157
TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ I. Kongre Belgeleri I. KONGRE BELGELERÝ (01) KONGRE BELGELERÝ PROGRAM VE TÜZÜK PARTÝ YAYINEVÝ TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ BÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝ BELGELERÝ PROGRAM VE TÜZÜK Bu belgeler, Türkiye Devrimci Komünist Partisi Merkez Yayýn Organý YOLDAÞ dergisinin 17. s ayýsýndan alýnmýþ ve yayýnevimiz tarafýndan aynen yayýnlanmýþtýr. Dizgi: Parti Matbaasý Baský: Parti Matbaasý Tarihi: Nisan 1980 TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ PROGRAMI 1 Çaðýmýz emperyalizm ve proleter devrimleri çaðýdýr. Kapitalizm bu çaðda çürüyen, asala alizm olan tekelci kapitalizm (emperyalizm) aþamasýna girdi. Tekelci kapitalizm tek tek ulusal ekonomileri, tek bir dünya ekonomisinin zincirinin halkalarý halinde birl eþtirirken, kapitalizmin yýkýlmasý ve sosyalizmin kurulmasý için objektif koþullarý (doðru a belirli Ön aþamalardan geçerek) dünya çapýnda olgunlaþtý. 8u durum dünya çapýnda baþta s in iþçi sýnýfý olmak üzere (bugün tek sosyalist ülke olan ASHC) tüm dünya proletaryasýnýn leleri ve ezilen halklarýn ulusal baðýmsýzlýk ve halk demokrasisi mücadelelerini, tek bir a sosyalist devrim sürecinin bileþenleri olarak birbirine baðladý ve ayný temel hedefe, em peryalizme yöneltti. Çaðýmýzda dünya sosyalist devrim sürecinin merkezinde proletarya durm dýr. Proletarya bu sürecin temel itici gücünü oluþturmakta, geleceði temsil etmektedir. Bu enle çaðýmýzýn temel çeliþmesi; çürüyen, daðýlan, çözülen ve dünya çapýnda, genel olarak ü ak baðý haline gelmiþ bulunan kapitalizm ile geleceði ve onun yeni dünyasýný simgeleyen so izm arasýndaki çeliþmedir. Bu çeliþme ve ondan kaynaklanan bir dizi baþlýca çeliþme (sosya er ile kapitalist ülkeler, ileri kapitalist ülkelerde iþçi sýnýfý ile burjuvazi, emperyali le ezilen halklar ve emperyalistlerin kendi aralarýndaki çeliþmeler) hep birlikte, doðru dan doðruya ya da dolaylý olarak, kapitalizmin çöküþünün ve sosyalizmin zaferinin yolunu a Dünya proletaryasý ve onun temel müttefiki ezilen halklar, bu þanlý yoldan, geleceði feth meyi amaçlayan büyük yürüyüþlerine baþlamýþlardýr ve zafer er geç onlarýn olacaktýr. 2 Ülkemizde kapitalizmin geliþmeye baþlamasý ve dolayýsýyla iþçi sýnýfýnýn doðuþu ve gel rine göre bir hayli geç oldu. Bununla birlikte, daha emperyalizm öneesi dönemde bir yand an toplumun baðrýnda henüz manifaktür aþamasýnda bile olsa, kapitalist iþleTmelerin filizl ye baþlamasý sonucunda; diðer yandan ise Avrupalý kapitalistlerin ülkede giriþtikleri yatý a baðlý olarak bir iþçi sýnýfý oluþmaya baþlamýþtý. Ancak bu sýnýf proleterleþme süreci iç e henüz, esas olarak köylülük ya da zanaatkarlýkla baðlarýný koparmamýþ, yarý-proleter uns yordu ve çok cýlýzdý. XX. yüzyýlda Batýlý kapitalist ülkelerin tekelci kapitalizm aþamasýna girmeleriyle birlikt ülkeler için sermaye ihracý zorunluluðu belirleyici bir önem kazandý. Bu dönemde emperyal n boyunduruðu altýnda yarý-sömür-ge bir ülke haline girmiþ bulunan Türkiye'ye de yapýlan s

TDKP1.KONGRE

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 1/157

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝI. Kongre Belgeleri

I. KONGRE BELGELERÝ (01)

KONGRE BELGELERÝ

PROGRAM VE TÜZÜK

PARTÝ YAYINEVÝ

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝBÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝ BELGELERÝ

PROGRAM VE TÜZÜK

Bu belgeler, Türkiye Devrimci Komünist Partisi Merkez Yayýn Organý YOLDAÞ dergisinin 17. sayýsýndan alýnmýþ ve yayýnevimiz tarafýndan aynen yayýnlanmýþtýr.

Dizgi: Parti MatbaasýBaský: Parti MatbaasýTarihi: Nisan 1980

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ PROGRAMI

1 Çaðýmýz emperyalizm ve proleter devrimleri çaðýdýr. Kapitalizm bu çaðda çürüyen, asalaalizm olan tekelci kapitalizm (emperyalizm) aþamasýna girdi. Tekelci kapitalizm tek

tek ulusal ekonomileri, tek bir dünya ekonomisinin zincirinin halkalarý halinde birleþtirirken, kapitalizmin yýkýlmasý ve sosyalizmin kurulmasý için objektif koþullarý (doðrua belirli Ön aþamalardan geçerek) dünya çapýnda olgunlaþtý. 8u durum dünya çapýnda baþta sin iþçi sýnýfý olmak üzere (bugün tek sosyalist ülke olan ASHC) tüm dünya proletaryasýnýnleleri ve ezilen halklarýn ulusal baðýmsýzlýk ve halk demokrasisi mücadelelerini, tek bira sosyalist devrim sürecinin bileþenleri olarak birbirine baðladý ve ayný temel hedefe, emperyalizme yöneltti. Çaðýmýzda dünya sosyalist devrim sürecinin merkezinde proletarya durmdýr. Proletarya bu sürecin temel itici gücünü oluþturmakta, geleceði temsil etmektedir. Buenle çaðýmýzýn temel çeliþmesi; çürüyen, daðýlan, çözülen ve dünya çapýnda, genel olarak üak baðý haline gelmiþ bulunan kapitalizm ile geleceði ve onun yeni dünyasýný simgeleyen soizm arasýndaki çeliþmedir. Bu çeliþme ve ondan kaynaklanan bir dizi baþlýca çeliþme (sosyaer ile kapitalist ülkeler, ileri kapitalist ülkelerde iþçi sýnýfý ile burjuvazi, emperyali

le ezilen halklar ve emperyalistlerin kendi aralarýndaki çeliþmeler) hep birlikte, doðrudan doðruya ya da dolaylý olarak, kapitalizmin çöküþünün ve sosyalizmin zaferinin yolunu aDünya proletaryasý ve onun temel müttefiki ezilen halklar, bu þanlý yoldan, geleceði fethmeyi amaçlayan büyük yürüyüþlerine baþlamýþlardýr ve zafer er geç onlarýn olacaktýr.

2 Ülkemizde kapitalizmin geliþmeye baþlamasý ve dolayýsýyla iþçi sýnýfýnýn doðuþu ve gelrine göre bir hayli geç oldu. Bununla birlikte, daha emperyalizm öneesi dönemde bir yandan toplumun baðrýnda henüz manifaktür aþamasýnda bile olsa, kapitalist iþleTmelerin filizlye baþlamasý sonucunda; diðer yandan ise Avrupalý kapitalistlerin ülkede giriþtikleri yatýa baðlý olarak bir iþçi sýnýfý oluþmaya baþlamýþtý. Ancak bu sýnýf proleterleþme süreci içe henüz, esas olarak köylülük ya da zanaatkarlýkla baðlarýný koparmamýþ, yarý-proleter unsyordu ve çok cýlýzdý.

XX. yüzyýlda Batýlý kapitalist ülkelerin tekelci kapitalizm aþamasýna girmeleriyle birliktülkeler için sermaye ihracý zorunluluðu belirleyici bir önem kazandý. Bu dönemde emperyaln boyunduruðu altýnda yarý-sömür-ge bir ülke haline girmiþ bulunan Türkiye'ye de yapýlan s

Page 2: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 2/157

hracý arttý ve bu olgu ülkede kapitalizmin, buna baðlý olarak do proletaryanýn geliþmesiniölçüde de olsa hýzlandýrdý. Bununla birlikte bu sermaye baþlýca rantiye bir nitelik taþýds iþlevi ülkede sanayii geliþtirmek deðil aksine ulusal sanayi kapitalizminin geliþmesiniengellemek oldu. Sermaye ihracýnýn geliþmesine yol açtýðý kapitalizm ise, esas olarak empeizmin uzantýsý olan ve bu yüzden üretici güçlerin geliþmesini engel feodalizmle ittifak hae komprador ve tekelci bir kapitalizm niteliði taþýyordu. Ayrýca o dönemde, iþ gücünün metgelmesinin zayýf, nüfusun az, ulaþýmýn yetersiz olduðu bugünkü Türkiye topraklarý henüz e

n yeterince kârlý bir yatýrým alaný oluþturmuyordu. Ve ülkeye ihraç edilen finans-kapitalda daha çok, borçlandýrma yönünde kullanýlýyordu. Bu durum sonucunda, doðrudan yatýrýmlare dolaylý ve dolaysýz olarak ülkede her türlü kapitalizmin geliþmesi son derece düþük birlunuyordu.

O zamanlardan bu yana; Ulusal Kurtuluþ Savaþý'ný özellikle Ýkinci Dünya Savaþýný izleyen düretimi giderek yaygýnlaþtý. Ülkenin mali sermaye tarafýndan gittikçe daha fazla köleleþtne baðlý ve onun bir aracý olarak Türkiyede komprador tekelci kapitalizm geliþti. Bu duru(emperyalizmin, komprador tekelci kapitalizmin ve feodalizmin baskýsý altýnda geliþmesiesas olarak engellenmekle birlikte) ülkemizde ulusal kapitalizmin de belirli birgeliþme göstermesine yol açtý. Sonuç olarak yarý-sömürge yarý-feodal_.ülkemizde meta üretiinde genel olarak kapitalizm egemen bir duruma geldi.

3 Her yerde olduðu gibi, .bu geliþmeye küçük üreticinin mülksüzleþtirilmesi eþlik etti.irme, esas_olarak ulusal bir_ sanayi kapitalizmi tarafýndan gerçekleþtirilmediðinden, küçüicilerin yitirdiði üretim araçlarý ve diðer zenginlikler, büyük ölçüde emperyalistler, komve yarý feodal toprak aðalarý tarafýndan "yaðmalandý. Ülkede ulusal burjuvazinin elinde sainin geliþmesini gerçekleþtirmeyi mümkün kýlacak bir sermaye birikimi hiçbir zaman olmadý.rumun sonucu olarak, bugün ülkemizde emperyalist sömürünün gerçekleþmesine hizmet eden kom, tekeci-tüccar aðý sayesinde ülkenin en ücra köþelerine kadar yayýlmýþ geliþmiþ bir ticarbirlikte yine ayný amaca hizmet, eden emperyalistler ve komprador tekelci_kapitalistler tarafýndan tekelleþtirilmiþ az sayýda sanayi iþletmesi bulunmaktadýr. Ýþte ülkemizdesanayi proletaryasý yoðun bir biçimde esas olarak bu iþletmelerde toplanmýþtýr.

Bunun dýþýnda feodal toprak aðalarýnýn ellerindeki topraklarda giderek daha fazla kapitali

sömürüye baþvurmalarýna ve ulusal burjuvazinin ellerindeki kapitalist iþletmelerin oldukçygýnlaþmýþ olmasýna karþýn, gerek ülkemizde toprak aðalarýnýn feodal Ýþletmelerinin "Prusykapitalist tarým iþletmelerine dönüþmesinin mümkün kýlacak bir sanayi " sermayesi birikimimayýþý; gerekse kýrlarda zengin köylü iþletmelerinin emperyalizmin, komprador tekelci kapizmin ve feodalizmin baskýsý altýnda geliþmemesi ve tam kapitalistleþmemesi, bu iþletmelerdlýþan iþçilerin sayýsýný sýnýrlamakta ve bu iþçiler büyük çoðunlukla yarý-_feodal sömürüyebulunmaktadýr. Ayrýca, emperyalist yaðma ve sömürü nedeniyle, kapitalizmin yol açtýðý mülkmülksüzleþenlerin sanayide çalýþtýrýlmasý arasýndaki oranýn ülkemizde çok daha geniþleyereaþmýþ olmasý, gizli ve açýk iþsizler ordusunu her çeçen gün daha da büyütmekte, yurtdýþýnamlik iþçi, seyyar satýcý gibi geçici iþlerde çalýþan yarý-proleter ile lümpen proletaryanýartýþa yol açmaktadýr. Bunun yaný sýra, bürokrasi ve çürümüþ bir kapitalizmin yaygýnlaþtýrldiðine yayýlmýþtýr ve bu kurumlarda, çok sayýda üretici olmayan iþçi ve emekçi çalýþmakta

'Sonuç olarak, yarý-sömürge, yarý-feodal ülkemizde bugün modern sanayi proletaryasýyla tartaryasý ve diðer proleter, yarý-proleter unsurlardan oluþan küçümsenemeyecek sayýda bir iþ. Bu sýnýf, emperyalizmin, komprador tekelci kapitalizmin ve feodalizmin aðýrlýðý altýnda, çürüyen, daðýlan ve yozlaþan toplumun baðrýnda, tükenmez bir enerji kaynaðýdýr ve dev biurmaktadýr. Proletarya, bugünkü toplumumuzda, ilerici, devrimci ve geliþmeye açýk ne varsaepsini peþinden sürüklemeye ve devrimci süreç sonuna kadar götürmeye yetenekli tek sýnýftý

4 Proletarya, sýnýflý toplumlardan sonuncusu olan kapitalizmin ürünü ve onunla birliktebaský ve zulüm dünyasýnýn mezar kazýcýsýdýr. Çünkü yalnýzca o, üretim araçlarýnýn özel mülyüzden her türlü toplumsal felaket ve kötülüðün kaynaðý olan özel mülkiyeti kaldýrabilme y. Mevcut düzene karþý olan diðer emekçi sýnýflarýn tersine proletarya kapitalizmin geliþmerlikte çözülüp daðýlmaz, aksine nitelik ve nicelik olarak geliþir ve güçlenir. Üretim için

kýmýndan, örgütlenmeye en yatkýn sýnýftýr.

Proletaryanýn nihai amacý sýnýfsýz topluma vurmaktýr. O, her stratejik aþamada üretici güç

Page 3: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 3/157

engelleri devirerek kesintisiz olarak bu amaca ulaþýr. Her aþamada temel hedeflere karþý mümkün olan en geniþ cepheyi kurar. Ülkemizin içinde bulunduðu devrim aþamasýnda proleeryalizmi, onun uzantýsý komprador-kapitalizmi ve feodalizmi iþçi-köylü Ýttifaký temelindeküçük-burjuvazisi ile birlikte tasfiye edecektir. Bu aþamada ulusal burjuvazi tarafsýzlaþtak ve devrime katýldýðý oranda onunla ittifak yapýlacaktýr. Bu siyaset siyasi planda, ulusburjuvazinin, özellikle köylü kitleleri üzerindeki etkisinin kýrýlmasý ve onun tecrit edii siyasetiyle birleþtirilmek zorundadýr. Daha sonra yoksul köylülük ve diðer yarý-proleter

urlarla birlikte her türlü kapitalizm tasfiye edilecektir. Bu aþamada diðer emekçi sýnýflaevcut sýnýf konumlarýný terk ederek proletaryanýn saflarýna geçtiði sürece, onlar da anti-st bir güç haline gelirler, proletaryanýn yanýnda mücadele ederler.

Böylece proletarya baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm yolundan, toplumun kendisi ile birlikte tüm sýnýflarýn yok olacaðý ve þehir ile köy, Ýþçi ile köylü, kafa emeði Ýle kol emeðiadan kalkacaðý, iþbölümüne olan baðýmlýlýðýn ve meta ekonomisinin sona ereceði ve 'herkestherkese ihtiyacýna göre' ilkesinin gerçekleþeceði sýnýfsýz topluma dönüþmesini saðlar. Komsanlýðýn gerçek altýn çaðý olacaktýr.

5 Proletarya, bu süreci sonuna kadar götürebilmek için mücadele içinde burjuva (ya da bua-feodal) devlet aygýtýný þiddete dayanan devrimle parçalamak ve proletarya diktatörlüðünü

rundadýr. Bizimki gibi yan-sömürge, yarý-feodal ülkelerde komprador-feodal oligarþinin egenliðindeki devlet aygýtýnýn proletaryanýn önderliðinde geniþ halk kitlelerinin mücadelesiybaðlý olarak kurulacak olan iþçilerin, köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðü, proleatörlüðünün özgül bir biçimidir. Sömürücü sýnýflar, onlarýn kalýntýlarý ve yardakçýlarý içrasi olan proletarya diktatörlüðünün, sosyalist toplumun tam olarak inþasý ve sýnýfsýz topi boyunca varlýðýný korumasý ve kendini sürekli pekiþtirmesi zorunludur. Çünkü sosyalist tzlaþmaz sýnýf _çeliþkilerine kaynaklýk eden sömürücü sýnýflar tasfiye edilmesine karþýn, khenüz tam olarak aþýlamaz ve buna baðlý olarak sýnýflar, sýnýf çeliþmeleri ve sýnýf mücadedevam eder. örneðin sosyalist toplumda sürekli olarak kapitalizmi doðuran küçük meta üretunca bir süre kalýntýlar biçiminde de olsa, varlýðýný sürdürmeye devam eder; Kaldý ki bu ialist sanayi sistemine baðlý kooperatifler aracýlýðýyla kolektifleþtirilerek sosyalist ekonin özel bir parçasý haline-getirildiðinde bile, tam sosyalist Ýþletmeler haline gelinceyeadar meta ekonomisi ve deðer kanunu yarlýðýný sürdürür. Bunun yaný sýra sosyalist toplumdu

ile kol emeði, þehir ile kýr arasýndaki farklýlýklar ve çeliþmeler de, kapitalist toplumdaaþmaz zýtlýklarýndan sýyrýlmýþ olsalar da, tam olarak aþýlamamýþ ve iþbölümüne baðýmlýlýktoplum, hâlâ burjuva hukukunun sýnýrlarýnýn bütünüyle aþýlamadýðý ve toplumsal zenginliktgöre pay aldýðý bir toplumdur. Emperyalizmin baskýsý ve kapitalizmin bütün kalýntýlarý, prindeki kurumlarda bile belirti bir liberal-bürokratik yozlaþmanýn ve yeni burjuva unsurlarýn ortaya çýkabilmesinin koþullarýný yaratýr. Bu durum, baþta parti ve proletarya diktüzere, bu kurumlarýn soflarýnýn burjuva-revizyonist unsurlardan sürekli arýndýrýlarak güçsini zorunlu kýlar. Ancak, sosyalist toplumda derin bir deðiþime uðramýþ ve birbirine yakllunan emekçi sýnýflar arasýndaki çeliþmeler uzlaþabilir çeliþmeler olduðundan, proletarya, bu çeliþmeler Marksist-Leninist bir tutumla ele alýndýðý sürece kapitalist toplumdaki giddetli mücadelelere yol açmazlar ve adým adým çözümlenirler. Bununla birlikte, eðer sosyalplumda proletarya diktatörlüðü sürekli korunup pekiþtirilemezse, sýnýf mücadelesi doðru bimezse, sosyalist inþa sürekli geliþtirilerek kapitalizmin kalýntýlarýna karþý onlarý yok ekadar mücadele edilmezse, kapitalizme geri dönüþ kaçýnýlmaz olur.

6 Emperyalizm koþullarýnda, proleter devrimlerinin, emperyalist sistemin en zayýf halkalarýný oluþturan tek tek ülkelerde baþarýya ulaþarak geliþeceði göz önüne alýndýðýnda; emn edici yenilgiye uðrayýncaya kadar kapitalizmin restorasyonu tehlikesi, yalnýzca içte kapitalizmin ve burjuva ideolojisinin kalýntýlarýnýn varlýðýndan deðil, fakat ayný zamanda,yalist güçlerin varlýðýndan da kaynaklanmaktadýr. Devrime ve sosyalizme karþý iç ve dýþ dün birlikte hareket etmiþlerdir ve proletarya da bu düþmanlara karþý yürüttüðü mücadeleyi brundadýr.

7 Proletaryanýn, toplumsal geliþmenin objektif koþullan tarafýndan belirlenen devrimci niteliði, sýnýfsal çýkarlarý ve idealleri, dünyanýn her yerinde bir ve aynýdýr. Bu idealler

oplumda simgelenmektedir. Proleter enternasyonalizminin temellerini oluþturur. Devrimci proletarya, dünyanýn her yerinde, kendi bilimsel ideolojisi Marksizm-Leninizmiteme alarak, en somut ifadesini «kendi» ülkesinde devrim yapmada, ülkesindeki devrimin Çýk

Page 4: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 4/157

larýný dünya sosyalist devriminin genel çýkarlarýna tâbi kýlmada, devrimi sonuna kadar sürçýkar gözetmeksizin karþýlýklý yardýmlaþmada bulunan enternasyonalist birlik ve dayanýþmair. Bu enternasyonalist birlik, dayanýþma, çýkar ve özlem birliði uluslararasý alanda, geçrks, Engels, Lenin ve Stalin'in zamanlarýnda olduðu gibi tek bir enternasyonal Örgütün çattýnda birleþmeye kadar varan biçimler alabileceði gibi; bu durum, tek bir ülkede, bir arada yaþayan çeþitli milliyetlerden proletarya için, tek bir proletarya partisi içinde birleþnin gereðinde ifadesini bulur. Milliyetçilik ve her türlü ulusal bencillik siyaseti prol

etaryanýn deðil, burjuvazinin ideolojisi ve sýnýf tavrýdýr. Proletarya enternasyonalisttir

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, bugün dünyanýn tek sosyalist ülkesi Arnavutluk'un, çeþilerde devrim ve sosyalizm için savaþan kardeþ Marksist-Leninist partilerin kararlý destekçisidir.

8 Türkiye, emperyalizmin, komprador-tekelci kapitalizmin ve feodal kalýntýlarýn hüküm sü, yarý-feodal, çok uluslu geri bir tarým ülkesidir. Bu durum. ülkemizin hâlâ demokratik desüreci içinde olduðunu belirlemekte ve devrimci proletaryaya nihai hedeflerini gerçekleþtirme yolunda ilk adým olarak demokratik devrim sürecini tamamlama görevini yüklemektedir. Bu zorunludur, çünkü emperyalizm ve proleter devrimleri çaðý olan çaðýmýzda, burjuvazi,devrimi sonuna kadar götürerek tamamlama yeteneðini yitirmiþ bulunmaktadýr. Proletaryanýn

erliði, bu devrimi kesintisiz olarak, sosyalist devrime götürecektir.9 Bununla birlikte, demokratik devrim hâlâ burjuva karakterini korur ve özünde köylülüðüevrimi olmaya devam eder. Türkiye, yüzyýlýn baþýndan beri demokratik devrim süreci içindeasýna karþýn ülkede ne bir toprak devrimi, ne de ulusal sanayi kapitalizmi esas olarak geliþmediðinden feodalizm tasfiye edilememiþ, aksine, emperyalizm ve komprador tekelcikapitalizmle kaynaþarak yaygýn kalýntýlar halinde Köylülüðü ezmeye devam etmiþtir. Siyasimamýþtýr. Bu koþullarda ulusal burjuvazi belirti bir ölçüde ilerici bir rol oynar ve prolea önderliðinde Ulusal Demokratik Halk Devrimi; genel olarak kapitalizmi deðil emperyalizmin uzantýsý niteliðindeki ve bu yüzden feodalizmle birlikte üretici güçlerin geliþmesinngel oluþ turan komprador tekelci kapitalizmi tasfiyeyi amaçlar. Caðýmýzda genel olarak her türlü kapitalizm zamanýný doldurmuþ olmakla birlikte, ülkemizin yarý-sömürge, yan-feodalalýndýðýnda, emperyalizm ve feodalizmle baðlarý koparýlmýþ bir ulusal kapitalizm geçici bi

var olmaya devam edecektir. Bu, ulusal kapitalizmin geliþmesini kýsýtlayarak süreç içindesfiye edecek olan demokratik devrimden kesintisiz olarak geliþecek olan proletaryanýn sosyalist devrimidir.

10 Ülkemizde demokratik devrim süreci, belli baþlý þu aþamalardan geçerek geliþti:

Merkezi feodal Osmanlý Despotluðunda, burjuva demokratik fikirlerin Ýlk þekillenmeye baþlamasý XIX. yüzyýla rastlar. Bu dönem ayný zamanda ülkenin, sanayi devrimlerini gerçekleþtirir dünya ticaret aðý kurmayý baþarmýþ bulunan ve hâlâ serbest ticaret ve serbest rekabetçipitalizmi çaðýný yaþadýklarý için, bütün zorbalýk, sömürü ve zulmüne karþýn, objektif olaraya devam eden Batýlý kapitalist ülkeler ile ekonomik baðlarýnýn giderek güçlendiði ve bunak meta üretiminde ve dolaþýmýnda görülen bir-canlýlýðýn feodal sistemi parçalamaya baþlad

Ama Türkiye'de burjuva demokratik devrim süreci, esas olarak ülkenin emperyalizmin egemenliði altýna girdiði bir dönemde patlak veren 1908 'Jön Türk' Devrimi ile baþladý.

1905 Rus Devrimi, birçok Doðu Avrupa ve Asya ülkesini etkiledi. Ve bu ülkelerdeki halklarýn demokratik hareketine yeni bir itelim kazandýrdý. Bu devrim dalgalarýnýn etkisi altýndo zaman Osmanlý Devletinin sýnýrlarý içinde bulunan Balkanlar'da, çeþitli ezilen uluslarýnal kurtuluþ mücadeleleri hýzlandý ve Anadolu'nun çeþitli bölgelerinde feodal despotluða kahalk- ayaklanmalarý, grevler (özellikle maden iþletmelerinde) hareketler yaygýnlaþtý. Ýþtetürk» Devrimi ulusal ticaret burjuvazisi tarafýndan yönlendirilen ordu içindeki bir ilerici hareketin, bu hareketlerden destek alarak ve onlara dayanarak baþarýya ulaþmasýyla gerçekleþti. Ancak 1908 Devrimi, geniþ halk kitlelerinin devrime kendi talepleri uðruna bizzat savaþarak geniþ ölçüde katýldýðý ve ona damgasýný vurduðu güçlü bir halk devrimi nitel

uçta, 1908 Devrimi, saltanatýn yaný sýra göstermelik bir Anayasa ve Meclisin kurulmasýna yaçmakla birlikte, ülkenin yarý-sömürge vö feodal, yarý-.feodal yapýsý deðiþmeden kaldý. 1mperyalizme ve feodalizme darbe vurmayý baþaramayan eski tipte cýlýz ve güçsüz bir burjuva

Page 5: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 5/157

rimiydi.

«Jöntürk'lerin» partisi olan «Ýttihat ve Terakki», iktidardan pay aldýktan sonra, emperyalve feodallerle tümden uzlaþtý ve giderek onlarýn aleti haline geldi. Bu durum, temsil ettiði oldukça palazlanma ve zaten emperyalizmle sýký baðlarý olan ulusal burjuva kesimleri(tefeci-ticaret burjuvazisi) iktidarýn kendine saðladýðý olanaklardan yararlanarak hýzla kpradorlaþmasýna yakýndan baðlýydý. Böylece «Ýttihat ve Terakki» yönetimi daha iktidarý ele

kendilerine dayanarak iktidara geldiði ezilen Balkan uluslarýnýn ulusal kurtuluþ mücadelelerine ve iþçi sýnýfý ve halk hareketine karþý alabildiðine saldýrdý. Komprador-feodal zorbir parçasý haline geldi ve Ýttihat ve Terakki yönetimi sonunda ülkeyi Alman emperyalistlerinin safýnda bir piyon olarak Birinci emperyalist Paylaþým Savaþýna soktu.

Savaþ sonunda Alman emperyalizminin baþýný çektiði ve Türkiye'nin de saflarýnda yer aldýðýblok yenilgiye uðrayýnca ülkemiz, galip emperyalist devletler ve onlarýn kuklasý Yunan gericiliði tarafýndan iþgal edilerek sömürge, yarý-sömürge bir ülke haline getirildi.

Bu duruma baðlý olarak, Anadolu'nun çeþitli milliyet halkýnýn emperyalist düþmana ve onunve yabana yardakçýlarýna karþý yürüttüðü ulusal baðýmsýzlýk savaþý baþladý ve hýzla geliþtle ederek ve pek çok fedakârlýða katlanarak, emperyalist iþgalcileri ve onlarýn kuklasý Yu

gericiliðini ülkeden kovdu.Ulusal Kurtuluþ Savaþý, ulusal ticaret burjuvazisi önderliðinde yürütülen, ulusal devrimciavaþ, ayný zamanda da tamamlanmamýþ bir burjuva devrimiydi. Bu savaþ sonunda, emperyalistiþgale son verilmekle birlikte, burjuva-feodal önderlik nedeniyle devrim ileri götürüleme-di ve ülkenin toplumsal ve ekonomik yapýsý esasta deðiþmeden kaldý. Meþruti monarþi yýkýldfeodal-burjuva bir cumhuriyet kuruldu ama bu, feodalizme karþý bir mücadeleyi ifade etmiyordu. Çünkü Kemalist Devrin daha sonraki geliþmesiyle iþçilere ve köylülere karþý, birrimi ihtimaline karþý yöneldi. Ülkenin üzerinde emperyalizmin ulusal baskýsý devam ederkenbaský ezilen millet ve milliyetler üzerinde, Türk egemen sýnýflarýnýn da katýlmasýyla katçok daha vahþice uygulandý. Ulusal Kurtuluþ Savaþý içinde elde edilen an-ti-'emperyalistnçlar sayesinde ülkenin siyasi baðýmsýzlýðý saðlandý ve bir ölçüde güçlendirildi. Ancak Kegiderek kompradorlaþmasý ve finans kapital gericiliðinin aleti haline gelmesine baðlý olar

ak, bu siyasi baðýmsýzlýk zamanla iyice yozlaþtý. Mevcut yarý sömürge durum süreç içinde de devlet, yukarýdan aþaðýya adým adým faþistleþtirildi.

Fakat bu dönemde, ülkede meta ekonomisinin ve kapitalizmin, sýnýrlý da olsa, belli bir geliþme göstermesine baðlý olarak iþçi hareketi geliþiyor, köylülüðü siyasi hayatýn dýþýnda taþýnýyor ve feodal parçalanmýþlýk ortadan kalkmaya baþlýyordu. Bu durumda, Kemalistlerin beodal diktatörlüklerini saðlamlaþtýrmak ve özellikle 1929'da patlak veren büyük buhranýn ylelerinin sýrtýna daha kolay yýkabilmek Ýçin. kapitalizm koþullarýnda kitleleri zor yoluylpt etmek amacýyla geliþtirilmiþ yöntemlere ve bunlarýn bir sis-temleþtirilmesi olan faþizmyduklarý Ýhtiyaç artmaktaydý. Böylece büyük burjuvazi ve toprak aðalarýnýn faþizm eðilimiva-feodal diktatörlük, faþist kurumlarla pekiþtirilerek faþist-feodal bir diktatörlük hafietirildi. Kemalim faþist-feodal diktatörlük altýnda, iþçiler, köylüler, diðer emekçi kitlelen Kürt ulusu her turlu demokratik ve siyasi haktan yoksun olarak insafsýz bir sömürü, baský ve zulme tabi tutuldu. Buna karþýlýk baþta proletarya olmak üzere, geniþ emekçi kitlelKürt burjuva feodal diktatörlüðe karþý sürekli mücadele. Bu mücadele, Özellikle devletinarakter kazandýðý 1930'lardan bu yana daha da þiddetlendi Faþist-feodal diktatörlük, o zamn bu yana görünüþte birçok deðiþiklik geçirmesine ve zaman zaman farklý emperyalist devletgirmesine karþýn varlýðýný sürdürmeye ve emekçi kitleleri ezmeye devam etti. Baþlangýçtaperyalizminin etkisi belirleyici iken; daha sonra, 1930'larda Alman emperyalizminin geliþmesi ve yayýlmasýna baðlý olarak egemen sýnýfla giderek artan ölçülerde Atman empe baðlandýlar. Bu durum, özellikle Ýkinci Dünya Savaþýnýn ilk yýllarýnda iyice belirginleþman emperyalizminin yenilgi ve çöküþünün baþlamasýyla birlikte, Ýngiliz-Amerikan emperyalimen sýnýflar ve onlarýn faþist-feodal diktatörlüðü üzerindeki nüfuzunu tekrar saðlamlaþtýrn sonra, Ýngiliz emperyalizmini arka plana iten ABD emperyalizmi ülkemizde dizginleri tamamen ele geçirdi. Bu durumun bugün de esas olarak devam etmesine karþýn, özellikle 19

70'lerde dünya halkla halkýnýn emperyalist düþmana ve onun yerli ve yabana yardakçýlarýnaal baðýmsýzlýk savaþý baþladý ve hýzla geliþti. Halkýmýz elde silah yýllarca mücadele ederkatlanarak, emperyalist iþgalcileri ve onlarýn kuklasý Yunan gericiliðini ülkeden kovdu.

Page 6: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 6/157

Ulusal Kurtuluþ Savaþý, ulusal ticaret burjuvazisi önderliðinde yürütülen, ulusal devrimciavaþ, ayný zamanda da tamamlanmamýþ bir burjuva devrimiydi. Bu savaþ sonunda, emperyalistiþgale son verilmekle birlikte, burjuva-feodal önderlik nedeniyle devrim ileri götürüleme-di ve ülkenin toplumsal ve ekonomik yapýsý esasta deðiþmeden kaldý. Meþruti monarþi yýkýldfeodal-burjuva bir cumhuriyet kuruldu ama bu, feodalizme karþý bir mücadeleyi ifade etmiyordu. Çünkü Kemalist Devrin daha sonraki geliþmesiyle iþçilere ve köylülere karþý, bir

rimi ihtimaline karþý yöneldi. Ülkenin üzerinde emperyalizmin ulusal baskýsý devam ederkenbaský ezilen millet ve milliyetler üzerinde, Türk egemen sýnýflarýnýn da katýlmasýyla katçok daha vahþice uygulandý. Ulusal Kurtuluþ Savaþý içinde elde edilen an-ti-'emperyalistnçlar sayesinde ülkenin siyasi baðýmsýzlýðý saðlandý ve bir ölçüde güçlendirildi. Ancak Kegiderek kompradorlaþmasý ve finans kapital gericiliðinin aleti haline gelmesine baðlý olarak, bu siyasi baðýmsýzlýk zamanla iyice yozlaþtý. Mevcut ya-n-sömürge durum süreç içinde dve devlet, yukarýdan aþaðýya adým adým faþistleþtirildi.

Fakat bu dönemde, ülkede meta ekonomisinin ve kapitalizmin, sýnýrlý da olsa, belli bir geliþme göstermesine baðlý olarak iþçi hareketi geliþiyor, köylülüðü siyasi hayatýn dýþýnda taþýnýyor ve feodal parçalanmýþlýk ortadan kalkmaya baþlýyordu. Bu durumda, Kemalistlerin beodal diktatörlüklerini saðlamlaþtýrmak ve özellikle 1929'da patlak veren büyük buhranýn y

lelerinin sýrtýna daha kolay yýkabilmek Ýçin. kapitalizm koþullarýnda kitleleri zor yoluylpt etmek amacýyla geliþtirilmiþ yöntemlere ve bunlarýn bir sis-temleþtirilmesi olan faþizmyduklarý Ýhtiyaç artmaktaydý. Böylece büyük burjuvazi ve toprak aðalarýnýn faþizm eðilimiva-feodal diktatörlük, faþist kurumlarla pekiþtirilerek faþist-feodal bir diktatörlük hafietirildi. Kemalim faþist-feodal diktatörlük altýnda, iþçiler, köylüler, diðer emekçi kitlelen Kürt ulusu her turlu demokratik ve siyasi haktan yoksun olarak insafsýz bir sömürü, baský ve zulme tabi tutuldu. Buna karþýlýk baþta proletarya olmak üzere, geniþ emekçi kitlelKürt burjuva feodal diktatörlüðe karþý sürekli mücadele bu mücadele, Özellikle devletin frakter kazandýðý 1930'lardan bu yana daha da þiddetlendi Faþist-feodal diktatörlük, o zamabu yana görünüþte birçok deðiþiklik geçirmesine ve zaman zaman farklý emperyalist devletlgirmesine karþýn varlýðýný sürdürmeye ve emekçi kitleleri ezmeye devam etti. Baþlangýçta Ýeryalizminin etkisi belirleyici iken; daha sonra, 1930'larda Alman emperyalizminin geliþmesi ve yayýlmasýna baðlý olarak egemen sýnýfla giderek artan ölçülerde Atman empe

baðlandýlar. Bu durum, özellikle Ýkinci Dünya Savaþýnýn ilk yýllarýnda iyice belirginleþtan emperyalizminin yenilgi ve çöküþünün baþlamasýyla birlikte, Ýngiliz-Amerikan emperyalizen sýnýflar ve onlarýn faþist-feodal diktatörlüðü üzerindeki nüfuzunu tekrar saðlamlaþtýrdsonra, Ýngiliz emperyalizmini arka plana iten ABD emperyalizmi ülkemizde dizginleritamamen ele geçirdi. Bu durumun bugün de esas olarak devam etmesine karþýn, özellikle 1970'lerde dünya halkla

III 12 Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin devrimimizin bugün içinde bulunduðu aþamada savve devrimci demokratik iþçi-köylü diktatörlüðü altýnda gerçekleþtireceði temel talepler þ

Siyasi Alanda;

1. Komprador-feodal devlet ve düzenin bütün kalýntýlarý tasfiye edilecek, emperyalistler vgericiler tarafýndan yapýlacak onu tekrar canlandýrmaya yönelik bütün giriþimler, iþçi sýnve onlarýn diktatörlüðü tarafýndan ezilecektir.

2. Ekonomik, siyasi, askeri, mali, kültürel, diplomatik, siyasi her alanda emperyalistlerle ve sosyal emperyalistlerle yapýlan kölelik anlaþmalarý ve onlara verilmiþ olan bütmtiyazlar kaldýrýlacak; ülkemiz topraklan üzerinde tek bir emperyalist askeri birlik ve üsbýrakýlmayacaktýr.

3. Ýþçi-köylü iktidarý altýnda, halk sýnýf ve tabakalarýna tam bir siyasi özgürlük (söz vegütlenme özgürlüðü) saðlanacaktýr. Bir avuç komprador feodal, ilerici burjuva ve onlarýn un her yurttaþ, kadýn veya erkek, milliyet farký gözetilmeksizin eþit haklara sahip olacak

ve bu haklarýn kullanýlmasý güvence altýna alýnacaktýr, Din ve inanç özgürlüðü saygý görect iþleri kesin olarak birbirinden ayrýlacak; gerçek bir laisizm uygulanacaktýr.

Page 7: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 7/157

4. Ulusal savunma, halkýn silahlandýrýlmasý temelinde kurulan halk ordusu ve halk milislerine dayandýrýlacaktýr.

5. Ýþçilerin, köylülerin devrimci demokratik halk iktidarýnýn kurulmasýna baðlý olarak, ülemperyalizmin ulusal baskýsý tasfiye edilecek, ezilen Kürt ulusunun bir referandumlaayrý devlet kurma hakký da dahil olmak üzere ulusal kaderini tayin hakký gerçekleþecektir.emokratik halk iktidarý bütün azýnlýk milliyetler için tam bir hak ve dil eþitliðini gerçe

ktir.

TDKP ulusal düþmanlýklarýn yok edildiði, çeþitli milliyetlerden halkýn bir arada yaþadýðýten yanadýr. Büyük bir devlet üretici güçlerin daha hýzlý geliþmesini saðlayacaktýr. Bu detik merkeziyetçiliðe 3 dayanan bölgesel özerklik temelinde örgütlenir. Ancak ayrý devlet kveya ayný devlet içinde kalma konusunda karar sadece Kürt ulusunun olacaktýr.

Uluslarýn kendi kaderini tayin hakký konusunda, Türk milliyetine mensup komünistler propagandalarýnda ayrýlma hakkýnýn savunulmasýný esas alýrken, baþta Kür komünistleri olmak üzmilliyetlere mensup komünistler propagandalarýný, emperyalizme ve gericiliðe harcý çeþitllliyetlerden iþçilerin ve halkýn birliðinin savunulmasýný esas alarak yürütmelidirler.

6. Türk ordusunun Kýbrýstaki Ýþgaline son verilecek; bütün Türk ve diðer yabancý askerlerlmesi, emperyalistlerin üslerinin ve ayrýcalýklarýnýn aldýrýlmasý ve her iki milliyetten K

Kýbrýs'ýn kaderini Özgürce tayin hakký savunulacaktýr.

Faþizm suçlularý dýþýnda tüm tutuklu ve hükümlüleri kapsayan genel af ilan edilecektir. Keilkesini uygulayacak olan iþçilerin köylülerin devrimci-demokratik iktidarý dünyada ki büusal ve sosyal kurtuluþ mücadelelerini destekleyecek, sosyalist ülkelerle sarsýlmaz birdostluk kuracak, anti-emperyalist ve demokratik ülkelerle dayanýþma halinde bulunacakve emperyalistlerin kendisi hakkýnda besledikleri niyetler konusunda bir an bile hayale kapýlmadan, diðer ülkelerle toprak bütünlüðüne ve egemenliðine karþýlýklý saygý, salma, eþitlik ve barýþ içinde bir arada yaþama temelinde iyi iliþkiler geliþtirmeye çalýþaca

Ekonomik Akýnda;

9. Ekonomi, iþçi ve emekçi halkýn yararýna yeniden örgütlenecek ve dýþ ticaret, bankacýlýkiþçi-köylü devletinin tekeli altýna alýnacaktýr. Emperyalist devletlere olan bütün "borçllecek, emperyalistlere ve komprador tekelci burjuvaziye ait bütün banka ve sanayi iþletmeleri ile onlarýn her türden malýna iþçi-köylü diktatörlüðü tarafýndan el konulacaktýr.meler sosyalist ekonominin ilk dayanak noktalarý haline getirilecek, ekonomi adým adýmmerkezi bir plan uyarýnca yönetilecektir.

10. Emperyalizmin ve komprador tekelci kapitalizmin yaný sýra köylülüðü ezen feodal kalýntazýnmasý için yarý-feodal toprak aðalýðý ekonomisi ve tefecilik tasfiye edilecek, her türlortadan kaldýrýlacak, toprak aðalarýnýn ellerindeki topraklara ve hazine topraklarýna Köylteleri aracýlýðýyla tazminatsýz olarak el konulacak; feodal, yarý-feodal iliþkilerin hükümar köylülüðe daðýtýlacaktýr.

Devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü altýnda bütün topraklar millileþtirilecektir; yani topraðsý, kiralanmasý ve baþkasýna devredilmesi yasaklanacaktýr.

Devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü tarafýndan el konulan topraklarýn bir bölümü üzerinde devlacaktýr. Devlet çiftlikleri tarým alanýnda sosyalist ekonominin ilk örnekleri ve dayanaknoktalarý olacaktýr.

Devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü, el konulan topraklarýn feodal, yarý-feodal iliþkilerin hlülere daðýtýlmasý ile ortaya çýkan iþletmeler de dahil olmak üzere, bireysel köylü iþletmperatif ve giderek daha üst düzeyde kolektif iþletmeler Ýçinde birleþmesini teþvik edecektVe bunun için kesinlikle hiç bir zor yöntemi kullanmayacaktýr.

Köylülerin bankalara ve tefecilere olan tüm borçlarý iptal edilecek, topraklarý üzerindekitürlü ipotek kaldýrýlacaktýr.

Page 8: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 8/157

Toprak aðalarýnýn ve komprador-feodal devletin elindeki bütün tarým makine ve aletlerine,humluk, gübre ve ilaca vb. el konacak; bunlar devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü tarafýndanMakine-Traktör Ýstasyonlarýnda toplanacak ve Köylü Komiteleri aracýlýðý ile köylülerin bunlanmasý saðlanacaktýr.

11. Ormanlar, akarsular, su kaynaklarý ve bütün zenginlikleri halkýn ortak mülkiyeti haline getirilecektir.

12. Kendi baþýna ele alýndýðýnda tam bir demokratik devrim, en iyi çalýþma koþullarý, en gile proletaryayý kapitalist sömürünün zincirlerin den kurtaramayacaðýnýn ama onun gücünü tzincirleri kýrmasýný saðlayacak koþullarý yaratacaðýnýn bilincinde olan TDKP, proletaryanizm koþullan altýnda savaþ gücünü artýrmak ve onu çürüme ve yozlaþmadan korumak için aþaðýur. Devrimci demokratik iþçi-köylü iktidarý, ilk adýmda bunlarýn eksik siz bir biçimde gerlmesini saðlar;

a) Devrimci proletaryanýn her türlü sýnýf örgütü ve sýnýf sendikalarý için uluslararasý algürlüðün saðlanmasý,

b) En çok 8 saatlik iþgününün ve haftada 40 saat çalýþmanýn tarým dahil bütün iþyerlerini

genelleþtirilmesi; her yýl ücretli dinlenme hakkýnýn gerçekleþtirilmesi,c) Sýnýrsýz grev ve genel grev hakký; lokavtýn yasaklanmasý,

d) Ýþsizliðin önlenmesi ve Ýþsizlik sigortasýnýn uygulanmasý,

e) Bütün iþyerlerinde hastalýk ve kazalara karþý önleyici tedbirlerin ve saðlýða uygun çalmasý.

f) Karþýlýðý iþçiler tarafýndan ödenmeyen sigorta, tazminat ve emekli aylýðý uygulamalarýnleþtirilmesi,

g) 18 yaþýndan küçük gençler için 6 saatlik iþgünü; gece çalýþtýrma yasaðý; 16 yaþýndan kü

tulmasýnýn ve feodal bir kalýntý olan çýraklýðýn yasaklanmasý.

h) Eþit iþe eþit ücret ödenmesi,

ý) Kadýn emeðinin kadýn saðlýðýna zararlý sanayilerde yasaklanmasý,

Ý) Ýþçi annelerin çalýþma süre ve koþullarýnýn, durumlarýna uygun olarak düzenlenmesi, bütemzirme odalarýnýn açýlmasý,

k) Ýþçilere saðlýða uygun barýnma koþullarýnýn saðlanmasý,

ý) Bir iþçi ailesinin insanca yaþamasýný saðlayacak genel asgari ücret ödenmesi,m) Ýþçiler üzerinde feodal sömürü kalýntýlarýna son verilmesi.

13. Þehir küçük burjuvazisinin elindeki küçük iþletmeler korunacak, bunlarýn kooperatiflerrleþmeleri teþvik edilecektir.

Devrimin bu aþamasýnda emperyalist ve feodal sömürünün gerçekleþmesinin aracý olmadýklarý,lk iktidarýna ve ulusal ekonomiye karþý çýkmadýklarý ve ona zarar vermedikleri ^sürece ortuvazinin elindeki Ýmletme ve mallara el konulmayacak, ancak bunlar demokratik halkiktidarýnýn ve iþçi komitelerinin denetimi altýna alýnacaktýr.

15. Tüm çalýþanlara grev ve toplu sözleþme yapma yetkisine sahip sendika kurma hakký tanýn

16. Mevcut düzende açlýða ve sefalete terk edildikleri için kitleler halinde yurt dýþýna g

orunda býrakýlan «göçmen iþçiler»e ülke içinde uygun çalýþma ve yaþama koþullarý saðlanarasürgün hayatýna son verilecektir.

Page 9: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 9/157

17. Çocuklarýn fiziki ve moral geliþmesini ve eðitimini saðlayacak tedbirler alýnacak, kimsiz ve evlilik dýþý çocuklarýn bakýmý ve yetiþtirilmesi garanti altýna alýnacaktýr.

18. Bugünkü vergi düzeni ve dolaylý vergiler tümüyle kaldýrýlacak; onun yerine, sömürüyü vlikleri tasfiye etmeye yardýmcý olacak bir Artan Oranlý Gelir Vergisi sistemi konacaktýr.

Kültür ve Diðer Alanlarda;

19. Ýþçi-köylü diktatörlüðü altýnda geliþtirilecek olan kültür, onun bir unsuru olan proleiçin en olumlu koþullarý baðrýnda barýndýran, kitlesel nitelik taþýyan anti-emperyalist,t, anti-feodal ve Marksist-Leninist ideoloji tarafýndan yönlendirilen bir küftür olacak;bilim, sanat ve edebiyat halka hizmet edecektir.

20. Ulusal demokratik, halkçý ve parasýz bir eðitim sistemi kurulacak; teorik eðitim üretiçalýþmayla birleþtirilecektir. Eðitim, geniþ halk kitlelerini devrim mücadelesine sevk etn bir aracý olacaktýr.

21. Zorunlu ve tek bir resmi devlet dili olmayacak, her ulusal bölgede ulusal dil

resmi dil olacaktýr. Bütün uluslar ve milliyetler ana dillerinde eðitim yapabilecekler,hiç bir kýsýtlama olmaksýzýn ana dillerini özgürce kullanabileceklerdir. Ýþçi-köylü iktidae diller üzerindeki her türlü baskýya son verecek, onlarýn geliþip açýlmalarýnýn koþullarý

22. Hukuk sistemi deðiþtirilecek, yargý yetkisi çeþitli düzeylerdeki halk meclislerine karumlu olan halk mahkemeleri tarafýndan kullanýlacaktýr.23. Halk saðlýðýný güvence altýna alan geniþ bir halk saðlýðý sistemi kurulacak; yaþama koek ve halka, saðlýða uygun barýnma koþullarý saðlanacaktýr.

24. Emekçi halkýn bedensel geliþmesinin koþullan saðlanacak; kitle sporu teþvik edilecekti

IV

13 Proletarya ve onun öncüsü Türkiye Devrimci Komünist Partisi önderliðinde halkýn, þiddn devrimle komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn burjuva-feodal ve gerici faþist diktatörlüðünü yýkmasý ile proletarya diktatörlüðünün özgül bir biçimi olarak kurulacak olan iemokratik diktatörlüðü; baþlangýçta ayaklanma organlarý olarak doðan ve daha sonra devrimcr kurulduðu ölçüde yasama ve yürütme yetkilerine sahip yönetim organlarýna dönüþen, her kakçi halk meclislerine ve onlarýn halk tarafýndan seçilen, denetlenen ve gerektiðinde görevn alýntýn temsilci organlarýnýn demokratik merkeziyetçilik esasýna göre örgütlenmesi temelnan ve proletarya ve emekçi halkýn çeþitli kitle örgütleri tarafýndan desteklenen ve denetn, demokratik bir yönetim sistemidir.

Devlet iþlerini yönetmekle görevli memurlar halk tarafýndan seçilir, denetlenir ve gerektinde görevden alýnýr,

Ýþçi ve köylülerim devrimci demokratik diktatörlüðü, demokratik devrimden kesintisiz olarasosyalist derimin geliþme süreci içinde, tek baþýna proletarya ve onun Marksist-Leninist partisi Türkiye Devrimci Komünist Partisi tarafýndan, tüm emekçi halkýn yönetilmesine dayanosyalist bir_ diktatörlüðe dönüþür.

14 Devrimci proletaryanýn, proletarya ve halkýn mücadelesini yürütmeye yetenekli en ilerunsurlarýný baðrýnda toplayan ve saflarýnda burjuva-revizyonist unsurlarýn ve hiziplerin vlýðýna izin vermeyen, proletaryanýn en saf örgütü olan Türkiye Devrimci Komünist Partisi,acý olan komünist toplumun kurulmasýna kadar yürüteceði mücadelede, proletaryayý durmaksýzideolojisiyle donatarak eðitecek, birleþtirecek ve yönetecektir. Sýnýfsýz topluma geçiþlekte; proletarya diktatörlüðü gibi parti de gereksiz hale gelerek yok olacaktýr.

15 Devrimin baþarýsý, doðru Marksist-Leninist bir önderlik altýnda, onun yok etmeyi hededýðý güçlere karþý, tutarlý ya da tutarsýz bir mücadele potansiyeli taþýyan bütün sýnýf vecek ve mücadeleye seferber edebilecek bir cephenin oluþturulmasýna baðlýdýr. Ulusal Demokr

Page 10: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 10/157

ik Halk Devriminde proletaryanýn cephe siyaseti iþçi-köylü temel ittifakýný gerçekleþtirmemel üzerinde þehir küçük-burjuvazisini devrimci saflara kazanmak, ulusal burjuvaziyi tarafsýzlaþtýrmak ve onunla, devrimci mücadeleye katýldýðý sürece ittifak kurmak esasýna dayanýrimci Komünist Partisi cephe siyasetini hayata geçirirken, ne temel hedeflerini, nede mücadelesiz birlik olmayacaðý gerçeðini bir an bile olsa gözden kaçýrmayacaktýr.

16 Türkiye Devrimci Komünist Partisi, militarist-bürokratik devlet cihazýný zor ve þidde

ayanan devrimle yok edecektir. Halkýn gericiliðe karþý yürüteceði genel silahlý ayaklanmande doðacak ve Türkiye Devrimci Komünist Partisi tarafýndan yürütülecek olan iþçi sýnýfý vhalk ordusu; karþý-devrimci silahlý kuvvetlerin daðýtýlmasýnýn, devrimci demokratik halk ikurulmasýnýn, onun ülke çapýna yayýlarak pekiþtirilmesinin ve devrimin kazançlarýnýn savucý olacaktýr. Halk ordusu, üretimden kopuk ve zorba bir ordu deðil, ama üretime katýlan veendi içinde demokratik bir ordudur ve o, ayný zamanda halkýn genel askeri eðitimini saðlamanýn bir aracýdýr.

17 Ýþçi sýnýfýnýn burjuvaziye karþý yürüttüðü mücadelenin temel araçlarýndan biri de onuizm idealleriyle sýnýf mücadelesi içinde eðitildiði kitlesel örgütleri olan sendikalardýr.ki, bugün kapitalist-revizyonist dünyada iþçi sendikalarýnýn yönetimi, geniþ ölçüde, faþise revizyonist burjuva akýmlarýn temsilcisi sendika aðalan tarafýndan gasp edilmiþtir ve se

ndikalar, iþçi sýnýfýnýn burjuvaziye karþý mücadelesinin aleti olmaktan çýkarak, onu, mevcanýn araçlarý haline getirilmiþtir.

Bu durum, dünyanýn hemen her yerinde olduðu gibi ülkemizde de, iþçi sýnýfýnýn öncü müfrezevrimci Komünist Partisi'nin yönetiminde, geniþ Ýþçi kitlelerini baðrýnda toplayan sýnýf selenmesini zorunlu kýlmaktadýr. Türkiye Devrimci Komünist Partisi tarým proletaryasý dahiliþçi sýnýfýný, devrim ve "Sosyalizm yolunda seferber edebilecek sýnýf sendikalarýnýn örgüt

Proletarya diktatörlüðünün kurulduðu koþullarda sendikalar, diðer görevlerinin yaný sýra,kitlelerin sosyalizmin inþasýna ve üretimin sosyalist yönetimine katýlmasýnýn kaldýraçlare gelirler. Proletarya diktatörlüðü sisteminin bir parçasý olarak partinin önderliðinde sear, ayný zamanda, proletaryanýn kendi diktatörlüðü üzerinde kuracaðý denetimin ve bu diktarýnda ortaya çýkabilecek yozlaþmalara karþý mücadelenin de araçlarýdýr.

18 Geniþ emekçi köylü kitlelerinin tam bir örgütsüzlük, parçalanma ve daðýlma halinde buTürkiye Devrimci Komünist Partisi, proletaryanýn önderliðinde köylülüðü örgütlemek ve onulist ve anti-feodal potansiyelinden sonuna kadar yararlanmak amacýyla, yoksul köylülerin aðýrlýkta olduðu, tüm köylülüðü baðrýnda toplayan Köylü Birliklerinin kurulmasýna Özel

Bugünkü burjuva-feodal düzende çeþitli tarým kooperatifleri, esas olarak zengin köylülerinrý-kapitalist toprak aðalarýnýn geniþ emekçi köylü kitlelerini ezdiði ve sömürdüðü, emperytekellere baðýmlý kapitalist iþletmelerdir. Ancak, eðer proletarya ve onun Marksist-Leninist partisinin rehberliðini kabul eden emekçi köylülerin yönetime aktif bir biçimde katýlmböylece emekçi köylüler yararýna demokratik bir biçimde yönetilmeleri saðlanabilirse, koofler, kolektif kapitalist iþletmeler olmaktan çýkmadýklarý halde, mevcut koþullarda, bu ölnti-emperyalist, anti-feodal mücadelesinin araçlarý durumuna getirilebilirler.

Proletarya diktatörlüðü koþullarý altýnda, sosyalist sanayi sistemine baðlanan ve toplumsaet altýnda bulunan toprak üzerinde, yine toplumsal mülkiyet altýnda bulunan temel üretim araçlarýyla üretim yapan kooperatifler ise, tamamen nitelik deðiþtirerek, küçük köylü ekonoektif büyük iþletmelere dönüþtürmenin ve onu sosyalist ekonomiyle adým adým bütünleþtirmengelirler. Ancak TDKP, tarým kooperatifleri sosyalist sanayi sistemiyle tam olarakbütünleþinceye (kooperatif, modern tekniðe dayalý büyük tarým-sanayi komplekslerine ve koifçi köylü, bu komplekslerde çalýþan iþçiye dönüþünceye) kadar, sosyalist ekonominin bu Öz) parçasýnýn özelliklerini dikkate alýr ve onu geliþtirecek bir yol izler.

19 Gençliði kazanmanýn geleceði kazanmak demek olduðunun bilincinde olan TDKP, burjuva-fdal düzen ve ideolojilerin baþta iþçi gençlik olmak üzere, halk gençliði üzerindeki yozlaþ

eyici etkisine karþý her yolla savaþacaktýr. TDKP gençliðin maddi-manevi özlemlerini ve iharýný göz önünde bulundurarak ve bu ihtiyaçlardan hareket ederek devrimci inisiyatifini süi geliþtirecek biçimde Marksist-Leninist önderlik altýnda örgütleyecek; gençliðin sonsuz d

Page 11: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 11/157

i enerjisini, iþçi ve diðer emekçi kitlelerin enerjisi ile birleþtirecek ve gerçek kurtululunu göstererek devrim yolunda seferber edecektir.

20 Bugünkü burjuva-feodal! düzen genel olarak kadýný köleleþtirmekte, aþaðýlamakta, yetentmekle ve ikinci sýnýf bir insan durumuna getirmekte, ayrýca iþçi ve emekçi kadýn üzerindeyoðun bir sömürü gerçekleþtirmektedir. Oysa devrimci mücadele ve hayat, Onun, ana ve kadýnk, mevcut düzenin kendisine ve çocuklarýna hazýrladýðý kötü gelecekten, haksýzlýktan, sömü

nefret ettiðini, onun yüksek bir devrimci ruha ve kararlýlýða sahip olduðunu ve koþullar ou olduðunda toplumsal hayatýn her alanýndý büyük baþarýlar kazandýðýný her gün göstermeye

Kadýnýn tam kurtuluþu davasý, proletaryanýn kurtulurumdan, sömürünün ve baskýnýn olmadýðýtýlmasý büyük davasýndan ayrýlmaz. Özü itibarýyla bir burjuva devrimi olan Ulusal DemokratDevriminin esas olarak kadýnýn siyasi kurtuluþunu ve hak eþit eþitsizliklerinin yok edilmesini gerçekleþtireceði; onun sosyal kurtuluþunun ve bu alandaki fiili eþitsizliklerin yokedilme-sinin ise sosyalist devrimin geliþme süreci içinde, proletaryanýn Özel çabasýyla gebileceði noktasýndan hareket eden TDKP, devrimin bugün içinde bulunduðu aþamada, partininrliðinde emekçi kadýnlarýn anti-emperyalist, anti-faþist, anti-feodal, kitlesel örgütlerinyaratacak ve onun davasý ve mücadelesini, proletarya ve diðer emekçi kitlelerin davasý vemücadelesiyle birleþtirecektir. TDKP, kadýnýn kurtuluþu konusundaki burjuva revizyonist t

eorilere karþý sürekli bir mücadele verecektir.21 Bugün kültür; eðitim, bilim, sanat ve edebiyat alanlarý, her türden burjuva-revizyonie feodal-dinci ideolojilerin yozlaþtýrýcý etkisi altýnda, halk kitlelerini uyuþturmanýn vear komprador-feodal düzenin uysal köleleri haline getirmenin araçlarý durumundadýr. Bütünlanlarda çalýþan emekçiler, mevcut düzenin bütün diðer kötülüklerinin yaný sýra onun bu öza hoþnutsuzdurlar. Onlar, eðitim, bilim, sanat ve edebiyatýn proletaryanýn ve emekçi halkýyararýna olmasýný, bunlarýn maddi ve manevi bakýmdan insanýn ve toplumun çürümesinin deðilin aracý olmasýný istiyorlar.Tüm kültür alanýný sýnýf mücadelesinin ideolojik planda yürütüldüðü, Marksizm-Leninizm ilerevizyonist ve feodal-dinci bütün gerici ideolojilerin kýyasýya mücadele ettiði bir alan orak gören Türkiye Devrimci Komünist partisi Marksizm-Leninizmin bu alanda da egemen olmasý ve kültürün sonsuza kadar geliþip, açýlmasý için proletarya devriminin zorunluluðunun

olarak eðitim- bilim, sanat ve edebiyat emekçilerini Marksist-Leninist önderlik altýndaörgütleyecek ve yönetecektir.

-----------------

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ TÜZÜÐÜ

I. KONGRE BELGELERÝ (02)TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ TÜZÜÐÜ I PARTÝ

Türkiye Devrimci Komünist Partisi çeþitli milliyetlerden Türkiye iþçi sýnýfýnýn örgütlü önnmesinin en üst biçimidir. TDKP, iþçi sýnýfý ve emekçi halkýn devrimci mücadelesi içinde ssini uygulama yeteneðine sahip, devrim ve komünizm için hiç bir fedakârlýktan kaçýnmayan ön oluþur.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, komünistlerin gönüllü, militan, ideolojik, siyasi ve örbirliðidir. Parti gücünü bu gönüllü irade ve eylem birliðinden alýr ve bu birlik bölücü,lere, Marksizm-Leninizmden ve onun Türkiye somut koþullarýna uygulanmasý parti Programýndhiç bir sapmaya izin vermez.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin ideolojisi Marksizm-Leninizmdir. Sýnýfsýz topluma kar sürecek mücadelede Parti her alanda ve her türlü faaliyetinde Marksizm-Leninizmi kendi

ne rehber alýr; Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in ölümsüz öðretilerine sadýk kalýr.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Türkiye iþçi sýnýfý ve emekçi halkýnýn devrimci ve müca

Page 12: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 12/157

lerinin; proletaryanýn gerçek komünist partisini inþada ilk ciddi adýmý atan Mustafa Suphie yoldaþlarýnýn, onlarýn TKPsinin, emperyalizme ve faþist diktatörlüðe karþý verdikleri kahraman mücadele içinde daraðence hanelerde, silahlý çatýþmalarda katledilen devrimcilerin mücadelesinin doðrudan miras

Üçüncü Enternasyonallin bir kolu olarak kurulan ve henüz kuruluþ döneminde önderi M. Suphiyoldaþýnýn Kemalist burjuvazi tarafýndan katledilmesiyle örgütlenmesi daðýlan Türkiye Kom

isi'nden sonra Türkiye proletaryasý, Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kurulmasýyla ilk kez bir komünist partisine kavuþmuþtur. M. Suphi ve yoldaþlarýnýn hunharca katledilmelerden sonra Þ. Hüsnü'nün yönetimini gasp ettiði TKP, burjuva kuyrukçusu sýnýf iþbirlikçisi vetçi bir çizgi izleyen dar bir aydýn grubuna dönüþtü. Þ. Hüsnü'nün saðdý çizgisi kendindenizyonistlere kaynak oldu ve Türkiye sol hareketini yarým yüzyýl etkisi altýna aldý. Kitledelelerinin yükseldiði 1970'lerde, 50 yýldýr 'sol' hareketi etkisi altýna alan revizyonizme ve reformizme 'sol' bir tepki olarak küçük-burjuva ihtilalciliði güçlendi. Gerçek bir Mast-Leninist partinin olmadýðý bu donemde kurulan hareketimizin önceli THKO küçük-burjuva bhtilalci çizgiye sahipti. THKO uzlaþmaz bir mücadeleden sonra yenildi. Üyelerinin birçoðuarda öldürüldü, idam edildi, hapse atýldý. Devrim davasýna kararlýlýkla baðlý olan THKO milginin nedeninin izledikleri çizgide olduðu sonucuna ulaþtýlar ve zafere götürecek tek yollan Marksizm-Leninizme yöneldiler. 1975'de küçük-burjuva ihtilalciliðini Marksizm-Leniniz

temelinde reddeden THKO; 50 yýllýk revizyonizme karþý mücadele içinde proletaryanýn gerçekist-Leninist partisinin üzerinde yükseleceði ideolojik-siyasi-Örgütsel çizgiyi inþayý ve di potansiyel taþýyan gruplarla Marksizm-Leninizm temelinde birleþmeyi temel görev olarakbelirledi. THKO'nun Türkiye proletaryasýnýn Devrimci Komünist Partisi'ni kurmak için ilkeli bir birliðin saðlanmasý yolunda üç yýl boyunca yürüttüðü mücadeleye karþýn bu gruplarlaGrupçu, kariyerist, küçük burjuva önderlikler birliðin önünde engel oldular. Bu süre içinlar revizyonist ve oportünist çizgiyi sis-temleþtirdiler, kariyerist þeflerin kiþisel çýkave revizyonizm temelinde birçok kez bölündüler. Bu gruplarýn tabanýnda yer alan gerçek komer Marksist-Leninist harekete katýldý. Ekim 1978'de toplanan THKO Konferansý örgütün, ideojik, siyasi ve örgütsel çizgisini onaylayarak bu çizgi temelinde Türkiye Devrimci Komünistartisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi'ni hazýrlamakla görevli Türkiye Devrimci Komünist Partisi - Ýnþa Örgütü'nü kurdu. THKO, bu aþamaya 1975'de Kruþçevci modern revizyonistlerin, 1977zyonist-Troçkist hizipçilerin ye yine ayný yýl Üç Dünyacý revizyonistlerin örgütü Marksi

ndan ayýrmayý ve tasfiyeyi amaçlayan giriþimlerini boþa çýkararak ulaþtý. Ülkemizdeki bütüKongresi olarak toplanan Türkiye "Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi'nde kabul edilen Program, Tüzük ve diðer kararlar bütün bu mücadelelerin bir sonucudur. Mksizm-Leninizm in Türkiye koþullarýna uygulanmasý olan Partinin bu siyasi çizgisi 1975'denberi Yugoslav, Sovyet, Çin revizyonizmine, «Avrupa Komünizmi»ne, Troçkizme, karþý-devrimcTeorisine, revizyonist Mao Zedung Düþüncesine, küçük burjuva maceracýlýðýna ve reformizmenda verilen mücadele içinde oluþmuþtur.

Türkiye Devrimci Komünist Partisinin amacý, demokratik devrimi tamamlamak, kesintisizolarak sosyalizme geçmek, proletarya diktatörlüðü altýnda sosyalizmin inþasýný tamamlayaraa «herkesten yeteneðine göre, herkese ihtiyacýna göre» yazýlý komünist topluma ulaþmaktýr.al Demokratik Halk Devriminde, sosyalist devrimde, sosyalizmin inþasýnda iþçi sýnýfýnýn heasýný ve öncülüðünü gerçekleþtirir. Komünist topluma ulaþýldýðýnda Partinin görevi ve varlci Komünist Partisi bütün bu mücadelelerde kendi gücüne dayanma ilkesini kendine rehber al

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin yakýn hedefi, komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýndiktatörlüðünün þiddete dayanan bir devrimle yýkýlmasý ve devrimci iþçi-köylü diktatörlüðlü diktatörlüðü altýnda; emperyalistlere ve komprador-tekelci burjuvaziye ait olan bütün bra, sanayi iþletmelerine ve onlarýn diðer mülklerine el konacak, emperyalist devletlereolan bütün borçlar iptal edilecek, bütün topraklar millileþtirecek, hazine Topraklarýna verak aðalarýnýn ellerindeki. topraklara tazminatsýz olarak Köylü Komiteleri aracýlýðýyla ele feodal, yan-feodal iliþkilerin hüküm sürdüðü topraklar köylüye daðýtýlacaktýr Bütün empekonomik, siyasi, askeri, kültürel, mali her türlü anlaþma iptal edilecektir. Uluslarýn kenkaderlerini tayin hakký gerçekleþtirilecek ve uluslarýn tam hak ve dil eþitliði saðlanacaDevrim kesintisiz olarak sosyalist devrime geçecektir.

Devrimin kitlelerin eseri olduðu bilinciyle hareket eden Türkiye Devrimci Komünist Partisi bu hedeflere ulaþabilmek için iþçi sýnýfý ve emekçi halký devrime hazýrlar, iþçi sýný

Page 13: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 13/157

eðiþik örgütlerde örgütler, onlarýn tüm güçlerini partinin çizgisi doðrultusunda tek hedefr.

Parti, karþý-devrimin silahlý kuvvetlerinin daðýtýlmasýnýn, devrimci halk iktidarýnýn zorrulmasýnýn ve devrimin kazançlarýnýn savunulmasýnýn aracý olan halk ordusunun halkýn silahemelinde kurulmasýna önderlik eder, onu yönetir.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, ayrý devlet kurma hakký da dahil olmak üzere Kürt ulusun kendi kaderini tayin hakkýnýn en kararlý savunucusudur. Parti, ulusal eþitsizlikleri ve ezen ulus Türk þovenizmine karþý mücadele Partinin bu siyaseti, devrimin çýkarýna olan Tve diðer milliyetlerden Türkiye halkýnýn gönüllü birliðini ve ortak düþmana karþý ortak müTürkiye Devrimci Komünist Partisi, her koþulda var-lýðýný sürdürebilecek, varlýðýný ve faasýyla sýnýrlamayan illegal bir örgüt olarak örgütlenmiþtir; O'nun örgütlenmesinde ve faalizlilik ilkesi-belirleyicidir.

Partinin örgütlenme ilkesi demokratik merkeziyetçiliktir. Partinin savaþma gücünün kaynaðýirade ve eylem birliði ve demirden disiplin bu Marksist-Leninist ilkenin uygulanmasýyla gerçekleþir. Demokratik merkeziyetçilik ilkesi, liberalizme, bürokratizme izin vermez, parti üyelerinin Ýnsiyatifini ve kolektif çalýþma ruhunu geliþtirir. Yukarýdan aþaðýya

rýya denetimi saðlar. Hata ve eksikliklerin bulunup yok edilmesini saðlayan eleþtiri ve özeleþtiri, Partiyi güçlendiren, savaþma gücünü artýran vazgeçilmez bir silahtýr. Parti eleþveya karalama düzeyine indirilmesine, eleþtirilerin bastýrýlmasýna izin vermez.

Parti, devrim ve sosyalizm davasýna kararlý ve bilinçli olarak baðlý öncü iþçileri saflarýak bileþimini sürekli mükemmelleþtirir, saflarýnýn bileþiminde de iþçi sýnýfýna dayanýr.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, baþta iki süper devlet olmak üzere emperyalizme, sosyalemperyalizme ve onlarýn her ülkedeki uþaklarýna karþý, dünya halklarýnýn bu ortak düþmanlanti-emperyalist cepheye bütün gücüyle katýlýr. Ulusal Kurtuluþ hareketlerini destekler.Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Uluslararasý Komünist Hareketin Türkiye'deki devrimci mrezesidir. Türkiye Devrimci Komünist Partisi kardeþ komünist partilerle iliþkilerde tam eþlik, iç iþlerine karýþmama ve karþýlýklý enternasyonalist iþbirliði ve destek ilkesine bað

Devrimci Komünist Partisi dünyanýn tek sosyalist ülkesi Arnavutluk'un, çeþitli ülkelerde dm ve sosyalizm için savaþan kardeþ Marksist-Leninist partilerin kararlý destekçisidir.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Marksist-Leninist partiler arasýnda yeni bir örgütlü biiðin gerçekleþmesi için çalýþýr. Bu örgütlü birlik Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in ölümsnternasyonalin þanlý mirasý üzerinde, devrimci proletaryanýn mücadele deneyleri üzerinde;et, Yugoslav ve Çin revizyonizmine, "Avrupa Komünizmine ve revizyonist "Mao Zedung Düþüncesine karþý mücadelenin baþarýlarý üzerinde yükselecektir.

PARTÝ ÜYELÝÐÝ(Parti Üyesinin Hak ve Görevleri)

1) Parti Program ve Tüzüðünü kabul eden ve bunlarý hayata geçirmek için aktif olarak mücad, parti örgütlerinden birinde yer alan faal olarak çalýþan, tüm parti kararlarýný uygulayaidatýný düzenli olarak Ödeyen herkes TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ (TDKP) ÜYESÝ olabil

2) Parti üyesinin görevleri þunlardýr:

a Partinin Programýna, Tüzüðünü, kabul etmek ve bunlarý eksiksiz uygulamak, partinin yayizlikle incelemek, parti kararlarýný pratiðe geçirmekte aktif ve yaratýcý olmak,

b Marksist-Leninist teoriyi sýnýf mücadelesine sýký sýkýya baðlý bir biçimde özümlemek ieoriyle pratiði birleþtirmek,

c Partinin birliðini tüm hizipçi ve bölücü tavýrlara karþý savunmak. Burjuva-revizyonistin her türlü etkisine karþý, liberalizm ve bürokratizme karþý amansýz mücadele sürdürmek,ksizm-Leninizmi, proletarya enternasyonalizmini savunmak,

Page 14: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 14/157

d Kitlelerle baðlarýný sürekli geliþtirmek, onlarý partinin siyasetinin doðruluðuna inantlelerin fikirlerini daima dikkate almak, kitleden gelen doðru eleþtiri önerileri uygulamak,

e Partinin ve halkýn çýkarlarýný kiþisel çýkarlarýn üstünde tutmak, en büyük fedakârlýkli tarzda düþünmek, çalýþmak ve yaþamak,

f Düþmana karþý uyanýk olmak, illegalite kurallarýna uymak, parti sýrtarýný her koþuldaiste, mahkemede ve düþmanýn benzer kurumlarýnda komünist kiþiliðini ve kararlýlýðýný korumpartiye sadýk kalmak, düþmanýn zulmünü yiðitçe göðüslemek, hiç bir þekilde partinin örgütlparti üyeliði hakkýnda parti izni olmaksýzýn açýklama yapmamak,

g Eleþtiri özeleþtiriyi hiç bir kýsýtlama yapmaksýzýn geliþtirmek, eleþtiriyi övgü düzmeine indirenlere karþý uzlaþmaz olmak, hata ve eksikliklerine karþý sert ve acýmasýz olmak,disinin vö baþkalarýnýn hata ve eksikliklerini partiden gizlememek, onlarý açýða çýkarmak,ksikliklerin giderilmesi için mücadele etmek,

h Yoldaþlarýyla komünist kardeþlik baðlarýný geliþtirmek, onlara karþý duyarlý ve özenli

ndeyseler, sýnýf düþmanlarýnýn zulmüne uðramýþlarsa onlara ihtiyaçlarý olan her türlü siyadestek ve yardýmý vermek,

ý Parti mallarýnýn korunmasýna büyük özen göstermek. Parti gelirlerini artýrmaya çalýþmarinin harcanmasýnda titiz ve tutumlu olmak,

j Partinin geliþmesinin gerisinde kaldýðý için parti üyesinin görevlerini yerine getiremir parti üyesi kendi isteði ile parti sempatizaný olabilir.

3) Parti Üyesinin haklan þunlardýr:

a Yer aldýðý parti örgütünde ve parti yayýnlarýnda parti siyasetinin tüm sorunlarý üzerice katýlmak,

b Yer aldýðý parti örgütünün hangi düzeyde olduðundan baðýmsýz olarak tüm parti üye ve g

c Parti yönetici organlarýný seçmek ve bu organlara seçilmek,

d Yer aldýðý parti örgütünde kendi tavýr ve eylemi Ýle ilgili tartýþma veya karar alýnman orada bulunmak,

e Tüm kiþisel ve parti ile ilgili sorunlarda TDKP Merkez Komitesine kadar, tüm yöneticiorganlara baþvurmak; soru, istek, duyuru ve önerilerini iletmek.

4) Partiye alýnma:

a Partiye alýnma tamamen kiþiseldir ve üyeler partiye tek tek alýnýr.

b Partiye alýnmada milliyet, sýnýf kökeni, ýrk ve cinsiyet ayrýmý yapýlmaz,

c Partiye alýnmak için 18 yaþýný tamamlamýþ olmak gerekir.

d Türkiye'de oturan herkes ve iþ veya öðrenim için geçici olarak yurtdýþýnda bulunan Türrtiye üye olabilir,

e Partiye katýlmak isteyen herkes; isteðinin nedenlerini, içinde bulunduðu hayat koþullageçmiþini ve þimdiki durumunu hiç bir þey gizlemeden anlattýðý öz geçmiþini partiye sunar.esi için Ýsteklinin ideolojik ve ahlaki niteliðinden parti önünde sorumlu olan iki üye tar

dan önerilmesi gerekir,

f Partiye katýlma isteði Ýl Komitelerince karara baðlanýr. Ýsteði Ýl Komitelerince kabul

Page 15: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 15/157

er parti aday üyesi olurlar. Ýl Komitesi karar vermeden önce ilgili hücrenin görüþünü alýr

III PARTÝ ADAY ÜYELÝÐÝ

5) Partiye üye olmak isteyen herkes belirlenen aday 'üyelik süresini tamamlamak zorundadýr. Aday üyelik süresinde aday, Parti Program, Tüzük ve taktiðini daha iyi kavrar, partiaaliyetine katýlýr. Parti, bu süre içinde parti çizgisini uygulama ve örgüt içi yaþantýda

ve üyelik niteliklerine sahip olup olmadýðýný daha yakýndan öðrenir. Aday üyelik süresi ençok iki yýldýr. Bu süre yurtdýþý örgütünde en az bir, en çok üç yýldýr. Aday üyenin partiek parti örgütünün görevidir.

6) Aday üyeler seçme, seçilme ve oy kullanma hakký dýþýnda parti üyeleriyle ayný hak ve göhiptir.

7) Ýl Komiteleri üyelik niteliklerine sahip olduðuna karar verdiði aday üyeleri. Merkez Komitesine üyelik için önerir. Üyeliðe alýnma Merkez Komitesi kararýyla gerçekleþir. Parti üama tarihi Merkez Komitesinin üyeliðe kabul kararýný aldýðý tarihtir. Aday üyelik süresi selik için önerilmeyen veya Merkez Komitesi tarafýndan üyeliðe kabul edilmeyen aday üyenin,day üyeliði düþer.

IV PARTÝ DÝSÝPLÝNÝ

8) Parti disiplini; bütün üyeler için zorunlu ve eþittir. Parti birliðine ve saflýðýna karParti Program ve Tüzüðüne aykýrý hareket eden, parti kararlarýný yerine getirmeyen, partiokrasiyi çiðneyen, görevlerini ihmal eden, yetkilerini kötüye kullanan, davranýþlarýyla paitibarýný sarsan, partiyi aldatan bir üyeye temel parti örgütü ve yönetici organlar tarafolaya uygun olarak, uyarý, ihtar, belirli bir süre yönetici olamama, aday üyeliðe düþürmertiden ihraç cezalarý verilebilir.

9) Partiden ihraç en büyük parti cezasýdýr. Bir parti üyesinin ihracý ve aday üyeliðe düþüKomitesi tarafýndan karara baðlanýr. Ýhracý istenen üye hakkýnda yürütülen soruþturma süreomitesi ve Ýl Komitesi kararýyla üyenin üyelik haklarý dondurulabilir.

10) Belirli bir süre yönetici olamama cezasý Ýl Komitelerince karara baðlanýr. Ýl Komitesiri için bu karar, Merkez Komitesi tarafýndan alýnýr.

11) Bir parti üyesine uyarý ve ihtar cezalan bulunduklarý parti örgütü ve daha üst organlarafýndan verilebilir. Cezaya karar veren organ, kararýný bir üst organa iletir.

12) Parti soruþturmasý uygulanacak üye, suçlamalarý cevaplamak ve kendini savunmak hakkýnaahiptir. Soruþturma sonucunda alýnacak karar üyeye nedenleri ile birlikte bildirilir.Güvenlik açýsýndan sakýncalý durumlarda ihraç kararýnýn gerekçesi ilgili kiþiye açýklanama

13) Hakkýnda aday üyeliðe düþürülme kararý alýnan üye, parti aday üyelerinin hak ve görevl. Bunlarýn yeniden üyeliðe kabulü ve tamamlamalarý gereken asgari ve azami aday üyelik süri aday üyeler için belirlenen genel esaslara göredir.

14) Bütün parti organlarý üye ve aday üyeler, herhangi bir kademedeki parti üyesi için sora açýlmasýný veya ceza verilmesini gerekli görürlerse, düþüncelerini yetkili Oðanlara bildve görevlerine sahiptirler.

15) Bir parti üyesi herhangi bir parti cezasýna karþý karar veren organýn bir üstündeki oran baþlayarak Merkez Komitesi'ne kadar baþvurabilir. Partiden ihraç ve aday üyeliðe düþürülarýna karþý itiraz, Parti Merkez Denetim Komisyonu tarafýndan incelenir ve konuyla ilgili itiraz Merkez Denetim Komisyonu raporuyla birlikte Merkez Komitesinde yenidengörüþülerek, kesin karara baðlanýr. Bu konudaki baþvurular üç ay içinde karara baðlanmak z

16) Daha önce ihraç edilmiþ bir üye uzun süreli bir dönemden sonra, yeniden partiye alýnmabaþvurabilir. Bu istek Ýl Komitesince olumlu bulunursa durum Merkez Denetim Komisyonunca incelenir ve Merkez Komitesi kararýyla istekli partiye aday üye olarak kabul ed

Page 16: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 16/157

ilir.

17) Bir üyenin haksýz olarak ihraç edildiði ortaya çýkarsa, Merkez Denetim Komisyonu kararMerkez Komitesi onayý ile tüm hak ve itibarý geri verilir. Bu durumda parti üyesinin geçmiþ üyeliði geçerli olur. Bir Türkiye Devrimci Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesinin paen ihracýna veya aday üyeliðe düþürülmesine Merkez Komitesi üçte iki çoðunlukla karar veri

18) Parti birliðinin çiðnenmesi, üst organlarýn kararlarýnýn uygulanmamasý, parti çizgisinygulamalarýn yapýlmasý durumunda Merkez Komitesi söz konusu parti örgütünü laðvederek komügenel kayýt yenilemesi kararý alabilir.

19) Üyelerle ilgili disiplin kurallarý aday üyeler içinde geçerlidir. Ancak aday üyeler içhraç kararýn Ýl Komiteleri alýr.

V PARTÝNÝN YAPISI VE PARTÝ ÝÇÝ DEMOKRASÝ

21) Partinin örgütlenme ilkesi demokratik merkeziyetçiliktir. Bunun anlamý þudur:

aPartinin tüm yönetici organlarý aþaðýdan yukarýya seçimle oluþur.

b Yönetici organlar kendilerini seçen örgütlere faaliyetleri hakkýnda belirli zamanlardaapor vermekle yükümlüdürler,

c Partinin tüm yönetici organlarý alt organlarýn ve tek tek üyelerin düþüncelerini dinleeylerini incelemek ve sorunlarýný çözmek zorundadýrlar,

d Alt organlar üst organlara faaliyetleri hakkýnda rapor vermekle yükümlüdürler,e Kararlar ilgili "örgütlerde düþüncelerin özgürce tartýþýlmasýndan sonra alýnýr. Oy birkarar alýnýnca tüm parti üyeleri kararý tartýþmasýz uygulamakla yükümlüdür,

f Parti üst organlarýnýn kararlarýna alt organlar uymak zorundadýr. Azýnlýk çoðunluða, a

t organlara, partinin tümü Parti Kongresine, iki kongre arasýnda ise Parti Merkez Komitesi'ne tabidir.

g Ýllegal olarak örgütlenen Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin çalýþmasýnda gizlilikirleyicidir ve illegalite koþullarý demokrasiden zorunlu bazý kýsýtlamalarý getirir. Bu koarda üst organlar tüm alt örgenlen yeniden düzenleyebilir, üst organlarýn alt organlara vecekleri raporlar illegalite koþullarýna göre düzenlenir ve güvenlik açýsýndan koþullan uygmanlarda Merkez Komitesi Parti Kongresini ve Ýl Konferanslarýný er-eleyebilir,

h Hiç bir parti organý ve üyesi, baðlý olduðu üst organ ve sorumluluðu altýndaki alt orgparti organ ve üyeleriyle yetkili organlarýn kararý olmadan hiç bir þekilde örgütsel iliþkmaz.

22) Tüm parti organlarý ve parti üyeleri bilinçli olarak parti disiplinine uyar ve partiiçi demokrasinin partiye karþý kullanýlmasýna engel olur. Partinin birliðini, disiplininie mücadele gücünü zayýflatan, kararlarýn uygulanmasýný engelleyen veya engellemeye yönelenndeki her gruplaþma, bir hizip hareketidir. Hiziplerin varlýðý demokratik merkeziyetçilikilkesi ile baðdaþmaz. Hizip kurmaya yönelik herhangi bir faaliyet veya bu yöndeki kuþku hemen üst organa bildirilmelidir. Üst organlar bu bilgiyi hemen Merkez Komitesine iletmekle yükümlüdür.

23) Parti siyasetinin tüm sorunlarýnýn deðiþik parti örgütlerinde veya tüm partide saðlýkltartýþýlmasý parti üyelerinin dokunulmaz bir hakkýdýr. Ancak partinin siyaseti üzerine genartýþma, azýnlýðýn kendi görüþlerini parti çoðunluðuna zorla kabul ettirme giriþimlerine vatma isteklerine engel olmak ve partinin gücünü ve istikrarýný sarsmamak için örgütlü olma

adýr.

Parti içinde geniþ bir tartýþma þu koþullarda Merkez Komitesi kararýyla baþlatýlabilir:

Page 17: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 17/157

a Ýl Komitelerinin beþte biri bu konuda isteklerini belirttikleri zaman,

b Merkez Komitesi'nde partinin siyasetinin önemli. sorunlarýnda istikrarlý bir çoðunlukksa

c Merkez Komitesinde belli bir görüþ etrafýnda istikrarlý bir çoðunluk saðlandýðý halde,

si bu görüþün doðruluðunu parti içi bir tartýþmayla saptamak istediði zaman,

24) Parti çalýþmasýnda kolektif çalýþma esastýr. Bütün organlar kolektiftik ruhunu geliþtif yönetimle kiþisel sorumluluðu ve inisiyatifi birleþtiren bir çalýþma yürütür. Tüm önemliktif olarak çözülür. Her partili belirlenen sýnýrlar içinde ve kolektiftik kurallarýna uygrak üzerlerine düþen sorumluluðu yerine getirmek zorundadýrlar.

25) Türkiye Devrimci Komünist Partisi üretim ve bölge esasýna göre örgütlenir. Bu þu anlam

a Partinin temel örgütleri fabrika, iþletme ve semt, diðer kurum ve üretim alanlarýnda yan hücrelerdir. Buralarda en az üç, en çok yedi üye ve aday üye yetkili organlarýn kararýyparti hücresini oluþtururlar.

b Belirli bir bölgedeki tüm parti örgütleri tek parti örgütünde toplanýrlar ve tek bir ygana, Ýl Komitesine baðlanýrlar. Ýl Komitesinin sorumlu olduðu bölgenin sýnýrlarý Merkez Ktarafýndan belirlenir. Ýl Komitesi bu bölgede faaliyet gösteren tüm parti örgütlerinin venlarýnýn üstündedir.

26) Her düzeyde parti yönetici organlarýnýn seçimi gizli oy açýk sayým esasýna göre yapýlýrti üyeleri tek tek aday gösterilir, liste çýkartýlamaz. Seçim sonucunda, secime katýlan delerin en az salt çoðunluðunun oylarýný alan ve seçime katýlan adaylar içinden en çok oyuy seçilmiþ olur. Seçime katýlan tüm üyelerin aday olma, aday önerme, aday olanlarýn çekilmteme, adaylarý eleþtirme dokunulmaz haklarýdýr.

VI PARTÝ ORGANLARI

27) Türkiye Devrimci Komünist Partisinin en yüksek organý Parti Kongresidir. Olaðan Kongrer her dört yýlda bir toplanýr. Olaðanüstü Kongre Merkez Komitesi kararýyla veya bir öncekrede temsil edilen toplam üye sayýsýnýn en az üçte birinin isteðiyle toplantýya çaðrýlýr.l edilme kurallarý ve delege seçim yöntemi Merkez Komitesi tarafýndan belirlenir.

28) Parti Kongresi:

a Merkez Komitesi ve Merkez Denetim Komisyonu raporunu inceler, karara baðlar,

b Parti Program ve Tüzüðünü, gözden geçirir, gerekli gördüðü deðiþiklikleri yapar,

c Parti siyasetinin önemli sorunlarý üzerine genel -taktik çizgiyi belirler,

d Merkez Komitesi ve Merkez Denetim Komisyonunu seçer.

29) Merkez Komitesinin üye ve yedek üyelerinin sayýsý parti Kongresince belirlenir. Merkez Komitesi bu sayýyý üçte bir oranýnda artýrabilir. Merkez Komitesi üyelerinin bir veya baçýnýn Merkez Komitesi üyeliklerinin her hangi bir nedenle bitmesi veya Merkez Komitesinin geniþletilmesi durumunda Kongrece seçilmiþ yedek üyeler, yedeklik sýralarýna göre, Merkomitesi üyesi olurlar, bunun Ýçin Kongrece seçilmiþ yedek üyelerin sayýsý yeterli olmazsaKomitesi yeni üye ve yedek üyeler atar. Merkez Komitesinin geniþletilmesi, yeni üye veyedek üyelerin atanmasý kararý Merkez Komitesi üçte iki çoðunluðu ile alýnýr.

30) Merkez Komitesi genel toplantýsý en az altý ayda bir yapýlýr. Merkez Komitesi yedek üyeri bu toplantýlara oy haklan olmaksýzýn katýlýrlar.

Page 18: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 18/157

31) Ýki Kongre arasýnda Merkez Komitesi partinin tüm faaliyetlerini yönetir. Parti Merkez Organlarýnýn yazý kurullarýný saptar, partinin gücünün daðýlýmýný yapar ve partinin merk

32) Merkez Komitesi genel toplantýlarý arasýnda Merkez Komitesi sorumluluk ve görevlerini yerine getirmekle yükümlü Yürütme Komitesini ve partinin gündelik faaliyetinin yürütülmerlarýn uygulanmasýnýn Örgütlenmesi ve denetlenmesi, kadrolarýn görevlendirilmesiyle yüküml

yayý seçer, Yürütme Komitesi ve Sekretaryanýn sayýsý Merkez Komitesi tarafýndan belirlenir

33) Merkez Denetim Komisyonunun üye ve yedek üyelerinin sayýsý Kongrece belirlenir^ Herhangi bir nedenle bir üye organdan ayrýldýðý zaman onun yerini Kongrede seçilen bir yedek üoldurur. Merkez Denetim Komisyonu, üyeleri arasýndan Merkez Denetim Komisyonu Baþkanýný ser. Merkez Denetim Komisyonu en az dört ayda bir toplanýr.

34) Merkez Denetim Komisyonunun görevleri þunlardýr.

a Partide bürokratizmin ortaya çýkmasýna karþý mücadeleyi titizlikle izler, parti içindei bir bölücü akýmýn geliþmesine karþý uyanýk olur,

bParti çizgisi ve Tüzüðünü, parti disiplinini, komünist ahlaký ihlal eden üye ve aday üli sorunlarý inceler ve denetler,

Partiden ihraç ve diðer parti cezalarýna bakar üye ve aday üyelerin itirazlarýný görüþürerin üst organlarýn kararlarý ve uygulamalarý üzerine þikâyet, rapor ve mektuplarýný incel

d Merkez Komitesi ve baðlý organlarýn kasalarýný ödentilerin ödenmesi ve toplanmasýný de

e- Parti kongresi Merkez komitesi tarafýndan toplanýr. Merkez komitesinin düþman eline geçmesi veya zaaf göstermesi durumunda il örgütlerinin üçte iki çoðunluðunun kararý ile olaÖrgütün daðýldýðý veya MK veya il örgütlerinin (olaðan üstü siyasi durumlar dýþýnda) kongda parti üyeleri genel bir çoðunlukla kongre talep eder ve partiyi kongreye götürürler.

ÝL ÖRGÜTLERÝ

35) Ýl Parti Örgütünün üst organý Ýl Konferansý, iki 'konferans arasýnda Ýl Parti Komitesinlar faaliyetlerini Parti Kongresi ve Merkez Komitesi kararýna göre düzenler.

36) Olaðan Ýl Konferanslarý iki yýlda bir toplanýr. Olaðan üstü Ýl Konferansý Merkez Komitmitesi kararýyla veya Ýl Örgütüne baðlý parti üyelerinin üçte binin Ýsteðiyle toplanýr. Koedilme kurallarý ve delege seçimi yöntemi Merkez Komitesi tarafýndan belirlenir.

37) Ýl Konferansý, Ýl Komitesi ve Ýl Denetim Komisyon raporlarýný inceler karara baðlar. ii parti çalýþmasýnýn sorunlarýný inceler, Ýl Komitesini, il Denetim Komisyonu ve Türkiye DKomünist Partisi Kongre Delegelerini seçer.

38) Ýl Komitesi ve Ýl Denetim Komisyonu asil ve yedek üyelerinin sayýsý il konferansýnca birlenir. Bu organlarýn üyelerindeki herhangi bir azalmada yerleri Konferansta seçilenyedek üyelerce doldurulur.

39) Ýl Komitesi; Ýl Komitesi toplantýlarý arasýnda Ýl komitesi sorumluluk ve görevlerini ye getirmek, gündelik faaliyetleri yürütmek, kararlarýn uygulanmasýný Örgütlemek ve denetleviyle yükümlü Ýl Sekreterliðini seçer, Ýl Komitesi sekreterliði seçiminde Parti Merkez Komayý gereklidir.

40) Ýl Komitesi sorumlu olduðu alandaki tüm parti örgütlerinin faaliyetini yönetir. Partirarlarýnýn ve çizgisinin titizlikle uygulanmasýný saðlar. Partinin kaynak ve güçlerinin bödaðýtýmýný yapar, il kasasýný yönetir.

41) Ýl Komitesi faaliyetleri hakkýnda Merkez Komitesine düzenli rapor verir. Ayný þekildeÖrgütlerine faaliyetleri hakkýnda düzenli rapor vermekle yükümlüdür.

Page 19: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 19/157

42) Ýl Komitesi en az dört ayda bir toplanýr. Bu toplantýlara yedek üyeler oy haklan olmaksýzýn katýlýr.

