487
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DİLBİLİM (TÜRKÇENİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ) ANABİLİM DALI TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN GAZETELERİN İNCELENMESİ (CUMHURİYET, HÜRRİYET, SABAH) Yüksek Lisans Tezi Sevil HASIRCI Ankara-2008

TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DİLBİLİM (TÜRKÇENİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ)

ANABİLİM DALI

TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN GAZETELERİN İNCELENMESİ

(CUMHURİYET, HÜRRİYET, SABAH)

Yüksek Lisans Tezi

Sevil HASIRCI

Ankara-2008

Page 2: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DİLBİLİM (TÜRKÇENİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİ)

ANABİLİM DALI

TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN GAZETELERİN İNCELENMESİ

(CUMHURİYET, HÜRRİYET, SABAH)

Yüksek Lisans Tezi

Sevil HASIRCI

Tez Danışmanı

Prof.Dr.Cahit KAVCAR

Ankara-2008

Page 3: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)
Page 4: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)
Page 5: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

i

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ………………………………………………………………………….......v TEZDE KULLANILAN KISALTMALAR………..……………………………….vii

GİRİŞ

1. Problem ……………………………………………………………………………1

2. Amaç……………………………………………………………………………….6

3. Önem…………………………………………………………………………….....7

4. Sayıltılar……………………………………………………………………………8

5. Sınırlılıklar…………………………………………………………………………8

6.Tanımlar…………………………………………………………………………….9

7. Yöntem…………………………………………………………………………....10

7.1 Araştırmanın Modeli…………………………………………………….10

7.2 Evren ve Örneklem……………………………………………………...11

7.3 Verilerin Toplanması……………………………………………………11

7.4 Verilerin Çözümlenmesi………………………………………………...11

BÖLÜM I

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

1.1 Sözvarlığı Nedir?.................................................................................13

1.2 Sözvarlığının İçerdiği Ögeler …………………………….................15

1.2.1 Temel Sözvarlığı…………………………………………….15

1.2.2 Deyimler…………………………………………………......17

1.2.3 İkilemeler…………………………………………………….20

Page 6: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

ii

1.2.4 Kalıp (İlişki) Sözler ………………………………………....22

1.2.5 Atasözleri…………………………………………………. ...25

1.2.6 Terimler……………………………………………………...28

1.2.7 Kalıplaşmış Sözler.…………………………………………..30

1.2.8 Çeviri Sözcükler……………………………………………..30

1.2.9 Yabancı Sözcükler…………………………………………...31

1.3 Konuyla İlgili Çalışmalar……………………………………………….32

BÖLÜM II

TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK VE İNCELENEN GAZETELER

2.1 Türkiye’de Gazeteciliğe Kısa Bir Bakış………………………………...36

2.2 İncelenen Gazeteler……………………………………………………...37

2.2.1 Cumhuriyet Gazetesi…………………………………………..37

2.2.2 Hürriyet Gazetesi……………………………………………...39

2.2.3 Sabah Gazetesi………………………………………………..40

BÖLÜM III

GAZETELERİN İNCELENMESİ

3.1 TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN

3.1.1 Deyimler……………………………………………………….41

3.1.2 İkilemeler…………………………………………………….203

31.3 Kalıp Sözler…………………………………………………...261

3.1.4 Atasözleri…………………………………………………….272

3.1.5 Terimler………………………………………………………275

Page 7: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

iii

3.1.6 Kalıplaşmış Sözler……………………………………………298

3.2 GAZETELERDEKİ SÖZCÜKLERİN KAYNAĞI AÇISINDAN…….299

3.2.1 Cumhuriyet Gazetesi

3.2.1.1 Türkçe Kökenli Ögeler……………………………..300

3.2.1.2 Yabancı Kökenli Ögeler…………………................318

3.2.1.3 Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler ……………326

3.2.2 Hürriyet Gazetesi

3.2.2.1 Türkçe Kökenli Ögeler…………………………….332

3.2.2.2 Yabancı Kökenli Ögeler…………………................347

3.2.2.3 Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler ……………356

3.2.3 Sabah Gazetesi

3.2.3.1 Türkçe Kökenli Ögeler……………………………361

3.2.3.2 Yabancı Kökenli Ögeler…………………...............376

3.2.3.3 Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler ……………384

3.3 TÜRK DİL KURUMU’NUN “TÜRKÇE SÖZLÜK”ÜNDE YER

ALMAYAN SÖZ DEĞERLERİ…………………………………………………..389

3.4 ÖMER ASIM AKSOY’UN “DEYİMLER SÖZLÜĞÜ”NDE YER

ALMAYAN DEYİMLER………………………………………………………....405

Page 8: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

iv

BÖLÜM IV

GENEL DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİLER

4.1 GENEL DEĞERLENDİRME

4.1.1 Türkçenin Sözvarlığı Açısından Gazetelerin Değerlendirilmesi 442

4.1.1.1 Deyimler……………………………………………443

4.1.1.2 İkilemeler…………………………………………...447

4.1.1.3 Kalıp Sözler………………………………………...448

4.1.1.4 Atasözleri…………………………………………...449

4.1.1.5 Terimler…………………………………………….450

4.1.1.6 Kalıplaşmış Sözler………………………………….451

4.1.2 Sözcük Kökeni Açısından Gazetelerin Değerlendirilmesi…...451

4.1.3 Türk Dil Kurumu’nun “Türkçe Sözlük”ünde Yer Almayan

Söz Değerleri Açısından Değerlendirilmesi……………………………….461

4.1.4 Ömer Asım Aksoy’un “Deyimler Sözlüğü”nde Yer Almayan

Deyimler Açısından Değerlendirilmesi……………………………………462

4.2 SONUÇ VE ÖNERİLER……………………………………………..463

KAYNAKÇA……………………………………………………………...468

Web Adresleri……………………………………………………...473

ÖZET……………………………………………………………………...474

ABSTRACT……………………………………………………………….475

Page 9: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

v

ÖNSÖZ

Okula ilk başladığımızda, gördüğümüz her yazıyı okuma isteği içerisinde

olur, elimize geçen gazete parçasını heceleyerek okumaya çalışır, başardığımızda da

mutlu oluruz.

O yaşlarda hissettiğimiz gazete kokusu, yaşamımızın her anına yayılır. Çünkü

o, evimize ekmekle beraber giren bir haber taşıyıcısıdır. Bu haberleri yaşamımızın

bir parçası hâline getiren ise onun dilidir. Bundan dolayı gazetelerin dili incelenmiş

ve etkili anlatımında rol oynayan dilsel ögeler olan sözvarlığı ögeleri ele alınmıştır.

Bu çalışmanın, gazete metinlerini gerek sözcük kökeni gerekse sözvarlığı

açısından ortaya koyarak günlük yaşamımızdaki dilsel kullanımın belirlenmesinde

katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Araştırmanın birinci bölümünde sözvarlığı kavramı tanıtılarak sözvarlığı

ögelerine yer verilmiştir. İkinci bölümünde, incelenen üç gazete olan Cumhuriyet,

Hürriyet ve Sabah gazeteleri ile ilgili kısaca bilgi verilmiştir. Araştırmanın üçüncü

bölümü, dört başlık adı altında ele alınmış, ilk başlıkta gazete metinleri içerisinde yer

alan sözvarlığı ögeleri abecesel sırayla verilmiştir. Yinelenen ögeler ise, sayfa sayısı

ve sıklıklarına göre belirtilmiştir. Ögenin ilk olarak geçtiği tümce, örnek kullanım

olarak gösterilmiştir. İkinci başlıkta, her bir gazetenin metninde geçen sözlüksel

birimler, “Türkçe Kökenli Ögeler”, “Yabancı Kökenli Ögeler”, “Türkçeleşmiş

Yabancı Kökenli Ögeler” adı altında abecesel sırayla, sıklıkları göz önünde

bulundurularak ele alınmıştır. Üçüncü başlıkta Türk Dil Kurumu’nun 2005 yılı basılı

sözlüğünde yer almayan sözlüksel birimlere, dördüncü başlıkta ise Ömer Asım

Aksoy’un “Deyimler Sözlüğü”nde yer almayan ögelere yer verilmiştir. Dördüncü

Page 10: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

vi

bölümde genel değerlendirme yapılarak sonuç ve öneriler dile getirlmiş, gazete

dilinin etkileyici, vurgulu ve merak uyandırıcı anlatımında sözvarlığı ögelerinin

önemli bir işlevi olduğu saptanmıştır.

Araştırmanın ilk adımından sonuna kadar bana hep destek olan, zamanını

benden esirgemeyen, sabrı, hoşgörüsü, babacanlığıyla beni her zaman sevgi dolu

karşılayan, değerli hocam, tez danışmanım Prof.Dr.Cahit KAVCAR’a, yüksek

lisansım süresince benden desteğini esirgemeyen Prof.Dr.Önder GÖÇGÜN’e,

eleştirileri ve düşünceleri ile yol gösteren Doç.Dr.Nurettin ÖZTÜRK’e, her sıkıntılı

anımı paylaşan Arş.Gör.Yasemin ASLAN’a teşekkürlerimi bir borç bilirim.

Ayrıca değerli annem-babam Nuray-Mustafa HASIRCI’ya, ablalarım Feride

ATASEVEN ile Sibel ÖLÇER’e, teyzem Tülay KORUK’a beni hiçbir zaman

yalnız, çaresiz ve umutsuz bırakmadıkları için çok teşekkür ederim.

Sevil HASIRCI, Mayıs 2008

Page 11: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

vii

TEZDE KULLANILAN KISALTMALAR

a) Diller

Alm.:Almanca

Ar. : Arapça

Bulg.: Bulgarca

Çin.: Çince

Erm.: Ermenice

Far.: Farsça

Fr.: Fransızca

İng.: İngilizce

Mac.:Macarca

Moğ.:Moğolca

İtal.: İtalyanca

Kür.: Kürtçe

Lat.: Latince

Rume.:Rumence

Rus.:Rusça

Soğd.: Soğdça

Tr.: Türkçe

Yun.: Yunanca

Page 12: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

viii

b) Diğer İsimler

A.P: Ali Püsküllüoğlu

H.E: Hasan Eren

K.D.A: Konuşan Deyimler ve Atasözleri

M.B.T.S : Misalli Büyük Türkçe Sözlük

M.H: Mehmet Hengirmen

M.N.Ö: Mustafa Nihat Özön

N.E: Neşe Emecan

Ö.A.A:Ömer Asım Aksoy

S.N: Sevan Nişanyan

TDK: Türk Dil Kurumu

T.DE.SZ: Türkçe Deyimler Sözlüğü

Cum.: Cumhuriyet

Hür.: Hürriyet

Sab.:Sabah

Şub.:Şubat

(a.): Atasözü

(d.): Deyim

(i.): İkileme

(k.s): Kalıp Söz

(t.): Terim

Page 13: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

1

GİRİŞ

1. PROBLEM

Bu araştırmanın konusu; Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin 2007

yılı Şubat ayında çıkan sayılarını inceleyerek yazılı basının Türkçe kökenli sözlüksel

birimleri ne oranda kullandığı ve sözvarlığının içerdiği atasözleri, deyimler, kalıp

sözler, terimler, ikilemeler gibi temel ögelerden ne kadar yararlandığı sorularına

yanıt aramaktır.

Yüzyıllardır insanları hayvanlardan ayıran temel özelliklerin neler olduğu

tartışılmış ve bu özellikler arasında bulunan düşünme ve konuşma yeteneklerinin

öncelikli olduğu sonucuna varılmıştır. Düşündüğünü konuşmayla yansıtan insan, dili

sayesinde toplumsallığını kazanmış ve bu da insanı, iletişimin temel etkeni olan dilin

ne olduğu konusuna yönlendirmiştir.

Dilin ne olduğu ve nasıl tanımlanacağı konusunda pek çok görüş ortaya

konulmuştur. Tanrı tarafından hazır olarak sunulan bir mucize mi, doğadaki seslerin

öykünmesi mi, akılla var olan bir ürün mü derken dilin; insanı, insan yapan etken

olduğu anlaşılmış, dili bir yandan anlamaya çalışırken bir yandan da çeşitli

yönleriyle tanımlama yoluna gidilmiştir.

İnsanın yürümesi kadar doğal olan dil, “Düşünce, duygu ve isteklerin, bir

toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak

başkalarına aktarılmasını sağlayan çok yönlü, çok gelişmiş bir dizgedir ” (Aksan,

2003b, c. 1, s. 55).

Page 14: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

2

Dil yetisinin toplumsal, uzlaşımsal bir ürünü ve göstergeler dizgesi

(Saussure,1998) olan dil, J.V.Vendryes’e göre; insanın gereksinimlerine göre

kurduğu ve geliştirdiği toplumsal bir kurumdur (Vendryes,2001:14).

Dilin niteliklerini belli başlıklar altında toplayan Doğan Günay’a göre;

1- Dil, belli bir grup içinde konuşulur, yani tek bir kişiye ait dil yoktur. Bu da

dil denen olgunun kurallarını, birden çok kişinin bilmesi demektir.

2-Dil, iletişim amacıyla vardır. İletişim kavramının tanımı dikkate alındığında

iletişim içindeki insanların sayısı milyonları bulmaktadır.

3-Dil, toplumsal bir olgudur.

4- Dil, bir kavram ya da anlamsal bir içerikle ( gösterilen), bir sessel imgeden

oluşan (gösteren), gösterge dediğimiz saymaca ve uzlaşımsal nesnelerin kullanıldığı

bir dizgedir. Yukarıda verilen tanımlar dilin daha çok kimler tarafından

oluşturulduğu ve nasıl konuşulduğu yönündeki açıklamaları içermektedir. Son

tanımlamada ise, dilin kendi iç yapısı açıklanmaktadır.

5- Kendisi olmadığı halde kendisi yerine kullanılan göstergeler dizgesi dili

oluşturur. İşte bu özellik de dilin kolay bir iletişim aracı olmasını sağlar (Günay,

2004:13-14).

Bu tanım ve nitelemelerin yanı sıra dil, bir düşünme aracıdır ve insanın

düşüncelerinin açığa çıkmasında bir kanal vazifesi görür.

Dili kültürel boyutuyla ele alarak dil felsefesini kuran Wilhelm von

Humboldt’a göre dil, aslında düşüncenin gerçekleşmesidir. Dilin asıl olan yanı,

düşüncenin kendini bir gerçekleştirme koşulu olmasıdır (Akarsu, 1998: 38).

Page 15: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

3

İletişimin ve düşünmenin aracı olan dil, belli kurallar çerçevesinde değişen ve

gelişen doğal bir varlık olmakla birlikte toplumsal birliği de sağlayan bir uzlaşma

noktasıdır .

Bir ulusun dilinden o ulusun kültürüne ulaşılabileceğini, kültürle dilin

karşılıklı etkilenmelerinin o dilin dünya tablosuna yansıyacağını belirten Humboldt,

“Ulusun dili ruhudur; ruhu da dili” (Akarsu,1998) derken Mario Pei, “The Story of

Language” (1978) adlı yapıtında, dil tüm insan paylaşımcılığının temelidir,onsuz

uygarlık olanaksızdır, dil bir insan topluluğunun hem aracı hem de ürünüdür,der

(Akt.Ve. Kılıç, 2002:40).

Dil, yalnızca toplumun kültürünü yansıtmakla yetinmez, o toplum içerisinde

birlik ve beraberliği de sağlar. Aynı dili konuşan toplum içerisindeki bireylerin

arasında sevgi, saygı, birliktelik duygularını pekiştirir. Dil, bir ülke bütünlüğünün

bayrak gibi simgesi olma özeliğini taşır.

Dil aynı zamanda bir ulusun yarattığı ve benimsediği değerleri, tarih boyunca

geçirdiği değişme ve gelişmeleri de yansıtır. Aksan (2003b, c. 1, s. 65) ’ a göre, bir

ulusun yaşayış biçimi, inançları, gelenekleri, dünya görüşü, çeşitli nitelikleri ve hatta

tarih boyunca bu toplumda meydana gelen çeşitli olaylar üzerinde hiçbir bilgimiz

olmasa bile yalnızca dilbilim incelemeleriyle bu dilin sözvarlığının, söz hazinesinin

derinliğine inerek bütün bu konularda çok değerli bilgiler ve güvenilir ipuçları

edinebiliriz.

Dilbilimin bu bilgileri ve ipuçlarını edinmemizi sağlayan dalı ise

sözcükbilimdir.

Sözcükbilim, bir dildeki sözlüksel birimleri, başka bir deyişle,

anlambirimlerin sözlükbirim niteliği taşıyanlarıyla, dilbilgisel olmayan ve

Page 16: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

4

sözlükbirimler gibi işlem gören çeşitli birleşimleri dilbilim yöntemleriyle inceleyen,

bu arada sözlük yapımının kuramsal sorunlarını da ele alan bir dilbilim dalıdır

(Kıran,2002:236).

Sözcükbilimcilerin bir dilin sözvarlığına ilişkin bilmek istedikleri temel

konular şunlardır:

1. Bir dilin sözvarlığının güncel veya geçmişteki durumu.

2. Dilde yeni sözcükler, yeni anlatımlar, sözcük oluşum süreçlerinin

üretkenliği.

3. Yeni bir sözcüğün tutunma derecesi, kullanım yaygınlığı ve sıklığı.

4. Belirli bir toplumsal grup, yaş grubu, alt kültür veya meslek tarafından

kullanılan kısıtlı sözvarlıkları.

5. Sözcüklerin kökeni, tarihi, doğuşu, ölümü.

6. Sözcüklerin anlamları, sözlüksel çerçeveleri, girdikleri dilbilgisel yapılar,

kısıtlandıkları durumsal bağlamlar veya tipik olarak göründükleri bağlamlar (www.

linguistics. humanity. ankara. edu. tr, 2006).

XX. yüzyılda Saussure’den başlayarak dilbilimde dizge anlayışının

yerleşmesinden sonra öteki alanlarda olduğu gibi sözcükbilimde de yapısalcılık

etkisini göstermiştir (Aksan, 2003b, c. 3, s. 13).

Bu etkinin yanı sıra sözcükleri ve sözvarlığının öteki ögelerini teker teker

incelemek, bir toplumun kültürü, yaşamı ve tarihi konusunda önemli ipuçları

sağlamaktadır. Çünkü sözcükbilimin araştırma konusu olan sözvarlığı, aynı zamanda

bir dilin kimlik kartıdır. Sözvarlığı içinde yer alan her bir öge, o dile ait bir niteliği

ortaya çıkarır.

Page 17: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

5

Bir toplumun yaşam biçimi, teknik, bilimsel, kültürel, siyasal değişimleri

diline yansır ve bu da sözvarlığının incelenmesiyle ortaya çıkar. Çünkü sözvarlığı

dilin her bir döneminden bir motif sunar.

Bir dilin sözvarlığı gerçekte iki bölümde incelenebilir:

a- Tarihsel sözvarlığı

b- Kullanımdaki (güncel) sözvarlığı (Çotuksöken, 2002: 34)

Dilin güncel sözvarlığını ortaya koyabilmek için yararlanabilecek en iyi yazılı

belge, gazetedir. Çünkü gazeteler, yazıldığı dönemdeki olayları anlatmakla kalmaz, o

dönemin dil kullanımına tanıklık etmemizi sağlar. 2007 yılı gazetelerini incelemek,

hem yazılı basın dilinin hem de günümüzdeki dil kullanımının nasıl olduğunu

görmemizi sağlayacaktır.

Gazete dili, herhangi bir yazılı metindeki dilden farklıdır. Çünkü bir edebî

eserin dili, yazarının bireysel kullanımını; gazete dili ise dönemin dil kullanımını

yansıtır. Edebî eserde bir yazara ait dilsel kullanım, gazetede birden çok yazara ait

bir dilsel kullanım söz konusudur. Her bir metin (siyaset, ekonomi, spor,

magazin,…) ayrı bir yazar tarafından ele alınırken gazete metinlerinin aralarında bir

dilsel bütünlük olması gerekir. Bu yüzden gazete dili genellik niteliği taşır.

Gazetelerde, haberi hızlı ve etkileyici bir yolla iletmek amacında olan gazete

yazarı, metin başlığıyla okuyucunun ilgisini çeker. Metin içerisinde de bu ilgiyi

sürdürebilmek, olayın dikkat çekici yönlerini vurgulamak için sözvarlığı ögelerinden

yararlanır.

Page 18: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

6

Bu çalışmayla, gazetelerin sözvarlığından yararlanma oranı ortaya konmaya

çalışılacaktır. Böylece gün içerisinde yaşanılan olayları etkileyici bir sunuşla gözler

önüne seren gazetelerdeki sözvarlığı etkeni belirlenecektir.

Problem tümcesi:

Türkçenin sözvarlığı açısından incelendiğinde, örneklem alınan günlük

gazetelerde nasıl bir görünüm ortaya çıkmaktadır?

Alt problemler:

1. Gazeteler, sözvarlığının temel ögeleri olan atasözleri, deyimler, ikilemeler,

kalıp sözler ve terimlerden ne kadar yararlanmaktadır?

2. Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerindeki Türkçe kökenli, Yabancı

kökenli ve Yabancı kökenli olup Türkçeleştirilmeye çalışılmış sözlüksel birimlerin

kullanım oranı nedir?

3. TDK’nin “Türkçe Sözlük”ünde yer almayan ama gazete metinlerinde

karşılaşılan sözlüksel birim var mıdır?

2. AMAÇ

Bu araştırmanın iki amacı vardır:

1. Türkçenin sözvarlığı açısından Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerini

incelemek. Bu çerçevede araştırmanın kapsamını oluşturan gazetelerdeki tüm haber

metinleri incelenerek gazetelerin sözvarlığına ulaşılmaya çalışılmıştır.

2. Gazetelerdeki, yerli ve yabancı dilsel ögelerin kullanımını belirlemek. Bu

amaçla gazetedeki metinlerin her bir ögesi, “Türkçe Kökenli Ögeler”, “Yabancı

Page 19: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

7

Kökenli Ögeler” ve “Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler ” adlı sınıflandırmaya

göre abecesel bir biçimde sıralanmıştır. Böylece günümüz yazılı basınının anadili

kullanımı yüzdelik oranlarla belirlenmeye çalışılmıştır.

3. ÖNEM

Gazeteler, dönemin siyasal, sosyal, ekonomik, teknik… her türlü özelliğini en

iyi yansıtan yazılı belgelerden birisidir. Bu açıdan, ister art zamanlı ister eş zamanlı

olsun, belirlenen dönemin diliyle ilgili yapılacak herhangi bir çalışmada gazeteler

önemli bir rol oynarlar.

Aksan (2005c:132)’a göre gazete haber dili, gazetelerin yayımlandığı

dönemdeki dil kullanımını yansıtmaktadır. Yerli ve yabancı sözcüklerin oranının

saptanması, eğer derinliğine girişilirse, kullanım sıklıklarının belirlenmesi

bakımından bu metinler sağlam veriler oluşturmaktadır.

Romanlar, öyküler, bilimsel yapıtlar, gazetelerdeki köşe yazıları genel olarak

yazarlarının dil konusundaki kişisel tutumlarını yansıttığı için, bunların yerine gazete

haber dili, halka seslenen, ortak dil kullanımını gösteren metinler olarak yazılan dilin

özelliklerini daha belirgin biçimde göstermesi nedeniyle bu çalışmalar

yeğlenmektedir (Aksan, 2007:167).

Sözvarlığı açısından yapılacak bu çalışmayla gazetelerde hem Türkçe ve

yabancı kökenli sözlüksel birimlerin kullanım oranı; hem de deyim, atasözü, ikileme,

kalıp söz, terim gibi sözvarlığının içerdiği temel ögelerden ne kadar yararlanıldığı

belirlenecektir.

Page 20: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

8

Gazetelerde, deyim, ikileme, kalıp söz, terim, atasözü, kalıplaşmış söz gibi

sözvarlığın temel ögelerinin ne oranda kullanıldığının belirlendiği bu ilk çalışmayla,

gazetelerin dil kullanımı üzerine çalışma yapacak araştırmacılara katkı sağlanacağı

umulmaktadır. Çünkü gazete dili ile ilgili daha önceki yapılan çalışmalarda

gazetelerin Türkçe kökenli veya yabancı kökenli sözcük kullanma oranı üzerinde

durulmuştur. Bu çalışma sadece sözcüklerle sınırlı kalmamış, sözvarlığının diğer

ögeleri açısından da gazeteleri ele almıştır.

4. SAYILTILAR

Araştırmada şu sayıltıları öne sürmek mümkündür:

1. Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazeteleri, yazılı basının günümüzde

Türkçe kökenli ögeleri ne oranda kullandığını ortaya koyma açısından yeterlidir.

2. Bu üç gazeteden yola çıkarak gazetelerin, Türkçenin sözvarlığının temel

ögelerinden (deyimler, atasözleri, ikilemeler, kalıp sözler, terimler vb. ) hangisini

daha çok kullandığını belirlemek olasıdır.

3. Gazetelerdeki her bir sözlüksel birimin incelenmesiyle TDK Türkçe

Sözlük’ünde yer almayan ögelere ulaşılabilir.

5. SINIRLILIKLAR

Bu araştırma;

1. Gazetelerin bir aylık ( Şubat 2007) sayılarının ilk sayfalarındaki haber

metinleri ve onların arka sayfalardaki devamı ile,

Page 21: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

9

2. Sözcük kökeni açısından incelemede ise gazetelerin 3 günlük sayıları ile,

3. Metinlerde yer alan özel adlar, unvanlar ve kuruluş adlarının inceleme dışı

bırakılması ile sınırlı tutulmuştur.

6. TANIMLAR

Sözcükbilim (Leksikoloji) :Dilin sözvarlığını, yani sözcüklerini, türetmede

görev alan biçimbirimlerini, bileşik sözcük, deyim, atasözü, kalıplaşmış söz gibi

ögelerini inceleyen, bu ögelerin kökenlerini, oluşumlarını araştırarak biçim ve anlam

açısından gelişmelerini saptayan bir dilbilim dalıdır. (Aksan, 2003b, c. 3, s. 13)

Sözvarlığı: Bir dilin sözvarlığı denince, yalnızca o dilin sözcükleri değil,

deyimlerin, kalıp sözlerin, atasözlerinin, terimlerinin ve çeşitli anlatım kalıplarının

oluşturduğu bütün anlaşılır. Sözvarlığı yalnızca bir dilde birtakım seslerin bir araya

gelmesiyle kurulmuş simgeler, kodlar ya da dilbilimdeki terimiyle göstergeler olarak

değil, aynı zamanda o dili konuşan toplumun kavramlar dünyası, maddi ve manevi

kültürün yansıtıcısı, dünya görüşünün bir kesiti olarak düşünülmelidir. (Aksan,

2000:7 )

Sözcük:Bağımsız biçimbirim adı verilen sözcükler, belli bir kavramı kendi

başlarına söze dönüştürebilmekte olan anlamlı birimlerdir. (Aksan, 2003a:39)

Dilbilimciler sözcük yerine genellikle daha değişik terimler kullanmakta, onun

yerine gösterge (belirti, simge) ya da söz ögesi (lexéme, lexeme, Lexem) gibi değişik

adlarla anılmaktadır. İlk kez Amerikan dilbilimcisi B. L. Whorf’un ortaya attığı

lexeme terimi, çeşitli akımların çerçevesi içinde kullanılmıştır. Üretimsel dilbilimde

Page 22: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

10

bunun yerine, çoğunlukla sözcüksel(sözlüksel) birim (lexical item) geçer. (Aksan,

2003b, c. 3, s. 15)

Neolojizm: Belli bir dönemde, bir dilin sözvarlığına katılan yeni birimlerdir.

Bunların ortaya çıkması ise, aşağıdaki üç yolla olmaktadır:

1. Tamamen yeni bir sözcük yapımı (yeni bir yaratım, ses taklidi, dilin türetme

olanaklarıyla yapılan türetimler, özel bir addan alınanlar, ölü ya da yaşayan bir

dilden ödünçlemeler,)

2. Halen kullanılmakta olan bir sözcüğe, yeni bir anlam yüklenmesi,

3. Dilbilgisel kategorilerde oluşan değişiklikler (Örneğin, çok uzun bir zaman

sıfat olarak kullanılan “ideal”sözcüğünün, 1830’dan sonra ad olarak kullanılmaya

başlaması gibi) (Emecan, 1998: 22).

Bochmann’a göre bütün neolojizmlerde göz önünde bulundurulacak şey, daha

önceden hiç bilinmeyen bir olguyu ya da bilinen bir olgunun hiç söz edilmemiş bir

yanını, ister türetme yoluyla yaratarak, ister eğretilemeyle, ister ödünçlemeyle, ya da

daha önceden var olan bir terimin deyişsel kullanımıyla dile getiren ve bir farkın

varlığını ifade eden, mutlak bir kavramsal yenilik olması gerektiğidir.(Akt.Emecan,

1998:31)

7. YÖNTEM

7. 1. ARAŞTIRMANIN MODELİ

Bu çalışma, üretilmiş bir yapı üzerinde tarama çerçevesinde betimsel bir

çalışmadır. Var olan bir durumu, var olduğu biçimiyle betimlemeyi amaçlayan bu

Page 23: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

11

yaklaşımda, ilişkisel bir türden tarama yapılarak gazete haber metinleri içinde yer

alan sözvarlığı ögeleri incelenmiştir.

7. 2 EVREN VE ÖRNEKLEM

Bu araştırmanın evrenini, Türkçe günlük gazeteler oluşturmaktadır. Örneklem

kitlesini ise Türkçe günlük üç gazete olan Cumhuriyet, Hürriyet, Sabah gazetelerinin

bir aylık sayıları oluşturmaktadır.

7. 3 VERİLERİN TOPLANMASI

Veriler, gazete haber metinlerinin sözvarlığının çözümlenmesiyle elde edildi.

Veri toplama aşamasında gazete haber metinlerinde yer alan sözvarlığına ait bütün

ögeler (atasözleri, deyimler, kalıp sözler, ikilemeler, terimler) kendi içinde

sınıflandırılarak abecesel sıraya göre işlenmiştir. Ayrıca “Türkçe”, “Yabancı”,

“Türkçeleşmiş Yabancı” şeklinde hazırlanan bir sınıfsal çizelge çerçevesinde gazete

haber metinleri içerisinde yer alan tüm ögeler, sınıflarına göre yerleştirilmiştir.

7. 4 VERİLERİN ÇÖZÜMLENMESİ

Sözvarlığıyla ilgili temel ögeler sözlüksel alan çalışması yapılarak

saptanmıştır. Bu amaçla iki çalışma yapılmıştır:

1- Gazete haber metinlerindeki her bir öge, “Türkçe”, “Yabancı”,

“Türkçeleşmiş Yabancı” biçiminde hazırlanan bir sınıfsal çizelgeye yerleştirildikten

Page 24: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

12

sonra elde edilen sonuçlara dayanılarak hangi sınıfın ne oranda kullanıldığı

yüzdeliklere dayanılarak çıkarılmıştır.

2- Gazetelerin ilk sayfalarındaki haber metinlerinin tümü sözvarlığı

düzleminde ele alınmış olup sözvarlığı içerisinde yer alan her bir ögeden ne kadar

yararlanıldığı ortaya konulmuştur.

Page 25: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

13

BÖLÜM I

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde araştırmanın konusuyla ilgili kavramlar hakkında bilgi verilmiş

ve bu kavramlar tanıtılmıştır. Bu çerçevede sözvarlığı ve içerdiği ögeler üzerinde

durulmuştur.

1. 1 Sözvarlığı

Sözvarlığı (İng. vocabulary, Fr. vocabulaire, Alm. Wortschatz ve

Wortbestand1), bir dilin en büyük kalıtıdır. Dilin doğuşundan bugüne yüzyıllar

boyunca işlenerek gelişir ve kuşaktan kuşağa geçerek her dönemden bir motif sunar.

Bir dildeki sözlerin bütünü, söz hazinesi, söz dağarcığı, sözcük hazinesi,

vokabüler, kelime hazinesi (TDK, 2005:1807) şeklinde tanımlanan sözvarlığını

“kelime hazinesi” diye adlandıran Korkmaz (1992:100), bir dilin bütün kelimelerini;

bir kişinin veya bir topluluğun söz dağarcığında yer alan kelimeler toplamını bu

kavram altında toplarken Aksan (2006a:13), filoloji ve dilbilim çalışmalarında, bir

dilin sözcükleri, terimleri, yabancı dillerden gelme ögeleri, atasözleri, deyimleri,

insanlar arasındaki ilişkilerde kullanılması gelenek olmuş kalıp sözleri ve kalıplaşmış

birtakım özdeyişleri, bir bütün olarak “söz varlığı” adı altında ele alır.

Bir dilin çekirdeğini oluşturan temel sözvarlığı, belli bir durumu, olayı,

insanların tutum ve davranışlarını gerçek veya mecaz anlamla belirten deyimler, bir

ulusun bilgeliğini, yaşam deneyimlerini yansıtan, genel bir kural ya da öğüt içeren

1 Hengirmen, 1999:342

Page 26: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

14

atasözleri, insanların toplum yaşamlarında, belli bir durum için kullandıkları kalıp

sözler (ilişki sözler), bilim, teknik, sanat ve zanaat alanlarının kavramları olan

terimler, ünlü kişilerin belirli bir durum için söyledikleri genelleşmiş söz olan

kalıplaşmış sözler, anadilimize büyük bir anlatım gücü kazandıran ikilemeler ve

ayrıca yabancı ve çeviri sözcükler sözvarlığı içinde yer alır.

Sözvarlığı, o dili konuşan toplumun kültürünü, anlayışını yansıtmakla

kalmaz; toplumlar arasındaki farklılıkları gösterdiği gibi toplum içindeki yöresel

farklılıkları da gözler önüne serer. Örneğin; Çok küçük ve önemsiz bir olay olduğunu

belirtmek amacıyla kullanılan deyim, yörelerde farklılık gösterir. Karadeniz

Bölgesi’nde “Fındık kabuğunu doldurmaz”, Ege Bölgesi’nde “ İncir çekirdeğini

doldurmaz” denirken Gaziantep yöresinde “Fıstık kabuğunu doldurmaz” şeklinde

denmektedir.

Aksan(2000:11)’a göre bir dilin sözvarlığı, o dilin tarihine geniş ölçüde ışık

tutmakta, yüzyıllar boyunca ortaya çıkan ses, biçim, sözdizimi ve anlam

değişikliklerini yansıtmakta, hangi dillerin etkisiyle, ne türden değişimlerin

gerçekleştiğini göstermektedir.

Aksan ( 2000: 43-44 ve 2005b:46) en eski Türk dil ürünleri olan Köktürk

yazıtlarından başlayarak Türkçenin sözvarlığının şu niteliklerini saptanmıştır:

1. Türkçenin türetme ve birleştirme yeteneği, ona çeşitli kavramları kolaylıkla

oluşturma, ayrıntılara inen bir kavramlaştırma gücü vermiştir. Bu güç, en eski

kaynaklar olan Köktürk metinlerinden bugüne, hiç eksilmeden süregelmektedir.

2. Türkler, çoğu zaman yabancı ögeleri kendi öz sözcüklerine yeğlemişlerdir.

Bunun sonucunda birçok yerli ögenin kaybolup unutularak yabancılarının yerleştiği

görülmüştür.

Page 27: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

15

3. Kavramlaştırma sırasında Türkçe en çok somut nesnelere, doğaya

dayanmakta, böylece kavramları daha canlı olarak dile getirmektedir.

4. Türkçe ikilemelerin kullanılışı, anlatıma güç veren bir yol olarak çok

yaygındır.

5. Daha Köktürkçe döneminde Türkçe sözcüklerin geniş birçok anlamlılık

gösterdikleri göze çarpmakta, bu durum, dilin bir yazı dili olarak çok daha eskilere

uzandığına tanıklık etmektedir.

6. Türkçede dikkati çekecek ölçüde eş anlamlı sözcük vardır.

7. Türkçe, benzetmelere sık sık başvurur.

8. Türkçe, aynı zamanda bir “ayrıntılı anlatım dili”dir. Başka dillerden farklı

olarak birçok kavramını kendi oluşturur.

9. Bugün Türkiye Türkçesi yazı dilinde unutulmuş, yitirilmiş birçok öge

Türkçenin değişik lehçelerinde ve bugünkü Anadolu ağızlarında yaşamlarını

sürdürmektedir.

1. 2 Sözvarlığının İçerdiği Ögeler

1.2.1 Temel Sözvarlığı

Temel söz varlığı2 ; insan organ adları, esas hareketleri ifade eden eylemler,

öncelikli ihtiyacı karşılayan sözcükler, sayı isimleri, akrabalık isimleri gibi sözleri

kapsamaktadır. İnsan için birinci derecede önemli olan ve zaman içinde dilde en az

2 Aksan (2000:26)’a göre Alm.’da Grundwortschatz, İng.’ de basic vocabulary, Fr.’ da vocabulaire essentiel kullanılmakta, Alm.da ayrıca kalıt(miras) sözcükler anlamına gelen Erbwörter terimine rastlanmaktadır. Hengirmen (1999:355)’e göre İng.’de basic vocabulary, Alm.’da Grundbedeutung; Fr.’da vocabulaire primitif terimi kullanılmaktadır.

Page 28: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

16

değişen ögeler olan temel sözvarlığı, çekirdek sözcükler ya da kalıt sözcükler olarak

da adlandırılmaktadır.

Aksan (2000), temel sözvarlığının sınırı çizilirken insan odaklı olması

gerektiğini ve bir dilin sözvarlığının hangi ögelerden oluştuğu üzerinde durulurken

ilk anılması gerekenin temel sözvarlığı olduğunu belirtir.

Temel sözvarlığı dilin özünü oluşturur. Dilde temel sözvarlığı ne kadar

büyükse, dilin temel sınırı da o kadar büyüktür ve bu sınır içinde değişimin az oluşu

dilin kararlılığını gösterir ki bu da temel sözvarlığının anlaşma aracı olma işlevini

yerine getirmesini sağlar.

Dildeki herhangi bir sözcüğün temel sözvarlığının bir üyesi olup olmadığı

konusunda karar verebilmek için elde birtakım ölçütler vardır (Aksan, 2003b, c. 3, s.

18-19):

1. Sözcüğün, insanoğlunun yaşamında birinci derecede önemli kavramları

yansıtmakta olması gerekir. (et-, iç-, ver-, göz, beş, …. gibi)

2. Schmidt, Thorndike, Oehler gibi dilbilimciler bir sözcüğün yeni ögeleri,

bileşik sözcükleri türetme değeri, yeni sözcükleri türetme gücü üzerinde durmaktadır.

Başka dillerde önekler ve içeklerin de katılmasıyla kurulan ögelerin karşılığı olmak

üzere Türkçede birtakım tamlamalar ve bileşik sözcüğe dönüşmüş bağdaştırmalar

söz konusu edilmelidir. Türkçedeki dış ve alt sözcükleriyle yapılan dışsatım,

dışişleri, altgeçit, altyapı gibi bağdaştırmaların bu özelliği gösterdiğini görürüz.

3. Kühn, bir sözcüğün temel sözvarlığından sayılması için gereken

ölçütlerden biri olarak da onun “anlatımbilim açısından yansızlığı”nı söz konusu

etmektedir. Bununla anlatılmak istenen, ögenin genel anlaşılırlığı, genel

Page 29: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

17

kullanılırlığıdır; bir sözcüğü söyleyen ya da yazanın niteliğini ortaya koyan bölgesel,

yaşa ilişkin, toplumsal ya da meslekle ilgili belirtilere karşı yansız oluşudur

4. Ölçütler arasında, bir sözcüğün çeşitli anlam aktarmalarıyla kullanım

alanını genişletme gücü de söz konusu edilmekte, anlamlarının sayısı ne denli çoksa,

sözcüğün konuşmadaki sıklığının o ölçüde fazla olduğuna değinilmektedir. Ayrıca

bir sözcüğün temel sözvarlığından sayılması için onun çeşitli deyimler arasında, bu

deyimlere temel olarak kullanılması gösteriliyor. Türkçedeki göz, el, yüz, iç,

ekmek…. . gibi ögeler, her iki ölçüt için de yeterli örnekler sayılabilir.

1.2.2 Deyimler

Fransızcada phraséologie ve idiomatique, Almancada Phraseologie ve

Idiomatik3 adı verilen dalda ele alınan deyimler, gerçek veya mecaz anlamıyla,

düşünceleri, davranışları, deneyimleri hoş bir edayla sunan dilin en önemli sözvarlığı

ögelerinden biridir.

Deyim ile ilgili çeşitli tanımlamalar yapılmaktadır. Hengirmen (2007:7)’e

göre genellikle gerçek anlamının dışında kullanılan, anlatımı daha güzel ve etkileyici

yapan, toplum tarafından ortak olarak benimsenen kalıplaşmış söz olan deyimler,

Aksoy (1988:52) ’a göre; bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel

bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan

kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümcedir.

Aksan (2005b:91-92)’a göre deyimler- bir başka ulusla olan kültür ilişkileri

sonunda, ondan çevrilme, alınma değilse- bir dili konuşan toplumun dünya görüşünü,

3 Aksan, 2006a: 95

Page 30: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

18

yaşam biçimini, çevre koşullarını, gelenek, görenek ve inançlarını, önem verdiği

varlık ve kavramları, kısacası, maddi ve manevi kültürünü yansıtan, o toplumun

düşünce biçimini, hatta nükte ve buluşlarını ortaya koyan, dilbilim açısından olduğu

kadar yazın ve halkbilim açısından da önemli olan sözlerdir. Ayrıca bu ögeler her

dilin iç yapısını, anlam özelliklerini de yansıtır.

Aksoy (1988:498-508), deyimleri kuruluş ve anlamları açısından gösterdikleri

niteliklere göre kümelemiştir. Buna göre;

1-Deyimlerin en önemli bölüğü; kavramları, değişmece (mecaz) yoluyla,

anlatım güzelliği ve özgünlüğü içinde belirten kalıplaşmış sözcük öbekleri ya da

tümcelerdir. Örneğin; Bir taşla iki kuş vurmak.

2-Kimi deyimlerin yan özelliği, iki yargılı ve uyak olmasıdır. Bunların bir

bölüğünde anlamca gerekli olmayıp sadece uyak hatırı için getirilmiş bir parça

vardır. Örneğin; Oğlan aldı oyuna gitti, çoban aldı koyuna gitti.

3-Kimi deyimlerin yan özelliği öykücük ya da konuşma biçiminde olmasıdır.

Örneğin; -Adın ne? –Mülayim Ağa. –Sert olsan ne halt edersin?

4. Kimi deyimlerin yan özelliği, bir öyküye ya da bir olaya dayanmasıdır.

Örneğin; Ahfeş’in keçisi gibi başını sallamak.

5. Kimi deyimlerin yan özelliği âdetleri, inanışları, gelenekleri bildirmesidir.

Örneğin; Ağzından yel alsın.

6-Kimi deyimler (anlatım güzelliği düşünülmeyerek) bir kavramı belirtmek

için kurulan, kalıplaşmış söz topluluğudur. Örneğin; Âdet yerini bulsun diye.

7-Kimi deyimlerin bir özelliği, belli dilbilgisi kurallarıyla değil, özel

biçimlerle kurulmuş olmasıdır. Örneğin; Aklı sıra.

8-Kimi deyimler, eksiltili anlatım biçimidir. Örneğin; Akşama sabaha.

Page 31: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

19

9- Deyimlerin bir türü ikilemelerdir. Örneğin; Karman çorman.

10-Kimi deyimler, bir sözcüğün özel bir yardımcı eylemlikle (mastarla)

kurulmasından oluşmuştur. Bunların deyim sayılmasının nedeni, o sözcüğün ancak o

eylemlikle bir araya gelmesinden belli bir anlamın ortaya çıkması, başka bir

eylemlikle o anlamın belirmemesidir. Örneğin; Üstüne düşmek

Deyimler, atasözleri gibi yargı içermez, buna karşılık çeşitli benzetmelerden,

aktarma adını verdiğimiz anlam olaylarından yararlanır. Deyimler, sadece sözcük

topluluğundan ibaret değildir, tümce biçiminde de görülürler. Boratav (1969:132-

133), deyimleri günlük konuşma dilinde kullanılmakta olan hazır söz kalıpları

durumundaki beylik deyimler ve atasözü değerindeki deyimler olmak üzere ikiye

ayırmıştır Burada karnı burnunda deyimini beylik deyim sayarken; iki ayağını bir

pabuca sokmak, tut kelin perçeminden, dut yemiş bülbüle dönmek deyimlerini

atasözü değerindeki deyimlere örnek olarak vermektedir.

Bir dilin anonim sayılan ögelerinden biri olan deyimlerin, atasözlerinde

olduğu gibi başka bir dile çevriminde güçlükler yaşanmaktadır. Sağlam (2001:49) ’a

göre bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, diller arasındaki, daha doğrusu kaynak

dil ile hedef dilin yapıları arasındaki farklılıktır. İkincisi ise, yabancı dildeki

atasözleri ve deyimler aracılığıyla aktarılan daha önceki kuşakların yargı, gözlem ve

yaşam şartlarının çevirmenin yabancısı olduğu bir kültüre ait oluşudur.

Sonuç olarak; deyimler, her dilin kendine özgü bir yönünü ortaya koyması ve

dilin dayandığı kültürle iç içe olması nedeniyle sadece diller arasındaki farklılıkları

değil, toplumlar arasındaki farklıkları da gözler önüne serdiği için dilbilim,

halkbilim, toplumbilim gibi alanların önemli inceleme alanlarından biridir.

Page 32: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

20

1.2.3 İkilemeler

İkilemeler (İng. gemination, reduplication, hendiadyoin, Alm.

Gemination, Verdoppelung, Reduplikation, Hendiadyoin, Fr. gémination,

redoublement, réduplication, hendiodyoin4) ; anlatıma zenginlik, renk,

hareketlilik, güç ve şiirsellik katmak amacıyla aynı sözcüklerin veya anlamları yakın

ya da zıt olan ya da sesleri birbirine benzer sözcüklerin ardı ardına getirilerek belirli

bir anlam ifade etmesi sonucu oluşur.

İkiz kelime, kelime koşması, tekrar, ikileme gibi adlarla da anılan ikilemeler

konusundaki kapsamlı çalışması ile Hatiboğlu (1981:9), ikilemeleri şöyle tanımlar:

İkileme, anlatım gücünü artırmak, anlamı pekiştirmek, kavramı zenginleştirmek

amacıyla, aynı sözcüğün tekrar edilmesi veya anlamları birbirine yakın yahut karşı

olan ya da sesleri birbirini andıran iki sözcüğün yan yana kullanılmasıdır.

Aynı, yakın ya da zıt anlamlı iki veya daha çok kelimenin bir tek kelime gibi

anlam göstermek üzere yan yana gelmesiyle oluşan (Korkmaz ,1992:82) ikileme,

Aksan (2006b:119) ’a göre hemen her sözcük türünden sözcüklerle kurulabilmekte,

hem aynı sözcüğün yinelenmesi ( derin derin, sabah sabah, kadın kadına, durup

durup, …. . gibi), hem eş anlamlıların bir araya getirilmesi ( ad san, ev bark, yatak

döşek, bet beniz, bağrış çağrış, …. . gibi), hem de karşıt ve ayrı anlamdaki ögelerle (

iyi kötü, yerli yabancı, dost düşman, belirli belirsiz, … gibi) oluşturulabilmektedir.

Bunlara ek olarak çekimli eylemlerin bir araya getirildiği, önsesi /m/ ile değiştirilerek

(odun modun, para mara, hatta Ayşe Mayşe…. gibi) yinelenmiş sözcüklerin art arda

getirildiği örnekleri sayabiliriz. Yansımalar da unutulamaz.

4 Hengirmen, 1999: 208

Page 33: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

21

Tanımlarda da görüldüğü üzere ikilemeler;

1-Aynı sözcüğün tekrarlanması ile

2-Eş ya da yakın anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılması ile

3-Zıt anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılması ile

4- Aynı sözcüğün önsesinin değiştirilmesi ile

5- Yansıma sözcükler ile kurulmaktadır.

Her bir ikileme kuruluşundaki temel faktör ise; yan yana gelen sözcüklerin,

tek bir sözcükmüş gibi belirli bir anlam ifade etmesidir.

Anlambilim açısından ikilemeler dikkati çeken bir nitelik taşır: İki ayrı

gösterge, tek bir gösterge olarak, belli bir gösterilene sahip olur; zihinde kimi kez tek

tek çözümlenme yerine yeni bir kavramın oluşmasını sağlar. İyi kötü ikilemesinde

nitelenen eylem ne iyi ne de kötüdür; ikisi ortası, orta karar bir niteleme söz

konusudur( Aksan, 2005a: 102-103).

İkilemelerin genel özelliklerini, Hatiboğlu altı bölüm altında ele almıştır.

Sırasıyla bunlar; 1- İkilemelerde ses benzerliği, 2- İkilemelerdeki sözcükler arasında

ünlü kuralları, 3- İkilemelerde kalıplaşma, 4-İkilemelerde sıra kalıplaşması, 5-

İkilemelerde kalıplaşmanın sürdürülmesi, 6- İkilemelerde kalıplaşmayı perçinleyen

etkenler (Hatiboğlu,1981).

Bu sınıflandırmanın yanı sıra deyimler içinde de ikilemelerin yer aldığı

görülmekte, bazı ikilemelerin deyim özelliği taşıdığı da görülmektedir. Hengirmen

(2007:30), ikilemeyi oluşturan sözcüklerin birinin anlamı varsa, bu ikilemenin deyim

kabul edilebildiğini belirtmektedir: Açık seçik, bet beniz. . .

Sonuç olarak ikilemeler, deyimler ve atasözleri gibi Türkçenin anlambilim ve

sözcükbilim açısından önemli bir anlatım özelliğidir.

Page 34: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

22

1.2.4 Kalıp (İlişki) Sözler

İng. pragmatic/ situational idiom5, Alm. Routineformeln,

Konversationsformeln, pragmatische Idiome6 gibi terimlerle karşılanan kalıp

sözler, bir dili konuşan toplumun kültürünü, inançlarını, insan ilişkilerindeki

ayrıntıları, gelenek ve göreneklerini yani toplumsal özelliklerini en iyi şekilde

yansıtan ögelerdir.

Her toplumda, her dilde görülen kalıp (ilişki) sözler açısından Türkçenin

zenginliği dikkat çekicidir. Bir topluluk içinde yemeğe başlanırken, yemekten

kalkılırken (afiyet olsun, elinize sağlık…), doğum (gözünüz aydın, analı babalı

büyüsün…), ölüm (başınız sağolsun…), evlenme (bir yastıkta kocayın…), vedalaşma

(uğurlar olsun, Allahaısmarladık…), minnettarlık belirtme (çok zahmet oldu, çok

teşekkür ederim…) … gibi değişik durumlarda kullanılması gelenek olmuş pek çok

kalıp söz vardır.

Toklu (1995:118-119), Pilz tarafından gündelik kullanım durumlarına göre

yapılmış olan sınıflandırmayı esas alarak Türkçedeki kalıp sözleri şöyle sınıflamıştır.

1. Nezaket bildiren kalıp sözler

1. 1. Selamlaşmada kullanılan kalıp sözler

1. 2. Tanıştırmada kullanılan kalıp sözler

1. 3. Vedalaşmada kullanılan kalıp sözler

1. 4. Ricanın kibarca aktarılması

2. İyi dilekleri ileten kalıp sözler

5 www.uni-bielefeld.de/.../0506wise/lexis/lexis_21_student_projects_speech_act_pragmatic_idioms_Materials.pdf,

2008 6 Toklu, 1995: 113

Page 35: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

23

2. 1. Belirli günler için iyi dilekleri iletmede kullanılan kalıp

sözler

2. 2. Doğumu kutlamada kullanılan kalıp sözler

2. 3. Evliliği kutlamada kullanılan kalıp sözler

2. 4. İyi dilekleri ileten kalıp sözler

2. 4. 1 Geçmiş olsun dileklerini ileten kalıp sözler

2. 4. 2 Hapşırınca kullanılan kalıp sözler

2. 5. Türk kültürüne özgü diğer bazı durumlarda kullanılan kalıp

sözler

3. Başsağlığı dileklerini ileten kalıp sözler

4. Şükran duygularını ileten kalıp sözler

5. Özür dilemede kullanılan kalıp sözler

6. Yemek yerken ve içki içerken kullanılan kalıp sözler

7. Konuşma sırasında kullanılan kalıp sözler

8. Yönlendirme amaçlı kalıp sözler

8. 1. Gözdağı vermeye yönelik kalıp sözler

8. 2. Yatıştırmaya yönelik kalıp sözler

9. Yorumlamaya yönelik kalıp sözler

9. 1. Şaşkınlığı belirten kalıp sözler

9. 2. Yadsımayı ve eleştirmeyi belirten kalıp sözler

9. 3. Kuşkuyu belirten kalıp sözler

9. 4. Onaylamayı belirten kalıp sözler

9. 5. Umursamazlığı belirten kalıp sözler

9. 6. Gündelik olayları yorumlamaya yönelik kalıp sözler

Page 36: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

24

9. 7. Batıl inançları yansıtan kalıp sözler

10. Olumsuz duyguları yansıtan kalıp sözler

10. 1. İlişkinin kesilmek istendiğini belirten kalıp sözler

10. 2. Küfür ve ilenmeler

11. Farklı diğer durumlarda kullanılan kalıp sözler

Kalıp sözlerin bir dili konuşan toplumun dünya görüşünü, inançlarını

yansıttığının en güzel örneklerini, Türkiye Türkçesinde Allah sözcüğüyle kurulmuş

ögelerin çokluğudur. Özcan Başkan’ın ilginç çalışması, Türkçede dil içi dünya

görüşünü incelemekte, bu arada Allah, kader, ahret, cehennem, günâh, gâvur gibi

sözcüklerle oluşmuş çeşitli sözleri bir araya getirmektedir (Aksan, 2000: 191-192).

Kalıp sözler içinde yer alan hayır duaları ve beddualarda da bu sözlerin yoğun

bir şekilde kullanıldığını görmekteyiz.

Eski Türkçede alkış sözcüğüyle karşılanan dualar, iyi dilekleri içeren

kalıplaşmış sözlerdir. Kargış, ilenç gibi sözlerle karşılanan beddualar ise kötü

düşünce ve dilekleri içeren kalıplaşmış sözlerdir.

Dua ve ilençlerden bazıları aynı zamanda deyim veya atasözü olma özelliği

de taşımaktadır. Ağzından yel alsın, darısı başına, görmemişe dönersin inşallah. . .

gibi dua ve ilençler deyimken, Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin, Allah namerde

muhtaç etmesin. . . de hem atasözü hem kalıp sözdür.

Aksan (2005b: 163-164)’a göre çeşitli olaylar karşısında söylenmesi gerekli

ve gelenek olan bu sözler bir yabancı için gerçekten zor ve ancak o toplumda bir süre

yaşamakla, ya da o toplumun yazılı ürünlerinden gereğince yararlanmakla elde

Page 37: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

25

edilebilecek bir birikim olduğu için son yıllarda yabancı dil öğretimi sırasında bu

birikimin edinilmesini sağlayacak yolda planlamalara gidilmektedir.

Sonuç olarak; toplumun kültürel yapısıyla işlenmiş olan kalıp sözler, insan

ilişkilerinde önemli rol oynadığı için de gerek dil öğretiminde gerekse sözvarlığı

ögeleri içinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir.

1.2.5 Atasözleri

Sözcükbilimde paremioloji (Fr. parémiologie, Alm. parömiologie7) denen

bir alanda incelen atasözlerini tanımlamak oldukça güçtür ki dünyanın hemen her

yerinde çeşitli şekillerde atasözlerinin tarif edildiği görülmüştür.

Başgöz (1998: 114-117)’e göre atasözlerini yaratan halk, onları içeriği,

konuşma ve anlatımla ilgisi, kökeni, yer ve zaman içinde yayılması, güç ve saygınlık

kaynağı, biçimi ve işlevi bakımından tarif etmede kategorilere ayırmışlardır.

Atasözlerimizi tarih içinde incelersek, onları ilk tarif denemesini ‘Kitab-ı

Atalar bi Fermayed Oğullara’ adlı yazmada buluyoruz. Bu atasözleri 1480-1481 (H.

885) yılında yazılmış. Külliyatı yazıya aktaran ve adını, kimliğini bilmediğimiz

derleyici8 bu atasözlerini, üç yılda bir araya getirip, bir yazma hâlinde toplamış.

Yazmada pek kısa, yarım sayfacık bir giriş var. Burada yazar diyor ki: ‘Atalar sözü

Kur’an’a girmez, yanında yilişür (koşar) (Başgöz, 1998:119).

7 Aksan, 2003b, c.3, s.38 8Hengirmen'e göre (2007:19) Mevlana Şemseddin, 1480'de yazdığı bir tıp kitabının arkasına 698 Türk atasözü eklemiştir. “Kitab-ı Atalar” adıyla geçen bu yazma kırk iki sayfadır. İçindeki atasözlerinin çoğu günümüze kadar gelmiştir. Kitab-ı Atalar'ın ön sözünde atasözleri için şöyle denilmektedir: “Atalar sözü Kur'an'a girmez, yanınca yilişir. ”

Page 38: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

26

O günden bugüne bir milletin bilgeliğini, deneyimini, dünya görüşünü

yansıtan atasözleri ile ilgili çeşitli tanımlar yapılmıştır.

Bilgin’e (2002:63) göre; uzun gözlem ve deneyimlere dayanan yargıları,

genel bir kural, bilgece bir düşünce ya da öğüt olarak yansıtan ve halkın ortak

kullanımına giren kalıplaşmış özlü sözler olan atasözleri Aksan ( 2003b, c. 3, s. 38)

’a göre; insanoğlunun deneyimlerinden, bilgeliğinden ve benzetme gücünden

kaynaklanan atasözleri dünyanın her dilinde vardır; çoğunlukla bir tümce biçiminde

oluşarak bir yargı anlatan, kimi zaman ölçü ve uyakla, söyleyiş açısından daha etkili

olmaya yönelen sözlerdir ve her ulusun kendi deneyimleriyle, bilgeliğiyle

oluşturduğu atasözleri bir dil birliğinin dünya görüşünü, yaşayış biçimini yansıttığı

gibi o toplumun kültür tarihiyle ilgili önemli ipuçları da verir.

Eskilerin sav, mesel, darbımesel, durub-ı emsal dedikleri atasözü Aksoy

(1988:14,27)’a göre her ulusun, kendi varlığının ve benliğinin aynasıdır.

Atasözlerinde bir ulusun düşünceleri, yaşayışları, inanışları, gelenekleri görülür.

Atasözleri, ulusların zekâlarındaki keskinliği, hayallerindeki genişliği,

duygularındaki inceliği belirten en değerli örneklerdir. Bu sözler, derin felsefelerden

başka güzel buluşlarla, parlak nüktelerle, ince alaylarla, sert taşlamalarla doludur.

Böylece her atasözü, kendi ulusunun damgasını taşır.

Bununla birlikte pek çok açıdan insan, dünyanın her yerinde aynıdır. Değişik

durumlar ve olaylar karşısındaki davranışlarında, yaşam boyunca kazanılmış

deneyimlerinde, duygu, düşünce ve yaşantılarını dile getiren sözlerinde ve

yargılarında, toplumlar değişse de benzerlikler, hatta eşlikler vardır. Bu yüzden,

başka başka toplumların, birbiriyle hiç ilişkisi olmayan dil birliklerinin sözvarlığı

içinde atasözü adını verdiğimiz sözler kimi zaman birbirine yakınlık gösterir; kimi

Page 39: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

27

zaman da değişik kültürlerin bilgeliklerini yansıtır biçimde, birbirinden ayrılır

(Aksan, 2005b: 146). Ayrıca aralarında dil birliği bulunanların da atasözlerinde, bir

takım benzerliklerin yanı sıra farklılaşmalar da görülmektedir. Örneğin; Doğan

(2001:326) ’a göre birbirlerinden habersiz, coğrafî uzaklığa rağmen oldukça zengin

bir atasözü dağarcığına sahip olan Türkiye Türkleri ile öteki Türk boyları, söyleniş

özelliği, anlam, fonetik vb. başlıklarda bazı lehçelerde büyük benzerlikler, bazı

lehçelerde ise büyük değişiklikler gösteren atasözleri ortaya koymuşlardır: Demiri

tavında dövmeli. (Türkiye), Temirdi kızgan kezde sok. (Kazak), Demir sıcakken

dövülür (Gagauz), Temirdi ķizģanda soģıp ķal. (Nogay), Timerne ķızuwında suķ

(Tatar), Demiri isti isti döyerler. (Azerbaycan)

Değişik lehçelerde görülen bu farklılaşmalar, bölge ağızlarında da

görülmektedir.

Toplumların bilgeliklerini yansıtan atasözlerinin bazılarında Bilgin

(2006:63)’e göre erdemliliğe, bilime, çağdaş düşünceye ters düşen yargılar, yanlış

yönlendirmeler de göze çarpar. Örneğin, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. ”,

“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. ” gibi atasözlerini erdemlilikle

bağdaştırmak güçtür. Aksoy (1988:30) ’a göre görüp geçirdiğimiz olayların

çelişmelerle dolu olduğunu düşünmek gerekir ve bunları belirten kurallar da şüphesiz

öyle olacaktır. Üstüner (2002: 41-42) ’e göre de olumsuz bir davranışın tasviri için

kullanılan, yergi veya taşlama duygusu içeren, kısacası olumsuz da olsa anlatılmak

istenen durum veya olaya uygun düşen bir deyimin atasözü sayılması da olumsuz

yargılı diyebileceğimiz atasözlerini ortaya çıkarmaktadır.

Atasözlerinin özellikleri üzerinde yapılan araştırmalar incelendiğinde

atasözleri biçimsel açıdan şu şekilde sınıflandırılmıştır:

Page 40: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

28

1- Atasözleri, deyimler gibi, kalıplaşmış sözlerdir.

2-Atasözlerinin çoğu bir ya da iki tümceyle kurulmuştur. Daha uzun olanları

azdır. Uzun (1990:150) ’a göre atasözlerindeki kısalık sorunu, paremiyologların

kabul ettiği gibi yalnızca dilsel ekonominin ya da “kısa söz etkili söz” gibi biçem

(style) özelliğinin değil, daha karmaşık dilsel ilişkilerin bir sonucu gibi

görünmektedir.

