258

İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül
Page 2: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI

Page 3: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

Dr. Kadir TOPBAŞİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı

Page 4: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

Sevgili İstanbullular,

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kent yaşamının farklı alanlarında

sakinlerinin talep ve ihtiyaçlarını dikkate alarak, onlarla işbirliği

içinde yaşanılabilir bir İstanbul için hizmet üretme kararlığını

sürdürüyor.

Sosyal belediyecilik anlayışımız doğrultusunda 1994 yılından bu

yana engelli bireyler ve ailelerine yönelik çalışmalar yürütüyoruz.

Sağlıktan sosyal desteğe, ulaşımdan erişilebilirliğe, eğitimden

sanata bütüncül sosyal hizmet perspektifiyle şehir yaşamında

insan hayatını kolaylaştırarak ulusal ölçekte model alınacak özgün

uygulamalar sunuyoruz. Bu amaçla alanda çalışan uzmanları,

akademisyenleri, sivil toplum temsilcilerini, engellileri ve engelli

yakınlarını bir araya getiren çalıştaylar dizisi ile tüm paydaşların

deneyim ve birikimlerini paylaşmalarını, aralarındaki işbirliğini

arttırmayı ve başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi olmak üzere her

bir paydaşın sorumluluklarını yerine getirmeye yönelik enerjilerini

harekete geçirmeyi hedefliyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, katılımcıların kıymetli

destekleriyle ortaya çıkan kaynak niteliğindeki bu çalışmayı

tüm kurumların ilgisine sunmaktan mutluluk duyar emeği geçen

herkese teşekkür ederim.

Page 5: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

Bu kitap İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü tarafından yayına hazırlanmıştır. Kitabın içerik ve dil bakımından sorumluluğu konuşmacılara aittir. Kitabın basım organizasyonu, telif ve dağıtım hakkı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aittir.

Page 6: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

GİRİŞ ÇALIŞTAY PROGRAMI

PARALEL TEMATİK OTURUMLAR

KATILIMCI KURUMLAR

I. BÖLÜM TANI TEDAVİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER MASASI KATILIMCI LİSTESİ

I. OTURUM KONUŞMALAR

II. OTURUM TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER

II. BÖLÜM EĞİTİM VE İSTİHDAM MASASI KATILIMCI LİSTESİ

I. OTURUM KONUŞMALAR

II. OTURUM TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER

III. BÖLÜM SOSYAL SORUNLAR MASASI KATILIMCI LİSTESİ

I. OTURUM KONUŞMALAR

II. OTURUM TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER

SONUÇ BİLDİRGELERİ TANI TEDAVİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER MASASI SONUÇ BİLDİRGESİ

EĞİTİM VE İSTİHDAM MASASI SONUÇ BİLDİRGESİ

SOSYAL SORUNLAR MASASI SONUÇ BİLDİRGESİ

ÇALIŞTAY’DAN FOTOĞRAFLAR

İÇİNDEKİLER

Page 7: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül
Page 8: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

GİRİŞ

Türkiye’de engelli bireylerin sosyal hayata katılım yönündeki talepleri gün geçtikçe artmaktadır. Bu talepleri karşılamada, dünyanın önemli metropollerinden biri olan İstanbul’un engellilerin sorunlarına ve ihtiyaçlarına cevap veren, talep ve önerilerini dikkate alan bir kent olması hepimizin arzusudur. Sosyal hayata katılım, engellilerin bağımsız bireyler olarak yaşamlarını sürdürmelerini sağlarken, kent içinde karşılaştıkları sorunları daha görünür kılmaktadır. İhtiyaçları ve sorunları çeşitlenen engellilerin talepleri karşılanırken katılımcı yöntemlerin kullanılması gerekliliği doğmuştur. Engellilerin kendilerini ilgilendiren konularda, belirlenecek politikalarda söz sahibi olmaları için yapılacak tüm çalışmalarda yerel yönetimlerin katkısı önem taşımaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü, engelli hizmetleri alanında 20 yıla yaklaşan tecrübesi ve heyecanıyla İstanbul’da yaşayan engellilerin talep ve önerilerinin, farklılaşan ihtiyaçlarının tartışıldığı, sorunların dile getirildiği ve çözüm önerilerinin sunulduğu farklı engel gruplarını kapsayan bir dizi çalıştay düzenlemiştir. Çalıştayların her biri işitme, görme, zihinsel engelliler ile down sendromu ve otizm olmak üzere 5 farklı başlıkta gerçekleştirilmiştir. İşitme Engelliler İçin Geleceği Planlama Çalıştayı’na, ilgili kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, engelli ve engelli yakınları alandaki uzmanlıkları ve deneyimleri doğrultusunda katkı sunmuşlardır. Çalıştaylar boyunca engellilik konusundaki önceliklerin tartışılması, alanda çalışan uzmanların ve tüm paydaşların bir araya getirilmesi ile yerel yönetimlere düşen görevlerin tespit edilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda paydaşlarımızın katılımıyla düzenlenmiş çalıştayların ilki 24 Eylül 2014 tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü ve Tuzla Belediyesi işbirliği ile gerçekleşen İşitme Engelliler İçin Geleceği Planlama Çalıştayı olmuştur.

Page 9: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

10 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ÇALIŞTAY PROGRAMI

İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI

TARİH 24 Eylül 2014 - Çarşamba

SÜRE 09.00 – 15.30

YER Tuzla Belediyesi Nikah Sarayı ve Kültür Merkezi

PROGRAM AKIŞI

09.00 - 09.30 Kayıt

10.00 - 12.00

Oturum (Paralel Tematik Oturumlar)

• Tanı Tedavi ve Teknolojik Gelişmeler Masası

• Eğitim ve İstihdam Masası

• Sosyal Sorunlar Masası

12.00 - 13.00 Öğle Yemeği

13.00 - 14.30

Oturum (Tartışma Oturumları)

• Tanı Tedavi ve Teknolojik Gelişmeler Masası

• Eğitim ve İstihdam Masası

• Sosyal Sorunlar Masası

14.30 - 14.45 Çay/Kahve Molası

14.45 - 15.30 Değerlendirme ve Kapanış

Page 10: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 11

PARALEL TEMATİK OTURUMLAR

TANI TEDAVİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER MASASI

ERKEN TANI TEDAVİ SÜRECİ CİHAZLANDIRMA

TEKNOLOJİK GELİŞMELER İŞİTME KAYBI TİPLERİ İŞİTME KAYBI DERECELERİ

EĞİTİM VE İSTİHDAM MASASI

OKUL ÖNCESİ EĞİTİM İLK VE ORTA EĞİTİM LİSE EĞİTİMİ

ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ MESLEKİ EĞİTİM EKPSS

İŞE YERLEŞTİRME İŞ HAYATLARI

SOSYAL SORUNLAR MASASI

İLETİŞİM SORUNLARI DUYGUSAL SORUNLARÇOCUKLUK DÖNEMİ

SORUNLARI

ERİŞKİN DÖNEMİ SORUNLARI

İŞİTME ENGELLİLERİN İSTİSMARI

65 YAŞ ÜSTÜ İŞİTME SORUNLARI

SONRADAN İŞİTME KAYBI OLANLAR

İŞİTME AZLIĞI OLANLAR

ERİŞİLEBİLİRLİK ULAŞILABİLİRLİK

Page 11: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

12 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

KATILIMCI KURUMLAR

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü

Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü

Anatomica Hastanesi

Beylikdüzü Rehberlik Araştırma Merkezi

Beyoğlu Rehberlik Araştırma Merkezi

Biruni Üniversitesi

Fatih Mimar Sinan İşitme Engelliler Okulu

İETT

İstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Merkezi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü

İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü Beyoğlu Hizmet Merkezi

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi

İstanbul Müftülüğü İl Müdürlüğü

İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü

İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama Ve Araştırma Merkezi

Nişantaşı Üniversitesi

Şişli İşitme ve Konuşma Engelliler Derneği

Tuzla Belediyesi

Tuzla Rotary Bölge Vakfı İşitme Engelliler Ortaokulu

Türkiye İşitme ve Konuşma Rehabilitasyon Vakfı

Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu

Ulaşım A. Ş.

Üsküdar Üniversitesi

Page 12: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 13

I. BÖLÜMTANI TEDAVİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER MASASI

Page 13: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

14 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

KATILIMCI LİSTESİ

Oturum Başkanı

Prof. Dr. Ahmet Konrot Üsküdar Üni. Sağ. Bil. Fak. Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı

Katılımcı

Prof. Dr. Hakan Cıncık Anatomica Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı

Yrd. Doç. Dr. Fulya Yalçınkaya Biruni Üniversitesi Sağlık Bil. Fak. Odyoloji Bölüm Başkanı

Yrd. Doç. Dr. Burak ÖZTÜRK Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bil. Fak. Odyoloji Böl. Öğr. Üyesi

Öğr. Gör. Aycan Baş İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sağlık Hiz. MYO Odyometri Böl. Öğr. Gör.

Öğr. Gör. Nazenin İpek Nişantaşı Üniversitesi MYO Odyometri Program Sorumlusu

Dr. Nurullah Yücel İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü Md. Yrd.

İlhan Çöpoğlu Tuzla Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü

Ecz. Suat Güneş İst. Sosyal Güvenlik İl Müdürü Sirkeci Sağ. Sos. Güv. Mer. Md.

Taner Açıkel İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü

Güler Dağıdır Şişli İşitme ve Konuşma Engelliler Derneği Yön. Kurulu Başkanı

Sevda Çetin Engelli Yakını

İşaret Dili Tercümanı

Neslihan Kurt İşaret Dili Tercümanı

Page 14: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 15

I. OTURUMKONUŞMALAR

AHMET KONROT: Değerli katılımcılar günaydın. Öncelikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na işitme engellilerin geleceği için bir planlama çalıştayı düzenlemiş olmasından ötürü tebriklerimizi sunmak istiyoruz hem katılanlar olarak ve şahsım adına da. Gayet güzel bir girişim. Özellikle yerel idarelerin özel gereksinimli bireylerin sorunlarına bu kadar yakın ilgi duymaya başlamış olması yıllardan beri bu alanda çalışan bir kişi olarak beni gerçekten mutlu ediyor. Hep yıllardan beri farklı farklı, küçük küçük, bölük pörçük yapılan çalışmaların giderek daha koordineli yapılmış olmaya başlanması da sevindirici. Akışla ilgili biraz bilgi vereyim. Sabahki oturumda biz Tanı, Tedavi ve Teknolojik Gelişmeler Masası olarak işitme özürlü bireylerin tanı, tedavi ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda karşılaştığı sorunlar üzerinde duracağız. Arkadaşlarımızın önceden hazırladığı sunumlar var. En fazla onar dakikalık süre içerisinde sunmalarını rica edeceğim. Sonra da yapılan bu sunumlar doğrultusunda ya da söylemek istedikleriniz konusunda bütün arkadaşlara olabildiğince söz vermeye çalışacağım. Saat 12:00’da oturumu bitireceğiz. Öğleden sonra bir araya gelip, bu masada ortaya çıkan genel görüşleri maddeler halinde yazacağız. En son diğer gruplarla günün sonunda daha geniş bir katılımla genel bir değerlendirme yapacağız. Benim arzum, sanıyorum öyle daha çok amacına ulaşır, işin akademik ve teknik yönünden daha çok işitme engelli bireylerin tanı, tedavi ve teknolojik gelişmeler açısından karşılaştıkları sorunlar konusunda, ilgilendiğimiz alanla alakalı sorunları gündeme getirebilirsek daha çok yararlı olabilir. Özellikle yerel belediyeler ve büyük şehir belediyeleri açısından bakıldığı zaman acaba yerel idareler bunun neresinde ne kadar görev üstlenebilirler kendilerine nasıl bir ev ödevi verebiliriz. Buradan öyle bir şey çıkarsa sanıyorum o zaman daha çok amacına ulaşmış olur diye düşünüyorum bu toplantı için.

Page 15: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

16 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Hepinize tekrar katıldığınız için teşekkür ediyorum. Ben olabildiğince konuşmamaya çalışacağım. Benim bu oturumun başkanlığını yapıyor olmam tesadüfi. Yani ben buraya aslında yakışmıyorum, şu anlamda yakışmıyorum, ben dil ve konuşma terapisti olarak yani tanı ve tedavide belki işin dil ve konuşma boyutunda bir şeylerim var ama asıl teknolojik vs. konusunda işin uzmanları arkadaşlarım buradalar. En azından onların fikirlerinden yararlanmanın şansını yakalamış oluyorum. O bakımdan teşekkür ediyorum Nurullah Bey’e hem böyle bir toplantıyı yaptıkları için. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü olarak çok güzel çalışmalar yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Hemen lafı fazla uzatmadan… Buradaki sıra sanki unvan sırasına göre yazılmış ama konuları da bilmediğim için… Fakat az önce Hakan Bey’le biraz konuştuk. Genel olarak tanı, tedavi konusunda bize bir kulak burun boğaz cerrahı gözüyle işitme engellilerin tanı, tedavi ve teknolojik gelişmeler hakkında kısaca bilgi verecek. Ondan sonra sırasıyla diğer arkadaşlarımıza söz vereceğiz.

HAKAN CINCIK: Ben Prof. Dr. Hakan Cıncık, Kulak Burun Boğaz uzmanıyım. Anatomica Kulak Burun Boğaz Merkezi’nde çalışıyorum şuan. Ben öncelikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne böyle bir toplantıyı organize ettiği için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Ben genel manada işitme kaybı, tanı ve tedaviyi toparlamak amaçlı bir sunum hazırladım. İnsanlar arasındaki en önemli iletişim yolu bildiğiniz gibi konuşma. Konuşma öğrenilen bir davranış ve konuşmanın öğrenilmesinde en önemli unsur işitme. İşitme kaybı derecesi ne olursa olsun çocuğun konuşmayı ve dil öğrenmesini etkiliyor. İşitme kaybı bebeklik çağında fark edilmez ve düzeltilmez ise konuşma ve dil gelişiminde, sosyal gelişimde duygusal sorunlara, sosyal sorunlara ve akademik başarısızlığa yol açıyor. Tanı ne kadar gecikirse etkiler fazlalaşıyor. İşitme kaybının sıklığına baktığımız zaman 1000 canlı doğumunda 1-3 insidansla en yaygın doğumsal defektir. Ülkemizde durum ne diye bakarsak, 1 milyon 300 bin bebek

Page 16: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 17

her yıl doğuyor ve bunların 1300 ile 2600 arası işitme kaybı oluyor. Genel sebepleri sizin de bildiğiniz gibi kalıtım yoluyla geçenler, iç kulak gelişim bozuklukları, sendromik olanlar, intrauterin enfeksiyonlar, gebelik sırasında ilaç kullanımı, prematürite, sarılıklar, menenjitler, travmalar, ototoksik ilaç kullanımları. İşitme kaybı dereceleri zaten bildiğiniz bir konu. Kısaca bakarsak en üstteki alan (görsel örnekler gösteriliyor) sizin bu konuda daha bilgili olduğunuzu biliyorum çoğunuz odyolog, odyometrist. Onun için çok ayrıntısına girmeyeceğim. Derinliğine göre işitme kaybını derecelendiriyoruz. İşitme kaybı tipleri dediğimiz zaman bu bizi biraz daha ilgilendiriyor tabi doktorları. İletim tipi, nörosensorial ve miks tip diyoruz. Bunlar da sizin bilgili olduğunuz konular. İletim kısmı, kulak, dış kulak yolundan sızarak kemikçiklere kadar … arasında cochleardan beyne kadar olan kısım. Miks olunca da ikisinin ortak olduğu bir durum. Erken tanı, konuşma, dil gelişimi açısından yaşamın ilk 6 ayı kritik öneme sahip, onun için de bu dönemde iyi bir tarama gerekiyor. Normal şartlarda tarama işitme problemi olacak çocuklara, risk görülen gruba yapılıyor. Risk görülen grupta da %50’sine tanı koyulabiliyor. Onun için geriye kalan %50 kaçıyor. Aslında bu konuda ülkemizde iyi gelişmeler var. Türkiye Ulusal İşitme Tarama Programı başlatıldı. Bu programdan önce işitme kayıplarının çok büyüğü çok gecikmiş safhalarda yakalanıyordu ve tam tedavi edilemiyordu. İşitme kaybında ilk 3 ayda tanı konulması ve 3 aydan sonra da tedavi edilmesi çok önemli. Eskiden tarama merkezleri çok az iken 2011 yılında 81 ilde 584’e ulaştı. Şu anda ise doğum yapılan bütün merkezlerde tarama yapılması zorunlu, bu da büyük bir avantaj. Testleri siz daha iyi bilirsiniz. Objektif, sübjektif testlerimiz var. Objektif testlerden akustik refleks testi çok iyi sonuçlar vermediği için çok kullanmıyoruz sadece belki tarama için kullanılabilir. Ama aktif olarak kullandığımız bütün yeni doğanlara otoakustik emisyon yapılması ve şüpheli olanlara da ABR yapılması. Subjektif testler biraz daha büyük çocuklarda işe yarıyor. Gelişimini takip etmek açısından

Page 17: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

18 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

daha çok işe yarıyor. Bunun ayrıntılarının burada benden daha iyi bilen arkadaşlar vardır mutlaka onlardan dinleriz. Otoaküstik emisyon dediğimiz iç kulak fonksiyonu normal olan bir kişide cochleardaki dış saçlı hücrelerden gelen uyarımlar bunu da biz prob yardımıyla alıyoruz ve bu normal işiten kişilerin %70’inde spontan uyarımlar var. Ancak spontan uyarımlar tarama amaçlı kullanılmıyor. Otoaküstik emisyonlar üç grupta değerlendiriliyor uyarılmış olanları. Bunlardan en çok işimize yarayan şu an da tarama için kullandığımız geçici yani transient evoked otoakustik emision. Bozulmuş yanıtları da biz zaman zaman istiyoruz ama tarama amacıyla çok kullanmıyoruz. Uyarı frekansı çok daha az kullandığımız araştırma amaçlı yaptığımız bir test. Tarama amacı ile yapılanlarda işitmeye zarar vermediği için, objektif bir test olduğu için, çok kısa sürede yapıldığı için, çok büyük bir öneme sahip otoakustik emisyon. Bazı handikapları da var dış kulak yolu problemleri, ortakulak problemlerinde sonuç alamıyoruz, doğru sonuçlar elde edemiyoruz ve bizi yanıltabiliyor. Bir de işitsel nöropati dediğimiz, bütün her şeyi normal olup da işitme sinirinin problemli olduğu vakalar da bize yeterince bilgi vermiyor. Atlanmasına sebep oluyor. Bu klasik, bebeğin kulağına takılan bir probla şu anda 10-15 saniye içinde yapılan bir testle sonuçlar tabi bu kadar ayrıntılı çıkmıyor. O tarama testinde geçti/kaldı diye çıkıyor. Geçtiyse büyük oranda sorun yok demek. Kaldıysa ve iki kere kalırsa beyin sapı yanıtlarına bakıyoruz. Bu da sizin de bileceğiniz gibi bebeklerde işitme değerlendirilmesi için 1974’den beri kullanılıyor. Elektrotlar yardımıyla cilt üzerinden kulağa verilen bir uyaranın iç kulak, sinir ve beyne kadar ulaşmasını dalgalar formundan elde ettiğimiz ve bu yanıtları objektif olarak görebildiğimiz bir testtir. Tabi ben bazı kişileri sıkmamak için ayrıntıya girmek istemiyorum, bir de uzatmak da istemiyorum. Onun için biraz hızlı hızlı geçiyorum. Biraz daha uzmanlık gerektiriyor. Biraz daha vakit alan bir test. Çocuğu yormuyor. Ancak sedasyonla yapılmasında da büyük fayda var. Çok objektif sonuçlar veriyor ve altın standart diyebileceğimiz bir test.

Page 18: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 19

Kolay kolay da bir şeyi atlamıyor. Cochleardan itibaren sinirin distalinden beyne kadar olan dalgaları ayırt edebildiğimiz tanımlanmış bir test. Dalga formunda sonuçlar çıkıyor. Ses uyaranı arttıkça dalgaların formları belirginleşiyor. Biz de böylece tanı koyuyoruz ve işitme kaybının derecesini objektif olarak belirlemeye çalışıyoruz. Belirledikten sonra da tedavi kısmına geliyoruz. Tedavide ilk planda işitme cihazları çok yardımcımız. Hava yolu kullanan işitme cihazları yanı sıra kemiğe implant şeklinde işitme cihazlarımız var. Daha ileri düzeylerde de cochlear implant dediğimiz veya beyin sapı implantı dediğimiz tedavi yöntemimiz var. İşitme cihazları sesi bir hoparlör yardımıyla alıp bir işlemciyle güçlendirip başka bir hoparlör yardımıyla kulağa ileten sistemler kanal içi, kulak içi, kulak arkası gibi modelleri var. Bunların çok ayrıntısına girmeyeceğim. Şu anda çok gelişmiş işitme cihazlarımız var. Eskiden analog dediğimiz sistemler dijitale döndü. Analogda sesi toptan yükseltip alçaltırken şimdi istediğimiz frekanslarda istediğimiz oynamaları yaparak bütün işitme kayıplarına yönelik şeyler yapıyoruz. (Cihazların görsel örnekleri gösteriliyor). Bu kulak içi, kanal içi cihazların hepsinin kendine göre avantajları dezavantajları, kullanım yeri farklı. Bluetooth, wireless teknolojisinden faydalanıyoruz bu cihazlarda artık. Şöyle bir özellik; cihazınızı kulağınıza takıyorsunuz. Eğer cihazınız bu özelliği televizyonunuzun özelliğine uygunsa wireless ya da bluetoothu varsa direkt televizyonunuza bağlanıyor ve sesi kulağınıza direkt televizyondan getiriyor. Böylece ses doğal ortamdaki hava şartlarına, konuşmalara maruz kalmıyor ve daha iyi duymamızı sağlıyor. Bu başka şeyler için, hayati öneme sahip şeyler için yangın alarmı kapı zili için de kullanılabilecek bir teknoloji. FM teknolojisi daha çok çocuklar için, öğrenciler için geliştirilmiş bir teknoloji. Bu da öğretmene bir mikrofon verip alıcıyı da öğrenciye veriyorsunuz onun işitme cihazı alıcı oluyor. Direkt öğretmenden öğrenciye ses hiçbir kayba uğramadan ulaşmış oluyor. Eğitim için önemli bir sistem. Bir de cerrahi olarak yaptığımız kemiğe implantlı işitme cihazı var. Bu daha

Page 19: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

20 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

çok iletim tipi işitme kaybı yani dış kulak sorunu olanlar, orta kulak problemi olanlar yani sinirsel tipe kadar olanlarda işe yarayan bir cihaz. Kemiğe implante ediliyor ve kemik tümden uyarılarak nörosensoralial sisteme geçiş yapılıyor. Ama bu tabi ameliyatla takılan bir cihaz. Kemiğe bir implant konuyor ve dışarıda yine işitme cihazının benzeri özellikte bir işlemci var. Aynı şekilde mikrofon sesi alıyor, işlemciden geçiriyor ve kafa kemiğine implante edilmiş araca vererek sesin daha iyi duyulmasını sağlıyor. Belirli koşullar ve kurallar dahilinde uygulanabilecek bir şey. (Görsel örnekler gösteriliyor.) Bu daha iyi bir teknoloji bu da kemik yolu işitme kayıplarında kullanılan bir şey. Burada küçük bir implant var, yine kemik yoluyla sesimizi alıyor. Çok küçük bir kablo vasıtasıyla getiriyor. Burada bütün bir kafa kemiği titreşmesi yerine vücudumuzun en küçük kemiği stapesin titreşmesini sağlıyor. Gelişen bir teknoloji. İletim tipi işitme kayıplarında kullandığımız bir sistem. Belki daha çok duyduğumuz ise cochlear implant. Cochlear implant özellikle duyma kaybı olan çocuklarda şu anda en çok yaptığımız işlem. Belki şunu hatırlatmak lazım: Bu cochlear implant uygulanan çocuklar ileri düzey işitme kaybı olanlar. Yani orta veya işitme cihazından fayda görecek çocuklara uygulanan bir sistem değil. Şu anda elimizde 24 kanallısı var. Bunu kullanıyoruz. İç kulak sistemini feda ediyoruz. Onun yerine elektrotlar yardımıyla elektriksel uyarıma çevrilmiş sesi direkt iç kulağa veriyoruz. İki parçadan oluşuyor. Dış parça ve iç parça. Dış parça yine bir işitme cihazı gibi. Sesi alan mikrofon, ses işlemcisi ve bu sesi elektriksel enerjiye çeviren bir ara çip vasıtasıyla iç parçaya iletiyor. İç parçada bir anten var ve bu antenden alınan sesler elektrotlara direkt elektrik enerjisi olarak yollanıyor. Şu gördüğünüz iç parça ve dış parça (görsel örnekler gösteriliyor) birebir işitme cihazına benziyor. Tek farkı içeriye bir hoparlör değil de, bir transistör de diyebiliriz, bir anten yardımıyla iç parçaya elektriksel enerjiyi iletiyoruz. Bu iç kulak feda ediliyor yani hiç duymayan birisi için yapılan bir işlem. İç kulak bir daha kullanılmaz hale geliyor. Elektrotlar

Page 20: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 21

buraya yerleştirilerek elektriksel enerji iç kulaktaki sinir uçlarına ulaştırılıyor ve beyne ses iletiliyor. Bu ses tabi orijinal bizim şu an duyduğumuz ses gibi değil. Bildiğiniz gibi sesin içinde en çok kullandığımız 500 ile 2000 frekans arası. Bunların arasında 1500 frekans var. Biz bunları 8000’e doğru düşünürseniz 8000 tane ayrı frekans var. Biz bunları 24’e indiriyoruz ve bu 24 kanaldan da elektriksel olarak beyne yolluyoruz. Farklı bir ses çıkıyor o yüzden de bu çocukların iyi bir eğitime ihtiyacı var. Tabi cihazın ne zaman takıldığı, endikasyonları, bunların hepsi ayrı birer konuşma. Cihaz ameliyatla takılıyor. (Cihaz görselleri gösteriliyor) Bu iç parçası, bu kısım iç kulağa uzanıyor. Burada dış parçada anten yardımıyla alınan uyarımlar iç kulağa iletiliyor. (Bu uygulamanın yapıldığı bir örnek görseller üzerinden gösteriliyor). Dış parçadan alınan sesler iç parçaya iletilerek hiç duymayan kişiye ses duyuruyorsunuz. Bu da çok önemli bir gelişme. 12 aylık ve daha büyüklere yapılıyor. Bileteral işitme kayıplarında, ileri derece işitme kayıplarında uygulanıyor. İşitme cihazından fayda görmemiş olanlara yapılıyor. Bu çocukların işitme cihazını tolere etmesi lazım. Çünkü kafasında bir cihaz taşıyacak, işitme programına katılması gerekiyor. Başka bir kontraendikasyon durumu olmaması gerekiyor. Ailelerin motive olması gerekiyor. Çünkü bu eğitimin kaç yıl, kaç ay süreceği belli olmuyor. Kaç yaşında takıldı, konuşmayı öğrendikten önce mi takıldı, konuşmayı öğrendikten sonra mı kayıp oldu da takıldı? Bildiğiniz gibi bütün ameliyatlarda olduğu gibi burada da komplikasyonlar var. Beyin sıvısı kaçağından menenjite kadar komplikasyonlar, yüz felcine kadar komplikasyonlar olabiliyor. Ancak yine de bu komplikasyonlar çok sık görülen komplikasyonlar değil, %5’i geçmiyor. Beyin sapı implantı da iç kulağı olmayan çocuğa beyin sapına direkt elektriksel enerjiyi vermek üzerine kurgulanmış bir implant sistemi. Yine ses elektriksel enerjiye dönüştürülüyor. Beyindeki duyma sinirinin girdiği noktaya bir implant yerleştirilerek ses bu yolla yollanıyor. Ancak bu seslerin ne kadar fonksiyonel olduğu zaman içinde ortaya çıkacak.

Page 21: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

22 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Ciddi eğitim gerektiriyor ve daha komplikasyonlu bir beyin ameliyatı gibi düşünebilirsiniz, bir işlem. Benim anlatacağım bu kadar teşekkür ediyorum beni dinlediğiniz için.

FULYA YALÇINKAYA: Kulak, burun, boğazcılar işitme kaybı ve konuşma gecikmesi olan çocukların tanımlamada ilk uğradıkları yer. O yüzden sizin bu konuda bilgilenmeniz bize gelecek çocukların erken tanılanmasında çok yardımcı olacak. Ben Fulya Yalçınkaya Hacettepe Üniversitesi Odyoloji Bölümü’nden, Ankara’dan İstanbul’a geldim. Şu anda Biruni Üniversitesi Odyoloji bölüm başkanıyım. Geldiğiniz için teşekkür ederim. Benim en çok vurgulayacağım konu, erken tanı erken eğitsel tedavi. Ben eğitimi eğitim olarak değil eğitsel tedavi olarak görüyorum. Bu nedenle bu kelimeyi kullanıyorum. Vakit kaybetmeden size bu panele katkıda bulunacak kendi fikrimi söylemek istiyorum. Çocuklarla yapacağımız iş çocukların ilkokulda birinci sınıfta taranması. Ben her çocuğun taranması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bir çocuk ilkokula hazır mı değil mi değerlendirilmeden teste gidiyor. Ben yasada “ilkokula hazır mı testi”nin konulmasını, bu testten geçen çocukların okula girmesini istiyorum. Ama bu testin çok bilimsel olmasını tavsiye ediyorum. Çünkü herhangi bir testi, uluslararası kabul görmeyen bir testi kullanmamızın sakıncaları var, o yüzden uluslararası bir testi kullanmayı öneriyorum. Testler bende, yurt dışından getirdim, adapte ettim. En az 4 yıldır bende. Bu güne kısmet olacak inşallah. Tarama testleri istiyorum. İşitme taraması anlamında değil bu tarama, okula hazır mı anlamında. Okula gittikten sonra çocuklarda akademik beceriyi etkileyen faktörler ne? Bunun taramasının testi var. Bunun taranmasını rica ediyorum. Bunun dışında işitmenin her türlü ortamda taranması testi var. Sessiz ortamda, gürültülü ortamda, çok girdili uyarı ortamında, dikkat süresini ve iletişimini değerlendiren bir form var. Bunlar taranıyor ilkokullarda. Çok zeki olup da ilkokula gelmiş fakat dikkat dağınıklığı, dinleme güçlüğü yaşayan çocuklar var. Ben en çok bunun için geldim buraya. Fark ettirmek, dikkatinizi çekmek

Page 22: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 23

için. Bu çocukların zekaları normal, gelişimleri normal fakat işitme kayıplıymış gibi davranıyorlar. Çünkü öğretmen ders anlatırken devam eden konuşmayı takip edemiyorlar. Cam açıkken gürültü girdiği için sistem bozuluyor, işitme sistemleri veya koridor kapısı açıkken ses girdiği için öğretmeni anlamadıklarını anlayamıyorlar. Çünkü kulaklarına gelen ses konuşma dışında her türlü sese benziyor. Yani gürültü şeklinde bir ses gidiyor kulağına çocuğun bu yüzden öğrenemiyor. Herkes otursun dediği için öğretmen oturuyor fakat fıkır fıkır yerinde duramadığı için de öğretmen dikkat dağınıklığı zannediyor, hiperaktivitesi var zannediyor. Sürekli böyle aşağılandığı için yani tanımlandığı için de çocuk gerçekten hiperaktif ve dikkat dağınıklığı özellikleri sergiliyor. Bu çocukları sonra özel eğitime yolluyorlar dinleme güçlüklerinden dolayı. Ama dinleme güçlüğü, dikkat dağınıklığı var diye değil de öğrenme güçlüğü var diye yolluyorlar. Oysa bu çocuklar zeki çocuklar. Bunun İngilizcesi Central Auditory Processing Disorders. Naçizane Türkiye’de tek eğitimini alan benim Amerika’da, ustasından aldım eğitimini dört ay. Testleri de yanımda getirdim. Hepsini sağ olsun hocalarımız verdi. Ben o yüzden ilkokullarda kulak taramasını istiyorum. İlkokulda sentral işitsel işlemleme fonksiyonun taranmasını istiyorum. Ne demek sentral işitsel işlemleme? Bir perifere kadar işitiyoruz. Dış kulak, orta kulak, iç kulak oraya kadar perifer, ondan sonra sentral. Sentral nedir? Her iki kulağa aynı anda farklı cümle gelmek demek. Biz zaten ilkokulda ve dışarıda dolaşırken bir 6 yaş 7 yaş çocuğu her neyse hepsinin kulağına tek ses gelmiyor, yani aynı anda farklı sesler geliyor. İşte Ayşe’nin sesi geliyor, manavın sesi geliyor, konuşmaları geliyor ama biz ayırabiliyoruz normal bir işitmeye sahip olduğumuz için onları ayırıyoruz, sadece bize gelen uyarıyı seçip cevaplıyoruz. Ama onlarda hepsi karışıyor, hepsi beyne gittiği için işitsel algı güçlüğü yaşıyorlar. Devam eden konuşmaları anlayamıyorlar. Öğretmenlerin dikkatinden kaçıyor. Birebir anlıyorlar çünkü teke tek anlıyorlar. Sessiz ortamda anlıyorlar. Devam eden konuşmaları kaçırıyorlar. Bir de konuda yeni

Page 23: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

bir kelime, yeni öğrenecek bir şey varsa kaçırıyorlar ve tekrarla öğreniyorlar. Biz bu çocukları yakalamak istiyoruz. Sentral işitsel işlemleme güçlüğünü. Buna işitme kaybı deniyor. Fakat işitme kaybı periferde değil sentral yollarda bir yerde. Şimdi sentral 5 yaşından önce değerlendirilemiyor. Sentral testlerde … göre değerlendirilen bir test bu. Hiç bir zaman dil testiyle yapamıyorsunuz sentral testleri. Çünkü bilateral gidiyor kulağa aynı anda aynı uyarı geliyor. Oysaki sağ kulağa ayrı, sol kulağa ayrı uyarı gelmesi lazım aynı anda ki biz hemisferde nasıl değiştiğini değerlendirelim. Çünkü konuşma senkronizasyondur. Tüm sinirlerin aynı anda bir fonksiyon için aynı dakikada işleme katılmasıdır. Fakat bu çocuklarda görme önce, işitme arkadan geliyor. Senkronize olamadığı için de konuşma gecikiyor, dil öğrenme gecikiyor, sınıftaki bilgileri öğrenme gecikiyor. Ama bunu öğretmen hiperaktiflik, dikkat dağınıklığı, öğrenme güçlüğü olarak tanımladığı için bu çocuklar bugüne kadar harcandılar. O yüzden hep birlikte bir proje vermeye sizi davet ediyorum bütün ilkokul birinci sınıfların taranıp, üç tane formumuz var elimizde tek sayfa. Sentral işitsel işlemleme güçlüğü olanlara uygulanıp, onların üst testlere alınması veya o testlerde başka bir güçlük var diyelim ki uygun yerlere yönlendirilmesini talep ediyorum. RAM diyorsunuz çok anlamıyorum bu konulardan ama oradaki testlerin ve değerlendirmelerin yetersiz olduğunu düşünmüyorum. Onların bir suçu olmadığını sadece ellerindeki bilgilendirmelerin bu kadar olduğunu biliyorum. Ama bunun bilimsel tarafının çok ağır bastığı için bizim bilimsel bir komite tarafından değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü hakikaten herhangi birisi sentral işitsel işlemleme güçlüğü tanısı koyamaz. Çünkü belirtileri dikkat dağınıklığı ile karıştığı için öğrenme güçlüğü diye tanılayabilir çocuğu. İkinci olarak da eğitim yöntemlerinde sessiz ortamlarda eğitim verilmesinin bir çocuk için yapılacak ikinci bir özür olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz buraya çıkıyoruz bir sürü konuşma var, bir sürü kişi var. Biz evrende büyüyoruz evde tek başına büyümüyoruz. O yüzden verilen

Page 24: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 25

özel eğitimin yanlış olduğunu düşünüyorum. Hatta özel eğitimin bir gün kalkacağını ümit ediyorum. Benim bulduğum bir program var konuşturan, işitme, dil ve konuşma gelişimi kazandıran bir yöntem var. Bu yöntemi şöyle buldum: İlk bulan Türküm dünyada eğitim konusunda bir yöntem bulan. Bu da çocuk gelişimci olmamdan kaynaklanıyor. Backgroundum çocuk gelişimi benim. Bir işitme Allah nasıl yarattıysa o işitme sisteminin kodlanmasının aynısının eğitim programını hazırladım. Yani benim bulduğum bir şey değil Allah’ın yarattığı bir sistemin aynısını bir eğitim programıyla ortaya koydum. Bu tabi bana sunulan bir fırsattı. Çok fizyoloji, anatomi ve kulakla iç içe olduğumuz için işitme nereye gider, kaç saniye orada bekler, sonra kime uğrar, çapraz yapar sonra tekrar temporal lob işitme bölümü nereye gider bunu çok iyi öğrenince program kendisi çıkıyor ve backgroundum çocuk gelişimi olduğu için daha çabuk çıktı. Çok hızlı konuşturuyor çocukları. Ortalama 4 ayda sistemi çalıştırıyor. Ortalama 8 ayda da konuşturmaya başlıyor. Şimdi diyeceksiniz ki çok iddialı. Ben en az 3000 çocuk baktım 3000’ini de böyle konuşuyorsa o zaman bu program geçerlidir dedim ve yayınladım. International Advanced Otology dergisinde de yayınlandı. Fulya Yalçınkaya diye girdiğinizde görebilirsiniz. Konu benim bunu yazmam değil, benim zaten görevim devlete hizmet etmek. Konu şu, çocukluğunu yaşayamayan bir çocuk asla ilerde yaşam kalitesi olamaz, yetişkin olamaz, iyi iletişim kuramaz. Çünkü çocuklar eğitim kapılarında akşama kadar anne ve babayla bekliyorlar. Eğitimin kapısında bekliyor, eğitimden içeri giriyor, orda vakit kaybediyor, eve gidişleri akşam oluyor, çocuk arkadaşlarıyla oynamadan gün bitiyor. Oynamayan çocuk asla ve asla normal bir kişi olamaz. Ne kendisi normal olur, ne çocuğu normal olur. Hep bir bozukluk, problem olur. Çocukların oynayarak büyümesi lazım ama bu çocuklar özel eğitim kapılarında oynamadan büyüyor. İlk önce bunu çözmemiz lazım. Bir saat eğitim olamaz dikkat süresi 20 dakikadır. Bu çocuklara işkence yapılıyor. Ben bunlarında değiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Page 25: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

26 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Bunun dışında belirtmek istediğim eğitim yöntemlerinde hep dile ağırlık veriliyor. Bu çok yanlış. Bütün her yerde özel eğitimi gözlemliyorum. Dil eğitimi verilmez işitme engelliye, işitme eğitimi verilir. İşitmenin kodunun çözülmesi gerekir. O yüzden 4 yılda konuşuyor, 5 yılda konuşuyor. Yazık bu çocuklara, devletimize de yazık, anne-babalara da yazık. Onlar süre uzadıkça daha çok acı çekiyorlar. Ne zaman rahatlıyorlar, ilkokula yollayıp normal okuduklarında. Ama dil eğitimiyle olmaz. İşitsel kodun çözümü eğitimidir. Çünkü işitme cihazı, implant sesi yükseltir, dili anlamayı öğretmez. Niye dil eğitimi veriyorsunuz o zaman? İşitmenin kodunu çözme eğitimi verdiğinizde zaten analiz edeceği için dinleme yoluyla kendisi öğrenecek. Eğitim yöntemlerinde buna ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir de son olarak çok gözlediğim ve üzüldüğüm bir durum var artikülasyon eğitimi veriyorlar işitme kayıplı çocuğa daha bir haftalık takmış cihaz veya üç aylık takmış. Beyin sesi ayırt etmeden neden artikülasyon eğitimi veriyorsun, ağızdan sesi çıkartıyorsun. Bu yanlışı bütün kurum yapıyor. Lütfen bunu kaldıralım. Beyin sesi ayırt etmeden ağız artiküle edemez. Daha dinleme kazanılmamış bile. Lütfen eğitim kurumlarında artikülasyon eğitiminden vazgeçilsin. Bunu da özellikle rica ediyorum. Hakikaten boşa giden bir zaman. Hiçbir şekilde düzelmez. Teşekkür ediyorum. Sorularınız varsa bekliyorum.

NAZENİN İPEK: İşitme kaybı derecelerinden bahsedeceğim daha sonra da sonradan oluşan işitme kaybına ve gürültünün etkisine değinmek istiyorum. Asıl alanım fizik olduğundan dolayı benimle daha alakalı şeyler anlatmak istedim. İşitme kaybı tanımından başlarsak, bireyin iletişim, çevreye uyum, bilişsel gelişim gibi toplumsal hayatta büyük öneme sahip özellikleri kazanmasına engel olan bir durum olarak tanımlayabiliriz. İşitme kaybı nedenleri temel olarak iki sınıfa ayrılmaktadır. Bunlar çevresel ve genetik olarak. Çevresel nedenler işitme kayıplarının yaklaşık olarak % 40-50’sini oluşturmaktadır. Türkiye’de ise işitme kayıplı olguların yaklaşık % 23’ünü çevresel

Page 26: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 27

nedenli işitme kayıpları oluşturmaktadır. Sesin şiddet birimi desibeldir. İnsan kulağının duyabildiği en küçük ses 0 desibel olarak kabul edilmektedir. Bunu frekans açısından değerlendirirsek genç ve sağlıklı bir insan kulağı 16 hertz ile 21 hertz arasındaki seslere duyarlıdır. İşitme kaybının dereceleri 0-15 desibelde normal işitmedir. Burada işitmede herhangi bir sorun yoktur. 16-40 desibel aralığında çok hafif derecede işitme kaybı vardır. Burada yaprak hışırtısı, fısıltı gibi sesleri tam olarak algılayamayabilir. 41-55 desibelde hafif derecede işitme kaybı, 56-70 desibelde orta derece işitme kaybı yaşanır. Burada birey cihazla duyabilir. 71-90 desibel aralığında ileri derecede işitme kaybı yaşanmaktadır. Burada birey konuşulanları duyamaz, çevredeki şiddetli sesleri duyabilir. 91 desibel ve üstündeyse çok ileri derecede işitme kaybı vardır. Kişi konuşulanları duyamaz yine ve çok aşırı şiddetteki sesleri duyabilir. Gürültüden bahsedersek, gürültü çağımızın önemli endüstriyel ve çevre sorunlarından biridir. Geçici ve sürekli işitme kayıplarına yol açar. Ülkemizde en sık rastlanan meslek hastalığı da gürültüyle oluşan meslek hastalığıdır. Bu tür işyerlerine örnek vermek gerekirse; pompalar, kompresörler, türbinler, vantilatörler, jet motorları, vanaların sıvı ve gaz iticileri, fırın ve motorların ateşleme gürültüleri, transformatörlerin ve dinamoların yarattığı manyetik sesler, bölme, perçinleme, çakma makineleri ile kesici, ezici, biçim verici makinelerin sesleri, çevirici dişli, motor ve makinelerden gelen titreşim ve sürtünme sesleri, bunların hepsi birer gürültü kaynağıdır. İlgili iş kollarında çalışanlara da önemli derecede zarar verebilmektedir. Gürültünün dozu ve işyerindeki gürültü düzeyini anlık olarak ölçebilmemiz için işyeri ortam dozimetreleri ile kişisel dozimetreler gibi cihazlarla ölçebilmekteyiz anlık sesin dozunu. Gürültünün oluşturduğu işitme kaybı tipleri sürekli ve geçicidir. Geçicide kısa bir süre sonra kişi tekrar duymaya başlar belli bir saat sonra ama sürekli işitme kaybı önemlidir. Çünkü geriye dönüşü yoktur. Kulakta yüksek düzeyde 80 desibelden fazla sese uzun süre maruz kalındığında sürekli işitme kaybı yaşanabilir. 6331

Page 27: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

28 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununun gürültü yönetmeliğine göre maruziyet değerleri verilmiştir. Maruziyet eylem değerleri en düşük 80 desibel, en yüksek ise 85 desibeldir. Maruziyet sınır değerleri 87 desibeldir. Eylem değerlerinde kulak koruyucuları göz ardı edilmiştir. Sınır değerleri de kulak koruyucu ile beraber verilmiştir değer. Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğünde meslek hastalıkları sitesinde gürültü zararlarının meslek hastalığı sayılabilmesi için gürültülü işte en az iki yıl, gürültü şiddetinin 80 desibelin üstünde olan işlerde en az 30 gün çalışmış olması gerekmektedir. Bazı seslerin şiddetleri verecek olursak; maden ocakları 115-130 desibel, ağır işletmelerin 105-115 desibel, genel atölyelerin 90-100 desibel, çelik endüstrisi 100-115 desibel, tekstil endüstrisi 95-115 desibel, normal bir büro ortamı da 65 desibeldir sesin şiddeti. Gürültüden kaynaklı işitme kaybını önleme yöntemleri, tıbbi ve teknik korunma olarak ikiye ayırabiliriz. Teknik korunmada gürültüyü azaltmak ya da yok etmek için üç temel yaklaşımımız vardır. Bunlardan birincisi gürültünün kaynağından çözümlenmesi, yani ikame yöntemi, gürültü çıkaran işlemin daha az gürültü çıkaran bir işlemle değiştirmek olabilir. İkinci bir yöntem, yansıma kaynaklarının ortadan kaldırılması olabilir. Yani sesin havada yayılmasını önlemek için ses emici engeller kullanılması gibi. Üçüncü bir yöntem gürültünün etkisine maruz kalan kişide alınması gereken önlemler olabilir. Bunları kişiyi sesi izole edilmiş ayrı bir bölmeye alarak yapabiliriz. Bunun dışında çalışma süresinin kısaltılması olabilir. Üçüncü olarak da etkin, kişisel koruyucu kullanmak ile bu önlemi alabiliriz. Bunlar için de bu koruyuculara örnek verirsek; örneğin pamuk, parafinli pamuk, cam pamuğu, kulak tıkacı ve kulaklık, en iyi azaltmayı sağlayan kulaklıktır. Tıbbi korunmada ise birçok çalışanın etkilendiği bir ortamda başka bir çalışanın etkilenebilmesini düşünmek adına herkesin sağlık kontrolünden geçmesi gerekir. Bu sebeple işe girişlerde odyogram alınmalı ve her 6 ayda bir de bunun kontrolü yapılmalıdır. İş kazalarına karşı eğer tedbir alınabiliyorsa gürültülü işlerde sağır ve dilsizlerin çalıştırılması düşünülebilir. Yüksek etkin

Page 28: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 29

değeri aşan gürültüye maruz kalan kişi işitme testi yapılma hakkına da sahiptir. Teşekkür ederim.

GÜLER DAĞIDIR: Ben işitme engelli annesi olarak konuşacağım. Yirmi bir yıldır işitme camiasının içinde biri olarak konuşacağım bugün. Konuşmaya çalışacağım daha doğrusu sizin karşınızda hocalarımın karşısında. Biz tıbbi konulara girmeyeceğiz de biraz duygusal konulara gireceğiz galiba. Hem dernek başkanı olarak hem de bir anne olarak bu konulara gireceğiz. Öncelikle erken tanı konusunda konuşmak istiyorum. İşitme engelli bebeklerin doğdukları andan itibaren işitme taramalarının, işitme testlerinin yapılması çok önemli. Özellikle hamilelikte annelerin uyarılması bu konuda… Şöyle bir algı var toplumda benim ailemde işitme engelli yok veya herhangi bir engelli yok o yüzden çok da gerekli değil deyip bunları kulak arkası ediyorlar. Biz dernekte yaptığımız bir çalışmada, devlet işitme tarama cihazlarını mecburi koymuş ama inanın Anadolu’nun birçok yerinde 14-15 bin lira gibi fiyatları vardı bu cihazların. Biz bir proje kapsamında bunu alıp hastanelere vermeyi düşünmüştük ama olmadı. Bu cihazları alıp hastanelerin ücra bir köşesine atıl durumda bıraktıklarını gördük. Bu bizleri çok üzdü. Aileler talep ettiği sürece işitme testlerinin yapıldığını gördük. Bu konuda testleri yapan kişilerin çok yetersiz olduklarını gördük. Şimdi çok iyi cihazlar çıktı. 21 yıl önce ben bir travma yaşadım anne olarak. Oğlumun 21 yıl sonra hala neden işitme engelli olduğunu bulamayan iki üniversitenin tartışmasını yaşıyorum. Birçok vakayla karşılaşıyorum. Bunların yaşanmaması için bu kişilerin iyi yetiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İlk üç ay içerisinde işitme taramasının yapılıp, özellikle ABR testi dediğimiz testin yapılması çok daha net sonuçların çıkmasına neden oluyor. Bir odyo cihazıyla yapılan testin çok verimli olmadığını gördük. Bu sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Biz gittiğimiz her yerde ailelerden, okullardaki öğrencilerden rica ediyoruz. Lütfen çevrenizde hamile kişi varsa bebek doğduğu andan itibaren işitme testinin yapılması konusunda özellikle ricada

Page 29: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

30 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

bulunuyoruz. Bu konuda toplum bilinçlenirse…. Erken tanı bizde çok önemli arkadaşlar. Ne kadar gecikirsek o kadar zarara uğruyoruz, zaman kaybetmiş oluyoruz. Erken tanıyı geçtikten sonra bebeğimizin işitme engelli olduğunu öğrendik. Tabi bir travma yaşıyoruz biz aileler olarak. Bana söylenen aynen şuydu: İstanbul’da 17 tane Kulak Burun Boğaz uzmanı gezdim. Çocuğun tamamen sağır ve dilsiz hiçbir şey duymayacak, hiçbir şey konuşamayacak. Yaşadığım travmayı düşünebiliyor musunuz? Bir gecede eşimin saçları bembeyaz oldu. Ben 7 ay krizlere girdim. Eve çocuğumla kendimi kapattım. Özellikle bu konuda çok rica ediyorum devlet yetkililerine çocuklar, bebekler işitme engelli olduktan sonra bir danışman atanmalı. Ailelerin doğru yönlendirilmemesi, birdenbire paniklememize neden oluyor. Ben burada doktorları suçlamak istemiyorum ama kendi yaşadıklarımı anlatmak istiyorum. Bir anne olarak 21 yıldır bunun mücadelesini veren 6 yıldır da dernek başkanı olarak yüzlerce karşılaştığım, ailelerle yaşadığım, dinlediğim sıkıntıları bugün sizlerle burada paylaşmak istiyorum. Gerçi en etkin de ben mi olmalıyım bu konuda? Çünkü artık devletin bir şeyler yapması gerektiğini, eğer bu çalıştay oluyorsa bizim söylemlerimizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Siz kulak yapısını anlatabilirsiniz, tıbbi konuları anlatırsınız. Bu kadar uzmansanız buyurun yapay kalp yapılıyor, yapay kulak da yapın, bizim çocuklarımızın işitme kaybını önleyin. Ben bunları dinlemek istemiyorum arkadaşlar. Çok özür dileyerek söylüyorum. Ben 21 yıldır bunun mücadelesini veriyorum ama bir adım yol kat etmiş değiliz henüz. İşitme cihazları konusuna gelince, tutturabildikleri işitme cihazlarını çocuklarımıza veriyorlar. Düşünün 6 yılda 700 tane işitme cihazı dağıttım. Yardım vakfı gibiyim. Şunun mücadelesini veriyorum. Her işitme kaybı oranına uygun işitme cihazıyla cihazlandırılması. 90 desibel ve üzeri sensorinöral çocukların özellikleri olmayan, o özellikleri taşımayan cihazla cihazlandırılmasına karşıyım. Birkaç firmaya savaş açtım. Benimle görüşmek istemiyorlar. Kapıdan içeri sokmuyorum. 90 desibel ve üzeri işitme kaybı olan

Page 30: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 31

çocukların ve özellikle bebeklerin cihazlandırılması, çok iyi cihazla, sesleri ayrıştırma özelliğinin olması, çift mikrofonlu olması. En basitini söyleyeyim: Kulak kalıbının çocuğun kulağına çok iyi oturması lazım. Kulak kalıpları bile alerji yapıyor, çocuklar çıkarıp atmak istiyorlar, takmak istemiyorlar. Belli yerler var, o yüzden doğru cihazlandırılması gerekiyor. Ailelerimiz şunu söylüyor: 2.500 liralık cihaz da aynı 1.000 liralık cihaz da aynı. Devlet bana bunun 850 TL’sini karşılıyor, 150 TL’si kalıyor geriye, ben bunu zaten öderim. Gideyim ben bu cihazı alayım diyor. Yok böyle bir şey. Çocuğun hiç işine yaramıyor arkadaşlar. Örnek vereyim kendimden, 21 yıl önce çocuğum işitme engelli olduğunda Allah’ın da yardımıyla çok dua etmiştim. Çok da inanmıştım. Çocuğumun başka problemleri de vardı. Her doktorun söylediği şuydu bu çocukta hiçbir şey olmaz dediler. Bugün üniversitede okuyan bir işitme engelli oğlum var. Bunu başardım bu yüzden bu çocukları kurtarmak adına, güzel yerlere getirmek adına. İşitme engellilerimiz üniversitelerde okuyamıyorlar. Bugün bunun mücadelesini veriyorum her üniversiteye giderek. Oğlum grafikerlik bölümünde okuyor, Şişli Meslek Yüksekokulu’nun. Bölüm hocası çokbilmiş tabirini kullanmış benim için. Kullansın hiç önemli değil. Ama ben şunu söylüyorum: Çocuğum okuduğunu anlamıyor. Anlamadığı için de size geri dönüş yapamıyor. Evet çok iyi cihaz kullanıyor olmasına rağmen 90 desibel, 117, 115 desibel işitme kayıplı yani sınıra yakın bir çocuğa sahibim. Buna rağmen üniversitede okutuyorum. Normal çocuklar arasında okuttum, yetiştirdim. Şunu söyledi üniversitenin öğretim görevlisi: Nasıl olur Güler Hanım, buraya kadar nasıl gelir? İnanın ki kendi mücadelemle, çocuğum ve benim mücadelemle. Hep şunu söylüyorum ailelere toplum bizi kabul etmiyor. Biz toplumun içine girmek için kendimiz mücadele vereceğiz. Bunu gördüm yaşadığım süreçte. Özellikle cihazlandırma konusu, iyi cihazlandırma konusu ve sonrasında eğitim. Maalesef ki rehabilitasyon merkezleri zaten berbat durumda. Diyorum ki iki ay giden çocuğu derneğe çağırıyorum. Gözlem altına alıyorum bu çocukta bir gelişme

Page 31: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

32 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

yok arkadaşım, alıyorsun bu rehabilitasyon merkezinden, işitme engelliler alanından mezun olan kişilerin eğitim verdiği rehabilitasyon merkezine götürüyorsun diyorum. Bu sefer rehabilitasyon merkezleriyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Rehberlik Araştırma Merkezleri (RAM)’lar da berbat durumda. Özel eğitimcileri çok yetersiz. Okullara özel eğitimci göndermiyorlar. İnanın ki dernekçilik yapamıyorum, okullara gidip öğretmenlere işitme engellileri anlatmaktan. Her dersin eğitimcisine bazen sağ olsun okullar yardımcı oluyorlar, tüm derslerin öğretmenlerini toplayıp toplantı düzenliyorlar. Şunu söylüyorum bu çocuklar her şeyi alamazlar, her şeyi duyamıyorlar. Ağır işitme kayıplılar sessiz harfleri p, r, s, ş, t… seslerini duyamıyorlar. Az önce Fulya hocam dedi ki dinlemeyle ilgili ben bunu çok güzel yaptım. Anadolu Üniversitesi mezunundan eğitim aldırttığım çocuğuma. 6 ay sadece dinlemeyi yaptık hocama orda katılıyorum. Bunun için başardık bugün. Bunu yapamayan birçok insan var. Ben 21 yıl önce saati 40 milyon TL’ye olan ders aldırttığım için şanslıyım. Ama bunu yapabilecek şansta olanlar yok. O yüzden rehabilitasyon merkezlerinin bu konulara çok eğilmesi gerek. RAM’ların okullara özel eğitimcileri göndermeleri gerektiğini düşünüyorum. 15 gün uyum sağlayamadı çocuğunuzu hem okuldan alın şeklinde bize tebliğler geliyor. Biz bunların yaşanmasını istemiyoruz. Bizim sıkıntılarımız çok ciddi. Bizim okullarımız kapanıyor. Mimar Sinan İşitme Engelliler Okulu dün Büyükçekmece’ye gönderildi. Biliyor musunuz Sarıyer’den öğrencim gidiyor 3 saatte ve buna kimse sesini çıkarmıyor. Vezneciler İşitme Engelliler Okulu rant alanı olarak kullanılmak amaçlı okul boşalttırılmak isteniyor. Dünden beri ben uyku uyumuyorum ailelerin feryatları yüzünden biliyor musunuz? Bizim sesimizi duyan hiç kimse yok. O yüzden ben burada tıbbi şeyleri dinlemek istemiyorum. Bizim gerçek sıkıntılarımızı dinleyin, bilin. Benim 21 yaşındaki oğlumu hala babası bile anlamış değil. Bazen oğlum 15 yaşındaki çocuk gibi davranabiliyor. Kelime dağarcıkları az olduğu için, algılamaları zor olduğu için algıda problem yaşıyorlar.

Page 32: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 33

Bizim çocuklarımıza çift engel tanısı konuluyor, zihinsel engelli-işitme engelli tanısı konuluyor. Bu ne kadar yanlış bir şey. Ben krize girdim bunu duyduğumda. Hangi testi yaptın hocam dedim. Sen benden daha mı iyi biliyorsun dedi. Ligter testi dediği testle benim çocuğuma on dakikada zihinsel engelli tanısı koyabiliyor RAM’daki yetkili. Cochlear implantlı çocuklarımız işitme engelli okullarına gönderilme kalkışılıyor. İşitme engelli okullarında aileler cihazlandıramadıkları için çocukları ve doğru cihazlandıramadıkları için ve cihazsız olan çocuklar işaret diliyle konuştukları için cihazsız çocuklar da kolay yolu seçip hemen iki dakikada işaret dilini öğreniyorlar. İki günde de benim oğlum öğrendi, geri aldık normal okula verdik. Böyle olduğu için çocuklarda dil gelişimi gelişmiyor. Cochlear implantlı gelişmeye elverişli çocuğu siz bu çocukların arasına koyarsanız bu çocuktan hiçbir şey olmaz. İşaret diliyle konuşan bir çocuk olarak çıkar. Biraz ilköğretimdeki sıkıntılardan bahsetmek istiyorum. Nasıl bir eğitim sistemi olması gerektiğinden bahsetmek istiyorum. Ben Avrupa’daki sistemi de inceledim. Avrupa’da şöyle bir sistem var. İşitme engelli çocuk işitme engelli olduğu tespit edildiği anda aile ile birlikte alınıyor, çocuk cihazlandırılıyor. En iyi cihazla cihazlandırılıyor ve bütün ücreti devlet karşılıyor. Bizdeki miktarları bilenler var orayı çok karıştırmak istemiyorum. Bunun için de devlete savaş açmış durumdayım maalesef. Cochlear implant firması kime yakınsa bu hükümette o cochlear implantın 45 bin lirasını karşılayan devlet kulak arkası cihazın 2 bin lirasını karşılamıyor efendim biliyor musunuz bunu da ve sıraya konuldu cochlear implant ameliyatları keşke her çocuğa yapılabilse buna karşı değilim. Çift taraflı cochlear implanta karşıyım. Dernekler bunun için imza kampanyası düzenlediler ama ben karşıyım. Tıp gelişiyor ben umudumu kaybetmiyorum. Cochlear implant ameliyatında geri dönüş yok. Beynin duyma noktasına girişimde bulunulduğu için, geri dönüşü olmadığından dolayı bir tarafın rahat bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Ben daha iyi bir şey yapılıp çocukların daha güzel duyabileceklerini umut ediyorum.

Page 33: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

34 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Çünkü o çiplerin bozulma anında tekrar açılıp ameliyatla yerine konulması gibi şeyler anlattılar, pek benim kafama yatmadı açıkçası bir anne olarak. Uzman olarak bilmiyorum sizlerin kafasına yatmış mıdır? Cochlear implantlı olan çocuklarımız biraz daha şanslılar. Bizimkiler kulak arkası cihazlardan ses dış kulak, orta kulak, iç kulağa giderken o sesler kayboluyor, p, r, s, ş, t ince sesler kayboluyor. Kelimelerin anlamını bilmedikleri için bu sesler de kaybolunca anlattığınız şeyi birbiri peşine dizip de anlamakta zorluk çekiyorlar. Bizim sıkıntımız bu. Bizim yapmamız gereken eğitimde, işitme engelli ailesi alınacak, bir danışman atanacak ama işini bilen bir danışman, o çocuğun gidişatını gözlemleyecek, cihaz kullanmasını. İnanın 6 senedir buşon temizliyorum, kalıpların ucunda kulak kirlerini temizliyorum. Bunu bilmeyen annelerimiz var. Kulak yolunu tıkıyor, zaten küçücük bir yerden ses alıyor bunlar. Orası tıkanmış, aile bunu açmayı bile bilmiyor. Hortumlar sertleşmiş, kalıplar yırtılmış neden bir danışman aracılığıyla bunlar anlatılmıyor ailelere. Ben dernek olarak herkese yetemem, tek başıma yetemem. Ne olur birisi de bu konuda duyarlılık göstersin artık. Bunlar bizim her şeyimize engel oluyor. Avrupa’da bu aileyi alıp da şu söyleniyor 3 yaşında: Çocuğunuzun işaret dili öğrenmesini ister misiniz sizinle birlikte? Aile isteriz derse materyal hazır önünde bizde maalesef öyle bir şey yok. İşaret dili, yazım dili, konuşma dili hepsi birlikte veriliyor. Hepsi birlikte verildiği için çocuğun işaret diliyle ilgili algılaması gelişiyor, anlaması gelişiyor. Şunu denedik dernekte liseye giden çocuklarımıza, cihazlı çocuklarımıza konuşarak ders anlatıyoruz, derslerine yardımcı oluyoruz. Ama öyle bir noktaya geldik ki anlatamıyoruz, çocuk anlamıyor. Ne yaptık? İşaret diliyle anlattık çocuk anlayıverdi. Orda bunu kullanmanın faydasını gördük. Ama yine de konuşabilecek çocuklarımızın konuşmaya yöneltilmesini rica ediyoruz biz ve mutlaka ailelerin danışmanları, bunu çok rica ediyorum. Çünkü ailelerimiz çok bilinçsiz. Nereye, nasıl yöneleceklerini, gideceklerini bilmiyorlar, sudan çıkmış balığa dönüyorlar işitme engelli çocukları olduğunu

Page 34: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 35

öğrendiklerinde. Bedensel engelli olduğunu bilse koyar tekerlekli sandalyeye yürütür. Zihinselse evet bundan hiçbir şey beklemem tutar elinden bir yere götürür. Ama bunun fiziki hiçbir engeli yok. Aile ne yapsın bu çocukla? Kendi annesi bile bilmiyor, kopmuş iletişimleri. Çocuklar ayrı odada, anne baba ayrı odada. Akşam Tuğba bana yazıyor, annesi beni arıyor dernekten çıktı Tuğba eve gelmedi. Tuğba’ya WhatsApp’tan yazıyorum, annesi mesaj yazmayı bilmiyor, Tuğba sen eve gitmedin mi diye. Evdeyim diye yazıyor. Annesiyle telefonla konuşamadığı için irtibat kuramıyor. Annesi mesaj yazmayı bilmediği için irtibat kuramıyor. Düşünün ben o ikisi arasında irtibat kurmaya çalışıyorum ve Tuğba’nın eve gittiğini öğreniyorum, annesine haber veriyorum. Yok böyle bir şey. Biz bu kadar geri kalmış bir ülke değiliz. Navigasyon cihazları çıkarıyorlar, okullarda tabletler dağıtıyorlar. Lütfen bize de FM sistemi verin. Biz öğretmenlerin sesini FM sistemi ile çok iyi duyuyoruz. 8 bin lira istediler, oğluma alamıyorum üniversitede okuyor, duyamıyor. 5 kelime duyuyor hocam dedim 3 saatlik derste fazlasını duyamıyor dedim, anlamıyor dedim. Sunumlar bir gün öncesi atılıyor. Benim çocuğum ne kadar çalışacak da bu sınavı verecek? Veremez. 4-5 dersten kaldı, ne yapacak bir daha okuyacak. Yapmayın bunu çocuklarımıza. Ne olur biraz işimizi kolaylaştırın. Okullarda tablet dağıtılacağına FM sistemi dağıtılsın diye kampanyası başlatacağım arkadaşlar. Gelin sizde buna destek olun. Doğru cihazlandırılması konusunda destek olun. Bizlerin biraz sorunlarımıza sizler de el atın, sizler de duyarlı olun. Ben işitme kaybı dereceleriyle ilgili hocaların konuştuğu konuda pek bir şey anlamıyorum. Sadece bir anne olarak, bir dernek başkanı olarak konuşmak istiyorum. Bu çocukları toplumdan dışlamayın. Total dediğimiz işaret diliyle iletişim kuran grup zaten dışlanmış gibi. 6 yıldır işaret dili konusunda da mücadele veriyorum. Her yerde önümü kapatmaya çalıştılar buna Milli Federasyon da dahil olmak üzere. Ama yetiştirdiğim eğitimcilerle bugün üniversitelerde dersler başlattık. Mecburuz. Türkiye de 3-3.5 milyon işitme engelli var.

