamaya çalışan kişidir. Sözü edilen konular arasında

liderlik ve motivasyon, sağlıklı iletişim, ekip çalışması ve katılımcılık, sürekli eğitim,

stres yönetimi yer almaktadır.

4.4.4.1.1.Liderlik ve Motivasyon

Liderlik, belirli amaçları elde etme doğrultusunda insanları etkilemeye

yönelik kabiliyet olarak tanımlanabilecektir. Dinamik bir doğaya sahip olan liderlik

için en önemli olgu güç olarak belirtilmektedir. Güç ise, diğerlerinin davranışlarını

potansiyel etkileme yeteneğidir. Lider gücü aktüel olarak kullanan kişidir.

Organizasyonlar içindeki liderlerin tipik olarak beş güç kaynağından beslendikleri

kabul edilmektedir. Bunlar, yasal güç, ödüllendirme gücü, tehdit gücü, uzmanlık

gücü ve kişilik gücü olarak ortaya konulabilir. Uygulamada liderlerin sözü edilen beş

tür güç kaynağını kullanımları üç reaksiyona göre gerçekleşmektedir. Bunlar,

üstlenme ya da sorumluluk, itaat etme ve karşı koyma ya da direnme olarak ortaya

konulabilir. Üstlenme / sorumluluk, verilen görevleri istekli bir biçimde yapmaya

yönelen ve liderlerin görüşleri doğrultusunda eğilim gösteren çalışanları temsil eder

ve liderin burada kullandığı güç biçimi uzmanlık gücü ve kişilik gücüdür. İtaat etme,

çalışanların istekli olmakdıkları halde uymak zorunda kaldıkları durumlara yönelik

gücü temsil eder ve liderin burada kullandığı güç yasal güç ve ödüllendirme gücüdür.

Karşı koyma / direnme ise, çalışanların kasıtlı olarak karşı koymalarını ve

düzensizliğe yönelmelerini temsil eder ve liderin burada kullandığı güç tehdit

gücüdür (Daft, 1991: 372-373).

Page 200: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

180

Liderin etkililiği temel olarak üç faktör belirlemektedir. Bu faktörler aşağıda

yer almaktadır (Torrington v.d., 1989: 234):

i. Lider ve üyeler arası ilişkiler: Bağlı olanlar lideri nekadar iyi buluyorlar?

Sorusunun cevabı liderin bu bağlamda ekililiğini ortaya koymaktadır.

ii. Görev yapısı: Bağlı olanların işleri rutin ve tam ya da belirsiz (anlaşılamaz)

ve tanımsız mıdır? Sorusunun cevabı liderin bu bağlamda etkililiğini

belirleyebilir.

iii. Pozisyon gücü: Lidere verilen formal pozisyon gücü nedir? Sorusunun

cevabı liderin bu bağlamda etkililiğini ortaya koyacaktır.

Fieldler’e göre (1976: 11, alıntılayan Torrington v.d., 1989: 235) yukarıda

açıklanan liderin etkililiğini belirleyen üç faktörün uygulamada hangi şekillerde

gerçekleşebileceği Çizelge 3.2.’de yer almaktadır:

Çizelge 3.2. Farklı Koşullarda Liderlik Performansı

Koşul Lider ve Üyeler Arası İlişkiler

Görev Yapısı

Pozisyon Gücü

Çalışanların Asgari Tercihi (ÇAT) (Çalışanlara göre en istenmeyen lider tavrı)

1 İyi Yüksek Güçlü Düşük ÇAT lider daha fazla etkili

2 İyi Yüksek Zayıf Düşük ÇAT lider daha fazla etkili

3 İyi Düşük Güçlü Düşük ÇAT lider daha fazla etkili

4 İyi Düşük Zayıf Yüksek ÇAT lider daha fazla etkili

5 Zayıf Yüksek Güçlü Yüksek ÇAT lider daha fazla etkili

6 Zayıf Yüksek Zayıf Benzer etkililik

7 Zayıf Düşük Güçlü Düşük ÇAT lider daha fazla etkili

8 Zayıf Düşük Zayıf Düşük ÇAT lider daha fazla etkili

Liderliği ortaya koymada önemli bir bakış açısı da bir durumdan başka bir

duruma getiren liderlik tavrı olan “dönüşümcü liderlik (transformational leader)” ve

ona karşıt olarak kabul edilebilecek daha çok korumacı bir tavır sergileyen “göreve /

işe yönelik liderlik (transactional leader)” kavramlarıdır. Gerçekte dönüşümcü lider

daha çok liderlikle ilgili iken, göreve yönelik liderlik ise, daha çok yöneticilikle ilgili

olarak uygulamaya yansımaktadır. Zaten liderlik ve yöneticiliğin önemli

ayrımlaşması da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda David Berlew’e göre

(1979: ?, alıntılayan Northcraft ve Neale, 1990: 406-408) bir örgütte üç tip liderliğe

Page 201: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

181

rastlanabilir: Bunlar, işe yönelik liderlik kapsamında değerlendirilebilecek korumacı

(custodial) lider ve yönetimsel (managerial) lider; dönüçtürücü lider bağlamında olan

karismatik (charismatic) lider tipleridir. Korumacı lider rutin faaliyetleri ve çalışma

koşullarını, bir bedel ödemeyi baz alır ve onları korumayı düşünerek hareket eder.

Yönetimsel lider, daha az rutin, daha meydan okuyucu, ekip çalışmaları için

bağlayıcı, kararlara daha fazla katılma hakkını veren bir çerçevede hareket eder.

Karizmatik lider ise, yaygın bir vizyon, yeni buluşlar, yaratıcı fırsatlar ve

organizasyon üyelerini kendi hedefleri doğrultusunda güçlendirici, sürekli gelişmeyi

baz alan ve kurallar, rutinler ve prosedürlerden daha ziyade en üst düzeyde

isteklendirici ve heyecan verici, girişimci (entrepereneur) bir düşünce çerçevesinde

hareket etmektedir.

Gerçekte liderlik güç ve otoriteden daha fazlasını barındıran bir süreci

almalıdır. Burada daha fazlası ile kasdedilen lideri izleyenlerin belirli bir derecede

gönüllü katılımı olarak açıklanabilir (Bedeian, 1989: 424). STK’lar ve gönüllü

yönetiminde liderliğin önemi liderliğin çerçevesi ile ön plana çıkmaktadır. Full

hizmet amacı güden STK’lar ve onların insan kaynakları, özellikle de gönüllülerin

nasıl bir bakış açısı ortaya konacağı düşünüldüğünde doğal olarak karizmatik bir

lider tavrının olabildiği ölçüde kurum kültüründe yaşatılmasının gerekliliği açık

olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda tamamlayıcı olarak liderin uzamanlık ve

kişilik gücü ön plana çıkarılmalı ve örgüt ikliminde yaşatılmalıdır. Diğer bir bakış

açısıyla, bir gönüllü perspektifi için ödüllendirme ve yasal güç ikincil planda, tehdit

gücü ise, olmaması gerekli bir güç tipi olarak algılanmalıdır. Ayrıca STK’nın misyon

ve vizyonunun, amaç ve hedeflerinin farkında olan ve yerine getirilecek faaliyetlere

gönüllü olarak katılan bireylerin gereksiz direnç göstermeleri rasyonel bir davranış

olmayacaktır.

Diğer taraftan liderin, pozisyon gücü ve görev yapısı ne olursa olsun

karizmatik lider mantığı çerçevesinde bir davranış modeli lider ve insan kaynakları

dolayısıyla gönüllüler bağlamında olumlu bir sonuca erişmeyi sağlayacaktır. Burada

olumlu sonuç gerek genel olarak STK’nın misyon, vizyon ve stratejileri bağlamında,

gerekse profesyonel çalışanların ve gönüllülerin daha yüksek performans göstermesi

bağlamında tartışılacak bir konudur. Profesyonel çalışanlar ve gönüllülerin

Page 202: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

182

karizmatik bir liderlik çerçevesinde yapacakları görevlere motive olmalarının önemi

çalışan verimliliği ile doğrudan bağlantılı bir konudur.

Bireylerin motive olmaları motivasyon karamı çerçevesinde gerçekleşen bir

olgudur. Motivasyon, bir örgütte yer alan bireyleri belli bir amaca doğru

isteklendirme ve isteklendirmede etkili olabilecek değişkenleri belirleme olarak

ortaya konulabilecektir (Akdemir, 2004: 77).

Bir organizasyonda bireysel motivasyonu etkileyen başlıca faktörler arasında

duruş / tavır / davranışlar, inançlar, değerler, ihtiyaçlar ve amaçlar yer almaktadır

(Şekil 3.4.). Bu sözü edilen değerler kişiden kişiye farklı içimlerde organizasyona

yansıyabilmektedir (Arnold ve Feldman, 1986: 26-27). Ancak STK’da karizmatik bir

lider bunu gönüllülük perspektifinde ve örgütsel amaçlar doğrultusunda aynı yöne

kanalize edecek fırsatları kollayan ve bu bağlamda lokal bir gönüllülük kültürü

yaratan bireydir.

Şekil 3.4. Organizasyonlarda Bireysel Motivasyonu Etkileyen Faktörler

Örneğin aynı STK’da aynı proje kapsamında faaliyet gösteren gönüllüleri

motive eden faktörler araştırıldığında birinci gönülünün boş vakitlerini

değerlendirmek için, ikincisinin sosyalleşmek için, üçüncüsünün kendini ispat etmek

için, dördüncüsünün ileride profesyonel çalışan olmak ya da bu yolla bir işe

girebilmek için, beşincisinin ileride yönetici olmak için, bir diğerinin de kendini

verimli çalışmalarda yer alan bir birey olarak görmek için yer aldığı belirlenmiş

olsun. Doğal olarak gerçekte bunlardan bir kaçını ya da tamamını kendisi için

düşünen bireyler de olabilecektir. Diğer taraftan misyonu ve vizyonu ne olursa olsun

Bireysel Motivasyon

Davranışlar

Amaçlar İnançlar

İhtiyaçlar Değerler

Page 203: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

183

rasyonel ve yasal bir STK’nın asıl amacının topluma ve çevreye karşılıksız gönüllü

olarak hizmet etmek olduğu da açıktır. Ancak bu kişilerin eğilimleri ya da onları

gönüllü olmaya iten motivler STK’nın asıl amacıyla örtüşmemektedir. İşte bu tip

karşılaşılan durumlarda karizmatik liderin yapacağı o STK’nın misyonu, vizyonu ve

amaçları çerçevesinde gönüllüleri aynı yöne kanalize etme olacaktır.

İçsel bir kuvvet olan motivasyon bireysel performansın artışına, kabiliyet ve

çevresel koşullar bütünsel etkisiyle katkı sağlamaktadır (Şekil 3.5.). Diğer bir

ifadeyle bireylerde görülen performans artışı ya da azalışı kabiliyet, motivasyon ve

çevresel koşullarda ortaya çıkan değişimlerle oluşmaktadır (Bartol ve Martin, 1991:

445-446). Bu nedenle lider, gönüllü bireylerin performanslarının artırılması

bağlamında gönüllülerin kabiliyetlerini değerlendirmeli ve verilecek gönüllü eğiti ile

onları geliştirmeye de gayret etmelidir. Diğer taraftan, çevresel koşullarında gönüllü

lehine iyileştirilmesi yine önem arzetmektedir. Gereğinden fazla çalışma, ofis

alanının (ya da çalışma alanı) darlığı, elektrik kesintisi, gürültü, aşırı sıcak ya da

soğuk, yetersiz ekipman gibi pek dışsal etken performansı etkileyecektir.

Şekil 3.5. Performans ve Kabiliyet, Motivasyon, Çevresel Koşullar Arasındaki İlişki

4.4.4.1.2.Sağlıklı İletişim

İletişim çağı olarak isimlendirilen günümüzde insanlar ve organizasyonlar

yapacakları sağlıklı iletişim sayesinde hayatiyetlerini sürdürmekte ve

gelişmektedirler. Bu nedenle çağdaş yönetim anlayışına sahip olarak yönetilen bir bir

STK’nın iletişim açısından olumsuzlukları sürekli olarak ortadan kaldırma çabası

içinde olması gerekmektedir.

Kabiliyet

Motivasyon

Çevresel Koşullar

Performans × × =

Page 204: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

184

Greenbaum’a göre (1974: ?, alıntılayan Torrington v.d., 1989: 265)

organizasyonel iletişimin dört temel amacı bulunmaktadır. Bunlar aşağıda yer

almaktadır:

i. Düzenleme / Ayarlama (Regulation): organizasyonel amaçlarla

çalışanların amaçlarını uyumlaştırmak,

ii. Yenilik (Innovation): Özel yönelimler için organizasyonların değişim

cephelerini araştırmak,

iii. Birleştirme (Integration): Organizasyon üyeleriyle bir benzerlik /

özdeşlik duygusu geliştirme ve manevi bir çalışma gücünü süreklileştirme,

iv. İletişim (Information): İnsanların günlük işlerinde kullanmaları gereken

temel aktüel bilgileri dağıtmaktır.

STK’larda yukarıda ortaya konulan dört temel boyut gönüllü yönetimi

bağlamında da öne çıkmaktadır. Gönüllüler ve diğer çalışanların amaçları STK’nın

amaçları doğrultusunda uyumlaştırıldığında doğal olarak tek bir vücut halinde

STK’nın misyonu ya da o sırada uygulanan ve STK’nın bir alt misyonu olan bir

proje misyonunun anlaşılması ve gerçekleştirilmesini sağlayacaktır. Yine iletişimin

daha iyi gerçekleştirilmesi için bilgi teknolojilerine ve diğer yeni geliştirilen iletişim

araçlarına uyum da gönüllü yönetimi açısından önem arzetmektedir. İyi iletişim hem

profesyonel çalışanların, hem de gönüllülerin gerek kendi içlerinde, gerekse çapraz

olarak birbirleriyle STK’nın değerleri ve inançları bağlamında bütünleşmelerini

sağlayacaktır (Kuyucu, 2005: 160). Diğer taraftan ortaya çıkabilecek çatışmalarında

minimize edilmesini ya da iyi yöne kanalize edilmesini de sağlayabilecektir. Son

madde zaten iletişimin gerekli bilgileri bireylere zamanında ve yeterli miktarda

ulaştırmalarına yönelik olarak değerdirilebilir. İyi yapılan sağlıklı bir iletişim

STK’nın rutin ve proje bazında gerçelşetirdiği çalışmalarını olumlu etkileyecek ve

kıt kaynakların heba olmasını önleyecektir.

Bir organizayonda bireylerin algılamaları, kültürel düzeyleri, mesajın niteliği

ve niceliği, zaman, mesajı ileten kanal gibi pek çok faktörün yanında lider

yöneticinin bir monitör (monitor), yayıcı (dissemination), konuşan birey

(spokesperson) ve karar verici (decision marker) olarak eylemler yaparken, haberi

alma (information receive) ve gönderme (information send) yöneticinin kabiliyeti

Page 205: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

185

ölçüsünde iletişimin performansı da artacak ya da azalacaktır. Yönetici bu bağlamda

haber akışı ile ilgili bir sinir merkezi (nerver center) rolü üstlenebilmektedir (Çizelge

3.6). (Mintzberg, 1973: 72, alıntılayan Schermerhorn, 1989: 326).

Yönetim kademesinde bulunanların Şekil 3.6.’da yer alan iletişim

bağlamındaki bir insan beyni kapsamında bir sinir merkezi gibi işlev görmesi, bu

kapsamda bağlatı rolü, lider rolü, yayıcı, konuşan ve karar verici rollerini kaliteli bir

şekilde yerine getirmesi ve onları geliştirmesi doğrudan STK faaliyetlerine ve

gönüllü işletişimine yansıyacaktır. Doğal olarak bu yansıma da gönüllü

performansında kendini faaliyet kalitesi, zaman, finansmanı boşa kullanmama,

faaliyetleri sonuçlandırabilme ve dışsal olarak da gönüllü sayısında artış için yeni

gönüllüleri çekebilme, diğer kuruluşlarla iletişimi artırma ile ilgili kazanımları

sağlayacaktır.

Şekil 3.6. Bir Bilgi Süreçleme Ağında Bir Sinir Merkezi Olarak Yönetici

İkinci bölümde geniş bir şekilde de ortaya konulduğu gibi STK’larda

iletişimin önemi büyüktür. Çünkü gerek içsel iletişim, gerekse dışsal iletişimin

sağlıklı bir çerçevede gerçekleştirilmesi; STK’nın kıt kaynaklarını (insan kaynağı,

doğa, finansman ve işe yarar bilgi gibi) verimli kullanmasına, örgüt içi verimliliğin

atışına, proje ve diğer faaliyetlerinde başarısına ve en önemlisi de dış çevrelere

kendisini iyi tanıtmasına ve gönüllü potansiyelini artırmasına sebep olabilmektedir.

Monitör Olarak Yönetici (Bağlantı Rolü)

Bağlantılar, muhbirler, aynı düzeydekilerden ve uzmanlardan gelen dışsal haberleri birleştiriyor

Monitör Olarak Yönetici (Lider Rolü)

Alt kademelerden gelen içsel haberleri birleştiriyor

Bilgi Süreçleme Ağında (Network) Sinir Merkezi Olarak Yönetici

Yayıcı Olarak Yönetici

Alt kademelere bilgiyi

dağıtır

Konuşan Olarak Yönetici

Dıştaraflara bilgiyi

dağıtır

Karar Verici Olarak Yönetici

Planlama yapmak,

problemleri çözmek ve fırsatları araştırmak için haberi kullanır

Page 206: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

186

Bu bağlamda gerek profesyonel insan kaynağı ve gönüllüler, gerekse yönetim

kademesindekilerin sağlıklı iletişimi sağlayıcı örgüt iklimini yaratmaları

gerekmektedir. Özellikle gönüllülerin çeşitli farklılıklarının (bireysel, kültür, yaş,

cinsiyet, gelir düzeyi gibi), iletişim araçlarının ve yönetim kültürünün iletişimi

olumsuz etkilemeye yönelik katkılarını olumluya yöneltmeye çalışmalıdır. Doğal

olarak burada gönüllülükten sorumlu liderin bilgisi, performansı ve gönüllülere

yaklaşımının önemi büyüktür.

4.4.4.1.3. Katılımcılık ve Yetkilendirme

Çağdaş yönetim anlayışı iki temel bileşini içine alan bir perspektifi

savunmaktadır. Bunlar demokrasi ve verimliliktir. Demokrasi ve verimliliğin

bütünsel olarak ortaya çıkmaksını sağlayan yönetim yaklaşımı ise, katılımcı yönetim

anlayışıdır (Akdemir, 2004: 10). Günümüzde katılımcı demokrasi perspektifinde

karar vermede tüm paydaşları içine alan süreç ise, yönetişim olgusuyla

açıklanmaktadır.

Katılımcı demokrasinin temel savunucusu olan STK’ların ve gönüllülerin

yönetimi de katılımcı bir çerçevede realize edilmesi durumunda hem demokratik

süreçlerin geliştirilmesi, hem de örgüt ve birey performansında pozitif artışa sebep

olabilecektir.

Gönüllülerin STK’nın profesyonel çalışanlarından farklı bir insan kaynağı

olmadığı mantığı çerçevesinde, STK’nın misyon, vizyon ve diğer stratejik planlama

süreçlerinde fikirleriyle aktif katılımları hem STK’yı geliştirecek, hem de yapılacak

olası hataları minimize edecektir.

Gönüllü yönetimi perspektifinde proje bazında katılımcılık ise, proje fikrinin

oluşturulması, geliştirilmesi ve uygulanmasının tüm aşamalarında gönüllülerin

fikirlerinin demokratik bir ortamda alınması ile uygulamaya önemli düzeyde

yansıtılabilecektir. Özellikle projelerde gönüllülerin performanslarını artırmaları

ancak katılımcılığı maksimize etmekle mümkün olabilecektir.

Katılımcı bir örgüt ikliminin yaratılması için lider yönetim anlayışının

demokrasi ve katılımcık konusunda kararlı bir tutum izlemesi gerekmektedir. Diğer

Page 207: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

187

bir bakış açısıyla STK bünyesinde yatay organizasyon yapısının yerleşik hale

getirilmesi ve hiyerarşi minimizasyonuna gidilmesi gerekmektedir.

Gönüllü yönetimi uygulamalarında diğer önemli bir konu ise, gönüllünün

yetkisinin ve sorumluluğunun örtüşmesi ya da denklik düzeyidir. Diğer bir bakış

açısı ile, bu kişiler gönüllü bireylerdir ve görevlerini pek de bir profesyonel gibi

yapamayabilirler mantığının ortadan kaldırılmasıdır. Bunun nedenleri arasında

uygulamada sorumluluğu verilen işlerle ilgili ayrıntısal konuların gereksiz yere

sorumlu yönetici / yöneticilere aktarımının zaman ve diğer kaynakların kaybına

sebep olabileceği, gönüllülerin öz güvenin oluşamayacağı, gönüllünün kurumdan ve

misyonunu karşı soğuk bakışa yönelmesi, diğer gönüllülere ve potansiyel gönüllülere

yanlış mesajlar vermesi gibi durumlarala karşılaşılabilinecek olmasıdır.

Yetki ve sorumluluğun denkleği bağlamında uygulamada yararlılıklar

sağlayabilen basit bir yöntem olan RICA yöntemi uygulanabilir. RICA’nın her harfi

bir gönüllü yönetiminde önemli olan dört İngilizce kelimenin baş harfleridir.

RICA’nın açılımı aşağıda yer almaktadır (Falay, 2000: 253).

i. R: Responsibility - Sorumluluk,

ii. I: Information - Bilgi ya da Haber

iii. C: Consultancy - Danışma

iv. A: Authority - Otorite

Sistem, gerek profesyoneler grupla ve gönüllü grubun yapacakları günlük

çalışmanın (örneğin proje bazında) olabildiğince ufak dilimlere ayrılıp; bu bağlamda

her bir gönüllünün yapacağı işin, gerektiğinde kime danışması gerektiğinin, hangi

durumlarda karar vermek için danışılması gereken kişi (isim olarak belirtilemiş) ya

da hangi durumlarda karar verme yetki ve sorumluluğu gönüllüde gibi yazılı olarak

kayıtlanması çerçevesinde uygulamaya geçirilebilir. Eğer olay yazılı sayfada

tanımlanan boyutu aşıyorsa yine orada belirtilen kişilere baş vurulabilmektedir.

Gönüllünün pozisyonu değişse de tanımlamalar ona göre revize edile bilmetedir.

İlerleyen sürçlerde de bu yazılı belgeler gönüllü performansını değerlendirmek için

de kullanılabilmektedir (Falay, 2000: 254).

Page 208: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

188

4.4.4.1.4.Ekip Çalışması

Gönüllü yönetiminin en önemli araçlarından biri de ekip çalışması ya da

takım çalışması olarak belirtilebilir. Zaten gönüllü olmak bir ekiple bir amaç uğrunda

uyumlu, gerektiğinde de gelişmeci yönde çatışma perspektifinde çalışma yapma

anlamına da gelmektedir.

Ekip çalışmasında ekibin başarısını etkileyen en önemli unsur ekibin bir amaç

doğrultusunda bütünleşmesi olarak ortaya konulabilir. Bütünleşme derecesi yüksek

olan ekiplerde yer alan üyeler genel olarak benzer davranışlar, sosyoekonomik

artalanlar, ihtiyaçlar ve diğer benzer bireysel katkılara rastlanmaktadır. Bu bağlamda

durumsal faktörler olarak da ekibin hedefleri, üye adeti, görevin yüksek derecede

birbirine bağlı olunmasını gerektirmesi, diğer gruplardan fiziksek izolasyon,

peformans başarısı, performan başarısızlığı ve kriz olarak belirtilebilir. Yüksek

bütünleşmeye sahip ekiplerin ve ekiplerdeki bireylerin memnuniyet / işden aldıkları

tatmin derecesi yüksek olmakta bu da bağlantılı olarak ekip ve birey performasının

artışına yol açmaktadır. Ancak, performans atışının olması için pozitif yönde yüksek

bağlılık normlarının ekip içinde yaşatılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Şekil

3.7.’de görüldüğü gibi bütünleşmenin yüksek olduğu ve performans normunun

pozitif olduğu ekipte yüksek verimlilik ortaya çıkmaktadır. Bu durum hem

organizasyon, hem de ekip ve üyeleri için istenen ideal bir durumdur. Bütünleşme

yüksek olsa bile eğer ekip performansı negatif (rayonel olmayan direnç gösterme

gibi) ise, verimlilik düşmektedir. Eğer bütünleşme düşük ve ekip performansı pozitif

ise vasat düzeyde bir verimlilikle karşılaşılmaktadır. Eğer hem bütünleşme düşük,

hem de ekip performansı negatif ise, vasatın da altında bir verimlilik düzeyi

gerçekleşmektedir (Schermerhorn, 1989: 396-397).

Yukarıdaki Şekil 3.7. gönüllü yönetimi bağlamında da incelendiğinde ortaya

çıkacak olan sonuçlar farklı olmayacaktır. Gönüllü yönetimi perspektifinde ve

özellikle de projeler bağlamında konuya yaklaşıldığında gönüllülerin zaten rutin

işlerinden sonra kendilerine ve yakınlarına ayırabilecekleri zamanı ve gücü STK

faaliyetlerine yöneltmeleri iyi bir lider yönetim perspektifinde pozitif normlu ve

yüksek bütünleşmeli bir durumu ortaya çıkaracaktır. İnanmış bir gönüllü ekibi

sorunların üstesinden daha kolay ve çabuk gelebilecektir. Ancak, tersi durumda

Page 209: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

189

genellikle söz konusu olabilmektedir. Zaten zamanı ve gücü özveri ile değerli bir

yönde harcama eğilimde olan gönüllüler yanlış yönetim, iletişimsizlik, motivasyon

bozukluğu, zamansızlık, yetersiz finansman, katılımcılığın düşüklüğü, heşeyden

önemlisi kendilerini değersiz hissetmetleri sebebiyle yapılacak faaliyetlere hayal

kırıklığı psikolojisi ile yeterli özeni göstermeyeceklerdir. Bu ekip olarak da yetersiz

motivasyona sebep olacaktır.

Şekil 3.7. Ekip Bütünleşmesi ve Performans Normları Arasında İlişkisellik ve Verimlilik

Ekip çalışması içinde ayrı bir şekilde değerlendirilmesi gereken önemli bir

konu da profesyonel çalışanlarla gönüllülerin birbirleriyle olan etkileşimleridir.

Gönüllü programının etkili bir foksiyonelliğe sahip olabilmesi için profesyonel ve

gönüllü tarafların şüpheciliği bırakıp, birbirlerini iyi anlamaya çalışmaları

gerekmektedir. Ayırıca gönüllüler ve profesyonel çalışanlar arasındaki ilişki

birbirleriyle yarışma kapsamında olan bir ilişki değildir. Onlar bir ekibin temel

taşlarıdır. Gönüllü yöneticisinin (supervisor yada diğerleri) temel görevi bunu

sağlamaktır. Gönüllü yöneticisi, prosefyonel insan kaynağının gönüllülere desteğini

iyi bir düzeye çıkarmak için aşağıda belirtilen fikirleri dikkate almalıdır (CASA, ty:

7):

Düşük Verimlilik

Vasat Düşük

Verimlilik

Vasat Verimlilik

Yüksek Verimlilik Yüksek

Düşük

Negatif Pozitif

Bütünleşme

Performans Normları

Birey ve ekip için iyi

Organizasyon için iyi

Page 210: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

190

i. Gönüllü profesyonel kapsamında yer alsa da almasa da, gönüllülerin önceki

tecrübeleri ve geçmişleri hakkındaki bilgilere yönelik personel hakkında

araştırmaları ilerletmek,

ii. Gönüllü iş tasarımı ve gelişmesine profesyonel çalışanı dahil etmek. Bu

profesyonel çalışanın organizasyonu ve gönüllüleri daha iyi anlayarak

geliştirmeyi sağlayacaktır,

iii. Tarama, oryantasyon ev rutin eğitimlere personeli de dahil etmek, bu

gönüllüleri daha kalifiye yapmak için gönüllülerden bilgi alırken profesyonel

personeli rahatlatacaktır,

iv. Her bir gönüllü ile iletişime geçerken açık davranmak, bu gönüllülere

görevleri verirken sonradan oluşacak kargaşa (confusion) ve kızma /

kırılmayı (resentment) önleyecektir,

v. Gönüllü değerlendirmesine personeli dahil etmek, bu değerlendirmeye

yönelik kararlar verirken gönüllülüğün yönetimsel otoritesini daha sağlıklı

kılacaktır,

vi. Gönüllülerin araçsallıkları ile ilgili sonuçlardan personele geri beslme

sağlamak, bu gönüllülerin program için faydalarını belirlemeyi ve

etkililiklerini ortaya koymayı sağlar, ayrıca profesyonel çalışanının gönüllü

hakkında yönelimini de ortaya çıkarır,

vii. Etkili gönüllüleri tanıma ve ödül vermede profesyonel çalışanları da olaya

dahil etmek.

4.4.4.1.5. Stres Yönetimi

Stres, bir bireyin üzerinde belirli bir uyarıcının neden olduğu aşırı psikolojik

ve fiziksel beklentilere uyum gösterme sürecinde verdiği tepki şeklinde

tanımlanabilir. Stres, organizamanın bir durumu, birey ve çevresi ile etkileşimli,

tehlike içerebilen, ayarlanması güç ve kaçınılmaz olarak ortaya çıkabilen, sadece

psikolojik değil fiziksel olarak da bireyi yıpratabilen, ancak iyi yönetildiğinde zaman

zaman performans artışını da sağlayabilen bir gerçekliktir (Işıkhan, 2004: 35-37).

Page 211: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

191

Bir organizasyonda işle ilgili stres kaynaklarını (sources of job stress) temel

olarak üç grupta toplamak mümkündür. Bunlar iş karakteristikleri, bireyler arası

ilişkiler ve bireysel faktörler olarak ifade edilmektedir. Sözü edilen üç temel stres

kaynağının alt başlıkları ve kısa açıklamaları aşağıda yer almaktadır (Arnold ve

Feldman, 1986: 461-467):

i. İş Karakteristikleri: Bir organizasyonadaki en büyük stres kaynağı kişinin

rolü ve diğerlerinin (supervisor, iş arkadaşları, iç ve dış müşteriler,

destekleyiciler, denetleyiciler gibi) o rolden beklentilerinin sebep olduğu

strestir. Dört temel biçimde ortaya çıkmaktadır. Birincisi organizasyonun

amaçları ve kendisinin sorumluluk sınırlarını bilememesi ile ilgili olan rol

belirsizliği; ikincisi farklı grupların beklentileri açısından (bir kişiden aynı

anda hem o işi iyi yapmasını bekleme, hem de denetleyici olmasını bekleme

ya da bir kişiden hem yasal olarak o işi sınırlamasını, hem de uygulamada

sınırlama dışına çıkılmasını bekleme ancak olumszuluk olduğunda o kişiyi

sorumlu tutma gibi) ortaya çıkan rol çatışması; bir diğeri zaman ve yetenek

yetersizliğinden dolayı ortaya çıkan aşırı yüklü rol; sonuncusu ise, düşük iş

yükünün ortaya çıkardığı düşük yüklü rol’dür.

ii. Bireylerarası ilişki: Diğerleri (supervisor, iş arkadaşları, iç ve dış müşteriler,

destekleyicler, denetleyiciler gibi) ile olan ilişkilerin yol açtığı stres

kaynağıdır. Üç temel biçimde ortaya çıkmaktdır. Birincisi insanlarla iş gereği

yoğun ilişki kurmanın yol açtığı diğerleri ile ilişki yükü; ikincisi kendi

bölümü dışındakilerle iş gereği zorunlu olarak gridiği ilişki ileilgili olarak

ortaya çıkan stres diğer departmanlardaki inasanlarla ilgili ilişki yükü;

sonuncusu ise, yönetimin yaklaşımı ve organizasyon kültürü, fiziksel koşullar

gibi nedenlerle ortaya çıkan stres organizasyonel iklim’dir.

iii. Bireysel faktörler: İş yaşamında bireysel olarak iyiye ya da kötüye gitmenin

getirisi olabilecek nedenlerle ortaya çıkabilen stres kaynağıdır. Üç temel

Page 212: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

192

biçimde ortaya çıkmaktadır. Birincisi, sendikalaşma ve güvenlik, evlilik, statü

(güç, prestij) kaygısı, yüksek standartlarda diğerlerinin daha iyi konuma

geleceğini varsayma gibi nedenlerle ortaya çıkabilen kariyer sorunu ikincisi

işin sabir bit mekenda yapılmaması, işin başka mekana transferi, çocuk sahibi

olma gibi nedenlerle ortaya çıkabilen coğrafik hareketlilik; üçüncüsü ise,

bireyin yaşamında ortaya çıkan olayların (ölüm, boşanma gibi) sebep olduğu

yaşadığı yaşam değerinde / oranında değişim’ dir.

Gönüllü yönetimi bağlamında strese yaklaşım yukarıdaki, stres kaynaklarının

daha yoğun etkilendiği bir süreçte ortaya çıktığının düşünülmesini gerektirmektedir.

Doğal olarak gönüllü bireyler günlük çalaışma yaşamları ve özel yaşamları için de

zaman zanam değişen boyutlarda belirli bir stres yükünün altına girmektedirler.

Bunun nedeni zaten rutin olarak değerlendirilebilecek bu iş yüküne dayalı strese bir

de gönüllük bağlamında yapılacak faaliyetlere yönelik stres de ilave olabilecektir.

Ancak tam tersi gönüllü rol aldığı faaliyetlerin kazandığı manevi tatmin nedeniyle iş

ve günlük hayattan kaynaklanan stresini ortadan da kadırıbilecektir. Bu durum lider

yönetim tarafından özenle üstünde durulması ve gönüllü yönetiminde karar alırken

ve uygularken hassas davranılmasını içeren bir süreçtir.

Strese yol açan iş karakteristikleri bağlamında gönüllü yönetimine çeşitli

açılımlar getirilebilir. Gönüllülerin eğitim aşamasından itibaren onların istediği ve

STK için gerekli görevlere getirilmeleri, rollerinin sınırlarını bilmeleri, gerek ekip içi

gerekse profesyonel çalışanlarla çatışmaya girmemeleri ya da çatışmanın verimli

boyuta çekilmesi, aşırı ve gereksiz iş yükü yüklenerek tükenmişlik durumuna

(burnour syndrome) dürülmeme ya da tam tersi yetersiz ya da sırf görev verilmiş

olsun diye görev vererek gönüllü değerinin boşa harcanması ve onun kendini

değersiz hissetmesi önemlidir (Işıkhan, 2004: 48). Yine bu bağlamda katılımcı

demokrasi perspektifinde, onlara ve görüşlerine saygılı davranılması, biçimsel

olmayan ve zarar verici (ideolojik, çıkar amaçlı gibi) gruplaşmaların önüne

geçilmesi, profesyonel ve gönüllü gruplaşmalarına gidilmemesi, ekip çalışmasında

gerekli olan movasyon, katılımcılık, iletişim, yaratıcılık, saygı gibi önemli konuların

sürekli geliştirilmesi, diğer STK’lar ve kuruluşlarla iyi iletişim kurulması ve ortak

çalışmalara girilmesi de dikkate değer konulardır. Ayrıca gönüllü bireyler genellikle

Page 213: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

193

manevi değerle hareket eden çoğu zaman maddi kariyer beklentisi olmayan kişilerdir

ve onların yapılan faaliyetlerden aldıkları haz her şeyin üstündedir. Bu nedenle

onların kariyerleri manevi boyutta değerlendirilebilir. Ancak, doğal olarak gönüllü

olarak başlayıp profesyonel olarak da o STK’da çalışmaya devam etmeyi

düşünebilecek bireyler de bulunabilecektir. Yine projenin uygulanması çoğrafi olarak

farklı bölgelerde yerine gerçekleştirilmesi, ayrıca zaman aşımının olması ve istenen

sonuçlara ulaşamama gibi nedenler de stres kaynağı olabilir. Yine gönüllünün özel

yaşamında meydana gelen değişimler de onun doğal olarak gönüllü performansını

olumsuz etkileyebilecektir.

Gönüllü yönetiminin uygulamada ortaya çıkan önemli bir konusu olan

tükenmişliği (burnout) anlamaya yönelik bazı sorular gönüllülere yönetilebilir.

Aşağıda bu sorulardan başlıcaları yer almaktadır (Empowering America’s Grassrots,

4-4):

i. İyi bireylerden daha yüksek standartlara mı sahip olmak istiyorsunuz?

ii. Bireysel olarak kabulden ziyade daha fazla bireysel eleştiri eğiliminde

misiniz?

iii. İş cesaretinizin ya da garantinizin kırıldığını mı hissediyorsunuz?

iv. Yapmak yerine erteliyor musunuz?

v. Diğerlerinin işlerini yeterli yapması sizi telaşlandırıyor mu?

vi. Diğer gönüllüler görev almadan “Onu başkası yapsın” diyerek öekiliyor

musunuz?

Eğer yukarıdaki sorulardan bir veya birden fazlasına evet yanıtı verilirse

aşağıdaki yollardan birini denemek uygun olabilir (Empowering America’s

Grassrots, ty: 4-4):

i. Bir adım geri atmak,

ii. Yeni bir şeylerle uğraşmak,

iii. Yetkileri göçerme,

iv. Başarıları kutlama,

v. Organizasyon dışı yardımı araştırma.

Page 214: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

194

4.4.4.1.6. Sürekli Eğitim ve Gelişme

Gönüllü yönetiminin temel fonsiyonudur. Gönüllülerin gerek kuruma

oryantasyonları, gerekse ileride alacakları rollerde (proje bazındaki ya da rutin

faaliyetler gibi) bilinçli, yeterli, özgüğvene sahip ve başarılı olabilmeleri için

eğitimin sürekli olarak yapılması gerekmektedir. Eğitim terok ya da uygulamalı

olabilecektir. Eğitimin sürekli olması yanında uzmalarca (gönüllü olabilir) ve fiili

tecrübesi olanlarca yerine getirlemesi, uygulama boyutunun çok iyi irdelenmesinin

önemi büyüktür.

Gönüllü yönetimi için bu kısımda ortaya konulan liderlik ve motivasyon,

sağlıklı iletişim, katılımcılık, ekip çalışması, stres yönetimi ve sürekli gelişmenin

rutin hale gelmesi ve uygulamaya rasyonel yansıması da temelde hem profesyonel

çalışanlara, hem de gönüllülere verilecek eğitimle mümkün olacaktır. Bu nedenle

gönüllü yönetimi süreci için eğitimle başlayan, eğitimle devam eden ve eğitimle

geliştirilen bir süreçdir tanımlaması yapmak doğru bir yaklaşım olacaktır.

4.4.4.2. Gönüllüleri Tanıma

Gönüllüleri tanıma onlara katkılarından dolayı teşekkür etme anlamına

gelmektedir. Gönüllülere biçimsel olmayan bir çerçevede sürekli bir şekilde teşekkür

etmek ve belirli planlı faaliyetler çerçevesinde de biçimsel olarak teşekkür etmek

mümkündür. Gönüllü hem biçimsel, hem de biçimsel olmayan şekillerde teşekkür

edilerek diğerleri tarafından tam tanınmış ve taktir edilmiş hissedecektir. Bunun

gönüllü için önemli bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır (Volunter Managment

Theory, ty: 2).

Uygulamada sık sık rastlanılan biçimsel ve biçimsel olmayan tanıma

şekillerine ait örnekler aşağıda yer almaktadır (Evergreen, ty: 2, 6):

Biçimsel tanıma örnekleri:

i. Görev tanımlamaları ve görev ünvanının açıklanmasını sağlama,

ii. Saygı gösterme ve eş statü sağlama

Page 215: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

195

iii. Öne çıkan bir gönüllülükten sonra isme bir ödül,

iv. Kültürel olaylar için serbest giriş biletleri,

v. Proje ve organizasyonla gönüllü yılının yıl dönümünü kutlama, yanı sıra

Öğle yemeği, akşam yemeği, pinik, parti gibi kutlamalar

vi. Bir değerlendirme ve sorumluluk artışı / ilerleme gibi formal geri besleme

sağlamak, sorumluluğunu artırmak,

vii. Atölye çalışması için hüner sağlama,

viii. Ulusal ya da uluslararası gönüllü haftası kutlamalarına katılma ve faaliyet

gösterme.

Biçimsel olmayan tanıma örnekleri:

i. Bir fincan kahve ya da yürüyüş yaparak bir sohbeti paylaşma,

ii. Teşekkür etmek için telefonla konuşma,

iii. Uzman ve danışman olarak onları kullanma ya da onların önerilerini dinleme,

profesyonel çalışanlarla beraber toplantıya katılmalarını sağlama,

iv. Gelecekte değerlendirmek üzere zamanında belgelemek,

v. Pozitif biçimsel olmayan bir geri besleme sağlama ya da teşvik,

vi. Kalem, bloknot, ajanda gibi küçük ve ucuz büro malzemeleri verme,

vii. Bir ev aldığında bir kır çiçeğini ona gönderme.

Gönüllüleri tanımada en etkili sıklık günlük etkileşime girmektir ya da

yakalanan her fırsatttır. Ancak, fırsatların değerlendirilmesi önemlidir. Gönüllü

örgüte yeni katıldığında, eğitim aşamasında ve eğitim sonrasında, bir projeye

başlama aşamasında, bir proje anında (günlük ya da haftalık), proje bitiminde, bir

personel ya da grup toplantısında, doğum günlerinde ya da hastalık zamanlarında,

gönüllülükten ayrılırken ya da artık gönüllü değilken telefon, mektup, e-mail, web

sayfasında yer verme, bir dergi ya da gazete yazısı gibi araçlarla istenen tanıma

gerçekleştirilebilir (Evergreen, ty: 4).

Page 216: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

196

4.4.5.Değerlendirme

Gönüllü yönetiminin nihai fonksiyonu değerlendirme olarak ortaya

konulabilir. Değerlendirme gönüllü yönetimi ruhuna uygun olarak yapılması gereken

ve çekinilmemesi gerekli önemli bir süreçtir. Burada amaç gönüllüleri yargılamak

değil, STK’nın misyonu, vizyonu, amaçları ve hedefleri doğrultusunda gönüllülerin

performansını maksimize ederek, hem STK’nın ve hedef kitleye verilen hizmetin,

hem de gönüllünün başarısını üst düzeye çıkarmaktır.

Bir gönüllü yönetim sürecinin değerlendirmeye tabi tutulması temel olarak

beş önemli faydayı sağlamaktadır. Bunlar (Empowering America’s Grassrots, ty: 5-

1):

i. Yönetici heyet ve personelin değerlendirme bağlamında katkısını sağlar,

ii. Program gelişmeleri hakkında bilgi verir,

iii. STK’nın stratejik planlamasını destekler,

iv. Gönüllüler kapsamında finansal kaynakların ve profesyonel insan kaynağın

yeniden tahsis edilme gerekliliği bağlamında teşhis edilmesini sağlar,

v. Başvuru ve uygulama fonlarını destekler.

Diğer bir bakış açısı ile değerlendirme süreci ayrı ayrı, gönüllünün kendisini

değerlendirmesini, yapılan işlerin (günlük ya da proje bazında) değerlendirilmesini,

orgaizasyonun kendisini değerlendirmesini sağladığı gibi; gönüllü, yapılan işler ve

organizayonun bütünsel etkileşiminin de değerlendirilmesini gerçekleştirmeyi

sağlamaktadır. Değerlendirme süreci sonunda elde edilen sonuçlar bağlamında

çözüm yolları geliştirilmekte bu yollar zaten uygulamada döngüsel bir süreci izleyen

gönüllü yönetiminin diğer süreçlerine (planlama-yeniden planma, gönüllü alma,

eğitim ve yöneltme) pozitif bir biçimde yansıtılmaktadır.

Bir programın değerlendirilmesi yıl ortasında ve yıl sonunda ya da bir

projenin değerlendirilmesi projenin orta sahalarında ve son sonunda yapılabilir. Sözü

edilen süreçlerde elde edilen sonuç rapora göre sonuçlar, kuvvetli ve zayıf yönler,

fırsatlar ve tehlikeler, tavsiyeler ve gelecek için yeni planlar ortaya konulabilir

(Governor Office, ty.: 2).

Page 217: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

197

Uygulamada rasyonel bir değerlendirme sürecini üç temel basamakta

gerçekleştirmek mümkündür. Bunlar, değerlendirmeyi planma, veri toplama ve

analiz, raporlama’dır (Empowering America’s Grassrots, ty.: 5-1).

4.4.5.1.Değerlendirmeyi Planlama

Gönüllü yönetiminin tüm süreçlerinde olduğu gibi kaynakların rasyonel bir

şekilde kullanımı için planlı bir şekilde hareket etmenin değerlendirme aşamasında

önemi çok büyüktür. Bu ndenel değerlendirmeye başlarken yerine getirilecek

değerlendirme faaliyetlerini planlamak gerekmektedir.

Bu aşamada ilk yapılması gereken program tanımlaması yapmaktır. Ancak

yapılacak programın kapsamı net, açık ve spesifik bir kapsamda oluşturulmalıdır.

Örneğin genel olarak STK için farklı, belirli bir proje kapsamında farklı ya da

gönüllü eğitim sürecinde farklı şekillerde kapsamlar oluşturmak mümkündür.

Eğer genel bir tasarım (örneğin bir proje kapsamında) ise, aşağıdaki

seçenekler kapsam içinde yer alabilir (Empowering America’s Grassrots, ty: 5-2):

i. Programın gerekliliği: Örneğin, misyonu çevre ile ilgili olan bir STK için bu

bağlamda şu sorulara cevaplar aranabilir; Bizim programımıza ait olan çevre

problemi nedir?, STK’da yer alan ( ya da proje ise projede yer alan) için bu

bireyler için bu nekadar önemlidir? Hedef kitle kimdir / kimlerden

oluşmaktadır? Araştırılması gereken değişimler, dönüşümler ve eğitilimler

nelerdir?...gibi.

ii. Hedefler ve amaçlar: STK’nın misyonu kabaca “yaşanabilir temiz bir çevre

yaratmak” olsun. Bunu başarmak için ne gibi özel sonuçlar elde edilmelidir?

sorusuna yanıtlar aranabilir. Örneğin bu bağlamda, A semtindeki esnafın

%90’ına yönelik bilinçlendirilme çalışması yapılmış olabilir.

iii. Programın aktiviteleri: Program hangi aktiviteleri içeriyor sorusuna cevap

aranır? Esnafların çevre temizliği konusunda bilinçlendirilmesine yönelik

çalışmalar yapılabilir. Gazete, broşür, reklam, sesli duyuru, küçük grupları

içeren ufak çaplı basit sokak toplantıları gibi.

Page 218: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

198

iv. Program kaynakları: Programın insan kaynağı (gönüllüler gibi),

materyalleri ve finansmanı nedir? sorularına cevaplar aranmaktadır.

v. Gelişme safhası: Program planlama safhasında mıdır?, Yönelimi nedir? her

hangi ölçülebilir sonuç / sonuçlar elde edilebilinecek mi? Gibi sorulara

cevaplar aranmalıdır.

Örneğin eğitim programı hakkında değerlendirme yapılacaksa bir toplantı

çerçevesinde: reaksiyon; Gönüllü adayları eğitim hakkında ne hissediyorlar?,

öğrenme; Gönüllü adayları hangi bilgileri kazandılar?, davranışlar; Gönüllülerde

hangi tür pozitif davranış değişikliği oldu? ve sonuçlar ve etkileri; Gönüllüler eğitim

süreci sonucunda organizayon için hangi gerekli görev hünerlerini kazandılar?

soruları tartışılabilir (Empowering America’s Grassrots, ty: 5-2). Bu bağlamda,

iletişime yönelik bir eğitim faaliyeti yapılmış olduğu varsayılsın. Eğitim faaliyeti

sonunda gönüllü adaylarının eğitimden memnun oldukları, iletişime yönelik daha

bilgili oldukları ve empatinin önemini anladıkları ve uygulamada kendilerini

diğerlerinin yerine koyarak ve onları mutlaka dinleyerek iletişimin daha sağlıklı bir

ortama çekildiği görülebilir. Örneğin artık çatışmalar azalmıştır, işler iyi iletişim

sayesinde daha hızlı yapılır hale gelmiştir ya da tam tersi eğitimin hiçbir faydası

olmamıştır ve çatışmalar daha da artmış işler aksamaya devam etmektedir.

Diğer taraftan değerlendirme için, gerekli personel, materyal ve kaynak,

hangi kesimin (hedef kitle, gönüllüler, profesyonel insan kaynağı, fon sağlayanlar

gibi) değerlendirme kapsamında tutulacağı, program ya da proje için kısa, orta ve

uzun vadeli sonuçların ne oranda alınabileği gibi sorunların da önceden tasarlanmış

bir çerçevede ve katılımcı demokrasi kapsamında yazlı olarak belirlenmiş olması

gerekmektedir.

4.4.5.2.Veri Toplama ve Analiz

Bu aşamada değerlendirmeyi planlama aşamasında ortaya konulan süreç ve

ölçütler çerçevesinde değerlendirme yapmak üzere gerekli veriler toplanır,

düzenlenir, analiz işlemi yapılmaktadır.

Page 219: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

199

Elde edilen veriler nicelik ya da niteliksel olabilecektir. Nicelik olarak elde

edilecek veriler, hedef kitledeki katılan birey ya da kuruluş (işletme, STK, resmi

gibi) sayısı, personel, gönüllü, fonsağlayıcı, politika yapıcı, diğer paydaş, parti sayısı,

toplam zaman olabilir. Niteliksel olarak ise, bu kapsamda gönüllülerin iş

performansları, gönüllülerin başarıları, gönüllülerin etkililikleri ve etkinlikleri,

gönüllü ve profesyonel çalışanlar arasındaki iletişim, işbirliği ya da çatışma örnek

gösterilebilir.

Diğer taraftan istatistiksel analiz teknikleri kullanılarak da çeşitli çıkarsamalar

yapılarak belirli sonuçlara da varılabilir. Örneğin konuya yönelik anketler

hazırlanarak değerlendirmeleri yapılabilir. Ayrıca finansmanın kullanımının etkililiği

ve etkinliğine yönelik değerlendirme yapmak üzere çeşitli finansal çalışmalar

yapılabilir.

Değerlendirme işlemi sonuç olarak planlanlama sonucu ortaya konulan

standartlarla elde edilen standartların karşılaştırılmasıdır. Planlama aşamasında

ortaya konulan standartlar rasyonel olmadığında ya da gelecek yönelimli olarak

esnek düşünülmediğinde uygulamada gerçekleşmiş bile olsalar gerçekte başarılı

olarak değerlenemeyeceklerdir. Örneğin diğer bir STK benzer çalışmayı daha kısıtlı

imkanlarla (finansman, insan kaynağı, ekipman ya da zaman gibi) daha etkinbir

şekilde gerçekleştirmiş olabilecektir. Bu nedenle standartların rasyonel, bilimsel ve

tüm paydaşların katılımıyla önceden gerçekçi bir şekilde yazılı olarak ortaya

konulması gerekmektedir.

4.4.5.3.Raporlama

Değerlendirme raporu ile elde edilen sonuçlar ve bunların nasıl elde

edildikleri ortaya konulmaya çalışılır. Elde edilen bulguların açık ve net bir şekilde

yazılı bir şekilde ifade edilmiş olması gerekmektedir.

Değerlendirme raporunun belirli bir format dizaynında ortaya konulması

önemlidir. Değerlendirme raporunun formatı içinde, kapak ve başlık, içindekiler,

özet, artalan ve amaçlar (bu kapsamda program artalanı, değerlendirme mantığı /

açıklaması, program tanımlaması yer alabilir), metotlar (bu kapsamda tasarım,

ölçütler, veri toplama prosedürleri, veri süreçleme prosedürleri, analiz ve sınırlılıklar

Page 220: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

200

/ kısıtlar yer alabilir), sonuçlar, tartışma ve tavsiyeler, ekler (Çizelge, çizelge gibi)

sırasıyla ve içerik kapsamlarıyla birlikte bulunmaldır (Empowering America’s

Grassrots, ty.: 5-6). Değerlendirme raporu düzgün bir dille, bilgisayar ortamında

yazılmış ve iyi bir yazıcıdan çıktı olarak alınmış ve toplu olarak temiz bir şekilde

dosyalanmış olmalıdır.

Rapor hazırlanırken hangi kesimin bu rapordan etkileneceği ve bilgileneğinin

de önemi büyüktür. Bu nedenle hazılanacak rapor, yönetici heyet ve profesyonel

çalışanlar, fon sağlayıcılar, yönetici ve personel ajansları, gönüllü ajansları ya da

genel halk gibi taraflardan hangisine sunulacaksa onların anlayış ve etkilenme

düzeyleri, bakış açıları ve yöneltecekleri sorular da göz önünde bulundurulmalıdır.

Burada unutulmaması gereken rapolamanın amacı ne olursa olsun, sonuçta nihai

olarak fonların düzeltilmesi, tekrar ek destek sağlanması, etkililik ve etkinliğin

kanıtlanması gibi temel nihai hedeflerinin olduğu da bir gerçektir (Governor’s

Office, ty: 2).

Page 221: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

201

IV. BÖLÜM

STK’LARIN MİSYONLARI

5.1. STK’lar ve Misyon

STK’lar misyonları, diğer bir deyişle görevleri için var olan örgütlenmelerdir.

Onlar Dünya genelinde uluslararası, ulusal ya da bölgesel ölçeklere sahip olarak

gerek nitelik, gerekse nicelik olarak farklılıkları içeren bir yapıda çok çeşitli

görevleri yerine getirirken temelde belirli konulara odaklanmaktadırlar. Bu konular

görevin özelliği ve büyüklüğü hangi düzeyde olursa olsun insan, diğer canlılar ve

cansızlar olarak ortaya konulabilecektir. Diğer bir bakış açısıyla STK’ların varlık

sebepleri ve görevleri insana ve insana yakışır değerlere hizmet etmek olarak ifade

de edilebilir. Bunun için STK’lar bir bakıma insan eliyle bozulan ve dejenerasyona

uğrayan insani değerleri ve çevreyi, aktif vatandaşlık çerçevesinde yine insan eliyle

düzeltmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda STK’lar da yer alan insan kaynağı yaptığı

faaliyetlerle dünyanın yerlisi olunması ve ona göre sorumluluk üstlenilmesi

gerekliliği konusunda insanlığa örnek davranışların ortaya konulmasına yol

açmaktadırlar.

STK’lar insana, diğer canlılara ve cansızlara zaman zaman devletlerin bile

yerine getiremediği ya da yetersiz kaldığı durumlarda bir paydaş olarak devasa

projelere imzalarını atarak hizmetlerini yerine getirirler. Onlar için harcanan

çabaların, zamanın, finansmanın ve kullanılan ekipmanın karşılığı ise, görevlerini

başarıyla yerine getirmiş olmanın hazzı, o hızla yeni görevleri üstlenmekten başka

bir şey değildir. Doğal olarak bu bağlamda bir bakıma gerçekliği olabilecek olumsuz

senaryolar (komplo teorileri) da belirli oranda ortaya konulabilecektir. Ancak bu

onların tümden varlığına gölge düşürecek bir kapsamda tutulmamalıdır. Örneğin,

ülkemizin yaşadığı ve unutulması mümkün olmayan “17 Ağustos” depreminin gerek

ülkemiz çapındaki, gerekse uluslararası STK’ların üstlendikleri o asil görevleri de

rasyonel düşünen bir bireyin inkar etmesi olanaksızdır. Burada gerçekçi olan,

gerçeğin ayrıntıda saklı olduğunu bilmek ve gerekli konu ve durumlarda duyarlılığı

göstermeyi göz ardı etmemek kaydıyla, tali yollardan kurtularak yapılacak

yaklaşımlardır.

Page 222: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

202

Tezin ikinci bölümünde, STK’ların yönetimi bağlamında geniş bir şekilde yer

alan ve misyon formülasyonun (söyleminin) altyapısını oluşturan STK misyonları,

uygulamaya da yönelik olarak bu bölümde sınıflandırılarak ortaya konulmuştur.

Sınıflandırma üç boyutlu olarak tasarlanmıştır. Bunlar, STK’ların genel misyonları,

faaliyet alanına yönelik misyoları ve gönüllü misyonlarıdır.

5.2.STK’ların Genel Misyonları

STK’ların genel misyonları her STK’nın gündeminde bulunması gereken

misyonlardır. Diğer bir ifadeyle, genel misyonlar STK’nın yerine getirdiği tüm

faaliyetlerde göz önüne alması gereken ve sivil toplumun gelişmesi için olmazsa

olmaz misyonlar olarak ifade edilebilecektir.

Genel misyonları beş sınıfta ortaya koymak mümkündür. Bunlar, dönüşüm

misyonu, demokrasi ve katılımcılığı geliştirme misyonu, etik faktörlere saygılı olma

misyonu, paydaş olma misyonu ve yasal çerçevede faaliyet gösterme misyonudur.

5.2.1. Dönüşüm Misyonu

Gerek doğada, gerekse insan ve toplum hayatında yaşanan değişimler bir

anda radikal olarak ortaya çıkmamaktadırlar. Diğer bir deyişle, yaşanan başkalaşım

belirli bir zaman sürecinde birbiri ardına eklemlenerek önceki durumu da belirli

oranda içerecek şekilde yeni bir duruma geçmeyi kapsamakta yani evrimleşmeyi

içermektedir. Sözü edilen bu yeni duruma geçiş “dönüşüm” kavramı olarak ifade

edilmektedir.

Sivil toplumun tarihsel perspektifi incelendiğin de (birinci bölümde yer

almakta) Aristo’dan başlatılan sivil toplum olgusu günümüze kadar sürekli olarak bir

dönüşüm sürecini yaşamış ve günümüzde de yaşamaktadır. Batı’da günümüz sivil

toplumunu oluşturan alt yapı ile ülkemizde sivil toplum kültürünü yaratan alt yapı

tarihsel süreç içinde farklı kaynaklardan beslenerek farklı yönelimlere odaklanmıştır.

Ancak son yıllarda küreselleşme ve iletişim teknolojilerinin etkisiyle Dünya

kültürlerinin yakınlaşması sonucu belirgin bir şekilde gerek uluslararası camiada,

gerekse Türkiye’de STK’lara olan ilgi oldukça artmıştır. Bunun temel sebebi

Page 223: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

203

STK’ların Dünyasal insani değerlerin yaygınlaşması adına devletleri ve toplumları

dönüştürmesi olarak ortaya konulabilecektir. Diğer bir yaklaşımla uluslararası

camianın ve devletlerin yapamadığı pozitif değerlere geçişi ve onların sürekli

geliştirilmesi bağımsız bir örgütlenme şekli olan STK’lar sayesinde oluşmaktadır.

Dönüşümün STK’lar sayesinde olması ise, hem halk desteğinin alınması, hem

de yaşam kalitesi adına daha pozitif duruma geçişte toplum ve ülke tarafından

içselleştirilmiş bir süreci içine almaktadır. Doğal olarak burada STK’ların katkı

sağlayacakları dönüşüm belirli bir çıkar grubunun ve belirli bir etnik kökene sahip

bireylerin ya da sadece insanların da değildir. Evrensel insani değerler bağlamında

farklılık gözetmeksizin ve karşılıklı saygı çerçevesini ifade etmektedir. Örneğin, bir

STK örgütlenmesinin arkasına sığınmış terörist örgütlenmenin ne kendisine, ne de

insanlığa bir faydasının olmayacağı açıktır.

5.2.2. Demokrasi ve Katılımcılığı Geliştirme Misyonu

Toplumlar yetki alma ve yönetme bakımından temel olarak iki şekilde

yönetilirler. Bunlardan birincisi yetkiyi Tanrısal kaynaktan alma ve sadece O’na

karşı sorumlu olmayı içeren yönetim şekli; ikincisi ise, yetkiyi halktan alma ve halka

karşı sorumlu olmanın yanı sıra vicdani olarak da örtülü bazı değerlere karşı sorumlu

olduğunu hissettiren yönetim şekli olan demokrasidir. Burada sözü edilen değerlerin

içine bilim, kültürel özellikler, inançlar, eğilimler ve insanı insan yapan unsurların

tümü girebilecektir (Kim vd., 2002: 321).

Teorik olarak demokrasi “halkın yönetimi” olarak ifade edilirken,

uygulamada halkın egemenliğinin yönetime ne kadar yansıdığının; diğer bir deyişle o

demokrasinin halkı ne kadar temsil ettiğinin ölçümsel sonuçları değişebilmektedir.

Bu kapsamda demokrasinin kalitesinden söz etmek mümkün olacaktır. Burada

kalitenin ölçüsü ise, halkın değer yargıları ve istekleri onun seçimle iş başına

getirdiği parlemento da ne kadar fazla temsil ediliyorsa o kadar kaliteli bir demokrasi

kültüründen bahsetme olanağı doğmasıdır. Aksi takdirde demokrasi belirli grupların

çıkarlarını temsil eden “yağma rejimi modeline” dönüşebilmektedir (Kongar,

2001:s.y.)

Page 224: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

204

Demokrasilerde demokrasi kültürünün kalite düzeyinin artmasının garantisi

ise, “katılımcılık” düzeyidir. Katılımcılığın artışı oranında halkın fikirleri

demokrasiye yansıyarak onu olgunlaştıracak böylece halkın egemenliği seçimle

gelen parlementoya daha fazla yansıyacaktır. Bu da doğal olarak demokrasi

kültüründeki kaliteyi artıracaktır. Sözü edilen demokrasi ve katılımcılığın kaliteli bir

süreci doğurmasına yönelik bütünleştirici yeni bir kavram ise “katılımcı demokrasi”

olarak ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda güçlü sosyal etkililik açısından katılımcı

yönetim tipine doğru yapılacak reformlar oldukça etkili bir süreci beraberinde

getirecektir (Andrews, 2003: 995).

Ancak uygulamada bunun gerçekleştiğini söylemek olası değildir. Bir

toplumda katılımcı demokrasinin gerçekleştirilmesine yönelik olarak, aile, apartman

yönetimi, apartmanın bahçesini ya da avlusunu paylaşma, kamu arazisini sahiplenme

veya sokakları paylaşma gibi sıradan mekan ve süreçler için araştırılması kararlara

katılımın kalitesini ortaya koymaya yetecektir. Doğal olarak sokaktaki kalite

düzeyinin halkın seçtiği üst yönetim düzeyine de yansıyacağı açıktır. Örneğin,

sokakta katılımcılığın olmadığı bir ülke meclisinde halkın gerçekten fikirlerinin

temsil edilmediğinden bahsetmenin rasyonel bir yönü olmayacaktır.

İşte STK’ların bağımsız örgütlenmeler olarak katılımcı demokrasi kültürünü

geliştirici etkileri burada öne çıkmaktadır. STK’lar daha tabanda ortaya çıkan ya da

çıkabilecek olumsuzlukları yerinde teşhis ederek alternatif çözüm önerileri ve

uygulamaları sunarak halkı eğiten / eğitmesi gereken ve sonuç olarak da üst

yönetime yansıtılmasını sağlayan oluşumlardır. Yukarıda da belirtildiği gibi bu olay

zor, zaman, emek ve para isteyen bir sürecin ürünüdür.

STK’ların yerleşik hale getirmesi gereken demokrasi kültürü, belirli bir

kesimin katılımcı demokrasi kültürü değil; insanlığın katılımcı demokrasi kültürüdür.

Katılımcı demokrasi STK’ların genel bir misyonudur ve O’nun faaliyet alanı

misyonları ile karıştırılmamalıdır. Bu ütopik bir olgu olarak görüldüğü süreci ya da

“böyle gelmiş böyle gider mantığı” çerçevesinde değerlendirildiğinde STK’ların bu

misyonu gerçekleştirmelerinin imkanı bulunmadığı ve katılımcı demokrasi

olgusunun bir slogandan öteye gitmeyeceği de açıktır. Artık günümüzde gelinen

demokrasi kültürü küçük kamu alanlarında kışkırtıcı söylemleri dışlayan, birbirini

Page 225: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

205

anlama ve karşılıklı öğrenme perspektifinde yoğunlaşmakta ya da durumundadır

(Tekeli, 2002: 14). Bu da katılımcı ya da bir gömlek düşük demokrasi modeli

şeklinde nitelenebilecek çoğulcu demokrasi modeli ile gerçekleştitilebilecektir.

5.2.3. Sürdürülebilir Kalkınma Misyonu

STK’ların devlet (kurum ve kuruluşlarıyla) ve özel sektörden sonra üçüncü

sektör olarak adlandırılmalarının temelinde yer alan unsur STK’ların kalkınmadaki

aldıkları önemli rol ile açıklanabilecektir. Burada önemli rol ile kastedilen, STK’ların

devlet ve özel sektörün yetersiz kaldığı ya da çeşitli nedenlerle (devlet için bürokrasi,

merkeziyetçilik, rasyonel planlama yapamama, yetkin olmayan insan kaynağı

kullanma ve yönetişimi hayata geçirememe gibi; özel sektör için kar amacı gütme,

ayakta kalabilme ve ilgi alanlarının farklılığı gibi) verimsizliğin ve etkin olmamanın

ortaya çıktığı süreçlerde, bağımsız bir aktör olarak onlara destek verebilme yetisi ve

esnekliği ile ilgilidir (Pinnock, 2002: 230; Fruttero ve Gauri, 2005; 762; Acı, 2006:

4).

Bu bağlamda, günümüzde STK’ların kalkınma yönelimli rolü zaman ve

mekanı aşan, ayrıca sınır tanımayan bir çerçevede gelecek yönelimli süreklilik

kapsamında “sürdürebilir kalkınma” çerçevesinde dünya genelinde kabul görür hale

gelmektedir. Diğer bir deyişle kalkınma ilk bakışta ekonomik olarak algılanan bir

gerçekliktir. Oysa kalkınmanın sürdürülebilir olması sosyal, ekolojik, ekonomik,

mekansal, kültürel unsurlar ve bunların birbirleriyle sürekli etkileşimleri ile ilgilidir

(Akpınar vd., 2003: 473-474).

Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olarak sürdürülebilir kalkınma prizması

(the prism of sustainable development) dört temel boyut ortaya konulabilir (Şekil

4.1.). Bunlar, ekonomik boyut (insan-kapital oluşturma boyutu), çevresel boyut

(doğal kapital), sosyal boyut (insan kapitali) ve kurumsal boyut (sosyal kapital)

şeklindedir. Sürdürülebilir kalkınma bu dört boyut çerçevesinde, sürekli gelişme,

kalite artışı, uygun yaşam şartlarının sağlanması, özgürlük ve günümüzün

gereksinimlerinin gelecek nesillerin gereksinimlerini de kapsayacak şekilde rasyonel

kullanımını kapsamaktadır. Keiner gelecek nesillerin yaşam kalitesine yönelik olarak

ise Şekil 4.2.’deki süreci ortaya koymaktadır. Bu kapsamda gelecek nesillerin

Page 226: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

206

kalitesindeki artış için, yüklerin azaltılması ve fırsatların yaratılması boyutları

hayatta kalma, sürdürülebilirlik ve gelişebilirlik hiyerarşisini takip ettiği ön

görülebilecektir (Keiner, 2003: 382-388).

Bu bakış açısında kalkınma yerinden yönetim perspektifinde önce yerel,

bölgesel ve ulusal, sonra da küresel olarak gerçekleşebilen bir süreçtir. Burada

küreselleşmenin getireceği değerleri dışlamadan var olan ulus devleti ve onun

değerlerini daha iyi boyuta çıkarma çabası önem arz etmektedir (Saltık, 2005: 1).

Şekil 4.1. Sürdürülebilir Kalkınma Prizması

Şekil 4.2. Gelecek Nesillerin Yaşam Kalitesinde Gelişme

Ekonomik Boyut (insan-kapital oluşturma)

Kurumsal Boyut (sosyal kapital)

Çevresel Boyut (sosyal kapital)

Sosyal Boyut (insan kapitali)

Fırsatların Yaratılması

Yüklerin Azaltılması

Hayatta kalabilme

Sürdürülebilirlik

Gelişebilirlik

Gelecek nesillerin yaşam kalitesini ilerletme

Page 227: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

207

Sürdürülebilir kalkınmaya yönelik olarak kıt kaynakların rasyonel kullanımı

istihdam olanaklarının iyileştirilmesi ve artırılmasını sağlayabilmektedir. Bu

bağlamda STK’lar birincil olarak çalışanların koşullarının iyileştirilmesi ve

farklılıkların (cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, gelir düzeyi, kültürel, etnik köken gibi) iş

hayatına olumlu yansıtılması konusunda devlet ve özel sektöre yön vericilik

misyonunu yerine getirmektedir. Örneğin sendikalar ful bu amaca yönelik STK

örgütlenmeleridir (Güven, 2001: 106-108). İkincil olarak ise STK’ların nitelik ve

nicelik olarak büyümesi onların istihdam ettikleri insan kaynağının artışına yol

açmaktadır. Böylece dünyada ve özelikle de ülkemizde sadece devlet ve özel sektör

de yer alan çalışanlarla işsizliği minimize etmedeki yetersizlik bir ölçüde

aşılabilmektedir. Örneğin ülkemizde meslek odalarının istihdam ettikleri birey sayısı

bu açıdan dikkate değerdir. Bu uzun süreçte özellikle devletin iş bulma kurumu gibi

algılanmasının da aşılmasını sağlayabilecek bir etkendir.

Sürdürülebilir kalkınmada kaynak tahsisinde rasyonel ve adaletli olmanın

önemi büyüktür. Örneğin bir bölgede sadece devlet eliyle yapılacak bir çalışma

(örneğin bir proje), merkeziyetçi bir zihniyetle ele alınırsa bazı sakıncaları

beraberinde getirebilmektedir. Bu çerçevede, o bölge halkının o çalışmadan

(projeden) sağlayacağı faydanın katılımcı bir çerçevede değerlendirilmesinin göz

ardı edilmesi sonucu aşağıdaki olumsuzluklar yaşabilir:

i. Planlama hataları,

ii. Finansmanı rasyonel kullanamama,

iii. Zaman kaybı ve çalışmayı (projeyi) bitirememe,

iv. Verimli, etkili ve etkin olmayan bir çalışma yapma,

v. Yeni projelere geçememe,

vi. Hedef kitlenin tatminsizliği,

vii. Halkın desteğini alamama, iletişim bozukluğu ve taraflar arasında çatışma

gibi.

Sürdürülebilir kalkınmada sosyal devlet anlayışı çerçevesinde devletin daha

güçlü olmasını sağlayacak bir biçimde gereksiz faaliyetlerden fiili olarak elini

çekmesi ancak destekleyici ve denetleyici olarak yer almasının gerçekleştirilmesi söz

Page 228: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

208

konusudur. Bu yönelim devletin özellikle finansman kaynaklarının daha elzem

taraflara kanalize edilmesini sağlayacaktır. Burada konuya yönelik pek çok örnek

vermek mümkündür. Örneğin bir STK’nın yapmış olduğu temel ihtiyaçlara yönelik

yardımlar yoksulluğun getireceği olumsuz sosyal patlamaları önleyebilecektir.

Böylece gereksiz güvenlik harcamalarının önüne geçilmiş olacaktır ya da milli

eğitimin yetersiz kaldığı yetişkin eğitimi ile ilgili konularda STK’ların projeleri çok

mütavizi imkanlarla önemli pozitif sonuçları ortaya çıkarabilecektir. Bu bağlamda

özellikle ülkemizde krizlerin yol açtığı büyük sorunların tabandan gelecek

çözümlerinin adresi STK’lar olmaktadır. Ayrıca bu çerçevede ülke içi (vatandaş

tarafından) ve dışı kaynakların ülkemizin yararı için transfer edilmesi de STK’lar

aracılığıyla gerçekleştirilebileceğinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Böylece

devlet, elindeki olanakları farklı yönlere kanalize etme imkanı bulabilecektir.

Sürdürülebilir kalkınma kaynaşmanın bir aracıdır. Özellikle yerel yönetimler

ve STK’lar vatandaşa hizmet götürmede işbirliği ve pozitif iletişime yöneldiğinde

yeni imkanların (insan kaynağı, finansman, araç gereç gibi) yaratılması ve sorunların

hızlıca çözülmesi gerçekleşebilecektir. Bu sonuçta bireyler bir STK üyesi ya da

sempatizanı olmasa bile aktif vatandaş olma anlayışı çerçevesinde o yöre ya da bölge

insanını devletin kurum ve kuruluşlarıyla beraberce hareket etme kabiliyetini

gündeme getirecektir.

Nihayet sürdürülebilir kalkınma evrensel değerlerle hareket edebilmenin bir

ölçüsüdür. Kıt kaynakların (emek, doğa, sermaye gibi) rasyonel kullanımı sadece

ülke insanı için değil tüm insanlık için gerekli bir çabadır. Örneğin, bir fabrikanın

atığının bir bölgeyi kirletmesi o bölge dünyanın bir parçası olduğu için aslında tüm

dünyayı kirletmesi demektir. Bu kıt kaynakların olumsuz etkilenmesine ve sağlıksız

nesillerin yetişmesine yol açmaktadır. Örneğin Çernobil’le gelen radyasyon

tehdidinin bu gün Karadeniz çevresindeki kanser oranlarında artışa yol açtığını halk,

STK’lar ve basının gündeme taşıması bunun somut bir örneğidir.

5.2.4. Etik Faktörlere Saygılı Olma Misyonu

Bireyler temel olarak ahlaki ve etik davranışlar açısında eş potansiyelde

doğarlar. Sonraki süreçlerde aile ve toplum tarafından çeşitli seviyelerde ahlaki ve

Page 229: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

209

etik davranış modelleri içine çekilmektedirler. Kamusal bağlamda ahlaki ve etik

davranışlara yaklaşıldığın da ise, bir toplumda ona ait her türlü kaynağın rasyonel

kullanımı ön plana çıkmaktadır. Uygulamada bir demokrasi de kamu yöneticileri

topluma ait olan (burada toplum tüm insanlık yerine kullanılmıştır) kaynakların etik

bir şekilde kullanımı garanti edilemeyebilecektir. Bu nedenle olgun bir demokrasinin

etik değerleri oluşturuken halkın kültürünü göz ardı etmemesi gerekmektedir

(Bergman, 2005: 6).

Her toplum ya da topluluk kültürü çerçevesinde etik değerlerini yaratmakta

ve geliştirmektedir. STK’ların misyonlarını gerçekleştirirken mutlaka etik değerleri

göz önünde bulundurmaları gerekliliği bulunmaktadır. STK’ların önemle üzerinde

durması gereken etik değerler iki boyutlu olarak ortaya konulabilir. Bunlar, “bireysel

ve toplumsal etik değerler” ve “STK’lara yönelik etik değerlerdir”.

STK’ların üzerinde durması gereken bireysel ve toplumsal etik değerler temel

olarak iki boyutta ortaya konulabilir. Bunlar evrensel değerler ve yerel değerlerdir.

Evrensel değerler kapsamında insan hakları, hayvan hakları, çevrenin korunması,

katılımcı demokrasi, bireysel ya da ülke bağlamında savunma hakkı, bilimsel

değerler, çağdaşlama ve sürekli gelişme gibi genel kabul görür olan STK’ların

faaliyet alanına yönelik misyonları arasında da yer alabilen değerlerdir. Yerel

değerler ise, STK’ların içinden çıktıkları toplumun değerleri, hissedişleri, inançları,

bireyleri birleştirici değerleri, olayları algılayış ve yorumlama biçimleri gibi

değerlerdir. STK’lar bu değerlere saygı çerçevesinde yaklaşırken onların evrensel

değerler bağlamında da geliştirilmesi misyonunu da üstlenirler.

STK’lara yönelik etik değerler arasında STK’nın iç ve dış paydaşlarıyla olan

ilişkilerdeki tavrı kasdedilmektedir. STK iç paydaşlarıyla olan ilişkilerinde evrensel

değerleri ne kadar örgüt iklimine yansıtığı, kendi örgütsel gelişimini ne kadar

bilimsel temellere oturtuğu ve gönüllü yönetiminde ne kadar hassas davrandığı gibi

konular onun örgüt içi etiğe verdiği önemi yansıtmaktadır. Diğer taratan, dış

paydaşlarla ilişkilerinde ne kadar bağımsız, onlara karşı ne kadar kadar saygılı ve

onlar STK’ya ne kadar saygılı davranmakta, STK mali konularda ne kadar şeffaf ve

yasalara uygun davranmakta gibi konular onun dışsal etiğe verdiği önemi

yansıtmaktadır (Yıldırım, 2004: 64).

Page 230: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

210

5.2.5. Paydaş Olma Misyonu

STK’lar yönetişim kültürünün toplumda yerleşmesini ve geliştirilmesini

sağlayan örgütlenmelerdir. Yönetişim bağlamında STK’lar gerek iç ve gerekse dış

paydaşların katılımıyla kararlar alınmasını sağlamaktadırlar. STK’lar dışsal ve içsel

ilişkileride tutarlı bir yaklaşım sergilerdiklerinde, paydaşlar STK ile olan ilişkilerinde

daha iyi bir katılım sağlayabileceklerdir (Deborah ve McCluky, 2005: 296).

STK’ların, temel olarak iç paydaşları arasında STK’nın organları, profesyonel

çalışanlar ve gönüllüler yer almaktadır. Dış paydaşlar arasında ise, devlet ve ona

bağlı kurum / kuruluşlar, özel sektör, uluslararası kuruluşlar, diğer STK’lar

(uluslararası, ulusal ya da yerel) yer almaktadır. STK ve devlet ilişkileri doğal olarak

en önemli paydaş ilikisi olan boyuttur. Dev letsiz bir STK yapılanması ve onun

korunması mümkün olamayacaktır. Bu bağlamda STK’lar olumlu bir paydaş

modelinde, devletin yetişemediği ya da kendi alanı dışında kalan alanlarda faaliyet

gösterme ya da devletin de faaliyet gösterdiği alanlarda ortak sinerjik etki yaratarak

hizmet vermek yer almaktadır (Tekeli, 2002: 23).

STK’lar faaliyet alanına yönelik misyonları ne olursa olsun bağımsız tüzel

kişilikleri ile özellikle dış paydaşların faaliyetlerinde geliştirici rol oynama,

dengeleme, dikkati belirli bir noktaya çekme, birbirlerini destekleme ve koordineli

bir şekilde faaliyetlerde yer alma, yeri geldiğinde farklı görüş açısını deklere

edebilme gibi pek çok toplumsal rolü üstlenmektedir. Konuya STK’nın performansı

açısından yaklaşıldığında ise, pozitif yönedki paydaş ilişkilerinin STK’nın etkililiğini

artıdığı sonucuna varılmaktadır. STK’nın etkililiğinde objektif kritelerin tarışılması

ve uygulamaya geçirilmesi pozitif etkilrşimli paydaşlık mantığı çerçevesinde ortaya

konulabilir (Herman ve Renz, 1998: 24).

5.2.6. Yasal Çerçevede Faaliyet Gösterme Misyonu

STK’lar gerek ulusal, gerekse uluslararası yapılanmaya sahip olsun, belirli bir

bir coğrafi alanda, diğer bir deyişle bir ülke toprağında ve o ülkenin STK’lar

konusundaki yasal süreçlerine uyum gösterme durumunda olan örgütlenmelerdir.

Diğer bir bakış açısı ile, üst egemen bir yönetimin (örgütlenmenin) olmadığı bir

toplumda STK’dan da söz etmek rasyonel bir tavır olmayacaktır. Ayrıca içinde

Page 231: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

211

bulunduğu devletin tüm imkanlarından faydalanıp onun kötülüğü için uğraşamazlar

(Doğan, 2002: 249-250).

Bu nedenle STK’lar yasal çerçevede kurulurlar, yasal çerçevede yönetilirler

ve gerektiğinde yasal çerçevede feshedilirler. Bu onların üyeleri ve faaliyetleri için

de geçerli bir durumdur. Ayrıca STK’ların bir yandan yasal çerçevede faaliyet

görtetirken, bir yandan da yasalara uyma konusunda tüm paydaşlara örnek olacak bir

tavır sergileme ve yasaların geliştirilmesi konusunda da olumlu katkılar sağlama

misyonunu da üstlenirler.

5.3.STK’ların Faaliyet Alanına Yönelik Misyonları

STK’lar nitelik ve nicelik açısından çeşitliliğin ana sebebi onların faaliyet

alanlarına yönelik misyonları ve onları gerçekleştirme çabalarıdır. STK’ların faaliyet

alanına yönelik olan özel (spesific) misyonları sayesinde yerine getirilecek

hizmetlerin çeşitliliği ve kalitesi artmaktadır. Uygulamada faaliyet alanına yönelik

misyonlar onların uzmanlıklarının ve başarılarının tescilini sağlayan temel taşlarıdır.

Özellikle STK’ların gerçekleştirdikleri projeler faaliyet alanlarına yönelik

misyonların ete kemiğe bürünmesinden başka bir şey değildir.

Tekeli’ye göre (2002: 16) STK’ların faaliyet alanına yönelik olarak bir

konuda uzmanlaşmış (issue specific) olmaları bir iktidar olma eğilimini ortadan

kaldırarak toplumda geniş katılımı sağlama imkanı yaratmakta ve böylece STK

odaklı partizanlığın önüne de geçilmektedir.

Bu bölümde STK’ların faaliyet alanına yönelik misyonları gruplara ayrılarak

analiz edilmiştir. Gruplamaya gidilirken yapılan araştırmalar sonucunda yaygın ve

öne çıkan ortak görev alanlarına yer verilmesine özen gösterilmiştir. Diğerleri

maddesi çerçevesinde ise, çok yaygın olmayan hizmet alanları ortaya konulmuştur.

Ayrıca STK’ların faaliyet alanlarına yönelik misyonları kapsamında ortyaa konulan

alt maddelerde gerçekte çok kapsamlı olarak değerlendirilebilecekleri için o

misyonun bir faaliyeti olarak değilde birer alt misyon mantığı çerçevesinde

değerlendirilmiştir.

Page 232: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

212

5.3.1.İnsan Haklarının Geliştirilmesine Yönelik Misyonlar

STK düşüncesinin merkezinde insan yer almaktadır. STK’yı kuran, onun

kapsamında çalışan, hizmet veren ve hizmet alan insandır. Bu bağlamda nasıl bir

insana / insanlara ve ne şekilde hizmet edilmelidir sorusuna cevap olarak; Dil, inanç,

etnik köken, soy, cinsiyet, yaş, ülke ya da bölge, para gibi bir takım ayırt edici

farklılıkları gözetmeden sadece insana yönelik yaşamsal ve süreçsel standartlarda

kalite artışının sağlanması şeklinde olacaktır. Bu insanlar tek tek bireyler ya da belirli

topluluklar çerçevesinde de yer alabilmektedir.

İnsan haklarına yönelik misyonları yerine getiren uluslararası ve ulusal

STK’lar bulunmaktadır. Bu bağlamda öne çıkan uluslaarası STK örnekleri arasında

1961 yılında kurulan Uluslararası Af Örgütü (Amnety International), 1988’de

kurulan İnsani Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) gösterilebilir (Ryfman,

2006: 22-26). 1954 yılında ülkemizde kurulan Kadın Haklarını Koruma Derneği de

ulusal bağlamda örnek olarak gösterilebilir (Eğit, 2005: 122).

İnsan haklarının geliştirilmesine yönelik öne çıkan bazı STK misyonları

aşağıda yer almaktadır (AMNESTY International; Human Rights Watch; İnsan

Hakları Derneği; İnsan Hakları Gündemi Derneği; Uçansüpürge; Helsinki Yurttaşlar

Deneği; Heinrich Böll Stiftung Derneği; Türkiye İnsan Hakları Vakfı; Kadının İnsan

Hakları Vakfı; İstanbul Bilgi Üniversitesi; Demokrasi Vakfı):

i. Genel olarak insan hakları gündeme getirme,

ii. Yasal düzenlemelerde etkin olma,

iii. Fikir suçu, bir fikri ya da inancı zor kullanarak kabul ettirmeyi önleme,

iv. Hapishane koşullarını iyileştirme,

v. İnanç özgürlüğünü savunma ve inanç istismarını önleme,

vi. Bireyler için önemli olan tarihsel, kütürel ya da inançsal değerleri

aşağılama ya da yanlış yansıtmayı engelleme,

vii. Devletin sağladığı kamusal olanaklarda fırsat eşitliği bozucu yaklaşımları

önleme,

viii. Sömürgecilik, kölelik ve insan ticaretini öneleme,

Page 233: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

213

ix. Kitle katliamı ya da etnik temizliğe (Bosna örneği gibi) karşı çıkma,

x. Çalışma koşullarına (mesai saatleri, oumsuz çalışma koşulları, ufak

yaştaki çocukları çalıştırma, sosyal günece sağlalama, zorla çalıştırma

gibi) yönelik iyileştirme,

xi. Terörü önleme ve bilinçlendirme,

xii. Çocuk istismarı (aile içi ya da dışı cinsel istismar, üvey ebeyn baskısı,

çocuk yurtlarda yaşanan istismarlar gibi)

xiii. Çocukların aile ve yakın çevre baskısı sonucu eğitim hakkının

kısıtlanması,

xiv. Kadın Haklarını (feminist gruplar gibi) koruma,

xv. Tecavüze uğrayanlara yardım,

xvi. Yaşlı kesime yönelik yararlılıklar,

xvii. Etik olmayan haber (yargısız infaz, porno, iftira, deşifre etme gibi) ve

reklamları kınama,

xviii. Savaş suçlarıyla ilgili konularda kamu oyunu bilinçlendirme,

xix. Kayıp insanlar ve çözülemeyen cinayetlere yönelik olarak eylemler

yapma,

xx. Suçsuzluğunu ispata zorlamayı engelleme,

xxi. Birisinin / bir grubun suçsuzluğunu savunma,

xxii. Ticari olarak insanların aldatmasını önleme ve haklarını savunma

(tüketici dernekleri gibi), bu bağlamda tüketicinin korunmasını ve

bilinçlenmesine yönelik eğitim ve hukusal danışmanlık hizmeti verme,

xxiii. Rızası olmadan ya da eksik bilgilendirme yaparak insanlar üzerinde

deneyler (ilaç gibi) yapılmasını önleme,

xxiv. İdeolojik görüşü için bireyleri kullanmayı önleme… gibi.

Yukarıda öne çıkan başlıklar halinde ortaya konulan insan haklarına yönelik

misyonlar uygulamada oldukça fazla eleştiri alabilektedir. Bu konuya yönelik kimi

düşünceler kapsamında bu tip STK misyonlarının belirli kesimlerin işlerine gelen

Page 234: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

214

şekilde kullanıldığını belirtilmektedir. Örneğin kimi gelişmiş ülkelerin insan hakları

konusunda ülke içinde ve dışında çifte standart gösterdiklerini, dünyanın herhangi bir

yerinde yaşanan katliamlara her şey bittikten sonra karşı çıktıklarını ya da sözlü

olarak kınamakla kaldıklarını iafde edenler bulunmaktadır. Bu görüşler gerçekçi ve

önemli olmakla birlikte bunların STK’ları kötü bir imaja yönelmesini önlenilmesinin

de ihtiyacı büyüktür. Bu bağlamda STK’ların kendilerini iyi tanımlamaları ve

kitlelere iyi tanıtmaları, belirli bir ideolojik görüşün, etnikkökenin temsiline

soyunmamaları da öne çıkan önemli konular arasındadır.

5.3.2. Eğitim ve Öğretime Yönelik Misyonlar

Eğitim gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin temel sorunu olarak

algılanmaktadır. Bunun nedeni ülke insanın gelişmesi için olmazsa olmaz koşulun

eğitilmesi; ülkenin gelişmesi ve güçlenmesi için de gerekli olan en önemli koşulun

eğitilmiş insanların nicelik ve nitelik olarak artmasıdır. Nihai olarak ise, eğitim tüm

insanlığın eğitilmesini sağlamaya yöneliktir.

Eğitim birey davranışlarını değiştirme sürecidir. Eğitim gören bireylerin

istenen yönde pozitif davranış geliştirmeleri beklenir (Demirel, 2004: 6). Bu nedenle

ülkeler ve bireyler açısından önemsenen eğitim bilimsel temellere dayanan ve birey

davranışlarında rasyonel yönde değişimleri sağlayan yapıda olduğunda sağlam

temellere oturabilmektedir. Diğer bir deyişle eğitim beyin yıkama faaliyeti değil,

insanlığa faydalı olacak bilgileri kazanma ve uygulama sürecidir.

STK’lar bağlamında eğitim iki boyutlu olarak irdelenebilecektir. Birinci

boyutta STK’nın bir kuruluş olarak kendi insan kaynağına (iç müşteri) verdiği

eğitimdir. STK’nın kendini ve sahip olduğu insan kaynağını geliştirmesi ve

dönüştürmesi sürekli eğitimle gerçekleşmektedir. Bu nedenle STK’larda gönüllü

yönetiminin önemli bir fonksiyonu da zaten eğitimdir. Özetle bu bağlamda STK

demek eğitim demektir. STK’lar teorik ve uygulamalı olarak sürekli eğitimi amaç

edinen örgütlenmelerdir.

İkinci boyutta ise, hedef kitleye (dış müşterisine) verdiği eğitim ve eğitime

yönelik her türlü destek yer almaktadır. STK’ların hedef kitleleri arasında kuruluşlar

(resmi, özel ya da STK) ve biryler / topluluklar yer almaktadır. Onlar faaliyetleriyle

Page 235: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

215

bir yandan eğitimin gelişmesine katkıda bulunurken, bir yandan da halkı eğitirler.

Örneğin, okuma yazma bilme, sağlık koşulları, doğum kontrolü ya da demokrasi ve

insan hakları gibi pek çok konu bu eğitimin bir parçası olabilecektir.

Diğer taraftan bazı STK’lar ise, devletin yetersiz kaldığı durumlarda ona

paydaş olarak okul bazındaki eğitime ve eğitim koşullarına yönelik pek çok projeyle

katkıda bulunurlar. Örneğin ülkemizde 23 Ocak 1995 yılında kurulan Eğitim

Gönüllüleri Vakfı (TEGV), ders saatleri dışında 11 Eğitim Parkı, 58 öğrenim birimi

ve 17 Ateş Böceği (gezici öğrenim birimi) ile eğitim bağlamında hizmet veren

önemli bir STK’dır. Kuruluşundan bu yana altıyüzbin civarında çocuğa eğitim

desteği sağlayan kuruluş, onbinin üzerinde gönüllü kitlesiyle büyük yararlılıklar

göstermektedir (?, 2005: 248).

Eğitimin geliştirilmesine yönelik öne çıkan bazı STK misyonları aşağıda yer

almaktadır (Çağdaş Eğitim Kooperatifi; Ege Bölgesi Özel Okullar Birliği;

DERNEKLER; Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı; Türk Eğitim Vakfı; Milli Eğitim

Vakfı; Çağdaş Eğitim Vakfı; Anne Çocuk Eğitimi Vakfı, Anne Çocuk Eğitim

Programı; MESS Eğitim Vakfı):

i. Demokrasi, şeffaflık, insan hakları, yönetişim, aktif vatandaşlık, kamu yararı

ve örgütlenme gibi sivil toplumla ilgili önemli konularda eğitim verme,

ii. Eğitimin ülke gündemine taşımasını sağlama,

iii. Eğitim eksikliğinin olumsuzluklarını ve cehaletin getirilerini halka anlatma,

iv. Eğitimin kalitesini artırma,

v. Okul yapılması, öğretmen atanması ve eğitim için gerekli araç gerecin

sağlanması yönünde çalışmalar yapma,

vi. Beslenme, giyim, okul çantası, defter, kitap, kalem gibi eğitimi doğrudan ve

dolaylı etkileyen konularda çalışmalar yapma,

vii. Öğrencilere burs, yurt imkanı, staj ve çalışma imkanı (on sekiz yaş üstü

bireylere yönelik) sağlama,

viii. Eğitim’de fırsat eşitliğini savunma,

ix. Okuma yazma kursları,

Page 236: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

216

x. Bilimselliği kalıcı kılma,

xi. Sorgulama yeteneği kazandıma,

xii. Sağduyu ve özgüven açısından yeterli bireyler yetişmesini sağlama,

xiii. Eğitim konusunda anket bazlı araştırmalar yapma,

xiv. Eğitimle ilgili konularda devlet, özel sektör ve diğer STK’larla paydaş

ilişkisinde bulunma,

xv. Kendi insan kaynağını eğitme,

xvi. Eğitim konusunda yardım sağlayacak gönüllülere fırsatlar yaratma,

xvii. Eğitim için para toplama,

xviii. Dış ülkelerde eğitim ihtiyacı duyan belirli yaştaki kitleler için finansal

transfer yapma,

xix. Ülke içinde yer alan eğitim eksikliklerini gidermek için yurt dışı

imkanlarından faydalanma,

xx. Engelli insanlar için özel eğitim koşullarının gelişmesi için çalışmalar yapma,

xxi. Eğitimle ilgili sağlık ve soysal konulara yönelik tesislerin kurulması ve

yaygınlaşması için çalışmalar yapma,

xxii. Yabancı dil konusunda eğitim almak isteyen bireylere eğitim sağlama,

xxiii. Kültür ve sanat konularında eğitim verme,

xxiv. Yetim, öksüz, şehit çocuğu ve muhtaç çocukların eğitimini üstlenme ya da

katkı sağlama,

xxv. Eğitime yönelik süreli ve süresiz yayınlar çıkarma,

xxvi. Profesyonel yetişkinleri (hekim, hemşire, öğretmen gibi) spesifik alanlara

yömelik olarak geliştirme,

xxvii. Özel (hemofili, lösemi, Aids gibi) ve genel olarak hastalıklar konusunda

hastaları ve aileleri eğitime,

xxviii. Kadınları bilinçlendirme bağlamında eğitme,

Page 237: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

217

xxix. Doğal afetler ya da diğer nedenlerden (trafik kazası, iş lazası, ev içi kazalar

gibi) kaynaklanan acil durumlar için bireyleri eğitme,

xxx. Eğitim alanında çalışanların özlük haklarını koruma ve geliştirme (bazı

eğitim sendikaları gibi),

xxxi. Çevre konularında eğitim verme,

xxxii. Hapisanelerde bulunan bireyleri eğitme ve mesleki beceri kazandırarak,

topluma yararlı olmalarını sağlama ve psikolojik destek sağlama,

xxxiii. Hukuksal konularda eğitim verme,

xxxiv. Tüketici hakları konularında eğitim verme,

xxxv. Başta köylü kesim olamak üzere tüm bireyleri tarım ve hayvancılık

konularında eğitme,

xxxvi. Cinsel konularda gençlere eğitim verme,

xxxvii. Eğitime yönelik platformlar oluşturma,

xxxviii. Köy enstitülerine yönelik araştrımalar yapma,

xxxix. İnsan sevgisi ve tasavvuf konularında halkı aydınlatma,

xl. Meslek içi eğitim sağlama (Örneğin esnaf ve sanatkarlar konfederasyonu ve

bağlı STK’ların sağladığı eğitimler)

xli. Dershanecilik sektörüne katkı sağlamak. Bu bağlamda resmi ve özel

kuruluşlar karşısında dershanelerin menfaatlerini koruma, çalışanlarını

geliştirme, en iyi hizmeti vermeye çalışma, deneme sınavları yapma, maddi

açıdan durumu iyi olmayan aile çocuklarının dershanelerde destekleyici

eğitim almaları için özel kontenjan olanakları ya da indirimler yapma,

xlii. Özel okulların yer aldığı sektöre katkı sağlamak ve menfaatlerini korumak,

özel eğitimin gelişmesine, yaygınlaşmasına ve eğitim kalitesinin artmasına

neden olmak…gibi.

STK’arın eğitim konusunda pek çok misyonu yerine getirmesinin yanı sıra

unutulmaması gereken önemli bir konuda STK’ların eğitim sorunlarına tek başlarına

yapısal ve kalıcı çözümler getirmelerinin imkansız olduğudur. Bu nedenle devlet,

Page 238: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

218

özel sektör ve STK işbirliğinin eğitimin yapısal dönüşümü için şart olduğu

unutulmamalıdır. Özellikle ülkemizde eğitim gibi hassas bir konuda eğitim yönelimli

paydaş işbirliğinin geliştirilmesi, özellikle bu yönde devlet bazında güçlü ve yerleşik

politikaların gerekli finansöman desteği ile gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

5.3.3. Sağlık Alanı Misyonları

Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization, WHO), sağlığı şu şekilde

tanımlamaktadır: “Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, fiziksel,

bedensel ve sosyal tam bir iyilik durumudur” (WHO). Bireyin sağlığı anlayış şekli

eğer pozitif ise, sağlık faktörleri (biyolojik, sosyal, kültürel, fiziki vb.) olumlu bir

etkileşim içinde olduğu ve risk faktörlerinden kaçındığı ortaya çıkmaktadır (Özden,

2003: 36). Bireyler sağlıklı olduklarında kendilerine ve çevrelerine faydalı

olabileceklerdir. Gerek özel yaşamda, gerekse iş yaşamında verimli, üretken, yaratıcı

bireyler sağlıklı olan ve işlerinde başarılı olabilmek için yüksek motivayona sahip

bireyler olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, bireyin sağlıklı ve motivasyonunun

yüksek olabilmesi için bireyin ihtiyaçlarının sürekli ve hiyerarşik bir şekilde

karşılanması gerekmektedir. Abraham Maslow’a göre (Arnold ve Feldman, 1986) bir

bireylerin ihtiyaçları bir hiyerarşi (fiziksel, güvenlik, sosyal ya da aitlik, saygı ve

kendini gerçekleştirme) takip etmekte ve birey bir alt ihtiyacı tatmin olduğunda bir

üst düzeye geçebilmektedir.

Her ne kadar WHO sağlıklı olmanın asgari şartını fiziksel, bedensel ve

zihinsel tam bir iyilik hali olarak ortaya koymuş; Maslow, bir hiyerarşi bağlamında

bireyin hayata tutunmasının gerçekleşebildiğini belirtmiş olsa da gerçekte dünya

genelinde insanların büyük çoğunluğunun bu asgari şartlara sahip olduğunu

söylemek mümkün gözükmemektedir. Devletler ve uluslararası kuruluşların bu

konudaki çabaları da uygulamada yeterli olamamaktadır. Çünkü sağlıklı olma süreci

özel olarak yetiştirilmiş insan kaynağı, ileri teknoloji kullanımı, altyapı ve zaman

gerektiren, bu nedenle de finansal açıdan büyük maliyetleri içermektedir. Bu nedenle

STK’lar paydaş mantığı çerçevesinde devlet, yerel yönetimler ve uluıslararası

kuruluşların doğal olarak yetersiz kaldığı sağlıkla ilgili konularda çok önemli

misyonları üstlenmektedir.

Page 239: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

219

STK’lar sayesinde sağlığa bakış açısı değişmektedir. Sağlık hizmetlerinin

sadece hekim hasta ilişkisi olmadığı aksine çok karmaşık (sofistike) ve grift bir yapı

arzettiği ve gerekli hakların geliştirilmesinin ve yeterli finansal olanaklarının sağlık

alanına transfer edilmesinin önemi büyüktür. Bunun tersi bir davranışın insan

haklarının ihlali olduğunun ve kamu oyunda sağlıkla ilgili sorunların yankı

bulmasının ve gündemde tutulmasının sağlayıcıları ve savunucuları olarak STK’lara

görmek mükündür. Ayrıca doğal afetlerde ve savaş gibi durumlarda her türlü

tehlikeye rağmen STK’ların yerine getirdikleri sağlık bağlamında özel hizmetlerin de

değeri inkar edilemez. Dünya geneline bakıldığında gerek normal zamanlarda ve

gerekse savaş ya da afet durumlarında öne çıkan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay

Dernekleri Federasyonu tarihsel yoğunluğa da sahip olarak 1919’da sağlık alanında

öne çıkan önemli STK örneğidir (Ryfman, 2006: 18).

Sağlık alanına yönelik olarak öne çıkan bazı STK misyonları aşağıda yer

almaktadır (World Health Organization; Sağlık Vakfı; SSYV; Lokman Hekim Sağlık

Vakfı; Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Vakfı; İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık

Vakfı; FEV; TESYEV; Aidsdernegi; Türkiye Kızılay Derneği; Türkiye Aile Sağlığı

ve Planlaması Vakfı; Hasta Hakları Platformu; Tüberküloz Danışma ve Dayanışma

Derneği; Türk Kalp Vakfı):

i. Sağlığın ve sağlıklı olmanın önemini ve gerekliliklerini gündemde tutma,

ii. Sağlıkla ilgili genel konularlada halkı eğitme,

iii. Sağlıkla ilgili özel alanlarda sağlık personeline eğitim verme,

iv. Özel zamanlarda (savaş, doğal afet) neyin, kimler tarafından ve nasıl

yapılacağı gibi konularda eğitim verme,

v. Özel zamanlarda (savaş doğal afet gibi) yararlılıklar gösterme,

vi. AIDS’le ilgili konularda faaliyetler (eğitim verme, tanı yöntemlerini

geliştirme, hasta ve taşıyıcıların haklarını koruma, AIDS’li çocuk

doğurmamayı sağlama gibi) yapmak,

vii. Sağlıklı bir nesil yaratılması için bazı hastalıklara (hücre anemisi gibi) sahip

bireyleri bilinçlendirme,

viii. Engelliğe yönelik faaliyetler,

Page 240: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

220

ix. Anne ve bebek sağlığı,

x. Organ nakli,

xi. Böbrek hastalıkları, verem, alzheimer, cüzzam, lösemi, hipertansiyon, diş

sağlığı, diyabet, hemofili, obezite, üroloji, eklem hastalıkları, acil bakım ve

psikoloji gibi daha pek çok alanda halka ve uzmalara eğitim vermek,

yararlılıklar göstermek gibi.

xii. Sağlık personelinin haklarını savunma,

xiii. Sağlıkla ilgili konularda sempozyumlar ve konferanslar düzenleme,

xiv. Sağlıkla ilgili konularda bilimsel araştırmalar yapma ve bilimsel araştırmalara

katkı sağlama,

xv. Uluslararası ve ulusal kuruluşlarla sağlık alanına yönelik işbirliği yapma,

xvi. Uluslararası kuruluşlardan sağlık alanında kullanılmak üzere gerekli

finansman, ekipman ve insan kaynağı gibi yardımları alma

xvii. Sigaranın zararları konusundan halkı bilinçlendirme ve sigara tiryakilerinin

sigarıyı bırakmalarında yardımcı olmak (Sigarayla Savaşanlar Derneği s.142)

5.3.4. Mesleki Misyonlar

STK’ların mesleki bağlamda yapılanmaları, meslek sahiplerinin gerek yasal

açıdan, gerekse sivil topluma ve kendilerine yönelik fırsatların geliştirilmesi

açısından önem azetmektedir.

Ticari faaliyetlerle uğraşan bir takım kuruluşların belirli mesleki birliklere

diğer bir deyişle bazı STK’lara üye olmaları yasal olarak bir zorunluluktur. Bu

kapsamda STK’lar arasında ticaret odası, sanayi odası, ticaret ve sanayi odaları,

deniz ticaret odaları, esnaf ve sanaatkarlar odaları örnek olarak gösterilebilir

(TOBB). Yanı sıra Çevre Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, İnşaat

Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası ya da Türk Diş Hekimleri Birliği, Türkiye

Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Barolar Birliği gibi diğer bazı odalar ve birlikler de

burada STK görevi üstlenen kuruluşlardır (Devletim ). Diğer taraftan işçi ve memur

haklarının korunması ve geliştirilmesi için işçi ve memur sendikaları; Yine belirli bir

Page 241: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

221

alanda faaliyet gösteren köken itibariyle işçi sendikalarına dayanan özellikle köylü

kesimin ekonomik ve sosyal açıdan gelişimini sağlamaya yönelik olarak

oluşturdukları kooperatifler de mesleki açıdan önemli STK’lar olarak

değerlendirilebilir. (Güven, 2001: 105,106, 128-131). Yukarıda ifade edilen mesleki

birliklerin yanı sıra dernek ve vakıf kapsamında da mesleki yönelimleri içeren

STK’lar da bulunmaktadır.

Meslek alanına yönelik olarak öne çıkan bazı STK misyonları aşağıda yer

almaktadır (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği; Mimarlar Odası Genel Merkezi;

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği; Makine Mühendisleri Odası; Esnaf ve

Sanatkar Odaları Birliği; Türk Diş Hekimleri Birliği; Türk Tabipleri Birliği, Türk

Sanayicileri ve İş Adamları Derneği; Bilişim Sanayicileri ve İş Adamları Derneği;

Müstakil İş Adamları Derneği; Güney Kıbrıs Genç İş Adamları Derneği):

i. Mesleki bağlamında özel (spesifik) alanlarına (herhangi bir sanayi ve ticaret

kolu alanı) yönelik misyonların yerine getirilmesi,

ii. Özel sektör - üniversite işbirliği konusunda katkı sağlamak, ticaret ve

sanayinin bilimsel temellere oturması için çaba harcamak,

iii. İş etiği konusunda katkılar sağlamak,

iv. İhracat ve ithalatla ilgili konularda her türlü desteği sağlamak,

v. İş adamları dernekleri (TÜSİAD, TÜBİSAD, MÜSİAD, GİAD gibi)

tarafından yapılan faaliyetler (seminerler, yurt içi yurt dışı gezileri, insan

kaynakları danışmanlıkları, burslar gibi),

vi. STK’ların gelişmesine yönelik faaliyet sürdürme (örneğin TÜSEV),

vii. Üyelerinin haklarını koruma ve geliştirme,

viii. Kendi alanlarına yönelik olarak yapılacak yasal iyileştirmelerde katkı

sağlamak,

ix. Sosyal sorumluluk kampanyalarını destekleme,

x. Eğitime okul, bilgi teknolojileri, diğer ekipman gibi konularda katkı sağlama,

xi. Çeşitli faaliyetlerde kamu kurumları / kuruluşları ve STK’larla işbirliği

olanaklarını artırmak,

Page 242: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

222

xii. Genellikle aynı mesleği icra eden aynı okul mezunlarının (Harp Okulları,

çeşitli üniversiteler ya da liseler gibi) hayatlarının ileriki safhalarında bir

araya gelmeleri, dayanışma sağlamaları, ortak sosyal faaliyetler yapmaları ve

iletişimi kopartmalamaları gibi işlevleri yerine getirmek,

xiii. Emeklilere çeşitli imkanlar (dayanışma, sosyal hizmet, çalışma imkanı,

finansal destek, tesisler gibi) sağlama… gibi.

5.3.5.Yardım Misyonları

STK’ların olağan ve olağan üstü zamanlarda yerine getirdikleri pek çok

yardım misyonu bulunmaktadır. Hatta STK’ların tarihsel kökeni yardım

faaliyetlerine dayanmaktadır. Yeryüzünde yaygın olan dini inançlar sözü edilen

yardım faaliyetlerinin temelinde yer alan kültürün yaratılması ve yaygınlaşmasında

büyük katlı sağlamışlardır. İslamiyet, Hristiyanlık ve diğer dinlerin temelinde olan /

olması gereken (dini inançlar yanlış da kullanılabilmektedir!) hiçbir menfaat

gütmeden Tanrı rızasını kazanmak üzere yoksul, kimsesiz, kadın ve çocuk, engelli

gibi ihtiyaç sahiplerine ve hayvanlara merhametle yaklaşarak hayırseverlik ya da

insan sevgisinin somutlaşması konuya örnek olarak gösterilebilir (Ryfman, 2006:

17).

Ancak artalan olarak dinsel ve kültürel temele dayanan hayırseverlik

günümüzde STK’lar sayesinde daha sistemli, sürekli, yasal ve yaygın, sınır tanımaz

hale gemiştir. Diğer bir deyişle STK’lar sayesinde hayırseverliğin boyutu çağdaş bir

zemine oturtularak etkinliği maksimum düzeye çıkarılmıştır. Hatta ülkemizde STK

ismi olarak “yardım severliğin” ön plana çıktığı dernek yapılanmaları da uzun

yıllardır mevcuttur (TYSD). Kitle iletişim araçları sayesinde de çok geniş bir kesimin

finansal ya da materyal yardımlarının alınması ve durumu iyi olan bireylerin yoksul

insanlar konusunda bilgilendirilmesi sağlanmaktadır.

Ayrıca burada STK’ların hayırseverlik bağlamında yerine getirdikleri diğer

bir hassas nokta yardım sever bireylerin kendilerini reklam yapmamış ve yardımı

alanların da bireyler karşısında eziklik yaşamamış olmaları ya da borçluluk ve

diyetini ödeme gibi olumsuz düşüncelere girmemeleri olarak gösterilebilecektir.

Page 243: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

223

Tüm STK yapılanmaları olağan zamanlarda toplumsal sorumluluk

bağlamında yardım amaçlı olarak hizmet verebilmektedirler. Bu nedenle örneğin, bir

oda ya da birlik üyesine düşük faizli kredi imkanı sağlayabilmektedir, her hangi özel

bir hastalık konusunu kuruluş sebebi ve uzmanlık alanı olarak seçmiş bir dernek o

konuda hertürlü yardımı o kişi ya da ailelere verebilmekredir, eğitimi misyonuyla

hareket eden bir dernek eğitim ile ilgili yardımları verebilmektedir, kadın ve

çocuklara sığınma ve diğer yaşamsal yardımlar sağlanabilmektedir, göç eden

insanlara yardım imkanı sunabilmektedir, uyuşturucu ve hap kullanımı gibi

olumsuzlukları yaşayan birey ve ailelere (psikolojik deprosyon, tedavi, tedavi edici

ilaç, bilinçlendirme gibi) yardım edilebilmektedir ya da hemşehri dernekleri

hemşehrilerin oryantasyonu ve tutunmasına yönelik yardım verebilmektedir.

STK’lar daha etkin ve başarlı olması açısından yardımlarını sistematik olarak

projeler bazında gerçekleştirebilmektedirler. Pek çok STK binlerce yardım projesine

imzasını atmış ve atmaktadır. STK’ların ürettiği rasyonel yardım projelerine hem

kurum ve kuruluşların (devlet, ulusal ve uluslar arası STK’lar, özel sektör ve basın),

hem de halkın büyük katkısı (gönüllülük, finansmani, ekipman gibi) olmaktadır.

Dünya’da neredeyse sayısız denebilecek yardım projesi örneklerine rastlamak

mümkündür. Örneğin Antalya Yetim ve Muhtaç Çocuklara Yardım Vakfı (AYÇOV),

“Sevgi Evleri Projesi” ile yoksul ve bakıma muhtaç aile çocuklarına hem maddi, hem

de manevi (sevgi gibi) yardımları başarılı bir şekilde gerçekleşirmiştir. Bu proje

bağlamında sokalkta yaşayan madde bağımlısı çocuklara da hizmet götürülmüştür

(STGP).

Olağan dışı durumlar olan doğal salgın hastalık, doğal felaket, savaş ve terör,

büyük ekonomik krizler gibi durumlarda da STK’ların yardım faaliyetleri büyük

önem arzetmektedir. Bu gibi durumlarda tüm tehliklere rağmen, gerek insan kaynağı

ve tecrübe, gerekse ekipman ve finansal olanaklar STK’larca hızlı bir biçimde olay

yerine sevk edilebilmektedir. Örneğin Liberia, Rwanda, Ethiopia, Zaire gibi Arika

ülkelerine savaş (iç ya da dış) ve hastalıklar konusunda çok zor ve karmaşık olmasına

rağmen yardım yapılması ya da 17 Ağustos Depremi’nde yapılan yardım çalışmaları

çarpıcı örnekler arasında yer almaktadır (Mbanefoh, 2000: 51; Cebeci ve Diğ., 2000:

320).

Page 244: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

224

Yine her zaman olduğu 17 Ağustos depreminde ve diğer depremlerde ya da

bazı doğal felaketlerde yararlı faaliyetler gösteren uluslararası bir yardım örgütü olan

Kızılhaç, birer Türk STK’lara olan Kızılay ve AKUT Dernekleri yardım STK’ları

açısında kamuoyunda kendisinden söz ettiren STK’lar arasındadır (International

Committeen of The Red Cross; Türkiye Kızılay Derneği; Arama Kurtarma Derneği).

Yardım konusunda STK’ların üstüne düşen önemli görevler arasında,

araştırma yapmak, devlet, yerel yönetimler ve diğer STK’larla (uluslararası ya da

ulusal) paydaş olarak işbirliğine gitme, kamuoyunu bilgilendirme ve halkı yardım

konularında duyarlı hale getirme bu amaçla basınla işbirliğine gitme, STK’lara

yardım için başvuran kişilere yardım yapılamaması durumunda (alanı dışında

olabilir, mali gücü yetmeyebilir ya da acil yardım yapamayacak olabilir gibi) o

bireyleri uygun STK’lara ya da kuruluşlara yöneltme sayılabilir. Ancak her şeyden

önemlisi STK’ların hizmet alanları ne olursa olsun yardıma muhtaç olana yardım

imkanının sağlanmasıdır. Bu bağlamda yöre, bölge, dünya’daki her hangi bir alan,

dil, din, etnik köken gibi ayrımlara gitmeden fakat gerçek ihtiyaç sahibine, onu

rencide etmeden yardımın yapılması rasyonel bir yol olarak gözükmektedir.

Yardım bağlamında Türkiye’de hemşehri dernekleri sıkça ön plana çıkan

oysal bir olgu olarak gözükmektedir. Hemşehriler memleketleri aynı olan ancak

memleketleri dışında ikamet eden kişiledir. Türkiye’de özelikle büyük şehirlerde göç

olgusuyla birlikte hemşehri dernekleri yaygınlaşmıştır. Hemşehri dernekleri kır

bölgelerinden ya da Anadolu’nun büyük yerleşim alanları dışından “iş, aş, yerleşim

alanı, eğitim, sosyal çevre” bulma kaygısı ile genellikle büyük şehirlere yerleşmek

isteyen kişilerin / ailelerin kendilerine her türlü yardım (ekonomik, sosyal, siyasal,

kültürel, barınma gibi) için bir dayanak olarak gördükleri; Türkiye’nin yaşamakta

olduğu ekonomik yetersizlikler ve hızlı nüfus artışı nedeniyle hızla artış gösteren ve

siyasal taraflarca oy potansiyeli nedeniyle desteklenen örgütlenmelerdir. Ancak,

hemşehri dernekleri ondan faydalananlarca büyük yararlılık göstermelerine rağmen,

batısal sivil toplum anlayışı içinde bireyselleşme, demokratikleşme, bilgi toplumuna

yönelim, kültürel bütünleşme gibi değerler açısıdan günümüzde yetersiz

kalmaktadırlar (Kurtoğlu, ty: sy).

Page 245: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

225

Yardım konusu STK’lar açısından önemli olmakla birlikte, uluslararası ya da

ulusal STK’lar kapsamında sıkça eleştirilerilen bir çerçevede de

değerlendirilebilmektedir. Bu eleştirilerin merkezinde yardımı yapan kesimin belirli

bir amaç doğrultusunda çıkarını gözeterek bu yardımları yapacağını; diğer bir

ifadeyle durup dururken hiçbir bireyin ya da kuruluşun bireye ya da topluluğa yardım

yapmayacağını ifade etmektedirler (Yıldırım, 2005: 56-70). Bu iddiaların tartışılması

gerekli ve önemli olmakla birlikte, konuya yardım alanlar açısından bakmak ya da

eleştirisel yaklaşırken alternatif çözüm önerilerini de ortaya koymak ve

uygulanmasını da sağlamak gerekmektedir. Diğer bir deyişle sözü edilen bu sorun

yardıma muhtaç insanların sorunu değildir. Onların ihtiyacı olan alacakları

yardımlardır.

5.3.6. Kültür ve Sanat Misyonları

Kültür ve sanat yerel kökleri olan ancak insanlığın ortak malı olarak kabul

edilen insan yaratıcılığının zirveye çıktığı alanlardır. Diğer bir bakış açısıyla yüksek

kültürlerin sanatları yerel olsalar bile yüksek düzeyde oluşturulur ve tarih boyunca

kalıcılığını uzun süreçlerde adından söz ettirerek korumaktadırlar. Ayrıca her kültür,

kendi kültür ve sanatını yaratır ve geliştirir ona karşı saygı duyar ve saygı

duyulmasını ister.

Kültürün ve sanatın bir zenginlik olarak algılanmasının temelinde sivil

toplumun olmazsa olmazlarından “çoğulculuk” ilkesi yer almaktadır. Çoğulculuk

sadece faklılıkların olduğunu ortaya koymaz, yanı sıra farklılıklara aynı oranda

saygılı davranılmasını içeren bir gerçekliktir (Köker, 2004: 1). Özetle çoğulculuk

diğerine saygılı olmaktır. Burada, “Diğerinin nesine saygılı olunmalı?” Sorusuna

verilecek cevap pek çok olmakla birlikte, en can alıcı cevap “Onu / onları o yapan

değerlerin bütününe” yani kültürüne ve sanatına şeklinde ifade edilebilecektir.

Mouzelis (1995: 225-226; alıntılayan Bilgin, 2004: 61-62) güçlü bir sivil toplum için

sivil toplumun ilgilileri arasındaki dengeli bir çoğulculuğun bulunması gerektiğini

savunmaktadır.

Kültür ve sanat alanına yönelik olarak öne çıkan bazı STK misyonları aşağıda

yeralmaktadır (İstanbul Kültür Sanat Vakfı; Kubbealtı; Bilim ve Sanat Vakfı; Rahmi

Page 246: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

226

Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı; Türk Tarih Vakfı; Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı;

Hacı Bekataş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı; Türk Milli Kültür Vakfı; Cem Vakfı;

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi; Türk Kütüphaneciler Derneği):

i. Mustafa Kemal Atatürk ve diğer önemli şahsiyetlerin (Mevlana, Yunus Emre,

Hacı Bektaş-ı Veli ve Ahi Evran gibi) ve fikirlerinin yaygınlaşmasını; bu

bağlamda insanlık barışına ve insan sevgisine evrensel katkı sağlanması,

ii. Toplumda çoğulculuk kültürünün geliştirilmesi,

iii. Kültürel dayanışmanın artırılması,

iv. Kültürlerin yaşatılması, dejenerasyonun önlenmesi ve geliştirilmesi,

v. Kültürün temel öğelerinin gelecek kuşaklara taşınması,

vi. Kütüphanelerin ve kütüphaneciliğin geliştirilmesini sağlama, gezici

kütüphaneler oluşturma ve katkı sağlama,

vii. Geleneksel sanatların koruması ve geliştirilmesi,

viii. Bir STK ve girişim örneği olan Ahilik Kültürü’nün unutulmaması,

ix. Halk türkülerinin ve halk oyunlarının yaşatılması,

x. Medyada sanatsal aktivitelerin etkin bir şekilde yer almasını sağlama,

xi. Kültür ve sanat etkinliklerinin düzenlenmesi,

xii. Kültür ve sanata yönelik süreli ve süresiz yayınların çıkarılması,

xiii. Kültür ve sanata yönelik eğitim faaliyetlerinin verilmesi,

xiv. Diğer kültürlerin (Amerikan, Fransız gibi) tanıtılması ve dil öğretimi,

xv. Binlerce yıllık Anadolu Kültürünün ve kültürel varlıklarının korunması,

xvi. Kültür ve sanata yönelik yasaların geliştirilmesine katkı,

xvii. Sansürün kaldırılması,

xviii. Sergiler, sempozyumlar, diğer konferanslar, söyleşiler, film ve tiyatro

gösterileri gibi etkinliklerin yapılması,

Page 247: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

227

xix. Resim, müzik, sinema, bale, fotoğraf sanatı gibi çağdaş sanatlara çeşitli

şekillerde (eğitim faaliyetleri, sergiler açma, finasman ve ekipman sağlama,

koruma, çeviri yapma, ön araştırma yapma gibi) katkı,

xx. Tarihsel olayların çarpıtılmasını önlemek,

xxi. Tarihi yapıların aslına uygun bir şekilde restorasyonu,

xxii. Çağdaş Dünya (Avrupa, Amerika ya da Uzak Doğu gibi) ile kültür alışverişi

yapma,

xxiii. Kültürel ve sanatsal açıdan dünya ölçeğinde ürünler üretme ve

komplekslerden korunma,

xxiv. Kültür ve sanat bağlamında Dünya Barışı’na ya da sanatı kullanarak

çarpıklıkları eleştirme ile ilgili faaliyetlere katkıda bulunma,

xxv. Kültürel ve sanatsal arşivler oluşturma,

xxvi. Kültürve sanata yönelik el projeler planlama ve uygulanmasını sağlama,

xxvii. Kültür ve Sanatla ilgili okulların (lise, üniversite gibi) yaygınlaşmasını

sağlama,

xxviii. Sanat eğitimi alan öğrencilere yurt, ders araç gereci ve burs imkanı sağlama,

xxix. Dünyaca ünlü sanatçıların ülkemize gelip konserler vermesini, sergiler

açmasını, konferanslar vermesini sağlama; aynı mantıkla Türk Sanatçıları’nın

yurt dışana açılımına katkı sağlama,

xxx. Aynı ya da farklı sanat alanlarında faaliyet gösteren sanatçıların

dayanışmasını sağlama… gibi.

5.3.7. Spor Alanına Yönelik Misyonlar

Bireylerin fiziksel olarak gelişimlerinin sağlıklı bir neslin yetişmesi açısıdan

önemi büyüktür. Burada sağlıklı nesilden kasdedilen Mustafa Kemal Atatürk’ün de

belirttiği gibi sporun sadece fiziksel gelişimi değil, yanı sıra zihinsel gelişimi de

sağlamasıdır.

Page 248: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

228

Bu bağlamda uluslararası spor faaliyetlerinin ve barışın gelişmesi, dünya

indanlığının spor sayesinde birbirleriyle kaynaşması gibi konulara büyük katkısı

bulunan ve zaman zaman da ticari boyutunun odivizyonel hakların aktarılması, ticari

haklari bilet satışlarıi reklam gibi) bulunması sebebiyle eleştirilere maruz kalan

Uluslararası Olimpiyat Komitesi önemli bir STK’dır (Ryfman, 2006: 31).

Spor alanına yönelik olarak öne çıkan bazı STK misyonları aşağıda yer

almaktadır (Spor Bilimleri Derneği; Official website of Olympic Movement; Türkiye

Satranç Federasyonu; Türkiye Spor Yazarları ve Spor Külübü Derneği; Aktif Balık

Adamlar Spor Kulübü Derneği; Türkiye Sakatlar Derneği; Gençlik Spor Vakfı;

Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı; Fiziksel Engelliler Vakfı):

i. Türkiye’de amatör ve profesyonel sporun gelişmesine katkı sağlamak,

ii. Sporla ilgili altyapı konularında gündem oluşturma,

iii. Amatör spor kulüplerini bir çatı altında toplama çabası (Türkiye Amatör Spor

Kulüpleri Federasyonu, ASKF 183)

iv. Sporun gençlik tarafından sevilmesini sağlamak,

v. Özel sektörün sosyal sorunluluk bağlamında spora yönelik katkılarının

artırılmasını sağlamak,

vi. Engellilerin spor yapmalarına yönelik imkankar sağlamak,

vii. Sporla ilgili konularda basınla işbirliği yapmak,

viii. Spor tesislerinin açılmasına ve gerekli eğitici insan kaynağının artrılmasını

sağlamak,

ix. Spor klüplerine bağlı dernekler kurmak,

x. Sporla ilgili etik konularda kamunun bilincinin atırılmasını sağlama,

xi. Olgun taraftar yaratılmasına katkıda bulunma,

xii. Sporun esasen rant sağlama ve eğlence aracı olmadığını anlatma gibi.

Page 249: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

229

5.3.8. Çevreye Yönelik Misyonlar

İnsanlık tarihinin gelişimi incelendiğinde, insan oğlunun gelişim açısından

büyük sıçramalar yaptığı iki radikal süreçle karşılaşılmaktadır. Bunlardan birincisi

sanayi devrimi ve onun getirileri, ikincisi bilgi devrimi ve onun getirileridir. Sanayi

Devrimi’yle birlikte kas gücünün yerini, elektrik ve motor gücüne bırakması; diğer

bir bakış açısı ile de kitle üretimine geçilmesi insanlığın çalışma ve günlük hayatına

yönelik pek çok kolaylığı beraberinde getirmiştir. Bilgi devrimiyle birlikte, bilgi

teknolojilerinin kullanımı birey hayatını daha da kolaylaştırmaya başmış, iletişim

maksimize olması sağlanmış, üretim tekniklerinde bilgi tabanlı teknolojiler

lullanılmaya başlanmış ve internet hayatın tüm alanına girmeye başlamıştır. Bir

taraftan insanın doğasında bulunan sonsuz gereksinim, hep daha iyi ve daha

kaliteliye ulaşma, bir taraftan da refah düzeyini artırma isteği insanlığın yaşamakta

olduğu ve alternafi olmayan çevreye olan sorumluluğunu göz ardı etmesine yol

açmış ya da görmezden gelinmiştir. Ancak insan gereksinimlerinin sonsuz olmasına

rağmen doğanın ve sağladığı imkanların sınırlıdır, insan oğlunun ve Dünya

gezegenini paylaşan diğer canlı ve cansız varlıkların da gidecekleri başka bir

günümüzde bulunmamaktadır.

Bilimsel araştırmalaların sonuçlarına göre doğanın insanoğluna karşılıksız

olarak verdiği kaynaklarının rasyonel kullanılmaması nedeniyle, doğa yakın bir

gelecekte üçüncü devrimsel nitelikli süreci başlatmak üzere hazırlıklarını

tamamlamaktadır. İnsanoğlunun bu süreci hızlandırıcı katkısı büyük oranda çevre

kirliliği ile ortaya çıkmaktadır. Yanlış ve denetimsiz sanayileşme ve atıklar, nükleer

araştımalar ve denemeleri, savaşlar, yangınlar, doğaya zarar verici tüketim

maddeleri, geri dönüşümü olmayan maddeler, denize boşaltılan kanalizasyon ve

gemi atıkları, çürük, ulaşım araçlarının artması, plansız ve aşırı konut yapımı gibi

pek çok neden bu süreci hızlandırıcı etki yapmaya devam etmektedir.

Bu devam eden sürecin pozitif bir çerçeveye alınmasında ise, gerek devletler

ve yasalar, gerekse özel sektör yetersiz kalmaktadır. Yasalar önemli oranda denetimi

getirebilecekken, uygulamada yasalar delinerek yasaların yaptırım imkanı etkin

kullanılamıyabilmektedir. Bağlamda üçüncü bağımsız bir gücün varlığı hem devlet

ve özel sektöre paydaş olma ve katkıda bulunma bağlamında, hem de diğer

Page 250: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

230

STK’larla işbirliği bağlamında bu olumsuz sürece dur deme imkanını getirmektedir.

Çoğu zamanda STK’ların çevre konularındaki faaliyetleri diğer paydaşların

yapamadığı yapma ya da yaptırım gücü olarak tartışılmaz bir şekilde ön plana

çıkabilmektedir. Bu nedenle uluslararası kuruluşlar, devletler ve özel sektör bazen

aleni, bazende üstü örtülü olarak çevre misyonlarını yerine getiren STK’ları

desteklemekte ya da desteklemek zorunda kalmaktadır.

STK’lar ve faaliyetleri incelendiğinde yukarıda ortaya konulmaya çalışılan

nedenlerden dolayı Dünya genelinde ve Türkiye’de öne çıkan, tüm paydaşların,

halkın ve basının sürekli gündeminde yer alan STK çeşidinin çevre misyonlarını

yerine getiren STK’lar olduğunu kolayca görmek mümkündür. Örneğin bu bağlamda

yaptığı eylemler nedeniyle Greenpeace bir simge durumuna gelmiştir. Yine

ülkemizde başta erozyonla mücadele olmak üzere sayısız faaliyete geniş

katılımsağlayan TEMA da önemli STK’lar arasındadır (Ryfman, 2006: 24; TEMA).

Diğer taraftan çevre kavramı içine uygulamada kültürel varlıkların da

korunması girdiği de unutulmamalıdır. Bu kapsamda Çevre ve Kültür Değerlerini

Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL), doğa ve çevreyi bütünsel düşünerek hem

doğaya, hem de kültürel değerlere karşı önemli iyileştirici çalışmalar yapmaktadır.

Örneğin bu çerçevede Safran Bolu Evlerinin restorasyonu dikkate şayandır

(Kızıkkayak, 2005: 59-63).

Çevre alanına yönelik olarak öne çıkan bazı STK misyonları aşağıda yer

almaktadır (TEMA; Türkiye Çevre Vakfı; Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını

Değerlendirme Vakfı; Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı;

Türkiye Çevre Eğitin Vakfı; Ege Doğal Yaşamı Koruma Derneği; Çevre

Mühendisleri Odası; Doğal Hayatı Koruma Derneği; Çevre ve Kültür Kuruluşları

Dayanışma Derneği; Bodrum Hayvan Hakları Derneği; Greenpeace; Sierraclub):

i. Genel bir misyon olarak doğal ve kültürel varlıkların korunmasını sağlamak,

ii. Çevre konusunda gönüllüğü artırmak,

iii. Kamuoyunda etkili bir çevre bilinci oluşmasını sağlayarak çevre konularına

karşı duyarlılığı artırmak,

Page 251: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

231

iv. Çevre ile ilgili yasaların oluşmasında ve dönüştürülmesinde, uygulandığının

takip edilmesinde yararlılıklar gösterme,

v. Çevreye yönelik konularda duyarlı nesillerin yetiştirilmesini sağlamak bu

amaçla okullarla işbirliği yapmak,

vi. Doğal dengenin korunması için, dört ana unsur (ateş, hava, toprak ve su)

arasındaki dengenin korunmasını sağlamak,

vii. Hayvanları Koruma

viii. Temiz ve doğru enerji kaynaklarının kullanılmasını sağlamak,

ix. Enerji kaynaklarının israfını önlemek ve etkin kullanımını sağlamak,

x. Tüketim ürünlerinde ve sanayi atıklarında doğaya zararı minimize edicek geri

dönüşüm sistemlerinin oluşturulması için çaba harcamak,

xi. Tüketiciyi bilinçlendirerek çevre konusunda gerek üretim süreçlerinde,

gerekse nihai ürünlerinde doğaya ve insana zararlı ürünleri üreten işletmeleri

kınama ve ürünleri ucuz olsa bile almamaları konusunda haklı yönlendirmek,

xii. Bir bölgeye yapılacak olan fabrika, yeni yerleşim alanı ya da tesis inşası gibi

faaliyetler sonucu doğabilecek zararlı sonuçlar kousunda halkın ilgisini o

yöne çekme,

xiii. Çevre konularında basınla ve paydaşlarla işbirliği yapma, çevrenin korunması

için gerektiğinde de karşısında olmak,

xiv. Yapılacak baraj inşaatları nedeniyle kültürel varlıkların yok olmasını

önleyecek dengeleyici rasyonel çalışmalar yapmak,

xv. Çevre konusunda ulusalararası ve ulusal sempozyumlar, konferanslar,

toplantılar, yürüyüşler düzenlemek,

xvi. Toplumda önde gelen tanınmış ve sevilen insanları çevre konusunda gönüllü

çalışmaya yönlendirmek,

xvii. Çevre konularına yönelik olarak süreli ve süresiz yayınlar yapma ve halka

dağıtma… gibi.