Tümce yapıları açısından çeşitlilik gösteren atasözlerini Bilgin (2006:65-66)

anlamsal kuruluşları açısından da atasözlerimizi iki öbeğe ayırmıştır:

a- Değişmeceli anlamla kurulan atasözleri: Eşeği düğüne çağırmışlar, “Ya

odun eksik ya su” demiş. (Çevrelerinde pek değer verilmeyen kimseler, beklenmedik

bir ağırlama ya da okşayışla karşılaştıkları zaman bunun gene kendilerine bir iş

yükletilmek amacıyla yapıldığını düşünmeye başlarlar.)

b-Gerçek anlamlı atasözleri: Bugünkü işini yarına bırakma.

Anlamsal kuruluşları, tümce yapıları, olumlu ya da olumsuz yargıları, dil

içinde gösterdiği farklılıkları ile atasözleri, bir dilin en iyi yansıtıcısıdır.

1.2.6 Terimler

Bir bilim, sanat, uzmanlık dalı ya da bir konu ile ilgili özel bir anlamı olan,

belli bir kavramı karşılayan sözcüklere terim denir.

Bilgin ’e göre terimler, sınırlanmış, kesin, belirli bir kavramın karşılığı olan

tek anlamlı sözcüklerdir. Terimlerin tek anlamlı olduğu söylenirken bilimsel,

kesinleşmiş bir tanımı olduğu amaçlanır. Hangi bağlamda kullanılırsa kullanılsın

Page 41: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

29

terim kimliğindeki sözcüğe terim anlamının dışında bir başka anlam yükleyemeyiz.

(Bilgin, 2006:77)

Terimlerin tek anlamlı sözcükler olmasının yanı sıra bir sözcük, birden fazla

terimsel anlam yüklenmiş olabilir. Örneğin; “Çekim” sözcüğü, “herhangi bir cismin,

başka bir cismi kendine doğru çekme gücü” anlamında kullanıldığında fizik,

“alıcının sürekli olarak çalıştırılmasıyla elde edilen film parçası” anlamında

kullanıldığında sinema ve televizyon, “ fiillerin çeşitli zaman, kişi ve kiplere,

isimlerin de isim hâllerine göre uğradıkları değişiklikler” anlamında kullanıldığında

da dilbilim terimi olma özelliği kazanır.

Atatürk’ün geometri ve matematik alanlarında başlattığı terimleri özleştirme

çabaları günümüzde de büyük önemini korumaktadır. Özellikle spor alanında

görülen yabancı kökenli terim kullanma oranı, özleştirme çabalarının gereğini ortaya

koymaktadır.

Terimler özleştirilirken kullanılan yollar şunlar (Aksan, 2000:160-169):

1. Türetme

2. Birleştirme

3. Canlandırma

4. Genel dilden yararlanma

5. Halk ağızlarından alma

6. Çevirme

Page 42: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

30

1.2.7 Kalıplaşmış Sözler

Her dilde rastlanan kalıplaşmış sözler, ünlü kişilerin, hükümdarların,

düşünürlerin, sanatçıların belli bir durumda, belli bir olay dolayısıyla söyledikleri,

evrenselleşmiş sözlerdir. Bir dilin sözvarlığında ya özgün biçimiyle, ya da çoğu

zaman olduğu gibi çevrilerek yerleşmiş durumda görülür . J. Caesar’ın “Sen de mi

Brutus”, Sinoplu Diogenes’in “Gölge etme, başka ihsan istemez (m) ” biçiminde

Türkçede de kullanılan kalıplaşmış sözleri çeviri yoluyla aktarılmıştır. (Aksan, 2000:

35)

1. 2. 8. Çeviri Sözcükler

Diller arasındaki alışverişlerde en geniş yer tutan ögeler, sözcüklerdir. Ancak,

bir başka dille ilişkide bulunan bir dil kimi zaman bu sözcüklerin dışındaki kimi

ögeleri, hatta kuralları da alabilmekte, bu etkilenme, ilişkinin ölçüsüyle doğru orantılı

olmaktadır. Bir dile giren yabancı sözcüklerin yanı sıra, kavramların aktarılması

yoluyla dile yerleşen çeviri sözcükler de vardır. (İng. translation loan words, Alm.

Lehnibersetzungen) Bu sözcükleri 1) tam çeviri, 2) yarı çeviri, 3) bağımsız çeviri

sözcükler ve 4) anlamı etkilenenler olmak üzere dörde ayırıyoruz (Aksan, 2000:39).

Geçmişten günümüze baktığımızda Türkçenin, İslamiyet’in kabulünün

ardından Arapça ve Farsça, Tanzimat döneminden itibaren Fransızca, günümüzde ise

dünyanın ortak iletişim dili kabul edilen İngilizceden etkilendiğini ve bu dillerden

birçok çeviri ögenin Türkçeye yerleştiğini görmekteyiz. Özellikle günümüzde kitle

Page 43: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

31

iletişim organlarının yaygın olması nedeniyle bu ögeler, dilde daha çabuk yer

bulmaktadır.

Emecan (1998:61) ’a göre Türkçenin yeni ögeleri içinde tam ya da yarı çeviri

yoluyla dile kazandırılmış pek çok öge bulunmaktadır: açık hava müzesi (open air

museum), çapraz ateş (cross fire) …

Yarı çeviri ögeler, çoğunlukla iki sözcüklü tamlama, bileşik deyim ya da

deyim gibi sözcük gruplarının yalnız bir sözcüğünün çevrilmesi, diğerinin olduğu

gibi alınmasıyla oluşur: tele kız (tele girl), charter uçak seferi (charter flight) . . . Öte

yandan, dünya çiçekçisi, ‘interflora’ adlı uluslararası kuruluşun bağımsız çeviri

yoluyla Türkçede adlandırılması da söz konusudur.

1.2.9 Yabancı Sözcükler

Sosyal bir varlık olan toplum, bu özelliği gereği diğer toplumlarla siyasî,

kültürel, ticarî ve sanatsal birtakım ilişkiler içerisine girmekte ve bu ilişkilerde

önemli rol oynayan dil de doğrudan etkilenmektedir. Bu nedenle yeryüzündeki bütün

dillerde, başka dillerden alınma ögeler bulunmaktadır.

Aksan (2000:29) ’a göre bir yabancı dilden alınan ögeleri iki bölümde

incelemek doğru olur:

1) Sözcükbilimde alışılmış terimleriyle yerleşmiş yabancı sözcükler(Alm.

Lehnwort), bir dilin ses ve eğilim kurallarına uymuş, yabancılığı artık belli olmayan

ögeler. Örneğin; duvar ( < Far. dīvar), kalıp ( < Ar. kālib) gibi.

Page 44: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

32

2) Yerleşmemiş yabancı sözcükler (Alm. Fremdwort) olarak nitelediğimiz

örnekler ise dilin ses, eğilim ve kurallarına uymayan, yabancılığını hemen belli eden,

Türkçedeki oksijen, lokomotif, devalüasyon gibileridir.

1. 3. Konuyla İlgili Çalışmalar

a) Sözvarlığı ile ilgili çalışmalar

Akıncı (1992), “Temel Sözvarlığımız ve Örneklendirilmesi” adlı yüksek

lisans tez çalışmasında, içeriği hakkında pek bilgi verilmeyen ve orta öğretim

mezunlarına yönelik hazırlanan otuz kişilik bir anketin değerlendirilmesi sonucu,

elde edilen sözcüklerin kullanım örneklerine yer verildiği görülmektedir.

Sarı (2001), “Türkiye Türkçesinin Sözvarlığında Sözcüklerin Tek Biçimler

Hâlinde Yaşaması” adlı makalede Türkçenin tarihî dönemlerinde birden fazla

şekliyle yaşayan ancak bugün sözvarlığımızda sadece isim, sıfat, zarf, edat ya da fiil

olarak bulunan sözcükler incelenmiş ve tek şekillerinin kalmasının sebepleri üzerinde

durulmuştur.

Okuyan (2006), “Türkçenin Sözvarlığı Açısından Fakir Baykurt’un

Romanları” adlı doktora tez çalışmasında, Fakir Baykurt’un kendine özgü sözvarlığı

içerisinde yazarın dünya görüşünü yansıtan temel kavram, izlek ve imgelere

ulaşmak, bunun sonucunda da biçeminin belirli bir yönünü yansıtmak amaç

edinilmiştir. Bu çerçevede Fakir Baykurt’un romanlarına yansıyan Türkçenin

sözvarlığı ögelerine yer verilmiştir.

Baş (2006), “1985-2005 Yılları Arasında Çocuk Edebiyatı Sahasında

Yazılmış Tahkiyeli Metinlerin Sözvarlığı Üzerine Bir Araştırma” adlı doktora tez

Page 45: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

33

çalışmasında, Talim ve Terbiye Kurulu’nun tavsiye ettiği çocuk kitaplarından 100

roman, 100 hikâye, 100 masal, 54 destan ve 14 efsane kitabından (içinden 200 efsane

seçilmiş) 500. 000 sözcüklük bir tahkiyeli metin havuzu oluşturularak sözvarlığı

açısından incelenmiştir.

b) Gazetenin sözvarlığı ile ilgili çalışmalar

Aksoy (1964), “Dil Üzerine Düşüneler, Düzeltmeler” adlı çalışmasında,

1962’de çıkan 10 gazetenin başyazı, haber, fıkra ve bilimsel yazıları üzerinde yaptığı

sayımların sonucunda, ortalama % 73 Türkçe sözcük kullanıldığını saptamıştır. (Akt.

Aksan, 2007:168)

İmer (1973), “Türk yazı dilinde dil devriminin başlangıcından 1965 yılı

sonuna kadar özleşme üzerine sayıma dayanan bir araştırma” başlıklı çalışmasında,

dil devriminin başlangıcından 1965 sonuna kadar gazete dilinden yapılan sondajlarla

birtakım sonuçlara varmıştır. Bu çalışmada Cumhuriyet, Ulus, Akşam, Milliyet ve

Hürriyet gazetelerinden seçilen haberlerde (200 sözcüklü parçalar içinde) yerli ve

yabancı ögelerin sayısı saptanmıştır. Buna göre; Türkçe sözcük oranı 1931’de %35,

1933’te %44, 1936’da %48, 1946’da %57, 1957’de %56, 1965’te % 60, 5 olarak

belirlenmiştir.

Aksan (1977), “Köktürkçeden bugüne, Türkçede ödünçlemeler üzerine bir

sözcük istatistiği araştırması” adlı yazısında gazete dilinde yaptığı sayımlara göre

ortalama % 25 ile % 35 arasında yabancı sözcük oranı olduğunu tespit etmiştir.

Page 46: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

34

İmer (1981), 1980 Aralık ayında, Devrim’e karşı olan bir gazetenin haber

dilinde Türkçe sözcüklerin % 72, Devrim yanlısı bir gazetede ise % 81 oranında

kullanıldığını belirtmektedir.

Deveci (1988), lisans bitirme tezi olarak yaptığı çalışmada, Cumhuriyet ve

Tercüman gazetelerinin 1982-87 tarihleri arasındaki haber dilinde sözcük sayımları

ortaya koymuş, buna göre Cumhuriyet gazetesindeki Türkçe sözcük oranı ortalama

% 74. 8, Tercüman’da ise %70 olarak belirlemiştir.

Emecan (1998), “1960’tan günümüze Türkçe Bir Sözlük Denemesi” adlı

çalışmasında Türkçenin sözvarlığında son yıllarda beliren yeni ögeleri, dilbilimsel

yöntemlerle incelemeye çalışan ve betimsel nitelikte olan bu çalışmanın verileri

1960-1990 yıllar arasındaki Cumhuriyet, Milliyet ve Hürriyet gazetelerini dönüşümlü

olarak ve sondaj yöntemiyle tarama sonucu elde edilmiştir. Ayrıca yirmi sekiz ay

süreyle (1991-1993) gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi kitle iletişim araçlarının

dilinden de doğal gözlem yoluyla yararlanılmıştır.

Aksan (2000), Cumhuriyet, Hürriyet, Sabah ve Türkiye gazetelerinin 17. 02.

2000 ve 27. 05. 2000 tarihli sayılarından yüzer sözcüklü beşer haber metni üzerinde

sondaj yöntemiyle sayım yaparak bir çalışma yapmıştır . Buna göre Türkçe sözcük

oranı Cumhuriyet’te % 78. 1, Hürriyet’te %76, Sabah’ta %74. 3, Türkiye’de %69. 7

olarak tespit edilmiştir.

Aksan (2006), Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Radikal, Yeni Şafak, Vakit,

Türkiye gazetelerinin 01. 02. 2006 ve 02. 12. 2006 günlerindeki haber dili ve kişisel

dil kullanımı üzerinde yaptığı çalışmada yerleşmiş ve yerleşmemiş yabancı sözcükler

olmak üzere iki temel başlık esas almış, bu başlıklar çerçevesinde sonuçlar elde

etmiştir.

Page 47: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

35

Çoker (2008), Cumhuriyet gazetesinin 27 Eylül 2007 günündeki sayısından

yola çıkarak basının dil kullanımını ortaya koyma amacı ile 10 köşe yazısını “Türkçe

sözcük”, “Doğu kökenli yabancı sözcük” ve “Batı kökenli yabancı sözcük” olmak

üzere incelemiş ve bunların yazarlara göre dağılımını yüzdelik oranlarla vermiştir.

Page 48: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

36

BÖLÜM II

TÜRKİYE’DE GAZETECİLİK VE İNCELENEN GAZETELER

Bu bölümde Türkiye’de gazeteciliğin gelişimine kısaca göz attıktan sonra,

incelenen Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazeteleri hakkında çok kısa bilgilere yer

verilecektir.

2.1 Türkiye’de Gazeteciliğe Kısa Bir Bakış

Gazete, okuyucuya siyaset, ekonomi, kültür, spor, magazin ve başka

konularda haber ve bilgi vermek üzere genellikle günlük çıkarılan bir yayın

organıdır. Gazeteler, gerek ülkede gerekse dünyada gerçekleşen olaylar hakkında

bilgi vermekle kalmaz, okuyucunun belirli bir dünya görüşüne, bakış açısına,

düşünüş tarzına sahip olmasında da etkili olur.

Düşünüş ve dünya görüşünde değişiklik yapmak adına Osmanlı

İmparatorluğu bir takım yeniliklere başvurmuştur.

Osmanlı İmparatorluğunda gerçekleşen düşünüş ve kültür değişikliğinde rol

oynayan başlıca etmenler; okullar, yabancı dil, bir bilim kurumu olan Encümen-i

Dâniş, sanat etkinlikleri ve basındır. (Kavcar, 1999:9)

Ülkemizde Tanzimat döneminde ilk Türk gazetesi olan Takvim-i Vekayi ile

başlayan gazetecilik hayatı, Cumhuriyet döneminden itibaren hız kazanmıştır.

Page 49: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

37

Yunus Nadi tarafından 1924 yılında kurulan Cumhuriyet Gazetesi ile

başlayan Cumhuriyet dönemi gazeteciliği günümüzde büyük bir canlılık ve

hareketlilik içindedir

Basın dünyamızdaki yayınların yüzde 85’lik bölümü büyük sermaye

gruplarının elindedir. Doğan Grubu, Kanal D, Milliyet, Hürriyet, Radikal, Posta ve

daha birçok gazete ve dergiyi denetim altında tutmaktadır. Grubun Yönetim Kurulu

Başkanı Aydın Doğan’dır ve birçok yan kuruluşları da vardır. Aynı durum Sabah

grubu için de söz konusudur. Dinç Bilgin’in uzun süre Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı

yaptığı Sabah grubunda, Sabah, Takvim, Ateş ve daha birçok dergi ve gazete ile

ATV Televizyonu yer almaktaydı. Bu grup, 2007 yılında Çalık Grubu’nun eline

geçti.

2. 2. İncelen Gazeteler

2. 2. 1. Cumhuriyet

Cumhuriyet Gazetesi’nin kurucusu Yunus Nadi’dir, kurumlaştırmasını

sağlayan ise Nadir Nadi’dir. Gazeteye adını veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür

ve bugün Cumhuriyet Gazetesi’nin isim hakkı Cumhuriyet Vakfı’nın elindedir.

Basın tarihimizin en uzun ömürlü gazete niteliğini taşıyan Cumhuriyet’in ilk

sayısı 7 Mayıs 1924 günü çıkar. Çıktığı tarihten başlayarak Kemal Salih Sel, Hikmet

Münif Ülgen, Cevat Fehmi Başkurt, Ecvet Güresin, Oktay Kurtböke, Hasan Cemal,

Özgen Acar, Orhan Erinç ve İbrahim Yıldız yönetiminde yayımlanan Cumhuriyet’in

ilk sayılarındaki yazarlar; Ziya Gökalp, Aka Gündüz, Hasan Bedreddin, Reşat Ekrem

Page 50: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

38

Koçu, Ahmet Rasim, Peyami Safa, Ahmet Refik, İsmail Habip, Abidin Daver, Cenap

Şahabettin, Vedat Nedim, Halit Ziya, Cevat Fehmi Başkurt, Mümtaz Faik, Fuat

Köprülü, Halit Fahri gibi yazarlardır.

Genel yayın yönetmenliğini İbrahim Yıldız’ın üstlendiği Cumhuriyet’in

günümüzdeki başlıca yazarları ise; İlhan Selçuk, Hikmet Çetinkaya, Cüneyt

Arcayürek, Mustafa Balbay, Ali Sirmen, Nilgün Cerrahoğlu, Şükran Soner, Mahmut

Gürer, Orhan Erinç, Ataol Behramoğlu, Ali Sirmen, Mümtaz Soysal, Oktay Akbal,

Oral Çalışlar, Deniz Som, Orhan Bursalı, Hikmet Bila, Öztin Akgüç, Oktay Ekinci,

Deniz Kavukçuoğlu, Zeynep Oral, Işıl Özgentürk, Selmi Andak, Sunay Akın, Leyla

Tavşanoğlu, Işık Kansu, Abdülkadir Yücelman, Emre Kongar, Server Tanilli, Reşit

Emre Kongar, Erdal Atabek’dir.

1946’dan beri ‘Yunus Nadi Armağanı Yarışması’nı düzenleyen, her yıl belli

bir bilim ya da sanat konusuna ayrılan yarışmada özgün araştırmaları destekleyen

Cumhuriyet gazetesi, yeni dergi ve gazeteler yayımlamak, ulusal radyo ve televizyon

istasyonları kurmak amacıyla 2000’de Yeni Gün Holding’i kurdu; holdingin başına

İlhan Selçuk getirildi.

2000’de başlatılan bu amaç çerçevesinde gazetenin, Cumhuriyet Kitap,

Cumhuriyet Bilim-Teknoloji ve Cumhuriyet Pazar Dergi, Cumhuriyet Hafta Sonu,

Cumhuriyet Spor, Cumhuriyet Strateji, Cumhuriyet Tarım-Gıda-Hayvancılık,

Cumhuriyet Eğitim, Cumhuriyet Enerji, Cumhuriyet Yaşam, Cumhuriyet Ankara,

Cumhuriyet Ege, Cumhuriyet Gezi, Cumhuriyet Salı /Cuma Kitabı gibi ekler verdiği

görülmektedir.

Page 51: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

39

2. 2. 2 Hürriyet

Doğan Ofset Vatan Gazetecilik adıyla 1943 yılında İstanbul’da kuruldu. 1

Mayıs1948’de Sedat Simavi tarafından İstanbul Cağaloğlu’nda yayın hayatına girdi.

İlk dönemde gazetede Ebululâ Mardin, Refik Halit Karay, Sait Faik

Abasıyanık, İbrahim Alaaddin Gövsa gibi ünlü isimler yer aldı. Ayrıca Yahya Kemal

Beyatlı’nın bazı şiirleri de ilk kez Hürriyet’te yayımlandı.

Sedat Simavi’nin 1953’te ölmesinden sonra yönetimi ortaklaşa oğulları

Haldun ve Erol Simavi üstlendi. 1971’e kadar devam eden bu ortaklık, Haldun

Simavi’nin Web Ofset grubunu oluşturarak ayrılmasından sonra yönetimi tümüyle

Erol Simavi üstlendi ve 1971 sonrasında sırasıyla İzmir, Ankara, Adana ve

Erzurum’da büroları olan Hürriyet, 1973’te ofset baskı sistemine geçerek özellikle

renkli fotoğraf kullanımında ilk olması özelliğiyle büyük avantaj sağladı.

İlk seri ilanı yayımlamasıyla da dikkat çeken Hürriyet’i, 28. 06. 1994’te

Doğan Holding satın alarak bünyesine kattı. Hürriyet gazetesi hâlen Doğan Medya

Grubu’nda yer almaktadır.

Hürriyet’in başlıca yazarları ise Oktay Ekşi, Bekir Coşkun, Tufan Türenç,

Ertuğrul Özkök, Mehmet Yılmaz, Yalçın Doğan, Özdemir İnce, Enis Berberoğlu,

Yılmaz Özdil, Yalçın Bayer, Erdal Sağlam, Şükrü Kızılot, Hadi Uluengin, Zeynep

Göğüş, İlter Türkmen, Bülent Düzgit Ege Cansen, Esat Yılmaer, İsmail Er, Korkut

Göze, Erman Toroğlu, Altan Tanrıkulu, Latif Demirci, Güzin Abla, Sahrap Soysal,

Kubilay Keskin, Mevlit Tezel, Cenker Tezel, Nilüfer Pazvantoğlu, Niobe, Melda

Narmanlı Çimen, Onur Baştürk, Pınar Reyhan, Doğan Hızlan, Ayşe Arman, Pakize

Suda, Kanat Atkaya, Tolga Akyıldız, Figen Batur, Temuçin Tüzecan, Ayşe Özek

Karasu, Yorgo Kırbaki’dir.

Page 52: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

40

Genel yayın yönetmenliğini Ertuğrul Özkök’ün yaptığı Hürriyet gazetesi

ayrıca çeşitli ekler vermektedir. Bunlar: Kelebek, Ankara, Ege, Cuma, Cumartesi,

Pazar, Seyahat, Otoyaşam, E- Yaşam, Hürriyet İK ve Tatil.

2. 2. 3. Sabah Gazetesi

22 Nisan 1985’te Dinç Bilgin’in sahibi olduğu Sabah Yayıncılık A. Ş.

bünyesinde İstanbul’da yayımlanmaya başlandı. İlk genel yayın yönetmeni Rahmi

Turan’dır. Ekim 2000’de Dinç Bilgin’e ait Etibank’ın TMSF’ye devrinden sonra

Sabah Yayıncılık ve Sabah Pazarlama’nın hâkim hisselerini Turgay Ciner’e satan

Dinç Bilgin; Sabah Gazetesi, ATV, Yeni Asır, Bir Numara Yayımcılık ve Yeni

Binyıl Gazetesi’ndeki tüm hisselerini de Çukurova Grubu’nun sahibi Mehmet Emin

Karamehmet, Turkcell’in ortağı MV Holdingin sahibi Murat Vargı ile Turgay

Ciner’in kurduğu MTM Haber Yatırım AŞ adlı şirkete sattı. Bu şirket adına önce

Murat Vargı, sonra Bülent Ergin imtiyaz sahibi oldu.

2002 yılından itibaren Ciner Grubu’nda yer alan Sabah gazetesine, 2 Nisan

2007 itibariyle tüm Ciner grubu kuruluşlarında olduğu gibi TMSF tarafından el

konuldu ve aynı yıl TMSF tarafından Çalık grubuna satıldı.

Günaydın, Cuma, Cumartesi, Pazar gibi ekler veren Sabah gazetesinin başlıca

yazarları ise; Engin Ardıç, Nazlı Ilıcak, Erdal Şafak, Emre Aköz, Mehmet Barlas,

Hacer Gemici, Meliha Okur, Mahmut Övür, Hıncal Uluç, Ergun Babahan, Yasemin

Taşkın, Hasan Bülent Kahraman, Yavuz Donat, Murat Didin, Levent Tüzemen,

Turgay Demir, Kazım Kanat, Emrah Kayalıoğlu, Elvan Demirkan, Yüksel Aytuğ,

Atilla Dorsay, Murat Tunalı, Prof. Dr. Bengi Semerci, Refik Durbaş’tır.

Page 53: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

41

BÖLÜM III

TÜRKÇENİN SÖZVARLIĞI AÇISINDAN

GAZETELERİN İNCELENMESİ

Bu bölümde Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerine yansıyan Türkçenin

sözvarlığı ögelerine yer verilmiştir. Gazetelerde belirlenen deyimler, Ömer Asım

Aksoy’un “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”, ikilemeler Necmi Akyalçın’ın “Türkçe

İkilemeler Sözlüğü” temel alınarak abecesel sırayla bu bölümde yer almaktadır.

3.1.1 Deyimler

Aba altından sopa göstermek(Aba altından değnek göstermek)

“Olmadı, aba altından değnek gösterildi ama.”(Hür.,2 Şub.,Kelebek eki,s.3)

Aceleye gelmek

“Dizi, teknik açıdan 'aceleye gelmiş' hissi uyandırdı.”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Acı çekmek

“Dileriz, Yargıtay’ın kararı, acı çeken binlerce kandırılmış gurbetçimizin

yarasına merhem olur.”( Cum.,1 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.15)

“27 yıllık evliliklerinde her zaman için topluma mal olmuş bir iş adamı ve

siyasetçi olan kocasının yanında bütün sorunlara zaman zaman acı çekerek göğüs

gerdiğini hatırlatan Lario,...”(Hür., 1 Şub., s.13)

“Ve bunun acısını çektim.”(Sab.,7 Şub.,s.2; 20 Şub.,s.2)

Page 54: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

42

Açığa vurmak

“..., ezberi bozan düşünceleri açığa vurdun mu, artık 'düşmansın', 'vatan

haini'sin,hedefsin!”(Cum.,23 Şub.,s.15)

“..., Çankaya ile ilgili duygularını açığa vuran şu yanıtı verdi.”(Sab., 1Şub.,

s.4)

Açıkgöz

“…‘Sarıyer’deki 4 katlı yalının mirasçısı olmayan 81 yaşındaki sahibi

Barman, açıkgözlerin hedefi oldu’,…”(Sab., 10 Şub.,s.6(2))

Açık kapı bırakmak

“Aksu, 'Hiçbir açık kapı bırakmamak için tüm gücümüzle çalışıyoruz....'

dedi.”(Cum., 2 Şub., s.6)

“AK Parti Grup Başkanvekili Gündüz’e ‘Erdoğan açık kapı bırakırsa

Çankaya için kaç aday çıkar?’ diye sorduk.”(Sab.,13 Şub.,s.1,19(2))

Açık oturum

“Ciddi, yarı ciddi, gayrı ciddi olan gazetelerimiz, böyyük mü böyyük irili

ufaklı yazarlarımız Dink’in sokak ortasında öldürülmesi olayında hükûmetin bir

numaralı sorumlu olduğunu nedense ne yazabildiler, ne de TV’lerdeki açık

oturumlarda söyleyebildiler.” (Cum.,1 Şub.,s.8)

Açık seçik

“… bu yoldaki strateji ve kadrolaşma hareketi de açık seçik

ortadadır.”(Cum.,5 Şub.,s.8; 12 Şub.,s.1(2))

“Yani 'Hayali transfer haberleri, futbol hastalarını oyalayan beyaz yalanlardır'

diyor, açık seçik.”(Sab.,8 Şub.,s.13; 16 Şub.,s.5)

Page 55: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

43

Açık vermek

“Bütçe doğuda açık veriyor.”(Hür.,12 Şub.,s.8(2))

Adamın Ömer diyeceği ağzını büzmesinden belliydi(Asıl şekli: Ağzının

domalmasından Ömer diyeceği belli idi.)

“Ama sık sık tekrarladığımız Antep ağzındaki ‘Adamın Ömer diyeceği ağzını

büzmesinden belliydi.’ çizgisinden giderek,…”(Sab.,6 Şub.,s.5)

Adam olmak

“Bu ülkede, bir Ermeni aydının ‘Bu Türkler adam olmaz’ diye yazı yazma

hakkı vardır.”(Hür.,6 Şub.,s.19)

Adı çıkmak

“Abdülhamit döneminin adının çıktığını, Demokrat Parti döneminde bile bu

kadar ileri gidilmediğini söyleyen Baykal,…”(Cum.,9 Şub.,s.1,5)

“Abdülhamit döneminin adı çıkmış; …”(Sab.,9 Şub.,s.20)

Adı karışmak

“Başkentteki fuhuş operasyonuna adı karışan hâkim M.H.Ç.’nin, arkadaşları

için birçok kez kadın siparişi verdiği ve…”(Hür.,7 Şub.,s.1; 16 Şub.,s.7; 18 Şub.,s.1;

21 Şub.,s.17(2))

“Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Remzi Akçin ve İzmit Başmüdür vekili

Şükrü Keleş’in kurtarılması amacıyla ekim ayında yapılan yüksek disiplin kurulu

toplantısına, bu olaya adı karışan Müsteşar vekili Mehmet Şahin’in...”(Sab.,17

Şub.,s.8; 22 Şub.,s.6)

Adını koymak

“AK Parti’de de, CHP’de de,DYP’de de adı konmamış seçim takvimi

işliyor.” (Sab.,13 Şub.,s.19)

Page 56: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

44

Ağır basmak

“Bugün ne yazık ki iki alanda da olumsuz göstergeler ağır

basmaktadır.”(Cum.,19 Şub.,s.1)

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan son günlerde, ne zaman milliyetçiliği ağır

basan bir demeç verse, muhalefet kendisini hemen 'takıyye' yapmakla itham

ediyor.”(Hür.,11 Şub.,s.25)

“..., köylülüğün ağır bastığı demografik yapısı bulunan ülkelerde, siyasetin

geri dönüşü olmayan noktaları pek yoktur.”(Sab.,14 Şub.,s.5)

Ağır başlı

“Düne kadar ağır başlı görüntüsüyle, nazik tavrıyla algıladığım sizi çamurun

üzerine bir güzel oturtuvermişler.”(Hür.,21 Şub.,s.14)

Ağırdan almak

“Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney ile

yaptığı görüşmede, Ermeni soykırımı iddialarına destek veren tasarının kongreden

geçmesi ve PKK ile mücadelede ağırdan alınması durumunda,…”(Sab.,7 Şub.,s.20;

11 Şub.,s.38)

Ağırına gitmek

“En ağrıma giden de, beni reklam yapmakla suçlamaları.”(Hür.,4 Şub.,Pazar

ki s.10)

“Diğerleri rahatça geçerken kuyrukta beklemek ağırıma gidiyor.”(Sab.,25

Şub.,s.1,19(3))

Ağırlığını koymak

“Demek ki, ABD istediği zaman ağırlığını koyarak üstelik Fransa gibi kolay

diş geçiremediği bir ülkeye gerekeni yaptırabiliyor.”(Cum.,9 Şub.,s.8)

Page 57: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

45

“Fenerbahçe ağırlığını koyamazken Rize oyunu ağırdan alarak skoru kontrol

altına almıştı.”(Sab.,11 Şub.,s.38)

Ağız birliği etmek (Söz birliği etmek)

“Bahçeli, 'Terör örgütü PKK ve İmralı'daki elebaşı cani ile 'teşhis ve ağız

birliği' içine girmiştir.' dedi.”(Cum.,7 Şub.,s.1,4(2); 25 Şub.,s.10)

Ağız dalaşı

“…emekli albay Yakup Yavuzer’in eşi Esin Yavuzer ile yönetici Baruh

arasında zaman zaman ağız dalaşına kadar vardı.”(Sab.,27 Şub.,s.18)

Ağza alınmayacak

“Bu devletin Maliye Bakanı’na ağza alınmayacak şeyler

söylüyorlar.”(Sab.,26 Şub.,s.8)

Ağza almamak

“Zerre kadar utanma duyguları olsa, bu konuyu ağızlarına almazlar.”(Hür.,

10 Şub.,s.17; 16 Şub.,s.17)

Ağzına geleni söylemek

“Erdoğan hakkında ağzına geleni yazanlar, birden ‘Başbakanla samimi

olunmaz’ diye kural koymaya başladı.”(Sab.,26 Şub.,s.1,5)

Ağzından çıkanı kulağı duymamak

“Burada ağzından çıkanı kulağı duymayana yer yok.”(Sab.,23 Şub.,Günaydın

eki s.9)

Ağzından düşürmemek

“Bugün kimsenin ağzından düşürmediği 'hukuk devleti' kavramını artık ara ki

bulasın!..”(Cum.,12 Şub.,s.1)

Page 58: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

46

Ağzını açmamak

“Erhan Tuncel’in ağzını açmamasından da bir özgüveni yansıttığını

anımsatan Baykal,…”(Cum.,9 Şub.,s.5)

Ağzını bıçak açmamak

“Öte yandan Yasin Hayal’in oturduğu mahallede yaşayanların ağzını bıçak

açmıyor.”(Sab.,4 Şub.,s.19)

Ağzını bozmak

“Edepli olmasam ağzımı bozacağım vallahi.”(Sab.,17 Şub.,s.1,6; 23

Şub.,Günaydın eki s.9)

Ağzıyla kuş tutsa...

“Ağzınla kuş tutsan birileri, kanadını yandan tuttu diyor, biri yok diğer kanadı

iyi tutamadı gibi laflar ediyor.”(Hür.,16 Şub.,s.9)

Ahkâm kesmek

“Bu hükûmet, ırkçılık, derin devlet lakırdıları üzerine ahkâm

kesenler,...”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Akıl almamak

“Ama akıl almaz bir yer.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

“Akıl almayacak bir tecrübe.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.13)

“Akıl alır gibi değil.”(Sab., 24 Şub.,s.26)

Akılda kalmak

“Cumhuriyet gazetesinde çalışmaya başladığım ilk yıllardan aklımda kalan

manşet haberlerimin başında hayali ihracat olayları geliyor.”(Cum.,1 Şub.,s.8; 6

Şub.,s.9)

Page 59: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

47

“...ama en çok akılda kalanı 2000 yılındaki Rolling Stone

çekimiydi.”(Hür.,24 Şub.,Cumartesi eki s.11)

Akıl etmek

“Bu su işini de o akıl etti.”(Sab.,12 Şub.,s.15)

Akıl kârı olmamak

“...kötü yönetilmeye son verecek çareler üzerinde düşünmeye başlamak daha

akıl kârı olmaz mı?”(Cum.,26 Şub.,s.7)

Akıl vermek

“Nasıl uygulanacaksa 'kullanmayın' diye akıl veriyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8; 25

Şub.,s.1,5)

“Çocuklar ‘Şimdi herkes akıl veriyor…’ diye konuştu.”(Sab.,26 Şub.,s.1)

Aklı almamak

“...aklımızın almadığı şu cümleleri sarf etmiş:...”(Hür.,18 Şub.,s.21)

“Zira aklın almayacağı işler dönüyor.”(Sab.,2 Şub.,s.19; 22 Şub.,Ankara eki

s.4)

Aklı ermek

“Dumanlar püskürten bir demir atın bufalodan daha değerli sayılışına aklım

ermiyor.”(Cum.,18 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.9)

Aklına gelmek

“Ne var ki RTE’nin son açıklamaları bu olasılığı akla getiriyor.” (Cum.,1

Şub.,s.8; 2 Şub.,s.8; 4 Şub.,s.10; 6 Şub.,s.8; 7 Şub.,s.6; 8 Şub.,s.8; 9 Şub.,s.1,8; 10

Şub.,s.15; 13 Şub.,s.9,8; 16 Şub.,s.6; 17 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.10,12,13(2); 21 Şub.,s.7;

23 Şub.,s.8; 24 Şub.,s.16,8; 26 Şub.,s.8(2),7)

Page 60: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

48

“Unutkanlık değilse, o zaman aklıma daha kötü ihtimaller gelecek.”(Hür., 1

Şub., s.17; 8 Şub.,s.1,17; 11 Şub.,Pazar eki s.15,16; 13 Şub.,s.1,19; 15 Şub.,s.29(3);

17 Şub.,s.14,17)

“Adale sakatları kervanına dün sabah ter idmanında Toroman'ın da katılması

'Yanlış yükleme mi yapılıyor?' şüphesini akıllara yeniden getirdi.”(Sab., 1 Şub.,

s.28; 2 Şub.,s.7; 7 Şub.,s.4; 17 Şub.,s.5; 19 Şub.,s.17; 20 Şub.,s.2,6; 21 Şub.,s.5; 22

Şub.,s.19(2); 23 Şub.,s.26; 24 Şub.,s.19; 25 Şub.,s.19,Pazar eki s.8)

Aklına koymak

“Başkan Bush Irak’a saldırmayı aklına koyduğunu 2002 yılının ortalarında

belli etti.”(Hür., 1 Şub., s.17)

Aklına takılmak

“Bu iş nereye varır, sorusu aklıma takılıyor.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Görüldüğü gibi, derin devlet kavramını herkes, faili meçhul cinayetlerden,

Susurluk çetesine ve Şemdinli olaylarına kadar aklına takılan hangi olay varsa

onunla açıklıyor.”(Hür.,2 Şub.,s.17)

Aklından çıkmak

“Ama ondan bana kalan asıl miras, hayatımın hiçbir anında aklımdan

çıkmayan şu cümlesiydi:...”(Hür.,14 Şub.,s.17)

Aklından geçmek

“Araştırmacıların bundan sonra 'insanın aklından geçenlerle gerçek niyetini

ayırt etmeyi sağlayacak' yeni bir yöntem geliştirmek için çalışacakları ifade

edildi.”(Hür., 10 Şub.,s.5(2); 18 Şub.,Pazar eki s.13)

Aklını başına almak

“O nedenle hepimiz aklımızı başımıza alalım.”(Hür.,7 Şub.,s.17)

Page 61: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

49

“Bunun için herkesin aklını başına alması gerekiyor ve...”(Sab.,5 Şub.,s.17)

Aklını çelmek

“Türlü ödül ve vaatlerle aklı çelinmiş olan Kürt kökenli vatandaşlarımıza

askeri bir harekat yapmadan önce,...”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5)

Aklının ucundan bile geçmemek (Aklının köşesinden geçmemek)

“Programa katılmayı aklımın ucundan bile geçirmedim.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

“Aklımın ucundan bile geçmezdi.”(Hür.,24 Şub.,Cumartesi eki s.10)

“Henüz 21 haftalık hamile olduğu için doğum sancısının tutacağı aklının

ucundan bile geçmiyordu.”(Sab.,21 Şub.,s.7)

Aklı sıra

“... ve ilk günkü celsede CH'ye (Fransa'nın haftalık mizah ve karikatür dergisi

olan “Charlie Hebdo”)- yalnızca- Masonların sahip çıktığını belirterek akıllları sıra

bir taşla iki kuş vuruyorlardı.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Aklı yetmek

“Sonra onlar sordular, biz de dilimiz döndüğünce, aklımız yettiğince yanıt

verdik.”(Sab.,17 Şub.,s.23)

Akşamüstü

“ve akşamüstü özür diledi.”(Sab.,1 Şub.,s.2(2); 18 Şub.,s.7)

Alçak gönüllü

“…1995’te ortaya alçak gönüllü bir sinema buluşması çıkıyor.”(Cum.,25

Şub.,s.10)

“Referans Gazetesi yazarı Cengiz Çandar ise dünkü köşesinde, ‘Wolfowitz,

giyim kuşamında pasaklık ölçüsüne varacak kadar özensiz, ikili insan ilişkilerinde

Page 62: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

50

gayet yumuşak,oldukça alçak gönüllü, siyasi görüşlerinde ise son derece inatçıdır.’

yorumunu yaptı.”(Hür., 1 Şub., s.1; 5 Şub.,s.16)

“Başörtü takmak bireysel bir tercih, alçak gönüllülüğün ve Tanrı'ya

adanmışlığın sembolü.”(Sab., 10 Şub.,s.22)

Aldırış etmemek

“Ancak hiçbir gazete yasa hükmüne aldırış etmiyor.”(Cum.,12 Şub.,s.1)

“Dev uçak çok aldırış etmeden, eli ayağı titremeden yerden kesilmişti.”(Hür.,

8 Şub.,s.6)

Alın yazısı

“Vali Vekili gafı için ‘Ben alın yazısı anlamında söyledim.’ dedi.”(Sab.,6

Şub.,s.1,14(2))

Allah aşkına

“Size soruyorum, hangi üründe fiyatlar bir önceki yıla göre yüzde 10'un

altında kalmıştır, Allah aşkına?”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Allah aşkına bu ocak ayında açık ayakkabıyla dolaşmak da nereden

çıktı?”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Allak bullak etmek(Allak bullak olmak)

“Son 10 yılın en sert düşüşünü yaşayan Şanghay Borsası, İMKB başta olmak

üzere dünya piyasaların da allak bullak etti.”(Cum.,28 Şub.,s.12)

“…,kendine bile hayrı olmayan personel, kızların psikolojisini iyice allak

bullak ediyor.(Sab.,5 Şub.,s.15)

Altından kalkmak

“Bu sorumluluklar, Türkiye'nin bugün altından kalkabileceği, üstesinden

gelebileceği durumlar değildir.”(Cum.,15 Şub.,s.1,4(3))

Page 63: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

51

“Konuşursam altından kalkamazlar.”(Hür.,5 Şub., Kelebek eki s.5(2))

Altını çizmek

“Yargıtay 8.Ceza Dairesi, Konya’da kurulu Endüstri Holding’in eski Yönetim

Kurlu Başkanı Mustafa Ertekin ve dört yönetici hakkında yerel mahkemenin verdiği

beraat kararını bozduktan sonra gerekçeli kararında şu noktaların altını çizdi”(Cum.,1

Şub.,s.8,11; 2 Şub.,s.18; 3 Şub.,s.8; 4 Şub.,s.1,8,9(2); 6 Şub.,s.4; 7 Şub.,s.6; 8

Şub.,s.11; 9 Şub.,s.4(4); 11 Şub.,s.1,10; 12 Şub.,s.1; 13 Şub.,s.3; 14 Şub.,s.6,4; 15

Şub.,s.5; 16 Şub.,s.5; 18 Şub.,s.8; 19 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.8; 25 Şub.,s.1,5(2),8; 27

Şub.,s.3(2))

“Matt Bryza, ABD Özel Temsilcisi Joseph Ralston'ın çok büyük bir çaba

içinde olduğunun da altını çizmiş.” (Hür., 1 Şub., s.17; 13 Şub.,Kelebek eki s.8; 14

Şub.,s.14; 17 Şub.,s.17; 18 Şub.,s.18)

“Diplomatik kaynaklar, Doğu Akdeniz'de hak ihlali olacak gelişmelere izin

verilmeyeceğinin altını çizerek,...”(Sab.,2 Şub.,s.17; 6 Şub.,s.5; 7 Şub.,s.16; 10

Şub.,s.22; 12 Şub.,s.16; 14 Şub.,s.8,20; 18 Şub.,s.13; 19 Şub.,s.20,5; 28 Şub.,s.20)

Alttan almak

“Putin, Avrupa Birliği’nin Amerika politikalarına ses çıkarmamakla, alttan

almakla, görmezden gelmekle ulaşabileceği bir yerin olmadığını anımsattı.”(Cum.,11

Şub.,s.8(2))

Altüst etmek(olmak)

“Terfi sıralaması yapılırken kıdem sıralaması alt üst ediliyor,...”(Cum.,14

Şub.,s.5; 18 Şub.,s.8,10; 21 Şub.,s.7(3); 25 Şub.,s.10)

“Küresel ısınma tüm hesapları altüst etti.” (Hür., 1 Şub., s.1(2); 3 Şub.,s.19)

Page 64: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

52

“Yayınlandığı dönemlerde reyting rekorlarını altüst eden Kurtlar Vadisi

dizisi,...”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Ana baba günü

“Bir gün sonra kar yağıp donma başlayınca tünelin girişi ana baba

günü.”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Anasını satayım

“Bu gençleri şöyle anlatıyor:…Madem bu Ermeniler bize mesele çıkarıyor,

temizleyelim gitsin, anasını satayım’ diye konuşuyor…”(Hür.,7 Şub.,s.17)

Ant içmek

“Ama bu topraklarda canımı vermeye ant içmiş biri olarak...”(Hür.,2 Şub.,

Kelebek eki s.1,3)

Apar topar

“...katilin Trabzon'a ulaşmadan, kimlerle ilişkiye geçeceği belirlenmeden

apar topar Samsun'da yakalanması bunun göstergesi değil mi?”(Cum.,4 Şub.,s.10;

13 Şub.,s.1,8)

“…Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürü, İçişleri Bakanı’nın ‘Müfettişler

raporlarını hazırlamadan tek hareket yapmam’ demesine rağmen niçin apar topar

görevden alındılar?”(Sab.,7 Şub.,s.15; 23 Şub.,Günaydın eki s.9)

Ara bulma

“Kürt realitesini anlamaları için hem ABD’li ara bulucu hem de bölgedeki

yetkililerin bizimle görüşmeleri lazımdır.”(Cum.,14 Şub.,s.8)

“Ajanın erkek kardeşi Abraham Cohen de Cohen’in kemiklerinin İsrail-

Suriye arasında barışın tesisi için ‘sembolik’ önem taşıdığını belirterek ‘Türkiye daha

Page 65: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

53

önce birkaç defa İsrail-Suriye arasında barış için ara bulucu olmayı önermişti…’

dedi.”(Sab., 13 Şub.,s.14)

Arada bir

“..., arada bir Demirel'e uğruyor.”(Cum.,23 Şub.,s.8)

Araları açık

“Başbakanla araları açık.”(Sab.,1 Şub., s.12)

Ara sıra

“Sevgilim Zara, kadın ticareti yaptığı iddia edilen Azade Değirmenci ile ara

sıra telefonla konuşuyorlardı.”(Hür.,16 Şub.,s.7)

Araya girmek

“Cenk araya girdi,...”(Sab., 2 Şub.,s.28; 20 Şub.,s.2)

Arka arkaya

“Görüntüler birkaç farklı açıdan arka arkaya çekiliyor.”(Hür.,2 Şub.,s.1,17)

Arka çıkmak

“...PKK'lılara arka çıkarak 'durumu idare etmeyi' bugüne kadar

başardı.”(Hür.,16 Şub.,s.17)

Arkasını getirememek

“Ama yaptıklarından ziyade yapmadıklarına ve başlayıp arkasını

getiremedikleri bir takım polemiklere bakarak...”(Sab.,21 Şub.,s.19)

Arpa boyu yol gitmek

“...ne yazık ki, bir arpa boyu yol alamadığımızı gördük.”(Cum.,2 Şub.,s.8)

Askıda kalmak

“Her reform girişimi bir rejim tartışmasına konu edildiği için, bu tür arayışlar

askıda kalmaktadır.”(Sab.,13 Şub.,s.5)

Page 66: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

54

Askıya almak

“Çocuklarını büyütürken mühendislik kariyerini ve müzik çalışmalarını bir

süre askıya almış:…”(Cum., 11 Şub.,s.7; 23 Şub.,s.10(2); 27 Şub.,s.1)

“Sonay’ın hamileliği boyunca işi gücü askıya aldım ama …”(Sab.,2 Şub.,s.7;

10 Şub.,s.5)

Aşka gelmek

“Sanki bunlar yaşanmamış gibi Erdoğan, Aşkabad seferinde aşka geldi

ve…”(Cum.,17 Şub.,s.15)

“Bursa’da bir sünnet düğününde aşka gelip silaha sarılan İ.D., üniversite

öğrencisi 19 yaşındaki Sezin Akoy’u öldürdü.”(Sab.,7 Şub.,s.15)

Ateş açmak

“11 Mart’ta Kozlu ocaklarında başlayan çatışmada jandarmanın açtığı ateş

sonucunda iki kişi yaşamını yitirirken,…”(Cum.,13 Şub.,s.9; 27 Şub.,s.1)

“Ağır Ceza Mahkemesi, O.A.'yı düğünlerde havaya ateş açan 'magandaların'

yargılandığı 'halk arasında korku ve panik yaratmak' suçundan da yargıladı.”

(Sab.,12 Şub.,s.19)

Ateş almak

“Samast'ın silahı ateş almıyor ancak...”(Sab.,3 Şub.,s.18; 23

Şub.,s.1(2),14(5))

Ateş bacayı sarmak

“Ateş bacayı sararken içeride hâlâ parti sürüşmeleri,...”(Cum.,19 Şub.,Strateji

eki s.5)

Page 67: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

55

Ateşe atmak

“Washington bunu yaparken elini ateşe atmaktan kaçınıyor,…”(Cum.,9

Şub.,s.6)

Ateş etmek

“İddiaya göre silahını da çeken Ekici rastgele birkaç el ateş etti.”(Cum., 10

Şub.,s.1(4))

“Ateş eden, birkaç adım bu adama doğru yürüdü.”(Hür.,4 Şub.,s.18; 6

Şub.,s.5(2); 12 Şub.,s.1,6(4))

“Kadın tanık:'Dink'e ateş eden Hayal'di.”(Sab.,3 Şub.,s.18(3); 12 Şub.,s.6(3);

20 Şub.,s.19(3))

Ateşe vermek

“Dün gündüz saatlerinde ise İslam Üniversitesi ateşe verildi.”(Cum.,3

Şub.,s.9(4))

Ateşle oynamak

“...Türkiye'nin kaderiyle ve ateşle oynadıklarının farkındalar mı?”(Cum., 19

Şub.,Strateji eki s.5)

Ateş püskürmek

“İsrail meclisindeki muhalefet, heyet teklifini kabul eden Başbakan'a ateş

püskürdü.”(Cum.,17 Şub.,s.9)

At izi it izine karışmak

“Bu durumda at izi it izine karışıyor.”(Sab.,8 Şub.,s.19)

Avuç açmak

“Ankara Koleji'nin arkasında çarşamba günleri kurulan pazarda tezgahları

dolaşırken, bir dilenci avuç açmış anneme.”(Sab.,11 Şub.,s.5)

Page 68: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

56

Ayağa kaldırmak

“Güvenlik güçlerinde görevlilerin, resmi üniformalarıyla Türkiye'yi ayağa

kaldıran...”(Cum.,3 Şub.,s.19; 4 Şub.,s.18)

“ O gün Türkiye’yi ayağa kaldırırım.”(Hür., 10 Şub.,s.17(2))

“Türkiye'yi ayağa kaldıran Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant

Dink suikastinin tetikçisi Ogün Samast'ın...”(Sab.,2 Şub.,s.15; 21 Şub.,s.14; 23

Şub.,s.7)

Ayağa kalkmak

“Salim Bey'i görünce sevinerek ayağa kalktı.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“..., ayağa kalktı beni alkışladı.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.13)

Ayağına gelmek

“Fenerbahçe, 100. yılda ayağına gelen fırsatı tepti,...”(Hür.,23 Şub.,s.1)

“İlk kez Türkiye Cumhuriyeti'nin yetkilileri ayağımıza gelip dertlerimizi

soruyorlar.”(Sab.,15 Şub.,s.19)

Ayağını yere basmak

“Ben ise ayakları yere basan, sakin gitmemiz gerektiğine inanan

biriyim.”(Sab.,12 Şub.,s.15)

Ayağı uğurlu

“ ‘Ayağın uğurludur’ diyenler de oldu,…”(Sab.,16 Şub.,s.28)

Ayak basmak

“Geçen ay ülkeyi ziyaret eden Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza

Rice’tan sonra bu kez de Almanya Başbakanı Angela Merkel Suudi başkentine başı

açık ayak bastı.”(Sab.,5 Şub.,s.16; 25 Şub.,s.22)

Page 69: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

57

Ayaklar altına almak

“...ve bunun sonucu olarak insan haklarının ayaklar altına alındığını ibretle

izliyoruz.”(Cum.,26 Şub.,s.9)

“Başbakan Erdoğan dün AK Parti grup toplantsında ‘…Vatanı kurtarmak

adına hukuk ayaklar altına alınamaz.’ dedi.”(Sab.,7 Şub.,s.1,21)

Ayakta tutmak

“Türkiye'de cumhuriyetin kuruluşundan beri ülkeyi ayakta tutan anayasal

'devlet' kavramı ile 'hükûmet' arasındaki somut ve ideolojik çelişkiyi ise bilmeyen

yoktur.”(Cum.,12 Şub.,s.1,8; 14 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.4)

“Beni ayakta tutan bu.”(Hür.,17 Şub.,Cumartesi eki s.8)

“ '2 Deli Yürek' Tümer ve Tuncay, golleri ve futbollarıyla takımı ayakta

tuttu.”(Sab.,15 Şub.,s.28)

Ayak uydurmak

“…Ron Asmus, Kuzey Atlantik Paktı Örgütü’nün(NATO) yeni tehditlere

ayak uyduramadığını belirterek…”(Cum.,8 Şub.,s.11)

“Dünyadaki değişime ayak uydurmayı başardığı için, daha da büyüyor, daha

da güçleniyor.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Ayaküstü

“Fakat içeriden, dışarıdan 301'le gelen dalga dalga baskılara kısa, ayaküstü

bir iki cümleyle yanıt verip konuyu geçiştiriyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8; 25 Şub.,s.6)

“Hollandalı ünlü teknik adam,...gazetecilerin sorularını ayaküstü yanıtlarken

F.Bahçe'nin Brezilyalı çalıştırıcısı için ilginç cümleler kurdu.”(Hür.,24 Şub.,s.30)

“Kiminle 'ayaküstü'.”(Sab.,19 Şub.,s.21; 22 Şub.,Günaydın eki s.1)

Page 70: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

58

Ayıptır sorması

“Ayıptır sorması, hangi dergilere bakalım?”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Ayranı kabarmak

“Atalarımızın dediği gibi, -Ayranımız geç kabarıyor.”(Cum.,19 Şub.,Strateji

eki s.5)

Baba ocağı

“Çünkü bizde evlendikten sonra baba ocağına dönmek yoktur.”(Hür.,5

Şub.,s.7)

Bal gibi

“…Erdoğan, ‘Ne dedi bu CHP; olmaz. Oldu mu? Oldu. Bal gibi olur.’

İfadsini kullandı.”(Cum.,18 Şub.,s.5)

“...ama aslında konservatuvara girip bal gibi oyuncu olmak

istemektedir.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

Baskın yapmak

“12 Eylül darbesinden sonra güvenlik güçlerinin MHP binalarına yaptıkları

baskınlarda polis adayı ülkücülerin listelerine de el konulmuş…”(Cum., 2 Şub., s.6;

3 Şub.,s.9)

Başa çıkmak

“...iklim değişikliği ile başa çıkmada mevcut stratejiler de yer

alacak.”(Cum.,4 Şub.,s.9; 8 Şub.,s.10)

“Genelkurmay Başkanı'nın '..., Türkiye tehditle başa çıkmak için gerekli

adımları atacaktır' dediği kaydedildi.”(Sab.,21 Şub.,s.18)

Page 71: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

59

Başa geçmek

“1933'ten öncesini yaşamamışlar Almanya'nın başına bir Hitler'in niçin

geçmiş olduğunu, bu adamın niçin başka ülkelere saldırdığını kolay

anlayamaz.”(Cum.,4 Şub.,s.10(2); 27 Şub.,s.6)

“Trabzon’da McDonalds’ı bombalayan ve 6 kişi yaralayan Yasin Hayal 10 ay

sonra serbest kalıp, yeni bir terör eyleminin başına geçiyor.”(Sab.,7 Şub.,s.15; 12

Şub.,s.15(2); 28 Şub.,s.20)

Başa gelmek

“…Denktaş, ‘Kıbrıs’ın başına ne gelmişse kabadayılık siyasetinden

gelmiştir.’ dedi.”(Cum., 2 Şub., s.8; 4 Şub.,s.12; 12 Şub.,s.9(2); 18 Şub.,s.8(2); 21

Şub.,s.1,5; 26 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.1)

“Eğer kaydedilen ilerleme ve alınacak önlemler bunlar ise vay geldi

başımıza!”(Hür.,1 Şub., s.17; 11 Şub.,s.1, Pazar eki,s.15; 18 Şub.,s.1,6(2); 21

Şub.,s.17; 25 Şub.,Pazar eki s.11; 26 Şub.,s.16; 27 Şub.,s.17; 28 Şub.,s.16(2),17)

“Ancak kendilerinden önceki partilerin başına gelenlerden ders çıkarmış

görünüyorlar.”(Sab., 1 Şub., s.4; 5 Şub.,s.15(4),5; 10 Şub.s.18; 22 Şub.,Ankara eki

s.4; 25 Şub.,s.19)

Baş ağrısı

“Eleştirmenlerin yapay bulduğu film, Geceyarısı Ekspresi kadar baş ağrısı

yaratmaz.”(Sab.,15 Şub.,s.1,7)

Baş aşağı gitmek

“Takım baş aşağı gidiyorsa, futbolcuların testosteronu düşüyor.”(Hür.,25

Şub.,Pazar eki s.6)

Page 72: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

60

Baş başa kalmak

“Hasan Celal Güzel bir gün Özal'la baş başa kalınca demiş ki...”(Sab.,2

Şub.,s.19; 4 Şub.,s.5; 6 Şub.,s.1,7(2))

Baş çekmek

“Rachel Weisz ve Anne Hathaway’ın başı çektiği yıldızlar bu yıl kolye,

yüzük, bilezik dışında tuvaletlerini de değerli mücevherlerle süsleyerek kampanyaya

kulak asmadıklarını gösterdiler.”(Hür.,27 Şub.,Kelebek eki s.1)

“Küresel ısınmaya karşı mücadelede başı çeken İngiltere bu kez ‘ülkesel

soğuma’ ile sarsıldı.”(Sab.,9 Şub.,s.1)

Baş eğmek

“…,kolay baş eğiyorlar, kolay susuyorlar.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Baş etmek(Ö.A.A'da “baş edememek” şeklinde yer almaktadır.)