Page 35: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

36 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Yarısından çoğu total dediğimiz grup. Özellikle bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Totaller arasında kendisi işitme engelli olan anne babalar, doğan çocukları işitme engelli değilse cihaz takmasını istemiyor. Konuşmasını istemiyor. Bu bir insanlık suçudur. Bunu hiçbir anne baba yapamaz. Sadece ben üzerine düştüm bu konunun. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na yazı yazdım. Siz bir çocuğun hayatıyla oynayamazsınız. Geçen yıl Adana’da bir çocuğumuzu aldık ailesinden, babaannesine verdirttik avukat arkadaşım sayesinde. Çocuk cochlear implantı takmasın diye kulağına iğneler batırmışlar. Cochlear implantı tuvalete atıp sifonu çekmişler. Yani böyle vakalarla karşılaşıyoruz. Çocukları kendi kültürleri gibi yetiştirmek istiyorlar. Bırakın o çocuk karar versin ona. Siz anne-baba olarak karar veremezsiniz buna. Lütfen buna devlet el atsın. Bir insanlık suçudur bu bence. O çocuk yarın bir gün büyüdüğü zaman, ne diyecek? Neden bana cihaz takmadın diyecek. Çünkü sadece işitme engellilerin içinde yaşamayacak ki. Okulda normal çocuklar olacak, dışarıda normal insanlar olacak. Eğer konuşabilecekse, zaten küçüklükten itibaren iyi derecede cihazlandırılıp, iyi bir eğitim alırsa bu çocuklar gerçekten iyi derecede konuşabiliyorlar. Hocam artikülasyon dedi. Vallahi dinlemeden sonra artikülasyonun çok faydalı olduğunu ben kendi çocuğumda yaşadım. Artikülasyonu kendi eğitimcimden aldım bu eğitimi. Çocuğumla evde konuşurken, mutfakta yemek yaparken çok da elimi kestim, çünkü sürekli yüzüne bakarak konuşmak zorundaydım ama olsun bugün öyle bir delikanlı yetiştirdim bu seviyeye gelmiş. Artikülasyon çalışmasıyla ben sesleri çıkarttırabildim çocuğuma. Ama önce dinleme. Sizin dediğiniz gibi. 6 ay sadece sesleri dinledik. Çok küçük bir şey anlatabilir miyim? Geçen yıl üniversiteye başladığında vizenin ne anlama geldiğini bilmiyor oğlum. Eve geliyor, 11 yaşındaki kardeşine soruyor, kardeşi işitme engelli değil. Bir nevi onu da ona yardımcı olsun diye doğurduk gibi bir şey oldu. Öyle de oldu bana çok soru sormaktan kurtuldum artık. Evde haberlerde dinlediği her şeyi veya anlamadığı her şeyi 11 yaşındaki

Page 36: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 37

kardeşine soruyor. Kardeşine diyor ki vize ne demek diyor. Kardeşi de diyor ki hani sen Hollanda’ya gittin ya diyor yarışma için. 10 tane çocuğa işitme cihazı kazandın ya diyor. Oraya giderken pasaportuna bir şey bastılar, o vize diyor. Tabi ben sessiz sessiz bu durumu dinliyorum. Düşünebiliyor musunuz üniversiteye gidiyor ve çocuğum vizenin ne olduğunu bilmiyor ve 11 yaşındaki kardeşinden bu konuda yardım istiyor. Bu derecedeyiz yani. Sonra ben anlattım. Tabi birçok şeyi anlamadığını gördüm. Ama umut ediyorum ki sizler sayesinde, bize güç verirseniz biz bu sorunları aşacağız ilerde. Teşekkür ediyorum beni dinlediğiniz için.

SUAT GÜNEŞ: Öncelikle Büyükşehir Belediyesi böyle bir çalışma, çalıştay yapması adına ve gelen tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. Tabi biz bu çalıştayları Sosyal Güvenlik Kurumu olarak Ankara’da… Türkiye genelinde 32 tane Sağlık ve Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü olarak yapıyoruz ve Sağlık Uygulama Tebliğ (SUT)’inde bazı değerlendirmelerde dile getiriyoruz. Öncelikle kendimi tanıtayım size. Asıl mesleğim eczacı, biyokimya uzmanıyım, işletme fakültesi mezunuyum. 8. Üniversiteyi okuyorum. Aşağı yukarı her alanda bilgi birikimimiz var. 34 yaşında İstanbul’da Bağkur Sağlık Şube Müdürü olarak göreve başladım. Sonra, Sosyal Güvenlik Kurumu’nda Hastane ve Eczane Müdürlüğü yaptım Süreyya Paşa. Tıbbi Malzeme Müdürlüğünde 3 yıldır görevime devam ediyorum. Konum sizinle alakalı olduğu için. Dönemin bakanı Sayın Ömer Dinçer tarafından göreve getirilmiştim. Cochlear implantcılar bilir unutulan bir işlemci kısmı vardı. Dış kısmını ödemişler 12 bin lira, asıl işlemciyi ödememişlerdi. Tabi bu Sağlık Uygulama Tebliği’nde unutulmuş koyan arkadaşlar tarafından. Bakan beye böyle bir şeyi söylemek de bir bürokrat için sıkıntılı bir durum. Ben Ömer Dinçer Hocama ikili ilişkilerimizden dolayı şunu arz etmiştim. Olay nedir dedi. Çok baskı var bu hususta yani talep var. Ben de şey demiştim: Hocam, kalemi çıkartmıştım, hiç korkmadan, çekinmeden bizim arkadaşlarımız, Sağlık Uygulama Tebliği’ni hazırlayanlar, bunu ödemişler asıl bunu

Page 37: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

38 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

unutmuşlar demiştim ve o gece tekrar Bahçelievler’den Maltepe Süreyya Paşa’ya geldim. Orada resmi yazıyı yazdım. Kendilerine yetiştirdim. Sabah iç kısmın ödemesi jet hızıyla bakan tarafından onaylandı. Şimdi doğru anlatmak lazım bazı şeyleri, bazı şeyleri de doğru anlamak lazım. Şimdi ben Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan bahsedecek durumda değilim. Hepimiz bu kurumu az ya da çok sigortalar ve emeklilik haricinde bilirsiniz. Özellikle sağlık kısmından bilirsiniz. Yani bir hastaneye gidip provizyon alıyorsanız, demek ki siz sağlıktan yararlanıyorsunuz demektir. Ben sizleri bunlarla boğmak istemiyorum. Benim de kurumda yaşadığım, karşılaştığım birkaç şeyden bahsetmek istiyorum. İlk göreve geldiğimde yaşlı bir amcaya benim memur arkadaşlarım evine yazı yazıyorlar. Amca o zamanın parasıyla benden 250 bin liralık bir işitme cihazı almış. Yazık ki bu yaşlı amcamız giderken cihazı düşürmüş ve kırılmış. Bu cihazın SUT’ta değişme durumu 5 yıl. Tabi mücbir sebepler olmadıkça. Kişisel hatalardan dolayı ikinci bir hakkı elde edemiyorlar. Bu amca yazın Amerika’ya gitmiş çocuğunun yanına. Demiş ki evladım bana şuradan iki tane işitme cihazı al. Şimdi 250 lira için bizim kurumumuz onu savcılığa verecekmiş, bir soruşturma hasıl olmuş ilgili merkezle. Neyse amca bir buçuk yıl sonra cebinden işitme cihazı çıkardı ve bak evladım ben bunu Amerika’dan 25 dolara aldım. 25 dolar 50 TL yapıyor arkadaşlar. Şu cihaza baktığınızda üretim teknolojisi olarak baktığımızda bir estetiği var, bir kalitesi var. Öyle işitme cihazları geliyor ki elimize 10 kuruş etmez. Soruşturma açıldı bir şikayetten dolayı. Bakın bir firma, x firması… Dernek başkanı arkadaşımız diyor ya bazı firmalar savaş açtım. Biz bu firmalarla savaşmıyoruz, sevişiyoruz. Ancak biz vatandaş odaklı çalışan bir kurum olduğumuz için, biz daha çok vatandaşımızın lükse nasıl ulaşması ve kaliteyi nasıl yakalaması gerektiğinin peşindeyiz. Aynı cihazı alan, aynı özellikteki, aynı heyet raporunda yazan cihazın birisinden, Sosyal Güvenlik Kurumu 550 TL ödüyor biliyorsunuz cihaza, 5.000 lira almışlar. İfadeler bende. Dernek Başkanı gelir bir gün gösteririm. Detaylı

Page 38: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 39

gösteremem ama aynı ürünlerden alınan fiyatları gösteririm. Birinden 3.500 TL almışlar, birinden 1.500 TL almışlar. Böyle bir şey olamaz. Amerika’da 25 dolara aynı kalitedeki cihaz Türkiye’de 5.000 TL’ye satılıyorsa, insaf yani. Neden bunun üzerinde duruyorum ben. Kar marjı %45 kardeşim. Getir bana ithalatçı faturanı ben sana bir fiyat çıkarayım. Bir gün 550 TL de aşağı inebilir. Sosyal Güvenlik Kurumu fiyatları düşürüyor veya hepten kaldırıyor da olabilir. Çünkü artık Çin malları türedi arkadaşlar. Bazı doktorlarımızdan özellikle bilgiler geliyor yani merkezlerden geliyor. O kadar çirkin şeyler yaşanıyor ki, biliyoruz biz. Ama maalesef bunlar şikayet edilmiyorlar. Bakın TİTUBB diye bir şey var. Türkiye Tıbbi Cihaz Kurum Başkanlığı. Oraya ne götürürseniz götürün kaydediliyor. Şimdi Amerikan malı bir cihaz, FD onayı almış bir cihaz, biliyorsunuz FD Sosyal Güvenlik Kurumu’nun da aradığı kriterlerden birisi veya Avrupa’daki kriterlere uygun kavramları da önemli bizim için ama üretim yapılıp da TİTUBB’a kayıtlı olan her cihaz ödenir hale geliyor 550 lira olarak ödeniyor. Oysa 12 lira, 12 kuruş biliyor musunuz? 12 kuruş onun maliyeti. 5.000 TL’ye satılan cihaz 550 lira değil arkadaşlar. Sosyal Güvenlik Kurumu bunu hazırlarken… Ekonomi Koordinasyon Kurulu var biliyorsunuz beş tane bakanın müsteşarlarının toplandığı Maliye Bakanımız da dahil… Sosyal Güvenlik Kurumu bunu tek başına çıkarmıyor, o kuruldan onay alıyor. Çünkü devletin bütçesinden bu para harcanıyor. Şu an Türkiye’de disiplinsizlik görüyorum. Dernek başkanı haklı ben diyor bazı merkezlere savaş açtım diyor. Ben hepsine savaş açmış durumdayım. Ama Sosyal Güvenlik Kurumu ile bu arkadaşlarımızın herhangi bir sözleşmesi yok. Sözleşme olsa biz yapacağımızı biliyoruz, merkez olarak Sirkeci Sağlık Güvenlik Merkezi olarak yapacağımızı biliyoruz. Sözleşmeye de yanaşmıyorlar. Çünkü sözleşmeye yanaşsalar 550 lira haricinde para alamayacaklar, fark alamayacaklar. Bunu niye önemsiyorum ben? Şunun için, ya yaşlı nüfus işitme cihazı alıyor veya ilkokul öncesi ve okul döneminde alınıyor. Bir istatistikten bahsedeyim oradan çıkarabilirsiniz. Ben şuna

Page 39: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

40 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

girmek istemiyorum. Ödeme için şu gerekiyor, bu gerekiyor. Bunları biliyoruz. Aylık aşağı yukarı eski parayla 1 trilyon 350 milyar sadece benim merkezimin işitme merkezlerine ödemesi var. Cochlear implantlar ayrı. Mesela ocak ayında 2198 tane hasta müracaat etmiş. Bunların hepsi tek taraflı bir de çift taraflı olanları var. Şubat ayında 1226, çok enteresandır mart ayında 411 tane. Genelde şubat tatilinde insanlar çocuklarının duyma kaybı oluyorsa bunu götürürler ama maalesef mayısta 2043, haziranda 1808, temmuzda 1090 ve ağustos itibariyle 1040. Yani 1000’in altına hiç düşmüyor. Cihazların fiyatlarının disiplinize edilmesi ayrı bir konu. Benim de üzerinde çalıştığım bir nokta. Gerçekten bana getirsinler. Çok kar ediyorlar, müthiş kar ediyorlar ve üstüne bir de sigortalımızın cebindeki geleceğe dair emekli maaşlarını ceplerine indiriyorlar. Ben buna karşıyım. Ama şunu düşünmüyorlar vicdansızlar. Bu adam zaten 900 TL emekli maaşı alıyor. Bunun elektrik gideri var, su gideri var. Bir de ben buna kredi çektireyim de… Ama maalesef bazı etik olmayan doktor arkadaşlarımız da var ben isimlerini teker teker biliyorum. İlla bu cihazı alacaksın diyorlarmış. Var mı öyle bir yetkin senin?

BURAK ÖZTÜRK: Neden diyormuş?

SUAT GÜNEŞ: Bilmiyorum.

BURAK ÖZTÜRK: Ben biliyorum ama siz de söyleyin, siz de iyi biliyorsunuz.

SUAT GÜNEŞ: İşte çalıştayınıza şunu yazın lütfen. Sosyal Güvenlik Kurumu’na da bunu bildirin biz de bilelim.

AHMET KONROT: Suat Bey, bu oturumun başlığı tanı- tedavi ve teknolojik gelişmeler. Siz bir bürokrat olarak buradasınız. Odyolog arkadaşlarımız ve kulak, burun, boğazcı arkadaşlarımız bunun değerlendirmesini bilimsel çerçevede yapan arkadaşlar. En son söylediğinizde doktorun illa bu cihazı alıyorsun demesi, tüm kulak-burun-boğaz ve odyoloji camiasını itham eder nitelikte olabileceği

Page 40: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 41

için… Bence bu konuda biraz daha konuşmakta fayda var. Bürokrasi ve değerlendirici kesimlerin bu konuda uzlaşmaya varması lazım. Her şey bürokrasi ve her şey kağıt üzerinde olmak durumunda değil. Önce Burak Beyin bir odyolog olarak söyleyecekleri var herhalde.

BURAK ÖZTÜRK: Suat Beyin dediklerinin %90’ına katılıyorum. Ben öncelikle nedenini şundan sordum.

SUAT GÜNEŞ: Şunu demek istemiyorum… Sağlık Uygulama Tebliği’nde bir kavram vardır. Benzer sonucu verebilecek özelikteki cihazların hepsini alabilir demesi lazımken, illa X firması dediği andan itibaren farklı şeyler ortaya çıkar. Sağlık Bakanlığı’na bizim müdahale etme şansınız yok. Yani Tıbbi Cihaz Kurumu bir cihazı kaydederken bir alt kurum kurabilir. Yani bir alt şube müdürlüğü şeklinde kurabilir. Gerçekten ben bu cihazı kaydediyorum, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödeme bandına gönderiyorum ama bu cihaz faydalı mı değil mi bunu anlatmak istiyorum, buraya gelmek istiyorum. Ben doktor arkadaşlarımı töhmet altında bırakmak istemiyorum. Hekimlerimiz şunu iyi bilir. Hatta bazen biz hekimlerimize hak da veririz. Hocam siz şu konuda haklısınız: Ben hekimim ben Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Sağlık Uygulama Tebliğini falan anlamam, ben tedaviye bakarım der. Ben de diyorum ki gerçekten tedavisiyle ilgileniyorsan hastanın peşine düş. Yani bunu anlatmaya çalışıyorum. Her doktor da her hastanın peşine düşecek, onun cihazını, kullandığı ilacın kontrol edecek diye bir durum yok. O zaman çözüm neresi? TİTUBB kaydı. Bir kere TİTUBB kaydından bir defa bunu Sağlık Bakanlığı’ndan, Eczacılar Kurumu’na bu çalıştayın sonucu iletilsin. Yani artık bizim ülkemiz, dernek başkanı da bilir, odyolog arkadaşlarımız da bilir, cihaz çöplüğüne dönüştü. Her ay 1000 tane, 1500 tane falan sigortalı geliyor değil mi? 5 yıl sonra arkadaşlar bu ikiye katlanacak. Niye? 5 yıl gitmiyor ki, 1,5 yıl sonra… Benim destek hizmetlerinde Kamil Bey var şefim yoruldu artık. Çocuğun cebini vatandaşa açtık gece on ikide bile arayıp Kamil Bey kulağım duymuyor diyorlar. Yani

Page 41: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

42 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

bu bizim milli servetimiz, cebimizden giden para. Bir de dernek başkanımız bahsetti, FM sisteminden bahsetti. Benim bir hastam vardı bizzat benim ilgilendiğim, durumları kötüydü. Bürokrat olarak görmüyorum kendimi bir insan olarak görüyorum. Cochlear implantı bozulmuştu. Bununla alakalı 4 tane firma var yanılmıyorsam bununla alakalı. Firma parayı getirmeden işlem yapmıyor. Dedim senedi ben imzalıyorum. Sosyal Güvenlik Kurumu müdürü olarak değil, Suat Güneş olarak imzalıyorum. Bu vatandaşın ameliyatını yapın, parasını ben ödeyeceğim. Eğer ödemezsem, senet yazın, imzaladım da o senedi. Müdür olarak yaptım bunları bakın. Bu benim kişisel insani duygularım. Bu çocuğun okulu açılmadan o işleri yapılsın diye. Bakın size şunu da söyleyeyim. İstanbul Sirkeci Sağlık ve Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü olduğum gün itibariyle bir ay öncesinden giden ödemeler arkadaşlar şu an iki bayram araya girdiği için ödemeler var imzalamam gereken, günlük göndermem gerekiyor, o yüzden öğle arasında gitmem gerekiyor. Bir de Ziraat Bankası meselesi çıktı. Bankaya gönderiyoruz ama banka faiz almak için herhalde vatandaşın parasını tutuyor, ödemiyor. Buna da bir şey yapamıyoruz. Yani kurum başkanlığına da söyledik anlaşma falan varsa bunu iptal edin vatandaşın 180 TL hasta altı bezinin parası 500 TL işitme cihazı parasını Ziraat Bankası bekletiyor. Bunu kaldıralım dedik. Şuan işitme cihazlarının ödemesini arkadaşlar hazırlamışlar günlük olarak en fazla 15 güne çıktı. Ama size şunu söyleyeyim en yakınım Kocaeli. Bana sadece İstanbul değil Tekirdağ, Kırklareli, Edirne bağlı bölgeyiz çünkü biz. Onlar 3 ay veriyorlar. Onlar da merkez müdürlüğü. Biz İstanbul’da merkez müdürlüğüyüz. Personel sayımız az olmasına rağmen arkadaşlarımız sağ olsun hep böyle insani duygularla yaklaşarak, 120 lira çok önemli insan için hemen çıkaralım parasını diyerek günü yakaladık. Sadece bayramlardan dolayı bir uzama var. Artık bundan sonra herhalde beş güne düşer ama bizim işitme merkezlerine yaptırımımız yok. Bunu dernek başkanı da bilsin. Ne zaman ki siz dernek olarak biz sözleşmeyi hazırladık Ortez- protez

Page 42: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 43

işleri de bize bağlı. Onlarla da imzalayacağız. Eğer onlarla imzalarsak hem hocalarımızın yazmış olduğu cihazlar düzgün olur, hem bunların teknik servisleri olur, teknik mesele de ayrı bir konudur. Adam burada distiribütörlük almış, teknik merkezi yok. Oysa TİTUBB demiş ki teknik servisi olacak demiş. Sağlık Bakanlığı hem izin vermiyor, hem de denetleyemiyor. Biz şimdi onları denetleyecek kurum da değiliz. Biz ancak soruşturma olur, haksız para talebi olur ya da sigortalının parası alınır ama cihazı verilmez biz bu tip durumlar üzerine gidebiliriz. 64. maddeden direkt Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunma yetkimiz var. Onu hemen işletiriz o konuda sıkıntı yok. Ama sayın dernek başkanım sizin geliriniz bizden fazla. Siz az önce söylediniz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na yazı yazdım. Biz direkt yazı yazamıyoruz. FM sisteminden de bahsedeyim konumu kapatacağım. O bahsettiğim öğrencimiz, yazdım Ankara’ya, başkanımızla da görüştüm. Ama biz ödeyelim FM sistemini 8000 lira mı dediniz?

GÜLER DAĞIDIR: Değişiyor cihazlara göre.

SUAT GÜNEŞ: Burada Milli Eğitim devreye giriyor. Öğretmenlerimiz ben bu mikrofonu kullanmam diyor. Dolayısıyla bu kısımda dile getireyim. Dernek başkanımıza hak veriyorum. Yani öğretmenlerimiz şu kadar bir cihazı cebine koyacak. O da senin yavrun, o sınıfta ona ayrıcalık tanımamış olacak ve o çocuk konuşulan sesi FM sistemiyle dinleyecek. Biz de onu öderiz. Yalnız bu talebinizi bize yazılı olarak bildirin. Çalıştayın maddesi olarak ekleyin. Ben de altını imzalarım ve bunu üst yazı olarak Ankara’ya bildiririm ve orada savunurum bu konuyu. Zaten FM sistemini kullanacak işitme kaybı olan sayımız da fazla değil. Teşekkür ederim. Sosyal Güvenlik Kurumu adına sormak istediğiniz bir şeyleriniz yoksa ben müsaadenizi istiyorum.

HAKAN CINCIK: Şimdi ben doktorların günah keçisi ilan edilmesinden yana çok… Siz biraz siyaset yaptınız siz de yanlış yoldasınız. Çünkü şuanda sizin işinizi görecek doktorların %95’i

Page 43: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

44 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

devlette çalışıyor, %5’i özel sektörde çalışıyor. Bu işitme cihazıyla anlaşanların hepsi yaşlılara işitme cihazı yazan insanlar… Siz böyle giderse, doktorların motivasyonunu kırarsanız size en büyük yardımı dokunan devletteki doktorların hepsini kaçıracaksınız.

GÜLER DAĞIDIR: Ben doktorlara bir şey demedim, işitme cihazı firmalarıyla ilgili söyledim.

HAKAN CINCIK: Herkes birlikte heyecanlandı bir günah keçisi arıyorsunuz. Ama yanlış yerdesiniz… Eğer bir işlem yapacaksanız ben o kişilerin isimlerini biliyorum demeyin. İşlem yapın ki biz de aklanalım. Böyle diyerek, çok büyük bir insan grubunu töhmet altında bırakıyorsunuz. Siyaset yapıp yanlış hedef gösteriyorsunuz.

SUAT GÜNEŞ: Biz soruşturma yaptık derken doktorları kastetmedim. İşitme cihazı satan merkezleri kastederek, aldıkları paralardan bahsettim ve cihazların değerini bildiğinizi kastettim. Orada hekimlere özel bir laf söylemedim. Velev ki doktorların çoğunluğu benim arkadaşımdır ve bunlar da özellikle bazı üniversitelerde ve çapraz üniversitelerde kürsü başkanı ağabeylerimiz de var, arkadaşlarımız da var. Biz onları ararız, onlardan doğru bilgileri alırız eğer siz bize iletişim bilginizi verirseniz, bazı konularda arkadaşlarımız sizi de ararlar. Biz çeşitlilikten yanayız. Mesele şu, siz 4 yaşındaki bir çocuğu eğer işitme cihazı ile düzeltemezseniz, işitme merkezi bunu yanlış yönlendirirse bu çocuk cochlear implanta gitmez mi? Gider.

HAKAN CINCIK: Gitmez. Eğer işitmesi normal yani aşırı işitme kayıplı değilse cochlear implant adayı olamaz. Cochlear implant dediğimiz şey öyle basit bir işlem değil hiç duymayana yapılır.

SUAT GÜNEŞ: Hocam ben içeriğini biliyorum. Dolayısıyla hekim bunu takip edemez, Sosyal Güvenlik Kurumu olarak ben de takip edemem.

HAKAN CINCIK: Üç, beş tane çürük elma için, sizin asıl işinizi gören, devlette, üniversitelerde çalışan insanların hepsini kaçırıyorsunuz ve

Page 44: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 45

kaçırmaya devam ediyorsunuz. Bu yaklaşımınız doğru değil. Sizler toplum örgütlerisiniz. İnsanları doğru bilgilendirmek zorundasınız. Eğer bir hata varsa, gidip onu tespit edip o doktoru cezalandırabilirsiniz hukuksal olarak. Ancak bu şekilde konuşmak dedikodudur ve sizin eğitim düzeyinizde olmayan herkesi çok kötü yönlendirir. Asıl işimizi görecek değerli insanlar…

GÜLER DAĞIDIR: Bunların bilinmesi gerekmiyor mu hocam?

HAKAN CINCIK: Bunların bilinmesi gerekiyor ama biraz önceki konuşmada hiçbir gerçek olmadan, üç-beş kişi için doktorların hepsini yaktınız, günah keçisi yaptınız.

GÜLER DAĞIDIR: Hepsini yakmak değil, daha önceki yıllarda daha çok yapılıyordu, son zamanlarda konuşuldukça, doktorlar tarafından yönlendirme daha az yapılmaya başlandı hocam bunu da kabul edelim.

HAKAN CINCIK: Şimdi doktorların geçmişte %5’i özel sektörde çalışıyordu. Yanlış davranışlarımızla bugün %20’si özel sektörde çalışıyor. Öğretim üyeleri bunların çoğunluğunu kapsıyor. Şuanda gidin bütün özel hastanelerde profesör bulabilirsiniz. Geçmişte bulamazdınız. Şimdi bu iyi bir şey değil. Bu hocalar üniversitelerinde kalsalardı, cochlear implant yapacaklardı. Şimdi orada yapmıyorlar.

SUAT GÜNEŞ: Biz Sosyal Güvenlik Kurumu olarak iç denetim birimi kurduk, teftiş kurulu haricinde. Hekimlerimiz bunu da bilgi olarak aktarıyorum. Atıyorum siz hekim olarak ayda kaç tane cochlear implant yapabilirsiniz? Farz edelim 5 tane. 7 tane yaptığınız gün bizim sistemimiz süzer pat diye sizin cep telefonunuza mesaj gönderir. Biz otokontrol sistemini kurduk. Bizim artık kimseye hırsız, çalıntı demesine gerek yok. Bizim derdimiz başka. Ben bir şeye dikkat çekmek istedim. Dedim ki, Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz Kurumu’na kayıtlı olan her cihaz bizim Sosyal Güvenlik Kurumu ödeme bandına düşer. Benim mücadelem bu dedim. Gelin bir gün

Page 45: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

46 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Sirkeci’ye, ben size cihazları göstereyim. Adam Çin’den oksijen konsantratörü getirmiş sıfır vermişiz 6 ay sonra bozulmuş. Şöyle bir durum var. Bunu niye önemsiyorum biliyor musunuz? Hocam bilir Büyükşehir Belediyesi akülü araba verirdi. İşitme cihazı kampanyası yapardı. Şu an da yasak biliyor musunuz? Her şeyi Sosyal Güvenlik Kurumu verdiği için bunu önemsiyoruz. Çünkü Belediyeler önceden kapısına geleni göndermiyordu, kaymakamlıklar göndermiyordu. Başbakanlık genelge çıkarttı. Dedi ki şu tarihten sonra belediyeler bu tip şeye giremez. Sosyal Güvenlik Kurumu yapacak dedi. Dolayısıyla bizim şu an iadeli cihazlar da direkt merkez müdürünün üzerine zimmetli oluyor ve Sayıştay geldiği zaman bunu direkt denetimini yapıyor. Hatta vatandaş öldü diyelim. Bir tane ventilatör verdiniz. 15 gün içinde almazsanız Sayıştay diyor ki sen müdür olarak görevini yapmıyorsun. Onu üç ayda bir arayacaktın. Öldü mü ölmedi mi tespit edecektin ve bunu sana zimmet çıkarıyor biliyor musunuz? Kurumu zarar ettiriyorsun diyor. Çin’den gelmiş ya ona da 800 TL ödüyorum adam gibi cihaza da, 7 yıl hiç bozulmamış. Kurum kayıtlarına bozuk olarak girmemiş cihaza da 900 TL ödüyorum. Cihazlar müdürlükte çöplüğe dönmüş, depo bulamıyorum. Benim derdim bu. Benim eşimde hekim. Ben hekimlere savaş açan biri değilim. İfade alırken bile hekim dediği anda yok kardeşim ben Sağlık Uygulama Tebliği falan tanımıyorum. Adam haklı Sağlık Uygulama Tebliği filan bilmez ki hekim tedavisini bilir. Biz bunu biliyoruz.

AHMET KONROT: Yani bazı ifadeleriniz benim tarafımdan da yanlış anlaşıldı. Söylemek istediğiniz o değildi belki biraz maksadını aşar şekilde oldu.

SUAT GÜNEŞ: Evet yanlış anlaşıldı. Çünkü ben cihazlar adına buradayım.

TANER AÇIKEL: Sosyal Güvenlik Kurumumuz olsun, diğer kamu kurumu ve kuruluşlarımız olsun bu kötü cihazlandırma, çöp yığınına dönüşen bir cihaz ortamının oluşmasının ana sebebi kuruma işitme

Page 46: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 47

cihazı alırken bu işi bilen insanların bir araya gelip güzel bir işitme cihazı şartnamesi oluşturulmaması. Bunun not olarak düşülmesi gerekir. İşitme cihazlarında genel bir standart olarak herkese toplu bir şey yapamayabiliriz. Ama hafif, orta, ileri işitme kayıpları için, özellikle kurumlar alıyorsa bunu, işitme cihazlarına ciddi bir teknik şartname gerekiyor. Yani o teknik şartnameler hazırlanmadığı için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak geçmişte işitme cihazı teknik şartnamesi hazırladık. Ben hazırladım onu. Ama ben işin pratiğini yapmadığım için, bu işi bilen alandaki insanlara, Marmara Üniversitesi ilgili hocalarımıza danıştık. Biz bir şartname yazmak istiyoruz, bu konuda sizden fikir almak istiyoruz dedik. Tabi toplu cihaz alımları handikap Türkiye’de. Eğer toplu alınması zorunluysa Sosyal Güvenlik Kurumu geçmişte hep toplu cihazlar alıyordu. Hatta bazı hastaneler 1000, 2000, 3000 tane cihaz alımına girdiler. Bu tamamen yanlıştı. Orada siz Çin malını elimine edemezsiniz. Bütün belgelerini getirmiş, koymuş adam. Sebep budur. Sosyal Güvenlik Kurumu benzeri kurumlar o günün SSK, BAĞKUR, EMEKLİ SANDIĞI ayrı ayrı işitme cihazı ihaleleri yaptılar ve en büyük yanlışı orada yaptılar. Bu alanda odyologlara, odyometristlere ya da ilgili kişileri çağırıp sormadılar. Kurumun kendi alanında teknik anlamda destek alabileceği insanlardan destek almamasını kendisine sorması gerektiğini düşünüyorum.

BURAK ÖZTÜRK: Söylediği şeyler doğru. Herkesin kaçırdığı nokta şu: Güler Hanımın da dediği, sizin de değiniz, Suat Beyin de dediği, aslında bir mesele var Hakan Hocam da onu diyor, iş ehliyet ve liyakat meselesi. Türkiye’deki mevcut meslek tanımlarına baktığımızda işitme cihazı uygulaması işitsel rehabilitasyona girer. Meslek tanımına göre işitsel rehabilitasyonu yapması gereken meslek grubu odyologlardır. Burada hiç odyologların lafı geçmez. Çünkü bugüne kadar okullar yoktu. Mesleki bir şey yapmak istemiyorum. Yalnız o iş çözümlenmedikçe, bu işi hayatta çözemezsiniz. Örneğin Hakan Hocam burada, kendisi beni düzeltir ya da yalanlar. İşitme

Page 47: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

48 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

cihazı işi odyoloğun yatıp kalktığı iştir. Doğru mudur hocam? Mesela bir doktor ameliyat olması gerekli der. Herkese aynı ameliyatı mı yapar? Aynı ameliyatı yapsa bile aynı tekniğimi kullanır? Ayni tekniği kullansa bile bireysel farklılık hiç mi yok? Hep bir yaklaşım gerekir. İşitme cihazı kullanması gerekir deriz hastaya. Ama biraz odyogramı gören herkes işitme kaybı var, işitme cihazı kullanman gerekir der. Mesele bu değil ki. İşitme cihazı kullanması gerekir de, önce bir doğru tanılama gerek. Hafif derecede işitme kaybı olan kişilerin hepsi aynı mıdır? Bir tane odyogramla mı iş belli olacak? Bunun bir sürü testi var. Bu ülkede ABR, ünlü ABR var ya klinik ABR denilen şey ne? Sadece bu testle yapılıp, bu mevzuatta da vardır, klinik ABR diye yazmışlar oraya. Klinik ABR testi yapılıp da, implant olan insan var bu ülkede. Klinik ABR’nin dünya kadar aksaklığı var. Neye göre implant yapıyorsun sen? Burada yönetmelikler de saçma sapan. İşin ehline sormamışlar. Oturuyor insanlar bir şeyler yapıyorlar. Bu tip şeyler bu şekilde düzelmez. Üç tane kulak burun boğaz hekimiyle birlikte rapor çıkıyor. Kulak burun boğaz hekimi olmalı ama işin ehli olan adam nerede? Odyolog yok. Hiçbir imza yetkisi yok. Kulak burun boğaz hekimi rapor çıkarıyor, gidiyor firmaya. Firmada kimle muhatap olduğunuzdan kimsenin haberi yok. Kimsenin bilgisi yok. Bu ülkede sertifikalılar da var. Odyometri teknikeri de var. İşitme cihazı uygulaması bir rehabilitasyon işidir, öyle basit bir iş değil. O zaman işte çöplüğe döner. Kaldı ki bu ülkede hiçbir işitme cihazına kontrol yapılmıyor. Hocam diyor ki benzer özellikte. Neye göre benzer özellikte? Eğer teknik şartnamelerine bakıyorsak, adam yazıyor da yazıyor. Ama bunu kim kontrol ediyor? Bunun kontrol yöntemleri var. Hepimiz biliyoruz. Ben defalarca gittim bu kurumlara. Dedim ki odyoloji bölümlerimiz var, odyologlar var. Siz cihazları getirin. Biz cihazları test cihazlarımız var, kontrol edelim. Uyuyor mu, uymuyor mu bakalım. Böyle herkese cihaz mı verilir? Ondan sonra çöplük olur tabii. Armutla elma birbirine karıştı gidiyor. Yani bu iş hepiniz bahsettiği konu ehliyet, liyakat meselesi. Baştan aşağı bu böyle. Eğer

Page 48: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 49

siz ehliyeti olmayan liyakati olmayan insanlara bu işleri yaptırırsanız ya da bu insanları dışarıda tutar ya da ana işle bir araya gelmezse bu çözülmez. Hocam diyor ki eğitim aldırdım ben diyor. İşitme engelliler öğretmeninden eğitim aldırmış büyük ihtimalle. Artikülasyon eğitimi aldırdım diyor. Memlekette herkes her işi yapıyor zaten. 1 yaşında implant olmuş bir çocuğun, önce işitsel rehabilitasyon, işitsel eğitim alması gerekir. Sonrasında konuşma süreci geliştiğinde bir bozukluk varsa, bu odyologla olacak, konuşma bozukluğu varsa hemen hocam devreye (dil ve konuşma terapisti) girer. Akademik yaşına geldiğinde hemen işitme engelliler öğretmenliği devreye girer. Bu arada çocuk gelişimcisi, psikoloğu da kendine göre iş yapar. Ama bizde şöyle bir sistem var. Bir kişi var, her işi yapıyor mübarek. O zaman bu kadar meslek grubuna niye gerek var? Ondan millet bu halde. Ondan sıkıntı var. Böyle şey mi olur? Ben kulak-burun-boğaz hekimiyle çalışıyorum, kulak-burun-boğazcı mıyım ya da o odyolog mu? Kimse işini bilmiyor ki. Bilse de sınırlarına dikkat etmiyor.

NURULLAH YÜCEL: Doktor Nurullah Yücel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü’nde müdür yardımcılığı görevini yürütüyorum. İşitme kayıpları ile ilgili genel bir bilgilendirme yapacağım. İşitme kaybı bireyin sahip olduğu işitme duyarlılığının onun gelişim, uyum ve özellikle de iletişim becerilerini kazanmasına engel olma durumu olarak tanımlanabilir. Ulusal Sağlık Enstitüsüne göre her 1000 çocuktan 3’ü dünyaya işitme engelli olarak geliyor. Ülkemizde doğumdan itibaren 48 saat içinde yapılan standart işitme testi ile erken tanı koyulabiliyor. Yeni doğan grubuna yapılan testler Otoakustik Emisyon Testi (OAE) ve İşitsel Beyin Sapı Testi (ABR)’dir. Genellikle yeni doğanlarda 1000’de 1 ile 1000’de 6 oranında işitme kaybı olduğu kabul edilir. Sağlıklı yeni doğanların 1000’de 1 ile 1000’de 3’ünde, yoğun bakım ünitesinde tedavi gören bebeklerin %2 ile %4’ünde her iki kulakta belirgin işitme kaybına rastlanır. Konjenital işitme kayıpları insidansı ülkelere göre farklılık gösterir. İşitme cihazı ile amplifikasyon uygulanmayan 35-

Page 49: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

50 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

40 desibellik orta derecede bir işitme kaybına sahip olmak bile çocuğun günlük konuşmaların %50’sini kaçırmasına neden olur. İleri ve çok ileri dereceli işitme kaybına sahip olmak ise iletişim becerisini daha ciddi boyutlarda engeller. ABR testi ile kişinin işitme sinirinin sese nasıl cevap verdiği değerlendirilir. Davranışsal testlere uyum sağlayamayan bebeklerde özellikle ABR testi tercih edilir. Uyumlu bebeklerde ise elde edilen eşiklerin güvenirliği açısından kullanılır. İmpedansmetrik Değerlendirme testi orta kulak fonksiyonunun değerlendirildiği test yöntemidir. Oto Akustik Emisyon ile iç kulak fonksiyonunu değerlendirir. Doğumdan bir kaç gün sonra bu test yapılarak bebeğin işitmesi hakkında bilgi sahibi olunur. Yeni doğan bebeklerin işitme taramasında kullanılan en yaygın yöntemdir. Erken teşhis çok önemlidir. İletim tipi işitme kayıplarının tedavisinde tıbbi uygulamalar ve cerrahi girişim yöntemleri kullanılır. Kulak kepçesinde anomali varsa, estetik ameliyatlar hemen okul çağı öncesinde yapılır. Orta kulak enfeksiyonlarının hızlı ve etkili tedavisi yapılmalıdır. Eğer bir orta kulak iltihabı uygun bir şekilde tedavi edilmezse, yıllarca akan bir kulakla birlikte işitme kaybı ve beyne yayılan iltihaplar ortaya çıkabilir. Sensörinöral tip işitme kayıplarının tedavisi, işitme cihazı, orta kulak protezleri, cochlear implant ve beyin sapı implantı uygulamaları ile yapılır. Teşekkür ederim.

AHMET KONROT: Değerli arkadaşlar, zaman zaman böyle hararetler oluyor tabi bu iyi de bir şey. Demek ki doğru yerdeyiz. Çünkü herkesin derdi ortak, fakat farklı açılardan bakıldığı zaman, birden çok sorunumuz var. Ben 1980’li yıllara bakıyorum. 1980’li yıllarda bu kadar çalışma da yoktu, bu kadar işbirliği de yoktu. Disiplinler arası çalışmalar biraz yapılırdı ama sivil toplum örgütleri yoktu. Eksik olmayın siz önemli şeyler söylediniz, bize yön gösterdiniz cihazlarla ilgili. Devlet bir şey yapmak istiyor. Sivil toplum örgütleri bir şey yapmak istiyor. Meslek grupları bir şey yapmak istiyor. Bir yerde geçmişten de gelen belki birbirine güvenmeme, ben daha iyi bilirim, sen daha iyi bilirsin tarzı bir yaklaşımımız maalesef var. Bunu

Page 50: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 51

nasıl kıracağız? Eğitimle kıracağız. Özel eğitimci 1980’li yıllardan bu yana yetiştirilir hasbelkader. Ama özel eğitimcilerimizin yeterli olduğunu söyleyebilir miyiz? Söyleyemeyiz. Dünyanın neresine gidersek gidelim, benzer sorunlar orada da tartışılıyor. Şu anda belki bir yerde benzer bir çalıştay yapılıyordur mutlaka ve aynı konular konuşuluyordur. İster ABD olsun, ister Çin olsun, ister Türkiye olsun ve bu sorunlar insanlar yaşadıkça bitmeyecek hiçbir zaman. Dolayısıyla sabahki oturumu kapatıyorum. Öğle yemeği için ara verelim. Hepinize katkılarınız için çok teşekkür ediyorum.

Page 51: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

52 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

II. OTURUM TARTIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER

AHMET KONROT: Çalıştayımızın ikinci oturumunu başlatıyoruz değerli katılımcılar. Buyurun Sevda Hanım.

SEVDA ÇETİN: Her anne gibi benim de çok sorunlarım var. Gerçekten yeterli eğitimi alamıyoruz. Geçen yıl okulumuz kapatılma noktasına geldi. Bu bizi çok üzdü, çok uğraş verdik biz. Tekrar ortaokul bölümü açıldı. Dört yıl devam edecek ama bundan sonraki lise döneminde endişelerimiz, sıkıntılarımız var. İşitme testi yapıldığında aynen şu söylendi. “Çocuğunuz sağır.” Bu konuda bize destek verilmiyor. Gerçekten çok heyecanlandım ve o günler aklıma geldi. Çok fazla diyecek bir şeyim yok. Ama gerçekten çok büyük sıkıntılarımız var. Cihaz konusunda büyük sıkıntılarımız var.

AHMET KONROT: Cihaz konusunda ne gibi sıkıntılarınız var?

SEVDA ÇETİN: Bu kullandığı üçüncü cihazdır. Analog kullandı bir sene. Daha sonra dijitale geçti. Ben çok faydasını gördüm. Şu an yine dijital kullanıyor. Gerçekten çok zor şartlarda elde edebiliyoruz bunu. Yani bu konularda biz velilere yardımcı olmanızı rica ediyorum.

AHMET KONROT: Çok teşekkür ediyoruz eksik olmayın. Şimdi sabahtan beri yapılan konuşmalara baktığımız zaman başka bir gün yine bir araya gelsek yine belki benzer şeyleri konuşacağımız tarzdan konuştuk açıkçası. Sorunlar nelerdir? Teşhis, tedavi, tanı vs. Ama ben izin verirseniz birazcık daha somut bir şeyler ortaya çıksın diye bu çalıştayın düzenleyicisi olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğü bu işi biz üstlenmek istiyoruz mesajını verdi bize. Ben bunu böyle algılıyorum ve bizden bir takım yol haritası için görevler bekliyorlar bunu anlıyorum. Yani bu çalıştayı düzenlemiş olmak için yapmaktan daha çok biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve yerel belediyeler

Page 52: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 53

olarak işitme özürlü vatandaşlarımıza hangi konularda destek olabiliriz, yardımcı olabiliriz, neler yapabiliriz, hangileri bizim çalışma alanlarımıza düşer diye böyle bir mesaj alıyorum ben. Doğru da okuduğumu zannediyorum ve öyle de olursa bir yerlere gideceğini düşünüyorum. Çünkü notlar aldım. Gerek Güler Hanımdan, gerek Suat Beyin konuşmasından gerek, Hakan Hocamın, Fulya Hanımın konuşmalarından, Burak Beyin katkıda bulunduğu konuşmalar da, aynı şekilde Nazenin Hanımın konuşmalarında genel konular ele alındı. Şimdi bazıları belediyelerin işi değil zaten. Yani danışmanlık yapılsın güzel öneri. Her işitme özürlü bir çocuğun kendisine ve ailesine danışmanlık yapacak bir düzen oluşturulsun. Peki. Bunu madde halinde yazdığımızı düşünelim örnek olarak söylüyorum. Peki, bu çalıştayın sonunda rapor olarak çıktığında bu madde, daha önceki yıllarda yazdığımız raporlardan bir adım daha öne gidecek bir özelliği olmayacak, yani aynı şey olacak. Oysa kim yapacak bu danışmanlığı? Ne yapacak? Kim bu danışmanlık işinin neresinden tutacak gibi böyle somut bir şeyler yazarsak daha iyi olur. Mesela cihazların denetimi, cihazların denetimi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin görevi değil ki. Suat Bey kendisi de söyledi. Bizim işimiz değil. Şu kadarıyla biz uğraşabiliriz, bu kadarıyla başkasının uğraşması lazım dedik. Sağlık Bakanlığı’nın işi dedik. Şimdi konunun muhatapları burada olmadığı için, buradan çıkacak şeyler bizi çok fazla bir yere götürmez. Mademki Tuzla Belediyesi’nin yetkilileri orada biz görev bekliyoruz dediler. Mademki belediye bu işe ön ayak olmak için yola çıktı ve bir şeyler yapıyor. Ben izninizle belediyenin bizden bu konuda neler beklediğini söylesinler, bize şu şu konularda biz alanlarda çalışabiliriz… Biz böyle bir yol haritasında ortak bir şey çıkartalım diye ondan sonra tekrar konuşalım. Ondan sonra da maddeler halinde bu masadan çıkacak önerileri yazalım ve toparlayalım. Masamızın ortak önerileri olarak sunalım. Ne dersiniz arkadaşlar?

GÜLER DAĞIDIR: Şimdi belediye olarak belediyenin yapması gerekenleri biz madde madde sıralayalım dediniz. Peki, Büyükşehir

Page 53: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

54 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Belediyesi’nin bunu bakanlıklara, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iletme durumu olmaz mı?

AHMET KONROT: Öneri olabilir bu. Belediye olarak şunu şunu yapsın, bizim vatandaşımızın hakkını korusun diye öneri yapabilir. Yani o artık bizim yaratıcılığımıza kalmış.

TANER AÇIKEL: O zaman benim de bir sunumum vardı onu da bir gerçekleştirelim. Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü’nde çalışıyorum. Sağlık teknikeri kadrosundayım. İktisat Fakültesi mezunuyum. 1995 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başladım. 1993’te Ankara Üniversitesi Odyometri Bölümü’nü bitirerek buraya geldim. Belki bir hastanede çalışmak isterdim daha farklı girişimlerim de oldu ama nasip olmadı burada bu vazifeyi gerçekleştiriyoruz. Şimdi Helen Keller diyor ki; “Görme engellilik bir insanı nesnelerden, işitme engellilik ise insanlardan kopartır.” Bu aslında işitme engellilere yaklaşımımızın başlangıcında ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bir örnek veriyor. Biz bu kopuşun olmaması ya da azaltılması için erken teşhis, erken cihazlandırma ve erken eğitimin önemli olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde sayıları 3 milyona yakın işitme engelli var. Görünen hiçbir kusurunun olmadığı ve en az dikkat çeken engel grubudur. İşitme engellilerin sorunlarının en başında, diğer engel gruplarındakilerin faydalandığı birçok haktan yararlanamadığını görüyoruz. Yasal olarak incelediğimizde de böyle. Ülke genelinde üniversite mezunu işitme engelli sayımızın bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğunu düşünüyorum. İşitme engelliler için ülke genelinde ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı, nerede, ne zaman, niçin ve kim ile yapacağımızın belirleneceği kurumsal bir strateji planı ve sinerji oluşturacak bir yapının kurulması gerekir. Türkiye’de tüm engelli bireyler olduğu gibi işitme engelli bireylerin yasal haklarının çerçevesinin çizildiği, belirlendiği, projelendirildiği Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü var ama bu yetmez. Bunun ayrı

Page 54: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 55

bir Engelli Hizmetleri Genel Müdürlüğü olması lazım. Bu kadar önemli bir konuda biz neden yaşlılarla bir arada oluyoruz? Bizim devletimizin fonksiyonları bunu çok rahatlıkla yapabilecek güçte olduğuna inanıyorum. Bundan sonrası çok daha önemli… Ben bunu önemsiyorum ve her yerde bunu söylemeye çalışıyorum. Engelli Hizmetleri Genel Müdürlüğü başlığının altında daire başkanlıkları ya da genel müdür yardımcılığı statülerinde; işitme, görme, ortopedi, otizm, zihinsel engelliler, down sendromlular, süreğen engelliler gibi ayrı daire başkanlıkları ya da genel müdür yardımcılıkları olması lazım. Devletin bir kurumu buna sahip çıkması lazım. Engelli ve Yaşlı Hizmetlerinin hepsine hizmet etmesi bugünkü teşkilat yapısıyla mümkün değil. Bunun tanı, tedavi ve teknolojik gelişmeler açısından bu yapılanmanın ne kadar önemli olduğunu kurulduğunda bileceğiz diye düşünüyorum. Ben bunun anahtar olduğunu düşünüyorum ve Türkiye’de bunu konuşulması gerektiğine inanıyorum. Bu şekilde oluşacak bir yapılanma ile tüm çalışmalar ayrı ayrı sentezlenecektir. Şu anda toptancılıkla işi yürütüyoruz. Toptancılıktan ziyade alana spesifik olarak girilmesi gerekir. Bakanlıklar aynı yapılanmayı taşra teşkilatlarında da gerçekleştirmesi lazım. Ulusal düzeyde işitme engelliler için sistemli bir yol haritası ve bir veri tabanın oluşturulması gerekiyor. Belki bugün teknolojik imkanlar zaman zaman kullanılmaya başlandı ama yeterli düzeyde değil. Bunun birleştiği bir yapı ve sistem yok. İşitme engelli bireylerin işitsel ve dil bozukluklarının tanı, tedavi, eğitim aşamalarında hizmet etmiş ve edecek olan gelişmiş insan gücü de bizim aslında bu alandaki en büyük sorunlarımızdan bir tanesi. Bu alanda da kamu ve özel üniversitelerin hem akademik hem de uygulama alanı için gelişmiş insan oluşumuna destek vermesi gerekir. Bugün gelinen nokta güzel bir nokta ama yeterli bir nokta değil. Geçmişte benim okuduğum zamanda da 3 tane üniversitede vardı. Eskişehir’de vardı, Hacettepe’de vardı. Bir de Ankara Üniversitesinde vardı. Daha sonra Trakya Üniversitesi’nde açıldı ve yaygınlaştı gitti. Ama bunların çok daha fazla olması gerekir. Şimdi

Page 55: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

56 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

sayıları biraz arttı ama yeterli düzeyde olduğunu düşünmüyorum. Üniversitelerin sağlık birimleri bölümlerinde odyometrist, odyolog, konuşma ve dil terapisti, işitme engelliler öğretmenliği (ki bu eğitim fakültelerini ilgilendirir ama birbirine yakın olduğu için yazdım) gibi mesleklerde yetiştirilen birey sayısının arttırılması bir hedef olmalı. Bunu mesela çalıştayda bir hedef olarak koymalıyız. Üniversitelere, camiaya bunu aktarmalıyız. Bu bölümler arasında da dikey ve yatay geçişler kolaylaştırılmalı ya da yan dal yapabilme olanaklarının da sağlanması lazım. Bizim gibi bu alandan mezun olan insanların önünün açılması lazım.

BURAK ÖZTÜRK: Kapalı olduğunu neden düşünüyorsunuz?

TANER AÇIKEL: Yeni yeni açılıyor. Yani mesela odyoloji yalnızca özel üniversitelerde ve bir de İstanbul Üniversitesi’nde bir bölüm olarak açıldı. Bunun arttırılması gerekiyor. Onun için bunu vurgulamak istiyorum. Kapalıdır manasına demiyorum. İşitme ve konuşma bozuklukları, işitme engelliler öğretmeni, konuşma ve dil bozuklukları mesleklerinde daha pratik hizmet verebilmesi teknolojik geliştirmeyi kendi yapabilmesi ya da yapabilecek durumda gelişen teknolojiyi ülkemizin üretmesi için ya da teknolojik gelişmeyi yakından takip edebilmesi için güçlü bir AR-GE sisteminin kurulması gerekiyor. Buna da kaynak aktarılması gerekir. Bakın belediyeler bu kaynak aktarımında ya da Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı kaynak aktarımında bence zorlanabilecek mekanizmalar diye düşünüyorum. 80 milyonluk ülkemizde engellilerimiz için Bilim Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde dünya standartlarına uygun, akredite kurumlardan yetki almış, işitme cihazı, test cihazları materyalleri, mikrofon, hoparlör, switch, amplifikatör vb. şeylerin üretilebilmesi lazım. Bunlar neden, üretilemiyor? Bunlar çok zor şeyler mi? Bunların konuşulması gerekiyor. Bunların üretileceği bir mekanizmayı kurarsanız, bir fabrikayı kurarsanız orada yetişmiş insan kalitesini arttırmış olursunuz. Bizim fizikçilerimiz var. Gerekli

Page 56: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 57

olan bütün mekanik anlamda bu işi yapabilecek, elektronik anlamda bu işi yapabilecek olan alanda uzman olan kişiler var. Neden bizde yok bunların konuşulması gerekiyor. Bu alanda da özel desteklerin sağlanması gerekiyor. Referans laboratuvar. Üretici ve distribütör firmaların binlerce cihaz ve teknik malzemeyi bu pazarda yani işitme engellilere satma noktasındaki pazara bunu satıyor ama gerektiğinde bu cihazları test edebileceğimiz, ölçüm yapabileceğimiz bir mekanizmamız yok. Kalibrasyon yaptığımız zaman ancak onların kendi standartlarına göre yine oraya göndermemiz lazım. Burada bozulan bir kalibrasyonun kendi orijinal laboratuvar şekilde yapabileceğimiz bir mekanizmamız yok. Bakın bu çok önemli. Hani cihaz çöplüğü oldu dedi ya hocamız. Bunun oluşumuna belki kalitesiz cihazlar eyvallah ama bunun yanında bu mekanizmanın kurulmamış olması da o çöplüğün oluşmasında bir sebep olarak görüyorum. Yani referans bir laboratuar katalog değerler üzerinde işlem yapabilen değil bizim bizzat görebileceğimiz bu alanda çalışabilecek insanların oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun önemi tanı konulmasına yardımcı olan ekipmanın kalibrasyon problemi, mesela ABR’de test yapıyorsun, yani kalibrasyonda bir problem varsa bu sorunu düzeltememişseniz, bir standart geliştirmemişseniz ya da o ekipman sizde yoksa o hastaya verdiğiniz tanıda kalibrasyondan kaynaklanan açıyı nasıl düzelteceksiniz? Bunun da üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum. Bir de denetim yapacak kurum ve kuruluşların yetişmiş personelle bunu yapabilmesi lazım. Hocam dedi ki mesela denetim mekanizması kuruyoruz. Kimle neyi yapıyorsunuz? Orada da yine ciddi sıkıntıların olduğunu düşünüyorum. Bir de işitme engelli ailelerin bilinçlendirilmesi de bir konu. Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak tüm engel gruplarında broşürler hazırlıyoruz, kitapçıklar hazırlıyoruz bunlarla ailelerin bilinçlendirmesini yapıyoruz. Bu alanda aslında bu çalıştayımız da hem bu bilinçlendirmeyi hem bu farkındalığı, kurumsal bir araya gelmeyi bir sağlayan bir çalışmaydı. Ben 1995’te girdim buraya. Ölsem de gam yemem

Page 57: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

58 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

dedim bir arkadaşa. Bizim bu çalıştay İstanbul Büyükşehir Belediyesi açısından hem de diğer kurumlar açısından çok önemli olduğunu düşündüğümden dolayı bunu önemsiyorum. İleri ölçüm cihazları gibi bir takım, cihaz tamirleri, bakımları pil ve aksesuar giderleri bir takım işitme engellilerin makul bir bedelle sunulacağı bir yapının da oluşması gerekiyor. Çünkü cochlear implantı siz veriyorsunuz bunun garantisi bittikten sonra çıkacak bir arıza durumunda çok ciddi maliyetler oluyor. Bu maliyetleri karşılayamayacak ailenin bundan kopması durumu ortaya çıkıyor. Bu alanda da mutlaka bir şeyler yapılması lazım. Bir de hocamın bahsettiği gibi siz 40 000 TL’lik coclear implantı yapıyorsunuz ama 1500-2000 TL’lik bir işitme cihazına belli bir miktar katarak kişinin desteğini istiyorsunuz. Burada bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Tanı almış raporlanmış işitme engelli bireylerin eğitim süreçlerinin planlandığı ve yönetildiği rehberlik araştırma merkezlerinde (RAM) işitme konusunda eğitim almış insan kaynağının eksikliği sebebiyle yapılan yanlış yönlendirmeler sonrasında engellinin kaybettiği zamanın geriye getirilemiyor olması. Burada birkaç hocamız da bahsetti. Bunun altının kalın bir şekilde çizilmesi gerekiyor. Odyometristler, odyologlar bu alanlarda rehberlik araştırma merkezinde görevlendirilmesi gerekiyor ki yönlendirme daha sağlıklı yapılabilsin. Rehberlik araştırma merkezlerinde fonksiyonel anlamda bir takım sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Şimdi konuşan diller mi konuşan eller mi? Yoksa her ikisi mi? Bu Türkiye’de çok tartışma alan bir konu. Yani işaret diliyle mi öğretim yapılsın? Konuşma diliyle mi yapılsın? Hocamın bahsettiği teknik burada bize de ifade etti. Ben bunu çok ciddi buluyorum. Biz odyometristler biraz daha konuşmaya yönelik çalışmalar yaptık ve eğitimimizi hep o şekilde aldık. Ben işaret dilinin gereksiz olmadığını ama alan açısından baktığımız zamanda konuşmayla kıyaslanacak derecede olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yani gerekebilir ama nerede gerekliliği konusuyla alakalı da öncelikle konuşmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Kişinin konuşturulması gerekiyor.

Page 58: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 59

İşaret diliyle konuşacak kişiye engel olmuş oluyorsunuz. Ben işaret dili konusuna biraz mesafeli bakan insanlardanım. FM sisteminin zorunlu hale getirilmesi dedik. Altyazılı yayınların Türkiye’de geliştirilmesi, arttırılması gerekiyor. Teşekkür ediyorum.

AHMET KONROT: Şimdi Taner Bey doğru algıladıysam bu birazcık da sizin Belediye olarak hem önerileriniz hem beklentileriniz doğrultusunda mı? Öyle algılayayım mı? Bu masadan çıkacak olan öneriler dizgisine yönelik katkılar var.

TANER AÇIKEL: Yani şunu ifade etmek istiyorum. Biz Engeliler Müdürlüğü olarak bütün engelli gruplarına hizmet ediyoruz ancak burada notlarım arasında da var. Engelliler Müdürlüğümüz 2 yıl öncesinde daha çok zihinsel engellilere hizmet eden bir anlayışa sahipti. Ama son iki yıldır bizler de burada daha aktif bir görev aldık. Dr. Nurullah Beyin gerçekten bu alana gelmesi çok iyi oldu. Kendisi bir hekim olarak bu alanda ifade ettiğimiz şeyleri yapabilme konusunda ve kabullendirebilme konusunda da gayretleri oldu. Yani zihinsel engellilere eğitim verilir. Eğitim çok önemli diyoruz. Bir hayat boyu devam etsin istiyoruz. Ama aynı duyarlılığın işitme engelliler konusunda da gösterilmesi gerekiyordu. Diğer görme engelliler olsun, zihinsel engelliler olsun, down sendromlulur olsun, otizmliler olsun bunları ayrı ayrı başlıklarda ve her birinin kendi gününde anılması ve kutlanılması ve yine o alana yönelik plan ve projeleri yaparken ileriye hedef yaparken hizmet anlamında bunları hesapladık. Bu anlamda da Dünya İşitme Engelliler Günü’nde geçen yılda Beylikdüzü Belediyesi’nde yaptık. O biraz daha görsel sportif faaliyetlerin yoğunlukta olduğu bir şeydi ama biz bu yılı planlarken dedik ki böyle bir çalıştay yapalım. Bu çalıştay Türkiye’de bir rapor edilsin ve bunu belki biz bütün belediyelere dağıtacağız. Rapordan çıkan sonuçları kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtacağız. Burada bizden bu konuyu daha iyi bilen insanlar bize yardımcı olsunlar istedik. Biz de onlara nasıl destek sağlayabiliriz? Onlar bize nasıl

Page 59: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

60 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

destek sağlayabilirler? Biz İstanbul’daki birçok işitme engelli aileye ulaşabilecek bir güce sahibiz. Hem adres bazında hem onlarla iletişim bazında onlarla bir araya gelebiliyoruz. Onların sorunlarını dinliyoruz. Bizim akademisyen ayağımızla bu işin uzmanlarının bir araya getirilip bir konsensüs sağlanarak yine hocalarımızın önderliğinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de imkânlarını da kullanarak işitme engellilerinin sorunlarına en azından yerel bazda zaten erişilebilirlik konusunda çok çalışmalar yapılıyor, ciddi yatırımlar yapılıyor hem ortopedik engelliler, hem zihinsel engelliler, hem bedensel engelliler, görme engelliler ve işitme engellilere. Biz belediye olarak bu tip yatırımlar yapıyoruz ama eğitimin yönlendirilmesi bu alandaki hizmet aksaklıklarının tespit edilmesi ve bunların ortadan kaldırılması için bu ekibin oluşması gerekiyordu. Biz size teşekkür ediyoruz. Belediye olarak Büyükşehir’in imkanları açılabilir. Sizlerin destek ve gayretleriyle, bizleri yönlendirmenizle hocam…

FULYA YALÇINKAYA: Sayın başkan, sayın katılımcılar izin verirseniz birkaç cümle söylemek istiyorum. Şimdi sorunlar ancak dediğiniz gibi köklü çözümlerle olacak. Köklü çözüm yok ortada. Geleneksel yıllarca devam eden bir değerlendirme, eğitim süreci var. Ben özel eğitimleri gördüğüm zaman, araştırma için gittiğimde hep gelişim eğitimi veriyorlar, dil ve konuşma eğitimi değil. Gelişim eğitimi dediğimiz şey kavramlar, renkler, sayılar, şekiller vb. Sonra bir de konuşma eğitimi dedikleri bir şey var. “Mö” de “hav” de. Yani böyle bir eğitim şekli olamaz. Bu gelişim eğitimidir ve gelişim eğitimi bir yerde biter. Ondan sonra dil ve konuşma eğitimine geçmeniz lazım. İşitsel işlemlere ve dil ve konuşma eğitimine geçilmesi lazım. Ben şimdi burada sizin bir cümleyi tekrarlamanızı rica edeceğim. Aradaki farkı göstermek için. Yani işitme eğitimi ile dil eğitiminin farklılığını göstereceğim. “İndivatuta” Tekrar edebilir misiniz?

TANER AÇIKEL: “İndivatuta”

FULYA YALÇIKKAYA: İşittiniz ve tekrar ettiniz. İşitme bu, işte bu

Page 60: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 61

kadar. Anlam başka bir şeydir. İşitmeyi bu halde şifrelemek için ses kodlarını çözümlemeniz gerekir. Önce bu eğitim sonra, dil eğitimi. Ama bütün özel eğitimler gelişim eğitimi veriyor. O yüzden 4-5 yıl gidiyorlar. Gelelim ikinci konuya. Dil testi yapılmadan bir çocuk okula yollanamaz. RAM Zeka testi diye bir şey yoktur. Zeka kişinin bulunduğu ortamda problem çözme yeteneğidir. Şimdi alıcı dil ve ifade edici dille bir değerlendirmeden çocuğu okula yolladığımızda bunu kapalı bir mezara koymuş gibiyiz veya gören gözü kapatmış gibi oluruz. Açıklayacağım. Eğer bir çocuk 6 yaşında ilkokula giderse dil yaşının da 6 yaşında olması gerekmez mi? Dil yaşının 6 olması lazım. Alıcı dil ve ifadenin yaşının. Ama işitme kayıplarının dil yaşı ortalama en fazla 3 yaştır. 3 yaş öğretmenin anlattığını algılayamaz. Öğretmen de der ki o zaman “Bu çocuk engelli anlayamıyor.” Hayır dil yaşı 6 yaşına getirilmemiştir. Dil yaşı 6 olduğu zaman öğretmenin anlattığını anlar. “Okuma yazma güçlüğü var.” Olur, çünkü dil yaşı 3. Kronolojik yaş önemli değil, dil yaşının önemli olması. Bunu özellikle rica ediyorum hocam. İlkokula gitmede kronolojik yaşın değil dil yaşının önemli olması. Çünkü dil yaşı 6 olmazsa ilkokuldaki dersleri anlayamaz. Heceleri birleştiremez ve disleksi gibi yanlış yazar. Çünkü sesler beyinde sırası ayırt edilmemiştir. Ne demek ayırt edilememiştir? Bir tane bir cümle söyleyeyim. “İndosrelepas” Şimdi böyle bir yabancı cümle duymuş gibi oluyor çocuğa. Hangi konum, hangi sesi test edene kadar öğretmen konuşmasını bitirmiş oluyor. O zaman bu sesi kodlamayı işlemleyecek dil yaşının 6 olması gerekiyor. 2-3 yaşındaki dil düzeyi olan çocuklar bile okula gönderiliyor ve o zaman biz bunları kaybetmiş oluyoruz. İşitme kaybından değil, yürekleri yandığı için kaybediyoruz. Dışlanıyorlar, üzülüyorlar, anne-baba evde tartışıyor, okuyamadıkça sorumluluk artıyor. Bu nedenle hem ailenin hem çocuğun yaşam kalitesi için ben dil testinin zorunlu olarak tarama testi içine konulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dil tüm gelişimin bir göstergesi ve tekrar altını çizerek vurguluyorum. İşitme ile anlama farklı pozisyonlar. Lütfen karıştırılmasın. İmplant

Page 61: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

62 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

yapılanlar, işitme cihazlılar… Bunlardan dolayı çocuklar gecikiyorlar. Teşekkür ederim.