Page 252: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

232

Uygulamada çevre konusu ile birlikte anılan önemli konulardan biri de

hayvan haklarına yönelik STK çalışmaları olarak belirtilebilir. STK’ların sadece

insan ve doğa değil yanı sıra sahipli ve sahipsiz hayvanların haklarına yönelik

çalışmaları da bulunmaktadır. Bu bağlamda STK’ların projeler üreterek hayvanlara

sahip çıkmalara sık sık gündeme gelmektedir. Örneğin, Deniz Kaplumbağalarını

Koruma Akdeniz Derneği (The Mediterranean Association To Save The Sea Turtles,

MEDASSET), deniz kaplumbağalarının soylarının tükenmesine yönelik çalışmalar

yapmaktadır (2004: 99-103). Yine ülkemizde sık sık gündeme gelen sokak

hayvanlarının korunması, hayvan çiftliklerinin oluşturulması, onların öldürülmesi

yerine kısırlaştırılması ve aşılarının yapılması, kamu oyunun sokak hayvanaları

konusunda bilinçlendirilmesi de önemli misyonlar arasında sayılabilir. Ayrıca

avlanma ile ilgili yasal ve etik süreçlere uyulmasına yardımcı olmak ve yetkilileri bu

konularda uyarmak da önemli bir misyon olarak nitelenebilecektir.

5.3.9. Tarım ve Hayvancılığa Yönelik Misyonlar

İnsanların hayatlarını sorunsuzca devam etmeleri için beslenmeye yönelik

olarak iki temel kaynak tarımsal ve hayvansal ürünlerdir. Bu nedenle tarım ve

hayvancılık insanlık tarihi ile birlikte gelişim gösteren bir süreç yaşamaktadır.

Günümüzde doğal kaynakların eskiye oranla azalması buna karşılık insan nüfusunun

hızla artması; hem insanların besin ihtiyaçlarının gerektiği gibi karşılanması, hem de

doğaya zarar verilmemesi bağlamında bilimsel ve sektörel çalışmaları hızla

artırmaktadır.

Bir yandan tarımsal ve hayvansal ürünlerin günün bilimsel koşullarına göre

üretilmesi, bir yanda da üretici ve tüketici haklarının korunması açısından STK’lar

önemli görevleri üstlenmektedirler. Bu bağlamda, tarım hayvancılık alanlarında,

bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen rasyonel yetiştiricilik imkanlarının

uygulamaya yansıtılması, yetiştiricilik imkanlarının geliştirilmesi, üyerinin

olanaklarının (mesleki, sosyal ya da ekonomik gibi) geliştirilmesi, tarımda ve

hayvancılıkta verim ve kalitenin artırılması, tarım ve hayvancılıkla ilgili kuruluşlarla

işbirliği, tarımla ilgili sigortalılık konusunda çalışmalar yapma, tarım ve

hayvancılıkla ilgili politikaları etkileme, seracılık, balık yetiştiriciliği, tarıma dayalı

Page 253: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

233

endüstri kuruluşlarıyla işbirliği ve kooperatifleşme gibi pek çok misyonun yerine

getirilmesi gerçekleştirilmektedir.

Ayrıca son zamanlarda yaygın bir şekilde gündeme gelen ekolojik (organik)

tarımla ilgili çalışmaların yapılması, veterinerlikle ilgili konularda araştırmalar

yapmak ve havancılık ve beslenme gibi konularda yetiştiricilerin bilinçlenmelerini

sağlamak ve nihayet kırsal kalkınmaya destek vermek (örneğin proramlar yapmak ve

uygulamak) gibi önemli misyonlarda STK’lar bağlamında öne çıkmaktadır. Bu

bağlamda proje örneklerine de rastlanmaktadır. Örneğin, Ulaşılabilir Yaşam Derneği

(UYD) tarafından, 2001-2004 yılları arasında Düzce ilçesine bağlı Çilimli ilçesi ve

köylerinde yapılan ekolojik tarımla ilgili çalışmalar hem tarımsal, hem de köylünün

bilinçlenmesi ve ekonomik olarak iyi yöne gitmesi açısından faydalar sağlamış; ülke

geneline örnek bir çalışma olmuştur (Abay, 2004: 57-61).

5.3.10. Bilgi Teknolojilerine Yönelik Misyonlar

İnsanlığın son otuz yılına damgasını vuran en büyük olay bilgi

teknolojilerinde gelişimin yaşanması ve bunun giderek yaygınlaşmasıdır. Bu süreçte

yapılan tüm araştırmalar, hem bilgi teknolojilerinin kullanımını, hem de onun

geliştirilmesine yönelmiştir. Gelişmenin çok hızlı bir dönüşüm sürecinde yaşanması,

bir yandan kaliteyi atırırken, bir yandan da gerek özel yaşamda, gerekse iş yaşamında

bilgi teknolojilerinin önemini vaz geçilmez bir şekilde artırmıştır.

Bilgi teknolojilerinin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşması STK’ları da

çok önemli bir şekilde etilemiştir. STK’lar gerek intranet, gerekse internet kullanımı

sayesinde iş performansları artırırken, web siteleri vasıtasıyla da kendilerini (misyon,

vizyon, proje ve diğer faaliyetler, gönüllülük gibi) tüm çevrelere mesafe mevhumu

olmadan tanıtma fırsatı yaşamışlarıdır. Sözü edilen süreç STK ve gönülüler

arasındaki mesafeleri yılda elli iki hafta ya da haftada yedi gün yirmi dört saat

boyunca ortadan kaldırmıştır. Hatta sanal gönüllük şeklindeki yeni gönüllülük

modelini de yaratmıştır. Bu gün denebilir ki bilgi teknolojilerindeki en ufak bir

aksamadan en fazla zararı görcek kuruluş şekli belki de STK’lar olacaktır.

Bilgi teknolojileri alanına yönelik olarak öne çıkan bazı STK misyonları

aşağıda yer almaktadır (İnternet Teknolojileri Derneği; Türkiye Bilişim Derneği;

Page 254: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

234

Yazılım Sanayicileri Derneği; Bilişim Sektörü Derneği; Türkiye Bilişim Vakfı;

Linux Kullanıcıları Derneği; Business Software Alliance):

i. Ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarını içerecek bir şekilde e-devlet’e (eğitim,

sağlık, kamu daireleri…gibi) geçişini hızlandırıcı faaliyetler yapmak,

ii. E-devlet’e geçişle birlikte, katılımcı demokrasi ve şeffaflık konularında sivil

toplumun kazanımlarını birey ve kuruluşlara anlatmak,

iii. Ülkemizin sürekli gelişmesi bağlamında Dünya ve AB’ye uyum sürecinde

teknolojinin önemini sürekli vurgulamak,

iv. Sivil toplum kuruluşlarının ve diğer kuruluşların arasında iletişimi dolayısıyla

bilgi alış verişini pozitif yönde artırmak ve paydaş bağlamında

işbirlikteliklerini geliştirmek,

v. Klasik anlamda gönüllüleri STK’ya çekmenin yanı sıra sanal gönüllülükle

STK’nın gönüllü portföyünü nitelik ve nicelik olarak geliştirmek,

vi. STK’nın iç ve dış paydaşları ile iletişim imkan ve kalitesinin artırılması için

bilgi teknolojilerinde yaşanan yeni gelişmeleri gerek donanım, gerekse

yazılım bağlamında taşımak,

vii. Profesyonel insan kaynağını ve gönüllüleri bilgisayar ve internetin aktif

kullanımı konusunda eğitmek,

viii. Bilişim teknolojilerine yönelik uzman gönüllüleri STK’ya çekmek,

ix. Görsel ve kullanım açısından açısından ideal ve sürekli güncellenen (update)

siteler oluşturmak,

x. STK ve sivil topluma yönelik güncel gelişmeleri web sayfasında yayınlamak

ve yorumlamak,

xi. Üyelerine güncel haberleri web sayfası aracılığyla aktarma, e-mail’lerini hızlı

ve net şekilde cevaplamak,

xii. Haftanın yedi gün yirmi dört saati ulaşılabilen bir web sitesi yaratmak,

xiii. Özel sektörlü işbirliği yaparak bilgi teknolojilerine yönelik yeni gelişmelerin

STK’ya aktarılması için yardım (finansman, bilgisayar ve yazılım, kompleks

cihazlar (tek cihazın yazıcı, tarayıcı, faks özelliği göstemesi gibi), uzman

Page 255: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

235

gönüllü insan kaynağı, dijital video ve foroğraf makinesı, CD, DVD gibi) için

iletişim kurmak,

xiv. İnsan kaynağı ve yapılan faaliyetleri içeren bir bilgi bankası oluşturmak,

xv. Ulusal çapta STK’ların, kuruluşların ve halkın bilgi alabileceği bir STK bilgi

bankası oluşturma ve sürekli güncellemeye katkı sağlamak,

xvi. Bilgi teknolojilerine yönelik STK yapılanmaları içingeçerli olan bazı

misyonlar:

a. Bilgi teknolojileri sektöründe çalışan üyelerin haklarını koruma ve

onları geliştirmek,

b. Bilim ve bilgi teknolojilerinin gelişmesi bu kapsamda Ar-Ge

faaliyetlerinin en üst düzeye ulaşmasına yönelik olarak teknoparkların

kurulmasını desteklemek,

c. Bilgi teknolojilerinin maliyetlerinin düşürülmesi için çaba harcamak,

d. Bilgi teknolojilerinin güvenliği konusunda ortak girişimler yapmak,

e. Bilgi teknolojilerine yönelik standartların getirilmesi için yasal

çalışmalara katkı sağlamak,

f. Bilgiteknolojilerinin kullanımında etik değerlere yönelik çalışmalar

yapmak,

g. Bilgi teknolojileri hakkında kendi üyelerini ve diğer STK’ların insan

kaynağını eğitmek, konferanslae vermek,

h. Bilgi teknolojilerine yönelik gelişmelerin yer aldığı süreli ve süresiz

yayınlar çıkarmak gibi.

5.3.11. STK’ları Güçlendirme, Rehberlik ve Danışmanlık Misyonları

STK’lar dış çevre ile sürekli etkileşim içinde bulunan dolayısıyla dış

çevredeki değişimlerden pozitif ya da negatif yönde etkilenebilen örgütlenmelerdir.

Bu nedenle gerek STK’nın organizasyon, gerekse sahip oldukları insan kaynakları

bağlamında değişimlere ayak uydurabilmesi, bunun ötesinde gelişmesi için mutlak

Page 256: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

236

surette dışsal destek almaları gerekmektedir. Bu nedenle öncelikle ülke genelinde ve

sonrasında dünya genelinde dayanışma sağlayacak şekilde örgütlenmelerinin de

önemi büyüktür. Batıda yer alan STK’lar için bu sorun uzun zaman önce aşılmış iken

ülkemizde de zaman içinde bilgi teknolojilerinin gelişmesi ve sivil toplum

kültürünün batısal anlamda yaygınlaşması ile gelişeceği öngörülen bir çerçevedir.

Türkiye’de STK’ların gelişmesine teknik anlamda da katkıda bulunmakta olan

Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı, Karder bu bağlamda örnek gösterilebilir (Türkiye

Üçüncü Sektör Vakfı; Kalite Derneği). Bu bağlamda sonyıllarda STK Destek İletişim

Merkezleri bağlamında da çalışmalar yapılma istenmektedir (16. STK Sempozyumu

Çalışmalarından Çıkan Başlıca Sonuçlar ).

5.3.12. Diğer Misyonlar

Toplumların gelişmeleri yeni sorunları ve yeni gereklilikleri beraberinde

yaratmaktadır. Diğer bir yaklaşımla toplumlarda yaşanan sürekli dönüşüm yeni

probleri meydana getirmekte, problemler çözüldüğünde ise, yeni problemler

oluşmaktadır. Adeta problemlerin çözümü problemlerin oluşmasına zemin

hazırlamaktadır. Bu nedenle de bu sorunlara çözümler getirecek yeni STK’lar bu

sarmal içine hızlıca dahil olmaktadır ve olacaktır.

Bu bağlamda yer alan ve önceki misyonlar içinde de yer alabilecek bazı

misyonlar aşağıda yer almaktadır (Promasyon Ürünleri İmalatçıları ve Satıcıları

Derneği; Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği; Türkiye Turizm Yatırımcıları

Derneği; İzcilik Gönüllüleri Derneği; Amatör Denizcilik Derneği; Raylı Ulaşım

Sistemleri Derneği; Çağdaş Gazeteciler Derneği; Basın Konseyi Dayanışma Ve

Geliştirme Vakfı; Akdeniz Basın Vakfı; Türkiye Gazteciler Sendikası; Kırsal ve

Kensel Gelişme Vakfı; Cumhuriyet Vakfı, 1924’den Bugüne Cumhuriyet; Muharip

Gaziler Derneği; Türk Silahlı Kuvvetleri)

i. Asker ve şehitlerle ilgili dernekler

ii. Kurtuluş Savaşı ve Çanakkale Savaşına yönelik tanıtım çalışmalarının

yapılması,

iii. Kırsal ve kentsel gelişmenin sağlanması,

Page 257: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

237

iv. Basının güçlendirilmesi ve bu konuda faaliyetler yapılması,

v. Çocuk ve yaşlılar için faaliyetler yapılması ve onların korunması,

vi. Ulaşıma yönelik iyileştirmeler konusunda faaliyetler yapılması,

vii. Bireylerin düşünme kalitesinin yükseltilmesi,

viii. Amatör denizciliğin sevdirilmesi,

ix. İzciliğin sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması,

x. Reklam ve reklamcılıkla ilgili sorunların çözülmesi,

xi. Araştırma görevlililerinin dayanışması,

xii. Arkadaşlığın ve dostluğun artırılması,

xiii. Bankacıların mesleki dayanışması,

xiv. Belediyelerin geliştirilmesi ve iletişimlerinin artırılması,

xv. Kamu işletmeleriyle ilgili sorunların çözülmesi,

xvi. Turizm ve rehberlik hizmetleri ve bu sektörün sorunları,

xvii. Promosyon sektörünün sorunlarının çözülmesi… gibi.

5.4. STK’larda Gönüllü Misyonları

Gönüllü misyonları, STK’larda gönüllülerin, genel misyonlarını ve faaliyet

alanına yönelik misyonlarını gerçekleştirilmesine yönelik çabalarının merkezinde yer

alan misyonlardır. Diğer bir yaklaşımla, STK’ların diğer misyonlarının, gönüllüler

olmaksızın istenen düzeyde başarılı olarak yerine getirmeleri olanaksızdır. O halde

STK’lara makro bakış açısıyla yaklaşıldığında tüm misyonlar gönüllü misyonudur.

Ancak, bir de gönüllünün katma değeri göz önüne alınarak misyonlara

yaklaşıldığında gönüllülüğün doğasından kaynaklanan özel misyonlar

bulunmaktadır.

Gönüllü misyonları eğer gönüllü olan birey ya da kuruluşun bizzat

kimliğinden / kişiliğinden, artalanından, hünerlerinden, uzmanlıklarından ve

gönüllünün sahip olduğu bu tip değerleri STK’ya yansıtma ya da kanalize etme

Page 258: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

238

yöneliminden kaynaklanmaktadır. Gönüllülerin STK’ya yapmış oldukları katkılar

birer faaliyet olmaktan ziyade birer misyon ya da alt misyonlar olarak

değerlendirilmiştir. Bu bağlamda, bu bölümde sözü edilen gönüllü misyonlarına

açıklık getirilmiştir.

5.4.1. Bilgi Aktarımı Misyonu

Bilgi çağını çeşitli düzeylerde yaşayan günümüz insanlığı / insanı gerek özel

ya da çalışma hayatında, gerekse kamusal alanda bilgiye özünde iki önemli niteliksel

boyutta sahip olma imkanına kavuşmuştur. Bunlar, “doğru ve fonksiyonel bilgiye

ulaşım” ve fakat “bilgiye çok hızlı ve mekan tanımaz şekilde ulaşımdır.” Doğru ve

fonksiyonel bilgiye ulaşımın temelinde sağlıklı elde edilmiş ve depolanabilir “veri”,

o verinin düzenlenerek mesaja (sözlü, yazılı ya da görsel) dönüşmesiyle oluşan yeni

boyut “enformasyon” ve nihayet enformasyonunun özümsenerek inanç, değer ve

bireysel tecrübeleri kapsayan bir süreçte düzenli bir yapısallığa dönüştürülmesi ve

beyinlerde kalıcı olmasıyla ortaya çıkan kapsamlı boyut olan “bilgi” dir (Barutçugil,

2002: 57-58).

Yukarıda basitçe ortaya konulmaya çalışılan doğru ve fonksiyonel bilginin

yaratılış sürecinin uygulama da ne büyük kaynakların (zaman, çaba, yıpranma payı,

finansman, teknoloji, ekipman, önceki veriler ve enformasyon gibi) harcanması ile

gerçekleştirildiğini düşünmek oldukça kolaydır. O halde burada öne çıkan olgu

fonksiyonel bilginin değerinin gerçekte maddesel karşılığının olmayışıdır. Ancak,

burada kastedilen bilgi insan beyninde taşınan ve yorumlanarak onunla birlikte gezen

mobil bilgidir. Buradan varılacak sonuç ise, değerli olanın asıl bilgiyi üreten, taşıyan,

aktaran ve geliştiren bizzat bireyin kendisi olduğudur.

STK’nın fonksiyonel bilgiye ne kadar ihtiyacı varsa, gönüllünün de o

bilgisini etkin ve rahatça aktarabileceği ortama ihtiyacı bulunmaktadır. Bu bağlamda

gönüllü bilgisini aktarma imkanını sağlayacak ortam sağlandığında onun

motivasyonuna da büyük katkı sağlanmış olacaktır (Doğa ile Barış Derneği, 88).

STK’larda gönüllülük kapsamında yer alan bireyler gerçekte maddesel karşılığı

olmayan bilgilerini beraberlerinde STK’ya taşırlar ve o STK’nın misyonu ve vizyonu

doğrultusunda dönüştürerek STK süreçlerine aktarmaktadırlar. Ayrıca gönüllüler

Page 259: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

239

sahip oldukları fonksiyonel bilgiyi iş yaşamlarından ve özel yaşamlarından

fedakarlık yaparak aktarırken duyacakları manevi haz onlar için yeterli gelmektedir.

O halde bilginin değerli olmasının gönüllük misyonu bağlamındaki değerlendirmesi,

o bilginin gönüllü tarafından STK’ya ithal edilmesiyle ilgilidir. Özetle STK için

birinci planda önemli ve hayati olan bilgi değil, o bilgiyi STK’ya taşıyan ve STK’nın

yararlı olarak kullanımını sağlayan gönüllü bireylerdir.

Diğer taraftan gönüllü bireyler, fonksiyonel bilgilerini bilgi teknolojilerini

kullanarak aynı mekanda ya da farklı mekanda hızlı bir şekilde STK’ya

aktarabilirler. Bir STK’da profesyonel çalışanın uzaman olmadığı bir konuda basit

bir bilgiye ulaşması onu bütünün bir parçası içinde entegre edebilmesi oldukça

zordur. Bu yerine getirilse dahi hem zaman ve finansman kaybına neden olacaktır,

hem de eksik ya da yanlış olabilecektir. Oysa gönüllü bunu bir çırpıda ve fonksiyonel

bir biçimde aktarabilme imkanına sahip kişidir. Onun içinde gönüllü STK’lar için kıt

kaynakların başında gelmektedir.

5.4.2. Deneyim Aktarımı Misyonu

Bireylerin uzmanlıkları bilgisel altyapı, zaman, eğitim, teknoloji, ekipman ve

kendini geliştirme isteği ile doğru orantılı olarak gelişmektedir. STK’larda ya da

herhangi bir örgütte yer alan bireylerin uzmanlık alanlarına yönelik deneyimleri,

sözü edilen bileşenlerin zaman içindeki karşılaşılaştıkları benzer ya da farklı olaylar

karşısında ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunlar karşısında alınan tavır ve ortaya

konulan çözüm yolları ve elde edilen sonuçların niceliğinin artışı ile ilgilidir. Nicelik

artışı deneyim kalitesindeki artışı da sağlayacaktır.

Bu nedenle herhangi bir gönüllünün uzmanlık alanına yönelik olarak STK’ya

aktaracağı deneyimleri belki bir iki cümleden ibaret bile olsa, o cümlelerin içinde

yılların tecrübesinin konsantre bir şekilde yer alacağı açıktır. Ayrıca bu deneyimler

kulaktan dolma ya da sonradan ilgi sonucu oluşmuş bilgiler de değildirler. Bizzat o

gönüllünün yasal yeterliliği kapsamında yaşamsal (iş ya da özel) tecrübesinden

kaynaklanmaktadırlar.

Diğer taraftan bir STK’da yıllarını vermiş bir gönüllü de bu bağlamda bir

mentor olarak diğer gönüllülere bir eğitim kapsamında ya da sohbet kapsamında

Page 260: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

240

deneyimlerini de aktarabilecektir. Bunun tam zıttı çok yeni bir gönüllü de başka bir

kişiden duyduğu ya da okuduğu gönüllüğe yönelik, örneğin örnek proje olayları

kapsmındaki tecrübeleri de katılımcı demokrasi bağlamında toplantılarda

açıklayabilecektir.

Deneyim dinamik bir sürecin ürünü olduğu için sürekli gelşime gösteren bir

doğaya sahiptir. Bireyin deneyimim yeterli şeklinde düşünmesi bu bağlamda

yapılacak en büyük hatalardan biridir. Örneğin, aynı STK’nın A bölgesinde X hedef

kitlesine daha önce gerçekleştirdiği bir proje, aynı bölgede belirli biz zaman sonra ya

da farklı bir bölgede gerçekleştirilirse çok farklı süreçleri ve sonuçları içerebilecektir.

Bu durum aynı özelliklere sahip hastaların aynı hastalığa sahip oldukları ve aynı

hekimden aynı sürçlerde aynı ilaç tedavisine farklı tepkiler vermeleri ile benzerdir. O

nedenle benzer olaylar da farklı sonuçlar elde edilmekte ve bu da farklı deneyimleri

beraberinde getirmektedir.

Diğer taraftan STK’larda projeler bazında yaşanan deneyimlerin yazılı hale

getirilmesi hatta mümkünse yayınlanmasının diğer STK’lara ve gönüllü bireylere

örnek olması nedeniyle önemi büyüktür. STK’ların web sayfalarında da bu

tecrübelere hem Türkçe, hem de İngilizce olarak yer verilmesi sınırsız bir şekilde

Dünya çapında da katkı sağlayabilecektir.

5.4.3. Yeteneklerin Kullanımı Misyonu

Gönüllülerde var olan yetenekler kişiye özel olan ve onların yaratıcılıklarını

kapsayan özelliklerdir. Yeteneklerin eğitim, bilgi arştı ve tecrübe ile geliştirildiği bir

gerçektir. Ancak aynı alanla ilgili bireylerin yetenekleri değişebilir. Uygulamada asıl

önemli olan yeteneğin ne yönde olduğunun belirlenmesi ve o yönde nasıl verimli

kullanılacağının değerlendirilmesidir.

Diğer taraftan yeteneklerin küçüğü ve büyüğü gibi söylem günümüz

yönetişim anlayışı bakımından yanlış bir ayrımsamadır. Örneğin, bir uçağın

motorunu yöneten bilgisayar destekli parçasının, motorun içinde er alan bir küşük

parçadan örneğin bir vidadan daha önemli olduğunu savunmak, o vidanın işlevsiz

kalmasıyla uygulamada uçağın düşmesine bile sebep olacak süreci engelleyememesi

gayet doğal bir durumdur. Bu STK’ların gönüllülük yönetimi bağlamında da farklı

Page 261: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

241

değildir. Gönülülük yönetiminde yapılacak en büyük hatalardan biri gönüllüleri bir

işletmeci zihniyetiyle yararlı yararsız gibi sınıflandırmaktır. Oysa o kişiler

gönüllülüğü karşılık beklemeksizin gönüllü mantığı çerçevesinde yerine

getirmektedir. Örneğin, sadece telefonlara cevap verme görevini üstlenen gönüllü

bireyin telefonla görüşme konusundaki yeteneği, iletişim ve ikna kabiliyetini göz ardı

ederek telefonlara bakan kişi gözüyle ona bakmak komik ve akılcı olmayan bir

durumdur. O bireyin ses tonuyla dahi yapacağı farklı tavır STK için olumlu ya da

olumsuz etkiye sebep olabilecektir. Bu konuda sayısız örnek üretmek mümkündür.

Örneğin genç bir üniversite öğrencisinin bir STK’da gönüllü olması onun diğer

arkadaşlarının yaşayabileceği fırsatları göz ardı etmesi demektir. Burada genç olanı

tecrübesiz ya da o konu için yeteneksiz görmek ya da tam tersi yetenekli görüp

kıskanarak ona bariyer koymaya çalışmak ne etik olacak, ne de gönüllülük

zihniyetiyle bağdaşacaktır. Sonuçta kaybeden doğal olarak STK ve hedef kitle

olacaktır. En azından STK’nın genç gönüllü oranındaki yetersizlik yeni genç yaştaki

gönüllülerin STK’ya çekilmesinde negatif etki yaratabilecektir. Oysa o genç insanın

kaybettiği hiçbir şey yoktur. Bir gönüllü üniversite öğrencisi gencin bu bağlamda şu

görüşü dikkat çekicidir: Genç sivil toplum kuruluşlarına katılmamasının ve gönüllü

olmamasının önemli bir sebebini STK’larda varolan ve gönüllülükle çok da

örtüşmeyen hiyerarşi yoğunluğu olarak açıklamaktadır (Tokyıldız, 2001: 182).

STK’larda gönüllü yönetimi kapsamında verilen eğitimle gönüllülerin

yeteneklerinin ortaya çıkarılması da amaçlanmaktadır. Örneğin supervisor’un eğitim

verirken belki de gönüllülerin dahi farkında olmadıkları yeteneklerini ortaya

çıkarmaları hem STK ve supervisor’ün, hem de gönüllünün kariyerinde pozitif etki

yaratabilecektir.

5.4.4. Fiziksel Aktivite Kullanımı Misyonu

STK’lar misyon ve vizyonları doğrultusunda pek çok faaliyeti

gerçekleştirmektedirler. Bu faaliyetler içinde fiziksel olarak yerine getirilebilecek

gönüllü misyonları da bulunmaktadır. Gönülüler bu misyonları da yerine getirerek

özellikle uygulamaya yönelik pek çok fayda sağlayabilirler.

Page 262: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

242

Gönüllülerin içlerinde doğal olarak fiziksel açıdan daha yeterli olanlar bu

misyonu daha iyi gerçekleştirme imkanına sahiptir. Burada önemli olan nokta

fiziksel misyonu yerine getiren gönüllüler ile diğer misyonları yerine getiren

gönüllülere farklı bakış açısı geliştirmemektir.

Ayrıca gönüllülere sen şu misyonu yapmalısın gibi bir tavırdan uzak olmaktır.

Gönüllülerle olan yakınlaşma ve zaman süreci ne olursa olsun onların gönüllü

olduklarının ve özel değere sahip olduklarının her hangi bir süreçte unutulması

gönüllü kaybına sebep olabilecektir.

Diğer taraftan bir gönüllü hem fiziksel bir misyonu gerçekleştirirken, hem de

bilgi misyonunu da gerçekleştirebilir. Örneğin bilgi teknolojilerine hakim bir gönüllü

bilgisayar sistemlerindeki sorunu hızlıca giderebilir, başka bir zamanda bir sergide

standların taşınması, yerleşimi ve kalıdırılmasında fiziksel gücünü kullanabilir.

Fiziksel aktivite kullanımı misyonu bağlamında önemli bir konuda

yöneticinin ya da diğer bireylerin tavrıdır. “Sen gençsin, tuttuğun taşı eritirsin” gibi

oryantalist yaklaşımların bir süre sonra genç gönüllüleri olumsuz etkileyeceği

unutulmamalıdır. Yani gönüllü kişiye hizmetin olmazsa olmaz parçası değil de,

kullanılıyormuş hissi vermek gönüllü yönetiminde önemli bir uygulama hatası

olacaktır.

Bu konuda örnekleri çoğaltmak olasıdır. Örneğin bir kadının fiziksel açıdan

yapmak istediği bir yararlılığı, birey olarak değil de kadın olarak değerlendirip

kibarca bile olsa geri çevirmek o gönüllüyü olumsuz etkileyebilecektir. Tam tersi bir

örnekte de zayıf ve güçsüz bir bireye yapamayacağı ya da zorlanabileceği fiziksel bir

aktivitenin görev olarak verilmesi onu hem bedensel, hem de ruhsal olarak olumsuz

etkileyebilecektir. Ayrıca hep aynı bireylere fiziksel aktiviteleri vermek ya da aynı

bireylere daha zor fiziksel aktiviteleri uygun görmek de gönüllüleri yıpratabilecektir.

Gönüllük yönetiminin ve gönüllünün başarısının temel kaynağı onun inancı

ve görev için motivasyon düzeyidir. Her ne şekilde olursa olsun gönüllünün insan

olduğunun ve yerine getirdiği misyonların ekstra özveri ile gerçekleştirildiğinin ve

azami özenin gösterdiğinin ya da gösterilmesine yöneltilmesi gerektiğinin

unutulmaması gerekmektedir. Formal ödüllendirmeden ziyade, gönüllülük

perspektifinde günlük olaylarda yaşanan üstü kapalı ve olaylar çerçevesinde ortaya

Page 263: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

243

çıkan gönüllülerin tanınmasının motivasyon için öneminin tartışma götürmez

olduğudur.

5.4.5. Finansal Destek Misyonu

STK’ların her hangi bir misyonlarının gerçekleştirilmesi finansal olanaklara

bağlıdır. Her ne kadar gönüllü sektör gönüllü mantığı çerçevesinde ticari zihniyet

dışında (kar amacı gütmeyen sektör) yapılansa da her zaman için finansal destekle

ilgili kaynakları da araştırmak zorundadır.

Finansal destek misyonunu yerine getirecek olan gönüllü bir birey ya da

topluluk veya bir kuruluş (devlete bağlı kurum ya da kuruluş, uluslararası kuruluşlar,

uluslararası ve ulusal STK’lar, özel sektör gibi) olabilmektedir. Genellikle STK’lara

yöneltilen finansal destek hibe şeklinde olmaktadır ki bu da gönüllük mantığı ile

örtüşmektedir.

Finansal destek misyonu konusunda STK’ların özen göstermesi gereken bazı

konular bulunmaktadır. Bunlar aşağıda yer almaktadır (STGP Kitapçığı, 127):

i. STK’ların önemli özelliklerinden bağımsızlık ve paydaş olma özelliğidir. Dış

çevreden alınacak olan finansal destek bu iki temel ilkeyi zedelememelidir.

ii. Ne pahasına olursa olsun finansal destek alınmalı mantığı STK’lar için

geçersizdir. STK’lar için her koşulda etik değerler birinci planda yer

almaktadır.

iii. Alınacak finansal destek alternatifsiz olmamalıdır. Diğer bir deyişle, pek çok

finnasal destek sağlayacak gönüllü ile iletişim olanakları geliştirilmelidir.

iv. Finansal desteğin zamanında ve yeterli miktarda elde edilmesi önemlidir.

v. STK’nın en azından üyelerden sağladığı gelirler sabit giderlerini

karşılamalıdır.

vi. Finansal konularda şeffaflık gerekmektedir. Bu nedenle gönüllülerden ( üye

olsun olmasın) elde edilen gelirin nereye, nasıl, kimler tarafından

harcandığının takip edildiği unutulmamalıdır. Mümkünse yapılan faaliyetler

ve harcamaların web sayfasında yayınlanması sağlanmalıdır.

Page 264: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

244

V. BÖLÜM

ARAŞTIRMA YÖNTEMİ-TEKNİKLERİ VE VERİ

KAYNAKLARI

6.1. Araştırma Yöntemi-Teknikleri

Bu başlık altında çalışmanın araştırmaya yönelik boyutu hakkında temel

bilgiler yer almaktadır. Bu temel birlgiler araştırmanın amacı, araştırmanın tipi,

araştırmanın yapıldığı yer ve zaman, araştırmanın evreni, araştırmanın örneklekmi,

araştırmanın kavramsal modeli ve araştırmanın değişkenleri hakkındadır.

Araştırmanın amacı: Bu çalışma STK’larda gönüllü yönetimi yaklaşımları

bağlamında insan kaynaklarının rolünün, STK’ların misyonlarını gerçekleştirmeye

etkilerini araştırmayı amaçlamaktadır.

Araştırmanın Tipi: Yukarıda ortaya konulan amaç çerçevesinde misyonların

gerçekleştirilmesinde gönüllü yönetimi yaklaşımlarında insan kaynaklarının rolünün

STK’ların yapısal (kurumsal) özellikleri ve bireysel özellikler açısından alt gruplara

göre farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesini amaçlayan tanımlayıcı bir

araştırmadır.

Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Zaman: Çalışma İzmir il merkezinde bulunan

STK’ları kapsamında Kasım 2006-Mayıs 2007 tarihlerinde yapılmıştır.

Araştırmanın Evreni: Çalışma İzmir İlinde faaliyet gösteren STK’lar baz alınarak

gerçekleştirilmiştir.

Araştırmanın Örneklemi: Örneklem hacmi belirlenirken Türk Tarih Vakfı’nın

2005 yılında yayınladığı STK’lara yönelik rehber ve İzmir iline yönelik şehir

rehberinin yer aldığı web sayfasından yararlanılmıştır.

(http://www.izmir.gen.tr/RehberMekan.aspx?SubCatId=3&Page=1)

Tarih Vakfı’nın hazırladığı STK rehberinde İzmir’de faaliyet gösterdiği

belirtilen 230 STK tespit edilmiştir. Dolayısıyla araştırmanın evreni 230 adet STK

olarak belirlenmiştir. Bu 230 STK’nın tamamına ulaşılmaya çalışılmış ancak bazı

Page 265: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

245

nedenlerden (kapanma, adres değişikliği, yanlış adres gibi) dolayı 176 STK’ya

ulaşılmış; bunlardan 141 STK’dan anketin geri dönüşümü alınmıştır.

Araştırmanın Kavramsal Modeli: İnsan kaynakları kapsamında gönüllü yönetimi

çerçevesinde STK’ların misyonlarının gerçekleştirmesinin STK’larda yer alan

bireyler ve STK’ların kurumsal özellikleri baz alınarak incelenmesine yönelik olarak

aşağıdaki kavramsal model oluşturulmuştur (Şekil 5.1.):

Şekil 5.1. Araştırmanın Kavramsal Modeli

Araştırmanın Değişkenleri: Kavramsal model çerçevesinde araştırmanın

değişkenleri aşağıdaki şekilde ortaya konulmuştur;

i. Bağımlı Değişkenler: Modelde yer alan misyonun gerçekleştirilmesinde

gönüllü yönetimi yaklaşımlarında insan kaynaklarının rolü kapsamındaki

değişkenler (aşağıda açıklanan ankette yer alan ölçek soruları)

ii. Bağımsız değişkenler: STK’ların yapısal özellikleri ve bireysel özellikler

(aşağıda açıklanan ankette yer alan bireysel ve kurumsal yapıya ait sorular)

-Gönüllülüğün Planlaması -Gönüllülerin Kazanılması -Gönüllülerin Eğitimi -Gönüllü Yönetimi (ya da yöneltme) -Performans Değerlendirmesi

Misyonun Gerçekleştirilmesinde

Gönüllü Yönetimi Yaklaşımlarında İnsan Kaynaklarının Rolü

STK’ların Yapısal

Özellikleri ve Bireysel Özellikler

-STK’nın Türü -STK’nın Faaliyet Alanı -STK’nın Üye Sayısı -STK’nın Yaşı -Bireyin Görev Alanı

-Bireyin Yaşı -Bireyin Cinsiyeti -Bireyin Medeni Durumu -Bireyin Eğitim Durumu

Page 266: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

246

6.2.Veri Kaynakları

Kavramsal modele uygun olarak çalışmanın önceki bölümlerinde ortaya

konulmuş olan teorik yapı çerçevesinde, teori ile uygulamanın bütünleştirilmesine

yönelik olarak özgün bir bir anket formu oluşturulmuştur. Anket formu iki temel

kısımda ortaya konuldu. Bunlar; biryesel ve kurumsal sorular / değişkenler ile

ölçekte yer alan sorular / değişkenlerdir (Bkz: Anketin tamamı Ek 1’de yer

almaktadır).

Bireysel ve kurumsal değişkenlerden (bireysel ve kurumsal sorular) ilk dördü

bireyin kendisini, diğer beş değişken ise bireyin yer aldığı STK’nın kurumsal

yapısını da içerecek çerçevede dokuz soruda ifade edilmiştir. Bunlar; bireyin

kendisine yönelik olarak yaş, cinsiyet (kadın, erkek), medeni durum (evli, bekar),

eğitim durumu (ilkokul, ortaokul, lise, üniversite); kurumsal yapıya yönelik olarak

ise, STK türü, STK’nın misyonunun ilgili olduğu alan / alanlar, STK’nın kuruluş yılı,

STK’nın üye sayısı ve anketi cevaplayan bireyin STK’daki görev alanı olarak

belirlenmiştir.

Kurumsal yapıya yönelik sorulardan birincisi olan STK türü dokuz seçenekte

ortaya konulmuştur. Bunlar, sırasıyla dernek, vakıf, sendika, ticaret odası, sanayi

odası, meslek odası, kooperatif (birlik), ticaret ve sanayi odası ve diğer’dir. Ancak

istatistiksel analizelerde sanayi odası ve ticaret odası, Türkiye’de yaygın bir STK

yapılanması olması da göz önüne alınarak ticaret sanayi odası standardında

değerlendirilmiştir.

Kurumsal yapıya yönelik olan ikinci soruda ise, bireyin yer aldığı STK’nın

misyonunun ilgili olduğu alan / alanlar sorulmuştur. Bu alanlar sırasıyla, mesleki,

rehberlik ve danışmanlık, spotif, sağlık, eğitim, tarım ve hayvancılık, yardım, çevre,

kalkınma, bilgi teknolojileri, STK’lara destek ve diğer’dir. Bu soru için STK’nın

yerine getirdiği misyon / misyonlarının olduğu bakış açısıyla ankete cevaplayan

bireylerin birden fazla seçeneği işaretlemesi ve diğerine yerine getirdiklerini

düşündükleri farklı misyonları da belirtmeleri istenmiştir. Ancak istatistiksel

analizlerde STK’nın temel misyonu baz alınmıştır.

Kurumsal yapıya yönelik olan üçüncü soruda STK’nın kuruluş yılı

sorulmuştur. Kuruluş yıllarına yönelik seçenekler 1950-1960, 1961-1970, 1971-

Page 267: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

247

1980, 1981-1990, 1991-2000, 2001 ve sonrası şeklinde belirlenmiştir. Her ne kadar

Türkiye’de sivil toplumun canlanışı olarak 1950 yılı sonrası dönem baz alınsa da;

uygulamada anket yapılan kurumlar arasında Türkiye Cumhuriyeti’yle yaşıt, hatta

kökü Osmanlı İmparatorluğu dönemi dayanan kurumlar da yer almıştır. Bu nedenle

genel bir tanımlama olarak 1950 öncesi seçeneği fiili durum gereği sonradan ilave

edilmiştir.

Kurumsal yapıya yönelik dördüncü soruda üye sayısı belirlenmesine yönelik

seçenekler yer almıştır. Bunlar sırasıyla, 50’den az, 51-100, 101-200, 201-300, 301-

400, 401-500, 501-1000, 1001 ve üstü’dür.

Kurumsal yapıya yönelik son soruda ise, STK’ların yönetimsel kademelerine

uygun olacak bir çerçevede bireyin STK’daki görev alanı sorulmuştur. Bu kapsamda

yönetim alanına yönelik seçenekler sırasıyla başkan, başkan yardımcısı, sekreter ve

ilgili biriminin sorumlusu şeklinde oluşturulmuştur. Burada yönetim alanının dört

basamak çerçevesinde değerlendirilmesinin başlıca nedenleri olarak anketin

uygulanmasında yer alabilecek / yer alan şu sorunlar neden olarak gösterilebilir:

i. Anketin uygulandığı STK türlerinin farklı kurumsal yapıları (dernek, vakıf,

sendika, ticaret ve sanayi odası, esnaf odası…vb),

ii. Başkan ve yardımcısına ulaşılmasındaki bazı zorluklar (kuruluşun çok büyük

olması, başkan ya da başkan yardımcısının anketi cevaplamak üzere yetkiyi

devretmesi ya da çeşitli nedenlerden dolayı cevaplamayı istememesi, farklı

mekanlarda farklı profesyonel işlerde ve yoğun olarak çalışıyor olmaları, il

dışında bulunmaları, iletişim eksikliği, önemsememeleri …vb.)

Diğer taraftan yönetimsel kademe dışında kalan denekler için ise, üye ve

diğer seçeneklerine yer verilmiştir. Bu seçeneklerin yer almasının nedeni ise, doğal

olarak bir STK’yı yaşatan kişiler olarak üyelerin ya da kendini farklı şekilde

tanımlama (gönüllü vb.) ihtiyacı hisseden bireylerin bulunabileceği varsayımıdır.

Anketin ikinci bölümünde yer alan 32 soruluk ölçek ise, STK’larda insan

kaynakları yönetimi bakış açısıyla, gönüllü yönetimi kapsamında yer alan planlama,

gönüllü kazanma, eğitim, yöneltme / yönetme ve değerlendirme fonksiyonları

çerçevesinde tasarlanmıştır. Sorular / değişkenler oluşturulurken misyonun (pozitif

bakış açısıyla) başarılmasının ön plana çıkarılması amaçlanmıştır. Bu nedenle de

Page 268: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

248

sorular misyonun başarılmasına yönelik bir ilişkisellik içinde “…………. olursa

misyonun başarılmasını etkiler” şeklinde tamamlanmıştır. Çizelge 5.1. de ve Çizelge

5.2. de ölçekte yer alan sorular görülmektedir:

Çizelge 5.1. Ölçekte Yer Alan Planlama ve Gönüllü Kazanmaya Yönelik Sorular

Planlama

1 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

5 Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

6 Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

7 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

8 Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

9 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Gönüllü Kazanma

10 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

11 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

12 STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

13 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

14 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

15 Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler

16 Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

17 Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

18 Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

19 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

Page 269: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

249

Çizelge 5.2. Ölçekte Yer Alan Eğitim, Yöneltme / Yönetme ve Değerlendirmeye Yönelik

Sorular

Uygulamada anket formunda gönüllü yönetimi kapsamında yer alan

planlama, gönüllü kazanma, eğitim, yöneltme / yönetme ve değerlendirme

kelimelerine yer verilmememiştir. Diğer bir değişle uygulamada anketin ölçek

bölümünde sadece 32 soruya yer verilmiştir.

Ölçeğe yönelik cevaplar, istatistiksel analizlerde sağlıklı sonuçlar

alınabilmesi için beşli Likert Ölçeği kapsamında “kesinlikle katılmıyorum,

katılmıyorum, fikrim yok, katılıyorum ve kesinlikle katılıyorum” şeklinde

oluşturulmuştur. Araştırmanın istatistiksel değerlendirme aşamasında kesinlikle

Eğitim

20 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

21 Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler

22 Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun başarılmasını etkiler

Yöneltme / Yönetme

23

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

24 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

25 Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

26 Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

27 Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

28 Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

29 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

Değerlendirme

30 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

31 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

32 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Page 270: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

250

katılmıyorum için 1, katılmıyorum için 2, fikrim yok için 3, katılıyorum için 4 ve

kesinlikle katılıyorum için ise, 5 değeri verilerek analizler yapılmıştır.

Bulgular kısmında anket verilerine yönelik tanımlayıcı istatistikler ve

Çizelgesel yapılara yer verilmiştir. Yanı sıra ölçeğin güvenirliğini test etmek için

Cronbah Alfa yöntemi, ölçeğin homojen ve daha az sayıda değişkene dönüşmesini

sağlama amacıyla açıklayıcı faktör analizi, faktör analizi sonucu oluşan yeni yapı

çerçevesinde ölçek sorularının istatistiksel olarak anlamlı olup olmadıklarını

belirlemek için Student’s t testi; araştırmanın modeli kapsamında alt grupların

karşılaştırılmasında bağımsız iki grubun karşılaştırılmasında kullanılan iki örnek t

testi ve parametrik olmayan alternatifi Mann-Whitney U Testi; ikiden fazla grubun

karşılaştırılması için ise tek yönlü varyans analizi ve onun parametrik olmayan

alternatifi Kruskall Wallis H Testi kullanılmıştır. Varyans analizi sonucu farklılığın

hangi grup / gruplardan geldiğinin belirlenmesine yönelik olarak ise, Levene Testi

kullanımı sonucu varyansların homojen olduğu durumlar için Tukey; homojen

olmadığı durumlar için ise, Tamhane T2 Testi tercih edilmiştir. İstatistiksel testlerin

yapılmasında SPSS 11.5 programı kullanılmıştır.

Analizlerin yorumlanmasında daha ayrıntılı bir yorumlamaya gidebilme

imkanı sağlayan ASA (American Psychological Association) gösterim standartları

baz alınmıştır. ASA standartlarına göre önem seviyeleri şu şekilde ortaya

konulmaktadır: p>0,05 için önemsiz (not significant, ns), 0,01<p≤0,05 önemli

(significant), 0,001<p≤0,01 çok önemli (very significant), p≤0,001 ileri seviyede

önemli (highly significant) (Özdamar, 2001: 278).

Page 271: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

251

VI. BÖLÜM

ARAŞTIRMA BULGULARI VE DEĞERLENDİRME

7.1.Araştırma Bulguları

Araştırma bulguları çalışmanın modeli çerçevesinde üç ana başlık altında

ortaya konulmuştur. Bunlar; bireysel ve kurumsal sorulara yönelik bulgular, ölçeğe

yönelik bulgular, ölçekte yer alan sorular kapsamında bireysel ve kurumsal

değerlendirmeye yönelik bulgulardır.

7.1.1.Bireysel ve Kurumsal Sorulara Yönelik Bulgular

Bireysel sorulardan birincisinde ankete katılan bireylerin yaşları sorulmuştur.

Ankete katılan bireylerden en küçük yaşta olan 19 ve en büyük yaşta olan ise, 74

yaşındadır. Ankete katılan n=365 bireyin yaş ortalaması ve standart sapması,

41,05±11 bulunmuştur. Ankete katılanlar arasında yönetici konumunda olan 147

(%40,3) kişinin yaş aralığı 20-74 arasında ve aritmetik ortalama ile standart sapması

43,5±10,86; yönetici konumunda olmayan (üye ve diğer grubu) 218 (%59,7) kişinin

yaş aralığı 19-67 arasında ve aritmetik ortalama ile standart sapması ise,

39,40±11,28’dir. İstatistiksel analizlerde kolaylık sağlaması açısından ankete katılan

bireylerin yaşları gruplanmış (Grup Aralığı=10) ve beş grup oluşmuştur. Gruplanmış

yaş verilerinin dağılımı ve grafiği (birey %’si olarak) aşağıda yer almaktadır (Çizelge

6.1. ve Şekil 6.1.).

Çizelge 6.1. Yaş Grupları

Yaş Grupları n % Geçerli % Birikimli %

19-28 54 14,8 14,8 14,8

29-38 110 30,1 30,1 44,9

39-48 108 29,6 29,6 74,5

49-58 60 16,4 16,4 91,0

59-74 33 9,0 9,0 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

Page 272: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

252

59-7449-5839-4829-3819-28

Yaş Grupları

30

20

10

0B

irey

ler

(%)

Şekil 6.1. Yaş Grupları Grafiği

Ankete katılan 104’ü (%28,5) kadın ve 261’i (%71,5) erkektir (Çizelge 6.2.

ve Şekil 6.2.). Yaşları 22-62 aralığında değişim gösteren kadınların yaş ortalaması ve

standart sapması 35,22±8,920; yaşları 19-74 aralığında değişen erkeklerin yaş

ortalaması ve standart sapması 43,37±11,290’dir. Yönetici grubunda yer alan; yaşları

23-51 aralığında değişim gösteren 35 (%9,6) kadının yaş değişkeni için aritmetik

ortalama ve standart sapması 37,06±8,530 iken, yaşları 19-74 aralığında değişim

gösteren 112 (%30,7) erkeğin yaş ortalaması ve standart sapması 45,51±10,750’dir.

Yönetici olmayan (üye ve diğer) grupta yer alan; yaşları 22-62 aralığında değişim

gösteren 69 (%18,9) kadının yaş değişkeni için aritmetik ortalama ve standart

sapması 34,29±9,03 iken, yaşları 19-67aralığında değişim gösteren 149 (%40,8)

kadının yaş değişkeni için aritmetik ortalama ve standart sapması 41,77±11,46’dır.

Çizelge 6.2.Cinsiyet Dağılımı

Cinsiyet n % Geçerli % Birikimli %

Kadın 104 28,5 28,5 28,5

Erkek 261 71,5 71,5 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

Page 273: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

253

erkekkadın

Cinsiyet

80

60

40

20

0

Bire

yler

(%)

Şekil 6.2. Cinsiyet Dağılımı

Çizelge 6.3 ve Şekil 6.3.’de ise, cinsiyete göre yaş grupları yer almaktadır.

Çizelge 6.3. Cinsiyete Göre Yaş Grupları

Cinsiyet (n) Yaş Grubu Kadın Erkek

Toplam

19-28 27 27 54

29-38 45 65 110

39-48 23 85 108

49-58 8 52 60

59-74 1 32 33

Toplam 104 261 365

59-7449-5839-4829-3819-28

Yaş Grupları

120

100

80

60

40

20

0

Bir

ey S

ayıs

ı

erkek

kadıncins

Şekil 6.3. Cinsiyete Göre Yaş Grupları

Page 274: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

254

Ankete katılan 365 bireysen 270’i (%74) evli ve 95’i (%26) bekardır (Çizelge

6.4. ve Şekil 6.4.). Evli grubun yaş değişkeni için aritmetik ortalama ve standart

sapma değeri 44,27±31,890, bekar grup için ise, 31,89±8,410’dir.

Çizelge 6.4. Medeni Durum Dağılımı

Medeni Durum n % Geçerli % Birikimli %

Evli 270 74,0 74,0 74,0

Bekar 95 26,0 26,0 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

bekarevli

Medeni Durum

80

60

40

20

0

Bire

yler (

%)

Şekil 6.4. Medeni Durum Dağılımı

Çizelge 6.5.’de ise ankete katılan bireylerin medeni durum, görev alanı ve

cinsiyet alt gruplarına göre yaş değişkenine yönelik olarak dağılımlar ile aritmetik

ortalama ve standart sapmalar görülmektedir.

Çizelge 6.5. Yaş Değişkeni Kapsamında Medeni Durum, Görev Alanı ve Cinsiyet

Medeni Durum

Görev Alanı

Cinsiyet n % Max Min

sx ±

Kadın 17 4,7 51-27 40,5±7,70 Yönetici Erkek 98 26,8 74-25 46,7±10,35

Kadın 39 10,7 62-26 38,2±9,51

Evli

Üye ve Diğer Erkek 116 31,8 67-24 44,7±10,14

Kadın 18 4,9 46-23 33,7±8,09 Yönetici Erkek 14 3,8 54-20 36,7±9,64

Kadın 30 8,2 39-22 29,1±4,82

Bekar

Üye ve Diğer Erkek 33 9,0 63-19 31,3±9,70

Page 275: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

255

Ankete katılan bireylerin eğitim durumuna yönelik dağılımı Çizelge 6.6. ve

Şekil 6.5.’de yer almaktadır.

Çizelge 6.6. Eğitim Durumu

Eğitim Durumu

n % Geçerli % Birikimli %

İlkokul 38 10,4 10,4 10,4

Ortaokul 20 5,5 5,5 15,9

Lise 84 23,0 23,0 38,9

Üniversite 223 61,1 61,1 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

üniversiteliseortaokulilkokul

Eğitim Durumu

70

60

50

40

30

20

10

0

Bire

yler

(%)

Şekil 6.5. Eğitim Durumu

Çizelge 6.7.’da ise ankete katılan bireylerin medeni durum, görev alanı,

cinsiyet ve eğitim durumu alt gruplarına göre yaş değişkenine yönelik olarak

dağılımlar ile aritmetik ortalama ve standart sapmalar görülmektedir.

Page 276: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

256

Çizelge 6.7. Yaş Kapsamında Medeni Durum, Görev Alanı, Cinsiyet ve Eğitim Durumu

Medeni Durum

Görev Alanı

Cinsiyet Eğitim

Durumu n %

Max-Min

sx ±

Ortaokul 1 ,3 42-42 42,00±0,0

Lise 5 1,4 35-51 43,4±7,37 Kadın

Üniversite 11 3,0 27-50 39,1±8,17

İlkokul 8 2,2 40-62 48,2±8,40

Ortaokul 5 1,4 37-60 46,2±8,58

Lise 31 8,5 25-70 44,7±0,13

Yönetici

Erkek Üniversite 54 14,8 28-74 47,7±10,94

Ortaokul 1 ,3 47-47 47,00±0,0

Lise 6 1,6 29-57 45,0±9,78 Kadın

Üniversite 32 8,8 26-62 36,7±9,05

İlkokul 27 7,4 24-62 41,8±9,07

Ortaokul 10 2,7 28-55 41,1±8,90

Lise 25 6,8 29-67 44,8±8,88

Evli

Üye ve Diğer

Erkek

Üniversite 54 14,8 27-67 46,7±11,08

Lise 3 ,8 24-35 30,0±5,57 Kadın

Üniversite 15 4,1 23-46 34,4±8,46

İlkokul 1 ,3 29-29 29,00±0,0

Lise 4 1,1 20-47 35,7±12,04

Yönetici

Erkek

Üniversite 9 2,5 26-54 38,1±9,31

Lise 2 ,5 28-39 33,5±7,78 Kadın

üniversite 28 7,7 22-39 28,7±4,60

İlkokul 2 ,5 27-28 27,5±0,71

Ortaokul 3 ,8 20-44 31,0±12,12

Lise 8 2,2 19-47 32,1±8,90

Bekar

Üye ve Diğer

Erkek

Üniversite 20 5,5 20-63 31,5±10,58

Geri dönüşümü alınan 141 STK’dan; 78’i dernek (% 55), 5’i vakıf (% 4),

11’i sendika (%8), 18’i meslek odası (%13), 23’ü kooperatif (%16), 2’si ticaret ve

sanayi odası (%1) ve 4’ü diğer (%2) grubunda yer almaktadır. Ankete katılan bireylerin

STK türüne göre dağılımına yönelik bulgular ise, Çizelge 6.8. ve Şekil 6.6’da yer

almaktadır.

Page 277: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

257

Çizelge 6.8. Ankete Katılan Bireylerin STK Türüne Göre Dağılımı

STK Türü n % Geçerli % Birikimli %

Dernek 178 48,8 48,8 48,8

Vakıf 14 3,8 3,8 52,6

Sendika 23 6,3 6,3 58,9

Meslek Odası 67 18,4 18,4 77,3

Kooperatif 37 10,1 10,1 87,4

Ticaret ve Sanayi Odası 13 3,6 3,6 91,0

Diğer 33 9,0 9,0 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

diğerticaret vesanayiodası

kooperatif(birlik)

meslekodası

sendikavakıfdernek

STK Türü

50

40

30

20

10

0

%

Şekil 6.6. Ankete Katılan Bireylerin STK Türüne Göre Dağılımı

Çizelge 6.9. ve Şekil 6.7.’de ise, STK türüne göre cinsiyet dağılımı yer almaktadır.

Çizelge 6.9. STK Türü ve Cinsiyet Dağılımı

Cinsiyet (n) STK Türü

Kadın Erkek

Toplam

Dernek 54 124 178

Vakıf 6 8 14

Sendika 8 15 23

Meslek Odası 8 59 67

Kooperatif 3 34 37

Ticaret ve Sanayi Odası 6 7 13

Diğer 19 14 33

Toplam 104 261 365

Page 278: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

258

diğerticaret vesanayiodası

kooperatif(birlik)

meslekodası

sendikavakıfdernek

STK Türü

200

150

100

50

0

Bire

y Sa

yısı

erkek

kadıncins

Şekil 6.7. STK Türü ve Cinsiyet Dağılımı

Geri dönüşümü alınan 141 STK’dan temel misyona göre; 47’si mesleki

(%33), 3’ü rehberlik-danışmanlık (%2), 9’u sportif (%6), 26’sı eğitim (%18), 13’ü

tarım ve hayvancılık (%9), 21’i yardım (%15), 3’ü çevre (%2), 1’i kalkınma (%07),

1’i bilgi teknolojileri (%07), 1’i STK’lara destek (%07) ve 16’sı diğer (%11)

grubunda yer almaktadır. Çizelge 6.10.‘da ve Şekil 6.8.’de ise, ankete katılan bireylerin

STK’ların temel misyon alanlarına göre dağılımı görülmektedir.

Çizelge 6.10. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Temel Misyon Alanlarına Göre Dağılımı

Temel Misyon Alanı n % Geçerli % Birikimli %

Mesleki 112 30,7 30,7 30,7

Rehberlik ve Danışmanlık 8 2,2 2,2 32,9

Sportif 23 6,3 6,3 39,2

Sağlık 28 7,7 7,7 46,8

Eğitim 63 17,3 17,3 64,1

Tarım ve Hayvancılık 34 9,3 9,3 73,4

Yardım 43 11,8 11,8 85,2

Çevre 9 2,5 2,5 87,7

Kalkınma 2 ,5 ,5 88,2

Bilgi Teknolojileri 2 ,5 ,5 88,8

STK'lara Destek 5 1,4 1,4 90,1

Diğer (kültür, sanat siyaset, toplu sözleşme vb.)

36 9,9 9,9 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

Page 279: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

259

diğerSTK'laradestek

bilgitelnolojileri

kalkınmaçevreyardımtarım vehayvancılık

eğitimsağlıksportifrehberlik vedanışmanlık

mesleki

STK'ların Temel Misyonları

30

20

10

0

%

Şekil 6.8. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Temel Misyon Alanlarına Göre Dağılımı

Çizelge 6.11. ve Şekil 6.9.’da temel misyon alanlarına göre cinsiyet dağılımı

yer almaktadır.

Çizelge 6.12. Temel Misyon Alanı ve Cinsiyet Dağılımı

Cinsiyet (n) Temel Misyon Alanı

Kadın Erkek

Toplam

Mesleki 25 87 112

Rehberlik ve Danışmanlık 1 7 8

Sportif 1 22 23

Sağlık 14 14 28

Eğitim 28 35 63

Tarım ve Hayvancılık 1 33 34

Yardım 17 26 43

Çevre 4 5 9

Kalkınma 0 2 2

Bilgi Teknolojileri 0 2 2

STK'lara Destek 3 2 5

Diğer (kültür, sanat siyaset, toplu sözleşme vb.)

10 26 36

Toplam 104 261 365

Page 280: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

260

diğerSTK'lara

destek

bilgitelnoloji

leri

kalkınma

çevreyardımtarımve

hayvancılık

eğitimsağlıksportifrehberlik ve

danışmanlık

mesleki

STK'ların Temel Misyonları

120

100

80

60

40

20

0

Bir

ey S

ayıs

ıerkek

kadıncins

Şekil 6.9. Temel Misyon Alanları ve Cinsiyet

Geri dönüşümü alınan 141 STK’dan kuruluş yılına göre; 9’u 1950-1960

(%6), 14’ü 1961-1970 (%9), 12’si 1971-1980 (%8), 23’ü 1981-1990 (%16), 41’i

1991-2000 (%29), 37’si 2001-sonrası (%26) ve 5’i 1950 öncesi (%3) grubunda yer

almaktadır. Çizelge 6.13. ve Şekil 6.10.’da ise, ankete kayılan bireylerin STK’ların

kuruluş yıllarına göre dağılımı yer almaktadır.

Çizelge 6.13. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Kuruluş Yıllarına Göre Dağılımı

Yıllar n % Geçerli % Birikimli %

1950-1960 26 7,1 7,1 7,1

1961-1970 35 9,6 9,6 16,7

1971-1980 27 7,4 7,4 24,1

1981-1990 53 14,5 14,5 38,6

1991-2000 119 32,6 32,6 71,2

2001 ve Sonrası 97 26,6 26,6 97,8

1950 öncesi 8 2,2 2,2 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

Page 281: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

261

1950öncesi

2001 vesonrası

1991-20001981-19901971-19801961-19701950-1960

STK'nın Kuruluş Yılı

40

30

20

10

0

%

Şekil 6.10. Ankete Katılan Bireylerin STK’ların Kuruluş Yıllarına Göre Dağılımı

Geri dönüşümü alınan 141 STK’dan üye sayısına göre; 7’si 50’den az (%4),

17’si 51-100 (%12), 27’si 101-200 (%19), 15’i 201-300 (%10), 18’i 301-400 (%12),

8’i 401-500 (%5), 8’i 501-1000 (%5) ve 41’i 1001 ve üstü (%29) grubunda yer

almaktadır. Ankete katılan bireylerin yer aldıkları STK’lardaki üye sayılarına göre dağılımı

ise, Çizelge 6.14. ve Şekil 6.11’de görülmektedir.

Çizelge 6.14. Ankete Katılan Bireylerin Yer Aldıkları STK’lardaki Üye Sayılarına Göre

Dağılımı

Üye Sayısı n % Geçerli % Birikimli %

50'den az 21 5,8 5,8 5,8

51-100 43 11,8 11,8 17,5

101-200 68 18,6 18,6 36,2

201-300 37 10,1 10,1 46,3

301-400 47 12,9 12,9 59,2

401-500 18 4,9 4,9 64,1

501-1000 20 5,5 5,5 69,6

1001 ve üstü 111 30,4 30,4 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

Page 282: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

262

1001 veüstü

501-1000401-500301-400201-300101-20051-10050'den az

Üye Sayısı

30

20

10

0

%

Şekil 6.11. Ankete Katılan Bireylerin Yer Aldıkları STK’lardaki Üye Sayılarına Göre

Dağılımı

Ankete katılan bireylerin görev alanı dağılımı Çizelge 6.15. ve Şekil 6.12.’de

yer almaktadır.

Çizelge 6.15. Ankete Katılan Bireylerin Görev Alanı Dağılımı

Görev Alanı n % Geçerli % Birikimli %

Başkan 47 12,9 12,9 12,9

Başkan Yardımcısı 20 5,5 5,5 18,4

Sekreter 30 8,2 8,2 26,6

İlgili Birimin Sorumlusu 50 13,7 13,7 40,3

Üye 197 54,0 54,0 94,2

Diğer 21 5,8 5,8 100,0

Toplam 365 100,0 100,0

Page 283: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

263

diğerüye...........birimininsorumlusu

sekreterbaşkanyardımcısı

başkan

Görev Alanı

60

50

40

30

20

10

0

Bir

ey

ler

(%)

Şekil 6.12. Görev Alanı Dağılımı

Ankete katılan bireylerin görev alanlarına göre cinsiyet dağılımı Çizelge 6.16.

ve Şekil 6.13.’de yer almaktadır.

Çizelge 6.16. Görev Alanının Cinsiyete Göre Dağılımı

Cinsiyet (n) Görev Alanı

Kadın Erkek Toplam

Başkan 1 46 47

Başkan Yardımcısı 2 18 20

Sekreter 10 20 30

İlgili Birimin Sorumlusu 22 28 50

Üye 62 135 197

Diğer 7 14 21

Toplam 104 261 365

Page 284: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

264

diğerüye...........biriminin

sorumlusu

sekreterbaşkanyardımcısı

başkan

Görev Alanı

200

150

100

50

0

Bir

ey S

ayıs

ı

erkek

kadınCinsiyet

Şekil 6.13. Görev Alanı Dağılımı

Ankete katılan bireylerin yer aldıkları STK türüne göre görev alanları Çizelge

6.17. ve Şekil 6.14’de yer almaktdır.

Çizelge 6.17. STK Türüne Göre Görev Alanı Dağılımı

STK Türü (n) Görev Alanı

Der. Vak. Sen. Me. O. Koo. Ti. ve Sa. O. Diğer Toplam

Bşk. 29 0 2 11 2 0 3 47

Bşk. Yar. 13 0 2 2 1 0 2 20

Sekreter 7 1 1 16 3 1 1 30

İligili Birimin Sorumlusu

30 4 0 1 7 4 4 50

Üye 92 6 16 36 24 7 16 197

Diğer 7 3 2 1 0 1 7 21

Toplam 178 14 23 67 37 13 33 365

Page 285: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

265

diğerüye...........biriminin

sorumlusu

sekreterbaşkanyardımcısı

başkan

Görev Alanı

200

150

100

50

0

Bir

ey S

ayıs

ı

diğer

ticaret ve sanayiodası

kooperatif (birlik)

meslek odası

sendika

vakıf

dernekSTK Türü

Şekil 6.14. STK Türü ve Görev Alanı

STK’ların temel misyonlarına göre görev alanı dağılımı Çizelge 6.18. ve

Şekil 6.15’de yer almaktadır.

Çizelge 6.18. STK Misyonuna Göre Görev Alanı Dağılımları

STK’nın Temel Misyonları (n)

Görev Alanı

Mes

lek

i

Reh

ber

lik

D

anış

man

Sp

orti

f

Sağ

lık

Eği

tim

Tar

ım

Hay

van

cıl

ı. Yar

dım

Çee

vre

Kal

kın

ma

Bil

gi

Tek

nol

ojil

ST

K’l

ara

D

este

k

Diğ

er

Top

lam

Bşk. 17 1 4 0 4 5 6 1 1 1 1 6 47

Bşk. Yar. 5 1 4 0 1 1 2 1 0 1 0 4 20

Sekreter 19 0 1 1 2 1 3 0 0 0 1 2 30

İligili Birimin Sorumlusu

7 2 1 11 12 4 6 1 0 0 0 6 50

Üye 57 4 10 16 41 21 26 4 0 0 3 15 197

Diğer 7 0 3 0 3 2 0 2 1 0 0 3 21

Toplam 112 8 23 28 63 34 43 9 2 2 5 36 365

Page 286: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

266

diğerüye...........biriminin

sorumlusu

sekreterbaşkanyardımcısı

başkan

Görev Alanı

200

150

100

50

0

Bir

ey S

ayıs

ı

diğer

STK'lara destek

bilgi telnolojileri

kalkınma

çevre

yardım

tarım ve hayvancılık

eğitim

sağlık

sportif

rehberlik vedanışmanlık

meslekiTemel Misyonlar

Şekil 6.15. STK Misyonuna Göre Görev Alanları

STK’larına kuruluş yıllarına göre görev alanı dağılımı Çizelge 6.19. ve Şekil

6.17.’de yer almaktadır.