43) Ýl Denetim Komisyonu; üyeleri arasýndan, Ýl Denetim Komisyonu Baþkaný seçer. Ýl Denetisyonu en az iki ayda bir toplanýr. Ýl Denetim Komisyonunun görevleri þunlardýr:

a Ýlde bürokrasinin ortaya çýkmasýna karþý mücadeleyi titizlikle izler, herhangi bir böl

ne karþý uyanýk olur,

b Hakkýnda disiplin cezalarý verilmiþ parti üye ve aday üyelerinin üst organlara baþvurmnetler,

c Ýlde parti kasasýný, aidatlarýn ödenmesini ve toplanmasýný denetler.

YURTDIÞI ÖRGÜTÜ:

44) Ýþ veya öðrenim için geçici olarak yurtdýþýnda bulunan Türkiyelilerin yoðun olduðu ülkmitesi kararýyla parti örgütleri kurulur. Merkez Komitesi tarafýndan belirlenen bir veyabirkaç ülkedeki tüm parti örgütleri tek bir yönetici organa; söz konusu ülkelerdeki faali

sorumlu Parti Komite sine baðlanýr.Yurtdýþýnda bulunan parti Örgütleri, Parti Komiteleri, Denetim Komisyonlarý; Ýl Örgütü, ilÝl Denetim Komisyonu için belirlenen kurallara göre oluþur ve faaliyet gösterir. Çalýþmarýnýn özelliðinden çýkan ek görevler ve yetkiler Merkez Komitesi tarafýndan belirlenir.

ARA ORGANLAR:

45) Merkez Komitesi kararýyla birden fazla ildeki tüm parti örgütlerinin faaliyetini yönetmek, parti çizgisi ve kararlarýnýn eksiksiz uygulanmasýný saðlamakla görevli Bölge Komitelrabilir.

Bölge Komite ve bölge denetim, Komisyonu, baðlý illerin Ýl Konferanslarýnda seçilen Bölge

ansý delegelerinin katýldýðý bölge Konferansýnda seçilir. Olaðan Bölge Konferanslarý iki ynýr

VIIPARTÝNÝN TEMEL ÖRGÜTLERÝ

46) Partinin temel örgütleri olan hücreler partinin temelini oluþturur. Hücreler üç ile yeve aday üyeden oluþur. Hücreler fabrika, iþletme ve semt, diðer kurum ve üretim olanlarýnluþturulur,

47) Hücreler kendi içinde sekreterini seçer, sekreterin seçiminde il Komitesi onayý gereklidir. Aday üyeler hücre sekreteri olamaz.

48) Çok sayýda partilinin bulunduðu fabrika, iþletme ve semt, diðer kurum ve üretim alanlaa Ýl Komitesi kararýyla birden fazla hücre kurulabilir. Birden fazla hücrenin bulunduðu yerlerde yönetici komite seçilir, Seçim yöntemi Ýl Komitesi tarafýndan belirlenir. Bu komitekonusu fabrika, iþyeri, semt veya diðer kurum ve üretim alanlarýndaki parti faaliyetiniyönetir.

49) Ýþçiler ve emekçileri partiye baðlayan, kitlelerin hayat ve mücadele deneylerini partitaþýyan, partiyi yeni üyelerle besleyen, onun hayat kaynaðý olan hücrelerin görevleri þun

a Parti çizgisini, karar ve direktiflerini uygulamak, emekçi kitleleri eðitmek ve devrim ve sosyalizm davasýna kazanmak için siyasi, ideolojik propaganda ve örgütlenme çalýþmask,

b Parti saflarýný güçlendirmek, yeni üyeler kazanmak ve onlarý eðitmek,

Page 20: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 20/157

c Parti üye ve aday üyelerinin sýnýf düþmanlarýna, revizyonizme ve oportünizme karþý mücek, Marksizm-Leninizmi kavramalarýný saðlamak, onlarý enternasyonalist, militan, cesur vedisiplinli, parti için her türlü fedakârlýða hazýr savaþçýlar haline getirmek,

d Parti üye ve aday üyelerinin devrimci uyanýklýðýný artýrmak, illegalite koþullarýnda mülerini artýrmak, komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn polis ve ordusuyla çarpýþmaya haak, askeri eðitimlerini gerçekleþtirmek,

e Kitlelerle sýký baðlar kurmak, onlarý parti siyasetinin doðruluðuna inandýrmak, parti tn belirlenen görevlerin gerçekleþtirilmesi için kitleleri seferber etmek. Emekçi kitlelerin düþünce ve isteklerini tespit etmek,

f Hücre deneylerinin sonuçlarýný, düzenli olarak aktararak parti çizgisinin derinleþtirie katýlmak,

g Hazýrlanmasýna katýlarak, titizlikle inceleyip eleþtiri ve önerilerini ileterek, kitler arasýnda daðýtarak, mali sorunlarýn çözümüne katýlarak parti basýnýna yardýmcý olmak.

h Eleþtiri ve özeleþtiriyi geliþtirmek, komünistleri-hatalara karþý uzlaþmaz bir ruhla y

, hatalarý açýða çýkarmak ve ortadan kaldýrmak. Örgüt Program ve Tüzüðünün çiðnenmesine ka VIII PARTÝ VE TÜRKÝYE GENÇ KOMÜNÝSTLER BÝRLÝÐÝ

50) Türkiye Devrimci Komünist Partisi, gençliði komünizm hedefi doðrultusunda eðitmek, örgve mücadeleye seferber etmek için Türkiye Genç Komünistler Birliði'nde örgütler. Parti çizderliðinde komünizm için verilen mücadeleye katýlan gençliðin kitle Örgütü olan Türkiye Geirliði; partiye yeni üyelerin hazýrlandýðý, eðitildiði bir parti okulu ve parti Önderliðinnde saðlamlaþmasýnýn aracý olan bir örgüttür.

51) Türkiye Genç Komünistler Birliði mücadelesini parti önderliði ve yönetiminde sürdürür.münistler Birliði Merkez Komitesi, Ýl Komitesi ve birim hücreleri, çalýþmalarýný Türkiye D

münist Partisi Merkez Komitesi, il Komitesi ve birim hücrelerinin doðrudan yönlendirmesialtýnda yürütür.

52) Partinin bir yan örgütü olan Türkiye Genç Komünistler Birliði siyasi bakýmdan partiyesel baðýmsýzlýða sahiptir. Bunun anlamý þudur:

Türkiye Genç Komünistler Birliði'nin ayrý programý, stratejik ve taktik çizgisi yoktur. TüGenç Komünistler Birliði, Parti Programý ve partinin stratejik ve taktik çizgisi doðrultusda ve partinin ülke çapýnda sürdürdüðü mücadeleye baðlý olarak mücadelesini sürdürür. Kendve parti kararlarýnýn parti organlarý önderliðinde, inisiyatifli bir þekilde hayata geçirsinin örgütlenmesinde baðýmsýzdýr

IX PARTÝNÝN MALÝ KAYNAKLARI

53) Partinin mali kaynaklarý üyelerinin ödentileri yapýlan baðýþlar, belirli zamanlarda açpanyalarýn gelirleri ve diðer gelirlerdir.Parti üye ve aday üyelerinin aylýk ödentileri Merkez Komitesi tarafýndan belirlenen kurallara göre tespit edilir.

I. KONGRE BELGELERÝ (03)KONGRE BELGELERÝ

PARTÝ YAYINEVÝ

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ

Page 21: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 21/157

BÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝ BELGELERÝ

Bu belgeler, Türkiye Devrimci Komünist Partisi Merkez Yayýn Organý YOLDAÞ dergisinin 17. sayýsýndan alýnmýþ ve yayýnevimiz tarafýndan aynen yayýnlanmýþtýr.Dizgi: Parti MatbaasýBaský: Parti MatbaasýTarihi: Nisan 1980

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ KURULDU

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin Birinci (Kuruluþ) Kongresi, faþist diktatörlüðün aðýte koþullarý altýnda toplanmýþ ve Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kuruluþu ilan edil

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi, ülkemizde ve dünyada devrimci mücadelenin yoðunlaþýp yaygýnlaþtýðý, baþta iþçi sýnýfý olmak üzere tüm ezilenlerin devroþullarda toplandý. Devrim ile karþý-devrim arasýnda kanlý bir mücadelenin sürüp gittiði üve emekçi kitleler, bugün en fazla ihtiyaç duyduklarý þeye-, onlara mücadelelerinde önderldecek devrimci Komünist Partisine kavuþmuþ bulunuyorlar.

Bu kaðýt üzerinde ortaya atýlmýþ bir iddia deðildir. Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Tüevrimci mücadelenin her zaman en sýcak merkezinde yer almýþ, dokuz yýllýk bir örgütlenmeniulaþtýðý aþamayý simgelemektedir. Baþlangýçta devrimci-demokrat bir örgüt olarak kurulmuþHalk Kurtuluþ Ordusu; daha sonra onun 1975 yýlýndaki köklü özeleþtiri ile Marksizm-Leninielmesi; 1978 Ekim Konferansý'nda THKO'nun TDKP-ÎÖ adýný almasý ve nihayet bugün Türkiye'demilliyetlerden proletaryanýn ve tüm komünistlerin tek gerçek partisi olarak Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kuruluþu... Bu süreç, sayýsýz devrimci ve komünistin daraðaçlarýnhanelerde, pusularda, sokak gösterilerinde ve çeþitli direniþlerde kanýný akýttýðý, proletekçilerin yüz binlercesinin çeþitli mücadele biçimleriyle emperyalizme, egemen sýnýflara vrýn faþist diktatörlüðüne karþý seferber edildiði, zorlu bir mücadele sürecidir. Bugün Türmünist Partisi'nin Program ve Tüzüðünde en özlü ifadesini bulan ideolojik siyasi çizgisi vme tarzý, 1975'den bu yana böylesi bir mücadelenin ateþi içinde sýnandý. Bu hat, her türdezyonizme, reformizme, orta-yolculuða karþý proletaryanýn sýnýfsal çýkarlarý doðrultusunda

r ideolojik-siyasi mücadele içinde geliþti, pekiþti. O, bugün yalnýz proletaryaya deðil, tka ulusal ve sosyal kurtuluþun gerçek yolunu gösteriyor, onlarý kendine çekiyor ve mücadele seferber ediyor. Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi, Marksist-Leninist örgütlenme ilkelerine uygun olarak ve demokratik merkeziyetçilik temelinde örgütün bölgesel konferans ve toplantýlarýnda seçtiði delegelerle toplandý. Kongre öncesti örgütü, baþta Program ve Tüzük olmak üzere Kongre belgelerini inceledi, tartýþtý. Prograrar Tasarýlarý bu tartýþmalarla geliþtirildi ve son halini aldý.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kongresi, ayný zamanda Partimizin ideolojik-siyasi ve örgütsel birliðinin parlak bÝT göstergesi oldu. Kongre tam bir yoldaþlýk havasý içinde çrlar oy birliði ile alýndý.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, uluslararasý komünist hareketin bir parçasý olarak kuruu ve o, bugünden baþta Arnavutluk Emek Partisi olmak üzere pek çok Marksist-Leninist partiyle sýký ve geliþen baðlara sahiptir.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kurulmasýyla Türkiye'de devrim cephesi þimdi daha güaha saðlamdýr. Türkiye proletaryasý ve halký Türkiye Devrimci Komünist Partisi önderliðindciliði bozguna uðratacak, baðýmsýzlýk ve demokrasi yolundan geçerek sosyalizmi ve komünizmcaktýr. Bunu hiçbir güç engelleyemeyecektir.

YOLDAÞ Dergisi, elinizdeki bu sayýsýnda, Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (KuruluKongresi'nin belgelerini yayýnlamaktadýr. (Belgelerin bazý kýsýmlarý ve bazý Kongre Kararillegalitesini deþifre etmemek için Merkez Komitesi tarafýndan yayýndan çýkarýlmýþtýr.)

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ Kongresi belgeleri emekçi yýðýnlar arasn geniþ bir þekilde yaygýnlaþtýrýlacak, onlarý Türkiye Devrimci Komünist Partisi bayraðý anýn bir aracý haline gelecektir. Biz biliyoruz ki, Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi

Page 22: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 22/157

ve onun bir ifadesi olan Partimizin ideolojik-siyasi çizgisi, ancak iþçi sýnýfý ve ezilenekçi sýnýflar tarafýndan kavrandýðýnda maddi bir güce ve güçlü bir silaha dönüþür ve dönüþ

KOMÜNÝZM DAVASI ÖLÜMSÜZDÜR!GELECEK PROLETARYA VE HALKLARINDIR!YAÞASIN MARKSÝZM-LENÝNÝZM!YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ!

YOLDAÞ

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ BÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝ MERKEZ KOMÝTESÝ RAPORU

I. BOLÜMÜLKEMÝZDE 'SOL HAREKETÝN TARÝHÝ VE PARTÝMÝZÝN ÞEKÝLLENÝP GELÝÞMESÝ

Bugün burada tarihi bir günü yaþýyoruz. Ülkemizin komünistleri alarak bizler, bugün Partimýnýn ve Parti Tüzüðünün kabulü, siyasý ve Örgütsel çizgisinin onaylanmasý ve Türkiye Devri'nin kurulusunun Ýlan edilmesi için toplanmýþ bulunuyoruz.

Bu, ayný zamanda, bir gerçeðin an yalýn, en dolaysýz bir Ýfadesidir Marksizm-Leninizm, bütar karþýsýnda mutlaka galebe çalacak ve her türden engele karþýn revizyonizmin, oportünizmarþý-devrimci çabalarýna karþýn, er veya geç mutlaka zafere eriþecektir. Bu. tarihin akýþýiyalektiðinin insan Ýradesinden bir yasasýdýr.

Ýþte, Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve diðer Kemalist diktatörlük tarafýndan alçakça katledilen; Türkiye'de proletaryanýn Komünist partilerinin inþasý yolunda ilk ciddi adým olan TKPKemalist burjuvazinin anti-komünist kampanyasýnýn darbeleri altýnda daha baþlangýç aþamasteye uðramasýndan. Önderlerinin ölümünden sonra Þefik Hüsnü'nün sað oportünist, revizyonis'ye egemen olup, bu lanetli çizginin sol harekelinin üstüne bir kabus gibi çökmesin den tam 58 yýl sonra, Marksizm-Leninizm yeniden galebe çalmýþtýr. Partimizin, Türkiye Devrimci Kist Partisi'nin kuruluþunun ilaný. Marksizm-Leninizmin bu zaferinin ilanýdýr. Türkiye iþç

rçek öncüsü, gerçek Marksist-Leninist partisi Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kurulurksizm-Leninizmin ülkemizdeki bugünkü zaferidir ve bunu mutlaka yenileri izleyecektir.

Ne burjuvazinin iþçi sýnýfýnýn hareketini durdurmak, onun gözünü-korkutmak için her dönemdolarak baþvurduðu baský ve terör, ne iþçi sýnýfýný aðýlamak için yürüttüðü yoðun ideolojiazinin iþçi sýnýfý içindeki temsilcileri revizyonistlerin; Þ. Hüsnü'lerin, onun bugünkü uzevcilerin, Maocularýn ve benzerlerinin karþý-devrimci faaliyetleri; Marksizm-Leninizminzaferini, bunun parlak bir göstergesi olan Partimizin kuruluþunu engelleyemedi. Ýþçi sýnýdelesine Marksizm-Leninizmin yol göstericiliðinin ve devrimin zaferinin gerçek teminatý olan Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kuruluþunu engelleyemedi.

III. Enternasyonalin bir kolu olarak kurulan M. Suphi'lerin TKP'sinden 58 yýl sonra, bugün burada yeni bir partinin kuruluþunu ilan ediyoruz. O halde, proletaryanýn gerçek Marksist-Leninist partisinin kuruluþunun ülkemize özgü özellikleri nelerdir? Ülkemizde shareketin tarihi geliþiminin hangi özellikleri bu durumu yaratmýþtýr? Komünist hareket ülzde nasýl ortaya çýkmýþ, hangi mücadeleler içinde geliþmiþ ve hangi geliþmelerin sonucunda

Her türden revizyonistler, gözü kendi grubunun dar çýkarlarýndan ötesini görmeyen küçük-busýnýfýnýn ve devrimcilerin kafalarýný tam bir karýþýklýða sürükleyebilmek üzere, parti, prkonularýnda bir bulanýklýk yaratabilmek üzere, iþçi sýnýfýný partisiz býrakabilmek üzere;konusunda tam bir keþmekeþ yaratmaya çalýþtýlar.

Peki, Partimiz hangi mirasýn üzerinde yükseliyor, hangi mirasý reddediyor? Hangi geçmiþinleyicileri., hangi geçmiþin retcileriyiz? Ülkemizde kimlerin izleyicileri kimlerin candüþmanýyýz?

Bugünün öneminin, yerinin, özelliklerinin bütünüyle kavranabilmesi için, geçmiþ belgelerimuzadýya ele alýnmýþ ve cevaplandýrýlmýþ bu ve benzeri sorularýn cevaplarýnýn burada kýsaca

Page 23: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 23/157

mesi gerekir. Bu, yakýn geçmiþin kýsa bir deðerlendirilmesi, bugünü hazýrlayan dünün kýsacnmasý olacaktýr.

Örgütümüz, Yarým Yüzyýllýk Sol Hareketin Deðerlendirilmesi Sorununa Özel Bir Önem Vermiþti

Geçmiþ sol hareketin deðerlendirilmesi bizler için akademik bir sorun deðildi. Tam tersine, Marksizm-Leninizmi örgütümüze tümüyle egemen kýlabilmek, partinin kuruluþunun yolunu aç

irçok devrimciyi bu sorun etrafýnda toplayabilmek üzere her þeyi titiz bir þekilde incelemek, Marksizm-Leninizmin süzgecinden geçirmek ve yerli yerine oturtmak gerekiyordu. Örgütübu soruna, bu gerçeðe tamamýyla uygun, sorumlu bir tavýrla yaklaþmýþtýr.

Geçmiþ sol hareketin deðerlendirilmesinin önemi, daha açýk bir ifadeyle. Partinin üzerindeleceði temeli, dolayýsýyla proleter devrimcilerin ideolojik, siyasi, örgütsel birliðinin snacaðý temeli belirleyen etkenlerden biri olmasýndan ileri geliyordu.

Örgütümüz, geçmiþ sol harekete doðru yaklaþýmýn ve bu konuda doðru bir tahlil ve tavrýn; pcilerin birleþtirilmesinde ve partinin inþasýnda, parti Programýnýn, siyasi ve örgütsel çiinþasýnda oportünizm ve revizyonizmin mi, yoksa Marksizm-Leninizmin mi temel alýndýðýnýngöstergelerinden biri olduðu doðru tespitini yaptý. Parti, geçmiþin oportünist ve revizyo

mirasý üzerinde mi yükselecek, yoksa bizzat Marksizm-Leninizm temelinde onu reddederek ve geçmiþteki revizyonist tezlerle mücadele içinde mi yükselecekti? Sorun iþte buydu ve75'den sonra kendisine Marksist-Leninist adýný yakýþtýran diðer siyasi hareket ve gruplarlgütümüz arasýnda süren mücadelenin özü de buydu.

Örgütümüz bu sorunda tamamýyla Marksist-Leninist, kararlý bir tutum izledi. Ne kaba inkarcptý, ne de geçmiþi deðerlendiriþte oportünizme, aldatmacýlýða, gözü kapalýlýða, düz mantýkiddia edilmesine izin verdi.

Geçmiþ sol hareketin, ülkemizde yaygýn olarak kullanýlan deyimle «50 küsur yýllýk sol haresasýný programda, siyasette, örgütsel çizgide sað oportünizm, revizyonizm ve sýnýf iþbirlioluþturduðunu; proletaryanýn gerçek komünist partisinin programýnýn, siyasi ve örgütsel çiu elli küsur yýllýk revizyonizmi, günümüzdeki biçimlerini, uzantý ve yansýmalarýný reddede

rla kararlý bir mücadele içinde, Marksizm-Leninizm temeli üzerinde oluþturulmasý gerektiðipitini yaptý. Marksizm-Leninizmin zaferi, gerçek Marksist-Leninist Partinin kuruluþu için, «tarlanýn zararlý bitkilerden ve ayrýk otlarýndan temizlenmesi» gerekiyordu.

Kendine Marksist-Leninist adýný takan ve içlerinde iyi niyetli dürüst devrimcileri de özelkle tabanlarýnda barýndýran (bir kýsým) diðer siyasi hareketler ve gruplar ise; geçmiþin yomünist» olduðunu, ya da «bir döneme kadar (1945) komünist» olduðunu, bazý tezlerinin «kombazýlarýnýn ise 'revizyonist' olduðunu iddia ettiler. Bir kýsmý ise bunun yanýnda 1971 döeki maceracý çizgilerinin de «komünist» olduðunu buna eklediler. Bu durum, onlarýn Marksizninizm karþýsýnda ve Parti davasý karþýsýndaki tavýrlarýndan elbette baðýmsýz deðildi. BunHüsnü revizyonizminin günümüzdeki doðrudan devamýydýlar, diðerleri ise, revizyonizmin vezlerinin büyük bir kýsmýný programlarýnda, siyasi çizgilerinde, faaliyetlerinde devam ettirlardý ve özel olarak da ülkemizdeki biçimiyle Þ. Hüsnü revizyonizminin yansýmalarýný üzerardý. «Marksist-Leninist» olduklarý yolundaki iddialarýný ne kadar ileri götürürlerse götüuplar revizyonizmi þimdiye kadar hiçbir þekilde aþamadýlar ve bunun doðrudan bir sonucu olak bir kýsmý açýk karþý-devrimci bir çizgiye geldiler, bir kýsmý ise bütün þaþaalý iddialaedirler. Tabanda yer alan ve bu çürüme içinde kendini yozlaþmadan koruyabilen dürüst devrier ise, hýzla bu gruplarý terk etmektedirler.

M. Suphi Önderliðindeki TKP, Ülkemizde Komünist Partisinin Ýnþasý Yolunda Atýlan Ýlk CiddiM. Suphi ve Yoldaþlarýnýn ve Onlarýn TKP'sinin Kararlý Mirasçýsýdýr

Bugüne kadar ülkemizde proletaryanýn gerçek bir komünist partisi varolmadý.1920'de Bakude M. Suphi yoldaþ önderliðinde I. Kuruluþ Kongresi'ni toplayan ve Komüntern'bir kolu olarak kurulan TKP, bu yolda atýlmýþ ilk ciddi adýmdý. Ancak o günkü koþullarda

sadece bir adým olarak kaldý. Parti ayaða dikilerek gerçekten var olamadý. Kuruluþundan çobir süre sonra TKP, 1921 yýlý baþlarýnda, Kemalist burjuvazinin azgýn anti-komünist kampasaldýrýlarý karþýsýnda ayakta duramadý.

Page 24: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 24/157

TKP'nin kurucusu ve önderi olan M. Suphi yoldaþ, Lenin'in Bolþevik Partisi'nin kararlý bir militanýydý. O, ayný zamanda, Komüntern'in bir savaþçýsý olarak; hayatýný komünizm davaaþlayarak, ölünceye kadar, Komüntern'in sesini, komünizm fikirlerini, Marksizm-Leninizmimize, ülkemiz iþçi sýnýfýna ulaþtýrabilmek, proletaryanýn öncülerini bir örgüt çatýsý altýe proletaryanýn öncü komünist partisini kurmak ve inþa etmek için mücadele etti. M. Suphi,letaryanýn ülkemizdeki kazançlarýný koruyabilmesi, bunlarý geniþletip ilerletebilmesi ve d

mi kendi devrimine kanalize edebilmesi için, Kemalist burjuvazi karþýsýnda kendi baðýmsýzsi partisinde, Komünist Partisinde örgütlenmesi ve kendi baðýmsýz yoluna bütün halký kazantiðinin tamamýyla farkýndaydý. O, Türkiye iþçi sýnýfýnýn devrimde önderliði ele almasý vedar iç düþmanlara karþý da yöneltmesi gerektiðini vurguluyordu.

Büyük Lenin'in baþýnda bulunduðu SBKP(B)'nin önderliðinde, Rusya'da proletaryanýn kazandýð7 Ekim Sosyalist Devrimi; emperyalizme karþý mücadelenin ateþi içinde bulunan Türkiye iþçiemekçi halkýna komünist fikirleri, Bolþevizm davasýný, Komüntern'in sesini iletti. Diyebiz ki, bunun pratik taþýyýcýsý ise, M. Suphi ve yoldaþlarý olmuþtur.

Bütün hayatýný iþçi sýnýfýnýn ve Doðunun ezilen mazlum halklarýnýn kurtuluþuna adayan M, Sn hemen sonrasýnda Rusyalý Türkler ve orada bulunan Türkiyeli savaþ esirleri arasýnda çalý

aptý. Önce Moskova'da, daha sonra Kýrým ve Odessa'da Türkçe olarak «Yeni Dünya» gazetesiniBuralardan Türkiye'ye kaçak olarak propaganda broþürleri, propagandacýlar, komünist iþçi vrler gönderdi. Moskova, Kazan, Þamara, Saratov, Rezan, Astrahan vb. bir çok þehirde Türk komünist örgütlerini kurdu. M. Suphi'nin önderliði ve çalýþmalarý sonucunda 25 Temmuz 1918'va'da «Türk Sol Sosyalistleri I. Kongresi» toplandý. Bu kongrede kurulan ilk Türkiye Ýþtirun Teþkilatýnýn Merkez Komitesi Baþkanlýðýna M. Suphi seçildi. Kasým 1918'de Moskova'da Mütleri Birinci Kongresi'ne katýlan M. Suphi, Stalin baþkanlýðýndaki Milliyetler Halk Komiserliðine baðlý olarak kurulan Doðu Halklarý Merkez Bürosu'nun Türk Bölümü Baþkaný oldu.

Aralýk 1918'de yapýlan Uluslararasý Devrimciler Toplantýsýna ve 1919'da Moskova'da toplanan III. Enternasyonalin Birinci Kongresine Türkiye delegesi olarak katýldý.

Bakuye yerleþen M. Suphi buradaki eski Ýttihatçýlarýn sahte Türkiye Komünist Fýrkasýný

tesini yeniden yayýnlamaya baþladý. Bir parti okulu açarak genç kadrolar yetiþtirmeye girive Komünist örgütleri yaygýnlaþtýrdý.

Eylül 1920'de Bakude toplanan Doðu Halklarý Kurultayý'na partili ve partisiz 235 Türkiyeldelege katýldý. Bütün bu faaliyetlerinin doðrudan bir sonucu olarak 10 Eylül 1920'de «Birive Umumi Türk Komünistleri Kongresi» Bakude toplandý. Bu Kongrede Türkiye Komünist Partisruldu. Baþkanlýðýna M. Suphi, Genel Sekreterliðine ise E. Nejat yoldaþlar seçildi.

M. Suphi yoldaþ Kongredeki konuþmasýnda þunu önemle belirtiyordu: «Komünist Partisi için,ete musallat olan dýþ düþmanlarý kovmak nasýl bir görev ise, içerde halkýn sýrtýndan geçinhazýr yiyicilik halinden çýkarýp yumruk altýnda iþletmek de o derece esaslý bir görevdir.»amanda Komünist Partisinin ideolojik, siyasi ve örgütsel baðýmsýzlýðýnýn titizce korunmasýongre bildirisinde vurguluyordu.

M. Suphi önderliðindeki TKP, ülkemizde proletaryanýn öncüsü komünist partisinin inþasý yolilk ciddi adýmdý. TKP, M. Suphi ve yoldaþlarýnýn Komüntern'e baðlý olarak faaliyet göstermdoðrudan bir sonucu olarak Komüntern'in Türkiye kolu olarak kurulmuþtur. Ve çok kýsa da oa, M. Suphi yoldaþ TKP'nin baþýnda kaldýðý sürece Komüntern'in çizgisinin doðrudan bir izlmuþtur.

Ancak TKP kuruluþundan çok kýsa bir süre sonra, Kemalist diktatörlüðün azgýn anti-komünistile karþýlaþmýþtýr. TKP'nin kuruluþundan ve faaliyetlerinden korkuya kapýlan Kemalist burjbir yandan düzmece «komünist parti»leri kurdurarak III. Enternasyonale baþvururken, diðerandan iþçi sýnýfýnýn öncüsünü daha doðuþunda, yani en zayýf olduðu sýrada boðabilmek üzereca saldýrmýþ, komplolar düzenlenmiþtir.

Bizzat Mustafa Kemal'in emriyle düzenlenen bir komplo sonucunda M. Suphi ve E. Nejat yoldaþlar ve partinin bazý diðer Merkez Komitesi üyeleri ve parti üyelerinden oluþan 15

Page 25: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 25/157

iþilik bir grup, Türkiye'ye geldikleri sýrada hunharca katledildiler. Parti, henüz kuruluþu sýrasýnda en kýymetli önderlerini yitirdi, baþlangýç örgütlenmeleri daðýtýldý; onulmaz

Önderlerinin kaybýyla birlikte, parti önderliði Þ. Hüsnü revizyonisti ve þürekasý tarafýndiyor ve parti onlarýn revizyonist, sað oportünist yoluna sokuluyordu. Böylece TKP, þanlý bgiriþim, ancak proletaryanýn partisinin inþasý yolunda sadece bir giriþim olarak kaldý.

Gericiler M. Suphi ve yoldaþlarýný alçakça katlettiler, onlarýn unutulmasý, komünizm davaslmasý için ellerinden gelen her þeyi yaptýlar; ancak ne M. Suphi ve yoldaþlarýný ne de onlKP'sini unutturamadýlar. Ýþçi sýnýfýmýz ve Türkiye halký onlarý daima kalbinde yaþattý. M.izde daima komünizm ülküsü ve parti davasý ile bir arada bulundu, örgütümüz, M. Suphi ve ye onlarýn TKP'sinin davasýnýn izleyicisi ve kararlý mirasçýsýdýr. Biz M. Suphi'nin yolundaz. Örgütümüz onlarýn Türkiye proletaryasýna býraktýðý kýzýl bayraðý yeniden göndere çekmiþnin bu ilk öncülerinin davasý, bugün bütün canlýlýðý ile yaþamakta, emperyalizme, burjuvazrevizyonizme, Troçkizme, Çin revizyonizmine vb. karþý yürütülen mücadele içinde ilerliyorrýna her gün yeni güçleri, yeni savaþçýlarý kazanýyor. Onlarýn parti davasý bugün gerçek o

Þefik Hüsnü'nün Revizyonist Çizgisi 50 Küsur Yýl Sol Harekete Egemen Olmuþtur. Örgütümüz Brmcu, Gerici Çizginin Kararlý Düþmanýdýr

M. Suphi dönemini saklý tutarsakki bu dönem çok kýsa sürmüþtür

TKP'ye damgasýný vuran,revizyonist çizgisi olmuþtur.

Þ. Hüsnü ve þürekasý, M. Suphi ve yoldaþlarýnýn Kemalist diktatörlük tarafýndan katledilmearti önderliðini gasp etti. Zaten henüz son derece genç, tecrübesiz ve kuruluþ aþamasýndae bütünüyle formüle edilmiþ bir programa, net bir siyasi çizgiye sahip olmayan TKP'ye revionist, kuyrukçu çizgisini egemen kýldý. Bu çizginin egemen olmasý sonucunda TKP Menþevik,rmist, Kemalizm kuyrukçusu, þoven-milliyetçi bir parti haline geldi ve bir aydýn kulübü olktan ileri gidemedi. Ve daha sonraki geliþmesi içinde ise bütünüyle bir ihanet tekkesine d

Bir partinin komünist partisi olduðunun temel göstergesi, onun izlediði ideolojik-siyasiçizginin ve siyasi faaliyetinin sýnýf niteliðidir. Örgütümüz TKP'ye yaklaþýmda iþte bunuaçýdan yaklaþýldýðýnda, Þ. Hüsnü'nün TKP'sinin ideolojik-siyasi çizgisi, sýnýf niteliði Ma

eri ile bütünüyle çeliþmektedir.

Örgütümüz ideolojik-siyasi inþa faaliyeti sýrasýnda, Program ve siyasi çizgisinin 50 küsurzyonizmle mücadele içinde inþasý anlayýþýna uygun olarak, Þ. Hüsnü çizgisinin sýnýf niteliiþbirlikçi tezlerini vb. bütünüyle teþhir etmiþ ve yayýn ve belgelerinde bunu en geniþ biortaya koymuþtur.

Burada bu konuyu kýsaca özetlemekle yetineceðiz.

En baþta þunu ele alalým: Komünist Partisi, iþçi sýnýfýnýn sadece günlük ve kýsa vadeli çýl, ama esas olarak ayný zamanda onun uzun vadeli çýkarlarýnýn da temsilcisidir. Bu, Marksist-Leninist partiyi, iþçi sýnýfýnýn temsilcisi olduðunu iddia eden diðer parti ve akýmlardtemel özelliktir. Bu ise, proletaryanýn toplumsal devrimini, sýnýfsýz toplumu nihai hedefolarak almak, bu hedefe uygun bir siyasi çizgi, strateji ve taktikler bütününün merkeziniise, proletaryanýn mevcut burjuva diktatörlüðünü yýkarak, egemen sýnýf olarak örgütlenmesidiktatörlüðünü kurmasý olmuþtur.

Þ. Hüsnü önderliðindeki TKP'nin izlediði siyasi çizginin sýnýf niteliðini saptarken en baþasý gereken kýstas, TKP'nin faaliyetlerinin ve faaliyetlerine yol gösteren siyasi çizginin merkezine neyi koyduðudur. Þ. Hüsnü önderliðindeki TKP, hiç bir dönem, ekonomik-sosyalrksist bir tahlili sonucu saptanmýþ devrim aþamasýna uygun olarak, proletaryanýn iktidarýe geçirmesini ve kendi diktatörlüðünü kurmasýný faaliyetinin ve siyasi çizgisinin merkezinAksine, her dönemde deðiþik «gerekçe»ler ileri sürerek, proletaryanýn ve müttefiklerininle geçirmesi, bunun için kitlelerin örgütlenmesi ve hazýrlanmasý bir yana itilmiþtir. TKPsomut durumda, sömürücü sýnýflarýn devlet iktidarýný elinde tutan egemen kesimlerinden tav

parmayý ve onlarýn egemenliðinin devamýný eyleminin ve siyasi çizgisinin merkezine almýþtý

Þ. Hüsnü önderliðindeki TKP'nin anlayýþý menþevik ve reformcudur. O, pratikte daima, bu ko

Page 26: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 26/157

in'in, Stalin'in ve Komüntern'in öðretilerine karþý bir çizgi izlemiþtir. Bu doðaldýr, çünjik çizgisini Marksizm-Leninizm deðil, týpký Tito gibi, Kruþçev gibi, Mao gibi vb. revizyozm, metafizik- idealizm, oportünizm ve faydacýlýk oluþturmuþtur.

TKP'nin faaliyetlerinin özünü sýnýf mücadelesi deðil, daima sýnýf iþbirliði oluþturmuþtur., bir dönem «sömürücü sýnýflarýn devrimi tamamlayacaklarý ve sosyalist devrime kesintisizklarý» gerekçesiyle, bir dönem ise «egemen sýnýflarýn ilerici bir rol oynadýklarý ve ulusa

zmi geliþtirerek sosyalist devrim, proletaryanýn toplumsal devrimine þartlarý hazýrladýklarekçesiyle; daima proletaryayý burjuvazinin kuyruðuna takmaya çalýþan, onun devrim perspekfini karartmaya çalýþan bir çizgi izledi.

Þ. Hüsnü önderliðindeki TKP 1924'e kadar, Kemalistlerin sosyalist devrim yapacaklarý, ulusdemokratik devrimi sonuna kadar sürdürüp, kesintisiz olarak sosyalist (toplumsal) devrime geçecekleri hayalini beslemek ve yaymakla uðraþtý. Onun bütün tahlilleri ve bütün taki bu anlayýþa uygundu. Böylece TKP, Kemalist devrim ve Kemalistlerin sýnýf niteliði hakkýnomüntern'in, Stalin'in tezlerine karþý bir konumdaydý. TKP, Türkiye ve Kemalist devrim üzene yaptýðý tahlillerle, revizyonist «kapitalist olmayan yol» tezini savunuyordu. Þ. Hüsnü,l kurtuluþ hareketinin sýnýf niteliðini gizliyor, onun sýnýflar üstü, sýnýf niteliði þekilliðe sahip olduðunu iddia ediyor ve ulusal kurtuluþun nihai amaç alýnmasýyla toplumsal dev

min gerçekleþtirilebileceði bayaðý tezine varýyordu. O, ayný Kruþçevci, Titocu, Maocu revier gibi, sömürge ve yarý-sömürge ülkelerin ezilen ulus ve halklarýn kesin ve tam kurtuluþucak sosyalizmle saðlanacaðý Marksist ilkesini çarpýtýyor ve bunu burjuvazi ile iþbirliði sine dayandýrmaya çalýþýyordu.

Böylece TKP, Komüntern'e, Lenin ve Stalin'e, Marksizm-Leninizme tamamýyla ters olarak,proletaryanýn tarihi devrimci rolünü inkar ediyor; toplumsal devrimin gerçekleþebilmesi, tam bir ulusal kurtuluþun saðlanabilmesi için, proletaryanýn devlet iktidarýný ele geçirereurjuva devleti parçalayarak, egemen sýnýf olarak örgütlenmesi, kendi diktatörlüðünü kurmaslmadýðý bayaðý tezini ileri sürüyordu. Bu, her türden revizyonizmin en belirgin özelliðidi1927'de, 1920'lerin Kemalist hükümetini iþçilere ve köylülere karþý bir mücadele hükümetiendirir ve bu hükümetin devrilmesi gerektiðini belirtirken; Þ. Hüsnü, revizyonist çizgisine uygun olarak, ayný dönemde iþçilere, Kemalistlerin baþlattýklarý iþi sonuna kadar götüre

için «iþçilerin yeni fedakarlýklara katlanmalarýnýn» ve «yeni devlet mekanizmasýnýn eksiklamlamak ve geliþmesini saðlamak amacýyla» hareket etmelerinin gerekli olduðunu vaaz ediyordu. Bu dönemde Þ. Hüsnü çizgisinin sýnýf iþbirlikçisi niteliði öylesine ileri gitmiþ ve be, bu çizgi bir burjuva demokrat çizgi olarak bile nitelendirilemez. Þ. Hüsnü, bu dönemde i. Suphileri katleden, TKP üzerinde kanlý bir terör uygulayan, iþçi-köylü aleyhtarý Kemalisuva-feodal diktatörlüðün suç ortaklýðýna ve en bayaðý uþaklýðýna kadar vardýrmýþtýr.

1924'ten sonra gerek Komüntern'de TKP'nin sert bir þekilde eleþtirilmesi ve gerekse Kemalist hükümetin halk düþmaný yüzünün iþçilerin, köylülerin ve þehir küçük-burjuvazisininbelirginleþmesiyle TKP, çizgisinde bir takým deðiþiklikler yapmýþtýr. Ancak revizyonist vek anlayýþý bir adým bile aþamadan... O, böylece sýnýf iþbirliði çizgisini uluslararasý vegizlemek ve daha kolay sürdürebilmek yolundan yürümüþtür.

Bu dönemde TKP'nin 1926 Programý kabul edildi. Þ. Hüsnü'yü ve TKP'sini Komünist olarak göse çalýþan revizyonist þefler 1926 Programý üzerinde fýrtýnalar koparmýþlardýr. Ancak, biliu sorunu tam bir açýklýða kavuþturarak, revizyonist þeflerin oyunlarýný bozmuþtur.

1926 Programý Komüntern'e baðlý bir komisyon tarafýndan hazýrlanmýþ ve Komüntern tarafýndaVe Program Þ. Hüsnü'nün bazý tezlerinin yansýmalarýný taþýmakla birlikte vardýðý siyasimcidir. Ancak o esas olarak «Balkan tipi» ülkelere uygun olarak hazýrlanmýþ bir programdýr

Öte yandan Þefik Hüsnü'nün ve onun TKP'sinin çizgisi ve siyasi faaliyeti daima bu programývrimci sonuçlarý ile çeliþmiþtir. 1926 Programý Türkiye'nin somut durumundan soyutlanarakalýndýðýnda devrimciydi, oysa Þ. Hüsnü ve TKP'sinin çizgisi daima sýnýf iþbirliði çizgisi

TKP 1924'ten sonra sýnýflar üstü Kemalizm tahlillerini ve Kemalistlerin toplumsal devrimi gerçekleþtirecekleri tezlerini bir kenara itmekle birlikte, bu sefer de burjuva demokratik devrimde burjuvazinin ve proletaryanýn rolü konusunda, Komüntern'e, Lenin ve

Page 27: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 27/157

Page 28: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 28/157

hareketine karþý, Kemalist diktatörlüðün safýnda yer tutmasýnýn ideolojik kýlýfýný oluþtu

Þ. Hüsnü ve TKP'si, böylece çizgisinin bütününde, çaðýmýzda burjuva demokratik devrimin ten oluþturduðu bu devrimin ancak proletaryanýn önderliðinde bütünüyle gerçekleþebileceði Lei tamamen inkar ediyor ve iþçi-köylü aleyhtarý bir çizgi izleyen burjuva-feodal ve emperyast dünya gericiliði ile sýký baðlara sahip üst sýnýflarýn da burjuva demokratik devrimi taileceði tezine varýyordu. Böylece O, ayný zamanda burjuva demokratik devrimde önderliði ta

men burjuvaziye terk eden anlayýþýna da ideolojik-siyasi gerekçeler yaratarak Leninist emperyalizm teorisinin de tamamen karþýsýnda yer alýyordu.

Ayný þekilde, TKP Kemalist hareketin anti-emperyalist niteliði konusunda da Komüntern'intezlerine zýt bir tutum izledi. Eklektik bir tarzda bir yandan Kemalistlerin emperyalist iliþkileri bütünüyle tasfiye etmediklerini, bunun «uluslararasý sermaye ile iliþkitamamen koparmayý tehlikeli bulan milliyetçi burjuvazinin tipik bir özelliði» olduðunu söken, öte yandan Kemalistlerin bu hatalarýnýn farkýna vararak, üstesinden geleceklerini veen sonunda «dýþ siyasetin aðýrlýk noktasýnýn ezilen halklar ve Sovyetler Birliði'ne kesinaþma (abç) yönünde olmasý gerektiðini kavrayacaklarýný» söyleyerek, Kemalist burjuvazininrdý eden, ona tutarlý anti-emperyalistlik atfeden görüþler ileri sürdü. TKP, bu tahlillerialist diktatörlüðün 1930'a doðru artýk esas olarak komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýný

lüðüne dönüþtüðü ve hýzlý bir þekilde faþistleþtiði bir sýrada yapýyordu. Bu, bugün örneðiizyonizmin bu konudaki tezlerinin o günkü biçimiydi.

TKP ve Þefik Hüsnü, revizyonist niteliklerine uygun olarak devletin sýnýf niteliði ve iþlei konusunda da Marksizm-Leninizme bütünüyle zýt bir konumdadýr. TKP, sýnýf iþbirliði çizgerebilmek, iþçi sýnýfýný burjuvazinin peþine takabilmek üzere, Leninist devlet teorisine ssaldýrmýþtýr. Bu, bir çok sorunun yanýnda, Kemalist diktatörlüðün devletçiliðini destekleaçýk bir þekilde ortaya çýkmýþtýr. TKP, burjuva-feodal Kemalist devletin, üretim araçlarýnalarak üretimi doðrudan yönetmesi halinde, emperyalist sömürünün tasfiye edilerek Önleneceplumsal devrimin «bir temenni olmaktan çýkacaðýný» ileri sürerek, devlet mülkiyetini sadecizme ve ulusal ekonomiye has bir olgu olarak göstermeye çalýþmýþtýr. TKP bu anlayýþla Kemajuvazinin devletçilik uygulamalarýný daha doðrusu, tekelci devlet kapitalizminin geliþmesini ve derinleþmesini desteklemiþ, burjuva-feodal devletin üretim araçlarýný tekeli altýna

sýyla ulusal ve sosyal kurtuluþun gerçekleþeceði hayalini yaymaya çalýþmýþ ve iþçi sýnýfýnltýnda köle olarak kalmaya çaðýrmýþtýr. TKP Leninist devlet teorisinin özünü inkar etmiþtiiyi burjuva-feodal devletin yönetmesini, devlet sermayedarlýðýný, üretim araçlarýnýn devleli altýna alýnmasýný, «ekonomik devrim» olarak yutturmaya çalýþmýþ ve bunun gerçekleþmesisýndan hemen «toplumsal devrim»in geleceðini iddia etmiþtir.

Þ. Hüsnü ve onun TKP'si faþizme karþý mücadele sorununda da sürekli sað oportünist, sýnýfformcu bir çizgi izledi. Þ. Hüsnü sürekli olarak faþizmi, egemen sýnýflarýn devletinin birarak deðil; egemen sýnýflarýn faþist diktatörlükle yönetilen emperyalist devletlere baðlýsimlerinin hükümeti olarak ele aldý. Bu kliklerin dýþýnda kalan faþist komprador-feodal klri ise liberal ve demokrat olarak nitelendirdi. Devrim ile karþý-devrim arasýndaki boðuþmadan soyutladýðý ve faþizmin kaynaðýna yönelmeyen bir sözde anti-faþist mücadele adýna, egeemperyalistlerin «liberal», «demokrat» olarak nitelendirdiði kesimlerini, diðer kesimlererþý destekledi. Faþizme karþý mücadeleyi hiç bir zaman Ulusal Demokratik Halk Devriminin zi sorununa baðlamadý ve devrimci bir tarzda ele almadý.

Bu bakýþ açýsýna baðlý olarak Þ. Hüsnü, 1942 yýlýnda tamamen Alman yanlýsý bir siyaset izlkurulmasýna kadar, Türkiye'de faþist diktatörlüðün varlýðýný inkar etti. Bu hükümetin kura, bütün anti-faþist mücadele(!) perspektifi, bu Alman yanlýsý hükümeti iþbaþýndan uzaklaþrunlu olarak demokrasiden yana olacaðýný savunduðu «Ýki büyük Anglo-Sakson demokrasisini vra baðlý komprador-feodal klikleri, diðerlerine karþý desteklemekle sýnýrlý kaldý.

Revizyonist faþizm tezlerine ve tahlillerine ve sýnýf iþbirliði çizgisine uygun olarak Þ.TKP'si, Ýkinci Dünya Savaþý'ndan sonra çok partili parlamenter faþizme geçiþle baþlayan degüldürüsünün figüranlarýndan biri oldu. TKP, önce CHP'de bir muhalefet hareketi olarak ort

daha sonra da Demokrat Parti'yi kuran feodal-faþist klikle «demokrasi getireceði» safsatasýyla iþbirliðinin yollarýný aradý. Bu faþist-feodal partinin kitleleri aðýlayýp peþinei çapýnda yardýmcý oldu.

Page 29: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 29/157

Þ. Hüsnü'nün Türkiye'nin sosyo-ekonomik yapýsý ve tarihi evrimi üzerinde tahlilleri olaðane tutarsýzdýr. Ancak bütün bu çeliþki ve tutarsýzlýða karþýn, bu tahlillerin temelinde yate geliþen kapitalizmin esas olarak emperyalizmin uzantýsý komprador-tekelci bir kapitalizm deðil, kendi iç dinamiðiyle geliþen ulusal bir sanayi kapitalizmi olduðudur. Þ. Hüsnüsoruna olduðu gibi bu soruna da, emperyalizm ve proleter devrimleri çaðýnýn Leninist tahlillerini reddederek, II. Enternasyonal oportünizminin bakýþ açýsýndan yaklaþmaktadýr. Buna

olarak. O, ülkemizdeki egemen tekelci burjuvaziyi de, emperyalizmin uþaðý, onun çürümüþlüðyansýtan, gericiliðin her türlüsüyle ittifak kurmuþ komprador bir sýnýf olarak deðil; sanamini gerçekleþtiren feodalizmi silip süpüren ve objektif olarak devrimci bir nitelik taþýyulusal bir sanayi burjuvazisi gibi ele almýþ, bu burjuvazi sayesinde ülkemizin yarý-sömür, yarý-feodal geri bir tarým ülkesi olmaktan çýktýðýný ileri sürmüþtür.

Komüntern'de, Kemalist devrim ve Çin devriminin sorunlarý etrafýnda odaklasan ve Stalin'in baþýnda bulunduðu Marksist-Leninistlerle, Trocki ve þürekasý arasýnda ortaya çýkan tartStalin'in yanýnda yer alýyor gibi görünmekle birlikte, gerçekte tahlilleri ve savunduðu teerle Trocki'nin tezlerine katýlmýþtýr. O, Stalin'in Türkiye'ye iliþkin bilgilerinin yanlýþu ve Türkiye'nin yarý-sömürge, yarý-feodal bir ülke olduðunu savunan Stalin'in yanýldýðýnýÞ. Hüsnü, böylece menþevik bir tarzda, demokratik devrimin gerçekleþtirilmesini egemen bu

aziye býrakarak, reformculuðuna teorik bir dayanak yaratmaya çalýþmýþtýr.Þ. Hüsnü yönetimindeki TKP, milli mesele konusunda da burjuva þoven milliyetçi bir siyasii izledi. O, milli meseleyi, emperyalizm caðý öncesinin kýstaslarýyla ele aldý ve çeþitlietlerden burjuvalar arasýndaki bir pazar kavgasýna indirgedi. Bu burjuva bakýþ acýsýyla. Oemperyalizme karþý ulusal baðýmsýzlýðýn savunulmasýný burjuvaziye havale ederken, ulusal bn feodalizmi tasfiye etmekte ve ulusal pazarýný gerçekleþtirmekte olduðu iddiasýyla da, egen sýnýflarýn Kürt ulusu ve diðer azýnlýk milliyetler üzerindeki azgýn þoven, asimilasyoncni destekledi; ulusal baskýya karþý direnen Kürt halkýný, gericiliðin savunucusu gibi göstçalýþtý.

Þ. Hüsnü ve onun TKP'si uluslarýn kendi kaderlerini tayin hakkýný tanýmadý. Bu hakkýn tanýna Türkiye'de Kürt ulusunun varlýðýný bile kabul etmedi, «ulusal azýnlýklardan bahsetti. 1

erinde TKP'nin «baðýmsýz sosyalist» adayý, seçim programýnda «millet bir bütündür, parçalaP milli meselede Kemalistlerin Kuvay-i Milliye Sýrlarýný, günümüzde faþist-feodal gericilafýndan savunulan ve Kürt ulusunun ve azýnlýk milliyetlerin varlýðýný reddeden azgýn bir þfade eden «ulusun ve devletin bölünmezliði» safsatasýný savundu. TKP, ayrýlýp baðýmsýz devreddederek uluslarýn kendi kaderlerini tayin hakký ilkesini yozlaþtýrýyor, özünü boþaltýyozmin elinde iðrenç bir aldatmaca haline getiriyordu. TKP sadece «milli azýnlýklara müsavit) vatandaþlýk haklarýnýn saðlanmasýný savunuyordu. Ezen ulusun devletinde ezilen ulusun eulusla eþitliði! Ýþte TKP'nin savunduðu þoven safsata buydu.

TKP, Kemalistlerin anti-feodal güçler ve Kürt ulusunun ulusa! hareketlerinin ise «feodalirticaýn hortlamasý» olduðu þeklindeki sahtekarlýðýn arkasýnda; Kürt ulusu ve azýnlýk mileki kanlý asimilasyon siyasetini katliamlarý, þoven ulusal baskýyý ve ulusal hareketlerinkanla bastýrýlmasýný her dönemde destekledi. Örneðin Þeyh Sait isyaný sýrasýnda TKP, «Orakda iþçilere þunlarý söylüyordu: «Arkadaþ! kara kuvvet (sözde feodalizm kastediliyor - Merkesi) bizim de burjuvazinin de düþmanýdýr. Biz her þeyden evvel bu düþmaný yenmeliyiz.» Orair baþka sayýsýnda ise þöyle deniyordu: «Ýrticaa karþý mücadelede halk hükümetledir!»

Þ. Hüsnü'nün ve TKP'nin sað oportünist çizgisi, milli meselede ifadesini en katýksýz bir þyetçi tutumda buluyordu.

Þefik Hüsnü'nün revizyonist, Kemalizm kuyrukçusu, menþevik, sýnýf iþbirlikçisi, þoven-millKP'nin geliþimini belirledi ve sonunu tayin etti. TKP, reformist bir parti olarakdahi bir varlýk göstermedi. Onun faaliyeti, varlýðý boyunca dar bir aydýn çevresi içinde kP, bir aydýn kulübü olmaktan öteye gidemedi. Aslýnda kimi zaman burjuvazinin bir kesimine,kimi zaman diðer kesimine, ama daima burjuvaziye güveni ifade eden ve kitleleri onu

n peþine takýlmaya çaðýran siyasi çizgisinin doðrudan bir sonucu olarak TKP legalizmin dea yüzüyordu. Bunun yanýnda O, her dönemde burjuvazi tarafýndan legal bir parti, bir müttefolarak benimsenmeyi baþ amaç olarak seçmiþti.

Page 30: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 30/157

Bu durumda TKP, burjuvazinin darbeleri altýnda tutunamadý ve 1951 tevkifatýndan sonra örgütsel bakýmdan da* bütünüyle daðýldý.

1970'lerde, daha önceden çeþitli zamanlarda yurt dýþýna kaçan ve Kruþçev-Brejnev revizyoniarafýndan 'TKP1 adýyla uluslararasý iliþkilerde bir piyon olarak kullanýlmaktan baþka hiçbevi olmayan bir avuç mülteci hain, TKP'nin çizgisinin doðal geliþiminin ulaþtýðý yerde ve

r Birliði'nde ve SBKP'deki geliþmelere de paralel olarak; sosyal-emperyalizmin ajaný olarak, bu adla efendilerinin emperyalist ve yayýlmacý emellerine hizmet eden ve feodal-faþist diktatörlüðün dizginlerini ele geçirmeye çalýþan sosyal-faþist bir ihanet þebekeve 1971 yenilgisi döneminde «uygun þartlarda» zehrini kusmak üzere faaliyetlerinde bir «aapýncaya kadar, Türkiye'de TKP'nin adýný ve varlýðýný pek duyan olmadý.

Ancak, Þ. Hüsnünün revizyonist çizgisi daima var oldu ve çeþitli biçimlerde, çeþitli kýlý960'dan sonra Türkiye'de ortaya çýkan «sosyalist» akýmlarýn dayandýðý temel, daima Þ. Hüsnlojik-siyasi çizgisiydi. Sol adýna ortaya çýkan bütün örgüt ve siyasi hareketler, ideolojirýný Þ. Hüsnünden aldýlar; onlar onun ya doðrudan ya da dolaylý devamýydýlar.

196O'lý yýllarda uluslararasý planda modern revizyonizme karþý, baþta Arnavutluk Emek Part

i olmak üzere Marksist-Leninistlerin mücadelesi yükselmiþ ve onun karþý-devrimci özü teþhii. Ancak bu mikrop ulusal planda henüz yerle bir edilmemiþti; bunu gerçekleþtirebilecektek güç olan Marksist-Leninist hareket henüz doðmamýþtý.

1980-1970 Döneminde Sol Hareketin Durumu: Þefik Hüsnü Sonrasýnda Sol Adýna Ortaya Çýkan Büareketler, Esas Gýdasýný Ondan Almýþ ve Revizyonist Þ. Hüsnü Çizgisinin Ýzleyicileri Olmuþ

1950'lerin sonlarý ve 1960'larýn baþlarýnda bütün dünyada kapitalizmin genel krizi derinle, ülkemizde de kitle hareketlerinde bir canlanma ve demokratik ve ilerici fikirlerin kitleler arasýnda geniþ bir yayýlmasý görüldü. 1960'larda yükselen bu muhalefet sonucunst-feodal diktatörlük koþullarýnda bir kýsým demokratik hak ve özgürlükler kazanýldý, fiildu. Bunun yanýnda bu dönemde Marksist-Leninist klasikler ilk kez geniþ çapta Türkçeye çevyayýnlanmaya baþladý. Diyebiliriz ki devrimciler, iþçi sýnýfý ve emekçi halk ciddi bir þek

ez bunlarla yüz yüze geldi.

1961'de bir grup sosyal-demokrat, reformist sendika aðasý tarafýndan «Türkiye Ýþçi Partisiu. TÝP, varlýðý boyunca daima parlamenterist, pasifist, reformist bir parti oldu. Bununyanýnda o günkü koþullarda, bir burjuva demokratý olan M. Ali Aybar'ýn yönetimine geçtiktea, bu parti 1963-1964'ten sonra ülke çapýnda adým adým geliþmekte olan yurtsever, demokratilerici hareketin güçlerinin toplandýðý bir mihrak haline de geldi.196O'lý yýllarýn ikinci yarýsýnda, baþta gençliðin ABD emperyalizmine ve dönemin faþist ikeliþen mücadelesi olmak üzere, halk kitlelerinin anti-emperyalist, demokratik mücadelesinde güçlü bir kabarma oldu. Faþist diktatörlük altýnda ilk kez iþçilerin yaygýn grev harekköylülerin toprak iþgalleri ortaya çýktý. Öðrenci gençliðin mücadelesi yaygýnlaþtý. Kitlegeliþimi, kýsa sürede sol hareketi de etkiledi ve radikalleþtirdi. O güne kadar bir bütünak bir arada bulunan solun içinde geliþmelere yol açtý. Onu ayrýþtýrdý, pasifist ve radikarlarýna ayýrdý.

Bu dönemde TÝP parlamenter avanaklýðýn keskin savunucusuydu. Kemalist burjuvazi eliyle Türye'de demokratik devrimin tamamlandýðýný, köylülerin devrimci potansiyelini kaybettiðini;de olanýn parlamenter yoldan ve anayasal reformlar aracýlýðýyla gerçekleþtirilecek bir «sot devrim» olduðunu ileri sürüyordu. TÝP kitle mücadelesinin yükselmesi ve radikalleþmesi krkuya kapýlýyor, pasifizmi yaymaya çabalýyor ve geliþen yurtsever demokrat kitle hareketlerini «anarþizm-goþizm» diye aforoz ediyordu. TÝP yöneticileri, devrimci mücadelenin her tüleri kopan burjuva liberalleriydi.

Bu koþullar altýnda TÝP yönetimi hýzla tecrit olurken, küçük-burjuva radikal «Milli Demokrrim» hareketi hýzla yükseldi ve yaygýn bir taraftar kitlesi ve prestij kazandý; özellikle

nçlik kitlelerini ve devrimci gençlik eylemini etkisi altýna aldý. Baþýný Þ. Hüsnü'nün eskri Belli'nin çektiði «Milli Demokratik Devrim» hareketinin önde gelenleri; Türkiye'nin henemokratik devrim aþamasýnda bulunan yarý-sömürge, yan-feodal bir ülke olduðunu ve ülkemizd

Page 31: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 31/157

Page 32: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 32/157

Mihri Belli'nin ve onun ustasý Þ. Hüsnü'nün sadýk izleyicileri ve burjuva kuyrukçularý PDA, içine düþtükleri tecrit zincirini kýrabilmek umuduyla o zamanlar dünyada (ve ayný zamandmiz yurtsever devrimci çevrelerinde) haklý olmayan büyük bir prestije sahip Mao, Çin Komünt Partisi ve Kültür Devrimi'ne sarýldýlar. Böylece bütün bu karmaþa ortamýna bir de «Mao Ziriyor ve ortalýk daha da karýþýyordu.

Kitlelerin hareketi doruðuna ulaþtýktan sonra, 12 Mart askeri darbesine gelindiðinde, küçürjuva ihtilalci geliþim dýþýnda (ki bu geliþim içinde yer alan bazý unsurlar da 12 Mart'ýde deðerlendirdiler) sol adýna ortada dolanan bütün siyasi hareketler, bu askeri faþist darbeyi «yurtsever subaylarýn hareketi» olarak nitelendirdiler, alkýþladýlar ve ondan «halktalepler"de bulundular.

1971 Dönemi: «1971 'Sol' Hareketi», 50 Küsur Yýllýk Revizyonizmin Günahýnýn Bir Kefaretiyd

Bu karmaþa içinde, küçük-burjuva ihtilalci geliþimin sonucu olarak, ülkemizde yaygýn adýylol Hareketi iþte bu koþullarda ortaya çýktý. Baþlýca temsilcileri Deniz Gezmiþ, Hüseyin Ýemgil ve Yusuf Aslan önderliðindeki Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu, Mahir Cayan önderliðindeTürkiye Halk Kurtuluþ Partisi/Cephe ve Ýbrahim Kaypakkaya önderliðindeki TKP/ML-TÝKKO ola

küçük-burjuva ihtilalci 'sol' hareket; baþtan beri özetlediðimiz, ülkemizde 50 küsur yýllýist «mirassa ve bunun o dönemdeki uzantýlarýna karþý bir tepki olarak doðdu ve geliþti. O,yonist günahýn adeta bir kefaretiydi.

Bunun yanýnda, ülkemizde, «1971 'Sol Hareketinin, küçük-burjuva maceracýlýðýn ortaya çýkýmizdeki koþullarýn ve geliþmelerin deðil, ayný zamanda o dönemde uluslararasý alandaki gelrin de bir sonucuydu. Bilindiði gibi, 1960'larýn sonlarý, küçük-burjuva 'sol' hareketlerinadece ülkemizde deðil, genel olarak Asya, Afrika ve Latin Amerika'nýn geri ülkelerinde buarada bazý geliþmiþ ülkelerde de nispeten önemli bir yaygýnlýk kazandýðý yýllar olmuþtur

1960'larýn sonlarýnda dünya kapitalizminin Ýçine düþtüðü bunalým, bütün dünyada emekçi kityor ve kitlelerin hareketinin yükselmesine yol acýyor ve bu durum genel olarak küçük-burjuvaziyi, özel olarak onlarýn aydýnlarýný etkiliyor, radikalleþtiriyordu. Bunun yanýnda, bir

en beri merkezini kapitalizmin restorasyonunun gerçekleþtiði Sovyetler Birliði'nin ve SBKP'nin oluþturduðu yeni bir karþý-devrimci güç ortaya çýkmýþtý ve modern revizyonizm, ulustarya ve ezilen halklarýn, uluslararasý burjuvaziye, emperyalizme ve gericiliðe karþý mücalelerini saptýrýp, yozlaþtýran, sabote eden, ezilmesine yardým eden karþý-devrimci bir akýak burjuvazinin hizmetinde önemli bir rol oynuyordu. 1960'tardaki büyük mücadelede baþta Arnavutluk Emek Partisi olmak üzere Marksist-Leninist partiler modern revizyonizminihanetini açýða çýkarmýþlar, karþý-devrimci özünü ortaya koymuþlar ve ideolojik olarak teak bu mücadele henüz yeniydi. Kruþçev, Brejnev revizyonistleri ellerindeki büyük olanaklarn ve özellikle SBKP'nin prestijinden yararlanarak büyük tahribatlar yapabildiler. Bir çok ülkede komünist partiler SBKP'ye paralel olarak yozlaþýp, revizyonist, karþý-devrimci pailer haline geldiler. Devrimci hareketler, ya modern revizyonizmin açýktan açýða ihaneti ile karþýlaþtý, ya da onun yozlaþtýrýcý etkileriyle karþý karþýya kaldý. Bir çok ülkede yeneninist partilerin kurulmasý, revizyonist tahribatlarý alt ederek iþçi sýnýfý ve diðer haleleri içinde kök salmasý, onlarý kendi etrafýnda toplayarak, onlarýn baþýna geçip mücadeleetmeleri süreci henüz baþlangýç durumundaydý. Bir dizi ülkede ise böyle bir oluþum bile söeðildi ve buralarda revizyonizmin tahribatý daha da büyüktü.

Revizyonist partiler her ülkede devrimci geliþimin bütünüyle karþýsýnda ve burjuvazinin yar alýyorlardý. Bu partiler, diðer alanlardaki çarpýþmalarýnýn yaný sýra, devrimci ve sosyaçalýþarak ve bu isim altýnda, tümüyle burjuvazinin ve gericiliðin düzenini ve diktatörlüðri ve pratiðini geliþtirdiler; proletarya ve diðer emekçi kitleler ve burjuvazi arasýndakizýtlýðýn ve farklarýn giderek silindiði vb. gerekçelerle proletaryanýn kapitalist düzen sgerçekleþecek reformlar yoluyla kurtuluþunun mümkün olduðu fikrini yaydýlar. Ezilen ulus vlklarýn kurtuluþu için proletarya önderliðine gerek olmadýðý; bunu, burjuvazinin, «sosyalimsin yönlendirmesi ve yardýmýyla «kapitalist olmayan yol»dan yürüyerek gerçekleþtirilebile

eki propagandalarýna hýz verdiler. Her yerde sözde «sosyalist» Rus yanlýsý cuntalar tezgahr, bunlarý desteklediler. Uluslararasý ve ulusal alanda detant'ýn, sýnýf mücadelesi yerineiþbirliðinin esas alýnmasýný vaaz ettiler. Sosyalizm ve komünizm hedefini ortadan kaldýrm

Page 33: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 33/157

lýþtýlar, «demokrasinin geniþletilmesi» tezini ortaya attýlar. Onlar bütün bu yollarla, deerspektifi karartýp yok ederek, kitlelerin ulusal ve sosyal kurtuluþ mücadelelerini düzenin sýnýrlarý içinde tutmaya, burjuva gerici devleti parçalamaya yönelmesini engellemeye çHatta buna yönelen mücadeleleri burjuvazi Ýle el ele zorla bastýrmaya giriþtiler.

Modern revizyonistler en baþta proletarya diktatörlüðünün (ya da onun özgül bir biçimi olatatörlüðünün) zorunluluðunu, gerekliliðini ve proletarya diktatörlüðü teorisine kopmaz bir

n burjuva, ya da burjuva-feodal devletin proletaryanýn önderliðinde þiddete dayanan devrim yoluyla yýkýlmasý tezini karalayýp reddettiler. «Barýþçý! geçiþ» teorileriyle, kitleleretine, þiddete dayanan devrime, proletarya diktatörlüðüne karþý çýktýlar. Pasifizmi, sýnýfaþtýrdýlar.

Oysa bu dönemde daha önce de belirttiðimiz gibi kitlelerin mücadelesi yükseliyordu. Geliþmelerde proletaryanýn ve halk kitlelerinin mücadelesi, geri ülkelerde ulusal ve sosyalkurtuluþ mücadeleleri hýzla geliþiyor ve yaygýnlaþýyordu. Bu durumda sosyal pratik modernzyonizmin teori ve pratiðini özellikle saðcý, reformcu, uzlaþmacý yaklaþýmý, «barýþçýl geçbir ediyordu, Modern revizyonist tezler sýnýf mücadelesi gerçeðine uygun düþmüyor, canlýliþmesi karþýsýnda bunlarýn gereksizliði her gün kanýtlanýyordu.

Ama modern revizyonizmin ideolojik etkinliði ve çarpýtmalarýnýn üstesinden yalnýzca pratikiþmeler gelemezdi, o kendiliðinden bir þekilde yenilemezdi. Nitekim modern revizyonizmin ideolojik etkinliði bir çok ülkede varlýðýný küçümsenmeyecek ölçüde devam ettirdi. Kitleþmesi, kitle mücadelelerinin yükselmesi, devrimci akýmlarýn geliþimine hýz verdi, ama öten modern revizyonizmin tahribatý da çok büyüktü. Marksizm-Leninizm tek tek ülkelerde geniþetkinlik yaratamamýþ ve tüm devrimci hareketleri kendi etrafýnda toplayan güçlü bir merkeuþturamamýþtýr. Bu durumda, modern revizyonizmi bütünüyle Marksist-Leninist bir temelde elmeyen, onun bir çok tezini ve genel olarak teorik temelini kendine temel edinen, fakat kitle mücadelesi ve kitlelerin devrimci þiddetine karþý tutumu, genel olarak devrimve devrimci þiddet karþýsýndaki tutumu dolayýsýyla modern revizyonizmin uzlaþmacý reformirý önerilerini reddedip eleþtiren ve revizyonist partilerden ayrýlan ya da bu partilerindýþýnda ayný görüþlerde birleþen kiþi ve gruplar, revizyonizmin onlarý savunduðu 'sol'cuda ihtilalci bir hareket geliþtirdiler. Bunlar ideolojik olarak revizyonizmin yaný sýr

a anarþizm ve Troçkizmden de etkilenmiþlerdi.

Modern revizyonizmin ihaneti ile, yükselen kitle hareketleri karþýsýnda, Marksizm-Leninizmin yokluðunda, küçük-burjuva ihtilalci teoriler prestij kazanýyordu.

Enver Hoca yoldaþ, bu durumu 1971'de yapýlan Arnavutluk Emek Partisi VI. Kongresi'nesunduðu raporunda en özlü biçimiyle þöyle açýklýyordu: «Gerçekten bugün devrimci mücadelein dýþýnda ve onlarýn arzularýnýn tersine geliþmektedir. Buna karþýn revizyonist teori velarýn tehlike ve zararlarý küçümsenemez. Aralarýnda dürüst devrimcilerin de bulunduðu birgerçi revizyonistlerin reformcu yolunu reddetmekte ve onu eleþtirmektedir; fakat devrim ve onun geliþme yolu hakkýnda baþka bir yanlýþ anlayýþa kapýlmýþlardýr. Bu, onlarýn kdurumlarýyla, Marksist-Leninist ideolojik þekillenmelerinin eksikliðinden ve anarþist-Troçkist ve darbeci anlayýþlarýn üzerinde yaptýðý etkilerden ileri gelmektedir.»

Öte yandan modern revizyonizmin yanýnda, «Mao Zedung Düþüncesinin, onun ýþýðýnda Çin Komüntahlil ve tezlerinin, bu dönemde bütün dünyada 'sol' maceracýlýðýn geliþmesindeki etkileriez. Modern revizyonizme karþý mücadelede o dönemde hak etmediði bir prestij kazanan Mao'nun ve ÇKP'nin tez ve tahlifleri devrimciler üzerinde etkili olmuþ ve onlarýn bir çoðunu þubu ölçüde yanlýþlara sürüklemiþtir. Onlarýn modern revizyonizme karþý Marksizm-Leninizmii görünen idealist, iradeci, küçük-burjuva tezleri o dönemde modern revizyonizme karþý tavveya bu mücadele içinde oluþan çeþitli partileri maceracýlýða, köylü devrimciliðine vb. süerin devrimci mücadelelerinde onulmaz yaralar açmýþtýr. Bunlarýn içinde «emperyalizmin toprlemesi» tezleri ve Mao'cu «Halk Savaþý Teorisi» belirgin örnekler olarak sayýlabilir.

Ülkemizde ortaya çýkýp geliþen «1971 'sol' Hareketi» de, ulusal planda 50 küsur yýllýk rev

saðcý tahribatýn yaný sýra, uluslararasý planda modern revizyonizmin tahribatý ortamýnda dve özellikle Latin Amerika'da ortaya çýkan ve sosyal temel olarak küçük-burjuvaziye dayan, anarþizm, Troçkizm ve darbeci anlayýþlardan etkilenen, modern revizyonizmin ideolojik

Page 34: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 34/157

temelini eleþtiren ancak onun yerine Marksizm-Leninizmi koymayan 'sol'cu kabarýþýn bir parçasý, ülkemizdeki yansýmasý olarak geliþti. Bu, ayný þekilde «Mao Zedung Düþüncesinin tezu. Sað oportünizmin, pasifizmin karþýsýnda, iradenin rolünü mutlaklaþtýrdý, kitlelerin Ýralesi yerine bir grup Ýnsanýn iradesi ve mücadelesini geçirdi. Devrimin kitlelerin eseriolduðunu kavramadýðý gibi, devrimin iradi zorlama ile olgunlaþabileceðini, bunun için öncünýn harekete geçmesi gerektiðini ve silahlý mücadelenin koþullarýnýn her zaman var olduðunsürdü. Ýþçi sýnýfýnýn tarihsel rolünü ve Ýþçi sýnýfýnýn partisinin Önemini, belirleyici ro

almadý, devrimi ekonomik ve sosyal geliþmenin olgunlaþtýrabileceðî gerçeðini reddetti. 197' Hareketini, iki temel özelliði ile þöylece toparlamak mümkündür:

I. KONGRE BELGELERÝ (04)Birincisi, bu hareket 1970'lere gelirken geliþen kitle hareketlerinin radikalleþtirdiði yurtsever, devrimci, demokratik unsurlarýn emperyalizme, faþizme ve feodalizme karþý tepkilerini, ayný zamanda (bunun yaný sýra) bunlarý yaþatma ve güçlendirme görevini üstlenmvizyonizme ve reformizme karþý tepkilerini ifade ediyordu. Bu nitelikleri onun olumlu yanýný oluþturuyordu.

Ýkincisi, bu hareket artýk kitle mücadelelerinin geçici bir süre de olsa gerilediði, geril

eye baþladýðý koþullarda ortaya çýktý ve ayný zamanda küçük-burjuvanýn umutsuzluðunu ve ka1971 Hareketi, «kýzýþtýrýcý», «kitleleri harekete geçirici» silahlý eylemlerle sözde mücadandýrmaya çalýþýrken; pratikte kitlelerden kopuk, maceracý bir çizgi izledi. Teoride revizzmi aþamamasýnýn yanýnda, onun da savurmasýyla 'sol' platforma sürüklendi; anarþizme ve Trkapý açtý. Bu onun olumsuz yanýný oluþturuyordu.

«1971 'Sol Hareketi», modern revizyonizmin yolunu reddetti, Kruþçev, Brejnevlerin, Þ. Hüsolunu reddetti, ancak revizyonizmi aþamadý.Filizlenmeye baþlamasýndan itibaren alýnýrsa, bu hareket yaklaþýk üç yýla yakýn bir süre dsonunda küçük-burjuva ihtilalci örgütlerin önder ve diðer kadrolarýnýn tümünün katledilmelanmasý ve örgütlenmelerinin daðýtýlmasýyla, yenilgiyle son buldu.

Örgütümüz 1971 döneminde bu hareketlere önderlik eden ve hepsi de daraðaçlarýnda .iþkence

ve silahlý çatýþmalarda þehit düþen yurtseverleri, devrimcileri; Türkiye halkýnýn yiðit evkahramanlarý olarak görmektedir. Onlar çýkýþý olmayan yanlýþ bir yolda yürüyorlardý; ancakerini kýrpmadan kahramanca öne atýlan, fedakar, yýlmaz, dürüst devrimcilerdi.

Bizim onlara, devrimci kiþiliklerine, kahramanlýklarýna ve mücadelelerine duyduðumuz saygýbugün ülkemizde geçirilen bunca deðiþiklikten ve özellikle Marksizm-Leninizme mücadeleninolunu açýk bir þekilde aydýnlatmasýndan sonra, halâ onlarýn yolunda ýsrar etmeye çalýþanlaip çýkýþýndan da; ve halkýn þehitlerine sahip çýkmasý sonucu, halký aldatabilmek için onlaen ve sahte gözyaþlarý döken revizyonistlerin aldatmacalarý ve demagojilerinden de özündelýdýr. Birinciler onlarla ayný yolda yürümeye ve onlarýn yanlýþlarýný devam ettirmeye çabaler ise, bu hareketlerin devrimci, demokratik bütün özelliklerine karþý çýkýyor ve onu kara çalýþýyor ve sahte aðýtlarý Ýle, bu hareketleri etkilemiþ olan revizyonizmi öne sürmeye

Marksist-Leninist hareketimiz ise, bu mücadelelerin devrimci, yurtsever, demokrat özelliklerine ve revizyonizmi ve reformizmi kabaca da olsa reddeden ve Marksizm-Leninizme açýk olan yanlarýna sahip çýkýyor, «1971 'Sol' Hareketinin olumlu yönlerinin miralan ediyor ve savunulan fikirlerde ve uygulamada anti-Marksist olan, devrime yarar deðil zarar getiren ne varsa hepsini Marksizm-Leninizm temelinde reddediyor.

Örgütümüzün Önceli: Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu

Bilindiði gibi, «1971 'Sol' Hareketinin unsurlarýndan biri olan Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu, örgütümüzün öncelidir. Örgütümüz, bu örgütün bütünüyle dönüþtürülmesi; özeleþtiri ve Melik deðiþikliðini gerçekleþtirmesi ve Marksist-Leninist bir örgüte dönüþmesi ile oluþmuþt

Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu, 1970 sonlarýnda Deniz Gezmiþ, Hüseyin Ýnan, Sinan Cemgil, Yuf Aslan, Cîhan Alptekin ve diðer bir grup radikal gençlik lideri tarafýndan kuruldu. Bu örgüt «1971 'Sol' Hareketinin bütün temel ve belirleyici özelliklerini üzerinde taþýyordu ve

Page 35: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 35/157

arak da Guevaracý - Maocu küçük-burjuva ihtilalci bir çizgiye sahipti.

Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu, son derece dar bir örgüt olarak kuruldu. O, «öncü savaþ» venuyordu. Her türlü mücadele araç ve biçimini devrimci bir biçimde kullanmak anlayýþýnýn yehlý mücadele dýþýnda bütün araç ve biçimleri «lekeli» olarak niteleyip reddediyordu.Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu, 1971 baþlarýnda ülkemizde durumun silahlý mücadele açýsýndanlveriþli olduðunu ve o koþullarda silahlý mücadele yürütmeyen bir örgütün hiç bir zaman ge

ar alternatifi olamayacaðýný savunuyordu. Örgütün adýndan anlaþýlacaðý üzere THKO, iþçi sýlü, iþçi sýnýfýnýn partisinin önderliði konularýna, pratikte tamamýyla ilgisizdi ve partinfaaliyeti sonucun da ileride oluþacaðýný ve onun içinden ayrýþacaðýný savunuyordu.

Bütün bu tahlil ve tezlerine uygun olarak THKO kýsa bir hazýrlýk döneminden sonra, kýrlardlahlý mücadelenin baþlatýlmasý için, tespit edilen bir bölgede «gerilla ko-lu»nu faaliyeteKýrda bu çalýþmalar sürdürülürken, þehirde de kýrdaki bu faaliyeti desteklemeyi amaçlayanere giriþildi ve «1971 'Sol' Hareketi» açýk eylem olarak böyle baþladý.

Bu faaliyetler elbette kaçýnýlmaz sonuna ulaþtý. «Gerilla kolu» daðýtýldý. THKO'nun hemenosu, ya katledildi ya da tutuklandý.O dönemde THKO'nun ideolojik-siyasi görüþlerini derli toplu olarak ortaya koyan belge ol

an «Türkiye Devriminin Yolu» broþürü de bundan sonra yayýnlandý. Bu broþürde THKO'nun savurdý: Ülkemizde (ve dünyada) silahlý mücadelenin objektif koþullarý sürekli olarak vardýr.oþullarda silahlý mücadele yürütmeyen «ordusuz» bir örgütlenme kaçýnýlmaz olarak bir düzenkadrolarý, silahlý mücadelenin ateþinden, halk ordusunun saflarýndan çýkacaktýr; bu yüzdenda gerekli olan bir parti kurmak deðil, ayný zamanda iþçi-köylü ittifakýnýn da organý olacbir halk ordusu kurmak ve mücadeleye giriþmektir. Parti, süreç içinde baþlangýçta partininrini de yerine getirecek bu ordunun saflarýndan doðacaktýr. Silahlý mücadele temel mücadelbiçimi, kýrlar temel mücadele alanýdýr. Þehirlerde iþçi sýnýfý içinde yürütülecek mücadelemaktadýr. Mevcut rejimde legal mücadele yürütme olanaðý son derece sýnýrlýdýr, bu yüzden sdýþýnda ve anýnda ona baðlanmayan ekonomik ve demokratik haklar için mücadele yürütmek ger. Ayrýca bu broþürde, o zaman «sosyalist hareket» içinde yer alan bütün siyasi akýmlar tark biçimlerde savunulan, 50 küsur yýllýk revizyonist tezlerin bir kýsmý genel olarak doðrul ediliyordu. Broþürde formüle edilen Kemalizm, ordu, devlet vb. konulardaki görüþler revi

onizmin derin etkisi altýndaydý.

Yine revizyonizmden ve Troçkizmden etkilenmeye paralel olarak, broþürde revizyonizminkarakteri, sýnýf niteliði kavranamýyor ve Sovyetler Birliði revizyonist bîr ülke olarak nindirilmekle birlikte, burjuva kapitalist ve emperyalist bir ülke olarak görülmüyordu.

Broþürde bir çok Marksist terim kullanýlmakla ve bazý Marksist genel doðrular kabaca sýralkla birlikte, o, özü itibariyle revizyonizmin ve Troçkizmin etkisi altýnda þekillenmiþti.

Bu broþür, yenilginin hemen sonrasýnda yazýlmýþtý. 12 Mart dönemi boyunca yarý-askeri faþiazgýn terörü altýnda, önderlerinin ve ileri militanlarýnýn hemen hemen tümü katledilmiþ yhanelere doldurulmuþ ve örgütlenmesi daðýtýlmýþken, kuþkusuz THKO'nun siyasi çizgisinin venin saðlýklý bir muhasebesini yapmasýnýn objektif koþullarý da yoktu. Yenilgi koþullarýndarin saflarýnda döneklik, yýlgýnlýk, pasifizm alabildiðine yaygýnlaþýyor, bunlar tarafýndanvokasyon» teorileri ortalýðý kaplýyor ve ihtilalcilik alabildiðine lanetleniyordu. Bu koþuda THKO militanlarý için esil önemli olan, çizgilerinin ihtilalci özüne sadýk kalmak, karþci terör ve baskýya boyun eðmemek, devrimin ve halkýn çýkarlarýný her koþulda savunmaktý.THKO militanlarýnýn bunu gerçekleþtirdiðine dost, düþman herkes tanýktýr.

THKO küçük-burjuva ihtilalci çizgisini bu dönemde henüz bütünüyle sürdürüyordu.

1971 Dönemi Sonrasý Geliþmeler ve Durum

«1971 'Sol' Hareketinin yenilgisinin hemen sonrasýnda, yenilginin bizzat bu hareketin unsurlarý olan bazý örgütlerin saflarýnda yarattýðý döneklik, yýlgýnlýk, pasifizm vb. or

nistler hemen ortaya atýldýlar ve kendileri için uygun olan bu ortamda aðýlarýný bütünüyleiriþtiler. Onlar, 1971 küçük-burjuva ihtilalci hareketinin yenilgisinin kendi tezlerinidoðruladýðýný ispatlamaya giriþtiler.

Page 36: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 36/157

En baþa TKP, zehirini kusmak üzere faaliyetlerinde bir «atýlým» yaptý. Diðer tescilli revitler bu kargaþa ortamýnda zehirlerini kusmak, genç ve tecrübesiz devrimcileri kendi çizgileri etrafýnda toplayabilmek üzere kollarý sývadýlar. «Parti»nin önemi ve «Partisiz Devrimce bol bol ahkâm keserek parti adý altýnda yeni ihanet þebekeleri kurmaya giriþtiler. TSÝP. partiler bunun bir sonucuydu. Revizyonistler 1971 yenilgisi üzerine demagojilerve laf cambazlýklarý yaparak, ihtilal yolunu, þiddete dayanan devrim yolunu lanetlemey

e, «akýllý ve gerçekçi sosyalistliklerinin propagandasýný yapmaya giriþtiler.

1971 döneminde TÝÝKP adýný alan PDA revizyonistleri de geri durmadýlar. Sözde Marksizm-Lenmi savunma adý altýnda ve Marksizm-Leninizm eleþtirisini sözde 1971 döneminin eleþtirisisýna gizleyerek ve «Marksizmi revizyonizmden ayýran þiddet midir?» vb. türünden demagojileöte yandan uluslararasý komünist harekete sözde sahip çýkýyor görünerek ve elbette «Mao Zin Marksizm-Leninizm olarak ele alýnmasýndan da faydalanarak birçok devrimciyi revizyonizmin ve daha sonra «Üç Dünya» revizyonizminin saflarýna kýsa sürede de olsa çekebilmeyiOnlar da 'solculuðun eleþtirisi perdesi arkasýnda Marksizm-Leninizmin eleþtirisini yaptýlve henüz güçlü Marksist-Leninist bir temelin yaratýlmadýðý koþullarda, saðcý rüzgarlarý eicisi olduklarý Þ. Hüsnü çizgisinin saðcý, revizyonist, iþbirlikçi tahlil ve tezlerini kus

Ancak bütün bunlarýn yaný sýra, ülkemizde buhran derinleþmeye devam ediyordu. Kitlelerin mesi aðýr aðýr yeniden yükselmeye baþlýyor ve en önemlisi bu koþullarda ayný zamanda Marksim, modern revizyonizme, ülkemiz özelinde 50 küsur yýllýk revizyonizme ve onun uzantýlarýna71 döneminin 'sol' maceracýlýðýna karþý güç kazanmaya baþlýyordu.

THKO'nun Özeleþtiri Süreci, Nitel Bir Deðiþikliði ve Marksizm-Leninizmi Getirdi

Küçük-burjuva ihtilalci hareketin yenilgisinden sonra, bu hareketin saflarýnda belli baþlýim ortaya çýktý. Bazýlarý yýlgýnlýða kapýlarak devrimci mücadeleden yüz çevirdiler. Burjuvdal diktatörlüðün baský ve terörüne boyun eðdiler. Bunlardan bir kýsmý her þeyden bütünüylBir kýsmý ise yýlgýnlýðý, pasifizmi yaygýnlaþtýrmaya çabaladýlar. Provokasyon teorileriyonist ve reformist hareketlere teslim oldular, karþý-devrimciliðin, ihanetin bataðýna yuvarlandýlar, faþist ve sosyal-faþist haline geldiler.

Bazýlarý, 12 Mart döneminin sona ermesiyle birlikte {bunlarýn bir kýsmý mücadelenin en güçrýnda sindikleri halde) eski küçük-burjuva ihtilalci çizginin tamamen doðru ve Marksist-Lenist bir çizgi olduðunu, kendilerinin de bu çizginin sadýk izleyicileri olduðunu iddia ederek, özellikle devrimci öðrenci hareketi ve küçük-burjuva diðer tabakalar içinde ,12 Martdilen küçük-burjuva ihtilalci önderlerin sahip olduðu prestijden yararlanarak devrim aðalýya kalkýþtýlar. Eski çizgiyi belirli törpülemelerle sürdürmeye giriþtiler. Bu saflarda kýsbölünmeler oldu ve birçok yeni grup türedi.

1971 ihtilalci hareketine katýlan bir çok dürüst devrimci ise, 12 Mart döneminin azgýn faþterörünü en aðýr koþullarda kararlý bir biçimde göðüsledikten sonra; içine girilen dönemdealka, devrime ve mücadelede can vermiþ yoldaþlarýna karþý duyduklarý sorumluluk ve baðlýlýl pratiðin saðladýðý deneyi incelemeye, gözden geçirmeye, dersleri özetlemeye giriþtiler.

Marksizm-Leninizme sarýldýlar ve devrim yolunda daha emin ve daha kararlý ve doðru adýmlaa yürümeye devam ettiler. THKO bu doðru yolu tuttu.

1971 Döneminden Sonra THKO'nun Geliþmesi

1971 döneminden sonra, ülkemizde Marksizm-Leninizmin geliþme tarihi, aslýnda esas olarakTHKO'nun geliþme tarihidir. Çünkü, 1971 dönemi sonrasýnda sadece THKO, kendini yenileyip,arak, geliþerek Marksizm-Leninizme sarýlmýþ, özeleþtiriyi gerçekleþtirmiþ ve nitelik deðisist-Leninist bir örgüt haline gelmiþtir. Marksizm-Leninizmin geliþmesinin odaðýný bundanher dönemde THKO oluþturmuþtur denilebilir. Bu yüzden biz esas olarak THKO'nun geliþmesierinde duracaðýz. Marksist bir siyasi akýmýn ya da partinin olmadýðý ve ülkemizde Marksist

ist teorik-siyasi birikimin hemen hiç bulunmadýðý koþullarda kurulmuþ olan THKO, 1971 döneen sonra, geçmiþin küçük-burjuva ihtilalciliðinin demokrat, anti-emperyalist ve ihtilalcirasýna sahip çýktý. Ancak onun ideolojik siyasi temelini reddetti. Marksizm» Leninizme sa

Page 37: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 37/157

Geçmiþ çizginin küçük-burjuvaziye alt olduðunu ve revizyonizm ve Troçkizmden derinden etkni tespitve ilan etti. Özeleþtiri yoluyla -örgütsel bütünlüðünü de koruyarakniteliðininbir örgüte dönüþtü ve geliþmesini bundan sonra daima Marksizm-Leninizm doðrultusunda sürd

Elbette bu geliþme sadece iç etkenlerin bir sonucu deðildir. Marksizmin uluslararasý alanda mücadelesi, küçük-burjuva ihtilalciliðin 1971 sonrasýnda bütün dünyada yenilgisi ve kütilalciliðin ve buna yol veren revizyonizmin ve Troçkizmin uluslararasý Marksist-Lenin

ist hareket ve gerçek Marksist-Leninist partiler tarafýndan eleþtirilmesi vb. etkenlerde bu geliþmeyi doðuran dýþ etkenler olmuþlardýr.

Öte yandan bu geliþme, elbette ülkemizde devrimci dalganýn 1971 sonrasýnda yeniden aðýr aðmaya baþlamasý, iþte sýnýfýnýn ve halk kitlelerinin eylemlerinin yeni bir yükselmeye girmede soyutlanamaz.

THKO'nun yenilgisinin derslerini özetleme, nedenlerini bulma ve özeleþtiri süreci, 1971yenilgisinin hemen sonrasýnda baþladý. Ancak temel deðiþiklik ve geliþmenin baþlangýcý esa1975 yýlýna tekabül eder. 1975 yýlý hem proletaryanýn ve halkýn mücadele tarihinde ve hemKO'nun tarihinde son derece önemli geliþmelere yol açacak bir dönemi baþlattý. Bu tarihtentibaren THKO her dönemde esasý belirlemeyen, tali yaný oluþturan hatalar saklý tutulursa 

ern revizyonizme, sað oportünizme, 'sol' maceracýlýða, Troçkizme ve ülkemiz özelinde de özk yarým yüzyýllýk ülkemiz Ýþçi sýnýfý hareketi üzerine bir kabus gibi çöken revizyonizme vsine, onun o günkü uzantýlarýna ve 1971 döneminin küçük-burjuva ihtilalciliðine karþý gittve derinleþen köklü eleþtiriler yöneltti. Daima Marksizm-Leninizme sarýlarak bu faaliyetaz bir þekilde yürüttü. Ayný zamanda kendi hatalarýna ve siyasi çizgisindeki yansýmalara kansýz oldu. Bu faaliyeti pratik mücadele ile bütünleþtirdi. Proletarya partisinin kuruluþukendine temel görev seçti ve zorlu mücadeleler sonucunda Ýþte bugüne ulaþýldý.

Yenilginin sonrasýnda THKO'nun örgütsel yapýsý do hemen bütünüyle daðýtýlmýþtý. Birbirindegruplar küçük-burjuva ihtilalci çizgiyi sürdürmeye çalýþýyorlardý. Bu dönemde THKO militanerkezi yapýsýný yeniden kurmak, geçmiþ mücadeleyi deðerlendirmek ve onu yeni bir düzeye yügörevini koydular, çabalarýna hýz verdiler.

THKO militanlarýnýn asýl önemli kesimi (bunlar Marksizme zaten açýktýlar, bu ayný zamandan bir niteliðiydi) Marksizmden giderek daha çok etkileniyorlardý. Onlarýn devrim inancýyldolu olmalarý, onlarýn uluslararasý komünist hareketin tezlerinden, modern revizyonizmekarþý mücadelede baþarýlarýndan hýzla etkilenmelerini saðlýyor, Marksizmi araþtýrýyor, öðriyorlardý. Geçmiþ mücadeleyi deðerlendiriþin ve özeleþtirinin baþlangýcý sayýlabilecek olai» ve «Marksist-Leninist Parti Meselesi Üzerine» broþürleri iþte bu ortam içinde yayýnlandesas olarak bir grup ileri THKO militanýnýn çalýþmalarýnýn ürünleriydi.

Her iki broþür de geçmiþ çizgiyi savunmaya, savunulur hale getirmeye çalýþýyorsa da bunlarnda geçmiþi sarsýyor ve eleþtirinin bütünüyle geliþtirilmesi için kapýyý açýyordu. Ayný zazat bu hareketin içinde ileri derecede yer almýþ militanlar tarafýndan yazýlmýþtý ve bu duKO'nun geliþmesi, militanlarýnýn eleþtiriye yöneliþ içine girmesi için olumlu koþullarý yayandan, örneðin «Geçmiþin Özeleþtirisi» broþürü, daha sonra bütün mücadeleleri boyunca THl bir düsturu olarak aldýklarý þu anlayýþý vurguluyordu: Devrimci bir örgüt hatalarýný veetmek deðil, aksine bunlarý en acýk bir biçimde ortaya koymak ve yenmek zorundadýr. Broþürzamanda, özeleþtiri faaliyetinin sürekli derinleþtirilme si gereði üzerinde duruyor bu yönmilitanlara çaðrý yapýyordu. Ayný zamanda ideolojik çalýþmaya hýz verilmesini, ideolojikin geliþtirilmesinin zorunluluðunu vurguluyor ve Marksizmin öðrenilmesini teþvik etmiþ olurdu.

Diðer broþür ise, temelli hatalarý taþýsa da, geçmiþi törpüleyerek savunulur hale getirmeyný zamanda, parti sorununu ve partinin sübjektif koþullarýnýn hazýrlanmasý sorununu en cidir þekilde gündeme getiriyor ve dikkatleri bu yöne çekiyordu. Broþür, ayný zamanda 1971 ihlciliði tarafýndan da savunulan ve «Türkiye Devriminin Yolu» adlý THKO broþüründe de yer aevizyonizmine paralel tezlerin bir kýsmýný eleþtiriyor ve böylece 50 küsur yýllýk revizyon

sözde deðil özde eleþtirilmesini de baþlatmýþ oluyordu. O, ayný zamanda THKO militanlarý ibelge olarak kabul edilen «Türkiye Devriminin Yolu» broþürünü de eleþtirmiþ ve özeleþtiriyede bir adým daha atmýþ, yolu iyice açmýþ oluyordu.

Page 38: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 38/157

Ýþte bu tarihlerden baþlayarak, teorik, siyasi, önemli zaaflar taþýsalar da, geçmiþi tümüylü bir biçimde eleþtirmeseler de; küçük-burjuva ihtilalciliði, onunla ortak temele sahip orevizyonizmi ve 'sol' çizgiyi reddedip, Marksizm-Leninizmin evrensel gerçeðinin Türkiye gerçeðine uygulanmasý çabasýna giriþen, Marksizm-Leninizmi kendilerine rehber edinen militrýn insiyatifi ele alarak THKO'nun merkezi yapýsýný ve onun organý «Geçici Merkez Komitesirmalarý ve «THKO Merkez Yayýn Organý» olarak YOLDAÞ'ý yayýnlamaya baþlamalarý tarihine kad

nde (ve sadece içinde deðil, THKO' nun prestiji ve yeri dolayýsýyla dýþýnda da yansýyarak)ir sýnýf mücadelesi dönemi yaþandý. Bu dönem içinde özeleþtiri belli ölçülerde derinleþti,kaydetti. Bu dönem, THKO ve GMK'nýn ortaya Marksist-Leni-nist bir program, doðru ve bütünlüklü bir siyasi çizgi ko-yamamasýna, bir tüzük hazýrlayýp örgüt içinde Marksist-Leninistayamamasýna, revizyonizm ve 'solculuk'un hala önemli etkileri, kalýntýlarý ve yansýmalarýmesine karþýn; henüz yeterli bir þekilde kavranmasa da Marksizm-Leninizmin eylem klavuzuolarak kabul edildiði; ideolojik, siyasi, örgütsel alanda Marksizm-Leninizmin temel ilkelerinin savunulmaya çalýþýldýðý, revizyonizme, Troçkizme, sað ve 'sol' oportünizme karþle dolu ve merkezi bir yapýya sahip THKO'nun yeniden örgütlenmesiyle son buldu.