AYCAN BAŞ: Sayın başkanım ben de biraz konuşmak istiyorum izniniz olursa. Öğretim görevlisi Aycan Baş, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Odyometri Bölüm Başkanı’yım. Alandaki yetersizlikten dolayı ben de sıkıntılar yaşıyorum. Kendi biyofizikçiyim, fizik kökenliyim. Çok uzak bir alan değil ama bir o kadar da çok uzak bir alan odyometriye. Ama öğreniliyor, derneklerden yardım alıyorum, hocalarımdan yardım alıyorum… Bir takım şeylere değinmek istiyorum. Öncelikle biraz öz eleştiride bulunacağım belki ama anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Tanı, tedavi ve teknolojik gelişmeler dedik sorunları konuştuk. Sayın Taner Bey biraz değindi. Tam nokta atışı olacak şimdi. Derslerin arasına özellikle tıbbi görsel tasarım dersi koydum. Çünkü o ders zorunlu ve bir projede bu derse görelim istiyordum. Güler Hanım dedi ki işitme cihazları takmak istemiyorlar. Çünkü fark ediliyor, rahatsız edici, aileler utanıyor vs. Dedik ki bunları nasıl daha estetik bir hale getirebiliriz çünkü bu ciddi bir problem. Bununla ilgili hemen aklıma bir şey geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bununla ilgili ne yapabilir? Hemen ne yapıyoruz sosyal medyada vapurumuzu seçtik, aracımızı seçtik. Böyle bir proje olabilir. İnanın o kadar yaratıcıyız ki. Bunun en güzel örneğini burada siyaset konuşmak istemiyorum ama gezi parkındaki olaylarla ilgili atılan twitlerden biliyoruz. O kadar yaratıcı şeyler çıkıyor ki ortaya. O kadar yaratıcı insanlarımız var ki. Bu tarz, çok estetik belki saç tokası gibi bir şey yapılabilir. Türkiye’de birkaç uygulamasını gördüm. Gözlük arkasına monte edilen bir işitme cihazı olabilir. Ama yine de kaba duruyor bu tarz bir şey. Belki burada biyomedikal mühendislerimizden yardım alınabilir. Ben mesela bugün aradım. Burada biyomedikal mühendisi arkadaşlarımız olmalıydı. Elektrik elektronik mühendisi olan arkadaşlarımız da burada olmalıydı. Akademisyen hocalarımız da burada olmalıydı. Bunu bir öz eleştiri olarak sunuyorum. Çünkü burası tanı ve teknolojik gelişmeler masası. Bir de bir başka eksiklik

Page 62: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 63

var. Bu konuda ben örneğin laboratuvar kurdum. Çünkü eğitim laboratuvarına ihtiyacım var. Gerek vakıf üniversitesi olduğum için, üniversitenin bir hastanesi olmadığı için, çocuklara kendi laboratuvar eğitimini vermem gerekiyor. Bu noktada Türkiye’de işitme cihazları vs. bunları araştırdım ama hep yurtdışı kaynaklı. Aynı sıkıntı ve ciddi paralar ödeyerek de güzel bir laboratuvar kurduğuma inanıyorum. Bilemiyorum sizlerden bu konuyla alakalı eleştirileri almaktan çok keyif alırım açıkçası. Yani bu noktada bizim AR-GE’lerimiz olmalı. AR-GE’leri desteklemeliyiz diye düşünüyorum. Örneğin bir işitme cihazını biz kendimiz de üretebiliriz açıkçası. TÜBİTAK’a bir proje verip, ben bu noktada gönüllüyüm. Kendi altyapıma da kısmen güveniyorum. Şöyle ki mesela bir odyolog desteğini mutlaka hocamla paylaşmak isterim veya bunu sizinle konuşmak isterim. Ortak bir proje, belki bu çalıştayın sonucunda bir grup kurulup veya KOSGEB veya İSTKA projesi de olabilir. Bunlar zaten hakikaten bir sosyal sorun. Proje bazında bu yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürüteceğimiz bir proje olabilir tasarlama noktasında. Hem daha uygun olacaktır. Bugün TÜBİTAK’da da pek çok şeyler tasarlanabiliyor ve inanın çoğu şey Çin malı. Gerçekten ülke olarak kaliteli şeyler yapıyoruz. Bunu tekstilde de görüyoruz, ürettiğimiz teknolojik şeylerle de. Ama Çin’den daha kaliteli şeyler ortaya çıkacağına inanıyorum. Bunun önüne geçilebilmeli. Bir de bir standart, belki üniversite olarak biz koyabilmeliyiz. Hakikaten firmalarla bile görüştüğüm zaman çok değişik rakamlar çıkıyor. Bu sektör yeni bir sektör. Örneğin laboratuvarlarda benim odyometrist olmadığımı bildiklerinden dolayı, ben bu sıkıntıyı da yaşadım, çok ciddi fiyatlar veriliyor. 1.000 TL’lik bir işitme cihazı veya 5.000 TL’lik bir işitme cihazı da olabilir. Bu noktada da belki bir belgelendirme veya bir kalite değerlendirme grubu kurulabilir. Bunu siz değerli hocalarıma bırakıyorum. Böyle bir merkez kurulabilir. Nazenin Hocamız gürültü kirliliğinden bahsetti. Şu an İDO ile ilgili gerçi inşaatlar üzerine bir sözleşme zannediyorum bugün onaylanacak ya da dün onaylandı…

Page 63: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

64 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Bu noktada gürültü kirliliğiyle alakalı alarm sistemi olabilir. Örneğin, doğalgaz kaçaklarında nasıl bir alarm veriliyorsa orada bir desibelin üzerine çıkıldığında bu alarm devreye girebilir. Çünkü gerçekten iş sağlığı- güvenliği anlamında da böyle bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Özellikle burada meslek hastalıkları hastanelerine gelenlerle yine oradaki geri bildirimlerine dayanılarak böyle bir çalışma yapılabilir. Aslında en önemlisi iyi odyometristler yetiştirmek. Ben bu toplantıda İstanbul’da ki tüm üniversiteleri görmek isterdim. Toplamda 4 üniversite buradayız. Kesinlikle odyometrist, odyoloji bunlar farklı alanlar olmasına rağmen kardeş alan. Böyle bir eğitim çalıştayı mutlaka kurmalıyız. Neyi nasıl daha iyi yapabiliriz diye. Çünkü bizim yetiştireceğimiz odyometristler, odyologlar sonuçta 3 sene 5 sene sonra yine bizim karşımıza çıkacak. Biz onları ne kadar iyi yetiştirirsek, o kadar verim alabileceğimizi düşünüyorum. Yine işitme engelli ebeveynlerinin eğitimi konusunda, bizler akademisyen ve eğitimci kimliklerimizle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte projeler düzenlenebilir. Eğitimsel faaliyetler düzenlenebilir. Sanatsal faaliyetler düzenlenebilir. Taner Bey de söyledi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çıkardığı basın bülteni vardı. Bu çalıştay raporları burada yayınlanmalı ve kişilere e-posta adresi verilerek bu raporlarla ilgili geri dönüşler sağlanmalı. Benim aklımda olan bir proje var. Bizim yerleşkemiz Şişli’de. Güler Hanım ile konuştuk, Fulya Hocam da beni çok etkiledi. Şöyle bir şey düşünüyorum. Şişli’deki tüm anaokullarından ilköğretim okullarını kadar çocuklara işitme ve dil taraması yapılması gibi bir İSTKA projesi düşünüyordum burası bir pilot bölge olur. Belki şimdi bunu Fulya hocamla birlikte yapabiliriz. Bir tarama yapılabilir okullarda bu şekilde ki bizim laboratuvarımız da var. Sıkıntı yaşadığımız noktalarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bu yönlendirilebilir. Söylediklerim bugün burada ki sinerjiden ortaya çıkan şahsi fikirlerimdir. Dinlediğiniz için teşekkür ederim. Umarım haddimi aşmamışımdır.

Page 64: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 65

AHMET KONROT: Yok çok teşekkür ederiz eksik olmayınız. Zaten bu tür toplantıların bütün amacı bu. Ne güzel ki siz kendinize ev ödevleri çıkartmışsınız bu toplantının sonunda. Bu da güzel bir şey. Tabii söylenen şeylerin hepsi çok güzel. Başka söz almak isteyen arkadaşlar varsa onlara da söz verelim. Sonra ben biraz toparlayayım sonra da maddeleri yazmaya geçelim. Buyurun sayın hocam Hakan Bey.

HAKAN CINCIK: Ben buraya gelirken daha çok tanı ve tedaviden bahsedecektim ama daha çok diğer sorunlara girdik. Ben doktordan beklentinin farklı olduğunu gördüm. Sizden niçin emisyon yapmadınız, tanı koymadınız ya da ne bileyim niye şu ameliyatı yapmıyorsunuz diye bir soru gelmedi. Ama niçin bize rehberlik etmiyorsunuz gibi bir soru var. Tabi bir hasta var ortada. İlk önce hasta geliyor. Aslında bu bir engellilik ve eğitim gerektiriyor. Devletin ilk karşılaşılan yüzü doktor. Doktordan 5 dakika içerisinde ciddi bir rehberlik, eğitim ve aslında 15-20 yıl sürecek bir eğitimi bekliyoruz. Daha sonra da doktordan bu konuda bir sonuç alamayacağımızı görünce, kendi yolumuza gitmeye başlıyoruz. Ben buradan bizden farklı bir şey beklendiğini öğrenerek iyi bir ders çıkardığımı düşünüyorum. Ancak buradaki eksiği tamamlayacak kişilerin de yine buradaki odyolog arkadaşlarımız, odyometrist arkadaşlarımız, bu konuda dil konuşma bozukluğu uzmanlarının boşluğu dolduracak doğru insanlar, doğru adres olduğunu anladım. Bu konuda işitme engellileri yönlendirme görevinin de belki kısmen belediyeye de düşeceğine inanıyorum. Bunun yanı sıra da çalıştaya katılmış olarak bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Annelere önerim doktorlardan, mesela sizin işitme cihazlarınızı bilmelerini beklemeyin. Hiç birisinin böyle bir eğitimi yok. Biz sizden daha kötü durumdayız işitme cihazı konusunda. Mesela işaret dilini belki siz bizden daha iyi biliyorsunuz. Bizim hiçbir bilgimiz yok. Bunun bir eğitimi de yok. Tıp fakültesinde yok, uzmanlık eğitiminde de böyle bir program yok. Çekirdek uzmanlık

Page 65: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

66 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

eğitimi programına katılıp, hazırlayan birisiyim. İşitme cihazıyla ilgili bir eğitimi yok. Hasbelkader bir doktor bir odyo yaptıysa veya odyometristi izlediyse biraz odyoloji hakkında fikir sahibidir. Geriye kalan bütün bilgi teoriktir. Çok umutlanmayın. Daha çok tedavi ile ilgili şeylerde veya tanıyla ilgili şeylerde umutlanın ancak rehberlik ve işitme cihazıyla ilgili, getirin eline verin inanın nasıl pilinin değişeceği dahil hiçbir şeyi bilmiyordur. Onun için çok umutlanmayın. Ama unutmayalım ki, cochlear implantın Türkiye’de yapılıyor olması, bulunduğumuz ortamda, çevredeki birçok ülkenin önünde yapılıyor olması, ülkemizden doktorların Arap ülkelerine gidip beyin sapı implantı yapıyor olması çok ciddi bir gelişme. Bu yöndeki beklentileriniz gerçekçi ama rehberlik konusundaki beklentiler gerçekçi değil. İnanın ki gittiğiniz doktorların çoğu işitme kaybını sizinle birlikte fark ediyor. Gördüğü 10 hastadan 9’u bu konuyla ilgili değil ve buna rehber olabilecek kişi değil. Ancak tanı koyacak kişidir. Tanı koyması lazım. Bu çocukta işitme kaybı var diyebilmesi lazım. Dedikten sonra da odyoloğa, odyometriste yönlendirip bunun derecesini düzeyini belirleyip, cihazlandırmasını yapması lazım. Çünkü 5 dakikanız var doktorla görüşecek dolayısıyla çok büyük bir beklenti içerisinde olmayın. Eğitimi de bunun içini kapsamıyor. Bunu bilin. Ben şimdi öneriler kısmına da geleyim faydalı da olayım.

TANER AÇIKEL: Kök hücre konusundan bahsedebilir misiniz biraz?

HAKAN CINCIK: O konuya hiç girmeyelim faydalı olmaz.

TANER AÇIKEL: Bu anlamda gelişmeler var mı? Devam ediyor mu?

HAKAN CINCIK: Vardır ama bunları çok uzun süreyle düşünün. Yani orada kök hücreyi buldular pıt diye Türkiye’ye düşecek, bizim kulağımızı düzeltecek değil. 30 yıllar düşünün.

GÜLER DAĞIDIR: Niye 30 yıllar düşünelim?

HAKAN CINCIK: İşte bu konu bizim konumuz değil. Onun için konuşmamın bir anlamı yok. Çünkü biz şu anda takipçiyiz. Biz hiç

Page 66: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 67

birinin yapıcısı değiliz. Türkiye’de bu konulara çok az yatırım yapılıyor. Bunun için de ciddi araştırmalar yapılamıyor. Yani bunlar ciddi maliyet gerektiren araştırmalar. Hastanenin yanında hastane kadar araştırma binası vardır. Orada yapılır bu işler. Ben önerilere geleyim. Aklıma gelen şöyle bir şey var. Tuzla Belediyesi’nde pilot bir program başlatılabilir, rehberlik hizmeti verilebilir. Bu sizin de söylediğiniz bir şey. Ne kadar uygulanabilir bilemiyorum ama şöyle basit uygulamaları olabilir. Belki Büyükşehir Belediyesi’nin kendisi ya da Büyükşehir Belediyesi’yle birlikte her belediye bulunulan bölgedeki işitme engelliler için okul var mı? Kaç tane okul var? İşitme testi yapabilen kaç tane yer var? İşitme cihazı satan kuruluş kaç tane var? Bu özel eğitim yerlerine gidip kendisi de, bilemiyorum ufak tefek fiziki şartları denetleyebilir ve böylece bir baskı unsuru oluşturabilir. İşitme cihazları satılan yerler olabilir ya da işitme engellilere eğitim verilen yerlere kendisi bizzat gidebilir. Çünkü buralar belediye sınırları içerisinde. Buraların fiziki şartlarını denetlemek bile orada bir şeyler katacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca bulunduğu bölgedeki eğitim kurumlarını, kamu kurumlarını, tedavi kurumlarını tespit edip kişiye bir rehberlik verebilir. Mesela telefonla 444 0 … Bu numaradan arandığında sizin bölgenizde şu kurumlar vardır tanı için denilebilir veya bunları yapmaz. CD, kitap gibi bir şekilde bunları bastırır, ailelere yollar. Hiç olmazsa bir umut olur. Tekrar temas kurar. İşte bunlar belirlenirse belki onlarla birlikte bir çalışma da yapılabilir. Ayrıca Belediye’de Engelliler Müdürlüğü’nün altında işitme engelliler alt biriminin kurulması lazım. Belki vardır bilmiyorsam kusuruma bakmayın var ise bunu çalıştırmak lazım. Mesela e-mail grubu, twitter, blog vs. oluşturulabilir. Bu bloga doktorlar, odyologlar, odyometristler, dil ve konuşma bozukluğu uzmanları, bir şekilde üniversitelerin kapısına kadar gidilip, mail adresleri alınarak buna dahil edilebilir. Bir danışmanlık hizmeti sırasında bunlar çok aktif kullanılıyor. Şöyle bir fikir var derseniz, onlar sürekli bir şeyler yazarlar, sonrasında bunları hepsini derlersiniz ve bir sürü fikir çıkar.

Page 67: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

68 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Ciddi bir fayda elde edersiniz. Basit bir e mail gurubu, çok bir maliyeti de yoktur. Anneler için de aynı şeyi yapabilirsiniz. Doktorlardan belki şöyle bir Sağlık Bakanlığı’nın beklentisi olabilir. Bilateral işitme kaybı olan, ileri derece çocuklar belki de Sağlık Bakanlığı’na bildirilir.

SEVDA ÇETİN: Hocam size bir şey sorabilir miyim? Benim çocuğum aynı durumda. 11 yaşında ben cochlear implant düşünüyordum ama babamız düşünmüyor. O kulağı da kaybedebileceğini düşünerek, ileride tedavi olabileceğini düşünerek yaptırmıyor. Sizce geç kalmış sayılır mıyız?

HAKAN CINCIK: Hiçbir zaman cochlear implant için geç kalınmış diye bir şey söz konusu değildir. Artık yetişkin yani ileri derecede işitme kaybı olan ve sonradan yani 60 yaşında bir insan derin işitme kaybı olduğunda yurtdışında cochlear implant oluyor. O yüzden hiçbir zaman bu şansını kaybetmez. Bir de tek kulağa yapılıyor öncelikle. Yine kaybetmez. Ama doktorla sizin aranızda ikinci bir mercii olmalı, bu konuda sizi bilgilendirsin. Çünkü özel hastane olsun, üniversite olsun karşılaştığınız ilk doktor bu konuda çok bilgili olmayabilir. Bu ayrı bir uzmanlık alanı, daha farklı bir konu. Onun için de gidip tüm sorularınızı oraya yönlendirip çok şey beklemeyin. İnternetten, başka kaynaklardan, sivil toplum kuruluşlarından bilgi alın. Sivil toplum kuruluşlarına düşen görevler var, sizleri bilgilendirmek. Mesela Tuzla Belediyesi burada bir sivil toplum kuruluşu varsa onun numarasını size verebilir rehberlik hizmeti olarak. Böylece hiç olmazsa doğru adrese yönelmiş olursunuz. Güler Hanım’dan çok değerli bilgiler edindik. Çünkü 20-30 yıldır bir birikimi var yani benden fazla birikimi var. Onun için size vereceği şeyler çok. Bunun dışında aklıma gelen başka bir öneri yok teşekkür ederim.

AHMET KONROT: Şimdi değerli arkadaşlar söylediklerinizin hepsine katılmak istiyor insan. Katılıyoruz da yani hepsi doğru şeyler, hepsi de olması gereken şeyler ama biraz da gerçekçi olmamız gerekiyor. Gerçekçilik yapılabilecek yapılamayacak şeyler açısından

Page 68: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 69

bakmak yerine, yani umutlu olmak olmamak başka bir konu, ama bir de hem ülkenin koşulları hem maddi hem manevi hem kültürel hem eğitsel bunların hepsi birbiriyle ilişkili zincirleme reaksiyon içerisinde olan bir şey, çünkü söz konusu olan insan. Dolayısıyla biz insandan söz ediyoruz. Taner Bey beni çok eski yıllara götürdü. Daha Türkiye’de özürlüler için kanunlar falan yoktu, bu özürlüler kanunlarının çalışmaları sırasında Allah rahmet eylesin kendi ömrünü kendi biçti ama rahmetle anayım Faruk Öztimur bu konuda kendisi de özürlü bir birey olarak çok mücadele etti. Kendisi de başka şeylere yenik düştü herhalde dayanamadı. Ama o dönemlerde biz sizin söyledikleriniz bu önerilerin hepsini tartışıyorduk. Hatta bir zamanlar bakanlıklar olsun, işte özürlüler bakanlığı olsun. Ben şiddetle karşıydım. Şunun için karşıydım: Yani bakanlık olduğu zaman bir bakanlık neyi çözecek, yani öyle bir şeyden söz ediyorsunuz ki az önce şahit olduk. Sosyal Güvenlik Kurumu olarak benim sınırlarım bunlar, ben şunları yapabiliyorum dolayısıyla koordinasyon gereken bir şey. Bir tek bakanlığın da yapabileceği bir şey değil. Hele genel müdürlük veya daire başkanlıklarının yapabileceği bir şey hiç değil. O nedenle hatırlayacaksınız, şimdi yeni kurulan bakanlığa bağlanmadan önce Özürlüler İdaresi Başkanlığı vardı. Özürlüler İdaresi Başkanlığı ilk kurulduğu zaman ben Özürlüler İdare Başkanlığı Yüksek Kurulu’nda üyeydim. Bütün bunların hepsi tartışıldı ve doğrudan doğruya başbakana bağlı, yaptırım gücü olan genel müdürlüklerin, kurumların temsilcilerine zorunlu olarak orda olduğu ve orada alınan kararların da bir şekilde koordineli bir şekilde yürümesi söz konusuydu. Ondan sonra işte bu kanun çıktı vs… Ama inanınız bazı şeyler de yürümüyor bazen. Yani koordinasyonda, ekip çalışmasında yıllardır böyle bir sıkıntımız var. Bu bizim beceriksizliğimizden mi eğitimde ki sıkıntılarımızdan mı bilemiyorum. Neden özürlüler idaresi kapandı ve bu teşkilat Bakanlığın bünyesine geçti? Geçtiği zaman hizmetler daha iyiye mi gitti? Bunun mesela ciddi anlamda bilimsel olarak araştırılması lazım. Yani biz oturduğumuz zaman böyle oturuyoruz

Page 69: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

70 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

tartışıyoruz daha sonra gücü olan bir gurup, kesim, kişi ikna kabiliyeti yüksekse alıyor ve uygulamaya geçiyor. O zamanda ya hep ya hiçe biz çok alışık olduğumuz için toptan bunu böyle yapalım, toptan işaret dili kullanılsın okullarda. İyi de kardeşim işaret dili nedir? İşaret dilini öğretebilecek öğretmenin var mı? Sorgulayan var mı? Odyolog yetişsin. Odyoloji bölümlerini takır takır açıyor YÖK. Açtı. Kimler yapacak? Hocam diyor, mesela benim odyoloji geçmişim yok, ben odyolog değilim. Ondan sonra zorunluluktan böyle bir kurumda nasıl yapsın ve buradan biz bu sayıyı nasıl götürelim. Yani plan yapacaksak somut önerilerden kastım benim o. Birkaç tane somut öneri geldi. Onlar Fulya Hocamdan, Aycan Hanım’dan, Hakan Bey’den geldi. Şimdi onları biz maddeleştirelim.

FULYA YALÇINKAYA: Hocam izin verirseniz ben birkaç şeyi sözlü söyleyebilir miyim? Hocam ben sağ ve sol imüsfer ve korpus kalosum üzerinde uzun yıllar çalıştım 20 yıldır ve ben sağ kulak seçiminin çok yanlış olduğunu düşünüyorum implantta. Sol kulak seçiminin uzun vadede çok faydalı olacağını öneriyorum. Kulak burun boğaz uzmanının bunu bilmemesinin normal olduğunu çünkü dil ve konuşmanın işlenmesinin KBB ile bağlantılı olmadığını biliyorum. Şöyle izah edeyim. Sağ hemisfer sesleri algılıyorsa sol hemisfer işlemliyorsa ve dili oluşturuyorsa ilk başta sağ avantaj gibi görünecek ama sonra algılama seviyesi bittiğinde dile geçemeyecek sağ hemisfer. Ama sol yapılırsa önce zorlanır ama sonra dil işlemini kazanır. Ben o yüzden sol kulağa yapılması taraftarıyım. Sadece İsrailli doktor sol kulak dediği için yıllardır sol kulak yapıldı. Ben nerede olursa bunu söyleyeceğim. 20 yıl bunun üzerinde çalıştığım için derin tecrübelerimden söylüyorum. Sol kulak ameliyat için seçilmesi gerekir. İki kulaktan birisi seçiliyorsa…

HAKAN CINCIK: Bu bir araştırma konusu.

AHMET KONROT: Yani bu başka bir platformda tekrar ayrıntılı tartışılması gereken bir şey. Önerilerinizden birisi buydu ancak bu

Page 70: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 71

bizim önerilerimiz içinde yer alacak bir öneri değildir takdir edersiniz ki.

FULYA YALÇINKAYA: En azından farkındalık yaratmış oldum.

AHMET KONROT: Evet, somut önerileriniz… Yine ben Fulya

Hoca’dan yola çıkarak, çocuk ilkokula gitmeden önce okula

hazır mı testinin uygulanması, bu testi geçemeyenlerinde okula

gönderilmemesi gibi bir iddiada bulunuyorsunuz.

FULYA YALÇINKAYA: Gönderilmeyip dil için 6 yaşına gelene

kadar…

AHMET KONROT: Şimdi sevgili hocam bilemiyorum bu öneri çok

tartışma yaratır. Ben kendi kişisel görüşümü sonra söyleyeyim. Bunun

öneri olarak yazılıp yazılmaması konusunda bir şeyiniz var mı?

FULYA YALÇINKAYA: Değişiklik yapalım artık. Hep aynı gitti

yıllarca. O zaman okuyamayacak ki.

AYCAN BAŞ: Ek olarak hangi testin yapılması gerekiyor peki?

AHMET KONROT: Bunun için tarama testi olarak elinizde bir şey

var mı?

FULYA YALÇINKAYA: Evet, tarama testi olarak elimizde var.

Seminer verilecek, eğitilecek bu kişiler, onlar da okullarda gidip bu

testi yapacaklar. İlkokullarda. Yani bir gurup oluşturulacak bu konuda

bilen.

GÜLER DAĞIDIR: Bu işitme engellilere yönelik bir şey değil ki

genel.

FULYA YALÇINKAYA: Ama olmak zorunda.

GÜLER DAĞIDIR: Bu genel Milli Eğitim’e sizin vermeniz gereken

bir öneri mi?

FULYA YALÇINKAYA: Şu an işitme kayıplılar için burada olduğum

için onlar için konuştum.

Page 71: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

72 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

AYCAN BAŞ: Hocam bunu bir proje şeklinde birlikte de yapabiliriz. İSTKA projesi olarak verilip, tüm İstanbul genelinde uygulayabileceğinizi düşünüyorum.

FULYA YALÇINKAYA: Çok yorucu bir şey buna gönüllülerin girmesi gerekir. Ama ben bilim kadını olarak doğrusunun bu olduğunu söylemek zorundayım aksi takdirde olmaz.

AHMET KONROT: Şimdi bu da bir araştırma çalışmasının sonucunda ortaya konulması gereken bir öneri çünkü bu bir sistem değişikliği önerisi. Bir gerekçesi, sağlam bir alt yapısı, bilimsel bir araştırması olmadan böyle bir öneriyi hemen gündeme getirmesek daha iyi olur.

FULYA YALÇINKAYA: Ben 20 yıldır çalışıyorum hocam. 80 Hasta alıyorum ayda Türkiye çapında.

AHMET KONROT: Olabilir, yapabilirsiniz ama bunun karar mercii olarak, böyle bir şey olsun diye…

FULYA YALÇINKAYA: Hayır hayır ben önerimi sundum.

AHMET KONROT: Yani siz bu farkındalığı verdiniz aklımıza bir şeyler soktunuz dolayısıyla…

FULYA YALÇINKAYA: Aynen öyle. Teşekkür ediyorum ben farkındalık oluşturmak istemiştim.

AHMET KONROT: Farkındalık olması açısından ilkokul birinci sınıfa giden çocukların santral işlemleme fonksiyonlarının değerlendirilmesi taraması da benzer şekilde, aslında bu da yine bir ekip çalışması proje çalışması. Belki bu konuda bilemiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı aslında bunların adresi. Muhatabı orası. Çünkü oralarda bu tür çalışmaların yapılabilmesi için bunların Milli Eğitim Bakanlığı’na verilmesi gerekiyor. Dolayısıyla adres yine belediyeyle ilgili olmadığı için somut bir şey çıkmaz, sadece yazılmış kalır. Sınıfların gürültüden onarılması konusunda belki belediyeler… Ama sayın müdürüm artık cihaz bile dağıtamadıklarını, böyle tekerlekli sandalyeydi, şuydu buydu gibi

Page 72: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 73

şeylerle belediyelerin uğraşmadığını o yetkilerinin kendilerinde olmadığını söyledi. Benzer şekilde bu da yine Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğu altında. Siz böyle ne bileyim hocamın önerdiği gibi pilot bir iki şeyde gidip belediye etkinliği olarak, belki okullardaki sınıfların akustik düzenlenmesi konusunda bir şeyler yapabilme gücünüz var mıdır o kadar mali gücünüz? Kaynağınız?

FULYA YALÇINKAYA: Bir tane pilot yaparsınız diğerlerine model gösterirsiniz.

TANER AÇIKEL: Ona bir şey diyemeyiz hocam şu anda.

AHMET KONROT: Dediğim gibi Milli Eğitim Bakanlığı… Özel eğitim süresinin uzunluğu konusuna bakarsak, özel eğitim konusu ayrı bir konu hocam. Samimiyetle söylüyorum. Çünkü Türkiye’deki özel eğitim konusunda daha hala çıkmazlarımız var. Yani özellikle işitme özürlülerin eğitimi konusunda baktığınızda, örneğin biliyorum ki Biruni Üniversitesi bu sene işitme engelliler öğretmenliği programını açmak istedi. Taner Bey sizin öyle öneriniz vardı ya. İşitme engellilerin öğretmenlerinin sayısının arttırılması. YÖK artık diyor ki sağırlar okullarının (eski adıyla sağırlar okullarının) şu anda işitme engelliler okulu diyorlar. Ben o tabire de pek sıcak bakmıyorum aslında işitme engelli tabirine. Okulların kapanması nedeniyle özel eğitimde işitme engelliler öğretmenine ihtiyaç olmadığı gerekçesiyle programın açılmasını durdurdu galiba. Zaten özel eğitim öğretmeni yetiştirme politikasında da bir değişiklik olacak. Bu konuda bir çalışma yapılıyor. Bildiğim kadarıyla Milli Eğitim Bakanlığı özel eğitimde benim dâhilimle 7 tane ana bilim dalından oluşarak bölümleşme süreci 1983 yılı, 1989 yılında işte bölüm oldu hatırlayacaksınız. Şimdi o belki tek bölüme düşüp belki özel eğitim öğretmeni yetiştirme modelimiz de değişecek. Çünkü oradaki sıkıntılar da yaşayarak öğrenildi. Dolayısıyla o da temenni olarak olabilir ama temennin öteye geçemez bazı önerilerimiz. Ama somut önerilere baktığımız zaman mesela belediyenin işine çok yarayacak olan ve belediyeciliğinde görevleri

Page 73: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

74 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

içerisinde olan bir öneriyi Hakan Hocam söyledi. Bölgenizdeki işitme özürlülerle ilgili ne tür çalışmalar yapabilirsiniz.

1- Mahallenizde, belediyenizde, bölgenizde kaç tane işitme engelliniz var? Yaş guruplarına bakılmalı. Hiç kimse bakın bizden söz etmedi. Hep çocuklardan söz etti. Zannetmeyin ki böyle kalacaksınız. Benim yaşıma geldiğiniz zaman iki tanenizden bir tanesi yaşlılığa bağlı işitme özrüne sahip olacak. Benimkisi çocukluktan itibaren ama bir de üstüne yaşlılığa bağlı işitme özürlülük ekleniyor. Dolayısıyla belediyenin ciddi anlamda bu konuda yapabileceği ciddi şeyler var.

2- Nasıl vatandaşa hizmet götürmede bir takım yiyecek içecek, yakacak yardımı yapıyorsa neler yapabilir işitme özürlülere. Cihaz yardımını almış Sosyal Güvenlik Bakanlığı ama Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile iş birliği yaparak bunun dağıtım koordinasyonunu ya da takibini belki bir şekilde yapılabilir. Mesela rehber konusu son derece güzel bir şey. Böyle tanıtıcı bir broşür olabilir. Beyaz Masa’nız var belki de yapıyorsunuz. Onları mesela biz şunu şunu yaptık diyebileceğiniz şey. Yani sizin yetkiniz içerisinde olup da, ben belediyemdeki işitme özürlülere şunları yaptım. Mesela diyor ki bir belediye başkanı “Ben down sendromlulara kafe açtım, bu kadar kişiyi istihdam ettim. Ben şu kadar işitme özürlüyü istihdam ettim.” Ankara’da var Eskişehir’de var. Yani artık belediyelerde birbirinden görerek harekete geçiyorlar. Eğitim, eğitime bulaşmak istiyorsunuz herhalde ki merkezler açıyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı’nın içinde olmasına karşın belediye engelliler merkezleri açıyor.

TANER AÇIKEL: Hocam o konu üzerinde bir düzeltme yapmam lazım. Milli Eğitim Bakanlığı 17 yaşına kadar engelli gruplarına eğitim veriyor. Ama 17 yaşından sonra herhangi bir kişinin gidebileceği ne bir rehberlik araştırma merkezi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okul

Page 74: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 75

bulunmuyor. Biz yalnızca 17 yaşından 34-35 yaşına kadar olan kişileri destekliyoruz. Ki bu yıl 33 dedik. O yaşa kadar bu kişileri desteklemiş oluyoruz. Tabi herkese bu hizmeti veremiyoruz.

AHMET KONROT: Asıl en güzel şeyi de siz söylediniz. Zaten söyleyeceğim de oydu. Yani eğitime dediğim zaman o eğitim değil mi? O da eğitim. Yani şimdi siz baştan bir özrü olan kişiye bir takım milli eğitimin verebildiği eğitimden sonra artık yapacağı bir şey kalmadığında o boşluğu doldurma çok güzel bir proje. Bunu nasıl yaygınlaştırabiliriz?

TANER AÇIKEL: Biz mesela bu alanda tabi özel eğitimcilerimiz de ok fazla kadromuzda bulunmuyor, yeni yeni alınıyor. Önümüzdeki yıl 10 tane yazdık. Bu arada herkese duyurulur. Zihinsel engelliler, işitme engelliler, görme engelliler gibi değişik alanlarda yetişmiş olan uzmanlar varsa, biz o uzmanları istihdam edeceğiz. Burada merkezlerimize nasıl rehberlik araştırma merkezlerine haftanın belli günleri gidip bir saat iki saat seanslar oluyor veya bir günlük seanslar oluyor. Biz de gelen kişilere çocuk gelişimcilerimiz, psikologlarımız, sosyologlarımız (sosyologlarımız danışmanlık veriyorlar, psikologlarımız ailenin ya da işitme engelli bireyin bir sorunu varsa onla alakalı çözüm üretmeye çalışıyor) gibi birçok alanda destek vermeye çalışıyoruz.

AHMET KONROT: Peki, güzel ama bağışlayın beni yaptığınız verdiğiniz hizmet son derece takdir-i şayan. Yani hakikaten takdir edilmesi, teşekkür edilmesi gereken bir şey ama amacına ne kadar ulaşıyor boyutunun mutlaka araştırılması lazım. Yani orada verilen eğitimin ne kadar fayda sağladığının sınanması lazım. Üniversiteleri bu şekilde mutlaka zorlamalısınız. Yani demelisiniz ki kardeşim gelin, personel bulup da çağıracağınıza, bir saat iki saat aileyi kurtarıyorsunuz öğrenciye “mış” gibi yapıyoruz. Orada eğitim veriyormuş gibi yapıyoruz. Öyle yapıyoruz maalesef yani. Özel eğitim merkezlerinde pek çok kişi bu şekilde çalışıyor. Yani tenzih ederim çok

Page 75: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

76 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

iyileri de var. Çok ciddi çalışanlar var. Çok güzel çalışanlar var. Ama bazıları yapıyormuş gibi yapıyorlar, aile de memnun nereden bilecek, bilmiyor ki. Giden de memnun çünkü böyle olacağını zannediyor. Nereden bilsin? Dolayısıyla siz o üniversitelere bakın biz bunu yapmaya hazırız, bir şeyleri de yapmış olmak için değil gerçekten yapmak için buradayız. Onun için ne olur gelin bize bir proje yapın. Programınız işe yarıyor mu yaramıyor mu? Bu araştırmayı yaptırın bence yani bu önemli bir şey. Onu yaptığınız zaman bakın ondan sonra Belediyeler Birliğiniz var. Belediyeler Birliği vasıtasıyla siz bunları yaygınlaştırma konusunda modeller oluşturabilirsiniz. Binasından personeline, programına kadar. Çalışan kişiler iş kazaları sonucunda işlerini kaybediyorlar. Yani sadece sizin orada işitme özürlüler vs. değil. İş kazalarından sonra malulen emekliliğe ayrılanlara belediye nasıl yardım edecek nasıl destek olacak? Sadece erzak götürüp getirmek veya bir şey vermek yerine, o kaynağa belki o kişilerin onu kazanabilecek hale dönüştürmeleri için çok güzel çalışmalar yapılabilir. Dolayısıyla gerçekten çok fazla böyle büyük büyük, uzun maddelere ihtiyacımız yok diye düşünüyorum. Tanı tedavi boyutunda sizin ne gibi zorluklarınız var belediye olarak? Mesela merkezinize gelen kişilerin tanılanması, tedavisi konusunda bir şeyleriniz var mı?

TANER AÇIKEL: Bize müracaat eden kişilerin zaten tanısı koyulmuş oluyor. Biz bununla alakalı doğru adreslere yönlendirilmeleri, gerekenleri yapıyoruz. Bunun dışında tanı ve tedaviyle ilgili başka bir merkezimiz yok. Bizim bu alanda ille bu işi yapalım diye bir şeyimiz de yok. Biz Engelliler Müdürlüğü olarak bize gelen insanların doğru bir eğitim alabilmesi ya da verebildiğimiz hizmetin pozitif bir şeyler yansısın diye bunun çabasındayız. Bizim 500 tane personelimiz var. Yaklaşık 30’a yakın sosyoloğumuz, psikoloğumuz, çocuk gelişimcimiz var. Birimlerimizin her birine istihdam edilmiş durumdalar. Şu anda özel eğitimcilerimizin sayısını arttırmaya çalışıyoruz ki arkadaşlarımız insanlara doğru yönlendirmeler yapabilsinler bu alanda yanlış bir iş yapmayalım. Aslında biz yanlış bir iş yapılmasını hem kendi

Page 76: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 77

kurumumuzda hem de diğer kurumlarda istemeyiz. İstanbul

Büyükşehir Belediyesi’nin diğer bütün kurumlara örnek bir yapısı

var. Bizim imkânlarımızın işitme engelli ailelere pozitif şekilde

yansıması çabamızdır. Belki de referans belediye. Yani bu anlamda

bir referanstır demiyorum ama referans bir belediye duruşumuz

var gerek bütçemizle, gerek imkanlarımızla. Biz bu imkanları işitme

engelliler ve ailelerine pozitif yansıması için çalışıyoruz. Bizim

ekibimizin yetişmesi. Bizim bütün çabamız bu. Bizim ortalama

söyleyeyim 7 yıldır bu alanda çalışan arkadaşlarımız var. Birçok

vaka görmüş birçok engel grubunu görmüş arkadaşlarımız var. Bu

arkadaşlarımızın da yetişmesi açısından kurumumuza ve kendilerine

katkı açısından da bunu çok önemsiyoruz. Sizlerle olan iş birliğimizi

de çok önemsiyoruz. Atılacak adımlar için belki bir başlangıç yaptık.

GÜLER DAĞIDIR: Tam burada bir öneride bulunabilir miyim?

Çok büyük bir kurumsunuz, güzel çalışıyorsunuz. Yakından da takip

ediyoruz. Size herkesin ulaşma imkanı çok kolay. Siz hastanelerle

iş birliği içerisine girip işitme engelli olduğu veya hastanedeki kişi

çocuğunun işitme engelli olduğunu saptadı. Sizin bir danışma

merkeziniz olsa. Bir sürü engelli merkeziniz var. Buralarda bir danışma

birimi kursanız. İşte hocama yönlendirseniz, bana yönlendirseniz. Bu

organizasyonu yapsanız işitme engelliler için. Doğru cihazlandırmayı

nereden yapabilir? Nereden odyolog bulabilir? Nereden eğitim

alabilir? Bütün bunları bir üstlenme görevi sizde olsa? Koordinatörlük

görevi nasıl olabilir?

TANER AÇIKEL: Bizim bu anlamda şöyle bir handikabımız var.

Şimdi resmi bir kurumuz. Resmi bir kurum olmamızın hasebiyle böyle

bir teşhiste bulunacak olan yönlendirmede yine resmi kurumlar

üzerinden olabilir. Yani öbür türlü algı, bize düşen sorun yansıması

açısından da önemli ama yani bilmiyorum haksız mıyım burada?

AHMET KONROT: Kesinlikle haklısınız.

Page 77: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

78 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

GÜLER DAĞIDIR: Hocam orada onu diyor bana geliyor sen cihaz firmasıyla çalışıyorsun beni o cihaz firmasına gönderdi diyor. Siz diyorsunuz ki resmi kurum. Nereye gidecek bu insanlar? Bir çözüm gösterin bana.

HAKAN CINCIK: Bilgilendirme olabilir. Şu kurumların size faydası olabilir. Şöyle bir sivil toplum kuruluşu var. Şu bölgelerden ücretsiz cihaz elde edebilirsiniz şeklinde olabilir.

AHMET KONROT: Bakın aslında Hakan Bey’in dediği şey aslında sarı sayfalar gibi bilgilendirici bir paket. Bu paketten sonra kişiler istedikleri yere gidebilirler. Sağlık sisteminde de onu yerleştirmeye çalışmıyorlar mı? Şimdi iyi yönlendirme her zaman zor bir iştir. Yani yönlendirmenin içerisine her zaman bu tür söylentiler girer. Bana bir konuşma terapisti önerir misin hocam? Hangi birisini önereyim? Önerdiğim zaman gitti memnun kalmadı. Hocam senin gönderdiğin kişiden ben hiç memnun kalmadım. Ben bu yükümlülüğü ne diye alayım? Hoca acaba bununla anlaşıyor mu? Bütün bunların hepsi söylenebilir. İnsan odaklı olunca bunların hepsi olabilir. Dolayısıyla bilgilendirme adı altında dedik. Gönüllü kuruluşları, sivil toplum örgütlerini o açıdan çok önemsiyorum. Çünkü gönüllü kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin hiçbir yerle, hiçbir bağlantısı yok. Sizin için de çıkar o söylenti. Dolayısıyla o kadar zor ki, dünyanın neresine giderseniz gidin öyle. Cochlear implantları ilk başlattığımız zaman 1986’da, arkasından yavaş yavaş diğer hastanelerde, İzmir Hastanesi’nin kulak burun boğaz şefi hocamız, hani sabahki tartışma oldu ya işte öyle cihazların benzeri falan diye, ben dedi sıraya koyarım arkadaş dedi. Birisine nükleus yapıyorsam, öbürüne medel yaparım bilmem neden yaparım… Şimdi bunun bilimsel açıklamasını da yapamazsınız. Yani insanlar bu türlü şaibelerden ve olumsuzluklardan da kaçındıkları için bilimsel olmayan tavırların içerisine de ister istemez gidebiliyorlar anlatabiliyor muyum? Kimse bana işte cihazcılarla anlaştı da görüntüsü olmasın diye. Yahu belki

Page 78: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 79

çocuğa o cihaz değil de bu cihaz daha iyi olacak. Onun kararını odyolog verir.

FULYA YALÇINKAYA: En iyi Burak hoca bilir her odyolog bilir.

BURAK ÖZTÜRK: Hocam şimdi burada temel sıkıntı şuradan geliyor. Hepimiz konuşuyoruz. Tanı koyuyoruz diyoruz ya. İşitme kaybı var. Onu babam da der. Bir daha söylüyorum. Mesele orada değil. İşitme kaybının ne meselesi o. Orta kulak. Orta kulakta olduğunu zaten görüyorsun. Neresinde bu? Sensör mü? Nöral mi? Beyin mi? Santral mi? Bir kere bunun tanılanması olmadan siz istediğiniz kadar işitme cihazı verin. Zaten işitme cihazları belli. Sen nöral hastaya da cihaz veriyorsun. Sensör hastaya da veriyorsun. Sonra da bekliyorsun ki ikisinde de orta derecede işitme kaybı vardı. Bu faydalandı da, bu niye faydalanamadı. Sen adamı toptan görürsen sensör nöral diyorsun ikisine de aynı cihazı veriyor. Ne olduğu da belli değil zaten cihazı veriyorsun. Rehabilitasyon olarak da cihaz veriyoruz şimdi. Hep kavram var, kayıp var, cihaz var. Arada ameliyata giriyor çıkıyor bir şeyler oluyor. Hastaya göre değişir. Bir de implant var. Şimdi bunların hepsi kâğıt üzerindeki laflar. Şimdi ben orada Taner Bey’in dediği laflara çok katılırım. Bir sürü şeyler sıralamış. Ne? Nerede? Falan… Buradaki temel mesele “kimdir”. Bir daha söylüyorum sabah yine söyledim. Siz ehil ve liyakat sahibi insanlara bu işi yaptırmazsanız ki bugüne kadar herkesin bir mazereti vardı. Yoktu. Artık var. Geliyorlar da. Şimdi mesele burada bitiyor. Birincisi hocama katılmam odyoloji multidisipliner bir alan değildir. Odyoloji spesifik bir alandır.

AYCAN BAŞ: Cihaz yapımı anlamında söyledim hocam.

BURAK ÖZTÜRK: Doğrudur. Ben yanlış anlamış olabilirim. Burada “kim meselesi” çok önemlidir. Buradaki kim meselesi çözülmediği sürece biz bunları sabahtan akşama kadar tartışırız. Ben kendim hastanın ameliyat olacağını görmüyor muyum? Görüyorum. Hastaya ameliyat olacaksın diyor muyum? Demem ben hekim değilim. Benim

Page 79: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

80 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

işim değil. Hekiminize gidin diyorum çünkü uygun görür görmez. Hekimin adına karar vereceksem o insan ne yapacak? Ayrıca ben onun işini bu kadar iyi anlıyorsam ben niye hekim değilim? Burada bir saçmalık var. Şimdi herkesin bir kendi işini yapması lazım. O yüzden ben öneri olarak söylüyorum belediye bir şeylerde yol almak istiyorsa lütfen ama lütfen üniversitelerin odyoloji bölümleriyle iletişime geçsin. Alternatif olarak odyometri bölümleriyle ama odyometri bölümleri de odyoloji bölümleriyle muhataptır. Şimdi şu bir gerçekliktir. Hocam siz biyofizik bölümü diyorsunuz. Benim dönemimde odyoloji okulu yoktu ama yeni yeni oldu. Biz de odyoloji uzmanıyız diyelim. Odyolog demeye gene ağzım varmıyor. Çünkü lisans mezunları odyologtur. Lütfen bu uyumu buradan çıkartalım hocam. Çünkü bu kim meselesi çözülmezse bugün hiçbir şey çözülmez. İşitme cihazı kullan şuraya git. Orada kim var Allah aşkına? Sertifikalı insan olabilir. Hocam cihaz kullanması gerekir diyor. Gidiyor işitme cihazı firmasına kim var kim ne yapıyor yani? Hocam kendi çok dürüst davranıyor. Çoğu KBB ekibinin işte nedir dil yuvası falan inanın oradaki de bilmiyor hocam. Bir de biz ondan rehabilitasyon bekliyoruz yani. Olay şuna dönüyor. Kabloyu takıyor iki tane düğmeye basıyor. Amca duyuyor musun? Duyuyorum oğlum çok iyi. Hadi Allah bereket versin 1,5 bin lirayı koy cebine. Bu mu mesele yani? Sonra amca onu itinayla evine gidince kullanamıyor. Mendilinin içine koyuyor. Çekmeceye koyuyor. Benim tek önerim bu “kim meselesi” çözülmeli. Burada belediye bu konu üzerinde çalışmalı.

HAKAN CINCIK: Bir şey söylemek istiyorum. Sizin çalıştığınız yerlerde hasta bakma kapasitesi var mı? Belediye bölgesinde bulunan eğitim kurumundan bir iki çocuk seçip sadece orayı test etmek amaçlı size yollayabilir ve siz de bu çocuğun işi iyi gidiyor burası olumlu bir yer diye fikir beyan edebilirsiniz. Bir ikisini size yollar, bir ikisini Biruni Üniversitesi’ne yollar, bir ikisini Üsküdar Üniversitesi’ne yollar.

BURAK ÖZTÜRK: Bu arada ben üniversite reklamı olmasın diye

Page 80: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 81

söylemedim ama yeri geldi siz söylediniz iyi oldu. Odyoloji kliniği tam teçhizatlıdır. İşitme cihazı laboratuarı, cochlear implant laboratuarı ve tanısal laboratuarı her şeyi ile hazır durumdadır. Şu an zaten bitmek üzere. O yüzden zaten bu iş için bu var. Yani odyolojik tanılama vardır. Odyolojik tanılama vardır bir de. Odyolojik tanılama meselesi odyologda biter. O çok acil bir durum.

HAKAN CINCIK: Belediye bu bölümlerin hepsinden faydalanabilir.

BURAK ÖZTÜRK: Üniversite açık Belediyeye. Bunu da yapacak ise biz hazırız.

HAKAN CINCIK: İstanbul belediye sınırları içerisinde böyle bir sürü problemli kişi var. Yönlendirme sadece…

TANER AÇIKEL: Hocam ben de bir düzeltme yapmak istiyorum. Şimdi biz bu çalıştayda kendi üzerimize alacağımız olan şeyleri not ettik, bir takım sonuçlar çıkaracağız ama buradan sadece bizim almamız gereken şeylerin çıkmaması lazım. Yani İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin destek vereceği ekibiyle, ekipmanıyla bu işin içerisinde olabildiği kadarıyla yani olabildiği kadarıyla derken sınırlarımızı aşmadan belli sınırı koruyarak yapabileceğimiz her şeyde yanınızdayız ama konu başlığımız “işitme engelliler için geleceği planlamak” derken bahsettiğimiz önerileri ben onun için söyledim. 20 yıl önce şu tabloyu göremezdik ya da 5 yıl önce bunu göremezdik. 4 yıl önce bunu göremezdik. Ama bugün bunu görüyor olmamız ben hani dedim ya ölsem de gam yemem bu çok önemli bir aşama. Bu bizim vermiş olduğumuz öneriler de kurumsal anlamdaki yapılanmada çok önemli hocam.

AHMET KONROT: Peki, çok teşekkür ediyorum. Değerli katılımcılar yani ben saate uymak durumundayım. O bakımdan böyle telaş ediyorum. Bu konular hiçbir zaman bitmez. Yani bu raporlar çok yazılacak. Yazıldı zamanında dinlenmedi bazıları dinlenerek bir yerlere gelindi. Bundan sonra inşallah gelinir. Tekrarında yarar var

Page 81: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

82 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

diye Taner Bey dileklerini dile getirdi. Peki, benimkisi zaten sadece bir öneriydi. Daha somut bir şeydi diye. Biz zaten o görevi ve ödevi aldık. Biz ev ödevimizi biliyoruz bundan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, Tuzla Belediyesi olarak bu konuda yapacağımız şeyler belli. Sizlerden zaten notlarımızı aldık. Ama bildirimizde bütün bu konuşulanlarda ortaya sunulursa iyi olur diye bir ifadede bulundunuz. Raportör arkadaşlara ben sizlerden gelen yazılı önerileri vereceğim, onlar derlerler, toparlarlar. Hepinize katkılarınız için çok teşekkür ediyorum. Gerçekten çok keyifli ve verimli bir toplantı oldu.

Page 82: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 83

II. BÖLÜMEĞİTİM VE İSTİHDAM MASASI

Page 83: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

84 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

KATILIMCI LİSTESİ

Oturum Başkanı

Uzm. Ali Kaymak Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü

Katılımcı

Öğr. Gör. Yasemin Akdemir İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Çocuk Gel. Böl. Öğr. Gör.

Uzm. Songül Altınsaçlıİstanbul Üniversitesi Engelliler Uyg. ve Araş. Mer. Öğr. Koor.

Süreyya Kumruİstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Merkezi Mdr. Yrd.

Duygu SavaşTürkiye İşitme ve Konuşma Reh.Vakfı İşitme Eng. Öğrt.

Buket DemirelAile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Sosyolog İşaret Dili. Eğt.

Hakan Erdoğan Fatih Mimar Sinan İşitme Engelliler Oku-lu Md. Yrd. Sınıf Öğrt.

Hüseyin Taner Kucur İşkur Beyoğlu Şubesi İş ve Meslek Danışmanı

Yücel Yıldızhan Bahçelievler İl Meclis Üyesi

İpek Esenİstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Md. İstihdam Sor.

Hayrunnisa Gönen Tuzla Belediyesi Engelli Komisyonu Başkanı

Vedat Karahan Beylikdüzü Rehberlik Araştırma Merkezi İşitme Eng. Öğrt.

İşaret Dili Tercümanı

Demet Gürbüz İşaret Dili Tercümanı

Page 84: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 85

I. OTURUMKONUŞMALAR

HAYRUNİSA GÖNEN: İşitme engelli çocuklarla oyun oynamak önemli. Yönlendirme konusunda engelliler zorluk yaşıyor. Çoğu ne yapacağını bilmiyor. Önce hastaneden engelli raporu almalılar ve ondan sonra RAM’a giderek oradan da okullara yönlendirilmeleri gerekiyor. Kaynaştırma eğitimine tabi olmalılar. Sosyalleşmeleri için bu çok önemli. Sınavsız olarak ortaöğretime ve Anadolu üniversitesine gidebilmeliler. Çocuklar kendi okullarından çıkıp, saat 16:00’dan sonra geliyorlar bizim merkezimize ve tüm branşlarda çok güzel çalışmalar yapıyoruz. Tuzla belediyesi engelli çocuklara saat 16:00’dan sonra hizmet veriyor. Burada çocuklara farklı etkinlikler yaptırılıyor. Tiyatro çalışmaları, folklor çalışmaları, pandomim çalışmaları yapılıyor.

HAKAN ERDOĞAN: Mimar Sinan İşitme Engelliler Okulu’nda sınıf öğretmeniyim ve aynı zamanda müdür yardımcılığı yapıyorum. Uzun zamandır işitme engellilerin içindeyim. Yaklaşık 16-17 yıldır görev yapıyorum. Bizim çocukların sosyal ortamlarda daha çok yer bulabilmesi, diğer akranlarıyla paylaşım içerisinde olmaları gibi konuların üzerinde biraz daha durulması gerektiğini düşünüyorum. İşitme engelli çocuklar kendi okullarında ve kendi çevrelerinde pek sorun yaşamıyorlar. Ancak dışarıya çıktıklarında toplum içerisinde, çocukluk dönemlerinde parka gittiğinde arkadaş edinecek. Daha ileriki yıllarda ilköğretim veya liseyi bitirdiğinde bir uyum problemi yaşıyor. Bunun için sadece işitme engelli aileleri değil, normal okullar da aile eğitimleri, ailelerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Birisi geliyor, “Ben bu çocuğu işitme engelliyi bu sınıfta istemiyorum.” gibi şeyler söylüyor. Neden bunu söylüyor? Bu sıkıntılar çocuklara yansıyınca biz eğitmen olarak üzülüyoruz. Kaynaştırma eğitimine gönderdiğimiz çocuk kenarda itilmiş durumda. Velinin isteği, okulun kabul etmemesi gibi durumlarla karşılaşılıyor. Dolayısıyla bu çocukları bu okullara kazandırmamız gerekiyor. Sadece işitme engelliler okulları veya özel

Page 85: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

86 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

eğitim merkezlerinde değil tüm okullarda seminerler düzenlenerek öğrenciler özel eğitim hakkında bilinçlendirilmeli. Sadece engelli ailelerinin değil. Yani toplumun bu konuda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor. Okul öncesi eğitime değinmek istiyorum. Türkiye’nin en büyük işitme engelliler okulundayız. İşitme engelli sayımız 250-300 civarında. Okul öncesi eğitime kayıt oldukça az. Ortada çocuk yok. Veli geliyor bilinçsiz nereye başvuracağını, nasıl yapacağını, nereye gideceğini, ne sıkıntılar içinde olduğunu anlatıyor. Aile eğitimi, seminerler, sosyalleşmeden bahsettik. Okullarda işitme engelliler sınıfı açılarak orada eğitimlerine devam etmeleri daha uygun görülüyor. Neden çocuklar Büyükçekmece’den Beylikdüzü’nden, Avcılar’dan, Esenyurt’tan, yaklaşık 2 saatlik yoldan Fatih’e gelsinler? Oradaki ilkokul, ortaokulların bünyelerinde sınıflar açılmalı. Kısaca bahsedeceğim konular bunlar.

ALİ KAYMAK: Çok teşekkür ediyorum. Şu ana kadar gayet iyi gidiyoruz. Konu olarak ben tekrar bir hatırlatma daha yapmak isterim. Masamızın başlığı dolayısıyla, katkı ve konuşmalarımız eğitim ve istihdam üzerine yoğunlaşacaktır diye tahmin ediyorum.

VEDAT KARAHAN: Beylikdüzü Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde işitme engelliler öğretmeniyim. İşitme engellilerin eğitim süreçlerine değineceğim. Türkiye’de işitme engellilerde okul öncesi eğitim 36 aydan sonra zorunludur. Sonra hazırlık sınıfları, daha sonra da normal ilköğretim süreci başlamaktadır. İşitme engellilerin eğitim süreçleri, diğer okullarda tam zamanlı kaynaştırma eğitimi, bu okullarda açılan özel eğitim sınıflarında, işitme engelliler okullarında, rehabilitasyon merkezleri ve işitme engelliler için açılmış özel eğitim meslek liselerinde devam etmektedir. Yüksek eğitim ise sadece Eskişehir Anadolu Üniversitesi Engelliler Meslek Yüksekokulu’nda eğitim verilmektedir. İşitme engellilerin eğitim süreçlerinde 3 farklı yöntem kullanılmaktadır: Doğal işitsel-sözel yöntem, işaret dili, total yöntem. Doğal-işitsel-sözel yöntem sadece konuşmaya, duymaya, anlamaya

Page 86: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 87

dayalı bir yöntem. İşaret dili yönteminde eğitim sürecinde sadece işaret dili kullanılmakta. Total yöntemde ise, doğal işitsel-sözel yöntem ve işaret dili bir arada kullanılmaktadır. Bu da öğretmenin yetenek ve kapasitesine göre değişmektedir. Eğitim süreçleri maalesef çok sorunlu geçmekte. Bunların en başında; ailelerin eğitim süreçlerine yeterince katılmaması, kaynaştırma öğrencilerimizin sorunlar yaşıyor olması, okullarda sınıfların çok kalabalık olması, mesela sınıfta 50 öğrenci var 1’i kaynaştırma öğrencisi, öğretmen ne yapacağını bilmiyor ve onu sınıfta yük olarak görüyor. Bu durum işitme engelli öğrencileri de olumsuz yönde etkilemekte. EKPSS konusuna gelince, bu sene Fatih Özel Eğitim Meslek Lisesi’nden yaklaşık 40 öğrenci EKPSS sınavına girdi ve en yüksek 75 puan alındı. Ancak bu öğrencilerin hiçbirinin ataması yapılmadı. Sebebi, 25 desibel yani çok hafif işitme kaybı olan bir insanla 90 desibel işitme kaybı olan bir insan aynı kefeye konularak aynı sınava sokuldu. Bu anlamda sınav kimseden görüş alınmadan yapıldı. Orta ve ileri derece işitme kaybı olanların haklarının yenildiğini, adaletsiz bir sınav olduğunu düşünüyorum. Öğrencilerimiz iş konusunda da büyük sorunlar yaşıyorlar. Mezun olanların işle ilgili sıkıntıları var. Onlara verilen işler genellikle temizlik gibi fiziksel güce dayanan işler. Oysaki öğrencilerimizin mevcut durumlarına, kapasitelerine göre yapılacak yerleştirmelerin daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyim. Üniversite eğitimleri de kısıtlı. Öğretmenler sınıfta işitme engelli öğrencim var bunun için ne yapabilirim, hayata kazandırmak için ne yapabilirim diye düşünmemekte. Onların da temel görüşü sınava girer, puanını alır kazanır ya da kazanmaz beni bağlamaz şeklinde…İş yaşamında da bu öğrencilerin takibi yapılmıyor. İşyerinde sorunları olabiliyor, maaşı yetersiz gelebiliyor, sevmediği bir iş olabiliyor ama katlanmak zorunda oluyor. Söyleyeceklerim bunlar.

DUYGU SAVAŞ: Türkiye İşitme ve Konuşma Rehabilitasyon Vakfı’ndan katılıyorum. 2 yıldır işitme engelliler sınıf öğretmeniyim. Öncelikle okulumuzun programından bahsetmek istiyorum. Daha

Page 87: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

88 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

sonra istihdamla ilgili birkaç şey söyleyeceğim. Okulumuz daha ziyade 0-6 yaş okul öncesi döneme yönelmiştir. Ama ilköğretim ve orta öğretime devam eden öğrencilerimiz de var. Biz daha çok 0-6 yaş aralığına yöneldik. Özellikle bebek öğrencilerimizden başlayarak onları sosyal hayata dahil etme amacındayız. Çocukların en fazla problem yaşadığı alan sosyal iletişim olduğunu düşünüyoruz. Bu amaçla okulumuzda lise ve üniversite öğrencileriyle birçok etkinlik yapıyoruz. Bu çocukları diğer öğrencilerle kaynaştırmaya çalışıyoruz. Çünkü bu çocukları mezun ettiğimizde istihdam etmede en çok yaşadığımız problem sosyal iletişim. Bu çocuklar özgüvenleri tam gelişmediği için, uzakta duruyorlar, kendilerini ifade edemiyorlar ve bu nedenle istihdam problemi yaşıyorlar. Bir de iş yaşamına başlayan öğrencilerimiz de var. Bunlarda da özellikle işaret dili kullanan arkadaşlarımızda engelli olmayan insanların işaret dili bilmemesi dolayısıyla iletişime geçemiyorlar. Pek çok iletişim problemi yaşıyorlar. Bu anlamda işaret dilinin yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü duyabilen vatandaşlarımız kadar duyamayan vatandaşlarımız da var ve onlarla iletişime geçmemiz gerekiyor. Bizler üniversitelerde işaret dili eğitimleri veriyoruz. Bir konu daha var. Öğrencilerimizle özellikle kaynaştırma uygulamasında problem yaşıyoruz. Çocuklarımızı istihdam edeceğiz ama öncelikle okul hayatlarını bitirmeleri gerekiyor. Okul yaşamlarını daha ziyade kaynaştırma sınıflarında özellikle cihaz kullanan öğrencilerimizin, cochlear implantı öğrencilerimizi okullara gönderdiğimiz de öğretmenlerinden şöyle tepkiler alıyoruz, FM sistemi var bilirsiniz yakaya takılan, öğretmen “Bu bende çok garip duruyor ben bunu takamam.” diyor. Bu şekilde tepkiler aldığımız oluyor. Anaokulu öğrencilerimizin durumuna baktığımızda, öğretmenler diyor ki düşer, cochlear implantına bir şey olur, biz bu çocuğu okula alamayız. Bu şekilde çocukları daha da dışlamış durumdalar. Zaten çocukların özgüven problemi var ve veliler kaygılı. Çocuklar bu şekilde normal okullardan da dışlandığında problemleri daha çok artıyor.

Page 88: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 89

Söyleyeceklerim bu kadar teşekkür ederim.

YASEMİN AKDEMİR: İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü’nde öğretim görevlisiyim. Yüksek lisansım zihinsel engelliler öğretmenliği. Aslında branşım otizm ama bütün engellilerle ilgiliyim. İstihdamın eğitime bağlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü herkesin eninde sonunda bir diploması oluyor ve diploması olmayanları da beden gücüne dayalı işlerde çalıştırıyorlar. Ben öğretmenlerde iyileştirme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü tam zamanlı kaynaştırma olarak okula devam eden öğrencilerin bilişsel gelişim sürecinin olumsuz etkilendiğini düşünüyorum. Çünkü anlama, konuşma, okuma, yazma gibi iletişimsel yeteneklerin temelinde işitme var. İşitme duyusunun dil gelişimi açısından önemi de büyük. Ancak diğer gelişme alanları üzerindeki etkisi de yadsınamaz. İşitme duyusundaki engel dolayısıyla çocukla iletişimin azalması, çocuğun sadece dil gelişimini değil bunun beraberinde sosyal ve duygusal gelişimini de olumsuz yönde etkiliyor. İşitme yetersizliğine sahip çocukların okul yaşamındaki güçlükleri, öğrenme probleminden çok iletişim becerilerinin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Aslında çocukların özel öğrenme güçlükleri yok ya da öğrenme problemi hiç yok. Ama öğretmenle tam zamanlı kaynaştırmada iletişime geçemediği için çocukta bir öğrenme problemi varmış gibi görünüyor ve çocuğun bilişsel gelişimi giderek azalıyor. Sınıf arttıkça normal gelişim gösterenlerle aradaki fark açılıyor. İletişim becerilerinin yetersizliğinde işitme kaybının derecesi, dilin kullanım performansı, işitme güçlüğü olan bireyin insanlar, nesnelerle olan yaşantılarının süresi ve kalitesinde etkili olmaktadır. Çocuklar öğrenme ile ilgili deneyimlerini çevrelerini keşfederek ve diğer insanlarla iletişim kurarak sağlarlar. İşitme engelli çocuklar bu bilgileri edinirken, sesli uyaranlardan yeterince faydalanamazlar. Seslerin ait olduğu nesne, kişi ve olayları algılamakta güçlük çekerler. Buna bağlı olarak da bilişsel gelişim, düşünme, karar verme, yorulmam, sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirme de yetersizlik gözlenir. Okul başarısı zayıflar.

Page 89: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

90 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Özellikle okuma ve matematik becerileri etkilenir. Normal işiten ile işitme engelli çocuk arasındaki fark sınıf seviyesi arttıkça açılır. Bunun için de öğrenciden önce kaynaştırma sınıf öğretmenlerinin eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğitici eğitimi gerektiğini düşünüyorum öğretmenin desteklenebilmesi için. Özel eğitimin temel etkilerinden birisi de öğretmeni eğitirken BEP (Bireysel Eğitim Planları) ’ler var. Kişisel gözlemlerime dayanarak söylüyorum bunların devlet okullarında, tam zamanlı kaynaştırma okullarında yeterince uygulandıklarını düşünmüyorum. Özel eğitimin temel ilkelerinden birisi şöyle der: Özel eğitime ihtiyacı olan bireylere, bireysel yeterlilikleri ve tüm gelişim alanlarındaki özellikleri ve akademik disiplin alanlarındaki yeterlilikleri dikkate alınarak bireyselleştirilmiş eğitim planı geliştirilir. Eğitim programları bireyselleştirilerek uygulanır. Ama arkadaşlarımızın dediği gibi 50 kişinin arasında 1 tane işitme engelli çocuğumuz olduğu zaman da maalesef hiçbir öğretmen ona bireysel eğitim planı geliştirmiyor. Rehberlik araştırma merkezinden gelirse işte bildiği kadar uygulamaya çalışıyor. Sonuçta bilişsel gelişim de yavaşlıyor. Sınavlarda ise, öğrencinin yetersizlik durumunda, mesela görme engelliler için yardımcı eğitmen veriliyor sınavlarda ama benim bildiğim kadarıyla, yanlış biliyor olabilirim, işitme engelliler için böyle bir şey yok sanırım. Bu da çocukların uzun paragraflarda zorlanmasını ve başarılarının düşük olmasına neden oluyor. İşitme engelliler konusunda yapılan bir araştırmada, orta öğretimi bitiren işitme engellilerin büyük bir çoğunluğunun okuma-yazma öğrenemeden mezun olduklarını gösteriyor. Bu da Türkiye İşitme Engelliler Genel Merkezi’nin 2007’de açıkladığı bir şey. Yani orta öğretimi bitiriyorlar ama okuma-yazma bilmiyorlar. İşitme kaybı olan çocukların sözel dil kazanmış olsalar bile konuşmalarında bazı sesleri atladığı, eklediği görülmektedir. Ayrıca sesin şiddeti, perdesi, ritmi ve tonunu ayarlayamama gibi güçlükler gözlemlenmektedir. Aile eğitiminin öneminden bahsetmek istiyorum. Yapılan çalışmalar erken eğitim programlarının yani 36 aydan sonra aile odaklı programlar

Page 90: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 91

işitsel deneyimler ve iletişim fırsatları sağladığı, bu da bilişsel gelişimi arttırıyor ve bu yaşantının dili kazanmada etkili olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda erken eğitim programlarının anne-çocuk arasındaki olumsuz etkileşimi azalttığı, iletişimsel etkileşimi arttırdığı, anne-babanın programa aktif katılımının sağlandığını göstermektedir. Çocuktan önce hem anne-babayı hem de öğretmeni eğitmemiz gerekiyor. İşitme yetersizliği olan çocukların dil ve gelişim becerilerine bağlı olarak sosyal beceri ve sosyal yönleri de etkilenmektedir. Sosyal ve duygusal gelişimleri yerleştirildikleri eğitim ortamına bağlı olarak da değişmektedir. Sosyal beceri geliştirme eğitim programları sosyal etkileşimleri ilerletmeye yardımcı olacaktır. Ayrıca dersler içinde yer alan işbirlikçi öğrenme grup projeleri, akran desteği gibi yaklaşımlar da sosyal becerilerin gelişmesinde etkili olabilmektedir. Kaynaştırma normal gelişim gösteren çocuklarla birlikte kaynaşması sosyal etkileşimi ilerletmeye yardımcı olacaktır. Bir şey daha söyleme istiyorum. Andrew Freelann’ın bir sözü var, “Körlük kişiyi nesnelerden uzaklaştırır, sağırlıksa insanlardan.” Biz bunun olmasını istemiyoruz. Topluma uyum sağlayarak hayatlarına devam etmelerini istiyoruz. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi olarak pek bir şey yapamadık. Ben kendi çabalarımla Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu Başkanı Ercüment Tanrıverdi’nin bir arkadaşı Mustafa Çil aracılığıyla işaret dilini seçmeli ders olarak koydurdum. Çocuklarımız sertifika da alabiliyorlar, seçmeli ders olarak da bu eğitimi alabiliyorlar. Diğer üniversitelerde çalışan arkadaşlarıma bunu söylediğim zaman yöntem bilmiyorlar. Yani nasıl bir sözleşme imzalayacağız? Kim kime gidecek? Bizim insanlarımızda öyle bir şey var. Onlar bize gelsin. Üniversiteye gelsin, anlatsın böyle bir şey imzalıyoruz. Seçmeli ders koyabilirsiniz, YÖK’te var. Bu da onların arasındaki iletişimsizlikten kaynaklanıyor. Söyleyeceklerim bu kadar.