Çizelge 6.19. STK Kuruluş Yılına Göre Görev Alanı Dağılımı

STK’nın Kuruluş Yılı (n)

Görev Alanı

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve

Son

rası

1950 Ö

ncesi

Toplam

Bşk. 4 6 5 3 16 13 0 47

Bşk. Yar. 1 2 1 4 5 6 1 20

Sekreter 4 11 1 4 7 1 2 30

İlgili Birimin Sorumlusu 9 1 6 5 18 9 2 50

Üye 8 13 12 33 66 63 2 197

Diğer 0 2 2 4 7 5 1 21

Toplam 26 35 27 53 119 97 8 365

Page 287: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

267

diğerüye...........biriminin

sorumlusu

sekreterbaşkanyardımcısı

başkan

Görev Alanı

200

150

100

50

0

Bir

ey S

ayıs

ı

1950 öncesi

2001 ve sonrası

1991-2000

1981-1990

1971-1980

1961-1970

1950-1960Kuruluş Yılı

Şekil 6.17.STK’nın Kuruluş Yıllları ve Görev Alanları

Çizelge 6.20. ve Şekil 6.18. de ise STK’ların üye sayılarına göre görev alanı

dağılımları yer almaktadır.

Çizelge 6.20. STK’ların Üye Sayısı ve Görev Alanı Dağılımı

STK’nın Üye Sayısı (n)

Görev Alanı

50'den

az

51-100

101-200

201-300

301-400

401-500

501-1000

1001 ve

Üstü

Toplam

Bşk. 5 7 3 10 4 2 5 11 47

Bşk. Yar. 3 4 2 2 1 1 0 7 20

Sekreter 0 4 5 4 2 3 3 9 30

İligili Birimin Sorumlusu 4 4 10 3 11 4 4 10 50

Üye 7 21 48 16 28 7 8 62 197

Diğer 2 3 0 2 1 1 0 12 21

Toplam 21 43 68 37 47 18 20 111 365

Page 288: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

268

diğerüye...........biriminin

sorumlusu

sekreterbaşkanyardımcısı

başkan

Görev Alanı

200

150

100

50

0

Bire

y Sa

yısı

1001 ve üstü

501-1000

401-500

301-400

201-300

101-200

51-100

50'den azÜye Sayısı

Şekil 6.18. STK’ların Üye Sayıları ve Görev Alanları

7.1.2.Ölçeğe Yönelik Bulgular

Anketin ölçek bölümünde yer alan 32 adet soru gönüllü yönetimi yaklaşımları

bağlamında insan kaynaklarının rolü kapsamında STK’ların misyonlarını

gerçekleştirmeye yönelik etkilerini belirlemek için özgün olarak oluşturulmuş

maddelerdir. Bu maddeler kapsamında ortaya elde edilen anket bulguları teori ile

pratiği bütünleştirmeyi gerçekleştirme imkanını sağlayacaktır. Bu nedenle bu başlık

altında ortaya konulan bulgular, ayrıntılı değerlendirme ve farklı bakış açılarını

içermesi açısından iki temel başlık altında ortaya konulmuştur. Birinci başlık olan

ölçekte yer alan sorulara yönelik elde edilen bulgular bölümünde ölçekle ilgili genel

bulgulara yer verilmiştir. İkinci başlık olan ölçeğe yönelik faktör analizi bulguları

bölümünde ise, faktör analizi sonucu oluşan homojen soru grupları (faktörler)

belirlenerek; yeni değişkenlere (faktörlere) göre üç alt başlıkta istatistiksel analizler

yapılarak sonuçları verilmiştir. Bu başlıklardan birincisi, faktör analizi kapsamında

bireysel boyuta yönelik bulgular, ikincisi faktör analizi kapsamında kurumsal boyuta

yönelik bulgular, üçüncüsü ise faktör analizi kapsamında yönetim alanı ve diğer

alana yönelik bulgular’dır.

7.1.2.1.Ölçekte Yer Alan Sorulara Yönelik Bulgular

Bu başlık altında ölçeğe yönelik olarak hiçbir işlem yapılmadan tanımlayıcı

istatistikler, Likert Ölçeği kapsamında sayı ve yüzdeler verilmiş; yanı sıra ölçekte yer

Page 289: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

269

alan soruların Likert Ölçeği’ne göre fikrim yok, diğer bir değişle 3 değeri test değeri

alınarak farklılık olup olmadığını istatistiksel olarak belirlemek amacıyla sorular t

Testine (Student T Test) tabi tutulmuş ve sonuçları verilmiştir.

Çizelge 6.21. ve Çizelge 6.22’de ölçekte yer alan sorulara yönelik olarak

tanımlayıcı istatistikler yer almaktadır.

Çizelge 6.21. Ölçekte Yer Alan Sorulara Yönelik Tanımlayıcı İstatistikler

Ölçek Soruları N Min-Max

sx ±

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,82

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,4 ± 0,72

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,85

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,77

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,77

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,1 ± 0,82

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,0 ± 0,79

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,2 ± 0,71

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,1 ± 0,72

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,0 ± 0,85

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,0 ± 0,80

STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,3 ± 0,75

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,5 ± 1,10

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,4 ± 1,21

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 4,1 ± 0,85

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,9 ± 0,85

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,9 ± 0,84

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,8 ± 0,87

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,5 ± 1,21

Page 290: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

270

Çizelge 6.22.’de ölçekte yer alan diğer maddelere yönelik tanımlayıcı

istatistikler yer almaktadır.

Çizelge 6.22. Ölçekte Yer Alan Sorulara Yönelik Tanımlayıcı İstatistikler (Çizelge 6.21.’in

Devamı)

Ölçek Soruları N

Min-Max sx ±

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 4,1 ± 0,85

Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 4,0 ± 0,78

Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,1 ± 0,75

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,78

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,77

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,77

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,79

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,0 ± 0,71

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,83

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,79

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,77

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,0± 0,79

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 3,9 ± 0,85

Page 291: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

271

Yorum: Çizelge 6.21 ve Çizelge 6.22’deki tanımlayıcı istatistikler incelendiğinde:

Ölçekte yer alan 32 sorudan; 23’üne (%72) 365 katılımcının tamamının, 9’una (%28)

365 katılımcıdan 364’ünün yanıt verdiği; Likert ölçeği bağlamında 1-5 arasında

değer alan ölçek soru sayısı 27 (%84) ve 2-5 arasında değer alan ölçek soru sayısının

5 (%15) olduğu; 32 sorunun ağırlıklı ortalama ve standart sapma değerinin

3,4±1,21< sx ± < 4,4±0,72 aralığında değiştiği görülmektedir. Bu değişim aralığı

katılımcıların ölçekte yer alan soru maddelerine genel olarak pozitif yönde

yaklaştıklarını ortaya koymaktadır.

Şekil 6.19.’da ise, ölçekte yer alan sorulara yönelik ortalamalar yer

almaktadır.

0

0,5

1

1,5

2

2,5

3

3,5

4

4,5

5

S1

S3

S5

S7

S9

S1

1

S1

3

S1

5

S1

7

S1

9

S2

1

S2

3

S2

5

S2

7

S2

9

S3

1

Ölçekte Yer Alan Sorular

So

rula

rın

Ort

ala

ma

ları

Şekil 6.19.Ölçekte Yer Alan Soruların Aritmetik Ortalamalarına Yönelik Çizelge

Şekil 6.19. incelendiğinde ölçekte yer alan soru maddelerinin genel olarak

oldukça yüksek ve birbirlerine yakın değer aldıkları göze çarpmaktadır.

Page 292: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

272

Çizelge 6.23., Çizelge 6.24. ve Çizelge 6.25.’de ölçekte yer alan maddelerin

Likert Ölçeği kasamında dağılımları sayı (n) ve yüzde (%) olarak yer almaktadır.

Çizelge 6.23. Likert Ölçeği Bağlamında n Sayıları ve Yüzdeler (I)

Kes

inli

kle

Kat

ılmıy

oru

m

Kat

ılmıy

oru

m

Fik

rim

Yok

Kat

ılıy

orum

Kes

inli

kle

Kat

ılıy

orum

Ölçek Soruları

n % n % n % n % n %

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

5 1,4 11 3,0 23 6,3 161 44,1 165 45,2

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 8 2,2 17 4,7 153 41,9 185 50,7

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 ,8 47 12,9 47 12,9 166 45,5 132 36,2

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 1,1 8 2,2 30 8,2 187 51,2 136 37,3

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 ,8 9 2,5 31 8,5 178 48,8 144 39,5

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

- - 20 5,5 47 12,9 173 47,4 125 34,2

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

- - 16 4,4 51 14,0 181 49,6 117 32,1

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

- - 5 1,4 43 11,8 166 45,5 151 41,4

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

- - 9 2,5 39 10,7 188 51,5 129 35,3

Page 293: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

273

Çizelge 6.24. Likert Ölçeği Bağlamında n Sayıları ve Yüzdeler (II)

Kes

inli

kle

Kat

ılm

ıyor

um

Kat

ılm

ıyor

um

Fik

rim

Yok

Kat

ılıy

oru

m

Kes

inli

kle

Kat

ılıy

oru

m

Ölçek Soruları

n % n % n % n % n %

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

5 1,4 17 4,7 42 11,5 188 51,5 113 31,0

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 17 4,7 43 11,8 197 54,0 106 29,0

STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 5 1,4 37 10,1 155 42,5 166 45,5

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

17 4,7 56 15,3 81 22,2 139 38,1 71 19,5

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

30 8,2 57 15,6 78 21,4 121 33,2 78 21,4

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler

5 1,4 17 4,7 33 9,0 182 49,9 127 34,8

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

5 1,4 22 6,0 49 13,4 204 55,9 84 23,0

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

5 1,4 20 5,5 52 14,2 203 55,6 84 23,0

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

4 1,1 22 6,0 74 20,3 178 48,8 86 23,6

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

25 6,8 56 15,3 69 18,9 123 33,7 91 24,9

Page 294: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

274

Çizelge 6.25. Likert Ölçeği Bağlamında n Sayıları ve Yüzdeler (III)

Kes

inli

kle

K

atılm

ıyor

Kat

ılmıy

or

Fik

rim

Yok

Kat

ılıy

oru

Kes

inli

kle

Kat

ılıy

oru

Ölçek Soruları

n % n % n % n % n %

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

1 ,3 18 4,9 50 13,7 153 41,9 142 38,9

Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 ,3 13 3,6 52 14,2 181 49,6 117 32,1

Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun başarılmasını etkiler

- - 12 3,3 48 13,2 185 50,7 120 32,9

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

1 ,3 11 3,0 50 13,7 177 48,5 126 34,5

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

1 ,3 8 2,2 61 16,7 170 46,6 125 34,2

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 9 2,5 40 11,0 173 47,4 141 38,6

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

1 ,3 15 4,1 39 10,7 180 49,3 130 35,6

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 ,3 6 1,6 55 15,1 201 55,1 102 27,9

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 17 4,7 45 12,3 176 48,2 125 34,2

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 10 2,7 46 12,6 172 47,1 135 37,0

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

3 ,8 7 1,9 47 12,9 180 49,3 128 35,1

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 ,5 9 2,5 64 17,5 173 47,4 117 32,1

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 1,1 17 4,7 61 16,7 179 49,0 104 28,5

Yorum: Çizelge 6.23, Çizelge 6.24. ve Çizelge 6.25. genel olarak incelendiğinde

katılımcıların olumlu soru maddelerine (kesinlikle katılıyorum, katılıyorum) oldukça

Page 295: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

275

fazla işaretleme yapmış oldukları (199<n<338); olumsuz soru maddelerine

(kesinlikle katılmıyorum, katılmıyorum) oldukça az işaretleme yapmış oldukları

(5<n<87); fikri olmayanların ise orta düzeyde bir değişime sahip aralıkta (17<n<81)

işaretleme yapmış oldukları görülmektedir. Bu bağlamda katılımcıların ölçekte yer

alan soru maddelerine karşı genel olak pozitif yönde bir bakış açısı sergiledikleri

yorumu yapılabilecektir.

Çalışmanın bu kısmında ölçekte yer alan sorulara verilen cevaplar

kapsamında istatistiksel olarak önemliliğinin sınanması yapılmıştır. Bu amaçla Evren

Ortalamasına Dayalı Tek Örneklem Testi olarak da bilinen Student t Testi

uygulanmıştır. Evren varyansının ( 2σ ) bilinmediği durumlarda 30’dan büyük (n>30)

örneklemler için de kullanılabilen Student t Testi modeli aşağıda yer almaktadır.

Modelde x örneklem aritmetik ortalamasını, µ evren aritmetik ortalmasını ve xs

ortalamanın standart hatasını temsil etmektedir (Sokal ve Rohlf, 1973: 107-109; Zar,

1999: 91-92; Newbold, 2000: 311-312; Özdamar, 2001: 294).

)1( −=−

=−

= nsd

n

s

x

s

xt

x

µµ

Hipotezin kuruluşunda 3’den küçük değerlerin katılmıyorum (2 değeri ) ve

kesinlikle katılmıyorum (1 değeri) olumsuz seçenekleri temsil etmesi, fikrim yok

seçeneğine karşılık gelen değerin sınır değer olan 3’ü temsil etmesi nedeniyle H0

hipotezi µ=3 olarak kurulmuştur; alternatif hipotez ise çift yönlü kurularak yorumlar

tanımlayıcı istatistik değerlerine göre yapılmıştır:

H0: µ = 3 (ölçek sorusu 3 değerinden farksızdır)

H0: µ ≠ 3 (ölçek sorusu 3 değerinden farklıdır)

Çizelge 6.26. ve Çizelge 6.27.’de yer alan t testi sonuçları incelendiğinde 32

sorunun her biri için istatistiksel olarak ileri seviyede önemli bir farklılığın ortaya

çıktığı görülmektedir (p ≤ 0.001). Diğer bir deyişle H0 hipotezi reddedilmiş ve

alternatif hipotez H1 kabul edilmiştir. Yine Çizelge 6.26. ve Çizelge 6.27.

incelendiğinde ortalama fark sütunundaki değerlerin pozitif çıkması pozitif yönde

farklılığın olduğunu kanıtlamaktadır.

Page 296: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

276

Çizelge 6.26. Ölçekte Yer Alan Soruların İstatistiksel Olarak Sınanması (I)

Test Değeri = 3 Evren Ort.

Güven Sınırları (% 95) Ölçek Soruları

t sd p Ort. Fark

Ü. Sınır

A. Sınır

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

29,8 364 ,000 1,28 1,20 1,37

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

36,6 364 ,000 1,40 1,32 1,47

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

24,7 364 ,000 1,11 1,02 1,20

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

30,0 364 ,000 1,21 1,13 1,29

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

30,5 364 ,000 1,23 1,15 1,31

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

25,5 364 ,000 1,10 1,01 1,18

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

26,3 364 ,000 1,09 1,01 1,17

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

33,7 364 ,000 1,26 1,19 1,34

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

31,6 364 ,000 1,19 1,12 1,27

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

23,6 364 ,000 1,06 ,97 1,14

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

25,3 364 ,000 1,06 ,98 1,14

STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

33,2 364 ,000 1,30 1,23 1,38

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

9,0 363 ,000 ,52 ,41 ,63

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

6,8 363 ,000 ,43 ,31 ,56

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler

24,9 363 ,000 1,12 1,03 1,21

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

20,8 363 ,000 ,93 ,84 1,02

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

21,1 363 ,000 ,93 ,84 1,02

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

19,1 363 ,000 ,87 ,78 ,96

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılması7ı etkiler

8,5 363 ,000 ,54 ,42 ,67

Page 297: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

277

Çizelge 6.27. Ölçekte Yer Alan Soruların İstatistiksel Olarak Sınanması (II)

Test Değeri = 3 Evren Ort. Güven Sınırları (% 95)

Ölçek Soruları t sd p

Ort. Fark

Ü. Sınır A. Sınır

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

25,5 363 ,000 1,14 1,05 1,23

Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler

26,5 363 ,000 1,09 1,01 1,18

Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun başarılmasını etkiler

28,4 364 ,000 1,13 1,05 1,20

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

27,8 364 ,000 1,13 1,05 1,22

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

27,5 364 ,000 1,12 1,04 1,20

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

29,8 364 ,000 1,21 1,13 1,29

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

27,9 364 ,000 1,15 1,07 1,24

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

28,9 364 ,000 1,08 1,01 1,16

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

25,4 364 ,000 1,10 1,02 1,19

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

28,2 364 ,000 1,17 1,09 1,25

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

28,4 364 ,000 1,15 1,07 1,23

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

25,7 364 ,000 1,07 ,99 1,16

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

22,0 364 ,000 ,99 ,90 1,08

Page 298: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

278

Yorum: Bu sonuca göre STK’larda gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında insan

kaynaklarının rolünün, STK’ların misyonlarını gerçekleştirmeye etkilerini

araştırmaya yönelik olarak oluşturulan 32 sorunun her birinde yer alan yaklaşımlar

uygulamada misyonları gerçekleştirmede ileri düzeyde önemli fikirleri içermektedir.

7.1.2.2.Ölçeğe Yönelik Faktör Analizi Bulguları

Son yıllarda sosyal bilimler alanında sıkça kullanılan faktör analizi, bir

oluşumu etkilediği varsayılan değişkenleri kovaryans ya da korelasyon matrislerini

kullanarak daha az sayıda değişkene dönüştürmek ya da değişkenler arası ilişkilerden

faydalanarak bazı yeni oluşumlar ortaya koymak için yapılan çok değişkenli bir

istatistiksel analiz tekniği olarak tanımlanmaktadır (Özdamar, 2002: 235). Diğer

birdeyişle bir veri setine faktör analizi yapılmasıyla veri seti küçültülerek daha

anlaşılır hale getirilmesi ve dolayısıyla hangi değişkenlerin hangi faktörü ölçtüğünün

belirgin hale gelmesi amaçlanmaktadır (Akgül, 2003: 440).

Yeni oluşan faktörler birbirleriyle ilişkisiz iken, faktör kapsamında yer alan

değişkenlerin ise, birbirleriyle ilişkili oldukları belirtilmektedir. Faktör analizinde n

bireyin p tane özelliğini (değişkenini, bu çalışma için ölçek sorularını) ortaya koyan

Xpxn ham veri matrisinden elde edilen Zpxn standart veri matrisi kullanıması; buradan

zj değişkenleri f1, f2, …, fm ortak faktörlerinin (common factors) arasındaki ilişkiyi

gösteren doğrusal model aşağıda yer almaktadır. Modeldeki ajm katsayılarına j’inci

değişkenin m’inci faktör üzerindeki yükü veya ağırlığı (loading-weight) ismi

verilmiştir (Tatlıdil, 1996: 167-168):

pjubfafafaz jjmjmjjj ,...,2,1;...2211 =++++=

Bu çalışma kapsamında uygulanan, yaygın olarak da faktör analizi

denildiğinde kasdedilen Açıklayıcı Faktör Analizi (Exploratory Factor Analysis,

EFA) bir konuya yönelik değişkenlerin ölçüm değerlerinden oluşturulmuş X

matrisindeki değişkenlerin ilişkilerinden faydalanarak daha az sayıda değişken

(faktör) elde edilmesini sağlamaktadır. Çözümleme için, verilerin ölçüm biçimi,

değişim aralıkları ve varyansları farklı ise, Korelasyon matrisi (R), veriler homojen

ise kovaryans matrisi ile çözümleme yapılması tercih edilir. Bu çalışma kapsamında

Page 299: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

279

Likert Ölçeği’ne (yaklaşık aralıklı, aralıklı ölçek) göre değerleme yapılmış olduğu

için korelasyon matrisinden faydalanılmıştır (Özdamar, 2002: 236-239).

Yanı sıra değişkenlerin faktör analizine uygunluğunu belirlemede Kaiser-

Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliliği ölçütü ve Barlett Testi’de kullanılmıştır.

KMO değeri 0,5’in ne kadar üzerinde olursa veri setinin faktör analizi yapılması için

o kadar uygun olduğu söylenebilir; Eğer KMO değeri 1-0,90 aralığında ise, veri

setinin faktör analizi yapılmasına mükemmel derecede uyduğu belirtilmektedir.

Barlett Testi ise, değişkenler üzerinde yüksek korelasyon olup olmadığını test etmeye

yöneliktir ve aşağıda yer alan H0 hipotezi reddedildiğinde değişkenlerin faktör

analzine uygun olduğu sonucuna varılmaktadır. Faktör (Altunışık ve diğ: 2005: 216,

220; Kalaycı, 2006: 322):

H0 : Evrende yer alan değişkenler arasında korelasyon yoktur

(ya da korelasyon matrisi birim matristir)

Faktörlerin belirlenmesi (factor extraction) için ise, yaygın olarak kullanılan

yöntemler arasında yer alan ana bileşenler analizi; yanı sıra Varimaks faktör

döndürme yöntemi tercih edilmiştir (Altunışık ve diğ., 2005: 220; Özdamar, 2002:

235-239). Diğer taraftan ortak varyans Şekilsunda yer alan değerleri 0,5’den küçük

olan değişkenlerin çıkarılarak tekrar faktör analizi yapılması daha homojen gruplara

ayılmayı sağlarken, açıklanan varyans değerinin de daha büyümesi temin edilmiş

olmaktadır (Kalaycı, 2006: 329).

Açıklanan toplam varyans seviyesinin teorik olarak % 70’in altında olmaması

uygun görülmesine rağmen, uygulamada %50 ve yukarısı bir seviye kabul

edilmektedir (Habing, t.y.: 2003, alıntılayan Altunışık ve diğ., 2005: 223).

Ölçekte yer alan soruların başlangıçta yapılan gruplamadan farklı bir

yapılanmaya yönelip yönelmeyeceğini belirlemek ve ölçeğin homojen gruplara

ayrılması amacıyla faktör analizi uygulanması uygun görülmüş ve ölçek sorularına

beş kez faktör analizi uygulanmıştır. Bunun nedeni aşağıda açıklanmaktadır:

i.Birinci faktör analizi sonucunda Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterliliği

ölçütü (KMO=0,915), Barlett Testi anlamlı (p=0,000) çıkmasına ve anti imaj

korelasyon matrisindeki köşegen değerleri 0,5’den büyük olmasına ortak varyans

Page 300: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

280

değeri “STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması

misyonun başarılmasını etkiler” sorusu bağlamında 0,437 değerini aldığı için

ölçekten çıkarılarak açıklanan toplam varyans değeri daha yükseğe çıkarılmaya

çalışılmıştır (Bu aşamada oluşan 7 Faktör için açıklanan toplam varyans değeri

yaklaşık olarak % 58’dir).

ii.İkinci faktör analizi sonucunda KMO örneklem yeterli ölçütü KMO=0,919, Barlett

Testi anlamlı (p=0,000) çıkmasına ve anti imaj korelasyon matrisindeki köşegen

değerleri 0,5’den büyük olmasına ortak varyans değeri “Gönüllülerin yaptığı /

yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun başarılmasını etkiler” sorusu

bağlamında 0,495 değerini aldığı için ölçekten çıkarılarak açıklanan toplam varyans

değeri daha yükseğe çıkarılmaya çalışılmıştır (Bu aşamada oluşan 7 Faktör için

açıklanan toplam varyans değeri yaklaşık olarak % 59’dur).

iii.Üçüncü faktör analizi sonucunda Kaiser-Meyer-Olkin örneklem yeterliliği ölçütü

KMO=0,916, Barlett Testi anlamlı (p=0,000) çıkmasına ve anti imaj korelasyon

matrisindeki köşegen değerleri 0,5’den büyük olmasına rağmen ortak varyans

değeri“Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma

vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler” sorusu

bağlamında 0,488 değerini aldığı için ölçekten çıkarılarak açıklanan toplam varyans

değeri daha yükseğe çıkarılmaya çalışılmıştır (Bu aşamada oluşan 7 Faktör için

açıklanan toplam varyans değeri yaklaşık olarak % 60’dır).

iv.Dördüncü faktör analizi sonucunda KMO örneklem yeterliliği ölçütü KMO=0,912,

Barlett Testi anlamlı (p=0,000) çıkmasına ve anti imaj korelasyon matrisindeki

köşegen değerleri 0,5’den büyük olmasına ortak varyans değeri “Misyon mesajının

gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten,

stant açma, kermes vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler” sorusu

bağlamında 0,498 değerini aldığı için ölçekten çıkarılarak açıklanan toplam varyans

değeri daha yükseğe çıkarılmaya çalışılmıştır (Bu aşamada oluşan 7 Faktör için

açıklanan toplam varyans değeri yaklaşık olarak % 60’dır).

Ölçekteki sorulara beşinci kez uygulanan faktör analizi sonucunda yine KMO

Ölçütü ve Barlett Testi oldukça anlamlı çıkmıştır (Çizelge 6.28). Yanı sıra anti imaj

Page 301: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

281

korelasyon matrisindeki köşegen değerleri 0,5’den büyük olarak bulunmuştur

(Çizelge 6.28).

Çizelge 6.28. KMO ve Barlett Testi Sonuçları

KMO Değeri 0,910 Bartlett Testi χ2=3869,516; sd=378; p=0,000

Ortak varyans değerleri ise geriye kalan tüm sorular için 0,5’den büyük

olarak elde edilmiştir (Çizelge 6.29. ve Çizelge 6.30).

Çizelge 6.29. Ortak Varyans Değeri (I)

Sorular Başlangıç Belirleme

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,727

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,719

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,588

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,560

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,596

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,521

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,592

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,625

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,537

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,549

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,623

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,648

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,663

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,610

Page 302: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

282

Çizelge 6.30. Ortak Varyans Değeri (II)

Sorular Başlangıç Belirleme

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,557

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,564

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,671

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.)

eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler 1,000 ,590

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak

bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana

çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.)

ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,556

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş

şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler 1,000 ,685

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve

açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun

başarılmasını etkiler

1,000 ,615

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,558

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel /

örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması

misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,661

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar

(bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma

sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

1,000 ,582

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif

yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler 1,000 ,602

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme

ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler 1,000 ,538

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun

başarılmasını etkiler 1,000 ,644

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin

performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 1,000 ,651

*Belirleme Metodu: Temel Bişenler Analizi’dir (Principal Component Analysis).

Page 303: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

283

Beşinci faktör analizi sonucu yapılan varimaks (dik döndürme) ile 1 ve üstü

değer alan 7 faktör ortaya çıkmıştır. Diğer değerler ise Şekilda verilmemiştir. Bu

faktörlerden birincisi toplam varyansın % 11,973’ünü, ikincisi %11,591’ini,

üçüncüsü %9,052’sini, dördücüsü %7,881’ini, beşincisi %7,741’ini, altıncısı

%6,943’ünü ve yedincisi % 5,64’ını açıklamaktadır. Yedi faktörün toplam varyansı

açıklayıcılığı ise % 60,882’dir (Çizelge 6.31)

Çizelge 6.31’da da görüldüğü gibi ortaya çıkan yedi faktör, Şekil 6.20.’de de

görülmektedir. Şekil 6.20. incelendiğinde 2. faktörden itibaren eğimin azalmaya

bağladığı ancak 7. faktörden sonra eğimin neredeyse yok olmaya başladığı

görülmektedir. Bu faktör sayısının 7-8 arasında olabileceğini ortaya koymasına

rağmen Çizelge 6.31.’da yer alan değerlerin 1 ve üstünde olması 7 faktörde karar

kalmanın rasyonel bir yol olduğunu ortaya koymaktadır.

28272625242322212019181716151413121110987654321

Faktör Sayısı

10

8

6

4

2

0

Öz D

eğer

ler

Şekil 6.20. Öz Değerlerin Nisbi Değerleri

Çizelge 6.31. Toplam Varyansla İlgili Açıklama

İlk Özdeğerler Faktörlerin Açıkladığı Varyans

Değerleri Bileşen

(Faktör)

Toplam Varyans

Yüzdeleri

Birikimli Varyans

Yüzdeleri Toplam

Varyans Yüzdeleri

Birikimli Varyans

Yüzdeleri

1 9,009 32,173 32,173 3,353 11,973 11,973

2 1,838 6,564 38,738 3,246 11,591 23,565

3 1,608 5,744 44,481 2,535 9,052 32,617

4 1,249 4,462 48,943 2,207 7,881 40,498

5 1,218 4,351 53,295 2,168 7,741 48,239

6 1,098 3,921 57,216 1,944 6,943 55,182

7 1,010 3,606 60,822 1,579 5,640 60,822

*Belirleme Metodu: Temel Bişenler Analizi’dir (Principal Component Analysis).

Page 304: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

284

Yorumlamada kolaylık sağlaması açısından varimax döndürmesine tabi

tutulmuş olan bileşen matrisi için faktörler ve yükleri Çizelge 6.32’de yer almaktadır.

Hangi faktörde, hangi soruların yer aldığının görülmesi için yükler koyu renge

dönüştürülmüştür.

Çizelge 6.32. Döndürülmüş Bileşen Matrisi

Bileşen (Faktörler) Ölçekte Yer Alan Sorular F1 F2 F3 F4 F5 F6 F7

1 ,652 ,160 ,296 ,227 ,143 -,059 ,039

2 ,646 ,232 -,033 ,056 ,172 ,075 ,387

3 ,645 ,257 ,364 ,156 -,063 ,158 -,131

4 ,636 ,065 ,044 ,198 ,274 ,147 ,234

5 ,617 ,252 ,258 ,176 ,119 -,007 ,034

6 ,516 ,258 ,355 ,103 ,291 ,011 ,029

7 ,145 ,647 ,216 ,072 -,137 ,182 ,222

8 ,100 ,637 ,349 ,101 ,150 -,080 ,219

9 ,033 ,617 ,054 ,314 ,269 ,060 -,041

10 ,340 ,612 -,104 ,109 ,076 ,046 ,013

11 ,236 ,577 -,221 ,299 ,154 -,056 ,205

12 ,259 ,576 ,176 ,134 ,105 ,278 -,028

13 ,132 ,524 ,289 -,084 ,361 ,233 -,233

14 ,188 ,126 ,740 ,106 ,031 ,087 ,179

15 ,302 ,033 ,654 ,234 ,165 ,105 ,177

16 ,300 ,106 ,458 ,193 ,429 ,045 ,048

17 ,157 ,152 ,061 ,780 ,257 ,019 ,021

18 ,205 ,210 ,206 ,759 ,104 ,057 ,004

19 ,223 ,192 ,217 ,623 -,034 ,184 ,177

20 ,119 ,110 ,202 ,181 ,650 ,177 ,060

21 ,387 ,175 -,003 ,093 ,601 ,060 ,165

22 ,370 ,161 -,013 ,048 ,499 ,439 ,056

23 -,036 ,184 ,439 ,153 ,443 ,056 ,336

24 -,033 ,150 ,040 -,034 ,111 ,781 ,016

25 ,070 ,006 ,051 ,180 ,067 ,761 ,197

26 ,162 ,419 ,218 ,122 ,258 ,429 -,184

27 ,114 ,061 ,215 ,043 ,068 ,203 ,748

28 ,270 ,103 ,402 ,114 ,216 -,073 ,529

*Belirleme Metodu: Temel Bileşenler Analizidir (Principal Component Analysis).

*Döndürme Metodu: Varimax’dır.

Page 305: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

285

Faktör analizi sonucu ortaya çıkan 28 soruya yönelik olarak hesaplanan

Cronbach Alpha değeri ise, 0,913 olarak elde edilmiştir. Alfa değeri “0,0-0,4 aralığı

için ölçek güvenilir değildir, 0,4-0,6 için ölçek düşük güvenilirliğe sahiptir, 0,6-0,8

için ölçek oldukça güvenilirdir ve 0,8-1,00 aralığı için ise ölçek yüksek derecede

güvenilirdir” şeklinde yorumlanmaktadır (Özdamar, 2004: 633). Bu sonuç ölçeğin

yüksek derecede güvenirliğe sahip olduğunu ortaya koymaktadır

Faktör analizi sonucu oluşan birinci faktör ve kapsamındaki sorular aşağıda

yer almaktadır (Çizelge 6.33).

Çizelge 6.33. Yöneltme / Yönetme Olarak İsimlendirilen Faktör I ve Tanımlayıcı İstatistikler

Faktör analizi sonucu oluşan birinci faktör ve kapsamındaki sorular aşağıda

yer almaktadır (Çizelge 6.34).

Yeni Soru Nosu

Faktör I: Yöneltme / Yönetme n Min-Max sx ±

1

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,77

2

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,0 ± 0,71

3 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,77

4 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,79

,

5

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,79

6

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,78

Page 306: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

286

Çizelge 6.34. Planlama Olarak İsimlendirilen Faktör II ve Tanımlayıcı İstatistikler

Faktör analizi sonucu oluşan üçüncü faktör ve kapsamındaki sorular aşağıda

yer almaktadır (Çizelge 6.35).

Çizelge 6.35. Değerlendirme Olarak İsimlendirilen Faktör III ve Tanımlayıcı İstatistikler

Yeni Soru Nosu

Faktör II: Planlama N Min-Max sx ±

7 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,0 ± 0,79

8 Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,2 ± 0,71

9

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2± 0,77

10

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,1 ± 0,82

11

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,77

12 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 2-5 4,1 ± 0,72

13 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,0 ± 0,80

Yeni Soru Nosu

Faktör III: Değerlendirme N Min-Max sx ±

14 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,77

15 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 365 1-5

4,0 ± 0,79

16 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 3,9 ± 0,85

Page 307: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

287

Faktör analizi sonucu oluşan dördüncü faktör ve kapsamındaki sorular

aşağıda yer almaktadır (Çizelge 6.36).

Çizelge 6.36. Misyon ve Gönüllülük Olarak İsimlendirilen Faktör IV ve Tanımlayıcı

İstatistikler

Faktör analizi sonucu oluşan beşinci faktör ve kapsamındaki sorular aşağıda

yer almaktadır (Çizelge 6.37).

Çizelge 6.37. Gönüllü Kazanma I Olarak İsimlendirilen Faktör V ve Tanımlayıcı İstatistikler

Yeni Soru Nosu

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük N Min-Max sx ±

17 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,2 ± 0,82

18 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,4 ± 0,72

19 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5 4,1 ± 0,85

Yeni Soru Nosu

Faktör V: Gönüllü Kazanma I N Min-Max sx ±

20

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5

3,9 ± 0,84

21

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

365 1-5

4,1 ± 0,83

22

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5

3,9 ± 0,85

23

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5

3,8 ± 0,87

Page 308: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

288

Faktör analizi sonucu oluşan altıncı faktör ve kapsamındaki sorular aşağıda

yer almaktadır (Çizelge 6.38).

Çizelge 6.38. Gönüllü Kazanma II Olarak İsimlendirilen Faktör VI ve Tanımlayıcı

İstatistikler

Faktör analizi sonucu oluşan yedinci ve son faktör ile kapsamındaki sorular

aşağıda yer almaktadır (Çizelge 6.39).

Çizelge 6.39. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Olarak İsimlendirilen Faktör VII ve

Tanımlayıcı İstatistikler

7.1.2.2.1. Faktörler Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular

Bu bölümde faktör analiz sonucu oluşan 7 faktörün kapsamındaki değişkenler

baz alınarak bireysel boyuta (yaş, cinsiyet, medeni durum ve eğitim durumu) yönelik

olarak istatistiksel analizler yapılmıştır. Yaş ve eğitim durumunun alt grupları ikiden

fazla olduğu için tek yönlü varyans analizi (One-Way ANOVA), cinsiyet ve medeni

durum değişenleri için iki alt grup olduğu için Student t testi uygulanmıştır.

Çizelgelerin başlarında her teste yönelik genel hipotezler ve sonrasında da

istatistiksel yorumlar yer almaktadır!

Yeni Soru Nosu

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II N Min-Max sx ±

24 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,5 ± 1,10

25 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 364 1-5 3,4 ± 1,21

26 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 365 1-5 4,0 ± 0,85

Yeni Soru Nosu

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma N Min-Max sx ±

27 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 3,5 ± 1,21

28 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

364 1-5 4,1 ± 0,85

Page 309: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

289

7.1.2.2.1.1. Yöneltme / Yönetme Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular

Aşağıda yöneltme / yönetme faktörü kapsamında bireysel boyuta yönelik

bulgular yer almaktadır (Çizelge 6.40.).

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.40: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.37’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yaş değişkeninin

alt maddeleri açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamamıştır (p

> 0,05).

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler 1

4,2±,71 4,1±,80 4,2±,81 4,1±,77 4,3±,60 1,039 ,387

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,2±,71 4,0±,69 4,1±,74 4,0±,78 4,0±,55 1,227 ,299

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

3 4,1±,81 4,0±,81 4,1±,82 4,1±,66 4,0±,67 ,285 ,888

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 4,0±,83 4,3±,76 4,1±,78 4,0±,77 4,0±,86 1,288 ,274

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

5 4,2±,59 4,1±,87 4,2±,85 3,9±,75 4,0±,57 1,551 ,187

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler 6

4,2±,78 4,1±,82 4,1±,77 4,0±,74 4,2±,73 ,539 ,707

Page 310: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

290

Çizelge 6.41.’de Yöneltme/yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular için

cinsiyet değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.41. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni

Faktör I: Yöneltme / Yönetme C. N sx ± t sd p

K.

104 4,3±,80 Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

E.

261 4,1±,76 1,65 363 ,098

K.

104 4,2±,69 Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

E.

261 4,0±,71

2,25 363 ,025

K.

104 4,1±,85 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

E. 261 4,1±,75

-0,12

363 ,903

K.

104 4,3±,72 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

E.

261 4,1±,80

2,36 363 ,019

Ka.

104 4,3±,70 Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

E. 261 4,0±,81

3,02 363 ,003

K.

104 4,2±,71

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

E. 261 4,0±,79

2,16 363 ,031

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.40’daki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerin başarısını etkileyecek

aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim

yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok

önemli seviyede (0,001<p≤0,01) ; Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst

düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında

etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler; Çatışmaları (profesyonel

ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik

Page 311: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

291

sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler; Bireylerin misyona yönelik

motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber

olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma,

yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını

etkiler soruları için cinsiyet değişkeninin alt maddeleri açısından istatistiksel olarak

önemli seviyede bir farklılığa rastlanmıştır (0,01<p ≤0,05).

Çizelge 6.42.’de Yöneltme/yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular için

medeni durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.42. Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni

Faktör I: Yöneltme / Yönetme M N sx ± t sd p

E

270 4,1±,78 Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

B

95 4,3±,73

-1,53 363 ,126

E

270 4,0±,70 Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

B

95 4,1±,75

-,77 363 ,438

E

270 4,0±,77 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

B

95 4,2±,79

-1,57 363 ,116

E

270 4,1±,77 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

B

95 4,1±,85

,36 363 ,718

E

270 4,1±,80 Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

B

95 4,2±,75

-1,94 363 ,052

E

270 4,1±,77

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

B

95 4,2±,78

-1,48 363 ,137

Page 312: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

292

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.42’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için medeni durum

değişkenine yönelik olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p> 0,05).

Çizelge 6.43.’da Yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için eğitim durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Çizelge 6.43: Yöneltme/Yönetme Faktöründeki Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,8±,81 3,9±,88 4,2±,80 4,2±,72 4,135 ,007

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 3,9±,73 4,0±,82 4,1±,73 4,1±,69 ,589 ,622

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

3 3,9±,74 4,0±,82 4,1±,80 4,1±,76 1,196 ,311

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 3,8±,76 4,0±,79 4,0±,93 4,3±,71 5,331 ,001

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

5 3,8±,83 3,8±,93 4,1±,85 4,2±,72 4,417 ,005

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler 6

3,8±,76 3,8±,67 4,2±,80 4,1±,77 2,618 ,051

Page 313: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

293

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.43’deki p değerleri incelendiğinde; Çatışmaları (profesyonel ya da

gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için ileri seviyede önemli farklılık

görülmüştür (p≤0,001). Farklılığın ilkokul ve üniversite grupları arasında

( )017,0;13,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji ; lise ve üniversite grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )014,0;09,0;3,0 ===− − psxxji xxji . Örgütte mesajların paylaşım

kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim

ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok

önemli seviyede farklılık görülmüştür (0,001<p≤0,01). Farklılığın ilkokul ve

üniversite grupları arasında olduğu belirlenmiştir

( )01,0;13,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji . Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık,

gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği

ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede

bir farklılık görülmüştür (0,001<p≤0,01). Farklılığın ilkokul ve üniversite grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )01,0;13,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji .

7.1.2.2.1.2. Planlama Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik Bulgular

Bu bölümde planlama faktörü kapsamında bireysel boyuta yönelik hipotezler,

bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

Çizelge 6.44.’de planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için yaş

değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları yer

almaktadır.

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Page 314: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

294

Çizelge 6.44: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.44’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yaş değişkeninin

alt maddeleri açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p >

0,05).

Çizelge 6.45.’de Planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için cinsiyet

değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Faktör II: Planlama

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 1

4,0±,86 3,9±,88 4,2±,74 4,1±,59 4,1±,76 2,307 ,058

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

2 4,2±,76 4,2±,79 4,3±,65 4,1±,72 4,3±,54 ,589 ,671

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,2±,88 4,0±,75 4,3±,70 4,1±,86 4,3±,58 2,280 ,060

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

4 4,1±,84 3,9±,88 4,1±,84 4,1±,68 4,1±,73 ,998 ,409

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler 5

4,4±,66 4,1±,72 4,1±,86 4,2±,69 4,2±,90 1,203 ,309

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

6 4,1±,80 4,1±,78 4,2±,69 4,2±,66 4,3±,52 ,348 ,845

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

7 4,0±,99 3,9±,81 4,1±,72 4,1±,73 4,0±,75 ,923 ,450

Page 315: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

295

Çizelge 6.45. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni

Sorular C N sx ± t sd p

K

104 4,1±,77 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,0±,80

,19 363 ,848

K

104 4,4±,67 Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,2±,72

2,28 363 ,023

K

104 4,1±,80 Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,2±,76

-,33 363 ,739

K

104 4,1±,83 Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,0±,82

,16 363 ,869

K

104 4,3±,77 Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,1±,77

1,57 363 ,116

K

104 4,2±,79 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,1±,69

,39 363 ,690

K

104 4,0±,81 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,0±,79

-,36 363 ,712

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.45’deki p değerleri incelendiğinde; Araç-gereçleri (bilgisayar, internet,

basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir

eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede

farklılık belirlenmiştir (0,01< p ≤0,05).

Çizelge 6.46.’da planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için medeni

durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

Page 316: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

296

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.46. Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni

Sorular Med N sx ± t sd p

E 270 4,1±,76 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,0±,87

1,33 363 ,183

E 270 4,2±,69 Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler B 95 4,2±,78

,25 363 ,803

E 270 4,2±,75 Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler B 95 4,1±,82

,66 363 ,507

E 270 4,1±,80 Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler B 95 3,9±,88

1,86 363 ,062

E 270 4,2±,75 Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler B 95 4,2±,83

-,09 363 ,924

E 270 4,2±,67 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,0±,82

2,11 363 ,035

E 270 4,0±,75 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler

B 95 3,9±,91

1,19 363 ,235

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.46’daki p değerleri incelendiğinde; Uygulamada gönüllülerin de

beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın

gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede

farklılık belirlenmiştir (0,01< p ≤0,05).

Page 317: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

297

Çizelge 6.47.’de Planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için eğitim

durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları

yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Çizelge 6.47: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.47’deki p değerleri incelendiğinde; Araç-gereçleri (bilgisayar, internet,

Faktör II: Planlama

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 1

4,1±,76 4,1±,55 4,0±,75 4,0±,83 ,005 1,000

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

2 4,2±,74 3,8±,67 4,2±,81 4,3±,66 3,404 ,018

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,2±,58 4,0±,94 4,1±,85 4,2±,75 ,719 ,541

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

4 4,1±,87 4,0±,82 4,0±,91 4,1±,78 ,407 ,748

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler 5

4,1±,69 4,2±,69 4,2±,94 4,2±,72 ,195 ,900

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

6 4,1±,67 4,1±,71 4,0±,73 4,2±,72 1,132 ,336

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

7 4,1±,68 3,9±,99 4,0±,82 4,0±,79 ,219 ,883

Page 318: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

298

basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir

eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede

farklılık görülmüştür (0,01<p≤0,05). İlkokul ve üniversite grupları arasında farklılık

belirlenmiştir ( )017,0;16,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji .

7.1.2.2.1.3. Değerlendirme Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik

Bulgular

Bu bölümde değerlendirme faktörü kapsamında bireysel boyuta yönelik

hipotezler, bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

Çizelge 6.48.’de değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için yaş

değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları yer

almaktadır.

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.48: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.48’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yaş değişkeninin

alt maddeleri açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p >

0,05).

Faktör III: Değerlendirme

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 4,2±,85 4,1±,79 4,2±,71 4,0±,87 4,1±,59 ,742 ,564

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

4,2±,78 4,1±,80 4,0±,77 3,9±,83 3,8±,78 1,625 ,167

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,0±,66 4,0±,85 3,8±,94 4,0±,82 3,8±,92 ,766 ,548

Page 319: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

299

Çizelge 6.49.’de Değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

cinsiyet değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.49. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni

Sorular Cins N sx ± t sd p

K

104 4,3±,80 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,0±,76

2,318 363 ,021

K

104 4,2±,77 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,0±,80

2,296 363 ,022

K

104 4,0±,90 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

E

261 3,9±,84 ,925 363 ,356

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.49’daki p değerleri incelendiğinde; Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01< p

≤0,05). Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01< p

≤0,05).

Çizelge 6.50.’da değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

medeni durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Page 320: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

300

Çizelge 6.50. Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum

Değişkeni

Sorular M N sx ± t sd p

E 270 4,1±,74 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,2±,87

-1,21 363 ,227

E 270 4,0±,79 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,2±,78

-2,93 363 ,004

E 270 3,9±,89 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,0±,76

-2,93 363 ,004

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.50’deki p değerleri incelendiğinde; Performans değerlendirme kriterleri /

ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001< p ≤0,01). Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.)

misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<

p ≤0,01).

Çizelge 6.51.’de Değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

eğitim durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Page 321: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

301

Çizelge 6.51: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.51’deki p değerleri incelendiğinde; Performans değerlendirme kriterleri /

ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için ileri seviyede

önemli farklılık görülmüştür (p≤0,001). Farklılığın üniversite ve ilkokul grupları

arasında ( )038,0;13,0;3,0 ===− − psxxji xxji ; üniversite ve ortaokul grupları

arasında ( )012,0;18,0;5,0 ===− − psxxji xxji ; üniversite ve lise grupları arasında

olduğu belirlenmiştir ( )037,0;10,0;2,0 ===− − psxxji xxji . Belirli aralıklarla (6 ay, 1

sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık görülmüştür

(0,01<p≤0,05). Farklılığın ortaokul ve üniversite grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )031,0;19,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji .

7.1.2.2.1.4. Misyon ve Gönüllülük Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta

Yönelik Bulgular

Bu bölümde misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında bireysel boyuta

yönelik hipotezler, bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

Faktör III: Değerlendirme

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 4,0±,76 4,0±,64 4,0±,84 4,2±,75 2,484 ,061

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

3,8±,75 3,6±,67 3,9±,84 4,2±,77 6,140 ,000

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 3,7±,93 3,5±,99 4,0±,85 4,0±,82 3,022 ,030

Page 322: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

302

Çizelge 6.52.’de Misyon ve Gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için yaş değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları

yer almaktadır.

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.52: Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.52’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yaş değişkeninin

alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p >

0,05).

Çizelge 6.53.’de Misyon ve Gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için cinsiyet değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük Faktörü

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 4,4±,60 4,2±,93 4,3±,69 4,1±1,0 4,3±,63 1,258 ,286

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 4,3±,78 4,4±,73 4,3±,71 4,3±,73 4,5±,66 ,299 ,878

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

4,2±,78 4,0±,89 4,0±,87 4,0±,96 4,3±,54 1,249 ,290

Page 323: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

303

Çizelge 6.53. Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet

Değişkeni

Sorular Cins N sx ± t sd p

K 104 4,3±,79 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,2±,83

,71 363 ,475

K 104 4,4±,82 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,3±,69

,38 363 ,703

K 104 4,1±,94 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,0±,82

1,08 363 ,279

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.53’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için cinsiyet

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.54.’da misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için medeni durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları

yer almaktadır.

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.54. Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum

Değişkeni

Sorular Med N sx ± t sd p

E 270 4,2±,84 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,3±,76

-,82 363 ,412

E 270 4,3±,71 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,4±,78

-,49 363 ,624

E 270 4,0±,89 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,3±,73

-2,66 363 ,008

Page 324: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

304

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.54’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllülerin haklarının, misyonumuz

ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede

farklılık belirlenmiştir (0,001< p ≤0,01).

Çizelge 6.55.’de Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için eğitim durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Çizelge 6.55: Misyon ve gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu

Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.55’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için eğitim

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük Faktörü

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 4,2±,73 4,4±,51 4,2±,86 4,3±,84 ,590 ,622

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 4,2±,74 4,2±,63 4,3±,79 4,4±,70 2,091 ,101

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

3,8±,93 3,9±,64 4,1±,75 4,1±,89 1,745 ,157

Page 325: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

305

7.1.2.2.1.5. Gönüllü Kazanma I Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik

Bulgular

Bu bölümde gönüllü kazanma I faktörü kapsamında bireysel boyuta yönelik

hipotezler, bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

Çizelge 6.56.’de Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

yaş değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları yer

almaktadır.

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.56: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.56’daki p değerleri incelendiğinde; Misyona uygun gönüllü bulmada

mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer

STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

Faktör V: Gönüllülük Faktörü I

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler 1

4,0±,99 3,9±,91 3,9±,74 3,8±,81 3,8±,71 ,455 ,769

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,1±,81 4,0±,91 4,1±,82 4,1±,83 4,1±,58 ,305 ,875

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

3,6±1,08 3,9±,78 4,0±,79 4,0±,75 3,7±,90 2,962 ,020

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler 4

4,0±,93 3,8±,90 3,8±,88 3,7±,84 3,9±,65 1,531 ,192

Page 326: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

306

(0,01< p ≤0,05). Farklılığın (19-28) ve (39-48) grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )018,0;14,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji .

Çizelge 6.57.’de Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

cinsiyet değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.57. Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni

Sorular C N sx ± t sd p

K

103 3,9±,92 Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

E 261 3,9±,81

,34 362 ,730

K

104 4,2±,79 Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

E 261 4,0±,84

1,62 363 ,106

K

103 3,9±,86 Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

E

261 3,9±,84

-,43 362 ,662

K

103 3,9±,86 Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

E

261 3,8±,87

1,25 362 ,210

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.57’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için cinsiyet

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.58.’da Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

medeni durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Page 327: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

307

Çizelge 6.58. Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum Değişkeni

Sorular Med N sx ± t sd p

E 269 3,8±,82 Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,0±,88

-1,98 362 ,048

E 270 4,1±,79 Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,1±,92

-,22 363 ,820

E 269 3,9±,79 Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

B

95 3,8±,99

,94 362 ,347

E 269 3,8±,88 Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

B

95 3,9±,85

-1,43 362 ,154

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.58’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir

formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı,

uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01< p

≤0,05).

Çizelge 6.59.’de Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

eğitim durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Page 328: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

308

Çizelge 6.59: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu

Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.59’daki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için eğitim durumu

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Faktör V: Gönüllülük Faktörü I

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler 1

4,0±,82 3,8±,74 4,0±,72 3,8±,89 ,945 ,419

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 3,9±,91 3,9±,94 4,1±,86 4,1±,79 ,694 ,556

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

3,8±,88 4,1±,64 3,9±,83 3,9±,87 ,414 ,743

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler 4

3,7±,98 3,5±,94 3,8±,95 3,9±,80 2,174 ,091

Page 329: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

309

7.1.2.2.1.6. Gönüllü Kazanma II Faktörü Kapsamında Bireysel Boyuta Yönelik

Bulgular

Bu bölümde gönüllü kazanma II faktörü kapsamında bireysel boyuta yönelik

hipotezler, bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

Çizelge 6.60.’de Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

yaş değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları yer

almaktadır.

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.60: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.60’daki p değerleri incelendiğinde; Gönüllü kazanımına yönelik imaj

geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001< p ≤0,01). Farklılığın (39-48) ve (19-

28) grupları arasında olduğu belirlenmiştir ( )043,0;14,0;3,0 ===− − psxxji xxji .

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,2±1,16 3,6±1,10 3,4±1,13 3,6±1,00 3,6±1,10 1,484 ,207

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 2

3,1±1,34 3,5±1,09 3,4±1,25 3,5±1,12 3,6±1,41 1,318 ,263

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 3

3,8±1,05 3,9±,88 4,2±,74 4,1±,82 4,2±,62 3,347 ,010

Page 330: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

310

Çizelge 6.61.’de Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

cinsiyet değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.61. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet Değişkeni

Sorular C N sx ± t sd p

K

103 3,4±1,11 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

E 261 3,5±1,10

-,52 362 ,597

K

103 3,3±1,13 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

E

261 3,4±1,25

-,59 362 ,550

K

104 3,9±,86 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,0±,84

-1,39 363 ,164

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.61’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için cinsiyet

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.62.’da Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

medeni durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Page 331: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

311

Çizelge 6.62. Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Medeni Durum

Değişkeni

Sorular Med N sx ± t sd p

E

269 3,5±1,04 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 3,4±1,27

,629 362 ,530

E

269 3,5±1,21 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 3,1±1,20

2,440 362 ,015

E

270 4, 1±,81 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 3,8±,94

2,631 363 ,009

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.62’deki p değerleri incelendiğinde; Popüler, politikacı, sanatçı ve

entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01< p ≤0,05). Gönüllü kazanımına yönelik imaj

geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001< p ≤0,01).

Çizelge 6.63.’de Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

eğitim durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Page 332: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

312

Çizelge 6.63.: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim Durumu

Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.63’daki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için eğitim durumu

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

7.1.2.2.1.7. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktörü Kapsamında Bireysel

Boyuta Yönelik Bulgular

Bu bölümde gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında bireysel

boyuta yönelik hipotezler, bulgular ve yorumlara yer verilmiştir.

Çizelge 6.64.’de gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için yaş değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,7±,92 3,6±,82 3,4±1,11 3,5±1,15 ,529 ,663

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 2

3,4±1,24 3,5±1,05 3,3±1,18 3,4±1,24 ,225 ,879

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 3

4,2±,74 4,2±1,00 4,1±,85 4,0±,85 1,069 ,362

Page 333: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

313

543210 : µµµµµ ====H (Yaş değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.64: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Yaş

Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.64’daki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,001< p ≤0,01). Farklılığın (19-28) ve (39-48) grupları arasında

( )027,0;19,0;5,0 ===− − psxxji xxji ; (19-28) ve (49-58) grupları arasında

( )029,0;22,0;6,0 ===− − psxxji xxji ; (29-38) ve (39-48) grupları arasında

)035,0;16,0;4,0 ===− − psxxji xxji ; (29-38) ve (49-58) grupları arasında grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )046,0;19,0;5,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.65.’de gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için cinsiyet değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t Testi

sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Cinsiyet değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

Yaş Alt Grupları

19-28 29-38 39-48 49-58 59 ve +

n=54 n=110 n=108 n=60 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,8±1,11 3,7±1,18 3,2±1,20 3,2±1,22 3,6±1,22 4,262 ,002

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,3±,70 4,2±,82 4,0±,92 3,9±,94 4,1±,69 1,951 ,101

Page 334: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

314

Çizelge 6.65. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Cinsiyet

Değişkeni

Sorular C N sx ± t sd p

K

103 3,9±1,10 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

E 261 3,4±1,22

3,67 362 ,000

K

103 4,3±,72 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

E

261 4,0±,88

2,88 362 ,004

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.65’deki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için ileri seviyede önemli farklılık

belirlenmiştir (p ≤0,001). Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli

aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

sorusu için çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p ≤0,01).

Çizelge 6.66.’da gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için medeni durum değişkeni alt grupları açısından yapılan Student t

Testi sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Medeni durum değişkeni alt grupları açısından önemli bir farklılık yoktur)

Çizelge 6.66. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve

Medeni Durum Değişkeni

Sorular Med N sx ± t sd p

E 269 3,4±1,22 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 3,7±1,15

-2,18 362 ,030

E 269 4,0±,87 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

B 95 4,3±,73

-3,27 362 ,001

Page 335: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

315

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.66’deki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay,

1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için ileri

seviyede önemli farklılık belirlenmiştir (p≤0,001).

Çizelge 6.67.’de gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için eğitim durumu değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü

varyans analizi sonuçları yer almaktadır.

43210 : µµµµ ===H (Eğitim durumu değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde farklılık

yoktur)

Çizelge 6.67.: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Eğitim

Durumu Değişkeni

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.67’daki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için eğitim durumu

Faktör VII: Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

Eğitim Durumu Alt Grupları

İlkokul Orta Okul

Lise Üniversite

n=38 n=20 n=84 n=223 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,0±1,39 3,4±1,27 3,5±1,16 3,6±1,18 2,517 ,058

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

2 3,9±,88 3,7±,85 4,1±,86 4,2±,83 3,098 ,051

Page 336: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

316

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

7.1.2.2.2. Faktörler Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular

Bu bölümde faktör analiz sonucu oluşan 7 faktörün kapsamındaki değişkenler

baz alınarak kurumsal boyuta (STK türü, STK misyonu, kuruluş yılı, üye sayısı,

görev alanı) yönelik olarak istatistiksel analizler yapılmıştır. Kurumsal boyuta

yönelik olan değişkenlerin alt boyut sayıları ikiden fazla olduğu için analizlerde tek

yönlü varyans analizi (One-Way ANOVA), alt gruplar açısından düşük örneklem

hacminin olduğu (n<10) gruplara da sahip olan STK misyonu değişkeni için Kruskal

Wallis H Testi ve Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Analizlerin

yorumlanmasında daha önce de açıklandığı gibi ASA (American Psychological

Association) gösterim standartları baz alınmıştır. Şekilların başlarında her teste

yönelik genel hipotezler ve sonrasında da istatistiksel yorumlara yer verilmiştir.

7.1.2.2.2.1. Yöneltme / Yönetme Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik

Bulgular

Aşağıda yöneltme / yönetme faktörü kapsamında kurumsal boyuta yönelik

bulgular yer almaktadır.

Çizelge 6.68.’de Yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK türü değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Page 337: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

317

Çizelge 6.68: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.68’deki p değerleri incelendiğinde; Katılımcı ve yetki devrine önem veren

bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın meslek odası ve dernek grupları arasında

( )002,0;10,0;4,0 ===− − psxxji xxji ; meslek odası ve sendika grupları arasında

olduğu belirlenmiştir )045,0;18,0;5,0 ===− − psxxji xxji . Faaliyetlerin başarısını

etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri

bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 4,2±,75 4,0±,99 4,3±,78 4,0±,83 4,3±,52 4,2±,72 4,1±,87 1,425 ,204

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,0±,75 4,1±,66 4,1±,65 4,0±,68 4,1±,46 4,0±,75 4,1±,85 ,329 ,922

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

3 4,2±,74 4,2±,69 4,3±,83 3,7±,86 4,0±,54 4,0±,86 4,0±,80 3,071 ,006

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 4,1±,83 4,2±,69 4,6±,58 4,0±,85 4,2±,53 4,1±,55 4,1±,83 1,576 ,153

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

5 4,2±,78 4,0±,91 4,3±,92 3,8±,85 4,2±,54 4,0±,64 4,3±,68 3,069 ,006

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler 6

4,1±,78 4,0±,82 4,3±,88 3,9±,81 4,1±,64 4,1±,80 4,2±,69 1,418 ,207

Page 338: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

318

çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın meslek

odası ve dernek grupları arasında ( )002,0;11,0;4,0 ===− − psxxji xxji ; meslek odası

ve diğer grupları arasında olduğu belirlenmiştir

( )046,0;16,0;4,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.69.’de Yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal Wallis H Testi

sonuçları yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı medyanlı evrenden alınmıştır”

Çizelge 6.69: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu

Yorum: 6.69’daki p değerleri incelendiğinde; Örgütte mesajların paylaşım

kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

Sor

u N

o

Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre Karşılaştırma

χ2 sd p

1 Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

19,907 11 ,047

2 Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

11,128 11 ,433

3 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

17,637 11 ,090

4 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

10,799 11 ,460

5 Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

27,678 11 ,004

6

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

18,148 11 ,078

Page 339: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

319

ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Örgütte mesajların paylaşım

kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim

ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusunun alt

maddeleri Mann-Whitney U Testi’ne göre karşılaştırılmış ve şu sonuçlara

ulaşılmıştır: Mesleki ve sportif misyonları arasında çok önemli seviyede fark vardır

(U=809, p=0,003); Mesleki ve sağlık misyonları arasında önemli seviyede fark vardır

(U=1198, p=0,038); rehberlik-danışmanlık ve spotif misyonları arasında çok önemli

seviyede fark vardır (U=38, p=0,007); rehberlik-danışmanlık ve sağlık misyonları

arasında önemli seviyede fark vardır (U=61, p=0,032); rehberlik-danışmanlık ve

çevre misyonları arasında önemli seviyede fark vardır (U=16, p=0,038); sportif ve

tarım-hayvancılık misyonları arasında çok önemli seviyede fark vardır (U=240,

p=0,006); sportif ve yardım misyonları arasında önemli seviyede fark vardır (U=348,

p=0,029); sportif ve diğer misyonları arasında önemli seviyede fark vardır (U=295,5,

p=0,041).

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık,

gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği

ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler sorusunun alt maddeleri Mann-

Whitney U Testi’ne göre karşılaştırılmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: Mesleki ve

sportif misyonları arasında ileri seviyede önemli fark vardır (U=746,5, p=0,001);

rehberlik-danışmanlık ve sportif misyonları arasında önemli seviyede fark vardır

(U=47, p=0,024); sportif ve eğitim misyonları arasında önemli seviyede fark vardır

(U=528,5, p=0,033); sportif ve tarım-hayvancılık misyonları arasında önemli

seviyede fark vardır (U=264,5, p=0,022).

Çizelge 6.70.’de Yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına

Page 340: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

320

göre önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.70: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.70’deki p değerleri incelendiğinde; Katılımcı ve yetki devrine önem veren

bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın (1950-1960) ve (1961-1970) yıl grupları

arasında ( )022,0;19,0;6,0 ===− − psxxji xxji ; (1961-1970) ve (1991-2000) yıl

grupları arasında olduğu belirlenmiştir ( )027,0;14,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji .

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 4,5±,75 4,3±,74 4,0±,80 4,2±,82 4,0±,76 4,2±,82 4,1±,70 ,945 ,462

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,3±,74 3,9±,74 4,0±,61 4,0±,73 4,2±,66 4,1±,77 4,0±,68 1,143 ,337

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

3 4,3±,74 4,3±,75 3,7±,74 4,2±,66 3,9±,96 4,2±,76 4,1±,67 3,290 ,004

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 4,3±,74 4,3±,74 3,9±,80 4,2±,84 4,1±,89 4,2±,73 4,0±,79 1,099 ,363

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

5 4,3±,74 4,1±,80 3,8±,82 4,1±,80 4,1±,78 4,2±,88 4,1±,65 1,340 ,238

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler 6

4,2±,70 4,3±,56 4,1±,71 4,0±,82 4,0±,94 4,2±,77 4,0±,75 ,938 ,467

Page 341: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

321

Çizelge 6.71.’de Yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK’nın üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.71: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.71’deki p değerleri incelendiğinde; Katılımcı ve yetki devrine önem veren

bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-1000

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 4,3±,57 4,2±,72 4,3±,71 4,3±,63 4,0±,90 4,0±,68 4,2±,95 4,1±,81 1,127 ,345

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,1±,65 4,0±,52 4,1±,77 4,1±,65 4,0±,82 4,0±,80 4,1±,74 4,0±,72 ,160 ,992

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

3 4,4±,59 4,2±,67 4,2±,69 4,1±,71 3,7±,99 4,0±,53 4,4±,51 4,0±,83 2,813 ,007

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 4,1±,60 4,1±,79 4,2±,82 4,1±,94 4,0±,79 4,0±,68 4,2±,76 4,2±,78 ,350 ,930

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

5 4,3±,74 4,2±,70 4,2±,70 4,0±,81 4,1±,89 4,0±,87 4,3±,80 4,1±,82 ,590 ,764

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler 6

4,3±,65 4,0±,68 4,2±,76 4,2±,71 4,0±,91 3,9±,63 4,2±,71 4,1±,83 ,683 ,687

Page 342: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

322

belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın (50’den az) ve (301-400) üye grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )033,0;20,0;6,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.72.’de Yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK’nın görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.72: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 4,2±,90 4,4±,60 4,3±,53 4,4±,69 4,1±,76 3,7±,99 2,786 ,017

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,1±,76 4,1±,58 4,0±,58 4,1±,74 4,0±,71 3,9±,83 ,445 ,817

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

3 4,3±,75 4,4±,68 3,8±,73 4,3±,63 4,0±,79 3,8±,92 3,958 ,002

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

4 4,4±,74 4,3±,58 4,0±,82 4,4±,64 4,0±,82 3,9±,83 3,420 ,005

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

5 4,0±1,00 4,5±,51 4,0±,69 4,4±,70 4,1±,71 3,6±1,11 4,281 ,001

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler 6

4,2±,77 4,2±,77 4,2±,77 4,2±,77

Page 343: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

323

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.72’deki p değerleri incelendiğinde; Örgütte mesajların paylaşım kalitesini

(tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı

için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede

farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Farklılığın başkan yardımcısı ve diğer grupları

arasında ( )049,0;23,0;6,0 ===− − psxxji xxji ; birim sorumlusu ve diğer grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )046,0;20,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji .

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş

şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

sorusu için çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın

birim sorumlusu ve sekreter grupları arasında ( )044,0;17,0;5,0 ===− − psxxji xxji ;

birim sorumlusu ve diğer grupları arasında olduğu belirlenmiştir

( )049,0;20,0;5,0 ===− − psxxji xxji .

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif

yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için

çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın üye ve

başkan grupları arasında ( )026,0;12,0;3,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve başkan

grupları arasında olduğu belirlenmiştir ( )048,0;20,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji .

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için ileri seviyede önemli farklılık

belirlenmiştir (p≤0,001). Farklılığın başkan yardımcısı ve diğer grupları arasında

( )0004,0;24,0;8,0 ===− − psxxji xxji ; birim sorumlusu ve diğer grupları arasında

olduğu belirlenmiştir ( )002,0;20,0;7,0 ===− − psxxji xxji .

Page 344: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

324

7.1.2.2.2.1. Planlama Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik Bulgular

Aşağıda planlama faktörü kapsamında kurumsal boyuta yönelik bulgular yer

almaktadır.

Çizelge 6.73.’de Planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için STK türü

değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları yer

almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.73: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü

Faktör II: Planlama

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 1

4,1±,74 4,0±,82 4,0±1,0 4,0±,82 4,1±,60 3,8±,98 3,8±,87 1,055 ,389

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

2 4,3±,67 3,8±,94 4,3±,82 4,2±,75 4,2±,59 4,2±,83 4,1±,76 ,983 ,437

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,2±,81 3,8±1,1 4,2±,73 4,1±,67 4,1±,71 4,2±,59 4,1±,64 ,870 ,517

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

4 4,1±,79 4,0±,87 4,0±1,0 4,1±,87 4,2,56 4,1±,89 3,7±,87 1,533 ,166

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler 5

4,3±,77 4,1±1,0 4,1±,88 4,1±,77 4,2±,54 3,6±1,1 4,2±,51 1,707 ,118

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

6 4,1±,73 4,2±,69 4,2±,75 4,1±,72 4,1±,61 4,1±,80 4,2±,76 ,147 ,990

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

7 4,0±,77 3,8±,94 4,0±,90 4,0±,87 4,2±,56 3,9±,75 3,9±,88 ,802 ,568

Page 345: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

325

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.73’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK türü

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.74.’de planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için STK

misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal Wallis H Testi sonuçları

yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı meydanlı evrenden alınmıştır”

Çizelge 6.74: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu

Yorum: 6.74’deki p değerleri incelendiğinde; Planlama aşamasında, uygulamada

ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının

Faktör II: Planlama

Sor

u N

o

Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre Karşılaştırma

χ2 sd p

1 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 4,168 11 ,965

2 Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

16,080 11 ,138

3 Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

6,225 11 ,858

4 Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

10,294 11 ,504

5 Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

24,417 11 ,011

6 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 27,115 11 ,004

7 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler 9,783 11 ,550

Page 346: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

326

(lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları /

belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık

ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusunun alt

maddeleri Mann-Whitney U Testi’ne göre karşılaştırılmış ve şu sonuçlara

ulaşılmıştır: Mesleki ve eğitim misyonları arasında çok önemli seviyede fark vardır

(U=809, p=0,007); eğitim ve tarım-hayvancılık arasında ileri seviyede önemli fark

vardır (U=623, p=0,000); tarım-hayvancılık ve yardım önemli seviyede fark vardır

(U=505, p=0,012).

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak

etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için

çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Uygulamada

gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın

gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusunun alt maddeleri Mann-

Whitney U Testi’ne göre karşılaştırılmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: mesleki ve

eğitim (U=2754, p=0,007); mesleki ve yardım alt grupları arasında önemli seviyede

(U=1841, p=0,013); rehberlik-danışmanlık ve eğitim alt grupları arasında önemli

seviyede (U=154; p=0,043); sportif ve yardım alt grupları arasında önemli seviyede

(U=324,5, p=0,013); sağlık ve eğitim grupları arasında çok önemli seviyede

(U=597,5, p=0,006); eğitim ve tarım-hayvancılık alt grupları arasında çok önemli

seviyede (U=733, p=0,004); eğitim ve yardım grupları arasında ileri düzeyde önemli

(U=771, p=0,000); eğitim ve çevre grupları arasında önemli seviyede (U=155,

p=0,014); eğitim ve diğer alt grupları arasında önemli seviyede bir farklılık vardır

(U=824,5, p=0,011).

Çizelge 6.75.’de Planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için STK’nın

kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Page 347: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

327

Çizelge 6.75: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.75’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK’nın kuruluş

yılı değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.76.’de Planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için STK’nın

üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

Faktör II: Planlama

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 1

4,3±,74 4,1±,86 4,0±,76 4,1±,81 4,0±,73 4,1±,79 4,0±,81 ,639 ,699

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

2 4,5±,53 4,4±,64 4,0±,88 4,1±,90 4,2±,68 4,3±,70 4,1±,63 1,461 ,191

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,3±1,0 4,1±,67 4,2±,58 4,0±1,0 4,1±,80 4,2±,78 4,2±,72 ,326 ,923

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

4 4,6±,51 4,3±,92 4,1±,78 4,0±,83 3,9±,82 4,0±,90 4,1±,71 1,129 ,345

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler 5

4,8±,35 4,0±1,0 4,1±,71 4,0±,89 4,2±,77 4,3±,78 4,2±,65 1,894 ,081

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

6 4,5±,75 3,8±,76 4,3±,67 4,1±,55 4,1±,74 4,1±,83 4,3±,56 1,761 ,106

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

7 4,3±1,0 4,1±,73 3,9±,74 3,8±1,0 4,1±,84 3,9±,85 4,2±,62 1,806 ,097

Page 348: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

328

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.76: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.76’deki p değerleri incelendiğinde; Planlama aşamasında, uygulamada

ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının

(lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

Faktör II: Planlama

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-1000

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 1

4,2±,62 4,2±,78 4,2±,77 4,2±,56 3,9±,74 4,1±,90 4,0±,85 3,9±,86 1,753 ,096

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

2 4,1±,81 4,1±,69 4,3±,61 4,3±,75 4,0±,82 4,3±,60 4,3±,81 4,2±,70 ,870 ,531

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,2±,64 4,2±,86 4,3±,60 4,1±,85 4,1±,84 4,2±,66 4,3±,92 4,1±,78 ,974 ,450

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

4 4,0±,94 4,0±,72 4,3±,72 4,0±,82 3,7±,90 4,0±,72 4,0±,82 4,1±,85 1,815 ,083

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

5 4,3±,49 4,1±,55 4,4±,58 4,1±,78 4,0±,92 4,3±,84 4,4±,59 4,1±,88 2,243 ,030

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

6 4,2±,62 4,2±,59 4,2±,57 4,2±,60 3,9±,92 4,1±,78 4,3±,65 4,2±,79 1,276 ,261

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

7 4,0±,88 4,1±,73 4,1±,68 4,1±,69 3,9±,96 3,8±,47 4,0±,75 4,0±,88 ,547 ,798

Page 349: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

329

(0,01<p≤0,05). Farklılığın (101-200) ve (301-400) üye grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )032,0;14,0;4,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.77.’de Planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için STK’nın

görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre farklılık yoktur)

Çizelge 6.77: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı

Faktör II: Planlama

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler 1

4,2±,56 4,0±,72 4,0±,83 4,2±,75 4,0±,82 3,7±,94 1,643 ,148

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

2 4,4±,74 4,2±,63 4,4±,62 4,3±,77 4,2±,69 3,9±,80 2,044 ,072

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkile

3 4,3±,72 4,3±,58 3,9±1,0 4,5±,58 4,1±,73 3,8±1,0 3,539 ,004

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

4 4,1±,86 3,9±,96 4,3±,70 4,3±,73 4,0±,83 3,9±,76 1,484 ,194

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler 5

4,1±,76 4,2±,78 4,1±,97 4,3±,84 4,2±,72 4,1±,79 ,424 ,832

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkile

6 4,3±,64 4,1±,55 4,1±,74 4,2±,70 4,1±,75 4,0±,70 ,900 ,481

İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

7 4,0±,75 4,1±,36 4,1±,73 4,2±,63 4,0±,83 3,7±1,2 1,004 ,415

Page 350: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

330

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.77’deki p değerleri incelendiğinde; Planlama aşamasında, gönüllü

faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve

niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını

etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01).

Farklılığın sekreter ve birim sorumlusu grupları arasında

( )017,0;17,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve birim sorumlusu grupları arasında

olduğu belirlenmiştir ( )016,0;19,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji .

7.1.2.2.2.3. Değerlendirme Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik

Bulgular

Aşağıda planlama faktörü kapsamında kurumsal boyuta yönelik bulgular yer

almaktadır. Çizelge 6.78.’de Değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK türü değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları

yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.78: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü

Faktör III: Değerlendirme

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 4,1±,78 3,9±,91 4,1±,91 4,1±,69 4,0±,68 4,5±,66 4,2±,85 ,934 ,471

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

4,0±,85 4,2±,57 4,2±,67 3,9±,78 4,1±,58 4,4±,66 4,1±,92 1,029 ,406

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,0±,83 4,0±,67 4,1±,88 3,8±1,0 4,0±,72 4,4±,66 3,8±,89 1,390 ,218

Page 351: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

331

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.78’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK türü

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.79.’da değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için STK

misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal Wallis H Testi sonuçları

yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı meydanlı evrenden alınmıştır”

Çizelge 6.79: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu

Yorum: 6.79’daki p değerleri incelendiğinde; Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme,

analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler sorusunun

alt maddeleri Mann-Whitney U Testi’ne göre karşılaştırılmış ve şu sonuçlara

ulaşılmıştır: Mesleki ve rehberlik-danışmanlık misyon alt grupları arasında önemli

seviyede (U=233,5, p=0,012); rehberlik-danışmanlık ve sağlık misyon alt grupları

Faktör III: Değerlendirme

Sor

u N

o

Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre Karşılaştırma

χ2 sd p

1 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler 21,941 11 ,025

2 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 16,310 11 ,130

3 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 9,149 11 ,608

Page 352: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

332

arasında çok önemli seviyede (U=49, p=0,01); rehberlik-danışmanlık ve eğitim

misyon alt grupları arasında çok önemli seviyede (U=107,5, p=0,003); sağlık ve

diğer misyon alt grupları arasında önemli seviyede (U=357, p=0,03); eğitim ve

tarım-hayvancılık misyon alt grupları arasında önemli seviyede farklılık vardır

(U=782; p=0,016).

Çizelge 6.80.’de Değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.80: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.80’deki p değerleri incelendiğinde; Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.)

misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05).

Faktör III: Değerlendirme

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 4,1±,64 4,3±,73 4,1±,61 4,2±,82 4,0±,72 4,2±,82 4,1±,80 ,727 ,628

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

3,8±,99 4,1±,83 4,0±,72 4,2±,65 4,0±,80 4,1±,83 4,0±,79 ,854 ,529

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 3,8±,99 4,1±,96 3,8±,90 4,1±,87 3,7±,98 4,1±,79 3,9±,76 2,325 ,032

Page 353: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

333

Farklılığın (1991-2000) ve (1981-1990) yıl grupları arasında olduğu belirlenmiştir

( )041,0;14,0;4,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.81.’de Değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK’nın üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.81: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.81’deki p değerleri incelendiğinde; Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Farklılığın (301-400) ve (501-1000) üye grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )044,0;20,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji .

Faktör III: Değerlendirme

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-100

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 4,0±,80 4,0±,69 4,2±,76 4,0±,77 3,9±,88 4,0±,72 4,5±,75 4,2±,75 2,355 ,023

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

4,0±,63 4,0±,75 4,2±,78 4,1±,64 3,8±,93 4,0±,76 4,2±,96 4,0±,80 1,112 ,355

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,0±,74 3,8±,89 4,2±,82 3,9±,83 3,8±,92 4,0±,59 4,2±,69 3,9±,91 1,327 ,236

Page 354: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

334

Çizelge 6.82.’de Değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.82: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p>

0,05). Çizelge 6.82’deki p değerleri incelendiğinde; Sağlıklı bir değerlendirme

sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Farklılığın birim sorumlusu ve diğer grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )026,0;20,0;5,0 ===− − psxxji xxji .

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,001<p≤0,01). Farklılığın diğer ve başkan grupları arasında

Faktör III: Değerlendirme

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 4,3±,69 4,1±,58 4,2±,80 4,4±,72 4,0±,78 3,8±,96 2,391 ,037

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

4,1±,89 3,9±,68 4,2±,69 4,3±,76 4,0±,76 3,5±1,0 3,198 ,008

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 4,0±,88 3,9±1,1 4,3±,74 4,0±,90 4,0±,78 3,4±,97 2,701 ,021

Page 355: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

335

( )046,0;20,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve sekreter grupları arasında

( )025,0;22,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve birim sorumlusu grupları arasında

( )006,0;22,0;7,0 ==−=− − psxxji xxji olduğu belirlenmiştir.

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin

performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Farklılığın diğer ve sekreter grupları

arasında ( )005,0;24,0;8,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve üye grupları arasında

olduğu belirlenmiştir ( )036,0;19,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji .

7.1.2.2.2.4. Misyon ve Gönüllülük Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta

Yönelik Bulgular

Aşağıda misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında kurumsal boyuta yönelik

bulgular yer almaktadır.

Çizelge 6.83.’de Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK türü değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

Page 356: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

336

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.83: Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.83’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK türü

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.84.’de misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal Wallis H Testi

sonuçları yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı meydanlı evrenden alınmıştır”

Çizelge 6.84: Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 4,3±,83 4,2±,91 4,2±1,5 4,1±,77 4,4±,55 3,9±1,0 4,2±,80 1,073 ,378

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 4,4±,74 4,2±,91 4,5±,79 4,2±,62 4,5±,55 4,6±,50 4,3±,89 1,183 ,315

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

4,1±,82 4,0±,91 4,3±,82 3,9±,85 3,8±,93 3,9±,86 4,2±,91 1,609 ,144

Page 357: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

337

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.84’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK misyonu

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.85.’de Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.85: Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük

Sor

u N

o Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre

Karşılaştırma χ2 sd p

1 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 10,598 11 ,477

2 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler 12,929 11 ,298

3 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 15,673 11 ,154

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 4,7±,46 4,1±,86 4,2±,67 4,0±1,1 4,2±,74 4,3±,90 4,3±,69 1,239 ,285

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 4,6±,51 4,4±,75 4,3±,58 4,1±1,0 4,2±,63 4,5±,77 4,4±,62 1,555 ,159

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

4,7±,46 4,0±,82 3,9±,78 4,1±,90 4,0±,76 4,1±,93 4,1±,85 1,206 ,302

Page 358: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

338

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.85’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK’nın kuruluş

yılı değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.86.’da Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için STK’nın üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.86: Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve

dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için varyansların

homojen olmadığı görülmüştür (p<0,05). Çizelge 6.86’daki p değerleri

incelendiğinde; Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla

sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için ileri seviyede önemli

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-100

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 4,3±,66 4,2±,81 4,4±,69 4,2±,66 4,0±1,0 4,4±,85 4,3±,86 4,2±,85 1,021 ,416

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler 2

4,3±,58 4,4±,54 4,6±,50 4,2±,57 4,0±1,0 4,6±,48 4,4±,75 4,3±,76 3,765 ,001

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

4,2±,84 4,1±,83 4,0±,82 4,1±,56 3,8±1,0 4,2±,94 4,2±,85 4,1±,84 1,135 ,340

Page 359: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

339

farklılık belirlenmiştir (p≤0,001). Farklılığın (101-200) ve (201-300) üye grupları

arasında ( )05,0;11,0;3,0 ===− − psxxji xxji ; (101-200) ve (301-400) üye grupları

arasında )009,0;16,0;6,0 ===− − psxxji xxji ; (401-500) ve (301-400) üye grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )041,0;19,0;6,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.87.’de Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.87: Misyon ve gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı

Yorum: Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde

tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler ile

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi

misyonun başarılmasını etkiler soruları için Levene testine göre varyansların

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 4,2±,89 4,4±,59 4,4±,62 4,3±,85 4,3±,74 3,7±1,3 2,387 ,038

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

2 4,4±,74 4,5±,51 4,5±,50 4,5±,83 4,4±,66 3,7±1,0 3,871 ,002

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

4,3±,72 4,3±,81 3,9±,92 4,2±,85 4,0±,84 4,0±1,1 1,373 ,234

Page 360: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

340

homojen olmadığı görülmüştür (p> 0,05). Bu nedenle (her ne kadar Tukey HSD testine

göre Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı

hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için diğer ve sekreter, birim

sorumlusu, üye grupları için; Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve

dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için diğer ve tüm gruplar

arasında farklılık ortaya çıkmış olsa da) her iki soru içinde alt grupların

karşılaştırılmasına yönelik olarak Tamhane T2 Teti sonuçlarının güvenilir olduğu

düşünülmüştür. Tamhane T2 Testi sonucuna göre alt gruplarda farklılığa

rastlanmamıştır. Dolayısıyla varyans analizi sonucu üç soru içinde alt grupların

farksız olduğu yorumu benimsenmiştir.

7.1.2.2.2.5. Gönüllü Kazanma I Faktörü Kapsamında Kurumsal Boyuta Yönelik

Bulgular

Aşağıda gönüllü kazanma I faktörü kapsamında kurumsal boyuta yönelik

bulgular yer almaktadır.

Çizelge 6.88.’de Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK türü değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları

yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Page 361: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

341

Çizelge 6.88: Gönüllü kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.88’eki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK türü

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.89.’da gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal Wallis H Testi

sonuçları yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı meydanlı evrenden alınmıştır”

Faktör V: Gönüllü Kazanma I

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler 1

3,9±,86 4,0±,91 4,0±,87 3,8±,82 4,0±,62 3,8±,83 3,8±,98 ,484 ,820

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,1±,85 4,2±,91 4,2±,73 3,9±,89 4,1±,58 3,6±,75 4,2±,83 1,353 ,233

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

3,9±,85 3,5±1,0 4,0±,87 3,7±,89 4,1±,50 3,9±,51 3,8±1,0 1,638 ,136

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler 4 3,9±,86 3,6±1,1 4,0±,84 3,7±,90 3,8±,88 4,0±,51 3,8±,87 1,073 ,378

Page 362: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

342

Çizelge 6.89: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.89’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK misyonu

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.90.’de gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Faktör V: Gönüllü Kazanma I

Sor

u N

o

Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre Karşılaştırma

χ2 sd p

1 Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

18,729 11 ,066

2 Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

17,997 11 ,052

3 Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

14,941 11 ,185

4 Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

16,966 11 ,109

Page 363: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

343

Çizelge 6.90: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.90’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK’nın kuruluş

yılı değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.91.’da gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK’nın üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Faktör V: Gönüllü Kazanma I

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler 1

3,8±1,5 3,8±,72 3,8±,75 3,8±1,0 3,8±,92 3,9±,84 3,9±,74 ,255 ,957

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,5±,75 4,1±,81 4,1±,93 3,8±1,0 4,1±,85 4,1±,81 4,0±,75 1,092 ,366

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

3,8±1,2 3,8±,89 3,9±,72 4,0±,82 3,9±,90 3,9±,84 3,8±,85 ,214 ,972

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler 4 3,5±1,1 3,9±,67 3,5±,91 4,1±,86 3,8±,81 3,9±,91 3,8±,83 2,089 ,054

Page 364: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

344

Çizelge 6.91: Gönüllü Kaznama I Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.91’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK’nın üye

sayısı değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.92.’de gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Faktör V: Gönüllü Kazanma I

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-100

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 4,0±,80 4,0±,68 4,0±,94 3,9±,72 4,0±,92 3,7±,46 4,0±,56 3,7±,92 1,194 ,305

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,0±,80 4,2±,77 4,1±,80 3,9±,91 4,1±,93 3,8±,92 4,1±,85 4,1±,79 ,658 ,708

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

3 3,9±,74 4,0±,63 4,1±,88 4,1±,72 3,6±1,0 3,8±,32 3,7±,96 3,8±,90 1,112 ,053

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

4 3,7±,94 3,9±,79 3,9±,83 3,7±,82 3,9±,85 4,0±,76 3,9±,82 3,8±,97 ,358 ,926

Page 365: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

345

Çizelge 6.92: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.92’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir

formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı,

uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Farklılığın diğer ve başkan grupları arasında

( )017,0;21,0;7,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve üye grupları arasında grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )012,0;19,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji .

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar

(çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili

bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkilersorusu için

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Farklılığın diğer ve başkan

Faktör V: Gönüllü Kazanma I

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler 1

4,0±,65 4,0±,94 4,0±,78 3,8±,97 3,9±,79 3,3±1,2 2,614 ,024

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,2±,88 4,3±,57 4,1±,88 4,2±,83 4,0±,82 4,0±,92 1,158 ,329

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler 3

4,1±,96 4,1±,55 4,0±,76 3,9±,61 3,8±,88 3,7±,95 1,500 ,189

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler 4 3,9±,92 3,7±,92 4,0±,87 3,9±,85 3,9±,82 3,2±1,0 2,809 ,017

Page 366: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

346

grupları arasında ( )015,0;22,0;7,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve sekreter grupları

arasında ( )002,0;27,0;4,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve birim sorumlusu grupları

arasında ( )025,0;22,0;7,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve üye grupları arasında

olduğu belirlenmiştir ( )011,0;19,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji .

7.1.2.2.2.6. Gönüllü Kazanma II Faktörü Faktörü Kapsamında Kurumsal

Boyuta Yönelik Bulgular

Aşağıda gönüllü kazanma II faktörü kapsamında kurumsal boyuta yönelik

bulgular yer almaktadır.

Çizelge 6.93.’de Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK türü değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi sonuçları

yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.93: Gönüllü kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Türü

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.93’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllü kazanımına yönelik imaj

geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Farklılığın diğer ve dernek

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,5±1,1 3,7±,99 3,2 ±1,3 3,5±1,0 3,6±1,0 3,6±1,0 3,5±,91 ,387 ,887

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 2

3,3±1,3 3,4±1,1 3,6±1,1 3,5±1,0 3,6±1,1 3,4±1,0 3,0±1,0 1,013 ,417

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 3

4,0±,85 4,0±,73 4,2±,86 4,0±,86 4,1±,56 4,0±,86 3,5±1,0 2,447 ,025

Page 367: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

347

grupları arasında ( )013,0;16,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve sendika grupları

arasında ( )032,0;22,0;7,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve meslek odası grupları

arasında ( )042,0;17,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji ; diğer ve koperatif grupları arasında

olduğu belirlenmiştir ( )027,0;20,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji .

Çizelge 6.94.’da gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal Wallis H Testi

sonuçları yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı meydanlı evrenden alınmıştır”

Çizelge 6.94: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK Misyonu

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.94’deki p değerleri incelendiğinde; STK’nın misyonu konusunda

tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle

çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin

olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun

başarılmasını etkiler sorusunun alt grupları Mann-Whitney U Testi’ne göre

karşılaştırılmış ve şu sonuçlara ulaşılmıştır: Mesleki ve eğitim grupları arasında çok

önemli seviyede (U=2717, p=0,008); sağlık ve eğitim grupları arasında önemli

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

Sor

u N

o

Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre Karşılaştırma

χ2 sd p

1 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler 23,589 11 ,015

2 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 8,762 11 ,644

3 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 15,943 11 ,143

Page 368: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

348

seviyede (U=603, p=0,012); Eğitim ve yardım grupları arasında ileri düzeyde önemli

seviyede (U=874,5, p=0,001); Tarım-hayvancılık ve yardım grupları arasında çok

önemli seviyede farklılık vardır (U=486,5, p=0,01).

Çizelge 6.95.’de gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.95: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Kuruluş Yılı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.95’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK’nın kuruluş

yılı değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.96.’da gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

STK’nın üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,3±1,5 3,4±1,1 3,5±,91 3,7±1,0 3,3±1,2 3,4±1,1 3,6±,98 ,745 ,614

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 2

3,1±1,6 3,2±1,1 3,7±,92 3,8±1,1 3,5±1,4 3,3±1,2 3,3±1,2 1,348 ,235

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 3

4,3±,74 3,8±,90 4,1±,69 4,0±1,2 3,9±,94 4,0±,87 4,1±,72 ,621 ,714

Page 369: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

349

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Çizelge 6.96: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.96’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllü kazanımına yönelik imaj

geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın (301-400) ve

(51-100) grupları arasında ( )028,0;17,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji ; (301-400) ve

(101-200) grupları arasında ( )021,0;15,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji ; (301-400) ve

(201-300) grupları arasında ( )030,0;18,0;5,0 ==−=− − psxxji xxji olduğu

belirlenmiştir.

Çizelge 6.97.’de gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular için

görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans analizi

sonuçları yer almaktadır.

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-100

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 4,0±,77 3,6±,89 3,7±1,2 3,5±1,1 3,3±1,3 3,5±,85 3,3±,87 3,3±1,1 2,021 ,052

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 2

3,3±1,2 3,5±1,2 3,6±1,2 3,3±1,4 3,1±1,4 3,4±1,2 3,2±1,3 3,4±1,1 ,602 ,754

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 3

4,0±,92 4,2±,59 4,2±,62 4,2±,66 3,7±1,1 3,9±,63 4,0±,68 3,9±,97 2,725 ,009

Page 370: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

350

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.97: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.97’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllü kazanımına yönelik imaj

geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Farklılığın başkan ve diğer

grupları arasında olduğu belirlenmiştir ( )012,0;22,0;7,0 ===− − psxxji xxji .

7.1.2.2.2.7. Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktörü Kapsamında Kurumsal

Boyuta Yönelik Bulgular

Aşağıda Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında kurumsal

boyuta yönelik bulgular yer almaktadır.

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,6±,99 3,5±1,1 3,2±1,0 3,4±1,2 3,5±1,1 4,0±1,1 1,201 ,308

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler 2

3,7±1,2 3,5±1,2 3,3±1,1 3,4±1,2 3,3±1,2 3,3±1,1 ,625 ,681

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler 3

4,3±,67 4,2±,76 3,8±,74 4,0±,82 4,0±,85 3,6±1,2 2,894 ,014

Page 371: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

351

Çizelge 6.98.’de Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için STK türü değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü varyans

analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK türü değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Çizelge 6.98: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK

Türü

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.98’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için STK türü

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

Çizelge 6.99.’da Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için STK misyonu değişkeni alt grupları açısından yapılan Kruskal

Wallis H Testi sonuçları yer almaktadır.

H0 : “k tane örnek aynı medyanlı evrenden alınmıştır”

H1 : “k tane örnekten en az biri farklı meydanlı evrenden alınmıştır”

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

STK Türü Alt Grupları

De. Va. Sendi. Mes.O. Koo. T. S.O. Diğer

n=178 n=14 n=23 n=67 n=37 n=13 n=33

Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,5±1,2 3,1±1,2 3,8±1,0 3,5±1,2 3,5±1,1 2,9±1,0 4,0±1,0 1,824 ,093

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,1±,87 4,1±1,0 4,4±,59 3,9±,96 4,0±,70 4,5±,52 4,2±,80 1,528 ,168

Page 372: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

352

Çizelge 6.99: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve STK

Misyonu

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.99’daki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap

gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

sorusunun alt maddeleri Mann-Whitney U Testi’ne göre karşılaştırılmış ve şu

sonuçlara ulaşılmıştır: Mesleki ve eğitim grupları arasında önemli seviyede (U=2824,

p=0,028); Mesleki ve yardım grupları arasında önemli seviyede (U=1812,5,

p=0,017); Eğitim ve tarım-hayvancılık misyonları arasında çok önemli seviyede

(U=741,5, p=0,01); tarım-hayvancılık ve yardım misyonları arasında çok önemli

seviyede (U=488,5, p=0,01); tarım-hayvancılık ve çevre misyonları arasında önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (U=88, p=0,043).

Çizelge 6.100.’de Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek

yönlü varyans analizi sonuçları yer almaktadır.

76543210 : µµµµµµµ ======H (STK’nın kuruluş yılı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma S

oru

No

Kruskal-Wallis H Testi ile STK Misyonu Alt Gruplarına Göre Karşılaştırma

χ2 sd p

1 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler 20,789 11 ,036

2 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler 16,603 11 ,120

Page 373: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

353

Çizelge 6.100: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve

STK’nın Kuruluş Yılı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.100’deki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için çok önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Farklılığın (1991-2000) ve (2001 ve sonrası) grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )003,0;16,0;6,0 ===− − psxxji xxji .

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl

vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler için ileri seviyede önemli

farklılık belirlenmiştir (p≤0,001). Farklılığın (1961-1970) ve (1950-1960) grupları

arasında ( )02,0;21,0;7,0 ==−=− − psxxji xxji ; (1961-1970) ve (1991-2000) grupları

arasında olduğu belirlenmiştir ( )003,0;16,0;6,0 ==−=− − psxxji xxji .

Çizelge 6.101.’de Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için STK’nın üye sayısı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek

yönlü varyans analizi sonuçları yer almaktadır.

876543210 : µµµµµµµµ =======H (STK’nın üye sayısı değişkeni alt gruplarına göre

önemli düzeyde farklılık yoktur)

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

STK’nın Kuruluş Yılı Alt Grupları

1950 Öncesi

1950-1960

1961-1970

1971-1980

1981-1990

1991-2000

2001 ve Sonrası

n=8 n=26 n=35 n=27 n=53 n=119 n=97 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,8±1,0 3,3±1,3 3,6±1,2 3,6±1,2 3,7±1,1 3,1±1,1 3,8±1,1 3,076 ,006

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,4±,86 3,6±1,0 4,2±,86 4,1±,86 4,3±,75 3,9±,82 4,5±,53 3,883 ,001

Page 374: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

354

Çizelge 6.101: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve

STK’nın Üye Sayısı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.101’deki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,01<p≤0,05). Farklılığın (301-400) ve (50’den az) grupları arasında olduğu

belirlenmiştir ( )042,0;31,0;8,0 ===− − psxxji xxji .

Çizelge 6.102.’de Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için görev alanı değişkeni alt grupları açısından yapılan tek yönlü

varyans analizi sonuçları yer almaktadır.

6543210 : µµµµµµ =====H (Görev alanı değişkeni alt gruplarına göre önemli düzeyde

farklılık yoktur)

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

STK’nın Üye Sayısı Alt Grupları

< 50 51-100 101-200

201-300

301-400

401-500

501-100

1001 ve +

n=21 n=43 n=68 n=37 n=47 n=18 n=20 n=111 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,0±1,3 3,4±1,1 3,2±1,2 3,4±1,1 3,8±1,1 4,0±1,1 3,7±1,0 3,6±1,2 2,428 ,019

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,0±,53 4,1±,70 4,0±,98 4,0±,95 4,2±,77 4,0±,63 4,4±,68 4,1±,92 ,767 ,616

Page 375: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

355

Çizelge 6.102: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev

Alanı

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.102’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için görev alanı

değişkeninin alt grupları açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa

rastlanmamıştır (p > 0,05).

7.1.2.2.3. Faktörler Kapsamında Yönetim Alanı ve Diğer Alana Yönelik

Bulgular

Ölçeğe yönelik faktör analizi kapsamında bireysel ve kurumsal boyuta

yönelik analizler ve bulguları yukarıda ayrıntılı olarak verilmiştir. Bu başlık altında

ise, gönüllü yönetiminde insan kaynaklarının rolüne, yönetim kademesinde bulunan

bireyler (başkan, başkan yardımcısı, sekreter, birim sorumlusu) ile yönetim

kademesinde bulunmayan bireylerin (üye, diğer) bakış açılarının ölçek soruları

çerçevesindeki istatistiksel bulguları yer almaktadır. Burada yönetici kapsamındaki

147 kişi ve yönetici olmayan (üye ve diğer) kapsamındaki 218 kişinin ölçek

sorularına bakış açıları hem yedi faktör kapsamında, hem de faktör analizi sonucu

ölçekten çıkarılan dört soru kapsamında istatistiksel olarak belirlenmiştir.

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

Görev Alanı Alt Grupları

Bşk. Bşk. Y. Sek. Birim Sor.

Üye Diğ.

n=47 n=20 n=30 n=50 n=197 n=21 Sor

u N

o

sx ± sx ± sx ± sx ± sx ± sx ±

F p

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 3,5±1,0 3,7±1,1 4,0±1,1 3,5±1,1 3,4±1,2 3,1±1,3 1,510 ,186

Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

2 4,0±,90 4,1±,96 4,4±,72 4,3±,74 4,0±,84 4,0±1,0 1,237 ,291

Page 376: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

356

Karşılaştırma için evren varyansının belirli olmadığı ve örneklem hacminin

büyük (n>30) olduğu durumlarda kullanılanılabilen bağımsız evren ortalamalarına

dayalı iki örneklem t testi kullanılmıştır. Test modeli ve serbestlik derecesi aşağıda

yer almaktadır (Özdamar, 2001: 304):

221

2

22

1

21

21 −+=

+

−= nnsd

n

s

n

s

xxt

Çizelge 6.103.’de yöneltme / yönetme faktörü kapsamında yer alan sorular

için yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Çizelge 6.103: Yöneltme/Yönetme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları

Faktör I: Yöneltme / Yönetme

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 147 4,3±,72 Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,1±,79

2,77

363

,006

Yönetici 147 4,1±,69 Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,73 ,31

363

,754

Yönetici 147 4,2±,72 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,80

2,74

363

,006

Yönetici 147 4,3±,71 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,82

3,36

363

,001

Yönetici 147 4,2±,81 Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, ecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,77

1,97

363

,049

Yönetici 147 4,2±,70 Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

147 4,3±,72 3,24 363 ,001

Page 377: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

357

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.103’deki p değerleri incelendiğinde; Faaliyetlerin başarısını etkileyecek

aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim

yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için yönetim

alanı ve diğer alan arasında önemli bir farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05).

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve

açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için; Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış

açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması

misyonun başarılmasını etkiler soruları için yönetim alanı ve diğer alan arasında çok

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01).

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif

yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler; Bireylerin

misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik

anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin

ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun

başarılmasını etkiler soruları için yönetim alanı ve diğer alan arasında ileri seviyede

farklılık belirlenmiştir (p≤0,001).

Çizelge 6.104.’de planlama faktörü kapsamında yer alan sorular için yönetim

alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Page 378: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

358

Çizelge 6.104: Planlama Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları

Faktör II: Planlama

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 147 4,1±,71 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,84 1,38 363 ,166

Yönetici 147 4,3±,71 Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,1±,71 2,47 363 ,014

Yönetici 147 4,3±,76 Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,1±,77 1,88 363 ,060

Yönetici 147 4,1±,81 Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,83 1,51 363 ,131

Yönetici 147 4,2±,83 Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,2±,72 -,08 363 ,930

Yönetici 147 4,2±,67 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,1±,75 ,88 363 ,376

Yönetici 147 4,1±,66 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler Üye ve

Diğer 218 4,0±,87

1,29 363 ,195

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.104’deki p değerleri incelendiğinde; Araç-gereçleri (bilgisayar, internet,

basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir

eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler sorusu için yönetim alanı ve

diğer alan arasında önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05).

Çizelge 6.105.’de değerlendirme faktörü kapsamında yer alan sorular için

yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Page 379: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

359

Çizelge 6.105: Değerlendirme Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları

Faktör III: Değerlendirme

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 147 4,2±,71 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer 218 4,0±,80

2,856 363 ,005

Yönetici 147 4,2±,78 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 3,9±,80 2,462 363 ,014

Yönetici 147 4,0±,90 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer 218 3,9±,82

1,019 363 ,309

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.105’deki p değerleri incelendiğinde; Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için yönetim alanı ve diğer alan arasında çok önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (0,001<p≤0,01). Performans değerlendirme kriterleri

/ ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler sorusu için yönetim alanı

ve diğer alan arasında önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05).

Çizelge 6.106.’da misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında yer alan sorular

için yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Page 380: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

360

Çizelge 6.106: Misyon ve Gönüllülük Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.106’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yönetim alanı ve

diğer alan açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p >

0,05).

Çizelge 6.107.’da gönüllü kazanma I faktörü kapsamında yer alan sorular için

yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Faktör IV: Misyon ve Gönüllülük

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 147 4,3±,78 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer 218 4,2±,84

1,000 363 ,318

Yönetici 147 4,4±,70 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,3±,74 1,939 363 ,053

Yönetici 147 4,2±,82 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler Üye ve

Diğer 218 4,0±,87

1,753 363 ,080

Page 381: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

361

Çizelge 6.107: Gönüllü Kazanma I Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları

Faktör V: Gönüllü Kazanma I

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 146 3,9±,83 Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 3,9±,85 ,66 362 ,509

Yönetici 147 4,2±,82 Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,82 2,17 363 ,030

Yönetici 146 4,0±,78 Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 3,8±,89 2,34 362 ,019

Yönetici 146 3,9±,88 Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 3,8±,87 ,93 362 ,351

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.107’deki p değerleri incelendiğinde; Gönüllülerin misyonu

sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı,

gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun

başarılmasını etkiler sorusu için yönetim alanı ve diğer alan arasında önemli

seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05). Misyona uygun gönüllü bulmada

mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer

STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için yönetim alanı ve diğer alan arasında

önemli seviyede farklılık belirlenmiştir (0,01<p≤0,05).

Çizelge 6.108.’da gönüllü kazanma II faktörü kapsamında yer alan sorular

için yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer

almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Page 382: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

362

Çizelge 6.108: Gönüllü Kazanma II Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev Alanları

Faktör VI: Gönüllü Kazanma II

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 146 3,4±1,10 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer 218 3,5±1,11

-,63 362 ,525

Yönetici 146 3,5±1,21 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 3,3±1,22 1,12 362 ,261

Yönetici 147 4,1±,77 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,90 1,39 363 ,165

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.108’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yönetim alanı ve

diğer alan açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p >

0,05).

Çizelge 6.109.’da Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında yer

alan sorular için yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi

sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Çizelge 6.109: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma Faktöründe Yer Alan Sorular ve Görev

Alanları

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.109’deki p değerleri incelendiğinde herhangi bir soru için yönetim alanı ve

Faktör VII: Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 146 3,6±1,12 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer 218 3,4±1,26

1,69 362 ,091

Yönetici 146 4,2±,83 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,86 1,59 362 ,111

Page 383: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

363

diğer alan açısından istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlanmamıştır (p >

0,05).

Çizelge 6.110.’da faktör analizi sonucu ölçekten çıkarılan sorular kapsamında

yönetim alanı ve diğer alan grupları açısından yapılan t testi sonuçları yer almaktadır.

210 : µµ =H (Yönetim alanı ile diğer alan arasında ölçek sorularına bakış açısında önemli düzeyde

bir fark yoktur)

Çizelge 6.110: Faktör Analizi Çıkarılan Sorular ve Görev Alanları

Faktör Analizi Sonucu Ölçekten Çıkarılan Maddeler

Yönetim Alanı ve

Diğer Alan

N sx ± t sd p

Yönetici 147 4,3±,71 STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve

tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun

başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,2±,77

1,34 363 ,179

Yönetici 146 4,3±,71 Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,92 3,40 362 ,001

Yönetici 146 4,2±,80 Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla

ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip

olmaları için eğitim verilmesi misyonun

başarılmasını etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,77

2,11 362 ,035

Yönetici 147 4,2±,78 Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim

sırasında anlatılması misyonun başarılmasını

etkiler

Üye ve Diğer

218 4,0±,73 1,50 363 ,134

Yorum: Levene testine göre varyansların homojen olduğu görülmüştür (p> 0,05).

Çizelge 6.110’deki p değerleri incelendiğinde; Misyon mesajının gönüllü kitlesinin

ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant

açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için yönetim

alanı ve diğer alan arasında çok önemli seviyede farklılık belirlenmiştir

(0,001<p≤0,01). Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş

kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Page 384: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

364

sorusu için yönetim alanı ve diğer alan arasında önemli seviyede farklılık

belirlenmiştir (0,01<p≤0,05).

7.2.Araştırma Bulgularının Değerlendirilmesi

Araştırma bulgularının değerlendirilmesi iki temel boyutta ortaya

konulmuştur. Birinci boyutta elde edilen istatistiksel analiz sonuçlarının yer aldığı

başlıklar kapsamında; bireysel ve kurumsal yapıya yönelik tanımlayıcı bilgilerin

değerlendirilmesi, ölçeğin ve ölçeğe verilen yanıtların değerlendirilmesi; faktör

analizi sonucu oluşan yapının değerlendirilmesi yanı sıra alt başlık olarak faktörler

ve içerdikleri soru maddeleri kapsamında bireysel boyuta ve kurumsal yapıya

yönelik değerlendirme, yönetici ve yönetici olmayan kapsamında ölçeğin genel

değerlendirmesi yer almaktadır. İkinci boyutta ise, tüm bulgular göz önünde

bulundurularak yapılan bütünsel değerlendirmeye yer verilmiştir.

7.2.1. Bireysel ve Kurumsal Yapıya Yönelik Tanımlayıcı Bilgilerin

Değerlendirilmesi

365 bireye uygulanan ankete katılım oldukça geniş bir yaş aralığında (19-74)

gerçekleşmiştir. Ankete katılan bireylerin yaş aralığının geniş olması gerek genç

yaştaki bireylerin fikirlerinin alınması, gerekse ileri yaştaki tecrübeli bireylerin

fikirlerinin alınması açısından imkan sağlayıcı bir etkendir. Diğer taraftan bireylerin

29-48 yaş aralığında (n=218; %59,7) yoğunlaşması ve bunu destekleyici şekilde

genel yaş ortalamasının da bu aralıkta (41,05±11) yer alması genç ve orta yaşa geçiş

dönemindeki gerek zihinsel ve gerekse fiziksel, gerekse yeniliklerin uygulanmasına

daha iyi adapte olabilen ve fakat tecrübeli yaş kesimi olması açısından olumlu bir

katkı olarak görülebilir (Çizelge 6.1.). Bu çerçevede ankette yer alan ve yönetici olan

147 (%40,3) bireyin de yine bu aralıkta (43,5±10,86) yer alması da yönetim anlayışı

bağlamında da olumlu bir gösterge olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda

Almanya’da Gensicke ve Geiss’in (2004) tarafından yapılan bir araştırmada STK

bazında bireylerin yaş dağılımının da 36-45 yaş arasında en yoğun şeklini aldığı ve

onu 46-55 yaş aralığının takip ettiği; ancak 56-65 yaş arasında da gönüllülüğün artış

gösterdiğini ortaya konulmuştur (Europen Volunteer Centere, 13). Pittsburgh

Page 385: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

365

bölgesinde 2001 yılında yapılan bir araştırmada da en yüksek yaş aralığının %22,7

ile 41-45 yaş aralığı olduğu ve onu %21,9’luk bir değerle 46-50 yaş aralığının takip

ettiği belirlenmiştir. Bu örneklerde STK’lar bazında bireyin en yoğun şekilde yer

aldığı yaş aralığının Türkiye’ye göre daha yüksek olması ülkenin gelişmişlik düzeyi

ile doğru orantılı olarak artış yada azalış göstermesi ile açıklanabilecektir.

Ankete katılan bireyler arasında kadın (n=104; %28,5) ve erkek (n= 261;

%71,5) oranının erkek katılımcılar yönünde yüksek olduğu; ancak yaş ortalaması

olarak kadınların (35,22±8,920) erkeklere (43,37±11,290) göre daha genç yaş

ortalamasına sahip olduğu görülmektedir (Çizelge 6.2.). Pittsburgh bölgesinde 2001

yılında yapılan araştırmaya göre kadınların (%62) erkeklerin (% 38) iki katına yakın

olduğunu belirlemiştir (Tripp-Umbach, 2001).

Yönetim kademesinde bulunan (tüm katılımcılar içinde) kadınların oranı

(n=35; %9,6) olarak erkeklerin oranına (n= 112; %30,7) göre daha düşük olması da

genel olarak ülkemiz çalışma yaşamında yer alan kadın yönetici oranının STK’lar

perspektifinde de paralel gerçekleştiğini ortaya koyabilecektir (Çizelge 6.5). DİE’ye

göre cinsiyet bazında çalışma yüzdesi erkekler için %72,3 ve kadınlar için %

25,4’dür (DİE, 2004). Ancak bu bağlamda farklı görüş de ortaya konulabilmektedir.

Örneğin % 49,3’lük gibi yüksek seviyede üniversite mezunu olan kadınların katıldığı

2005 yılında yapılan bir araştırmaya göre kadınların erkeklere göre daha düşük

statüde görev yaptığı görüşüne %73,2’lik bir oranla kadınların katılmadığı da ortaya

konulmuştur (Kayaalp ve Okutan, 2005: 443). Diğer taraftan Tarih Vakfı’nın

Türkiye’deki STK’lar bağlamında yapmış olduğu araştırmada STK kadın yönetim

kurulu üyesi oranının %12,4 olduğu belirlenmiştir (Tarih Vakfı STK Rehberi

İstatistikler). Bu sonuç bu çalışmanın verileri ile aynı olmasa da önemli bir farklılık

göstermemektedir.

Medeni durum açısından ise, ankete katılan evli (n=270; % 74) bireylerin

bekar (n=95; % 26) olanların üç katı kadar olduğu şeklindedir (Çizelge 6.4.). Evli ve

yönetici olan kadın (n=17; %4,7) oranı erkeklerin (n=98; %26,8) dörtte biri kadardır

(Çizelge 6.5). Bu sonuç yukarıdaki açıklama ile birleştirildiğinde evli ve kadın olan

yöneticilerin oranının (yaklaşık 1/3) kadın ve yönetici olanlara göre daha da düşük

(yaklaşık olarak 1/4) olduğunu belirlemektedir. Bekar kadın yöneticiler (n=18; %

Page 386: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

366

4,9) açısından ise, erkek yöneticilere (n=14; %3,8) göre tam tersi bir durum söz

konusudur. Bu bağlamda evliliğin STK’larda yönetim kademesinde yer alma

açısından kadınlar yönünde oransal olarak düşürücü, erkekler açısından ise artırıcı bir

etki gösterdiği yorumu yapılabilir.

Ankete katılan bireylerin büyük oranda üniversite mezunu (n=223; %61,1) ve

lise mezunu (n=84; %23) olanların ise ikinci sırada yer alması formal eğitim seviyesi

yüksekliği açısından büyük oranda (n=307; %84,1) olduğunu göstermektedir

(Çizelge 6.6). Tarih Vakfı’nın aynı araştırmasına göre bu çalışmanın bulgularıyla

paralel bir şekilde üniversite mezunu olan üyeler birinci sırada ve lise mezunu olan

üyeler de ikinci sırada yer almaktadır (Tarih Vakfı STK Rehberi İstatistikler). Yine

2001 yılında Pittsburg bölgesinde STK’lar bazında yapılan bir çalışmada özellikle

lider kademesinin eğitim düzeyinin yüksek olduğu (%7 doktora, %57,5 master,

%27,6 dört yıllık derece, % 4,5 yüksekokul ve %3 lise mezunu) görülmüştür (Tripp-

Umbach, 2001).

Çalışmada Üniversite mezunu ve yönetici ve kadın olanların oranı (n=26;

%7,1), üniversite mezunu ve yönetici ve erkek (n=63; 17,3) katılımcıların oranının

yarısına yakındır. Diğer taraftan bu üçlü gruba (üniversite, yönetici, kadın) evli olma

durumu da eklendiğinde kadınların oranı (n=11; %3) erkeklerin oranının (n=54;

%14,8) beşte birine düştüğü görülmektedir (Çizelge 6.7.). Bu bağlamda formal

eğitimin yüksekliğinin STK’lardaki evli kadınların yönetim kademelerine

gelmelerinde oranları yükseltici olmadığı sonucuna varılabilir.

Ankette katılanlar arasında en fazla temsil edilen STK türü dernekler (n=178;

%48,8), ikinci sırada yer alan meslek odası (n=67; %18,4), üçüncü sırada kooperatif

(n=37; %10,1) yer alırken, en az temsil edilen ticaret ve sanayi odası (n=13; %3,6)

olarak belirlenmiştir (Çizelge 6.8.). 1996 yılında Altındağ Semtin’de yapılan bir

araştırmada (Kongar, 1996: 215-216) bir meslek kuruluşuna üye sayısı %21,8

(N=425; n=93), derneklere ise üyeliğin % 11,9 (N=428, n=50) olduğu; büyük bir

çoğunluğun (N= 428, n=377; %88) bir STK’dan haberi bile olmadığı ancak bu

%21,8’lik kısmın da ya yasal mecburiyetten ya da bireysel bir çıkar veya hayır işleri

için bir araya geldiği belirtilmiştir. Diğer taraftan “mahallenizde, mahalleyi

kalkındırma veya güzelleştirme gibi gönüllü kuruluşlar var mı?” sorusuna ise, %12,1

Page 387: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

367

(N=429, n=52) gibi azınlık evet; %72,7 (N=429, n=312) ve bilmiyorum cevabını

veren %15,1 (N=429, n=65) kişi belirlenmiştir. Bu sonuç için STK’ların kendini

tanıtmada yetersiz kaldığı yorumu yapılmıştır. Çalışmada STK türü bazında cinsiyet

dağılımı açısından temsil edilen kesimlerde kadın ve erkeklerin en yakın olduğu STK

türü vakıf (nk=6 ve ne=8) ve ticaret ve sanayi odası (nk=6 ve ne=7) iken; kadınların

erkeklerden daha fazla olduğu tür ise diğer (nk=19 ve ne=14) olmuştur. (Çizelge 6.9.).

Ankete katılanlar arasında temsil edilen STK’lar içinde temel misyonu

mesleki olanlar en yüksek değeri (n=112; %30,7), ikinci sırada eğitim misyonu

(n=63; %17,3); üçüncü sırada yardım (n=43; %11,8); dördüncü sırada diğer (kültür,

sanat, siyaset, toplu sözleşme vb.) misyonu (n=36; %9,9) yer almaktadır; Diğerleri

ise sırasıyla tarım ve hayvancılık (n=34; %9,3), sağlık (n=28; %7,7), çevre (n=9;

%2,5), rehberlik ve danışmanlık (n=8; %2,2)’dir; En az yer alan temel misyon alanı

ise, sırasıyla STK’lara destek (n=5; %1,4), bilgi teknolojileri (n=2; %0,5), kalkınma

(n=2; %0,5) misyonlarıdır (Çizelge 6.11.). Antalya bölgesinde 1996 yılında yapılan

bir araştırmada, dernekleşmenin büyük oranda (%30) sosyal amaçlı, ikinci sırada

kültürel-turizm (%27), üçüncü hayır işleri (cami yaptırma ve yaşatma, Kur’an kursu

yapma ve yaşatma, kurs ve okul talebelerine yardım) (%23) ve sportif (%20) olduğu

ortaya konulmuştur (Bal, 1996: 434-435).

Çizelge 6.13. incelendiğinde STK’nın kuruluş yılı dağılımı için katılımcılarca

en fazla temsil edilen yıl aralıkları 1991-2000 (n=119; %32,6) ve 2001 ve sonrasıdır

(n=53; 26,6); En az temsil edilen yıl aralığı ise, 1950 öncesi (n=8; %2,2)’dir; 1950-

1960 yıl aralığında (n=26;%7,1), 1961-1970 yıl aralığında (n=35; %9,6) ve 1971-

1980 yıl aralığı (n=27; %7,4) temsil oranı genel dağılım içinde orta düzeyde bir

dağılım sergilemiştir. Literatürde 1960 ve 1970’lerde STK’laşma oranının (özellikle

dernekleşme ve sendikalaşma için) arttığı ancak 1980’li yılların başlarında bu oranın

azalmaya yöneldiği vurgulanmakta; özellikle 1990’ların ikinci yarısı ve 2000 ve

sonrasında ise siyasal sistemin tıkanarak olumsuzluklara yol açar duruma gelmesi

nedeniyle STK’ların kurumsallaşarak geliştiği belirtilmektedir (Aslan ve Kaya, 2004:

219-222). Bu açıklama kapsamında araştırmadaki yıllara göre ortaya çıkan temsil

dağılımı paralel gözükmektedir.

Page 388: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

368

Ankete katılanlar arasında temsil edilen STK’lar içinde en fazla temsil edilen

üye sayısına sahip olan aralık yine en yüksek üye sayısına sahip olan 1001 ve

üstü’dür (n=111; %30,4); ikinci sırada 101-200 üye aralığı (n=68; %18,6), üçüncü

sırada 301-400 (n=47; %12,9), dördüncü sırada 51-100 (n=43; %11,8) üye aralığı yer

almaktadır; diğerleri ise sırasıyla 50’den az (n=21; %5,8), 501-1000 (n=20, %5,5) ve

401-500 (n=18; %4,9) üye aralıklarıdır (Çizelge 6.14).

Görev alanı açısından yönetim / kademesinde alanında bulunanların oranı

(n=147; %40,3), üye statüsünde bulunanların oranından (n=197; %54) düşük ancak

diğer grubundan (n=21; %5,8) yüksektir (Çizelge 6.15.). Yönetim alanında

bulunanlar arasında oransal büyüklük olarak sırasıyla birim sorumlusu (n=50;

%13,7), başkan (n=47; %12,9), sekreter (n=30; %8,2) ve başkan yardımcısı (n=20;

%5,5) yer almaktadır (Çizelge 6.15.). Bu bağlamda çalışmanın konusu gereği

yönetim alanında ve diğer alanda bulunan bireylerin ölçek maddeleri bazında

karşılaştırılması açısından dengeli bir dağılım olduğu belirtilebilir. Yönetici

konumunda bulunan bireyler içinde kadın sayısının erkeklere yaklaştığı en büyük

alanın birim sorumluluğu (nk =22 ve ne=28), ikinci sırada ise sekreter (nk =10 ve

ne=20); en yetersiz alanların ise başkan (nk =1 ve ne=46) ve başkan yardımcısı (nk =2

ve ne=18) olduğu belirlenmiştir (Çizelge 6.16.).

Çizelge 6.17 incelendiğinde yönetici olarak katılanların en fazla dernek,

ikinci sırada ise meslek odası kapsamında olduğu; dernek statüsü içinde yöneticilerin

temsil açısından büyükten küçüğe doğru birim sorumlusu (n=30), başkan (n=29),

başkan yardımcısı (n=13) ve sekreter (n=7); meslek odası için ise, sekreter (n=16),

başkan (n=11), başkan yardımcısı (n=2) ve birim sorumlusu (n=1) olarak ortaya

konulabilir (Çizelge 6.17.). Çizelge 6.18. incelendiğinde mesleki misyonun en fazla

yönetici alanını içeren misyon olduğu görülebilir. Mesleki misyon içinde büyükten

küçüğe doğru temsil alanı sekreter (n=19), başkan (n=17), birim sorumlusu (n=7) ve

başkan yardımcısı (n=5) şeklinde sıralanabilecektir (Çizelge 6.18.). Diğer taraftan

Çizelge 6.19. incelendiğinde 1991 sonrası dönemin daha fazla yönetim alanında

temsil edildiği görülmektedir. 1991-2000 arası yönetim alanı sıralaması birim

sorumlusu (n=18), başkan (n=16), sekreter (n=7), başkan yardımcısı (n=5); 2001 ve

sonrası için ise, başkan (n=13), birim sorumlusu (n=9), başkan yardımcı (n=6) ve

sekreter (n=1) şeklindedir (Çizelge 6.19.). Temsil durumuna göre yönetim alanının

Page 389: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

369

dağılımı içinde üye grupları için sıralama 101-200 için birim sorumlusu (n=10),

sekreter (n=5), başkan (n=3) ve başkan yardımcısı (n=2); 201-300 için başkan

(n=10), sekreter (n=4), birim sorumlusu (n=3) ve başkan yardımcısı (n=2); 301-400

için birim sorumlusu (n=11), başkan (n=4), sekreter (n=3) ve başkan yardımcısı

(n=1) şeklindedir (Çizelge 6.20).

7.2.2. Ölçeğin ve Ölçeğe Verilen Yanıtların Değerlendirilmesi

Bu bölümde anketin ölçek bölümüne yönelik olarak elde edilen tanımlayıcı

istatistikler ve ölçekte yer alan maddelerin ankete katılan STK üyeleri tarafından ne

ölçüde önemsendiğine yönelik olarak, istatistiksel analiz sonucu elde edilen bulgular

kapsamında yapılan yorumlar yer almaktadır.

Çizelge 6.21. ve Çizelge 6.22.’de yer alan ölçek maddeleri incelendiğinde

sorulara cevap verme sayısının 364-365 aralığında değiştiği; dolayısıyla 23 soruya

ankete tüm katılanlarca cevap verildiği, 9 soruya ise 364 bireyen cevap verdiği

sonucu çıkmaktadır. Katılımcıların büyük bölümü ölçekte yer alan soruların çok iyi

hazırlanmış ve uygulama ile tam olarak örtüştüğünü belirtmişlerdir. Bazı katılımcılar

soru sayısının fazlalığı ve soruların anlaşılmasının akademik biçim ve bazı teknik

terimler nedeniyle zorlayıcı olduğunu ve fakat açıklandığında kendi STK alanlarına

göre kolayca yorumlayabildiklerini belirtmişlerdir. Diğer taraftan bazı STK türleri

(bazı meslek odaları, kooperatifler, sendikalar vb) kendilerinin gönüllülükten ziyade

belirli oranda zorunluluk sebebiyle kurumsallaşan yapılar olduklarını; ancak yönetim

ve üyeleriyle belirli projeler bazında gönüllü faaliyetlere de katıldıklarını yanı sıra

ölçekte yer alan konuların büyük oranda her türlü örgüt yapısı için (STK, özel sektör,

devlet vb.) insan kaynağı yönetimi açısından önemli konular olduğu

değerlendirmesini yapmışladır. Kimi STK türü (dernek, vakıf vb.) katılımcıları bu

ölçekte yer alan soruların gerçekten olması gerekenleri ancak ülkemizde iyi niyetli

girişimlere rağmen uygulanması güç fikirleri de içerdiği görüşünü sergilemişlerdir.

Çok az olmakla beraber bazı katılımcılar çalışmanın akademik açıdan olaya bakılmış

bir anket çalışması olduğu yorumunu yapmışlardır. Bazıları ise “bu sorulara olumsuz

cevap verilemez ki” yorumlamasında bulunmuşlardır; bu tip durumlarda her STK’nın

farklı faaliyet alanı, anlayış tarzı ve bireylerin farklılığından söz edilmiş ve bireylerin

Page 390: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

370

daha ayrıntılı analiz ederek olarak soruları yanıtlamaları sağlanmıştır. Diğer taraftan

anketi inceleyip cevaplamak istemediğini söylemekle beraber “Biz zaten haftada bir

gün toplanıyoruz ve sohbet ediyoruz pek faaliyetimiz yok” ya da “ne güzel artık

üniversitelerde de bu konularda çalışmalar yapılıyor” gibi samimi yorumlara da

rastlanmıştır.

Sorular içinde en yüksek ortalama değerini Çizelge 6.21’deki Misyonumuzun

kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun

başarılmasını etkiler maddesi almaktadır (4,4 ± 0,72). Bu sonuca göre STK’nın

misyonunun yönetim kademesinde bulunan ya da insan kaynakları konusunda uzman

kişilerin beraberce oluşturdukları cümlelerden ibaret olmaması yanı sıra sadece

söylemde kalmaması gereklidir; Asıl önemli olanın STK’ya hizmet eden tüm insan

kaynağının fikirsel katılımıyla misyonun oluşturulması, geliştirilmesi ve doğal bir

sonuç olarak da sahiplenilmesinin misyonun başarılmasında en önemli etken olduğu

yorumu yapılabilir. Bu bağlamda bu çalışmanın da temel amacı olan STK’ların

misyonlarını en iyi şekilde karşılayabilmeye yönelik yaklaşımların odağında

misyonun kucaklayıcı olması ve sahiplenilmesi uygulamada da gönüllülüğün

yönetilmesi kapsamında da en önemli realite olduğu sonucuna varılabilecektir.

Her ne kadar üçün üstünde bir değer almış olsa da en düşük ortalama değerini

Çizelge 6.22’de yer alan, Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu almıştır (3,4 ± 1,21). Bu soru maddesi

cevaplayıclar tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştır. Görüşmelerde bu soruyu

negatif yönde algılayanlar popülizmin, siyasetin, sanatçıların ve entellektüel kesimin

STK’da yer almasının STK’ların emel misyonlarından olan bağımsızlık ve paydaşlık

yönelimini zedeleyeceğini savunmuşlardır. Bu tip yönelimlerin belirli çıkar

gruplarının kendi ve yandaşlarının çıkarlarını STK bünyesine taşıyacağını dolayısıyla

STK’nın belirli kişilerin amaçlarını gerçekleştirmeye yönelen araçlar olacağını

belirtmişlerdir. Hatta bazı katılımcılar STK’nın yönetimine soyunan kişilerin STK’yı

bir atlama taşı olarak kullanıp siyasete ya da başka çıkar gruplarına geçişin sempatik

ve önemli bir basamağı olarak bile yorumlamışlardır. Soruya pozitif yönde

yaklaşanlar ise, bu tip bireylerin STK’ya kendini tanıtma, gönüllü kazanma, finansal

kaynaklarını geliştirme, teknoloji ve araç gereçlerinde yenilik yapabilme katkı

sağlama gibi konularda sinerji sağlayacağını vurgulamışlardır. Burada kazan kazan

Page 391: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

371

mantığı çerçevesinde faydanın hem katılan kesimlere, hem de STK ve üyelerine

yansıyacağını savunmuşlardır. Pozitif yönde algılayanların bir bölümü ise, her ne

kadar bu görüşe katılsalar da popülizmin, siyasetin, sanatçı ve entellektüel gibi

kavramların izafi ve bu kategorilerde yer aldığı algılanan insanların ve toplulukların

çok heterojen olduğu bu nedenle de çok dikkatli olunması gerektiğini belirtmişlerdir.

Pozitif yorum yapanların bir kısmı ise, bu soruda popüler ve siyaset kelimeleri yer

almasaydı daha iyi olabileceğini belirtmişlerdir.

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli

gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler;

Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını

etkiler; Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında,

yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski

gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllü ile

ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık

bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde

alınması misyonun başarılmasını etkiler; Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde

belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel

ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun

başarılmasını etkiler; Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu,

hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını

etkiler; Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin

performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler maddeleri Likert

ölçeği bazında 3 ile 4 arasında yer almıştır (3,4 ± 1,21 ≤ sx ± ≤ 3,9 ± 0,85).

Her ne kadar sözü edilen sorular 3’ün üstünde bir ortalama değer almış

olsalar da dörtden küçük değer almışlardır. Yüz yüze görüşmeler sonucu elde edilen

bilgiler ışığında oratalama değerlerin düşük olmasının nedenleri şu şekilde

özetlenebilir: Gönüllülük mantığı ile maddi öğelerin, populist ve siyasal yaklaşım

özellikle de formal bilgi edinme araçlarının kullanımı fazla örtüşmemektedir. Bu

bağlamda öne çıkan bazı fikirler söyle sıralanabilecektir:

i. “Gençleri gönüllülük kapsamında kazanmak, boş zamanlarında

becerilerinden faydalanmak, onlara harçlık hatta bir burs ayarlanabilmesi çok

Page 392: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

372

güzel bir olaydır. Ancak bu konularda ülkemizde imkanlar çok fazla

değildir.”

ii. “Bu gerçekten uygulanması gereken bir konudur ancak genç gönüllü bir süre

sonra STK’yı bir para edinme kapısı olarak da algılayabilir onun içinde onun

gönlünü kazanmak da gereklidir.”

iii. “Biz zaten küçük bir örgütlenmeyiz ve parasal olarak rutin işlere bile zor

yetmekteyiz”.

iv. “Böyle bir gönüllü yapılanmasına bizim STK’mız için gerekllik yoktur”.

Diğer yorumlar ise şunlardır:

v. “Bireylerin önceki referanslarına yönelik olarak ülkemizde ayrıntılı ve çok

sağlıklı veri tabanı bulmak kolay değildir”.

vi. “İnsanlar ülkemizde zaten STK’lara rağbet göstermiyorlar. Bir de bu tip

belgeler istenirse bu olumsuz bir durum yaratacaktır.”

vii. “Rutin belgeleri zaten alıyoruz ancak bireylerin çoğu zaman gizlediği zararlı

madde kullanımı gibi alışkanlıkları zaten belgelemek mümkün değildir.

Ayrıca sonradan da bu tip alışkanlıklar edinilebilir”.

viii. “Kesinlikle bu tip belgeleri alıyoruz. Sonradan bireyin yapacağı olumsuz

davranışlar STK’nın imajını kötü etkileyebilecektir”.

ix. “Bu tür belgeleri istemek olumsuz olarak değerlendirilmemelidir. Örneğin bir

cihazın sorumluluğunu verdiğimiz bir bireyin o konuda sağlık sorunu

olmadığını bilmek zorundayız. Yoksa kendi hayatı da riske girebilir”.

x. “Bu tip belgeleri almasak da kişiyle ilk görüşmede ve yapacağımız

araştırmada onun hakkında zaten belirli bir fikre sahip olmaktayız.”

xi. “İnsanlardan bu tür araştırmalar yapmak ve belgeler istemek ön yargılı bir

davranıştır. Bu nedenle olumsuz alışkanlıklara sahip bireyleri topluma

kazandırmak için farklı yolları denemek gerekmektedir”.

