Upload
others
View
12
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
i
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI
İŞLETMELERDE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETİ OLARAK SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ:
ARÇELİK ÖRNEĞİ
Gökçe DURUSOY
YÜKSEK LİSANS BİTİRME PROJESİ
Tez Danışmanı: Yrd. Doç. Dr. Murat KAYALAR
ISPARTA - 2011
ii
iii
i
ÖZET
İŞLETMELERDE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETİ OLARAK SOSYAL
SORUMLULUK PROJELERİ: ARÇELİK ÖRNEĞİ
Gökçe DURUSOY
Süleyman Demirel Üniversitesi, İşletme Bölümü Yüksek Lisans Projesi, 52 Sayfa, Haziran 2011
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Murat Kayalar
Temel amacı tanıma ve tanıtmak olan halkla ilişkiler özel ya da tüzel kişilerin
belirlenmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek olumlu inanç ve eylemlere yöneltilmesi, tepkileri değerlendirerek tutumuna yön vermesi, böylece karşılıklı fayda sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır.
Sosyal sorumluluk projesi, bir şirketin sosyal ve çevresel kaygıları kendi istekleriyle faaliyetlerinin ve paydaşlarıyla ilişkilerinin bir parçası haline getirmesi ve tüm paydaşlara karşı sorumlu olması, bu yönde kararlar alıp uygulamasıdır.
Bu çalışmada halka ilişkiler faaliyeti olan sosyal sorumluluk projelerini destekleyen işletmelerin sorumlulukları üzerinde durulmuştur.
Çalışmanın birinci bölümümde halkla ilişkiler, ikinci bölümde sosyal sorumluluk kavramı incelenmiştir.
Son bölümde halkla ilişkilerde sosyal sorumluk anlayışı, sosyal sorumluluk projeleri ele alınmış ve bu bağlamda yapılan projelere örnekler verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Halkla İlişkiler, Sosyal Sorumluluk Projeleri
ii
ABSTRACT
SOCIAL RESPONSIBILITY PROJECTS THAT HAVE PUBLIC RELATIONS ACTIVITY IN OPERATIONS: ARÇELİK J.S.C.
Gökçe DURUSOY
Süleyman Demirel University, Management Branch
Master Degree Project, 52 Page, June 2011
Advisor: Docent Murat Kayalar
Public relations is an art of management that’s main goal is recognition and
introduction, the management of private or juridical people by developing honest and firm relations with appointed people,directing manners by evaluating responses,containing planned and mutual relations that provide benefits.
Social responsibility project is the way of a company’s responsibilities to all its partners, to make a part of social and environmental anxieties with own’s requires and partner relations, carrying out decisions on this way.
This work focuses on responsibilities of operations which have public relation activity and support social responsibiltiy projects.
At the first chapter of the work; public relations,at the second chapter of the work, notion of social responsibilty were examined
At last chapter,social responsibility recognition in public relations and social responsiblity projects were explained.
Key Words: Public relations, social responsiblity projects.
iii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET ............................................................................................................................ i
ABSTRACT................................................................................................................. ii
İÇİNDEKİLER ...........................................................................................................iii
KISALTMALAR DİZİNİ ........................................................................................... vi
ŞEKİLLER DİZİNİ....................................................................................................vii
TABLOLAR CETVELİ............................................................................................viii
GİRİŞ 1
BİRİNCİ BÖLÜM HALKLA İLİŞKİLER 3
1.1. Halkla İlişkiler Kavramı.................................................................................. 3
1.2. Halka İlişkilerin Amaçları ve İlkeleri ............................................................. 5
1.2.1. Halkla İlişkilerin Amaçları..................................................................... 5
1.2.1.1. İşletme Açısından Amaçları .......................................................... 5
1.2.1.2. Toplumsal Açıdan Amaçları ......................................................... 6
1.2.2. Halkla İlişkilerde Temel İlkeler ............................................................. 7
1.3. Halkla İlişkilerde Özellikler............................................................................ 9
1.3.1. Halkla İlişkiler Uzmanlarında Bulunması Gereken Özellikler .............. 9
1.3.2. İş Yerinde Halkla İlişkiler Açısından Bulunması Gereken Özellikler. 10
1.3.2.1. Güven Verici Olma ..................................................................... 10
1.3.2.2. Temizlik ...................................................................................... 10
1.3.2.3. İç Açıcılık.................................................................................... 11
1.3.2.4. Düzen .......................................................................................... 11
1.3.3. Çalışanlarda Bulunması ....................................................................... 11
1.3.3.1. Davranış ...................................................................................... 11
1.3.3.2. Duruş ........................................................................................... 12
1.3.3.3. Giyim ve Bakım .......................................................................... 12
1.4. Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar ............................................................ 12
İKİNCİ BÖLÜM
SOSYAL SORUMLULUK 14
2.1. Sosyal Sorumluluk Kavramı ......................................................................... 14
2.1.1. Sosyal Sorumluluk Tanımı................................................................... 14
iv
Sayfa
2.1.2. Sosyal Sorumluluk Kavramının Gelişimi ............................................ 16
2.2. Sosyal Sorumluluk Modeli............................................................................ 17
2.2.1. Ekonomik Sorumluluk ......................................................................... 17
2.2.2. Yasal Sorumluluk................................................................................. 18
2.2.3. Ahlaki Sorumluluk............................................................................... 18
2.2.4. Gönüllü (Yardımsever) Sorumluluk .................................................... 19
2.3. Sosyal Sorumluluğun Kapsamı ve Sınırı ...................................................... 19
2.3.1. Meşruiyet İlkesi.................................................................................... 20
2.3.2. Kamu Sorumluluğu İlkesi .................................................................... 20
2.3.3. Yönetsel Takdir Edilebilme Hakkı İlkesi............................................. 21
2.4. Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları................................................................... 22
2.4.1. Klasik Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları .............................................. 22
2.4.2. Modern Sosyal Sorumluluk Yaklaşımı ................................................ 23
2.5. Sosyal Sorumluluğun İşletmelere Sağladığı Avantaj ve Dezavantajlar........ 24
2.5.1. Sosyal Sorumluluğun Avantajları ........................................................ 25
2.5.2. Sosyal Sorumluluğun Dezavantajları ................................................... 26
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İŞLETMELERDE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETİ OLAN SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ 27
3.1. Halkla İlişkilerde Sosyal Sorumluluk Anlayışı............................................. 27
3.2. Halkla İlişkilerde Proje Süreci ...................................................................... 28
3.2.1. Araştırma.............................................................................................. 29
3.2.2. Planlama............................................................................................... 30
3.2.3. Uygulama ............................................................................................. 31
3.2.4. Değerlendirme...................................................................................... 32
3.3. Türkiye’de Uygulanan Arçelik ‘Eğitimde Gönül Birliği’ Sosyal Sorumluluk Projesi ....................................................................................... 33
3.3.1. Arçelik’in Kurumsal Özellikleri .......................................................... 33
3.3.2. Arçelik’ in Tarihçesi ............................................................................ 36
3.3.3. Arçelik’in Sosyal Sorumluluk Anlayışı ............................................... 39
3.3.4. Eğitimde Gönül Birliği Projesi............................................................. 40
3.3.5. Proje Alt Başlıkları............................................................................... 42
3.3.5.1. Bizim Odalar ............................................................................... 42
v
Sayfa
3.3.5.2. Onlar da Çocuktu ........................................................................ 43
3.3.5.3. Arçelik A.Ş. Eğitim Bursu .......................................................... 44
3.3.5.4. Gönüllü Aile Birliği .................................................................... 44
SONUÇ 46
SONUÇ ...................................................................................................................... 46
KAYNAKÇA............................................................................................................. 49
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................... 52
vi
KISALTMALAR DİZİNİ
A.Ş. Anonim Şirket
AÇEV Anne Çocuk Eğitim Vakfı
Ar-Ge Araştırma Geliştirme
DEİK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
EFQM Avrupa Kalite Basarı Ödülü
IPRA Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği
İMMİB İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri
MQM Motor Hata Tanılama Projesi
ÖSGD Özel Sektör Gönüllüler Derneği
TAD Türk Anneler Derneği
TEGV Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı
TEMA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları
Koruma Vakfı
TPE Türk Patent Enstitüsü
TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
VKV Vehbi Koç Vakfı
vii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 1. Sosyal Sorumluluk Piramidi, ........................................................................ 17
Şekil 2. Halkla İlişkilerde Proje Süreci ...................................................................... 28
viii
TABLOLAR CETVELİ
Sayfa
Tablo 1. Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar........................................................... 13
1
GİRİŞ
Sosyal sorumluluk kavramı literatüre yeni girmiş bir kavram olmamasına
rağmen, konuya verilen önem ve ilgi oldukça yenidir. Son yıllarda tüketicilerin
işletmelere, liderlere ve ekonomiye olan güvenleri sarsılmış, sonuç olarak da “iş
ahlakı” ve “yönetim” konularına olan ilginin artmasına, “sosyal sorumluluk”
kavramının ön plana çıkmasına neden oluşturmuştur. Diğer yandan belli başlı
uluslararası organizasyonlar (Birleşmiş Milletler, OECD, ILO, Avrupa Birliği)
liderliğinde insan haklarına, çevreye, çalışan işgücüne yönelik korumacı yaklaşımlar
ve bu konuda geliştirilen standartlar işletmelerin sosyal sorumluluk konusunda daha
tedbirli davranmaları gerekliliğini ortaya koymuştur.
İşletmeler, pazardaki rakipleriyle başa çıkabilmek için yalnızca ürünlerini
geliştirmenin yeterli olmadığını görmüş ve hedef kitlenin gözünde sağlam bir yer
edinebilmek için, olumlu bir imaj oluşturma gereğini duymuşlardır. Bu doğrultuda
atılan adımların başında ise “sosyal sorumluluk projeleri” gelmektedir.
Sosyal sorumluluk, tüm bireylerin ve yönetimlerin, içinde yaşadıkları
toplumun yaşam kalitesini iyileştirmek için, kendi çalışanları ve onların aileleri, yerel
halk ve bütün toplumla birlikte sürdürülebilir bir dünya için ekonomik, çevresel,
kültürel ve sosyal gelişmeye destek verme sorumluluğudur.
Halkla ilişkiler, özel ya da kamu kesimlerinde faaliyet gösteren bir kuruluş
veya kurumun ilişkide bulunduğu kitlelerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek
için giriştiği iki yönlü iletişime dayalı ve sonuçta kitlede kuruluşun, kuruluşta da
kitlenin istekleri yönünde değişikliklerin gerçekleştirilmesine yönelik, sistemli ve
sürekli çabaları içeren bir süreç olarak ifade edilebilir
Toplum içinde yaşayan insanın kendisini ve çevresini daha iyi tanımasını ve
başkaları ile uyumlu ilişkiler gerçekleştirmek için etkileşim kurabilme ve bu
etkileşimi geliştirme becerisi bulunan bir iletişim gücüne sahiptir. Bu bağlamda
halkla ilişkiler özel ya da tüzel kişilerin belirtmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar
kurup geliştirerek onları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi tepkileri
2
değerlendirerek tutumuna yön vermesi böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler
sürdürme yolundaki planlı çalışmaları kapsayan bir faaliyettir.
Halkla ilişkiler faaliyetleriyle işletmeler hedef kitleleriyle karşılıklı bir
iletişim ve etkileşim içerisine girerek sosyalleşmeye zemin hazırlamaktadır.
Sosyalleşmenin temel özelliği de bireyin kendi dışındaki diğer bireylerle ve kişilerle
ilişki, işbirliği ve dayanışma içine girebilmesidir. Halkla ilişkiler yalnız kuruluşların
çalışma ve işlemlerini halka onaylatma mekanizması değildir, aynı zamanda hedef
kitlelerle etkileşerek benimsetmeyi de doğallaştıran uygulamalarıdır. Ayrıca çevrede
yer alan kuruluş ve kişilerle olumlu ve uyumlu ilişkiler kurmak, kişinin toplumla
bütünleşmesini ve sosyalleşmesini sağlamak halkla ilişkilerin önde gelen işlevleri
arasında yer almaktadır.
Çalışmanın birinci bölümünde halkla ilişkilerin ne anlama geldiğini,
amaçlarının ve ilkelerinin ne olduğunu, işletmeler açısından avantaj ve
dezavantajlarından bahsedilmiştir
İkinci bölümde sosyal sorumluluk kavramı incelenmiş, modelleri,
yaklaşımları, avantaj ve dezavantajları üzerinde durulmuştur.
Son bölümde ise halkla ilişkilerde sosyal sorumluluk anlayışı, süreci
açıklanmış, yapılmış olan sosyal sorumluluk projelerine örnekler verilmiştir.
3
BİRİNCİ BÖLÜM
HALKLA İLİŞKİLER
1.1. Halkla İlişkiler Kavramı
Halkla ilişkiler faaliyeti için genel kabul gören bir tanım uygulanamamakla
birlikte birçok tanım yapılmıştır (Bilgin, 2008; 17).
Birçok araştırmacı tarafından yapılan Halkla İlişkiler kavramına değinmeden
önce halk kavramını tanımlamakta fayda vardır.
Halk, günlük hayatta sıkça kullanılan bir kavramdır. Sosyal bilimlerin her
dalında kullanılan Halkla İlişkiler kavramı, aslında sosyolojiye aittir ve belli örgütlü
yer ve zamanda yaşayan ortak özelliğe sahip insan topluluğunu ifade etmektedir
(Erdoğan, 2006; 13).
Uluslar arası Halkla İlişkiler Birliği Halkla İlişkiler kavramını, özel veya
kamu kesiminde faaliyet gösteren bir işletme veya kurumun ilişki kurduğu
kimselerin anlayış, sempati ve desteğini elde etmek ve bunu devam ettirmek için
yaptığı sürekli bir yönetim fonksiyonu şeklinde tanımlamaktadır ( Bilgin, 2008; 17).
Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği (IPRA), halkla ilişkilerden ne
anlaşılması gerektiği konusunda bazı saptamalarda bulunmuştur. Buna göre halkla
ilişkiler (Bülbül, 2003; 1):
• Kuruluş ile çevresi arasında karşılıklı iletişim, anlayış, işbirliği ve hoşgörü
bağlantısının kurulmasına ve devamına yardımcı olan yönetsel bir işlevdir.
• Yönetimin kamuoyu hakkında bilgili ve duyarlı olmasına katkıda bulunulan
bir etkinliktir.
• Kuruluş yönetimlerinin kamusal çıkarlara hizmet etme sorumluluğuna dikkat
çekmektir.
• Gelişmeleri yansıtmak için erken uyarı sistemi niteliğini taşımaktadır.
Türkiye’deki halkla ilişkiler çalışmalarının duayenlerinden Alaeddin Asna’ya
göre halkla ilişkiler; “özel ya da tüzel kişilerin belirtilmiş kitlelerle dürüst ve sağlam
bağlar kurup geliştirerek onları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi, tepkileri
4
değerlendirerek tutumuna yön vermesi, böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler
sürdürme yolundaki planlı çabaları kapsayan bir yöneticilik sanatıdır” (Asna, 1998;
13).
Nuri Tortop ise halkla ilişkiler hakkındaki görüşlerini söyle sıralamıştır
(Tortop, 1993; 4,5):
• Halkla ilişkiler, kişinin ya da bir kurumun halkla ilgisini geliştirme ve anlama
yolundaki çabadır.