ALİ KAYMAK: Bu arada konuşmalarda aslında, belki diğer konuşmaların da öncesinde şu soruyu sormam gerekirdi. Özellikle hocamın bahsettiği üç yöntem var işitme engellilerde kullanılan;

Page 91: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

92 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

doğal-işitsel, işaret dili ve total yöntem. Şu an okullarda ya da genel olarak Türkiye’de hangisi kullanılıyor diye sorsam, ne cevap verirsiniz?

HAKAN ERDOĞAN: Okuluna göre değişiyor. Bizim okulda ağırlık işaret dili. Bizde cihaz kullanan, cochlear implantlı öğrencilerimiz var. Öğretmen, I. kademeden bahsediyorum, konuşmaya yönlendiriyor. Çocuğa hiçbir şekilde ulaşamadığı zaman işaret dili ile derse devam ediyor.

VEDAT KARAHAN: Daha ziyade total yöntem hocam, ikisi bir arada gidiyor.

ALİ KAYMAK: Bu çocuğa bağlı olarak mı değişiyor yoksa öğretmenin niteliğine göre mi değişiyor?

VEDAT KARAHAN: Bu öğrencilerin genel kapasitesi ve öğretmene göre… Total yöntem daha çok kullanılıyor.

HAYRUNNİSA GÖNEN: Tuzla Rotary İşitme Engelliler Okulu’nda sözel yöntem kullanılıyor.

ALİ KAYMAK: Aslında üniversitelerinde bu konuda aynı fikirde olmadıklarını biliyorum. Bazıları sözel işitsel yöntemi, diğerleri işaret dilini tercih ediyor.

HAKAN ERDOĞAN: Biz üniversitede sözel yöntemle konuşturma amaçlı, cihazla, dudak okumayla geldik ama okula düştüğümüzde gördük ki durum farklı, öyle değil. Üniversite de işaret dili eğitimi almadık.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Siz üniversitede işaret dili eğitimi almış mıydınız?

HAKAN ERDOĞAN: Hayır.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kalmışsınız.

DUYGU SAVAŞ: Kesinlikle bu durum üniversitelerde böyleydi. Bu durum yavaş yavaş değişmeye başladı açıkçası üniversitelere de

Page 92: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 93

işaret dili konulmaya başladı. Ama benim mezun olduğum dönemde asla işaret dili kullanmadan eğitim veriyorduk çocuğa. Fakat mezun olduktan sonra sahaya inince gördük ki gerçekten durum çok farklı. Çocuklar sadece sözel dil ile ilerlemiyorlar, o zaman kurslar almaya başladık. Kendimizi işaret dilinde geliştirmeye başladık. İki yıl öncesinde bunu yapamıyorduk işaret dili öğrenemiyorduk.

HÜSEYİN TANER KUCUR: Türkiye İş Kurumu’ndan geliyorum. İstihdamdan bahsetmem gerekiyor. Aslında en önemli olan Vedat Bey’in ve Yasemin Hanım’ın da söylediği gibi eğitim kısmı. Bir işitme engellinin eğitimi iyi derecede ise, bu eğitim kısmını çözdüysek eğer, zaten istihdam kısmını da yüzde yüz oranında çözdük diyebiliriz. İlkokuldan itibaren bu kişinin eğitimini özel sınıflarda verirsek dediğiniz gibi gerçekten çok zeki insanlar. Dediğiniz gibi bu ayrım tam yapılamıyor dediğiniz gibi birinin kısmı birinin çok daha fazla var. Birlikte yapılamayınca yani bu iş profesyonelleşmeyince, spesifik bir çalışma olmayınca, iş hayatı da olumsuz etkileniyor. Biz Türkiye İş Kurumu’nda iş ve meslek danışmanlığı veriyoruz. Bazıları var ki çok iyi eğitilmiş, örneğin bilgisayar alanında programlama yapabiliyor, bir AutoCAD programını çok iyi bilebiliyor ya da okuduğu branşta o işi birçok akranından daha iyi yapabiliyor, yeteneği var, bu alanda ilerleyebiliyor. Ama eğitimi hiç olmayanlar da var. Korkanlar, toplumdan uzaklaşanlar var. Onlarla biz zaten irtibata geçemiyoruz. Bizim oradan elenerek eğitim almış, bize ulaşmayı akıl etmiş kişilerle muhatap olabiliyoruz. Aslında bu eğitim kısmını çözsek bizim işimiz çok daha çabuk çözülür. Ben iş ve meslek danışmanıyım, birçok kişiyle görüşmüşüzdür. Herkesin ilgilendiği engelli vatandaşlar var. Bunların birkaçı işitme engellidir. Biz 4000 kişiyiz. Bana kayıtlı 25 engelli varsa, bunun 2-3 tanesi işitme engellidir. Açıkçası yanıma işitme engelli biri geldiğinde daha rahat ediyorum. Neticede işitme engelli şunun farkında olabiliyor. Eğitilmesi gerektiğini farkında oluyor. Diyelim bedensel engelli biri geldi. O kişi eğitim istemiyor. Ne istiyor? Gideyim ben bir yerde oturayım, bana paramı versinler hiçbir şey yapmayayım.

Page 93: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

94 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

İşitme engelliler cana yakın da oluyorlar ve ben bu kişilerle görüşmeyi seviyorum. Bazen işaret dili de kullanıyoruz. Beyoğlu’nda Engelliler Merkezi vardı. Orada bize ilk görüşte neler yapılacağına dair işaret dili eğitimi vermişlerdi. Bizim yapmış olduğumuz çalışmalardan biraz bahsedeyim. İstihdam edilmek bir vatandaşlık hakkıdır. Devlet bunu yapmak zorunda olduğunu bilir. Ancak bunu bir türlü çözemeyiz. Çünkü işin içine derinlemesine girilememiştir. Anayasanın 48. Maddesinde “Herkes istediği gibi bir işte çalışma hakkına sahiptir.” der. 4857 sayılı İş Kanunu 30.maddesinde özel sektörde %3, devlet kurumlarında %4 oranında istihdam edilmesi zorunluluğundan bahsedilir. %40 oranında işitsel engeli varsa buna biz çalışabilir durumda engelli olarak görüyoruz, buna göre davranıyoruz. Ama kısıtlama da getirmiyoruz bir kişi kesinlikle çalışamaz raporu olmadığı sürece o kişiyle elimizden geldiğince irtibat kuruyoruz. İş ve meslek danışmanlığı projesinde danışan-danışman ilişkisi var. Danışan yani vatandaş geliyor, biz de danışman olarak elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Firmalarla görüşüyoruz. Bizde özel sektör daha çok işin içerisindedir. Türkiye İş Kurumu’na özel sektör gelir der ki bizim engelli açığımız var. Ama çok da istekli olarak gelmezler. Kimi der ki zorunlu, cezası var. Zorunlu olduğu halde aylık 1 tane engelli istihdam etmediği durumlarda 1.432 TL cezası vardır. Birçok firmanın da eksiği vardır. Bazı firmaların da istihdam etmesi gerekenden daha çok engelliyi istihdam ettiği görülmektedir. Kimi duyarsız kimi de çok duyarlıdır. Biz bunun için engelli toplantıları yapıyoruz. Firmaları ve engellileri çağırıyoruz. Birçoğuyla birebir tanışıyoruz. Belli bir ortak alan oluşturuyoruz. Bazı firmalar zorunluluktan geliyor, kimi umursamaz halde. Adaylarla görüştürüyoruz. Firmalara tanıdığım engellilerle ilgili olarak, özellikle işitme engellilerde, bu işi yapabileceğini söylüyorum, tavsiye ediyorum. Kendini geliştirmiş bir kişi, bilgisayarda kendini geliştirmiş, insancıl bir tavrı var. Bu kişiler size uygundur diyorum. Firmalarla da bir ahbaplığımız oluyor bu süreçte. Geçenlerde bir firma geldi toplantılara, 2 işitme

Page 94: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 95

engelli kişiyi veri girişi için oraya yerleştirdik. Bir süre çalışmışlar, 1 ay sonra biri çıkmış, diğeri 1 seneye yakın çalışmış ve daha sonra çıkmış ama gerçekten de verim aldıklarından bahsettiler. Ama bazı firmalarla konuşuyoruz diyor ki, kesinlikle iletişim kuramıyoruz ve sıkıntı oluyor. Aslında çok da zor bir şey yok. İşaret dilinde bir iki şeyi “şunu yap, çalış vb.” dediğiniz zaman zaten anlıyor. Ağır işler vermediğiniz sürece o bilgisayarda işlerini yapıyor zaten. Ben işitme engellilerle ilgili çalışmalar yapıyorum kendimce. Ama Türkiye İş Kurumu’nun özellikle işitme engellilere yönelik ne kadar çalışmıştır o ayrı bir mesele, çalışmamıştır. Bizim bireysel, kendi çabalarımız var. 4857 sayılı iş kanunu 30. maddesinde belirtilmiş hangi durumlarda çalışabilecekleri. Yer altı ve sualtı işlerinde çalışamazlar. Benim gördüğüm işitme engelli kişi masa başı işleri diğer çalışanlardan çok daha iyi yapıyor. Biz konuştuğumuzdan dolayı biraz abes olacak ama gevezelik yapıyoruz, diğer kişi sadece işini yapıyor ve şikayet almıyor. 3’e ayrılıyor, diyoruz ki siz kamuya yerleşin, eğitim seviyesi yüksek olanlara EKPSS’ye girin diyoruz, eğitim seviyesi düşük olanlara da en geç dört yılda bir kura usulüyle alımlar oluyor oraya yönlendiriyoruz. Şansı olanlar giriyor. Geçen sınavda 39.000 lise dengi EKPSS’ye girmiş. 6000 küsur ön lisans, 3000 civarında da lisans düzeyinde yerleştirilmişler. Eğitim düzeyi yüksek olanların sayısı az oluyor ve bunların da işe yerleşme oranı yüksek oluyor. %30 gibi bir oranda EKPSS’den başarılı olmuşlar gözüküyor. Bunun dışında kendi işlerini kurabilirler. Geçenlerde Türkiye İş Kurumu adına engellilerle ilgili 36.000 TL’lik hibe projesi yapıldı. 12 eylülde son başvuruları bitti. Geldiler projelerini bildirdiler. Projelerinde ilk başta 2.000 TL işyerini kurma ve başvurular için veriliyor. 4000tl elektrik-su masrafı için, 30.000 TL de ekipman masrafı için veriliyor. 36.000 TL’lik bir hibe veriliyor. Projeleri beğenilen kişiler hibeyi almaya hak kazanıyor. Genellikle el becerisi yüksek olan kişiler oluyor bunlar. Takı tasarımı, masörlük, veri girişi, bilgisayar programcılığı gibi alanlarda gelişebilirler. Yani bireysel çalışıp kendilerinin yapacakları işlerde başarılılar. Ben bu

Page 95: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

96 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

konuda eğitim almış bu engellilerin diğer vatandaşlarımızdan daha disiplinli çalıştığını görüyorum. Bunun dışında aktif işgücü piyasasına dahil olabilirler. Özel sektör gelir bizimle konuşur, deriz ki bu kişilerin alınması iyi olur. O kişilerde anlaşırsak yönlendiriyoruz. Bir de mesleki eğitimlere yönlendiriyoruz. Her sene 3000-4000 kişi Türkiye İş Kurumu’ndan engelli pozisyonunda kurslara girebiliyor. İşitsel engellilerin de bu oranı %5’i geçmiyor. Özel bir çalışma yapılmıyor maalesef. Anlatacaklarım bu kadar. Teşekkür ediyorum.

ALİ KAYMAK: Benim aslında iki sorum var size. İŞKUR engellilere iş bulmayı amaçlayan bir kurum. İşitme engelli vatandaşlarımızla görüşüyor, onları mesleğe hazırlıyor ya işverenlerle buluşturuyor. İŞKUR’da işaret dili bilen var mı? Kısa bir süre, 1 aylık bir süre bize Beyoğlu Engelliler Merkezi’nde işaret dili eğitimi verildi. Ama açıkçası bizim hatamız. Bunun üzerinde çok durmadığımız için hoş geldiniz, hangi işi yapmak istiyorsunuz vb. şeyler tarzında konuşmalara düştü. Daha önce daha iyi biliyorduk ve uzun sürüyordu görüşmelerimiz. Ama gelen kişilerin seyrekliği bizi de köreltti. Düzenli bir eğitim olsa, sürekli bir eğitim olsa…

İPEK ESEN: O eğitimleri biz organize etmiştik. Detaylarından biraz bahsedeceğim konuşmamda. Aslında o eğitimlerden sonra sınava giriliyor, sertifika alınıyor. Aslında iyi eğitimler ama pratik yapma imkanları olmadığı için biraz körelmiş olabilir. Devamını da talep ederlerse, grup oluştururlarsa, 10’ar kişilik gruplar olduğu durumda biz Büyükşehir Belediyesi olarak bu hizmeti veriyoruz. Tüm kurumlara, özel sektöre de veriyoruz. Firmalar da bizden talep de bulunuyor. Biz de çalışan işitme engelli personeller var, iletişim kurmakta zorlanıyoruz diye. Grupları oluşturup, onlara uygun olabilecek programlarda zaman dilimlerinde bu eğitimleri düzenliyoruz.

ALİ KAYMAK: Bir sorum daha olacak size Hüseyin Bey. İşitme engellilerin iş tercihleri ya da yerleştikleri işlerdeki başarıları ile ilgili herhangi bir datanız, çalışmanız, veriniz var mı?

Page 96: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 97

HÜSEYİN TANER KUCUR: Orası çok önemli bir konu haklısınız. Verimiz yok fakat kendi gözlemlerimiz var. Gördüğümüz kadarıyla çalışabiliyorlar ama kişilere bedensel işler yaptırıldığından ötürü bir süre sonra çıkıyorlar. Ama o kişilere söylediğim, kendinizi bir programda en iyi düzeye getirin. Örneğin AutoCAD’i bilecekseniz iyi bilin ya da gümrük işinde mi çalışıyorsunuz evrim programını çok iyi bilin ya da muhasebe alanında geliştirirseniz kendiniz ETA programını, mikro programını çok iyi bilin diyorum. Zaten siz bir şeyi iyi bildikten sonra kimse sizi işten çıkartmıyor. Gerçekten de saygılı çalışıyorlar.

YÜCEL YILDIZHAN: Bahçelievler Meclis Üyesi, Fatih Özel Meslek Lisesi Okul Aile Birliği Başkanıyım ve çeşitli STK’larda görev yapıyorum. Çalıştayımız inşallah hayırlara vesile olur. Ben şu konuya girmek istiyorum. İçimizde işitme engelli çocuğu olan bir tek ben varım galiba. İşaret dili tercümanının yaptığı tercümeyi benim çocuğum anlamıyor. Televizyonlarda çıktığı zaman cnbc-e seyrediyor, çünkü işaret diliyle izlemiyor, anlamıyor. Çocuklarımızın ve hocalarımızın eğitimdeki en büyük sıkıntımız şudur. Tanı konduktan sonra yapılması gereken 0 yaş grubundan eğitim yaşına kadar çocukla beraber ailenin eğitilmesi gerekiyor. Biz aileyi eğitemediğimiz anda çocuğun aile içindeki psikolojik durumu bozuluyor. En büyük sıkıntılarından birisi de okul çağına geldiğinde özel okullarda deneyimli hocaların olmaması. Milli Eğitim Bakanlığı hocalarımızı atanırken işaret dili eğitimi olup olmadığına bakılmıyor. Gelen hocalarımız mutlaka işaret dili bilmesi lazım. Çocuklar eğitim alırken, doğuştan işitme engelli olan, sonradan işitme engelliler olarak ayırt etmeliyiz. En büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi, özel okullardaki hocalarımız deneyimli olmadığı için başarı elde edemiyoruz. Bu çocukların eğitimi de özverili birkaç hocanın üzerine kalıyor. Benim okulumdan 62 çocuk mezun oldu. Hiçbir tanesi üniversiteye yerleşemedi. Lise, özel eğitim, meslek eğitimi dönemindekiler hiçbir üniversiteden destek almıyor.

Page 97: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

98 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Baktığımızda Türkiye’de 14 tane özel lisemiz var. Meslek lisesinden mezun olan çocuklarımızın alanları insanlarla iletişime girecek alanlar değil. Genel olarak el sanatları, el becerileri… Bu nedenle meslek liselerinden mezun olan kişiler, giyim, üretim, bilişim, kuyumculuk, ahşap, metal, elektrik, elektronik, tesisat, iklimlendirme, inşaat teknolojileri, matbaa, yiyecek, içecek gibi insanlardan uzak, bireysel alanlara yönlendiriliyorlar. Çünkü şu anda en büyük sıkıntılardan bir tanesi bizim okulumuzda Fatih İşitme Engelliler Okulu içerisindeki özel okulumuz da alındı, Tepecik’e gönderildi. Beni orada şu an bir tane öğrencim yok. Yani toplumla kaynaştırma yerine toplumdan soyutlama, dışlama. Siyasetin içinde olduğum halde ben bile bunun önüne geçemedim. Şunu iyi bilmemiz lazım, engellinin, dini, dili, ırkı olmaz. Eğer bu insanlara bakacaksak duygusal değil profesyonelce yaklaşmalıyız. Acımak değil önündeki engelleri kaldırmamız lazım. Şu anda istihdamla ilgili projelerimiz var. Ama bir çocuğu işe yerleştirmekle olmaz, işvereni de eğitmek lazım. Ben şu anda Bahçelievler olarak tüm çalışan personellerimize işaret dili eğitimi veriyorum. Yapacağım projede de işe yerleştirilecek firmalarda kaç kişi çalışıyorsa onlara işaret dili eğitimi vermek, iletişimini sağlamak durumundayım. Yerel yönetim olarak bunu sağlamak zorundayım. Çünkü sürekliliği sağlamak için insanlarla iletişim içinde olmak zorunda. Ben verdim çocuğumu. Çocuğum ne yapacak? Çay getir, temizle şurayı bunu isteyecekler çocuğumdan. Ama bir tane CNC makinede, taş dizmesinin ya da mıhlamasının, cilalamasının yani oraya geçip de bir iş yapması gerekiyor. Eğer çocuğum temizlik yapacaksa ben göndermem. Çünkü çocuğuma hayatını idame etmesini sağlayacak bir meslek edinmesi lazım. Çocuğumuzu işe yerleştirmek değil, sonrasında takibinin kurumsal olarak yapılması gerekiyor. Gerçekten bu çocuk nerede kullanılıyor, hamallık mı yapıyor, pas pas mı yapıyor ya da gerçekten bu insan oraya gidiyor mu? Biz bunu yapmakla mükellefiz. Yılda 400 tane çocuk mezun oluyor. Bu çocuklarımız nereye gidiyor, ne yapıyor, biliyor musunuz? Şu an biz lise çağındaki

Page 98: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 99

çocuklarımızı ayrıştırdık, Tepecik’e gönderdik. Benim Tepecik’te bir tane öğrencim yok. Beylikdüzü’nden gelen dört öğrencim vardı, ikisi mezun oldu, iki tane öğrencim var. Şu an 250 öğrencinin yaklaşık 100 tanesi yatılı. Gerisi Fatih’ten oraya gidiyor. İstanbul’un bir ucundan bir ucuna… O çocuklarımızı dışlıyoruz farkında olmadan. Ama eski okulumuzda bir kaynaşma vardı. Orada okuldan çıktığı zaman çocuklar dağıldı anda normal hayata adapte oluyordu. Şimdi Tepecik’te çocuklar nasıl adapte olacak soruyorum. İki saat erken kalkacak, iki saatte de geç gelecek. Çocuğun pili bitti. Benim sadece istediğim şu arkadaşlar, eğer bu konulara yardımcı olmak istiyorsak, bu çalıştaylarla verimli olmak istiyorsak, sonuç odaklı çalışmalarımız varsa, samimi olarak sözel değil de eyleme geçmek gerekiyor. Arkadaşlar yarın ne olacağımız belli değil. Sadece acımayın, kalıcı şeyler yapalım. Biraz samimi olarak konuşuyorum. Ateş düştüğü yeri yakıyor. 18 yıldır bu sıkıntıyı ben çekiyorum ve şükrediyorum çünkü çocuğumun sayesinde bu ortamlarda bulunabildim. Yoksa benim çocuğum olmasa, engelli mi beni ilgilendirmez derdim. Eğitim ilkokuldan başlamalı ve çocuğun ilgi ve yetenekleri doğrultusunda ona uygun beceriler kazandırılmalı. Örneğin kuyumculuk ve tasarımda bu becerileri gelişmiş, bilgisayarla tasarım yapan vb. becerileri kazanmış çocuklar isteniyor. İlköğretimde ve ortaöğretime geçişte herhangi bir değerlendirme ve planlama yapılmıyor. Bu çocuk bunu okur mu okumaz mı diye yapılmıyor. Bunu bizzat yaşadık ve uygulamalı olarak gördük. Verim alamıyoruz bu çocuklardan. Çünkü benim çocuğumun el becerisi çok güçlüdür. Almış teknolojiye, bilişime vermiş. Ama diğer taraftan el sanatlarına daha becerili. Biz bunu hiç izlemiyoruz. Bir çocuk ilkokuldan ortaokula geçerken bilgi ve beceri yönünden izlenmeli, notları neyse ona göre yönlendirme yapılmalı. Bu tarz bir çalışma yok. Bazı eğitimlerin sil baştan olması lazım. Hocamız söyledi. Kaç tane kaydımız var hocam? 10 tane kaydımız oldu. 10 tanesinde 5 tanesi geldi diyor. Diğer okullardan 5. Sınıftan kaydırma ile geliyor, kaynaştırma okullarından geliyor. Okuma-yazmayı öğrenmemiş,

Page 99: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

100 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

öğrensin burada diyor. Baktığımız zaman Anadolu Üniversitesi yılda 6 tane öğrenci alıyor. Bunu kaçımız biliyor arkadaşlar? Hangi bölümler var bileniniz var mı? Anadolu Üniversitesi’nin verdiği eğitim nedir, bakıyor musunuz? Türkiye’de ortalama 480 tane çocuk liseden mezun oluyor. Bunun 6 tanesini üniversite alıyor hocam. Peki diğer üniversitelere baktığımız zaman bu olayın neresinde? Baktığımız zaman Anadolu Üniversitesi hangi eğitimleri veriyormuş 1998 senesinde kurulduğu zaman? Mimarlık, grafik, seramik sanatları, bilgisayar operatörlüğü, yapı ressamlığı olmak üzere 5 tane programı var bunun. Bunlardan mezun olana rastladınız mı hayatınız da? Bunun yanında sivil toplum örgütlerinin desteğiyle engellilere toplum içinde saygınlık kazandırmak gerekmektedir. Erken eğitim çalışmalarının yaygınlaşması, sivil toplum örgütleri arasında eşgüdüm sağlanması. Niye çünkü benim çocuğum sokakta dışlandı. İşitme engelli çocuklar küçük yaşta buna maruz kalıyor. Kaynaştırma eğitiminde baskılar, okullardaki baskılar… bir okula gönderiyorsunuz çocuk maskot haline geliyor. Yerleştirmelerde eğitsel değerlendirmenin mutlaka yapılması gerekiyor. Kaynaştırma eğitiminde destek hizmetleri, araç sağlanması, işaret dili tercümanı, FM sistemi, telefon sistemleri, yardımcı öğretmen, kaynak odası gibi ihtiyaçlar söz konusu. İş konusunda biz mezun olan çocuklarımızı okul aile birliği sorumluluğunda işe yerleştirmek için görüşmeler yapmakla kalmayıp, yerleştirilen yerlerde de işaret dili kursları veriyoruz. İşe yerleştirmelerde, yerleştirilen kurumlarda da işaret dili eğitimleri verilmesi. Bunu sadece kendi belediyem olarak düşünmüyorum tüm Türkiye’de olması gereken sistem budur. Ben işe verdim orada ne yaparsa yapsın değil. Bu çocuğun orada iletişim kurabileceği özel sektörde de olsa bir insan olması lazım. Bir de insanlarımızdaki sadece kamuda çalışma tabusunu yıkmamız lazım. Örneğin biz EKPSS’de ÖSYM’ye son anda müdahale ederek doğuştan ve sonradan olmak üzere iki kitapçık hazırlattık.

Page 100: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 101

VEDAT KARAHAN: Doğuştan ya da sonradan olmuş o konuyla alakası yok bence.

YÜCEL YILDIZHAN: Doğuştan ve sonradan işitme engelli olanlarda, bir insan eğitim yaşının yarısında eğer işitme kaybı olduysa, o insanın algısıyla, doğuştan olana insanın algısı bir değildir. İkinci olarak biz bu kitapçıkları hazırlatırken, ÖSYM çok geç kaldı, alelacele yapıldı bunlar… Biz şunu istiyoruz ÖSYM’den, bizim çocuklarımızın başarısının düşük olmasında çocukların görsellerde başarılı olmasıdır, sözelde değil. Bizim çocuğumuz bardak yazın anlamaz ama gösterin anlar. Çünkü hem yazı hem de işaret dili ile iletişimde sıkıntı yaşıyorlar. Burada total olanı kullanıyorlar. Hocaların hepsinin işaret dili bilmesi gerekiyor. Eğitime başladığında her kurumda bunun bilinmesi gerekiyor. Çünkü bizim okulda yasak hocam yanlış mıyım? Öyle biliyorum. Ama çocuk sokakta hocasını bilmiyor, dışarı çıktığında bir anda kaynaşıyor, bir anda o işaret dilini öğrenmiş olarak geliyor sınıfa. Hocaların çoğu bu dili bilmiyor. Onlar bir anda doğal olarak total olarak kapıdaki çocuklar birbirinden öğreniyor. Ama hocalarımız bilmiyor. Aramızda işitme engelliler okuluna gideniniz var mı? Oraya gittiğiniz zaman, gördüğünüz bazı şeyler çok farklıdır. Teşekkür ederim.

İPEK ESEN: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü İstihdam Birimi Sorumlusu olarak çalışıyorum. İstihdam alanında neler yapıyoruz kısaca onlardan bahsedeceğim. Biz engellinin istihdam alanında danışma hizmeti alması, engeline uygun olabilecek işlere yönlendirilmesi ve işverenle arasındaki güvensizliğin ortadan kaldırılabilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bu kapsamda firma görüşmeleri, iş pozisyon takibi, kamu personeli alımıyla ilgili duyurular, mesleki eğitimler, işe hazırlama, çalışan izleme gibi alanlarda faaliyetler yürütüyoruz. Biz her engel grubu için farklı çalışmalar yürüttüğümüz gibi işitme engelliler için de uyguladığımız farklı çalışmalar var. Bizim çalışmalarımızın en temel aşaması mesleki

Page 101: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

102 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

eğitimlerimiz. Bize başvuran engelli aday eğer mesleki eğitim almaya ihtiyacı varsa psikolog, sosyolog ve insan kaynakları uzmanı olarak bir görüşme yaparak değerlendiriyoruz. Eğer herhangi bir eğitim almadıysa, genellikle bize başvuran kişilerin eğitim seviyesi çok düşük oluyor, herhangi bir mesleki alanda eğitim almasını istiyoruz ve yönlendiriyoruz. İşitme engellileri yönlendirdiğimiz alanlar genellikle, bilgisayar, teknik konular, el becerisine yönelik kurslar olabiliyor. Bunun değerlendirmesini yaparken de beraber genellikle elimizde açık bulunan pozisyonlara göre (mesleki eğitimlerle beraber) eşleştirme yapmaya çalışıyoruz. İşaret dili konusunda bizim de sıkıntılarımız var. İşaret dili tercümanı bizde de bulunuyor. Bize destek oluyor ama biz mesleki eğitimler düzenlediğimizde de işaret dili tercümanını kurslarda bulunduruyoruz. Şunu da gözlemledik ki burada özellikle eğitim seviyesi düşük olan grupların işaret dilini bilmediği gördük. Öğrenciler işaret dili bilmediği için hocalarla iletişimi olmuyor. Hoca kendisi bir dil geliştirip, bir şekilde eğitim veriyor. Ben bunu gözlemledim. Son verdiğimiz kurslardan bir tanesi ayakkabının üretilmesiyle ilgiliydi. Gördük ki işaret dili tercümanı orada hiçbir şey yapamıyor. Çünkü kimse işaret dili bilmiyor. Hoca bir şekilde o eğitimi veriyor ve anlaşıyorlar. Bu çok karşılaştığımız bir durum oluyor. İşitme engellilerde yaşadığımız problemleri aşmak için, genellikle mülakat yönlendirmeleri yaptığımız zaman, adres bulma, cv hazırlama gibi konularda çok başarılı değiller. Bu anlamda destek hizmeti sağlıyoruz. CVleri mutlaka bize başvuran kişiyle birlikte hazırlıyoruz. İş başvurusunda bulunma, iş görüşmelerine bağımsız olarak gidebilme konularında danışmanlık hizmeti veriyoruz. Organize ettiğimiz mülakatlarda mutlaka yer, randevu saati, alması gereken evraklar gibi bilgileri mutlaka telefon, mesaj ya da e-posta olarak gönderiyoruz. Firma yetkilileriyle de sürekli görüşme halindeyiz. Bu konuda gelecek personelle ilgili uyarıyoruz. İşverenlerin de işitme engellilerle ilgili olarak işe aldıklarıyla ortama uyum sağlayabilecekler mi, diğer çalışan ve idarecilerle nasıl anlaşacaklar, verimliliği

Page 102: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 103

sağlayabilecek miyiz? İşyerinde yasal düzenlemelere göre değişiklik yapmak zorunda kalacak mıyız gibi tereddütleri oluyor. Bu anlamda da danışmanlık hizmeti veriyoruz. Bu görüşmeler yapılırken zaten yönlendirmeler yapılmadan önce biz firmalarla detaylı görüşmeler yapıyoruz iş pozisyonuyla ilgili ve hangi engelli grubu o işte başarılı olabilir onları yönlendiriyoruz. Başarılı çalışan örnekleriyle ilgili onları bilgilendiriyoruz. Mülakat programlarını genellikle şöyle yapıyoruz. Firmalarla görüşme yaptıktan sonra tek tek organizasyonlar yapıyoruz. Mesela bir firma ile görüşme yaptıktan sonra, o firmayı ya bizim kurumumuza davet ediyoruz ya da biz oraya gidiyoruz ya da engelli adayı yönlendiriyoruz. İlk aşamada bizden CVler gidiyor firmaya. Sonrasında CVler üzerinden onlar görüşmek istedikleri adayları seçiyorlar. Görüşmek istedikleri adaylarla mülakatlar düzenliyoruz. Biz toplu mülakatlar da yapıyoruz. Kariyer günü etkinlikleri de yapıyoruz ama küçük gruplar halinde gittiğimiz zaman iletişim her zaman daha iyi oluyor. Gittiğimiz zamanda genellikle adayları tanıyoruz, detaylı bilgileri oluyor bizde ve mülakatı gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında İŞKUR yetkilisi de bahsetmişti, iş yerlerinden gelen talepler doğrultusunda, gruplar oluştuğu takdirde işaret dili eğitimleri veriyoruz. Yine kamu kurumlarına da talepler doğrultusunda işaret dili eğitimleri veriyoruz. Eğitim seviyesi çok düşük olduğu için, Büyükşehir Belediyesi olarak bizim aracılığımızla işe yerleştirilenler arasında en fazla üretim alanına yerleştirme yapmışız. Bunun dışında ofis elemanı, bilgisayar veri giriş alanında çok fazla yerleştirmelerimiz var. Eğitim durumundan dolayı temizlik bunu takip ediyor. Marketlerde çalışanlar var. Muhasebeciler var. Farklı alanlarda da, engel derecesine göre yerleştirmeler oluyor ama yoğunluk olarak dağılım bu şekildedir.

ALİ KAYMAK: Bir şey sormak istiyorum. Adaylara nasıl ulaşıyorsunuz?

İPEK ESEN: Adaylar genellikle bize ulaşıyor. İŞKUR ile işbirliğimiz var. İŞKUR’a kayıt olma zorunluluğu var. Büyükşehir Belediyesi’nin

Page 103: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

104 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

sayfasından takip ediyorlar. Derneklerden vb. çeşitli yolardan bize ulaşıyorlar. İstanbul genelinde merkezlerimiz var. Çeşitli bölgelerden talepler alıyoruz.

SÜREYYA KUMRU: İstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Merkezi’nde müdür yardımcısı olarak çalışıyorum. Bizim merkezimiz de çok yeni bir merkez. Bir yıl kadar proje aşaması oldu son iki yıldır da nihai olarak YÖK’e bağlandık. Böylece bizde ciddi anlamda sahaya hızlı bir şekilde girmiş olduk. Aslında ben merkezden önce İŞKUR tarafıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Yücel Bey’in söylediği şeyden yola çıkarak söylemek istiyorum. Genel anlamda benim de gördüğüm bir şey bu. Hem kendi ailemde engellisi olan biri olarak, hem de çalışma sahasında karşılaştığım güçlükler arasında bu. En temel sorun bence her şeyden önce farkındalık olduğunu düşünüyorum. Otobüse binecek engelliyi fark edecek bir belediye otobüsü şoförünün olmasından. Üniversite hayatında okuyacak öğrencinin neyi nasıl algılayacağını hissedin bir üniversite hocası olmasından, lisede ya da herhangi bir yerde bir engelli ile tanıştığı zaman nasıl temas edeceğini bilen bir vatandaş olmasından başlayarak, en önemli şeyin insanımızda eksik olan farkındalık olduğunu düşünüyorum. İnsanımız engelliyle karşılaştığı zaman nasıl temas edeceğini bilmiyor. İnsanlarda hep yardımcı olmalıyım düşüncesi var ama yardım da değil tabi ki temel amacımız onların önündeki engelleri kaldırmak. Fakat farkındalık eğitimleri bence çok ciddi anlamda arttırılması gereken, her alanda da yapılması gereken eğitimler diye düşünüyorum. Bunun haricinde eğitimler anne-babayla başlamalı. Bir anne-baba engelli çocuğu varsa bunu nasıl tanır, engelli olduğunu nasıl fark eder, nasıl algılar, ne kadar zamanda bunu fark etmeli? Bununla ilgili yapılan çalışmalar var şu an ama bir anne ya da baba engelliyse çocuğuna nasıl bakar? Bununla ilgili bir çalışma yok benim gözlemlediğim kadarıyla. Dolayısıyla engelli anne-babanın da çocuğuyla nasıl iletişim kuracağı, neler yapması gerektiği, ne gibi psikolojik şeylere hazırlanması gerektiği çok önemli. Onun haricinde ikinci uzun vadeli

Page 104: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 105

farkındalıkla beraber sürmesi gereken bence engelliler ve engelli çocuğu olan aileler için psikolojik eğitimler. İnsanların psikoloji eğitimlerinin de çok uzun vadede, her aşamada, her yaş evresinde sürdürülebilir olması gerekiyor. Bu anlamda kişilerin de bu eğitimlere katılıyor olması gerekiyor. Çünkü engellilerimizin de farkında olması gerekiyor. Bir çocuğu varsa bunu takip etmesi gerekiyor ya da engelliyse kişiler çocuğuyla ilgili karşılaşabileceği güçlükleri en azından daha erken zamanlarda bilinç ve farkındalıkla hazırlıklı olmaları gerekiyor. Bunun dışında örneğin kişi eğitim alacak eğitim alacağı mekanın erişilebilir olmasıyla beraber, eğitim materyalinin de erişilebilir olması gerekiyor. Kişinin eğitim materyali yok dolayısıyla gittiği yerde o eğitimi algılaması, anlaması doğal olarak çok daha güçleşiyor. Özel eğitim materyallerinin geliştirilmesi gerekiyor. Bu en büyük sıkıntı şu an üniversitelerde, liselerde. Bunlardan yola çıkarak kendi üniversitemizden bahsetmek istiyorum. Biz iki yıl önce bir proje ile başladık. Yaklaşık 200’ün üzerinde işitme, bedensel engelli öğrencilere eğitim verdik. Bunların içinde işitme engelliler için grafik, web tasarımı eğitimleri vardı. Diğer engelli grupları için bilgisayarlı muhasebe, çağrı merkezi, büro yönetimi, yönetici sekreterliği gibi eğitimler vardı. Bu süreçte gördüm ki bu çocuklar arasında işaret dili bilmeyeni de var. İşitme engelli olup, işaret dili öğrenmek isteyeni de var. Dün engellilerimizle olan bir toplantıda karşılaştık. İki tane öğrencimiz işaret dili biliyor. Lisede beraber okumuş, üniversitede aynı bölüme gidiyorlar ve ayrılmak istemediler sınıf olarak. Bir arkadaşla daha tanıştılar işitme engelli. Soruyorlar sen biliyor musun, tercüme eder misin diye? Sonuçta işaret dili hepimizin alması gereken bir eğitim. Ben de aynı şekilde, bir temel eğitim aldık ama bunu sürdürülebilirliği gerekiyor. Yabancı dil gibi sonuçta. Sürekli pratik yapmak gerekiyor. İşaret dili de yatırım yapılması gereken bir dil. Biz öğrencilerimize eğitimler verdik. Eğitimde çok sıkıntıyla karşılaşmadık eğitim seviyeleri gereği, daha ziyade onlara uygun eğitimleri seçmek de zorluklar yaşadık. Ama istihdam çok sıkıntılı

Page 105: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

106 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

bir süreç. Çünkü biliyoruz ki istihdamla ilgili öğrencileri yerleştirdiniz ama öğrencilerin takibi çok önemli. Ben kendi üniversitemde de proje aşamasında başladığımız zaman, tabi engelliler grup halinde çıkıyorlar binadan, samimi söylüyorum güvenlik bana telefon açıyordu panik halde “her yerden engelli çıkıyor” diyordu. Niye çünkü nasıl hareket edeceğini, nasıl yardımcı olacağını bilmiyor. Şimdi farkındalık eğitimiyle kendileri tarif ediyorlar yerini ya da yardımcı olmaları gereken konuda yönlendiriyorlar. Biz de maalesef istihdam konusunda açığı olan bir üniversiteyiz. Kendi insan kaynaklarımızla iletişimimiz çok iyi. Ama kendi kriterlerini göz önünde bulunduruyor. Onun da kendi bakış açısı var. Yine de bir yol kat etmeye çalışıyoruz, bu bir süreç. Burada kimse diyemez ki sen en iyisini yapıyorsun. Böyle bir şeyin mümkün değil. Sonra üniversitemizin YÖK’e karşı sorumlulukları var. Bizim engelli öğrencilerimiz var ortada yok. 7 kişi YÖK’e kayıtlı gelmiş, okulda 30 küsur öğrenci var. Bizim engelli öğrencilerimiz üniversite içinde keşfetmemiz gerekiyor. Normalde anlamazsınız işitme engelli olduğunu, size bir şekilde ulaşmazsa ya da gelmezse bilemezsiniz. Çocukların çoğu kayıp. Kiminin raporu yok gelmiyor. Kimi engelini kabul etmiyor, gelmiyor. Kimi farkında değil böyle bir kadroyla girememiş, belki merkezi bilmiyor. Her şey olabilir. Bizim öğrencilerimiz üniversite içerisinde YÖK’le ataması gelmediyse biz keşfediyoruz. Her sene yeni teknikler geliştiriyoruz. Bununla ilgili şu an zaten üniversitelerle ciddi çalışmalar yapıyoruz. Songül Hanım çok daha güzel anlatacak. Geçen yıl çok güzel raporlama, bir sürü doküman hazırladık. Öğrenci nasıl buluruz, nasıl takip ederiz, çocuklarla neler yapabiliriz ile ilgili birçok üniversite toplanıp çalışmalar yapıyoruz. Bu sene mesela form sistemleri geliştirdik. Şu an engelli öğrencilerimize çok rahat ulaştık. Diğer engelli gruplarına göre bizde işitme engelli öğrenci sayısı çok. En sıkıntı çekilen süreç dersleri anlamalarıyla ilgili. Bununla ilgili de yeni yeni teknikler geliştiriyoruz hocalarıyla. Kendimiz eğitim veriyoruz. Mesela şimdi İngilizce eğitim vereceğiz. İşitme engellilere ben vereceğim.

Page 106: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 107

Gönüllü olarak ben üstlendim. Çünkü eğitimi almak zorundalar muaf olamıyorlar. Çocuklar istemiyor, sevmiyoruz, bilmiyoruz diyor. Ama öyle bir şansları yok. Bunun dışında bizimle proje geliştirmek isteyen, çalışma yapmak isteyen kimler varsa her şekilde kapımız açık. İletişim bilgilerini verdim, sizlerin de almak isterim. Beraber yapacağımız seminer, organizasyon olabilir, yeni fikirler olabilir hiç önemli değil. Amaç bu sahada bir şeyler yapmak. Ben de çok gönüllü çalışan biriyim. O nedenle elimden geleni yaparım. Teşekkür ediyorum.

SONGÜL ALTINSAÇLI: İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğrenci Koordinatörüyüm. Şunu belirterek başlamak istiyorum. Üniversitemde farklı bir görevdeyken 2010 yılında üniversitemize yapılan işitme engellilerle ilgili bir toplantıda işitme engelli öğrencilerin üniversiteye gelemediklerini gördüğüm an bu koordinatörlüğe başlamaya karar verdim. Şunu belirtmek istiyorum ki, şu an için ailemde engeli olan kimse yok. Bunlar önemli gibi gözükebilir ama bu da küçük bir ayrıntı. Genel olarak üniversitelerdeki öğretim üyesi arkadaşlarımız, koordinatörler var ama diğer kişileri bilgilendirmek açısından, üniversitelerde 2006 senesinde YÖK tarafından öğrenci koordinatörlükleri kurulmuş. Ancak bu koordinatörlükler eşzamanlı olarak tüm üniversitelerde kurulmamış bu çok önemli bir durum. Şu an 174 tane üniversite var vakıf ve diğer üniversitelerle birlikte ama koordinatörlüklerin sayısı oldukça az. Şunu önemle belirtmek istiyorum ki, biz üniversite olarak bilimsel camiada verilerle hareket etmek zorundayız. Buraya gelmeden önce hem YÖK’ten aldığımız bilgileri belirtmek istiyorum. Hem de son olarak 2013 yılında yapılan bir çalışmadan bahsetmek istiyorum. Genel anlamda üniversitelerimize kaç giriyor sizce engelsiz olarak? 2012 yılında YÖK’ten alınan rakamlar ve sivil toplum örgütleriyle yapılan çalışmalar sonucunda 4 milyon 300 bin öğrenci var. Bu üniversiteye girin tüm öğrencilerin sayısı engelli-engelsiz. Kaç tane engelli öğrencimiz var? 15 bin 335. Peki 2013 yılında genel 5 milyon öğrenci varken, engelli öğrenci sayısı 6540. Şimdi 2012 ile

Page 107: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

108 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

2013 arasında bile engelli öğrenci sayısında %51 düşüş var. Görülüyor ki üniversiteye gelen öğrenci sayısı çok acıdır ki 10.000’de 35, son verilere göre de 10.000’de 12. Bir veri daha vermek istiyorum. Üniversiteye giren öğrenciler arasında işitme engellilerin sayısı 1500 kişi. İkinci sırada yer alıyor. Oldukça yüksek. Bunları gördükten sonra diyoruz ki, bütün üniversitelerle işbirliği yaptığınızda, YÖK’ten veri aldığınızda bakıyorsunuz ki sayı çok az. Örnek veriyorum İstanbul Üniversitesi’nde 2011 yılından beri görevdeyim 4 yıldır istatistikler yapıyorum ve toplam öğrenci sayımız 16. Ben diyorum ki üniversiteleri bir tarafa bırakalım. Bu işin abc’si anaokulundan önce aile bilinçlendiği takdirde zaten bilinçli olan aile ilgili kurumlara başvuracaktır. Kurumlarda belli bir standart olduğunda ona iyi bir hizmet verecektir. 4 yıldır bu işin içindeyim son zamanlarda gelen engellilere baktığımızda bir grup kişi işaret diline karşı, eğitimciler, bu konuda araştırma yapmış kişiler, bir grup diyor ki hayır işaret dili çok önemli, bir grup kişi de diyor ki hiç fark etmez isteyen işaret dili eğitimi alsın isteyen almasın. Şimdi bu nedir? Bizim toplumumuzda standart bir şey yok. Üniversiteye geldi mi öğrenci öyle ya da böyle, ben gururla söylemem gerekiyor ki benim üniversitem olarak örgün eğitimde, açık ve uzaktan eğitimde de öğrencilerim var. Son iki senedir çok büyük çabalarımız sonucunda standart olarak bize YÖK’ten bilgiler geliyor ve biz bu bilgiler ışığında hareket ediyoruz. Hocamızın da dediği gibi bu bilgilerde bu şekilde sınava girmeyen, kendini engelli olarak göstermeyen kişiler de var. Biz de bunları zaman içerisinde tespit edebiliyoruz. Bu da ayrı bir konu… Tespit ettik, neler yapmamız gerekiyor? Bilimsel açıdan teori çok önemlidir, pratik çok önemlidir. Pratik olmadan teori, teori olmadan pratik olmaz. Teorimiz var toplum olarak tüm hukuksal alınmış kararlarımız var, kanunlarımız var. Teori ve pratik bir arada gitmiyor. Standart engelli araştırma merkezleri var ki İstanbul Üniversitesi olarak değil 174 tane üniversite var. Hala 80 tanesinde engelli koordinatörü var. Geri kalanında daha engelli koordinatörü kurulmamış birimler var, üniversiteler var. Biz

Page 108: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 109

bunu standart gale getiriyoruz. Bunun yanı sıra bölgesel toplantılar yapıyoruz, her yıl çalıştaylar yapıyoruz ve bu çalıştayları Milli Eğitim Bakanlığı’na, YÖK’e her yere gönderiyoruz. Hatta şimdi geldi en son Erzurum’da beraberdik 80 üniversite 8. Engelsiz Çalıştayı’nda hem öğrencilerimiz katılıyor, bütün üniversitelerden hocalarımız katılıyor. Bizim onlara raporlar verdiğimiz YÖK’ten ilgili kişiler geliyor. Üniversitedeki çalışmaları belli bir standarda oturtmak için elimizden gelen yapılıyor. Ancak 174 üniversitede tüm engelli birimleri açılacak. O birimler tamamlandıktan sonra tam bir standart oluşacak. Ben üniversitemde ne yapıyorum? Öğrencilerimin verilerini tutuyorum, mezun olduktan sonra istihdamı konusunda araştırma yapıyorum. İşitme engelli öğrencim acaba nerede çalışıyor? Sosyolog olarak mezun olduysa, eğer sosyolog olarak çalışmıyorsa ben bundan hicap duyuyorum bir öğretim görevlisi olarak. Veriler çok önemli. Bir de bizim ülkemizde şu var. Milli Eğitim Bakanlığı çalışma yapıyor, açmıyor verilerini. Şunu isterdim ki, iş bulma kurumların engellilerin hangi üniversiteden mezun olduğu, mezun olduğu bölümle orantılı işlerde çalışıp çalışmadığına dair araştırma sonuçlarını, verileri üniversitelerle paylaştığınızda, biz de üniversite olarak ben kaliteli bir eğitim verdim. Bu eğitim sonucunda fırsat eşitliği tanıyarak, hak temelli bakacağız. Bunları biz yerine getirdiğimizde, koordinasyon sağladığımızda… Ben size çok teşekkür ediyorum böyle bir çalıştay düzenliyorsunuz, üniversitelerden, STK’lardan geliyorlar, tanışıyoruz. Üniversitemizin yanında işitme engelliler okulu vardı. Bu işitme engelliler okulunda bizim araştırmacılarımız bir çalışma yapmamıştı bu da bir eksik. Üniversitelerle eğitimcilerin, öğretmenlerin bir arada çalışması, koordineli çalışması gerekiyor. Ben bugün bir şey üretiyorsam, belki Milli Eğitim bakanlığı bunu uygulayacak. Bunun yanında üniversitelerde çıkan yayın sayısı o kadar az ki. Son yıllarda yapılıyor, yapılmıyor değil. Ama isterdik ki üniversitelerde engellilik konusunda o kadar çok yayın üretelim ki, bu üretimle doğru orantılı olarak uygulaması da gerçekleşsin. Teorimiz harika, pratikte sorunlar

Page 109: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

110 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

yaşıyoruz. 2015 yılında yasal olarak tüm üniversitelerde işaret dilinin konulması gerekli deniyor. Kendi üniversitemizin işaret dili eğitim fakültemizde böyle bir ortam olmadı, uzaktan eğitimde bir birim açtık şimdi seçmeli ders olarak koyabildik. Ama 2015 yılına kadar bütün üniversitelerde işaret dili konulması gerekiyor. Ancak işaret dili konulmadığı zaman ne yapılacak asıl bunu sormak gerekiyor. Diyebilirsiniz ki benim maddi imkanım yok, ortamım kısıtlı, ders vereceğim ortam yok. Çünkü her üniversitenin sunacakları standart değil. Bir de vakıf üniversiteleri farklı, özel üniversiteler farklı, devlet üniversiteleri farklı. Ama şunu söyleyebiliriz ki belli bir standarda erişildi. Ama daha iyi olmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Sonuç olarak veri eksikliği, koordinasyon eksikliği… Şunu da eklemek istiyorum ki, bu iş siyasetin üstünde, yüksek bilinçle olabilecek bir şey. Bu bakış açısıyla yaklaşırsak bütün sorunlarımızı çözeriz diye düşünüyorum. Teşekkür ediyorum.

BUKET DEMİREL: Herkese merhabalar. Hepinizi tek tek dinlerken inanılmaz keyif aldım. Öncelikle bundan bahsetmek istiyorum çünkü ben de bir işitme engelliyim. Aile ve Sosyal Politikalar İstanbul İl Müdürlüğü’nden katılıyorum. Konuyla ilgili tecrübelerim olduğu için hem kendi hayatımdan örnekler vereceğim, hem de mesleki bilgilerimi, tecrübelerimi paylaşmış olacağım. 2,5 yaşında geçirdiğim yüksek ateşten dolayı ileri derecede işitme engelim var. Kulak arkası işitme cihazı kullanıyorum. İşitme kaybım 90-110 desibel, bilen arkadaşlar için söyledim. Kaybıma göre çok iyi konuşabiliyorum. Bunu söylerken şunu vurgulamak istiyorum. Bireysel farklılıklar olduğunu hiçbir zaman unutmamak lazım engelli ya da engelsiz. Ben hayatımdaki en büyük gelişimin bu olduğunu fark ettim. Fakat 20 yıllık hayatımın en büyük değişimi son 3-3,5 yıl içinde yaşadım. Onun öncesinde tamamen bilinçsizdim. Şu an size aktarmak istediğim o kadar çok bilgi var ki… Öncelikle konuşmalar üzerinden gitmek istiyorum. Ankara Üniversitesi’nde 2010 yılında Engelsiz Çalıştayı yapıldı. O yıl beşinci yılıydı ve ben işitme engelli bir öğrenci olarak

Page 110: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 111

oraya davet edilmiştim. Üniversite 1.sınıfta alttan 7 dersi olan biri olarak, masada Hacettepe Üniversitesi’nde yüksek lisansını yapan, Boğaziçi Üniversitesi’nde doktorasını yapan görme engelli, fiziksel engellilerle bir arada oturdum. Kendinizi sorguluyorsunuz, bu kadar başarılı insanla neden aynı masadayım. Fark ettim ki o çalıştayda işitme engelli bir tek ben varım. Biz burada engelliliği tartışırken, verileri tartışırken şunu unutuyoruz. Şu an kendimi ifade etmemiş olsaydım siz benim işitme engelli olduğumu anlamayacaktınız. Şu kapıdan bir geldiğinde tekerlekli sandalyeliyse onun fiziksel engelli olduğunu anlayabilirsiniz. Görme engelliyse bastonundan anlayabilirsiniz. Maalesef biz işitme engelliler olarak en büyük dezavantajımız dışarıdan anlaşılır olamamak. Mesela yürüyemiyorum değdiniz zaman kimse size nasıl yürüyemiyorsun demiyor. Ama duymuyorum dediğin zaman nasıl duymuyorsun ya da sesi nasıl duyuyorsun gibi sorulara maruz kalıyorsunuz. Bu ayrı bir konu… Çalıştayda benim için çok ciddi bir fark olmuştu. Veriler tabi ki çok önemli ama verilerin işitme engellilerle ilgili gerçekleri çok fazla yansıtmadığını düşünüyorum. Ben Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Mezunuyum. Bir işitme engelli olarak dört yıllık bir üniversiteyi bitiriyor olmamın, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde yüksek lisans yapmışım gibi büyük bir başarı olduğu bana ifade edildi. Bu sırf bana iltifat olsun diye söylenmiş sanıyordum ancak yıllar geçtikçe fark ettim ki benim gibi öğrenci çevremde yok. Ben Malatyalıyım. Malatya’da hiçbir zaman yanımda benim gibi bir işitme engelli olmadı. Buradan da şuna gelmek istiyorum kaynaştırma eğitimi. 2,5 yaşımda işitme engelli olduğumda anne-babam kızım olacak, yüksek ateş geçirecek ve işitme engelli olacak demedi. Dolayısıyla benim işitme engelli kızım olacak, ben işaret dili eğitimi alayım demedi. Kimse de sizin işitme engelli kızınız olacak işaret dili eğitimi alın demedi. Biz burada hep talepler üzerine konuşuyoruz. İstihdamda diyoruz ki öğrencinin yeteneğine göre, üniversitede diyoruz ki onun istediği alana göre... İşte yok temizlik yapıyorlar, yok mesleki alanların

Page 111: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

112 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

dışında bir şey yapıyorlar. Bütün konuların temelinde hep en başa dönüyoruz. Bütün çocuklarda geçerli olduğu gibi temel eğitim. Kaynaştırma okullarına gittiğiniz zaman işitme engelliyim, kullandığınız kelimenin hiçbir rahatsızlığı yok bende. Kişi benimle doğru iletişim kurabildiğim sürece bana işitme engelli, özürlü diyebilir. Fakat kişinin bireysel gelişimine göre kelimelerden de rahatsızlık duyabilir. Şunu söylemek istiyorum. Benim ailem bana sahip olurken bilinçli değildi. Benim öğretmenim beni sınıfa aldığı zaman bilinçli değildi. Böyle konular istisna bir ortama girdiğim zaman hiçbir zaman bir işitme engelli olduğum göz önünde olmadı. Ben burada sosyoloğum diyebiliyorum. Ama ben işitme engelliyim dediğim zaman bu da bir konumdur. Benim gözlerim ela, saçlarım… Bu bir kişisel farklılık. Bu işte anne-babanın bilinçsizliği, öğretmenin bilinçsizliği. Size bir şey soracağım. Koç Vakfı’nın bir projesi var: “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi”nde iletişim uzmanı olarak eğitmenlik yaptım. Bu eğitimde insanlara farkındalık eğitimi verirken iletişim eğitimi de veriyorum. Bir yerde konuşurken farkında olmadan bir örnek anlattım. Tam 15-16 yıl öncesinde, okumayı ilk çözdüğünüzde öğrencilerin tatlı bir heyecanı vardır. Kitaplarınızı kapatın. Ben size okuyacağım, siz yazacaksınız. Devlet okulunda okudum 60 kişilik bir sınıf. Koca sınıfta bir tek ben işitme engelliyim. Ben işitme engelliyim ve hocaya cevap verdim. Hoca dedi ki konuşursa duyuyor. Ben bu sesi cihaz sayesinde duyuyorum. Ben bu sesi daha önce masadan geldiğini duyduğum için öğrendiğim için masadan geldiğini biliyorum. Bir algısal süreci var benim kişisel işitme engellilik durumumda. Hoca bir şeyler söylüyor, ben herkes gibi heyecanlıyım. Herkes yazabiliyor ve ben yazamıyorum. Neden yazamıyorum diyorum çünkü işitme engelliyim. Ama kulağında cihaz var. Hocanın sesini duyuyorum ama yine yazamıyorum. Ben aptalım, ben tembelim, ben yapamıyorum. Bu psikolojiyle üniversiteye kadar geldim ve üniversiteyi 4 yılda kazandığımın altını çizeyim. Şu var, biz bu psikolojiyle kendimizi suçluyoruz. Kimileri daha çok çekingen oluyor, kimileri girişken

Page 112: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 113

oluyor ve ben kaynaştırma okullarında, normal okullarda tamam belki konuşmamda eğitim almamda etkisi olmuştur, belki başka alanlarda etkisi olmuş olabilir. Başka bir konu müfredat konusu. Ben aynı zamanda Düşler Akademisi engellilere sanat, sosyal ve kültürel ücretsiz eğitimi veren bir kurumda proje asistanlığı yapıyordum. Aile ve Sosyal Politikalara girmeden önce profesyonel olarak orada yer almıştım. Şu anda da işaret dili eğitmeni olarak gönüllü eğitmenliğim devam ediyor. Orada benim iki tane öğrencim oldu. Bütün yaş gruplarından öğrencim var. Geçen yıl iki dönemde öğrencim oldu. Her iki sınıfta da öğretmen arkadaşlarım oldu. O öğretmen arkadaşlar işitme engelliler okullarına atanmış. Fakat işitme engelliler konusunda hiçbir eğitim almamış ve işaret dili bilmeyen kişiler. İşitme engelliler ilköğretim okulunda öğretmen olarak başlamışlar. Ben işitme engelliyim ama 3 yıldır işaret dili eğitmenliği yapıyorum. Bunu kendim için değil, diğer insanlarla daha iyi anlaşmak için yapıyorum. Gerçekten çeşitlilik olması adına. Bir şeyler yaptığımız zaman fark yarattığımızı düşünüyorum. İki öğretmen arkadaşım ikisi de daha önce işitme engelliler okulunda çalışmamış ve işaret dili bilmiyor. Peki soruyorum bu müfredatı kim oluşturdu. Görme engellileri Boğaziçi Üniversitesi’nde, uluslar arası organizasyonlarda, yurtdışındaki üniversitelerde her an her yerde görebilirsiniz. Çünkü görme engelli bir kişinin duyusal olarak birçok teknolojik şeye sahip. Şu an hepinizin telefonları var. Dokunmatik, akıllı telefon vb. Yıllar önce bunlar yoktu. Biz bunları kullandıkça her şey daha pratikleşiyor. Siz bu engellileri toplum içine, önüne koymadığınız sürece, pratikleştirmediğiniz sürece biz her zaman birçoğunun arkasında kalıyor olacağız. Benim şu an sizlerin arasında olmam, eminim bir sonraki toplantıda 3 kişi olacağız. Ben buna inanıyorum. Ben normalde toplum önüne çıkmaktan nefret eden bir insandım. Ama bu eğitimleri vererek, farkındalık yarattığını görünce, bunları yapabileceğimi gördüm ve engellilerin olabildiğince birçok çalışmada yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bir işitme engelli olarak da sosyal bilimler

Page 113: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

114 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

okuduğumun özellikle altını çizmek isterim. Hocalarımız özellikle, seramik, resim, bilgisayar, muhasebe vs. gibi bölümleri söylediler. Evet bunlar da güzel bölümler. Ben sosyoloji okuyacağımı söyleyince, sen işitme engellisin sosyoloji okuyamazsın dediler. Bugün Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunuyum. Aynı zamanda iletişim danışmanlığı yapıyorum. Aynı zamanda işaret dili eğitmeniyim. Biliyorum zamanınızı alıyorum ama bu farkındalığı yaratmak adına kendimden bahsediyorum. Şunu demek istiyorum, kişi yapamayacağını düşündüğü şeyi aslında o kadar güzel yapabilir ki. Bize zaten bunlar engel değil. Bize önümüzdeki toplum engel. Toplumdaki önyargıları kaldırdığınız sürece emin olun cihazlarımız ya da duymamak bize sıkıntı olmuyor. Her zaman söylediğim bir şey var. Hava, su, ateş, toprak yanında benim hayatımdaki beşinci element iletişim. İletişim olmadığı sürece, sevdiğiniz insanlar, işiniz, aileniz, sosyal ortam hiçbir şey olmaz. Bütün bu savaşı iletişim için veriyoruz. Bütün çalışmalarımızda iletişimi unutmayalım. Bir de doğuştan engelli olanlarla, sonradan işitme engelli olanlar arasında fark var. Şöyle ki bireysel farklılıklar var. Bana söylenene göre bu kadar yüksek bir kaybı olan kişinin bu kadar konuşması, üstüne bırakın bu kadar hızlı konuşması mümkün değil diyorlar. Benim okumaya karşı ilgim olduğu için, bu kadar geliştirdiğim söyleniyor. O yüzden doğuştan da olsa, sonradan da olsa bir kişiye mutlaka eğitim çeşitliliği sağlayın. Bir kişi hiç konuşmuyor, konuşmasına izin vermeyelim. Türkçe öğretmemek olmasın. İşitme engelliler okullarında hem Türkçe hem işaret dili olsun. Fakat Türk İşaret Dili ile Türkçenin farklı dil olduğunu biliyoruz. Bunu bilmeyen insanlar var. Ben bilmiyordum yani bu eğitimi alana kadar zannediyordum ki Türkçeyi işarete benzetiyorum. Fakat İngilizce gibi, Almanca gibi farklı diller deyip deyip o yüzden işitme engelliler okullarında dil çeşitliliğinin uygulanmasını, sadece Türkçe ve Türk işaret dili değil de, İngilizce, Türkçe, Türk işaret dili, uluslararası işaret dili şeklinde 4 çeşit dil eğitiminin ilköğretimde bunun o çocuklara uygulanması gerekiyor. Çünkü baktığınızda benim

Page 114: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 115

kadar konuşamıyorsun ama Türkçe öğren. “Hayır benim dilim işaret dili ben neden Türkçe konuşacakmışım, istemiyorum. Ben onların dilini konuşmak istemiyorum.” diyor. Çocukların yabancı dil kavramı yok o çocukların aklında. Siz çocukların kalıplarını bu kadar sığlaştırdıktan sonra o çocukların yarın bir gün sosyal olmasını, muhasebeci olmasını ya da başka bir iş yapmasını bekleyemezsiniz. 2012 Engelli Memur Sınavı’ndan 75 puan alarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na yerleştim. Diğer arkadaşlarım 93 puanla yerleştiler. Bunu söylerken şunu demek istiyorum. Üniversitelere bir görme engelli gittiği zaman, ona bütün imkanları sağladığınız zaman, engelli olmayan birinin aldığı eğitimi alabiliyor. Ama işitme engelliye aynı eğitimi verebilmeniz için ek bir durum olması gerekiyor. Yani o kişi bunun kalem olduğunu biliyor, ama kelimenin kalem olduğunu bilmiyor. İşaret olarak biliyor. Bu çok ciddi bir fark. Ben ona sınırsız pizza yiyebilirsin dediğim zaman sınırsız pizza ne ya diyebiliyorsunuz. Ama ben ona bunu işaret dili ile anlattığım zaman bunu anlıyor. Ben bunu konuşan biri olarak yaşadım. “Buket Hanım telefonunuzu alabilir miyim” dediler. “Pardon duyamadım dedim”. Böyle küçük kabinler olur. Bir yandan bakmaya çalışıyorum, bir yandan arkamdan soruyor, panik oldum, heyecanlandım. Ben işitme engelliyim tekrar eder misiniz dedim. Kişi bağırarak söyledi ki insan bağırırken de bir agresif oluyor. Bu da beni biraz daha gerdi. Dedim ki anlayamadım, sadece tekrar etmeniz önemli. “Hani telefon var ya tuşlarına basıyorsunuz alo diyorsunuz, konuşuyorsunuz.” Bana telefonun ne işe yaradığını anlatıyor.

ALİ KAYMAK: Çok güzel bir konuşma. İkinci bölümde hem bu konuşulanları toparlayacağız. Önce Buket Hanım’ı tekrar dinleyeceğiz. Daha sonra da tartışma bölümümüz olacak ve raporlaştıracağız.

Page 115: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

116 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

II. OTURUMTARTIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER

ALİ KAYMAK: Evet, ikinci bölümde yaklaşık 1 saat vaktimiz olacak. Bu sürede öncelikle ilk bölümde konuşulanları biraz üzerinde tartışıp çözüm önerileri getirmeye çalışacağız. Daha sonra biz bunları raporlaştırarak diğer komisyonların bir araya gelmesiyle birbirimizle paylaşacağız. Ancak önce birkaç kişiye daha söz vermek istiyorum bu bölüme geçmeden önce. Buket Hanım’ın konuşmasını yarıda kesmiştik öncelikle ona söz vermek istiyorum. Daha sonra bir arkadaşımız var yine işitme engelli bir arkadaşımız ve ailesi buradalar, onlara da söz vermek istiyorum. Daha sonra Demet Hanım bu arada, işaret dili uzmanı diyelim. Onun da fikirlerini almak isterim kendisinden eğer uygun görürse. Daha sonra tartışma bölümüne geçeceğiz. Evet, sizden başlayalım. Bir dakika ben burada da yine zamanlamayı doğru yapabilmemiz için Buket Hanım’dan rica ediyorum 5 dakika kadar sürsün.

