The Reality of the Satanic Verses - Şeytani Ayetler Ve Gerçeği

The Reality Of The Satanic Verses / eytani Ayetler ve Gerçe i

1

The Super Civilization Of The Milky Way Galaxy

eytani Ayetler ve Gerçe i

Aziz Kemal Burkay Investigator writer, independent inventor scientist ISBN-975-7557-18-8 All rights reserved Istanbul – Turkey 1990 / 2014


2

Yazar hakk nda Önsöz Bu kitab n yazar Aziz Kemal Burkay 17 May s 1946 y nda Elaz Maden'de do mu tur. Üç ya lar nda babas Buharal Ali R za O lu brahim beyi kaybedince sakat anac ile ya amaya ba lam . Annesi birkaç

l sonra tekrar evlenmek zorunda kald nda ise dedesi ve ninesi taraf ndan büyütülmü . Burkay' n bugünkü bilimsel çal malar n ve ba ar lar n temelinde yatan oldukça ciddi oldu una inand z birtak m verileri okuyucular n bilgilerine iletmek istedik. Bu veriler, Burkay' n bu engin görü lerinin anla lmas nda önemli rol oynayacakt r. Erken gençli inin geçti i Ergani'de, kasaba çevresin de olu an "hortumlara" bakmak, içinde olup bitenleri anlayabilmek için pür dikkat beklemek, yeti ebildiklerinin içine girip; hortumun içinde olu an hareketleri, olaylar kavramak, an msad ilk tutkular ndan biriymi . Bazen vücudunu slat p hortumun içine girdi ini, hortumun içindeyken gözlerini açamad için bu yola ba vurdu unu, olaylar vücudu slak oldu u zaman daha iyi duygulanaca , bu nedenle birçok kez hastaland anlat yor. Burkay ilkokul ça lar nda iken su dolu havuzlarda yapt deneylerde, su üstündeki yapraklar n bir yere gitmedi inin fark na var p; öylesine kötü al kanl klar edinmi ki; ço u kez suyun içinde fazlaca kalmaktan dolay vücudu keçele ip yatalak hasta olmu . Kendisi an msad o günleri anlat rken " a ma ald m hortumla suya göz hizas na kadar girip, saatlerce d ar dan iplerle kontrol etti im ta lar havuza at p olu an dalgalar , suyun alt ndan izlemek için, fazlaca kalmaktan dolay , suyun deride yapt st raba katlanmak zorundayd m" diyor. Bütün bunlar yetmiyormu gibi yapt özel düzeneklerle havuzun içinden d ar ya ta att p, dalgalardaki farkl klar ters yönde inceleyecek kadar dalga tutkusu gece gündüz tek amac olmu . Burkay öylesine ileri gidiyor ki; bak r cevheri ç kar lan Madende dinamit fitillerinden artan ar t k fitillerin barutlar ile patlay lar yap p, renkli boyalar durgun havuz suyuna

rak p - kendisi de suyun için de olmak ko ulu ile- patlat rm ! Amac dalga hareketini renkli boyalar n izlerini dalgalardan izlemek! Ço u kez hayati tehlikeler atlatmas na ra men bu ç lg nca deneylere devam etmi . "Çevre, insanlar, e yalar hareket eden arac n alt ndan bak rsa acaba nas l görünür? " diye dü ünür dururmu . te, ipe sapa gelmez böyle bir soruya cevap bulabilmek için kendisini maden cevheri ta yan o kocaman araban n alt na " diferansiyel " ayaklar ndan ba lay p elleriyle de arka gövdeyi tutarak gözlem yapmaya kalkm . O gün çevreden görüp yeti enler taraf ndan kurtar ld ktan sonra, tam anlam ile " STENMEYEN ÇOCUK" ilan edilmi . Babas z olu u ve dedesinin sayg n ki ili i sayesinde bu garip ve tehlikeli davran lar dayak yemeden atlatt söyleyen Burkay, o günden sonra Maden de ngiliz Kemal olarak an lmaya ba lam . Amerikal lardan önce aya gitmek için, 1957'de barutlarla içini doldurdu u silindirik Kanada peynir kutular n birisini roket yap p ate ledi inde, çevresindeki bütün evlerin camlar n k lmas ve 10 gün kadar yak nlar ndan sakland bir ba ka an . Yine lkokul ça lar nda bak r fabrikas nda maden potalar nda vagonlara dökülen eriyik bak r madeninin etrafa saç lan küçüklü büyüklü taneciklerinin neden hep yuvarlak taneler, küreler gibi olduklar ara rmas ve eritti i kur un taneciklerinin de küreler olma e iliminde olduklar gözlemesi; bilimsel ya ant ndaki en de er verdi i olaylardan birisidir. O günlerden sonra yaramazl klar durdurdu unu ve çevreye ve kendisine daha etkili zararlar vermeye ba lad anlat yor ve karl so uk havalarda, “nas l oluyor da so uk hava burundan giriyor ve hemen vücut na ula yor" sorusuna o çocuksu duygularla cevap aramaya çal rken zatürreden zor kurtuluyor.


3

Sayg ve minnetle and Nineci inin, Burkay' n evde yapt deneylere göz yumdu unu, hatta o yoksul haliyle bile; tel, m knat s, lehim vs. almas için harçl k verdi ini gözleri ya ararak anlat yor ve bu arada ninesinin u sözünü hiç unutamad söylüyor: "O lum, zengin bir aile olsayd k, sana her istedi ini mutlaka al rd m"… Ninesini sayg ve Rahmetle ile anan Burkay, ona çok ey borçlu oldu unu söylüyor. O denli çevresine zararl bir torunu seven, sevgi örne i, bilim a bir nineydi diyor. Hatta ço u kez; " bana da anlat, bu

knat döndürünce bu ampul nas l yan yor?" diye sordu unu ve durmaks n kendisine moral verdi ini söylüyor. Burkay 1963'de elektronik ve ileri seviyede deneylere dayal fizik alanlar nda çal maya ba yor, çal yor, okuyor, deney yap yor, kazan yor ve akademik e itimi seneler sonra ABD de birçok ili kin bran larda kendisini yeti tirerek al yor. Çok sevdi i sakat anac n iyi kötü terzilik yaparak destek sa lad , ancak ninesi kadar bilimsel ara rmalara yumu ak yana mad , bu nedenle annesiyle geçinemedi ini ifade ediyor. Burkay' n özel ya am nda da, bilimselli in d nda kelimenin tam anlam yla GEÇ MS Z B R NSAN oldu unu gözlüyoruz. Zaten bu da her halinden belli oluyor. Burkay’ n hiç unutamad bir tutkusu da; arka ayaklar yla gübreden bilye yapan GÜBRE BÖCEKLER ZLEMEK! Bu böcekleri izlemek yazara öylesine bir haz veriyor ki; anlat rken bile gözlerinin içi gülüyor. Bu

böceklerin müthi geometri bildiklerini, a dengeli ve dikkatli bir mühendis gibi çal klar ; özelliklede kat k - s k oranlar bir kimyager gibi kontrol ettiklerini; balland ra, balland ra anlat yor. Yüce Allah' n her canl ya özel bilgi ileti im detaylar kodlad , tüm çevremizin bu programlar n ortaya koydu u verileri sergiledi ini tan ml yor. Burkay, Turhal, Finike, Antalya'da kendi i yeri ve laboratuar çal malar ndan ba ka, yurt d nda elektronik-elektrofizik alanlar nda; ITT, Halliburton Oil Comp, Unibeld, INAS, Methanol ve Amonium Fab. gibi de ik yerlerde ve de ik alanlarda, deney amaçl olarak çal yor. Pahal deneylerini kendi ahsi imkanlar yla yapamayaca anlayan Burkay, hem hayat kazan yor hem de deneylerini yapma imkan böylece buluyor. Bu çal malar na gerçek bir destek sa layan Jhon V. Krivak isimli ABD'li genel müdürüne borçlu oldu unu anlat yor. 1977'de Turhal'da arkada lar na, OZON tabakas n önce güney kutup bölgesinden y rt laca aç klad n da; arkada lar n garip ifadeli bak lar sezinleyince tekrar yurt d na ç kan Burkay, 36'dan fazla ülkede ara rmalar ve çal malar yap yor. Tevrat' , ncil ve Kuran’ n u ana kadar asla fark na bile var lamam ayr nt lar de ifre etmeyi ba aran Burkay' n en büyük amaçlar ndan biriside; Sevgili Musa Peygamberin o müthi bilimsellikler içeren sand n yap oldu unu kendisinden dinliyoruz. Burkay' n her nas lsa gözünden kaçmam bir tak m verileri belirtmek istiyoruz; * Nuh Peygamber’in babas n ad ‘LAMEK’ tersinden okununca KEMAL oluyor. * Nuh tufan ay n 17'sinde oluyor, * Sular çekilip gemi karaya ay n 17'sinde oturuyor, * Nuh Peygamber ikinci ay n 17'sinde karaya ayak bas yor, * Yakup Peygamber’in o lu Yusuf M r'da 17'sene ya yor,


4

* Bu kitab n yazar Burkay May s-17'de do uyor. Bu kitab n bilimsel içeri i TAURUS ay yani, May s ay ile çok yak ndan ilintilidir.

Burkay, en nefret etti i eyin okumamak oldu unu, okunan her verinin ya anarak okunmas gerekti ini, okumaman n bir insanl k suçu oldu unu srarla vurguluyor. Bilimsel tüm yap tlar " EVRENDE ZAMAN VE HAYAT " adl seri kitaplarda toparlayan Burkay' n yay nlanacak olan eserleri unlard r. * Titreyen ve I ldayan ATOMLAR, * Kur'an + Tevrat ve Matematik, * Kur'an + Tevrat ve Bo luk akulü, * Ta-Ha ve TUVA. * Dünya Atlantis’in Ak betine Gidiyor, * Ak l ve Nefs, * Allaha irk ko an dinciler, * Black and White Holes, Kara ve beyaz delikler, * Fizi in Felsefi Enginli i, * F K-H KMET KUTSALDIR, * Evrenin bo luk akulü, * KADER nedir, AKIL nedir, * YARATILI IN PROGRAMLARI, * Müslümanlar gibi Müslüman olmak m ? Sakin Haaa! * YARATILI IN PROGRAMLARI, * ÂDEM ve TORUNLARI * TARIK suresi ve gecenin bel kemi i, * Kehf ekibi ve köpekleri kimlerdi? Gibi eserlerini s ras yla diziler halinde, ücret almadan yay nlayacakt r.


5

KUR’ANI ANLAMAYA VE B MSEL HAYATIMA BA LAMA KOORD NATIMI U NOKTADA BULMU TUM, Hiç bir ekilde veya tarzda, en küçük bir saplant , fanatik dogmalardan uzak, eski tekerlemelerin etkisinde kalmadan, dedelerimizden ö rendi imiz do ru veya yanl masallar n izlerini silerek,

rendi imiz Bilimsel de erlerin nda saf, tertemiz, tarafs z, cennet talebi veya cehennem korkular tamamen silip AKILLA ANCAK ba arabilece imizi anlam m. Sordum; Kur’an’ n en önemli evrenselli i, do rulu u nedir? Çünkü arts z, üphesiz en ac mas z netlikle do ru koordinat bulmal yd m. Cevab , HAKKA suresi ö retti, tüm aç kl ile hakikati, yine Kur’an’da buldum gerçe i: Sevgili Muhammed’e ait bir tek kelime yoktu, olmamas gerekti ini de buldum. Muhammed unu dedi, Muhammed bunu dedi eklinde bir tek kelime yoktu… Bu nedenle hadis denen eylerin hiç bir güvenilirli i olamayaca daha ba larken tespit etmi tim. Arad m cevabi bulmu tum. Erken gençli imde “Dükkân na Sa aya nla girersen bereket gelir, Sol aya nla girersen para kazanamas n” tekerlemesini ilk duydu umda “Sol taraf ba ka Allah m yaratt ?” kar verdi imde yedi im okkal bir amar hala an msar m… Seneler sonra, DNA sarmallar n sa spiral oldu unu, fasulyeden tutunuz istisnas z tüm sarma klar n dahi sa spiral yaparak yukar ç kt gördü ümde, bu deneyi Kuzey (Turhalda) ve Güney yar m küre (Johannesburgda) da, ABD de, Meksiko’da, Kanada’n n kuzeyinde de yapt m ve sonucun madan ayni oldu unu gördüm ve bilimin enginliklerine girdikçe anlad m ki; KUR’AN EVRENSELD R, KUR’AN B MLER

R, KUR’AN KATIKSIZ OLARAK ALLAHIN KEL MELER R. Anlaman n biricik, sade, en mütevaz ve AKILLI bir yöntemi vard ; anlamak için okumak gerekmekteydi, cennet talebi veya cehennem korkusuyla de il. Çocuklu umuzdan gelen bast lm , limitlemi , sorgusuz, soru sormaya kapal tekerlemelerle de il…. Gerçe e ula abilmenin, Yüce ALLAH’I samimiyetle ve bilerek sevmekten, olabildi ince sevmekten ba lad gördüm, ya ad m ve hissettim. Etraf mda, ya ad m her ortamda ALLAHI hissettim, ALLAHI ya ad m. Emevi, Abbasî z rvalar yla, ahsa mahsus tefsirlerle, uydurma hadislerle de il; Yüce ALLAH’IN yine KUR’ANDA ö retti i yöntemle anlamak gerekti ini gördüm. KUR’AN’IN kendi içinde kendini aç klad gördüm. D ar dan yap lm tefsirlerin KUR’ANI örttü ünü gördüm. Bo luklar içinde olan saf ve AKLINI kullanmayan cahil insanlar n ALLAH’I b rak p, Allah’ n makam na Resulleri, Nebileri oturttu unu, Nebilik makamlar na da kendi eyhlerini, dervi lerini oturttu unu ve kendilerini de bu maskaralara köle etti ini gördüm. Bu maskaralar yaratan n asl nda cahil insanlar oldu unu gördüm. Cehaletlerinden ç kar sa layaca gören eytani dü ünceli hokkabazlar da, bu insanlar bir ekilde esir ettiler… Eskiden ta lara putlara tapard AKLINI kullanamayan insanlar, ça zda gördüm ki canl -kanl eyhlere tap yorlar, yine ALLAH’A de il. KUR’ANDA gördüm ki Yüce ALLAH insanlar na; insan gibi insan olmalar , akl kullanan vakur, takva sahibi bilge, seven ve ba kas na boyun e meyen, Rablar n sevgisini bilerek kazanmay , hak ederek kazanmay ö retiyordu, kendisine esir veya köle olmalar de il…


6

Gördüm ki Yüce ALLAH insanlar , yaratt klar çok, ama çok seviyordu, Cennetin biletini veriyordu. Oysa eyhler, tarikatlar, dervi ler de sadece kendisine isteyerek köle olanlar n; paras , hayat , ahsiyetini al yor ve kar nda da cehaletleriyle birlikte cehenneme biletlerini veriyordu.

Yüce Allaha hamd ederek ba lad m, çok ansl yd m, gerçe i görmeyi ba ard m, bana gerçe in kap lar açm KUR’AN…

u a da s ralad m k sac k ancak önemli temel ilkeleri iki kez okuyup belledi imizde ancak bu kitabin içeri ini ve enginliklerini amac do rultusunda anlayaca bildirmek isterim. 47 ülkede yapt m engin ara rmalarla ula m net sonuçlar bana gösterdi ki: a. KUR’ANIN, en temiz tarz tesis ederek önerdi i Demokrasi dedi imiz erdemi kendine uyduran

ço unluklar, b. Demokrasiye uyan zavall az nl klar,

aa. KUR’ANI, dini, dinleri kendi sap kl klar na uyduran i portac ço unluklar, bb. KUR’ANA, saf dinin temiz gerçe ine AKILLA uyan az nl klar…

Emevi ve Abbasî dincili inin iktidar, saltanat oyunlar n 21nci Y. Y l versiyonu hakk nda: Tarihin engin karanl klar nda kalm bu gerçe i; Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜMÜN kutsal an na atfen bilgilerinize sunma gere i duydum henüz kitab ma ba larken. Umar m dikkate al rs z… Bir birinden farkl gibi görünen, ancak temelde ve tavanda iç içe olduklar için k saca birkaç konuya temas edece im.…

rk yedi ülkede 60 y ll k akademiler üstü bilimsel ara rmalar mda ula m net sonuçta: en kutsal millet olan Türk ulusunun iflah olmaz üç (3) büyük virüsü, hastal , müzmin ve gizli dü man tespit ettim;

1) Her nas lsa bir ekilde diploma alm D PLOMALI kara cahiller ki: elinde lambas YOK önünü göremez ancak ayd nl oynayan arlatan aktörlerdir… Yani mon erlerdir…

2) kinci virüs: i portaya dü ürülmü , bilimle, KUR’ANLA herhangi bir ilgisi bulunmayan

uydurulmu D N. nsan icad bu dinin/dinlerin ç rtkanlar r ki: bu uydurulmu din süngeri ile hemen her cahilin beynini istediklerin tarzda siler süpürür, y kar ve yönlendirebilir ve hatta intihara bile götürebilir ve hatta kendi öz evlad kurban etme eklinde AKIL hastas yapabilirler.

3) Ki inin, sadece bilmedi i de il: B LMED DE B LMEMES R. Bilgi sahibi olmadan fikir

yürüten arlatanlar ki, bu arlatanlar yetkilerle donat rlar üstelik. Bu üç temel ar zan n ne oldu unu ve nas l kurtulaca belleyemedikleri zaman tarihin karanl klar nda eriyerek YOK olacaklard r… Dönün de bakin arkan za binlerce y ll k insanl k tarihine; tarihler bu anlatt m k sac k kan n say z örnekleri ile doludur…


7 Do an n yasalar kimsenin O’nu olmas arzu etti i gibi de ildirler. Onlar olmas gerekti i gibidirler. Bize dü en ödev: insan gibi insan olman n gere i ve bilimin erdemi de; bu evrensel gerçeklerin nas llar , nedenlerini ara rmak ve bulmakt r… Tarihin enginliklerinde yok olmu milletlerin YOK olma nedenlerinde en temel iki ar za tespit ettim:

1) Herhangi ekilde, herhangi dini kullanmak ve insanlar bir ekilde etkileyerek, hür iradelerini ve duygular ahsi ç karlar ve tekeller alt na al nmas , k saca kontrol edilmesi.

2) Ki i veya ki ilerin hak etmedikleri halde ve lay k olmad klar halde herhangi ekilde zengin olmalar . EN TEHL KEL BUDUR. Bu iflah olamaz hastal klar, toplumlar , milletleri tarihe gömen en korkunç virüsüdür. Nedenlerini, enginliklerindeki detaylar ilerde aç klayaca m.

saca diyebilir ki: Hâksiz yere, hak etmeden bir ekilde zengin olmu ki inin/ki ilerin ilk yapaca ey, savunma mekanizmalar harekete geçirip ADALET sat n almas yla ba lar… Hak etmedi i halde sahip olduklar kaybetme korkusu (iblis) ona ilk önce; ADALET , D , SÖZÜM ONA D N ADAMLARINI, FETVALARI, NSANLARIN DUYGULARINI, HATTA AHS YETLER SATIN ALMAKLA BA LAMASI GEREKT EM R EDER…

Ayni Emeviler, Abbasiler gibi ALLAHIN dinini KUR’ANI kendi saltanat için sat n al p, yönlendirebilece i kadar yönlendirir… Uydurma hadislerle as rlard r insanlar ALLAH’IN tertemiz yollar ndan kopard klar gibi.

TE!... flah olmaz y m, hezimet, çökme, yok olama ba lad demektir… Bu hezimetin ilk darbe vuraca yer de AKILI kullanan bilimdir, gerçeklerin örtülmesidir, bilimin pasifize edilmesidir. KUR’AN bu nedenlerle zenginli in y nt haline getirilmesine iddetle kar r… Çünkü zenginlik ahsa mahsus de il toplumun mü terek mal r. Zenginin cennete girmesi devenin i ne deli inden geçmesinden de zordur: Bu harika ayetin enginliklerine girmeyecek, hemen atmaca gibi atlayacak ve deve i ne deli inden geçer mi, geçmez mi diye arlatanl k yapacak ve mistik saplant larla kendini gerçeklerden uzakla racakt r. Deveden büyük i ne yaparsan deve neden geçmesin ki? Küçüklük ve büyüklük göreceli de ilimdir? Oysa bu harika ayetin gerçek anlam bamba ka bir astrofizik alan ndad r ve bu kitabin d ndad r. HAMD VE SENA ALEMLERIN RABB OLAN YÜCE ALLAHADIR.


8

HAYATTA EN HAK MÜR D MD R... Mustafa Kemal ATATÜRK.

ÖNSÖZ Evrenleri hatas z ve en mükemmel geometrilerle yaratan, yerleri ve gökleri en üstün matematikle dantel, dantel i leyen, evrenleri en güzel biçimde (geometride) yaratan Yüce Allah’a iyi bir kul olabilmek, Sevgili Muhammed’e, sa' ya, Musa'ya, brahim'e ve shak'a ve yüce-yüce erdemlere sahip tüm peygamberlere ve tüm insanlara ve bilime hizmet edebilmek için bu kitab yazd m. Amac m Yüce Allah' n evrensel sevgisini hak ederek kazanmak ve bilerek hak etmeye yöneliktir. Hiç bir dinin veya din kitab n veya Peygamber’in reklam yapt m veya tan yapt m san lmamal r. Gerçi bunun böyle oldu u tüm aç kl ile bu kitap boyunca sergilenmektedir. Gururlanmaktan, acizlik ve tembellikten, cehalet ve samimi sevginin parçalanmas ndan, Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'a s m ki; bana beni, henüz beni yaratmadan önce ö reten; bilgi ileti im Y-DNA bankama eksiksiz tüm bilgileri programlayan Yüce Allah'a s m, anlamamaktan... nsanlara mümkün oldu u kadar faydal olamamaktan... hayat -zaman tan mamaktan... tüm güzelliklerdeki çirkini, çirkine

lik eden güzeli görememekten Allah'a s m ki; çirkin hiç bir eyin olmad anlayaca z. Yüce ALLAH bana çirkin veya güzel niceliklerini, bilgilerini programlamasayd , ben bu göreceli de erleri nas l nitelendirebilirim ki? Hayat n var olu gizemlerini, e yan n ili kinlik (relative) ve var olma amaçlar ara rarak ula m NET sonuçlardan birisi de udur; Ak l nefse egemen olursa; Ak l + Melek = Üstün nsan, Erdem insan, Nefis akla egemen olursa; Nefis + eytan= eytan aday insan: Kombinasyonu olarak kar ma ç kt . Sevgili Muhammed "Allah önce AKLI yaratt ve Ta-Ha suresini okudu" demekle, AKILINI KULLANAN her insana, bilim adamlar na gereken ba lama koordinat 1400 y l önce vermi ti. "AKIL" gerçek anlam , ba lamaktan mastar olup, s s ya, s ca ba lamak anlamlar içermektedir. Yani, AKIL’I, insan gerçe e ba layan bir program, bir ba gibi alg layabilirsiniz. Bu nedenle KUR’AN insana “ EY MAN EDENLER MAN ED Z” der. Rahmeti, yani Evrensel sevgisi tüm Âlemlere sinen Yüce Allah' bilerek bilmenin, O’na O'nu tadarak ula man n, O'na bilerek yönelmenin, O'nu B LMEN N mutlak ve tek yolu, ANCAK B MD R. Evet, yanl okumad z, Yüce Allah' gere i gibi tan mak ve O’na gere i gibi kul olman n tek yolu, bilimin dili ile ve sadece bakabilmek de il; BAKTI INI AKLIYLA GÖREB LMEKT R. Yüce Allah’ta tüm kitaplar nda, yaratt kulunun kendisini bilerek bilmesi gerekti ini arzulamaktad r. Bunu ba arman n, benim tespit etti im tek yolu ise, AKLI, B N ENG NL KLER NE YÖNLEND RMEKT R.


9

Hayat m boyunca Kuran’ ve Tevrat' ve ncil'i, durmaks n yenilenen, birbiriyle devaml sava an sözüm ona teorilerin, kan dökerek ad na bilim dedikleri arlatanl n (ki o asla bilim de ildir), dü manl klar n arkas ndan götürmedim. Bunu yapan say z dinci ba nazlar da iddetle k yorum. Bilimin kutsall na olan O sonsuz sayg m, beni Yüce Allah'a götüren mutlakt r ki; bilimin kutsall kast ediyorum. Ç karlar u runa reklam edilen bilimi yeriyorum ki; ona da zaten bilim denemez.

u kendisini din adam diye ç ran hokkabazlar hiç mi hiç konu etmekte istemiyorum bu engin ara rmalar içeren kitab zda. Son yüz y ld r quantum fizi ini ç kmazlarda oyalayan ATOMUN gerçek kimli ini ve geometrisini ve istisnas z tüm fonksiyonlar aç klayan BUHARA ATOMUNUN gerçeklerini, subatomik en temel elementer ö eleri ki; buna, DUHHAN PAIRS - Yunancas HAYULA), Evrenin en temel yap ta olan elementer ö eleri ve fonksiyonlar , madde ve zaman ili kinli inin en temel verilerini; birileri için (!) biraz üzücü olacak, ancak Kur’an’dan, matematik verileri dâhil Kuran’dan ke fettim. Gerçekten inan lmas güç, imkâns z gibi görünmesine ra men, ne yaz k ki do ru. Nas l olurdu da bu evrensel gerçekleri bomba yapan, gençlerin beyinlerini sömüren, baz hallerde sevgi dü manl yapan birtak m bilimlerin (!) ard ndan götürürdüm? Türlü imkâns zl klar, hatta engellemeler içinde yazd m bu kitap; Müslümanlara, Hristiyanlara, Musevilere, Allah'a inanan ve inanmayan tüm insanlara; Ahlak örne i Sevgili Muhammed'in, Kuran/Yasin ve NECM surelerinde detaylar aç klanan ve bu elinizdeki kitab n temel içeri i olan bilgi anahtar r ki; de ifre edip yay nlama hizmetini bize bah etti i içinde Yüce Allah'a te ekkür ederim. Bu kitab n bilimsel içeri i; Yüce Allah' n vahyi ile Sevgili Muhammed'e gönderilen; TÜM NSANLIK TAR

NDEK EN ÖNEML MESAJLARINDAN B RS R. Çünkü galaksimizde devinen (kendi yörüngesinde hareket eden) ve üzerinde süper ak ll varl klar n ya ad -RA gezegen(ler) gurubunun detaylar içermektedir. BU K TAP "Sevgili Muhammed'in; eytani Ayetler (The Satanic Verses)" adl kitab n içeri i olan "Onlar kendilerinden efaatleri umulan Ak-Ku ulard , GARAN YK D " diyerek SECDEYE kapand cümlesinin ve bu hareketinin gizemlerini ve do rulu unu kan tlamak için yaz lm r. Evet, Sevgili Muhammed bu cümleyi peygamberli inin ilk dönemlerinde kullanm ve secdeye kapanm r..... BU KES NL KLE DO RUDUR. EVET, RESULALLAH PUTLARIN ÖNÜNDE SECDEYE KAPANMI TIR… ANCAK!!!... Olay n oldu u yer, Kâbe’nin hemen etraf r. Kâbe’nin etraf 360 putla doludur, Kâbe’nin neresine dönerse dönsün mutlaka kar nda zaten en az iki put vard r… tesadüfen putlar n bulundu u yerde ilk vahiy edilen Necm suresinin ve ilk vahiyle emir edilen secde ayetine hürmeten MECBUR YETTEN hemen orac kta secdeye kapanm r….

imdi; 1400 senelik slam ve binlerce senelik uyuyan tarihi bir gerçe i ortaya koymaktay z. Bu kitap; Kur’an ve Tevrat ve ncil'in apaç k verilerinin sadece taraf zdan de ifre edilerek yaz ld ve bu kitapta bulunan tüm bilimsel verilerin, varsa hatalar n muhatab n sadece biz oldu unu, siz erdem okuyucular ma henüz ba larken hat rlatmak istiyorum.


10

Bu kitapta olabilecek tüm hatalar veya tan mlama hatalar tamamen ahs ma aittir. ayet varsa gerçek bilimsel bulgular ki “bunu apaç k veriler ve detaylar yla bu kitapta bulacaks z” bunun da zaferini yine tüm insanlarla payla mak istiyorum. Aziz Kemal Burkay.


11

Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ n ad ile 1: Senin saadetin, mutlulu un için gö sünü (cahil, seni kolayca anlamayacak asi bir milletin içinde

retece imiz hikmet, bilimsel detaylar kavrayabilmen için gö sünü = SADR' anlay la doldurup) geni letmedik mi? Ald z istisnas z bütün g dalarla vücuda al nan her bir protein önce timüs guddesine di er ve nereye gidece ini, nas l bir görev yapaca timüs guddesinde, yani gö üste, yani SADIRDA ö renir ve vücudumuzdaki görev yapaca yere gider. Bu nedenle Yüce ALLAH, SADR’A ö rettik, ö retece iz gibi ifadeler kullan r. Eskilerin IMAN tahtas dedikleri yer bu gö üs, yani SADR’d r. 2: Sen'den yükünü hafifletip kald rmad k m ? 3: Öyle ki, O s rt çat rdat p (o yükün sorumlulu u- lahi sorumlulu un sana getirdi i a rl , sorumlulu u) bükmü tü. 4: Senin an (sana eksiksiz olarak ilimi ö retmekle) yükseltmedik mi? 5: Demek ki, zorlukla beraber bir kolayl k var... 6: Evet, muhakkak (her) güçlükle beraber bir kolayl k var... 7: O halde bo ald n m , kalk (tamamlad n bir i i veya icad , görevi, vazifeyi ke fi, konferans , dersi bitirdi mi? kalk! Yine bir ba ka i ve ke if için) yorul. 8: Ve yaln z Rabbine ra bet edip (O'ndan) iste... (yaln z O’ndan talep et, ba kas na boyun e me)." Kur'an/ irah 1-8] Do rudan do ruya Resul-Allaha hitap eden bu sure: en onurlu, en vakar, ALLAH’TAN ba kas na boyun

meyen, en temiz kalpli, bilge, çal kan insan modelini bir anda gözler önüne serdi ve bizlere de ResulAllah’ n ö retti gibi erdem insan olman n yollar aç klad . Ne kadar saf, temiz bir aç klama, dikkat ettiniz mi? Ancak maddi menfaatler için de il, anlamak için okunursa ayetin zenginliklerini AKILLA anlayabilece imiz temizlikten söz ediyorum. Tekke kö elerinde, havralarda a laya s zlaya Resul Allah in h rkas n kar nda a laya s zlaya Müslüman filan olunmaz… Sadece Allah’a irk ko ulur… Resul Allaha yüce Allah’ n ö retti i gibi örnek insan, insan gibi insan, bilge insan olunmakla Müslüman olunur… ResulAllah’in izinden gitmek yüksek ahlakla olunur, arlatanl klarla de il… Yüce Allah Kur’an’da “Seni cahillerle birlikte olmaktan veya cahillerden olmandan men ederim“ der.


12

G R , Bilinmesini alt çizerek belirtmek isterim ki, bu kitab mda kulland m ifadeler, görü lerim hiçbir ahs veya toplumu do rudan do ruya hedef almamaktad r. nsanlara rklar ndan, renklerinden veya dinlerinden dolay herhangi bir fark gözetmedi imin, tümüne evrensel bir sayg ve sevgi duydu umun bilinmesini istiyorum. Ancak, kendini bilime adam mütevaz bir ara rman olarak; bilim adam etiketine her nas lsa sahip olmu ... O tür(!) bilim adamlar na da, dolayl veya do rudan do ruya sitem etti imi, dinler aras nda var olan köklü ba lar kopar p, insanlar bir birine kar D N DÜ MANI yapan din adamlar da iddetle k nad inkâr etmiyorum. Özellikle de, D N ve B M aras ndaki anlams z dü manl yaratanlara.... Gerçek Dinin temeli, tavan felsefedir, Bilim de temelinde tavan nda felsefe olmadan bilim olamaz. Nas l olurda, kimler hangi ç karlar için bu erdemi iflah olamaz ekilde birbirinden ay rd lar. Tevrat ve ncil ve Kur’an’ n ciddi seviyelerde bilimsel verilerini, tarihlerini, yard mc di er bilim dallar yla iç içe ara ran mütevaz bir ara rman olarak; bu alanda henüz ilgili eserlerimi yay nlamam olmama ra men, özellikle Kur’an’ n nsan de erine yara r ahlak, davran , dü ünce biçimleriyle yönlendirdi i Zihinsel Matematik, Fizik, Astrofizik, Quantum fizi i, Genetik bilimlere yön verecek, bilimler aras koordinasyonu sa lad ve günümüz bilimsel verilerinin de mutlak kayna oldu unu KANITLAYAN bir ara rman olarak, bilim adam sorumlulu u olan tüm D N bilimcilerine, bilimsel ke iflerdeki gecikmeler öyle dursun, sava lar n, anlams z kavgalar n getirdi i st raplar payla an çocuklar n, ezilen insanlar n, aç

yatan milyonlarca mazlumun bende b rakt izlenimlerdir ki; sitem etmekte biraz olsun hakl m galiba! Birtak m kara cüppeli nsanlar, Âlemlere Rahmet olarak varl her zaman var olacak Kur’an’ n, her ey den önce kendisinden önceki ncil'i ve Tevrat' , koruyup, kollay p ve tasdik edici (bu noktaya çok dikkat ediniz; koruyup, kollay p ve tasdik edici, yani tamamlay , yani bir öncekini do rulayarak e itimi tekâmül ettirici) oldu unu görmediler. NEDEN VE NEY TASD K ETT B MSEL B R SEV YEDE VE TEMEL MANTIK, AKIL LKELER TABANINDA ve TAVANINDA, YARARLANMAK AMACIYLA KAT YYEN ARA TIRMADILAR. Ara rmak öyle dursun, ara lmamas için canh ra bir ekilde çal lar üstelik! Örnek mi? bu kitap boyunca yüzlercesine tan k olacaks z. Kur’an; Tevrat'ta ve ncil'de neler vard ki KOLLAYIP TASD K ediyordu? Soruyorum; ne, neden kollan r ve tasdik edilir? Yanl veya hatalar kollan p tasdik edilir mi hiç? Mademki Tevrat ve ncil bozuldu, Yüce ALLAH M.S. 611 de göndermeye ba lad KUR’ANDA bu kitaplar n bozuldu unu bilmiyor muydu? Kara, kapkara dü ünceli birçok bilim dü man , k r dü ünceli ki ilerin " Tevrat ve ncil orijinali de ildir " zann ve cehalet sergileyen önyarg lar r ki; ara lmas gereken Allah buyru unun ve as rlar önce ya anm ve bize örnek olmas gereken gizemlerin kilitlenmesini ustal kla ba arm lard r. Bu, kas tl ve cehalet içeren ön yarg lar , nsanlar n beyinlerine programlayanlar çirkin amaçlar na ula lard r. Bu oldukça ayr bir konudur ve V CDAN SAH AKILLI insanlara st rap verici fanatik amaçlara hitap etti i içindir ki konumuzun d nda kalmas gerekir.

imdi birlikte soral m: ncil ve Tevrat’tan orijinal olmamas na ra men M.S. 6. Yüzy lda ya ayan Sevgili Muhammed bir tek kelime ile de olsa "Sak n ncil’e ve Tevrat’a el sürmeyin" demi midir? Sevgili Muhammedin böyle bir ifadesi var m r? Ebetteki yoktur.


13

Ancak Emevi ve Abbasîlerin hususi bir Muhammedi vard ki; O Muhammed bu arlatanlar n her istedi ine, arzular do rultusunda mutlaka bir cevap verirdi. As rlard r Müslümanlar gerçeklerden, gerçe i ö renmelerinden al koyan, üçüncü s f insan y nlar yapan bu kaynaklard r. Hadislerin kayna bu arlatanl klard r.

imdi bu cümlemden dolay bana cahilce hücum edecekler ve Hadislere dü man kâfir oldu diyecekler… Oysa Kuran/ Hakka süreside Onlara aç kça, kendilerine zulüm etmi kâfirler demektedir. YÜCE ALLAHIN KUR’ANI MI MUTEBER YOKSA UYDURULMU HAD SLER M ? Niçin slam dininin üçüncü yasal art nda (Kur’an’da birçok ayette aç kça vard r) Allah' n kitaplar na kay ts z- arts z inanmak emredilmi tir? "Kitap" de il, " k i t a p l a r " denildi. Sevgili Muhammed hayatta bulundu u süre içinde ncil'in ve Tevrat' n bozuldu unu bilmiyor muydu ki; zina yapan bir Yahudi hakk nda verilecek karar için dan ld nda "Tevrat'a bak z" dedi? Bu ve benzeri olaylardan sonra, birtak m sosyal içerikli Tevrat ayetleri ve hükümleri bildi iniz gibi sistemli olarak tahrif edildi. Hatta Sevgili sa'dan çok önceleri dahi birçok Tevrat ayetindeki kelimelerin silindi i de il, kelimelere yerlerinin de tirildi aç klanmaktad r. in en garip taraf ise bunun do rulu unu bu günkü Tevrat' n kendisi aç klamaktad r. ["Biz hikmetliyiz (Hikmet = fen bilimleri demektir. Hikmetli ise; fen bilimci demektir) ve Rabbin eriat bizdedir, diye nas l yalan söylüyorsunuz? Fakat i te, yaz lar n YALANCI KALEM YALAN DÜZDÜ. Hikmetli adamlar utand lar, y ld lar ve ele geçtiler: te, onlar Rabbin sözünün gerçek anlam KEND LER NDEN ATTILAR ve onlar da H KMET N NES VAR? (Tevrat/ Yeremya /8/ 8-9)] Tevrat' n, yaz lar taraf ndan u rad sistematik tahrifat n, kelimelere ve cümlelere yer de tirmekle anlamlar n, gerçeklerin gizlenmesi tahrifat yine Tevrat’taki kan tlarla devam edelim: ["Ve art k Rabbin yükünü anmayacaks z: Çünkü herkesin yükü (Yük den kastedilen, i lenen suçlar) kendi yükü olacak; Çünkü siz HAYY (Hay; duraks z, kesintisiz ya am hakk olan, bizatihi hayat olan ve sadece YÜCE ALLAHA ait bir s fatt r) ALLAH'IN, Ordular Rabbinin, Allah' n SÖZLER DE RD Z. <dikkat! sildiniz demiyor 'd e i t i r d i n i z' deniyor> Tevrat Yeremya/23/36. Tevrat ve ncil'in bilimsel verilerinin Kur’an’ n koordinesiyle deklare edildi i "Evrende Zaman ve Hayat" adl seri kitaplar zda, gerek kas tl yap lan tahrifleri, gerekse cehaletlerinden dolay , o görkemli bilgi hazinelerine kendi elleriyle vurulan darbeleri, Tevrat ve ncil'in kendi bilimsel verileriyle aç klarken; Kur’an bunun en belirgin tan ve kan ortaya koymaktad r. Bu ve benzeri tahrifler insanl k tarihinde hep olagelmi tir. 14. yüzy lda spanyol korsanlar n (sözüm ona!) Amerika k tas ke ifleriyle yap lan talandan, günümüze k tutacak arkeolojik verilerin, Maya ve nkalara ait maddi çok de erli malzemelerin harap edilmesinden ve daha birçok say z tahrifattan söz

etmek, her sayg n AKILLI bilim adam a latan kapkara tahriflerden biri de il midir? Oysa Amerika tas na M.S. 11. Yüzy lda Leif Ericson bilerek gitti ve geldi...

["Yahudilerden öyleleri var ki: Tevrat'taki kelimeleri konulduklar yerden kayd yor bir k sm da, dillerini e erek (kelimeleri farkl telaffuz edip, anlam sapt rarak) ve dine sald rarak öyle dediler." Kur'an / Nisa /46.] Kur’an’ n, tüm insanl n, Tevrat' ve ncil'i çok iyi ö renmelerinden sonra, Tevrat' ve ncil'i ve Kur’an’ birlikte tatbik etmekle ancak ba ar laca KANITLAMAYA ÇALI IYORUM.


14

Neyi kan tlamaya çal yorum? Bunun karar siz okuyucular mla birlikte bu kitap boyunca birlikte verece iz. 21. yüzy lda bile ve tam olarak çevrilemeyen bu günkü ncil'de (Matta ve Luka'da) Sevgili Muhammed'in gerçek kimli ini, dünyaya gelece inin apaç k haberi ve en önemli vasf tüm aç kl ile gözler önündedir. Tevrat'ta 5 ayr yerde yine benzeri ifadelerin bulundu unu hayretler içinde izleyeceksiniz. Bu, tarihin, 2014 sene sonra ke if etti imiz görkemli de ifresini kan tlarken, tüm insanl a ve bilime gerçek anlamda hizmet etmenin sevincini, yine siz okuyucular mla payla yorum. Bunu anlayabilmenin tek ve mutlak yolu ise, bir tak m ah slar n kendi arz ve taleplerince yorumlad klar UYDURULAN D NE, YANLI YAMALAK ANLAM VER LEN KUR’ANA de il... Yüce Allah' n dinine ve Allah' n

retti i gibi yönelmekle ba ar labilir; hikâyelerle... Masallarla... Yorumlarla... de il !... KUR’AN kendini tefsir eden gerçe in ta kendisidir. Yüce ALLAHIN bilgisi yetmiyor muydu da, sen insano lu, tefsir etmeye kalk yorsun? Amac n nedir? Yüce ALLAHIN unuttu u bir ey mi varda sen tefsir ederek gerçekleri gizliyorsun? Kur’an, ncil ve Tevrat Yüce Allah' n nsanlara, nsan gibi ya amalar için gönderdi i EVRENSEL de erlerdir. As rlard r ya ad z bu çirkin ayr cal klar n sebebi ise, sadece ihtilaf ve ihtiraslar n kara bayrakl ba ar r. Emevi ve Abbasi virüsleri 1400 sendir ya yor, Paul’un sa’ya, ncil’e ihaneti gibi. Han mlardan nefret eden Paul, han mlar n ba lar na örtmelerini, türbanla may kanun teklifiyle kabul ettiren de bu ah st r. Homoseksüel oldu u zan edilir. Dikkat edilirse, Kur’an/Nisa/46 ayetinde "kelimelerin silindi i" de il "yerlerinin de tirildi i, kelimelerin kayd ld " aç kça belirtiliyor. Ba ka tahrifatlar yokumdur? Bunun cevab ben veremem. Çünkü Tevrat bunu az önce belirtti imiz ayetlerinde yine kendi bilimselli i ile zaten kan tlad . Yüce ALLAHIN lahi apaç k kan tlar na ba ka bir kan t getirmek ukalal k olur. Dikkat ediniz! Sevgili Davud peygambere gönderilen kitap yani Zebur, Kur’an’da tam DÖRT yerde geçmektedir (bu DÖRT rakam unutmay z). Pekala, 6666 (veya 6236) ayette, yani Kur’an’da; Zebur’u da Yüce Allah göndermesine ra men, neden Kur’an’ n Zebur ‘uda tasdik edici oldu u belirtilmiyor da, sadece "Davud'a verildi" deniyor? u halde ncil'e ve Tevrat'a ciddiyetle yönlendiriliyoruz de il mi? Çünkü u anda Zebur herhangi bir toplumda veya yerde de ildir. Bölümler halinde ve k smen Tevrat' n içinde vard r. Ancak titiz ara rmalar sonunda aç a ç kabilecek kadar fazlaca parçalara ayr lm , üstelik ciddiyetle gizemlidir. Bize Kur’an’dan tek bir ayet gösteriniz ki O ayet insanlara; ncil'e ve Tevrat'a el sürmemekle, yararlanmamakla, okumamak veya ara rmamakla yön versin. Tam tersine, bilimsel de erlerinden yararlanmak için Kur’an bize srarla yön veriyor, hatta kesin emirler veriyor. Elimde olmadan üphelenirim ki: din adam kispetinde as rlard r Müslümanlara; Tevrat ve ncil’e sak n haaaa el sürmeyin, sak n haaaa okumay n, yasakt r ekilde beyinlerini kodlad lar, AKILLARINI kullanmay engellediler, acaba neden? Oysa KUR’AN ba ka emirler veriyor. Tevrat’ okuyunca Yahudi’mi olunur, bu ne beyinsizliktir, Yahudi bir IRKIN ad r dinin de il.

unu aç kça belirtirim ki: Müslümanlar Tevrat’ ve ncili adam gibi okuyup bellemeden KUR’ANI asla tam olarak anlayamayacaklard r.


15

u ana kadar asla yap lmam , bilimsel verilere dayanarak yapt z ara rmalar sonucu diyebilirim ki; ncil'den, özelliklede Tevrat'tan, Kur’an’ n gelece i, birçok bilimsel veriler, matematik de erler ve Sevgili

Muhammed'in vas flar aç klayan verilerin tahrifi, k smen de ayetlere ve kelimelere yerlerinin de tirilmesiyle ihanet edilmi tir... (*) (*) Bereket versin ki Sevgili Muhammed'in bu gezegeni ereflendirece i tüm ç plakl ile günümüzün Matta ve Luka incillerinde Sevgili sa’n n kendi ifadesiyle durup duruyor. 2014 senedir bu kitab okuyanlar n, bu kitaplardan ne anlad klar hep merak ederim! Sadece bu konu ile ilgili bir kitap yazmaktay m ve umar m yak nda nsanlar n bilgilenmesi için yay nlan r.


16 1350 SENED R ALDATILAN VE ALDANAN MÜSLÜMANLAR

Çünkü Yüce ALLAH’IN ilk emri ‘OKU, Ö REN VE DA IT” ancak KUR’ANI anlamak için okumuyorlar, hu u içinde sadece insan icad garip masallar dinliyorlar… Özelliklede sözüm ona D NC LER... Dinsel fanatizm. Bunu tarihin karanl klar nda Yahudilerin de birkaç kabilesi birbirleriyle olan ihtiraslar ndan, ihtilaflar ndan, inançs z duygusall klar ndan yapm lard r. Çünkü onlarda Tevrat' anlamayan cahillerdi. Tevrat' n bilimsel de erlerini, C N i i, EYTAN i i zannedip, ki isel katk lar da ekleyip, gerçe i k rparak bu günkü haline getirmi lerdir. Bu kitab n bitiminde, sizlerde bunun tüm ayr nt lar na bizzat ahit olacaks z ki; üzerinde AKILLI varl klar n ya ad , AKILLI uygarl klar n oldu u Gezegenlerin ciddiyet içeren verilerini, hatta -inan lmas güç fakat GERÇEK- koordinatlar bile tahrip ettiler. Galaksimizde bulunan bu gezegenin varl ve tarihi gerçekçili i tüm ç plakl ile bu kitap boyunca tarihi ve mant kl verilerle aç klanacakt r. Zaten " eytani Ayetler" adl soytar n, net ve esas konusu ve kan da budur. Günümüzde, Müslümanlar nda Kur’an’ asla anlamad klar tüm ç plakl ile zaten ortadad r. Müslümanlar KUR’ANI anlasalar, insanl k çoktan Orion gezegenlerine ula rd … Kur’an’ mezarl klarda okuyarak para kazananlar, camilerde namaz k ld p para kazanalar, muska t ska yazarak insanlar n – paralar almalar beni ilgilendirmiyor- geleceklerini dünya ve ahiretlerini çalanlar kast ediyorum… Bu noktada diyorum ki; NSANLAR, B RL KTE, GERÇE E, DO RUYA, B ME: NSAN ONUR VE VAKARET NE YARA IR B MDE AKILLICA YÖNELMELER GEREK R. nsan olman n en saf ve asil nedeni, nsan n olabildi ince ve tüm insanlara faydal olmas de il midir? Benim babam senin baban döver, benim dinim senin dinini yar yolda b rak r, benim Peygamberim senin peygamberinden üstündür gibi z rval klar yapmaya hiç kimsenin bir hakk yoktur, bu gezegenin saf ve tertemiz gençlerini zehirlemeye... ["Gerçekten bu Kur’an srail o ullar n ihtilaf edip durduklar eylerin ÇO UNU ANLATIYOR (aç kl yor). Kur'an / Neml /76.] Alt nc yüzy lda gelen Kur’anda Yüce Allah niçin kendisinden as rlarca önce gelen "Tevrat'a ve ncil'e el sürmeyin, ara rmay n, tasdik etmeyin" demedi? Niçin ? Diyelim ki, Tevrat'a ve ncil'e ilkel duygularla inananlar; militarist, duygusal ve ihtiraslar ndan dolay zaten birbirlerine de inanmad lar ve kendi aralar nda da say z tarikatlara ayr ld lar ve O tarikatlara kendi aralar nda parçalanarak ayr ld lar. Bu soytar tarikatlarda kendi aralar nda da parça parça ayr ld lar. Üstelik M.S 6. Yüzy lda gelen ve ncil'i ve Tevrat' kesin tasdik eden ve tahrip olmu bilimsel verilerini de tamamlayan Kur’an’da inanmad lar. Bunlar Müslümanlar asla ba lamamal yd . Çünkü her taraf düzeltecek bilgi kayna olan Kur’an eksiksiz olarak ellerindeydi. T pk u anda oldu u gibi; [" Ey Müminler! Yahudi ve Hristiyanlar n sizi kendi dinlerine davetlerine kar öyle deyiniz: Biz Allah'a ve bize indirilen Kur’an’a, brahim'e ve smail'e ve shak'a ve Yakup’a ve torunlar na indirilene, Musa'ya, sa'ya verilenlere ve BÜTÜN PEYGAMBERLERE Rableri taraf ndan verilen K TAPLARA iman ettik. ONLARIN H Ç B D ER NDEN ASLA AYIRD ETMEY Z. Biz, ancak Allah’a boyun e en Müslimleriz. (Kur'an/Bakara/136]


17

Bu ayetin NET aç klamas kar nda, Kur’an’a Hava-Su kadar de er verilmesi gerekirken, duyars z kalan bütün nsanl n 21. Yüzy lda utanmas gerekiyor. Bunun ne kadar zaruri bir gereksinim oldu unu okudu unuz bu kitapta ayr nt lar yla ancak biraz ac mas z bir seviyede bulacaks z. Özellikle inanan bilim adamlar n yegâne ba lama noktas bu ayet olmal r. As rlard r süregelen ve asla vazgeçemedikleri hatalar vard r ki; ara lmas , ke fedilmesi gerekirken; onlar dinlenmeyi, ellerinde tesbih çekerek fazlaca uyumay tercih etmeleridir. Müslümanlar ya irah suresini hiç okumuyorlar veya okuduklar nedense bir türlü anlam yorlar veya anlamak istemiyorlar. Bu sure, Uydurma hadislerle Yüce Allah' n "sevgilim" diye hitap etti ini yaygara ederler ki: Sevgili Muhammed'e (Kur’an’da asla SEVG M diye bir hitap yoktur, bu Müslümanlar n uydurmas r) bile bir an durup dinlenmeden çal mas emrediyor ve miskin, miskin dinlenmeyi KES NL KLE YASAKLIYOR; Y A S A K L I Y O R..... Oysa Kur’an’da Yüce ALLAH hiç bir yerde sevgilim (Arapças Habibim) hitabetini asla kullanmam r… Oysa as rlard r Müslümanlar n beyinleri bu tür uydurma hadis safsatalar yla y kanmaktad r. YÜCE ALLAH neden Resulüne habibim-sevgilim desin ki? Bunun ne gerekçesi olabilir ki? Bu Yüce ALLAHA iftira de ildir de nedir? As rlard r yap lan, tarihin ve bilimin geli mesine engel olan hatalar yine Kur’an’dan izleyelim; ancak bu hatalar n tokatlad ba ka ortaklarda var!... ["(Ey srail o ullar ) Ve beraberinizdeki Tevrat' TASD K ED olarak indirdi im (demek ki Tevrat yanl de il) Kur’an’a iman ediniz. ONA NANMAYANLARIN LK OLMAYINIZ. Benim ayetlerimi, dünya menfaati kar nda birkaç paraya (maddi ç karlar için) de meyiniz ve ancak benden korkunuz. Hakk (gerçe i), bat la (hayal ürünü kendi Zanlar ) kar p ta B LE B LE GERÇE G ZLEMEY N. Kur'an/Bakara/41-42) .] Ayette geçen " B RKAÇ PARAYA DE MEY N " ifadesi; Tevrat' tasdik edici olarak gelen ve Tevrat’ta ki bilgileri tamamlayan, Kur’an’ n vahyi edilece ini, Sevgili sa ve Sevgili Muhammed'in vas flar ve di er insan ili kilerini içeren hükümlerin bir k sm Tevrat'tan ç karmalar hakk ndayd . Zira 41 ve 42. ayetleri iyi takip ederseniz Tevrat' n; Kur’an henüz gelmeye ba lad nda ki; zaten Kur’an’ n gelece i (ben bunu bugün 1992 de aç kça kesif ettim Luka ve Matta ncillerinde) tüm ayr nt lar yla vard : ihtiraslar ndan, cehaletlerinden tahrifata daha h zl ba lad klar na tan k olacaks z. Kitab n hemen ba lang nda verdi imiz iki Tevrat ayeti ile bunu zaten belirttik. “B LE B LE GERÇE G ZLEMEY N” bu aç kça göstermektedir ki: gerçe i Tevrat’tan biliyorlard . Ancak binlerce senelik ana vatani Sanskritçe olan dillerin, lisanlar n transformasyonu ile kendi zamanlar nda ve ustal kla gerçekleri kendi ç karlar için gizlediler, kapatt lar.. nsanl n gelece ine, mutlulu una, tarihlere mal olan hatalar s ras yla ve bilgeli inizle takip ediniz

lütfen; ["Yahudileri: Cenab Allah' n indirdi i ncil ve Kur’an’a iman ediniz denildi i zaman: Biz bize indirilen Tevrat'a iman ederiz, derler ve ondan ba kas inkâr ederler. Hâlbuki O KUR’AN, Ellerindeki, ONLARDAK TEVRAT'I TASD K EDEN B R GERÇEKT R..." Kur'an/ Bakara/ 91 ]


18

Yani, Kur’an, " Tevrat' tamamlayan, tasdik eden esast r" veya "Tevrat; Kur’an’la okunup anlamad kça gerçek olan bütünlük asla tam olarak anla lamaz" denmektedir. Bu apaç k ayetleri anlamamak için, nas l bir BEY N (!) GEREK YOR (!) bir türlü anlayam yorum... Her eyden önce, birinci cümlede; Yahudilerin ncil'e ve Kur’an’a inanmalar emredilirken, Kur’an’ n kendilerinde bulunan Tevrat' n tamamlay oldu u ortadad r. Söz konusu olan, birilerinin ki isel arzular yla özel birilerinin hususi cennetlere(!) gitmeleri de ildir. Esas olan amaç; tüm nsanlar n mü terek ç karlar ve birlikte mutlu olmalar için çal makt r. Yüce ALLAHIN buyurdu u yolda yürüyen, Yüce ALLAHIN emir etti i gibi adam olan, adam gibi adam olmaya çabalayan kim cennetten mahrum olabilir ki? Birileri kendilerine mahsus hususi bir D N veya PEYGAMBER veya ALLAH m tayin ettiler yoksa!

imdi s ras yla belirtece imiz Tevrat ayetlerini belle imize kay t ederken, neden KUR’ANIN okumam emretti i Tevrat; dedi imiz belki anla r. Özellikle de Tevrat' hiç mi hiç anlamayan ça da srail o ullar ! (*)

(*) srail=Yakup peygamberin unvan r, Sevgili Yakup’a bu unvan n verilmesi onun u rad bir haks zl ak lc bir yoldan çözüp, sab r göstermesinden sonra SRA L denilmi tir. Benim tespitlerimde anlam ise: nefsiyle güre en ve nefsini, olumsuzluklar yenen demektir. srail o ullar da “ ALLAH ile güre en ve ALLAHI yenen” diye tasvir ederler… u garip terbiyesizli e, u garip saçmal a bakiniz!!!...