“... kimi sağlık sorunlarıyla baş edemeyip sayıları azaldı.”(Cum.,11 Şub.,s.10;

18 Şub.,Pazar eki s.5)

“Kilo sorunuyla baş etmeye karar verdiyseniz önce kendinizi iyi

anlamalı,...”(Hür.,5 Şub.,s.4; 12 Şub.,s.16)

Baş göstermek

“Bu piyasada sorunlar baş göstermeye başladı.”(Sab.,28 Şub.,s.8)

Baş göz etmek

“Bir an önce baş göz etmek istedi.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Başı ağrımak

“Bugünlerde pahalı çanta yüzünden başı ağrıyan bir diğer ünlü de Nurettin

Hasman!”(Sab.,2 Şub., Günaydın eki s.1; 4 Şub.,Pazar eki s.4)

Page 73: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

61

Başı derde girmek

“Biz senin için heba olalım, polislerle başımız derde girsin, sen bize bunu

yap.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

“ ‘Başımız devletle derde girer’ diye çekindiler.”(Sab.,9 Şub.,s.21)

Başı dertte olmak

“Türkiye’nin ABD kongresiyle başı bu kadar dertteyken acaba Azerbaycan

hükûmeti bir şey yapıyor mu?”(Hür.,13 Şub.,s.19)

Başı göğe ermek

“Bizim de başımız göğe erdi.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

Başına bela almak

“Başa bela almadan, hastalanıp sıkıntılara düşmeden,…”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Başına dert(iş) açmak(almak)

“..., tam tersine başınıza iş de açabilir.”(Cum.,4 Şub.,s.8; 11 Şub.,s.18)

“Başıma iş de almak istemiyorum.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

“İtalya'nın eski başbakanı ve ana muhalefet lideri Silvio Berlusconi'nin kısa

süre önce bir televizyon ödüllerinin dağıtıldığı tören sırasında bazı kadınlara aşırı

iltifatta bulunması, başına dert açtı.”(Sab., 1 Şub., s.2; 8 Şub.,s.1,11(2); 9 Şub.,s.10)

Başından geçmek

“Bazı kapkaç mağdurları başlarından geçen olayları şöyle anlattı:..”(Cum.,26

Şub.,s.6)

“Yeliz Yeşilmen 16 yaşındayken başından geçen evliliği Kelebek’e

anlattı.”(Hür.,12 Şub.,s.1; 19 Şub.,Kelebek eki s.4; 20 Şub.,s.17)

Page 74: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

62

“İsrail Cumhurbaşkanı Moshe Katsav’ın kendisine tecavüz ettiğini öne süren

eski çalışanı başından geçenleri tüm detaylarıyla İngiliz Sunday Times gazetesine

anlattı.”(Sab.,12 Şub.,s.4)

Başından kaynar sular dökülmek (Bir kazan kaynar su başından aşağı

dökülmek)

“Bir kazan kaynar su başımdan aşağı dökülüyor.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki

s.12)

Başından savmak

“...deyip, beni başından savmaya çalışıyor.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Başını ağrıtmak

“Eşine aldığı 24 bin YTL'lik çanta, işadamı Ercan Canmutlu'nun başını çok

ağrıtmıştı.”(Sab.,2 Şub.,Günaydın eki s.1,2)

Başını alıp gitmek

“..., 'Başımı alıp gitmek istiyorum' diyor.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

Başını belaya sokmak

“Dışişleri Bakanı Gül,…diyen Barzani’yi; ‘Bu bölgedeki irrasyonel liderlik,

maksimalist hayalperestlik daima halkının başını belaya sokmuştur…’ sözleriyle

uyardı.”(Hür.,28 Şub.,s.1,16(4))

“Ama miting bizim başımızı belaya sokar.”(Sab.,11 Şub.,s.25; 28

Şub.,s.1(2),19(4),8)

Başının çaresine bakmak

“Ben de başımın çaresine bakarım.”(Sab.,6 Şub.,s.19)

Page 75: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

63

Başını yakmak(Başını nâra yakmak)

“Ben biliyorum ki, kardeşim konuştuğu zaman çok kişinin başını

yakacak.”(Hür.,4 Şub.,s.18)

“Çok kişinin başı yanar.”(Sab.,4 Şub.,s.19(2))

Başkaldırmak

“Yerleşik düzene geçmeleri için Osmanlı yönetiminin baskılarına

başkaldırışları,...”(Cum.,4 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.3; 18 Şub.,s.10)

“Bulgaristan'ın AB üyeliğinin üzerinden kısa süre geçtikten sonra ülkedeki

yoksul köylüler, Brüksel'in boğma rakıdan almak istediği özel tüketim vergisine

başkaldırmıştı.”(Hür.,6 Şub.,s.13)

“Kısacası; bu yazı dizisinde kısırlığa başkaldıran ailelerin ilk tüp bebek

öykülerini okuyacaksınız.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.8)

Başkaldırı; Sab., 10 Şub.,s.19

Başsağlığı dilemek

“O.A'nın annesiyle babası da Santoro ailesine başsağlığı diledi.”(Cum.,6

Şub.,s.1,6(2))

“O.A.'nın annesi ve babası, kiliseye gelerek rahip Santoro'nun annesi ve kız

kardeşlerine başsağlığı diledi,...”(Hür.,6 Şub.,s.1,19(4))

“Rahibin katil zanlısının anne ve babası ise rahibin ailesinden başsağlığı

diledi.”(Sab.,6 Şub.,s.1,14(4); 19 Şub.,s.21(2))

Baş tacı(etmek)

“Yargının vereceği karar başımızın tacıdır, lehimizde veya

aleyhimizde.”(Cum.,16 Şub.,s.6)

“Demokrasi başımızın tacı.”(Sab.,17 Şub.,s.23)

Page 76: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

64

Baştan aşağı

“Tehliryan’ın ve müdahillerin ifadelerinin baştan aşağı yalan olduğu, seneler

sonra anlaşılacaktı.”(Sab.,4 Şub.,s.20)

Baştan çıkmak

“… ‘hostes Lisa Robertson tarafından baştan çıkarıldığını, bir çeşit cinsel

saldırıya maruz kaldığını’ iddia etti.”(Hür.,19 Şub.,s.6(3))

“İyice baştan çıkıyor.”(Sab. 1 Şub., s.19)

Baş üstünde yeri var

“Eğer kabul ederse, başımızın üstündedir.”(Sab.,22 Şub.,s.19)

Baş üstüne

“Özel Kalem Müdürü 'baş üstüne' diyerek çıkarken...”(Sab.,14 Şub.,s.21)

Başvurmak

“Rusya Kültür Eserleri Koruma Kurumu(Rosokhrankultura) Başkanı Boris

Boyarskov, Ermitaj Müzesi’nin yıllık eser alım komisyonuna başvuran bir

yabancının Türkiye’den 44 yıl önce kaçırılmış bir altın haçı satmak istediğini

açıkladı.”(Cum.,1 Şub.,s.8; 2 Şub.,s.1,3; 3 Şub.,s.7;4 Şub.,s.8,10; 5 Şub.,s.8(2); 6

Şub.,s.12(2); 7 Şub.,s.8,18; 8 Şub.,s.7(4); 9 Şub.,s.6; 11 Şub.,s.10; 12 Şub.,s.1,6; 13

Şub.,s.1,3; 14 Şub.,s.6,1,3; 15 Şub.,s.3,5(2); 17 Şub.,s.7(2),4; 18 Şub.,Pazar eki

s.4(3); 19 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.1,7(3); 24 Şub.,s.6; 25 Şub.,s.10; 26 Şub.,s.6; 27

Şub.,s.11; 28 Şub.,s.1,5)

“Annesini, babasını ve 5 kardeşini kaybeden Demir İnce(29) esrarengiz

ölümlerin sırrının çözülmesi için savcılığa başvurdu.”(Hür., 1 Şub., s.1,5; 2 Şub.,s.7;

3 Şub.,s.1; 4 Şub.,Pazar eki s.10; 6 Şub.,s.13(2),15; 7 Şub.,s.7(2); 8 Şub.,s.17; 9

Şub.,s.16; 12 Şub.,s.14(2); 14 Şub.,s.17; 15 Şub.,s.4,11; 16 Şub.,s.17,9; 18

Page 77: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

65

Şub.,s.18,21; 22 Şub.,s.4,5; 24 Şub.,s.1,16(2); 25 Şub.,s.21; 26 Şub.,s.6; 28

Şub.,s.6,7)

“... ve ikinci pasaportlar için başvurduk.”(Sab., 1 Şub., s.2; 4 Şub.,s.25,7; 5

Şub., s. 17; 6 Şub.,s.21; 7 Şub.,s.4(2); 9 Şub.,s.7,4; 10 Şub.,s.16,18,6; 11 Şub.,s.25;

12 Şub.,s.6,1,16(2); 13 Şub.,s.5; 14 Şub.,s.8,4,17(2); 17 Şub.,s.4,1,19(2); 19 Şub.,s.2;

21 Şub.,s.1,12,14; 22 Şub.,Ankara eki s.4; 23 Şub.,s.1,14; 24 Şub.,s.5; 25

Şub.,s.1,19,21(2); 26 Şub.,s.6,Günaydın eki s.8)

Başvuru; Cum.,1 Şub., s.11; 2 Şub., s.1,4; 3 Şub.,s.3; 4 Şub.,s.9; 7 Şub.,s.7; 8

Şub.,s.1(2),4; 9 Şub.,s.6; 12 Şub.,s.6(4),4; 13 Şub.,s.1(2),3(11); 15 Şub.,s.7; 16

Şub.,s.6(2); 20 Şub.,s.1,7(18); 26 Şub.,s.6

Hür.,3 Şub.,s.21; 6 Şub.,s.7(2); 12 Şub.,s.14; 15 Şub.,s.4,11; 22

Şub.,s.1 ,21; 24 Şub.,s.16(2); 25 Şub.,s.1(2),28

Sab., 5 Şub.,s.7(5); 6 Şub.,s.21,15; 7 Şub.,s.4,1(2); 9 Şub.,s.1,7(2);

10 Şub.,s.5; 12 Şub.,s.6,16(2),21(2); 15 Şub.,s.1,17(4); 17 Şub.,s.1(2),19(5); 23

Şub.,s.1; 24 Şub.,s.14(2); 26 Şub.,s.18(2); 27 Şub.,s.1,19(2)

Bayrak açmak

“AKP'li belediyeler TFF(Türk Futbol Federasyonu)'ye karşı bayrak

açtı.”(Cum., 2 Şub.,s.18)

“Refah Partisi içinde gelenekçi ekibe mücadele bayrağı açarak yola çıkan bu

ekibin önde gelen isimlerinin her birinin gönlünde yatan bir aslan var.”(Sab., 1 Şub.,

s.4)

Bayram etmek(yapmak)

“Eşim ve ailesi erkek çocuk dünyaya getirdiğimde kurbanlar kesip, bayram

yaptı ama...”(Hür.,5 Şub.,s.7)

Page 78: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

66

Belaya girmek

“Kendini Mehmet olarak tanıtan kişi, başlarının belaya girmeyeceğini teyit

için iki yaşındakinin çocuğunun başı üzerine yemin etmeyi de ihmal

etmedi.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15(2); 12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Bel bağlamak

“Diyet yapanları bekleyen en büyük tehlike kısa dönemli sonuçlara bel

bağlamaktır.”(Hür.,5 Şub.,s.4)

Belini doğrultmak

“BOTAŞ’ın mali açıdan belini doğrultması lazım.”(Sab., 1 Şub., s.9)

Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur

“ ‘Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur’ sözü vardır, bunlar hep

aynı.”(Cum.,28 Şub.,s.5)

“Ne demiş atalarımız? 'Benim oğlum bina okur, döner döner yine

okur'”(Sab.,12 Şub.,s.5)

Berabere kalmak

“Fortis Türkiye Kupası'nda çeyrek finalin ilk randevusunda G.Saray,

deplasmanda K.Erciyesspor'la golsüz berabere kalınca tur şansını İstanbul'a

bıraktı.”(Cum.,2 Şub.,s.18; 5 Şub.,s.1; 15 Şub.,s.1,18; 16 Şub.,s.4; 23 Şub.,s.1,18)

“UEFA'daki temsilcimiz Fenerbahçe, Kadıköy'de Az Alkmar'la berabere

kaldı ve...”(Hür.,15 Şub.,s.1)

“Geçtiğimiz hafta lider Fenerbahçe ile arasındaki puan farkını 5'e düşüren

Cimbom, Kayseri'de berabere kalarak yeniden başa döndü.”(Sab.,5 Şub.,s.28; 16

Şub.,s.18; 23 Şub.,s.1)

Page 79: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

67

Bereket versin

“Bereket Mehmet Yılmaz gibi olmayanlar da var.”(Sab.,25 Şub.,s.5)

Beterin beteri

“Kolesterolde beterin de beteri var.”(Hür.,20 Şub.,s.1)

Beyin yıkamak

“Bu intihar komandolarına haşhaş, eroin vererek beyin yıkadılar.”(Cum.,11

Şub.,s.12)

“...Demiray, konuşmasında, 'Afganistan'da gerçek eğitimin yerini propaganda

ve beyin yıkama aldı' diye konuştu.”(Hür., 10 Şub.,s.12)

“Katsav’ın sözcüsü ‘…Beyinlerinizin yıkanmasına izin vermeyeceğiz.’

dedi.”(Sab.,12 Şub.,s.4)

Bildiğini okumak

“Ne var ki Türkiye'yi yönetenlerin 'rapor'ları değil 'bildiklerini okumaları'

yüzünden şimdi de 'depremzede' bir ilçemiz, 'otoyolzede' oluyor.”(Cum.,24 Şub.,s.8)

Bindiği dalı kesmek

“Türkiye kendi bindiği dalı kesiyor.”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5)

Bin pişman (olmak)

“...yurttaşlar 'Evlerini veren komşularımız da şimdi bin pişman. Gelip bize

ağlıyorlar....'sözleriyle tepkisini dile getirdi.”(Cum.,2 Şub.,s.4)

Bir ara

“ABD bir ara Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgilenmediğini

duyuran haberler sızdırdı.”(Cum.,7 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.18)

“Bir ara çok ünlü olan Asmalı Konak dizisinde,...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki

s.16; 14 Şub.,s.16; 18 Şub.,s.23)

Page 80: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

68

“Ancak ben kendisine bir ara yaşamının nasıl olduğunu sordum.”(Sab.,4

Şub.,s.21; 13 Şub.,s.26; 18 Şub.,s.20(2); 20 Şub.,s.19; 26 Şub.,Günaydın eki s.4)

Bir arada

“Bu durum karşısında yapılacak tek şey artık Kıbrıs'ta iki ayrı toplumun barış

içinde bir arada yaşadığı bir noktaya gelmesini sağlamak.” (Cum.,2 Şub.,s.8; 4

Şub.,s.7; 11 Şub.,s.10; 17 Şub.,s.13; 26 Şub.,s.9)

“Kalyoncu ailesi, Tempo dergisine verdikleri röportajda bir arada yaşamak

konusunda çeşitli sorunlar yaşadıklarını anlattılar.”(Hür.,2 Şub.,Kelebek eki,s.3; 11

Şub.,s.1; 12 Şub.,s.16; 18 Şub.,s.23; 19 Şub.,Kelebek eki s.4; 21 Şub.,s.7(2); 28

Şub.,s.14(3))

“Bununla ilgili yaptığım toplantıda bir arada olan sivil toplum örgütleri, bir

araya gelip de bize ortak bir teklif henüz sunamadılar.”(Sab., 1 Şub., s.19; 7

Şub.,s.24; 16 Şub.,s.28; 17 Şub.,s.18; 21 Şub.,s.14; 27 Şub.,s.5)

Bir araya gelmek

“Enstitü, çok sayıda uzmanın bir araya gelerek hazırladığı ve her yıl bir kez

yayımladığı raporda, Türkiye'ye, askeri dengeler grafiklerinin yanı sıra Avrupa'daki

çatışma bölgeleri ve terör bölümünde yer verdi.”(Cum.,1 Şub.,s.11(2); 3

Şub.,s.8(2),5(2); 4 Şub.,s.9(2),12; 5 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.8(2); 9 Şub.,s.8; 11

Şub.,s.4,15; 12 Şub.,s.1,5(2),4; 14 Şub.,s.1,8; 15 Şub.,s.8(3),14;16 Şub.,s.4,11,1,10;

17 Şub.,s.15; 18 Şub.,s.10; 19 Şub.,s.8; 19 Şub.,Strateji eki s.5; 20 Şub.,s.8; 21

Şub.,s.6(2),8(3); 24 Şub.,s.5,8; 25 Şub.,s.1,6(2),10; 27 Şub.,s.8,6(2); 28 Şub.,s.11(2))

“Çevre ve Orman, Enerji ve Tabii Kaynaklar ile Tarım ve Köy İşleri

Bakanları, küresel ısınma eylem planı hazırlamak için salı günü acilen bir araya

gelecek.”(Hür.,4 Şub.,s.1,16; 5 Şub.,s.14; 7 Şub.,s.17; 8 Şub.,s.16,10; 10 Şub.,s.14;

Page 81: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

69

11 Şub.,s.23,21,Pazar eki s.16; 12 Şub.,Kelebek eki s.5; 13 Şub.,s.6; 15 Şub.,s.19,18;

16 Şub.,s.7; 23 Şub.,s.17; 25 Şub.,Pazar eki s.11; 27 Şub.,s.17(2); 28 Şub.,s.14(2))

“Başbakan Tayyip Erdoğan, TCK'nın 301. maddesiyle ilgili sivil toplum

örgütlerinin bir araya gelip de ortak bir öneri sunamadıklarını belirterek,...”(Sab., 1

Şub., s.19(2); 2 Şub.,s.19(2),17(3),28; 5 Şub.,s.17(2); 6 Şub.,s.15; 7 Şub.,s.20(2),21;

9 Şub.,s.21(2); 12 Şub.,s.16(3); 13 Şub.,Günaydın eki s.12; 14 Şub.,s.20; 15

Şub.,s.17; 16 Şub., s.18(3); 18 Şub.,s.20,21; 19 Şub.,s.19,Günaydın eki s.8; 22

Şub.,s.6; 23 Şub.,s.18; 26 Şub.,s.19,8; 27 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.29)

Bir avuç

Ama DİSK’in kuruluşu ve gelişimi, bir avuç sendikacının iradesi, başarısı

değil.”(Cum.,13 Şub.,s.9; 21 Şub.,s.5)

“Etrafına da kendi aklına uygun bir avuç insan toplamış.”(Hür.,11 Şub.,s.1)

Bir bakıma

“İki büyük dünya savaşının yaşandığı bu süreçte bir bakıma dünya iki kez

paylaşıldı.”(Cum.,9 Şub.,s.1)

“Derin devlet Başbakan’a göre bir bakıma ‘kurumların içindeki çeteleşme’

imiş.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 9 Şub.,s.13)

“Tayyip bey bir bakıma haklı.”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Birbirine düşmek

“Bu arada, İngilizlerin, Araplarla Kürtleri de birbirlerine düşürdüklerini

eklemeyelim.”(Hür.,18 Şub.,s.23; 25 Şub.,Pazar eki s.11)

“Hristiyanlık’ta ‘Hz.İsa’nın göğe yükseldiği’ inancına taban tabana zıt düşen

iddialar ve kanıt olarak sunulanlar yapımcılar ve din adamlarını birbirine düşürdü.”

(Sab.,28 Şub.,s.7)

Page 82: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

70

Birbirine girmek

“Birbirlerine giren Karayılan ve Hüseyin'in adamlarının sorgusu

sürerken,..”(Cum.,8 Şub.,s.6; 17 Şub.,s.18)

“Hrant Dink cinayetinin ağabeyleri birbirine girdi.”(Hür.,8 Şub.,s.17)

“Koltuk kavgası için birbirlerine girerlerse, ortada kavga edecek koltuk

kalmayacağını görüyorlar.”(Sab., 1 Şub., s.4; 8 Şub.,s.1)

Bir iki

“Fakat içeriden, dışarıdan 301'le gelen dalga dalga baskılara kısa, ayaküstü

bir iki cümleyle yanıt verip konuyu geçiştiriyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8)

“Ron Rale, Smith’le bir iki gün önce konuştuğunu, grip olduğunu ve hâlâ

oğlunun yasını tuttuğunu söyledi.”(Hür.,10 Şub.,s.4)

“Bu yarıda seyredebildiğimiz bir iki pozisyon içimizi ısıtmasa da biraz olsun

heyecan yarattı.”(Sab.,2 Şub.,s.28; 21 Şub.,s.1)

Bir taşla üç kuş vurmak(Bir taşla iki kuş vurmak)

“ Rumların oyunu bir taşla üç kuş vurma çabası”(Cum.,3 Şub.,s.1; 9 Şub.,s.6;

11 Şub.,s.10)

Bir zamanlar

“Ama İstanbullu diye bir adam bir zamanlar vardı.”(Cum.,18 Şub.,s.12; 23

Şub.,s.8; 28 Şub.,s.8)

“Bir zamanların -1980 öncesinin - ...”(Hür.,3 Şub.,s.21; 4 Şub.,s.1,18; 23

Şub.,s.16; 24 Şub.,s.19)

“Eski Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Sarıp da orada, bir zamanlar

İstanbul’un efsanevi polis müdürlerinden olan Ahmet Ateşli de.”(Sab.,17 Şub.,s.23;

23 Şub.,s.2)

Page 83: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

71

Boğazına durmak

“Ham armut yemeye kalkarsan boğazına durur.”(Sab.,22 Şub.,s.19)

Boğazına sarılmak

“Aynı ırktan ve aynı dinden insanların bir anda nasıl birbirlerinin boğazına

sarıldığını,...”(Sab.,7 Şub.,s.5)

Borç almak

“Zor durumda olan birçok kişi, kimi evini satarak, kimi borç alıp Barış'a para

veriyordu.”(Hür.,11 Şub.,s.7)

Borusu ötmek

“Çünkü Irak'ın kuzeyinde onun değil Barzani'nin borusu ötmektedir.”(Hür.,24

Şub.,s.19)

Boşa çıkarmak

“İçişleri Bakanı Aksu, Dink cinayetinden önce yapılan ihbarlara karşın

gerekli önlemleri almadıkları ileri sürülen İstihbarat Daire Başkanı Ramazan

Akyürek ile İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın görevden alınabileceğine

ilişkin beklentiyi boşa çıkardı.”(Cum.,1 Şub.,s.1,5)

“Ama o umutları boşa çıkarmadı.”(Sab.,15 Şub.,s.7)

Boş vermek

“Lahana çorbasını falan boş verin.”(Hür.,5 Şub.,s.1(2),4(2))

Boydan boya

“İddiaya göre, Diyarbakır'da şehri boydan boya kaplayan surların dört ana

kapısından biri olan Dağkapı'daki devlete ait boş araziye gömülmüşlerdi.”(Hür.,18

Şub.,s.23)

Page 84: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

72

Boy göstermek

“Hele bir de İstanbul-Bağdat tren yolu açıldığında Haydarpaşa'dan başlayan

rayların etrafında birbirinden güzel konaklar boy göstermeye başlamıştır.”(Cum.,11

Şub.,s.15; 18 Şub.,s.12)

“Ancak Türk gemilerinin bölgede 'boy göstererek' mesaj verdiği

belirtiliyor.”(Sab.,2 Şub.,s.17; 10 Şub.,s.7)

Boynu bükük

“...son dakikalarda yediği gollerle sahadan boynu bükük ayrılan Fenerbahçe

yine aynı şekilde hayal kırıklığı yaşadı.”(Hür.,23 Şub.,s.26)

“Son 3 sezonda Gaziantep'ten boynu bükük ayrılan Galatasaray, rakibiyle

deplasmanda gerçekleştirdiği son 16 karşılaşmada 2.kez kaybetti.”(Sab.,18 Şub.,s.37;

28 Şub.,s.29)

Boynunun borcu

“Azerbaycan’da işgal sürüyorsa, 1 milyon insan yurtsuz yaşıyorsa bunun

haksızlığını ortaya koymak boynumuzun borcudur.”(Cum.,28 Şub.,s.4)

Boyun eğmek

“AKP bu kampanyaya boyun eğmeye karar verirse bilemem.”(Cum., 2 Şub.,

s.5; 11 Şub.,s.1; 12 Şub.,s.11; 19 Şub., Strateji eki s.4; 28 Şub.,s.1,8)

“...kanarya, ele geçirdiği fırsatları iyi kullanamayınca kaderine boyun

eğdi.”(Hür.,23 Şub.,s.26)

“Bu aşamada her kesimden onurlu, ahlaklı, boyun eğmeyen insanlara ihtiyaç

var.”(Sab.,9 Şub.,s.20)

Boyunun ölçüsünü almak

“O zaman boyumun ölçüsünü aldım.”(Hür.,21 Şub.,s.16(3))

Page 85: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

73

Bozuntuya vermemek

“Milletvekili hiç bozuntuya vermeden, bu kez sağ ceket cebinden çalmakta

olan telefonu çıkarıp,…”(Sab.,19 Şub.,s.21)

Bundan böyle

“Bundan böyle bu tür olaylar ‘çete suçu’ kapsamında

değerlendirilecek.”(Cum.,1 Şub.,s.8(2); 3 Şub.,s.19)

Burnu kanamak

“Ateş, '...Bir tek vatandaşın burnu kanarsa sorumlu belediye

olacaktır.'dedi.”(Cum.,2 Şub.,s.4)

Burnundan kıl aldırmamak

“Burnundan kıl aldırmaz.”(Sab., 10 Şub.,s.23)

Burnu yere düşse almaz

“Burnu yere düşse eğilip almaz”(Sab., 10 Şub.,s.23)

Burun buruna gelmek

“Ama son dört yıldır sorumluluğu taşıyan Abdullah Gül- ve AKP iktidarı-

artık somut tehlikeyle burun buruna gelmişti.”(Hür.,8 Şub.,s.17)

Burun kıvırmak

“Sevgiliniz bir haftadır, ne zaman 14 Şubat lafı açılsa burun mu

kıvırıyor?”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.3(2))

Cadı kazanı

“...ve bunları izleyen cadı kazanı, 'komünist avı'...”(Cum.,23 Şub.,s.15)

Caka satmak

“Her yerde Kanaltürk'ün sahibi cakasını satan bir adama,...”(Hür.,22

Şub.,s.4)

Page 86: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

74

Can atmak

“…, baksana hepsi evlenmeden çocuk sahibi olmak için can atıyor.”(Hür.,4

Şub.,Pazar eki s.10)

Can düşmanı

“Bazen araya kısa süreli ayrılıklar girse de, iki akım hiçbir zaman 'can

düşmanı' olmamıştır.”(Hür.,11 Şub.,s.25)

Can havliyle

“Dereye düşen işçilerden can havliyle kamyonun üzerine çıkmayı başaranlar,

bir süre yardım bekledi.”(Sab.,8 Şub.,s.15)

Canına kıymak

“Gaziantepli Uğur Keser, sevgilisi barışma teklifini reddedince canına

kıymıştı.”(Sab.,17 Şub.,s.1)

Canına okumak

“Eğer detoks oruçları ile sağlığınızın canına okumamak,...”(Hür.,5 Şub.,s.4)

“Bu olmazsa canına okurum.”(Sab.,9 Şub.,s.1,20)

Canını acıtmak

“Ama insanlar sanırım Ali Atıf Bir’in canını acıtmak istiyorlardı.”(Hür.,5

Şub.,Kelebek eki s.5)

Canını çıkarmak

“Adanalı bir hocanın 24 yaşındaki genç bir kızın üzerinde zıplayıp cin yerine

hastanın canını çıkarıvermesi,…”(Sab.,25 Şub.,s.18(3))

Canı sıkılmak

“Baykal,…, ‘Arkadaşlar, Akşam’da bir haber okudum, nedir bu? Çok canım

sıkıldı’ dedi.”(Cum.,9 Şub.,s.5)

Page 87: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

75

“TV seyretmiş, canı sıkılmış.”(Sab.,21 Şub.,s.19)

Canı yanmak

“Ey Abdüllatif Şener Bey, madem Alevisin, Madımak Oteli'nde 37 can

yanarken bu milletin içi yanmıştı.”(Cum.,4 Şub.,s.12; 18 Şub.,s.10)

Can pahasına

“Bu iddia olayın vuku bulmasından itibaren canı pahasına çalışan Emniyet

Teşkilatı’nın karalamaya yönelik kampanyaya ve bilgi kirliliğine açık bir örnek

olup…”(Cum.,11 Şub.,s.6)

Can pazarı

“2 YTL için can pazarı”(Cum.,8 Şub.,s.1)

“Sabah güneşin ilk ışıklarıyla nehirdeki can pazarında bazı tarım işçileri

kamyonun üzerine çıkmayı başardı,…”(Hür.,8 Şub.,s.17(2); 22 Şub.,s.4)

“Köprünün de kısmen yıkıldığı korkunç kazanın ardından derede tam bir can

pazarı yaşandı.”(Sab.,8 Şub.,s.15(2))

Can vermek

“..., Yeni Delhi'nin 100 km. kuzeyindeki Divana Tren İstasyonu yakınlarında

yaşanan patlamanın etkisiyle ateş topuna dönerken 66 yolcu yanarak can

verdi,...”(Cum.,20 Şub.,s.10)

“Ama bu topraklarda canımı vermeye ant içmiş biri olarak...”(Hür.,2 Şub.,

Kelebek eki s.1,3; 5 Şub.,s.16; 6 Şub.,s.1; 7 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.1(2); 17 Şub.,s.1; 19

Şub.,s.1; 22 Şub.,s.1,4)

“…, bu yolda can veren idarecilerin ailelerine sonraki senelerde büyük maddi

yardımlarda bulunduğunu gösteriyor.”(Sab.,4 Şub.,s.20,1; 8 Şub.,s.15; 10 Şub.,s.7;

21 Şub.,s.1,5(2))

Page 88: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

76

Can yoldaşı

“Polat Alemdar rolündeki Necati Şaşmaz'ın dizide can yoldaşları yine

Abdülhey, Güllü Erhan ve Memati olarak göze çarptı.”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Cephe almak

“Arkadaşları Ercan Bey'e, 'Bizim eşlerimiz de aynısını istiyor.' deyip cephe

almış;...”(Sab.,2 Şub.,Günaydın eki s.1; 5 Şub.,s.1,2(3))

Cevabı yapıştırmak

“...Berlusconi, 'Sizinle ıssız bir adaya bile gelirim' diyen İtalyan şov kızı Aida

Yespica'ya 'Ben seninle her yere gelirim.' cevabını yapıştırdı.”(Sab., 1 Şub., s.2)

Ceza çekmek

“Matt Bryza,...'... Terör suçu işleyenler cezasını çeker' diye konuştu.”(Cum.,3

Şub.,s.19)

“Adam öldüren, ceza çekmeden çıkıyor.”(Sab.,7 Şub.,s.1; 13 Şub.,s.14)

Cılk çıkmak

“İşçilerin cılkı çıktı.”(Sab.,3 Şub.,s.1,23; 10 Şub.,s.23)

Cirit atmak

“Farklı sadakatleri, bağlılıkları olan kümelerin cirit attığı bir yer hâline

gelmiştir emniyet teşkilatı.”(Cum., 2 Şub., s.5; 14 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.5)

“Cinler periler cirit atarken”(Sab.,2 Şub.,s.1,19; 15 Şub.,s.28)

Çalım satmak

“...katil zanlısını bulduk diye nasıl da çalım satmıştık.”(Hür.,3 Şub.,s.1)

Çantada keklik

“Eğer burada pozisyonları değerlendirip, hakem engelini de aşsaydık tur

çantada keklik olabilirdi.”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Page 89: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

77

Çarçur etmek

“Bari o parayı çarçur etmeyelim de iyi bir şeyler yapalım.”(Cum.,18

Şub.,s.12; 19 Şub.,s.8)

Çat kapı

“İki gün sonra davetsiz misafirler, iki erkek, bir kadın, kucaklarında iki

yaşında bebekle çat kapı geldiler.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Çekip gitmek

“Patron çocuğu hazırlamasını söyledi ve çekti gitti.”(Cum.,18 Şub.,s.10; 28

Şub.,s.1(2),4)

Çenesini tutmak

“Çenemi tutamıyorum.”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5)

Çetin ceviz

“Ancak Antalyaspor çetin ceviz çıktı.”(Cum.,26 Şub.,s.18)

Çıfıt çarşısı

“Benim not defterlerim ‘çıfıt çarşısına’ benzer;…”(Hür.,4 Şub.,s.21)

Çığır açmak

“Hatta Hava Kuvvetleri Komutanlığı, askeri uçuşların yapılmadığı saatelerde

istenilen yüksekliğin kullanılmasına izin vererek bir çığır açtı.”(Hür.,25 Şub.,Pazar

eki s.21)

Çığırından çıkmak

“Ama bazen bu antrenmanlarda iş öylesine çığırından çıkar ki,...”(Sab.,7

Şub.,s.5; 26 Şub.,s.5; 27 Şub.,s.5)

Page 90: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

78

Çıkar yol(Çıkış yolu)

“Ülkenin bu sorunlarına, akıllı bir iç ve dış politika, zeki yöneticiler, ileriyi

gören politikacılarla çıkar yol bulunabilirdi.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 18 Şub.,s.8; 21

Şub.,s.8)

“Üstelik İran'ın Avrupa Birliği ile entegrasyon gibi bir alternatif çıkış yolu da

yok.”(Sab.,3 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.21)

Çıkış yapmak

“Böyle bir dönemde ‘Hepimiz Ermeniyiz demek Müslümanlıktan çıkarır.”

diye bir çıkış yapmak yanlış değil mi?” (Sab.,19 Şub.,s.17)

Çıkmaza girmek

“Diplomatik kaynaklar, PKK ile mücadelenin çıkmaza gireceğini Peşmerge

güçleri ile PKK’lilerin ise birbirinden ayrılmasının zor olduğunu kaydetti.”(Cum.,1

Şub.,s.8; 14 Şub.,s.11; 16 Şub.,s.5)

“Aksi hâlde, şu anki durum bir çıkmaza girecektir ve…”(Sab.,16 Şub.,s.18)

Çıt çıkarmamak

“Son yazımda ben ‘…Çıt çıkmadığına göre, Başbakanlık fonlarından, yani

milletin kesesinden ödemiş olmalılar’ dedim.”(Sab.,7 Şub.,s.15)

Çiçeği burnunda

“Çiçeği burnunda teknik direktörleri Bülent Korkmaz,...”(Sab.,2 Şub.,s.28)

Çile çekmek

“Kendimi bildim bileli Ali Sami Yen çilesini çeken biri olarak daha girişte

şaşırdım.”(Sab.,16 Şub.,s.28)

Page 91: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

79

Çileden çıkmak

“Genç kız direnince çileden çıkan A.A., ablasını tokatlayıp kemeriyle

dövdü.”(Hür.,6 Şub.,s.1; 16 Şub.,s.28; 18 Şub.,s.23)

Dağ başı

“Burası dağ başı mı?”(Hür.,11 Şub.,s.1,23)

Daha neler

“Yok canım daha neler.”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Dalga geçmek

“Eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe dinle dalga geçmeyi hoş görenlerin oranı

daha da artıyordu.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

“ Washington Post gazetesi, Türkiye ziyareti sırasında delik çoraplarıyla

görüntülenen Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz ile dalga geçti.”(Hür., 1 Şub.,

s.10(2); 15 Şub.,s.29; 18 Şub.,Pazar eki s.13(2))

“Gözaltına alınan bir zanlı Yasin Hayal’in ölüm listesinde Papa 16’ncı

Benedict ile ABD Başkanı Bush’un da bulunduğunu söyleyip ‘Biz de onla dalga

geçerdik.’ dedi.”(Sab., 1 Şub., s.15,9(3); 5 Şub.,s.19(2); 10 Şub.,s.23; 25 Şub.,Pazar

eki s.8)

Darboğaz

“Washington, Kandil riskine girmeden önce örgütü darboğaza sokmaya

çalışıyor.”(Cum.,9 Şub.,s.6(2))

Darısı başına

“Darısı bizim takımın başına”(Sab.,16 Şub.,s.1,28)

Dayak yemek

“Kızım son gelişinde yine eşinden dayak yediğini ve...”(Hür.,12 Şub.,s.6)

Page 92: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

80

Dediği dedik

“Babam dediği dedik biridir.”(Sab.,12 Şub.,s.15)

Defteri kapamak

“Bu sonuçla Avrupa defteri Alkmaar'da kapanmış oldu.”(Hür.,23

Şub.,s.26(2))

“Basit gollerle Avrupa defteri kapandı.”(Sab.,23 Şub.,s.26)

Defterden silmek

“Zaten onlar da bizi ‘defterden silmiş’ gibiler.”(Hür.,8 Şub.,s.17; 23

Şub.,s.17)

Değer biçilmek

“Ancak Mehmet Ali Barman, 2 Milyon YTL değer biçilen yalısı, bankadaki

100 bin YTL nakit parası ve aylık 3 bin YTL’lik maaşı nedeniyle kötü niyetli

kişilerin hedefi hâline geldi.”(Hür.,2 Şub.,s.4)

Değirmenin suyu nereden geliyor?

“Konuyla ilgili TBMM'ye araştırma önergesi veren CHP'li Mustafa Gazalcı,

'Bu değirmenin suyu nereden geliyor, madem iyi bir şey yapıyorlar, açık olsunlar'

dedi.”(Cum.,17 Şub.,s.6(3))

“3 Ocak’tan bu yana, Can Ataklı Vatan’da, ben Sabah’ta sorduk,

‘Değirmenin suyu nerden’ diye.”(Sab.,7 Şub.,s.15)

Demek ki

“...Ergunay, şunları kaydetti:' Böyle bir karar alındığına göre demek ki böyle

bir fonksiyona ihtiyaç kalmamış...”(Cum.,3 Şub.,s.3)

“KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat,...'Genelkurmay yalanladığına

göre demek ki yalan dedi.”(Sab.,2 Şub.,s.17(2); 20 Şub.,s.5)

Page 93: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

81

Derli toplu

“O kadar zaman geçmesine rağmen olay hale derli toplu bir şekilde sorumlu

bir siyasi makam tarafından Türkiye'yi tatmin edici biçimde

açıklamamıştır.”(Hür.,12 Şub.,s.16)

Ders vermek

“...gibi Aleviler de sandıkta kendilerine gereken dersi vereceklerdir.”(Cum.,4

Şub.,s.12)

Dert yanmak

“Sık sık buluşup ona dert yanar...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

“4.5 milyon euroluk tazminatı nedeniyle yönetimin elini kolunu bağlayan

Tigana’dan yana dert yanan oyuncuların,…”(Sab.,27 Şub.,s.27(2))

Devreye girmek

“...Polis Akademisi Spor Güvenliği Bölümü öğretim görevlisi

Yrd.Doç.Dr.Yusuf Arıkan, federasyonun devreye girerek pankartlar ve sloganlar

konusunda kulüpleri uyarması gerektiğini söyledi.”(Cum.,6 Şub.,s.6; 7 Şub.,s.11; 8

Şub.,s.1,7; 9 Şub.,s.5; 13 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.1,11(2); 18 Şub.,s.7,8; 22 Şub.,s.8; 28

Şub.,s.9)

“Elektrik kesintilerinde devreye girerek devamını sağlayacak olan jeneratör

çalıştırılamadı.”(Hür.,9 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.14; 20 Şub.,s.6; 26 Şub.,s.1)

“ABD ve İngiltere devreye girdi.”(Sab.,2 Şub.,s.17; 3 Şub.,s.23; 5 Şub.,s.7; 7

Şub.,s.15; 8 Şub.,s.8; 12 Şub.,s.15; 13 Şub.,s.14,8; 14 Şub.,s.1; 15 Şub.,s.19; 22

Şub.,s.11; 25 Şub.,s.21)

Page 94: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

82

Dikkate almak

“Ortaöğretim başarı puanı hesaplanırken 100’lük sistem dikkate alınacak.”

(Cum.,1 Şub.,s.8(3),1 ;2 Şub.,s.8,18; 4 Şub.,s.9(2); 6 Şub.,s.5; 7 Şub.,s.6,3(2); 8

Şub.,s.7(4),8(2); 10 Şub.,s.15; 11 Şub.,s.12; 14 Şub.,s.5; 16 Şub.,s.1,4,8; 19

Şub.,Strateji eki s.5; 20 Şub.,s.9,15; 21 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.13,10; 26 Şub.,s.9; 28

Şub.,s.7,9(2))

“Trabzon polisinin 'Hrant Dink'in öldürüleceği haberini aldık. Araştırın' diye

yaptığı uyarıyı dikkate almayan...”(Hür.,3 Şub.,s.21; 7 Şub.,s.7; 12 Şub.,s.14; 13

Şub.,s.30; 14 Şub.,s.17; 21 Şub.,s.21; 26 Şub.,s.17; 27 Şub.,s.8)

“Bu çerçevede toplam 108.036.837 YTL tutarındaki geçici vergi aslının kural

olarak mahsup edileceği dikkate alındığında...”(Sab.,8 Şub.,s.11; 9 Şub.,s.10; 13

Şub.,s.8; 23 Şub.,s.14; 27 Şub.,s.5)

Dile gelmek

“Taşlanan şeytan bazen dile gelirmiş.”(Sab.,8 Şub.,s.19(2))

Dile getirmek

“Tuncel’i partinin basın açıklamalarında gördüğünü dile getiren

Hacısalihoğlu, cinayeti, Trabzon’daki misyonerlik faaliyetlerinin devamı olduğunu

söyledi.”(Cum.,1 Şub.,s.4,8(3); 2 Şub.,s.4(2); 3 Şub.,s.1,9; 4 Şub.,s.8,11; 5

Şub.,s.8(4),5; 6 Şub.,s.6,9,13,12; 8 Şub.,s.7,8(2),11; 9 Şub., s.3,4; 10

Şub.,s.15(3),1(2); 11 Şub.,s.4; 12 Şub.,s.1(2),5,9,4; 13 Şub.,s.9,5,3,4; 14 Şub.,s.4(3);

15 Şub.,s.8,7,4,13(2),14,5; 16 Şub.,s.4(2),5(2),1,11(5),10; 17 Şub.,s.15,3(2); 18

Şub.,s.1,7,8,9,13; 19 Şub.,s.1(2),4, Strateji eki s.4; 20 Şub.,s.8,9(2),15; 21 Şub.,s.11;

22 Şub.,s.13; 23 Şub.,s.8,9; 24 Şub.,s.4,6; 25 Şub.,s.1(2),6,8(3),9; 26 Şub.,s.8,6; 27

Şub.,s.6,3; 28 Şub.,s.5,9(4))

Page 95: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

83

“Bardakoğlu şu görüşleri dile getirdi…”(Hür.,1 Şub.,s.17,16(2),13,9(2); 2

Şub.,s.1,16(2); 6 Şub.,s.1(2),19(2); 7 Şub.,s.17; 8 Şub.,s.16(2); 10 Şub.,s.1; 16

Şub.,s.16,9; 17 Şub.,s.14,17,24; 20 Şub.,s.9; 21 Şub.,s.21; 23 Şub.,s.15; 24

Şub.,s.18(2),2)

“... benim kabul edemeyeceğim ifadeler sarf etmesi karşısında duyduğum

tepkiyi dile getirmek için yazıyorum.”(Sab., 1 Şub., s.2,4(2),19(2); 6 Şub.,s.14; 7

Şub.,s.24; 8 Şub.,s.18; 9 Şub.,s.13; 12 Şub.,s.16; 13 Şub.,s.18; 14 Şub.,s.20,9(2); 16

Şub.,s.18; 21 Şub.,s.7,14,Günaydın eki s.4; 22 Şub.,s.11(2); 26 Şub.,s.8(2); 27

Şub.,s.6)

Dile kolay

“Dile kolay ‘3.5 saat’”(Sab.,7 Şub.,s.21)

Dili döndüğü kadar

“Dilimin döndüğü, kalemimin elverdiği, aklımın erdiği ölçüde,...”(Cum.,20

Şub.,s.9)

“Dilim döndükçe anlatacağım.”(Sab.,13 Şub.,s.1(2),18; 17 Şub.,s.23)

Dilinde tüy bitti

“...ve tam bir savaş mantığıyla mücadele etmeliyiz demekten tüy

bitti.”(Hür.,9 Şub.,s.17)

Diline dolamak

“..., Millî Güvenlik Kurulu'na bulaşan bir vatan ihaneti edebiyatını diline

doluyor,...”(Cum.,26 Şub.,s.1)

Dillerde dolaşmak

“AKP'ye bir seçim yardımı olarak son günlerde dillerde olasılığı dolaşan

Kuzey Irak'a bir askeri operasyon olanağı tanıyabilir.”(Cum.,6 Şub.,s.8)

Page 96: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

84

Dillere destan olmak

“… ‘BOP’ adıyla müsemma Amerikan tasarımı, ‘Süper güç’ün bölgemize

dayattığı bir proje olarak dillere destan oldu;…”(Cum.,5 Şub.,s.1)

Dişe dokunur

“Buna rağmen Türk ulusuna yönelik iftiralara karşı dişe dokunur tek bir şey

yapmadılar.”(Hür.,8 Şub.,s.17; 18 Şub.,s.21; 23 Şub.,s.17)

Diş geçirememek

“Demek ki, ABD istediği zaman ağırlığını koyarak üstelik Fransa gibi kolay

diş geçiremediği bir ülkeye gerekeni yaptırabiliyor.”(Cum.,9 Şub.,s.8)

Dize getirmek

“Rusya Türkiye'nin doğalgaz musluğunu elinde tuttuğundan, Türkiye'yi

istediği zaman dize getirebileceğini düşündüğü için,...”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.4)

“Vestel Manisaspor’u tek başına dize getiren ve 4 güzel gol atan

Galatasaraylı Ümit Karan, SABAH’a konuştu.”(Sab.,13 Şub.,s.26)

Doğru dürüst

“Örneğin, belediyeler bile ellerindeki kaynakları saçma sapan işler için çarçur

edeceklerine; kentlere,kasabalara doğru dürüst ve adına yakışır birer 'adalet sarayı'

yapmak ya da ...”(Cum.,19 Şub.,s.8)

“Devletin, doğru dürüst soruşturmasına gerek kalmadan herkes kanaatini

söylüyor.”(Hür.,5 Şub.,s.16)

“Bir zamanların ciddi bir mesleki örgütü olan, siyasetten günlük hadiselere

kadar hangi alanda devreye girerse mutlaka ses getiren bu cemiyet doğru dürüst bir

jüri kurmaktan bile âciz hâle gelmiş,…”(Sab.,5 Şub.,s.7)

Page 97: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

85

Dört dörtlük

“…Erdoğan, ‘Ancak fotoğraflar beni dört dörtlük tatmin etmedi…’ diye

konuştu.”(Cum.,16 Şub.,s.11)

“Dört dörtlük tatmin etmedi.”(Hür.,16 Şub.,s.16(2); 17 Şub.,s.17)

“Genç yıldız takımının 4x4’lük futbolunu 4-0 yaparak onurlandırdı.”(Sab., 1

Şub., s.28)

Dört gözle beklemek

“Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener dar ve sabit gelirlilerin dört gözle

beklediği Mortgage Yasa Tasarısı'nın önümüzdeki hafta TBMM'den geçeceğini

söyledi.”(Sab.,18 Şub.,s.8; 22 Şub.,s.11)

Durduğu yerde

“Durduk yerde mi sihirbazlığa merak sardınız?”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Durup dururken

“Gül,...,'Eminim ki Avrupa, NATO durup dururken dünyada daha büyük

işbirliği ve dayanışmaya ihtiyaç olduğu bir dönemde bütün bunları zedeleyecek

adımları Rumların nasıl attığını görmüştür' dedi.”(Cum.,26 Şub.,s.8)

“İstanbul'da durup dururken çöken bir bina daha.”(Hür.,22 Şub.,s.1)

“Yani bir kanserli insana durup dururken, 'Kardeşim sen kanserlisin'

demezsiniz.”(Sab.,8 Şub.,s.13)

Dünyadan haberi olmamak

“Benim tabii dünyadan haberim yok.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Dünyaevine girmek

“26 yaşındaki Smith ve 89 yaşındaki Marshall 1994'te dünyaevine

girdi.”(Sab., 10 Şub.,s.7)

Page 98: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

86

Dünyaya gelmek

“Belçika’da dünyaya gelen herkes,organlarının tamamını bağışlamış olarak

kabul ediliyor…”(Hür.,2 Şub.,s.7; 11 Şub.,s.25(2),Pazar eki s.16; 18 Şub.,Pazar eki

s.12; 21 Şub.,s.5)

“Haber spikeri Sonay Dikkaya ve müzisyen eşi Ufuk Yıldırım'ın 29

haftalıkken 680 gram olarak dünyaya gelen bebekleri Yiğit Şan,...”(Sab.,2 Şub.,s.7; 5

Şub.,Günaydın eki s.8(4); 6 Şub.,s.15(4); 10 Şub.,s.7(2); 18 Şub.,s.6; 19

Şub.,Günaydın eki s.8; 20 Şub.,s.15; 21 Şub.,s.1,7(3); 25 Şub.,Pazar eki s.8; 26

Şub.,s.1,5(2))

Dünyaya getirmek

“Eşim ve ailesi erkek çocuk dünyaya getirdiğimde kurbanlar kesip, bayram

yaptı ama...”(Hür.,5 Şub.,s.7; 10 Şub.,s.4; 26 Şub..,s.6)

Dünyaya kazık çakmak

“Allah aşkına dünyaya kazık mı çakmak istiyorsunuz?”(Sab., 25 Şub.,Pazar

eki s.8)

Düş kurmak

“İnsanın Ay'a adım attığı 1969 yılından önce yapılan oyuncak uzay gemileri,

düş kuran, çocukların oyunlarına uzayı katan milletlerin bunu başardığını

haykırır.”(Cum.,11 Şub.,s.15)

Ekmek kapısı

“Üretim ve verimlilik artışlarında yakalanan 'pozitif' rakamlar, yeni ekmek

kapısı açmaya yetmedi.”(Cum.,7 Şub.,s.1)

Page 99: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

87

Eksik etmemek

“…İpekçi, Erdoğan’ın basına sansür talebini eksik etmediğinin altını

çizdi.”(Cum.,25 Şub.,s.5(2); 28 Şub.,s.9)

Eksik gedik

“Saatlerini orada geçiren üç buçuk milyon Amerikalı, ertesi sabah mutsuz

kaldığı işine dönene kadar kendi dünyasında eksiğini gediğini tamamlıyor.”(Cum.,25

Şub.,s.10)

Eksik olsun

“Değişim buysa eksik olsun,…”(Cum.,28 Şub.,s.1,4(2))

El altında

“..., artık bilgi elimizin altında, ulaşabileceğimiz her yerde.”(Hür.,13

Şub.,Kelebek eki s.8)

“Yurtdışına gidemiyorsa bile, artık bütün yabancı moda dergileri elimizin

altında, onlara bakmalı.”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

El altından

“ ‘Devlet’ TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu ile ‘el altından’ temasa

geçti.”(Sab.,7 Şub.,s.21)

El atmak

“Kıbrıs üzerinde tartışmaların sürdüğü, Avrupa Birliği'nin soruna el attığı bir

dönemde CHP'yi iki devletli çözüm noktasına getiren nedenler nedir?”(Cum., 2 Şub.,

s.8; 18 Şub.,s.12; 25 Şub.,s.6(2))

“Bu metoda 4.5 senedir el atılmıyor.”(Hür.,12 Şub.,s.16; 23 Şub.,s.15)

“Su piyasasına el attık.”(Sab.,12 Şub.,s.15; 15 Şub.,s.19; 20 Şub.,s.7; 22

Şub.,s.17)

Page 100: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

88

El çekmek

“Geçen gün İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in müfettiş

raporu ile görevinden el çektirildiğini öğrendiğimde aklıma bu sahneler

geldi.”(Hür.,17 Şub.,s.17)

“Askerlere el çektirme”(Sab.,2 Şub.,s.15; 26 Şub.,s.8)

Elde etmek

“Bu adımlar sonucunda elde ettiğiniz nedir?”(Cum.,3 Şub.,s.19,8; 6

Şub.,s.9(2) ,1, 13; 7 Şub.,s.5(3); 8 Şub.,s.6(2),10; 9 Şub.,s.6; 10 Şub.,s.1,14; 12

Şub.,s.8; 13 Şub.,s.1,13; 14 Şub.,s.1; 16 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.10,4; 21 Şub.,s.9; 26

Şub.,s.4)

“Hayatı internet kafede geçen bir çocuk için Hrant Dink’in fotoğrafını elde

etmek ne kadar zor bir işse.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 12 Şub.,s.8(2); 15 Şub.,s.11; 16

Şub.,s.9; 19 Şub.,s.5; 20 Şub.,s.7,9)

“Tetkikler yapıldığında eve dönüş yasasından aslında beklenen elde

edilemedi.”(Sab., 1 Şub., s.19; 2 Şub.,s.18; 6 Şub.,s.26; 10 Şub.,s.6; 13 Şub.,s.6; 14

Şub.,s.8,1,4; 18 Şub.,s.37; 19 Şub.,s.18,Günaydın eki s.8; 20 Şub.,s.14)

El değiştirmek

“Açıklamaya göre, 2006 yılı ile karşılaştırmalı olarak incelendiğinde 2006’da

da sorgulanan 108 kategorinin 96’sında kategori liderleri değişmezken 12 kategoride

liderlik el değiştirdi.”(Cum.,18 Şub.,s.13; 20 Şub.,s.4)

“...Petrol Ofisi'nin neredeyse maliyetsiz olarak el değiştirildiği

vurgulandı.”(Sab.,14 Şub.,s.8(2); 28 Şub.,s.7)

Page 101: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

89

Elden çıkmak

“Türkiye'mizi el birliğiyle savunamazsak, Cumhuriyet'imiz elden çıktığı

zaman ne kadar pişman olup dövünsek de iş işten geçmiş olacaktır.”(Cum.,12

Şub.,s.8)

Elden ne gelir

“ ‘Durumu’ içine sindiremeyenler ‘elden ne gelir ki, ne yapabiliriz ki’

söyleminde.”(Sab.,24 Şub.,s.19)

Ele almak

“Raporda, dünyadaki genel askeri dengeler ve çatışma bölgeleriyle ilgili

değerlendirmeler de geniş biçimde ele alındı.”(Cum.,1 Şub.,s.11; 4 Şub.,s.1,9,10; 7

Şub.,s.7,8; 8 Şub.,s.5,1; 9 Şub.,s.4,8; 12 Şub.,s.5,11; 15 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.8; 18

Şub.,s.8, Pazar eki s.4,5; 19 Şub.,s.8(2), Strateji eki s.5; 21 Şub.,s.8; 23

Şub.,s.4,15(2),10; 24 Şub.,s.4(3); 25 Şub.,s.1,6; 27 Şub.,s.6,11; 28 Şub.,s.9)

“... devlet politikası dahilinde sivil toplum örgütleri, şirketler ve toplumun

diğer kesimlerince ele alınmasının zorunlu olduğunu, makro ekonomik anlamda

Türkiye'yi zor bir dönemin beklediğini ifade etti.”(Hür., 1 Şub., s.9; 4 Şub.,s.16(2),

Pazar eki s.10; 7 Şub.,s.17(2); 8 Şub.,s.17; 11 Şub.,s.1,21; 13 Şub.,s.19(2),15(2); 16

Şub.,s.9; 18 Şub.,s.16, 21,22; 20 Şub.,s.17; 21 Şub.,s.1; 22 Şub.,s.21; 23 Şub.,s.15;

25 Şub.,s.18)

“Sıcak bir ortamda gerçekleşen yemekte Kıbrıs ile ilgili son gelişmeler ele

alındı.”(Sab.,2 Şub.,s.17; 4 Şub.,s.5; 5 Şub.,s.16; 11 Şub.,s.21; 16 Şub.,s.18; 18

Şub.,s.1,23,21(2); 19 Şub.,s.5(2),Günaydın eki s.8; 21 Şub.,s.17,18; 24 Şub.,s.14,5;

25 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.19)

Page 102: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

90

Ele avuca sığmamak

“ 'Bizim 7 ceddini tanıdığımız, Prof.Dr. Ümran Emin Çölaşan'ın oğlu, ele

avuca sığmaz Emin'e' neredeyse kırmızı kart.”(Sab., 10 Şub.,s.23)

Ele geçirmek

“İddianamenin 226. sayfasında Malatya MHP İl Gençlik Kolları

Başkanlığı’na düzenlenen baskında ele geçirilen ‘polis imtihanına girecekler’ başlıklı

ve …”(Cum.,2 Şub., s.6(3),1;7; 3 Şub.,s.9; 4 Şub.,s.10(2),12; 8 Şub.,s.18,6; 9 Şub.,

s.6(3); 10 Şub.,s.1(3); 11 Şub.,s.1(4),8(4),12(2); 12 Şub.,s.9; 18 Şub.,s.9(4),4; 19

Şub.,s.8; 21 Şub.,s.8,7(2); 23 Şub.,s.1,6,11; 24 şub.,s.8)

“Mehmet Ali Barman’ın mirasını ele geçirmek istediği iddia edilen ve

eleştirilerin hedefindeki arkadaşı mimar Niyazi Duranay ise…”(Hür.,2 Şub.,s.4; 8

Şub.,s.16; 9 Şub.,s.1,14; 13 Şub.,s.1(2),16(10); 14 Şub.,s.15; 15 Şub.,s.7; 19

Şub.,s.1,3; 23 Şub.,s.26; 24 Şub.,s.1,16(4); 28 Şub.,s.1,7(2),17)

“20 Ocak gecesi saat 22.00 sıralarında içinde bulunduğu otobüsün otogara

yönlendirilmesiyle ele geçirilen Samast,...”(Sab.,2 Şub.,s.15; 4 Şub.,s.5; 5 Şub.,s.5;

10 Şub.,s.19; 11 Şub.,s.18(5); 14 Şub.,s.1,4(2); 17 Şub.,s.5; 19 Şub.,s.5; 20

Şub.,s.1,7(7); 21 Şub.,s.7; 25 Şub.,s.22; 27 Şub.,s.16(2))

Ele geçmek

“Bakan Şahin(Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin),'Türk

sporundaki sorunları orada anlatabilmem için elime bir fırsat geçti...'dedi.”(Cum.,2

Şub.,s.18; 7 Şub.,s.6(2); 11 Şub.,s.8,12(2); 18 Şub.,s.1,9; 25 Şub.,s.10)

“Çünkü kendisi birtakım insanların eline geçti.”(Hür.,2 Şub.,s.4; 6

Şub.,s.6(2); 14 Şub.,s.1; 19 Şub.,s.1; 25 Şub.,s.2; 26 Şub.,s.16)

Page 103: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

91

“Cumartesi günü, ilk satış raporları elimize geçtiğinde SABAH 800 bin

satışla, 794 bin satış açıklayan Hürriyet'i geçtiği ortaya çıktı.”(Sab.,6 Şub.,s.15,6; 7

Şub.,s.1; 11 Şub.,s.1(2),18; 17 Şub.,s.5(2); 19 Şub.,s.1; 20 Şub.,s.1; 27 Şub.,s.6)

El ele vermek

“...AB ile el ele verip Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkarmaya

çalışanlar...”(Cum.,3 Şub,s.19; 14 Şub.,s.5)

“İnançlarımızı ve kimliğimizi çöpe atmadan insanlıkta el ele

verebileceğimizi…”(Hür., 1 Şub., s.3; 2 Şub.,s.17)

“Erdoğan,...,'Tüm dünya ülkelerinin el ele vererek bir şeyler yapması lazım'

diye konuştu.”(Sab.,28 Şub.,s.16)

Eli boş dönmek

“Antep deplasmanından eli boş dönerek önemli bir avantaj kaybetti.”(Cum.,5

Şub.,s.19; 9 Şub.,s.8)

“Kanlı Elmas filmindeki oyunuyla Oscar’a aday olan DiCaprio, törenden eli

boş döndü ama…”(Hür.,27 Şub.,Kelebek eki s.1)

“…sarı-lacivertliler Antalya deplasmanından da eli boş dönerek düşüş

grafiklerini sürdürdüler.”(Sab.,26 Şub.,s.26)

Eli kolu bağlı olmak

“Doktor olarak bizim de elimiz kolumuz bağlı!”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki

s.8)

Elinde kalmak

“İki lider ABD'nin elinde kalan tek kozunun Irak ve Lübnan'da Şii-Sünni

ayrımı yaratmak olduğunu vurguladılar.”(Cum.,19 Şub.,s.11)

Page 104: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

92

“İç piyasada mal satanlarla, ellerinde mal kalanlarla konuştum.”(Hür., 1

Şub.,s.9)

Elinden düşürmemek

“Alman 2.kanalı ZDF’deki program bir yana, en büyük ilgiyi Alman

aydınlarının ellerinden düşürmedikleri Frankfurter Allgemeine Zeitung(FAZ)

gazetesi gösterdi.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Elinden geleni ardına koyma

“Ellerinden geleni arkalarına koymasınlar.”(Cum.,19 Şub.,s.8)

Elinden gelmek

“Bugünkü medya ise cinayetin etrafını tam bir sis perdesinin sarması için

elinden geleni yapıyor.”(Cum.,5 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.11; 13 Şub.,s.8; 27 Şub.,s.1)

“Bu olay nedeniyle de Mehmet Ali Bey’e elimden geldiğince destek

oluyorum.”(Hür.,2 Şub.,s.4; 15 Şub.,s.18,29; 18 Şub.,Pazar eki s.13; 28

Şub.,s.1,6,15)

“Temsilciler, ‘Bu konuda elimizden geleni yapacağız’ dediler.”(Sab.,7

Şub.,s.20; 16 Şub.,s.1; 19 Şub.,s.20; 20 Şub.,s.15)

Elinde olmak

“Ne ki elimde olmadan bir Belçikalının tüm bunlara nasıl şaşıracağını

düşünmeden edemiyordum.”(Cum.,4 Şub.,s.10(2))

“Bizim elimizde olan bir şey değildi.”(Hür.,15 Şub.,s.18)

Eline düşmek

“Bu genç sonunda ya ağabeylerin ya da internet sitelerinin eline

düşüyor.”(Hür.,7 Şub.,s.17)

Page 105: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

93

“Etraftaki Egemenlik Parkı’ndaki çete grupları, kızlardan kaçan olup

olmadığı, bu kızların İstanbul’da kötü emelli kızların eline düşmesi konusunda

bizden bilgi aldı.”(Sab.,5 Şub.,s.15)

Elini çabuk tutmak

“Görünen o ki, Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından elini

çabuk tutanların doldurduğu boşluklar, ABD’nin dayattığı ‘tek kutupluluk’ yerine

oturmadı.”(Cum., 11 Şub.,s.8)

“Ancak bu çalışmalarda DHMİ gereken düzenlemelerin yapılmasında

havayolu şirketleri gibi elini çabuk tutamıyor.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.21)

Elini kolunu sallayarak ...(Elini kolunu sallaya sallaya gezmek)

“Elini kolunu sallayarak iniyorlar ceza alanımıza.”(Cum.,15 Şub.,s.18)

“Olayın failinin cinayeti işledikten sonraki büyük bir özgüvenle rahatlık

içinde elini kolunu sallayarak giysilerini bile değiştirmeye gerek duymadan

memleketine gitmeye yönelmiş olması,…”(Sab.,9 Şub.,s.20)

El koymak

“Köylülerin yağmaladığı hazinelerin bir bölümüne jandarma el koyarak

Antalya Müzesi’ne teslim etmiş,…”(Cum.,1 Şub.,s.8; 2 Şub.,s.6(2),1; 6 Şub.,s.8; 9

Şub.,s.1; 12 Şub.,s.1(2); 13 Şub.,s.9,6; 18 Şub.,s.4; 20 Şub.,s.5; 24 Şub.,s.6; 28

Şub.,s.7)

“Bilakis,’Edin… El koyun’ denildi.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 6 Şub.,s.1,6; 11

Şub.,Pazar eki s.15(3); 13 Şub.,s.16; 19 Şub.,s.1(2),5(2); 24 Şub.,s.16; 27 Şub.,s.1;

28 Şub.,s.1)

“Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından İstanbul polisinin olay yerinde el

koyduğu tüm kamera görüntüleri,…”(Sab.,4 Şub.,s.19,1; 6 Şub.,s.6; 7 Şub.,s.23; 10

Page 106: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

94

Şub.,s.6; 11 Şub.,s.5; 14 Şub.,s.5,1(2),17(3); 15 Şub.,s.18,19; 18 Şub.,s.20; 20

Şub.,s.7; 24 Şub.,s.7; 26 Şub.,s.5)

Elle tutulur

“ 'Belçika kültürü' üzerine duyduğum elle tutulur hiçbir şey olmadığı

gibi...”(Cum.,4 Şub.,s.10; 26 Şub.,s.1)

El sıkmak

“Erdoğan ile Olmert, Rus ve Kazak petrolü ile doğalgazını, Türkiye

üzerinden İsrail'e, oradan da Ortadoğu ve dünya pazarlarına taşıyacak yüzyılın

projesi için el sıkıştı.”(Hür.,16 Şub.,s.16)

“..., Erdoğan da elini sıktı.”(Sab.,20 Şub.,s.1,17(2); 26 Şub.,Günaydın eki

s.1,4)

El uzatmak

“Kanserli çocuklar için toplanan paraya el uzatılması çok üzücü.”(Cum.,6

Şub.,s.3)

El yazısı

“Afyon Milletvekili Açba'nın el yazısıyla TBMM antetli kâğıda yazdığı

mektubu,...”(Hür., 18 Şub.,s.1,18(3); 23 Şub.,s.15)

El yazması

“Türkiye'deki 300 bin el yazması eserin kısa sürede dijital ortamda kredi

kartından bedel ödenerek okunabilir hâle geleceğini anlatıyor.”(Hür.,26 Şub.,s.17; 28

Şub.,s.14)

“…ve bu seremoniler el yazması eserlerde etraflı şekilde anlatılırdı.”(Sab.,25

Şub.,s.18(4))

Page 107: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

95

Emeği geçmek

“Oyunda emeği geçen her birey bunun yaşanan yüzyılın gerçeği olduğunu

aktarıyor her fırsatta.”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

Eninde sonunda

“…ve eninde sonunda biz bu gerçeği kabul edeceğimize göre ne kadar erken

davranırsak o kadar yararımıza olur.”(Hür.,21 Şub.,s.17)

“Bu yönde ısrarınız devam ederse gezegenimiz daha güvenli olmayacağı gibi,

eninde sonunda faturayı siz ödersiniz.”(Sab.,16 Şub.,s.18)

Enine boyuna

“İkinci soruyu oturup bizim de enine boyuna tartışmamız gerekiyor.”(Cum.,

10 Şub.,s.15)

“Bu grup Süleymaniye olayını enine boyuna inceledi.”(Hür.,21 Şub.,s.17)

Es geçmek

“..., mesleğinin hakkını veren gazetecilerin varlığını da es geçip bütün bir

meslek grubuna haksızlık etmemeli.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 19 Şub.,s.18)

Eski tas eski hamam

“ 'Eski tas eski hamam' misali bir şey değişmeyecek.”(Sab.,3 Şub.,s.23)

Eti ne budu ne?

