14
THE PSYCHEDELİC REVIEW NO:4 / 2015

The Psychedelic Revıew 4

Embed Size (px)

DESCRIPTION

The Psychedelic Revıew 4

Citation preview

Page 1: The Psychedelic Revıew 4

THE PSYCHEDELİC REVIEW NO:4 / 2015

Page 2: The Psychedelic Revıew 4

PSİLOBİN, BEYİNDEKİ OLUMSUZ DUYGULARIN GELİŞMESİNİ

ENGELLİYOR

Çeşitli mantarların içinde bulunan ve halüsinojenik etkiler içeren

psilosibin, doğada bulunan ilk fosforlu indol bileşeğidir. Psilosibin içeren mantar

kullanımında kişi mistik deneyimler yaşayabilir. Ayrıca bazı insanlar; depresyon,

anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu

gibi psikiyatrik rahatsızlıklarında güçlü bir hafifleme yaşadıklarını bildirdiler.

İfadeler, psilosibinin psikiyatri alanında gerçek bir iyileştirici değere sahip

olduğunu gösteriyor. Psilosibin, beyindeki olumsuz duyguların gelişmesini

engelliyor. Zürih Üniversitesi Psikiyatri Hastanesi araştırmacıları, psilosibinin

duyguların işlenmesi için beynin yeteneğinin anahtar bileşeninden biri amigdala

üzerindeki etkilerini inceliyorlar. Amigdala, beynin medial temporal lobunun

derinlerinde yerleşen nöronların oluşturduğu badem şeklindeki beyin

bölümüne deniyor. Başta korku olmak üzere duyguların denetimden

sorumludur. Ayrıca, duygusal olaylarla ilgili hafızanın oluşumunda ve

depolanmasında önemli rol oynar. Zürih Üniversitesi’nin araştırmasına göre,

“Uyarıcılara cevap veren amigdalanın artan aktivitesi, olumsuz sinyallerin

güçlenmesine ve pozitif sinyallerin işlenmesinin zayıflamasına yol açıyor. Bu

mekanizma, depresyon ve kaygı bozukluğu gelişiminde önemli bir rol oynar.

”Farmasötik anti depresan ve anti anksiyete ilaçlarının amacı, korku ve

negatif aktiviteleri sağlayan beyin aktivitilerini engellemektir. Ne yazık ki bu

ilaçlar, sadece geçici bir çözüm sunuyor ve eğer birisi bağımlı hale gelirse ve

sonra kaçınmak isterse bu ilaçlar sorunu büyütebilir bile. Bunlar, mutluluk ve

refah sağlayan doğal sinir taşıyıcısı serotonini negatif etkileyebilir. Ayrıca

araştırmacılar, psilosibinin amigdalanın aşırı aktif durumunu geçici olarak

düşürerek yoğun bir evreden çıkmasını ve serotonin vericilerinin daha sağlıklı

işlev görmesini sağladığını fark ettiler. Zürih Üniversitesi’nin araştırmasına göre,

“Psilosibin, sağlıklı bireylerde ruh halini pozitif etkiler. Beyinde, bu madde

mesajcı serotonin için belli yerleştirme alanlarını uyarır. Bilim insanları bu

nedenle psilosibinin, limbik beyin bölgelerindeki serotonin sistemi içinde oluşan

değişiklik ile ruh haline olumlu etki yapmaya çalıştığını varsayıyorlar.

Page 3: The Psychedelic Revıew 4

”Bilim insanları şu sıralar, psilosibin ve zihinsel hastalıklar arasındaki bağı daha

iyi anlayabilmek için yeni araştırmalar üzerinde çalışıyorlar. Beyindeki amigdala

bölgesinin aşırı çalışmasının kişiyi depresif düşüncelere sürüklediğinin ve

psilosibinin de bu işlev bozukluğuna tedavi olabileceğinin bilincindeki

araştırmacılar, geliştirecekleri bileşimin tıbbi faydaları sayesinde günün birinde