GMK'nýn önderliðinde THKO'nun yeniden örgütlenmesiyle, onun her yönüyle Marksist-Leninistgüt, içinde burjuva ideolojisinin çeþitli biçimleri ve burjuva revizyonist, saðcý, 'sol'cu

unsurlarýn varlýðýna izin vermeyen Marksist-Leninist bir parti haline geldiði söylenemez.a THKO, içinde hatalý eðilimler, Marksizmin1 kavranýp uygulanmasýnda eksiklikler barýndýrmkarþýn güçlü bir Marksist-Leninist potansiyel taþýyan, Marksizm'in gösterdiði doðrultuda gmiþ, bu yolda her türlü engeli aþmaya kararlý olan ve süreç içinde, aþan, esas yönü bu olaeninist bir örgüt haline geldi.

THKO'nun merkezi yapýsýyla yeniden örgütlenmesi, GMK'nýn kurulmasý ve YOLDAÞ'ýn yayýnlanmasý THKO'nun geliþme sürecinde gerçek bir dönüm noktasýydý.

YOLDAÞ, belki periyodik olarak ve sistemli bir þekilde yayýnlanamadý, zaaflar ve eksiklikler taþýdý, hatta kimi zaman yanlýþ görüþleri yaygýnlaþtýrdi; ama onun esas niteliðine baecektir ki, THKO militanlarýnýn çevresinde sýkýca kenetlendikleri organ olarak THKO'nun döen esaslý araçlardan biri oldu. Aðýr aksak yapýsýyla da olsa daima Marksizm-Leninizm doðru

unda faaliyete yön verdi. Özeleþtirinin pratikte bütün saflarda ve çevrede kavranmasýnýn,eþtirmesinin bir aracý oldu. Öte yandan YOLDAÞ, «Devrimci Teori olmadan, Devrimci Eylem Olmaz» ait baþlýðýyla, 1971 döneminde THKO'nun bu konudaki bu yük eksikliðine sürekli dikkatarksizmin araþtýrýlmasý ve Öðrenilmesi ruhunu canlý tuttu ve teþvik eti. YOLDAÞ, denilebileksikliklerine karþýn, ideolojik-siyasi inþa faaliyetinde esas araçlardan biri oldu.

YOLDAÞ'ýn I. sayýsý o zamana kadarki bütün geliþimi özetliyordu. Bir yandan özeleþtiriye öat çekiyor, ülkedeki bütün devrimcilere bu yönde bir çaðrý yöneltiyor, diðer küçük-burjuvade olsa benzeri bir eðilimi tespit ederek bunu teþvik ediyor ve ülkede tüm proleter devrimcileri birliðe çaðýrýyordu. Öte yandan; «Devrim Kitlelerin Eseridir», «Sýnýf Mücadelesilanýnda ve Çeþitli Biçimlerde Sürdürülen Mücadelelerin Bir Bütünüdür», «Ancak Ýþçi Sýnýfýnsi'nin Önderliði Devrimi Zafere Götürür», «Modern Revizyonizme Karþý Mücadele Tarihi Bir Gla, THKO'nun geçmiþteki hatalarýný ve bunlarýn yerine konan Marksist-Leninist doðrulan elelýyordu.

Gerek YOLDAÞ-I ve gerekse ona paralel olarak yayýnlanan iç yazýlarda Parti ve benzeri konularda temelli yanlýþlar da vardý; ancak bunlar daha sonra düzeltildi.

Geliþme- süreci içinde THKO, modern revizyonizmin niteliðini kavrama doðrultusunda ilerledi. YOLDAÞ-II, revizyonizmin iktidarý gasbettiði ve sürdürdüðü ülkelerde kapitalizmin restoun kaçýnýlmazlýðýný ve onun sosyalizmin kötü bir türü deðil, bir burjuva ideolojisi ve praevizyonizme karþý amansýz bir mücadele yürütülmesi gerektiðini ortaya koyuyor; Sovyet sosyeryalizmine karþý açýk tavýr alýyor ve onun yüzünü teþhir ediyordu.

Bu ayný zamanda THKO'nun içinde bir mücadelenin sonuçlanmasý ve bir grup revizyonistin de

güt dýþýna atýlmasýydý. GMK kurulmadan önce «Mücadelede Birlik» adlý bir broþür yayýnlayarr savunan bir grup sosyal emperyalizm teorisine açýkça karþý çýkýyor ve hizipçiliðe giriþiir genelge ile bu grubu revizyonist olarak niteliyor ve örgütten ihraç kararýný açýklýyord

Page 39: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 39/157

YOLDAÞ-lll'de ise, «Modern Revizyonizm, Troçkizm ve Türkiye Devrimci Hareketi» baþlýðýylaevizyonizmin ve Troçkizmin belli baþlý tezleri red ve mahkum edilmekteydi.

Esas doðrultu daima Marksizm-LeninÝzm yolunda olmakla birlikte, THKO'nun geliþmesi düz bir çizgi izlemedi. Geliþme süreci içinde düþülen hatlar ve bunlarýn kavranýp düzeltilereksýyla oluþan zigzaglar ortaya çýktý. Elbette bunun nedeni, THKO'nun o dönemde Marksizm-Len

izmi henüz bütünüyle kavramamýþ ve henüz Marksist-Leninist bir program ve bütünlüklü bir suþturmamýþ olmasýydý.

Ayný dönemde «Üç Dünya Teorisi» kabul edildi. THKO, geçmiþin özeleþtirisi ile birlikte, Maizmin, komünist hareketin uluslararasý niteliðini, proletarya enternasyonalizmini kabaca da olsa kavramýþ ve uluslararasý komünist hareketin genel çizgisine baðlýlýðýný ilan etmnavutluk Emek Partisi'nin yanýnda. Cin Komünist Partisi'ni de uluslararasý komünist hareketin Heri bir müfrezesi olarak görüyor ve o zamanki genel yanlýþa uygun olarak ÇKPye veZedung'a hak etmedikleri bir yer veriyordu. Onlarý Marksist-Leninist ve modern revizyonizme karþý mücadelenin güçlü unsurlarý olarak görüyordu. THKO'nun uluslararasý komünin maddi kopukluðu, revizyonizme karþý verilen mücadelede Mao Zedung ve ÇKP'nin yalpalamalarý ve milliyetçi çizgileri hakkýnda bilgi sahibi olmayý önlüyordu. Ýþte bu koþullarda CKP'

rarasý komünist harekete dayattýðý «Üç Dünya Teorisi», «Uluslararasý Komünist Hareketin geyýþýyla kabul edildi.

Oysa bu teori ve onun dayandýðý revizyonist temel THKO'nun geliþim yönüyle çeliþiyordu. Headar THKO bu teorinin karþý-devrimci ve sýnýf iþbirlikçisi tezlerini hiç bir zaman pratiktgulamadý, bunlara uymadý ve «Üç Dünya Teorisi»ni sürekli olarak «devrimci» bir tarzda yoruda; bu revizyonist teorinin kabulü, elbette THKO'nun revizyonizmden arýnma ve Marksizm-Leninizmi kavrama ve onun temelinde program ve siyasi çizgiyi Ýnþa etme sürecini baltaladý ve geliþmeyi geciktirdi.

Bu dönem THKO'nun henüz geniþ bir ufka sahip olmadýðý ve bunun sonucu olarak 'sol'a karþýyi, revizyonizme ve sað oportünizme karþý mücadele ile birleþtirip bütünlüklü bir þekildence baþarýlý olamadýðý; daha doðrusu revizyonizmi ülkemizde somut olarak yerle bir etmek ü

küsur yýllýk revizyonizmle hesaplaþmayý henüz ileri boyutlara vardýramadýðý ve bunlarýn doucu olarak, 1971 yenilgisi sonrasýnda «Prestij» kazanmýþ saðcýlýktan etkilendiði ve belirle olsa saða kaydýðý bir dönem oldu.

«Üç Dünya Teorisi»nin kabulünün yanýnda, bunun söz konusu edilmesi gereken belli baþlý diðnlardýr:

1975 sonunda THKO sonradan örgüt içinde bir hizip kuran ve aþýrý saðcý, revizyonist-Trockisý görüþler taþýyan bir grupla birleþti. Bu grup kendini daðýtarak THKO'ya katýldý. Bu birer ve Marksizm-Leninizm temeli üzerinde gerçekleþtirilmemiþti. THKO'nun Türkiye devrimininbirçok temel sorununa iliþkin görüþleri henüz netleþmemiþti; öte yandan ise bileþilen grurunlarda köklü revizyonist görüþlere sahipti ve bunlarý beraberinde getiriyordu. Ýþte bu bTHKO'nun bu belirsizlik temeli üzerinde gerçekleþmiþti ve THKO' yu saða çekiyordu. Öte yanbu birleþme henüz THKO' nun ve onun yönetiminin ideolojik-siyasi çizginin her þeyi tayin ettiðini yeterince kavramadýðýnýn bir göstergesiydi.

Ayný dönemde, «Sürekli Faþizm Üzerine» ve YOLDAÞ-IV'de «Týrmanan Faþizme Karþý Örgütlenmemtle Mücadelesini Yükseltelim» adlý yazýlarýn yayýnlanmasýyla THKO, revizyonist-saðcý Faþizini kabul ediyordu.

Üçüncü gösterge ise ayný zamanda, bu saða kayýþýn da bir sonucu olarak revizyonist TÝÝKPakýnlaþmayý. TÝÝKP karakterine uygun olarak «Üç Dünya Teorisi»ni bütünüyle savunuyordu vede onun temel görüþleri arasýndaydý. Diðer yandan modern revizyonizme ve küçük-burjuva 'skarþý çýkma, proletarya diktatörlüðünü savunma maskesini takýnmýþ olmasý, sözde Marksizm-Lasý komünist hareketi savunuyor görünmesi, TÝÝKP revizyonizminin THKO'nun geliþmesini bir

n de olsa olumsuz bir þekilde saða çekerek etkilemesine yol açabilmiþtir. Mao'ya v© ÇKP'yeen hak etmedikleri deðer, henüz 50 küsur yýllýk revizyonizmin bütün boyutlarýyla kavranmam'nin bunun doðrudan bir devamý olduðunun görülmemesi de bunun etkenleri olmuþtur. TÝÝKP il

Page 40: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 40/157

bu teorik siyasi yakýnlaþma, pratikte de THKO TÝÝKP yakýnlaþmasýný ve onun eksiklikler taproleter devrimci akým olarak görülerek, proleter devrimcilerin birliðinin bir unsuru olarak kýsa bir süre içinde olsa görüþmelere girilmesini getirmiþtir.

Ancak bütün bunlar, geliþmekte olan THKO'nun geliþmesi içinde düþtüðü hatalardýr. Geliþmem-Leninizm doðrultusundaydý ve THKO içine düþtüðü bu hatalarý da aþmayý ve hatalarýný (ki) sistemleþtirmek þöyle dursun, Marksizm yolunda daha da ilerlemeyi bildi. 1976 Mayýs'ýnda

yayýnlanan YOLDAÞ-V, «Her 6 Mayýs'ta Marksizm-Leninizm ve Devrim Yolunda Bir Adým Daha Meride» ve «Özeleþtiri Kampanyasýný Marksist-Leninist Tarzda Derinleþtirelim» baþlýklý yazýlu bir kere daha vurguluyordu.

Bu dönemde GMK bir kitle yayýn organýnýn yayýnlanmasý kararýný aldý. Kitle yayýn organý baçizgisi, program vb. konularda var olan zaaflarýnýn doðrudan etki ve eksikliklerini üzerinde taþýsa da; o, ülkemizde büyük ve önemli bir devrimci görev yerine getirdi. Marksizm-Lezmi, Marks, Engels, Lenin, Stalin'in ölümsüz fikirlerini, örgütümüzün her dönemde kitleleaydýnlatan tespit ve direktiflerini ülkenin en ücra köþelerine kadar ulaþtýrdý.

Kitle yayýn organý sadece kolektif bir propagandacý ve ajitatör olmakla kalmadý; ayný zamaa iyi bir örgütçü de oldu. Örgütümüzün ulaþamadýðý birçok yerde sempatizanlar geliþtirdi,

er etti.Örgütümüzün siyasi geliþimine paralel olarak o da geliþti, güçlendi.

Bugün ülke çapýndaki yaygýn taraftar çevremizi, etkimizi, iþçi sýnýfý ve halkýmýzýn baðrýni ayný zamanda kitle yayýn organýmýza borçlu olduðumuzu söylediðimizde bu gerçeðin ta kendtýr.

Yayýn organý ayný zamanda örgütümüzle en geniþ kitleler arasýnda sýcak baðlarýn, karþýlýklaracý olmuþ ve bu durum siyasi inþa, yanlýþlardan arýnma sorunlarýnda örgütümüz için gerçr. O, adeta her dönemde örgütümüze kitlelerin þevkini, canlýlýðýný, kararlýlýðýný, fedakar

THKO'nun geliþiminin yavaþlamasýna ve oldukça önemli hatalara düþmesine, bu dönemde önderl

e hatalar da neden olmuþtur. En baþta teorinin önemi ve ideolojik-siyasi çalýþmanýn belirliliðinin henüz o dönemde önderlik tarafýndan bütünüyle kavrandýðý söylenemez. Öte yandan öleþme iie içinde bizzat revizyonist unsurlarý (ki bunlar daha sonra karþý-devrimci hizibinbaþýný çektiler) barýndýrýyordu. Bu ortamda önderlikte ideolojik-siyasi uzlaþmacýlýk aðýrnamaz)

Ancak GMK çoðunluðu bu hatayý kýsa bir süre sonra aþtý ve THKO yek vücut ilerlemesine devaBu saða kayýþ dönemi, bu hatalarýn tespit edilip giderilmesi ile, Örgüt içinde geliþen mücnde THKO Marksist-Leninist bir program ve bütünlüklü bir siyasi çizgiye ulaþmasý, Marksizmvrayýþ ve uygulayýþta oldukça yetkin bir hale gelmesi Ýle sonuçlandý.

Bu sürecin ilk adýmý «Týrmanan Faþizm» teorisinin eleþtirilmesi, reddi ve THKO'nun bu konuleþtirisi oldu. YOLDAÞ-VI'da «Faþizm Meselesi Üzerine Özeleþtiri» yayýnlandý. Bunu örgüt iir dizi diðer yazý Ýzledi. Bu yazýlarda faþizm sorununun yanýnda Marksist emperyalizm teori, devlet teorisi, özlü bir biçimde inceleniyor ve bunun yanýnda ülkemizin sosyo-ekonomikyapýsý ile ilgili Marksist-Leninist tezler de yer alýyordu. Bu yanlar geliþmenin yolunuaçýyor, revizyonizme darbe indiriyordu. Öte yandan týrmanan faþizm teorisine. indirilen darbeler anlamda «Üç Dünya Teorisi»ne de indirilen bir darbeydi. Artýk yönelim açýkça belirllanan tezler, THKO'nun daima kararlýlýkla Marksizm yolunda yürümüþ en geniþ çoðunluðu tarair þekilde tartýþýlýyor ve kabul ediliyordu. Faþizm sorununun örgüt içinde tartýþmaya açýlgüt içinde ideolojik-siyasi canlýlýðý hýzla yükseltti. Faþizm konusundaki çalýþma sýrasýndülkemizde devletin biçimi ve rejimin niteliði konusundaki o zamana kadar yaygýn olaraksavunulan görüþlerin revizyonizmin etkisi altýnda þekillenmiþ olduðunu ve bu tahlillerin ryonistlerin emperyalizm teorisi ve ülkemizin sosyo-ekonomik yapýsýný ve tarihsel geliþimine iliþkin görüþlerinden kaynaklandýðýný vurguluyordu.

«Týrmanan Faþizm» teorisinin özeleþtirisi, THKO'nun geliþiminde yeni bir dönüm noktasýydý.

Page 41: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 41/157

Bu geliþmelerin sonucunda, saða kayýþ sýrasýnda yapýlan birleþme ve revizyonizmden etkilenn çatlaklarýndan örgüte sýzan saðcý unsurlarla, Marksizm-Leninizm ve Marksist-Leninistlerdaki mücadele alabildiðine yoðunlaþtý. Onlar kendi geleceklerini son derece karanlýk görüyBunun için de geliþmeye karþý gizli komplolara giriþtiler. THKO, sonuçta her bakýmdan gelilerlemiþ olarak çýkacaðý bir buhranýn içine girdi.

Faþizm tartýþmasý, aslýnda Marksizm ile revizyonizm arasýndaki, örgütün geleceðinin Marksi

m tarafýndan mý yoksa revîzyonizm tarafýndan mý belirleneceði konusundaki aslýnda bütün tlardaki mücadelenin odak noktasý oldu faþizm konusundaki Özeleþtiri örgüt içindeki revizyi hemen davranmaya zorladý.

Bu sýrada önderlik, ülkemizin sosyo-ekonomik yapýsý, ülkemiz devriminin niteliði, devriminu ve diðer sorunlarý kapsayan «Ulusal Demokratik Halk Devrimi» konusunu, ardýndan uluslararasý durumu örgüt içinde tartýþmaya açma ve sonucu belirleme kararý aldý.

Bu dönemde, Arnavutluk Emek Partisi'nin VII. Kongresi yapýldý ve Enver Hoca yoldaþýn bu Kongreye sunduðu tarihi önem taþýyan raporunda Üç Dünya Teorisine karþý açýk tavýr alýndý.lt organlara kadar THKO saflarýnda geniþ bir yanký uyandýrdý. Bütün örgütte, THKO'nun esasile hiç bir zaman uyuþmamýþ olan bu teorinin reddedilmesi yönünde güçlü bir eðilim oluþtu.

eler içinde, .kendi içinde «Üç Dünya Teorisi»nin reddedilmesi kararýný aldý ve önce UlusalHalk Devrimi'nin, ardýndan da «Üç Dünya Tecrisi»nin tartýþmaya açýlmasýný kararlaþtýrdý.

Bu geliþmeler olurken Marksist-Leninist tezler karþýsýnda tutunamayacaklarýný anlayan revionistler. Ulusal Demokratik Halk Devrimi tartýþmasýný ne olursa olsun engellemeye çalýþtýlArnavutluk Emek Partisi ve Enver Hoca yoldaþýn THKO'da ve saflarýnda sahip olduðu büyük prtijden rezilce yararlanmaya çalýþarak, GMK'nýn «üç dünyacý olduðu» yalanýný yaymaya çalýþtata ve eksiklikleri istismara giriþtiler. Onlar Marksizm-Leninizm karþýsýnda bir siyasiplatform ortaya koyamadýlar ve görüþlerini gizlediler. Alttan alta gizlice etkileyebildikleri insanlarý ve esasta da kendi eski ahbap-çavuþ gruplarýna dayanarak bir gizli hizipörgütlediler.

Revizyonist hizipçiler, 1 Mayýs 1977 Kanlý Provokasyonuyla burjuvazi bütün silahlarýyla TH

'ya karþý saldýrýya giriþince, içerden onunla birleþtiler. Hizip açýktan \açýða yýkýcý-tasgiriþti.

GMK, bu karþý-devrimci hizibi deþifre etti. Niteliklerini sergiledi ve onlarýn ideolojikgýdalarýný oluþturan revizyonizmi teþhir etti. Sahtekarlýklarýný açýða çýkarmak üzere, YOi»ni red kararýný ve bu konuyla ilgili üç yazý yayýnlandý. GMK, revizyonist elebaþýlarýn gti revizyonist (ancak siyasi bakýmdan þekilsiz), anti-parti, karþý-devrimci bir faaliyetolarak niteledi. Hizipçilere, hiziplerini daðýtmalarý ve görüþlerini savunmalarý için tartýlmalarý çaðrýsýný yaptý. Ancak onlar THKO'nun çoðunluðunun Marksizm yolunda kararlý milibilincindeydiler. Eski gruplarýndan ne kadarýný peþlerinden sürükleyebildilerse, onlarý pne takarak kaçtýlar. Burjuvaziyle açýktan bir birleþme içinde, bilebildikleri kadarýyla örlarý deþifre etmeye, her türlü yolla THKO'nun faaliyetini engellemeye ve provokasyonlardüzenlemeye giriþtiler.

Hizip, sonuçta her anti-parti, karþý-devrimci topluluðun vardýðý yere vardý. Bütünüyle çürir biriyle gýrtlaklaþarak daðýldý. Bir kýsmý siyasi faaliyeti býrakarak bir kenara çekildiStalin'e, Dimitrov'a, açýktan açýða saldýranlar, «Marksizmin gününü doldurduðunu» söyleyep»larý incelemeye giriþenler çýktý. Hizipçi faaliyete katýlmýþ dürüst unsurlar ise yenidenÖzeleþtiri yaptýlar, hizibi teþhir ettiler.

Geri kalan küçük bir grup ise, karþý-devrimin bir saldýrý aleti haline geldi. Bunlar «TÝKBarþý- devrim çetesi kurdular. Provokasyonlarýný uluslararasý planda sürdürmeye çalýþtýlar., onlar komünist hareketimize saldýran kiralýk katiller çetesi olarak, yoldaþlarýmýza ve ttarlarýmýza silahlý saldýrýlar düzenlemeye giriþtiler. Ýki parti taraftarýný katlettiler.

Sosyal pratik hizibin örgütümüz tarafýndan ta baþlangýçta tespit edilen niteliðini en açýkoðruladý.

Page 42: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 42/157

Revizyonist safranýn atýlmasýyla, THKO'nun geliþimi bütünüyle hýzlandý ve kýsa bir süredeyasi inþa esas olarak tamamlandý. Hizipçi faaliyetin örgütsel planda ezilmesinden kýsa bire sonra, GMK önderliðinde bütün örgüt çapýnda Ýleri Militan Toplantýlarý düzenlendi. Bu toHalk Kurtuluþ Ordusu militanlarýnýn Marksizm-Leninizm yolunda kararlýlýðýnýn, devrim yolunararlýlýðýnýn en açýk bir göstergesi oldu. THKO militanlarý GMK'nýn yolunu bütünüyle onayli yayýnlamasý için Ona tam yetki verdiler. Ýleri Militan Toplantýlarý, örgütün birliðini paðlamlaþtýrdý ve ileri atýlýþta yeni bir adým oldu.

YOLDAÞ-VII1, IX ve Xl'de artarda «Ulusal Demokratik Halk Devrimi», «Üç Dünya Teorisi» üzerrimiz ve «Milli Mesele Üzerine» tezler yayýnlandý. Buhran aþýlmýþtý ve 1975'de baþlayan süin somut olarak üstesinden gelinmesi, 50 küsur yýllýk revizyonist «mirassýn alt edilmesi asýna ulaþmýþtý.

Bu geliþmelerin doðrudan bir sonucu birikimin daha da derinleþtirilmesi, diðer siyasi hareketlerin tezleri ile açýktan hesaplanýlmasý ve bu temeller üzerinde kadrolarýn ve çevrenn etkin bir þekilde eðitilmesi için yayýnlanmasýna karar verilen periyodik teorik yayýn orný oldu. Teorik yayýn organýnýn çýkarýlmasýyla ve Platformun yayýnlanmasýyla, Çin revizyonsinden kaynaklanan kýsmi hatalara karþýn esas özelliði Marksizm-Leninizm olan programýn vearksist-Leninist siyasi çizginin inþasý esas olarak tamamlanmýþtý.

Teorik organ komünistlerin elinde gerçek bir silah oldu, kadrolarý teorik bakýmdan eðittive yetkinleþtirdi. Diðer siyasi hareketlerle teorik yayýn organýnda sürdürülen ideolojik me süreci içinde görüþler daha da geliþti ve derinleþti.

THKO þanlý bir örgüt olarak artýk yaþamýnýn ve geliþmesinin sonuna yaklaþmýþtý. THKO'nun bdelesi sonucunda, baþlangýçta Marksist-Leninist Partinin kuruluþu için temel olarak Marksist-Leninist programýn ve siyasi çizginin inþasý görevi esas olarak tamamlanmýþtý. Artýk göreklerin yerine getirilerek Partinin kurulmasýydý.

THKO Ekim Konferansý: Türkiye Devrimcî Komünist Partisi-Ýnþa Örgütünün Ýlaný

Ýþte 1978 Ekim Konferansý bütün bu geliþmelerin bir sonucu ve noktalanmasýydý.

Konferans, bütün örgütün iradesini yansýtan bir organ olarak, «Platform»u ve ideolojik-siyiyi, ortaya konan temel tezleri onayladý. 1975'den baþlayarak bütün geliþmeyi gözden geçirdeðerlendirdi ve özetledi. Ekim Konferansý, Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kuruluþu, koþullarý asgari ölçüde tamamlanmýþ, ülkemiz komünistlerinin önünde duran ertelenmez veev olarak tespit ve ilan etti.

Ekim Konferansý, 1975'den baþlayarak, geliþmeler Ýçinde ulaþtýðý yerde, önüne koyduðu yücelarak THKO'nun adýný, Türkiye Devrimci Komünist Partisi Ýnþa Örgütü olarak deðiþtirme karahazýrlýklarýn tamamlanarak en kýsa zamanda Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin Birinciuruluþ) Kongresinin toplanmasý tarihi kararýný oy birliði ile aldý.

Konferans, «proleter devrimcilerin birliði»nin, gelinen yerde, uluslararasý komünist hareketle birlik, ortaya konan Marksist-Leninist program ve siyasetlerde birlik ve TDKP-ÝÖ saflarýnda birlik demek olduðunu vurgulayarak: «Bütün proleter devrimciler, TDKP-ÝÖBirleþin!» çaðrýsýný yaptý. Diðer siyasi hareketlerin saflarýnda yer alan dürüst devrimcie partinin önüne, küçük-burjuva þefler tarafýndan kurulmaya çalýþýlan barikatlarý parçalayatýlmaya çaðýrdý.

Bu, THKO'nun «proleter devrimcilerin birliðini saðlamak yolunda baþýndan beri sürdürdüðü kkeli mücadelenin, gelinen yerdeki koþullara uygun bir devamýydý.

Konferans, proleter devrimcilerin birleþtirilmesi için üç yýl boyunca sürdürülen faaliyetigeçirip deðerlendirdi ve bu faaliyetin Marksizme, iþçi sýnýfýnýn ve devrimin çýkarlarýnaelirledi.

Bilindiði gibi THKO, 1971 döneminin sonrasýnda içine girdiði deðiþime benzer bir yöneliþe,minin diðer küçük-burjuva ihtilalci örgütlerinden de bazý gruplarýn a-ðýr aksak da olsa giit etti. Partinin kuruluþunun bir unsuru olarak, kendi önüne «proleter devrimcilerin bir

Page 43: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 43/157

leþtirilmesi» görevini koydu. Bu göreve uygun olarak, mücadelenin her adýmýnda, o adýma uyliþler içine girdi, Bu gruplardaki devrimcileri ki bunlar «THKP-C/ML Hareketi» ve «TKP-MLareketi» idi etkilemeye, Marksizm-Leninizm yönüne kazanmaya çalýþtý. Her dönemde onlarýnbaþarabildiði ölçüde Marksizm-Leninizm temelinde eleþtirdi. Bunun yanýnda eylem birliði yoonlarý ve tabanlarýný etkilemeye ve bunu daha da Ýlerletmeye çalýþtý.

«Proleter Devrimcilerin Birliði» sorunu þu ana aþamalardan geçti:

Ýlk dönem, THKO'nun özeleþtiriye baþlamasý ve 1971 'sol' hareketine katýlan örgütler içindeliþine benzer yöneliþe açýk bir karakterde oluþan gruplara, YOL-DAÞ-I'de yönelttiði «özelerinleþtirme ve Mark-sizm-Leninizme sarýlma» çaðrýsýdýr. Bu dönemde sorun henüz her üç harimcileri Marksizm-Leninizmin safýna -genel olarak da olsa- kazanmaktý. Revizyonizm ile kesin sýnýrlar çizilmeden, Marksist-Leninist bir platform ortaya çýkarmadan örgütsel biyönelmek yanlýþtý.

Ýkinci dönem THKO'nun saða kaydýðý dönemdir. Bu dönemde kýsa bir süre için de olsa revizyooleter devrimcilerin birliði içinde deðerlendirildi. Öte yandan THKO tarafýndan bu dönemdebilindiði gibi temel Marksist olmayan bir birleþme de gerçekleþtirildi.

TÝÝKP'nin «Üç Dünya Teorisini bütünüyle hayata geçirmeye yönelmesi sonucu THKO bu karþý-dkesti. Ancak henüz iþin esasýný «Üc Dünya Teorisi»nin oluþturduðu kavranamýyordu ve «Üç D

sý komünist hareketin genel çizgisi anlayýþýyla hala proleter devrimcilerin birliðinin temrinden biri olarak görülüyordu. Bunun yanýnda diðer temel ise, 50 küsur yýllýk sað oportünzyonizmi þu veya bu ölçüde reddetmek olarak görülüyordu.

Üçüncü dönem, diðer iki grupla yoðun görüþmelerin ve eylem birliklerinin sürdürüldüðü, ancir temel olarak alýndýðý ve örgütümüzün bu gruplara karþý açýk ve sonuç alýcý bir ideolojibu yüzden de olayýn kendiliðinden bir geliþim izlediði dönem oldu.

Dördüncü dönem, THKO'nun tespit ettiði 'blok' önerisi tarafýndan belirlenir. Blok, sorunuik bakýmdan çözme amacýný taþýyordu, ancak kendi gücüne güven ilkesinden yoksundu. Öneri heleceði net bir platform vs siyasi çizgi ile birleþmiyordu. THKO'nun kendi iç hesaplaþmasý

amamlayýp Ýleri Militan Toplantýlarýný yapmasýndan sonra 'blok' önerisi daha ilerledi, belir siyasal temele oturdu. «Üç Dünya Teorisi»nin reddedilmesi ile birlikte 'blok'un temelleri daha da netleþti: «Üç Dünya Teorisi»ni ret ve uluslararasý komünist hareketin genel çizbirlik ve THKO tarafýndan ortaya konan temel tezlerin blok içinde ve bloða katýlan hareketlerin saflarýnda tartýþýlmasý... 'Blok' önerisi, öte yandan uzun süredir sürdürülen eyleir üst aþamasý olarak alýnýyordu ve bu anlamda binlerce devrimcinin de isteðini yansýtýyorAncak 'blok' önerisi gerçekleþmedi ve daha sonraki geliþmeler karþýsýnda geçerliliðini yit

Diðer gruplarýn geliþmesine, Marksizm-Leninizm deðil, küçük-burjuva tekkeci þefler egemenr. Geliþime damgalarýný vurdular. Tekke þefleri için Marksizm-Leninizm, uluslararasý komünhareketle birlik gibi deðer lor, sadece bu gruplarýn tabanlarýndaki dürüst devrimcilerin bu yöndeki Ýsteklerinin istismar edilmesi þeflerin kariyerlerinin ve tekkelerinin korunmasýnýn bir aracýydý. Tekkeci þeflerin önderliðinde bu gruplar, THKO'nun bütün eleþtirilertýkadýlar. Doðrulardan öðrenmediler. Dürüst ve tutarlý bir özeleþtiri faaliyetini sürdüremmde güçlü esen rüzgarlardan etkilendiler; saða-sola yalpaladýlar. Revizyonizmi, Troçkizmiyerine; bu yönde niteliklerini daha da sistemleþtirip derinleþtirdiler. Onlar anti-parti bir ruhla, partinin önüne hep kendi küçük gruplarýný çýkarmanýn planlan içinde oldular.

Bütün bunlarýn sonucu olarak bu gruplar parçalandý. «THKP-C/ML Hareketi», «Üç Dünya» tartýetti. Bu grubun önderleri, götürebildikleri kadarýný peþlerinden sürükleyerek TÝÝKP'ye iltr. Kalýntýlarý ise gittikçe provakatif özellikler kazanan küçük bir anti-parti grup oluþtuBu grup þimdilerde uluslararasý komünist hareketi aldatabilmek ve varlýðýný sürdürebilmekyandan provokasyonlar düzenler ve onlara aldatmaca bilgiler gönderirken; diðer yandan ülkemizde örgütümüzün her yeni adýmýný provake etmeye çalýþmakta, düzmece DSM'ler örgütlemekkomünist hareketi yanýltabilmek üzere sözde Marksizm-Leninizm temelinde birlikten yana g

eçinirken ülkede örgütümüze «faþizmin uþaðý» vb. terimlerle saldýrmakta, yoldaþlarýmýzý kuerinin tek amacý her ne olursa olsun gruplarýný ayakta tutmak ve mevzilerini korumaktýr.

Page 44: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 44/157

«TKP-ML Hareketi» ise, sözde «Üç Dünya Teorisini reddederken siyasette bu revizyonist teotezlerini deðiþik kýlýklar altýnda sürdürdü. Onun özünü bu dönemden itibaren daha da koyuve parti düþmanlýðý oluþturdu. Þimdilerde ise bu grup artýk bütünüyle daðýlma, çürüme sürkitlelerin saða kaydýðý türünden pasifist revizyonist tahlililer yapmaktadýrlar. Bu gruburaftarlarý derin bir umutsuzluðun içindedirler. Çýkýþ yolu arayan dürüst unsurlar gerçeðiyönelmektedirler.

1975'lerde çýkýlan yolun üstesinden, örgüt olarak bir tek THKO gelmiþtir. O daima Marksizminizm doðrultusunda ilerlemiþ, Partinin inþasý ve birlik için çalýþmýþtýr. Bunlarýn üzerinist-Leninist platformu ve siyasi çizgiyi inþa etmiþtir.

Ýþte THKO Konferansý, ülkemizde bütün komünistlerin iradesinin gerçekleþmesi olarak; bu gespit ediyordu. Konferans artýk grup yapýlarýnýn objektif olarak aþýldýðý, tek tek devrimciküçük-gruplarýn devrime hizmet etmeyeceði, bunun anti-parti bir tavýr olduðu ve tutulmasýen biricik doðru yolun, yükselmekte olan Parti Bayraðý altýnda, Türkiye Devrimci Komünistisi înþa Örgütü saflarýnda birleþmek olduðu tespitini yapýyordu. Çaðrý, proleter devrimcilsürdürülen mücadelenin, gelinen yerde aldýðý biçimdi.

Konferans, diðer grup ve grupçuklarýn içine girdiði daðýlma sürecini de deðerlendiriyor, b

banýndaki dürüst devrimcilerin yöneliþini doðru olarak tespit ediyor ve hiç bir kuþkuya yeeyecek bir nitelikte þunu açýkça ilan ediyordu: «Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kuruluþesi, ayný zamanda, revizyonizmin, grupçuluðun, tekkeciliðin alt edilerek Türkiye proletaryasýnýn en yiðit, en kararlý, en fedakar evlatlarýnýn, bütün Türkiye komünistlerinin birleþk kongresi olacaktýr.»

Bu deðerlendirmelerle birlikte. Konferans Geçici Merkez Komitesi'nin raporunu, örgütsel çizgiye iliþkin tespitlerini de tartýþtý. Bunlarý onayladý. Önümüzde yakalanacak olan halkayin Marksist-Leninist temel üzerinde daha da derinleþtirilmesi ve örgütün bu temel üzerindenþasý» olarak tespit etti. Ortaya konan temel çizgi ýþýðýnda örgütsel düzenlemeleri yapmakrý da tamamlayarak Kongreyi toplamakla Geçici Merkez Komitesi'ni görevlendirdi ve onutam yetkili kýldý.

Konferans Marksizm-Leninizmin ülkemizde yeni zaferler kazandýðýnýn kesin bir ifadesi ve yi bir dönüm noktasýydý.

«Mao Zedung Düþüncesinin Reddi ve Marksist Leninist Hattýn Daha da Derinleþtirilmesi

Konferans, Marksist-Leninist çizgimizin arýndýrýlarak daha da netleþtirilmesi ve saflaþtýrn bir atýlým oldu.

Yakýn dönemde uluslararasý ve ulusal planda geliþen tartýþma ve geliþmelere paralel olarakci Merkez Komite'miz Ekim Konferansý'nda Mao Zedung'un Marksizm-Leninizmin bir klasiði olmadýðý þeklindeki düþüncesini ortaya koydu. Konferans bu düþünceyi onayladý ve Geçici'nin çalýþmalarý bu yönde derinleþtirilmesi kararýna vardý.

Geçici Merkez Komitesi'nin o zaman vardýðý bu sonuç, uluslararasý planda komünist hareketsüren geliþmelerin yanýnda, bizzat kendi siyasi çizgimizin geliþmesinin doðrudan bir sonuydu.

Bilindiði gibi örgütümüz 1975'de özeleþtirisinden sonra «Mao Zedung Düþüncesi» terimini hianmamakla birlikte; Çin'i de uluslararasý komünist hareketin bir merkezi olarak görüyor veMao Zedung'a ve CKP'ye aslýnda hak etmedikleri bir deðer biçiyordu. Bunun kökleri dahaeskilere, 1960'larýn sonlarýnda Türkiye' de geliþen ve THKO'nun da dahil olduðu devrimci demokrat hareket üzerindeki Çin Devriminin ve Mao Zedung'un büyük etkisine kadar da uzanmaktadýr. Ýdeolojik-siyasi inþa faaliyetini ve ideolojik-siyasi pior. o Ý geliþmeyi baþýndari izlediðimizde görürüz ki, Tf KC her dönemde Marksizm-Leninizm doðrultusunda at ti edimerleyerek, adým adým «Mao Zedung Düþüncesi i!e çeliþti. Örgütümüz, ideolojik-siyasi inþa f

a Marksizm-Leninizmi, Marks, Engels, Lenin ve Stalinin ölümsüz düþüncelerini temel aldý.ung'un çeþitli kitaplarýndan yararlandýysak da bu, siyasi çizginizde köklü etkiler yaratma

Page 45: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 45/157

«Üç Dünya Teorisi»nin reddinden sonra, bu teorinin bizzat Mao'nun eserlerine dayanýlarak sunulmasý Arnavutluk Emek Partisinin «Açýk Mektup»u ile Mao Zedung'un ve ÇKPnin modern revnizme karþý mücadelede yalpalama ve tutarsýzlýklarýnýn ve milliyetçi çizgilerinin açýkça okarþý-devrimci uygulamalarý ve son olarak Mao'nun yayýnlanan Seçme Eserleri'nin 5. cildi,gütümüzü bu konularda tavrýný yeniden belirlemeye götürdü.

Bunda, uluslararasý komünist hareketin ve baþta Arnavutluk Emek Partisi olmak üzere gerçek

Marksist-Leninist Partilerin yeri de büyüktür. Bir çok konuda olduðu gibi, «Mao Zedung Düin, Mao'nun ve ÇKP'nin teori ve pratiðinin yeniden deðerlendirilmesi konusunda da uluslararasý komünist hareketin deneyleri ve Arnavutluk Emek Partisi ve gerçek Marksist-Leninist partilerin düþünce ve tespitleri örgütümüz için uyana ve eðitici olmuþ ve her adýmdeniþletmiþtir. Bu konuda Arnavutluk Emek Partisi Merkez Komitesi'nin ÇKP'ne «Mektupsu, Arnavutluk Emek Partisi Merkez Komitesi Marksist-Leninist Ýncelemeler Enstitüsünün Bilimsel Oturumu sayýlabilir. Bunun yanýnda, Arnavutluk Emek Partisi, Almanya Komünist Partisi/ML, Ýspanya Komünist Partisi/ML, Brezilya Komünist Partisi, Ýran Ýþçi Köylü Komünist Payapmýþ olduðumuz görüþmelerde, «Mao Zedung Düþüncesi» ve ÇKP'nin teori ve pratiði konusundalýþveriþi, örgütümüz için açýklayýcý olmuþ ve onlar doðru bir karara varmada örgütümüzeEnver Hoca Yoldaþýn «Emperyalizm ve Devrim» adlý büyük önem taþýyan eseri ise görüþlerimizmet etmiþ ufkumuzu geniþletmiþ ve bize cesaret vermiþtir.

Yürütülen faaliyetin sonucunda YOLDAÞ-XV'de Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa ÖrgütüKomitesi þu kararý açýkladý:

«'Mao Zedung Düþüncesi', revizyonist, küçük- burjuva bir teori ve pratiktir.»

«'Mao Zedung Düþüncesi', Marksizm-Leninizmden ödünç alýnmýþ fikirler ve formülasyonlarla;uva oportünist, pragmacý (yararcý), revizyonist, idealist düþünce ve tezlerin eklektik birarmaþasýdýr. Onun esas karakteri, özü, Ýkinciler tarafýndan belirlenmektedir. 'Mao Zedunganti- Marksisttir.»

«Mao ve ÇKP, dýþ görünüþte kullandýklarý Marksist-Leninist terim ve formülasyonlara karþýnrksizm-Leninizmi savunmamýþlardýr.»

«'Mao Zedung Düþüncesi', Marksizm-Leninizmin yepyeni bir düzeye çýkarýlmasý, 'çaðýmýzýn M; tersine, Marksizm- Leninizmin koyu ve sinsi bir revizyonudur.»

Bunun yanýnda Geçici Merkez Komitesi þu tespiti de yapýyordu:

«Bugüne kadar 'Mao Zedung Düþüncesi'ne açýkça karþý çýkmamýþ olmamýzdan, onun esas nitelið..) dolayý; bugün bir takým deðiþtirilmeye, derinleþtirilmeye ve özü itibarýyla olmasa damuhtaç görüþlerimizin olmasý normaldir. Ancak kararlýlýkla tespit edebiliriz ki, ne ideol-siyasi çizgimiz ne programýmýz, ne de esasa iliþkin herhangi bir görüþümüz, Maocu bir sapabül etmemektedir. Tersine, ideolojik-siyasi hattýmýz, ona karþý mücadelede kuvvetli bir sahtýr.»

Ve Geçici Merkez Komitesi örgütümüzün önüne þu görevlen koyuyordu:

«Bugün varýlan kapsamlý ve genel deðerlendirmeden de kalkarak, her özel konuda incelememizdaha da derinleþtirecek, her konuda tali de olsa 'Mao Zedung Düþüncesi'nin etkilerini ideolojik siyasi hattýmýzdan bütünüyle kazýyacaðýz.»

Bu kararla Geçici Merkez Komitesi, bütün örgütü Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in ölümsüzinin, Marksizm-Leninizmin ýþýðýnda; «Mao Zedung Düþüncesi» ni hayatýn her alanýnda yenilgalanlardan süpürüp çýkarmak üzere kararlý bir mücadeleye çaðýrýyordu.

Bütün örgüt, daima Marksizm-Leninizmin yolunu tutmuþ olan bütün TDKP-ÝÖ militanlarý ve tai Merkez Komitesi'nin bu çaðrýsý yolundan yürüdü, bu çaðrýya kararlýlýkla sahip çýktý.

«Mao Zedung Düþüncesi»nin eleþtirilmesi ve buna paralel olarak çizgimizin gözden geçirilmeörgütümüz gerekli düzeltmeleri yaparak Programýmýzý ve siyasi çizgimizi daha da netleþtirzm-Leninizm yönünde daha da saflaþtýrdý. Yayýn organlarýmýzda «Mao Zedung Düþüncesi» bütün

Page 46: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 46/157

ksizm-Leninizm temelinde eleþtirildi. «Mao Zedung Düþüncesi»ne karþý yürütülen mücadele, öizmi kullanmada daha da usta ve revizyonizmin her türüne karþý daha da uyanýk bir hale gerdi.

«Mao Zedung Düþüncesine karþý örgütümüzün ülkemizde yürüttüðü mücadele sürerken, 1979 yýlýbütün kardeþ komünist partiler ve örgütümüz tarafýndan «Stalin Yýlý» olarak ilan edildi.ak örgütümüz yoðun bir faaliyet yürüttü. Stalin'in ölümsüz fikirlerine dayanarak her temel

izyonizmi, «Mao Zedung Düþüncesini, Titoculuðu. «Avrupa Komünizmi» revizyonizmini bir kereyere çaldý. Stalin'in eserleri örgütümüz saflarýnda yoldaþlarýmýz tarafýndan yoðun bir þekStalin yoldaþýn 100. doðum yýldönümünde bir çok yerde toplantýlar, gösteriler düzenlendi.bir bütün olarak örgütümüzün Marksizm-Leninizmi daha derinden kavramasýna hizmet etti, dasizm-Leninizm yolunda, Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in ölümsüz öðretilerinin ýþýðýnda yüda

Yoldaþlar,

Ýþte 1920de Mustafa Suphi ve yoldaþlarýnýn ülkemizde proletarya partisinin Ýnþasý için iln ve 1971 yenilgisinden sonra örgütümüzün giriþtiði özeleþtiri faaliyetinden bu güne, yanin, Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin Birinci (Kuruluþ) Kongresi'ne kadar geçen dönemin

kýsa tarihi böyledir.Bu tarih þanlý bir tarihtir. Bu tarih, Marksizm-Leninizm yolunda, partinin kuruluþu yolunda kararlý, yýlmaz, fedakar mücadelelerle dolu, her adýmda Marksizm-Leninizmin zaferleri ile dolu bir tarihtir.

Partimiz bu tarihi süreç içinde þekillenip geliþmiþtir.

Yoldaþlar,

Buraya kadar, ülkemizdeki 'Sol Harekettin tarihi ve partimizin bu hareketin baðrýnda þekillenip, geliþmesi ve yetkinleþmesi üzerinde durduk.

Þimdi de, partimizin bugünden kazanmýþ olduðu en temel nitelikleri ve geliþme yönü üzerind5'den bu yana çeþitli alanlarda yürüttüðü faaliyet bu Faaliyet içinde ortaya çýkan hatalarndaki görevlerimiz üzerinde ve dünyamýzýn ve ülkemizin bugün içinde bulunduðu somut koþull, partimize yüklediði görevler üzerinde duracaðýz.

I. KONGRE BELGELERÝ (05)

II. BÖLÜMPARTÝMÝZ, MARKSÝST-LENÝNÝST BÝR PARTÝDÝR

Yoldaþlar,

Bugün geldiðimiz yerde, Partimizin Birinci (Kuruluþ) Kongresi'nde, Partimizin bugünden kazanmýþ olduðu en tomol nitelikler ve geliþme yönü üzerinde durmamýz; baþarýlarýmýz olduðuaaflarýmýzý da ortaya koymamýz ve bu hata ve zaaflarýn üstesinden nasýl gelebildiðimizi açbir kez daha vurgulamamýz gerekiyor.

Bilindiði gibi her renkten oportünist ve revizyonist akýmlar, baþka þeylerin yaný sýra özeMarksist-Leninist parti öðretisine karþý çýkmakta ve ona azgýnca saldýrmaktadýrlar. Sað vortünizm, eski ve yeni revizyonizmin çeþitli varyantlarý Leninist-Stalinist parti öðretisi, koþullarýn deðiþmesi, somut koþullara yaratýcý bir biçimde uygulamak, Marksizm-Leninizm. gerekçelerle ya açýktan açýða geçersiz ve eskimiþ ilan etmekte, ya da onu sözde kabul ediçini boþaltmakta, kendi oportünist ve revizyonist öðretilerini Marksizm-Leninizm adýna s

si bir biçimde piyasaya sürmekte ve uygulamaktadýrlar. Bu konuda Sovyet ve Çin revizyonistlerinin, «Euro-Komünistler»in ve her türden burjuva sosyalistlerin teori ve pratikleribilenmektedir.

Page 47: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 47/157

Page 48: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 48/157

urmak, sosyalist devrime kesintisiz geçiþi gerçekleþtirmek, devlet iktidarýný ele geçirmeksosyalizmi inþa etmek üzere eðitip, örgütleyen, seferber eden ve yöneten bir parti olacaktO, proletaryanýn bilincini siyasal sýnýf bilinci düzeyine, sosyalist bilinç düzeyine, kendiðinden mücadelesini de iktidar mücadelesine yükseltecektir. O, proletaryanýn saflarýnda kitalizmin yarattýðý daðýnýklýðý, rekabeti ve yozlaþmayý yok ederek, proletaryayý disiplinldeleci bir örgütlü birliðe dönüþtürecektir. Proletarya disiplinli , militan mücadeleci biran, ne devrimde hegemonyasýný gerçekleþtirebilir, ne de gerici ve sömürücü sýnýflarýn tari

doðru dönen çarkýný engellemeye yönelik direniþini kýrabilir.

Devrimin ve sosyalizmin zaferi, sadece öncü partinin mücadelesiyle gerçekleþemeyeceði gibicü sýnýfýn mücadelesiyle de gerçekleþemez. Proletaryanýn siyasi iktidarý ele geçirmesi veinþaa etmesi, onun devlet iktidarýný elinde tutan sýnýflarla çeliþmesi olan ve mevcut siytoplumsal düzen tarafýndan ezilen ve sömürülen sýnýflarý müttefikleri olarak kazanmasýný (aysýz yedekleri), kararsýz güçlerin tarafsýzlaþtýrmasýný ve uzlaþmacý güçleri tecrit etmesnin doðrultusu), gerici ve sömürücü güçleri tecrit etmesini çatlak ve çeliþmelerden yararlimin dolaylý yedekleri) gerektirir. Ýktidar mücadelesinde, proletaryanýn müttefikleri, kararsýz ve uzlaþmacý güçlü, devlet Ýktidarýný elinde tutan sýnýflarýn, kapitalizmin geliþmeasfiye düzeyine ve bunun belirlediði devrim aþamasýna baðlý olarak deðiþir.

Partimiz, ülkemizin ekonomik ve toplumsal yapýsýný, geliþme doðrultusunu, süreç içinde gösmi doðru bir þekilde tahlil etmiþ ve bu tahlillerden, hareketle, içinde bulunulan devrimaþamasýný, proletaryanýn müttefiklerini, düþmanlarýný, kararsýz ve uzlaþmacý güçleri tespnlarý objektif durum ve geliþme doðrultusuna uygun olarak saptamýþtýr. Saptanan bu stratejplan ve hedefler doðrultusunda partimiz proletarya hareketinin geliþmesini saðlamaya çalýþmaktadýr. O, mevcut siyasi toplumsal düzen tarafýndan ezilen ve sömürülen sýnýflarý, dedevrimci potansiyellerini göz önüne alarak, eðitip örgütleyerek seferber etmeli ve yönetmer. Bu gerçekleþtirilmedikçe, uzlaþmacý ve kararsýz güçler tecrit edilerek tarafsýzlaþtýrýlen ve sömürülen diðer sýnýflarýn oluþturduðu «yedek güçlerin hazýrlanmasý ve proletaryayaeyecektir.

Genel olarak sýnýf mücadelesi, özel olarak da onun temel unsurlarýndan biri olan siyasi müdele, güçlüklerle, iniþ ve çýkýþlarla dolu son derece karmaþýk ve çok yönlü bir mücadeledi

mücadelesi kesintisiz sürmekle birlikte, onun cereyan ettiði koþullar ve aldýðý biçimlerideðiþir. Bu deðiþiklikler ise, mücadele biçimlerinin, mücadele biçimleri arasýndaki iliþkme biçimlerinin, örgütlenme biçimleri arasýndaki iliþkinin deðiþmesine yol açar. Ayný þekiki deðiþme, proletaryanýn müttefikleriyle birlikte saldýrýya geçmesini (devrimci durumun vveya geri çekilmesini gerektirir. Partimiz devrim ve sosyalizm mücadelesinin taktiksorunlarýný oluþturan bu deðiþiklikleri objektif süreçlerdeki geliþmelere uygun olarak veejik hedef ve plana tabi kýlarak gerçekleþtirebilmelidir. Bu doðru bir yöntemin temel unsurlarýndan biridir.

Partimizin, yukarýda belirttiðimiz görevleri yerine getirebilmesi, onun proletarya arasýnda ve her tarihi dönemdeki müttefikleri arasýnda toplumsal ve siyasi yaþamýn somut gerçrine sýký sýkýya baðlý çok yönlü ve sistemli bir faaliyet yürütmesini gerektirir. Bu faalieþtirilmiþ bir faaliyet olmalý, ekonomik teþhir ve ajitasyonun yaný sýra siyasi teþhir, ajyon ve propaganda ile kitleleri partinin yönetiminde hareket eden örgütlerde örgütlemeyi irmelidir.

Partimiz böyle bir faaliyeti her türlü zorluðu ve engeli aþarak, her türlü fedakarlýðý yaplý bir biçimde ve kesintiye uðramadan sürdürecektir.

Partimiz, Marksist - Leninist Teoriyle Donanmýþ Bir Öncü Müfrezedir

Yukarýda ana çizgileriyle belirttiðimiz görevleri yerine getirebilmesi için partimiz, «iþçndiliðinden hareketinin peþinde sürüklenmemeli, iþçi sýnýfý kitlesinin duyduklarýný ve düþkle» yetinmemelidir.

Revizyonistlerin Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in öðretilerinin devrimci özüne, Marksist-Leninist teoriye düþmanlýklarý ve onu nasýl kendi burjuva amaçlarýnýn bir aracý haline gçalýþtýklarý bilinir. Onlar, bununla tamamen baðlantýlý olarak, komünist partisinin iþçi

Page 49: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 49/157

lma fikrine ve pratiðine de saldýrýrlar. Þimdiye kadar revizyonistlerin egemenliði altýnaren tüm partiler þu ya da bu gerekçeyle sýnýfýn en ileri unsurlarýyla baðlarýný koparmýþlak» gibi sözde gerekçelerle ya da parlamenter kombinezonlara daha güçlü olarak girebilmek ien iyi halde nihai amaçlarý, günlük çýkarlara feda etmiþlerdir.

Oysa iþçi sýnýfý, kendi baþýna ve kendiliðinden hareketinin dar çerçevesinde, devrim ve sozaferi için iktidarýn ele geçirilmesi için gerekli olan bilinç düzeyine kavuþamaz, «kendi

eden siyasal ve toplumsal sistemin bütünüyle çatýþtýðýnýn bilincine varamaz. Lenin'in beli«bütün ülkelerin tarihi göstermektedir ki, iþçi sýnýfý salt kendi çabasýyla sadece sendikani sendikalar içerisinde birleþmenin, iþverenlere karþý mücadele etmenin ve hükümeti gereasalarýný çýkarmaya zorlamanýn vb. gerekli olduðu inancýný geliþtirebilir». Açýktýr ki, böal sýnýf bilinci, sosyalist bilinç olamaz.

Ýnsanlar, yaþam araçlarýný üretme tarzlarý tarafýndan koþullandýrýlan bilinçleri doðrultusn toplumsal varlýklar olduklarýndan ve iþçiler kendi baþlarýna siyasi sýnýf bilincine, sosbilince kavuþamadýklarýn dan, iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden mücadelesi, iktidarýn ele geçializmin yýkýlmasýný, sosyalizmin kurulmasýný merkezine alamaz. Ýþçi sýnýfýnýn kendiliðindebu çerçevede edindikleri bilince baðlý olarak en olumlu biçimiyle merkezine, kapitalizm kollarýnýn, emeðin sermayeye baðýmlýlýðý koþullarýnýn «ortaya çýkardýðý sýkýntýlarý hafiflet

«Herhangi bir örgütün niteliðini doðal ve kaçýnýlmaz olarak belirleyen þey, o örgütün; içediliðinden hareketi içinde ortaya çýkan örgütlerin niteliðini de, bu örgütlerin eylemininrler. Açýktýr ki, bu örgütlerin eyleminin içeriðini de iþçi sýnýfýnýn kendiliðinden hareke. Ýþçi sýnýfýnýn kendiliðinden hareketi, iktidarýn ele geçirilmesini, kapitalizmin yýkýlmakurulmasýný amaçlamadýðýndan, iþçi sýnýfý bu hareketin dar çerçevesinde devrimin ve sosyalgerekli örgütlenme düzeyine kavuþmaz.

Ýþçi sýnýfý, kendiliðinden hareketinin dar çerçevesinde, devrim ve sosyalizmin zaferi içinilince, önderliðe kavuþamayacaðý gibi, devrimin yedek güçlerini de hazýrlayýp kendine baðlsýnýfýnýn kendiliðinden hareketinin, kapitalizmin yýkýlmasýný, sosyalizmin kurulmasýný vegeçirilmesini amaçlamamasýnýn doðal ve kaçýnýlmaz sonucudur.

Ýþçi sýnýfýnýn kendiliðinden hareketinin özellikleri göz-önüne alýndýðýnda, partimizin proisi olabilmesi için, onun iþçi sýnýfýnýn öncüsü, öncü müfrezesi olmasý gerekir. O, iþçi sýn, üstlendiði görevleri yerine getirebilmesi için, «gerçekten öncü bir müfreze olmasý içineori ile, hareketin yasalarýnýn bilisiyle, devrimin yasalarýnýn bilgisiyle silahlanmýþ olmgerekir.» Çünkü çeþitli sýnýflar arasýndaki iliþkileri ve bu sýnýflarla siyasi akým ve parliþkileri, onlarýn devlet ve hükümetle olan iliþkilerini ve iþçi sýnýfýnýn nihai kurtuluþun siyasal sýnýf bilinci, sosyalist bilinç, Marksist-Leninist teori üzerinde yükselebilir.Parti, Marksist-Leninist teoriyle donanmadan ,doðru strateji ve taktiklere sahip olamaz ve doðru bir yönetimi de gerçekleþtiremez. Çünkü doðru strateji ve taktikler ancak ek, toplumsal ve siyasi yaþamýn bilimsel tahlilleri üzerinde yükselir. Parti Marksist-Leninist teoriyle donanmadan, devrimin yasalarýnýn bilgisiyle donanmadan ekonomik, toplumsal ve siyasi yapýyý ve geliþme doðrultusunu doðru tahlil edemez, sýnýf mücadelesinin soce karmaþýk koþullarýnda proletaryayý zafere götüren doðru yolu belirleyemez.

Proletaryanýn devrimci partisi, gerek ulusal, gerekse uluslararasý planda, tarihin ileriye doðru, komünist topluma doðru dönen çarkýný engellemeye çalýþan güçlü ve amansýz düci ve sömürücü sýnýflar, bütün güçleriyle partinin iþçi sýnýfýný eðitmesini, örgütlemesinimin yedek güçlerini hazýrlayarak proletaryaya baðlamasýný engellemeye çalýþýrlar. Parti buaþabilecek, etkisiz kýlabilecek kararlýlýða, bunun için gerekli her türlü fedakârlýðý yapp olmalýdýr. Partinin, üstlendiði görevleri bütün engelleri aþarak, her türlü fedakârlýðýirebilmesi için, iþçi sýnýfýnýn en bilinçli, en fedakâr, en kararlý unsurlarýný kapsamasýinin, iþçi sýnýfýnýn en iyi öðelerini, bu öðelerin deneyimini, devrimci ruhunu, proletaryasonsuz fedakarlýðýný emmesinin temel koþuludur. Dolayýsýyla da, proletaryanýn devrimci paiþçi sýnýfý hareketiyle sosyalizmin bir bileþimidir. Bu koþul, proletaryanýn devrimci parn, özellikle kapitalizm koþullarýnda, sýnýfýn küçük bir azýnlýðýný kapsamasýna, sýnýfla pa

sýna yol açar.

Parti, öncü müfreze ile iþçi sýnýfýnýn arta kalaný arasýndaki farký azaltmaya, yok etmeye

Page 50: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 50/157

rklýlýklar «sýnýflar yok olmadýkça, proletarya baþka sýnýflardan gelen öðelerle kendi safliþçi sýnýfý bütünüyle öncünün düzeyine yükselmedikçe ortadan kalkmaz.» (Stalin). Bu koþullarta kalan unsurlarý arasýndaki farklýlýklar yok edildiðinde parti de yok olacaktýr.

Partiye sýradan her iþçi, isteyen herkes girmemelidir. Partimize belli bir bilinç düzeyineve partimizin çizgisini hayata geçirme yeteneðine ve isteðine sahip olan, bunun için hertürlü fedakârlýðý yapmaya hazýr olan unsurlarýn alýnmasýna özen gösterdik, özen göstereceð

özellikleri yitiren veya taþýmayan unsurlar, partimiz saflarýnda barýndýrýlmamalýdýr. Parbir irade ve eylem birliði olmasý baþka þeylerin yaný sýra buna baðlýdýr.

Partimizin yeni üyeler alarak saflarýný geniþletmesi önemlidir. Ancak partimizin nicel geliþmesi nitel bir gerilemeye, partimizin bilinç düzeyinde bir gerilemeye yol açmamalýdýr. Nel geliþme daima niteliðin korunmasýna v6 geliþmesine baðlý olarak ele alýnmalýdýr.

Partimizin nitelik olarak geliþmesi, üyelerinin siyasi ve ideolojik (teorik) düzeylerinin yükselmesine, onlarýn parti çizgisini kavrama, Marksist-Leninist teoriyi özümleme ve hayata geçirme özelliklerinin geliþmesine baðlýdýr. Bu nedenle de partimiz, saflarýnda teoryý teþvik etmeli, üyelerini eðitmelidir.

Ülkemiz komünist hareketi, örgütümüz, partiyi baþýndan beri iþçi sýnýfý hareketiyle sosyalolarak ele aldý. Bu Leninist teze sadýk kaldý ve onu uygulamaya çalýþtý. Örgütümüz, Türkidevrimci partisinin ancak iþçi sýnýfý hareketiyle sosyalizmin birleþmesinin damgasýný baskurulup inþa edebileceðini vurguladý. Bunun bir sonucu olarak da, partimiz, Kuruluþ Kongresinin toplandýðý günümüzde bile, her renkten oportünizm ve revizyonizme karþý yürütülene geliþen ve siyasi-ideolojik çizgimizin üzerinde yükseldiði Marksist-Leninist teorik birtemele sahiptir. Ancak son dönemde bazý olumlu geliþmelere karþýn üye ve aday üyelerimizinkýn çeperimizin teorik düzeyi pek yüksek deðildir ve teorik temelimiz onlar tarafýndan yetince özümlenmemiþtir. Teorik mücadelenin en etkin bir aracý olan teorik yayýnlarýmýz ve Main temel klasikleri saflarýmýzda ve yakýn çeperimizde düzenli ve sistemli bir biçimde okunmakta ve incelenmemektedir. Bunun belli baþlý nedenleri, saflarýmýzda giderek zayýflamaklabirlikte, teorinin ve teorik faaliyetin öneminin küçümsenmesi, üye ve aday üyelerimizin gpratik çalýþma içinde boðulmasýdýr.

Örgütümüzün son iki yýldýr dýþa yönelik yoðun bir teorik mücadele yürütmesine karþýn, saflzileþmiþ bir teorik eðitim yürütülememiþtir.

Partimizin üstlendiði görevleri yerine getirebilmesi için, sadece merkezi bir teorik faaliyet yürütmesi yeterli deðildir. Tüm üyelerimizin ve Örgütlerimizin teorik düzeylerini yüeri, Marksist-Leninist teoriyi özümlemeleri, örgütümüzün önderliðinin yönetiminde ve onunle teorik bir faaliyet yürütmeleri gerekir. Bu gerçekleþtirilmedikçe, iþçilerin siyasi mücaçekilmesi ve siyasi sýnýf bilincine kavuþmalarý için zorunlu olan siyasi ajitasyon ve proganda faaliyeti doðru bu temelde yürütülemeyecek, yakýn çeperimiz eðitilemeyecektir. Çünküitleler ve yakýn çeperi içindeki faaliyetini doðrudan doðruya taban örgütleri ve onlarýn üracýlýðýyla yürütür.

Partimizin üstlendiði görevleri yerine getirebilmesi özel olarak da iþçi sýnýfýnýn teorikyönetebilmesi, onun Marksist-Leninist teoriyle donanmasýný, üye ve aday üyelerinin teorikdüzeyini devrimci pratikle baðýntýlý olarak yükseltmesini gerektirir. Çünkü dýþa yönelikmücadelenin kalýcý baþarýlar elde etmesi, saflarýmýzdaki teorik düzeyin yüksekliðine baðlýdýþa yönelik teorik faaliyetin yaný sýra, saflarýmýzda bireysel ve kolektif çalýþmanýn birtemli ve merkezileþmiþ bir teorik faaliyet yürütmemiz gereklidir. Ýçe yönelik faaliyetimizorik yayýnlarýmýzýn ve Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in eserlerinin düzenli ve sistemli bir incelenmesini içermelidir.

Teorik faaliyet, hangi alana yönelik olursa, olsun her zaman devrimci pratikle uyum içinde geliþtirilmelidir. O, sýnýf mücadelesinden kopuk akademik bir faaliyete dönüþmemeTeorik faaliyet sýnýf mücadelesini, yok olacaðý düzeye kadar geliþtirmenin bir aracý olma

Partinin iþçi sýnýfý hareketiyle sosyalizmin bir bileþimi olmasý, onun Marksist-Leninist tyle donanmasýnýn yaný sýra, gerek kadrolarýnýn sýnýf bileþimi, gerekse kitle baðlarý bakým

Page 51: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 51/157

sý olmasýnda ifadesini bulur.

Partimiz Ýþçi Sýnýfýnýn Bir Parçasý Olmalýdýr

Bugüne kadar revizyonist partiler olarak yozlaþan tüm partilerin bir diðer ortak özelliðiiþçi sýnýfýndan, onun çýkar ve özlemlerinden kopmak, ancak onu burjuva-revizyonist düzenebir araç olarak bu baðlarý bir ölçüde muhafaza etmektir. Burjuva-revizyonist ideologlar bu

ratiklerini haklý çýkarmak için iþçi sýnýfýnýn «Marks'ýn zamanýndaki» özelliklerini yitirdr sýnýflarla kaynaþtýðýna dair bir çok gerekçe ve teori öne sürerler. Bu tür teorileri açýlar ise «ideolojik önderlik» vb. gerekçelerle -köylülüðe ya da aydýnlara öncelik tanýyaraksýnýf arasýndaki baðý çeþitli kýlýklara bürünerek reddederler.

Buna karþýlýk, gerçek Marksist-Leninistler için partinin proleter sýnýf niteliðini korumasir parçasý olmasý, dün olduðu gibi bugün de en can alýcý sorunlardan biridir.

Partinin proleter sýnýf niteliðini koruyabilmesi, varlýðýný sürdürüp, geliþebilmesi ve ordel kurmay olmamasý için, sýnýfýyla güçlü ve kalýcý baðlara sahip olmasý gerekir. Parti ilearasýndaki fark, «iþçi sýnýfýndan kopmaya kadar varýrsa, parti, içine çekilir ve partisizbaðlarý çözülürse, parti partilikten çýkar. Parti, partisiz kitlelerle baðlý deðilse, ken

isiz kitleler arasýnda baðlarý yoksa, bu kitleler partinin önderliðini kabul etmiyorlarsa,eðer partinin kitleler arasýnda manevi ve siyasi saygýnlýðý yoksa, parti, sýnýfa kýlavuzlz.» (Stalin.)

Doðaldýr ki, parti kurulur kurulmaz, iþçi sýnýfýnýn çoðunluðuyla kalýcý ve saðlam baðlaraancak küçük bir azýnlýðýyla kalýcý ve saðlam baðlar kurabilir. Ancak, parti, iþçi sýnýfýnýbaðlar kurmaya, güvenini ve sevgisini kazanmaya çalýþmalýdýr. O, iþçi sýnýfýnýn kitlesiylekurduðu, sevgi ve güvenini kazandýðý ölçüde, iþçi sýnýfýnýn öncü müfrezesi, genel kurmayý

Partinin iþçi sýnýfýnýn bir parçasý olmasý, partisiz yýðýnlarla saðlam ve kalýcý baðlara sinin sýnýf bileþiminde de yansýmalýdýr. Parti, üyelerinin sýnýf kökeni ve konumu bakýmýndarçasý olmalýdýr. Üyeleri arasýnda ve yönetici organlarda, proleterlerin sayý ve etkinliðinsýna özel bir önem vermelidir. Bu, partinin sýnýf niteliðini korumasýnýn ve pekiþtirmesini

iþçi sýnýfýyla saðlam ve kalýcý baðlara sahip olmasýnýn ve iþçi sýnýfýnýn en iyi öðelerinu, proletarya davasý uðruna sonsuz fedakarlýðýný emmesi» nin de zorunlu bir koþuludur.

Partinin gerek kitle baðlarý gerekse saflarýnýn bileþimi bakýmýndan iþçi sýnýfýnýn bir paraaliyetinin merkezine iþçi sýnýfýný almalýdýr. Bu iþçi sýnýfýnýn nispeten zayýf olduðu, bikesi için daha da büyük bir önem taþýr.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü'nün kurulduðu Ekim Koferansý'nda, iþçi sýnýfemi ve iþçi sýnýfýyla kalýcý ve güçlü baðlar kurmamýzýn gerekliliði vurgulanmasýna ve bu dkarþýn iþçi sýnýfýyla olan baðlarýmýz henüz zayýftýr. Saflarýmýzda proleter kökenli unsurroleteri olmak üzere % 27,4'dür. Bu genç bir komünist hareket olmamýzýn yaný sýra, hareketküçük-burjuva devrimci bir örgütün baðrýnda þekillenmesinin ve kýsa bir süre öncesine kadfaaliyetimizin merkezine almamýþ olmamýzýn da doðal sonucudur.

THKO'nun komünist bir örgüte dönüþtüðü 1975'de, eski sýnýf niteliðinin kaçýnýlmaz bir sonularýný ve yakýn çeperini sýnýfsal konum ve kökleri itibariyle küçük-burjuva unsurlar oluþteþtiri kampanyasýnýn ve buna baðlý olarak da THKO'nun Marksist bir nitelik kazanmaya baþlade geçmisinden devraldýðý küçük-burjuva sosyal temeli deðiþtirebilmesi, saflarýnýn sýnýf brle olan baðlarý açýsýndan proletaryaya dayanabilmesi için, iþçi sýnýfý içinde çalýþma olap olan güçleri sürekli geliþtirip yaratarak, iþçi sýnýfý içinde çalýþmak üzere seferber etcak THKO var olan bu güçleri tümüyle iþçi sýnýfý içinde çalýþmak üzere seferber edemediði, onlarý geliþtirmeye ve ortaya çýkarmaya da gereken önemi vermedi. Bu durum ise teorik tespitlerimize karþýn -ki bir süre parti faaliyetine iliþkin teorik tespitlerimiz bugünkü ginet deðildi-pratikte iþçi sýnýfý içinde çalýþmaya gereken önemin verilmemesine yol açtý.

Özeleþtiri kampanyasýndan sonra da, iþçi sýnýfý içinde durumumuzu pekiþtiremememize baðlýarý-proleter unsurlar ve küçük-burjuva tabakalar arasýndaki faaliyetimizin zayýflýðý komüntin gerek saflarýnýn sýnýf bileþimi bakýmýndan, gerekse kitlelerle olan baðlarý açýsýndan

Page 52: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 52/157

modern sanayi proletaryasýnýn bir parçasý haline gelememesine, iþçi sýnýfýndan veya yarý-nsurlardan çok öðrenci gençliðe ve þehrin küçük-burjuva tabakalarýna dayanmasýna yol açtý.

Ýþçi sýnýfý, tüm toplumsal sýnýflar arasýnda en homojen yapýya sahip sýnýf olmakla birliktanlardan oluþmaktadýr. Bu özellikle bizim gibi yarý-sömürge, yarý-feodal toplumsal bir yaphip ülkelerde daha do belirgindir. Ülkemizde iþçi sýnýfý, büyük makineli üretimde, fabrikaaþan modern sanayi iþçilerinden, tarým, ulaþým, yapý ve inþaat, küçük atölye vb. iþçilerin

tabakalarý içinde örgütlenme, disiplin ve militan mücadeleci birlik ruhunun en çok geliþtbaka, modem sanayi iþçileridir. Onlar ayrýca, iþçi sýnýfýnýn, partisinin siyasi ideolojikkavramaya ve hayata geçirmeye en yatkýn tabakasýdýr. Modern sanayi iþçileri, büyük makinelin kendilerine kazandýrdýðý bu ve benzeri özelliklerden ötürü, devrim ve sosyalizm mücadelmücadele azmi ve kararlýlýðýyla saflarýndaki disiplin ve örgütlenme yeteneðiyle iþçi sýnýfve ilham kaynaðýdýr. Bu komünist bir önderlikten yoksun olmasýna karþýn, ülkemiz iþçi sýnr ülkelerin iþçi sýnýfý hareketi tarihi göz önüne alýndýðýnda açýk bir biçimde görülmekted

Modern sanayi iþçileri arasýnda bizim durumumuz pek de parlak ve iç açýcý deðildir. Bu durmodern sanayi iþçilerinin yukarýda ana hatlarýyla belirttiðimiz özellikleri, iþçi sýnýfý ilmakla birlikte, modern sanayi iþçileri arasýnda eylemimize özel bir önem vermemizi gerektirmektedir. Faþist diktatörlüðün, onun hizmetindeki faþist, reformist, revizyonist partile

n ve sendika aðalarýnýn önümüze çýkardýðý engeller modern sanayi iþçileri arasýnda faaliyeellememeli ve bizi, onlarýn modern sanayi iþçilerine nispetle daha az önem verdikleri iþçir (örneðin küçük imalathane ve atölye iþçileri gibi) arasýnda eylemimizi yoðunlaþtýrmaya i, bir ölçüde, burjuvazinin ve karþý-devrimin çizdiði sýnýrlar içinde hareket etmek, zorlukmak olur. Bu engellere karþýn, modern sanayi iþçileri iþçi sýnýfýnýn diðer katmanlarýna ni, küçük - burjuva özellikle de feodal ideolojinin daha az etkisi altýndadýrlar, sýnýf biliedinmeye daha yatkýndýrlar, mücadele azmi, örgütlenme ve disiplin ruhuna daha çok sahiptirr.

Ýþçi sýnýfý içinde faaliyet göstermeyi esas almakla birlikte yarý-proleter ve küçük-burjuvasýndaki faaliyetimizi bir yana itmemeli, «kendimizi yalnýzca iþçiler arasýndaki eyleme ada»malýyýz. Proletaryanýn demokratik ve sosyalist devrim sürecindeki tayin edici rolünü, onn devrimci sýnýf ve Marksist-Leninist partinin sýnýfýn bir parçasý olduðunu vurgulamamýz,

yý esas almamýz gerektiðini önemle belirtmemizi, doðru bir biçimde ele alýnmadýðýnda örgütikle de yakýn çeperinde yarý-proleter ve küçük-burjuva tabakalar arasýnda yürüttüðümüz faae gereken önemin verilmemesinde ifadesini bulan «sol» bir eðilimin ortaya çýkmasýna da yoltadýr. Yarý - proleter ve küçük-burjuva tabakalarýn, özellikle demokratik devrim sürecindelarý devrimci rolün küçümsenmesinden, zaaflarýnýn abartýlmasýndan ve bu zaaflarý en asgarirmek yerine, onlar karþýsýnda yýlgýnlýða kapýlmaktan kaynaklanan bu eðilim, proletaryanýnikleri arasýnda yürüttüðümüz faaliyetin aksamasýnýn ve yarý-proleter ve küçük-burjuva tabaliyet gösteren unsurlarýn görevlerine dört elle sarýlma-malarýnýn nedenlerinden birini oluktadýr.

Proletaryanýn demokratik ve sosyalist devrim sürecindeki belirleyici rolünü onun en devrimci sýnýf olduðunu inkar eden Marksist-Leninist partiyi sýnýftan kopararak ele alan ve iþiçindeki faaliyetimizin önemini küçümseyen anlayýþ ve eðilimlere karþý mücadele etmemiz geyarý-proleter ve küçük-burjuva tabakalar arasýndaki faaliyetimizi ve onlarýn devrimdeki royen II. Enternasyonal oportünizmi ve Troçkizm ile ayný teorik temele sahip olan eðilim ve anlayýþlara karþý da mücadele etmemiz gerekmektedir. Ülkemizde yarý-proleter ve küçük-bukalarýn oldukça yoðun olmasý, onlarýn devrimdeki rolünü, dolayýsýyla da bu eðilime karþý martýrmaktadýr.

Proletaryanýn temel müttefikleri arasýndaki faaliyetimizi küçümseyen eðilim ve anlayýþlarmediði sürece, yarý-proleter ve küçük-burjuva tabakalar içinde faaliyet gösteren partili ur ve partimizin yakýn çeperi sýnýf mücadelesinin ortaya çýkardýðý zorluklarý aþmak ve üstli yerine getirmek üzere bütün güçleriyle ileri atýlamayacaklardýr. Bunun kaçýnýlmaz sonucuve kýrýn yarý-proleter ve küçük-burjuva kitleleri arasýnda faaliyet göstermemiz demokratiosyalist devrimin zafere ulaþmasýný -salt öncü sýnýfýn çabasýyla hiç bir devrim zafere ula

ve azami programýmýzýn gerçekleþmesinin yaný sýra, proletaryaya siyasi bilinç verebilmemizrekli olan ve toplumsal ve siyasi yaþamýn somut gerçeklerine sýký sýkýya baðlý canlý siyaselde etmemizin de vazgeçilmez koþuludur. Biz komünistlerin, partimizin siyasi-ideoloj

Page 53: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 53/157

ik çizgisi doðrultusunda ister iþçi sýnýfý içinde olsun ister diðer sýnýf ve tabakalar araaliyet, son tahlilde iþçi sýnýfýnýn nihai kurtuluþu, tüm insanlýðýn kurtuluþu için yürütülrçek komünistler, partimizin sadýk, fedakar ve kararlý üye ve aday üyeleri olmak istiyorsaiþçi sýnýfýnýn yaný sýra onun müttefikleri arasýndaki faaliyetimizi küçümsememeli, bütünilmez bir enerjiyle eylemimizi sürdürmeli ve partimizin yakýn çeperini bu perspektifle harekete geçirmeliyiz.

Partimiz, diðer devrimci sýnýf ve' tabakalar arasýndaki faaliyetini bir yana itmeksiziniþçi sýnýfý içindeki faaliyetini daha da yaygýnlaþtýrmalý ve kapýlarýný siyasi sýnýf bilink açmalýdýr. Ýþçileri partimize alýrken, onlarda aydýnlarda var olan entelektüel düzey vb.aramamalý, Leninist kýstaslar aramalýyýz. Partimizin eyleminin muhtevasýnýn gerektirdiði öleri iþçi devrimcilerde aramalýyýz. Partimizin gerek kitle baðlarý, gerekse kadrolarýnýn si bakýmýndan iþçi sýnýfýnýn bir parçasý olmasý için, iþçi sýnýfý içindeki faaliyeti en baþlmamýz ve partimize üye alýrken Leninist kýstaslar aramamýz gerekir.

Partimiz Program ve Taktikler Çevresinde Birliðin Yaný Sýra Ayný Zamanda Örgütsel Bir Birlr

Parti birliði, komünistlerin birliði, sadece ideolojik birlikle, belli bir siyasi çizgi

etrafýnda birlikle sýnýrlý deðildir. Bunlarýn yaný sýra, o, ayný zamanda örgütsel bir birlbirlikten yoksun bir parti, proletaryanýn devrimci partisi olamaz. Ýdeolojik birliðin,belli bir siyasi çizgi etrafýnda birliðin yaný sýra, örgütsel birlik, irade ve eylem birl, mücadele birliðinin ön koþullarýndan biridir. Lenin «Program ve taktik meseleleri üzerinirlik esaslý bir meseledir, fakat Parti birliði, çalýþmanýn merkezileþtirilmesi için yeterdir» diyor ve þunlarý ekliyordu:«...Parti birliði ve çalýþmanýn merkezileþtirilmesi, ayrýca bir örgüt birliðini gerektiririçinde, aile çevresinden daha baþka bir þey olarak geliþen örgüt birliði, resmi bir tüzüklýk çoðunluða tabi olmaksýzýn, parça bütüne baðlanmaksýzýn mümkün olamaz.»Proletaryanýn devrimci partisi belli ilkelerden yoksun, þekilsiz, gevþek bir örgütsel birlik olmamalýdýr. O de mirden bir disipline sahip ve belli ilkelere göre inþa edilen ve örgüenen bir birlik olmalýdýr.

Partinin iþçi sýnýfýný ve diðer emekçi sýnýflarý asgari ve azami programýný gerçekleþtirmeseferber edip yöneten, bunun için de çok yönlü sistemli ve merkezileþmiþ bir faaliyet yürüir birlik olmasý, onun demirden disipline ve merkezileþmiþ bir yapýya sahip olmasýný, ürete bölge esasýna göre örgütlenmesini, hücre sistemini örgütsel temeli haline getirmesi gerearti, üretim ve bölge esasýna göre örgütlenmiþ örgütlerin merkezi bir önderlik altýnda orglamý olmadan üstlendiði görevlerinin hiç birini yerine getiremez.

a). Partimiz Demirden Disipline Sahip örgütlü Bir Birliktir.

Parti demirden disipline sahip, örgütlü bir birlik olmalýdýr. Partinin demirden disiplini,burjuvazinin ve yardakçýlarýnýn sýk sýk belirttikleri gibi üyeleri ve iþçi sýnýfý için dere, bir iþkence bürokratik bir disiplin deðildir. Proletarya partisinin disiplini zoradayanmaz. O, parti içindeki konumuna ve görevlerine bakýlmaksýzýn bütün üyelerine eþit olulanýr.

Partinin kendi saflarýnda olduðu gibi, kitleler içinde geliþtirdiði disiplin gönüllü bir dndir. O, bilince, pratikte saðlanan güvene, devrim ve sosyalizmin zaferi için yapýlan fedakarlýða dayanýr. Bu Bolþevik Parti disiplininin, burjuvazinin ve yardakçýlarýnýn yüreðinlacak kadar saðlam ve demirden bir disiplin olmasýnýn kaynaðýdýr.

Parti demirden disipline sahip, örgütlü bir birlik olmadan karþý-devrimin saldýrýlarýný götleler içinde çok yönlü sistemli ve merkezi bir faaliyet yürütemez. Proletaryaya ve diðersýnýflara disiplin ve : örgüt ruhunu aþýlayamaz.

Partimiz, disiplinine uyan, görevlerini yeterli nedenler almaksýzýn aksatmayan, zamanýnd

a yerine getiren unsur-ardan oluþmak, disiplinin ihlaline izin vermemek, liberalizme varan «hoþgörüyü» saflarýnda yaþatmamak zorundadýr. Disiplinin uygulanmamasýna varan likapýlarý açan «hoþgörü», sanýlanýn aksine partiyi çürütür, partinin içinde «yol arkadaþlar

Page 54: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 54/157

Demirden disiplinin bütün üyelere eþit olarak uygulanmasýnda hala önemli zaaflarýmýz vardýuygulamalar Tüzüðümüzde belirlenen ilkeler ýþýðýnda yok edilmelidir. Hangi bölgede olursai kademede olursa olsun her üye disipline uymalýdýr. Yönetici organlar ve yöneticiler, altorganlarýn, üyelerin ve aday üyelerin üstlendikleri görevleri zamanýnda yerine getirip germediklerini, Tüzüðe uygun hareket edip etmediklerini denetlemelidirler. Onlar bu alanda ortaya çýkan zaaflarý ve nedenlerini tespit etmeli, gerekli tedbirleri almalýdýrlar. Üy

erin ve organlarýn yöneticileri ve yönetici organlarý parti disiplinine uyup uymadýklarý kusunda denetleme hakkýna sahip olduklarý vurgulanmalý bunun haktan onlarýn görevleri olduðfikri geliþtirilmeli ve saflarýnda egemen kýlýnmalýdýr.

Partimizin bütün üyelerine eþit olarak uygulanan demirden bir disipline sahip örgütlü birllabilmesi, Programýnýn yaný sýra. Tüzüðünü kabul eden ve bu doðrultuda örgütlerimizin biriak çalýþan unsurlardan oluþmasýna baðlýdýr. Partimize, onun örgütlerinden birinde aktif olTüzüðü kabul etmeyen ve hayata geçirmede kararlý olmayan unsurlarýn, daha doðrusu her ist, isteyen herkesin üye olmasý halinde, o, «sempatizanlar denizinde» kaybolur. Nerede baþlayýp nerede bittiði belli olmayan þekilsiz, örgütsüz bir kuruluþ haline gelir. Partiye antileter unsurlarýn, özellikle sýradan aydýnlarýn dolmasýna neden olur. Proleterler, üretim ii yerlerinden ötürü disiplinli ve örgütlü çalýþmaya yatkýndýrlar. Bu nedenle demirden disi

proleterlerin partiye girmelerine engel oluþturmaz. Buna karþýlýk o, anti-proleter unsurlarýn, özellikle sýradan aydýnlarýn partiye girmelerinin önündeki engellerden biridir.

Ekim Konferansý'nda, komünistlerin örgütüyle, yakýn çeperinin nerede baþlayýp nerede bittier belirsizleþtiði belirtilmiþ ve bu durum komünist hareketin en önemli zaaflarýndan biriarak ele alýnmýþtý. Bu zaaf özellikle parti-dýþý örgütler olan çalýþma gruplarýnýn -sonraldi- hücreler gibi ele alýnmasý ve çalýþma gruplarýndaki üye ve aday üyelerimizin, onlarýnunsurlar arasýnda örgütsel bakýmdan esasa iliþkin bir ayrýmýn pratikte yapýlmamasý biçiminrdu. Üye ve aday üyelerimizle, çalýþma gruplarýnýn diðer bir kýsým üyeleri arasýnda ö-nemlasý pratikte böyle bir uygulamayý sürekli besliyor ve onun nedenlerinden birini oluþturuyordu. Bu durum üye ve aday üye olabilecek unsurlarý dýþýmýzda tutmamýzdan kaynaklanýyordu.nýnda üye ve aday üye olma niteliðini yitirmiþ unsurlarýn tümü zamanýnda atýlmadý ve bu aluyanýklýðýn gösterilmesinde zaaflara düþüldü. Dar kapýcýlýðýn ve liberalizmin tipik ve ek

bu uygulama, ayný zamanda, legalizmi, örgütsüzlüðü, disiplinsizliði körüklüyor ve meþrula

Konferanstan sonra yukarýda belirttiðimiz zaafý ve onun nedenlerini yok etme doðrultusunda ileri adýmlar atmamýza karþýn onlar bugün de tamamen yok edilmemiþtir. Ama bugün, dündefarklý olarak, artýk dar kapýcýlýðý büyük ölçüde aþmaktayýz ve üye ve aday üye niteliklerti dýþýna çýkarmada daha uyanýk ve tedbirli davranmaktayýz.

I. KONGRE BELGELERÝ (06)b.) Partimiz, Üretim ve Bölge Esasýna Göre Örgütlenmelidir

Partinin üretim ve bölge esasýna göre örgütlenmesi, Bolþevik tipte militan bir partiyi, IIternasyonal tipinde reformcu, parlamenterist bir partiden ayýran temel özelliklerdenbiridir.

Partinin merkezi bir yapýya sahip olmasý ve merkezileþmiþ bir faaliyet yürütebilmesi içintek bir merkezi organýnýn olmasý ve üretim ve bölge esasýna göre kurulan örgütlerinin meranýn denetiminde ve yönetiminde faaliyet göstermesi gerekir. Partinin Merkez Organý doðruyönetimi ve denetimi gerçekleþtirmek için gerekli yetki ve özelliklere sahip olmalýdýr. Bör organ iþlevinden ve sahip olmasý gereken özelliklerden dolayý en seçkin ve her alanda engeliþmiþ unsurlardan oluþmalýdýr. Ve o, uyumlu bir bütün oluþturmalýdýr. Kongremizin önünevlerden biri de Partimizin Merkez Organýný belirlemektir.

Partinin üretim ve bölge esasýna göre örgütlenmesi, üretim alanlarýnda, iþ merkezlerinde,da ve diðer çalýþma alanlarýnda parti örgütlerinin kurulmasý ve bu örgütlerin ekonomik, solaþým, parti faaliyetinin geliþim düzeyi vb. etkenler göz önüne alýnarak oluþturulan ve te

tici organa sahip yerel örgütlerde (il, ilçe vb.) birleþtirilmesi demektir. Hücre sisteminin Partinin örgütsel temeli haline gelmesi ise, üretim alanlarý, iþ merkezleri, kurum ve çalanlarýnda kurulan parti örgütlerinin partinin örgütsel temeli haline gelmesi demektir.

Page 55: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 55/157

partinin, üretim alanlarý, Ýþ merkezleri, kurum ve diðer çalýþma alanlarýndaki taban örgüt

Partinin Merkez Organý'nýn bütün hücrelerini doðrudan, araya herhangi bir yönetici organ gksizin yönetmesi ve onlara önderlik etmesi mümkün deðildir. Bu nedenle, O, parti faaliyetinin geliþmesine baðlý olarak baþýnda yönetici bir organ bulunan ve ortak özelliklere sahipli bir bölgedeki hücrelerini ve üyelerini kapsayan yerel örgütler kurmalý ve onlardan oluþParti, belirlenmiþ bir bölgedeki önder ve yönetici rolünü ye rel örgütleri aracýlýðýyla g

aaliyetini onlar aracýlýðýyla sürdürür. Yerel örgütlerin yönetici komiteleri Merkez Komiteikte söz konusu bölgenin önder organlarýdýr. Onlar ve taban örgütleri parti çizgisinin veorganýn kararlarýna ve direktiflerine uygun faaliyet göstermeli, yönetici ve önder rollerini bu temelde gerçekleþtirmelidirler. Yerel örgütlerin yönetici komiteleri (il, ilçe komisi vb.) faaliyet gösterdikleri bölgedeki sorunlarý parti çizgisi ve merkez organýn kararlarý doðrultusunda çözme yeteneðine ve insiyatifine sahip olmalýdýrlar. Aksi halde, bölgedeki örgütü üstlendiði görevleri yerine getiremez.

Bugüne deðin, siyasi-ideolojik çizgimizin bir süre öncesine kadar netleþmemesine, bunun socu olarak da, yerel örgütlerimiz tarafýndan yeterince kavranmamasýna, örgütsel alanda hataavrayýþlarýn var olmasýna baðlý olarak, yerel örgütlerimize gerekli insiyatif tanýnmamýþtýbu insiyatifi çizgimiz doðrultusunda ve doðru bir biçimde kullanma özelliklerine tam olara

k kavuþmamýþlardý. Bugün gelinen yerde partimiz, yerel örgütlerimize gerekli insiyatifi taa ve onlar bu insiyatifi giderek doðru bir temelde kullanmaktadýrlar. Bu gerçekleþmedikçeyerel örgütlerimiz sýnýf mücadelesinin ihtiyaçlarýna tam bir cevap veren örgütler haline gektir.

Günümüzde iþçilerin ve diðer emekçilerin yoðunlaþtýðý üretim alanlarýnda, iþ merkezlerindelýþma alanlarýnda partimizin taban örgütlerini oluþturabilecek hücreler yok denebilecek kaazdýr. Onlar partimizin örgütsel temelini oluþturabilecek nicel ve nitel geliþme düzeyineterince sahip deðildirler. Bugüne deðin, kitleler içindeki faaliyetimizin hücrelerden çokk tek üye ve aday üyelerimize ve onlarýn içinde yer aldýklarý önceleri çalýþma grubu, sonrteleri denilen parti dýþý, ancak partiye baðlý organlar aracýlýðýyla sürdürdük ve sürdürmeÖrgütümüzün nitel düzeyini düþürmeyi göze almaksýzýn kitlelerin bulunduðu bütün birimlerdeler örgütleyemezdik. Ancak hücreler oluþturmak perspektifini yitirerek veya bir yana it

erek faaliyetimizi parti dýþý, ancak partiye baðlý organlar aracýlýðýyla sürdürmeye çalýþmperi arasýndaki sýnýr çizgisinin bulanýklaþmasýna, legalizmin körüklenmesine, hem do partive üyelerin geliþmemesine yol açtý. Bu organlardan ya hücrenin bütün görevlerinin yerinelmesi istenmemeliydi, ya da onlar hücreye dönüþtürülmeliydi. Oysa bugüne deðin, bunlarýn iesas olarak gerçekleþmedi. Onlar, örgütümüzün hücreleri haline dönüþtürülmedikleri için, oüstlenebileceði tüm görevleri yerine getirebilmeleri istendi ve beklendi.

Bugün hücrelerimiz, yok denecek kadar az olmalarýnýn yaný sýra, onlar da bulunduklarý alana üstlendikleri görevleri tam olarak yerine getirememektedirler. Bunun için gerekli özelliklere genel olarak sahip deðildirler. Üstlendikleri görevleri yerine getirebilmeleriÝçin, onlar, gerekli tecrübe birikiminden, siyasi-ideolojik düzeyden, inisiyatiften vetüm bunlara sýký sýkýya baðlý olan yaratýcýlýk ve esneklikten yoksundurlar.

Ülkemiz komünist hareketi, genç bir komünist harekettir. Bu nedenle de, onun, iþçilerin veiðer emekçilerin yoðunlaþtýðý bütün üretim alanlarýnda, iþ merkezlerinde, kurumlarda ve dihücreler örgütlemesi mümkün deðildi. Ancak partimizin örgütsel temelini oluþturacak olan hzin bugünkü nicel ve nitel geliþme düzeyinin düþüklüðünün tek nedeni d« ülkemiz komünist hldir, bunun bir baþka nedeni daha vardýr. O da saflarýmýzda giderek zayýflamakla birlikteetim esasýna göre örgütlenmemizin ve bu alanlardaki örgütlerimizin nitel ve nicel olarak giþmesinin ve saðlamlaþmasýnýn taþýdýðý büyük önemin yeterince kavranmamasýdýr. Yönetici ornde, kurumlarda ve diðer çalýþma alanlarýnda, hücreler oluþturma, onlarý örgütsel temelimietirmede, sorunun önemine uygun bir kararlýlýða, uygulamaya sahip olmamalarýdýr. Bu zaaflagiderilmesi doðrultusunda Ekim Konferansý'ndan sonra ve yeniden inþa sürecinde ileri adýmlar atmamýza karþýn bu zaafýmýz özellikle pratik uygulamada, tamamen yok edilemedi.

Öte yandan hücrelerin parti faaliyetinin bütünü içindeki yerleri ve iþlevleri saflarýmýzdarak açýklýða kavuþmamýþtýr. Onlarýn görevlerine uygun inisiyatif, ya üst organlar tarafýndya da bizzat bu organlar tarafýndan kullanýlmamaktadýr. Üst organlarýn taban örgütlerimiz

Page 56: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 56/157

kadrolarýmýza güvenmemelerinin bir sonucu olarak ortaya çýkan her þeyi zapt-ý rapt altýnaarý ve düzenli ve sistemli bir eðitim faaliyetinin yürütülmemesi, önderliðin ve denetiminvranamamasý, demokratik merkeziyetçilik ilkesine uygun olarak gerçekleþtirilememesi, buorganlarýn nitel olarak geliþmesini engelleyen etkenlerden bazýlarýdýr.

Bugüne deðin ekonomik-siyasi teþhir, ajitasyon, propaganda faaliyetini yeterince birleþtiremememizin, canlý somut örneklere dayanarak yürütemememizin nedenlerinden biri de kitl

eler içindeki faaliyetimizi üretim merkezlerinde, kurumlarda ve diðer çalýþma alanlarýndarulan hücreler aracýlýðýyla sürdüremememizdir. Bu ayný zamanda kitlelerin nabzýný elimizdeaaflara düþmemizin, kendiliðinden her patlamayý siyasal bir mücadele düzeyine yükseltememen nedenlerinden birini de oluþturmaktadýr.