19

EVREN VARLIK YAPAN YO UNLA MI ENERJ RAHMET = LÂH SEVG

["Ey RESULÜM, BU KUR’AN'I SANA ANCAK NSANLARIN AYRILI A DÜ TÜKLER D NLER N MAH YET AÇIKLI A KAVU TURMAK N ve iman edecek kimselere bir H DAYET ve Rahmet olsun diye indirdik. Kur'an/ Nahl/64.] lk cümlede belirgin olarak herhangi bir D N veya M LLET söz konusu edilmeden; "insanlar n ayr a

dü tükleri" ifadesiyle; duygusall klar, ihtiraslar, ahsi ç karlar için tahrifler gibi say z ilkel duygular bir anda vurgulan rken;

N: birazdan tan k olaca z gibi, hayatta ve di er boyuttaki en muhte em hayata kavu mak için, bu yasamda tökezlememek için, Allah' bir ve mutlak tan mak, neden B R TEK ALLAH oldu unu AKILLA kavrayabilmek, nsan n var olu nedenlerini AKILLA kavramak, ya am ve ölüm çizgileri aras nda; YÖNETEN AKIL, AKILLA KAVRAYAN AHLAK, AKILLA DAVRANI , AKILLI DÜ ÜNCE biçimlerini toplumlara yans tarak ö reten ve dinamik tutan, bilimler aras koordinatör, bilimsel bütünlü ü sevk ve idare eden; ana bilim kayna , bilimler bilimi anlamlar n tümünü içeren geni bir olgunun unvan r. Bu genel tan n içeri ine, netlikle ve kan tlar yla bu kitapta birlikte tan k olaca z. Yüce Allah, M.S 6. Yüzy lda, ncil'in ve Tevrat' n bozuldu unu, ele al nmamas gerekti ini bilmiyor muydu da; dolayl ve direk olarak gelecek nesillere yukar daki (Kur’an’da daha yüzlerce benzeri emirler vard r) bilgileri emirler halinde veriyordu? Hatta "Yahudiler içinde okuma yazma bilmeyenler vard r ki Tevrat' ANLAMAZ CAH LLERD R. Ancak, bir tak m kuruntu y uydurmalar düzer, sadece ÜPHE ve ZANDA bulunurlar. Art k büyük azap o kimseleredir ki, kendi elleriyle Tevrat' YAZARLAR, sonra biraz para kar " Bu, Allah taraf ndand r" derler" Kur'an/ Bakara/78-79 ] DIKKAT! Bu Ayetler M. S 611 den sonra gelmeye ba lad . “ Tevrat' ANLAMAZ CAH LLERD R” bizi her eksenden Tevrat’ okumaya ve ara rmaya yöneltmektedir. Birtak m nsanlar (Müslümanlar da) Kur’an/Bakara/79 ayetine göre kendilerince bir eyler yorumlam ki; hemen, kendilerine özgü bilimsel (!) bir karar verip(!), as rlard r o görkemli de erlerini anlayamad klar Kur’an n bu ifadesini kendi k r dü ünceleriyle yorumlayarak t rna etten koparmay ba arm lard r. As rlarca sürecek olan bilimsel ba ar zl klar n ba lang tayin etmeyi ba arm lard r, ba kaca bir kazançlar olmam r. Aferin onlara ki as rlard r Müslümanlar üçüncü s f insan y nlar yapt lar… OYSA TEVRAT VAH YLE DE L, LEVHALAR HAL NDE GELM R! LEVHALAR….. YAN PROGRAMLI D SKET LEVHALAR HAL NDE GELM R; Hala m anlayamad lar gerçe i? Hala m göremediler Sevgili Musa’ya PARMAKLA (!) verilen Tevrat gerçe ini? Baz hokkabazlar n kendisini bilge ki i olarak tan p, Levhalardan Sevgili Musa'ya ve Sevgili Harun’a ve as rlar içinde de Talut'a, sonra da kendilerine kadar intikal eden bilgileri, tam olmasa da yaz ile nsanlara aktarmay , bunu da para ve otorite kazanmak amac yla yapt klar aç kça ortadad r. Bunun böyle


20

oldu unu hem Kur’andan, hem tarihlerden, en aç k ekilde ise Tevrat'tan ö reniyoruz. Elinizdeki bu kitab n sonunda ise KES N ve NET olarak görece iz. Tevrat’ , ncil ve Kur’an’ ; fizikçiler, matematikçiler, kimyagerler, astrofizikçiler ele almal r… NANDI INIZ KUTSAL DE ERLER ADINA R CA ED YORUM, KURTARIN YÜCE ALLAHIN K TABINI BU

HOKKABAZ PORTACILARDAN…. ki dergi okuyan n âlimi-ulema oldu u yerde, üç-be hokkabaz yar m yamalak Arapça okumas yla

insanlar n, gençlerin gelecekleri tarumar ediliyor… ATOMLARIN gerçek kimlikleri, geometrileri, hangi elementer ö elerden nas l yarat ld , yapay bir kuvvet olan gravitasyonun kayna , ortam nda süper iletkenli i, Ozon tabakas tekrar nas l kapatabilece imizi, bu kitab n temel konusu olan ve Galaksimizde üzerinde AKILLI varl klar n ya ad gezegenin varl , daha yüzlercesini, KUR’AN’DAN’DA ke if ettik… Kalahari çölünde 40,000 sene önce de Samanyolu galaksisine “gecenin bel kemi i“ derlerdi… Aç n bak n NASA’NIN foto raflar na ve al n elinize KUR’ANI TARIK süresini okuyun, bak n ne göreceksiniz. Yakas na hernas lsa Prof. etiketi takm üç be hokkabazda, TARIK suresinin ana temas gibi görünen insan spermi ile TARIK sözcü ü aras nda ne ilinti olabilir ki diye sorup ara rmadan KUR’AN hakk nda olumsuz yay nlar yapar ve/veya yanl anlamlar yükleyerek gelece imizi kilitlerler, gençlerinde beyinlerini y karlar. TARIK suresinde Yüce ALLAH “ sizi spermden yaratt k” der. TARIK anlam ile spermin sözcü ünün ne alakas vard r eklinde pe in önyarg larla KUR’ANI ele al rsak küfr eder ve gerçe i örteriz, kilitleriz. BUNUN DA BEDEL ÇOK A IRDIR… Tarik suresinin sözünü etti i bel kemi i ve kaburga bu resimde gördü ünüz koordinatlard r. 1960 larda çekilen bu resimim KUR’AN/Tarik suresindeki aç klanan yer oldu unu NASA ya bildirmemden sonra ve daha pek çok ilgili resimler NASA ar ivlerinden kald ld .


21


22

Ben, YÜCE ALLAH’IN kulu ve insanl n hizmetkâr ; KUR’ANDA Âdem peygamberin torunlar n nas l olu tuklar aç kça buldum… ‘ÂDEM ve TORUNLARI’ kitab zda yaz yorum. slam âleminde as rlard r öylesine alçakça, ahsiyetsiz, münaf k din ad na bilgin lakapl arlatanlar

türemi ki; gerçekten gökyüzünü yerden, anay k ndan ay rm ve bu HAR KA D kelaynak ku una dönermi lerdir… Utanmadan, s lmadan, Âdemin ilk o lu ile son k n bir defaya mahsus cinsel ili kiye girdiklerini söyleyecek ve beyin y kayacak kadar haysiyetsizle mi lerdir. Çamurdan, çamurun özünden (be evrendeki istisnas z bütün elementlerden demektir, element nedir bilmeyen Hazret dene hokkabaz n aç klamaya çal Kur’an’dan kim ne anlayabilir ki? ) insan yaratan HAL K, ÂL M, BED OLAN YÜCE ALLAHIN gücü, bilgisi yetmiyormuydu da ba ka bir yöntemle torunlar yaratmad ? En az ndan bu soruyu sorsalard … Soytar dinciler, bu çocuklar n nikâh kim yapt ? Sorun u hokkabazlara bakin ki: Yüce ALLAHA ve KUR’ANA nas l ihanetler içinde iftira ederler ve ilk k zla son o lan evlad n bir kez olsun evlendiklerini söyleyecek kadar da alçakl k ederler… Oysa Ademin hiç

zlar olmad … Olamazd da… bu konu bu kitabin içeri inin d ndad r ve ÂDEM ve TORUNLARI adli kitab bekleyecekler. KUR’AN da Âdem K zlar n oldu u yaz lm olsayd , Yaratma denklemimdeki istisnas z bütün veriler alt üst olurdu… Kur’an, PAPA AN G okumak için de il, okudu unu anlamak, anlad ya amak ve ya atmak için gönderilmi YÜCE ALLAHIN sözleridir. Kuran/Rum-31 ve 32'de Allah, sadece Allah'a ula may dileyenlerin takva (AKILLI, B LGE, B LG ) sahibi olacaklar , di erlerinin Allah'a ula may dilemedikleri için f rkalara (partilere, tarikatlara, cemaatlere, mezheplere) ayr ld klar ve mü rik olduklar aç klamaktad r. Kur’an’ mezarl klarda okumak ALLAHA irk ko makt r…. KUR’ANI anlamadan dinlemek te suçtur… KUR’ANI anlamamak af edilemez suçtur… hiç kimse bunun savunmas yapamayacakt r… En az ndan Fatiha suresinin anlam bilmemiz gerekmez mi? Bakal m Rabbimiz bize ne söylemektedir diye…. Ac kt zaman yemek yer, daha fazla, daha-daha patlay ncaya kadar fazla yer, ü üdü ü zaman paltosunu giyer, zevk diledi i zaman arzular n âlâs yapar, ba a nda doktora gider de kendisini yaratan HAL N APAÇIK SÖZLER ANLAYAMAZ!!!... GÜZEL…. YÜCE ALLAH kimden vergi istedi, kimden kendisi için bir ey istedi? Neye ihtiyaç olabilir ki? Eni yerler ve gökler kadar olan cennetleri teklif etmektedir; yaratt AKILLI, AKLINI KULLANAN, B LGE insanlar için… Halam göremeyecekler bu harika gerçekleri?


23

Yüce Yaratan n istedi i benim naçiz tespitlerimdir ki: kendisini bilerek bilmemizi istemektedir… Körü körüne de il, cennet talebiyle riyakârca de il, cehennem korkusuyla p kl kla de il… KUR’ANIN tan mlad tarzda nsan gibi insan olmakla, vakur, bilge, AKLINI kullanan onurlu insan olmam , sevmemizi, kar k beklemeden herkesi sevmemizi, MUTLU olmam , kendisinden ba ka kimseye boyun

mememizi ve hak ederek Kendisini bilerek bilmemizi, tan mam istemektedir… Sadece Kendisine ancak bilerek boyun e ip ya amam istemektedir… stedi i çok ey mi sizce?


24

TEVRAT LEVHALARI (!) SÜPER B LG SAYAR D SKETLER YD ?

Sorabilir miyim: Tevrat levhalar hangi elementten yap lm ?... Ve nas l gelmi ti? Sormaya bile cesaret gerekir, kald ki; cevap verilsin. Ça da Yahudi'lerin herhangi bir tan mlamalar var m r? Ancak, Tevratta ki gibi " TA LEVHA HAL NDE GELD " denecekse, aman kals n (!) o cevap. (*) Alt nla, gümü gibi yüksek iletkenli i olan metallerle o denli mükemmel bilgi ileti imi ve madde transferi yapan, o müthi sand kla hayal bile edemeyece iniz harikalar ba aran, elindeki ASA ile gravitasyon kuvveti nötralize eden Sevgili MUSA TA LEVHALARLA kitap yazs n ha! Olacak ey midir bu? Böyle bir saçmal söyleyece ime Etna yanarda ndan a ya atlamay ye lerim! Tevrat'daki tahrifatlar na ba nda gelir bu yanl yorumlar ve ifadeler... Levhalar n ve "AH D SANDI ININ" gizemlerini ö renmek isterlerse "Evrende Zaman ve Hayat" serimizin, " Kur’an ve Tevrat ve Bo luk akulü" adl kitab beklemeleri gerekmektedir. Belki 5000 sene sonra ö renme anslar olurda, do ru yolu bulabilirler!...

(*) Tevrat'ta " TA LEVHA" ifadesi de as rlar önceki Sanskritçe, brani, Ara mi, Azeri ve en önemlisi de ARAPCA dillerinin zaman içinde u rad do al tahribatt r. Kur’an'da LEVHA olarak ifade edilmektedir. Ancak, ne amaçl levha olduklar da; i te Kur’an n, beni önünde secdeye kapand ran bilgilerin mutlak sahibi Yüce Allah n ö retti i Levhalard r ki; Onlar TA 'TAN Tahtadan levhalar de ildir (!) ["Ve Rab Musa’ya dedi; Da a, Yan ma ç k, ve orada bulun; ve ta (sa lam yap , sert maddeden yap lm ) levhalar , ve yazd m eriat ve emirleri ö retmek için onlar sana verece im" Tevrat/Ç /24/12]


25

KUR’AN, TEVRAT VE NC L, OKUMAK N DE L, ANLAMAK N OKUNURSA HER EY YOLUNA

G R E C E K T R. ["Peygamberlerin bir k sm na inan p, bir k sm inkar etmek (kulak ard etmek) veya hükümlerinin bir

sm tan mak (bir k sm da kulak ard etmek) suretiyle D NLER KEND ARALARINDA AYRI AYRI FIRKALARA, (PART LERE -TAR KATLARA) AYIRANLAR VAR YA!, senin onlarla hiç bir ilgin yoktur. Onlar n cezaland lmalar ALLAH'A aittir. Sonra kendilerine dünyada yapt klar Ahirette haber verecektir" Kur'an/En'Am/159 ] Fizik, Astrofizik, Matematik veya Genetik bilim alanlar nda bilgisi olmayan, bir kaç dergi kitapç k seviyesindeki bilgi k nt lar yla bu evrensel de erleri, as rlard r ne ZAN ettiler acaba? Hele ki ihtisas olmayanlar sadece ellerinde kitap ta makla veya belirli bir zümrenin ihtiraslar tatmin etmekle, gerçe i gizlemekle cennete gideceklerini mi zan ettiler? Hayret! Devam edelim ve ne derece do ru oldu una birlikte karar verelim. Soruyorum, NEDEN DÖRT? * Neden 4 büyük Melek var? (Kuranda iki ancak Israil’i kitaplarda iki melek daha var) * Neden 4 daha çok sözü edilen din kitab var? * Neden 4 sorumluluklar daha fazla olan peygamber var? * Neden 4 co rafi yön var? * Neden slam dininde 4 halife var? Müslümanlar ne sebeple ve kimin emri ile 4 mezhep inanç biçimi olu turuldu? Oysa KUR’ANDA alsa mezhep filan yoktur. * Hristiyanlar kimden ve nas l bir emir ald lar da ÜÇ de il BE de il de; M.S 345 lerde etrafta 360 ayr ncil olmas na ra men 4 NC L kitab olu turdular? Dinsel fanatizmin mant ile dü ünecek olursak, DÖRT

de il de ON ayr ncil yaz lmas gerekmez miydi? 12 Havarilere sayg lar ndan dolay ! * Matematik neden 4 temel i lem üzerine oturdu? * Neden, Quantum fizi i maddenin 4 temel kuvveti aray lar yla seneler harcamaktad r? * Mekke de bulunan KÂBE neden ÜÇGEN veya silindirik de il de 4 yüzü olan küp gibi bir geometride yap ld ? Arap mimarisinde asla göremedi imiz bir yap dad r. Gerçi Araplar n hiç bir zaman mimari estetikleri olmad , var olanlarda Hindistan’dan ithal edildiler. * DNA'n n 4 temel i lemi; neden “Stozin+ Guanin+ Timin+ Adenin” Bio-micro-micor çipler yüklendi? * Tevrat/ Hazekiel bölümü say z ve ciddiyetle bilimsel önemi olan 4lerin gizemleriyle neler anlat yordu bizlere? * Organ z kalpte neden 4 kapak vard r?


26

* Sevgili sa hangi s rr havarilere verdi ki, O s r gizemleriyle birlikte "DÖRT" uçlu HAÇ olarak 2000 senedir insanlar n boyunlar nda gezdiriliyor? Sevgili sa ne anlatmak istiyordu, biz kan dökmeyen insanlara? Oysa bugünkü Haç, Yahudilerin David y ld gibi semboller binlerce sene önce orta Asya’daki Türklerinin de kulland bir semboldür.


27

Bu apaç k veriler tüm Evreni aç klayan, tüm insanlar n Hava-Su kadar muhtaç olduklar ve Yüce Allah’ n lütfetti i bilimsel de erlerdi. Evreni ve istisnas z tüm ö elerini aç klayan bu verileri "Evrende zaman ve Hayat" adl seri kitaplar zda kan tlar yla birlikte aç kl a kavu turmaya çal k. nand z tüm kutsal de erler ad na; u andan itibaren okuyacaklar , tüm bilgeli inizle beyninizi,

beyninizin enginlikleriyle do an , kendinizle içinde ya ad z Evreninizi bütünle tirerek okuyunuz ve karar aç klayabildi iniz kadar seslice aç klay z, ancak biraz seslice olsun. ["Bir vakit brahim öyle demi ti: Ey Rabbim, ölüleri nas l diriltirsin? bana göster. Allah: ölüyü diriltti ime inanmad n m ? dedi. brahim: evet inand m, FAKAT KALB M TAM YATI SIN diye soruyorum, dedi. Allah buyurdu ki: Ku lardan DÖRT AYRI cins tut, kendine al r VE CE GÖZDEN GEÇ RD KTEN SONRA KEND ELLER NLE PARÇALA (ayetteki surhunne ileyke; kendine al, kendine do ru yakla r, eline al da parça, parça birbirlerine kar rarak hamur gibi kar r vb., bu ifadeye çok dikkat ediniz ki, bu kelime Kur'an Arapças nda sanki kimyasal bir bile ik haline getirmek için kar r veya kimyasal bir kar m –compsition- olsun denmektedir *) ve her da ba na onlardan (O parçalardan) birer parça koy. Sonra onlar kendine ça r; KO ARAK sana geleceklerdir. Bil ki Allah, diledi i her eye GAL PT R, H KMET SAH R." Kur'an/ Bakara/ 260.] Birtak m nsanlar, bu müthi bilgi kaynaklar sihir veya bir ba ka ey zannettiler(!) veya hiçbir ey bilmediklerini bildi i birkaç yar m yamalak eyle ça da olduklar ç ranlarda; "saçma eyler can m!" dediler… Oysa sadece bu ayetin ifadesiyle; Evrenlerin tek ve yegâne s rr , varl n en temel yap ; ATOMLARIN GERÇEK DO ASINI TÜM VER LER YLE AÇIKLADI INI, Evrenin yarat ld anki ilk hareket yasalar apaç k sergiledi ini kan tlamaktay z. Biraz üzücü olacak ancak, 1918 de Kopenhagen de çaresizlikten kabul edilen ATOMLARIN yap , ekli veya günümüzde zoraki kabul edilen geometrisi ne Bohr modelidir ne de, Thomson ne de, Rutherford modelidir. Son yüz y ld r öyle oldu unu zan etti imiz atomlar maalesef Quantumun hayal etti i bir yap da de ildirler...(**) Günümüzde bize ö retilen ATOMLARIN yap yla, gerçek aras nda en küçük bir benzerlik dahi yoktur. Bu nedenle Ozon tabakas nükleer deneylerle delinmi tir.

imdi k sa bir analiz yapal m. Ayette, neden üç de il, be de il de mutlaka DÖRT ku denildi? Niçin bir ba ka ey örnek gösterilmedi? Sonra ku lar pek ko mazlar, uçarlar de il mi? En önemli veri ise, ayetin sonundaki Yüce Allah’ n H KMET (***) s fat r. ["Do rusu, Allah, gökleri ve yeri yaratt günkü kesin hükmünde, aylar n say , Allah kat nda ON ayd r. Onlardan DÖRDÜ haram olanlard r. Bu aylar n haram k DO RU D N TAM HESABI ve HÜKMÜDÜR" Kur'an/Tevbe/36] (*) hic bir KUR’AN mealinde veya tefsirinde “ surhunne ileyke” kelimesi asla do ru dürüst aç klanmaz… Yani, gerçek kas tl olarak cahilce örtülür, yani küfür edilir… Bumu dur Müslümanl k, bumu dur profesör etiketli hoca geçinenler? Buna benzer bir kelime daha vard r ”em aç” mahiyeti ancak kimyasal analizle anla labilir ala m veya kompozisyon demektir. (**) ABD de Brookhaven national laboratuarlar da günümüzdeki ATOM modelinin yanl oldu unu kabul etti, ancak do rusu nedir? NASA’n n 2004 de benden çald “HAYAT SIVISI OLAN SUYUN BU GEZEGENE NASIL GELD ” ke fimden sonra, ABD ye hiç bir ekilde bilgi vermemeye karar verdim… (***) Hikmet; Fen bilimlerini içeren geni anlaml bir ifadedir. Fizik-Kimya, Fen bilimlerinin esas anlamlar ndad r. Yunus Suresi Ayet 1 de " Sapasa lam ve H KMET sahibi Kur'an ayetleridir" Yasin suresi 2: Hikmet sahibi Kur’an’a ant onsunki” yani FEN bilimlerinin en temel ö retilerini içeren sapasa lam bilgi kaynaklar r deniliyor. Hakim karar demekle beraber, karar yanl veya eksikte olabilir. Ancak HIKMET; kesinlikle net ve eksiksiz karar, aleni ortada olan gerçek, hakk nda üphe olmayan sonuç gibi anlamlar içerir.


28

NEDEN DÖRT AY? Fen bilimleri alanlar nda çal an mütevaz bir ara rman bilimci olarak diyebilirim ki; 21. Yüzy n bilimsel gücü, bu ayette geçen "Do ru dinin hesab " ifadesinin matematiksel enginliklerini kavrayabilmesi oldukça güçtür. AKILLICA dikkat edersek görece iz ki; Tövbe suresi Kur’an’ n 9. suresidir. Ayette "HESABI" ifadesinin egemen oldu u veri ise 36’ nc ayettir; 4 x 9 = 36 d r. Zaten sa kl tan 36/9 = çoktan 4 ediyordu!!!... Hayretinizi hemen sarf etmeyin, ilerde çok gerekecek. ["Ve bahçeyi sulamak için Aden'den bir rmak ç kt ve orada bölündü (ayr ), ve DÖRT kol oldu" Tevrat/ Tekvin/2/10 ] Tevrat’ta da ard arkas kesilmeyen DÖRT ler parmaklar hemen gözümüzün önünde tutuyor, ki beni ke fetsinler diye! imdi saymaya gerek görmedi imiz daha birçok DÖRT leri ve gizemlerini kimler nas l aç klar? 5000 senedir ne amaçla okudular... bu görkemli bilgi hazinelerini? Bu gerçekler, bu paha biçilmez de erler bütün insanlar n mü terek menfaatleri oldu u için biraz sitem ettik. Dikkatinizi toparlayarak takip ediniz lütfen; ["Sa duyulu (gerçekçi, AKILLICA dü ünenler) O kimselerdir ki, ayakta iken, otururken (onlar daima) Allah’ anarlar; GÖKLER N VE YER N yarat hakk nda Allah’ n varl anlamak için iyice dü ünürler ve öyle derler: Ey Rabbimiz, Sen bunlar BO UNA yaratmad n. Sen bat l (amaçs z) ey yaratmaktan münezzehsin. Art k bizi cehennem ate inden koru" Kur'an/ Ali- mran/191] Yüce Allah’ ; bu mükemmel Evrenleri üç be ki i; "ALLAH B M ALLAHIMIZDIR" desin veya cennet bizim yerimizdir diye ç rs nlar veya birileri de bol bol uyusunlar diye mi yaratt ? Aman Allah’ m! Bu ne ay p ey böyle! nsanlar n duygular sömüren cahil dinciler, hem Allah bütün âlemlerin Rabbidir der,

utanmadan da Yüce Allah’ bir tek zümreye tahsis ederler! Bunun neresi dindir, sizler karar veriniz! ["Biz, O gök ile yerleri ve aralar ndakini BO UNA yaratmad k" Kur'an/Sad/27] ["Çünkü gökleri yaratan RAB, dünyaya ekil veren ve onu yaratan, onu peki tiren ve onu BO UNA yaratmayan, üzerinde oturulsun diye ona ekil veren ALLAH öyle diyor: RAB benim ve ba kas yoktur," Tevrat/ aya/45/18] 21. Yüzy lda inceden inceye dü ünen az nl klar vard r mutlaka, ancak, eytanca inceden inceye dü ünenler ço unluklarda var... Aferin! Kur'an, Tevrat ve ncil ve bunlar tamamlayan tarihi de erler; hiçbir toplumun özel herhangi ç karlar na göre propaganda yap lacak de erler de ildir. Evren sibernasyonu yani tüm bilimleri genel olarak koordine eden ve di erlerini de tamamlayan Kur’an’ n ara lmas na yönelmek öyle dursun; Ozon tabakas delen sözüm ona bilimselliklerle; Kur’an’ n Evrensel de erlerine sahip ç laca na... eytanca hatalar aran yor... aras nlar bakal m! * Niçin senelerimiz 12 aya bölünmü ? * Niçin slam dininde 12 imam düzeni olu mu ? * Niçin Sevgili sa'n n 12 havarisi vard ? * Niçin Sevgili Musa’n n 12 kabilesi vard ?


29

["Ve bir vakit Musa kavmi için su dilemi ti, Biz de ASAN ile ta a vur demi tik. Onun üzerine O ta tan ON göze kaynad ve ç kt ; HER SOY SU ALACA I KAYNA I B LD . Allah’ n size olan r zk ndan yiyin için, fakat kötülük ederek yeryüzünü FESADA vermeyin." Kur'an/Bakara/60] Onlar n bir k sm yeryüzünü hala fesada veriyorlar. Bunun tek sebebi; alt çizerek ifade edeyim ki; gerçek din sahiplerinin Kur’an’ ve Tevrat' ve ncili gere i gibi anlamad klar ve gere i gibi "erdem bilge insan modelini" tan mlayamad klar r. ["And olsun ki, Allah, srail o ullar ndan misak (söz, taahhüt) alm . çlerinden ON naz r (o anda orada haz r

olan veya gözlemci, ahit, bilirki i) bulundurmu tuk." Kur'an/Maide/12] Ayette geçen "ON naz r" ifadesi; çok dikkat ediniz, surenin 12. ayetindedir. nsaf art k! Nas l olurda as rlard r bu apaç k gerçekleri göremezler. nsanl k hangi bilimlerle bugünlere,

kimler taraf ndan nas l getirilmi tir? Neyse biz devam edelim: ["Biz srail o ullar ON kabileye, o kadar da ümmete ay rd k. Musa, Tih çölünde susayan kavmi kendisinden su istedi i zaman 'Asan ta a vur' diye vahiy ettik. Vurunca o ta tan hemen ON göze kaynay p akmaya ba lad . Her kabile su alaca yeri bildi ve belledi". Kur'an/ A'raf/160] * Nedir bu 12 göze su kayna ? * Kimdir bu 12 ayr kabilenin insanlar ? * Su ak tan TA da ne demektir? Yoksa, içinde hayat s (H2O) ta yan ve (Mars ve Jüpiter aras nda gezinen meteor türünden ta benzeri) kontrol edilen ta lardan m söz ediliyor!!! * Baal (günümüzdeki Lübnan’da) putunun 12 ayr yüzünün oldu unu yine Tevrat' n say z verilerinden ö reniyoruz. * G lgam destan n Tufana ilintili 11. tabletinde Utnapi tim, uzakta ON adam n göründü ünü" aç klamaktad r !!! * Yine G lgam destan n 140. dizisinde "ON ada tepeleri görünüyordu” denilmektedir!!! Bu ifadeler her ne kadar M.S 6. Yüzy la ve as rlar önceki kültürlere, çölde fazlaca arzu edilen sular ifade ediyorsa da, bu ifadeler zaten Kur’an’ n bilimsel özelli inin, gizemli de erlerinin her ça n kültürüne cevap veren lahi yap ndan kaynaklan r. Hangi Müslüman ara rman, hangi Hristiyan ve Musevi ara rman veya kim; ne tür bir matematikle, hangi bilimsellikle aç klayabilir, Evreni avucumuzun içine ald racak kadar apaç k olan bu gerçek verileri? Sevgili Musa’ya, yap ve kullan titizlikle ö retilen o müthi komünikasyon özellikleri olan sand ktaki verilerin yegâne ba vuru referans olan ON leri burada saymam z imkâns zd r. Ayr ca bu kitapta bu verilerin bilimselli ini açmak olanaks zd r.

saca, bu verilerin; hayat molekülü ta yan dondurulmu su (H2O) ta yan kayalar oldu unu anlayaca z. te bu ö renece imiz, lahi Fen bilgisidir, yani H KMETT R.

Bu kayalar n, gökte veya gezegen yüzeylerinde HAYATIN TEMEL ÖGELER ta yan Bio-Kimya malzemesiyle dolu özel bir KOL oldu unu anlamak için kimyager olmaya gerek yoktur. Kayalar n " ya yuvarlan r" ifadesi, en sade analizle ba vurmam z gereken referans noktas r. Gezgenin neresinde olursan z ulunuz, ba n üzeri yukar zd r.


30

* 1400 y l önceki o müthi edebi öz Arapçan n tam olarak çevrilemeyi i... Çeviriyi yapanlar n yeterli ve üstün bilimsel de erlere sahip olamay (ki; en önemli hata budur.)

Zira çeviriyi yapan ki i, gizemini gerçek anlam bilmeyen ki i, YORUMLA veya güncel ya ant ndaki olaylara bir ifade biçimi getirmenin sevinciyle (!), kelimelerin gerçek yönünü sapt rmalar r. Ben ahsen 2000 den fazla, bilimsel içeri i olan böyle veriler buldum.

* Sanskritçe ve Uygurca dil kökenleri seviyesinde yap lmam etimolojik ara rmalar, bu de erlerin günümüz güncel dilleriyle ifade edilmemesine, yeterince yard m etmi lerdir. Yani KUR’AN örtülmü tür… Hatta anla lmamas için de canh ra çal lm r… Bu ah slar n unvanlar da, ya evliya, ya eyh, ya da peygamber vekili oluvermi tir… * As rlard r üstü tozlanan bu de erlerin kültür, lisan de imleri ile anla lamaz hale geli i gibi say z etkilerdir ki; imdi, dikkatle ve tüm bilgeli inizle takip ediniz; ["(Ne yaz k ki) bu ölünün dirilmesinden sonra (ibret alacakken) kalpleriniz kat la . O kalpleriniz TA LAR gibi veya ondan daha kat . Çünkü TA LARIN ÖYLES VARK , NDEN NEH RLER KAYNAR TA AR; ÖYLES VARK , YARILIP ONDAN ÇE ME G ARIL ARIL SU AKAR VE ÖYLES VAR K ; Allah korkusundan A I YUVARLANIR DÜ ER. Allah yapt z i lerden Gafil (haberi olmayan) de ildir". Kur'an/ Bakara/74]

imdi ayette geçen ifadeleri çok dikkatle izleyiniz ve k sa bir analizden sonra devam edece iz. Kalp, ta n sertli i ile mukayese edilirken, kalbin içindeki hayat n k rm s ile, ta n içindeki su aras nda ki ili ki. ÇÜNKÜ: Hayat = dirilik + kan n ultra stabil kararl dinami i + suyun titre mesi (*) = yine ‘HAYAT’ sözcü ü ve içeri i olarak kar za ç kar… Evrene egemen, tüm kütleler aras komünikasyonun tek kuvveti olan Gravitasyonu, kayalar n a ya dü mesi ifadesiyle alg lad k. Herhangi bir A cismi B cismini çekiyorsa B cisimde A cismini çekmektedir, kütlelerinin çarp ile do ru, aralar ndaki mesafenin karesi ile ters orant bir kuvvetle çekerler… asla iten gravitasyon kuvvet yoktur. Bir balonun merkezinde ya ad dü ünelim (ki öyleyiz), merkeze yak n herhangi bir uzakl kta, ortam n hangi noktas nda olursak olal m, merkeze do ru hareket eden her cismi veya eyi "a ya dü üyor" gibi alg lar z de il mi? Dünya küresinin hangi noktas nda olursan z olunuz, ba n üstünden size do ru gelen her eye ‘a ya’ dü üyor eklinde alg lar z. ["Ve onlar çöllerde yürütürken susamad lar; onlar için kayadan sular ak tt ve kayay yard ve sular

rd . RAB diyor: kötülere selamet yoktur " Tevrat/ aya/ 48/21-22] Bu Tevrat verisi; "Hayat s ta yan koli" kayalardan bizi Kur’an’a yönlendiren ön bilgileri verirken; [" Çölde kayalar deldi ve sular ç kard " Tevrat/Mezmurlar/78/15] ifadesinde, gezegen yüzeylerindeki hayat n ba lang ; (*) Suyun titre im deneyini, bilim tarihinde ilk kez Brown' n yapt bir dizi polen tozu deneylerinden ö rendik. Bu deney ve net sonucu bize Evrende her eyin her an hareket halinde oldu un en aç k ekilde kan tlad ..


31

NASA ba ta olmak üzere 1990’da KUR’AN/ Bakara 74 ayette aç kça ke fettim ve ba lad m binlerce dünya Üniversitelerine yaz lar gönderdim ki: bu gezegenimiz 4.6 milyar sene önce bir lav topuydu, zamanla so udu ve kabuk ba lad … ve zaman sonra bu gezegenin %71 yüzeysel kütlesi bir yerlere ta nd ve yerine SU (H2O) geldi… bu nas l oldu? Bunun net cevabi KUR’AN / Bakara 74 d r diye yaz lar yazd m… NASA ve Los Alamos national laboratuarlari 2004/ Temmuz/04 (ABD ba ms zl k günüdür) de 83 milyon mil uza zdaki bir meteora 360 kg bakir bir mermi ile roketten ate ettiler ve parçalanan meteorun içinden denizler gibi SU f rd uzaya… Ne KUR’ANI ne de ad dile getirmediler, mahkemeye verdim ve ald m cevap ise “NASAYI dava edemezsin” oldu… NASA’ya pekâlâ, utanmadan bu ke fimi gözümün içine bakarak çald z, suyu bu ta lar n içine kim nas l koydu?

te bu gizemleri size vermeyece im dedim ve st rab yüre ime gömerek vatan ma geri döndüm….

renmek asil bir ödevdir, asalettir, bilgeliktir, erdemdir, ancak bilgi h rs zl haysiyetsizliktir.


32

["Allah’ n kudretine delalet eden alametlerden birisi de udur ki, sen yeryüzünü kurumu (hayat belirtisi

yokmu gibi) görürsün. Fakat üzerine SUYU (ya muru) indirdi imiz zaman, harekete geçer ve T TRE R ve kabar r. Yeryüzüne HAYAT VEREN (demek ki; hayat = SU) elbette ki ölüleri de dirilticidir. Çünkü O her eye KAAD RD R." Kur'an/ Fussilet/39 Kur’an’ n tamamlay bilgi hazinelerine götürür bizi. Bu ayeti sevk ve idare- kontrol eden yegâne veri Yüce Allah’ n "KAAD R" s fat r. Bu gezegenin tarihinde kim nerede bir kayan n içinden SU ç kt görmü veya kan tlayabilir? Kaynak sular kayalar n aras ndan çatlaklar ndan ç kar, ancak kayan n içinde su filan ç kmaz. Peki, meteorlar n içlerine O sular nas l girdi? Kim yapt , hangi technologyle O sular O kayaklara depoland ? Birtak m ki iler süper eytani yöntemlerle Kur’an’ n, olumsuz her eyi ezen Evrensel gücünün ara p, insanl n mü terek menfaatlerine uygulanmas engellediler. Hala da engellemektedirler. Ancak kar ettik sanarak, kendilerinin de u rad klar , çok yak n gelecekte de u rayacaklar ve telafisi imkâns z zararlar hiç hesaba katm yorlar! Beni yanl anlamay z lütfen. Hiç kimsenin Mümin veya Hristiyan yahut Musevi olmas , veya inançs z olmas beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor. O ki ilerin kendi ki isel sorunlar r. Bir eyi benimsemek, kabul etmek veya etmemek ki inin kendi hür irade ve iste i ile do rudan ili kin bir de erdir. Kur'an bile insanlar n zor kullan larak Müslüman olmalar na kar r. Kur’an’ n bu gibi konulardaki kesin verileri apaç k ortadad r. Benim benli imi yakan; insanlar n ve bilimin; kuyunun dibindeki kurba a gökyüzünü nas l alg yorsa, Evreni birilerinin söyledi i gibi alg lamas r. Dolay yla, nsanlar n do ruyu bulabilmeleri ancak birilerinin -ne söyleyeceklerse- söylemeleriyle oldu udur. nsanlar niçin kendi hür dü üncelerini ba kalar n çemberine terk ediyor, bir türlü anlayam yorum! Çünkü ba ka bir dünya YOK, üzerinde ya ad z mavi gezegen harikalar içermektedir ve birlikte ayni havay solumaktay z, ayni kta görmekteyiz, ayni SUYU içmekteyiz. nsana, kendi benli inin bile kendisine veremeyece i hürriyeti veren Kur'an; di er lahi kitaplar nda

tamamlay r ve Evren - nsan ili kilerindeki ak l, ahlak ve e itici gücü tamamlam halidir... Kur'an anlayamad klar için önemsememek, nsanl k tarihindeki en büyük hatalar n zaten ba lang yd . Anlad ZAN edip hokkabazl k yapanlar ne çirkin bir cehalet içindeler ise; anlamad klar halde kulak-ard edenlerde ayn matematik büyüklüklerde hatal r. Çünkü KUR’ANIN anlam apaç k ortadad r, sadece anlamak için okumak gerekmektedir. Zihinsel küçük bir deney yapaca z, 10 sa kl insan bir yerde oturmaktad rlar… çeriye cüzzam, verem veya koleral bir tek ah s girse, bu on ki iyi hasta eder mi? Elbet deki eder, en az ndan 8 insani hasta eder de il mi? Pekâlâ, 10 veremli, cüzzam, kolera olan hastalar bir odada ya yor ve içeriye sa kl bir insan girse O hasta insanlar iyi edebilir mi? Elbet teki edemez…


33

KUR’AN, NC L VE TEVRAT ANLAMAK N OKUNURSA BÜTÜN DÜNYA KURTULACAK

["De ki: Ey Ehli kitap! Siz Tevrat' , ncili ve Rabbinizden size indirilen Kur’an’ (birlikte) UYGULAYIP TATB K ETMED KÇE D NDEN H Ç B R EY ÜZERE DE LS Z (veya siz bir hiçsiniz). And olsun sana Rabbinden indirilen bu Kur'an onlar n birço unun azg nl ve küfrünü art racakt r. O halde kâfirlerin (Kâfir; gerçe i örten,

gizleyen, saklayanlar n) azg nl na kar kederlenme "Kur'an/Maide 68 ]. Azg nl artm , dine dü man olanlar ve Kur’an’ önemsemeyen kim dü ündü ki; tüm Evreni mademki Allah yaratt , Yerkürede neden Kâbe’yi hususi, özel bir tek nokta olarak tahsis etti? Özelliklede Kudüs’ten sonra bir merkez olarak tahsis edildi. Sevgili brahim'e ö retilen Mekke’deki O nokta, yani Ka'be, gökteki Kâbe’nin izdü ümü olmas n? O görkemli P RAM TLERLE, gelecek nesillere de maskara olan Firavuna, Yüce Allah, göklerin acayipliklerini, birçok bilimsel gizemleri göstermesine ra men, Firavun bilgi h rs zl yap p yine de yan larak piramidi yanl bir noktaya kurdu. Dikkat ederseniz, Keops ve Kefren ve Mikerinos piramitleri son derece hassas, ölçülü bir do ru-yanl , yan lma-yeniden yapma gibi bir varsay mla Güney do uya do ru kayd lm ancak dünyan n paralel çizgileri referans al narak kayd rma takip edilerek yap lm r. Piramit yüzeylerinin güney ve kuzey yüzleri sabit kalarak, her üç büyük piramit Güney do uya do ru kayd lm r. Bu nokta çok önemlidir. Piramitler çizgi üzerinde kuzeyden güneye de il, güney bat ya do ru kayd larak yap lm r, yüzey alanlar Dünyan n manyetik kuzey ve güney çizgisi de meden.


34

N

W E S

S


35

Firavuna, 21. Yüzy l uygarl n daha as rlarca ula amayaca bir teknolojiyle göklerin acayiplikleri gezdirildi. Ne yaz k ki "benlik" yani; (Nefs + eytan = eytan aday ) duygusu onu "Kerim Tanr k" iddia ettirecek kadar sap kl a götürdü. Firavunun kurdu u piramitlerin koordinatlar n yanl , ça n bilimsel verileriyle KABEN N kesinlikle do ru bir koordinatta oldu unu kan tlad m yegâne referanst r. [Firavun dedi: Ey Haman, bana yüksek bir kule yap da O sebeplere (oralara, yükseklere, göklere) eri eyim. Göklerin yollar na eri eyim de ç p Musa’n n Tanr na bakay m. Ben Musa’y yalanc lardan san yorum. Kuran/ ura/36-37] Erken gençli imde dü ünürdüm: acaba Firavun yüksek kule yapt rarak Radar filan m yapt rmak istiyor diye… Kâbe’nin en do ru noktada olmas n maddi yegâne kan , 3 piramidinde yanl ve kuzeyden güney bat ya kayd lan koordinatlarda in a edilmesidir… Sorard m: neden yan-yana yap lmad ? Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleri, Firavunun edindi i bir tak m yanl bilgilerle piramitleri yanl koordinatlarda kuruldu. Gerçekten ilahi do ru mesaj Kâbe’nin bulundu u koordinatt . Bu müthi konuyu Kâbe ve Piramitler adli eserlerimizde aç klamaya özen gösterdik. Sitemlerimi ba lay z diyemeyece im. Çünkü bunu bilerek yap yorum ve p l, p l gençlerin, tertemiz BEY NLER N kay plar için, yüre im bir volkan gibi yan yor. nsanlar sadece birilerinin son derece ilkel ve basit ç karlar do rultusunda; gerçekten Kur’an’ ve ncili ve Tevrat' tan yorlar, genç beyinlerin de tan malar kas tl olarak engelleniyor. Hatta KUR’ANI tan maktan kaç yorlar! Neden mi? Kendisini D N adam m diye tan tanlar n ba nazl klar , arlatanl klar görüp dururken, kim o ba nazlar n anlatt n do rulu una inan r? KUR’ANA kar serin duran gençlerin, ateistlerin tek sebebi maskaral k çizgilerini de a dinciler de ilimdir? nsanlar n D NE ve ALLAHA gere i gibi inanmamalar n yegâne sebebi, kendisine D N adam süsü veren

hokkabazlard r. Hele ki u kendisini göklere ç karanlar, kendisinden ba ka KUR’ANI anlaman n imkâns z oldu unu ç ranlar, ben en büyük profesörüm diye z rvalayanlar bu yüce dini bugünkü hallere getirmi lerdir. ALLAHA s m böyle terbiyesizliklerden. Bu nedenlerle dile im, her insan KUR’ANI, NC L VE TEVRAT’I kendisi okuyarak anlamal ve AKLINI kullanmal r…


36

ANLAYACAK OLAN B MC LERE AÇIKLANMI TIR

["Bir kitapt r ki ayetleri (kanun, de tirilemez yöntem, evrendeki tüm e ya, materyaller, evrende var olan istisnas z her ey) Arapça bir Kur'an olmak üzere ANLIYACAK OLAN B R KAV ME AÇIKLANMI TIR. Kur'an/Fussilet/3] Herhangi bir millet veya kavim vb. söz edilmeden do rudan do ruya "Anlayacak olan bir kavme" ifadesidir ki, Kur'an Evrensel bir gerçektir. Sorabilir miyim; bu ifadeden ne anlad z? Bu arada unu ifade etmeliyim; " Fussilet" Kur'an Arapças nda 'aç klanm r, beyan edilmi tir, art k o -her ne ise- ortada alenindir' anlamlar içermektedir. Dikkat ediniz' aç klanacakt r vb. gibi muallakta ki bir ifade de il; 'AÇIKLANMI TIR' yani zaman gelmi veya tan lm veya birilerinin SADR’INA, gö süne kalbine ilham edilmi tir. Biz bugün, Quantum fizi inin var olan tüm lisanlar ile, Evrenin yap ta olan ATOMUN yap land en temel elementerleri, yani elementer MUTLAK SON Ö ELER , FUSS LET suresinin bize ö retti i biçimde ortaya koyduk; (I ldayan ve Titre en Atomlar 1' adl kitapta) nan lmas gerçekten güç... ne yaz k ki; eliniz kadar, dokundu unuz herhangi maddenin gerçekçili i kadar gerçek olanda durup duruyor ortada. Atomun en temel malzemesi olan bu elementer ö elere DUHHAN Ç FTLER DED M. Bu, bilim tarihinin en görkemli tan , binlerce deney verileriyle birlikte “I ILDAYAN VE TITRE EN ATOMLAR” kitab zda detaylar yla ortaya koyduk. ["Yemin olsun ki; biz bu Kur'anda nsanlar için HER TÜRLÜ MANAYI (farkl , yöntemlerle aç klay p) TEKRAR ETT K. Fakat insanlar n ço u kabulden yüz çevirdi, ancak küfrü (*) seçti. " Kur'an/ sra/89] (*) Arapça lisanda "KÜFR" sövmek de ildir. Gerçe i gizlemek, gerçek bilgiyi u veya bu nedenlerle örtmek, bilgiyi saklamak, anlamad halde bu böyle olabilir gibi ZANLARINI Kur’an’danm gibi yaz p insanlara yutturmak ta bu anlamlar n içindedir…


37

KUR’ANDA yüzlerce ayette “Ey yuh El kâfirin“ diye hitab n birinci derecede muhatab kimlerdir? Elbet deki Müslümanlard r… Neden mi? KUR’ANLA birinci derecede muhatap olan kimlerdir? Ona inanan ve okuyand r de il mi? Rafta veya çekmecede duran KUR’AN kiminle muhatap olabilir ki? Peki, Yüce ALLAH, “Ey yuh El kâfirin” diyerek kime hitap etmektedir? Yahudilere mi yoksa Hristiyanlara m , yoksa ateistlere mi? Karar sizler verin…. Adam KUR’AN’I okumuyor ki KUR’AN ona bir ey ifade etsin… Bir di er kitab n ad “ Müslümanlar gibi Müslüman olmay z” d r… Ayet tüm aç kl ile her manan n farkl yöntemlerle ancak apaç k anlat ld , gerçekten de her gizemin aç kça beyan edildi ini, ancak, Kur’an’ okumak de il anlamak için okuman n gerekti ini belirtmek istiyorum. ["O peygamberler, Allah’ n hidayete (ifrat derecesindeki erdeme) eri tirdi i kimselerdir. Sen onlar n gitti i yoldan yürü. De ki: 'Sizi bu Tevhide ça rmama sizden bir ücret istemem'. O Kur'an Alemler için ancak bir ö üttür. Yahudiler Allah' n kadrini gere i gibi tan yamad lar. Çünkü; 'Allah hiç bir insana bir ey indirmedi' dediler. Onlara deki; Musa'n n insanlara bir NUR ve H DAYET olarak getirdi i ve sizin de parça parça ka tlar haline koyup hesab za geleni aç klad z, fakat ço unu gizledi iniz ve atalar n da bilmedi i eyler size (bu Kur’an’la, veya geneti inize kodlanarak) ö retilmi tir. Ey Resulüm, sen Allah (o kitab indirdi) de, sonra onlar b rak, bat l dedikodular yla oyalana dursunlar. Kur'an/En'am/90-91] Hiç kimse ne Kur’an’a nede bize gücenmesin ve ta ki OZON (*) tabakas tamamen yok oluncaya kadar, olup bitenleri gözleriyle görünceye kadar oyalana dursunlar. KUR’AN at gözlükleriyle okunup ta anla lacak bir de er de ildir. 10 ya ndaki k z çocuklar yla evlenmeyi kanun sayan cinsi sap klar n, berdu lar n D N ad na, KUR’AN ad na ahkâm kesmesi as rlard r insanl bu hallere getirmi tir… BU YÜCE D NE, YÜCE ALLAHLIN KUR’AN’INA EYTAN B LE MÜSLÜMAN GEÇ NENLER KADAR ZARAR VERMED …. Bu ucuz mahlûklar hayat zdan ç karmadan, bunlar ebediyen susturmadan hiç bir Müslüman ülke asla, asla ba aramayacakt r… Hem de gider boyuttaki gerçek hayati da kazanamayacakt r. Hiç kimse de cehennemin kap nda “hey zebani bey, dur, beni cehenneme atamazs n, ben falanca takunyal , cüppeli, cemaatçi Hocalar n pe inden gittim, O takunyal hoca her eyi biliyor diye ona uydum, ben Müslüman m, ben onlardan ö rendi imle ya ad m, beni cehenneme atmazs n“ mi diyecekler? Utanmayacaklar ? (*) OZON, üç oksijen atomunun bir kombinasyonu haline verilen bir isimdir. Latince 'koku' anlam ndaki 'OZON' çürük sar msak gibi koktu undan Latince bu adla tan mlanmaktad r. Bir oksijen molekülü ve bir atomik seviyedeki üçlü bir oksijen molekülü OZON dur. Yerküreden 45 km , 50 km kürenin etraf ndaki koruyucu katman olan stratosfer tamamen 8 PPM (milyonda her partikül) miktar nda OZON bulundurdu u için stratosfere ozon tabakas da denilmektedir. Gaz halindeki Ozonun ömrü 14 saattir. Durmaks n olu ur ve bozunur, böylece bizi UV (380 nano metre ve daha k sa dalga boyu) nlardan, yans yast k görevi yaparak korur.


38

EYTAN AYETLER' N ÇER

in en gülünç taraf ise, srailo ullar n atalar na ait bir hat ray M rl kâhinler ne ile ta larsa, Mekke'de " EFAATLER UMULAN AK- KU ULAR (yani; Garaniyk)" olarak izleyece iz!

rl kâhinler Mekkelilere: "sizin herhangi bir dininiz yok, olmaz öyle ey, çok ay p! Haydi, u hat ran n üç kahraman olan Elçi Melek masal al n da, birine LAT, birine UZZA, di erine de MENAT deyip,

EFAATLER UMARAK OYALANADURUN, fazla pahal de il can m, bolca para kazan rs z! "diye satt lar herhalde!... ["And olsun, sizi nas l ç lç plak yaratm sak, onun gibi yapayaln z ve teker teker huzurumuza gelirsiniz. Size verdi imiz mal ve mülkü dünyada b rak rs z. Art k Allah'a ortak ko tu unuz ve

EFAATÇ ZAN ETT Z PUTLARI (yahut, zihninizde olgunla rd z Tanr sal imajlar ) sizinle görmeyiz. Gördünüz ya aran zdaki tüm ba lar koptu ve UMDUKLARINIZ S ZDEN KAYBOLUP G T T " Kur'an/En'Am/94] Bu bölümden sonra kademeli olarak eytani Ayetler" adl kitapta cehaletle yap lan yorumun, asl nda insanl k tarihini etkileyecek kadar ciddiyet içeren ayr nt lar birlikte ortaya koyaca z. Kur'an n bilimsel verileriyle ve akl n matemati i ile "Lat, Uzza ve bu da Menatt r " isimli putlara inan n, bu isimlerin nereden ve nas l ta nd n, kimlerden ve nas l bir yöntemle Mekke’ye ula , belki de para kar ticari bir malzeme olarak sat ld sizlerle birlikte ortaya koyaca z. Ancak tarihlerden netlikle biliyoruz ki: Mekke’de slam öncesi göz ard edilemez bir ticaret ve para kazanma merkeziydi. Bunun kayna , ticaret veya tap nma için gelen yabanc lara Mekke’de KÂBE tavaf ettirilir, putlar tan r, putlar hakk nda dersler verilir, mal al veri i yap r k saca Mekke gerçek bir para basan mekând . Bu kazanç Mekkeli burjuvalar n kontrolünde olurdu ve halk n büyük bir kesimi bu burjuvaya köleydi. ste, KUR’AN, Sevgili Muhammed bu hâksiz saltanat yerle bir etti. Gerçi ölümünden 40 sene sonra bu vah et Emevi

ve Abbasîler ile yine hortlad ancak ne gelir elden. Birçok kereler ayn olay farkl biçimlerde aç klamak zorunda kalaca m. Bunun nedenini bu kitab bitirdi iniz zaman, siz, kendiniz daha ayr nt anlayacak ve bana hak verece inize eminim. Bu nedenle imdiden belirtmek zorunday m ki; belirli bir sayfaya gelinceye kadar gerçek bir kaos gibi bir karma a

içinde olacaks z. Bunun da hakl elbet deki siz okuyucular m, kitab n bitiminde anlayacaklard r. Bu arada, beni ilgilendiren esas n, birilerinin inanç biçimi filan olmad , görevimin as l özünün, B N NELER KAYBETT tüm insanlara, yine bilimin dili ile kan tlamak oldu unu belirtmek istiyorum. Bununla birlikte, ayetteki efaatçi ZAN etti iniz putlar" ifadesini, yani ZAN etmek ifadesini de ak ldan

karmayal m. Bildi iniz gibi, kanunlar bilmemek mazeret de ildir. Yarg ca " Efendim, ben bunun böyle oldu unu veya suç oldu unu bilmiyordum, kanunun böyle oldu unu bilseydim, hiç bunu yapar m yd m?" diyemiyoruz, de il mi? Kur’an’ anlamaman n de il, Kur’an’ anlamaya çal maman n ne demek oldu unu Dünya kamu oyuna, yine Kur’an’ n imdiye kadar fark na varamad klar harika yöntemleriyle, ö retileriyle aç klayaca z. Anlayamaman n faturas , birinci OZON tabakas y rtmakla çok a r oldu... Ozon tabakas n yerden 45 - 50 km kadar uzak olan katman gerçek 8 ppm (particle per million) de erini koruyan yani 380 nm ve daha k sa dalga boyundaki nlar n moleküler ve atomik oksijenlerin birle mesini yapan enerjiyi stabil


39

tutmas sa layan katman tamamen kay p olursa; fizik, kimya bilen hemen herkes bunun neler getirece ini anlayacaklard r. ["De ki; bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu? ANCAK GERÇEK AKIL SAH PLER BUNU ANLAR" Kur'an/Zümer/9] Bu ayetin kelimelerini gezegenler aras bir yerlere yaz p tüm Evrene göstermeyi öylesine çok arzuluyorum ki, anlatamam." Gerçek ak l sahipleri" ifadesiyle, Saf ak l, Erdem ak l, akl n ifrat seviyedeki aktivitesi... Kim bilir, belki de 30. yüzy n uygarl klar anlarda bu hazineleri de erlendirirler... ne dersiniz? ["Söyle: Ey iman eden kullar m, Allah'tan (Allah’ n sevgisini kazanamamaktan, ö renmemekten, cehaletten) korkun. Bu dünyada GÜZEL YAPANLARA (ke iflerde bulunan, icat eden, faydal olan bilim adamlar na) güzel mükâfatlar vard r. Allah’ n ARZ'I (yeryüzleri) geni tir. Ancak, Allah yolunda sabredenlere mükâfatlar hesaps z verilecektir" Kur'an/Zümer/10 ] Ayetin son cümlesini, "Ancak, Allah yolunda sabredenlere, sab rla didinip çal p, ö renip, ö reten: gerekirse maddi ve manevi birçok fedakârl a katlanmak zorunda kalsa bile, korkmadan, y lmadan, tereddüt etmeden, bilim için, insanlar için ba armaya çal an, ba aran, inançl bilim adamlar n mükâfatlar hesaps z verilecektir denmektedir. Çünkü ayetin apaç k anlatmak istedi i "güzel ve iyi i -ke if, bulgu yapanlar" ifadesiyle ortadad r. Bu kitab mda ayet sitem ediyorsam, bilinmesini isterim ki Müslümanlara sitem ediyorumdur. Kur'an kiminle muhatapt r? Ebetteki okuyan yla de il mi? Kimlerdir bu kitap için "bizim kitab z" diyenler... Oysa bu kitap Alemlere gönderilmi en de erli hazinedir. Yüce Allah' n Resulüm diye hitap etti i Sevgili Muhammed’e bile irah suresinde "O halde yapmakla mükellef oldu un bir i i bitirip bo ald n m yine bir ba ka i veya ke if için, KALK VE YORUL Ve yaln z Rabbine ra bet edip O'ndan iste" emri ile oturmay , dinlenmeyi bile yasaklayan Kur’an’a, bu nas l 'bizim kitab z' demektir ki? Oturan Müslüman yoktur... Ö renmeyen Müslüman yoktur... Durup dinlenmeyen... Devaml ara ran... Devaml faydal olmaya çal an, üreten bilge insan Müslüman olmaya adayd r. Aksini iddia eden var

r? Uyumay sevenlerden ba ka yoktur san m! [" Ki Onlar (Lut kavmini eritip bitiren radyoaktif enerji yüklü kütleler) Rabbinin kat nda AZAB için damgalanm lard . (Ey Muhammed, Ey Resulüm!) Bu ta lar (radyoaktif kütlerler), zalimlerinden (*) de UZAK de ildir. (Bu son cümle Müslümanlar içindir, çünkü Kur’an sevgili Muhammed’e gelmi tir ve gelecek zamanda olabilecek felaket tehdidini konu eder, yani, adam gibi adam olsunlar, dikkatli olsunlar, bu ta lar Onlar nda ba na ya ar). Kur'an/Hud/83] (*) Zalim, fiildir ve zalimlik yapan kimsedir. Mastar hali Zulüm; ZELEME kökünden gelir ve kendine zarar veren demektir. Dolay yla etraf na da, ailesine de zara verir. Zan edersem Türkçedeki zarar - ziyan sözcükleri de bu ZELEME kelimesinin bir uzant r.


40

Z-L-M, kökünden gelen zeleme kelimesi: kendisine zulüm eden, kendine zarar veren adam demektir.


41

Müslümanlar hiç okumad lar m bu ayeti? Bu ayette geçen "damgalanm , belirli ta lar, kimli i belli edilmi ta lar" belki de, zehirli maddelerin ah plütonyum içeren veya henüz gezegenimizde bulunmayan veya bugün bizim bilemedi imiz ultra-radyoaktif enerji yüklü kütlelerdir. Yüce Allah’ n hitap düzeni o günün insan na, onlar n hemen yad rgamayaca tarzda olmaktad r. O ça larda insanlar, sapanlar n içine ta lar koyup att klar için o devrin insan n anlayabilece i bir lisan, kültür kullanarak O ça daki insanlar n anlayaca bir biçimde, O standartlarda “ damgalanm ta lar" demi tir. nsanlar bilmelidir ki; ZULÜM sadece ba kas na eziyet etmek demek de ildir. Gerçe i ö renmemekle,

çal mamakla, ke iflerde bulunmamakla, Kur’an’ n ö retti i gibi ya amamaya da ZULÜM deniliyor. Çünkü kendine zarar verene ZELEME kökünden gelen bu kelime kar k olmaktad r. Hem bu hayatta hem de gelecek di er boyuttaki gerçek hayatta kay p edeler, kendilerine zulüm etmi olurlar… Zalimler ile Kâfir yani KÜFR eden yani gerçe i gizleyen, Kur'an dilinde e anlaml r. Kâfirin fiili; Zulüm + Küfr de il midir? Zulüm tam ve k sa anlam : ki inin kendine verdi i aptalca, AKILSIZCA yapt zarard r. Evdeki ci ere veya ete bekçi diye kediyi tayin eden ki iye ve bu hareketinden dolay ci eri kapt rmas na ve aç kalmas na zulüm denilir… ["Fakat O Kur'an, kendilerine M verilmi kimselerin (bilim adamlar n) kalplerinde ldayan apaç k ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi ancak ZAL MLER inkâr ederler "Kur'an/Ankebut/49] Gördü ünüz gibi, kâfirin yapt fiil "ZULÜM" olarak aç klan yor. Çünkü en önce kendine zarar vermektedir. Gerçi bu ayetin muhatab do rudan do ruya Müslümanlar de ildir. Ancak Hud süresi 83 de aç klanan ayetin derin anlam "Senin ümmetinin zalimlerinden de” anlam na da gelebilen ifadesi; kimlere neyi ne derece aç klamak istedi i de ortadad r. slam’a dü man olan n görevi nedir? nkâr etmektir, de il mi? Peki, Müslüman n görevi nedir? Oturmak

r? Bilimi teknolojiyi sat n almak m r? ASLA! Yüce Allah’ n yaratt evreni ke fetmeye çal maktan daha EREFL CALI MA NE OLAB R K ? Yaln z Müslümanlar n de il, her insan n irah suresini beynine kaz mas gerekir ki; Sevgili Muhammed’e lay k bir varl k olabilsin. Bunun ba kaca bir yolu yoktur. Sevgili Muhammedîn h rkas n kar na geçip a lamak, s zlamak, kimseyi bir yere götüremez… Ancak, Sevgili Muhammedin izinden giderek adam gibi adam olmakla bir yerlere gidile bilinir. Hele birtak m ç karlar do rultusunda bilime yön vermeye çal an, atomun enginliklerini ke fetti ini zan edip gerçe i bilmeden BOMBA yapabilmeyi bilime egemen olduk mu zannettiler? OZON TABAKISININ KAPATILMASI N B R ÖNER LER VARMIDIR? Ondan da vazgeçtim, bilimsel verilerle aç klayabilir misiniz ki; ozon neden Yerkürenin önce GÜNEY kutbundan y rt ld ? Bir sene sonra da Kuzey kutbu delindi! Neden Ekvator çizgisinden y rt lmad ? Oysa Yer kendi ekseninde 1648 km/saat h zla devinmektedir. Bunun sebebi CFC'lerse, dönmenin yaratt merkezkaç etkiyle OZON'u ekvatordan

rtmas gerekmez miydi? Kayna ndan ç kt andan itibaren ba ms z olarak uçu an CFC ler, bu savurganl k etkisiyle Ozonu önce ekvatordan y rtmas gerekirken, önce Güneye bir kaç y l sonrada Kuzey noktalardan y rt lmaya ba lad . CFC'lerin önce güneyi ke fettiklerini, oray be enmeyip sonra kuzeye göç ettiklerini mi ZAN etmeliyiz!!!