önem kazanacağında hemfikirler. Ağır travmaları veya psikolojik yükleri olan

bireylerin gün be gün süren ilaç tedavileri yerine sadece tek seanslık bir

psilosibin tedavisiyle sıkıntılarından kurtulabildikleri de ayrı bir gerçek. Tarih

boyunca kullanılmış diğer kadim ilaçlarla birlikte psilosibin de geçmişten

günümüze dejenere olmadan gelebilmiş birçok yerel kültürde halen

kullanılmakta. Şimdilerde ise batılı tıp ekolü de az da olsa bu kadim ilaçların

faydalarını ve kullanım alanlarını anlamaya başlıyor. Günümüzde insanlar bu

ihmal edilen tıbbi bitkilerin potansiyellerini iyice araştırarak ve kavrayarak,

asırlar önce unutulmuş tıp yöntemlerinin günümüze uyarlanmasını sağlayabilir

ve böylelikle birçok psikolojik sorunun ve hastalığın çözümüne ulaşabilirler.

Kaynak: Time Wheel

Page 4: The Psychedelic Revıew 4

GEZEGENE BARIŞ YERYÜZÜNE ÖZGÜRLÜK VE SANAT – ERİN

SARAH

Toplumları şekillendirme niteliğine sahip sanat, vegan sanatçı Erin Sarah’ın

çiçek dolusu gönlünden tuvale döküldü müydü cennetler doğuyor. ”Dünyanın

her yerinde acı çeken hayvanların ve süren sömürünün” üzerini renkleriyle

karalıyor. Büyüleyici yeteneği vicdanının ışığıyla can bulurken onunla

tanışmanın onuru umuta dönüşüyor!

Page 5: The Psychedelic Revıew 4

Erin Sarah 11”Hatırladığım en eski hatırlarımdan biri annemin resim çizdiği

sırada onu izlememdi. Büyük ihtimal 2 ya da 3 yaşlarındaydım ve oldukça

huzurlu hissettiğimi hatırlıyorum. Resim yapmak ‘doğal’ hissettiriyordu” diyor

Erin Sarah, onun için çirkin gerçeklikten bir kaçış yolu olan sanat serüveninden

bahsederken. Geçen 10 yıl boyunca algıları açıldı ve bakış açısı genişledi. Kendi

iç dünyasını doldurdukça dallanan vicdani doğruları, önceleri derinlerinde

sakladığı tüm cümlelerini söyleme gücü verdi ona. Ve hikâye bu sefer gerçekten

başladı…

Üç yıl önce izlediği bir videoda çiftlik hayvanlarının maruz kaldıkları işkenceleri

gördü ardından hissettiği acı onu yıkıma uğratmıştı. O gün gözyaşları yeni hakiki

Page 6: The Psychedelic Revıew 4

hedefine ilham oldu; sanatını ”dünyanın her yerindeki acı çeken hayvanlara”

farkındalık yaratmak için kullanmaya başladı.

Renee’ye kocasıyla birlikte sığır otlaklarını bir barınağa çevirebilmelerini

sağlayacak ilham oldu. Rowdy, bebeği Houdini ile kayan yıldızlar, büyük güzel

bir ay ve spiral galaksi altında ne de huzurlu duruyor! Erin bu resminde,

merhamet ve sevgiyi insanlara hatırlatmak için sevgi kavramını yıldızlar ile

merhamet kavramını da çimler ile bütünleştirdi. Sevgi hayvanları, kendimizi ve

dünyayı kurtarabilir. Houdini ve Rowdy Girl bunun doğru olduğunu kanıtlıyor.

”Doğa, hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişkiyi güçlendirerek bu muhteşem

gezegen üzerinde mutlak barış ortamı yaratabileceğimize inanıyorum.” -Erin

Sarah

Günlük yaşamımızda karşılaştığımız üzgün dostlarımızı kendi umutlu zihninde

gerçekte olmaları gereken yerlere koyuyor, onlara yüreğinin en büyük

mutluluklarını armağan ediyor Erin. Belki de gerçekleşmesini dileyen niyeti ile

başladığı için bu kadar büyüleyen resimlerini heyecanla sonlandırıyor. Sanatıyla;

kan kokan gerçekleri ütopyaların gökkuşağıyla boyayan Erin, aynı zamanda

vegan yaşam halkasını genişletmek için mücadele ediyor. Çabasını ”Bunu

yaparken yalnızca hayvanları düşünmüyorum. Aynı zamanda insan ve doğanın

da veganlıktan oldukça kârlı çıkacağını biliyorum. Bir sağlık çalışanı olarak

sağlıksız yaşam tarzlarının vücudu nasıl etkileyeceğini biliyorum ve bu duruma

yakalanmadan bireyleri uyarmaya çalışıyorum”cümleleri ile ifade ediyor.