Ortalama olarak tam 4,0 değerini alan maddeler ve öne çıkan katılımcı

görüşleri ise aşağıda yer almaktadır:

Page 393: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

373

i. Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması

misyonun başarılmasını etkiler (4,0 ± 0,85). Bu soru kapsamındaki bazı

görüşler şunlardır: “Bunun kesinlikle gerekli olduğuna inanıyorum,

çalışmaların yapılması imajın iyiye gitmesini sağlar”. “İletişim çağında

yaşıyoruz iyi imaj oluşturamazsanız zaten ayakta durmanız mümkün

değildir”. “STK türü olarak böyle bir gereklilik duymuyoruz. Zaten imaj

yapılan çalışmalarla kendiliğinden oluşmaktadır” şeklinde belirtmiştir.

ii. İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını

etkiler (4,0 ± 0,80). Bu soru kapsamındaki bazı görüşler şunlardır:

“Faaliyetlerimizdeki iş tanımlarına uygun gönüllü kazanmamız işlerin daha

iyi yapılmasını sağlayacaktır”. “Gönüllülük çok fazla profesyonel açıdan ( bir

işletme vb.) değerlendirilmemelidir. Bu nedenle iş tanımlarından ziyade

gönüllü kazanımına yönelmek daha uygundur”. “Keşki olabilse! Ancak zaten

gönüllülüğe rağbet fazla değil.” “Mümkün olduğunca dikkat etmeye

çalışıyoruz ancak herkese kapımız açıktır”.

iii. Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun

başarılmasını etkiler (4,0 ± 0,79). Bu soru kapsamındaki bazı görüşler

şunlardır: “Önemli bir konu. Zaten biz bir kitapçıkla bunu yapıyoruz.”.

“Süreli ve süresiz yayınlarımız var”. “Bizim toplum okuyan bir toplum değil.

Üyelere bazı basılı ve uyarıcı belgeler veriyoruz ancak yine okumayıp bize

soruyorlar”. “Mütevazi ölçülerde broşür tipinde yayınlarımız oluyor”.

“Olması gerekli ancak pek uygulayamadığımız bir konu”. “Ele alınması

gereken daha başka pek çok konu var.” “Standart bazı tanıtıcı belgeleri ilk

katılımda zaten veriyoruz.” “Gönüllülere web sayfamızdan ilgili bölümlere

girip çıktı alma olanağını sunuyoruz”.

iv. Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun

başarılmasını etkiler (4,0± 0,79). Bu soru kapsamındaki bazı görüşler

şunlardır: “Bu gönüllülükle örtüşmeyen bir yaklaşım”. “Bazı özel

değerlendirmeler görüşme, basit anket vb. yapıyoruz. Ancak pek de

güncellenecek ölçütlerimizin olduğunu sanmıyorum”. “Belirli standart

formlarımız var, onlara göre değerlendirme yapıyoruz, güncellemeye gerek

Page 394: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

374

yoktur ya da çok nadiren yapıyoruz”. “Aslında kurumsallaşma açısından

önemli bir görüş. Ancak uygulanabileceğini sanmıyorum”.

v. Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma

vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler (4,0

± 0,78). Bu soru kapsamındaki bazı görüşler şunlardır: “Bu konular gönüllü

kazanımı için önemlidir. Ancak eğitim vermekle çok ilgisi var”. “Özel bir

eğitimimiz yok fakat bu konuları konuşuyoruz.” “Bu konular yardımcı olacak

insan kaynağı, uzman yanı sıra zaman bulmamız çok da olanaklı değildir”

vi. Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel /

örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması

misyonun başarılmasını etkiler (4,0 ± 0,71). Bu soru kapsamındaki bazı

görüşler şunlardır: “Stresi yönetebilme konusu çok önemlidir. Biz uzmanlarla

bu konuda çalışma yapıyoruz.”, “Önemli bir konu ancak bu konuda fazla

faaliyetimiz yoktur.”, “Bu konularda kadın gruplarımız daha aktif ve eğitim

faaliyetlerinde yer alıyorlar.”, “Mutlaka etkiler ancak bu konuda fazla bir

imkana sahip değiliz”.

Diğer maddeler ise, Likert ölçeği bazında 4 ile 5 arasında pozitif yönde

oldukça yüksek değer almıştır (4,0 ± 0,71 ≤ sx ± ≤ 4,4 ± 0,72). Ortalaması yüksek

olan bu sorulara katılımcıların yaklaşımı da doğal olarak pozitif olmuştur. 4-5

aralığında değer alan sorular şunlardır:

i. Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan

kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak

misyonun başarılmasını etkiler (4,2 ± 0,71); Planlama aşamasında, gönüllü

faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve

niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler (4,2 ± 0,77); Planlama aşamasında, uygulamada ortaya

çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının

(lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler (4,2 ± 0,77); Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam,

doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı

için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler (4,2 ± 0,77); Misyon

Page 395: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

375

ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve

yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler (4,2 ± 0,82).

ii. Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak

etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ±

0,72); Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması

misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,75); Katılımcı ve yetki devrine önem

veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt

ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,77); Sağlıklı bir

değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve

raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,77);

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye

çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön

plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme

vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,78);

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,79); Çatışmaları (profesyonel ya da

gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik

sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,79).

iii. Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan

kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda

olması misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,82); Gönüllülerin misyonu

sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün,

yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,83); Gönüllülerin haklarının,

misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,85);

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla

(basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması

misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,85); Lider ve gönüllülerin misyona

uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması

misyonun başarılmasını etkiler (4,1 ± 0,85).

Page 396: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

376

Sorular ve Likert ölçeği bazındaki dağılımlar incelendiğinde ise, Kesinlikle

katılıyorum seçeneğinin en yüksek değeri aldığı ölçek sorusu Misyonumuzun

kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun

başarılmasını etkiler (n=185; %50,7); katılıyorum için ise, Misyona uygun gönüllü

bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin

(diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.)

değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler (n=20; %55,9); fikrim yok için

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin

kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler (n=81;

%22,2); katılmıyorum için popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması

misyonun başarılmasını etkiler (n=57; %15,6); kesinlikle katılmıyorum için ise, yine

popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını

etkiler (n=30; %8,2) sorularıdır.

Diğer taraftan en fazla olumlu (kesinlikle katılıyorum ve katılıyorum)

yüzdesine sahip soru daha önce en büyük ortalamaya sahip olduğu açıklanan

Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi

misyonun başarılmasını etkiler (n=338 ve % 92,6; 4,4 ± 0,72 ); olumsuz (kesinlikle

katılmıyorum ve katılmıyorum) için ise, popüler, politikacı, sanatçı ve

entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler (n=87; % 23,8; 3,4 ±

1,21, n=) sorusudur. Olumsuz ve fikrim yok seçenekleri beraberce

değerlendirildiğinde ise, en büyük yüzdeye sahip soru yine popüler, politikacı,

sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler (n=165; %

45,2) sorusudur.

Ölçekte yer alan sorulara katılımcıların verdikleri cevaplar doğrultusunda

uygulanan t testi sonucunda 32 soru maddesi içinde µ’nün tahmin değerinin 3’den

ileri seviyede farklı olduğu ortaya çıkmıştır (p≤0,001). Yanı sıra ortalamaların 3’den

farklarının yer aldığı sütundaki değerlerin tamamının da pozitif değer aldığı

görülmektedir (Çizelge 6.26. ve Çizelge 6.27.). Bu sonuçlara göre gerek ölçek

sorularının teorik açıdan oldukça yeterli olduğunu, gerekse uygulama ile bire bir

örtüştüğü söylenebilir. Her ne kadar yukarıda açıklandığı gibi bazı negatif eleştiriler

alınmış da olsa ankete katılanların genel kanısı olarak, ölçek sorularının, STK

misyonlarını gerçekleştirmede gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında insan

Page 397: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

377

kaynaklarının rolünün çok önemli açılımlarını yansıttığını ortaya koymaktadır

yorumu yanlış olmayacaktır.

7.2.3.Faktör Analizi Sonucu Oluşan Yapının Değerlendirilmesi

Ölçekte yer alan soruların homojen gruplara diğer bir ifadeyle değişkenlere /

faktörlere ayrılması; yanı sıra insan kaynaklarının rolünün gönüllü yönetimi

yaklaşımları bağlamında STK’ların misyonlarını gerçekleştirilmesine yönelik olarak

teorik olarak ortaya konulan modelin uygulamayla ne ölçüde örtüştüğünün

belirlemesi sağlanmıştır.

Faktör analizi kapsamında uygulanan yöntem açıklayıcı faktör analizi olarak

belirlenmiştir. Veri setine faktör analizi uygulanabilirliğin test edilmesinde Kaiser-

Meyer –Olkin (KMO) ölçütü, Barlett Testi ve anti-imaj korelasyon matrisinde yer

alan köşegen değerleri göz önüne alınmıştır. Faktörlerin belirlenmesinde (factor

extraction) temel / ana bileşenler yöntemi (principal components), faktör döndürme

yöntemi olarak dik döndürme (varimax) yöntemi uygulanmıştır. Faktörlerde yer

almasının uygun olmadığı değişkenlerin çıkarılmasında ise ortak varyans

değerlerinin 0,5’den düşük olanlarının çıkarılması yoluna gidilmiştir. Faktör analizi

sonucunda varyans değerlerin 0,5’den küçük olanlarının elenmesi için veri setine beş

kez faktör analizi uygulanmıştır. Son analiz (beşinci analiz) sonucunda KMO değeri

mükemmel düzeyde (KMO=0,91), Barlett testi sonucu ileri düzeyde önemli

(χ2=3869,516; sd=378; p=0,000) ve anti-imaj korelasyon matrisindeki değerlerin

tamamı 0,5’den büyük çıkmıştır (Çizelge 6.28., Çizelge 6.29. ve Çizelge 6.30). Bu üç

sonuca göre veri setinin faktör analizi yapılmasına mükemmel derecede uygun

olduğu öngörülmüştür.

Ölçeğe uygulanan faktör analizi öncesi teorik olarak düşünülen yapı

çerçevesinde ölçekte bulunan maddelerin temel değişkenleri planlama, gönüllü

kazanma, eğitim, yöneltme / yönetme, değerlendirme şeklinde beş boyutlu olarak

düşünülmüştür. Ancak faktör analizi sonucunda yedi boyut (faktör) ortaya çıkmıştır.

Bu faktörlerden birincisi toplam varyansın % 11,973’ünü, ikincisi %11,591’ini,

üçüncüsü %9,052’sini, dördüncüsü %7,881’ini, beşincisi %7,741’ini, altıncısı

%6,943’ünü ve yedincisi % 5,64’ını açıklamaktadır. Yedi faktörün toplam varyansı

Page 398: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

378

açıklayıcılığı ise % 60,882’dir (Çizelge 6.31). Toplam varyansın açıklayıcılık

düzeyinin % 60,882 bulunması da analizin uygulama bazında yeterli düzeyde olayı

açıklamaya yettiğini ortaya koymuştur. Faktör analizi öncesi tasarlanan teorik beş

boyut ve faktör analizi sonucu oluşan yedi boyut yeni yapılanma şekliyle Şekil

6.21.’de yer almaktadır.

Şekil 6.21. Faktör Analizi Öncesi ve Sonrası Boyutlar

Şekil 6.22. ve Şekil 6.23’de ise faktör analizi sonucu oluşan yedi faktör ve

her faktörün kapsamında yer alan sorular yer almaktadır.

Misyon ve Gönüllülük (Faktör IV)

Planlama (Faktör II)

Gönüllü Kazanma I (Faktör V)

Gönüllü Kazanma II (Faktör VI)

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma (Faktör VII)

Yöneltme / Yönetme (Faktör I)

Değerlendirme (Faktör III)

Planlama

Gönüllü Kazanma

Eğitim

Yöneltme / Yönetme

Değerlendirme

Önce

Sonra

Page 399: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

379

Şekil 6.22. Faktör Analizi Sonucu Oluşan Faktörler ve Alt Soru Grupları I

Şekil 6.22. Faktör Analizi Sonucu Oluşan Faktörler ve Alt Soru Grupları I

Misyon ve Gönüllülük (Faktör IV) -Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler -Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler -Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

Planlama (Faktör II) -Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler -Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler -Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler -Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler -Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler -Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler -İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

Gönüllü Kazanma I (Faktör V) -Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler -Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler -Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler -Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler Gönüllü Kazanma II (Faktör VI) -STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler -Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler -Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma (Faktör VII) - Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler - Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

Page 400: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

380

Şekil 6.23. Faktör Analizi Sonucu Oluşan Faktörler ve Alt Soru Grupları II

Faktör analizinde oluşan yedi boyut kapsamında yer alan değişkenler;

STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması

misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında

anlatılması misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllülere çok yönlü kazanımlara

(halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi

misyonun başarılmasını etkiler; Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek

uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, stant açma, kermes vb.) yayılması

misyonun başarılmasını etkiler sorularıdır. Bu soru maddeleri uygulamada yer alan

cevaplar kapsamında faktör analizi sonucu yeni yapılanma içinde yer almamıştır.

Ancak bu sonuç soruların çalışma açısından önemsiz olduğunu göstermemekle

birlikte (yapılan Student t testi sonucu tüm ölçek maddeleri ileri seviyede anlamlı

çıkmıştı) bu soruların diğer sorular içinde üstü örtülü olarak yer aldığını da ortaya

koymaktadır. STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin

kazanılması misyonun başarılmasını etkiler; Misyon mesajının gönüllü kitlesinin

ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, stant açma, kermes

vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler soruları gönüllü kazanma I ve gönüllü

Yöneltme / Yönetme (Faktör I) -Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler -Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler -Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler -Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler -Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler -Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

Değerlendirme (Faktör III) -Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler -Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler -Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

Page 401: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

381

kazanma II faktörleri kapsamında zaten değerlendirilen yaklaşımlardır. Diğer bir

ifadeyle bu yaklaşımlar gönüllü kazanma I ve gönüllü kazanma II faktörlerinin

uygulama alanıyla ilgilidir. Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler,

tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun

başarılmasını etkiler sorusu da zaten planlama faktöründe ve gönüllüleri

uyumlaştırma kapsamındaki maddeler içinde bir uygulama boyutu olarak

düşünülebilecek maddelerdir. Diğer taraftan her ne kadar sözü edilen dört madde

faktörlar kapsamında değerlendirilmese de tezin bulgulara yönelik olan son

bölümünde (7.1.2.2.3. Faktörler Kapsamında Yönetim Alanı ve Diğer Alana Yönelik

Bulgular başlığı) yönetim alanı ve diğer alan kapsamında karşılaştırılmış ve

faktörlerden bağımsız olarak yorumlamaya alınmıştır.

Faktör analizi sonucu iki sorunun yeri değişmiştir. Faktör analizi öncesi

teorik kapsamda gönüllü kazanma ana değişkeni içinde düşünülen “İş tanımlarına

uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler” sorusu faktör

analizi sonucu planlama faktörü içinde yer almıştır. İş tanımlarının planlama

safhasında yapıldığı düşünüldüğünde bu değişkenin yerini de planlama faktörü içinde

yer almasının doğal bir sonuç olduğu ortadadır. Diğer soru “Faaliyetlerde sorun

çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili

belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler” ise, gönüllüleri uyumlaştırma

faktörü içinde yer almıştır. Gönüllülerin uyumlaştırılması kapsamında yapılan eğitim

faaliyetleri ile bireylerin özel nitelikli önceki durumlarının bilinmesinin önemi

büyüktür. STK uyumlaştırma yönelimli yapılacak eğitim faaliyetleri standart olarak

bireyleri kapsarken istisnai olabilecek durumlar için de standardize edilebilecek

esnekliğe sahip olduğunda doğal olarak misyonun başarılmasını etkileyecektir. Diğer

taraftan bu bireyleri gönüllülük kapsamında STK’lar vasıtasıyla topluma

kazandırılması da gerçekten eğitimle sağlanacak bir süreci içinde barındırmalıdır

(Çizelge 6.21) .

Faktör analizi öncesi planlama içinde değerlendirilen: Misyon ve vizyon

söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi

misyonun başarılmasını etkiler; Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri

kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler;

Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

Page 402: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

382

maddeleri analiz sonucu farklı bir faktör altında toplanmışlardır. Bu yeni faktöre

uygun olacak şekilde misyon ve gönüllülük faktörü (Faktör IV) ismi verilmiştir.

Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamındaki üç soru incelendiğinde misyon, vizyon

ve gönüllüğün etik yapısının bu sorularda öne çıktığı ve bunların aslında diğer bütün

faktörlerin de bir çatı faktörü olduğu yorumu yapılabilecektir. Diğer bir deyişle

misyon ve vizyonla örtüşmeyen bir gönüllü yönetiminden ya da gönüllüğün

yönetimine odaklanmamış bir misyon ve vizyon tasarımından STK’lar kapsamında

söz etmek çok da anlamlı bir yaklaşım olmayacaktır. Bu nedenle faktör analizi

sonucu oluşan misyon ve gönüllülük faktörü hem teorik, hem de uygulama

anlamında tam bir örtüşmenin sonucu olarak değerlendirilebilecektir.

Faktör analizi sonucu oluşan diğer gruplar için ise soruların yerleri

değişmemiştir. Sadece gönüllü kazanma temel değişkeni içinde yer sorular gönüllü

kazanma I ve gönüllü kazanma II kapsamında yer almıştır (Çizelge 6.21) .

7.2.3.1.Faktörler ve Bireysel Boyuta Yönelik Değerlendirme

Bulgular bölümünde her faktör için bireysel boyutta yer alan yaş, cinsiyet,

medeni durum ve eğitim durumu için hipotezler kurulmuş, çizelgelerle n değerleri,

aritmetik ortalama ve standart sapma, varyans analizi sonucu elde edilen f testi ve

olasılık değerlerine; yanı sıra çizelgelerin hemen bitiminde her tabloya yönelik

olarak istatistiksel yorumlara yer verilmiş ve yorumlar çerçevesinde farklılığın

kaynaklandığı gruplara açıklık da getirilmiştir. Bu başlık altında ise, bulgular

bölümünde yer alan yedi faktör ve kapsamındaki maddeler baz alınarak bireysel

boyutta yer alan yaş, cinsiyet, medeni durum ve eğitim durumuna yönelik olarak alt

grupların karşılaştırması sonucu ortaya konulan bulguların değerlendirilmesi

yapılmıştır.

Değerlendirmeler yapılırken faktör analizi sonucu ortaya çıkan faktör sırası

yerine çalışmanın kavramsal yapısına ve uygulamadaki süreçsel realiteye uyacak bir

çerçevede; misyon ve gönüllülük faktörü, planlama faktörü, gönüllü kazanma I

faktörü, gönüllü kazanma II faktörü, gönüllüleri uyumlaştırma faktörü, yöneltme /

yönetme faktörü, değerlendirme faktörü sıralaması tercih edilmiştir (Şekil 6.24.).

Page 403: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

383

Şekil 6.24. Faktörler ve Bireysel Boyutlar

Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında: Misyon ve vizyon söyleminin

açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve

dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllülerin haklarının,

misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler soru maddeleri yer

almaktadır. STK’lar için gönüllülüğü baz alarak kurumsallaşmanın ve gelişmenin

önemli yapı taşlarını oluşturan bu maddelere yönelik olarak bireysel boyutta

aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Misyon ve gönüllülük faktöründe yer alan her hangi bir soru için yaş,

cinsiyet ve eğitim durumu açısından anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Bu

sonuç ankete katılan tüm bireyler hangi yaşta, cinsiyette ve eğitim durumunda olursa

olsun bu soru maddeleri hakkında aynı ya da yakın bir destekleyici bir fikre sahip

olduklarını ortaya koymaktadır (Çizelge 6.52, Çizelge 6.53, Çizelge 6.55). Medeni

durum açısından ise “Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun

başarılmasını etkiler” soru maddesi kapsamında ileri düzeyde anlamlı bir farklılık

ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda bekar (4,3±,73) katılımcıların ortalamalarının evlilere

(4,0±,89) göre daha yüksek oluşu nedeniyle bireyselliğe daha fazla önem veren bir

Misyon ve Gönüllülük (Faktör IV)

Planlama (Faktör II)

Gönüllü Kazanma I (Faktör V)

Gönüllü Kazanma II (Faktör VI)

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma (Faktör VII)

Yöneltme / Yönetme (Faktör I)

Değerlendirme (Faktör III)

Yaş Cinsiyet Medeni Durum Eğitim Durumu

Page 404: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

384

çerçevede gönüllü haklarına daha fazla önem vermeleri ile açıklanabilecek bir sonuç

olarak görülebilecektir (Çizelge 6.54).

Planlama faktörü kapsamında: Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el

kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler; Araç-gereçleri (bilgisayar,

internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı

için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler; Planlama

aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü

sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları

(finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek

yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler; Planlama aşamasında, uygulamada

ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının

(lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme

imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını

etkiler; İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan planlama faktörü kapsamındaki bu maddelere

yönelik olarak bireysel boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Planlama faktöründe yer alan her hangi bir soru için yaş grupları açısından

anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır (Çizelge 4.44). Burada bireyler hangi yaş

grubunda yer alırlarsa alsınlar planlama faktöründeki soru maddelerini destekleyici

yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler. Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı

yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim

süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler soru maddesi için kadınların

(4,4±,67) erkeklere (4,2±,72) göre planlamaya daha fazla önem verdikleri ortaya

çıkmıştır (Çizelge 6.45). Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme

imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını

etkiler soru maddesi için evli (4,2±,67) grubun bekar (4,0±,82) gruba göre daha fazla

planlamaya önemsediği ortaya çıkmıştır (Çizelge 6.46.). Araç-gereçleri (bilgisayar,

internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı

için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler soru maddesi için

Page 405: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

385

üniversite grubunun (4,3±,66) ilkokul grubuna (4,2±,74) göre planlamaya daha fazla

önem verdiği ortaya çıkmıştır (Çizelge 6.47.).

Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında: Gönüllü ile ilk görüşmede standart

bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve

sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun

başarılmasını etkiler; Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel

organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde

kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler; Misyona uygun gönüllü

bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin

(diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.)

değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Bireysel özelliklerin etkin bir

şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri,

fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan gönüllü kazanma faktörü I kapsamındaki bu

maddelere yönelik olarak bireysel boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında,

yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski

gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler soru maddesi

için (39-48) yaş grubunun (4,0±,79), (19-28) yaş grubuna (3,6±1,08) göre daha fazla

önem verdiği belirlenmiştir. Diğer taraftan her ne kadar (19-28) yaş grubu için diğer

gruplar yönünde istatistiksel olarak fark bulunmamışsa da (19-28) yaş grubu en

düşük ortalamaya sahip yaş grubudur (Çizelge 6.56). Kadın ve erkekler gönüllü

kazanma I faktöründeki maddelerin tamamına destekleyici yönde aynı ya da yakın

fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.57.). Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş,

adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı,

uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddesinde yer alan fikirlerin uygulanmasına için bekar

olanların (4,0±,88), evlilere (3,8±,82) daha fazla önem verdikleri belirlenmiştir

(Çizelge 6.58.). Katılımcılar hangi eğitim düzeyinde olursa olsunlar gönüllü kazanma

I faktöründeki maddelerin tamamına destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere

sahiptirler (Çizelge 6.59).

Page 406: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

386

Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında: STK’nın misyonu konusunda

tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle

çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler; popüler, politikacı, sanatçı ve

entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler; gönüllü kazanımına

yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi sürecinin önemli bir parçası

olan gönüllü kazanma faktörü I kapsamındaki bu maddelere yönelik olarak bireysel

boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması

misyonun başarılmasını etkiler soru maddesinin uygulanmasına (39-48) yaş grubu

(4,2±,74), (19-28) yaş grubuna (3,8±1,05) göre daha fazla öne vermektedir. Diğer

taraftan istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmasa da (19-28) yaş grubunun

ortalamasının en düşük değeri alması da diğer önemli bir ayrıntıdır (Çizelge 6.60).

Kadın ve erkekler gönüllü kazanma II faktöründeki soru maddelerinin tamamına

destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.61.). Popüler,

politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

soru maddesi için evli olanların (3,5±1,21), bekarlara göre (3,1±1,20) daha fazla

önem verdikleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme

çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler soru maddesi için de evli

olanların (4,1±,81), bekarlara göre (3,8±,94) daha fazla önem verdikleri

belirlenmiştir (Çizelge 6.62.). Bireyler eğitim durumları ne olursa olsun gönüllü

kazanma II faktöründeki soru maddelerinin tamamına destekleyici yönde aynı ya da

yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.63.).

Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında: Faaliyetlerde sorun

çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili

belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler; Lider ve gönüllülerin misyona

uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan gönüllüleri uyumlaştırma faktörü kapsamındaki bu

maddelere yönelik olarak bireysel boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Page 407: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

387

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi

alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddesinde yer alan ilgili belgelerin alınmasında (19-28) yaş grubu (3,8±1,11), (39-

48) yaş grubuna (3,2±1,20) göre ve (49-58) yaş grubuna (3,2±1,22) daha önemser

gözükmektedir. Diğer taraftan (29-38) yaş grubu (3,7±1,18) da, (39-48) yaş grubuna

(3,2±1,20) ve (49-58) yaş grubuna (3,2±1,22) göre sözü edilen soru maddesi için

daha önemser bir gözükmektedir. Bu soru maddesi için ilginç bir şekilde en düşük

yaş grupları olan (19-28) ve (29-38) yaş gruplarının diğer gruplara göre ortalamaları

yüksek çıkmıştır (Çizelge 6.64). Bu bağlamda yaş düzeyi ilerledikçe daha toleranslı

bir bakış açısı ve insanları kazanma yönelimine daha fazla önem verilemesi gibi

yaklaşım sergilendiği yorumu yapılabilecektir. Faaliyetlerde sorun çıkmaması için

sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınmasına

kadınlar (3,9±1,10) erkeklere (3,4±1,22) nazaran daha fazla önemsemektedirler. Yine

lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime

tabi tutulmasına da kadınlar (4,3±,72) erkeklere (4,0±,88) göre daha fazla

önemsemektedirler (Çizelge 6.65). Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı,

uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınmasına yine ilginç bir

şekilde bekarların (3,7±1,15), evlilere (3,4±1,22) göre daha fazla önem verdikleri

ortaya çıkmıştır (Çizelge 6.66.). Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli

aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulmasına da bekar (4,3±,73) olanlar,

evlilere (4,0±,87) daha fazla önem vermektedir. Bireyler eğitim durumları ne olursa

olsun gönüllüleri uyumlaştırma faktöründeki soru maddelerinin tamamına

destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.67.).

Gönüllüleri yöneltme / yönetme faktörü kapsamında: Örgütte mesajların

paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin

bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllü

motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres

kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun

başarılmasını etkiler; Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla

misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun

başarılmasını etkiler; Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.)

azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını

Page 408: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

388

etkiler; Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler; Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve

verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve

insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz

güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi sürecinin uygulamaya

yönelik önemli bir parçası olan gönüllüleri yöneltme / yönetme faktörü kapsamındaki

bu maddelere yönelik olarak bireysel boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Bireylerin yaşları hangi grupta olursa olsun yöneltme / yönetme faktöründeki

soru maddelerinin tamamına destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler

(Çizelge 6.40.). Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde;

bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar

yapılmasına kadınlar (4,2±,69), erkeklere (4,0±,71) göre daha fazla önem

vermektedir. Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve

pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesine kadınlar (4,3±,72), erkeklere

(4,1±,80) göre daha fazla önem vermektedir. Faaliyetlerin başarısını etkileyecek

aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim

yapabileceği ortamın sağlanmasına kadınlar (4,3±,70), erkeklere (4,0±,81) göre daha

fazla önem vermektedir. Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini

üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri

ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.)

ortaya konulmasına kadınlar (4,2±,71), erkeklere (4,0±,79) göre daha fazla önem

vermektedir (Çizelge 6.41.). Bireylerin evli ya da bekar olanlar yöneltme / yönetme

faktöründeki soru maddelerinin tamamına destekleyici yönde aynı ya da yakın

fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.40.). Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam,

doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için

çalışmalar yapılmasına üniversite mezunları (4,2±,72), ilkokul (3,8±,81) mezunlarına

göre daha fazla önem vermektedirler. Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler

arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesine

üniversite mezunları (4,3±,71), lise (4,0±,93) ve ilkokul (3,8±,76) mezunlarına göre

daha fazla önem vermektedirler. Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık,

Page 409: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

389

gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği

ortamın sağlanmasına üniversite mezunları (4,2±,72), ilkokul mezunlarına (3,8±,83)

göre daha fazla önem vermektedirler (Çizelge 6.43.).

Değerlendirme faktörü kapsamında: Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler; Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin

güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler; Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.)

misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin uygulamaya yönelik önemli bir parçası olan değerlendirme faktörü

kapsamındaki bu maddelere yönelik olarak bireysel boyutta aşağıdaki yorumlar

yapılabilir:

Bireylerin yaşları hangi grupta olursa olsun değerlendirme faktöründeki soru

maddelerinin tamamına destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler

(Çizelge 6.48.). Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme,

analiz etme ve raporlama sürecinin varlığına kadınlar (4,3±,80), erkeklere (4,0±,76)

göre daha fazla önem vermektedirler. Performans değerlendirme kriterleri /

ölçütlerinin güncellenmesine kadınlar (4,2±,77), erkeklere (4,0±,80) göre daha fazla

önem vermektedirler (Çizelge 6.49.). Performans değerlendirme kriterleri /

ölçütlerinin güncellenmesine bekar grupta (4,2±,78) yer alanlar, evlilere (4,0±,79)

göre daha fazla önem vermektedirler. Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.)

misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesine bekar

grupta (4,0±,76) yer alanlar, evlilere (3,9±,89) göre daha fazla önem vermektedirler

(Çizelge 6.50.). Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesine

üniversite mezunları (4,2±,77); lise (3,9±,84), ortaokul (3,6±,67) ve ilkokul (3,8±,75)

mezunlarına göre daha fazla önem vermektedirler. Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene

vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesine

üniversite mezunları (4,0±,82), ilkokul mezunlarına (3,7±,93) göre daha fazla önem

vermektedirler.

Page 410: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

390

7.2.3.2.Faktörler ve Kurumsal Boyuta Yönelik Değerlendirme

Bulgular bölümünde her faktör için kurumsal boyutta yer alan STK türü, STK

misyonu, kuruluş yılı, üye sayısı ve görev alanı için hipotezler kurulmuş, çizelgelerle

n değerleri, aritmetik ortalama ve standart sapma, varyans analizi sonucu elde edilen

f testi ve olasılık değerlerine, Kruskal-Wallis Testi ile Mann-Whitney U testi sonucu

elde edilen olasılık değerlerine; yanı sıra çizelgelerin hemen bitiminde her tabloya

yönelik olarak istatistiksel yorumlara yer verilmiş ve yorumlar çerçevesinde

farklılığın kaynaklandığı gruplara açıklık da getirilmiştir. Bu başlık altında ise,

bulgular bölümünde yer alan yedi faktör ve kapsamındaki maddeler baz alınarak

kurumsal boyutta yer alan STK türü, STK misyonu, kuruluş yılı, üye sayısı ve görev

alanına yönelik olarak alt grupların karşılaştırması sonucu ortaya konulan bulguların

değerlendirilmesi yapılmıştır.

Değerlendirmeler yapılırken faktör analizi sonucu ortaya çıkan faktör sırası

yerine çalışmanın kavramsal yapısına ve uygulamadaki süreçsel realiteye uyacak bir

çerçevede; misyon ve gönüllülük faktörü, planlama faktörü, gönüllü kazanma I

faktörü, gönüllü kazanma II faktörü, gönüllüleri uyumlaştırma faktörü, yöneltme /

yönetme faktörü, değerlendirme faktörü sıralaması tercih edilmiştir (Çizelge 6.25.).

Çizelge 6.25. Faktörler ve Kurumsal Boyutlar

Misyon ve Gönüllülük (Faktör IV)

Planlama (Faktör II)

Gönüllü Kazanma I (Faktör V)

Gönüllü Kazanma II (Faktör VI)

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma (Faktör VII)

Yöneltme / Yönetme (Faktör I)

Değerlendirme (Faktör III)

STK Türü STK Misyonu Kuruluş Yılı Üye Sayısı Görev Alanı

Page 411: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

391

Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında: Misyon ve vizyon söyleminin

açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve

dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllülerin haklarının,

misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler soru maddeleri yer

almaktadır. STK’lar için gönüllülüğü baz alarak kurumsallaşmanın ve gelişmenin

önemli yapı taşlarını oluşturan bu maddelere yönelik olarak kurumsal boyutta

aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Misyon ve gönüllülük faktöründe yer alan her hangi bir soru için STK türü,

STK misyonu, kuruluş yılı açısından anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Bu

sonuç ankete katılan tüm bireyler hangi STK türünde, hangi misyonu sahiplenirse

sahiplensin ve yer aldığı STK hangi yılda kurulmuşsa kurulsan bu soru maddeleri

hakkında aynı ya da yakın bir destekleyici bir fikre sahip olduklarını ortaya

koymaktadır (Çizelge 6.83, Çizelge 6.84, Çizelge 6.85). Misyonumuzun kurumdaki

tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesini (101-200) üye sayısına

sahip (4,4±,69) grup, (201-300) üye sayısına sahip (4,2±,66) grup ve (301-400) üye

sayısına sahip (4,0±1,0) gruba göre daha fazla önemsemektedir. Misyonumuzun

kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesini (401-500)

üyeye sahip (4,4±,85) grup, (301-400) üyeye sahip (4,0±1,0) gruba göre daha fazla

önemsemektedir. Tamhane Testi sonuçları baz alındığında Misyon ve gönüllülük

faktöründe yer alan her hangi bir soru için görev alanı açısından anlamlı bir farklılığa

rastlanılmamıştır (Çizelge 6.87.).

Planlama faktörü kapsamında: Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el

kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler; Araç-gereçleri (bilgisayar,

internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı

için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler; Planlama

aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü

sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları

(finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek

yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler; Planlama aşamasında, uygulamada

ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının

Page 412: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

392

(lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme

imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını

etkiler; İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan planlama faktörü kapsamındaki bu maddelere

yönelik olarak kurumsal boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Planlama faktöründe yer alan her hangi bir soru için STK türü ve kuruluş yılı

için anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Burada bireyler hangi STK türü ve

kuruluş yılına sahip STK içinde yer alırlarsa alsınlar planlama faktöründeki soru

maddelerini destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.73 ve

Çizelge 6.75.). Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları /

belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık

ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler maddesine bakış açısı

mesleki misyon ile eğitim misyonu, eğitim misyonu ile tarım-hayvancılık misyonu,

tarım-hayvancılık misyonu ile yardım misyonu arasında farklılık göstermektedir.

Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin

bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler maddesine bakış

açısı mesleki ile eğitim misyonu, mesleki ile yardım misyonu, rehberlik-danışmanlık

misyonu ile eğitim misyonu, sportif ile yardım misyonları, sağlık misyonu ile eğitim

misyonu, eğitim misyonu ile tarım-hayvancılık misyonu, eğitim misyonu ile yardım

misyonu, eğitim misyonu ile çevre misyonu, eğitim misyonu ile diğer misyonlar

arasında farklıdır (Çizelge 6.74). Parametrik olmayan test sonucuna göre eğitim

misyonunun genel olarak bu soru için diğer misyonlardan farklı çıkmıştır. Ancak

eğitim misyonunun aritmetik ortalama (4,2±,68) bazında diğerlerine göre (diğerleri 4

civarında) en yüksek değere sahip olduğu da burada belirleyici rol oynayabilecektir.

Bu durumun nedeni olarak, bu çalışmada eğitim misyonuna sahip STK’ların sendika

kapsamında ağırlıklı olmaları nedeniyle hakların savunulmasına diğer bir yaklaşımla

aktivist rolü gerçekleştirmeye yönelen çerçevede olmaları gösterilebilir. Planlama

aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek

için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde

belirlenmesi (101-200) üyeye sahip (4,4±,58) grup ve (301-400) üyeye sahip

Page 413: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

393

(4,0±,92) gruba göre daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.76.). Planlama

aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü

sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesine birim sorumlusu

grubunun (4,5±,58), sekreter grubuna (3,9±1,0) ve diğer gruba (3,8±1,0) göre daha

fazla önem verdiği belirlenmiştir (Çizelge 6.77.). Ayrıca bu soru için en yüksek

ortalamaya sahip alt madde de zaten birim sorumlusu’dur. Dolayısıyla birim

sorumlularının insan kaynağı bağlamında daha fazla uzmanlaşma göstermiş

oldukları, formla olarak sayı ve niteliğin planlanmasına daha fazla önem

gösterdikleri yorumu yapılabilir.

Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında: Gönüllü ile ilk görüşmede standart

bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve

sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun

başarılmasını etkiler; Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel

organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde

kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler; Misyona uygun gönüllü

bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin

(diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.)

değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Bireysel özelliklerin etkin bir

şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri,

fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan gönüllü kazanma faktörü I kapsamındaki bu

maddelere yönelik olarak kurumsal boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Gönüllü kazanma I faktöründe yer alan her hangi bir soru için STK türü, STK

misyonu, kuruluş yılı ve üye sayısı için anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır.

Burada bireyler hangi STK türü, STK misyonu, kuruluş yılı ve üye sayısına sahip

STK içinde yer alırlarsa alsınlar gönüllü kazanma I faktöründeki soru maddelerini

destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.73). Gönüllü ile

ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık

bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde

alınmasını diğer görev alanında (3,3±1,2) yer alanlar, başkan alanı (4,0±,65) ve üye

alanına (3,9±,79) göre daha az önemsemektedirler. Bu soru maddesi için her ne kadar

Page 414: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

394

iki grup arasında farklılık çıkmış olsa da diğer alanı en düşük ortalamaya sahip

olması da yorumlamada önem arz etmektedir. Bu bağlamda diğer alanın

kurumsallaşmaya daha esnek bir çerçevede yaklaştığı sonucu gerçekçi bir yaklaşım

olacaktır.

Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında: STK’nın misyonu konusunda

tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle

çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler; popüler, politikacı, sanatçı ve

entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler; gönüllü kazanımına

yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi sürecinin önemli bir parçası

olan gönüllü kazanma faktörü II kapsamındaki bu maddelere yönelik olarak

kurumsal boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılmasına diğer

STK türü (3,5±1,0); dernek (4,0±,85), sendika (4,2±,86), meslek odası (4,0±,86),

kooperatif (4,1±,56) türüne göre daha az önem veren STK türü olarak ortaya

çıkmıştır (Çizelge 6.93.). Diğer STK türü söz konusu soru maddesine göre en düşük

ortalama değere sahiptir. Bu bağlamda bir STK’da kurumsallaşma düzeyi arttıkça

imaj geliştirilme çalışmalarına daha büyük önem verildiği yorumu yapılabilecektir.

STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin

kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için

eğitim misyonu; mesleki, sağlık ve yardım misyonlarından farklılık göstermiştir.

Yanı sıra aynı soru için tarım-hayvancılık ve yardım misyonları da farklılık

göstermektedir (Çizelge 6.94.). Misyonlar bağlamında parametrik olmayan test

yapılmış olsa da diğer ölçek sorularına göre daha düşük ortalamaya sahip bu

sorunun, ortalama değerleri açısından en yüksek (3,8±3,82) değere sahip olduğu

ancak diğer misyonların çok yakın değer aldığı bir gerçektir. Bu nedenle alt

maddelerin farklılığının realite açısından fazla bir önem arz etmediği yorumu

yapılabilir. Gönüllü kazanma II faktöründe yer alan her hangi bir soru için kuruluş

yılı kapsamında anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır (Çizelge 6.95). Gönüllü

kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılmasına (301-400) üye

sayısına sahip (3,7±1,1) grubun; (51-100) üye sayısına sahip (4,2±,59) grup, (101-

200) üye sayısına sahip (4,2±,62) grup, (201-300) üye sayısına sahip (4,2±,66)

Page 415: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

395

gruplara göre daha az önem verdiği belirlenmiştir (Çizelge 6.96). Çizelge 6.96’daki

bu soru için genel alt madde ortalama eğilimleri incelendiğinde 301-400 grubundan

itibaren ortalama değerlerin düşüğü görülmektedir. Bu bağlamda üye sayısı düşük

STK’ların kendilerini daha fazla tanıtma çabasına yönelme düşüncesine yöneldikleri

yorumu yapılabilecektir. Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının

yapılması başkan yönetim alanının (4,3±,67), diğer alana (3,6±1,2) göre daha fazla

önem verdiği belirlenmiştir. Ancak diğer yönetim alanının en düşük ortalama değere

sahip olduğu da diğer önemli bir konudur (Çizelge 6.97.).

Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında: Faaliyetlerde sorun

çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili

belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler; Lider ve gönüllülerin misyona

uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan gönüllüleri uyumlaştırma faktörü kapsamındaki

maddelere yönelik olarak kurumsal boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktöründe yer alan her hangi bir soru için

STK türü kapsamında anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Burada bireyler hangi

STK türü içinde yer alırlarsa alsınlar gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktöründeki

soru maddelerini destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge

6.98). Eğitim sayesinde bireylerin öğrenme zamanını kısaltma (uyumlaştırma vb.),

hata, başarısızlık ve bunlardan kaynaklanan maliyetleri düşürme, verimliliği artırma,

uzmanlaşma, moral, motivasyonu ve adanmayı artırma, iletişimi geliştirme, işgücü

devrini azaltma, hizmet kalitesini artırma, bireylerin yeteneklerini geliştirmek

mümkündür (Barutçugil, 2004: 298-299). Bu nedenle bu soru maddesi için

farksızlığın çıkması gayet doğaldır.

Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi

alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması ilgili belgeler alınması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddesi için mesleki misyonu; eğitim misyonu ve yardım

misyonuna göre farklı çıkmıştır (Çizelge 6.99.). Burada her ne kadar yapılan test

parametrik olmayan test olsa da mesleki misyonun ortalamasının (3,3±1,25); eğitim

misyonunun (3,7±1,22) ve yardım misyonunun (3,8±1,29) daha büyük değer alması

Page 416: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

396

yorum açısından önemsenebilecektir. Aynı soru maddesi için tarım-hayvancılık

misyonu da, yardım misyonu ve çevre misyonundan farklı çıkmıştır (Çizelge 6.99.).

Yine tarım-hayvacılık misyonunun ortalamasının (3,1±,99), yardım misyonu

(3,8±1,29) ve çevre misyonu ortalamasından (3,8±1,26) düşük olması da yorum

açısından fikir verebilecektir. Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı,

uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınmasına (1991-2000)

yıllarında kurulan STK’lar (3,1±1,1), (2001 ve sonrası) kurulan STK’lara göre

(3,8±1,1) daha az önem vermektedirler. Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde

belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulmasına (1961-1970) yıllarında

kurulan STK’lar (4,2±,86); (1950-1960) yılları arasında (3,6±1,0) kurulan ve (1991-

2000) yıllarında kurulan (3,9±,82) STK’lara göre daha fazla önem vermektedirler

(Çizelge 6.100.). Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap

gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınmasına (301-400) üye sayınsa sahip

(3,8±1,1) grup, (50’den az) üye sayısına sahip (3,0±1,3) gruba göre daha fazla önem

vermektedir. Gönüllüleri uyumlaştırma faktöründe yer alan her hangi bir soru için

görev alanı kapsamında anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Burada bireyler

hangi görev alanı içinde yer alırlarsa alsınlar gönüllüleri uyumlaştırma faktöründeki

soru maddelerini destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge

6.98). Ancak faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi

alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler için

yukarıda farklı bulunan grupların yorumlarının değerlendirilmesinde bu soru

maddesinin genel olarak ortalamasının düşük olduğu da unutulmaması gereken bir

veridir. Bu bağlamda görev alanı açısından farksızlığın çıkması daha gerçekçi sonuç

olarak yorumlanabilecektir.

Gönüllüleri yöneltme / yönetme faktörü kapsamında: Örgütte mesajların

paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin

bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllü

motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres

kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun

başarılmasını etkiler; Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla

misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun

başarılmasını etkiler; Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.)

Page 417: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

397

azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını

etkiler; Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler; Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve

verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve

insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz

güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi sürecinin uygulamaya

yönelik önemli bir parçası olan gönüllüleri yöneltme / yönetme faktörü kapsamındaki

bu soru maddelerine yönelik olarak kurumsal boyutta aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş

şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılmasına sendika (4,3±,83), meslek odasına

(3,7±,86) göre daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.68.). Ayrıca en düşük

ortalamaya sahip STK türü de meslek odaları’dır. Bu bağlamda katılımcılığın

sendikal yapıda yoğun bir şekilde yaşandığı yorumu yapılabilir. Faaliyetlerin

başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin

rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanmasına meslek odası (3,8±,85);

dernek (4,2±,78) ve diğer STK türüne (4,3±,92) göre daha az önem vermektedir

(Çizelge 6.68.). Bu bağlamda dernek ve diğer STK örgütlenmesinin daha meslek

odası örgütlenmesine göre daha esnek yapıya sahip olduğu ve gönüllülüğün daha öne

çıktığı yorumu yapılabilecektir. Bu bağlamda en düşük ortalamaya sahip STK türü

de meslek odalarıdır. Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı,

anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar

yapılması misyonun başarılmasını etkiler sorusu için sportif misyona sahip olanlar;

mesleki, tarım-hayvancılık, yardım, rehberlik-danışmanlık, diğer misyonlarına göre

farklı yaklaşım göstermektedirler. Her ne kadar burada parametrik olmayan test

yapılmışsa da sportif misyonunun (4,6±,58), diğer misyonlara göre (diğerleri 4

civarı ortalamaya sahiptir) daha büyük ortalamaya sahip olduğu da göz önünde

bulundurulmalıdır. Diğer taraftan aynı soru için sağlık misyonunun; mesleki ve

rehberlik-danışmanlık misyonlarına göre farklı yaklaşım sergilediği belirlenmiştir.

Yine burada da sağlık misyonunun büyük ortalama değer alması (4,4±,63),

diğerlerinin 4 civarı bir değer alması da göz önünde bulundurulması gerekli bir

Page 418: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

398

durumdur. Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler sorusu için sportif misyonu; mesleki, eğitim, tarım-

hayvancılık, rehberlik-danışmanlık misyonlarına farklı yaklaşım sergilemektedir

(Çizelge 6.69.). Burada da sportif misyonunun (4,5±,79), diğerlerine (4 civarında

ortalamaya sahipler) göre daha büyük ortalamaya sahip olması da önem arz

etmektedir. Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en

geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılmasına (1961-1970) yıllarında

kurulan STK’lar (3,7±,74); (1950-1960) yıllarında kurulan STK’lara (4,3±,74) ve

(1991-2000) yıllarında kurulan STK’lara (4,2±,76) göre daha az önem vermektedirler

(Çizelge 6.70.). Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun

en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılmasına (50’den az) üyeye sahip

STK’lar (4,4±,59), (301-400) üyeye sahip STK’lara (3,7±,99) göre daha fazla önem

vermektedirler. Ayrıca bu bağlamda en küçük ortalamaya sahip grup da (301-400)

grubudur (Çizelge 6.71.). Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı,

anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar

yapılması misyonun başarılmasına diğer görev alanı (3,7±,99); başkan (4,2±,90) ve

birim sorumlusu (4,4±,69) görev alanlarına göre daha az önem vermektedir. Bu

bağlamda en düşük ortalamaya da diğer görev alanı sahiptir (Çizelge 6.72.). Bu

çerçevede örgütsel yapı ve yönetimin gönüllülük perspektifinde diğer görev alanı

için daha az önemli olması yorumu yapılabilir. Katılımcı ve yetki devrine önem

veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin

yaratılması misyonun başarılmasına birim sorumlusu (4,3±,63); sekreter (3,8±,73) ve

diğer alanına (3,8±,92) göre daha fazla önem vermektedir. Bu bağlamda diğer

alanlara göre de yüksek ortalamaya sahip birim sorumlusu alanının katılımcılık ve

yetki devri konusuna özen gösterdiği yorumu yapılabilecektir (Çizelge 6.72.).

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne

yöneltecek bir liderlik sergilenmesine başkan alanı (4,4±,74); üye alanı (4,0±,82) ve

diğer alanına (3,9±,83) göre daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.72.). Bu

bağlamda başkanın konuya daha çok yönetimsel açıdan yaklaşmasının önem verme

düzeyi açısından etkili olduğun yorumu yapılabilecektir. Yanı sıra başkan yardımcısı,

sekreter, birim sorumlusu alanları da bu soru için yüksek ortalama değer almışlardır

Page 419: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

399

(Çizelge 6.72.). Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik

gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanmasına

diğer alanı (3,6±1,11); başkan yardımcısı (4,5±,51) ve birim sorumlusu alanına

(4,4±,70) göre daha az önem vermektedir. Bu bağlamda yönetimsel açıdan yaklaşım

sergileyen başkan yardımcısı ve birim sorumlusu alanları için burada verilen önem

seviyesinin yüksek çıkması doğal bir sonuçtur. Ayrıca bu bağlamda başkan, sekreter,

üye alanları da yüksek ortalamaya sahip alanlardır (Çizelge 6.72.).

Değerlendirme faktörü kapsamında: Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler; Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin

güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler; Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.)

misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin uygulamaya yönelik önemli bir parçası olan değerlendirme faktörü

kapsamındaki bu soru maddelerine yönelik olarak kurumsal boyutta aşağıdaki

yorumlar yapılabilir:

Değerlendirme faktöründe yer alan her hangi bir soru için STK türü

kapsamında anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Burada bireyler hangi STK türü

içinde yer alırlarsa alsınlar gönüllüleri değerlendirme faktöründeki soru maddelerini

destekleyici yönde aynı ya da yakın fikirlere sahiptirler (Çizelge 6.78.). Sağlıklı bir

değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama

sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler sorusuna rehberlik-danışmanlık

misyonuna sahip STK’lara göre; mesleki, sağlık, eğitim misyonuna sahip STK’lar

farklı şekilde yaklaşmışlardır (Çizelge 6.79.). Bu bağlamda her ne kadar parametrik

test yapılmış olsa da rehberlik-danışmanlık misyonu için en düşük ortalamaya

(3,5±,75) sahip olduğu (diğerleri 4’ün üstünde ortalamaya sahiptir) da göz önünde

bulundurulabilecektir. Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun

olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesine (1991-2000) yılları arası

kurulan STK’ların (4,1±,79), (1981-1990) yılları arası kurulan STK’lara (3,7±,98)

göre daha fazla önem verdikleri belirlenmiştir (Çizelge 6.80.). Sağlıklı bir

değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama

sürecinin varlığına (501-1000) üyeye sahip olan STK’lar (4,5±,75), (301-400) üyeye

Page 420: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

400

sahip olan STK’lara göre (3,9±,88) daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.81.).

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve

raporlama sürecinin varlığına birim sorumlusu görev alanı (4,4±,72), diğer görev

alanına (3,8±,96) göre daha fazla önem vermektedir. Bu bağlamda en düşük ortalama

değerine sahip görev alanının da diğer olması da önem arz etmektedir (Çizelge 6.82).

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesine diğer görev

alanın (3,4±,97); sekreter görev alanı (4,3±,74) ve birim sorumlusu görev alanına

(4,0±,90) göre daha az önem verdiği belirlenmiştir. Ayrıca diğer görev alanı bu soru

maddesi için en düşük ortalamaya da sahiptir (Çizelge 6.82). Burada

kurumsallaşmanın ve yönetim açısından konuya yaklaşmanın değerlendirmeye daha

fazla önem verilmesine yol açtığı yorumu yapılabilecektir. Belirli aralıklarla (6 ay, 1

sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının

değerlendirilmesine diğer görev alanı (3,4±,97); sekreter görev alanı (4,3±,74) ve üye

görev alanına (4,0±,78) göre daha az önemsemektedir. Diğer taraftan bu bağlamda en

düşük ortalamaya sahip görev alanı diğer görev alanı’dır (Çizelge 6.82). Burada da

kurumsallık ve yönetim alanında bulunma çerçevesindeki bakış açısının farklılığa

sebep olduğu yorumu yapılabilecektir.

7.2.3.3.Faktörler Kapsamında Yönetim Görev Alanı ile Diğer Görev Alanına

Yönelik Değerlendirme

Bu başlık kapsamında ankete katılan bireylerden yönetim alanında (başkan,

başkan yardımcısı, sekreter, birim sorumlusu) yer alan 147 bireyle, diğer görev

alanında (üye, diğer) yer alan 218 bireyin 7 faktör kapsamındaki ölçek sorularına

bakış açılarının karşılaştırılmasına yönelik değerlendirmeler yer almaktadır.

Değerlendirmelerde 7.1.2.2.3. Faktörler Kapsamında Yönetim Alanı ve Diğer Alana

Yönelik Bulgular başlığı kapsamındaki t testine yönelik bulgular baz alınmıştır.

Değerlendirmelerde faktör sırası yerine gönüllü yönetimi süreci kapsamında

sıralama baz alınmıştır. (Şekil 6.26.).

Page 421: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

401

Şekil 6.26. Faktörler ve Yönetim Alanı ile Diğer Alan

Misyon ve gönüllülük faktörü kapsamında: Misyon ve vizyon söyleminin

açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve

dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllülerin haklarının,

misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler soru maddeleri yer

almaktadır. STK’lar için gönüllülüğü baz alarak kurumsallaşmanın ve gelişmenin

önemli yapı taşlarını oluşturan bu maddelere yönelik olarak yönetim alanı ve diğer

alan kapsamında aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Misyon ve gönüllülük faktöründe yer alan her hangi bir soru için yönetim

alanı ve diğer alan kapsamında anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Bu sonuç

ankete katılan tüm bireylerin misyon ve gönüllülük faktörü kapsamındaki soru

maddeleri hakkında aynı ya da yakın destekleyici bir fikre sahip olduklarını ortaya

koymaktadır (Çizelge 6.106.). STK’lar bir bakıma misyonları için yaratılmış

örgütlenmelerdir. Çünkü ne bir siyasi, ne de kar amacı gütme eğilimi güderler. Siyasi

konulara ise misyonlarını gerçekleştirmek üzere eğilim gösteririler. Finansmana ise

kendilerini daha iyi tanıtmak ve misyonlarını daha iyi gerçekleştirmek için ihtiyaç

duyarlar. Bu nedenle misyon söyleminin ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve

anlaşılır olması yaygınlığını ve sahiplenilmesini; yazılı olması ise, onun bir değer

Misyon ve Gönüllülük (Faktör IV)

Planlama (Faktör II)

Gönüllü Kazanma I (Faktör V)

Gönüllü Kazanma II (Faktör VI)

Gönüllü Eğitimi ve Uyumlaştırma (Faktör VII)

Yöneltme / Yönetme (Faktör I)

Değerlendirme (Faktör III)

Yönetim Alanı Diğer Alan

Page 422: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

402

olduğunun belirtilmesi ve STK’yı en iyi şekilde tanıtması açısından belgelenerek

özetlenmesi bakımından önemlidir. Misyonun yaratılması ve geliştirilmesi tüm

STK’nın insan kaynağının katılımıyla oluşturulduğunda topyekün kucaklama ve

sahiplenme gerçekleştirilmiş olacaktır. Bu kapsamda gönüllülerin de haklarının

misyon ile örtüşmesi sağlanmış olacaktır. Özetle STK’larda görev alan kesim sadece

bireyler değil, misyona sahip çıkan ve onu geliştiren gönüllülerdir. McClintock

(2004: 27)’a göre gönüllüleri STK’ya çekmede en önemli silah olan misyon

mesajının etkin olabilmesi için şu temel noktalara sahip olması gerekmektedir:

Gönüllü niçin STK’yı tercih edecek ve hangi faaliyette hangi tür rolleri

oynayabilecek, gönüllü o STK’yı tercih edecekse hangi tecrübelere, yeteneklere ve

kalifikasyonlara sahip olmalı, faaliyetler için zaman süreçlerinde kesinlik, gönüllüleri

çekecek söylemlere yer vermek.

Planlama faktörü kapsamında: Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el

kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler; Araç-gereçleri (bilgisayar,

internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı

için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler; Planlama

aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü

sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları

(finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek

yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler; Planlama aşamasında, uygulamada

ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının

(lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun

başarılmasını etkiler; Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme

imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını

etkiler; İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan planlama faktörü kapsamındaki bu maddelere

yönelik olarak yönetim alanı ve diğer alan kapsamında aşağıdaki yorumlar

yapılabilir:

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan

kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmasına yönetim

Page 423: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

403

alanı (4,3±,71), diğer alana göre (4,1±,71) daha fazla önem vermektedir (Çizelge

6.104.). Bu bağlamda yönetimin, gönüllü yönetiminde başarıyı etkileyecek olan araç-

gereç, finansman ve insan kaynağı gibi kıt kaynakları en rasyonel biçimde

kullanacak insan kaynağını yaratması ancak iyi bir eğitim sürecini planlamak ile

gerçekleşebilecektir. İyi bir planlama uygulamada aksaklıkları minimize edecek

önemli bir konudur.

Diğer planlamaya yönelik soru maddeleri için yönetim alanı ve diğer alan

arasında farklılık yoktur. Diğer bir deyişle planlama faktörü kapsamındaki diğer soru

maddelerine yönetim ve diğer alan örtüşen bir önemi göstermektedir. Planlama

aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü

sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesinin sağlaması

uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları önlemeyi sağlayacaktır. Bu nedenle

örneğin bir proje kapsamında çalışacak gönüllü nitelikleri ve niceliği iyi belirlenir

yanı sıra realitede sahip olunabilecek gönüllü niteliği ve niceliği iyi belirlenirse bu

misyonun başarılmasında büyük katkı sağlayacaktır. Örneğin kim lider, kim kime

hangi konularda nasıl danışacak (kim koç, kim akıl hocası vb.) gibi konulara yazılı

açıklamalar önceden rasyonel bir şekilde getirilirse misyonun başarılması olumlu

yönde etkilenebilecektir. İş tanımlarına uygun bireylerin nitelikleri de bu aşamada

açık seçik ortaya konabilecektir. Dorsh vd. (2002; 9)’e göre gönüllülüğün açık bir

şekilde tanımlanması, rol algısını etkileyecek o da gönüllünün gayretine etki

edeceğini belirtmekte konuya aşağıdaki şekille açıklık getirmektedirler (Şekil 6.27.).

Şekil 6.27. Gönüllü Gayretini Etkileyen Faktörler Arasındaki İlişki

Rol Açıklığı Rolü Kabul ya da Uygun Bulma

Gönüllünün Gayreti

Örgütsel performans Memnuniyet ve Rolün Faydası

Page 424: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

404

Ancak planlama aşamasında ne kadar iyi planlama yapılırda yapılsın

uygulamada dış değişkenler tarafından uygulamada zorluklar ortaya çıkabilecektir.

Bu nedenle yine planlama aşamasında olası sapmalar göz önüne alınarak finansal,

insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman gibi konularda gerekli rasyonel esnekliğin

verilmesi misyonun başarılmasını pozitif yönde etkileyecektir. Planlamaya katılımcı

bir çerçevede yaklaşımla misyonun başarılmasında önemli engeller (örneğin motive

olmada yetersizlik, çalışma isteksizliği, inanç eksikliği, finansal ya da araç-gereç

açısından yetersizlik vb.) daha planlama aşamasında ortadan kalkacaktır. Mantıklı

gönüllü beklentileri de değerlendirmeye alındığında misyonu sahiplenme ve

paylaşma düzeyi artacak dolayısıyla misyonun başarılmasına daha rahat

ulaşılabilecektir. Mckeown vd. (2004; 19)’ne göre gönüllü olmada bariyer teşkil

edecek sorunlara yönelik olarak yaptıkları araçtırmada şu bulgulara ulşamışlardır:

Ekstra zamana sahip olmama (%69), yıl boyunca faaliyetlerde yer almada isteksizlik

(%46), zaman yerine finansman sağlama (%38), hiç kimsenin ilgili olmaması (%37),

ilgisiz olma (%25), sağlık problemi (%24), zaten bir katkı yapıyor olma (%22), nasıl

olduğunu bilmeme (%20), gönüllüğün maliyeti (%19), gönüllülüğe yöneli olarak

önceki kötü deneyimler ( %8), yasal kaygı (%7).

Gönüllü kazanma I faktörü kapsamında: Gönüllü ile ilk görüşmede standart

bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve

sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun

başarılmasını etkiler; Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel

organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde

kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler; Misyona uygun gönüllü

bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin

(diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.)

değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler; Bireysel özelliklerin etkin bir

şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri,

fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan gönüllü kazanma faktörü I kapsamındaki bu soru

Page 425: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

405

maddelerine yönelik olarak yönetim alanı ve diğer alan kapsamında aşağıdaki

yorumlar yapılabilir:

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar

(bayram, düğün, yılbaşı, gezi, kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma

sağlanmasına yönetim alanı (4,2±,82), diğer alana göre (4,0±,82) daha fazla önem

vermektedir (Çizelge 6.107). Genellikle yönetim alanında yer alan bireylerin

çalışanların kaynaşmasını sağlamaya yönelik çabaları kapsamında özel

organizasyonları düzenleme kapsamında planlama, kaynak sağlamaya ve

gerçekleştirmeye yönelik olarak çalışmalara fazla önem vermeleri doğal bir olaydır.

Kaynaşmanın sağlanması yapılacak faaliyetlerde başarıyı artırmada önemli bir

olaydır. Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında,

yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski

gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesine yönetim alanı (4,0±,78), diğer alana göre

(3,8±,89) daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.107). Yönetim kademesi nicelik

ve nitelik olarak istenilen düzeyde gönüllü kazanılmasını sağlama çabası içinde

bulunmaktadır. Bu bağlamda her türlü alternatifi en iyi şekilde kullanmak

zorundadır. Bu nedenle de diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllüler

gibi çok farklı gruplar içinde yer alan bireyleri kuruma çekmenin yollarını araştırmak

ve onları çekecek cezbedeci durumları yaratmak gerekmektedir. Bu bağlamda

alternatiflerin iyi değerlendirilip istenen düzeyde gönüllülerin kazanılması misyonun

başarılmasında önemli bir adımdır. Bu tür çabaların yönetim tarafından daha fazla

önemsenmesi de ortaya konulan nedenlerden dolayı doğal bir olaydır. Kanada’da

spor, sanat ve toplum gönüllülüğü misyonlarının ağırlıklı olduğu STK’larda 550 kişi

üzerinde yapılan bir araştırmada, gönüllü kazanmada etkili yollar arasında öne çıkan

bazı görüşler şu şekilde sıralanmıştır: Kendi inisiyatifiyle katılma (%32,9), örgütte

biriyle iletişim kurma (%24,8), arkadaş davetiyle (%16,6), örgütün olaylarından

birinde yer alma (%10,8), aşamalı süreç (%9,7), medya vasıtasıyla (%1,8) (IYV

Research Program). Bu araştırma sonuçları baz alındığında gönüllü kazanımının bir

tesadüf eseri olmadığı bireylerin kendi isteklilikleri (burada STK’nın iyi bir imaja

sahip olması en önemli etkendir ve bu yaklaşım gönüllü kazanma II faktörü

bağlamında yer almaktadır) yanında, STK’dan biriyle görüşmesinin, bir gönüllü

arkadaşının ya da örgütün belirli bir faaliyetinde yer almanın büyük etkisi olduğu

Page 426: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

406

görülmektedir. Bu çerçevede Diğer taraftan diğer maddeler için yönetim alanı ve

diğer alan arasında görüş ayrılığının olmadığı belirlenmiştir (Çizelge 6.107). Bu

STK’larda gönüllü kazanımına sahiplenmenin top yekün verilen önemden

kaynaklanmaktadır.

Gönüllü kazanma II faktörü kapsamında: STK’nın misyonu konusunda

tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle

çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler; popüler, politikacı, sanatçı ve

entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler; gönüllü kazanımına

yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi sürecinin önemli bir parçası

olan gönüllü kazanma faktörü II kapsamındaki bu soru maddelerine yönelik olarak

yönetim alanı ve diğer alan kapsamında aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Gönüllü kazanma II faktöründe yer alan her hangi bir soru için yönetim alanı

ve diğer alan kapsamında farklılığa rastlanılmamıştır. Bu sonuç ankete katılan tüm

bireylerin gönüllü kazanma II faktörü kapsamındaki soru maddeleri hakkında aynı

ya da yakın destekleyici bir fikre sahip olduklarını ortaya koymaktadır (Çizelge

6.108.). Türkiye şartları göz önüne alındığında gençlerin gönüllü olarak kazanılması

için mütavizi ücretlerin tahsis edilmesi yapıcı bir çözüm olarak görülmektedir. Bu

bağlamda örneğin burs sağlanması da çözümü uygulamaya götüren kaliteli bir süreç

olarak görülebilir. Diğer taraftan bu bağlamda gencin gönüllülüğü bir maddi kazanç

aracı olarak görmemesi için de çaba harcanması sahiplenilmesi de önemli bir

boyuttur. Mutlaka gençlerin gönüllülükte artışı misyonun başarılmasında önemli

süreçleri beraberinde getirecektir. Kanada da 2000 yılında gençlerin (15-24 yaş arası)

gönüllülüğüne yönelik olarak yapılan bir araştırmada tüm gönüllü kitlesinin yaklaşık

%18’ini; gönüllü saati olarak ise %15’ini gençlerin işgal ettiği belirlenmiştir. Diğer

taraftan bu çalımada gönüllü gençlerin büyük çoğunluğunun (% 68) tam gün öğrenci

statüsünde ve çok küçük bir bölümünün (%5) yarım gün öğrenci statüsünde, orta

düzeydeki bölümünün (27) öğrenci olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca onları gönüllü

olmaya motive edici sebepler arasında da bir örgüt tarafından desteklenme inancında

olmak (%90-96), hüner ve tecrübelerini kullanmak (%80-86), bireysel olarak örgütün

desteklemesinden etkilenmek (%59-71); daha az oranda ise, gönüllü arkadaşlar

(%28-42), dinsel (%19-28) olarak belirlenmiştir (NSGVP). Kanada da yapılan diğer

Page 427: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

407

bir araştırmada gençlerin gönüllü aktivitelerinden; öğretme ve koçluk görevinde

(%24), destekleme ve koruyuculuk (%24), örgütleme ya da değerlendirme

aktiviteleri (%14), reklam ve finansman sağlama kampanyaları (%13), yönetici

çalışmalar (%9) olarak belirlenmiştir (Philips ve diğ., 2002: 1).