42

Bunun neresi bilimdir? ["Her ümmetin do ruldu u bir k blesi vard r. ÖYLE SE EY MÜM NLER, HAYIRLI LERDE (bilim, technology,

üretime yönlenerek) ERLER GEÇ N. " Kur'an/ Bakara/148] Mü'min; Bilerek Dini inanc , Bilerek ALLAH inanc ve sayg olan, AKILLICA RABBINA itaat eden her din sahibine deniyor. Her din sahibi aras ndaki bu ayetin içeri i ve tahrik etmesi yani, bir tür daha iyi olma rekabetinin te vik edildi ini görmekteyiz.

yamet ise; Evrenin harika düzeninin yani evrende var olan her bir kütlenin birbirlerine göreceli olarak devindi i düzenin fi inin çekilmesi, yani rotasyonun durmas anlam ndad r.

yamet kelimesinin, sayg yla ayakta durmak, k yam etmek gibi de ba ka anlamlar da vard r. Bizim 3 boyutlu evrende anlad z tarzdaki hareketin, rotasyonun SUSMASI demektir, Bu nedenle k yamette “yer dümdüz olacak” deniyor, yani rotasyon ortadan kalk yor demektir.

u hassas noktay k saca aç klamam z gerekmektedir: edebi Arapçada her kelime, fiildir ve sosyal, teknik ve engin bilimsel anlamlar içerir. Bu özelliktir ki, her fiil sözcü ü cümlenin kast etti i hedefine göre yerini al r… Bu nedenlere KUR’ANI AKILLI bilim adamalar ele almal r, üç be hokkabaz hoca veya öhret pe inde ko an din profesör(leri) de il… Bizim, içinde ya ad z Evrende; ZAMAN (herhangi hareketler) MADDEYE EGEMEND R. Zaman n maddeyi terk etti i an... te; o an, k yamettir. Zaman nedir ki maddeyi terk etsin? Diyeceksiniz. ZAMAN=HAREKET; ZAMANI, HERHANG B R HAREKET M KTARININ B R D ER ADI OLARAK ALGILADI IM

N, BU FADEY KISACA KULLANDIM. Hareket yani herhangi bir aktivite olmazsa zaman ne ifade eder? Hiç bir ey de il mi? Bu ayr nt lar serimizin di er kitaplar nda aç klamaktay z. Zaman: herhangi hareketin ölçülebilir ad r ve biz bunu günlük ya ant za egemen oldu u için keyfiyetten her tur hareketin süreçlerini, h zlar , çabuklu unu ZAMAN eklinde adland rd k. Bu evrende ZAMAN diye bir ey yoktur… sadece alg r… hareket olan yerde ZAMAN kelimesini biz kulland k ki: iki nokta aras ndaki herhangi bir hareketin çabuklu unu 3 boyutun s rlar içinde anlayabilelim diye. Zaman n maddeye egemen oldu u fikri ve verileri sadece bize aittir ve bunun tüm sorumlulu u da yine bizimdir. Bu konu ile ilgili detaylar kademeli olarak ilgili bilim kurullar na iletmekteyiz. Zaman; hareketin bir di er ad r. Ve asla matematik bir büyüklük de il, tamamen bizi aldatan bir gerçe in tan mlanamamas ndan do an, i te; bu noktada da gerçek gibi görünen izafi bir kavramd r. Biz hareket miktarlar tan mak için ona pratikte bir büyüklük tan getirdik ve ZAMAN dedik. Bu de erler, yüzy n bilim kurullar na iletilmektedir ve bu engin çal malar n gölgesinde öyle san yorum ki manyetik kutuplar n neden bir birini itti ini veya çekti ini net bir biçimde tan yaca z. Manyetik kuvvetler; elektron çiftelenmesinden filan olmaz, olu amaz…


43

AK KU ULAR - GARAN YK ÜÇ GÖRKEML KU U, ÜÇ TANRIÇA, ÜÇ YAKI IKLI DEL KANLI.

Bu sat rlardan itibaren bütün ifadelerim, bütün din sahiplerine ve insanlara do rudan yöneliktir. Birazdan tan k olaca z gibi, garip bir insan n yazd " EYTAN AYETLER " adl kitapta, daha do rusu kitab n içeri inde olan ve Sevgili Muhammedin söyledi i beyan edilen; "ONLAR KEND LER NDEN

EFAATLER UMULAN AK -KU ULARDI... GARAN YK D " ifadesinin gerçek nedenlerini ayr nt lar ile aç klayaca z. 1400 senelik slam, 5000 y ll k (belki daha fazla) insanl k tarihinde üzeri örtülmü önemli bir gerçe i aç kl a kavu acakt r. Bu, CAH LCE yorumlanan olaya neden olan, Sevgili Muhammedin sözlerinin orijinal hali aynen öyledir; < E'lale veil Uzza ve Menatris - salisete'l uhra, Tilke GARAN K'L Ula. Ve inne le efaatehunna le Turca> ; Türkçe tam anlam : “Lat ve Uzza ve B R D ER ÜÇÜNCÜSÜ OLAN MENAT, Bunlar yüce turnalard r (ku ular-Garaniyk) ve bunlar n efaatleri umulur " Bu ifadenin içeri i bütün insanlar n ve bilimin hayati önemi olan ç karlar içermektedir. Anlayabilmenin, aç klayabilmenin YOLU ise; nsanlar n Yüce Allah’ n önerdi i gibi, AKIL, ahlak, bilimsel bütünlük de erleriyle birlikte; bilime, bilimin kayna na, yani Kur’an’a ve tamamlad kitaplara bilgece yönelmektir. BA KACA B R YOL YOKTUR! imdi aç klayacaklar zdan en çok yararlanmas gerekenler de Museviler olacakt r. Bu arada Musevilere; Tevrat’ dolayl olarak anlayabilirlerse ki - adam gibi MÜ'min olmad klar sürece asla anlayamazlar- Ö RETECE Z. Bir örnek verecek olursak: ["Ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara iman etmeyi kibirlerine yediremeyenler var ya, ONLARA GÖK KAPILARI AÇILMAZ VE DEVE NE DEL NDEN GEÇ NCEYE KADAR cennete giremezler "Kur'an/A'raf/40] Bu ayeti en az 10 kez okuduktan sonra: ncil’den izleyelim di er ayr nt lar ; ["Yine size derim: DEVEN N NE DEL NDEN GEÇMES , zengin adam n Allah' n melekütüne (*) girmesinden daha kolayd r." ncil/Matta/19/24.] Ça n bilimsel hiç bir gücü, hiç bir yöntemle güne sistemini çevreleyen manyetik alan zarf YIRTAMAYACAKTIR! hiç bir zaman!... Gerçi ça da bilimsel veriler böyle bir zarf n varl n fark nda bile de ildir. Ta ki Kur’an’a; ncil ve Tevrat’ tasdik eden gerçek oldu una inanana kadar ve birlikte okuyup, anlay p insanl a hizmet edinceye kadar. Öyle ki; Kur’an’ n bilimsel de erlerini ona iman ettikten sonra

renene kadar... Nas l m ? AD milleti de kendilerine gönderilen bilimsel hazineleri ret ettiler ve karbonla (**) heykeller oluverdiler… (*) Melekût; elçilik görev veya hakk kazanan; halife vasf na hakkiyle sahip olmu mükemmel, ifrat derecesinde tekâmül etmi , erdem varl klar n bulundu u katmanlard r. (**) 1400 senedir istisnas z tüm KUR’AN meallerinde veya tefsirlerinde bu kelime karanl k heykeller diye yaz r… ASLI, KARBONLA MI HEYKELLERD R… Çünkü yüksek ISIDA organizmada sadece karbon atomlar kal r ve karbonla olur. “karanl k” diye yaz lmas n nedeni, simsiyah olduklar için olabilir. Bu AD kavmi de ATLANTISTEN ba kas de ildir… Nerede ve nas l batt kesin koordinatlar yla biliyorum NASA ve SETI çok istemesine ra men vermedim.


44

Kur’an’da birçok ayetlerde DEVE ‘den farkl biçimlerde ancak ortak bir tan mlama için söz edilir. Özellikle kayadan ç kan bir Devenin srailo ullar taraf ndan ayaklar n çaprazvari kesilip, isyanlar anlat r. SARI

DEVE... Tevrat’ n bilimsel verilerini gerçekten ara ran ki iler, burada ad geçen olaya, yani "devenin i ne deli inden geçip, geçmemesi de il" GÖK KAPILARININ AÇILMIYACA I " ifadesinin hemen ard ndan, devenin i ne deli inden geçmesi ifadesini (ki; quantum, fizik ve astro fizik bilmesi gerekir) hiç de ilse teorik seviyede anlar ve iman eder ve insanl n mü terek menfaatleri için bir adim atarlard . Ki inin iman edip etmemesi daha önce belirtti im gibi benim sorunum de ildir. Ancak Kur’an’ n bilimsel de erlerine ula mak için neden ona SAM YETLE MAN ETMEN N ART OLDU UNU ise, insan beyninin Logic (bilgi ileti im - mant k devreleri ve i levlerini yapan) ebekeleri tayin ediyor. Bunu k saca aç klayal m izninizle. Herhangi bir insan kast ederek; A bir seviyede iman etti inizi varsayal m. Bilimsel dü ünce gücünüz veya engin bilgi birikimleri yoksa asla ba aramazs z...çünkü ba aracak bilgi birikimi yok, de il mi? Sevgili brahim’in " Rabbim, Ölüleri nas l diriltirsin bana göster" dedi ini an msay z. Varsayal m ki, bilimsel dü ünce gücünüz var ve bilgi birikimi yeterli bir düzeydedir (neye göre Allah bilir!)

ayet beyin'e süper i lerlik kazand racak yegane aktivasyon olan; bilimsel seviyede inanm yorsan z;...öyle bir tökezlersiniz ki, sil ba tan yapmak zorunda kal rs z. Kal nd da ...Nas l m ? Ozon tabakas kimler, hangi bilimselliklerle y rtt lar? Bunu Cinler veya Danikenin Uzayl lar yapmad herhalde? O görkemli


45

bilimselli imizle, son 50 senedir Kansere kar bir galibiyetimiz var m r? AIDS insanlar k p geçiriyor... Hani biz art k atomlar n yap tan yorduk!!! Hayat aktivitesi ta yan en basit bir molekül bir kaç atomun birlikteki bir kombinasyonu de ilmidir ki; AIDS de hayat sahibi kendine özgü bir düzenektir. Hani biz art k Atomlar tan yorduk... Bomba yapmak için mi... Ozonu delmek için mi atomlar tan k... yaz k! nanma gereksinimi, insan n genetik bilgi ileti im internal data logic bankas na programl r,

programl (*)... nanma biçiminin, üç be hokkabaz n ZAN etti i ve reklam yapt Tanr imaj ile de bir ilgisi yoktur.

Bütün ça lar n gerçek bir dehas Sevgili Muhyiddin bni Arabi, M.S 1200 lerde yazd Fususul Hikemde (Fen bilimlerinin esas demektir) bütün ça lar içinde bilgece bu konuyu aç klam r. Günümüze kadarda bu müthi kitap henüz tam anlam yla çözülmü de de ildir üstelik; öldürülmesine neden olan ise am’da (1211) “Sizin zan'da bulunarak kendi uydurdu unuz TANRI; ayaklar n alt ndad r!.." demi tir. Bu konu, bütün insanlar n mü terek ve son derece önemle muhtaç olduklar gerçek bir bilimsellik içermektedir. Ne ac r ki; Lavazye "Müslümanlar içinden gerçek bir bilim adam ç km , o'nu da kendilerinden saym yorlar..." diyerek, Sevgili Muhyiddin Arabi dehas n de erini dile getirmeye çal yor. Bütün bu evrensel gerçeklerden, NELER N kan tlanaca na bu kitab n bitiminde sizlerle birlikte tan k olaca z. Üstelik birilerinin ayni KUR’ANI yanl yorumlad klar , Fususul Hikemi yanl anlamas ve cahilce yorumlar yla da, Ibni Arabi’ye vahdeti vücutçu diyecek kadar, hatta z nd k diyecek kadar da soytar klar yapm lard r. Arabi’nin yazd 495 kitab ba ka, Fususul Hikem adli kitabi da bamba ka edebiyatlarda ve bilimsellikle yaz lm ve insanl a sunulmu tur. Elbette bu ifadelerim AKLINI KULLANANLAR için geçerlidir.... Neden; Yüce Allah in emretti i gibi inanman n gereklili ini, neden saf akl n matemati i ile inan lmas gerekti ini birlikte tan mlayaca z. (*) ALAK suresi; Yüce ALLAHIN yaratt istisnas z bütün canl lar n Y-DNA ve XY-DNA programlar n içeri ini AKLI olanlar için aç kça anlat r. Bu konuyu aç kl a kavu turan ilgili kitabimiz: YARATILI IN PROGRAMLARI.


46

Tevrat'ta; "Rabbim sen benim s nacak tek KAYAMSIN" eklinde yüzlerce dua ayetleri vard r. Zaman n enginliklerinde kayadan nelerin ç kt gördüler de "Rabbim sen s nacak KAYAMSIN" dediler! Bununla beraber, hiç bir ayette niçin kayaya "sen Rabbimsin" denildi ine aç kl k getirecek bir veri olmamakla beraber, bu müthi görkemli hazineleri serimizin [Kur'an ve Tevrat ve 19] adl kitab zda aç klamaktay z. Elçilerin ö retici, e itici vas flar ; as rlar içinde o ilkel insanlar taraf ndan elçilere atfen "RAB" s fat yla Tevrat’a ve ncil’e soku turulmu yanl ifadelerdir. Zira "RAB " sözcü ünün anlam ; ö retici, e itici, yol gösterici, gibi anlamlar içermektedir ve sadece Yüce ALLAHA mahsus s fatt r. Tevrat'tan ve ncil'den ay klanmas gereken birinci derecedeki tahrifatlar; elçilere "RAB" s fat verilmesinin düzeltilmesidir ki; bu konuyu yak ndan takip etti imiz ve gereken çal malar yapt bilmenizi isterim; i in en ilginç taraf da, bu müthi hatay yine Tevrat eklerinde bir ba ka yerinde düzeltiyor [Rab bilgi Allah' nd r. Tevrat eklerinde/I. Samuel/2/3] Tevrat’ n bu cümlesinde de anla laca gibi " RAB" bilgi ö reticisi, e itici, terbiye edici anlamlar ndad r. Bunun da Yüce Allah' n bir s fat oldu unu zaten biliyoruz. Ö retici bir insana veya mele e "Rab" denilemez. Bu ayr nt dört ncil de "Muallim = Ö retmen" olarak telafi eder. "Rab" bir s fatt r ve sadece "Alemlere Ö retici" anlam nda Yüce Allah' n bir s fat r ve en bilge ki iye bile ö retici vasf ndan dolay "RAB" denemez.

unun çok iyice bilinmesini istiyoruz: * Bize Evrenin ö renebilece imiz tüm gizemlerini ö renebildi imiz kadar ö reten, * Atomun gerçek yap ve hangi elementer ö elerden yap land , * Gravitasyon kuvvetin kayna , * Pembe hayallerle, zaman genle mesi de il, zaman n büzü mesini ö reten, * Ozon tabakas n niçin Yerkürenin önce Kuzey kutup bölgesinden y rt laca ve tekrar nas l kapat laca , * Elektrik ve manyetik alanlar n asla ayr dü ünülemeyece i ve nedenlerini, * Tüm elementlerin önce Hidrojen atomundan kozmik mutfakta yap land , * Kara delik de il... Karanl k koridorlar n gerçek kimli ini, * Üzerinde ak ll varl klar n ya ad DÖRT ayr gezegenin varl ö reten, * Bu kitap için gerekli olan gezegenden Radyo sinyallerini nas l ve nereden alabilece imizi ö reten, * Yahudilere as rlar önce neden Cumartesi günü bal k av n yasak edildi ini ö reten, * Özellikle bir kaç as r için sadece TIRNAKLI hayvanlar n etinin yenmesinin(!) yasakland ayr nt lar yla ö reten (ki; bu kitab n esas olan AK-Ku ular yani GARAN YK gerçe i ile çok yak n ilgilidir), * Sevgili Musa’ya verilen BÜYÜK N MET N NE OLDU UNU reten ki ça da Yahudiler bunun fark nda bile de iller; [ "Bir Mü'min ki Rabbi taraf ndan verilen aç k delil (davas ispat eden gerçek selim bir AKIL) üzeredir ve bunu Allah’tan bir ahit olan Kur'an, bir de Kur’an’dan evvel kendisine uyulan ve büyük bir N MET BULUNAN Musa’n n kitab da (Tevrat) teyit ediyor; Hiç o s rf dünya hayat isteyen asiler gibi olur mu? te bu vas fta olanlar Kur’an’a man ederler. " Kur'an/ Hud/17] ["Kur'an bütün Âlemlere ancak bir ö üttür. Muhakkak onun haberini bir ZAMAN SONRA B LECEKS Z (görerek, ya ayarak ahit olarak anlayacaks z) Kur'an/ Sad/ 8788]


47

["De ki; Ey ehli kitap! (bu ifade do rudan do ruya, Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar içindir, yani din sahibi herkes), siz Tevrat’ , ncili ve Rabbinizden size indirilen Kur’an’ DOSDO RU TATB K VE CRA ED NCEYE KADAR,

NDEN H Ç B R EY (hiç bir gerçek bilgi) ÜZER NDE DE LS Z. "Kur'an/ Maide/68] * Ayetiyle Evrensel bilgilere ula acak yollar ö reten, * DNA sarmal bilgi bankas na hangi bilgiler hariç, hangi bilgilerin programland ö reten, Ne Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ n, ne de ALLAHIN VAHY olundu unu ve mutlak do rulu unu bilimsel tüm verilerle kan tlad z Kur’an’ n reklam veya tan yapt z anla lmas n... Kesinlikle! Dileyen inans n, dileyen inanmas n! nsan n dü ünce hürriyeti ve dü üncesinin h z olmayan o müthi h , Evrenleri bir anda gezip dola acak kadar hür ve yeteneklidir. Bu, ki inin kendini yönetme karar , ki inin kendi hür irade ve iste i ile do rudan ili kindir. Çünkü Kur'an, ncil ve Tevrat bizim anlatmam zla anla lacak bir cevher de ildir. Anlamak için okunup, gerçe i bulmak için okunursa, AKLI kullanarak okunursa ANLA ILACAK EVRENSEL B R GERÇEKT R. Ne Yüce Allah n, ne de Kur’an’ n, ne de peygamberlerin reklam, tan m vb. gibi garip ve gülünç eylere kesinlikle ihtiyaçlar yoktur. Tam tersine, yerlerdeki ve göklerdeki (zaten biz de, Yerküremizde göklerde de imliyiz?) bütün varl klar, canl lar sadece ve sadece Yüce Allah'a muhtaçt r. Buna mukabil 6666 (veya 6236) Kur'an ayetinin ve Tevrat’ n ve ncilin bizden istedi i tek ey var, bir tek ey; vaat etti i cennetini ve sevgisini bilerek, hak ederek kazanmam , AKLIMIZI KULLANMAMIZI... YÜCE ALLAH KUR’AN’DA B Z NSANLARIN YARATANINI AKILLI, B LGEL KLE B LEREK TANIMAMIZI STEMEKTED R… TE BU, BADETLER N EN BÜYÜ Ü, EN ERDEM OLANIDIR…

NASIL MI? Yüce Allah’ n ö retti i AKILLICA AHLAK de erleri içinde ö renmekle, bilerek Allaha inan p, Mutlak inançla Allaha ve bilime yönelerek, ke federek “Allah bunlar neden ve nas l yaratt acaba” diye detay n detay na girerek. Zaten bunun bir ba ka yolu da olamaz. Allah inanc asla birilerinden sat n alarak ö renemezsiniz... Birilerinin ZAN etti i uydurulmu hikâyelerle asla sa kl ve SAM bir de ere ula amazs z... Neden kendiniz elinize Kur’an’ ve ncil ve Tevrat’ al pta okumuyorsunuz? Okuman z, sizi sizinle arada vas ta b rakmadan en samimi bir ortam haz rlayan yegâne ö renim platformu de ilmidir? Niçin bana inan yorsunuz ki? Niçin birilerinin avaz, avaz ç rt lar na göre o hür benli inizi, gelece inizi, ahiretinizi birilerinin esiri yap yorsunuz ki? Bir türlü anlayam yorum! Kur'an/ Bakara/ 260 tekrar hat rlay z "Rabbim ölüleri nas l diriltirsin, bana GÖSTER". Dü ününüz; saç sakal a arm ve Yüce Allah 'la devaml irtibat halinde olan bir Yüce Peygamber, Yüce Allah’ n kendisine “dostum" yani Halil'ul Rahman dedi i peygamber Yüce Allaha "ölüleri nas l diriltirsin bana GÖSTER" desin! BU NE SAM YET, BU NE ÇTENL K, BU NE GÖRKEML B R LET MD R, BU NE ERDEML B LGEL KT R? YÜCE ALLAH B ZDEN BUNU ST YOR BUNU… SAM YETLE, AKILLICA SORGULAMAMIZI, SORMAMIZI. CEVABINI DA ZATEN KUR’ANDA AÇIKÇA BULACA IMIZI 6236 AYETTE AÇIKÇA B LD RMEKTED R. Üstelik Yüce Allah’ n "bana inanmad n m ?" sorusuna ise " nand m... Fakat kalbim tam yat n... Beynim bu i i nas l yapt B LS N, ben bunu AKLIMLA kavramal m" demekle, gerçek iman n ancak

LMEK de eriyle anlam kazanaca bu ayetlerden ö renmekteyiz.


48

NÇS Z MAN OLAMAZ. Olan bir iman ise sadece, cennet talebi yani menfaat içermektedir... Bu da

sadece hokkabazl kt r... Yüce Allah’ n sevgisi olmazdan onun samimiyetinden uzak bir cennet ne i e yarar ki? Cennet denilen yer bir küçücük bahçe de il midir ki; Yüce Allah’ n o Evrensel sevgisine girmeden, Rahman n O bilgi dolu enginliklerine girmeden cennet birilerinin olsun!... Bu nedenle “Ey iman edenler, MAN ED Z” der Yüce Rabbimiz… Kesinlikle bilinmelidir ki; istisnas z her insan n beyninde Allaha inanma ve nanmama bilgisi vard r ve bu bilgiler, ALLAHIN adaleti gere i ayn matematik büyüklüklerdedir. Her insanda h rs zl k yapma ve yapmama veya öldürme - öldürmeme bilgileri vard r ve ayn büyüklüklerdedir. Burada önemli olan etmen; ki inin dü ünce, mant k ve akl n süzgecinden geçirerek bu duygulardan birisine i lerlik kazand rmas r. Canl n, yani hayat n içinde var olan ve olabilecek tüm bilgiler beyinin logic esasl bilgi ileti im bankas na programl r. Bu program yapanda yine Yüce ALLAH d r. ["Ki; kalem ile ö retti, nsana bilmedi i istisnas z her eyleri ö retti. Kur'an/Alak/4-5] "Kalem ile ö retti i"; 1400 sendir istisnas z tamam sap kça Kur'an yorumlayan cahiller bu kalem kelimesini mürekkep kalem mi zannederek ortal a ç kt lar? Beynin extarnal (d bilgi ileti im) data logic alanlar , " bilmedi ini ö retti i" ise internal data logic alanlar ndaki bilgele meleridir. Küçük bir cevapla bu sorunun aç klanmas na de inip devam edece iz. çti iniz suyun, ne kadar n nerelere gidece ini, ne kadar n gereksinim duyulan noktalara hangi h zla

gönderilece ini, biz mi tayin ediyoruz... yoksa; internal data logic bankaya kodlanm bilgi ileti im devreleri mi bu i i yap yor? Bir cevab z var m r?

bilgi ileti im alanlar nda ise; elinize de en ate in ac verece inin tayinini sizin hür iradeniz mi yap yor... yoksa kodlanm bir program n i levimidir bu? Tüm bu bilgi komünikasyonlar , biosiborg'a kodlanan 'kalem' ile ö retilen bilgi i lem merkezi yap yor... Alak suresini adam gibi okuyun Ey KUR’AN tefsircileri… Yanl yamalak z rval klar n hesab ALLAHA vereceksiniz… “ K O, KALEM LE Ö RETT ” Kur’an Alak suresi. KALEM NED R?... Hemen ve aptalca elindeki kalem mi diyecekler? Yaz klar olsun!... Kalem, bilgiyi kal msal hale getiren ARAÇTIR, ARAÇ… ALAK suresinde Yüce ALLAH: Elindeki kur un veya tükenmez veya mürekkep kalemi filandan söz etmiyor…. Ben, burnumla da yazar m, ayak parma mla da yazabilirim, kalemsiz bilgisayarda da yazabilirim… Hani nerde O kalem? Bu surede sözü edilen kalemin elindeki kalemle en küçük bir ilintisi de yoktur… stisnas z bütün canl ve cans z (cans z yoktur) Genetik bilgi i lem bankas na evrende var olan istisnas z

bütün bilgilerin kodland , programland anlat yor. Bakara suresi ayet 30 “Ademe e yan n adlar retti” bu k saca aç klad m, çok önemli bir ba ka konunun ilk detaylar veriyor.


49

TREYEN VE I ILDAYAN ATOMLAR ["Hay r! O Kur’an kendilerine B LG verilenlerin gö üslerinde (SADR larinda- timus guddesi, iman tahtas denen gö üsteki

alandir) apaç k ldayan ayetlerdir. Bizim ayetlerimizi zalimlerden, kendine zarar verenden ba kas inkâr etmez." Kur'an/Ankebut/49 ]

Yukar daki I ILDAYAN ifadesini; ayd nl k olarak anlamay z. Uzaktan yak ndan da ilgisi yoktur üstelik. Bu, birim zamanda yapt yüksek titre imler (görünür k frekans gibi) kast edilerek, ldaman n h zl bir hareket biçimi örnek yani referans olarak veriyorum. Bilginin " I ILDAMA" terimine benzetilerek yap lan mukayesesi, gerek h n gerekse birim zamanda yap lan hareket miktar ; biraz fizik bilen hemen her akl selim ki i taraf ndan anla r. ["And olsun ASR'a (ASR; evrenin yarat ld an ile, son noktaya ula aca iki zamansal nokta aras ndaki mesafedir, çizgidir) gerçekten insan ziyandad r. Ancak MAN ED P DE SAL H AMELLER LEYENLER, birbirine HAKKI (adaleti, gerçe i, do ruyu)

tavsiye edenler ve SABRI tavsiye edenler MÜSTESNADIR. Kur'an/Asr/1-3] Genel anlam ile "salih ameller, insanlar ve kendisi için yap lan faydal çal malar" yarat lman n amaçlar , gizemlerini veya görünmeyeni görebilmeye çal mak, ö renmek, ö retebilmek, faydalanmak, insanlar n da faydalanmas na çal mak, kendisine ve çevresine yararl yap lan; her i , çal ma, dü ünce vb. gibi anlamlar içermektedir. AMEL; Arapçada " , Çal ma" demektir. Genellikle din tacirleri AMEL kelimesini ibadetle kar rlar (onlar hep kar r zaten!). Amel; i , ve " bade" ise ibadet demektir. Bu apaç k Kur’an’ anla lamaz hale getirmelerinin alt nda yatan çirkinli i birlikte ortaya koyaca z. Yüce Allah Kur’an’ insanlar anlas nlar diye apaç k, öz bir Arapça lisanla göndermi tir. nsanlar n anlamayaca bir eyi Yüce Allah katiyen göndermez, göndermemi tir de üstelik. Çünkü Yüce Allah kullar na asla zulmü murat etmez. nsanlar kendileri, kendi hatalar ndan, ihtiraslar ndan, B LMED KLER DE B LMEMELER NDEN kaynaklanan dik kafal klar ndan dolay kendi elleriyle kendileri kazan yor zulmü. [" Ölçe i ve tart tam denk getirin. Biz herkese gücünün yetebilece i kadar emrederiz. Söz sahibi oldu unuz zaman, davac veya daval h m ve akraban z bile olsa DA MA ADALET GÖZET N. Kur'an/En'am/152]


50

Söz sahibi oldu unuz zaman, davac veya daval h m ve akraban z bile olsa DA MA ADALET GÖZET N.


51

YOK, ED LMES GEREKEN V RÜS CEHALET

[" Görmedin mi ki; Allah, gökleri ve yerde olan hep menfaatiniz için birer sebep olarak tahsis etmi tir. Hem a ikâre (be duyunuzla görebilece iniz), hem gizli (be duyunuzla göremeyece iniz) olarak her türlü nimetleri üzerinize tamamlam r. Böyle iken, insanlar n içinde kimisi de vard r ki, NE B R B MSELL E, NE B R KANITA, NE AYDINLATICI B R K TABA DAYANMAKSIZIN, Allah' n dini hakk nda mücadele ediyor. " Kur'an/Lokman/20] Benim u ana kadar bu kitap boyunca yapt m ve as l anlatmak istedi im, bu kitab n içeri i olan " onlar kendilerinden efaatleri umulan ak-ku ulard ...Garaniyk di " ifadesinin tarihsel analizine ve bu cümlenin Sevgili Muhammed taraf ndan söylendi inin do rulu una henüz girerken; siz okuyucular geni bir alanda ufkumuzu birlikte açarak, hayati önemi olan bir olay kucaklamaya götürmektir. Bu nedenle as l konuyu da tt m zan edilebilir ki: bu do ru de ildir. Olgun bir Müslüman bir garip Hint fakirini, Salman Rü tüyü öldürmeye kalkmaz. Bu Kur’an’ n asla tasvip etmedi i bir te ebbüstür. Bunun bir ba ka aç klamas olamaz. Hadi, O Hint fakiri öldürüldü diyelim; daha bir çok " eytani Ayetler" kitaplar yazacak ve ba ka Din dü manlar taraf ndan programlananlar da olacakt r. Onlarda m öldürülecek? Asla! Onlar cehaletleri içinde oyalanadururken... Hiç bir D N sahibi elini böyle bir çirkinlik için kirletmemelidir. nsanlar bildiklerini yazmal , varsa çirkin veya bilim d her dü üncelerini yazmal rlar. Sakl gizli bir çirkinlik kalmamal r. Ancak böylece tüm in alara gerçe i, do ruyu ö retemezsek te en az ndan do ru olana yöneltebiliriz. Öldürülmesi gereken HA N SADECE CEHALETT R, Kur’an’ anlamamakt r. Yoksa bir garip Hint fakirini öldürmek de ildir. O cahil ki i yani, eytani Ayetleri yazan Salman Rushdi, bu kitab okuduktan sonra... her gün zaten ölecektir... Umar m do ru olan kavrar. Bizim burada yapt z; Kur’an’a ve Sevgili Muhammed’e ve di er tüm peygamberlere kar olagelen ve olabilecek sald lara; bilimin lisan ile matemati in bile "hay r!" diyemeyece i bir netlikle, gerçekleri sergileyip; tüm insanlar n ak l, mant k, analiz ve V CDANLARININ karar na b rakmakt r.

eytani Ayetler" adl kitab n tamam gerçek bir fiyaskoyla dizilenmi bir düzmece kitapt r. Bunun ayr nt lar n tamam okumak için bile zaman harcamaya de meyece ini hemen her akl selim ki i bilmektedir. Bu kitapta okudu um Sevgili Muhammedin "Onlar kendilerinden efaatleri umulan Ak-Ku ular d , Garaniyk di " dedi inin ve secdeye kapand n aç klanmas r ki; bu yazar bu GERÇEK hat ray çirkin emellerine bir malzeme olarak kullanmay ye lemi , sözüm ona balland ra, balland ra anlatmaya çal yor. Bu konuyu ilk okudu um zaman "Dünya Atlantis’in Ak betine Gidiyor" adl 1977 de kaleme ald m kitab n içeri i oldu unu hemen anlad m ve bu okudu unuz bu k sac k kitab yazmaya karar verdim. Bütün Müslümanlar ve tüm insanlar bilmelidir ki, ad geçen mevzuu ve AK- KU ULAR yani GARAN YK ifadesi ve Sevgili Muhammedin secdeye kapand KES NL KLE DO RUDUR. Evet: bu çarp larak anlat lmaya çal lan olay olmu tur ve kesinlikle do rudur. Hem bunu say z güvenilir tarihi de erlerden biliyoruz... Hem de; bu kitab n bitiminde tüm bilimselli i ile ortaya koyaca z.


52

Ki isel duygular md r ki; bu mevzuyu, yani Sevgili Muhammedin "Onlar kendilerinden efaatleri umulan Ak-Ku ulard , Garaniyk di" cümlesini günümüze kadar sa lam intikal ettiren hadis tarihçilerine minnet borçlu oldu umu, ben ahsen biliyorum. Bu hat ra, slam tarihinde hemen hemen hiç ara lmam , hatta ilk okundu u zaman slam’a zarar verir korkusuyla asla dile getirilmemi , çok önemli bir hat rad r... Yani Müslüman ara rmanlar, ve Kur'an tefsircileri(!) bu Evrensel gerçe i ÖRTMÜ LERD R... Neden mi? Ke fetme yeteneklerine i lerlik kazand raca na... Uyumay ve fazlaca dinlenmeyi ye lemi lerdir de ondan... Kur'an tefsircileri, bu an n slam’a zarar verece i korkusuyla asla bu konuyu irdelememi lerdir... asla! Gerçi, slam tarihinde hiç bir olay, hat ra veya an silinememi tir. Bu hat ran n günümüze kadar sapasa lam intikali ise Yüce Allah’ n lütfundan ba kaca bir ey olamazd . Ancak art dü ünceli insanlar taraf ndan programland sand m Hintli yazar n, ifade tarz , biçimi ve fikirleri; kelimenin tam anlam yla çirkindir. üphesiz bilmedi i bir mevzuu hakk nda yapt bu insan ahlak ve onuruna yak mayan, cahilce fikirleri, onun ahsiyeti ve insan de eriyle do rudan ili kindir. Bu ifade bozuklu unun ve kas tl olarak yaz lm , kan tlar olmadan ortaya at lan bu i renç ifadelerin nedenleri; 1) Salman Rü dü adli yazar n birileri taraf ndan desteklenmesi ve kullan lmas , kraliçe de ödül vermi ti bu soytar k için. 2) Özellikle bilime be iklik etmi ngiltere’de, ça zda bilime egemen ve bilimsel seviyede Müslüman olmaya ve Kur'an bilimlerine önem veren Amerika’da, insanl n sonu gelse bile ve bir tek ki isi kalsa o ki i ile medeniyeti tekrar kurabilecek kadar azimli Almanya’da, özellikle sayg ve çal kan Japonya’da Müslümanl n h zla yay ld bir dönemde, kas tl olarak yay nlan p, yine ayn güçler taraf ndan reklam edilmesi, 3) Yazar n eytanca saplant larla ve kesinlikle kendi alan olmayan ve son derece ciddi bilimsel a rl olan bir mevzuda ki -tüm insanl yak ndan ilgilendirmektedir- bilmeden, cehaletinden dolay gerçe i sapt rmas r. 4) Sözünü etti imiz bilimsel alan sadece, ama sadece bize aittir. Ba ar varsa bu tüm insanlar nd r, hata varsa bu sadece ahs ma aittir. çinde bulundu umuz yüzy lda ve bu hat ran n tarihinde ve bu gezegende bu konu ile ilgili bir ba ka veri asla dü ünülemez ve bu imkâns zd r. Oldukça bön veya bencil dü ündü üm san lmas n. Birazdan sizde tan k olacak ve umar m hak verirsiniz.

imdi sat rlara dökülecek mevzuu o dur ki, bütün insanlar ve bilimi yak ndan ilgilendiren ciddi bir de erdir. Aç a ç kt nda ise, "Gerçekten böyleymi ! nas l oldu da u ana kadar anlayamad k! " vb. gibi ifadeleri duyabilirsiniz. Hatta kitab n yazar Hint fakiri de! Hatta her nas lsa Profesör olmu bir Müslüman

eytan Rivayetleri " adl sözüm ona kitab nda "bu mevzunun oldu unu iddia edenler ZINDIKTIR" diyecek kadar cehalet sergilemi , sonrada, ben: slam’a hizmet ediyorum diye hokkabazl k yapm r. Elbet teki böyle z rva cahiller Kur’an’ savunmaya kalkarsa... daha nice Hint fakirleri, daha nice eytani Ayetler yazacaklar ve gençlerin beyinlerini y kayacaklar türeyecektir. Ve Müslümanlarda ileriye bir tek ad m atamayacaklard r. Evet, Profesör olmu birisi sözüm ona slam’ savunmas (hangi kafayla neyini savunuyorsa!), harp sanat bilmeyen kumandan n askerlerini telef etti i gibi, ulumas bilmeyen çoban yard mc n sürüsüne Kurt getirdi i gibi, slam’ veya Yüce Allah’ n kitaplar savunuyorum diye ortaya ç p, genç beyinleri tamamen kaybetmelerine sebep oluyorlar. Bu, bir ba ka tür cehalet de ilmidir? Bilmedi ini


53

bilmemek en büyük soytar k de il midir? Bilmedi i halde, Sevgili Muhammedin "Onlar kendilerinden efaatleri umulan Ak- Ku ulard " demesini, HAYIR YOKTUR BÖYLE B R EY diye ortaya ç p ortal

kar rmas slam’a hizmetmidir? Karar sizlerin vicdan na b rak yorum. Ve bu nedenledir ki; siz kendiniz Kur’an’ okuyunuz ve kendiniz kendi hür irade ve AKLINIZLA karar veriniz diyorum... Neden mi? Yüce Allah’ n Kur’an’da ilk emri [ O K U ] dur da ondan! Hint fakiri yazar, ad geçen kitapta; Sevgili Muhammedin “Onlar kendilerinden efaatleri umulan Ak-Ku ulard ...Garaniyk di” dedi ini ve bu cümlenin bitiminden hemen sonrada secdeye kapand yaz yor. Bu secdeye kapan n: LAT, UZZA ve MENAT adl (di i tanr ça veya turnalar veya ak- ku ular veya Taurus) putlara tap nmak için yapt yaz yor...

u anda bu cümleleri yazarken dahi kemiklerimin içine kadar utanç ve st rap duyuyorum. Ancak, siz okuyucular ma kitaptaki arlatanl n gerçek nedenini, öz ve net olarak aktarmak da, kaç lmaz bir ödevimdir. Zira sizlerin bir k sm " eytani Ayetler" adl kitab okumad z. Elinizde okudu unuz bu kitab n esas konusu budur. Sevgili Muhammed bu cümleleri sarf edip secde ettikten sonra; di er tüm Mekke mü rikleri ve tüm izleyenlerde secde ettiler. Sadece bir veya bir kaç ya insan, henüz Müslüman olmu ki i veya az bilgili ki i secde yerine, sitemlerini dile getirmek amac yla, yerden toprak alarak aln na sürmekle, secde emrini yerine getirmeye çal zaten tarihlerden ö reniyoruz. Ancak, bu olay esnas nda Mekke’de öylesine müthi bir do a üstü olay oluyor ki... Sevgili Muhammed den ba ka kimse olay n asl görmemesine ra men, ya korkudan, ya da hayretten veya sanki etkin bir manyetik f rt nan n veya al lmad k kozmolojik bir rüzgâr n etkisiyle neye u rad klar p; Sevgili Muhammed le birlikte Secde ediyorlar. Sevgili Muhammed NECM (y ld z-gezegen) Suresinin son ayetlerini vahiyle dinleyip, 62nci ayette secdeye kapanmas ; mü rikler ,onlar etkileyen "ani bir ok dalgas " veya " ok" etkisiyle Sevgili Muhammedi taklit edip secde ederken, Müslümanlarda Peygambere inançlar ndan -putlara de il- Yüce Allah’ n emri olan; Necm Suresinin son ayeti ve ilk gelen secde ayeti oldu u için; ayetin emri gere i secde ettiler. Bir veya birkaç ya ve henüz Müslüman olmu ki ilerde, yerden toprak alarak al nlar na sürdüler. Bunlar, henüz Müslüman olmu , sitemlerini bu ekilde dile getiren ve nl k içinde olan kimselerdi.

eytani Ayetler" adl kitab n yay ndan sonra birçok ki i ve resmi Din kurulu lar ; Sevgili Muhammedin "Onlar kendilerinden efaatleri umulan Yüce Turnalard , Ak-Ku ulard , ulu ulu Turnalard , yani GARAN YK D " demedi ini, hangi ara rmaya dayand larsa, yaygara ettiler. Tarihler böyle bir olay n oldu unu, Peygamberin bunu söyledi ini yaz yor, bu hokkabazlarda neye dayan yorsa olmad Peygambere ya yakarcas na ç yor ve gerçe i örtüyorlar, yani küfr ediyorlar, yani kâfirlik yap yorlar. Masa ba nda oturarak m yapt lar bu harika konunun ara lmas ? Yaz k! Bu mudur D NE hizmet etmek! Tarihin net ve apaç k bize iletti i ve say z gerçek kaynaklardan bize kadar ula an bu gerçek olay n gizemlerini içeren cümlenin orijinal hali ayn zamanda iirsel bir üslupta içermektedir. Bu üslup aynen Elmal Hamdi YAZIR' n Kur'an tefsirinde kullan lan ifadenin tamamen ayn r. Hamdi Yaz r, Kur’an’ n bu tefsirini yaparken neredeyse M.S 6.Yüzy lda ya ayarak bu gerçek üslubu kulland diyesim geliyor. Say z görgü tan klar , say z tarihi de erler, say z gerçek an lar durup dururken ve bu okudu unuz kitap bütün bu ayr nt lar yla eksiksiz ortaya koyup kan tlarken; birileri ç p "Sevgili Muhammed bu sözleri söylememi tir" desin... Bu, Sevgili Muhammed’e iftira etmek de ildir de NED R?


54

Hay r! Sevgili Muhammed, bütün insanl a ve bilime yön veren bu cümleyi Mekke de ve Müslümanl n ilk 2. veya 3. y llar nda söylemi tir. Bu cümlenin bilimsel kazanc ise bu kitap boyunca, istisnas z her insan ayr nt lar yla anlayacakt r. tiraz olanlar da anlayacakt r. Sevgili Muhammed -böyle bir cümleyi söylememi tir- diyen hokkabazlarda anlayacakt r. Böyle bir eyin oldu unu söyleyen ZINDIKTIR diye yaygara eden Profesör hukukçu da anlayabilirse anlayacakt r.


55


56

Tarihi bir gizemin enginliklerine girerken unun bilinmesini tekrar ve srarla belirtmek istiyorum. Gravitasyon kuvvetin kayna ndan, ma netik-elektrik alanlar n gizemlerine, atomun gerçek kimli inden... yap land en temel elementer ö elere (*) kadar, Kur’an’ n bize ö retti ini, hiç bir eksiltme yapmadan bilim dünyas na deney verileriyle ve kan tlar yla birlikte kitaplar halinde sunuyorum. Gerek bu kitab gerekse di er bilimsel çal malar , bunlar n içerdi i net verileri bütün insanl a ve bilime hizmet edebilmek için ve ki isel talebim olan, Yüce Allah’ n sevgisini kazanmak için yap yorum. Bilimsel ke iflerin kâ ifine verdi i haz' anlatabilmem zaten imkâns zd r. Yoksa bu çal malar mla, ne Yüce Allah’ n, ne Kur’an’ n nede Tevrat’ n ve ncilin veya Peygamberlerin tan veya reklam yapt m anla lmamal r. Böyle bir eyi yapabilmemiz zaten tümü ile imkâns zd r.

imdi daha dikkatli, ak lc , akl n matemati ine i lerlik kazand p, tüm bilgeli inizle ve AKLIN GÖZLÜKLER takarak takip edelim. (*) Atomlar n en temel yap ta lar , temel elementer ö eleri DUHHAN PAIRS olarak adland rd m. Bu, kristal gibi eycikler Evreni nokta bo luk

rakmadan doldurmaktad rlar. Ve atomlar n temel yap bu elementer ö eler üslenmi tir. Dolayisiyle, atomik tüm fonksiyonlar n, elekroma netik tüm dalgalar n içinde yay nd ortam yine Duhhan Pairs 'lerdir. I n ve tüm elektroma netik spektrumun farkl dalga boylar ndaki ( sonsuz say dad rlar) enerji türleri yine Duhhan Pairs' ler taraf ndan, ancak SAB T B R HIZLA YAYINIRLAR. Bu h z bildi iniz gibi I IK HIZI sabitesidir. Bu, ciddiyeti fizi in temel sorunu olan bulguyu, birinci kitab zda deneysel verilerle aç kl yoruz.


57

- RA GEZEGEN N’DEN GELEN ÜÇ B M ADAMI

["Onu PÜRÜZSÜZ ve DOSDO RU ARAPÇA bir Kur'an olarak indirdik. Gerek ki, KÜFÜRDEN (gerçe i örtmekten,

bilgiyi saklamaktan) sak ns nlar. Kur'an/Zümer/28" ] Kur'an gerçekten pürüzsüz, yal n ve oldukça geni anlamlar içeren düzgün bir lisanla yani Arapçayla yaz lm r. u anda ad geçen Arapçay , etimoloji bilimcileri gere i gibi ara rm yorlarsa da...ara yorlard r san m.! Kur'an Arapças asla, gerek güncel gerekse edebi Arapçayla mukayese edilemeyecek kadar enginliklerin birikimlerini içeren bir lisand r. Gerçek anlamda tekâmül etmi bir lisand r. Ancak bunun Araplar bile fark nda de ildir... ne hikmetse! Bildi iniz gibi, hemen her yüzy lda toplumlarda göçlerin, ticaretin, teknolojik transferlerin, e itim al - veri lerinin, evliliklerin vb. gibi etkileriyle ciddi seviyede, ancak oldukça yava i leyen kültür de imi vard r. Buna, bildi iniz gibi " KÜLTÜR TEKAMÜLÜ" diyoruz, imdilik, hiç bir toplumun giderek cahille ti ine tan k olamad k de il mi? Yüzy l önce ölmü büyük dedenizle bugün konu tu unuzu varsay n...anla abilirmi siniz? hemen hemen imkans zd r de il mi? Kur'an 6. yüzy lda gelmi tir. Oldukça çok say da kabileler halinde ya ayan, etnik kökenleri farkl isimler ta yan Araplar o zamanda da Arapça konu uyor olmalar na ra men, toplumun tamam n en fazla % 1 kadar okuma yazma biliyorlard . Bu u demektir; toplumun kültürel ifade ve anlay fark ciddi seviyede dengesizdir. Yüzde 1'lik kitle ile di erlerinin konu tu u dil ayn olmas na ra men ifade ve anlay farkl bariz bir biçimde gözlenebilir. Bu belirgin fark, özellikle güncel konu malar n d ndaki, felsefi, bilimsel vb. gibi konularda kendisini aç kça gösterir. Günümüzde bile, her milletin farkl kesimleri kültürel olarak farkl anlay , h z ve büyüklü üne sahiptir. Bir de son derece zengin, o oranda da " kelimenin" birçok anlam olan öz Arapçay hesaba katarsak; birtak m yanl anla lmalar n veya anla lamayacak ifadelerin ciddiyetini ve miktar kavrayabiliriz. Zaten ayette belirtilen "DOSDO RU VE PÜRÜZSÜZ ARAPÇA" ifadesi Kur’an’ anlayabilme dersini aç kça vermektedir. Alt nc yüzy lda geçimlerinin hemen tamam ticaretle kazanan Mekkelilerin, birçok yabanc kültürlerin de etkisiyle, geni ve halk n konu tu u dillere göre çok yüksek bir kültür seviyesinde, gizemleriyle, dosdo ru ve pürüzsüz bir Arapça ile ve bölüm, bölüm gelen Kur'an, Sevgili Muhammed taraf ndan anlat larak, e itilerek özel bir ekibe ezberletildi. ResulAllah’ n ölümünden hemen sonra da kal olarak Kitap haline getirildi. En affedilemez hata VAH Y s ras na göre de il de, ba ka bir düzene göre ekillendi. Bu kas tl olarak yap lan düzenlemenin nedenini, ahs ma ait ekilde ve cahilce tahminen biliyorum. Bu tahminimdir udur: Arapça, harika bir lisand r, hemen her gizemi gizleyebilece iniz mükemmel bir lisan… Sevgili Muhammed öldükten sonra ayet KUR’AN VAH Y s ras na göre dizayn edilseydi, cehaletlerinden dolay kimse KUR’ANIN O görkemli bilimselli ine inanmaz ve hemen tahrif ederek kelaynak ku lar na döndürürlerdi diye ilk kitap halinde yazanlar taraf ndan, O günkü ço unlu u cahil olanlardan gizlenerek bugünkü haline getirildi. Fakat VAH Y s ras da biliniyordu.


58


59

Çünkü milleti ayakta tutan, a derecede yorulan, okuma yazma oran belki %1 olan cahil halk n sorumlulu u ile k vranan Sevgili Muhammed’di. Henüz ölmü sadece Onu dinleyerek ve Onun O görkemli bilgeli iyle ya ayan insanlar n pek ço u, KUR’ANI tekrar vahiy s ras na göre dinlerlerse inançlar zedelenebilir korkusu veya dü üncesiyle bugünkü eklinde düzenlendi diye dü ünüyorum.

Gizemlerin en ba nda KEHF suresindeki 7 uyurlar gelmektedir. Bu konuda kimseyle konu mamas iddetli bir emirle Sevgili Muhammed’e yasaklanm . Ba ka bir gezegenden gelen 7 bilim adam ndan

söz edilseydi, M.S 7. Yüzy ldaki Araplar KUR’ANI ne yaparlard dersiniz? Tahminimde hatal ysam ALLAHA s m… Arapça dilinin ilk atas ARABACA'DIR. Bu millet LUT gölünün hemen Güneyinde ya am , M.Ö. üçüncü yüzy llarda buralara Perslerin durmak bilmeyen sald lar ndan kaçarak yerle mi Kuzeyden gelen Yahudi as ll bir toplumdur. Bu milletin dili Aramca as ll olup, alfabeleri de tamamen brani kökenlidir. Hatta bugünkü Arapça alfabenin kökeni yine Hebrew (Tevrat) kökenlidir. Belirgin olan farklar, telaffuz farklar r ve zaman sonra KUR’ANIN gelmesiyle de bugünkü aheser edebi ekline gelmi tir. Hatta ARABA halk na yak n yerlerde ya am AMEL KA halk vard … Bu kelime de as rlar sonra Germen dillerine Amel-ika ve sonra da AMER KO, AMERELLA, AMER KA olarak günümüze gelmi tir. Hispanik dillerinde Ancelika, Angeles, gibi sözcüklerin tamam bu AMEL KA sözcü ünden türemi tir. ARAP edebiyat nda ve kelimelerde 4 farkl unsur tespit ettim. Her ismi fail kelimenin, yani fiilin; 1. Teknik, bilimsel anlam , 2. Sosyal anlam , 3. Felsefi anlam (ki 1400 sendir dinciler felsefenin dü man olmu ve hayat n gerçe ini de kay p

etmi lerdir), 4. O günün halk na, kültürüne hitap eden kelime anlamlar ,

eklinde 4 temel kategoriye ay rd m. Bu tespitim Kur’an, ncil ve Tevrat bilginleri için de çok önemlidir.

Araba bölgesinde ya ayan Arabal lar M.O. 50 y llar nda daha güneye gelip, ticaret güzergâh olan ve hareketli bir ticaret yolu olan Mekke yörelerinde, var olan milletlerle kayna lard r. Zaten M.S 6. Yüzy lda Mekke’de kar za ç kan Musevilerin amca çocuklar da bunlar olsa gerek. Araplar ve Yahudiler kesinlikle amca çocuklar r. Arabal lar ve dini Musevi olan bu amca çocuklar hangi sebeplerle ayr ld , bir k sm Yahudi bir k sm da Arabal lar olarak ayr lma nedenlerini kesin bilemiyorum ve zan da bulunmakta istemem. Bu Mekke bölgesine yerle en erken Araplar n (Arabal lar n) para birimi DIRHEM olmu . Eski Yunandan ithal edilmi bir kelimedir, yani Drahmi sözcü ünden gelir. Bu erken Araplar n (Arabal lar n) Kâbe’ye gelen yabanc lara ibadet için giydirdikleri ihram denen ey, Küçük skender’in Hindistan’dan Makedonya’ya (Roma zaten topraklar yd ) getirdi i bir modad r ve Roma senatörlerinin de asilzadelerinin seçkinliklerini belli etmek için giydikleri eydir. Bu ihram denen ey binlerce senedir Himalayalardaki rahiplerin de giydi i eydir…

Geçenlerde Hindistan’dayd m ve tesbih denen eyden takke denen nesneye kadar, ihrama, evliya diye ALLAH ile nsan aras na soku turulan mezarl k türbelerine ve türbe mimarisine kadar hemen her ey


60

sanki buradaym gibi ayni ve canl nca devam etti ini gördüm. Kendi türbelerinin önünde a laya s zlaya dua eder ve sabahlarlar… Han mlar n turban ayni Hristiyan rahibelerin 2000 senedir giydikleri eyin beyaz renklisidir… Bütün bu ritüellerin ana vatani Hindistandir, oradan Sümerlere Akad ve Elamlara ve erken dönem önce Sevgili brahim’in atalar na ula ve Sevgili brahim’den devam eden Yahudilere, Hristiyanlara, oradan da Araplara intikal etmi ayinlerle ilgili ritüellerdir, modalard r bunlar… Alt nc yüzy lda Mekkelilerden daha köklü kültürleri olan, sa kl dilleri ve alfabeleri olan, tarihi hat ralar olan Yahudiler; Kur'an anlayamad klar için veya kazançlar da kay p etme korkusuyla veya ihtiraslar ndan, ihtilaflar ndan dolay , Mekkelileri; Peygamber AZERO LU brahim'e ve LUT'a ait an larla (do ru olan bir hat ran n zamanla masal haline getirilmi halidir) Kur’an’dan uzakla rma, Peygambere kar dü manl k politikalari yap yorlard . Cahil Mekkelilerde inan yorlard ... Çünkü ticari kazançlar yok olacakt , saltanatlar bitecekti. Onlar Sevgili sa’y da ret etmediler mi? Az önce belirtti imiz kültür fark na imdi tan k olaca z. Sevgili Muhammed nsanlara Kur'an aç klamaya çal rken; hem "ALLAH" demesini, hem de "bütün yaratt klar seven" anlam ndaki Yüce Allah’ n "RAHMAN" s fat dile getirip " Rahman" demesini; inançs z Mekkeliler "Ey Mekkeliler! duydunuz mu? Hem bizim putlar a yor; sizin de, bizimde lah z bir olan ALLAHDIR diyor, hem de RAHMAN diye iki ayr ilah n ad ça rarak dua ediyor...-" eklinde de erlendirmi lerdir. Oysa; [De ki: ster Allah deyip dua edin, ister Rahman deyin, hangisini isterseniz O'nundur en güzel isimler. Kur'an/ sra/110] Ayetiyle hem Kur'an aç klan yor, hem Peygambere ve dolayl olarak nsanlara ö retiliyor, hem de gelecek nesillere bu de erlerin intikali sa kl bir yöntemle süregidiyordu. Az önce belirtti imiz gibi; hem "ALLAH" demesini, hem de "RAHMAN" demesini hemen an nda iki ayr lah zannedip amaçlar na malzeme yapabiliyorlard . O günkü kültürün, anlay ve ifade seviyesi aç kça

ortadad r. O günün toplumlar ve kültürleri insanl k için ciddi bilimsel önemi olan Kur'an ayetlerini tam manas yla anlayamad klar ndan dolay (bu günümüzde de olagelmektedir) " Nas l olur can m! olur mu yerlerin etraf ndan kaç p kurtulmak, ölümden kurtulmak? " gibi ilkel duygularla dü ünüp, Kur’an’ tahrif etmesinler diye, Kur'an; mükemmel bir kamuflaj tekni i ile, bilimsel ayr nt lar sistematik bir yöntemle gelecek nesillere aktar yordu. Bir örnek verecek olursak; ["Ey Cinler ve nsanlar toplulu u! Gücünüz yeterse GÖKLER N ve YER N ETRAFINDAN ÇIKIP G N. Ç p gidemezsiniz, kurtulamazs z; ANCAK B R KUVVETLE (veya ancak bir sultanla veya ancak bir bilgiyle).