”Hayalim, günün birinde hayvanlar için küçük de olsa bir barınak inşa

edebilmek.”

Erin Sarah 12Erin’in birkaç aylıkken kurtarmış olduğu Billy adında bir inek dostu

var. Billy kurtarılmamış olsaydı mezbahaların karanlıklarında öldürülecekti. Erin,

Billy’nin büyüyüşüne şahit olurken Billy’nin dostlarını ve diğer hayvanları

kurtarmak için daha azimli hissetmeye başlıyor. ”Hayalim, günün birinde

hayvanlar için küçük de olsa bir barınak inşa edebilmek. Vegan olmak ve bir

sanatçı olarak amacımın farkına varmak oldukça uzun süre aldı, ancak

gelecekteki rotamı bulduğum için bu yaşama şükranlarımı sunuyorum” diyor.

Page 7: The Psychedelic Revıew 4

Erin, çizimleriyle hayvanların karşı karşıya kaldığı bütün kötü muamelelerin

karşısında duruyor. Mezbahalarda can veren, süt çiftliklerinde tecavüze

uğrayan, yumurta sektöründe işkence tavukların ve dahasının sesi oluyor. Onun

çalışmalarını incelediğimizde masalsı renkleri bize onunla aynı gözle görebilme

imkanı veriyor adeta. Dünyaya, doğaya, hayvanlara duyduğu aşkı hayran

olunası!

Aynı dünya dilekleri ile atan kalbimiz, aynı hayallerimiz! Umuyoruz ki Erin’in

yarattığı harikalar nice insanın üstü tozlu kalbine dokunur ve yeryüzündeki tüm

canlılar en yakında özgür olur…

Erin Sarah’ın diğer çalışmalarına göz atmak için internet sitesini ve Facebook

sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Page 8: The Psychedelic Revıew 4

Ruhsal Yolda Yaptığımız En Büyük Hata - Craig Hamilton

Günümüzde pek çoğumuz kendimiz üstünde muazzam miktarda ruhsal çalışma yapmakla meşgulüz. Meditasyon yapıyoruz, dua ediyoruz, atölye çalışmalarına, seminerlere ve inzivalara katılıyoruz. Buna rağmen, büyük çoğunluğumuz aynı hatayı yapmaktayız. Ruhsal yolun bir parçası olarak, kişisel psikolojik meselelerimizi çözüme kavuşturma ihtiyacına gereğinden çok önem verme eğilimindeyiz.

Bunun kendi hatamız olmadığını görmemiz önemlidir. Bu eğilim, temelde hepimize çocukluğumuzda çok yanlışa maruz kaldığımızı ve mutlu ve doyumlu yetişkinler olmak için iyileştirilmesi gereken “içsel yaralar” aldığımızı söyleyen psikoterapik kültürümüzden kaynaklanmaktadır. Ve büyük aydınlanma öğretileri Batı’ya ithal edilirken, bu psikoterapik dünya görüşü giderek ruhsal yola eklenmeye başlanmıştır.

Bu şu şekilde ortaya çıkar: Diyelim ki, hevesle bir ruhsal uygulamaya başladım ve bu uygulama sırasında, hayata ve yakınlığa karşı derinden savunma halinde olduğumu keşfettim. Diğer insanların beni görmesine izin vermemekteyim. Bol miktarda güvensizliği saklayan bir sosyal maske takmaktayım hep. Psikolojik açıdan donanımlı modern biri olarak, bunu keşfedince yapacağım ilk şey içe çekilme, geçmişime geri dönme, bu korkunun ve güvensizliğin ve kendimi yaşamdan saklama eğilimimin kişisel nedenlerinin kökünü bulmak için psişemin derinlerine dalmaya başlamak olacaktır.