• Halkla ilişkiler, belirtilmiş hedef kitleleri etkilemek için hazırlanmış, planlı,
inandırıcı haberleşme çabasıdır.
• Halkla ilişkiler, halkı etkileyen söz, eylem ya da olaydır.
• Halkla ilişkiler, bir kurulusu çalışanlara, müşterilere, bağıntılı olduğu kişilere
sevdirme ve saydırma sanatıdır.
• Halkla ilişkiler, düşüncelerin istenen sonuçları yaratması amacı ile çeşitli
gruplara ustaca aktarılması, becerikli bir haberleşme oluşumunun
gerçekleştirilmesidir.
Sabuncuoğlu’na göre halkla ilişkiler, belirtilmiş hedef kitleleri etkilemek için
hazırlanmış planlı, inandırıcı iletişim çabasıdır (Sabuncuoğlu, 2001; 4).
Halkla ilişkiler, yönetimin izlemekte olduğu politikanın halka benimsetilmesi,
çalışmalarının sürekli ve tam olarak halka duyurulması, yönetime karşı olumlu bir
hava yaratılması, buna karşılık halkında yönetimin hakkında ne düşündüğünün,
yönetimden ne istediğinin bilinmesi ve halkla işbirliğinin sağlanması görevidir
(Ertekin, 200; 19).
Diğer bir tanıma göre halkla ilişkiler, bir kurumun üretiminin, icraatının,
felsefesinin ve başkalarının o kurum hakkındaki sözlerinin tümünün irdelenmesi,
yönlendirilmesi ve yönetilmesi sanatıdır (Aydede, 2002; 13).
İşletme açısından bakıldığında halkla ilişkiler, ilişki içinde bulunduğu kişi ve
kuruluşlarla karşılıklı olarak sağlıklı, doğru ve güvenilir ilişkiler kurmak,
geliştirmek, kamuoyunda olumlu izlenimler yaratmak ve toplumla bütünleşmek
olarak tanımlanır (Sabuncuoğlu, 2001; 5).
5
Halka ilişkilerin genel özelliklerini ele alacak olursak; 65 uzmanın yaptığı
araştırmayla ortaya konan 472 tanımın analizi ile elde edilen özellikler şu şekilde
tanımlanabilir ( Rex, 1976; 35; akt.; Peltekoğlu, 2001; 2; Tortop, 2003; 16):
• Halkla ilişkiler uzmanlık gerektirir.
• Halkla ilişkiler bir yönetim görevidir, uzmanlar tarafından yerine
getirilmelidir.
• Kamuoyunun etkisinin farkında olarak çeşitli gruplar arasında iletişimi
düzenler.
• Hedef kitlenin davranışları hakkında yönetimi bilgilendirir, kuruluşun gerek
duyduğu araştırmaları yaparak önerilerde bulunur.
• Kuruluşun kâr amacı yanında sosyal sorumluluğunun da olduğunu
kanıtlayacak biçimde davranmasına yardımcı olur.
• Gerek danışman firma, gerekse kuruluş içi halkla ilişkiler birimi olsun,
yönetimin bir parçası olarak faaliyet gösterir.
1.2. Halka İlişkilerin Amaçları ve İlkeleri
1.2.1. Halkla İlişkilerin Amaçları
Halkla ilişkilerin amaçları, işletme açısından ve toplumsal açıdan olmak üzere
iki başlık altında incelenebilir.
1.2.1.1. İşletme Açısından Amaçları
İşletme açısından halkla ilişkilerin amaçlarını Çamdereli aşağıdaki gibi
sıralamıştır (Çamdereli, 2000; 20):
• Halkı aydınlatmak ve onlara çalışmaları benimsetmek,
• Halkla yönetime karşı uyumlu davranışlar yaratmak,
• Halkın yönetimle olan ilişkilerinde işleri kolaylaştırmak,
• Kararların isabet derecesini arttırmak için halktan bilgi almak,
• Kanun ve kurallara uyulmasını sağlamak için bunlar hakkında halka
aydınlatıcı bilgi vermek,
6
• Halkla işbirliği yaparak hizmetlerin daha çabuk ve iyi görülmesini sağlamak,
• Halkın istek, dilek, tavsiye, telkin ve şikayetleriyle ilgili çalışmalarda
hazırlanan yasa, tüzük ve diğer tasarımlardan yararlanmak, aksaklıkların
giderilmesi için yapılan çalışmalarda bunları değerlendirmek,
• Özel ve kamu yararına cevap vermeye çalışmak ve herkesin kişiliğine hürmet
ederek sosyal sorumluluk duygusu yaratmaktır.
1.2.1.2. Toplumsal Açıdan Amaçları
Halkla ilişkiler hizmet ettiği toplumun güncel yaşamını iyileştirebilen görüş
ve eylemler bileşkesidir. Toplumda zamanla kaybedilen değerler ve gelenekler yerini
gelişen teknoloji ve halka ilişkilere bırakmıştır.
Toplumsal açıdan olaylara bakıldığında halka ilişkilerin amaçları aşağıdaki
gibidir (Tortop, 1993; 11):
• Dairelerin daha modern, daha ussal bir örgütlenmesi yapılmalıdır,
• Bütün vatandaşlarda kendiliklerinden toplum hakkındaki görevlerini yerine
getirecek bir bilinç geliştirilmelidir,
• Her vatandaş için kendi ihtiyaçlarına ve yeterliliklerine uygun sürekli bir iş
sağlayan güvenli bir yer olmalıdır,
• Mülk sahiplerinin, işçilerin, fakirlerin ve işsizlerinde gereksinimlerine cevap
veren bir hukuk olmalıdır,
• Serbest teşebbüse hürmet eden ve koruyan bir ekonomi düzeni olmalıdır,
• Egoizme veya keyifliğe kaçmayan, öz denetim ve sosyal sorumluluğa yer
veren bir düzen olmalıdır.
Halkla ilişkilerin toplumsal açıdan amaçlarını şöyle sıralayabilmemiz
mümkündür (Budak, 2000; 10):
• İkna etmek,
• Satış yapmak,
• Eğitmek,
• Bilgilendirmek.
7
İşletmenin halka açılması ve halkla ilgilenmesi toplum tarafından
memnuniyetle karşılanır. Toplum kendisine sadece firmanın ürünlerini satın alan
tüketici gözüyle bakılmasını değil, bunun yanı sıra bu hizmeti sunan kuruluşları daha
yakından tanımak ve firmaların üretim ve satış dışında topluma ne gibi katkılarda
bulunduğunu ve sosyal sorumluluk yüklediğini bilmek ister.
1.2.2. Halkla İlişkilerde Temel İlkeler
Halkla ilişkilerin temek ilkelerini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz
(Sabuncuoğlu, 2001; 53-57):
1. İki Yönlü İlişki Kurmak
Bir yandan bilinçli bir halka ilişkiler kampanyası ile kamuoyuna gerekli ve
yeterli bilgiler sunarak onun ilgi ve desteği kazanılırken, öte yandan halkın
işletmelerden beklentileri, istek ve tepkileri anlaşılmaya çalışılmalıdır. Sadece
işletmenin belirli politika ve uygulamalarını kamuoyuna tek yanlı yansıtması halkla
ilişkiler değildir.
2. Doğru Bilgi Vermek
Halka ilişkiler bir işletmeyi olmak istediği gibi değil, olduğu gibi tanıtır.
Halkla ilişkilerin her aşamasında dürüst davranmak, araştırma ve değerlendirmede,
mesajların ve programların hazırlanmasında, planların uygulanmasında dürüstlük ve
doğruluktan ayrılmamak, çalışmaların başarısını arttırır. Böylelikle halka doğru bildi
vererek halkın inanç ve desteğinin kazanılması sağlanır.
3. İnandırıcılık
Sosyologlar topluma iş yaptırmak için üç yol olduğunu söylemişlerdir.
Bunlar, zor kullanmak, para harcamak ve inandırmak. İnandırıcılık ilkesi halkla
ilişkilerin en zor çalışmasıdır. Başkalarını etkileyip görüşlerini değiştirmek büyük bir
ikna yeteneği gerektirir. Bununla birlikte karşı tarafa güven ve inanç sağlanmalıdır.
Verilen mesajın inandırıcı olması için verilen bilgi ile varılan sonucun tutarlı olması
gerekir.
8
4. Sabırlı Çalışmak
İyi bir halkla ilişkilerin kurulması zaman ve sabırlı çalışmaya bağlıdır. Halkla
ilişkiler planlı ve programlı çalışma gerektirir. Halka etkinlik yaratmak kolay
değildir. Öncelikle geniş bir araştırma gerekir. Toplumun davranışları, alışkanlıkları,
sevdikleri belirlenir. Daha sonra bu bilgiler doğrultusunda halkla ilişkiler planı
düzenlenir. Bu planda kullanılacak araçları halka iletilecek mesajlar belirlenirken,
halkla ilişkiler bütçesi hazırlanır, kampanyada görev alacak personelin nitelik ve
niceliği belirlenir. Görüldüğü gibi bütün bu çalışmalar uzun bir süre gerektirir. Yani
buradan sonuçla halkla ilişkiler uzun dönemde alınan bir çabadır ve sabırlı bir
bekleyiş ister.
5. Yaygın Sorumluluk
Halkla ilişkiler sorumluluğu işletmenin genel müdüründen tabanda çalışan
işçisine kadar herkesin ilgilendiği bir alandır. Telefondaki santral memurundan
kapıdaki bekçi ve danışmana, veznedeki görevliden işçiye kadar tüm yönetici ve iş
gören kesimi halkla ilişkiler konusunda kendisini sorumlu hissetmelidir.
6. Açıklık
İşletmeyle ilgili bilgiler hedef kitleye çekinmeden ve gerçekleri gizlemeden
iletmeli, işletmenin amaçları, örgütsel yapısı, finansal ve ekonomik gücü, pazar
alanları, ürünleri, firmanın sosyal içerikli çalışmaları hiçbir şekilde saklanmadan
halka olduğu gibi tanıtılmalıdır. Bu durum işletmeye olan güven ve desteği daha çok
artıracaktır.
7. Yineleme ve Süreklilik
Halkla ilişkilerde hedef kitleyi etkilemek ve iletilen mesajları sürekli tutmak
için yineleme yöntemi uygulanmalıdır. Amaç hedef kitlenin iletilen mesajı kolayca
unutmamasıdır.
Halkla ilişkiler uzmanları halkın eğitim, tepki gibi durumlarını yoklayarak
bıkkınlık vermiş mesajları yeniden düzenler ve değişik şekilde halka sunarak yeni bir
kabullenme süreci yaratmayı çabalar.
9
8. Firma İmajı
Firma imajı, çeşitli kuruluşlar hakkında insanların kafalarında
şekillendirdikleri düşünsel resimlerdir. İşletme kamuoyunda firma mesajını veren
değişik işaret ve semboller kullanır. Bu amaçla renk, sembol, amblem ve marka
kullanarak toplum içinde firma imajını yaratmaya çalışır ve bu yönde çeşitli mesajlar
iletir. Halkla ilişkilerin en önemli, ilkelerinden birisi topluma olumlu bir firma imajı
yaratmaktır.
1.3. Halkla İlişkilerde Özellikler
Halkla ilişkileri; uzmanlarda, işyerinde ve çalışanlarda bulunması gereken
özellikler olarak üç gruba ayırabiliriz.
1.3.1. Halkla İlişkiler Uzmanlarında Bulunması Gereken Özellikler
İletişim ve tanıtım etkinlikleri büyük sabır ve dikkatle sürdürmek durumunda
olan bir halkla ilişkiler uzmanın başarılı olabilmesi için çok yönlü nitelik ve
yeteneklere sahip olması gerekir. Bu nitelikleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz
(Çamdereli, 2000; 46):
1. Halkla ilişkiler uzmanı, insan ve toplum psikolojisi, sosyoloji, ekonomi,
işletmecilik, hukuk ve genel kültür konularında bilgi sahibi olmalı,
2. Etkili yazma, etkili konuşma ve etkili dinleme konularında bilgi sahibi
olmalı,
3. Basın, yayın, halkla ilişkiler konusunda eğitim almış olmalı, iletişim alanında
öğretim yapan bir yüksek okuldan mezun olmuş olmalı,
4. Yayın ve raporlama konusunda bilgili olmalı,
5. Gazetecilik konusunda deneyimli olmalı,
6. Yaratıcı, araştırıcı ve yenilikçi bir kişiliğe sahip olmalı,
7. İşini sevmeli, karşılaştığı sorunlara karşı soğukkanlı, hoşgörülü ve sabırlı
olmalı,
8. Önce kendine sonra başkalarına güvenmeli,
9. En az bir yabancı dil bilmeli,
10
10. Karsı tarafa inanç ve ilgi sağlayacak bir dış görünüşe sahip olmalı, temiz ve
düzgün giyinmeli, görgü kurallarını bilmeli,
11. Sevecen sıcak bir davranış ve güler yüze sahip olmalı,
12. Faydalı halkla ilişkiler ve pazarlama stratejileri verebilecek kadar iyi bir
duruma gelmiş olmalı,
13. Hedef olarak adlandırdığı kişi veya grupları elinden geldiğince analiz etmeli,
eğilimlerini, geleneklerini araştırmalıdır.
1.3.2. İş Yerinde Halkla İlişkiler Açısından Bulunması Gereken Özellikler
En az halkla ilişkiler uzmanı kadar iş yerinin de belirli özellikler taşıması
gerekir. Bu özellikleri dört grupta inceleyebiliriz (Çadırcı, 1977; 64-74):
1.3.2.1. Güven Verici Olma
Çalışma yeri olarak kullanılan binanın halka güven sağlayacak şekilde olması
gerekir. Rekabetin olduğu ticaret kuruluşlarında ve özellikle bankalarda bu konu çok
önemlidir. Binanın sağlam görünüşü, geniş vitrinli ve estetik yapıya sahip olması
gerekir.
1.3.2.2. Temizlik
Temizlik binayı ve gereçleri daha güzel ve daha sevimli gösterir. Bir iş yerini
halkın temizlik yönünden güven verici ve sempatik bulması için şunlara dikkat
edilmelidir:
• Dış sıva ve badana temiz görünmeli,
• Duvarlara afişler yapıştırılmamalı,
• Gezici satıcıların binanın önünde bulunması engellenmeli,
• Vitrin camları temiz olmalı,
• Kapı girişlerine paspas konulmalı,
• Kapı yanları, pencere önü, salonlar çiçeklerle donatılmalı,
• Perde, halı ve yolluklar belirli zamanlarla temizlenmeli,
• Lavabo ve tuvaletler temiz olmalıdır.
11
1.3.2.3. İç Açıcılık
İş yerini şu özelliklerde olması gereklidir:
• Binanın dış görünüşü sevimli olmalıdır,
• Vitrin camları geniş, salonlar iyi ışıklandırılmış ve açık renge boyanmış
olmalıdır,
• Binada gereksiz eşya olmamalı, canlı çiçeklere yer verilmelidir,
• Bina çok iyi havalandırılmalı, sıcaklık 20-22 derece civarı olmalıdır.