"Kur'an/Rahman/33] Ayn ayetin bir di er Türkçe anlam ; [ Ey cinler ve insanlar toplulu u! Göklerin ve YER N bucaklar ndan GEÇ P G TMEYE GÜCÜNÜZ YETERSE GEÇ P G Z, ANCAK B R SULTANLA GEÇEB RS Z." Kur'an/Rahman/33]

MD D KKATLE ZLEY Z LÜTFEN: "ç p gidemezsiniz" ifadesine kadarki bilgi o günün kültürüne göre, kavray na göre, o insanlar frenliyor, yani; "siz yapamazs z, böyle bir eyi dü ünseniz bile


61

ba aramazs z" diye s rl yor, fakat "Ancak bir sultanla (kuvvet, bilgi ile) geçebilirsiniz" ifadesiyle de gelecek nesillere gördü ünüz gibi yön veriyordu. Yaln z yön vermekle kalm yor, i in uzmanlar n anlayaca özelliklerde, ayr nt bilgileri entegral bir biçimde sergiliyor. Ça zda da bu ayete göre [ te can m, uzay seyahatlerinden söz ediyor, gördünüz mü bak n, Kur'an da neler var neler"] diyecek ve hiç mi hiç ilgisi olmayan bu gerçek bilgi anahtar günümüzde de yanl anlay p, o örümcek kafas yla yorumlayacaklar da vard r. Kald ki, M.S 6. yüzy lda ya ayanlar da yanl de erlendirmesinler. Alt nc yüzy n cahil Araplar na da bir kabahat yüklememek gerekir. 21. Y Y lda ça da hoca geçinenlerin anlayamad klar da ortadad r! Kim bilir, belki de anlamak istemiyorlar!... Öyle ki, Araplar n o gün için anlay lar o kadar s rl yd ki; kendi ehirlerinde do mu büyümü olan Sevgili Muhammedi tenkit ve inkâr ediyor ve yabanc lar n ihtilaflar na göz göre göre "evet" diyebiliyorlard . Sömürü ç karlar yok olacakt … Oysa Mekke’nin en güvenilir ismi 40 sendir içlerinde ya ayan Muhammed idi… ["Hay r, O kâfirler LM KAVRAYAMADIKLARI KUR'A'NI yalanlad lar ve kendilerine HAK KAT ve NCEL (ayr nt lar ) hakk nda bir ANLAYI DA GELMED (*). Onlardan önce gelen ümmetler de Peygamberleri böyle yalanlam lard . Amma bak zalimlerin ak beti nas l oldu. " Kur'an/ Yunus/39. ] Bu, onlar n sorunu olmas na ra men, hala kavrayam yorlar diyebilirim. Sevgili Muhammedin; hem "ALLAH" hem de " Rahman" diye dua ederken kar la anlams z sald az önce belirtmi tik.

imdi, birinci sayfadan itibaren okuduklar an msayarak, bütün dikkatimizle takip etmemiz gerekmektedir. (*) ANLAYI DA GELMED ; ifadesi inan n öylesine önemli ki, öylesine ayr nt detay ve içerik ta maktad r ki, aç klamak için 55 sene harcad m. Bu ifade çok, ama çok önemlidir.


62

GARAN YK -RA'DAN GELEN GENET K MÜHEND SLER

As rlar önce olmu , an lar do ru olan bir hat ran n, as rlar sonra da hikâye, masal haline getirilmi , bozulmu eklini Peygambere anlatan ve tenkit etmek için bir malzeme olarak kullanan inançs z Mekkeliler ve yabanc lar; bunu u anda ise eytani Ayetleri yazanlar yapmaktad r; ["Bak Ya Muhammed! Sana Din, Kitap sahibi Yahudiler de anlat yor. Sen Putlar za sadece ta lard r diyorsun. Oysa bunlar LAT, UZZA ve bu da Manat’t r, (bu cümle tekni ine ve ifade tarz na çok dikkat ediniz ve asla unutmay z), biz bunlardan EFAAT VE YARDIM UMUYORUZ, oysa sen bunlara cans z birer ta parças diyorsun"] Deyip Peygamberi s rmaya çal yorlard . Peygamber, Mekkelilerin körü körüne inand klar bozulmu bu hat ran n özünün as ls z olmad biliyordu. Tarihin derinliklerinde olmu o gerçek olay n as rlar sonra k rp la, k rp la masal haline geldi ini de sezinliyordu. Son derce ho görülü ve yumu ak huylu olu undan dolay tam cevap vermemeyi veya sanki o mevzuun asl na zarar gelebilir korkusu ve endi esiyle bir ba ka zaman aç klamay tercih ediyormu gibi tavr , o anda Mekkelilere kesin tav r almay p, insanlar rencide etmeden hitap eden ahlak yap ndan ve taraftar kazanmay da tercih edercesine dü üncelerinin olmas son derece do ald r. Zira Sakifo ullar , Peygambere "Putumuz LAT' terk etmemiz için bize süre tan , bizim de vadimizi Mekke gibi kutsal yap" gibi taviz vermeyi gerektiren ciddi tarihi an lar günümüze kadar geldiyse de; en sa kl gerçek neden "Sen gelip bizim Putlar za El sürmedikçe biz de seni Hacer'i esved'i (siyah ta ) selamlama a b rakmayaca z" tehdidi, bask idi. Hemen her zorlu u üstün ahlak , bilge ki ili i, ho görülü ve efendi davran lar yla ve Yüce Allah’ n

KMET YLE çözen Sevgili Muhammed'in kalbinden az önce anlatt z zorluklar durdurabilmek için ve KU ULAR anlam nda kullan lm - GARAN YK gerçe inin de ciddiyetini henüz tam anlam yla bilmedi inden, biraz olsun taviz vermek geçiyor ki, Yüce Allah; [Az kals n seni bile sana vahiy etti imizden ba kas Bize iftira edesin diye fitneye dü üreceklerdi ve O TAKD RDE SEN DOST ED NECEKLERD . E ER B Z, SANA SEBAT VERMEM OLSAYDIK. SEN ONLARA AZ B R

EYLE MEYL EDECEKT N. (taviz vermeyi deneyecektin). Kur'an/ Isra/ 73-74.]


63

BA LAYINIZ BEN , bu surenin 75inci ayetini okumaktan ve buraya almaktan her zaman deh etle korktum, beni ba lay z, korkumdan buraya alamayaca m. Bu 75. ayeti okumaktan korktu um kadar, Azrail’den bile korkmuyorum desem inan z. KUR’AN hakk nda taviz vermek veya yanl yamalak fetvalar vermek ne demekmi bu ayet apaç k anlatmaktad r, hem de yal n aç k bir Arapçayla… Aman ALLAHIM!… Sevgili Muhammed, GARAN YK olay tam anlam ile bilmedi i ve bu nedenle, taviz verebilece i yakla ve dü üncelerini Yüce Allah biliyor ki; bu ayetten de anla laca gibi deh etli bir tehditle

itiyordu, dolay yla bizleri de e itiyor. Çünkü Peygambere "Sen sadece Kur’an’ tebli e memursun" eklinde bir çok vahiy geldi. Yani Kur’an’ n bir tek kelimesi için dahi hiç bir taviz verilemezdi. Anlatmak istedi im, Peygamberin Kur'an hakk nda taviz verme iste i veya giri imi de ildir. Bu, son derece hassas noktad r ki; Peygamberin ki isel tüm hayat , günlük konu tu u her cümle, eksiksiz tüm davran lar , güncel ya ant n tarz r ki; Kur’an’ gelecek nesillerin anlamas için yegâne referanst r. Bu nedenlerdir ki; Yüce Allah hemen her konumda ayr nt lar Kur'an ile gelecek nesillere, Peygamberin ya ant ndaki hemen her olayla bütünle tirerek, hem e itiyor hem de ilahi bilgileri gelece e intikal ettiriyordu. Peygamberin kar la ciddi tekzipleri de eksiksiz olarak bizlere; Kur’an’ n bir tek harfinin dahi önemi dolayl veya direk olarak hat rlat yordu. Zira Peygamberin hemen her sözü veya davran , slam’da ikinci derecede ba vuru referans r. Buna da "HAD S" diyoruz. Yani say lar 120 geçmeyen gerçek hadisler Kur’an’ anlamada ayet zorluk veya anla mazl klar olursa ba vurulacak verilerdir, devamla Tevrat ve ncil’dir. 1400 SEND R NSANLI I ZEH RLEYEN EMEV , ABBAS SAHTEKÂRLARININ UYDURDU U HAD SLER DEG L. Sevgili Muhammedi s p gerekli tavizi koparmaya çal anlar, zengin, do al olarak da taraftar çok olan kabilelerdi. Peygamberin kalbinden geçen ise, her ne kadar Mekkelilerin anlatt bozuk masal n esasta do ru oldu unu sezinlemesine ra men, hem taraftar toplamak -genel anlamda görevi gere i D yaymak- belki de KU ULAR- GARAN YK'in tam ciddiyetini henüz aç kça bilmedi inden, biraz olsun taviz vermeyi dü ündü ki "sen onlara az bir eyle meyil edecektin" ifadesiyle Peygamberin olay hakk nda bir eyler bildi ini, ancak ciddiyetini tam bilmedi i için biraz taviz verebilece ini, bununda asla yap lmamas

gerekti ini ayetin net ve kesin çizgilerinden anl yoruz. KURANDAKI EN edit, en keskin, en tavizsiz tehdit Isra/75 ayettir… [ "Kur'an ancak bütün Âlemlere bir ö üttür” Kur'an/Sad/87] Ayetiyle, Kur’an' n hiç bir ahs n, milletin, hatta bu gezegendeki tüm insanlar n dahi tekelinde olamayaca , zor kullan larak da kabul ettirilemeyece ini kesin emirlerle Peygambere dolayl olarak da gelecek nesillere aç klan yor. [" üphesiz O Kur'an KAT' B LG N TAM GERÇE R. "Kur'a/Hakka/51 ] Bu ayette geçen "YAK YN" kelimesi, kendisinde asla üphe olmayan, Kat'i, Mutlak bilim, bilgi, tan m, kan t demektir. Öncelikle akl ba nda bilim adamlar na hitap eden bu ayetin de erini anlamamak için insandan gayri bir eyler (o ey her ne ise !) olmak gerekiyor galiba! Kat'i bilgi, tam, eksiksiz bilgi demektir. Fakat "KAT' B LG N (üstelik) TAM GERÇE " deniliyor!!!


64

Hangi amaca hizmet etmek için anlam yorlar bu apaç k verileri acaba? Anlam yorlarsa anl yor gibi ç p ortal ne amaçla kar yorlar? Konumuzun esas na girerken, her geçen sayfa dikkatimizi daha da art rarak izlememiz gerekmektedir. Çünkü okuyaca z her cümlenin Bilgi ileti im dü ünce merkezinizle bütünle mesi gerekmektedir. Zira, GARAN YK - AK KU ULAR gizemi Yüce Allah’ n dostu Sevgili brahim peygamberle ba lamaktad r. [" brahim kavminin insanlar imana davet edince) kavminin cevab ancak u olmu tu; Öldürün O'nu yahut (ate e atarak

YAKIN O'nu. ' brahim’i ate e att klar nda ise) Allah’ta O'nu ate ten kurtard . Elbette bunda iman edecek bir kavim için ÜPHE GÖTÜRMEZ BRETLER VARDIR. ( brahim) dedi ki; Siz, dünya hayat nda, aran zda sevgi olsun diye, Allah’ b rak p bir tak m putlara tap nd z. Bunun üzerine brahim’e (ilk olarak kuzeni) LUT iman etti. brahim öyle dedi; ' Ben Rabbimin emir etti i yere (Harran’dan Filistin’e) hicret edece im. üphe yok ki, Allah

Azizdir, her eye Galiptir, Hâkimdir (hükmünde H KMET sahibidir) "Kur'an/ Ankebut/ 24/25/26 ] Dü ünelim ve mertçe sorgulayal m: neden Nemrut brahim’i k çla, okla veya bo arak öldürmeye kalkmad da ate e at lmas önerdi? Oysa büyük bir ate yak lmas çok daha külfetli olacakt , üstelik da da a açta k tt ? Neden bast ra bast ra ate te yak n emrini verdi “ ATIN ONU ATE E “ dedi? Büyük zahmetlere katlanarak, ehrin, ate alan n da etraf hendekler kazd rarak büyük külfetlere girdi… Sanki uluslararas bir ölen yapmak ister gibi… Okla veya k çla veya bo arak öldürülen brahim bu kadar me hur olamazd da ondan… Az sonra “Ate te bile yanmayan brahim” eklinde patent alacak ve yeteri kadar da me hur olacakt … Oldu da….ve ALLAHIN iste i ile de M LLETLER N CUMHURU oldu…. ‘Ate te bile yanmayan ‘ ekilde bir anda ve yeteri kadar me hur oldu ve ilan edildi… Bu nedenle ate önerisi sadece Yüce ALLAH’IN bir plan olsa gerek diye kendimce cevap verdim. Bu cevabim yanl sa ba lama dilerim. Sayg ve selamlar m, selamet dileklerim SEVG BRAH M’ N üzerine olsun. Sevgili brahim’e ilk önce kuzeni Sevgili LUT(*) inanm r. Lut peygamberde Sedom da ya ayan edepsiz bir kavime e itici olarak geliyor. te bu yöreler, yani Filistin yöreleri birazdan tan k olaca z GARAN YK, AK KU ULAR an lar n geçti i yerlerdir. Sevgili brahim, GARAN YK elçiler taraf ndan özel programlanm DNA moleküllerini kendisine ve han Sare'ye -Sarenin çocu u olmuyordu, yani k rd - enjekte operasyonu için son derece müsait iklimsel bir bölge olan, Allah’ n vahyi ile emretti i yere, önce M ra sonra Filistin’e gelip yerle ti. Gerçi olay n geçti i yerler Kur’an’da isim olarak belirtilmez. Oysa, Sevgili brahim’in, Sevgili Lut ile birlikte

kt klar yerin kesinlikle Harran (bugünkü Urfa) oldu unu, Lut'un Sedom'a geldi ini, brahim’in bir müddet Filistin’de kal p sonra M ra ve daha sonra Sare ile birlikte tekrar Filistin’e döndü ünü, M rda Firavun taraf ndan hediye edilen cariye Hacer ile ve Sarenin iste i ile evlenip çocu u oldu unu, smail isimli bu çocukla Mekke’ye/ Farran'a gelip Hacer'i ve smail’i orada b rakt en güvenilir say z tarihi kaynaklardan ve Tevrat’tan ö reniyoruz. Ancak Sevgili smail ile birlikte Mekke’ye geli i Sevgili brahim’in ileri ya lar ndad r ve Sare’den özel bir DNA transferiyle do an shak isimli çocuk olduktan sonrad r.


65

Mekke ehrinde bulunan KABEN N Yerküre üzerinde on binlerce sendir özel bir nokta olarak tahsis edili i, bu olayla da tazelik kazan p insanl a mal edilmi tir. Ça n bilim seviyesi bu noktan n önemini ve anlam henüz kavrayabilmi de ildir. (**)

Sevgili Lut görev yapmak üzere gönderildi i Sedomdaki Kavime gelip; [ "Lut'da kavmine öyle demi ti; Gerçekten siz çok kötü i i (livata) yap yorsunuz. S ZDEN ÖNCE ÂLEMLERDEN H Ç K MSE BUNU YAPMAMI TIR. Cidden hala erkeklere gidecek (mal a rmak için) yolu kesip duracak m z? Buna kar k kavminin cevab öyle demek olmu tur; E er do ru söyleyenlerdensen, GET R B ZE ALLAH’IN AZABINI." Kur'an/Ankebut/28.29 ]

(*) LUT sözcü ü birazdan tan k olaca z LAT isimli puta etimolojik deformasyondan sonra yak lm r. Birinci putun adi Sevgili LUT peygamberin bu isminden kurnazca bozularak LAT halini alm seklidir. Detaylar na yava , yava girmekteyiz. (**) Kâbe’nin co rafi noktas , galaksimizde üzerinde AKILLI canl lar n ya ad bir gezegendeki KABE ile izdü ümü çizgisinde oldu unu, tespit etmeye çal yorum ki: gerçekten net sonuca yak nda ula aca m.


66

Sevgili Lut'un kavmine yapt nasihatler gördü ünüz gibi sonuçsuz kal yor. Kavim herhangi bir azab n olmayaca veya olamayaca inanc ndad r. Ancak, hiç gözden kaçmamas gereken ifade; "Sizden önce ALEMLERDEN H Ç K MSE BUNU YAPMAMI TI" 'd r. Bu demektir ki; kavimin yapt bu edepsizlik o güne kadar daha önce hiç duyulmam bir hadisedir. Dolayisiyle o kavim, bulundu u yerde oldukça me hur olan veya ad n çok s k duyuldu u bir yöredir. Zaten " yolu keserek" ifadesidir ki; ehirlerinin kav ak bir yerde, yani fazlaca hareketli bir transport güzergahta oldu u ortadad r. Sevgili Lut'un ne kadar zaman kavmine nasihatler etti ini veya oralarda ne kadar zaman kald pek bilemiyoruz. Ancak; [" Hani ELÇ LER brahim’in yan na var p SELAM demi lerdi. (ibrahim, elçiler için haz rlad

yeme i yemediklerini görünce) dedi ki; B Z (ben ve e im Sare) ZDEN C DDEN ÇOK (ziyadesiyle) KORKUYORUZ. Elçiler de: KORKMA GERÇEKTEN B Z SANA B LG N B R O UL (erkek evlad n olaca ) MÜJDEL YORUZ." Kur'an/Hicr/52.53 ] Elçiler, Sevgili brahim’le ilk tan malar n hemen ilk cümlesinde, sahip olaca O LAN evlat müjdesini vererek KORKUSUNU gideriyorlar. Hem o lan olaca , hem de B LG N yani B M ADAMI olaca garanti ediyorlar!!!

ayet "Hay r Ey brahim, biz Uzay n derinliklerinden, i-Ra isimli bir gezgenden geliyoruz korkma, senin r hanimin Sare’ye molekülleri özel DNA enjekte edece iz v.b" demi olsayd lar. Bu kadar deh etli

etkinlikle Sevgili brahim’de yaratt klar korkuyu gideremezlerdi. Zira Sevgili brahim’in deh ete kap larak korktu unu anlad lar ve korkusunu bir anda giderecek tek hareket veya sakinle tirme: O'nun bir o lan çocu unun olaca müjdesiydi, de il mi? Çünkü Sevgili brahim’in getirdi i yeme i yemediler. Ba ka gezegenden gelen canl lar burada yemek yiyemediklerini birazdan birlikte görece iz. Kur'an' n en önemli bilimsel gizemlerinden bir gerçek de; olaylar, tarihi veriler veya ö ütler birçok - matematik süreçtir bunlar farkl surelerde ayr ayr anlat rken, bizlere iletti i "özündeki verileri ayn olan fakat KONULARIN FARKLI FARKLI Ö RET LER AÇIKLANIR. BUNUN ÇOK ÖNEML NEDENLER VARDIR. Ancak, konumuzun d nda oldu u için fazlaca de inmeden geçece im. Bu da KUR’AN da asla tekrar yoktur, tekrar gibi görünen her konu ayr incelikleri, detaylar bizlere aç klamak içindir. Her fail kelimenin 4 ayr kategorideki anlamlar hat rlay z lütfen. Yukar daki ayetlerde Sevgili brahim ve ELÇ LER aras nda geçen konu malar n bir di er surede anlat yla bir örnek vermek zorunday m. Ancak, Ku ular yani GARAN YK yani az önce sözünü etti imiz ELÇ LER gizemine henüz girerken aç klanmas ve tan lmas gereken bir nokta da udur;


67

ELÇ – MELEK

Melek Arapçada (E.L.K.) kökenli bu kelimenin anlam birçok farkl ekilde öznele tirilebilmesine ra men içeri indeki anlam, haber getiren götüren veya bilgi getiren götüren veya bilgele me i yani haberle meyi sa layan vb. gibi hallerde; E-L-K kökenli bu kaynak kelimedir ve failine de ELÇ demekteyiz. Örne in; Melek, E-L-K kökenlidir ve haber getiren götüren, emir getiren götüren, emri yerine getiren, faildir. Buna göre Elçi Melek; haber getiren götüren kimsenin hem görevinden dolay unvan r hem de yapt i in ad ile birlikte an ld failidir. Melek, hiç bir i yapmadan varl veya özelli ini bize nas l belirtebilir? E-L-K, yani elçilik, yani haber, görevi olan emirleri getirip götürmekle Elçi- Melek olarak ancak kavrayabiliriz.

IK da bir tür melek olabilir. Ancak, k kayna ndan ç p e yan n özelliklerini göze getiren tek yönlü bilgi-haber ileti imi yapt için buna "E-L-K" diye benzetme yapabilmeniz veya bu kritik ifadeye daha engin bir aç dan bakmam z için benzetebiliriz. Radyo dalgalar da bir tür "E-L-K" dir. Ancak, tek yönlü elçi de il; E-L-K kökenine atfen kavramak için benzetebiliriz. Kayna ndan radyo al na haber, bilgi getirmesine ra men radyo dalgalar na "melek" diyemiyoruz. Ya insanlar (Türkler de) an msayacaklard r, Posta görevlilerine yapt i ten dolay "ULAK" denirdi. Bu kelime Osmanl dillerinde öz kullan m biçiminden sapm ancak çok yak n bir ifade ile E-L-K yani ULAK olarak kullan lm r. Melek; haber, bilgi, emir al -veri inin faili ve o bilginin gerdi ini yapan kimse olurken, yapt fiil " E-L-K " dir. Yani, elçilik tir. Oysa ELÇ sözcü ü de isim de il, elçilik yapan n yapt faaliyettir. nsan duyular yla bilgi al veri i yapar. D ar ya bilgi transferi de yapabilir. kisini ayn anda da yapar. nsana niçin MELEK demiyoruz? Görevi haber -bilgi getirip- götürmek de il de ondan. Ancak,


68

ya ant nda, yani dirili i süresince durmaks n çevresiyle bilgi- al veri ini devaml yapar veya isterse yapar. So uk havada ü üme duygumuz bir bilgidir ve bu bilginin nedeni, so uk hava olgusunun sensörlerimize (reseptörlere) getirdi i haberle olu maktad r.

imdi, Elçi -Melek ifadesini biraz olsun açabiliriz san m. Özel amaçla, özel programl , bilgi, emir al veri i yapan EHVETS Z VE SADECE AKIL PRO RAMLI KULLARDIR.

ehvetsiz ak l; meleklerin duygusuz olduklar anlam nda de ildir. Onlar n bilgi bankas nda (genetik bilgi lemlerinde) z tl k kavramlar yoktur. Yani, sevgi - nefret, sava - bar , karanl k - ayd nl k, erkek - di i

gibi. Onlar sadece özel hizmetlere programl Yüce Allah’ n programlad bilgilerden ba kaca bir ey bilmeyen kullard r. Buna en güzel ve bilimsel aç klamay Kur'an getirmektedir. ["Allah, Sevgili ÂDEM’E bütün isimleri ö retti. Sonra e yay meleklere gösterip: e er (her eyin iç yüzünü bilen) sad klardansan z bunlar n isimlerini bana HABER verin dedi. Melekler: Biz, (sana itiraz etmekten) seni tenzih ederiz. Senin bize Ö REGETT NDEN BA KA H Ç B R LM Z, B LG Z YOKTUR. Muhakkak Sen her eyi hakk yla bilensin, üstün H KMET sahibisin, dediler. "Kur'an/ Bakara/31.32 ] Bu ayetlerden unu aç kça anlayabiliriz: 32. ayette Melekler " Biz senin bize ö retti inden ba ka bir ey bilmeyiz, yani, e yan n ad genetik bilgi i lem bankam za programlamad n ki, e yan n ad sana HABER verelim" diyorlar. Çok dikkat ediniz 31 ayette enbiû-nî “Bana haber verin” demektir. YÜCE ALLAHIN 31 ayetteki sorusundaki iste ine kar 32. ayette "PROGRAM YOK K SANA HABER VEREL M" cevab yla savunma yap yorlar "Bilgimiz yok ki Sana söyleyelim" demiyorlar. (*) Buradan, Meleklerin özel hizmet için s rl bilgilerinin oldu unu aç kça anl yoruz. Ba ca görevlerinin de bilgi- haber getirip götürmek oldu u; emri icra etmek oldu u ortadad r. San m Elçi - Melek ifadesini tam olmamakla beraber bu kitab n içeri i için yeterince açt k. Bunun içindir ki, Elçi ba ka, Melek ba ka eylerdir. Melek, elçilik yapabilmesine ra men; Elçi melek olmayabilir. Postac Ulak’ n melek olamayaca gibi. Resul-Allah’ n melek olamayaca gibi. (**) Sevgili brahim’e gelen kimseler de (GARAN YK ) sadece elçilerdir. Biz de baz hallerde "Elçi- Melek" olarak ifade etmekle, mevzunun içeri ini genel anlamda ve geni bir platformda ortaya koymak istedik. Bu konu, yani Elçi- Melek gizemi birçok insan n zihinlerini kar rabilir. Ve bunun do rulu unu yine Kur'an n Sevgili Musa ve Harun için kullan ld ayetlere göz atmam z gerekmektedir ki: [ "Hemen gidin de Firavuna deyin ki, B Z RABB N ELÇ LER Z." Kur'an/TA-HA/47] (*) Dikkat! Melekler bilgileri olmad nas l bilirler? Bilmedi ini bilmek önemli bir bilgidir de il mi? Ey gidi arlatan hocalar, hey gidi maskara herifler KUR’AN meali yapars z ha? As rlard r insanlar n beyinlerini y kars z ha? (**) Bu yard mc bilgiyi vermek zorunday m. Peygamber Farsça bir kelimedir. “Peygam” haber-mektup demektir. “ber” eki ise getiren anlam nda olup PEYGAM-BER, tanr dan haber-mektup getiren, haberci demektir. Arapça nebe (nebi) haber’dir. Arapçada peygamberin kar ise Nebi’dir. Resul ise risale sahibi, kitap sahibi peygamber demektir.


69

Oysa biliyoruz ki, Sevgili Musa ve karde i Harun peygamberdir. Burada ise "Biz Rabbin Elçileriyiz, Arapças RESUL" dediler. Sadece bu ayet bile örümcek a n içinde as rlard r sakl duran ve bir türlü gerçe i görmek istemeyenler için yegâne bilgi kayna r. Çünkü Sevgili Musa Firavuna ve M ra PEYGAMBERL K yapmak için de il, Rabbin haberini tebli için yani ELÇ K için gelmi ti. Bu nedenle 'Biz Rabbin ELÇ LER Z, RESULLER Z ' dediler. Biz devam edelim: ["Mekkelilere do ru yolu gösteren Peygamber, onlara Kur'an ile geldi i zaman, nsanlar n iman etmelerine ancak öyle demeleri engel oldu: Allah bir insan m peygamber gönderdi, (Peygamber olarak bir

Melek göndermeliydi)? Onlara öyle de: E er (insanlar gibi) yeryüzünde, yürüyüp duran Melekler olsayd , elbette onlara gökten MELEK PEYGAMBER gönderirdik. "Kur'an/Saffat/171-173] Biliyorsunuz ki; insanda, takdir edilme veya dost edinme veya dü man edinme gibi say z karma k duygular vard r. Benim tespit etti im en tehlikeli duygu ise "gerçe i ö renmekten korkmak" duygusudur. Gerçekten de insanlar n bir ço u gerçe i ö renmekten veya görmekten korkarlar, neden mi? Kendi olgunla rd toz pembe hayalleri, yerini gerçe e b rakacakta ondan!... Kur'an/En'am/94 ayetini hat rlay z.


70

["Gerçekten elçilikle gönderdi imiz KULLARIMIZ hakk nda u sözümüz geçmi tir: Muhakkak onlar bizzat onlar muzaffer olacaklard r. Ve elbette Bizim askerlerimiz (ordular z) muhakkak onlar galip geleceklerdir. Kur'an/Saffat/171.173 ] Daha ayd nlat olarak: [ "Bir de öyle dediler: Bu peygambere (!) ne oluyor ki? Yemek yiyor, çar larda yürüyor. Ona bir MELEK indirilse de beraberinde bir davetçi olsa ya! (Mele in onu tasdiki ile Hak Peygamber oldu unu bilsek ya) " Kur'an/Furkan/7] 6. Yüzy lda Musevi kültürü ve birçok etnik guruplar n k rt sald lar ve yanl tefsir edilen Tevrat bilgilerin etkisiyle saçmalayan Mekkeliler; Tevratta s k-s k ifade edilen ve s k-s k srailo ullar na yard m eden elçilerin ö retici s fatlar ndan dolay Elçilere "RAB" diyenler; Sevgili Muhammede " O'na da melek inse ya, niçin yemek yiyor?" eklindeki sald lar , u anda bizi do ru bilgiye götüren en güvenilir verilerdir. Yeter ki bilgece de ifre etmesini, analiz etmesini bilelim. Daha önce duyduklar , etrafta anlat lan tarihi hikâyeleri bildiklerinden dolay , meleklerin yemek yemediklerini biliyorlar ve ResulAllahin yemek yemesini de aç kça yad rg yorlar. Bu çok önemli bir kan tt r ki bunu KUR’AN yazmaktad r.

u konuya da dikkat etmemiz gerekmektedir. Meleklerin asla yemek yeme gibi bir ihtiyaçlar n olmad konusunda bilgileri olan Mekkeli ki ilerin itirazlar n bize verece i öyle müthi , öyle gerçek bir ipucu var ki; bu noktay ak ldan ç karmadan devam edelim. Bu nedenle “bu peygamber nas l olurda yemek yiyor, bu garip bir ey!” diyorlar… Demek ki meleklerin yemek yemediklerini bir ekilde tarihi anlat mlardan biliyorlar…


71


72

DO RU B LG , ONA KAR I OLAN YANLI IN BÜYÜKLÜ Ü LE DE ER KAZANIR

Yanl olamadan DO RU ifadesinin bir anlam dahi olamaz. Bu nedenle Yüce ALLAH önce isyan programlad sonra itaati, Önce ölümü icat etti sonra hayat , Önce karanl yapt sonra ayd nl , Önce erke i yaratt sonra kad , Önce cehalet vard , sonra bilgelik geldi, bu örnekleri binlercesine ç karabiliriz. Zira, Tevrat'ta eskiden peygambere "GÖREN" de denirdi. Arapçada bildi iniz gibi, Arami kökenli yeni ve aheser bir lisand r. Pürüzsüz bir Arapça olan Kur'an gizemlerini anlayabilmek için, Sanskritçeden

ba lay p, Arapçadan günümüzde kadar var olan tüm lisanlarla Kur’an’ analiz etmeliyiz. Bunun bilime ve insanl a getirece i yarar; nsan n erdemce ALLAHINA yönelmesini sa layacakt r. Bu bir insanl k ödevidir. [ "Ve u ak Saul'a cevap verip dedi: te, elimde bir çeyrek ekel gümü var; Allah adam na onu veririm ve yolumuzu bize bildirir. (Evvelleri srail’de Allah tan sormak için gitti i zaman adam böyle derdi: Gel, GÖRENE gidelim: çünkü imdi Peygamber denilene önceleri GÖREN denirdi). Ve Saul u na dedi: yi dedin; gel gidelim. Ve Allah adam n oldu u ehre gittiler. Ve yoku tan ehre ç karken, su çekmek için

kmakta olan genç kad nlar buldular ve onlara dediler: GÖREN burada m ?" Tevrat/Samuel/9/8.11 ] Bilinmelidir ki Peygamber sözcü ü Arapça de ildir, Arapças RESUL veya NEB R. Bu gerekli yard mc bilgileri da arc za yerle tirip tekrar Sevgili brahim’e gelen Elçilere yani GARAN YK lere, yani AK- KU ULARA, Ulu Turnalara dönece iz. [" Hani onlar (elçiler) brahim'in yan na varm lard da SELAM vermi lerdi. O da (kar k olarak) SELAM vermi :

Ç (daha önce benzerini hiç görmedi im) TANIMADIK B R KAV M! demi ti. Hemen bir bahane ile ailesine giderek, semiz bir dana (kesip) getirdi de. Onu (yemek yiyip yemediklerini test için) önlerine koydu: 'yemeye buyurmaz

z? ' dedi. (Elçilerin yemedi ini görünce, do al olarak üphelenmekle hakl oldu unu anlay p) O VAK T ONLARDAN NE R KORKU DOLDU. Onlar: ' KORKMA' dediler ve onu ÇOK B LG N B R O UL LE MÜJDELED LER. Bunun

üzerine brahim’in) han bir ç k içinde döndü ve elini yüzüne çarparak: ' Ben k r bir koca kad m (nas l

çocu um olabilir ki) ? dedi. Onlar (Elçiler) dediler ki: SANA DED Z G R. BUNU RABB N BUYURDU. üphesiz ki O HÂK MD R, ÂL MD R". Kur'an/ Zariyat/25.30 ]

Ayn mevzuyu iki ayr surenin ayr nt lar ndan sanki tekrar yap yor gibi ancak tekrar de il de farkl detaylar aç klayan bu ayetten daha fazla ayr nt ö reniyoruz. lk defa elçileri gören Sevgili brahim do al olarak elçilerin her türlü hallerinden, görünümlerinden yemek

yememelerinden KORKMU TUR. Bunu Zariyat/25 ayetinde "tan mad k, tan nmam veya tan nmayan kimseler" ifadesinden, yani daha önce hiç görmedi i ve kendisini ürkütecek kadar farkl bir görünümde olduklar aç kça ortadad r. Olabilece i vaadiyle müjdeledikleri LG N O UL ise, geneti i özel olarak programlanm Sevgili SHAK ve shak' n o lu Sevgili YAKUB ve Esavd r. Yahudilerin LEV soyu kutsald r ve istisnas z bütün

peygamberlerde bu DNA soy zincirindendir, bu genetikten gelir. Ayette geçen "KORKU", insan n aniden kar na ç kan bir canavardan duyguland gibi mekanik bir korku de ildir. nsan n hayal bile edemeyece i ve kendisini, bir ok etkisiyle hayretler içinde


73

rakabilecek bir duygunun verdi i korkudur. Hayret + Ürkme + rkilme + gizli korku gibi duygular n sergilendi i ani ok etkisi gibi bir korkudur bu. Siz de fark ndas z; Korkuyu "KORKMA" ikaz n hemen ard ndan "Çok Bilgin bir O ul müjdelediler" ifadesiyle yumu akça yok ediyorlar. Çünkü Sevgili brahim’in 120 ya lar nda duyaca en güzel bir haberdir ki; do al olarak korkuyu yenecektir. Genetik bilimler için müthi veriler içeren bu ayetlere yön veren yegâne ba lama noktas ise; Yüce Allah’ n HÂK M ve ÂL M s fatlar r. Ayn konuyu ba ka bir cihetle ayr nt olarak aç klayan bir di er veri ise; ["(Sare) öyle dedi: ' Ay, ben do uracak m m? Ben ihtiyar bir kad n ve bu kocam da bir ihtiyar iken!... Do rusu bu çok ILACAK B R EY! Kur'an/Hud/72] Ayr bir surede anlat lan bu ayetten baz özelliklere sahip olan, ancak do uramayan Sera validemizin

nl na tan k olduk. Yine bir di er ayr nt için ve Tevrat’ n nas l tahrif edildi ini az önce belirtmi tim ki; Tevrat’a ba vuraca z; ["Ve brahim s rlara ko tu (acelesi var ve bu acelecilik Kur'anda da belirtildi), ve körpe iyi bir buza al p

na verdi, ve onu haz rlamakta acele etti (yüz ya lar nda olan bir peygamberin kafas na neler tak lm ki; yeme i yapmada acele etsin? Sonra ondan yemek isteyen olmad ! Elçilerde ne gibi bir farkl k gördü ki; onlar n yemek yiyip yiyemediklerini ilk etapta anlamak için, yeme i bahane etti?) Ve ayranla süt ve haz rlad buza al p önlerine koydu; ve kendisi yanlar nda, a aç alt na durdu, onlar da yediler. Ve O'na dediler: Kar n Sare nerede? Ve dedi: te çad rda. Ve o dedi: Gelecek sene bu mevsimde senin yan na dönece im ve i te kar n Sare'nin bir O LU olacakt r. Ve Sare onun arkas nda olan çad n kap nda dinliyordu. Ve brahim ile Sare de kocam ve ya ta ilerlemi lerdi; Sare adetten kesilmi ti. Ve Sare: htiyar olduktan sonra bana sevinç (do umdan dolay sevinmek) olurmu? Efendim de kocam r diyerek NDEN GÜLDÜ. Ve RAB, brahim’e dedi: Sare: Gerçekten do uracakm m? ve ben kocad m, diyerek N N GÜLDÜ? RAB için imkâns z bir ey varm r? Muayyen vakitte, gelecek sene bu mevsimde yan na dönece im, ve Sare'nin bir O LU olacakt r. Ve Sare: GÜLMED M, diyerek inkâr etti: Çünkü KORKTU. Ve O (elçi) Hay r güldün, dedi "Tevrat/Tekvin/18/7.15] (*)

imdi çok dikkat ediniz: 14'üncü Tevrat ayetinde ad belirtilmeyen, fakat Tevrat’ n daha önceki ayetlerinde "RAB" olarak isimlendirilen Elçiler : "Rab için imkâns z bir ey varm r?" diyorlar. Oysa 13'üncü ayette ise: " Ve RAB brahim’e dedi" ifadesiyle kar la yoruz. Bu demektir ki Elçiler RAB de ildir. Sizde Tevratdaki yaz tahrifat na' bu iki cümleyle art k tan ks z. Amac m asla Tevrat’ n yerilmesi de ildir. Bu kitab n ba lar nda, Kur'an ayetleriyle aç kça belirtik ki, Tevrat’ n ve ncilin de inanc mda mutlak sayg n bir yeri vard r. Ki; Tevrat’ günümüz Musevilerine

retecek kadar da ayr nt lar de ifre edebilmek için ömür tükettim. Bu elinizde okudu unuz kitab z bunun en belirgin bir kan r. Bu kitap Kur’an’ n koordinesiyle Tevrat'tan olabildi ince yararlanmak için haz rlanmad m ? Tekrar esas mevzuya devam edelim. Tevrat’ta da Sare'nin KORKTU UNA tan k olduk. Fakat, ayetin en belirgin hatta beni bile ürküten verisi: Elçilerin Sare'nin dü üncelerini okuyabilmeleridir!... Sare güldü ünü inkar etmesine ra men Elçiler, onun dü üncesindeki "gülme" fiilini dahi tespit edebiliyorlar... Aman Allah m! Bu ne uygarl k böyle! Bu müthi ayr nt lar ncil’den izleyerek ve ufkumuzu ayr nt larla geni letip devam edelim. (*)Gelen elçileri zaman n karanl klar nda, özellikle Tevrat’ yazan yaz lar n hatalar r ki, Tevrat’ n baz yerlerinde elçileri " RAB " olarak Tevrat’a geçirmi lerdir. Bu hata Tevratdaki en önemli yaz hatalar n ba nda gelir. Bunu daha önce belirtmi tik.


74

["Ve i te, yaz lar n baz içlerinden: Bu adam küfür ediyor, dediler. sa da onlar n dü üncelerini bilerek; Niçin yüreklerinizden kötü eyler dü ünüyorsunuz? dedi" ncil/Matta/9/3.4 ] ["Ve bütün halk , ve : Acaba Davut o lu mudur? dediler. Fakat Ferisiler i itince dediler: Bu adam ancak cinlerin reisi Beelzebul ile cinleri ç kar yor. Ve sa dü üncelerini B LEREK onlara dedi: çinde ayr k olan her ülke çöl olur; ve içinde ayr k olan hiç bir ehir yahut ev durmaz. " ncil/ Matta/12/23.24] ["Ve onlar: Ekmek almad k, diye aralar nda söyle iyorlard . sa da bunu bilerek dedi: Ey az imanl lar! Ekme iniz olmad ndan dolay aran zda neden söyle iyorsunuz?" ncil/Matta/16/7.8] Sevgili sa da bu gezegende ya ayanlar n dü üncelerini dahi an nda okuyabiliyordu. Bunun ak llara durgunluk verecek nedenlerini bu kitap için belirli bir seviyede tutaca m. imdi k saca baz ayr nt lara de inece iz, fakat önemli ayr nt lara... Sevgili brahim elçilere niçin öncelikle yemek ikram etme gere ini gördü? Hadi, misafire önce ikram edilecek eyin yemek oldu unu varsayal m: Neden et yeme i? Daha çabuk yap lacak yemek varken niçin sa kl bir dana kesiliyor ve haz rlan yor, ancak haz rlamada çok acele ediliyor üstelik! Bu, ne kadar bir zaman al r? Önce ' tan mad k, bizlere hiç benzemeyen, yabanc , garip görünü lü' olduklar belirterek, onlara ET yeme i ikram etmeyi tercih etti? Sevgili brahim Elçilerde hangi ayr nt lar ke fetmi olmal ki, onlar et yeme i ile test etmeyi ye liyor? Bak z, Tevrat ta daha ne bilgiler var; ["Ve RABB N mele i elinde olan DE NE N ucunu oraya uzatt , ve ETLE mayas z pidelere dokundu; ve kayadan ate ç kt , ve eti ve mayas z pideleri yiyip bitirdi: ve RABB N mele i onun gözünde kayboldu." Tevrat/Hakimler/6/21.]

imdi anla ld , elçiler neden Sevgili brahim’in getirdi i et yeme ini yemediler. Elindeki tüple yeme i önce tahlil ettiler… Melek, yani Elçi, yani GARAN YK, Biokimyasal özelli i olan mayas z ekmekleri ve ET sopa ile, tüple emiyor ve analiz ediyor veya yiyor!!! (i te, Tevrat’ yazanlar n hatal yaz lar nda bir kaç örnek daha!...) Oysa, gördü ünüz gibi Elçiler ET ve MAYASIZ EKME özel yöntemlerle analiz etmek için, hortum tüple (de nek !) emiyor ve tetkik ediyorlar. Tevrat’ yazan cahillerde Elçilerin eti sopa ile yedi ini san p, as rlarca insanlar n elçiler tekrar gelsinler diye kurbanlar kesip damlarda etlerin koku mas na sebep oldular! Laf aram zda, suçlar örtmeye haz rlad klar bir k ft bunlar! Oysa mayas z özel ekmek, veya Elçilerin getirdi i özel g da Maddeleri genleri özel programl bu soyun geli mesi için çok, çok önemliydi. (*) Zira birazdan tan k olacaks z; Sevgili brahim’e ve han Sare'ye DNA’LARI özel programlanm molekül transferini yaparak bilgin ve o lan olaca daha önceden tayin edilen shak’ n do umunu gerçekle tirecek olan da bu elçilerdir... Yani GARAN YKT R. Tekrar, ncili ve Tevrat’ tasdik eden ve Alemlere Rahmet olarak gelen Kur'an ile devam edelim: 100 ya doldurmu olan Sevgili brahim ve ya Sare'nin sevinç ve nl klar na cevap olarak: [ "Onlar (Elçiler): Seni Hak ve Gerçekle müjdeledik, onun için Allah’ n Rahmetinden ümidini kesenlerden olma, dediler". Kur'an/ Hicr/55 ] (*) Bu soyun bugünkü unvan LEV LERD R. Bütün peygamberler de bu soydand r.


75

Elçilerin söylemek istedikleri: Senin han n Sare her ne kadar k rsa da, sen ne kadar ihtiyarsan z da, Yüce Allah’ n Rahmetinden asla ümidinizi kesmeyiniz, biz bu i i ba araca z: Özel çal malar zla senin bu ya han ndan ÇOK B LG N B R O LUN ve devam nda da (torunlar n ) olacakt r. O yüzden sak n ümidini kaybetme, diyorlar. Çünkü, Kur'an/Zariyat/30'da; Yüce Allah’ n HAK M ve AL M fatlar ifade edilmi ti. Bu son derece önemli ayr nt r ki; bilimsel içerikli ayetleri sevk ve idare eden birinci derecede referans noktas oldu unu daha öncede belirtmi tik. [" brahim dedi ki: Sap klardan ba ka, kim Rabbinin Rahmetinden ümit keser? "Kur'an/Hicr/56.] TÜRK ASILLI AZERO LU SEVG BRAH M, olgun bir ya ta, Yüce Allah'a teslim olmu bir peygamber olarak; Elçilerin, do acak B LG N o ul için yapt klar özel programl DNA transfer operasyonun sonucunu, Rabbinden ümidini kesmeden sevinçle ve iyi bir moralle beklemeye karar veriyor. Bunu nereden mi anlad k? Ayetin son cümlesinde Sevgili brahim: " Sap klardan ba ka kim Rabbin rahmetinden ümit keser" demesidir? Bu ifade, korkuyu atlatt , sakinle ti ini art k Elçilerle ayn fikri payla n tan r?

u ana kadar Sevgili brahim'in ilk defa elçilerle tan p, KORKUSUNU giderip, genetik transfer operasyonu yap larak do acak O UL’UN olabilece i ümidini kesmemesi için, O'na moral ve ayd nlat bilgi verildi ini izledik. Sevgili brahim’in de yeterince rahatlad zaten alg lad z... Dikkatle izleyelim: Aradan ne kadar zaman geçti bilemiyoruz, Elçiler genetik transferin ön haz rl klar hakk ndaki ön bilgileri Sevgili brahim’e vermi olmal lar ki: ["Vakta ki elçilerimiz ( brahim’e çocu un do aca na dair)

MÜJDEY GET RD LER, O'na öyle dediler: Biz bu memleket halk helak edece iz; çünkü HALKI BÜSBÜTÜN ZAL MLER OLDULAR." Kur'an/Ankebut/31. ] Tevrat da bir sene olarak belirtilen, ancak kesin olmamakla beraber Elçilerin ne kadar zaman sonra tekrar Sevgili brahime geldiklerini zaman ölçüsü olarak tam bilemiyoruz. Ancak, Tevrat taki " gelecek sene bu mevsimde gelece iz " ifadesini do ru varsayarsak - do um da dokuz ayda oldu una göre; muhtemelen do ru bir yakla m içindeyiz demektir. "Vakta ki MÜJDEY GET RD LER" ifadesi birçok gizemi aç a ç karmakla beraber, Elçilerin Sevgili brahim’e NC B R DEFA ve hayli bir zaman aral ndan sonra geldiklerini kan tlar.

Bu müjdeyle, do acak çocu un genetik transfer operasyonunun ba ar oldu unu ve çocu un ya Sare’den mutlaka do aca garantisini ve kesin müjdeyi veriyorlar. Müjdenin esas konusu:i çocuk sa kl ve o lan ve mutlaka bilgin olacak … Bu müjde o zaman Sevgili brahim’i sevindirmi ti, u anda ise AK Ku ular -Turnalar - GARAN YK gizeminin aç lmas sa layarak bizi sevindirdi. Daha önce, yani ilk geldiklerinde; çocu un do abilece ini, ümidini yitirmemesi gerekti ini söyleyen Elçiler: " VAKTA K (limit koyamayaca z bir zaman aral ndan sonra) ifadesiyle ikinci bir kez (en az iki kez) geldikleri kesinlik kazan yor. Dikkat edilirse, iki kesin ifade ayn ayette aç kça belirtiliyor. Tevrat da ise Sevgili brahim’in gelen Elçilerle bir kez görü tü ü belirtilir.


76

GENLER ÖZEL PROGRAMLA DO AN SEVG SHAK VE NESL

Ayetlerde de aç kça gördük; Çocuk, yani Sevgili SHAK, kesinlikle do acak ve kesinlikle O lan olacak ve kesinlikle de B LG N olacak. Bu son derece önemli bilimsen de erleri bu noktadan ba layarak çözece iz. "Elçiler: Biz bu memleket (Sedom) halk helak edece iz. Çünkü BÜSBÜTÜN AZITTILAR, BÜSBÜTÜN ZAL MLER OLDULAR." dediklerine göre, kavmin helak olaca da kesinlik kazan yor. Fakat gözden kaçmamas gereken oldukça önemli bir nokta; Elçiler sanki o ehrin yabanc de iller! "Büsbütün az tt lar" ifadesi, o halk n, ad geçen edepsizli i (Livata) daha önce de yapt klar , fakat bu kadar yayg n bir hastal n (bunun ne kadar tehlikeli bir hastal k oldu una birazdan tan k olacaks z) bu kadar h zl bir yay lmayla yayg nla aca , bize dolayl olarak anlat yor. Sevgili Lut Sedoma gelmeden çok önceleri de Elçilerin O kavme geldikleri, onlara nasihatler verildi i ayetlerin ak ndan anla yor ve Lut da: " u kadar zamand r kavmi yola getiremedi, çal ; fakat netice olumsuz, son derece tehlikeli boyutlara gelen bir tür AIDS türünden bir virüs h zla yay labilir veya yay yor, o yüzden oray , Allah’ n kesin emriyle "MUTLAKA HELAK EDECE Z" diyerek, amaçlar NET bir ifadeyle belirtiyorlar. [ " brahim dedi ki, onlar n içinde (zalim olmayan) Lut da var. Onlar (Elçiler) Z ORADA K N OLDU UNU ÇOK

B YORUZ. Hem O'nu hem ailesini kurtaraca z, ancak kar müstesna; O, azab içinde kalanlardan oldu. Elçilerimiz Lut'a gelince (KORKUSUNDAN) kendisine fenal k geldi, ONLARIN YÜZÜNDEN KEDERLEN P TAKAT KES LD . Onlar dediler ki: KORKMA VE KEDER ETME; çünkü biz seni ve aileni kurtaraca z, ancak kar n geride kalanlardan olmu tur. "Kur'an/Ankebut/32.33] Sevgili brahim, helak olaca kesinle en Sedomda kuzeni Lut'un oldu unu, kurtar lmas gerekti ini Elçilerden istiyor. Elçiler ise, orada kimlerin oldu unu ÇOK B LD KLER , Sevgili Lut için endi e etmemesini belirtiyorlar. Elçilerin müthi görkemli özelliklerini siz de fark ettiniz de il mi? a) Sare çad n içindeyken görmedikleri halde dü üncesini, duyguland alayc gülücü ü hemen fark ettiler!.. b) Sedomda kimlerin hastal kl oldu unu ÇOK bildikleri ortadad r!... c) Sarenin do uraca , kesinlikle O LAN olaca , kesinlikle B LG N olaca , net ve apaç k ifadelerden zaten ö rendik. Elçileri ilk kez gören Sevgili Lut da ÇOK KORKUYOR. Hatta korkudan TAKAT KES YOR! (Bu duyguyu hemen her insan bilir). Elçiler, öncelikle korkmamas ve kendisini kurtaracaklar özellikle belirtiyorlar ki; Sevgili Lut'un morali biraz olsun düzeliyor. Zaten bunu "korkmamas " vurgulayarak yap yorlar. Elçiler birtak m özel yöntemleri olmal r ki; gezegenimizdeki insanlar n duygular bile hemen tespit edebiliyorlar! Öyle ki, elçilerin Sedom'da kimlerin hastal k virüsü ta ve kimlerin sa kl olduklar çok iyi bildikleri ayr nt lar yla ortadad r. Nas l m ?


77

["Lut dedi ki: Do rusu siz ÜRKÜLECEK (korkulacak) R (kimselersiniz) KAV MS Z. Elçiler dediler ki: Yok (korkma) Z SANA KAVM N ÜPHE ED P DURDUKLARI AZABI GET RD K. Sana onlar n azab na dair GERÇEKLE

GELD K (gerçek bir operasyonun için geldik) Biz mutlaka do ru söyleyicileriz. Nihayet onlar Güne 'in do ma vaktinde O KORKUNÇ GÜRÜLTÜ yakalay verdi. Kur'an/ Hicr/62.63.64.73 ] Hat rlarsan z Ankebut/29 ayetinde ehir halk "E er do ru söyleyenlerden iseniz getirin bize Allah’ n azab " demi lerdi. 62nci ayette ise; elçi ile melek aras ndaki fark aç kça görülmektedir. Zira Sevgili Lut onlara "ayr bir KAV MS Z, kimselersiniz", dedi...

sa aral klarla gizemlerin ana hatlar toparlamak için u ba klar haf zalar za kaydetmemiz gerekiyor; a) Sevgili Lut'un Elçileri ilk kez gördü ü kesinlik kazan yor, b) Lut elçileri ilk kez gördü ünde, Sevgili brahim ikinci, belki daha çok gördü ü müjdenin kesinle mesiyle zaten aç a ç kt . c) Elçilerin kavmi üphe ettikleri Azab'a ait gerçek bilgilerle, yani tam yok etme operasyonu ve emri ile geldikleri art k kesinlik kazan yor. d) Sevgili Lut elçilerle ilk dafa görü mesine ra men; Elçiler " Kavmin üphe ettikleri azab " ifadesini kullan yorlar. Bu demektir ki: Sevgili Lut henüz peygamber olmadan önce, o ehirde o elçiler; Yasin Suresinin 13...30. ayetlerine kadar anlat lan detaylarda apaç k belirtildi i gibi, bir tür peygamberlik görevi yap yorlar ki; Kur'an bu son derece önemli hadiseyi tüm detaylar yla aç klamaktad r. Ancak, ayni konu için ayr nt lar Kur’an’ n aheser gizemlerinin süreçleridir ki, ayni konu de ik surelerde ve de ik detaylar aç klamak için sanki tekrar ediliyormu izlenimi verir, asl nda tekrar yoktur. Bu, Kur’an’ n, bu kitap için açamayaca z Evrensel bir özelli idir. Devam edelim: [" Lut kavmi gönderilen ELÇ LER tekzip etti" .Kuran/ uara/160 ] Demek ki Sevgili Lut'dan seneler önce (ne kadar zaman aral bilemiyoruz) kavme gelen, ancak daha yumu ak davran p, sadece ö ütler vermek, onlar olabilecek felaketlerden haberdar etmek ve kendilerinden bir insanm gibi davranan Elçilerin Sedoma geldikleri de aç kl k kazan yor. Olabilecek bir felaketten üphe içinde olmalar , zaten Yasin suresinin 15 ve 16. ayetlerinde aç kça belirtiliyor. Birazdan 36. sureye, yani Kur’an’ n KALB OLARAK DE ERLEND LEN YAS N suresine gelece iz. Uyuyan bir tarihi uyand racak ve aç kl a kavu turacak tek kaynak daha do rusu en önemli kaynak YAS N süresinin anahtar bilgisidir. Ara rmalar mda net de erlerle ula m birinci derecedeki veri de; Kur’an’ n tüm gizemlerinin, bilimsel tüm ayr nt lar n anahtar bilgisinin YAS N suresinde olu udur. Bu nedenledir ki; bu sureye " KUR’ANIN KALB " denmi tir. Bu benim ahsi kanaatimdir. Ara rmalar mda, Yasin sureside 18 bilim dal için ba lama ve gizemlerinin anahtar verilerini tespit ettim… 1400 senedir kimse “Yasin suresi için neden KUR’AN’IN kalbi denmi tir“ diye ne ara rm ne de dü ünmü tür.


78

Elçilerin görkemli an lar ise kitab n sonunda Mekke de " LAT, UZZA ve bu da MENATTIR ! " eklinde ve bozulmu ve masal haline gelmi biçimini izleyeceksiniz. Okuyucular n "Lat, Uzza ve bu da MENATTIR" cümle yap , cümle tekni ini asla unutmamalar gerekmektedir. Çünkü bu evrensel gizeme tüm insanlarla birlikte ula aca z. Zira Sevgili Muhammed ve sa ve Musa ve tüm di er peygamberler sadece birilerinin özelleri de ildir, bütün insanl k âleminin önderleridirler. Kan m ? Devam edelim; Önemli ikinci bir nokta: Elçiler o ehirde Sevgili Lut'dan önce görev yapt dönemde, halk n edepsizli i (livata) tam anlam yla yayg n olmasa gerek. Zira Elçiler bir hayli zaman kavimi adam etmek için u ra yorlar. Aradan zaman (ne kadar zaman, kaç sene bilemeyiz) geçmelidir ki, edepsizlik doruk noktas na geliyor ve TAM YOK ETME OPERASYONU ALLAH'IN EMR VE ASLA GER ÇEVR LEMEYECE , VAK T KAYBED LMEMES GEREKT , Sevgili brahim'in yan nda iken, daha do rusu genetik transfer operasyonundan sonra çocu un do aca tam kesinlik kazand ktan sonra: [ "( brahim) dedi ki: Ey Elçiler, BUNDAN SONRAK Z NE ?. Kur'an/Hicr/57] sorusuna cevap olarak "Lut kavmini helak edece iz " diyorlar. Sevgili brahim de, çok vicdanl ve bilge bir insan olarak, azab n yap lmamas veya ertelenmesini veya affedilmesini çok istiyor ki; ["Elçiler: Ey brahim! Bu mücadelenden vaz geç, çünkü Rabbinin EMR GELD . Muhakkak surette onlara GER ÇEVR LMES MKÂNSIZ B R AZAB GELECEKT R, dediler. Kur'an/Hud/76.] Bu ayetten de Sevgili brahim’in elçilerin henüz Lut'a gelmeden önce mücadele etti i yeterli bir aç kl k kazanm oluyor.

in en ciddi taraf - gerçi bu kitab n sonunda her ey apaç k ayd nlanacak, fakat amac m biraz, aral klar halinde, olsun zihinlerde soru i aretleri b rakmamakt r; "RABB N EMR GELD VE GER ÇEVR LMES MKÂNSIZDIR" ifadesidir. Bu ifadeyi de ak ldan ç karmadan devam edelim.

Kesin YOK ETME operasyonunun haberi Sevgili Lut'a verilmeden, Lut elçilerin görünümlerinden (ilk defa böyle görkemli varl klar gördü ü için!) çok korkuyor. Bu da demektir ki, Sevgili Lut, elçileri LK KEZ GÖRÜYOR. Sevgili Lut Harran’dan Sedoma gelmeden çok önceleri Elçiler: Kur'an/ uara/160 ayetinde izledi iniz gibi; Sedom kavminin yapt edepsizli i terk etmelerini sa lamak amac yla oralarda görev yani peygamberlik yapt lar. Zaten Sevgili Lut'un Sedoma Peygamber olarak gönderilmesinin sebebi, bu kötülü ün iyili e tahvili de il midir? Ortaya ç kard z verilerin en can al noktalar ndan biriside udur: Elçilerin Sedoma önce , sonra bir ÜÇÜNCÜSÜNÜN takviye olarak geldikleridir. Toplam olarak YOK ETME OPERASYONUNA ÜÇ Elçinin kat ld tan mlad k. Önce elçi, sonra bir ÜÇÜNCÜSÜYLE takviye edilip, üçlü bir gurup... bu en önemli anahtarlardan birisidir ve bu ifadeyi de unutmayal m. Yani, Lat, Uzza ve bu da Menat. Zira, uara/160 ayette "Elçiyi" de il, "ELÇ LER TEKZ P ETT LER" deniliyor. Zihinlerinizde bir soru i areti oldu unu sezinliyorum..."Hiç meleklerden Peygamber olur mu? " (*) diyebilirsiniz; (*) Burada ifade edilen Melek-Elçi herhangi bir isim de ildir. Görevin niteli ine atfen bir fiilin tan için kullan lan kelimedir. KIRAL, bir isim de ildir, bir insan n bulundu u ve üslendi i bir görevden dolay ald bir s fatt r. Yani bir görevin kar nda atfetti imiz bir kelime, bir unvand r.


79

[" Allah, hem MELEKLERDEN hem de NSANLARDAN peygamberler seçer. Gerçekten Allah her eyi i itir, her eyi görür ."Kur'an/Hacc/75.] San m bu ayetin içeri ini aç klamaya gerek yoktur! Elçilerin Sevgili Lut'dan çok önceleri de Sedoma gelip

retici, yol gösterici olarak peygamberlik yapt klar , yukar da ki ayetin NET ifadesiyle anla lmaktad r. Kur’an’ anlamak için adam gibi okumak... Okumak için de, engin bir ara rma ve sa kl , temiz bir AKIL gerekmektedir. Tertemiz bir KALP gerekiyor. Yorumlarla, hikâyelerle ne, tarihler tan mlan r ne de Kur'an aç klanabilir... Bu ayette aç kça bildirmektedir ki: bize elçilik görevi yapan süper yaratt klar n, varl klar n da oldu unu ve onlara da peygamberler, nebiler gönderdi ini: Allah, hem MELEKLERDEN hem de NSANLARDAN peygamberler seçer…

nsan peygamber bizler için, Melek peygamber de ba ka yerlerde yasayan varl klar için meleklerden

peygamberler.… Bu müthi ayr nt n de erlendirilmesini sizlerin aylay za birikiyorum.