Ama eğer hakiki bir ruhsal yolun uygulamasını yapmaktaysanız, o yol ve o yolun öğretmenleri size, keşfetmiş olduğunuz bu “kişisel sorun”un aslında egonun en temel, sıradan tezahürlerinden biri olduğu olgusunu hatırlatmalıdır. Ve sizi psişenizde sonsuz ve sonuçsuzca bir arkeolojik kazı yapmaya yönlendirmek yerine, sizi görmekte olduğunuz şeyin Hakikati ile doğrudan yüzleşmeye, bu psikolojik eğilimi ve onu bugün güdüleyen motivasyonları net olarak görmeye teşvik etmelidirler. En önemlisi, sizi bu alışıldık tepkinizin tam tersi yönünde çaba harcamaya teşvik etmelidirler. İşte, bu örnekteki gibi, kendinizi iyi göstermeye hazırlandığınızda, bunun yerine sizi daha şeffaf ve incinebilir olmaya doğru korkutucu bir adım atmaya teşvik etmelidirler.

Bu satırları okuyan pek çok psikolojik açıdan donanımlı uzman, değişmek bu kadar kolay olsaydı herkes çoktan değişmiş olurdu ve... evet, psikoterapiye hiç ihtiyaç kalmazdı, diyerek itiraz edecektir. Ve bu, tarif ettiğim türden sahici bir ruhsal uygulamaya kalkışmamış birinden gelmesi beklenebilecek bir yanıttır.

Page 9: The Psychedelic Revıew 4

Ama sorunlarımızı çözümlemek için duyduğumuz bu zorunluluğu bırakıp da bunun yerine, sözünü ettiğim türden sahici bir aktif dönüşüm yoluna doğrudan girdiğimizde egomuzun sınırlamalarından ve meselelerinden, zaten özgür olan benliğimizin bir parçasına erişimimiz olduğunu fark ederiz aniden. Bu, benliğimizin asla yaralanmamış ve travmaya uğramamış olan, şifa bulması gerekmeyen ve zaten tam ve bütün olan ve de sınırsız enerjiye, yaratıcılığa ve pozitifliğe erişimi olan bir parçasıdır ve yaşama tam olarak, cesurca, tutkuyla, hiçbir şeyi esirgemeden kalmaya hazırdır. Ve bu parçamızda biz, Kozmos’un ardındaki ruhsal itkinin yüreğine bağlandığımızı hissederiz derhal.

Bu sahici çalışmayı yaparken adeta bir mucize gerçekleşir: İnsanlar benliğin bu derin, daha gerçek parçasından hareketle eyleme geçmeye başladıklarında, çözümlemesi yıllar alabilecek olan tüm o psikolojik meseleler, bloklar, yaralar, kompleksler ve nevrozlar aniden yok olmuş gibidir. Tabi ki, aslında yok olup gitmemişlerdir. Egonun bakış açısına geri dönecek olursak, yemden harekete geçebilirler. Ama bu yeni bulunmuş, daha yüksek potansiyelin ışığında ve onunla birlikte gelen derin amaç ve anlam hissiyle artık kendi “meselelerimizin” tuzağına düşmemek için güçlü bir sebep keşfederiz. Kısacası bunlar bizim için artık ilginç değildir ve böylece, psişemiz üstündeki güçlerini kaybederler. Ve işte, tüm farkı yaratan da budur. Böylece, egodan özgür olmanın gerçek anlamını keşfetmeye başlarız. Ve bu özgürlüğün beklememiz gereken bir şey olmadığını öğreniriz. Kalbimizi ve canımızı ona adamava gönüllü olduğumuz anda bu özgürlük gerçekleşebilir.

Meditasyon “İçe Yolculuk” - Ram Dass

Meditasyon halinde iken zihniniz gittikçe daha çok duruldukça, şuurunuz kökten biçimde değişebilir. Sakinlikle beraber mutluluk ve heyecan dalgaları yayılabilir. Böylece astral varlıkları hissedebilir, bedeninizden kopup fiziksel varlığınızın ötesindeki alemlere yükseldiğinizi hissedebilir ve omuriliğinize yukarıdan boşalan

gücü fark edebilirsiniz. Bedeninizi güçlendiren düşünceler, yakan duyumsamalar, keskin bir kalp ağrısı, derin bir sessizlikle dolup taşabilir ya da bedeninizin kaskatı kesildiğini hissedebilirsiniz. Krişna’nın çaldığı flüt gibi,

Page 10: The Psychedelic Revıew 4

şelale, gök gürültüsü veya zil gibi iç ve dış dünyaya ait sesler duyabilirsiniz. Tuhaf kokular alabilirsiniz ya da damağınızda farklı tatlar olabilir. Bedeninizde sızlama veya titreme hissedebilirsiniz. Daha da derine inerseniz, güneyli Budistlerin “jhanas” dediği coşku, heyecan, mutluluk ve algı açıklığı gibi niteliklere sahip transa geçebilirsiniz. Uzak diyarları gözünüzde canlandırabilir, birtakım şeyleri bildiğinizi ama bunu nasıl başardığınızı açıklayamadığınızı fark edebilirsiniz.