1.3.2.4. Düzen
Düzen konusunda şu özellikler göz önünde bulundurulmalıdır:
• İş yerinin dışı, bahçesi, koridorları ve giriş düzenli olmalıdır,
• Salon ve odalardaki eşyalar en uygun ve kullanışlı şekilde yerleştirilmelidir,
• Masanın üstü, dolaplar dağınık olmamalı, dosya ve klasörler düzgün biçimde
yerleştirilmelidir,
• Hesap makinesi, bilgisayar ve diğer araçlar en uygun yere konmalıdır.
1.3.3. Çalışanlarda Bulunması
Bir kişi üzerindeki ilk izlenim son derece önemlidir. Halkla çok sıkı ilişkiler
içerisinde bulunan bir kuruluşta çalışan eleman giyimine, davranışına ve duruşuna
önem göstermelidir.
1.3.3.1. Davranış
Bir firmayı temsil eden kişinin firmaya gelen herkese sıcak, sempatik,
insancıl ve güler yüzlü yaklaşması halkla ilişkiler için çok önemlidir. Statü farkı
olmaksızın herkes firma adına temas kurulan kişilere yardımcı olmalı,
bilgilendirmeli, yol göstermeli, işleri hızlandırmalı, kısaca o kişinin yanında yer
almalıdır. Bu tür davranış karşı tarafa sevgi, beğeni ve güven sağlar.
12
1.3.3.2. Duruş
Halkla ilişkilerde çalışanların duruş ve tavırları son derece önemlidir.
Örneğin; masa kenarına dayanmak, sandalyeye yarı oturmak, konuşurken çay, kahve,
sigara içmek hoş değildir.
1.3.3.3. Giyim ve Bakım
Personel karşı tarafa olumlu izlenim bırakmak için giyim, kuşam ve bakımına
da özen göstermelidir. Düzensiz, dağınık ve temiz olmayan bir giyim kuşan olumsuz
etki yaratır. Bu nedenle şunlara dikkat edilmelidir:
• Erkekler kravat takmış olmalı,
• Saç ve tıraş sakalı olmalı,
• Bayanların aşırı makyaj yapmamaları,
• Tüm personelin aşırıya kaçan bir giyim sergilememesi gerekmektedir.
1.4. Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar
Halkla ilişkiler etkin bir iletişim aracı ile hitap ettiği ve etkileşimde
bulunduğu grupları etkileyerek başarılı olmayı amaçlamaktadır. Yani tanıma, tanıtma
ve değerlendirme çalışmalarını yaparken bazı araçlardan yararlanmaktadır. Bu
başlıklar üç başlık altında incelenebilinir (Mucuk, 1999; 57):
• Yazılı Araçlar
• Sözlü Araçlar
• Görsel ve İşitsel Araçlar
Bu araçların hangilerinin daha etken olduğu, mevcut piyasa yapısına,
ekonomik ve siyasal çevre ile rakiplerin konumuna bağlı olarak değişmektedir
(Alankuş, 2003; 84; Çeliktel, 2008; 94). Bu araçların içerikleri Tablo-1 de
görülmektedir.
13
Tablo 1. Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar
1. Yazılı Araçlar 2.Sözlü Araçlar 3. Görsel ve İşitsel Araçlar Gazeteler Yüz yüze Görüşme Radyo ve Televizyon Dergiler Telefonla görüşme Film ve Video Bantları Broşürler Toplantılar Sergi ve Fuarlar El Kitapçıkları Konferanslar Festival ve Yarışmalar Afiş, İlan Tahtası Sempozyumlar Açılış, yıldönümü Bültenler Seminerler Ağırlama Törenleri Diğer Yazılı Araçlar Yıllık raporlar Sponsor Faaliyetler Mektuplar İnternet e-mail Kartvizitler Diğer Araçlar Pankartlar Konserler ve törenler El ilanları Kokteyl ve yemekler Kapalı devre yayınlar Kongre ve paneller
Kaynak: Dinçer, Fidan, 1997; 114).
14
İKİNCİ BÖLÜM
SOSYAL SORUMLULUK
2.1. Sosyal Sorumluluk Kavramı
2.1.1. Sosyal Sorumluluk Tanımı
Kavram olarak sosyal sorumluluğun her dönemde geçerli olabilecek bir
tanımını vermek oldukça zordur. Çünkü sorumluluk kavramıyla beraber görev, yetki
ve sorumluluk kavramları birlikte işleyen kavramlar olarak düşünülmekte ve bunların
ilişkilerine bağlı olarak sorumluluk artıp azalmaktadır. Ayrıca içinde bulunduğumuz
zaman, toplum ve coğrafi yapıya bağlı olarak da sorumluluk anlayışı değişik
şekillerde tanımlanabilmektedir. Bu şekilde çok sayıda etkene bağlı olarak kavram
değiştiği için tam olarak bir tanımda yapmak güçleşmektedir. Ancak buna rağmen
literatürde çok sayıda tanım bulunmaktadır (Özüpek, 2004; 17). Literatürde bulunan
bazı tanımlar aşağıda verilmiştir.
Sosyal sorumluluk, ‘geniş anlamıyla kuruluşlar tarafından alınacak kararların,
kamu üzerinde yaratacağı etkinin etraflı biçimde düşünülmesi olarak özetlenebilen,
karar verme sürecinde kişisel- kurumsal karar ve faaliyetlerin tüm sosyal sistem
üzerinde yaratacağı olası etkileri değerlendirme zorunluluğu’ olarak tanımlanabilir
(Peltekoğlu, 2007; 189).
Sosyal sorumluluk; bir işletmenin kaynaklarını toplum yararına olacak
şekilde kullanmasıdır (Tıngır, 2006; 10).
Sosyal sorumluluk, ‘işletmenin ekonomik faaliyetlerinin, onunla ilgili
tarafların (çalışan, tüketici gibi) hiçbirinin çıkarlarına zarar verilmeden yönetilmesi’
şeklinde ifade edilebilir (Dinçer, 1998; 155).
Bir başka tanıma göre sosyal sorumluluk karar verici durumda olanların kendi
çıkarlarını olduğu kadar toplumun kendi çıkarlarını da geliştirecek ve koruyacak
eylemlerin yapılmasındaki zorunluluktur (Hill ve Gareth, 1989; 48’den, Aktaran,
Halıcı, 2001; 12).
15
Bazı araştırmalara göre de, firmaların sosyal sorumluluğu ‘toplumun bir
parçası olan işletmelerin etik değerlere uygun şekilde davranma yükümlülüğünü’
ifade etmektedir. Dolayısıyla sosyal sorumluluk, iş dünyası ve toplumun sosyal
yaşamda birlikte hareket ettiğini temel alarak, işletmelerin pay sahiplerinin bir bütün
olarak toplumun refahını arttırmaya yönelik olduğunu da söyleyebiliriz’ (Alpay ve
diğ., 2002; 23- 25).
Sosyal sorumluluk faydadan çok gönüllü olarak yapılan bir davranıştır.
Sosyal sorumluluk dış çevreye yönelik olup aynı zamanda bir işletmenin ekonomik
ve yasal koşullara, işletme içi ve dışı isteklerine cevap veren bir çalışma stratejisi ve
politikası gütmesine, o ülkedeki toplumu memnun etmesine bağlıdır (Bakirov, 2005;
62).
Sosyal sorumluluk, insanın birey olmaktan çıkıp’ sosyal kişilik’ sahibi olması
ile sorumluluğun sosyalleşmesini sağlar. Kişinin kendine karşı sorumluluğu sadece
kendi bireysel hayatını etkilerken, sosyal sorumluluk köken itibariyle bireysel
sorumluluğun kaynağından çıkar. İnsanın toplumsallaşması ile yükümlülük altına
girdiği sosyal kontratın gereğini yerine getirme ve bir arada yaşamın gereklerinin
saygı ile sorumluluğu da sosyalleşir (Metin, 2006; 220).
Kısaca sosyal sorumluluk, işletmelerin ve yöneticilerin insanlara toplumu ve
çevreyi etkileyen işletme faaliyetlerinden dolayı hesap verme durumunu anlatır.
Artık işletmeler yaşamlarını sürdürebilmek ve toplumun olumsuz tepkileriyle
karşılaşmamak için sosyal sorumluluğun gereğini yerine getirmek zorundadırlar
(Demir ve Songür, 1999; 153).
Sosyal sorumluluk tanımlarının çoğunda geçen ortak kavramlar aşağıdaki gibi
sıralanabilmektedir (Bayraktaroğlu ve diğ., 2009; 7).
• İşletmenin kâr elde etmek için ürün ve hizmet üretmelerinin ötesinde
sorumlulukları vardır.
• İşletmeler neden oldukları sosyal sorunların çözümüne katkı sağlamalıdırlar.
• İşletmeler sadece hissedarlarına karşı değil, diğer tüm paydaşlarına karşı da
sorumludurlar.
• İşletmeler sadece ekonomik değerlere önem vermemelidir, geniş anlamda
insan değerlerine önem vermelidir.
16
2.1.2. Sosyal Sorumluluk Kavramının Gelişimi
Sosyal sorumluluk kavramı, medeniyet ve dinlerin başladığı dönemden
itibaren var olan bir kavramdır. İnsanların bir araya gelip yerleşim birimleri kurması
sonrasında ticari hayat başlamıştır. Ticari hayattaki kurallar kişinin vicdanına göre
değişmekte, ya da örf ve adetlere göre yürütülmekte iken yazılı kanunlarla birlikte
belli standartlar oluşturulmaya başlanmıştır. Tarihte ticari hayata yönelik ilk
düzenlemelerden biri Hammurabi kanunlarıdır (Bayraktaroğlu ve diğ., 2009; 33). Bu
kanunlar, işçi ile işveren ve tüccar ile müşteri arasındaki ilişkileri ele almaktadır
(Minareci, 2007; 63).
Yazılı kanunların yanı sıra filozoflar sosyal yasamla ilgili söylemlerde
bulunmuşlardır. Eflatun’un, idarecilerin ekonomik konularda genel menfaati her
şeyin üzerinde tutmaları gerektiği söylemi, sosyal sorumlulukla ilgili ilk
söylemlerden biridir. Aristo, ekonomik konuları etik açıdan ele almış, değişilen mal
ve hizmetlerin denk olması gerekliliğini, faizin adaletsiz bir kazanç olduğunu
vurgulamıştır. Sonraki dönemlerde Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet dinlerinin
ortaya çıkmasıyla birlikte bu dinlerdeki gereklilikler sosyal sorumluluk, örgütlenme
anlayışı, yönetim düşüncesi, özgürlük, tolerans, hoşgörü, eşitlik ve sosyal yönetim
konularına katkıda bulunmuşlardır. Daha sonraki yıllarda sosyal sorumluluk kavramı
devletlerin ve örgütlerin koyduğu yasalar ve kurallar çerçevesinde ilerlemiştir.
Avrupa’da hakim olan Katolik kilisesinin koyduğu kurallar, Osmanlı
İmparatorluğu’ndaki vergi sistemi zekat ve ahilik örgütü bunlara örnek olarak
gösterilebilir. (Özüpek, 2004; 23, 24).
Sanayi Devrimi’ne kadar sosyal sorumluluk farkında olunmayan bir
hayırseverlik kavramı olarak kalmıştır. Sanayi Devrimi’nden sonra isletme ve kurum
kavramları ortaya çıkmış, is hayatını ve sosyal sorumluluğu düzenleyici ortak ilkeler
ortaya koyan stratejik ve ekonomik birlikler kurulmuş (Birleşmiş Milletler, Avrupa
Birliği, Dünya Ticaret Örgütü vb.), sosyal sorumlulukla ilgili yönetmelikler ve
standartlar oluşturulmuştur.
Sosyal sorumlulukla ilgili çalışmaların kurumlar tarafından sahiplenilip
planlı, hedefleri önceden belirlenmiş, sonuçları raporlanacak şekilde yürütülmesiyle
birlikte kurumsal sosyal sorumluluk kavramı ortaya çıkmıştır. Böylece sosyal
sorumluluk kavramı kurumsal bir hale dönüşmüştür.
17
2.2. Sosyal Sorumluluk Modeli
Modern anlayışa göre sosyal sorumluluk kavramı dört boyutlu olarak ele
alınmakta ve incelenmektedir. Dört boyutlu sosyal sorumluluk modeli, işletmelerin
ekonomik, yasal, etik ve gönüllü sorumluluklarını kapsayarak modern sorumluluk
anlayışını ayrıntılı olarak tanımlamaktadır.
Şekil 1. Sosyal Sorumluluk Piramidi, Kaynak: Carroll, 1991; 42.
2.2.1. Ekonomik Sorumluluk
Carroll’un sosyal sorumluluk modelinin ilk boyutunu ekonomik sorumluluk
oluşturmaktadır. Ekonomik sorumluluk denilince aklımıza ilk gelmesi gereken
işletmelerin kârlılık ilkesidir. Bu doğrultuda işletmeler, toplum içerisinde temel
ekonomik birimlerdir ve işletmelerin belli başlı rolleri uygun bir kâr elde etmek için
tüketicilerin ihtiyaç duyduğu ve istediği mal ve hizmeti üretmektir. Makul bir kâr ile
süreklilik, büyüme ve yatırımcılara gelir sağlamak işletmelerin başlıca yükümleridir.
Sosyal sorumluluk, işletmelerin finansal desteği ölçüsünde (Bayram, 2005, 26):
Gönüllü Sorumluluk Kurumsal bir vatandaş olmak,
Toplumun kaynaklarına katkıda bulunmak, Yaşam kalitesini yükseltmek.
Etik Sorumluluk
Etik olmak, Doğru, dürüst ve eşit olanı yapmaya zorunluluk,
Zarardan kaçınmak.
Yasal Sorumluluk Kurallara uymak,
Yasa, toplumun yanlış ve doğrularının kodudur, Oyunu kurallarına göre oyna.
Ekonomik Sorumluluk
Kârlı olmak, Diğer kalanların üzerindeki temel.
18
• ‘Hissedarların kazançlarının maksimizasyonunu sağlamalı,
• Mümkün olan en yüksek kazancı gerçekleştirmek çabasında olmalı,
• Rekabetçi pozisyon sürdürebilmeli,
• Verimli çalışma koşulları sürekli kılınmalı,
• Şirket imajını devam ettirebilmek için kazançlarda süreklilik sağlanmalıdır.’
2.2.2. Yasal Sorumluluk
Sosyal sorumluluk modelinin ikinci boyutunu yasal sorumluluk
oluşturmaktadır. Sosyal sorumluluk modelinin hukuki boyutu; işletme faaliyetlerinin
tümünün, kanuni ve yasal düzenlemeler çerçevesinde yürütülmesidir. Toplum
işletmelerin tüketici güvenliği ve çevre koruması gibi bazı alanlarda kendi başına
yeterli duyarlılığa sahip olmayacağını düşünerek, hükümetlerde sosyal sorumluluk
uygulamalarını garanti altına alacak kanunların çıkarılıp uygulanmasını
beklemektedir (Bayram, 2005; 73). Carroll’a göre yasal sorumlulukların yasal
bileşenlerini (Carroll, 1991; 69):
• ‘Devamlılık için yasal ve kanuni düzenlemelere uygun hareket edilmesi,
• Ulusal ve yerel kurumların hukuki düzenlemelerine uyulması,
• Çalışanlara yasalara uygun faaliyette bulunmaları konusunda özgüven
verilmesi,
• Yasal yükümlülükler tanımlanmalı ve bu prensipler çalışanlara duyurulması,
• Üretilen mal ve hizmet için yasal garanti koşullarına güvence verilmesi’
oluşturmaktadır.