Partimiz, nitel düzeyini düþürmeksizin öncü ve Marksist bir müfreze olduðunu unutmaksýzýn.rda,kurumlarda ve diðer çalýþma alanlarýnda hücreler kurmaya çalýþmalýdýr. Partimizin inþabaþka þeylerin yaný sýra, bu örgütlerin kurulmasý onlarýn nicel ve nitel olarak geliþmesilaþmasý süreci olmak zorundadýr.

Bu gerçekleþmedikçe partimiz nicel ve nitel olarak geliþmeyecek, iþçilerin ve diðer emekçidaha geniþ kesimlerini eðitip örgütleyemeyecek, seferber edip yönetemeyecektir. Bu durumda

partimiz, kitlelerin nabzýný elinde tutamayacak, kitlelerin içinde çok yönlü sistemli vemut olgulara dayanan, ekonomik-siyasi teþhir, ajitasyon, propaganda, ve örgütlenme faaliyetini yürütemeyecektir. önder ve yönetici rolünü gerçekleþtiremeyecektir. Çünkü partinin hücreler partinin kitleler içindeki kýlcal damarlarýdýr. Parti kitle içindeki faaliyetinancak üretim esasýna göre inþa edilen hücrelerle sürdürebilir ve önder ve yönetici rolünüaracýlýðýyla gerçekleþtirebilir. Partinin taban örgütlerini üretim esasýna göre örgütlemeseni, iþçilerin ve diðer emekçilerin, doðrudan doðruya üretim alanlarýnda, fabrikalarda, taelerinde kurumlarda ve diðer çalýþma alanlarýnda bulunmasýdýr. Ýkinci nedeni is, sýnýf fariþmelerini ört bas etme temelinde deðil tersine sýnýf farklýlýklarýndan ve sýnýf çeliþmelele yürütmesidir. Çünkü parti, proletaryanýn ve her tarihi dönemdeki müttefiklerinin sýnýflliklerini hareket noktasý olarak almadan, onlarý asgari-azami programýný gerçekleþtirmeke eðitip örgütleyemez, seferber edip yönetemez.

Partimiz, bütün üretim alanlarýnda, iþ merkezlerinde vb. hücreler oluþturmak ve onlarý örgli haline getirmeye çalýþmakla birlikte, iþçi sýnýfýnýn özellikle de modern sanayi proletaim birimlerinde hücreler oluþturmayý en baþta gelen ödevlerinden biri olarak ele almalýdýrrtimizin, gerek kadrolarýnýn sýnýf bileþimi, gerekse kitle baðlarý açýsýndan iþçi sýnýfýnýanayi proletaryasýnýn bir parçasý olabilmesi buna baðlýdýr.

Hücreler üretim birimlerinin yaný sýra, özellikle de þehir yoksullarýnýn yoðunlaþtýðý semtlýdýr. Semt hücreleri semtlerde mücadelenin partimiz önderliðinde geliþmesi için gereklidiak onlar, üretim birimlerindeki hücrelerimizin alternatifi olarak ele alýnmamalýdýr. Üretibirimlerindeki hücrelerin görevleri, onlara devredilmemeli, veya buna uygun bir uygulamaya girilmemelidir.

Partimiz, bir yandan yeni hücreler kurarken, diðer yandan da var olan hücrelerimizin siyasi-ideolojik düzeyini yükseltmelidir. Onlarýn önder ve yönetici rolünü pekiþtirmelidir.için gerekli insiyatif yönetici organlarýmýz tarafýndan tanýnmalý ve hücreler bu insiyatilanmak için eðitilmelidir.Partimizin gençliðinden ötürü o.daha uzun bir süre bütün üretim birimlerinde hücreler örgür. Bu nedenle partimizi, hücrelerimizin olmadýðý yerlerde faaliyetini tek tek üye ve adayeler ve onlarýn içinde yer aldýðý, parti dýþý, ancak partiye baðlý geçici örgütler aracýlýartimîz söz konusu alanlarda, hücreler oluþturmayý bir yana itmemeli, bir hücrenin tüm görni adý geçen parti-dýþý örgütlerin yerine getirmesini beklememeli ve istememelidir. Onlaralerine uygun görevler vermeli, eðitmeli ve yardýmcý olmalýdýr.

c) Partimizin Temel Örgütlenme Ýlkesi Demokratik Merkeziyetçiliktir

Partinin bir irade ve eylem birliði, daha önce özelliklerini ana çizgileriyle belirttiðimiz bir örgüt birliði olabilmesi için, onun yol gösterici temel örgütlenme ilkesi demokratikkeziyetçilik olmalý, o bu ilkeye göre inþa edilmeli ve faaliyetini örgütlemelidir. Parti ö

Page 57: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 57/157

rinin organik bütünlüðü demokratik merkeziyetçilik ilkesini uygulayarak gerçekleþtirebilirkli geliþtirip pekiþtirebilir. Bütün bunlarýn saðlanabilmesi için de, demokrasinin burjuvaokrasisi gibi sahte, göstermelik bir demokrasi olmamasý, merkeziyetçiliðin de bürokratik bir merkeziyetçilik olmamasý gerekir. Bu nedenle, proletarya partisinde demokratik merkeziyetçilik, proleter demokrasisi ile merkeziyetçiliðin olumlu bir birliðidir. O, demokrasi temelinde merkeziyetçiliðin, merkezileþmiþ önderlik altýnda demokrasinin uygulanmasýr.

Dünya komünist hareketinin deneyi, partide demokratik merkeziyetçi iþleyiþin ortadan kaldýasýnýn, çoðu zaman ikisi içice olmak üzere liberal ve bürokratik sapmalara yol açtýðý ve pçürüterek, onun yozlaþmasýna ve sosyal-reformcu ya da sosyal-faþist bir partiye dönüþmesiolduðunu göstermiþtir. Demokratik merkeziyetçiliðin uygulanmamasý, partinin geniþ kitleleeþinde sürükleyen, hareketin acil ihtiyaçlarýný anýnda tespit eden, bunlara çözüm getirebimilitan niteliklerini yok eder; onu kitlelerden koparýr, hayatýn gerçeklerinden uzaklaþtýrve yozlaþtýrýr.

Proletaryanýn devrimci partisinde, demokratik merkeziyetçilik en özlü ifadesini, en üst organýn Kongre olmasýnda, yönetici organlarýn ve yöneticilerin taban tarafýndan seçilmesindet organlarýn üst organlara, tüm örgütün Merkez Komitesi'ne tabi olmasýnda, azýnlýðýn çoðun

in kararlarýn alýnmasýna ve uygulanmasýna aktif olarak katýlmasýnda, üst organlarýn, üyelet organlara hesap vermesinde ve onlar tarafýndan denetlenmesinde bulur. Ayný þekilde üstorganlarýn alt organlarý ve üyeleri denetlemeleri faaliyetleri hakkýnda birbirlerine karþý düzenli ve sistemli bilgi vermeleri de demokratik merkeziyetçiliðin bir gereðidir.

Demokratik merkeziyetçilik ilkesi, alt organlarla üst organlar, üyelerle yöneticiler arasýnda amir-memur iliþkilerinin varlýðý ile baðdaþmaz. O, alt organlarýn ve üyelerin yönetirýn kararlarýna koþulsuz uymalarýný, ancak, düþüncelerini ve eleþtirilerini, özgürce, herhký uygulanmaksýzýn söylemelerini, parti direktiflerini hayata geçirmede ve uygulamada inisiyatifli olmalarýný öngörür. Parti faaliyetinin yürütülmesinde, daima üst organlar alt orgerekli insiyatifi tanýmalý, onlarýn ellerini kollarýný baðlamamalý, alt organlar da inisiylerini kullanmalýdýrlar. Bu, demokratik merkeziyetçilik ilkesiyle çeliþmez. Merkezileþmiþik altýnda demokrasinin uygulanýyor olmasý, üst organlarýn alt organlara önderlik etmesini

e alt organlarýn üst organlarýn direktiflerini ve kararlarýný ne ölçüde uyguladýklarýný vegörevleri ne ölçüde yerine getirdiklerini denetlemelerini zorunlu kýlar. Gene ayný þekildmokrasi temelinde merkeziyetçiliðin uygulanýyor olmasý, önderliðin ve yönetici organlarýnuygulamalar içine girmemelerini, partinin ve parti örgütlerinin iradesini yansýtan Kongre ve Konferans kararlarý ýþýðýnda faaliyet göstermelerini, onlara uygun davranmalarýný, üyalt organlarýn fikirlerini sürekli dinlemelerini, deneylerinden yararlanmalarýný, eleþtirive uyarýlarýný göz önüne almalarýný, sorunlarýný çözmelerini onlarýn kararlarýn alýnmasýnrýný saðlamak üzere çaba göstermelerini gerektirir.

Saflarýmýzda demokratik merkeziyetçiliðin yol gösterici temel örgütlenme ilkesi haline gelve onun proleter demokrasisi ile merkeziyetçiliðin olumlu bir birliði olarak uygulanmasý doðrultusunda ileri adýmlar atýlmakla birlikte, bu alanda Ekim Konferansý'nda belirlenen zaaflar, tamamen yok edilmedi Ekim Konferansýnýn, daha sonra da Ýl Konferanslarýnýn toplanmasý, Ýl önderliklerinin ve Kongre delegelerinin Konferanslarda seçilmesi, taban örgütlimizde yöneticilerin üyeler tarafýndan seçilmesi son olarak da Kongremizin toplanmasý, demokratik merkeziyetçiliðin uygulanmasýnda atýlan ileri adýmlardýr. Gizlilik koþullarýnda tügerçekleþtirilmesi, özellikle de Kongremizin hazýrlýk çalýþmalarý ve delegelerin seçimi bkratik merkeziyetçilik ilkesine uygun hareket edilmesi, küçümsenmemesi gereken Ýleri geliþlerdir. Gizlilik koþullarýnýn getirdiði sýnýrlamalar ve özel uygulamalar dýþýnda partimizrin ve yönetici organlarýn, tabandan seçimine özel bir önem vermektedir. Bu, hem üyelerinalt organlarýn yönetici organlarý ve yöneticileri denetlemelerini, hem de tabanýn güven dduðu önderliklerin oluþmasýnýn vaz geçilmez koþuludur. Ancak, partimizin demokratik merkezliði yöneticilerin taban tarafýndan seçilmesine indirgenmemeli ve seçimden secime uygulanan bîr ilke deðil, tersine sürekli uygulanan bir ilke olarak kavran-malý ve ele alýnmalýdýrnedenle de, yönetici organlarýn taban tarafýndan seçilmesi ve Kongre ve Konferanslarda

yönetici organlarýn denetiminin gerçekleþtirilmesi tek baþýna yeterli deðildir.

Ýl Konferanslarýmýzýn ve Kongremizin toplanmasýna karþýn, üst organlarla alt organlar, yön

Page 58: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 58/157

le üye ve aday üyeler arasýnda, amir-memur iliþkisi tamamen yok edilemedi. Bürokrasisi, zayýflamakla birlikte varlýðýný sürdürmektedir. Üst organlar ve yöneticiler, tabanýn fikirlerilerine ve deneylerine her zaman gereken önemi verememekte, yer yer onlarýn fikirlerini ve eleþtirilerini, teþvik etmede yetersiz kalmaktadýrlar. Yetersiz kalmaktan öte zaman zaman bastýrmaktadýrlar. Tabanýn üst organlarý denetlemesi fikri, saflarýmýzda yeterineliþmemiþtir. Ve onlarýn eleþtirilerinin önemi tam olarak kavranamamýþtýr.

Yönetici organlarýn önderliðini, tabanýn insiyatifini þekilde ele alan eðilim ve uygulamalayýflamakla birlikte halen yaþamaktadýr. Yönetici organlarýn kararlarý taban örgütlerindertýþmalar gerçekleþtirildikten sonra uygulanmamaktadýr. Canlý tartýþmalarýn olmayýþý , hemdüzeltilmesini, üst organlara yöneltilecek eleþtirilerin ortaya çýkmasýný engellemekte, honlarýn yeterince kavranýp, uygulanmasýný engellemektedir. Yönetici organlarýmýzda, kararlrektifleri, alt organlarý ikna etme, onlarý kazanma temelinde hayata geçirme perspektifi zayýftýr. Partimiz yönetici organlarý, kararlarýný ve direktiflerini tabaný ikna ederekanma temelinde hayata geçirme pespektifine sahip olmalýdýr.

Bu hatalý önderlik anlayýþlarýnýn yok edilmesinin yaný sýra, yönetici organlarýn siyasi vedüzeylerinin geliþtirilmeleri gerekir. Tabaný ikna etmede ve kazanmada yetersizlik, iþlerin yetkilerle yürütülmesine yol açmaktadýr. Oysa, önder ve yönetici rol, kadrolarý ve ta

erini kazanma, onlarý ikna etme, gerekli perspektifi onlara verme ve kararlarýn ve direktiflerin hayata geçirilmesi îçin, gerekli faaliyetin örgütlenmesi ve yürütülmesinde onnsiyatif tanýnmasý temelinde gerçekleþtirilmelidir. Bu üst organlarýn denetimi ile birleþmir. Denetim, kararlarýn hayata geçirilip, geçirilmecliðini ve içine düþülen hatalarýn tespmelidir.

Dünya komünist hareketinin deneylerinin de kanýtladýðý gibi, partide bürokrasinin geliþmese ortaya çýkmasýnýn temel nedenlerinden biri de sistemli ve düzenli denetim faaliyetinin ymemesidir. Bürokrasinin yok edilmesi, demokrasinin en geliþmiþ biçimiyle uygulanmasýnýn yaa, düzenli ve sistemli bir denetim faaliyetinin yürütülmesini gerektirir. Partimizde yönetici organlarýn yaný sýra, onlarýn yönetiminde hareket etmeyen ve doðrudan doðruya Kongre vnferanslarda seçilen, denetim organlarý (ülke, il düzeyinde) olmalýdýr. Bugüne kadar, bu tenetim organlarýmýz olmadý. Onlar, Kongre ve Konferans kararlarýnýn yönetici organlarýn ka

ve direktiflerinin uygulanýp uygulanmadýðýný denetlemeli ve seçildikleri organlara hesap vmelidirler. Onlarýn denetimi, ayrýca, mali konularý da içermelidir.

Yoldaþlarýmýzýn organlarda kararlarýn alýnmasýna aktif olarak katýlmalarý ve organ içi düzemli bir denetim faaliyetini gerçekleþtirmeleri, kollektif bir faaliyetin yürütülmesini gerektirir. Oysa, saflarýmýzda yöneticilerin, özellikle sekreterlerin kendilerini organlaryerine koyarak kararlar aldýklarý ve uyguladýklarý sýk görülen örneklerdendir. Onlar, üyerunlarýn çözümüne, kararlarýn alýnmasýna aktif olarak katýlmalarýný teþvik edecek, bunun iaklarý yaratacak yerde, olanaksýzlaþtýrýlacak bir tutum içine girebilmektedir. Bu baþka þeyaný sýra, doðru çözümlerin bulunmamasý, doðru kararlarýn alýnmamasý ve alýnan kararlarýnyata geçirelememesine yol açmaktadýr. Partimiz bu ve benzen uygulamalarý, eleþtiri-özeleþtyöntemiyle yok etmekten, gerektiðinde örgütsel tedbirler almaktan kaçýnmamalýdýr.

Partimizin organlarýnda, canlý tartýþmalar olmalý, ancak kararlar alýndýktan sonra azýnlýkalýdýr. Bu uyma görünüþte olmamalýdýr. Azýnlýk, muhalefetine ve eleþtirilerine karþýn, çoðgeçirmeye bütün gücüyle katýlmalý ve çalýþmalýdýr. Azýnlýðýn çoðunluða uymasýnýn göstermeilmesiyle mümkündür. Muhtelif düþüncelere sahip unsurlar, organ toplantýlarýnda düþüncelerli, gerek görürlerse, Merkez Komitesi de dahil bütün üst organlara baþvurmalý, (her üye ve, her zaman üst organlara baþvurmak, eleþtirilerini onlara iletmek hakkýna sahiptir Ve bu, hiçbir gerekçeyle, hiçbir kimse tarafýndan engellenemez). Ancak, onlar, Çoðunluðun karahayata geçirilmesini engelleyen bir tutum içine girmemeli ve görüþ ayrýlýklarýný partininar. Aksi bir tutum, partinin irade ve eylem birliðini zedeler.

d) Partimiz Ýllegal Çekirdeklerin Organik Bir Toplamýdýr

Oportünizm ve revizyonizmin yaydýðý hayallere karþýn, gerici ve sömürücü sýnýflar, tarih sasýyla çekilmemiþlerdir ve çekilmeyeceklerdir. Onlar, karþý-devrimci þiddet ve terörü sademle karþý-devrim arasýndaki çeliþmenin çözülmek üzere gündeme geldiði devrim dönemlerinde

Page 59: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 59/157

e uygulamýþlardýr ve uygulamaya devam etmektedirler. Onlar mümkün olan her yönteme baþ vur, devrim ve sosyalizm güçlerinin hazýrlanmasýný, güç toplamasýný engellemeye çalýþmaktadýrsýnýflarýn bu çabalarý, devrim ve sosyalizmin zaferinin temel koþulu olan proletaryanýn deci partisinin yok edilmesinde, onun faaliyetinin engellenmesinde yoðunlaþmaktadýr. Parti, gerici ve sömürücü sýnýflarýn çok yönlü saldýrýsýný ve baskýsýný ancak gizli örgütlenmel alarak etkisiz kýlabilir. Gizlilik onun varlýðýný sürdürmesinin ve üstlendiði görevleritirmesinin temel koþuludur. Günümüzde bütün Marksist-Leninist partiler, en demokratik burj

a cumhuriyetlerinde bile, bu koþulu göz önüne alarak örgütlenmekte, inþa edilmekte ve faalgöstermektedir. Onlar, burjuva demokrasisinin sahte ve göstermelik niteliðini unutmamakta, gizlilik sorununu proletaryanýn uzun vadeli çýkarlarý ve sýnýf mücadelesinin uzun süeliþimi açýsýndan ele almaktadýrlar.

Ülkemizde, göstermelik bir demokrasi olan burjuva demokrasisi ve onun içerdiði siyasi hak ve özgürlükler yoktur. Ülkemizde faþist diktatörlük hüküm sürmektedir. Proletaryanýn devinin kurulmasý ve legal faaliyet göstermesi yasaktýr. Devrim ve karþý-devrim arasýndaki mülenin ekonomik ve siyasi krizin giderek derinleþmesine baðlý olarak, þiddetlendiði, baskýterörün yoðunlaþtýðý günümüz koþullarýnda partimiz tamamen gizlilik koþullarýna uygun olanmekte ve faaliyet göstermektedir. O. illegal faaliyeti temel almaktadýr ve illegal örgütlerin organik bir toplamýdýr. Aksi halde, partimiz faþist-diktatörlüðün saldýrýlarýný e

daha kuruluþ aþamasýnda tasfiye edilirdi.Partimizin en üst organýndan, kitleler içindeki taban örgütlerine kadar tüm örgütleri ve aaki iliþki somut olarak bilinmemelidir. Partimizin faaliyetini, gericiliðin parti örgütüneeriþemeyeceði bir biçimde sürdürmelidir. Bugün bu konuda bazý sorunlarýmýz vardýr ve bu szaaflarýn en kýsa zamanda giderilmesi hayati zorunluluktur.

Partimizin bu alandaki zaaflarýný aþabilmesi için, gizlilik sorununu proletaryanýn kýsa vali çýkarlarý açýsýndan, günün koþullarý ve görevleri açýsýndan ele alýnmamalýdýr. Dar görüflarýmýzda bütünüyle yok edilmelidir. Üye ve aday üyeleri partimize alýrken, partimiz gizloþulunu göz önüne almalý ve bu koþula uygun bir seçim yapmalýdýr. Yönetici organlarýmýz üyrimizi ve taban Örgütlerimizi gizlilik koþulunun gerçekleþtirilmesi açýsýndan da eðitmeli,meli, zaaflarýný tespit ederek eleþtirmelidirler.

Taban örgütlerimizde ve yerel örgütlerimizde gizliliði saðlamak için en uygun biçimleri keinin bulacaðý fikri, geliþtirilmelidir ve onlara en uygun biçim ve yöntemleri bulmakla yüklduklarý ve bunu üst organlardan -içinde bulunduklarý koþullar bütün ayrýntýlarýyla bilineeklememeleri gerektiði kavratýlmalýdýr.

Partimizin gizlilik koþuluna uygun olarak inþa edilmesi ve örgütlenmesinin gerekliliði, legal imkanlarý kullanmayý reddetmeye yol açmamalýdýr. Partimiz, gizli örgütlenmeyi ve illegaaliyeti esas almakla birlikte bütün legal olanaklardan da gizlilik kurallarýna tam anlamýyla uyarak yararlanmalýdýr. Bunun için gerekli biçim ve yöntemleri bulmak, örgütlerimiki önemli bir görevdir.

Partimiz Proletaryanýn En Üst Örgüt Biçimidir

Proletaryanýn devrimci partisi, sadece örgütlü bir-öncü müfreze deðil, ayný zamanda proletüst örgüt biçimidir. Partinin proletaryanýn en üst örgüt bircimi olmasý onun, proletaryanrini yönetmesinde ifadesini bulur.

Proletaryanýn sendikalar, kooperatifler, emekçi halk meclisleri, kültür ve benzeri gibipek çok sýnýf örgütü vardýr. Parti, bütün bu örgütlerle eþit düzeyde olan bir örgütlenme bproletaryayý nihai kurtuluþu için örgütleyebilmesi, seferber edip yönetebilmesi önder veci rolünü gerçekleþtirebilmesi,onun bütün diðer örgütlerin üstünde olmasýný gerektirir. Diyönetiminde ve önderliðinde faaliyet göstermeden, proletaryayý nihai kurtuluþ için eðitenferber eden örgütler haline gelemezler.

Proletaryanýn parti dýþý sýnýf örgütlerinin, proletaryayý nihai kurtuluþu için seferber edbir aracý, proletarya diktatörlüðünü kurmanýn ve sürdürmenin bir aracý olabilmesi için, on yönetimi altýnda faaliyet göstermeleri gerekir. Bu örgütlerin, proletaryanýn nihai kurtu

Page 60: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 60/157

doðrultusunda hareket edebilmelerinin ve bunun için üstlendikleri görevleri tek tek yerine getirebilmelerinin tek ve temel koþulu, partinin yönetimi altýnda olmalarýdýr. Çünkü bin hiç biri, proletaryanýn nihai kurtuluþu için gerekli doðrultuyu, kendi baþýna saptama yeðine sahip deðildir. Bunun için gerekli bilgi ve deney birikimi gibi unsurlardan yoksundurlar. Proletaryanýn nihai kurtuluþu için gerekli doðrultuyu saptama yeteneðine sahip olan örgüt partidir. Çünkü o, devrimci teori ile devrimin ve hareketin yasalarýnýn bilgisiyonanmýþ olup, iþçi sýnýfýnýn en bilinçli, en kararlý, en fedakar öðelerini kapsar.

Parti dýþý örgütlerden herhangi biri, diðer örgütlerin tek bir doðrultuda faaliyet göstermayacak yeteneðe ve özelliðe sahip deðildir. Oysa parti, gerekli yetenek ve özelliklere sahiptir. Çünkü O, bütün bu örgütlerdeki en fedakar, en kararlý, en bilinçli unsurlarýn birleir. Ayrýca parti, bütün bu örgütleri proletaryanýn kurtuluþu doðrultusunda yönetme yeteneðiþçi önderlerinin yetiþtiði okuldur.

Proletaryanýn sendikalar, kooperatifler, emekçi halk meclisleri gibi kitlevi örgütlerinin partiye baðlý olmasý. onlarýn, örgütsel bakýmdan da partiye baðlý olmalarý demokratik der, partinin yönetiminde faaliyet göstermeli, ancak örgütsel bakýmdan baðýmsýz olmalýdýrlarrliðini veya yönetimini, talimatlarla deðil, kararlarýnýn doðruluðu ile ve kitleleri kazane ikna etme yeteneðiyle gerçekleþtirebilir.

Açýktýr ki, partimiz kurulur kurulmaz, bütün parti-dýþý sýnýf örgütlerinde önderliðini gerartimizin çizgisi doðrultusunda hareket eden ve sýnýfýn çoðunluðunu kapsayan parti-dýþý ör. Partimizin sýnýfý, ý kendi yönetiminde hareket eden kitle örgütlerinde örgütleyebilmesitleler içinde çok yönlü ve sistematik bir faaliyet yürütmeli, parti örgütleri inþa etmelimize baðlý gruplar oluþturmalýdýr. Parti-dýþý örgütlerin yönetiminin ele geçirilmesi veyarulmasý, daima partimizin kitlelerin sevgi ve güvenini kazanmasýnýn bir sonucu olmalýdýr.

Partimiz sadece proletaryanýn deðil, diðer ezilen ve sömürülen sýnýflarýn kitlevi örgütlerci gücü olmalýdýr. Aksi halde partimiz, ezilen ve sömürülen diðer sýnýflarý siyasi çizgisieferber edip, yönetemeyecektir. Devrimde proletarya önderliði gerçekleþemeyecektir. Çünküde proletarya önderliði, onun sýnýf partisinin önder ve yönetici rolünde soyutlanýr.

Saflarýmýzda, partinin kitle örgütlerindeki önder ve yönetici rolüne iliþkin hatalý kavraymalar varlýðýný sürdürmektedir. Kitle örgütlerinin örgütsel baðýmsýzlýðý, iç iþleyiþi zedez unsurlarý ikna temelinde deðil, parti kararlan dayatýlarak gerçekleþtirilmeye çalýþýlmakle örgütlerinde demokratik merkeziyetçilik parti önderliðini gerçekleþtirmek adýna rafa kaadýr. Bütün bunlar, yönetimimizdeki, etkinliðimizdeki kitle örgütlerinin geliþmesiyle kitliçinde etkimizin artmasýný engellemektedir. Partimizin, kitleleri, yönetiminde hareketeden örgütlerde örgütlemesi, bu zaaflarýn yok edilmesine baðlýdýr.

Bu konuda zaman zaman ortaya çýkan bir baþka hatalý eðilim de partinin sýnýf mücadelesininnlarýný kapsayan önder ve yönetici rolünün þu ya da bu alanda faaliyet gösteren kitle örgüvredilmesi eðilimidir. Böylece örneðin iþçilerin DSM, ya da gençliðin anti-faþist kitle örmücadele ettiði söylenebiliyor. Oysa bu parti-dýþý örgütler, yalnýzca partinin önderliðindnin belirli bir alanýnda hayata geçirilmesi kitleleri birleþtirme ve seferber etmeninaraçlarýdýr. Ve parti önderliðini, hiç kimseyle paylaþamaz. Bu yanlýþ kavrayýþ ve eðilimleikte de kendini göstermekte ve partinin önder rolünü zayýflatmaktadýr.

Partimiz, Tek Bir Çizgiye Sahip ve Hiziplerden Arýnmýþ Bir Birliktir

Parti proletaryanýn en saf sýnýf örgütüdür. Onun saflýðý yabancý ideoloji ve çizgileri safsýnda ifadesini bulur. Bu onun, demirden disipline sahip bir irade birliði, eylem birliði, gönüllü bir örgüt birliði olmasýnýn temelini oluþturur.

Proletaryanýn ideolojisi ve yegâne eylem kýlavuzu olan Marksizm-Leninizm evrenseldir ve her ülkede proletaryanýn tek bir siyasi-ideolojik çizgisi vardýr. Ýþçi sýnýfýnýn mülk saamasýndan ve komünizmi gerçekleþtirmeyi hedeflemesinden dolayý bu böyledir Bu çizgi Marksi

eninist teorinin her ülkenin somut koþullarýyla birleþtirilmesinin bir ürünü olan Marksistinist çizgidir. Her ülkede proletaryanýn ve onun sýnýf partisinin birden fazla siyasi -ideolojik çizgisi, örgütsel çizgisi olamaz. Birden fazla ideolojinin ve çizginin varlýðý hali

Page 61: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 61/157

nlardan bin burjuvazinin ideolojik ve siyasi çizgisine tekabül eder. Bu durumda parti, yabancý ideoloji ve çizgileri barýndýran bir örgüte dönüþür. Proletaryanýn en saf sýnýfyitirir. Bu durumda O, bir irade ve eylem birliði olmaktan çýkar. Farklý ideoloji ve çizgilerin egemenlik mücadelesini sürdürdüðü bir arenaya dönüþür.

Bu özellik bugün tüm revizyonist partileri karakterize etmektedir. Revizyonist partiler, ister Cinli revizyonistlerin yaptýðý gibi «Ýki çizgi mücadelesinin teorisini yapmaya ka

sterse sözde bu teoriye eleþtiriler yöneltsin, bugün bir çok çizgi ve hizibin mücadele ettanlar durumundadýr. Fazladan, bu partilerin büyük bir çoðunluðu, partilerine sahip çýkan keri tasfiye ederek, proletarya ile burjuvazi arasýndaki «iki çizgi» mücadelesi aþamasýný gbýraktýklarýndan, söz konusu çatýþma yalnýzca burjuva-revizyonist klikler arasýndaki gericst kavgasýndan baþka bir þey deðildir. Bu durum, bu partilerin, bir zamanlar içlerinde boyverip geliþen oportünist eðilimleri tasfiye edememelerinin bir sonucudur VG partimizbu partilerin geçirdikleri olumsuz deneylerden -buna karþýlýk Arnavutluk Emek Partisi'nin ilkeli, Marksist-Leninist tavrýndan- dersler çýkarmýþtýr ve çýkarmaktadýr.

Partimizin irade ve eylem birliðine, tek bir merkeze ve çelikten disipline sahip, örgütsel bir birlik olarak kalabilmesi Ýçin, O, bugün olduðu gibi, bugünden sonra da saflarýndabancý ideoloji ve çizgilerin yaný sýra hiziplerin oluþmasýna ve yaþamasýna olanak tanýmama

içinde, parti çizgisine karþýt bir çizginin oluþmasý ve hiziplerin oluþmasý daima bir birparti siyasi bir örgüttür. Hiziplerin oluþmasý ve geliþmesi süreci parti çizgisine karþýtluþmasý ve geliþmesi sürecidir.

Parti içinde farklý çizgilerin ve hiziplerin oluþmasýnýn, birden çok merkezin ortaya çýkmak bir merkezin olmamasýna, merkezi yapýnýn daðýtýlmasýna, disiplinin gevþemesine ve gidereolmasýna, tüm bunlarýn bir sonucu olarak da, irade ve eylem birliðinin parçalanmasýna yolsý kaçýnýlmazdýr. Bu, uluslararasý komünist hareketin tarihi tecrübesinin yaný sýra, ülkemreketinin kýsa geçmiþi tarafýndan da kanýtlanmýþtýr. Bu nedenle partimiz, saflarýnda çizgiilerin ve hiziplerin oluþmasýna izin vermemelidir. O, daima tek bir çizgiye ve ideolojiye sahip, hiziplerden arýnmýþ bir birlik olmalýdýr.

Parti çizgisine karþýt çizgilerin ve hiziplerin yaþamasýna izin verilmemesi, veya partinin

ek bir çizgiye sahip ve hiziplerden arýnmýþ bir birlik olmasý, partide tartýþmalarýn ve göiç olmamasý ve yasaklanmasý demek deðildir. Parti içinde tek merkez yerine, çok merkezli sasi-ideolojik çoðulculuðu savunan revizyonist ve oportünist akýmlar, farklý çizgilerin veplerin varlýðýný meþrulaþtýrmak, tezlerini güçlendirmek için, görüþ ayrýlýklarýný ve tartýlerin mücadelesine indirgemektedirler. Onlar, partiye tek bir çizgiye sahip ve hiziplerden arýnmýþ bir birlik olmasý gerektiðini öðreten, Marksist-Leninist parti öðretisine tgörüþ ayrýlýklarýný yasakladýðýný ileri sürerek saldýrmaktadýrlar. Oysa Marksist-Leninistasaklanan, genel olarak tartýþmalar ve görüþ ayrýlýklarý deðil, farklý çizgilerin ve hizipadelesidir. Bunlarýn ikisi esasta bir birinden farklý þeylerdir. Oportünist ve revizyonist akýmlar, esasta farklý olan iki tezi bilerek bir birine karýþtýrmaktadýrlar.

Partimizde farklý çizgilerin ve hiziplerin oluþmasýnýn engellenmesi adýna genel olarak görrý ve tartýþmalar yasaklanmamalýdýr. Bu doðrultudaki uygulamalara karþý, saflarýmýzda uyanmelidir.

Partide görüþ ayrýlýklarýnýn ortaya çýkmasý, ve tartýþmalarýn olmasý kaçýnýlmazdýr. Partimrþýt çizgilerin oluþmasýna yol açmamasý koþuluyla engellememelidir. Aksine bu sýnýrlar içirý teþvik etmelidir. Aksi halde parti, cansýz, ölü bir organizmaya dönüþür.Revizyonizm ve oportünizm özellikle de Maocu revizyonizmin iddialarýna karþýn, partide, parti çizgisine karþýt çizgilerin ve hiziplerin ortaya çýkmasý kaçýnýlmaz deðildir, kader dezamanýnda gerekli tedbirleri alýr, uyanýk davranýrsa. anti-Marksist çizgilerin ve hiziplerin oluþmasýný engelleyebilir. Gerekli tedbirlerin zamanýnda alýnmamasýnýn bir sonucu olarartaya çýktýklarýnda da onlar tasfiye edilerek, partinin irade ve eylem birliði, örgüt birlniden gerçekleþtirilebilir. Aksi, bir parti için felaket demektir.

Parti Oportünist Öðeleri Saflarýnda Barýndýrmaz

Gerici ve sömürücü sýnýflarýn baskýsý partiyi yozlaþtýrmaya yönelik çabalarý diðer sýnýf v

Page 62: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 62/157

rlarýn sürekli proletaryaya katýlmasý ve burjuvazinin Ýþçi Sýnýfý içinde küçük-burjuva birtokrasisini (ve bürokrasisi) yaratmasý ve onlarýn þu veya bu hiçimde partiye sýzmalarý, pae oportünist öðelerin ortaya çýkmasýna yol açar. Partide, onun çizgisine karþýt bir çizginerin oluþmasýnýn kaynaðý, iþte bu oportünist öðelerdir. Bu nedenle parti, Ýrade ve eylem bbirliðini oportünist öðeleri saflarýnda barýndýrarak koruyamaz ve saðlamlaþtýramaz. O, oposaflarýndan atmadan, karþýt çizgilerin ve hiziplerin oluþmasýný engelleyemez. Parti, oportunsurlara karþý da gerekli tedbirleri almalýdýr. Parti kendini oportünist unsurlardan arýn

a güçlenir ve geliþir. Bu nedenle partinin oportünist öðelerden kendini arýndýrmasý, onuncinin temel yasalarýndan biridir.

Salt ideolojik mücadele ile ikna edilerek oportünist öðeler yenilgiye uðratýlamaz. «Ýdeolodele ile partinin içindeki oportünist öðelerin 'yenilebileceðini, parti çerçevesi ipinde bin 'üstesinden gelinebileceðini savunan teori, partiyi felce ve kronik sakatlýða mahkumetmenin belirtisi olan çürük ve tehlikeli bir teoridir; bu teori, partinin oportünizme peþkeþ çekilmesi tehlikesini doðurur; proletaryayý devrimci partisinden, emperyalizme karþýelesinde baþlýca silahýndan yoksun býrakmakla tehdit eder.» (Stalin). Bu nedenle parti, oportünist öðelerin partiden atýlmasýný da Ýçeren örgütsel tedbirler almalýdýr.

Oportünist öðelerin salt ideolojik mücadele ile yenilemeyeceði, partinin onlardan arýnmadý

eliþip güçlenemeyeceði, hiziplerin ve farklý çizgilerin oluþmasýný engelliyemeyeceði, ülkeareketinin pratiði tarafýndan da doðrulanmýþtýr. O, her alanda hýzlý bir geliþmeyi ancak,öðeleri tasfiye ettikten sonra gerçekleþtirebilir. Eðer oportünist öðeler saflarýmýzda turtimiz bugünkü saðlam temellere sahip olmayacaktý.

Partimiz, oportünist öðeleri saflarýnda tutarak, salt ideolojik mücadele ile onlarý yenilge uðratmak tutumu içinde deðildir ve olmayacaktýr. Bu tutumun, bütün belirtilen ve biçimlertaya çýktýðý anda yok edilmelidir. Özellikle, oportünist öðeleri eðitme ve partiye kazanmara kanat geren eðilimlere karþý partimiz üye lerinin uyanýklýðý artýrýlmalýdýr

Kadrolar ve Kadro Sorunu

Yoldaþlar,

Partimiz Kuruluþ Kongresi'nin toplandýðý günümüzde, Marksist-Leninist bir siyasi-ideolojikgütsel çizgiye ve onlarýn özlü bir ifadesi olan Program ve Tüzüðe sahiptir. Bu, partimiziniði görevleri yerine getirebilmesi açýsýndan, «ilk ve en önemli þeydir». Ancak yeterli deðsýra partimiz siyasi-ideolojik çizgisini, örgütsel çizgisini «anlayan, onu kendi öz çizgilarak kavrayýp, uygulamaya hazýr bulunan, pratiðe geçirmesini bilen ve onu savunmaya, onun için savaþmaya yetenekli olan» kadrolara sahip olmalýdýr. Doðru bir siyasi ve örgütsel çtespitinden sonra, yukarýda özelliklerini ana çizgileriyle belirttiðimiz kadrolara ve doðru bir kadro siyasetine sahip olmak belirleyici bir öneme sahiptir. Partimiz yukarýdaözelliklerini belirttiðimiz kadrolara sahip olmadan, onlarýn daðýtýmýný, görevlendirilmelenetimini ve yükseltilmelerini doðru bir biçimde gerçekleþtirmeden, üstlendiði görevleri ygetiremez. Partimizin siyasi çizgisi ve aldýðý kararlar ne kadar doðru olursa olsun bu durumda kaðýt üzerinde kalýr.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü'nün kurulduðu 1978 Ekim Konferansý'nda, kadrleyici rolü ve doðru bir kadro siyasetine sahip olmanýn önemi üzerinde duruluyor ve bu alandaki hatalarýmýz ve onlarý aþmanýn yolu ana çizgileriyle de olsa saptanýyordu. Ancak Ekimferansý'nda kadrolar sorununa ve kadro siyasetine iliþkin olarak saptanan doðru çizgi, baþta Geçici Merkez Komitesi olmak üzere, tüm örgütlerimiz tarafýndan tam olarak hayata geçedi. Bu, genç bir komünist hareket olmamýzla birleþince, kadro sýkýntýsýnýn kadro siyasetiaflarýn (azalmakla birlikte devam etmesine yol açtý. Örgütsel faaliyetimizdeki bir çok zaanedenlerinden biri de gerek nicel, gerekse nitel bakýmdan gerekli kadrolara sahipolmamamýzdýr.

Kitleler üzerindeki etkimiz giderek artmaktadýr. Yeni yeni güçler, hareketimiz çevresinde

toplanmakta, yakýn çeperimiz geniþlemekte ve yaygýnlaþmaktadýr. Buna karþýlýk, örgütümüzünimizin kadro talebi devam etmektedir. Kadro sýkýntýsýnýn çekilmesi kitlelerde hoþnutsuzluðlmesi, teþhir, ajitasyon, propaganda faaliyetimizin yoðunlaþmasý ve yaygýnlaþmasýnýn bir u

Page 63: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 63/157

olarak, yeni yeni güçlerin örgütümüz çevresinde toplanmasýyla açýklanamaz. Bu durum ancak,i güçlerden yeterince yararlanamamamýzla kadrolarýn seçiminde, görevlendirilmesinde, yüksemesinde ve geliþtirilmesinde hâlâ önemli hatalar yapmamýzla açýklanabilir.

Kadrolar gökten inmez, onlarý sýnýf mücadelesinin içinde parti yetiþtirir ve kazanýr. Amaher-þeyden önce partinin yakýn çeperini örgütlü bir güce dönüþtürmesi, sistemli ve düzenlutmasý, yakýn çeperinin içinde, partiye yeni üyeler ve kadrolar kazanmak perspektifiyle f

aaliyet yürütmesi gerekir. Parti yakýn çeperi içindeki faaliyetini bir takým görevlerin yegetirilmesiyle sýnýrlý bir perspektifle yürütmemelidir.

Denilebilir ki, bu ikisi bir ve ayný þeydir ve bir biri ile çeliþmez. Ýki perspektifin debir biriyle çeliþmediði, partiyi güçlendireceði ve bir birini tamamladýðý doðrudur; daha çzanamamamýzýn nedenlerinden biri de, yakýn çeperimiz ve kitleler içindeki faaliyetimizde partiye yeni kadrolar kazanma perspektifinin yeterince uygulanmamasýdýr.

Partimizin bütün örgütleri ve üyeleri, özellikle taban örgütleri ve onlarýn üyeleri -özell, çünkü kitlelerin ve yakýn çeperimizin Ýçinde doðrudan faaliyet gösteren onlardýr- partiman, ama ona yakýn unsurlarý doðrudan deðerlendirmeli, bütün özeliklerini ve geliþme potansrini doðru tahlil etmeli, bu temelde partimizin üyeleri ve kadrolarý olabilecek, bu doðr

ultuda geliþebilecek unsurlarý tespit etmelidirler. Ama bu yeterli deðildir. Ayrýca onlarý düzeylerini göz Önüne alarak çalýþma komiteleri ve gruplarýnda örgütlemeli, eðitmeli. zara yardýmcý olmalý, bunun için onlarý eleþtirmelidirler. Onlarý sadece partimizin günlükini yürütürken kullandýðýmýz araçlar olarak ele almamalý, onlara deðer vermeli, saygýlý olinin önündeki engelleri aþmada yardýmcý olmalýyýz.

Partimizin kadro sorunu, sadece yeni üyelerin ve kadrolarýn kazanýlmasý ile sýnýrlý bir sodeðildir. O ayný zamanda, parti içi iþ bölümünün gerektirdiði uzmanlaþmayý, var olan kadrodaðýtýlmasý, görevlendirilmesi, eðitilmesini ve yükseltilmesini de kapsamaktadýr.

Bugüne kadar düzenli ve sistemli bir iþbölümünün gerçekleþmesine, faaliyetimizin bütün temve yönlerinde uzmanlaþan kadrolarýn yetiþtirilmesine gereken önemi yeterince vermedik. Kadrolarýmýzýn yeteneklerini ve geliþme potansiyellerini göz önüne alarak on-lan belli alanl

uzmanlaþtýrma perspektifine yeterince sahip olmadýk. Ya da iþbölümü ve uzmanlaþma, tek yöalaný dýþýnda hemen hemen hiç bir þeyle ilgilenmeme olarak ele alýndý ve kavrandý. Oysa uve iþbölümü, alaný dýþýnda hiçbir þeyle ilgilenmemek demek, tek yönlü bir geliþme demek deveya bu anlayýþla uzmanlaþma, üstlenilen görevin de yerine getirilmemesine yol açtý.

Bugüne kadar olduðu gibi, kadrolara geliþi güzel görevler vermemeli, kadrolarý yetenekleriönüne alýnmaksýzýn zaaflarýnýn giderilmesi için çalýþmaksýzýn, o görevden o göreve savurmele iþler belki düzelir» dar deneyci anlayýþla kadrolar sistemli bir denetime tabi tutulmadan, yetenekleri, özellikleri, zaaflarý doðru olarak tespit edilmeden, onlara yeni yeni görevler verilmemeli veya onlarýn görev alanlarý deðiþtirilmemelidir. Kadrolarýn yetenek, eksiklikleri ve özellikleri doðru tespit edilmeksizin yapýlan görev daðýlýmý, genelliklea, kadrolarýn geliþebilecekleri bir ortamý bulamamalarý ile sonuçlanmaktadýr. Bu hem düzene sistemli bir iþbölümünün gerçekleþmemesine, partimizin belli bir alanda uzmanlaþmýþ kadrp olmamasýna, dolayýsýyla parti faaliyetinin aksamasýna; özellikle genç kadrolarýn moralinozulmasýna, kendilerine olan güvenlerinin sarsýlmasýna yol açmaktadýr. Uygun görevlerin veesi halinde geliþebilecek kadrolar, böylece geliþmek bir yana, gerilemektedirler.

Partimizin bütün kademeleri, kadrolara deðer vermeli, onlarý göz bebekleri gibi her þeydenakýnmalý ve onlara karþý saygýlý olmalýdýrlar. Kadrolarý tanýmalý, hor birinin eksikliklerrini, yeteneklerini doðru tespit etmeliyiz. «Stalin'in bize öðrettiði gibi, kadrolarýn gelsini saðlamak için, özel bir dikkat göstermeliyiz; kadrolarýmýza çiçeklerini seven iyi birgibi davranmalý, bunlarý sulamalý, aþýlamalý ve çapalamalýyýz; parti üyelerini düzeltmek iamalý, ama bunlar düzeltilemeyecek durumdaysa da artýk parti için hiçbir yararlarý kalmamýlarý partiden uzaklaþtýrmalýyýz.» (Enver Hoca)

Kadrolarýn yetenekleri en iyi hangi görevlerde geliþtirilebilecekleri en iyi hangi görevleri yerine getirebilecekleri bilinmelidir. Bu iki etken göz önüne alýnarak kadrolara görev verilmelidir. Kadrolarýn geliþebilecekleri ve onlara partiye yararlý olabilecekleri

Page 64: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 64/157

görevlerin verilmesinin koþulu, kadrolarýn her birinin doðru deðerlendirilmesidir. Kadrolarý deðerlendirmede subjektivizme düþülmemeli onlarýn geliþme süreçlerinin bir yönü veya bi, bütünü göz önüne alýnmalýdýr. Yöneticiler kadrolarýn kendilerine olan özel yakýnlýklarýnyerine getirilmesi açýsýndan hiçbir önemi olmayan özelliliklerine göre deðerlendirmemelidiDaima parti görevlerini yerine getirmedeki baþarýlarýný, kararlýlýklarýný, yaptýklarý fedai çizgisine sadakatlerini temel almalýdýrlar. Bunlara göre kadrolarý yükseltmelidirler.

Partimizin yönetici organlarý, bütün kademeleri ve ileri kadrolarý «kadrolarý özenle yetiþilerleme yolundaki her militanýn yükselmesine yardýmcý olmak, büyümelerini hýzlandýrmak içoldaþlarla 'zamanýný yitirmekten korkmamalýdýrlar. Kadrolarýn geliþebilmeleri, yeteneklerieliþtirebilmeleri, bu korkunun alt edilmesini gerektirmektedir. Onlar özellikle genç kadrolara tecrübelerini aktarmalýdýrlar. Partimizin yönetici organlarý, genç kadrolarýn hatkarþýsýnda hatalarla uzlaþmak-sýzýn, tecrübeli kadrolara nazaran daha hoþgörülü davranmalýlarý kýrmamaya, þevklerini azalt-mamaya çalýþmalýdýrlar. Genel olarak kadrolarýn, özel olakadrolarýn eleþtirisinde ve denetlenmesinde bu unsura dikkat edilmelidir.

I. KONGRE BELGELERÝ (07)III. BÖLÜMÝÞÇÝ SINIFI ÝÇÝNDEKÝ SENDÝKAL FAALÝYETÝMÝZ

Marksizm daha ilk ortaya çýktýðý andan itibaren iþçi sýnýfýný toplumsal geliþmenin temel gtinin merkezine iþçi sýnýfýný kazanmayý koymuþtur. Yine Marksizm daha ilk baþtan itibaren,ve onun eylemini burjuvaziye karþý yöneltmede sendikalarýn önemli rolünü hiçbir zaman gözmiþ tir. Bu temel tespitlerin farkýnda olan burjuvazi ise; sendikalara sýzarak, onlarý burjuvazinin çizdiði sýnýrlar Ýçinde tutarak, ÝÞÇÝ sýnýfýnýn kapitalizme yönelen mücadelesik mücadelenin dar sýnýrlarý içine hapsetmeye, çeþitli burjuva partilerinin peþine takmayailir ki; Marksistler ve burjuva siyasetçileri arasýnda en sert çatýþma alanlarýndan birisie sendikal mücadele alaný olmuþtur.

Ülkemizde de durum bir farklýlýk göstermiyor. Burjuvazi iþçi sýnýfý ve sendikalar üstündeksürdürmek için her yola baþvuruyor. Adý sosyalist olan burjuva partileri örgütlemekten, sevrime! sendikalar örgütlemeye kadar çeþitli sahte alternatiflerle, iki ulus ve çeþitli mi

iyetlerden iþçi sýnýfýmýzýn mücadelesini bölmeye, onu kendi ideolojik-siyasi denetimi altýa çalýþýyor. Örgütümüz kýsa tarihi ve gençliðine karþýn, Ýþçi sýnýfýný kazanmak, sýnýfý sýlemeyi en önemli görevlerin den birisi olarak önüne koymuþ, bu zor ama þanlý görevi yerinemek için uzun bir zamandan beri tüm burjuva, burjuva-toprak aðasý partilere karþý uzlaþmazmücadele açmýþtýr.

Örgütümüzün bir azami programý ve bu programdan yansýyan bir sýnýf sendikacýlýðý programýnhenüz kýsa bir zaman geçti. Ama bu kýsa zamana karþýn örgütümüz sýnýf sendikacýlýðý ile hikacýlýk akýmlarý arasýna bir çizgi çekmeyi baþardý. Ýdeolojik, siyasi, örgütsel, hayatýndikacýlýðýnýn ilkelerini savunarak sýnýf sendikacýlýðý ile burjuva sendikacýlýk akýmlarý aya koydu.

Örgütümüz bu temel ve belirleyici görevi yerine getirirken, bir yandan reformcu ve revizyonist sendikacýlýk tarafýndan üstü örtülen, çarpýtýlan, Marksizm-Leninizmin sýnýf sendikacezlerini açýða çýkarýrken; bir yandan da, bu sözde sýnýf sendikacýsý akýmlarýn burjuva nitetti.

Sýnýf sendikacýlýðýnýn doðru bir kavrayýþýna sahip olan örgütümüz, bu saðlam zemine basarain içinde bulunduðu koþullarý tahlil etti. Ülkemizde; sendika aðalýðýnýn kökenleri, burjuvkýmlarýnýn nitelikleri ve bunlarýn iþçi sýnýfý karþýsýndaki konumlarýný ortaya koyarak, sýi ve mücadelesi için kalkýnacaðý temelleri tespit etti.

Ýþçi sýnýfýnýn sendikal birliði gibi temel bir sorunu Marksist bir kavrayýþla ele alan örgl birliðinin, sýnýfýn parti çizgisinde birliði sorunuyla sýký iliþkisini göz önüne alarak,nasýl birlik sorunlarýna doðru cevaplar verdi. Burjuva sendikacýlarýn birlik adýna iþçi sý

bölücü faaliyetlerini teþhir etti. Mevcut sendikalarýn, iþçi sýnýfýnýn bir örgütlenme ve mmadýðý, tersine sendikal eylemi parçalamak, boðmak isteyen burjuva sendikacýlýk akýmlarýnýrkezleri olduðu gerçeðini tespit eden örgütümüz, bütün burjuva sendikalarýn, tek devrimci

Page 65: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 65/157

Page 66: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 66/157

Ýþte, sendikal hareketin içinde bulunduðu bu gerçeklerden kalkan örgütümüz, mücadelesine ytespitleri yapmýþtýr:

a) Ülkemizdeki sendikalar daha kuruluþ aþamalarýnda burjuvazi-emperyalistler-uluslararasýreformcu sendikacýlýk merkezlerinin doðrudan müdahalesi ile karþýlaþmýþtýr. Bugün de bunlave denetimleri çeþitli soydan burjuva sendikacýlýk akýmlarý ve sendika aðalarýnýn elindedi

r, çeþitli burjuva, burjuva-toprak aðasý partilerine baðlý bir avuç sendika aðasý ve senditý tarafýndan yönetilmektedirler. Sendika aðalarý iþçileri sendikal eylemin dýþýna iterek,eler patronlar ve kendi aralarýnda bir danýþýklý dövüþe dönüþtürmüþlerdir.

b) Her soydan sendika aðasýna karþý iþçiler derin bir nefret duymakta, bu nefret her geçenerinleþmektedir. Ýþçiler, özellikle onlarýn ileri kesimleri, sendika aðalarýnýn ve burjuvacýlýk akýmlarýnýn sendikal hareket içindeki iþlevlerini kavramaktadýr. Bu kavrayýþ sonucudeni bir arayýþ içine girmiþlerdir. Ve daha þimdiden iþçiler sýnýf sendikacýlýðýnýn ileri seleci çizgisine ilgiyle yaklaþmaktadýrlar.

c) Herhangi bir reformcu, revizyonist, faþist sendikaya karþý, yüzüne devrimci maskesi geçse de diðer bir reformcu, revizyonist, faþist sendika alternatif olarak görülemez. Bütün b

sendikalarýn tek alternatifi sýnýf sendikalarý ve onun bugünkü koþullarda bir biçimi olanrdir.

d) Mevcut sendikalarda burjuva sendikacýlýk akýmlarýnýn ve sendika aðalarýnýn egemen olmalkarak bu sendikalar içinde çalýþmayý reddedemeyiz. Çünkü henüz yüz binlerce iþçi bu sendikundadýr.

Ancak bu sendikalar içindeki faaliyetimizin esasýný bunlarýn içten kemirilmesi, yýkýlmasýeti oluþturur. Bu sendikalar içinde DSM faaliyetinin esasýný, sendikal eylemi burjuvazive sendika aðalarýna yönelterek, sendika aðalarýnýn gerçek niteliklerinin deþifre edilmesiha çok iþçiyi burjuva sendikacýlýk akýmlarýnýn etkinliðinden kurtararak sýnýf sendikacýlýðrýna çekmek oluþturur. Ayný zamanda DSM'ler burjuva sendikalar içindeki faaliyetlerinde busendikalarýn yönetimlerinin þu veya bu kademesini ele geçirerek, bunlarýn burjuva bürokra

k mekanizmalarýný parçalamak, bu yönetim kademelerini sendika aðalarý ve burjuvaziye karþýevzi ve buralarý sýnýf sendikacýlýðýnýn atýlým yapmasý için dayanaklar olarak kullanmak, aburjuva bürokratik mekanizmalarýný parçalayarak, tüzük ve programlarýný deðiþtirerek, sendndikasýna dönüþtürmek olanaðýný göz ardý etmez.

e) Bugün reformcu, revizyonist, faþist sendikalara üye yüz binlerce iþçiyi sýnýf sendikacýazanmak Ýçin bu sendikalar içinde yoðun bir mücadele yürütülmelidir. Ancak mücadele bununlaz. Koþullarýn elverdiði mücadelenin ilerlemesi için gereklilik olduðuherhangi bir iþ kolunda legal sýnýf sendikalarý kurulmalýdýr.

Böylece, reformcu, revizyonist, faþist, sarý, korsan vb. sendikalar içerden DSM'nin; dýþarn legal biçimdeki sýnýf sendikalarýnýn faaliyeti sonucu iki ateþ arasýnda kalacaklardýr.

Sýnýf sendikalarý ve onlarýn bir biçimi olan DSMler hangi soydan olursa olsun sendika aðale ittifaký reddeder. Aðalar arasý çatýþmalarda «bu aða diðerinden daha Ýyidir» mantýðý ilaraf tutmaz. DSM'ler mücadeleye devrimci bir taraf olarak katýlarak, aðalarýn çatýþmalarýniðini teþhir ederek, iþçileri sýnýf sendikacýlýðý çizgisinde, kendi çatýlarý altýnda topladika aðasýna karþý mücadeleye seferbereder. Bugünkü koþullarda sýnýf sendikacýlýðýnýn dayanaklarýnýn baþýnda her soydan sendikaratik iþçi muhalefeti gelmektedir. DSM'ler bu muhalefeti kendi çizgilerine çekmeye, onureformcu ve revizyonist etkilenmelerden korumaya çalýþýrlar. Bunun yanýnda kazanýlmasý gerbir müttefik güç de reformcu ve revizyonist sendikacýlýðýn derin etkisinde olmasýna karþýle demokratik bir muhtevaya sahip olan küçük-burjuva sendikacýlýk akýmlarýdýr. Bir yandanarýn iþçi sýnýfý içindeki etkinliklerini kýrmaya çalýþýrken, öte yandan bunlarý reformcu vika aðalarýnýn yedek gücü olmaktan çýkarýp kendi yanýmýza çekmeye çalýþmalýyýz. Burada göz

ilke, her ittifakýn bir mücadeleyi içerdiðidir. Unutulmamalýdýr ki iþçi sýnýfýnýn sendikalsendikalarýnda gerçekleþebilir.

Page 67: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 67/157

Örgütümüz bu temel tespitlerinden kalkarak, bir yandan sýnýf sendikacýlýðý siyasetini deriendikal eylemin siyasi ve örgütsel sorunlarýna doðru çözümler getirirken; bir yandan da, gdele içinde yer alarak sýnýf sendikalarýnýn örgütlenmesine giriþti. Bu sendika örgütlerinida, bunlarýn her koþul altýnda mücadele edebilme yeteneklerine önem verdi. Yaygýn bir biçisýnýf sendikalarýnýn illegal, yarý-legal biçimleri olan DSM'lerîn örgütlenmesine yöneldi.arýnýn ileri sürdüðü talepler, önerdiði eylem çizgisi iþçiler tarafýndan ilgiyle karþýlande önderlik götürebildiði her yerde DSM'ler kýsa zamanda güçlendi, direniþler örgütledi. DS

ikal eyleme yeni bir ruh ve canlýlýk getirdi.

Sýnýf sendikalarýnýn bütün reformcu, revizyonist, faþist, sarý, korsan vb. sendikalarýn biatifi olarak ortaya çýkmasý, daha kuruluþ aþamasýnda onlarý patronlarýn ve sendika aðalarýhaline getirdi. Patronlar ve sendika aðalan bir yandan ortaklaþa DSM'leri «ezme» kararlarý alýrken, bir yandan da DSM içinde yer alan önder iþçilere mevkiler vaat ederek onlarýalma, DSM mücadelesini yozlaþtýrmaya yöneldiler.

Ama sýnýf sendikalarýna saldýranlar, patronlar ve sendika aðalarýndan ibaret de kalmadý. Çoydan küçük-burjuva sendikal akýmlar, reformcu revizyonist sendikacýlýktan aldýklarý silahsýnýf sendikalarýna saldýrdýlar. Sendika aðalarýyla aðýz birliði ederek sýnýf sendikalarýnsendikacýlýk akýmýnýn örgütleri olarak karalamaya calýþtýlar. Bununla da kalýnmadý. THKP-C

dýndaki provokasyon çizgisi izleyen küçük grup sahte DSM'ler «örgütleyerek» DSM'lerin iþçidýðý güveni sarsmaya, DSM'nin mücadelesi konusunda kuþkular yaymaya çalýþtý.

Sýnýf sendikalarý henüz genç olmalarýna karþýn bu saldýrýlar karþýsýnda kararlýca direndilpatronlar DSM önderleri iþçilerin yýldýrýlamayacaðýný ve satýn alýnamayacaðýný gördüler.larýný her gün daha alçak bir sesle sürdürmek zorunda kaldýlar.Þimdi sýnýf sendikalarý, bir yandan hata ve zaaflarýndan arýnýrken mevzilerini güçlendiriplerini saðlamlaþtýrýrken, bir yandan da daha da yaygýnlaþarak her iþyerinde reformcu, reviist, faþist sendikalara alternatif sendikalar olmaya hazýrlanýyorlar.

Sendikal Çalýþmamýzda Ýki Farklý Dönem

Hareketimiz THKO adý altýnda yeniden toparlandýðý ve esas olarak Marksizm-Leninizme yönel

975 yýlýndan itibaren sendikal eylem içinde yer almaya çalýþmýþtýr.

Bu beþ yýllýk dönemi sendikal çalýþmamýz açýsýndan göz önüne aldýðýmýzda birbiriyle esaslýgözleyebiliriz:Birinci dönem, 1975'den 1978 ortalarýna kadar süren dönemdir. Bu, hareketimizin kýsa geçmiönüne alýndýðýnda onun içinde oldukça uzun sayýlabilecek bir dönem dir. Bu dönem boyunca,e sendikal eyleme katýlmýþ, zaman zaman geniþ sayýlabilecek kitleleri kendi çevremizde topmýþ olmamýza karþýn, bu dönemden geriye birkaç iþ yerinde dar iþçi gruplarý ve birkaç iterbir þey kalmamýþtýr.

Bir bütün olarak bu döneme baktýðýmýzda; döneme damgasýný vuran, çalýþmada kendiliðindencîksizlik ve daðýnýklýlýk olmuþtur. Ýþyerlerinde, toplusözleþme ve sendika secimi gibi durumgeldiðinde iþçilerin kendiliðinden kabaran muhalefeti içinde yer almýþ, yer yer bu muhalefderlik edilmiþ; potansiyelin düþmesiyle ise, bizim çalýþmamýz da kesintiye uðrayarak, yavatamamen durmuþtur. Bunun sonucu olarak da iþçilerle kalýcý baðlar kurmak, onlarý patronlae sendika aðalarýna karþý o gün varolduðu kadar bile kendi çizgimizde toplama olanaðý eldemiþtir.

Böyle bir dönem yaþamamýzýn belirleyici olan nedeni, o günkü sendikacýlýk anlayýþýmýzdýr.ormülasyonu ile ifade ettiðimiz hedefleri bütünüyle açýk bir sýnýf sendikacýlýðý programýnyan bir çalýþma anlayýþýna sahip olmamamýz-dýr. Sosyalizm için mücadeleyi o gün de sendikarkezine koymamýza karþýn bunun içini dolduramamýþ, programdaki eksiklikler her alanda kendi duyurmuþtur. Bu durumun sonucu olarak objektif olarak burjuvaziye yönelik sendikalmücadeleye kayýtsýz kalýnmýþ her günkü mücadele göz ardý edilerek, dönem dönem sendika aðret bir çalýþma sürüp gelmiþtir. Bu önemdeki çalýþmamýzýn bir özelliði de mücadelenin süre

un oluþudur. Bu dönemde, sorunu amatörce ele almamýz ve mücadeleyi sadece düz bir propagandüzeyinde görmemiz, bizi sürekli bir örgütlenmeden alýkoymuþ, bu durum amatörlüðü ve kendkörüklemiþtir.

Page 68: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 68/157

1978 ortalarýndan itibaren girdiðimiz ikinci dönemde ise, birinci döneme iliþkin söylenentemel zaaflar aþýlmýþtýr. Her þeyden önce örgütümüz 1977 sonlarýna doðru bir asgari ve azuþtuðu için sýnýf sendikacýlýðý kavrayýþýmýz yerli yerine oturmuþ, sendikal eylemin temeldikacýlýðý programýný oluþturmanýn örgütsel ve siyasal sorunlarýný çözmenin koþullarý geli

Bu dönemde örgütümüz sýnýf sendikacýlýðýnýn doðru kavrayýþýndan kalkarak, sýnýf sendikalar

ogramý ortaya koymuþ, sýnýf sendikalarýnýn örgütlenmesinin ana sorunlarýný çözerek, bugünkbiçimlerinin ne olacaðý ve onlarýn nasýl mücadele edecekleri sorunlarýna doðru cevaplar veir.

Þöyle ki;

a) Örgütümüz, sýnýf sendikalarýnýn programýnýn proletarya partisinin asgari ve azami progrl alana özgülleþtirilmiþ bir biçimi olduðu gerçeðinden kalkarak, sendikacýlýk anlayýþýnýnzmi ortadan kaldýrma ve sosyalizmi kurma görevini koymuþ; böylece de, baþta reformcu ve revizyonist sendikacýlýk olmak üzere, bütün burjuva sendikacýlýk akýmlarýyla kendi sendikacýbir çizgi çekmiþtir.

Ýþçi sýnýfýnýn ekonomik ve siyasi mücadelesinin ayrýlmaz bir bütün olduðu gerçeðinden kalkonomik mücadelenin dar sýnýrlarý içine hapsetmek isteyen, «partiler üstü» politika, «Sendifsýzlýðý» ya da sendikalarýn çeþitli reformcu ve revizyonist partilere baðlýlýðýný savunanurjuva, burjuva toprak aðasý partilerin peþine takan burjuva anlayýþlarý mahkum etmiþ, sýnkalarýnýn proletarya partisinin çizgisine baðlýlýðým savunmuþtur. Dahasý, iþçi sýnýfýnýn tsýnýf sendikalarýnýn ancak parti tarafýndan örgütlenen sendikalar olabileceðini ortaya koSýnýf sendikalarý parti tarafýndan örgütlenir ilkesinin, sýnýf sendikacýlýðýnýn örgütlenmeli olduðunu savunmuþtur.

c) Örgütümüz, doðru sýnýf sendikacýlýðý kavrayýþýndan kalkarak, ülkemizde faaliyet gösterearýnýn niteliklerini, sendika aðalýðýnýn kökenleri ve iþçi sýnýfý içindeki iþlevini, reforst sendikalarýn iþçi sýnýfý karþýsýndaki konumlarýný tahlil ederek, bunlarýn iþçi düþmanýu sendikalarýn iþçi sýnýfýnýn mücadele merkezi deðil, tersine burjuvazinin iþçi sýnýfýnýn

zlaþtýrmak ve boðmak için kullandýðý merkezler olduðu gerçeðini ortaya koymuþtur.

d) Ýþçi sýnýfýnýn sendikal birliðini, iþçi sýnýfýnýn parti çizgisinde birliðinden ayýrmadanasýl, niçin birleþmesinin gerektiðine doðru cevaplar vermiþ faþist, reformcu, revizyonisndikalarýn; din, milliyet, bölge, cins, ýrk ayrýmlarýný körüklemesini mahkum etmiþ milliyedil, din, ýrk vb. ayrýmý gözetmeksizin bütün iþçilerin sendikal birliðini savunmuþ, bütünuzak ve yakýn çýkarlarýnýn tek savunucusu sýnýf sendikalarýnda, sendikal birliðinin saðlagöstermiþtir. Dahasý örgütümüzün iþçi sýnýfýnýn ulusal ve uluslararasý birliðinin temelinonalizmini, uluslarýn kendi kaderlerini tayin hakkýnýn tavizsiz savunucusu olmaktan geçtiðini ortaya koymuþ, iki ulus ve çeþitli milliyetlerden iþçilerin ayný sendikalarda örgütlsavunmuþtur.

e) Sendikal eylemi yasal sýnýrlar içine hapseden, mücadeleyi salt ekonomik, yasal grevlerle sýnýrlamaya çalýþan, anayasacý, burjuva, oportünist görüþleri mahkum eden örgütümüz yaikal mücadele anlayýþýný savunarak, militan bir sendikacýlýðýn yerleþtirilmesi yolunu açmý

f) Reformcu, revizyonist, faþist sendikalar karþýsýn da iþçi sýnýfýmýzýn sendikal alternatn veren örgütümüz çeþitli Ýþyeri ve iþkollarýnda DSM'leri örgütlemeye giriþerek, bütün buif sendikalar örgütlemeye yönelmiþtir. Böylece de reformcu, revizyonist, faþist sendikalargel-git biçimine dönüþen sendikal çözümsüzlüðe son verecek bir yola girmiþtir.

Ýkinci dönem diye adlandýrdýðýmýz dönem göz önüne alýndýðýnda þu söylenebilir: Örgütümüz bit ettiðimiz dönemdeki sorunlarý çözümlerken, bir yandan da çeþitli burjuva sendikacýlýk akacýlýk anlayýþlarýný eleþtirerek kavrayýþýný derinleþtirmiþ, sendikal eylemin ihtiyaçlarýpratik sorunlarý hýzlý çözümleyecek bir yola girmiþtir.

Ancak bütün bu söylenenlerden, bugün sendikal eylemin bütün sorunlarýnýn çözümlendiði, amamaz. Belirleyici iþkollarýndan baþlayarak, bütün iþkollarýnýn kendine özgü taleplerinin in

Page 69: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 69/157

Page 70: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 70/157

2) Propaganda Ajitasyon Alanýnda: Propaganda, ajitasyon alanýnda faaliyetimizin düzeyi, sýnýf sendikacýlýðýnýn programýnýn muhtevasýnýn gerektirdiði düzeye ulaþmaktan uzaktýr.sendikacýlýðý konusunda yürüttüðümüz propaganda ve ajitasyon faaliyeti, ne de bunun kaçýnýak üretim birimlerinde yürüttüðümüz faaliyetin kapsamý istenen düzeyde deðildir.

Kapitalizmin iþçiler için bir sömürü ve zulüm düzeni olduðu gerçeði, bunun karþýtý olarak

arak sosyalizmin propaganda edilmesi yüzeysel ve sloganlar düzeyinde kalmakta, kapitalist toplumun iþçileri ikna edici bir eleþtirisi temelinde, sosyalizmin propagandasý yapýlmamaktadýr.Propaganda faaliyetinde ekonomi-politiði bir silah olarak kullanamayýþýmýz gerek ücret kölsisteminin teþhirinde, gerekse ileri sürdüðümüz taleplerin kavran-, masýnda güçlükler çýkasürdüðümüz talepler, patronlar ve sendika aðalarýnýn propagandasýyla iþçiler tarafýndan 'etalepler olarak görülmekte, biz de onlara ikna edici cevaplar verememekteyiz.

Sosyalizmin propagandasýndaki yetersizlik pratikte tehlikeli sonuçlara yol açmaktadýr. Sosyalizmin propagandasýndaki gerilik, programýnýn en baþýna sosyalizm amacýný koyan sýnýfogramýnýn propagandasýný engellemekte, ister istemez programýn muhtevasýný daraltmakta, münin kýsmi ve acil talepler için mücadeleye dönüþmesine neden olmaktadýr.

Marksist ekonomi-politiði kullanamamamýz ise; iþ koþullarý, iþçilerin yaþamlarý ve sömürünlemesine incelememizi engellemekte, bu da ajitasyonda tek düzeliliði, yüzeyselliði ve kendiliðindenciliði körüklemektedir. Bunun sonucu olarak da mücadele kendiliðinden öne çýkakým talepleri herkesten daha yüksek sesle baðýrmaya dönüþmektedir. Oysa iþçiler, siyasi veleplerini kendiliðinden kavrayamazlar. Partinin rolü de bu arada ortaya çýkar. Parti iþçilin henüz kavrayamadýklarý talepleri formüle ederek bunlarýn iþçiler tarafýndan kavranmasýganda yürütür ve iþçilerin bu talepleri kavrayýp mücadeleye atýlmasýna kadar bu faaliyetiparti, sýnýfýn yaþamýna, iþ koþullarýna, sýnýf hareketine kayýtsýz kalýr, onlarý Marksizm-k sýnýfa taleplerini kavratmazsa, sýnýfla bað kurmasýnýn olanaðý kalmayacaðý gibi, kendiliin peþine takýlmak zorunda kalýr. Bugün büyük ölçüde, kendiliðinden hareketin önüne geçereine çekemememizin nedenlerinden birisi de budur. Somut sýnýf hareketini, iþ kollarý ve taleplerini henüz derinlemesine bir incelemeye tabi tutmamýþ olmamýz, çoðu zaman mücadelenin

aleplerle sýnýrlý kalmasýný getirmekte, bu da sendikal eylemi kýsýrlaþtýrarak onun ileri amektedir.

Ajitasyonumuzun da kapsamlý ve sistemli bir propagandanýn desteðinden yoksun olmasý kendini her yerde hissettirmekte, slogancýlýk, sýkýcý tekrarlamalar, yüzeysellik bu alandaki zfýmýz olarak sürüp gitmektedir. Sýnýfýn eðitiminde ve eyleme geçirilmesinde belirleyici biahip olan ajitasyon isteðimizden baðýmsýz olarak sürekli, sistemli bir biçimde sürdürülemeersine sistemsiz bir faaliyet olarak sürmektedir.

Bir bütün olarak ele alýndýðýnda þu söylenebilir: Propaganda ve ajitasyonumuzun düzeyini scýlýðýnýn programýnýn muhtevasýna uygun bir düzeye çýkarmak görevi önümüzde durmaktadýr. Bmesi, herþeyden önce sorunu merkezi olarak ele alýp, faaliyeti profesyonel bir anlayýþla denlemekten, merkezi yayýn organlarýnýn faaliyetini, sýnýfý sýnýf sendikacýlýðý çizgisindeyükseltmekten, üretim birimlerindeki faaliyetin merkezi faaliyeti dikkatli bir biçimdeizlemesini saðlamaktan geçmektedir.

3) DSM Örgütlenmesi Alanýnda: Sistemli olarak örgütlemeye yeni giriþtiðimiz örgütler olarar, hata ve zaaflarýmýzýn en açýk göze çarptýðý bir sendikal mücadele örgütü olduðu için butarafýndan hemen ortaya çýkarýldýðý bir alandýr. Bu alanda hatalarýn biçimi ve boyutu, müliþkinliðine göre deðiþiklik göstermekle birlikte, hata ve zaaflar DSM'nin ne olduðunun, nadele ettiðinin doðru kavranamamasýndan kaynaklanmaktadýr.

Bu alandaki hemen bütün zaaflar, DSM'nin iþçi sýnýfýnýn kitlevi olarak örgütlendiði, bir mun kavranamamasýndan kaynaklanmaktadýr. Reformcu, revizyonist, faþist vb. sendikalarýn alternatifi bir sendika örgütü olarak DSM'nin bu sendikalar içinde yürüteceði faaliyetin ka

amamasýndan kaynaklanmaktadýr. Kavrayýþ böyle olmayýnca da, bazý yerlerde, DSM'ler bir öncri iþçilerin örgütü olarak görülmekte, patron ve polis ajaný olmayan her iþçinin DSM'lerellenmektedir. Bunun sonucu olarak da DSM'lerin iþyeri örgütleri dar kalmakta, yükselen s

Page 71: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 71/157

endikal mücadeleyi kucaklayamamaktadýr.

Yaygýn olan diðer bir yanlýþ anlayýþ da; DSM'leri bir mücadele örgütü deðil, birtakým doðriþçilere Ýleten, ama mücadeleyi birer birer iþçilerin niyetine býrakan, böylece de DSM yipaganda örgütüne indirgeyen anlayýþtýr ki; bu durum DSM yi hepten bir sendika örgütü olman çýkarmaktadýr.

Ortaya çýkan zaaflarýn diðer bir kaynaðý ise; DSM'leri gelip-geçici legal sýnýf sendikalarasit bir aracýna indirgeyen anlayýþtýr. DSM'ler böyle görülünce de, onlar daha bugünden medikalara alternatif olarak gösterilmekte kararsýzlýða düþülmekte, hemen legal biçimde birikasý kurarak sorunun çözülmesi istenmektedir. Bu durum DSM'lerin etkinliðini azaltmakta,onlarý yürüyen canlý mücadelenin dýþýna itme tehlikesini ortaya çýkarmaktadýr.

DSM'nin bugünkü iþlevinin yanlýþ kavranmasý sonucu ortaya çýkan bir zaaf da DSM'nin bir sýasý olmasý yanýnda ayný zamanda reformcu, revizyonist, faþist sendikalar içinde bir muhalet görevinin olduðu gerçeðinin göz ardý edilmesidir. Oysa açýktýr ki; DSM yüz binlerce iþçine çekmek için varolan sendikalar içinde bir muhalefet yürütmek zorundadýr. Ve ancak bu faiyet içinde reformcu, revizyonist, faþist sendikalarý içten kemirebilir, burjuva sendikacýlýk akýmlarýnýn etki sindeki iþçi yýðýnlarýný kendi etki alaný içine çekebilir. Bu neden

dikalar içindeki faaliyetinde muhalefet görevini, bu sendikalar içinde yönetimleri ele geçirme mücadelesini göz ardý edemez.

DSM'lerin niteliklerinin ve Ýþlevlerinin yanlýþ kavranmasý, DSM'nin hem programýný, hem desayacaðý kitle potansiyelini daraltmakta, bir sendika olma özelliðini zaafa uðratmaktadýr.ununla da kalmamakta, DSM'de örgütlü bir avuç öncü iþçiyi sýnýf desteðinden yoksun olaraksendika aðalarýnýn boy hedefi haline getirmektedir. Bu yanlýþ anlayýþlarýn da etkisiyle bM üyesi iþçi patronlar tarafýndan iþten atýlabilmektedir.

Örgütümüz Bütün Zaaflarýný Aþarak Sýnýf Sendikalarýný Örgütleyecek Bir Potansiyele Sahipti

Sendikal eylemin en temel sorunlarýný çözümleyen örgütümüz, geçmiþ sendikacýlýk anlayýþýnýn bu zaaflarý aþacak bir yola girmiþtir. Bunun Ýlk adýmýný sýnýf sendikacýlýðýnýn çeþitli

düzenlediði bir seri seminerle atmýþtýr. Kadro eðitimine, hata ve zaaflarýn aþýlmasýna iliar bundan sonra da sürdürülecektir.

Öte yandan iþçi sýnýfýmýzý yakýn ve uzak çýkarlarýnýn savunulmasý temelinde birleþtirmeyisýnýf sendikalarýnda birleþtirmeye yetenekli tek örgüttür, de. Yeter ki girdiðimiz doðrurarlýlýkla ilerleyelim, her alanda olduðu gibi sendikal alanda da Marksizm-Leninizmin kýlavuzluðundan þaþmayalým.

I. KONGRE BELGELERÝ (08)KÖYLÜLÜK ÝÇÝNDEKÝ FAALÝYETÝMÝZ

Geri, yarý-feodal bir tarým ülkesi olan ülkemizde, köylü sorunu devrimimizin en can alýcýarýndan biridir. Dün olduðu gibi, bugün de ülkemiz nüfusunun çoðunluðunu oluþturan köylülüiliðin ve bunlarýn ardýnda duran emperyalizm ve komprador tekelci kapitalizmin baskýsý altda eziliyor ve Ulusal Demokratik Halk Devriminde iþçi sýnýfýnýn temel müttefiki olmaya devdiyor.

Bununla birlikte köylülük homojen bir sýnýf deðildir. Ülkemizde kapitalizmin gösterdiði ber geliþmeye baðlý olarak köylülük içindeki sýnýf farklýlaþmasý derinleþmekte ve mülksüzleþin oluþturduðu bir tarým proletaryasýnýn yaný sýra, yarý-serf, yarý proleter bir nitelik tl köylülük, küçük toprak parçasý üzerinde ilkel araç ve gereçlerle asgari yaþam koþullarýne bir yandan emperyalîst-komprador tekellerin ve diðer yandan toprak aðalarýnýn baskýlarýndef olmakla birlikte, sermaye dünyasýna gittikçe daha sýký baðlarla baðlanan ve gericileþezengin köylülük gittikçe daha fazla ayýrt edilmektedir.

Ülkemizde köylülüðün mücadelesinin temelini yoksul köylülüðün toprak ve özgürlük mücadelesdevrimi Ulusal Demokratik Halk Devriminin özüdür. Bunun yaný sýra orta köylülüðün emperyalodal kalýntýlara karþý mücadelesi de devrimimiz açýsýndan büyük önem taþýyor. Zengin köylü

Page 72: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 72/157

vuruþunu iç gericiliðe yönelterek geliþtirdiði bugünün koþullarýnda, esas olarak gericilieðilim gösteriyor ve gericilikle birleþiyor.

Sömürücü egemen sýnýflar, komprador-feodal düzeni devam ettirmek, köylülüðün düzene karþýtýrmak ve onun iþçi sýnýfý ile birleþmesini engellemek için, köylülüðü daima kendi yedek gadelesini düzenin sýnýrlarý içinde tutmaya ve özellikle yoksul köylülüðü Toprak ve Tarým Rmagojilerle aldatmaya çalýþmýþtýr. Bunda da en büyük rolü reformizm ve revizyonizm oynamýþ

proletarya hareketinin oluþamamasýnýn ve iþçi sýnýfýnýn mücadelesinin kýrsal alanlarda geinin mücadelesi ile birleþememesinin bir sonucu olarak orta-köylülük zengin köylülük ile be reformizmin ve zaman zaman da faþizmin kýrsal alanlardaki kitle tabanýný oluþturmuþtur.

Buna karþýn köylülük hoþnutsuzluðunu, toprak ve özgürlük talebini çeþitli biçimlerde dileyoksul köylülük toprak ve özgürlük için, küçük üretici köylüler de daha iyi yaþama koþullolsa, çeþitli zamanlarda kitlesel eylemlere geçmiþtir. Feodal ve yarý-feodal iliþkilerin yolduðu yerlerde yoksul köylüler toprak aðalarýnýn ellerinde bulunan topraklarý ve hazineaklarýný iþgal etmiþler, küçük üretici köylülerde tarým ürünleri taban fiyatlarýnýn yükselbürünen eylemlere giriþmiþlerdir. Bunlar arasýnda, bütün Cumhuriyet tarihi boyunca ve dahsinde yoksul köylülerin ülkemizin pek çok yerinde toprak iþgali hareketlerini, 1968-69-70'de Doðu Karadeniz'de fýndýk ve çay üreticilerinin kitlesel eylemlerini, 1970'de ve kýsmen

77'de çeþitli illerde pancar üreticilerinin giriþtikleri eylemleri, çeþitli yýllarda tütünköylülerin protesto eylemlerini vb. sayabiliriz.

Fakat bütün bunlar, ülke çapýnda devrimci bir köylü hareketine dönüþmemiþ ve köylülüðün müerin mücadelesi ile birleþmemiþ-tir. Bu süreç içinde köylülük kalýcý baþarýlar elde etmemiam etmiþtir. Özellikle CHP reformizmi, köylülüðü düzene baðlamada, önemli rol oynamýþtýr.

Bunun dýþýnda, faþist partiler, köylülüðün geriliðini ve dini deðerlerine baðlýlýðýný temeederek, köylülük arasýnda etkinlik saðlamaya, onu düzene baðlamaya çalýþmýþlardýr. Onlari bugün de sürdürmektedirler.

Öte yandan, Türkiye Kürdistan'ýn da köylülüðün Kürt toprak aðalarýna karþý toprak ve özgürköylülük giderek demokratlaþmaktadýr. Bu durum, ayný zamanda, köylülüðün ve özellikle de

bilincinin geliþmesinde ve yaygýnlaþmasýnda güçlü bir etki yaratmaktadýr. Fakat toprak aðarýn düzen örgütleri (Özgürlük Yolu vb.) ve her türden gericilik, köylülüðün ulusal bilincekte ve onun dikkatini toprak ve özgürlük sorunundan uzaklaþtýrmaya çalýþmaktadýr. Dahasý,, köylülüðün toprak mücadelesini engellemeye ve onun devrimci potansiyelini kendi çizdiðiara akýtmaya özen göstermektedir.

Bugün ise bu durum giderek aþýlmaktadýr. Her þeyden önce, burjuvazinin elli yýllýk topraku demagojisi iflas etmiþtir, reformizmin ve faþizmin gerçek siyasi iþlevi kýrsal alanlardageniþ köylü kitleleri tarafýndan pratik olarak da görülmektedir ve dahasý ekonomik buhraninleþmesi köylülüðün ayrýþma sürecini hýzlandýrmaktadýr. Ayrýca, þehirlerde iþçi sýnýfýnýnsýnýfý örgütümüzün geliþmesiyle birlikte baðýmsýz siyasi hareketine kavuþmuþtur. Bütün bunbugün köylülük, karþý-devrimci sýnýflarýn etki alanýndan sýyrýlmaktadýr.

Özellikle yoksul köylülük ve küçük üretici köylüler, burjuvazinin sahte reformlar yolununbir manevra olduðunu görmekte ve giderek daha çok devrime yönelmektedir. Daha doðrusu bugükýrsal alanlarda, geniþ köylü kitleleri arasýnda feodalizmin bütün kalýntýlarýnýn ve onunak devrim yoluyla, devrimci bir yoldan tasfiye edilebileceði fikri yaygýnlaþmakta, köylülüarasýnda komprador kapitalizme, feodalizme ve emperyalizme karþý hoþnutsuzluk kabarmaktadýr.

Bugünkü aðýr buhran koþullarýnda bütün ülke çapýnda sýnýf çeliþkilerinin derinleþmesine veartmasýna karþýlýk, kýrsal alanlarda, büyük sosyal patlamalar ve kitlesel köylü hareketlektedir. Bu durum, büyük ölçüde köylülüðün parçalanmýþlýðý ile ve daðýnýklýlýðýn yarattýðýalanlarda köylülüðün çeþitli kesimlerinin mücadelesini birleþtirebilecek örgütlü bir öndelmasýyla ve kýsmen de kapitalizmin krizinin tarýmda, sanayide olduðu kadar derinleþmemiþ o

asýyla açýklanabilir.

Özü toprak devrimi olan Ulusal Demokratik Halk Devriminin önder gücü proletaryadýr ve prol

Page 73: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 73/157

aryanýn örgütlü öncü müfrezesi olan örgütümüz oldukça uzun bir süreden beri köylü sorununast-Leninist bir bakýþ açýsýna ve bir siyasal çizgiye sahiptir. Bu çizgi küçük-burjuva macemodern revizyonizme ve «Üç Dünyacý Maocu» revizyonizme karþý mücadele içinde inþa edilmiþr.

Türkiye'de örgütümüzle birlikte Marksist-LenÝnist siyasi çizginin ortaya konulmasýndan vearyanýn baðýmsýz siyasi hareketinin yaratýlmasýndan önce (ve bu gün) proletarya adýna yola

n bütün revizyonist ve orta-yolcu siyasi hareketler köylü sorununu çarpýlmýþlardýr. Onlar,ak ve köylü sorununu küçümseyerek veya yok sayarak köylülüðü burjuvazinin yedeði durumunagöstermiþlerdir ya da köylülüðü homojen bir bütün olarak ele almýþlar ve ona devrimde öndroller vererek proletaryanýn perspektifini sadece demokratik devrimle, ulusal kurtuluþçulukta sýnýrlamaya çalýþmýþlardýr.

Özellikle TKP revizyonizminin tezleri elli küsur yýllýk 'sol' harekete damgasýný vurmuþturP revizyonizmi, ülkemizde emperyalizm eliyle, Prusya yolundan tarýmda feodal kalýntýlarýntasfiye edildiði, toprak ve köylü sorununun burjuvazi tarafýndan çözüldüðü yolunda ham hayköylülüðün devrimci - demokratik mücadele potansiyelini ve devrimci enerjisini yok saymýþ,ratik devrimde proletaryanýn en temel müttefiki olan köylülüðü, burjuvazinin bir yedeði dugetirmeye çalýþmýþtýr. TKP ve onun etki alanýnda bulunan burjuva karargahlar, elli küsur

toprak reformu korosuna katýlarak, hem köylülüðün anti-feodal toprak mücadelesinin önünear kurmuþlar ve hem de komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn köylülüðü ezmesine ve sahtrle aldatmasýna yardýmcý olmuþlardýr.

Modern revizyonizmin bir türü olarak ortaya çýkan Maocu revizyonizm ise, köylülüðün devrimtlaklaþtýrmýþ ve proletaryanýn fiili, sýnýfsal önderliðini mülk sahibi sýnýf ve tabakalaraMaocu revizyonizm ayný zamanda, proletaryanýn bakýþ açýsýný sadece anti-feodalizm ve antiyalizm ile sýnýrlamýþ ve proletarya diktatörlüðünün kurulmasý mücadelesine karþý durmuþtur

Küçük-burjuva maceracýlýðýnýn çizgisi ve çeþitli orta-yolcu akýmlarýn köylü sorununa ve toTroçkizmin, revizyonizmin ve Maocu revizyonizmîn siyasi tezleri altýnda þekillenmiþtir.

Bugün de revizyonist ve orta-yolcu akýmlar, köylülüðün devrimci enerjisini düzenin sýnýrla

me faaliyetlerini sürdürmekte ve onlarda reformist düþüncelerin kýrsal alanlara taþýnmasýnbir rol oynamaktadýrlar Bu rollerine ek olarak (ve esas olarak) TKP ve TÝÝKP revizyonistleri, bugün egemen sýnýflarla ve emperyalistlerle bütünleþmiþ olarak, diðer bütün karþýasi mihraklar gibi köylülüðün toprak ve özgürlük mücadelesini bastýrma, köylülüðün burjuvani saðlama görevini üstlenmiþlerdir.

Bütün bunlarýn bir sonucu olarak revizyonist siyasi hareketler ve onlarýn etkisi altýndakiorta-yolcu siyasi hareketler, köylülük ve özellikle yoksul köylülük arasýnda bir güç olamkadar onlarýn kýrsal çýlanlarda, reformizmin koltuk deðneði olmaktan baþka bir iþlevleriÝþte örgütümüzün köylü-toprak devrimi sorunundaki Marksist-Leninist bakýþý ve siyasî çizgicýlýðýna, Kruþçev revizyonizminin ve Maocu revizyonizmin tezlerine karþý mücadele içinde igeliþtirilmiþtir. Ve bugün de partimizin Toprak Devrimi Kararý'nýn belirlenmesiyle bütünürmüle edilmiþtir, örgütümüz, elbette, sadece köylü sorununu ele alýþta Marksist-Leninist bzgi formüle etmekle kalmamýþtýr, fakat ayný zamanda köylü kitleleri arasýnda uzun bir zamaeri faaliyet göstermektedir. Bu faaliyet temel hedeflerden ve belirli bir perspektiften yoksun olarak yürütülmüþtür.

Bugün partimiz, emekçi köylü kitleleri arasýnda oldukça geniþ bir prestije ve sempatizan ksine sahiptir. Ancak bugüne kadar bu büyük potansiyeli örgütleyebildiðimizi, harekete geçildiðimizi ve geliþtirebildiðimizi söyleyemeyiz. Bugün kýrsal alanlardaki parti çalýþmasý kldukça önemli eksiklikler taþýyoruz, örgütümüzün uzun bir süreden beri köylü sorununa iliþist-Leninist bir siyasi çizgiye sahip olmasýna karþýn bu çizginin, çeþitli köylük bölgelerrýna uygulanmasý ve kýrsal alanlardaki devrimci faaliyetimize yol göstermesi açýsýndan eksklerimiz devam etmektedir. Köylülük içindeki çalýþmamýza iliþkin olarak 1978 Ekim Konferantadýðýmýz hata ve zaaflar bugün de hemen hemen olduðu gibi geçerliliðini korumaktadýr. Dün

bugün de kýrsal alanlardaki mücadelemizde toprak devrimine tabi sorunlarý öne çýkarýyor,küçük-burjuvazisi ve köylü gençlik içinde yoðunlaþtýrýyoruz. Bu sýnýf ve tabakalarýn devriilemez olmakla birlikte, esas müttefikimiz olmasý gereken yoksul köylülük içinde bugün içi

Page 74: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 74/157

alýcý baðlarýmýz son derece azdýr. Bugüne kadar köylülük bölgelerde kurduðumuz çeþitli tipsas olarak köylü gençliðin örgütleri olmaktan öteye gitmemiþtir. Köylülük içindeki çalýþmanra kadrolarýmýz tarafýndan küçümsenmiþtir. Veya bu alandaki çalýþmaya gereken önem verilm

Önümüzdeki dönemde köylülüðe iliþkin siyasetimizi geliþtirmek, özgülleþtirmek, tarým prolerti örgütlerinde ve partiye baðlý kitle örgütlerinde örgütlemeye hýz vermek, onlarýn mücadik etmek ve bu mücadeleyi geliþtirip yaygýnlaþtýrmak zorundayýz. Bu iþleri baþarmanýn bütü

oþullan vardýr ve bizim bilinçli, örgütlü faaliyetimizle bu koþullar daha da olgunlaþacaktliðinde þehir ve köylerin emekçi yýðýnlarýnýn mücadelesi birleþtirilip, örgütlenmeden devrlanaksýz ola caðý gerçeðini biran bile unutmamalýyýz. Bugün köylülüðü örgütlemede kavrayacerliðinde ve illegal temelde yükselen, yoksul köylülüðün tüm sýnýf ve tabakalarýný baðrýndklerinin Örgütlenmesidir.

Ancak bu taktirde, kýrsal alanlarda devrimci bir köylü hareketi yaratabiliriz ve köylülüðüolarak da proletaryanýn temel müttefiki durumuna getirebiliriz.

ÞEHÝR KÜÇÜK - BURJUVAZÝSÝNÝN ÇEÞÝTLÝ TABAKALARI ARASINDAKÝ FAALÝYETÝMÝZ

Ülkemizde kapitalizmin belirli bir geliþme göstermesine ve þehirlerin nüfusunun göreceli o

rak artmasýna baðlý olarak, þehir küçük-burjuvazisi de yaygýnlaþmakta ve bu tabakalarýn deartmaktadýr.' Esas olarak küçük iþletme sahipleri, esnaf-zanaatkârlar, bürokrasinin alt keeri, eðitim ve saðlýk emekçileri, teknik elemanlar ve öðrenci gençlik gibi toplumsal katmadan oluþan þehir küçük-burjuvazisi, emperyalistler tarafýndan, komprador-burjuvazi tarafýnbaský ve sömürü altýnda tutulmaktadýr. Bu tabakalar faþist diktatörlük tarafýndan ezilmekt

Komprador-burjuvazi ve toprak aðalan ve onlarýn devleti, þehir küçük-burjuvazisinin siyasie ekonomik olarak geliþmesini engellemekte, üzerlerindeki sömürü ve baskýyý her geçen günadýr. Kapitalizmin ve feodalizmin yükünü, iþçi sýnýfýnýn ve köylülüðün yanýnda þehir küçüksýnýflar ve onlarýn devleti þehir küçük-burjuvazisinin büyük bir kýsmýnýn belirli siyasiörgütlenmesini sürekli olarak engellemektedir. Bugün, memurlarýn, öðretmenlerin ve teknikmanlarýn kâðýt üzerinde dahi grev, toplusözleþme ve sendika hakký yoktur. Esnaf ve zanaatkkooperatif biçimindeki örgütlenmeleri, komprador-burjuvazinin denetimi altýndadýr ve bu ko

operatiflerin hemen tamamý, komprador-burjuvazinin bu tabakalar üzerindeki baský ve sömürüdürmenin bir aracý durumundadýr,

Komprador-burjuvazi ve onlarýn devleti, sadece, genel olarak bu tabakalarý sömürü ve baskýltýnda tutmakla kalmamakta, ayný zamanda, kapitalizmin derinleþen buhranýnýn bütün ekonomisiyasi sonuçlarýný da iþçi sýnýfýnýn ve köylülüðün yanýnda þehir küçük-burjuvazisinin üzezam, enflasyon, fiyat artýþlarý altýnda ezilmektedir. Bu tabakalar siyasi saldýrýlardan veoplumun bir bütün olarak faþistleþtirilmesinden nasibini almaktadýr. Bugün TÖB-DER gibi öðrin kitlevi örgütünün kapatýlmasý, gençlik örgütlerinin kapýsýna kilit vurulmasý bu saldýr

Kapitalizmin krizinin derinleþmesine paralel olarak yoksullaþmasýnýn yanýnda, þehir küçük-isi, ayný zamanda giderek radikalleþmekte, iþçi sýnýfýnýn yanýnda, yaþama koþullarýný düzelar kazanmak ve saldýrýlarý göðüslemek için kitlevi olarak mücadeleye katýlmaktadýr. Esaseuvazisinin, özellikle aydýn kesiminin belirli bir mücadele geleneði vardýr. Bu tabakalar hemen her zaman iþçi sýnýfýnýn yanýnda yer almýþtýr. Son olarak 24 Aralýk 1979 Eylemlerindeenler ve memurlar birçok yerde ve bazý yerlerde de esnaflarýn bir kýsmý kitlevi bir þekildboykot ve direniþlere, kepenk indirme gibi eylemlere gitmiþlerdir.