80

Ate in Yakamad Sevgili brahim

Bu k sma kadar genelle tirmek amac yla diyebiliriz ki; Sevgili brahim peygamber olmadan öncede kendi baba kavimini nanmaya/imana davet ediyor, ret edilince terk ediyor. Zaman sonra brahim’in davetlerine kar tav r alan kral (Nemrut) Harranda (Bugünkü Urfa ve yöreleridir) ate e at yor. Yüce Allah' n gerçek bir mucizesiyle, ate yani Plazma brahim’i yakam yor. Veya Sevgili brahim’in ate te yanmad söyleyebiliriz. Sevgili brahim'in ate ten kurtulma nedenini bilimsel olarak bugün için bilemiyoruz ancak ahsen bana ciddi bir kap açm r diyebilirim.

Sevgili brahim’in ate teyken gösterdi i inanç büyüklü ü ve metanetini bilen ve gören kuzeni Sevgili Lut, Allaha ve Sevgili brahim’e inan yor ve iman ediyor. Yüce Allah da Lut'a peygamberlik görevi veriyor. Sevgili brahim, Allah’ n emri ile Harran’dan, shak ve Yakup’un do aca yere göç ederken, Sevgili Lut da Sedoma gelip Peygamberli ini ilan ediyor ve Allah’ n emri ile Sedom kavmini yapt edepsizlikten al koymak için imana davet ediyor ve var gücüyle çal yor. Sevgili Lut Peygamberli ini ilan etti i zaman ile, Sevgili brahim’in Elçileri LK DEFA GÖRÜ Ü aras nda bir hayli zaman var demektir. Aradan nice seneler geçmelidir ki, gerek brahim gerekse Sare’nin pir ihtiyar olduklar anlatan Kur'an ve Tevrat ayetlerinden ö reniyoruz. Elçileri ilk defa gören Sevgili brahim ÇOK KORKUYOR. Ancak, Elçiler korkusunu gidermek için, Sare’den çok arzu ettikleri (Onlar için müthi bir haber oldu u zaten ortadad r, dolayisiyle korkuyu yenecektir) çocuk sahibi olaca belirtiyorlar. Ani korku ve ani nl k yerini daha olumlu bir sonuca b rak yor. Elçiler genetik transferin ön çal malar veya ön operasyonunu yapt ktan sonra, Sevgili brahim den bir zaman için ayr lm olmalar gerekir. Elçilerin ne yapt klar , nerelere gittiklerini bu kitapta anlatman n bir gere i yoktur.


81

Ancak ; [ "Vakta ki elçiler Müjdeyi getirdiler. " Kur'an/Ankebut/31. ] ayeti, genetik operasyonun tam ba ar oldu unu, Çocu un MUTLAKA DO ACA INI, MUTLAKA ERKEK OLACA INI, MUTLAKA B LG N olaca ve Lut Kavmini MUTLAKA ve KES NL KLE YOK EDECEKLER kesin ve net ifadelerden anl yoruz. Zaten bu görü meyle, Sevgili brahim’in elçilerle en az iki kez görü tü ü de tam bir aç kl k kazan yor. Tevrat ta daha çok görü tü ü ayr nt lar yla belirtiliyor. Elçiler, çocu un do aca garantisini verdikten sonra Sevgili Lut'a gelirken, daha önce ELÇ LERDEN ÇOK ÇOK KORKAN brahim, bu sefer Elçilerle "Kavime azab etmeyin " diye mücadeleye ba yor. Mücadele sonuçsuz kalmakla beraber, Sevgili brahim’in meleklerle art k ÇL DI LI OLDU UNUN EN B R KANITINI yakalam bulunuyoruz. Siz de ayn fikirdesiniz de il mi? Elçiler Sevgili Lut'a geldiklerinde, O da aynen Sevgili brahim gibi ÇOK ÇOK KORKUYOR. Hatta korkudan takati kesiliyor. Elçiler özel yetenekleri gere i, insanlar n dü ünce veya daha gizemli hallerini tahlil edebiliyorlar ki; brahim’e yapt klar gibi hemen ve öncelikle 'korkmamas ' ve hemen ard ndan da 'LUT KAV N MUTLAKA YOK ED LECE ' aç kl yorlar. Sevgili Lut'un ve ona inananlar n kararla , kesinlik kazanm belirli bir vakitte ve mutlaka belirtilen yere gitmelerini, Yüce Allah’ n bir emri olarak ilan ediyorlar. Birazdan görece iz ki, Kur’an’ n Kalbi olan Yasin suresinin 13,14, 15 ayetlerinde sözü edilen Elçilerin, henüz Sevgili Lut Peygamber olmadan önce orada görev yapt klar , ayn surenin 16,17,18,19 ayetlerinde tam aç kl k kazan rken, özellikle Yasin 19 ayetin son cümlesi: Elçilerin " Siz haddi a bir kavimsiniz" ifadesini kullanm olmalar r ki, bir çok seneler önce o kavmin edepsizli i yine yapt klar , Elçilerin o ehirde nasihatler verdiklerini, kavmin insanlar yla do rudan ili ki halinde olduklar da, Kur'an/ uara/160 ayetindeki ifadeyle birlikte aç kça görüyoruz.

Hat rlarsan z, Kur'an/Ankebut/28. ayetinde; "DAHA ÖNCE BU EDEPS ZL ÂLEMLERDEN H Ç B YAPMAMI TI " deniliyordu. Zaten Sevgili Lut bu ayetteki nasihati kavmine henüz peygamberlik görevini ilk ald zamanlarda söylemi ti. Bunu ayetin aç k ifade ak ndan rahatl kla anlamaktay z. Elçilerin kavimden kimlerin kurtulaca , kimlerin hastal k (AIDS veya daha tehlikeli) virüsü ta , kimlerin inançs z olduklar kesinlikle bildiklerini ayetlerin ifadelerinden anl yoruz. Mevzunun tam özüne girmeden ikinci kez genellemek amac yla; gerek Sevgili brahim, gerekse Sevgili Lut'un ilk tepkileri, elçilerin o gün için (bugün de öyle olmayacak m ?) yad rganan görkemli görünümlerinden ilk bak ta ürktükleri, takatlar kesilircesine korktuklar ortadad r. Bunu asla unutmayal m... Sevgili shak' n o lan olaca zaten ilk vaatte kesinlik kazanm . shak' n han da k r bir han md ve ayn yöntemle do um yapt ld !!!.. Sevgili Yakup’un ( srail Yakup’un unvan r) hanimi da ayni ekilde!!!...

Sevgili brahim’i ikinci kez (en az iki kez) ziyaret eden ve genetik transfer çal malar tamamlayan Elçiler, sonra Sevgili Lut'a gelip, ortal çok tehlikeli ve h zla yay lan bir virüsten temizlemek için, imans z bir kavimin kesinlikle yok edilece ini, kendisini ve ona iman eden sa kl insanlar n belirtilen yere ve belirtilen zamanda mutlaka gitmelerini sa layarak – imdilik- görevlerini tamaml yorlar.


82

Bu arada u noktay belirtmeden geçmek, sizleri biraz daha karma k sorularla ba ba a b rakmak demektir ki; biraz de inmem gerekmektedir. Sevgili brahim kendi emir ve vasiyetiyle, ne shak' n nede shak o ullar n; ne Kenanl lardan ne de bir ba ka KAV MDEN asla...ama, asla k z almamalar , srarla

belirtmesidir. Bütün bu o lan evlatlar, vasiyet gere i Sevgili brahim’in baba kavminin ya ad Harran’dan k z almalar bu vasiyetin yerine getirildi inin belirtisidir. Bu konu ayr nt lar yla Tevrat’ta vard r. Bu oldukça önemli bir noktad r, ancak; bunu bu kitapta aç klaman n pek bir ey getirmeyece ini bilmenizi isterim. Bu, evlenilecek k zlar n belirtilen soydan olmas n ciddi gere i, genetik program n bozulmadan devaml için ciddiyetle önem ta yan biyolojik bir komplikasyon oldu unu aç klamam, yeterlidir san m. [ "Ve brahim kocam ve ya ilerlemi ti: ve Rab, brahim’i her eyde mübarek k lm . Ve brahim evinin ihtiyar olup kendisine ait bütün eyleri idare eden kölesine dedi: Rica ederim elini uylu umun alt na koy. Ve göklerin Allah’ ve Yerin Allah’ Rabbin hakk için sana yemin ederim ki, içinde oturmakta oldu um Kenanl lar n KIZLARINDAN O LUMA KADIN ALMIYACAKSIN. Fakat, BEN M MEMLEKET ME, VE AKRABAMA G DECEKS N VE O LUM SHAK N B R KADIN ALACAKSIN." Tevrat/Tekvin/24/1-4. ] zledi iniz gibi, Sevgili brahim, o lu shak için mutlaka kendi soyundan k z almas gerekti ini

kendili inden veya sebepsiz yapmad . Elçilerden ald emir ve tavsiye gere i bunu yapt . Hayal bile edilemeyecek bilimsel nedenlerdir ki, Azer o lu brahim'in ve Azer soylu Sarenin soyunun bozulmamas gerekiyordu. Zira elçilerin Sevgili brahim’e ö rettikleri bilgilerin ba nda olan bu gereklilik, SÜPER NSAN BEYN TRANSFER N EN ÖNCE UYULMASI GEREKEN B R REÇETEYD ... (*), (**). Gerçekten i in en can al taraflar ndan biriside; Sevgili brahim’in han , shak' n han , O lu Yakup’un han ( Yusuf ve Bünyamin’in analar ) HEP KISIR HANIMLARDI!. VE ELÇ LER TARAFINDAN ÖZEL YÖNTEMLERLE DO UM YAPTILAR. SEVG ZEKER YANIN HANIMI EL ZABET DE, SEVG SANIN ANNES MERYEMDE .AYNI YÖNTEMLERLE DO UM YAPTILAR!... Ayn soyun han ile belirgin bir isim ad alt nda evlenmek de sevgili Yusuf ta son buldu. Zira Yusuf

rda Türkik kökenli ASENAT isimli bir han mla evlendi. Bu da ayr bir konudur. Ancak, Asenat da yine Sevgili brahim’in baba topra soyundand r yani IRMA IN ÖTES NDEN GELENLERDEN D R. [ "Ve Ye u (Sevgili Musa’n n yard mc r ve u anda mezar n stanbul’da oldu u san yor) srail'in bütün s ptlar (kabileleri)

ekeme (Filistin’de bir yerle im yeridir) toplad , ve srail'in ihtiyarlar , ve ba lar ve hakimlerini, ve reislerini ça rd ; Ve Allah' n önünde durdular (yani, Namaz k ld lar, Rükuda durdular) Ve Ye u bütün kavme dedi: srail'in Allah’ RAB böyle diyor: brahim'in babas ve NAHOR'UN babas Terah, atalar z eski zamanda IRMA IN ÖTE TARAFINDA (F rat’ n kuzeydo ular nda) otururlard ; Ve ba ka ilahlara (putlara) kulluk ederlerdi." Tevrat/Ye u/24/1.2. ] Bu tarihi kaynaklardan gerçekleri izleyerek devam edelim. Sevgili Yusuf’un han ASENAT da Iss gölü çevresinden M ra gelen ve M rda DEM R i lemeyi ö reten, Hiksoslar M rda ilk tesis eden Turan soylu insanlardand r. K r han mlar n B LG N çocuk do urmalar n görkemli bilimsel verilerini tekrar ve yüzeyde ele almak zorunday z. (*) Iss gölü ve Baykal gölü aras nda ya ayan Mongoloid bir Türk Uruk’unda ya ayan ALANKOVA adl bir han m; "gökten par ldayan giysileriyle bir nemirse ( ey) geldi ve çad ma tünedi. Elimin, aya n can çekildi ve ben hamile kald m " diyor. Ve tarih bu do an çocu un 11. torununun Çing- z Han, yani Cengiz Han oldu unu belirtiyor. (**) Bu peki tirilen özel soy Yahudilerin Levi kabilesidir ve en kutsal peygamberler soyudur. 100 sendir Nobel ödülü alan Yahudi bilim adamlar da bu soydan gelmektedirler.


83

Hiksos; M r k pti, bedevi dilinde “Uzak topraklardan gelen, uzak topraklar yönetenler” anlam ndad r. [ "Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad. Bu sana okuyaca z ayetler, Rabbinin kulu Zekeriya ya olan rahmetini bir an r. O, Rabbine gizlice yalvard zaman, öyle demi ti; Ey Rabbim, do rusu ben (O kimseyim ki), benim kemi im zay flay p gev edi ve ba n saç bembeyaz alev gibi tutu tu. Sana dua etmekle ey Rabbim, hiç bir zaman mahrum olmad m. Gerçekten ben, arkamdan yerime geçecek olan varislerden endi edeyim. Kar m da KISIR bulunuyor. Onun için bana bir çocuk ihsan buyur, Ki bana da mirasç olsun, Ya'kub ailesine de mirasç olsun. Rabbim, Sen onu (davran lar yla) r zana kavu tur. (Allah) Ey Zekeriye! Gerçekten biz sana bir o ul müjdeliyoruz ki, ad Yahya’d r; bundan önce ona hiç bir ada yapmad k... Zekeriya dedi ki: Rabbim, benim nereden bir o lum olacak? Han m KISIR bulunuyor, ben de ihtiyarl n son haddine geldim. (Cebrail) dedi: dedi in gibidir, fakat Rabbin buyurdu ki, bu i i yapmak Bana kolayd r. Bundan önce seni yaratt m, halbuki hiç bir ey de ildin. Zekeriyya öyle dedi: Kad n hamileli i hakk nda) Rabbim bana bir alamet (i aret) ver. Allah buyurdu ki, senin alametin, sapasa lam oldu un halde ÜÇ GÜN insanlarla konu amaz hale gelmendir. Nihayet (Han n vakti gelip de konu may nca) mihraptan kavmine kar (Zekeriyya) ç kt da, onlara: sabah ak am namaz k n, diye i aret etti. (Biz ona Yahya’y verdik ve öyle dedik): Ey Yahya! Kitab kuvvetle tut Tevrat’taki hükümlerle - fen bilimleriyle- amel 'çal ' dedik) Bir de daha çocukken ona H KMET (fen bilimleri anlay ) verdik. Hem de taraf zdan bir merhamet duygusu ve günahlardan bir temizlik verdik. O çok TAKVA (*) sahibi idi. "Kur'an/Meryem/1.13. ] (*) Takva; bu kelimenin anlam , herhangi bir canl n kendi varl tehdit eden veya edebilecek tüm olumsuzluklara kar kendisini koruma, emniyete alma bilgiler bütünü demektir.


84

Gördü ünüz gibi Sevgili Yahya'n n ad Yüce Allah tayin ediyor, bizim tekrar ncil ile devam etmemiz gerekmektedir ; [" Ve vaki oldu ki, Zekeriyya kendi tak n s ras nda Allah' n huzurunda kâhinlik hizmetini ederken, kâhinlik ayini üzere buhur yakmak için, Rabbin mabedine girmek kurras kendisine dü tü. Bütün halk cemaati buhur saatinde d arda dua ediyorlard . Rabbin bir MELE Zekeriyaya göründü, ve buhur mezbah n yan nda durdu. Zekeriyya onu görünce IRDI ve NE DEH ETL B R KORKU ( aynen Lut'ta oldu u gibi) dü tü. Fakat MELEK ona dedi; KORKMA, Zekeriyya; Çünkü duan i itildi, kar n Elisabet sana bir o ul do uracak, onun ad YAHYA koyacaks n. Sevinç ve safa bulacaks n; onun do mas ndan bir çoklar da sevinecekler. Çünkü Rabbin özünde büyük lacak, arap ve içki içmeyecek; ve daha anas n karn nda Ruhu'ul Kudüsle dolu olacak. srailo ullar ndan bir ço unu onlar n Allah’ Rabbe götürecek. Babalar n yüreklerini o ullara, asileri salihlerin hikmetine çevirmek, ve Rabbe amade bir kavm haz rlamak üzre lyan n Ruhu ve kudretiyle onun önünde yürüyecektir. Zekeriyyada mele e dedi: ben bunu nas l bileyim? Çünkü ben ya bir adam m, ar mda çok ya r. Melek cevap verip ona dedi: Ben Allah önünde duran Cebrail im; seninle konu ma a, ve bu eyleri sana müjdelemeye gönderildim.

te, dilin tutulacak, ve bu eyler oluncaya kadar, söz söyleyemeyeceksin; çünkü vaktinde yerine gelecek olan sözlerime inanmad n. Halk Zekeriyya'y bekle ip duruyor, ve mabette gecikmesine yorlard . Zekeriyya ise, ç kt zaman, onlarla konu amad ; onlar da mabette bir rüya gördü ünü sand lar; ve Zekeriyya onlara i aretler edip dilsiz kald . Ve vaki oldu ki, hizmetinin günleri bitince, evine gitti. O günlerden sonra kar Elisabet gebe kald ; be ay evine kapan p dedi: insanlar aras nda ay gidermek için Rab üzerime nazar eyledi i günlerde bana böyle etti. Alt nc ay nda, Allah taraf ndan Cebrail melek Galilede Nas ra denilen ehre, Davud evinden Yusuf ad ndaki adama ni anl olan bir k za gönderildi: k n ad MERYEM idi. Melek onun yan na girip dedi: Selam EY N METE EREN KIZ, Rab seninledir. Ve MERYEM bu sözlerden çok rarak ; bu nas l bir selamd r? diye dü ünüyordu. Melek ona dedi: KORKMA Meryem : çünkü Allah önünde inayet buldun. Ve i te, gebe kal p bir o lan do uracaks n ve ad SA koyacaks n. O büyük olacak, ona Yüce Allah’ n O lu denecek; Rab Allah ona babas Davud'un taht verecek; (dikkat ! tahrifata dikkat ; hem 'Allah’ n o lu denecek' diyor: ard ndan ' babas Davud’un taht verilecek' ' diyor!!!) Yakub'un evi üzerinde ebediyyen saltanat sürecek ve onun melekütüne (saltanat na) hiç son olmayacakt r. Meryem de mele e dedi: Bu nas l olacak? Çünkü ben er (erkek) bilmem: Melek cevap verip ona dedi: Ruh'ül Kudüs senin üzerine gelecek, Yüce Olan n kudreti üstüne gölge salacak; bunun için de do acak olana mukaddes Allah' n O lu denecek. Ve i te, senin akrabandan Elisabet de ihtiyarl nda bir o lana gebe kald ; ve kendisine KISIR denilmi olan kad n bu alt nc ay r. Zira Allah'tan olan bir söz (kelime) hükümsüz kalmaz. Meryem de dedi: te, Rabbin kulu; bana dedi in gibi olsun. Ve Melek ondan ayr ld . O günlerde Meryemde kalkt ve da a, bir Yahuda ehrine acele ile gitti. Zekeriyya'n n evine girip Elisabet'e selam verdi. Ve vaki oldu ki, Elisabet Meryemin selam i itince çocuk karn nda s çrad ; ve Elisabet Ruh'ul Kudüsle doldu; büyük bir ÇI LIK KOPARIP dedi; SEN KADINLAR ARASINDA MÜBAREKS N, karn n semeresi mübarektir. Bu bana nereden oldu da, Rabbimin anas yan ma geldi? Çünkü i te, senin selam n sesi kula ma erdi i zaman, çocuk karn mda sevinçle s çrad . MAN EDEN ADINA NE MUTLU! ÇÜNKÜ RAB TARAFINDAN KEND NE SÖYLENEN EYLER TAMAM OLACAKTIR. VE MERYEM DED ... ncil/Luka/1/8...60 aras . ] Gelece i kesinlikle ve sadece ALLAH bilir, peki, bunlar gelecekte olabilecek eyleri nas l biliyorlar? ncil’in bir k sm n çok zaman sonra birileri taraf ndan, hat ralar bilenler taraf ndan yaz ld da aç kl k kazan yor. Bunu anlamak için deha olmaya gerek yoktur. Bu son derece önemli ayr nt lar s ras geldikçe geni bir alanda, bir k sm küçük paragraflar halinde siz okuyucular ma iletmek zorunda oldu umu, bu nedenle s k s k araya girmem gerekti ini bildi inize eminim.


85

Bu denli ciddi verileri bir anda ncil/Luka/Bab/1/32 de ki ifade berbat edip b rak yor. Yüce Allah' n o lu olur mu hiç? Dört ncilide anlamak için okursak, akl n ve mant n önderli i ile analiz edersek; Sevgili sa’n n kendi a ndan Allah' n o lu olmad anlayaca z. Sevgili sa'n n ncil’de ' BABA' diye hitap etti i

çok ayr cal kl bir olayd r. Bir kan da, yine 32. ayet'in son cümlesi " Rab Allah ona babas Davud’un taht verecektir" denmesidir. Dikkat ediniz ki, ayn ayet 2014 sene önce ki; dil, telaffuz, kültür ve ifade tarz , en önemlisi de tahrifat ; yine kendisi sergilemektedir. Ancak Yüce Allah' n Sevgili bir kulu sa’ya O LUM demedi, ancak konu malar yani, ili kileri gerçek bir BABA OGUL gibidir, buna çok dikkat ediniz lütfen. Gerçekten de Sevgili sa’n n Yüce Allaha ' BABAM ' demesinin ciddiyetle önemi vard r; neden mi? Tüm nsanlara soruyorum... 1 ) Yüce Allah sevgili brahim’e ' DOSTUM yani, HAL 'UL RAHMAN, ALLAH DOSTU dedi... Yüce Allah’ n bir dosta ihtiyac vard r? 2 ) As rlard r Müslümanlar n affedilemez hatalar : Yüce ALLAH Sevgili Muhammed’e 'HAB yani, SEVG M dedi. Yüce Allah’ n bir sevgiliye ihtiyac vard r? Oysa Allah sevgili Muhammed’e asla sevgilim demedi, yok öyle bir ey… nsaf be!...

Babas z olarak yaratt ve tüm selametlerin onun üzerine oldu unu ifade etti i bir güzel kuluna, Sevgili sa’ya 'O LUM ' dedi ini mi çok göreceksiniz?...

Oysa asla OGLUM dememi tir, ancak sa ‘BABA’ dedi i için uydurulan, insan fikri kar lm dinde “i te sa Allaha baba dedi” diye ALLAH’INDA sa’ya o lum demi olmas gerekir gibi bir ilkel, fanatik, asli astar

olmayan tahminle din yazd lar… Bunun içinmi insanlar ve Allah’ n kitaplar aras nda kanl sava lar yaratacaks z?.. Kul da Allah’ n, siz de... ben de... tüm Evren Yüce Allah’ n mülkü de ilimdir ki; cennetini pay edemediniz... Dünyas kanla doldurup gençleri zehirlediniz... hiç bir ey kalmad da Sevgili saya Yüce Allah' n 'O LUM ' demesini mi çok gördünüz? Neden Sevgili brahim’e 'DOSTUM' dedi ini, neden Sevgili Muhammed’e 'Sevgilim' dedi ini (asla öyle bir ey dememi tir) yad rgamad z? Bumudur onlar n D N veya MAN veya D N B MLER anlay lar ... Az önce Sevgili sa ne demi ti " içinde ayr k olan ülke çöl olur... çinde ayr k olan ev yok olur" demi ti de il mi? Ay rs nlar bakal m... Ay rabildikleri kadar! Yüce Allah n dostum veya Sevgilim veya o lum diye hitap etti ini veya öyle oldu unu ifade etmeye çal an hemen herkes gerçek bir yan lg içindedir. Hatta gerçek bir ZAN hatas yapm lard r...son derece

sa ve net aç klayaca m ve karar sizin ve tüm insanlar n ak llar 'n n ve vicdanlar 'n n karar na rakaca m.

Yüce Allah n Sevgili brahim’e ' dostum' demesi, Sevgili saya 'O lum' demesi do rudan bir hitap veya

fat de ildir... acin KURANI adam gibi okuyun, göreceksiniz ki: brahim'le olan ba lar gerçek bir DOST gibi, Muhammed'le olan ba lar gerçek bir sevgili gibi, sa ile olan ba lar da gerçek bir baba-o ul söyle isi gibi, engin anlamlar olan bu ifadeleri, zaman n enginlerinde ki, at gözlüklü ara rmanlar sadece zanda bulunup, ki isel YORUMLARLA gerçe i örtmü lerdir. te; gerçek az önce belirtti imden ba kaca

Ç B R EY DE LD R.


86

Siz, Yüce Allaha hangi cihetten ba lanacaksan z, Allah sizin için o cihettedir. Siz, Yüce Allah’ ' ANANIZ' gibi efkat kayna gibi bir ba lla alg lamak ister ve AKILI o cihete tevcih ederseniz; Yüce Allah sizin için art k ANADIR. Bu, Yüce Allah’ n sizin ANANIZ oldu u DEMEK de ildir. Taleplerinizin kayna ndaki alg lamak istedi iniz; ANANIZDIR… Bu mükemmel ba da, ancak: ERDEME ULA AB LM AKILLI VARLIKLAR YAPAB R... yorumlarla Kur'an aç klamaya çal anlar de il... NE MUTLU, YÜCE ALLAH'I; DOSTUM veya BABAM veya SEVG M veya ANAM diye alg layanlara... Biz tekrar Sevgili brahim ve sevgili Lut'a dönece iz. Ayn ça da ya ayan bu iki peygambere gelen Elçiler Kur'anda ayr ayr surelerde temel bilgiler de mez bir bütün olarak kal rken, ayr nt ifadelerle kütüphaneler dolusu gerçekler, ö retiler, i in en zarif taraf ise; lahi bir incelikle anlat r. Bundan Kur'an n ça lara cevap veren ifadesinin inceli i ve bilimselli i tart mas z gözlenebilir. Hele ki Tevrat’ n ve ncilin tasdikçi ve tamamlay incelikleri... anlamak için okunursa bu incelikler çiçek gibi açacakt r. Görevlerini, arkalar nda as rlarca sürecek olan bir hat ray b rakarak geldikleri yere giden Elçiler, izledi iniz gibi Peygamberleri bile ki; <ate e at lmaktan bile korkmayan brahim’i ilk bak ta korkutacak, ürkütecek görünümdedirler > s radan insanlar n haf zalar ndan as rlarca silinmemesi, birazdan izleyece imiz gibi; cahil toplumlarda ise 'LAT - UZZA VE BU DA MENATTIR" gibi patent isimleriyle lahla lmas da do ald r.


87

KUR'ANIN KALB YAS N SURES Ey NSAN!

Kur'an n 36. suresi olan bu dizi Kur'an n Kalbi olarak de erlendirilmi ve Tevrat’ta ' MÜH MME - yani önemli ifadeleriyle geçmektedir. [ "Yasin (Ey nsan!), H KMET sahibi Kur'an hakk için. Babalar korkutulmam bir kavmi (Kurey 'i) korkutas n diye gönderildin. Çünkü onlar (gerçek bilgiden) habersiz gafillerdir." Kur'an/Yasin/1.6.] "Mekkelilerin atalar na, dolay yla kendilerine kadar intikal eden bir ö retici kitap gelmedi veya peygamber gelmedi; bo luk içindeler, gaflet ve cehalet içinde ne yapt klar bilmiyorlar " denilmektedir.

U ANDAN BAREN BÜTÜN B LGEL VE U ANA KADAR OKUDU UNUZ TÜM VER LER ZL KLE HATIRLAYIP D KKATLE TAK P ETMEL Z.

[ "(Ey Resulüm!) Mekke halk na O ehir halk n halini misal göster. Hani oraya ELÇ LER GELM ." Kur'an/Yasin/13.]


88

Bu ayette ifade edilen ' ehir' kelimesine Öz, yani Kur'an Arapças nda kar k olan ' Karye ', insanlar n rak yeri, oldukça me hur bir u rak yeri, insanlar n topland kasaba veya merkezi bir kasaba, me hur

olmu , tan nm kervansaray benzeri anlamlar ndad r. Ayette geçen 'KARYE' bu anlamlardad r. [ "O vakit kendilerine ELÇ göndermi tik de bunlar tekzip etmi lerdi. Biz de R ÜÇÜNCÜSÜ ile bu

DESTEKLEYEREK TAKV YE etmi tik. öyle demi lerdi: Gerçekten biz size gönderilmi ELÇ LER Z (*) Kur'an/Yas n/14.] As rlar önce Elçi olarak gelen ve cinsiyetleri (birtak m farkl özelliklerinden dolay ) bizim gibi d görünü le hemen tespit edilemeyen görünümleriyle Peygamberleri bile ilk bak ta korkutan, hem de Mekkelilere kadar ' BUNLAR LAT, UZZA VE BU DA MENAT'TIR ' olarak gelen bu hat ran n kayna na yava yava ancak bilgece geliyoruz. Pe inen belirtmek zorunday m ki; hiç bir olay ZAN ile alg lama yapm yoruz, hele ki YORUM hiç yok... Ki isel ç karlar için gerçe i sapt rmak, asla YOK. Devam edelim: Bizler, bu güzel gezegenin nsanlar olarak bilgi bankam zda "erkek" ve "di i" kavramlar ndan ba ka bir cinsiyeti ne biliyoruz, ne de merkezi bilgi i lem bankam zda (geneti imizde) böyle bir bilgi vard r. Bizim, genetik bilgi i lem merkezimizde ÜÇÜNCÜ B R C NS YET (o her ne ise!) bilgisi kesinlikle yoktur. Erkek ve di i kavramlar aras nda kesin bilgilerle programl z de il mi? Dolay yla 6. yüzy lda Mekkelilerin kendilerine kadar gelen bu hat ran n kahramanlar olan elçi- melekleri; hem lah yapmalar , hem de onlar 'ERKEK' veya 'D ' isimleri veya özellikleriyle kavray p, duygular dile getirmeleri en do al haklar r. (*) uara/160 ayette, tekzip olunduklar belirtilen Elçiler, bu ayette, ELÇ olarak bariz bir biçimde aç klan yor. Üçüncü bir elçinin, önceki ELÇ YE takviye olarak gönderildi i, Yasin/14 ayetin tam aç klamak istedi i bir veridir. Dikkat ediniz ki; Elçilerin say lar ve kaç n önceden kaç n sonradan guruba kat ld , gerçek bir bilimsellikle tan mlanmaktad r. Bu Elçilerin say lar o kadar önemlidir ki; ' eytani Ayetler' adl arlatanl n ve bu olay n dü üm noktas r. Cümle yap na dikkat! “ ki elçi ve bir di er elçi ile takviye edildi. Bu Kur’an cümlesi ayni “BUNLAR LAT, UZZA VE BU DA MENATTIR” Cümle yap yla bire bir örtü mektedir.


89

Bu, Erkek ve Di i kavram ifadesi olay ayd nlatacak ve en tutarl ipuçlar ndan birisidir. O yüzden; erken, ancak üzerinde biraz durmak gere i gördüm. Bildi iniz gibi, srailo ullar kendi ANA soylar ndan olmayanlar n MUSEV D NE kabul edemezler. Daha aç kças ANNEDEN kan ba olmadan Yahudi olunamaz. Sebebi, birazdan kendili inden aç a ç kacakt r. Dolay yla Mekkeliler içli- d olduklar Yahudilere ak lc olmayan dü üncelerle özeniyorlar ki; ne olursa olsun bir PUTLARA TAPILMA MERKEZL D N sahibi olal m, dü üncesiyle ve hakl olarak bu garip ve hayret edilen hikâyenin ÜÇ ELÇ - MELEK kahraman bilmeden lah raf na oturtup, tap nm olmalar , imdilik ak lc bir aç klamaya do ru ataca z ilk ad m olabilir. Çünkü hikâye; birtak m eytani bilgili ki iler, yani M rl kâhinler taraf ndan Mekkelilere sat ld . nanç bo lu u içindeki Mekkelilerde hikâyenin ÜÇ kahraman na LAH diye tap nd lar. Üstelik ' D ' isimlerini takmay da ihmal etmeden! GARAN YK, yani ÜÇ AK- KU ULAR gizemini siz okurlarla birlikte ayd nlatmak içindir ki... bu denli ayr nt lar baz hallerde gelecek sayfalara b rak yor, baz hallerde de biraz farkl tekrarlar yap yorum. Amac m, zihinlerde olu abilecek çeli kileri kesinlikle ortadan kald rmakt r. Bu kitab n verileriyle ortaya ç kacak NET sonuç bütün Dünyal lar n sorunudur. Nas l ki Oksijen al p vermek tüm insanlar n hayati bir gereksinimidir... bu olay n bilimsel kan tlar n getirecekleri de; benzer bir gereksinimdir... Ancak, inan p inanmamak ki ilerin kendi ki isel sorunlar r. Buna da sayg duymaktay m. Kur’an’da ve Tevrat’ta aç k ve e itici bir bilimsellikle anlat lan ve Allah’ n emri ile gelen Elçilerin hiç kimseye kötülük yapmad klar tüm aç kl ile ortadad r. Tam aksine, günahkâr bir kavime ve h zla yay labilecek tehlikeli bir virüsü (hastal ) yok etmek için geldikleri de, olay n oldu u on y llarda veya yüzy llarda, gerek yak n kabileler, gerekse zamanla bu müthi olay duyan çevre milletler taraf ndan biliniyordu. U rak yeri olan bir ehir Sedom, bir anda YOK OLMU TU DA ondan!... Yani, elçiler kay ts z arts z yard m eder, iyiliksever kimselerdi. Bu müthi olay duyan, çevrede ya ayan her toplum, haf zalar nda uyand rd silinmez an lar (Sedom ehrinin üstünün alt na korkunç bir sayha-

ok dalgas - ile yok olu unu), kendi kültürleri, bilgi ve anlay kapasiteleri içinde haf zalar na, hikaye bankalar na kaydederken, seneler sonra hat ran n asl na getirilen ek bilgileri veya eksiltmeleri ya da abartmalar aç klamam za gerek yok san m. Zira Elçilerin kötülük yapmak için gelmedikleri, hatta o günahkâr kavmi yok etmeselerdi, hastal n çevredeki kabilelere de h zla yay labilece ini ö renen ve NANÇ BO LU U içinde olan insanlar, O Elçilerin kendilerinden "yard mlar umulur, efaatleri umulur, onlar lahlard r" eklindeki mistik tan mlamalar , maalesef bir inanç biçimi haline getirdikleri de tart mas z ortadad r. Nitekim, Sedom ehrinin ve kavminin yok edili inden as rlar sonras na kadar, gerek virüs kal nt lar ta yabilecekleri (daha do rusu uyuyan bir virüsün tekrar aktif hale gelebilece i gibi risklerden), gerekse radyoaktif serpintinin kal nt lar ta yabilecekleri ve insanlar n metabolizmalar nda olumsuz etkiler yapabilece i içindir ki, Yahudilere sadece TIRNAKLI HAYVANLARIN ETLER N YENMES YASAKLANMI TIR!. Bu noktay , quantum ve biofizikçiler daha ayr nt lar yla birlikte anlayacaklard r. Günümüzde Nükleer deneylerin ve at klar n neler yapabilece ini biraz olsun ö renirler de belki bu

lg nca cinayetlere bir son verirler!


90

[" Biz Yahudilere TIRNAKLI HAYVANLARIN HEPS HARAM ETT K. S r ve koyunun Ç YA LARINI DA kendilerine haram yapt k. "Kur'an/En'Am/146. ] Sedom ve Gomoran n yok edilmesinden sonra radyoaktife serpintiler t rnakl hayvanlar taraf ndan uzun zaman ta nabilir… Arta kalan insanlar n radioactive etkiden zarar görmemeleri için bu ilk be önemli bir emirdir. Yaz k! 1400 senedir Kur'an , 1989 (Bu kitabi 1989 da yazd m, 2014 de yenilemekteyim) senedir ncili... 5000 seneden fazlad r Tevrat’ okuyanlar... acaba ne amaçla okudular ve ne anlad lar ve anlad larsa, gerekeni niçin yapmad lar? imdi, biraz olsun anla ld m ? Kur’an’ n ncili ve Tevrat’ TASD K eden, tamamlayan bir gerçek oldu u?... Ezici tüm gerçek ayr nt lar yla imdi Sevgili Muhammedin [Onlar kendilerinden efaatleri umulan Yüce Turnalard ... Ak Ku ulard ...GARAN YK D -] dedi ini ve gizemlerini ve içerdi i tarihsel nedenleri çözmeye ba yoruz.


91

Sevgili Muhammed, sözünü etti imiz hadisenin asl s rl da olsa daha önce gelen vahiylerden sezinliyor, ancak, içeri ini ve ciddiyetini veya tamam ayr nt lar yla bilmedi i içindir ki; Mekkelilerin "Bunlar LAT, UZZA ve bu da MENATTIR " demelerine kar k; dikkat ederseniz, Lat ve Uzza ilk gelen ve Menat da sanki ilk ikiliye sonradan kat lm gibi bir ayr cal kla ifade ediliyor ki; zaten olay n asl nda da, Yasin suresinde de önce ilk elçi, sonra takviye olarak bir ÜÇÜNCÜSÜ gönderiliyor. Gözden kaç rmay z ki; hat radaki ifade asl na ne kadar sad k kal narak günümüze kadar gelebiliyor. Sevgili Muhammed, bu tekziplere ve aç klamalara veya kendisini tenkit etmeye çal an ve a laf yapan ki ilere veya topluma cevap olarak; [ Bunlar putlard r ve lah de illerdir. Sizin de bizimde lah z bir tek olan ALLAH't r, Rahmand r. Size kadar, bozulmu olarak gelen bu hat ran n asl sizin ZAN etti iniz gibi de ildir. Onlar, Allah' n gönderdi i ÜÇ ELÇ R. Kötülükleri yok eden, iyi kimselere (Sevgili Lut kavmine ve hastal k virüsü ta mayanlara) Allah’ n izni ile yard m eden ve brahim ve han Sera pir ihtiyar iken genleri programl DNA sperm enjeksiyonuyla çok bilgin Sevgili shak’ müjdeleyerek verilen emri yerine getiren, ancak Allah’ n izniyle nsanlara yard m... efaat eden, görünümleri BEMBEYAZ, TERTEM Z (par ldayan, madeni elbiseleriyle),

bizlere benzemedi i için ve bir yerden di er bir yere yerçekimsiz ortamda yürüyenler gibi, SÜZÜLEREK ku ular gibi gidi leri (hareket biçimleri) ve görünü leri olan; (oysa Sevgili Muhammed 6. Yüzy lda KU U görmemi ti!), ancak sizin cehaletinizden dolay LUT ismini LAT eklinde telaffuz ederek size kadar gelen Elçi-Meleklerin ANILARINI; Lat, Uzza ve Menat diye onlara uydurma; D LER kast ederek; isimler tak p, Lut kavminin hastal kl olanlar yok eden, iyi kimseleri ise KAYALIK da lara gönderip kurtaran Elçilere LAH dediniz ve onlara tap yorsunuz."] demi olmal r.

Lut erkek ad r ve erik tir, LAT ise di ili i ifade etmek için Mekkelilerin uydurdu u di i tan mlamas r. Kimlermi ve hangi gezegenden gelmi ler bu GARAN YK elçileri? Yine k sa bir ayr nt belirtmede, zihinlerinizde olu acak sorular, çeli kilerin aç klanmas için fayda var kanaatindeyim. [ " Fakat haftan n ilk gününde, seher vakti kad nlar haz rlam olduklar baharlar getirerek kabre geldiler. Ta kabirden yuvarlanm buldular Ve içeri girip Rab SA'n n cesedini bulamad lar. Ve vaki oldu ki, onlar bundan dolay rm iken, i te, PARILDAYAN ESVAPLI ADAM yanlar nda durdu; ve kad nlar KORKUP YÜZLER YERE E olduklar halde, adamlar onlara dediler; N N D ÖLÜLER aras nda ar yorsunuz? O burada de il, fakat k yam etti; daha Galilede iken..." ncil/Luka/24/1.6. ] [ " Ve sebt günü (cumartesi) geç vakit, haftan n ilk gününe do ru, tan yeri a arma a ba larken, Mecdelli Meryem ve di er Meryem kabri görmeye geldiler. Ve i te, büyük bir ZELZELE OLDU; zira Rabbin mele i gökten indi ve gelip TA I yuvarlayarak üzerine oturdu. Onun görünü ü EK G ; ESVABI (elbisesi) KAR G BEMBEYAZDI. Onun korkusundan bekçiler T TREY P ÖLÜ G OLDULAR. Ve Melek cevap verip dedi: S Z KORKMAYIN, ÇÜNKÜ HAÇA GER LM SA’YI ARADI INIZI B YORUM. O burada de il; çünkü dedi i gibi KIYAM ETT . Gelin, Rabbin yatt yeri görün. " ncil/Matta/28/1.6. ] ki ayr ncilin farkl ifadelerinde; Sevgili brahim’i de iliklerine kadar korkutan par ldayan giysili,

BEMBEYAZ ESVAPLI elçileri haf zalar za kaydedip tekrar devam edelim; [ " Onlar dediler ki; Siz ancak bizim gibi insanlars z, hem Rahman Allah bir ey (kitap) indirmemi tir. Siz,

rf yalan söylüyorsunuz. (Elçiler) dediler: ' Rabbiniz biliyor ki, biz gerçekten size gönderilmi elçileriz. Bize dü en, ancak apaç k Bir Tebli 'dir. (Onlar elçilere) dediler ki; DO RUSU B Z S NLE U URSUZLANDIK. E ER (bu sözünüzden, tavsiyenizden) VAZGEÇMEZSEN Z muhakkak sizi ta la öldürürüz ve her halde size bizden ÇOK ACIKLI B R AZAB DOKUNUR. (Elçiler) dediler ki; U ursuzlu unuz sizin kendinizdedir, yan zdad r. Nasihat


92

edilirseniz mi (bunu u ursuzlu a yoruyor ve bizi tehdit ediyorsunuz?). DO RUSU S Z HADD A MI B R KAV MS Z. "Kur'an/Yasin/15.19. ] Ayetin son cümlesi olan "Do rusu siz haddi a bir kavimsiniz" ifadesi; Elçilerin (i renç bir hastal k olan livata yapmamalar için) nasihatleri s k s k tekrarl yorlar ki, kavimde bir tak m ki ilerin hastal n son safhalar nda olup h zla i ne iplik olmalar , daha önce böyle bir ey (korkunç bir ey olmal r! ki) görmediklerinden, bunun, elçilerin nasihatlerinden kaynaklanan bir u ursuzluk olarak de erlendirmeleri NET bir biçimde ortadad r. Bu ifadeler ilkel veya mistik dü üncenin egemen oldu u toplumlarda ki;

urluluk veya u ursuzluk gibi zay f dü ünü ün tipik bir örne idir. Bu saçmal k günümüzde de vard r! [ " (O esnada, elçilerin geldi ini haber alan) bir adam, ehrin ta ucundan << dikkat ediniz! Bu adam ehrin en

uza nda yani hastal k merkezinden en uzakta bir yerlerde ya amaktad r>> ko arak geldi, Dedi: Ey Kavmim, UYUN BU GÖNDER LEN ELÇ LERE. " Kur'an/Yasin/20. ] [" Hiç ben O'ndan ba ka TANRILAR ED R M M? E er O Rahman bana bir keder Murad ederse, O TANRILARIN EFAATLER BANA H Ç B R FAYDA VERMEZ; Onlar beni kurtaramazlar. Kur'an/Yasin/23. ] Haddi a olan kavme nasihat eden elçiler hakk nda bir eyler bilen bir ki i, elçilere ya yard m veya ki isel güç buldu u için kavmine nasihat etmeye çal yor. En önemlisi de ELÇ LER N GERÇEKTEN ALLAH TARAFINDAN GÖNDER LD SÖYLEMEYE ÇALI IYOR. Dikkat ederseniz: bu ah s elçilerin gerçekten Yüce Allah taraf ndan gönderildi ini kesinlikle bilmektedir, fakat nas l? Bu ki i, elçilerin Sevgili Lut'tan çok önceleri oralarda peygamberlik yapt klar ve elçilerin gerçekten Yüce Allah taraf ndan gönderildi ini bilen ve elçiler hakk nda (kavme nasihat edecek cesareti kendisinde buldu u için, oldukça ya olmas gerekir), belki de gençli inden kalan ciddi birçok tecrübesi oldu u veya duydu u gerçek an lara sahip oldu u da veya birçok ba ka olaylara ahit oldu u da böylece aç kl k kazan yor. Önemli olan bir nokta da; bu ah n ehrin en uzak, yani "ta ehrin öbür ucundan, en uza ndan" ko arak geldi inin özellikle belirtilmesi, Kur’an’ n bu denli ayr nt lar birlikte sergiledi inin say z kan tlar ndan birisidir. Çünkü bu ah s, kendisini dezenfektasyon alan nda ki bir yerde tutuyordu. EN ÖNEML B R AYRINTI DA BUDUR. Bu ayr nt o kadar önemlidir ki; ayette 'bir adam ko arak geldi' denebilirdi. Oysa adam n 'TA UZAKTAN KO ARAK GELD ' demesi gerçek bir ayr nt n apaç k sergilenmesinden ba ka nedir ki? Ancak elçiler, haddi a olan kavme, NE DED LER K ; kavim, elçilere " e er bu sözünüzden vazgeçmezseniz!" tehdidiyle elçileri tekzip ediyorlar?

te, bu kar kl ve oldukça ayr nt (okumak için de il, anlamak için okunursa de ifre edilecek) konu malard r ki; Kur'an/ uara/160 da ifade edildi i gibi, elçilerin çok zaman önce o ehirde görev yapt klar yeterli bir ayr nt yla kan tlar.


93

ANTAKYA DEG LD

saca belirtmek zorunday m; Kur’an’ oturdu u yerde tefsir etmeye çal an bir çok ah s, Yasin Suresinde (14.15. 16 ayetlerinde) sözü edilen elçilerin Sevgili sa'n n havarileri olduklar ve olay n Antakya’da geçti ini sadece ZAN ederler! Bu asla do ru de ildir ve bilmeden tarihi karanl klara gömmekten ba kaca bir i güzarl k da de ildir. Bu, asla affedilemez bir hatad r, çünkü: 1) Antakyada, Yasin/28.29 aletlerinde belirtildi i gibi, her hangi bir SES, SAYHA, OK dalgas yla ve tarihin hiç bir döneminde, herhangi bir felaket olmam r. 2) Sevgili sa'n n havarileri, Yuhanna, Bevles ve emun asla birbirlerinden ayr lmad lar ve Antakyaya geldiklerinde de birlikte geldiler. Lat, Uzza ve destek, takviye olarak Menat gerçe ine tamamen terstir. 3) Bu Havariler: Antakyada ki insanlar n "Siz haddi a bir kavimsiniz" tenkidine veya ikaz na lay k kat'iyyen kötü bir eyle kar la mad lar ve havarilerde Antakyada böyle bir ifadeyi asla kullanmad lar. 4) Antakya tarihinde kat'iyyen Kur'an/Yasin/29 da belirtilen "hemen sönüverdiler" ifadesine b rak n

rad klar , benzeri bir do al afet dahi olmam r. Zira ayette belirtilen " sönüverdiler" kelimesi; ate in yand ktan sonra sönüp kül haline gelmesi gibi bir sönmeyi ifade eder ki; Antakyada böyle bir ey asla olmam r. Birinci ktan dördüncü kka kadar olan ayr nt lar için Kur'an ve tarihler bize bildirir; [ Sevgili Musa’dan sonra herhangi bir kavmin topluca HELAK söz konusu de ildir.] der. Bu, HELAK yani TOLU MHA operasyonu, Sevgili Musa’dan sonra: Hiro ima ve Nagazaki’de k smen olmu tur olmas na, ancak... Son derece görkemli ve geni bilimsel verilerle bizleri e iten Kur'an dilinde ifade edilen "sönüverdiler" ifadesine tam bir aç kl k getirmek için ve bir di er ayr nt irdelemek için Tevrat’a ba vuraca z; [" Ve Sedom ve GOMORA'ya do ru ve bütün Havza memleketine do ru bakt ve gördü ve i te, YER N DUMANI OCAK DUMANI G TÜTÜYORDU. Tevrat/Tekvin/9/28. ] Bu olay n geçti i yeri, birazdan bütün ayr nt lar yla görece iz. Bugünkü, merkezi Sedom olan bölgedir. Dolay yla ÜÇ ELÇ N geldi i yerin Antakya oldu u bilgisi (!), ara lmam ve gerçek olmayan bir ZAN d r. Antakya tarihin hiç bir döneminde asla böyle bir afetle kar la mam r. Tevrat ta belirtilen 'ocak duman gibi' ifadesi, Kur’an’daki 'Sönüverdiler'; ate in sönüp kül haline gelmesi gibi; ifadesinin ta kendisidir ve e anlaml r.


94


95

Bir di er kan t: Elçi sadece Allah’ n görevlendirdi i melek veya nsandan seçilmi , özel bilgilerle teçhiz edilmi kimselerdir. Hat rlay z ki brahim 'Siz, korkulacak, ürkülecek tan mad k kimselersiniz' demi ti. Bunun d nda Kur'anda bir tek KAVME ELÇ gönderildi i geçmez. Kur’an’da elçilerin geldi i tek kavim LUT kavmidir. Di er bütün kavimlere veya milletlere ise Peygamberlerin, resullerin geldi i belirtilir. Bu önemli ayr nt gözden kaç rmamak gerekirdi. Elçi sadece haber getirendir, Nebi, Resuller de haberleri kitap halinde getiren ve bizzat peygamberlik yapanlard r. Kan tlar n en belirgini ise; bildi iniz gibi yeryüzünde in a edilen ilk kilise Antakya’dad r. Dolay yla Sevgili sa’ya sayg nl klar , ba klar , yeryüzünde ilk kilise yapmakla (cem olma-toplu ibadet yeri, ders verilen yer, medrese) sergileyen Antakyal lar, nas l olurda böyle bir SAYHA – OK SES DALGALARI ile helak olacak edepsizli i yaparlar? Dolay yla Yasin suresinde belirtilen ve Kur’an’ n birinci bilgi anahtar olan veri; sözünü etti imiz bu elçiler ve günümüze kadar gelen an lar r. As rlard r bu ÜÇ ELÇ LER görkemli, insanlara benzemeyen görünü leriyle ve ak llara durgunluk veren an lar yla bütün Orta ark, ön Asya ve Akdeniz kültürlerinde ve tarihlerinde lacak kadar benzerlikleriyle tüm mitolojilerde de GARAN YK olarak görmekteyiz.


96

GARAN YK Bu Garaniyk kelimesi birçok kültürde; Beyaz ku ular, Turna veya çok yak kl , gösteri li, par ldayan elbiseli, bembeyaz esvapl delikanl , di i tanr ca gibi anlamlar ta r.

BU GEZEGENDE VE H Ç B R M LLETTE VEYA KÜLTÜRDE OR NAL KOKEN VE NET ANLAMI OLMAYAN ‘GARAN YK ' kelimesi, ayr ayr dillerde ve kültürlerde ' ÜÇ TANRIÇA' veya ' ÜÇ TURNA' veya ' ÜÇ TAVUS KU U' gibi anlamlara yüklenerek de kar za ç yor ve halada tüm Avrupa ve Germen dillerini kullanan tüm milletler bu kelimenin içeri ini benzer anlamlarda kullan lmaktad r. Kimi kültürler buna D kategorisi, kimi kültürler ERKEK kategorisi yüklemi lerdir. Ancak, Mekke de bu üç put'un yani Lat, Uzza ve Menat isimli putlar aras nda çok s (sanki akrabal k ba lar gibi) bir ba oldu unu ve bunlar n D olarak kabul edildi ini tarihlerden biliyoruz. Mekkedeki mistik inan ta bile bu ÜÇ GARN YK’in mutlaka birlikte an ld veya birlikte olmalar gerekti i, Dinsel bir gereklilik gibi kar za ç kmaktad r. Bu kelime yani < Garaniyk>, Hititçeye, Ermeniceye, birçok (hemen hepsine) Avrupa dillerine SAM dillerinden geçti ini say z tarihi verilerden (bkz. biblio rafya) izliyoruz: Bu kelimenin kökeninin Arapçaya'da Sami dillerinden geçti inin net ve say z kan tlar vard r. Çünkü 'H KAYE' erken Sami dillerinin anlat mlar yla Mekkeye getirildi.. ANCAK H Ç B R D LDE, NE OR NEDE GERÇEK KAYNA I ASLA YOKTUR. Sanki bir ba ka GEZEGENDEN GELD BU KEL ME! Tekil hali <GARN YK>, ço ul hali ise <GARAN YK> dir. Garaniyk kelimesinin kullan ld anlamlar tan mak için önce Sümerler'den ba layaca z ; 1) 1920 lerde Taylor, Hall ve Thomson taraf ndan ortaya ç kar lan bulgulardan <Tanr GRONUS Ksisutros'a görünür. Daesiyus ay n ( bu MAYIS ay r) on be inde Tufan n olaca ve tüm insanlar yok edece ini bildiriyor.> Bu tabletlerde GRONUS 'Tanr ' olarak alg lan yor. Gördü ünüz gibi, Garaniyk buradaki tabletlerde de kar za 'GRONUS' olarak ç yor. 2) Ermenice ; < kurunk>, Yunanca < geranos>, Frans zca < grue>, ngilizce < Crane, yukar ya kald ran makine anlam ndad r >, Almanca < Kranich, ayni ngilizce gibi> gibi türemi kelimeler tamamen GARAN YK kelimesinin farkl lisanlardaki telaffuz farkl n bir uzant r.


97

3) Bütün bu dillerde, Hititçe veya Azerice veya Sümerce de dahil, bu kelimenin anlatmak istedi i ifade, yani kelimenin fiildeki içeri i. D KKAT ED Z !, YUKARIYA KALKMAK, YUKARI ÇIKAN, V NÇ VEYA YUKARI KALDIRAN VEYA YUKARIYA DOGRU gibi fiilleri anlatmak için veya bu ifadeleri tan mlamak için kullan lm r!!! Bugünde ayn anlamlarda kullan lmaktad r!!! 4) Bütün milletler veya mitolojileri -neyle ta larsa!- farkl as rlarda da; sanki bir bilgisayar dilinin tüm yeryüzünde kullan ld mü terek bir ba nt ile bir birine ba ym veya bir birinden ö renmi ler gibi tamamen ayn ifadeyi alg lamak için kullan lagelmi bu GARAN YK kelimesi! Ancak, bu kelime veya ifadenin içeri i olan gaye AZER ve erken dönem Sami dillerinin kökenlerine girmi olmal r. Zira Garaniyk olay n ilk kahraman olan ki iler, Sevgili brahim ve Lut'dur. Dolay yla bu kelime önce Azer dillerinde (Sevgili brahimin orijinal dilinde) imal edildi ve as rlarca iç içe ya ayan (hala da öyledir), Ermeniceye, ya ithal edildi veya kar bulundu ve bütün dillere as l anlam kaybedilmeden transfer edildi. Sevgili brahim'in ya ad devirde Sami soyu diye bir millet yoktu. Konu tu u dil de bugünkü Azerce olmamas na ra men yine de Azerce'den kal nt larla Harranda kendi dilini yani branice'nin kendi ça ndaki halini konu uyordu. O devirlerde en geli mi dil yine Sanskritçe ve Uygurcayd . Dolayisiyle GARAN YK Azerce veya Babil dillerinde yahut Ermenice dillerindeki bir köke yerle ti. Patent numaras olmayan bu kelimenin ula labilen en dip noktas belki birazdan buluruz, GARAN YK kelimesinin kayna ! Sevgili brahim, Sami soyunun insan de ildir; Sami soyu Sevgili brahim’den iki jenerasyondan sonra ancak Sevgili YAKUB (Yakup’a ' srail' unvan Yüce Allah vermi tir) ve torunlar n bir süreci olarak do mu bir soy ad r. As rlar sonra da 12 kabile olarak srailo ullar haline gelmi tir.

efaatleri umulan Ak-Ku ular n- Garaniyk'in kimler olduklar na de inmek üzereyken; durmaks n hata üstüne hatalar yapan, günahlar i leyen Mekkeli inançs zlar n, art k hatalar yava yava anlay p; bu sefer de, madem ki Rahman ( Allah) her eyi diler, e er dilemeseydi biz de O elçilerden EFAAT ummazd k vb. gibi hatalar , özürlerini kamufle etmek için (*) yapt klar arlatanl izlemeliyiz; [ " Onlar, Rahman' n kullar olan MELEKLER DE <<ayette ço ul ifadeye dikkat!>> yapt lar. YARATILI LARINA

AH T M LER? ONLARIN (bu yalan) AH DL KLER YAZILACAK VE SORUMLU TULACAKLARDIR. B R DE ÖYLE DED LER; RAHMAN D LESEYD , B Z O meleklere tapmazd k. Onlar n bu hususta H Ç B R B LG

YOKTUR; onlar yalan söylüyorlar. Yoksa biz, onlara, bundan önce bir kitap vermi iz de ona m tutunup amel (çal yorlar) ediyorlar? Kur'an/Zuhruf/19.21. ] Mekkelilere daha önce herhangi bir Din kitab gönderilmedi i halde, neye dayanarak onlar n D olduklar zannediyorlar ki, dolay yla söyledikleri ' Zand r, do ru de ildir veya Yaland r' deniliyor.

imdi hat ran n kayna hem Mekkeliler yava yava iman ederek itiraf ediyorlar, hem de elçilere atfettikleri isimlerin D ismi oldu u ortaya ç yor ki, bunun YALAN oldu unu ayetin en belirgin ifadesinden ö reniyoruz. Ve bu, demektir ki elçilerin isimleri ERKEK ismi olmas gerekir!... Dikkat ettiniz mi, u anda ben de ayn hatay yapt m! Nas l m ? Bir canl n ad ayet di i ismi de ilse ba kaca ne olabilir benim için? ERKEK ismi olmas gerekir de il mi? Çünkü benim, sizin, herkesin genetik bilgi i lem bankam n program ERKEK ve D bilgi kavramlar ile kesin programl r. Oysa Elçilerin erkek mi, yoksa di imi olduklar ara rmak ( imdilik) yap lacak


98

hatalar n en kötüsüdür. Bilimsel bir süreci tarafs z ve bilgece götürürsek, bütün bu ayr nt lar kendisini birazdan apaç k zaten sergileyecektir. Az önce bizim kas tl olarak yapt z hatay as rlar önce Mekkelilerin veya M rl kâhinlerin yapm olmas do ald r. Tap nma güdüselli inde daha fazla efkat veya tek tarafl duygu sömürüsü yapmak için putlara D isimleri takmak; yalvar lar daha görkemli veya daha ac nd bir hale getirmek için uydurulmu senaryolard r. sterseniz, bunun en do rusunu siz okuyucularla, dürüstçe ve güncel ya ant lar zla birlikte bulal m!