2.2.3. Ahlaki Sorumluluk
Sosyal sorumluluk modelinin üçüncü boyutunu ahlaki sorumluluk
oluşturmaktadır. Ahlaki sorumluluk, işletmelerin toplumun değeriyle olumlu bir
biçimde faaliyet göstermesi üzerine odaklanan beklentilerin tümü şeklinde
tanımlanabilir. Carroll sosyal sorumluluklara ilişkin ahlaki bileşenleri şu şekilde
sıralamıştır (Carroll, 1991; 39-49):
19
• ‘Toplumun belirlediği norm ve kurallara uyulması,
• Toplumun işletmelerden beklemiş olduğu saygının gösterilmesi,
• Ahlaki norm ve kurallardan fedakarlık edilmesi,
• Ahlaki açıdan toplumun işletmeden beklentileri açık bir şekilde
tanımlanması,
• Çalışma hayatının ahlaki davranış kurallarının, yasal düzenlemelerin daha
üstünde olduğunun kabul edilmesidir.’
2.2.4. Gönüllü (Yardımsever) Sorumluluk
Sosyal sorumluluğun son boyutunu ise gönüllü sorumluluk oluşturmaktadır.
Gönüllü sorumluluk boyut; toplum tarafından işletmeden ve işletmenin zorunluluğu
olmadığı halde isteyerek yerine getirebileceği düşünülen sorumluluklar olarak ifade
edilmektedir (Top ve Öner, 2008; 103). Bu tür yardımlar toplum içinde işletmeye
olumlu bir imaj kazandırarak, uzun vadede kârlı çalışmasına ve yaşamını
sürdürmesine de olanak sağlayacağı ifade edilen yardımlar olarak düşünülmektedir.
Carroll tanımladığı yardımsever yaklaşımın sorumluluk bileşenlerini aşağıdaki gibi
açıklar (Carroll, 1992; 39):
• ‘Toplumun işletmeden hayırsever yardımlar konusunda beklenti içerisinde
olduğu unutulmamalı,
• Talep edilen gönüllü yardımlar, işletmelerce en iyi şekilde karşılanmalı,
• Yönetici ve çalışanlar ile toplumsal çevreye yardım yapılmalı,
• Özel ve kamuya ait eğitim kurumlarına maddi destek sağlanmalı,
• Gönüllü projeler, kendisine iyi bir imaj kazandıracağı için destek
verilmelidir’.
2.3. Sosyal Sorumluluğun Kapsamı ve Sınırı
İşletme açısından, sosyal sorumluluğun kapsamı ve sınırlarını belirlemede
kullanılan kriterler aşağıdaki gibi ifade edilmektedir (Özüpek, 2005; 14,15).
20
• Bütün işletmeler için bir tek evrensel formül yoktur. Yasal ve düzenleyici
gereksinimlerin ötesindeki alanda her işletme ne yapıp yapmayacağına karar
vermelidir.
• İşletme daha çok kâr güdüsüne sahip bir ekonomik kurum olarak
düşünülmelidir. İşletme finansal teşvikler olmaksızın toplumun ekonomik
olmayan hedeflerini karşılamaya alışık değildir. Bir işletme uzun vadede kâr
elde etmezse, topluma karşı herhangi bir sorumluluğunu gerçekleştirebilmesi
mümkün değildir
• İşletme uzun vadeli görüş beklentisi içinde olmalı ve geçici olarak net kârı
azaltabilen ve sosyal yönden sorumlu olduğu faaliyetleri uzun vadeli işletme
çıkarlarıyla tutarlı bir şekilde yerine getirmelidir.
• Bir işletme sosyal gücüyle orantılı olarak sosyal sorumluluklara sahiptir. Bu
ilişki ‘Sosyal Sorumluluğun Demir Kanunu’ olarak ifade edilir.
• Sosyal sorumluluk işletmenin özelliklerine göre farklılık gösterir. İşletmeler
hacim, ürünler, rekabetçi stratejiler, üretim süreçleri, pazarlama yöntemleri,
yöneticilerin değer ve düşünceleriyle ilişkili olarak farklılık göstermektedir.
• Bireysel olarak bir işletme sadece en iyi şekilde yönetebileceği sosyal
sorumlulukları seçmelidir. Geleneksel olarak işletme görevin minimum
düzeyde katılımın sağlanması daha iyi başarılabileceği inancını taşır.
İşletmenin sosyal sorumluluğu üç temel ilkeye göre belirlenir (Özüpek, 2004;
22):
2.3.1. Meşruiyet İlkesi
İşletmenin kurumsal düzeydeki fonksiyonları ve gösterdiği faaliyetler
itibariyle topluma karşı sorumlulukları olduğu düşüncesini esas alır.
2.3.2. Kamu Sorumluluğu İlkesi
Herhangi bir işletme örgütsel düzeydeki fonksiyonları itibariyle toplumdaki
birincil ve ikincil ilgi alanlarıyla ilişkili olarak sorumludur. Bu yüzden bir işletmenin
sorumlulukları, faaliyetleri ve çıkarlarıyla ilişkili doğrudan sorunlarla sınırlı
olmaktadır.
21
2.3.3. Yönetsel Takdir Edilebilme Hakkı İlkesi
Bu ilke bireysel düzeydeki fonksiyonlar ve etik faktörler olarak yöneticilerle
ilgilidir. Sosyal olarak sorumlu sonuçları başarmak için düzenlenen faaliyetlerin
seçiminde yöneticilerin sorumluluklarını tanımlamaktadır. İşletmelerin ilişkili
oldukları birçok sosyal sorumluluk alanları vardır. Bunlar sosyal sorumlulukların
sınırlarını veya konularını oluşturmaktadır.
İşletmelerin ilişki içerisinde olduğu sosyal sorumluluk alanları vardır. Bu
alanlar ekonomik, hukuki ve ahlaki sorumluluk olmak üzere, sosyal sorumluluğun
sınırlarını belirlemekte ve kapsamını oluşturmaktadır. İşletmenin ve yöneticilerinin
hissedarlara ve ya sermaye sahiplerine karşı yükümlülükleri, istihdam olanakları
sağlaması, tüketicinin korunması, iş ahlakı, çevrenin korunması ve insanlığa karşı
duyulması gereken sorumluluklar (Erhan, 2007; 249). Sosyal sorumluluk kavramı
işletmeyi ekonomik bir varlık olarak kabul etmekte sosyal sorumluluğun kapsamını
oluşturarak, sosyal sorumluluğu işletme içi ve işletme dışı olarak ikiye
ayırabilmektedir. İşletme içi sosyal sorumluluklar; işletmenin çalışanına önem
vermesi, çalışanını işe adaptasyonu, çalışma ortamı, kişisel eğilim ve kariyer, iletişim
becerileri ve yönetime katılma şeklinde sıralanmaktadır. İşletme dışı sosyal
sorumluluklar ise; işletmelerin iş ahlakına uyması, tüketicileri bilgilendirme, fiyat
belirleme, çevresel kaynakların en uygun şekilde kullanılması şeklinde
sıralanmaktadır. Bunların yanı sıra sosyal sorumluluğun sınırlarının belirlenmesinde
örgütün performansı, beceri eksikliği, yetki ve sorumlulukların sınırı da önemli rol
oynar (Özüpek, 2005; 14).
Bir işletmenin sosyal sorumluluk alanına giren konular doğanın
korunmasından, kuruluşun çalışanlarının birer araç olmaktan ziyade amaç olarak
değerlendirilerek onlara karşı saygı gösteren bir anlayışın geliştirilmesine,
çalışanlarının haklarının korunmasına, kuruluşun devlete karşı olan sorumluluklarını
yerine getirmesine, toplumun eğitim, kültürel ve sanat bakımından gelişimine katkıda
bulunmasına, kuruluşun tüm faaliyetlerinin açıklık ilkesine dayanılarak yapılmasına
ve bunların topluma dürüstçe duyurulmasına kadar uzanan bir alanı kapsamaktadır
(Sabuncuoğlu, 1992; 13,14).
22
Sosyal sorumluluğun anlamı ve özellikle kapsamı, toplumdan topluma,
işletmeden işletmeye, kişiden kişiye değişebilir. Yine, zaman içinde sosyal
sorumluluklar değişiklik gösterir. Toplumu meydana getiren insanların iç içe
yaşadıkları işletmelerden bekledikleri her türlü sosyal gereksinim sosyal
sorumluluğun kapsamına girmektedir. Sosyal bir çevrede faaliyet göstermeleri
işletmelere olan sosyal talebi arttırır. Dolayısıyla işletmelerin sosyal sorumluluğu
işletmenin var oluşuyla birlikte doğar. Sosyal talepler işletme için sosyal
sorumluluğun kapsamını belirlemeye imkân verdiği gibi, ondan ne tür beklentilerin
olduğunu da ortaya koyar. Sosyal sorumluluğun kapsamı, ekonomik, yasal, sosyal,
ahlâki, kültürel, siyasal, teknolojik vb. boyutlarla sınırlandırılabilir. Sosyal
sorumluluğun sınırlarını ve kriterlerini kesin olarak belirlemek güçtür. Ancak
genellikle işletmeler açısından sosyal sorumluluğun kapsam ve sınırlarını
belirlemede kullanılan kriterler aşağıdaki gibi ifade edilmektedir (Tıngır, 2006: 13).
İşletmelerin sosyal sorumluluklarını dört temel noktada belirleyebiliriz
• Ekonomik (verimlilik ve karlı olmak)
• Hukuki (kurallara uymak)
• Etik (kanunların ötesinde toplumsal norm ve beklentilere uyumlu davranmak)
• Sosyal (toplumsal sorunların çözümü için katkılarda bulunmak)
2.4. Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları
Sosyal sorumluluk anlayışı ‘klasik’ ve ‘modern’ yaklaşım olmak üzere iki
gruba ayrılabilir.
2.4.1. Klasik Sosyal Sorumluluk Yaklaşımları
Klasik sosyal sorumluluk anlayışı, şirketlerin, örgütsel amaçları dışında başka
herhangi bir yükümlülüklerinin olmadığı düşüncesine dayanmaktadır. Bu anlayışa
göre kâr elde eden şirket, aynı zamanda sosyal sorumluluğu da yerine getirmiş
olmaktadır. Klasik sosyal sorumluluk anlayışı, işletmelerin sadece kârlarını
maksimize etme sorumluluğunu ifade eder. Sosyal sorumluluğun aleyhinde olan
görüşlerdir. Bu dar ‘hissedarlar’ modeli Friedman tarafından şu şekilde ortaya
atılmıştır (Halıcı, 2001; 14):
23
• İşletmenin kâr düşüşüne,
• İşletmenin maliyetlerinin çoğalmasına,
• İşletme amaçlarının sulandırılmasına,
• İşletme için haddinden fazla sosyal güce,
• Toplumda işletme sorumluluğunun eksilmesine neden olacaktır.
Bu anlayış, fiyat mekanizması ile üretim faktörlerinin rasyonel biçimde
oluşacaklarını, bu suretle toplum refahını arttırabileceği varsayımından hareket
ederek ekonomiye karışmanın gereksizliğini ifade etmektedir (Top ve Öner, 2008;
99).
Klasik yaklaşımda, toplumdaki çoğu sorunun kâr elde etmeyen işletmelerden
kaynaklandığı ve işletmelerin kârlılığı arttıkça toplumdaki sorunlarında çözüleceği
düşünülmektedir. Dar kapsamlı olan klasik yaklaşım her geçen gün geçerliliğini
kaybetmektedir. Çünkü, günümüzdeki işletmeler, ekonomik etkinliklerinin dışında
sosyal, siyasal ve çevresel etkilerinin de farkına varmışlardır. Soysala sorumluluk
olarak sadece ekonomik sorumlulukları yerine getiren işletmeler, gerek yasal gerek
toplumsal müdahalelerle karşılaşır, işletmeye olan güven azalır, oluşan bu kötü imaj
işletmenin kârlılığını ve devamlılığını tehlikeye sokar. Fakat bu yaklaşımın tamamen
yanlış olduğunu savunmak haksızlık olacaktır. Bu yaklaşım değerlendirilirken
doğduğu dönem dikkate alınmalıdır. Çevre kirliliğinin fazla olmadığı, kaynakların
sınırsız olduğu, bilginin bu kadar hızlı yayılmadığı, uzmanlaşma ve iş bölümünün
olmadığı bir dönemde doğmuş olması nedeniyle çoğu yönden eksik olması
yargılanmamalıdır. Ancak tekrar belirmek gerekir ki günümüz koşullarında bu
görüşün geçerliliğini kabul etmek mümkün değildir (Karaismailoğlu, 2006; 24).
2.4.2. Modern Sosyal Sorumluluk Yaklaşımı
Modern sosyal sorumluluk anlayışında, örgütsel amaçların çok ötesinde bir
takım farklı toplumsal amaçlar yüklenmektedir. Artık işletmenin amacı sadece kâr
elde etmek değildir. Herhangi bir şirket yer altı ve yerüstü su kaynaklarını zehirli
atıklarını bırakmamalı, ekolojik yapıyla barışık üretimlerde bulunmalı, iç ve dış
çevrede yer alan sosyal sorumlulukları sosyal yönünde bilgilendirmeli, örgüt içi ve
24
dışı eğitim olanaklarını geliştirmeli, işgörenlerinin tüm sorunlarına anlayışlı
davranmalıdır. Bu görüşe göre (Halıcı, 2001; 14):
• İşletmenin uzun dönem kârları,
• İşletmenin sosyal sorumluluğunu destekleyen kamuoyu beklentileri,
• İşletmenin geliştireceği imajı,
• Herkes için daha iyi bir çevre için önemidir,
• İşletmenin etiksel sorumlulukları vardır,
• İşletmelerin elinde teknik, parasal ve yönetsel kaynakları vardır. Bu nedenle
zamanımızın karmaşık sosyal sorunlarının üzerinden gelebilirler.
Modern ekonomik görüş, işletmelerin birincil sosyal sorumluluğunu klasik
ekonomik yaklaşımda olduğu gibi kârlarını maksimize etmesi olarak kabul etmekle
birlikte, sosyal sorumluluğun gelişimde ortaya çıkan toplumsal refahın korunması ve
geliştirilmesi fikrine ilave olarak, işletmelerin ekonomik performans ölçümlerinin
yapılması ve işletme faaliyetlerinin kontrol edilmesini de sorumlulukları arasına
eklemektedir (Top ve Öner, 2008; 101).
Bu görüşte işletmeler sosyal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle
işletmeler, toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmalı, ve sosyal
sorumluluklarının gereğini yerine getirmelidir. İşletmenin çevreyle etkileşim biçimi
işletmenin sosyal sorumluluklarının farkında olup olmadığına ipuçları verir
(Karaismailoğlu, 2006; 25,26).