BUKET DEMİREL: Tamam siz beni uyarın lütfen. Kendi hayatımda olan örneklerden, yaşadığım tecrübelerden bahsetmiştim. Empati ve acımak kavramlarını kullandık. Şimdi işitme engellilik değil genel olarak engellilik konusunda acıma mevhumu, duygusunu tam kararında tutturamıyoruz. Yani birçok insan bana yardımcı olmaya çalışıyor fakat yardımcı olmaktan ziyade acıyor. Tabi ki insan kendine yakın hissedebilir ya da üzülebilir, her hangi bir durum olabilir. Fakat şunu unutmamak lazım işitme engellilik bir hastalık değil. Süreğen bir durum, değişmeyen bir durum… Nasıl saçlarınızın rengini, gözlerinizin rengini seçemiyorsanız işitme engellilik de elinizde olmayan sebeplerden dolayı kişiliğinize oturmuş bir durum. Dolayısıyla bu durumda itimat kavramı çok çok önemli bir şey bunu eklemek isterim. Bunun dışında ben Mimar Sinan Üniversitesi mezunu olduğumu söylemiştim. Üniversitede ilk başladığım yıl Malatya’dan

Page 116: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 117

buraya geldiğimde 4 yıl boyunca hazırlık sürecim oldu benim. Her yıl “Bu yıl da olmadı, bu yıl da kazanamadım, yapamadım” dedim. Ama dediğim gibi eğitim sürecinde özellikle o dönemde girdiğimiz sınavlarda lisede verilen eğitim üniversite sınavında çıkmıyordu. Ben düz lise mezunuyum dolayısıyla hocalarımız şey diyordu “Nasıl olsa burada gördüklerin sınavda çıkmayacak git sen dershane kitaplarına çalış, dershanede çalış.” Bu şekilde bir mantık var. Bir yandan da benim derste dinlediklerimi diğer öğrencilere göre biraz daha… Bir kişi 1 adım atıyorsa benim onu 10 adımla tamamlamam lazım. Ben 4 yıl dershaneye gittim. Aslında dışarıdan liseyi okudum gibi bir şey oldu. Dördüncü yılda dershaneden mezun olup ben kazandım. Birçok haklarımız var. Bu hak konusunda işitme engellikte çok büyük bir eksiklik hissedildiğini düşünüyorum. Üniversite sınavına girdiğimizde ÖSYM bizlere bir takım puan hakkı, yurt hakkı gibi bir takım hakları var ve ben bunu 3. sınıfa geldiğimde öğrenmiştim. Sonra şöyle bir durum var üniversiteler bizlerden haberdar değil. Hocalarımız dedi ki biz dedi toplantı yaptığımızda birkaç tane engelli öğrenci olduğunu öğrendik. Şimdi biz bile bir yere başladığımız zaman, içine gireceğimiz zaman ne yapacağımızı biz de bilemiyorduk. Ben üniversite birinci sınıfa başlarken dedim ki hocamla konuşayım, en azından belki bana bir yol gösterir bir şeyler önerir. Bana hepsinin, on hocamla konuştuysam dokuzunun sorusu şu oldu: “Senin için ne yapabilirim?” Zaten ben benim için ne yapılabileceğini bilirsem kimseden kolay kolay bir destek almıyorum hani bu almam değil de zaten nasıl bir yol gitmem gerektiğini bilince yapıyorum ben. Fakat birine bir şey sorunca gerçekten bilmediğim bir şey soruyorum. Orada şunu fark ettim ben onlardan bir şey talep edersem, ben hakkımı ararsam, bir şeylere ısrar edersem evet bir şekilde zor da kolay da önüne geliyor. Fakat benim için neyin iyi olduğunu, neyi talep etmem gerektiğini, haklarımın neler olduğunu bilmiyorum. İlköğretimde işitme engelliler okulunda bu dört dil çeşitliliğinin olmasının düşünce yapılarını geliştireceğini savunmuştum. Duyabilen, konuşabilen

Page 117: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

118 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

normal okullarda da kişisel gelişim ya da farkındalık eğitimi ya da rehabilitasyon gibi adının çok fazla önemi yok bir sınıfta işaret diliyle ilgili, doğru iletişimle ilgili bir takım temel bilgilerin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu profesyonel bir şey değil. Evet, biz hep diyoruz ki olaya duygusal bakmayalım, profesyonel yaklaşalım diyoruz ama emin olun çocuğunuz olduğu için, çocuğunuza böyle bir şey olduğu için hassassınız, eşiniz olduğu için, yakınınız olduğu için, öğrenciniz olduğu için bir yerlerden biri size dokunduğu için bu kadar hassasiyetiniz var. Ne kadar profesyonelim derseniz deyin bir yerde mutlaka duygusallık bağlıyor. Birçok kişi şey diyor bu kadar sivil toplum kuruluşlarında neden bu kadar çalışıyorsun ama tabi sen engellisin o yüzden tamam. Ben düşünüyorum benim kişiliğimde, kendimi geliştirdiğim için bu kadar iyi bir durumda olduğumu düşünüyorum. Yoksa benim gibi milyonlarca işitme engelli var onlar gibi de olabilirdim. Kendim bu duruma geldiysem o temel eğitimi, almam gereken eğitimi, kendimi geliştirdiğimi düşündüğüm için küçük yaştaki kişilere de bu eğitimi vermemiz gerektiğini düşündüğüm için bunları vurgulamak istiyorum. KPSS sınavını söylemiştim. Ben sosyolog olarak atandım, şuanda kendi işimi yapıyorum, evet ama AB Dış İlişkilerde Koordinasyon Birimi’ndeyim fakat sıkıntı yaşıyorum. Şuanda bana deseler “Elinizde sihirli bir değnek olsa ne yapardınız?” Telefonları yok ederdim. Bir de kişiyle yazışma konusunda çok ciddi sıkıntı yaşıyorum yani her şey telefonda bitiyor. Ben şuan telefonunuzu alsam iki gün duramazsınız, gerçekten duramazsınız. Yani internet olmadığında, bozulduğunda mutlaka başınıza gelmiştir. O yüzden ne kadar profesyonel olursam olayım telefonda konuşamadığım için aptal durumuna bile düşebiliyorum, beceriksiz durumuna düşebiliyorum, yeteneksiz durumuna düşebiliyorum. Bütün işlerimi çok iyi yapıyorum ama olaya tam bir noktayı koyabilmem için olay telefona bakıyor ve ben gidiyorum o iki dakikalık işe iki saat boyunca biriyle muhatap olabiliyorum. Bu konuda çalışma sistemleri, iş tanımları üzerinde kafa yorulabilir. Bunlar için de üniversitedeki

Page 118: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 119

eğitmenlerle ilkokuldaki ve lisedeki eğitmenlerin bir araya gelip bir çalışma yıllık olarak ya da dönemlik olarak bir çalışma sisteminin olması gerektiğini savunuyorum ben. Son olarak da tercümanlık… Biz her yerde tercüman olsun, seçmeli dersler olarak işaret dili dersleri açılsın… Peki, bu dersleri kimler verecek? Böyle bir sıkıntımız var.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ben de aslında bana söz verilseydi aynı soruyu soracaktım.

ALİ KAYMAK: Tamam, yeri gelmişken belki sizin bu konudaki düşüncelerinizi alabiliriz.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Yani seçmeli ders olarak işaret dilinin yaygınlaşması gerektiği söyleniyor ama işret dilini herkes öğrenmeli deniyor, iletişim için önemli deniyor ama bu işaret dilini kimler öğretecek? Önce bunu bir çözmemiz gerekiyor diye düşünüyorum ben. Eğitmen yok, CODA’lar var çünkü eğitim sisteminde, Milli Eğitim sisteminde ya da ülke sisteminde böyle bir şey yok. İşaret dili eğitimi diye hiçbir şey yok. Materyal zaten daha yeni yeni oluşturuluyor. Daha yeni resmileşmiş bir dil bu yıllardır olan bir dil ama.

BUKET DEMİREL: 1932 yılında Türkiye Anayasası’na bir madde ekleniyor Türkiye Cumhuriyeti’nin dili Türkçedir diye ve Türkçe olduğu için işitme engelliler okulunda var olan, Osmanlı döneminde bile işitme engelliler okulu varmış İstanbul’da bir tane.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Yıldız Sağırlar Okulu

BUKET DEMİREL: İşaret dilini yasaklıyorlar Boğaziçi ve Koç Üniversitesi’nde yaptığım araştırmalara dayanarak söylüyorum bunu. Diğer uzmanlar da iki görüşü savunuyorlar. Biri yasak olduğu için kaldırıldı diğeri de işitme engelliler işaret dili yaparsa konuşamaz. Bunun için tamamen kesiyorlar. Şimdi benim yaşadığım yüksek ateşten dolayı ses tellerimde boğazımda her hangi bir sıkıntı yok, kişisel gelişimimden dolayı da bu kadar iyi konuşabilme seviyesine

Page 119: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

120 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

geldim fakat o yasak yüzünden eğer ki bana işaret dili öğretilmedi konuşabildim fakat belki benim boğazımda sıkıntı olabilirdi belki ses tellerim kopmuş olabilirdi. O zaman siz beni sessizliğe mi mahkum etmek zorundasınız? 2005 yılına kadar Aylin Çiftçi Aile ve Sosyal Politikalar Engelliler Genel Müdürü o 2005 yılında bir şekilde kaldırdı fakat İstanbul’da iki tane lise var işitme engelli oradaki öğretmenler bile işaret dili bilmiyor. Bizim bu kadar temeldeki eksikliğimiz aslında işaret dilinin yasaklanması, kelime olarak, gramer olarak gelişmemesi, ana bir kaynak olamaması diye düşünüyorum ben. Çok teşekkür ederim.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ben şöyle söyleyeyim. Benim anadilim işaret dili ben Türkçeyi 3 buçuk yaşında öğrendim. Benim ailem işitme engelli, annem babam işitme engelli ama ben bir takım sorunlarla büyüdüm. Burada sadece işitme engelli çocuklar değil işitme engelli ailelerin çocuklarıyla birlikte yaşadığı sorunlar da var. Dediğim gibi ben sadece o noktada takıldım. İşaret dili eğitimini kim verecek, nasıl verecek?

SONGÜL ALTINSAÇLI: Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, üniversitelerden genel anlamda veri elde ettiğiniz zaman bir de kaç tane öğretmen var onlar da bir şekilde belirlenirse, bu veriler alınırsa buna göre de planlar yapılabilir. Federasyonlar olarak tabi ki haklı olarak istekleriniz var çalışmalarınız var ama diğer kurumlarla bir ayrılık söz konusu. Bir araya gelinip bazı şeyler…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Milli Eğitim Bakanlığı bize danışmıyor. Bizden yardım almıyor, bizden yardım talep etmiyor.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Bu da hata…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Bu da hata ve yıllardır kullanılan oluşmuş bir dili hayır ben yeniden baştan yaratacağım diyor. Açıkçası bu… Zaten kullanılan bir dil var bunu alsa materyal otomatikman çıkacak.

Page 120: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 121

SONGÜL ALTINSAÇLI: Ya da siz bir şey yapıyorsunuz toplum

olarak biz hemen onu eleştiriyoruz. Ben diyorum ki bu kişi yapmış

ellerine sağlık ben bunun daha iyisini nasıl yapabilirim diye bakarsak

zaten bütün sıkıntılarımızı çözebiliriz.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Tabi, oluşmuş şu an kullanılabilen

genel anlamda ortalama 4000 kelime var işaret dilinde.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Hazırlanıyor şuan Milli Eğitim’de…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Hazırlamaya gerek yok. Ortalama

4000 kelime var kullanılan zaten hali hazırda. Sen oluşmuş bir kelimeyi

başka bir işaretle değiştiremezsin. Zaten halk dili olarak kullanılıyor.

4000’in üstüne ne katarım diye düşünmek lazım.

ALİ KAYMAK: Peki hocam, sorunuzun cevabı sizce ne olmalı kim

vermeli bu eğitimi?

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Bilmiyorum yani Milli Eğitim’de

önce işaret dili bölümü açılsın. Biz mesela en basit örnek, ben liseden

mezun oldum. Ben isterdim ki işitme engelliler öğretmenliğinde

işaret dili eğitimi bölümü açılsın. Artık bizleri mi değerlendirirler

çünkü bu durumda bir eğitmen bulamayacakları için CODA’lardan

başlamak zorundalar. Keşke işaret dili, işitme engelliler öğretmenliği

bölümünde işaret diliyle birlikte veriliyor olsaydı da bu sıkıntılar

buraya gelmeseydi.

VEDAT KARAHAN: Ben bir şey söyleyebilir miyim? Ben işitme

engelliler öğretmenliği mezunuyum.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ama işaret dili bilmiyorsunuz.

VEDAT KARAHAN: İşaret dili eğitmenliği de yapıyorum aynı

zamanda.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Hayır hayır… Okuldan önce biliyor

muydunuz?

Page 121: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

122 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

VEDAT KARAHAN: Okuldan… Ama zaten okulda pratik imkanı olmadığı için öğretilse bile çok bireysel kalıyor bir şeye varmaz yani…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Peki şöyle bir şey sorabilir miyim? Siz öğrenciden öğrendiğiniz kadarını biliyorsunuz

VEDAT KARAHAN: Ben kendi mesleğimi kendim öğrendim öğrencinin katkısına kalmadım yani…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Hayır siz istisnasınız öyle söyleyeyim o zaman. Genel olarak baktığınızda ben Bursa’da yaşıyorum. Nilüfer İşitme Engelliler Okulu’nda bir sürü öğretmen tanıyorum ben tercümanım diye geziyor. Ben anadilim işaret dili olmasına rağmen tercümanım demiyorum kendime. Sen öğrenciden öğrendiğin kadarını biliyorsun, tercümanım diye iddia edebiliyorsun. Bir de biz pek haz edilmiyoruz nedense öğretmenlerle aramızda sorunlar oluşuyor. Yani bilmiyorum ben artık bunun cevabını bulamıyorum açıkçası.

VEDAT KARAHAN: Ben de üniversitede işaret dili öğretildiği zaman…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Keşke herkes sizin gibi olsa geliştirse kendini ihtiyaç çünkü

VEDAT KARAHAN: Çok belli bir noktaya varacağını düşünmüyorum çünkü pratik imkanı olmayacak. Mesela İngilizceyi konuşmasak unutuyoruz işaret dili keza. Ben şu an Mimar Sinan İşitme Engellilerde idim, Beylikdüzü Rehberlik Araştırma’ya tayin oldum. İki aydan beri işaret dilinden uzağım ufak ufak unutmalar başlıyor.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Tabi tabi körelirsiniz.

VEDAT KARAHAN: İşaret dili devamlı tekrar istiyor, pratik istiyor yoksa kalıyor yavaşlıyorsunuz. Sınırlı kalıyorsunuz. Pratik imkanı olmalı. Ben KTÜ’de okum. Trabzon’da işitme engelliler okulu var, işitme engelliler okulunda çok sınırlı bir işaret dili var ve öğrenci

Page 122: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 123

sayısı çok az. Samsun’da var keza orası da öyle. Eskişehir zaten işaret

diline kesinlikle karşı.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ama artık o karşı olan kişi görevden

ayrıldı biliyorsunuz. Umarım aşacağız diye düşünüyorum bundan

sonra.

ALİ KAYMAK: Şimdi bu konu tekrar gelecek, öne çıkan konu

başlıklarında işaret dili önemli bir başlık olarak. Sizin bununla ilgili

eklemek istedikleriniz…

ENGELLİ YAKINI: Oğlum işitme engelli, implant ameliyatı oldu.

Biz Rotary’de 6 yaşında başladı ve Rotary’de okudu ve bizde

işaret yasaktı işaret yaptığında eline vuruyordu hocalarımız öyle

söylüyordu. Dudak okuma ve implant olduğu için duyar. Şu an çok

net konuşuyor, anlatabiliyor derdini, üniversite okuyor. Ama bu işaret

dilini bir iş başvurusu yaptık ve işaret dili biliyorsa alacağız dediler.

Ama çok bilmiyor arkadaşlarından öğrendiği kadar biliyor. Niye o

zaman yasaktı? Ben onu bilmediğim için öğrenmek istiyorum, niye

işaret dili niye yasaktı?

ALİ KAYMAK: Şimdi bazı bölümler işaret dilini kullanmıyor örnek

verdiniz Eskişehir. Bunun gerekçesi nedir diye soruyor ailemiz. Neden

sözel işitsel yönteme bizi yönlendirdiler? O teorinin gerekçesini var

mı açıklamak isteyen?

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Net bir açıklaması var. İşaret dilinin

konuşmayı unutturduğu savunuluyor. İşaret diline alışırsa konuşma

yetisini kaybeder, işaret diline alışırsa konuşamaz diye…

BUKET DEMİREL: Ama bunu kötü şekilde yapmışlar o kadar kötü

şekilde yapmışlar ki işitme engelliler kendi aralarında birbirlerini

dışlıyorlar. Sen işaret dili biliyorsun benim yanıma gelme diyenleri

görüyorum ben ya da ben pratik yapıyorum bana niye işaret dili

yapıyorsun ben seni duyabiliyorum diyor mesela kabullenmiyorsa.

Page 123: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

124 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Tabi ayırmak gerekiyor. Hiç duymayan ve hiç konuşmayan bir çocuğun konuşması beklenemez.

BUKET DEMİREL: Çok dillilikle onu vurgulamak istiyorum. Konuşsun ama işaret dilinin kötü bir şey olmadığını bilsin. Bazı işitme engelliler işaret dilinden korkuyor gerçekten. Hayır, ben ellerimi yapmayacağım, annem babam kızar, vuruyorlar bana şudur budur. Ama bir kişi İngilizce öğrendiğinde kimse şiddet uygulamıyor. Ben çok şaşırmıştım. Ben küçük yaşta öğrenmiş olsaydım işitme engelli olayım ya da olmayayım düşünsenize farklı bir dil öğrendiğiniz zaman bu bir çeşitlilik. Katı olmak konusunda çok şey oluyorum yani…

SONGÜL ALTINSAÇLI: Kişilere belki tercih de bırakılması gerekiyor yani kişiler isterse bu verilmeli. Tabi ki konuşulması hedeflenmeli tabi çok ağır sizin söylediğiniz kesin şekilde kurallara ayrılmamalı ve kişilere de zaman zaman bizim hep yapmadığımız şey tercih hakkını da kişilere bırakabilmeliyiz.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Peki hiç yurtdışı örneklerine baktınız mı acaba? Yurt dışındaki işitme engellileri hiç incelediniz mi? Bizden 50 yıl ilerideler. Temelden hem öz Türkçesini hem işaret dilini hem de ek bir dil varsa, uluslararası İngilizce gibi… Farkındaysanız yabancı diller çocuklara hep küçük yaşlarda verilir. Neden işaret dili de verilmiyor?

YÜCEL YILDIZHAN: Bu konuda bir şey eklemek istiyorum. Şimdi zaten işitme engelli tanısına göre eğitim verilmesi gerekiyor. Benim çocuğumun kulakları sağlam sadece beyine giden ses algılayan kılcal damarında problem var. Bu çocuğa ne kadar siz sözel olarak verirseniz verim alamazsınız. Zaten diyoruz ya eğitime başlamadan önce bu tanı tam konması gerekiyor. Bu konu tam olarak belli olmadığı anda kime ne verdiğiniz belli olmaz. Çünkü dedik ya eğitim sistemimizdeki en büyük eksiklerden bir tanesi işaret dili verilmemesi. Türk İşaret Dili’nin de artık yaygınlaşması gerekiyor. Uluslararasında kendilerine

Page 124: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 125

göre işaret dilleri var. Okullarımızda, normal okullarımızda bile bu alfabelerin konulması gerekiyor. Çünkü bu çocuklarımız bir şekilde iletişim kuracak. Benim çocuğumun sözeli yok, kesinlikle konuşamaz çünkü ses havuzuna gitmiyor ses. Gitmediği için bu çocuğun konuşmasını bekleyemem zaten. Zorladıkça da verim alamıyoruz. Onun için eğitimden önce tam teşhis konur ona göre eğitim şekillendirilir.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Siz yoktunuz bizim işaret diliyle ilgili konuşmamızda da. İşaret dilinin yaygınlaşmasının gerektiğini düşünüyorsunuz biz de şu noktada savunmaya geçiyoruz işaret dilini kim öğretecek?

YÜCEL YILDIZHAN: Yerel yönetimler veya Aile ve Sosyal Politikalar…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Onlar nereden öğreniyor da öğretiyor?

YÜCEL YILDIZHAN: Bizim şuan hazır olan okullarımız var.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Bakın Milli Eğitim’de işaret dili eğitimi yok, üniversitelerde işaret dili eğitimi yok. Üniversitelerde seçmeli ders olarak kondu eğitmen yok.

YÜCEL YILDIZHAN: Sizin şuan ki işaret dilinizin ana teması nereden geliyor?

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Bizlerden, CODA’dan geliyor.

YÜCEL YILDIZHAN: Onu artık bilimsel olarak söze dökmek lazım. Artık onun üzerinden yürünmesi lazım.

ALİ KAYMAK: Şimdi öne çıkan konu başlıklarından ilki, aslında hangi yöntemi tercih etmeliyiz ya da işaret dilini tercih etmeli miyiz? Burada öne çıkan görüş, bazı kişiler için işaret dili bazı kişiler için doğal işitsel yöntemin uygun olduğu. Bunun da belirleyicisinin işitme kaybının oranı olduğu ve bireysel farklılıklar diyebiliriz. Burada tabi bunu

Page 125: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

126 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

kabul ettiğimizde diğer sorun şu: Türk işaret dili geliştirilmeli dedik bunun devamında ancak hem Buket Hanımın hem de Demet Hanımın (Tercüman) sorusu şu oldu. Peki bu işaret dilini kim öğretecek? Şimdi bununla ilgili görüşleriniz ya da çözüm önerileriniz varsa onları almak isterim. Türk işaret dili geliştirildiğinde bunu kim öğretecek?

BUKET DEMİREL: Türk Dil Kurumu’nda bir tane sözlük çıkmıştı. Onun nasıl hazırlandığıyla ilgili ben şey öğrenmiştim. İlk başta kimden öğreneceğiz? Bunu nasıl yapacağız? Sonuçta yasaklıydı. Şimdi mesela siz matematik öğretmeni olmak istiyorsanız gidiyorsunuz matematik bilen bilim adamlarından bunu öğreniyorsunuz. Şimdi işaret dili öğretmenliği diye bir şey yok. Ben bazen kendimi tanıttığımda işaret dili eğitmeniyim diyorum. Eğitmenlik, öğretmenlik gerçekten çok farklı. Şimdi biz CODA’larla anne-babalar yıllarca bir arada kaldığı için çocuk yaştan büyüyene kadar aynı ortada kaldığı için, bunu anadili gibi öğrendikleri için, ana kaynak bir nevi onlar olmuştur. Şimdi biz diyoruz ki üniversitelerde, liselerde seçmeli ders yapalım. Peki bunlara verecek işaret dili öğretmeni yetiştirilmeden böyle bir şey açılması komik kalıyor. Mesela ben seminer veriyorum ve seminer diyorum. Bunların farklılıkları var. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, TDK sözlüğünün nasıl yaptığını merak ettiğim için şöyle bir sonuca ulaştım. Türkiye’deki bütün işitme engelli okullarının öğretmenlerinde tebliğ gönderiliyor çocukların yaptıkları bütün kelimeleri yapıp, çekip bize gönderin diye. Mesela şu an biz bunu bilmiyoruz, paylaşmıyorlar bizimle. Hepsini paylaştıktan sonra bir tane sözlük çıkıyor. Kendileri yani bir komite karar veriyor. Bu komitenin içinde kimler var bilmiyoruz. Bir işitme engelli var mıydı? O komitenin içinde uzman kişilerin olması önemli ama şunu demek istiyorum, anne babası işitme engelli olan ya da benim gibi bu konuda bir nevi tecrübesi olan insanlar da o komitenin içerisinde yer alabiliyor mu? Ben mesela Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın resmi görevlendirmesi olmasaydı burada olmayacaktım. Anlatabiliyor muyum? O insanların da o işin içine girmesi, işaret dili öğretmenlerinin de nasıl bir yol izlememiz

Page 126: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 127

gerektiği için de çok ciddi bir adım olduğunu düşünüyorum. Mesela Ankara’da e harfi, İstanbul’da e harfi var. Şive farklılığımızı yadırgamıyorum ama Ankara’daki işitme engellilerle İstanbul’dakiler bu farklılığı yadırgayabiliyorlar. Ben de şöyle bir şey düşünüyorum. Türkiye’de kültürel anlamda bir çeşitlilik var. Dolayısıyla bu doğru bu yanlış dememek lazım. Milli Eğitim Bakanlığı aldığı bütün verileri, İstanbul’da kullanılan kelimeler, Ankara’daki işitme engellilerin kelimeleri, Doğu’daki, Güneydoğu’daki şeklinde yapıp, yasaklayan okullardaki tamamen hem konuşma hem işaret dilinin dahil olması sonucunda bu bir anda karar verilmeyecektir. Bu süreç oturduktan sonra nasıl bir yöntem izlememiz gerektiğini düşünüyorum. Tek bir şey değil de bütün her şeyin bir arada olması.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ama şive şiveyi doğurur.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Bu konuda araştırma yapan, siz tabi komisyondasınız ben de komisyonda çalışacak bir hoca ile iletişim halindeyim. Bütün Türkiye’yi dolaşıp, zaten ortak bir şekilde sizin söylediğiniz gibi, ortak bir dil oluşturmaya yönelik yani belki bir kelimenin 3-4 farklı kullanımı oluyorsa onu da içeren bir sözlük çıkarılacak zaten. YÖK’te komisyonlar var, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan çağrılıyor, üniversitelerde bu konu ile ilgili araştırma yapan, altyapısını bilen hocalar çağrılıyor ama biraz geç kalınmış gibi geliyor. Çıkarılacak tabi son aşamalarda çıkarılmayacak değil tabi bunların hepsi yapılıyor da… Yakın bir tarihte güzel bir sözlük çıkarılacak.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): İlk çıkan sözlüğe bakarsanız, o sözlüğe göre ben babamdan özür diledim. Bunu açık ve net söylüyorum. 36 yıl boyunca babama yanlış baba dediğim için özür diledim. Sözlük ne kadar doğru. Bunu da tartışmak gerekiyor.

SONGÜL ALTINSAÇLI: İşte bunu da ortaya yatırıp, doğrusu bulununcaya kadar çalışılıp… böyle yapacağız, başka türlü olmayacak. Biz bir araya gelmekten korkuyoruz. Diyor ki o kişi her şeyi ben

Page 127: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

128 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

biliyorum. Hayır, kimse her şeyi çok iyi bilmez. O konuda deneyimleri vardır. Bakın hocamız katılmış deneyimlerini anlatıyor. Başka hocamız başka deneyimlerini anlatıyor. Bir araya geliriz. Yanlış olanı siz sorar, uygun bir dille diyeceksiniz ki böyle yanlışlıklar da var diyeceksiniz. O kişiler tekrar düzeltecek. Böyle gelişiriz diye düşünüyorum.

VEDAT KARAHAN: Ben bu konuda bir şey söylemek istiyorum bu işaret dilindeki yerel farklar konusunda. Şimdi bu ne? Masa değil mi? Size göre de masa, bana göre de masa. O zaman bence bunun tek işareti olmalı. Artık buna geçmeliyiz.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): O konuda size katılıyorum. Şive şiveyi doğurur. Ben şivelerin yayınlanması taraftarı değilim. Tek bir kelime olacak, ortak bir dil olacak. Şive bilen de şivesini unutup, onu öğrenecek. Şive bilenler de yine tercümanlardır. Aslında siz tercümanlara bir şekilde muhtaçsınız, bunu açık söylüyorum.

DİNLEYİCİ: Bir konuyu paylaşmak istiyorum. Benim bildiğim şu. Bir ara yaygın olarak işaret diliyle alakalı kurslar, eğitimler vardı ve bunlar durduruldu. Durdurulma gerekçesi de farklılık vardı. Herkes kendi bildiğini öğretiyordu ve farklılıklar falan vardı. İhtiyaç şuydu. Türk İşaret Dili Sözlüğü oluşması gerekiyor. Ortak bir sözlük olacak ve bu kullanılacak dendi.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ama kurslar durduruldu. Yazı geldi ama inisiyatif alarak devam edenler oluyor.

DİNLEYİCİ: Ben durduruldu diye biliyorum. Eşim işaret dili kursuna gitti. Bir dönem iş araştırdığımız dönemde o durduğu döneme denk geldik. O arada eğitimler verilmiyordu. Şu an da sözlüğün çıktığını biliyorum ben. Türk İşaret Dili Sözlüğü çıktı ve akabinde kurslar tekrar faaliyete geçti.

YÜCEL YILDIZHAN: Biz yanlış mı algılıyoruz peki? Sizin söylediğiniz sözlüğü ben biliyorum ve o yayınlandı da. Türk İşaret Dili Sözlüğü olarak yayınladılar. Biz onu tanımıyoruz peki, bu konuşmalardan o çıkıyor?

Page 128: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 129

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Aslında bu sözlük şu anda web sayfasında herkes otomatik olarak indirebilecek şekilde yüklendi, görebiliyoruz. Bu yeni zaten ya da bir senelik hikayesi olan bir şey. Yeni resmileşti. Bakın kaç yıldır kullanılan dil daha yeni resmileşti. Ama o iki tabana bakarsanız, bakın söylüyorum ben 36 yaşındayım babama yanlış baba dediğim için özür diledim o kitaba göre.

YÜCEL YILDIZHAN: Türkiye’de ilkokul ne zaman açıldı?

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): 1932 yılında.

YÜCEL YILDIZHAN: Hayır.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Abdülhamid döneminde.

YÜCEL YILDIZHAN: Evet. Ondan sonra 1909 yılında Selanik’te açıldı, 1911’de de İzmir’de açıldı. Ondan sonra gelen yönetimlerin hep ötelenmesi ya da kapatılması.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Peki bunu ispatlayan belgeler var mı?

YÜCEL YILDIZHAN: Burada ispatı var. Ben size mail de atarım. Araştırmanın sonucunda ortaya çıkan bir olay ve hep ötelendi 2005 yılına kadar varsayımlarla okullar kapatıldı. Ama 2015 yılında eğer bir işletmede işaret dili bilmeyen personel olmamasının cezalandırılacağını kaçımız biliyor? Son uzatma tarihi 2015 ve engellilerin tazminat hakkı doğuyor. Ben yerel yönetimde olduğum için bunların yasalaşmasında bizzat bulundum. Biz dedik ki arkadaşlar bunu bir an önce aktif hale getirelim. Dediğimizde herkes kulak arkası etti ve Türk toplumu olarak sonlara geriledik. Hanımefendiler dedi ki Avrupa bizden 50 yıl ilerde. Halbuki bizdeki okuldan sonra açıldı Avrupa’da.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ama sistem olarak erken hareket ettiler. YÜCEL YILDIZHAN: Biz işte demek ki söze bakıyoruz, eyleme geçmiyoruz.

Page 129: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

130 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

SONGÜL ALTINSAÇLI: Bir de birisinin yaptığı iyi işi başkası eleştirerek… Ben de diyorum ki yapılan işi daha iyi yapıp, daha üstlere taşıyarak. Mesela federasyonlarla üniversiteler, Milli Eğitim ile federasyon. Herkes bir şekilde diyor ki bunu ben iyi yapıyorum. Hayır, herkes en iyi yapmak için çabalar ve en doğru yolu bulur. Sadece bu olay için değil. Her olayda. Siz bir şey yapıyorsunuz, ben diyorum ki çok kötü yapmışsınız. Otur yap bakalım. Ben senden daha iyi yaparsam zaten katkım olur. Siz üzülmüşsünüz tamam. Ama bunu hemen yapan kişiye yazarsanız, o kişi der ki “böyle bir hata mı oldu, düzeltilebilir.”

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Biz ciddiye alınıyoruz. Ciddi alınmadığımız yerde bizim yazımız da ciddiye alınmıyor.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Eninde sonunda alınacaksınız, ısrarcı olacaksınız.

YÜCEL YILDIZHAN: Osmanlı zamanında gizli oturumlarda işaret dili kullanılıyordu. Mecliste gizli oturumlarda hala kullanılıyor.

HAYRUNNİSA GÖNEN: Şöyle yapılabilir mi? Bu sözlük son şeklini aldıktan sonra okuma-yazma bilmeyen yetişkinlere yönelik televizyonda herkese okuma-yazma öğretildi. Televizyondan çok güzel yayınlar yapılıyordu. Bu işaret dilini öğretmek için de yani hepimizin öğrenmesi gerekiyor. Bir eğitim bandı olarak. TRT’nin bir kanalı mesela işaret diline yönelik bir program yapabilir.

YÜCEL YILDIZHAN: Vekilimiz Bülent Turan onu yasa olarak TRT’ye verdi ve o yasalaştı. Çoğu kanallarda, örneğin Okan Bayülgen’in programında köşede var. RTÜK tarafından da kabul edildi bu öneri ve bunun altyapı çalışması sonlara geldi. Kısmet olursa 2015 yılında bütün televizyon yayınlarında, filmlerde, haberlerde alt yazılı ve görsel olarak çıkacak.

HAYRUNNİSA GÖNEN: Ama ben onu demiyorum, ben anlamıyorum ki mesela o dili. O dili öğretsin diyorum.

Page 130: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 131

ALİ KAYMAK: Ama her programda işaret dili olacağı için zamanla herkes öğrenecek.

YÜCEL YILDIZHAN: Öğreniyor zaten.

HAYRUNNİSA GÖNEN: Kim bakıyor köşeye…

VEDAT KARAHAN: O köşede çıkan işaret dili tercümanı var televizyona çıkmasında bir olay ona odaklanıyoruz, bir de burada işaret dili var. İşaret dili de altyazı okumak gibi bir şey değil değil mi, farklı bir olay.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Bütün mimikleri görmeniz gerekiyor.

VEDAT KARAHAN: Odaklanmada sorun oluyor. Çok verimli bulmuyorum ben. Sizin dediğiniz işaret diliyle yayın yapan bir kanal…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ama o sizin için değil, işitme engelliler için konulmuş. Zaten bizim asıl derdimiz evet müzik, eğlence programı bir yerden başladık ama başladığımız nokta değil, bizim varmak istediğimiz nokta önemli. Biz istiyoruz ki sadece ana haberleri bildirelim. Bu insanlar da artık bir şeylerden haberdar olsun, bilinçlensin. Adam suyu kesecek haberi yok. Sel felaketi uyarısı yapılıyor. Herkesin haberi var bizimkilerin haberi yok. Neden çünkü sadece ekrana bakıyor.

YÜCEL YILDIZHAN: Benim çocuğum ne dedi biliyor musunuz ben buraya gelirken? Dedim ki senin ekleyeceğin, istediğin bir şey var mı? Ona göre konuşayım? Sen otomotivcisin oradan sorayım dedi. “Ben kaza yaptım nasıl anlatacağım?” “Oğlum dedim yazarsın.” “Kalem-defter yoksa onun yazdığıyla benim anlatacağım bir değil.” dedi. Nasıl anlatacağım, nasıl ifade edecek?

VEDAT KARAHAN: Aslında özet olarak hanımefendinin de dediği gibi Türkiye’de bu alanda çalışan insan yok. Türk Dil Kurumu bünyesinde işaret diliyle ilgili bir komisyon kurulacak. Bu insanların

Page 131: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

132 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

mesleği bu olacak ve devamlı bunlar bir çalışma halinde olacak. Ancak böyle bir şey sağlanabilir.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): İşitme engellilerle kim iç içeyse onlarla görüşülecektir. İlkokullardan bilgi alınmasını da onaylamıyorum. Neden onaylamıyorum biliyor musunuz? İlkokullardan da bilgi toplanıyor ya iki sözlük yapılması için. Bir kere şunun atlıyorsunuz. İlköğretimdeki çocuklar kendi özel dillerini oluşturuyorlar. Belli bir yaştan sonra bizim kullandığımız dili öğreniyorlar. Asıl doğru dili o zaman kullanmaya başlıyorlar.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Bu konuda deneyimli kişiler muhakkak vardır.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Hiçbir işitme engelliler okulunda işaret dilini tam bilen yok. Öğrenciden öğrendikten sonra kendini geliştirmişse var. Geliştirmemişse öğrenciden öğrendiği kadar biliyor.

DİNLEYİCİ: İşaret dili eğitiminin şu an ki en büyük sorunu, bir sözlüğün olmaması gibi geldi bana.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Dilin yayılması diyorsunuz ya. Dilin yayılması gerekiyor da. Oluşmuş bir dil zaten var. Kullanılan ortalama 4000 kelime var. Bunları koysanız zaten çıkar materyal. Biz 4000’in üstüne yeni kelimeleri nasıl ekleriz bunu düşünmek gerekiyor ve bunun eğitimini kim verecek onu çözmek gerekiyor.

ALİ KAYMAK: Bunun eğitimini kim verecek sorusunun cevabı TDK, MEB, YÖK, Federasyon ve STK’nın bir araya gelerek…

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Peki onlar kime nasıl öğretecek de yetiştirecek? Yine bize muhtaç kalınıyor. Yine CODA’lara yani.

VEDAT KARAHAN: Üniversitelerde böyle bir bölüm açılması…

SONGÜL ALTINSAÇLI: Eğitim fakültelerinde böyle birimler de açılacak.

Page 132: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 133

VEDAT KARAHAN: Yok bölüm olarak…

ALİ KAYMAK: Peki bölüm olması şart mı mesela siz işitme engelliler öğretmenisiniz. Bir dönemi ya da bir senenizi sadece işaret dili olarak alsanız?

VEDAT KARAHAN: Kesinlikle şart. İşitme engelliler öğretmenliği ve işaret dili tercümanlığı her zaman çok farklı şeyler. Tercümanlığın sadece bölüm olması şart.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ben sadece oradan başlanmalı diyorum.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Ben yine de işbirliği taraftarıyım. Tüm birimler, bu konunun uzmanları bir araya gelip ortak bir nokta oluşturmadığı sürece, herkes birbirinden ayrı olarak düşününce de ortak bir nokta oluşmaz.

ALİ KAYMAK: Bu işaret dili ile ilgili konuşmamıza bence bir virgül koyalım. Çünkü diğer konu başlıklarına zaman ayırmamız gerekecek. İşaret dili dışında sizin, bu grubun ortak olarak en çok öne çıkardığı konu başlığı nedir en çok paylaşmak istediğiniz, mutlaka olsun dediğiniz?

VEDAT KARAHAN: Eğitim sistemimizde işitme engelliler öğretmenliği var. Türkiye’de üç üniversiteden mezun oluyorlar. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi. Şimdi bize 4+4+4 geldi. İşitme engelliler öğretmeni artık çocukla bir yıl daha az zaman geçiriyor. Zaten birçok öğrencide okulda lise eğitimi namına hiçbir şey yok. Çocuk 5. Sınıftan itibaren normal branş öğretmenlerinden ders alıyor. Bu branş öğretmenleri de işitme engelliler hakkında hiç bir bilgi sahibi değiller. Ondan sonra da lise kısmına, ortaöğretim kısmına geçiyor. Okulda bir tane işitme engelliler öğretmeni yok. Bu çocukların dünyasını bilen ki müfredat devamlı yenileniyor. Bizim eğitimimizdeki temel sorunlardan belki

Page 133: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

134 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

de en büyüğü bu. Okullardaki ikinci ve üçüncü kademede işitme engelli öğretmenlerinin görev almaması.

ALİ KAYMAK: Dolayısıyla akademik başarı git gide düşüyor.

VEDAT KARAHAN: Kesinlikle düşüyor.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Ya da öğretmenlik bölümü okuyan her bölüm için işitme engelliler öğretmenliği ve işaret dilinin zorunlu ders olarak konması.

ALİ KAYMAK: Ama işte orada da konu şeye geliyor mesela hocam söylemişti tamam koyduk öğrendiler ama onu kullanmayacak bir süre sınıfında işitme engelli öğrenci olmadığı için, unutacak.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Her yıl, mesela şöyle bir örnek verebilirim. Devlet Hava Meydanları’nın söyle bir sistemi var: İşitme engelli yolcularla ya da gelen engelli vatandaşlarla karşılaşmalarında sıkıntı yaşamamaları için her yıl bir haftalık bir tekrar eğitiminden geçiyorlar.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Aslında Eğitim Fakülteleri’nde zorunlu.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): İş hayatında da zorunlu olmalı.

SONGÜL ALTINSAÇLI: YÖK’te böyle bir kanun çıktı zorunlu ama üniversitelerin alt yapıları uygun olmadığı için şuan bazı üniversiteler seçmeli ders olarak ya da dediniz ya bu eğitimi verecek olan kişiler olmadığı için seçmeli ders olarak uygulanıyor. Yoksa zorunlu hale geldi Eğitim Fakülteleri’nde.

BUKET DEMİREL: Üniversitelerdeki işaret dili eğitimlerini kimler veriyor?

SONGÜL ALTINSAÇLI: Daha önce verilmiyordu zaten 2015 yılına kadar öyle bir kanun çıktı. Şimdi üniversiteler birilerini bulmaya çalışıyorlar, bölümler açılması için çalışmalar yapılıyor.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Bakın bunun için Tercümanlar

Page 134: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 135

Derneği var, Federasyonumuz var. Eğitmen bulma konusunda ya

da kim eğitim verebilecek profesyonel kişilerle ya da doğru kişilerle

çalışmak istiyorlarsa Federasyondan ve Tercümanlar Derneği’nden

bilgi alabilirler.

HAYRUNNİSA GÖNEN: Tabi işte benim söylediğim o federasyon

yani niye televizyondan eğitim vermesin? A’yı B’yi ayırt edemeyen

insanlar çok güzel okuma yazma öğrendi niye bunu öğrenmesinler.

Niye bizler de öğrenmeyelim? İlla ki ailemizde ya da biz de olması

şart değil ki.

ALİ KAYMAK: Peki, eğitimdeki sorunlar başlığı altında ilerlememiz

gerekirse hocamın söylediği ikinci ve üçüncü kademedeki öğretmenler

işaret dili bilmediği için…

HAKAN ERDOĞAN: Hatta ve hatta özel eğitim öğretmenleri alan

değişikliği ile Türkçe, sosyal bilgiler, matematik öğretmeni oldu ve

normal okullara öğretmen olarak atandı bu alanda yetişmiş uzman

öğretmenler. Ama gidecekse ikinci, üçüncü kademeye ama işitme

engelliler öğretmeni olarak gitsin. Burada bir yanlışlık var.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Peki göreve başlamadan önce bir

altı aylık eğitimden geçme zorunluluğu olsa olmaz mı öğretmenin?

VEDAT KARAHAN: İşitme engelliler öğretmenliği alanı işitme

engelliler öğretmenleri atanmalı.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): İşitme engelliler öğretmenliği

bölümünde işaret dili zorunluluğu olmalı derken bunu kastediyorum

oraya atanması için. Başlangıç noktası o aslında bence. O konuda

size katılıyorum. Branş öğretmenleri için eğitim fakültelerinde göreve

başlarken, dediğiniz gibi kura da işitme engelliler okulu denk gelmedi

ve normal bir okula gitti ve işaret dilini unutacak. İleriki zamanlarda

eğer ataması işitme engelliler okuluna gelirse, işitme engelliler okula

göreve başlamadan önce iki üç ay öncesinde ön eğitime girmesi…

Page 135: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

136 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ALİ KAYMAK: Milli Eğitimin yapısı buna gayet müsait. Her sene başında bir 15 gün seminer dönemi var.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): 15 gün yeterli olmaz. En az 6 ay diyorum ben.

YÜCEL YILDIZHAN: Normalde üniversitelerde hazırlık yıllarında alacağı eğitime göre eğitimi değişiyor. Örneğin yabancı dil eğitimi alıyorsa hazırlık eğitimi de ona göre olmaktadır. Sadece işitme engelliler olarak bakmıyorum. Genel olarak baktığımız zaman eğer özel eğitim hocalığı yapılacaksa onu bir yıllık hazırlığını okuması lazım.. Bu işaret dili olur, psikoloji olur, çocuk bakımı olur vb.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Çok güzel bir noktaya değindiniz. Bana bakınca ne görüyorsunuz, sorabilir miyim? Sadece işaret dili yapan bir tercüman değil mi? Aslında biz öyle değiliz. Biz sağırlar toplumunda hem danışmanız, hem kardeşiz, hem ağabeyiz, hem doktoruz, hem uzmanız, hem psikoloğuz. Yani onların her şeyiyiz. Çocuklarının bakıcısıyız. Bir şeylerin öğreticisiyiz, öğretmeniyiz, sadece tercüman değiliz.

BUKET DEMİREL: Ben bir tercümanlık için işaret dili bildiğimi bilen çevremdeki vakıf olsun, organizasyon olsun “Buket Hanım gelip bize çeviri yapar mısınız?” Mesela 15dklık bir şey ama gidiyorum inanır mısınız 6 saat boyunca uğraşıyorum. 15dklık yazıyı, kelimeleri çevirmek, onları anlatmak, onlara destek olmak. Konu ne ile ilgiliyse dediği gibi gerçekten iletişim danışmanı olduğumu o an fark ettim. Şimdi yabancı dil gelecek. Mesela İspanyolca biliyorsun geliyor çeviriyorsun olay bitiyor. Ama bizdeki tercümanlık/çeviri işi altında gerçekten psikolog, danışman her şey oluyorsunuz.

HAKAN ERDOĞAN: Bu hem annedir, hem babadır. İşte geliyor bir yetişkin çocuk kendi sıkıntısını, derdini açıklayabiliyor ya da arıyor falanca öğretmenim nerede? Neden yok burada? İşte bir arkadaşımızın tayini çıktı, Beşiktaş’a gitti. Gelip soruyorlar bana

Page 136: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 137

ben derdimi ona anlatacağım. Aynı öğretmen yanda da duruyor, ona anlatmıyor. Bu gönüllülük işinde kendinizi onlarla beraber bütünleşerek bütün derdini anlatıyorsun. Bu işin özelliği bu.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Benim annem babam yok. Benim iki tane işitme engelli evladım var biri kız biri oğlan. Biri 55 yaşında biri 60 yaşında. Ben çocukluğumu yaşamadım. Ben hep anne oldum baba oldum. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz veli olarak, ben de bunu bir çocuk olarak söylüyorum. Düşünün yani ben çocukluğumu yaşamadım. Erken yaşta çok ağır sorumluluklar yüklendim. Neden? İşaret dili biliyorum.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Tabi bu da size hayata farklı bakmayı gerektiriyor. Bu konuma da bu şekilde geldiniz. Bir de öyle düşünmek lazım.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Aynen. Bana soruyorlar ne zaman tercümanlığa başladınız? Bilmiyorum ki. Ben ana karnından meslek sahibi doğdum.

ALİ KAYMAK: Eğitim sorunları arasında kaynaştırmadan bahsedilmişti. Onun dışında okulda sosyal entegrasyonla ilgili bazı sorunlardan biraz bahsedildi. Biraz bunlarla ilgili konuşalım. Öğretmenlerin kaynaştırma olan öğrenciyi kabul etmeyişi ya da biraz dışladığından… Burada galiba sonradan aramıza katılan hocalarımız var. Onlar da bu konuyla ilgili galiba birkaç şey söyleyecekler.

DİNLEYİCİ: Merhabalar… Söyleyelim yani hazır yeri gelmişken. Gerçi tüm katılımcı hocalarımızın değindiği konular oldu özellikle de bizim okullarda yaşadığımız sorunlarla ilgili. Adım Uğur Çalı. Psikolojik danışmanım. Aydınlı’daki Kız Meslek Lisesi’nde görev yapıyorum. Rehberlik servisinden arkadaşlarımla geldim. Biz bu çalıştayı duyduğumuz için ve okulumuzda da işitme engelli öğrencilerimiz olduğu için kendimiz katıldık. Nasıl bir yerde oturduğumuzdan bahsedeyim ki ona göre altını dolduracağım. İşitme engelli olan

Page 137: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

138 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

öğrencilerimiz ilçemizde Rotary İşitme Engelliler Okulu olduğu için orayı ve daha çok bizim okulu da tercih ediyorlar. Çünkü biz anlayış olarak bu öğrencilerin haklarını biliyoruz ve onların korunması taraftarıyız. İdaremizi de o konuda donattık, bilgilendiriyoruz, velilerimize de destek oluyoruz ki devletin bize sunmadığı imkanları en azından okullara kabul ve bu çocukların tanınması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Problemler anlatıldı, tespitler yapıldı. Ben size şikayetçi olduğum bazı şeyleri söyleyeceğim. İnşallah burada konuşulanlar da yetkili birilerine ulaştırılır diye bir düşüncem de var. Mevzuatta haklar var işte kaynaştırma öğrencileri için. Biraz genel konuşacağım. Bu öğrenciler için orta öğretimde lisede bile özel eğitim sınıfları açılabilir deniyor. Biz geçen sene buna benzer bir kurumdaki öğrencimiz için mevzuatta yazan maddeyi okuduğumuz zaman böyle bir hakkımız var, bunu açalım diye girişimde bulunduk. Ama süreci işlettiğimizde özel eğitim sınıfı, ilden oluru aldık, daha sonra müdürümüzü ve ilçe milli eğitimi zorlayarak görevlendirme, öğretmen talebinde bulunduk. Onu da görevlendirdik ve artık sınıfı, hocayı bilgilendiriyoruz. Gelen hoca dediğimiz gibi alandan uzman bir hoca değil. Başka bir branştan ama özel eğitim sınıf öğretmeni olabilecek nitelikte diye görevlendirilen bir öğretmen arkadaştı. Biz sen burada görev yapacaksın sana hiç olmazsa RAM’dan biraz özel eğitimle ilgili bilgi aldıralım diye o aşamalardayız. Şurada tıkandık, ilgili çocuğun, özel eğitime ihtiyacı olan çocuğun o sınıfa e-okul sisteminde kaydının yapılması gerekiyor, özel eğitim sınıfının açılması gerekiyor ama lisede özel eğitim sınıfı açılamıyor. Bakanlığa kadar ulaştık. Bakanlık bizim bu ihtiyacımızı karşılayamayacağını ifade etti. Çünkü neden? Mevzuatta var ama alt yapısını oluşturmamışlar. Doğrudur. İlköğretimlerde açılıyor da… Ortaokullarda belki olabilir. İlköğretimde bir şekilde formül buluyorlar hocam. Şimdi gerçi ilköğretimi ikiye böldüler ya ilkokul ve ortaokul diye belki ortaokulda aynı sorun olabilir ama ilköğretimde özel eğitim sınıfları açılabilir. Ama lisede yok. Geçen haftalarda İstanbul’da yine Bakanlıktan bir müsteşar yani üst düzey

Page 138: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 139

bir yönetici geldiği için kendisine de ilettim. Birinci sorun bu. Belki işitme yetersizliği olan öğrencilerin kümelendiği okulda onlar için de o sınıf açıldığında çok daha verimli bir ortaöğretim eğitimi alabilirler tıpkı diğer kaynaştırma grubundaki öğrencilere de açılabileceği gibi.

ALİ KAYMAK: Liselerde özel eğitim sınıfı açılmayışı sebebi ne dediniz?

DİNLEYİCİ: Milli Eğitim’in altyapısı, programını ve e-okul sistemini kayıt kabul ve programların oluşturulması ile ilgili altyapısının hazır olmamasından hayata geçirilemiyor. Biz bunu fırsat buldukça dile getiriyoruz. Bunu yaşayıp, sonucunu alamayan bir birey olarak söylüyorum. Şunu görüyoruz çalışmalarımızda, bu çalışmada da yine başı çekenler daha çok belediyeler. Belediyelerde kaynak var. Ben farklı iki ülkede yaşıyormuş gibi hissediyorum. Devlette çalışırken kaynak yok, para yok. Belediye ile ilgili bir projeye gittiğimiz zaman, belediyenin imkanları var, olanakları var, destekleri var. Biz aynı ilçede yaşıyoruz. Okulda fakiriz ama şu aşağı indiğimizde belediyenin içlerine geldiğimiz zaman bakın burada ne güzel ikramlar var, sertifikalar var, hediyeler var. Şimdi o zaman iki şey oluşuyor. Biz fakir miyiz hakikaten? Yoksa donanıma sahip bir ülke miyiz? O zaman ne olması lazım diyorum? Şu belediyeler okulların içine girsin. Yani projeleri okulların içine sokar vaziyette ayrı birimler olarak değil de, belediye görevlendirsin. Şu okullarda şu personeli görevlendiriyorum çalıştırsın o zaman ben öyle düşünüyorum. Çünkü Milli Eğitim kanalıyla bu kadrolar oluşturulsun deyince belki de yıllar geçecek. O hocaların yetiştirilmesi, atanması sıkıntı olacak ama belediyede şimdi mesela psikolog arkadaşlar da yaygın bir şekilde mahallelere dağılmış şekilde görev yapabiliyorlar. Bir önerim de bu. Belediyeler artık Milli Eğitim ile daha iç içe geçmiş projeler, çalışmalar üretebilir. Çünkü okullarda kaynaklarımız yok. Milli Eğitim’e daha çok yansıması olsun. Okullar bu imkanları kullansınlar. Bizim gibi ya da ilgili olan kişilerin takipleri değil de o imkanların okulların içine girmesini istiyorum. Çünkü diğer türlü olmuyor.

Page 139: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

140 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

YÜCEL YILDIZHAN: Şimdi değineceğim nokta, yerel yönetimler olarak hem büyükşehir belediyesi olsun, hem ilçe belediyeleri olsun proje bazında bütün okullarımızın araç ve gereçlerine gerektiği kadar destek verebilirler. Ama bunlar tamamen proje esaslı olduğu için çünkü proje esaslı olmayan bir şey kesinlikle bütçeden çıkmaz yerel yönetimde. Şöyle bir olasılık da yapabilirsiniz: Aşağıda biraz önce Milli Eğitim Müdürümüzle beraberdik sizin söylediğinizin tam tersini söyledi. Bana kaynaştırma yapalım çok verim alırız diyordu ve bunu konuştuk ikili muhabbette. Ama inanıyorum ki şu an da tüm belediyeler proje anlamında her konuda destek olmaktadırlar. Çünkü proje lazım. Bunlar bizim çocuklarımız. Eğer biz onlara yatırım yapmazsak, engelli çocuklarımız toplum içinde kabul görmezse, kaynaştırmazsak geleceğimiz olmaz.

DİNLEYİCİ: Dediğinizi anladım. Ancak ilçeler arası bile bakın proje bazlı gittiğimiz için sıkıntılar biraz oradan da kaynaklanıyor. Tuzla ilçesi okuma-yazma bilmeyenler için bir proje geliştiriyor burası illaki istifade ediyor. Ama Esenyurt Belediyesi eğer o projeyi o yıla kadar üretmemişse ya da görmemişse Tuzla ilçesi istifade ediyor. Okul bazlı dediğiniz zaman, hemen ayarlayalım okulumdaki kaynaştırma grubu için ne yapabilirim diye kafa yordum, bir proje yaptım ve belediyeye sundum. Onun finansmanını ve desteğini bana verecektir. Peki ihtiyacı olup da bu çalıştayı yapmayan diğer okullardaki öğrencilerin acaba faydalanması nasıl olacak? O yüzden diyorum belediyeler bu destekleri versinler ama biraz daha yaygınlaştırsınlar. Mesela tarama yapsın her okulda olanları tespit etsin. Ondan sonra o planlamayı yapsın. Hoca, uzman, seminer-destek daha isabetli olsun diye söylüyorum. Yoksa destekleri var.

YÜCEL YILDIZHAN: Size katılıyorum ama şöyle bir şey var. Bizim buradaki en büyük eksikliğimiz bilgi bankamız yok. Engelliler bilgi bankası yok. Çünkü işaret dili ile ilgili konuşuyoruz. Sizin buradaki işitme engelliler okuluyla, Fatih İşitme Engelliler Okulu’nun ne yaptığını kimse

Page 140: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 141

bilmiyor. Veri tabanı oluşturulsun. Çünkü oradaki çalışmaların hepsi veri tabanı oluşturulmadığı için herkes kendi içinde başarı peşinde. Ortak projeler hazırlanarak bir havuzda toplanmış olsa, okullarımızın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak çalışmalarıyla bir veri tabanı oluşturulup orada ortak projeler de olur.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Biz üniversiteler olarak biraz önce bahsettiğim bölgesel toplantılar yapıyoruz ve bu toplantılarda X üniversitesinde denenmiş bir şeyi sonra Y üniversitesi denemiyor. Çünkü denenmiş. Diyoruz ki biz kendi üniversitemize uyarlıyoruz ya da üstüne ek bir şey gelirse tekrar paylaşıyoruz. O zaman işte ne oluyor, kalite düşüyor. Böyle bir şey yapılabilir aslında Milli Eğitim Bakanlığı’yla da yapılabilir, Belediyelerle işbirliğiyle de yapılabilir.

YÜCEL YILDIZHAN: Örneğin bulunduğum belediyede diyelim şu anda 400 tane engelli havuzlardan faydalanıyor. İlköğretime başlayan çocuklara zorunlu tuttuk beden eğitim derslerini havuzlarda görecek.

ALİ KAYMAK: Eğitimdeki sorunlardan bahsederken aldığımız notlara bakıyoruz, okulöncesi eğitimle ilgili aslında ciddi sıkıntılardan bahsedilmişti. Onunla ilgili çözüm önerisi olan var mı?

VEDAT KARAHAN: Okul öncesi deyince engelliler ilk olarak bize geliyorlar, Rehberlik Araştırma Merkezlerine başvuruyorlar. 36 aydan sonrakine işitme engelli diyoruz. Sürekli olarak kaynaştırmasını yapıyoruz biz. Raporunu verip, uygun okula gönderiyoruz, yönlendirmesini yapıyoruz. Fakat öğretmenler yetersiz bilgi konusunda. Çünkü işitme engelli bir öğrenci öğretmene ekstradan yük getiriyor. Bundan başka ailelerin olumsuz tepkileri, çünkü özellikle bu konuda bilgileri yok.

ALİ KAYMAK: Bu yönlendirdiğiniz okullar işitme engelliler okulları mı kaynaştırma okulları mı?

VEDAT KARAHAN: Normal okullar. Devlet okullarının anaokulları ya da bağımsız anaokulları olabilir.

Page 141: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

142 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ALİ KAYMAK: Kaynaştırma ile ilgili ben de daha önce çok farklı çalışmaların içinde yer aldım. Çok ciddi sorunlar olduğunu biliyorum kaynaştırma ile ilgili. Bununla ilgili yapılacak birçok şey var. Bunlardan bir tanesi de okulu, öğretmeni ve çocuğun eğitim göreceği sınıftaki öğrencileri biraz kaynaştırmaya hazırlamak. Bununla ilgili neler yapılabilir sorusunu sorduğumuzda şimdi size bir video izletmek istiyorum. Bir çizgi film, animasyon filmi. Burada işte sınıfında kaynaştırma öğrencisi olacak çocukları arkadaşlarının kabulünü sağlamak amacıyla geliştirilmiş bir çizgi film. Bu dağıtılabilir. Tohum Vakfı’nın hazırladığı bir çizgi film. Bu çizgi film aracılığıyla kaynaştırma sınıflarına bir eğitim verilebilir diye düşünüyorum. (Çizgi film gösterimi yapılıyor.)

BUKET DEMİREL: Bir şey sormak istiyorum. Tohum Vakfı çok iyi çalışmalar yapan bir kurum. Bunu çocukların farkındalığının artması adına yapıyor. Bunu yapan bir yetişkin ve ben bunu dinlediğim zaman hiçbir şey anlamıyorum. Bu neyin farkındalığı? Yani eğer ki bu çocukların, farklı kişilerin bir araya gelip eğitimini desteklemek için bir şeyler yapıyorlarsa yaptığı şeyin farklı bir boyutu olması lazım. Yani bir alt yazı yok burada fark ettiniz mi? Bir şeyi yapıyoruz ama çok kötü bir yerden giriyoruz.

ALİ KAYMAK: Bu normal gelişim gösteren öğrencilere izlettirilmek üzere yapılmış.

BUKET DEMİREL: Ama çocuk yaşta olsam da emin olun çocuklar çok çok zeki. Alt yazı oradan geçtiğinde “Buket Abla niye alt yazı geçiyor?” Bunu hep soruyorlar.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Alt yazıya gerek yok. Burada amaç çocuklara engelli çocukları fark ettirmek ve onlara nasıl davranacaklarını öğretmek değil mi? O zaman gerçekten engellileri oynatacak.

BUKET DEMİREL: Evet ama o alt yazı olduğunu görse demek ki böyle bir sistem var diyecek.

Page 142: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 143

ALİ KAYMAK: Şöyle bir açıklama yapmam gerekebilir. Bu çizgi filmin bir yönergesi var. Bu yönergede çocuklara hem öğretmen bununla ilgili sorular soruyor hem de canlandırmalar yapıyor. Sınıfta bu çizgi filmi izlettirdikten sonra her çocuk sırayla görme engelli, işitme engelli, bedensel engelli dramatizasyon çalışmaları yapılıyor empati becerilerini geliştirmeye yönelik. Herkes kulağına pamuk tıkayıp örneğin öğretmenin söylediklerini dinlemeye çalışıyor.

DEMET GÜRBÜZ (Tercüman): Japonya’da bir eğitim modeli aslında bu.

ALİ KAYMAK: Yok aslında bütün şey kitaplarında yazan bir şey bu kaynaştırmaya hazırlık.

YASEMİN AKDEMİR: Sadece ilköğretimlerde değil ben üniversitede çocuk gelişimi bölümünde birinci sınıfa hayatında hiç engelli görmeden, bedensel dahil kesinlikle iletişimde bulunmamış çocuklar geliyor onlara da ben bu videoları izlettiriyorum. Tohum’un bütün videolarını izlettiriyorum. En azından ufak bir farkındalık yaratmış oluyor.

ALİ KAYMAK: Şunu söylemeye çalışıyorum aslında bu tarz bazı çözüm önerileri geliştirmek lazım. Örnek veriyorum neden böyle bir şey izlettim. Şimdi kaynaştırma ilgili birçok toplantıda hep dile getirildi. İşte kaynaştırmada ciddi sorunlar var. Öğrenciler kaynaştırmaya hazırlanmıyor, empati becerileri geliştirilmiyor. Tamam, ama bununla ilgili hiç ortaya bir şey çıkmıyor. İşte bu tarz bazı somut şeyler çıkartmak lazım.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Belki daha sonra da başka birisi buna artı bir şey daha katabilir.

ALİ KAYMAK: Tabi yani evet

SONGÜL ALTINSAÇLI: Değil mi?

BUKET DEMİREL: Yanlış anlaşılmasın ben kötü videodur demiyorum.

Page 143: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

144 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Sadece bunları ben çocuklardan öğrendim. Ben mesela bana otorite olduğu zaman ben ona sinirlenebiliyorum yani. Aaa burada bilgisayar var, demek ki konuşurken projeksiyon oraya gidecek. Hemen neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor. Çok küçük yaşlardayken hakim olduğunda mesela tekerlekli sandalyeli inşaat mühendisi arkadaşım projeye girdiği zaman kimse sormadan hemen bir engelli rampası düşünebiliyor. Çünkü o işin içerisinde ya da çocukluğunda gördüğü bir durum. Dolayısıyla bunları çocuklara izletiyorken böyle bir şeyi onun içinde vurgularsak daha da güzel olur.

YÜCEL YILDIZHAN: Bu konuda eklemek istediğim bir şey var. Bu kaynaştırma noktasında bir, bu işitme engelliler okullarımızla diğer okullar arasında kardeş okul olarak… Yılda bir de olsa normal okulda okuyan çocuklara bu şekildeki okulları ziyaret ettirilmeleri, kaynaştırılmaları. İkinci olayda eğitim öncesi konuda da, ailelerimizin de bu eğitime dahil olması çünkü çocuk orada dört saatini altı saatini geçiriyor sonra ebeveyn devreye giriyor. Ebeveynin de eğitime dahil edilmesi gerekiyor. Ebeveyn olarak ben çocuğuma nasıl davranacağımı bilmiyorum. Çocuğumun her ağlayarak istediğini vermek zorunda kalıyorum. Onun neden bağırdığını ve ne istediğini bilmiyorum. O kendini ifade edemediği anda hakikaten ailede ciddi anlamda kırılganlık, parçalanmalara kadar giden sebepler oluşuyor. Bunun detaylarına baktığınız zaman çevrenizde araştırdığınız zaman çok iyi görüyorsunuz. Kaynaştırma sınıflarına gittiğimizde sadece hocalarımıza değil o sınıftaki öğrencilere de bunun farkındalığını anlatabilmek. O çocukların da bu çocuklarımızı kabullenebilmesi çok önemli. Önemli olan hem çocuklarımızın özverileri hem de hocalarımızın özverileri doğrultusunda bu kaynaşmadan verim sağlanması. Ama özveri olmadığı sürece… Hocamızın biraz önce bahsettiği gibi ben gidiyorum bölgemdeki okullarda özel sınıfları ziyaret ettiğimde ve kaynaştırmalara baktığımda… Örneğin gezdiğim on tane okulda bir tane çok verimli, diğer okullarda çocuk maskot

Page 144: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 145

olmuş. Hoca bırakmış çocukları önlerine bir tane hamur vermiş oyna bununla demiş. Çocukları oyalamak için ellerine bir şey vermiş çekilmiş. Hocalarımızın bire bir yaptığı bir olay yok. Geri bildirim çok önemlidir. Yani yaptık özel eğitim sınıfımız var, kaynaştırmamız var ama akabindeki çalışma nedir? Çocuk ne almış ne vermiş? Öbür çocuklar ne almış? Bilimsel olarak bunun donesi yok. Donesi olmadığı için de somut bir yüzde çıkmıyor. Yaptık mı? Yaptık. Orada kalıyor. Ondan sonra da neden bu çocuktan verim alınmıyor? Daha önce, şu anda bilmiyorum okul öncesi okulları açıldı ve anaokuluna çocuklar gitmeye başladı. Benin çocuğumun döneminde rehabilitasyon merkezine gidiyorduk. Rehabilitasyon merkezlerinde biz hiç verim alamıyorduk.

VEDAT KARAHAN: Ben bir şey eklemek istiyorum burada. Ben işitme engelliler öğretmeniyim, Mimar Sinan İşitme Engelliler Okulu’nda öğretmenlik yapıyorum. İşitme engelli bir sınıfım var. İşitme engelli öğrencilerim var sadece bir öğrencimin zihinsel geriliği var ve işitme engelli. Diğer velilerin hepsi tepki gösteriyor. “Hocam o çocuk neden bu sınıfta?” O işitme engelli velileri bile o çocuğu o sınıfta istemiyor. Burada işte aile kültürümüz ortaya çıkıyor. İşitme engelli bir aile, çocuğun işitme özrü var yanında zihin engeli var bu öğrenciyi bu sınıfta istemiyor. Ben de şey dedim senin çocuğunun olduğu kadar onun da bilmeye ihtiyacı var, ben gerekenleri yapıyorum siz sınıf ortamına müdahale etmeyin dedim. Kaynaştırma eğitiminde en önemli faktör öğretmen. Öğretmen alanına ne kadar hakimse, bu işi ne kadar severek yapıyorsa, öğrenciyi ne kadar benimsemişse kaynaştırma eğitimi o denli başarılı oluyor.

ALİ KAYMAK: Onunla ilgili belki ben bir istatistik paylaşabilirim. Aklınızda olsun olur da karşınıza çıkarsa. Sınıfında kaynaştırma öğrencisi olan sınıflarla hiç kaynaştırma öğrencisi olmayan sınıfların akademik başarı düzeyleri arasında yapılan araştırmalar bir fark olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla hani velilerin ya da öğretmenlerin

Page 145: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

146 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

şöyle bir kaygısı var ya sınıfımda kaynaştırma öğrencisi olursa ya da çocuğumun sınıfında… Tam tersine şöyle bir fark oluyor: Öğretmen, öğretimi bireyselleştirme konusunda biraz daha ustalaşıyor. Bu diğer çocukların da işine yarıyor zaman zaman. Siz mi bir şey söyleyecektiniz?

DUYGU SAVAŞ: Evet, biz öğrencilerimizi kaynaştırmaya gönderiyoruz ama kaynaştırmada öğretmenler sürekli bize geri dönüş yapıyorlar. Ne yapacağını bilmiyor. Cihazı nasıl kullanacağını bilmiyor. Bazen cihaz kapanıyor, pili bitiyor çocuğun ailesi yanında olmadığı için öğretmene yine pilleri teslim ediyor ama öğretmen o cihazı nasıl kullanacağını bilmiyor. Bu sefer çocuğun cihazı kapanmış oluyor ve verim alınmıyor. Öğretmenin birçok konuda eksiklikleri olabiliyor. Bu konuda benim de şöyle bir önerim olacak: Belki dönem başında, belediyeler belki bu işin içine katılarak özel eğitim öğretmenlerinden oluşan bir grup, sadece işitmeciler değil hem görme engelliler hem zihinsel engelliler hem de işitme engelliler öğretmenleri, belki o bölgede olan normal kaynaştırma öğretmenlerine küçük toplantılarla, konferanslarla… Hem sorulmak istenen sorular sorulur, tartışılır. Veliler değil öğretmenler katılacak.