Bu durum, ülkemizin devrimci geliþiminin hemen birçok döneminde böyle olmuþtur.

Bununla birlikte, küçük-burjuvazinin genel özelliklerini taþýyan ve kendi baþýna devrimcide istikrarlý ve tutarlý bir çizgi izleyemeyen bu tabakalar, söz konusu zaaflarý aþabilmekn büyük ölçüde devrimci proletaryanýn önderliðine muhtaçtýrlar. Ancak þunu da belirtmeliyirjuvazisinin istikrarsýzlýðý ve yalpalamasý, demokratik devrimde örneðin ara sýnýf olma özn ulusal burjuvazinin durumundan esasta farklýdýr. Þehir küçük-burjuvazisi, demokratik dev

mden kesin olarak çýkarý olan ve emperyalizmin, komprador-tekelci kapitalizmin ve faþistdiktatörlüðün aðýr baskýsý altýndaki bir sýnýf olarak, özellikle devrimci proletaryanýn trliði altýnda devrimci yetenek ve potansiyelini ortaya koymakta ve devrimin zaferind

Page 75: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 75/157

e iþçi sýnýfýnýn bir müttefiki olarak önemli bir rol oynayabilmektedir. Þehir küçük-burjuvemokratik Halk Devrimi mücadelesi sürecinde proletaryanýn müttefiklerinden bindir. Bu yüzden Devrimci Komünist Partimiz þehir küçük-burjuvazisinin yükselen devrimci mücadelesini kuamak ve ona önderlik etmek gibi güç, ama yerine getirilmesi zorunlu bir görevle karþý karþBu yönde bugünden atmýþ olduðumuz belli adýmlar ve kazandýðýmýz baþarýlar vardýr. Önümüzdeumlu geliþmeleri ilerleterek sürdürmektir.

Gençliði dýþýnda tutarsak (ki bu konuyu ayrý bir bölümde ele alýyoruz) þehir küçük-burjuvakadar yürüttüðü faaliyeti ve bu alanda aþmamýz gereken zaaflarýmýzý, kýsaca þu þekilde to

Öðretmenler: Egemen sýnýflar, kurduklarý faþist-feodal eðitim sistemiyle genç kuþaklarýn byýkamak ve onlarý mevcut düzenin 'uyumlu' parçalarý olarak yetiþtirmek amacýyla her zamanbir çaba içinde olagelmiþlerdir. Ancak onlarýn bu çabalan, yalnýz öðrencî gençlik kesiminim emekçileri olan öðretmen kesiminde de derin bir tepki görmüþ; ilerici, yurtsever, devrii, demokrat öðretmenler salt 'küçük devlet memurlarý' olarak kalmayý çoðunlukla reddetmiþlici, yurtsever bir geleneðin ve potansiyelin taþýyýcýsý olmuþlardýr.

Örgütümüz ilerici ve devrimci bir potansiyel taþýyan öðretmenler arasýnda uzun bir zamandaelirli bir faaliyet yürütmektedir. Örgütümüz, bu güne kadar öðretmen mücadelesini saptýrar

sýnýrlan çerçevesinde tutmaya çalýþan revizyonizm ve reformizm ile ve onunla uzlaþan ortalukla mücadele ederek öðretmenleri her koþul altýnda mücadele edecek ve varlýðýný sürdüreble örgütünün çatýsý altýnda toplamaya çalýþmýþtýr. Bugün örgütümüzün öðretmenler arasýndayýnlanamaz.)

Partimiz genç bir partidir ve ülkemizin somut koþullarýnda öðretmen mücadelesini örgütlemesý çok yenidir. Bu alanda daha önceden hiç bir tecrübemiz yoktu. Bu yüzden bugüne kadar antmen örgütlenmesinin taþýmasý gereken en genel nitelikleri (anti-emperyalist demokratik mesleki bir kitle örgütü) saptayarak ve esas olarak, pratikte ortaya çýkan aksaklýklarý düzeadým adým ilerledik. Bu bir ölçüde doðaldý, ama bu durum ayný zamanda, bu alanda merkeziyetersizliði nedeniyle bir çok yanlýþ anlayýþlarýn ya da onlarýn izlerinin yaþamasýna, gefa karýþýklýðýna yol açtý. (Yayýnlanamaz.)

Ýster meslek, ister cins, isterse belli bir yaþ dönemi gözetilerek kurulmuþ olsun, dünyadaiç bir kitlesel örgüt yoktur ki, siyasi bir nitelik taþýmasýn ve siyaset yapmasýn. Bir anle bir örgütün programýnýn birinci maddesi olarak siyasetle uðraþmamayý belirlediðini, siypmayacaðýný ilan ettiðini varsayalým, Kitleleri siyasetten uzak tutmak da bir siyaset, hemde en kötüsünden, onlarý her zaman için mevcut düzenin tutsaðý yapmayý amaçlayan burjuvat deðil midir? Bu yüzden biz komünistler hangi türden bir örgüt kurarsak kuralým (legaliteyararlanmayý öngören bazý durumlarda mevcut yasalar önünde olmasa bile) kitleler önünde hen o örgütün siyasi amaçlarýný ve niteliðini açýkça belirler, bu doðrultuda siyasi çalýþmao siyasete kazanmaya çalýþýrýz.

Ama özellikle bir kitle örgütü söz konusu olduðunda, bu örgütün baðrýnda toplamayý ve mücairmeyi amaçladýðý kitlelerin, bizim ortaya koyduðumuz siyasi platformu peþinen ve tam olarkavramasý, ya da yalnýzca bu kavrayýþa ulaþanlarýn örgütlenmesi düþünülemez. Bu bir anlamkoþmaktan baþka bir þey deðildir. Kitleler içinde, henüz bu kavrayýþa ulaþmamýþ olsa bilemesleki talepler ve diðer bir takým talepleri uðruna mücadeleye hazýr ve bu mücadele içinizim onu geliþtirip tutarlý bir demokrat ya da bir komüniste dönüþtürebileceðimiz çok sayýardýr ve var olacaktýr. Kitle örgütleri, bölücülük yapmamalarý, mücadeleyi sabote etmemelejan, provokatör olmamalarý kaydýyla, çalýþtýðý alanda o kitle örgütünde örgütlenmek ve mücherkesi baðrýnda toplamalý ve onlarý uygun bir tarzda örgütlemelidir. Bunu baþarabilmesi ionun o özgül alanýn somut sorunlarýyla (ekonomik, akademik, mesleki vb.) uðraþmasý ve bunlara somut çözümler getirmesi gerekir.

Bu yaklaþýmý öðretmen mücadelesine uyguladýðýmýzdc, bu alandaki örgütün, partimizin asgarian ve bugünkü koþullarda illegal temelde örgütlenmiþ (bu legal olanaklarý sonuna kadar Kulayla çeliþmez) demokratik, mesleki kitle örgütleri bir baþka deyiþle illegal bir öðretmen

asý olmasý gerektiðini ortcya çýkarýr. (Yayýnlanamaz.)

Saðlýk Emekçileri: Bazý sorunlarý birbirinden farklý olmakla birlikte ortak sýnýf özellikl

Page 76: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 76/157

hip saðlýk emekçileri, devrimci, demokrat bir geleneðe sahiptirler. Ve bugüne kadar çeþitlrlerde giriþtikleri anti-faþist eylemlerle ve çeþitli taleplerini gerçekleþtirmek için gireri mücadele örnekleri ile bunu göstermiþlerdir.

Örgütümüzün 1975 yýlýnda gerçekleþtirdiði özeleþtiri ve yeni siyasi çizgi belirlemesinin yn sempatizanlarý bir çok alanda olduðu gibi saðlýk emekçiler) arasýnda da geniþ ölçüde ken.) gruplarý oluþturdular. (Yayýnlanamaz)

Saðlýk emekçilerinin partimizin önderliðindeki örgütlenmesi bugün de sürmektedir. Ancak, fatörlüðün artan saldýrýlarý karþýsýnda (...) her koþul altýnda varlýðýný sürdürebilecek veirmek, onlarýn özelliklerini bu yönde saðlamlaþtýrmak ve daha geniþ saðlýk emekçisi kitles...birleþtirmek partimizin önünde bir görev olarak durmaktadýr.

Mühendis ve Mimarlar: Öðretmenlerin, saðlýk emekçilerinin ve diðer memur tabakalarýnýn dýþve mimarlar arasýnda da belirli bir faaliyeti vardýr. (Yayýnlanamaz)

Diðer Memur Tabakalarý: Bugün ülkemizde asalak devlet cihazýnýn oldukça geliþmiþ ve yayýlmarak, geniþ bir küçük memur kitlesi oluþmuþtur. Resmi istatistiklere göre memur kitlesi 1onun üzerindedir. Ancak belirtilmesi gereken olgu da, devlet mekanizmasýna baðlý olarak ça

lýþtýrýlan geniþ bir hizmet iþçisi kitlesinin de sendika kurma, grev ve toplusözleþme hakkilmesi amacýyla, yasal olarak memur statüsüne geçirilmiþ bulunmasýdýr.

Memur kitlesinin yoðunluðuna ve yaygýnlýðýna karþýn, bu alanda mücadele ve örgütlenme düzee kadar revizyonistlerin önderliðinde kurulan çeþitli örgütler -ki bunlar genel memur dernleridir.- her hangi bir etkinlik gösteremedi ve saflarýna topladýðý memur kitlelerini düzebaðlamaktan baþka bir þey yapmadý. Bunlar, bugün birer tabelâ örgütü durumuna gelmiþtir.

Örgütümüz sempatizanlarý, ilk baþtan itibaren çeþitli memur tabakalarý arasýnda (...) gruplar. (Yayýnlanamaz) ancak (...) gruplarý bugüne kadar örgütlenme sorunlarýný çözemediler vi bir yapýya kavuþamadýlar.

Bu durum önemli ölçüde memur tabakalarýnýn çeþitliliðinden; yaygýnlýðýndan ve daðýnýklýðýn

lerimiz genel bir memur derneðinin, özellikle hareketin belli bir geliþme düzeyinde çeþitlmemur tabakalarýnýn sorunlarýna yetmediðini ve onlarý yeterince kucaklayamadýðýný gösteriyum, özellikle belirli alanlarda büyük bir memur kitlesi çalýþtýran devlet kuruluþlarýnda,irli birimler esas alýnarak yürütülmesi ve (...) gruplarýnýn bu temelde örgütlenmesinin geiðini ortaya koyuyor. Bunlardan (...) gruplarý, daha önce üzerinde durduðumuz gibi illegalmemur sendikalarý olarak faaliyet göstermeli ve en geniþ kitleyi baðrýnda toplamaya çalýþunun yaný sýra az sayýda memur çalýþan küçük yerleþim bölgelerinde (...) bu alanlarla özelnen temsilcilikleri içeren genel örgütlenmeler olarak ortaya çýkabilir ve ayný anlayýþla mendikasý olarak çalýþabilir. (Yayýnlanamaz)

TDKP, tüm çalýþanlarýn grev ve toplu sözleþme yapma yetkisine sahip sendika kurma hakkýnýnir savunucusudur ve bunun gerçekleþtirilmesi için bu hakkýn «yasal» olarak tanýnmasýný bek

Þehir küçük-burjuvazisinin bir tabakasýný oluþturan esnaf ve zanaatkarlar arasýnda örgütümkayda deðer her hangi bir faaliyeti olmamýþtýr. Tekellerin ve emperyalistlerin sömürü ve bltýnda olan bu tabakanýn belli bir kesimi düzene, sömürüye ve baskýya karþý olduðunu bellia ve özellikle 24 Aralýk-79 Eylemlerinde ortaya koymuþtur. Bugün yapmamýz gereken þey, bubakayý etkinlikleri altýndaki örgütler aracýlýðýyla düzene baðlayan ve karþý devrimci amaççalýþan faþistleri ve Reformistleri tecrit ederek þehir küçük-burjuvazisinin bu tabakasýk ve onlarý demokratik devrime kazanmaktýr.

I. KONGRE BELGELERÝ (09)GENÇLÝÐÝ ÖRGÜTLEME FAALÝYETÝMÝZ

Marksizm-Leninizm ve Gençlik

Gençlik sorunu, her gerçek devrim için olduðu gibi, bizim devrimimiz için de hayati önemdeir sorundur.

Page 77: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 77/157

Marksizm-Leninizm bize, gençliði kazanmanýn geleceði kazanmak demek olduðunu öðretir. Adý, gençlik toplumun genç kuþaðýdýr ve gelecek ona aittir. Onu kazanan ise, geleceði kazanýr

Sömürücü egemen sýnýflar da bu gerçeðin bilincindedirler. Bundan dolayýdýr ki, gençliði kaan için sömürücü sýnýflarla iþçi sýnýfýnýn kýyasýya mücadele ettiði bir alan olagelmiþtir.

Sömürücü sýnýflarýn gençliðe verebileceði hiçbir þey yoktur. Aksine onlar, gençliðe ait herine almýþlardýr. Onu aðýr sömürüye, dayanýlmaz maddi ve manevi baskýlara mahkum etmiþlerdtürlü haktan ve gelecekten yoksun býrakmýþ, bugününü ve geleceðini karartmýþlardýr.Ýþçi sýnýfý ise sömürücü egemen sýnýflarýn aksine, gençliðin her türlü maddi ve manevi çýkk gerçek savunucusudur. Ýþçi sýnýfý, gençlik üzerindeki her türlü maddi ve manevi baskýyae eder. Ýþçi sýnýfý, gençliðe gerçek kurtuluþunun, aydýnlýk geleceðinin yolunu gösterir. Ýen kurtarýr, ona iyi bir hayat, güvenli ve parlak bir gelecek hazýrlar. Ýþçi sýnýfý gelecerir. Devrimler tarihi bütün bu gerçeklerin kanýtýdýr. Þanlý Ekim Devrimi'yle baþlayan sosyneyi bunun kanýtýdýr. Lenin ve Stalin'in sanlý Sovyetler Birliði bu gerçeklerin kanýtý olmosyalist Arnavutluk, bu gerçeklerin yaþayan, canlý kanýtý olmaktadýr.

Gençliðin devrim için taþýdýðý hayati önem, yalnýzca onun geleceðin sahibi olmasýndan gelm

yiþle gençlik, sadece devrimin geleceðini ilgilendirmez. Gençlik, devrimin bugünü için de,n ilerletilmesi ve baþarýya ulaþtýrýlmasý için de büyük önem taþýr. Bu gerçek, Marksist-Lean «Gençlik Devrimin Büyük Bir Yedek Gücüdür» þeklinde belirtilmiþtir. Bütün devrimlerin tgeniþ gençlik kitleleri aktif bir þekilde katýlmazsa, hiçbir devrimin baþarýyla yürütülmeiþtir ve göstermektedir. Bu neden böyledir? Çünkü gençlik toplumun en canlý, en dinamik, ejik, en fedakâr ve yeniliðe açýk kesimidir. Gençlik her devrimin itici dinamik güçlerindenidir. Gençlik devrim için bitmez tükenmez bir enerji kaynaðýdýr. Devrim için en taze, en fgüçler gençlikten çýkar.

Gençliðin canlýlýðý, dinamizmi, bitmez tükenmez enerjisi, derin fedakârlýk ve feragat ruhuþey ifade eder. Ýþçi sýnýfý gençliðin bütün bu olumlu özelliklerini korumaya ve geliþtirmr için ise bunun tersi doðrudur. Onlar için gençliðin taþýdýðý bütün bu olumlu özellikler,fade eder. Bundan dolayýdýr ki; sömürücü egemen sýnýflar, burjuvazi, gençliði boþ, düzensi

ayata yöneltmeye, onu yozlaþtýrmaya, çürümeye ve suça itmeye, umutsuzluða, güvensizliðe veitmeye çalýþýr. Onu baský altýnda tutarak, insiyatifini ve canlýlýðýný kýrmaya devrimci emeye çalýþýr. Burjuvazinin iþçi sýnýfýnýn zaaflarýndan yararlanarak, zaman zaman gençliðinlerini kendi aþaðýlýk sýnýf çýkarlarý için kullandýðý da görülmüþtür. Özellikle 1930'lardagençlikten, onun dinamizminden büyük ölçüde yararlanmýþtýr. Fakat sömürücü sýnýflarýn tutubelirlemiþtir.

Gençlik hakkýnda yukarýda özetlenen ve bütün devrimlerin tarihi tecrübesiyle doðrulanan Ma-Leninist kavrayýþ, bizim tarihi tecrübemizle de doðrulanmýþtýr, bugün de doðrulanmaktadýrn, yýllardan beri verdiði zorlu mücadele, gösterdiði yiðitlik, katlandýðý fedakârlýklar, gmücadelesi içinde tuttuðu yer bunun kanýtýdýr.

Bizzat ülkemizde yaþanan tarihi tecrübenin de yardýmýyla, örgütümüz doðduðu andan itibarena yukarýda özetlenen, Marksist-Leninist kavrayýþý edindi. Ve onun ýþýðýnda hareket etti. Gn önemi verdi. Ona güvendi. Onun tüm maddi, manevi çýkarlarýný ve özlemlerini savundu. Mücin önüne düþtü, ona doðru yolu gösterdi. Burjuvazinin, revizyonizmin ve oportünizmin aldatdeolojisine ve propagandasýna karþý uzlaþmaz bir mücadele yürüttü. Gençlik üzerindeki etkiya çalýþtý. Kuþkusuz bu arada çeþitli eksiklikler ve zaaflar gösterdi. Bazý yanlýþlar yaptr gençliðe karþý takýnýlan olumlu tutumu ve onun içinde gösterilen olumlu, baþarýlý faaliyek nitelikte deðildi. Bunun sonucudur ki, örgütümüz gençlik içerisinde geliþip güçlendi. Osaldý. Her yeni günde daha geniþ gençlik kitleleri bizi izledi, bizim gösterdiðimiz yolda

Gençliðimizin Þanlý Bir Mücadele Tarihi Vardýr

Son yýllarda gençliðimizin mücadelesi sürekli bir yükselme ve yaygýnlaþma çizgisi izledi.

gün Türkiye'nin dört bir yanýnda zorlu, yiðit bir mücadele içerisindedir.

Gençliðin bugünkü mücadelesi geçmiþ mücadelesinin ileri düzeyde bir devamýdýr. Onun mücade

Page 78: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 78/157

geçmiþin derinliklerindedir. Bugünkü mücadele, geçmiþteki mücadelenin, özellikle 1960'lardmücadelenin temelleri üzerinde, onun güçlü devrimci mirasý üzerinde yükselmektedir.Özellikle 1965'lerden itibaren gençlik saflarýnda hýzlý bir siyasileþme ve devrimcîleþme gk geniþ kitleler halinde komprador-feodal düzenden koptu ve ona karþý mücadeleye giriþti.dönemler öðrenci, daha çok yüksek öðrenim kesiminde görülen bu hýzlý devrimcileþme, sonrakmekçi gençliðe de yansýdý. Siyasileþen ve devrimcileþen gençlik yalnýzca, gündelik ekonomik talepler için deðil, genel siyasi talepler için de mücadele ediyordu. Gençlik iþ, toprak

parasýz, eþit ve demokratik bir eðitim istiyordu. Faþist baský ve zulmün son bulmasýný, gesal özgürlüklerin tanýnmasýný istiyordu. Demokrasi ve baðýmsýzlýk istiyordu. Kýsacasý gençordu. Egemen sýnýflar ilk yýllarda gençliðin bu devrimci silkinmesini küçümsemeye kalktýlaolla bu devrimci uyanýþýn derin sýnýfsal-siyasi muhtevasýný gizlemeye, onu «genç kuþaðýn bençliðine özenti» vb. þekillerde karalamaya çalýþtýlar. Fakat kýsa zamanda bu mücadeleninbüyük tehlike oluþturduðunu görünce, onun üzerine acýmasýz bir baský ve terörle yürüdüleratörlüðün baský ve terörüne direnerek mücadelesini devam ettirdi, Bir çok devrimci mevzi ki kýsmi hak ve taleplerini söke söke elde etti. Bu mücadele, sayýsýz yiðit gençlik önden çlkýmýzýn ve gençliðimizin kalbinde yaþayan Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan, Hüseyin Ýnan'lar, Siil'ler, Cihan Alptekin'ler bu mücadelenin ateþi içerisinde yetiþtiler. Onlar mücadelenin ileriye götürülmesine büyük katkýlarda bulundular.

1965'lerde yükselen gençlik mücadelesi Marksist-Leninist bir önderlikten yoksundu. Ýþçi sýadeleye önderlik edecek, ona yol gösterecek, istikrar kazandýracak ve kalýcý baþarýlara yöek öncü partisine sahip deðildi. Ýþçi sýnýfý ve Marksizm adýna boy gösteren her türlü revit akým ise, bu mücadelenin önünü almak ve onu kendi reformcu, darbeci ve parlamenterist hayalleri için kullanmak istiyordu. O dönemde TÝP'li modern revizyonistler ve bugün sosyal-faþistler, TKP'nin saflarýnda yer alan modern revizyonistler, gençlik mücadelesinin önüneekli barikatlar kuruyor; «aman faþizm gelir» korkuluðuyla, «provokasyon» teorileriyle onurdurmaya çalýþýyorlardý. Bugün sosyal-faþist TÝKP çetesini oluþturanlar, o yýllarda gençliasanýn meþru sýnýrlarý dýþýna taþmakla» suçlamýþ ve onu «küçük-burjuva anarþizmi» diye karraklarýn o yýllardaki bu açýk ihaneti devrimci gençliðin bilincinde yer etti.

1960'larda yükselen mücadeleye katýlan gençlik kitleleri içerisinde Marksizm-Leninizme veosyalizme büyük bir sempati vardý. Bu derin sempati gençliðimizin iþçi sýnýfýna yakýnlýk g

onun mücadelesine omuz vermesinin bir baþka nedenini oluþturuyordu. Bu en açýk ve en çarpýde þanlý 15 16 Haziran iþçi eylemi karþýsýnda gençliðin gösterdiði tutumda görüldü. Gençlive sosyalizme duyduðu sempati ve iþçi sýnýfýna gösterdiði yakýnlýk, bugünün devrimci gençlas olarak kaldý.

12 Mart yarý-askeri faþist diktatörlüðü döneminde geçici bir durgunluk ve gerileme gösteremücadelesi, bu dönemin ardýndan yeniden yükseldi. Gençlik mücadelesindeki bu yükseliþ, 196e olduðu gibi önce yüksek öðrenim gençliði kesiminde baþladý. Kýsa zaman sonra hýzlý bir þnçliðe yayýldý. Bunun yanýnda iþçi ve köylü gençlik, mücadelenin tamamen dýþýnda deðildi.rþýlaþtýrýldýðýnda, bu kesimde mücadele daha geri ve zayýftý. Bu durum yakýn zamana kadar

Gençlik mücadelesindeki bu yükselme devrimci bir önderlikten ve tutarlý bir örgütlenmedenundu. 12 Mart yarý-askeri faþist diktatörlüðü döneminde direnmeyip, teslimiyet bayraðý çekede de bu dönemi kazasýz belasýz atlatan deðiþik revizyonist mihraklar, devrimci gençlik heketinin bu zaafýný deðerlendirmeye ve içine sýzmaya çalýþtýlar. Bu revizyonist mihraklare PDA'idi. Fakat bu revizyonist çeteler, niyetlerinde baþarýlý olamadýlar. Çünkü devrimcianti-revizyonist bir geleneðe sahipti. Üstelik bu revizyonist mihraklarý, özellikle birini (PDA'yý) geçmiþten tanýyordu. Diðer yandan yükselen gençlik mücadelesi içinde etkin olmönünde, en azýndan içinde olmakla mümkündü. Oysa revizyonistler bu eylemin dýþýndaydýlarve yöntemi kullanarak gençliði devrimci eylemden alýkoymaya çalýþýyorlardý.

Yükselen öðrenci gençlik mücadelesinin ileri unsurlarý arasýnda, 1971 küçük-burjuva ihtilabir sempati vardý. «1971 Hareketinin izleyicisi iddiasýndaki küçük-burjuva akýmlar, bu semyi yoðun bir þekilde istismar ettiler. Bu sayede bu ileri unsurlarýn büyük bir bölümünü keerinde topladýlar. Buna paralel olarak öðrenci gençlik hareketinin geri siyasi düzeyi ile

birleþtiler. Bu temelde öðrenci gençlik hareketi üzerinde önemli bir etkinlik kazandýlar.

Gençlik Ýçindeki Ýlk Faaliyetlerimiz

Page 79: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 79/157

Örgütümüzün doðduðu dönemde gençlik mücadelesinin durumu yukarýdaki gibiydi. Gençlik faþisadele ediyordu. Fakat devrimci bir önderlikten yoksundu. Örgütsüz ve daðýnýktý. Gençlik retler tarafýndan aldatýlmaya, mücadeleden alý konmaya çalýþýlýyordu. Pratikte çoðu kere modistlerin kuyruðuna takýlan gençlik eylemini zaman zaman maceracý, zaman zaman teslimiyetçibir çizgiye çeken küçük burjuva akýmlar mücadeleye ciddi zararlar veriyorlardý. Daha da öreformizmin, mücadele Ýçindeki gençlik kesimi üzerinde bile önemli ideolojik etkisi vardý.

izyonistler ve kýsmen küçük burjuva devrimci akýmlar, devrimci gençlik saflarýnda da reforhayaller yayýyorlardý.

Gençliðin devrimci mücadelesini güçlendirmek, yaymak, onu daha da ileriye götürmek ve Mark-Leninist bir önderlik altýnda birleþtirmek bütün bu engellerin asýlmasýyla mümkündü. Bu gnde ideolojik-siyasi ve pratik alanlarda çok yönlü karmaþýk bir mücadele yürütmek demekti.vi cesaretle üstelendik. Çünkü gençliðin devrim mücadelesi için taþýdýðý büyük önemin farkkten de güç bir görevdi. Bir çok eksiðimiz vardý. En temel eksikliðimiz ideolojik-siyasi ienüz baþýnda olmamýz, yani Marksist-Leninist siyasi çizgimizin henüz tam olarak oluþmamýþençlik içinde çalýþacak çok az kadroya sahiptik. Fakat öte yandan bazý avantajlara da sahiKüçük burjuva ihtilalci çizgiyi mahkum ederek gerçekleþtirdiðimiz özeleþtiri, devrimci genrýnda yanký yaratmýþtý. Marksizm-Leninizme ve devrime sonsuz bir inanç duyan ve daha önce

de olan bir çok genç devrimci hareketimize sempati duyuyordu. Gençlik içerisindeki faaliyetimizin baþlangýcý, hýzlý bir þekilde bu unsurlarla bað kurmak ve onlarý örgütlemek olduu unsurlarý örgütleyerek ve onlara dayanarak gençlik içinde yaygýn, faal bir çalýþma yürüt

Bunun hemen ardýndan geniþ gençlik kitlelerine yönelik faaliyete giriþtik ve kýsa zamandali bir kitle tabaný edindik. Gençlik içerisindeki etkinliðimiz sürekli olarak geniþlemeyeadý.

Devrimci gençlik saflarýnda esas tehlike revizyonizmdi Revizyonizm her yolla devrimci gençlik saflarýnda yýlgýnlýðý, pasifizmi, teslimiyeti, reformist hayalleri yayýyor, gençimci eylemini dizginlemeye çalýþýyordu. Revizyonizm gençlik saflarýnda bölücü bir faaliyetevrimci gençlik güçlerinin eylem birliðini bozmaya, saflarda kargaþalýk ve düþmanlýk yarat.

Gençlik içinde ilk toparlanmanýn ardýndan revizyonizme karþý mücadeleyi yoðunlaþtýrdýk. Kücilerini revizyonistlerden koparmaya çalýþtýk. Daha önce sözünü ettiðimiz eksiklikler revikarþý mücadelemizi zayýflatýyordu. Buna karþýn revizyonizme karþý yürütülen mücadele kýsaaþarýlar saðladý. Özellikle büyük þehirlerde revizyonistler sýzdýklarý gençlik örgütlerindndýklarý yönetimlerden uzaklaþtýrýldýlar. «Üç Dünya»cý çete ise belirli bir taban bulurumik derneklerini toptan kapatmak ve o güne kadar gençlik saflarýnda bölücülük yaptýðýný itirunda kaldý.

Gençlik içindeki çalýþmamýz böyle baþladý. Bunu ortaya çeþitli konularda özgül siyasetlerli kararlar alarak yaygýnlaþtýrýp sürdürdük.

Gençlik içindeki çalýþmayla ilgili aldýðýmýz en önemli kararlardan biri, Türkiye Genç Komün (TGKB) kurulmasýydý.

Türkiye Genç Komünistler Birliði

Türkiye Genç Komünistler Birliði'nin örgütlenmesine 1975 yýlý sonlarýnda baþlandý. Önce baitelerimiz kendilerine baðlý TGKB Ýl Örgütleri kurdular. Ardýndan 1976 Haziran'ýnda GMK'nýrkez Komitesi ile Türkiye Genç Komünistler Birliði, Türkiye çapýnda merkezileþtirildi. Birnra diðer bazý illerde de TGKB örgütleri kuruldu.

Örgütümüzün TGKB'yi örgütleme kararý doðru ve yerindeydi.

TGKB neden gerekliydi? Çünkü gençlik, özellikle öðrenci gençlik içinde hýzla artan etkinli

iþme potansiyelimiz böyle bir örgütü ihtiyaç haline getirmiþti. Gençlik içinde çok sayýdaizanýmýz vardý. Bu unsurlar örgütümüz içinde örgütlenecek ideolojik-siyasi ve Örgütsel düzakat devrime, siyasi çizgimize ve komünizme büyük sempati duyuyorlar ve gençliði kazanma f

Page 80: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 80/157

liyetimize gönüllü, istekli ve faal bir þekilde katýlýyorlardý. Örgütümüzün gösterdiði doðorlardý. Sayýlarý sürekli artan bu durumdaki genç unsurlarý örgütlemek, devrimci istek velerinden gençliði kazanma faaliyetimizde en iyi þekilde yararlanmak, ideolojik siyasive örgütsel olarak eðitmek ve örgütümüze hazýrlamak için en iyi, en uygun araç Türkiye Genrliði olabilirdi.

Türkiye Genç Komünistler Birliði iþte bundan dolayý bir gereklilik, bir ihtiyaçtý. Ve buna

karar doðruydu. Fakat sorun böyle bir aracýn gerekliliðini saptamanýn Ötesinde bir önem taHer þeyden Önce Türkiye Genç Komünistler Birliði bizim için tamamen yeni bir uygulama olaBundan dolayý konuya her açýdan siyasi açýklýk kazandýrmak ve uygulamaya bunun ýþýðýnda gu. Konuyla ilgili Marksist-Leninist öðreti çeþitli ülkelerde geçmiþ ve mümkün olduðu ölçüdkkatle ele alýnmalý, doðru yorumlanmalý ve somutlaþtýrýlmalýydý. Türkiye Gene Komünistlerir örgüt olacaktý? Hangi iþlevi görecekti? Partiyle (o günün somutunda örgütümüzle) iliþkiaçýk bir deyiþle, örgütümüzün Türkiye Genç Komünistler Birliði'ne her alanda önderliðinincaktý? TGKB'ye kimler, hongi ölçülerle alýnacaktý? TGKB'nin örgütsel yapýsý, iç iþlerliði,ktý? Bu ve benzeri sorunlarýn açýk ve somut çözümünü ortaya koymak gerekirdi. Örgütümüzüniçinde, özellikle onun yönetici kademelerinde yer almaya aday tüm unsurlar, bu temelde (asgari ölçüde) eðitildikten sonra bu uygulama baþlatýlmalýydý.

TGKByi kurduðumuz dönemde bizi bekleyen temel görevler bunlardý. Hazýrlýk görevi en önceolarak siyasi alandaydý. TGKB'yi inþa edecek olan il Örgütlerimizin konuyla ilgili siyas

i eðitimi çok önemliydi.

Fakat o dönemde bu gerçeði gerektiði gibi kavrayamadýk. TGKB'yi inþa hazýrlýklarýný pratiktuttuk. Konunun siyasi yanýna tamamen ilgisiz kaldýðýmýzý söyleyemeyiz. Fakat bu çok sýnýru sýnýrlý çalýþmayla elde edilen bazý sonuçlar ki bunlarýn bazýlarý önemliydi de ne somura iletildi.

TGKB sorununa siyasi açýklýk getirmeden ve örgüt içinde konuyla ilgili eðitimi gerçekleþtiygulamaya geçmek, TGKB'de ve gençlik çalýþmasýnda ciddi sorunlar yarattý. Bu sorunlar gençanma mücadelemizi olumsuz etkiledi, onu zayýflattý.

Saflarýmýzda TGKB konusunda, ortaya çýkýþlarýnýn ve sonuçlarýný biri birinden ayýramayacaðaya çýktý;

1) TGKB'nin partiye baðýmlýlýðýnýn doðru kavranma masý, bunun sonucu olarak örgütümüzün TGlamasý,

2) «Gençlik partisi», «Gençliðin öncü müfrezesi» eðilimleri; bu eðilimlerin sonucu olarakn TGKB'nÝn sorunu olarak görülmesi,

3) Öncü örgüt eðilimlerinin ve parti taktikçiliðinin doðrudan bir sonucu olarak, TGKB'ninkomünistlerin örgütü anlayýþýyla darlaþmasý, çok sayýda genç sempatizanýmýzýn TGKB'nÝn dýþ

Yukarýda üç baþlýk altýnda topladýðýmýz yanlýþ anlayýþ ve eðilimler açýkça formüle edilipkaçýnýlmaz olarak bu yanlýþ anlayýþ ve eðilimleri, deðiþik bölgelerde þu veya bu Ölçüde ye

1978 Ekim Konferansý'na kadar saflarýmýzda deðiþik ölçülerde yaþayan bu yanlýþ anlayýþ vebir müdahalede bulunulmadý. Ekim Konferansý ve sonrasýnda bu konuda yeni bir uygulamayagiriþildi ve doðru bir anlayýþla TGKB'deki, TGKB'ye ve gençlik çalýþmasýna yaklaþýmdaki bderilmeye çalýþýldý.

GMK 1979 Temmuz'unda yaptýðý toplantýda TGKB sorununu bir bütün olarak ele aldý ve sorununel noktalarýna açýklýk kazandýrdý.

GMK'nýn Temmuz Kararlarý, bugün sürmekte olan düzeltme faaliyetine ýþýk tutmaktadýr.

Yukarýda üç baþlýk altýnda topladýðýmýz yanlýþ anlayýþ ve eðilimleri, ortaya çýkardýklarýlalým:

Page 81: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 81/157

1) Partimizin azami hedeflerine, komünizme sempati duyan gençliði ayrý örgütlemek Marksisteninistler için evrensel bir uygulamadýr. Geçmiþte ve bugün komünist partileri, parti ve kizme sempatizan gençlik kitlesini, Genç Komünistler Birliði veya Komünist Gençlik Birliðide adlandýrýlan örgütlerde örgütlemiþlerdir.

Bu tip örgütlerin, somut olarak Türkiye Genç Komünistler Birliði'nin iþlevi nedir?

GMK bunu Temmuz Kararlarýnda þöyle formüle etmiþti : «TGKB, partiye yeni üyelerin hazýrlan, bir parti okulu ve parti önderliðinin gençlik içinde saðlamlaþmasýnýn aracý bir örgüttür

TGKB'yi inþa kararý aldýðýmýz sýrada, onun yukarýda özlü bir þekilde formüle edilen iþlevitespit etmiþtik. Fakat asýl önemli olan TGKB'nin bu iþlevi nasýl göreceði ve gerçekleþtir

TGKB yukarýda formüle edilen iþlevi ancak Partinin her kademedeki ve her alandaki doðrudan ve yakýn önderliðiyle yerine getirebilir. Partinin doðrudan ve yakýn önderliði olmadan, yeni, saðlam, canlý kadrolarýn yetiþtirildiði bir rezerv örgüt, bir parti okulu, bir komokulu olamaz. Partinin doðrudan ve yakýn önderliði olmadan, TGKB, parti önderliðinin gençlnde saðlamlaþtýrýlmasýnýn aracý; gençliði devrime kazanmada, devrim ve komünizm için eðitmktif, militan, inisiyatifli bir yardýmcýsý olamaz. Partinin doðrudan ve yakýn önderliði ol

n TGKB parti için bir yedek güç olamaz. Partinin doðrudan ve yakýn önderliði olmadan, TGKBnlý ve saðlam olamaz. Son olarak partinin her kademedeki ve her alandaki doðrudan ve yakýn önderliði olmadan TGKB yolunu bulamaz.

Daha önce partinin TGKB'ye önderliði gibi temel bir ilke eksik kavrandý. «Ýdeolojik siyasilanda tam baðýmlýlýk, örgütsel planda baðýmsýzlýk» þeklindeki doðru formülasyon; TGKB'ninsiyasi taktiklerde baðýmlýlýðý, fakat somut gündelik siyasi faaliyetlerde serbestliði olanlýþ bir þekilde yorumlandý. Örgütümüzün TGKB'ye her kademede ve her alanda yapmasý gerekerlik görevi, gerektiði gibi yerine getirilemedi. Bu hayati görev bazý illerde, zaman zaman tamamen bir yana býrakýldý. Bu yibi yerlerde ve çoðu zaman TGKB örgütümüzün yönetimi vekaldý. Örgütümüzün bir yan örgütü olmasý gereken TGKB, böyle durumlarda, adeta ayný prograe taktikleri temel alan, fakat gençlik içinde faaliyet sürdüren bir «parti» durumuna düþtüde böylesi durumlarda, örgütümüzün TGKB'ye her alanda yakýn önderliði þeklinde olmasý gere

örgüt arasýnda karþýlýklý demokratik danýþma» þeklini aldý önderlik içeriðini yitirdi.

TGKB'nin gücü, partinin yakýn ve somut önderliðinde yatar. Oysa TGKB bundan çoðu kere önemksun kaldý. Bu durum TGKB'nin yukarýda formüle edilen iþlevini gerektiði gibi gerçekleþtiresi sonucuna yol açtý.

Bu durum Ekim Konferansýnda açýk bir þekilde tespit edildi ve Konferansýn ardýndan girileneniden inþa döneminde aþýlmaya çalýþýldý. GMK sözü geçen Temmuz Toplantýsýnda þu tespiti ygütü olan TGKB, siyasi bakýmdan partiye baðlýdýr, örgütsel olarak baðýmsýzlýða sahiptir.»

«Siyasi baðýmlýlýk, sadece program ve tezlerin kabulü ve savunulmasýndan ibaret deðildir,anda partinin ülke çapýnda sürdürdüðü mücadeleye baðýmlýlýktýr.»

«Örgütsel baðýmsýzlýk kendi iç örgütsel faaliyetinde ve parti kararlarýnýn, parti organlaryatifli bir þekilde hayata geçirilmesinde, örgütlenmesinde baðýmsýzlýktýr.»

Böylece sorun doðru bir þekilde formüle edildi.

Kongre öncesinde, TGKB'nin durumunu yeniden deðerlendiren GMK, yukarýdaki tanýmlamayý; parti adýna ku-mandacýl/ða ve TGKB'nin iç örgütsel faaliyetine kaba bir müdahale þeklinde anle buna dönüþmemesi kaydýyla, TGKB'nin her kademede partiye örgütsel olarak da baðîmlý olmageniþletti. Sorun Tüzük Tasiaðý'nda buna uygun olarak formüle edildi.

2) TGKB'nin gençliðin Öncü müfrezesi, deyim uygunsa «gençlik partisi» olarak görülmesi birimdi. Bu eðilim gençlik sorununun TGKB'nin sorunu olduðu eðilimini besledi. Bu eðilim bira

z önce ele aldýðýmýz sorundan ayrý deðildir. Aksine onun tutarlý ve man-tiki bir sonucuyduki yanlýþ eðilim bir birini karþýlýklý olarak besledi, güçlendirdi.

Page 82: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 82/157

Gençlik sorunu TGKB'nin deðil partinin sorunudur. TGKB, gençliðin öncü müfrezesi deðildir.Temmuz Kararlarý þunu belirtmektedir: «TGKB Öncü örgüt deðildir. Türkiye proletaryasýnýnve onun gençliðinin Öncüsü, Partidir.»

Bunun anlamý þudur: Gençliði devrime kazanarak devrim için örgütleyecek ve devrim yolundarber edebilecek biricik güç partidir. Partinin somut ilgisi, sürekli çabasý ve önderliði oan gençlik kazanýlamaz, eðitilemez, örgütlenemez ve mücadeleye yöneltilemez. Ýþçi sýnýfý v

gibi gençliðin de biricik öncüsü, önderi Partidir. Partinin çeþitli halk sýnýf ve tabakalönderliði bölünemez, þu veya bu örgüte býrakýlamaz.

TGKB'ye gelince; O, sadece, gençliði kazanma, eðitme, örgütleme ve seferber etme faaliyetinde partinin yararlandýðý bir araç, bir yardýmcý örgüt, bir yedek güçtür.

Örgütümüz TGKB'yi bu amaçla kurmuþtu. Fakat daha önce de belirtildiði gibi sorunun somutlae örgütün bu konuda eðitilmemesi, TGKB'nin kurulduðu bazý illerde il örgütlerimizi, bir süsorunundan uzaklaþtýrdý. Bu gibi yerlerde adým adým ve farkýnda olunmaksýzýn, gençlik sorGKB'nin sorunu olduðu eðilimi geliþti. Açýkça belirtilmemekle birlikte, pratikte durum buy.

Ýl örgütlerimiz gençlik mücadelesine, onun sorunlarýna gerekli ilgiyi göstermediler. Örgütadelesi ve Örgütlenmesi konusundaki siyasetlerine ve bu siyasetlerin hayata geçirilmesine tam bir ilgiyle yaklaþmadýlar. Bu görevi çoðunlukla TGKB'ye býraktýlar.

Gençlik sorununu kýsmen de olsa TGKB'ye býrakmak, O'nu üslenemeyeceði, sorunlarýný çözemeylerle karþý karþýya býrakmak demekti. Biz örgüt çapýnda olmasa da bir süre için böylesi bibu durum gençliði kazanma faaliyetimizi zayýflattý.

3) Örgütümüzün her kademede ve her alanda yapmasý gereken önderliðinin ve yönetimin bir döuðramasý; bir süre için yer yer gençlik sorununun TGKB' nin sorunu olarak görülmesi, berabde, TGKB'de parti taklitçiliðini ve örgüt yapýsýnda dar kapýcýlýðý getirdi. TGKB dar bir k

TGKB'ye yeni üyeler alýnýrken «gençliðin öncü örgütü», «gençlik mücadelesinin yöneticisi*

eri kriterler gözetildi. Kapýlar dar tutuldu. TGKB'nin, sempatizan fakat devrimci enerji ve gönüllü çalýþma isteði ile dolu, genç unsurlarýn ideolojik-siyasi ve örgütsel olareliþtirildikleri bir komünizm okulu olduðu gerçeði bir yana býrakýldý, Genç sempatizanlardiþ için asgari bir ideolojik-siyasi ve örgütsel düzey ve tecrübe arandý. Bu parti taklitçi

TGKB'nin parti taklitçiliði, sadece üye alýmýnda ve örgüt yapýsýnda deðil, genel çalýþma bde de yansýdý.

Oysa TGKB dar bir kadro örgütü deðildir. GMK'nýn Temmuz Kararlarýnda da belirtildiði gibi:. Parti Çizgisini kabul eden ve parti önderliðinde komünizm için verilen mücadeleye katýlançliðin kitle örgütüdür.» TGKB'ye üye alýrken ideolojik-siyasi, örgütsel tecrübe ve olgunlKB'ye katýlanlar bunu partinin yakýn önderliðinde, bizzat TGKB içinde ve TGKB faaliyetindekazanacaklardýr, onlar bu yolla geliþip serpilecekler ve partiye hazýrlanacaklardýr.

TGKB'ye katýlmak için, komünizme sempati duymak, partinin devrim ve komünizm için verdiðideleye gönüllü ve istekli olarak katýlmak, denetime ve disipline açýk olmak yeterlidir.

TGKB konusunda saflarýmýzda ortaya çýkan ve bir dönem gençlik içindeki faaliyetimizi ciddirak etkileyen, zayýflatan üç baþlýca eðilim kýsaca bunlardýr. Fakat þunu açýkça belirtmelida ortaya çýkan, belirli bir dönem varlýðýný sürdüren bu yanlýþ anlayýþ ve eðilimlere karþkli olarak geniþleyip, güçlendi. Ve TGKB bu alanda önemli görevler üstlendi ve esas olarakaþarýlý bir faaliyet sürdürdü. Genç Komünistler, faþist diktatörlüðün aðýr baský ve terörüe, iþkencelere, zindanlara karþýn örgütümüzün gösterdiði doðrultuda gençlik içinde faal ollanýndaki baþarýlarýmýzda önemli rol oynadýlar, örgütümüzün çizgisine, onun önderliðine kadi zaaflarýmýza karþýn herhangi bir gerici tutum ve davranýþ göstermediler. TGKB'nin safla

Örgütümüze önemli miktarda kadro kazanýldý.

Bugün Partimizin Birinci (Kuruluþ) Kongresini topladýðýmýz þu anda, baþlangýç olarak öneml

Page 83: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 83/157

kesimini önderliðimiz altýnda birleþtirip, örgütlemiþ durumdayýz. Fakat þüphe yok ki yukarzaaflarýmýz olmasaydý, çok daha ileri çok daha baþarýlý bir noktada olacaktýk. Ve TGKB bubize çok daha yararlý olacaktýr.

Bugün TGKB'ye yaklaþýmdaki ve TGKB'nin bünyesindeki çeþitli eksiklikleri ve zaaflarý gideraaliyeti içindeyiz. Partimiz bunu daha sistemli hale getirerek, daha da yaygýnlaþtýrarakdevam ettirmelidir.

GMK Kongre öncesinde aldýðý bir kararla TGKB-KK' yi feshetti. Birinci Kongresinde kendiMerkez Komitesini seçene kadar GKB il örgütlerinin yalnýzca bulunduklarý alandaki parti ilörgütlerine baðlý olmasýný kararlaþtýrdý. TGKB'yi düzeltme ve inþasýný sürdürerek Birincifaaliyetinin bizzat ve tamamen parti tarafýndan sürdürülmesi gereði bu karan gerekli kýldý

Bu durum parti il örgütlerimizin sorumluluklarýný artýrmaktadýr. Ýl örgütlerimiz, TGKB'yeve TGKB'nin örgüt bünyesindeki zaaflarý ve eksiklikleri giderme görevine daha sýký sarýlm

TGKB ile ilgili acil görevlerimiz yalnýzca, burada ele aldýðýmýz üç yanlýþ eðilim ve anlayret deðildir. Burada üç önemli soruna daha iþaret etmek zorundayýz. Birincisi: TGKB'de ideojik-siyasi eðitimin noksanlýðý ve bunun sonucu olarak TGKB saflarýndaki ideolojik-siyasi

geriliktir. Bu çok önemli bir sorundur. Genç komünistlerin büyük çoðunluðunun ideolojik-sii çok düþüktür Oysa TGKB'nin tanýmladýðýmýz iki temel iþlevi bu durumla çeliþir, ÝdeolojikTGKB, partinin önüne koyduðu görevleri zamanýnda, tam, faal ve saðlýklý bir þekilde yerinmez. Gerekli canlýlýðý ve insiyatifi gösteremez. Ayný þekilde ideolojik-siyasi düzeyi düþüB partimiz için sürekli olarak çok sayýda kadronun yetiþtirildiði bir örgüt olamaz. BundanTGKB'de ideolojik-siyasi eðitime gerekli önem verilmeli, partimiz buna doðrudan önderliketmelidir.

Bugün TGKB'nin ikinci önemli eksikliði; onun büyük Ölçüde öðrenci gençlik alanýnda sýkýþýpverilmeli ve baþta Ýþçi gençlik olmak üzere diðer gençlik kesimlerini de kapsayacak þekilnin örgütlenme ve faaliyet alanýný geniþletmeliyiz.

Üçüncüsü; ki ikincisinin kaçýnýlmaz sonucudur TGKB üyelerinin büyük çoðunluðu öðrenci kö

i baþta iþçi kökenli unsurlar olmak üzere emekçi kökenli unsurlarla adým adým güçlendirmelve köylü gençliðin partimize sempati duyan en iyi unsurlarýný kapsamalýdýr. Bu ancak TGKB'rtimizin somut çalýþmasýyla, iþçi ve köylü gençlik alanýnda örgütlenmesiyle mümkündü. Þüphettiðimiz üyelerin çoðunluðunun Ýþçi kökenli olmasý hedefini TGKB için tespit edemeyiz. TGiyonu, konumu niteliði tamamen farklýdýr. Fakat Stalin'in de belirttiði gibi Genç Komünistr Birliðinin çekirdeðinin iþçi kökenli, çoðunluðunun ise emekçi kökenli unsurlardan oluþmair hedef olmalýdýr.

Sonuç olarak; TGKB bir yandan gençlik alanýndaki zorlu görevlerimizi baþarmada, gerçekleþtde; sadýk, militan, faal bir yardýmcýmýz ise partimizin önderliðinin gençlik alanýnda saðln uygun aracý; diðer yandan ise partimize yeni üyelerin hazýrlandýðý, eðitilip geliþtirildul olmalýdýr. TGKB ancak partimizin her alandaki ve her kademedeki doðrudan ve somut önderliði altýnda böyle bir Örgüt olabilir.

Tüm parti örgütümüz, tüm yoldaþlar bunu her zaman akýlda tutmalýdýrlar.

Gençlik Çalýþmasýnýn Geliþimi

Örgütümüz, 1976'nýn ikinci yarýsýndan itibaren TGKB'nin kuruluþuna da baðlý olarak gençlçok önem verdi. Devrimci gençlik hareketinin bazý önemli sorunlarýný ele alýp, inceledi.gençliðin devrimdeki yeri, örgütlenmesi, birliði vb. gibi konulara açýklýk kazandýrýldý.imci akýmlarýn bu konudaki görüþlerine karþý mücadele gündeme alýndý. Gençliðe yönelik profaaliyetinin en uygun aracý olarak merkezi-periyodik bir gençlik yayýnýnýn çýkarýlmasý karnçliðe yönelik örgütlü faaliyetin büyük þehirlerden tüm ülkeye taþýnmasý görevi saptandý.

Bütün bu tespit ve kararlar büyük önem taþýyordu. 1977 yýlý baþlarýnda bu tespit ve kararlta geçirilmeye baþlandý. Ýlk önemli adým olarak merkezi periyodik gençlik yayýný çýkarýldýçok kýsa bir aranýn dýþýnda, çýkýþýndan bu yana yayýnýný düzenli olarak sürdürdü. Bu genç

Page 84: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 84/157

birleþtirilip eðitilip, örgütlenmesinde önemli görevler yerine getirdi.

1977 yýlý baþlarýnda gençlik çalýþmalarýnda attýðýmýz bir baþka önemli adým, gençlik, gençmci birliði ve örgütlenmesi konusundaki görüþlerimizin devrimcilere ve kitlelere açýklanmaBu doðrultuda tabanda eðitime giriþildi. Ayný dönemde küçük-burjuva devrimci akýmlar sözüda bir yýðýn yanlýþ ve çarpýk görüþ ileri sürüyorlardý. Marksizm adýna ileri sürülen bu gör görevdi. Bu akýmlarýn burjuva-idealist gençlik tahlilleri, örgütlenme anlayýþlarý, devri

n birliði konusundaki sekter ve bölücü siyasetleri devrimci gençlik içinde teþhir edildi.

Ayný dönemde gençlik içindeki çalýþma baþlýca büyük illerin dýþýna taþýrýldý. Hýzlý bir þef mücadeleye atýlan liseli gençlik içinde yaygýn bir þekilde çalýþýldý.

Burada gençliðin örgütlenmesi alanýnda yürüttüðümüz baþarýlý faaliyeti özellikle belirtmekarýnda örgütümüz devrimci gençliðin örgütsüzlüðünü gidermeyi, gençliði devrimci bir anlayýderlik altýnda örgütlemeyi günün acil görevi olarak tespit etti. Çünkü mücadele eden gençlVarolan örgütlenmeler çok yetersiz ve sýnýrlýydý. Bunlarýn bir kýsmý kendiliðinden doðmuþrý iþlemez hale gelmiþlerdir. Diðer bir kýsmý ise küçük-burjuva akýmlar tarafýndan kendi ssonucu olarak tamamen tek kel estirilmiþlerdi. Bu örgütler sadece adlarýyla vardýlar. Ýlkmlerde bunlar içinde çalýþma/ý uygun bulmuþtuk. Fakat sekter, tekkeci ve bölücü anlayýþlar

rak çýkmýþ ve bunu olanaksýz kýlmýþtý. Bazý il ve ilçelerde bizim önderliðimizde kurulan grdý. Fakat bunlarýn yeni anlayýþýmýz ýþýðýnda yeniden örgütlenmesi gerekiyordu.

Gençliði örgütlemek acildi ve gündemimîzdeydi. Böyle bir göreve giriþirken baþarýlarýmýzýbiri gençliðin Örgütlenmesi konusunda somut bir siyasete sahip olmamýzdý.

Komünist gençliðin TGKB tipi bir örgütte örgütlenmesi sorununu saymazsak, örgütümüz gençlir içerisinde birleþtirilmesini gerekli görüyordu: Birincisi; Ýki ulustan ve çeþitli milliyrden iþçi-köylü öðrenci gençliðin anti-faþist, anti-emperyalist birleþik siyasal örgütlenme; farklý gençlik kesimlerinin bulunduðu birimlerde veya alanlarda kurulacak ve bu alanlarda veya birimlerdeki tüm kitleyi kapsayacak mesleki örgütlenme...

Gençliðin yükselen mücadelesi, birleþik-siyasi örgütlenmeleri acil bir ihtiyaç haline geti

gütümüzün önderliði ve Genç Komünistlerin inisiyatifli, aktif çabasý sonucu kýsa zamanda blçede bu tip örgütler tabandan inþa edildi. Zaman içerisinde bu tip örgütlenmeler iyice yaBu yaygýnlaþma ve geliþen mücadele ülke çapýnda birleþik ve merkezi bir örgütlenmeyi gere. 1978 baþlarýnda bu gerçekleþtirilerek, örgütümüzün Önderliði altýnda Türkiye'nin en güçlgütünden biri yaratýldý.

Fakat gençliðin mesleki örgütlenmesi alanýnda ayný baþarýlý faaliyet gösterilemedi. Bununden biri, birimleri temel olan çalýþmamýzda düþülen zaaftý. Birimler düzeyinde sistemli veliyet örgütlemede yetersiz kalýndý. Ýkinci neden birincinin de sonucu olarak mesleki örgerin taþýdýðý büyük önemin kavranamamasý, dikkatin tek yönlü olarak birleþik-siyasi örgütlysa birleþik-siyasi örgütlenmenin geliþip güçlenmesi birimleri temel alan sistemli faaliyeve mesleki-birim örgütlenmesindeki baþarýlý faaliyete sýký sýkýya baðlýdýr. Bir üçüncü neörgütlenme konusundaki görüþlerimizin yeterli somutluktan yoksun olmasýný ve uygulamada dirimlerin somut durumunun gözetilmemesini gösterebiliriz. Bu olumsuzluk liseli gençlikkesimi için bugün aþýlmaktadýr ve bunun sonucu olarak bu olanda olumlu bir geliþme görülmr.

Ýþçi-köylü-öðrenci gençliðin birleþik anti-faþist örgütlenmesi alanýnda sürekli saðlanan gSorunun diðer yaný, geliþen bu örgütlenmenin yarattýðý sorunlar ve bu sorunlara müdahaledemedir. AntÝ-faþist gençlik örgütlerimiz, örgüt yapýlarýnda, iç iþlerliðinde çalýþma þekillve zaaflar taþýmaktadýrlar. Bu eksiklikler ve zaaflar, bu Örgütleri zayýflatmakta, üye tani daraltmakta, çalýþmalarýný hantallaþtýrmaktadýr. Yer yer bazý örgütler iþlemez hale gelgütümüz bir süre Önce bu duruma müdahaleye, zaaflarý ve eksiklikleri gidermeye giriþti. Fahenüz baþlangýç durumundaki bir müdahaledir. Önümüzdeki dönem merkezi anti-faþist gençlikderlik ve il ve ilçe örgütlerimizin eksikliklerini ve zaaflarýný giderme faaliyeti, gençli

alanýnda partimizi, onun il örgütlerini bekleyen en önemli görevlerden biridir.

Faþist diktatörlüðün artan baský ve yasaklamalarý, anti-faþist gençlik örgütünün önemli bi

Page 85: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 85/157

çalýþmak zorunda býraktý. Ýllegal kitle örgütlenmesi alanýndaki yeniliðimizin ve tecrübesnucu olarak, illegal gençlik örgütlerimiz yeni sorunlarla karþýlaþmaktadýrlar. Bunlarý eleek partimizin önemli görevleri arasýndadýr.

Gençliðin devrimci birliði örgütümüzün büyük önem verdiði bir baþka önemli sorundu. Daha idevrimci birliðinden anlaþýlmasý gereken þeyin milyonlarca iþçi-köylü-öðrenci gencin, yaninin parti önderliðinde, devrim yolunda birliði olduðunu belirtmiþtik. Fakat gençliðin birl

anýnda, uzun zaman bu doðru siyasi perspektife uygun bir faaliyet sürdürülemedi. Deðiþik dmci-demokrat siyasi hareketlerin etkilediði gençlik kesimlerinin devrimci birliðini saðlama görevi, geniþ gençlik kitlelerini birileþtirme görevinin önüne çýkarýldý. Halbuki temeisiydi. Birincisi ikincisine tabi kýlýnmalýydý. Ýlk yýllarda bu zaafýmýz daha da aðýrdý. Çizi «Proleter devrimcilerin birliði» içinde görülen gruplarýn gençlik tabanýný birleþtirmeu esas almýþtýk.

Gençliðin devrimci birliðini gerçekleþtirmek alanýnda düþtüðümüz bu yanlýþlarý, 1978 yýlýBugün bu alandaki faaliyetimiz doðru devrimci perspektif temelinde sürdürülmektedir. Bu alandaki zaaflarýmýzýn giderilmesi, bizi daha geniþ gençlik kitleleriyle birleþtirdi.

Son bir kaç yýllýk dönemde revizyonizmin ve reformizmin bölücü, yýkýcý etkisini kýrarak tü

vrimci gençlik güçlerini devrimci platformda birleþtirmek, örgütümüzün gençlik alanýndakidan biri oldu. Bu uðraþ reformist CHP hükümeti döneminde özellikle yoðunlaþtý. CHP hükümetla birlikte revizyonistler ve reformistler elbirliði ile gençliði mücadeleden alýkoymaya,reformist hayallerle oyalamaya çalýþýyorlardý. Lafta keskinliði kimseye býrakmayan bazý de-demokrat akýmlar, uzun süre reformistlerin ve revizyonistlerin yaydýðý hayallerin etkisinde kalarak gençlik mücadelesine ciddi zararlar verdiler. Örgütümüz daha kurulduðu andan iten CHP hükümetinin gençlik düþmaný niteliðini ilan etti ve gençliði mücadeleyi sürdürmeyemokrat gruplarý sürekli olarak revizyonizmin ve reformizmin yýkýcý, bölücü etkisine karþý

Revizyonistlerin ve reformistlerin sinsi niyetlerle oluþturmaya çalýþtýklarý sahte «demokrplatform»larý teþhir ederek, devrimci gruplarý devrimci mücadele platformunda birliðe çað

Son bir yýlda, eylem birliði alanýnda yaþanan olumlu geliþme gençlik kesiminde de sonuçlar

di. Revizyonizmin hýzla tecridi devrimci gençlik güçlerinin birliðini güçlendirdi, mücadelilerletti.

Gençlik alanýndaki çalýþmamýzýn baþlýca unsurlarýndan biri olarak TGKB'nin Enternasyonal fini de burada belirtmemiz gerekiyor.

Kendisi Türk, Kürt ve çeþitli milliyetlerden komünist gençliðin Örgütlü birliðinin somut iTGKB, örgütümüzün yardýmý ve yol göstericiliðinde dünya komünist ve devrimci gençliði ilebirlik ve dayanýþmaya Önem verdi. II. Uluslararasý Anti-Faþist. Anti-Emperyalist Gençlikstivali'ne Türkiye gençliðini temsilen katýldý. III. Festivali hazýrlama çalýþmalarýnda buu festivale faal olarak katýldý. III. Uluslararasý Gençlik Festivalinden, çeþitli ülkelerirdeþ Marksist-Leninist gençlik Örgütleriyle iliþkilerini geliþtirmek için yararlandý. IV.rarasý Gençlik Festivalini Hazýrlama Komitesinde diðer 4 kardeþ gençlik örgütüyle birlikteSon olarak Arnavutluk Emekçi Gençlik .Birliði'nin (AEGB) davetlisi olarak, SosyalistArnavutluk'un 35. Kurtuluþ Yýldönümü kutlamalarýna katýldý. Böylece AEGB ile TGKB arasýndaik ve dayanýþma bir üst düzeye yükseldi.

Bugünkü Durum ve Partimizin Gençlik Alanýndaki Görevleri

Bugün gençlik üzerindeki baský ve sömürü artarak sürmektedir. Ýþsizlik, yoksulluk, faþisthayatý gençlik için de çekilmez bir duruma getirmiþtir. Bu durum gençlik kesimindeki devrii uyanýþý hýzlandýrmakta, onu daha geniþ bir alana yaymaktadýr. Bu geliþme özellikle de iþençlik için doðrudur. Çünkü ekonomik ve siyasi krizin aðýr sonuçlarý en çok bu kesimi etkie ezmektedir.

Bugün geniþ gençlik kitleleri, özellikle emekçi gençlik kitleleri burjuva-feodal düzenin çgelmekte ve ona karþý mücadeleye giriþmektedir. Ýþçi sýnýfý ve emekçi halk saflarýndaki degençlik kesiminde daha belirgin ve daha derindir.

Page 86: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 86/157

Bugün buhranýn yarattýðý genel sonuçlarýn dýþýnda, gençliðin devrimci mücadelesinin yaygýnl açan bir diðer etken CHP reformizminin iflasýdýr. Bu büyük önem taþýyan bir geliþmedir ve emekçi gençliðin harekete geçiþinde büyük rol oynamaktadýr.

Egemen sýnýflar, onlarýn faþist diktatörlüðü, gençliðin uyanýþý, düzenden ve düzen partileileþmesini, kýsaca devrimcileþmesini engellemek ve halk mücadelesini bastýrmak için, baþta

ký ve terör olmak üzere çeþitli taktiklere ve yöntemlere baþvurmaktadýrlar. Fakat þu kesinbilinmelidir ki, bütün bu açýk ve sinsi çabalar belirli bir etki yapmakla birlikte gençliðugünkü devrimci yöneliþini durduramamaktadýr. Sýkýyönetimin varlýðýna karþýn gençliðin mücktadýr.

Bugün gençlik kesiminde durum özet olarak böyledir. Gençliði kazanmak için çok uygun koþulrþý karþý-yayýz. Partimizin önünde bu uygun objektif koþullan en iyi bir þekilde deðerlenddevrime kazanma, kendi önderliðimizde birleþtirip örgütleme görevi durmaktadýr.

Önümüzdeki dönemde gençlik içindeki çalýþmamýzý güçlendirmeli ve yaygýnlaþtýrmalýyýz. Buhrl düzenden ve faþist, reformist partilerden kopan gençliðe doðru yolu, kurtuluþun gerçek yolan devrim ve sosyalizmin yolunu göstermeliyiz, Gençliðin gerçek kurtuluþu faþist diktatö

devrimi gerçekleþtirme mücadelesine aktif bir þekilde katýlmaktan geçmektedir. Partimiz ble gençliðe bunu göstermeli, ona bu yolda önderlik etmelidir.

Gençliðin revizyonistler ve baþka bir kýlýk altýnda ortaya çýkabilecek reformistler tarafýatýlmasýna izin vermemeliyiz. Çalýþmalarýmýzý gençliðin ileri, nispeten bilinçli kesimlerialý, onun geri kesimlerine de gitmeliyiz. Daha önce de belirttiðimiz gibi, bugün kaynaþmave uyanýþ gençliðin her kesiminde vardýr. Fakat gençliðin geri kesimleri siyasileþmekle bi, devrime yöneliþten henüz çok uzaktýrlar. Milliyetçi ve dini önyargýlar gençliðin bu kesin demagojisine açýk bir duruma getirmektedir. Faþist partilerin gençliðin bu kesimini aldatmalarýna, onun çýkarlarýna sahip çýkýyor gözükerek karþý-devrimin aleti yapmasýna izin ve

Yeni dönemde çalýþmalarýmýzý daha geniþ ölçüde emekçi gençliðe, özellikle iþçi gençliðe yöndeki çalýþmamýz henüz yeterli deðildir. Bunu hýzla gidermeliyiz. Yýllardan beri savunduðu

k hareketinin temelini iþçi ve köylü gençlik oluþturmalýdýr» düþüncesinin gereklerini yeriz. Gençlik hareketinin öncüsü ve temeli iþçi gençlik içinde çalýþmaya ve onu kazanmaya ayrliyiz. Bu sadece gençliðin geleceðini deðil, partimizin de geleceðini ilgilendiren bir sorundur. Çünkü biz iþçi sýnýfýnýn, geleceðin partisiyiz. Ýþçi sýnýfýnýn geleceðinin sahibi iLenin : «Biz daima ilerici sýnýfýn gençliðinin partisi olacaðýz» diye yazmýþtýr. Bu söz ireken ayrý önemi vurgulamaktadýr.

Önümüzdeki dönemde silah altýna alýnmýþ iþçi ve köylü gençlerden oluþan asker gençlik içiniz gerekiyor. Bu faþist orduyu Ýçten zayýflatma ve çökertme görevimizin en önemli unsurudufaþist diktatörlük büyük çoðunluðunu genç iþçi ve köylülerin oluþturduðu yarým milyonu aþ. Bu yüz binlerce genç tam bir faþist denetim ve disiplin altýnda tutulmakta, en koyu bir ýrkçý, faþist ve militarist propagandayla eðitilmekte ve bunlar devrim mücadelesini engeemekte, emekçi halka boyun eðdirmede kullanýlmaktadýr. Diðer yandan yüz binlerce genç, askk süresi boyunca, subay takýmý tarafýndan en iðrenç maddi ve manevi baskýlara tabi tutulmaaþaðýlanmakla, sýk sýk cezalandýrýlmaktadýr Kapalý kýþla hayatýyla onlar normal hayattanarýlmaktadýr. Bu faþist diktatörlüðün bilinçli bir tutumudur. Amaç asker gençliði halka yasker gençlik en doðal insani haklardan yoksundur. Yaþama koþullarý çok kötüdür. Önümüzde aime kazanma görevi vardýr. Aslýnda gençliðin bu kesimi içinde gizli bir devrimci birikim mcuttur. Uygun yol ve yöntemlerini bularak bunu canlandýrmalýyýz. Asker gençlik içindeki çaaskerlik öncesi eðitimin önemi büyüktür. Askerlik çaðýna gelmiþ, askere alýnacak olan genizm ve faþist ordunun yapýsý konusunda ve askerlik döneminde kendilerini bekleyen görevlerkonusunda eðitmeliyiz.

Çocuklar henüz hiç el atmadýðýmýz bir alandýr. Geleceðin neslini þimdiden devrimci deðerlei bir bilinç ve ahlakla eðitmek partimizin görevidir. Egemen sýnýflar çocuklarý kendi zehi

iyle aðýlamaya özel bir ö-nem veriyorlar. Onlar bugünün genç neslinin devrimci þahlanýþýnýelik demagojik propagandaya daha çok hýz veriyorlar ve bunun için radyo, televizyon vebasýn olmak üzere her türlü aracý kullanýyorlar. Oysa bu aþaðýlýk düzen çocuklar için açl

Page 87: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 87/157

t, ezilme, daha 8-10 yaþlarýnda iken en iðrenç þekilde sömürülme demektir. Bu sömürü düzenuðu bile yaþatmamaktadýr. Çocuklara mutlu bir yaþantýyý ve güvenli bir geleceði ancak partun izlediði devrim ve sosyalizm davasý verebilir. Bu gerçek þimdiden çocuklara kavratýlmalTürkiye Genç Komünistler Birliði aracýlýðýyla çocuklarýn eðitimini ve örgütlenmesini günde

En az gençliði kazanmak kadar önem taþýyan bir baþka sorun gençliði örgütlemektir. Gençliklü olarak seferber edildiði ölçüde devrim mücadelesinin etkin, militan bir gücü haline gel

. Bu gerçeði baþýndan beri görüp kavradýðýmýz Ýçin gençliðin örgütlenmesine büyük önem verbir örgütlenmeye sahibiz. Fakat daha önce deðindiðimiz gibi bu örgütlenme kendi içinde cidflar ve eksiklikler taþýmaktadýr. Partimiz, zaaflarým aþabilmesi için anti-faþist gençlika yakýn bir önderlikte bulunmalýdýr. Gençlik örgütünün kendi iç zaaflarýný aþmasý, gençliðin devrime yöneldiði bu dönemde büyük önem taþýmaktadýr. Her gençlik örgütü devrime akan ylecek bir Örgütsel yapýya, iç iþlerliðe ve çalýþma tarzýna sahip olmalýdýr. Bugünkü durumuri, örgütleyebildiklerinden daha geniþ bir gençlik kesimini etkileyebilmektedirler. Fakat buralarda buna uygun bir yapý ve çalýþma tarzý egemen kýlýnmadýkça, gençlik örgütlerimizgençlik kitlesinin tümünü kucaklayamaz ve seferber edemezler.

Ýl ve ilçe gençlik Örgütlerini yaygýnlaþtýrmaya devam etmeli ve daha dar alanlarda bu tipurmalýyýz. Gençliðin örgütlenmesi konusundaki görüþlerimizde, daha önce kendini yasal sýný

yen, her koþul altýnda yaþayabilecek ve faaliyetlerini aksatmadan sürdürebilecek örgütlenmyaratmak görevine özellikle iþaret etmiþtik. Bugüne kadar ki tecrübelerimiz bunu doðruladillegal kitlevi gençlik örgütlenmesi uygulamasýnda oldukça önemli bir yol almýþ ve belirltecrübe kazanmýþ durumdayýz. Bu uygulamayý geliþtirmeli, yeni örgütlenmeleri bu anlayýþ teratmalýyýz.

Gençliðin mesleki örgütlenmesi alanýnda daha önce belirtilen zaaflarý bir on önce gidermelMesleki örgütler, en geniþ gençlik kitlelerinin birleþtirilmesinde ve harekete geçirilmesie özel bir öneme sahiptirler.

Milyonlarca yeni genci devrime kazanabilmek, devrimci gençlik kesiminde var olan zaaflarý yenmeye ve onun devrimci birliðini gerçekleþtirmeye sýký sýkýya baðlýdýr. Güçlü biareketi, düzenden kopan, siyasileþen yeni gençlik kesimlerini devrime çekecek olan önemli

bir etkendir.

Devrimci gençlik kesiminde bugün hâlâ önemli gö rev, devrimci gençlik güçlerinin devrimciformda güç ve eylem birliðini gerçekleþtirmektir. Bunu baþarmak revizyonistlerin tamamen drimci gençlik saflarýndan atýlmasý, tam tecridinin gerçekleþtirilmesi anlamýna gelir. Bugüimci gençlik saflarý eskisi kadar bölünmüþ ve daðýnýk deðildir. Son bir yýlda bu konuda bade olsa bazý önemli adýmlar atýldý. Fakat bu alanda da hâlâ önemli görevler vardýr. Süreklrlý bir eylem birliði henüz gerçekleþmiþ deðildir.

Geçmiþte devrimci gençliði bölen, devrimci gençlik güçlerinin eylem birliðini engelleyen,izmin ve reformizmin devrimci gençlik saflarýndaki ideolojik-siyasi etkisiydi. Devrimci gençliðin eylem birliði doðrultusunda bugün saðlanan geliþme, revizyonizme ve reformizarþý ideolojik-siyasi ve pratik mücadele içinde saðlandý. Bu mücadele bugün de sürdürülmel

Ülkemiz çok uluslu bir ülkedir. Bu durum önümüze Türk, Kürt ve çeþitli azýnlýk milliyetlerim yolunda birliðini gerçekleþtirmek görevini koymaktadýr. Milli mesele konusundaki siyasetimiz bu birliði saðlamanýn temelini ve yolunu göstermektedir.

Bugün faþistler, reformistler, revizyonistler, burjuva milliyetçisi akýmlar; her biri kendi konumuna uygun bir þekilde iki ulustan ve çeþitli azýnlýk milliyetlerden oluþan gençlibölmeye, onun devrimci birliðinin oluþmasýný engellemeye çalýþýyorlar. Bu çabalarý boþa çn ve çeþitli milliyetlerden gençliði partimiz önderliðinde birleþtirmeliyiz. Gençliðin gernu gerektirmektedir. Bunu gerçekleþtirme, þovenizme ve milliyetçiliðe karþý sürekli bir müde gerekli kýlmaktadýr.

I. KONGRE BELGELERÝ (10)ÖRGÜTÜMÜZÜN KADIN SORUNUNU ELE ALIÞI VE BU ALANDAKÝ FAALÝYETÝMÝZ

Page 88: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 88/157

Page 89: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 89/157

iþ ve etkin bir mücadele sürdürülemedi. Oysa bugün ülkemizde revizyonistler ve reformistlealanda yoðun bir faaliyet sürdürmekte, kitle örgütleri kurmakta ve bizim etkin bir mücademizin yokluðu koþulunda birçok kadýný yanlýþ düþüncelere çekebilmektedirler.

Onlarýn kurduklarý ve etkinliklerinde olan kadýn örgütleri kadýnlarýn kurtuluþ davasýnýn aksine kadýnlarýn mücadele ufkunu burjuva-revizyonist, reformist «teorilerle» karartan, kadlarýn kurtuluþu davasýnýn engelleri olan araçlardýr.

Mücadelenin her alanýnda olduðu gibi, bu alanda da revizyonizmi ve reformizmj yere sermek, kitleleri Marksizm-Leninizmin gösterdiði doðrultuda eðitmek, seferber etmek ve kadýnrýn kurtuluþu davasýný, iþçi sýnýfýnýn önderliðine ve iþçi sýnýfýnýn büyük davasýna baðlambaþarabileceði bir görevdir.

ULUSLARIN KENDÝ KADERLERÝNÝ TAYÝN HAKKI KONUSUNDAKÝ TUTUMUMUZ VE ULUSAL BASKIYA KARÞI YÜRÜE

Nüfusunun 1/3 civarýndaki bir bölümü Türk olmayan millet ve milliyetlerden oluþan Türkiye'lli meselenin büyük önem taþýmasýndan daha doðal bir þey olamaz. Ama kuþkusuz ülkemizde mi

nin önemi yalnýzca Türk milliyetinden olmayanlarýn sayýsal büyüklüðünden ileri gelmiyor. Tt-revizyonist ve özellikle geri ülkelerde olduðu gibi ülkemizde de, çeþitli millet ve milletler baský altýnda bulunuyor. Baský ve ulusal zorbalýk krizin derinleþmesi ve ulusal öfkee hareketlerin geliþme eðilimi karþýsýnda artarak sürdürülüyor. Emperyalizmin bir yarý-sömmiz egemen sýnýflarý, çeþitli milliyetten kompradorlar ve toprak aðalan, tüm ülkede emperysömürü ve baskýnýn gerçekleþmesine aracýlýk ediyorlar. Bu çerçevede birbirleriyle çekiþip

1974'de Kuzey Kýbrýs'ý da iþgal ederek ulusal baský ve zorbalýk alanýný yaygýnlaþtýrmaya ç, çok ulustu ülkemizde çeþitli milliyetlerden halkýn giderek yükselen muhalefetiyle karþýkve bu muhalefeti bastýrmak için ellerinden geleni yapmaktadýrlar.

Kendisi de yarý-sömürge bir millet olan Türk milleti ülkemizde egemen millet durumundadýr.aþta Kürt milleti olmak üzere, Arap, Çerkez, Gürcü, Laz, Azeri, Ermeni, Rus, Çingene, Süry

bi milliyetler, imtiyazlý Türk milleti karþýsýnda ezilen millet ve milliyetler konumundadýar. Ve bunlarýn tümü þu ve ya bu ölçüde bu duruma karþý çýkmakta, ulusal eþitsizlik ve basr ileri sürmektedirler.

Ulusal talepler uðruna mücadelenin en geliþmiþ olduðu yer kuþkusuz Türkiye Kürdistaný'dýr.sýnýflar ve onlarýn uþaklarý Kürdistan'a yönelik baský tedbirleri ve katliamlara varan baareketlerine özel önem vermektedirler. Gericiliðin Kürdistan'a yönelik gerici eylemlerininartarak geliþmesinde Ýran olaylarý da ö-nemli bir etkide bulunmuþtur. Ýran gericiliðine kerin, aþiret reislerinin önderliðinde de olsa geliþen ve silahlý çatýþma ve ayaklanma boyuzanan Kürt ulusal hareketi, ülkemizde de Kürt ulusal hareketinin geliþmesi yönünde etkidelunmuþtur. O ayný zamanda, bölgedeki gerici burjuva-feodal devletlerin, ulusal hareketler karþýsýnda duyduklarý korkuyu artýrmýþ ve bu durum onlarýn ulusal hareketlere karþý orler almalarýna ve ortak eylemler düzenlemelerine yol açmýþtýr. Nitekim ülkemiz gericiliði,ir yýl içinde, halka gözdaðý vermek ve büyük boyutlarda katliam provalarý yapmak amacýylada düzenledikleri askeri tatbikatlarýn sayýsýný artýrmýþlar ve bunlarý gerçek silah ve merrdir.

Öte yandan Kürdistan'da TKP, TÝKP gibi tüm Türk sosyal-þoven partilerince desteklenen aramtarama, köy baskýnlarý, tutuklamalar, iþkence ve siyasi cinayetler týrmandýrýlmýþtýr. Bugüaki 19 ilin büyük çoðunluðu Kürdistan bölgesindedir. Bu da, sýkýyönetimin terörünün Ýstanba gibi büyük merkezlerdeki yoðun iþçi ve gençlik hareketi yanýnda, büyük ölçüde Kürt ulusaeflediðini göstermektedir. «Bölücülük»e son verilmesi ve «bölücü akýmlarsýn ezilmesi, sýkýerek sürdürülmeðinin Esas nedenleri arasýndadýr.

gerici egemen sýnýflar Türkiye'de çeþitli millet ve milliyetlerin varlýðýný bile tanýmýyor

emperyalizmin baskýsý altýndaki ülkemizde, Türk olmayan millet ve milliyetlerden halký katrli bir ulusal baský altýnda tutmakla, onlarýn dillerini bile konuþmalarýný engellemektediGerici egemen sýnýflar böylece sözde birlikten yana olduklarýný gösteriyorlar. Ama zora d

Page 90: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 90/157

Page 91: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 91/157

yalnýzca Türk gericiliðine karþý mücadele etmenin yetersizliðini anlatmalýyýz. Onlar sosyamgasý yerim korkusuyla, açýktan Kürt gericiliðini karþýlarýna almakta ve proletaryanýn komketiyle birlik doðrultusunda adýmlar atmaktan kaçýnýyorlar. TDKP'miz Kürdistan'da güçlendisuz, bunun yaratacaðý sonuçlardan onlar da etkilenecektir. Bu durum onlarýn daha ileri konumlara gelmesini kolaylaþtýracaktýr. Bu hareketleri Kürt gericiliðine karþý mücadeleye klý, onlarýn gericilikle olan baðlarýný kopararak devrimci komünist hareketle birlik yolunairmeleri için çalýþmalýyýz. Aksi takdirde, bu hareketler, Kürt gericiliðine tavýr almadýkl

arýn yedeðine düþmekten ve giderek gericileþmekten kurtulamayacaklardýr.

Devrimci komünistler, ulusal hareketin Kürt gericiliðine karþý mücadeleden, özellikle toprevrimi mücadelesinden; komprador-burjuva ve toprak aðalarýnýn siyasi iktidarýný devirme mülesinden koparýlmasýna karþý çýktýlar ve bu konuda yaygýn propaganda yürüttüler. Özellikleyi hedefleyerek yürüttüðümüz kampanyayla, modern revizyonist akýmlarýn ve burjuva milliyetarýn, bir emperyaliste dayanarak ya da onunla uzlaþarak Kürt gericiliðinin çýkarlarý doðruda eylemde bulunmasýný teþhir ettik. Kürt milletinin bugünkü ezilen millet olma durumunun,mperyalist sömürgeciliði karþýya almadan, Türkiye Cumhuriyeti devletinden ayrýlarak Kürt kor ve toprak aðalarýnýn iktidarý altýnda bir Kürt devletinin kurulmasýyla giderilmesi ilerbir alternatif olamazdý. Ayrýca Kürt ulusunun bugünkü statüsüyle yeni sömürge bir Kürt devrulmasý karþý karþýya konulamaz ve ikincisi de savunulamazdý.

Özellikle bu açýdan TDKP-ÝÖ önemli sayýlabilecek bir faaliyet yürüttü. Milli meseleye iliþni ve programýný açýklýkla ortaya koyan ve Kürdistan'da oldukça yaygýn bir çalýþma yürütengütümüz, genel olarak burjuvazi karþýsýnda olduðu gibi, Kürt burjuvazisi karþýsýnda da prorimci alternatifidir. Örgütümüz üyelerinin % 54,2'si Türk % 38,5'i Kürt ve geri kalan % 8,de diðer milliyetlerdendir. Bu durum örgütümüzün Kürt halkýyla ve proletaryasýyla olan baðergesidir. Kürdistan'da çok kez binlerce emekçiyi faþizme, ulusal zulme ve egemen sýnýflarkarþý eylemlere seferber ettik. Ancak genel olarak milli meseleye gereken önemi verdiðimiz söylenemez. Tek tek ve birlikte çeþitti Kürt modern revizyonist akýmlarýn ve burjuva miiyetçisi akýmlarýn çarpýtma ve yozlaþtýrýcý tutumlarýyla mücadelede yetersiz kaldýk. Milliikle Kürdistan'daki geliþmelerle ilgili olarak yeterli bir çaba içinde olamadýk. Kürdistanyönelik olarak ara sýra çýkarýlan yayýnlar, bu durumun üstesinden gelinmesinde kuþkusuz bamazdý. Bunlar ileri ve doðru adýmlar olmasýna karþýn, geliþtirilmelidir. Kürdistana yöne

sürekli bir yayýnýn çýkarýlmasý, yerine getirilmesi gereken bir görev olarak önümüzde durböyle bir bölgesel yayýn çýkarýlmasýný hedeflemektedir. Bu yayýn, bu konudaki eksiklikleriderilmesinin bir aracý olacaktýr.

Yine benzer þekilde, ülkemizde yaþayan ezilen milliyetlerin sorunlarýna büyük ölçüde ilgisEzilen milliyetlere yönelik olarak hemen sadece Kürt milleti içinde çalýþtýk. Bundan böylp milliyetinin ve diðer ezilen milliyetlerin sorunlarýna önem vermeliyiz.

TDKP, tüm ezilen millet ve milliyetlerin ulusal talepler uðruna mücadelesini destekleyecek bu hareketlerin toprak devrimi uðruna mücadeleyle birlikte yükselmesine çalýþacaktýr.zilen millet ve milliyetlerin ulusal zulüm, baský ve sömürüden kurtuluþunun tek gerçek yolülkemizde devrimci iþçi-köylü diktatörlüðünün kurulmasýndan geçtiðinin bilincinde olarak,ele etmeliyiz. Sömürgeciliðe ve yeni-sömürgecili-$e karþý mücadelenin en önünde yer almalýtlerden gericiliðin en kararlý düþmaný olan, çeþitli milliyetlerden Türkiye proletaryasý vmüfrezesi TDKP, tüm milliyetlerden halkýn özgürlük, toprak ve baðýmsýzlýk mücadelesini örgcektir. Partimiz tüm ulusal eþitsizliklere karþý çýkarak, halklarýn kendi kaderlerini tayikkýný koþulsuz olarak savunacak ve bu hakkýn iþçi-köylü diktatörlüðü altýnda tüm milliyetlrlikte yaþamasý þeklinde gerçekleþmesi için çalýþacaktýr.

Öte yandan, Kýbrýs'taki iþgalin, Kýbrýs'taki emperyalist sömürü, baský ve bölücülüðün, Türlan Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Kýbrýs'ýn baðýmsýzlýðýný savunmaktadýr. Bu ancak emve Rum gericiliðine karþý mücadeleyle elde edilebilir. Baþta iþgalci Türk Silahlý Kuvvetlmak üzere tüm yabancý güçler adadan çýkmalýdýr. Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Türk vearý arasýnda saðlanacak bir uzlaþmayla gerçekleþecek olan Kýbrýs sorununun Amerikancý çözü

Partimiz, ayný zamanda, Sovyet sosyal emperyalistlerinin, Kýbrýs üzerinde oynadýðý oyunlarnlar tarafýndan gündeme getirilen Kýbrýs sorununun «uluslararasý bir toplantý» da çözümü öetmiþtir. Her iki çözüm de, Kýbrýs'ýn özgürlük ve baðýmsýzlýðýna yönelen saldýrýlardýr ve

Page 92: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 92/157

Page 93: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 93/157

ir dizi sýçramayla ve eþitsizliðin boyutlarýnýn daha artmasý ile geliþir. Pazarlar, hammadnaklarý, yatýrým alanlarý ve sömürgeler üzerindeki tekelci egemenlik, bu eþitsizliði derin. Böylelikle tekeller ve emperyalist devletler arasýnda güç iliþkileri deðiþir ve yeni oluruma uygun yeni payýn talepleri ortaya çýkar. Yeniden paylaþým ancak zora dayanarak ve sonunda emperyalist savaþlara yol açarak gerçekleþir. Emperyalizm koþullarýnda savaþlar kaçýnvaþýn kaynaðý emperyalizmdir.

Emperyalizm, Kapitalizmin Tüm Çeliþmelerini Son Derece Keskinleþtirdi

Üretimin ve emeðin sosyalleþmesiyle mülk edinmenin özel kapitalist biçimi arasýndaki kapitmin temel çeliþmesi, emperyalizm aþamasýnda tamamen olgunlaþtý. Son derece dev boyutlardarçekleþen ve iþçileri binler, on binler halinde büyük makinalý sanayi iþletmelerinde toplapitalist üretim, emperyalizm koþullarýnda dünya ölçüsünde sosyalizmin maddi ön koþullarýný

Emperyalizm, küçük üreticilerin mülksüzleþtirilmesi sürecini ilerletmekle kalmadý; küçük ta küçük kalan orta ve büyük kapitalistlerin özel mülkiyet alanýndan kopmalarýna da yol açttler arasýndaki çeliþmeler ve rekabet, yerini tekeller arasýndaki rekabete býraktý, rekabeve çatýþmalar son derece yýkýcý bir özellik kazandý.

Kapitalizmin yol arkadaþý olan ve devrevi olarak tekrarlanan buhranlar, emperyalizmdöneminde daha da sýk ve ölümcül sonuçlarýyla görülür oldu. Üretici güçlerin geliþmesiyleiliþkileri arasýndaki temel zýtlýk keskinleþti; emperyalizm üretici güçlerin belirli ölçülne yol açmakla birlikte esas olarak. onun geliþmesinin önünde engel durumuna geldi. Bu koþullarda üretim araçlarý üzerindeki özel mülkiyetten ve üretimin anarþik niteliðinden kayetimin sýnýrsýz bir biçimde geliþme eðilimiyle emekçi kitlelerin sýnýrlý tüketimi arasýndairinin pazarý olan çeþitli üretim dallarý arasýndaki deðiþmede uyumsuzluða yol açmasýyla orýn korkunç sonuçlara yol açmasý kaçýnýlmazdý ve öyle oldu. Buhran devreleri kýsaldý, devrn ve refaha ulaþýlmadan belirli bir canlanmadan hemen sonra tekrar çöküntüye yöneten kronihranlar ortaya çýktý. Üretimi ve pazarlarý egemenliði altýna alan tekeller, fiyatlarýn düþelleyerek, emekçilerin yoksulluðunu artýrarak buhranlarýn, iþsizlik ve pahalýlýðýn yýkýcýdiler. Eskiden etkilerini esas olarak tek tek kapitalist ülkelerde gösteren buhranlar, artýk çok yönlü kapitalist dünya buhranlarýna dönüþebildi.

Sömürgelerle kapitalist devletler arasýndaki çeliþme do olaðanüstü keskinleþti. Sermaye ihla bu ülkelere sýzan, buralarda kendi uzantýsý bir kapitalizm geliþtirerek bu ülkelerin ekomilerini denetimi altýna a-mali sermaye, buralarda geniþ halk kitlelerinin, iþçi ve köylürin yarattýklarý deðerlen yaðmaladý, ulusal zenginliklere el koydu. Emperyalizm, ayný zamaa ezilen halklarýn siyasi ve kültürel olarak baský altýna alýnmasý ve köleleþtirilmesi veunduruk altýna sokulmasý demektir. Ama bu yaðma ve baský, ezilen halklarý, emperyalizme, artan ölçülerde karþý çýkmaya yöneltti. Ayrýca, buralarý sömürmek için, bu sömürünün gerçekr nitelikte bir kapitalizm geliþtiren emperyalizm, proletaryanýn ve küçük üreticilerin faraþmasý sürecinin geliþmesine, dolayýsýyla ulusal bilincin yaný sýra sosyal bilincin doðmaskurtuluþ hareketinin yaný sýra sosyal kurtuluþ mücadelelerinin ortaya çýkmasýna neden oldusal» devletlerin kurulmasý ve bu ülkelerde yönetimin uþaklarýna devredilmesi gibi yeni-söi yönetimler, emperyalistlerin baþvurduklarý hilelerden baþka hýr þey deðildir ve bu yöntemperyalizme karþý mücadelelerin geliþmesini engelleyemedi. Kapitalizmin buhraný geri ülkeli etkilemezlik etmez, aksine buralar da buhranýn sonuçlarý daha yýkýcý bir durum alýr. Uluburjuvazinin, reformculuðun maddi temeli olarak sistemli bir þekilde satýn alýnmasý sonucuolarak ulusal kurtuluþ hareketine ihanet ederek emperyalizmle uzlaþmasý ise, onun halk kitleleri üzerindeki etkisinin azalmasý ve özellikle köylülüðün proletarya önderliði altin ulusal ve sosyal kurtuluþ mücadelelerinin birleþtirilerek kesintisiz sosyalizme yönelinebilmenin ön koþullarýný hazýrladý.

Emperyalizm, metropollerdeki proletarya hareketi ile sömürge, yarý-sömürge ve baðýmlý ülkeulusal kurtuluþ hareketlerinin proletarya ile ezilen ulus ve halklarýn kendine karþý, mali sermaye egemenliðine karþý birleþmesine yol açtý.

Emperyalizm aþamasýna giren kapitalizm, bunun yanýnda içerden de çürümekte buhranlarýn yanaþa da yol açan tekeller ve emperyalist devletler arasýndaki çekiþme, onu yine çöküþe götüaman zaman geçici anlaþmalar ve bloklar oluþturarak iþbirliði yapan tekeller ve tekelci de

Page 94: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 94/157

vletler arasýnda rekabet esastýr. Uluslararasý mali sermaye, çeþitli ulusal mali sermaye gruplarýndan oluþmaktadýr. Onlar tek bir dünya ekonomisi içinde yer almalarýna karþýn, farkl ekonomilere dayanmaktadýrlar. Kýsaca uluslararasý mali sermaye parçalý bir bütün oluþtur. Sermayenin uluslar-arasýlaþmasý eðilimi, tek bir dünya tröstünün oluþmasý doðrultusundakarþýn, kapitalizmin gittikçe daha fazla derinleþen ve kendisini kaçýnýlmaz çöküþüne götüulaþýlmadan onu çöküþe mahkum etmekte; ve yine sýçramalý ve eþitsiz geliþme yasasý emperyain sürekli ve saðlam bir birlik oluþturmalarýna olanak vermemektedir.

Emperyalizm, Can Çekiþen Kapitalizmdir Ve Sosyalizmin Arifesidir

Birinci Emperyalist Savaþ ve Rusya'da proletarya diktatörlüðünün kurulmasý, kapitalizmin gbuhranýna, onun ilk aþamasýna girmesine yol açarak proletarya devrimleri dönemini baþlattosyalizmin maddi koþullarýnýn yalnýzca tek tek ülkeler açýsýndan deðil, dünya çapýnda, empm açýsýndan ortaya çýktýðý emperyalizm koþullarýnda artýk dünya proleter devrim süreci baþ

Bilimsel teknik devrim, tekelci devlet kapitalizmi gibi, kapitalizmi istikrara kavuþturacaðý revizyonistlerce iddia edilen hiçbir olgu çaðýmýzda kapitalizmi çöküþten kurtlizmin istikrarýný, yine, ne iþçi aristokrasisi ve geri ülkelerde ulusal burjuvazinin reformculuða temel oluþturmak üzere satýn alýnmasý ve ne de baský, þiddet ve onun faþizme baþv

maz. Bunlar uzun vadede tam tersi sonuçlar verir, kapitalizmin genel buhranýný þiddetlendirirler.

Kapitalizmin genel buhranýnýn belirgin özelliði, dünyada birbirine düþman iki kampýn yaratKapitalist-emperyalist ülkelerle sosyalist ülkeler bir birinin karþýsýnda yer almýþlardýrkýsým eski sosyalist ülkelerde kapitalizmin restorasyonunu ve sosyal emperyalizmin ortaya çýkmasý bu durumu ortadan kaldýrmamýþ, kapitalizmi geçici olarak güçlendirse de onu çök bir rol oynayamamýþtýr, oynayamaz.

Genel olarak kapitalizm, özel olarak onun son aþamasý emperyalizm sosyalizme kaçýnýlmaz olak yol açmaktadýr. Çaðýmýz kapitalizmden sosyalizme geçiþ çaðýdýr ve o, kapitalizmle sosyatemel çeliþme tarafýndan nitelendirilmektedir. Ekim Devrimi ile birlikte baþlayan dünya proleter devrim süreci geliþmektedir, sosyalist ülkeler (bugün Arnavutluk Sosyalist Halk C

umhuriyeti) dünya devriminin destek üsleri ve proletaryanýn anavatanýdýr. Dünya devrimininri, sosyalist ülkelerin yaný sýra uluslararasý proletarya ve ezilen uluslar ve halklardýr.Demokratik ve ulusal devrimler artýk dünya proleter devriminin bir parçasý durumuna gelmiþtir. Demokratik anti-emperyalist ulusal burjuvazinin iktidarda bulunduðu ülkeler dünya devriminin müttefikleridir. Karþý-devrimin güçleri ise, uluslararasý burjuvazi, gericiliemperyalizm ve sosyal emperyalizmdir. Devrimin güçlerinin saldýrýsý, karþý-devrime cephedelirken, iç çeliþmeleri onu içinden zayýflatarak devrimci güçlerin iþini kolaylaþtýrýr. Dea gericiliðinin iç çeliþmelerinden doðru olarak yararlandýðý takdirde devrim elveriþli koþliþecektir. Ama bir emperyaliste da yanarak diðerine karþý mücadele edilemez, böylelikle eeryalist sisteme, dünya gericiliðine darbeler vurulamaz. Kapitalizmin yol açtýðý temel (baçeliþmelere (ileri kapitalist ülkelerde proletarya ile burjuvazi, emperyalizmle ezilen uluslar ve halklar ve emperyalistlerin kendi aralarýndaki çeliþmeler), sosyalist (ülkelerle (bugün tek sosyalist ülke) kapitalist ülkeler arasýndaki çeliþme de eklendiðinde, budünya proleter devriminin (ve onun parçasý olan ulusal ve demokratik devrimlerin) ilerlemesine neden olmasý tarihi bir zorunluluktur. Proletarya devrimi, kapitalizmingeliþmesinin eþitsizliðinden dolayý, tüm dünyada birden deðil, önce bir veya birkaç ülkedeaþarak geliþecek ve bu zaferler yeni zaferlere dayanaklýk ederek, devrimci süreç ilerleyecek ve dünya komünizmi gerçekleþecektir.