Bu gibi deneyimler sizi baştan çıkarabilir. Bunlara takılıp kalır ve aşırı sevgi ya da nefretten kaynaklanan bir büyüye kapılırsanız bu deneyimlere yersiz bir önem vermiş olursunuz. Bu türden baştan çıkarıcı bir deneyim yaşadığınızda, o anın hatırası, meditasyonun karşısına bir engel olarak çıkabilir, özellikle de aynı deneyimi yeniden yaşamaya çalışırsanız. Meditasyonu sürdürebilmek için bu gibi durumlara bağlanmaktan uzak durmalı ve bunun ötesine geçmeye çalışmalısınız. Deneyimler kendiliğinden gelirse sorun yok. Ancak sürekli onlara ulaşmaya çalışmayın. On beş günlük bir meditasyon kursu aldığımı hatırlıyorum. On ikinci günde hayatımda hiç tatmadığım bir huzura kavuşmuştum. O kadar derin bir huzurdu ki bu, hemen hocama gittim ve şöyle dedim: “Hayatım boyunca aradığım böyle bir huzurdu. Her şeyi bu huzuru yakalamak için yaptım.” Ancak bir ay sonra diğer ruhsal çalışmalara geçmiştim bile.

Huzur deneyimi yeterli değildi çünkü sınırlıydı. Herhangi bir deneyim, bir isim verebildiğimiz herhangi bir şey meditasyon anlamına gelmiyordu.

Page 11: The Psychedelic Revıew 4

Meditasyon, okyanusun derinliklerine dalmak gibi bir şeydir. Derinlere inip ardından kolayca önceki halinize dönebilmeniz için, bedeninizin her aşamaya alışması gerekir. Kendinizi her yeni düzeye göre ayarladığınızda daha büyük güce sahip olursunuz. Kötü olan şudur ki, meditasyon sırasında daha büyük güce kavuştukça bu güç, meditasyon yapmadığınız durumlara, yani hala bağlı olduğunuz eski alışkanlıklarınızın etkili olduğu durumlara da taşınır. Bu yeni güçten, eski alışkanlıkları güçlendirmek ve düşünce gücünü ego doğrultusunda kullanmak için yararlanmak eğilimi insanlara pek çekici gelmektedir. Örneğin, bu yeni gücün cinsel arzularınızı, coşkunuzu, uzmanlığınızı ya da sosyal güç ve konumunuzu yükselttiğini fark edebilirsiniz. Kuşkusuz bu, meditasyonun cazibelerinden biridir. Ancak kendi ruhunuzun derinliklerine dalmayı arzuluyorsanız, yani Buda’nın, İsa’nın, Ramakrişna’nın, İbrahim’in, Muhammed’in sahip olduğu şeye ulaşmak için yola çıkıyorsanız, o zaman bu gücü eski alışkanlıklarınız için harcamaktan kaçınmalısınız. Aksine, bu güçten daha derinlere inmek adına yararlanmalısınız. Tanrı’ya yaklaşmanın verdiği güç, sizi Tanrı’ya bin kat daha yaklaştırabilir. Ego, bu gücün ortasında var olabilmenizi sağlayacak biçimde yapılanmıştır. Tıpkı uzay boşluğundaki inanılmaz enerjinin saldırısından korunmak için kalın demir duvarlarla örülmüş bir uzay gemisi gibidir.