2.5. Sosyal Sorumluluğun İşletmelere Sağladığı Avantaj ve Dezavantajlar
Sosyal sorumluluğun giderek artmasının nedenlerini Tıngır şu şekilde
açıklamıştır (Tıngır, 2006; 20):
• Profesyonel yöneticiliğin gelişmesi,
• İşletmelerin çok ortaklı duruma dönüşmesi,
• Çevre kirliliğini önleme,
• İşletmelerin toplumda iyi izlenim bırakma zorunluluğu,
• Uzmanların yönetime gelmesi,
25
• İşçi sendikalarının gelişmesi,
• Kıt doğal kaynakların etkin kullanımı,
• Verimliliği arttırmak için personelin motive edilmesi,
• Toplumun tercih ve beklentilerine uygun mal ve hizmet üretmek,
• Dünyada yaşanan hızlı demokrasileşmedir.
2.5.1. Sosyal Sorumluluğun Avantajları
Sosyal sorumluluğun avantajları aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır (İbişoğlu,
2007; 13,14):
• İyi bir sosyal çevre oluşturularak kamuoyunca benimsenmesi sağlanabilir.
• Maliyet gibi görünen bazı düzenlemeler kâr olarak geri dönebilir.
• Toplumsal sorunların tartışılıp çözümlenmesinde toplumun önemli bir parçası
haline gelebilir.
• Ekolojik yapıya duyarlı, çevre dostu işletmelere ulaşır.
• Yeni pazarlara girmede ve müşteri sadakati sağlamada önemli avantajlar elde
edebilir.
• Çok nitelikli çalışanın işletmeye cezp edilmesine ve kuruma olan
bağlılıklarının artmasına neden olur.
• Daha geniş finansal kaynaklara ulaşılmasını sağlar.
• Çalışanlar ve müşteriler, organizasyona daha fazla güven duymaya ve değer
vermeye başlarlar.
• Çalışanların ve müşterilerin ait olma ve bağlılık duyguları gelişir. Böylece,
çalışanların devir hızı düşer, müşterilerin satın alma sıklığı artar.
• Çalışanlar arasındaki iletişim, güven, dayanışma ve takım ruhu güçlenir.
Takım çalışmasının etkinliği, organizasyonel performansın ve genel
motivasyonun yükselmesini sağlar.
• Organizasyonun, toplumla, yerel ve merkezi devlet organlarıyla olan ilişkileri
gelişir.
26
• Toplumsal sorumluluk projelerinde görev alan kurumun çalışanları bilgi,
beceri ve deneyimlerini geliştirirken kendilerine olan güvenlerini arttırır, daha
yaratıcı düşünebilen ve daha kolay sorun çözebilen kişilik kazanırlar.
Sosyal sorumluluk, toplumdaki çeşitli çıkar gruplarının beklentileri ile
ilgilidir. Bilinçlenen ve sosyal sorunların önemini hisseden toplum, yöneticilere
özellikle de üst yönetim kademesinde olanlara toplumun sosyal sorunlarıyla neden
ilgilenmediklerini, sorumluluklarını neden yerine getirmediklerini ve niçin daha fazla
şey yapmadıklarını sormaya başlamıştır. Ekonomik, sosyal, yasal kültürel, siyasal ve
dinsel bütün kurumlarla danışmalı çoğulcu yaklaşım ve yönetim anlayışını hâkim
kılan toplumsal mutluluğu kültürünün manevi ve maddi yönlerinin dengesinde
bulacağını bilen sınıflar arası farklılıkların azaldığı insanî değerlere ve eşitliğe
yönelen; verimlilik ve yüksek performans sonucu sağlanan üretim artışının sağladığı
hayat standardına sahip olan; iyimser, verimliliği yüksek, aktif bir toplum yaratmak
sosyal sorumluluk anlayışının fonksiyonları arasında yer alır (Tıngır, 2006; 23).
Ayrıca sosyal sorumluluk şirketlere şu faydaları sağlar (Büyük, 2006; 68):
• Satış ve Pazar payları artar.
• Markaların konumlamaları güçleniyor.
• Çalışanları motive etme ve elde tutma yetenekleri artıyor.
• Operasyon maliyetleri azalıyor.
• İşletmenin, yatırımcılar ve finansal analistler gözünde önemi büyüyor.
2.5.2. Sosyal Sorumluluğun Dezavantajları
Sosyal sorumluluğun başlıca dezavantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz
(Bayraktaroğlu ve ark., 2009; 28):
• Sosyal eylemlerin ürün maliyetlerine yansıtılmasıyla fiyatlar artar, bu da
pazar kaybına neden olabilir.
• Sosyal eylemler için yeni insan kaynağına ihtiyaç duyulabilir.
• İşletme sahiplerinin, ortaklarının ve ya yöneticilerinin sosyal konulara fazla
duyarlı davranmaları, örgütsel amaçlardan uzaklaşılmasına neden olabilir.
27
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İŞLETMELERDE HALKLA İLİŞKİLER FAALİYETİ OLAN SOSYAL
SORUMLULUK PROJELERİ
3.1. Halkla İlişkilerde Sosyal Sorumluluk Anlayışı
Halkla ilişkiler faaliyetleri, işletmeler için seslerini duyurabilecekleri ve hedef
kitlelerden de geri dönüşüm alabilecekleri önemli iletişim faaliyetleridir. Ancak
bazen halkla ilişkiler aracılığıyla sunulan gerçekler, gerçek olarak kabul edilen fakat
gerçek olmayan enformasyonlarla yüklü olabilmektedir. Böylece işletmelerin talebi
üzerine adına sosyal sorumluluk kampanyaları denilen uygulamalarla kamuoyunun
davranışları etkilenmekte ve gerek iç hedef kitlenin, gerekse dış hedef kitlenin
davranışları yönetilerek bu kampanyalar yönlendirme aracı olarak
kullanılabilmektedir (Güzelcik, 2006; 53).
İşletmelerin sahip olması gereken sosyal sorumlulukları işletme içi ve işletme
dışı olmak üzere ikiye ayırabilir (Şener, 1996; 16):
İşletme İçi Sosyal Sorumluluklar:
1. İşletmelerin personeline önem vermesi,
2. Personelin ise adaptasyonunu sağlama,
3. Çalışma ortamının veya koşullarının, çalışana göre ayarlanması,
iyileştirilmesi,
4. Bireyin kişisel eğitimine ve kariyerine odaklanma,
5. İşletmelerde iletişimi arttırma ve yönetime katılma olanağının sağlanmasıdır.
İşletme Dışı Sosyal Sorumluluklar:
1. İşletmelerin is ahlakına uymaları,
2. Ürünün güvenliği bakımından, ürünü tüketiciye tanıtma,
3. Tüketicileri bilgilendirme sorumlulukları,
4. Fiyat belirleme bakımından sorumlulukları,
5. Çevre kirliliğinin önlenmesi açısından sorumluluklarıdır.
28
Halkla ilişkiler uzmanı ya da biriminin, örgütün devamını sağlayacak
kurallarla, toplumun devamını sağlayacak kuralların içi içe geçmiş bir durumda
olduğunu unutmaması gerekir. Bu açıdan bakıldığında sosyal sorumluluk bilincini
yükseltmek ancak etkili bir halkla ilişkiler çalışması neticesinde gerçekleşebilir.
Sosyal sorumluluğu yüksek olan örgütler ise topluma (çevreye) sundukları çıktı
oranında toplumdan girdi alırlar. Zira bugün örgütlerin varlığı kamuya bağlı haldedir
(Işık, 2003; 116).
3.2. Halkla İlişkilerde Proje Süreci
Bir halkla ilişkiler projesi, araştırma, planlama, uygulama ve
değerlendirmeden oluşan süreci mutlaka yaşamalı, bu süreç içinde amaçlar
belirlenerek strateji ve taktikler geliştirilmelidir. Bu süreci, isletmenin dışında
gerçekleşen olaylar da etkilemektedir. Çevre, işletmenin amaçlarını, işletmenin
amaçları ise halka ilişkiler projesini belirlemektedir (Peltekoğlu, 2007; 148).
Şekil 2. Halkla İlişkilerde Proje Süreci Kaynak: Peltekoğlu, 2007; 150.
29
Halkla ilişkiler, doğru mesajı, doğru hedef kitleye, doğru zaman ve yerde
ulaştırmaktır. Başarılı bir halkla ilişkiler projesi hazırlamak için rakipler karşısındaki
güçlü ve zayıf yönleri iyi belirlenip, hedef kitleye ulaştırılacak mesajları bu
doğrultuda belirlemek gerekir. Güçlü ve zayıf yönleri kendi gözümüzle değil, hedef
kitlenin gözüyle değerlendirmek doğru ve başarılı bir proje oluşturmanın en can alıcı
noktasıdır (Aydede, 2001; 95).
3.2.1. Araştırma
Araştırma aşamasında, kurumun faaliyetlerinden etkilenen veya
etkilenebilecek, alacağı kararlarla kurumun faaliyetlerini etkileyen veya
etkilenebilecek kişiler, kurum ve grupların düşünce, duygu, tutum ve davranışları
araştırılarak ortaya konulmalıdır. Elde edilen bu bilgiler analiz edilerek kurumun
kuvvetli ve zayıf noktaları, problem alanları tespit edilmelidir. Bu aşamada yapılacak
isler ve alınacak kararlar daha sonraki aşamalara temel oluşturacağından hayati önem
taşımaktadır. Onun için, bilginin elde edilişinden analiz ve yorumuna kadar
kullanılacak araç ve yöntemler çok dikkatli seçilmeli, güvenilir ve objektif
olmalarına özen göstermelidir (Sabuncuoğlu, 2004; 97).
Halkla ilişkiler kampanyasının başarısı yapılacak araştırmanın sağlıklı
olmasına bağlıdır. Özellikle hedef kitleyi tanıtıcı bilgilerin toplanması araştırmanın
en önemli noktasını oluşturur. Hedef kitlenin eğitim, gelenek, alışkanlık, görüş, inanç
ve tüm yöresel özellikleri çok iyi bilinmelidir. İşte bu nedenler, çeşitli bilim
dallarında olduğu gibi halkla ilişkiler sanatında araştırmanın zorunluluğunu ortaya
koymaktadır. Bazı yazarların halkla ilişkilerin uygulamalı bir bilim dalı olduğunu
ifade etmeleri, biraz da araştırmasız halkla ilişkiler olamayacağını göstermektedir
(Asna, 2006; 78).
Hedef kitleyle ilgili araştırma sonucunda; iletişim programının yöneleceği
kişilerin kim olduğu, konuyla ilgili ne bildikleri ve daha hangi bilgilere ihtiyaç
duydukları, durumdan etkilenme boyutu ve bilgiye nasıl ulaştıkları sorularının
cevapları, stratejinin geliştirilmesi aşamasında yol göstericidir. Hedef kitleyle ilgili
bulguların bir diğer yararı da, öncelik sırasının belirlenmesi ve mesajların
oluşturulmasındaki katkısıdır (Peltekoğlu, 2007; 151, 152).
30
Araştırma ve planlama bir durum analiziyle baslar. Bu analizin temelini doğru
soruları sormak oluşturur. Her kampanyanın kendine özgü soruları olmalıdır.
Bununla birlikte standart sorular şu şekildedir (Aydede, 2001; 108):
• Mesaj hangi hedef kitlelere gönderilmeli?
• Başlıca mesaj/mesajlar ve içerikleri ne olmalı?
• Durumu gerçekten anlayabiliyor musunuz? Biraz daha araştırma yapmaya
gereksiniminiz var mı?
• Başlıca halkla ilişkiler hedefleriniz nelerdir? Dolayısıyla bu amaçları
gerçekleştirmek için kullanacağınız stratejiler nelerdir?
• Hangi iletişim biçimleri kullanılabilir?
• Amaçlarınızı etkileyebilecek diğer faktörler (yasal ve diğer durumlar)
nelerdir?
• Başka hangi faktörler hedeflerinizi etkileyebilir?
İyi yapılmış bir araştırma, gerekli verileri, doğru amaçları ortaya koymak için
gereken nedenleri ve doğru stratejiyi seçmeyi sağlayacaktır.
3.2.2. Planlama
Planlama, kampanya için gerekli olan bütçe, kullanılacak iletişim araçları,
çalıştırılacak personel, kampanya süresi, atılacak adımlar ve hedef kitlelere
ulaştırılacak mesajların ayrıntıları ile önceden saptanmasıdır (Kazancı, 1996; 257).
Başarılı bir halkla ilişkiler uygulaması ve etkinlikleri ancak diğer bölümlerle
işbirliği ve dayanışma içinde hazırlanan planlarla güç kazanır (Sabuncuğlu, 2004;
101). Bu bağlamda, stratejik düşüncenin yazılı hale getirilmesi olarak
tanımlayabileceğimiz planlamadaki başarısızlık, uygulamadaki başarısızlığı
getirecek, sorunları çözmek yerine, zıtlıkları arttırmak, hedef kitlelere ulaşamamak
gibi durumu daha karışık hale getirecek durumlara neden olacaktır (Peltekoğlu, 2007;
154).
Tosun iyi bir halkla ilişkiler planlamasında bulunması gereken özellikleri
aşağıdaki gibi sıralamıştır (Tosun, 1977; 246):
• Açık, seçik, kesin ve kabul edilebilir bir amaca sahip olmalı,
31
• Kurumun değişen iç ve dış koşullarına sürekli olarak uymalı,
• Planlama ve uygulama aşamalarında en az masrafı yüklenmeli,
• Ne uzun ne kısa bir zaman süresi kapsamalı,
• Kurumun kabul etmiş olduğu her türlü standart ve optimal durumlara uygun
olmalı,
• Karşılaşılması mümkün ve muhtemel aktif ve pasif direnme etkenlerini, en az
kayıplarla yok etmeli,
• Çeşitli unsurlar arasında denge sağlamalı,
• Yeni yetki, mevki ve araçlar yaratma yoluna gitmeden önce, mümkün ölçüde
eskilerden yararlanmayı sağlamalıdır.
3.2.3. Uygulama
Uygulama daha önceden belirlenmiş, bir plana dökülmüş çalışmaların işleve
geçirilmesidir. Uygulama işlevi devreye girdiğinde halkla ilişkiler dinamik bir yapı
kazanmakta ve her şey daha açık belirlenmektedir (Sabuncuoğlu, 2004; 107).
Bu aşamada etkili olabilmek için kaynak, alıcı ve mesajdan oluşan üç unsurun
her birinde etkili olmak gerekir. Kaynak konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi
olmalı, alıcının gözünde güvenilir olmalı, gönderen, mesajı hedefin anlayacağı
biçimde kodlamalı, mesajı alıcıya ulaştıracak kanalları seçmeli, hedef kitleye
ulaşması ve etkileyebilmesi için mesaj alıcının dikkatini çekmeli, duygusal yakınlık
taşımalı, alternatifler arasında kalan kişiye uygun seçenekler sunmalı ve alıcıyı
motive etmelidir. Bütün bu unsurları sağlayabilen bir halkla ilişkiler uygulaması
hedef kitlede yaratılması gereken bilgi, görüş ve davranış değişikliğini
sağlayabilecektir.
Uygulama aşamasında kampanya boyunca hedef kitle olarak belirlenen kişi
ve kuruluşlara çeşitli iletişim araçlarıyla önceden hazırlanan mesajlar iletilmeye
başlanır. Basın duyuruları, sergiler, broşürler, geziler, kurum logoları, ödül törenleri
gibi iletişim araçları kullanılarak, firma imajı kamuoyuna mesajlarla aktarılır. Ancak
mesajların belirli kalıplar halinde, yinelenmeye uygun, akılda kalıcı ve kolayca
anlaşılır nitelikte olmalıdır (Sabuncuoğlu, 2004; 108).