I. KONGRE BELGELERÝ (11)BUGÜNKÜ ULUSLARARASI DURUM

Emperyalist-kapitalist sistemin çürümüþlüðü, kapitalizmin derinleþen ekonomik ve siyasi buha da belirginliðe kavuþmaktadýr. Günümüz koþullarýnda, giderek yoðunlaþan kapitalizmin busanayileþmiþ ülkeleri deðil, az geliþmiþ geri tarým ülkelerini de sarmýþ durumdadýr. Kapit

arkadaþý aþýrý üretim bunalýmýnýn yarattýðý iþsizlik, üretimde durgunluk ve üretimin gerilkapitalist ülkeleri saracak bir þekilde varlýðýný sürdürmektedir.

Page 95: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 95/157

Page 96: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 96/157

a güçlü olarak sosyalizmin kurtuluþ yoluna sarýlmakta ve bu uðurda fedakarca mücadele etmeirler.

Ezilen Halklar ve Emperyalizm Arasýndaki Çeliþki

Ezilen ve sömürülen ülkeler halklarýyla emperyalizm ve sosyal emperyalizm ve onlarýn yerlitefikleri egemen sýnýflar arasýndaki çatýþma ve mücadele yeni boyutlara eriþerek geliþmekt

e ve yarý-sömürge ülkelerde emekçi kitlelerin emperyalizme ve komprador-feodal sýnýflara ymücadelesi bunalýmýn derinleþmesiyle birlikte yükselmekte ve þiddetlenmektedir. Emperyaliler ve egemen sýnýflar bu devrimci mücadeleyi durdurmak için müdahale ediyorlar. Doðrudanhaleden Cok dolaylý müdahaleye baþ vuran ve yerli gericiliði destekleyen emperyalistler,bazen faþizm bazen da faþist baský ve demagojiyi bir yana itmeksizin reformist demagojiye baþvurarak kitlelerin devrimci mücadelesini durdurmayý amaçlýyor, Emperyalistler ve gericiler, durmadan ezilen ve sömürülen halklarýn önüne yeni yeni tuzaklar çýkarýp, halklarve sosyal kurtuluþ mücadelesinin yönünü saptýrmaya çalýþýyorlar.

Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra proletaryanýn, ezilen ulus ve halklarýn mücadelesinin belirgir biçimde yükselmesi, emperyalist sistemden yeni kopmalarýn olmasý, emperyalist sistemin zayýflamasý, özel olarak Uzak Doðu halklarýnýn genelde emperyalist sisteme, özelde de AB

n baþýný çektiði Batýlý emperyalist mihraka indirdiði darbenin etkisi, emperyalistleri dahirli davranmaya ve ince yöntemlere baþvurmaya itmektedir. Bu tedbirli davranma ve ince yöntemler ise yeni-sömürgecilikten baþka bir þey deðildir.

Emperyalistler, çok zor durumda kalmadýkça, dolay sýz müdahale yoluna baþvurmuyorlar. Onladoðrudan müdahale etmek zorunda kaldýklarýnda da, müdahalelerini, kendilerine deðiþen düzebaðýmlý, ama görünüþte baðýmsýz devletleri eskiden olduðu gibi tasfiye ederek deðil, aksirek, olmayan ülkelerde bu yola baþvurarak gerçekleþtirmektedirler. Emperyalistler yeni -sömürgeci yöntemlere dört elle sarýlmakta ve bu sarýlýþýn bir sonucu olarak da iç gericiline daim baðýmlý duruma getirmekte ve destekleyip güçlendirmektedirler. Ýç gericiliðe dayaniyasi ve ekonomik egemenliklerini saðlamlaþtýrmaya çalýþmaktadýrlar. Ancak emperyalistlernam'da, Kamboçya'da ve en son olarak da Batý Sahra örneðinde görüleceði gibi, halklarýn müni boðmak, baský ve sömürülerini devam ettirmek için doðrudan müdahaleleri de bir yana itm

r. Gerici egemen sýnýflar, halklarýn mücadelesinin geliþmesini engellemede yetersiz kaldýðemperyalist burjuvazi uzlaþmacý ulusal burjuvaziyle baðlarýný sýkýlaþtýrmakta ve egemen sýuzlaþmacý ulusal burjuvaziye de dayanmaktadýr. Uzlaþmacý ulusal burjuvazinin reformist yolunu desteklemekte; devrimi, reformist girdaplara sokarak boðmaya çalýþmaktadýr. Bu amaçlaareket eden emperyalistler devrimci mücadelenin önderliðini ele geçiren burjuvaziye ses çýrmamakta, onlarý açýk veya gizli bir þekilde emekçi halkla ve devrime karþý desteklediktedr. Ayrýca emperyalistler halklarýn mücadelesini boðmak için, geliþmesini engellemek için,zde görüldüðü gibi faþist hükümetleri düþürmekte, yerine reformist hükümetleri iþbaþýna gealistler bu yolla da, zayýflayan egemenliklerini yeniden güçlendirmenin koþullarýný yaratma çalýþmaktadýrlar. Onlar, uzun vadeli çýkarlarý için kýsa dönemli tavizler vererek iþi Ýddýrlar. Koþullarýn oluþmasýna baðlý olarak da, emperyalistler faþist baský ve terörü yoðunrjantin ve Endonezya örneklerinde görüleceði gibi, zalim faþist diktatörlükler kurmaktadýrsya, Afrika, Latin Amerika ülkelerinin birçoðunda görüleceði gibi devrimci mücadele karþýse çekilmek zorunda kalan emperyalistler ve gericiler, yok olmalarýný uzlaþmacý ulusal burjuvaziye dayanarak engellemeye çalýþmaktadýrlar. Bu nedenle, emperyalizme ve egemen sýnýflakarþý mücadele, ulusal burjuvazinin siyasi egemenliðine ve onun reformcu yöntemlerine karadele ile birleþtirilmelidir. Sosyalizm hedeflenmeden ve proletarya önderliði gerçekleþmeden, uzlaþmacý ulusal burjuvazi tecrit edilemez ve emperyalizm ve gerici egemen sýnýflarakarþý tutarlý bir mücadele yürütülemez.

Emperyalistler halklarýn kinini ve Öfkesini üzerinde toplayan egemen sýnýflarýn faþist hükni geriye çekiyor, sadece bunlarý hedef haline getirerek gerici düzeni kurtarmaya çalýþýyo. Onlar, uzun yýllar uþaklýklarýný yapan faþistleri birer birer gözden çýkarmaktan bile çer. Hükümetler ve diktatörle' sürekli deðiþmekte, Ýspanya'da olduðu gibi demokrasi güldürülmektedir. Emperyalistler Bolivya'da, El Salvador'da, Etyopya'da, Angolo'da, Afga

nistan'da olduðu gibi darbeler tezgahlamakta, bu darbelerle halklarýn kin ve öfkesini üzerinde toplayan uþaklarýný devirmekte, yenilerini iþbaþýna getirmektedir.

Page 97: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 97/157

Emperyalistler doðrudan müdahalenin, uzlaþmacý ulusal burjuvaziyle iþbirliðinin, bir faþistin yerine Ötekini geçirmenin, reformist burjuva hükümetleri Ýþbaþýna getirmenin yaný sýramücadelesini boðmak ve saptýrmak için, devrim ve sosyalizm sözcükleri ile de süslenmiþ gerrjuva-feodal Ýslamcýlýk akýmlarýný desteklemektedirler. Günümüzde Ýran'da, devrim sözcüklerici Ýslamcýlýk akýmlarýna dayanarak devrimi boðma ve saptýrma giriþiminin tipik bir örneðdýr.

Emperyalistlerin ve gericilerin tüm karþý-devrimci manevralarýna karþýn Asya, Afrika, LatiAmerika'nýn ezilen ve sömürülen halklarý kimi yerde elde silah, kimi yer de kitlesel gösteler, yürüyüþler ve grevlerle mücadelelerini sürdürmektedirler. Çoðu yerde bu mücadeleler beriþmektedir. 30-40 yýllýk faþist diktatörlükler emekçi halkýn kin ve öfke dolu mücadelesbirer çöktü ve çöküyor. Portekiz'den sonra, Ýran ve Nikaragua' da faþist diktatörlükler yve El Salvador'da emekçi halkýn genel grev ve direniþleri gerici rejimleri sarsýyor. Ýranhâlâ kaynýyor. Zimbabve ve Namibya haklarýnýn mücadelesi ýrkçý faþist rejimleri sarsýyor.

Halklara kan kusturan faþist rejimlerin yýkýlýþý karþýsýnda emperyalistler telaþa kapýlýyolesini yolundan saptýrmak için ellerinden geleni ardýna koymuyorlar. Sahte reformcu yollara dört elle sarýlýyorlar. Böylece halkýn devrimci mücadelesinin geliþmesini ve zaferesýný engellemeye çalýþýyorlar. Ancak emperyalistlerin ve egemen sýnýflarýn ne baský ve ter

ne de sahte reformcu yollara baþvurmalarý artýk sökmüyor. Ezilen ulus ve halklarýn mücadenin geliþmesi engelleniyor. Halklarýn mücadelesi yükselmeye devam ediyor. Ne var ki, halklarýn mücadelesi Marksist-Leninist partilerin yönetimindeki iþçi sýnýfýnýn önderliðinde geryalistlerin ve gericilerin kurduklarý tuzaklar, çevirdikleri dolaplar etkisiz kýlýnamaz, halklar kalýcý ve kesin zaferler kazanamazlar. Çeþitli ülke emekçileri gerçek kurtuluþn proletaryanýn Marksist-Leninist partisinin gösterdiði yolda olduðunu çetin sýnýf savaþlanmektedir. Halklarýn yükselen devrimci mücadelesi Marksist-Leninist partinin önderliðindeemperyalistlerin ve gericilerin tüm oyununu boþa çýkaracaktýr ve çýkarmaya da baþlamýþtýr.

Ýleri Kapitalist Ülkelerde Burjuvaziyle Emekçi Halk ve Proletarya Arasýndaki Mücadele

ABD, Ýngiltere, Fransa, Japonya, Batý Almanya, Ýtal ve sosyal olandaki hýzlý geliþmesine dam etmektedir. Emekçi kitlelerin tüketimi için üretimi esas alan sosyalist üretimin baþarý

pitalist ülkelerde yaþayan emekçilerin gerçek kurtuluþlarýnýn somut yolunu göstermektedir.konomik krizin, iþsizliðin, enflasyonun, açlýðýn, yoksulluðun ve sefaletin nedeninin kapitt ekonomi olduðunu daha da açýklýða kavuþturmaktadýr.

Burjuvazi gericilik, emekçilere sosyalizmin tek kurtuluþ yolu olduðunu pratikte gösterensosyalist Arnavut-luk'u yok etmek için, ellerinden gelen her türlü çabayý harcamaktan geri durmuyorlar. Son dönemde Çin sosyal emperyalizminin ve çeþitli ülkelerdeki uþaklarýnýn,ist Arnavutluk'a saldýran dünya gericiliðinin öncülüðünü yapmaya çalýþmalarýnýn esas neden, sosyalist Arnavutluk, baþta ABD emperyalistleri, Sovyet. Çin emperyalistleri olmaküzere tüm emperyalistlerin ve gericilerin her türden karþý-devrimci saldýrýlarýný baþarýyir.

Bugün, sosyalist Arnavutluk, baþýnda Enver Hoca Yoldaþýn bulunduðu þanlý Emek Partisi'ninde Marks, Engels. Lenin ve Stalin'in yolunda yürüyerek baþarýdan baþarýya koþmakta, emperyt revizyonist kuþatma altýnda olmasýna karþýn, sosyalizmin, kapitalizme olan üstünlüðünü k

Kapitalist-revizyonist ülkelerin tersine Arnavutluk'ta 1951-1979 yýllarý arasýnda toplamtoplumsal üretimde yýllýk ortalama artýþ hýzý % 8,7. ulusal gelirde % 7.4, toplam sanayiinde % 12,4, toplam tarým üretiminde % 5' tir. 1S79'da Arnavutluk'taki toplam sanayiüretimi 1938' deki sanayi üretiminin 125 katýdýr. Bütün kapitalist ülkelerde enflasyon, flar ve iþsizlik hýzla artarken, Arnavutluk'ta 35 yýldýr enflasyon görülmemiþ, fiyatlar sabalmýþ ya da düþmüþtür. Arnavutluk halký issizlik olgusunu tanýmamaktadýr.

Sosyalist Arnavutluk, dünya proletaryasýnýn, ezilen dünya halklarýnýn mücadelesine büyük kbulunmaktadýr. Proletaryanýn ve halklarýn yolunu karartan, her türden revizyonizme ve diðe

r gerici burjuva akýmlara karþý Arnavutluk'un açtýðý ideolojik savaþ, halklarýn ve proletayal ve siyasal kurtuluþlarýnýn gerçek yolunu göstermektedir.

Page 98: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 98/157

Baþýnda Enver Hoca Yoldaþýn yer aldýðý, þanlý Emek Partisi'nin izlediði Marksist-Leninistroletaryasýna ve emekçilerine Marksizm-Leninizmin ýþýklý yolundan baþka kurtuluþ yolununektedir. O, emekçilerin her türden revizyonist barikatlarý aþmasýnda ve Marksizm-Leninizmçevresinde toplanmasýnda güçlü bir þekilde yardým etmektedir.

Emperyalistler ve Gericiler Arasýndaki Çeliþki

Emperyalist-kapitalist sistemin bunalýmý, emperyalistler ve gericiler arasýndaki çatýþmayýldiðine keskinleþtirip kýzýþtýrmaktadýr. Bu durum, emperyalist-kapitalist sistemin bunalýmdo þiddetlenmesine neden olmaktadýr.

Bilindiði gibi, bugün emperyalistler iki gerici bloða bölünmüþtür-. Biri baþýnda ABD emperyer aldýðý, Batý-emperyalist bloðu; diðeri baþýnda Sovyet sosyal emperyalizminin yer aldýist-revizyonist blok. Son dönemde dünya pazarlarýný paylaþma mücadelesine katýlan Çin sosyeryalistleri, üçüncü bir süper devlet olmayý amaçlamakta, özellikle Balkanlarda savaþ kýþksosyal emperyalistleri,.bugün emperyalist amaçlarýný ABD'nin baþýný çektiði emperyalist blnomik, siyasi, askeri baðlarýný güçlendirerek ve onu destekleyerek gerçekleþtirecekleriniplamaktadýrlar. Bu nedenle Çin sosyal emperyalistleri üçüncü bir süper devlet olma amaçlarzgeçmeksizin ABD emperyalistleri ve müttefiklerini desteklemektedirler.

Emperyalist bloklarýn kendi içlerindeki gerici çeliþki ve" çatýþmalar yer yer þiddetleneretedir. Emperyalist bloklar arasýndaki çatýþma günümüz koþullarýnda, özellikle iki alanda kkilde kendini göstermektedir ; a) Silahlanma, b) Kendine baðlý gerici sýnýflara dayanarakdiðerinin aleyhine siyasi ve ekonomik egemenliði yayma... Bunun yaný sýra, emperyalistler, bir birlerini kendi egemen olduklarý pazardan kovmak için karþýlýklý olarak ekonomik, sasi, askeri, ideolojik saldýrýlarýný sürdürmektedirler.

Gerek ABD emperyalistlerinin ve gerekse Sovyet sosyal emperyalistlerinin askeriharcamalarý çok büyük boyutlara eriþmiþ durumdadýr Emperyalistler arasý silahlanma yarýþýsýndan ve SALT-II görüþmelerinden sonra da tüm hýzýyla devam etmiþtir. Emperyalizm koþullatürlü de olamaz. Burjuvazinin ve her türden revizyonizmin detant, silahsýzlanma, SALT art-anlaþmalarý üzerine kopardýklarý yaygara, emperyalistlerin özellikle de iki süper devlet

a silahlanmasýný halklardan gizlemek üzere baþvurduklarý demagojiden baþka bir þey deðildiiki süper devlet olmak üzere tüm emperyalistler silahlanmakta, NATO ve VARÞOVA paktlarý gndirilmektedir. ABD emperyalistleri orta menzilli nükleer füzeler olan Cruise ve Pershing füzelerini, baþta NATO üyesi ülkeler olmak üzere Avrupa'ya yerleþtirmeye çalýþýrken,syal emperyalistleri de Avrupadaki askeri gücünü yeni ve geliþtirilmiþ silahlarla güçlendedirler.

Bugün silahlanmanýn baþýný iki süper devlet, ABD ve SSCB çekmektedir. Ayrýca Çin sosyal emtleri de hýzla silahlanmaktadýr. Cin devlet bütçesinin % 40'ýný askeri harcamalar oluþturuDiðer emperyalistlerin de hýzla silahlanmalarýna karþýn, onlar iki süper devletten bu kona oldukça geridirler. Bu, toplam askeri harcamalar içinde iki süper devletin payý göz önündýðýnda açýkça görülmektedir. 1979 yýlýnda dünya toplam askeri harcamalarý 425. milyar dol00 milyar dolarý iki süper devlete aittir.

Gerek ABD ve gerekse Sovyet sosyal emperyalistleri, silah satýþýndan büyük kârlar elde etmtedirler. Bunun için durmadan, dünyanýn dört bir yanýnda savaþ ocaklarýný körüklemekte, çeilerini, birbirlerine karþý kýþkýrtmakta, gerici savaþlarý körüklemektedirler. Onlar, ezillklarýný birbirlerine düþürerek egemenliklerini pekiþtirmekte, sömürü ve soygunlarýný yoðuPakistan-Hindistan, Türkiye-Yunanistan, Kuzey Yemen-Güney Yemen, Etiyopya-Somali arasýndaki çatýþma ve yer yer patlak veren diðer yerel savaþlar bu durumun çeþitli Örnekleridve SSCB'nin baþýný çektiði emperyalist bloklar, sömürge ve yon-sömürge ülkeler arasýndakin alabildiðine yararlanmakta, ezilen halktan birbirine düþürmek için önlerine çýkan her fýendirmektedirler Onlar, bu yolla hem gerici sýnýflarý daha güçlü bir þekilde kendilerine bduruma getirmekte,, hem de bu ülkelerde yeni mevziler elde etmektedirler.

Diðer yandan emperyalistler bu ülkelerdeki gerici sýnýflara dayanarak ve onlarý her alandadestekleyerek, diðer emperyalist bloðun aleyhine pazarlarýný, ekonomik ve siyasi egemenlik alanlarýný giderek geniþletmeye çalýþmaktadýrlar.

Page 99: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 99/157

Emperyalistler, günümüz koþullarýnda ekonomik ve siyasi egemenliklerini yaymak ve pekiþtirk için yeni-sömürgecilik yöntemlerine daha fazla baþvuruyorlar. Gerici sýnýflara dayanarakonlarý destekleyerek hem pazarlarýný geniþletmeye çalýþýyorlar, hem de sömürü ve soygunlar

Kapitalizmin bunalýmýnýn derinleþmesi ve bunun bir sonucu olarak da emperyalist sisteminçeliþmelerinin keskinleþmesi emperyalistleri, etki ve nüfuz alanlarýný geniþletmek, sömür

rýný yoðunlaþtýrmak için sömürge ve yarý-sömürge ülkelere doðrudan müdahale etmeye zorlama

Ancak emperyalistlerin etki ve nüfuz alanlarýný geniþletmek, sömürü ve baskýlarýný yoðunlaericiliðe dayanmasýnýn yaný sýra onlar, doðrudan müdahalelere de baþvurmaktadýrlar. Kapitaenel bunalýmýnýn derinleþmesi ve bunun bir sonucu olarak da emperyalist sistemin çeliþmelenin keskinleþmesi, doðrudan müdahaleyi giderek daha güçlü bir biçimde gündeme getirmektediemperyalistler (ABD'nÝn baþýný çektiði emperyalist blok) Zaire'ye, Batý Sahra'va, Çat'a, Çl emperyalistleri de Vietnam'a askeri müdahalede bulunurken, Sovyet sosyal-emperyalistleri, sömürü ve baskýlarýný yoðunlaþtýrmak ve tam denetimlerini gerçekleþtirmek için Aettiler. Afganistan'ýn iþgali, emperyalistlerin etki ve nüfuz alanlarýný geniþletmek, rakierini ve onlarýn yerli uþaklarýný etkisiz kýlmak, sömürü ve baskýlarýný yoðunlaþtýrmak içibaþvuracaklarýnýn yeni bir kanýtýdýr. Afganistan bu gün savaþ ocaklarýndan biridir. Sovyet

rþýsýnda ABD ve müttefikleri de sessiz kalmamaktadýrlar. Onlar da, Afganistan'daki yerli uklarýný bütün güçleriyle desteklemekte ve savaþa hazýrlamaktadýrlar. Günümüzde ABD'nin baþbloku destekleyen Çin sosyal emperyalistleri, 'Çihad' çaðrýsýnda bulunmakta, Afganistan'ahale edeceklerini açýklamaktadýrlar. Çinlilerin bu giriþimi ABD emperyalistleri tarafýndanan desteklenmektedir. Son Afganistan olaylarý Detantýn, silahsýzlanma çaðrýlarýnýn, SALT-Ilaþmalarýnýn bir masaldan ibaret olduðunu bir kere daha, hem da daha açýk bir biçimde kanýovyet sosyal emperyalistlerinin Afganistan'ý iþgalinden sonra Çarter gibi emperyalistlerin en ö-nemli ve resmi sözcüleri, DETANT'ýn sona erdiðini, SALT-I ve II anlaþmalarýnýn ini açýklamakta ve silahlanmanýn gerekliliðini açýkça belirtmektedirler.

Emperyalistler arasý çatýþmanýn ve silahlanmanýn yarýþýnýn hýzlanmasý, dünyamýzý yeni birrþý karþýya getiriyor. Bu durum; dünya proletaryasýnýn ve halklarýnýn önüne emperyalist sakoymaktadýr. Bu görevin yerine getirilebilmesi, proletaryanýn ve ezilen halklarýn mücadel

esinin; emperyalist burjuvaziye, dünya gericiliðine, emperyalist-kapitalist sistemeyönelmesini devrim ve sosyalizm mücadelesinin geliþtirilip güçlendirilmesini gerektirir.

Bugün çýkabilecek bir emperyalist savaþa karþý mücadelede, ABD ve SSCB'nin baþýný çektiðit bloða karþý ayný derecede mücadele etmeyi zorunlu kýlmaktadýr. ABD emperyalizmi, Sovyetsosyal emperyalistleri baþta olmak üzere hiç bir emperyalist, bugün emperyalist savaþýn çlemekten geri durmamaktadýr. Özellikle iki süper devlet emperyalist savaþýn baþ kýþkýrtýcý

Çin sosyal emperyalistlerinin ve bunlarýn çeþitli ülkelerdeki uþaklarýnýn, emperyalist yaðy almak arzusuyla, ABD'nin baþýný çektiði blokta yer almalarýný örtbas etmek için harcadýkarýn ABD emperyalizminin savaþýn esas kaynaklarýndan biri ve saldýrgan olmadýðýna iliþkink propagandalarý, somut olaylar karþýsýnda açýða çýkmakta ve iflas etmektedir.

Bugün sürmekte olan emperyalistler ve gericiler arasý çatýþma, Marksist-Leninistlerin teserini doðrulamakta; Çin'li revizyonistlerin kaba, ilkel, demagojik propagandalarýný etkisiz kýlmaktadýr.

TÜRKÝYE'NÝN SOSYOEKONOMÝK YAPISI VE ULUSAL DEMOKRATÝK HALK DEVRÝMÝ

Türkiye, komprador-tekelci kapitalizmin ve feodal kalýntýlarýn hüküm sürdüðü, emperyalizmialtýnda yarý-sömürge, yarý-feodal geri bir tarým ülkesidir. Bu durum, ülkemizin hala demodevrim süreci içinde bulunmasýný belirlemekte ve bu durum sosyalizm ve komünizm yolunda yen devrimci proletaryaya geçici bir görev olarak, Ulusal Demokratik Halk Devrimini gerçekleþtirerek demokratik devrim sürecini tamamlama görevini yüklemektedir.

Türkiye, ulusal sanayi sermayesinin kendisini geniþleterek yeniden üretmesi temelindebaðýmsýz bir kapitalist geliþme ve sanayileþme dönemi yaþamamýþtýr. Tersine, diðer pek çokülke gibi, ülkemizde kapitalizm, esas olarak, emperyalizme baðýmlý olarak geliþmiþtir.

Page 100: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 100/157

Emperyalizm öncesinde Türkiye'de, yabancý sanayi kapitalisti ülkelerle girilen ticari iliþkilerin etkisiyle meta üretimi ve meta ekonomisi önemli ölçüde geliþmiþti. Yabancý sanayriyle bu sanayiinin ihtiyaç duyduðu hammaddelerin mübadelesi, ülke Ýçinde de ticari ekonomin geliþmesine ve buna baðlý olarak feodalizmin, kapalý, mahalli feodal birimlerin çözülmeitici bir güç saðlýyordu. Bu geliþme, dýþa baðlýydý ve ülkenin baðýmsýzlýðýný yitirerek sBu durum feodalizmin çözülmesine ve kapitalizmin geliþmesine uygun koþullar hazýrlayarak tihi olarak ilerici bir rol oynamaktaydý. Bu geliþme içinde, lonca ve malikane sistemi çözü

eye baþladý. Bu geliþmeler sonunda ülkede ticari faaliyeti yürüten ve feodalizmin baðrýndaçýkmakta olan, ayný zamanda feodal özellikler de taþýyan bir feodal-burjuvazi, tefeci-tücburjuvazi palazlanmaya baþladý. Giderek bir tefeci-tüccar sistemi oluþtu ve bu sistem, yabancý kapitalizmin aracýsý bir rol oynadý. Burjuvazinin en irilerini, daha henüz feodal toplumun bir kategorisi olan, tamimiyle yabancý kapitalizme ve onun ticari sömürüsünün gerçesine hizmet eden ve yabancý kapitalizmin doðrudan acenteleri durumunda olan eski tipte kompradorlar oluþuyordu.

19. Yüzyýl sonlarý ve 20. yüzyýl baþlarýnda ülkemizde ticari sermayenin ve üretimin yaný sve feodal kabuk içinde de olsa sanayi sermayesi ve küçük sanayi iþletmeleri uç vermeye ba

Feodalizmin gerek iç etkenler ve gerekse, özellikle dýþ etkenler sonucunda çözülme süreci

esi, meta üretimi ve mübadelesinin geliþmesi, küçük üreticilerin farklýlaþma sürecinin ortmesi, kaçýnýlmaz olarak, ülkemizde de ulusal bir sanayi kapitalizminin geliþmesine yol açaktý.Ancak ülkemiz, Batý Avrupa ülkelerinin tuttuðu yolu tutmadý. Geliþmiþ sanayi ülkelerinde kizm emperyalizme yol açmýþ, bu ülkeler mali sermaye egemenliðini temsil eden emperyalist üeler durumuna gelmiþlerdir. Önem kazanarak ön plana çýkan ve metropol ülkelerin geri ülkelkonomilerini ele geçirmesine ve egemenlikleri altýna almalarýna yol açan sermaye ihracý vegenel olarak emperyalizm koþullan, ülkemizde ulusal kapitalizmin geliþerek egemen hale gelmesini engelledi. Kuþkusuz ulusal sermaye ve ulusal kapitalizm tümden yok olmadýðý gibi, belirli ölçülerde geliþmesini de sürdürdü; ama onun geliþmesi ve egemenliði emperyalizan önlendi.

Ülkemize sýzan mali sermaye, büyük ekonomik ve mali gücüne dayanarak ekonomiyi denetimi al

aldý. Ulusal pazarýn oluþumunu engelledi, ülkemiz pazarýný emperyalist pazarýn bir parçassoktu. Böylece Türkiye ekonomisi, kapitalist-emperyalist dünya ekonomisinin tamamlayýcý bir parçasý haline geldi.

Emperyalizm, bu süreçte, kapitalizm-öncesi toplumsal yapýnýn egemen tabakalarý ile, topraklarýyla, tefeci-tüccar burjuvaziyle, yüksek devlet bürokrasisiyle Ýttifak kurdu, onlara dayandý. Bu gerici müttefiklerin varlýðýnýn temeli olan bütün kapitalizm öncesi sömürü biçimmi koruyup yaþatmaya ve sürdürmeye yöneldi. Emperyalizm, öteden beri yabancý kapitalizme hmet eden ve varlýðý ile dýþa baðlý olan kompradorlarla iþbirliðini geliþtirdi. O, sermaye ihracýna baðlý olarak, ülkemizde kapitalizmin belirli birgeliþmesine yol açtý, kapitalist iliþkileri ve proletaryayý oluþturdu. Emperyalizm küçük-ün, özellikle köylülerin farklýlaþmasý sürecini hýzlandýrdý. Ama geliþtirdiði kapitalizm kelentisi bir kapitalizmdi. O, kendi sömürüsünü gerçekleþtirmenin aracý olarý komprador-teketalizmi yaratýp geliþtirdi.

Emperyalizm tarafýndan yaratýlan komprador burjuvazi, feodal toplumun bir kategorisini oluþturan yabancý kapitalizmin ticari aracýsý durumundaki kompradorlardan farklý olarak, modern kapitalist iliþkilerin geliþmesi temelinde kapitalist bir sýnýf olarak oluþmuþturO, öncekinden farklý olarak, ticari sermayeye deðil, mali sermayeye dayanýr. Komprador burjuvazi yerli ama hiç bir ulusal özellik taþýmayan kapitalist bir sýnýftýr.

Komprador sermaye, emperyalist sermayenin kendisini yeniden üretimi sürecinin bir unsuru olarak doðmuþ, geliþmiþ ve sermaye ihracýna baðlý olarak oluþmuþtur. Bu nedenle o, ulsý mali sermayenin bir parçasýdýr. Onun emperyalist sermayeden ayrý ve baðýmsýz bir kendinden üretmesi süreci yoktur. O, doðrudan doðruya Emperyalizmin bir kategorisi, onun yarý-sö

e ülkelerdeki temsilcisi ve dayanaðýdýr. Ülkemize ihraç edilmiþ mali sermaye azami kârýnýek birikirken, onun birikimine aracýlýk eden komprador-burjuvazinin elinde azami kâr temelinde ve bu birikimin gerçekleþmesi sürenin bir unsuru olarak sermaye birikir. Bu k

Page 101: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 101/157

omprador sermaye sanayi ya da ticari sermaye deðil, mali sermaye; asalak, rantiye,tekelci sermayedir. Çünkü o, baðýmsýz \olarak ve ülkemizdeki ulusal sapayý kapitalizmininsi sürecine teme! oluþturarak geliþmemiþtir. Varlýðý ve geliþmesi ile emperyalizme baðlý omaye, emperyalist mali sermayenin beli baþlý özelliklerini gösterir. Çünkü emperyalizm giter yere kendi özelliklerini de götürür. Bu sermaye uluslararasý mali sermayenin bir biçimir ve emperyalist sermayeden yalnýzca sahip olduðu komprador karakteri dolayýsýyla ayrýlýr.endi baþýna baðýmsýz bir faaliyet sürdüremez. Ama uluslararasý mali sermayenin uzantý bir

ak emperyalist sermayenin tüm faaliyetlerine katýlýr.

Ülkemizde komprador-tekelci sermaye ve kapitalizmin yaný sýra, ulusal bir sermaye ve kapitalizm de bulunmaktadýr. Komprador-kapitalizm üretici güçlerin geliþmeli sinin önünde eken, ulusal kapitalizm belirli bir ilerici potansiyele sahiptir. Geliþmesi emperyalizm ve komprador-kapitalizm tarafýndan engellenen ulusal kapitalizm, tekelci birkapitalizm deðildir, tersine onunla çeliþir ve çatýþýr. Ulusal kapitalizm feodalizmin baðruþtur, ama tekelci kapitalizmin yaný sýra onunla ittifak durumunda bulunan feodalizm ulusal burjuvaziyi baský altýnda tutar, ulusal sermaye birikimini önler. Feodal ayrýcalýklarýn ve baðýmlýlýk iliþkilerinin oluþturduðu engel yanýnda, ulusal sermaye birikiminin esashammadde kaynaklarýný, pazarlarý denetimi altýna alan ve ülkede yaratýlan tüm sosyal ürünkârýný gerçekleþtirmek üzere el koymaya yönelen emperyalizmin (ve komprador-kapitalizmin)

Emperyalizm ülkemizde ki üretici güçlerin belirli bir geliþmesine de yol açmakla birlikte,sas olarak onlarýn geliþmelerinin önünde bir engeldir. Tekellerin, mali sermayenin eðilimiegemenlik ve gericiliktir. O caðýmýzda gericiliðin esas kaynaðý ve gücü durumuna gelmiþtierici iliþki ve unsurlarý besler ve yaþatýr.

Emperyalist sömürünün gerçekleþmesi ve onun aracý olarak komprador kapitalizminin geliþmessuz, pazar iliþkilerinin ve ücretli emek sömürüsünün geliþmesi ve feodalizmin çözülmesiyleÇünkü emperyalist sömürü, kapitalist Ýliþkilerin varlýðýný gerektirir. Ama bundan, emperynla ayný kategori içinde yer alan komprador-kapitalizminin feodalizmi tasfiyeye çalýþtýðýçýkarýlamaz. Ve Türkiye'deki geliþme de böyle deðildir.

Feodalizmle bir arada bulunmayan, karakteri gereði onunla çeliþen ve onu tasfiyeye yönel

en kapitalizm serbest rekabetçi kapitalizmdir, sanayi kapitalizmidir. Üretken sermayenin, sanayi sermayesinin yeniden üretimi süreci, ayný zamanda feodal ayrýcalýklarýn tasfisi sürecidir. Çünkü feodal (ve ona baðlanmýþ ticari) tekel, köylülerin özgürleþmesinin Önller. Serbest rekabetçi donemde, feodalizmle uzlaþmaz çeliþmesi bulunan sanayi kapitalizminin geliþmesi, tarým dýþýnda gerçekleþen sanayi devrimi ve sermaye birikimi süreci feodatasfiyesi sürecine denk düþer. Bollaþan ve serbest rekabetin itici gücüyle giderek ilerlep modernleþen bir teknoloji yaratan sanayi sermayesinin tarýma akmasý, köylülüðü üretim are topraktan kopardýðý gibi, toprak aðalarýný da topraktan ve üretim sürecinden koparmaya yFeodalizmin tasfiyesi Ýngiltere, Fransa gibi ülkelerde köylü devrimleri yoluyla gerçekleþir. Feodalizmin tasfiyesinde bir baþka biçim, sanayi sermayesine baðlanan tefeci-tüccarsermayesinin sanayi sermayesine dönüþmesine, toprak aðalarýnýn kapitalizmin geliþmesi ve syenin bollaþmasý karcýsýnda verimsiz hale gelen feodal sömürü yollarýný terk ederek kapitae yönelmelerine dayanan biçimdir. «Prusya yolu» denen bu biçim Almanya, Japonya ve bazý Baan ülkelerinde görülmüþtür. Bu ikincisi burjuvazinin gericileþmesi ve feodalizmle ittifakamesi ile birlikte önem kazanan feodalizmin tasfiyesinin reformcu yoludur. Ama devrimci ya da reformcu hangi yoldan gerçekleþirse gerçekleþsin, bu geliþme, sanayi devrimi vesanayi sermayesine dayanan kapitalizmin feodalizmi tasfiyesi alanýnýn dýþýna taþmýþtýr.

Emperyalizm döneminde, geri ülkeler ve ülkemiz böyle bir geliþme olanaðýna sahip deðildi.alizm, ulusal sanayi kapitalizminin geliþmesini önleyerek, ayný zamanda, bu temelde gerçekleþtirilecek, feodalizmin tasfiyesini engellemiþtir. Sanayi sermayesine deðil, malisermayeye dayanan emperyalizme, komprador-kapitalizme gelince, onlar feodalizmitasfiyeye yönetmezler. Emperyalist sömürünün gerçekleþmesi için belirli ölçüde kapitalisti olmakla birlikte, bu, feodalizmin tasfiyesini öngörmez; tersine, çözülme halindeki feodalizme dayanarak, feodal sömürüyle birlikte gerçekleþebilir ve gerçekleþmiþtir. Kapitalist

emperyalizm, feodal ve feodal iliþkinler temelinde oluþan ticari tekelle çeliþmez, tersine iki tekel durumu bir birine uyum saðlar. Aþýn tekel kârý peþinde koþan ve sosyal zengileri yaðmalamak amacýyla kaynaklan ve pazarlarý egemenlik altýna almaya yönelen, serbest r

Page 102: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 102/157

ekabeti ortadan kaldýran, üretici güçlerin geliþtirmesini engelleyen kapitalist tekel, feodal (ve ticari) tekelle uyum saðlar ve onu kendine tabi kýlarak, dayanaðý durumuna getirir.

Bu durum emperyalizmin uzantýsý olarak geliþen komprador-kapitalizmi için ayný ölçüde geçee o, feodalizmi tasfiye bir yana, onunla iç içe geçerek geliþir.

Ülkemizde geliþen komprador-tekelci kapitalizm baþtan beri devletle iç içe bürokratik birtelik taþýyarak geliþmesinin yanýnda, feodalizmle de iç içe geçmiþtir. Önceleri sanayi serbaðlanmayan tefeci-tüccar sermayesinin kendi baðýmsýz geliþmesi, feodalizmin tasfiyesi süne yol açmadýðý gibi, bugün mali sermayeye baðlanan bu sermayenin geliþimi de bu sürecin buru deðildir. Bizzat kendisi mali sermayeye dayanarak geliþen komprador-tekelci kapitalizm ise, feodalizmle birlikte yan yana bulunuyor; kompradorlar, toprak aðalarýylaittifak kuruyorlar.

Bugün ülkemizde kapitalizm egemen duruma gelmiþtir ve ülkemiz bu bakýmdan kapitalist bir üedir. Ama o, emperyalizmin yarý-sömürgesi olduðu gibi, geri bir kapitalist ülkedir, yarý-fdal bir ülkedir. Tarýmda toprak aðalýðý ekonomisi hüküm sürmekte, kapitalist ve feodal sömtli biçimlerde Ýçiçe geçerek bir arada bulunmaktadýr. Bir yandan emek, ürün. para-rant biç

e feodal rantý; diðer yandan ücretli emek sömürüsü, hangisinin nerede baþladýðý, hangisinitiði eczacý tartýsýyla ölçülemeyecek giriftliði ile emekçileri kýskacýnda tutmaktadýr. Köyi boyutlardadýr. Tarýmda önemli boyutlarda bir proleter ve yarý-proleter_kitlesi oluþmuþtuAma onlar hâlâ ayný zamanda angarya sisteminin kalýntýlarýnýn baskýsý altýndadýrlar ve feleri alanýnýn dýþýna çýkmýþlardýr. Emperyalist, komprador ve feodal yaðma iþçileri, köylülemekçilerin ürettiði deðerleri gasp etmeye yönelmekte, yaný sýra ulusal sermaye birikiminönlemektedir.

Bu durum ülkemiz proletaryasýnýn önüne iki farklý sosyal mücadeleyi birlikte yürütme gereðGenel olarak kapitalizme karþý sosyal kurtuluþ mücadelesi ve bu mücadeleyi kolaylaþtýrmakun koþullarýný geliþtirmek üzere ulusal (siyasi) kurtuluþ mücadelesi, demokrasi uðruna mücTürkiye bugün demokratik devrim (Ulusal Demokratik Halk Devrimi) aþamasýndadýr, Bu devrimemperyalizm ve feodalizm ile ezilen halk kitleleri arasýndaki temel çeliþme (çeliþmeler) ü

rinde yükselmektedir. Ulusal Demokratik Halk Devrimi için proletaryanýn önderliðinde komprador-kapitalizmi ve feodalizmi hedef alan emperyalist sömürü ve soyguna ve komprador-feodal iliþkilerin varlýðýna son verecek bir devrimdir. O, böylece emperyalizmin, komprador-kapitalizmin ve feodalizmin geliþmesini önlediði emek sermaye çeliþmesinin derinleþip, çöre gündeme gelmesine yol açacak; bu ''emelde de. þimdiden taþýdýðý sosyalist unsurlarýn gekesintisiz olarak sosyalizme doðru ilerleyecektir

Bu devrim burjuvazinin önderliðinde tamamlanamaz. Ulusal burjuvazi emperyalizmle sonuna kadar tutarlý mücadele yeteneðinde deðildir. Bu, onun emperyalizmle baðlara sahip olmasý ve bunlarýn onu uzlaþmaya itmesi yarsýnda, ulusal burjuvazinin kapitalist bir sýnýf olak emperyalizmin temsil ettiði kapitalizmin sanýrlarýný açamayacak olmasý ve kapitalizm koþrýnda mali sermaye egemenliðinin kaçýnýlmazlýðý dolayýsýyladýr. Ulusal burjuvazi, ayrýca gnden duyduðu korkuyla kendisini gericiliðin kollarýna atma eðilimindedir. Bu nedenle zaman zaman Ulusal Demokratik Halk Devrimine katýlsa bile, onun ancak yalpalayan, kararsýz bir taraftarý olabilir, ama böyle bir devrime önderlik ederek tamamlayamaz- Radikal ulusal burjuvazinin önderliðinde belirli baþarýlar elde edebilse bile, bunlar geçici vekýsmi olmaktan ileriye gidemez. Ulusal Demokratik Halk Devriminin tamamlanmasý, proletarya önderliðini, proletaryanýn köylülüðü burjuvazinin etkisinden kurtararak kendi yedeðna getirmesini, köylülüðün proletaryanýn temel müttefiki olmasýný gerektirir.

Bu durum, Ulusal Demokratik Halk Devrimini eski tipte burjuva demokratik devrimlerden ayýrt eden bir baþka özelliktir.

Emperyalizmin egemenliði, ona baðlý olarak komprador nitelikte bir kapitalizmin geliþmesi ve emperyalist sömürü ve baský ve tekelci-kapitalist iliþkilerin tasfiye edilmesi gereði

emizde demokratik devrimin kapsamýný geniþletmiþ, ama onun özünü deðiþtirmemiþtir. Feodaliköylü devrimi niteliðini taþýyan ve ulusal sermaye birikiminin geliþmesine baðlanarak ilern eski tipte demokratik devrimler, yeni demokratik devrimlerden ulusal sermayeni

Page 103: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 103/157

n geliþmesine baðlanmasý acýsýndan ayrýlýr. Yoksa öz deðiþmez. O köylü-toprak devrimi olmaÇünkü emperyalist egemenliðin temeli feodalizm olmaya devam ettiði gibi. yarý feodal birde emperyalizme karþý yürütülen mücadele de bir köylü-toprak_ mücadelesi olabilir. Milli mköylü sorunudur. Eski tip demokratik devrimlerle Ulusal Demokratik Halk Devrimi arasýndaki fark, köylü-toprak devrimine sýnýf olarak burjuvazinin ya da proletaryanýn önderlimesinde, devrimin kapitalizmin sýnýrlarýna sýkýþmasý ya da onu aþamasýndadýr. Proletarya öusal Demokratik Halk Devrimi, burjuva karakterde bir devrim olmaya devam eder; a

ma o kapitalizmin sýnýrlarýna sýkýþýp kalmaz, kesintisiz olarak sosyalist devrime dönüþür.

Sürekli ve kesintisiz devrim teorisi, önce tüm köylülükle birlikte emperyalizme, kompradorapitalizme ve feodalizme karþý geliþen Ulusal Demokratik Halk Devriminin bilinçli ve örgütroletaryanýn gücüne ve müttefiklerini peþine takabilme yeteneðine baðlý olarak ve yarý yoldan yoksul köylüler, yarý-proleterler ve tüm sömürülenlerle birlikte kapitalizme karþý devsyalist devrime dönüþmesi teorisidir. Bu devrim, burjuva diktatörlüðünü amaçlamaz. O özgülgeçilerek proletarya diktatörlüðünün kurulmasýný hedef alýr. Devrimin ilk adýmý, emperyallediði komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn diktatörlüðünün yýkýlmasý ve devrimci demoatörlüðünün kurulmasý olacaktýr.

I. KONGRE BELGELERÝ (12)GÜNÜMÜZ KOÞULLARINDA TÜRKÝYE

Bugün kapitalist-emperyalist sistem içinde, yarý-sömürge ve yan-feodal bir ülke olarak yerlan Türkiye, bu sistemin yoðunlaþan ekonomik, siyasi, askeri, kültürel, sosyal bunalýmýndar þekilde etkilenmektedir.

Türkiye, þimdiye kadar uz rastlanan, bir çok alanda ise hiç rastlanmayan bir bunalýmýn içiarlanmýþ durumdadýr. Özellikle ekonomik ve bunu izleyen siyasi bunalým, þiddetinden ve yoðndan hiç bir þey yitirmeden, yaþamýný sürdürmektedir.

Bugün Türkiye'de komprador-kapitalizminin bunalýmý o kadar derinleþmiþtir ki, çalýþabiliri her yüz kiþiden 15'i iþsizdir. Son iki yýlda tüketim maddelerindeki artýþ hýzý % 210'a u

atlardaki artýþ hýzý giderek de yükselmektedir. Burjuvazi dahi halkýn yaþama düzeyinin geçdüþtüðünü kabul etmektedir. Örneðin Ýstanbul Ticaret Odasý'nýn kayýtlarýna göre kiþi baþý0,5 iken, bu oran 1979 yýlýnda % -3.8'e düþmüþtür.

Emperyalizme her yaný i!e baðlý, emperyalist ülkelerin üretimine tabi olan komprador tekelci kapitalist üretimin çýkmazý öyle kolay atlatýlacak durumda deðildir.

Türkiye'de emperyalizmin uþaðý gerici sýnýflar, bunalýmdan kurtulmak için emperyalist ülkellikle, içinde yer aldýðý Batýlý-emperyalist bloða daha fazla sarýlmaktan, onlarýn her dedl etmekten, emperyalist sömürü ve yaðmayý daha da yoðunlaþtýrmaktan, kýsacasý kýmýldamayacmperyalizme daha da baðýmlý duruma gelmekten baþka bir çýkýþ yolu bulamamaktadýr. Emperyalsosyal temelini oluþturan uþaklarý, bir avuç gerici sýnýf kendi sefil çýkarlarý için milyokçiyi emperyalist sömürü ve baský altýnda aç, yoksul, iþsiz bir þekilde yaþantýlarýný sürd

Türkiye Gericiliðinin Bunalýmdan Kurtulmak Ýçin Baþvurduðu Yollar

Türkiye gericiliði, emperyalist ülkelerin, ülkemize aktardýklarý ekonomik bunalýmýn ve çýkek iflas eden komprador-kapitalist ve yarý-feodal toprak aðalýðý ekonomisinin bunalýmýnýnkçi kitlelerin omuzuna bindirmektedir. Onlar emperyalistlerin dayattýðý en aðýr koþullarýabul etmekte hiç bir zaman tereddüt etmediler. Türkiye gibi ekonomisi çýkmaza giren bir süarý-sömürge ülke gericilerinin bile aðýr bulduðu IMF'nin ekonomik koþullarýnýn önünde, T-burjuvazisi ve toprak aðalarý hemen boyun eðdiler.

Halit Narin, Koç gibi komprador tekelci burjuvalar, yeni kredilerin alýnabilmesi, yabancý sermaye akýþýnýn artýrýlabilmesi için ÎMF'nin dayattýðý tüm koþullarýn hemen kabul e

getirilmesini savundular. Komprador tekelci burjuvazinin TÜSÝAD gibi çeþitli örgütleri demrle, paralý ilanlarla IMF'nin ileri sürdüðü tüm koþullarýn kabul edilmesi doðrultusunda kar yürüttüler. Bu kampanyaya, reformist hükümeti yýpratmayý amaçlayan demagojik çýkýþlarý b

Page 104: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 104/157

, komprador burjuvazi ve toprak aðalarýnýn, baþta AP olmak üzere tüm partileri katýldý. Onformist hükümetin IMF'nin koþullarýný halka «yavaþ yavaþ» alýþtýrma taktiðine tepki gösterre ne Ýstiyorlarsa hemen verilme si gerektiði görüþünü çeþitli kampanyalarla yaygýnlaþtýrdk istediði ise, daha fazla sömürü ve soygun ve emperyalistlerin iþçî ve köylülerin emeðinea el koymasýydý.

Emperyalistler buna uygun ekonomik koþullarý Türkiye'ye dayattý ve kabul ettirdi. Onlar;

iþgücünün maliyetini en düþük düzeye getirmek için emekçi halkýn tüketim maddelerine zamk artý-deðer sömürüsünü alabildiðine artýrdýlar, montaj sanayisinde bile üretimin ve bu altýrýmýn geliþme hýzýný düþürdüler. Yüz binlerce iþçiyi kapý dýþarý attýrdýlar. Fabrika iþçyolla bugün artý-deðer sömürüsü oldukça büyük boyutlara ulaþmýþtýr.

Artý-deðer sömürüsünü yoðunlaþtýrma uygulamalarý yetmiyormuþ gibi bir yandan da ÝMF'nin dasýnýflarýn siyasetini uygulayan hükümetler iþçi ücretlerini dondurmaya çalýþýyorlar Komprbugün, iþçi sýnýfýnýn tepkisinden çekindiði için açýk yasal yollarla ücretleri dondurma Yor, bunun yerine baþka yöntemlere baþvuruyor. Toplusözleþme görüþme süresinin sendika aðalla bir hatta iki yýl kadar uzatýlmasý, grev hakkýnýn daha da kýsýtlanmasý, hükümetin grevlölçüde ertelemesi, iþ yerlerinde yetkili sendikanýn belirlenmesinin çözümsüz býrakýlmasýaþvurulan bazý yöntemlerdir. Bu yollarla iþçiler oyalanarak ücret artýþlarý engelleniyor.

ama özellikle son zamanlarda ve büyük fabrikalarda yoðun bir þekilde uygulanmaktadýr.Komprador-burjuvazi ücret artýþlarýný en düþük düzeyde tutmak için sýkýyönetimi de giderekir biçimde devreye sokuyor, iþçi ve 'iþveren' temsilcilerinin yaný sýra sýkýyönetimin resmeri de toplusözleþme görüþmelerine katýlýyor. Sýkýyönetim görevlileri ücret artýþlarýnýdüzeyde tutmak için iþçi sýnýfýna ve temsilcilerine baský yapýyor. Grevci iþçiler dipçiklor fabrikalar kuþatýlýyor, basýlýyor, iþçi önderleri tutuklanýyor, Ýþten atýlýyor. Sadecesini bastýrmak için deðil, ücret artýþlarýný da içeren ekonomik mücadelesini bastýrmak içit güçler giderek daha yaygýn bir biçimde kullanýlýyor, baský ve terör yoðunlaþtýrýlýyor. Faltýnda toplusözleþmelere hayýr» sloganý bu baský ve terörün, açýk müdahalenin) sonucu olae yaygýnlaþýyor.

Bugün yarý-serf durumdaki milyonlarca tarým iþçisinin iþ gücüne diðer emekçilere göre daha

el koyulmasý, ÝMF'nin dayattýðý yeni koþullarýn kolayca yerine getirilmesi için uygun biroluþturulmaktadýr. Toprak aðasýna baðýmlýlýk temelinde yarý-iþçi durumuna getirilen tarýmndika kurma, grev ve toplusözleþme haklan yoktur. Bunun bir sonucu olarak da, tanýn iþçileri için asgarî ücret çok düþük tutulmakta, bunun da ötesinde onlar çok düþük olan asgari ülerle çalýþmaktadýrlar, toprak aðasýna ya da dayý baþýna, elçiye veya her ikisine birden öan tarým iþçileri, kiþisel baðýmlýlýk iliþkilerinin de etkisiyle, 'iþverenlerin' ve onlarlpan toprak aðalarýnýn ve dayý aþýlarýnýn saptadýklarý ücretlere göre çalýþmaktadýrlar. Buet "demelerine, hem de 'iþverenle' tarým iþçileri arasýnda aracýlýk yapan toprak aðalarýnýe elçilerin iþçilerden haraç almalarýna yol açmaktadýr. Tarým iþçilerinin çok düþük durumd, daha da düþürülerek, bu yolla emperyalist sömürü ve soygunun oldukça büyük boyutlara ulaçalýþýlmaktadýr.

Emperyalistlerin IMF eliyle Türkiye'ye dayattýklarý ve büyük bir bölümünü gerçekleþtirdikler, tarým ürünleri taban fiyatlarýnýn düþük tutulmasý ve Türk parasýnýn deðerinin dolar veülkelerin para birimleri karþýsýnda düþürülmesidir.

Bu yollarla emperyalistler, hem Türkiye'ye sattýklarý mallarý daha pahalýya satýyorlar; alarý mallarý, özellikle tarým ürünlerini daha ucuza alýyorlar, hem de sermaye yatýrýmlarýndzla kâr ediyorlar ve sermayenin faizini yükseltiyorlar.

Komprador burjuvazi ve toprak aðalarý, emekçi kitleleri, aþýn sömürüyle, açlýkla, sefaletlla iþsizlikle ezerek, emperyalizmin dayattýðý ekonomik koþullan yerine getirirken, karþýlýryalistlerden yalnýzca daha fazla borç istiyorlar.

Hammaddesi, ana maddesi, enerjisi, makinasý ile tamamen emperyalizme baðýmlý sanayi ve b

u sanayiinin sürüklediði ülke ekonomisi! Böyle bir ekonomik yapý, emperyalist borç olmadansürdüremez. Her türden reformist ve revizyonist akýmýn iddialarýnýn aksine, emperyalistleryeni borçlarýn alýnmasý emperyalizme ekonomik baðýmlýlýðý daha da güçlendirmekte, bunun ya

Page 105: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 105/157

çýkmazdan kurtulmasýna da yol açmamaktadýr. Bütün revizyonist akýmlar emperyalist ülkelerborçlarýn alýnmasýyla ekonominin çýkmazdan kurtulacaðý noktasýnda birleþmekte, borcun hanlist ülkeden alýnacaðý sorununda da birbirlerinden ayrýlmaktadýrlar. TÝP, TKP, TSÝP revizyer: Sovyet sosyal emperyalistlerinden, TÝKP revizyonistleri de ABD'den, Çin'den borç alýnmasýyla bugünkü ekonomik yapýnýn emperyalist borç olmadan yaþamýný sürdüremeyeceði gerçrler. Revizyonistlerin bu gerçeðe dört elle sarýlmalarý ve onu bir dayanak noktasý olarake almalarý, onlarýn ekonominin emperyalizme baðýmlýlýðýný tasfiye etme diye bir sorunlarýn

larý emperyalizme baðýmlýlýðý öngörerek ele aldýklarýný da göstermektedir.

Komprador ekonominin çýkmazýný gidermek amacýyla alýnan borçlar yeni borçlara ihtiyaç duyuaktan, ekonomiyi yeni çýkmazlarla baþ baþa býrakmaktan baþka bir iþe yaramadýðý ve yaramayiktisatçýlarý bile kabul etmek zorunda kalýyorlar. Ne var ki, ülkemizin bütün deðerlerinializme peþkeþ çeken, emekçilerin iþgücünü en ucuz þekilde emperyalistlere satan, egemen sýyalistlerden borç almaktan, sözde bu þekilde «ekonomiyi düze çýkarmak» tan baþka bir çýkýþKomprador-kapitalizmden ve burjuvaziden tek kurtuluþ yolu vardýr: Bu da onu yok etmektir. Kapitalizme, özellikle komprador-kapitalizme son verilmedikçe, emekçilerin ekonomik bunalýmýn doðurduðu zorluklardan kurtuluþlarý olanaksýzdýr.

Günümüz Koþullarýnda Türkiye'de Siyasal Yaþam

Gericilik, ekonomik bunalýmýn yükünü emekçi kitle-ÝMIII sýrtýna yýkma faaliyetini çeþitlile gerçekleþtirmeye çalýþmaktadýr.Türkiye halkýnýn 12 Mart faþizmine duyduðu tepki, 12 Mart sonrasýnda güçlü bir þekilde refu kanalize edildi. Egemen sýnýflar ve onlarýn sözcüleri kitlelere, ekonomik ve siyasal sömbaskýlardan, bu düzenin sýnýrlarý içinde kurtulabileceklerinin mümkün olduðunu göstermekbir demagojik propaganda Kampanyasý baþlattýlar. Milyonlarca emekçi boþ «umut»larýn peþiReformizm, «barýþ», «kardeþlik», «sömürüsüz, baskýsýz düzen» sloganlarýyla gericilikten vebaþlayan emekçilerin düzenden umut kesmelerine engel oldu. 12 Mart faþist terörünün yarai tutmak için yoðun bir ça baya giren her türden revizyonist, faþizm korkuluðu sallayarakformizmden baþka çýkýþ yolu olmadýðý yolunda görüþler yaygýnlaþtýrdýlar ve bütün güçleriylBuna bir de 12 Mart Öncesinde revizyonistlerle birlikte reformcu darbe peþinde koþan,ilerici kitleler üzerinde þu veya bu þekilde etkinlikleri olan reformist aydýnlarýn CHP re

formizmine kaymalarý eklendi.

Emekçi kitlelerin üzerinde reformizmin etkinliðinin güçlenmesi, kitlelerin ileri kesimlerinin de reformistlerin peþine takýlmasý, emperyalistleri, komprador-burjuvaziyi ve toprak aðalarýný, reformistleri devreye sokmaya ve halk hareketini parçalamak için reformizmikullanmaya zorladý. Gericilik bu yolla kitleleri etkinliði altýnda tutmaya devam edebileceðini gördü. Kapitalizmin bunalýmýnýn derinleþmesiyle birlikte yükselen halkýn mücadeleevrimin karþýsýna, bu kez de «demokrasi» güldürüsüyle reformizm çýkarýldý.

Lenin çok önceden, kitlelerin mücadelesine karþý gericiliðin bazen yoðunlaþan terörle, baz«liberal» görünümlerle çýkabileceðini belirtmiþti. Bu durum, 1970 sonrasý Türkiye'sinde gafýndan somut olarak gündeme getirildi.

Her türden revizyonistin, küçük-burjuva aydýnýn faþizme karþý alternatif olarak öne sürdüðiciliðin peþine kitleleri takma çabasýna örgütümüz var gücüyle karþý koymaya çalýþtý. Faþirmizm deðil, devrim olduðunu vurguladýk. Reformizme karþý savaþmadan faþizme karþý savaþýlspitini yaygýnlaþtýrmaya çalýþtýk.

Reformizme karþý tek doðru tavrý ve siyaseti örgütümüz savundu, Sosyal pratik örgütümüzünarasýndaki iliþki üzerine yaptýðý tespitleri doðruladý. Ekonomik bunalýmýn derinleþmesinemücadelesinin yükselmesine baðlý olarak, reformizm gi derek daha açýk ve belirgin bir biçifaþizmle iþbirliði yapmakta ve faþizmin bir alternatifi olmadýðýný ve olamayacaðýný kendilamaktadýr.

Ne var ki, gerek örgütümüzün genç, tecrübesiz ve partileþme süreci içinde olmasý; gerekse

e, özellikle emekçi kitleler içindeki etkinliðinin az olmasý, ne çeþitli küçük-burjuva grumistlerin (açýk veya utangaç bir þekilde) kuyruðuna takýlmasýný önleyebildi, ne de kitleleeyen reformistlerin sahte vaatlerini boþa çýkarabildi.

Page 106: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 106/157

Gericilik, reformizmin kitleler üzerinde kurduðu etkinlikten oldukça iyi bir þekilde yararlandý.

Emperyalistler ve komprador-burjuvazinin ve toprak aðalarýnýn büyük bir bölümü reformistlete gelmelerini destekledi. Her türden revizyonist, sendika aðasý, çeþitli küçük-burjuva gra bu destekleyiciler içinde yer almaktan geri durmadýlar. Böylece birbirlerine karþý olduð

u söyleyenler ama aslýnda halka ve devrime karþý olanlar bir araya gelip ayný hükümeti desediler.

Emperyalistler ve gericilerle birlikte reformist hükümeti destekleyen revizyonistler, kendi karþý-devrimci yüzlerinin açýða çýkmasýný engellemek için çeþitli demagojik yöntemvizyonistlerden bazýlarý, hýzýný alamayarak emperyalistlerin ve gericiliðin bir bölümününyanlýsý olduðunu ve bu yüzden reformist hükümeti desteklediklerini ileri hürdüler, Onlar çhesaplarla, hangi komprador-burjuvazi ve toprak aðalarý kliðinin demokrasi veya faþizm yanlýsý olduðunun ayrýþtýrýlmasýný yapmaya baþladýlar.

Onlar bir yandan da örgütümüzü 'solculukla, her þeyi tekdüze görmekle, esas düþmaný göz arya devam ettiler.

Revizyonistler, kendi kendilerine gelin-güveyi olurken emperyalistler ve gerici sýnýflar çok usta bir biçimde reformizme dayanarak kitlelere yeni tuzaklar hazýrlamaya giriþtiler. Reformist hükümet iþbaþýna gelir gelmez emperyalistlerin, komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn çýkarlarý doðrultusunda ekonomik bunalýmýn yükünü emekçi kitlelerin omuzunatüketim maddelerinin fiyatýna büyük ölçüde zamlar yapýldý Türk parasýnýn satýn alma gücü

Oysa o günün somut koþullarýnda reformist hükümetin dýþýnda, MC tipi hükümetlerin, bu ekonböylesine kolayca yürürlüðe koymasý oldukça güçtü. Çünkü AP ve MC hükümetlerine karþý kitin þiddetli bir tepkisi vardý. Bu hükümetlerin izlediði siyaset onlarýn gerici sýnýflarýnolduðunu somut olarak ortaya çýkarmýþtý. Emekçi kitlelerin çoðunluðu da bu gerçeði faik ett CHP' ye yönelmiþti. Bunun yaný Sýra uzun bir süre reformizm ve revizyonizm tarafýndan APe MC gibi hükümetler gerici sýnýflardan, düzenden, faþist-feodal devletten tamamen soyutla

rak yalnýzca tek baþýna hedef haline getirilmiþti. Revizyonist ve reformistler, bu hükümetr giderse herþeyin düzeleceði yönünde yoðun bir propaganda yürütmüþlerdi. Emekçi kitlelerpropagandanýn da etkisinde kalarak. AP hükümetinin ve MC gibi hükümetlerin iþbaþýndan uzala her þeyin düzeleceðini zannettiler.

Bu durum gericiliði daha da tedbirli davranmaya zorladý. Emperyalistler ve egemen sýnýflar bunalýmýn yükünü kitlelerin omuzuna faþist hükümetler eliyle deðil de CHP reformist hükdaha kolayca yýkýlabileceðini gördü, ve reformist hükümeti diðerlerine tercih etti. Olayliciliðin kendisi için en uygun tercih yaptýðýný kanýtladý. CHP reformizmi kitleler içindekiðinden yararlanarak, gericiliðin çýkarlarý doðrultusundaki ekonomik önlemleri, kitleseleniþlerle karþýlaþmadan yürürlüðe koydu. Çünkü kitleler reformistlerin gericilikten yanaerinden yana bir siyaset izleyeceðini zannediyordu; reformizmin gerçek yüzünü görerek henüdan kopmaya baþlamýþlardý.

Reformist hükümetin iþ basma gelmesiyle demokrasi ortamýnýn geniþleyeceðini umut eden baztünistler 141-142'nin kendilerine legal olanaklar verecek þekil deðiþtirileceðini zanneden revizyonistler umduklarýný bulamadýlar. Gericilik demokratik hak ve özgürlüklerin pratie geniþlemesinden yana deðildi ve olamazdý da.

Reformistlerin demokrasi vaatleri seçim alanlarýnda kaldý. Faþist yasalarýn iptali, Kontr-gerillayý daðýtma, MHP'yi kapatma, topraksýz köylülere toprak daðýtýmý gibi demokratik talt olmalarýyla birlikte reformistler aðýzlarýna bile almaz oldular.

Reformistler, ilk aðýzda yýllardan beri gericiliðin her türlü faþist saldýrý ile mücadeleramadýðý öðrenci gençliði sindirmeyi kendine hedef seçti. Reformist hükümet, öðrenci gençl

st terörle yok etmek için organize edilen ve öðrenci kitlesi içine salýnan, bir avuç besleaþist uþakla, devrimci Öðrenci kitlesini ayný kefeye koydu. Ve sivil faþistleri bahane edek öðrenci gençliði siyaset dýþý tutmayý amaçlayan faaline hýz verdi. Reformist hükümet si

Page 107: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 107/157

n varolan tüm siyasi özgürlüklerine saldýrýya geçti.

Reformist hükümetin saldýrýlarý sadece öðrenci gençlikle sýnýrlý kalmadý; tersine yoðunlaþyöneldi. CHP hükümeti tüm ezilen sýnýflara ve onlarýn fiilen kazandýklarý ve kullandýklarýsaldýrýya geçti. Varolan kýsmi özgürlükleri de rafa kaldýran yeni baský yasalarý hazýeri erteledi fabrikalara, okullara, kurumlara ve diðer çalýþma alanlarýna militarist güçdoldurdu. Kitlelerin örgütlendiði dernekleri kapattý, yöneticilerini ya tutuklattý ya

sürdü. Ýþkenceler, gözaltýna almalar, tutuklamalar giderek arttý.

CHP hükümeti özellikle Türkiye Kürdistan'ýnda, 'bölücülüðe hayýr' yaygarasýyla, baský ve ta tatbikatlar, 'temizleme' hareketleri düzenlendi. Köyler basýldý. Karakollarda, baskýnlarda Kürdistan'ýn emekçi halký en aþaðýlýk iþkencelerle karþý karþýya kaldý.

Sýkýyönetimin ilanýyla birlikte, baský ve terör her yerde daha da yoðunlaþtýrýldý. Bütün bulamalar reformizmin gerçek niteliðini ve onun kimin hizmetinde olduðunu bütün açýklýðýylaydu. Reformizmin egemen sýnýflarýn ve faþist diktatörlüðün Koltuk deðneði olduðunu somut o

Reformist Hükümetin Ekonomik Alanda Ýflasý

Reformistler, kapitalizmin bunalýmýný emekçi kitlelerin sýrtýna bindirmelerine karþýn ekon'Ýstikrara' kavuþturamadýlar. Bu baþarýsýzlýðýn esas nedeni, Türkiye' deki bunalýmýn, sademisinden kaynaklanmamasý ve emperyalist-kapitalist sistemin ekonomik ve siyasi bunalýmýnýn þiddetlenerek devam etmesi ve ülkemize yansýmasýdýr. Bunun için reformistler ne de giden üretimi canlandýrabildiler, ne sanayi hammaddesi ve ara maddesini yeterli ölçüde saðlayabilecek kadar döviz bulabildiler, ne de sanayiinin enerji sorununu çözebildiler.

ÝMF eliyle emperyalistlerin dayattýðý tüm ekonomik önlemleri yürürlüðe koyan reformist hükrþýlýðý olarak egemen sýnýflarýn emperyalistlerden beklediði kredilere bir türlü kavuþamadominin çýkmazýný oldukça derinleþtirdi. Enflasyonu, pahalýlýðý durduracaðýný ileri sürerekst hükümet, enflasyonu, hayat pahalýlýðýný kamçýlamaktan baþka bir iþ yapmadý. Tekeller göaborsa yarattýlar. Tüketim maddelerinin aþýrý ölçüye varan kýtlýðý, ülkede uzayan kuyruklaldu. Bugün üretim durgunluðu ve tekellerin piyasada yarattýðý karaborsa nedeniyle herhangi

ir tüketim maddesi bulunamamaktadýr veya son derece azdýr.

Reformist hükümet dönemindeki bu durum, bugün de sürmektedir.

Ekonominin çýkmazý bugün de devam etmektedir. Üretimde durgunluk, enflasyon oranýnda artýþikalarýn kapanmasý ve onlarýn kapasitesinin çok altýnda çalýþmasý, artan iþsizlik, pahalýllar bugün de þiddetlenerek sürmektedir.

Özetle, reformist hükümet döneminde ekonominin bunalýmý doðal geliþmesi gereði daha da þid

Reformist Hükümetin Siyasi Alanda Ýflasý

CHP reformistleri, faþist-feodal diktatörlüðü, siyasi 'istikrara' kavuþturmada da yetersizaldý. Düzenin siyasi istikrarsýzlýðýný devrimle karþý-devrim ve karþý-devrimin kendi arasýyarattýðý bilinmektedir.

Örgütümüz baþýndan itibaren faþistlerle reformistler arasýndaki çatýþmanýn niteliðini doðru çatýþmanýn devrimci hareketin ve halkýn mücadelesinin geliþmesinin hangi yöntemlerle durp yok edileceðine iliþkin olduðunu belirtti ve buna uyan devrimci taktikleri pratiðe geçirmeye çalýþtý.

CHP reformist hükümeti, devrimci hareketlenin ve halkýn devrimci mücadelesinin geliþmesinin, faþist saldýrýlarla durdurulamamasýnda dünyada geliþen devrimci mücadele karþýsýnda birasi rejimin sallantý geçirmesinden, faþist diktatörlüklerin birer birer çökmesinden harekeerek, sahte demokrasi güldürüleri ile devrimci geliþmeyi durdurabileceðini gericiliðe i

at etmek için iþbaþýna geldi.

Türkiye'deki faþistler, faþist siyasi hareketler ise aksi görüþtedirler. Bunlar, devrimci

Page 108: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 108/157

Page 109: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 109/157

Seçimlerde CHP reformizmj ve onu deðiþik biçimler altýnda desteklemekte birleþen tüm modeevizyonist mihraklar aðýr bir darbe yediler. Faþist-feodal partiler ise, seçimlerde eskiden aldýklarý oy miktarýný korumakla birlikte, reformizmden umut kesen kitleleri kendilerine çekemediler. Hayat, devrimci propagandanýn geniþ kitleleri etkilediðini ve reformizmden umut kesen emekçilerin devrime yöneldiðini gösterdi.

Gericilik bu durumda, korkuya kapýlarak, seçmen sayýsýyla ilgili çarpýtýlmýþ ve tahrip edi

mlarla seçimlere katýlma oranýnýn çok yüksek olduðu ve faþist partilerin büyük bir 'oy patlunda kulaklarý saðýr edici demagojik bir kampanya baþlattý. Seçimler Öncesinde Cumhurbaþkmilitarist þeflere ve faþist, reformist, revizyonist partilere ve onlarýn çeþitli destekçirine kadar uzanan ve tüm gericiliði kapsayan bir cephe boykot» çaðrýsýna açýktan hücum ettbu çaðrýnýn kazandýðý zafer karþýsýnda, bu kez onu görmezlikten gelerek mücadele etmeyi deaktik de kýsa sürede iflas etti. Bir süre sonra CHP reformizmi-IIÝM baþý Ecevit bile, faþiartilerin seçimde oylarýný artýrmadýklarýný, seçimin CHP ile «onun seçmeni» arasýnda IHIiðini ve bu yarýþý CHP'nin 'yitirdiðini itiraf etmek zorunda kaldý. Seçimlerden sonra iflaen CHP hükümeti çekildi, onun yerine gerici faþist partiler tarafýndan desteklenen faþisthükümeti kuruldu. Bugün tüm gericilik devrim karþýsýnda güçlerini birleþtirmeye ve bu hüklýþýyor.

Faþist AP Hükümetinin KurulmasýCHP reformizminin iflasýyla birlikte, emperyalistler ve egemen sýnýflar faþist baský ve terörü doðrudan faþist hükümetler aracýlýðýyla yoðunlaþtýrarak, emekçi halkýn mücadeletüm yüklerini emekçi halkýn sýrtýna yýkmaya çalýþmaktadýrlar. Emperyalistler egemen sýnýfP hükümetine verdikleri desteði geri çekerek, faþist AP'ye hükümeti kurdurmalarý bunun biresidir. Ancak, emperyalistler ve egemen sýnýflar emekçi halkýn yükselen mücadelesini basýcunalýmýn tüm yüklerini emekçi halkýn sýrtýna yýkmaya çalýþýrken, CHP de içinde olmak üzerermeye özel bir önem vermektedirler. Bu, baský ve terörün yoðunlaþtýrýlmasýný, bunun için derin alýnmasýný, özel olarak da yeni baský yasalarýnýn bir an önce çýkarýlmasýný vurgulayarin son 'Muhtýrasý'nda da belirtilmektedir. Emperyalistler ve gericiler, egemen sýnýflar, militarist güçlerini doðrudan devreye sokarak, onlara muhtýralar verdirterek gericiliðihalka karþý birleþtirmeye, faþist ve her türden gerici parti arasýnda daha sýký bir iþbirl

leþtirmeye çalýþmaktadýrlar. Faþist generallerin muhtýrasýndan sonra Yeni Baský Yasalarý Mmen ele alýndý. Bugün yeni baský yasalarý peþ peþe meclisten geçiriliyor.

Emekçi halk üzerindeki baský ve terörü yoðunlaþtýrmaya çalýþan faþist AP hükümeti, emperyauluslararasý bir kuruluþu olan ÝMF'nin tüm isteklerini yerine getiriyor. Kurulur kurulmaz ÝMF ile anlaþma imzalayan AP hükümeti ekonomik bunalýmýn tüm yüklerini halkýn sýrtýna yzamlar yapmýþtýr, paranýn deðerini yeniden düþürmüþ ve ülkemizi emperyalizmin tam anlamýylna getirmiþtir.

Faþist AP hükümeti, ücret artýþlarýný en düþük düzeyde tutmak için çaba harcýyor. AP hüküm, sýkýyönetim iþçi grevlerini ve toplusözleþmelere müdahale edeceðini açýkladý. Gözaltýnalar, iþkenceler, sürgünler, Ýþten atmalar yoðunlaþtý. Türkiye Kürdistan'ýnda, baský ve terAP hükümeti kurulana kadar kapatýlamayan TÖB-DER gibi kitle örgütleri bile sýkýyönetim taapatýldý. Devrimci basýn üzerindeki baský yoðunlaþtýrýldý.

Faþist AP hükümeti kurulur kurulmaz ABD emperyalizmi ve müttefikleriyle daha sýký iþbirliðcaðýný, emperyalist sermayenin ülkemize girmesini kolaylaþtýracaðýný, emperyalist tekellerdoðrultusunda önlemler alacaðýný açýkladý. AP hükümeti, ABD ile y-eni kölelik anlaþmalarýnmen görüþmeleri baþlattý. AP, daha hükümete adýmýný atar atmaz, geçmiþ teki göstermelik olüslerin tümünü yeniden açtý. ABD'nin yeni isteklerini uyguladý. Türkiye'yi ABD emperyalizsavaþ arabasýna daha sýký bir þekilde baðladý.

Reformizmin faþizmin alternatifi olmadýðý ve olamayacaðý tezlerini, CHP bugün AP hükümetindiði siyaset] ve pratiðiyle kanýtlamaktadýr. CHP, faþist AP hükümetine karþý görünüþte biryürütmemektedir. Faþist AP ile halka karþý iþbirliði yapmanýn þampiyonluðunu elinden býrak

AP hükümetinin halka karþý aldýðý ve almaya planladýðý gerici tedbirleri desteklemektedirký Yasalarý çýkarýlýrken, CHP, AP ile açýkça Ýþbirliði yapmaktadýr. Faþist generallerin mua Ecevit'in AP ile bir koalisyon hükümeti kurmaya hazýr olduðunu açýklamasý, CHP'nin faþi

Page 110: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 110/157

Page 111: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 111/157

tecrit edemez. Kitleleri faþizmin ve gericiliðin etkisinden kurtararak, baðýmsýzlýdemokrasi ve sosyalizm için mücadeleye seferber edebilmemiz, ayný zamanda, doðru bir taktik önderliði gerektirir. Partimiz, kitlelerin taleplerini, döneme uygun devrimci sloganlarý formüle ederek kitleleri seferber etmelidir. Bugün sadece devrimci sloganlar formüle etmekle, teþhir, ajitasyon, propaganda faaliyeti yürütmekle yetinmemeli; dahada önemli olarak kitle mücadelesini örgütlemeli ve devrimci insiyatifi kullanmalýyýz, Pletaryanýn devrimci partisinin sadece bir propaganda örgütü olmadýðýný, onun kitlel

ten, seferber eden, bir öncü müfreze olduðunu unutmamalýyýz. Bu özellikler ve bundan çýkanekonomik ve siyasi bunalýmýn derinleþtiði, kitlelerde hoþnutsuzluðun ve öfkenin yükseldiðilarda daha da önem taþýmaktadýr.

Yukarýda belirtmeye çalýþtýðýmýz olaylarýn ve geliþmelerin ýþýðýnda bugün gündemde bulunani de faþizme, gericiliðe, revizyonizme ve reformizme karþý devrimci-demokrat bloðun oluþtulmasý olduðu ortaya çýkmaktadýr.

Kapitalizmin bunalýmý derinleþiyor ve kitlelerin devrimci mücadelesi geliþiyor. Bugün refoizmin güçlü bir þekilde ortaya sürüldüðü dönemlere göre. devrimci-demokrat platformlar çevcileri ve emekçi kitleleri bir araya getirmenin koþullarý giderek olgunlaþmaktadýr.

Reformizmin kendisini, sözde faþizmin alternatifi olarak sunmasýnda revizyonistlerin önemli paylarý vardýr. Revizyonistler bugüne kadar kitlelere reformist yollan 'çözüm' olarakerdiler ve kitlelerin mücadelesinin düzenin sýnýrlarý içinde hapsolmasýna özen gösterdiler

Revizyonistler emperyalizmden, komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýndan ve bunlarýn siyasi ve ekonomik egemenliklerinden soyutladýklarý faþizmi sahte hedef haline getirdiler, sahte anti-faþist platformlar oluþturarak faþizme karþý mücadeleyi reformcu mücadeleyeirgediler.

Onlar, CHP reformistlerinin hükümet kurmasýyla, faþizmin önemli ölçüde gerileyeceðinden dear. CHP reformistlerinin koltuðu altýna giren revizyonistler, özellikle de TKP'li revizyonistler, önemli ölçüde etkinliklerini geliþtirdiler. Buna karþýlýk da, kitlelerin refode hedefleyecek bir tarzda hareket etmesine engel oldular. Baþta TKP'liler olmak üz

ere tüm revizyonistler, düzeni hedef almaya yönelen her kitle eylemini reformizme doðrukanalize ettiler. Ve kitlelerin mücadelesinin reformcu taleplerle sýnýrlý kalmasýna var güiyle çalýþtýlar.

CHP reformist hükümetinin izlediði siyasetin iflasý, bir anlamda, her türden revizyonistiniflasýný da içermektedir. Çünkü revizyonistlerin kitleleri çevresinde toplamaya çalýþtýklaþist reformcu platformlarýnýn, sahte «cephe» çaðrýlarýnýn içyüzü ortaya çýktý. Bu geliþmen devrimci-demokrat hareketler üzerindeki etkinliði de kýrýlmaya baþladý. Faþizme karþý müreformizme karþý mücadeleyle birleþtirilmesi gerektiði daha açýk bir þekilde kavranmaya baden revizyonistlerle þu veya bu alanda ittifaklara giren devrimci-demokrat hareketlerin saflarýnda TKP, TÝP, TÝKP gibi modern revizyonist, karþý-devrimci akýmlarýn gerçek nkavranmaya baþlandý ve bunlarýn revizyonistlerle ittifak ve eylem birliði eðilimi zayýfladuna karþýlýk Örgütümüzle ittifak ve eylem birliði eðilimi devrimci demokratik akýmlarýn saBu geliþmeye baðlý olarak, örgütümüzle devrimci-demokrat akýmlar arasýnda ülke, bölge ve bgeçici de olsa eylem birlikleri gerçekleþtirildi. Örgütümüzle devrimci-demokrat akýmlardaarasýnda ülke düzeyinde eylem birliði ilk kez 1979 1 Mayýs'ýnda gerçekleþti.

Devrimci-demokrat akýmlarýn saflarýnda gerek reformizme gerekse revizyonizme iliþkin olarak ortaya çýkan bu olumlu geliþmelerin nedenlerinden biri, sýnýf mücadelesinin þiddetlenme baðlý olarak reformizmin ve revizyonizmin gerici niteliklerinin daha belirginleþmesi; ikincisi de örgütümüzün baþýndan beri bu akýmlara karþý ýsrarlý bir biçimde izlediði doð

Tüm bu geliþmeler, faþizme, feodalizme, revizyonizme, reformizme karþý devrimcî-demokrat ptformlarýn oluþturulmasýnýn daha elveriþli ortamýnýn doðmasýný gösteriyordu.

Örgütümüz devrimci-demokrat hareketlerle, devrimci bir temelde devrimci-demokratik birlikler oluþturmayý, onlarla her alanda güç ve eylem birliklerine girmeyi hedeflemelidir.

Page 112: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 112/157

Ayrýca her türden revizyonistin izlediði gerici siyasi taktiklerin içyüzü, somut olgularayanýlarak kitlelere açýklanmalý ve bunlarýn sahte devrimcilikleri teþhir edilip, faþizminericiliðin koruyucularý olduklarýný açýklýða kavuþturmalýyýz. Revizyonistlerin, tezgahlamacu sahte «anti-faþist, anti-emperyalist» platformlarýn esas olarak devrimi ezmeyi hedeflediðini teþhir etmeli, bunlarýn kurmaya çalýþtýklarý «Ulusal Demokratik Cephe» gibi ittifai ve gericiliði yaþatmayý amaçladýðýný açýklayan devrimci propagandamýzý yoðunlaþtýrmalýyý

Gericiliðin uþaðý her türden revizyonistin kitleler üzerindeki etkinliðini kýrmayý esas al

Revizyonistlerin gericiliði, devleti, düzeni savunan demokrasi düþmaný siyasetini kitlelere ve bu iþin farkýnda olmayan devrimcilere kavratmak için en küçük olaydan dahi yararlanmae revizyonizme karþý ideolojik mücadeleyi kesintisiz sürdürmeliyiz.

«Devrimci, Demokratik Cephe»yi oluþturmada tüm bu söylediklerimizden çok önemli ve belirleolanýn partimizin kitleler içindeki siyasi, ideolojik ve örgütsel etkinliðinin geliþmesiduðunu unutmamalý; bunun için halk kitlelerini Ulusal Demokratik Halk Devrimini amaçlayan asgari programýmýzýn ve proletaryayý ve yoksul köylülüðü sosyalizmi amaçlayan azami progde toplamayý esas almalýyýz.

Emekçi kitleleri örgütlemeliyiz. Reformistlerin ve revizyonistlerin siyasi etkinliðindebulunan kitle örgütlerini Marksist-Leninist siyasetimizin ve ideolojimizin etkinliði altýna almaya çalýþmalýyýz Partimizin üzerindeki etkinliðinin geliþmesi diðer devrimci-demoetlerin devrimci-demokrat platformlarda birleþmesine önemli ölçüde yardým edecektir. Bu nenle partimiz her türden burjuva ve küçük-burjuva ideolojiyle mücadeleyi esas almalý ve Marizm-Leninizmin saflýðý korunmalýdýr. Kitleler içinde, kendi Programýmýz temelinde siyasiizi geliþtirirken, bir kýsým devrimci-demokrat hareketlerle devrimci birlikler oluþturmaarasýnda belirli bir çeliþkinin çýkacaðý unutulmamalýdýr. Bu kaçýnýlmazdýr. Küçük-burjuvaproletaryanýn azami hedefi arasýnda fark vardýr. Demokratik devrim proletarya için sosyalizme gitmenin bir aracýdýr, küçük-burjuvazi için demokratik devrim amaçtýr. Bu ve bununarklar, küçük-burjuva demokratlarýyla gerçekleþtirilen birliklerle hiç bir zaman yok olmaytýr. Proletaryanýn siyasi hareketiyle küçük-burjuva demokrat hareketler arasýnda ideolojike siyasi hegemonya mücadelesi her zaman sürecektir. Çünkü iþçi sýnýfý ancak siyasi, ideolo

ve siyasal önderliði sayesinde Ulusal-Demokratik Halk Devrimini sosyalist devrime dönüþtürilir.

Devrimci birlikler oluþturmayla, proletaryanýn baðýmsýz ideolojik, siyasi, örgütsel geliþmbirbirini reddetmeyecek þekilde ele almalýyýz Devrimci birlikler oluþturma Siyasetimiz,oluþturulmasý esas olarak, baðýmsýz siyasi etkinliðimizin geliþmesine tabi olmalý ve ona hetmelidir. Ama siyasi geliþmemiz hiçbir zaman devrimci birlikleri reddeder, sekter ve rekabetçi tarzda yürütülmemelidir.

Kitlelere ve devrimci demokratlara doðru kurtuluþ yolunu göstermeyi esas hedef halinegetirmeli ve ancak bu temelde devrimci-demokrat birlikler oluþturmalýyýz.

Bugün bunu gerçekleþtirmenin her türlü koþulu olgunlaþmýþtýr.

I. KONGRE BELGELERÝ (13)V. BÖLÜMULUSLARARASI MARKSÝST-LENÝNÝST HAREKETÝN DURUMU, PROLETARYA ENTERNASYONALÝZMÝ, ENTERNASYONT GÖREVLER, KARDEÞ PARTÝLERLE ÝLÝÞKÝLER

Burjuvazi iþçi sýnýfý hareketini bölmek, zayýflatmak, hedefinden uzaklaþtýrmak için iþçi sdal ideolojilerin, egemenliði altýna almaya çalýþýr. Bunun o bir yandan, emekçi halký geriolojiyle eðitmeye çalýþýrken, bir yandan da Marksizm-Leninizm maskesi takarak proleter devrimci saflara sýzmaya, iþçi sýnýfý hareketini bölmeye ve onu kendi yedeðine almaya çalýþýriþçi sýnýfý hareketi içindeki ajanlarý revizyonistle oportünistler, sözde Marksizm-Leniniur görünürken, onun devrimci özünü tümüyle boþaltmaya çalýþýr. Komünist hareketin tarihi,

alara karþý verilen mücadelelerin de bir tarihidir. Marksizm-Leninizm bu mücadelelerdenher seferinde zaferle çýkmýþ daha da güçlenmiþ, geliþmiþ ve zengin deneyler edinmiþtir. Sorksist-Leninist partiler modern revizyonizmin deðiþik biçimlerine karþý açýk ve uzlaþmaz b

Page 113: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 113/157

ele sürdürmektedir.

Ýkinci Dünya Savaþý öncesi ortaya çýkan Tito revizyonizmiyle tehlikeli bir nitelik kazananKruþçev revizyonizminin SBKP (B) yönetimini gasbetmesiyle uluslararasý boyutta güçlü bir krimci akým haline gelen modem revizyonizm, Arnavutluk dýþýnda bütün sosyalist ül kelerdekitileri de ele geçirerek yozlaþtýrdý. Bu ülkelerde kapitalizmin restorasyonunu gerçekleþtirKruþçevci ihanet þebekesi Sovyetler Birliðini baþtan aþaðý burjuvalaþtýrdý, burada kapital

kuruldu. Ve SSCB giderek saldýrgan, yeni-sömürgeci savaþ kýþkýrtýcýsý emperyalist bir süpeine geldi. Eski halk demokrasisi ülkeleri revizyonist partileri de ürelerini Sovyetsos yal emperyalizminin uydusu haline getirdiler, emperyalist baský ve sömürünün bekçilerildular. Dünyanýn birçok kapitalist ülkesinde, modern revizyonizmin egemen olduðu partilerde de devrim ve komünizm adýna hiç bir þey kalmamýþtýr. Bunlar bugün birer düzen partisi hamiþlerdir.

Kruþçevci revizyonizmin 1956rda baþlattýðý bu karþýdevrimci saldýrý, o güne kadarkilerin een güçlüsüydü. Uluslararasý gericilik bununla komünist hareketin tümüyle daðýtýldýðýný, sbir sistem olarak kalktýðýný sandý. Bu karþý-devrimci saldýn komünist harekete gerçektenrdi. Ama sosyalizm bu burjuva revizyonist saldýrýyý göðüsledi, komünizm yaþadý, yaþýyor. Mnizme sadýk kalan, Kruþçevcilere karþý uzlaþmaz bir ideolojik mücadele sürdüren Arnavutlu

nist kapitalist kuþatmaya karþýn sosyalizm yolunda baþarýyla Ýlerledi, süreç içinde birçokarksist-Leninist partiler kuruldu. Marksizm-Leninizm yeni zaferler kazandý.

Kruþçevci modern-revizyonistler her alanda sosyalizm ve Marksist-Leninist teoriye saldýrýya geçtiler, bütün temel ilkeleri çarpýttýlar. Kruþçev ve þürekasý, her zaman olduðularýndan söz ederek, Marksizm-Leninizmin bu durumda yetmediðini, artýk eskidiðini iddia erek, kendi karþý-devrimci tezlerini piyasaya sürdüler. Hayat Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in Ölümsüz fikirlerini bir kere dona doðruladý ve Kruþçevcilerin gerçek yüzünü açýða çzmin egemenliði altýna giren eski komünist partilerin komünizmin, proletaryayla, devrimle, Marksizm-Leninizmle hiç bir baðlarý kalmadý. Sovyetler Birliði ve bir çok halk demokraaltýndaki ülkede, parti yönetimini gasp eden bu karþý-devrimci akým, bu partileri giderekosyal faþist partiler haline getirdi.

Yoldaþlar,

Herkesin komünizm bitti dediði zaman, bir çok parti ve ülkeye modern revizyonizmin egemen olduðu zaman, Marksizm-Leninizmin ve devrimin bayraðýný tek baþýna yükselten ArnavutlukPartisi, sosyalizm yolunda büyük baþarýlar elde etti. Brezilya Komünist Partisi de revizyonist hainleri saflarýndan atarak komünizm davasý için mücadelesini sürdürdü. Bu süre içindyanýn baðýmdan yeni Marksist-Leninist partiler doðdu. Bu geliþme ve baþarýlar sadece uluslasý gericiliðe, Sovyet revizyonizmîne karþýn deðil, ayný zamanda Marksist-Leninist çizgiyiuyor görünen ÇKP'ye karþýn da elde edildi. CKP; Stalin, sosyalizmin inþasý, Komüntern'in dirilmesi gibi konularda Kruþçev'in görüþünü savunmasýna karþýn, diðer revizyonistler gibizyonizminin yanýnda saf tutmadý. Uzun süre Sovyet revizyonistleriyle uzlaþma ve anlaþma pende koþan (ÇKP yönetimi, bu gerçekleþmeyince, 1963'de, o güne kadar AEP'nin sürdürdüðü ilklý mücadeleye katýldý. Ancak ÇKP yönetimi bu mücadelede ilkelere baðlý, tutarlý ve kararlýemedi. Revizyonizme karþý sürdürülen mücadeleyi büyük devlet þovenizmi ve burjuva milliyetaynaklanan siyasetine alet etmeye çalýþan Çin'in bu tavýr, sürdürülen genel mücadeleyi zaaCKP yönetimi bu mücadeleyi Çin'in, ÇKPnin ve MAO Zedung'un dünyada nüfuzunun artmasýnýn bolarak gördü.

1930'larda Mao Zedung'un Çin Komünist Partisi yönetimine gelmesinden sonra partiye egemen olan Mao Zedung Düþüncesini. ÇKP yönetimi Kruþçev revizyonizminin ortaya çýkýþýyla doð'larda, çaðýmýzýn Marksizm-Leninizmi yaftasý altýnda uluslararasý Marksist-Leninist hareken kýlmaya çalýþtý. Onlar diðer ülkelerdeki devrimci gruplarý, Çin'in Mao'nun ve Mao Zedunpropagandacýlarý olarak gördüler. Bu gruplarýn kendi ülkelerinde sosyalizm mücadelesine ök edecek Marksist-Leninist parti kurmalarýný engellemeye çalýþtýlar. Geliþimin önünde duraarksizm-Leninizmi savunmakta kararlý gerçek Komünist partilere provokasyonlar düzenledile

r. Çeþitli ülkelerde anti-parti Maocu gruplar örgütlediler. Hiçbir þekilde ayakta duramayaMaocu anti-parti gruplara, her ay binlerce dolar para göndererek kendi borazanlarýolarak yaþatmaya çalýþtýlar. Bir ülkede birden fazla partiyle iliþki kurdular.

Page 114: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 114/157

ÇKP yönetimi tek tek ülkelerde Marksist-Leninist hareketin birliðine karþý olduðu gibi, Mast-Leninist partilerin uluslararasý birliðini de engellemeye çalýþtý. ÇKP yönetimi, týpkýizyonistleri gibi proletarya enternasyonalizmi yerine büyük devlet þovenizmini koydu. ÇKP yönetimi, týpký Sovyet revizyonistleri gibi partilerle iliþkilerinde, iç iþlerine karýþmrini zorla kabul ettirme yolunu izledi. Ortak toplantýlarda anti-Marksist görüþlerinin teþhir olacaðýný bildiklerinden, Marksist-Leninist partiler arasýnda çok taraflý iliþkileri

ttiler, engellediler. Ýkili görüþmelerde ise, anti-Marksist tezlerim zorla kabul ettirmeyi denediler, ÇKP yönetiminin bu tavrý daha açýk ve tehlikeli bir biçimde «Üç Dünya Teorisa atýlmasýyla görüldü.

Çin'li revizyonistler Çin'in az geliþmiþ ülkelere nüfuz etme, dünya halklarýnýn safýndan,emperyalistlere dayanarak bir süper devlet olma siyasetinin ifadesi olan «Üç Dünya Teorisiin Marksist-Leninist partilerin herhangi bir ortak toplantýsýnda tartýþýlmayan bu teoriyi,hiç bir Marksist-Leninist partiye haber bile vermeden uluslararasý Marksist-Leninist hareketin genel çizgisi olarak ilan ettiler. ÇKP yönetimi, Marksist-Leninist harekete zorla kabul ettirmeye çalýþtýklarý bu teoriyle, devri-yerine uluslararasý gericilikle bieþmeyi, Marksizm-Leninizm yerine oportünist ve revizyonist tezlerin eklektik bir karýþýmýnydu. Çin yönetimi, Tito. Kruþçev ve benzerlerinin savunduðu karþý-devrimci görüþlere Çin þ

k piyasaya sürdü. Bu durum onlarýn Marksist-Leninist hareket içinde gerçek yüzlerini gizlemez bir biçimde açýða çýkardý. Gerçek Marksist-Leninist-partiler bu teoriyi karþý-devrimciolarak lanetledi 0 güne kadar ÇKPnin her yanlýþýna karþý doðru görüþleri savunan, görüþlartýþmak Isýn AEP ve diðer Marksist-Leninist partiler, iflah olmazlýðý açýkça ortaya çýkan. Bu süreç içinde Marksist-Leninist harekette yeni bir arýnma gerçekleþti. Modern revizyonme karþý mücadele içinde çelikleþmeyen, reformcu uzlaþmacý çizgiye sahip, Çin'e maddi olarrtiler ÇKP yönetiminin yolundan gittiler. Büyük çoðunluk ise Marksizm-Leninizmi savunmadaeddüt etmedi.