Günümüzde bile (bu her zaman böyle olmu tur), ANNE efkatine s p, taleplerimizi daha kolay elde etmiyor muyuz? Babalar zdan ayn efkati veya tavizi elde etmek ço u kez imkâns zd r de il mi? Niçin Annelerimize daha fazla yak nl k ve aç k davran lar sergileriz? Bu, do am zda vard r da ondan! (*) Bu zay fl k göstergesi olan kaypak ifade genellikle KADERC Hokkabazlar n “Allah dileseydi ben bu hatay yapmazd m” diye savunmalar ve Allaha irk ko malar na benziyor.


99

te, bunun içindir ki; O insanlar da M rda i renç zulümlere u rayan srailo ullar n K zlar na atfen (putlar n, LAT, UZZA ve MENAT’IN patent kazand yerlerin ba lama noktas r) D isimleri de, görkemli putlara en gizemli, en etkin, en çarp ticari isimler olmu lard r. Bu ayr nt lar yüzeyde ara rken bile, Kur’an’ n aheser edebi ifadeleri bizi izledi iniz gibi; tart mas z lahi kitab n bilimselli ine, ancak hayranl kla yöneltiyor. Yüce Allah dileseydi, elçilerin kimler olduklar ,

nereden geldiklerini hemen birkaç ayetle, o günün insanlar n anlayacaklar bir ekilde aç klard , de il mi? [" Kullar n faydaland hiç bir ey yoktur ki, onu meydana getiren hazinelerin anahtar kat zda olmas n. Fakat Biz ONU, ANCAK HT YACA GÖRE, MALUM B R M KTARDA (zaman geldikçe) VER Z. " Kur'an/Hicr/21] Kur'an n evrensel edebi ve bilimsel ifadesi, her ça n kültürünü o ça n niteliklerine ve ihtiyaca göre, onlar n hatalar ve hatalardan ar nmay , gelecek nesillere de; i in en zarif taraf , bir kaç ayetle aç kl yor olmas r. Tabii ki anlayana!... [ " Hay r (onlar n hiç bir ilmi kan tlar yoktur, ancak) öyle dediler; B Z ATALARIMIZI B R D N (inanç biçimi) ÜZER NDE BULDUK. B Z DE ONLARIN ZLER NE G DEREK H DAYET BULURUZ". Kur'an/ Zuhruf/22. ] Son cümle birçok soruya tam aç kl k getirirken: ' Biz hidayet olunurduk' veya ' bize hidayet edilirdi' yani atalar zdan bize kadar gelen hikâyelerde "O lahlara tapt z takdirde: O LAHLAR B ZE EFAAT EDERLER ZANNED YORDUK" eklindeki özürleri de yava tan aç a ç yor. Bu cehaletler bugün de, özelikle tarikatlarda mevcuttur ve tüm h ile süregitmektedir!!!... nsan

lunda ki bir özellik te; asla ' ben hata yapt m...ben hatal m ' dememesidir. Mutlaka suça, hayali olsun bir suçlu bulmal r, mutlaka bulur. Yukardaki ayette de bunun aç k ve ilkel bir örne i ortadad r.

te, hatas anlay p tamir etmeyi ba aran ki iye ERDEM ki i demekteyiz. Onlar kendilerine kadar ula an saçma sapan masallarla EFAAT umadursunlar, biz imdi olaylar yorumlarla veya varsay mlarla veya ZANLARLA de il, AKLIN matemati i ve gerçek verilerle götürelim. Hat rlayacaks z, bu kitab n ba lar nda Sevgili Muhammedin "Onlar, kendilerinden efaatleri umulan Ak- Ku ulard - GARAN YK D " dedi ini günümüze kadar getirenlere kar minnet borcum vard r, demi tim. Biliyorum ki birçok az bilgili Müslüman n im ekleri üzerimdeydi. Hatta ' bu an günümüze kadar intikal ettiren tüm hadis bilimcilerine sayg duyuyorum' demi tim. Bu Garaniyk olaylar bana, ayr nt lar yla ö reten anahtar bilgi Kur’an’ n YAS N suresidir. Senelerdir sordu um bilimsel bir sorunun cevab , sözünü etti imiz elçilerin geldikleri yerler hakk nda yazd m kitap için, kafamdaki bilgi hücrelerini hurdal a çevirircesine yorarak demi tim ki; Yasin suresi neden Kur’an’ n kalbi olarak kabul edilmi tir? diye. Gerçekten de kar mda müthi bir gerçek vard . Varl mdan da ötelerde ki bir gerçekti bu... Hem bu evrensel olay tüm ayr nt lar yla ortaya ç karan esas ip ucu Yasin suresindeydi; hem de Evreni ve tüm ö elerini eksiksiz yöneten, koordine eden o müthi bilgilerin anahtarlar Yasin suresindeydi. Örne in, 'YANAN YE L A AÇ" ANCAK, BU BULGU BELK DE 30. YÜZYILLARIN UYGARLIKLARINA H TAB EDECEK KADAR MÜTH VER LER ÇERMEKTED R K ; nand z kutsal de erler ad na söyleyiniz; Hiç


100

yanan ye il a aç olur mu? u ana kadar Kur’an’ tefsir eden veya Kur'an bilimcisiyim diye ortaya ç kan hiç kimsenin akl na gelmedi mi yanan ye il a aç!... (marh ve afar a ac diyecekseniz... aman kals n! ) Yasin suresi için neden Kur'an n anas veya babas veya denmedi de 'KALB ' dendi? Çünkü KALB vücudun yani varl n tümüne hayat s durmaks n pompalayan bir merkezdir de ondan. Benim mütevazi tespitlerime göre Kur'an/Yasin suresi tam olarak 18 evrensel bilgi anahtar içermektedir. Ancak 19.uncu bilgi anahtar bizi asla ilgilendirmemektedir ve insano lunun genetik bilgi i lem bankas bu noktay asla kavrayamayacakt r. Kavrayamayaca ö rendi i an... gerçek insan oldu u and r ki; biz ona en erdem ki i demekteyiz. Bu bilimin enginliklerdeki bir konudur. Gizemleriyle as rlard r insanlar n kafas kar ran ve sadece yorumlarla cevap bulundu u zannedilen; 19 rakam n anla laca ilk basamakt r. Ben bu 19 konusunda asla konu mayaca m, yazmayaca m, münakasa etmeyece im.

ayet 19 ve gizemini ara rmak isteyen temiz kalpli, bilim adam varsa Kâhta da nda ara rma yapmas ve oradan ba lamas gerekmektedir. Yasin suresinin temel içeri i olun bu 18 bilgi anahtar için gerekli tüm ayr nt lar Kur’an’ n ve Tevrat’ n içindedir ve biz bunu, sadece Yüce Allah’ n sevgisini kazanmak için bize ula kadar eksiltmeden nsanl a sunmaya çabal yoruz.

Bunun için hiç bir ücret veya taltif veya herhangi bir beklentimiz olamaz… Bizim beklentimiz sadece Yüce ALLAHTANDIR. Yasin, ne metan ve VOC gazlar yayan mezarl kta okunmak için gelmi tir... ne de para kar okumak için... Kur’an’ anlayacak 18 anahtar bilgi bankas sadece Yasin suresinin 83 adet ayetidir. Annesinden matematikçi olarak do an Leibnizin arad ' Evrensel matemati e' ki; Leibniz buna tekillik diyordu, ancak Kur’an’ n bilimsel verileriyle ula laca kan nday m.


101

LK VAHY ED LEN SECDE AYET

Garaniyk olay n geçti i gün Mekkede; Sevgili Muhammed, bir bat nda tamam vahiy edilen Necm suresinin 62. ayetine kadar gelen vahiylerle, bu elçilerin görevlerini ve kimler olduklar tam olarak

renirken; henüz Necm süresini tamam n çevresindeki Müslümanlara veya insanlara aç klamaya vakit bulamadan (zaten bulamazd da, vahiy dinliyor ve ö reniyordu) ve 62. ayetin hemen bitiminde ki o ayet LK VAH Y ED LEN SECDE AYET R... bulundu u yerde hemen secdeye KAPANDI...

TE!... eytani Ayetler adl hokkabazl n birinci hezimeti bu aç klad m gerçektir.

Ancak Sevgili Muhammed, henüz ö rendi i vahiyi çevresindekilere s rl da olsa aç klayamadan, Sevgili Muhammed; LAT, UZZA ve MENAT' ö mesini de il... gizemlerini, nedenlerini çok s rl anlatt için (taviz'e de meyl edebilece i sra / 73 ve 74 ayetlerinde aç kça belirtiliyor) secde etmesine kar n, çevresindeki henüz Müslüman olmu veya ResulAllahin secdeye kapanmas n okuyla na dönmü , ve olay n asl bilmedikleri için, üphelerinden veya k zg nl klar ndan dolay ; SECDE YER NE YERDEN B R AVUÇ TOPRAK ALARAK ALINLARINA SÜRMÜ LERD R. Tarihi verilerden, bunu bir ya ki inin yapt

reniyoruz. Oysa, tarih derki; bu olay an nda, Mekkeli mü rikler de k smen tan k olduklar do a üstü olaydan dolay ... Üstelik en emin bir insan olarak tan klar Sevgili Muhammed’de secde etti i için; birlikte secdeye kapan yorlar. Bir k m Mü riklerinde secde ettikleri eklinde tarihi veriler elimizdedir. Baz (veya ya birkaç ki i) ki iler, hem k zg nl klar dile getirmeye çal yor, hem de Peygamberi 'sözle' gücendirebiliriz endi esiyle topra al nlar na sürerek sitemlerini dile getiriyorlard . Zira Mekkeli mü riklerin önünde küçük dü mü veya ciddi bir olaya bir aç kl k getirememenin s nt ifade etmeye çal yorlard . Gelen Vahiyle Sevgili Muhammed "Bunlar sadece birer ta parçalar r, savunmas zd rlar, bunlar n hiç bir hüccetleri yoktur, lah bir tek olan ALLAH’TIR." deyip, putlar , hat ran n d nda b rakarak, Putlar yerdi. Bunu vahyin hemen bitiminden sonra tam olarak gerçe i ö renmi olmal r ki, s rl olarak anlat p, akl n ve kan tlar n nda insanlar ikna etti. Yine tarih der ki, O gün Mekke mü riklerinden pek çok kimse, o olay n etkisiyle ayn anda Sevgili Muhammed’e kat ld ve secde ettiler... Di erleri de, az önce izledi iniz gibi, ya kabahati atalar na yüklüyor veya sudan sebeplerle özürlerini dile getiriyorlard . Bu hadisenin hemen bitiminde belki de ayni gün ResulAllah “ bu konuda asla konu may z, ekleme yapmay z, olay n gerçe ini sapt rs z, bu nedenle sakin bu konuda bir zanna kap lmay z” dedi ini tarihlerden de ö reniyoruz. Bu gerçek bir hadistir ve kesin emir eklinde hadistir. Hayat boyunca da bu konuda asla bir tek kelime dahi söylememi tir. Lat, Uzza ve Menat' n birer ta parças oldu unu, putun lah olamayaca , lah' n bir tek Allah oldu unu tüm aç kl ile (ö renmek isteyenlere aç kl yordu. Buna ra men, gelen Elçilerin kimler oldu unu o günün insanlar na ayr nt lar yla aç klayamazd . Hem Peygamberin Kur'an aç klamas istenmedi ki. O sadece Ahlak örne i olarak gönderildi ve görevi Kur’an’ gelecek nesillere tebli etmekti. Çünkü Kur'an hiç bir toplumun veya milletin veya birilerinin tekelinde de il... Alemlerin ba vuru Rahmet ve bilgi kayna r. Sevgili Muhammedin Ku ulara atfen < Onlar efaatleri umulan Ak- Ku ulard ...> dedi inin, resmi kay tlara geçirilmesini, ve bu konu ile ilgili kendisine hiç bir eyin sorulmamas bizzat istedi i, emretti i, tarihi bir gerçektir. Aksini hiç kimse kan tlayamaz.


102

Olay yerinden tekrar mescide (ilk toplant yerlerine) geldiklerinde Sevgili Muhammed bu cümleyi ["Onlar Allah’ n izni ile kendilerinden efaatleri umulan Ak- Ku ulard " ] tekrar etti inde ise, bir tak m ki iler " Bu mutlaka eytan n bir vesvesesidir, eytan söyletti galiba " dediler. [ " Kur’an’ eytanlar indirmedi. Kur’an’ indirmek onlara uygun dü mez (onlar n yarat buna müsait de ildir); hem de buna güçleri yetmez. eytanlar, VAHY' D NLEYEB LMEKTEN KES N OLARAK MENED LM R." (*) Kur'an/E uara/ 210-.212] Garaniyk; Ku u-Turna gibi anlamlar n yan nda, birçok de ik kültürlerde; genç yak kl , gösteri li, bembeyaz giysili delikanl ; gibi anlamlar içerdi ini daha öncede belirtmi tik. Sevgili Muhammed; nas l olurdu da bu gerçe in asl , o denli k r muhakemeleri olan halka aç klard ? Siz bir cevap verebilirmisiniz? Mümkün de ildir de il mi? Hatta, u anda ve 21. Yüzy lda bu kitapta aç klad m ve uzay n enginlerinden Dünyam za gelenlere ve bu müthi olaylar yapanlar n, ula abildi im kadar ki bilimsel verilerini aç klad m bu kitaba bile inanmayacak say z ki i olacakt r. Kald ki 6. Yüzy lda olmas n! Bu olay Sevgili Muhammedin 63 senelik ya am ndaki en önemli ve bilimsel içeri i en görkemli olan olaylar n ba nda gelir ki; Necm Suresi’nin 62. ayeti LK VAHY ED LEN SECDE AYET R.

saca belirtmeliyim: bu sure, yani NECM (özelli i olan y ld z, gizemi olan y ld z veya gezegen) suresi 360 kelimeden olu ur. Bu 360 rakam da unutmay z. Mekke'de, Kâbe’nin etraf na, çember halinde dizilen 360 adet ta putun, Sevgili Muhammed'den önce de, inceli ini bilmeyen Yahudi bilginlerin anlatt klar masallardan esinlenerek yerle tirildi ini say z tarihi verilerden biliyoruz. (**) (*) eytan n yarat gere i, VAHY ileti imini sa layan frekanstan herhangi bir bilgi i areti alabilmesi kesinlikle imkans zd r. Bu yarat tekni i ile ilgili bir veridir. Örne in ; biz asla kar ncalar n ileti imlerini sa layan frekanslar i itemeyiz...hatta u ana kadar hangi dalga boyunda yay n yapt klar dahi tespit edebilmi de iliz. Fizikçi deha Feynman' n en büyük tutkular ndan biriside kar ncalar izlemek ve ileti im frekanslar tespit etmekti. . (**) M.S 345 lerde znik konsolunda etrafta 360 ayr ncil tespit edildi ve bu nciller toplanarak 4 ancak ziyadesiyle birbirine çok benzeyen nciller yaz ld . Bu 360 nereden ç kt da hem Mekke’de 360 Put, hem de znik’te 360 ayr ncil olarak piyasaya ç kt …


103

RA'LI GENÇ UZAYLILAR

Kur'an n 53. bölümü olan Necm suresidir. Necm'in anlam , özelli i olan ' YILDIZ ' anlam nda Kur'an ile Arapçaya girmi bir kelimedir. Araplar daha önceleri de NECM sözcü ünü biliyorlard ancak yine, di er

ld zlardan farkl olan bir gök cismine atfen kullan yorlard . Bu y ld n gerçek özelli i ise birazdan kendili inden aç a ç kacakt r. Sevgili Muhammed'in ' taviz ' verebilece ini hat rlarsan z, Peygamberin kalbinde, Elçi- Melekler hakk nda biraz önce aç klad z gibi, bir tak m soru i aretleri olmal r ki; Yüce Allah, O'nun gözüne ve kalbi tam yat n veya tam ikna olsun diye, her eyi tüm aç kl ile gösteriyor. Sevgili brahim’e Ölüleri nas l diriltti i bilgisini verdi i gibi... [" O'nun (gördü ünün) DO RULU U hakk nda Onunla tart yor musunuz?" Kur'an/Necm/12 ] nançs z Mekkeliler; Peygamberin gördü ü, ö rendi i bilgileri s rl olarak çevresindekilere aç kl yor;

Onunla tart yormu sunuz? " ifadesinden aç kça anl yoruz ki, tart yorlar. Çünkü olay an nda Sevgili Muhammedin gördü ü ve di erlerinin göremedi i bir OK ETK YLE KINA DÖNDÜKLER ND R K ; hemen herkes secdeye kapand lar... Biraz sonra Peygamber gördü ü ve çevresine s rl olarak anlatt olay hakk nda tart yorlar. Neyi ve nas l gördü üne ise birazdan tan k olaca z. Sevgili brahim’in <Rabbim, Sen ölüleri nas l diriltirsin? > sorusunu hat rlay z. Necm suresinin 5 ve 6. ayetlerinde aç kland gibi, Sevgili Muhammedin kalbinde bir çok soru i aretlerinin cevaplar 1. ayetten 17nci ayete kadar ki aç klamalarla TAM B R AÇIKLI A KAVU UYOR K ; [ " O'na Müthi kuvvetleri (gücü, bilgisi, yetenekleri vb. gibi) OLAN B (Cebrail isimli melek) Ö RETT " Kur'an/ Necm/ 5] Ancak 17. ayetteki ifade, belki 25. veya 30. Yüzy l uygarl n ancak hayal edebilece i < olay an nda peygamberin gördü ü > gerçe i ise; [ "Üstünlüklerle, kuvvet (veya kudrete) sahip (olan Melek) DO RULDU öylece istiva (yöneldi, kaplad , göründü,

do ruldu.) etti. Kur'an/Necm/6.] ayn ayetin bir di er aç klamas ; [ "(Muhammedin) GÖZ NE KAYDI NE DE A TI." Kur'an/Necm/17] Kur'an n, bu kelimenin tam anlam ile aheser, eksiksiz ifadesiyle as rlard r UYUYAN her ey su üstüne

karken, imdi çok çok iyi takip ediniz lütfen. nsan gözü, radyo dalgalar n en uzun dalga boyu noktas ndan, kozmik may ve daha k sa dalga

boyundaki nötrino mas belirleyen ma tayf spektrumunda, 380 nanometre ve 780 nanometre aras ndaki band n belirledi i dalga boylar aras /aras nda görebilir. Bu band n alt ve üst katlar göremez, alg layamaz. nsan gözündeki etkin görme aral ise: 506 nm ve 555 nm aras ndaki bandd r. Bir di er ifade ile insan,

gözüyle 49 nanometre gibi ak l almaz ince bir aral ktan bakar Evrenine.


104

(1 nm = 1.0 x 10 üzeri eksi 9 metredir. Mukayese etmek için örnek verecek olursak; 7.5 nm kal nl k bir hücre zar n kal nl r. Tüm, renklerin frekanslar 4800 ve 7800 Angström aras ndaki bu aral ktaki banttad r. Bu incecik aral n frekans 1.400.000.000.000.000 Hertz dir. Devam edelim ["Ve O (Cebrail) EN YÜKSEK UFUKTA . "Kur'an/Necm/7.] (*) Necm/5 ,6, ve 7. ayetlerde belirtilen ve Yüce Allah' n SÜPER ÖZELL KLER, bilgelikler verdi i mele i Sevgili Cebrail, kendisini Peygambere apaç k UFUKTA göstermesi...hem gelecek nesillere - anlayabilirlerse - kütüphaneler dolusu bilgileri aktar yor, hem de peygambere " sevgili brahime ve Lut'a gelen GARAN K' den hiç bir ekilde ÜPHEN olmas n ki; Kur'an ile ilgili her hangi bir taviz akl n kenar ndan bile geçmesin!..." deniyordu… Günümüzde de olagelen ihtiraslar, bencillikler, mar kl klar, " ben daha üstünüm, benim dinim senin dininden daha üstündür!..." gibi, son derece basit ve ilkel duygular n esintileri yok mudur? Oldukça ilkel ve kas tl ifadelerle, hiç bir bilimselli i olmayan sözüm ona Emevi kal nt kitaplarla tenkit edilmeye çal lan Kur'an ne yaz k ki u sat rlara kadar anlatt klar zla, belki de gelecek yüzy llar n uygarl klar na yön verecek paha biçilmez de erleri bir anda sergiledi. Bunun bir k sm na sizde tan k oldunuz, birazdan ayr nt lar yla olacaks z. Ancak imdi tüm meseleyi toparlay p gerçek detaylar anlatmaya çal rken ; tüm insanl k, uygarl k, tüm radyo teleskoplar...tenkit edilen Sevgili Muhammedin 1400 y l kadar önce bize iletti i bu hat ra ile, NECM gezegenler sistemini ve bu gezegenden al nacak radyo sinyallerini arayacak!... Hat rlarsan z:" Kur’an’ n reklam yapmak de ildir amac m" demi tim. Siz de ahitsiniz ki, gizemlerine kavu abilmek için, u runa hayat hiçe sayarak ula maya çal m ve bunun içinde nihayetsiz sevinç duydu um Kur’an’ n sadece bir bölümü, bilime sayg n olanlar nerelerden nerelere getirdi ine... Sorar m, bu gezegende ya ayan insanlar n ve ya am olanlar nda beyinleri bir tek vücut olsalar, Kur’an’ n reklam yapabilirler mi? Bu mümkün müdür? Gerek var m r? Necm/17 ayetinde belirtilen " GÖZ NE KAYDI, NE DE A TI. " ifadesini, insan gözünün 506 ve 555 nm aras ndaki (Bu frekans özellikle ye il renkleri aç a ç kar r) görme band n bir anda aç klanmas r. Günümüz bilimsel kavramlar yla görme band n AS veya ÜS katlar gibi ifadelerin ayn eylermi gibi oldu unu, henüz bir lise talebesi dahi ilk okumada anlar. Gelece in temiz AKILLI bilim adamlar , gerçekten de ' görme band ' n n alt s r çizgisi ve üst s r çizgisini geni letmek veya de tirmek veya de ebilece i gibi veya özel filtreler ile daha geni bir band n görülebilece i; bir tak m fikirler yürütülebilir. Dikkat ederseniz, ayette; "GÖZ NE KAYDI NE DE A TI " deniliyor. Yani, yine gözün kendine özgü Bio-Fiziksel karakterinin alg lama band de medi, Ona filtreler tak lmad . Bu, görme olay Peygamberin kalbi, Elçiler hakk nda tam kanaat getirsin diye " ÇOK ÜSTÜN AKILA - B LG YE -KUVVETE- YARATILI INDAN DOLAYI ÖZEL YETENEKLERE " sahip Sevgili Cebrail yapt deniliyor ki; sak n bu ayr nt unutmay z. (*) Atlar n, köpeklerin, birtak m böceklerin insan gözünden çok daha farkl radyo frekans bantlar nda aç kça gördü ünü biliyoruz. Ancak insan gözü sadece 380 nm ve 780 nm aras nda programlanm r.


105

nsan gözü bu akil almaz incecik bir aral ktan görür evrenini


106

Ayetteki ifadeyi dü ünebildi iniz kadar dü ününüz, ta ki size akl n gözlükleriyle Evreni gösterinceye kadar dü ünün... zaten Kur'an hep dü ünmeyi, yap lacak her eyin ilk teorisini dü üncede olgunla rmay emreder. Do ru olanda bu de il midir? Ancak, Arapça asl asla ve kay ts z - arts z de tirmeden. Zira, Sanskritçeden, Aramca, Uygurca, Arabaca, branice gibi tüm bu dillerin kökenlerini içeren en olgun bir dil oldu u içindir ki; orijinal Kur'an Arapças asla de tirilemez. Arapça hali: daha gelecek yüzy llar n bilim adamlar na, daha geni bilimsel ayr nt lar , insan beyni tekâmül ettikçe ö retecektir. Kan dökmeden...vakit bulunur da, ara rsa!... Bu konuyu ölçülü olarak açmam n nedeni, "Ak Ku ular , Garaniyk" gibi ciddi bir an n en can al noktalar ndan birisini ayd nlatt için, hem de olay n ikinci derecede esas nedeni oldu u, en önemlisi de " Göz ne kayd , ne de a " ifadesinin ciltler dolduracak kadar mükemmel bilgileri bir anda ortaya koydu unu, siz okurlarla birlikte kan tlamak içindi... Sadece üç - be kelimelik bir ayetin sergiledi i, belki de 30. yüzy l uygarl klar n ( insanl k o günlere ula rsa! Dilerim daha nice yüzy llara ula r, ancak endi e etmemek de elde de il ki! ) teorik olarak belki ba araca bilgilerdir ki ; [" Hamd GÖKLER ve YER yaratan, KARANLIKLARI ve AYDINLI I yapan Allah'a mahsustur. Sonra da Rablerini tan mayanlar, O'na Putlar denk tutuyorlar. Kur'an/En'Am/1. ]

imdi çok dikkatle izleyiniz; * GÖKLER, ço ul, * YER, tekil, * Karanl klar, ço ul, * Ayd nl k, tekil;

ma spektronomundaki çizelgeye bir göz att zda, ayd nl k çizgisinin (çizgi denirse!) 49 nm (nanometre) gibi ak l almaz ince bir çizgisel aral k oldu unu ve spektrometrenin daha k sa ve daha uzun dalga boyu taraflar n ise ço ullukla ifade edilmesi gerekti ini, dolay yla ayetin içindeki 4 ayr z t kavram n ço ul ve tekil biçimde aç kland görürüz. nsan gözün görme band 10 nm daha geni olsayd , acaba daha neleri görecektik!

[" Rabbin gününü isteyenlerin vay ba na! Rabbin gününü niçin istiyorsunuz? O I IK (ayd nl k) DE L, KARANLIKTIR." Tevrat/Amos/6/18.] "Rabbin günü insan için k yani ayd nl k de ildir, ancak karanl kt r". Müthi geni bir spektrometrede bile göze ayd nl k duygusunu veren 49 nm gibi incecik bir aral k; çemberde hiçte önemli olmayan noktasal bir yer tutuyor. Gözümüzün görebilme program 0.001 nm daha geni yarat lm olsayd , bu gün gördü ümüzü de il, evreni u anda asla hayal bile edemeyece imiz bir tarzda görürdük de il mi? zledi iniz gibi Tevrat’ta ' Elçilerin gündüzlerinin bize göre karanl k olan' bir görme bandlar n, de ik

yeteneklerinin oldu unu anlamak için deha olmaya gerek yoktur san m. Bize göre karanl k olan ortamda pek çok eyi görüyorlar... Ancak, Tevrat as rlard r okuyanlar n ne anlad klar gerçekten çok merak ediyorum ki, itiraf edeyim hayretler içindeyim! Hayatlar boyunca a lama duvar n dibinde Tevrat' ezberleyerek okununca ki i cennete mi gidiyormu !!! hayret! Öyle bir Cennet varsa ve o Cennete bu yöntemle gidiliyorsa… Aman, kals n! Ben ahsen asla oraya gidicilerden de ilim!


107

[" Ne gözleri KÖR olanla gözleri GÖREN, Ne KARANLIKLARLA AYDINLIK. Ne GÖLGE ile SICAKLIK MÜSAV OLMAZ. Dirilerle ölüler hiç de bir olmaz. Do rusu Allah diledi i kimseye i ittirirse de Sen, kabirde bulunanlara i ittirecek de ilsin. " Kur'an/ Fatr/19-22.] (*) Dikkat ! ; Tam 4 ayr ayette bir birinin z tt tam 4 çift kavram sergilendi: ancak 20. ayette " karanl klar ile ayd nl k müsavi olmaz "dendi ki; Kur’an’ n 'karanl k-ayd nl k' gizemini bize tüm ayr nt lar yla aç klayan Kur'an/Necm/17 ayetinin bilimsel verilerini; hem Tevrat’ ve ncili tamamlayarak, hem de Evrenlere Rahmet olarak gönderilen Kur’an’ n bilimselli ini tart mas z görebiliyoruz. [" Ve, Eli a yalvar p dedi: Ya Rab, rica ederim, onun gözlerini aç da görsün. Rab da u n gözlerini açt ve gördü ve i te, Eli a'n n çevresinde, da ate atlar ve Arabalar ile dolu idi. " Tevrat/ II. Krallar/6/17.] Da daki ate saçan Arabalar ... Görme band de tirebilen Elçilermi? Hani u 100 ya lar ndaki k r han mlara bilgin o ullar do urmas için DNA’lari özel programl sperm molekülü enjekte edebilen Elçilermi?... Bu sayfalardan hemen sonra Elçilerin gerçek kimliklerini aç klamaya do ru sa kl ad mlar atarak devam edelim. Gerek elçilerin gerekse sahip olduklar nesnelerin, insanlar taraf ndan kolayca görülemeyece ini; özel filtrelerin veya özel yöntemlerin gerekti ini siz de fark ettiniz. Bu gereklili in ön art ise; temiz ak ll , tertemiz yürekli olmakt r. nsan, bu meziyete ancak Yüce Allah’ n KUR’ANDA ö retti i gibi nsan olmakla ula labilir... Ortal fesada vererek de il!

imdi, buraya kadar yapt z ara rmalar n verilerini tekrar toparlay p, NECM suresinin enginliklerine yönelip, olay sonuçland rmaya do ru gidece iz. Bu, sureye neden NECM, yani ' YILDIZ' yani çok özellikleri olan y ld z denildi i ise, kendili inden aç a

kacakt r. Önce, sandalyenize yaslan z ve derin bir nefes al p, küçük dilinizi yutmamaya özel gösteriniz, lütfen... Kur'an' n, ncil ve Tevrat' n El- Ayak kesmek için gönderilmedi ini, mezarl kta okunmak için hiç gelmedi ine hep birlikte ahitler olaca z... (*) Mezarl klarda ölülere KUR’AN okuyanlar, okutanlar ve göz yumanlar… stisnas z her fert sorumludur. Streptomisin türünden ilaçlar kabir topraklar ndan imal edilir ve mezarl klarda VOC (volatile organic composition) dedi imiz zararl gazlar vard r.


108 49 UYDUSUYLA DEV NEN DÜNYANIN PAR , E , Ç FT

-RA

En-Necm suresi Kur'an n 53. suresi olup, 62 ayet ve tam olarak 360 kelimeden olu ur. Hat rlay z, 6. yüzy ldan önce de Kabe'nin etraf na dizelenen, eski an larda do ru ancak yanl bir amaçla tap lan 360 dikili ta putlar n an lar ... 360 ncili…. Necm suresi Mekke’de ve Peygamberli in ilk 3. veya 4. y llar nda vahiy olunmu tur. Zaten 'Garaniyk' ile ilgili cümleyi de Peygamber Mekke’de bu olayla söylemi tir. Ba ka hiç bir zaman asla dile getirmemi tir. [" NMEKTE (dü tü, kayd , kayboldu) OLAN YILDIZA AND OLSUN." Kur'an/Necm/1.] Necm suresinin 1. ayetinde ifade edilen 'HEVA' kelimesi; tam olarak, dü mek, inmek, ç kmak anlamlar içermektedir. Yukar ç kmak, ayni Crane gibi, ayni GARANIYK gibi… bu gezegenin veya ba ka bir gezegenin neresinde olursan z olunuz, ba n üstündeki her nesneye yukarda, yukar ya ç km , veya a dü üyor deriz. Herhangi bir cisimim a ya dü mesi, daha önce bir ekilde O cisimim yukar da olu unun kan r.

Ayette geçen ' HEVA ' kelimesi Öz Arapçada, AH N ku unun ini i gibi süratli ve kararl süzülüp inmesi, ahin gibi dü mek veya yukar ya f rlamak, anlamlar ndad r.

Bildi iniz gibi; AH N ku u, davran ve uçu unda kararl ve SÜRATL olu uyla, hiç bir ku ta olmayan özellikleri kendisinde toplayan TEK KU TÜRÜDÜR. Bu konuyu açakalmak için, örneklemek için hiç bir kus

AH NDEK özellikleri bir arada bulundurmaz. Ayette kast edilen özel Y ld n (gezegenler gurubunun) Güne sistemimize do ru uçu unu ' HEVA', yani

ahin gibi süzülerek, kararl ve dosdo ru bir düzlemdeki yörüngesinde uçtu unu; bu benzetmeden daha mükemmel ifade edecek bir kelime daha olamaz. K rlang ç, kartal vb. gibi ahinden daha h zl ku lar n uçma hareketleri benzetme amac yla asla kullan lamazd . Zira ahinde hem uzun mesafe uçu u, hem de benzetmeyi tam olarak ifade eden, kararl uçu yetisi, hepsi birlikte mevcuttur.

te, bu ve benzeri ciddi ayr nt lard r ki; Kur'an Öz Arapça asl ndan ASLA tadil edilemez. Bütün dillere çevrilebilir, ancak Arapça esas asla de tirilemez... Asla!


109

Kesinlikle biliyorum, önce arkaik (encient) Uygurcaya ve Sanskritçeye çevrilmeli ve her fail kelime bu dillerdeki anlamlar nda da ele al nmal r… ste O zaman evrene Güne do acakt r. Yerkürenin ve Güne sisteminin alt veya üstü yahut yan taraf nda üç boyutu tam kavrayabilmek için herhangi bir dayanak (referans) noktas veya yer varm r ki, her hangi bir koordinat noktas tayin edebilelim ve böylece, NMEK veya ÇIKMAK veya DÜ MEK fiillerinden bir tanesini ayr cal kla ve kesin bir ifadeyi anlatabilmek için kullanal m? Sözü edilen Y ld z (gezegen) için kullan lan ' BATMA ' ifadesi ile, Yerküreden yap labilecek gözlemlerle baz hallerde görebilece imiz (görme ufkuna girdi inde veya tespit edildi inde ki; buna radar görme ufku da denir), baz hallerde göremeyece imiz içindir ki, ' HEVA' kelimesi Öz Arapçada "BATMAK" anlamlar da içermektedir ve kullan lmaktad r.

öyle ki; ahin ku u, uçu undan hiç bir ey kaybetmeden do rusal bir çizgide uçarak yoluna devam etse bile, biz onu baz hallerde göremeyebiliriz. Yani, onunla gözümüz aras ndaki do rultu, Ufku a için (gözümle ahinin bulundu u nokta art k bir do ru de il e ridir, yani Y ekseninde yayd r), ahin'i "batm r" diye alg layabiliriz. Güne in veya sistemin tamam n dinamo hareketini do al olarak ke fedebilmemiz, anlayabilmemiz için en uygun ve yerinde bir terim olarak kullan ld . Günlük ya ant zda da Güne in bat ifade etmek için (Oysa Güne asla batmaz! ) hiç fark na varmadan Dünyan n döndü ünü (dinamo hareketini) söylemek istiyoruz, de il mi? Yani Güne in bat ! Dünyan n dönmesi fiiliyle ortaya ç kan bir sonuçtur. NECM suresi, devam edelim; (1) Kayboldu u (batt ) zaman y ld za and olsun. (2) Sapmad DO RU YOLDAN arkada z, (O peygamber) az tmad da; (3) O HEVADAN (kendi nefsinden, hevesinden, Zan'la) söylemiyor. (4) Kur'an sade (kat ks z) bir Vahiydir, Ancak VAHY olunur. (5) O'na Kuvvetleri pek çok olan ö retti. (6) Öyle ki, Görünü ü güzel olup hemen GERÇEK EKL ÜZERE DO RULDU. (7) Ve O EN YÜKSEK UFUKTA . (8) Sonra yakla da (Peygambere do ru) SARKTI, ND . (9) Onunla aras ndaki MESAFE YAY KADAR yahut daha az kald . "Kur'an/Necm/1.9.] Evrensel bir gizemi aç kl a kavu turabilmek için, oldukça dikkatli izleyelim; Ayette geçen " KAVS ", yani ' YAY ', iç bükey bir Evrende ve Yerkürenin hangi noktas nda olursan z olunuz, hangi noktaya bakarsan z bak z, bakt z anda, gözünüzün sonsuzluk ufkunda (yer ile gök çizgiside ayn sonucu getirir) çizdi i parça bir KAVS't r. Yani, Çemberin, gözünüzle çizdi iniz çizgideki bir parças , art k o iki nokta aras ndaki bir e ridir. Bu da çemberin herhangi bir YAY dilimidir. Gökku nda gördü ünüz tam bir çemberin bir yay dilimidir. Çölde veya oldukça düz herhangi bir yerde deney amaçl ufka veya do ruca gökyüzüne bak z. Gözünüzü, sa omuz hizas ndan ba lay p en sol omuz hizas na kadar gezdiriniz; yani taray z. Sonuç ta; bakt z yerlerde derinli i asla kavrayamadan 180 'lik bir çizgiyi Y boyutunda, referans nda KAVS’ , yani

rinin bir yay çizdiniz demektir. Zaten 'e ri' de yay, ' yay' da e ri de il midir? Y boyutunda oturuyor ve Soldan sa a gözle tararken ilk duygular z bize do ru bir çizgi çizdi imiz izlenimi verir. Bu kesinlikle do ru de ildir… Gerçekte bir yay, kavis çizdik. Yine Y boyutunda oturuyor ve Z ekseninden X eksenine gözü kayd rarak tar yoruz. Yine bir kavsi-yay çizeriz.


110

Gözün, gökte bak p ta herhangi maddi bir nokta tayin edemeyi i veya öteleri göremeyi i; gözün görme band n program gere idir. Bak p ta alg layamad z çizgiler di er boyuttaki Evrenlerin ba lang ç zarf r. Gözün o s rlar alg layamay nedeni 49 nm'ye programlanm olmas ndand r. Köpeklerin, merkeplerin, ar lar n görme bandlar bizden farkl r, de il mi? Sevgili brahim’e gelen elçilerin de... Yüce Allahl m! 1400 senedir Kur’an’ , as rlard r ncili ve Tevrat' ne amaçla okudular ve ne amaçla tenkit e..d..e..b..i..l..i..y..o..r..l..a..r, birileri de mezarl kta okuyarak ne yapmak istiyorlar... bir türlü anlayam yorum ? [" YAYIMI (Arapças “kavseyni” iki yay demektir ve Tevratdaki ise “Kavsi-i Kuzah” ! orijinal ifadenin Arapça ve branca asl na dikkat!) buluta koydum, ve benimle yerin ARASINDA bir ahit alameti olacakt r. YER N ÜZER NE BULUT getirdi im zaman, YAY DA; BULUT DA GÖRÜNECEKT R." Tevrat/Tekvin/9/13.14. ] X

Gözle taranan ufuk do ru de il e ridir

Y Gözlemci Z

te, KUR’ANDA yay (kavis) ufka koydum aram zdaki mesafe bir veya iki yay kadard dedi i YAY budur, Apollo’nun ok atan yay de il…


111

Tevrat/ Tekvin'de (yarat demektir) belirtilen YAY' ( branice asl KAVS' Kuzah t r) Ok atmak için gerilen yay olarak anlamakla ilk ke iflerini iyi yapt lar (*). (*) KAVS ; bildi iniz gibi, Türkçede de (KAV S) veya virajl bir yay' ifade etmek için kullan lagelir. Oysa, kelimenin birinci derecedeki asl 'KAVS' olarak branca’da ve sonra Kur’an’da ayn biçim ve anlamda (KAVS) olarak geçerken, ayn anlam ifade etmek için, dilimizde de ( KAV S) olarak kullan yoruz. X, Y, Z taraf n neresinde olursan z olunuz, kars zdaki veya yukar zdaki bakt z ve tarad z her çizgi, derinli i alg layamadan kavis çizer, O bir yayd r, do ru çizgi de ildir.


112

Ancak, bu ke if kendisini bilimsel alanda de ilde, çok uzaklara ok atabilen Yunan mitolojisinde 'APOLLON’ olarak sergiledi! Kan dökmek içinde bol bolda kullan ld ! yonyada, Babilde, eski Yunanda pat diye ortal a ç kan bilimsellikler, Tevrat’tan ve Zebur adl bilgi

hazinelerinden serpilen en önemlisi de MEDYEN halk ndan onlara uzanan bilimsel de erlerdi. Biz tekrar konumuzun esas na dönelim; [" (Cebrail) Vahdetti Allah' n kuluna vahiy etti ini. GÖRDÜ ÜNÜ KALB TEKZ B ETMED . O'nun GÖRDÜ Ü ÜZER NDE, (onun gördü ünün do rulu u hakk nda) O'NUN'LA TARTI IYORMUSUNUZ? Yemin olsun ki, O bir daha da NERKEN GÖRDÜ (bu, son cümlede <mi 'li geçmi zaman kipi vard r ki>; bu takdir de anlam; Cebrail’i bir kez daha görmü tü;

demektir). Sidretü'l Müntehan n yan ndad r oras (Takva sahibi, inanan bilim adam kullar n bar nd klar ) Me'Va cenneti onun yan ndad r. S DREY kaplayan kaplam . (Peygamberin) GÖZ NE KAYDI, NE DE A TI. AND OLSUN

, Rabbinin EN BÜYÜK ALAMETLER NDEN B R KISMINI G Ö R D Ü"."Kur'an/Necm/ 10.18] Sevgili Cebrail'in 506 nm ve 555 nm dalga boyu aral ndan kendisini, Sevgili Muhammed’e (hakiki ekliyle) göstermesi, ne sihirdir nede z rval k... Gerçek bir bilimsellikle ancak anla labilecek ve ancak KAN

dökmeyen nesillerin belki ba aracaklar de erlerdir... 1. ayetten 18. ayete kadar bir bütün olan ayr nt lar, gerçe in yani Garaniyk olay n en önemli bir basama yd . Daha do rusu kimler oldu unu bilmedi imiz ÜÇ ELÇ MELEK'in en tutarl kayna kavramak üzereyiz ki, dikkat ediniz; [ " Bize haber verin (putlardan tap nd z) LAT ve UZZA'y . "Kur'an/Necm/19.] Di er ÜÇÜNCÜSÜ OLAN MENAT’I "Kur'an/Necm/20 ]

imdi daha da dikkatinizi toparlay p, Yasin 14. ayetini hat rlay z. Üçüncü elçinin, ilk YE sonradan kat ld , sadece MENAT için bir tek özel ayet tahsis edilerek, gerçe i ke fedelim diye ne kadar da apaç k anlat yor 20. ayette. Necm suresinin 19. ayetinde; LAT ve UZZA'n n Sevgili brahim ile ça da olduklar aç kça belirtilirken, ÜÇÜNCÜ olan MENAT için özel bir ayet tahsis edilmekle, üçüncü elçinin daha sonradan ilk ikiliye kat ld daha nas l aç klanabilir ki? Necm suresinin bilimsel verilerine devam edece iz; ( " Erkek sizin de, D O’nun mu? (Onun için mi Meleklere, Allah’ n k zlar r diyorsunuz?) Kuran/Necm/21. ] Lütfen Zuhruf suresinin 19. ayetini hat rlay z [" Onlar, Rahman n kullar olan Melekleri de D yapt lar. Yarat lar na ahit mi idiler?" ] [ " Öyle ise bu çok insafs z bir taksim. O putlar hiç bir ey de ildir, Ancak S N VE BABALARINIZIN UYDURDU U MLERD R. Allah, onlara hiç bir hüccet indirmedi. O kâfirler (gerçe i örterek inkâra sebep olanlar) yaln z ZANNA VE NEF SLER N SEVDASINA TAB OLUYORLAR. Hâlbuki kendilerine Rableri taraf ndan do ru yolu gösteren geldi. " Kuran/Necm/22.23 ] " Zan da bulunup, nefislerinin hevesi ile " ifadesi; tacirlerden, uradan - buradan dinledikleri ve son derece ho land klar veya hat ran n kökenindeki olaylardan etkilenerek korktuklar bir masal n ÜÇ


113

KAHRAMANINI; efaat ummak amac ile kendilerini, kendi benliklerini aldatt klar aç klan rken, bak z Necm suresi olay nas l bir gerçekçilikle tan kl yor; [" Yoksa insana her kurdu u HÜLYA MI VAR? Kur'an/Necm/24. ] nsan n kafas ndan her geçen veya gerçekle hiç bir ilgisi olmayan dü üncelerini, arzular n

do rultusunda gerçekle tirmesi mi vard r? Toplumsal bir varl k olan insan, uyulmas gereken kanunlar ve sistemler do rultusunda ya ad klar sürece ba ar rlar de il mi? Daha aç kças , zengin olmay hayal etmek ; ba ka bir hevestir, çal p, hak ederek kazan p zengin olmak çok ba ka bir eydir. Hatta, O art k ' EY' de il, bir gerçektir. Tekke kö elerinde sabahlara kadar kitap okumakla cennete gidilece ini ZAN etmek ba ka eydir... Okudu unu anlay p, ya ay p yapmakla cennete gidilece ini ve Yüce Allah’ n sevgisini bilerek kazanmay umut etmek daha ba ka eylerdir. [ " Fakat Allah' nd r Ahiret ve DÜNYA. "Kur'an/Necm/25.] Kitab n ba ndan bu yana kadar aç klamaya çal z; < Onlar kendilerinden efaatleri umulan Garaniyk ti...> ifadesinin ilk dü üm noktas na geliyoruz; [ " Göklerde nice melekler vard r da, Allah dileyip raz oldu una izin vermezden önce EFAATLER H Ç B R

EYE YARAMAZ. Do rusu Ahirete iman etmeyenler, Meleklere D ismi tak p duruyorlar (meleklere Allah’ n

zlar r diyorlar). Hâlbuki buna dair bir gerçek bilgileri YOK, Ancak ZANNA tabi oluyorlar. ZAN ise HAK (gerçek,

pozitif) LM N YER TUTMAZ. "Kur'an/Necm/26.28 ] Özellikle son üç ayetin içeri i; tüm mevzuyu genelle tirdi i gibi, Sevgili brahim ve Lut'a gelen Elçilerin gerçekten geldiklerini, ancak Allah' n izni olursa efaat edebileceklerini; nitekim Lut kavminin insanlar na hastal k olmayan ki ilerine yard m ettikleri gibi yard m etmekle görevlendirildikleri, apaç k ortadad r. Son üç ayetten ö reniyoruz ki; puta lah diye tapanlar; ZAN da bulunarak, hem D ismi tak yorlar hem de onlardan (an lar ndan dolay ) efaat umuyorlar. in en gülünç yan ise; Elçilere sanki cinsiyetlerini tayin etmi ler gibi; Allah’ n k zlar r diyorlar!... Ve LAT, UZZA ve Menat' di ileri kast ederek ' Tanr ça' raf na oturtuyorlar. " GARAN YK " kelimesi de, birçok dillerde, kültürlerde devaml ' ÜÇ Tanr ça' y ifade etmek için kullan yordu de il mi? Hem de as rlardan bu yana... te; Kur'an akl n matemati i ile yine kan tlad ki; O ancak Âlemlerin Rabbin‘den Vahiy edilerek gelen bir ö üttür.

imdi; olay n tamam ayd nl a ç karacak olan detaylar siz okurlarla bizzat gerçek verileri bilgece bir araya getirip, gerçek detaylara do ru ilerledi imizi ANIMSATMAK ST YORUM. Birçok gizemin art k aç kl a kavu tu unu, tüm insanlar n kültür seviyeleri ne olursa olsun; anlay lar na, ak llar n muhakemelerine b rakarak devam edelim. ÜÇ ELÇ N kendilerine yard m etti i, süzülür gibi yerçekimine kars koyarcas na veya uçarcas na yer de tirmelerini bizzat gördükleri ve tüm ayr nt lar bilenler, görenler olarak bu gerçe i, Sedom'dan tüm Orta arka, Arap yar madas na ve di er yerlere; hastal ktan ve afetten kurtulan ve kurtar lan ve vatanlar art k oturulamayacak bir hal ald için göç eden Sevgili Lut'un kavminin ya lar veya gençleri yahut çocuklar olaya bizzat tan k olarak ya ayanlar n kendileri BALDANDIRA BALLANDIRA TA IMI LARDIR. Ancak, bu gerçek olay, zamanla masal haline gelip, 6. Yüzy lda kendisini ' Lat, Uzza ve bu da Menatt r ' olarak ortaya ç kard na, biz imdi 20. yüzy lda tan k oluyoruz.


114

Sevgili Muhammed, olay n bozuk halini Mekke’ye gelen tacirler veya insanlardan duymu olmal r ki; olay n, asl nda gerçek olan Üç Elçinin an lar na atfen az da olsa tavizkar dü ünüyor... Ancak, içeri ini tam bilmedi i için Yüce Allah vahiy yoluyla bu son derece önemli gerçe i hem Peygambere, hem de gelecek nesillere Kur'an ile ö retiyordu. Birazdan, sizinde " Evet" diyece iniz gibi < Onlar kendilerinden efaatleri umulan Ak-Ku ulard ...> ifadesinin, putlar için olamayaca ortada olmas na ra men, biz yine de di er ayr nt lar Kur'an ile bütünle tirip, Kur’an’ n bilimsel verileriyle sonuçland rmaya ve bu son derece önemli hat radan bilim ve insanlar için olabildi ince faydalanmaya çal al m. Olay n ayd nlan , tüm insanlar n AKL'I selim kararlar na b rakarak, olay mümkün olan tüm yard mc bilgilerle demetleyip götürürken, Kur'andan insanl a sunulan bilgileri de toparlamaya çal al m. Sevgili Muhammed, slam dinini yayarken, yaymaya memurken en büyük dü man kimler di? Elbetde ki Lat, Uzza Ve Menat'a Tanr ça diye tap nan kendi kavminin, Mekkelilerin inançs z olanlar yd , de il mi? Bildi iniz gibi Sevgili Muhammed ticaretle geçimini sa lad ve birçok seyahatler yapt . Gezdi i yerlerde do al olarak bu hikâye hakk nda birçok de ik, ancak özü ayn olana meseleye vak ft . Ne yaz k ki, vahiy ile gerçe i tam ö reninceye kadar de o bilgisi gerçekçi bir düzeyde de ildi. Zaten Vahiy geldikten sonra hiç tereddüt etmeden, çocuklu undan beri hiç bir ilgi duymad putlar , kendisi bizzat ‘y lmas emretti ini ve Mekkeden göçe mecbur oldu unun esas bu putlar n y lmas emri' oldu unu tarihi verilerden biliyoruz. Bildi iniz gibi, ayet, Sevgili Muhammed Putlar n y lmas için srar etmeseydi, belki Mekkede daha uzun süre kalacak ve Medine göçü belki bir zaman aral ndan sonra olacakt . Oldukça st rapl geçen bu göçün as l nedeni; Peygamberli inin erken döneminde bizzat putlar n 'hemen' ve

'derhal' y lmas gerekti ini seslice beyan etmesidir. Bu ayr nt lar konumuzun u an için d ndad r. Konumuzun gerçek dü üm noktas na gelirken, tekrar genelleme yapacak olursak; < Onlar efaatleri umulan Ak- Ku ular d > ifadesinin, Lat, Uzza ve Menat için olmad , ancak Mekkelilerin sata yerde, yani olay yerinde yani, Sevgili Muhammedin secde etti i, vahiy dinledi i yerde Sevgili Muhammed ; < Sizin yanl tan p, yanl de erlendirdi iniz gerçek bir hat ran n sizin kültürünüzde, anlay zda yanl YORUMLANMI bir haline Tanr ça diye tap yorsunuz. Asl nda sizdeki hat ran n özü Üç Elçidir, kendilerinden sadece Allah’ n izniyle efaat ve yard m umulur, sizin temelsiz safsatalar zla de il...> dedi i; AKLI OLAN HERKES N DE APAÇIK ORTADADIR. Yoksa, putlar övdü ü için de il, hat ran n kahramanlar olan elçileri kasd ederek ; " Onlar efaatleri umulan Garaniyk d i ..." demi tir. Samimiyetle soruyorum; RAZI OLAN VARMI DIR? Sevgili Muhammedin Üç Elçi hakk nda belirli bir düzeyde bilgisinin oldu u, ancak tam olmad , özellikle de gelecek nesiller için son derece önemi oldu u içindir ki; Yüce Allah, Isra Suresinin 74. ayetinde aynen; [" E er biz sana sebat vermemi olsayd k, sen ONLARA AZ B R EYLE MEYL (taviz) EDECEKT N. " Kur'an/Isra/74. ] Ayette geçen 'AZ B R EYLE' ifadesi de; her ne kadar tedbirli isen de, bir tek kelime hatas veya tavizi, Kur'an n bilimselli inin sonucunu etkileyece inden; Oldukça kesin (laf aram zda) biraz da SERT bir; Kur'an/Isra/75. Ayeti geldi ve ben bu ayeti buraya korkumdan alamayaca m, ba lay z. Dileyen bizzat okur.


115

Isra 75 deki vahiyle peygamber e itiliyordu. Dolayl olarak da gelecek nesiller! Çünkü, hem olagelen hikayenin ÖZÜ, hem de PEK ÇOK MESELEN N DÜ ÜM NOKTASIDIR K ; derin bir nefes al z ve bütün bilgeli inizle izleyiniz!... [ Yoksa haber verilmedi mi MUSA’NIN TEVRATI ile ( u gerçek haber). Ve çok vefakâr brahim’inki ile. " Kur'an/Necm/36.37.] Dikkat! Necm suresi 36 ve 37 de, bir anda bir " NSAN Ç FT " ve bir " K TAP Ç FT " SERG LEND . Fakat niçin ncil ve Tevrat veya Zebur eklinde belirtilmedi de, özellikle brahim ve Musa'ya verilen K TAP ve SUHUFLAR belirtildi? Neden mi? cevab birlikte bulaca z. [ " Muhakkak ki GÜLDÜREN DE O'DUR, A LATANDA. ÖLDÜREN DE muhakkak O'dur, D LTEN DE. Gerçekten O'dur ERKE ve D iki e yaratan." Kur'an/Necm/43.44.45. ] brahim-Lut ve iki kitap, birinci çifti,

Güldüren-a latan, ikinci çift, Öldüren- dirilten, üçüncü çift, Erkek-di i, dördüncü çift. Son 5 ayette, tüm ayr nt lar ile birbirinin TAM ZITTI 4 AYRI Ç FT BEL RT LD . Bunu sak n ak ldan

karmay z. Toplam DÖRT ayr Ç FT kavram bir anda gizemleri aç a ç kararak, her olaya yön veriyor. imdi de, önceki sayfalarda belirtti imiz gizemli DÖRT'leri an msayaca z... Ancak, gelecek sat rlar da çok

çok dikkatle izleyerek; Tüm bilgeli iniz ve cesaretinizle bakiniz ki: aç kça veya sakl ca dünyan z e i, çifti

i-Ra mi deniyor?


116

GÜNE S STEM N GALAKS DEK Ç FT ’RA

Ey KUR’AN tefsircileri!.... Ey ben filanca falanca, bilmem neyin Profesörüm diyen Arapça uzmanlar !!!.... Bu evrende her ey, istisnas z her ey kendi ZITTI, yani çiftiyle beraberdir… Dünyan n çifti neresidir? O, iki do unun ve iki bat n da Rabbidir. Kur’an/ Rahman /17. Sizler “ Ben bu bölümü veya bu kelimeyi anlayamad m, bilgim yetmiyor, umar m ilerde bunu anlayacak birileri ç kacakt r, beni ba lay z” demeyi bilmezmisiniz? Her eye burnunuzu sokmak zorundam z? Kafas na takke geçiren, eline iki dergi alan, âlimi ulamam oldunuz da as rlard r insanlar n geleceklerini karart yorsunuz? NECM kelimesinin birinci anahtar anlam YILDIZ demektir, I k saçak veya olan veya belirgin Y ld z demektir…. YILDIZ… Di er tüm anlamlar çöldeki kahvehane kültürünün eserleridir, En yüksek kültür seviyesinde gelmi KUR’ANIN ilk anlatmak istedi i YILDIZ de ildir... [" Gerçekten 'RA y ld n Rabbi O..."Kur'an/Necm/49. ] Gerek gezegenimizdeki insanlar n tamam na...gerekse Samanyolu galaksisindeki tüm ak ll varl klara sormak istiyorum; stisnas z tüm insanlara SORUYORUM....Ç plak gözle öyle bir bakt z Gökyüzünde en az ndan yüzbinlerce binlerce y ld hemen bir anda fark edersiniz, de il mi? Neden Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah, bu kadar y ld zlar n içinden, uçsuz - bucaks z Evren'de özellikle birisini ve özellikle de NECM (y ld z) suresinde, özellikle de 49. ayette "Gerçekten ’RA YILDIZININ Rabbi O. " desin? Çok iyi biliyoruz ki, Yüce Allah her eyin, her y ld n Rabbidir. Evrenlerin Rabbidir. Bu ayetteki AYRICALI IN NEDEN NED R? Kur'an'da, sadece bir tek y ld n Rabbi oldu unu aç klamak için, TAM 62 ayettik ve TAM 360 kelimeden olu an özel bir sure tahsis ediliyor... Neden? Üstelik, Kur’an’da ki tek ve ilk bir bat nda gelen sure bu NECM suresidir!...Üstelik bu sure, GARAN YK olay n geçti i günde vahiy edilmi tir!!!...

imdi biraz daha dikkatle izleyelim: iyi kötü bilmece çözen hemen her insan bilir ki , eski M rda tarihin karanl klar ndan kaynaklanan bir garip hat ran n izlerinden dolay , garip bir " RA " tanr vard r!!! Bak n hele! i ler nerelere gitmi te haberimiz yakla k 5000 seneden sonra oluyor! K talar aras bomba yap b rak rsak... zaman buluruz belki bu en de erli bilimsellikleri ara rmaya... Sevgili Lut'un kavmi ve ehirleri yok olduktan sonra sa kalan insanlar n bir bölümü (veya tamam )

r'a göç ettiler. Ba lar na gelen o müthi olay anlatarak, hem gerçek bir D inanc yaymaya, hem de verimli M r topraklar nda artlar elverdi i sürece yerle meyi ye lediler. M ra ilk giden kafilede Sevgili


117

Yusuf’un kabilesidir. Felaketten arta kalan bir k m insanlar veya zamanla bir k m insanlar da di er yerlere göç etmi olabilirler. Sevgili Lut'a inananlar, lah' n bir tek Allah oldu unu, daha önce Sedomdaki kavimleri Allah n ö ütlerini dinlemedikleri ve Allaha isyan ettiklerinden, hem de ya amlar nda din kavram olmad ndan dolay edepsizliklerindendir ki, ba lar na öyle korkunç bir felaketin geldi ini ayr nt lar yla – balland ra, balland ra - M rl lara anlatt lar. Anlat lanlar, zamanla kurallar olmayan, kulaktan duyma insan icad dini bir inanç haline, sonrada hikaye, zamanla da masal haline gelip; kendisini M r'l kahinlerin zeki bulu lar yla, Mekkede " Lat, Uzza ve bu da Menat t r " olarak te hir etti. Laf aram zda, o devirlerde gelen Elçiler, yani GARAN YK hala ya yorlarsa ve bizi izliyorlarsa!... kimbilir nas l gülüyorlard r halimize?