“ ‘Benim etim budum ne?’ demiyor musunuz?”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Evire çevire(Evirip çevirmek)

“Putin, ABD’nin dünyaya dayattığı tek kutuplu politikanın yaşama

geçirilmesinin olanaksızlığını evire çevire anlattı.”(Cum.,11 Şub.,s.8)

Page 108: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

96

Evlat edinmek

“Mustafa Koç’un evlat edinip bakımı için Fransa’dan uzman getirttiği

Badem’i,…”(Hür.,28 Şub.,s.1,15(2))

“Tecavüze uğradıktan sonra koruma altına alınan 17 aylık bebeği bir

komutanın evlat edindiği ortaya çıktı.”(Sab.,23 Şub.,s.1(3),7(3))

Evlere şenlik

“Edu diye bir stoper var evlere şenlik.”(Sab.,16 Şub.,s.28)

Evli barklı

“M.D. isimli hocanın evli barklı yaşını başını almış bazı arkadaşlarının da,iki

kızı bir keresinde Kadir Has Center’a götürüp alışveriş yaptırdıklarını,…”(Sab.,5

Şub.,s.15(2))

Eyvallah denilmek

“Çünkü bu tür hareketler, bu tür yani ciddi manada bizim değerlerimize

saldırıların kabul edilebilmesi, buna, 'eyvallah' denilmesi, bizim tarafımızdan kabul

edilemeyeceği gibi bu kanunla ilgili eş tüm AB'ye üye ülkelerde maddeleri

görecekler,...”(Sab., 1 Şub., s.19)

Fark etmek

“Artık İstanbul'a her gelişimde günlük kent yaşantısında önceden fark

etmediğim şeylere dikkat ederken buluyorum kendimi.”(Cum.,4 Şub.,s.10(2); 8

Şub.,s.8; 11 Şub.,s.7 , 15; 14 Şub.,s.3; 19 Şub.,s.8,11; 20 Şub.,s.8; 25 Şub.,s.10)

“Bir vatan ya da yuva fark etmez.”(Hür., 1 Şub., s.3,17(2); 7

Şub.,s.1,7(2),17,4; 8 Şub.,s.17; 10 Şub.,s.17(3),Pazar eki s.16; 13 Şub.,Kelebek eki

s.8(2); 22 Şub.,s.4,Kelebek eki s.1; 26 Şub.,s.6)

Page 109: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

97

“Fark etmiyor mu kimse?”(Sab.,5 Şub.,s.15; 7 Şub.,s.4,21; 10 Şub.,s.16; 12

Şub.,s.4,21; 14 Şub.,s.21; 18 Şub.,s.2(2),20; 19 Şub.,s.17; 21 Şub.,s.14,1,19)

Farkına varmak

“O kadar çok etkilendim ki, tüm günümü hiç farkına varmadan orada

geçirdim.”(Cum.,11 Şub.,s.15; 26 Şub.,s.18)

“Türk basketbolunun gelişim sürecine baktığınızda, Mehmet Okur’un

başarısının daha çok farkına varıyorsunuz.”(Hür.,25 Şub.,s.21)

“Türkiye, ABD ilişkilerinin dünyanın kaderini değiştiren ilişkiler olduğunun

farkına varın.”(Sab.,9 Şub.,s.21)

Farkında olmak

“Çocuklar oynadıkları oyunlar sırasında farkında olmadan her gün yeni

sözcükler öğrenerek bu kelimeleri yine farkında olmadan birbirlerine oyun yoluyla

aktarıyor.”(Hür.,13 Şub.,Kelebek eki s.8(2); 22 Şub.,Kelebek eki s.1; 23 Şub.,s.8)

“Cinayete azmettiren Yasin Hayal’in bağlantılarına bakıldığında, kendisinin

dahi farkında olmadan,…”(Sab.,2 Şub.,s.18; 7 Şub.,s.20)

Felce uğratılmak

“Emniyet örgütü felce uğratılmıştır.”(Cum.,2 Şub., s.5)

Fikir almak

“Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Yıldırım, kendilerinden fikir

alınmadığını açıkladı.”(Cum.,18 Şub.,s.8)

Fikir vermek

“Bu üçü bir erkeğin testosteron seviyesi hakkında üç aşağı beş yukarı fikir

verir.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Page 110: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

98

“Kravatını bağlama şekli bile geçmişe dair bir sürü fikir veriyor.”(Sab.,26

Şub.,Günaydın eki s.4)

Fire vermek

“Bush, 17 fire verdi.”(Hür., 18 Şub.,s.16; 26 Şub.,s.14)

Gayya kuyusu

“Sen de takdir edersin ki, Irak tam bir gayya kuyusu.”(Cum.,24 Şub.,s.16)

Gece gündüz

“Kavel işçileri gece gündüz fabrika önünde bekleyişe geçti.”(Cum.,13

Şub.,s.9)

“F.A. adlı öğretmen, okul bahçesi içinde ve devlete ait olan lojmanda, Murat

isimli biriyle gece gündüz birlikte olmaktadır.”(Hür.,12 Şub.,s.14)

“200 YTL'ye gece gündüz çalışmaya razılar.”(Sab.,1 Şub., s.19; 18

Şub.,Günaydın eki s.8; 19 Şub.,s.21)

Gelip çatmak

“Sevgililer Günü gelip çatınca kırmızı gül, kalp şeklinde yastık ve

çikolatalarla doldu ortalık.”(Cum.,14 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.8)

Geri almak

“… gerekli bilgiler tamamlandıktan sonra Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla

haçın geri alınması için girişim yapılacaktır.”(Cum.,1 Şub., s.8; 11 Şub.,s.10)

“Muhammet U., polise 'Ağabey çaldığım otomobilleri geceleri geri aldığınız

için bir türlü evlenemedik.' dedi.”(Hür.,11 Şub.,s.1,5(3); 12 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.17; 18

Şub.,s.23)

Page 111: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

99

Geri çekilmek

“Demokrat Parti’den askerlerimizin derhal geri çekilmesini savunan bir aday

çıkmazsa savaş sona ermez.”(Cum.,25 Şub.,s.9)

Geri çevirmek

“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in geri çevirdiği Türk Petrol

Yasası’nda veto gerekçelerini inceleyen AKP yönetimi,…”(Cum.,9 Şub.,s.13,8; 13

Şub.,s.5(2))

“Mahkeme geri çevirdi.”(Sab.,9 Şub.,s.7(2))

Geride bırakmak

“Yoksa savaşmak için yıllarca eşini ve çocuklarını geride bırakan

Agamemnon mu?”(Cum.,20 Şub.,s.15)

“Tıp dünyasında 44 yılı geride bırakan Prof.Dr. Hüsrev Hatemi'nin hiç

muayenehanesi olmadı.”(Hür., 1 Şub., s.4)

Geride kalanlar

“Geride kalanlardan 7'si öldü, sonuncusu da şu an hastanede ölümle

savaşıyor.”(Hür., 1 Şub., s.5)

Geri dönmek

“...tüneli, Ankara yönünde 'ürperek' geçtikten sonra geri dönüp, eski canlılığı

kalmayan D-100'den Kaynaşlı'ya doğru inerken...”(Cum.,24 Şub.,s.8)

“Babam 'Çocuklarını al, geri dön.' dedi.”(Hür.,5 Şub.,s.7,4,6; 11 Şub.,s.7; 12

Şub.,s.8; 17 Şub.,s.14; 19 Şub.,s.8; 25 Şub.,Pazar eki s.11; 28 Şub.,s.16)

“ 'Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü' sözü geri döndü.”(Sab.,6

Şub.,s.1,2; 9 Şub.,s.5; 14 Şub.,s.1,5(10),16; 26 Şub.,Günaydın eki s.4; 27 Şub.,s.26;

28 Şub.,s.7)

Page 112: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

100

Geri durmamak

“Ama nedense aynı kişiler, sendikacılarla, kültür insanlarıyla, kendileri gibi

düşünen siyasetçilerle böyle ilişkiler kurmaktan geri durmazlar.”(Hür.,24 Şub.,s.19)

Geri kalmak

“…, gerektiğinde bunu yapmaktan geri kalmayız.”(Hür., 8 Şub.,s.16)

“Habercilikte geri kalanlar satışta önde görünmek isteyebilir.”(Sab.,6

Şub.,s.15)

Gıkı çıkmamak

“... nedense o gün gıklarını çıkarmamışlar.”(Hür.,3 Şub.,s.1)

“Şöhretli olmayanlar için kimsenin gıkı çıkmaz.”(Sab.,25 Şub.,s.1,20(2))

Giyim kuşam

“Referans Gazetesi yazarı Cengiz Çandar ise dünkü köşesinde, ‘Wolfowitz,

giyim kuşamında pasaklık ölçüsüne varacak kadar özensiz, ikili insan ilişkilerinde

gayet yumuşak,oldukça alçakgönüllü, siyasi görüşlerinde ise son derece inatçıdır.’

yorumunu yaptı.”(Hür., 1 Şub., s.1,10)

Gizliden gizliye

“Gizliden gizliye de olsa bu işi çözümlemelidir.”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Göğsünü gererek(Göğsünü gere gere)

“Şehit torunuyum diye, bu ülkede göğsümü gererek sokakta dolaşabileceğim

kanaatindeyim.”(Hür.,2 Şub.,s.1, Kelebek eki s.1,3; 23 Şub.,s.17)

“Göğsünü gere gere öptü.”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.1)

Göğüs germek

“Bütün milletçe zaten katlanacağımız zorluklara, kendi irademizle,

düzenimizle, göğüs germeli,...”(Cum., 19 Şub.,Strateji eki s.5)

Page 113: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

101

“27 yıllık evliliklerinde her zaman için topluma mal olmuş bir iş adamı ve

siyasetçi olan kocasının yanında bütün sorunlara zaman zaman acı çekerek göğüs

gerdiğini hatırlatan Lario,.....”(Hür., 1 Şub., s.13)

Gökten zembille mi indi?

“Polisteki kadrolaşma eleştirilerine de ‘Biz bu kadroları gökten zembille mi

indirdik’ diye tepki gösterdi.”(Sab.,7 Şub.,s.1,21)

Gölgede bırakmak

“...,Hrant Dink cinayeti soruşturmasını gölgede bıraktı.”(Hür.,3 Şub.,s.1,20)

Gölge düşürmek

“Arınç’ın ‘AKP penceresinden yorum yaparak, tarafsızlığına sürekli gölge

düşürdüğünü’ öne süren Koç,…”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Gönlünü kırmak

“Sakıncalı bulduğu yazıları gönlümü kırmadan değiştirmek, yahut bir

başkasını yazdırmak için ne kadar ince, ama tartışmaya olanak vermeyecek kadar

kararlı konuşurdu.”(Hür.,10 Şub.,s.17)

Gönül almak

“Fenerbahçe taraftarları, AZ Alkmaar maçında ıslıklanan Alex'in gönlünü

almak için harekete geçti.”(Hür.,17 Şub.,s.1,24(3))

“Türkiye’nin gönlünü almak isteyen ABD…”(Sab.,7 Şub.,s.21; 19 Şub.,s.21)

Gönül kaptırmak

“İlk kez ünlü olmayan birine gönlünü kaptıran şarkıcı, yeni aşkını başrolünü

oynadığı tiyatro oyununun yarınki galasında açıklayacak.”(Sab.,28 Şub.,s.1)

Gönül koymak

“Bu nedenle size gönül koyabilirim.”(Sab.,16 Şub.,s.1,17)

Page 114: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

102

Gönül vermek

“O sinema oyuncusu bir anne babanın, oyunculuğa gönül vermiş küçük,

yaramaz ve inanmayacaksınız ama komik kızı.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

Görmezden gelmek

“ Dink cinayetini muhbir Tuncel’in, yaklaşık 1 yıl önce emniyete

bildirmesine karşın istihbaratın bilgiyi görmezden geldiği tartışmaları üzerine gözler

dönemin Trabzon Emniyet Müdürü, bugünün İstihbarat Daire Başkanı Ramazan

Akyürek’e çevrildi.”(Cum.,1 Şub.,s.5,1,11(2); 3 Şub.,s.19(3); 4 Şub.,s.12; 9

Şub.,s.13; 10 Şub.,s.7; 11 Şub.,s.8; 13 Şub.,s.4; 17 Şub.,s.1,9(2), Hafta sonu eki s.5;

19 Şub.,s.18, Strateji eki s.5; 21 Şub.s.1,5; 22 Şub.,s.5)

“…Yasin Hayal’in olay yerinde olduğunu iddia edenler aslında büyük kareyi

görmedi ya da görmezden geldi.”(Hür.,5 Şub.,s.16; 7 Şub.,s.17)

“..., nedense görmezden gelmekteler.”(Sab.,7 Şub.,s.5; 9 Şub.,s.20; 17

Şub.,s.5)

Göz açtırmamak

“Petrol kaçakçılarına göz açtırmayacağını söyleyen Erdoğan,...”(Cum.,15

Şub.,s.8)

Göz alabildiğine

“Gözün alabildiğine verimli topraklar.”(Cum.,4 Şub.,s.1,10)

Gözaltına almak

“Tuncel, Dink cinayetinde Ogün Samast’ı tetikçi olarak kullanan Yasin

Hayal’in 2004 yılında Mc Donald’s ’a bomba koyduğu eylemde gözaltına alınmıştı.”

(Cum.,1 Şub.,s.5,4(4); 2 Şub.,s.6,1,4; 5 Şub.,s.8; 6 Şub.,s.1,8(3); 7 Şub.,s.6,11(2),12;

8 Şub., s.1(3) , 6(3); 9 Şub.,s.1; 10 Şub.,s.1(3),15,7; 11 Şub.,s.1,8(2); 13

Page 115: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

103

Şub.,s.9(3),6(4); 14 Şub.,s.8(3),1(3),6(6); 19 Şub.,s.1; 20 Şub.,s.1,4; 21 Şub.,s.1,4; 24

Şub.,s.7; 28 Şub.,s.8)

“Seks villası baskınında yakalanan hakim kimliğini gösterip gözaltına

alınmaktan kurtuldu.”(Hür.,6 Şub.,s.6(4); 8 Şub.,s.1,17; 9 Şub.,s.16(7); 11

Şub.,s.1,5(3); 12 Şub.,s.6; 13 Şub.,s.1,16(3),19(4); 14 Şub.,s.16,15; 15 Şub.,s.1,7(3);

17 Şub.,s.16; 18 Şub.,s.1; 19 Şub.,s.5,3(3); 20 Şub.,s.16; 21 Şub.,s.7; 23

Şub.,s.1(2),5(2); 25 Şub.,s.7; 28 Şub.,s.7(3))

“Gözaltına alınan bir zanlı Yasin Hayal’in ölüm listesinde Papa 16’ncı

Benedict ile ABD Başkanı Bush’un da bulunduğunu söyleyip ‘Biz de onla dalga

geçerdik.’ dedi.”(Sab., 1 Şub., s.15; 5 Şub.,s.14, 6 Şub.,s.6(3); 7 Şub.,s.1,30; 8

Şub.,s.14; 11 Şub.,s.18(3); 12 Şub.,s.6; 13 Şub.,s.15; 15 Şub.,s.18(3); 17

Şub.,s.5,1,18(5); 19 Şub.,s.5(2); 20 Şub.,s.7(4); 24 Şub.,s.7; 25 Şub.,s.16; 27

Şub.,s.5)

Göz ardı etmek

“Başbakan Tayyip Erdoğan, aylardır boş duran Emniyet Genel Müdürlüğü

koltuğunu doldurmak yerine, yetkilerinin göz ardı edip ‘derin devlet’ karmaşasına

sığınıyor.” (Cum.,1 Şub.,s.4; 4 Şub.,s.5,12; 7 Şub.,s.5(2); 8 Şub.,s.7,1; 10 Şub.,s.1;

13 Şub.,s.9; 16 Şub.,s.5; 24 Şub.,s.5,12; 28 Şub.,s.7)

“Antarktika ve Grönland'daki buzulların erimesiyle oluşacak yükselmenin de

göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanıyor.”(Hür.,3 Şub.,s.19; 7 Şub.,s.1; 11

Şub.,s.25)

“…ve göz ardı edilecek bir durumdan söz edilemez.”(Sab.,7 Şub.,s.21; 10

Şub.,s.18; 16 Şub.,s.18)

Page 116: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

104

Göz atmak

“Anlaşılmayan bir şey var mı, diye tekrar siteye göz atınca, bir daha emin

oldum ki…”(Cum.,25 Şub.,.10)

“…ve toplu mezara göz atmayı önermiştim.”(Hür.,14 Şub.,s.16)

“Toplum tarafından 'çıkarılması istenen' yasalara göz atıyoruz.”(Sab.,12

Şub.,s.21)

Göz boyamak

“Sariataş, MEB’in denetimlerinde göz boyamaya dönük davranıldığının da

altını çizerek,…”(Cum.,25 Şub.,s.8)

Gözdağı vermek

“Rumlara gözdağı.”(Cum.,2 Şub.,s.1; 12 Şub.,s.9; 19 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.4; 21

Şub.,s.4)

Gözden çıkarmak

“Türk Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO) gözden çıkarılıyor.”(Cum.,6

Şub.,s.8)

“Çoğul gebelikte bebeklerin yaşaması için sağlıksız olanları gözden çıkarmak

gerekiyor.”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8; 27 Şub.,s.4)

Gözden düşmek

“Sarı lacivertli takıma gelen en istikrarlı yabancı oyuncular arasına adını

yazdıran Alex de Souza, bir maçta gözden düşmenin üzüntüsünü yaşıyor.”(Hür.,17

Şub.,s.24)

Gözden geçirmek

“...ve fonksiyonlarının gözden geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu

belirtti.”(Cum.,3 Şub.,s.3; 7 Şub.,s.7; 10 Şub.,s.15; 24 Şub.,s.4)

Page 117: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

105

“...tehdit altında olan mahkeme üyeleri ve savcıların korunması için alınan

önlemleri gözden geçirdi ve artırdı.”(Sab., 10 Şub., s.21; 15 Şub.,s.16; 17 Şub.,s.8;

20 Şub.,Günaydın eki s.7)

Gözden kaçmak

“Kanatları kullanmakta büyük zorluk çektikleri gözlerden kaçmadı.”(Cum.,5

Şub.,s.19; 25 Şub.,s.10)

“Dizi boyunca sık sık Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun Alo Şikayet hattının

telefonlarının yer aldığı bandın geçmesi gözlerden kaçmadı.”(Sab.,10 Şub.,s.18; 22

Şub.,s.5(2); 28 Şub.,s.16)

Göz dikmek

“...ve 178 kilometrekare yüzölçümüne sahip sınır bölgesine göz

dikti.”(Cum.,19 Şub.,s.1)

Göz doldurmak

“Gürcistan ile yapılan milli maçta göz dolduran kaleci Volkan,...”(Sab.,11

Şub.,s.39)

Göze almak

“Ama Baykal bu riski göze almalı.”(Cum.,12 Şub.,s.8; 13 Şub.,s.8, 19

Şub.,Strateji eki s.5; 25 Şub.,s.10)

“Airbus’un geç teslimatlar nedeniyle ödediği tazminatlar göze alındığında

325’nci uçaktan itibaren kara geçmesi bekleniyor.”(Hür.,8 Şub.,s.6; 13 Şub.,Kelebek

eki s.8; 19 Şub.,s.1,6)

“Siz olsanız siyasete girip, hayal ettiğiniz icraatı yapmak için adınızı,

itibarınızı tehlikeye atmayı göze alır mıydınız?”(Sab., 1 Şub.,s.5; 10 Şub.,s.1,21; 14

Şub.,s.16)

Page 118: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

106

Göze batmak

“…ve oyundan kopmayan Kirita ve Bekir de Kırmızı-Siyahlı ekipte göze

batan oyunculardandı.”(Cum.,5 Şub.,s.19)

“...ve hücumdaki perdelemeleriyle göze batan Memo,...”(Sab.,20 Şub.,s.15)

Göze çarpmak

“...Amerikan medyasının Türkiye'ye bakış açısında değişiklik göze

çarpıyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8)

“Yalnız konuya biraz yaklaşınca, kafa karıştıracak birçok unsurun göze

çarptığını belirtmekle yetineceğiz.”(Hür.,16 Şub.,s.17)

“Fuarda göze çarpanlar”(Sab., 10 Şub.,s.24,18; 14 Şub.,s.9)

Göz göre göre

“Biz bunu göz göre göre mahvetmedik mi?”(Cum.,18 Şub.,s.12)

“Bebekler göz göre göre sakat doğuyor.”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8(2))

Göz göze gelmek

“Sorguda, işkence gördüklerini bildiğimiz için Faruk’la göz göze

geliyor,…”(Cum.,13 Şub.,s.9)

“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, resmi ziyaret için Ankara’da bulunan

Hırvatistan Parlamento Başkanı Vladimir Şeks’i kabulünde TBMM Başkanı Bülent

Arınç ile göz göze gelmemeye dikkat etti.”(Sab.,13 Şub.,s.19(2))

Göz kamaştırmak

“Güzel oyuncu, yakın dostu ve değişmez modacısı Armani’den özel izin

alarak giydiği Versace tuvaleti ve Chopard tasarımlı takıları ile göz

kamaştırdı.”(Hür.,27 Şub.,Kelebek eki s.1)

Page 119: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

107

“Yeni imajıyla hayranlarının beğenisini kazanan seksi yıldız, törende şıklığı

ile göz kamaştırdı.”(Sab.,13 Şub.,Günaydın eki s.12)

Göz kırpmadan

“...22 yaşındaki M.Ç, bu çetelerin göz kırpmadan insan öldürebileceğini

söyledi.” (Cum.,26 Şub.,s.6)

“Amaçlarının sansür olmadığını söyleyen Kara, bu tür filmlerin gözünü

kırpmadan adam öldürenlerin kahraman olarak sunulmasına dikkat çektiklerini

belirtti.”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Göz kırpmak

“AKP yönetimi, daha ilk elde, Kıbrıs'ta AB'ye ve Rumlara, Kuzey Irak'ta

PKK'ye göz kırpmaya ve...”(Cum.,19 Şub.,s.1)

“Yunan Kathimerini gazetesine konuşan Merkel, hep karşı çıktığı

Türkiye’nin tam üyeliğine göz kırptı.”(Sab.,19 Şub.,s.1)

Göz koymak

“Böylece Doğu Anadolu'ya göz koyduklarını söylemekten vaz mı

geçecekler?”(Hür.,15 Şub.,s.19)

Gözleri dönmek

“ ‘Baba beni kurtar’ diye feryat eden Uğur, gözleri dönmüş saldırganlar

tarafından 10 yerinden bıçaklandı.”(Sab.,21 Şub.,s.5)

Gözlerini kan bürümek

“Gözlerini Hürriyet bürümüş.”(Hür.,10 Şub.,s.17)

Page 120: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

108

Göz önünde bulundurmak(Göz önünde tutmak,Göz önüne almak)

“Bütün ihtimaller göz önünde tutuluyor.”(Cum., 2 Şub.,s.6(2); 4 Şub.,s.10; 7

Şub.,s.6; 8 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.9; 18 Şub.,Pazar eki s.5; 20 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.6; 28

Şub.,s.7)

“Bu motivasyonu bozacak her türlü etkenin önlenmesi gerektiği göz önüne

alınırsa TFF(Türk Futbol Federasyonu) yöneticilerinin de üzerine düşeni yapmasının

gerekliliği ortadadır.”(Hür.,13 Şub.,s.30(2); 17 Şub.,s.17(2); 19 Şub.,s.5; 22 Şub.,s.4;

26 Şub.,s.14)

“…Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, küçük yaştaki çocukların zorla

evlendirildiklerine ilişkin beyanını da göz önüne alarak,…”(Sab.,4 Şub.,s.7; 14

Şub.,s.5)

Gözü kara

“Hemen İstanbul'dan gözü kara bir avukat buldum.”(Hür.,11 Şub., Pazar eki

s.15)

“Benim gözüm karadır.”(Sab., 25 Şub.,Pazar eki s.8)

Gözümüz aydın

“Gözümüz aydın...”(Hür.,1 Şub., s.1; 11 Şub.,Pazar eki s.15)

Gözünde büyümek

“Maç başladığında görüldü ki Antalyaspor rakibini gözünde büyütmemiş.”

(Cum.,26 Şub.,s.18)

Gözüne girmek

“Kanaltürk’te bir avuç vatansever insan, para pul peşinde değil, onun bunun

gözüne girme peşinde değil, bir yayıncılık yapıyor.”(Cum.,21 Şub.,s.5)

Page 121: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

109

Gözünü dikmek

“Çünkü Bursa Vergi Dairesi'nde görevli maliyeciler vergi tahsilatında gözünü

'zirveye' dikti.”(Sab.,7 Şub.,s.23)

Gözünü kapamak

“İsveçli gazetecilerin Forsmark Nükleer Santrali'nde olanlara gözlerini

kapaması gibi.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

“Dolayısıyla biz Irak'a gözümüzü kapayamayız.”(Sab.,18 Şub.,s.21)

Gözünü kırpmadan

“Biz de ‘vatan millet Sakarya’ diyerek gözümüzü kırpmadan bombalardık.”

(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.11)

Gözünü korkutmak

“Hazırlanan raporda 'Kürt Bölgesel Yönetimi'nde otoritelerin, azınlıkların

gözünü korkutmak ve...”(Cum.,5 Şub.,s.1,8)

Gözünün içine bakmak

“Güney sınırlarında operasyon izni vereyim diye gözümün içine bakıyorlar ve

vs.”(Cum.,7 Şub.,s.8)

“Sürekli el ele oturan, birbirinin gözünün içine bakan ikiliye,...”(Sab.,25

Şub.,Pazar eki s.8)

Gözünün önünden gitmemek

“... genç bir kızın çaresiz bakışlarıyla isyan edişi gözlerimin önünden

gitmiyor.”(Cum.,4 Şub.,s.1,10)

Gözü olmak

“…Bu topraklarda gözümüz var…”(Hür.,2 Şub.,Kelebek eki,s.3)

“Geçmişte siyaset yapıp, gözü hâlâ Meclis’te olanlar.”(Sab.,24 Şub.,s.19)

Page 122: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

110

Gözüyle bakmak

“Beyaz adam anası olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alınıp satılacak

şeyler gözüyle bakar. “(Cum.,18 Şub.,s.8)

“Tasarının geçmesine kesin gözüyle bakanlar ağırlıkta.”(Hür.,13 Şub.,s.19;

23 Şub.,Cuma eki s.1; 24 Şub.,Cumartesi eki s.10)

“Sonrasında kaçanlara nazarlık gözüyle bakılırken tribündeki Milli Takım

Teknik Direktörü Fatih Terim hangisini Millî Takım’a alsam diye adeta

şaşırdı.”(Sab., 1 Şub., s.28; 21 Şub.,s.7; 24 Şub.,s.2; 25 Şub.,Pazar eki s.1)

Göz yummak

“Bu kadar açık bir ihmalin, göz yummanın, örtbas etmenin cezai hesabı

sorulamazsa bu kabul edilemez.”(Cum.,2 Şub., s.5; 14; 17 Şub.,s.1(2),7,9; 19

Şub.,Strateji eki s.5; 24 Şub.,s.5)

“Hem basın mensuplarına ipe sapa gelmez haberler verilmesine- işine geldiği

sürece- göz yumacaksın,…”(Hür.,4 Şub.,s.1; 16 Şub.,s.17)

“Para kazanılacak diye Ata'nın isminin hunharca kullanılmasına göz

yummayız.”(Sab.,6 Şub.,s.1; 14 Şub.,s.20; 17 Şub.,s.5,8)

Güçlük çekmek

“Ancak yasanın en temel maddelerini veto etmesi nedeniyle hükûmetin

kararını netleştirmekte güçlük çekeceğine dikkat çekiliyor.”(Cum.,9 Şub.,s.13; 19

Şub.,s.8)

Gülmekten kırmak

“...ve gecenin sonunda paltosuyla ilgili ayaküstü yaptığı espriler

etrafındakileri gülmekten kırdı geçirdi.”(Sab.,22 Şub.,Günaydın eki s.1; 27 Şub.,s.6)

Page 123: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

111

Güme gitmek

“Bu dengede güme giden bir şey var: Vatan.”(Cum.,27 Şub.,s.8)

Gümrükten mal kaçırır gibi

“Baykal, AKP iktidarının Petrol Yasası’nı ‘alelacele, gümrükten mal kaçırır’

gibi TBMM’den geçirdiğine dikkat çekerken şu görüşleri dile getirdi:…”

Günaha girmek

“Ahmet Bey rakıya su katınca, suyu satan günaha girer mi?”(Hür.,17

Şub.,s.1, Cumartesi eki s.9)

Günah gitmek

“...biz genel bir mutabakat bekledik gelmedi, günah bizden gitti...”(Cum.,3

Şub.,s.5)

Gündeme gelmek

“Bu konunun Ralston’un bölgeye gerçekleştirdiği ziyarette de gündeme

geldiği ifade ediliyor.”(Cum.,1 Şub.,s.1(2),4,8(5),5; 2 Şub., s.1(2),6(2),8,18(5); 5

Şub.,s.8(6); 6 Şub.,s.6,3; 7 Şub.,s.6,7,3; 9 Şub.,s.1,10,5; 10 Şub.,s.1,15; 11

Şub.,s.8,12,18; 12 Şub.,s.1,5(2); 13 Şub.,s.9,8(3); 14 Şub.,s.8(2); 15 Şub.,s.3,14,1,5;

16 Şub.,s.4,10; 17 Şub.,s.15(3),9; 18 Şub.,s.9; 19 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.6; 22

Şub.,s.1,4(3); 23 Şub.,s.4(2),8; 24 Şub.,s.4,6,1,16(2); 26 Şub.,s.1,8; 27

Şub.,s.8(3),1,6(4),18; 28 Şub.,s.1,4,9)

“Konuyu yasa teklifi olarak TBMM gündemine getireceğim.”(Hür.,2

Şub.,s.7; 4 Şub.,s.1,4; 5 Şub.,s.5; 7 Şub.,s.17(3); 8 Şub.,s.17; 11 Şub.,s.8; 16

Şub.,s.16,9; 18 Şub.,s.23; 20 Şub.,s.16,17,10; 21 Şub.,s.7,16,21; 23 Şub.,s.15; 25

Şub.,s.16; 28 Şub.,s.14(2))

Page 124: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

112

“..., Erdoğan ve Aksu suçlu bulunursa Yüce Divan'da yargılanmaları

gündeme gelecek.”(Sab., 1 Şub., s.18,9,1,5,12; 2 Şub.,s.19,17; 4 Şub.,s.20; 5

Şub.,s.15,17; 6 Şub.,s.5,15; 7 Şub.,s.24,20; 8 Şub.,s.1,11,5; 9 Şub.,s.10; 10

Şub.,s.21,18(2); 11 Şub.,s.1(3),2; 12 Şub.,s.1; 13 Şub.,s.6,15,14,5; 14 Şub.,s.21; 16

Şub.,s.18(3),19(2); 17 Şub.,s.6; 18 Şub.,s.7; 19 Şub.,Günaydın eki s.8; 21

Şub.,s.12,14,19; 22 Şub.,s.11,17; 23 Şub.,s.7; 24 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.19,17; 27

Şub.,s.19; 28 Şub.,s.19,21)

Günden güne

“..., günden güne eriyorlar.”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Gün ışığına çıkmak

“Orman Bakanı Osman Pepe’nin açıklamalarıyla gündeme oturan ve

yıkılması beklenen 138 lüks tripleks villanın bulunduğu Acaristanbul’da yeni ilişkiler

gün ışığına çıktı.”(Sab., 1 Şub., s.12; 3 Şub.,s.18)

Günün birinde

“ '...Günün birinde fark etmeden kaderin vasıtası oldum...'”(Sab.,18 Şub.,s.20)

Gününü görmek

“Sokacaksın iki tümen, görecekler günlerini.”(Hür.,24 Şub.,s.19)

Haber almak

“Polisin haber alma amaçlı tanık ifadesine başvurabileceği,…”(Cum.,14

Şub.,s.6; 18 Şub.,s.7; 19 Şub.,s.8(3); 20 Şub.,s.4; 21 Şub.,s.4(2); 25 Şub.,s.1,8(2))

“Trabzon polisinin 'Hrant Dink'in öldürüleceği haberini aldık. Araştırın' diye

...”(Hür.,3 Şub.,s.21; 10 Şub.,s.14; 15 Şub.,s.29(2); 25 Şub.,s.18; 26 Şub.,s.1,17)

“Çocuklarından uzun süredir haber alamayınca karakola giden aileler ise, acı

haberle yıkıldı.”(Sab.,6 Şub.,s.7; 15 Şub.,s.12; 27 Şub.,s.4; 28 Şub.,s.17)

Page 125: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

113

Haberi olmak

“ Ekici çiftliğinin bu bölümünü kiraya verdiğini, olaydan haberinin

olmadığını iddia etti.”(Cum., 10 Şub.,s.1; 15 Şub.,s.14(2))

“Genelkurmay Genel Sekreteri Çolak Paşa, Org. Büyükanıt’ın takvimdeki 6-

0’la ilgili sayfadan haberi olur olmaz bunun kaldırılması için emir verdiğini ve

gereğinin yapıldığını söyledi.”(Hür.,6 Şub.,s.1; 11 Şub.,Pazar eki s.15; 12

Şub.,Kelebek eki s.5; 16 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.1)

“Meclis Başkanı'nın haberi olmadı.”(Sab.,3 Şub.,s.23; 10 Şub.,s.23; 11

Şub.,s.21)

Haber vermek

“...,üst rütbeli bir komutanın da öldüğü haber verildi.”(Cum.,3 Şub.,s.9; 5

Şub.,s.8; 14 Şub.,s.1,6; 26 Şub.,s.1,6(4))

“Test sonuçlarını alınca rengi solan doktor oğlu, Prof.Hatemi'ye kötü haberi

verdi.”(Hür., 1 Şub., s.1; 4 Şub.,Pazar eki s.10(2); 5 Şub.,s.1,6(2); 7 Şub.,s.4; 11

Şub.,s.7 , Pazar eki s.15(2); 25 Şub.,s.1,7; 27 Şub.,s.17,1,4)

“Hırsız girdiğini ve pasaportların çalındığını anlayınca hemen polise haber

verdik.”(Sab., 1 Şub., s.2; 6 Şub.,s.1; 10 Şub.,s.6; 18 Şub.,s.6; 21 Şub.,s.7)

Haddini bildirmek

“Onlardan bir güç alıyorsa, aferin oğlum, haddini bildirin söylemi

geliştiriliyorsa, bu çocuk ondan güç alarak böyle davranıyorsa bu çok

önemli.”(Cum., 10 Şub.,s.7)

Hak etmek

“Masal diyarı İstanbul, bir oyuncak müzesini fazlasıyla hak ediyor.”(Cum.,11

Şub.,s.15)

Page 126: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

114

“Kalbinin böyle kırılmasını hiç hak etmiyor.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16; 20

Şub.,s.4(2))

“...Bill Laimbeer, 'Mehmet Okur All Star olmayı kesinlikle hak

ediyor...'”(Sab.,20 Şub.,s.14,15; 27 Şub.,s.6,26)

Hakkını vermek

“Sarı Yazma bozlağının hakkını veren güçlü sesi,...”(Cum.,4 Şub.,s.7,10,12)

“Bir takım bu etkileyici stadın hakkını nasıl vermez?”(Sab.,16 Şub.,s.28(2))

Haklı bulmak(Hak vermek)

“ Bu gerekçelere, azıcık ulusal bakışı olan herkesin hak vereceğini

düşünüyoruz.”(Cum.,8 Şub.,s.8; 17 Şub.,s.3; 25 Şub.,s.1,9)

“... davacı kadının gerekçelerini haklı buldu.”(Hür.,3 Şub.,s.4; 8 Şub.,s.17; 17

Şub.,s.14; 19 Şub.,Kelebek eki s.1,4)

“Onlara hak veriyorum;…”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.8; 13 Şub.,s.4; 16

Şub.,s.19)

Haklı çıkmak

“Haksız çıkan özür diler.”(Hür.,12 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.16)

“Gerets haklı çıktı.”(Sab.,5 Şub.,s.28; 21 Şub.,s.7)

Hallaç pamuğu gibi atmak

“İkinci 45 dakikada müthiş bir tempoyla oynayan Bordo-Mavililer, Beşiktaş’ı

hallaç pamuğu gibi dağıttı.”(Cum.,25 Şub.,s.18)

“Tabii ki Genelkurmay, Hrant Dink cinayeti sonrası Türkiye'de gelinen

noktada soruşturmanın hallaç pamuğu gibi medyanın önünde

yapılmasından,...”(Sab.,13 Şub.,s.18)

Page 127: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

115

Harekete geçmek

“Bu talimat üzerine dün sabah erken saatlerde filodaki sayıları birden fazla

olan savaş gemileri, Kıbrıs Adası’nın güneyine doğru harekete geçti.”(Cum.,2 Şub.,

s.8; 7 Şub.,s.18; 15 Şub.,s.8(2); 21 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.5; 24 Şub.,s.1,6; 25 Şub.,s.1,6;

28 Şub.,s.9,12)

“O yüzden birileri harekete geçmek gereğini duyarmış.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 3

Şub.,s.1,7; 4 Şub.,s.16(2), 6 Şub.,s.1,13(2); 8 Şub.,s.1,16; 13 Şub.,s.19; 17

Şub.,s.9,1,24; 20 Şub.,s.1; 25 Şub.,s.14; 26 Şub.,s.17)

“...Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Meclis Başkanı Bülent Arınç acilen

harekete geçmeye karar verdi.”(Sab.,2 Şub.,s.19,17; 8 Şub.,s.14,18,17; 10

Şub.,s.21(2),18; 15 Şub.,s.5; 16 Şub.,s.17,1; 21 Şub.,s.19,18; 27 Şub.,s.16; 28

Şub.,s.8)

Hatırı sayılır

“Bugün hatırı sayılır bir para götürmesi gerekirdi patrona.”(Cum.,18

Şub.,s.10(2))

Havanda su dövmek

“Rumlar havanda su dövüyor.”(Cum.,23 Şub.,s.4)

Havaya gitmek

“Türkiye’nin her yıl tam 350 milyon doları havaya gidiyor.”(Hür.,25

Şub.,Pazar eki s.21)

Havlu atmak

“...,'havlu' atmamış, 'yıkılmamış.'”(Sab.,19 Şub.,s.21)

Page 128: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

116

Hayata atılmak

“İki çocuğu büyüdükten sonra iş hayatına atıldı.”(Hür.,17 Şub.,Cumartesi eki

s.9)

“…, hayata atıldığınızda eğitim sorunundaki çarpıklığı düzeltecek konuma

gelme ihtimaliniz artar.”(Sab.,4 Şub.,s.5)

Hayatına girmek

“Zaten hayatıma iki kişi girdi.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Haydi canım sen de

“Fikret Bila, hadi canım sen de, sen kendine bak.”(Cum.,28 Şub.,s.4)

“Rahmetli İsmet Paşa sağ olsaydı, bu maskaralığa, ‘Haydi canım sen de!’ der,

kapıyı gösterirdi.”(Hür., 1 Şub., s.17)

Hazır bulunmak

“..., uzun yıllar oynadığı voleybol maçlarında, hatta antrenmanlarda hazır

bulunur,...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

“Taran, Erdoğan buluşmasında Cüneyd Zapsu da hazır bulundu.”(Sab.,12

Şub.,s.16)

Hele hele

“...'hele hele' deyip kimlerle yola çıkılabileceğini hesaplamış

demektir.”(Cum.,23 Şub.,s.8,15)

Hem suçlu hem güçlü

“Yani hem suçlu hem güçlü konuma düşüyorsunuz.”(Cum.,20 Şub.,s.8)

Her kafadan bir ses

“Bu konuda her uzmandan ayrı ses çıkıyor.”(Cum.,22 Şub.,s.8)

“…, her kafadan bir ses çıktı.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Page 129: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

117

Her ne kadar

“Her ne kadar anne Havva Kum hemen bir ev almak istediyse de,...”(Hür.,11

Şub.,s.7)

Hesaba katmak

“...bu çabalarının olumsuz etkilerini hiç mi hesaba katmıyorlar.”(Cum.,3

Şub.,s.19; 11 Şub.,s.12,11; 23 Şub.,s.13)

“Oyunu kanatlara yayamayan Vestel, günün gizli kahramanı Ali’nin

‘istatistiklerde pek yer almamış, adrese teslim derinlemesine ortalarını hesaba

katmayınca’ farkla karşı karşıya kaldı.”(Sab., 1 Şub., s.28; 14 Şub.,s.8)

Hesabını bilmek

“…diyen Erdoğan şöyle devam etti: ‘ Mali disiplinin sağlanmasına büyük

önem verdik. Mali disiplin, hesabını bilmektedir…’”(Sab.,9 Şub.,s.8)

Hesap etmek

“Belediye Başkanı böyle konuşursa halkın durumunu artık hesap

edin!”(Cum.,3 Şub.,s.19; 4 Şub.,s.10)

“Tayyip Erdoğan’ın kişiliğini 1994’ten beri bilen bir siyasetçi olarak, günü

gelince Çankaya’ya çıkmak isteyeceğini de hesap etmedinizse,…”(Hür.,27 Şub.,s.17)

Hesap kitap

“Çılgınlık yaptım, hesabım kitabım yoktur.”(Sab.,26 Şub.,s.6)

Hesap sormak

“Bu kadar açık bir ihmalin, göz yummanın, örtbas etmenin cezai hesabı

sorulamazsa bu kabul edilemez.”(Cum.,2 Şub., s.5; 4 Şub.,s.10; 14 Şub.,s.5)

“Sözcü kişi çarpıtırsa hesap sorulacağını biliyor.”(Hür.,4 Şub.,s.19; Pazar eki

s.10; 10 Şub.,s.14; 11 Şub. Pazar eki s.15(2); 22 Şub.,s.4)

Page 130: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

118

“Vergi memurları, kayak öğretmenlerini ders ortasında bulup hesap

soruyor.”(Sab.,7 Şub.,s.23; 10 Şub.,s.23; 21 Şub.,s.14)

Hesapta olmamak

“Fenerbahçe'nin Rize'de pek de hesapta olmayan takılışını fırsat bilen Sarı

Kırmızılılar,...”(Cum.,12 Şub.,s.18)

Hesap vermek

“…, o insanı niye koruyamadılar onun hesabını vermelidir.”(Cum., 2 Şub.,

s.5; 4 Şub.,s.12(2); 8 Şub.,s.1; 14 Şub.,s.4; 28 Şub.,s.8)

“...hem de her kararının, her eyleminin hesabını veren, bir başka deyişle

saydam bir devlet yok.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 19 Şub.,s.7; 22 Şub.,s.4(3); 24 Şub.,s.19;

25 Şub.,s.1,16)

“ Dere kenarında bekleyiş içindekilerden kamyon şoförü Halil Ete'nin

ağabeyi Hüseyin Ete, '...Şimdi öldüler, bunun hesabını kim verecek?' dedi.”(Sab.,8

Şub.,s.15; 22 Şub.,s.17; 23 Şub.,s.26; 24 Şub,s.26(2))

Hiçe saymak

“Rumlar KKTC'yi ve Türkiye'yi hiçe sayıp...”(Cum.,3 Şub.,s.19; 15 Şub.,s.8;

28 Şub.,s.9)

“..., hukuku hiçe saymak suretiyle kamuda bir örgütlenmeye,...”(Hür.,3

Şub.,s.21; 12 Şub.,s.14)

“… ve kişilik haklarımızı hiçe sayarak gerçek dışı ve dayanaksız bir haberi

kamuoyuna gerçekmiş gibi aktarması…”(Sab., 10 Şub.,s.6)

Hodri meydan

“Vardır diyen varsa hodri meydan.”(Hür.,14 Şub.,s.14)

“Yine ‘hodri meydan’ demişti.”(Sab.,25 Şub.,s.21(2))

Page 131: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

119

Hor görmek

“Batı'nın bu kibirli, Türkiye'yi hor gören anlayışı Ankara hükûmetini çileden

çıkardı.”(Hür.,18 Şub.,s.23)

Hoş görmek

“Eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe dinle dalga geçmeyi hoş görenlerin oranı

daha da artıyordu.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

“Onlar ırkçılığın en aşağılık, en sinsi türünü yapar, hoş görülür.”(Hür.,20

Şub.,s.17; 21 Şub.,s.17)

“Şimdi 'Biz gazeteci değil, medyacıyız' diyerek, yalan haber yazmak, hoş

görülebilir,...”(Sab., 8 Şub.,s.13(2); 27 Şub.,s.5)

Hoşgörü; Cum.,18 Şub.,s.8; 19 Şub.,Strateji eki s.5(3); 26 Şub.,s.9; 28

Şub.,s.7

Hür.,2 Şub.,Kelebek eki,s.3; 14 Şub.,s.16(2),14; 27 Şub.,s.8

Sab.,6 Şub.,s.14; 7 Şub.,s.23;10 Şub.,s.23; 28 Şub.,s.7(2)

Hoşuna gitmek

“Bu çok hoşumuza gitti.”(Cum.,18 Şub.,s.12; 23 Şub.,s.15)

“Çok hoşuma gitti.”(Hür.,14 Şub.,s.1)

“Zeynep bu işi çok keyif alarak yapıyor ve benim de çok hoşuma

gidiyor.”(Sab.,15 Şub.,s.2,28; 20 Şub.,s.1,2(2); 26 Şub.,s.8,Günaydın eki s.4)

Hüküm giymek

“Fevzi Bilgin'in oğlu Samet, 12 Eylül döneminde TKP-ML davasından

yargılandı, hüküm giydi.”(Hür.,18 Şub.,s.23)

“Böylece bir kişi bu maddeden hüküm giyse bile kişi hapis

yatmayıp…”(Sab.,6 Şub.,s.19)

Page 132: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

120

Icığını cıcığını kurcalamak(araştırmak,sormak)

“Böyle şeylerin ıcığını cıcığını kurcalardı.”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Işık tutmak

“...Coşkuner'in müfettişlere verdiği 2 sayfalık ifade, AKP'nin bürokrat

profiline de ışık tutuyor.”(Cum.,7 Şub.,s.8)

“...,bugün tartıştığımız 'Dindar milliyetçi olur mu?' ve 'Türk İslamcılığı'

polemiklerine ışık tutuyor.”(Hür.,11 Şub.,s.25)

İç açmak

“…ve elde edilen ilk verilere göre sonuçların pek de iç açıcı olmadığını

söyledi.”(Cum.,21 Şub.,s.9)

“Ayrıca bu çocukların okul başarıları da pek iç açıcı değil;…”(Sab.,19

Şub.,Günaydın eki s.8)

İç etmek

“Hükûmet seçim yılında çalışanların hakkını iç ediyor.”(Cum.,12 Şub.,s.1)

İç içe

“Halkların bir arada yaşamışlığının, iç içe geçmişliğinin göstergesi olduğu

için söylemiştik.”(Cum.,4 Şub.,s.7,5; 9 Şub.,s.8; 18 Şub.,s.10, Pazar eki s.5; 23

Şub.,s.15)

“...Kiler'in, 2009 Haziran sonunda tamamlamayı hedeflediği proje, iç içe iki

cephe özelliğiyle 'gökdelende bahçe ve balkon' dönemini de başlatacak,...”(Hür.,11

Şub.,s.8; 13 Şub.,Kelebek eki s.8)

“Adı tarikatlarda bu kadar iç içe anılan biri, Türkiye Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı olabilir mi?”(Sab.,7 Şub.,s.15; 18 Şub.,Günaydın eki s.8; 19

Şub.,s.21; 25 Şub.,s.19)

Page 133: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

121

İçi dışı bir

“İçim dışım birdir.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

İçi kanamak(İçi kan ağlamak)

“Çok uzaklardan ülkeme bakınca, aslında hiçbir şeyin değişmediğini içim

kanayarak gördüm.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 28 Şub.,s.9)

“Sözlerinden kendi içinin de kanadığını, iki kötüden daha az kötü olanı tercih

etmek zorunda kaldıklarını anlatmak istediğini anlıyoruz.”(Hür.,18 Şub.,s.21)

İçi kararmak

“...küresel ısınma konusunda iç karartan görüşler belirterek gelecek için

korkunç tahminlerde bulundular.”(Cum.,3 Şub.,s.8)

İçinden çıkmak

“Yıllardır tartıştığımız, neyin nesi kimin fesi olduğunu bir türlü

saptayamadığımız, içinden çıkamadığımız dev bir konuyu, bir sorunu...”(Cum.,4

Şub.,s.8; 5 Şub.,s.8; 19 Şub.,s.8)

“Bunca yılın Hasan Celal Güzel'inin bile kafasını karıştıran konuların içinden

sade vatandaş nasıl çıksın?”(Sab.,2 Şub.,s.19)

İçinden geçirmek

“Hangi psikolog, hangi kişisel gelişim kitabı, arkadaş, ana, baba ne derse

desin, insan kendi bildiğine, kendi içinden geçenin doğru olduğuna inanır.”(Hür.,13

Şub.,Kelebek eki s.8; 28 Şub.,s.1)

İçinden gelmek

“Konuşmasını konu başlıkları dışında içinden geldiği gibi yaptığını belirten

Büyükanıt,...”(Hür.,15 Şub.,s.18)

Page 134: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

122

“Alex'e de bir çözüm bulunursa neden olmasın umudundan fazlası insanın

içinden gelmiyor.”(Sab.,15 Şub.,s.28; 19 Şub.,s.17; 28 Şub.,s.29(2))

İçine almak

“...Türkiye'nin neredeyse bütün Akdeniz çıkışını içine alıyor.”(Cum.,3

Şub.,s.19(2))

“Faşistliğe, ırkçılığa, kafatasçılığa karşı çıktığım için dün bilgisayarıma yağan

ve ailemi dahi içine alan 'Sen Türk değilsin, Müslüman değilsin' bombardımanı

karşısında, yazarken dahi beni utandıran bu yazıyı yazmalı mıyım, yoksa

yazmamalıyım?”(Hür.,1 Şub., s.3)

İçine doğmak

“Ama yemin ederim içime doğdu,...”(Hür.,5 Şub.,s.6)

İçine kurt düşmek

“İ.S.'nin içine kurt düşeli epey olmuştu.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

İçine sinmemek

“Başbakanlık'a dosya götürmeyi içine sindiremeyen Hüsamettin Özkan,...”

(Cum.,12 Şub.,s.9)

“Halkın içine sinmeli.”(Sab.,27 Şub.,s.1(2),19)

İçi rahat etmek

“Ben de kullanmam, içim rahat etmez.”(Sab.,4 Şub.,Pazar eki s.4)

İçi sıkılmak

“İçim sıkıldı.”(Hür.,5 Şub.,s.1,16)

Page 135: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

123

İçi yanmak

“Bin bir güçlükle yetişen birbirinden önemli değerlerini kalleş kurşunlara

vermenin acısıyla içi yananların haykırışları duyulmaz olacak.”(Cum.,4

Şub.,s.10,12(2); 25 Şub.,s.9)

İçler acısı

“…bu durumda olması gerçekten içler acısı.”(Hür.,2 Şub.,s.4)

İdare etmek

“...PKK'lılara arka çıkarak 'durumu idare etmeyi' bugüne kadar

başardı.”(Hür.,16 Şub.,s.17)

“Yasin Hayal'in Trabzon Pelitli'den mahalle arkadaşı olan İrfan Özkan,

'Büyük Ağabey' Erhan Tuncel için 'Hem polisi hem Yasin'i idare etti.' dedi

ve...”(Sab.,11 Şub.,s.1,20(2))

İfadesini almak

“...İfadesi alındı...”(Cum.,4 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.5(2); 10 Şub.,s.7; 11

Şub.,s.6(2); 13 Şub.,s.9,6(2); 24 Şub.,s.6)

“Hayal’in son ifadesi, … üzerine alındı.”(Hür.,8 Şub.,s.17; 10 Şub.,s.14)

“… ve ifade alınması konusunda bir süre daha soruşturmanın gizli

yürütülmesi o aşıdan önem arz ediyor.”(Sab.,4 Şub.,s.18; 8 Şub.,s.14(2); 13

Şub.,s.15; 21 Şub.,s.14)

İfade vermek

“…Yasin Hayal, ‘ağabey’ Erhan Tuncel’in polis muhbiri olduğunu öğrenince

yeniden ifade vererek…”(Cum., 8 Şub.,s.1(2),5; 11 Şub.,s.1; 13 Şub.,s.6(3); 14

Şub.,s.8; 20 Şub.,s.1(3),9(3); 28 Şub.,s.1,8(4))

Page 136: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

124

“ …Hayal, 8 sayfa tutan yeni bir ifade verdi.”(Hür.,8 Şub.,s.1,17(2),3; 24

Şub.,s.18; 27 Şub.,s.7)

“Yasin Hayal, cinayete karıştığı için tutuklanan ve polis muhbiri olduğunu

söyleyerek ifade vermekten kaçınan Erhan Tuncel için şöyle dedi...”(Sab.,1

Şub.,s.1(2),15; 3 Şub.,s.18(3); 6 Şub.,s.12; 8 Şub.,s.1; 10 Şub.,s.19; 13 Şub.,s.18,15;

17 Şub.,s.5; 23 Şub.,s.14(3))

İğneyle kuyu kazmak

“...,boşuna bu iğneyle kuyu kazmalar, boşuna bu mücadeleler, bu çabalar,

değişen bir şey yok duygusu.”(Cum.,23 Şub.,s.15)

“Bir insanın, herhangi bir tekelci sahiplenme nedeniyle böyle cinayetlere

kalkışması iğneyle kuyu kazarak aldığımız mesafeleri gölgeledi.”(Hür., 1 Şub.,

s.1,17)

İki büklüm

“Bedevi çadırlarında, Üçüncü Dünya diktatörlerinin önünde iki büklüm

eğilmiş bir Türk başbakanı.”(Hür.,28 Şub.,s.17)

İkide bir

“İkide bir belediye başkanlığı sırasında İstanbul'un büyük sorunlarını

çözdüğünü söyleyerek övünüp durur.”(Cum.,3 Şub.,s.19(2))

“Bu gerçeği görünce, Başbakan’ın ikide bir neden ‘Anayasa’nın 24’üncü

maddesinin gerekçesindeki anlayışı benimsiyoruz’ dediğini de…”(Hür.,7 Şub.,s.17;

15 Şub.,s.1)

İkili oynamak

“Hayal'in arkadaşı İrfan Özkan konuştu: 'Erhan Tuncel ikili oynadı. Burada

yaşatmazlar.'”(Sab.,11 Şub.,s.1,20)

Page 137: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

125

İki yüzlü

“AB'nin iki yüzlülüğüne örnek olarak gösterilmeye başlanınca sözcüleri

derhal karşı atağa geçtiler.”(Cum.,4 Şub.,s.8; 14 Şub.,s.4; 19 Şub.,Strateji eki s.4(2);

28 Şub.,s.8)

“Sanmayınız ki bu sözlerimiz, 'Madem onlar iki yüzlülük yapıyor, biz de 301'i

koruyalım' anlamına gelmiyor.”(Hür.,20 Şub.,s.17)

“Türk aydını iki yüzlü.”(Sab.,25 Şub.,s.1(2),20(2),21)

İleri gelenler

“Stewart projeyi açıklayınca Afyonkarahisar'ın ileri gelenleri yardım için

kolları sıvadı.”(Hür.,17 Şub.,s.1,14(3); 25 Şub.,Pazar eki s.11)

“…, İttihat ve Terakki’nin ileri gelenlerinin ve Ermeniler’i tehcir edenlerin

savaş suçlusu olarak yargılanmalarını istediler.”(Sab.,4 Şub.,s.20; 19 Şub.,s.21; 25

Şub.,s.21)

İleri gitmek

“Abdülhamit döneminin adının çıktığını, Demokrat Parti döneminde bile bu

kadar ileri gidilmediğini söyleyen Baykal,…”(Cum.,9 Şub.,s.1; 24 Şub.,s.16)

“Ama bu konuda daha ileri gitmek ve...”(Hür.,23 Şub.,s.17)

“Vatan Başyazarı Güngör Mengi ise daha da ileri gitmiş,…”(Sab.,26

Şub.,s.5)

İleri sürmek

“Olayda kullanılan silahtaki mermileri verdiği ileri sürülen Salih

Hacısalihoğlu tutuklandı.” (Cum.,1 Şub.,s.1(3),4(4); 4 Şub.,s.1,8(2),11(2); 5 Şub.,s.8;

7 Şub.,s.6; 8 Şub.,s.6,10; 9 Şub.,s.6,5,8; 10 Şub.,s.1,15; 11 Şub.,s.1,8; 14 Şub.,s.1,8;

Page 138: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

126

15 Şub.,s.1; 17 Şub.,s.15(2); 18 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.1; 22 Şub.,s.1,4(2),8; 23

Şub.,s.11; 25 Şub.,s.6; 26 Şub.,s.11(2); 27 Şub.,s.6)

“Rum sözcü, Türkiye ve KKTC' nin tehdit ve şantaj yöntemini de çok

sevdiğini ileri sürdü.”(Hür.,1 Şub., s.12; 3 Şub.,s.21; 5 Şub.,s.7; 7 Şub.,s.7; 8

Şub.,s.1,16; 9 Şub.,s.1; 11 Şub.,s.1,8; 12 Şub.,s.6,14; 13 Şub.,s.19(2); 14 Şub.,s.14;

15 Şub.,s.7; 18 Şub.,s.23; 20 Şub.,s.1,16; 25 Şub.,s.18)

“O da asıl tetikçinin Yasin Hayal olduğunu ileri sürdü.”(Sab.,3 Şub.,s.18(9);

4 Şub.,s.18,21,1,20(2),6; 8 Şub.,s.14(4); 10 Şub.,s.7,6; 11 Şub.,s.20(2); 13

Şub.,s.18,15(2); 14 Şub.,s.17,14; 16 Şub.,s.16(2); 17 Şub.,s.21(4); 22 Şub.,s.9; 23

Şub.,s.17(2); 25 Şub.,s.21; 26 Şub.,s.18; 27 Şub.,s.5(3))

İleriyi görmek

“Ülkenin bu sorunlarına, akıllı bir iç ve dış politika, zeki yöneticiler, ileriyi

gören politikacılarla çıkar yol bulunabilirdi.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

İleri görüşlü; Sab., 10 şub.,s.23

İlişki kurmak

“Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan ‘Türkiye ile ön koşulsuz diplomatik

ilişki kurmaya hazırız’ mı demiş.”(Hür.,21 Şub.,s.17)

“Kadınlık onurumu korumanın oğluma, kadınlara saygıyı temel değerlerden

biri olarak benimsemesini öğreteceği, onlarla sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurabilmesi

açısından yardımcı olacağı inancındayım.”(Sab., 1 Şub., s.2; 9 Şub.,s.21; 24

Şub.,s.14)

Page 139: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

127

İmza atmak

“Türkiye'yi ayağa kaldıran bir olaya imza atan bir katil zanlısı ile

birlikte...”(Cum.,3 Şub.,s.19,1,3; 4 Şub.,s.8; 7 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.1,4; 10

Şub.,s.1,14(2); 11 Şub.,s.10; 13 Şub.,s.13; 15 Şub.,s.4,5; 20 Şub.,s.15(2))

“Ciddi devlet attığı imzaya sadık kalır.”(Hür., 1 Şub., s.8; 8 Şub.,s.1,10(2),6;

15 Şub.,s.29; 16 Şub.,s.1,17; 20 Şub.,s.4; 24 Şub.,Cumartesi eki s.11; 25 Şub.,s.7; 26

Şub.,Kelebek eki s.1,4)

“...tartışma yaratan fotoğrafa ve görüntülere imza attılar.”(Sab., 2 Şub.,s.15; 5

Şub.,Günaydın eki s.3; 8 Şub.,s.8(4); 9 Şub.,s.21(4); 26 Şub.,s.2,5; 27 Şub.,s.6)

İncir çekirdeğini doldurmaz

“Çocuklarını Batı'nın en seçkin okullarına gönderenlerin, izleyicilerini

gerçekten incir çekirdeğini doldurmayan ürünlerle uyutmaları, en azından ayıp değil

midir?”(Sab.,15 Şub.,s.5; 27 Şub.,s.5(2))

İpe sapa gelmez

“Hem basın mensuplarına ipe sapa gelmez haberler verilmesine- işine geldiği

sürece- göz yumacaksın,…”(Hür.,4 Şub.,s.1; 20 Şub.,s.17)

İpe un sermek

“Niyetiniz ipe un sermek olunca bir sonuç alınamayacağı için hiçbir şey

yapılamadı.”(Hür.,22 Şub.,s.21)

İpi koparmak

“Ama örneğin Kıbrıs sorununu bahane edip AB ile Türkiye arasındaki ipleri

kopartmak isteyenlere karşı,…”(Sab.,4 Şub,s.5; 22 Şub.,s.5)

Page 140: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

128

İpi elinde tutmak(İpin ucu elinde olmak)

“Erdoğan’ın son ana kadar cumhurbaşkanı adaylığı konusunu askıda

bırakmasının bir nedeni de parti içinde bütün ipleri elinde tutmaya devam

etmek.”(Cum.,16 Şub.,s.8)

İple çekmek

“...Anadolu Ateşi Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan, 'Artık eve

dönmeyi iple çekiyorum.' diye konuştu.”(Sab., 18 Şub.,s.6)

İpucu vermek

“Moore'un 11 Şubat tarihli yazısının başlığı, yazının içeriği ile ilgili yeterli

ipucu veriyor.”(Hür.,17 Şub.,s.14; 24 Şub.,s.1)

“…ve cevap ve düzeltme hakkının sınırlı olanakları içerisinde gerçeğe ilişkin

bazı ipuçlarını verelim.”(Sab., 10 Şub.,s.6; 25 Şub.,Pazar eki s.8)

İster istemez

“Yerel mahkemeler ne yazık ki bu tür davalarda yerel kamuoyundan ister

istemez etkileniyorlar.”(Cum.,1 Şub., s.8; 4 Şub.,s.8; 10 Şub.,s.15; 12 Şub.,s.1; 18

Şub.,s.10; 19 Şub.,s.18; 25 Şub.,s.10(2))

“Bu Mersin'de olduğu için isimler ister istemez farklı.”(Hür.,11 Şub.,s.23; 19

Şub.,Kelebek eki s.4)

“Siz ne kadar suçsuz olduğunuzu söylerseniz söyleyin, bütün basın üstünüze

geliyorsa herkes Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismini zikrediyorsa ister istemez

etkileniyorsunuz.”(Sab.,15 Şub.,s.14(2),15)

İstifini bozmamak

“ ‘Buyrun’ dedim, istifini bozmadan devam etti:…”(Sab.,16 Şub.,Günaydın

eki s.4; 20 Şub.,s.2)