Üç Dünya Teorisi»ne karþý mücadele, bu karþý-devrimci teoriye yataklýk eden Mao Zedung Düþnin açýkça ortaya çýkmasýna yol açtý. Sovyet-Yugoslav revizyonizmine, Avrupa Komünizmine vrisine açýk, ilkeli ve saðlam bir tavýr alan gerçek Marksist-Leninist partiler «çaðýmýzýnye lanse edilen Mao Zedung Düþüncesinin gerçek niteliði konusunda da, kýsa bir süre ipinde

sonuçlara ulaþtýlar. Mao Zedung Düþüncesini her türden küçük-burjuva, oportünist, pragmacidealist düþünce ve tezlerin eklektik bir karmaþasý olarak reddettiler.

«Üç Duya Teorisi»nin köklü bir eleþtirisini yapmayan, yeterli ideolojik saðlamlýða sahip osayýda parti, Mao Zedung ve Mao Zedung Düþüncesi sorununda kararsýz veya saðcý bir tavýr aBugün onlar bu tavýrlarýný sürdürüyorlar. Mao Zedung Düþüncesiyle Marksizm-Leninizmin birulamaz. Mao Zedung Düþüncesi konusunda yeterli incelemeleri yapmak ve parti içinde tartýþmdoðru tavrý, Marksist-Leninist hareket içinde kalarak revizyonist düþünceleri yaymanýn gerolamaz. Marksist-Leninistler buna izin vermezler ve vermeyeceklerdir.

Yoldaþlar,

Son çeyrek yüzyýldýr, Marksist-Leninist hareket, gericiliðin cepheden saldýrýlarýnýn yanýnonist ihanetle de savaþtý. Bu savaþlarda büyük baþarýlar elde etti. 25 yýlda çok önemli eni. Bugün gerçek komünist partiler kendi ülkelerinde ve uluslararasý planda daha büyük görehazýr durumdadýr. 4 milyar nüfuslu dünyamýzda 2,5 milyon nüfuslu Arnavutluk Marksizm-Leninmin gücünün canlý bir örneðidir. Baþýnda Enver Hoca yoldaþýn bulunduðu Arnavutluk Emek Pasosyalist Arnavutluktur. Kapitalist revizyonist kuþatmaya karþýn elde ettiði baþarýlar Mizm-Leninizmin zaferidir. 1979'da kuruluþunun 35. yýldönümünü kutlayan Arnavutluk Halk Cuiyeti'nde sosyalizmin inþasýnda elde edilen baþarýlar Marksizm-Leninizmden ayrýlýnmadýðýin mutlak olduðunun en açýk kanýtýdýr.

Yine geçen bu 25 yýllýk süre içinde ,eski komünist partilerin yozlaþtýðý, bir çok ülkede,ri gerçek Marksist-Leninist partiler kurulmuþtur. Bu partiler Sovyet, Çin, Yugoslav, «Avrupa Komünizmi» gibi modern revizyonizmin her türlüsüne karþý mücadele içinde saðlam bir i

iyasi çizgiye ulaþmýþlar, sýnýf mücadelesi içinde denenmiþler ve proletaryanýn tek umudu hiþlerdir. Yakýn zamanda gerçekleþtirilen Almanya Komünist Partisi Marksist-Leninist'in 4.Kongre- lspanya Komünist Partisi/Marksist-Leninist'in 3. Kong-Portekiz Komünist Part

Page 115: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 115/157

Page 116: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 116/157

Page 117: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 117/157

Page 118: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 118/157

yiz. Ýþimiz bitmiþ deðildir, aksine yeni baþlamaktadýr. Biz komünist partimizi iþçi sýnýfýrime baþarýyla götürmek üzere kuruyoruz. Önümüzdeki uzun ve çetin mücadele döneminde, geçmO Marksizm-Leninizmin, bütün düþmanlar karþýsýnda mutlaka baþarýya ulaþacaðýný, her türdazinin terör, baský ve saldýrýlarýna karþýn, ideolojik yozlaþtýrma çabalarýna karþýn; reviizmin bütün karþý-devrimci çabalarýna karþýn er veya geç mutlaka zafere eriþeceðini bize egöstermektedir. Bu, tarihin akýþýdýr, tarihin diyalektiðinin, insan iradesinden baðýmsýzsýdýr.

Partimiz, daima kýzýl kalacak, daima Marksizm-Leninizmin yolundan yürüyecek ve yeni zaferlere doðru ilerleyecektir.

YAÞASIN MARKSÝZM-LENÝNÝZM ! YAÞASIN, MARKS, ENGELS, LENÝN VE STALÝN YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ

I. KONGRE BELGELERÝ (14)KONGRE KARARLARI: 1

ÖRGÜTÜN SÝYASAL TEZLERÝNÝN ONAYLANMASI

FAÞÝZM ÜZERÝNE

Devletin bir veya birkaç sýnýfýn ezilen sýnýflar üzerindeki egemenliðinin devamýný saðlayaleti olduðu bilinmektedir. Devlet sýnýflarýn ortaya çýkmasýyla birlikte silahlý özel gruplini oluþturduðu bir þiddet aleti olarak oluþmuþtur ve sýnýflarýn ortadan kalkmasýyla birlik olacaktýr. Köleci, feodal ve kapitalist toplumlarda devlet; köle sahiplerinin, feodallerin ve kapitalistlerin uzlaþmaz karþýtlarý olan emekçi sýnýflar üzerindeki diktatörlüðürþýtý üzerinde uyguladýðý þu veya bu biçim alan þiddetin aracýdýr. Bu, devletin özüdür vevramýndan ayrýlmaz.

Devlet her zaman bir þiddet aleti olmasýna karþýn, bu þiddet, çeþitli dönemlerde içinde buekonomik, siyasi ve sosyal koþullara ve esas olarak devrimle karþý-devrim arasýndaki mücad

elenin geliþmesine ve iliþkisine baðlý olarak çeþitli biçimler alýr. Ve þiddetin uygulanmainde ortaya çýkan bu deðiþiklikler, devletin biçiminin deðiþmesine yol açar. Dolayýsýyla dsýnýfsal niteliði deðiþmeden, þiddet yöntemleri, yani devletin biçimi deðiþebilir ve tariodal ve kapitalist devletin aldýðý çeþitli biçimlerin birçok örneðini sunmuþtur.

Kapitalist burjuvazi de sýnýf egemenliðini çeþitli biçimler altýnda sürdürmüþtür. Ve empergirilip burjuva devletin muhtevasýnda bir deðiþiklik ortaya çýktýðýnda, genel olarak burjun devletinin yerini, onun bir zümresinin, tekelci burjuvazinin devleti aldýðýnda, yani burjuva diktatörlüðü mali sermayenin oligarþik diktatörlüðüne dönüþtüðünde, oligarþik devleya devam etmiþtir.

Emperyalizm döneminde ortaya çýkmakla kalmayan ayný zamanda Ekim Devrimi sonrasý dolayýsýyroleter devrimleri döneminin bir olgusu olan faþist diktatörlük, burjuva demokrasisininyaný sýna tekelci burjuvazinin diktatörlüðünün iki baþlýca biçimimden birisi olmuþtur. O,ve proleter devrimleri çaðýnda tekelci burjuvazinin son egemenlik sistemidir.

Faþizmin kaynaðý tekelci kapitalist ekonomi, sýnýfsal dayanaðý tekelci burjuvazidir.

Tekeller yalnýzca ekonomik hayatta egemenliklerini saðlayýp üretimi, pazarlarý, hammadde kaynaklarýný vb. denetimleri altýna almakla, en gerici üretim iliþkileriyle uyum saðlayýp brada bulunmakla ve üretici güçlerin geliþmesini önlemekle kalmazlar. Bu temelde tekelci burjuvazi siyasi bakýmdan gericiliðin esas kaynaðýný oluþturur. O, proletarya ve ezilen halkrýn ve uluslarýn mücadelesini ezmeye yönelen ve tüm gericileri etrafýnda toplayan esas güçe gelmiþtir. Feodalizme karþý ilerici bir rol oynayan sanayi burjuvazisinden farklý olarak tekelci burjuvazi, can çekiþmekte olan kapitalizmin temsilcisi, çaðýn gündeminde olan s

yal devrimin hedefi gerici bir burjuvazidir. Tekellerin, mali sermayenin eðilimi her yere egemen olma, siyasi alanda da tekel kurma, çürüme ve gericilik eðilimidir. Emperyalizm, tekeller, genel olarak demokrasi ile çeliþir, hem iç ve hem de dýþ siyasette demok

Page 119: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 119/157

rasiyi yýkmaya ve gericiliðe eðilim gösterir. Lenin'in dediði gibi, tekelci kapitalizmin üyapýsý demokrasiden siyasi gericiliðe deðiþimdir. Demokrasi serbest rekabete tekabül edersiyasi gericilik tekele tekabül eder.

Bu gericilik ve demokrasinin inkarý eðilimi, tekelci kapitalist ekonomiden kaynaklanýr. Çaðýmýzda yalnýzca bazý tekeller ya da tekel gruplarý deðil, gene! olarak tekeller malie, siyasi gericiliðin kaynaðýdýr ve demokrat ya da liberal bir eðilim taþýyamazlar. Kuþkus

eller ve mali sermaye gruplarý ekonomik alanda olduðu gibi siyasi alanda da birbirleriyle çeliþir, rekabete giriþir ve çalýþýrlar ama bu çekiþme ve çatýþma gericiler arasý çecilik ile demokrasi eðilimi arasýndaki çeliþme ve çatýþmalar deðil.

Ýþte faþizm tekellerin bu gericilik eðiliminin proleter devrimlerinin (ve proletarya önderliðindeki demokratik devrimlerin) gündemde olduðu çaðýmýzda yoðunlaþmýþ ifadesinden baþka(Faþizm için söylenen her þey sosyal-faþizm açýsýndan da geçerlidir). Faþist diktatörlük,llarýn olgunlaþmasýyla tekellerin gericilik eðiliminin bir devlet biçimi haline gelmesidir.

Faþist diktatörlük, tekellerin «bir kesiminin diktatörlüðü», doðru deyimiyle salt bir hükür. O, yoðunlaþan buhran koþullarýnda, eski yöntemlerle yönetemez ve kapitalizmin istikrarý

yamaz duruma gelen tekelci burjuvazinin sosyal devrim ihtimali karþýsýnda ve buhranýn yüklerini proletaryanýn ve ezilen halklarýn ve uluslarýn sýrtýna yýkmak için baþvurduðu ve çürgenelleþtiren ve burjuvazinin zaafýnýn ifadesi olan bir sözde çýkýþ yoludur; tekelci burjin proletaryaya ve ezilen halklara yönelttiði top yekün bir saldýrýþýdýr. Faþist diktatörlurjuvazinin geliþen iþçi (ve halk) devrimlerini kana boðmak için ve demokratik özgürlükleretmeye yönelen açýk terörcü diktatörlüðüdür.

Faþizm, emperyalistler ve tekeller arasý çeliþmenin bir ürünü, onlarýn bir kesiminin sözdeimi üze rinde bir diktatörlüðü deðildir. O, devrim ile karþý-devrim arasýndaki çeliþme veryalist ülkelerde faþist diktatörlükler, ekonomik ve siyasi bunalýmýn ve sýnýf mücadelelerlaþtýðý koþullarda emekçilerin kitlevi hareketinin tekelci burjuvazinin saldýrýsýyla yenilmasý ve siyasi özgürlüklerin ortaçtan kaldýrýlmasýna baðlý olarak kurulabilir ve kurulduðue olmuþtur.

Faþizmin genel olarak tekellerin eðilimi ve bir diktatörlük biçimi olmasý, tüm tekelci grubelirli bir anda faþizm yanlýsý olmasý anlamýna gelmez. Derinleþen ve dengesiz olarak gelkapitalizmin buhranýnýn ilk planda ve öncelikle etkilediði tekeller ve mali sermaye gruplarý, faþist diktatörlüðün kurulmasýnda önder bir rol oynar. Buhranýn derinleþmesi ve sýnkeskinleþmesine baðlý olarak, genel olarak tüm mali sermaye gruplarýnýn eðilimi faþist biatörlüðün kurulmasý yönüne doðru geliþmesine karþýn; buhrandan en çok etkilenen gruplar, fnin oluþturulmasý için mücadele ederlerken, öteki bazý gruplar o somut durumda henüz eskim biçimlerinde ýsrar edebilirler. Bu, siyasi arenada çeþitli gerici burjuva partilerin en azgýnlarýyla diðerleri arasýnda silahlý çatýþmaya varan bir dizi çatýþmaya yol açabilir.bazý tekel gruplarý ve tekelci burjuvazinin temsilcisi bazý partilerin anti-faþist konumda bulunmalarýndan kaynaklanmaz. Bu, belirli anda karþý-devrimci þiddetin yöntemleriyle bunlardan hangisinin kullanýlacaðýyla ilgili bir çatýþmadýr. Buhranýn ve emekçi sýnýflarýn dsinin geliþmesi faþizm yanlýsý tekelci grup ve partilerin sayýsýný kabartýr, önce faþizmierici tedbirler yoðunlaþýr ve sonunda faþizm tüm gericiliðin benimsediði bir yönetim biçimgelir.

Faþizmi, gerici tekelci burjuvazi arasýndaki çeliþmelerin ürünü olarak gösteren ve onun katekelci gruplarda olduðunu, örneðin 'savaþ tekelleri' ya da yükselen emperyalistlerde oldunu ilen süren bütün görüþler gericidir ve faþizme hizmet eder.

Faþizmin genel olarak tekellerin eðilimi ve onlarýn bir diktatörlük biçimi olmasýna karþýnermaye egemenliði koþullarýnda o, tek devlet biçimi deðildir. Mali sermaye egemenliði koþuda oligarþik devlet, bizzat bu oligarþik karakteri dolayýsýyla güdükleþtirilmiþ de olsa, dtik bir biçim almasý, onun örneðin belirli gruplarýnýn liberalizm gibi anti-faþizm gibi sý

lliklerinden kaynaklanmaz. Böyle özelliklere hiçbir tekelci grup sahip deðildir. Buna karþýn devletin demokratik bir biçim almasý, doðrudan anti-faþist sýnýflarýn mücadelesinin,arþý-devrim arasýndaki iliþkinin sonucudur. Anti-faþist sýnýflarýn yükselen mücadelesiyle

Page 120: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 120/157

, bu mücadeleyi bastýrmada tavizler yolunu seçmeye zorunlu kalan tekelci burjuvazi, demokrat olduðu için deðil ama kendisine karþýn varolan durumu kabullenir. Burjuva demokrasisi,tekelci burjuvaziye karþýn, onun geçici olarak demokrasiye katlanmayý egemenliðini sürdbakýmýndan çýkarýna görmesiyle var olur. Ekonomi ile siyaset arasýnda mutlak bir eþit iþaulamaz. Mali sermaye ekonomik egemenliðini siyasi bakýmdan tam tekelini kuramadýðý koþullaa, burjuva demokrasisine katlanmak zorunda kalarak da sürdürebilir..Onun ekonomik vemali egemenliði siyasi rejimlerden baðýmsýzdýr ve o dev ekonomik mali gücüne dayanarak bu

a devletin herhangi bir biçimi altýnda ekonomik ve siyasi egemenliðini sürdürebilir. Bu yüen «sürekli faþizm» vb. gibi ekonomist teoriler de Marksisttir.

Yarý-sömürge ülkelerin, faþizm sorunu açýsýndan özgül durumunu, bu ülkelerin demokratik deamamýþ olmasý ve bu ülkelerde tekelci kapitalizmin tem silcisinin, feodallerle Ýttifak halinde olan emperyalizmin uzantýsý komprador-burjuvazi olmasýdýr.

Bu ülkelerde de faþizmin kaynaðý tekelci kapitalizmdir. Komprador-tekelci kapitalizmi gerici bir kapitalizmdir. Her gittiði yere gericilik eðilimlini taþýyan tekellerin .emperyalizmin uzantýsý olarak oluþan ve geliþen komprador-kapitalizme, bu ülkelerde gericiliðinmellerinden birisini, feodal gericiliðin yanýnda kapitalist gericiliði, faþizmi taþýr.

Geri ülkelerde demokratik devrimin tamamlanmamýþ ve feodalizmin tasfiye edilmemiþ olmasýndan dolayý gericiliðin sosyal temeli metropol ülkelerden daha yaygýndýr. Emperyalizm tarafýan beslenen ve yaþatýlan, komprador- kapitalizmiyle içice varlýðýný sürdüren feodalizm, sirak gericilikten baþka bir þeye yol açmaz. Çünkü o ömrünü tarihi olarak çoktan doldurmuþtu

Bu ülkelerin komprador-feodal ekonomisi üst yapýda kapitalist gericiliðin yaný sýra feodalericiliðin de önemli bir yere sahip olmasýna yol açar.Ve bunlara ek olarak bu ülkelerin emperyalizmin ulusal sömürüsünün de alaný olmasý dolayýsador-feodal egemen sýnýflarýn tavizler siyaseti izleme olanaðýna pek fazla sahip olmamasý,apitalizmin bunalýmýnýn bu ülkelerde daha yoðun bir biçimde yansýmasý vb. gibi etkenler eglarýn gericilik eðilimini daha da güçlendirir.

Sonuç olarak, bu ülkelerde burjuva demokratik devlet biçiminin ortaya çýkmasý ve yaþamasý

r elveriþsizdir. Ve yalnýzca þu veya bu kesimi bakýmýndan deðil, genel olarak gericiliði tl eden emperyalizmin desteklediði komprador ve feodal sýnýflar faþist-feodal bir diktatörlyoðun bir eðilim içindedirler ve onlarýn sýnýf olarak tasfiyesi demokratik bir devrimi zorlu kýlar.

Ancak bu ülkelerde hiç bir zaman demokratik bir rejimin varolmayacaðýný- söylemek yanlýþtýpol ülkelere oranla oldukça geçici bir süre için yaþayabilmesine karþýn, geri ülkelerde debir burjuva diktatörlüðü, yine egemen sýnýflara karþýn ve halkýn demokratik mücadelesinertaya çýkabilir. Bu durumda, geri ülkelerde faþist diktatörlük, bu geçici durumun ortadanmasý ve zaten tümüyle demokratikleþmemiþ toplumsal yapý temelinde, genel olarak da devletiyukarýdan aþaðýya faþistleþtirilmesi yoluyla kurulur. Bu da en Baþta demokratik halk harekin ezilmesini gerektirir.

Burjuva demokratik devrimimi tamamlayamayan ve dolayýsýyla burjuva demokrasisinin yerleþmediði, köylülerin ve genel olarak halkýn burjuva-feodal baský altýnda olduðu ülkelerdmprador-kapitalizmin yeni geliþmekte olduðu 1920'fer Türkiyesi gibi ülkelerde, egemen sýnrýn faþist bir diktatörlük kurmak için yok etmeleri gereken demokratik bir rejim ve iþçi verin yararlandýklarý demokratik özgürlükler zaten yoktur. Genellikle tefeci-ticaret burjuvazisi ve toprak aðalarýnýn egemen sýnýflarý oluþturduðu ve bir yandan da emperyalizmin uzakomprador kapitalizmin geliþmekte olduðu bu ülkelerde büyük burjuvazinin ve toprak aðalarýrjuva feodal despotluðunun faþist diktatörlüðe dönüþmesi süreci yaþanýr. Bu sürecin ekonomrador kapitalizmin geliþmesidir. Bu, ulusal büyük burjuvazi ve toprak aðalarý diktatörlüðükomprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn diktatörlüðünün almasýna yol "açar. Zaten demokran bir despotluk durumundaki burjuva-feodal bir diktatörlüðe dönüþtürülme eðilimindedir. Osuz, demokrasiye doðru bir eðilim göstermeyecek aksine geliþme durumundaki ya da böyle bir

potansiyel taþýyan iþçi ve köylü hareketini ezmeye, iþçilerin ve köylülerin siyasi hayatangellemeye yönele çeklerdir. Demokrasi düþmaný bu sýnýflarýn yetersiz duruma gelen feodalaþist baskýyla tamamlamaya çalýþmaktan baþka alternatifleri yoktur. Bu zaten demokratik ol

Page 121: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 121/157

Page 122: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 122/157

arý demokratik hak ve özgürlükler temelinde demokratik bir rejim gerçekleþmiþ demektir- Ame bir durum geri ülkeler açýsýndan son derece geçici ve istikrarsýzdýr.-Sonuçta gericilikri arasýndaki iliþki ve mücadelenin geliþmesine baðlý olarak ya güç toplayan egemen sýnýflr veren çözülüp daðýlmakta olan faþist diktatörlükleri tamir ederek yeniden kuracaklar, yaimci sýnýflarýn diktatörlüðü kurutacaktýr.

Faþist diktatörlük, bu üç belli baþlý yolla yýkýlabilir, ama o hiçbir zaman kendiliðinden

u anlama gelmek üzere egemen sýnýflar arasýndaki çeliþme ve mücadelelere baðlý olarak yýkýamaz. Faþist diktatörlüðün yýkýlmaþý doðrudan devrimle karþý-devrirnarasýndaki mücadelenin_ürünüdür. Bu mücadelenin devrim lehine sonuçlanmasýnýn ürünüdür .Gelar, ancak bu diktatörlüðü zayýflatma yönünde bir etki yapabilir. Devletin biçiminin faþisburjuva demokratik olmasýnýn egemen sýnýflarýn sözde «anti-faþist» ya da faþist «kesimleritidarýný elinde tutmasý belirlemediði gibi; faþist diktatörlüðün kurulmasý ya da yýkýlmasýevrimci ve karþý-devrimci sýnýflar arasýndaki iliþki tarafýndan belirlenir.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, iþçi sýnýfý ve tüm emekçilerin devrimci mücadelesine önk, faþist diktatörlüðü yýkacak; sosyal-faþizm de dahil olmak üzere tüm gerici, faþist siyakurutacaktýr.

MÝLLÝ MESELE ÜZERÝNEDevrimci teori ve pratik kapitalizm koþullarý altýnda milli meseleye kesin ve nihai bir çözüm bulunamayacaðýný kanýtlamýþtýr.

Kapitalizm, henüz ilerici özelliklerini koruduðu çaðda (serbest rekabetçi sanayi kapitalizçaðýnda) o zamanlar ulusal baskýnýn ana kaynaðý olan feodal gericiliðe harsý mücadele vee süreci içinde ,bu konuda oldukça ileri adýmlar atabiliyor .hatta burjuva anlamda da olsa, tutarlý bir demokratizmi gerçekleþtirdiði ülkelerde ulusal baskýyý geçici olarak tasfibiliyor ve ulusa! baskýnýn olmadýðý tek uluslu ya da, Ýsviçre örneðinde görüldüðü gibi, içusun demokratik ve özgür bir biçimde örgütlendiði çok uluslu devletler yaratabiliyordu. Çüde geliþmekte olan sanayi kapitalizminin ihtiyaçlarý ile (feodal parçalanmýþlýða ve tecrituna son vermesi, tek bir ulusal pazar etrafýnda birleþme, ekonomi dýþý zorun ve ayrýcalýkl

asfiye edilmesi vb.) ulusal hareketin amaçlan tamamen birbirine uygun düþüyordu. Bu durum ayný zamanda milli meselenin esas itibariyle kendi ulusal pazarýna egemen olmaya ve yayýlmaya çalýþan çeþitli ulusal renklerden burjuvalar arasýnda bir pazar paylaþýmý sorubelirtiyordu. Böylece kapitalizm, bir yandan uluslarýn oluþmasý ve birbirine yaklaþmasýnýr etkeni olurken; diðer yandan uluslar arasýndaki çatýþmayý körüklüyor, geniþletiyor ve o,e karþý mücadele sürecinde ulusal baskýnýn kaldýrýlmasý yolunda ileri adýmlar atmýþken, butalizmin temelleri üzerinde ulusal baskýnýn kaynaðýný doðurmaya baþlýyordu.

Bu durum çürüyen, asalak ve can çekiþen kapitalizm olan emperyalizm aþamasýnda iyice açýklBu dönemde üretimin ve sermayenin temerküzü temelinde geliþen tekeller tüm ekonomiye egemeoldu, sermaye ihracý birinci plana çýkarken, tüm dünya emperyalist tekeller tarafýndan payve kapitalizm bir dünya sistemi haline geldi. Böylece tekelci kapitalizm, sosyalizmin zaferi için koþullarý dünya çapýnda olgunlaþtýrýrken milli meseleyi ve ulusal çatýþmalargörülmemiþ ölçüde karmaþýklaþtýrdý ve derinleþtirdi. Bu çaðda kapitalist dünya bir yandaist ülke ve diðer yanda dünya nüfusunun ezici bir çoðunluðunu oluþturan geniþ bir ezilen sge uluslar topluluðu olarak ayrýþýrken, ezilen uluslarýn ve halklarýn emperyalizme karþý ydünya ölçüsündeki büyük mücadele geliþiyor ve baþta emperyalist ülkelerdeki proletarya olmproletaryasý bu mücadelede güçlü bir müttefik buluyordu. Emperyalizm çaðýnda nasýl tek teekonomileri birbirine baðlanarak ve içice geçerek tek bir dünya ekonomisi zincirinin halkalarý haline geldilerse; tek tek ülkelerdeki devrim süreçleri de, emperyalizmi ve onunla birleþmiþ her türden gericiliði hedef alan tek bir devrim sürecinin (dünya sosyalist devminin) parçalarý durumuna gelerek tek bir akým halinde birleþtiler.Dünya proletaryasýnýn sosyalizm mücadelesi ve ezilen halklarýn ulusal kurtuluþ mücadeleleru akýmýn iki esas bileþenidir.

Bunun yaný sýra dünyanýn emperyalist tekeller ve devletler tarafýndan paylaþýlmasýnýn tamasý, emperyalizm aþamasýnda kapitalizmin eþitsiz geliþmesinin sýçramalarla geliþmeye dönüþmlist devletler arasýndaki güç dengesinin deðiþmesine de baðlý olarak emperyalistler tarafý

Page 123: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 123/157

yanýn yeniden paylaþýlmasýný öngören dünya ölçüsündeki emperyalist paylaþým savaþlarýna yolarý ve baskýyý daha da þiddetlendirdi.

Artý-deðer sömürüsünden ve ortalama kârdan öte, dünya çapýnda azami kâr peþinde koþan ve hl zenginlikleri yaðmalayan emperyalizm, serbest rekabetçi sanayi kapitalizminin tersine, feodal kalýntýlarla birleþir, onlarý yaþatmaya çalýþýr ve onlardan f yararlanýr. Empeulusal baskýnýn iki ana kaynaðý vardýr: Emperyalizm ve feodalizm. Bunlardan esas olan ve d

iðerini de kendine tabi kýlarak yaþatan, emperyalizmdir.

Bu durum, çaðýmýzda ulusal kurtuluþ mücadelelerinin içeriðini belirler. Bu mücadele, emperye onunla birleþmiþ feodal kalýntýlara karþý bir mücadele olmak zorundadýr emperyalizmin kist dünya ekonomisi üzerinde kurduðu egemenlik, onun her türden kapitalizmi ve sermayeyikendine tabi kýlmasý ve emperyalizme karþý mücadele ile sermayeye karþý mücadelenin þu yaiçice geçmesi göz önüne alýndýðýnda, dünyanýn herhangi bir ülkesinde emperyalizmi ve onunlen gericiliði tasfiye edebilecek güçlerin, sömürücü sýnýflarýn dýþýnda aranmasý gerektiðiniþçi sýnýfý ve emekçi köylülüktür. Özellikle emperyalizmin ve baþta feodal kalýntýlar olmaiþ her türden gericiliðin kesin ve nihai olarak tasfiyesi ve milli meselenin kökten çözümlek ulusal baskýnýn köklerinin kurutulmasý söz konusu olduðunda, bu ancak, sosyalist bir ekominin temelleri üzerinde ve sosyalizmi kurmaya yetenekli tek sýnýf olan üretim araçlarýný

r türlü özel mülkiyet alanýnýn dýþýnda Yer alan proletaryanýn önderliðinde gerçekleþtirileKapitalizmin yükseliþ çaðýnda milli mesele, esas olarak kapitalizmin geliþtiði tek tek ülko zamanlar ulusal baskýnýn baþlýca kaynaðý olan feodalizmin tasfiyesi ulusal pazarlarýn kmasý ve çeþitli ülkelerin burjuvalarý arasýnda bu pazarlarýn paylaþýmý sorunu iken; emperytaya çýkan yeni geliþmeler sonucu bu sorun dünya çapýnda geniþleyerek, genel olarak ezilenslarýn ve halklarýn emperyalizmden (sömürge ve yarý-sömürgelikten) kurtuluþ sorunu halineiyle birlikte özünde bir köylü "sorunu Haline geldi. Çünkü ezilen sömürge ve yarý-sömürgealizmin ve feodalizmin ulusal baskýsý ve zulmü, geniþ emekçi köylü kitlelerin üzerinde yoðlusal burjuvazinin kendi ulusal pazarýna sahip olma olanaklarýnýn esas olarak ortadankalkmasýna, bunun sonucunda emperyalizm karþýsýnda aciz kalmasýna ve onunla uzlaþmasýna baak, burjuva demokrasisinin temel bir talebi olan uluslarýn kendi kaderlerini özgürce tayin hakký, esasta köylülüðün bir talebi haline gelmiþtir. Ezilen sömürge, yarý-sömürge ül

askýdan proletaryanýn da nasibini almasý, en tutarlý demokrasi savaþçýsý olarak burjuva deisinin bu temel talebi uðruna en önde onun savaþmasý ve onun bu talebin getirdiði kazanýmlsosyalizm temeli üzerinde devralarak geliþtirmesi ve pekiþtirmesi bu gerçeði deðiþtirmez;etaryanýn esas amacý ve mücadelesine damgasýný vuran olgu sosyal kurtuluþun (sosyalizmin vkomünizmin) gerçekleþtirilmesidir. Ulusal kurtuluþ ise, esas olarak burjuva demokrasisinin (günümüzde_onun devrimci kanadýný teþkil eden köylülüðün) talebidir ve sorunun özünü be

Türkiye, ulusal ve demokratik devrim aþamasýný yaþayan yarý-sömürge, yarý-feodal, çok ulusr tarým ülkesidir. Ülkemizde milli mesele devrimimizin en can alýcý sorunlarýndan birini ourmaktadýr.

Bu sorunu tüm boyutlarýyla kavrayabilmek için, onun geçmiþine kýsaca bir göz atmak gerekli

Osmanlý Ýmparatorluðu, geniþ bölgeleri ve pek çok ulusu ve milliyeti baðrýnda barýndýran mdal bir despotluktu. Avrupa'da kapitalizmin yükseliþi ile birlikte, onun çürümüþlüðü bütünaratorluk, ulusal kurtuluþ mücadelelerinin darbeleri altýnda çözülüp daðýlmaya baþladý. Dazm öncesi dönemde geliþmiþ kapitalist ülkeler tarafýndan yaratýlan dünya ticareti aðýnýn ionlara ekonomik bakýmdan baðlanan Osmanlý Devleti, emperyalizm çaðýnda adým adým sömürgelean-sömürge (Lenin'in deyiþiyle yüzde doksan sömürge) haline geldi. Emperyalistler, bu devlin sýnýrlarý içindeki halklarý daha kolay sömürebilmek ve yönetebilmek amacýyla onun gerics olarak korudular ve bundan yararlandýlar.

Ancak Birinci Emperyalist Paylaþým Savaþ öncesinde ve sýrasýnda emperyalist devletlerin kei aralarýndaki çeliþmelerin olaðanüstü keskinleþmesi koþullarýnda, imparatorluðun Türk egedayanan yönetici komprador-feodal kliðinin Alman emperyalizminin saflarýn da yer alma

sý ve bu kliðin Alman emperyalist yayýlmacýlýðýnýn Orta-Doðu ve Asya'daki etkili bir aracýlmesi; Ýngiliz Fransýz emperyalistlerinin, Ýmparatorluðu "ulusal" unsurlarýna ayýrmalarý vun bünyesi içinde yer alan halklarý, çeþitli uluslardan kendileriyle iþbirliði yapan kompr

Page 124: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 124/157

-feodal kliklere dayanarak yaratacaklarý himaye (manda) altýndaki ya da sözde baðýmsýz kukdevletler aracýlýðýyla yönetmeyi öngören bir planý benimsemelerine yol açtý ve savaþ sonuperyalizminin baþýný çektiði (Osmanlý Devleti'nin de saflarýnda yer aldýðý) emperyalist kaye uðrayýnca bu plan uygulamaya çalýþýldý.

Ancak Anadolu'da yaþayan Türk ve Kürt ulusundan çeþitli milliyetlerden halkýn emperyalistle baþkaldýrarak baþlattýklarý ulusal kurtuluþ savaþý bu hesabý kýsmen bozdu ve bu savaþýn

oðunun ilk anti-emperyalist ulusal kurtuluþ savaþýydý) feodal burjuva bir cumhuriyet olanTürkiye devleti doðdu.

Ulusal Kurtuluþ Savaþý'na önderlik eden sýnýf ulusal burjuvazinin uzlaþýcý üst kesiminin tve anti-demokratik (yarý-feodal) özellikler taþýyan Türk tefeci-ticaret burjuvazisiydi. Kemalist burjuvazi ulusal kurtuluþ savaþý süreci içinde, Kürtleri, onlara ulusal haklarýný tadiyle yanýna çekti. Ýki ulus, emperyalist iþgalciler ve onlarýn kuklalarýna karþý omuz omvaþtýklarý halde (kuþkusuz ayrýlýkçý ulusal akýmlar ve onlarýn ulusal hareketleri de vardýlaþmasýndan sonra, Kemalist Burjuvazi azgýn bir þovenizmle Kürtler ve onlarýn yararlandýðýemokratik haklara karþý saldýrýya geçti. Kemalist burjuvazi Kürtlerin, Osmanlýlar dönemindyana yararlana geldikleri nispi özerkliðin son kalýntýlarýný da ortadan kaldýrdý ve Türkiynýný bütünüyle denetimi altýna alarak tamamen ilhak etti.

Kuþkusuz emperyalizm döneminde milli mesele, özü itibariyle bir köylü sorunu, emperyalizmdkurtuluþ sorunu haline gelmekle ve bu dönemde çeþitli ulusal renklerden burjuvazi arasýndaki pazar paylaþýmý sorunu geri plana düþmekle birlikte, bu ikincisi de tamamen ortadan kalkmaz. Ve özellikle ulusal burjuvazinin emperyalizme baþ kaldýrdýðý ve ulusal kapitalizminelirli bir geliþme gösterdiði koþullarda, belirli bir rol oynar. Ulusal kurtuluþ savaþýnýninden sonra Kürt ve Türk feodal-burjuva sýnýflarý arasýndaki çatýþmada böylesi bir ulusallü olmuþtur. Ancak yarý-sömürge, yarý-feodal yapýnýn tasfiye edilmediði koþullarda, emperyKürt feodal-burjuvazisinin saflarý arasýnda, kýsa zamanda, hiçbir ulusal özellik taþýmayanrador tekelci bir burjuvazi yaratmýþ ve ülke üzerindeki denetimini ve Kürt ve Türk milliyenden komprador burjuvaziye ve toprak aðalarýna dayanarak saðlamlaþtýrmýþtýr. Bu, çeþitli mden komprador-burjuvazi ve toprak aðalarý arasýndaki çatýþmalar, «ulusal» deðil, ancak çeþlist kliklere baðlanmaktan gelen ve onlar arasýndaki çeliþmelerden kaynaklanan çatýþmalar

ilir.

Bugünkü koþullarda ülkemizde egemen olan Amerikan emperyalizminin baþýný çektiði emperyaliþimdiye kadar olduðu gibi Türk ulusunun ayrýcalýklý konumunu ve Ulusal Kurtuluþ Savaþý sotaya çýkan statükoyu koruyarak (genel olarak emperyalizm tarafýndan ezilen Türk ve Kürt ullarýnýn kendi aralarýndaki iliþki ele alýndýðýnda Türk ulusu ayrýcalýklý, ezen ulus durumusu bir çeþit çifte ulusal boyunduruk altýndadýr), ülkeyi yaðmalamayý ve sömürmeyi tercih eSovyet sosyal emperyalistlerinin baþýný çektiði emperyalist kamp da bugün esas olarak farbir tercih içinde deðildir. Ancak Kürdistan'ýn genelinde olduðu gibi, Türkiye Kürdistan'ýngeliþmekte olan ulusal, demokratik hareketin zorlamasý, emperyalistler arasýndaki çeliþmelerin keskinleþmesi vb. gibi nedenlerle, emperyalistler gelecekte farklý tercihler içinde olabilirler ve þimdiye kadar bir çok kez olduðu gibi, halkýn devrimci, demokratik mücadelesini saptýrabilmek ve boðabilmek amacýyla «ulusal kurtuluþçu» maskesine bürünebilirler.sosyal emperyalistleri, bugünden bu doðrultuda hazýrlýk yapmakta ve belirli adýmlar atmaktadýrlar.

Bütün bu koþullarý göz önüne alan Türkiye proletaryasý ve onun öncüsü Türkiye Devrimci Komek Türkiye genelinde çeþitli milliyetlerden halkýn emperyalizmden ve feodalizmden kurtuluþu sorunu olarak ve gerekse de ikili bir ulusal boyunduruk altýnda ezilen Kurt ulusunun ve diðer azýnlýk milliyetlerin (Arap, Çerkez, Gürcü, Laz, Ermeni vb.) tüm ulusal haklkavuþmasý sorunu olarak, milli meseleyi mevcut düzenin devrimci bir tarzda deðiþtirilmesisorununa baðlar. Ve Türkiye , Devrimci Komünist Partisi bu sorunun proletarya önderliðinde, toprak devriminin temelleri üzerinde gerçekleþtirilecek Ulusal Demokratik Halk Devriminin zaferine baðlý olarak çözümlenmesini ve bu devrimin zaferinden itibaren kesintisiz olarak geliþecek olan sosyalist devrim süreci içinde her türlü ulusal baskýnýn kaynaðýnýn k

hai olarak kurutulmasýný ve uluslar arasýndaki tarihten gelen fiili eþitsizliklerin bu süreç içinde tamamen giderilmesini savunur.

Page 125: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 125/157

Devrimci proletarya ve TDKP, çaðýmýzda bir ulusun (halkýn) kendi kaderini özgürce tayin etnin esas olarak yalnýzca devrimle gerçekleþeceði ve bunun dýþýnda bu hakkýn sözde kullanýlmcu vb. yollarýnýn bir aldatmacadan öteye gidemeyeceði görüþündedir. Hele emperyalistlerinvrimci emelleri doðrultusunda görünüþte baðýmsýz, gerçekte ise her bakýmdan emperyalizme bni-sömürge) devletler kurmalarýnýn bu hakkýn kullanýlmasýnýn bir örtüsü haline getirilmesibir ulusal kaderini tayininden hiçbir biçimde söz edilemez görüþündedir. Bu bakýþ açýsý do, bugün Türkiye genelinde, çeþitti milliyetlerden halkýn emperyalizme ve feodalizme karþý

le süreci içinde gerçek anlamda kendi kaderlerini tayin etme sorununun halâ gündemde olduðu vurgularken; Kürt sorununa iliþkin olarak emperyalistler arasý çekiþmelerin bir ürünü olrtaya çýkabilecek, komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn, ya da ulusa! burjuvazinin emperyalizmle uzlaþan üst kesiminin öncülüðündeki geri-ý ý bir ayrýlýkçý hareket karþýsýnda (tayin hakkýnýn propagandasýna özel bir aðýrlýk verirken ve Kürt halkýna karþý giriþilecekatliama kararlý bir biçimde karþý çýkarken) gerici önderliðe karþý mücadele eder ve hiçbirkoruma durumuna düþmeden bu hakkýn karþý-devrimi güçlendirecek bir biçimde kullanýlmasýna, ulusal burjuvazinin devrimci, demokratik kesiminin (esas olarak köylülük) ancak özel ve istisnai koþullar altýnda gerçekleþtirilebilecek önderliði altýndaki, anti-emperyalist blusal baðýmsýzlýk hareketini ise gericilik karþýsýnda destekler ve küçük-burjuvazinin kaçýalamalarýna ve tutarsýzlýklarýna karþý, halklar arasýna kin ve düþmanlýk tohumlarý eken þoli etkilerine karþý mücadele eder, proletaryanýn bu hareketin önderliðini elde etmesi için

aþýr.TDKP, iki ulustan ve çeþitli milliyetlerden Türkiye proletaryasýnýn temsilcisi ve öncüsüdüulus ve milliyet esasýna göre deðil, sýnýf esasýna göre örgütlenir. O, çeþitli milliyetleryanýn demokratik merkeziyetçilik esasýna dayalý homojen bir partisidir.

Soruna genel olarak yaklaþýldýðýnda Kürt milliyetinden komünistler, Kürt halký içinde yüründa ve ajitasyonda, proletarya ve halklarýn Marksizm-Leninizmin temelleri üzerinde birliðinin savunulmasýna ve çeþitli Kürt milliyetçisi ve revizyonist akýmlarýn þu ya da bu aya attýklarý, Kürdistan'ýn Türkiye'nin sömürgesi olduðu ve Kürdistan'daki esas sömürgeci gisi olduðu yolundaki tezlerine (ki bu tezlerin baþlýca amacý burjuva bakýþ açýsýyla milligünümüzde halâ, özünde çeþitli uluslardan burjuvalar arasýnda bir pazar paylaþýmý kavgasýir yandan emperyalizmin aklanmasý -ki bu durumda Türkiye kapitalist Emperyalist bir ül

ke olarak gösterilmeye çalýþýlýyor- ve diðer yandan ise bu sorunun köylülüðün toprak devrii üzerine oturtularak feodal kalýntýlara karþý mücadeleye birleþtirilmesine karþý çýkýlmasvermelidirler. Buna karþýlýk Türk milliyetinden komünistler de, Türk halký içinde yürüttüanda ve ajitasyonda aðýrlýklý olarak Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkýnýn ve istersrý bir devlet kurma hakkýnýn savunulmasýna ve Türk milliyetçiliðine ve þovenizmine karþý mvermelidirler.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Ulusal Demokratik Halk Devriminin zaferinden sonra, Kürt ulusunun tama-men özgür ve demokratik koþullarda gerçekleþtirilen bir referandumlaesin statüsünü kendisinin saptamasýný savunur. Kürt halký tercihini Türkiye Devrimci Komünisi'nin savunduðu gibi birlikten yana yaptýðý taktirde, Türkiye Devrimci Komünist Partisibirliðin bölgesel özerklik temelinde gerçekleþmesinden yanadýr; ancak, federasyon vb. biçri de -eðer Kürt halkýnýn taleplerine bu uygun düþüyorsa- reddetmez.

DEVRÝMÝN YOLU ÜZERÝNE

Her gerçek halk devrimi, burjuva ya do burjuva- feodal bürokratik militarist mekanizmayý parçalamak zorundadýr. Bu, devrimin stratejik bir sorunu ve program maddesidir. Burjuva devlet mekanizmasý parçalanmadan, onun sýnýrlarý içinde, «barýþçýl yol»la devrimindýr. Devrimin yolu, iktidarýn þiddete dayanarak nasýl alýnacaðý taktiðin konusu olmasýna vnin ve her ülke devriminin olgunlaþmasýnýn objektif ve sübjektif koþullarýnýn somut durumulmasýna karþýn, devrim, þiddete dayanmaksýzýn zafere ulaþamaz. Ve bu þiddet, ancak kitlelevrimci þiddeti olabilir. Halk kitleleri elde silah savaþmadan zafer kazanamazlar. Devrimin zaferi, objektif koþullarýn olgunlaþmasýný gerektirdiði gibi, sübjektif koþularýn di bir olgunluk düzeyinde olmasýný, ezilen kitlelerin çoðunluðunun silahlý ayaklanma karakt

kazanan siyasi eyleminin varlýðýný gerektirir. Kendi baþýna öncü bir parti ya da öncü birlarýn iktidarýný deviremez. Ýktidarýn elde edilmesi, çeþitli biçimler kazanarak geliþen kisiyasi mücadelesinin genel ve top yekün bir ayaklanmaya dönüþmesine baðlýdýr. Devrimci pr

Page 126: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 126/157

ya, iktidar hedefine yürüyebilmek için, kitle mücadelesinin ön saflarýndaki yerini almak,mücadelenin silahlý biçimlere dönüþmesinin kaçýnýlmazlýðýný kavrayarak ezilen kitleleri ganmaya hazýrlamak ve bu ayaklanmayý örgütlemek zorundadýr.

Kitlelerin mücadelesi, grev, gösteriler vb. gibi «barýþçýl» biçimlerden giderek yeni biçimrak silahlý biçimler almaya doðru geliþir. Yeni mücadele biçimlerinin, silahlý mücadele biin ortaya çýkmasý, devrimin objektif ve sübjektif koþullarýnýn geliþme düzeyine baðlýdýr.

un geliþmesi ve kitlelerin mücadelesinin ve bilinç düzeylerinin yükselmesi temelinde «barýbiçimleri eskir ve gerek bireysel ve gerekse kitlevi karakterde silahlý mücadele biçimleri gündeme gelir.

Devrimci proletarya ilke olarak bireysel þiddet eylemlerini, onun bir biçimi olan veküçük grup eylemlerinden oluþan gerilla savaþýný reddetmez. Bireysel þiddetin sistemleþtie ve çizgi haline getirilip böyle eylemlere dayanarak iktidarýn alýnabileceði fikrinin ileri sürülmesine karþý çýkan devrimci proletarya, kitle mücadelesinin yükselmesine baðlý olaikle silahlý ayaklanmalar öncesi ve ayaklanmalar arasýnda ortaya çýkan bu tür eylemlerin aklanmanýn hazýrlanmasýna katkýda bulunabileceðini kabul eder ve uygun zamanlarda bireyselddet eylemlerine baþ vurur, onlara yön verir. Hatalý olan, bireysel þiddet eylemleri ve özellikle gerilla savaþýyla ayaklanmanýn karþý karþýya konularak birbirinin alternatifi olar

mesidir.Devrim, çeþitli mücadele biçimlerinin hazýrlanmasýna hizmet ederek koþullarýný oluþturduðuayaklanmasýna dayanýr, dayanmalýdýr. Devrimin zaferi için ayaklan ma top yekün ve genel ollýdýr. Bu, ülke çapýnda iktidara yönelik ayaklanmalarýn koordine edilmesi, kitlelerin devrþiddetine dayanarak ülke çapýnda iktidarýn ele geçirilmeye çalýþýlmasý demektir. Yoksa,.gyekün ayaklanma askeri bir darbe veya benzeri bir olay deðildir. Genel ayaklanma düz bir geliþme çizgisi izlemez. Çeþitli yerel ayaklanmalardan, bireysel ve kitlevi silahlý mücelelerden vb. bileþip, oluþur, karmaþýk biçimler alýr ve her ülkede oluþan somut durumalrdlý biçimlerde gerçekleþebilir. O daima, kendi somut yolunu izler. Þurada ya da burada, ilkce devrimin koþullumun en fazla olgunlaþtýðý yerlerde, kýrlarda, þehirlerde, çeþitli bölgeyerel ayaklanmalarýn patlak vermesi ve koþullar elveriþli ise onun genel bir ayaklanmaîçinde birleþerek ülke çapýnda yayýlmasý da doðal ve kaçýnýlmazdýr. Genel ayaklanma, nisp

un zaman aralýklarýyla bir birinden ayrýlan çeþitli ayaklanmalardan oluþur ve onun uzun yaa kýsa süreli gerçekleþme biçimi doðrudan doðruya devrimin objektif ve sübjektif koþullarýbaðlýdýr.

Ülkemizdeki genel ayaklanmanýn kýsa ya da uzun süre içinde geliþme ihtimalleri vardýr. Bumallerden herhangi biri mutlaklaþtýrýlamaz.

Ülke devrimci bir karýþýklýk içine girdiði ve devrimci bir durumun var olduðu ve bunun ülkeldiði koþullarda, koþullarýn en elveriþli olduðu yerlerden baþlayarak patlayan ayaklanmaliðer bölgelerdekini etkileyerek nispeten kýsa sürede genel ayaklanmanýn zaferine ve devrimci iþçi-köylü iktidarýnýn kurulmasýna yol açabilir. Ayaklanma öncelikle þehirlerde patlakve kýsa sürede merkezi iktidarýn alýnarak iktidarýn kýrlara doðru yayýlmasý biçiminde geliayaklanmalar arasýndaki sürenin uzamasý, elveriþli koþullar da varsa çeþitli bölgelerde yevrimci iktidarlarýn kurulmasý ve bunlarýn, devrim dalgasý ülke çapýnda yükselmeye devam eitle mücadelesi geliþtiði ve egemen sýnýflar arasýndaki çeliþmeler keskinleþtiði taktirdeyasamalarý da mümkündür. Ayaklanmalarýn önce köylük bölgelerde patlamasý ve kýrlardan þehiasý ihtimal dahilindedir. Fakat hangi ihtimal gerçekleþirse gerçekleþsin, devrim, kýrdakiþehirdeki ayaklanmalarýn, uzun ya da kýsa zaman aralýklarýyla ard arda patlayan ayaklanmalarýn bileþimi olan genel ayaklanma ile zafere ulaþacaktýr. Ýktidar parça parça alýnabilirbu, ülke çapýnda iktidarýn alýnmasý perspektifini karartarak teorileþtirilemez. Bir bölgedlabilecek yerel devrimci iktidar, yerel bir ayaklanmanýn sonucu olarak ortaya çýkabilir, fakat kendi baþýna amaç olamaz. Yerel devrimci iktidarýn kurulmasý ancak genel ayaklanmanýn vs ülke çapýnda iktidarýn alýnmasýnýn bir etkeni olarak rol oynayabilir. Bu nedenle di proletarya, her koþulda genel ayaklanmanýn hazýrlanmasý için çalýþacak, mücadelesini ülkdarý ele geçirme hedefine doðru yönlendirecektir. Bu, devrimin önce kýrda ya da þehirde pa

vermesi ve genel ayaklanmanýn uzun ya da kýsa sürede gerçekleþmesi ihtimallerinden baðýmsu ayný zamanda, iþçi sýnýfýnýn, köylülüðü peþine takma ve iþçi-köylü ittifakýna dayanarakerspektifinin ve sýnýf bakýþ açýsýnýn gereðidir Proletarya kýrlarda ya da þehirlerde ayakl

Page 127: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 127/157

ine ve kýsa ya da uzun süreli devrim ihtimaline göre, yerel bir devrimci iktidar kurmak için önceden çalýþma alanlarý belirlenmesine karþýdýr. O, «köyün þehri kurtarmasý» gibii de reddederek çalýþmasýný sýnýf kýstasýna göre sürdürür ve ülke çapýnda iktidarý almayýDevrimin objektif ve sübjektif koþullarýn olgunlaþmasýnýn somut geliþirdi devrimin yolunu,el ayaklanmanýn hangi biçimi alarak gerçekleþeceðini belirler.

Devrimci durumun belirli bir bölgede ortaya çýkmasýna karþýn, onun henüz ülke çapýnda yete

uk düzeyine eriþmemesi, bölgeler, sektörler, üretim dallarý arasýndaki farklýlýklardan veeþitsizliðinden dolayýsýyla kapitalizmin bunalýmýnýn buralarda farklý düzeylerde olgunlaþnaklanýr. Dýþa baðýmlý, çok yönlü olmayan, kendi ulusal pazarý etrafýnda merkezileþme yennayi temeli olmayan bir ekonomi yaratýp kendi uzantýsý bir komprador kapitalizmi geliþtiren emperyalizm, tekelci kapitalizm; bölgeler, üretim dallarý ve sektörler arasýndaki eþitzliðin geliþmesine yol açar. Çünkü hem kapitalizm genel olarak eþitsiz geliþir ve onun çelaþýrý düzeyde keskinleþtirir ve emperyalizm bu eþitsizliðin derinleþmesine yol açar; hemador kapitalizmi dengesiz ve þekilsiz geliþerek, üstelik feodalizmi tasfiye etmeyip onunla içice girerek eþitsizliðin iyice artmasýna neden olur. Kalýntýlar halinde yaþadýðý kaalizm de eþitsizliðe yol açar. O, bölgelerin, üretim birim ve dallarýnýn birbirinden kopukemelinde var olur. Kalýntýlar halinde olsa da, bu durum belirli bir farklýlýk ve eþitsizlik etkeni olarak varlýðýný sürdürür.

Tüm bu eþitsizlikler ve onlarýn geliþmesi .devrim durumunun çeþitli yörelerde nisbeten farylerde olgunlaþmasýnýn etkenleridir. Eþitsizliðin zaten kapitalizmin özünde olmasý, genelnmanýn çeþitli yerel ayaklanmalardan bileþmesini açýklarken; artan eþitsizlik etkenleri deel ayaklanmanýn nisbeten uzun süreli olarak gerçekleþmesi doðrultusunda rol oynar. Ama eþiizlik etkenlerinin þu veya bu potansiyel boyutu, somut durumda oynayacaklarý rolün daha önceden belirlenmesine olanak vermez. Çeþitli ulusal ve uluslararasý etkenlere baðlý olak (meta ve pazar ekonomisi ve geliþen Ýþ bölümünün tüm ülkeyi, üretimi, sömürücüleri ve söadýðý da dikkate alýnýrsa) bu etkenler rollerini somut olarak oynarlar. Bunalým ve devrimcdurumun dalgalar halinde yayýlmasýnýn hýzlý ya da yavaþ gerçekleþmesine, kesintiye uðramasuðramýþ kapitalizmin bunalýmýnýn yoðunluðuna ve çok yönlülüðüne vb. baðlý olarak genel ayae bir yol izleyebilir.

Kuþkusuz proletaryanýn ve genel olarak halk kitlelerinin bilinç ve örgütlenme düzeylerininsekliði ve doðru bir stratejik ve taktik önderlik, genel ayaklanmanýn ülke çapýnda örgütleve geliþmesine hýzlandýrýcý yönde bir etkide bulunur. Devrimin objektif koþullarý temelindtif etkenler, genel ayaklanmanýn hangi biçimde gerçekleþeceðini belirlemez, ama çeþitli geihtimalleri üzerinde onun etkisi de küçümsenmemelidir.

Devrimin objektif ve sübjektif koþullarýnýn olgunlaþma seyrindeki farklýlýklar (bunlarýn üpitalizmin ve feodalizmin ekonomik ve siyasi bunalýmýnýn geliþmesinden kaynaklandýðý açýktin öncelikle þehirlerde ya da kýrlarda patlak vermesine yol açabilir. Ama bunalým ve devrimci durum þehirlerde geliþirken kýrlarda (ya da tersi) hiç geliþemezlik edemez. Ve bundandolayý þehirlerde ayaklanmalar patlak verirken kýrlarýn tamamýyla hareketsiz olmasý (ya daersi) mümkün deðildir. Bu nedenle devrimin kýrlarda ya da þehirlerde patlak vermesi ancakbir öncelik sorunudur. Sonuç olarak kýr, þehiri kurtaramayacaðý gibi, köylü hareketiyle bin iþçi hareketinin, köylerin desteklemediði þehirlerin tecrit olmasý ve yenilmesi doðaldýrim öncelikle nerede patlak verirse versin, yapýlmasý gereken iþçi-köylü temel ittifakýný sçalýþmak, Ýþçi ve köylülerin birleþik mücadelesini örgütlemek ve þehir ve kýr ayaklanmalanma içinde birleþmesini kolaylaþtýrmaktýr.

Her devrim kazançlarýný koruyup savunmak için devrimci bir orduya ihtiyaç duyar. Ayaklananiþçi ve köylüler silahlanýp ordulaþmadan geleceklerini güvence altýna alamazlar, ellerinekleri mevzileri koruyamazlar.

Devrimci ordu kitlelerin ayaklanmasýna dayanarak oluþturulabilir. Bunun için kitlelerisilahlandýrmak gerekli olduðu kadar, zaten silahlanmýþ iþçi ve köylülerin oluþturduðu gerndeki askerleri kazanmak ve asker meclislerinin kurulmasý için mücadele etmek de gerek

lidir. Gerici ordunun parçalanmasý ve halkýn silahlandýrýlmasýna dayanan devrimci ordununrulmasý birbirinden koparýlamaz. Halkýn silahlandýrýlmasýndan yalnýzca silahsýz iþçi ve kösilah verilmesi anlaþýlamaz. Ýþçilerden, köylülerden ve gerici ordu içindeki askerlerden

Page 128: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 128/157

devrimci ordunun halkýn silahlandýrýlmasýna dayanmasý; onun halký ezmekle görevli özel siezelerden oluþmamasý, militarist bir kurum olmamasý, aksine militarist aygýtýn, gerici sýnrýn bu þiddet aletinin parçalanmasýnýn alternatifi olmasý demektir.

Ýlk Önce merkezi iktidarýn alýnýp devrimci ordunun merkezi olarak ya da önce yerel devrimciktidarýn ya da iktidarlarýn kurulup devrimci ordunun buralardaki ayaklanmalara dayanarak oluþmasý ihtimallerinden baðýmsýz olarak, ayaklanan kitleler ordusuz edemezler. Ýste

merkezi ister yerel olsun, devrimci iktidar, devrimci bir ordu, olmadan ayakta kalamaz, otoritesini saðlamlaþtýrýp yaygýnlaþtýramaz.

Devrimci ordu, halk ordusu, ayný zamanda devrimci iþçi-köylü diktatörlüðünün bir kurumu vear üzerinde bir þiddet aletidir.

I. KONGRE BELGELERÝ (15)TOPRAK DEVRÝMÝ ÜZERÝNE

Emperyalizmin uzantýsý komprador tekelci kapitalizmin ve feodal kalýntýlarýn hüküm sürdüðüfeodal Türkiye'de yaþanmakta olan Ulusal Demokratik Halk Devriminin özü ve temeli, köylülü

-feodal toprak devrimidir.Türkiye, kapitalist geliþme aþamasýna esas olarak, emperyalizm döneminde ve emperyalist üllerin sermaye ihracýna baðlý olarak girdi. Bu durum, ülkemizde geliþen kapitalizmin kýsa zanda, emperyalizmin uzantýsý ve onun çürümüþlüðünü tümüyle temsil eden komprador-tekelci bteliðine bürünmesine yol açtý. Ülkede meta ekonomisinin geliþmesine ve bunun sonucunda köya sürecine girmesine (ki bu süreç bugün oldukça ilerlemiþtir) baðlý olarak ulusal niteliktr kapitalizm de bir ölçüde geliþti. Ancak bu geliþme güdük ve sýnýrlý kaldý. Çünkü, emperynomisine egemen olmuþ ve feodal kalýntýlarla birleþerek, ulusal bir sanayi kapitalizminin geliþmesini, egemen olmasýný ve sanayi devrimini gerçekleþtirmesini engellemiþtir.

Feodal kalýntýlarýn ortadan kaldýrýlmasýnýn sanayi burjuvazisi tarafýndan gerçekleþtirilmegibi yanlý! geri tarým ülkelerinde, bu kalýntýlarý kökten ve kalýcý olarak tasfiye etmeni

lu, dünya sosyalist devrim sürecinin bir parçasý olan proletarya önderliðindeki Ulusal Demratik Halk Devriminin, ve onun özü, temeli ve ayrýlmaz bir parçasý olan köylü toprak devrin gerçekleþtirilmesidir.

Köylü toprak devriminin esas amacý, her türlü feodal kalýntýnýn kaynaðýný oluþturan yarý fnomisini tasfiye etmektir. Ancak çaðýmýzda emperyalizme, faþizme ve onun her türden siyasiletine, reformist ve revizyonist çanak yalayýcýsýna karþý mücadele ile birleþtirilemeyen aodal bir köylü mücadelesi baþarýsýzlýða mahkumdur. Bu birleþme iþçi-köylü temel ittifakýnýbu temel üzerinde þehir küçük-burjuvazisinin devrim saflarýna kazanýlmasýnda ve ulusal burnin siyasi olarak tecrit edilmesinde ifadesini bulur. Baþka bir deyimle Ulusal Demokratik Halk Devriminin özü itibariyle bir köylü-toprak devrimi olmasý, bu devrimin çeþitlrjuva veya küçük-burjuva sýnýf ve katmanlarýn önderliðinde gerçekleþeceði anlamýna gelmez.atik Halk Devrimi, eski tipte burjuva demokratik devrimlerinden farklý olarak, artýkproletarya önderliðinde bir iþçi-köylü devrimidir. Proletarya bu devrime bütün gücüyle kan önderliðini ele geçirecek, siyasi demokrasiyi en tam ve en geniþ bir biçimde gerçekleþtiktir.

Ancak devrimci proletarya ve onun örgütlü öncü müfrezesi Türkiye Devrimci Komünist Partisiki, kendi baþýna ele alýndýðýnda tam bir siyasi demokrasi ve en radikal bir demokratik deim bile proletaryanýn ücret köleliðinden kurtulmasýný getirmez, ancak onun koþullarýný yaral Demokratik Halk Devrimi, burjuva bir karakter taþýr ve ancak ulusal kurtuluþ (emperyalizmden ve feodalizmden kurtuluþ) sorununu çözümleyebilir. Çaðýmýzýn ulusal ve sosyal kuelelerinin devrimin iki farklý aþamasýna damgasýný vurmakta birlikte; belli ölçülerde ve bleriyle iç Ýçe geçmeleri kaçýnýlmazdýr. Bunun için biz, salt bir köylü devriminden deðil,liðindeki bir Ýþçi-köylü (halk) devriminden söz ediyoruz.

Bu bakýmdan Türkiye devrimci proletaryasýnýn ve onun öncüsü Türkiye Devrimci Komünist PartTarým Programý, küçük-burjuva siyasi hareketlerinkinden farklý olarak, kýrsal alanlardaki

Page 129: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 129/157

türlü feodal kalýntýyý silip süpürmek ve yarý-feodal toprak aðalýðý sistemini bir bütün olak için mücadele eden bir köylü devriminin programýdýr.

Proletaryanýn ve onun devrimci öncüsü Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin Tarým Programýolmasa bile baþlýca bir «köylü programadýr ve onun köylü sorunu karþýsýndaki tutumunu tanlarak Programýmýz ve özel olarak da Tarým Programýmýz, yarý-feodal iliþkilerin, ortaçað kaalanlardan bütünüyle silinip atýlmasýný, bunun için köylülüðün devrimci enerjisinin hareke

; köylülüðün komprador-kapitalizme. feodalizme ve emperyalizme karþý iþçi sýnýfý önderliðianýlmasýný ve iþçi-köylü ittifakýnýn gerçekleþtirilmesini ve kýrsal alanlarda sýnýf mücadein kolaylaþtýrýlmasýný, devrimin kesintisiz olarak sürdürülmesini amaçlar.

"Proletarya ve Türkiye Devrimci Komünist Partisi, Köylü Komiteleri eliyle toprak aðalarýnýlerindeki topraklara ve hazine topraklarýna tazminatsýz olarak e! konulmasýný, feodal, yarý-feodal iliþkilerin hüküm sürdüðü topraklarýn Köylü Komiteleri tarafýndan köylülere daðiktatörlüðü altýnda bütün topraklarýn millileþtirilmesini savunur.

Topraðýn Millileþtirilmesi

Millileþtirme bütün toprak üzerindeki özel mülkiyetin ve mutlak rantýn kaldýrýlmasýdýr. To

ilmesi kavramý, ekonomik gerçekler açýsýndan ele alýndýðýnda, meta toplumunun, kapitalistbir kategorisidir. Toprakta özel mülkiyetin reddi kapitalizmin reddi deðil, tersine en katýksýz kapitalist geliþmenin bir talebidir. Baþka bir deyiþle top-,topraðýn millileþtii sosyalist bir önlem deðil, burjuva bir önlemdir Bu önlem ekonomik geliþmeyi, rekabeti vesermayenin tartma akýþýný kolaylaþtýracak, tahýllarýn fiyatlarýný düþürecek, kýsacasý tari hýzlandýracaktýr.

Toprakta özel mülkiyetin kaldýrýlmasý demek olan millileþtirme, toprakta sermayenin serbesyatýrýlmasýnýn ve sermayenin üretimin bir dalýndan diðerine serbest akýþýnýn bütün engelleburjuva toplumunun yapabileceðinin en azamisidir. Kapitalizmin özgür, yaygýn ve hýzlý gelsi, sýnýf mücadelesi için tam bir özgürlük, tarýmý «az gelir getiren» endüstrilere döndürerýn ortadan kaldýrýlmasý iþte kapitalist üretim sistemi altýnda topraðýn millileþtirilmesiudur.

Fakat proletaryanýn ve emekçi halkýn, burjuvazinin (ülkemizde komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn) ekonomik ve siyasi egemenliðini hedef aldýðý, proletaryanýn bütün özel mülhedeflediði, proleter devriminin çözülmek üzere gündemde olduðu ve burjuvazinin kendini deraklandýrdýðý günümüz koþullarýnda, burjuvazinin topraðý millileþtirmesi beklenemez.

Bu bakýmdan komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýnýn ekonomik ve siyasi egemenliðinin sürdar altýnda proletaryanýn ve öncü müfrezesi Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin bir gerçealebi olarak topraðýn millileþtirilmesi talebini Ýleri sürmesi son derece hatalý olur. Topmillileþtirilmesi talebi, bugün içinde bulunduðumuz durumda ülkemizin sosyo-ekonomik yapýsn, siyasi bakýmdan uygun bir talep deðildir. çünkü komprador burjuvazi ve toprak aðalarý bgeçmiþtir ve komprador-burjuvazi de kendini topraklandýrarak asalak ve rantiyeci birsýnýf haline gelir. Bunun için onlarýn toprakta özel mülkiyeti kaldýrmasý beklenemez. Tersmprador-burjuvazi ve toprak aðalan ve onlarýn faþist diktatörlüðü, köylülüðü her düzene bai feodal sömürü ve baðýmlýlýk iliþkilerini güçlendirmek için yeni önlemler almaktadýr.Fakat devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü altýnda topraðýn millileþtirilmesi, ekonomik açýdanen uygun önlemdir. Çünkü devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü altýnda topraðýn millileþtirilmniden canlandýrarak, bu alanda geliþmeyi hýzlandýracak, özel mülkiyetin bir biçimine indirbir darbe olacak ve tarýmda sosyalist ekonomiye geçiþin koþullarýnýn hazýrlanmasýnýn birlacaktýr.

Bu bakýmdan devrimci iþçi-köylü diktatörlüðü altýnda bütün topraklar millileþtirilecek; yamülkiyet hakký kaldýrýlacak, topraðýn satýlmasý, satýn alýnmasý, kiralanmasý ve baþkasýnalanacaktýr.

El konulan Topraklar Köylü Komiteleri aracýlýðýyla toprak aðalarýnýn ellerindeki topraklarine topraklarýna hiç bir tazminat ödenmeksizin el konulacaktýr.

Page 130: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 130/157

Page 131: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 131/157

Page 132: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 132/157

niteliðe sahiptir.

Esas olarak orta burjuvazinin oluþturduðu ulusal burjuvaziye gelince, o, sermaye sahibi kapitalist bir sýnýf olmasýna karþýn, emperyalizmin (ve komprador kapitalizmin) ve feodalizmin baskýsý altýnda olmasý ve sermaye birikiminin bu yapý tarafýndan engellenmesi dolla iç ve dýþ gericilikle çeliþen ve demokratik devrimde objektif olarak çýkarý bulunan biradýr. Ama öte yandan ulusal burjuvazi emperyalizm ile, komprador-kapitalizmi ve feod

alizm Ýle baðlara sahiptir ve bu nedenle Ýç ve dýþ gericilikle uzlaþmaya yatkýndýr. Ayrýcareketi de onu gericilikle birleþmeye yöneltir. Küçük-burjuvazinin kararsýzlýðýndan farklýbu durumunun yaný sýra, kapitalist bir sýnýf olmasý ve demokratik devrimin kapitalist gericiliði, uluslararasý tekelci burjuvaziyi hedef almasý dolayýsýyla kaçýnýlmaz bir tutarsýzur ve zaman zaman karþý-devrim saflarýna meyleder. Devrimle karþý-devrim arasýnda yalpalarGenellikle ulusal burjuvazinin alt kesimleri devrime, üst kesimleri karþý-devrime eðilimgösterir.

Ulusal Demokratik Halk Devrimi aþamasýndaki yarý-sömürge, yarý-feodal Türkiye'de sosyalizmunu açmak için demokrasi ve baðýmsýzlýk uðruna mücadele eden proletarya, köylülüðü kapitalederek peþine takmaya çalýþan, gericilikle uzlaþma eðilimine sahip burjuvaziyi tecrit etmeve tarafsýzlaþtýrmaya çalýþýr. Bu, baþlýca, köylülüðün burjuvazinin etkisinden kurtarýlma

sunda ileriye doðru çekilmeye çalýþýlmasý, uzlaþmacý eðilimlerin üstesinden gelinerek demomin tamamlanmasý ve devrimin kesintisiz sürdürülmesi olarak yansýr. Proletarya burjuvaziyitecrit ederek, köylülüðü kendi yedeði haline getirmeye çalýþýr.

Proletaryanýn, yalnýz demokratik devrimde deðil, sosyalist devrim uðruna mücadelede de güvilir bir müttefik olan yoksul köylülerle birliði, Ulusal Demokratik Halk Devriminin zaferinin ön koþuludur. Proletaryanýn yoksul köylülerle ittifaký, devrimin kaderini belirler vbu, diðer müttefiklerin etrafýnda toparlanacaðý temel ittifaký oluþturur. Yoksul köylülükkýr yarý-proletaryasý ile sýkýca birleþmeye çalýþan proletarya, kýrýn ve þehirin küçük-buranmaya çalýþýr. Ulusal burjuvazinin tarafsýzlaþtýrýlmasý çabasýnýn sürdürülmesi, onun karþenmesi ve devrime meylettiðinde ki bu, genellikle, devrim ulusal bir devrim olarakgeliþtiðinde mümkün olabilir onunla geçici ve koþullara baðlý uzlaþmalar yapýlmasýna engene gereklidir.

Gericiliðin çeþitli gruplarýyla belirli koþullarda giriþilebilecek uzlaþmalara devrimin dodeðil, dolaylý bir ittifaký olabilir. Böyle geçici ve koþullarda giriþilebilir uzlaþmalarimin doðrudan deðil, dolaylý bir itici gücü olabilir. Böyle geçici ve koþullara baðlý uzladaki çeliþmelerden yararlanma demektir. gericiliðin hiç bir kesimi ya da grubu devrimcipotansiyel taþýmaz. Halk Cephesi içinde gericiler hiçbir zaman yer alamazlar, tersine bucephe onlara karþýdýr.

Proletarya devrimci müttefiklerini bir Halk Cephesi içinde örgütlemeye çalýþýr. Bu cephe,proletarya iliðinde devrimin kesin zaferini garanti eder ve o, ancak proletaryanýnMarksist-Leninist partisi olan Türkiye Devrimci Komünist Partisi yönetiminde örgütlü güçlebir araya getirilmesiyle oluþturulabilir.

Halk Cephesinin programý, proletaryanýn asgari programý olan Ulusal Demokratik Halk Devriminin programýnýn temel talepleri üzerinde þekillenebilir. Çünkü Ulusal Demokratik Halkrimi programý, proletarya (ve yarý proletaryanýn) asgari taleplerinin gerçekleþmesini öngö, diðer devrimci sýnýflarýn en ileri talepleri içermektedir. Halk Cephesi programý, herhanbir dönemde devrimin temel taleplerini içermeyen reformcu program olamaz. O, baðýmsýzlýksiyasi demokrasinin elde edilmesini ve bunun temeli olarak komprador-feodal sömürü vebaskýnýn ve emperyalist tahakkümün tasfiyesi amaçlarýný kapsamazlýk edemez. Belirli dönemphesinin etrafýnda örgütlendiði Ulusa! Demokratik Halk Devrimi programýnýn belirli talepleön plana çýkabilir ve cephe bu talepleri özellikle savunabilir. Ama, onun, düþmanlarýnýndost gören, onla ne alan ya da onlara karþý mücadeleyi tatil eden bir programý olamaz.

Partimiz, iþçi sýnýfýný, yoksul köylülüðü ve þehir ve Kýr küçük-burjuvazisini; gençliði ve

rdýmýyla ve kitle örgütleri temeline dayalý olarak Halk Cephesi içinde örgütlemeye ve bu cyönetmeye çalýþacak, mümkün olduðunda ulusal burjuvaziyi de (geçici olduðunu bilerek) bukmeyi reddetmeyecektir. Partimiz, bu cephenin yerine geçemeyeceðini akýldan çýkarmadan, on

Page 133: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 133/157

un oluþturulmasýna hizmet edecek olan, çeþitli devrimci siyasi gruplar arasýnda devrimci platformdaki tüm bloklaþma ve eylem birliklerini kabul eder ve böyle birlikleri gerçekleþtirmeye çalýþýr.

Halk Cephesi ve onun oluþturulmasýna hizmet edecek geçici bloklaþmalar ve eylem birlikleri, siyasi demokrasiyi ve ulusa! baðýmsýzlýðý gerçekleþtirmeyi hedeflediðinden, ancak demomelinde örgütlenebilir.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, devrimci-demokrasi mücadelesinin de en tutarlý savaþçýsak, devrimimizin bugün içinde bulunduðu ulusal-demokratik aþamada kurulacak olan Halk Cephesinin programýnýn þu temel talepleri .içermesi gerektiðini savunur ve bunun için mücadeder:1) Komprador - feodal oligarþinin egemenliðindeki mevcut devlet cihazý (bugünkü biçimiylest diktatörlük þiddete dayanan devrimle parçalanmalý; iþçi, köylü, asker meclisleri temelian devrimci-demokratik diktatörlük kurulmalýdýr,2) Emperyalizmin ve sosyal emperyalizmin ekonomik ve siyasi egemenliðine son verilmeli, bu egemenliðin aracý olan tüm anlaþmalar iptal edilmelidir. Emperyalist savaþ tehlikesine ve militarizme karþý devrimci bir mücadele verilmelidir.3) Siyasi özgürlük (toplantý, basýn, örgütlenme vb. özgürlükler) tam olarak gerçekleþtiril

Tüm tekelci iþletme ve kurumlara ve onlarýn her türlü malýna iþçi-köylü diktatörlüðü tarafonomi iþçi ve köylülerin yararýna yeniden düzenlenmelidir,5) Devletin ve toprak aðalarýnýn ellerindeki tüm topraða Köylü Komiteleri aracýlýðýyla tazk el konulmalýdýr; feodal, yarý-feodal iliþkilerin hüküm sürdüðü tüm topraklar, onlarý iþldal baðýmlýlýk ve baskýya tümüyle son verilmelidir. Tefecilik yasaklanmalý, köylülerin bantefecilere olan tüm borçlarý iptal edilmeli, topraklarý üzerindeki Ýpotekler kaldýrýlmalýd6) En çok 8 saatlik iþgünü genelleþtirilmeli, çalýþma koþullarý düzeltilmelidir,7) Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tayin hakký gerçekleþtirilmeli, tüm azýnlýk milliyindeki ulusal baskýya son verilmelidir. Türk ordusu Kýbrýs'tan çekilmelidir,8) Sosyalist ülkeler (bugün tek sosyalist ülke olan Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti) desteklenmeli, dünya proletaryasý ve tüm anti-emperyalist hareketlerle dayanýþma halinde bulunulmalýdýr.Türkiye Devrimci Komünist Partisi önderliðinde somutlaþan, proletaryanýn geniþ halk kitlel

e önderliðinin anlamý kitlelerin bu talepler çerçevesinde toplanmasý ve mücadeleye sevk edsidir.

«MAO ZEDUNG DÜÞÜNCESÝ» ÜZERÝNE

«Mao Zedung Düþüncesi», günümüz modern revizyonizminin bir deðiþkeni olan, küçük-burjuva biðin ifadesidir. Mao Zedung'un (ve onun fikirlerinin), Cin devriminin geliþme süreci içinde oynadýðý rol de bu konumuna uygun olmuþtur; Mao Zedung ve onun fikirleri demokratikdevrimde tüm tutarsýzlýklarýna ve yalpalamalarýna karþýn, objektif olarak ilerici ve devribir rol oynamýþ, ancak sosyalizm ve proletarya diktatörlüðü karþýsýnda, proletaryanýn öndeen ve ütopik bir köylü sosyalizmi ve «tüm halkýn devleti» sahte hedefi ardýnda koþan küçükdeolog (ve ideoloji) olarak, anti-Marksist-Leninist ve burjuva-revizyonist, gerici bir kimliðe bürünerek, adým adým dünya gericiliðine yaklaþmýþ ve büyük Çin halk devrimibir yitirilmesine ve sonunda Çin'in bugün geldiði yere, dünya gericiliði ile bütünleþmiþmperyalist ve sosyal-faþist bir ülke haline gelmesine yolu açmýþtýr.

Felsefi bir «akým» olarak «Mao Zedung Düþüncesi», Marksist diyalektik ve tarihi materyaliznel yasalarýný inkar eden ve bunlarýn yerine eski Çin filozoflarýnýn idealist ve ilkel diyektik yinelemelerinden, Proudhonun küçük-burjuva anarþist hayallerine kadar ve Narodnizmin ütopyalarýndan, modern revizyonist ideologlarýn karþý-devrimci, revizyonist yavelerine kadar bir çok düþünce akýmlarýnýn» çeþitli öðelerini, Marksizm-Leninizmin en genel bir takdoðrularýnýn ardýna gizlemeye çalýþan olaðanüstü eklektik bir fikirler karmaþasýdýr. Bu fia eklektik bir özellik kazandýran yanlarý bir tarafa býrakýldýðýnda Mao Zedung'un ve ÇKP'nne yol gösteren en belirgin özellikleri Marksist diyalektiðin, inkarýn inkarýnýn ve nitelideðiþikliklerine yol açan zýtlarýn mücadelesi ve dönüþmesi yasasýnýn, zýtlarýn mutlak birl

erin iradi olarak uzlaþabilir çeliþmeler olarak ele alýnmasý temelinde tahrip ve inkar edilmesi; böylece toplumsal geliþmenin devrimler aracýlýðýyla ve yeninin eskiyi inkar ederekun yerini almasýyla sürekli akýþýnýn yerine, evrimci, duraðan, mekanik ve idealist bir tar

Page 134: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 134/157

l bakýþ açýsýnýn geçirilmesi ve pratikte kapitalizmin ve burjuvazinin yaþatýlmasýnýn teori.

Bu konumuna uygun olarak «Mao Zedung Düþüncesine damgasýný vuran proletaryanýn anti-kapita, bilimsel sosyalist bakýþ açýsý deðil, ama küçük-burjuvazinin (köylülüðün) soyut bir yoksrþýtlýðýndan kalkýnan ütopik ve yararcý bakýþ açýsýdýr. Mao Zedung'un bilimsel komünizme ianýr.

«Mao Zedung Düþüncesi», proletarya diktatörlüðü, proletarya diktatörlüðü sisteminin kurulme proletaryanýn elindeki en önemli araç olan Parti, proletarya diktatörlüðünün temelini olhalk meclisleri ve sosyalizmin kuruluþunda izlenecek çizgi konularýnda da Marksizm-Lenini2min karþýsýnda yer alýr.

Mao Zedung, partiyi hiçbir zaman iþçi sýnýfýn Marksist-Leninist ideolojisiyle donanmýþ biren yüksek sýnýf örgütü ve onun öncü müfrezesi olarak kabul etmedi. O, bunun yerine partiyili ideolojilerin kol gezdiði, proletaryanýn sosyalizm ve komünizm için yürüttüðü mücadeledve eylem birliðinin sembolü olmasý yerine, baðrýnda çeþitli hizipleri barýndýran ve bu hizbirbirlerini tasfiye etmesinin bir aracý olarak kullanmaya çalýþtýklarý; esas çalýþma alank seçen ve bir parçasý olduðu bu «sýnýfýn» içindeki tüm parçalarý ve çeliþmeleri yansýtan;

eolojik, siyasi ve örgütsel hiçbir bakýmdan kesin bir sýnýr çekmeyen; bütün bu alanlarda be darbecilikle, liberalizm ve kendiliðindenciliðin yan yana yaþadýðý, demokratik merkeziyeikten uzak ne idüðü belirsiz bir örgütlenme olarak görmüþtür.

Mao Zedung'un «Proletarya Diktatörlüðü» olarak tanýmladýðý sistem, çok öncelerden beri, küar tarafýndan çeliþkili sýnýfsal konumlarýn teorik bir yansýmasý olarak «keþfedilmiþ» ve Ç'-dan önce Sun Yat-sen tarafýndan kurulmaya çalýþýlan, sözde emek ile sermaye (ve proletarle burjuvazi) arasýnda saðlanacak kalýcý bir uyuma ve bu temelde proletarya, köylülük, þehjuvazisi ve ulusal (orta) burjuvazinin (ve onlarýn siyasi partilerinin) sürekli ittifakýna dayanan «bütün halkýn» (özünde burjuvazinin) egemenliðini temsil eden devrimci demoir cumhuriyettir. Bu, Marksizm-Leninizmin proletarya önderliðinde yeni demokratik devrimin üst yapýsý olarak savunduðu; özünde proletarya diktatörlüðüne denk düþen, iþçi sýnýf(sömürücü sýnýflarýn ve onlarýn temsilcilerinin dýþlandýðý) halk meclisleri örgütleri tem

letaryanýn Marksist-Leninist partisi aracýlýðýyla tek baþýna yönettiði (ve burjuvazi üzerikün bir diktatörlük olan) sosyalist bir diktatörlüðe doðru kesintisiz olarak geliþen devrimokratik diktatörlükten özü ve sýnýfsal karakteri bakýmýndan farklýdýr. Nitekim Mao Zedungletin emekçi halk meclisleri temeline dayanmasýný sürekli reddetmiþ, bunun yerine içinde bjuvazinin «üç üçte bir sistemi» uyarýnca sürekli temsil edildiði örgütleri savunmuþ ve bunletaryanýn devleti tek baþýna, Komünist Partisi aracýlýðýyla yönetmesini «kötü bir þey» olunun yaný sýra O, proletaryanýn sendikalar gibi, devrimin zaferinden sonra proletaryadiktatörlüðü sisteminin bir parçasý haline gelen, onu bürokratik-liberal sapmalara karþý dn ve iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýný bu sapmalardan Kaynaklanan saldýrýlara karþý koruyan kitleaman gerekli dikkati göstermemiþ; aksine bu örgütlerin baltalanmasýna ve fiilen daðýtýlmasmmuþtur.

Mao Zedung'un sosyalizmin inþasýnda izlenecek yol konusundaki tavrý da böyledir. Özel mülketin sýnýrlan dýþýna çýkmayan bir küçük-burjuvanýn bakýþ açýsýndan O, sosyalizmin burjuvazarafýndan ortaklaþa inþa edilmesini ve «burjuvazinin sosyalizmle bütünleþmesini» savunmuþtZedung bu temelde proletaryanýn sosyalizmin inþasýnda aðýrlýk noktasýný, kendisini ekonomil ve siyasi olarak güçlendirecek sosyalist bir aðýr sanayiinin kurulmasýna vermesini, köylan proletaryanýn zenginleþmesi olarak görmüþ; bunun karþýsýnda esas aðýrlýðý kollektif kapeden devletle, özel kapitalistler arasýnda kurulacak ortaklýklar tarafýndan geliþtirilecekgeri teknolojiye dayanan bir hafif sanayiye ve kýrsal alanlarda köylülerin «kulaklar vetoprak aðalarý» ile birlikte oluþturduklarý topraðýn ve baþlýca üretim araçlarýnýn özel myanan ve yine kollektif kapitalizmden baþka bir þeyi temsil etmeyen kooperatif iþletmelere vermiþtir. Köylü sosyalizmi hayalleriyle birleþen bu pratik, yalnýzca Çin Halk Devrimin güçlü darbeleri altýnda ve sosyalist ülkelerin de yardýmlarýyla kýrýlan emperyalist boyve esas olarak tasfiye edilen feodal kalýntýlarýn engellenmesinden kurtulmuþ olarak hýzla

geliþen Çin kapitalizminin, yeni bir temelde dünya emperyalist sistemi ile yeniden bütünleesine ve Çin'in diðer emperyalist ülkelere göre geri bir ekonomik temele sahip olan sosyal emperyalist bir ülke haline gelmesine yol açmýþtýr. Çin'in bugün geldiði yer ve Hua-Den

Page 135: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 135/157

in siyasetleri ve uygulamalarý Mao Zedung'un fikirleri ve pratiðinden ayrýlmaz. Ancakonlarýn, küçük-burjuva eklektisizmlerinden, burjuva-kapitalist özleri doðrultusunda bellie^arýndýrýlmasýný ve sistemleþtirilmesini ifade eder. Bugün Çin'de ekonomiye yol gösterenKruþçev ve Brejnev'in burjuva-revizyonist ve sosyal emperyalist Sovyetler Birliði'ndeki ilkelerle (ki bunlarýn tümü kapitalist ekonominin yasalarýna dayanýr) tümüyle aynýdýr.

Mao Zedung'un Marksizm-Leninizme yaptýðý en büyük «katkýlardan» (!) biri olarak gösterile

alanýnda proleter devriminin sürdürülüp geliþtirilmesi olarak lanse edilen «Kültür Devrimivizyonist yöneticilerinin anti-Marksist siyasetlerinin yol açtýðý hoþnutsuzluk temelinde kdiliðinden patlak veren ve ÇKP içindeki hiziplerin mücadelesi olarak geliþen toplumsal kargaþalýklardan baþka bir þey deðildir. Bu kargaþalýklarýn proletaryaya ve onun Marksist-Lenpartisi önderliðinde burjuva-revizyonist ideoloji ve fikirlere karþý proleter kültürü gelik için emekçi kitlelerin yürüttüðü sürekli bir mücadeleyi ifade eden Marksist-Leninist birimi anlayýþýyla hiçbir ilgisi yoktur.

Mao Zedung'un, demokratik devrim konusuna yaklaþýmý da bir çok Marksist-Leninist formülasyonla maskelenmiþ olsa da, özünde anti-Marksist ve yalpalayan tutarsýz bir köylü devrimcisin yaklaþýmýdýr. Mao Zedung., küçük-burjuva bakýþ açýsý doðrultusunda demokratik devrim sorve komünizmi gerçekleþtirebilmek için atýlmasý zorunlu bir adým olarak deðil, baþlýna bir

yaklaþmýþ ve Çin toplumunu ger-ý ek durumu ve çeliþkileri içinde deðil, yalnýzca emperyaldalizmle olan çeliþkisi açýsýndan ele almýþtýr. Toplumun baðrýnda o zamanlar olgunlaþmaktaeryalizm ve feodalizm ile olan çeliþmenin çözümlenmesinden sonra bütünüyle belirleyici birkazanan proletarya ile burjuvazi arasýndaki çeliþmeye gözlerini kapatan Mao Zedung, «halketici güçlerle üretim iliþkileri arasýndaki çeliþkinin niteliðinin ve muhtevasýnýn deðiþmebileþimi belirli ölçülerde deðiþecek, kendi içinde çeliþkili bir toplumsal kategori olarakkçýlarýn eskiden beri yaptýklarý gibi, kendi içinde uyumlu bir bütün olarak deðerlendirmiþygun bir siyaset izlemeye çalýþmýþtýr. Bu yaklaþým, doðal olarak demokratik devrimden sosyvrime kesintisiz geçiþin ve demokratik iþçi-köylü diktatörlüðünün sosyalist diktatörlüðe dir. Mao Zedung, demokratik devrime, bir Marksist-Leninist olarak deðil, bir devrimci-demokrat olarak katýldýðýndan ve sosyalist devrimi gerçekleþtirmek diye bîr sorunu olmademokratik devrimde proletaryanýn sosyalist görevlerini hiç bir zaman yerine getirmemiþve eyleminin ve dikkat alanýnýn merkezine proletaryayý deðil, köylülüðü koymuþtur.

Mao Zedung'un ve ÇKP yönetiminin küçük-burjuva sýnýf konumundan gelen uzlaþmacýlýðý ve yalatik devrimde de çeþitli biçimlerde etkisini göstermiþ; bu durum, çeþitli emperyalistlerleiç gericiliðin þu ya da bu kesimiyle gerçekleþtirilmeye çalýþýlan ilkesiz uzlaþma giriþimlgiriþimlerin menþevik «aþamalar» anlayýþýna tamamen uygun olarak (baþ düþmana karþý bütünaz eden baþ çeliþme ve özel program anlayýþý) teorileþtirilmesi çabalarýnda ifadesini bulmni «Mao Zedung Dü þüncesi»nde bulan «Üç Dünya Teorisi» tamamen bu an-ti-Marksist ve revizyir ürünüdür.

Mao Zedung'un Marksizm-Leninizme bir diðer Katkýsý olarak lanse edilen sözde «Halk Savaþýsi» de böyledir. Mao Zedung, Cin devriminin tecrübelerini mekanik ve köylü devrimcisi bakýuygun bir þekilde teorileþtirmeye ve buradan kalkýnarak proletaryanýn devrimde öncü ve tembir güç olarak rolünü inkar etmeye çalýþmýþtýr. O, çeþitli mücadele ve örgütlenme biçimleif durum, koþullar ve proletaryanýn bu duruma uygun strateji ve taktikleri açýsýndan deðilsübjektif niyet ve istekleri açýsýndan yaklaþmýþ; çeþitli mücadele biçimlerini yaratanýn ieðil, objektif koþullar ve kitle mücadelesinin ulaþtýðý düzey olduðunu inkar etmiþtir. Maobu konuda temsil ettiði bir diðer sapma da, devrim sorununa askeri bakýþ açýsýndan yaklaþrduyu esas örgütlenme aracý ve askeri-bürokratik örgütlenmeyi esas örgütlenme biçimi olarair.

«Mao Zedung Düþüncesinin bir diðer özelliði de milliyetçiliðidir. O, milliyetçi bakýþ açýslafýzlýyla gizlemeye çalýþmýþ ve bunu MarksizmÝn millileþtirilmesi olarak göstermeye çalýdüþünceleri ve genel olarak ÇKP yöneticileri üzerinde büyük Han þovenizminin ve onun eskieologlarýnýn büyük bir etkisi vardýr. Bu yüzden Mao Zedung Cinli olan her þeye (çaðýnda biiðin güçlü bir temsilcisi olmuþ Konfüçyusun «deðerli mirasý»na bile) titizlikle sahip çýka

nýn enternasyonal komünist hareketine ve Marksist-Leninist partilere daima yararcý biraçýdan ve kuþkuyla yaklaþtý. Stalin döneminin Sovyetler Birliði ve III. Enternasyonal ileZedung ve ÇKP yöneticileri arasýndaki çatýþma proletaryanýn küçük-burjuvazi üzerindeki ba

Page 136: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 136/157

Kruþçev-Brejnev kliði ile oniar arasýndaki çatýþma ise revizyonist klikler arasýndaki çýkan ve Sovyetler Birliði'nin Çin'i hegemonyasý altýna almak istemesinden doðmasýna karþýn,dung ve ÇKP yönetimi bu ikisini aynýlaþtýrmaya ve buradan «ulusal» bakýþ açýsýnýn doðruluð'i emperyalist bir süper devlet haline getirmeye çalýþan Hua-Deng kliði, yalnýzca Mao Zedutarafýndan açýlan yolda daha da ilerlemekten baþka bir þey yapmýyorlar.

Mao Zedung ve ÇKP yönetiminin modern revizyonizme karþý sözde mücadelesi de bir aldatmacad

baþka bir þey deðildir. Mao Zedung, Tito ve Yugoslav revizyonizmi karþýsýnda yararcý birmla zaman zaman deðiþik tutumlar almasýna karþýn, esasta Tito'yu destekledi. Onun Kruþçev-nev kliði ile olan çatýþmasý ise, belirttiðimiz gibi burjuva-revizyonist klikler arasýndakr çatýþma niteliðini taþýyordu. Mao Zedung «ulusal çýkarlar» kaygýsý ile uzun süre Sovyetle uzlaþtý ve onlarla anlaþmaya çalýþtý; daha sonra ise baþta AEP olmak üzere Marksist-Lenin Sovyet revizyonistlerini eleþtirirken ileri sürdükleri kanýtlarý revizyonist rakibini yratmak amacýyla kullandý ve bir çeþit Marksizm ticareti yaptý. Sovyetler Birliðiyle çeþitzlýklarý olduðu gerekçesiyle «Euro-Komünist» partileri ve Romanya revizyonist partisini deledi.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kongresi, TDKP-ÝÖ Merkez Komitesi'nin «Mao Zedung Düþüncilgili olarak aldýðý ve Yoldaþ'ýn 15. sayýsýnda yayýnlanan kararý, diðer revizyonist akým

o Zedung Düþüncesine karþý da etkili bir silah haline getirmiþ bulunan «Stalin Kampanyasý»k yayýn organýnda bu «düþünce»ye yöneltilen bir dizi makaleyi tümüyle benimser ve onaylar.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi, «Mao Zedung Düþüncesine ve Çin revizyonizmine karþý mücdern revizyonizmin diðer biçimlerine karþý mücadeleyle birleþtirecek ve bu mücadeleyi karar biçimde sonuna kadar sürdürecektir.

I. KONGRE BELGELERÝ (16)KONGRE KARARLARÝ: 2

KONGRENÝN ÇEÞÝTLÝ KONULARA ÝLÝÞKÝN ALDIÐI KARARLAR

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi, çeþitli konulara Ýliþkin ola

kararlar almýþtýr. Örgütümüzün bazý iç sorunlarýna iliþkin olanlarý dýþýnda bu kararlarý y

PARTÝ AMBLEMÝ VE PARTÝ BAYRAÐI ÜZERÝNE KARAR

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi Parti Amblemi ve Parti Bayraðý ile ilgili olarak aþaðýdaki kararlarý oy birliði ile almýþtýr:

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin amblemi orak-çekiç ve yýldýzdýr. Partimizin bayraðýndýr. Bayraðýmýzýn sol üst köþesinde sarý renkte orak-çekiç ve yýldýz bulunur.

Partimizin bayraðý üzerinde bulunan yýldýz, insanlýðýn gerçek altýn caðý olan ve partimiziettiði komünizm idealini simgeler. Orak-çekiç iþçi-köylü ittifaký temelinde kurulacak proliktatörlüðünü gösterir. Bayraðýmýz, kýzýl rengini bütün dünyada ve ülkemizde komünizm Ýdeahitlerinin kanýndan alýr.

PARTÝNÝN MERKEZÝ KÝTLE YAYIN ORGANININ ÇIKARILMASI ÜZERÝNE KARAR

Gizli çalýþan komünist partilerin iþçi ve emekçi kitleler ve devrimcilere bizzat kendi ismtaþýyan yayýn organý ile doðrudan seslenmesi, kitlelerin mücadelesine kendi siyaseti doðruunda ve bir kitle yayýn organý aracýlýðýyla yol göstermesi ve propaganda ve ajitasyon faalini bu temelde merkezileþtirmesi reddedilemez.