YASEMİN AKDEMİR: Öğretmenler bunu ekstra bir yük olarak görüyorlar.

SONGÜL ALTINSAÇLI: Demin hanımefendi bir şey söyledi. Eğitim alıyorsunuz, ondan sonra aradan bir zaman geçiyor, unutuyorsunuz. Bir öğretmen buna karar verdiyse ya da bir akademisyen geceyi gündüzüne katar bu eğitimin sürekli, nasıl İngilizce eğitimde akşam okuyup kendinizi canlı tutmaya çalışıyorsanız, ona karar vermiş ruhen ve beynen karar vermiş öğretmenlerin bütün bu gerekli olan her şeyi kendi nosyonunda kendi bünyesinde biriktirmesi gerek. Herkesten öğretmen olmayacak o zaman.

DİNLEYİCİ: Aslında şöyle bir şey var bu sadece iyimser bir

Page 146: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 147

bekleyiş. Bu iyimserlikten ziyade sistemi kurmak lazım. Diğer türlüsü iyimserlikten başka bir şey değil. Sadece onu umut edebiliriz yani öğretmenin verimli olmasını umut edebiliriz. Ama sistemi sağlıklı kurabilirsek, sistem sağlıklı olursa öğretmen de bir şekilde o formata ne olursa olsun uyum sağlayacaktır.

HAKAN ERDOĞAN: Duyarlı hale getirmek gerekiyor. Uzun yıllardır görmediğim bir arkadaşım otuz beş yıldır. İlkokulu ortaokulu beraber okuduk. Geçen hafta atandı bir okula ziyaretine gittik. -Nerede çalışıyorsun? -İşitme engelliler okulunda. -Ne kadar zamandır? -Uzunca bir süredir. -Yazık sana ya, gidemedin mi? Nasıl olacak, çok zor, yapabiliyor musun bu işi? Başladı anlatmaya böyle ve ilkokul öğretmeni. Düşünebiliyor musunuz? Yirmi yıldır, yirmi beş yıldır öğretmen ve bu topluma birey yetiştiriyor. Yukarıya doğru gönderiyor çocukları. Onun bakış açısıyla yetişen çocuk yarın belediye otobüsünde, markette efendim birçok yerde karşımıza çıkıyor. Onun için daha temelde dediğiniz gibi alt yapıyı oluşturarak… Bu öğretmenler, eğitim fakültelerinde olur, zaman zaman özel eğitim alanında bunlara… Bilgi değil ziyaret amaçlı da olabilir. Biz ziyarete gideriz, onlar gelirler. Biraz daha duyarlı olarak alt yapıyı oluşturmak lazım.

ALİ KAYMAK: Hocam siz de bir şey söyleyecektiniz.

YASEMİN AKDEMİR: Yücel Bey, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinin çocuğuna faydası olmadığından bahsetti yani eğitimin bir ayağı olduğu için söylüyorum rehabilitasyon merkezleri. Ayda sekiz saat verilen ücretsiz eğitimle zaten az olduğunu söylemek istedim.

ALİ KAYMAK: Peki, o zaman ben biraz istihdam konusunu açmak istiyorum çok da az vaktimiz kaldı. Yedi sekiz dakika kadar bununla

Page 147: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

148 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ilgili konuşmamız gerekecek. Hiç açılmadı bu konu. İstihdamla ilgili sorunlar ve öneriler nelerdir söylemek istediğiniz?

HÜSEYİN TANER KUCUR: Ben bu konuya girebilir miyim?

ALİ KAYMAK: Tabi ki. Benim aldığım notlarda hem istihdamın azlığı, az olduğu kadar da niteliğe uygun ya da kişinin eğitimine uygun olmayan, daha çok işte Yücel Bey’in bahsettiği ve diğer konuşmacıların da bahsettiği daha çok ağır işlerde vasıfsız işlerde çalıştırıldığı.

HÜSEYİN TANER KUCUR: Ben başta söyledim. Bizimki zaten kişileri yeteneklerine uygun işe yönlendirmek. Aslında bizim yaptığımız çok bir şey yok. Özü eğitimdir, eğitim olduğu sürece zaten iş bulunur gözüyle bakıyorum. Vatandaş gelmiş işgaliyelerden bahsetti. Kendisi de işportacıymış. İşgaliyelerin belediyeler tarafından istedikleri kişilere verildiğini, aslında engelli vatandaşlara verildiği zaman o kişilerin hayata tutunacağını söylemişti. Bunun için birçok yere başvurduğunu ama bir türlü asıl yeri bulamadığından bahsetti. Kimse beni dinlemedi, ben karar vericilerin arasında bulunamıyorum dedi. Bana söyledi ben de ne yapacağımı bilmiyorum. Ama denk geldi buraya geldik, burada da söylemek isterim. İşgaliyeler yani bu su satışı olabilir, simit satan yerler olabilir. Eğitim seviyesi daha düşük olan işitme engellilerin buraya yönlendirilmesi olabilir. Aslında gerçekten de bireysel çalışma anlamında da daha uygun olduklarını düşünüyorum ve iyi bir gelir kapısı olacağını düşünüyorum. Gelir olduğu zaman diğer şeylerde akabinde gelir diye düşünüyorum. Onun dışında da kurslar olarak şunları söyleyebilirim: Meslek edindirme kurslarımız var. Meslek edindirme kurslarında da bir yönetmelik oluşturabilir, dahil edilebilir ya da belediyelerle irtibata geçebiliriz. Ayda bir ya da altı ayda bir her bir engel statüsüne bir kurs düzenlenebilir. Ne olabilir mesela? Ben başta da söylemiştim. Bilgi işlem, bilgisayar kullanımı nasıl olabilir? Bir programda gelişmek ya da kuaförlük, masörlük gibi el yordamıyla yapılacak işler olabilir.

ALİ KAYMAK: Teşekkür ederiz, başka…

Page 148: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 149

YÜCEL YILDIZHAN: Şimdi bir nokta var şunu söylemek istiyorum: Biz gittiğimizde okulumuza çocuklarımız pasta, kurabiye yiyor. Çünkü bu çocuklarımıza sözelden, konuşmadan başka her şeyi öğrettiler. Engellilik türleri içinde en güzeli, hakikaten en güzeli… Neden derseniz. El becerisi noktasında, çizim noktasında… Şu anda Kuyumcu Kent’in yönetim kurulu üyeleri bu çocukları istihdam etmek için bizden yararlanıyor. Şimdi İŞKUR’da neden olmasın? Ama bu proje şu şekilde: Biz üç katman oluşturmak istiyoruz. Her atölyeden bir kişiye ücretsiz olarak, belediye olarak işaret dili öğreteceğiz. Bu çocukların işe başlaması ve onun takibi. Bu şekilde bu çocuklarımıza bütün birimlerde… Sadece şu konuya katılmıyorum: Su satması, simit satması ve işgaliye boyutunda olan yerler en son haberi duyduysanız simitçiler bile kalkıyor şu anda. Şimdi buralar farklı bir rant. Rant olayı burada çok fazla olduğu için ve istismara çok açık olduğu için bu çocukları Allah esirgesin olmadık oyunlarda kullanıyorlar. Bazı maddeler sattırıyorlar. En son söylemek istediğim nokta da şudur: Hakikaten mesleği icra edebilecek bir çocuğu mesleği uygulayabilecek yere yönlendirmeyi sağlamaktır. İş vermek değil bu ve ayrıca bunu denetlemektir. Bu çocuğu biz işe verdik. Burada ne yapıyor bunun arkasında durmak lazım. Takip takip… Ayrıca eklemek istediğim, bizim çocuklarımız %50-52 oranındaki çocuklarımız ÖTV’den muaf değil. Bedensel engelli olanın %40 da olsa ÖTV’den muaftır. Bunu da gündeme almamız gerekiyor.

ALİ KAYMAK: Hem takip hem destek. Sizden rica edeyim. Bu ÖTV konusunu sosyal sorunlar masasına iletirseniz.

DİNLEYİCİ: Bir şey sormak istiyorum. Benim oğlum Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde okuyordu. Konuşmasıyla arkadaşları dalga geçtiği için bu sene gitmedi, uzaktan eğitime başladı. Bir de bu sene iş arıyoruz. Biz tam 2 aydır Tuzla İŞKUR’a gittik, Pendik İŞKUR’a gittik. İş görüşmelerine beraber katılıyorum oğlumla. Bilgisayar programcılığı çok başarılı. Görüşüyoruz, konuşuyoruz. Tamam

Page 149: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

150 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

diyorlar, onaylıyorlar, çok güzel, başarılı. Biz sizi arayacağız diyorlar ama daha cevap yok. Yani bu çocuk mesleğinde dört dörtlük. Peki ama İŞKUR niye bu çocuğu oyalıyor? Tam iki aydır iş arıyor. Konuşması da düzgün, işitmesi de düzgün ama buna rağmen iş bulamıyoruz.

SÜREYYA KUMRU: Eleman istihdamı aslında sadece İŞKUR’un görevi değil. İŞKUR aslında büyük bir payı üstlenmiş durumda ama bence burada çocuklarımızın da bilmediği şeyler var. Bir sürü insan kaynakları firması var. Baktığınız zaman bir sürü kariyer siteleri var. Şimdi asıl mesele İŞKUR değil, asıl mesele daha farklı. İŞKUR gibi, İSEM gibi engellileri işe yerleştiren merkezler biraz daha bilinçli. Ama siz şimdi gelin, çocuğunuzu herhangi bir şirketin insan kaynakları uzmanına götürün. Bir kere 1. Nasıl eleman alınır, nasıl mülakat yapılır bilmiyor. Çünkü farkındalık yok. Ne konuşulur bilmiyor. Bana gelen örnekleri duyuyorum, şok oluyorum. Yani suç işler şekilde, engelli şikayet etse, dava açar bu kişileri süründürür de… O kadar konuşmaması gereken şeyleri söylüyor ki.

İPEK ESEN: Bizi ararken bile çok değişik taleplerde bulunuyorlar.

SÜREYYA KUMRU: Evet, aynen öyle

İPEK ESEN: Mesela çağrı merkezi için birisi alınacak. Görsel olarak hiçbir şeyi olmasın diyor. Şimdi eğer bakarsak görsel olarak hiç ilgili olmayan grup aslında işitme engelliler. Engellilik konusunda en ufacık bir fikirleri bile yok. Bu anlamda bizden ya da İŞKUR’da da engelliler alanında çalışan kişilerden destek alabilirsiniz. Çünkü biz çalışmalarımızda size destek hizmeti sağlıyoruz. O kendi kendine yetebilsin, CVsini, kendini anlatabilsin diye çalışmalar yapıyoruz. Biz olmadan da kendi kendine görüşme yapabiliyor. Onun dışında yaptığımız mülakatlarda mutlaka eşlik ediyoruz. Yani ihtiyacı olan, mülakata eşlik edilmesi gereken durumlarda işaret dili tercümanıyla ya da bizler engellilik konusunda bilgi vererek insan kaynakları yetkilisiyle görüşüyoruz. Belediyelerin, İŞKUR’un aslında bu

Page 150: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 151

anlamda çalışmaları var. Bunlardan faydalanabilirsiniz eğer sıkıntılar yaşıyorsanız.

DİNLEYİCİ: Pendik İŞKUR’a, Tuzla İŞKUR’a bayağı bir gittik ve verdikleri yerlere gittik görüştük, randevu aldık ve görüştük.

İPEK ESEN: Ama siz orada bireysel görüşmeye gitmişsiniz. Tabi tek başınıza da gidebilirsiniz.

DİNLEYİCİ: Bireysel derken kendi kendimize gitmedik. İŞKUR’un yönlendirmesiyle gittik.

SÜREYYA KUMRU: Belediyeleri de deneyin. Sadece İŞKUR ile kalmayın. Mesela çocuğunuz CV hazırlasın, insan kaynakları firmasına yollasın. İş bulmak o kadar kolay değil.

DİNLEYİCİ: CV hazır işte, belgeleri var, alanında çok iyi.

İPEK ESEN: Gittiği firma belki işitme engelliyle ilgili hiçbir fikri olmayan bir yer olabiliyor, firma olabiliyor. Mesela biz bazen görüşmelerimizde orada iş alanı da yaratabiliyoruz bilgilendirerek. Bu iş olabilir diyebiliyorlar.

DİNLEYİCİ: Geçen hafta Yunus Emre Kültür Merkezi’nde işitme engellilerle ilgili bir seminer vardı gitti kendisi. Orada firmalar, işte çok güzel, o bana form doldur, o bana form doldur… Firmalar kapıyorlar açıkçası ama geri dönüş yok.

İPEK ESEN: Ne kadar süredir iş arıyorsunuz?

DİNLEYİCİ: İki aydır.

İPEK ESEN: Şimdi bakın iki ay çok uzun süre değil. Engeli olan veya olmayan kişiler… Bir değerlendirme aşaması var. Bir iki ay yani çok hızlı alım varsa belki çabuk olabilir. Çünkü o pozisyonda birçok kişiyle görüşme yapıyorlar o niteliklerde. Sonra aralarından bir seçme değerlendirme oluyor. Çok uzun bir süre değil aslında iki ay.

SÜREYYA KUMRU: Ben birkaç şey daha eklemek istiyorum. Şimdi

Page 151: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

152 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

bildiğimiz belediye ya da İŞKUR’un haricinde her hangi bir yere eleman yerleştirmeye çalıştığı zaman karşılaştığı sorunlar. İlkini zaten söyledi. İkincisi erişilebilirlik. Üçüncüsü çocuklar başlıyorlar ve çoğu engeline uygun olmayan yerde başlıyor ve kabul görmemek gibi farklı şeylerle karşılaşıyor. Çalışma arkadaşları tarafından dışlanıyor. Benim öğrencilerimde ilginç hikayeler var anlatmak istemiyorum şu an burada. Onun haricinde engelli öğrencilerimizin de sıkıntıları var. Bir kılık kıyafet nasıl giyinilir bilmiyor çocuklar, davranışlarında eksiklikleri var. Bu konularda da kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Onun haricinde disiplin konusunda çok eksiklikleri var çünkü anne baba her istediğini yapmış. Çocuk bir iş yerinde üç saat duruyor dördüncü saat kaçmaya çalışıyor. Biz de çalışıyoruz bizim de yanımızda çalışan engelli var. Gözlemliyorum ben. Çuvaldızı biraz kendimize de batırmamız lazım. Bir kere eğitimi sonra bir yerde duruyor mu gerçekten? İş verildiği zaman yerine getiriyor mu? İş sorumluluğu var mı? Eksikse işte cv hazırlama, mülakat teknikleri, iletişim gibi çok basit eğitimleri bizde de ücretsiz verilecek ilerleyen dönemlerde… Bu tarz eğitimleri alması gerekiyor. Onun haricinde mülakat teknikleri eğitimi, gittiği zaman nasıl görüşeceği. Çocuk başından zaten ofsayt olarak başlıyor. Bakıyorum bizim engelli başında Mercedes Benz gibi bir yere yerleşecek, benim kendi üniversitemde çalışıyor benim öğrencim diye bana geldi hafta sonu çalışmak istemiyorum dedi. Ben de benim işim değil ama tanıyorum çevrem var diye Mercedes Benz’e yerleşecek, alacağı para belki iki katı, pozisyonu uygun, çocuk da nitelikli bir çocuk, hafta sonu çalışmayacak çocuğa randevu ayarlanıyor gitmiyor.

ALİ KAYMAK: Hocam teşekkür ederiz. Bitirmemiz lazım. Ben hemen özet olarak söyleyeyim öne çıkan konu başlıkları neler? İşaret diliyle ilgili sorunlar ve öneriler konuşuldu. Burada bazı kişiler için işaret dili, bazı kişiler için doğal işitsel yöntemin kullanılması gerektiği. Buna da bireylerdeki işitsel farklılıkların ve işitme kaybının belirleyici olacağını konuştuk. Her bir kavramın tek işareti olmalı yönünde ortak görüş

Page 152: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 153

belirlendi. Bu işitme dilini kimlerin öğretmesi gerekiyor sorusunun cevabı olarak TDK, MEB, YÖK ve STK’ların bir araya gelerek eğitmen yetiştirmesi konusunda bir görüş çıktı. Eğitimdeki sorunlar aslında hocamızın söylediğine göre 36.aydan itibaren çocukların okullara yerleştirilmesi yapılıyor ancak öğretmenlerin sınıflarında kaynaştırma öğrencisi olarak bu çocukları çok fazla istemediği. Öğretmenlerin nitelik olarak yetersiz kalması nedeniyle çocukların aslında okul hayatına sancılı başladığı. İlerleyen yıllarda da işaret dili bilmeyen ya da bu konuda eğitim almamış öğretmenlerle çalıştıkları için sıkıntılar yaşadığı. Keza 4+4+4 sistemiyle birlikte de artık sadece farz edelim ki işitme engelliler öğretmenine denk geldi, ondan faydalanabileceği süre 4 sene. Daha sonra branş öğretmenleriyle birlikte geçireceği ortaokul, lise yıllarında yine işaret dili bilmedikleri ya da bu konuda uzman olmadıkları için çocuklara uygun yaklaşımlar sergilememeleri nedeniyle çocukların akademik başarılarında düşüşler olduğu ve sosyal olarak da sıkıntılar yaşadığı konuşuldu. Bunun devamında da üniversiteye yerleşme oranları düşüyor. Buna paralel olarak da istihdam oranları düşüyor. İstihdam da ise daha farklı sonuçlar ortaya çıkıyor. Burada istihdam edilse bile okuduğu ya da eğitim aldığı bölümde değil, daha vasıfsız işlerde çalıştırıldığı. İş yerlerine yerleştirildikten sonra takip ve destek konusunda sıkıntılar yaşandığı. Bu konuda açıkçası benim bir önerim olabilir. Yurtdışında da gördüğüm iş yaşam koçları ya da social worker dedikleri… Meslek elemanlarının belki bu konuda biraz yetkilendirilmesi ya da konumlandırılması gerekecek. Erişilebilirlikle ilgili sıkıntılar yine istihdamı etkiliyor diye konuştuk. Şimdi burada bitiriyorum ben oturumu. Teşekkür ediyorum herkese.

BUKET DEMİREL: Bir şey ekleyebilir miyim? Çok özür dileyerek söylüyorum da konuşuldu diye düşünüyordum ama yazılmamış. İmkanı olan işitme engelliyle, normal işitme cihazı kullanan işitme engellinin eğitiminde nasıl ciddi bir fark var bilen biliyor. Bunun da notlar arasında yer alması gerektiğini düşünüyorum. İmplantlı ve cihazlı işitme engellilerin farklı eğitimler alması gerektiğini düşünüyorum.

Page 153: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

154 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

III. BÖLÜMSOSYAL SORUNLAR MASASI

Page 154: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 155

KATILIMCI LİSTESİ

Oturum Başkanı

Prof. Dr. Ümran TüfekcioğluBiruni Üni. Sağlık Bil. Fak. Dil ve Konuşma Terapisi Böl.Öğr.Üyesi

Katılımcı

Prof. Dr. Bedri Ömrüuzun Davranış Bilimleri, Kişisel Gelişim ve İl-etişim Uzmanı

Yrd. Doç. Dr. Gökçen Çatlı Özen İstanbul Aydın Üniversitesi Engelsiz Yaşam Merkezi Müdürü

Öğr. Gör. Hülya Türk Çataloluk İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi MYO Sosyal Hizmetler Böl. Öğr. Gör.

Ercüment TanrıverdiTürkiye Sağırlar Milli Federasyonu Başkanı

Adnan EtçiTuzla Rotary Bölge Vakfı İşitme Engelliler Ortaokulu Md.

Gültekin Güllüİstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü Md. Yrd.

Osman Çakırİstanbul Büyükşehir BelediyesiİETT Erişilebilirlik Koordinatörü

Hatice Vicdan Tekinİstanbul Müftülüğü Din Hizmetleri Uzmanı

Mustafa Murat Şahin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A. Ş.

Talha BulutAile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü

Nagehan Bozkurt Beyoğlu Rehberlik Araştırma Merkezi

Eda Topal İşitme Engelli Yakını

Tuğçe Turanlıoğlu Tuzla Belediyesi Psikolog

Serhat Tabancaİstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü Avukat

İşaret Dili Tercümanı

Selver Aytekin İşaret Dili Tercümanı

Page 155: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

156 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

I. OTURUMKONUŞMALAR

PROF. DR. BEDRİ ÖMRÜUZUN: Ben konum itibari ile engellilerin bedensel, fiziksel ve diğer koşulların iyileştirilmesinden öte, duygusal engellerin giderilmesi ile ilgili bir program hazırladım. Yaklaşık 32 – 33 senedir, Türkiye’deki ve dünyadaki engellilerin Dünya Engelliler Federasyonu üyesiyim. Duygu engellerinin kaldırılması ve bu alanda sosyal tesislerin kurulması, bu alanda bunların yakınlarının ve ailelerinin de zihnindeki engellerin kaldırılması konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Özellikle yurt dışında bir adım öteye geçen bu duygu engelinin kaldırılması projelerinde, ülkemizdeki daha fiziksel engellerin daha belli aşamada kaldırılmadığını gördükten sonra, bu konuda çok ciddi çalışmaların yapılması kanaatindeyim. Son 10 yılda ülkemizde ciddi şekilde yatırımlar yapılmakta, ciddi merkezler yapılmakta, engelliler arasında bu eşitsizliğin giderilmesi için çok ciddi yatırımlar yapıldığını görüyor ve mutlu oluyorum. Arkadaşlar, engelli veya engelsiz herkes yüreğinde bir can taşıyor. Canda ruh vardır. Yaşama sevinci isteği vardır. Arzu vardır. Tat vardır. Duygu vardır. Can kutsaldır. Bedende hiçbir eksiklik canı yaşama isteğinden vazgeçiremez. Araya bir şey eklemek istiyorum. Yurt dışında yapılan bir araştırmaya göre, hep yurt dışından örnek veriyoruz ama Türkiye’de bu araştırmalar çok az yapılıyor. İstediğiniz maddi imkanı sağlayın engellilerin sosyal yaşantılarında en ufak bir değişiklik olmadı. İnanılmaz maddi kaynakları verin, yani gelirle, maddi imkanlarla engellilerin beynindeki engelde en ufak bir azalma olmuyor. Fiziki engel sosyal hayatını devam ettirmeye yarıyor ama o içindeki engel o eksik olma, o diğerlerinden farklı olma güdüsü, onu hayat boyu eğer üstüne gidilmezse utanç, pişmanlık, saldırıya kadar yöneltiyor. Karşısındaki düşman olgusu olarak kendi içinde ve dışında bu saplantılara kadar götürebiliyor. Engel bakıştadır. Engel beyindedir, düşüncededir. İnançta engel olmaz. Çünkü can bir inançtır. İnanç da

Page 156: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 157

candır. İstatistiksel verilere göre, ülkemizde inanılmaz bir oran %12 gibi bir engelliler oranıyla karşı karşıyayız. Doğum oranlarını hesap ettiğimiz zaman 1,5 milyona yakın Türkiye’de yıllık doğum oranının binde 6 sının engelli olduğunu düşünürsek sorunumuzun ne kadar büyük olduğu karşımızdadır. Engelli sorunları, eğitim, yoksulluk, istihdam, ulaşım, çevre, konut, erişilebilirlik, sosyal güvenlik ve bana göre en önemlisi duygu durum engelliliğidir. Türkiye’de demin de söylediğim gibi son 10 yılda yapılan ciddi ekonomik ve akademik çalışmalar, hepimizin bir ahlaki umut ve şükür kaynağıdır. Bu çalışma ortamlarının ve yatırımların devamını yürekten diliyoruz. En temelden başlayarak işitme engelli bireylere, işitme engeli deyince Türkiye’de en çok oran engelliler arasında işitme engelliler. Sessiz olduklarından dolayı pek fazla dikkat çekmiyor. İşitme engelli, Türkiye’deki engelli sayısında bir numara. Bunun da ötesinde, işitme engelliler toplumumuzda en çok görülen duygusal engelliler. Fakat bunun da ötesinde, bu engellilere uygulanabilecek sosyo-ekonomik, psikolojik ve akademik çalışmalar o kadar az düzeyde ki, çalışma esnasında görüştüğüm, çalıştığım, engelli dostlarla birlikte ciddi bir açığın olduğu kanısındayım. İnşallah bu çalıştaydan sonra bir “duygu engel kaldırımı sitemi” kurulur. Böyle birimler olur. Bizim gibi hocalar da ömür boyu yetiştirdiği asistlerle, elemanlarla bu merkezlerde karşılıksız eğitim ve ders verir. Eğer engelli birey kendisini ayrıştırılmış, farklı ve engelli hissederse, engelli olmasına rağmen, inanılmaz bir öz güven eksikliği ve topluma karşı bir düşmanlık besleyecektir. Ömür boyu artan bir travmanın iç döngüsü ile öz güven eksikliği, mutluluk eksikliği ve son 10 yılda yurt dışında gelişen bir akademik kavramı söyleyeyim ben size “bireysel iyilik”, yaşama kalitesi olarak da bunu birebir Türkçeye çevirebiliriz. Bireysel iyiliğin gelişmediği bir bünye hayat boyu içine kapanık, üretimden geri kalmış, topluma bir yük olarak kendisini hissedecektir. Asıl çözülmesi gereken, tabi ki çözülecek fiziki engeller, sosyal güvenlik engeli ama asıl çözülmesi gereken dostlar ruhsal engeldir. Öngörülen doğru yapı, fiziki sosyal

Page 157: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

158 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

engellerin kaldırılması çabasında bu engellerin, duygusal engellerin bertaraf edilmesidir. Duygu zemininde işitme engelliler açısından söylüyorum, haykıramayan, bir işitme engelli çocuk, yetişkin birey bu sessiz haykırışları zihninde ciddi travmalara yol açıyor. Bir müzik dinlerken, bir toplumda bir şikayet… Ses çok önemli dostlar, işitme engelli deyince, engellinin kendini iletişim, ben kendim iletişim hocasıyım, kesinlikle ifade etmede tanımlamada önemli şey insanın sesi. Eğer sesini ayarlayamıyorsa, konuşamıyorsa, belirtemiyorsa, haykıramıyorsa, mutluğu ve sevinci içinde ukde olarak kalır ve ur olarak büyür. Duygu engeli kaldırılması aşamasında işte biz bu işitme engellilerin bu duygularının açığa çıkmasını belirli akademik metotlarla sağlıyoruz. Olumlu benlik, özgüven, alt yapısı gelişmemiş, duygusal doymamış engelli bireyler yaşam boyu hem bedensel engelinin yanında duygu engeli ile yaşamak zorunda bırakılıyor. Yaşam kalitesi olarak da nitelendirilen bireysel iyilik, insanların kendi durumuyla, hayattaki diğer durumları arasında algılama olasılığı. Şimdi kendinize bakıyorsunuz, yaşantınıza bakıyorsunuz, durumunuza, eksikliğinize bakıyorsunuz, bunu dış dünyaya baktığınız zaman işte edindiğiniz kalite, bireysel kalite bu da his dünyasında bireysel engellilik, zihinsel engellilik, işitsel engellik travmatik bir çöküntü yaratmaktadır. Şimdi eğer engelli, işitme engelli, kaçınılmaz şekilde kendini böyle engelli, farklı hissederse izolasyona kadar giden bir süreçte, değerler sistemi içerisinde bu engellinin toplum içerisinde aileden, sosyal yapıdan, üretimden geri kalması kaçılmaz. Sonuç olarak, engelli bireyin yaşam kalitesinin yükselmesi, sağlıklı bir toplum ve bireysel iyiliğin yani yaşam kalitesinin artması için toplumda çok ciddi bir takım yatırımların yapılması gerekmektedir. Birçok merkezde bireysel engelliler için, zihinsel engelliler için, işitme engelliler, bedensel engelliler için yapılan çalışmalar yanında sosyal anlamda bir duygu engeli hocasının veya bu konuda eğitim almış bir akademisyenin bu proje içerisinde yer alması çok büyük faydalar verecektir. Temel olarak sorunu çözüm odaklı konuşursak, temelinde insan olan yaklaşımlar yaratılış

Page 158: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 159

amacında insanca ve farklılık gözetmeyen yaklaşımlar, zihne dokunan yaklaşımlar çözüm üretmektedir. Engelli sorunlarını doğumdan itibaren ele alarak, tamamen bilimsel-akademik yöntemler kullanılarak çözüm üretmek doğru yaklaşımlardır. Fiziksel alt yapı ve teknolojik yatırımların ötesinde, duygu durum merkezleri, bir tane örneği bugün Türkiye’de fakat daha başka bir alanda kullanılıyor. Bakırköy’de açıldı ama şuan bizim ihtiyaçlarımıza cevap vermekten ziyade daha çok travmatik engellerin kaldırılması ile ilgili. Duygu durum merkezlerinin Türkiye’de yaygınlaşması, en azından ilçe düzeyinde kurulmasına başlanması, sağlıklı ve mutlu, bireysel iyiliği, yaşam kalitesi yüksek bir Türkiye için duygu engellerinin de kaldırılması dileğiyle hepinize teşekkür ediyorum.

PROF. DR. ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Çok teşekkür ediyoruz hocam. Çok güzel noktalara değindiniz.

YRD. DOÇ. DR. GÖKÇEN ÇATLI ÖZEN: Engellilik sosyal bir olgudur. Toplumdan, devletten ve devletin kurumlarından ayıramayacağımız sosyal bir olgu ve gelişmiş kültürlerde, sistemlerde etkileşim altına aldığı alanlar aile, eğitim, hukuk gibi güçlü arka plana sahiptir. Gelişmişliğin bir göstergesi olarak, gelişmiş ülkelerde engellilik bu alanlara nüfus eden ve bu alanlarda varlık gösteren bir iktidar biçimidir. Gelişmiş topluluklarda engelli olmak, toplumsal olandan mahrum olmaktan çok toplumsal olana ait olmayı gerektirir. Bu açıdan engelli olma aidiyet duygusunun gelişmesine engel değildir. İşitme engelli bireyler bir anomaliyi gösterse de sosyal bir bütünü kapsayan bire etki alanına sahiptir. Öyleyse engelliliğin hem birey hem sosyal grup hem de resmi kurum açısından engel teşkil etmesi göreceli ve değişkendir. Yaşandığı kültüre, topluma göre göreceli ve değişken bir alana sahiptir. Gelişmiş toplumlarda engelli olmak ile gelişmemiş veya gelişmekte olan toplumlarda engelli olmak arasındaki yegane fark da sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında, ekonomi alanlarında ne kadar var olduklarıyla alakalıdır. Ben toplumu hep şu şekilde ele

Page 159: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

160 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

alıyorum Pierre Bourdieu’nun yaptığı gibi. Mesela bir ülkeyi alan olarak düşünelim, o alanda üst gruplar ve alt gruplar var. Bu gruplar dini, etnik, ekonomik güce göre değerlendiriliyor ve her ülkenin kendine göre bir yapısı var. Mesela Türkiye için bakacak olursak, üst grupta dini olarak ele alacak olursak, Hanefi ve Sünni gruplar çok daha üst grubu teşkil ediyorlar. Bunlar egemendirler, iktidardırlar ve bu gruplar diğer alt gruplara göre sosyal, kültürel ve ekonomik alanda ilk söz onlara aittir. Bu sadece Türkiye’de değil bütün toplumlarda bu böyledir. Bu alanlarda kim egemense ülkede, öncelik onlara verilir, söz onlara verilir. Ekonomi, istihdam, eğitim konuları onlar üzerinden gider. Türkiye’de baktığımızda egemen, az evvel dediğim gibi özellikle dini yelpazede ya da ırki yelpazede giderken, engellilere gelene kadar iktidar alanının el değiştirdiğini, iktidar alanına engelliler konusunda fazla yer verilmemesi, ekonomik alanda çok fazla söz sahibi olmamalarından kaynaklanıyor. Eğer işitme engelli ya da genel olarak engellileri biz toplum içinde görmek istiyorsak her üç alanda da, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda onlara daha çok yer verilmesi gerekmektedir. Yer verilmesi içinde benim bir sözüm var, “Devletim ne kadar büyükse, engelim o kadar küçüktür.” İşitme engellilerin ya da genel olarak engellilerin toplum içinde görünürlük sağlamaları, erişilebilirliğe erişebilmeleri tamamen devletin onlara ne kadar yol açtığı, STK çalışmalarına ne kadar söz verdiğiyle alakalıdır. O sebeple gelişmiş ülkelerdeki engelliliğin aslında engel olmaması devletin büyüklüğünden de kaynaklanıyor. Sosyal gettolaşma işitme engelli gruplarda da fazlaca görülen bir durum ve ben bunu yapısal şiddet unsuru olarak değerlendiriyorum. Gettolaşma bütün kentlerde, gelişmiş toplumlarda daha az olan bir şey ama bütün kent ağlarında hepimizi çevreleyen bir şeydir. Bir şekilde gruplar gettolaşıyorlar. Engelliler de kendi aralarında gettolaşmaya ya da kendi içlerinde gettolaşmaya maruz kalarak, itilerek aslında yapısal bir şiddet gördüklerini düşünüyorum ve bunları yıkabilmek için az evvel konuşmamın başında da genel olarak değerlendirdiğim gibi bu

Page 160: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 161

gruplara devlet eliyle, STK’lar eliyle sosyal-kültürel, ekonomik alana çekmek için devletin büyüklüğünden yola çıkarak projeler üretmek gerekiyor ve başta devletin, hükümetlerin yapması gereken bir şey. Giriş gelişme sonuç bölümlerinde bu tarz toplantılarda, tabi çok güzel konuşuyoruz, çok güzel şeyler söylüyoruz ama sonuca ulaşabilmek için devlet erki ile siyasi erkle kurumlar üzerinden projeler üreterek bu grupların gettolaşmasını yıkabilmek adına neticeler üzerinden projeler üzerinden gitmek gerekiyor ki duvarlar yıkılabilsin.

HATİCE VİCDAN TEKİN: Din hizmetleri uzmanıyım, İstanbul Müftülüğü’nden geliyorum. Aile ve dini rehberlik diye bir birim var bütün illerde, ilçelerde bulunan. Onun koordinasyon görevini üstlendim, bunu yürütüyorum. 28 ilçemizde aile ve dini rehberlik büromuz var. Haliyle aileyle meşgul oluyorsanız, aileyi oluşturan herkesle, genç, yaşlı, engelli gibi özellikle problemli kesimlerle belki daha fazla alakadar oluyoruz. Yüz yüze değil, telefonla danışan ya da müracaat eden insanlarla ilgileniyoruz. Şüphesiz dinin duyarlı kalmaktan uzaklaşamayacağı belki biraz önce hocamızın da söylediği gibi belli kesimleri yukarda tutarak, belli kesimleri ihmal etmeye hakkımızın olmadığını biliyoruz. Diyanet gibi bir kurum, başkanlık sünnisi veya bir başkası herkese eşit mesafede olduğu gibi, aynı zamanda engelli-engelsiz bütün vatandaşlarımıza da aynı şekilde hizmet vermek durumundadır. Bu aynı zamanda bizim hem insani bir görevimiz hem de kurumsal bir vecibe olarak düşünüyorum. Şüphesiz hayatına doğuştan veya sonradan kaza, hastalık vs. herhangi bir sebeple engelli olarak devam etmek zorunda olan insanların bir takım meşakkatlerle karşı karşıya kaldıklarını, büroya gelen sorulardan da anladığımız şekliyle ben biraz pratize etmeye çalışacağım. Şöyle ki bu biraz da toplumun bu konudaki farkındalığının çok fazla olmamasından kaynaklanan bir şekilde “ben ne yaptım ki, buna duçar oldum» gibi sorularla daha çok karşılaşıyoruz veya engelli ya da ailesinde engelli bulunan engelli yakınlarının sabrının artık taşma noktasına geldiği durumlarda çok çok müracaat alıyoruz. Ne yapabilirim?

Page 161: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

162 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Sabredemiyorum, gücüm tükendi. Sosyal hayattan kopmaktan dolayı bir takım mağduriyetlerden şeylerden bahsediliyor. Tabi bunun gibi örnekler çoğaltılabilir, sorunların üzerinde durmak değil. Kurum olarak neler yapıyoruz başkanlık olarak, özellikle 2012 yılında camiler ve din görevlileri haftasında erişilebilirliğin artırılması noktasında bir tema seçildikten sonra engellilere karşı duyarlılık biraz daha ya da bu konudaki çalışmalar biraz daha hız kazanmış durumda. Hem yayın olarak hizmet vermek, hem biraz önce bahsettiğim gibi fetvalarla hizmet vermek, hem moral ve motivasyon açısından hizmet vermek, aynı zamanda işitme engellilere, diğer tüm engellilere de öyle ama özellikle işitme engellileri konuştuğumuz için söylüyorum. İşitme engellilere hizmet vermek açısından, onların dini ihtiyaçları gidermek açısından, hutbe ve vaazların işitme engellilerin tercih ettiği camilerin arttırılması yoluna gidilmiştir. Şuanda 32 camide bu şekilde hutbeler verilmekte. Aynı zamanda biz engellilerle çalışan başka kurumlarla da işbirliği içerisindeyiz. Dünya Engelliler Vakfı ile bir toplantımızda şöyle bir talep olmuştu: özellikle işitme engellilerin namaz vakitlerini takip edemediği, bu nedenle onların farkına varmalarına yönelik sinyalizasyon şeklinde bir şeyin hayata geçmesinden bahsedilmişti. Şuanda 49 tane camimizdeki sistemde bu sinyal işleri yürütülmekte. Onların en azından bu ihtiyaçları karşılanabilmekte. Gönül ister ki bundan bütün camilerde yapılsın. İnşallah böyle bir şeyden de bahsedebileceğiz. Bir dahaki toplantımızda inşallah tüm camilerimizde böyle bir şeyin işlemeye başladığını söylemek nasip olur. Şüphesiz şunu belirtmek istiyorum, engelli ve engelli yakınları herkes gibi, hepimiz varoluşsal bir takım soruları hayata geçiriyoruz. Yani niçin buradayız? Ne yapmak için geldik? vs. Ama engelli ve engelli yakınlarının hayata dair sorguladığı şeyler biraz daha farklı. Meşakkatle karşılaştık, ne yapmalıyım? Bu benim bir cezam mı? Bazen biliyorsunuz tepkiler özellikle ilk etaptaki tepkiler şok şeklinde gerçekleşiyor. Ardından bir utanç, bazen bir cezalandırma, suçluluk duygusu, bazen bir öfke, bazen inkar yönü ret yönü ağır basan

Page 162: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 163

tepkiler veriyor insanlar. Biz insanların tüm insanların ama özellikle bu tür dezavantajlı grupların hayata karşı sorguladığı şeylerde sahih cevaplarla karşılaşmalarını temin etmek üzere dinin devreye girmesi konusunda çok işlevsel olduğunu düşünüyorum. Bu sorulara yani bunlarla yüzleşmek ve bunlarla baş etmede dinin daha doğrusu manevi desteği yadsınamaz olduğunu artık bütün dünya kabul ediyor. Belki de bu gecikmiş bir şey bu alana dinin hizmet götürmesi gecikmiş bir şey belki de. İnşallah bunun hızlanarak devam etmesini, çünkü insan engelli veya engelli yakını bu problemle karşılaştığı zaman eğer niçin karşılaştığını ve neler yapabileceğini idrak eder, doğru cevaplarla, sağlıklı cevaplarla karşılaşırsa ondan sonraki problemler bu idrakten sonra yani istihdamı imkanları el verdiğince bir şeyler yapması sosyal hayata entegre olması vs. gibi durumların, bunun akabinde belki de çok daha anlamlı ve çok daha yüksek kapasitede devreye sokulacağını düşünüyorum. Yani doğru cevapları bulamamış, problemini adlandıramamış, niçin böyle olduğunu kavrayamamış, bununla barışmamış, bununla yüzleşmemiş birisinin henüz kendiyle barışmadan alemle barışmasının söz konusu olmayacağı ve mutlu insanın da kendiyle, rabbiyle ve alemle barışık insanlardan ortaya çıkacağını, bunlardan oluşacağını düşündüğüm için, doğru cevapları bulmalarında en azından bir an önce dinin devreye daha aktif bir şekilde sokulması, daha pratik cevaplara sağlıkla ulaşılmasını sağlayacaktır. 2010 yılında “engelli olmak” isminde bir yayın başkanlık tarafından on binlerce dağıtıldı. Aynı zamanda Diyanet’in yayınladığı ve dağıttığı İsmail Karagöz’ün “Toplumsal Emanet Engelliler” gibi kitaplarından bahsedebiliriz. Şöyle sayısal değerler söyleyebiliriz. Sayılara boğmak istemiyorum ama cami içi fiziki düzenleme 2012’deki şeyden sonra 4107, engellilere yönelik cami dışı fiziki düzenleme 5657, engellilere yönelik abdest alma yeri 4932, engellilerin kullanımına yönelik hizmet binası 155, görme engellilere yönelik kuran kursu 622, eğitim merkezi 4, işaret dili ile hutbe okunan cami sayısı 32 ve biraz önce de bahsettiğim gibi sinyal sistemine sahip cami sayısı ise 49.

Page 163: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

164 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Bu sene şubat ayında Rize’de bir eğitim merkezinde İstanbul’dan gönüllü olarak katılan 10 kişiye ve Türkiye’deki birçok kişiye işaret dili ile eğitim vermeleri konusunda bir hizmet içi eğitim verilmiştir ve vatandaşların müracaatına göre, işte Pendik, Ümraniye vs. gibi bir takım yerlerde kurslar açılmıştır. 2009’da engelliler merkezi tarafından verilen işaret dili eğitiminin kullanılmadığı için unutulduğunu ifade eden hocalarımız olmuştu. Ama inşallah bunu tekrarı olur. Tabi biraz da müracaatlarla şekillenecektir. Bu tür hizmetlerin yapıldığını söyleyebiliriz. Son olarak şöyle toparlayabiliriz belki, engelliler için ya da toplumun herhangi bir kesimi içim yapabileceği bir şeyler olduğu halde yapmama engelinden Allah bizi muhafaza etsin. Çünkü bu iş hakikaten hepimizin omuzlarında bir yük. Bize en sık sorulan soru: “Bu bir imtihan mı?” Biz şu şekilde cevap veriyoruz. Her şey imtihandır. Çünkü ayeti kerime insanların mallarıyla, çocuklarıyla başına gelen her şeyle imtihan edildiğini söylüyor ama bu imtihanın tek bir boyutu yok. Engelli ve engelli yakını o meşakkatle baş etme ile imtihan olurken, bizde toplum olarak onlara ne kadar destek verdiğimizle imtihan oluyoruz. Allah bu imtihanı kaybettirmesin. Hepinizin kurumsal ve bireysel omuzlarımızda büyük sorumluluklar, yükümlülükler var. Allah Resulü’nün bir hadisiyle bitiriyorum. Diyor ki: “Kim mal bırakmışsa o mirasçı sahibidir. Ancak kim arkasında bir muhtaç bırakmışsa o bana aittir.” Yani burada ben derken devleti kast ediyor. Devlet olarak da kurumsal olarak da hepimizin aslında bir vebaline, bir vecibesine, yükümlülüğüne vurgu yapmış oluyor. Çok teşekkür ederim.

NAGEHAN BOZKURT: Beyoğlu Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde çalışıyorum. Bir buçuk ay öncesine kadar Fatih Mimar Sinan İşitme Engelliler okulunda rehber öğretmenlik yapıyordum. Çocuklarda genelde rehber öğretmen olarak psikolojik danışma yapamadığımız için, çünkü işaret dili sınırlı ölçüde anlaşabiliyoruz. Genelde ben öğrencileri sosyalleştirme yönünde çalıştım ve İstanbul’da işitme engelli bir birey nerede sosyal ortamlara katılabilir, ilgi alanım iki

Page 164: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 165

yıldır buydu. Bugün size 2 yıllık deneyimlerimden edindiğim bilgileri anlatacağım. Bu konuda akademik çalışmalarım yok ne yazık ki. Öncelikle ben ilkokula başladığım zaman ailede yaşanan sorunlar ve ailenin yaşadığı sıkıntıları ile başladık. Çünkü aileler geldiği zaman ya bu çocuk engelli ve bu çocuk hiçbir şey yapamaz ile geliyorlardı ya da benim çocuğum engelli değil her şeyi yapabilirle geliyorlardı. Ortası olan bir aileye ne yazık ki rastlayamadım. Toplum içinde diğer bireylerde de aile ne kadar önemliyse işitme engellilerde de ailenin katkısının ne kadar fazla olabileceğini belirtmek istiyorum. Çünkü çocuk okulda öğreniyor, belki farklı bir rehabilitasyon merkezine gidiyor öğreniyor ama aile desteği olmazsa öğrenilenler ne yazık ki havada kalıyor ve çocuğun yetiştirilmesinde, bakımında çocuğun kabullenilmesi aile çok önemli. Çünkü aile eğer çocuğu kabullenirse, çocuk toplumda da kabullenileceğini hissediyor. Bu konuda engelli çocuğu olan ailelere, çocuğun engel tanısını aldıktan sonrasından itibaren psikolojik destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocuklar biz okula başladığımız zaman işitme engelliler okuluna atanan öğretmenler, eğer ilkokul kadrosunda değil ise üniversitelerin eğitim fakültelerinden mezun olup gelen öğretmenler ki bende onlardan biriyim. Biz sadece üniversitede iki dönemde birer ders olmak üzere engelliler üzerine eğitim aldık. Bu tüm engellileri kapsayan bir şeydi. İşaret dili birçok okulda gerekli. Benim çalıştığım okulda da total duymayan ve dudak okumasını bilmeyen çok fazla öğrencim vardı. Biz bu yüzden işaret dilini yaygın olarak kullanıyorduk okulda ve benim işaret dilini öğrenmem yaklaşık 3-4 ayımı aldı. Bu da öğrenciler için bir dönemlik bir kayıp. Yazma becerisi olan çocuklarla yazarak anlaştık ya da pandomim gibi tiyatral bir şekilde anlaştık. Ama işaret dilini öğrendikten sonra aramızdaki bağ güçlenmeye başladı. Çünkü hocamda bahsetti az önce iletişimde en önemli şey konuşmak ve bu çocuk kendini anlatamadığı zaman sürekli öfke nöbetleri, öfke kontrolünde sıkıntılar, arkadaşlarına olan tavırları benim çalışmalarım hep bu yönde oldu. İşitme engelli okuluna atanan ya da farklı engel

Page 165: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

166 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

grubuyla çalışmaya başlayacak öğretmenler için de farklı bir hizmet içi eğitimden geçmelerini düşünüyorum ve bunun belirli periyotlarla yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Toplumsal sorunlar olarak, sosyal sorunlara baktığımda da toplum içinde ne yazık ki engellilere bakış açısı ne yapabilecekleri değil, ne yapamadıkları ile ilgili. Çocuğumuz işitme engelliyse “çok güzel resim yapar”ı düşünmek yerine bu çocuk işitme engelli konuşamıyor “vah yavrum yazık sana” diye acıyarak baktıkları için öğrencilerimden hiçbirinin konuşan bir arkadaşı yoktu. Çünkü konuşan çocuklar, bizden farklıdır ve diğer çocukta konuşamayan çocuğa acıyarak baktığı için ve işitme engellilerde “ben engelli değilim” çünkü işaret dili var iletişim kurabiliyorum diyerek kendilerini normalleştirme çabaları olduğunu da düşünüyorum. Bu yüzden de toplumdaki o bakış açısını kırmak için işitme engellilerin neler yapabildiklerini biz okulumuzda birçok kere sergi düzenleyip Büyükşehir Belediyesi’yle beraber çalışıp çocuklar neler yapabilir, üniversite öğrencileri ve çocuklarımızla beraber etkinlikler düzenleyip “biz de varız”ı belirtmeye çalıştık. Söyleyeceklerim bu kadar.

TUĞÇE TURANLIOĞLU: Tuzla Belediyesi-Psikolog. Aile terapisi ve çocuklarla çalışmalarımız oldu ama daha önce işitme engellilerle çalışma imkanım olmadı. Bugün için işitme kaybının çocuk gelişimine etkisi ve anne-babayla iletişim hakkında bilgi vermek istiyorum.İşitme Kaybının Çocuğun Gelişimine Etkisi: İşitmenin; konuşma ve lisan gelişimini, iletişim ve öğrenmeyi olumsuz etkilediği araştırmacılar tarafından belirtilmiştir. Ancak, işitme kaybının diğer gelişim alanları (zihinsel, motor ve sosyal) üzerine olan etkileri çoğu zaman göz ardı edilmekte ya da yeterince anlaşılamamaktadır. İşitme kayıplı çocuk hem duyusal bozukluk hem de bu bozukluğun iletişim ve öğrenme üzerine olan olumsuz etkileri ile yaşar. Bu etkileri azaltmak için tıbbi, iletişim, eğitim, psikolojik ve sosyal alanlarda uzman kişilerden yardım almak gerekir.

Page 166: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 167

İşitme kaybının çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri dört ana başlık altında toplanmıştır;

1. Alıcı ve ifade edici iletişim becerilerinin gelişmelerinde gecikmelere yol açar (iletişim, konuşma ve lisan).

2. Lisan bozukluğu, öğrenme güçlüğüne yol açar. Okul eğitiminde başarısızlık ile sonuçlanır.

3. İletişimde çekilen güçlükler sosyal izolasyon ve kendine olan güvensizliğe yol açmaktadır.

4. Meslek seçimi olumsuz yönde etkilenir.

Bu dört problem çocukların yaşantısını doğrudan etkiler. İşitme kayıplı çocuklar pek çok yönde bireysel farklılık gösterirler. Bununla birlikte, iletişim, motor, zihin, sosyal ve duygusal gelişim yönünden özellikleri genel olarak şu şekilde özetlenebilir;

İletişim ve Dil Gelişimi: Tüm çocuklarda olduğu gibi, işitme engelli çocuklar da çevrelerindeki kişi ve nesnelerle ilgilidirler. Doğumdan itibaren çevreyle ilgilenmeye, nesneleri tanımaya başlarlar. Normal işiten çocuklarla aralarındaki fark, sesleri algılayarak veya ifade ederek kurdukları iletişimdedir. Normal işiten bir çocuk, bir oyuncak veya bir olay ile ilgilenirken, anne veya babasının ifadelerini anlayarak uygun tepkiler verebilir ancak işitme engeli olan çocukların anne-babası ise, onunla iletişim kurabilmek için önce çocukla göz kontağı kurmak zorundadır. İşitme engelli çocuklar diğer normal işiten yaşıtları gibi kendiliğinden sözel iletişim kurma davranışına girmekte zorluk çekerler. Buna bağlı olarak dil gelişimleri de normal işitenlere oranla farklılık gösterir.

Motor Gelişim: İkinci bir engeli olmayan işitme kayıplı çocuklar, temel motor gelişim aşamalarına, normal işiten çocuklarla aynı hız ve sırada erişmektedirler. Oturma, emekleme, yardımsız yürüme, ayakta durma ve yürüme gibi motor beceriler bu aşamalardır. Tekrarlayan fiziksel aktiviteleri de (tekmeleme, esneme hareketleri gibi) normal işitenlerle aynı gelişim döneminde yapabilirler. Ancak,

Page 167: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

168 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

işitme kaybının nedenine ve derecesine de bağlı olarak denge ve genel koordinasyonla ilgili becerilerde daha yetersiz oldukları gözlenmektedir. Bu yetersizlik işitme cihazı kullanarak ve seslere adaptasyon sağlandıktan sonra azalır.

Zihinsel Gelişim: Çocuklar öğrenme ile ilgili deneyimlerini çevrelerini keşfederek ve diğer kişilerle iletişim kurarak sağlarlar. İşitme engelli çocuklar bu bilgileri edinirken sesli uyaranlarda yeterince faydalanamazlar. Görme, dokunma, tat alma ve koklama ile bu duyunun eksikliğini gidermek zorunda kalırlar. Özellikle seslerin ait oldukları nesne, kişi ve olayları ve bunların ilişkilerini algılamada güçlük çekerler. Buna bağlı olarak düşünme, karar verme, yorumlama, sebep-sonuç ilişkilerini değerlendirmede yetersiz oldukları gözlenmektedir. Buna bağlı olarak okul başarısı da zayıflar.

Sosyal Duygusal Gelişim: Çocukların sağlıklı bir benlik algısı kazanarak gelişimlerini sürdürebilmeleri için olumlu ilişkiler kurabilmeye dolayısıyla güvenli ve duyarlı bir çevreye ihtiyaçları vardır. İşitme engelli çocuklar işitme becerisini kullanamadıkları için ailesi, arkadaşları ve yakın çevresinde dahil güven eksikliği ve buna bağlı olarak da hırçınlık, içe dönüklük, kızgınlık gibi davranışlar sergilerler.İleri ve çok ileri derecede işitme kaybı olan çocuklar özellikle diğer işitme engelli çocuklar ile iletişim olanakları kısıtlı ise ya da tamamen onlardan ayrı bir eğitim süreci içinde ise okulda yalnızlık, arkadaşsızlık ve mutsuzluk gibi duygular yaşarlar.Hafif veya orta derecede işitme kaybı bulunan çocuklarda ise, ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı bulunanlara oranla daha fazla sosyal problemler gözlenmektedir. Bu çocuklar, konuşma sesini duyabilir ancak, işitme kaybının konuşma frekanslarının farklı bölgelerinde farklı derecelerde olması nedeni ile kelimelerin ve cümlelerin ancak bir kısmını işitebilirler. Bu nedenle bu çocuklar çoğunlukla duyduklarını anlamakta sıkıntı çekerler. Cümleleri duyulabilmekte

Page 168: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 169

ancak anlaşılması bozulmaktadır. Ayrıca, ortamdaki gürültü ve çocuk ile konuşan kişi arasındaki mesafe arttıkça çocuğun konuşma seslerini anlaması gittikçe güçleşir. Son olarak anne-baba ve çocuk iletişimi ile ilgili bilgi vermek istiyorum.

Anne-Baba ve Çocuk İletişimiÇocuğunuz ile iletişim kurarken, bazen beklediğiniz tepkileri alamamanız normaldir. Çocuğunuzun bazı durumlarda size bakmaması, ses çıkarmaması ya da buna benzer tepkileri vermemesi beklenen bir durumdur. Önemli olan, bu durumların sizin çocuğunuzla olan iletişiminizi azaltmamasıdır. Çocuğunuz ilk dönemlerde, her ne kadar beklediğiniz tepkileri veremese de, sizinle iletişime açıktır. Çocuğunuzla iletişim kurmaktan vazgeçmeyin. Göz kontağı kurun, ona dokunun ve dikkatini kendinize yönlendirmeye çalışın. Çocuğunuz size bakarken ona gülümseyin, yanağına dokunun, onun ilgisini çekmeye çalışın. Yüzünüzle yapacağınız komik ifadeler onun ilgisini çekecek ve size tepki vermesini sağlayacaktır. Çocuğunuz ile iletişim kurmakta güçlük yaşarsanız, şimdi sayacağımız 8 madde size yardımcı olacaktır:

1. Çocuğun dikkatini çekmek için el ve ayaklarına dokunun, okşayın, gıdıklayın, hareket ettirin.

2. Göz temasını kurana kadar bekleyip, ondan sonra tepki verin.

3. Çocuğun yüzünü, annenin yüzünü görebileceği bir pozisyonda tutun.

4. Çocuğun görsel alanı içinde ya da bebeğin ilgilendiği nesneye yönelik konuşun.

5. Pozitif ve ilginç yüz ifadeleri yapın.

6. Çocuğun ilgilenebileceği nesnelere dikkatini çekin.

7. Uzun ve karmaşık cümleler yerine, kısa ve basit mesajlar içeren ifadeler kullanın.

Page 169: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

170 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

8. Bir nesneyi göstermeden önce ve gösterdikten sonra nesnenin adını ifade edin.

Çocuğunuzla iletişim kurarken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta; çocuğunuz size bakarken onunla konuşmanızdır. Çocuğunuz başka bir kişiye ya da nesneye bakarken onunla konuşmanız, çocuğunuzun dikkatini çekmeyebilir. Çocuğunuz size yönelene kadar bekleyin ve göz kontağı kurduktan sonra iletişime geçin. Bu çok etkili bir yöntemdir. Özellikle çocuğunuzun konuşmaya başladığı dönemlerde, belirli kelimeleri öğrenmesi için de oldukça faydalı olacaktır.

Bu şekilde iletişim kurarken 3 temel adım izleyebilirsiniz:

1. Çocuğunuzun göz hizasını takip edin,

2. İletişime geçmeden önce çocuğunuzun size baktığından emin olun,

3. Çocuğunuzun ilgili olduğu olay veya nesneye yönelik konuşarak tepki verin.

MUSTAFA ŞAHİN: Ulaşım A.Ş. İstanbul’daki tramvay ve metroların işletmesini yapan kuruluştur. Bu gün size raylı sistemlerde ne gibi uygulama yapılıyor bundan bahsedeceğim. Yönlendirme çalışmaları, bilgilendirme çalışmaları, acil durumlar, dilek ve şikayet (müşteri hizmetleri), web sitesi ve mobil uygulamalar ve devam eden projelerimiz, öneri ve taleplerimiz şeklinde devam edecektir.

1-Yönlendirme Çalışmaları: İstasyon yönlendirmelerinde kullandığımız yöntemlerden bir tanesi yönlendirme levhalarıdır. Yönlendirme levhalarında uluslar arası standartlara göre büyük yazılar kullanılarak uygulanmıştır. Bunun dışında zemin yönlendirmeleri uygulanmaktadır. Zemin yönlendirmeleri, yönlendirme tabelaları görünemediği anda görünür. Bu sayede yolcular çıkışlara, trenlere veya istasyonun herhangi bir yerine rahatlıkla erişebilir.

Page 170: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 171

2-Bilgilendirme Çalışmaları: İstasyon bilgilendirmelerinde ise istasyon ve çevre bilgilendirmelerimiz var. İstasyonlarda asılı bulunan info panolar dediğimiz bilgilendirme panolarımız var. İstasyon çevresi ve istasyonun güzergahıyla ilgili bilgilendirmelerimiz bulunuyor. Bunun dışında sefer bilgilendirmelerimiz var, gelecek trenin ve bir sonraki trenin kaç dakika sonra geleceği ve bu trenlerin teknik bir arıza ya da herhangi bir iptal durumuyla ilgili bilgilendirmeler görsel olarak sunulmakta. Bunun dışında gelecek olan trenin dört araçtan mı oluştuğu, sekiz araçtan mı oluştuğu bilgisi de bu şekilde peronlarımızda, istasyonlarımızda bulunan görsel LED ekranlarda yayınlanmaktadır. Aynı zamanda araç içi bilgilendirmelerimiz de yine görsel bilgilendirmelerimiz. Gelecek istasyon bilgisi, trenin hangi son istasyona gittiği bilgisi ve bulunduğu güzergahı, trenin konumunu gösterecek şekilde gösteren LEDli güzergah haritaları ile bilgilendiriliyor. Bunun dışında kurallar ve uyarılar da görsel olarak formlarımıza aktarılıyor. Bizim ilk okumalarımızda yolculuk kuralları bulunmaktadır. Bununla birlikte yolcular için sınırlandırılmış alanlar, uyarı cihazları ve şekillerdir. LED ekranlarımızda gösterilmektedir. Servis dışı olan tren bilgisi hem araç içerisinde hem de peronlarda ve istasyonlarda bulunan görsel ekranlarda gösterilmektedir.

3-Acil Durumlar: Acil durumlarda ise yangın ikaz flaşörlerimiz vardır, görsel olarak. Bununla birlikte ışıklı acil durum kaçış tabelalarımız bulunuyor ve ışıklı girilmez tabelalarımız bulunuyor. Trenin içerisinde yaşanabilecek acil durumlara karşı herhangi bir tepki vermeyen işitme engelli yolcu varsa bunu da personellerimizin yönlendirebileceği eğitimler verilip tatbikatlar yapılıyor.

4-Dilek ve Şikayet (Müşteri Hizmetleri): Dilek ve şikayette ise bu Beyaz Masa üzerinden yapılıyor yani daha önceden kendi içerimizde yapıyorduk fakat bütün birimler Beyaz Masa’ya bağlandı. Beyaz Masa üzerinden yapılıyor. Bunun dışında sosyal medya üzerinden direk bizim şirketimize Beyaz Masa’nın dışında ulaştırılabiliyor.

Page 171: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

172 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

5-Web Sitesi ve Mobil Uygulamalar: Web sitesi ve mobil uygulamalarımız var. Yani yolcularımızın herhangi bir ihtiyacı olduğu bilgileri, işte en yakın istasyon nerede, en yakın tren kaç dakika sonra kalkıyor gibi bilgileri alabileceği mobil uygulamalarımız ve web sitesi uygulamalarımız var. Yolcularımız herhangi bir noktadan mobil uygulamasını açarak en yakın istasyona ve kaç dakika sonra tren geleceği bilgilerine ulaşabiliyor kolaylıkla.

6-Devam Eden Projeler: Şu an devam eden projelerimizde ise İndüksiyon Döngü Sistemi yani Akılı İşitme Sistemi üzerinde çalışıyoruz. İstasyonlarımızın, peronlarının ve araçlarının kapsayacağı şekilde döngü sistemine döndürmeye çalışıyoruz sistemlerimizi. İndüksiyon Döngü Sistemi devreye girmesiyle birlikte işitme engelli yolcularımız rahat bir şekilde sesleri daha net duyabilecekler.

7-Kıyas Çalışması: Burada kıyas çalışmalarımız var. Dünyadaki metro sistemlerinde ne gibi uygulamalar yapılıyor? Bunların kıyaslaması var. Dünyadaki büyük metro sistemleri Komet ve Nova isimleri verilen iki büyük kuruluşa üyeler. Bu kuruluşlar da sürekli kıyas çalışmaları ve öneri çalışmaları yapıyor. Kurumun yaptığı araştırmaya, çalışmaya göre ne gibi çalışmalar var? Büyük yazılı tabelalar, elektronik bilgilendirme ekranları ve İndüksiyon Döngü Sistemi işitme engelliler için temel olarak alınıyor. Şu an İndüksiyon Döngü Sistemi Hong Kong Metrosu ve kısmi olarak Londra Metrosunda bulunmakta. Bunun dışında herhangi bir metroda bulunmuyor ve gördüğünüz gibi yine elektronik bilgilendirme ekranları da İstanbul, Londra’nın %99’u, Hong Kong gibi birçok metroda bulunuyor. Büyük yazılı tabelalar da kısmen birçok metroda bulunmakta. Sizin de görüşleriniz varsa biz bunları iletmek için buradayız. Teşekkür ederiz.

SERHAT TABANCA: Engelliler Müdürlüğü Yasal Haklar Birimi’nden Avukat Serhat Tabanca. Ben genel olarak yasal hakların çalışma sisteminden bahsedeceğim ve daha sonra bize gelen sorulardan derlediğim birkaç problem var onları aktarmak gibi bir yükümlülüğüm

Page 172: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 173

var. Sonrasında zaten bu kısa sunumu bitireceğim. Engelliyle bizim yasal haklar birimi avukatı olarak temasımız engellinin tam teşekküllü devlet hastanesinden engelli olduğuna dair sağlık kurulu raporuyla birlikte, engellinin %40 ve üzerinde olduğunu belgelemesiyle engelliyle olan diyalogumuz başlıyor. Biz engelliye hafta içi her gün hem telefonla danışmanlık hizmeti, hem de İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yaptığımız ikili anlaşmayla birlikte İstanbul içerisinde bütün özel eğitim veren okulların ziyaret şeklinde gerçekleştirilmekle birlikte ilçelerimizde bulunan engelli merkezlerinde engelli aileleriyle yaptığımız gerekli toplantılarla ikili temaslarımızı gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu sene ki hedefimiz 10.000 engelli ailesiyle birebir kendilerinin yasal haklarıyla alakalı bilgilendirmek ve aşağı yukarı 210’un üzerinde özel eğitim veren okulla birebir temasa geçip, zaten onların programlanması da yapıldı. Bunlarla ilgili yasal destek programları planlanıyor. Bize gelen sorulardan genel olarak derlediğimiz daha doğrusu toplumsal bir problem haline geldiğini gördüğümüz bir tane problem var. Bunlardan bir tanesi biliyorsunuz engelli maaşı almak için bazı kriterler gerekiyor. İşte %40’ın üzerinde engelli olması, engellinin herhangi bir sosyal güvencesinin olmaması gerekli. Kişi başına düşen gelirin, belgelendirilmiş kazancın, ailedeki hane halkı sayısına bölündüğünde 270 liranın altında olması. Şimdi 270 lira toplumsal gerçeklerle pek bağdaşmayan bir rakam. Aynı problemi biz engelli bakım maaşında da görüyoruz. Engelli bakım maaşında bu rakam 540 liraya yükselmekle birlikte engelli sağlık kurulu raporunda ağır engelli kısmında evet yazıyor olması gerekiyor. Burada da en sık rastladığımız problemlerden bir tanesi %100 engelli olan bir vatandaşın raporunda bir türlü ağır engelli yazmıyor olması. Yani bunun tabi pek mantıkla örtüşür tarafı yok. %100 engelli dediğimiz bir vatandaşın sağlık kurulu raporuna nasıl hayır yazar? Bunu anlamak mümkün değil. İkincisi bu 540 liralık ve 270 liralık bu üst limitler, belki Anadolu’nun bazı şehirleri için kabullenilebilir bir miktar olmakla birlikte, içinde yaşadığımız şehirde asgari ücretle

Page 173: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

174 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

geçinen üç kişilik bir ailenin bu maaşı alamıyor olması zaten onun kira verdiğini de düşündüğümüzde ne kadar büyük bir problem olduğunu bize gösteriyor. Buradan bizim tabi engelli aileleriyle yaptığımız toplantılarda vardığımız en kritik sonuçlardan bir tanesi bir kere gelir kriterinin tamamen ortadan kaldırılması gerektiği. Biz bunu İl Sağlık Müdürlüğü ile yaptığımız bazı toplantılarda İl Sağlık Müdür Yardımcısı Beyefendi ile de istişaresini yaptık. Kendileri de bu konuda aynı şekilde düşünüyorlar. Fakat bunun sosyal güvenlik sistemine getireceği yükü hesapladığımızda şimdi Gökçen Hanım’ın da söylediği gibi devlet ne kadar büyükse engellim o kadar küçük oluyor. Yani gelir kriterinin bir an önce ortadan kaldırılmasını talep ediyorum. Yani en azından bunun gündeme getirilmesini sağlamak gerekiyor. İkinci problem, en önemli problemlerden bir tanesi engelli çocuğuna bakmakla yükümlü olan ailenin özellikle annenin zaten çalışamıyor olması karşılığında, aşağı yukarı son 2-3 yıldır primlerinin devlet tarafından ödenip kendilerinin emekli edildiği bir sisteme geçeceğine dair basın yayında muazzam bir pompalama yapılıyor. Bu tabi ailelerde çok ciddi bir umut beslenmesine sebep oluyor. İki senedir de bunun çıkmıyor olması özellikle işte 11 Eylül’de çıkan torba yasada çok ciddi bir beklenti vardı. Bu beklentinin akabinde tabi büyük bir hayal kırıklığı yarattı en azından engelli aileleri arasından. Bunun da bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Çünkü bunun çalışamıyor olması engelli ailenin en azından engelli annenin çalışamıyor olmasının en büyük gerekçesi zaten o çocuğa bakma yükümlülüğü içerisinde olması. Bunun bir annelik vazifesi olduğundan hareket edersek. Son olarak engellilerin en çok şikayet ettikleri konulardan bir tanesi de, kendilerine devlet tarafından tanınmış bir takım yasal hakların uygulayıcı bakımından, örneğin bir İETT şoförü bakımından yani İETT şoförünün daha dün bahsi geçtiği için söylüyorum; kendilerine bu yasa hükmünü uygularken sanki bir lütufta bulunuyormuşçasına hareket etmesi engelli bireyi ve ailesini ciddi manada yıpratmaktadır. Mesela İETT şoförünün işte

Page 174: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 175

engelli ailelerini alırken işte refakatçi kartıyla bastığı ikinci ücretsiz geçişin şoför tarafından hoş karşılanmaması vs. O yüzden aslında bizim tavsiyemiz engelli bireyle temas etmesi muhtemel personelin, engelli ve ailesiyle nasıl diyaloga, iletişime geçilmesiyle alakalı ciddi bir eğitim programlanması yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Genel olarak söylemek istediklerim bunlar, teşekkür ederim.