Ancak, baz dönemlerde ve aral klarla Ülke düzeyinde büyük felaketlere sahne olan M r da hem bir D N aray içinde olduklar ndan, hem de tap nd klar putlarla mukayese edilince daha gerçekçi taraflar gördükleri için bu dine, bir süre için s cak bakt lar. Olay n görgü ahitleri veya birinci derecedeki ku n, babalar ndan duyarak aktard klar hikâyenin, Kahramanlar n yani Garaniyk'in geldi i yer olan i-Ra

ld na atfen onlara RA tanr lar dediler. Birçok anlat mlarda ise (M r tarihleri kay tlar nda) RA'dan gelenlerden söz ediliyor. Bu ad yani ' RA Tanr ' ad alt nda ilk patent haklar na sahip oldular. Çünkü, olaya tan k olanlar n birinci ve ikinci ku ak nesilleri an lara daha gerçekçi, daha az kat kl olarak bakarken, gelen nesillerde do al olarak daha çok de ikli e u ray p, zamanla tamamen (olay n an lar ) sapt rd lar. Ancak nereden bakarsan z bak z, olay n an lar her toplumun ayr mitolojilerinde mümkün olan en iyi benzerli i görebilirsiniz. Sümerlerden en yak n eski Yunan tarihlerine kadar bu an lar , mümkün olan en benzer ifadelerle bulacaks z.

r'da gezegenin ad 'RA ' veya 'RA Tanr n geldi i yer' olurken, gezegenden gelen GARAN YK de görkemli isimler ve putlar halinde Mekkeye " Lat, Uzza ve buda Menatt r " patentiyle TANRIÇA olarak ihraç edildiler. Çünkü, Sevgili Lut'un ve sa kal p olaya tan k olan insanlar n bir k sm veya tamam , gelen elçilerin NEREDEN GELD KLER DE B LMELER GEREK RD DE L M ? Nitekim, Sevgili brahim, han B LG N VE O LAN olaca yani Sevgili shak' n do aca kesin haberiyle müjdeleyip, genetik transferin bitiminde, Elçilere soruyor; [" Ey Elçiler! Bundan sonraki Z NED R? "Kur'an/Hicr/57. ] Bu soruyu soran ve peygamber olan ve Elçilerle bir hayli mücadele eden bir ki i veya ki iler, do al olarak da Elçilerin nereden geldiklerini sormu ve ö renmi olmalar gerekir! San m sizde ayn fikirdesiniz. te; geldikleri yer ki; Kur'an da;


118

* i - Ra y ld olarak... * Üstelik NECM ( özelli i olan y ld z anlam ndaki ) suresinde... * Üstelik NSAN Ç FT ayn surede ancak ayr ifadelerle... * Üstelik birbirinin kar (z tt ) verilerle... * En önemlisi de " i -Ra y ld n da Rabbi " ifadesinin 49. ayette olu u... * Daha da önemli veri; Necm / 9. ayette Cebrail'in 'ARASINDAK MESAFE YAY KADAR KALDI' aç klamas r. zledi iniz gibi, bir ayet, o tertemiz akl biraz yorarsak, bak n ki neler kan tl yor. Daha ne görkemli

bilgileri sergileyecektir. u andan itibaren sizi, tüm bilgeli inizle bu olay n de ifre sonucuna, olaylar sizlere ya atarak aç klamak içindir ki; gerçek bir enginli e götürece im.


119

HAYAT + SU = D K Necm (y ld z) yani - RA gezegenler sisteminin Güne ide çok uzaklardan ayn bir y ld z gibi görünecek ve YILDIZ diye ifade edilecektir de il mi? Bizim Güne imizin herhangi bir d gezegenden YILDIZ gibi alg land için, ba ka gezegendekiler için bizde ayni ifadeyi kullanaca z. Surede aç klanan DÖRT ayr Ç FT gizemi ise kütüphaneler dolduracak kadar önemli veriler içermektedir. Daha önce belirtti im gibi, DNA molekülü özel bir programla: Sevgili brahim ve han Sareden do an Sevgili shak, gerçekten de önemli bir bilim adam yd ve günümüze kadar gelen yarat bilim adamlar n atas r. Bunun ayr nt lar bu kitapta aç klamak yeteri kadar gereksiz olacakt r. Özellikle ayn yöntemle do an sak' n o lu Sevgili Yakup'un genetik müdahaleyi çok iyi bilen bir bilim adam oldu unu ayr nt lar yla di er kitaplar mda kan tl yorum. Ancak, ula m önemli bir de er vard r ki; bütün Peygamberler mutlaka 40 ya ndan sonra peygamber olmu , bütün bilim adamlar da babalar n 40 ya ndan sonraki çocuklar r. Bu tespitim gerçekten genetik mühendislik için ara lmas gereken ciddi bir veridir. Son bir kaç sayfada ifade etti imiz s rl verileri toparlay p, esas konumuza devam edece iz. Ancak Necm suresinin 49. ayetinde, niçin i-Ra denildi ini ise, bu kitapta tam olarak açamayabiliriz. Yine de nicel bir tak m de erleri irdelemede fayda görmekteyim. As rlard r, Orta ark kültürlerinde, Kuzey Afrikada, Ön Asya kültürlerinde 49 rakam hep u urlu bir rakam olarak kendisi te hir ediyor. Ne hikmet se! Nedeni ise asla bilinmiyor. 47 Ülkelerde yapt m çal malar ve ara rmalar içinde bu konuda da veri aramama ra men bir tek ipucu henüz bulabilmi de ilim. Ku ular, Garaniyk gizinin bitim noktas olan NECM suresinin son ayeti, yani 62. ayet; LK VAHYED LEN SECDE AYET R, demi tik. Sevgili Muhammed, henüz vahiyle dinleyip ö rendiklerini en yak n arkada lar na anlatmaya f rsat bulamadan, SECDEYE KAPANMAK ZORUNDAYDI. Meselenin iç yüzünü bilmeyen ve henüz Müslüman olmu bir kaç ki i (veya bir ki i) yerden toprak alarak al nlar na sürmek suretiyle, hem peygambere 'neden Mekkeli inançs zlar n önünde küçük dü elim! ' der gibi bir tav r sergiliyorlar, hem de peygamberi sözle gücendirebilecek riskten kaç yorlar. Soruyorum; hiç, Peygamber, kendisini Kur’an’da yapmaya MEYL etti i bir hataya te ebbüsten yarg lar

? Hatta "e er yapsayd n, sana KAT FAZLA ceza verirdim " der mi? Dikkat ediniz ki; te ebbüsten bile bu kadar ciddi bir tehdit al yor Yüce Allah’tan... Gerisini siz hesap ediniz ve Kur ‘an n ne denli SAF, KR STALLERDEN DE SAF oldu una sizler karar veriniz. Bu nedenle Isra 75 ayetini okumaktan çok korkar deh ete dü erim… Çok dikkat ediniz ki; ayette " KAT ceza " deniyordu. Neden üç de il be de ilde KAT ( çift! ) denildi? Sizde fark ndas z ki Ç FT kavram durmaks n dinamik tutularak bize gerçek ayr nt lar özel bir Lisanla aç klan yordu. Bunlar , tüm insanlar n temiz ak llar n ve tertemiz vicdanlar n ve en önemlisi de mant klar n muhakemelerine b rak yor ve karar n yine en de erli varl k olan insan taraf ndan verilmesini daha olgun bir tav r olarak de erlendiriyorum. Bu kitaplar n bilimsel içerikleri as rlar önce insanl n bilimsel ve ya am kalitelerini yükseltmek için sunulacakt . Ne yaz k ki, ihtiraslar ndan, cehalet ve ba nazl klar ndan (bunu bilerek yapsayd lar o kadar


120

üzülmezdim! ), birileri de; bilime egemen toplumlar z; gibi hatalar ndand r ki, bilimsel gecikmeler insano luna biraz pahal ya mal olacakt r. Nas l m ? * Üstümüzdeki koruyucu kalkan OZON'U kimler, hangi bilimselliklerle deldiler? * Kimler hangi uygarl klarla, hangi matematikle kapatacaklar? * kinci koruyucu (üst s r) katman Ozon delinirse, Atmosferin alevsiz bir DUMAN gibi yanaca kimler hangi teknolojiyle önleyecekler ? [ " Fakat Onlar bir üphe içinde oynuyorlar. O halde SEMANIN APAÇIK B R DUMAN GET RECE GÜNÜNÜ GÖZLE. Öyle bir DUMAN K , bütün insanlar SARACAKTIR. Bu çok ac kl bir st rapt r. "Kur'an/Duhan/9.10.11] Duhan suresinin üç ayetini okuduk. Duhan; ince duman, gaz türünden ancak gözle görülmeyen, yani oksijen gibi bir, varl kesin ancak mahiyeti analizle anla labilecek duman demektir. imdi, dileyen diledi i kadar anlamaya çal n, bu ayetten anlayaca . Dü ünürken Tevrat’a k saca göz at p devam edece iz [" Yay (Kavs'i Kuzah' ) buluta koydum ve benimle Yerkürenin aras nda bir ahit (anla ma) alameti olacakt r. Ve vaki olacakt r ki, Yerin üzerine BULUT getirdi im zaman, yay da, bulut da görünecektir." Tevrat/Tekvin/9/13.14.] Bütün âlemler için AHLAK örne i olarak gönderilen Sevgili Muhammed'in bu görkemli miras ile bilim kurullar na haz rlad m bir raporu iletiyorum ki; Bugünkü yeri Himalayalarda olan TUVA özerk cumhuriyetindeki müsait bir platformdan, belirtti im aç ya yönelecek olan Radyo teleskoplar bir uygarl n radyo sinyallerini alacakt r. Bu uygarl n ya ad gezegen - RA 'd r. Frekanslar Kur'an / Necm bölümünden ve Tevrat’tan de ifre etti im bu verileri ilgili bilim kurumlar na resmi kay tlarla verece im… Bak z u garip ancak bir o kadar da gerçek olan tecelliye! Sevgili Muhammed'i tenkit etmek için yanl yorumlanan Garanik'in an lar , nas l bir sonuç getiriyor!...Peki; kim ve hangi bilimsellikle aksini iddia edebilir ki; Sevgili Muhammedin, sa’n n, Musa’n n, brahim'in ve gerçek bilim adam olan tüm peygamberlerin, Yüce Allah’ n en erdem kullar olmad ? Bu mümkün müdür? As rlar sonra bile bize

rakt klar miras apaç k ortadad r. [ " Kendilerine Tevrat'la amel (i , çal ma, yönetim, uygulama ) teklif edildikten sonra, onunla amel etmeyenlerin hali, C LTLERLE K TAP TA IYAN MERKEB N HAL NE BENZER. Allah’ n ayetlerini inkar eden kavimin hali ne çirkin!...Allah, zalimler toplulu unu hidayete (gerçe i ö renmeye) erdirmez." Kur'an/Cum'a/5] Filozof hakl galiba! " nsan duygulanan ve durmaks n isteyen, bu yüzden de durmaks n yan lan bir varl kt r " der. Bu bilim hazineleri olan ayetlerin verilerini; el ayak kesmek için birer hüküm oldu unu mu ZAN ettiler? Oysa insan , insanl gerçek mutlulu a bilgece yöneltecek yolun, bilimin evrensel kayna olan Kur'an oldu u da apaç k ortadad r. Kur ‘an n, eksiklerini tamamlad ve tasdik etti i Tevrat ve ncil durup duruyor tozlu raflarda. Yararlanmak imdilik keyfiyete kalmakla beraber "Seman n apaç k bir DUMANI GET RECE GÜNE KADAR " OYALANADURALIM... oyalanadural m olmaz m ? Bilime yak an ve sayg n bir yöntemle olaylar toparlayal m.


121

Sevgili Lut'dan ve kavminden arta kal p çe itli yörelere, Arap yar madas na, M ra göçlerinden sonra, as rlarca kulaktan kula a aktar larak, bu olay n günümüze kadar ne renklere boyand na tüm ç plakl ile tan k olduk, daha da olaca z... Sevgili Muhammed'in; << Onlar efaatleri umulan ”Garaniyk dir” de il; GARAN YK D . >> demi oldu unu sizlerin ak l ve mant klar bu kitap boyunca sürükleyerek kan tlamak için oldukça derin geçmi lerden geldik. slam dü manlar u ana kadar 1400 senedir bu ifadenin putlar için oldu unu ZAN ediyorlard . Müslümanlar da bu kadar önemli bir bilimselli in üstünü örterek tarihi hasir alt ettiler. Di erleri de Müslümanl yermek için bir malzeme olarak kullanmay tercih ediyorlard ... A f e r i n ! Bu ne bilimselliktir böyle! Ayn konuyu ve galaksimizdeki di er iki gezegenler gurubu ile ilgili yaz lar ilk kaleme ald m 1977 de, bu olay n tüm ayr nt lar biliyordum. Ancak 1989 da gazetelerde eytani Ayetler adl hokkabazl n içeri ini okudu um zaman, bu kitab yazmaya karar verdim. Olay n, yani süzülerek bir yerden di er bir yere giden, sanki yerçekimine kar daha az duyarl yer de tirme yetenekleriyle 'AK-KU ULAR, GARAN YK ' ünvan alan i-Ra gençlerin serüvenlerinin geçti i yerler, bugünkü merkezi Sedom ve Lut gölü çevresidir. kan tlar ise; [ " Ömrün hakk için, do rusu onlar sarho luklar içinde AZGIN bir halde idiler. Nihayet onlar GÜNE N DO MA VAKT NDE (dikkat! Erken sabah kast ediliyor ve bu vakit bu olay için çok önemlidir) KORKUNÇ GÜRÜLTÜ yakalay verdi. Hemen ehirlerinin ÜSTÜNÜ ALTINA geçirdik ve üzerlerine de çamurdan pi irilmi ta ya rd k. Kur'an/Hicr/72.73.74.]


122

O tertemiz akl zla imdi çok, ama çok dikkat ediniz ki: " onlar mahvettik, hepsini öldürdük, kökünü kuruttuk veya atomlar na ay rd k " dahi denebilirdi, ancak, tüm dikkatinizle izleyiniz: " ehirlerinin ÜSTÜNÜ ALTINA geçirdik " deniyor. ayet, ' alt üstüne getirdik' denseydi, inan n ki ayetin tüm bilimselli i anlam yitirirdi. Yani, üstündeki bütün hastal k virüslerini topra n, yerin alt na geçirerek, kar rarak ve radyoaktif enerji spektrumunuzdaki (frekans bilmedi im özel bir dalga boyundaki) radyasyon band (sayha; ani- sert- etkili - ok dalgas ) kullanarak, Yüce Allah ortal çok tehlikeli bir virüsten temizletiyor. Ayetlerin müthi bilimsel bir terminolojiyi asla aksatmadan süregeldi ini asla gözden kaç rmay z. Her nükleer mühendis bilir ki Kobalt-60 en mükemmel dezenfektasyon radyasyonu yayar. [ "Elbette bunda KESK N ANLAYI LILAR için ibret (ö renmek için KANITLAR) alametleri vard r." Ku'ar/Hicr/75] Ne gezer ! türümüzün keskin ak ll lar ibret almak, ö renmek, faydal olmak öyle dursun: bir kaç para kar bilimin kökenine 'yegane gurur kayna olan' BOMBA koymaya çal yor. [ "Hem O Lut kavminin bulundu u ehir HARABES B R YOL ÜZER NDE BULUNMAKTADIR. "Kur'an/Hicir/76.] Tekke kö elerinden kalk p ta dünyan n 4 kösemidir, yuvarlak m oldu unu ara rmak öyle dursun, Yüce ALLAH’IN KUR’ANDA ö renmemizi emretti i Sedom ve Gomorrahta say z kan tlar durmaktad r. Yüksek sülfür kal nt lar ve harap edilen alan n resimleri:

Sedom ve Gomorah yerle kesi

KURAN/ Mu’min 21/ Onlar, yeryüzünde dola mad lar m ki, onlardan öncekilerin ak beti nas l oldu, baks nlar. Onlar yeryüzünde kuvvet ve eserler bak ndan, kendilerinden daha üstündüler. Fakat Allah, onlar günahlar sebebiyle ald (yakalad ). Ve onlar için (onlar ), Allah'a kar koruyacak hiç kimse olmad .


123

Volkanik sülfür içeren kal nt lar ki: derinlerden günümüzde de ç kar lmaktad r.

te! Yasin suresinde geçen KARYE = U rak yeri, i lek bir transport güzergâh anlam ndaki yer, yerle ke, kasaba buras veya bu yöreler olmal r. Yani oldukça hareketli i leyen ve ticari bir güzergâht . [ "Gerçekten bunda iman edenler için bir ibret vard r." Kur'an/Hicr/77]

imdilik ibret al p almamak birilerinin sorunudur, bizim de il. Konu mas hiç beceremeyen ve do al olarak da kendisini zor dinletip Evrensel dü üncelerini ancak matematikle kan tlayan Newton dehas n genel çekim yasas bile bir kaç as r "vay can na! Demek iki cisim bir birlerini kütlelerinin çarp ile do ru, aralar ndaki mesafenin karesi ile ters orant bir kuvvetle çekiyorlar ha! Ne garip eyler be! " laflar ndan ötelere pek gidemedi. Ancak, birkaç as r sonra, Hava - su kadar de ilse bile, bilim için hava - su kadar gerekli olan 'çekim Kanunu' gerçek bir anlam kazand . Bilimin ne garip bir tecellisi var bu mavi gezegende! Hayret etmemek elde de il! Hatta bilim için

lamamak bile elde de il! Hele, hele bilim adam öldükten sonra yap tlar n de erine paha biçenler yok mu? Öldükten sonra verilen de erler yok mu? ... Sa nda k ymetini bilmez, öldükten sonrada mezar na çaput ba larlar… Elçiler, yani Garaniyk gizemine SON VE KES N kan tlar belirtmeden önce zihinlerinizi bir ba ka alanm gibi görünüyorsa da, öyle olmayan bir konuya götürece im izninizle.


124

Tales'den Newtona, Huygens'dan günümüz bilim adamlar na kadar bir tek soru ile devam edip, GARAN YK olay n tam ve kesin sonucunu ortaya koyup, bu kitab yava yava bitirmek istiyorum. Bilimsel ara rmalar sonucu Gezegenimizin 4 veya 4,6 milyar ya nda oldu unu bilimsel tespitlerden

reniyoruz. Yine iyi biliyoruz ki; bu gezegen henüz do umundan bir milyar ya dolaylar na kadar tüm yüzeyi k zg n lavlarla fokurdayarak deviniyordu. Zamanla yava tan so udu, ve kabuk ba lad . Günümüze kadar birçok merhaleler atlatt ktan sonra, bildi iniz gibi güllük - gülistanl k oldu. Nükleer deneylerle çöle çevrilmek üzere! (*) Soral m ; Bu gezegene son derece ölçülü ve di er elementlerle mutlak bir uyum ve denge içinde olan SU MOLEKÜLLER ; kim, hangi zaman diliminde ve nas l getirdi ? Neyle ta ve bunu hangi yöntemle yapt ? ayet su moleküllerini olu turan hidrojen ve oksijen atomlar , suyu burada olu turdu ise; bunu hangi teknikle, hangi laboratuvar ko ullar nda yapt ? Kör uçu yapan ku lar gibi cevab n hemen "tabii ki Allah yapt " biçimini kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki, Yüce Allah yapt yapmas na; ANCAK NASIL ? Apaç k, fakat çok kafa yoracak olan bu bilimselli i anlayamad lar da Sevgili Muhammedin "Onlar kendilerinden efaatleri umulan Garaniyk'di " dedi ini hangi amaca, hangi bilimselli e hizmet etmek için putlara secde etti ini söyleyecek kadar alçald lar? Aman, ne ke if bu böyle! Aferin!...Aferin ! Rahmeti Evrenlere sinen Yüce Allah' n vahyi: bilimler bilimi Kur'an ö retiyor ki: [" O Allah ki, gökten bir ÖLÇÜ LE SU ND RMEKTED R. te Biz onunla ÖLÜ << lav n so uduktan sonraki hali de ölüdür de il mi? >> bir topra a HAYAT VERMEKTEY Z. Sizde (ölmü ken kabirlerinizden) böyle

kar lacaks z." Kur'an/ Zuhruf/1] [" imdi bak, Allah' n Rahmet eserlerine: ARZ' (yeryüzü) ÖLÜMÜNDEN SONRA NASIL D LT YOR. üphe yok ki, yeryüzünü ölümünden sonra (**) dirilten, elbette ölüleri diriltir. O her eye KAAD R'D R." Kur'an/Rum/50] Bu ayetlerin bilimsel enginliklerinin kap , Yüce Allah' n KAAD R s fat r. Kur'an ayetlerini ve genel konular n detaylar sevk ve idare eden yani kontrol eden ilk veri, her zaman o ayetin bitim ve ba lang ndaki Yüce Allah' n s fat n anlam ayete yön verir. (*) NASA’n n benden 2004 te çald ke fimdir; Bu kitabi 1989 da yazd m ve NASA basta yüzlerce Dünya Üniversitelerine de yazd m ki: KURAN bakara 74 ayeti SUYUN (H2O) bu gezegene meteorlarla ta nd aç kça yaz yor diye… 2004 Temmuz 04 te 83 milyon mile uza zdaki büyük bir meteora ate edilgi ve içinden SULAR f rd … Ne KURANI ne de adimi yazmadan kendi kesifleri gibi yaygara ettiler, resim aç kça göstermektedir. Mahkemeye vermeme ra men bir netice alamad m. (**) Lavlarla fokurdayan ortamda her ey ölüdür. O ortamda canl diye bir ey dü ünmek bile imkâns zd r.


125

Ayette geçen 'ARZ' sadece yeryüzü filan de ildir. Evrendeki istisnas z tüm s rdan büyük olan kütleler Kur'an dilinde ARZ'd r. Biz hiç bir zaman SIFIR kütleyi ne alg layabiliriz nede böyle bir eyin olas dü ünebiliriz. Bu nedenle var olan en büyük veya herhangi bir kütle, o kütleyi olu turan en küçüklerin bir toplam r. te: O her ne ise küçü üyle büyü ü ile Arz’d r. Yüce Allah akl kullanacak olanlar e itmek için diyor ki; ["Gece ile gündüzün de mesinde, Allah' n GÖKTEN B R RIZIK SEBEB OLAN SUYU indirip onunla yeryüzünü ÖLÜMÜNDEN sonra diriltmesinde, AKLI OLAN B R TOPLUM N B RÇOK ALAMETLER VARDIR." Kur'an/Casiye/5] Yemin olsun ki; sadece bu ayetin bize anlatt aç klamaya ömürler yetmez diyebilirim!

Bu benim projemdir ve NASA – Los Alamos national laboratuvarlar benden çald … Bu deney 04 Temmuz 2004 de 83 milyon mile uza zdaki meteora ate edilerek, içinden f ran sular kesinlikle kan tland … Gözüme baka baka çald lar ve KUR’ANI asla dile getirmediler… Ancak benim yüre imi yakan st rap ise: bir tek Müslüman bana destek olmad : Gökteki taslarda SU olur mu diye. Çünkü onlar n tarikat ndan, onlar n cemaatinden de ildim ve kesinlikle de kar yd m yapt klar ilkelli e. Bu esas konumuzun d nda oldu u için k saca de indim. Ayette geçen "RIZK", bizi olu turan elementlerin, atomlar n; davran lar n, internal ve external enerji al verili lerinin, çevremizde olan veya olupta henüz alg layamad z tüm nesnelerin tamam , Evrendeki her ey, nsan için yarat lm her ey Kur’an dilinde RIZK'd r.


126

RIZK kelimesindeki enginli i anlayaca z ilk veri SU dur. Suyun kesintisiz hareket özelli i HAYAT aktivitesinin esas r; HAYAT + SU = D K... Evrende her ey her an hareket halindedir ve her ey süper pozisyona kavu ma e ilimindedir. [" O kâfir olanlar ( u veya bu ekilde gerçe i örtenler) görmediler mi ki, GÖKLERLE YER B K B R HALDE KEN B Z ONLARI B RB NDEN AYIRDIK. HAYATI OLAN HER EY SUDAN YARATTIK. Hala inanm yorlar m ? . Kur'an/Enbiya/ 30. ] SU elbette HAYAT dedi imiz en düzenli mekanizman n temelidir. ["Ve o gün vaki olacak ki; k olmayacak, ldayanlar kararacak; fakat Rabbin bildi i bir gün olacak; gündüz de olmayacak; gece de olmayacak Ve vaki olacak ki, ak amleyin k olacak. Ve o gün vaki olacak ki; Yeru alim'den D SULAR ÇIKACAK.; Onlar n yar ark denizine, yar garp denizine akacak; yaz n da k n da böyle olacak. "Tevrat/Zekarya/14/6.8 ] [ "...Bir de ARZ' görürsün, ölmü (lav n so uduktan sonraki hali); fakat Biz onun üzerine SUYU indirdi imiz zaman, harekete geçer ve T TRER ve her güzel Ç FTTEN nebatlar bitirir." Kur'an/Hacc/5] Modern fizikten ö reniyoruz ki; suyun durmaks n hareket halinde oldu unu ilk kez Brown göstermi tir. Oysa M.S 1200'lerde Muhiddin bni Arabi; suyun titre ti ini aç kça beyan etmi ti. [" Allah’ n kudretine delalet eden alametlerden biri de udur; sen yeryüzünü kurumu görürsün (volkanik dünyan n kabukla hali). Fakat üzerine SUYU indirdi imiz zaman HAREKETE GEÇER T TRER VE KABARIR. Yeryüzüne HAYAT VEREN, elbette ölüleri de dirilticidir. Çünkü O her eye KAAD RD R." Kur'an/Fussilet/39.] As rlard r tan mlanamayan veya tan mlamak için herhangi bir yöntem dahi bulunamayan 'HAYAT ' kavram n içeri ini tan yaca z tek yer maddenin yarat lma ve yap lanma tekni idir. Dünyan n ilk olu umundaki lavlar n fokurdayan halinden sonraki so uyup kabuk ba layan gezegene SU ile HAYAT aktivasyonu verilmesi; "yeryüzüne so uduktan sonra su ile hayat veren" ifadesiyle; " elbette ki ölüleri de dirilticidir" ifadesinin ayn ayetteki anlam , anlayacak olan bilimcilere yeterli ipuçlar verdi i kanaatindeyim. HAYAT ve ÖLÜM ayn cümlede ve bir birbirinin sanki diyalekti i gibi veya bir bütünün iki ayr polaritesi gibi ifade edilmektedir. Hat rlayacaks z Enbiya/30. ayette "Hala inanm yorlar m ?" deniyordu. nsanlar n bir k sm de il inanmak, inanmamak için bilim adamlar daha düne kadar yakarak veya ' Allah’ n i ine kar yor' diye boynunu vurarak ödüllendiriyorlard . Biz tekrar esas konumuza dönece iz. Ancak Enbiya/30. ayetindeki " Göklerle Yer biti ikti" yani, yarat lmadan önce her ey TEK'di ifadesine kadar. Ne zaman ki: iddetle ayr , z tl klar evreni yani O an hareket yasalar ve HAYATIN esas ndaki Ç FT ifadesi de anlam kazanarak Evrende ZAMANIN BRES

LEMEYE BA LADI.

u anda bu konuya k saca de inmemin nedeni, birazdan oldukça ciddi bir meseleyi tan mlamam z için gerekliydi.


127

-RA GÜNE VAR?

Güne sistemimiz gibi merkezi bir sisteme ba ml olarak devinen -RA gezegenler sistemi GARAN YK'in geldi i gezegendir. Sevgili Muhammed neden elçilerin gerçek an lar vahiylerden tam olarak

renmeden öyle tavizkar dü ünmesini ve ö rendikten sonra da " Onlar efaatleri umulan GARAN YK " dedi i her akl ba nda insan için ortada olmas na ortadad r ancak:

[ " O DO U, BATININ Rabbidir" Kur'an/Rahman/17] ayeti, bizi en do ru yolda tutuyor ki: devam edelim: " As rlar önce edepsizlik yapan bir kavimi yok etmek ve ortal çok tehlikeli ve bula bir hastal ktan (*) temizlemek için gönderdi im elçilerin hat ralar na binaen putla p tap narak hem çok kötü eyler yap yorsunuz, hem apaç k ayetlerle gelen bu gerçek bilgileri tekzip ediyorsunuz: diyerek

toplumun temel sosyal yap terbiye ediyor; hem de gelecek nesillere; - RA gezegenler sistemi sizin sisteminizin Çiftinin bir e idir, üstünüzdeki OZON tabakas radyoaktif deneylerle delece inize, sizde onlar gibi iyi kimseler olun, onlar ziyarete gidin, faydal i ler yap n..." diyordur merhametini hiç kimseden esirgemeyen Yüce Allah' z. Oysa "Sizin de, onlar n da, DO ULARINIZIN VE BATILARINIZIN DA RABB M" “ ki do yerinin ve iki bat yerinin” ifadesinden daha aç k, daha ba ka nas l bir aç klama olur bilemiyorum? Do ular ve bat lar ifadesi, anlamak için bir ad m at ld nda; herhangi bir 180 lik uzay düzlem çizgisi anlar z. Yerkürenin neresinde olursan z olunuz; Do ular ve bat lar ifadesi ilk etapta bize 180 derecelik bir düzlem çizgisi ifade eder.

er bu ayette iki Kuzeyin de, iki Güneyinde Rabbidir denseydi: Kur ’anin bilimselli i alt üst olurdu. Kuzey ve Güney keyfiyetten dolay biz insanlar belirledik. Bir gezegen do udan bat ya dönerken ayni anda kuzeyden güneye de dönebilir mi? (*) Asl nda o hastal k AIDS’ten çok daha tehlikeli bir virüstü. Onu, kitap uzayacak endi esiyle, ayn zamanda AIDS'in bir türü oldu u için k saca AIDS diye ifade etmek zorunda kald m.


128

[ "Musa dedi ki: O Göklerle Yerin ve aralar nda bulunan her eyin Rabbidir; E ER GERÇEK (e er gerçekten

bilimsel bir dayana z varsa, gerçekçi bilim adamlar ) OLARAK B LENLERSEN Z." Kur'an/ uara/24.] "Gökler ve yer ve aralar ndaki " ifadesi, zihnin gözlüklerini takarak irdelenirse, eminim ki her AKLI selim insan hemen kavrayacakt r. Bu ayeti okurken, Yerin Kuzey veya Güney noktalar nda olunuz veya istedi iniz herhangi bir yerde " Yerler ve gökler " ne anlat r? Tam aya bast z nokta ile ba n do rultusunda herhangi bir çizgi, de il mi? ster Kuzeyde olsun ister Güneyde, ne fark eder? Yani ‘Yerler’ ve ayn anda 'Gökler' ifadesi 180 lik bir

çizgidir. Bu çizgiyi unutmadan devam edelim; TAM DÖRT AYET SONRA; ["Musa dedi ki: O DO U ile BATININ VE ARASINDA BULUNAN HER EY N RABB R. E ER AKLINIZ VARSA (bu bilimsel gizemi) ANLARSINIZ. "Kur'an/ uara/28] Bütün evreni, istisnas z bütün evrenleri bizim alg lad z veya henüz alg layamad z evrenleri bir anda çizen çok sade ve eksiksiz tan mlama böylece ortaya ç kmaktad r. Yüce Allah’ n verdi i temiz ak lla ve zihnin gözlüklerini tak p anlamaya çal al m. Do u ile bat ifadesi 6. Yüzy l kültürüne (günümüz kültürüne bile! ) sabah ak am an msat r. Biraz önceki dik herhangi bir 180 derecelik Y eksenine (çizgisine) tam 90 derecelik aç ile kesen bir di er 180 derecelik X ekseninde (boyutun) çizgisi ortaya ç kar. Birbirini 90 lik aç ile kesen iki 180 derecelik çizgi demek; 360 lik DÜZENL VE FIR DÖNEN B R EVRENDE YA IYORUZ demektir. GARAN YK olay n gerçek gizemine girece imiz ÜÇÜNCÜ elçi mele in kimli ini ve birlikte di erlerinin de kimliklerini, hiç bir üpheye yer b rakmadan aç klamak için devam edelim. Gerek yukar da geçen iki ayette, gerekse Necm/36. ayette ad geçen Sevgili Musa; DNA molekülleri özel programl olarak do an; SHAK ve o lu YAKUB soyundan geliyor. Ancak Levili ailedendir. Peygamberlerin istisnas z hepsi ayn bu genetik soyun bir uzant lar r. [" Bu peygamberlerin hepsi de birbirinin neslinden gelme (ayni genetik programdan) TEK ZÜRR YET NDEND R. Allah Semidir, Âlimdir. Kur'an/Al- mran/34. ] Sevgili Musa özel bir programla do an soyun torunlar ndan ve Yüce Allah’ n peygamberdir, yüce bir bilim adam r. Sevgili brahim, zaten dünyal ve programlanm özel DNA moleküllerinin enjekte edildi i ve Yüce Allah' n 'DOSTUM ' dedi i bir sevgili peygamberdir. Necm/36.ve37. ayetlerde belirtilen bu iki insan Ç FT'i ve ayette geçen bu iki peygamberin K TAPLARI

FT 'dir ki: bize GARAN YK olay n gerçe i ö retilirken tüm ayr nt lar eksiksiz bir sistemle sergilendi. Bu verilerde, Dünyam n ve -RA gezegenler sisteminin bir çiftin bile enleri oldu u sav da apaç k ortadad r. [ " Celalim hakk için, Biz, bu Kur'anda insanlara (muhtaç olduklar ) her çe it M SAL AÇIK OLARAK VERD K. nsan ise, bat l (anlams z eyler) ile dü manl k ve münaka a etmekte her eyden fazlad r. " Kur'an/Kehf/54.]


129

Hat rlayaca z gibi, bu kitab n ba lar nda Tevrat’tan biraz fazlaca söz ettim. yi biliyorum ki, bilimsel geçmi i olmayan, bilimden ve ara rmadan uzak, tekke köselerinde te bih çekerek cennete gidece iniz zan eden, anlay olmay p saplant lar yla fanatik idelerin egemen oldu u çevrelerin im eklerini üzerime çekmi tim. " Bu kitab n yazar Tevrat'tan fazlaca bahsetti! Acaba neden? " diyebilirler. Cahillere de hak verdi im için, çok hakl olarak olu abilecek bu soru i aretini; yine Kur ‘an n gerçek

itim biçimiyle aç klamak istiyorum. Çünkü Müslümanlar n ço unlu u KUR’ANI anlamak için okumuyorlar… ["Yoksa Musa'n n sayfalar nda (Tevrat) olan eylerden ona haber verilmedi mi? " Kur'an/Necm/36.] [ " (Ey Resulüm onlara) de ki: e er do ru söyleyen (bilinçli) kimselerseniz, BU NDEN DAHA DO RU

TAP getirin Allah taraf ndan da, ben ona uyay m. "Kur'an/Kasas/49] Bu iki KUR’AN ayeti sorunun cevab yeteri kadar aç klarken, niçin Tevrat dedi imizi san m bilimsel seviyede sergilemi oluyoruz. ki ayr ayet böylece, anlayana her ayr nt apaç k kan tl yor. Yine hat rlayaca z gibi - onlara ö renebilirler ise ki adam gibi mümin olamad klar sürece ASLA

RENEMEYECEKLERD R -Tevrat' ö retece iz demi tim. Necm/36. ve 37. ayetlerde ' sahifeler ve kitap ' yani levhalardan kalan bilgilerdi. Öylesine gerekli bilgilerdi ki, -RA gezegeni ve bu kitaba alamayaca m di er iki (üzerinde ak ll varl klar n ya ad ) gezegenler sisteminin koordinatlar bile vard . Öylesine de erli ancak harap edilen bilgiler vard ki, u anda, mikroskoplar n alt nda misali, ara yoruz. Öylesine de erli bilgilerdi ki; Sevgili Musa’ya verilen ve Hud/17. ayette anlat lan ' BÜYÜK N MET' ti. i-Ra ve di er gezegenlerin koordinatlar veren bilgileri; san m Cin i i eytan i i ZAN edip, kelimelere yerlerini de tirttiler. Hatta sevgili brahim’in han SARE hakk nda ak llara durgunluk verecek biyolojik bilgilerdi, AZER KIZI SARE han mefendi ! [ " Ve çok vefakâr brahim’in ki ile. "Kur'an Necm/37]

KKAT! 6. Y. Y lda Arabistan’da 'HUZZA' diye bir kabilenin oldu unu, hatta bu kabilenin ' E - U-RA' adl bir y ld za tap nd , as rlar önce kendilerine kadar intikal eden masallardan dolay bunu yapt klar TAR verilerde s kça görmekteyiz. Bu ilkel kabile, kendilerine kadar gelen ve onlarda hayranl k veya korku uyand rd için; ad geçen U - RA y ld na tap nm olmalar do ald r. HUZZA hakk ndaki bir veriyi nciliden takip edelim. HUZZA kabilesinin bu unvan da Hristiyanlardan ncil’den al nt r. [" Ve biraz sonra vaki oldu ki, SA ehirleri ve köyleri dola p vazediyor, Allah' n melekütünü müjdeliyordu. ON LER ve kötü ruhlardan ve hastal klardan kurtulmu olan baz kad nlar, kendisinden yedi Cin ç km olan Mecdelli denilen Meryem, Hirodes'in kâhyas HUZZA'n n kar Yoanna, Suzanna ve ba ka bir çok kad nlar onunla beraberdi; bunlar mallar yla onlara yard m diyorlard . " ncil/Luka/8/13] Bir orta ark kavimler art olan Huzza kabilesi ne hikmetse 'E U-A-RA ' adl y ld za tap nd klar tarihlerden ve Muhyittin bn Arabinin Futuhat l Mekkiyesinden ö reniyoruz. Ancak bu HUZZA sözcü ünün brani ve Arami dil kökenli oldu unu da biliyoruz.


130

Tevrat'ta ise Asteral UZZA isimli bir insan n oldu unu ve bu ahs n Sevgili Musa’n n O me hur sand n ta nmas esnas nda bir kaza sonucu sand elledi i için o anda öldü ünü de Tevrat’ n ayr nt verilerinden zaten ö rendik. Fakat bu 'UZZA'n n öyle kendisini TANRI ilan etmek gibi kötü bir al kanl da yok ki, as rlar sonra Mekke'de kar za ç kan PUT'un, onun ismiyle an ld varsayal m. Sonra; 'UZZA' erkek ismidir, niçin putlara di i ad 'UZZA' olarak atfetsinler? ÜSTEL K GERÇEK DÜ ÜM NOKTASI BURASIDIR K ; SAKIN B R

EY KAÇIRMAYIN: Ayr nt analizlere devam ederken, imdi birlikte soral m ve do ruyu bulmaya çal al m. Ancak tarafs zca... Bu hat ran n kayna kimlerle ve nerede ba lad ? Hat ra, Sevgili brahim ve Lut ile ba lad ve Filistin’e gitmek için ilk ç yeri olan

Harran'dan, * Sevgili brahim kimdir ve nerelidir? * Sevgili brahim Yukar Mezopotamya da UR ehrinde do mu tur <UR, arkeik Türkçe de 'hendek' demektir.> Zaten ate e at ld yerin etraf hendek aç larak bir tür güven alt na al nm r. Bu olaylardan sonra o yerle im yerine UR denildi. Günümüzde de UR FA denildi. * Sevgili brahim in babas kimdir? [" brahim ne bir Yahudi ne de bir H ristiyan’d . Fakat Allah' bir tan yan gerçek bir Müslümand ve mü riklerden de de ildi." Kur'an/ Al'i mran/67.] * Sevgili brahimin babas , kavmin reisi me hur ta tan tahtadan PUT imal eden fabrikatör AZER'di. AZER: arkeik Türkçede aslan ve kaplan türünden olan hayvanlara verilen bir add r. Günümüzde Azer Türkleri de bu soyun bir uzant r. Sevgili brahim’e olgun bir ya a geldi inde (40 ya lar dolaylar r) Peygamberlik verildi. Çünkü ALLAHI AKILLA, AKLINI KULLANARAK BULDU VE TANIDI. Babas inanmaya davet etti ve reddedildi. Kavmi veya bir ba ka kavim (Bu Nemrut olmal r ) günümüz Urfa’da ate e at larak yok edilmek istendi. Ate brahim’i Yüce Allah’ n gerçek bir mucizesiyle yakamad . Çevre milletler ve kabileler taraf ndan da her

geçen gün daha iyi tan nan, bu müthi olay n tek kahraman olarak isim yapt . Art k; ate in bile yakamad Peygamber Azer o lu brahim olarak tan nd , de il mi? Özelikle, bir zaman sonra Elçiler taraf ndan özel bir yöntemle o lu SHAK da do unca, hele hele bu

ulun do du u zaman Sevgili brahim 100 ya lar nda idi ki, kelimenin tam anlam yla -AZERO LU BRAH M- olarak sayg nl ve bilginli i kabul edildi, de il mi? Hatta günümüzde bile Peygamberi

'Abdullah o lu Muhammed' eklinde baba ad ile sayg yla an yoruz. Günümüzde bile Arap kültüründe, gerekse o ça lardaki kültürlerde veya brani veya Arami dillerinde de; insanlar baba ad ile birlikte an rlar. Bir kaç örne i Tevrat’tan verip devam edelim. [" Ve Sare'nin cariyesi M rl Hacer brahime do urdu u BRAH MO LU smail'in zürriyetleri unlard r. Tevrat / Tekvin / 25 / 12]

te, Mekkeye kadar gelen "Lat, Uzza, ve Menat" hiç bir anlam olmayan bu kelimeler, özelikle ilk ikilinin birlikte ifade edili i, Sedom'dan o müthi olay n an lar ya ayan ve göç eden insanlar n, gittikleri yere hat ray ta yan kazazedelerin; "Ey insanlar dinleyin! Peygamber Azero lu brahim’e ve Lut'a gelen Elçi- Melekler bize hidayet ettiler, bizi kurtard lar, biz onlardan Allah' n izniyle EFAAT gördük, edepsizlik yapan insanlar n yüzünden


131

SEDOM ehrinin ÜSTÜNÜ ALTINA getirdiler, zalimler Allah' n azab ndan kurtulamad lar...." eklinde biçiminde, gerçek bir hat ray balland ra, balland ra anlatmalar yla yay ld .

Hikaye her ne kadar radyo-TV arac ile yay lmad ysa da, yine de yay ld . Gözden kaç lmamas gereken bir nokta var. O ça n insanlar bu isimsiz ÜÇ ELÇ MELEKLERE bir isim takmak zorundayd lar san m. Hatta u anda böyle bir ey olsa ve Elçiler isimlerini söylemeden gitseler, biz de onlara, mecburiyetten ve geneti imize kodlanan gerekliliklerle her eye bir isim takman zorunday z. San m, siz de ayn fikirdesiniz. Hatta böyle bir olay bize ya atan elçilere en görkemli isimleri bütün dünyal lar olarak tayin tespit etmekle 'sözüm ona' bilimselli imizi de te hir etme f rsat bulaca z. Çünkü, insan n yarat nda bilgi

lem bankas na; e yay , eyleri SM LE TANIMASI PRO RAMLANMI TIR... Kar la ve duyular yla alg lad her nesneye veya olaya bir isim takmak zorundad r. Aksi, asla hayal bile edilemez... [ " (Ey Muhammed) O vakti hat rla ki, Rabbin meleklere: Ben yer yüzünde bir halife (insan) yarataca m, demi ti. Melekler de: Biz seni hamd ile tesbih ve noksanl klardan tenzih etmekte oldu umuz halde, orada fesat ç karacak ve kanlar dökecek kimse mi yaratacaks n? Demi lerdi. Allah: Ben sizin bilemeyece iniz eyleri bilirim, dedi. Allah, Hz. Ademe BÜTÜN MLER Ö RETT . Sonra e yay meleklere gösterip: e er (her eyi bilen ) sad klarsan z bunlar n isimlerini Bana HABER verin, dedi. Melekler: Biz Seni tenzih ederiz. Senin B ZE Ö RETT NDEN BA KA, hiç bir ilmimiz yoktur. Muhakkak Sen her eyi hakk yla bilensin, ÜSTÜN H KMET sahibisin dediler. Allah Âdeme: Ey Âdem! E yan n isimlerini meleklere HABER VER, dedi. Âdem de, meleklere o isimleri HABER verince Allah: Ben size demedim mi ki, göklerin ve yerin gizemlerini Ben bilirim (diye). Aç klad da (zahirdekileri), gizledi inizi de (bat ndakileri) elbet de Ben bilirim. "Kur'an/Bakara/30/33.] Yüzy n genetik bilgilerini koordine edecek kadar de erli bu ayetin içeri ini burada oldukça s rl tutup devam edelim. Bu denli ayr nt analizlerden sonra diyebiliriz ki; * UZZA sözcü ü, ya Sevgili brahimin baba ad ndan yani AZERO LU brahim lakab ndan bozularak ortaya ç kt , veya; * Üç Elçinin son derece görkemli görünümleri, as rlarca kulaktan kula a birçok renge boyanarak 'Melekler Allah' n k zlar r' diyen HUZA kabilesinden birileri o putu getirdi ve ad da 'UZZA' olarak kald ki, uzak bir ihtimal. Veya; * Ebu Leheb'in (çabuk k zd için, hemen k zaran ki i anlam nda 'Alev babas ' demektir ) asl Abdu'l Uzza'd r: anlam ' Uzza'n n kulu' demektir. Bu isim oldukça erken zamanlarda nsanlara da etiketlenmi olmal r... * ayet bu put ad , bu ah stan ald ise; Ebu Leheb'in 80 ya lar nda oldu unu varsayal m, o put ondan as rlar önceleri de vard ve ad yine UZZA idi, böylelikle de yine ç kmaza gireriz. Fakat ne yaparsak yapal m, Lat ve Menat kelimelerinin herhangi bir anlam veya kökü hala ortalarda yok... MENAT ismi, ilk ikili ile birlikte, ancak ayr cal kl an ld için birinci varsay daha sa kl buluyorum. 'Neden? Birazdan kan n tam gerçe ini birlikte bulaca z... Kur'an'da ve Tevrat'ta ve tarihi verilerde, tart mas z bir bilimsellikle, Sevgili Lut ve brahime elçilerin geldi ine tan k olduk. Ancak, bu hat ray orijinal halinde ta yanlar n (Lut ve Azero lu brahime gelen elçi-


132

melekler) eklinde do ruyu ifade ederek anlatt klar an lar; zamanla de en kültürlerde, de ik telaffuzlarla elçilere isim takmak zorunlulu unu hakl olarak getirdi. Her puta bir isim verilirdi. Eski Yunanda her tanr o luna veya k na (Apollo, Zeus, Hera, Helios v.b) isim verilirdi. As rlar sonra da Mekke'de kar za " Lat, Uzza ve bu da Menatt r " olarak ç kt . Abdul Uzza, yani Ebu Leheb bile ad bu puttan alm olsa gerek ki; do du unda bu isimle an ld . Ancak, bu putlar n isimlerinin birer ' D ' ismi oldu unu da biliyoruz ve GARAN YK sözcü ünün TANRIÇALARI ifade etti ini tarihlerden ö reniyoruz ki, bu kesinlikle öyle demektir: Bu isimler Arapça ve Araplara yak n dillerden de ildir! E er 'UZZA' isminin bir D ismi oldu unu Abdul Uzza'n n ad koyanlar bilseydiler; hiç ona 'UZZA' ad takarlar m yd ? Hatta, unu k saca ifade ederek devam edelim. 6.Y.Y lda put endüstrisinin fazlaca geli ti i Mekke'de daha bir çok putlar vard . Örne in: * Vedd: Demet'ül Cendel'de ya ayan Kelb kabilesinin ilah yd . * Suva: Huzeyl kabilesinin ilah yd . * Ye us: Tay boyundan iki kabilenin ilah yd . * Nesr: Himyer'den Zul-Kila boyunun ilah yd . " Hadi can m bo ver ne gere i var !" diyece im, fakat bu sayd m ilah isimlerinin de hiç bir anlam ve kökeni YOK !... Son sayd m birkaç putun Tufandan yani Sevgili Nuh'tan önce bir kaç zengin veya taraftarlar olan ki ilerin, öldükten sonra sayg lar dile getirmek için geride kalan taraftarlar veya akrabalar n yapt rd heykellerin zaman içinde ilah ZAN edilip Mekkeye ithal edildi ini belgeleyen bir tak m tarihi kaynaklar var. Ancak ne derece güvenilirdir, bu konu tart labilir. Bu isimlerin de Mekke'de, 6.Yüzy lda ilah kürsüsüne ç kt na biz imdi 21.Yüzy lda tan k oluyoruz. Nereden bakarsak bakal m, isimlerin kökenlerinin Sevgili Lut ve Azero lu brahim isimlerinden zaman içinde de ik kültürlerin telaffuzlar nda bu hale geldi ine tan k oluyoruz. Bu kanaatimle ilgili en tutarl ipucu ise, Sevgili Muhammedin 'Onlar sizlerin zan etti iniz putlar de il kendilerinden efaatleri umulan AK - KU ULAR DI ' ifadesidir. Çünkü kastedilen (elçiler) sadece Sevgili LUT ve Sevgili brahim’e gelmi lerdir. Ve olay n birinci derecedeki kahramanlar bu iki peygamberdir. Zaten bunun do rulu una bu kitap boyunca birçok verilerle tan k olduk. Olay n di er yüzündeki kahramanlar ise: Sedom kavmine önce nasihatler etmek ve seneler sonra da YOK etme operasyonu için gelen, önce ELÇ ... sonra takviye olarak B R ÜÇÜNCÜ ELÇ , toplam ÜÇ elçiydi. Dolay yla " Lat, Uzza ve bu da Menatt r " ifadesi as rlarca zamand r bozulmadan cümlenin kurulma tekni i olay n tamam koordine eden yegâne veridir. Lut ve Azero lu kelimelerinin zamanla bozulan bir uzant r ki: dikkatle takip ediniz. Tarihçiler iyi bilir ki, özellikle Arap, Ça atay, Çin ve Yunan tarih yazarlar özel isimleri hemen, an nda de tirirler ve bozarlar. Örne in; Araplar Türklere 'ATRAK' derler. Bu kelimenin ne Türkçe'de ne de Arapçada hiç bir anlam yoktur. Sadece kastedilen TÜRKLERD R. Tarihler yansa veya birtak m afetler olsa 100 as r sonraki bir uygarl n eline Arap tarih kitaplar ndan bir k nt geçse "Acaba ATRAK ne demektir?" veya " Atrak Kimlerdir ? " diye soracaklard r, de il mi? Yunanl lar " Türkoy " veya "Türkos" derler. Çinliler Türklere " Hi-Yong-Nu" veya " Tuk-Yu" derler. Bu bozukluk, baz dillerde ki harflerin olmay yla da ilgilidir. Arapçada ( Ç ) harfinin olmad gibi. Hatta Araplar n ' Yecüc - Mecüc ' ifadesini,

rl Araplar (ki bu insanlar Arap rk ndan de ildirler) ' Yegüg - Megüg' eklinde okur ve yazarlar. m r


133

Tarihleri Türklerden ' - MA veya EL-GUZ bu O uz Han demektir) derler. Etimoloji bilimcilerin ara rma alanlar na giren bu çarp kl klar binlerce örne i ile yazabiliriz. Örne in, O uz Han' n II. Ramsesle sava , orada Türk boylar n olu turuldu unu, O uz Han'a atfen ad na da 'TOR ' veya 'O ' denildi ini Tevrat ve say z Türkoloji verilerinden izliyoruz. Örne in, MU-SA: M rda yerli halk olan K pti dilinde MU=Su demektir ve SA=A aç demektir ve toplam olarak bu iki sözcü ün içeri i, a açla gelen mutluluk anlam nda MUSA'd r.

imdi, sizin de bildi iniz birtak m telaffuz de imlerini birlikte hat rlayal m. brahim Peygamberin orijinal ad ABRAM, sonra ABRAHAM daha sonra da BRAH M dir.

* Josue = YE U = Juges, * Musa = Maws = Mesy = Musay, * F rat = Burat = Purattu (Süryanca), * Tevrat = Torah = eriat kitab na verilen genel bir add r, * Negeb = branicedir = Cenup Arapças r, * Huda = Khudi Aramicedir. Günümüzde bilinen HÜDA sözcü ü, Yüce ALLAH’a verilen bir add r. * Miryem = daha sonra Meryem oldu. Sümercede 'G SMA' gemi demektir ve bu kelimeyi bugün TÜRKLER Ç ZME olarak kullanmaktad rlar. Çizme sözcü ünün içerdi i anlam, yine, ki inin suda slanmadan emniyetle gezinmesi veya yüzdürmek için kullan lan araçt r. Amaçlanan e yay sudan tecrit etmek için kullan lan bir kelimedir. GISMA-GEM insanlar SUYA batmaktan korur, çizmede ayaklar sudan korur. Bugün bu veriler gerek o dilleri kullanan milletlerin kültürlerinin tekâmül etmeleri, gerekse de ik milletlerin kültürlerinin etkisiyle D L G MLER olarak de erlendirdi im verilerdir. Daha binlerce örnek verebiliriz.

rda Firavun medeniyetini ilk kuran H KSOSLARDAN (Bedevi dilinde Uzak Topraklar Yönetenler demektir) da önce Kuzey Afrikaya gelip yerle enler ki; Atlantis’in batmas ndan as rlar sonra Asya’dan gelen Asyal Turan soylu insanlard r. Bu kuzey Afrika’ya gelen toplumlar n kal nt lar TUAREGLER olarakta tarih sayfalar na girmi lerdir. Mavi dünyan n çocuklar olarak kendilerini tan tan bu toplum, Atlantis’in batmas na neden olan o korkunç olayda, derilerindeki pigmentlerin iddetli veya u anda tan mlayamama m bir radyasyon enerjininse ( frekans na) maruz kalarak renklerinin de ime

rad tespit etti im bu millet Asya kökenlidirler. Bu konuyu "Dünya Atlantis’in ak betine gidiyor " adl serimizde aç klamaktay z..

Ç B R D LDE VEYA KÜLTÜRDE KÖKEN OLMAYAN üçlünün BU LK ikilisi, LUT ve AZERO LU brahim isimlerinin as rlar içinde, de ik kültürlerin ve dillerin içinde bozularak M.S 6. Y. Y nda Mekke'deki halidir. ayet bu kelimeler o dillerde veya Arapçada herhangi bir anlam olsa idi, bugün yine o kelimeleri ifade etmek için de il de - neyi ifade ediyorsa- onu ifade etmek için kullan lmas gerekirdi. unu da ak ldan ç karmayal m ki; ARAPÇA YEN SÖZCÜKLER ASLA KABUL EDEMEYEN B R KÖK YAPISINA SAH B B R

SANDIR.


134

GARAN YK VE MENAT Her ne kadar Lat ve Uzza için bir tak m kaynaklar buldu isek de; MENAT hala ortalarda yok. San m Menat' bulursak, her taraf tam anlam yla düzeltece iz. Lat, Uzza ve Menat isimlerinin ve heykelciklerinin an lar yla birlikte M r Firavunlar kültüründen Mekke’ye geldikleri ortadad r ve gerçek verileri birazdan kan tlayaca z. Zira Elçilerin (ayn elçiler olmayabilir, hiç bir fikir yürütemem ); * Sevgili Musa'ya geldiklerini, o müthi sand ta klar , sand n ta nmas titizlikle rettiklerini, * Firavun gibi o günün en güçlü ordusunu denizde bo du unu, * Musa'ya sand n bir di er kopyas nas l yapaca ö rettiklerini, * Sevgili Musa'n n elindeki asan n yerçekimini k smen de olsa nötralize etti ini, ASA’DA müthi teknik özelliklerin oldu unu, * Di er Tevrat Levhalar n(!), D SKETLER N o müthi sand n içinde sakland ... Belki de sand n çal mas için gerekli datalar n disketleriydi!

Samiri isimli ahs n; [ "O Kerim Resulü ( Elçiyi ) gördüm ve ard ndan bir avuç toprak ald m. Kur'an/Ta-Ha/96. ] dedi ini,

* Sevgili Musa'n n [ "Asamda daha birçok hacetlerim, gerekli aletlerim var. Kur'an/Ta-Ha/18] dedi ini, * Sevgili Musa'n n asas n Peygamber olmadan öncede kendisinde oldu unu, belki de ba ka yerlerden kendisine intikal etti ini, * Firavun ‘un: [" Firavun da (vezirine) öyle dedi: Ey Haman ! Bana YÜKSEK bir kule yap. Belki ben ula m YOLLARA. Göklerin yollar na da; Musa'n n ilah na BAKARIM. Muhakkak ben onu yalanc san yorum. Kur'an/Mü'min/36,37.] [ " Firavun dedi ki; Ey Millet! Ben sizin için benden ba ka bir ilah bilmiyorum. Haydi, bana ÇAMURDAN KERP Ç P R, Ey Haman! Sonra bana bir YÜKSEK KULE YAP, olur ki ben yukar ç kar Musa'n n ilah na bakar m. Do rusu ben Musa’y yalanc lardan san yorum. Kur'an/ Kasas /38. ] Elçilerin görkemli araçlar n 'TEZ G DEN!' süratle gezindi i yerlere ç kabilmeyi; kerpiçten bir kule yapmakla ba araca ZAN EDEN Firavunun akli dengesi hakk ndaki karar çocuklar bile verebilir. Ancak bu cümleleri analiz etmemiz gerekmektedir; Bu son cümle, gerek Kur'an gerekse Tevrat'taki ciddi ve ayr nt ara rmalar zla "Rasat yeri, gözetleme kulesi yap" dedi ini ve bunun kesinlikle iletken olmayan bir malzemeden yani pi irilmi tu ladan yap lmas gerekti ini daha yüzlerce bilimsel verilerle kan tlad k. Elçilerin araçlar n görünebilmesi için, insan gözünün görebilme band na indirgenebilece ini, özel filtrelerin gerekti ini veya Elçilerin kendi araçlar görünmez yapabilme technologylerinin oldu unu da rahatl kla dü ünebiliriz. Ancak, yine de Firavunun bu cümle ile, ilk bak ta hayret ve korkusu doruk noktas ndad r ki; ayetlerin ayr nt lar ya ayarak izlemek gerekmektedir.