Popülist yaklaşımlar, siyasiler, sanatçı ve entelektüellerin gönüllü olarak

kazanılması her ne kadar belirli kesimlerce iyi görülmese de STK’nın faaliyetlerinin

topluma fayda sağlayacağı düşünüldüğünde onlardan faydalanılması mantıklı bir yol

olarak görülmektedir. Ayrıca bireyler ve algılamalar değişebilmektedirler. Bu

çerçevede bu gün popülist olan yarın ileri düzeyde klasik olabilecektir. Doğal olarak

imaj geliştirme çalışmalarının yapılması da STK’nın misyonunun geniş kitlelerce

sahiplenilmesine yol açacak bu da misyonun daha güçlü bir platformda

gerçekleştirilmesine yol açacaktır.

Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamında: Faaliyetlerde sorun

çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili

belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler; Lider ve gönüllülerin misyona

uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin önemli bir parçası olan gönüllüleri uyumlaştırma faktörü kapsamındaki bu

soru maddelerine yönelik olarak yönetim alanı ve diğer alan kapsamında aşağıdaki

yorumlar yapılabilir:

Gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktöründe yer alan her hangi bir soru için

yönetim alanı ve diğer alan kapsamında farklılığa rastlanılmamıştır. Bu sonuç ankete

katılan tüm bireylerin gönüllü eğitimi ve uyumlaştırma faktörü kapsamındaki soru

maddeleri hakkında aynı ya da yakın destekleyici bir fikre sahip olduklarını ortaya

koymaktadır (Çizelge 6.109.). Gönüllülük kapsamında bireylerin kazanılması ve

topluma kazandırılması önemli bir konudur. Onlara gerek STK’nın örgütsel konular,

gerekse faaliyetler kapsamında eğitim verilmesi hem onları kazanma, hem de

topluma kazandırmayı sağlayacaktır. Ancak onlar hakkında temel art alan bilgilerinin

bilinmesi uyum sürecinin başarısını maksimize edecek bir durumdur. Bu STK’nın

ileriki süreçlerinde ortaya çıkabilecek olumsuzlukları (faaliyetin olumsuzlaşması,

STK’nın imajının kötüye gitmesi vb.) da önleyecektir. Diğer taraftan eğitimin

Page 428: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

408

STK’ya çok farklı kazanımları da beraberinde getirdiği bir gerçektir. Quarter vd.

(2002: 9)’ne göre gönüllü eğitiminde gönüllü tecrübelerinin bireyden bireye aktarımı

STK’da fon sağlama, kişilerarası ilişki, tenik ve büro ile ilgili konular ve iletişim

konusunda pek çok hünerin yaygınlaşmasına yol açmaktadır.

Gönüllüleri yöneltme / yönetme faktörü kapsamında: Örgütte mesajların

paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin

bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler; Gönüllü

motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres

kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun

başarılmasını etkiler; Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla

misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun

başarılmasını etkiler; Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.)

azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını

etkiler; Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

misyonun başarılmasını etkiler; Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve

verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve

insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz

güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler soru

maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi sürecinin uygulamaya

yönelik önemli bir parçası olan gönüllüleri yöneltme / yönetme faktörü kapsamındaki

bu soru maddelerine yönelik olarak yönetim alanı ve diğer alan kapsamında

aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve

açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılmasına yönetim alanı

(4,3±,72), diğer alana göre (4,1±,79) daha fazla önem vermektedir. Bir örgütte

mesajların paylaşım kalitesini etkileyen başlıca unsurlar arasında tam, doğru, hızlı,

anlaşılabilme, netlik ve açıklık sayılabilecektir. Mesajlar istenilen kalitede olduğunda

faaliyetlerin başarısı da artacaktır. Gereksiz zaman, emek, finansman, teknoloji ve

araç-gereç kullanımı minimize edilmiş olacaktır. Bunu bir örgütte sağlayacak olan

kesim ise, yönetim kademesidir. Bu nedenle yönetim kademesinin bu soru

maddesine daha fazla önem verici şekilde yaklaşması doğal bir sonuçtur.

Page 429: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

409

Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş

şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılmasına yönetim alanı (4,2±,72), diğer

alana göre (4,0±,80) daha fazla önem vermektedir. Günümüz örgütlerinde verimliliği

maksimize edecek en önemli ölçüt demokratik bir yönetim tarzının sergilenmesi ve

örgüt ikliminde yaygınlaştırılmasıdır. Demokratikliğin uygulamaya yansıması ise

katılımcılı yönetim anlayışı ile gerçekleşmektedir. STK’lar doğaları gereği

gönüllülük perspektifinde katılımcığın en üst seviyede yaşandığı örgütlenmeler

olarak değerlendirilmektedir. Bir bakıma STK’lar demokratikleşme için dolayısıyla

katılımcılık için kurulan ve yaşatılan örgütlenmelerdir. Ayrıca STK’nın kendisi

demokratikleşmenin bir ürünü iken, demokrasiyi geliştiriciliğe yönelten ürünleri

(katılımcılık, şeffaflık, saygı, yerel ve küreseli örtüştürebilme vb.) üreten

örgütlenmelerdir. Diğer taraftan bir örgütte yetki devrinin sorumlulukla denk olarak

astlara indirgenebilmesi yatay örgütlenme mantığı çerçevesinde STK’larda istenen

bir olaydır. Yatay örgütlenmenin maksimizasyonu iletişim kalitesini artıran,

insanlara güvenildiğini ortaya koyan, zaman kaybını önleyen, baskıcı bir anlayışı

dışlayan, sorunların çabuk teşhis edilip ilgili tarafından çabuk çözülmesini sağlayan

dolayısıyla gönüllülük kapsamında STK’lara çok yakışan örgütlenme tipi olarak

ortaya konulabilecektir. Katılımcı bir örgüt yapısı içinde yetki devrine önem

verilmesi faaliyetlerdeki başarı düzeyini artırarak misyonun gerçekleşmesinde

uygulamada sorunların (aksi halde her süreç ve kişi sorun haline de gelebilir!)

kolayca aşılması da gerçekleşmiş olacaktır. Dolayısıyla katılımcı ve yetki devrine

önem veren bir örgüt ikliminin yaratılmasında yönetim alanının daha hassas olması

doğal bir sonuçtur. Yine IYV Research Program kapsamında yer alan araştırmada

ayrı ayrı değerlendirmeye alınan şıklara yönelik olarak bireylerin gönüllü

olmalarında karar vermelerini sağlayan faktörler arasında; imaj nedeniyle özellikle o

örgütte yer alma isteği (%53,9), örgütün atmosferi (%51,2), gönüllülere verilen

görevler (%49,2), adayın kabiliyetleri (%30,3), örgütün başarıları (%27,5), görevleri

yerine getirmede sağlanan esneklik (%21,7), gönüllülere sunulan hizmetler (%21,3),

bireysel mefaatler (%14,5), ihtiyaç hissetme (%13,4), sorumluluk alma (%13,2) yer

almaktadır (IYV Research Program). Burada dikkat çekici nokta ise örgütün imajı,

atmosferi ve verilen görevlerin çekiciliğinin yüksek değer almasıdır ve bu araştırma

Page 430: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

410

örgüt ikliminin gönüllülük yönetimindeki önemini mükemmel bir şekilde ortaya

koymaktadır.

Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif

yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesine yönetim alanı (4,3±,71), diğer alana göre

(4,0±,82) daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.103.). Çatışmalar bir örgütte doğal

olarak ortaya çıkan olaylardır. Çatışma iki veya daha fazla kişi veya grup arasında

çeşitli nedenlerden doğan anlaşmazlık sürecidir. Çatışma bir dereceye kadar örgütsel

performans artırma, yenileğe yönelme, yaratıcılığa katkı sağlama gibi etkileri

beraberinde getirebilecektir. Ancak bu pozitif katkı çarışmanın iyi yönetilmesi ile

sağlabilir (Koçel, 2003: 664). Bu gönüllülük kapsamında misyonun

gerçekleştirilmesinin çatışmaları pozitif yöne sevk edecek bir liderlik yaklaşımıyla da

desteklenmesi örgüt dokusunun gönüllülük mantığı ile de örtüşmesini sağlayacaktır.

Barutçugil (2002: 135)’e göre bir örgütte çatışma sürecinin iyi yönetilmesinde temel

adımlar şunlardır: “bireyleri destekleyici bir iklim oluşturmak, karşıdaki bireyin /

bireylerin algılarını belirlemek, çatışmanın nedenlerini tanımlamak, geçici bir çözüm

üzerinde anlaşmak, çözüm işlerliğini kontrol etmek”.

Çatışmalar bir STK’da profesyonellerin kendi aralarında, gönüllülerin kendi

aralarında ya da profesyoneller ve gönüllüler arasında olabilecektir. Genellikle

profesyonellerin ben bilirim tavrı ya da gönüllülerin benim gönüllü olarak verilen

görevi yapmaya mecburiyetim yok gibi düşünsel nedenler yanında; bireysel

yetersizlik, dayatma, eğitim eksikliği, bütünleşememe, tecrübesizlik ya da tecrübeli

sanma gibi kişisel deneler yanında; yönetimin yetersizliği, gönüllüleri kıt kaynak

olarak görmeme, gönüllüleri kendi istedikleri niteliklerde görmeme gibi pek çok

nedenden kaynaklanabilmektedir. Yanı sıra istenmeyen bir durum olmakla birlikte

yöneticinin insan ilişkilerindeki zayıflık ve dugusal zeka yoksunluğu bunun örgütsel

rol kapsamında örgüt iklimine yansıma psikolojik şiddete de yol açabilen istenmeyen

bir olaydır (Tutar, 2004: 1466-154) ve STK’larda görülebilir. Uygulamada

karşılaşılan bu tip olmusuz durumların üstesinden gelinmediğinde misyonun istenilen

düzeyde başarılması olanaksızdır.

Diğer taraftan gönümüz örgütlerinde lider yönetici perspektifi gittikçe

yaygınlaşmaktadır. Lider yöneticinin klasik yöneticiden farkı bir örgütte rutin işlerin

Page 431: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

411

sağlıklı bir şekilde yerine getirmesini sağlamak yanında; hem yapılan işlerin, hem de

işleri yapan kişilerin sürekli gelişmesini sağlamak, onları işlerin yapılmasına yönelik

olarak motive edici bir yönetim biçimini gerçekleştirmek, onların yaratıcılıklarını

öne çıkarmalarına fırsat vermek ve onlara güvenmek, onların eğitimi ve gelişmeleri

için çaba harcamak gibi önemli süreçlerin planlaması, uygulanması ve

değerlendirilmesini sağlayan kişi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu örgüt

gönüllülük kapsamındaki bir STK olduğunda liderliğin en iyi şekilde uygulanmasının

gerekliliği tartışılamayacak bir olgudur. Gönüllülerin kuruma kazandırılması ve

faaliyetlere en iyi şekilde motive edilmesi kar amacı güden örgütlere göre daha fazla

çaba gerektiren liderlik yaklaşımı ile gerçekleşebilecektir. Bu nedenle yukarıda

anlatılan çerçevede bir liderlik anlaşmazlıkları hızlı ve yapıcı şekilde çözecek, bu

tarafları memnun ederken kurumum topyekün misyona yönelmesini sağlayacaktır.

Bu açıklamalardan yola çıkarak çatışmalar konusunda yapıcı bir liderliğin yönetim

alanı tarafından daha fazla önemsenmesinin doğal bir sonuç olduğunu belirtmek

yanlış olmayacaktır.

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi

konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması

yönetim alanı (4,2±,81), diğer alana göre (4,0±,77) daha fazla önem vermektedir

(Çizelge 6.103.). Bir örgütte iletişim berecerilerinin yetersiz olması ve baskıcı bir

ortamın bulunması örgütte pek çok olumsuzluğa (iyi duygulara sahip olmama, yıkıcı

tavırlar, örgütsel etkinliğin düşüklüğü vb.) yol açabilmektedir (Akıncı, 2001: 139).

Örneğin, bir STK’da yetersiz bir iletişim ortamı varsa ve baskıcı bir yönetim şekli ya

da algılaması hakimse örgütte yer alan profesyonel çalışanlar ve gönüllüler yerine

getirecekleri faaliyetlerin herhangi bir aşamasında üst, ast yada kendi

seviyesindekilerden fikir alma yoluna gitmeyecektir. Bu tecrübesiz bir birey için ya

da tecrübeli fakat belirsizlik ortamında faaliyet gösteren bir birey için hataya

yönelme sürecini getirecektir. Sonuç olarak kaynaklar yanlış kullanılırken,

faaliyetlerde de başarısızlık gündeme gelebilecektir. Bu rahat ve güvenli geri bildirim

ortamını yaratacak ve geliştirecek olan lider yönetimin tutumudur. Bu nedenle de

yönetim alanının bu konuda diğer alana göre daha önem verir gözükmesi doğal bir

sonuçtur.

Page 432: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

412

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye

çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana

çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya

konulmasına ortalamalar yakın olmasına rağmen ilginç bir şekilde diğer alan

(4,3±,72), yönetim alanına göre (4,2±,70) daha fazla önem verir sonucu çıkmıştır

(Çizelge 6.103.). İnsana odaklanma perspektifinde gönüllünün ilgi, hüner ve

seçimlerine odaklanma ve iyi bir yol göstericilik segileme onun özelliklerini ön plana

çıkarmanın da temel yoludur (Barbulak, 2003: 23). Çoğu zaman liderden beklenen

insani davranışların, çalışanlarca yetersiz olarak uygulamaya yansıdığı

görülebilmektedir. Bu kar amacı güden sektörlerde belki bir düzeye kadar normal

karşılanabilecektir. Ancak gönüllülük mantığı çerçevesinde, rehber olma, insanı ve

insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz

güveni geliştirme vb. nitelikleri hayata geçirmeyen bir yönetim sergilemenin

bireyleri kuruluşa çekmede ve faaliyetlere motive etmede olumsuz etki yapacağı

açıktır. Bu nedenle insani özelliklerin en yaygın yaşandığı ve geliştirildiği

örgütlenme tipinin STK’lar kapsamında olması asıldır. Kaldı ki günümüz yönetim

anlayışı soft bir çerçevede insana odaklanan bir anlayıştır. Bunun nedeni başarının ve

başarısızlığın insanlarla gelmesindendir. Bir kurumda istenilen ölçüde finansman,

insan kaynağı, araç gereç, teknoloji, bilgi olsa da onları en iyi şekilde misyon ve

vizyon çerçevesinde bütünleştirecek olan kesim yönetimdir (Akdemir, 2004: 8, 11).

Eğer yönetim yukarıda anlatılan çağdaş bir liderlik anlayışını benimserse zaten

insanlar işlerini en iyi şekilde yapma gayreti içinde olacaklardır. Bu bağlamda

ülkemizde uygulamada çoğu zaman özlemi duyulan lider yönetim tarzının STK’larda

da yer alan bireylerce üst düzeyde istenilmesi normal bir sonuç olarak görülmelidir.

Yöneltme / yönetme kapsamında sadece, gönüllü motivasyonunu /

istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve

yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

maddesi için yönetim (4,1±,69) ve diğer alan (4,0±,73) arasında farklılık ortaya

çıkmamıştır (Çizelge 6.103.). Stres günümüz insanının temel sorunlarının başında

yer almaktadır. Stres gerek bireysel, gerekse örgütsel nedenlerle ortaya

çıkabilmektedir (Işıkhan, 2004: 38-41). STK’larda yapılan faaliyetler gönüllülük

esasına göre olduğu için bireylerin daha fazla istekli olması stresin azaltılmasında

Page 433: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

413

önemli bir etken olarak görülebilecektir. Ancak diğer taraftan yetersiz liderlik,

plansızlık ya da esnek planlama yapmama, faaliyetlerin uzun sürmesi, görevin

zorluğu, faaliyetlerde yetersiz insan kaynağı, finansman ya da araç gerecin

bulunması, güvensizlik, gönüllülerin ya da profesyonel çalışanların istedikleri örgüt

ortamını bulamamaları, gönüllülerin amaç ve hedefleri ile STK’nın ya da STK

yönetiminin amaç ve hedeflerinin örtüşmemesi gibi nedenler yanında; bireyin ailevi

ya da ruhsal sorunları, evinin ya da iş yerinin STK’ya olan uzaklığı, evli olma, eğitim

düzeyi gibi sayısız faktör de stresin oluşumuna etki edebilecektir. Yönetim ve

çalışanlar misyona ulaşmada her türlü bariyeri ortadan kaldırma çabası içine girmek

zorundadır. Stresin belirli bir düzeyinin çalışmalarda başarıyı artırıcı düzeyi olmakla

birlikte eğer stres gerek birey, gerekse örgüt için bariyer oluşturucu duruma gelirse

sonuçta başarısızlık engellenemeyecektir (Işıkhan, 2004: 63). Bu nedenle

gerektiğinde uzman yardımı da alarak stres kaynakları ve bireyin stresini

yönetebilmesi konusunda STK bünyesinde hem yöneticilerin, hem de diğer

alandakilerin yapacakları demokratik katılımlar stres sorununun üstesinden gelmeyi

saplayabilecektir. Ayrıca stres kaynaklarının minimize edilmesi için hem

yöneticilerin, hem de diğerlerinin çaba harcamaları özellikle karşısındakini

anlayabilme yetisi geliştirilmesini sağlamayı da hayata geçirmenin büyük önemi

bulunmaktadır. Diğer bir deyişle sadece profesyonel yardımı, STK bağlamında

stresin üstesinden gelmeye dolayısıyla misyonun gerçekleştirilmesindeki stres

engelini kaldırmak için yeterli değildir. Sonuç olarak bütünsel olarak sahip çıkılan

strese yönelik minimize etme yönelimi misyonunun başarılmasında gerek şarttır.

Değerlendirme faktörü kapsamında: Sağlıklı bir değerlendirme sürecini

gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun

başarılmasını etkiler; Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin

güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler; Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.)

misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. STK’lar için gönüllü yönetimi

sürecinin uygulamaya yönelik önemli bir parçası olan değerlendirme faktörü

kapsamındaki bu soru maddelerine yönelik olarak yönetim alanı ve diğer alan

kapsamında aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Page 434: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

414

Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz

etme ve raporlama sürecinin varlığına yönetim alanı (4,2±,71), diğer alana göre

(4,0±,80) daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.105.). Kar amacı güden örgütlerde

kontrol ve denetim önemli çok önemsenen konular olarak görülmektedir. Ancak

STK’larda gönüllülük yönetiminde kontrol ve denetimden ziyade, faaliyetlere motive

edici değerlendirmenin yapılması daha fazla istenilen bir olgudur. Liderin motive

edici bir kontrol sürecini gerçekleştirmesi önemlidir. Bu bağlamda lider, grup

standarlarının devamlılığı sağlama, tempoyu etkileme, yapılan işlerin hedefler

doğrultusuda olduğundan emin olma, tartışma ortamı yaratma, grubu karar verme ve

eyleme geçmede cesaretlendirme; yanı sıra fikirlerin kontrolünü yapma, bireye ve

gruba kendi performanslarını değerlendirme imkanı ve araçlarını verme gibi konulara

odaklabilecektir (Adair, 2006: 110-111). Aksi durumlarda söz konusu olabilecektir.

Bu çerçevede yönetim kademesinde bulunan bireylerin varlık sebeplerini kontrol

olarak algıladıkları ve bu konuda çok hassas oldukları da uygulamada gözlemlenen

bir olgudur. Bu yönelimi hastalık derecesinde örgüte yansıtan ve sadece kontrol

sayesinde istenilen verimliliğe ulaşılabileceğini düşünen; yanı sıra söylemlerinde

katılımcılığı savunurken uygulamada tamamen tersine davranan yöneticilere de

rastlamak olasıdır. Bu istenilmeyen bir durum olmakla birlikte yöneticinin de işlerin

daha iyi yapılabilmesini sağlamak için gelişime yönelmiş rasyonel bir zemine

oturtulmuş kontrol sürecini hayata geçirmesi de gayet istenilen bir durumdur ve bu

yaklaşım STK’larda gönüllü yönetiminin ruhuyla da örtüşmektedir. Bu soru maddesi

kapsamında zaten yönetim alanında bulunanların hassas oldukları kontrolün daha

soft ifadesi olan değerlendirme olarak ifadesi kapsamında veri elde etme, analiz etme

ve raporla sürecinin sağlam bir zemine oturtulması misyonun başarılmasını realiteyi

ortaya koyup geliştirici ortama yönelmeyi sağlayacağı için yönetimce daha fazla

önemsenir olarak bulunmuştur. Ancak diğer alanın da aritmetik ortalama değeri de

fazla düşük değildir (Çizelge 6.105.). Bu ise, diğer alanında bu konuda pozitif fikre

sahip olduğunu ancak yukarıda ortaya konulan ve gönüllülükle bağdaşmayan

yaklaşımların da olabileceği nedeniyle temkinli yaklaştıklarını da ortaya

koymaktadır.

Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesine yönetim

alanı (4,2±,78), diğer alana göre (3,9±,80) daha fazla önem vermektedir (Çizelge

Page 435: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

415

6.105.). Şüphesiz performans değerlendirme kriterlerinin güncellenmesi insan

kaynakları yönetimi açısından önemli bir konudur; bireylerin ve örgütün gelişimi için

gereklidir. Ancak ankete cevaplayanlarla yapılan fikir alış verişi bağlamında STK’lar

için genel olarak değişken durumların ortaya çıkmasının olmadığı; yanı sıra bir

STK’nın işletme olmadığı genel bir performans değerlendirme ölçütünün gönüllülük

yönetimi kapsamında yeterli olabileceği yorumları yapılmıştır. Ancak bazı

yöneticiler ise bu konunun önemli olduğunu gerektiği zamanda belirli ölçülerde

yapılabileceğini belirtmişledir. Bu bağlamda STK’nın türü de önem arz etmektedir.

Genellikle dernek, platform gibi yapılanmalar kontrolü itici bir süreç olarak

bulurken; meslek odası ya da sanayi ve ticaret odası gerekli görebilmektedir.

Yönetimin faaliyetlerinin kontrolü kapsamında konuya yaklaşıldığında şeffaflığın

önemi de özellikle diğer alanda yer alanlarca vurgulanmaktadır. Sonuç olarak

yönetim perspektifinde performans değerlendirmesine önem verildiği gerektiğinde de

kriterlerin iyileştirilmesine açık olunması gerekliliği yöneticilerce önemsenen bir

konu olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla yönetim alanının bu soru maddesini daha

önemser gözükmesi doğal bir sonuçtur.

Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin

performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler soru maddesi için

yönetim ve diğer alanın farksız düşündüğü belirlenmiştir (Çizelge 6.105.). Ancak

yukarıda ortaya konulan yorumlar bu soru maddesi için de geçerlidir. STK’larda

gönüllü yönetimi kapsamında algılanan bireyi ve yapılan işleri geliştirmeye yönelik

dolayısıyla misyonu gerçekleştirmeye yönelik olan kontrolden ziyade değerlendirme

süreci olduğu ankete katılanlar tarafından öngörülmektedir. Kanada’da Doğa Hakları

isimli bir STK’nın elkitapcığında gönüllülerin değerlendirilmesine yönelik olarak

eğer gönüllü en az bir yıllık bir süreçte kurumda yer alıyorsa hem gönüllünün, hem

de onu değerlendirmeyle görevli bireyin (supervisor) görüşleri bir değerlendirme

formuna kaydedilerek dosyada en az üç yıl için saklandığı belirtilmektedir. Bu

bağlamda aynı kaynakta gönüllü kurumdan uzaklaştırılsa bile, gönüllülükle

örtüşmeyen davranışların (sahtecilik yapma, ihmal, dikkatsizlik, kaba davranışlarda

bulunma, diğer bireylere zarar verme, STK’nın sağladığı ekipmanlara zarar verme

vb.) da hem şikayet eden, hem de değerlendirinin notlarıyla birlikte ilgili dosyada

saklandığı belirtilmektedir (Nova Scotia Nature Trust).

Page 436: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

416

Bu bölümde son olarak faktör analizi sonucu çıkarılan dört soru maddesine

yönelik olarak yapılan yönetim ve diğer alanın bakış açısı yönünde

değerlendirmelere de yer verilmiştir. Bu kapsamda STK’nın misyonu ile ilgili

alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler;

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın,

internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun

başarılmasını etkiler; Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım,

yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını

etkiler; Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddeleri yer almaktadır. Bu soru maddelerine yönelik

olarak yönetim alanı ve diğer alan kapsamında aşağıdaki yorumlar yapılabilir:

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla

(basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması yönetim alanı

(4,3±,71), diğer alana göre (4,0±,92) daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.110.).

Bu soru maddesinde yer alan fikirler uygulamada STK’lar için önemli olarak ortaya

konulan yaklaşımlardır. Doğal olarak yönetimin sözü edilen araçları en iyi şekilde

kullanarak gönüllü kitlesine ulaşabilmesi istenilen nitelik ve nicelikte gönüllüyü

STK’ya çekme açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle de yönetim kademesinin

bu soru maddesini daha fazla önemsemesi doğal bir sonuçtur. Ayrıca bu soru

maddesi gönüllü kazanma faktörleri içinde örtülü olarak yer alan bir sorudur. Zaten

gönüllüleri kazanmaya yönelik olarak imaj geliştirme çalışmalarının yapılmasında bu

teknikler aktif olarak kullanılabilmektedir.

Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma

vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesine yönetim alanı (4,2±,80), diğer alana göre

(4,0±,77) daha fazla önem vermektedir (Çizelge 6.110.). Yönetimin her türlü faydalı

konuda eğitim vermeyi önemser tavrı gönüllüleri hem STK’ya, hem de faaliyetlere

uyumlaştırmada önem arz etmektedir. Bu nedenle yönetimin halkla ilişikler, tanıtım,

yandaş kazanma gibi konularda da eğitim verilmesine olan ilgisinin diğer alana göre

daha fazla olması olağan bir durumdur. Diğer taraftan bu soru maddesinin de faktör

analizi sonucu çıkarılması bir eksiklik değildir. Gönüllüleri uyumlaştırma faktörü

içinde yer alan eğitim verilemesine yönelik soru maddesi kapsamında zaten planlı bir

şekilde uygulama alanı bulmaktadır.

Page 437: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

417

STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması

misyonun başarılmasını etkiler soru maddesi için gerek yönetim alanı, gerekse diğer

alan destekleyici yönde aynı ya da yakın fikre sahiptirler (Çizelge 6.110.). Gönüllü

kazanımı STK’larda istenen ve üzerinde önemli çalışmalar yapılan bir süreçtir. Bu

süreçte gönüllülük kapsamında her türlü birey STK’nın kapısını çalabilecektir.

Genellikle STK’larda yönetim nicelik olarak artıştan ziyade, istedikleri niteliğe sahip

olan niceliğe ulaşmayı hedeflemektedir. Ancak uygulamada zaten gönüllü bulmanın

ve tutmanın zor olduğu ülkemizde istenen niteliğe sahip gönüllüleri bulmak oldukça

zordur. Bu nedenle faktör analizi sonucu çıkarılan bu soru maddesi ülkemiz

kapsamında gönüllü kazanımı içinde üstü örtülü olarak istenen uç bir durum olarak

yorumlanabilecektir. Diğer taraftan istenilen niteliğe sahip gönüllüleri bulmak

oldukça zor olmakla birlikte, STK’ya ve faaliyetlere uyumlaştırma çalışmaları ile bu

sorun daha rasyonel bir şekilde çözülebilmektedir. Bu nedenle de bu soru maddesi

örtülü olarak STK’lara uyumlaştırma faktörü içinde de yer almaktadır.

Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun

başarılmasını etkiler soru maddesi için gerek yönetim alanı, gerekse diğer alan

destekleyici yönde aynı ya da yakın fikre sahiptirler (Çizelge 6.110.). Doğal olarak

gönüllülere eğitim sırasında yapacağı işler, ayrıntıları, karşılaşabilecekleri durumlar

ve yapmaları gerekenler anlatılacaktır. O nedenle bu soru maddesine yönelik olarak

hem yönetim alanı, hem de diğer alan yakın fikirlere sahiptirler. Diğer taraftan bu

soru maddesinin faktör analizi sonucu çıkarılması bir eksiklik yaratmamıştır. Zaten

gönüllüleri uyumlaştırma kapsamında mantık hem yeni gönüllüleri STK’ya, hem de

diğerlerini yeni faaliyet ve durumlara uyumlaştırmaktır. Zaten burada da eğitim

verilmektedir. Diğer bir ifadeyle bu soru maddesi zaten uygulamada uyum sağlama

faktörü içinde yer alan soru maddesi içinde örtülü olarak yer almaktadır.

Page 438: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

418

YEDİNCİ BÖLÜM

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışma ile STK’larda gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında insan

kaynaklarının rolünün STK’ların misyonlarını gerçekleştirmeye yönelik etkilerinin

araştırılması amaçlanmıştır. Bu araştırma sonucunda elde edilen bulgular STK’ların

misyonlarına bakış açıları, insan kaynakları yönetimi ve gönüllülük yönetimi

bağlamındaki klasik bilgileri desteklemekle birlikte, uygulamaya yönelik olarak bazı

tutum ve davranışlarda farklılıkları da ortaya koymaktadır.

Anketin ölçek bölümünde yer alan ve gönüllü yönetimi yaklaşımları

bağlamında insan kaynaklarının rolünün, STK’ların misyonlarını gerçekleştirmede

etkilerini belirlemek üzere oluşturulan otuz iki sorunun da ankete katılanlarca ileri

seviyede önemli görüldüğü ortaya çıkmıştır. Diğer bir deyişle ankete katılanlar her

soru maddesinde misyonu gerçekleştirmeye yönelik olarak ortaya konulan fikirlerin

uygulamada gerekli olan yaklaşımlar olduklarını verdikleri cevaplarla

desteklemişlerdir.

Özellikle ölçekte yer alan “Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri

kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler” soru

maddesinin en yüksek ortalama değerini almış olması, araştırmanın özünü oluşturan

ve STK’ların varlık sebebi olan misyonların en iyi şekilde gerçekleştirilmesi için,

STK’larda insan kaynağının gönüllülük perspektifiyle tamamen örtüşmesinin ne

denli önemsenen bir yaklaşım olduğunu belirlemiştir. Bu sonuca göre; “STK’lar

misyonlarını en iyi şekilde gerçekleştirmek için çabalarını insan kaynaklarında

gönüllülüğü maksimize edecek bir mantaliteye yönelterek yönetilme

durumundadırlar” çıkarımı gerçekçi bir yorum olmaktadır.

Bu araştırmada, yukarıda nedenli önemli olduğu ortaya konulan gönüllük

perspektifinin bireylerin gönüllerine göre geliştirdikleri davranış şekli olmadığı;

aksine yönetim bilimi perspektifinde ayakları yere basan ancak yönetim sürecinin her

aşamasında bireylerin motivasyonlarını gönüllerini ortaya koyarak gerçekleştirdikleri

bir yönetim süreci olduğu da belirlenmiştir.

Page 439: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

419

Sözü edilen yönetim sürecinin gönüllülük bakış açısıyla STK’nın misyonunu

çatı alarak; planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir:

Daha planlama aşamasında gönüllü faaliyetlerinin belirlenmesi; faaliyetlerde

yer alacak gönüllü nitelik ve niceliğinin belirlenmesi; faaliyetlerde yer alacak lider

kadroların ve görevlerinin belirlenmesi; eğitim faaliyetlerinin planlamasının

yapılması; tüm bu süreçlerde faaliyetler için gerekli olan finansal, insan kaynağı,

teknoloji, materyal ve sürecin stratejik bir yaklaşımla gerekli esneklikleri de

bünyesinde barındıracak şekilde planlanmasına yönelik fikirlerin tamamı katılımcılar

tarafından çok önemli bulunmuştur.

Uygulama aşamasında; planlama aşamasında ortaya konulan çerçevede, yine

misyona uygun olarak hedef kitle ve dolayısıyla hedef kitle içindeki gönüllülere

ulaşmaya çalışılması ve ilgili stratejilerin uygulanması; eğitim (uyumlaştırma ya da

diğer eğitimler) faaliyetlerinin gerçekleştirilmesine önem verilmesi yanı sıra

bireylerin STK vasıtasıyla topluma kazandırılması (öğrenci, emekli, madde bağımlısı

vb.) ve toplumda öne çıkan bireylerin (sanatçı, sanatkar, entelektüel, politikacı vb.)

STK’ya çekilmesi gerekliliği de ankete katılanlarca oldukça önemsenmiştir.

Uygulama aşamasının en önemli parçası ise, yöneltme ya da yönetme

kapsamında faaliyetlerin misyona uygun çerçevede hayata geçirilmesidir. Yine bu

çerçevede, katılımcı yönetim ya da yönetişim odaklı liderliğin hayata geçirilmesi:

dolayısıyla STK’da yer alan tüm insan kaynağının gerek profesyonel, gerekse

gönüllü olsun gönüllülük çerçevesinde bütünleştirilerek yönetilmesi, bireylerin

yaratıcı yönlerinin ortaya çıkarılması, bireylerin kendilerine olan güveninin

artırılması, çatışmaların pozitif süreçlere yöneltilmesi, bireysel ya da örgütsel stres

kaynakları konularında etkin çalışmalar yapılması ve insan kaynağını bütünleştirici

organizasyonların gerçekleştirilmesi sonuç olarak misyonu gerçekleştirmek üzere

insan kaynağının en iyi şekilde motivasyon ve verimliliklerinin sağlanmasına yönelik

tüm yönetim yaklaşımları da ankete katılanlarca çok önemli bulunmuştur.

STK’ların değerlendirilmesi aşamasında gönüllü perspektifinde misyona

ulaşım düzeyine yönelik olarak hem bireysel, hem de örgütsel bazda planlamada

ortaya konulan kriterlerin ve beklentilerin gerçekleşmesine bakış açıları da genel

olarak, anketin ölçek bölümüyle örtüşen bir yapı sergilemiştir.

Page 440: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

420

Doğal olarak da planlama, gönüllü kazanma, eğitim ve oryantasyon, yöneltme

/ yönetme ve değerlendirmeye yönelik olarak bazı soru maddelerinin yönetim

alanında yer alan bireylerce, diğerlerine göre daha fazla önemsendiği de

belirlenmişitir. Bu ise, STK’larda yer alan yöneticilerin misyonların

gerçekleştirilmesine yönelik olarak yapılan tüm faaliyetlere verdikleri önemden

kaynaklanmaktadır.

Ankette yer alan bireysel ve kurumsal içerikli soru maddelerine genel olarak

bakıldığında ise, yaş gruplarının orta yaş düzeyinde yoğunlaştığı, erkek sayısının

gerek katılım olarak, gerekse yönetim alanında daha fazla olduğu, evlilik oranın

yüksek olduğu, katılımcıların genel olarak dernek statüsü ve oda statüsünde daha

fazla temsil edildiği, kuruluş yılı olarak Osmanlı döneminden günümüze geniş bir

dağılımın yakalandığı, üye sayısı açısından farklı büyüklükteki STK’ların iyi bir

dağılımının sağlandığı, görev alanı açısından hem yönetici (başkan, başkan

yardımcısı, sekreter, birim sorumlusu), hem de diğer (üye, gönüllü) bireylerin sayı

olarak iyi temsil edildiği görülmüştür. Bu da yukarıda ortaya konulan yorumların

gerçekçi ve etkin olmasının kanıtıdır.

Ölçek sorularının oluşan faktörler kapsamında gerek bireysel boyut (yaş,

cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu), gerekse kurumsal boyut ve onların alt

grupları açısından karşılaştırılması sonucu farklar görülmesine rağmen genel olarak

önemli farklılıklar ortaya çıkmamıştır. Farlılıkların ise, bazı STK’larda aktivist

yönelimin, bazılarında ise, daha fazla alana yönelik olarak kurumsal çerçevenin

doğaları gereği benimsenmesi gibi özel nedenlerden de kaynaklandığı belirtilebilir.

Diğer taraftan her STK’nın temel misyonu olmakla birlikte, o temel misyon

çatısı altında faaliyetler bazında bazı misyonları da gerçekleştirdikleri açıktır. Ancak

bu faaliyetsel misyonların asıl itibariyle temel misyonun gerçekleştirilmesine yönelik

misyonlar olduğu belirlenmiştir. Örneğin, bir meslek odasının ya da ticaret ve sanayi

odasının temel misyonu olan mesleki misyonunu gerçekleştirirken, eğitim, rehberlik

ve danışmanlık, sportif gibi bir hizmeti de vermesi ya da ülke kalkınmasına hizmet

etmesi de doğaldır. Yine bir derneğin siyasete etki ederek temel misyonunu

gerçekleştirmeye çalışması ve engelleri bertaraf etmesi de doğaldır. Sürdürülebilir

kalkınma çerçevesinde temel misyonu ne olursa olsun STK’nın ülke kalkınmasına

Page 441: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

421

hizmet etmesi de doğal olarak kabul edilebilecektir. Ancak, bir STK’nın var

olmasının nedeni temel misyonu ve ona yönelik bünyesinde barındırdığı insan

kaynağıdır. Diğer bir yaklaşımla bir meslek odasının ya da ticaret ve sanayi odasının

temel misyonu meslekidir ancak sağlığa yönelik gerçekleştirdiği faaliyetler onu bir

psikiyatr derneği yapmadığı gibi; spora sağladığı katkı da onu spor kulübü veya

çevreye sağladığı katkı onu çevreye yönelik bir dernek yapmayacaktır. Bu tip

yaklaşımlar yapılan anket görüşmelerinde de cevaplayanlarca sıklıkla vurgulanmıştır.

Sonuç olarak, bu çalışma bulguları kapsamında 2000’li yıllarla birlikte gerek

dünyada, gerekse ülkemizde insanlığın sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya özlemi

için aktif olarak çalışmasının temel argümanının gönüllülük perspektifinde insan

kaynakları yönetimine yönelmek olduğu belirlenmiştir. Bu bağlamda gerek devlet,

gerekse özel sektörün kendilerini daha iyi seviyeye taşıma adına STK’lardan

öğrenecekleri pek çok unsurun bulunduğu yorumu yapılabilecektir. Bu çerçevede

STK’ların ise, yönetim bilimi perspektifinde gönüllüğün yönetimini tüm

faaliyetlerine yansıtması ve iyi örnekler sergilemesi de büyük önem arz etmektedir.

Bu araştırmadan elde edilen veriler doğrultusunda aşağıdaki öneriler ortaya

konulabilecektir:

i. Türkiye’de tarihsel olarak bilinen formlarıyla (ahilik kurumları, loncalar,

vakıflar vb.) yüzyıllara dayanan köklü bir STK örgütlenmesi geleneği vardır.

Bu köklü gelenek çağdaş Türk Cumhuriyeti çerçevesinde yer alan STK’lar

bağlamında da daha da işlevsel hale gelmiştir. Ancak yönetim bilimi

çerçevesinde insan kaynakları ve gönüllülük odaklı olarak hem literatürel,

hem de uygulama bağlamında daha rasyonel çalışmaların yapılması

gerekmektedir.

ii. Türkiye’de STK’larda yer alan bireyler yer aldıkları STK türü ve konumları

ne olursa olsun (yönetici ya da diğer) misyonlarının önemini, gerek ülke

kaynaklarının rasyonel kullanımı, gerekse sürdürülebilir kalkınma

kapsamında ülkemizin gelecek nesillerine ve dünya insanlığına faydalı olacak

şekilde kavramış bireyler olarak görülebilecektir. Diğer bir deyişle, Türk

STK’larında yer alan bireyler yerine getirdikleri faaliyetlerin gönüllülük

perspektifini uygulamalarında yaşatan bireylerdir. Diğer taraftan STK’ların

Page 442: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

422

etkili ve verimli çalışmaları için olmazsa olmaz hayati bir konu olan

gönüllük perspektifi de rasyonel olarak çalışmaların yapılması gereğini arz

eden bir konu olarak da özelliğini sürekli koruyacak çerçevede ele alınan bir

realite olarak algılanmalıdır.

iii. STK’ları yaşatan bireylerin geleneksel olarak var ve önemli olan bilgi ve

tecrübelerini gönüllü yönetimi pespektifinde daha etkin kılmaları için şu

yaklaşımlara büyük önem vermeleri gerekmektedir:

a. Kurumlarında misyon ve vizyonlarını katılımcı bir şekilde oluşturmalı

ve geliştirmelidirler. Bu hem misyonun geliştirilmesini sağlarken,

hem de STK bünyesindeki tüm insan kaynağı tarafından misyonun

sahiplenilerek daha iyi başarılmasını sağlayacaktır.

b. STK’lar rasyonel bir çevesinde güncel ve gelecek yönelimli stratejik

planlar yaparlarken mutlaka katılımcı bir yaklaşım sergilemelidirler.

Bu çerçevede katılımcı ve rasyonel bir şekilde STK’nın elinde

bulunan kıt kaynaklar (insan kaynağı, finansman, araç gereç ve

teknoloji, fonksiyonel bilgi, doğa vb.) daha etkin ve esnek yönelimli

çerçevede planlanarak uygulamaya yansıyacaktır.

c. Gönüllüleri STK’ya çekecek uygun kanallar sürekli aranmalı,

toplumun tüm kesimleriyle etkin bir iletişim sağlanmalı, STK’nın

misyon ve vizyonu en iyi şekilde hedef kitlelere anlatılmalı, katılımcı

demokrasi ve şeffaflığa önem verildiği imajı hedef kitlelere

yansıtılmalıdır.

d. STK’ya çekilen bireyleri ürkütmeden en iyi şekilde tanınmasını

sağlamak için uygun araçlar rasyonel bir şekilde kullanılmalıdır. Bu

bağlamda bireylerin STK’ya yapacakları katkının onların kabiliyetleri,

tecrübeleri ve uzmanlık alanları gibi nitelikleriyle bire bir örtüşmesi

misyonun başarılmasında önemli bir etken olarak belirtilebilecektir.

e. Gönüllülük yönetiminin bireylerin kendi gönüllerine göre davranış

şekli olmadığını aksine akılcı bir şekilde rutin bir işten farklı bir

çerçevede yerine getirilmesi gereken esnek kurallarını etkin bir

şekilde uygulamaya geçirmelidir.

Page 443: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

423

f. STK’larda her türlü kültürel özelliğin kaynaşmasını sağlayacak ortam

yaratılmalıdır.

g. Liderliğe önem verilmelidir. STK’da yer alan insan kaynağım hangi

konumda olursa olsun liderlik kapsamında; tüm insan kaynağı sürekli

eğitilmeli, motive edilmeli, kaliteli bir iletişim ortamı yaratılmalı,

stres yönetimine önem verilmeli ve çatışma yönetimi konularında

hassas davranılmalıdır. Lider yönetici misyonu gerçekleştirme

yönünde insan kaynağına geliştirici ve yaratıcı çerçevede yol

göstermelidir. Misyonu başarmaya odaklanmış etkin ekip çalışmaları

için çaba harcanmalıdır.

h. Gönüllü yönetiminin STK içinde daha etkin gerçekleştirilmesi için

özel organizasyonlara (bayram, düğün, yıl başı, gezi, kermes, ödül

töreni vb.) büyük özen gösterilmelidir. Bu hem var olan gönüllü

kitlesini birbirine entegre ederken, yeni bireyleri de kazanmayı

sağlayacak bir realitedir.

i. Gönüllü yönetiminde performansın değerlendirilmesi, insan

kaynağının gelişimine odaklanmalı ve ölçütler bu çerçevede

belirlenmelidir. Bu bağlamda önemli olan misyona ulaşmada

istekliliğin süreklileştirilmesidir. Bu nedenle STK’lar kar amacı güden

örgüt ciddiyetinde olmakla birlikte, kar amacı gütmeyen bir örgüt

olarak pratik ve esnek çözümlemelerle tüm çabalarını misyonu

gerçekleştirecek bireylerin yaratılmasına yöneltmelidir.

Page 444: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

424

KAYNAKÇA

Kitaplar:

ADAIR, J., Etkili Motivasyon, Çev. S. UYAN, Babıali Kültür Yay., İstanbul 2006.

AGUAYO, R., Dr. Deming-Japonlara Kaliteyi Öğreten Amerikalı: Japon Mucezesinin Mimarı, Çev: Y. Kaan Tunçbilek, Form Yay., İstanbul, 1994.

AKDEMİR, A. Yönetici Engeli, Ankara, Adalet Yay., 1994.

AKDEMİR, A., Girişimcilik Kültürü: Para İle Mutlu Olunur Mu?, Kütahya, 1996.

AKDEMİR, A., “Küreselleşeme Umudun Mu Sömürünün Mü Adıdır?”, Girişimcilik Kültürü, Kütahya, 1996.

AKDEMİR, A., İşletmeciliğin Temel Bilgileri, Çanakkale, 2004.

AKGEMCİ, Tahir, A. ÇELİK, E. AYDOĞAN ve A. AKATAY , Zaman Yönetimi ve Yönetsel Zamanda Etkinlik, Gazi Yay., Ankara, 2003.

AKGÜL, A., Tıbbi Araştırmalarda İstatistiksel Analiz Teknikleri, Emek Ofset Yay., Ankara, 2003.

AKINCI, Z. B., İnsan Kaynakları Yönetimi:Etkinlikte İletişim Odaklı Bir Yaklaşım, Ege Ünv. Yay., İzmir, 2001.

AKSOY, R., İnternet Ortamında Pazarlama, Seçkin Yay., Ankara, 2006.

AKPINAR, N., İ. TALAY, Ç. CEYLAN ve S. GÜNDÜZ, “Rural Women and Agrotourism in The Context of Sustainable Rural Development: A Case Study From Turkey”, Kluwer Journal, Sayı 6 (October), s. 473-474, 2003.

ALTHUSSER, L., Politika ve Tarih, Çev.: A. Şenel - Ö.Sezgu, Varlık Yay., Ankara, 1987.

ALTUNIŞIK, R., R. ÇOŞKUN, S. BAYRAKTAROĞLU, E. YILDIRIM, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, Sakarya Kitabevi Yay. , İstanbul, 2005.

ALPUGAN, O., M. H. DEMİR, G. OKTAV Güner ve N. ÜNER, İşletme Ekonomisi ve Yönetimi, Beta Yay., İstanbul, 1997.

ARARAT, M., “Şirketlerde İyi Yönetişim: Ne Yeşilden, Ne Siyahtan Ne İnsanlıktn Taviz”, 10. Ulusal Kalite Kogresi’nde Sunulan Bildiri, Türkiye Kalite Derneği, 2001’den aktaran İ. YILDIRIM, Demokrasi Sivil Toplum Kuruluşları ve Yönetişim, Seçkin Yay., Ankara, 2004.

ARNOLD, H. J., Organizational Behavior, McGraw-Hill International Etions, Singapore, 1986.

ARSLAN, O, Sivil Toplum ve Türkiye Gerçeği, Bayrak Yay., İstanbul, 2001.

ARSLANTÜRK, Z. ve M. T. AMMAN M., Çamlıca Yay., İstanbul, 2001.

AŞKUN, İ.C. ve B. TOKAT, İşletme Yönetimi ve Örgüt, Avcı Matbaası, İstanbul, 2003.

Atatürk Devrimleri, Meydan Larousse, C.5, s.276.

Page 445: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

425

ATEŞ, T., Osmanlı Toplumunun Siyasal Yapısı, Say Yay., İstanbul, 1982.

ARSAL, S. M., “Teokratik Devlet ve Laik Devlet”, Tanzimat I, İstanbul, 1999.

AYDOĞAN, M., Yeni Dünya Düzeni, Kemalizm ve Türkiye, Cilt 1, Kum Saati Yay., İstanbul, 2002.

BALI, A. Ş., Çok Kültürlülük ve Sosyal Adalet, Çizgi Yay., Konya, 2001.

BARTOL, K. M. ve D. C. MATIN, Management, McGraw Hill Inc., USA, 1991.

BEETHAM, D. ve K. BOYLE, Liberta Yay., Çev: Vahiy Bıçakçı, Ankara, 1998.

BERLEW, D. E.., “Leadership and Organizational Excitement”, Organizational Psychology: A Book of Reading, Ed.: D. A. KOLB, I. M. RUBBİN ve J. M. McIntyre, Englewood Cliffs, N.J Prentice Hall, 1979, den aktaran G. B. NORTHCARFT ve M. A. Neale, Organizational Behavior, Riehart and Winston Inc., USA, 1990.

BARUTÇUGİL, İ., Bilgi Yönetimi, Kariyer Yay., İstanbul, 2002.

BARUTÇUGİL, İ., Organizasyonlarda Duyguların Yönetimi, Kariyer Yay., İstanbul, 2002.

BARUTÇUGİL, İ., Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi, Kariyer Yay., İstanbul, 2004.

BAŞLAR, K., Uluslararası Hukukta Hükümet Dışı Kuruluşlar, Nobel Yay., Ankara, 2005.

BEDEIAN, A. G., Management, The Dryden Pres, Orlando, USA, 1989.

BEITO, T. D., P. Gordon, A. Tabarrok, The Voluntery City, The University of Michigan Pres, USA, 2002.

BİKMEN, F., “Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı-TÜSEV”, Türkiye’de Sivil Hayat, Ed:Şehmus Diken, STGP Yay., Ankara.

BOZKURT, V., Sosyoloji, Alfa Yay., Bursa, 2004.

CHANDLER, A. D., Strategy and Structure: Chapters in the History of the Industrial Enterprise, Cambridge: MIT Pres, 1962.

Çağdaş Tükiye’ye Doğru, Temel Britanica, C.2, 1992. s.126-130.

ÇAHA, Ö., Aşkın Devletten Sivil Topluma, Gendaş Yay., İstanbul, 2000.

ÇUBUKÇU, İ. A., Türk Düşünce Tarihinde Felsefe Hareketi, Ankara, 1986.

DAFT, R. L., Management, The Dryden Pres, USA, 1991.

DİNÇER, M., Çevre Gönüllü Kuruluşları, Türkiye Çevre Vakfı Yay., Ankara, 1996.

DİNÇER, Ö., Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası, Beta Yay., Şstanbul, 2004.

DOĞAN, İ., Sivil Toplum, Alfa Yay., İstanbul, 2002.

DRUCKER, P. F., Gelecek İçin Yönetim, Çev.: Fikret Üçcan, Türkiye İş Bankası Kültür Yay.,1995.

DURMAZ, M., Kişilerarası İletişim ve Motivasyon, Ege Ünv. Basımevi, 2004.

Page 446: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

426

EBENSTEIN, W., Siyasi Felsefenin Büyük Düşünürleri, Çev: İsmet Özel, Şule Yay. 2001.

EĞİT, A., “Kadın Haklarını Koruma Derneği”, Türkiye’de Sivil Hayat, Ed:Şehmus Diken, STGP Yay., Ankara, 2005.

EFİL, İ., Toplam Kalite Yönetimi ve Toplam Kaliteye Ulaşmada Önemli Bir Araç ISO 9000 Kalite Günence Sistemi, Uludağ Ünv. Yay., Bursa, 1996.

EHRENBERG, J., Civil Society: The Critical History of an Idea New York, University Pres, Newyork and London, 1999’dan aktaran M. KALDOR, KALDOR, M., “Civil Society and Accountability”, Journal of Human Development, Vol. 4, No:1, s.6-12, 2003.

EKİNCİ, Y., Ahilik, Sistem Ofset, Ankara, 1989.

EREN, E., Yönetim ve Organizasyon, Beta Yay., İstanbul, 1993.

EROĞUL, C., Siyasal Düzenlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Birkaç Tarihsel Örnek ve Tartışma, Ankara Üniversitesi Basım Evi, Ankara, 1981.

EROĞUL, C., “Çok Partili Düzenin Kuruluşu: 1945-1971”, I.C. Schick ve E. A. Tonak (Ed.), Geçiş Sürecinde Türkiye, Belge Yay., İstanbul, 1992’den aktaran M. ASLAN ve G. KAYA, 1980 Sonrası Siyasal Katılımda Sivil Toplum Kuruluşları, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, s.219, 2004.

EYUBOĞLU, S., Montaigne/Denemeler, Cem Yay., İstanbul, 1982.

FEIGENBAUM, A. V. , Total Quality Control, Newyork, 1961.

FEIGENBAUM, A. V., Total Quality Conrol, McGraw-Hill Book Co., New York, USA, 1988.

FISHER, J., International Networking –The Role of Southern NGOS-, Editör: Cooperrider, David ve Dutton, Jane E.,Sage Pulications, California, USA, 1999.

GEORGE, S. ve A.WEİMERSKİRCH, Total Quality Management, USA: JOHN Willey & Sons, Inc, 1004. s. (Hasan A. Yıldırım (2002), Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, Nobel Yay., Ankara, s.73-74’den alıntı).

GÜDER, N., Sivil Toplumcunun El Kitabı, STGP Yay., Ankara, 2005.

GÜNEŞ, M. ve H. GÜNEŞ, Türkiye’de Eğitim Politikaları ve Sivil Toplum, Anı Yay., Ankara, 2003.

GÜVEN, S., Sosyal Politikanın Temelleri, Ezgi Yay., 2001.

GÜZEL, M. Ş., Türkiye’de İşçi Hareketi 1808-1984, Kaynak Yay., İstanbul, 1996’den aktaran M. ASLAN ve G. KAYA, 1980 Sonrası Siyasal Katılımda Sivil Toplum Kuruluşları, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1 (?), s.219, 2004.

HABERMAS, J., Küreselleşme ve Milli Devletlerin Akibeti, Çev: Medeni Beyaztaş, Bakış Yay. İstanbul, 2002.

Page 447: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

427

HABLEMİTOĞLU, N., Alman Vakıfları ve Bergama Dosyaları, Can Matbaası, İstanbul, 2005.

HAAG S., M. CUMMİNS ve J. DAWKİNS, Management Information Systems for the Information Age, The McGraw-Hill Companies, USA, 1998.

HILL, T., Manufacturing Strategy, Mc Millian Pres Ltd, London, 1993.

HOLL, A. ve J. MİDGELEY, Development Policies: Sociological Perspective, Manchester University Pres., Manchester, USA, 1988.

HOWELL, J. ve J. PEARCE, Civil Society and Development: A Critical Exploration, Lynne Rienner, Boulder, Co., 2001’dan aktaran M. KALDOR, “Civil Society and Accountability”, Journal of Human Development, Vol. 4, No:1 (?), s.6-12, 2003.

IMAI, M., Kaizen, Brisa Yay., İstanbul, 1994.

ISHIKAWA, K., Toplam Kalite Kontrol, KalDer Yay, İstanbul, 1995.

IŞIKHAN, V., Çalışma Hayatında Stres ve Başa Çıkma Yolları, Sandal Yay., Ankara, 2004.

İNALCIK, H., “Senedi İttifak ve Gülhane Hatt-ı Hümayunu”, Osmanlı İmparatorluğu-Toplum ve Ekonomi, Eren Yay., İstanbul, 1996. s.343-359

JOHNS, G., Organizational Behavior, HarperCollins Collage Publishers, Newyork, USA, 1996.

KALAYCI, Ş., “Faktör Analizi”, SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Tenikleri, Editör: Ş. Kalaycı, AsilYay., Ankara, 2006.

KARİP, Emin, Çatışma Yönetimi, Pegem A. Yay., Ankara, 2000.

KARLSON, N., The State of State, Transaction Publishers,USA, 2002.

KAMAT, S., NGOs and the New Democracy, Harvard International Review, USA, 2003.

KAVRAKOĞLU, İ., Toplam Kalite Yönetimi, Kal-der Yay., Rekabetçi Yönetim Dizisi, İstanbul, 1996.

KEANE, J., Civil Society and State New European Perspectives, Çev: Erkan Akın, Aksu Bora, Ahmet Çiğdem, Ayrıntı Yay., 1994.

KIZILKAYAK, G., “Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı”, Türkiye’de Sivil Hayat, Ed:Şehmus Diken, STGP Yay., Ankara.

KOÇEL, T., İşletme Yöneticiliği, Beta Yay., İstanbul, 2003.

KONGAR, E., Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, Remzi Kitabevi, İstanbul. 1985.

KONGAR, E., Türkiye Üzerine Araştırmalar, Remzi Kitabevi Yay., İstanbul, 1996.

KOTLER P. ve N. Nancy, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, MediaCay Yay., Çev:Sibel Kaçamak, İstanbul, 2006.

KORAY, T., Bilgisayar, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1998. .

Köy Enstitüleri, Meydan Larousse, C.5-11, s.551-552.

Page 448: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

428

LEWIS, D., The Mangement of Non-Governmental Development Organisations: An Introduction Routledge, London, 2001’dan aktaran M. KALDOR, KALDOR, M., “Civil Society and Accountability”, Journal of Human Development, Vol. 4, No:1, s.6-12, 2003.

KREPS, G. L., Organizational Communication: Theory and Practice, Second Ed., Longman Inc NewYork, Kocabaş Füsun, Değişime Uyum Sürecine İç ve Dış İletişim Çabalarının Entegrasyonu Gerekliliği, 1990.

LOFLAND, J., Social Movement Organisations, Aldine de Gruyter, New York, 1996’den aktaran HASENFELD, Y. ve B. GİDRON, “Understanding Multi-purpose Hybrid Voluntary Organizations: The Contributions of Theories on Civil Society, Social Movements and Non-profit Organizations”, Journal of Society, Vol.1, No.2, s.97-112, 2005.

LOUMANN, E. O. ve D. KNOKE, The Organizational State: Social Choice in National Policy Domains, University of Winconsin Pres, Madison, 1987’den aktaran HASENFELD, Y. ve B. GİDRON, “Understanding Multi-purpose Hybrid Voluntary Organizations: The Contributions of Theories on Civil Society, Social Movements and Non-profit Organizations”, Journal of Society, Vol.1, No.2, s.97-112, 2005.

LUCEY, T., Management Information System, Guernsy Pres Co Ltd, London, 1994.

MANDEVİLLE, J., The Nonprofit Sector: A Partner with Government, Patimes, Spesial Section, 2005.

MARDİN, Ş., Şerif Mardin Bütün Eserleri Dizisi-Makaleler 1, İletişim Yay., İstanbul, 1992.

MARDİN, Ş., Türkiye’de Din ve Siyaset, Makaleler 3, İstanbul, 1993.

MARDİN, Ş., Türk Modernleşmesi, Der: Mümtaz’er Türköne ve Tuncay Önder, İletişim Yay., İstanbul, 1995.

MARDİN, Ş., Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu, Çev: Mümtaz’er Türköne ve Tuncay Önder, İletişim Yay., İstanbul, 1996.

,“Yerel Uzmanlara Çevre Yönetimi Eğitimi”, Sivil Toplumdan Proje Öyküleri, STGP Yay., Ankara, 2004.

, “Düzce Ovası Kırsal Kalkınma Programı”, Sivil Toplumdan Proje Örnekleri, STGP Yay., Ankara, 2004.

MEJUYEV, V., Kültür ve Tarih, Çev: Suat H. Yokova, Başak Yay., Ankara, 1987.

MOUZELIS, N., Modernity, Late Development and Civil Society, in J. A. Hall Ed., Polity Pres, 1995’den aktaran M. BİLGİN, Civil Society and Civic Consciousness, Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, s.59-70, 2004.

NEWBOLD, P., İşletme ve İktisat İçin İstatistik, Çev. Ü. ŞENESEN, Literatür Yay., İstanbul, 2000.

NORTON, A. R., “The Future of Civil Society”, den aktaran J.SCHWEDLER, “Civil Society and the Study of Middle East Politics”, Toward Civil Society in the Middle East, Lynne Rienner Publishers, Colarado, USA, 1997.

Page 449: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

429

ORTAYLI, İ., İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, III. Baskı, İstanbul, 1995.

ORTAYLI, İ., “Tanzimat Devri ve Sonrası İdari Teşkilat”, Osmanlı Devleti Tarihi, Editör: E. İhsanoğlu, İstanbul, 1999.

ÖZALP, İ., Yönetim ve Organizasyon, C.1., Anadolu Ünv. Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yay., Eskişehir, 1986.

ÖZDAMAR, K., SPSS İle Biyoistatistik, Kaan Yay., Eskişehir, 2001.

ÖZDAMAR, K., Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi, Kaan Yay., Eskişehir, 2004.

ÖZDEN, M., Sağlık Eğitimi, Pozitif Tasarım Yay., Ankara, 2003.

ÖZGEN, E, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri, Maviağaç Yay., İstanbul, 2006.

ÖZTÜRK, N., Azınlık Vakıfları, Altınküre Yay., Ankara, 2003.

PİRA, A., F. KOCABAŞ, M. YENİÇERİ, Küresel Pazarlama Marka Yönetimi ve Halkla İlişkiler, Dönence Yay., İstanbul, 2005.

RYFMAN, P., Sivil Toplum Kuruluşları, İletişim Yay., İstanbul, 2006.

SALAMON, L. M., Partners in Public Service: Government-Non-profit Relations im the Modern Welfare State, Johns Hopkins University Press, Baltimore, 1995’den aktaran HASENFELD, Y. ve B. GİDRON, “Understanding Multi-purpose Hybrid Voluntary Organizations: The Contributions of Theories on Civil Society, Social Movements and Non-profit Organizations”, Journal of Society, Vol.1, No.2, s.97-112, 2005.

SARIBAY, A. Y., Siyaset, Demokrasi ve Kimlik, İz Yay., Bursa, 1998. .

SARIBAY, A. Y., Kamusal Alan Diyalojik Demokrasi Sivil İtiraz, Alfa Yay., İstanbul, 2000.

SHILS, E., “The Virtue of Civil Society”, ?,? den aktaran J.SCHWEDLER, “Civil Society and the Study of Middle East Politics”, Toward Civil Society in the Middle East, Lynne Rienner Publishers, Colarado, USA, 1997.

SOKAL, R. R. ve J. F. ROHLF, Introduction Biostatistics, W. H. Freeman and Company, USA, 1973.

Söylev ve Demeçler, 5. Baskı, C.1., AAM, Ankara, 1997.

ŞAHİN, A., H. TEMİZEL, M. TEMİZEL, Türkiye’de Demokrasiden e-Demokrasiye Geçiş Süreci ve Karşılaşılan Sorunlar,

ŞAYLAN, G., Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi, İmge Kitapevi, Ankara, 1995.

ŞENEL, A., Siyasal Düşünceler Tarihi, Bilim ve Sanat Yay., Ankara, 2004.

SCHERMERHORN, J. R., Management For Productivity, John Willey ve Sons Inc., Canada, 1989.

Page 450: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

430

SOMERVİLLE, I., “İş Ahlakı, Halkla İlişkiler ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk”, Halkla İlişkilerin El Kitabı, Ed.: A. THEAKER, Çev: Murat YAZ, MediaCat, İstanbul, 2006.

STGP, “Bir Çocuk Bakım Evi Projesi: Sevgi Evleri”, Sivil Toplum Proje Öyküleri, Yay. Haz.: Tezcan Eralp Abay, STGP Yay, Ankara, 2004.

STGP, Sivil Toplumcunun El Kitabı, Editör: N. GÜLER, Ankara, 2005.

STONER, J. A. F ve E. R. FREEMAN, Management, Prentice Hall, Inc, New Jersey, 1992.

TARİH VAKFI, Sivil Toplum Kuruluşları Rehberi, Tarih Vakfı Yay., İstanbul, 2005.

TATLIDİL, H., Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistiksel Analiz, Akademi Yay., Ankara, 1996.

TEKİR, G., Proje Yönetimi, Çağlayan Yay., İstanbul, 2006.

THEAKER, A., “Şirket İçi İletişim”, Halkla İlişkilerin El Kitabı, Ed: A. THEAKER, Çev.: M. YAZ, MediaCat, İstanbul, 2006.

TOFFLER, A., Üçüncü Dalga, Çev:Ali Seden, Altın Kitaplara Basımevi, Ankara, 1981.

TOKGÖZ, F., “Dernekler”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, 2. Cilt, İletişim Yay., İstanbul, 1983’den aktaran M. ASLAN ve G. KAYA, 1980 Sonrası Siyasal Katılımda Sivil Toplum Kuruluşları, C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, s.219, 2004.

TOSUN, G. E., Demokratikleşme Perspektifinden Devlet Sivil Toplum İlişkisi, Alfa Yay., İstanbul, 2001.

TUNAYA, T. Z., Türkiye’de Siyasal Partiler, C:1, İletişim Yay., İstanbul, 1998.

Trouble With Benchmarking, Dossier, A Practical Foyr Page Review of A Major Management Subject..

TUTAR, H., İşyerinde Psikolojik Şiddet, Barış Yay., İstanbul, 2004.

TYSON S. ve A. YORK, Personel Mangement, Clays Ltd., England, 1993. s.7.

UZ, T. A., “Sivil Toplum Kuruluşlarında Sürekliliğin Garantisi: Toplam Kalite Yönetimi”, Sivil Toplum Kuruluşları İçin Yönetim Rehberi, Kaknüs Yay., İstanbul, 2005.

ÜLKEN, Y., Atatürk ve İktisat, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1981, Ankara.

WAGNER, J. A. ve J. R. HOLLENBECK, Management of Organizational Behavior, Prentice Hall, Inc. A Simon & Schuster Company, New Jersey, 1992.

WEBSTER, F., “Globalization, Information and Change”, Technology Development, and Democracy, State University of New York Press, Editör:Allison, Juliann Emmons, USA, 2002. .

Page 451: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

431

WEDEL, H., “Türkiye Cumhuriyetinde Sivil Toplum Nüveleri-Demokratikleşmenin Taşıyıcısı mı, Yeni Bir Seçkinler Örgütlenmesi mi?”, Ortadoğuda Sivil Toplumun Sorunları, s.154., 1997’den aktaran GÜNEŞ, M. ve H. GÜNEŞ, Türkiye’de Eğitim Politikaları ve Sivil Toplum, Anı Yay., Ankara, 2003.