Page 141: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

129

İş bitirmek

“Birileri bunu alıp 'E sen başbakansın, iktidarsın, çöz, bitir bu işi'

diyorlar.”(Cum.,7 Şub.,s.5)

“...Memo, bir de üçlüğe asist yaparak en kritik anlarda işi bitirdi.”(Sab.,2

Şub.,s.25; 7 Şub.,s.21)

İş çıkarmak

“Böyle bir durumda Meclis yine 'fazla iş çıkaramaz'”(Sab.,12 Şub.,s.21)

İş düşmek

“...sonraki süreçte ise işin ABD'ye düştüğünü belirttiler.”(Cum.,15 Şub.,s.8)

“O zaman size bir iş düşmüyor mu?”(Hür.,15 Şub.,s.18)

İşe girmek

“Sonra İzmit'e gidip bir işe girdim, çalışmaya başladım!”(Cum.,6 Şub.,s.6)

“Eski hükümlülerin kolay işe girebilmesi için bir kanun var,…”(Hür.,25

Şub.,Pazar eki s.11)

İşe yaramak

“…, ne işe yarar?”(Cum.,2 Şub., s.5; 18 Şub.,s.1,10(2); 19 Şub.,s.4; 26

Şub.,s.18 )

“Şahin: ‘Kameralar ne işe yarıyor kardeşim?’”(Hür.,6 Şub.,s.1; 9 Şub.,s.7)

“…,’Hepimiz Ermeniyiz” gibisinden acele ve uçuk sloganlar da tahrikten

başka bir işe yaramazlar!”(Sab.,4 Şub.,s.20; 5 Şub.,s.5; 17 Şub.,Cumartesi eki s.6; 18

Şub.,s.20; 22 Şub.,s.19; 27 Şub.,s.1,26; 28 Şub.,s.1,19(2))

İş güç

“Bütün bankalar işi gücü bıraktı, Cüneyt Arcayürek’in mali durumunu

araştırıyor, ayıptır.”(Cum.,21 Şub.,s.1,5(2),7(2))

Page 142: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

130

“Sonay’ın hamileliği boyunca işi gücü askıya aldım ama …”(Sab.,2 Şub.,s.7)

İşi duaya kalmak(İşi Allah'a kalmak)

“İşimiz duaya kaldı.”(Cum.,3 Şub.,s.1)

İşine gelmek

“…, ama bu hastanelerden dosyası sorunlu olanlar da işine geldiği belgeyi

SSK’ya verecektir ya da hiç vermeyecektir.”(Hür.,27 Şub.,s.4)

“Batı, işine gelince ‘fısıltıyı duyuyor’ ama…”(Sab.,25 Şub.,s.21(2))

İşin içinden çıkmak

“Ama işin içinden çıkamadık.”(Sab.,6 Şub.,s.19; 8 Şub.,s.19; 14 Şub.,s.21; 19

Şub.,s.21(2))

İşin içinden sıyrılmak

“Hükûmet, sivil toplum kuruluşlarına 'Siz bir öneri getirin' diyerek işin

içinden sıyrılmak ve ...”(Cum., 5 Şub.,s.8)

İşine gelmek

“…Baykal, ‘…Kendi işlerine gelen bir iktidar var diye mi susuyorlar?’ diye

sordu.”(Cum.,9 Şub.,s.5,6,8; 12 Şub.,s.9)

“Hem basın mensuplarına ipe sapa gelmez haberler verilmesine- işine geldiği

sürece- göz yumacaksın,…”(Hür.,4 Şub.,s.1,19; 6 Şub.,s.19; 22 Şub.,s.21)

“Böylesi Türkiye fevkalade işlerine geliyor.”(Sab.,7 Şub.,s.15; 9 Şub.,s.20)

İş işten geçmek

“İş işten geçmeden.”(Cum.,12 Şub.,s.1,8; 19 Şub.,Strateji eki s.5)

İşten atmak

“France Soir'ın Mısır kökenli patronu, genel yayın yönetmenini işten

atmış,...”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Page 143: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

131

“Geçmişte, hatta dün birçok gazetecisini işten atmış.”(Hür.,10 Şub.,s.17)

İş vermek

“...dile getiren Gökçe, '...Dilediklerini taşeron olarak kullanma, iş verme

imkânına sahipler.”(Cum.,23 Şub.,s.9)

“Ancak Afganlılara yaptırılan kapı örneklerini hem kendisi hem de işi veren

ABD'li firma beğenmeyince geri gönderdi.”(Sab.,14 Şub.,s.17)

İyi gelmek

“Halkevleri ve Koyuncu ailesinin işbirliğiyle yayımlanan 'Dünyada Bir

Yerdeyim' albümüyle Denizin Çocuğu'nun bir yerlerde kalmış farklı şarkıların sesini

duymak, özlem dolu yüreklere iyi geldi.”(Cum.,18 Şub.,s.7)

İyi gitmek

“İşleri iyi giden Özkan, 2006'da Amerikalı DYN Corp. adlı şirketin

'uyuşturucu ticaretiyle mücadele' kapsamında gerçekleştirilecek Air Wing Kandahar

adlı proje çerçevesinde inşa edilecek sosyal tesisler ile askeri lojmanların yapımını

üstlendi.”(Sab.,14 Şub.,s.17)

İyi ki

“İyi ki Hızı Tpuz var!”(Cum.,23 Şub.,s.15(2))

“İyi ki siz askerler varsınız,...”(Hür.,15 Şub.,s.18; 25 Şub.,Pazar eki s.21)

“İyi ki kanunen yasakladılar.”(Sab.,20 Şub.,s.1; 26 Şub.,Günaydın eki s.1,4)

İyi kötü

“Firma ve firma ile ilgili iyi kötü herhangi bir beyanat vermek, işinize son

verilmesine neden olabilir.”(Hür.,6 Şub.,s.19)

Page 144: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

132

İzinden yürümek (gitmek)

“...eski Playboy güzeli Anna Nicole Smith, hem yaşantısıyla hem de ölüm

şekliyle, hayran olup izinden gittiği Marilyn Monroe'yu hatırlattı.”(Sab., 10 Şub.,s.7)

İz sürmek

“Kurşunun izini sürelim.”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Kabak başına patlamak

“Ermeniler, Rumlar yurt dışında bir şey yapıyor, kabak benim başıma

patlıyor.”(Hür.,2 Şub.,Kelebek eki s.1,3)

Kabına sığmamak

“İyi ki o enerji dolu, kabına sığmayan adam Sani Şener koluma girip beni

kahve içmeye davet etmiş.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.21)

Kabuğuna çekilmek

“Hispanikler ve Afrikalılar genelde kendi kabuklarına çekilmiş bir hâlde,

cemaatleri içinden pek çıkmadan yaşamlarını sürdüyorlar.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Kafa kafaya vermek

“Zamanla savcılar-yargıçlar kafa kafaya verdiler.”(Cum.,1 Şub.,s.8)

Kafası almamak

“…derdi de kafamız bir türlü almazdı.”(Hür.,21 Şub.,s.1)

Kafası çalışmak

“...bir saat olsun kafayı çalıştırmıyor mu acaba?”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Kafasına koymak

“Recep Tayip Erdoğan, ANAP ve DYP gibi, AKP’nin çökmesi pahasına

cumhurbaşkanlığını kafaya koymuş.”(Sab.,7 Şub.,s.15)

Page 145: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

133

Kafa tutmak

“...,AB'ye kafa tutma olarak algılayacaklar, algılatacaklar.”(Cum.,3 Şub.,s.19;

22 Şub.,s.8(2))

“Öyle ya Türkiye'ye kafa tutacak kadar yüksek sesle konuşan Mesut

Barzani'nin adamlarını...”(Hür.,17 Şub.,s.17; 20 Şub.,s.4; 24 Şub.,s.19)

“Özellikle Shaq'a kafa tutuşuyla Tiananmen Meydanı'nda tankın önünde

durur gibiydi.”(Sab.,20 Şub.,s.15)

Kalayı basmak

“Artık iyice sinirlenen İ.S. kalayı bastı.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Kalbini kırmak

“Kalbinin böyle kırılmasını hiç hak etmiyor.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

Kaldı ki

“Kaldı ki bu kişinin yakalanması özel güvenlik kamerası sayesinde

oldu.”(Cum.,9 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.12; 12 Şub.,s.9; 13 Şub.,s.6; 24 Şub.,s.8)

“Kaldı ki, TÜBİTAK yönetiminin yasa dışı olduğuna dair mahkeme kararları

var.”(Hür.,5 Şub.,s.6; 8 Şub.,s.17(2); 11 Şub.,s.23; 21 Şub.,s.17(2); 23 Şub.,s.17; 27

Şub.,s.8)

“ Kaldı ki..”(Sab.,8 Şub.,s.13; 18 Şub.,s.8)

Kaleme almak

“…, en uzun dönemli karar ve metinlerin hazırlayıcısı, kaleme alanı olarak

Faruk Pekin Disk davasının bir numaralı sanığı konumunda olacaktı.”(Cum.,13

Şub.,s.9(2); 17 Şub.,s.1, Hafta Sonu eki s.1,5(2); 20 Şub.,s.9; 25 Şub.,s.10)

“…; cinayetini kaleme alır mı gibi soruların zamanla göreceğiz.”(Hür.,4

Şub.,s.21; 17 Şub.,s.1,14; 19 Şub.,s.16; 27 Şub.,s.1,8(2); 28 Şub.,s.14)

Page 146: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

134

“Sonrasında da, Ali Aslan Zaman'da şu cümleleri kaleme aldı:....”(Sab.,19

Şub.,s.21; 20 Şub.,s.4; 25 Şub.,s.18)

Kan ağlamak

“Bir süre önce Trabzon’da görev yapan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat

Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Ralston’a ABD’nin yıllardır kan ağladığı El

Kaide terörüyle Türkiye’de nasıl mücadele edildiğini göstermiş oluyor.”(Cum.,1

Şub.,s.4)

Kan akıtmak

“..., papaz gelene kadar 'Ne olur ne olmaz' denilerek lanete karşı alınmış Türk

usulü tedbir olarak horoz kanı akıtma,...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15(2))

Kanadı altına sığınmak

“Türkiye'de sıkıntıyı yaratan hükûmet şimdi milliyetçiliğin kanatları altına

sığınmaya çalışıyor.”(Hür.,12 Şub.,s.16)

Kan dökmek

“…, bölgede kan döküleceğini ileri sürdü.”(Cum.,14 Şub.,s.1; 19 Şub.,s.1,18,

Strateji eki s.5(2))

“Dedemin bu topraklar için döktüğü kanın karşılığı nerede?”(Hür.,2 Şub.,

Kelebek eki, s.1,3)

Kan ter içinde kalmak

“Kan ter içinde yorgun ve bitkin kadın.”(Sab.,21 Şub.,s.5; 25 Şub.,s.4)

Kapağı atmak

“Tek idealleri yüksek maaş alabilecekleri bir üniversiteye kapağı atmak olan,

ülkelerinde ve dünyada olup biten sosyal ve siyasi olaylara ilgisiz ve…”(Cum.,18

Şub.,s.10)

Page 147: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

135

Kapı dışarı etmek

“Uymayan, kapı dışarı.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

“...çekim yapanı, uyuşturucu kullananı kapı dışarı ediyor.”(Sab.,5

Şub.,Günaydın eki s.3; 25 Şub.,s.18)

Kapısı açık olmak

“…ve o yüzden her zaman kapılarının açık olduğunu onlara

söylüyorlar.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.8(2); 14 Şub.,s.21; 23 Şub.,s.19)

Kapısını aşındırmak

“Son dakikada hastalıktan çekinen yıldızlar, doktorların kapısını

aşındırıyor.”(Sab.,24 Şub.,s.1,2)

Kapıyı açmak

“Yabancı şirketlere kapılar sonuna kadar açılıyor.”(Cum.,6 Şub.,s.8; 17

Şub.,s.9)

Kara borsa

“Karşılaşmanın biletleri 800 ile 4000 dolar arasında kara borsada

satıldı.”(Hür.,20 Şub.,s.4)

“İlk kez bir NBA şehri dışında oynanan maçın biletleri kara borsada 20 bin

dolara alıcı buldu.”(Sab.,20 Şub.,s.14)

Karalar bağlamak

“Bunların arasında karalar bağlayanlar da var.”(Cum.,28 Şub.,s.1,5)

Karnından söylemek(konuşmak)

“Kimse karnından konuşmasın,...”(Sab., 11 Şub.,s.25)

Page 148: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

136

Karşı çıkmak

“Ankara Anakent Belediyesi kış ortasında Dikmen Vadisi 3.ve 4. etapta yer

alan gecekonduları yıkmayarak belediye görevlilerini ve panzerli polisleri mahalleye

gönderince yıkıma karşı çıkan yurttaşlarla polis arasında arbede yaşandı.”(Cum.,2

Şub.,s.1; 3 Şub.,s.1; 6 Şub.,s.8,10; 9 Şub.,s.8(2); 11 Şub.,s.8; 12 Şub.,s.8; 13

Şub.,s.8,5; 15 Şub., s.8(2); 16 Şub.,s.1,4(4); 17 Şub.,s.1(2),15(2),3,9; 18

Şub.,s.1(2),8(2),9,Pazar eki s.4; 19 Şub.,s.1,11; 20 Şub.,s.6,8; 21 Şub.,s.8; 23

Şub.,s.15(2); 26 Şub.,s.8(2))

“Faşistliğe, ırkçılığa karşı çıktığım için dün bilgisayarıma 'Türk değilsin,

Müslüman değilsin' mesajları yağdı.”(Hür., 1 Şub.,s.1,3,16; 5 Şub.,s.14; 12

Şub.,s.1,6(6); 13 Şub., s.19,15; 14 Şub.,s.17,1,14; 16 Şub.,s.17(3); 19 Şub.,s.10; 20

Şub.,s.1,17; 21 Şub.,s.21(3); 22 Şub.,s.4; 24 Şub.,s.16; 27 Şub.,s.17)

“Atatürk’ün İttihat ve Terakki Partisi’nin bütün politikalarına karşı çıktığını

söylüyor,…”(Sab.,4 Şub.,s.20; 6 Şub.,s.1; 10 Şub.,s.20; 13 Şub.,s.5; 17

Şub.,s.19,8,22; 19 Şub.,s.1; 25 Şub.,Pazar eki s.8(2); 28 Şub.,s.17)

Karşı durmak

“…ve laik bir ülke olan Türkiye’nin Erdoğan’ın planlarına bir şekilde karşı

duracağını,…”(Cum.,21 Şub.,s.8; 25 Şub.,s.6)

Karşı karşıya

“…76. dakikada kaleci Orkun’la karşı karşıya kaldığı anda kaçırdığı gol,

maçın yazgısını da belirledi.”(Cum.,2 Şub.,s.18; 3 Şub.,s.19,18(2);4 Şub.,s.8(2); 5

Şub.,s.8(2); 8 Şub.,s.18(2),10; 9 Şub.,s.5,3; 13 Şub.,s.8; 15 Şub.,s.8(3); 16 Şub.,s.5;

17 Şub.,s.3; 21 Şub.,s.1,5,9; 23 Şub.,s.18; 24 Şub.,s.6; 25 Şub.,s.10; 26 Şub.,s.9(2);

28 Şub.,s.9)

Page 149: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

137

“...Herve Le Guyader, Le Figaro'ya yaptığı açıklamada '...daha kurnaz bir

yaradılışçılık ile karşı karşıyayız' dedi.”(Hür.,3 Şub.,s.7; 4 Şub.,s.16,18, Pazar eki

s.1,10; 5 Şub.,s.16(2); 7 Şub.,s.17(2),1; 8 Şub.,s.16; 15 Şub.,s.1,18(5),32; 18

Şub.,s.18; 23 Şub.,s.15)

“… Baykal, Dink cinayetinin Emniyet teşkilatının çok ciddi sorunlarla karşı

karşıya olduğunu net biçimde gösterdiğini ve olaydaki ihmalin sadece polisten

kaynaklanmadığını söyledi.” (Sab., 1 Şub., s.18,28; 2 Şub.,s.5,1,25(2); 3

Şub.,s.19(2); 5 Şub.,s.5; 10 Şub.,s.24; 14 Şub.,Günaydın eki s.3; 15

Şub.,s.1,17(3),14; 17 Şub.,s.23; 18 Şub.,s.13; 19 Şub.,s.5; 21 Şub.,s.14; 23

Şub.,Günaydın eki s.9; 28 Şub.,s.28)

Karşı karşıya gelmek

“CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ise yıkımın 'provokasyon' olduğunu,

'devlet güçlerinin halkla karşı karşıya getirildiğini' kaydetti.”(Cum.,2 Şub.,s.4; 3

Şub.,s.1; 7 Şub.,s.5(2); 15 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.18; 27 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.1,8,9)

“Önce Ogün Samast’ın bayraklı fotoğrafının nerede çekildiği tartışması

jandarma ve polisi karşı karşıya getirdi.”(Hür.,4 Şub.,s.18; 15 Şub.,s.18; 25

Şub.,s.21; 26 Şub.,Kelebek eki s.4; 27 Şub.,s.16)

“Çünkü bu eylemler bazen devletle milleti karşı karşıya getirebilir.”(Sab.,2

Şub.,s.5,1,25; 3 Şub.,s.19(2); 5 Şub.,s.26; 7 Şub.,s.21; 10 Şub.,s.22; 13 Şub.,s.15,19;

16 Şub.,s.19)

Karşı koymak

“Yıkıma karşı koyan 14 kişi gözaltına alınırken 10 polis yaralandı,...”(Cum.,2

Şub.,s.1; 12 Şub.,s.1,8)

Page 150: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

138

“Çok iri bir insan olmamasına rağmen karşı koyamayacağım kadar

güçlüydü.”(Hür.,12 Şub.,s.4(3); 23 Şub.,s.16)

Karşısına çıkmak

“Üyelerimin karşısına çıkınca kendimi evimde hissederim.”(Cum.,4

Şub.,s.12; 14 Şub.,s.6; 16 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.7,12; 21 Şub.,s.4; 26 Şub.,s.6,9)

“Tek bir hata yaptım, o kameraların karşısına çıktım.”(Hür.,5 Şub.,Kelebek

eki s.1,5; 13 Şub.,s.19,Kelebek eki s.8; 27 Şub.,s.17)

“Geçen gün buna benzer bir iddia Yemen kaynaklı olarak karşımıza

çıkmıştı.”(Sab.,13 Şub.,s.6,5; 14 Şub.,Günaydın eki s.4; 22 Şub.,s.1; 25 Şub.,Pazar

eki s.8)

Karşısına dikilmek

“ABD'nin karşısına dikilebilecek en etkin küresel güç olarak Rusya

görünüyor.”(Cum.,22 Şub.,s.8)

“Ama bu kez ailenin karşısına yüksek ameliyat masrafları dikildi.”(Hür.,20

Şub.,s.6)

Kazık atmak

“Dostunuzum der, dost kazığı atmaktan çekinmez.”(Cum.,7 Şub.,s.8)

“Fener kazığı attı,işimiz şansa mı kaldı?”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.3(2))

Kazık yemek

“12 Eylül'den önce biri 'Demirel yakında kazığı yiyecek' gibisinden

konuşmuş.”(Sab., 10 Şub.,s.23(3))

Kazın ayağı öyle değil

“...ama kazın ayağı tam olarak öyle değil!”(Cum.,22 Şub.,s.8)

Page 151: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

139

“ ‘Şu Aksoy ne medeni adam!’ diye düşünüyordum ama kazın ayağı öyle

değilmiş.”(Sab.,16 Şub.,Günaydın eki s.4)

Kedi ciğere bakar gibi

“Kedi ciğere bakar gibi.”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Kendi derdine düşmek

“Yavaş yavaş ‘herkes kendi derdine’ düşüyor.”(Sab.,24 Şub.,s.19)

Kendi kendine

“Dönüş yolundasın, diyorum kendi kendime.”(Cum.,4 Şub.,s.10;8 Şub.,s.6; 27

Şub.,s.8)

“...ve ben 10 yaşında kendi kendime söz verdim.”(Hür.,5 Şub.,s.6; 10

Şub.,s.14; 11 Şub.,s.1,Pazar eki s.16; 12 Şub.,s.8; 14 Şub.,s.17; 17 Şub.,Cumartesi

eki s.8(2))

“Kendi kendime 'Acaba bunlar bu gazetelerin birinci sayfalarını okumuyor

mu?' derim.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Kendinden geçmek

“Arkadaşlarına tuvalette nasıl zevkten kendinden geçtiğini anlatan Lisa

Robertson,…”(Hür.,19 Şub.,s.6)

Kendine gelmek

“Amacımız insanları kendilerine getirmek.”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki

s.5)

“Kendine geldiğinde, ameliyat olamadığını öğrendi.”(Hür.,9 Şub.,s.7)

Kendini alamamak

Page 152: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

140

“...kamuoyunca tanınmış pek çok kişi kapalı kapılar arkasındaki sohbetlerde

'Bu işin omurgası CHP'dir' demekten kendisini alamıyor.”(Cum.,12 Şub.,s.8)

“…Martin Scorsese, ödülü aldığı ilan edildiğinde ‘Acaba zarfa tekrar

bakabilir misiniz?’ demekten kendini alamadı.”(Hür.,27 Şub.,Kelebek eki s.2)

“Erdoğan, yine Arınç'ın 16 Nisan'da yapacağı açıklama ile ilgili şu

değerlendirmeyi yapmaktan kendini alamadı.”(Sab., 1 Şub.,s.4)

Kendini atmak

“Kendimizi zor dışarı attık.”(Sab.,2 Şub.,s.4)

Kendini bilmek

“..., kendini bilmez birkaç kişi organize etmiş havası verilen, son derece

profesyonel saldırılar.”(Cum.,24 Şub.,s.16)

Kendini bulmak

“Ümit Gerets’le kendini buldu.”(Sab.,13 Şub.,s.26)

Keyfini çıkarmak

“Keyfi çıkarılmalıdır.”(Hür.,13 Şub.,Kelebek eki s.8)

“Hamileliğin keyfini çıkarmak mümkün olmadı anlaşılan..”(Sab.,2 Şub.,s.7)

Keyif çatmak

“Louis Meydanı’na geldiğinde zingoların o an sıcak, geniş ve güzel evlerinde

keyif çattığını düşündü.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Kıran kırana

“Uçakta cep telefonu kullanımı ile ilgili hava yolu şirketleri arasında kıran

kırana bir yarış yaşanıyor.”(Hür.,17 Şub.,s.9)

“Sık sık duran maçın görüntüsü orta sahadaki kıran kırana sert mücadeleyi

gösteriyordu.”(Sab., 1 Şub., s.28; 12 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.6)

Page 153: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

141

Kırıp geçirmek

“...ve gecenin sonunda paltosuyla ilgili ayaküstü yaptığı espriler

etrafındakileri gülmekten kırdı geçirdi.”(Sab.,22 Şub.,Günaydın eki s.1; 27 Şub.,s.6)

Kısa kesmek

“Biz kısa kesiyoruz.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Kısır döngü

“Demokrasimizi krizden krize sürükleyen 'Dön baba dönelim' kısır

döngüsünü 21'inci yüzyıla taşımayı başarabildiğimiz için, buna katkısı olan herkes

kına yakabilir.”(Sab., 1 Şub., s.5)

Kıyameti koparmak

“…Baykal, ‘En ufak bir olumsuzlukta kıyameti koparan uluslararası

kuruluşlar nerede?...’ diye sordu.”(Cum.,9 Şub.,s.5)

“Geçenlerde Irak'ın, SOMO isimli devlete ait petrol şirketi '...' anlamında

mektup gönderdi diye kıyameti kopartan,...”(Hür.,16 Şub.,s.17; 20 Şub.,s.17)

Kıyıda köşede

“...ama haber sayfalarının kıyısında köşesinde yayımlananlara bakarsanız,...”

(Hür.,22 Şub.,s.1)

Kızak çekmek

“Bu olay emniyet müdürlerini görevden alarak veya bazılarını kızağa çekerek

geçiştirilemez.” (Sab., 1 Şub., s.18(2))

Page 154: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

142

Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla

“Okuyucu sana söylüyorum, sevgilim sen anla!”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki

s.3)

Kilo almak

“...ve altı ay boyunca yaklaşık 10 kilo alıp, aynı kiloyu vermek zorunda kalan

Jennifer Hudson.”(Hür.,23 Şub.,Cuma eki s.7)

Kilo vermek

“Dikkat edilmezse verilen kilolar bir süre sonra fazlasıyla geri

dönüyor.”(Hür.,5 Şub.,s.4(3); 23 Şub.,Cuma eki s.7)

Kim bilir

“Kim bilir, belki de bilmek istemedim.”(Hür.,5 Şub.,s.6)

Kimi kimsesi olmamak

“Bir sokak çocuğu için, kimi kimsesi olmayan biri için, müthiş bir

para.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.13)

Kol gezmek

“Şiddetin kol gezdiği Irak'ta her gün onlarca insan yaşamını

yitiriyor.”(Cum.,19 Şub.,s.1)

Kolları sıvamak

“Ankara'nın başına öyle bir hükûmet oturmuş ki kendisine biat etmeyenleri

yok etmek için kolları sıvamış.”(Cum.,4 Şub.,s.12; 18 Şub.,s.12(2))

“Stewart projeyi açıklayınca Afyonkarahisar'ın ileri gelenleri yardım için

kolları sıvadı.”(Hür.,17 Şub.,s.1,14)

“...ve bu hedefte kolları sıvadık ve...”(Sab.,6 Şub.,s.1,15; 14 Şub.,s.20,17)

Page 155: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

143

Koluna girmek

“Türkiye'yi ayağa kaldıran bir olaya imza atan bir katil zanlısı ile birlikte,

üstelik koluna girerek...”(Cum.,3 Şub.,s.19)

“Görevli(Arkasındaki): Polis yelekli arkadaş gelsin, gir koluna İsmail

ağabey.”(Hür.,9 Şub.,s.14; 24 Şub.,s.19; 25 Şub.,Pazar eki s.21(2))

“Samsun Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü Yakup Kurtaran ile jandarma

astsubay ve bir jandarma uzman çavuş koluna girip sırayla poz verdi.”(Sab.,2

Şub.,s.1)

Korktuğu başına gelmek

“Galatasaray'ın korktuğu başına geldi ve Kayseri'den beraberlikle

döndü.”(Sab.,5 Şub.,s.28; 15 Şub.,s.14)

Kozunu paylaşmak

“Ömer Tomak ile Gökhan Özgen, kozlarını önce otomobillerini çarpıştırarak,

ardından silahla çatışarak paylaştılar.”(Hür., 10 Şub.,s.1,6)

Kök salmak

“Dünyada demokrasinin kök salması, özgürlükler ve insan haklarının

yaygınlaşması mücadelesini kendilerine yaşama biçimi, çizen ve yazan kalemlerini

de araç, hatta silah seçen...”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Köprünün altından çok su geçti

“1990'lı yıllardan beri köprülerin altından çok su geçti.”(Hür.,24 Şub.,s.19)

Kör kadı

“Hayal olan AB'ye katılımımızın artık yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğini

kör kadı bile gördü.”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5)

Page 156: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

144

Körü körüne

“Körü körüne bir hemşehricilik değil.”(Sab.,11 Şub.,s.23)

Köşesine çekilmek

“Makul çoğunluk neden sindirildi, evine, köşesine çekildi?”(Hür.,14

Şub.,s.17)

Köşeye sıkışmak

“İran köşeye sıkışıyor.”(Cum.,23 Şub.,s.1,10)

Köşeyi dönmek

“Ben de o faizi ödesem, köşeyi bile dönerdik.”(Hür.,16 Şub.,s.9)

Kucak açmak

“Biz onlara kucak açacak, benzer kültürlerimizi ilerletecek yöntemler

uygulayacak,...”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.4; 26 Şub.,s.9)

“Ecdadımız Endülüs’ten sürülen Musevilere kucak açarak en güzel örneğini

vermiştir.”(Sab.,16 Şub.,s.17)

Kulağına çalınmak

“Şimdi kulağıma çalınan bazı soruları sormak istiyorum.”(Hür.,17 Şub.,s.17)

Kulağını çekmek

“Siz benim yerimde olsaydınız kimlerin yanağını okşar, kimlerin kulağını

çekerdiniz?”(Sab.,26 Şub.,s.5(3))

Kulak asmak

“Kulak asmayın bu haberlere; bunlar kimi çevreleri uyutmaya yönelik

haberler.”(Cum.,7 Şub.,s.8)

Page 157: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

145

“Rachel Weisz ve Anne Hathaway’ın başı çektiği yıldızlar bu yıl kolye,

yüzük, bilezik dışında tuvaletlerini de değerli mücevherlerle süsleyerek kampanyaya

kulak asmadıklarını gösterdiler.”(Hür.,27 Şub.,Kelebek eki s.1)

“Anlaşılan o ki artık eleştirilere kulak asmıyor.”(Sab.,26 Şub.,s.26)

Kulak tıkamak

“Çok geç de olsa, önce bu itirazlara kulak tıkayan Başbakan da,...”(Cum.,19

Şub.,s.4)

“ ‘Artık savunmayı bırakın, saldırın!’ diyenlere de kulak tıkadı.”(Hür.,8 Şub.,

s.17)

Kulak vermek

“...Sayın Abdullah Gül, bu çağrılara kulak verdiğine ilişkin bir tek örnek

gösterebilir mi?”(Hür.,9 Şub.,s.17; 10 Şub.,s.1)

“Saral'ın sesine kulak vermek ister misiniz?”(Sab.,1 Şub., s.19; 25 Şub.,s.19)

Kulp takmak

“...Erdoğan, 'Takip edin bakalım ertesi gün kaç gazetede göreceksiniz? Buna

da bir kulp takmaya yönelirler.'”(Cum.,13 Şub.,s.4(2))

“Herkes her şeye bir kulp takıyor.”(Hür.,3 Şub.,s.21)

“ 4- Ve de bir de her şeye bir kulp takmaya bayılıyoruz.”(Sab.,8 Şub.,s.19)

Kurban olayım

“ ‘Kurban olam ayına yıldızına’ sloganıyla milliyetçi propaganda yapan

Başbakan,…”(Cum.,5 Şub.,s.1,5)

“ Bu iş ‘devlet kesesinden’ duvar ilanları hazırlatıp ‘Kurban olam ayına

yıldızına’ demekle olmuyor.”(Sab.,7 Şub.,s.15; 20 Şub.,s.14)

Page 158: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

146

Kurşuna dizmek

“Karakol basıp, askerlerimizi şehit edeni yol kesip, öğretmenleri, polis

ailelerini ya da izne giden askerleri kurşuna dizen teröristlere karşı mücadele eden

Polat Alemdar'a...”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Kuşa dönmek(benzemek)

“..., yıllardır 'çıktı,çıkacak' denilen Tut-Sat(Mortgage) Yasası kuşa

döndü.”(Cum.,23 Şub.,s.13)

Kuş uçurmamak

“CIA’nın El Kaide militanının hâkim ve savcıları öldürüp, Louai Sakka’yı

kaçıracağı yönünde MİT’i uyarması üzerine dünkü El Kaide davasının duruşmasında

kuş uçurtulmadı.”(Sab.,16 Şub.,s.15(2))

Kuyruk olmak

“Dilek, Samsun Devlet Hastanesi’nde doğarken, doktorlar dahil tüm hastane

kapıda kuyruk oluşturmuştu.”(Sab., 5 Şub.,Günaydın eki s.8; 9 Şub.,s.21)

Küçük düşürmek

“Lairo,’Sevdiğim saydığım eşim, beni çok küçük düşüren hareketine rağmen

hâlâ özelde benden özür dilemedi.’…”(Hür., 1 Şub.,s.13)

“..., eski Savcı Sarıkaya'nın iddianamedeki suçlayıcı ifadelerle Albay

Doğar'ın kişilik haklarına ağır hakaret ve küçük düşürücü ifadeler içerdiğine işaret

edildi.”(Sab.,14 Şub.,s.20)

Küplere binmek

“Müsteşar Turgut Özal küplere bindi.”(Sab., 10 Şub.,s.23)

Page 159: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

147

Laf atmak

“BBP(Büyük Birlik Partisi) liderinin kızı ve oğluna okulda, 'katilin çocukları'

diye laf atılıyor.”(Sab.,15 Şub.,s.14(3))

Laf dinlemek

“Hasan seni bilirim, laf dinlemezsin...”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Laf etmek

“Sadece o değil, bugünlerde tekrar Türkiye'ye gelen Özel Temsilci emekli

orgeneral Joseph Relston da anlaşılan Ankara'da ilginç laflar etmiş.”(Hür., 1 Şub.,

s.17; 5 Şub.,Kelebek eki s.5; 16 Şub.,s.9)

“Tepeden tırnağa ettim edeceğim lafları.”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Lafı ağzına tıkamak

“Daha görmesi gereken bir sürü yer olduğunu söylerken lafı ağzıma

tıkıyor.”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.4)

Laf lafı açmak

“Sonra laf lafı açıyor,…”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.4)

Laf olsun diye

“Bilimsel anlayışı laf olsun diye kabul ediyor.”(Cum.,21 Şub.,s.7)

Lamı cimi yok

“Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a bakarsanız kimin Cumhurbaşkanı

seçileceği konusunun ‘lamı cimi yok’muş.”(Hür.,27 Şub.,s.1)

“O işaret verir, biz de seçeriz. Lamı cimi yok.”(Sab.,26 Şub.,s.1(2),8(4))

Leke sürmek

“Tüm yaşamlarını Türk ulusuna ‘soykırım’ lekesi sürmeye adamış olan

Ermeni lobisi ve…”(Hür.,13 Şub.,s.1)

Page 160: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

148

Madalyonun öteki yüzü

“Şimdi madalyonun öteki yüzüne geçelim!”(Cum.,13 Şub.,s.8)

Mahal kalmamak

“... insanlık için gerçek bir risk oluşturduğu konusunda şüpheye mahal

kalmayacağını ifade etti.”(Cum., 3 Şub.,s.8)

Mahkemelik olmak

“Trabzon'da Ali K. ile S.A mahkemelik oldular.”(Hür.,12 Şub.,s.14)

Mal etmek

“Cinayetle ilgili olanların oğluyla partide ve işyerinde görüşmüş olabileceğini

ifade eden Hacısalihoğlu , ‘BBP’den Trabzon belediye başkanı adayı olmam

nedeniyle bu işi siyasete mal etmek isteyenler olayı saptırmaktadırlar.’diye

konuştu.”(Cum.,1 Şub.,s.4)

“…, onun bunun eserini başkalarına mal edip ödüllendirecek derecede

basiretsizleşmiş ve…”(Sab.,5 Şub.,s.7)

Mangalda kül bırakmamak

“Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü deyince, mangalda kül, edebiyatta

fasikül, tespihte püskül bırakmayanlar nerede?”(Cum.,19 Şub.,s.8)

Maraza çıkarmak

“Ülkücü gençleri üniversitelerde maraza çıkarmamaya davet eden

odur.”(Hür.,8 Şub.,s.17)

Merak etmek

“Merak eden tek gazeteci ben değilmişim.”(Hür.,21 Şub.,s.17)

Merak sarmak(salmak)

“Durduk yerde mi sihirbazlığa merak saldınız?”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Page 161: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

149

“John Godolphin Bennett adındaki yüzbaşı sonraki yıllarda tasavvufa merak

salmış ve...”(Sab.,18 Şub.,s.1,20(2))

Meydana gelmek

“Türkiye’nin iç güvenliğini tehdit eden onca olay meydana gelirken Emniyet

Genel Müdürlüğü de vekâleten yürütülüyor.” (Cum.,1 Şub.,s.5; 2 Şub.,s.1,3(2); 3

Şub.,s.4; 4 Şub.,s.10,11,18; 11 Şub.,s.1; 13 Şub.,s.1,8(2); 14 Şub.,s.4; 15 Şub.,s.13;

16 Şub.,s.5; 17 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.8; 22 Şub.,s.8(4); 26 Şub.,s.1; 27 Şub.,s.11; 28

Şub.,s.8)

“...,Hrant Dink'in öldürülmesi sonrasında meydana gelen gelişmeler ile

...”(Hür.,3 Şub.,s.20,7,21,19(2); 4 Şub.,s.18; 5 Şub.,s.14; 12 Şub.,s.6; 22 Şub.,s.5(3);

26 Şub.,s.17; 27 Şub.,s.4(2))

“TÜPRAŞ Rafinerisi'nde kurşun bir tankın sökümü sırasında meydana gelen

patlamada Güney Afrikalı iki kişi öldü,...”(Sab.,2 Şub.,s.1,4(3); 4 Şub.,s.25(2); 6

Şub.,s.7; 12 Şub.,s.6; 22 Şub.,s.15(3); 23 Şub.,s.14,15; 28 Şub.,s.8)

Meydan okumak

“Papadopulos meydan okudu.”(Cum.,12 Şub.,s.1; 14 Şub.,s.4; 22 Şub.,s.8; 28

Şub.,s.1)

“Neden Tuncay Özkan adlı 'Büyük Türk Muhalifi', meydan okumak

yerine...”(Hür.,22 Şub.,s.4)

Meydan vermek

“Bir yanlış anlamaya meydan vermemek için şunu da belirtmek

istiyorum:...”(Cum.,11 Şub.,s.12; 20 Şub.,s.7)

“Yapılan bu toprak köprü her yıl böylesi olaylara meydan veriyor.”(Sab.,8

Şub.,s.15; 16 Şub.,s.17)

Page 162: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

150

Mumla aratmak

“Ve emin olunuz ‘derin devleti’ mumla aratacak kadar vahim bir tabloyla

karşı karşıyayız.”(Hür.,7 Şub.,s.17)

Muradına ermek

“... diyenler sonunda muratlarına erdiler.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

Mümkün mertebe

“İstenen, mümkün mertebe sancısız olsun.”(Sab.,27 Şub.,s.19)

Nabzını yoklamak

“Cheney’in bu konuda da nabız yoklaması bekleniyor.”(Cum.,14 Şub.,s.8)

Nazara gelmek

“Bence nazara geldik.”(Sab.,13 Şub.,s.26(2))

Nazar değmek

“Dün Nihat Özdemir’e takıldık: ‘Nazar mı değdi size?’”(Sab., 13 Şub.,s.19)

Ne çare

“Ne çare, karşımda devlet bile kalmamış.”(Hür.,3 Şub.,s.21)

Ne diye

“İçişleri Bakanı Aksu,...'Müfettişlerin çalışmalarının sonucunu

beklemeyeceksek, ne diye görevlendirelim ki? ...' dedi. ”(Cum., 2 Şub., s.6)

Ne ki

“Ne ki, hükûmetten de olumlu olumsuz ses çıkmıyor.”(Cum., 2 Şub., s.8; 11

Şub.,s.10)

Page 163: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

151

Ne oldum delisi olmak

“Tek başına iktidara geldiklerinde ne oldum delisi olanlar laiklikle oynamaya

kalktıklarında içeride ve dışarıda geniş tepkiyle karşılaşacaklarını

biliyorlardı.”(Cum.,7 Şub.,s.8)

Ne olur ne olmaz

“..., papaz gelene kadar 'Ne olur ne olmaz' denilerek lanete karşı alınmış Türk

usulü tedbir olarak horoz kanı akıtma,...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15(2))

Ne pahasına olursa olsun

“Her ne pahasına olursa olsun, Türkiye kendi enerji kaynaklarını kullanarak

dışarıya olan bağımlılığını kaldırmalıdır.”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5(3))

“...Adalet Bakanlığı'ndan bir üst düzey yetkili 'Bize gelen uyarıya göre El

Kaide yapılanması Sakka'yı ne pahasına olursa olsun kaçırmak için her şeyi göze

alabilir...'dedi.”(Sab., 10 Şub.,s.21)

Nerede ise

“...Türkiye'nin neredeyse bütün Akdeniz çıkışını içine alıyor.”(Cum.,3

Şub.,s.19; 11 Şub.,s.10; 13 Şub.,s.1,5(2); 16 Şub.,s.5; 18 Şub.,s.10,13; 20

Şub.,s.15(2); 21 Şub.,s.3,7(2); 23 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.10; 26 Şub.,s.8(2),6; 28

Şub.,s.7)

“Bu sözler üzerine ‘derin devlet’ kavramını tanımlamayan neredeyse

kalmadı.”(Hür.,2 Şub.,s.17(2); 8 Şub.,s.6(2); 10 Şub.,s.17; 14 Şub.,s.17; 15

Şub.,s.29; 16 Şub.,s.17; 17 Şub.,s.17; 19 Şub.,s.8,26; 21 Şub.,s.5; 23 Şub.,s.26)

“İsmet Paşa yaşasaydı ve bugün polisle jandarmanın neredeyse 'saç saça baş

başa' görüntüsüne tanık olsaydı...”(Sab.,3 Şub.,s.23; 10 Şub.,s.23,5; 14 Şub.,s.8(4);

19 Şub.,Günaydın eki s.8(2); 20 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.7; 28 Şub.,s.8)

Page 164: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

152

Nereden nereye?

“Nereden nereye?”(Sab.,24 Şub.,s.5)

Ne var ki

“Ne var ki RTE’nin son açıklamaları bu olasılığı akla getiriyor.” (Cum.,1

Şub.,s.8; 12 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.18; 19 Şub.,s.1,8; 24 Şub.,s.8; 26 Şub.,s.9)

“Ne var ki, bir Türk vatandaşının çıkıp ‘Ben 301’nci maddenin kalkmasını

istemiyorum’ deme hakkı yoktur.”(Hür.,6 Şub.,s.19; 19 Şub.,s.26)

“Ne var ki otomobili bulamayınca bizim proje rafa kalkmıştı.”(Sab.,11

Şub.,s.21)

Neyin nesi kimin fesi

“Yıllardır tartıştığımız, neyin nesi kimin fesi olduğunu bir türlü

saptayamadığımız, içinden çıkamadığımız dev bir konuyu, bir sorunu...”(Cum.,4

Şub.,s.8)

“Derin devlet neyin nesi kimin fesi?”(Sab.,20 Şub.,s.19)

Nikâh kıymak

“Babam da ‘Ben o zaman Ermeni Kilisesi’nde nikâh kıyarım’

deyince…”(Hür.,2 Şub.,Kelebek eki,s.3(2))

“Nikâhı kıyılamayan damadın babası gelin için 'Allah'ından bulsun'

dedi.”(Sab.,20 Şub.,s.1)

Niyeti bozuk

“Ortalık niyeti bozuk kadınlarla dolu!”(Sab.,25 Şub.,Pazar eki s.8)

Page 165: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

153

Not almak

“Beylerbeyi’ndeki Sakıp Sabancı Müzesi’ne giderseniz Sakıp Ağa’nın zaman

içinde notlar aldığı defterlerini görürsünüz.”(Hür.,4 Şub.,s.21; 11 Şub.,s.25(2); 19

Şub.,s.16)

“ İyi de bunu neden not aldınız?”(Sab.,4 Şub. Pazar eki s.4; 6 Şub.,s.1(2); 7

Şub.,s.15; 17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Not etmek

“Üç aşamalı Komisyon senaryosunda Türkiye bölümünde şunlar not

edildi…”(Sab.,12 Şub.,s.1(2),5; 26 Şub.,Günaydın eki s.8)

Numara yapmak

“Daha bir sürü numara yapıyor.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12(3),13(3); 25

Şub.,Pazar eki s.6)

O gün bugündür

“...Jeffrey Harrison, o gün bugündür kızlarına ulaşmaya çalışıyordu.”(Hür.,15

Şub.,s.4)

“O gün bugündür haber alamıyorum.”(Sab.,27 Şub.,s.4)

Olacak gibi değil

“Sonra bir baktım ki olacak gibi değil, işi öğrenmeye karar verdim.”(Sab.,12

Şub.,s.15)

Olan biten

“Mekandan bağımsız, dünyanın herhangi bir yerinde şimdiki zamanda olan

biten sefaleti sahneye taşıdıklarını söyleyen Orhon,...”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki

s.5)

Page 166: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

154

“...,penguenlerle iç içe olan kamerası da seyirciyi olan bitenin tam ortasında

hissettiriyor.”(Sab.,18 Şub.,Günaydın eki s.8; 26 Şub.,s.5)

Olan oldu

“Kendini kullandırtmak istemeyenler de ‘Olan oldu’ diyerek kendi mafya

gruplarını kurdu.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.11)

Oldubitti(ye getirmek)

“Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre GKRY(Güney Kıbrıs Rum

Yönetimi)’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ve KKTC’yi yok sayarak bir oldubitti

yapma arayışına girmesi, hem…”(Cum.,2 Şub., s.8; 13 Şub.,s.8(2); 16 Şub.,s.8)

Oldu olacak

“Avukatlar hâkime, ‘Oldu olacak kadın avukatlar gelinlik, erkekler de

damatlık giyseydi’ diyerek espri yaptı.”(Sab.,17 Şub.,s.18; 19 Şub.,s.5)

Omuz omuza

“Afganistan’da omuz omuza çalışırken,…”(Hür.,8 Şub.,s.1,16)

“Tetikçiyle omuz omuza”(Sab.,2 Şub.,s.1)

Ortadan kalkmak

“Ağar,...'...ve aksaklıkları ortadan kaldıramayacağını itiraf eden bir başbakan

ilk defa görülmüştür.' dedi.”(Cum.,3 Şub.,s.5,19; 6 Şub.,s.9; 8 Şub.,s.7; 9 Şub.,s.8; 12

Şub.,s.5; 13 Şub.,s.1(2),8(4); 14 Şub.,s.6; 15 Şub.,s.7(2); 16 Şub.,s.5; 17

Şub.,s.15,7(3); 18 Şub.,s.9, Pazar eki s.4; 19 Şub.,Strateji eki s.5(2); 20 Şub.,s.8; 21

Şub.,s.1,6; 24 Şub.,s.6; 25 Şub.,s.1,8)

“Ancak söz konusu fotoğraftaki kişiyi de araştırarak kafalardaki soru

işaretlerini ortadan kaldırmak isteyen İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin

Cerrah,…”(Hür.,5 Şub.,s.16; 6 Şub.,s.18; 8 Şub.,s.17; 10 Şub.,s.10; 12 Şub.,s.16; 13

Page 167: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

155

Şub.,s.19; 14 Şub.,s.14; 15 Şub.,s.19(2); 17 Şub.,s.9; 18 Şub.,s.1,22; 21 Şub.,s.16; 24

Şub.,s.16; 25 Şub.,Pazar eki s.11; 27 Şub.,s.8)

“Lisans programlarına yerleşebilmek için birinci bölümdeki testlerin yanı sıra

ikinci bölümdeki iki testten 0.5 net yapma zorunluluğu ortadan kalktı.”(Sab.,13

Şub.,s.17; 16 Şub.,s.5; 19 Şub.,s.17)

Ortadan kaybolmak

“Çiğdem Korkulu, olay gecesi bıçakla yaralanan üç kişinin Yunus Emre Tıp

Merkezi’ne gelerek sahte kimlikle tedavi olup ortadan kaybolduklarını

söyleyerek,…”(Cum.,21 Şub.,s.7)

Orta halli

“Ama diyelim ben işinde gücünde, orta halli bir kadınım,…”(Sab.,17 Şub.,

Cumartesi eki s.6)

Ortalık karışmak

“Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın, Türk bayraklı sözde kahramanlık

fotoğrafının Samsun'da jandarma karakolunda çekildiği TV haberi ortalığı

karıştırdı.”(Hür.,2 Şub.,s.1)

“Ortalık karıştı.”(Sab.,3 Şub.,s.23(2); 8 Şub.,s.14; 19 Şub.,s.21)

Ortaya atmak

“Dink cinayeti soruşturmasında ortaya atılan siyasi ve idari ilişkilerin

nedenlerinin çözülmesi beklenirken, polis aynı günlerde El Kaide'nin kış

uykusundaki hücrelerini uyandırmayı yeğliyor.”(Cum., 1 Şub., s.1, 4; 2 Şub.,s.18; 3

Şub.,s.4; 4 Şub.,s.8; 5 Şub.,s.8; 13 Şub.,s.3)

Page 168: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

156

“Önce ‘derin devlet’ konusunu ortaya atan Başbakan Tayip Erdoğan’dan

başlayalım.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 3 Şub.,s.20(2); 5 Şub.,s.16; 14 Şub.,s.2; 21 Şub.,s.14;

22 Şub.,s.1; 22 Şub.,s.4; 24 Şub.,s.18; 25 Şub.,s.21; 28 Şub.,s.14)

“...ve yaşları 7 aylık ile 3 yaş arasında değişen 4 çocuğun ölümü 'kuş gribi'

iddialarının ortaya atılmasına yol açtı.”(Sab.,1 Şub.,s.7; 2 Şub.,s.17; 4 Şub.,s.20(2);

6 Şub.,s.12,14,26; 13 Şub.,s.15; 15 Şub.,s.14; 16 Şub.,s.19)

Ortaya çıkmak

“Dink cinayetinin azmettiricisi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Erhan

Tuncel’in Trabzon Emniyet’inin haber elemanı olduğu ortaya çıkmıştı.”(Cum.,1

Şub., s.5(3),4(3),8(2); 2 Şub.,s.6(4),8(2); 3 Şub.,s.1(2),5(2),19(2),7; 4 Şub.,s.8,7,1,10,

5 Şub.,s.8,1,12; 6 Şub.,s.8,10; 7 Şub.,s.1(3),6,8(2); 8 Şub.,s.18(2),1(2),5(4),8,4(2); 9

Şub.,s.13(2),5(6),1(3),4,8(2); 10 Şub.,s.7; 11 Şub.,s.1,12; 12 Şub.,s.9,11(2); 13

Şub.,s.10,4; 14 Şub.,s.6(2); 16 Şub.,s.4,5,8(4); 17 Şub.,s.1,7,9(3); 18 Şub.,s.8,12,

Pazar eki s.1,5(4); 19 Şub.,s.8(2),4, Strateji eki s.4; 20 Şub.,s.1(3),6,8(2),4; 21

Şub.,s.8(2); 22 Şub.,s.1(2),4(3), 5, 8(2); 23 Şub.,s.4,9; 24 Şub.,s.16(2); 25

Şub.,s.4,5(2),8,9,10(2); 26 Şub.,s.8(2); 27 Şub.,s.8(3),1(2),6(3))

“ Wolfowitz’in Türkiye’de son derece ‘modaya aykırı’ olduğu vurgulanan

haberde Dünya Bankası Başkanı’nın ayakkabısını çıkardığında, iki çorabının da delik

olduğunun ortaya çıktığı vurgulandı.”(Hür., 1 Şub., s.10; 2 Şub.,s.17(6); 3 Şub.,s.7,1;

4 Şub.,s.18, 1, 3, 5; 5 Şub.,s.16(3),6(2); 6 Şub.,s.1,6(2),13(2); 7

Şub.,s.1(2),7(4),17,15; 8 Şub.,s.17(2),16; 9 Şub.,s.14(2),16,4; 10 Şub.,s.14,4; 11

Şub.,s.1,5(3),Pazar eki s.15(4),16; 12 Şub.,s.1,6(2), 18; 13 Şub.,s.19(3); 14

Şub.,s.17,2,1,15; 16 Şub.,s.7(2),17; 17 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.1,6(2), 18, Pazar eki s.13;

20 Şub.,s.5,17(2); 21 Şub.,s.7,1,14,16(2),17; 22 Şub.,s.4(2); 23

Page 169: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

157

Şub.,s.1(2),15(2),5,17(2); 24 Şub.,s.16,2,Cumartesi eki s.10,11; 25 Şub.,Pazar eki

s.6; 26 Şub.,s.6,1,14,Kelebek eki s.1,4; 27 Şub.,s.17,4(2); 28 Şub.,s.1(2),6,14,17)

“Bu sandalye dağılımı ve güçlü bir alternatifin ortaya çıkmaması nedeniyle,

bu konsensüsün bozulması da kolay değil.”(Sab., 1 Şub., s.4,1(3),9(3),12; 2

Şub.,s.1,15(2),7 (2),18(2),17; 3 Şub.,s.18(3),19(3); 4 Şub.,s.1,19(9); 5 Şub.,s.7,19; 6

Şub.,s.15, 1(3),12(2), 6,7,19; 7 Şub.,s.1(3),23,16(2); 8 Şub.,s.1(2),11,14; 9

Şub.,s.10,20(3),7; 10 Şub.,s.19(2), 16(2); 11 Şub.,s.22,2,38; 12 Şub.,s.6(2),15; 13

Şub.,s.6,1,15(2),14; 14 Şub.,s.9; 15 Şub.,s.14,4,5; 16 Şub.,s.4; 17 Şub.,s.1(2),4,8(2);

18 Şub.,s.1,21; 18 Şub.,s.6; 19 Şub.,s.2(2),19(2),21,17(2); 20 Şub.,s.1(4),7(7),2,19;

21 Şub.,s.4,14(2),20; 22 Şub.,s.1(2),6, 17(2),19; 23 Şub.,s.1,2,Günaydın eki s.9; 24

Şub.,s.6,4; 25 Şub.,s.21,22; 26 Şub.,s.18,8,14(3),Günaydın eki s.8(4); 27

Şub.,s.1,7,19,27; 28 Şub.,s.7)

Ortaya koymak

“Buna ilişkin haberler de Tuncel’in demokrasiyi ne kadar iyi özümsediğini,

kişisel haklarını ne kadar güzel analiz ettiğini ortaya koyuyor.”(Cum.,2 Şub.,

s.8,1(2); 3 Şub.,s.19(3); 4 Şub.,s.9(2); 5 Şub.,s.8,19,12; 6 Şub.,s.8; 7 Şub.,s.8; 8

Şub.,s.4(2); 9 Şub.,s.10,8; 10 Şub.,s.1(3); 11 Şub.,s.7; 12 Şub.,s.5; 13 Şub.,s.8,5(2);

14 Şub.,s.7(3); 16 Şub.,s.4,6; 18 Şub.,s.1,7,9,13, Pazar eki s.4; 19 Şub.,s.4; 20

Şub.,s.1,6(3),8; 21 Şub.,s.8,7; 23 Şub.,s.9,15; 24 Şub.,s.6(2); 25 Şub.,s.1,4,9,10; 26

Şub.,s.8,4,6; 27 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.4)

“Hükûmetler arası Küresel Isınma Konferans'ının tüm dünyada merakla

beklenen raporu bir felaket tablosunu ortaya koydu.”(Hür.,3 Şub.,s.19; 4 Şub.,s.16; 6

Şub.,s.6; 8 Şub.,s.16(2); 12 Şub.,s.16(5); 14 Şub.,s.14; 15 Şub.,s.11; 17 Şub.,s.24; 19

Page 170: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

158

Şub.,s.26; 20 Şub.,s.9; 21 Şub.,s.14; 23 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.16,Pazar eki s.21; 28

Şub.,s.5)

“ Yasin Hayal’in ifadesi, Erhan Tuncel’in suikasti hem ihbar edip hem de rol

aldığını ortaya koydu.”(Sab., 1 Şub., s.15, 4,18; 2 Şub.,s.15,17,1; 4 Şub.,s.19(2); 5

Şub.,s.26; 6 Şub.,s.15; 8 Şub.,s.8; 12 Şub.,s.9,4; 13 Şub.,s.18,8; 14 Şub.,s.8(8),30; 18

Şub.,s.1; 19 Şub.,s.20(2); 20 Şub.,s.7,1; 21 Şub.,s.7,1,17(3))

O tarakta bezi olmamak

“4. Bu bezlerde hiç tarağı olmayan.”(Sab.,9 Şub.,s.21)

Oy birliği

“Heyet, tüketicinin talebinin kabulüne, haksız şart mahiyetinde tüketiciden

tahsil edilen 30 YTL yıllık kart aidat bedelinin şikâyet edilenden tahsil edilerek

tüketiciye verilmesine, itirazı kabil olmak üzere oy birliği ile karar verdi.”(Cum.,6

Şub.,s.12; 8 Şub.,s.4(2); 17 Şub.,s.4)

“Yargıtay 2.Ceza Dairesi, temyizde sanık Ali K'nin beraat kararını oy birliği

ile bozdu.”(Hür.,12 Şub.,s.14; 15 Şub.,s.1(2),20(3); 25 Şub.,s.28)

“Başkanımız Duran Akbulut’un ve diğer arkadaşların oybirliği ile

kararı…”(Sab.,17 Şub.,s.23)

Oyuna gelmek

“Erdoğan oyuna geldi.”(Cum.,18 Şub.,s.1,9)

“…ve Kürtleri uyararak ‘Biz oyuna geldik, siz gelmeyin’ diyordu.”(Hür.,12

Şub.,s.18)

Page 171: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

159

Oyun oynamak

“Gomidas Enstitüsü Direktörü Ara Sarafyan, aşırı milliyetçilerin ‘Sen Ermeni

değilsin, Türkler oyun oynuyor’ demelerine rağmen Prof.Halaçoğlu’yla buluşacağını

söyledi.”(Sab.,24 Şub.,s.14(2); 25 Şub.,s.5)

Öküz altında buzağı aramak

“ ‘Yeni yapılanmada hepsine ‘leylak, sümbül’ gibi çiçek adları koyun, millet

öküz altında buzağı aramasın’ dedim.”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Ölçüp biçmek

“Ölçtüm biçtim, sonunda New York’taki kliniği seçtim.”(Hür.,4 Şub.,Pazar

eki s.10)

Ölüm kalım meselesi

“Dilerim, farklı siyasi görüşleri ve farklı yorumları seslendirenler,

demokrasinin karşı taraflar arasındaki 'Ölüm kalım kavgası' demek olmadığını

hatırlarlar.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Önayak olmak

“...ve Hamas'ın sürgündeki lideri Halid Meşal'in 2006'daki Türkiye ziyaretine

önayak olduğunu öne sürmesinin ardından Jerusalem Post gazetesine konuşan

Büyükelçi Vekili,...”(Cum.,17 Şub.,s.9; 18 Şub.,s.12)

“Makro ekonomik açıdan bakıldığında ise küresel ısınmanın şirketlerde

yeniden yapılanmayı gerekli kılacağına dikkat çeken Bektaş, bu konuda devletin

önayak olması gerektiğini vurguladı.”(Hür.,1 Şub.,s.9)

Öne sürmek

“Öne sürdüğü bu tanımlamalar Addis Ababa’da camiye girerken

‘selamünaleyküm’ diyerek İslam yanını, çıkarken ‘thank you’ diyerek laik olduğunu

Page 172: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

160

göstermeye çalışan Batılı yanını sergilemeye benziyor.” (Cum.,1 Şub.,s.8(2); 2

Şub.,s.8; 3 Şub.,s.19,9(2); 4 Şub.,s.8; 5 Şub.,s.1; 6 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.5,1,6; 9

Şub.,s.10; 10 Şub.,s.1; 11 Şub.,s.6(4); 12 Şub.,s.1(3),8(3),11(3); 13 Şub.,s.6; 16

Şub.,s.1,11; 17 Şub.,s.9(4); 19 Şub.,s.1,11; 20 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.6,8(2),11; 22

Şub.,s.8; 23 Şub.,s.11; 26 Şub.,s.11; 27 Şub.,s.8(2),11; 28 Şub.,s.1(2),8(5))

“…ve suikasta şahit olduğunu öne sürerek şunları söylemişti:…”(Hür.,4

Şub.,s.18,7; 6 Şub.,s.5,6; 8 Şub.,s.1,10; 10 Şub.,s.17; 11 Şub.,s.23,8; 12

Şub.,s.1,6,14; 16 Şub.,s.7(2); 19 Şub.,s.16,8,20; 21 Şub.,s.7; 22 Şub.,s.1,20; 23

Şub.,s.13; 25 Şub.,s.1,14; 26 Şub.,s.18,6,Kelebek eki s.1,4(2); 27

Şub.,s.1,17,4,Kelebek eki s.3; 28 Şub.,s.1,14(14))

“Bahçelievler Atatürk Kız Yetiştirme Yurdu’nda kalan kızlardan A.Y., yurt

bahçesinde kızların tecavüze uğradığını öne sürüp ekliyor…”(Sab.,5 Şub.,s.15; 8

Şub.,s.1; 10 Şub.,s.16(2); 12 Şub.,s.1,6(3),4; 13 Şub.,s.1,18,15,19; 16 Şub.,s.19; 17

Şub.,s.18(3),6; 18 Şub.,s.2,23; 19 Şub.,s.1(2),20,5; 21 Şub.,s.14(3); 22 Şub.,s.6; 23

Şub.,s.14,24; 25 Şub.,s.1; 27 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.1,4)

Önüne çıkmak

“Aynı dakikalarda Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan da

basının önüne çıktı.”(Hür.,3 Şub.,s.1,20)

Önüne geçmek

“...Türk futbolu açısından ciddi sonuçlar doğmasının önüne geçilmesi karara

bağlanmıştır.”(Cum.,2 Şub.,s.18; 5 Şub.,s.4; 7 Şub.,s.12; 10 Şub.,s.14; 21 Şub.,s.8;

26 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.11)

Page 173: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

161

“PKK' nın Kuzey Irak'ta Kürt gruplardan sağladığı lojistik ve haberleşme

desteğinin de önüne geçilecek.” (Hür., 1 Şub., s.16,17; 3 Şub.,s.20; 5 Şub.,s.6; 9

Şub.,s.17; 10 Şub.,s.5; 17 Şub., Cumartesi eki s.8; 22 Şub.,s.4)

“Önüne nasıl geçeceksiniz?”(Sab.,12 Şub.,s.15; 13 Şub.,s.1,15,5; 15

Şub.,s.12)

Önüne gelen

“…kitaplıklarda önüne gelen herkesin okuması için kilit altında tutulan bazı

eski eserlerin mikrofilmleri de vardır.”(Sab.,25 Şub.,s.18)

Önünü kesmek

“...gaspçı kimsenin caddede olmadığı bir anda önümü keserek kafama silah

dayadı.”(Cum.,26 Şub.,s.6)

“6 kişi, gece yarısı evine dönen üniversite mezunu Uğur Korkulu’nun önünü

kesti.”(Sab.,21 Şub.,s.1; 28 Şub.,s.8)

Örnek almak

“ABD’deki önce İnsan Hakları adlı sivil toplum örgütünün yöneticilerinden

Savitt, Irak’taki sorgucuların, bu dizilerdeki işkenceli sorgu sahnelerini örnek

almalarının durumu daha da kötüleştirdiğini belirtti.”(Cum.,13 Şub.,s.1,10(2); 16

Şub.,s.11)

“Alınacak çok da örnek var.”(Hür.,28 Şub.,s.16)

Örnek olmak

“Devlet sırlarını yazdılar diye mahkemede süründürülen üç Danimarkalı

gazeteci yiğit gazetecilere örnek olmalı.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 11 Şub.,s.6; 13 Şub.,s.3)

Page 174: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

162

“Ayrıca o, ne eğitim olarak, ne topluma örnek olmak adına, ne de yaptığı iş

olarak bana laf söyleme hakkına sahip biri.”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5; 12

Şub.,s.14(2), Kelebek eki s.1,5)

“Gençlere kötü örnek olup, Kürtlere cephe alınacağını düşünüyorum.”(Sab.,5

Şub.,s.2; 15 Şub.,s.16; 27 Şub.,s.5)

Örtbas etmek

“Bu kadar açık bir ihmalin, göz yummanın, örtbas etmenin cezai hesabı

sorulamazsa bu kabul edilemez.”(Cum.,2 Şub., s.5; 5 Şub.,s.8; 9 Şub.,s.1,8; 22

Şub.,s.1)

“Hayal'in, ayrıca polis muhbiri Erhan Tuncel hakkında 'Benden çekindiği için

suikasti engelleyemedi' demesi, 'Tuncel'in cinayetteki rolü örtbas mı ediliyor'

kuşkusu yarattı.”(Sab., 1 Şub., s.1; 5 Şub.,s.15(3))

Öteden beri

“Abdülkadir Aksu’nun görev yaptığı her dönemde ideolojik olarak kendisine

yakın bürokratları koruma eğilimi öteden beri biliniyor.” (Cum.,2 Şub.,s.5; 25

Şub.,s.9)

Özen göstermek

“Demirel, yukarda kalmaya, derin işleri kurcalamamaya özen

gösterirdi.”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Özür dilemek

“ Silvio hemen özür dilesin.”(Hür., 1 Şub., s.1(2),13(4); 10 Şub.,s.17; 12

Şub., s.1(2),18(3); 14 Şub.,s.17,16; 17 Şub.,s.24; 19 Şub.,s.1(2),3(2); 21 Şub.,s.14;

22 Şub.,s.4(3); 23 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.1,14(3))

Page 175: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

163

“Medya kanalı ile özür dilemediğinden bedel ödemesi gerekiyordu.”(Sab., 1

Şub., s.15,1(2),2(7); 19 Şub.,s.21,1(2),5(3); 20 Şub.,s.15; 24 Şub.,s.5; 27

Şub.,s.1,19(3))

Pabucunu dama atmak

“…ve 30 yıldır saltanat süren uçağının pabucunu gökyüzünde bir kenara

atmıştı.”(Hür., 8 Şub.,s.6)

Pahalıya mal olmak

“Serdar Denktaş: Rumların oyunu pahalıya mal olur.”(Cum.,1 Şub.,s.1)

“Çıkarmak pahalıya mal olduğu yani ekonomik olmadığı için kimse

çıkarmaya uğraşmaz.”(Hür.,7 Şub.,s.17)

Palavra atmak(sıkmak)

“Bütün bunlar olurken de, uygarlık ve demokrasi uğruna yapıldığı palavrası

sıkıldığı kanıtlanmaya çalışıldı.”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.4)

“Arkadaşlarımız belli ki, Hrant Dink olayı üzerine uydurulan senaryolar;

‘başarılı gazetecilik’ adına atılan palavralar; kurumlar arası savaş gibi algılanan

görüntüler hakkında ne düşündüğünü sormuşlar.”(Hür.,6 Şub.,s.1)

Paldır küldür

“Eşimin annesi ve yengesi paldır küldür odaya girip, bakire olduğumu

belgeleyen mendili görmek istediler.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Pamuk ipliğine bağlı olmak

“Birbirine pamuk ipliği ile bağlı Valonlarla Flamanları bir arada tutmak

ve...”(Cum.,11 Şub.,s.10)

“Gaziantep'te intihar eden Uğur Keser'in bağışlanan kalbi, hayatı pamuk

ipliğine bağlı Hale'yi yaşama bağladı.”(Hür.,17 Şub.,Ege eki s.1,6)

Page 176: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

164

“..., istikrar hep pamuk ipliğine bağlı olacak ve ...”(Sab.,3 Şub.,s.5)

Paniğe kapılmak

“Gerçekler ortaya çıkınca paniğe kapıldılar.”(Cum.,22 Şub.,s.1,4(2))

“Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın, ‘...’açıklaması da paniğe kapılan

Rımları teskin etmeyince Türkiye’yi BM ve AB’ye şikâyet ettiler.”(Hür.,2

Şub.,s.1,16(2); 11 Şub.,s.1)

Paraya kıymak

“İçlerinde,paraya kıyıp şampanyayı buzdolabında bekletenler de

vardı;...”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Parmağı olmak

“Rapora göre, 20.yüzyılın ortasından bu yana Dünya’da meydana gelen

olumsuzlukların yüzde 90’ında insanoğlunun parmağı var.”(Cum.,18 Şub.,s.8; 19

Şub., s.18)

Parmak basmak

“Tam tersine öyle bir yaraya parmak bastınız ki.”(Sab.,25 Şub.,s.19)

Parmak hesabıyla

“Parmak hesabıyla, çoğunlukla, dışarıda sözler verildiği için,…”(Cum.,8

Şub.,s.7)

Parmak ısırmak

“Her şey güzel giderken parmak ısırttıracak görüntüler varken, nereden çıktı

bu çirkinlikler?”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Patlak vermek

“Kıbrıs'ta patlak veren yeni sorun üzerinde durulacak mı?”(Cum.,6 Şub.,s.8;

16 Şub.,s.6; 19 Şub.,s.8)

Page 177: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

165

“Kamera skandalının patlak vermesi üzerine Samsun'da 4 emniyet mensubu

açığa alındı,...”(Hür.,3 Şub.,s.1)

“1994, 2000 ve 2001 yıllarında patlak veren ve…”(Sab.,9 Şub.,s.8; 24

Şub.,s.7)

Perde arkasında

“…, olayın perde arkasındaki unsurları gizlemeye yönelik bilinçli bir strateji

olarak değerlendiriliyor.”(Cum.,5 Şub.,s.1,8; 7 Şub.,s.1,6(2); 8 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.8)

“Ankara'da dün sabah saatlerinde heyecanlı saatlerin yaşanmasına neden olan

'Türkiye, Kıbrıs açıklarına savaş gemileri gönderdi.' gelişmesinin perde

arkasında,...”(Hür.,2 Şub.,s.16; 17 Şub.,s.17; 18 Şub.,s.22,1; 27 Şub.,Kelebek eki

s.1)

“1961'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminin perde arkasını.”(Sab.,14 Şub.,s.21;

18 Şub.,s.8; 22 Şub.,s.9; 28 Şub.,s.8)

Pes demek(etmek)

“Sonunda pes eden Bağdat oldu.”(Cum.,17 Şub.,s.15)

“...şaibeli İskoç, Hürriyet'in gazeteciliği karşısında pes etti.”(Hür.,23 Şub.,s.1;

25 Şub.,Pazar eki s.6; 27 Şub.,Kelebek eki s.3)

“Burcu Şensoy, bu kadarına da pes dedirten olayı şöyle anlattı:...”(Sab.,22

Şub.,Ankara eki s.4)

Peşinde koşmak

“Olumsuz bu gelişmeler karşısında hükûmet ve Rumlarla birleşme şampiyonu

Bay Talat, acaba Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti hayali peşinde koşacaklar mı?”(Cum.,2

Şub., s.8; 3 Şub.,s.5; 21 Şub.,s.5)

Page 178: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

166

“…, müşteriler beğendikleri markaların peşinde koşuyorlar, arayışa

girmiyorlar.”(Sab.,16 Şub.,s.2)

Peşine düşmek

“Eğer varsa, bu cinayetin peşine düşmek her birinin, her birimizin görevi.”