TALHA BULUT: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü’nde öğretmen olarak görev yapıyorum. Yaklaşık bir buçuk senedir Aile Bakanlığı’nda çalışıyorum. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenlik yapıyordum. Öncelikle anlatacaklarımın hepsi hocamın söyledikleriyle bire bir, biz de aynı hizmetleri veriyoruz Aile Bakanlığı olarak. İstanbul İl Müdürlüğü olarak engellilerin her türlü sosyal yardım ve bakımlarını Engelli ve Yaşlı Hizmetleri olarak biz yapıyoruz. Benim görev yaptığım yer Sancaktepe bölgesi, Sancaktepe Sosyal Hizmet Merkezi. Bundan önceki görevim de Maltepe İl Müdürlüğü’ndeydim. Orada da daha geniş bilgilere sahip olabiliyordum. Ancak Sancaktepe’de göreve başladıktan sonra sadece Sancaktepe ile ilgili görevlerimi, yaptığım hizmetleri aktaracağım. Sosyal yardımlarla alakalı engelli bireylere yönelik çalışmalarımız Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü başlığı altında yapılmaktadır. Bu da Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün engelli maaşı dediğimiz şöyle bir şey var. Engelli ve Yaşlı Hizmetleri olarak biz engellileri görme engelli, işitme engelli olarak bu şekilde ayırmıyoruz da tamamen Engelli ve Yaşlı Hizmetleri başlığı altında. Bizde de aynı şekilde Serhat Bey’in söylediği gibi Sağlık Bakanlığı’nın devlet hastanelerinden almış oldukları sağlık raporu, heyet sağlık raporu ile bize başvuruda bulunuyorlar. Biz bu sağlık raporuna göre yapabileceğimiz hizmetleri sınıflandırıyoruz. O şekilde bir yönlendirme ile hizmetlerimizi sunuyoruz. Engelli kimlik kartlarında minimum %40 sağlık oranı olduğu zaman engelli kimlik kartı veriyoruz. Bunu da İETT’de, toplu taşıma araçlarında kullanabiliyor. Bunun dışında engelli maaşı dediğimiz alması da

Page 175: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

176 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

vermesi de çok meşakkatli, incelemesi de çok meşakkatli bir maaş. Neden? Aileler Sağlık Bakanlığı’nın devlet hastanelerinden araştırma hastanelerinden sağlık raporunu çıkarmaları için, şuan eylüldeyiz aralık ayına verilen randevular var. Bu süre zarfında bunlar da mağdur duruma düşüyor. Engelli raporunu aldıktan sonra bize başvuruyorlar. Bizim de onayımızdan geçmesi yaklaşık iki ay bir süre alıyor. Evlerine gidiyoruz, evlerinde incelemelerde bulunuyoruz ve ailenin gelir seviyesi kişi başına bölündüğünde 540 TL’yi geçtiğinde de bu yardımı yapmıyoruz. Eğer kişi başına düşen 540 TL’den az ise engelli bakım maaşını bağlıyoruz. Bunun dışında engellilerle alakalı şöyle bir çalışmalarımız var. Sadece engelliye değil engellinin ailesine de yardım ediyoruz. Mesela engellinin annesi çocuğa baktığı için çalışamadığı durumlarda Sancaktepe için söylüyorum. Mesela bakıyorum projenin amaçları Sancaktepe’de ikamet eden engelli çocuk ve gençlerimize bakım, eğitim ve diğer sosyal hizmetlere erişimini sağlıyoruz, yönlendiriyoruz. Okula olsun, Sağlık Bakanlığı’na olsun Sancaktepe’de bakıma muhtaç çocuk ve gençlerin aileleri, ailelerine engelli bakım eğitimi verilerek psiko-sosyal ve kültürel destek veriyoruz. Yine engelli ailelerine düğün, ölüm vs. gibi elzem nedenlerle Sancaktepe ilçesinin dışına çıktığı zaman geçici ayrılma durumları, uzun süreli, kısa süreli durumlarda engelli çocukları geçici süreliğine günlük bakım hizmetleri verebiliyoruz. Bu şekilde çalışmalarımız var. Bunun dışında bakım hizmeti esnasında engelli çocuk ve gençlerimize değişik atölye çalışmaları, ebru vb. rehabilitasyon çalışmaları veriyoruz. Bu şekilde çalışmalarımız var. Sosyal yardımlar Türkiye genelinde şu an 250 milyon TL gibi bir bağışımız var. 2013’ün mart ayında da 665 bin küsur aileye bu şekilde engelli bakım maaşı yardımlarımız var. Bizim karşılaştığımız sorunlardan birisi engelli ailelerinin faydalanabileceği hizmetleri bilmemesi. Bu konuda biz ailelerle birebir irtibat kuramıyoruz. Bu irtibatı genellikle belediyeler, halkıyla daha kolay iletişim kurabilen belediyeler, Milli Eğitim Bakanlığı’nda öğretmenler, sonuçta rehber öğretmenler olsun, sınıf öğretmenleri olsun sınıfında

Page 176: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 177

kaldığı öğrencinin eğer engel durumu varsa o öğrencinin, eğer o ailede engel durumu bulunan başka bir kardeşi varsa onunla irtibata geçip bize yönlendirilmesini talep etmiştik. Sancaktepe’de bu sene ilk defa böyle bir çalışma faaliyete geçti. Şu anda Sancaktepe’de 1800 tane ailemiz var. Bununla alakalı bu üç aylık dönemde aileleri tek tek ziyarete gidip ne tür yardımlarda bulunabiliriz, eğer bizim yardımlarımız içerisinde değilse İBB Engelli Hizmetlerine, Alo 153 Beyaz Masa’ya yönlendirmeler yaptık. Bizim karşılaştığımız en büyük sorunlardan bir tanesi de engelli kimlik kartları. İETT’de, Özel Halk Otobüslerinde, özellikle engelli kimlik kartı kullanıldığında “sen de engelli misin, senin neren engelli?” biçiminde hakaretlere uğradıklarını söylüyorlar. Bakanlık olarak şöyle bir çalışmamız var. İki yıldır böyle bir çalışma var Fatma Şahin zamanında başlamıştı bu. Engelliye bakan bayan için sigorta. Çünkü çalışamadığından dolayı sigortasını yatmadığını söyledi. Bununla ilgili bir çalışmalar yavaş da olsa devam ediyor. Biz de bu şekilde bilgilendirmemizi yapalım. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Teşekkür ederim.

EDA TOPAL: İsmim Eda Topal. Oğlum var 7 yaşında, işitme engelli, işitme cihazı kullanıyor şu anda. İki yaşındayken ateşlendi. Rotary İşitme Engelliler Okulu’na devam ediyor. Bizim çabamız işaret dili ile konuşmasın da kendi kendine konuşsun diye. Ama hep aşağıda oynarken, dışarıda sürekli yanındayım. İnsanlarla iletişime geçtiği zaman hemen yanına gidiyorum çünkü dediklerini anlamıyorlar bir tek ben anlıyorum. Hemen yanına gidiyorum. Unutamadığım iki tane olay yaşadım. Küçük çocuklar biraz daha acımasız oluyorlar çünkü. Hep onu ben savunmak zorunda kalıyorum. Hemen müdahale etmek zorunda kalıyorum. Yani aslında söylenecek çok şeyim yok.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Çocuğunuz Kaç yaşında?

EDA TOPAL: Oğlum 7 yaşında. Gerçekten psikolojik desteğe de ihtiyacımız var anne olarak. Çalışamıyorum oğluma bakmak zorunda olduğum için. İlerde bundan sonra ne yapacak, hayatından

Page 177: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

178 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

endişeliyim. Hep yanında ben mi olacağım? Okuyabilecek mi?

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Tek çocuk mu hanımefendi?

EDA TOPAL: Tek çocuk. 7 aylık doğdu. Ben olmadığım zaman yalnız kalacak diye hep bir endişem var.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Sizin sosyal güvenceniz var mı?

EDA TOPAL: Ben eşimin sigortasından faydalanıyorum başka da bir şey yok yani. Belki biraz derine iniyorum. Belki biraz saçma olacak ama ilerde bir doktor olsa diyorum. O şeyleri takamayacak kulağında cihazlar falan. Yani bir anne olarak evlenebilecek mi? Bir sürü şey işte. Benim söyleyecek fazla bir şeyim yok.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Çok var da… Belki söylemiyorsunuz.

EDA TOPAL: Kabullenemedim ama alıştım diyelim sadece. Ama hala kabullenemedim. Hala mesela saçlarını uzatıp işte o cihazları saklama derdi falan var.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Kimde? Sizde mi onda mı?

EDA TOPAL: Bende ama o olayın farkında değil, o seviyor hatta. O yattığı zaman onu mesela vermiyor, çıkartmıyor. Çok ezik çocuk da değil, o kadar girişken ki, çok sosyal hiç böyle ezikliği de yok, konuşmaya çalışıyor insanlarla ama işte insanlar anlamıyor. Ben hemen yanında bitiyorum. İşte bazen çocuklar diyorlar ki mesela bir tanesi dedi ki: “Üff şu çocuğu alın başımdan, ne konuştuğunu anlamıyorum, zaten kafamı şişiriyor.” Sonra onun yaşıtları bakkala gidiyor, ekmek alıyor. Ben camdan görüyorum bir sürü şeyler. Ben onu bakkala yolluyorum ama böyle köşede bekliyorum. Bakkala işaret ediyorum, şimdi geliyor onu bir dinler misin diyorum. Orada köşede bekliyorum. O kaldırımdan gidiyor, geliyor ve eve beraber gidiyoruz bu şekilde yapıyorum bende. Yani benim endişem bundan sonra hep böyle mi olacak? Tek başına bir birey yani bizim gibi olamayacak mı veya benim gibi konuşamayacak mı? Öyle endişeliyim hayatından. Bu kadar.

Page 178: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 179

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki teşekkür ediyorum konuşmanız için. Buyurun lütfen devam edin.

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Büyükşehir Belediyesi’nde Engelliler Müdürlüğü’nde 3 yıldan beri Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorum. Müdürlüğümüz bütün engel gruplarına yönelik birçok alanda hizmet vermekte. Birçok hizmet başlığı var. Ben bunların içerisinde sporla rehabilitasyon projemiz var. Büyük bir proje 1996 yılında başlamış. Bu büyük bir proje olmasına rağmen belli bir noktaya gelmemize rağmen, engellilerin genel anlamda eksiklikleri, yapılması gerekenler ilgili bütün olarak düşündüğümüz zaman daha çok şey olduğunu görüyoruz. Bu yüzden de mevcut durumu ortaya koyarak, yapılanlar ve yapılması gerekenler noktasında, birleşme noktasında bir şeyleri daha net görmek açısında da bir sunum hazırlanış olduk. Burada engelliler de diğer insanlar gibi. Yani aslında farklı görmemek gerekiyor. Nasıl herkes kendi şeylerine ihtiyaç duyuyorsa, engellilerde de spor da böyle bir ihtiyaç. Hatta biz buna rehabilitasyon amaçlı diyoruz. Engelliler için daha büyük bir ihtiyaç. Onların hayata katılması, kendilerini ifade etmesi, özgüven kazanması birçok noktada gerçekten büyük ihtiyaç. Fakat her engel grubuyla ihtiyaçları bu noktada farklı farklı. Bu yüzden de bütün engel gruplarına yönelik, onların ihtiyaçlarına yönelik birebir değerlendirme yaparak en doğru şekilde onları yönlendirebileceğimiz spor branşları neyse ona göre yönlendiriyoruz. Bununla ilgili genel anlamda düşündüğümüz zaman aslında eksikler, bir engelli spor yapacaksa öncelikle bir spor tesislerinin olması gerekiyor. İşte spor tesislerinin erişilebilir olması gerekiyor. Bu anlamda yine bu eğitimleri verebilecek, yetişmiş eleman ihtiyacı önemli. Bu ölçüyle değerlendirdiğimiz zaman gerçekten yani İstanbul’da biz yapacağımız belli şeyleri yapmışız ama yapacağımız da çok şey var. Türkiye genelinde baktığımız zaman da bu anlamda hakikaten yani atılması gereken birçok adım var. Bizim sporla rehabilitasyon projemiz 1996 yılında başlamış ve büyüyerek gelmiş.

Page 179: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

180 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

İlk başlangıcı Hidroterapi. Bunun devamında bütün spor branşlarında bütün engellilere yönelik İstanbul’da bütün spor salonlarında, bütün engellilere ücretsiz spor yaptırıyoruz. Sporla rehabilitasyonun amacı, ana amacı şöyle söyleyeyim engellilerin en büyük ihtiyaçları yani hayata katılmaları, bu anlamdaki toplumsal bilinç zayıf ve bunu güçlendirmek. Bunu da güçlendirmenin yolu, engellilerin hayatın içerinde olmaları gerekiyor. Onun haricinde belki ikinci boyutuyla ortaya koyabileceğimiz erişilebilirlik. Bu yönüyle de engellilerin kullandığı aslında erişilebilirlik çok geniş olduğu için bütün yapı sistemleri, ulaşım sistemleri, bilgi ve teknoloji sistemleri erişilebilir olması gerekiyor ki onlar da bir şey yapılırken toplumsal olarak herkese uygun olarak yapılıp tasarlanması gerekiyor. Yani sporun nasıl diğer bireylerde kendini ifade etmesi, özgüvenli, başarının tadını çıkarması gibi etkileri varsa engellilerde de aynı etkileri göstermiş oluyor. Spor komisyonlarımız var. Bize geldiği zaman biz engellileri fizyoterapist, psikolog, spor eğitmeni eşliğinde birebir değerlendirmesi yapılıyor. Hangi spora en uygunsa oraya yönlendirmiş oluyor. İstanbul genelinde 26 merkezimiz var. Bu merkezlerimizde spor eğitmenlerimiz, diğer eğitmenlerimizle birlikte değerlendirmeler yapılıyor. Ana merkezlerimiz Avrupa Yakası’nda Beyoğlu, Bayrampaşa, Küçükçekmece, Kağıthane birimleri. Anadolu Yakası’nda daha çok Maltepe, Ümraniye, Tuzla, Sultanbeyli birimlerinde. Ama ihtiyaç olduğu zaman diğer birimlerimiz de farklı yerlerde yine farklı kurumlarla iş birliği yaparak bu hizmeti sunuyoruz. Biz herhangi bir sınır koymuyoruz. Bu sporla rehabilitasyon şu özelliği önemli. Bütün engel gruplarının engelli raporu varsa bunu hem rehabilitasyon amaçlı hem hobi amaçlı yani bağımsız, ücretsiz spor yapabiliyor. Bunu profesyonel anlamda yetenekli olanları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü üzerine lisanslandırarak, hem ulusal hem uluslar arası müsabakalarda bu anlamda birçok organizasyon yapıyoruz. Engellileri de bu alana katmış oluyoruz. İşin açıkçası burada ilk başlarken hidroterapi, Watsu ağır engellilerin

Page 180: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 181

sporla rehabilitasyonuyla başlamış. Ama bunun devamında daha çok bunun da etkisiyle belki yüzme branşlarında yönlendirme yapılmasına rağmen salon sporları olsun, müsabaka sporları olsun diğer bütün buz patenine, izciliğe kadar, atla rehabilitasyon var. Mesela bocce gibi adını bile duymadığımız birçok branşta bu hizmetleri veriyoruz. Yine salon sporları, mesela bizim okullarımız var, doğrudan yönlendirmelerimiz var. Yine müsabaka sporları, curling, okçuluk, zihinsel engellilere yönelik futsal, futbol, bedensel engellilere yönelik yüzme vb. branşlarda bu hizmetleri sunuyoruz. Yine önemli organizasyonlar yapılıyor. Kendi içimizde, İstanbul geneli, kendi okullarımız arasında, yine ulusal ve uluslar arası boyutta engellilere yönelik organizasyonlar yapıyoruz. Yine bu hizmetleri verirken işin açıkçası belli gruplandırmaları iyi yapmanız gerekiyor. Mesela görme engellilere yüzme yaptırıyorsanız veya otizmlilere yüzme yaptırıyorsanız, ağır zihinsel engellilere yüzme yaptırıyorsanız onları belli yerlerde belli saatlerde gruplandırarak özel eğitmenlerle bire bir bire iki bire üç gibi engel durumlarına uygun olarak bu eğitimleri sunmak gerekiyor. Yine yaptığımız hizmetlerden biz Engelliler Müdürlüğü olduğumuz için engelli raporu olanlara hizmet veriyoruz. Engelli raporu yoksa bu hizmeti alamıyorlar. Bu yüzden bize kayıtlı yaklaşık 150 bine yakın engelli var. Bizden spor hizmeti alan da aylık 9 bin 10 bin gibi artıyor eksiliyor. Seans olarak aylık 100 binleri buluyor okullarımız ve kendi yaptığımız hizmetleri düşünerek. En önemlisi bunu kesintili olarak vermiyoruz. Bir engelli müracaat ettiği zaman bir yıl iki yıl değil bunu sürekli yenileyerek her yıl alabiliyor. Bunun devamlı olması da aileleri son derece mutlu ediyor. Hidroterapi seansları ve hizmetlerimiz yine okul seansları, okul sporları bizim kendi 1000’in üzerinde eğitim alan özellikle zihinsel engelliler ve karma gruplar oluyor. Onların da birebir beden eğitim dersleri oluyor. Yine özellikle fitness yönlendirilen engelliler oluyor. Buz pateni dediğimiz buz pisti var. Engellilere orayı kullanıyoruz. Müsabaka sporları özellikle okçuluk, atletizm, bisiklet bunları yapıyoruz. Yine izcilik engellilere

Page 181: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

182 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

yönelik yaptığımız önemli etkinliklerden birisi. Bizim arkadaşımız var diyor ki: “Bir haftalık izcilik bir engellinin bir yıl boyunca eğitim almasından daha etkili bir eğitimdir.” diyor. Bu imkânlarımız var. Biz gerekli değerlendirmeleri yaptıktan sonra bu eğitimle izcilik yaptırıyoruz. O yüzden de aileler bu konuda bilinçli olursa, izciliğe engelleri yönlendirme konusunda çok istekli olmalarını gerektiğini düşünüyorum. Organizasyonlarımdan görüntüler, bisikletli, yine böyle atletizm şenliği. 2014 yılında yaptığımız bazı organizasyonlarımız ve sporla rehabilitasyon projesi kapsamında Bedensel Engelliler Yüzme İstanbul Şampiyonasını yaptık. Bedensel Engelliler Yüzme Türkiye Şampiyonası yaptık. Yine 1. Uluslararası Engelliler Yüzme Eğitimini Cebeci Spor Kompleksi’nde yaptık. Zihinsel Engelliler Atletizm Türkiye Şampiyonası Denizli ve farklı yerlerden katılımlar sağlandı. Zihinsel Engelliler Futbol Şampiyonası, Zihinsel Engelliler Atletizm Şöleni, Golbol Şampiyonası, İşitme Engelliler Futsal Avrupa Şampiyonası İstanbul içerisinde yaptık bu sene. Yine Bedensel ve Zihinsel Engelliler Bisiklet Şampiyonası, yine izcilik kampı yaptığımız etkinlikler arasındaydı. İşitme engellilerle ilgili dünya genelinde bir komite var. Bunun altında federasyonlar var. Federasyonların altında kulüpler var. Engel gruplarına uygun federasyonlar var. İşte İşitme Engelliler Federasyonu, görme engelliler, bedensel engelliler, zihinsel engelliler bir aile olarak bunun altında yine ihtiyaca yönelik branşlar oluşturulmuş oluyor. Bu bilincin oluşmasına yönelik olarak da aslında Türkiye’de bulunan paralel bir komite olsun, bu konudaki spor federasyonlar olsun ulusal, uluslararası alanda pek çok destek alarak yine engellilerle yapılan tüm çalışmalarda ciddi anlamda bir sinerji oluşturuyorlar. Engellilerin lehine olacak birçok kararın çıkmasında, kararın alınmasında çalışmalar yapıyorlar. Özellikle işitme engelliler anlamında düşünürsek bütün spor branşlarına katılabiliyorlar. İşitme engellilerin yaptığı sporlar diğer normal olarak yapılan sporlarda kural ve ölçüler açısından aynı olmakla birlikte, işitme engellilerle ilgili kendi içerisinde kurallarda bazı değişiklikler olabiliyor. Örneğin

Page 182: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 183

bir düdük değil de onun yerine görsel kullanılarak. Bu işi yapacaklar özellikle Türk İşaret Dili veya Uluslararası İşaret Dili bilerek bu şekilde turnuvalara çıkmaları gerekir. Belki şunları söyleyebiliriz. Genel olarak düşündüğümüz zaman bununla ilgili neler yapılması gerekir. Belki birçok şey yapılıyor. Türkiye genelinde düşündüğümüz zaman pek çok eksik olmakla birlikte özellikle mesela üniversitelerde şu an İstanbul’da 77 tane üniversite var. Hiçbir üniversite engellilere yönelik spor eğitmenliği bölümü yok. Mesela üniversitelerde bu işi yapan böyle bölümlerin açılması gerçekten bir ihtiyaç. Çünkü engelli sporu ve diğer sporu ayırmak gerekiyor. Yine bunla ilgili düşündüğümüz zaman Türkiye açısından diyorum. İstanbul bu konuda iyi ama birçok ilde spor tesisi yok. Belki tesisleri var erişilebilirliği yok. Bu tesisleşme ve tesislerin erişilebilirliği önemlidir diye düşünüyorum. Yine engellilere bizim yaptığımız bütün hizmetler ücretsiz, yaptığımız bütün spor faaliyetlerinde sürekli yapmalarından dolayı herhangi bir ücret alınmıyor. Pozitif ayrımcılığa yönelik olarak aslında İstanbul’da yapılan sporla rehabilitasyon projesi bütün Türkiye’ye örnek bir projedir. Yine çok etkili olduğunu düşündüğümüz atlı terapi ve fizyoterapi hizmetlerimiz var. Özellikle atlı terapi bu spor kapsamında değerlendirildiği zaman bu anlamda yeterli derecede aslında engellilere sunulamadığı kanaatindeyim. Bunun arttırılarak engellilere sunulması gerektiğine inanıyorum. Yine izcilikle ilgili de ailelerin özellikle engellilerin izciliğe yönlendirilmesi konusunda istekli olmaları gerektiğini düşünüyorum. Teşekkür ediyorum.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Konu dağılmadan bir soru sorayım. O konuda bilginiz var mı? Bu hizmetlerden yararlanmak için %40 oranında engelli raporu gerektiği, size kayıt olması gerektiğinden bahsettiniz. Bazı rehabilitasyonda diyelim işitme cihazı kullanıyor ya da cochlear implant kullanıyor ve konuşmayı öğrenmiş durumda. Ama hala işitme engelli. Bu durumda farklı bir uygulama yapıyor musunuz? Şöyle söyleyeyim, %40 oranından çok daha ağır engelli, ileri derecede işitme kaybı var ama küçük yaştan itibaren aldığı

Page 183: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

184 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

rehabilitasyon, eğitim vs. nedeniyle konuşma becerilerini kısmen de olsa kazanmış. Bu konuda rapor veriliyor mu ya da siz alıyor musunuz?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Raporları alınıyor, psikolog, fizyoterapist, spor eğitmeni beraber değerlendiriyor. Onun engel durumu ne seviyededir? Hangi spor uygundur? Burada rastgele değerlendirme yapılmıyor. Uygun bir yönlendirme yapılıyor.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: İsterseniz ben sorumu size sorayım. Öğleden sonraki oturumda cevaplayalım. Bir medikal rapor var, işitme kaybı diyelim totale yakın. Fakat bir rehabilitasyon geçirmiş. Örneğin bir cochlear implant almış ve eğitimiyle birlikte de şu anda konuşma becerilerini kazanmış. Bu da mevcut işlevsel durumu. Sizin tesislerinizden, bu sunduğunuz imkanlardan bu çocuk yararlanabiliyor mu, yararlanamıyor mu? Bunu ben bu alanda çalıştığım için öğrenmek istiyorum ki ona göre size sevk edeyim mi, etmeyeyim mi?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Şöyle söyleyebilirim. Bize %40 ve üzeri oranda engelli sağlık kurulu raporu ile geldiği zaman bizim tüm hizmetlerimizden ücretsiz olarak yararlanabilir.

OSMAN ÇAKIR: İsmim Osman Çakır, İETT İşletme Genel Müdürlüğü’nde çalışıyorum. Uzun yıllar yöneticilik yaptım. Son olarak İETT’de erişilebilirlik koordinatörü olarak çalışıyorum. Biz İETT İşletme Genel Müdürlüğü olarak yaşama bir yolculuk olarak bakıyoruz. Bu yolculuğu da keyif alacak bir şekilde seyahatini elimizden geldiğince mümkün kılmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda İETT’nin tarihteki yolculuğu Dersaadet İstanbul tramvayının kurulmasıyla 1869’da başlıyor. Ama asıl hizmetlerin başladığı tarih olan 1871’i dikkate alacak olursak İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün tarihi de 145 yıllık bir geçmişi vardır. Bu 145 yıllık geçmişinin içerisinde ulaşımdaki bu yolculuğumuza baktığımız zaman aktarma istasyonlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Bu aktarma istasyonlarımız bir bakıma ulaşım araçlarımızın geniş bir tarihini de

Page 184: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 185

ortaya koyuyor. Bizim İstanbul’daki ulaşım serüvenimiz 1871 yılında atlı tramvayla başladı. Daha sonra 1875 yılında Tünel’in hizmete açılmasıyla birlikte devam etti. Kısaca anlatıyorum ki ben bunun detaylarına girmeyeceğim. İlk durak uygulamasını da atlı tramvayda 1880 yılında gerçekleştirdik. Çünkü seyahat süresi içerisinde tabi tramvay sürücüsü olarak kişi yolcuların talepleri üzerine rastgele yolcu alıyor. Aynen bugün minibüslerde olduğu gibi ve bu da süre kayıplarına, şikayetlere ve can güvenliğine gibi bir takım sıkıntılara sebebiyet veriyordu. O günkü şartlar içerisinde tramvay hattı veya güzergahı üzerinde belirlemeler yapılıyor. O belirlemelere göre kriterler oluşturularak ilk duraklar 1880 yılında hayatımıza giriyor. Niye durak üzerinde duruyorum? Çünkü durak aynı zamanda erişime engel olan günümüz şartlar içerisinde ulaşım ile ilgili sıkıntılarımızdan bir tanesi. Elektrikli tramvaylar 1914 yılında hayatımıza giriyor. İlk önceleri İstanbul halkı tarafından çok rağbet görüyor. Ama ileriki yıllarda 1960’lara gittiğimizde artık ulaşım hizmetinden kalktığını görüyoruz. Ama dönüşü de tabi muhteşem oluyor. Çünkü Mustafa Bey 1989 yılında temelleri atılan İstanbul’da yeniden raylı sistemlere dönüş 1992 yılında Aksaray’da ilk tramvayın hizmete açılması, en son günümüzde Marmaray raylı sistemleriyle çok ciddi sorunları çözen sistem olarak tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İstanbul’u da eline alıyor. Tabi İstanbullular 1926 yılında her ne kadar ilk seferleriyle birlikte otobüsleri tanımış olsak bile asıl hizmet 1927 yılında alınıyor. Tabi bu süre içerisinde o zamana kadar Elektrikli Tramvay Tünel İşletmeleri’ni millileştirilerek İETT çatısı altında bir araya geliyor ve İETT’nin logosunda kırmızı, beyaz renklerden oluşturularak kurumsal bir yapıya tekrar kavuştuğunu görüyoruz. 1960 yıllarda tramvayların seferlerden kaldırılmasıyla birlikte İstanbul caddelerinde biz o günkü yıllarda otobüs tipiyle söyleyebileceğimiz troleybüsler hayatımıza giriyor. Kendilerini daha çok sevimli gösterme adına resimde de görüyorsunuz yani biz tramvayın kardeşiyiz diyor yani farklı bir araç değiliz. Dolayısıyla ya bunu özellikle ben seçtim, buraya koydum ki

Page 185: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

186 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

çünkü İstanbullu olup da bu otobüsleri görmeyen yeni nesillerimiz var. Çünkü otobüslerde bu yıllarda seyahat etmek de çok farklıydı, çok neşeliydi. Bugün televizyon dizilerinde de görebiliyoruz. Demin de söylemiştim 1961 yılında tramvaylar yerini otobüslere bırakıyor. Yine az önce söyledim 1992 yılında raylı sistemler tekrar hayatımıza geri dönüyor. Bu geri dönmede 1970 yıllarda malumunuz olduğu üzere İstanbul hızla göç alan iller arasına giriyor. Yeni yerleşim alanları oluşuyor ve bundan dolayı da toplu ulaşım araçlarına şiddetle ihtiyaç duyuluyor. Kalabalıklaşan bir topluluk, bir taraftan toplu ulaşımda meydana gelen sıkıntılar, daha doğrusu izdihamlar yeni araçların gelmiş olması münasebetiyle raylı sistemler üzerinden ulaşımın cazip hale getirilmesiyle ilgili politikalar geliştiriliyor ve İstanbul Ulaşım A.Ş.’nin devir alması bu alanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışmalarını hızlı bir şekilde yürütmek suretiyle bugünkü noktaya taşıyor. Bizim konumuz tabi erişilebilirlik, erişilebilirlik alanında ilk adımı İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak 1995 yılında attık. O zaman da biliyorsunuz Belediye Başkanı, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan’ın da engelliler üzerinde hassasiyetle durduğunu ve çok güzel politikalar yürütüldüğünü hepimiz biliyoruz. O yıllarda 7 tane alçak tabanlı diye tanımladığımız otobüsler alınıyor veya bu yıllarda İstanbul’un ana arter diye isimlendirdiğimiz caddelerde ilk önce ve sadece engellilere hizmet veren otobüs az önce Gültekin Bey de söyledi. Pozitif ayrımcılık çerçevesiyle hizmet veriyoruz ama bu pozitif ayrımcılığı da ortadan kaldırarak onların da bizim gibi seyahat etmelerini sağlayabilecek birlikte bir kaynaşmayı sosyal dokuyu bütünleştirecek bir hizmet anlayışıyla herkesin binebileceği bir araç haline getiriliyor. Daha sonra hızla bizim filomuzdaki araçların hepsi alçak tabanlı hale getirilmeye başlanıyor. 2007 yılında bu otobüsleri İstanbul genelinde gördük. Öbür taraftan bir aktarma istasyonumuzda metrobüs diyebiliriz. Çünkü metrobüs 2007 yılında yavaşlama aşamasına gelmiş olan ulaşımdaki hızı artırmak suretiyle İstanbul’da

Page 186: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 187

kazanan araç halini alıyor. Daha sonra genel müdürümüzün özverili çalışmaları şuanda Genel Sekreterimiz olan Hayri Baraçlı Bey’in yeni araç alımlarıyla birlikte filomuzda 1705 araç bir yıl içerisinde hepsi alçak tabanlı hale getirilmek suretiyle bir devrim gerçekleştiriliyor. İETT bünyesinde ne kadar araç varsa bugün tamamı alçak tabanlı ve her biri engelli erişimine uygun olarak İstanbul caddelerinde hizmet veriyor. Buna ilave olarak İstanbul Otobüs A.Ş.’nin bünyesinde 1000’e yakın olan otobüslerin tamamı alçak tabanlı. Öbür taraftan 2200 civarında olan özel halk otobüslerinde 1000’e yakını alçak tabanlı hale getirilmiş. Diğer kısımları da en kısa sürede alçak tabanlı otobüs haline getirilmesi konusunda otobüs sahipleriyle birlikte bir çözüm üreterek bu konuda da alçak tabanlı hale getirebilmek için tüm gayretlerimizi onların üzerinde yoğunlaşmak suretiyle onları da inşallah tamamıyla en kısa süre içerisinde alçak tabanlı hale getirerek bir bütünlük oluşturacağız diye düşünüyorum. Burada yasal mevzuatlara girmiyorum, çok teşekkür ederim. Bir sonraki bölümde kaldığımız yerden devam edeceğiz. Tabi bizim sorunumuz yok mu ulaşımda? Var ama biz onlara sorun olarak bakmıyoruz. Çünkü onlara karşılanması gereken bir talep olarak bakıyoruz. O talepleri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşılayacaktır.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki teşekkür ediyorum.

Page 187: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

188 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

II. OTURUMTARTIŞMA VE DEĞERLENDİRMELER

ADNAN ETÇİ: İşitme Engelliler Öğretmeniyim. Ümran Hoca’nın öğrencisi olma bahtiyarlığına ulaşmış kişilerden birisiyim. Sayın başkanım, değerli katılımcılar, 25 Eylül Dünya İşitme Engelliler Günü münasebetiyle bizleri bir araya getiren Sayın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İSEM ve Tuzla Belediyesi’nin yetkililerine sonsuz teşekkürler ederek konuşmama başlamak istiyorum. Biz Tuzla’daki İşitme Engelliler Okulu olarak ev sahibi olma hüviyeti de taşıyoruz. Üç gün süren etkinliğimiz hakkında bilgiler edindiniz. Dün sayın avukatımızın ve psikologlarımızın katılımıyla çok güzel bir seminer gerçekleşti. Bugünkü çalıştayın işitme engellilere çok büyük katkılar sağlayacağına eminiz. Yarın da işitme engelli öğrencilerimiz kendi aralarında yarışacaklar, daha doğrusu kaynaşacaklar. Bu geniş katılımlı çalışmaların toplamında ülkemizde bir farkındalık oluşacağına emin olarak ben çalıştayımıza tebliğimi bildirmek istiyorum. “İşitme Engelli Öğrencilerin Öğrenilmiş Güçlülük ile Umutsuzluk Düzeyleri Arasındaki İlişki” başlıklı yüksek lisans tezimi burada sizlerle birlikte paylaşmak arzusundayım. İşitme engelli öğrenciler engellerine özgü pek çok konuda zorlandıkları farklı durumlarla karşılaşırlar. Ergenlik döneminin getirdiği sorunlar bir yana, engellerinden kaynaklanan stresli durumlarla kendisi baş etmek zorundadırlar. Belki pek çok zaman kendine yetme, kendi başına karar verme, problemlerini çözme konusunda zorluk yaşamaktadırlar. Bu stresli durumlarla nasıl başa çıkacağını bilemeyen, kendini denetleme becerileri kazanmamış öğrenciler stres yaratan olaylarla karşılaştıklarında stres altında ezilmekte, umutsuzluk ve güvensizlik geliştirebilmektedirler. İşitme engelli öğrencilerin öğrenilmiş güçlülük ve umutsuzluk duygulan ile ilişkili olabilecek faktörlerin belirlenmesi, psikolojik açıdan sağlıklı bireyler olabilmeleri, öğrenilmiş güçlülük düzeylerinin ve umut duygularının yükseltilmesi ve böylece kaygılarının azaltarak

Page 188: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 189

akademik başarılarının artırabilmeleri için önemlidir. Ülkemizde ailelerin ve eğitim sisteminin çoğunlukla öğrencilerin yetersizliklerini vurguladığı düşünülmektedir. Yetersizlik duyguları ise hem umut hem de öğrenilmiş güçlülük düzeyini olumsuz etkilemektedir. Umutsuzluk ve öğrenilmiş güçlülük düzeylerini etkileyen değişkenlerin bazılarının umutsuzluk ve öğrenilmiş güçlülükle ilişkisinin belirlenmesinin öğrencilerin umutsuzluklarının önlenmesi, azaltılması, umutlarının ve öğrenilmiş güçlülüklerinin artırılması açısından sorumluluk sahibi olan öğretmenlere, psikolojik danışmanlara ve ailelere yarar sağlayacağı düşünülmektedir. Bu araştırmayla işitme engelliler için uygulanan eğitim uygulamalarının amacına uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, öğrencilerin öğrenilmiş güçlülük ile umutsuzluk düzeylerinin ne olduğu yeterli ve yetersiz yönleri ortaya çıkacak ve bu sonuçlar doğrultusunda Millî Eğitim Bakanlığı’nın konuyla ilgili yapacağı çalışmalara ışık tutacaktır. Bu araştırma ile ayrıca öğrenilmiş güçlülük kavramının anlamının ve öneminin öğrenci, aile ve okul tarafından farkına varılması, çocukların öğrenilmiş güçlülük kişilik özelliği kazanmasında nasıl etkide bulunabileceklerinin anlaşılması, bunun için sahip olmaları ve terk etmeleri gereken tutum ve davranışların neler olduğu konusunda fikir vermesi, öğrencilerin gerek öğrenilmiş güçlülük gerekse umut duygularının artırılmasına yönelik ana-babaların sağlıklı aile yapısı konusunda bilgilendirilip kendilerini geliştirebilmeleri için okul rehberlik servislerinin öncülüğünde eğitim programlarının hazırlanmasına ve uygulanmasına, örgün eğitim kuramlarının, öğretim metotları yoluyla öğrenilmiş güçlülük kişilik özelliğini geliştirici ortam oluşturmasına, elde edilen verilerin öğrenilmiş güçlülük ile umutsuzlukla ilgili yapılacak yeni çalışmalara, katkı sağlayacağı umulmaktadır. Çok fazla bahsettik. Peki öğrenilmiş güçlülük nedir?

Öğrenilmiş Güçlülük: Bireylerin istendik hedeflere ulaşmalarında duygu, acı, istenmedik düşünce gibi, içsel yaşam olaylarının bozucu/karıştırıcı etkisini kontrol edebilmek için başvurdukları bilişsel ve

Page 189: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

190 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

davranışsal yetenek dağarcığıdır (Rosenbaum, 1983).

Umutsuzluk: Bir amaç gerçekleştirmekte sıfırdan az olan beklentilerdir (Karagün ve ark. 2003). Kısaca çerçevesini çizmiş olduğum bu umutsuzluk ve öğrenilmiş güçlülüğün sonucunda öğrencilere uyguladığımızda bazı sonuçlar çıkmıştır. Ben hemen onları açıklayacağım.

Araştırmamın sonuç ve tartışma bölümünde:

1. İşitme engelliler ortaokulu ve meslek liselerindeki işitme engelli öğrencilerin umutsuzluk düzeylerinin ortalamalar seviyesinde olduğu görülmüştür.

2. İşitme engelli öğrencilerin umutsuzluk ölçeği puanlarının cinsiyet değişkenine gruplar arasındaki anlamlı farklılıklar bulunmamıştır.

3. İşitme engelli öğrencilerin annelerinin eğitim durumuna göre umutsuzluk ölçeği gelecekle ilgili duygular beklentiler alt boyutunda anlamlı farklılık görülmezken, anne eğitim düzeyi ortaokul ve üzeri olanların anneleri ilkokul mezunu olan çocuklara göre daha fazla motivasyon kaybı yaşadıkları ve anne eğitim düzeyi okuryazar olanların anneleri ilkokul mezunu olanlara göre daha fazla umutsuzluk yaşadıkları görülmüştür.

4. İşitme engelli öğrencilerin ailelerinin ekonomik durumuna göre umutsuzluk ölçeğinin gelecekle ilgili duygular beklentiler ile motivasyon kaybı alt boyutlarında gruplar arasında anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Umut alt boyutu ile tüm ölçekte ailelerin ekonomik durumu düşük olanların ekonomik durumu orta olanlara göre daha fazla umutsuzluk yaşadıkları görülmüştür. Bu durumu destekler nitelikteki araştırmalarda (Çam ve Diğerleri, 2008) eğitim masraflarını karşılamada çekilen zorlukların umutsuzluk düzeyini artırdığı görülmüştür.

5. İşitme engelli öğrencilerin okul türüne göre geleceğe yönelik

Page 190: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 191

duygular ve beklentiler ve motivasyon kaybı alt boyutlarında ve tüm ölçekte özel eğitim meslek liselerinde okuyanların diğer gruplara göre yüksek umutsuzluk yaşadığı sonra ortaokulda okuyanların sonra da meslek lisesindekilerin umutsuzluk yaşadığı görülmektedir. Umut alt boyutunda ise anlamlı farklılık bulunmamıştır.

6. İşitme engelli öğrencilerin sınıflarına göre geleceğe yönelik duygular ve beklentiler alt boyutunda 9. sınıftakilerin 7. sınıftakilere göre daha yüksek umutsuzluk yaşadığı görülürken tüm ölçek ve diğer alt boyutlarda anlamlı farklılık görülmemiştir.

7. İşitme engelli öğrencilerin cinsiyetlerine göre öğrenilmiş güçlülük düzeyleri gruplar arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Söz konusu farklılık kız öğrencilerin lehine gerçekleşmiştir.

8. İşitme engelli öğrencilerin 10. Sınıf ve üzeri sınıftakilerin 7. sınıftakilere göre daha yüksek öğrenilmiş güçlülükleri olduğu görülmektedir.

9. İşitme engelli öğrencilerin çok ileri düzeyde işitme kaybı olanların hafif ve orta düzeyde işitme kaybı olanlara göre daha yüksek öğrenilmiş güçlülükleri olduğu görülmektedir. Ayrıca ileri düzeyde işitme kaybı olanların da hafif işitme kaybı olanlara göre öğrenilmiş güçlülükleri daha yüksek bulunmuştur. Bu durum öğrenilmiş güçlülüğü oluşturan etkenlerden en önemlisinin zorluklarla mücadele etmek olduğu gerçeğiyle tutarlıdır. Çünkü işitme kaybı ileri düzeyde olan çocukların yaşadıkları güçlük normallere göre daha fazladır.

Öneriler:

1. Anne eğitim düzeyi okuryazar olanların (Okuma yazma bilmeyenler dahil) anneleri ilkokul mezunu olanlara göre daha fazla umutsuzluk yaşadıkları görülmüştür. İşitme engelli öğrencilerin umutsuzluk duygusunu azaltmak için başta ailelerine sonra öğretmenlerine görevler düşmektedir, öğrencilerin işitme engellerini en aza indirecek tedbirlerin alınması ve çocukların öz güvenli bir şekilde yetiştirilmesi

Page 191: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

192 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

önemlidir. Annelerin Eğitim durumlarının yükseltilmesi ve aile eğitiminin yapılması işitme engelli öğrencilerin umut duygusunu geliştirecektir.

2. İşitme engelli öğrencilerin okul türüne göre geleceğe yönelik duygular ve beklentiler ve motivasyon kaybı alt boyutlarında ve tüm ölçekte özel eğitim meslek liselerinde okuyanların diğer gruplara göre yüksek umutsuzluk yaşadığı görülmüştür, işitme engelli öğrencilerin devam ettiği meslek liselerinin müfredat, bölüm ve öğrenci yaklaşımlarını gözden geçirmesi gerekmektedir. İşitme engelli öğrencilerin en az sınırlandırıcı ortamlarda yetiştirilmesi ve sosyal ortamların eksik edilmemesi ebeveynlerin, Rehberlik Araştırma Merkezlerinin ve Destek Eğitim Merkezlerinin görevidir. En az sınırlandırıcı ortamlarda öğrencilerin motivasyonunun yüksek olduğu görülmüştür.

3. İşitme engelliliğin erken tanısının konulması ve gerekli tedbirlerin alınması önemlidir. Rehberlik ve Araştırma merkezleri, hastanede yeni doğan ünitesinde işitme engeli olduğu tespit edilen bir çocuğun ailesi ile derhal irtibata geçmeli ve onlara uygun eğitim ortamlarım göstermelidir. Erken cihazlandırma ve cihazın uygun kullanımı işitme eşiğinin yükselmesini sağlamaktadır. Cihazından azami kazancı sağlayan öğrenciler daha sosyal ve hayatla daha barışıktır.

4. Umut alt boyutu ile tüm ölçekte ailelerin ekonomik durumu düşük olanların ekonomik durumu orta olanlara göre daha fazla umutsuzluk yaşadıkları görülmüştür. Aile ekonomik durumunun umutsuzluk duygusunda etkisi olduğu görüldüğünden çocukların ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir. İhtiyaç sahibi olan engellilere yönelik sosyal çalışmalar planlanmalıdır.

5. İşitme engelli öğrencilerin sınıflarına göre geleceğe yönelik duygular ve beklentiler alt boyutunda 9.sınıftakilerin 7.sınıftakilere göre daha yüksek umutsuzluk yaşadığı görülmüştür. İlkokul ve

Page 192: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 193

ortaokulda uygun ortam, özel eğitim için yetiştirilmiş öğretmen ve öğrenci seviyesine uygun BEP planları ile öğrenciye ulaşılmaktadır. Orta öğretimin ilk yılı olan 9.sınıfta öğrenciler bu imkânları bulamadıkları için yüksek umutsuzluk yaşamaktadırlar. 9.sınıflara geçişte öğrenciler daha fazla motive edilmeli ve müfredat işitme engellilere göre tekrar hazırlanmalıdır.

6. Yapılan araştırma sonucunda umutsuzluk ile öğrenilmiş güçlülük arasında ters yönde ilişki bulunmuştur. Bu sebepten öğrencilere güçlülüğün öğretilmesi onlardaki umutsuzluk duygusunu da azaltacaktır. İşitme engelli öğrencilerin, psikolojik açıdan sağlıklı bireyler olabilmeleri, öğrenilmiş güçlülük düzeylerinin (onların stresle başa çıkmada ve kendilerini denetlemedeki tutumlarında) ve umut duygularının yükseltilmesi (gelecekle ilgili duygularının ve beklentilerinin yüksek tutulması, motivasyon ve umutlu olma) ve böylece kaygılarının azaltarak akademik başarılarının arttırılması çalışmaları; Milli Eğitim Bakanlığı, okul ve velilerin ve bu bağlamda İSEM’in ortak hareket ederek üzerinde çalışılması gereken en önemli konudur. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.

ERCÜMENT TANRIVERDİ: Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu’nun başkanlığını yapıyorum. Yaklaşık 8 yıldır federasyon başkanlığı görevim devam ediyor. Ama aslında 38 yıldır bu dünyanın içindeyim. Çünkü duymayan bir anne babanın çocuğu olarak hayata geldim ve sağar bir ebeveynin evladı olarak hayatta bir şekilde tutunmuş, kendini bir yere getirmeye çalışmış, onlar için hayatını adamış ve şu anda da o görevlerle bir yere gelmeye çalışan, o mücadeleyi veren bir kurumun liderliğini yapmaya çalışıyorum. Aslında ben anlatılan her konudan, burada konuşan her uzman arkadaşımızın söylediklerinden bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Çünkü zaten bizim federasyonun ve bizim gibi kuruluşların da amacı, uzmanlarla bir araya gelmek, onlardan fikir almak sorunu yerelde yaşayanlar olarak onlarla paylaşmak, onların bir bilimsel anlamda çözüm üretmesini

Page 193: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

194 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

sağlamak ve o mücadeleyi verirken de toplumsal ve devlet nezdinde bu anlamda mücadeleyi vermeyi sağlamak. Bizi derdimiz bu. Şimdi bir kere genel anlamda baktığımızda Türkiye’de sağır toplumunda bir sistem problemi var. Yani Türkiye’de sağırlara uygun bir hayat sistemi yok. Yani burada da bunun başarmış, bu hayat sistemini doğru kurgulamış ve hayata geçirmiş ülke örneği çok az var dünyada. Dolayısıyla o iyi örnekleri aynı özellikteki aynı tipte insanlar olduğundan yola çıkarak, onları örnek alarak ama yerelde kendi kültürümüze, kendi geçmişimize de yansıtarak ve paylaşarak o birlikteliği sağlayarak hayata geçirmektir önemli olan. Dolayısıyla ben en başta mesela işitme engelli bir çocuğumuzun annesi burada konuşuyor ve umutsuzluktan bahsediyor. Ama ben mesela şimdi sormak istiyorum. Bir sağır çocuğun akademisyen olabileceğini ya da kendi çocuğunun bir profesör olarak buraya gelip, burada bir yorum yapabileceğini hiç düşünmüş mü bugüne kadar? Dünyada bunlar gibi yüzlercesi var. Sağır bir profesörün dünyada uluslararası organizasyonlarda konuşmadan, duymadan işaret diliyle bilimsel bir konuyu çevirisi yapılırken İngilizceye tercüme ederek anlattığını görüyor insanlar. Demek ki doğru bir şeyler var bu dünyada ama biz onu böyle hep aralardan çekmişiz. İşte bu doğruymuş bunu alalım bunu yapalım demişiz ama hep yanlış yerlerde yanlış müdahalelerde bulunmuşuz. Aslında ben Bedri Hoca’mın sözünden yola çıkarak hakikaten bu ülkede öncelikle toplumun duygularını iyi yönlendirmeliyiz. Bir kere sağırları tanıtmamız lazım. Yani sağır deyince de duymayan bir insan hayata nasıl bakar değil, duymayan bir insanın bin bir çeşidiyle, sağır bir kadının, sağır bir çocuğun eğitim hayatının, onlarla ilgili teknolojilerin onlarla ilgili ibadetin yani her alanın ayrı ayrı değerlendirilip ayrı ayrı irdelenip hepsinin ayrı ayrı raporlanıp bir çatı altında bir araya getirilip, bir ülke politikası olarak hayata geçirilmesini bizim burada konuşuyor olmamamız lazım. Sivil toplumlar önemli. Yine Gökçen Hocamın da dile getirdiği sivil toplum kuruluşlarına baktığımızda aslında biz yalandan dinliyoruz. Yani

Page 194: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 195

sadece sivil toplum kuruluşu çok önemlidir. Ama bunu dünya böyle söylediği için böyle yapıyoruz. Hakikaten değer verdiğimiz için değil. Sivil toplum kuruluşlarının söyledikleri şeyler hakikaten yaşandığı için yerelde hayatta bizzat yaşadıkları için dile getirilen şeylerdir. Onlara değer vermezseniz, o anlatılan size yol gösteren fikirler, o paylaşımlara değer vermezseniz o zaman o devletin ya da o belediyenin yaptığı hizmetin hiçbir anlamı yoktur. Yani sadece hizmet yaptım dersiniz ama bundan sonra o hizmet yaptığınız kitleyi aramakla meşgul olursunuz. Şurada bir sağır insanın olmaması gibi. Burada konuştuğumuz her şeyden sağır bir insanının duyuyor ve onu bizlerle birlikte anlıyor, paylaşıyor olmasını görmek isterdim. Mesela ibadet dedik. Hocam anlattı. Belki de İslam dünyasında ilk kez bizim yaptığımız şeydir o. 2003 yılında bir idareci Büyükşehir Belediyesi’nde şöyle bir yorum yapmıştı. Dedi ki, “Ya Ercüment niye bizim bu işitme engelliler dinden imandan uzak insanlar?” Şimdi baktığın zaman fizik olarak güçlü kuvvetli bir yapıya sahip hani normal sağlıklı insanlardan hiçbir farkı yok. Ama baktığın zaman dokunmasan, dokunmadığın sürece sağır olduğunu fark edemezsin. Toplumda sağır insanları fark etmek zordur. Çünkü gözle görülen bir engel değildir bu. Şimdi ben dedim ki “Siz zaten bu ülkede işitme engelli çocuğa dini, imanı öyle güzel anlattınız ki o tercih etmek zorunda kaldı ve istemedi, beğenmedi. Anlatmadınız ki, öğretmediniz ki öğrensin. Öğretmediniz ki cuma namazının kıymetini, onun özelliğini önemini bilsin.” Ben bu yorumu yaptığım zaman üzerine bir örnek vermiştim. Dedim ki ben yanımda bir işitme engelli personel arkadaşımla cuma namazına gittiğimde oturup yanımdaki arkadaşıma hutbeyi çevirdiğim zaman benim cemaatim bana ters ters bakıyordu. Diyor ki bu adam ne anlatıyor. Dalga mı geçiyor. İşitme engelliler gelmiş aralarında muhabbet mi ediyor. Bu tepkiyi veren toplumdan bahsediyoruz. Ama o mevzudan döndük dolaştık, cuma namazlarındaki hutbeye geldik. İşte o da ilk hutbeyi yapan kişi de benimdir. Kılıç Ali Paşa Camii’nde 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi’nin devreye girmesiyle

Page 195: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

196 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

o hutbe meselesi yapılmıştır. Ama sonradan bu yanlış politikalarla yanlış devam etmiştir. Yani biz şimdi orada böyle bir hizmet çok önemli tamam kabul, öğrenilmesi gerekir ama siz Türkiye’deki bütün camilere bugünkü Türkiye şartlarında erkek tercüman bulamazsınız. Bırakın bütün şeyleri, 81 ilin 81 merkez camisine 81 tane erkek tercüman bulamazsınız cuma hutbesini çevirecek. Federasyonuz ya biz öneriyoruz. Derdimiz var. Bununla ilgili çözüm istiyorlar. Diyorum ki çözüm mü istiyorsun? Teknoloji. Ne zaman belli oluyor hutbeleriniz? 1 ay önce çarşamba günü… Sonuçta o cumadan önce belli oluyor. Doğru mu? Diyorum ki ben gönüllüyüm. Ben aynı zamanda 14 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Engelliler Müdürlüğü’nün de bir parçasıyım. Orada işaret dili eğitimi vs. alanda da görev yapıyorum. Ben diyorum ki size: Verin bana hutbenizi ben sizin hutbenizi 2 dakikada çeviririm. İşaret diline çevirmem 2 dakika. Onu alıp bir teknolojik ortamda paylaşmam 1 dakika. Benim paylaştığım metni o videoyu sizin bırakın İstanbul’u, Türkiye’nin dört bir yanında paylaşmanız sadece bir web sitesini yüklemenizle alakalı. Bir kişi üzerinden teknoloji vasıtasıyla bütün Türkiye’ye hutbeyi anlatabilirsiniz. Ne gerekiyor? Bunun için yapacağınız tek şey bir tane monitör. Bizim hocamız kalkar elinde tablet ile hutbeyi okurdu. Tablet ile okurdu. Demek ki teknoloji camilere girmiş. Öbür tarafta mesela İETT’den bahsettik ya da ulaşımdan bahsettik. Şimdi sağır bir vatandaş evinde hoplar, zıplar, yatar, kalkar, oynar, yer, içer her şey yapar. Sağır bir vatandaş evinden dışarı çıkar koşa koşa otobüse biner. Koşa koşa minibüsüne biner, metrosuna biner. İşte yazılı yönlendirmeler, görüntülü yönlendirmeler bizim için önemlidir. Gelinen durağın, ışıklı bir şekilde dönmesi vb. gibi bunlar basit çözümler zaten. Bunlar bizim oradaki hayatımızı çözdü. Benim sorunum o otobüse binmekte ya da o yollarda yürümekte değil, ben yürüyebildiğim hatta sizin yürüyemediğiniz yollarda koşarak zıplayarak geldiğim İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden hizmet alamıyorsam benim sorunum orada başlıyor. Eğer ben İstanbul

Page 196: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 197

Büyükşehir Belediyesi’ne gelir, bir derdimi orada çözemezsem benim için problem, hayat orada zorluklarla başlıyor. Bir kere ailede her şeyden önce işitme engelli çocuk en başta ailesinde bir sıfır mağlup başlıyor. Bir kere bizim ailelerimiz işitme engelli çocukları olduğu zaman eyvah diyerek başlayan aile yapısına sahip. “Ne yapacağım ben bu çocukla?” diyen bir aile yapısına sahibiz. Bizim aileleriz bilmiyor ki yarın öbür gün doğru bir sistemle eğitim alırsa bu ülkede bir profesör olarak kendisi gibi ya da kendisinden farklı birçok topluma eğitim verebilir. Bunu bilmiyor. Çünkü doğru sistemler yok. Aslında konuşmacıların hepsinin her konuda söyleyebilecek şeyleri var ama belki ben de bunlarla çözüm önerilerine katkı sağlamış olabilirim. Yani her şeyden önce şunu da kabul etmemiz gerekiyor. Sağırlık yüzyıllardan bugüne kadar var olan, araştırmalara baktığımız zaman Türk toplumunda, Anadolu topraklarında Osmanlı dönemine kadar 1300’lü yıllara kadar uzanmış, kaleme alınmış, yazılmış bir geçmişe sahip. O geçmişle birlikte gelişmiş bir kültüre sahip. O kültürle birlikte gelişmiş bir dile sahip. Adı ne? Türk işaret dili. Şöyle bir yanlış da var. Halk Eğitim Merkezleri’nde eğitim yapıyoruz. İşaret dili öğreteceğiz. 3 ay boyunca ömrü hayatında işaret dilinin yanından geçmemiş, sağırların ne olduğunu bilmeyen, sağırların varlığından bile haberdar olmayan insanlar, işaret dilini duymuş, ben hemen gideyim oradan bana belge veriyorlar, ne belgesi veriyorlar? 3 ayın karşılığında işaret dili tercümanı ve öğretmeni belgesi. Ben 38 yıldır, doğduğumdan beri işaret dili konuşuyorum, ben diyemiyorum ki işaret dili öğretmeniyim, ben diyemiyorum ki işaret dili tercümanıyım. Ama 3 aylık eğitimin sonunda alınan bir belgeyle vatandaşlarımız bugün diyor ki ben işaret dili öğretmeniyim. Demek ki sitemde bir hata varmış. Eğitime geliyorsunuz. Eğitim sisteminde liseyi bitirmiş bir işitme engelli vatandaş okuma yazmasını bile doğru düzgün sökememişse siz doğru bir ülkede yaşamıyorsunuz demektir. Liseyi bitirmiş bir işitme engelliden hayata atıldığı zaman sosyalleşmesini bekliyorsanız kendimizi kandırıyoruz. Karşısına bir sınav çıkıyor,

Page 197: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

198 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

duyan konuşan insanlarla aynı şartlarda okuduğunu anlamayan sağırlar sınava giriyor. Dolayısıyla üniversitelerdeki başarısızlık gündeme geliyor. Yani üniversiteyi kazanamayan sağırları görüyoruz. Kazananlar da zaten ağır işitenler ya da ne bileyim 100 kişiden 2 tane örnek verebiliriz. Toplumun geneli için konuşmuyoruz bunu. Dolayısıyla bunun kültürel bir farklılığı olduğunu, farklı bir dil yapısı olduğunu, onların farklı gereksinimleri olduğunu ve her alanıyla ele alınması gerektiğini düşünerek burada bizler önerilerimizi sunmalıyız ki, Büyükşehir Belediyesi aslında hakikaten İSEM bu anlamda çok, Bekir Bey’in az önce söylediği gibi lokomotif bir müdürlüktür. Türkiye’ye hatta belki de dünyada örnek olabileceği birçok faaliyet yapıyor. Bizim insana en yakın olduğumuz hizmet birimi eğer belediye ise, belediyedeki hizmetleri vatandaşa en doğru şekilde götürebiliyorsak, bu toplantılardan çıkacak sonuçlar hakikaten bir katkı sağlayacak, bir politika belirleyecekse, o politika İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Türkiye’ye, Türkiye ile birlikte devlet politikasına ondan sonrada refah düzeyi, eğitim düzeyi, sosyal hayatı gelişmiş büyümüş hakikaten bir yerlere gelmiş sağır topluma ulaşmaya kadar gider. O yüzden de çok önemli bir toplantı. Katkılarınız için çok teşekkür ediyorum.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Herkese merhabalar. Ben Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda ve farklı kurumlarda hem sosyal hizmet uzmanı olarak hem de yönetici pozisyonlarında görev yaptım. Son iki yıldır da Kemerburgaz Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak sosyal hizmet bölümünde iş hayatıma devam ediyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda çalıştığımız dönemde son görev yerim Esenyurt Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ydi. Yetişkin engellilerle, her türden engellilerle birlikte çalıştım orada. Onun dışında da zaten Bakanlık’taki çalışma sürecimde her zaman engellilerle ve aileleriyle değişik projelerde, eğitim gruplarında beraber olduk. Aynı zamanda aile danışmanlığı pozisyonum gereği engelli ailelerine drama ve aile eğitimi verdim birçok yerde, farklı sivil toplum kuruluşları bünyesinde.