32
3.2.4. Değerlendirme
Halkla ilişkiler proje sürecinin son aşaması olan değerlendirme, önceden
alınan kararlar doğrultusunda yapılan uygulamaların amaç ve planlara uygunluğunu
araştırma aracıdır. Değerlendirme aşaması çoğunlukla zaman sıkıntısı ve finansal
kaynakların yetersizliği gibi nedenlerden dolayı yapılmaktan sakınılan bir aşamayı
oluşturmaktadır. Ancak bu aşamada daha sonra kampanyanın sürdürülmesi ya da
yeni kampanyaların tasarlanması için bir temel oluşturacağından yapılmalıdır (Okay,
2002; 278).
Halka ilişkiler çalışanın değerlendirme aşamasında neyin nasıl olduğunu
öğrenmek için cevaplandırması gereken bazı sorular aşağıdaki gibidir (Peltekoğlu,
2007; 160):
• Program istenen hedeflere uygun olarak tasarlanmış mı?
• Düşünülen ve mevcut harcamalar nelerdir ve masrafların etkinlikle ilişkisi
nedir?
• Program belirlenmiş hedef gruba ve bölgeye erişiyor mu?
• Program planlandığı aşamada belirlendiği gibi mi yönlendiriliyor?
• Program istenen hedeflere ulaşmak için etkili mi?
• Programın sonuçları programı kapsayan alternatif yöntemlerle açıklanabiliyor
mu?
• Programın istenmeyen bazı etkileri var mı?
• Program, alternatif kullanımlarıyla kıyaslandığında, kaynakların verimli
biçimde kullanımı söz konusu mudur?
Halkla ilişkilerde yapılan denetim ve değerleme sonuçlarını Sabuncuoğlu
başka bir açıdan dört gruba ayırmıştır (Sabuncuoğlu, 2004; 109,110):
Hedef kitlenin nitelik ve niceliği: Burada ne kadar hedefe ulaşabildiği,
ulaşılanların tüm dinleyicileri ne ölçüde temsil ettikleri, nitelikleri vs. araştırılır.
Hedef kitlenin tepkisi: Kişilerin ilgilerinin çekilip çekilmediği, mesajın
içeriğinin olumlu-olumsuz etki yaratıp yaratmadığı, mesajı anlayıp anlamadıkları
araştırılır.
33
İletişimin etkisi: Gönderilen mesajın fark edilen etkisi ve bunun etkisinin
sürekliliği araştırılır.
Etki süreci: Kullanılan kanallar ve mekanizmaların hangilerinin etkili
oldukları, hangi tutum ve davranışların etkilenebildiği araştırılır.
3.3. Türkiye’de Uygulanan Arçelik ‘Eğitimde Gönül Birliği’ Sosyal Sorumluluk
Projesi
3.3.1. Arçelik’in Kurumsal Özellikleri
1955 yılında kurulan Arçelik A.Ş, Türkiye, Rusya, Romanya ve Çin’de
bulunan 11 ayrı üretim tesisi, yurt dışında faaliyet gösteren satış ve pazarlama
şirketleri ve 10 markasıyla 100’ den fazla ülkede hizmet sunmaktadır. Türk Beyaz
Eşya Sektörü’nde ilk adımları atan Arçelik, 1959'da ilk çamaşır makinesini, 1960'da
ilk buzdolabını üretmiştir. 1968 yılında Çayırova tesislerine taşınmış, 1970'li ve 80'li
yıllarda ürün gamı genişletilerek 1975'de Eskişehir Buzdolabı, 1979'da İzmir
Elektrikli Süpürge, 1993 yılında Ankara Bulaşık Makinesi işletmeleri faaliyete
geçirilmiştir.
1999 büyüme ve yeniden yapılanma yılı olmuştur. Haziran ayında, pişirici
cihazlar üretimi yapan Ardem kurulmuş, aynı yıl Aralık ayında Türk Elektrik
Endüstrisi A.Ş. ile Atılım ve Gelişim Pazarlama A.Ş. tek tüzel kişilik olarak Arçelik
A.Ş. çatısı altında birleştirilmiştir. Ocak 2001’den başlayarak, Beko Ticaret
tarafından yürütülen Beko markalı ürünlerin yurtiçinde pazarlanması ve satışı
Arçelik A.Ş. tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Üretim ve satış/pazarlama
faaliyetlerinin tek elden yönetimini sağlayan yeni organizasyon modeli ile
faaliyetlerin eşgüdümlü yürütülmesine ve verimlilik artışına imkan tanıyan bir yapı
oluşturulmuştur.
Ar-Ge Merkezi’nin yarattığı ve tüm dünyada yankı uyandıran Orbital
Çamaşır Makinesi ile 1998 yılında ilk Teknoloji Büyük Ödülü, 1999 yılında ise
MQM-Motor Hata Tanılama Projesi ile 2. Teknoloji Büyük Ödülü kazanılmıştır.
Türkiye pazarındaki lider konumunu 4.500'ün üzerinde yetkili satıcısı ve
600’ün üzerinde yetkili servisi ile 2007 yılında da güçlendiren Arçelik A.Ş.'nin
34
başarılı performansı finansal sonuçlarına da yansımaktadır (http://www.arcelik
as.com.tr/Cultures/tr-TR/Kurumsal/Tanitim/?MENUID=1, Erişim: 20.05.2011).
2005 yılında 50. kuruluş yıl dönümünü kutlayan Arçelik A.Ş., 2004 yılına
oranla %14 büyüyerek, konsolide satış cirosunu 2, 7 milyar Euro’dan 3, 1 milyar
Euro’ ya çıkartmış, uluslar arası satışlarını 1, 2 milyar Euro olarak gerçekleştirmiştir.
Arçelik A.Ş.‘yi uluslar arası bir şirket yapan en önemli etkenlerden birini
kurum yetkilileri, ilkelerine sahip çıkmak olduğunu belirtmektedir.
Arçelik A.Ş.'yi rakiplerinden ayıran en büyük avantajı, markalı büyümeye
verdiği önemdir. Yenilikçi yapısı, teknolojiye ve Ar-Ge'ye yaptığı yatırımlarla ürün
yelpazesini sürekli zenginleştiren Arçelik A.Ş., kendini standartları takip eden değil,
standartları oluşturan bir şirket olarak konumlandırmaktadır. Ar-Ge yatırımları ve
yenilikçi teknolojisi ile paralel olarak Türkiye'de son üç yılda üretilen patentlerin
%13'ü Arçelik A.Ş. tarafından gerçekleşmiştir. Yine aynı dönemde, Türkiye'den
“Dünya Fikri Haklar Örgütü”ne yapılan uluslararası patent başvurularının ise%45'i
Arçelik A.Ş. tarafından yapılmıştır (Özgen, 2006; 80).
Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından Türkiye'de ikincisi düzenlenen
“Patent Ligi Ödülleri” kapsamında, 2007 yılında 192 patent başvurusu ile en fazla
sayıda patent başvurusu yapan firma dalında Arçelik A.Ş. birincilik ödülünü almıştır.
Şirket, bugüne kadar patenti alınmış 300 bulusu ile uluslararası platformda verilmiş
40'a yakın ödülü bulunmaktadır.
Arçelik A.Ş., 2007 yılında Capital Dergisi tarafından gerçekleştirilen
“Türkiye'nin İnovasyon Liderleri” Araştırması’nda da, birincilik ödülünün sahibi
olmuştur.
Arçelik A.Ş.;
• 17.000 çalışanı,
• 4 ülkede 11 üretim tesisi,
• 18 ülkede faaliyet gösteren uluslar arası satış ve pazarlama organizasyonu ve
• 100’den fazla ülkede ürün ve hizmet vermektedir.
35
Vizyonu
• Kârlı ve uzun dönemli sürdürülebilir büyümenin sağlanması,
• Büyümeyi gerçekleştirmek içim hedef pazar dünya yaklaşımından hareketle
pazara payının arttırılması,
• Yenilikçi ürün ve uygulamalarla hızla değişen dünyada daha fazla tüketiciye
ulaşılması,
• Kurumsal sorumluluk bilinciyle geleceğin garanti altına alınması,
• Küresel bir grup olmak için küresel organizasyon’un bileşenlerinin
entegrasyonunun ve optimizasyonunun sağlanması hedeflenmektedir.
Arçelik A.Ş. Çatısı Altında Yer Alan Markalar
• Arçelik: Türkiye beyaz eşya sektöründe lider marka
• Beko: Türkiye’nin lider markalarından biri, 100’ün üzerinde ülkede 280
milyon tüketicinin tercihi olan global bir marka
• Blomberg: İleri teknoloji ile Alman tasarımını birleştiren üst sınıf beyaz eşya
markası
• Elektra Bregenz: Avusturya’nın güçlü ve saygın beyaz eşya markası
• Arctic: Romanya beyaz eşya pazarının lider markası
• Leisure: İngiltere’de solo pişiriciler pazarının lider markası
• Flavel: İngiltere pazarının güçlü beyaz eşya markalarından biri
• Altus: Tüketicilere uygun fiyat alternatifleri sunan beyaz eşya ve televizyon
markası
• Arstil: Dünya standartlarında üretilmiş 1500’den fazla ürünlük geniş ürün
gamı ile mobilya markası
• Grundig: Avrupa’nın önde gelen markalarından biri olan (sadece
Almanya’da %95 bilinirlik) Grundig, tüketici elektroniğinde LCD/CRT
TV’ler, kişisel bakım, ses & müzik ve KEA olmak üzere oldukça geniş bir
ürün gamına sahiptir (http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/tr- TR/Kurumsal/
Tanitim/?MENUID=1, Erişim: 20.05.2011).
36
3.3.2. Arçelik’ in Tarihçesi
1955 : Arçelik A.Ş. Sütlüce’de kuruldu.
1959 : Türkiye’nin ilk çamaşır makinesi üretildi.
1960 : Türkiye’nin ilk buzdolabı üretildi.
1968 : Üretim tesisi Çayırova’ya tasındı.
1975 : Eskişehir Buzdolabı isletmesi üretime başladı.
1977 : Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş. ile birlikte Ardem Pişirici ve
Isıtıcı Cihazlar şirketi kuruldu.
Eskişehir Kompresör işletmesi üretime başladı.
1979 : İzmir Elektrikli Süpürge işletmesi açıldı.
1991 : Ar-Ge Merkezi kuruldu.
Tüketici Danışma Servisi kuruldu.
1993 : Ankara Bulaşık Makinesi işletmesi üretime başladı.
1996 : Çayırova Klima işletmesi açıldı.
1997 : Arçelik A.Ş., Ulusal Kalite Büyük Ödülü’nü aldı.
1998 : Üç yıl garanti uygulaması başladı.
Altı Sigma Metodolojisi uygulama kararı alındı.
1999 : Ardem Pişirici ve Isıtıcı Cihazlar Sanayi A.Ş.’yi bünyesine kattı.
Arçelik A.Ş., Türk Elektrik Endüstrisi A.Ş., Atılım A.Ş. ve Gelişim A.Ş. tek
tüzel kişilik olarak birleşti.
2000 : Arçelik A.Ş., Avrupa Kalite Basarı Ödülü’nü (EFQM) aldı.
Arçelik-LG Klima Sanayi ve Ticaret A.Ş. üretime başladı.
2001 : Beko Ticaret A.Ş. tarafından yürütülen Beko markalı ürünlerin yurt
içinde pazarlama ve satış faaliyetleri, Arçelik A.Ş. tarafından yürütülmeye başlandı
(http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/trTR/Kurumsal/Tanitim/KurumsalTarihce/?M
ENUID=1, Erişim:20.05.2011).
37
Verimlilik artısı sağlamak amacıyla, İzmir Elektrikli Süpürge ve Topkapı
Motor-Pompa işletmeleri birleştirilerek Çerkezköy’deki yeni tesislerine tasındı.
2002 : Beko, İngiltere buzdolabı pazarında lider oldu.
Arçelik A.Ş., Alman beyaz eşya şirketi Blomberg’i, Avusturya beyaz eşya
şirketi Elektra Bregenz ve markaları Elektra Bregenz, Tirolia’yı satın aldı. İngiliz
beyaz eşya markası Leisure ve Flavel’i bünyesine kattı. Romanya’daki beyaz eşya
şirketi Arctic satın alındı.
Yenilikçi ve dinamik yapıyı yansıtan yeni logo kamuoyuna tanıtıldı.
2003 : Akıllı ürünlerin satısı başladı.
Financial Times’ın yayımladığı The Banker Dergisi tarafından 2003 yılında
“Türkiye’nin En İyi Şirketi” seçildi.
2004 : Rusya’ya yatırım kararı alındı.
Beko bulaşık makineleri, İngiliz devlet kurulusu Energy Saving Trust
tarafından enerji verimliliği konusunda üstün performans sağlayan ürünler arasında
gösterildi.
Blomberg CT 1300A model buzdolabı Energy+ Yarışması’nda Avrupa Enerji
Komisyonu tarafından “en çok enerji tasarrufu sağlayan buzdolabı” seçildi.
2005: Arçelik A.Ş.’nin 50. kuruluş yılı kutlandı.
Rusya tesisinin temeli atıldı.
İleri teknoloji ile Alman tasarımını birleştiren, çevre, tasarım, verimlilik ve
teknoloji alanlarında çok sayıda ödül kazanan Blomberg markalı ürün gamı
tamamlandı.
Mobilya sektöründe Arstil markası 80 mağazaya ulaştı, ilk bayi toplantısı
gerçekleşti.
2006: Arçelik A.Ş., 2006 yılında Türkiye'den Çin'e bulaşık ve çamaşır
makinesi ihracatına başlayarak bir ilke daha imza attı.
2006 yılında sekizincisi düzenlenen Buluş Günü'nde, Arçelik A.Ş.'nin
yenilikçi ürünlerini geliştiren 193 buluşçu ödüle layık görüldü.
38
Arçelik A.Ş., bulaşık makinesinde zaman tasarrufu ve yüksek yıkama
performansını bir arada sunan “Ekspres 58 dk. 65°C” programlı dünyanın en hızlı
bulaşık makinesini tüketicilerin beğenisine sundu.
Arçelik A.Ş., Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı (TPE) tarafından 2006 yılında
ilk kez verilen “TPE-Patent Ligi Ödülleri” kapsamında birincilik ödülü kazanarak
“Patent Şampiyonu” oldu.
Arçelik A.Ş., dünya markası Beko ile Türkiye Birinci Erkekler Basketbol
Ligi sponsoru oldu.
Arçelik A.Ş., Beko Elektronik A.Ş.'de sahip olduğu hisse oranını %22,36'dan
%72,46'ya yükselterek, Şirket'in en büyük hissedarı oldu.
Arçelik A.Ş., Rahmi M. Koç Müzesi'nde gerçekleştirilen, “Leonardo:
Evrensel Deha” Sergisi'ne ana sponsor oldu.
2007: Arçelik AC Nielsen tarafından 13.sü düzenlenen “Markalar
Araştırması”nda Türkiye’nin en çok hatırlanan markası seçildi.