(Cum.,23 Şub.,s.15)

“Sizin onlardan ne farkınız vardı ki, bu işin peşine düştünüz?”(Hür.,4

Şub.,Pazar eki s.10; 20 Şub.,s.7; 21 Şub.,s.7; 26 Şub.,s.1)

“Size atılan kurşunun peşine düşelim.”(Sab.,2 Şub.,s.19; 15 Şub.,s.19; 21

Şub.,s.5; 23 Şub.,s.14,19; 27 Şub.,s.4)

Peşine takılmak

“Önce Hint gurularının peşine takıldı.”(Sab.,18 Şub.,s.20)

Peşini bırakmamak

“Bizim peşimizi bıraksınlar.”(Cum.,17 Şub.,s.3; 26 Şub.,s.6)

“Bu acı olayın ardından ölüm, İnce Ailesi’nin peşini bırakmadı.”(Hür., 1

Şub.,s.5; 13 Şub.,s.14)

Peşi sıra

“Hep savaşanların peşi sıra gittim.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 12 Şub.,s.18)

Peşkeş çekmek

“Petrol Yasası ile ülkemizdeki birçok sanayi kuruluşu özelleştirme adı altında

yerli ve yabancı tekellere peşkeş çekiliyor.”(Cum.,8 Şub.,s.7; 12 Şub.,s.9; 28

Şub.,s.8(2))

Peş peşe

“Yaklaşık 8 yıl çalışılmayan inşaatta yapı ruhsatı iptal edilirken, peş peşe

yaşanan göçüklerle mevcut katlar da yıkıldı.”(Hür.,11 Şub.,s.8)

Page 179: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

167

“AZ Alkmaar’ın ikinci golünden önce yanımda oturan Ergun Babahan’a ‘…’

diyordum ki, peş peşe iki gol geldi.”(Sab.,16 Şub.,s.28; 28 Şub.,s.8)

Pisi pisine

“Yaptıkları çürük binalar yüzünden 17 Ağustos 1999 depreminde pisi pisine

ölen 17 bini aşkın insanımızın hesabını büyük bir beceri ve başarı göstererek,

'zamanaşımı' yoluyla kapattık.”(Hür.,18 Şub.,s.1)

Pis pis gülmek

“Pis pis gülüyordu.”(Hür.,4 Şub.,s.18)

Punduna getirmek

“Hatta sadece yazıp çizmekle kalmayıp yeni yılda bir punduna

getirip,...”(Cum.,20 Şub., s.9)

Rafa kaldırmak

“...- veya üstünkörü bir araştırmayla rafa kaldıran-...”(Hür.,3 Şub.,s.21; 20

Şub.,s.1(2),16(2))

“Ne var ki otomobili bulamayınca bizim proje rafa kalkmıştı.”(Sab.,11

Şub.,s.21; 15 Şub.,s.1)

Rahat yüzü görmemek

“O yüzden hayatlarının hiçbir döneminde rahat yüzü

görmeyebilirler.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.11)

Rahmet okutmak

“Yüzbaşı Bennett'in, yahut tam adıyla John Godolphin Bennett'in filmlere

bile rahmet okutacak derecedeki maceralı hayatından enstantaneleri, bu sayfada

sizlere de anlatmak istedim.”(Sab.,18 Şub.,s.20)

Page 180: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

168

Rast gitmek

“Esnafın 'sabah erkenden dükkânıma uğrarsa işlerim rast gider' dediği Deli

Mustafa.”(Sab., 11 Şub.,s.25)

Raydan çıkmak

“Eğitimi rayından çıkarmıştır.”(Cum.,21 Şub.,s.7)

“Sayın Süleyman Demirel’e göre ‘derin devlet, normal devletin raydan

çıkmış hâli’ imiş.”(Hür.,2 Şub.,s.17)

Rayına oturmak

“Demokrasisi karaya değil de rayına oturmuş ülkelerde ilk aşamada bakan

istifa eder.”(Cum.,5 Şub,s.8; 16 Şub.,s.8)

Rekor kırmak

“Fatih Terim rekor kırmaya devam ediyor.”(Cum.,8 Şub.,s.18(2); 11 Şub.,s.1)

“Kanal D’nin izlenme rekorları kıran dizisi Binbir Gece’de, önceki akşam

yine nefesler tutuldu.”(Hür., 1 Şub., s.1; 8 Şub.,s.6,28; 15 Şub.,s.29; 21 Şub.,s.5; 24

Şub.,Cumartesi eki s.10)

“Terim, 55.kez milli takımın başında sahaya çıkarak rekor kırdı.”(Sab.,8

Şub.,s.1; 11 Şub.,s.1(4),21(9); 12 Şub.,s.1,16(4); 13 Şub.,s.19(2); 15 Şub.,s.5; 18

Şub., Günaydın eki s.1; 28 Şub.,s.8)

Rengi atmak

“Hayırdır başkan rengin benzin atık?”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Rest çekmek

“..., o Genelkurmay Başkanı'nın kendi ülkesinin seçilmiş yönetimine rest

çekmesi, o ülkenin anayasa demokrasisine saygısız olması mümkün müdür?”(Sab.,19

Şub.,s.5)

Page 181: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

169

Rol oynamak

“...ve bu grupların şehir işlerinde etkili rol oynamasını engellemek

için...”(Cum.,5 Şub.,s.1,8; 6 Şub.,s.1; 9 Şub., s.5(3); 10 Şub.,s.15; 11 Şub.,s.8; 13

Şub.,s.1,5(2); 14 Şub.,s.8(4); 18 Şub.,s.10; 21 Şub.,s.1,8; 22 Şub.,s.4; 26 Şub.,s.6; 27

Şub.,s.8(3))

“Gümüşhanevi Dergâhı'nda 'uhrevi dünya'nın yanında 'dünyevi iktisadın' bu

derece rol oynamasına 'tesadüfi' deyip geçemeyiz.”(Hür.,11 Şub.,s.25; 13 Şub.,s.14;

22 Şub.,s.20; 24 Şub.,s.16(2))

“…Erhan Tuncel’in bu işin planlamasında aktif rol oynadığı ortaya

çıkar.”(Sab.,9 Şub.,s.20; 10 Şub.,s.21; 12 Şub.,s.16; 13 Şub.,s.14; 18 Şub.,s.7)

Ruhu bile duymamak

“Kimsenin ruhu duymamış.”(Hür., 10 Şub.,s.17)

Rüyalarına girmek

“Benim rüyalarıma giren, niçin bürokratın rüyasına girmiyor?”(Sab.,24

Şub.,s.5(3))

Sabah sabah

“Sabah sabah hayallere dalmıştı yine.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Sabır taşı

“Yerimde kim olaydı yaşadıklarımın bir bölümünden sabır taşı gibi çatlardı.”

(Cum.,4 Şub.,s.12)

Saçını başını yolmak

“Can, özellikle Ferdi'nin attığı golde yaptığı yerleşim hatasıyla

Fenerbahçelilere saç baş yoldurttu.”(Sab., 11 Şub.,s.39)

Page 182: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

170

Saç saça baş başa

“İsmet Paşa yaşasaydı ve bugün polisle jandarmanın neredeyse 'saç saça baş

başa' görüntüsüne tanık olsaydı...”(Sab.,3 Şub.,s.23)

Saç sakal birbirine karışmak

“Saçı sakalı karışmış,...”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

Sahip çıkmak

“Esnaf malına sahip çıkabilmek için dükkânında yatmakta, taksiciler ve

minibüsçüler gece çalışmaya cesaret edememektedirler.”(Cum.,4 Şub.,s.12; 6

Şub.,s.4; 8 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.10; 13 Şub.,s.9,12: 18 Şub.,s.12; 19 Şub.,s.8; 21

Şub.,s.4; 22 Şub.,s.6; 25 Şub.,s.10; 26 Şub.,s.4,9; 27 Şub.,s.3; 28 Şub.,s.5,8(3))

“Dine, vatana, bayrağa sahip çıkma konusunda inhisarcı, tekelci

yaklaşımlardan, bunlardan kaynaklanan ayrışmalardan kaçınmalıyız.”(Hür., 1 Şub.,

s.17; 5 Şub.,s.1,7, Kelebek eki s.5; 12 Şub.,s.16(2); 14 Şub.,s.17,1; 19 Şub.,s.8; 21

Şub.,s.16; 25 Şub.,Pazar eki s.11; 26 Şub.,s.19)

“Kamuoyunu bu konuya sahip çıkmaya çağırıyoruz…’dedi.”(Sab.,1

Şub.,s.18; 5 Şub.,s.15; 23 Şub.,s.7,Günaydın eki s.9(2))

Salık vermek

“Bu kadar çabuk, böyle kolay olacağını Ayşe nerden bilsindi, bir tanışı ona

salık vermese.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Selam söylemek

“Selamımızı söylesinler.”(Sab.,4 Şub.,s.23; 11 Şub.,s.25; 18 Şub.,s.23)

Selam vermek

“Buradan bir şey çıkmayınca, o güne dek selam bile vermedikleri

özelleştirme karşıtı kurumları arayıp,…”(Cum.,27 Şub.,s.8)

Page 183: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

171

“…, selam verirken, çalarken gözümle nerede olduğunu arıyorum.”(Hür.,19

Şub.,Kelebek eki s.4)

Ser verip sır vermemek

“Site, dışarıya ser verip sır vermeyenlerden!”(Cum., 25 Şub.,s.10)

Sesi çıkmamak

“Ne ki, hükûmetten de olumlu olumsuz ses çıkmıyor.”(Cum., 2 Şub., s.8; 15

Şub.,s.8)

“...ve 12 gün sesi soluğu çıkmadı.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15; 15

Şub.,s.18(2); 20 Şub.,s.17)

Ses çıkarmamak

“ ‘Bütün bu anlaşmaların yürürlüğe girmesi durumunda, Türkiye’nin

Akdeniz’de hükmü kalmaz. AB’nin de bu kaynaklara gereksinimi var. O nedenle ses

çıkarmaz.’ diye konuştu.”( Cum.,1 Şub.,s.1,11(2); 11 Şub.,s.8; 17 Şub.,s.9; 25

Şub.,s.8)

“...o günler de bu bayraklı poza nedense hiç ses çıkarmamış.”(Hür.,3

Şub.,s.21; 23 Şub.,s.17)

“... ya da devletin totaliter sistemlerdeki devlet gibi davranmasına ses

çıkarmamak.”(Sab., 2 Şub.,s.5; 9 Şub.,s.20)

Sıcağı sıcağına

“…, bunları sıcağı sıcağına öğrenmek.”(Sab.,13 Şub.,s.19; 23 Şub.,s.19)

Sıcak bakmak

“...ailesi geçim kaygıları nedeniyle kızlarının konservatuvar eğitimi almasına

sıcak bakmaz.”(Cum.,4 Şub.,s.7; 15 Şub.,s.18; 16 Şub.,s.4; 18 Şub.,s.1,8,10)

Page 184: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

172

“Mesela, Erivan, tarihçilerin bu konuyu ele almasına eskisine göre daha sıcak

bakmaya başlamış.”(Hür.,13 Şub.,s.19; 21 Şub.,s.21; 24 Şub.,s.1,18)

“...ve AK Parti ile çalışmak isteğini söyleyen Ali Taran'a Başbakan Erdoğan

sıcak bakmasına karşın, herhangi bir anlaşma yapılmamıştı.”(Sab.,12 Şub.,s.16; 22

Şub.,s.17; 24 Şub.,s.19)

Sıdkı sıyrılmak

“İ.S. sıdkı sıyrılmış bir şekilde, son olarak bu parayı da yolladı.”(Hür.,11

Şub.,Pazar eki s.15)

Sıkıntı çekmek

“Özellikle Kerosen ve diğer ürünlerde büyük sıkıntı çekiyoruz.”(Hür., 1

Şub.,s.8)

“Sonra bunun sıkıntısını çekiyoruz.”(Sab.,13 Şub.,s.1,18)

Sıkıntıya düşmek

“Başa bela almadan, hastalanıp sıkıntılara düşmeden,…”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Sırra kadem basmak

“Bobkova sırra kadem bastı.”(Sab.,11 Şub.,s.1)

Sırt çevirmek

“Tıpkı 2003’te, 2004’te uyarılara sırtını çevirdiği gibi.”(Cum.,8 Şub.,s.8; 16

Şub.,s.1)

Sırtında yumurta küfesi olmak(Sırtında yumurta küfesi yok ya!)

“Eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki sayısız farkı listelediğiniz zaman,

herkesin sırtında yumurta küfesi olduğunu çok açık görürsünüz.”(Sab.,14 Şub.,s.5)

Page 185: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

173

Sırtını dayamak

“...-hoş sırtını ABD'ye dayayalı beri onun yerini Türkiye'ye dönük tehditler

aldı-...”(Hür.,16 Şub.,s.17)

Silah çekmek

“Samast ve Hayal birlikte silah çekti.”(Sab.,3 Şub.,s.18)

Sil baştan

“...ve buna paralel artan iş yükü ile yeni Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe

girmesi nedeniyle davaların sil baştan ele alınması olduğu savunuluyor.”(Hür.,18

Şub.,s.22)

“Sil baştan mı?”(Sab.,11 Şub.,s.5(2); 17 Şub.,s.8)

Sinek avlamak

“Bolu Dağı esnafı sinek avlıyor.”(Sab.,16 Şub.,s.1(2),19)

Sineye çekmek

“Dışişleri Bakanımız benzerine rastlamadığımız bu olayı sineye çekmiş

görünüyor ve …”(Cum.,9 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.8(3); 28 Şub.,s.9)

“..., o bile sineye çekilir.”(Hür.,20 Şub.,s.17)

Slogan atmak

“ABD karşıtı ve barış yanlısı sloganlar atan göstericiler polis eşliğinde

konferans merkezinin yakınlarına kadar yürüdüler.”(Cum.,11 Şub.,s.1)

“Ben asla o sloganı atmazdım.”(Sab.,19 Şub.,s.17(5))

Soğuk kanlı

“Bu konular daha ölçülü, soğukkanlı olmaya ihtiyacımız var.”(Cum.,2

Şub.,s.5; 4 Şub.,s.8; 9 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.12)

Page 186: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

174

“Olaylara iyi niyetle, soğuk kanlılıkla, kararlılıkla baktığımız zaman çözüm

budur.”(Hür., 1 Şub.,s.8)

“Zanlı gayet soğukkanlı bir şekilde istenen pozları veriyor.”(Sab.,2 Şub.,s.15)

Soluğu (bir yerde) almak

“Bu yüzden de bu yolla çocuk edinmek isteyenler soluğu Kıbrıs’ta

alıyorlar.”(Cum.,18 Şub.,Pazar eki s.4)

“Bergüzar Korel, dans dersi almak için soluğu Tan Sağtürk'ün Nişantaşı'ndaki

dans stüdyosunda almış.”(Sab.,22 Şub.,s.6; 25 Şub.,s.4,19,Pazar eki s.8)

Soluk soluğa

“Talihsiz bebeğin kaderini değiştiren süreç soluk soluğa bir operasyonla

gerçekleştirildi.”(Sab.,23 Şub.,s.7)

Son kozunu oynamak

“Zico maçın gittiğinin biraz da geç farkına varınca Mehmet Aurelio ve

Deivid'le son kozunu oynadı.”(Cum.,26 Şub.,s.18)

Sonunu almak

“Gül, '...Irak'ın bölünmesi, sonu alınamayacak savaşların başlamasıdır.' dedi.”

(Cum.,23 Şub.,s.8)

Sonunu getirememek

“Olmadı, yine sonunu getiremedik.”(Cum.,23 Şub.,s.18)

Söz açmak

“Yüksek perdeden atmaların son örneği ‘derin devletin varlığını kabul ve

‘minimize’ etmekten, yok etmekten’ söz açması.”(Cum.,1 Şub.,s.8)

“Turizmden söz açılmışken, Türk turizminde yeni destinasyon

neresi?”(Sab.,12 Şub.,s.15; 21 Şub.,s.19)

Page 187: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

175

Söz almak

“Meclis kurulunda muhalefeti temsil eden Vula Patilidu söz alarak Atatürk'ün

Pontus soykırımında rol aldığını ileri sürdü.”(Cum.,10 Şub.,s.1,15; 14 Şub.,s.1; 16

Şub.,s.1,4,11; 26 Şub.,s.8)

“Duruşmada söz alan Mehmet Ali Barman, “…”dedi.”(Hür.,2 Şub.,s.4; 19

Şub.,s.1,8)

“Duruşmada bazı davalılar adına söz alan avukat Cevdet Yavuz, Orman

Genel Müdürlüğü’nün aktif davacı olma,davalıların ise pasif davalı olma ehliyeti

olmadığını ve…”(Sab.,17 Şub.,s.18)

Söz düşmemek

“Özellikle anne kimliğiniz varsa hikâyenin kahramanı sizseniz, emin olun

düşmez başkasına söz.”(Hür.,13 Şub.,Kelebek eki s.8)

Söz etmek(Sözünü etmek)

“…Baykal, ‘…Başbakan derin devletten söz edeceğine, 11 ay önce yapılan

ihbarın gereğini niye yerine getiremedi, o insanı niye koruyamadılar onu hesabını

vermelidir.’dedi.” (Cum.,2 Şub.,s.5,4,8; 4 Şub.,s.8,9,7,10; 6 Şub.,s.8; 11 Şub.,s.8,10;

12 Şub.,s.11; 13 Şub.,s.9(4); 14 Şub.,s.8; 15 Şub.,s.14; 17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5;

18 Şub.,s.8,10; 20 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.7; 23 Şub.,s.5,8; 24 Şub.,s.6; 25

Şub.,s.8,1,10(2); 27 Şub.,s.8(4); 28 Şub.,s.8)

“Başer'in 'Ufukta görülen ışık' tan söz ettiğini bildiriyor.”(Hür.,1 Şub.,

s.17(2),1,7; 2 Şub.,s.17; 5 Şub.,Kelebek eki s.5; 6 Şub.,s.19; 7 Şub.,s.17; 8

Şub.,s.1,16; 9 Şub.,s.1; 10 Şub.,s.17(3); 11 Şub.,Pazar eki s.15; 12 Şub.,s.16; 14

Şub.,s.17,16; 16 Şub.,s.16,17; 17 Şub.,s.14; 18 Şub.,s.18, Pazar eki s.13; 22 Şub.,s.4;

23 Şub.,s.17; 25 Şub.,Pazar eki s.6; 28 Şub.,s.17)

Page 188: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

176

“Biraz söz eder misiniz? (Sab.,2 Şub.,s.7; 5 Şub.,s.15(2); 7 Şub.,s.21; 10

Şub.,s.7,5; 19 Şub.,s.20; 20 Şub.,s.2; 21 Şub.,s.5; 25 Şub.,s.18)

Söz geçirmek

“…bir süre sonra başbakana sözünü geçiremeyecektir.”(Hür.,28 Şub.,s.17)

“...Yeşim Salkım, anlaşılan gönlüne söz geçirememiş.”(Sab.,28

Şub.,Günaydın eki s.2)

Söz kesmek

“Bir hafta içinde söz kesildi.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.1,5)

Söz konusu

“ Soruşturmaların bu aşamasında açıklama yapmanın yanlış olacağını

kaydeden Aksu, müfettiş soruşturmaları tamamlanmadan ya da talep olmadan

görevden almanın söz konusu olmayacağını söyledi.”(Cum.,1 Şub.,s.5; 2 Şub.,s.4,13;

3 Şub.,s.4(2),19; 4 Şub.,s.8(3),5; 6 Şub.,s.8(2),4,12; 7 Şub.,s.12; 8 Şub.,s.5(2),4(2); 9

Şub.,s.8(3); 10 Şub.,s.1,7; 11 Şub.,s.6; 12 Şub.,s.1,5(2); 13 Şub.,s.9,10,8,3(3),4; 15

Şub.,s.8,1,13,14,5(2); 16 Şub.,s.4(3),5,8(2),6; 17 Şub.,s.7,9(2),13; 18

Şub.,s.8(4),9(2),12(2), Pazar eki s.5; 19 Şub.,s.8(3),5(3); 20 Şub.,s.1,6,9,12; 21

Şub.,s.6,8(3); 22 Şub.,s.4,8,13; 23 Şub.,s.1,4(2),8, 10; 24 Şub.,s.6,16; 25 Şub.,s.1,5,8;

26 Şub.,s.6,9(2); 27 Şub.,s.1,6)

“Türkiye bir yandan, Rum Kesimi,Lübnan ile söz konusu anlaşmayı

imzaladıktan sonra Beyrut'a karşı diplomatik notayla sert tepki koyarken,...”(Hür.,2

Şub.,s.16(2),17; 3 Şub.,s.20,21; 4 Şub.,s.18,19; 5 Şub.,s.16(2), Kelebek eki s.5; 6

Şub.,s.7,13; 7 Şub.,s.17(2); 8 Şub.,s.16(2); 10 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.23; 12 Şub.,s.18(2);

13 Şub.,s.19,30; 15 Şub.,s.19(2); 16 Şub.,s.9; 17 Şub.,s.17,16; 22 Şub.,s.4(2); 23

Page 189: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

177

Şub.,s.5; 24 Şub.,s.1,19; 25 Şub.,s.19,21,Pazar eki s.6; 27 Şub.,s.1,17(3); 28

Şub.,s.17)

“Ancak yetkililer daha sonra böyle bir durumun söz konusu olmadığını

açıkladı.”(Sab., 1 Şub.,s.7; 2 Şub.,s.15(2); 3 Şub.,s.19; 4 Şub.,Pazar eki s.4(3); 5

Şub.,s.14; 6 Şub.,s.26; 8 Şub.,s.19(2),18; 9 Şub.,s.10(2),7; 10 Şub.,s.6; 11 Şub.,s.21;

12 Şub.,s.16; 14 Şub.,s.8(3),16; 16 Şub.,s.18; 18 Şub.,s.21(2); 21 Şub.,s.4; 22

Şub.,s.11,19,Ankara eki s.4; 23 Şub.,s.14; 25 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.26; 27 Şub.,s.7,19;

28 Şub.,s.19)

Söz sahibi olmak

“Bu toplantılarda bölge ülkeleri olarak söz sahibi olmak istediğimiz mesajını

vermeyi amaçlıyorduk.”(Cum.,11 Şub.,s.12; 28 Şub.,s.8)

“Diplomatik kaynaklar,...'O bölgede söz sahibiyiz...'değerlendirmesinde

bulundu.”(Sab.,2 Şub.,s.17; 8 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.22)

Sözüm ona

“Sözüm ona cumhuriyeti koruyacaklar.”(Cum.,28 Şub.,s.1,5)

Sözünde durmak

“Sözlerinde dururlarsa Güvenlik Konseyi üyeliğimiz için olumlu katkıları

var.”(Sab., 1 Şub., s.19)

Sözünü tutmak

“...,'Biz, terör örgütü PKK'ya karşı verdiğimiz sözü tutmak zorunda

olduğumuzu biliyoruz...'dedi.”(Cum.,3 Şub.,s.19; 4 Şub.,s.12; 11 Şub.,s.8(3); 16

Şub.,s.4)

“Hükûmet söz verdi ama sözünü tutmadı.”(Sab.,28 Şub.,s.20)

Page 190: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

178

Söz vermek

“...,'Biz, terör örgütü PKK'ya karşı verdiğimiz sözü tutmak zorunda

olduğumuzu biliyoruz...'dedi.”(Cum.,3 Şub.,s.19,9; 4 Şub.,s.10; 7 Şub.,s.8; 8

Şub.,s.7; 15 Şub, s.14; 16 Şub.,s.4,1,5; 17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5; 18 Şub.,s.12(2);

19 Şub.,s.1,11; 21 Şub.,s.1; 25 Şub.,s.6; 26 Şub.,s.8)

“...ve ben 10 yaşında kendi kendime söz verdim.”(Hür.,5 Şub.,s.6; 10

Şub.,s.17; 15 Şub.,s.4; 17 Şub.,s.14; 18 Şub.,s.18; 22 Şub.,s.21; 25 Şub.,s.18; 28

Şub.,s.1)

“...,sorumlular hakkında gereğinin yapılacağı sözünü verdi.”(Sab.,3 Şub.,s.19;

11 Şub.,s.2; 16 Şub.,s.17; 18 Şub.,s.9; 19 Şub.,s.21(2); 25 Şub.,s.21; 27 Şub.,s.26; 28

Şub.,s.20)

Surat asmak

“Az evvel suratını asanlar, bunlar değil sanki.” (Hür.,18 Şub.,Pazar eki

s.12(2); 19 Şub.,Kelebek eki s.4)

Su yüzüne çıkmak

“Hrant Dink cinayeti Türkiye'nin bu iktidar elinde nereden nereye geldiğini

su üstüne çıkardı.”(Cum.,4 Şub.,s.1; 5 Şub.,s.1; 6 Şub.,s.9; 13 Şub.,s.9)

Süklüm püklüm

“Yoksa bedevi çadırlarında süklüm püklüm olup da, Türkiye’de kanlı iktidar

yürüyüşünden söz eden o günün başbakanı mı?”(Hür.,28 Şub.,s.17)

Sünger geçirmek(çekmek)

“…ABD eski kırgınlıklara bir sünger çekmek istiyor.”(Sab.,7 Şub.,s.21)

Şaka yapmak

“ 'Şaka yapıyorsun;...'”(Cum.,12 Şub.,s.9)

Page 191: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

179

“Şaka yapmadığımızı bilirler.”(Hür., 1 Şub.,s.8(2); 7 Şub.,s.1,17; 15

Şub.,s.29)

“…; ne zaman bir tüp kamyonu geçse ‘Dilek seni almaya geldiler’ diye şaka

yaparlar.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.8)

Şimşekleri üzerine çekmek

“...ve muhafazakâr İslam'ın şimşeklerini üzerine çekmişti.”(Cum., 11 Şub.,s.1)

“Ermeni diasporasının da şimşekleri üzerine çeken projenin finansmanında

öngörülen Amerikan kredisinin son anda gerçekleşmemesinin bundan kaynaklandığı

öngörüldü.”(Hür., 8 Şub.,s.10(2))

Şunun şurasında

Şunun şurasında üç sene öncesine kadar maaşıyla çalışan gazeteci sıfatını

taşıyan birinin,...”(Hür.,22 Şub.,s.4)

Şüyuu vukuundan beter

“Ne var ki, eskiler ‘Şüyuu, vukuundan beterdir’ demişler..”(Sab.,7 Şub.,s.15)

Taban tabana zıt

“Hristiyanlık’ta ‘Hz.İsa’nın göğe yükseldiği’ inancına taban tabana zıt düşen

iddialar ve kanıt olarak sunulanlar yapımcılar ve din adamlarını birbirine düşürdü.”

(Sab.,28 Şub.,s.7)

Tadını çıkarmak

“…kimi de kayak takımı gibi kullandığı kornişlerle kayağın tadını çıkarmaya

çalışıyor.”(Cum.,9 Şub.,s.1)

“Binbir Gece'nin Şehrazat'ı Bergüzar Korel, şöhretin tadını çıkaramadan

dedikoduların yarattığı sıkıntıyla boğuşuyor.”(Hür.,11 Şub.,s.1,Pazar eki s.16)

Page 192: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

180

“Anne-kız, önümüzdeki hafta yapılacak duruşmaya kadar da Bahamalar’da

deniz ve güneşin tadını çıkarmaya devam edecekmiş.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.2;

25 Şub.,s.19)

Tanrı misafiri

“ ‘Tanrı misafiriyim’ deyip kerhen kabul edilmemi sağlıyorum.”(Sab.,25

Şub., s.4(2))

Taraf olmak(tutmak)

“..., medya taraf oldu.”(Cum.,4 Şub.,s.10,11(2))

Tası tarağı toplamak

“..., ancak Türk savaş gemilerini gören yabancı şirket, tası tarağı toplayıp

kaçmış.”(Cum.,2 Şub.,s.8)

Tefe koymak

“Görevli: Seni değil, bizi tefe koyarlar.”(Hür.,9 Şub.,s.14(2); 20 Şub.,s.17; 24

Şub.,s.19)

Tek başına( Kendi başına)

“...; diğer tutukluların saldırısına maruz kalabilir diye nakledilinceye kadar

tek başına tutulmuştur.”(Cum.,4 Şub.,s.8(3),5(2),12; 7 Şub.,s.8; 9 Şub.,s.8; 11

Şub.,s.12,11(4); 12 Şub.,s.1,4; 13 Şub.,s.8,12; 16 Şub.,s.4,8(2); 18 Şub.,s.12; 22

Şub.,s.8; 23 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.10)

“Aynur Bektaş, şirketlerin, bunun etkilerinin yaratacağı iş yapış şeklindeki ve

stratejideki değişiklikler ile etkilerinin azaltılmasını tek başına

yapamayacağını,...”(Hür., 1 Şub., s.9; 2 Şub.,s.4; 4 Şub.,s.18(2); 5 Şub.,Kelebek eki

s.1; 6 Şub.,s.19(2); 8 Şub.,s.17; 12 Şub.,s.8, Kelebek eki s.5; 15 Şub.,s.19,20; 17

Şub.,Cumartesi eki s.8; 23 Şub.,s.17)

Page 193: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

181

“...ama tek başına değil.”(Sab.,3 Şub.,s.18,5; 9 Şub.,s.20; 11 Şub.,s.2; 12

Şub., s.16, 1,19(2); 13 Şub.,s.26; 15 Şub.,s.5; 16 Şub.,s.1(2),17; 23 Şub.,s.14; 25

Şub.,Pazar eki s.8; 28 Şub.,s.7)

Tek tük

“Carrusca ise Gerets’ten tek tük forma şansı buluyor ama onu da

kullanamıyor.”(Cum.,2 Şub.,s.18)

Temel atmak

“…, basında, ‘1987 yılında Eğitim Daire Başkanıyken Fethullahçı

örgütlenmenin temelini atan kişi’ diye tanımlanan Konya Emniyet Müdürü Salih

Tuzcu’nun…”(Cum.,5 Şub.,s.8; 13 Şub.,s.4(2))

“Demiryolu hattının temelini atacak olan liderler Temmuz 2006’da Bakü-

Tiflis-Ceyhan Boru Hattı’nın açılış töreninde bir araya gelmişti.”(Hür.,5 Şub.,s.14; 8

Şub.,s.10; 11 Şub.,s.8; 12 Şub.,s.6; 14 Şub.,s.17; 17 Şub.,s.14; 18 Şub.,s.18)

“Boğaz Köprüsü'nün temelini Demirel attı diye, Ecevit buradan geçmedi

mi?”(Sab., 1 Şub., s.1; 27 Şub.,s.19)

Temize çıkmak

“…ve Cerrah’ın böylece temize çıktığını duyurdu.”(Sab.,6 Şub.,s.1; 7

Şub.,s.15; 8 Şub.,s.1)

Tepeden tırnağa

“SHÇEK'İN eski yöneticileri de kurumda tepeden tırnağa 'imam

kadrolaşması' yaşandığına ve...”(Cum.,7 Şub.,s.3)

“Tepeden tırnağa ettim edeceğim lafları.”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Page 194: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

182

Tepesinden kaynar su dökülmek

“İnanın, tepemden aşağıya bir kazan kaynar su dökülmüş gibi

oldum.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

Ter dökmek

“...ABD'ye gitmek için ısrarla çalışıyor, çabalıyor, uğraşıyor, ter

döküyor!”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Tereciye tere satmak

“...Hafızoğlu, 'Gaziantep merkezli bir şirketin ABD gibi dünyanın en önemli

pazarlarından birinde marka olması 'tereciye tere satmaya benziyor' şeklinde

konuştu.'”(Sab., 10 Şub.,s.24)

Ters düşmek

“Emniyet ile ANKA Haber Ajansı’nı ters düşüren haber özetle

şöyle…”(Cum.,7 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.1(2),5(2); 18 Şub.,s.9; 21 Şub.,s.8; 27

Şub.,s.1,18)

“Spor Toto Teşkilat Müdürü Bekir Uçar, Danıştay’ın kararına ters düşmemek

için 28 Şubat Çarşamba gecesinden itibaren İddaa oyununu durduracaklarını

belirterek,…” (Sab.,27 Şub.,s.23)

Teslim bayrağı çekmek

“...ve ben 1945'te Hitler orduları teslim bayrağını çekene dek bir oraya, bir

buraya yollandım durdum.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

Topa tutmak

“Ancak New York’taki konferansta din adamları ve arkeologlar yönetmen ve

yapımcıyı topa tuttu.”(Sab.,28 Şub.,s.7(2))

Page 195: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

183

Topun ağzında

“Ama ülkelerden ikisi (İran ve Suriye) bugün topun ağzında

görünüyor...”(Cum.,11 Şub.,s.12)

Topu topu

“Topu topu 5 gün.”(Hür.,5 Şub.,s.6)

Toz kondurmamak

“Bunlar sırf başarıya toz kondurmak için söylenen laflar.”(Hür.,16 Şub.,s.9)

“Nasıl başarıya toz kondururuz diye uğraşıyorlar.”(Sab.,26 Şub.,s.8)

Tuhafına gitmek

“Eminim bu yazıda da sizin tuhafınıza giden bir şey yok.”(Hür., 1 Şub., s.17)

Turşusunu kurmak

“Turşusunu kuracak değil ya.”(Sab.,26 Şub.,s.8)

Tuzağa düşmek

“..., 'Bir musibet bin nasihatten iyidir' sözünden ders almayanlar,

dolandırıcıların tuzağına düşmeye devam ediyor.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15; 15

Şub.,s.19; 21 Şub., s.16(2))

“Baykal, ‘Bu tuzağa Başbakan’ın, Dışişleri Bakanı’nın düşmekte olduğunu

görüyoruz…’ dedi.”(Sab.,19 Şub.,s.20(2))

Tüyler ürpertici(Tüyleri ürpermek, Tüyleri diken diken olmak)

“Günday'ın, TESK'in başına gelenleri anlatışını dinlerken tüylerim diken

diken oluyor.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Yurt bahçesinde bile tecavüz olaylarının yaşandığını söyleyen A.Y’nin

anlattıkları tüyler ürpertici.”(Sab.,5 Şub.,s.15, Günaydın eki s.5; 18 Şub.,s.20, 19

Şub.,s.17)

Page 196: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

184

Ucu dokunmak

“..., o vesileyle operasyonun ucu bize dokundu.”(Hür.,16 Şub.,s.7)

Ucuz kurtulmak

“Ucuz kurtuldum.”(Hür.,18 Şub.,s.1(2),6(3))

Ulu orta söz söylemek

“Ben şimdi topluma mal olmuş bir adamdan ulu orta bir özür bekleme

hakkımı kullanıyorum.”(Hür., 1 Şub., s.13)

“Böyle şeyler ulu orta söylenmez,...”(Sab.,12 Şub.,s.1)

Uygun bulmak

“...,yaklaşık 3 bin kişinin çalıştığı kuruluşta da böyle bir merkezin

kurulmasını uygun bulduklarını söyledi.”(Hür.,3 Şub.,s.7)

Uygun görmek

“...genelge mahiyetindeki dağıtımlı yazının yürürlükten kaldırılması uygun

görülürken...”(Cum.,3 Şub.,s.3; 9 Şub.,s.4; 21 Şub.,s.8(2),5; 25 Şub.,s.10)

“Ama grubum böyle layık ve uygun gördüyse biz gruba saygı

duyarız.”(Hür.,15 Şub., s.20; 28 Şub.,s.17)

“İki haftadır bekletilen dosyayla ilgili kararın verilmesi için Encümen

‘Danıştay’ın kararı beklenmesi’ni uygun gördü.”(Sab., 1 Şub., s.12)

Uykusunu almak

“ 'Yok oğlum yanıyor, uykunu alamadın ondan' dedim.”(Hür.,11 Şub.,s.7)

Uyku tutmamak

“Ama yatakta bile sürekli ellerimi yıkama isteğimden dolayı bir türlü uyku

tutmadı.”(Sab.,12 Şub.,s.4)

Page 197: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

185

Uykuya dalmak

“Ya salonu terk eder veya derin uykuya dalar.”(Hür.,3 Şub.,s.21)

Uzun sözün kısası

“Uzun sözün kısası”(Sab.,7 Şub.,s.21)

Üç aşağı beş yukarı

“…-eh stratejik ortaklık üç aşağı beş yukarı bunu gerektirmez mi?- koskoca

bir ABD bunu istiyorsa, elbet bir bildiği vardır.”(Hür.,21 Şub.,s.17; 25 Şub.,Pazar eki

s.6)

Üst baş

“..., üstü başı peşmurde, sırtında dünyanın yükü; çökmüş kâğıt

topluyor.”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

“Hayatım boyunca üstüme başıma hiç bakmamıştım.”(Hür.,19 Şub.,Kelebek

eki s.4)

Üstesinden gelmek

“Terörün küresel bir olgu olması nedeniyle bütün dünyanın el birliği içinde

terörün üstesinden gelmesi gerektiğinin altını çiziyor.”(Cum.,11 Şub.,s.12; 15

Şub.,s.1,4(2))

“Gencim, üstesinden gelirim,…”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10; 13 Şub.,Kelebek

eki s.8; 15 Şub.,s.18)

Üstü kapalı konuşmak

“…İran Dışişleri Bakanı Manuçher Mutteki, üstü kapalı olarak Türkiye ile

İran’ın nükleer projelerde işbirliği yapmasını önerdi.”(Cum.,21 Şub.,s.1,8(3); 28

Şub.,s.5)

Page 198: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

186

Üstünde kalmak

“Bütün her şey onun üstünde kalacak.”(Hür.,4 Şub.,s.18)

Üstüne düşmek

“Belki de baştan yeterince üstüne düşmedik.”(Hür.,13 Şub.,s.14)

Üstüne geçirmek

“Sözleşmeye göre taşıyıcı anne çocuğu doğurunca, ısmarlayan çift çocuğu o

yabancı hukuka göre üstlerine geçirebiliyor.”(Cum., 18 Şub.,Pazar eki s.5)

Üstüne üstlük

“Üstüne üstlük bir de Cumhurbaşkanı'na laf söylüyor.”(Sab.,12 Şub.,s.20)

Üstüne yok

“Avrupa’ya servis yapmada üstümüze yok.”(Sab.,25 Şub.,s.20)

Üstüne yürümek

“Önce kayınvalidemin üstüne yürüdüm.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Üst üste

“Görüyorsunuz bir sürü yanlışlık üst üste dizilmiş önümüzde bir duvar gibi

duruyor.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 7 Şub.,s.18; 18 Şub.,s.12; 22 Şub.,s.8)

“İkinci yarının ilk dakikalarında üst üste gelen goller tribünleri çileden

çıkardı.”(Hür.,16 Şub.,s.28)

“Ancak Tuncay'ın 67 ve 77, Appiah'ın 68, Edu'nun 69'da üst üste pozisyonları

bize 3.gol müjdesi gibi geldi.”(Sab.,23 Şub,s.26)

Üzerinde durmak

“Haluk Ulusoy’un üzerinde en çok durulması gereken ifadesi ise…”(Cum.,2

Şub.,s.18(2); 6 Şub.,s.8(2); 8 Şub.,s.8; 19 Şub.,Strateji eki s.5; 24 Şub.,s.4)

Page 199: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

187

“Ne yazık ki toplum olarak da, devlet olarak da bu olayın üzerinde

hassasiyetle durmadık.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 3 Şub.,s.21; 11 Şub.,s.25; 14 Şub.,s.15; 22

Şub.,s.21; 24 Şub.,s.18)

“Onun için üzerinde hassas durulmalı.”(Sab.,2 Şub.,s.18; 5 Şub.,s.17; 7

Şub.,s.20,21)

Üzerine almak

“O gün basına sızdırıldığı gibi, Güler'in bu sorumluluğu üzerine

alması,...”(Hür.,17 Şub.,s.17)

Üzerine atmak

“O nedenle üzerimize atılan iftiraları ortaya çıkarma kampanyasında ısrar

etmemiz ve kavgamızı kanıtlarla sürdürmemiz gerekir.”(Hür.,14 Şub.,s.17)

“Suç bir kişinin üzerine atılmaya çalışılıyor.”(Sab.,6 Şub.,s.12)

Üzerine gitmek

“Derin devletin ne olduğunu,nereden kaynaklandığını araştırıyorlarmış

da..(tabii AKP iktidara gelinceye kadar)üzerine gidemediğimiz için millet olarak ağır

bedel ödemiş de..”(Cum.,1 Şub.,s.8; 2 Şub.,s.11; 6 Şub.,s.6; 12 Şub.,s.9; 17 Şub.,s.7;

19 Şub.,s.8(3); 20 Şub.,s.5(2))

“Bugüne kadar bu tür bağlantıların üzerine gidilemediği için bedelini hem

millet hem devlet olarak ödedik.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 6 Şub.,s.19; 10 Şub.,s.14)

“Abi olayın üstüne gidelim...”(Sab.,2 Şub.,s.19; 15 Şub.,s.19; 20 Şub., s.19)

Üzerine titremek

“Çok sevecen, daima üzerime titrer.”(Sab., 25 Şub.,Pazar eki s.8; 28

Şub.,s.16)

Page 200: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

188

Üzerine yıkmak

“Şimdi bakıyorum da bu işi jandarmanın üzerine yıkmak için...”(Hür.,3

şub.,s.21)

“…, olayı benim üzerime yıktılar.”(Sab.,5 Şub.,s.15)

Vakit öldürmek(Zaman öldürmek)

“Muhalefet vakit öldürüyor.”(Cum.,5 Şub.,s.5(2); 19 Şub.,Strateji eki s.5)

“Acaba 'yapay gündem' yaratıp, Çankaya seçimine kadar 'zaman öldürmek'

mi istiyor?”(Sab.,5 Şub.,s.19)

Veryansın etmek

“Öte yandan CHP Lideri Deniz Baykal, basına, iş dünyasına veryansın edip

duruyor.”(Hür.,27 Şub.,s.17)

Yağcılık etmek

“İktidar sahibine yağcılık etmek için, onun yanağı okşanmaz ki.”(Sab.,25

Şub.,s.1,5)

Yakasına yapışmak

“Adam trenden, uçaktan, otobüsten indi mi polis yakasına

yapışacak.”(Cum.,3 Şub.,s.19; 20 Şub.,s.1,5(2))

Yakasını bırakmamak

“Artık benim yakamı bırak,…”(Hür.,28 Şub.,s.6)

Yalan çıkmak

“Dinci Vakit gazetesinin ‘…’ yönündeki haberi yalan çıktı.”(Cum.,9 Şub.,s.1)

Yalan yanlış

“…, tüm yetkililer ‘Yalan yanlış haberlere dikkat’ uyarısı yaptı.”(Hür.,5

Şub.,s.1,16; 6 Şub.,s.19)

Page 201: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

189

Yan çizmek

“Bu aşamadan sonra Türk hükûmeti yan çizerse o zaman buradaki Türklerin

oy kullanmasını istemiyor demektir.”(Hür.,24 Şub.,s.16)

Yan gelip yatmak

“...ve hele bozuk düzenin meyvelerini yiyerek yan gelip yatmak ya da

insanları hurafelerle avutup uyutmak değil.”(Cum.,19 Şub.,s.8)

Yanı başında

“Ülkemizde Petrol Yasası’nı ulusal açıdan sert eleştirilere yol açarken; yanı

başımızda, Kıbrıs’ta petrol üzerine kurgulanan ve…”(Cum.,8 Şub.,s.8)

Yanı sıra

“Fazıl Say, Beşiktaş Belediyesi ve Nâzım Hikmet Vakfı’nca, Akatlar’daki

Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Nâzım Hikmet 105 Yaşında’ adlı

konserin ilk bölümünde, Beethoven ve Gershwin bestelerinin yanı sıra kendi

bestelerini seslendirdi.” (Cum.,1 Şub.,s.1,11,8; 3 Şub.,s.19; 4

Şub.,s.7(2),10(2),1,5,12; 5 Şub.,s.19; 6 Şub.,s.1; 8 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.5; 10

Şub.,s.14,15; 11 Şub.,s.7(3),1,12; 15 Şub.,s.1,13,6; 16 Şub.,s.5,11; 17 Şub.,s.6; 19

Şub.,s.5,11; 22 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.4,1,6; 24 Şub.,s.7,1,16,8(2),12; 25

Şub.,s.5,9,10(2); 26 Şub.,s.9; 27 Şub.,s.6(3); 28 Şub.,s.9)

“Maddi boyutunun yanı sıra çevresel tahribatı korkunç.”(Hür.,4 Şub.,s.16; 6

Şub.,s.6; 9 Şub.,s.14; 10 Şub.,s.10; 12 Şub.,s.18; 16 Şub.,s.7,8; 17 Şub.,s.24(2); 21

Şub.,s.14; 25 Şub.,s.21; 27 Şub.,Kelebek eki s.2)

“Washington Post gazetesinin yanı sıra İngiliz Guardian gazetesi de 'Yama

yap çoraplarına' başlığı ile haberi duyurdu.”(Sab., 1 Şub., s.9; 2 Şub.,s.15,19(2); 5

Şub.,s.17; 6 Şub.s.1,14,6,15(2); 8 Şub.,s.8,28; 10 Şub.,s.24; 11 Şub.,s.22,21; 13

Page 202: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

190

Şub.,s.17(2); 16 Şub.,s.18,2,4; 18 Şub.,s.21; 20 Şub.,s.7(2); 22 Şub.,s.11,17; 25

Şub.,s.18; 26 Şub.,s.2,18, 17,26(2); 27 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.19)

Yan yana

“…ve bu ülkeye giden Başbakan Erdoğan’ın, Haluk Ulusoy’la yan yana

gelmesi yadırganırken,…”(Cum.,8 Şub.,s.18; 10 Şub.,s.15; 18 Şub.,s.10)

“Jandarma ve polisle Atatürk'ün sözünün yer aldığı takvimin önünde yan

yana fotoğrafı çekiliyor.”(Hür.,9 Şub.,s.14; 17 Şub.,Cumartesi eki s.8)

“Ardından da görevlilerden bazıları katil zanlısı ile yan yana fotoğraflar

çektiriyorlar.”(Sab.,2 Şub.,s.15; 4 Şub.,s.18; 5 Şub.,Günaydın eki s.5; 15 Şub.,s.5; 19

Şub.,s.21; 20 Şub.,s.1,17; 26 Şub.,Günaydın eki s.8(2))

Yarasına merhem olmak

“Dileriz, Yargıtay’ın kararı, acı çeken binlerce kandırılmış gurbetçimizin

yarasına merhem olur.”(Cum.,1 Şub.,s.8)

Yarım yamalak

“Yarım yamalak ve genellikle yanlış öğretilen geçmiş dönemleri ‘Nerede o

eski güzel günler’ diye geleceğe de model olarak sunduğunuz takdirde,…”(Sab.,16

Şub.,s.5)

Yarın öbür gün

“Irak’taki ABD askeri varlığını olumlu bulduklarını belirten eski DEP

milletvekili, ‘Eğer yarın öbür gün buradan giderlerse, o zaman Kürdistan(Kuzey

Irak) ve Irak genelindeki katliamlar tahmin edilemeyecek boyutlara

ulaşır.’dedi.”(Cum.,14 Şub.,s.1,8; 20 Şub.,s.1,8(2))

Page 203: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

191

Yarı yarıya

“Türbanlıyla türbansızın oranı yarı yarıyadır.”(Hür.,17 Şub.,Cumartesi eki

s.9)

Yaşını başını almış

“M.D. isimli hocanın evli barklı yaşını başını almış bazı arkadaşlarının da,iki

kızı bir keresinde Kadir Has Center’a götürüp alışveriş yaptırdıklarını,…”(Sab.,5

Şub.,s.15)

Yataklık etmek

“Asker, Barzani yönetiminin son dönemde PKK'ye yardım ve yataklık ettiğini

düşünüyor.”(Cum.,16 Şub.,s.1,4)

Yaygarayı basmak(koparmak)

“Prof. Mümtaz Soysal, ‘…Dolayısıyla Rumlar yarın öbür gün burada petrol

arama hakkımızı kısıtlamak için yaygarayı kopartacaklardır.’dedi.”(Cum.,20

Şub.,s.1,8(2))

Yazıklar olsun!

“Şimdi aldıramazsak yazıklar olsun!”(Cum.,10 Şub.,s.7)

Yer almak

“ Akyürek’in sicilinde silah atış kabiliyeti 63, amirlerine, mesai

arkadaşlarına, iş sahiplerine karşı tutum ve davranışı ise 66 olarak yer aldı.”(Cum.,1

Şub.,s.5,8 ;2 Şub.,s.1(3),6(5),4; 3 Şub.,s.4,19(5),1(2),3(2); 4

Şub.,s.8(5),9(3),7(2),5(2),12(2),18; 5 Şub., s.8(7), 1; 6 Şub.,s.1,10(3),3(2),4(2); 7

Şub.,s.6(2),8(4),4,18; 8 Şub.,s.18,5; 9 Şub., s.5, 10, 8(2),14; 10 Şub.,s.15,1(2) ; 11

Şub.,s.7(2),6(3),8,10; 12 Şub.,s.5,9; 13 Şub.,s.9(2), 10,1(3), 5(6),3,4,20(3); 14

Şub.,s.8(2),7,5,6; 16 Şub.,s.8,6(3); 17 Şub.,s.15,7,9(3); 18 Şub.,s.1(2), 7,8; 19

Page 204: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

192

Şub.,s.8(3), Strateji eki s.4,5; 20 Şub.,s.1(2),6,12; 21 Şub.,s.1(5),8(6),7,11(4); 22

Şub.,s.5; 23 Şub.,s.4,5(3),9; 24 Şub.,s.5(3),16,1,8(2),12(6); 25

Şub.,s.1(2),4(5),5(2),9,10; 26 Şub.,s.1,6,9,11; 27 Şub.,s.8(2),6; 28 Şub.,s.7,4,9)

“Talabani, ‘İslami Ortadoğu’nun kalbinde yer alan, nispeten demokratik ve

açık Kürt bölgesi korunmalı…’ diye konuştu.”(Hür., 1 Şub., s.1,16; 2 Şub.,s.7; 3

Şub., s.20(2), 1,7; 4 Şub.,s.7,18; 5 Şub.,s.16(9); 6 Şub.,s.1,18; 7 Şub.,s.1(2),7; 8

Şub.,s.17,16; 9 Şub., s.14,7; 10 Şub.,s.17,10; 11 Şub.,s.25,23,21; 12 Şub.,s.8,18; 13

Şub.,s.1, 15, 30(2), Kelebek eki s.8; 14 Şub.,s.28; 15 Şub.,s.19,11(2); 16

Şub.,s.17(2),8; 17 Şub.,s.1,16(2),9,24; 19 Şub.,s.8,10; 20 Şub.,s.4(4); 21

Şub.,s.21(2); 24 Şub.,s.16,18; 25 Şub.,s.16,1,28,Pazar eki s.21; 26 Şub.,s.14; 27

Şub.,s.4,8(2); 28 Şub.,s.14(3))

“…Yüksel Baki’nin Acarlar İnşaat’ın sahibi İsmet Acar’ın hukuk heyetinde

yer alan avukatlarından Hikmet Baki ile kardeş, Ekrem Baki ile de kuzen oldukları

ortaya çıktı.”(Sab., 1 Şub., s.12,28(2); 2 Şub.,s.15(3),19(2); 3 Şub., s.18(3), 19(3); 4

Şub., s.18, 7(4),Pazar eki s.1; 5 Şub.,s.5,14(4),15; 6 Şub.,s.26; 7 Şub.,s.15,4,20,21; 8

Şub.,s.14; 9 Şub.,s.20; 10 Şub.,s.7,24(3),20,18(2),6; 11 Şub.,s.7; 13 Şub.,s.18,19; 14

Şub.,s.8; 15 Şub.,s.14,5; 16 Şub.,s.16; 17 Şub.,s.22(2); 18 Şub.,s.20,23(3),9,13; 19

Şub.,s.21(2); 20 Şub.,s.7(2),2,17,14; 21 Şub.,s.2,18; 22 Şub.,s.11,6; 23 Şub.,s.19,1;

24 Şub.,s.4,1,19,12(3); 25 Şub.,s.4,Pazar eki s.12; 27 Şub.,s.7,19,1(2); 28

Şub.,s.20,4,7,17)

Yer bulmak

“İdmanları medyada en fazla yer bulanlar ise, 'güvenlik büroksasisi'

mensupları.”(Sab.,7 Şub.,s.1)

Page 205: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

193

Yer etmek

“Yüreğinde yer etmek istediğim günlerde, ona Hazreti Mevlânâ'nın 'Kim

olursan ol gel' beytini okumuştum.”(Hür., 1 Şub., s.3)

Yerinde saymak

“Ama bu şaşırtan gelişmeye rağmen seslendirme maalesef hâlâ yerinde

sayıyordu.”(Sab.,18 Şub.,s.20)

Yerin dibine girmek

“Bizimkini düşününce insan utançtan yerin dibine giriyor.”(Cum.,18

Şub.,s.12)

Yerine geçmek

“IJV(Yahudilerin bağımsız sesi)'nin kendisini Britanya Yahudileri Yönetim

Kurulu'nun yerine geçecek bir oluşum olarak görmediği belirtilse de...”(Cum.,6

Şub.,s.10)

“Rita Verdonk'un yerine geçmem çok iyi oldu.”(Sab.,15 Şub.,s.16; 18

Şub.,s.7,9)

Yerine getirmek

“Başbakan derin devletten söz edeceğine, 11 ay önce yapılan ihbarın gereğini

niye yerine getiremedi,…”(Cum., 2 Şub., s.5; 3 Şub.,s.4(2),19; 5 Şub.,s.1,8; 9

Şub.,s.8; 13 Şub.,s.12(2); 14 Şub.,s.11; 15 Şub.,s.1,7(2); 16 Şub.,s.6(3); 19 Şub.,s.8;

23 Şub.,s.1,10(2); 27 Şub.,s.1,11(2); 28 Şub.,s.9)

“Vatandaşlık görevlerimi eksiksiz yerine getirdim.”(Hür.,2 Şub.,Kelebek

eki,s.3; 3 Şub.,s.20; 12 Şub.,s.9; 14 Şub.,s.17; 15 Şub.,s.20(2); 18 Şub.,s.21(2); 22

Şub.,s.21)

Page 206: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

194

“Hacca gidenlerin yerine getirdikleri 'görevlerden' biri de şeytan

taşlamaktır.”(Sab.,8 Şub.,s.19; 9 Şub.,s.1,7; 17 Şub.,s.8; 19 Şub.,s.1,18,5; 26 Şub.,

Günaydın eki s.4; 27 Şub.,s.26)

Yerine koymak

“Ama bu eksilen testosteronu yerine koymayı, bir testosteron banyosu gibi

düşünmeyin.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

“BM yerine NATO ya da AB’yi koymamıza gerek yok.”(Sab.,16 Şub.,s.18)

Yeri olmak

“Siz NGO’ların(Rusya içinde çalışan bütün hükûmet dışı kuruluşları)

demokrasinin yeri olduğunu söylüyorsunuz ama,…”(Sab.,11 Şub.,s.8)

“...,görevde duygulara yer olmamalı.”(Sab.,3 Şub.,s.1)

Yerle bir etmek

“... ta ki birileri çıkıp o iğrenç, karanlık duvarı yerle bir edecek tuğlayı

çevirene kadar...”(Cum.,4 Şub.,s.10,11; 23 Şub.,s.9)

“Biri 2005 yılında başlayan Amerika’nın New-Orleans şehrini yerle bir eden

gerçek kasırgaydı.”(Sab.,16 Şub.,Günaydın eki s.4; 25 Şub.,s.5)

Yer tutmak

“…ABD’nin askeri çekinceleri çok önemli yer tutuyor.”(Cum.,9 Şub.,s.6; 28

Şub.,s.4)

Yer vermek

“Enstitü, çok sayıda uzmanın bir araya gelerek hazırladığı ve her yıl bir kez

yayımladığı raporda, Türkiye'ye, askeri dengeler grafiklerinin yanı sıra Avrupa'daki

çatışma bölgeleri ve terör bölümünde yer verdi.”(Cum. 1 Şub.,s.11(2),1; 2 Şub.s.6; 3

Şub.,s.4; 3 Şub.,s.19; 4 Şub.,s.5,12; 5 Şub.,s.8; 6 Şub.,s.1,5,12; 7 Şub.,s.1,5(2),8; 9

Page 207: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

195

Şub.,s.20,1,4; 11 Şub.,s.6(3); 12 Şub.,s.8; 13 Şub.,s.1,4(3); 14 Şub.,s.8,5; 15 Şub.,s.3;

17 Şub.,s.4, Hafta Sonu eki s.5; 18 Şub.,s.4; 19 Şub.,s.8(4); 21 Şub.,s.1,8(3); 23

Şub.,s.11; 24 Şub.,s.4,6,7; 25 Şub.,s.1,4; 26 Şub.,s.8,4,6; 28 Şub.,s.8)

“Almanya'nın önemli dergisi Stern, “Süper Türkler” başlığı ile farklı

alanlarda isminden söz ettiren Almanyalı genç Türklere yer verdi.”(Hür., 1 Şub., s.1;

2 Şub.,s.17; 4 Şub.,s.7; 6 Şub.,s.2(2); 11 Şub.,s.23; 27 Şub.,s.8; 28 Şub.,s.7)

“Öte yandan Enerji Bakanlığı’nın BOTAŞ Raporu’nda, gaz fiyatlarının seyri

konusunda çarpıcı bilgilere yer verildi.”(Sab.,1 Şub., s.9; 2 Şub.,s.15; 13 Şub.,s.19;

14 Şub.,s.8(2); 15 Şub.,s.5; 19 Şub.,s.6,30; 20 Şub.,s.15; 23 Şub.,s.14,Günaydın eki

s.9; 27 Şub.,s.5(3),19)

Yeşil ışık yakmak

“Saddam'a Kuveyt'i işgal için nasıl yeşil ışık yakılıp, sonra dayak atıldığını

ve...”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5)

“Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi(FDA), bir zayıflama ilacının reçetesiz

satışına yeşil ışık yaktı.”(Sab.,9 Şub.,s.4)

Yeter ki

“Yeter ki yeni dünya koşullarına uygun, kitleleri kucaklayabilen yeni

söylemleri gündeme sokalım.”(Cum.,13 Şub.,s.9; 21 Şub.,s.8)

“Yeter ki samimiyetle istensin.”(Hür., 10 Şub.,s.17)

Yıldızı parlamak

“Başrolünü Halit Ergenç ile paylaştığı diziyle yıldızı parlayan Bergüzar

Korel,...”(Sab.,22 Şub.,s.6)

Yok canım

“Yok canım daha neler.”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Page 208: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

196

Yok yok

“Hikâyede yok yok”(Hür.,11 Şub.,s.1, Pazar eki s.15)

“64 odalı malikânede yok yok:…”(Sab.,25 Şub.,s.1)

Yola çıkmak

“...diye duayla yola çıkmak gerekiyor.”(Cum.,3 Şub.,s.19; 6 Şub.,s.6,5; 8

Şub.,s.8; 9 Şub.,s.5; 10 Şub.,s.1,15; 11 Şub.,s.1,7,15; 12 Şub.,s.9; 13 Şub.,s.9; 18

Şub.,Pazar eki s.1(2),4; 19 Şub.,Strateji eki s.5; 23 Şub.,s.8; 24 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.7)

“Çoğunluğu 12-15 yaşlarındaki kız çocuklarından oluşan 43 tarım işçisi, dün

sabah 30 yaşındaki Halil Ete yönetimindeki kamyonla,Şanlıurfa’nın Ceylanpınar

İlçesi’nde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM) çiftliğine inek ve koyun

sağmaya gitmek üzere yola çıktı.”(Hür.,8 Şub.,s.17; 11 Şub.,s.23,Pazar eki s.15(2);

18 Şub.,Pazar eki s.12; 28 Şub.,s.14(3))

“Refah Partisi içinde gelenekçi ekibe mücadele bayrağı açarak yola çıkan bu

ekibin önde gelen isimlerinin her birinin gönlünde yatan bir aslan var.”(Sab., 1 Şub.,

s.4; 2 Şub., s.17(2); 6 Şub.,s.5; 8 Şub.,s.15,17,8; 10 Şub.,s.19; 19 Şub.,s.1,5; 25

Şub.,s.7)

Yol açmak

“Aslında polis-muhbir ilişkisi ve ikileminde yaşanan istihbarat karmaşası ile

buna yol açan ihmal zinciri en az derin devletin faaliyetleri kadar tehlike içeriyor.”