WERTHER, W. B. ve DAVIS, K., Human Resources and Personnel Management, McGraw-Hill Inc., New York, USA, 1994.

WOOD, E., “Kurumsal Kimlik”, Halkla İlişkilerin El Kitabı, Ed: Alison THEAKER, Çev.: Murat YAZ, MediaCat, İstanbul, 2006.

YALÇIN, S., Personel Yönetimi, Beta Yay., İstanbul, 1994.

YAMAN, Y., “Vakıf Kuruluşunun ve Yönetiminin Yasal Çerçevesi”, Sivil Toplum Kuruluşları İçin Yönetim Rehberi, Kaknüs Yay., İstanbul, 2005.

YAMAN, Y., “Bir STK Kurma ve İşletme”, Sivil Toplum Kuruluşları İçin Yönetim Rehberi, Kaknüs Yay., İstanbul, 2005.

YAMAN, Y., “Gönüllülük Psikolojisi ve Gönüllü Yönetimi”, Sivil Toplum Kuruluşları İçin Yönetim Rehberi, Kaknüs Yay., İstanbul, 2005.

YAMAN Y., “Sivil Toplum Kuruluşlarında Birbirinden Öğrenme”, Sivil Toplum Kuruluşları İçin Yönetim Rehberi, Kaknüs Yay, İstanbul, 2005.

YILDIRIM, İ., Demokrasi, Sivil Toplum Kuruluşları ve Yönetişim, Seçkin Yay., Ankara, 2004.

YILDIRIM, M., Sivil Örümceğin Ağında, Ulus Dağı Yay., Ankara, 2005.

ZAR, J. H., Biostatistical Analysis, Prentice-Hall Inc., New Jersy, USA, 1999.

Makaleler:

AK, B. G., “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Katılım Sürecinin Sivil Toplum Kuruluşlarına Etkileri ve Katkıları”, , II. Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi ‘nde Sunulan Bildiri, 15-16 Ekim, ÇOMÜ, Çanakkale, 2005.

AKÇA, G. ve A. DEMİRPOLAT, “Heterodoksy-Orthodoksy Tartışmaları ve Türk Fütüvvet Teşkilatı”, Selçuk Ünv., Sosyal Bil. Ens. Der., 203-212.

AKYILMAZ, G., “Osmanlı Devleti’nde Yönetici Sınıf Reaya Ayrımı”, Gazi Ünv. Hukuk Fak. Der., Cilt 8, Sayı 1-2, s.204-327, 2005.

ALGER, C., “The Emerging Roles of NGOs in The UN System: From Article 71 To A People’s Millennium Assembly”, Global Governance 8, 2002.

ANDREWS, M., “New Public Management and Democratic Participation: Complementary or Competing Reforms? A South African Study”, International Journal of Public Administration, Cilt 26, Sayı 8-9, s.995, 2003.

AYDEMİR, M., “Sosyal Sorumluluk 8000 (Social Accountability 8000) Standardı”, Dokuz Eylül Ünv. Sosyal Bilimler Enst. Yay., Cilt 1, Sayı 3, s.1-11, 1999.

AZAKLI, S., “Devlet-Sivil Toplum ve Yerel Yönetimler”, Türkiye Günlüğü, S:43, s.52-57, 1996.

Page 452: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

432

BAL, H., “Kentsel Toplumda Anomi-Yabancılaşma Olgusu Kente Göç Edenlerin Alternatif Çözümü: Hemşehri Birlikleri”, II. Uluslararası Sosyoloji Kongresi’nde Sunulan Bildiri, 20-21-22 Kasım, Mersin, 1996.

BALSER, D. ve J. MCCLUSKY, “Managing Stakeholder Relationships and Nonprofit Organization Effectiveness”, Nonprofit Management & Leadership, Cil 15, Sayı 3 (Spring), s.298, 2005.

BAYHAN, V., “Demokrasi ve Sivil Toplum Örgütlerinin Engelleri: Patronaj ve Nepotizm”, C.Ü. Sosyal Bilimler Enst. Dergisi, Cilt 26, No 1, (Mayıs) s.8, 2002.

BERGMAN, D., “Ethics and Pulic Administration in a Democracy”, Special Commentary, (Temmuz), s.6, 2005.

CEBECİ, D., S, ALKOY, M. KARAKUŞ ve Ş. ÇALI, “Crisis During The Marmara Earthquake: Survey For Detecting Some of The Immediate Requirements Of The Survives Of The Earthquake Living At A Small Town, Bahçecik (August, 1999)”, II. Uluslararası Public and Private Crisis Management Kongresi’nde Sunulan Bildiri, 21-23 Nisan, İstanbul, 2000.

CİĞERDEN, T., “Sivil Toplum Kuruluşlarının Yönetsel Başarısında Hakla İlişkiler – Medya Etkileşiminin Rolü”, II. Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi ‘nde Sunulan Bildiri, 15-16 Ekim, ÇOMÜ, Çanakkale, 2005. s.519

DAHLBERG, L., “The Internet and Democratic Discourse, Information”, Communicatin &Society, Taylor &Francis Ltd., Cilt 4, Sayı 4, s.615-633, 2001.

Doğa İle Barış Derneği, “Gönüllü Kazanma ve Koruma”, STK’larda Örgüt İçi Demokrasi ve Gönüllülük, Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları Sempozyumu IX’da Sunulan Bildiri, 2-3 Haziran, İstanbul, 2001.

DÖNMEZER, S., “Toplumsal Değişme ve Atatürk İnkılapları, Atatürk Kültür”, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Dergisi, Cilt 7, Sayı 19, (Kasım), s.21-28, 1990

ELAHİ, K., Q, DANOPOULOS ve P. CONSTANTİNE), “Democracy and Development: Exploring the Expected Association, Vo 2, Num 4, (Aralık), s.12-13, 2004.

EROĞUL, C., “Çok Partili Düzenin Kuruluşu: 1945-1971”, I.C. Schick ve E. A. Tonak (Ed.), Geçiş Sürecinde Türkiye, Belge Yay., s.112-158, 1992.

FALAY, S., “Gönüllü Katkıyı Artırma ve Sürdürme”, Gönüllülük Konulu Eğitim Semineri’nde Sunulan Bildiri, 3 Temmuz, İstanbul, 1999.

FIELDLER, F. E., “The Leadership Game: Matching The Man To The Situation”, Organizational Dynamics, ?, Winter, s. ?, 1976, aktaran TORRINNGTON, D., J. WEIGHTMAN, K. JOHNS, Effective Management: People and Organization, Printice Hall, Newyork, 1989.

FISHER, J., “Localve Global: International and Civil Society”, Journal of International Affairs, Vol 57, No 1, 2003.

Page 453: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

433

FISHER, J., “Localve Global: International and Civil Society”, Journal of International Affairs, Vol. 57, No.1, s.19, 2003.

FRUTTERO, A. ve V. GAURI, “The Strategic Choices of NGOs: Location Decisions in Rural Bangladesh”, The Journal of Development Studies, Cilt 41, Sayı 5 (July), s.762, 2005.

GÜNGÖR, S., “Sivil Toplum Kuruluşlarında Yönetimin Uygulanabilirliği Konulu Araştırma : Motif’te Toplam Kalite Yönetimi”, II. Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi’nde Sunulan Bildiri, Tübitak’ın Katkısıyla, 15-16 Ekim, ÇOMÜ, Çanakkale, 2005. s.566

GÖDE, K., “Selçuklular ve Beylikler Devri Anadolu’sunda Askeri-Dini-Mesleki Kuruluşların Türk Siyasi ve San’at Hayatındaki Rolü”, XXI. Ahilik Bayramı ve Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 13-15 Eylül, İstanbul, 1985. s.225

GÖKSU, S., “Ahilik Kurumu ve Lonca’nın Son Çağlardaki Düşüşü-Yükselişi ve Türkiye”, XXI. Ahilik Bayramı ve Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 13-15 Eylül 1985, İstanbul, 1986. s.70-71.

GREENBAUM, H. W., “The Audit Of Organizational Communications”, Acedemy Of Management Journal, s.739-754, 1974 aktaran TORRINNGTON, D., J. WEIGHTMAN, K. JOHNS, Effective Management: People and Organization, Printice Hall, Newyork, 1989.

HASENFELD, Y. ve B. GİDRON, “Understanding Multi-purpose Hybrid Voluntary Organizations: The Contributions of Theories on Civil Society, Social Movements and Non-profit Organizations”, Journal of Society, Vol.1, No.2, s.97-112, 2005.

HASS, H., “The Public Sphere as a Sphere of Publics: Rethinking Habermas’s Theory of the Public Sphere”, Journal of Connunication, (Mart), International Communication Association, s.178-179, 2004.

HAYES, T., “The Non-Profit Sector, Government and Business”, Public Management Rewiew, Cilt 4, s.261, 2002.

HEAP, S., “NGO-Business Partnerships”, Public Management, Cilt 2, s.? (?), 2000.

HENDRIKS, P. H. J., “Informatiın Strategies for Geographical Information Systems”, Int. J. Geographical Information Science, Cilt 12, No.6, s. 622-623, 1998.

HERMAN, R. D. ve D. O. RENZ, “Nonprofit Organizational Effectiveness: Contrasts Between Especially Effective and Less Effective Organizations”, Nonprofit Management & Leadership, Cilt 9, Sayı 1, s.24, 1998.

JEGERS, M. ve I. LAPSLEY, “The 21st Century Challenge: Managing Charitable Entities As Business Enterprises”, Finansal Accountanility and Management, s.206, 2003.

KALDOR, M., “Civil Society and Accountability”, Journal of Human Development, Cilt 4, No:1 s.6-12, 2003.

Page 454: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

434

KAVANAUGH, A., M. J. CAROLL, M. B. ROSSO, D. D. Reese ve T. T. Zin Than, “Participating in civil society: the case of networked communities”, Intereacting With Computers, 17, 9-33, 2005.

KARABAY, M., “Kalite ve Kalite Kontrol Kavramları ve Tanımları İçin Kriterler”, Kalite Kontrolü Yöneticiler Toplantısı ve Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 1976.

KAMAT, S., “The Privatization Of Public Interest: Theorizing NGO Discourse In A Neoliberal Era”, Rewiew of International Political Economy, 11:1 2004.

KAYAALP, E. G. , “E. Y. OKUTAN, Kadının Çalışma Hayatındaki Yeri, Sorunları ve Rol Çatışması”, II. Sivil Toplum Kuruluşları Kongresi ‘nde Sunulan Bildiri, 15-16 Ekim, ÇOMÜ, Çanakkale, 2005. s.443-444.

KEINER, M., “Re-Emphasizing Sustainable Development-The Concept of ‘Evolutionability’: On Living Chances, Equity and Good Heritage”, Kluwer Journal, Sayı 6 (July), s.382-388, 2004.

KİM, U., G. HELGESEN, B. M. AHN, “Democracy, Trust, and Political Efficacy: Comparative Analysis of Danish and Korean Political Culture”, Applied Psychology: An International Rewiev, Cilt 51, Sayı 2, s.321.

KONGAR, E., “Demokrasi Kültürü Sorunları”, Kültürel Açısan Avrupa Birliği’ne Yakaşım Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 22-24 Kasım, İstanbul, 2001.

KORKMAZ, Ö., “Tarihsel Süreç İçinde Evrensellik Düşüncesi”, D.E.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 4, Sayı 3, , s.170, 2002.

MBANEFOH, G., “Experience From Africa”, II. Uluslararası Public and Private Crisis Management Kongresi’nde Sunulan Bildiri, 21-23 Nisan, İstanbul, 2000.

NARLI, N., “STK’larda Örgüt İçi Demokrasi ve Gönüllülük Konusunda Bilimsel Yaklaşımlar”, STK’larda Gönüllülük ve Gençlik, IX. Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 2-3 Haziran, İstanbul, 2001.

NEZİROĞLU, İ., “Askeri Müdahaleler ve Biraz Özürlü Sivil Toplum Örgütleri”, Yeni Türkiye, Yıl 3, Sayı 18 (Kasım), s.303-308, 1997.

NIALL, L., “STK-Devlet İlişkilerine Dünyadan Bakış, Avrupa Birliği Devlet ve STK’lar”, Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları Sempozyumu VII’de Sunulan Bildiri, 2-3 Haziran, İstanbul, 2000.

ÖZKÖSE, K., “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında Tasavvufi Zümre ve Akımların Rolü”, Cumhuriyet Ünv. İlahiyat Fak. Yay., Cilt 7, Sayı 1, s.249-279, 2003.

PINNOCK, K., “The Impact of The NGO Sector and Roma / Gypsy Organizations on Bulgarian Social Policy-Making 1989-1997”, The Journal of Social Politica, Cilt 31, Sayı 2, s. 230, 2002.

TABAKOĞLU, A., “Sosyal ve İktisadi Yönleriyle Ahilik”, XXI. Ahilik Bayramı ve Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 13-15 Eylül 1985, İstanbul, 1986.

Page 455: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

435

TEKELİ, İ. “Sivil Toplum Kuruluşları, Yerel Yönetimler ve Yerelleşmenin İç İçeliği”, XI. Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 21-22 Haziran, Maçka, İstanbul, 2002.

TOKYILDIZ, N., “Sivil Toplum Alanında Gençlik”, Gençlik Katlım ve Sivil Toplum Kuruluşları, Türkiye’de Sivil Toplum Kuruluşları Sempozyumu X’da Sunulan Görüş, 2-4 Kasım, İstanbul, 2001.

WYATT, O. R., E. Katz, J. Kim, “Bridging the Spheres: Political and Personal Conversation in Public and Private Spaces”, Journal of Connunication, s.73-74, 2000.

YELMEN, H., “Bir Türk Yaşayış Tarzı Olan Ahilik”, XXI. Ahilik Bayramı ve Sempozyumu’nda Sunulan Bildiri, 13-15 Eylül 1985, İstanbul, s.99-100, 1986.

YURDAKÖK, M., “Hacı Bektaş-ı Veli (XIII. Yüzyıl) ve Embriyogenez”, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 47, s.303-304, 2004.

Diğer:

İnternet Kaynakları:

ABAY, A. R., Sivil Toplum ve Demokrasi Bağlamında Sivil Dayanışma ve Sivil Toplum Örgütleri, t.y., <http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/06-04.pdf>. (07/02/2006).

ACHOLTE A. J., Küreselleşme ve Sivil Toplum, Yay. Haz.: Nur Deriş Otoman, Arzu Pekin, ?, 2005, <http:/stk.edu.tr/does/Scholte_keyman_final_pdf >. (07/02/2006).

ACI, E. Y., Küreselleşme Olgusu ve STK’lar, http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=223. (13.09.2006).

AÇEV, Misyon, , <http://www.acev.org/hakkinda/misyon.asp> . (07/03/2006).

Ahiliğin Temel İlkeleri, Ahilik Kültürü Haftası Kutlamaları, <http://www.kult ur. gov.tr/aregem/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF670AAAC19264C5 A8 1BE11005CA65EC07> . (02.05.2006).

Aidsdernegi , Projelerimiz, <http://www.aidsdernegi.org.tr/.> (23.03.2006)

Akdeniz Basın Vakfı, Akdeniz Basın Vafı Remi Senedi Bölüm I, <http://www.akba v.com.tr /senet.htm>. (08.06.2006).

AKŞİT, B., Sivil Toplumda Uzlaşmacı Düşünce Yaygınlaşmalı, <http://www.siviltoplum.com.tr/tanitim_1_2.htm> . (23.03.2006).

AKTAN, Ç. C., Globalleşme, Bölgeselleşme ve Yerelleşme, 1998, <http://www. dtm.gov.tr/ead/DTDERGI/tem98/global.htm>. (23.03.2006)

Aktif Balık Adamlar Spor Kulübü Derneği, <http://www.aktifbalikadamlar.com/ sayfa.php?sayfa=bizkimiz. > (23.03.2006).

Page 456: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

436

Amatör Denizcilik Derneği, Kuruluşumuz, <http://www.adf.org.tr/kurulus.htm>. (23.03.2006)

American Red Cross, Volunteer Handbook, <http://northwestflorida.redcross.org / media/Volunteer_Handbook.pdf>. (08.06.2006).

AMNESTY International, About Amnesty International, <http://web.amnesty .org/pages/aboutai-index-eng>. (08.06.2006).

Anadolu Eğitim ve Kültür Vakfı, Etkinlikler, http://www.akev.org.tr/default.asp?Sayfa=341 . (08.06.2006).

Anadolu Selçuklu Devleti, Türk Tarihi, <http://www.dallog.com/devletler/ selcuk/as elcuk.htm> . (05.06.2006).

Anne Çocuk Eğitimi Vakfı, Anne Çocuk Eğitim Programı, <http://www.acev.org/egitim/ace.asp>. (08.08.2006).

Alternatives to Starting a New Nonprofit, <http://www. mncn.org/info /basic. htm> . (08.06.2006).

Arama Kurtarma Derneği, AKUT Ana Sayfa, http://www.akut.org.tr/.

Atatürk, Bütünleyici İlkeler, <http://www.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.as px?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF28A0159B3768D37C> . (09.06.2006).

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi, Kuruluş Nedeni, <http://www.add. org .tr/index.php?option=com_content&task=view&id=52&Itemid=74>. (08.06.2006).

ATK, AB ve Aday Ülkeler Arasında Sivil Toplum Diyaloğu, Çev.: Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Avrupa Birliği İle İlişkiler Genel Müdürlüğü, 2005, <http://ekutup.dpt.gov.tr/ab/siviltop/diyalog.pdf>, (06.07.2006).

ATO, AB Kapısında Sivil Toplum Dosyası, <http://fireball. atonet.org.tr/turkce/bulten/bulten.php3?sira=273>. (23.03.2006).

Avrupa Birliği’nin Yolu Sivil İnisiyatifleri Güçlendirmekten Geçiyor, STK Destek Ekibi Sivil Toplum Geliştirme Programı, <http://www.siviltoplum.com.tr//tanitim 7.htm> . (24.02.2006).

AYDIN, S., Sosyal Sermaye, <http://www.cvtr.net/makale/Aydin gozuyle/ sosyal sermaye.htm>, (23.04.2006).

T.C. Başbakanlık İdareyi Geliştirme Başkanlığı, E-Türkiye, <http: //bil isi msu ra si.org.tr/cg/egitim/kutuphane/e-turkiye.pdf> . (06.07.2006).

BARBULAK, W., Connecting Volunteers With Community, 2003, <http://volunteervictoria.bc.ca.>. (12.08.2006)

Basın Konseyi Dayanışma Ve Geliştirme Vakfı, Konsey Hakkında, <http://www.basinkonseyi.org.tr/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=4>. (29.03.2006).

BASOK, T., S. ILCAN, B. MALESEVİC, Volunteerism and Social Justice in Community Agencies, 2002, <http://nonprofitscan.ca>. (08.08.2006).

Page 457: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

437

BELGE, M., Sivil Toplum Nedir?, STK Eğitim ve Sertifika Programı Semineri, Hazırlayan: Nurhan Yertürk ve Arzu Karamani, <http://stk.bilgi.edu.tr/docs/m_belge.pdf> . (23.03.2006).

Benchmarking, What is It?, Why is It Important?, Benchmarking: the Qualityportal, <http://thequalityportal.com/bencmarking.htm> (14.06.2006).

Benefits of Strategic Planning, Strategic Planlama (in nonprofit or for-profit organizations), ?, ?, <http://www.managementhelp.org/plan dec/str plan.htm> . (08.06.2006).

Bilim ve Sanat Vakfı, Kurumsal, <http://www.bisav.org.tr/kurumsal/>. (05.07.2006)

Bilişim Sanayicileri ve İş Adamları Derneği, TÜBİSAD Hakkında, <http://www.tubisad.org.tr/hakkinda.htm>. (16.02. 2006).

Bilişim Sektörü Derneği, Amaç ve Hedefler, <http://www.tubider.org.tr/dernek_amac.asp>. (16.02. 2006).

Bodrum Hayvan Hakları Derneği, Derneğin Kuruluş Amacı ve Gelişimi, <http://www.bhhd.org/dernegin_kurulus_amaci.htm>. (16.02. 2006).

BOYACIOĞLU, R., İslâm’da Aydınlanma ve Atatürk, <http://66.249.93.104/search?q=cache:wNHxZ3H6sOoJ:www.cumhuriyet.edu.tr/edergi/makale/313.pdf+ibni+r%C3%BC%C5%9Ft+toplum&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=17> . (26.01. 2006).

BOZKUŞ, M., Anadolu Selçuklularında Sosyal, Dini ve Mezhebi Yapı, <http://www.cumhuriyet.edu.tr/edergi/makale/320.pdf> . (26.01. 2006).

BROWN, M. M. ve J. L. BRUDNEY, Achievind Advanced Electronic Government Services: An Examination of Obstacles and Implications from and International Perspective, 6. Kamu Yönetimi Araştırma Konferansı’nda Sunulan Bildiri, 20 Ekim 2001, India, 2001’den aktaran M. Yıldız, Elektronik (E)-Devlet kuram ve Uygulamasına Genel Bir Bakış ve Değerlendirme, <http://www.nvi.gov.tr/attached/NVI/makale/9.pdf> . (06.07.2006).

Business Software Alliance, BSA Türkiye Hakkında, <http://www.bsa.org. tr/hakkinda.html>. (13.08.2006).

CASA, Essential Volunteer Management, <http://www.casanet.org/program-management/volunteer-manage/essenvol.htm>. (21.02.2006).

Cem Vakfı, Ana Sayfa, <http://www.cemvakfi.org/index.asp>. (08.08.2006).

McCLINTOCK, N., Using The National Survey of Giving, Volunteering And Participating To Build Your Volunter Program, 2004, <http://www.ccp.ca>, (23.03.2007).

CREYTON, M., S. MCGARRIGLE, D. OLIVE, Working With Volunters: A Human Centered Approach, <http://www. volqld.org.au/forms/BookChapter1.pdf>. (08.06.2006).

Cumhuriyet Vakfı, 1924’den Bugüne Cumhuriyet, <http://www.cumok.org/ html/vakif/vakif.htm>. (13.08.2006).

Page 458: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

438

Çağdaş Eğitim Vakfı, Amacımız, <http://www.cev.org.tr/amac.php.> (08.08.2006).

Çağdaş Eğitim Kooperatifi, Yeni Projelerimiz, <http://www.cagdas .org.tr/AnaMenu.aspx.>. (08.08.2006).

Çağdaş Gazeteciler Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği Tüzüğü, <http://www. cgd.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=13&Itemid=29.> (11.09.2006).

ÇAHA, Ö., Bir Kez Daha Sivil Toplum Üzerine, Sivil Toplum Sayı:1, <http://www.siviltoplum.com.tr/sayi1_tr_3.htm> . (26.07.2006)

Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı, Niçin Kurulduk, http://www.cekulvakfi.org.tr/icerik/icerik.asp?sayfaID=1. (13.08.2006)

Çevre Koruma ve Ambalaj Atıklarını Değerlendirme Vakfı, Ana Sayfa, <http://www.cevko.org.tr/>. (08.08.2006).

Çevre ve Kültür Kuruluşları Dayanışma Derneği, Amacımız, <http://www.cekud.org/list/list.asp?ktgr_id=185>. (08.08.2006).

Çevre Mühendisleri Odası, Amaç ve İlkeler, <http://www.cmo.org.tr/oda/amacilke. php?altm=amacilke>. (08.08.2006).

DEMİR, G., Ahilik ve Yükselen Değerler, İş Ahlakı, Tarih Der., 2001, <http://www.metu.edu.tr/home/wwwmiet/ahilik.pdf> . (26.07.2006)

Demokrasi Vakfı, Kültürel Çeşitlilikte Kadının İnsan Hakları Toplantıları, <thttp://www.demokrasivakfi.org.tr/tpl_dty.asp?id=2>.

Dernekler Kanunu, <http://www.dernekler.gov.tr/_Dernekler/Web/Gozlem .aspx? sayfaNo=1)>. (26.07.2006)

Dernekler Kanunu, ?, ? <http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanunlar_sd.sorgu_ yonlendirme?Kanun_no=&k_Baslangic_Tarihi=&k_Bitis_Tarihi=&r_Baslangic_Tarihi=&r_Bitis_Tarihi=&sorgu_kelime=dernekler+kanunu> . (26.07.2006)

DERNEKLER, Yeniden Yapılanma ve Eğitim Çalışmaları <http://www.dernekler .gov.tr/_Dernekler/Web/Gozlem2.aspx?sayfaNo=113>. (08.08.2006).

Developing a Values Statement, http://www.managementhelp.org/plandec/strplan /stmnts.htm> . (08.06.2006).

Devletim, Meslek Kuruluşları, <http://www.devletim.com/meslek_kuruluslari.asp>. (26.07.2006).

DİE, Cinsiyete göre işgücü durumu, Türkiye (IV. Dönem), <http://www.tuik.gov.tr/ PreHab erBultenleri.do?id=16&tb_id=2>. (07.01.2007).

Doğal Hayatı Koruma Derneği, Doğla Hayatı Koruma Derneği’nin Amacı, <http://www.dhkd.org/01.htm>. (08.08.2006).

DORSH, K.D., H.A. RIEMER, V. SLUTH, D. M. PASKEVICH, P. CHELLADURAI, What Determines A Volunteer’s Effort?, 2002, <http://www.nonprofitscan.ca>. (14.04.2007).

Page 459: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

439

DRUCKER, P. F., The Self-Assessment Process, <http:/www.pfdf.org /leaderbooks/sat/process.html>. (08,06.2006).

Ege Bölgesi Özel Okullar Birliği, Derneğimiz, <http://www.egeozelokulder.org.tr/ tanitim.htm>. (08.08.2006).

Ege Doğal Yaşamı Koruma Derneği, Deneğimiz, <http://www.egedoga.org/biz ki miz/bizkimiz index.asp>. (08.08.2006).

ELLİS, J., Best Practices in Volunteer Management, 2005, <http://www. benevoles.ca> . (19.05.2007).

Empowering America’s Grassrots HHS-SAMHSA, Sucesssful Strategies for Recruiting, Training, and Utililiizng Volunteers, <http://www.hhs.gov/fbci/docs/Volhandbook.pdf>. . (08.06.2006).

ERDEM, A.R., Üniversitelerimizin Bilim Tarihimizdeki Yeri, <http://www.universite-toplum.org/pdf/235.pdf>. (08.06.2006).

Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği, Ana Sayfa, <http://www.esodbir58.org/>. (08.06.2006).

EUROPEAN VOLUNTEER CENTERE, Voluntary Action in Germany: Facts and Figures, <http:/www.cev.be /Documents/FactsFigures%20Germany%final>. (08,06.2006).

Evergreen-Hands For Nature, A Volunteer Management Handbook, <http://www. evergreen.ca/en/resources/toolshed/hands> . (21.02.2006).

FEV, Vakfın Amacı, <http://www.fev.org.tr/amaclarimiz.htm.> (05.07.2006)

Fiziksel Engelliler Vakfı, Amaçlarımız, <http://www.fev.org.tr/amaclarimiz.htm>. (05.07.2006).

Gathering Perceptions About The Organizations, <http://www.allianceonline .org/FAQ/strategic_planning/what_is_situation_assessment> . (08.06.2006)

Gençlik Spor Vakfı, Vakfımızın Amaç ve Görevleri, http://www.gsv.gov.tr/. (08.06.2006).

GÜLER, A. B., Reformlar Beyaz Devrimler Kırmızı mı?, 2005, <http://politics. Ankara.edu.tr/~bguler/renkler.pdf> . (02.03. 2006).

GÜNAY, Ü., XV. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Sosyo-Kültürel Yapı, Din ve Değişim, Erciyes Ünv. Yay., ? , ? <http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_14/ 05_gunay.pdf> . (05.07.2006)

Güney Kıbrıs Genç İş Adamları Derneği, Gündem, <http://www.giad.org/>. (08.06.2006).

Gündem 21 Nedir?, <http://www.la21turkey.net/modu les.php?name=Content &pa= showpage&pid=4> . (26.01. 2006).

GÜNGÖR, F., Yıldızı Yeni Parlayan Bir Sektör: Sivil Toplum Kuruluşları,

<http://www.osmanli.org.tr/yazi.php?bolum=4&id=292> . (26.01. 2006).

Page 460: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

440

Governor’s Office on Service and Volunterism, Dta Collection, Avaluation Report, <http://www.gosv.state.md.us/volunteerism/bestprac/sec09.htm>. (08.06.2006).

GÖZLER, K., Demokrasi, Anayasa Hukuku: Genel Esaslar: Demokrasi,

<http://www.anayasa.gen.tr/demokrasi.htm> . (26.01. 2006).

Greenpeace, Our Mision, <http://www.greenpeace.org/international/about/our-mission>. (08.06.2006).

HABİNG, B., “Explanatory Factor Analysis”, <http://www.stat.sc.edu/ ~habing/c ourses/530/EFA2005.pdf> .’den aktaran ALTUNIŞIK, R., R. ÇOŞKUN, S. BAYRAKTAROĞLU, E. YILDIRIM, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri, Sakarya Kitabevi Yay. , İstanbul, 2005.

HALL, M., L. MCKEOWN, K. ROBERTS, Caring Canadians, Involved Canadians: Hihglights Fron The 2000 National Survey of Giving, Volunteering and Participating, <http://www.statscan.ca> . (18.03.2006).

Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı, Başlarken, http://www.hacibektasvakfi.org/vakif.asp?MID=24.

Hasta Hakları Platformu, Biz Kimiz, http://www.hastahaklari.org/. (08.06.2006).

Helsinki Yurttaşlar Deneği, Bültenler, <http://www.hyd.org.tr/tr/bultenler.asp.> (11.08.2006).

Heinrich Böll Stiftung Derneği, Türkiye İnsan Hakları Hareketi Konferansı, <http://www.boell-tr.org/tr/event_details_tr.aspx?evid=44>. (11.08.2006).

How a Vision is Used, <http://www.allianceonline.org/FAQ/strategic_planning /what_s_in_vision_statement. Faq>. (08.06.2006).

Human Rights Watch, Abour HRW, <http://www.hrw.org/about/.>. (08.06.2006).

Info Central: Mission and Values, <http://www.mncn.org/info_mission.htm> . (06.08.2006).

International Committeen of The Red Cross, About The ICRC, <http://www.icrc. org/web/eng/siteeng0.nsf/iwpList2/About_the_ICRC?OpenDocument>. (08.06.2006).

Intranet, Intranet, <http://www.webopedia.com/TERM/I/intranet.html)>. (08.06.2006).

IYV Research Programs, Recreation Volunteers: An Asset To Be Cultivated, <http://.www.nonprofitscan.ca>. (19.03.2007).

İkinci Meşrutiyet, <http://farabi.selcuk.edu.tr/suzep/tarih/ders_notlari /guz_yar iyili/bolum_4/bolum04.html> . (26.01. 2006).

İkinci Meşrutiyet Dönemi, <http://www.izto.org.tr/ IZTO/TC /Kurumsal /Tarih ce/ Tarihce2.htm> . (05.07.2006)

İNAN, A., M. Kemal Atatürk’ten Yazdıklarım, Basıma Hazırlayan: Nurer Uğurlu, Yenigün Haber Ajansı, 1999, <http://turkoloji.cu.edu.tr/ ATATURK /kitap/inan.pdf> . (05.07.2006).

Page 461: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

441

İnsan Hakları Derneği, Atom Bombası Kurbanları Anıldı, <http://www.ihdist.org/.>. (26.07.2006).

İnsan Hakları Gündemi Derneği, Projeler, <http://www.rightsagenda.org/main. php?id=64>, (26.07.2006).

İstanbul Bilgi Üniversitesi, Türkiye’de İnsan Hakları Kuruluşları, <http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/source/81.asp?r=5%2F6%2F2006&oid=sub8&selid=64>. (08.06.2006).

İstanbul Kültür Sanat Vakfı, İstanbul Kültür Sanat Vakfı Sanatla 33 Yıl, <http://www.iksv.org/tarihce.asp?ms=1|1> (05.07.2006).

İnternet Teknolojileri Derneği, Ana Sayfa, <http://www.inetd.org.tr/>. (05.07.2006).

İzcilik Gönüllüleri Derneği, Ana Sayfa, <http://www.izcilikgon ulluleri .org/ index .htm> . (05.07.2006).

İzmir Ticaret Odası Eğitim ve Sağlık Vakfı, Sağlık Faaliyetleri, <http://www. ito vakfi.org/Default.asp?L=TR&mid=113.>. (05.07.2006)

Jürgen Habermas, Kim Kimdir?, <http://www.kimkimdir.gen.tr/ kimkimdir .p hp?id=2814> . (05.07.2006).

Kadının İnsan Hakları Vakfı, Kadının İnsan Hakları Hakkında, <http://www.wwhr.org/id_230.>. (05.07.2006)

Kalite Derneği, Misyonumuz, Vizyonumuz, <http://www.kalder.org/page .asp?Pa geID=109>. (05.07.2006).

Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu, Kanun No: 4688, Kabul Tarihi : 25.6.2001,<Http://Www.Calisma.Gov.Tr/Mevzuat/4688_Kamu_Gorevl ileri_ Sendikalari_Kanunu.Htm> . (26.01. 2006).

KEYMAN, F., Katılımcı Demokrasi, <http://www.gencnet.or g/image s/dow nl oa d/istanbuldersnotlari1.doc> . (26 Ocak 2006).

KEYMAN, F, Türkiye’de ve Avrupa’da Sivil Toplum, Yay. Haz.: Arzu Karamani, 2004, <http://stk.bilgi.edu.tr/does/F_Keyman_tr_avrupa.pdf> . (05.07.2006).

KEYMAN, F., Sivil Toplum, Sivil Toplum Kuruluşları ve Türkiye, Yayına Hazırlayan: Arzu Karamani, 2004, <http://stk.bilgi.edu.tr/F_K eyman _siv il _ toplum.pdf> . (05.07.2006).

KEYMAN, F., Siyaset Felsefesine Giriş, Karşılaştırmalı Siyaset, <http://www.gencnet.org/images/download/istanbuldersnotlari1.doc> (26.01. 2006).

Kırsal ve Kensel Gelişme Vakfı, Amaçlar, <http://www.resettlement-tr.org/Tr/a ma c.htm > (08.09.2006).

Kooperatifler Kanunu, Kabul Numarası: 1163, Kabul Tarihi: 24.4.1969 Http:// w ww.Kentli.Org/Yasa/1163.Htm> . (08.09.2006).

KÖKER, L., Çoğulculuk Olmadan Demokrasi ve Sivil Toplum Olamaz, Sivil Toplum, 2 (5), 2004, <http://www.siviltoplum.com.tr/roportaj_5.htm> . (25.01.2006)

Page 462: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

442

Krizler Tarihi Raporu, Ankara Ticaret Odası Web Sayfası, <http://www.atonet.org.tr/turkce/bulten/bulten.php3?sira=316>, (08.09.2006).

KRUPP, A., STK’larda Kaynak Geliştirme, STK Yönetimi, Konferans Yayınları No:5, 2004, <http://stk.bilgi.edu.tr/docs/krupp_stk_5.pdf >. (08.09.2006).

KUBBEALTI, Vakıf Hakkında, http://www.kubbealti.org.tr/hakkimizda_main.html

KURDOĞLU, A., Mekansal Bir Olgu Olarak Hemşehrilik ve Bir Hemşehrilik mekanı Olarak Dernekler, 2005, http://www.ejts.org/document375.html. (28.07.2006).

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Halk Kültürleri, <http://www.kultur.gov.tr/TR /Bel e Goster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF7E03D0C7BDB04 C56> . (05.07.2006)

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Osmanlı İmparatorluğu’nda Kültürel Hayat, <http://ww w.kultur.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF AAF6AA8 49816B2EFAD9C4ADBD3E2D17A> . (05.07.2006).

Linux Kullanıcıları Derneği, Hakkında, LKD, <http://www.sitemedya com/xlk d. asp>. (08.09.2006).

Lokman Hekim Sağlık Vakfı, Hakkımızda, <http://www.lokmanhekimsv.org /turk ce/frames.html>. (08.09.2006).

Makine Mühendisleri Odası, MMO Hakkında, <http://www.mmo.org.tr/>. (08.06.2006).

MCKEOWN, L., D. MCIVER, J. MORETON, A.ROTONDO, Giving Volunteering: The Role of Religion, 2004, <http://www.giningandvoluteering.ca>. (12.04.2007).

Alternatives To Starting A New Nonprofit, <http://www.mncn.org/info/basic start.htm> . (08.06.2006).

MESS Eğitim Vakfı, Eğitimlerimiz, <http://www.messegitim.com.tr/kategori.asp? lng=tr&CID=2&SID=13&SSID=14>. (08.08.2006)

Milli Eğitim Vakfı, Hizmetlerimiz, <http://www.mev.org.tr/ >. (08.08.2006)

Mimarlar Odası Genel Merkezi, Kuruluş ve Amaç, <http://www.mimarlarodasi. org.t r/index.cfm?sayfa=genel&sub=299.> . (08.08.2006).

MİNİBAŞ, T., 24 Ocakla Tam Bağımlılık Yolunda Çeyrek Yüzyıl, <http://www.turkelminibas.net/?sayfa=gazeteac&id=22>. (08.08.2006)

Muharip Gaziler Derneği, Dernek Hakkında, http://www.muharipgaziler.org.tr/hak kinda.htm >. (08.09.2006).

Müstakil İş Adamları Derneği, MÜSİAD’IN Kuruluş Gayesine Yönelik Gerçekleştirdiği Faaliyetlerin Başlıcaları, <İhttp://www.musiad.org.tr/hak kimizda/faaliyetler.asp>. (08.08.2006).

NAFSA, Recruitment and Management of Volunteers in Educational Advising Centers, <http://www.bibl.u-szeged.hu/oseas/volunteer_manual.html.> (18.7.2006).

Page 463: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

443

Nova Scotia Nature Trust, Volunteer Handbook, <http://www.volunteer.ca> , 2006, (17.04.2007).

NSGVP, IYV Research Programs, What Influences Youth to Volunteer?, <http://www.nonprofitscan.ca.>, (02.05.2007).

Onaltıncı STK Sempozyumu Çalışmalarından Çıkan Başlıca Sonuçlar, <http://www.stksempozyumu.org/16sempozyum/16sempozyum-os_sonuc.htm.> (11.08.2006).

Official website of Olympic Movement, Structures, <http://www. olympic.org/uk/organisation/index_uk.asp.>. (08.09.2006)

OKTAY, E., A. O. Balkanlı ve A. Salepçioğlu, Bilgi Toplumunda Yeni Ekonomi ve e-Dönüşüm Stratejileri, <http://iibf.ogu.edu.tr/kongre/bildiriler/04-02.pdf >. (05.07.2006).

ÖZBEK, M., Kamusal Alanın Demokratikleşmesi, 21. Yüzyılda Sol ve Türkiye Sempozyumu, Bant Çözümü: Önder Koç ve Emrullah Kandemir, 2006, <http://www.odp.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=139&Itemid=27> . (05.07.2006).

ÖZDEN, B. A., 1930’lu yıllarda Öğretmenlerin Meslek Birlikleri, <http://www.ata.boun.edu.tr/grad/0issuduz/muallimler.pdf> . (08.08.2006).

PEDDLE, D., Hegel’s Political Ideal: Civil Society, History and Sittlichkeit, A Philosophical Journal For Our time, 2000, http://www.swgc.mun.ca/ animus /2000 vol5/peddle5.htm. . (05.07.2006).

PHİLİPS, S., B. R. LITTLE, L. GOODİNE, University Students as Volunteers, 2002, <http://www.nonprofitscan.ca>. (17.05.2007)

Promasyon Ürünleri İmalatçıları ve Satıcıları Derneği, PROMOTÜRK, <http://www.promoturk.org/hakkimizda.asp>. (08.08.2006).

Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı, Misyonumuz, <http://www.rmk-museum.org.tr/turkce/about/misyon.html>. (18.07.2006).

Raylı Ulaşım Sistemleri Derneği, RAYDER Nedir?, <http://www.rayder.org.tr/ray der nedir.htm>. (23.08.2006).

Quality Management, <http://www.eagle.ca/mikehick/qualirty.html>. (14.06.2006).

QUARTER, J., L. MOOK, B. J. RICHMOND, What Volunteers Contribute, 2002, <http://www.ccp.ca.>, (11.04.2007).

Questions Adressed by Mission Statements, <http:/www.1000ventures. com/ b usiness_guide/crosscuttings/vision_mission_strategy…> . (08.08.2006).

Sağlık Vakfı, Konular, <http://www.saglikvakfi.org.tr/html/default.asp.> (08.08.2006).

SALTIK, A., Türkiye’de Kalkınma ve STK İlişkisi, Sürdürülebilir Kırsal Kalkınma ve Kentsel Kalkınma Derneği, Sivil Toplum Yıl:3, Sayı 11, Temmuz - Eylül 2005, http://www.siviltoplum.com.tr/tanitimlar_11_3.htm. (11.09.2006).

Page 464: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

444

SARIBAY, A. Y., Sivil Toplum: Universitas mı, societas mı? Sivil Toplum Dergisi, 1 (1), 15-19. 2003, <http://www.siviltoplum.com.tr/sayi1_tr_2.htm>. (08.08.2006).

SCHOLTE, J. A., Küreselleşme ve Sivil Toplum, Çev:Nur Deriş Otoman, Haz: Nur Deriş Otoman ve Arzu Pekin, 2005, <http://stk.edu.tr/does/scholte-keyman-final.pdf> . (07.02.2006).

Sendikalar Kanunu, Kanun Numarası : 2821, Kabul Tarihi: 5/5/1983,

Yayımlandığı R. Gazete:Tarih : 7/5/1983 Sayı:18O40, 5 Cilt: 22 Sayfa: 316

<http://www.hukukcu.com/bilimsel/genelkanunlar/2821.html> . (08.08.2006)

SEYYAR, A., Osmanlı Esnafında Uyum ve Dönüşüm: 1650-1826, 2006.

SEZER, A. N., Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın Konuşması, BELGEnet, 1999, <http://www.belgenet.com/belge/konusma01.html> . (08.08.2006).

Sierraclub, Take Action; <http://whistler.sierraclub.org/action/actionindex.jsp>, (08.08.2006).

Spor Bilimleri Derneği, Derneğimiz Hakkında Bilgiler, <http://www.sporbilimleri dernegi.org/dernek.html.> (08.08.2006).

SSYV, Vakıf Hakkında, http://www.ssyv.org.tr/hakkinda.html. (08.08.2006).

Tarım Satış Kooperatif Ve Birlikleri Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 4572, Kabul Tarihi: 01/06/2000, <Http://Www.Me vzuat.Adalet.Gov.Tr /Html/11 22. Html> . (08.08.2006).

Tarih Vakfı, STK Rehberi İstatistikler, <http://www.stkrehberi.org/istatistikihtm.>. (16.02.2006).

TEGV, Örgüt Şeması, <http://www.tegv.org/v2/default.asp>, (08.08.2006).

TEKELİ, İ. Katılımcı Demokrasi, Sivil Ağlar ve Sivil Toplum Kuruluşları, <http://www.stksempozyumu.org/15sempozyum/İlhantekelikonusma.htm>. (26 . 01.2006).

TEKELİ, İ., Küreselleşen Dünyada Yerel Üzerine Düşünmek, Yay. Haz.:Nihal Ekin Erkan, 2005, <http://yym.marmara.edu.tr/anasayfa/y ayin/tekeli/ Yerelles me-Kuresellesme6.doc> . (26.01.2006).

TEMA, Misyon, http://www.tema.org.tr/tr/hakkimizda/vizyonmisyon/vizyon misyo n.htm. (08.08.2006).

Temsili Demokrasi ve Bilişim İletişim Teknolojileri, Minnesota Deneyimi, <http://inet-tr.or g.tr/inetconf8/bildiri/61.doc> . (06.07.2006).

TESYEV, Olanaklar, <http://www.tesyev.org/index.php?sec=7.> (08.08.2006)

The MacMillian Matrix, <http://www.allianceonline/FAQ/strategic_pla nning/what_is_strategy_and.fag> . (08.06.2006).

The United Nations Development Assisstance Framework 2001-2005 Turkey, Final Draft, <http://www.un.org.tr/UN/includes/files/14.pdf> . (04.05.2006). s.15, 26,

Page 465: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

445

Three Main Benifits Attributed to Mission Statements, , <http:/www.1000 ven tures.com/business_guide/crosscuttings/vision_mission_strategy…> . (08.06.2006).

TM, 24 Ocak Kararları, 1980 Sonrası Ekonomik Politikalar Ve Dış Ticaret Politikası, <Http://Www.Dtm.Gov.Tr/Ekonomi/75yilbk/1980so.Htm>. (06.04.2006).

TOBB, Oda ve Borsaların Sayısal Dağılımı, <http://www.tobb.org.tr/ odavebor sa lar/ adres.php>. (26.07.2006).

TRIPP-UMBACH, Non-Profit Management Education Evaluation For The Pittsburgh Region, <http://www.trippumbach.com>. (05.03.2006).

TUNÇAY, M., Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İlgili Kavramlar, <http://www.siviltoplum.com.tr/sayi1_tr_1.htm> . (06.02.2006).

Tüberküloz Danışma ve Dayanışma Derneği, Amacımız, <http://www.tudader.org /index.php?sayfa=amacimiz.>, (18.09.2006).

Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği, TUYED Nedir?, <http://www.tuyed. org. tr /bio.asp>. (08.08.2006).

Türkiye Aile Sağlığı Ve Planlaması Vakfı, Kuruluş Amacı, <http://www.tap v.or g. tr/amac1.htm>

Türkiye Bilişim Derneği, TBD Hakkında, <http://www.tbd.org.tr/tbd_ hakkinda /ta n itim .php> . (08.08.2006).

Türkiye Bilişim Vakfı, Vizyon ve Misyon, <http://www.sitemedya.com/xtbvorg.as p>. (08.08.2006).

Türkiye Çevre Eğitin Vakfı, Genel Bilgi ve Tarihçe, <http://www.turcev. org.tr/ tur cev/turcev.htm>. (08.08.2006).

Türkiye Çevre Vakfı, Amacımız, <http://www.cevre.org/.> (19.10.2006).

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Varoluş Nedenimiz, <http://www.tegv.org/v2/default.asp>. (08.08.2006).

Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı, Organizasyonlar, <http://www. tesyev.org/index.php?sec=2>. (08.08.2006).

Türkiye Gazteciler Sendikası, Ana Sayfa, <http://www.tgs.org.tr/index.php? opti on=com_content&task=view&id=5&Itemid=8>. (08.08.2006).

Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsanca, http://insanca.kadikoy.bel.tr/tih_TIHV.html.

Türk Diş Hekimleri Birliği, TDB Hakkında, <ttp://www.tdb.org.tr/cm /pages /mkl _gos.php?nt=44>. (08.08.2006).

Türk Eğitim Vakfı, Faaliyetlerimiz, <http://www.tev.org.tr/sayfa.asp?menu_id=13> (12.07.2006).

Türk Kalp Vakfı, Hakkımızda, <http://www.tkv.org.tr/index.php.> (12.07.2006)

Türkiye Kızılay Derneği, Hizmetlerimiz, <http://www.kizilay.org.tr/ chann els/ 1. a sp?id=2>. (12.07.2006)..

Page 466: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

446

Türk Kütüphaneciler Derneği, Misyon ve Vizyon, <http://www.kutuphaneci.org .tr/web/node.php?id=174.> (12.07.2006).

Türk Milli Kültür Vakfı, Vakfın Gayesi, <http://www.tmkv.org.tr/tmkv.html.> (12.07.2006).

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, TMMOB Hakkında, <bhttp://www.tmmob.org.tr/>. (12.07.2006).

Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği, TÜSİAD Üyelerinin Uyduğu İş Ahlakı Kuralları, <http://www.tusiad.org/ahlak.htm>. (12.07.2006)

Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Vakfı, Vakfın Gayesi, <http://www.gata.edu.tr /gul sav/GAYESİ.htm>. (12.07.2006).

Türk Tabipleri Birliği, Türk Tabipleri Birliği; Nedir? Ne Yapar?, <http://www.ttb.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=17&Itemid=44.> (12.07.2006).

Türk Tarih Vakfı, Kültürel Miras Programı, <http://www.tarihvakfi.org.tr/ayrin ti. asp?StrId=4.>. (12.07.2006).

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TOBB’nin Amacı, <http://www.tobb.org. tr/tobbhakkinda/amaci.php.>. (12.07.2006).

Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunu, Kanun No. 5174 , Kabul Tarihi : 18.5.2004, http://www.tbmm .gov.tr /kanunlar /k5 1 74.html> . (24.09.2006)

Türkiye Sakatlar Derneği, Sosyal Faaliyetler, <http://www.tsd.org.tr/ index. php ?id=13.>. (17.08.2006).

Türkiye Satranç Federasyonu, Anasayfa, <http://www.tsf.org.tr/index.php?option =comcontent&task=view&id=18&Itemid=24>. (12.07.2006).

Türk Silahlı Kuvvetleri, Dernekler, <http://www.tsk.mil.tr/faydali linkler /dernekler .htm>, (11.08.2006).

Türkiye Spor Yazarları ve Spor Külübü Derneği, Aktiviteler, <http://www. tsyd. org/aktiviteler.asp>. (12.07.2006).

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, TYD Nedir?, <http://www.ttyd.org.tr /tr main.htm>. (12.07.2006).

Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı, Amacımız, Çalışma Program Alanlarımız ve Hedeflerimiz, http://www.tusev.org.tr/?sid=Amaç,%20Misyon,%20Programlar&scopeID=8

TÜSİAD, Selçuklular Zamanında Anadolu, <http://www.tusiad.org/turkish/rapor /cog rafya2/139149.pdf> . (05.06.2006)

TYSD, Türkiye Yardım Sevenler Derneği İstanbul Merkezi, <http://www.tysd-istanbul.org.tr/index.html>. (28.07.2006).

UÇANSÜPÜRGE, İnsan Hakları, <http://www.ucansupurge.org/index.php ?option =comcontent&task=blogsection&id=7&Itemid=48>, (11.08.2006).

Page 467: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

447

Vakıf Nasıl Kurulur ? , Vakfın Tanımı Ve Unsurları, ?, ?, <Http://Www. Vgm.Gov .Tr/Vakiflarhk/Vakif_Nedir.Asp> . (14.03.2006)

Volunteer Management Theory, <http://www.volunteer.ca/volcan/eng/iwork/vol-management.php?display=3,0,2>. (03.04.2006)

Volunteering North Queensland Inc., Volunteer Orientation Manual, <http://www.volunteeringnthqld.org.au,> (27.07.2006).

WEDGEWORTH, K., Governanca, <http://arboretum.sfasu.edu./pgm/ governan ce/governanca.htm.> (12.07.2006).

Who Should Planning Process Include?, <http://www.allianceonline/ FAQ /str ategic_planning/what_are_individual_roles.fag> . (08.06.2006).

WHO, Constituon of the World Health Organization, <http://www.searo.who.int/EN/ Section898/Section1441.htm>, (27.07.2006)

World Health Organization, About WHO, http://www.who.int/about/en/

24 Ocak Kararları, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı ana sayfası, <http://www.dtm.gov.tr/Ekonomi/75yilbk/1980so.htm> . (12.07.2006).

YARALI, S., Cumhuriyetin İlk Yıllarında Demokratikleşme Çabaları, <http://w ww.turkoloji.cukurova.edu.tr/ATATURK/arastirmalar/yarali.pdf> . (12.07.2006)

YILDIZ, M., Elektronik (E)-Devlet Kuram ve Uygulamasına Genel Bir Bakış ve Değerlendirme, <http://www.nvi.gov.tr/attached/NVI/makale/9.pdf> (12.07.2006).

Yazılım Sanayicileri Derneği, Misyon, <http://www.yasad.org.tr/>. (12.07.2006).

YORGANCI, A. E., Tügiad Elegans Yaz Sayısı, ?, 2000, <http://www.elegans. co m.tr/50/yaz2000/html/ecmel.html> . (12.07.2006).

Raporlar:

Avrupa Parlamentosu ve Ekonomik Sosyal Komiteye ve Bölgeler Komitesine Bildirim: AB ve Aday Ülkeler Arasındaki Sivil Toplum Diyaloğu Bildiri 29.06.2005, Çeviren: Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı Avrupa Birliği İle İlişkiler Müdürlüğü, Brüksel, s.1.

SIDDAL, J., Managing Volunteers: A Good Practice Guide, 2000.

Page 468: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

448

EK I: Anket Formu

Sayın ……………………….

2000’li yıllarla birlikte devletin ve özel sektörün yetersiz kaldığı pek çok alanda, onlardan bağımsız ancak paydaş olarak örgütlenen bir çerçevedeki yapılarıyla Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) ülkemiz ve dünya genelinde insanlık ve çevre adına yapmış oldukları katkıların boyutu ve öneminin giderek arttığı görülmektedir. STK’lar aracılığıyla dünya genelinde kıt kaynakların (emek, doğa, sermaye, insan kaynağı, fonksiyonel bilgi gibi) rasyonel kullanımı, demokratikleşme, özgürlük, şeffaflık ve sürekli gelişme gibi değerler sürdürebilir kalkınma kapsamında giderek daha iyi bir zemine oturmaktadır.

Diğer taraftan STK’lar yukarıda sözü edilen değerlere faaliyetleri ile sahip çıkarlarken bunu gönüllülük kapsamında yerine getirmektedirler. Gönüllü örgütlenmelerin gelişmiş ülkelerde yönetim prensipleri kapsamında bilimsel bir boyutta değerlendirilmesi uzun yıllardır yapılırken, ülkemizde de son yıllarda bu konuda çalışmalar hızla artmaktadır.Bu bağlamda STK’ların ve gönüllülüğün yönetim bilimi perspektifinde yanı sıra insan kaynakları çerçevesinde bir doktora tezi çalışması yapılmaktadır. Bu çalışmanın uygulama bölümü için ise, STK’larda uygulanmak üzere bir anket tasarlanmıştır. Anket araştırmasıyla hem bilimsel literatüre, hem de STK’lara önemli katkıların sağlanması planlanmaktadır. Bu çerçevede yapacağınız anlamlı katkılar için şimdiden teşekkür ederiz.

Bu anketle elde edilen veriler “Sivil Toplum Kuruluşları’nın (STK) Misyonlarını Gerçekleştirmede İnsan Kaynaklarının Rolünün Gönüllü Yönetimi Yaklaşımları Bağlamında İncelenmesi” konulu doktora tez çalışmasında kullanılacaktır. Çalışmanın amacı STK’larda

gönüllü yönetimi yaklaşımları bağlamında insan kaynaklarının rolünün, STK’ların misyonlarını (görevlerini) gerçekleştirmeye etkilerini araştırmaktır. Ankete katılan bireylerin ve kurumların bilgileri gizli tutulacak olup; bu çalışma sonucunda elde edilecek bilgilerin geçerliliği ve araştırmanın başarılı olabilmesi için anket sorularına verdiğiniz cevapların tam ve doğru olması büyük önem arz etmektedir. Ankete katılımlarınız için çok teşekkür ederiz...

Prof. Dr. Ali AKDEMİR

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Çanakkale /Biga

Öğr. Gör. Nezih Metin ÖZMUTAF

Ege Üniversitesi, Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Bornova/İzmir

ANKET FORMU

1-Cinsiyetiniz 1( )Kadın 2( )Erkek 2-Yaşınız…………. 3-Eğitim Durumunuz 1( )İlkokul 2( )Ortaokul 3( )Lise

4( )Üniversite

Page 469: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

449

4-Medeni Durumunuz 1( )Evli 2( )Bekar 5-STK Türü 1( )Dernek 2( )Vakıf 3( )Sendika 4( )Ticaret Odası 5( )Sanayi Odası 6( )Meslek odası 7( )Kooperatif (Birlik) 8( )Ticaret ve sanayi odası 9( )Diğer........ 6-STK’nızın Misyonunun İlgili Olduğu Alanlar (Birden fazla şık işaretlenebilir) 1( )Mesleki 2( )Rehberlik ve Danışmanlık 3( )Sportif 4( )Sağlık 5( )Eğitim 6( )Tarım ve Hayvancılık 7( )Yardım 8( )Çevre 9( ) Kalkınma 10( )Bilgi Teknolojileri 11( )STK’lara Destek 12( )Diğer............ 7-Kuruluş Yılınız 1( )1950-1960 2( )1961-1970 3( )1971-1980 4( )1981-1990 5( )1991-2000 6( )2001 ve Sonrası 8-Üye Sayınız 1( ) 50’den az 2( )51-100 3( )101-200 4( )201-300 5( )301-400 6( )401-500 7( )501-1000 8( )1001-Üstü 9-Görev Alanınız 1( )Başkan 2( )Başkan Yardımcısı 3( )Sekreter 4( )………..biriminin sorumlusu 5( )Üye 6( )Diğer

1:Kesinlikli katılmıyorum 2:Katılmıyorum 3: Fikrim Yok 4: Katılıyorum 5: Kesinlikle Katılıyorum

1 Misyon ve vizyon söyleminin açık, net, kısa ve anlaşılır şekilde tanımlanması ve yazılı hale getirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

2 Misyonumuzun kurumdaki tüm bireyleri kucaklaması ve dolayısıyla sahiplenilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

3 Gönüllülerin haklarının, misyonumuz ile örtüşmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

4

Planlama aşamasında, gönüllü faaliyetlerine yönelik olarak, o faaliyetlerde yer alacak gönüllü sayısı ve niteliklerinin (iş tanımları ile) yazılı olarak belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

Page 470: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

450

5

Planlama aşamasında, uygulamada ortaya çıkabilecek karışıklıkları / belirsizlikleri önlemek için gönüllü pozisyonlarının (lider, üye, akıl hocası vb.) açık ve net bir şekilde belirlenmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

6

Yapılan planların uygulamada karşılaşılabilecek sorunları (finansal, insan kaynağı, teknoloji, materyal, zaman vb.) da içerecek çerçevede esnek yapıda olması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

7 Uygulamada rehber olabilecek gönüllü el kitapçığına sahip olma misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

8

Araç-gereçleri (bilgisayar, internet, basılı yayın vb.), finansmanı ve insan kaynağının akılcı bir şekilde kullanımı için bir eğitim süreci planlanmak misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

9 Uygulamada gönüllülerin de beklentilerini değerlendirme imkanı sağlayacak etkin bir planlamanın gerçekleştirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

10 Gönüllü kazanımına yönelik imaj geliştirme çalışmalarının yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

11 İş tanımlarına uygun gönüllü kazanımının sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

12 STK’nın misyonu ile ilgili alanlarda yetkin ve tecrübeli kişilerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

13 STK’nın misyonu konusunda tecrübesiz, yetkin olmayan ve fakat istekli gençlerin kazanılıp mütevazi ücretle çalıştırılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

14 Popüler, politikacı, sanatçı ve entelektüellerin kazanılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

15

Misyon mesajının gönüllü kitlesinin ilgisini çekecek uygun kanal / kanallarla (basın, internet, bülten, konferans, stant açma, kermes, vb.) yayılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

16

Misyona uygun gönüllü bulmada mevcut gönüllülerin referansları yanında, yardımcı olacak alternatiflerin (diğer STK’lar, şirketler, okullar, emekliler, eski gönüllü kayıtları vb.) değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

17

Gönüllü ile ilk görüşmede standart bir formla (iş, adres, telefon, faks, acil durum bilgileri, sağlık bilgileri, ehliyet ve sınıfı, uzmanlıklar, kabiliyetler vb.) ilk bilgilerin etkin bir şekilde alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

18

Bireysel özelliklerin etkin bir şekilde belirlenmesi için önceki referanslar (çalışma durumu, sosyal yaşam ilişkileri, fiziksel ve zihinsel sağlık vb.) ile ilgili bilgilere etkin bir şekilde ulaşılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

Page 471: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

451

19 Faaliyetlerde sorun çıkmaması için sabıka kaydı, uyuşturucu, hap gibi alışkanlıklar konusunda ilgili belgeler alınması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

20 Lider ve gönüllülerin misyona uygun şekilde belirli aralıklarla (6 ay, 1 yıl vb.) eğitime tabi tutulması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

21 Gönüllülere çok yönlü kazanımlara (halkla ilişkiler, tanıtım, yandaş kazanma vb.) sahip olmaları için eğitim verilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

22 Gönüllülerin yaptığı / yapacağı işin eğitim sırasında anlatılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

23

Bireylerin misyona yönelik motivasyon ve verimliliklerini üst düzeye çıkaracak bir liderlik anlayışının (rehber olma, insanı ve insani değerleri ön plana çıkarma, bireylerin ufuklarını açma, yaratıcılığı ve öz güveni geliştirme vb.) ortaya konulması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

24 Katılımcı ve yetki devrine önem veren bir bakış açısıyla misyonun en geniş şekilde paylaşılacağı örgüt ikliminin yaratılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

25

Örgütte mesajların paylaşım kalitesini (tam, doğru, hızlı, anlaşılabilen, net ve açık vb.) artıracak etkin bir iletişim ortamı için çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

26

Faaliyetlerin başarısını etkileyecek aksaklık, gecikme, yetersizlik gibi konularda, gönüllülerin rahatça geri bildirim yapabileceği ortamın sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

27

Gönüllü motivasyonunu / istekliliğini üst düzeye taşıma yönünde; bireysel / örgütsel stres kaynakları ve yönetimi konularında etkin çalışmalar yapılması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

28

Gönüllülerin misyonu sahiplenmelerine yönelik olarak özel organizasyonlar (bayram, düğün, yılbaşı, gezi,kermes, ödül töreni vb.) çerçevesinde kaynaşma sağlanması misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

29 Çatışmaları (profesyonel ya da gönüllüler arasında vb.) azaltacak ve pozitif yöne yöneltecek bir liderlik sergilenmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

30 Sağlıklı bir değerlendirme sürecini gerçekleştirecek veri elde etme, analiz etme ve raporlama sürecinin varlığı misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

31 Performans değerlendirme kriterleri / ölçütlerinin güncellenmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

32 Belirli aralıklarla (6 ay, 1 sene vb.) misyonumuza uygun olarak gönüllülerin performansının değerlendirilmesi misyonun başarılmasını etkiler

1 2 3 4 5

Page 472: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

452

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler: Adı Soyadı: Nezih Metin ÖZMUTAF Doğum Yeri: Kütahya Doğum Yılı: 25.06.1970 Medeni Hali: Evli Eğitim Durumu: Lise: 1984-1987 Lisans: 1991-1995 Yüksek Lisans: 1995-1997 İş Deneyimi: 1982-2000: Serbest Meslek 2000-2001: Kuleli Askeri Lisesi’nde Ölçme ve Değerlendirme

Subayı 2002 ve Sonrası: Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek

Yüksekokulu’nda Öğretim Görevlisi, 2006 yılından beri aynı okulda müdür yardımcısı.

Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar: ÖZMUTAF, N. M., Biyoistatistiğe Giriş, Ege Ünv. Yay. 2004,Bornova, İzmir.

ÖZMUTAF, N. M., Su Ürünleri Sektöründe Yer Alan İşletmelerde, Çalışanların Kendini Gerçekleştirme Düzeyleri: Çok Değişkenli İstatistiksel Bir Yaklaşım, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi, 2005, Cilt 22, Sayı 3-4: 413-418.

EKŞİ, A., ÇELİKLİ S., YILDIRIM G.Ö., ÖZMUTAF N.M., SEZER Y., ÜNLÜOĞLU İ, Bürokratik İşlemlerin İlkyardım Uygulamalarına Olan Etkilerinin İncelenmesi, Türkiye Acil Tıp Dergisi, 2005, Cilt 5 Sayı 2: 73-77.

ÖZMUTAF, N. M. Örgütlerde İnsan Kaynakları ve Stres: Amprik Bir Yaklaşım, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi, 2006, Cilt 23, Sayı 1-2: 75-81.

ÖZGÜR, T., N. M. ÖZMUTAF ve Z. ÖZGÜR, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu'nda Genel Olarak Sınavsız Sistem Öncesi ve Sonrası Başarı Değerlemesi, I. Ulusal Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Sempozyumu, Gazi - Üniversitesi, 11-12 Mayıs 2006.

ÖZMUTAF, N. M., Z. ÖZGÜR ve T. ÖZGÜR, Bilgisayar ve İnternet Kullanımının Öğrenme ve Entelektüel Gelişme Üzerine Etkileri, I. Ulusal Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Sempozyumu, - Üniversitesi, 11-12 Mayıs 2006.

Page 473: T.C. SÜLEYMAN DEM İREL ÜN İVERS İTES İtez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00567.pdft.c. sÜleyman dem İrel Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ İŞletme anab İlİm dali

453

ÖZMUTAF, N. M. ve Z. ÖZGÜR, Ege Üniversitesi Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu'nda Program Bazında Sınavsız Sistem Öncesi ve Sonrası Başarı Değerlemesi, I. Ulusal Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Sempozyumu - Gazi Üniversitesi, 11-12 Mayıs 2006.

ÖZMUTAF, N. M., Z. ÖZGÜR ve F. GÖKMEN, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okullarında Mezuniyet Sonrası İş Bulma Olanakları, I. Ulusal Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Sempozyumu, Gazi Üniversitesi, 11-12 Mayıs 2006.

ÖZMUTAF, N. M., Biyoistatistiksel Araştırmalarda Kesikli ve Sürekli Değişken Ayrımına Yönelik Yaklaşımlar, I. Ulusal Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları Sempozyumu, Gazi Üniversitesi, 11-12 Mayıs 2006.

ÖZMUTAF, N. M. ve Z. ÖZGÜR, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokullarında Staj Olanaklarına Genel Bakış, I. Ulusal Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Sempozyumu, Gazi Üniversitesi, 11-12 Mayıs 2006.

GÖKMEN, F., N. M. ÖZMUTAF ve Z. OZGUR, Yüksek Öğretimde Bilgisayar ve İnternet Teknolojilerinin Verimli Kullanımı, Ege Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi, İzmir, 2006.