Meditasyon sanatı ise egoyu yok etmeden, var olan şuuru uyandırmak için bu yeni gücü adım adım gün ışığına çıkarmaya çalışır. Zihniniz ve kalbiniz yeterince açık değilse, içinizde var olan güç olumsuz biçimler alıp şiddetli sarsıntı nöbetlerine neden olan ham bir güce dönüşebilir. Bu durumda alıngan, sinirli, uykusuz, aceleci, heyecanlı veya endişeli olmanız doğaldır. Etrafınızdakilerin anlayamadığı bakış açılarına sahip olduğunuz için delirdiğinizi bile düşünebilirsiniz. Bu gücü olumlu biçimde kullanmaya kendinizi hazırlamak için zihninizi arındırmalı ve bedeninizi güçlendirmelisiniz. İşte o zaman, yani daha büyük güç kaynaklarıyla aranızdaki engeller azaldığında, hazır hale gelmiş olacaksınız. Bu yoğun güç toplama çalışmaları varlığınıza etki ettikçe sarsıntı veya sinirlilik hali gibi belirtiler sezmekle birlikte, o gücü elinizde tutuyor olacaksınız. Aynı şeyi ben yaşadığımda, kalbime odaklanıyor, nefes alıp veriyor ve her nefeste içimin sevgiyle dolduğunu hissediyorum. Bu büyük güce siz de sahip olabilirsiniz ama ancak sevgi dolu bir denge kurduğunuzda bu gücün altında ezilmezsiniz. Sevgi ile kendinizi bu güce daha çok açmış olursunuz. O zaman sevginin gücüyle gelişirsiniz. Yuvaya dönme yolundasınız demektir. Yolculuğun ilk dönemlerinde, aşırı seçici olabilir ve pek çok yol deneyebilirsiniz. Bir yoldan diğerine doğru olan bu tür değişimleri zayıflık olarak görmemek gerekir. Doğru olduğunu düşünüyorsanız tek bir yolu izlemek da zayıflık değildir. Ancak doğruluğuna inanmadığınız bir yola bağlı kalmak veya birisinde

Page 12: The Psychedelic Revıew 4

diğerlerinden daha fazla ilerlemiş olmamak için yöntemler arasında gidip gelmek zayıflıktır. Ne zaman değişiklik yapıp ne zaman duracağınıza nasıl karar vereceksiniz? İçinizdeki sesi, kalbinizi dinleyin ve kendinize karşı dürüst olun. Kendine karşı güven ve dürüstlük sizi yalnızca bu ilk dönemlerde değil aydınlanmaya giden yol boyunca yönlendirmeye devam edecektir. Her birey dürüst olmak ve kendi ruhsal gelişim sürecinde geldiği aşamayı saygıyla karşılamak zorundadır. Kimse başka birinin yaşamını süremez. Siz kendi yaşamınızı yaşamalısınız.

Page 13: The Psychedelic Revıew 4
Page 14: The Psychedelic Revıew 4

MANİFEST

Bu dergi yıllar once cıkan The Psychedelic Revıew dergisinin amacından ve isminden

ilham alarak Psychedelic yolculuğu anlatmaya, paylaşmaya calışan ve yazınsal bir

anlam taşıma fikriyle bağımsız olarak cıkartılmıştır. Yaşadığımız evrende baskı altına

aldığımız ve yaşamak zorunda olduğumuz bir cok sacmalık olduğunu ve bunları

yazmaya kalktığımızda her birimizin ayrı bir liste oluşturabileceğini duşunuyoruz.

Ayrıca yuklenen sorumlulukların ve cizilen butun yolların insanları hayvanları ve

gezegeni daha kotu bir yola goturduğunu duşunuyoruz.

Bu dunyanın herkese yetebileceğini sistemin hayatı kotuleştiren yaşam tarzına karşı

direnerek müziğin sevginin eğlencenin ve doğanın gizemli işleyişine inanarak paylaşma

ve dayanışma ile psychedelic temalarla pozitif bir hayatın zor olmadığını duşunuyoruz.

Karamsar felsefelerden ve dayatılan negatif yaşam tarzından keyifsiz hayatı dışlayarak

müziğin iletişim gucune kapılıp rengarenk ve huzur dolu yaşamı insana hayvana ve

gezegene ozgurluğu istiyoruz. Destek öneri şikayet için iletişim Facebook: Psybotanic

İLETİŞİM https://www.facebook.com/PsyBotanic

1. SAYI http://issuu.com/savasduzdas/docs/the_psychedel__c_review

2. SAYI http://issuu.com/savasduzdas/docs/the_psychedelic_rev__ew_2

3. SAYI http://issuu.com/savasduzdas/docs/the_psychedelic_rev__ew_3