(Cum.,1 Şub.,s.4; 2 Şub.,s1,13; 3 Şub.,s.8; 4 Şub.,s.8,10,18; 5 Şub.,s.8(2); 6

Şub.,s.4(2); 8 Şub.,s.8(2); 9 Şub.,s.8; 11 Şub.,s.12; 13 Şub.,s.8,1,5,20; 15

Şub.,s.14,1,5; 16 Şub.,s.4,1,5; 17 Şub.,s.1,13; 18 Şub.,s.8; 19 Şub.,s.8,5; 20

Şub.,s.10,12(2); 21 Şub.,s.8,7; 22 Şub.,s.8(2); 23 Şub.,s.15; 24 Şub.,s.6(2); 26

Şub.,s.1; 28 Şub.,s.1,7(3),4)

Page 209: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

197

“Talabani şöyle konuştu: ‘ABD’nin, muhtemelen Irak’tan çekilmesine de yol

açacak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi ihtimaline karşı,...’ ” (Hür., 1 Şub.,

s.16,17,12; 2 Şub.,Kelebek eki,s.3; 3 Şub.,s.7,19(2); 5 Şub.,s.1,16(3),4; 6

Şub.,s.19,13; 7 Şub.,s.7; 8 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.7; 10 Şub.,s.14,4; 12 Şub.,s.16,14; 13

Şub.,Kelebek eki s.8(2); 14 Şub.,s.17; 15 Şub.,s.1,19(2),7; 16 Şub.,s.1,17; 19

Şub.,s.1,7; 20 Şub.,s.5; 21 Şub.,s.21; 22 Şub.,s.1,4(2),5; 23 Şub.,s.13(2); 26 Şub.,s.6;

28 Şub.,s.14(2))

“…Beykoz Belediyesi’nden geçtiğimiz gün de yıkımın gecikmesine yol açan

bir karar çıktı.”(Sab.,1 Şub., s.12(2),7; 2 Şub.,s.7,5; 5 Şub.,s.14; 7 Şub.,s.24; 9

Şub.,s.4(3); 10 Şub.,s.21,6; 12 Şub.,s.9; 13 Şub.,s.4; 14 Şub.,s.1,8(2); 15

Şub.,s.1(2),17(2),18; 16 Şub.,s.19; 18 Şub.,s.8,20; 19 Şub.,s.17(2),Günaydın eki

s.8(2); 20 Şub.,s.4; 23 Şub.,s.7; 27 Şub.,s.7(2); 28 Şub.,s.8)

Yola düşmek

“Koca Yusuf kabul eder; yanına da köylüsü Filiz Nurullah’ı ve arkadaşları

Kara Osman ile Mehmet Pehlivan’ı da alarak yola düşerler.”(Hür.,25 Şub.,s.21)

Yol almak

“Üretimi ve ihracatı önemsemeyen, ithalatı teşvik eden bu politikalarla

Türkiye daha fazla yol alamaz.”(Cum.,4 Şub.,s.12; 13 Şub.,s.6; 14 Şub.,s.11; 20

Şub.,s.8; 22 Şub.,s.8)

“Dink bankaya girdiğinde ise ikinci kişi, cinayet noktasına doğru yol

alıyor.”(Sab.,3 Şub.,s.18)

Yol görünmek

“'Kurtlar'a yol göründü.”(Sab.,15 Şub.,s.17)

Page 210: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

198

Yol göstermek

“Yargıtay’ın son kararı yerel mahkemelerin hâlen önlerinde olan ya da

önümüzdeki dönem açılacak davalar için de yol gösterici olacak.” (Cum.,1

Şub.,s.8;2 Şub.s.4)

Yol kesmek

“…, cuma akşamı Taksim’de eğlendikten sonra Bağcılar’daki evlerine

dönerken, yolları 6 kişi tarafından kesildi.”(Hür.,21 Şub.,s.1)

“Karakol basıp, askerlerimizi şehit edeni yol kesip, öğretmenleri, polis

ailelerini ya da izne giden askerleri kurşuna dizen teröristlere karşı mücadele eden

Polat Alemdar'a...”(Sab., 10 Şub.,s.18; 21 Şub.,s.5)

Yolu düşmek

“Hatta sadece yazıp çizmekle kalmayıp yeni yılda bir punduna getirip,

yolumu Paris'e düşürüp,...”(Cum.,20 Şub., s.9)

Yolunu gözlemek

“Pencereden Uğur’un yolunu gözleyen anne Saniye ile abla

Çiğdem,…”(Sab.,21 Şub.,s.5)

Yolunu tutmak

“Yollar tutuldu,…”(Sab.,16 Şub.,s.15)

Yuvasını yıkmak

“Bir siyasetçinin 4 aylık evli oğlu İ.E.A. eşinden sıra dışı fantezi taleplerinde

bulununca yuvası yıkıldı.”(Hür.,3 Şub.,s.4; 5 Şub.,Kelebek eki s.5(2))

Yürürlüğe girmek

“ ‘Bütün bu anlaşmaların yürürlüğe girmesi durumunda, Türkiye’nin

Akdeniz’de hükmü kalmaz. AB’nin de bu kaynaklara gereksinimi var. O nedenle ses

Page 211: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

199

çıkarmaz.’ diye konuştu.”(Cum.,1 Şub.,s.1,11,2 Şub.,s.1,13; 5 Şub.,s.4(2); 10

Şub.,s.1; 12 Şub.,s.1(2),8; 18 Şub.,Pazar eki s.5; 20 Şub.,s.1,12; 21 Şub.,s.8; 26

Şub.,s.6)

“Efendim, ‘Anayasamıza göre seçimlerde bir yasanın uygulanabilmesi için

onun seçim günüden en az bir yıl önce yürürlüğe girmiş olması lazım.’

deniyor.”(Hür., 10 Şub.,s.17(2); 18 Şub.,s.22(2); 21 Şub.,s.21; 22 Şub.,s.21)

“Sigaradaki Özel Tüketim Vergisi zammı bugünden itibaren yürürlüğe

girecek.”(Sab.,18 Şub.,s.9)

Yüz karası

“Versay Antlaşması ülkemiz için yüz karası!”(Cum.,4 Şub.,s.1,10)

Yüz tutmak

“ 'Belçikalılık' ise kaybolmaya yüz tutmuş durumda.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Yüzü gülmek

“Nitekim proje duyulduğunda Afyonluların yüzleri güldü,...”(Hür.,17

Şub.,s.14)

“Gencin ağabeyi Mustafa Levent, ‘…Başkasını yüzü gülerse bahtiyar

oluruz…’dedi.”(Sab.,4 Şub.,s.25; 11 Şub.,s.1)

Yüzü kızarmak

“İçlerinden biri altı ay sonra kazara tutarsa, hiç utanmadan, hiç sıkılmadan,

hiç yüzün kızarmadan kupür yayınla, 'Haberi ilk biz vermiştik. Haber bizden okunur'

diye..”(Sab.,8 Şub.,s.13)

Yüzünden düşen bin parça

“Dağ esnafının yüzünden düşen bin parça.”(Sab.,16 Şub.,s.19)

Page 212: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

200

Yüzüne gözüne bulaştırmak

“Gördüğünüz gibi, bazen yaptığımızı da yüzümüze gözümüze

bulaştırıyoruz.”(Hür.,9 Şub.,s.17)

Yüzüne vurmak

“Çöpü dereye, denize atanlar bilmiyorlar ki bir gün gelecek tabiat o çöpleri

yüzümüze vuracak.”(Cum.,18 Şub.,s.7)

“Tek ayağı üstünde 40 yalan söylememiş kaç politikacı var ki, onun

yaptıklarını yüzüne vuralım?”(Hür.,21 Şub.,s.17)

Yüzünü ağartmak

“Yüz ağartıcı bütçe AB’yi kıskandıracak.”(Sab.,9 Şub.,s.8(3))

Yüz üstü bırakmak

“Ama benim gibi yüz üstü bırakılan arkadaşlarımın çoğu mafya

oldu.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.11)

Yüz yüze gelmek

“Katille yüz yüze geldim.”(Hür.,4 Şub.,s.18)

Zaman zaman

“...ve mesnetsiz iddialarla ve zaman zaman iftiralarla dolu raporlarını işleme

koyan,..”(Cum.,3.Şub.,s.19; 6 Şub.,s.3; 7 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.10,5; 11 Şub.,s.8; 12

Şub.,s.4(2); 13 Şub.,s.8; 18 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.15 ;23 Şub.,s.8; 26 Şub.,s.6(2))

“27 yıllık evliliklerinde her zaman için topluma mal olmuş bir iş adamı ve

siyasetçi olan kocasının yanında bütün sorunlara zaman zaman acı çekerek göğüs

gerdiğini hatırlatan Lario,.....”(Hür.,1 Şub., s.13; 9 Şub.,s.14,17; 10 Şub.,s.14; 11

Şub.,Pazar eki s.16; 21 Şub.,s.1,14)

Page 213: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

201

“Zaman zaman tersine dönüp 5 dakika içinde goller yediği dönemler de oldu

siyah-beyazlı takımın…”(Sab., 1 Şub., s.28; 2 Şub.,s.19; 5 Şub.,s.5,1,17; 7 Şub.,s.16;

8 Şub.,s.19; 9 Şub.,s.5; 13 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.5; 19 Şub.,s.30(3); 21 Şub.,s.19; 25

Şub.,s.19; 27 Şub.,s.18; 28 Şub.,s.7)

Zar zor

“Gün bodrum katındaki odaya zar zor giriyordu.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Zembereği boşalmak

“...demesiyle İ.S.'nin zembereği boşaldı.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Zemin hazırlamak

“...PKK, aslında Avrupa'daki operasyona kendiliğinden zemin

hazırlıyor!”(Cum.,8 Şub.,s.6; 16 Şub.,s.5(2); 28 Şub.,s.1)

“...ve daha rekabetçi bir ortama zemin hazırlayacak.”(Hür.,16 Şub.,s.8; 22

Şub.,s.21)

“Bununla istenilen amaç İş Doğan'ın Petrol Ofisi ile birleşmesine zemin

hazırlamak ve...”(Sab.,14 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.19)

Zerre kadar

“Yeniden vurgulayalım; yurttaş Erdoğan’ın kime kefil olduğu bizi zerre

kadar ilgilendirmiyor.”(Cum.,25 Şub.,s.9)

“Şu sözlerin, şu önlemlerin ‘ciddiyet’le ve ‘samimiyet’le zerre kadar ilgisi

olduğunu söyleyebilir misiniz?”(Hür., 1 Şub., s.17; 10 Şub.,s.17)

Zıvanadan çıkmak

“Elyssee Sarayı'nda 200 kadar katılımcıyı ağırlayan Chirac, '...ve iş zıvanadan

çıkarsa kontrol sağlanamaz' uyarısında bulundu.”(Hür.,3 Şub.,s.19)

Page 214: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

202

Zokayı yutmak

“Bu zokayı nasıl yuttun hocam?”(Hür.,28 Şub.,s.1)

Page 215: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

203

3.1.2 İkilemeler

Acı acı

“Reis Seattle, BM raporunu duyduysa bulutların üzerinden acı acı

gülümseyip söylenmiştir:…”(Cum.,18 Şub.,s.8)

Açık açık

“Gül, '..., yanlışların ve doğruların ne olduğunu açık açık yüzlerine

söyleyebiliriz.' dedi.”(Cum.,23 Şub.,s.1,8)

“Açık açık konuştuk.”(Hür.,7 Şub.,s.17; 9 Şub.,s.17; 13 Şub.,s.19; 23

Şub.,s.16)

“Ben bu iddiamı açık açık söyledim,…”(Sab.,26 Şub.,s.6)

Açık seçik

“… bu yoldaki strateji ve kadrolaşma hareketi de açık seçik

ortadadır.”(Cum.,5 Şub.,s.8; 12 Şub.,s.1(2))

“Yani 'Hayali transfer haberleri, futbol hastalarını oyalayan beyaz yalanlardır'

diyor, açık seçik.”(Sab.,8 Şub.,s.13; 16 Şub.,s.5)

Adam adama

“Ermeni tasarısının Kongre'den geçmemesi için 48 vekil, ABD'ye gidip

siyasetçiler ve iş adamlarına adam adama markaj yapacak.”(Sab.,2 Şub.,s.1,19(3))

Adım adım

“Adım adım eriyen özerklik”(Cum.,2 Şub.,s.18; 3 Şub.,s.5; 4 Şub.,s.8; 15

Şub.,s.1,14; 17 Şub.,s.15; 21 Şub.,s.7)

“Dubai Towers tartışılıyor, Kiler Holding 261 metrelik gökdeleni adım adım

yükseltiyor.”(Hür.,11 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.17,28)

Page 216: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

204

“…gerekse Irak’taki siyasi girişimleri Ankara tarafından adım adım

izlenmektedir.”(Sab.,7 Şub.,s.20)

Ağır ağır

“Biraz ağır ağır gitti, ama öğretici oldu.”(Cum.,4 Şub.,s.7)

“Ağır ağır, aşamalı olsun bizim AB'ye uyumumuz.”(Sab.,18 Şub.,s.7)

Aile aile

“Prof.Halaçoğlu da bize tehcirin Harput ve köylerinde nasıl uygulandığı ile

ilgili, aile aile, köy köy tehcir edilen ve…”(Sab.,24 Şub.,s.14)

Akıl fikir

“Allah akıl fikir versin, dedirtecek bir olgu gibi düşünülse de, bunun ardında

çok ciddi toplumsal bir yoksunluğun izleri aranmalıydı.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Ak kara

“Yargılama yapılır, ak kara anlaşılır.”(Cum.,9 Şub.,s.8)

Alet edevat

“Kabloların, alet edevatın arasında kan ter hallerde tamirat yapıyor.”(Sab.,25

Şub.,s.4)

Alım satım

“Yabancı yatırımcıların spekülasyon gücünün sınırlı olduğu Çin’de ancak

özel yatırımcı alım satım yapabiliyor.”(Cum.,28 Şub.,s.12(2))

“Hem de emlak fiyatları hiç artmayacağı için, kimse alım satım

yapmayacak.”(Sab.,3 Şub.,s.5)

Alıp satmak

“Beyaz adam anası olan toprağa ve kardeşi olan gökyüzüne, alınıp satılacak

şeyler gözüyle bakar. “(Cum.,18 Şub.,s.8; 28 Şub.,s.12)

Page 217: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

205

Alış veriş

“Özellikle hafta sonları dolup taşan alışveriş merkezlerindeki artış, tüketim

eğilimlerinin değişmesinin bir sonucu.”(Cum.,17 Şub.,s.1(4),13(11); 18

Şub.,s.10,9,12)

“Kapısında Ermeni adı yazıyor diye oradan alışveriş etmeyenler var.”(Hür., 2

Şub.,Kelebek eki s.3; 19 Şub.,Kelebek eki s.4)

“Çocuk için ne oda yaptırdık ne bir alışveriş yaptık.”(Sab.,2 Şub.,s.7; 5

Şub.,s.15(2); 17 Şub.,s.5)

Allak bullak

“Son 10 yılın en sert düşüşünü yaşayan Şanghay Borsası, İMKB başta olmak

üzere dünya piyasaların da allak bullak etti.”(Cum.,28 Şub.,s.12)

“…,kendine bile hayrı olmayan personel, kızların psikolojisini iyice allak

bullak ediyor.(Sab.,5 Şub.,s.15)

Alt alta

“Önce üç haberi alt alta koyalım.”(Cum.,15 Şub.,s.1)

Altüst (etmek)

“Terfi sıralaması yapılırken kıdem sıralaması alt üst ediliyor,...”(Cum.,14

Şub.,s.5; 18 Şub.,s.8,10; 21 Şub.,s.7(3))

“Küresel ısınma tüm hesapları altüst etti.” (Hür., 1 Şub., s.1(2); 3 Şub.,s.19)

“Yayınlandığı dönemlerde reyting rekorlarını altüst eden Kurtlar Vadisi

dizisi,...”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Aman aman

“…, aman aman parası olan biri değilim.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Page 218: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

206

Ana baba

“Bir gün sonra kar yağıp donma başlayınca tünelin girişi ana baba

günü.”(Cum.,3 Şub.,s.19)

“Anne Havva Kum, 'Başka Barışlar yanmasın, başka anne babalar

ağlamasın...' diyor.”(Hür.,11 Şub.,s.1,7(2),Pazar eki s.16(2); 13 Şub.,Kelebek eki

s.8(2); 21 Şub.,s.16)

“Penguen anne babaların tatlı ve çelimsiz çocukları için yaptıkları

fedakârlıklar sayesinde zorluklar aşılıyor.”(Sab.,18 Şub.,Günaydın eki s.8; 21

Şub.,s.1)

Annelik babalık

“Annelik babalık ediyorlar.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Apar topar

“...katilin Trabzon'a ulaşmadan, kimlerle ilişkiye geçeceği belirlenmeden

apar topar Samsun'da yakalanması bunun göstergesi değil mi?”(Cum.,4 Şub.,s.10;

13 Şub.,s.1,8)

“…Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürü, İçişleri Bakanı’nın ‘Müfettişler

raporlarını hazırlamadan tek hareket yapmam’ demesine rağmen niçin apar topar

görevden alındılar?”(Sab.,7 Şub.,s.15; 23 Şub.,Günaydın eki s.9)

Ara ara

“Çok konuşmayan Fethullah Gülen, Kulaksız’a ara ara oyunlar hakkında

sorular sordu.”(Hür.,7 Şub.,s.15)

Arada sırada

“…ama büyüklerin konuşmasından duymuştu arada sırada.”(Cum.,18

Şub.,s.1,10)

Page 219: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

207

Arama kurtarma

“Dün de sürdürülen arama kurtarma çalışmalarında, 3 kişinin cesedine daha

ulaşıldı.”(Cum.,7 Şub.,s.3; 22 Şub.,s.8)

“Arama kurtarma ekipleri kaza yerine 4 saat sonra ulaşabildi.”(Hür.,8

Şub.,s.17; 22 Şub.,s.4)

“Kaza ihbarının ardından hemen olay yerine çok sayıda arama

kurtarma,...”(Sab.,8 Şub.,s.15(2))

Aramak sormak

“Yazarlarımız burada, isteyen arar sorar.”(Hür.,10 Şub.,s.17)

Ara sıra

“Sevgilim Zara, kadın ticareti yaptığı iddia edilen Azade Değirmenci ile ara

sıra telefonla konuşuyorlardı.”(Hür.,16 Şub.,s.7)

Arayan soran

“Zaten arayan soran da yok.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

“Arayana sorana, zahmet edip Mersin'e gelene, eşe dosta, devlet büyüklerine,

gazeteci arkadaşlara, en sağından en soluna siyasetçi tanıdıklara

teşekkürler.”(Sab.,19 Şub,s.21)

Ardı ardına

“…Hayal’in ifadelerine emniyet, savcılık ve MİT’ten ardı ardına

yalanlamalar geldi.”(Cum., 11 Şub., s.6)

“Söz konusu ziyaretçiler buluşmadan 2 yıl sonra ardı ardına yapacakları

kanlı saldırılar ile İstanbul'u kana bulayan teröristlerden başkası değildi.”(Sab.,14

Şub.,s.16; 23 Şub.,s.7)

Page 220: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

208

Arka arkaya

“...ve internetin yol açtığı olumsuzlukların adeta bir bombardıman gibi, sanki

bu suçların hepsi arka arkaya işlenmeye başlamışcasına kamuoyunun gündemine

getirildiğini ve...”(Cum.,15 Şub.,s.1,5)

“Görüntüler birkaç farklı açıdan arka arkaya çekiliyor.”(Hür.,2 Şub.,s.1,17; 4

Şub.,s.18 )

Art arda

“Dink cinayetine ilişkin çeşitli medya kuruluşlarında art arda yayımlanan ve

…”(Cum.,5 Şub.,s.8; 6 Şub.,s.9; 19 Şub.,s.11)

“Mehmet Tamer'in son araştırması, art arda beş gün nane yaprağı içen

kadınlarda...”(Sab.,21 Şub.,s.7)

Aslı astarı

“…ama aslı astarı olan şeyleri yazsın.”(Sab.,4 Şub.,Pazar eki s.4; 9 Şub.,s.7)

Aslı faslı

“Olayın aslını faslını bir türlü sökemeyen RTE; Trabzon’u, kurumlar

içindeki çeteleşmenin, derin devleti yakalamanın “ilk adımı” olduğunu ilan

etti.”(Cum., 1 Şub., s.8)

Asmak kesmek

“...,'koruma refleksi' ile asar keser, susturur.” (Sab.,2 Şub.,s.1,5)

Aşağı yukarı

“Artık Türkiye’de de aşağı yukarı aynı fiyata satılıyor yabancı

markalar.”(Sab.,17 Şub., Cumartesi eki s.6)

Page 221: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

209

Ayrı ayrı

“Mahkemenin, yıkılan her blok için ceza maddesini ayrı ayrı uygulaması,... ”

(Cum.,13 Şub.,s.8,6; 15 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.4; 19 Şub.,s.8)

“ Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım … ‘…İkisi de ayrı ayrı hatlar’

dedi.”(Hür.,8 Şub.,s.10; 14 Şub.,s.16,15; 19 Şub.,s.5)

“Büyükanıt, Beyaz Saray’da Cheney ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı

Stephen Hadley ile ayrı ayrı bir araya geldi.”(Sab.,16 Şub.,s.18; 19 Şub.,s.6; 27

Şub.,s.1)

Ayrı gayrı(olmamak)

“Bizde ayrı gayrı yok.”(Sab.,28 Şub.,s.20)

Ayrılık gayrılık

“Türk-Kürt ayrılığı gayrılığı yok.”(Sab.,19 Şub.,s.21(2))

Azar azar

“Azar azar ve sık beslenme bağırsaklarda gıda emilimini artırır.”(Sab.,16

Şub.,s.4)

Az uz

“Düşünün; annemle babam beni az uz değil, tam 18 sene beklemişler.”(Sab.,5

Şub.,Günaydın eki s.8)

Bağıra bağıra

“Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, 'Bağıra bağıra gelen

bir hadisenin emniyetini almayan vali ve emniyet müdürü duruyor İstanbul'da...'

dedi.”(Cum.,14 Şub.,s.4)

Page 222: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

210

Bağırmak çağırmak

“...'Bundan sonra benim karım erken çıkacak' diyerek bağırıp

çağırdı,...”(Hür.,3 Şub.,s.4)

Baka baka

“...Başbakan Tayyip Erdoğan tuttu, birlikte yaptıkları basın toplantısında,

konuğunun gözünün içine baka baka ilan etti.”(Hür.,17 Şub.,s.17)

Bas bas (bağırmak)

“…; günlerdir bas bas bağırıyor.”(Cum.,8 Şub.,s.8)

Basın yayın

“İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin,dün yayımlanan bazı

basın yayın organlarında yer alan,...”(Cum.,4 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.6(2); 20

Şub.,s.4; 25 Şub.,s.1,5)

“Basın yayın organlarında bir kısım kişilerin olay yerinde

bulundukları,…”(Hür.,5 Şub.,s.16; 11 Şub.,s.23)

Baş başa

“Erdoğan’la Olmert baş başa 1 saat görüşecekti.”(Cum.,17 Şub.,s.15(2))

“Hasan Celal Güzel bir gün Özal'la baş başa kalınca demiş ki...”(Sab.,2

Şub.,s.19; 4 Şub.,s.5; 6 Şub.,s.1,7(2); 16 Şub.,s.17,19; 17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Baş göz (etmek)

“Bir an önce baş göz etmek istedi.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Baştan sona

“…ve kitabın baştan sona içeriği nedeniyle bu yer alışın masum bir faaliyet

olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı…”(Cum.,21 Şub.,s.1,8)

Page 223: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

211

Beterin beteri

“Kolesterolde beterin de beteri var.”(Hür.,20 Şub.,s.1)

Bildim bileli(Kendimi)

“Kendimi bildim bileli Ali Sami Yen çilesini çeken biri olarak daha girişte

şaşırdım.”(Sab.,16 Şub.,s.28)

Bile bile

“Amerika, Barzani’nin, Talabani’nin PKK’ye silah, cephane ve patlayıcı

yardımı yaptığını bile bile mi gidip görüşüyor onlarla?”(Cum.,21 Şub.,s.8(2))

“Bu bile bile soruşturmanın önünü tıkamak olur.”(Sab.,4 Şub.,s.19)

Bin bir

“Bin bir güçlükle yetişen birbirinden önemli değerlerini kalleş kurşunlara

vermenin acısıyla içi yananların haykırışları duyulmaz olacak.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

Bir iki

“Fakat içeriden, dışarıdan 301'le gelen dalga dalga baskılara kısa, ayaküstü

bir iki cümleyle yanıt verip konuyu geçiştiriyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8)

“Ron Rale, Smith’le bir iki gün önce konuştuğunu, grip olduğunu ve hâlâ

oğlunun yasını tuttuğunu söyledi.”(Hür.,10 Şub.,s.4)

“Bu yarıda seyredebildiğimiz bir iki pozisyon içimizi ısıtmasa da biraz olsun

heyecan yarattı.”(Sab.,2 Şub.,s.28; 21 Şub.,s.1)

Bitmek tükenmek

“Bitmek tükenmek bilmeyen 301. madde sorununa esaslı bir çözüm

geliyor.”(Hür.,22 Şub.,s.4)

Bol bol

“Kafalarınızdaki tek kurşunla bol bol duyarsınız artık.”(Cum.,8 Şub.,s.5)

Page 224: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

212

“Eşimle bol bol yürüyeceğim.”(Hür., 1 Şub., s.1; 27 Şub.,Kelebek eki s.1)

“..., bol bol dedikodu yaptık.”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.3; 19 Şub.,s.21)

Boydan boya

“İddiaya göre, Diyarbakır'da şehri boydan boya kaplayan surların dört ana

kapısından biri olan Dağkapı'daki devlete ait boş araziye gömülmüşlerdi.”(Hür.,18

Şub.,s.23)

Böğüre böğüre

“Evin içinde deli danalar gibi böğüre böğüre 'Titre ve kendine dön...' diye

bağırmalı mıyım?”(Hür.,1 Şub., s.3)

Bölüm bölüm

“Bu görüşmeler sırasında Öcalan’ın yazdığı notları ‘Medeniyetin Kökleri’

isimli kitap için bölüm bölüm avukatlara verdiği,…”(Hür.,19 Şub.,s.16)

Böyle böyle

“ Hiçbirinize söylemedim, böyle böyle, hadi git eczaneye bir prediktör al'

dedim.”(Hür.,5 Şub.,s.6)

Bulsa bulsa

“Böyle bir şeyi bulsa bulsa ABD bulur.”(Sab.,13 Şub.,s.1,6)

Burun buruna (gelmek)

“Ama son dört yıldır sorumluluğu taşıyan Abdullah Gül- ve AKP iktidarı-

artık somut tehlikeyle burun buruna gelmişti.”(Hür.,8 Şub.,s.17)

Büyük büyük

“Sovyet döneminde Moskova'yı ziyaret eden bir Batılıyı, büyük büyük

portrelerin sergilendiği bir müzeye götürmüşler.”(Sab.,2 Şub.,s.5)

Page 225: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

213

Cıvıl cıvıl

“Eş seçmek, dilediğince çocuk sahibi olup cıvıl cıvıl bir aileye kavuşmak

hasretine artık son veriliyordu.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Ciddi ciddi

“…, Coşan’ın yeni bir parti kurdurmayı ve bunu desteklemeyi dahi o

günlerde ciddi ciddi düşündüğü gündeme gelmişti.”(Cum.,28 Şub.,s.9)

Cinler periler

“Cinler periler cirit atarken”(Sab.,2 Şub.,s.1,19)

Çalışmak çabalamak

“...ABD'ye gitmek için ısrarla çalışıyor, çabalıyor, uğraşıyor, ter

döküyor!”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Çanak çömlek

“Çanak çömlekleri kırmalı mıyım?”(Hür.,1 Şub., s.3)

Çarşı pazar

“Hafta sonu çarşı pazar gezilir.”(Sab.,4 Şub.,s.23)

Çatır çatır

“…ve aynada göreceği cinleri çatır çatır yakması gerektiğini söyleyip bunun

usullerini de anlatıyorlar.”(Sab.,25 Şub.,s.18)

Çekip gitmek

“Patron çocuğu hazırlamasını söyledi ve çekti gitti.”(Cum.,18 Şub.,s.10; 28

Şub.,s.1(2))

Çek senet

“Ülkücülük adı altında çek senet tahsilatı yapan çeteleri ülkücü camiadan

çıkarıp atan odur.”(Hür.,8 Şub.,s.17)

Page 226: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

214

Çeşit çeşit

“Günümüzde çeşit çeşit 'bürokrat' var.”(Sab.,9 Şub.,s.21)

Çıkarsa çıkarsa

“Çıkarsa çıkarsa, son bir gayretle.”(Sab.,12 Şub.,s.21)

Çifter çifter

“…, kapıya çifter çifter arabaları da koyuyordu.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Çizgi çizgi

“Bilim kurgu filmlerinde olur ya, eti yok kemiği yok, içi boş, çizgi çizgi,

bastıkça dönüyor ama fiziksel olarak görüyorsun aslında.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki

s.10)

Çok çok

“…üçüncü yaklaşımı ise çok çok çirkin, hiç yakışmıyor.”(Hür.,25 Şub.,s.18)

“...ilk bölümün reytingleri geçmiş dönemlerdeki aldığı reytinglere bakılınca

çok çok aşağılarda kaldı.”(Sab., 10 Şub.,s.18; 25 Şub.,s.21)

Çoluk çocuk

“…TBMM’yi çoluk çocuk yeri mi yapacaksınız?...”(Cum.,18 Şub.,s.5)

“Kazandığımız parayla 12 ay çoluk çocuk geçindiriyoruz.”(Sab.,7

Şub.,s.23(2); 12 Şub.,s.1,20; 15 Şub.,s.7)

Dağ bayır

“Bir yandan da dağdan bayırdan gelmiş, okuması yazması olmayan insanlar

İstanbul’a niye sahip çıksın, diye düşünüyorum.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

Dağ taş

“...,'Dağımız taşımız altın' diye feryat eden gazetecileri hangi gruba

sokmalı?”(Cum.,4 Şub.,s.10)

Page 227: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

215

Daha daha

“ ‘Daha daha neler oluyor’ diye soran sorana.”(Sab.,24 Şub,s.19)

Dakika dakika

“Dakika dakika ‘ne kadar borç’ ödendiğini.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Dalga dalga

“Fakat içeriden, dışarıdan 301'le gelen dalga dalga baskılara kısa, ayaküstü

bir iki cümleyle yanıt verip konuyu geçiştiriyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8; 13 Şub.,s.9(3))

Davul zurna

“…, ucuzlayan bölüm davul zurnayla ilan ediliyor.”(Cum.,8 Şub.,s.8; 12

Şub.,s.1)

Dense dense

“..., bu kadar donanımlı bir girişime dense dense, Türkiye'yi kuşatma

operasyonu denir.”(Cum.,15 Şub.,s.8)

Derli toplu

“O kadar zaman geçmesine rağmen olay hale derli toplu bir şekilde sorumlu

bir siyasi makam tarafından Türkiye'yi tatmin edici biçimde

açıklamamıştır.”(Hür.,12 Şub.,s.16)

Devir teslim

“Sezer, Genelkurmay Başkanlığı devir teslim töreninde yaptığı açıklamada da

'Türkiye'nin iyiliğini istemeyenler ile görüşülemeyeceğini' belirtmişti.”(Cum.,16

Şub.,s.4)

Didik didik

“Başbakan'ın odasını didik didik ararlarmış.”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Page 228: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

216

Diken diken

“Günday'ın, TESK'in başına gelenleri anlatışını dinlerken tüylerim diken

diken oluyor.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Bir de erkek arkadaşlarımın 'Peruk taksak da gitsek olmaz mııı?' geyiği var

ki, tam tüyleri diken diken etmelik.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.5; 18 Şub.,s.20; 19

Şub.,s.17)

Dip dibe

“Her dakika dip dibe olmak insanı boğmaz mı,...”(Sab., 25 Şub.,Pazar eki s.8)

Diri diri

“…, zira içine şeytan girdiğine inanılan kişi diri diri ateşe atılır ve…”(Sab.,25

Şub.,s.18)

Doğru dürüst

“Örneğin, belediyeler bile ellerindeki kaynakları saçma sapan işler için çarçur

edeceklerine; kentlere,kasabalara doğru dürüst ve adına yakışır birer 'adalet sarayı'

yapmak ya da ...”(Cum.,19 Şub.,s.8)

“Devletin, doğru dürüst soruşturmasına gerek kalmadan herkes kanaatini

söylüyor.”(Hür.,5 Şub.,s.16)

“Bir zamanların ciddi bir mesleki örgütü olan, siyasetten günlük hadiselere

kadar hangi alanda devreye girerse mutlaka ses getiren bu cemiyet doğru dürüst bir

jüri kurmaktan bile âciz hâle gelmiş,…”(Sab.,5 Şub.,s.7)

Doğru düzgün

“Oysa henüz 24 yaşında, mesleğine aşık, doğru düzgün şeyler yapmak

ve...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16; 25 Şub.,Pazar eki s.11)

Page 229: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

217

Doğru yanlış

“..., doğru yanlış tüm bilgilerin basına sızmasından rahatsız.”(Sab.,13

Şub.,s.18)

Dolu dolu

“O bebeklik, çocukluk yıllarını dolu dolu geçirmek her şeyin önünde

geliyordu.”(Cum., 11 Şub.,s.7(2))

Dolup taşmak

“Özellikle hafta sonları dolup taşan alışveriş merkezlerindeki artış, tüketim

eğilimlerinin değişmesinin bir sonucu.”(Cum.,17 Şub.,s.1)

“Dondurucu soğuğa rağmen Bryant Park, dolup taştı.”(Sab.,6 Şub.,s.2; 20

Şub.,s.14)

Donmak kalmak

“Dondum kaldım”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.1,5)

Doya doya

“Kandilli Tepesi'nden doya doya İstanbul'u seyredeceğim.”(Hür., 1 Şub., s.1;

13 Şub.,Kelebek eki s.8)

“Kocatepe’yi doya doya yaşayacaklardır.”(Sab.,4 Şub.,s.23)

Dönem dönem

“Ekrem Baki, dönem dönem Yüksel Baki ile görüştüklerini de

kaydetti.”(Sab., 1 Şub., s.12)

Dönmek dolaşmak

“Söz döndü dolaştı, Mustafa Kemal Paşa ile arkadaşlarının Samsun'a

gitmeleri konusuna geldi ve...”(Sab.,18 Şub.,s.20)

Page 230: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

218

Dört dörtlük

“…Erdoğan, ‘Ancak fotoğraflar beni dört dörtlük tatmin etmedi…’ diye

konuştu.”(Cum.,16 Şub.,s.11)

“Dört dörtlük tatmin etmedi.”(Hür.,16 Şub.,s.16(2); 17 Şub.,s.17)

“Genç yıldız takımının 4x4’lük futbolunu 4-0 yaparak onurlandırdı.”(Sab., 1

Şub., s.28)

Durup durup

“Sekiz kilometre yürüyüşte mütemadiyen durup durup ‘Biz Ermeniyiz’ diye

bağırılırsa…”(Sab., 19 Şub.,s.17)

Durup dururken

“Gül,...,'Eminim ki Avrupa, NATO durup dururken dünyada daha büyük

işbirliği ve dayanışmaya ihtiyaç olduğu bir dönemde bütün bunları zedeleyecek

adımları Rumların nasıl attığını görmüştür' dedi.”(Cum.,26 Şub.,s.8)

“İstanbul'da durup dururken çöken bir bina daha.”(Hür.,22 Şub.,s.1)

“Yani bir kanserli insana durup dururken, 'Kardeşim sen kanserlisin'

demezsiniz.”(Sab.,8 Şub.,s.13)

Duyduk duymadık (dememek)

“..., Concorde Meydanı'nda 'Duyduk duymadık demeyin; 1915'te Ermeni

soykırımı olmamıştır' demek;...”(Cum.,20 Şub.,s.9(2))

Düşüp bayılmak

“O sinirle düşüp bayıldım.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Eğip bükmek

“…, hele işin içine malum iddiaların sözcülüğünü yapmak gibisinden zoraki

bir çaba da girince gerçekler eğilip bükülüyor,…”(Sab.,4 Şub.,s.20)

Page 231: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

219

Ekmek su

“Bölücü bir aşk, ekmeği suyu bölüyor.”(Hür.,19 Şub.,Kelebek eki s.1,4)

Eksik gedik

“Saatlerini orada geçiren üç buçuk milyon Amerikalı, ertesi sabah mutsuz

kaldığı işine dönene kadar kendi dünyasında eksiğini gediğini tamamlıyor.”(Cum.,25

Şub.,s.10)

Ele avuca (sığmamak)

“ 'Bizim 7 ceddini tanıdığımız, Prof.Dr. Ümran Emin Çölaşan'ın oğlu, ele

avuca sığmaz Emin'e' neredeyse kırmızı kart.”(Sab., 10 Şub.,s.23)

El ele

“...AB ile el ele verip Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkarmaya çalışanlar...”

(Cum.,3 Şub,s.19; 14 Şub.,s.5; 25 Şub.,s.1,8(2))

“İnançlarımızı ve kimliğimizi çöpe atmadan insanlıkta el ele

verebileceğimizi…”(Hür., 1 Şub., s.3; 2 Şub.,s.17)

“Ancak kaçak çift, bir akrabalarının evine giderken el ele yakalandı.”(Sab.,20

Şub.,s.6; 22 Şub.,s.1,19; 25 Şub.,Pazar eki s.8; 28 Şub.,s.16)

Eli ayağı

“Dev uçak çok aldırış etmeden, eli ayağı titremeden yerden kesilmişti.”(Hür.,

8 Şub.,s.6)

Eli kolu

“Doktor olarak bizim de elimiz kolumuz bağlı!”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki

s.8)

Page 232: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

220

Elini kolunu (sallayarak gitmek)

“Olayın failinin cinayeti işledikten sonraki büyük bir özgüvenle rahatlık

içinde elini kolunu sallayarak giysilerini bile değiştirmeye gerek duymadan

memleketine gitmeye yönelmiş olması,…”(Sab.,9 Şub.,s.20)

Eninde sonunda

“…ve eninde sonunda biz bu gerçeği kabul edeceğimize göre ne kadar erken

davranırsak o kadar yararımıza olur.”(Hür.,21 Şub.,s.17)

“Bu yönde ısrarınız devam ederse gezegenimiz daha güvenli olmayacağı gibi,

eninde sonunda faturayı siz ödersiniz.”(Sab.,16 Şub.,s.18)

Enine boyuna

“İkinci soruyu oturup bizim de enine boyuna tartışmamız gerekiyor.”(Cum.,

10 Şub.,s.15)

“Bu grup Süleymaniye olayını enine boyuna inceledi.”(Hür.,21 Şub.,s.17)

Eş dost

“…’hakim amca’ oyunu oynamaya heveslenip onu bunu kınamakla kendini

tatmine çalışan bir eş dost grubu…”(Sab.,5 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.4; 19 Şub.,s.21; 20

Şub.,Günaydın eki s.7)

Eşi benzeri

“Haaretz gazetesi, 'Suriye ordusu, son zamanlarda İran'ın mali yardımıyla eşi

benzeri görülmedik biçimde güçlendi...' iddiasına yer verdi.”(Cum.,23 Şub.,s.11)

“Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir sistemi...”(Sab.,3 Şub.,s.5)

Page 233: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

221

Ete kemiğe (bürünmek)

“Temsilcileri seçerek belirleme, toplu sözleşme taslağını katılım ile

hazırlama, toplu sözleşme ya da grevleri oylama ile sonuçlandırma ilkeleri DİSK ile

ete kemiğe büründü.”(Cum.,13 Şub.,s.9)

Eti ne budu ne?

“ ‘Benim etim budum ne?’ demiyor musunuz?”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Evire çevire

“Putin, ABD’nin dünyaya dayattığı tek kutuplu politikanın yaşama

geçirilmesinin olanaksızlığını evire çevire anlattı.”(Cum.,11 Şub.,s.8)

Evli barklı

“M.D. isimli hocanın evli barklı yaşını başını almış bazı arkadaşlarının da,iki

kızı bir keresinde Kadir Has Center’a götürüp alışveriş yaptırdıklarını,…”(Sab.,5

Şub.,s.15(2))

Eze eze

“Koca Yusuf, New York Madison Square Garden salonunu tıklım tıklım

dolduran seyircilerin önünde, Amerikan şampiyonu Roeber’i eze eze yener.”(Hür.,25

Şub.,s.21)

Farklı farklı

“Gül, isim vermeden Orgeneral Büyükanıt'ın açıklamalarına şöyle yanıt

verdi: '...Bunlar farklı farklı şeylerdir...'”(Cum.,18 Şub.,s.9(2); 23 Şub.,s.1,8(3))

“Gül, Kral Abdullah ve Dışişleri Bakanı Saud Al Faysal ile yapacağı resmi

görüşmeler için gittiği Suudi Arabistan'a hareketinden önce Esenboğa

Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu: '...Bunlar farklı farklı

şeylerdir...'”(Hür.,18 Şub.,s.20; 23 Şub.,s.16)

Page 234: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

222

“Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: '...Bunlar farklı farklı şeylerdir...'”(Sab.,18

Şub.,s.21)

Fıkır fıkır

“İnsanlar fıkır fıkır; hep genç.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

Fındık fıstık

“Hazır ayaktayken fındık fıstık atın bari!”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.5)

Fısıl fısıl

“AK Partililer de fısıl fısıl konuşuyorlar.”(Sab.,14 Şub.,s.21)

Gece gündüz

“Kavel işçileri gece gündüz fabrika önünde bekleyişe geçti.”(Cum.,13

Şub.,s.9)

“F.A. adlı öğretmen, okul bahçesi içinde ve devlete ait olan lojmanda, Murat

isimli biriyle gece gündüz birlikte olmaktadır.”(Hür.,12 Şub.,s.14)

“200 YTL'ye gece gündüz çalışmaya razılar.”(Sab.,1 Şub., s.19; 18

Şub.,Günaydın eki s.8; 19 Şub.,s.21)

Geçecek geçmeyecek

“O öneri geçecek geçmeyecek, ayrı konu.”(Hür.,15 Şub.,s.19)

Geçmek gitmek

“Öğrencilik dönemi pek rahat, pek hızlı ve herhangi bir şoka girmeden geçti

gitti.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

Gelen giden

“Sadece bizi değil, aynı zamanda gelen giden bütün hükûmetleri,

başbakanları uyutuyor.”(Hür.,3 Şub.,s.21; 11 Şub.,Pazar eki s.15; 26 Şub.,s.6)

Page 235: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

223

“Mesela tuvaletlerden sorumlu Hatice ablaları varmış, gecenin bir saatinde

Güzin Abla tadında gelen giden omzunda ağlar, dertlerini anlatırmış.”(Sab.,5

Şub.,Günaydın eki s.3)

Gel git

“..., kilo gel gitleri içinde bunalacağınızdan bir süre sonra kronik(müzmin) bir

diyetçi olacağınızdan,...”(Hür.,5 Şub.,s.4; 16 Şub.,Ege eki s.6)

Gelip çatmak

“Sevgililer Günü gelip çatınca kırmızı gül, kalp şeklinde yastık ve

çikolatalarla doldu ortalık.”(Cum.,14 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.8)

Gelip geçen

“Gelip geçenin göreceği şekilde, yüksekçe bir yere.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Gelip geçici

“...Bulut, 'Panikatak değildir. Panikatak gelip geçicidir...' dedi.”(Sab., 10

Şub.,s.19)

Gelip gitmek

“O kadar çok otomobille gelip gidiyordu ki daha sonra otomobil galerisi var

sandım.”(Hür.,11 Şub.,s.5; 16 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.1)

“Gelip gidenler Katarina’nın kendi masalarına da uğramasını

istiyorlar.”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.4)

Gelir geçer

“Hükûmetler gelir geçer.”(Sab.,7 Şub.,s.15)

Gelir gider

“Almanya’da bir dernek devletin girdisini çıktısını, gelirini giderini,

harcamasını faizini saniye saniye izliyor.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Page 236: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

224

Gelmiş geçmiş

“Savaşta yaşananların ardından onun için, 'İnsanlık tarihinin gelmiş geçmiş en

müthiş katiliydi!' demek çok kolay.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

“Sarı lacivertli takımda üçüncü yılına giren sambacı attığı ve attırdığı gollerle

Türkiye'ye gelmiş geçmiş en istikrarlı oyunculardan birisi olmasına

rağmen,...(Hür.,16 Şub.,s.28)

Genç yaşlı

“Panzerleri, yıkım araçlarını ve çevik kuvvet polisini taş ve sopalarla

engellemeye çalışan kadın-erkek, genç-yaşlı onlarca yurttaş, birçok yerde oturarak

barikat kurdu.”(Cum.,2 Şub.,s.4; 25 Şub.,s.10)

“Kadını erkeği, yaşlısı genci, AK Parti'lisi, MHP'lisi, CHP'lisi, DYP'lisi 'tek

konuda kilitleniyor.'”(Sab., 19 Şub.,s.21)

Gere gere

“Ben de göğsümü gere gere şunu söylüyorum:...”(Hür.,23 Şub.,s.17)

“Göğsünü gere gere öptü.”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.1)

Geri geri

“Kadının çığlıklarını duyunca polis arabası, boş caddede geri geri

geldi.”(Hür.,4 Şub.,s.18)

“Saniyeler sonra ise geri geri gelirken yeniden kameralara takılıyor.”(Sab.,3

Şub.,s.18)

Getirip götürmek

“Yasanın getirip götürdüklerini geçen hafta ana hatlarıyla bu köşede

aktardık.”(Cum.,6 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.8)

Page 237: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

225

Gidip gelmek

“Arada bir Alanya bölgesine gidip geliyor, emlak işi yapıyor.”(Cum., 10

Şub.,s.15; 13 Şub.,s.8; 18 Şub.,s.12; 25 Şub.,s.8)

“2003'te Kanada ordusuna katılan Demiray, birkaç kez Afganistan'a gidip

gelmiş ve...”(Hür., 10 Şub.,s.12; 18 Şub.,Pazar eki s.13)

“Ben zaten okula gidip geliyorum,...”(Sab., 25 Şub.,Pazar eki s.8)

Gidiş dönüş

“Bir gizli görevle yurtdışına gönderilen MİT ajanına tasarruf olsun diye bir

hafta süreli gidiş dönüş uçak bileti alındığı için, ajan görevini tamamladığı hâlde

Türkiye'ye geri dönememiş.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Gidiş geliş

“Bence her gidiş gelişinizde bu iki kurumun Tepe ve Akfen’in adını mutlaka

hatırlayınız.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.21)

Girdi çıktı

“Almanya’da bir dernek devletin girdisini çıktısını, gelirini giderini,

harcamasını faizini saniye saniye izliyor.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Giriş çıkış

“Fabrikaya mal giriş çıkışını engelledi.”(Cum.,13 Şub.,s.9)

“Polis ekipleri, rafineri ve çevresine giriş çıkışları durdurdu.”(Sab.,2 Şub.,s.4;

16 Şub.,s.15)

Gitti gidiyor

“..., çünkü bu Sakarya gitti gidiyor artık,...”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Page 238: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

226

Giyim kuşam

“Referans Gazetesi yazarı Cengiz Çandar ise dünkü köşesinde, ‘Wolfowitz,

giyim kuşamında pasaklık ölçüsüne varacak kadar özensiz, ikili insan ilişkilerinde

gayet yumuşak, siyasi görüşlerinde ise son derece inatçıdır.’ yorumunu

yaptı.”(Hür.,1 Şub., s.1,10)

Gizliden gizliye

“Gizliden gizliye de olsa bu işi çözümlemelidir.”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Gizli gizli

“Kendini Savaş Ay zannedip, cep telefonuyla gizli gizli çekim yapmayacaksın

üüüüç.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.3; 17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Göre göre

“Biz bunu göz göre göre mahvetmedik mi?”(Cum.,18 Şub.,s.12)

“Bebekler göz göre göre sakat doğuyor.”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8(2))

Göz göze (geliyor)

“Sorguda, işkence gördüklerini bildiğimiz için Faruk’la göz göze

geliyor,…”(Cum.,13 Şub.,s.9)

“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, resmi ziyaret için Ankara’da bulunan

Hırvatistan Parlamento Başkanı Vladimir Şeks’i kabulünde TBMM Başkanı Bülent

Arınç ile göz göze gelmemeye dikkat etti.”(Sab.,13 Şub.,s.19(2))

Günden güne

“..., günden güne eriyorlar.”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Gün gün

“Başkentteki Orkide Operasyonu’nda yakalanan iki kadın satıcısının gün gün

saat saat not aldığı ajanda ortaya çıktı.”(Sab.,6 Şub.,s.1)

Page 239: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

227

Hastane hastane

“…ve aile hayatı boyunca hastane hastane koşturuyor.”(Sab.,19

Şub.,Günaydın eki s.8)

Hayırlı uğurlu (olmak)

“Cümlemize hayırlı uğurlu olsun diyorum ve...”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki

s.3)

Hazırlaya hazırlaya

“...,oradan adım adım ulusal bütünlüğü öre öre, Kurtuluş Savaşı'nın

altyapısını hazırlaya hazırlaya Ankara'ya geldi.”(Cum.,4 Şub.,s.8)

Hele hele

“...'hele hele' deyip kimlerle yola çıkılabileceğini hesaplamış

demektir.”(Cum.,23 Şub.,s.8,15)

Hemen hemen

“Avrupa’da artık hemen hemen kalmamış surları var.”(Cum.,18 Şub.,s.12; 24

Şub.,s.6)

“Bakanlık, Fransa'daki hemen hemen bütün okullara gönderilen...”(Hür.,3

Şub.,s.7)

“Sağ ya da sol, hemen hemen tüm partilerin söyleminde bu unsur

vardır.”(Sab.,18 Şub.,s.8)

Hem suçlu hem güçlü

“Yani hem suçlu hem güçlü konuma düşüyorsunuz.”(Cum.,20 Şub.,s.8)

Hepsi hepsi

“Hepsi hepsi 1.5 aylık sabır gerektiriyor.”(Sab.,26 Şub.,s.8)

Page 240: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

228

Hesap kitap

“Çılgınlık yaptım, hesabım kitabım yoktur.”(Sab.,26 Şub.,s.6)

Hıçkıra hıçkıra

“..., hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Icık cıcık

“..., iciğine ciciğine baktım,...”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.13)

“Böyle şeylerin ıcığını cıcığını kurcalardı.”(Sab.,2 Şub.,s.19)

Işıl ışıl

“Sonra karşımızda ışıl ışıl duran Beylerbeyi Sarayı’na bakarak ‘İstanbul’u

merak ediyordum, bir daha geleceğimden eminim.” diyor.”(Sab.,26 Şub.,Günaydın

eki s.1,4)

İç içe

“Halkların bir arada yaşamışlığının, iç içe geçmişliğinin göstergesi olduğu

için söylemiştik.”(Cum.,4 Şub.,s.7,5; 9 Şub.,s.8; 18 Şub.,s.10, Pazar eki s.5; 23

Şub.,s.15)

“...Kiler'in, 2009 Haziran sonunda tamamlamayı hedeflediği proje, iç içe iki

cephe özelliğiyle 'gökdelende bahçe ve balkon' dönemini de başlatacak,...”(Hür.,11

Şub.,s.8; 13 Şub.,Kelebek eki s.8)

“Adı tarikatlarda bu kadar iç içe anılan biri, Türkiye Cumhuriyeti

Cumhurbaşkanı olabilir mi?”(Sab.,7 Şub.,s.15; 18 Şub.,Günaydın eki s.8; 19

Şub.,s.21; 25 Şub.,s.19)

İçi dışı

“İçim dışım birdir.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

Page 241: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

229

“Böylesi bir yalının içi dışı nasıldır acaba diye meraktan çatlıyor

ve…”(Sab.,25 Şub.,s.4)

İkide bir

“İkide bir belediye başkanlığı sırasında İstanbul'un büyük sorunlarını

çözdüğünü söyleyerek övünüp durur.”(Cum.,3 Şub.,s.19(2))

“Bu gerçeği görünce, Başbakan’ın ikide bir neden ‘Anayasa’nın 24’üncü

maddesinin gerekçesindeki anlayışı benimsiyoruz’ dediğini de…”(Hür.,7 Şub.,s.17;

15 Şub.,s.1)

İlçe ilçe

“Hakkari, Mardin, Van, Diyarbakır, Hatay, Batman, Siirt demeyen, komisyon

üyeleriyle il il, ilçe ilçe gezen bir siyasetçi.”(Sab.,15 Şub.,s.19; 24 Şub.,s.19)

İlgili ilgisiz

“…, ilgili ilgisiz meslek odalarının bu konuda görüş üretmesini

istedi.”(Cum.,8 Şub.,s.8)

İl il

“Hakkari, Mardin, Van, Diyarbakır, Hatay, Batman, Siirt demeyen, komisyon

üyeleriyle il il, ilçe ilçe gezen bir siyasetçi.”(Sab.,15 Şub.,s.19; 24 Şub.,s.19)

İnce ince

“ 'Gazete yönetimi' o yazarı 'ince ince eritir, etkisizleştirir, istifaya

zorlar'”(Sab., 10 Şub.,s.23)

İnip çıkmak

“Hormonlarımızın inip çıkması, davranış kalıplarımızı etkiliyor.”(Hür.,25

Şub.,Pazar eki s.6)

Page 242: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

230

İnişli çıkışlı

“CHP Genel Başkan Yardımcısı, emekli diplomat Onur Öymen ise

hükûmetin Irak konusunda tutarlı değil, inişli çıkışlı ve günlük politika izlediğini

söyledi.”(Cum.,16 Şub.,s.4)

“Kaldı ki, işyeri değeri çok inişli çıkışlı olabiliyor.”(Sab.,18 Şub.,s.8)

İn mi cin mi

“Derin devlet nedir, var mıdır yok mudur, in midir, cin midir, biz de

bilmiyoruz.”(Hür.,2 Şub.,s.17)

İpe sapa (gelmemek)

“Hem basın mensuplarına ipe sapa gelmez haberler verilmesine- işine geldiği

sürece- göz yumacaksın,…”(Hür.,4 Şub.,s.1; 20 Şub.,s.17)

İrili ufaklı

“Ciddi, yarı ciddi, gayrı ciddi olan gazetelerimiz, böyyük mü böyyük irili

ufaklı yazarlarımız Dink’in sokak ortasında öldürülmesi olayında hükümetin bir

numaralı sorumlu olduğunu nedense ne yazabildiler, ne de TV’lerdeki açık

oturumlarda söyleyebildiler.”(Cum.,1 Şub., s.8)

İri yarı

“2’nci adam tombul yanaklı, esmer, daha iri yarı, sert ifadeli biriydi.”(Hür.,4

Şub.,s.18)

İster istemez

“Yerel mahkemeler ne yazık ki bu tür davalarda yerel kamuoyundan ister

istemez etkileniyorlar.”(Cum.,1 Şub., s.8; 4 Şub.,s.8; 10 Şub.,s.15; 12 Şub.,s.1; 18

Şub.,s.10, Pazar eki s.4; 19 Şub.,s.18; 25 Şub.,s.10(2))

Page 243: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

231

“Bu Mersin'de olduğu için isimler ister istemez farklı.”(Hür.,11 Şub.,s.23; 19

Şub.,Kelebek eki s.4)

“Siz ne kadar suçsuz olduğunuzu söylerseniz söyleyin, bütün basın üstünüze

geliyorsa herkes Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismini zikrediyorsa ister istemez

etkileniyorsunuz.”(Sab.,15 Şub.,s.14(2),15)

İş güç

“Bütün bankalar işi gücü bıraktı, Cüneyt Arcayürek’in mali durumunu

araştırıyor, ayıptır.”(Cum.,21 Şub.,s.1,5(2),7(2))

“Sonay’ın hamileliği boyunca işi gücü askıya aldım ama …”(Sab.,2 Şub.,s.7)

İşinde gücünde

“Ama diyelim ben işinde gücünde, orta halli bir kadınım,…”(Sab.,17 Şub.,

Cumartesi eki s.6)

İş işten (geçmek)

“İş işten geçmeden.”(Cum.,12 Şub.,s.1,8; 19 Şub.,Strateji eki s.5)

İşsiz güçsüz

“ 'İşsiz güçsüz, geçerli mesleği olmayan biri' trene biner ve Şanghay'a

gelirse...