Page 198: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 199

Sunumuma başlamadan önce bir anekdot aktarayım. Belki daha önce okumuş olanlarımız vardır. Bu Emiliy P. Kingsley’in “Hollanda’ya Hoş geldiniz” yazısındaki duygularını ifade ediyor. “Çocuk sahibi olmayı düşlemek, İtalya’ya düşlenen bir seyahati planlamak gibidir. İtalya hakkında kitaplar satın alınır. Şahane planlar yaparsınız. Collesium, Pizza Kulesi, Venedik, Gondollar hayallerini kurarsınız. İtalyanca konuşmaya bile başlarsınız. Hatta hayatınızı kolaylaştıracak birkaç cümle öğrenirsiniz. Büyük bir heyecanla sabırsızlıkla bavullarınızı toplar, yola çıkarsınız. Saatler sonra uçağınız iner. Hostesiniz size “Hollanda’ya Hoş geldiniz” der. “Hollanda” diye yarı hıçkırıklı bir ses çıkar ağzınızdan. “Ne demek istiyorsunuz ben İtalya’ya gideceğimi söylemiştim. Ben İtalya’da ineceğim. Hayatım boyunca ben İtalya seyahati düşledim”. Fakat bu uçuş hatası yüzünden Hollanda’ya inildi ve burada kalmak zorundasınız. Burada unutulmaması gereken şey geldiğiniz yer korkunç ya da açlık ve hastalığın olduğu bir yer değil, sadece değişik bir yer olması.” Şimdi tekrar alışverişe çıkıp yeni kitaplar, yeni hazırlıklar yapmanız gerekiyor. Dediğim gibi sadece burası değişik bir yer. İtalya’dan daha ağır giden bir temposu var. Daha az yağmurlu. Ama bir süre sonra kendine gelip, etrafına baktığında Hollanda’nın yer değirmenleri, laleleri olduğunu görmen de mümkün. Ama tanıdığın herkes kendi İtalya seyahatleriyle o kadar meşgul ki, onlar hep İtalya’ya olan şahane seyahatlerini sana anlatıyorlar. Belki de ara sıra kendi kendine şöyle dersin: “Ben de oraya gidecektim, İtalya seyahati planlamıştım.” Aslında buradaki metafordan işte bir annenin karşılaştığı sürpriz doğum, sürpriz çocuk ve çok güzel bir metaforla tanımlamış yaşadıklarını. Bu otistik bir çocuğa sahip bir annenin duyguları. Engelli anneleri de çocuklarının engelli olduğunu ilk duyduklarında yaşadıkları şok, yaşadıkları anlamsızlık, ne yapacağını bilememezlik duygusunu tanımlıyor bize. Ben sunuşumu çerçevelendirirken aslında sadece işitme engelliler değil engelliler totalinde çerçevelendirdim biraz. Öncelikle tanımla yola çıkmak istedim. Tanımı da şöyle açıklarsak, Birleşmiş Milletler

Page 199: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

200 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Sakat Hakları Bildirgesi’nde, “Kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri (bedensel ya da sonradan olma) her hangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar” sakat olarak tanımlanıyor. Bununla birlikte Dünya Sağlık Örgütü tanımları birbirinden ayrıştırmış. Yetersizlik, özürlülük, engellilik gibi birçok kavram bir arada kullanıldığı için bir kavram kargaşasına da dönüşebiliyor. Ülkemizde de daha önce sakatlık kavramı, sakat sözcüğü yaygın olarak kullanılırken, bir süre sonra bunun yerine özürlülük, günümüzde de daha çok engellilik kavramı kullanılmaktadır. Bunu bir örnekle yerli yerinde kullanacak olursak. Örneğin yetersizlik iç kulağın zarar görmesi olarak tanımlanabilir. Özürlülük ise sözlü iletişim, duyma ve anlamada yetersizlik olarak tanımlanabilir. Engelliliği ise öğretmenin işitme engelli çocuklarla çalışma yöntemi bilmediği için eğitimde meydana gelen aksaklıklar olarak tanımlamak mümkün. O yüzden de kavramları yerli yerinde kullanmak anlamlı diye düşünmekteyim. Engellilik ya da işitme engellilik konusunda spesifik olarak düşünecek olursak aslında ülkemizde bu konuda yapılan çalışmalar çok da yeni. Biz ülkemizde ne kadar sakat olduğunu, ne kadar engelli olduğunu çok yeni sayısal veri tabanıyla elde etmiş bulunmaktayız. Bunlar da 2002 yılında ÖZİDA ve TÜİK’in yapmış olduğu çalışmalarla ortaya çıkan veriler. Bunun öncesinde genelde biz de kendi derslerimizde hep şunu söylüyorduk. Dünya ölçeğinde %10 kadar engelli var. Ülkemizde de %12 civarında engelli olduğu tahmin edilmektedir. Ama bunlar çok yuvarlak rakamlardır. Bu rakamları kullanmak yerine aslında ülkemizde yapılacak ayrıntılı, detaylı dökümlere ihtiyaç var. İşte İşitme Engelliler Çalıştayı’mızın konusu, acaba ülkemizde il düzeyinde, bölgeler düzeyinde ne kadar, kaç tane işitme engelli var ve örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu kesime hitap eden bir proje ölçeklendirecekse kaç kişiye hitap edebilir? Bu sayısal verilerin elimizde olması çok anlamlı diye düşünmekteyim. Hizmet ve politikalar üretirken tabi ki engellilerin en önemli sorunu istihdam sorunu. Biraz önce Ercüment Bey çok güzel vurgu yaptı. Ben yetişkin

Page 200: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 201

engellilerle çalıştım. Ellerinde diplomaları var. Bakıyorsunuz lise diploması olan var, ortaöğretim diploması olan var. Ama bir şeyi önüne koyduğunuzda okuyamıyor, bir şey sorduğunuzda kendisini ifade etme ya da yazı yazma konusunda yetersiz kalıyor. Ortaokul ve lise düzeyindeki arkadaşların ancak temel eğitim düzeyinde bir eğitim alabildiklerini ben kendim deneyimledim. O yüzden de engelli istihdamını gerçekçi bir politika içerisinde çerçevelendirebilmemiz için eğitimle istihdamı birlikte ele almamız gerekiyor diye düşünüyorum. Bakanlık tecrübelerimden de yola çıkarak söylemek istiyorum, engellilerin karşı karşıya kaldıkları bir diğer büyük sorun tabi ki yoksulluk. Bu ülkemizin de çok büyük bir gerçeği. İnkar edilemez bir gerçek. Ailelerin ve engellilerin istihdam sorunlarına bağlı olarak, genellikle yoksul oldukları ve hem kendilerini hem de geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin bu yoksulluk çerçevesi içerisinde yer aldıkları. Bizim elimizdeki verilere göre bu engellilerin yaklaşık %90’ı sosyal yardımlardan faydalanmakta. Bu sosyal yardımlar değişik kurumlardan olabiliyor. Kaymakamlıktan bakanlıklara ya da sivil toplum örgütlerinden bir şekilde destek almaktadırlar. Fakat bu sosyal yardımların da onların süreç içerisinde yoksulluklarını iyileştirmedikleri, yaralarına derman olmadığını görüyoruz. Çünkü bir süre sonra bu yardımlar bir bağımlılık haline geliyor ve yardımlarla birlikte süregelen bir yoksulluk pekişerek devam ediyor. O yüzden bizim ülke politikamızda onların derdine derman olacak adımları atmamız ve belki burada bu önerileri hep birlikte oluşturmamız gerekiyor diye düşünüyorum. Hepinize çok teşekkür ederim.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Adım Ümran Tüfekçioğlu, Biruni Üniversitesi’nin Sağlık Bilimleri Fakültesinde açılan Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanıyım. Bu üniversite yeni, bu dönem öğrenci alıyor. Benim de bu işe başlamam yeni. Ben 1979 yılından başlayarak 2014 Mart ayına kadar Eskişehir’de Anadolu Üniversitesinde işitme engelliler alanında çalıştım. Bilmiyorum adını daha önce duymuş muydunuz? Anadolu Üniversitesi İşitme Engelliler Eğitim Araştırma

Page 201: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

202 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Merkezi kısa adıyla İÇEM, 1979 yılında kuruldu. Kurucu müdürüyüm ve 33 yıl da bu görevi sürdürdüm. Aynı zamanda Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Özel Eğitim Bölümü’nde İşitme Engelliler Ana Bilim Dalı var ve 27 yıldır öğretmen mezun ediyoruz bu alanda. 25 yıl da onun ana bilim dalı başkanlığını yürüttüm. Bu kıymetli velimiz gibi bu işleri yaparken bana da aileler gelir, aynı şeyi derlerdi. Tamam, şimdi hani öğreniyor. Biz konuşmayı öğretiyoruz ve işitmeyi tabi cihazlarla modern teknoloji implantlarla, cochlear implanltlarla. İlk başladıkları zaman “bir tek anne dese razıyım” diyor. Çok küçükten alıyoruz çocukları sonra ilkokulda “peki sonra ne olacak biz baki değiliz”. İşte “üniversiteyi okuyabilecek mi?” gibi endişeleri var ve bunları duya duya Anadolu Üniversitesi’nde İşitme Engelliler için bir meslek yüksek okulu kurduk. 9 yıl da onun kuruculuğunu ve müdürlüğünü yaptım. Söylemem şu, birincisi bugün artık Türkiye’de işitme engelli öğrenciler için, tabi ki biliyorsunuz YÖK sistemini değiştirmemiz mümkün değil sınavla hala üniversitelere öğrenci alınıyor, sanıyorum bir kontenjan tanıyorlar ve bu yüksek okul yetenek sınavıyla alıyor ilk aşamadan sonra. Böylece sınırlı da olsa tabi sonsuz sayıda dal açmamız mümkün değil ama belli meslekleri alabiliyorlar. 20. yıl kuruluşunu da kutladık. 20 yıldır da bu meslek yüksek okulu öğrenci eğitiyor. Şimdi benim söylemek istediğim niye tanıtıyorum ben bu programı? Hiç aslında böyle de bir planım yoktu. Ben sadece sizi dinleyecektim. Fakat sizi dinlediğim zaman gördüm ki belki bu Anadolu Üniversitesi’nde ki hala bizim diyorum çünkü ayrılmam da mümkün değil bu kavramdan. Kendimizi iyi tanıtamadığımızdan da kaynaklanıyor olabilir. Sorumluluğu kendi üzerime alıyorum. İyi bilinmediği için burada tanıtayım istedim. Yeni doğan tarama programı var halen Türkiye’de biliyorsunuz. Bu fevkalade güzel bir ilerleme. Türkiye her şeyi geç alıyor ama bunu çok çabuk yakaladı. Şahane bir gelişme. Dolayısıyla çok erken tanı alan çocukları çok erken eğitmek mümkün. Tabi orada büyük bir açık var. O herhalde inşallah kapanacak. Ama biz Anadolu Üniversitesi

Page 202: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 203

İÇEM’de yeni doğanın hemen ikinci ayağıyız. Ayırıcı tanı yapıyoruz, odyoloji kliniklerimiz var. Aile eğitimi yapıyoruz. Tamamen Batı’da Amerika’da, İngiltere’de olduğu gibi… Tabi ki cihazlandırılıyor çocuklar ve bir yaşında da endikasyonu varsa cochlear implant ameliyatı yapılıyor. Bu bir iç kulağa implanttır, protezdir ve bu yapıldığı zaman tabi yine bizim okul öncesi sınıflarımızda eğitim alıyor. Gerekiyorsa lise sona kadar sınıflarımız var. Şunu görüyoruz ki artık bu çocuklar 4 yaşında çok güzel konuşmaya başlıyorlar. Yani bunu söylemek istedim size. Evet bundan önceki nesillerde büyük kayıp var maalesef. Ama şunu da hatırlayalım ki Türkiye, Avrupa ve Amerika standartlarına göre az gelişmiş bir ülke. Nezaketen insanlar bunu gelişmekte olan ülke olarak ifade ediyorlar. Ama bu gerçeği görmemiz lazım. Az gelişmişlikten geliyoruz çok problemimiz var ve bu konular da tabi ertelendi. Ama önümüzün açıldığını düşünüyorum. Çünkü Anadolu Üniversitesi’nde bu kurum çok öncü bir kurum. Hem öğretmen eğitimiyle, hem yüksek okuluyla, hem yeni doğandan başlayarak üniversiteye kadar verdiği model eğitim yöntemleriyle. Bu nedenle işitme engelli çocuklar hakkında konuşulurken şu ifadeye karşıyım; “İşitme engelli çocuklar hırçın oluyor, şiddete yatkın oluyor ya da şunu öğrenemiyorlar ya da şunu hatırlamıyorlar”. Şimdi literatüre baktığınız zaman doğru bunlar var ama o eski öğrenciler için ya da bugüne kadar eğitim almamış öğrenciler için. Yani o çocuğa mahsus şeyler değil. Sadece yapılmamışlığın bir ürünü. Ama bu yapılabilirse, bu hizmetler verilebilirse onlar da gerçekten çok iyi gelişim gösteriyorlar. Meslek alabiliyorlar. Tabi her çocuğun kaybına göre, başlangıç yaşına göre değişik sonuçlar alabiliyoruz. Eğer çevrenizde bu konuda yardım gereken aile eğitimi bakımından olsun, tanı almak bakımından olsun, çok uygun cihazlandırma bakımından olsun bu kuruma başvurabilirsiniz. Tek şartı Anadolu Üniversitesi İÇEM’e randevu almak. Biruni Üniversitesi’ne gelince işitme engelliler anabilim dalı için başvuruldu henüz izin çıkmadı. Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü olarak başladık. Gelecekte inşallah arzu ediyorum

Page 203: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

204 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

orda da bir klinik ve bir eğitim merkezi olacak, işitme, konuşma, dil bakımından. Bu zaten web sitesinden duyurulur zaman içinde ve ihtiyaç duyan aileleri, çocukları sevk edebilirsiniz. Ben bu toplantıda sizleri dinlemek ve sizlerle tanışmaktan çok memnun oldum. Çünkü benim de girmediğim alanlardan bahsettiniz. Yapılanlardan bahsettiniz. Sorunlardan bahsettiniz. Gerçekten Bedri Hocamızın yemekte yaptığı konuşma gibi çok güzel projelerde çıkabilir. Geleceğe yönelik ortak çalışmalar da yapabiliriz. O nedenle burada bulunmaktan çok mutluyum. Hepinize de teşekkür ediyorum çok güzel sunular yaptınız. Şimdi tartışma bölümüne geçiyoruz. Herkes kendi adına konuşsun. Çünkü kurum adına konuşmak bence biraz zorluyor insanları. Önemli olan burada sizin yaşadıklarınız ve sizin aklınız ortaya koyacağı çözümler. O nedenle kendi deneyimlerinizden yola çıkın yaptığınız işte tabi. Ben şu sorunu görüyorum, şöyle düzeltilebilir. Çünkü geleceği planlama çalıştayı bunun adı. Yani yaptıklarımızı tanıtma değil ya da kurumu tanıtma değil. Yapacaklarımızı önermek. Neler yapılabilir? Çünkü sorunların bittiğini kabul etmiyoruz. Sorun çok. Hepimiz aynı fikirdeyiz. Ama herkes kendi bakışından birkaç sorun görüyor. Çok detaya girmeden nokta atışı iki şey söyleseniz, çözüm de şunu öneriyorum…

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Şimdiki notlar çok önemli gerçi kayıt altına alınıyor ama. Şimdi hemen kısaca toplayayım. Hocam bir iki dakika hemen özetliyorum. Ben bu çalıştayın sonucunda bir “ENGİM” engelli iletişim masasının oluşturulmasını istiyorum. Bu ENGİM’de engellinin sosyal, duygu yönetimi, istihdam sorunları, sosyal sorunları, mesela sayın hanımefendiden bilmiyorum ben inanılmaz feyz aldım. Dini alt yapısı. Soruyorlar ya şimdi başıma gelen neydi falan. Bütün bunların entegrasyonunda ENGİM masasının alt masaları oluşturması ve buradaki çözümleri direk Bakanlığa ve idari merkezlere ulaştırılmasını.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Pardon ENGİM masası mı?

BEDRİ ÖMRÜUZUN: ENGİM, engelli iletişim masası. Hani böyle

Page 204: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 205

şu an aklıma geldi spontane. Sosyal sorunları, istihdam sorunları, hanımefendi gibi torba yasaya girmedi. Bu çok uğraşıldı bu aralar. Engelli bakıcılarının işte sosyal güvenlik ve primlerinin yatırılması konusunda herhalde yetiştiremediler. Hükümetin böyle bir çalışması vardı. Yeni bakana verdiler ama yeni bakan herhalde masasında bulamadı. Biliyorum onu ben eski bakana verdik onu biz çünkü. Şimdi bu alt masa kurulunca bu çözümlerde direk en üst kademeye çıksın. Bu çalıştay rica ediyorum çok ciddi bir yaptırım gücü olsun.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bunu Büyükşehir Belediyesi nezdinde mi öneriyorsunuz?

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Evet tabi. Şuan ki bağlantı çatımız Büyükşehir Belediyesi, bize bu organizasyon sağlayan, bu emeği veren anakent düzeyinden sonra direk Aile Bakanlığı. Ben hemen diğer konuşmacılar da çözüm anlamında neler üretebileceklerini söylerlerse çok mutlu olurum.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bir saniye şimdi engelli sorun masası oluşturulsun dediniz. Onun alt detayı neydi?

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Alt detayında duygu, mesela şimdi benim kendi alanım işte duygu engellerinin kaldırılması, psikolojik destek. Bu masada engelli istihdamı, engelli sosyal güvenliği, engellilerin bir bilgi bankamız yok değil mi? Hep böyle 2002 de bir istatistik bir de TÜİK var dimi, başka bir şey yok. Gerçek rakamı da bilmiyoruz. Aileler de bilmiyor.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Şey de belli değil, spesifik olarak örneğin sağır vatandaş kaç kişi? Ortopedik diye tanımlıyor onları mesela.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bir de katılımcılardan şunu rica edeyim. Öneriyi hepimize yaptınız. Ben yazdım ama sağlam olsun. Herkes kendi önerisini lütfen yazın ve raportöre iletin. Biz karşılıklı kontrol yapalım.

Page 205: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

206 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Bu masada şey de olabilir yani öyle masa masa şeklinde ya da bir alt masalar şeklinde oluşturulacaksa, bir de araştırma, veri toplama, istatistiklerin saklanması gibi bir bilgi bankası oluşturulup, bu konuda İstanbul düzeyinde veya Türkiye düzeyinde planlaması yapılarak, Bakanlığın desteği alınabilir, Nüfus Etütleri İdaresi var sanıyorum, yine TÜİK’in desteği alınarak, bunun alt formatlarında hazırlanıp nüfus sayımına mı eklenir, başka bir özel çalışma mı yapılır?

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Uygulayıcısı Büyükşehir mi olur, Üniversiteler mi olur o karar versin. Belki de Türkiye de ilk defa bilgi bankamız olur engelliler konusunda.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Evet. Biz üniversitede iki yıldır sosyal sorumluluk projesi altında öğrencilerin işaret diliyle tanışması için böyle bir çalışma başlattık. Amacımız öğrencilerimizin işaret dili öğrenmesi değil. Sağırlık kavramını ve sağır insanların olduğunu tanımak. Özellikle bu dönem hem kendisi sağır olan işitme engelli öğreticisi bulduk. Öğrencilerin bu insanlarla birebir kontak kurması gerekiyor.

ADNAN ETÇİ: Ben konuşmaya başlamadan şeyi söylemek istiyorum terminolojiden bahsettiniz. Sağırlığı artık kullanmıyoruz. Sayın Başkanım Ercüment Bey de ısrarla onu kullanıyor. Belki bunu daha sonra tartışırız ama yani işitme engelli terimini daha çok söyleriz. Benim önerim, işitme engellilerde erken teşhis, erken tedavi yani erken eğitim ve erken cihazlandırma çok önemli. Sayın başkanımın, sayın hocamın az önce söylediği gibi, işitme engelli çocuklar yeni doğan ünitesinde tespit edilebiliyor. Bu tespitin derhal bilgisayar marifetiyle bağlı bulunduğu rehberlik araştırma merkezlerine aktarılması gerekiyor. Rehberlik araştırma merkezine bu ulaştığı zaman, bunun çevrede bulunan işitme engelliler okullarına mail yoluyla ya da bir başka yazışmayla ulaşması lazım. Ben buna talibim. Benim okulumda doğal işitsel sözel yöntem uygulanıyor. Çocukların

Page 206: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 207

%50’sinden fazlası anlaşılır düzeyde konuşması var ve cihazlardan çok güzel faydalanıyorlar. İşaret sınıflarda kullanmıyoruz. Okula bu mesaj ulaştığı zaman, ben istiyorum ki elimde bir çiçek iki tane öğretmenimi alarak, ailenin yanına giderek, geçmiş olsun önce hayırlı olsun evladınız deyip onun yalnız olmadığını ve birlikte sorunların üstesinden gelip çocuğun da yine İÇEM modeli en az bir iki yaşındayken eğitime başlamasını öneriyorum. Bunun Türkiye çapında uygulanması gerektiğine inanıyorum ki bir yerlerde kalmasın, hep birlikte bir bütünlük sağlayalım. Yine bir husus, işitme engellinin yanında birden fazla engelli çocuklarımızın sayısı bir hayli fazla. Bu, okullarda %40 civarındadır. Çünkü işitme engelli olurken aynı zamanda hafif zihin, orta zihin, cp, otizm gibi, ortopedik engel gibi engel grupları yine bir aradadır aynı çocukta. Çözüm, bu çocuklar için özel eğitilmiş öğretmen, artı özel okulların yapılması, sayıları buna göre planlanması ve bu konu üzerinde dünyada yapılmış örneklerin incelenip çalışmaların gerçekleştirmesi gerekiyor. Çünkü bu çocuklar gerek kaynaştırmalara gerek okullarımıza kayıt oluyorlar.

ERCÜMENT TANRIVEDİ: Sağır teknolojilerinin Büyükşehir Belediyesi kapsamında organize edilip, hizmet olarak hayata geçmesini sağlamak ve bu vesileyle başta iletişim sorunu dediğimiz konunun bir şekilde çözümlenmesi. Ben hocama katılıyorum, Bedri hocamın dediği bu merkez ya da böyle bir masa oluşturulursa altı çok fazlasıyla derinleştirilebilir, doldurulabilir onun ilgili öneriyi zaten yazıp verebiliriz.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Siz de yazar mısınız, biraz daha açık. Mesela sağırlar teknolojisi dediğiniz zaman o kavramı biraz açın. Bir sonraki, kim söz almak istiyor? Buyurun.

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Birincisi, anlattığım konuyla ilgili olsun diye söylüyorum. Hayata katılması, engellilerinde sosyal aktivite anlamında, kendilerini ifade etme anlamında, spor yapma anlamında gerekli erişimi sağlayamadıklarını, kısıtlı olarak yaklaşabildiklerini

Page 207: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

208 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

görüyoruz, bu bir sorun. Bunun sağlıklı olarak yürütülebilmesi için,

sosyal belediyecilik anlamında belediyelere büyük görev düşmektedir.

Bütün belediyelere, bu ilçe belediyeleri de kapsıyor İstanbul’daki.

Bütün engellileri kapsıyor ama işitme engelliler anlamında

bununla ilgili özellikle yetişmiş eleman. Yetişmiş elemanla ilgili de

üniversitelerimizde özellikle engelli bilinci veya engelli eğitmeni

anlamında bölümler açılarak gerçekten kaliteli eleman yetiştirilmesi

gerekiyor. İkincisi de, spor yapacakları tesislerin erişilebilir olarak

karşılanması gerekiyor ve bunun da bütün belediyeler nezdinde

yaygınlaştırılarak pozitif ayrımcılık noktasında ücretsiz olarak, sosyal

belediyecilik anlamında engellilerimize sunulması gerekiyor. Birinci

söylediğim problemler ve çözüm önerileri genel olarak söylemiş

oldum. İkinci olarak da engellilerin temel İslami bilgileri öğrenme ve

erişimi açısından çok büyük sıkıntı yaşadıklarını düşünüyorum. Yani

bir işitme engelliye Kuran’ın mesajını nasıl ulaştırabiliyoruz? Temel

İslami bilgilerini nasıl ulaştırabiliyoruz veya farz-ı ayn olan İslami

bilgileri nasıl elde edebiliyorlar? Onlar sadece işaret diliyle bunu

anlayabildikleri için ben çözüm olarak da Kur’an-ı Kerim mealinin,

farz-ı ayn ilimlerin ve yine İslam mealinin bu anlamda tüm işaret

diliyle cd ortamında hazırlanarak onlara sunulması, bir şekilde dijital

ortamda ifade edilmesi, verilmesi gerektiğine inanıyorum. Üçüncü

olarak da, işitme engellilerin de ilgili sorunlarla karşılaştıklarında

hemen ulaşabilecekleri merkezler veya herhangi bir danışmanlık,

yönlendirme veya bir hizmet alacağı yer yok denecek kadar az. İşte

Türkiye çapında da birkaç yer belki söyleyebiliriz.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Pardon, ne tür danışmanlık dediniz?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: İşitme engellilerle ilgili bir sorun yaşadıkları

zaman, hemen ulaşabilecekleri belki bir ilden bir ile gidiyor,

merkezler yok.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Yani her konuda başvurabilecekleri?

Page 208: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 209

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Çözüm masası gibi.

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Çözüm masası gibi ama çok güçlü bir işitme engelliler merkezi olarak düşünülüp, geldikleri zaman burada her türlü danışmanlığı, hizmeti, yönlendirmeyi yapabilecek donanımda merkezler olması gerektiğine inanıyorum.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: İşitme engelliler çözüm merkezi gibi.

GÜLTEKİN GÜLLÜ: İşitme engelliler merkezi, büyük bir merkez olursa orada birçok çalışma ve proje üretilip hizmet verilebilir diye düşünüyorum.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Başvuru merkezi mi?

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Evet, öyle diyelim. Çünkü birçok kurum bu merkez adını kullanıyor, rehabilitasyon merkezi, araştırma merkezi hani çok var da o nedenle adı biraz spesifikleştirmek lazım. Başvuru, bilgi danışma merkezi desek işitme engelliler, hani mesela sunu olarak diyorum. Bilgi danışma olabilir. Hani bilgi gelin alın, danışın.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Aslında sağırı kullansak çok vurgulu olur.

ERCÜMENT TANRIVEDİ: Biz bu federasyonu kurarken bu federasyon “Türkiye Sağır, Dilsiz Dernekleri Milli Federasyonu” diye kuruldu. Daha doğrusu milli sıfatını sonradan aldı ama aslında bu işin özü sağırlık. Yani bundan rahatsız olmamamız gerekiyor bizim ve bunu toplumda özellikle söylüyorum sağır diye. Biz adımıza en sonunda işitme engelliler dedik. Pat diye bir baktık işitme engelliler federasyonu diye ekürimiz çıktı. İşitme engelliler federasyonu deyince Türkiye’nin aklına bir tane federasyon gelir. Federasyon dediğin yapı bu ulusal bir yapıdır.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: İnsanlar incinmesin diye kullanılmış bir kelime.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Ama biraz o deyişte şeyi de hafifletme var, yani o hani insanlar üzerindeki yükü de hafifletme altyapısı da var aslında yani. Biz kendimiz reddedersek kendi gerçeğimizi.

Page 209: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

210 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ERCÜMENT TANRIVEDİ: Sonuçta konuştuğumuz insanlar,

duymayan insanlar. Sen ona sağır demişsin, işitme engelli demişsin

ne anlamı var.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Körler de mesela, görme engelli

yerine körler daha çok kullanıyor. Ben bir ekleme yapabilir miyim?

Aile danışmanlığı konusunu da onunla birleştirebiliriz belki. Çünkü

aileler, vermiş olduğum anekdot örneğinde olduğu gibi başlangıçta

büyük bir şok yaşıyorlar.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki not aldım teşekkürler.

OSMAN ÇAKIR: Türkiye’de engelli sayısı bilinmekle birlikte

analizleri yapıldığında sıkıntılar yaşanıyor. Devletimizin de bir

sosyal devlet yönünün de olduğu göz ardı edilmeden bu alanda

baktığımızda özellikle sosyal yardımların birimlerce sağlıklı yollarla

dağıtılmadığını görüyoruz. Bundan dolayı İstanbul Büyükşehir

Belediyesi’nde önümüzdeki beş yıllık stratejik planda bir veri tabanı

oluşturarak buna İç İşleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı

dahil olmak suretiyle sağlıklı bir veri tabanı oluşması konusunda bir

öneride bulundum. Bu önerim sanırım kabul edildi ve stratejik planda

yer verildi.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Şimdi sorun bekliyorum ve çözüm önerisi

bekliyorum. Yani nasıl daha iyi yapabiliriz olayı.

OSMAN ÇAKIR: Sorun şu; sosyal yardımların dağıtımında sıkıntılar

var. Hangi engellinin, hangi belediyeden veyahut da kaymakamlıktan

ne tür yardım aldığına ilişkin bir veri tabanı oluşturulamıyor. Yani

kayıt altına alınamıyor.

TALHA BULUT: Onlar bizde kayıt altında var. SOYBİS diye bir

programımız var, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın. Aldığı

kömür yardımları olsun, erzak yardımları olsun, nakdi yardımlar olsun

hepsinin bilgisi mevcut.

Page 210: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 211

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki öneriniz?

OSMAN ÇAKIR: Bunun için ben engelli veri tabanı merkezi veya oto kontrol sistemi adı altında bir sistem oluşturarak tüm kurumlar tarafından buna sivil toplum örgütleri de dahil olmak üzere tek veri tabanından kontrolün yapılarak sağlıklı dağıtımların yapılmasını öneriyorum

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki yazdım önerinizi, evet başka söz almak isteyen? Buyurun.

NAGEHAN BOZKURT: Ben psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümü mezunuyum Gazi Üniversitesi’nden. Bizim aldığımız eğitimler ve okullarda çocukların sosyal becerilerini geliştirmek için kullandığımız rehberlik müfredatları hep normal başlık altında değerlendirilen çocuklar için hazırlanmış programlar. Ben çalıştığım süre içerisinde bunu işitme engelli çocuklara uygulamaya çalıştım ki sadece drama uygulayarak yapabiliyorum. Çok daha akademik kariyerini yapmış, daha üniversitelerde çalışanlarla beraber işitme engelli çocuklarda rehberlik faaliyetlerini nasıl düzenleyebiliriz? İşitme engellilerle psikolojik danışmayı nasıl yapabiliriz? gibi bir bölüm, yüksek lisans bölümü olabilir. Sadece Marmara Üniversitesi’nin PDR yüksek lisansında tek dönem okutulan bir ders “engellilerle psikolojik danışma”. Bu yaygınlaştırılabilir diye bir çözüm önerisi olabilir. Hatta Biruni Üniversitesi’nin dekanı Hasan Bacanlı Psikolojik Danışma Hocam benim. Üniversitenizde de böyle bir yüksek lisan programı olabilir.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Öyle benzer bir çalışma Anadolu Üniversitesi’nde var, İşitme Engelliler Öğretmenliği Anabilim dalımızda. İÇEM’de bir klinik psikolog var, işitme engelliler eğitiminde doktora yaptı. Sırf bu alanda gerçekten hiç uzman olmadığı için Türkiye’de, bir kişi olsa onu yetiştirmeyi hedefledik. O şimdi fakültede ders veriyor ama tabi çok dar boyutta bu.

Page 211: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

212 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Not alıyorum, işitme engelliler alanında psikolojik danışmanlık.

NAGEHAN BOZKURT: Ben çünkü Anadolu Üniversitesi’nin özel eğitim bölümüne yüksek lisans için başvurmayı ben de istedim ama lisansın da özel eğitimde olması gerekiyor, bölümde değişim yapamıyorum.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Evet, o konuyu sonra konuşalım. Yani siz psikoloji ya da psikolojik danışmanlık eğitimi alanlara bu konuda ders verilsin, öneriyorsunuz.

NAGEHAN BOZKURT: Engellilerle psikolojik danışmanlık konusunda.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Sorun burada aslında. Bir fasit daire var, çıkmaz sokak gibi. O dersi verecek hocalar yok. Çünkü düşünürseniz hani Türkiye’deki üniversiteleri düşünün. Psikolojik danışmanlık (PDR) bölümlerini düşünün, psikoloji bölümlerini düşünün sadece. Psikiyatriye de gitmiyorum, aslında onlara bile lazım. Yani bir ders bile olsa.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Hocam bir öğrenci yetiştirelim, sonra getirip ona bir kürsü kurup, altta bunu…

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: İşte biz öyle bir şeye başladık.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Anadolu Üniversitesi’nde mi?

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Anadolu Üniversitesi’nde. İnşallah hani başkaları da yapsın tabi. Not aldım ben, başka konuşmak isteyen?

MUSTAFA MURAT ŞAHİN: Bizim toplu ulaşımda özellikle metro sistemlerinde yolcularımız sistemleri kullanırken standart olarak kullandıkları erişilebilirlik ekipmanları (görsel tabelalar, ekranlar vs.) var. Fakat normalde yolcularımız bir problemle karşılaştıklarında istasyonlarda bulunan istasyon amirlerine giderek dertlerini anlatarak bunlara çözüm bekleyebiliyorlar. Ancak işitme engellilerde istasyon amirinin işaret dili bilmemesinden kaynaklanan böyle bir çözüme yönelmeme durumu mu var yoksa herhangi bir problem

Page 212: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 213

yaşamama durumumu var? Burada Ercüment Bey belki daha sağlam bilgi verebilir bize. Gelmiyorlar mı, yoksa problem yaşamadan ulaşım sağlayabiliyorlar mı? Buradaki sorun şu istasyondaki görevlilerin en azından belli başlı kişilerin işaret dili öğrenmesine ihtiyaç var mı?

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Ben doğru mu anladım? Diyorsunuz ki temel istasyonlarda sorusu olana yardım etmek üzere danışma görevlisi gibi bir kişi var. Onun orada var olduğunu, iyi bir şekilde orada belli ediyor musunuz görsel bir şekilde de?

MUSTAFA MURAT ŞAHİN: Camekanın arkasında durur kendisi ve istasyon görevlisi olduğu bellidir. Her istasyonda vardır.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Ne yazıyor camekanda istasyon görevlisi. Şöyle bir şey söyleyeyim ben. Siz işitme engelli kişileri, küçük çocuklardan bahsetmiyoruz bu yeni teknolojiyi ve erken eğitimi alan. Ya işaret dili bildiğini varsayıyorsunuz ya da dili olduğunu varsayıyorsunuz. Ben diyorum ki sizin anladığınız anlamda dili yok birçoğunun. Çünkü çeşitli işitme engelli okullarına biz de gittik. Yetiştirdiğimiz son sınıf öğrencilerini staj anlamında götürüyorduk. Oradaki sağır çocukları da izliyoruz. Yani çok yüzeysel düzeyde günlük hayatını çevirecek kadar bir dil belki öğrendi, belki öğrenmedi, belki ona yönelik bir işaret dili öğrendi ama sözler olsun, sesler olsun, kullandığınız işaretler olsun bunlar kodlardır ve kafanızdaki dili, kafanızda kazandığınız dili ve düşünceleri ifade eden bir sistemdir. Eğer kafanızda o kavram yoksa, o kavram size işaret diliyle de anlatılsa ve siz işaret dilini de biliyor olsanız anlamazsınız. Nereye geliyorum? Görevli kavramı belki yok kafasında. Sizin kullandığınız dil içerik olarak onun anladığı bir dil değil. O yüzden mesela yardım gibi, bana yolu söyle. Daha zor iletişim kuran, daha zorlanan. Belki zaten o trafiğe hiç girmiyor bu nedenle. O da mümkün. Sizin hattınıza hiç girmiyor, kaçınıyor. Çünkü baş edemeyeceğini düşünüyor haliyle. Hem erişilebilirlik kavramını kazandırmak için. Yani kullandığınız dili

Page 213: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

214 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ve görselleri yeniden gözden geçirmek gerekir. Daha ara yerlerde yönlendirerek. Mesela yolunu mu kaybetti…

MUSTAFA MURAT ŞAHİN: Şöyle aslında hocam, en büyük sorun yolunu kaybetme vs. değil. Zaten tabelalar bunu yönlendiriyor. Ama farz ediyorum bir taciz durumu var ve bunu bildirmesi gerekiyor birisini bulması gerekiyor.

ERCÜMENT TANRIVERDİ: Sizin söylediğinizden ben şunu anladım. Sizin kurallarınız var. Metroda vb. sistemlerde o güzergahları kullanan işitme engelli vatandaşların bilgi sahibi olmasını istiyorsunuz. Bir problem yaşadığı zaman nereye başvurması gerektiğini, işte orada yürümenin kuralları vs.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: O görevlinin de o dili bilmesi gerektiğini söylüyor.

ERCÜMENT TANRIVERDİ: İstasyon görevlilerine temel anlamda bir işaret dili eğitimi verilebilir. Basit bir çözüm ve faydası da olur. Sizin belli başlı kurallarınız varsa onlar işaret diliyle bir video haline getirilebilir. Sizin o tabelalarınız falan var ya monitörleriniz orada ara ara bunlar paylaşılabilir, ara ara dönebilir. İşitme engelli vatandaşın dikkatini çeker çünkü. Bakar hiçbir şey yapmazsa oturur dinler 3 dakikalık şeyi izler. He böyleymiş der, devam eder. Bunu aynı zamanda web sayfanızda da paylaşırsınız.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bunu not aldık. Başka katkıda bulunmak isteyen var mı?

GÖKÇEN ÇATLI ÖZEN: Toplumun ilgisizliği de ayrıca bir sorun.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Sorunu bir cümleyle, çözüm önerisini iki cümleyle söyler misiniz?

GÖKÇEN ÇATLI ÖZEN: Sorun toplumun ilgisizliği, çözüm farkındalık, bilgi tabelaları çoğaltılmalı. Yeniden tasarlanmalı. Bu hem engelliler için yapılmalı hem de diğer bireyler için yapılmalı. Sadece engelliler için

Page 214: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 215

farkındalık bilgi tabelaları değil.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Hangi konuda farkındalık tabelası?

GÖKÇEN ÇATLI ÖZEN: Mesela şöyle; bu asansörde, ses sistemi vardır gibi ya da insansız bir ortamda, metro hattımızda ses tabelaları görme engelli vatandaşlarımıza bilgi sunmaktadır. Mesela engelli olmayan bir bireyin o sesin özellikle niye verildiğini bilmesini beklemek de ilave bir istek. Bilmeyebilir. Mesela havalimanlarında geciken yolcular için çağrı yapılıyordu bir döneme kadar şimdi o kaldırıldı. Oysa o görme engelli ama işitme yetisi olan bir engelli için çok önemli bir yetiydi. Bazen insanlar için başları ağrıyor. İşte niye bu kadar çok anons yapılıyor. Ama şu bir farkındalıktır, görme engeli olan bir insan için o çok önemli bir yeti.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Ben çözüm olarak ne yazayım buraya?

GÖKÇEN ÇATLI ÖZEN: Farkındalık, bilgi tabelaları. Farkındalık yaratabilecek yeni tasarımlar, yeni teknolojiler hem engelliler için hem de engelli olmayanlar için çoğaltılmalı. Asansörlerde, yollarda küçük tabelalarla farkındalık yaratabilecek her türlü yeni yaşam alanları çoğaltılmalı. Çünkü engelli olmak toplum içinde yeni bir topluluktur. Yeni bir yaşam alanıdır. Bu yeni yaşam alanını kurgulamak için hem engelli hem de engelli olmayanların birlikte yeni bir kültür türetmeleri gerekiyor.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Teşekkür ediyorum, bunu da not aldım.

HATİCE VİCDAN TEKİN: Birkaç konuşmacıdan edindiğim intibadan yola çıkarak söylüyorum, özellikle işitme engellilere din hizmetinin yeterli verilmediği muhakkak. Yalnız şunu da hatırlamak lazım belki engelsizler bile uzun süre din hizmeti almakta zorlandılar. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın web sitesinin daha da güçlendirilmesi, işaret diliyle tercüme edilmiş hutbelerin zamanında oraya konulması gibi. Aynı zamanda şöyle bir sıkıntı da var. Din hizmeti veren görevlilerin de bu özel alanla ilgili formasyonunun ve donanımının

Page 215: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

216 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Yani onlara psikolojik yaklaşım açısından, sadece işaret dilini öğrenmek değil, engellilerle çalışmak, engellilere hizmet götürmek adına bu alandaki formasyonunun ve donanımının arttırılması şeklinde notlarımı aldım.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki teşekkür ediyorum.

HÜLYA TÜRK ÇATALOLUK: Bir ilave yapabilir miyim? Bu konuşmalar esnasında İETT, otobüs şoförleriyle ilgili eleştiri gelmişti. Sadece şoförler açısından değil de kamu hizmeti veren kişilere yönelik duyarlılık ve eğitimler olabilir. Bu yönde bir eğitim projelendirilebilir.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Tamam onu da yazdım.

SERHAT TABANCA: Engellilerin sosyal yaşama entegrasyonun ekonomik olarak desteklenmesi için bağlanan engelli maaşı ve engelli bakım maaşındaki üst taban ücretlerinin tamamen ortadan kaldırılması bir çok engellinin sosyal yaşama dahil olmasını desteleyecektir. Ekonomik kriterlerin tamamen ortadan kaldırılması. Yani çok zengin birinin oğlu bile olsa eğer engelli ise maaşının bağlanması gerekir diye düşünüyorum.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Şimdi engelli bireye mi diyoruz?

SERHAT TABANCA: Engelli bireye ve ona bakan aile bireyine 272 liralık ve 540 liralık tavan ücretlerin tamamen kaldırılması. Yani gelir kriterinin ortadan kaldırılması.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Şimdi hepiniz duydunuz, söylenenleri not aldım. Söylenenlerin hepsini duydunuz. Daha kapsamlı, bütünleştirici yani şöyle bir dakika düşünün başka ne söyleyebiliriz. Bunları konuştuk, bunları söyledik. Herkes birer öneri yaptı. İşte tramvay kullananlar, gelirler vs. Sosyal yaşamlarını daha iyi iyileştirmek adına sonuçta burası sosyal sorunlar masası değil mi? Yani daha olayı kavrayıcı, hani o bu kişilerin sosyal sorunlarını daha kapsamlı ufak detaylar var söyleyeceğiz. Bir düşünce egzersizi, beyin fırtınası yapalım.

Page 216: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 217

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Engelsizlerin eğitimi gibi bir program olmasını istiyorum. Engelsizlerin eğitimi. Onların bir kere bakış açısı, inisiyatifi olmadan engellilerin eğitimi mümkün değil. İşte değerli annemiz burada. Ben kendim diyor kulağını örtmek için saçlarını uzun bırakıyorum. İnanılmaz bir şey. Bence engelsizlerin de belki bir reklam kampanyası, belki sosyal bir program bakanlık projesi.

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Bununla ilgili Engelliler Müdürlüğü’nün yıllardan beri yürüttüğü “ESHA Projesi” bulunmaktadır. Toplumu bilinçlendirme yani her yıl binlerce kişiyi kurumsal olarak eğitiyoruz. Benim söylemek istediğim engellilerin özellikle bilgiye erişimi çok zor olduğu için önemli mesajların engelliler veri bankası oluşturularak, bunu işitme engelliler haritası çıkartılarak nasıl bize her yerden mesajlar geliyor, onların işaret diliyle topluca gönderileceği bir veri bankası, bilgilendirme, iletişim ağı kurulması şeklindedir.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Birincisi veri toplama açısından yazdık. Engelliler hakkında veri bankası, bilgi bankası, nüfus etütleri yapılsın dedik. Bir örnek verebilir misiniz?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Onları ilgilendirecek mesajların topluca işaret diliyle onlara aktarılacağı bir sistemin kurulması.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bir örnek verebilir misiniz?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Yani işitme engelliler ile ilgili yasal haklar konusunda bir şey çıktığında, onları doğrudan ilgilendirdiğinde, bunu o veri ağındaki işitme engellilere işaret diliyle mesaj olarak gönderilmesi.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bir veri ağı kurulsun, sosyal ağ gibi. Bunu Büyükşehir Belediyesi kapsamında mı düşünüyorsunuz?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: Bunu yani kurumsal anlamda bakanlık yapabilir. Çünkü Büyükşehir Belediyesi’nin yapacağı sadece İstanbul ile ilgili olur. Ama bunu daha kurumsal olarak bakanlık nezdinde yapılırsa daha kapsamlı olur.

Page 217: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

218 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Peki ben Bakanlık diye yazıyorum. Buyurun.

ADNAN ETÇİ: Tüm belediyelerde kadrolu işaret dili tercümanı bulundurulması zorunluluğu getirilmelidir. Bu işitme engelli yetişkinlerin mahkemelerde ya da her türlü sosyal haklarıyla ilgili yanında yeminli tercüman olarak kullanılması uygun olacaktır. Belediyelerin özellikle böyle yirmi dört saat esasında çalıştırması uygundur. Çünkü geceleri de savcılıktan bizi arıyorlar. Bu yerel yönetimler açısından hem hizmet hem de bu işitme engellilere katkı sağlayacaktır.

ERCÜMENT TANRIVERDİ: Tabi şöyle bir gerçek de var Türkiye’de. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı bir sınav yaptı. İşaret dili tercümanlığı sertifika sınavı yapıldı. Federasyon olarak bizim çok iyi bildiğimiz, belli bir eğitimden sonra belgelendirdiğimiz bir grup var. Şu anda aslında Türkiye’nin yükünü çeken bir grup, adli anlamda ya da diğer anlamlarda.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Aranızda uyuşmazlık mı var MEB ile?

ERCÜMENT TANRIVERDİ: Uyuşmazlık değil de şöyle. Az önce bir örnek verdim ya halk eğitimde 3 aylık eğitim alıp ben tercümanım diyenler var.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Şimdi şöyle bir şey denilebilir mi? Bunun için yeminli işaret dili tercümanı yetiştirme kriterleri geliştirilsin.

ERCÜMENT TANRIVERDİ: Ama bunun üniversite kapsamında olması gerekiyor. Yani bu bir belediyenin tek başına altından kalkabileceği bir şey değil. Yani bu bir üniversitede bilim dalı olmalı. Tek başına işaret dili federasyonla yapılacak bir şey değil.

TALHA BULUT: Ben de son bir şey söylemek istiyorum. Aile Bakanlığı olarak aile eğitim programları çerçevesinde, evlilik seminerleri yapıyoruz. Biruni Üniversitesi’nde engellilerde alakalı

Page 218: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 219

çalışmalarımız olacak diyorsunuz. Mesela kendini yetiştirmiş hocalarımız, profesörlerimiz bunlarla ilgili biz aile bakanlığı olarak evlilik seminerlerini belediyelerle anlaşarak, askeriyeyle anlaşarak yapıyoruz. Askerlere, polis okullarına veriyoruz bu eğitimleri. Mesela Biruni Üniversitesi’nde böyle bir şey yapsanız, askerlere, polis okullarına bu şekilde halka eğitim verilebilir, kamuda çalışanlara verilebilir. Bu önerim.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Anadolu Üniversitesi diyelim. Biruni Üniversitesi yeni kuruluyor. Ama bunun içeriğini yazar mısınız daha detaylı? Demin söylemiştim bir beyin fırtınası yapalım diye.

GÖKÇEN ÇATLI ÖZEN: İlköğretim ve liselerdeki bazı derslere, mesela din kültürü ve ahlak bilgisi olabilir, engellilikle alakalı bilgilerin yeniden revize edilmesi, eklenmesi fayda sağlar diye düşünüyorum. İlaveten bahsedildiği gibi üniversitelerde, bizim üniversitemizde mesela etik dersi zorunlu bir ders oldu. Etik dersinin kısa bir bölümünde engellilik anlatılıyor. Bu anlatım daha da 2 - 3 haftaya çıkartılırsa farkındalık ve engelli olanla engelli olmayanların buluşması çok daha sağlıklı olur. Eğitim yönüyle de desteklenmeli ilkokuldan itibaren. Çünkü çocuklar çok acımasız diyorsunuz ya hani o engelli olmayan çocuklara da çocuklar çok acımasız ama ilkokulda onlara duygusal olarak da bir şey yüklenebilirse bilgiyle birlikte, lisede devam eder. Üniversitede devam eder.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Bu o zaman kaynağı öğretmen eğitimi oluyor. Öğretmen eğitimi programlarında belki bunu söylememiz gerekir. Bir de yapılabilir bir şey önermemiz lazım değil mi? 50 yıl sonra olabilecek bir şeyi şu anda önermenin sıfır sonucu. Ama yapılabilir şey önerebilirsek bir yere varabiliriz.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Hocam demin sizinle konuştuk ya. Özel üniversiteler yapıyor. Ama Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye’de ilk defa bir okulda karma eğitim yapmasını isterim. İstanbul’un

Page 219: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

220 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Başakşehir ilçesinde işitme engelliler ve normal eğitimi alanlar aynı çatı altında, aynı koridorda, aynı havayı teneffüs edecek ve çok basit dersler alacaklar. Çok basit kelimeleri öğrenirse o çocuk hayat daha farklı bakar.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Son bir cümle eklemek isteyen var mı?

GÜLTEKİN GÜLLÜ: İşitme engellilerle ilgili bir TV kanalının kurulmasını önerebilir miyiz acaba? TRT›nin işime engellilere yönelik bir kanal açması mesela. İşaret dili üzerinden yayın yapılacak…

DİNLEYİCİ: Bir psikolog olarak belki şöyle bir öneride bulunabilirim. Engelli olmayanlar için bir müze yapılabilir. Farkındalık, empati için. Konuşulmayan, işaret dilinin kullanıldığı bir odadan ibaret olabilir. Farklı bir çalışma yapılabilir belki bununla ilgili. Tamamen işitme engellinin yaşadığını hissedebileceği bir ortam.

ERCÜMENT TANRIVERDİ: O bir proje körler için yapılmıştı biliyorsunuz. Şu anda işitme engelliler için uyarlandı. Yani projesi sunuldu. Onaylanırsa o proje geçecek. Yapılmaz ise çünkü o bir proje, Büyükşehir tarafından yapılabilir.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Deneyim kazandırma…

ERCÜMENT TANRIVERDİ: Sessizlikte Diyalog mesela adına da öyle diyebiliriz.

ADNAN ETÇİ: İşitme engelliler ve deprem konulu bir çalışma yapmıştık daha önce Ercüment Bey de katılmıştı afetlerle ilgili. Bu konular geride kaldı. Daha doğrusu pek sahiplenilmedi. İşitme engellilerin deprem ve diğer afetlerdeki durumu ile ilgili çalışmaların belediyeler tarafından desteklenmesi. Enkazın altında kaldığın sesimi duyan var mı diye bir ses duyamayacak işitme engelli. Peki ne yapacak? İşte bunun çalışılması gerekiyor. Hem yukarıdaki kurtarıcılar için hem de aşağıdaki işitme engelli için.

BEDRİ ÖMRÜUZUN: Sanki Milli Eğitim’deki okuma-yazma gibi

Page 220: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 221

çok basit bir eğitim verilebilir. Her gün periyodik olarak verilebilir.

ÜMRAN TÜFEKÇİOĞLU: Afet eğitim çalışmaları. Hepinize tekrar teşekkürler.

Page 221: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

222 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

SONUÇ BİLDİRGELERİ

TANI TEDAVİ VE TEKNOLOJİK GELİŞMELER MASASI SONUÇ BİLDİRGESİ

Page 222: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 223

1. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nda Engelli Hizmetleri

Genel Müdürlüğü ayrı bir genel müdürlük olarak kurulmalıdır.

Bu genel müdürlük İşitme Engelliler, Görme Engelliler,

Ortopedik Engelliler, Zihinsel Engelliler vb. alt birimler/

şubeler şeklinde olmalıdır.

2. İşitme engelli bireyler için ulusal bir strateji oluşturulmalı,

ulusal düzeyde bir yol haritası belirlenmeli ve işitme engelliler

veri tabanı oluşturulmalıdır.

3. Engelli bireylerin kullanımı için alt birimlere ayrılmış bir

çağrı merkezi kurulmalıdır. Bu merkezde işitme engelliler

ve yakınları için gerekli bilgilendirmeyi yapabilecek nitelikte

görevliler olmalıdır.

4. Üniversiteler ve sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler

işbirliği ile işitme taraması, cihazlandırma, rehberlik gibi

hizmetler verebilir.

5. Hastanede kişiye işitme engelli olduğunun ilk bildirildiği

andan itibaren aile danışmanlığı hizmeti verilmesi

gerekmektedir. Bu hizmet ile kişilere ilk andan itibaren

işitme engellilikle ilgili bilgilendirme ve yönlendirme desteği

verilebilecektir.

6. Çocuk ilkokula başlamadan önce, okula hazır mı testinin

uygulanması amacı ile dil testi yapılmalıdır.

7. Gürültü kirliliği için denetimler sıklaştırılmalıdır. İşitme

kayıplarının önüne geçilmesi için pamuk, kulaklık vb.

cihazların kullanılması zorunlu hale getirilmelidir.

Page 223: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

224 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

8. İşitme cihazlarındaki kısa ömürlülük önlenmelidir. İşitme

cihazlarının denetimi için bir merkez kurulmalıdır. Denetim

sürecinde cihazlarla ilgili yaşanan sorunlar konusunda

İstanbul Büyükşehir Belediyesi destek hizmeti sunabilir.

9. İşitme cihazı ve cihaz eğitimi veren kurumların denetlenmesi

ve iyileştirilmesi sağlanmalıdır.

10. İşitme cihazlarıyla ilgili üniversitelerde AR-GE çalışmaları

planlanmalıdır.

11. Bireylerin kullanmakta olduğu işitme cihazlarının testi

(kalibrasyonu) yerel yönetimler ve işitme merkezleri işbirliği

ile yapılabilir.

12. Farklı kurumların işbirliği ile estetik işitme cihazı tasarım

yarışması yapılabilir.

13. FM Mikrofon sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi

gerekmektedir. Bu sistem okullardaki sınıflara uygulanmalıdır.

14. FM sistemi ödemesi Sağlık Uygulama Tebliğ (SUT)’inde

yoktur. Ödeme kapsamına alınması hususunda Sosyal

Güvenlik Kurumu kurum başkanlığına yazı yazılması ve

mağduriyetlerin giderilmesi sağlanmalıdır.

15. İşitme merkezlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli

merkez haline getirilerek cihazların güvenliklerinin sağlıklı

bir şekilde denetlenir hale getirilmesi ve merkezlerin cihaz

satışlarında fiyat aralığının daraltılması ve hastadan alınan

fark ücretlerinin düzenlenmesi gerekmektedir.

16. TİTUBB kaydı yapılırken FDE VE ERUPAN uyumunun

cihazlarda güvenlik açısından değerlendirilmesinin yapılması

gerekmektedir.

Page 224: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 225

17. İşitme cihazları üreticilerinin cihaz pillerinin çabuk

bitmesini önlemek amacıyla güneş enerjili, yenilenebilir

(reşarj edilebilir) pil sistemini geliştirmeleri hususunda

AR-GE çalışmalarına yönlendirilmesi yapılmalıdır.

18. Alanda yetişmiş odyometrist, odyolog, dil ve konuşma

terapisti gibi meslek elemanlarının eksikliğinin giderilmesi

gerekmektedir. Odyometrist ve odyologlara işitme

engellileri doğru yönlendirme becerisi kazandırılmalıdır.

İyi ve kaliteli odyometrist ve odyologlar yetiştirmek

için İstanbul veya Türkiye genelinde lisansüstü eğitim

çalıştayı planlanmalıdır.

19. RAM (Rehberlik ve Araştırma Merkezi) yönlendirmelerinde

işitme engelliler için karar verecek odyolog ve

odyometristlerin yer alması gerekmektedir.

20. Yerel yönetimler ve üniversiteler işbirliği ile sosyal

farkındalık oluşturmak amacıyla eğitici (seminer, panel

vb.) faaliyetler düzenlenmeli, özellikle işitme engelli

bireylerin yakınlarının katılımı teşvik edilmelidir. Engelli

kişilere kitap, CD, DVD veya TV kanallarıyla rehberlik

hizmeti verilmelidir.

21. Yerel yönetimler tarafından açılan sosyal medya kanalları

(twitter, facebook, blog vb.) ile işitme engellilerin

alanda uzman odyolog, odyometrist ve ilgili sivil toplum

kuruluşlarıyla iletişime geçmesi sağlanmalı, engelli ve

yakınlarının gerekli bilgiye kolaylıkla ulaşmalarına fırsat

verilmelidir.

Page 225: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

226 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

EĞİTİM VE İSTİHDAM MASASI SONUÇ BİLDİRGESİ

Page 226: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 227

1. İşaret dili kullanımının yaygınlaştırılması gerekmektedir.

Özellikle özel eğitimdeki öğretmenlerin mutlaka işaret

dili bilmesi, işitme engelli çocuklara gereken ilgi ve

alakayı göstermesi sağlanmalıdır.

2. Okul öncesi dönemde ailelere psikolojik destek

verilmelidir. Danışmanlık ve yönlendirme hizmeti

sunulmalıdır.

3. Kaynaştırma sınıflarında öğretmenlerin ilgili ve gayretli

olmaları gerekmektedir. Eğitmenler desteklenmeli

ve motive edilmelidir. Öğretmenlerin işaret dili

bilmeleri, özel eğitim konusunda bilgilendirilmeleri ve

desteklenmeleri gerekmektedir.

4. E-okul sisteminde lise düzeyinde eğitim alan işitme

engelli öğrencinin kaynaştırma eğitimi aldığını belirten

bir açıklama/bilgi yer almamaktadır. Bu bilgi eksikliği

çocuğun eğitim sürecini ve akademik başarısını

olumsuz etkilemektedir. E-okul sisteminde bu konuyla

ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

5. İşitme engelli çocukların sosyalleşmesi için toplumsal

farkındalığın arttırılması gerekmektedir. Okullarda

bu öğrencilerin işitme engelli olmayan öğrencilerle

iletişim kurması sağlanmalıdır. Diğer okullarla işitme

engelliler okulları arasında kardeş okul uygulaması

yapılarak, okullar arasındaki etkileşim ve diyalog

geliştirilmelidir.

6. Cochlear implantlı ve cihazlı işitme engellilerin

farklı eğitimler alması gerektiği düşüncesi

değerlendirilmelidir.

Page 227: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

228 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

7. İşitme engelli çocukların özellikle ortaokul ve

lise eğitimlerindeki aksaklığın önüne geçilmesi

gerekmektedir. İşitme engelli ler okullarının sayısı

oldukça azdır. Özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirde

işitme engelli çocukların bu okullara ulaşımlarında

sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle çocukların diğer

okullara gitmesi ve burada kaynaştırma öğrencisi

olarak eğitim almaları sağlanmalıdır. Bu okullardaki

öğretmenlerin de işitme engelli öğrencilerin

eğitimlerine yönelik yeterli l iklerinin arttırı lması

gerekmektedir.

8. İşitme engelli bireylerin yeteneklerine uygun ve

istihdam alanı olan kursların açılması gerekmektedir.

Özellikle el becerileri gerektiren kursların daha

uygun olduğu görülmektedir.

9. İşitme engelli lerin genellikle vasıfsız işlerde istihdam

edildiği görülmektedir. Eğitimli ya da eğitimsiz işitme

engelli lerin bilgi ve yetenekleri dikkate alınarak

istihdam edilmeleri yönünde gerekli çalışmalar

yapılmalıdır.

10. İşverenin engelli l ik konusunda bilinçlendirilmesi,

danışmanlık ve bilgilendirme ile işitme engelli

bireyler hakkındaki olumsuz algısının değişmesi

sağlanmalıdır.

11. İş ve meslek danışmanlarının işe yerleştirme

sonrasında engelli çalışanın takibini yapması ve

gerekli durumlarda işvereni uyarmasına yönelik

çalışmalar yürütülmelidir.

Page 228: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 229

SOSYAL SORUNLAR MASASI SONUÇ BİLDİRGESİ

Page 229: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

230 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

1. Kamu ve özel sektör çalışanları engellilik konusunda eğitim

alarak bilinçlendirilmelidir. Temel kamu ve din hizmeti

sunan personeller bunların başında gelmelidir.

2. Öğretmenlere engelli çocuklarla ilgili özel eğitimler

verilmelidir.

3. İşitme engelliler için bilgi ve danışma merkezi açılması

gerekmektedir. Bu merkezde araştırma, veri toplama,

nüfus etütleri yapılmalı, engelli sorunları ile ilgili bir masaya

yer verilmelidir.

4. Anne-baba ve aile eğitimine önem verilmelidir.

5. İşitenlerin eğitilmesi ve engellilere bakış açılarının değişimi

sağlanmalı, farkındalık yaratılarak toplumun ilgisizliği,

engellilere olan negatif ayrımcılık ortadan kaldırılmalı ve

bunun için çeşitli eğitimler, seminerler düzenlenmelidir.

6. İşitme engellilere duygu bozukluğu, öğrenilmiş güçlülük

ile umutsuzluğu ortadan kaldırma gibi konularda psikolojik

destek verilmelidir.

7. İşitme engellilerin özgüven gelişimini sağlamak için sporla

rehabilitasyona önem verilmelidir.

8. Metro vb. istasyonlarda işitme engelliler için bir danışma

birimi olmalıdır. Ayrıca işitme engelliler için ulaşım

sistemleri erişilebilir yapılarak çeşitli görsel tabelalardan,

panolardan ve teknolojiden faydalanılması gerekmektedir.

9. İşitme engellileri bilgilendirecek, önemli haberleri onlara

ulaştıracak bir ağ oluşturulmalı ve bunun için de sağırlar

teknolojisinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Page 230: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 231

10. Tüm kamu kurumları ve diğer kuruluşlarda en az bir

tane kadrolu, yeminli işaret dili tercümanı bulunmalıdır.

Özellikle savcılık ve sağlık müdahaleleri için işaret dili

tercümanlarının bulunması gerekmektedir.

Page 231: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

232 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Page 232: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 233

Page 233: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

234 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Page 234: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 235

Page 235: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

236 İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU

Page 236: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

24 EYLÜL 2014 İSTANBUL 237

Page 237: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ENGELLİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Yeşilköy Mah. İstasyon Cad.

No:81 PK: 34149 Yeşilköy / Bakırköy

Tel: 0212 449 96 00 Fax: 0212 449 50 34

[email protected]

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK DAİRE BAŞKANLIĞIENGELLİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Page 238: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ENGELLİLER YAZ KAMPI Üst Giriş: Yeşilköy Mah. Halkalı Cad.

No: 69 PK: 34149 (Çiroz Halk Pazarı Arkası) Yeşilköy / BakırköyAlt Giriş: Yeşilköy Mah. Kazım Silivrili Sok.

No: 36/1 PK: 34149 Yeşilköy / BakırköyTel: 0 212 573 79 33 - 0 212 573 79 22 - 0 212 449 97 85

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

BAĞCILAR ENGELLİLER MERKEZİİnönü Mah. Şehit Yılmaz Kaan Cad.

No:82 PK: 34209 Bağcılar (Molla Gürani Parkı Yanı)Tel: : 0 212 449 96 83 0212 449 97 46 0212 449 97 18

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 239: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

BAYRAMPAŞA ENGELLİLER MERKEZİ

Muratpaşa Mah. Rami Kışla Cad.

No:161 PK: 34040 Bayrampaşa

(Topçular Haseki Polikliniği Yanı)

Tel: 0 212 449 97 13 – 0 212 449 96 97

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

BEYLİKDÜZÜ ENGELLİLER MERKEZİ

Büyükşehir Mah. Atatürk Bul. No: 30 Beylikdüzü

(Beylikdüzü Kültür Merkezi Karşısı)

Tel: 0 212 873 47 33

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 240: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

BEYOĞLU ENGELLİLER MERKEZİ

Hacı Mimi Mah. Karabaş Mektebi Sok.

No:24 PK: 34425 Tophane/Beyoğlu

Tel: 0 212 449 96 24 - 0 212 449 97 51

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

BÜYÜKÇEKMECE ENGELLİLER MERKEZİ

Dizdariye Mah. Enver Paşa Cad.

Özcan İş Merkezi No: 24 Büyükçekmece

(Büyükçekmece Kaymakamlığı Karşısı)

Tel: 0 212 449 96 87 – 0 212 449 97 62

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 241: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ESENLER ENGELLİLER MERKEZİ

Nine Hatun Mah. İnönü Cad.

No:17/3 Dörtyol Meydanı / Esenler

Tel: 0 212 449 97 38 – 0 212 449 96 84

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

FATİH OTİZM MERKEZİ

Karagümrük Mah. Zeynel Ağa Sok.

No:14 PK: 34091 Fatih (Fatih Mimar Sinan Stadı Üstü)

Tel: 0 212 449 96 59 – 0 212 449 97 32

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 242: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

GAZİOSMANPAŞA ENGELLİLER MERKEZİ

Merkez Mah. Cumhuriyet Meydanı No:20 Gaziosmanpaşa

(Gaziosmanpaşa Belediyesi Nikah Salonu Arkası)

Tel: 0 212 449 97 34 – 0 212 449 96 86

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

KAĞITHANE ENGELLİLER MERKEZİ

Talatpaşa Mah. Çelebi Cad. No:51

(Talatpaşa Semt Konağı) PK:34400 Kağıthane

Tel: 0 212 449 96 81 – 0 212 449 97 41

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 243: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

KÜÇÜKÇEKMECE ENGELLİLER MERKEZİ

Tevfikbey Mah. Halkalı Cad.

No:148 PK: 34303 Küçükçekmece

Tel: 0 212 449 96 95 – 0 212 449 96 85

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 244: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

SİLİVRİ ENGELLİLER MERKEZİ

Yeni Mah. Nedim Beyazgül Sok.

No: 9/A Silivri (Silivri Devlet Hastanesi Acil Karşısı)

Tel: 0 212 449 97 63 - 0 212 449 97 04

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

SULTANGAZİ ENGELLİLER MERKEZİ

Esentepe Mah. C1 Cad. NO:2 Sultangazi / İSTANBUL

(Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi)

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 245: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ŞÜKRÜ SÜRMEN BAĞIMSIZ YAŞAM AKADEMİSİ Yeşilköy Mah. Halkalı Cad. No: 69 PK: 34149 (Çiroz Halk Pazarı Arkası) Yeşilköy / Bakırköy

Tel: 0 212 449 96 62 Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

YEDİKULE ENGELLİLER MERKEZİYedikule Mah. İlyas Bey Cad. Mahzen Sok.

No:14 PK: 34083 Yedikule /FatihTel: 0 212 449 96 16 – 0 212 449 97 82

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 246: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

BAHÇELİEVLER ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSU

Şirinevler Mah. Barbaros Cad.

No: 9 Bahçelievler (Bahçelievler Belediye Binası)

Tel: 0 212 484 38 00 – 2461- 2463

Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

AVRUPA YAKASI İRTİBAT BÜROSU İLETİŞİM BİLGİLERİ

Page 247: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

EYÜP ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSU Düğmeciler Mah. Düğmeciler Cad.

No:19 Eyüp (Eyüp Belediyesi Sosyal Koordinasyon Merkezi)Tel: 0 212 615 11 90 Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

KAĞITHANE ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUÇağlayan Mah. Cendere Cad.

No: 8 Kağıthane (Kağıthane Kaymakamlık Binası)Tel: 0 212 294 07 15Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 248: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ŞİŞLİ ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUMerkez Mah. Darülaceze Cad. No: 4 Şişli

(Şişli Kaymakamlığı Afet Yönetim Merkezi Binası) Tel: 0 212 320 99 54 Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

ZEYTİNBURNU ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUBeştelsiz Mah. Muammer Aksoy Cad.

No:30 Zeytinburnu (Zeytinburnu Belediyesi AKDEM Binası)Tel: 0 212 416 95 95 - 0 212 664 70 87 -88

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 249: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

BEYKOZ ENGELLİLER MERKEZİ Rüzgarlıbahçe Mah. Şehit Ömer Balıkçı Sok.

No:1 PK: 34820 Beykoz (Beykoz Belediyesi Hizmet Binası) Tel: 0216 586 56 62 - 0 212 449 96 89

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

ANADOLU YAKASIİLETİŞİM BİLGİLERİ

Page 250: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ÇEKMEKÖY ENGELLİLER MERKEZİMehmet Akif Mah. Akasya Sok.

No:34 Çekmeköy (Çekmeköy Belediyesi Mehmet Akif Kültür Merkezi)

Tel: 0 216 640 41 94 - 0 216 586 56 63Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

KADIKÖY ENGELLİLER MERKEZİKozyatağı Mah. Çardak Sok.(Güven Sok.) No: 7 Kadıköy

Tel: 0 216 586 56 25 - 0 212 449 96 45 - 0 212 449 97 45 Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 251: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

KADIKÖY OKUL ÖNCESİ OTİZM MERKEZİKozyatağı Mah. Çardak Sok.

(Güven Sok.) No: 7 Kat: 4 KadıköyTel: 0 212 449 97 72 - 0 212 449 97 16

Fax: 0 212 449 50 34

MALTEPE ENGELLİLER MERKEZİCevizli Mah. Bağdat Cad. No: 436 Kat: 2 Maltepe

Tel: 0 216 586 56 65 - 0 212 449 97 26Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 252: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

SULTANBEYLİ ENGELLİLER MERKEZİMimar Sinan Mah. Özgürlük Cad.

No:17/1 SultanbeyliTel: 0 216 586 56 69 - 0 212 449 97 06

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

SANCAKTEPE ENGELLİLER MERKEZİAbdurrahman Gazi Mah. Hızırbey Cad.

No:3 Yenidoğan/SancaktepeTel:0 216 586 56 66 - 0 212 449 96 98

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 253: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ŞİLE ENGELLİLER MERKEZİBalibey Mah. 23 Nisan Cad. Öğretmen Sok.

No: 1 Şile (75. Yıl Ortaokulu Bahçesi) Tel: 0 216 704 26 53Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

TUZLA ENGELLİLER MERKEZİCami Mah. İstasyon Cad. Dr.Alalattin Yavaşça Sok. No:12 Tuzla

Tel: 0 216 586 56 67 - 0 212 449 96 94Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

ÜMRANİYE ENGELLİLER MERKEZİ Fatih Sultan Mehmet Mah. Alemdağ Cad.

No:217 Tepeüstü - Çakmak Yolu / Ümraniye(İBB Kapalı Yüzme Havuzu Yanı)

Tel: 0 216 586 56 68 – 0 212 449 96 82Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

Page 254: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

ANADOLU YAKASIİRTİBAT BÜROSU İLETİŞİM BİLGİLERİ

BEYKOZ ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUGümüşsuyu Mah. Kelle İbrahim Cad.

No:43 Beykoz (Beykoz Belediye Binası)Tel: 0 216 444 66 61/ Dahili:8740

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 255: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

KARTAL ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUKordonboyu Mah. Ankara Cad. No: 142 Kartal

(İBB Bülent Ecevit Kültür Merkezi)Tel: 0 216 586 56 64 - 0 216 353 00 21

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

PENDİK ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUBatı Mah. 1. Gezi Boyu Cad. No: 64 Pendik

(Pendik Belediyesi Engelliler Koordinasyon Merkezi)Tel: 0 216 585 11 00 / Dahili:3052

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 256: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

SULTANBEYLİ ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUAbdurrahman Gazi Mah. Belediye Cad. No: 4 Sultanbeyli

(Sultanbeyli Kaymakamlığı Giriş Katı) Tel: 0 216 419 35 41Fax: 0 212 449 50 34

[email protected]

ÜSKÜDAR ENGELLİLER İRTİBAT BÜROSUSelamiali Mah. Cumhuriyet Cad. No: 48 Üsküdar

(Üsküdar Belediyesi Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi)Tel: 0 216 391 88 63 / Dahili:127

Fax: 0 212 449 50 [email protected]

Page 257: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül

: Kübra Yücel Yönlü, Sevcan Hallaç

: Emine İstif

: Mehmet Kurt, Selahattin Yalçın

: Merve Nur Oktar, Hilal Büşra Yazıcı, Nuray Karaçeper, Ali Bayram Ün, Berrin Coşkun, Abdullah Şeker

: Nurullah Yücel, İlhan Çöpoğlu, Aysun Gülbayraktar, İslam Yeşilbayrak, Özgen Turna

Organizasyon Ekibi

Raportörler

Yayın Editörleri

Grafik Tasarım

Fotoğraflar

Page 258: İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI · 10 JJKJJKJJJNLLMNM ÇALIŞTAY PROGRAMI İŞİTME ENGELLİLER İÇİN GELECEĞİ PLANLAMA ÇALIŞTAYI TARİH 24 Eylül