“Leonardo: Evrensel Deha” sergisi Arçelik A.Ş.’nin katkılarıyla Ankara’da
ve İstanbul’da sergilendi.
Capital Dergisi’nin gerçekleştirdiği “Türkiye’nin İnovasyon Liderleri
Araştırması”nda Arçelik A.Ş. birinci oldu.
Arçelik A.Ş., teknoloji üretme konusunda önemli başarılara imza atan 192
mühendisini 2007 yılında dokuzuncusu düzenlenen Buluş Günü'nde ödüllendirdi.
Beko markalı “Dünyanın En Hızlı Çamaşır Makinesi”, “Plus X
Yarışması”nda “Ekoloji” kategorisinde ödül aldı.
Çevremizin, ancak hep birlikte hareket ederek kurtarılabileceğine inanan
Arçelik A.Ş. ve çalışanları, Koç Topluluğu şirketlerinin her yıl Mayıs ayının son
haftasında sosyal sorumluluk faaliyetleri gerçekleştirerek katkıda bulunduğu “Ülkem
için” projesi kapsamında Deniz Temiz Derneği/Turmepa ile birlikte bir
bilinçlendirme faaliyeti düzenledi.
Arçelik A.Ş., İMMİB Tarafından Düzenlenen “ihracat Yıldızları” ödül
töreninden 6 ödülle döndü.
39
Blomberg markası İtalyan pazarına sunuldu.
Arçelik A.Ş., 2007 yılında TEMA Vakfı'nın tüketicileri su tasarrufu
konusunda bilinçlendirmek, teşvik etmek ve bireysel çabaların su tasarrufundaki
önemini göstermek amacıyla başlattığı “Suyunu Boşa Harcama” kampanyasına
destek verdi.
Türkiye'nin patent şampiyonu Arçelik A.Ş., “7. Çerçeve Programı: Avrupa
Birliği Araştırma Politikalarının Geleceği” kapsamında, Ankara'da TÜBİTAK, DEİK
ve TURBO işbirliğiyle gerçekleştirilen “Türkiye Forumu - 4” etkinliğine ana sponsor
olarak destek verdi.
Blomberg WAF 7340 çamaşır makinesi, ünlü Alman tüketici dergisi
“Stiftung Warentest”in, dünyanın önde gelen uluslararası 11 markasının çamaşır
makinesi ürününü baz alarak yaptığı değerlendirmesinde en çok tavsiye edilen
ürünlerden biri seçilerek; elektrik ve su tüketimi, performans ve kalite açısından
yüksek, “iyi” not aldı.
Arçelik A.Ş.’nin en büyük hissedarı olduğu Beko Elektronik A.Ş., Alba’nın
Grundig Multimedia'daki %50 hissesini de satın alma sürecini başlattı
(http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/trTR/Kurumsal/Tanitim/KurumsalTarihce/?M
ENUID=1, Erişim:20.05.2011).
3.3.3. Arçelik’in Sosyal Sorumluluk Anlayışı
Uluslararası is standartları doğrultusunda, paydaşlar ve kurumlar arasında
güveni sağlayan Arçelik Kurumsal Yönetimi’nin dört ilkesi şöyledir:
• Hesap verebilirlik,
• Sorumluluk,
• Açıklık ve şeffaflık,
• Adil davranış.
Arçelik, isletmenin kısa vadeli ihtiyaçları ve çıkarları ile sürekliliği temin
eden uzun vadeli yatırım politikalarının dengesini sağlamanın sorumluluğunu
sahiplenmektedir. Amacı sürekli değer yaratmaktır. Arçelik, kâr hedeflerine ulaşmak
için sadece iş sonuçları ve güçlü sermaye yapısına bağlı kalmamakta, uzun yıllar
sonucunda yarattığı “Kurum İrtibarı”nı da önemli bir değer olarak yönetmektedir.
40
Şirket, istihdam uygulamalarında ve insan kaynakları yönetiminde tüm
çalışanlarının bireysel ve profesyonel gelişimine fırsat vermekte, kişisel özgüveni
teşvik ve takdir etmektedir. Her görev seviyesinde dil, din, cinsiyet ayrımı
yapılmaksızın eşit imkanlar sağlayacak şekilde hareket eden Arçelik, çalışanlarını en
değerli is ortakları arasında saymaktadır.
Arçelik, tüketicilerinin ev yaşam konforunu yükselten ürün ve hizmetler
geliştirmeyi ve pazara sunmayı kendisine misyon olarak belirlemiştir. Bu misyonu
gerçekleştirirken, tüketicilerini doğru bilgilendirmek, ürün ve hizmetlerini doğru
tanıtmak ve tüketicilerini bilinçlendirmek konusunda çalışmalarını sürdürmektedir
(http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/trTR/ToplumsalSorumluluk/IslerimiziYaparke
n/?MENUID=5, Erişim: 21.05.2011).
3.3.4. Eğitimde Gönül Birliği Projesi
Arçelik A.Ş., toplumsal gelişme katma değer sağlamak için ölçülebilir bir yol
izleyerek yürütülen projelerle bu alanda sağlanacak olumlu gelişime örnek olmak
için önderlik rolünü üstenmiştir (Özgen,2006; 80).
“Arçelik A.Ş. ile Eğitimde Gönül Birliği”, Türkiye’nin dört bir yanına
dağılmış Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında eğitim gören, maddi durumu kısıtlı
ailelerin çocuklarının eğitim ve gelişim standartlarını yükseltmeyi ve örnek bireyler
olarak topluma kazandırmaya destek olmayı hedefleyen bir eğitim programıdır.
“Arçelik A.Ş. ile Eğitimde Gönül Birliği” programı bu doğrultuda 22 Mart
2004 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile Koç Holding Yönetim Kurulu
Başkanı ve Arçelik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Koç’un Van’da imzaladığı
protokol ile başlatılmıştır(http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/trTR/Medya iliskileri
/KurumsalHaberlerBasinBultenleri/haber21.htm?language=tr-&menuıd=3,Erişim:22.
05.2011).
8 yıl sürecek program kapsamında;
• 60 ilde,
• 300 Yatılı İlköğretim Bölge Okuluna
• 200.000 çocuğa,
41
• 6.000 öğretmene ulaşılarak Türkiye'nin gelişmişlik düzeyinin artması için
örnek bir eğitim dünyasının yaratılmasına katkıda bulunulması
hedeflenmektedir.
Eğitimde Gönül Birliği
• Toplumun her kesimine eşit şekilde dokunabilen,
• Konu ile ilgili dernek ve vakıfların gelişimini destekleyen, onlara eşit
mesafede,
• Gelişmeye ve değişmeye açık, kolay anlaşılan,
• Topluma katma değer yaratan, yol gösteren ve dikkat çeken,
• Örnek alınan, Gönüllülük konusunda katılım sağlayan ve destek verilen,
• Uluslararası kabul gören bir sosyal sorumluluk programıdır (Özgen, 2006;
82).
Amaç:
Türkiye'nin yoksul ailelerinden gelen yatılı ilköğretim öğrencilerinin eğitim
ve gelişim standartlarını yükseltmeyi ve örnek bireyler olarak topluma katılmalarına
destek olmak.
Program ile Türkiye'nin gelişmişlik düzeyinin artması için gerekli çağdaş bir
eğitim dünyasının yaratılmasına katkıda bulunulacaktır.
Hedef:
• İlgi, şefkat ve maddi olanakları kısıtlı çocuklara; çağdaş normlara uygun,
fırsat eşitliği sağlayan projelerle, eğitim desteği sunmak ve eğitim kalitesi
yüksek gençlerin yetişmesi ve Türkiye'nin gelişmişlik düzeyinin artması için
bir eğitim modeli yaratılmasına katkı sağlamak, yerel yönetimler ile birlikte
çalışarak iyi bir örnek oluşturmak ve fikir önderliği yapmak,
• Sekiz yıllık programın sonunda; ülkemizin dört bir yanındaki 300 Yatılı
ilköğretim Bölge Okulundaki eğitim gelişerek, çağdaş düzeye ulaşacak, bu
okullarda eğitim gören 200.000 çocuğumuz Türkiye'nin modern, kendisine
güvenli yeni nesli olarak hayata hazırlanmış olmasına katkıda bulunulacaktır,
42
• Yatılı ilköğretim Bölge Okulları ve ihtiyaçları konusunda farkındalık ve
duyarlılık yaratılarak gelişimleri için kamuoyu oluşturmak,
• Okul yönetiminde ve öğretmenlerde eğitim rolleri açısından yeniden
yapılanma sürecine destek vermek,
• Uluslararası kuruluşlarla entegrasyon sağlayan bir proje oluşturmak.
İşbirlikleri
Milli Eğitim Bakanlığı
Sivil Toplum Kuruluşları ve Destek Alınan Projeler;
• Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV)- Öğretmene Destek ve Eğitim, Bireysel
Gelişim Semineri
• Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)- Bizim Odalar, Eğitici Eğitimi
• Vehbi Koç Vakfı (VKV)- Arçelik A.Ş. Eğitim Bursu
• Özel Sektör Gönüllüler Derneği (ÖSGD)- Gönüllü Aile Birliği, Yetkili Satıcı
ve Çalışan Gönüllülüğü
• Türk Anneler Derneği (TAD)- Gönüllü Aile Birliği, Yerel Gönüllülük
Çalışmaları (Özgen, 2006; 81).
3.3.5. Proje Alt Başlıkları
Arçelik A.Ş. ile Eğitimde Gönül Birliği, çocukların ders dışı zamanlarını
değerlendirecekleri, sosyal yapılarını güçlendirecekleri, eğlenerek öğrenecekleri
Bizim Odalar, başarılı çocukların eğitim hayatlarını destekleyen Arçelik A.Ş Eğitim
Bursu, öğretmenlerin bireysel gelişimine destek olan Destek ve Eğitim, olumlu rol
modellerle öğrencileri buluşturmayı hedefleyen Onlar da Çocuktu ve yerel yönetim
ve sivil toplum örgütlerinin, gönüllüler, Arçelik A.Ş. çalışanları, yetkili satıcı ve
servislerinin desteklediği Gönüllü Aile Birliği projelerinden oluşmaktadır (Özgen,
2006; 81).
3.3.5.1. Bizim Odalar
Yatılı ilköğretim Bölge Okulları öğrencilerinin ders dışındaki zamanlarını
değerlendirecekleri, kültürel ve sanatsal faaliyetlerden yararlanacağı, dinleneceği,
eğlenirken eğitileceği, sıcak bir ev ortamı sunan, interaktif eğitim, oyun araç ve
43
gereçleriyle donatılmış modern mekanlardır. Projenin temelinde, ailelerinden uzakta
büyüyen öğrencilere farklı bir ortam yaratmak ve bu ortamı eğitici materyaller ile
donatarak öğrencilerin eğitimlerine de destek olmak arzusu vardır.
Ayrıca, çocukların davranışlarının gözlenebileceği ve birbirleri ile de iletişim
fırsatı bulabilecekleri bu ortamlarda, çeşitli sosyal becerilerin gelişmesi de
sağlanmaktadır. “Bizim Odalar” öğrencilerin kişisel ve sosyal gelişimlerinin
desteklenmesi amacıyla oluşturulan etkinlik programları ile rehber öğretmenlerin
yönetiminde kullanılmaktadır.
Bizim Odalar’da uygulanması planlanan faaliyetler, öğrencilerin okul saatleri
dışında kalan süreyi en etkin şekilde değerlendirerek yasam becerileri
geliştirebilmelerini hedefleyen Masal Saati, Edebiyat Atölyesi, Bahçe Oyunları ve
Öz Bakım gibi etkinliklerini kapsamaktadır. Eğitim seminerlerine katılmış olan
rehber öğretmenler, eğitim öğretim dönemine yönelik Bizim Oda kullanım faaliyet
ve zaman planı hazırlayarak, uygulamaları gerçekleştirmektedir (http://www.
egitimdegonulbirligi.org/bizimodalar.php, Erişim: 22.05.2011).
3.3.5.2. Onlar da Çocuktu
Öğretmenler çocukların gelişim sürecinde, özdeşim kurdukları, model
aldıkları önemli bireylerdir. Özellikle ergenlikte bu rol modellerinin kişilik
gelişiminde ve geleceğe dönük amaçların belirlenmesinde etkileri büyüktür.
Öğretmenlerinden başka örnek alacakları kimseleri sınırlı olan yatılı öğrenciler için,
özdeşim kurabilecekleri olumlu rol modelleri ve ufuklarını açacak insanlarla bir
araya gelmeleri ve sohbet etme imkanı elde etmeleri çok önemli görülmektedir.
Öğrencileri çeşitli meslek dallarından örnek kişiler, sevilen sanatçılar,
sporcular, kamuoyu liderleri, yörelerinin önde gelen kişileri ve başarılı olmuş eski
mezunlar ile buluşturarak, öğrencilere rol modelleri sunmanın yanı sıra, onları
düşünen ve onlarla ilgilenen birileri olduğu, ülkemiz için önemli birer birey oldukları
mesajının verilmesi bu projenin ana amaçları arasındadır (http://www.egitimde
gonulbirligi.org/onlarda-cocuk.php, Erişim: 22.05.2011).
44
3.3.5.3. Arçelik A.Ş. Eğitim Bursu
Arçelik A.Ş. Eğitim Bursu, Yatılı ilköğretim Bölge Okullarından birincilikle
mezun olan başarılı ve maddi olarak yoksun öğrencilere; çağdaş, analiz- sentez
yapabilen, evrensel değerlere açık, hür düşünceli, topluma yararlı, araştırmacı
bireyler olarak yetişmeleri için fırsat eşitliği sağlamak amacıyla lise öğrenimleri
boyunca sağlanan maddi destektir.
Eğitim bursu ile öğrencilerin eğitimleri için yapılacak maddi desteğin
yanında, diğer öğrencilerin de başarılı olmaya özendirilmesi, ailelerin ise çocuklarını
okula gönderme yönündeki isteklerinin artırılması hedeflenmektedir.
Proje 2004-2005 eğitim öğretim dönemi itibariyle bütün Yatılı ilköğretim
Bölge Okullarını kapsayacak şekilde uygulanmaya başlanmıştır. 2005-2006 eğitim
öğretim döneminde başarı koşullarını yerine getiren 300 Yatılı ilköğretim Bölge
Okulu birincisi eğitim bursu almaya hak kazanmıştır (http://www.egitimde
gonulbirligi.org/aeb.php, Erişim:22.05.2011).
3.3.5.4. Gönüllü Aile Birliği
Arçelik A.Ş. ile Eğitimde Gönül Birliği programının temeli, dünyada ve
Türkiye’de son dönemde hızla yaygınlaşan “gönüllülük” felsefesine dayanmaktadır.
Programın önemli bir başarı kriteri de gönüllü bireylerin sağlayacağı katkı ve yerel
sahiplenme, ki bu yolla programın sürdürülebilirliği de sağlanacaktır. Bu doğrultuda,
çalışanlarıyla, güçlü yetkili satıcı ve servis ağıyla, yardımcı sanayisiyle büyük bir aile
olan Arçelik’in, her ferdi gönüllü olarak bu programı benimsemektedir.