135

Kur'an' n ve Tevrat' n ve tarihlerin enginliklerinde; bu ÜÇ PEYGAMBER; Lut, Azero lu brahim ve Musa... Süreceli bir olay n, yani gelen elçilerle do rudan ili ki içinde olan ve; * Özel bir DNA program yla o lu olan ve ATE TE YANMAYAN, Azero lu brahim, * Kavmi deh et bir olayla yok olan ve ehri görülmemi bir afetle ÜSTÜ ALTINA getirilen LUT, * Elindeki ASA ile Firavunun ordular denizde bo an ve Firavunu [ "Ben göklere ç p da Musa'n n ve O'nun lah na bakaca m " Kur'an/Mü'min/36,37] dedirtecek kadar ak l hastas eden MUSA, gerek o günün insanlar , gerekse günümüzün uygarl klar bile hayretle dü ündüren, Yüce Allah' n kullar inanarak e itmek, ak llar kullanmay ö retmek için lütfetti i mucizeleri gösteren ÜÇ ÖNEML PEYGAMBERD R.

Ve andolsun ki; âyetlerimizin (mucizelerimizin) hepsini, ona gösterdik. Buna ra men yalanlad ve (yalan nda) direndi. Kur’an /Ta-Ha/ 56.

imdi biraz olsun anla ld m Firavun neden göklere ç kabilece ini ve yüksek bir rasat yeri yapmas için etraf na emriler ya rd ? Rasat yeri içinde kupkuru, pi mi çamur tu la gibi bir malzemenin kullan lmas gerekti ini de ihmal etmiyor. Bu yüksek kule, rasat yeri veya yap RAM T olmas n?


136

"Lat, Uzza ve bu da Menat't r. " ifadesinde, önce LAT' n kullan da; olagelen felaketlerin ve an lar n en görkemlisi, haf zalardan silinmesi en zor olan Sedom'un bir ' OK' dalgas ile yok olan an n yegâne simge insan n Sevgili LUT oldu u içindir. Bu nedenledir ki, önce ' LAT ' ifade ediliyor. Kur'an' n ve Tevrat' n bilimselli i bizi bu denli ayr nt ara rmalara ister istemez getirmi tir. Deh etengiz yok olma olay n ilk muhatab LUT dur… Çok dikkat !... Sevgili MUSA; ilk LUT ve Azero lu BRAH M ikilisine çok sonra, as rlar sonra kat yor. Bak n ki, " Lut ve Azero lu brahim, Bu da Musa (Moses) dir. " deniliyor. San m do ru bir de ifre izliyoruz. Yine de karar AKILCI VE DOGRU olan veriler tayin edecektir ki, devam edelim. Ancak, ÇOK, gerçekten de ÇOK dikkatle takip ediniz; Firavunun ordular denizde bo ulduktan sonra bir çok felaketlere sahne olan M r'da Lut ve Azero lu brahim'e gelen elçilerin zamanla gerçekli ini yitiren Sedom felaketi an lar ; bütün ha metiyle tekrar zihinlere geldi ve iman edenler " te, Lut ve Azero lu brahim'in dinine inanmad z, Onlar gerçekten atalar Allah' n yoluna davet etmi lerdi, siz as rlar

sonra tekrar azd z ( Bu azg nl Platon, M r seyahatini anlat rken san m biraz da utanarak anlat r ). te onlardan sonra gelen, Firavunu ve ordular denizde yok eden ve Allah' n gerçek mucizeleriyle gelip size do ru yolu ö reten bu da MUSA idi, neden hala adam gibi adam olmuyorsunuz? " vb. gibi vaazlar yla halk ayd nlatmaya çal lar.

r'dan kurtulan srailo ullar kendi topraklar na - akla hayale s maz zorluklarla - götüren Sevgili Musa'da zamanla ya land ve Allah' n rahmetine kavu tu. Yani ba ka boyuttaki Evrene geçti. Büyük de imlere u rayan M r krall klar her geçen sene kötü sona do ru gidiyordu. An larda kalan Sedom'un Lut'u, Elçilerle içli-d olan Azero lu brahim'i, göklerde gezen ve M r krall klar peri an eden Musa's , her gelen gün M rl lar için pi manl klar gizli veya aç k olarak dile getirdikleri, atalar n yapt klar suçlardan dolay kendilerinin cezaland lmamalar dileyerek istedikleri ve efaat umduklar Elçilerin an lar na yalvarmalar pek fayda vermeyince: zamanla kurbanlar keserek,

tlar yaparak, a layarak efaat umduklar , LUT, AZERO LU brahim ve MUSA'y ... MGELE RD LER de il mi ?


137

SAMANYOLUNDA DUNYANIN SÜPER UYGARLIK - RA

Zihnin gözlüklerini takarak olaylar irdeledi imiz de, gördü ümüz gibi iki ayet bizi nerelere götürdü. Gezegenimizin Ç FT'ini; brahim ve Musa, Tevrat ve Suhuflar; TEK olmak, sadece Âlemlerin Yarat , besleyip kemale erdiricisi olan Yüce Allah'a mahsustur. [" ARZ' n bitirdiklerinden ve DAHA B LEMEYECE Z EYLERDEN BÜTÜN Ç FTLER yaratan Allah çok yücedir. " Kur'an/Yasin/36. ] Erkek-di i, hayat-ölüm, a latan-güldüren, nefret-sevgi, gece-gündüz, gibi say z çiftleri var eden, yaratan, gözeten Yüce Allah elbette ki en Yüce Alimdir. Günümüz kuantum fizi i de, gözlenebilen Evrende her eyin Ç FT oldu unu nihayet kavram bulunuyor. Ancak, 1400 y l önce Kur'an bunu aç kça sergiliyordu! Yoksa haberiniz yok muydu Kur ‘an n ve Tevrat' n bu gezegene 1400 sene önce geldi inden? Yaz k! Ancak, hangi Ç FTTEN hangi Ç FTE, hangi Ç FT... Üzülerek belirteyim ki: yine gereksiz zaman harcamalar, yine yanl kavramlar, yine yanl yorumlar.

IK; DALGAMIDIR, PART KÜLÜMDÜR? Elbet deki ve kesinlikle dalgad r. M.S 1680 lerden günümüze kadar süregelen bu sava bilimde hala devam etmektedir ve bu evrensel sava bitmeden bilim esas temeller üzerine oturamaz. Günümüzde çaresizliklerden hem dalga hem de parçac k olarak anlamaktalar ki: Do ru olan B R TEKD R. Bu da ancak Kur'an, AKIL ve AHLAK kombinasyonu ile bulunabilir. Bunun bu Evrende bir ba ka yolu yoktur. Bu arada k saca belirteyim; Ben Aziz Kemal Burkay, I n photon teorileriyle parçac k oldu unu var sayan her de eri, sözüm ona her deneyi, her kan kesinlikle dalga olarak aç klamaktay m. I n photoelectrik etkisinin de tek nedeni sadece I IN dalga olmas r. [ "O, göklerin ve yerin yarat r. Size kendi cinsinizden Ç FTLER yaratm r. Hayvanlardan (tüm canl organizmalar, yani hayvanc klar) sizi bu tarzda (yöntemle) yarat p üretiyor. O'nun misli gibi (Ona benzer) hiç bir ey yoktur. O Semidir (bütün yapt klar i itir), Basirdir (bütün yapt klar görür.) Kur'an/ ura/11]


138

LAT, UZZA ve BU DA MENAT’TIR

Garaniyk olay aç kl a kavu turmak için toparlad z kesin kan tlar tam olarak bitirmeden, son derece önemli bir ayr nt birlikte analiz etmemizde say z nedenler oldu u kanaatindeyim. Sizinde tan k oldu unuz gibi, Kur’an ayetlerindeki verilerden, bu kitaba daha fazla almad m Tevrat ayetlerinden, günümüze kadar sa lam intikal eden tarihi an lardan, MS 6. yüzy lda Mekke'de kar za

kan 'Lat, Uzza ve bu da Menat' üçlüsünün bende b rakt ciddi bir izlenim vard r. Hem Kur’an’ n ifade tarz nda, hem an larda, hem de o günün Mekke’sinde: önce ELÇ veya put veya iyiliksever kahramanlar, sonra ilk ikiliye kat lan bir ÜÇÜNCÜSÜ. Sizde bunun fark ndas z ve bu kitab n ba lar nda ‘sak n bu ifade tarz unutmay z' demi tim. Nereden bakarsan z bak z, yani Sevgili Lut'dan Mekkeye veya Mekke'den Lut'a gidiniz; önce ELÇ , üçüncüsü sonradan ilk ikiliye kat lm olarak kar za ç yor. MS 6. yüzy ldan önce Mekke'ye putlar satanlar, an lardaki tarihi verilere (bilmeden) öylesine sad k kalarak bu i i ba arm lar ki; aynen " Lat, Uzza ve bu da Menatt r" denilmektedir. Manat’ n ilk ikiliye sonradan kat ld ve ayr cal nereden bakarsan z bak z görüyoruz. Hat rlarsan z daha önce demi tim ki; Sevgili Muhammed "Siz, Lut ismini ' LAT' olarak di ileri kast ederek telaffuz ettiniz ve size bu hat ra yanl bir içerikle intikal ettirildi, bilmedi iniz nesnelere tap yorsunuz vb. " üphesiz genel anlamda bu fikir benimdir. Gerçi, ba kaca bir ey olamazd , ancak, fikir yanl sa, yine de bana aittir. Tarihi an lar n ve akl n matemati inin nda ve bilgece dü ünürsek, bu putlara patent isimlerini veren ve ihracat yapanlar n en do al biçimi ile " Lat, Uzza ve Menat u kadar parad r, bunlar al n ve efaat umadurun, size çok faydalar olacakt r" demeleri gerekirken, " Lat, Uzza ve bu da Menatt r" cümle tekni inin, cümle yapisinin içerdi i çok önemli veriler gözlemekteyim.

imdi bulmam z gereken en hassas nokta udur: Araplar bu isimleri nereden ithal ettiler? Ne Arapça'da ne branice'de, ne bozuk ve kökensiz bedevi dillerinde, ne Uygurcada, Ninova dillerinde veya bize intikal eden kültürlerde, ne Bahreyn üzerinden Arap Yar madas na gelip giden (ki, Bahreynde üç y l ya ad m ve Delmon kültürlerinin ara rmalar yapan arkeologloglarla ve Delmon kültürü ile ilgilendim) Hind kökenli dillerde, ne de Sanskritçede; LAT ve MENAT diye ne bir isim vard r, ne de bu kelimelerin bir anlamlar var... Gelin de i in içinden ç n! GARAN YK gibi bu kelimelerin de kökleri bizi u ra racak. Gerçi, KU ULAR yani GARAN YK gizemini Kur ‘an n ve tarihi verilerin nda kesinlikle aç kl a kavu turduk. Ki ilerin kabul edip etmemesi gerçe i asla de tiremez. Bu onlar n sorunudur. Deha fizikçi Einstein der ki "Do an n yasalar , sizin onlar arzu etti iniz gibi de ildirler... Onlar olmas gerekti i gibidirler " Ancak, LAT ve Menat isimlerinin nereden geldiklerini, gelme sebeplerini ve kelime anlamlar bulursak ( ak l + ak ll dü ünce + soru + deney = gerçek cevap, gerçek sonuç ) ilkesine çare bulduk demektir. Merak ho görece inize eminim. Gençli imde dalga mekani ini incelemek için renkli boyalar damlatarak havuz suyunda, küçük patlay lar yerle tirir; dalga hareketini bir de suyun alt nda inceleyecek kadar ipe sapa gelmez deneyler yapard m. Birçok kereler hayati tehlikeler atlatt m olmu tur.


139

Bu yüzden herhangi bir meseleye MUTLAK cevap bulamazsam, inan z yatalak derecede hasta olurum. Bu yüzdendir ki, hele Sevgili Muhammed söz konusu olunca can z pahas na ara raca z ve do ruyu bulup ö renece iz. Varl zdaki hedefin amac bilgece ya ay p do rularla, mümkün oldu u kadar do rularla iç içe AKILLICA ya amak de il midir? Çekirge istilalar , kurakl klar, salg n hastal klar, daha birçok felaketler, çaresizlikler içerisinde olan n halk, bo luklar içine dü en halk; bu üç ismi yegâne efaat umulan an lar ve heykeller haline getirdi. Herhangi bir dinleri olmad için, Firavunda tanr olmad için (zira Tanr denizde bo ulmazd ) art k en iyi yolun, bu ÜÇ ELÇ N do rudan ili ki halinde olduklar , görkemli elçilere her istediklerini yapt rd klar ; LUT, Azero lu brahim ve sonraki Musa'y , arkalar nda b rakt klar an lardan dolay , zamanla her derde deva gördüler. Zamanla da heykellerini yaparak daha iyi efaat ederler diye, zeki insanlar n bulu lar yla heykel sanayii geli ti. Hatta o kadar geli ti ki, çevre ülkelere bile ihraç edildi... nas l m ? " LAT, UZZA ve bu da MENAT't r " olarak Dikkat ediniz ki, ba lant ve tamamlay bilgiler, Necm suresinde 36 ve 37. ayetlerdeydi; Mü'min suresinde 36 ve 37. ayetleri ise zaten aç kça ortadad r.!!! Okuyucular n da ikna olmu gibi halleri var... Ancak, biz henüz 'tamamd r' diyemeyece iz. Daha ne kald dersiniz ? Bizi ba lay z, bu kitap, havuz suyunun içinde yapt m, neredeyse hayat ma mal olacak dalga deneylerinden çok daha zariftir. Çünkü bu kitapta, Sevgili Muhammede ve tüm Sevgili Peygamberlere lay k bir insan olmay hedeflemekteyiz. Dolay yla hiç bir ayr nt göz ard edemeyiz.

öyle ki;


140

PUTLARA N N D MLER TAKILDI?

te bu nokta bütün çal malar , tarihin ve bilimin önünde tam anlam ile do rulayacak ve bilim dünyas na gerçek bir veri olarak sunulacak de erdedir kanaatindeyim. Kur'an'da ve Tevrat'ta son derece ayr nt aç klan yor ki; Yüce Allah' n Sevgili Musa'y M ra göndermesinin en önemli sebebi, hatta tek nedeni, srailo ullar M r' n zulmünden kurtarmak içindi. Sevgili Lut'un göç eden insanlar n, Sedom felaketinden sonra M ra göç edip yerle enlerin torunlar n torunlar olan Yahudilerin M r'daki devam olan insanlar kurtarmak içindi. Zaten Sevgili Musa'da erken gençli ini M rda ya am . Firavun srailo ullar hem köle gibi çal yor veya ERKEKLER öldürüyor yahut her türlü kötülü ü yap yordu. srailo ullar n k zlar veya kad nlar sa b rak p, gerek çirkin arzular na alet ediyor, gerekse daha

lay i kenceleri yapt klar tarihlerden ve Tevrat'tan ayr nt lar yla ö reniyoruz.(*) Musa’n n do du u zaman ki Firavun II. Ramses, denizde bo ularak yok olan Firavn'un ise o lu Minaptah oldu u san lmaktad r ki; M rl halk n gözleri önünde yap lan o müthi i kencelere (buna özellikle hayvanlarla ili kiye zorlanan k zlar kast ediyorum ve bu ayr nt lar buraya almam z yersizdir) maruz kalanlar seyretmekten; belirli bir halk kitlesinin d ndakiler ho nut olmamakla beraber, nefret bile ediyorlard . Ancak Firavuna ve ordular na kar ne yapabilirlerdi? O'nun hakk ndan ancak 'ASA' gelecekti. Yerli halk n bu kad nlara ve k zlara yap lan zulümleri görmeleri; ayn Sedom olaylar görenlerin, ya ayanlar n haf zalar ndaki gibi silinmez izler b rakt . Hiç kimse (sadistlerin d nda) genç bir k za, insanlar n gözleri önünde sarho askerlerin yapt i renç hareketleri akl ndan silemez de il mi? Milliyeti veya dini ne olursa olsun, bu i renç i kence sadece insan-alt mahlûklar taraf ndan unutulur.

te, M r halk n gördü ü, bizzat tan k oldu u bu ve benzeri çirkin olaylar, ba lar na bir zaman sonra gelecek olan felaketleri hat rlatacak an lar n ba lang tayin etti. Gelen nesiller, hemen her zorlu un, felaketin herhangi u ursuzluklardan oldu unu kabul eden ilkel toplumlar (günümüzde bile vard r) gibi; çekirge istilalar ndan tutun, kurakl klara kadar ba lar na gelen felaketlerin, Firavun ‘un zulümkarl ndan kaynakland na inanarak; LUT, Azero lu brahime ve sonraki MUSA'ya gelen, Ku ular gibi süzülerek yer de tiren, tertemiz, göz al giysileri olan KURTARICI ELÇ LER N; Par ldayan Elbiseli GARAN YK'in " te, o genç k zlar n intikam al yorlar, çünkü onlar iyiliksever kimselerdi. Sevgili Musa'ya yard m ederek, yol göstererek srailo ullar denizden geçirip kurtard lar. Sedom sap klar yok ettikleri gibi, imdi de bizlerin soyunu yok edecekler, Onlara itaat edin veya sayg gösterin Onlar Lat, Uzza ve Menattir” biçiminde, ac nd rma, pi manl k, yalvar dolu ifadeleri ve düzmeceleri, zaman içinde yeti en nesillerde ise; 'Lat, Uzza ve bu da Menat ' kalip cümlesiyle kelimelerin asl na biraz sad k kal p...(D KKAT !) O genç k zlar n an lar na atfedilerek MLER kast edilip farkl telaffuzlu haliyle ifade edildi ve belgelendi ve "Lat, Uzza ve bu da Menatt r " di i kategorisiyle eklinde patent kazand . (*) Bu i renç zulümleri Firavun NEKO ça nda bu k zlar n feryad Tevrat aç klarken; Kur'an/Kasas/4 netlikle sergilemektedir. Firavun, gerçekten yeryüzünde (M r'da hükümdard ) ve halk gruplara ay rd . Onlar n bir k sm (Yahudileri) güçsüz b rak yor, onlar n

ullar bo azlat yor, k zlar (kad nlar ) canl b rak yor (du). Muhakkak ki o, fesat ç karanlardand .


141

" Firavun atalar z size her ne kadar zulümkâr davrand iseler de, bak n, biz sizin an lar heykeller haline getirdik, ne olur bize de efaat edin, bizler kötü kimseler de iliz, daha nice genç k zlara yap lanlar atalar zdan duyduk, biz de onlar lanetliyoruz, üstümüzdeki u ursuzlu u kald n..." eklinde yalvarm lard r.

Bu son anlatt z yalvarma biçimini veya edebi tarz veya do rulu unu Arkeolojik bulgulardan daha da ayr nt olarak derleyebiliriz. Onlar yalvara dursunlar, heykelciklere isim takanlar asl nda halk de ildi.

arlatanl k yaparak gerek Firavunlardan, gerekse zenginlerden para koparan KAH NLERD . Mumya sanayisinin geli mesinde bir hayli katk da bulunan ve saraydan veya zenginlerden avuç, avuç alt n koparan bu kâhinler gerçekten bilge ki ilerdi. Ancak, bilgelikle eytanl bir araya getirip müthi eyler yap yorlard . "20.Yüzy lda ' eytani Ayetler' kitab yazanlar gibi...

Bu kâhinler ki " Lut, Azero lu brahim ve bu da Musa " isimlerini, halk n en ihtiyaç duydu u zamanlarda, elçilerin an lar kast ederek ve genç k zlar n an lar na atfen 'D ' katagorisiyle, halk n daha çok ilgisini çekmek için yeni ve görkemli ve ETK LEY bir isim olarak; Lat, Uzza ve bu da Menatt r... u kadar alt n ver al, her derde devad r.... dediler. Firavun zulmünün tek simgesi; KIZLARDI, yani D LERD . Do al olarak Lut, Azero lu brahim ve Musa isimlerinin erkek kategorisinden D kategorisine transferi gerekirdi. Zira zulme u rayanlar ve devaml eziyeti ya ayanlar D LERD , de il mi? Bu aynen bugün de olagelmektedir ve biz asla bunun fark nda de iliz. Selim erkek ismidir, SEL ME di i, Kadir erkek ismidir, KADR YE di i, yani ismin sonuna bir tak getirmekle biz insanlar isimleri hemen ve an nda di i ve erkek kategorisi ile ifade etmek için yönlendiririz ki; bu bizim do am zda vard r. "Lat, Uzza ve Menat" isimlerinin birer D isimleriyle an ld ve bunun ' YALAN ' oldu unu Kur'an ve Tevrat' n ciddi ayr nt lar ndan zaten ö rendik.

imdi biraz olsun anlayabildiniz mi Kur'an n Evrensel bilimselli ini? Kimsenin akl na gelmedi mi, Kur’an’da Yüce Allah bize Elçi-Meleklerin isimlerindeki hatal ayr nt lar , niçin bu kadar srarla bildiriyor diye ? Elçilerin 'Putla ld ' zaten bulduk. Özelikle Kur ‘anin kalbi Yasin suresinde… Kur'an ve Tevrat tefsir edenler (sözüm ona!) sadece okumak için mi okudular acaba? Kur'an, Tevrat ve ncil sadece okumak için de il; Okuyup, anlay p, tatbik ederek Kur’ani yasamam z için gelmi tir.

imdi i in en can al noktas na geliyoruz ki; tüm bilgeli inizle izleyiniz.

MELEKLER... MEL KELER.... ANGEL... ANGELA….ANGELIKA vb. Bu gezegende ya ayan her toplum, her millet, hangi zaman diliminde olursa olsun Melekleri hep 'D ' zannetmi lerdir de il mi? Acaba neden? nanmazsan z, u anda tüm milletlerin, kültürlerin han m isimlerine bak z ki "MELEK" ismini her

millette ve han mlarda göreceksiniz! Sanki görmü gibi, gerçekten de, bilmeden hala han mlara 'Melek' diyebiliyoruz de il mi? MD ÇOK... AMA ÇOK HAKLI OLARAK B Z SORALIM:


142

Kim Melek görmü de, pantolonunu a indirmi , yani O'nun cinsiyetini (!) tayin etmi de, hala han mlara 'MELEK' ismi ile hitap edebiliyoruz? Üstelik 'Melek' ifadesi her zaman 'Güzellik' simgesi olmu tur. Özellikle beyaz giysiler içinde bir han ma 'Melek gibi' deriz ve saçmalad n hiç fark na varmay z. Eh, insaf art k can m! izin verirseniz, biz 21.Yüzy lda bile bu garip, fakat gerçek ( eyi !) yaparsak, as rlar önce, O görkemli giysileriyle gelen, Peygamberleri bile ilk bak ta hayretle korkutan, ku ular gibi süzülerek yer de tiren ve st rapl an lar n içindeki o genç k zlara atfen; efaat ummak duygusu olu turmak için; " Lat, Uzza ve bu da Menat't ..., genç k zlard ..., onlara atalar n yapt hatalar için pi manl klar , özürlerinizi dile getirerek yalvar n biraz daha seslice yalvar n, hatta uran za buran za sokarak yalvar n" (*) diyen Kahinler, bunlar ihraç etmekte de ba ar olsunlar... Oldular da! Bildi iniz gibi, Mekke'ye de "Lat, Uzza ve bu da Menatt't r " patentiyle ihraç ettiler.

te, Sevgili Muhammedin "Sizin atalar z daha önce bir kitapla e itilmedi, korkutulmad , size gelene kadar ne hallere gelen bir saçma sapan masal n esas kahramanlar , bu hiç bir hüccetleri olmayan Putlar de ildir, Allah' n izni ile "Onlar kendilerinden efaatleri umulan GARAN YK 'di." dedi ve dinledi i Vahy'in 62. Ayetinin bitiminde ise secdeye kapand ve tekrar ve ciddiyetle ve nsanl k tarihine geçecek bir bilgelikle (ki geçti ) ONLAR EFAATLER UMULAN AK-KU ULARDI, GARAN YKD ..." dedi. Tüm Evrenlere AHLAK örne i olarak gönderilen Sevgili Muhammedin, Sevgili brahim ve Lut ve Musa'n n bu an lar günümüze kadar intikal ettiren tüm tarih bilimcilerine sonsuz sayg ve minnet duymaktay m. Yap lacak yeni ke ifler, elde edilip insanl n güzel gelece ine k tutacak bilimsel veriler için onlara sonsuz sayg lar duydu umu belirtmek zorunday m. Bilgi düzeyi, bilimsel dü üncesi, inanc ne olursa olsun ki, imdi bütün insanl a ve bilim dünyas na iletece im... te, en kesin, en NET kan t; [" Sapmad DO RU YOLDAN, arkada z az tmad da. "Kur'an/Necm/2] Kur'an/Necm/2, Sevgili Muhammed'in, bu müthi görkemli olaylar anlat rken 'Arkada z az tmad , o nefsinden söylemiyor, o zanda bulunarak bunlar size aktarm yor ' ifadesiyle, do ru söyledi ini aç klarken... biz nankör ol...mayan...insanlara...ise; "Sapmad DO RU Güzergah ndan, yörüngesinden, izledi i yoldan" ifadesiyle; Dünyan n yani Güne sisteminin Galaksideki e i, Ç FT'in bir di er e i olan -RA 49 gezegeniyle size do ru, dosdo ru bir rotada ve h zla HEVA, AH N gibi bir Uzay-zaman düzleminde geliyor! haberiniz var m ?..... deniyordu... " 21. Yüzy n Uygarl !.... nsanl k!.... biraz olsun anlayabildiniz mi Kur ‘an n Tevrat ve ncil'in Evrensel bilimselli ini? Bu ayetin bu aç klamas kas tl olarak bu kitab n sonuna getirdik ki, nsanl k ve bilim bu meselenin ciddiyetini tam olarak kavrayabilsinler diye.... kavrayabilirlerse !... (*) Günümüzde de Müslüman bir kitle, uras na buras na ler sokarak ayinler yapm yorlar m ?


143

Âlemlere (içinde AKILLI varl klar n oldu u sistem demektir) gerçek bir rahmet ve bilim kayna olarak gönderilen ve Yüce Allah' n Vahyi olan Kur'an ve Tevrat ve ncil'in küçük bir bölümünün aç klamas yapt k. Bu çal malar z sadece küçük bir bölümün içeri idir. u ana kadar tarihin ve bilimin ve akl n matemati ine sundu umuz ara rmalar ve NET sonuçlar ndan küçük bir bölümünü bu kitapta sizlerle birlikte aç kl a kavu turduk. Neden âlemler için “AKILLI varl klar n oldu u yerler” dedim? ResulAllah için Yüce ALLAH “Seni Biz, sadece âlemlere rahmet olarak gönderdik.” Enbiya; 107” der. Bir di er ayette “Seni, ancak güzel ahlak tamamlamak için gönderdik” der. Yüce ALLAH, AKIL olmayan yerlere mi Rahmet olarak gönderdi? Ahlak ta a topra a veya gaz bulutlar na

gönderdi? Ancak, bütün bu çal malar ve içeri indeki ayr nt lar en belirgin bir bilimsellikle sonuçland racak olan ise;


144

K KAFALI GAF LLER [ "YAKLA TI YAKLA AN. "Kur'an/Necm/57] ayetini, Kur'an n ne denli yüce bilimler bilimi oldu unu ve bütün Alemlere yegane bilgi kayna oldu unu, tam anlam yla kavrayabilsinler diye, çal mam n dü üm noktas na getirdim. [ " Onun vaktini Allah’tan ba ka aç klayacak (kâ if) yoktur, imdi siz bu SÖZE M (ikaza, habere mi)

IRIYORSUNUZ? (veya; Yoksa bu söz size acayip mi geldi?) R de gülüyorsunuz da a lam yorsunuz Siz kafa tutan gafillersiniz. Kur'an/Necm/58,61] Dünyan n e i yani -RA'n n Yerküre sistemine h zla, AH N gibi süzülerek yana bildiren bu bilgiye mi yorsunuz? nsan var oldu u günden bu yana; bencilli i, gururu, ihtiras veya nefsini her eyden önce tutmu tur.

Fakat, hala ellerinin de yard ile ancak yürüyerek zaman n bugünkü dilimine kadar fark na varamad güçlerin yard yla gelmesine ra men, hemen her yüzy lda kafas granit kayalara çarpmas na ra men, yine de nefsini lah edinmeden geri kalmam r. 6.Yüzy lda GARAN YK an lar lah edinenler gibi! Fakat u anda ise 21. Yüzy l!

Rahmeti bütün Evrenlere sinen Yüce Allah' n sevgi ve efkat iradesiyle, insan hiç fark na varmadan-dü ece i anda ask ndan tutan anne gibi- durmaks n kontrol edildi inin bilincine- gururundan dolay - varam yor. Ancak, dü ece i kesinle ip, dü tükten sonra " TANRIM YARDIM ET "- hem de fark na varmadan Tanr 'ya emrederek- diyebiliyor. Çukurdan ç kt an, henüz iki ad m atmadan tekrar benlik ve gurura kap yor ve nefsini her eyden ari (hür) görüyor. Maddeye bir kaç biçim verip, rengini veya dü me h yahut kaç h ke fetmekle; Evreni anlayabildi ini san yor... bildi i bilimsellikle (!) maddenin sadece d hatlar ancak kavrad n hiç fark na varam yor. Gerçek bilginin maddenin hemen d zarf n alt nda ba lad n bilincinde bile olam yor. Zambaklar hayranl kla seyrediyor, u runa iirler yaz yor; niçin sadece görüntüsünün bir hafta sonra yok olaca bildi i zambaklar n emanet giydi i o elbiseyle benli ini aldat yor? Oysa bilgi zambaklarda de ildi, topraklar n alt ndaki so an nda, so an n genetik bilgi i lem bankas na, o bankaya o bilgileri programlayan bilginin gerçek kayna , mutlak olan gerçektir ki, B LG LER N MUTLAK OLAN KAYNA I SE ANCAK AL M OLAN ALLAH'TIR... [ " Onun için (Ey Resulüm) sen, o Bizim Kur’an’ zdan yüz çevirip de yaln z Dünya (geçici ve k sa) hayat isteyen kimselere bakma. "Kur'an/Necm/29. ] Kelimesi kelimesine kast edilen, yukardaki paragrafta asiliklerimizi içeren özelliklerimizdir. [“ te onlar n limden erebildikleri SON GAYE (amaç) budur. Kur'an/Necm/30. ] Bir di er anlam , yani dil de imi biçimi ise: "Onlar sonu olan ilimle ancak u ra lar" veya " te onlar n ilimden erebildikleri gaye bu Dünya süsüdür, i idir (hüsrana u ratacak eylerdir). üphesiz ki O, Rabbinin yolundan sapan kimseleri çok iyi B LEND R. Hidayete (gerçek bilimsel bir a) erenleri de O en iyi bilendir. "


145

Zambaklar ben de çok ama çok seviyorum, ço u zaman sevgile ti imizi bile söyleyebilirim. Ancak, zambaklara o görkemli elbiseleri giydiren ve Evrenleri Sevgi için, SEVG ile, SEVG DEN SEVG YE do ru yaratan, Âlemlerin Rabbi olan Yüce ALLAH'I daha çok sevmeye çal yorum. Sanki Yüce Allah' n ben fukaran n sevgisine ihtiyac m var? Allah bana benden de yak nken, ben bendeki kimi seviyorum acaba ? Zambaklar n görkemli aldat bir hafta sonra yerini ilgisizli ime b rak rken, ben benli imi ezen, bana hiçli imi tatt ran MUTLAK SEVG aramal yd m. Solmayan, bana beni ö reten sevgiyi. Anas ndan matematikçi do mu Leibniz'in arad Evrensel matematikte "çokluklar Evreni'nden; MUTLAK TEK LL E GÖTÜREN Evrensel enerjiydi... te O Mutlak, sadece AKILLICA YA ANAN ALLAH A KI idi... Hat rlay z ki: Sevgili Süleyman bile O izzetinde, O saltanat nda, O zambaklar gibi giyinememi ti. Bu kitap boyunca anlatmaya çal m verileri ve özellikle Kur'an ve Tevrat ve ncil ayetlerini ve sonuçlar de erlendiren insanlar, di er gezegenlerde ya ayan ak ll varl klar da temiz ak llar n ve tertemiz vicdanlar n ve hür dü üncelerinin karar versinler ki; " Onlar kendilerinden efaatleri umulan GARAN YKD " mza:

Yüce Allah' n Resulü, Abdullah o lu Muhammed. Dedi ini ve kan tlar ve nedenlerini bu kitapta sizlerle birlikte ortaya koyduk... Mavi gezegenimizde ya ayan bir milyara yak n Müslüman' n üzüntüsünü, merak , nl 'GARAN YK ' olay gazetede okudu um zaman çok duyguland m. Özellikle 'Ku ular' ifadesini eytani Ayetler " adl kitab n yazar n CEHALET NDEN dolay sapt rmas r ki, Allah inanc ve saf tertemiz din inanc ve duygular yüzünden st rap çeken insanlar n birbirlerini

rmalar n bende b rakt izlenimlerden dolay ac çektim ve bu kitab yazmaya karar verdim. Herhangi bir insan n yazar olma hak ve hürriyeti; gerçe i bilmiyorsa veya bilmeden tenkit ediyorsa yahut tahrik ediyorsa ya da para kazanmak amac yla yap yorsa; di er insanlar n ölümüne sebep oluyorsa, O YAZAR BÜTÜN NSANLI IN ÖNÜNDE C NAYET LEM R. Bunun bir ba ka aç klamas , O..... L..... A..... M.... A.... Z... Oysa Sevgili SA der ki; [" Bu sözleri kulaklar za koyun; çünkü NSANO LU NSANLARIN EL NE VER LMEK ÜZERED R. Fakat bu sözü ANLAMADILAR ve onu anlamas nlar diye kendilerine gizlenmi ti ve bu söz hakk nda SA'dan sormaya korkuyorlard ." ncil / Luka / 9 / 44, 45] ncili okuyanlar 1989 sene önce de, bugün de bu hazineyi kavramam olabilirlerdi... sorsayd lar

retirdik! Çünkü, Alemlere ancak Rahmet olarak VAH Y edilen Kur'an bana ö retti ki; [" ndirdi imiz apaç k hükümleri ve DOSDO RU YOLU insanlara bu K TAPDA beyan ettikten sonra, gizleyenler (gerçe i örterek yani KÜFR ederek gizleyenler varya ) üphesiz ALLAH onlara La'net eder ve bütün La'net edebilenler de onlara La'net eder. Kur'an/Bakara/159] denmektedir. 1400 sendir KUR’ANI tefsir edece im diye, örtebildi i kadar örten, kelimeleri yerlerinden sapt ran, AKLI ermedi i için sadece kendi ahsi dü üncelerini KUR’ANDANMI gibi yazan, para veya otorite kazanmak


146

için yanl yamalak KUR’AN tefsir edenler, insanlar n KUR’ANI dolayl da olsa ö renmemelerini engelleyenler, ALLAHA NASIL HESAP VERECEKLERDIR ACABA?... Simdi biraz olsun anla ld m KUFR ne demekmi , bilgiyi saklamak ne demekmi , anlamadan hokkabazl k yapmak ne demekmi , gerçe i saklaman n ne demek oldu unu, simdi biraz olsun anla ld m ‘Ey Yuh el Kafirun’ hitab kimlere söylemektedir? San m bilginin, bilmenin ve ö renmenin ne kadar yüce bir de er oldu unu biraz olsun tan mlad k. Gördü ünüz gibi eytani Dü ünceler; kozmolojik zaman n egemen oldu u Evrende hangi zaman diliminde olursa olsun; gerçe in kar nda YOK olmak ZORUNDADIR. Bu kitab son derece k tl ve imkâns zl klar içinde yazmak zorunda kald m 1998 de... Mecburum da üstelik. Ancak, bütün insanl a ve bilim dünyas na son olarak hat rlatmak isterim ki: [ YAKLA AN YAKLA TI. Kur'an/Necm/57]

-RA gezegenler sistemi Güne sistemine AH N gibi, HEVA gibi bir kararl kla yana maktad r. Bu iki sistemin 2046 y llar nda d ma netik alan zarflar n bas nc iki sistem birbirlerine duyuracaklard r. Böyle bir bas nc n neler getirece ini hemen kestirmek pek ak ll ca bir ey olmasa gerek. Ancak, böyle bir bas nc n getirece i ve Güne sisteminin kararl yörüngesinde de iklikler yapaca da ortadad r. Bundan kurtulman n yolu, nükleer deneyler de il, adam gibi, bilim adam gibi, gerçek bilge insanlar gibi AKILLA dü ünmek ve yapmakt r. u anda -RA'da ya ayan ak ll varl klar da bunun fark ndad rlar ve bir eyler yap yorlard r herhalde!

-RA'dan al nmas kesinlikle muhtemel radyo frekanslar ve Yerkürenin neresinden, nas l bir yöntemle bunun tespit edilece ini bilimsel ayr nt lar yla raporlar halinde ilgili bilim kurullar na haz rlad m. Bu kitapta meydana gelmi olmas muhtemel bütün yanl klar, hatalar var ise tamamen ahs ma aittir: bunun tek muhatab benim.

ayet bu bir hizmetse ki; matematik modellerle bile bunu kan tlar z ki; kan tlad k ve NASA ba ta olmak üzere yetkili bilim kurullar na ilettik -ancak NASA 2004 KUR’ANDAKI ke fimi çald - O da bütün insanlara aittir. Çünkü Güne sistemine do ru, HEVA gibi, AH N gibi süzülerek gelen -RA bir sorun ise, bu sorun tüm nsanlar nd r. Aynen OZON tabakas ndan s zan Ultraviyole nlar gibi.

Umar m tertemiz genç nesiller, bilimin dili ile D NLER ö renir, bilimsel yöntemlerle kendi do alar ndaki, gerçek ki ilikleriyle yani kendileriyle tan r ve Yüce ALLAH'I; kendi hür irade ve AKILLARI ile kavrarlar, üç be hokkabaz n ç rt lar yla de il… Kur’an Zariyat suresi, bu kitabin ana temas bitirecek ve gizli-sakl kalm muhtemel tüm üpheleri yok edecektir.

ZARIYAT 7 / Ve dairesel (el hubuki- sa lam, k vr ml , spiral, iç içe dairesel, sarmal) yollara sahip olan semaya andolsun. ZARIYAT 22/ Ve GÖKLERDE sizin r zk z ve vaat olundu unuz eyler vard r.


147 ZARIYAT 24 / brâhîm'in ikram edilen misafirlerinin (ÜÇ ELÇ MELEK) haberi sana geldi mi? 25/ Onun yan na geldikleri zaman “selâm” dediler. brâhîm de): “Selâm yabanc kavim.” dedi. 26 / Bunun üzerine brâhîm) ZL CE ailesinin yan na gidip hemen semiz (güzel pismi , k zarm yemek, et yeme i anlam ndad r) bir buza getirdi. 27/ Böylece onu (yeme i) onlara yakla rd (ikram etti): “Yemez misiniz?” dedi. 28/ Fakat onlardan korktu unu hissetti: “Korkma!” dediler. Ve onu alîm (bilgi sahibi, bilgin) bir erkek çocukla müjdelediler. brahim her korktu unda bunu bir ekilde anl yor, biliyorlar ve hemen öncelikle “KORKMA O LUN OLACAK” müjdesiyle brahim’in korkusunu nötralize edip sevince dönü türüyorlar.) 29/ Bunun üzerine han (bu haberi) k atarak kar lad . Ve yüzüne vurarak: “Ben k r ihtiyar bir kad m.” dedi. 30/ “Senin Rabbinin buyurdu u ey i te budur. ”dediler. Muhakkak ki O Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir), Alîm'dir. 31/ brâhîm) “Öyleyse ey elçiler! Söylemek istedi iniz ey nedir?” dedi. 32/ Dediler ki: “Muhakkak ki biz, mücrim (günahkâr) bir kavme gönderildik.” 33/ Onlar n üzerlerine balç ktan ta lar yollamak (atmak) için. 34/ Onlar, Rabbinin kat nda haddi a anlar için i aretlenmi olan (ta lard r, radyoaktife kütlerlerdir, bu alan n hemen dezenfekte edilmesi gerekmektedir). 35/ Sonra orada mü'minlerden kim varsa ç kard k (felaketin haricinde b rakt k). 36/ Fakat orada, bir evden ba kas nda, müslümanlardan (bir kimse) bulamad k. 37/ Ve orada elîm azaptan korkanlar için delil b rakt k. 41 / Ve Ad (kavminde) de (ibretler, deliller vard r). Onlara, “yok edici” bir rüzgâr göndermi tik. Bu AD kavmi denen millet ATLANT STEN ba kas de ildir. 42/ (O rüzgâr), üzerinden geçti i (hiç) bir eyi b rakmayarak, mutlaka kül (çürümü , ufalanm ,) gibi toz haline getirdi. Zariyat suresinde LUT kavminin yok edilme sekli ile, hemen ard ndan da AD kavminin radyoaktife rüzgârlarla çürümü , ufalanm , tamamen yok edilmi hallerini birle tirerek anlatmas , LUT ve AD kavimlerinin silinme tekni ini, yani benzerli i aç kça sergilenmektedir. 47/ Ve sema; Biz onu büyük bir kudret ile bina ettik. Ve muhakkak ki (onu) geni letici olan elbette Biziz. <NASA, Zemahserinin Ke af adli KUR’ANINI okuyarak bu harika bilgiye ula ve Hubble teleskobuyla Evrenin geni ledi ini tespit ettiler… Müslüman ülkelerde Zemah eri AKILCI oldu u için ret ettiler… afferim O Müslümanc klara!!!


148 49 / Ve Biz, her eyden (z dd yla kaim k larak) çift yaratt k. Umulur ki böylece siz (ö üt al rs z) tezekkür edersiniz. Soral m: Her eyin çifti var da Dünyan nki nerde? 50/ Öyleyse Allah'a firar edin (Allaha kaç n ve s n). Muhakkak ki ben, sizin için O'ndan (Allah taraf ndan gönderilmi ) apaç k bir nezir (uyar ) m. 51/ Ve Allah ile beraber ba ka ilâhlar k lmay n. Muhakkak ki ben, sizin için O'ndan (Allah taraf ndan gönderilmi ) apaç k bir nezirim. 52/ te böyle, onlardan öncekiler de, (kendilerine) gelen resûle “sihirbazd r veya mecnundur” dan ba ka bir ey demediler. 53/ Onu (resûle “sihirbaz veya mecnun” demeyi, sonrakilere) vasiyet mi ettiler? (Resul gönderdi imiz hemen her milletin inkârc lar sanki sözle mi ler gibi ayni tekzibi öne sürüyorlar, bu acayip bir ey; anlamlar ndad r) Hay r, onlar azg n bir kavimdir. 54/ O halde onlardan yüz çevir, art k sen k nanacak de ilsin. 55/ Ve ö üt verip hat rlat. Muhakkak ki tezekkür, müminlere fayda verir. 56/ Ve Ben, insanlar ve cinleri (ba ka bir ey için de il, sadece) Bana kul olsunlar diye yaratt m. <Bana kulluk yaps nlar demedi “, BANA KUL OLSUNLAR” ifadesine çok dikkat etmek gerekmektedir. Yüce ALLAHA kul olmak ba ka, kulluk yapmak çok ba ka kavramlard r. Kulluk, SANK Yüce ALLAHIN bir eye muhtaçl varm gibi bir ifadedir… Oysa ALLAHA KUL olmak, saf tertemiz bir aç kl kla O’na lay k olmakt r. Babaya evlat olmak ba ka, babaya evlatl k yapmak kesinlikle ba ka bir anlam ta r. > 57/ Onlardan (hiç) bir r k istemiyorum ve Beni doyurmalar da istemiyorum. 58/ Muhakkak ki Allah; O, r k verendir, güç, kuvvet sahibidir.

Kur’an/Rum-31 ve 32'de Allah, sadece Allah'a ula may dileyenlerin takva (AKILLI, Bilgi, Erdem) sahibi olacaklar , di erlerinin Allah'a ula may dilemedikleri için f rkalara (partilere, tarikatlara, cemaatlere, mezheplere) ayr ld klar ve mü rik olduklar aç klamaktad r.


149

KONUMUZUN TEVRAT KANITLARI

TEVRAT, TEKV N, 18

1 brahim günün s cak saatlerinde Mamre me eli indeki çad n önünde otururken, RAB branca da ve O dönemde RAB kelimesi Elçi Meleklere atfen kullan ld ) kendisine göründü.

2 brahim kar nda üç adam n durdu unu gördü. Onlar görür görmez kar lamaya ko tu. Yere kapanarak birine, (Soral m, neden yere kapand ?)

3 "Ey efendim, e er gözünde lütuf bulduysam, lütfen kulunun yan ndan ayr lma" dedi,

4 "Biraz su getirteyim, ayaklar y kay n. u a ac n alt nda dinlenin.

5 Madem kulunuza konuk geldiniz, b rak n size yiyecek bir eyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz. "Adamlar Peki, dedi in gibi olsun" dediler.

6 brahim hemen çad ra, Sara'n n yan na gitti. Ona, "Hemen üç sea (bir ölçü miktar r) ince un al, yo urup pide yap" dedi.

7 Ard ndan s rlara ko tu. Körpe ve besili bir buza seçip u na verdi. U ak buza hemen haz rlad .

8 brahim haz rlanan buza yo urt ve sütle birlikte götürüp konuklar n önüne koydu. Onlar yerken, o da yanlar nda, a ac n alt nda bekledi.

9 Konuklar, "Kar n Sara nerede?" diye sordular. brahim, "Çad rda" diye yan tlad .

10 RAB, "Gelecek y l bu zaman kesinlikle yan na dönece im" dedi, "O zaman kar n Sara'n n bir lu olacak." Sara RAB'bin arkas nda, çad n giri inde durmu , dinliyordu.

11 brahim'le Sara kocam lard , ya lar hayli ileriydi. Sara âdetten kesilmi ti.

12 çin için gülerek, "Bu ya tan sonra bu zevki tadabilir miyim?" diye dü ündü, "Üstelik efendim de ya ."

13 RAB brahim'e sordu: "Sara niçin, 'Bu ya tan sonra gerçekten çocuk sahibi mi olaca m!' diyerek güldü?

14 RAB için olanaks z bir ey var m ? Belirlenen vakitte, gelecek y l bu zaman yan na döndü ümde Sara'n n bir o lu olacak."

15 Sara korktu, "Gülmedim" diyerek yalan söyledi. RAB, "Hay r, güldün" dedi.


150 16 Adamlar oradan ayr rken Sodom'a do ru bakt lar. brahim de onlar yolcu etmek için yanlar nda yürüyordu.

17 RAB, "Yapaca m eyi brahim'den mi gizleyece im?" dedi,

18 "Ku kusuz, brahim'den büyük ve güçlü bir ulus türeyecek, yeryüzündeki bütün uluslar onun arac yla kutsanacak.

19 brahim'i, do ru ve adil olan yaparak yolumda yürümeyi o ullar na ve soyuna buyursun diye seçtim. Öyle ki, ona verdi im sözü yerine getireyim."

20 Sonra brahim'e, "Sodom'la Gomora büyük suçlama alt nda" dedi, "Günahlar çok a r.

21 Onun için inip bakaca m. Duydu um suçlamalar do ru mu, de il mi görece im. Yap p yapmad klar anlayaca m."

22 Adamlar oradan ayr p Sodom'a do ru gittiler. Ama brahim RAB'bin huzurunda kald .

23 RAB'be yakla arak, "Hakl da haks zla birlikte mi yok edeceksin? diye sordu,

24 "Kentte elli do ru ki i var diyelim. Oray gerçekten yok edecek misin? çindeki elli do ru ki inin hat için kenti ba lamayacak m n?

Korkuyu yenen ve O ul ile müjdelenip rahata kavu an Sevgili brahim, ba yor Elçilerle tart maya.

25 Senden uzak olsun bu. Hakl , haks ayn kefeye koyarak haks n yan nda hakl da öldürmek senden uzak olsun. Bütün dünyay yarg layan adil olmal ." Sevgili brahim, ba lad Elçilere erdemlik dersi vermeye.

26 RAB, "E er Sodom'da elli do ru ki i bulursam, onlar n hat na bütün kenti ba layaca m" diye kar k verdi.

27 brahim, "Ben toz ve külüm, bir hiçim" dedi, "Ama seninle konu ma yüreklili ini gösterece im.

28 K rk be do ru ki i var diyelim, be ki i için bütün kenti yok mu edeceksin?" RAB, "E er kentte rk be do ru ki i bulursam, oray yok etmeyece im" dedi.

29 brahim yine sordu: "Ya k rk ki i bulursan?" RAB, "O k rk ki inin hat için hiçbir ey yapmayaca m" diye yan t verdi.

30 brahim, "Ya Rab, öfkelenme ama otuz ki i var diyelim?" dedi. RAB, "Otuz ki i bulursam, kente dokunmayaca m" diye yan t verdi.

31 brahim, "Ya Rab, lütfen konu ma yüreklili imi ba la" dedi, "E er yirmi ki i bulursan?" RAB, "Yirmi ki inin hat için kenti yok etmeyece im" diye yan t verdi.

32 brahim, "Ya Rab, öfkelenme ama, bir kez daha konu aca m" dedi, "E er on ki i bulursan?" RAB, "On ki inin hat için kenti yok etmeyece im" diye yan t verdi.


151 33 RAB brahim'le konu mas bitirince oradan ayr ld , brahim de çad na döndü.

Sevgili brahim’in pazarl ne oldu bilinmez ancak Kitab n ba ndan bu yana olan verileri do ru ekilde dizelerinse bu bizi ne güvenilir hedefe götürece ini ortadad r.


152

TAR HLER BOYUNCA, BÜTÜN M LLETLER NEDEN MELEKLER KANATLI VARLIKLAR OLARAK S MGELED ? Tarihin bilinebilen derinlerinde de MELEK kavram genellikle kanatl varl klar olarak haf zalara i lenmi … Bu kitabin en son ve tarihi kan tlar ndan biriside bu resimlerin anlatt klar r. Sevgili brahim’den binlerce sene önce yap lm bu kan tlar çok ba ka anlamlarda içermektedir.


153


154

Üç Elçinin simleri ve Patent Ald klar Yer ve Zaman Kitabimizin sonundaki bu k sa verilerle ÜÇ ELÇ MELE tescilleyece iz. Bu üç elçi; Lat, Uzza ve Menat olay kiminle ba lad ? Sevgili brahim atam zla… Nerede? Harran, yani Kuzey Suriye yörelerinde. Ne zaman? Nemruttun ate inden kurtulduktan sonra yeteri kadar me hur oldu unda. Ya ad yerin en büyük sanayisi neydi? PUT imal eden put imalat sanayi bölgesiydi. brahim ne demektir? Hint kökenli Brahma kelimesi önce Abraham “yüce baba” oluncaya

kadar da me hur, efkatli, çok merhametli YÜCE BABA anlam nda tescillendi. brahim olunca da “CUMHURUN EFKATL BABASI” oldu ki, Yüce ALLAHIN Rahman ve Rahim fatlar bu kelimeyle ilintilidir. Çünkü Abraham’a BRAH M ad Yüce ALLAH verdi.

brahim kelimesi: Tevrat’a anlat ld na göre; brahim ismi sonradan kendisine verilmi tir. lk defa, Arapçan n ata lisani olan Aramicede kullan ld san lan brahim ismine, yap lan

arkeolojik çal malar sonunda ba ka dillerde de rastlanm r. 1980'li y llarda Kuzey Suriye'de Ebla harabelerinde yap lan kaz larda bu ismin MÖ. 2500'lere kadar uzanan Ebla dilinde de kullan ld görülmü tür. Ebla dili Kuzey Suriye'de oturan Sami/Asya kökenli Eblal larca konu ulmaktayd . Abr, Abar, Abri, Abram, Abrama,Abarama ekilleriyle yaz lan bu isim MÖ. 2500 senelerine aittir.

Kur’ana göre sevgili brahim döneminin insanlar n tanr ( lah) olarak gördükleri 3 ayr eyi tek tek inceledi ini, onlar hayal dünyalar nda özel yerlere oturttuklar da görmekteyiz. Önce, geceleri ortaya ç veren bir y ld z görmü tür ki bunun Venüs oldu u zan edilir. Sonra Ay ve nihayetinde en büyü ü olarak Güne 'i gözlemi tir. Mezopotamya krallar ndan Naram Sin, Güne , Ay ve Venüs tanr simgeleri alt nda Naram-Sin kabartmalar hala müzelerdedir. O dönemin en büyük ve ticaret merkezi ehirlerinden birisi de Harran'd r. Harran; Asur ve Kalde dillerinde ‘ yol ’ manas na gelmekteydi. Harran ad na ilk defa MÖ. 2000 ba lar nda Mari ve Kültepe tabletlerinde rastlanmaktad r. Kur’an Yasin suresinde gecen ‘KARYE’, u rak yeri, yol güzergâh nda me hur bir yer vb. Harran olma ihtimali de çok yüksektir. Eminim ki; Kültepe insanl k tarihlerini etkileyecek kadar önemli tarihi verileri bar nd rmaktad r.


155 Oysa ehrin (Harran) tarihi MÖ. 6000'li y llara kadar uzanmakla beraber ehir MÖ. 2000'li

llarda me hur olmu izlenimi vard r ki; Benim kanaatim HARRANIN tarihlere mal olan me hur olma nedeni; ate te yanmayan Sevgili brahim’dir. Bu olay 21 Y. Y l technologylerini hayretler içinde dü ündürmektedir.

ehrin en büyük özelli i; ay, güne ve yedi gezegenin kutsal say ld eski Mezopotamya putçuluk sanayi merkezi olmas yd . Buradaki Sin (AY) tap na çok me hurdu. Bunun yan ra büyük bir ticaret ehriydi. Dini inan lar çok tanr yd . Ama tap lan üç belirgin ilah yani objeye rastl yoruz ki, bunlar;

ama - Güne , Sin - Ay,

tar - Venüs'dür. Zaman sonra Sevgili brahim’e gelen, brahim’i ak llara durgunluk verecek ekilde me hur eden üç elçi olay na put imalat sanayi tacirleri elbette ki yeni, yeni isimler takacak ve sat

zland racaklard . Mezopotamya civar nda ama , Sin, tar isimleriyle satt larsa da, yeni pazarlara yeni isimler gerekiyordu… Çünkü Sevgili brahim’e gelen gerçek elçiler; önce ate ten kurtard lar, 120 ya lar nda erkek bir evlat verdiler, Sedom Gomoranin yok olmas gibi as rlarca ak llardan ç kamayacak deh etli olaylar n ba aktörleri üç elçi melekti. Önce M ra ve devam nda da Mekke’ye kadar da ihraç ettiler ve Lat, Uzza ve bu da Menattir diye satt lar….. Hat rlamak gerekir ki: Mezopotamya civar nda ama , Sin, tar isimli putlar n isimlerinin de içerikleri uzayla, göklerle ilintilidir… Bu isimdeki ilahlar n göklerden gelmi li i vurgulanmaktad r. Oysa ellerinin hemen alt nda say z nesneler; tarla, da , ta veya hayvan gibi ba ka varl klar n simgele tirilmesi gerekirken hiç bir ekilde ula amayacaklar göklerdeki nesnelerin isimleriyle tap nd lar…

ama , Sin, tar Harran’da bu isimlerle an rken M rda yeni patent ald lar ve

LAT, UZZA VE MENAT olarak da tescillendiler.


156

TAR HLER AH T OLSUN D YE U KISACIK FADELER YAZMAK ZORUNDAYIM:

Bu insanl k tarihine ahitlik edecek ke fi ben yapmad m… Yüce ALLAHIN izinliyle ortaya koydum. Amac m Allah’a samimi ve ak ll ca bir kul ve insanlara hizmet etmek için yazd m… Bugün tarih 2014 kitab ve içeri ini daha da geni lettim ve bu gerçekleri 1988 de netlikle ke fetmi tim ve 1990 yazd m ve kitabim bas ld , yay nland … Rahmetli Turgut Özal bu kitabimi yabanc dillere çevirmek istedi, Antalya’da bizzat bana söyledi, ancak ömrü vefa etmedi. Aradan 24 sene geçti ve hiç bir Müslüman bana inanmad ayn , 1977 de Ozon tabakas n önce Güney kutbundan delinece ini aç klad m zaman ki gibi.

imdi söylüyorum; Müslümanlar n gâvur dedi i bat lar, üzerinde AKILLI varl klar n ya ad bir gezegeni ke if ettikleri zaman, ç ra ç ra “ i te can m zaten Kur’an’ z yaz yordu, Allah’ m bak ben Müslüman n, beni cennete koy, ben tekke kö elerinde bol bol tesbih çektim” diye z rvalayarak

racaklard r… Ve bunu insan onur ve vakar na asla yak mayacak ekilde yapacaklard r… Zü ürt tesellisiyle Hazret denen üç be hokkabaz n ölüsüne çaput ba layacak, Ölülerden, cesetten medet umacak ve ALLAHA RK ko maya devam edecektir… Böylece cennete gidece ini ZAN edecektir… Oysa Yüce ALLAH Kur’an’da “haydi, iyi, faydal i lerde di erlerini geçin, daha iyisini yap n“ emir ve tavsiye eder. Kendileri asla ve asla bir ey yapmayacaklard r… Yapacak olanlara da köstek olacaklard r ki ”SUS! SEN ALLAHIN NE KARI IYORSUN, SEN BEN M TAR KATIMDAN DE LS N, SEN ASLA CENNETE G DEMEZS N CENNET N B LET SADECE BEN M EYH M VER R, ANCAK GÂVURLAR CAT EDER, SEN B LMEZS N” diye… KANITIMI? KUR’AN / ASR SURES : Asra yemin olsun ki; insanl k, insanlar, istisnas z bütün insanlar hüsrandad r, zarar ve ziyandad r. Hariçtir ki iyi i ler yapanlar, daha faydal olanlar, adaletli olup sab r edenler… Bu Kur’anin tamam , bizi gerçe in gerçeklerine götüren k sac k suresi, her eyi toparlamakta ve mutlak olan hedefi aç kça göstermektedir. Bu surede; Ateist, Müslüman, Budist, Yahudi, Hristiyan, Mecusi vb., u veya bu eklinde asla ay rt edilmeden “TÜM NSANLIK Z YANDADIR, HÜSRANDADIR, KAYIP ETMEKTED RLER” denildi... Sayg , sevgi ve en samimi dualar mla, Buharal brahim o lu Aziz Kemal Burkay

Documents

The Reality of the Satanic Verses - Şeytani Ayetler Ve Gerçeği