Örgütümüz bugüne kadar partinin periyodik bir kitle yayýn organýnýn propaganda ve ajitasyoiyeti içindeki yerini doðru olarak tespit etmiþ ve bu yolda belli adýmlar atmýþtýr; ama butespiti bir bütün olarak ve merkezi bir þekilde hayata geçirememiþtir.

Ýþçi ve emekçi kitlelerin giderek daha çok devrimcileþtiði bugünkü koþullarda Partimizin ydelesi içerisindeki yeri de dikkate alýndýðýnda, bugün Parti ismiyle merkezi bir kitle yay

Page 137: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 137/157

rganýnýn çýkarýlmasý daha da önem kazanmýþtýr. Ve ertelenmez bir görev haline gelmiþtir.Partimizin Birinci (Kuruluþ) Kongresi, mevcut merkezi kitle yayýn organlarýnýn mümkün olduece yayýným sürdürmesinin yanýnda, kitlelere doðrudan ve kendi ismiyle seslenmek için perik ve merkezi bir kitle yayýn organýnýn çýkarýlmasýna ve bunun için Merkez Komitesi'ne yetklmesine oy birliði ile karar vermiþtir.

TÜRKÝYE KÜRDÝSTANI'NA YÖNELÝK OLARAK BÝR KÝTLE YAYIN ORGANININ ÇIKARILMASI ÜZERÝNE KARAR

Bugün Türkiye genelinde yükselen demokrasi mücadelesinin yanýnda, Türkiye Kürdistanýnda dk ve özgürlük mücadelesi ve Kürt halkýnýn ulusal baskýya karþý mücadelesi geliþmektedir.

Fakat her türden Kürt revizyonist akýmý, Kürt halkýnýn ulusal bilincini istismar ederek deasi mücadelesini saptýrmakta ve gericiliði bütün yönlerden güçlendirmeye çalýþmaktadýr. Busi akýmlar da Kürt halkýnýn demokrasi mücadelesini yozlaþtýran bir faaliyet yürütmektedir.

Bugüne kadar örgütümüz Kürdistan'da bir çok kez binlerce emekçiyi faþizme, ulusal baskýyasýnýflara karþý eylemlere seferber etmesine ve Kürdistan'da kitle baðlarýna sahip olmasýnat modern revizyonist ve burjuva milliyetçisi akýmlarýn çarpýtma ve yozlaþtýrýcý tutumlarýye yetersiz kaldý.

Bu yetersizliðin bir nedeni de Türkiye Kürdistan'ýna yönelik olarak sürekli ve özgül bir pnda faaliyetinin yürütülmemiþ olmasýdýr, özellikle son zamanlarda bu yönde çýkarýlan bazýar olmasýna karþýn, bu görevin üstesinden gelmede yeterli olmadý. Beyle bir görev ancak, Pmizin Kürdistan'a yönelik olarak sürekli ve yazýlý propaganda faaliyeti sürdürmesi ile yergetirilebilir.

Böyle bir faaliyet, ayný zamanda, iki ulustan proletaryanýn ve emekçi halkýn birliðinin samasý yönünde de güçlü bir etken olur. Bütün bunlarý dikkate alan Birinci (Kuruluþ) Kongremizin Kürdistan'a yönelik olarak sürekli ve periyodik bir kitle yayýn organýnýn çýkarýlmasýn için Merkez Komitesine yetki verilmesine oy birliði ile karar vermiþtir.

PARTÝ ÞEHÝTLERÝNÝN ANILMASI ÜZERÝNE KARAR

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi, örgütümüzün Marksist-Leninisideolojik-siyasi çizgiyi benimsediði 1975 yýlýndan bu yana, Onun saflarýnda üye olarak müce ederken faþist diktatörlüðün resmi ve sivil güçleri ve karþý-devrimci, provokatif unsurldan katledilen; Ý. Gökhan Edge, Ökkeþ Karayiðit, Mehmet Yýlmaz, Ýlhan Emre, M. Ali Özpolatf Metin Yoldaþlarý saygýyla anar.

1971-1975 YILLARI ARASINDA FAÞÝST DÝKTATÖRLÜK TARAFINDAN KATLEDÝLEN THKO MÝLÝTANLARININ PAUR ÜYESÝ OLARAK KABUL EDÝLMESÝ ÜZERÝNE KARAR

Kongremiz örgütümüzün tarihî geliþme sürecini ve devrimci demokrat bir örgütten, Marksist-ir örgüte dönüþürken örgütsel bütünlüðünü korumasýný göz-önüne alarak; THKO'nun henüz devr975 yýllarý arasýnda O'nun saflarýnda savaþýrken faþist diktatörlük tarafýndan katledilmiþhalkýnýn faþist diktatörlüðe karþý drreniþinin Ýlham kaynaðý olan ve kararlýlýklarý ile öynaðý olan DENÝZ GEZMÝÞ, HÜSEYÝN ÝNAN, YUSUF ASLAN, SÝNAN CEMGÝL, CÝHAN ALPTEKÝN, ALPASLANA. ÖMER AYNA, ÝBRAHÝM ÖZTAÞ, NÝYAZÝ YILDIZHAN ve AVNÝ GÖKOÐLU yoldaþlarýn Parti Onur üyesiilmesini oy birliði ile kararlaþtýrmýþtýr.

1975 YILINDAN BU YANA ÖRGÜTÜMÜZÜN SEMPATÝZANI ÝKEN FAÞÝST DÝKTATÖRLÜK TARAFINDAN KATLEDÝLEONUR ÜYESÝ OLARAK KABUL EDÝLMESÝ ÜZERÝNE KARAR

Kongremiz 1975 yýlýndan bu yana baþta Türkiye Genç komünistler Birliði (TGKB) olmak üzerefýndan yönlendirilen çeþitli kitle örgütlerinde mücadele eden, onun çizdiði yolda yürüyenlarýný vererek. Parti üyesi olmaya layýk devrimciler olduklarýný kanýtlayan, örgütümüz semli Sami Demirci, Ahmet Deveci, Hüseyin Güzel, Ata Yýldýrým, Sami Ovalýoðlu, Burhan Barýn,

Aslansoy, Özalp Koç, Tufan Liceli, Taner Benian, Cafer Erdem, Muþtan Büyükkorkmaz, Hasan Yasin, Mehmet Korkmaz, Hakan Tuðrul, Süleyman Akdað, Sadýk Canarslan, Eyüp Kü-cükpalamutçu,koðlu, Nuretin Altaylý, Hasan Do-Öan, Ýsmet Kýlýnç, Mithat Sivri, Sefa Hakverdi. Bahattin

Page 138: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 138/157

ndoðan, Ayhan Gökdemir, Mahmut Özden, Murat Dertli, Yusuf Ekinci, Öner Semiz, Ali OsmanBeydilIi, Celal Duru, Emin Kutan, Talip Sevinç, Mehmet Savaþ Ýslam, Naver Engin, Ziya Þafak, Tuncay Yaþayacak, Yaþar Bayrak, Oktay Çiðdemal, Faysal Kelleci, Þahin Akar, Köroðlu K, Kemal Binici, Ýsmail Kara, Yusuf Dal, Mustafa Yaþar, Namýk Kemal Apak, Kazým Çelik, Mehmet Mazlum, Haluk Tamdoðan, Ahmet Öztürk, Fatma Gözüsulu, Aziz Çolak, Muhsin Alkan, Nadirluel, Ra-þit Akkaya, Abbas Karakýz, Cengiz Han, Musa Funda, Murat Akpýnar, Hüseyin Yarangümeli, Erdoðan Çamdal, Nebil KeskirYkeser, Sahabettin Aktokat, Necdet Çivi, Kö-muran Yeni

, Necdet Mehmet, Ahmet Demirtaþ, Mustafa Örüm, Ýsmail Üzer, Kazým Güner, Sultan Arguç, Hüscar, Ali Mengüc. Kasým Yücel, Aslan Göncü, Hüseyin Altýngez, Reþat Öge, Recep Taþçý, Cemilut Mutlubaþ, Sadi Canan, Kemal Güngörmüþ, Mehmet Þahin, Bekir Güven, Metin Kýlýç, Kamil SaTemel, Hacý Tonu, Yüksel Yeþilyurt, Cüneyt Tandoðan, Musa Aðdaþ, Eyüp Akkurt, Ahmet Sadulla, Hasan Engül, Halil Turgut, Düzgün Yýldýz, Aziz Sürücü, Sakine Kamalak, Zafer Þahin, Hüsrem Kurt yoldaþlarýn Parti onur üyesi olarak kabul edilmesini oy birliði ile onaylar.

CEZAEVLERÝNDEKÝ YOLDAÞLARA MESAJ

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi, faþist-feodal diktatörlüðünlarýnda her türlü zulme ve zorbalýða karþý kararlýlýkla mücadele eden, devrim ve sosyalizme tutan tüm yoldaþlarýmýzý en içten duygularla selamlar.

Proletarya ve halkýn devrimci mücadelesi zindanlarýn küflenmiþ duvarlarýný yýkacak, halkýnlarýna özgürlüðü getirecektir.

KONGRENÝN AEPE VE DÝÐER KARDEÞ PARTÝLERE MESAJI

TDKP KONGRESÝ'NÝN ARNAVUTLUK EMEK PARTÝSÝNE MESAJI

Enver Hoca Yoldaþ, AEP Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Partimizin Birinci (Kuruluþ) Kongresi, faþist diktatörlüðün aðýr illegalite koþullarý altýnda ve sonsuz bir coþku iTürkiye Devrimci Komünist Partisi'nin (TDKP) kuruluþunu ilan etmiþtir.

Ülkemizdeki bütün komünistlerin iradesinin gerçekleþtiði Kongremizin, örgütümüzün siyasi ç

asý ve Partinin Programý ve Tüzüðünü kabul etmesi ile Türk ve Kürt uluslarýndan ve çeþitlin Türkiye proletaryasý, geçmiþte M. Suphi ve yoldaþlarý tarafýndan atýlan ama sürdürülemeyadýmý dýþýnda tutarsak, tarihinde ilk kez devrimci bir komünist partisine kavuþmuþ olmakt

Türkiye proletaryasý ve komünistleri, bu noktaya ve çetin bir mücadele sonucunda eriþmiþti20 Eylül'ünde Bakude Mustafa Suphi ve yoldaþlarý tarafýndan Üçüncü Enternasyonalin bir koTürkiye Komünist Partisi'nin I. Kuruluþ Kongresi'nin toplanmasý, komünist partisinin yaratmasý için Önemli bir adýmdý. Ancak bu giriþim, kýsa bir süre sonra M. Suphi 14 yoldaþýnýnjuvazi tarafýndan katledilmesi ile yarým kalmýþtýr. Daha sonra TKP'ye egemen olan Þefik Hürevizyonist, sað oportünist çizgisi 58 yýllýk «sol» hareketi zehirlemiþ, onun geliþmesininengeli oluþturmuþtur. Bu çizgi diðer etkenlerle birlikte küçük burjuva maceracýlýðýna da kr.

Kongremizin toplanmasý ile kuruluþunu ilan ettiðimiz TDKP, 58 yýllýk revizyonizmin, sað optünizmin mahkum edilmesinin, devrimci-demokrat bir örgütün dokuz yýllýk bir mücadeleyle kobir örgüte dönüþmesinin bir sonucudur. Örgütümüzün önceli olan THKO, 1978 Ekim'-inde toplismini Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü (TDKP-ÝÖ) olarak deðiþtirmiþ ve bu kekli hazýrlýklarý yaparak, en kýsa zamanda TDKP Birinci (Kuruluþ) Kongresi'ni toplama tarihi kararýný almýþtý.

Bugün TDKP Birinci (Kuruluþ) Kongresi'nin toplanmasý ile bütün Kongre üyeleri ve bütün Türistleri, Türkiye proletaryasýna ve emekçi halkýna verdikleri sözü yerine getirmenin, bu þavi gerçekleþtirmenin kývancý içindedir.

Örgütümüz bu þanlý görevi dokuz yýllýk çetin bir mücadele sonunda gerçekleþtirmiþtir. Örgü

rmizme, Kruþçev-Brejnev revizyonizmine, «Üç Dünyacý» Cin revizyonizmine, revizyonist «Maosi»ne, «Euro-Komünizmi» ve Tito revizyonizmine karþý verdiði kararlý ideolojik mücadele içiþ ve saðlamlaþmýþtýr. Her türden oportünist ve revizyonist akýma karþý verdiðimiz mücadel

Page 139: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 139/157

Page 140: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 140/157

Partimizin Birinci (Kuruluþ) Kongresi, faþist diktatörlüðün aðýr illegalite koþullarý altýz bir coþku içinde toplanarak Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin (TDKP) kuruluþunu ilanetmiþtir.

Ülkemizdeki bütün komünistlerin iradesinin gerçekleþtiði Kongremizin, örgütümüzün siyasi çasý ve Partinin Program ve Tüzüðünü kabul etmesi ile Türk ve Kürt uluslarýndan ve çeþitli

en Türkiye proletaryasý, geçmiþte M. Suphi ve yoldaþlarý tarafýndan atýlan ama sürdürülemei adýmý dýþýnda tutarsak, tarihinde ilk kez devrimci bir komünist partisine kovuþmuþ olmak

Türkiye proletaryasý ve komünistleri bu noktaya uzun ve çetin bir mücadele sonucunda eriþmrdir.

1920 Eylül'ünde Bakude Mustafa Suphi ve yoldaþlarý tarafýndan Üçüncü Enternasyonalin birk Türkiye Komünist Partisinin I. Kuruluþ Kongresini toplamasý, komünist partisinin yaratýiçin önemli bir adýmdý. Ancak bu giriþim, kýsa bir süre sonra M. Suphi ve 14 yoldaþýnýn Kejuvazi tarafýndan katledilmesi ile yarým kalmýþtýr. Daha sonra TKP'ye egemen olan Þefik Hürevizyonist, sað oportünist çizgisi 58 yýllýk «sol» hareketi zehirlemiþ, onun geliþmesininengeli oluþturmuþtur. Bu çizgi, diðer etkenlerle birlikte küçük-burjuva maceracýlýðýna da

ir.Kongremizin toplanmasý ile kuruluþunu ilan ettiði-TDKP, 58 yýllýk revizyonizmin, sað oportmin mahkum edilmesinin, devrimci-demokrat bir örgütün dokuz yýllýk bir mücadeleyle komünisr örgüte dönüþmesinin bir sonucudur. Örgütümüzün önceli olan THKO, 1978 Ekim'in-in topladýmini Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü (TDKP-ÝÖ) olarak deðiþtirmiþ ve bu konfi hazýrlýklarý yaparak, en kýsa zamanda TDKP Birinci (Kuruluþ) Kongresi'ni toplama tarihikararýný almýþtý.

Bugün TDKP Birinci (Kuruluþ) Kongresi'nin toplanmasý ile, bütün Kongre üyeleri ve bütün Tümünistleri, Türkiye proletaryasýna ve emekçi halkýna verdikleri sözü yerine getirmenin, buevi gerçekleþtirmenin kývancý içindedir.

Örgütümüz bu þanlý görevi dokuz yýllýk çetin bir mücadele sonucunda gerçekleþtirmiþtir. Örformizme, Kruþçev-Brejnev revizyonizmine, «Üç Dünya»cý Çin revizyonizmine, revizyonist «Masine, «Euro-komünizmi» ve Tito revizyonizmine karþý verdiði kararlý ideolojik mücadele içieþmiþ ve saðlamlaþmýþtýr. Her türden oportünist ve revizyonist akýma karþý verdiðimiz mücatörlüðe, emperyalizme ve sosyal emperyalizme karþý verdiðimiz mücadele ile birleþtirerek ven sýnýf mücadelesinin her alanýnda yer alarak cebir parti örgütü yarattýk.Partimiz bugünher kesimine yayýlmýþ hücreleri, parti örgütleri, kitle örgütleri, yayýn organlarý ile iþalkýn demokrasi ve sosyalizm mücadelesine önderlik etmenin azmi içindedir.

Türk, Kürt uluslarýndan ve çeþitli milliyetlerden Türkiye iþçi sýnýfýnýn ve emekçi halkýnýeryalizme ve sosyal emperyalizme karþý sürdürdüðü baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm mücaevrimci Komünist Partisinin önderliðinde zafere ulaþacaktýr.

Kongremiz, partilerimiz arasýnda kurulmuþ olan, Marksizm-Leninizm temeline dayalý ilkeli birliðin ve kardeþçe iliþkilerin daha da geliþeceðini vurgulamayý, kardeþ Marksist-Leniartilerin tecrübelerinden yararlanmayý, kardeþ partilerle fikir alýþveriþinde bulunmayý öne vazgeçilmez bir görev sayar.

Partimiz dünyanýn tek sosyalist ülkesi olan Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyetinin savunulmasýný, tüm dünyada sosyalizm için mücadele eden kardeþ Marksist-Leninist partilerinarlý bir destekleyicisi olmayý proleter enternasyonalizminin bir gereði sayar.

Uluslararasý komünist hareketin ülkemizdeki öncü müfrezesi olarak partimiz, üzerine düþenyonalist görevleri eksiksiz bir biçimde yerine getirecektir. Ve uluslararasý komünist hareketin enternasyonalist birliði, Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in ölümsüz Öðretileri üze

de. Üçüncü Enternasyonalin þanlý mirasý üzerinde, devrimci proletaryanýn mücadele deneylerSovyet, Yugoslav, Çin revizyonizmine, «Euro-komünizmi»ne ve revizyonist «Mao Zedung Düþünckarþý mücadelenin baþarýlarý üzerinde yükselecektir. Dünya komünist hareketinin geliþmesin

Page 141: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 141/157

i hiç bir karþý-devrimci çaba engelleyemeyecektir.

Emperyalist, revizyonist sistemin bunalýmdan bunalýma yuvarlandýðý ve çürümüþlüðünün bütünproletaryanýn, halklarýn ve ezilen uluslarýn sosyal ve ulusal kurtuluþ mücadeleleri dünyadört bir köþesini çýð gibi sarmýþtýr. Amerikan emperyalistlerinin, Sovyet ve Çin sosyal emerinin, diðer emperyalistlerin ve bütün gericilerin hiç- bu çabasý bu mücadelelerin zafereasýný engelleyemeyecektir. Emperyalistler ve gericiler alt edilecek, dünya proletaryasýnýn

ve halklarýnýn devrim ve kurtuluþ davasý mutlak zafere ulaþacaktýr.

Bugün devrim çözülmek üzere gündeme gelmiþ bir sorunudur. Gelecek dünya proletaryasýnýn veGelecek komünizmindir, gelecek aydýnlýktýr.

Bunun en büyük garantisi dünyanýn dört bir yanýndaki gerçek komünist partilerin varlýðý vekomünist hareketin saflarýnýn her geçen gün geniþliyor olmasýdýr. Kongremiz bütün bu düþünroletaryasý ve emekçi halký adýna partinizi, iþçi sýnýfýnýzý ve emekçi halkýmýzý en içten,st duygularla selamlamaktadýr.

* YAÞASIN MARKSÝZM-LENÝNÝZM!* YAÞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALÝZMÝ!

* TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ KONGRESÝ----------

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ BÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝNE GELEN MESAJLAR

ALMANYA KOMÜNÝST PARTÝSÝ / MARKSÝST-LENÝNÝSTDortmund, 6 Þubat 1980

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kuruluþ Kongresi Delegelerine

Sevgili Yoldaþlar,

Almanya Komünist Partisi Marksist-Leninist Merkez komitesi, Türkiye Devrimci Komünist

Partisi Kuruluþ Kongre delegelerine ve Onun tüm üyelerine partimiz adýna en devrimci mücadele selamlarýný iletir. Türkiye iþçi sýnýfýnýn kendi Marksist-Leninist öncü partisine kavuimci Komünist Partisi Kuruluþ Kongresinin yapýlmasý haberi bizleri büyük bir sevince boðdungrenize tam bir baþarý diliyoruz.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kurulmasý, Türkiyenin tüm gerçek Marksist-Leninistlve dürüst devrimci için büyük bir olaydýr. Proletaryanýn ve diðer ezilen, gençliðin ve öðreryalizme ve sosyal-emperyalizme, feodalizme ve komprador burjuvaziye, faþizme verevizyonizme karþý, ulusal demokratik devrimin zaferi ve sosyalizm ve komünizm için yürüttlesi kuþkusuz ki böylelikle yeni bir atýlým kazanacaktýr. Bu kongre aldýðý kararlarý ve ille partinizin çalýþmalarýný Marksizm-Leninizmin öðretileri ve proleter enternasyonalizmineri temelinde net bir þekilde gerçek(eþtirecek ve Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin devrimdeki önder rolüne gittikçe daha güçlü bir þekilde yetenekli olmasýna yol açacaktýr.

Sevgili Yoldaþlar,

Partimiz, iþçi sýnýfýnýn devrimci partisini, Marksist-Leninist partisini yaratmak için girduðunuz çabalarýnýzý uzun bir süreden beri büyük bir ilgiyle izlemektedir. Bizler, birbiriarþýlýklý olarak destekledik ve sahip olduðumuz ayný devrim ülküsü için ve halklarýn kurtumuzaffer Marksizm-Leninizm için ortak düþmanýmýza karþý yürüttüðümüz ortak mücadele içindeSizler, Marksizm-Leninizmi uygulamak ve savunmak için, küçük-burjuva maceracýlýðýndan, iyet, Yugoslav, Çin revizyonizmi ya da Euro-revizyonizm olsun, modern revizyonizminçeþitli akýmlarýna karþý, bu tutarlý yoldan yapýlan her türlü sapmayý teþhir ve reddetmekri kararlý bir mücadele sürdürdünüz. Özellikle de Çin revizyonizmi ve onun ideolojik temelanti-Marksist Mao Zedung düþünceleriyle olan baðlarýn koparýlmasý, Partinizin ve Onun Mar

t-Leninist çizgisinin, strateji ve taktiðinin ilkeli bir þekilde inþa edilmesi için bütünarý açmýþtýr.

Page 142: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 142/157

Türkiye gericiliðinin sýkýyönetimle, faþist zorla halkýn gittikçe yükselen devrimci mücadeya çalýþtýðý bir zamanda aðýr illegalite koþullan altýnda Partinizin kuruluþu gerçekleþiyoemperyalist süper gücün, ABD'nin ve Sovyetler Birliði'nin, ülkenizin sýnýrlarýnýn yakýnlatehdit edici bir þekilde savaþ ateþini körüklediði bir zamanda, özellikle B. Alman emperyminin bütün yollarla örneðin yeni silahlanma programýyla Türkiye'ye sýzmaya gittikçe dahaba gösterdiði bir zamanda gerçekleþiyor. Ancak biz inanýyoruz ki, baþta iþçi sýnýfý olmakekçileri Partinizin önderliði altýnda iç ve dýþ düþmanlarýn tüm saldýrýlarýný püskürtecek

recektir.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kuruluþu yalnýzca sizler için deðil, ayný zamanda Mast-Leninist dünya hareketi için de bir zaferdir. Partilerimiz arasýndaki kardeþlik iliþkileri Marksizm-Leninizmin ilkelerine ve proleter enternasyonalizmine dayanýr. Bu iliþkiler, ayný zamanda Batý Almanya'da ve Batý Berlin'de de ortak devrimci eylem içinde, Alman ve yabancý iþçilerin çýkarlarýnýn savunulmasý için ortak sýnýf mücadelesinde dayanýþmaylirliði içinde, ortak anti-faþist mücadele vb. içinde denenmiþtir. Bu birliði daima daha güelim! Devrimin ve Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in muzaffer öðretilerinin savunulduðubayraðý daima daha yukarda tutalým! Tek gerçek sosyalist ülkenin, Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti'nin muhteþem örneðinden vebasýnda büyük Marksist-Leninist Enver Hoca yoldaþunduðu þanlý Arnavutluk Emek Partisi'nden güç atalým!

Türkiye devriminin zaferi için yürüttüðünüz mücadelede bütün kalbimizle Partinize daha büyuz. Bu konuda sürekli dayanýþmamýzla sizlere destek saðlayacaðýmýza güvence veririz.

Faþizme ölüm halka hürriyet!

YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ KURULUÞ KONGRESÝ !YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ! YAÞASIN PROLETER ENTERNASYONALÝZMÝ! ÞAN OLSUN M

Almanya Komünist Partisi / Marksist-LeninistMerkez KomitesiErnst Aust, Baþkan----------

DAHOMEY KOMÜNÝST PARTÝSÝ

Sevgili Yoldaþlar,

Ülkeniz iþçi sýnýfýnýn öncü müfrezesi, Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin Kuruluþ Kongrerini sevinçle karþýlýyoruz. Çünkü bu, Marksizm-Leninizmin ve tüm uluslararasý proletaryai ve her türden revizyonizm, özellikle Kruþçevci ve Maocu revizyonizm üzerindeki zaferidir.

Uzun yýllardýr, ülkenizde proletaryanýn baðýmsýz örgütü, partisi, meydaný burjuvazinin, küanarþistlerin, revizyonistlerin vb.'nin kýþkýrtýcý oyunlarýna býrakarak, iþçi ve halk mücaroleter devrime doðru yönlendirmede hatalý davrandý. Geçmiþten uzun bir deneye sahip olaniye Devrimci Komünist Partisinin, Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in Öðretilerine ve Türkiyenin toplumsal ve ekonomik gerçeklerinin Marksist-Leninist bir deðerlendirmesine dayanarak, iþçi sýnýfýnýn, yoksul köylülüðün ve ilerici aydýnlarýn haklý özlemlerine cevap v

Ýran'ý tehdit eden Amerikan emperyalizmi, Afganistan'ý iþgal eden Sovyet sosyal-emperyalizmi ve Vietnama karþý provokasyonlarýný katmerleþtirmeye devam eden Cin sosyal-emperyalii arasýndaki rekabetin 3. bir dünya savaþý tehlikesini artýrdýðý bugünlerde, ülkeniz hassae yer almaktadýr. Ama tüm dünyada olduðu gibi, bu bölge halklarý da, gerçek Marksist-Leninpartilerin önderliðinde devrimi yaparak, emperyalist ve sosyal-emperyalistlerin saldýrgan tehditlerini baþarýsýzlýða uðratmak için seferber olacaktýr. Halklar, bu emperyalist slikeli uyarýda bulunmak için, Maocu üç dünya teorisinin öðütlediði gibi, hiçbir burjuvaziyer.

Ülkemiz Dahomey'de, Partimiz Dahomey Komünist uluslararasý (M-L) komünist hareketin birmüfrezesi olarak devrimci faaliyetini geliþtiriyor ve emperyalizme, sosyal-emperyali

Page 143: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 143/157

zme ve yerli büyük burjuvaziye karþý olan iþçi sýnýfýnýn, halkýn ve gençliðin güvenini gidzanýyor.Bizim ki gibi, Marksist-Leninist yolda olan Partiniz, Stalin'in önderliðindeki Büyük Ekim Devriminin, Arnavutlukta AEP ve deðerli Marksist-Leninist Enver Hoca'nýn önderliðinde gerçekleþen sosyalizmin inþasý örneðinin deneylerini parlatacaktýr.

· YAÞASIN DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN KURULUÞU!

· YAÞASIN MUZAFFER MARKSÝZM-LENÝNÝZM!· YAÞASIN PROLETARYA ENTERNASYONALÝZMÝ!

Dahomey Komünist Partisi Merkez KomitesiÞubat 1980-----------------

DANÝMARKA KOMÜNÝST PARTÝSÝ / MARKSÝST-LENÝNÝST

Kopenhag, 31 Ocak 1980Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci Kongresine

Sevgili Yoldaþlar,Danimarka Komünist Partisi / ML Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kuruluþ Kongresine, Merkez Komitesine, delegeler ve tüm üyelere büyük bir sevinçle devrimci selamlarýný iletir.e proletaryasýna ve emekçi halkýna öncü Partilerini verecek olan bu tarihsel kongrede yüreerimiz sizinledir.Burjuvaziye ve feodallere ve onlarýn baþýnda Amerikan emperyalizmi bulunan emperyalistefendilerine karþý yiðitlikle, kahramanca mücadele eden sizlere, Türkiye halkýnýn en iyirýna ve kýzlarýna kardeþçe selamlarýmýzý yollarýz. Emperyalizm, sosyal-emperyalizm ve Türkrici sýnýflarý Türkiye halkýný kölelik zincirleri içinde 'tutmak için acýmasýz bir sýkýyönar ve azgýn bir faþist terör estiriyorlar. Ama onlar Türkiye Devrimci Komünist Partisi'ndedemokrasi, ulusal ve toplumsal kurtuluþ için daha militan mücadeleleri korkusuzca yönlendirecek ve örgütleyecek bir Parti buluyorlar.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin, Türkiye halkýnýn gerici sýnýflara ve emperyalistleronlarýn ajanlarý, proletarya ve kitlelerin devrimci ilerleyiþini sabote etmeye çalýþan hetürden revizyoniste, reformiste ve oportüniste karþý þiddetli mücadelesine önderlik edeceðanýyoruz.

Þu anda süper devletler, Amerikan emperyalizmi ve Sovyet sosyal-emperyalizmi, Çin sosyal-emperyalistleri ve tüm diðer emperyalistler halklarýn yükselen devrimci selini durdurmaya çalýþýyor ve yeni bir emperyalist dünya savaþý için ateþli hazýrlýklar yapýyorlar. Ona düþürmek ve halk devrimlerinin zaferini saðlamak bizim görevimizdir.

Yoldaþlar, birbirimizden binlerce kilometre uzakta farklý koþullar altýnda çalýþmamýza karyalizm, sosyal-emperyalizm, gericilik ve faþizme karþý mücadelemizde birleþiyoruz. Proleter enternasyonalizmi ve dünyadaki tek gerçek sosyalist ülke olan þanlý Arnavutluk'un ve baþEnver Hoca yoldaþ bulunan kahraman Emek Partisi'nin savunulmasý temelinde birleþiyoruz. Ortak ideolojimizde, Marks, Engels, Lenin ve Stalin'in ölümsüz öðretilerinde birleþiyor.

Danimarka proletaryasý ve Danimarka Marksist-Leninistleri adýna, Türkiye proletaryasý vehalklarýn öncüsü olmak büyük ve onurlu çalýþmanýzda size baþarýlar dileriz Partilerimiz akardeþçe iliþkilerin gelecekte daha da güçleneceðine ve geliþeceðine inanýyoruz.

YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ ! YAÞASIN ULUSLARARASI KOMÜNÝST HAREKETÝN BÝRLÝÐMARKSÝZM-LENÝNÝZME ÞAN OLSUN!

Danimarka Komünist Partisi / ML Merkez Komitesi-----------

Page 144: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 144/157

FRANSIZ ÝÞÇÝLERÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ30 Ocak 1980

Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü Merkez Komitesine

I. (Kuruluþ) Kongresi Dolayýsýyla

Sevgili Yoldaþlar,

Merkez Komitemiz, tüm Parti adýna, Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin I. (Kuruluþ) Kongresi'nÝ derin bir sevinç ve büyük bir heyecan ile selamlar.Türkiye'de gerçek bir komünist partisinin kuruluþu, ülkeniz halký ve iþçi sýnýfý için büyüdevrimci mücadeleciliði ile tanýnan Türkiye halký bugün, uzun senelerdir yoksun kaldýðý önvuþmuþtur.

Toplumsal ve ulusal kurtuluþ davalarý için birçok þehit vermiþ olan ülkenizin kahraman genanýný boþa akýtmadý. Faþist-feodal diktatörlük tarafýndan idam edilen Deniz GEZMÝÞ, Yusufin ÝNAN'ýn kanlarý yeni devrimcilerin tohumunu attý. Onlarýn özlemlerini çektikleri ve ülkevrimci hareketinin yoksun olduðu Marksist-Leninist ideoloji bugün, Türkiye halkýnýn mücad

esinin kesin aracý ve önderi olan Partinin kuruluþuyla zafere ulaþtý.Bu kongre, ayný zamanda tüm dünya halklarý ve iþçi sýnýfý için de bir zaferdir. Ülkeniz, erin özellikle de Sovyet sosyal-emperyalistlerinin çarpýþtýðý ö-nemli bir stratejik bölgedektadýr. Türkiye halkýnýn ve proletaryasýnýn, sosyalizme geçiþ aþamasý olan ulusal demokratnin baþýnda gerçek bir Marksist-Leninist Partinin varlýðý, emperyalist savaþ tehlikesine kdünya devriminin ilerlemesi için halklarýn mücadelesinde önemli bir güç ve önemli bir kozaktadýr.

Partinizin kuruluþ kongresi Marksizm-Leninizmin her türden revizyonizme karþý büyük zafer. Ülkeniz komünist hareketinin tarihi partinin inþasý için mücadele, çýkarlarýný doðru olae tam kurtuluþu için mücadelede yanýlmaz bir rehber olan Proletaryanýn bilimsel teorisi olarak Marksizm-Leninizmi bir kez daha doðruluyor. Özellikle, ülkeniz devrimci hareketini

n pratiði, proletaryanýn önder rolü, devrimde proletaryanýn egemenliðinin gerekliliði gibiksizm-Leninizmin büyük ilkesini doðruladý. Bu egemenlik ise, ancak Proletaryanýn, öncüsünomünist partisine sahip olmasýyla gerçekleþebilir. Her türden revizyonistin saptýrmaya çal, bugün dünyada her yerde kendini gösteriyor ve Partinizin kuruluþu da bunun yeni bir kanýtýdýr.

Çeþitli revizyonist, özellikle Kruþçevci ve Maocu akýmlara karþý teoride ve pratikte çetinrlý bir mücadele sürdüren, hatta canlarýný bile feda eden, yoldaþlarýnýzýn birçoðu yalnýzgüçleri tarafýndan deðil, en koyu gericiliðin hizmetinde olan revizyonist çetelerce de katdildi Türkiyeli komünist kardeþlerimizi saygýyla selamlýyoruz.

Tüm kardeþ partilerle birlikte, devrimci hareketimizin yeni bir müfreze, Türkiye Devrimci Komünist Partisi ile güçlenmesini sevinçle karþýlýyoruz.Bu fýrsatla, baþýnda büyük Marksist-Leninist Enver Hoca yoldaþýn bulunduðu ARNAVUTLUK EMEKin, tüm revizyonist akýmlara karþý Marksizm- Leniniz-min ve Proleter Enternasyonalizminin savunulmasý mücadelesinde oynadýðý büyük rolü bir kez daha hatýrlýyoruz. Revizyonizme, öizme karþý çetin bir mücadelede doðan Partilerimiz, AEP'in kararlý enternasyonalist dayanýyardýmýný çok iyi biliyorlar. Onun bu örneðinden ve Uluslararasý Komünist Hareketin gelennden esinlenerek, gerçek enternasyonalist partiler olarak, Partilerimizin, komünizmin zaferi için, emperyalizme, revizyonizme ve gericiliðe karþý ortak mücadelede birbirlerine militanca ve kardeþçe destek olmayý bileceklerine inancýmýz tamdýr. Partimizin, Fransýzryalizminin, diðer emperyalist ve sosyal-emperyalistlerle birlikte Türkiye halkýnýn yaðmalanmasýna katýldýðý ölçüde, kongresinde aldýðý kararlarý, sadýk bir biçimde uygulayacaktýr.Komitemiz, tüm Türkiyeli komünist kardeþlerini en sýcak bir biçimde bir kez daha selamlare ona Partisinin Kuruluþ Kongresi'nde baþarýlar diler.

YAÞASIN TÜRKYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ!YAÞASIN MARKSÝZM, LENÝNÝZM VE PROLETER ENTERNASYONALÝZMÝ!

Page 145: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 145/157

YAÞASIN ARNAVUTLUK EMEK PARTÝSÝ VE ONUN BÜYÜK ÖNDERÝ ENVER HOCA YOLDAÞ!

F. Ý. K. P. Merkez Komitesi--------------

ÝSPANYA KOMÜNÝST PARTÝSÝ / MARKSÝST-LENÝNÝST

Türkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü Merkez Komitesi'ne Sevgili Yoldaþlar,

Partinizin Kuruluþ Kongresi'nin kutlandýðýný duymak büyük mutluluk verdi. Türkiye Devrimcit Partisini sýnýf mücadelesinin þiddetli çatýþmalarý arasýnda, Türkiye'de kitlelerin devriilim kazandýðý, faþist Türk hükümetinin faþist baskýlarýna þiddetle karþý çýktýðý bir döneiz militan mücadelenizi ve doðru siyasal tutumlarýnýzý yansýtan illegal ve baskýlý bir duroplanacaktýr. Bunun yaný sýra Kuruluþ kongreniz yalnýzca bir baþlangýç noktasýný deðil, uzal, ideolojik ve örgütsel mücadele sürecinin ki bu süreçte Partinizin birçok yiðit þehidikurtuluþu ve dünya sosyalist devrimi için kanlarýný döktü, canlarýný verdi doruðunu temsr. Ýdeolojik olarak vermek zorunda kaldýðýnýz bir çok mücadele içinde, Çin revizyonizmininZedung Düþüncesinin ve Türkiye'de bu siyasal tavýrlarý savunan oportünist ve revizyonistlarýn þiddetli bir þekilde mahkum ediliþini gördük.

Ülkenizdeki siyasal durum nedeniyle, bu mücadelelerden hiçbirinin barýþçý olmadýðýný, bu mayýplar verdiðinizi ama düþmanýnýza öldürücü darbeler vurduðunuzu biliyoruz.

Ülkelerimizin çok eski bir uygarlýðý ve kültürü vardýr. Akdenizin iki ayrý ucunda bulunanddetli sarsýntýlar ve sýnýf mücadeleleri içinde kendi tarihsel kiþiliklerini ve ulusal özerini geliþtiriyorlar. Bugünlerde, ülkelerimiz iki büyük süper devlete, ABD'ye ve Sovyetlerirliði'ne karþý çýkan dünya çapýndaki çeliþkinin merkezindedir. Ülkelerimiz Amerikan askerludur ve Amerikan süper devletinin egemenlini altýndadýr; böylece de SSCB'nin hýrslarýna vsaldýrganlýðýna hedef oluþturmaktadýrlar. Bu durum bizi emperyalist çeliþkilerin merkezinekta, uluslararasý proletaryaya karþý olan sorumluluklarýmýzý büyük ölçüde artýrmaktadýr. Burum her iki Partiyi de ayný düþmana karþý, ayný mücadelenin en önüne koymakta, birliðimizgüçlendirmektedir.

Bu durumda, Türkiye'deki kardeþ partimizin Türkiye Devriminin muzaffer güçlerinin ve ülkenproletaryasýnýn militan mücadelesinin özellikle ülkenizi tehdit eden büyüyen savaþ tehlikher türden emperyalizme karþý mücadelede karþýlaþacaðý zor ve karmaþýk görevleri doðru biinanýyoruz.

Sevgili Yoldaþlar,

Türkiye proletaryasý ve halklarý için yeni ve daha büyük baþarýlarýn yolunu açacak olan Kosizi içtenlikle kutluyoruz.

Madrid, 20 Ocak 1980 Ýspanya Komünist Partisi / ML Merkez Komitesi----------------

KANADA KOMÜNÝST PARTÝSÝ / MARKSÝST-LENÝNÝSTTDKP Kuruluþ Kongresi

Sevgili Yoldaþlar,

Kanada Komünist Partisi/ML adýna, TDKP'nin kurulduðu bu önemli an dolayýsýyla yürekten devi selamlarýmýzý iletiriz. Ülkenizin iþçi sýnýfý ve ezilen halkýnýn faþist diktatörlüðü veyýkmak, emperyalist egemenliðe son vermek ve sosyalizm ve komünizm yolunda ilerleme mücadelesinde kendilerine önderlik edecek bir genelkurmaya, öncü örgütlerine sahip olduðu bugüiye Proletaryasý ve dünya tarihinde önemli bir gündür. Bu vesileyle siz, Türkiye Marksist-ninistlerine ve sizin aracýlýðýnýzla emperyalizmin güçlerine ve en karanlýk gericiliðe kar

ksýzýn mücadele eden, özgürlük, toprak, ulusal eþitlik, baðýmsýzlýk ve ilerleme mücadelesiiþçi sýnýfýna ve köylülüðe, (ilkenizin yiðit gençliðine sýcak selamlarýmýzý iletiriz. TDKPr zaferle taçlanacaktýr.

Page 146: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 146/157

Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin kuruluþu Uluslararasý Marksist-Leninist Komünist Harekete bir baþka çelik halkanýn daha eklenmesi demektir. Ýnþa Örgütü'nün her türden revizyoportünizme karþý yýllardýr sür dürdüðü ve 1979'da Stalin yýlýnda anti-Marksist «Mao Zedungol açan amansýz mücadele sonra TDKP Marksizm-Leninizme ve proleter enternasyonalizminedayanmaktadýr. Partinizin kuruluþu, Marksizm-Leninizmin her türden revizyonizme ve oportünizme karþý zaferini simgelemektedir.

Afganistan'ýn Sovyet sosyal-emperyalizmi tarafýndan faþist iþgali, Kanada tekelci kapitalist sýnýfýnýn azgýn savaþ kýþkýrtýcý provokasyonlarý da dahil, Amerikan emperyalizminin vist ve gerici devletlerin azgýn savaþ kýþkýrtýcý ve çýlgýnca manevralarý, dünya halklarýnýn çektiði ve Çin sosyal-emperyalizminin,de dahil olduðu emperyalist ve sosyal-emperyalistleri yenmek için seferber etme görevini doðurmuþtur. Baþýný iki süper devletin çektiði emer ve sosyal-emperyalistler dünyayý yeniden bölmek ve halklarýn mücadelesini kana boðmak isavaþa hazýrlanýyorlar. Partimiz iþçi sýnýfýný ve geniþ halk kitlelerini emperyalist savaþanlýðýn kaynaðý olan emperyalizm, sosyal-emperyalizm ve tüm gericiliðe karþý seferber etmeaha da yoðunlaþtýrýyor ve halký Kanada' da zenginlerin savaþ hazýrlýklarýna karþý çýkmayazenginler halký böyle bir savaþa sürüklerse, haksýz ve yaðmacý bir savaþa katýlmayý redde

Bunun yaný sýra, Partimiz iþçi sýnýfý ve geniþ halk kitleleriyle baðlarýný güçlendirmeye,ZENGÝNLERE ÖDETELÝM programýný savunmaya, devletin faþistleþtirilmesine karþý çýkmaya, Quekendi kaderini tayin hakkýný-Quebec halký isterse ayrýlma hakký da dahil-güvence altýna ak, Yerli halkýn miras haklarýný yeniden tanýyacak, kapitalizmi yýkacak ve sosyalizmi kuracak olan gerçekten baðýmsýz demokratik ve sosyalist bir Kanada için mücadeleye seferber etme özel bir önem vermektedir.

Baþýnda Enver Hoca yoldaþ bulunan Arnavutluk Emek Partisi ve diðer Marksist-Leninist partiler önderliðindeki Marksizm-Leninizmin ve proleter enternasyonalizmi ilkelerinin saflýðýný koruma mücadelesi Uluslararasý Marksist--Leninist Komünist Hareketin birliðini güçe önderlik yeteneðini kat kat artýrdý. Marksist-Leninist partilerin birbirlerinin deneylerinden öðrenebilecekleri ve faaliyetlerini koordine edebilecekleri, her türden ikilive çok yanlý iliþkilerin daha da geliþtirilmesini savunuyoruz ve bunun için çalýþýyoruz. B

Uluslararasý Marksist-Leninist Komünist Hareketin ve devrim ve sosyalizm güçlerinin daha da güçlenmesini ifade eden Partinizin kuruluþunu coþkuyla selamlýyoruz. Partilerimiz arasýndaki iliþkilerin Marksizm-Leninizm ve proleter enternasyonalizmi temelinde daha da güçleneceðine inanýyoruz.Sevgili Yoldaþlar,

31 Mart 1980 Kanada Komünist Partisi / ML'nin kuruluþunun 10. yýldönümüdür. Partimiz 1980*RTÝ YILI, 80'li yýllarý da Devrim ve Sosyalizm Güçlerinin daha da Geliþmesi, Büyümesi ve Pdönemi olarak ilan etmiþtir. Bu vesileyle, Kanada'nýn belli baþlý kentlerinde Enternasyonalist Toplantýlar biçiminde gerçekleþtirilecek olan 10. yýl kutlamalarýna sizi de davet etk istiyoruz. Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin katýlýþý, Uluslararasý Marksist-Leninismünist Hareket Ýçin bir zafer daha demektir.

Emperyalizme, faþizme ve gericiliðe, her türden revizyonizme ve oportünizme karþý, devrimsosyalizmin zaferi için mücadelenizde size baþarýlar dileriz. Türkiye iþçi sýnýfýnýn ve hMarksist-Leninist öncüsünün devrim ve sosyalizmin zaferi için mücadelede Kanada iþçi sýnýKanada Komünist Partisi ML'yi. gerçek dostlarýný her zaman yanlarýnda bulacaklarýný bildiz.

TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ KURULUÞ KONGRESÝ'NE SELAM!YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ!YAÞASIN KANADA KOMÜNÝST PARTÝSÝ/ML ÝLE TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ ARASINDAKÝ BÝRLÝKÞAN OLSUN MARKSÝZM-LENÝNÝZME!Komünist Selamlar.

Kanada Komünist Partisi / MLUlusal Yürütme Komitesi-------------

Page 147: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 147/157

PERU KOMÜNÝST PARTÝSÝ/MARKSÝST-LENÝNÝSTTürkiye Devrimci Komünist Partisi-Ýnþa Örgütü Merkez KomitesineLima, 19 Ocak 1980

Sevgili Yoldaþlar,

Peru Komünist Partisi (M-L) Merkez Komitesi adýna I. (Kuruluþ) Kongrenize devrimci selamlarýmý iletirim.

Uzun bir sýnýf mücadelesi sonucu kurulan Türkiye Devrimci Komünist Partisi'nin Kuruluþu, Tye emekçi halkýnýn sömürü ve baskýdan kurtuluþ mücadelesi yolunda attýðý büyük bir adýmdýrinistler revizyonizmin yeni bir türü olan Maoizme ve Titoculuktan Kruþçevciliðe, Euro komüzmden Troçkizme kadar her tür den karþý devrimcilere karþý çetin bir mücadele sürdürmüþler

Türkiye Devriminin düþmanlarýna, emperyalizme, sosyal-emperyalizme, ülkenizdeki burjuva gericiliðine ve faþist diktatörlüðe karþý Türkiye halkýnýn sürdürdüðü önemli mücadeleyi anlý

Proleter enternasyonalizme ve Marksizm-Leninizmin ilkelerine baðlý olan kahraman halk

larýmýz ve Marksist-Leninist Partilerimiz arasýndaki devrimci baðlarýn daha do sýklaþmasýnruz.

Kuruluþ Kongrenizin gerçekleþmesi büyük bir zaferdir. Türkiye Proletaryasýnýn bu büyük zafnçle karþýlýyor ve bu zaferi proletaryamýzýn ve uluslararasý proletaryanýn bir zaferi olarlendiriyoruz. Ve baþarýlar diliyoruz.

YAÞASIN PERU VE TÜRKÝYE MARKSÝST-LENÝNÝST PARTÝLERÝNÝN DEVRÝMCÝ DOSTLUÐU! YAÞASIN PROLETERMARKSÝZM-LENÝNÝZME ÞAN OLSUN!

Kardeþçe Selamlar

Peru Komünist Partisi / (ML) Merkez Komitesi

Siyasal Bürosu Genel SekreteriAntonio Fernanden

I. KONGRE BELGELERÝ (17)TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝ BÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝ'NÝN TÜRKÝYE HALKINA BÝLDÝRÝS ÜLKEMÝZÝN TÜRK, KÜRT ULUSU VE AZINLIK MÝLLÝYETLERÝNDEN DEVRÝMCÝLERÝNE, ÝÞÇÝLERÝNE YOKSUL K

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Kuruldu. Ýþçi sýnýfýmýzýn ve emekçi halkýmýzýn onlarca ymünistler iþçi sýnýfýna ve halkýmýza verdiði sözü yerine getirdiler.

Türkiye Devrimci Komünist Partisi Birinci (Kuruluþ) Kongresi, emperyalizmin uþaðý egemen srýn ve onlarýn faþist diktatörlüðünün, iþçi sýnýfý ve halkýn devrimci mücadelesine, onu boarda toplandý. Partimizin kýzýl bayraðý ülkemizi sarmýþ olan grevlerin, direniþlerin, sokaerinin, barikat savaþlarýnýn en önünde dalgalanýrken toplanan Kongremiz, iþçi sýnýfýnýn veöncüsünün, faþizmin saldýrýlarýna karþý verdiði en anlamlý cevaptýr. Mücadele eden iþçi somünizm davasý ölümsüzdür. Partimizin devrimci mücadelenin ateþleri içinde doðuþu bu gerçedoðrulanýþýdýr.

Ülkemizde komünizm davasý için ilk öne atýlanlar Mustafa Suphi ve yoldaþlarýydý. Büyük Ekimücadeleleri içinde çelikleþmiþ bu bir avuç komünist tarafýndan 10 Eylül 1920'de TKP'niniþçi sýnýfý ve emekçi halka baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm yolunda önderlik edecek biuruluþu yolundaki ilk büyük giriþimdi. Bu olaydan kýsa bir süre sonra Kemalist burjuvazi vtoprak aðalan, M. Suphi ve 14 yoldaþýný Karadeniz'in karanlýk sularýnda boðdurdular. Ama n

lar, ne de bu davanýn gizli düþmanlarý, çeþitli türden revizyonistler komünizm davasýný yoer. O, yakýlmak istendiði her seferinde küllerin arasýndan yeniden doðdu.

Page 148: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 148/157

TDKP'nin ülkemizdeki kökleri bir yandan iþçi sýnýfýmýzýn mücadeleci geleneðine ve M. Suphiine; diðer yandan halkýmýzýn, Bedreddin ayaklanmasýndan. Ulusal Kurtuluþ Savaþýna ve Dersiadar uzanan zulme karþý isyan geleneðine ve özellikle 1960'lardan bu yana hýzla yükselen drimci-demokrasi mücadelesine dayanýr. Denizlerin, Yusuflarýn, Hüseyinlerin, Sinanlarýn, Cihanlarýn kurduðu THKO partimizin öncelidir. TDKP'nin kurulmasý ayný zamanda daraðaçlarýndaarýnda verdikleri son nefeslerinde «Yaþasýn Marksizm-Leninizm» diye haykýran, halkýmýzýn blatlarýnýn, devrimci demokrasinin bu önder savaþçýlarýnýn vasiyetlerinin yerine getirilmes

THKO, onlarýn kararlý, baþ eðmez, militan mücadelelerinden örnek aldý, mücadele geleneklerdü. O, bu sayede 1975 yýlýnda siyasi çizgisini köklü bir biçimde gözden geçirip deðiþtirer-demokrasinin sýnýrlarýný aþtý; Marksizm-Leninizmin yoluna, Marks, Engels, Lenin ve Staligösterdiði Iþýklý yola girebildi. THKO bu yolda sürekli ilerledi, hatalarýný yenmeyi bildiþti, güçlendi. 1978 Ekim'inde toplanan THKO Konferansý, örgütün adýný Türkiye Devrimci Kosi-Ýnþa Örgütü (TDKP-ÝÖ) olarak deðiþtirdi ve onun önüne TDKP'nin I. (Kuruluþ) Kongresi'niKP'yi kurma görevini koydu. Bu görev Ýþte bugün gerçekleþtirilmiþtir.

TDKP, herkesin insanca yaþadýðý, toplumsal üretime yetenekleri ölçüsünde katýldýðý toplumsacý kadar pay aldýðý sýnýfsýz bir toplumun yaratýlmasý uðruna mücadele ediyor. TDKP devle, savaþlarýn olmadýðý, insanlarýn sömürü, açlýk tehdidi ve çeþitli baskýlar altýnda kölecedüþünmeye, kendilerini geliþtirmeye ihtiyaç duyuyorlarsa, çalýþmaya da öyle ihtiyaç duyaca

plum için mücadele veriyor. O, ne efendinin, ne kölenin, ne ezenin, ne ezilenin olmadýðý bdünya için savaþýyor. Bugün burjuva-feodal! sömürünün ve azgýn bir faþist diktatörlüðün pdiþe diþ bir mücadele sürdürmekte olan proletarya ve tüm emekçiler için güzel bir düþ olanbizzat onlarýn, TDKP önderliðinde yürütecekleri mücadeleyle gerçek olacaktýr.

TDKP, bu amaca ulaþabilmek için bugün atýlmasý gereken ilk adýmýn ülkemizi baðýmsýzlýk vevuþturmak olduðunu saptýyor. Bugün ülkemizin efendileri her türden emperyalistler ile onlauþaklarý komprador-burjuvazi ve toprak aðalarýdýr. Bu yüzden ilk yapýlmasý gereken þey burý ve onlarýn devleti olan faþist diktatörlüðü, partimizin etrafýnda toplanarak ulusal veatik bir halk devrimiyle, þiddet yoluyla yýkmak; siyasi özgürlüðü gerçekleþtirmek, emperyae imzalanmýþ tüm anlaþmalarý yýrtmak, onlara verilmiþ üsleri kapatmak, borçlarý iptal etmeiþletmelere ve bankalara el koymak, topraðý köylülere devretmek, ezilen Kürt ulusuna ayrýlet kurma hakký da dahil olmak üzere kendi kaderini özgürce tayin hakkýný tanýmak, herkese

insanca çalýþma koþullarý saðlamak ve böylece Ýþçileri ve köylüleri ülkenin efendisi yapmardýr, yöneten de onlar olmalýdýr. Bu, iþçi ve köylülerin devrimci demokratik diktatörlüðümýna gelir.

Ancak TDKP, iþçi sýnýfý ve tüm emekçilerin, sosyal kurtuluþunun gerçekleþtirilmesi için, aadýmýn yeterli olmadýðý görüþündedir. O, bu noktada duraklamadan, baðýmsýzlýk ve demokrasrinde derhal sosyalizmin inþasýna giriþilmesi ve sömürünün adým adým yok edilmesi gerektiðyor. Çünkü eðer bir ülkede sermaye hüküm sürmeye devam ediyorsa, kölelikten gerçekten ve kurtuluþ söz konusu olamaz ve devrim sayesinde kazanýlmýþ olan özgürlükler ve haklar da birbedilir. Ulusal ve demokratik bir devrim ancak emperyalizmin, feodalizmin, faþizmin baskýsýný ve ulusal baskýyý yok edebilir; sermayenin, kapitalizmin baskýsýný, sömürüyü tn ise sosyalist devrim gerekir. Ýþte TDKP'nin son amacý olan sýnýfsýz toplum bu devrimin suna kadar sürdürülmesiyle adým adým yaratýlacaktýr.

TDKP, proleter enternasyonalizminin sadýk bir savunucusu ve tüm burjuva-revizyonistdünyaya savaþ açmýþ bulunan uluslararasý komünist hareketin bir parçasýdýr. TDKP, bugün yan emperyalizmine ve onun Batýlý müttefiklerine deðil, ayný zamanda sosyalizm maskeli emperyalistler olan Rus ve Cin emperyalizmine ve onlarýn uydularýna karþý da kararlý bir mücadeyi veren dünyanýn tek gerçek sosyalist ülkesi olan Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyetive Arnavutluk Emek Partisi'yle dayanýþma halindedir. TDKP, Ýþçi sýnýfýmýz ve emekçi halkýsosyal kurtuluþ mücadelesinde yalnýz deðildir. Onlar bütün dünyanýn iþçileri ve ezilen harduðu dünya emek ordusunun bîr parçasýdýrlar.

* * *TDKP, faþist diktatörlüðün hüküm sürdüðü bugünkü koþullarda, azgýn terör karþýsýnda varlýð

sürdürebilmek için tümüyle gizli bir çalýþma yürütmek zorundadýr. TDKP, iþçi sýnýfýyla veurduðu ve sürekli geliþen canlý baðlarý, üretim birimleri temel alýnarak kurulmuþ ve kurulan hücreleri, çeþitli yayýn organlarý ve yönettiði kitle örgütleriyle halkýn baðrýndadýr.

Page 149: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 149/157

mücadele yükselirse orada TDKP'nin bayraðý dalgalanýr, mücadele þiarlarý ortalýðý sarar. Dleye atýlan herkese TDKP'nin mücadele ve zafer yolunu gösteren çaðrýlarý ulaþýr.

TDKP, gizli çalýþmasýna karþýn, demokratik merkeziyetçilik ilkelerine titizlikle uyar. Onuflarýnda mücadeleye katýlan tüm komünistler. Tüzükte belirlenmiþ olan kuralar çerçevesindeve devrimin bütün sorunlarý hakkýnda görüþlerini belirtir, tartýþmalara katýlýr, yöneticiyönetici görevlere seçilebilirler. Ancak kararlar bir kere alýndý mý, tüm komünistler, ist

karara katýlmamýþ olsun, tek bir yumruk gibi birleþir ve onu hayata geçirir. TDKP saflarýa disiplin vardýr. Ama bu burjuvazinin zorbalýða dayanan disiplini deðil, proletaryanýn gödisiplinidir. Proletarya ve onun partisi baþka türlü birliðini saðlamlaþtýramaz, burjuvazibaský ve terörüyle baþa çýkamaz.

TDKP, iþçi sýnýfý ve halkýn, emperyalizme ve iç gericiliðe karþý devrimci bir temelde birldýr. Bu yüzden, O yalnýzca Parti içinde deðil, bütün halk sýnýf ve tabakalarý ve onlarýn ki içinde demokrasinin uygulanmasýný savunur, kendi dýþýndaki devrimci akýmlarla revizyonize reformizme karþý mücadele ve demokrasi temelinde birlikler kurmaya çalýþýr. Proletarya vlkýn davasýný her þeyin üstünde tutar.

TDKP, proletarya ve tüm emekçi halkýn kurtuluþ yolunun þiddete dayanan devrimden geçtiðini

unmaktadýr. Hayat þu gerçeði sayýsýz kereler doðrulamýþtýr ve doðrulamaktadýr; eðer emekçirjuva-feodal düzenin köleleri olmaktan kurtarmak istiyorlarsa, bu düzenin en büyük bekçisilan bugünkü devlet cihazýný parçalayýp, daðýtmak onun yerine iþçi ve köylülerin Sovyetik ti demokratik diktatörlüðünü örgütlemek zorundadýrlar. Ordusu, polisi, mahkemeleri, bürokrarlamentosu ve yüzlerce yýldan bu yana egemen sýnýflar tarafýndan sömürü ve zulüm düzeninioruyabilmek, emekçileri daha fazla ezebilmek amacýyla sürekli geliþtirip yetkinleþtirilmiþörgütleriyle bu köhne zulüm makinasý, bu faþist-feodal diktatörlük yýkýlmalýdýr. Onun «içeceði, «demokratikleþtirilebileceði» yolundaki tüm «barýþçýl», pasifist hayaller, halký alu baðlar, felaket getirir. Komünistler gerçekleri olduðu gibi kabul eder, ona uygun çözümlrirler.

TDKP'nin savunduðu þiddet esasta, kendilerini kitlelerin yerine koyan bir avuç aydýnýn yada gencin uygulayacaðý bireysel þiddet deðildir. Gerçek bir halk devrimi, yalnýzca kitlele

n kendi özgül talepleriyle ayaða kalktýðý ve kitlesel þiddetin uygulandýðý top yekün bir abilir. Kitlelerin mücadelesini bu aþamaya yükseltmenin çeþitli yollarý vardýr. Ancak bunun edecek olan somut mücadele koþullarýdýr.

ÝÞÇÝLER;

TDKP sizin partinizdir. O, din, milliyet, mezhep farký gözetmeksizin ister þehirde ister kýrda tüm Türkiye iþçi sýnýfýnýn gerçek komünist partisidir. TDKP'yi kuranlar Ýþçi sýnýve eylem kýlavuzu olan Marksizm-Leninizmi savunan ve onun öðretilerini hayata geçirmeyi amaç edinen komünistler, öncü iþçilerdir. TDKP, iþçi sýnýfýnýn kopmaz bir parçasý, onun öncze kapitalist sömürüden kurtuluþun, emeðin yeni dünyasýnýn kuruluþunun yolunu gösteriyor.

Savaþan her ordunun baþarýya ulaþmak için nasýl düzenlenmesi gerektiðini, güçlerinin daðýlre vurulacaðýný, ne zaman hücum edilip ne zaman geri çekilineceðini, mücadele ve örgütleerini saptayan bir genelkurmayýnýn olmasý zorunludur.

Ýþte TDKP, kapitalizme ve sömürüye karþý savaþan iþçi sýnýfý ordusunun genelkurmayýdýr. O,i, ekonomik her alanda burjuvaziye ve gericiliðe karþý yürüttüðü mücadeleyi yönlendirir vee uzun vadeli hedeflerini ve mücadele taktiklerini saptar. Proletarya ve diðer emekçisýnýf ve tabakalarýn mücadelesini örgütler, birleþtirir ve karþý-devrimci hedeflere yöneltin varlýðý ve mücadelesi, iþçi sýnýfýnýn ve tüm emekçilerin kurtuluþ mücadelesinin baþarýsOnun etrafýnda birleþ, onun bayraðý altýnda toplan, onun gösterdiði hedeflere vur. Sýnýfýnsýz bir toplum için TDKP ile birlikte yürü. En çok sekiz saatlik iþgünü, sýnýrsýz grev veakký, örgütlenme özgürlüðü, insanca yaþama ve çalýþma koþullan gibi acil taleplerin içinmücadeleye katýl.

YURTDIÞINDA ÇALIÞAN ÝÞÇÝLER;

Page 150: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 150/157

TDKP bugün, ülkemizde hüküm süren burjuva-feodal düzene ve faþist diktatörlüðe karyor. Seni tüm sýnýf kardeþlerinle birlikte açlýða, sefalete, iþsizliðe, köleliðe mahkumnýndan, topraðýndan, ailenden koparan, ekonomik sürgüne mahkum eden bu düzendir. Bu vatanýrçek sahipleri hangi milliyetten olursa olsun Türkiye'nin iþçi ve köylüleridir. Sürülmeyieden biri varsa o da ülkeyi yaþanmaz hale getirerek seni sürgüne gönderen kompradorburjuvazi ve toprak aðalarýdýr. TDKP senin de partimdir. TDKP sana, kendi yurdunda insanca bir hayat; özgürlük, baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm vaat ediyor.

YOKSUL KÖYLÜLER;

Yüzlerce yýldan bu yana açlýk ve sefalet içinde toprak aðalarýnýn bileklerine taktýðý topzincirlerini taþýdýn. Þimdi buna bir de ücret köleliðinin zincirleri ve faþist zorbalýk

r. Geleceðin bugün her zamankinden daha çok iþçi sýnýfýnýn geleceðine baðlýdýr. Yüzlerce ycek, sana toprak ve özgürlüðü, insanca yaþama ve çalýþma koþullarýný verecek olan yalnýzcalizmdir.

Faþist feodal diktatörlüðün, toprak aðalarýnýn ve onlarýn gizli ya da açýk uþaklarýnýn «toalarýna kanma. Onlarýn sana verebilecekleri tek þey iþkence, zulüm, açlýk ve sefalettir. Kkollarýnýn gücüne dayan, iþçi sýnýfýna ve TDKP'ye güven. TDKP, burjuva-feodal toprak aðal

n kararlý uzlaþmaz düþmanýdýr. Onun açtýðý kýzýl bayrak senin kurtuluþunun da habercisi veÞEHÝR VE KIRLARIN TÜM EZÝLENLERÝ;

Ýster küçük bir dükkan ya da atölyenin, ister küçük bir toprak parçasýnýn sahibi ol; isterbir aydýn, ister sýradan bir devlet memuru, ya da bir iþportacý... Emperyalizmin, sosyal-emperyalizmin, faþist-feodal zulmün ve zorbalýk düzeninin egemen olduðu bir düzende; iþsk, buhran, pahalýlýk içinde kývranan bir ekonomide, senin için gelecek bugünden daha da köak zorundadýr, Eðer, bu düzenin içinde kendini kurtarabilme yolunda umutlarýn varsa bil ki, bunlar senin gerçek kurtuluþunun önünde en büyük engeldir. Çünkü bu düzenin pençesindekurtuluþ yoktur.Þimdiye kadar reformcu, revizyonist «umut tacirleri» de dahil olmak üzere bir sürü demagogana kolay kurtuluþ yollarý öðütledi. Ama hayat bunlarýn «kurtarýcý» maskelerini bir bir dü

a bir yolu, devrim yolunu, emperyalizme, sosyal-emperyalizme, faþist-feodal! düzenekarþý aktif direnme ve mücadele yolunu gösteriyor. O, bu yolda yürümek isteyen herkese eliuzatýyor; tüm devrimci-demokrat akýmlara birlik o!ma çaðrýsý yapýyor.TDKP, emperyalizm, feodalizm ve faþist-feodal diktatörlüðün tasfiyesi talebine baðlý olaragünden, bankalara ve tefecilere olan tüm borçlarýn iptalini, ipoteklerin kaldýrýlmasýný, tiyatlarýnýn yoksul ve orta köylüler tarafýndan belirlenmesini, küçük üreticilerin kullandýde vb. mallarýn ucuzlatýlmasýný, zamlarýn geri alýnmasýný küçük üreticilerin söz ve karareratiflerin örgütlenmesini savunuyor, senin en acil taleplerin için mücadele ediyor. Bumücadeleye katýl, ona güç ver.

GENÇLER;

Yeni yetiþen neslin geleceði, ülkenin geleceðinden ayrý deðildir. Yarý-sömürge, yarý-feodabaþta iþçi gençlik olmak üzere tüm halk gençliði bugünden köleliðe, baskýya, sömürüye, aþ. Gençlik dinamiktir, mücadelecidir, toplumsal sorunlarla ilgilenir, haksýzlýða karþýdýr.n farkýnda olan egemen sýnýflar ve tüm gericilik bu yüzden her türlü silah ve araçla sanasaldýrýyorlar. Seni faþist terörle sindirmeye; reformcu, revizyonist demagojiyle aldatmaya, burjuva, faþist-feodal ideolojilerle düzenin bekçileri haline getirmeye; yozlaþtýrmaya; çürütmeye çalýþýyorlar. Bunlarýn yetmediði yerde küçük-burjuva anarþizmi, parlak sloganleni çýkmaz sokaklara sürüklemeye çabalýyor.

Tüm bunlarýn üzerinde TDKP'nÝn, gençliði, kaderini iþçi sýnýfý ve halk yýðýnlarýyla birleþdeleye çaðýran güçlü sesi yükseliyor. Bu ses birlik ve mücadelenin devrim ve sosyalizmin,zm-Leninizmin sesidir. Sen bu sesi tanýyorsun.Ona güven, onun yolunda birleþ ve mücadeleye atýl.

KADINLAR;

Page 151: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 151/157

TDKP, her türlü köleliðe olduðu gibi, senin köleleþti-rilmene; evde, iþyerinde, tarlada ikbir insan gibi aþaðýlanýp horlanmana, bir mal gibi alýnýp satýlmana karþýdýr. TDKP seninbir kadermiþ gibi kabul etmen için geliþtirilmiþ her türlü burjuva-feodal ideolojiye karþýe ediyor. Kadýnlarý kendi özgül talepleri doðrultusunda örgütlemek ve devrimci mücadeleyeiçin caba harcýyor. Çünkü o biliyor ki, hem sýnýfsal olarak, hem de cins olarak ezilen kakitlesel bir þekilde katýlmadýðý hiç bir devrim baþarýya ulaþamaz.

TDKP, senin analýk haklarýnýn ela kararlý bir savunucusudur. Bugünkü düzen, emek,i kadýnýnsefalete, ölüme, gaddarca sömürüye mahkum ediyor. TDKP ise, tüm çocuklarýn eðitimi, saðlýkmelerinin garanti altýna alýndýðý sosyalizmi savunuyor. Analarýn, her türlü sömürü ve aþaðolarak özgür, eþit ve mutlu olacaklarý, çocuklarýn ise çocukluklarýný gerçekten yaþayabilebir dünyanýn kurulmasý için mücadele ediyor. Bu dünyanýn kurulmasý güçtür. Ama kazanacaklakarlýklara deðer.

EZÝLEN KÜRT ULUSU VE TÜM AZINLIK MÝLLÝYETLER;

TDKP, ayrý devlet kurma hakký da dahil olmak üzere, Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tini için mücadele ediyor. TDKP, tüm ezilen ulus ve milliyetlerin ulusal dil ve hak eþitliðini elde etmesi ve kullanmasýnýn en kararlý savunucusudur. TDKP uluslarýn özgürlük ve eþ

melinde kardeþçe birliðinden yanadýr. Böyle bir durum günümüzde yalnýzca iþçi sýnýfý ve emzme, sosyal - emperyalizme, faþist-feodal diktatörlüðe karþý birlikte mücadelesinin zaferie devrim u-demokratik bir iþçi-köylü diktatörlüðünün kurutmasýna baðlý olarak gerçekleþebibaskýdan hiçbir çýkarlarý yoktur.

Kürt ulusunun kurtuluþu, Kürt iþçi ve köylülerinin, Türk ve diðer milliyetlerden iþçi ve kmuza her türlü emperyalizmin boyunduruðuna karþý ve toprak devrimi için mücadelelerine baðburjuva-toprak aðasý sýnýflarýn bugüne kadar Kürt halkýna karþý uyguladýklarý ulusal zulmüKürt halký ve Türk halkýný birbirine düþman etmeye, iþçi ve köylülerin devrimci cephesinie zayýflatmaya çalýþan sahte «ulusal» akýmlar hem Kürt halkýnýn hem de Türkiye devrimininKürt ulusal-devrimci hareketini destekler. Ancak onu saptýrýp þu ya da bu emperyalistinkuyruðuna takmaya, egemen sýnýflarla uzlaþtýrmaya, þovenizmin etkisi altýna sokmaya çalýþave Ýdeolojilere karþý mücadele eder. TDKP ulus deðil, sýnýf esasýna göre örgütlenmiþ çeþi

proletaryanýn partisidir.

ASKERLER;

Devrimci mücadele yükselip, iþçi-köylü yýðýnlarý mücadeleye atýldýkça faþist diktatörlüðüne seferber ediliyor. Egemen sýnýflarýn, ordunun «milli güvenlik» aracý olduðu yolundaki desi iflas etmiþtir. Bugün herkes ordunun görevinin, emperyalist üslerin, tekelci iþletmelerve bankalarýn kapýlarýnda, toprak aðalarýnýn topraðýnda, iþçi ve köylülere karþý nöbet besaldýrmak olduðunu görüyor. Ordu, faþist diktatörlüðün bel kemiðidir.

Erler; sizler «vatan görevi» demagojisiyle, sýrtýna üniforma giydirilip emperyalistlerin,mpradorlarýn ve toprak aðalarýnýn muhafýzlýðýna itilmiþ iþçi ve köylülersiniz. Kürdistan'dAR'da; grevler, sokak gösterileri ve direniþlerde faþist generaller tarafýndan üzerine süralarýnýz, bacýlarýnýzdýr. Dün jandarmayý, komandoyu sizin üzerinize kýþkýrtmýþlardý, yarýnaþist generallerin ve subaylarýn «vur» emrini dinlemeyin. Silahlarýnýzý mutlaka birine doðaksanýz, size bu emri verene doðrultun. Sýnýf kardeþlerinizle birleþin.

Türk ve Kürt Ulusundan ve Çeþitli Milliyetlerden Ýþçiler, Köylüler, Tüm Emekçiler!

Devrimin güçlü dalgasýnýn hýzlý bir þekilde yükseldiði, kitlelerin grevler, çeþitli direniilen, boykotlar, toprak iþgalleri için yýðýnlar halinde sýnýf mücadelesinin barikatlarýnae günlerini yaþýyoruz. TDKP'nin savunduðu temel devrimci þiarlar ve taktikler mücadele içiher geçen gün daha fazla doðrulanýyor, kitleler tarafýndan benimsenip kavranýyor. Bu mücade daha güçlü olmak için Türkiye Devrimci Komünîst Partisi'nin yükselen bayraðý altýnda biryalizme, sosyal-emperyalizme, faþist-feodal diktatörlüðe karþý mücadelede TDKP'nin yüksele

aðý altýnda toplanalým. Kendi iktidarýmýz için; baðýmsýzlýk, demokrasi ve sosyalizm için min yükselen bayraðý altýnda saf tutalým, mücadeleyi yükseltelim! Önümüzde kazanacaðýmýz koGelecek bizimdir.

Page 152: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 152/157

YAÞASIN TDKP BÝRÝNCÝ (KURULUÞ) KONGRESÝ! EMPERYALÝZME, SOSYAL-EMPERYALÝZME VE GERÝCÝLÝÐE KARÞI TDKP SAFLARINDA BÝRLEÞ ! BAÐIMSIZLIK, DEMOKRASÝ, SOSYALÝZM YOLUNDA, SINIFSIZ TOPLUM ÝÇÝN TDKP ÖNDERLÝÐÝNDE ÝLE KAHROLSUN BURJUVA REVÝZYONÝST KARARGAHLAR, YAÞASIN TÜRKÝYE DEVRÝMCÝ KOMÜNÝST PARTÝSÝYAÞASIN MARKSÝZM-LENÝNÝZM,KAHROLSUN REVÝZYONÝZM

 ---------------

DANEZANA KONGRESA (DANÝN) YEKEMÝN Jl XELKE TIRKÝYA REPARTIYA KOMUNÝSTA ÞOREÞGERA TIRKÝYA HATE DANÝN DANEZANA KONGRESA (DANÝN) YEKEMÝN JI XELKE TIRKÝYA RE PARTÝYA KOMUNÝSTA ÞORIÞGERA TIRKÝYAANÝN

Ji Hemû Þoriþgeren Mýlete Týrk û Kurd û Mýliyeten Hýdýki re Jý Hemû Karker, Pale u KedkarePartiya Komunista Þonþgera Týrkiya (PKÞT) Hate Danin, Heviya deh salan, heviya sýnýfe mekarker u xelke me e kedkar bý ci hat.

Komunistan, soza \cu jý sýnýfe karker û jý xelke me re da bûn bý cianin.

Kongresa (Danin) Yekemina Partiya Komunista Þonþgera Týrkiya di demeke wele de cýviya ku'. Sýnýfen ser-destân xulamen empýryalistan û diktatoriya wan a faþist rabû bûn bý eriþekitekoþina þonþgera sýnýfe karker û xelk û dýxwestýn ve tekoþine býxenýqinýn. Ala sor a Partrev, lýberxwedan, lýhevgihanen zavoqi û lý ber seren bariqatan de pel dýde. Di demeke welede cývina kongresa me bersivek (cuvabek) manidar-týr e. Ew bersiva peþenge sýnýfe karkerhemi kedkaran lý dýji eriþen faþizme ye. Tucaran pýþta sýnýfe karkere þer-kar û xelke þerke. Dawa komunizma berze, be payan û nemýrd e. Zayina partiya me di nav peten tekoþina þorýþger, careVi din ispat bûyýna ve rastiye ye.

Di welate me de çare ewýl Mustafa Suphi û hevalen wi ji bo dawa komunizmê xwe aveti bûn pê

artiya Komunista Tirkiya (PKT) di 10 a ilonê ya sala 192lê de bi destê hineki komunistênku di nav tekoþinên Þonþa Ok-tobra Mezm de pola bûyi, hate danin. Danina PKT dest-pêktnnemezin û ewil bû di riya danina partiyek rêbera sinifê karker û xelkê di nya serxwebûn û dsi û sosyalizmê de. Piþti vê bûyere burjuvaziyê Kemalist û axayên erdê, M. Suphi teviwi di nav ava Behrareþ a reþ de xeniqandin. Lê belê ne burjuvaziye ke-malist û ne axayênd û ne ji revizyonistan ku dijmi-nên dizi ên komunizmê ne ne karin vê dawa mezin u ortêDawa komunizmê di her gava ku hate temi-randin ew, ji nû ve ji xwelîyê vejiya û iindariyaxwe domkir.wi welatê me de binyatê Partiya Komunista Þonþ-gera Tirkiya (PKÞT) ji aliki digie tekoþitorevani ên sinifê me ê karker u Partiya Komunista Tirkiya (PKT) ya M. Suphiyan; ji aliki ji digije serhildana Þêx Bedreddin û Þerê Rizgariya Mili û heta bi Dêrsimê li diji zor\\ oliye din ji nemaze digije tekoþina þonþgeri u demoqra-siyê, ê ku piþti salên 1960ê Û vbilind dibe. Ordiya Azadiya Xelkê Tirkiya (OAXT) ku ii aliyê Deniz, û Yusuf, û Huseyin,û Sinan, û Cihanan ve hati bû danin destpêka partiya me ye. Danina PKÞT tevi her tiþti bii anina wesiyeta þerevanên pêþengên demoqrasiya þo-nsger, zaroyen xelke me ên mêrxas ên kxwe a dawin didan, di binê sêpê û di serê çiyan de qira tcBiji Marksizm û Leninlzm» ji devne keti bû. OAXT, tekoþina wan a þerkar, serhiþk û bi qerar ii xwe re kire nîþan û t

iya tekoþina wan ajat. Ew, bi vi awayi di sala 1975ê de xêza xwe a siyasi bi þikleki himi rewa kir û guhart û ji sinora demoqrasiya þonþger derbasi oliyê dm bû, kete nya MarksizLeninizm, kete riyek ronak a ku Marks, Engels, Lenin û Stalin þanl dikir. OAXT di vê rêde bê etlahi ber bi pêþ çû, zora cewtiyên xwe bir, pêþ de çû û xurt bû. Konferansa OAXT dila 1978ê de civiya. Konferans nqvê sazumanê gu-hart û kire Saziya Avakinna Partiya Komunista Þonþge-ra Tirkiya û \\ ber S.A. - PKÞT wezîfeya civina kongresa (Danin) Yekemin ya Partiya Komunista Þonþgera Tirki-ya dani. Ev wezife iro êdi bi ci hatiye.

PKÞT seba afirandina x;ivatek bêsinif dixebitö ku herkes tê de bi rûmet dije û bi qdi iêhatiyên xwo dixebite ji bo istihsala civaki û ji vê istihsalê bi qandi ku divê par dtine. PKÞT seba civatek welê dixebite ku tê de dewlet, ordi û þer tune ye. PKÞT seba civat

Page 153: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 153/157

we-lê tekoþinê dide ku herkes daxwazkarê xebatê bi dil Û can be, weke ku herkes hewcedarêpêþ de xistin, raman û bihndanê ye, ne ku mina kole û xulamên di bm tirs û tehdida pelçimiiandin, nêzbûn u zor-dariyên curbicur. PKÞT ji bo cihanek þer dike ku tê de ne beg heyee xulam, ne bindest heye ne ii serdestên zordar. Ev civata ha iro di xewna proletarya û heml kedkaraa e, û evw, ev xewn di meiûwa van de di nav pençeyê diktatoriya fast i har û di binê mijana saziya burjuva-axati tekoþineke xwindar didin, Lê belê bi ci-hatma ev xewna ho encex bi tekoþinek di bin pêþengiya PKÞT de mikûn dibe.

PKÞT dibêje ku gavê ewilê ku iro divê bê evêtin ji bo gihandina vê armancê, serxwkirýn û dlatê me ye. iro efendi û begên welatê me jý her cur emptryalist u berdestên wan ên buquvqzkomprador u axayên erd in. Ji ber vê yekê ye ku beri her tiþti Uivê zora van xwinmiianû dewleta wan a diktatoriyq fa-þist bi þonþek demoqratika mili a xelki ve bi pevgrêda-nadora partiya me, û bi nya þidetê bête hilweþandin, afirandinq qzadiya siyqsi, cirandma hemû Ithevhatinên (tifaqên) ku bi emperyalistan ve hatt bûn imza kinn, girtina hemû beragahên ku ji emperyalistan re hqtt bûn 'loyin û kirê kinn, rawestqndina deynênwelatê me, destdayina ser karxaneyên tekelci û hemû bankayan, dewrkinna hemû erdan ji gundiyan re, naskinna mafê (heqê) tayin kinna eninivisa (qedera) xwe yaxwe bi xweyi ya Miletê Kurd tevi heqê danina dewleta xwe, ji herkesi re bi ci aninaþertên xebitandina bi rûmeti û ji herkesi re kar û kesb û bi vi þekli xwedikinna karker û

ne, lewma ew divê welatê me idare bikm ji. Mana danina diktatoriya demoqratika þonþgera karker û gundiyan, ew bi xwe.

PKÞT dibine û dizane ku ji bo rast kirina nzgariya sosyal a simfê karker û hemû kedkaran ev gavê ewil ne bes e.

PKÞT ji vê merhele bê rawestin h ser himên serxwebûn û demoqrasiyê, berevana destpêkinn ûa sosyalizmê û gav pêþ gav ji ortê rakinna mijan-dinê ye. Çima ku hikim ferma bûna sermayeku dajo, bi þikleki rastin û himi ji koledariya xilasi pêk na yê, û mafên (heq) û azadiyêer saya þonþê bi dest keti bûn, yeko yeko wenda dibin. Þonþek mili û demoqratik ango dikarrdariya emperyalizm, dere-begati (feodalizm) û faþizm û zordariye mili rake; Lêbelê ji borakinna mijandinê bi timami û ji berhewakmna zor-dariya sermaye û sermayedari ji þoriþek sosyalist divê. Armanca dawin a PKÞT civata bêsinif bi ajotina vê þoriþê hetani dawin gav

ewe be afirandin.

PKÞT berevaneke sadiq e enternasyonalizma prole-tar û perçeyek ji perceyên lehiya (hereketa) komunista navmiletan e, ku li diji hemi cihana burjuva û revizyo-nistdn re þerilan kinye. PKÞT û welata sosyalisîa ras-tin a cihanê a yekane û Partiya Ked a ArnawitlixêKomara Xelki ya Sosyalista Arnawitlixê hevdû dispênn ku Arnawitlixê ne tenê li diji emperyalizma Emenki û hevalbenden wê lêbelê h diji emperyalistên xwedi mas-keya sosyalist, empiryahstên Ûns û Çinê û berdestên wan re tekoþinek bi qerar dide. Di tekoþina nzganya ci-vake, PKÞT Û sinifê me ê karker û xelkê me ê ne 01 lena xwe ne. twana perçeyek i oruiyo kedkanê ne ku vê ordiyê ji karker û xelkên bindest ên cihanê pêkhatiye.

  Di binê hikmfçrmabuna diktatoriya faþist û li hem-ber zora har de hebûna xwe bipareze û tena xwe dom bike PKÞT divê bi timami xebat û lebatek dizi bajo. PKÞT bi sinifê me ê karkertebeqeyên kedkar ên din ve têkili datine Û têkiliyên xwe ên jindar bê ettahi dajo. PKÞT jperçeyên istihsalê temel digre û di nav wan de hucran datine. PKÞT tevi van tiþtan û orgae ên weþanê ên curbicur û bi rêxistiyên ko-man ku ew bi xwe idare dike, di himbêza xelkê mLi ku derê tekoþinek þonþger rabe h raserê wê derê ula PKÞT pêl dide, qirinên (þiarên) terê dihejine. Jt her kesê ku dikeve qada tekoþinê, Ixing û þiretên PKÞT digijin û þani nyaekoþine dýkýn.

PKÞT li rexma ku xebata xwe bi dizitiyê dimeþine nuydeyên merkezitiya demoqratik bi awaki kûr û hûr tetbiq dike. Hemû komunistên ku di korên wê de ketine mkoþinê di çarçiva qeydede derheqê pira û meseleyên parti û þonþê de fikrên xwe beyan dikin. bi hev diþêwinn, berpe dtbijêrm û tên hijartin ji bo wezifeyên pirsiyariyê. Lêbelê gava ku bir yaran hatin girt

emû komunistan heger itirazên wan hdbin ji, wek kulm u gurmizkek guvaþti yek dibin û wanlnryaran tetbiq dikin. Di qoren PKÞT disiplin heye. Lê ov disiplin ne disiplina burjuvazi a zorker e. Ew, di-siplina pröletarya a bi dil u can e. Proleîarya 0 partiya

Page 154: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 154/157

Page 155: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 155/157

iyani û xerib. PKÞT partiya te ye ji. PKÞT ji tere di welatê xwe de jiyanek bi rûmet, azadi, serxweyi, demoqrasi û sosyalizmê wad dike.

Geli Palan;

Jt sed salan bi vir de te, di nav periþani û birçitiyê de zencirên koletiya erd bar kir kuaxayên erd ew bi destên te kinn bûn. Niha zorkeriya faþist û zencirên ko-ledariya ucretê

er de hat. Niha paþeroja te ji berê pirtir grêdayê bi paþeroja smifê karker. Ên ku daxwazte ên sed salan bi ci binin û ji te re erd û azadi û imkanên xebat û jiyana bi rûmeti bidisosyalizmê ne.

Bi xapinoka «toprak reformu» (reforma erdê) me xape ku diktatoriya faþist-feodal û axayêndû berdestên wan ên dizi û eþkere þani te didan. Ew, ji te re bi tenê iþkence, êþan, birçidm. Baweriya xwe bi sinifê karker bine, xwe bispêre hêza milên xwe. PKÞT dijmm û neyara ekomiya burjuva-feodal û axatiya erd a bi qerartir û serhiþktir e, Ala sor a ku PKÞT vekiriye xeberdar û niþana nzgariya te ye ji.

Hemû Bindestên Bajar û Gundan;

Dixwazi xwediyê dikanek biçûk an ji atolye; dixwazi xwediyê perçeki erd i piçûk an ji pêþwust; dixwazi berpirsiyarek dewlet ê adeti.Di nizamek ku empiryalizm û empiryatizma sosyal û tadayi û zordariya faþist û feodal htkimferma ye; dizabû bi tena xwe nzgari nin e. Hetani niha tevi «bazarganên hêviyê», revizyoniû reformist û gelek demagog ji te re þiret kirm ji bo riyên nzgariyê ên hêsa. Lêbelê mas-«xelaskar» yeko yeko kire xwar. Lêbelê PKÞT riyeke din þani dtde: riya þonþê, nya li berriya tekoþina h diji emperyalizm, emperyaiizma sosyal û li dtji saziya faþist-feodal.PKÞT i her kesê ku dixwazedi vê rê re bimeþedestê xwe dirêj dike, ji hemi le-hiyên þonþgeari re banga yekitiyê dike.PKÞT grêdayiya daxwaza ji ortê rakinna empiryalizm, emptryalizma sosyal û diktatoriya faþist û feodal ji iro ji bo ev daxwazên jêrin tekoþinê dike: iptal kinna deynên gundiyan ji bka û faizciyan, rakinna ipotekan, dayina heqê tespit kinna buhayê bini ji atiyê gundiyên navin û bicûk, erzankirma gubre, maddê xav û mal û êd. Ên ku mustehsilên biçûk bikartinm, v

m û teþkilkin-na kooperatifên ku tê de mistehsilên biçûk xwdan gotin û qerar in. Partiya mo daxwazên te ên acil îekoþinê dide. Bikevevê tekoþinê, wê xurt btke.

Xortino;

Paþeroja welatek ji paþeroja nifþê nûgiha na yê cihê kirtn. Di welatê me ê niv-feoda! û nikê de him xortên karker û him ji hemû xortini ya xelk ji iro de bûye mehkûmê xwar bûyin, mkoteti û zor-keriyê. Xortani çalak e, tekoþinker e, bala xwe dide pirs û meseleyên civakili diji nehexiyê ye. Sinifên zorker û hemi kevnperestiyê agahdarê vê rastiyê ne, û lewma bcur sileh û çek ve êriþi te dikin. Ew dixwazin bi teror û zora faþist re, te bipirnisimn,xwazin bi giît û goya revizyonist û reformist te bixapinin, dixwazm bi bir û baweriya burjuva û faþist-feoda! re, te bikin nobedar û notirvana ve þaziye bikin; dixwazin te binzimn û te xera bikin. Lý ciyê ku burjuvazi bi te ni kare vê carê anarþizma burjuvaziyê piçûinên xemilandi û çinsandi xwe davêje ortê û dike ku te bikþine rêyên asê û bêbuhur.

Li ser hemû van tiþtan dengê PKÞT ê xurt hildibe û xortan bani dike ku: xortani bira eninis û paþeroja xwe bi sinifê karker û komên xelkê ve grêde û bikoþe û saz bibe û tekoþinê binas diki.

Baweriya xwe pê bide, guhê xwe bidiye, dý riya wi de yek bibe û xwe bavêje nav tekoþina wi

Geli Jinan;

PKÞT tevi ku li dijl her cur koletiyê ye h diji kole krnna te ye ji. Ew h karxane û hzeviyê li diji nizm kinn û xwarkinna te ye. Û naxwaze te bi çavê insana ji sinifê diduyan

bine. Ew, lidji kirin û frottna te ye. Parîiya me h diji her cur bir û baweriya burjuva-feodal e ku dike jt te re bide qebûl kinn ku ev rewþa ha qedera (eninivi-sa) te ye. Partiya me bi qesda bi destxistma armancên wan ên bi taybeti, jinan digehine hev,

Page 156: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 156/157

wan saz dike û wan dajo qada tekoþinê. Ctma ku partiya me dizane ku jinan him bt awakisinifl û him ji bi awakf cmsi diperçiqin û dizane ku hemû jinan heger ku destekê xwe ne din, tu þonþeki naçe seri.

PKÞT berevana bi qerara mafên te ên diyati ye. Sazi û nizama irion zar û zêçên jmên kedkarmehkûmên birçitt, periþani, minn û mijana xedartir. Herci PKÞT berevaniya sosyalizmê dikew bi xwe xerenti kinna xwedî kinn, saxi kinn û dan xwendm û gihandina hemi zarokan e.

Partiya me ji bona danina cihanek nû tekoþinê dike ku tê de hemû diyan ji her cur xwar kirm û mijanê nzgar bm, azad, wekhev û bextiyar û berxwedar bm. Û di vê cihanê de zaro, zarotxwe bi rasti bibinin û bijin. Danîna vê cihanê zor û zehmet e. Lêbelê qezencê me hêjayê feJi Miletê Kurd ê Bindest û i Hemi Miliyetên Hmdtki re;

PKÞT ji bo bi destxrstina mafê tain kinna eninivisa xwe ya miletê Kurd, tevi mafê danlnadewletek cihê micadele dike. PKÞT berevanek bi qerar e ji bo bi kar anin û bi dest xistma wekheviya maf û zmana xwe amili a hemi milet û miliyetên bindest. Ew terefdara yekiti û bratiya hemû miletan e, h ser himê azadi û wekheviyê. Ev rewþa ha di roja me de tei tekoþina sinifê karker û xelkê kedkar de tê afirandm. Tenê bi serkeftina îekoþina li dijryalizm, emperyalizma civaki û diktatori-ya þoriþger û demoqratik a karker û cotkaran de rast dtbe, Çima ku tu menfiheta sinifê karker û gundiyan Ji zordestiya mili de nin e.

Rizgariya Miletê Kurd grêdayiya bi tekoþina karker û gundiyên Kurd û brayên wan ên karkerûTirk ve h dii nir û qeyda her cur empiryalizm û ji bona teko-þina þonþa axê (erdê) ye. Hireketên «mili» ên qelp hene ku dixebitm ji bona qels kinn û perçe kinna eniya þonþgera kartkaran û seba diimin kirina miletên Kurd û Tirk bi mahaneya zilm û tadayiya sinifênburjuvaû (ixayên erd ên Tirk a ku hetani niha li ser Miletê Kurd totbiq kin bûn. Ev hereketên «mqelp ji, him dijmi-nftn xelke Kurd û him ji neyarên þonþa Ttrkiya na. PKÞT h'tcketa mili ûera Kurd destek dike. Lê belê ew, hi homû bir û baweri û hereketên ku dixwazm hereketa ininþgera Kurd averê bikin an wê( bi dûvê emper-ynlisto felan û behvan grêdin, an wê ji simfêt re htfroþin, an ji wê di bin tesira þovenizmê bixin, micadele PKÞT partiya proletaryayênhemi miliyetan e û li ser himê sinýfi saz bûye, ne lý ser himê miliyeti...

Tovi tekoþina þonþger, komên karker û gundiyan ji dikovin qada teköþinê. Li hember vê bûye

qto-torlya faþist ji tê seferber kirýn. Demegojiyek sinifên serdest êdi iflas kir: ku ordihaleta «berxwedana mili» ye. iro herkes fam dike û dibine ku ordi, nobedas'êderiyên barêgempiryalist û deriyên banka û karxaneyên tekelci.. û notirvanê axö axayên erd, e, li difr û cotkaran, Û wazifeya wê ji pelciqandin û tev li hev kinna tetoþinên won e. Ordi bi xweimê diktatoriya faþist e.

Eskenrýno; Hûn karker û gundi nin. Bi demagoji û derewa wwezifeya welats cilek uniforma kirme pistên wo û we kirine muhafizên empiryalist û axayan erd û komprudoran. Generalên faþist li Kurdistan, li Tariþ û li Ceylanpinarê de we dajone ser xwiþk û diyayên we ênav grêv, mitingên zavoqi û h berxwedanan. Do cen dirme û komando ajoti bun serê we, sibeewê disan biþinm ser we. Gava ku general û subayên faþist emrê «lêxe» didin, guh medin ûci meymn. Heger ku illa divê çekê xwe drêji yeki bikin, ew, qumandarê we bi xwe ye. Bi brayên xwe, bi hemsmifên xwe yek bibin.Ji Karker, Cotkar û Hemû Kedkarên Miletên Tirk û Kurd û Miliyetên din.

Pêla þonþê bi rengeki hêl qurt û bilind dibe. Koman qifte qifle bi grêv, bi liberxwedanêncur, bi lihev-gihanên zavoqi, bi boyqot û bi destdana erdan xwe davê-jin bariqata tekoþina smifî. Roiên ku em tê de, rojen tekoþinên bi þan û þahinet in. Taktik û qirinên (þiaPKÞT ajoti bû ortê, roj bi roj rast di-bin, rastiya wan ispat dibe. Koman di wan digehin û fam dikm. Ji bona ku di vê tekoþinê xurtir bikin, di bin ala Partiya Komunista ÞonþgeTirkiya de yek bibin. Di tekoþina diji empiryalizm empiryalizma sosyal û diqtato-riya îaþist û feodal de di bmê ala PKÞT de bicivin ku roj bi roj bihnd dibe. Ji bo iqtidaraxwe, Ji bo tekoþina ser-xwebûn û demoqrasi û sosyalizmê di binê aia PKÞT de rêz bibm, tekoxin, wê biiind km. Li berê me cihanek mezin heye. Paþeroj ya me ye.

· BIJÝ KONGRESA (DANIN) YEKEMÎN A PKÞT!· LI DIJÝ EMPiRYALiZM, EMPIRYALiZMA CiVAKÎ U KEVNPERESTÝYÊ DÝ RÊZ Û QORÊN PKÞT D!

Page 157: TDKP1.KONGRE

8/6/2019 TDKP1.KONGRE

http://slidepdf.com/reader/full/tdkp1kongre 157/157

· Dl BINÊ PÊÞENGÎYA PKÞT Û Dl RJYA· SERXWEBÛN, DEMOQRASÝ Û SOSYALÝZM DE Jl BO CÎVATA BÊSINIF BER Bl PÊÞ!· KERARGAHÊN BURJUVA - REVÎZYONÎST HILWÞIN, BUi PARTiYA KOMUNJSTA ÞORIÞGERA TIRKlYA!· BÝJÝ MARSÝZM-LENÝNÝZM,· BIMRE REVÝZYONIZM !