Proje kapsamında; yerel mülki ve idari erkandan, üniversitelere ve ilin önde
gelen özel sektör mensuplarına kadar her kesimden gönüllüler katkıda bulunarak,
sivil toplum kuruluşları ile etkileşim içinde çalışmakta ve Yatılı ilköğretim Bölge
Okullarında gönüllülük faaliyetleri yürütmektedir.
Gönüllü Aile Birliği üyeleri, program kapsamındaki tüm illerde görev
yapmaktadırlar.
45
Çalışmaların Amacı
1. Gönüllü Aile Birliği’nin çocuklarımızın temel ihtiyaçları olan sevgi, güven,
aile sıcaklığı, ait olma duygusu, şefkat, ilgi, paylaşım gibi duygusal
gereksinimlerinin okul yönetimi ile birlikte karşılanmasında destek olmak,
2. Okul yönetimi ile birlikte öğrencilerin bireysel gelişimlerine katkı sağlayan
Bizim Odalar’ın sürekliliğini sağlamak, düzenli olarak kullanılmasına katkıda
bulunmak,
3. Aile sıcaklığından uzak yasayan öğrencilere manevi destek vererek, öğrenci
ve öğretmen motivasyonunun geliştirilmesinde etkin rol oynamak,
ihtiyaçlarına katkı sağlamak,
4. Yerel toplumu program hakkında bilgilendirerek, Arçelik A.Ş. Yetkili
Satıcıları sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler ile birlikte çalışarak
programın kalıcılığını ve sürekliliğini sağlamaktır (http://www.egitimde
gonulbirligi.org/ gab.php, Erişim: 22.05.2011).
46
SONUÇ
İnsanların arasındaki ilişkiler ilkel dönemlerden başlayıp günümüze kadarki
süreç içerisinde büyük aşamalar kat etmiş ancak günümüzdeki halkla ilişkiler
düzeyine ulaşabilmesi yaşam birlikteliğinin ve geniş anlamda hizmet ilişkilerinin bir
zorunluluğu olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle ürün ve hizmet sunan tüm
kuruluşlardaki halkla ilişkiler, işletme ile hedef kitlenin birbirlerini dinleyip
anlamaları ve beklentilerine cevap verme gereksinimlerini karşılamaktadır.
Geçen yüzyılda olgunlaşmaya başlayan halkla ilişkiler kavramı ilk kez
ABD’de ciddi olarak devreye girmiş, Avrupa üzerinden de dünyaya yayılmıştır.
İşletmelerin tüm alanlardaki performansını olumlu olarak etkileyen halkla ilişkiler bu
özelliği nedeniyle işletmeler açısından büyük önem taşımaktadır.
Gerek işletmenin halka tanıtılması ve gerekse halkın taleplerinin saptanarak
işletme tarafından karşılanmasının önemi dikkate alındığında halkla ilişkilerin
işletme açısından vazgeçilmezliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
İşletmeler artık genişlemek zorunda olan iş hacmi, rekabet ortamı ve hedef
kitle memnuniyetini dikkate aldıklarında gelişen ve değişen ortam koşullarına uyum
sağlama açısından halkla ilişkilerin önemini kavramak zorundadır.
Halkla ilişkilerin çalışmaları sonunda toplum, işletmelerin varlığının,
ürünlerinin ve kendisine sağlayacaklarının farkına varacak bunu sonucunda onun
sağladığı mal ve hizmetlerini ya da hisse senetlerini satın alarak onu
destekleyecektir.
Küreselleşmenin ve teknolojinin hızla gelişmesi dünya yaşamına farklı pozitif
değerler katacak iken dünya üzerindeki düzenin gün geçtikçe kötüye gitmesi
anlaşılabilecek bir durum değildir. Gelinen nokta ürkütücü boyuttadır. İhtiyaç
sahiplerinin her geçen gün artması, zengin ve fakir arasında maddi olarak uçurumun
gitgide büyümesi, toplumdaki kişi basına düşen gelirin kağıt üzerinde artması fakat
bu durumun yoksul halk üzerine yansımaması, küresel ısınma, canlı ölümleri, doğal
hayatın bozulması gibi bir çok olumsuz örnek dünyamızda yaşanan olumsuz
olaylardır. Bu kötü örneklerin düzelebilmesi için firmalara düşen göreve verilen isim
ise Sosyal Sorumluluktur. SS dediğimizde ilk olarak firmaların yaptığı sevgi
47
ziyaretleri, okul, hastane, cami yaptırma vb. hizmetler akla gelmekte. Fakat bugün
SS uygulamaları verilen hizmetin veya üretilen bir ürünün farklılaştırılması değil,
şirketlerin “kurumsal vatandaşlık” anlayışı çerçevesinde sorumlu olduğu topluma ve
diğer tüm paydaşlarına getireceği olumlu katkılar olarak tanımlanıyor.
Genellikle şirketler görece daha basit sosyal çevresel konularla ılımlı
yaklaşmaktadırlar. Buna karşılık, insan hakları, çalışan hakları ve çalışanların karar
süreçlerine katılımı gibi konuların geliştirilmesine halen ihtiyaç duyulmaktadır.
Paydaşların katılımı Sivil toplum kuruluşlarıyla kurulan çeşitli ortaklıklar ve ortak
projelerle sınırlı kalmaktadır. İşletmelerin ana amacı kar elde etmektir. Karını en üst
düzeyde tutacak kararlarda bulunması da rasyonel bir tercihtir. Ancak bazı rasyonel
kararlar, ahlaki ve sürdürülebilir karlılık açısından yanlış sonuçlar doğurabilir.
Mesela karını yüksek tutmak için, çok düşük ücretlerle işçi çalıştırması ahlaki açıdan
yanlıştır. Yüksek ücretler ödemek ve soysal imkânlar sağlamak, başta maliyet gibi
gözükmektedir. Karı olumsuz etkilemektedir. Ancak uzun vadede ele alındığında,
çalışanlara verilen değer, motivasyonu arttıracak ve verimlilik sağlanacaktır.
Çalışanlar da işletmeye daha fazla katkı sağlamak için uğraşacaklardır. Aynı şekilde,
sosyal amaçlı toplum yararına yapılan faaliyetlerde ilk bakışta maliyet olarak
görülür. Karı azaltmaktadır.
İşletmeler de bu nedenlerle yüksek maliyet altına girmek istemezler. Ancak
bu zaman içinde isletmeye geri dönüşümü olan bir yatırımdır. Firma, olumlu bir imaj
yaratır, reklâmını yapar. Bu ise, firmaların uzun dönemde karlılıklarını olumlu yönde
etkileyecektir.
Çalışmamızda incelenen Arçelik A.Ş. ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.
İşletmeler sosyal sorumluk projeleri üretirken: Kendi çalışanlarını da projeye aktif
olarak dahil etmelidir ki bu hem katılımcılığı artırıp çalışan mutluluğunu artırsın hem
de proje etkililiğinde başarı sağlansın.
• Projenin performans ölçümünü yapılmalı, projenin nerede olduğu
belirlenmeli ve eksikliklere gerekli müdahalelerin zamanında yapılması
sağlanmalıdır.
• Yapılan projeler şeffaf olmalıdır. Üretilen projeler toplumla paylaşılmalıdır ki
isletmenin hesap verilebilirliğinden şüphe edilmesin.
48
• Proje sürdürülebilirliği sağlanmalıdır, üç beş aylık göz boyama amaçlı
yapılan sosyal sorumluluk projelerinin toplumun sorunlarına etkili çözüm
sağlamayacağı bilinmelidir.
• İşletmeler zorunlu sorumluluklarının ( Çalışanlarının haklarını korumak,
rüşvet vermemek, çocuk isçi çalıştırmamak gibi ) yanında gönüllü
sorumluluklarının da etkin olarak yerine getirmek için çaba sarf etmelidirler.
• Sosyal sorumluluk projelerinin ilk amacı gönüllük olmalıdır ticari bir kazan
beklenmesi gibi bir durum söz konusu olmamalıdır.
• İşletmeler Sivil Toplum Kuruluşlarının projeleriyle yetinmemeli, kendileri de
farkındalık yaratacak projeler üretmelidir.
Yaşam, sorumluluk gerektirir. İçinde yasadığımız toplumda, ülkemizde ve
Dünya’da yaşam kalitesinin arzuladığımız düzeye gelmesi için, kişisel ve kurumsal
olarak sosyal sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz.
49
KAYNAKÇA
Kitaplar
ALANKUŞ, S., Habercinin El Kitabı: Sen Noil: Medya ve Toplum, IPS İletişim Vakfı Yayınları, İstanbul, 2003.
ASNA, A., Public Relations, Der Yayınevi, İstanbul, 1998.
AYDEDE, C., Teorik ve Uygulamalı Halkla İlişkiler Kampanyaları, Mediacat Kitapları, Ankara, 2001.
AYDEDE, C., Teorik ve Uygulamalı Halkla İlişkiler Kampanyaları, Kapital Medya Hizmetleri A. Ş., İstanbul, 2002.
BAYRAKTAROĞLU, G., İLTER, B., TANYERİ, M., Kurumsal Sosyal Sorumluluk; Pazarlamada Yeni Bir Paradigmaya Doğru, Literatür Yayıncılık, İstanbul, 2009.
BİLGİN, L., Olumlu İmaj Yaratmak: Halkla İlişkiler, Kum saati Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, 2008.
BUDAK, G., İletişim ve Halkla İlişkiler, Mediacat Yayınları, Ankara, 2000.
BÜLBÜL, A. Rıdvan, Halkla İlişkiler, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2003.
CARROLL, Archie B., The Pyramid Of Corporate Social Responsibility, Business Horizons, Issue 14, 1994.
ÇAMDERELİ, M., Ana Çizgileriyle Halkla İlişkiler, Çizgi Kitabevi, Ankara, 2000.
DİNÇER, Ö., FİDAN, Y., İşletme Yönetimine Giriş, Beta Yayın Dağıtım, İstanbul, 1997.
ERDOĞAN, İ., Teori ve Pratikte Halkla İlişkiler, Erk Yayınevi, Ankara, 2006.
ERTEKİN, Y., Halkla İlişkiler, Yargı Yayınevi, Genişletilmiş 4. Baskı, Ankara, 2000.
GÜZELCİK, E., Stratejik Halkla İlişkiler Uygulamaları, Birsen Yayınevi, İstanbul, 2006.
KAZANCI, M., Halkla İlişkiler, A.Ü. İletişim Fakültesi Yayınları, Ankara, 1996.
MUCUK, İ., Modern İşletmecilik, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 1999.
OKAY, A., Halkla İlişkiler; Kavram, Strateji ve Uygulamaları, Der Yayınları, İstanbul, 2002.
ÖZGEN, E., Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri, Mavi Ağaç Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, Kasım 2006.
PELTEKOĞLU, F., Halkla İlişkiler Nedir, Beta Basım, İstanbul, 2007.
SABUNCUOĞLU, Z., İşletmelerde Halkla İlişkiler, Ezgi Kitabevi, Bursa 2001.
SABUNCUOĞLU, Z., İşletmelerde Halkla İlişkiler, Aktüel Yayınları, 7. Basım, İstanbul, 2004.
50
TORTOP, N., Halkla İlişkiler, Yargı Yayınları, Ankara, 2003.
TOSUN, K., İşletme Yönetimi, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1977.
SÜREKLİ YAYINLAR ASNA, A., Halkla İlişkiler Derneği Bu Kış Uykusundan Uyanmalı, Marketing
Türkiye Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 109, 1 Ekim 2006.
BÜYÜK, S., Sosyal Sorumlulukta Türkiye’nin Liderleri, Capital Dergisi, Sayı: 3, Mart 2006.
GÜVEN, A., DEVELİOĞLU, K., EVCİMEN, İ., İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları: Belirleyici Etken Olarak Kurumsal Değerler, 10. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildiri Kitabı, Mayıs 2002.
HALICI, A., İşletmelerde Sosyal Sorumluluk Stratejileri: Çanakkale İlinde Bir Araştırma, Celal Bayar Üniversitesi, Yönetim Ekonomi Dergisi, Sayı: 1, Cilt: 7, Manisa, 2001.
Işık, C., Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Marketing Türkiye Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 40, Kasım, 2003.
TORLAK, Ö., ÖNER, A., İşletme Perspektifinden Sosyal Sorumluluk Teorisinin İncelenmesi, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, SBF Dergisi, Sayı:7, Cilt: 4, Zonguldak, 2008.
Tezler BAKİROV, R., İş Ahlakı ve Sosyal Sorumluluk, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2005.
BAYRAM, S., İşletme Etiği ve Çalışanların Şirketlerinde Mevcut Olan Etik Uygulamalara İlişkin Olarak Algılarının Ölçümüne Yönelik Bir Araştırma, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler FAKÜLTESİ , Yüksek Lisans Tezi, Bursa, 2005.
İBİŞOĞLU, A., Kurumsal Sosyal Sorumluluk: Vestel Örneği, Başkent Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007.
KARAİSMAİLOĞLU, İ., İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları, Haliç Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisan Tezi, İstanbul, 2006.
METİN, H., Halkla İlişkilerde Sosyal Sorumluluk, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2006.
MİNARECİ, Y., Turizm İşletmelerinde Kurumsallaşma ve Sosyal Sorumluluk: Otel İşletmelerinde Bir Uygulama, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tezsiz Yüksek Lisans Projesi, İzmir, 2007.
ÖZÜPEK, M. N., Kurum imajında Sosyal Sorumluluk, Kurumsal ve Uygulamalı Bir Çalışma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, Konya, 2004.
51
ŞENER, M., İşletmelerde Sosyal Sorumluluk, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1996.
TINGIR, E., İşletmelerde Sosyal Sorumluluk Faaliyetlerinin Marka Sadakatine Etkileri Üzerine Bir Araştırma, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Konya, 2006.
İnternet Arçelik A.Ş. Kurumsal Tanıtım; http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/tr-
TR/Kurumsal/Tanitim/?MENUID=1 (Erişim:20.05.2011).
Arçelik A.Ş. Tarihçesi; http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/tr-
TR/Kurumsal/Tanitim/KurumsalTarihce/?MENUID=1 (20.05.2011).
Arçelik A.Ş. Sosyal Sorumluluk; http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/tr-
TR/ToplumsalSorumluluk/IslerimiziYaparken/?MENUID=5 ( Erişim: 21.05.2011).
Arçelik A.Ş.
http://www.arcelikas.com.tr/Cultures/trTR/MedyaIliskileri/KurumsalHaberlerBasinBultenleri/Haber21.htm?LANGUAGE=tr-TR&MENUID=3, (Erişim: 22.05.2011).
Bizim Odalar; http://www.egitimdegonulbirligi.org/bizimOdalar.php (Erişim: 22.05.2011).
Onlar da Çocuktu; http://www.egitimdegonulbirligi.org/onlardaCocuk.php (Erişim: 22.05.2011).
52
ÖZGEÇMİŞ
Kişisel Bilgiler
Adı ve Soyadı : Gökçe DURUSOY
Doğum Yeri :
Doğum Tarihi :
Medeni Hali : Bekar
Eğitim Durumu:
Lise : Lisesi, 200 - 200
Lisans : …., 200 - 2000
Yüksek Lisans : S.D.Ü. , Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Anabilim Dalı.
Yabancı Dil:
İngilizce (Çok iyi)
Almanca (Orta)