İtelemek kakalamak

“...Çalışkan, itilmiş kakılmış insanların da yaşayacağı bir ortam için romantik

devrimi önerdiğini söyledi.”(Sab.,5 Şub.,s.5)

İtiş kakış

“Özgül, İsrailli korumanın öne doğru çıkmasını eliyle engelleyince, kısa

süreli itiş kakış yaşandı.”(Hür.,16 Şub.,s.16)

Page 244: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

232

İyi kötü

“Firma ve firma ile ilgili iyi kötü herhangi bir beyanat vermek, işinize son

verilmesine neden olabilir.”(Hür.,6 Şub.,s.19)

Kademe kademe

“Oradan kademe kademe süzülerek partinin kararının oluşması

lazım.”(Cum.,12 Şub.,s.4; 13 Şub.,s.6)

“Ama yine de 2007 ve 2008 faizlerin kademe kademe düşeceği yıllar olacak.”

(Sab.,22 Şub.,s.11)

Kadın erkek

“Panzerleri, yıkım araçlarını ve çevik kuvvet polisini taş ve sopalarla

engellemeye çalışan kadın-erkek, genç-yaşlı onlarca yurttaş, birçok yerde oturarak

barikat kurdu.”(Cum.,2 şub.,s.4; 25 Şub.,s.10(2))

“Kadını erkeği, yaşlısı genci, AK Parti'lisi, MHP'lisi, CHP'lisi, DYP'lisi 'tek

konuda kilitleniyor.'”(Sab., 19 Şub.,s.21)

Kadın kadına

“Kadın kadına eğlenmek isteyen, erkekler tarafından rahatsız edilmek

istemeyen kadınlardan ve lezbiyenlerden gelen yoğun istek üzerine iki ay önce

Bigudi'yi açmışlar işte.(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.5)

Kadın kız

“...evlere dalıp kadınlara kızlara tecavüz etmişler.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki

s.13)

Kafa kafaya

“Otomobillerini kafa kafaya çarpıştıran grup, daha sonra tabancalarını

çekerek silahlı çatışmaya girdi.”(Hür.,10 Şub.,s.6)

Page 245: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

233

Kala kala

“Geriye kala kala AKP kalıyor.”(Cum.,7 Şub.,s.8)

Kanal kanal

“Öyle olsa kanal kanal dolaşırdım.(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Kan ter (içinde)

“Kan ter içinde yorgun ve bitkin kadın.”(Sab.,21 Şub.,s.5)

Kapı kapı

“Kapı kapı dolaşıp tehdit savuranlar var,…”(Cum.,28 Şub.,s.5)

“Kapı kapı dolaşıp hocalara gitmeye başladılar.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki

s.5)

Kapış kapış

“Dolar fiyatına yüzde 6.5-7 ile kapış kapış giden 5 yıllık, 10 yıllık bonolar

var.”(Cum.,14 Şub.,s.12)

Kar buz

“Şimdi mi, burada mı, karın buzun üstünde mi?”(Sab.,7 Şub.,s.23)

Kare kare

“Oyunda bunların her biri kare kare geçiyor göz önünden.”(Cum.,17

Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

Karı koca

“1 ay önce Silivri'de 900 daireli bir sitede, karı koca uyurken eve hırsız

giriyor.”(Cum.,26 Şub.,s.6)

“…hâkim M.H.Ç.’nin, çete lideri Zara Ç.’ye, mahkeme kararıyla kendi

soyadını aldırdığı, ikilinin kendilerini bazı kişilere bazen akraba, bazen de karı koca

Page 246: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

234

olarak tanıttıkları ortaya çıktı.”(Hür.,7 Şub.,s.7(2); 12 Şub.,Kelebek eki s.1(2),5; 28

Şub.,s.14)

“… ‘Karı koca avukatların bu girişimi tutmayınca bu sefer Barman’ı

evlendirmeye çalıştıkları ileri sürüldü.’,…”(Sab., 10 Şub.,s.6)

Karış karış

“Bir tek benim üzerim karış karış aranıyor.”(Sab.,25 Şub.,s.19)

Karşı karşıya

“…76. dakikada kaleci Orkun’la karşı karşıya kaldığı anda kaçırdığı gol,

maçın yazgısını da belirledi.”(Cum.,2 Şub.,s.18,4; 3 Şub.,s.1,19;4 Şub.,s.8(2); 5

Şub.,s.8(2); 7 Şub.,s.5(2); 8 Şub.,s.18(2),10; 9 Şub.,s.5,3; 13 Şub.,s.8; 15 Şub.,s.8(4);

16 Şub.,s.5; 20 Şub.,s.18; 21 Şub.,s.1,5,9; 23 Şub.,s.18; 24 Şub.,s.6; 25 Şub.,s.10; 26

Şub.,s.9(2); 27 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.1,8,9(2))

“...Herve Le Guyader, Le Figaro'ya yaptığı açıklamada '...daha kurnaz bir

yaradılışçılık ile karşı karşıyayız' dedi.”(Hür.,3 Şub.,s.7; 4 Şub.,s.16,18,Pazar eki

s.1,10; 5 Şub.,s.16(2); 7 Şub.,s.17(2),1; 8 Şub.,s.16; 15 Şub.,s.1,18(6),32; 18

Şub.,s.18; 20 Şub.,s.1; 23 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.21; 26 Şub.,Kelebek eki s.4; 27

Şub.,s.16)

“…Baykal, Dink cinayetinin Emniyet teşkilatının çok ciddi sorunlarla karşı

karşıya olduğunu net biçimde gösterdiğini ve olaydaki ihmalin sadece polisten

kaynaklanmadığını söyledi.”(Sab., 1 Şub., s.18,28; 2 Şub.,s.5,1,25(2); 3 Şub.,s.19(2);

5 Şub.,s.5,26; 7 Şub.,s.21; 10 Şub.,s.24; 13 Şub.,s.15,19; 14 Şub.,Günaydın eki s.3;

15 Şub.,s.1,17(3),14; 16 Şub.,s.19; 17 Şub.,s.23; 18 Şub.,s.13; 19 Şub.,s.5; 21

Şub.,s.14; 23 Şub.,Günaydın eki s.9; 28 Şub.,s.28)

Page 247: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

235

Kart kurt

“Bu, Güneydoğu’daki insanlarımızın, dağlarda karda yürürken ayaklarından

çıkan kart kurt diye seslerden oluşmuş bir kavramdır.”(Sab.,28 Şub.,s.20(2))

Kat kat

“Yaşanan olayların Cancellese-Sanmartinese maçının ardından çıkan kavgada

Sanmartinese Sportif Direktörü Ermanno Luirsi'nin hayatını kaybetmesinden 1 hafta

sonraya denk gelmesi üzüntüyü kat kat artırdı.”(Cum.,4 Şub.,s.18)

Kazasız belasız

“Bütün bu sorunlara bir yerden ilişkili olan ABD'nin Ankara'daki

büyükelçileri ise,..., görev sürelerinin kazasız belasız bitmesine

çalışmaktadır.”(Sab.,8 Şub.,s.5)

Kendi kendine

“Dönüş yolundasın, diyorum kendi kendime.”(Cum.,4 Şub.,s.10;8 Şub.,s.6; 27

Şub.,s.8)

“...ve ben 10 yaşında kendi kendime söz verdim.”(Hür.,5 Şub.,s.6; 10

Şub.,s.14;11 Şub.,s.1,Pazar eki s.16; 12 Şub.,s.8; 14 Şub.,s.17; 15 Şub.,s.18; 17

Şub.,Cumartesi eki s.8(2))

“Kendi kendime 'Acaba bunlar bu gazetelerin birinci sayfalarını okumuyor

mu' derim.”(Sab.,9 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.7)

Kesik kesik

“Konuşmalar kesik kesik ve gereksiz durmalarla doluydu,...”(Sab.,18

Şub.,s.20)

Kesip biçmek

“Osmanlı topraklarını kesip biçmişler.”(Cum.,11 Şub.,s.12)

Page 248: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

236

Keşif meşif

“Görevli: O zaman birinci gün hiç keşif meşif yapmadın mı?”(Hür.,9

Şub.,s.14)

Kılık kıyafet

“Keçeciler: 'Lan Mustafa, bu kılık kıyafet ne böyle?'”(Sab.,11 Şub.,s.25; 28

Şub.,s.17)

Kıpır kıpır

“İçim kıpır kıpır oldu.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.1,10)

Kıra kıra

“Milenyum Türkiye'sinde, en çarpıcı rekoru, kıra kıra suç sayısında

kırdık.”(Cum.,11 Şub.,s.1)

Kıran kırana

“Uçakta cep telefonu kullanımı ile ilgili hava yolu şirketleri arasında kıran

kırana bir yarış yaşanıyor.”(Hür.,17 Şub.,s.9)

“Sık sık duran maçın görüntüsü orta sahadaki kıran kırana sert mücadeleyi

gösteriyordu.”(Sab., 1 Şub., s.28; 12 Şub.,s.15; 25 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.6)

Kırık kırık

“Toplum kırık kırık, parça parça olayları yaşadı.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

Kırıp dökmek

“Kırıp dökmemeye özen gösteriyor.”(Sab.,7 Şub.,s.21)

Kırıp geçirmek

“...ve gecenin sonunda paltosuyla ilgili ayaküstü yaptığı espriler

etrafındakileri gülmekten kırdı geçirdi.”(Sab.,22 Şub.,Günaydın eki s.1; 27 Şub.,s.6)

Page 249: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

237

Kış kış

“Ama kış kış bu iş nasıl oluyor?”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Kıyıda köşede

“...ama haber sayfalarının kıyısında köşesinde yayımlananlara bakarsanız,...”

(Hür.,22 Şub.,s.1)

Kimi kimsesi

“Bir sokak çocuğu için, kimi kimsesi olmayan biri için, müthiş bir

para.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.13)

Koca koca

“Uludağ'da yüzlerce eleman istihdam eden koca koca oteller, işletmeler dahi

kayak hocaları kadar para kazanamıyor.”(Sab.,7 Şub.,s.23)

Kol kola

“Türkiye’nin ‘PKK ile kol kola sokulmak istendiğini’ kaydeden

Baykal,…”(Cum.,21 Şub.,s.5(3))

“Durul Bazen ve Seda Akman, mahkemede serbest kalınca adliyeden kol kola

çıktılar.”(Hür.,19 Şub.,s.3)

“Jandarmalar ve polis şefi kol kola bayraklı fotoğraf çektirdi.”(Sab.,2

Şub.,s.1; 3 Şub.,s.1(2); 22 Şub.,s.1,19)

Kolay kolay

“Seçim yaparız, iktidar değişir, hemen her şey düzelir, diye düşünmekle kolay

kolay olmuyor bu işler.”(Cum.,11 Şub.,s.12(2))

“Bir kez giren, artık kolay kolay çıkamıyor.”(Sab.,21 Şub.,s.19; 28 Şub.,s.21)

Page 250: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

238

Konar göçer

“Öney, yayladan yaylaya bulutlar gibi akan konar göçer Türkmen

oymaklarının...”(Cum.,4 Şub.,s.1,7(3))

Korka korka

“Açıkçası bu ilişkiye korka korka başladım.”(Hür.,19 Şub.,Kelebek eki s.4)

Koştura koştura

“Niye koştura koştura sperm bankasına gittiniz?”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.1)

Körü körüne

“Körü körüne bir hemşehricilik değil.”(Sab.,11 Şub.,s.23)

Köy köy

“Prof.Halaçoğlu da bize tehcirin Harput ve köylerinde nasıl uygulandığı ile

ilgili, aile aile, köy köy tehcir edilen ve…”(Sab.,24 Şub.,s.14)

Kuru kuru

“..., sakın kuru kuru şeyler yazalım demiyorum size.”(Sab.,8 Şub.,s.13)

Küçük küçük

“Bu tesislerde küçük küçük dükkanlar, lokantalar, hediyelik eşya satış

reyonları bulunacaktı.”(Sab.,16 Şub.,s.19)

Küfür müfür

“Biz gelmeden önce Migros Tribünü’nde olaylar olmuş fakat maç boyunca

küfür müfür olmadı.”(Sab.,16 Şub.,s.28)

Lamı cimi yok

“Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a bakarsanız kimin Cumhurbaşkanı

seçileceği konusunun ‘lamı cimi yok’muş.”(Hür.,27 Şub.,s.1)

“O işaret verir, biz de seçeriz. Lamı cimi yok.”(Sab.,26 Şub.,s.1(2),8(4))

Page 251: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

239

Lay lay lom

“Herkes beni lay lay lom diye görüyordu.”(Sab.,12 Şub.,s.15)

Lime lime

“Her tarafı lime lime dökülen, ulaşımı felç, güzelim tarihi eserleri bakımsızlık

içinde, Zeyrek’teki canım Pantokrator Kilisesi’nin avlusunda koyunlar

otluyor.(Cum.,18 Şub.,s.12)

Mal mülk

“Bu sözleşmede, ‘Düğünde takılan altınları, nafaka, mal mülk istemiyorum’

yazıyordu.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5; 28 Şub.,s.6)

Mışıl mışıl

“Annesinin koynunda mışıl mışıl uyuyan 3 yaşındaki minik yavruyu alıp işe

çıkması gerekiyordu.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Neler neler

“Bakın Millî Eğitim’de neler neler oluyor.”(Cum.,21 Şub.,s.7)

Ne olur ne olmaz

“..., papaz gelene kadar 'Ne olur ne olmaz' denilerek lanete karşı alınmış Türk

usulü tedbir olarak horoz kanı akıtma,...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15(2))

Nereden nereye?

“Nereden nereye?”(Sab.,24 Şub.,s.5)

Page 252: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

240

Ne yapıp edip

“Erken yaşta evlendirilmiş, koca dayağına karşı ne yapıp edip ayakta kalmayı

başarmış,…”(Cum.,25 Şub.,s.1,10)

Neyin nesi kimin fesi

“Yıllardır tartıştığımız, neyin nesi kimin fesi olduğunu bir türlü

saptayamadığımız, içinden çıkamadığımız dev bir konuyu, bir sorunu...”(Cum.,4

Şub.,s.8)

“Derin devlet neyin nesi kimin fesi?”(Sab.,20 Şub.,s.19)

Okuma yazma

“Bugünkü İstanbul’un yüzde 90’ı köyden, kasabadan gelmiş, okuma yazması

kıt insanlar.”(Cum.,18 Şub.,s.12(2))

Olan biten

“Mekandan bağımsız, dünyanın herhangi bir yerinde şimdiki zamanda olan

biten sefaleti sahneye taşıdıklarını söyleyen Orhon,...”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki

s.5)

“...,penguenlerle iç içe olan kamerası da seyirciyi olan bitenin tam ortasında

hissettiriyor.”(Sab.,18 Şub.,Günaydın eki s.8; 26 Şub.,s.5)

Olan oldu

“Kendini kullandırtmak istemeyenler de ‘Olan oldu’ diyerek kendi mafya

gruplarını kurdu.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.11)

Oldubitti(ye getirmek)

“Cumhuriyet’in ulaştığı bilgilere göre GKRY(Güney Kıbrıs Rum

Yönetimi)’nin Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ve KKTC’yi yok sayarak bir oldubitti

yapma arayışına girmesi, hem…”(Cum.,2 Şub., s.8; 13 Şub.,s.8(2); 16 Şub.,s.8)

Page 253: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

241

“Ancak iki hafta geçmiş, İngiltere bir oldubittiyle buraları işgal

edivermişti!”(Hür.,18 Şub.,s.23)

Oldum olası

“Oldum olası Batılılık 'derin' hedefimiz.”(Sab.,18 Şub.,s.1,7)

Oldu olacak

“Avukatlar hâkime, ‘Oldu olacak kadın avukatlar gelinlik, erkekler de

damatlık giyseydi’ diyerek espri yaptı.”(Sab.,17 Şub.,s.18; 19 Şub.,s.5)

Olmak bitmek

“ 'Yasak' dersin olur biter.”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

Olmazsa olmaz

“Sektörün olmazsa olmazları budanarak yasalaşan tut-sat ile...”(Cum.,23

Şub.,s.1,13(2))

“Kızlık zarı konusunda erkeklerin, toplumun yanlış bilgilendirmesi sonucu

ilişkiyle birlikte kanama olmazsa olmaz kabul ediliyor.”(Sab.,12 Şub.,s.6; 17

Şub.,Cumartesi eki s.6(3); 25 Şub.,Pazar eki s.8(2))

Olsa olsa

“Olsa olsa o kararların uygulayıcısı olabilir.”(Cum.,24 Şub.,s.6)

“Bunun adı derin devlet değil, olsa olsa derin devlet tiyatrosudur.”(Hür.,3

Şub.,s.21)

Olumlu olumsuz

“Ne ki, hükûmetten de olumlu olumsuz ses çıkmıyor.”(Cum., 2 Şub., s.8)

Page 254: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

242

Olup biten

“Baykal, bir soru üzerine derin devlet tartışmalarını 'gevezelik' olarak

nitelendirip şunları söyledi: 'Gerçekten olup bitenleri tartışalım...'”(Cum.,10 Şub.,s.7;

18 Şub.,s.10(2),9; 26 Şub.,s.7(2))

“Bu olup bitenlerin bilgi kirliliğine yol açtığı ve soruşturmayı zorlaştırdığı

ortada.”(Hür.,5 Şub.,s.16; 6 Şub.,s.19; 16 Şub.,s.17; 17 Şub.,s.17)

“Irak'ta olup bitenler sadece Iraklıların değil komşularının da çok önemli

meselesidir.”(Sab.,18 Şub.,s.21)

Olup bitmek

“Maliyeci kardeşlere soruyorum neler olup bittiğini, anlatıyorlar.”(Sab.,7

Şub.,s.23; 17 Şub.,Cumartesi eki s.6; 18 Şub.,s.20)

Olur mu olur

“Olur mu olur maç kolay geçer mi orası bilinmez ama...”(Cum.,19 Şub.,s.18)

Olursa olsun(ne pahasına)(kim)

“Her ne pahasına olursa olsun, Türkiye kendi enerji kaynaklarını kullanarak

dışarıya olan bağımlılığını kaldırmalıdır.”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5(3))

“Çünkü Başbakan olarak kalacak Erdoğan, o takdirde kendi seçtiği

cumhurbaşkanını da-Bülent Arınç dışında kim olursa olsun-…”(Hür.,28 Şub.,s.17)

“...Adalet Bakanlığı'ndan bir üst düzey yetkili 'Bize gelen uyarıya göre El

Kaide yapılanması Sakka'yı ne pahasına olursa olsun kaçırmak için her şeyi göze

alabilir...'dedi.”(Sab., 10 Şub.,s.21)

Omuz omuza

“Afganistan’da omuz omuza çalışırken,…”(Hür.,8 Şub.,s.1,16)

“Tetikçiyle omuz omuza”(Sab.,2 Şub.,s.1; 8 Şub.,s.18)

Page 255: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

243

Onu bunu

“Onu bunu bilmem, önümüzdeki seçimlerin sloganı ‘para ve erzak’”(Cum.,16

Şub.,s.8)

“…’hakim amca’ oyunu oynamaya heveslenip onu bunu kınamakla kendini

tatmine çalışan bir eş dost grubu…”(Sab.,5 Şub.,s.7)

Onun bunun

“Kanaltürk’te bir avuç vatansever insan, para pul peşinde değil, onun bunun

gözüne girme peşinde değil, bir yayıncılık yapıyor.”(Cum.,21 Şub.,s.5)

“Türkiye onun bunun iteleyeceği ülke değil.”(Hür.,15 Şub.,s.18(2))

“…, onun bunun eserini başkalarına mal edip ödüllendirecek derecede

basiretsizleşmiş ve…”(Sab.,5 Şub.,s.7; 10 Şub.,s.23)

Orada burada

“Bir süredir orada burada bazı yazılar okuyorum.”(Hür.,6 Şub.,s.1,19; 23

Şub.,s.1,17)

Oradan oraya

“Bunları bulmadan kendimi yıpratıp oradan oraya savrulacağıma, karşıma

çıktığında evlendim.”(Sab., 25 Şub.,Pazar eki s.8)

Otel motel

“Otel motele harcamadım.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Oyalanıp durmak

“...işte bu günlerde, Amerika'da, müjde beklentisiyle oyalanıp

duruyorlardı.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Page 256: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

244

Ölçüp biçmek

“Ölçtüm biçtim, sonunda New York’taki kliniği seçtim.”(Hür.,4 Şub.,Pazar

eki s.10)

Ölüm kalım

“Dilerim, farklı siyasi görüşleri ve farklı yorumları seslendirenler,

demokrasinin karşı taraflar arasındaki 'Ölüm kalım kavgası' demek olmadığını

hatırlarlar.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Öncülük möncülük

“Valla, öncülük möncülük beni ilgilendirmiyor.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Önü arkası

“Türkiye şu anda: 1- Hrant Dink cinayetinin önüyle arkasıyla meşgul.”(Sab.,7

Şub.,s.21; 14 Şub.,Günaydın eki s.3; 20 Şub.,s.19)

Öre öre

“...,oradan adım adım ulusal bütünlüğü öre öre, Kurtuluş Savaşı'nın

altyapısını hazırlaya hazırlaya Ankara'ya geldi.”(Cum.,4 Şub.,s.8)

Paldır küldür

“Eşimin annesi ve yengesi paldır küldür odaya girip, bakire olduğumu

belgeleyen mendili görmek istediler.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Para pul

“Kanaltürk’te bir avuç vatansever insan, para pul peşinde değil, onun bunun

gözüne girme peşinde değil, bir yayıncılık yapıyor.”(Cum.,21 Şub.,s.5)

Parça parça

“Toplum kırık kırık, parça parça olayları yaşadı.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

Page 257: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

245

Patır patır

“Başka gazeteler patır patır yazar çıkarırken bu gazete dimdik durdu.”(Hür.,9

Şub.,s.17)

Paytak paytak

“Tek sıra hâlinde gündüz gece demeden yeryüzünün en karanlık ve en soğuk

kıtasında yüzlerce kilometreyi paytak paytak yürüyerek aşıyorlar.”(Sab.,18

Şub.,Günaydın eki s.8)

Peş peşe

“Yaklaşık 8 yıl çalışılmayan inşaatta yapı ruhsatı iptal edilirken, peş peşe

yaşanan göçüklerle mevcut katlar da yıkıldı.”(Hür.,11 Şub.,s.8)

“AZ Alkmaar’ın ikinci golünden önce yanımda oturan Ergun Babahan’a ‘…’

diyordum ki, peş peşe iki gol geldi.”(Sab.,16 Şub.,s.28; 28 Şub.,s.8)

Pırıl pırıl

“Her gün pırıl pırıl gençler kapımı çalıyor.”(Sab., 1 Şub., s.19)

Pisi pisine

“Yaptıkları çürük binalar yüzünden 17 Ağustos 1999 depreminde pisi pisine

ölen 17 bini aşkın insanımızın hesabını büyük bir beceri ve başarı göstererek,

'zamanaşımı' yoluyla kapattık.”(Hür.,18 Şub.,s.1)

Pis pis

“Pis pis gülüyordu.”(Hür.,4 Şub.,s.18)

Pişirip pişirip

“Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri bir risk unsuru olarak pişirip pişirip

toplumun önüne koyuyorlar.”(Cum.,5 Şub.,s.5)

Page 258: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

246

Saat saat

“Başkentteki Orkide Operasyonu’nda yakalanan iki kadın satıcısının gün gün

saat saat not aldığı ajanda ortaya çıktı.”(Sab.,6 Şub.,s.1)

Sabah akşam

“Televizyonda bile sabah akşam çok var onlardan.”(Sab.,17 Şub.,s.6)

Sabah sabah

“Sabah sabah hayallere dalmıştı yine.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Saç baş

“Can, özellikle Ferdi'nin attığı golde yaptığı yerleşim hatasıyla

Fenerbahçelilere saç baş yoldurttu.”(Sab., 11 Şub.,s.39)

Saçma sapan

“Örneğin, belediyeler bile ellerindeki kaynakları saçma sapan işler için

çarçur edeceklerine;...”(Cum.,19 Şub.,s.8; 25 Şub.,s.10)

Saç saça

“İsmet Paşa yaşasaydı ve bugün polisle jandarmanın neredeyse 'saç saça baş

başa' görüntüsüne tanık olsaydı...”(Sab.,3 Şub.,s.23)

Saç sakal

“Saçı sakalı karışmış,...”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

Sağda solda

“Sağda solda, siyasi kulislerde konuşulan konulardan biri ‘seçim

barajı.’”(Sab.,27 Şub.,s.19)

Sağdan soldan

“Sağdan soldan gelen gök gürültüsü duyuyordum.”(Hür.,17 Şub.,s.6)

Page 259: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

247

Sağ salim

“Dünya şampiyonu Ewa Wisnierska, fırtınada 9940 metre yukarıya savruldu

ve mucize eseri sağ salim yere indi.”(Hür.,17 Şub.,s.1)

Sağ sol

“Adımını atar atmaz şöyle hafiften bir sağa sola bakarak 'Selamünaleyküm'

dedi.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 11 Şub.,s.10)

“Sağ sol uzlaşmasına Erkin baba desteği.”(Hür.,21 Şub.,s.16(2); 25

Şub.,Pazar eki s.11)

“Hele önüm arkam sağım solum kırmızı kalp olunca tümden

bayılırım.”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.3)

Sağcı solcu

“Ordu sağcı solcu diye ikiye bölündü.”(Sab.,11 Şub.,s.25)

Sağlı sollu

“Düzce tarafında tünele girmeden hemen önce sağlı sollu iki büyük tesis

kurulacaktı.”(Sab.,16 Şub.,s.19)

Saniye saniye

“Almanya’da bir dernek devletin girdisini çıktısını, gelirini giderini,

harcamasını faizini saniye saniye izliyor.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Sessiz sakin

“…, oraya yerleşip sessiz sakin günler geçirebilirdi”(Cum.,25 Şub.,s.10)

“2007 seçimleri ile oluşacak Meclis ‘şimdiki Meclis gibi’ sessiz sakin

çalışmayacak.”(Sab.,24 Şub.,s.19)

Page 260: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

248

Sessiz sedasız

“17 Ocak 2007 günü, sessiz sedasız Meclis'ten bir yasa geçti: Türk Petrol

Yasası!”(Cum.,6 Şub.,s.8)

“Şu var, evet sessiz sedasız bir adamla her şeyi ayarlardım,…”(Hür.,4

Şub.,Pazar eki s.10)

“Arınç ve Gül, önceki gün ABD Kongresi'ne sunulan Ermeni tasarısının

ardından sessiz sedasız bir araya geldi ve ...”(Sab.,2 Şub.,s.19; 18 Şub.,s.7)

Ses soluk

“...ve 12 gün sesi soluğu çıkmadı.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Seve seve

“ 'Vatan, cumhuriyet ve bayrak uğruna seve seve canınızı feda etmenizi'

isteyen mi var?”(Hür.,11 Şub.,s.23)

“Türkiye’ye faydalı olacak bir iş için seve seve bir Ferrari veririz.”(Sab.,12

Şub.,s.16(2))

Sıcağı sıcağına

“…, bunları sıcağı sıcağına öğrenmek.”(Sab.,13 Şub.,s.19; 23 Şub.,s.19)

Sıkı sıkı

“Atatürk ilke ve devrimlerine sıkı sıkıya ve ödünsüz bağlı,...”(Cum.,4

Şub.,s.12)

“Hocalara da sıkı sıkı tembih etmiş.”(Sab.,4 Şub.,s.23)

Sıkı sıkıya

“ ‘Bu ilişki yürümez’ diyenlere inat, birbirlerine sıkı sıkıya sarılan Fazıl Say-

Hande Ataizi çifti,…”(Hür.,19 Şub.,Kelebek eki s.1,4)

Page 261: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

249

“...Amillia, doktorlara inat yaşama minik elleriyle sıkı sıkıya tutundu

ve...”(Sab.,21 Şub.,s.7)

Sık sık

“Kuzu, bunun, iktidarın seçim yasalarını sık sık değiştirmesinin önüne

geçmek için yapıldığını söyledi.”(Cum.,5 Şub.,s.4; 12 Şub.,s.9; 23 Şub.,s.15; 25

Şub.,s.10)

“İfadesinde, çevresi nedeniyle kocasının sık sık erkek arkadaşlarıyla şehir

dışına çıktığını,...”(Hür.,3 Şub.,s.4; 7 Şub.,s.1,15; 10 Şub.,s.14; 11 Şub.,s.25,Pazar

eki s.16; 16 Şub.,s.1,7(2),17; 17 Şub.,s.17; 20 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.16; 24 Şub.,s.16; 27

Şub.,s.17)

“Mahkeme, Amman'da olduğu belirtilen Özlem Uzan'ın sık sık adres

değiştirdiğine dikkat çekti.”(Sab., 1 Şub., s.1,28; 4 Şub.,s.18; 6 Şub.,s.5; 10

Şub.,s.21,18(2); 11 Şub.,s.36; 13 Şub.,s.19; 15 Şub.,s.15(3); 19 Şub.,s.17; 20

Şub.,s.15; 21 Şub.,s.14,19; 27 Şub.,s.5,6)

Soluk soluğa

“Talihsiz bebeğin kaderini değiştiren süreç soluk soluğa bir operasyonla

gerçekleştirildi.”(Sab.,23 Şub.,s.7)

Sora sora

“Samast: Yok sora sora gittim buldum yani.”(Hür.,9 Şub.,s.14)

Soran sorana

“ ‘Daha daha neler oluyor’ diye soran sorana.”(Sab.,24 Şub,s.19)

Sorgu sual

“Diğer kızlar sindirildi, bastırıldı, sorgu sualden geçirilmeye

başlandı.”(Sab.,5 Şub.,s.15(2))

Page 262: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

250

Süklüm püklüm

“Yoksa bedevi çadırlarında süklüm püklüm olup da, Türkiye’de kanlı iktidar

yürüyüşünden söz eden o günün başbakanı mı?”(Hür.,28 Şub.,s.17)

Şunun şurasında

Şunun şurasında üç sene öncesine kadar maaşıyla çalışan gazeteci sıfatını

taşıyan birinin,...”(Hür.,22 Şub.,s.4)

Taban tabana

“Hristiyanlık’ta ‘Hz.İsa’nın göğe yükseldiği’ inancına taban tabana zıt düşen

iddialar ve kanıt olarak sunulanlar yapımcılar ve din adamlarını birbirine düşürdü.”

(Sab.,28 Şub.,s.7)

Tartıp ölçmek

“…İpekçi, ‘Söylenen lafın iyice tartılıp ölçülmesi lazım…’ değerlendirmesini

yaptı.”(Cum.,25 Şub.,s.5)

Tas tarak

“..., ancak Türk savaş gemilerini gören yabancı şirket, tası tarağı toplayıp

kaçmış.”(Cum.,2 Şub.,s.8)

Tatlı tatlı

“Görevli: Sen şimdi ağabeyinin sorduğu soruları tatlı tatlı...”(Hür.,9

Şub.,s.1,14)

Teke tek

“Gelişmeler bizi saha ortasında teke tek bıraktı.”(Sab.,20 Şub.,s.14)

Teker teker

“Olay gününden beri tüm güvenlik kameralarındaki görüntüler teker teker

incelendi.”(Hür.,4 Şub.,s.18; 13 Şub.,s.16)

Page 263: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

251

“Karakoldakiler katil zanlısı ile teker teker fotoğraf çektirirken, Ogün

Samast'ın rahat tavırları dikkat çekiyor.”(Sab.,2 Şub.,s.15; 12 Şub.,s.15)

Tekme tokat

“…, aralarında küçük yaşta çocukların da bulunduğu hastaları tekme tokat

dövüyor.”(Cum.,21 Şub.,s.1,7)

“Hasta bakıcıların aralarında çocukların da bulunduğu hastalara tekme tokat

saldırıp dövdüğü belirtildi.”(Sab.,21 Şub.,s.14)

Tekrar tekrar

“Ama bu tablo karşısında sayın bakanın oturup tekrar tekrar düşünmesi

gerekiyor.”(Sab.,16 Şub.,s.19)

Tek tek

“Bunu kanıtlamak için benim de adımı sayıp bu programlara katılan

gazetecileri tek tek sıralıyor.”(Cum., 10 Şub.,s.15; 21 Şub.,s.9)

“Odalarda bulunan bilgisayar kasalarının salondaki büyük masaya taşınarak

tek tek söküldüğü anlaşıldı.”(Hür., 10 Şub.,s.1,17; 14 Şub.,s.17,14; 15 Şub.,s.7; 19

Şub.,s.5(2),7; 20 Şub.,s.10)

“1 Ağustos 2003’ten 31 Aralık 2005’e kadar satılan minibüsleri tek tek tespit

eden Maliye,…”(Sab.,13 Şub.,s.8; 17 Şub.,s.18; 22 Şub.,s.1; 26 Şub.,Günaydın eki

s.4)

Tek tük

“Carrusca ise Gerets’ten tek tük forma şansı buluyor ama onu da

kullanamıyor.”(Cum.,2 Şub.,s.18)

Page 264: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

252

Tel tel

“Savunmada tel tel dökülen, sistem açısından yetersiz kalan Siyah-

Beyazlılar,...”(Cum.,17 Şub.,s.18; 25 Şub.,s.18)

Tıkır tıkır

“Salladıklarında içi tıkır tıkır ses verince hepsinde bir sevinç, eve

dönüldü.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Tıklım tıklım

“Bu, en küçüğü 200, en büyüğü 1500 kişilik 5 ayrı salonda, her seansı tıklım

tıklım dolu,…”(Cum.,25 Şub.,s.10)

“Koca Yusuf, New York Madison Square Garden salonunu tıklım tıklım

dolduran seyircilerin önünde, Amerikan şampiyonu Roeber’i eze eze yener.”(Hür.,25

Şub.,s.21)

“Ama kulisler tıklım tıklım.”(Sab.,14 Şub.,s.21)

Topu topu

“Topu topu 5 gün.”(Hür.,5 Şub.,s.6)

Tüfek müfek

“Birileri onlara adadaki sosyalist devrimi tepelesinler diye tüfek müfek

vermiş,...”(Cum., 11 Şub., s.1,10)

Uçsuz bucaksız

“Çok tekdüze bir yalnızlık hissediyor insan, Ortabatı Amerika’nın kuzeyinde

uçsuz bucaksız ovalar eyaleti olan Minnesota’da.”(Cum.,18 Şub.,s.1,10)

“Avustralya'nın uçsuz bucaksız arazilerinde kangurular kuraklık yüzünden

ölüyor.”(Hür.,3 Şub.,s.19; 25 Şub.,Pazar eki s.21)

Page 265: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

253

Ufak ufak

“…,saatlerce orada oyalanıp yaşamını ufak ufak kuruyordu.”(Cum.,25

Şub.,s.10)

Usul usul

“ABD dışında kimsenin işine gelmeyen bu ‘çözüm’ 20. yüzyıl kurumlarının

da usul usul kurum bağladığını,…”(Cum.,9 Şub.,s.8; 17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

Utanma arlanma

“Ama nerede o utanma arlanma…”(Hür., 10 Şub.,s.17)

Uzaktan yakından

“Bu iddianın gerçeklerle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.”(Cum.,11

Şub.,s.6)

“Söz konusu haberin, gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayıp,…”(Sab., 10

Şub.,s.6; 28 Şub.,s.21)

Uzak yakın

“…öldürülme olasılığı yüksek olan kişiyi ‘istemese de’ devletin korumaya

zorunlu olduğunu saptayan Terörle Mücadele Yasası ve Danıştay kararları gereği

uzak yakın korumaya alınmaması…”(Cum.,1 Şub., s.8)

“Yani uzak yakın herkesten özür diliyorum.”(Hür.,22 Şub.,s.4)

Uzun uzun

“Erbil’de Barzani ile konuşmuş uzun uzun, beş saat konuşmuş.”(Cum.,21

Şub.,s.8)

“Yüzünü tüm detaylarıyla öğrenmek için geceleri yatmadan önce fotoğrafına

uzun uzun baktığı Sadrazam Said Halim Paşa’yı 5 Aralık 1921’de Roma’da

vurdu.”(Hür.,4 Şub.,s.21; 27 Şub.,Kelebek eki s.1 )

Page 266: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

254

“Uzun uzun bunu anlatmak yerine kısaca ona asker kaçağı diyorum.”(Sab.,12

Şub.,s.5; 13 Şub.,s.19; 15 Şub.,s.19; 19 Şub.,s.21; 27 Şub.,s.26; 28 Şub.,s.21)

Üç aşağı beş yukarı

“…-eh stratejik ortaklık üç aşağı beş yukarı bunu gerektirmez mi?- koskoca

bir ABD bunu istiyorsa, elbet bir bildiği vardır.”(Hür.,21 Şub.,s.17; 25 Şub.,Pazar eki

s.6)

Üç beş

“Peki Dink’in katil zanlısı Ogün Samast, suikast öncesinde ankesörlü

telefondan arayarak ‘Daraldım, içeri girip üç beş gazeteci öldüreyim’

dediğinde…”(Cum.,7 Şub.,s.1,6; 9 Şub.,s.1)

“..., yoksa 1980 öncesi anarşi döneminde gördüğümüz gibi üç beş serserinin

bir araya gelip zorba egemenliği kurduğu bir dağ başı mı?”(Hür.,11 Şub.,s.23; 13

Şub.,s.19)

“Sakarya, Denizli, Rize, Antalya aldıkları üç beş kuruş ve boş tribünler

karşısında bizden çok daha onurlu mücadele veriyorlar.”(Sab.,27 Şub.,s.26)

Üst baş

“..., üstü başı peşmurde, sırtında dünyanın yükü; çökmüş kâğıt

topluyor.”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5)

“Hayatım boyunca üstüme başıma hiç bakmamıştım.”(Hür.,19 Şub.,Kelebek

eki s.4)

Üst üste

“Görüyorsunuz bir sürü yanlışlık üst üste dizilmiş önümüzde bir duvar gibi

duruyor.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 7 Şub.,s.18; 18 Şub.,s.12; 22 Şub.,s.8)

Page 267: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

255

“İkinci yarının ilk dakikalarında üst üste gelen goller tribünleri çileden

çıkardı.”(Hür.,16 Şub.,s.28)

“Ancak Tuncay'ın 67 ve 77, Appiah'ın 68, Edu'nun 69'da üst üste pozisyonları

bize 3.gol müjdesi gibi geldi.”(Sab.,23 Şub,s.26)

Vakti saati

“…, Cumhurbaşkanlığı seçimi görevini de vakti saati geldiği andan itibaren

icra edecektir.”(Sab.,9 Şub.,s.8)

Vakti zamanı

“Şampiyon bir sporcusunuz vakti zamanında ve...”(Cum.,17 Şub.,Hafta Sonu

eki s.5)

Vatan millet

“..., 'vatanını milletini seven hiç kimsenin itiraz edemeyeceği' sembol

sahnelerden yararlanmışlardı.”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Vurdulu kırdılı

“Kurtlar Vadisi Terör dizisinin ilk bölümü tepkiler nedeniyle vurdu kırdı

yerine daha sakin başladı.”(Sab., 10 Şub.,s.18(2); 15 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.17(2))

Vurup vurup

“Beyaz adam trenle geçerken vurup vurup öldürüyorlardı bunları.”(Cum.,18

Şub.,s.8)

Yakılıp yıkılmak

“Geçtiğimiz her yerde yakılıp yıkılmış köyler, kasabalar, kentler...”(Cum.,4

Şub.,s.10)

Page 268: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

256

Yalan dolan

“Okuyucularımız da bizim 'polemikle, onunla bununla, yalanla dolanla,

dedikoduyla işimiz olmadığını' iyi bilir.”(Sab., 10 Şub., s.23)

Yalan yanlış

“…, tüm yetkililer ‘Yalan yanlış haberlere dikkat’ uyarısı yaptı.”(Hür.,5

Şub.,s.1,16; 6 Şub.,s.19)

Yalvarmak yakarmak

“Yalvarmış yakarmış,…”(Sab.,25 Şub.,s.19)

Yan yana

“…ve bu ülkeye giden Başbakan Erdoğan’ın, Haluk Ulusoy’la yan yana

gelmesi yadırganırken,…”(Cum.,8 Şub.,s.18; 10 Şub.,s.15; 18 Şub.,s.10)

“Jandarma ve polisle Atatürk'ün sözünün yer aldığı takvimin önünde yan

yana fotoğrafı çekiliyor.”(Hür.,9 Şub.,s.14; 17 Şub.,Cumartesi eki s.8)

“Ardından da görevlilerden bazıları katil zanlısı ile yan yana fotoğraflar

çektiriyorlar.”(Sab.,2 Şub.,s.15; 4 Şub.,s.18; 5 Şub.,Günaydın eki s.5; 15 Şub.,s.5; 19

Şub.,s.21; 20 Şub.,s.1,17; 26 Şub.,Günaydın eki s.8(2); 28 Şub.,s.1)

Yarım yamalak

“Yarım yamalak ve genellikle yanlış öğretilen geçmiş dönemleri ‘Nerede o

eski güzel günler’ diye geleceğe de model olarak sunduğunuz takdirde,…”(Sab.,16

Şub.,s.5)

Yarın öbür gün

“Irak’taki ABD askeri varlığını olumlu bulduklarını belirten eski DEP

milletvekili, ‘Eğer yarın öbür gün buradan giderlerse, o zaman Kürdistan(Kuzey

Page 269: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

257

Irak) ve Irak genelindeki katliamlar tahmin edilemeyecek boyutlara

ulaşır.’dedi.”(Cum.,14 Şub.,s.1,8; 20 Şub.,s.1,8(2))

Yarı yarıya

“Türbanlıyla türbansızın oranı yarı yarıyadır.”(Hür.,17 Şub.,Cumartesi eki

s.9)

“Türkiye’nin en büyük göz hastaneleri arasındaki kıran kırana rekabet

ameliyat fiyatlarını yarı yarıya düşürdü.”(Sab.,26 Şub.,s.6(2))

Yaşını başını (almış)

“M.D. isimli hocanın evli barklı yaşını başını almış bazı arkadaşlarının da,iki

kızı bir keresinde Kadir Has Center’a götürüp alışveriş yaptırdıklarını,…”(Sab.,5

Şub.,s.15)

Yatıp kalkıp

“Mesela yatıp kalkıp 'Türklük' kavramını aşağılayan insanların,...”(Hür.,23

Şub.,s.17)

Yatıp kalkmak

“İki gün boyunca evsiz kılığında o bölgede yatıp kalkan polisler, Azeri Ekber

Hasan Aliyev'i yakaladı.”(Hür.,2 Şub.,s.1,3; 4 Şub.,Pazar eki s.10; 18 Şub.,Pazar eki

s.12)

Yavaş yavaş

“..., yoksa Gül, Amerika'nın yavaş yavaş duyumsattığı 'bu eğilimi'

güçlendirmeye mi çalışacak Washington'da?”(Cum.,6 Şub.,s.8)

“Yavaş yavaş ‘herkes kendi derdine’ düşüyor.”(Sab.,24 Şub.,s.19; 28

Şub.,s.20)

Page 270: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

258

Yazar çizer

“Yargılanan onlar değil ki, yargılanan yazar çizer takımı.”(Sab.,19 Şub.,s.17)

Yazılıp çizilmek

“Bu çantanın menşeini siz biliyor muydunuz, yoksa yazılıp çizilince mi

sordunuz?”(Sab.,4 Şub.,Pazar eki s.4; 25 Şub.,s.19)

Yazmak çizmek

“Hatta sadece yazıp çizmekle kalmayıp yeni yılda bir punduna

getirip,...”(Cum.,20 Şub., s.9; 25 Şub.,s.1,10)

“Evet, bu ülkede aydın olmanın, yazmanın çizmenin bedeli var.”(Hür.,6

Şub.,s.19)

“...hem de yazanlar çizenler yargılanıp cezalandırılsın.”(Sab.,18 Şub.,s.7)

Yeme içme

“Daha fazla uyuyor, ev işleri yapıyor, sosyal ilişkilere ve yemeye içmeye daha

fazla zaman ayırıyor.”(Cum.,11 Şub.,s.10; 18 Şub.,s.12)

“...ve yeme içme davranışlarınızı sağlıklı hâle getirmeyi, yani köklü

değişikliklere gitmeyi unutmamalısınız.”(Hür.,5 Şub.,s.4)

“Bira olmasa, iftar sofrası gibi, bütün gün başka bir şey yemek içmek yok

mu?”(Sab., 25 Şub.,Pazar eki s.8(2))

Yemek bitirmek

“Onun bu ihtirasıdır ki toprakları çölleştirecek ve her şeyi yiyip

bitirecek.”(Cum.,18 Şub.,s.8)

“Yenileşme ruhunu yedi bitirdi.”(Hür.,14 Şub.,s.17)

Yer gök

“Yer gök ‘itirafçı’ dolmuş.”(Hür.,28 Şub.,s.17)

Page 271: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

259

Yerli yabancı

“Yerli yabancı, kim istiyorsa gelsin beraber gezelim.”(Sab.,15 Şub.,s.19; 19

Şub.,s.21)

Yer yer

“Maden ilçesinde de bazı binalarda yer yer küçük çaplı zarar oluştuğu ifade

edildi.”(Cum.,22 Şub.,s.8)

“Yer yer yüzde 50-60'a ulaşan şebeke suyu kayıplarının önlenmesi.”(Hür.,20

Şub.,s.10)

Yıkık dökük

“…derin Çin coğrafyasının taşrasında, yıkık dökük devraldığı Xi’an Sinema

Merkezi ve Stüdyoları mucizesinin anlatırken gözleri parlıyor.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

“Alışkanlıklar, eski bilgiler, saplantılar, tabular, sloganlar, yıkık dökük olsalar

da, düşünce kentlerinin çevresindeki harabeleri oluşturmaktadır.”(Sab.,23 Şub.,s.5)

Yok yok

“Hikâyede yok yok”(Hür.,11 Şub.,s.1, Pazar eki s.15)

“64 odalı malikânede yok yok:…”(Sab.,25 Şub.,s.1)

Yüzüne gözüne (bulaştırmak)

“Gördüğünüz gibi, bazen yaptığımızı da yüzümüze gözümüze

bulaştırıyoruz.”(Hür.,9 Şub.,s.17)

Yüz yüze

“AKP'ye yakınlığıyla bilinen ve parti için anketler yapan ANAR'ın 17-25

Ekim 2006 tarihlerinde 12 ilde 2 bin 640 kişiyle yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen

araştırmasında,...”(Cum., 10 Şub.,s.1)

“Katille yüz yüze geldim.”(Hür.,4 Şub.,s.18; 18 Şub.,s.20)

Page 272: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

260

“Gül, '...O noktaya gelmemek için de yeri geldiğinde yüz yüze konuşmak

gerekir...'dedi.”(Sab.,18 Şub.,s.21(5); 23 Şub.,s.17; 24 Şub.,s.1(2),14)

Zaman zaman

“...ve mesnetsiz iddialarla ve zaman zaman iftiralarla dolu raporlarını işleme

koyan,..”(Cum.,3.Şub.,s.19; 6 Şub.,s.3; 7 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.10,5; 11 Şub.,s.8; 12

Şub.,s.4(2); 13 Şub.,s.8; 18 Şub.,s.8; 20 Şub., s.15; 23 Şub.,s.8; 26 Şub.,s.6(2))

“27 yıllık evliliklerinde her zaman için topluma mal olmuş bir iş adamı ve

siyasetçi olan kocasının yanında bütün sorunlara zaman zaman acı çekerek göğüs

gerdiğini hatırlatan Lario,.....”(Hür.,1 Şub., s.13; 9 Şub.,s.14,17; 10 Şub.,s.14; 11

Şub.,Pazar eki s.16; 21 Şub.,s.1,14)

“Zaman zaman tersine dönüp 5 dakika içinde goller yediği dönemler de oldu

siyah-beyazlı takımın…”(Sab., 1 Şub., s.28; 2 Şub.,s.19; 5 Şub.,s.5,1,17; 7 Şub.,s.16;

8 Şub.,s.19; 9 Şub.,s.5; 13 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.5; 19 Şub.,s.30(3); 21 Şub.,s.19; 25

Şub.,s.19; 27 Şub.,s.18; 28 Şub.,s.7)

Zar zor

“Gün bodrum katındaki odaya zar zor giriyordu.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Page 273: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

261

3.1.3 Kalıp Sözler

Aferin

“Onlardan bir güç alıyorsa, aferin oğlum, haddini bildirin söylemi

geliştiriliyorsa, bu çocuk ondan güç alarak böyle davranıyorsa bu çok

önemli.”(Cum., 10 Şub.,s.7)

“Ama zamanla, ‘Aferin vatan için yaptın’ diyenler bu kez bize de terörist

demeye başladı.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.11)

“…, sizin de ‘Aferin’ diye düşündüğünüz olmadı mı?”(Sab.,25 Şub.,s.1,5)

Allah'a emanet

“..., bu büyük kentimizde yaşam Allah'a emanet,...”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Allah akıl fikir versin

“Allah akıl fikir versin, dedirtecek bir olgu gibi düşünülse de, bunun ardında

çok ciddi toplumsal bir yoksunluğun izleri aranmalıydı.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Allah aşkına

“Size soruyorum, hangi üründe fiyatlar bir önceki yıla göre yüzde 10'un

altında kalmıştır, Allah aşkına?”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Allah aşkına bu ocak ayında açık ayakkabıyla dolaşmak da nereden

çıktı?”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6; 25 Şub.,Pazar eki s.8)

Allah bilir

“Neyse 'doğrusunu Allah bilir.'”(Sab., 10 Şub.,s.23(2))

Allah biliyor ya

“Allah biliyor ya cumartesi gecesi Reina’nın kapısından girerken çok

heyecanlıydım.”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.1,4)

Page 274: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

262

Allah büyüktür

“Fenerbahçe’nin ikinci başkanı, ellerini gökyüzüne doğru açtı: ‘Allah

büyüktür.’ ” (Sab.,13 Şub.,s.19)

Allah göstermesin

“Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Mortgage kapsamında vergi teşviki

konusuna ilişkin 'Allah göstermesin' dedi.”(Hür.,16 Şub.,s.9(4))

Allah'ım sen koru

“ 'Allah'ım sen bizi kapkaççıdan, ırz düşmanlarından, katillerden koru'

diye...”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Allah’ım sen büyüksün

“- Allah’ım sen büyüksün.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Allah'ından bulsun

“Nikâhı kıyılamayan damadın babası gelin için 'Allah'ından bulsun'

dedi.”(Sab.,20 Şub.,s.1,6(4))

Allah'ın izniyle

“...Jameeh, 'Allah'ın izniyle 30 gün içinde iyileşeceksin.'diyor.”(Hür.,23

Şub.,s.13)

Allah rahmet eylesin

“Öldüğümde bana Allah rahmet eylesin denmeyecekse, üzülürüm.”(Hür.,2

Şub.,Kelebek eki,s.3)

Allah razı olsun

“Böylece bir zamanlar, 'Allah devletten razı olsun diyen kitleler, şimdi, Allah

AKP'den razı olsun diyor.'”(Hür.,20 Şub.,s.17(2))

“Allah sizden razı olsun.”(Sab.,25 Şub.,s.21)

Page 275: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

263

Allah rızası için

“Allah rızası için bir sadaka ver ki...”(Sab.,11 Şub.,s.5)

Allah selamet versin

“İçişleri Bakanımız Allah selamet versin.”(Cum.,2 Şub., s.5)

Allahsız adam

“Yanılmıyorsam Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan da bu duruma düştüğü

bir konuşmasında, Başbakan Erdoğan için 'Allahsız adam' deyivermişti.”(Sab.,12

Şub.,s.5)

Allah’tan (…yapmamışım)

“Allah’tan damarımı kesmemişim.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

“Allah’tan çoğu yerde VIP karşılama oluyor da…”(Sab.,25 Şub.,s.19)

Allah vergisi

“Allah vergisi”(Sab.,25 Şub.,Pazar eki s.8)

Amin

“..., seksenlerinde bulunan bazıları kendi ölümlerinden evvel Fidel'in bu

dünyadan göçmesine 'amin' demek için, Katolik-Latino-Hispanik kiliselerine gidip

mum yakarak, adak adıyordu.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Aşk olsun

“Aşk olsun Fener”(Hür.,15 Şub.,s.1)

“80 milyona ulaşan bir Türkiye kişi başına 10 bin doları yakalamış bir

Türkiye'yi, yakalayana, tutana aşk olsun.”(Sab., 1 Şub., s.19)

Ayıptır sorması

“Ayıptır sorması, hangi dergilere bakalım?”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Page 276: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

264

Ayıptır yazması

“Ayıptır yazması, başta Cannes Film Festivali olmak üzere 15 yıldır epeyce

festival, gösteri, anma programı vs. izledik.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Bana ne

“Şunu diyebilirsiniz: ‘Ben seri ilan okuyucusu değilim. O nedenle, bunu ayrı

bölüm hâline getirmenizden bana ne.’”(Hür.,27 Şub.,s.17)

Başınız sağolsun

“Rahip Santoro için çok üzgünüz, başınız sağolsun.”(Hür.,6 Şub.,s.19)

Baş üstüne

“Özel Kalem Müdürü 'baş üstüne' diyerek çıkarken...”(Sab.,14 Şub.,s.21)

Buyurun

“Buyursunlar efendim…”(Sab.,7 Şub.,s.21,23; 11 Şub.,s.25; 16

Şub.,Günaydın eki s.4; 22 Şub.,s.17; 25 Şub.,s.21(2))

Cümlemize hayırlı uğurlu olsun

“Cümlemize hayırlı uğurlu olsun diyorum ve...”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki

s.3)

Çok şükür

“Buna da çok şükür.”(Hür.,15 Şub.,s.7)

Darısı başına

“Darısı bizim takımın başına”(Sab.,16 Şub.,s.1,28)

Duyduk duymadık dememek

“..., Concorde Meydanı'nda 'Duyduk duymadık demeyin; 1915'te Ermeni

soykırımı olmamıştır' demek;...”(Cum.,20 Şub.,s.9(2))

Page 277: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

265

Elhamdülillah

“ 'Yemeğin sağ elle ve az yenilmesi,sofradan kalkarken Elhamdülillah

denilmesi' önerilecek hutbede...”(Hür.,23 Şub.,s.14)

Ellerinden öperim

“Güle güle anneciğim, babama selam söyle, ikinizin de ellerinden

öperim.”(Sab.,18 Şub.,s.23)

Eyvallah

“Çünkü bu tür hareketler, bu tür yani ciddi manada bizim değerlerimize

saldırıların kabul edilebilmesi, buna, 'eyvallah' denilmesi, bizim tarafımızdan kabul

edilemeyeceği gibi bu kanunla ilgili eş tüm AB'ye üye ülkelerde maddeleri

görecekler,...”(Sab., 1 Şub., s.19)

Geçmiş olsun

“'Evet, sadece geçmiş olsun demek için geldim.' dedim.”(Hür.,24 Şub.,s.19)

Gözümün nuru

“Gözümün nuru cemiyetimiz, benim yazımla başkasını

ödüllendirivermişti.”(Sab.,5 Şub.,s.7)

Gözün aydın

“Gözümüz aydın...”(Hür.,1 Şub., s.1; 11 Şub.,Pazar eki s.15)

“ ‘Gözün aydın’ diyenlerden ‘Mutlu musun?’ diye soranlara bir sürü

takılan.”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.4)

Güle güle

“Güle güle anneciğim, babama selam söyle, ikinizin de ellerinden

öperim.”(Sab.,18 Şub.,s.23)

Page 278: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

266

Günah ...'dan gitti

“...biz genel bir mutabakat bekledik gelmedi, günah bizden gitti...”(Cum.,3

Şub.,s.5)

Hakkında hayırlısı olsun

“Hakkında hayırlısı olsun.”(Sab., 10 Şub.,s.23)

Hay aksi

“Hay aksi, tam o günlerde Hakkâri'de Nasturi Ayaklanması (12-28 Eylül

1924) başlamasın mı?”(Hür.,18 Şub.,s.23)

Haydi hayırlısı

“Hadi hayırlısı!”(Cum.,4 Şub.,s.8)

Hayırdır

“Hayırdır başkan rengin benzin atık?”(Sab.,17 Şub.,s.6; 26 Şub.,Günaydın

eki s.4)

Hayrola

“Hayrola...”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Helal olsun

“Bu sözleri söylerken öylesine hiddetliydi ki, insanın şöyle düşünesi geliyor:

'Helal olsun Başbakan'a,...'”(Cum.,15 Şub.,s.8)

“Nimet Okur ayağa fırlayıp oğlunu alkışlarken 'Helal olsun oğlum! Kurban

olsun annen sana koçum' diye seslendi.”(Sab.,20 Şub.,s.14)

Hele şükür

“ ‘Hele şükür yani, bak ne kadar yakışmış, giyinsene böyle.’”(Sab.,25

Şub.,s.19)

Page 279: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

267

Hoş geldiniz

“Aile terbiyem ve toplumsal kültürümün gereği hemen yerimden kalktım,

'Hoş geldiniz Sayın Bakanım' diyerek elimi uzattım.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Ve 'hoş geldin Meclis tatili'”(Sab.,12 Şub.,s.21)

İnşallah

“Cinayetteki gizem çözülecek mi, yanıt: İnşallahhh!”(Cum.,3 Şub.,s.19,3(2))

“Her şey inşallah o yönde gelişir.”(Hür.,14 Şub.,s.17; 16 Şub.,s.17,9; 17

Şub.,s.1,5)

“Gencin ağabeyi Mustafa Levent, ‘…İnşallah bağışlanan organlar başkasına

hayat verir.’dedi.”(Sab.,4 Şub.,s.25; 5 Şub.,Günaydın eki s.3; 10 Şub.,s.24; 13

Şub.,s.26; 14 Şub., Günaydın eki s.3; 20 Şub.,s.14; 25 Şub.,Pazar eki s.8; 27

Şub.,s.1,19)

Kusura bakmayın

“Kusura bakmayın, bu kadar kolaysa bunca zaman iktidardınız...”(Cum.,7

Şub.,s.5)

“Kusura bakmayın, sizden şikâyetçiyim.”(Hür.,15 Şub.,s.18(2))

“Abi kusura bakmayın ama...”(Sab.,2 Şub.,s.19; 4 Şub.,s.1,Pazar eki s.4; 7

Şub.,s.21 (2); 14 Şub.,s.17,Günaydın eki s.3; 19 Şub.,s.21)

Kutlu olsun

“Sevgililer Gününüz kutlu, mutlu, bol kalpli, öpücüklü olsun

İnşallah!”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.3; 24 Şub.,s.19)

Maşallah

“Maşallah da, meraklısına biraz ipucu verseniz.”(Sab.,25 Şub.,Pazar eki s.8)

Page 280: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

268

Maazallah

“Küp açılamazdı çünkü Papaz efendi okumadan o küp açılırsa maazallah

ortalığa lanet yağardı.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

“Maazallah bir de döverler.”(Sab.,27 Şub.,s.26)

Merhaba

“Yaklaşık 14 milyon ilk ve ortaöğretim kademesi öğrencisi ile 600 bine yakın

öğretmen, dün 2006-2007 Eğitim-Öğretim Yılı'nın 2.dönemine 'merhaba'

dedi.”(Cum.,13 Şub.,s.1,3(2); 24 Şub.,s.8)

“Bana ‘merhaba’ bile demedi.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.1,5; 15 Şub.,s.4;

18 Şub.,Pazar eki s.12; 25 Şub.,Pazar eki s.21)

“Türk müşteri otelin genel müdürü mutlaka gelip 'merhaba' desin

ister.”(Sab.,12 Şub.,s.15; 28 Şub.,s.16)

Mutluluklar dilerim

“Gelin hanımla damat beye mutluluklar dileyelim.”(Sab.,23 Şub.,s.19; 27

Şub.,s.19)

Müsaade edin

“Müsaade etsinler de incinelim.”(Hür.,15 Şub.,s.18)

Ne var ne yok

“Sanki Türk halkı her sabah kalkıp, ‘Alo New York, ne var ne yok?’ demeden

edemez!”(Cum.,8 Şub.,s.8)

Özür dilerim

“Sadece bir kere kullandım, özür dilerim.”(Hür.,19 Şub.,s.3(2); 22 Şub.,s.4)

“Bir kez oldu, özür dilerim.”(Sab.,19 Şub.,s.1(2),5(2); 27 Şub.,s.19)

Page 281: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

269

Pardon

“Pardon ama nereye gidiyorsunuz?”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12; 21

Şub.,s.1,7)

Rahmetli

“Rahmetli İsmet Paşa sağ olsaydı,...”(Hür.,1 Şub.,s.17; 2 Şub.,Kelebek

eki,s.1,3(2)4 Şub.,s.21; 24 Şub.,s.19)

Rica ederim

“Bu konunun araştırılmasını rica ederiz.”(Hür.,26 Şub.,s.17)

Sabah şerifleri hayrolsun

“...diyen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e, şöyle bakla gibi harflerle bu

sütunda, 'Sabah şerifleri hayrolsun beyefendi!...' diyebilseydik.”(Hür.,9 Şub.,s.1)

Sağlık olsun

“Sağlık olsun”(Cum.,12 Şub.,s.9)

Sağ ol

“Sadece ‘sağol Dr.Güzelbey’ diyoruz.”(Sab.,25 Şub.,s.21)

Sağ olsun

“Fenerbahçe sağ olsun.”(Sab.,25 Şub.,s.1,19)

Sana ne

“Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sana ne?”(Sab.,23 Şub.,s.5)

Selametle

“Derse de selametle yoluna gitsin”(Sab.,14 Şub.,Günaydın eki s.3)

Selam söyle

“Selamımızı söylesinler.”(Sab., 4 Şub.,s.23; 11 Şub.,s.25; 18 Şub.,s.23)

Page 282: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

270

Selamünaleyküm

“Öne sürdüğü bu tanımlamalar Addis Ababa’da camiye girerken

‘selamünaleyküm’ diyerek İslam yanını,... ” (Cum., 1 Şub., s.8; 4 Şub.,s.10)

Sen beni güldürdün, Allah da seni güldürsün

“ 'Sen beni güldürdün, Allah da seni güldürsün' dedi.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki

s.13)

Size ne?

“Size ne?.. Siz gidin cezaevlerine bakın.”(Sab.,15 Şub.,s.19)

Şükürler olsun

“Şükürler olsun!”(Hür.,24 Şub.,Cumartesi eki s.10)

Tebrik ederim

“Tebrik ederim.”(Hür.,15 Şub.,s.29(2))

Tenzih ederim

“Diğer kademeleri tenzih ederim,...”(Sab.,19 Şub.,s.5)

Teşekkür ederim

“Bana inanan, düşlerini bu düşüme katan tüm oyun arkadaşlarıma teşekkür

ediyorum.”(Cum.,11 Şub.,s.15; 15 Şub.,s.14)

“...Ali Dinçer, '..., ayrıca bağış izni veren annesine de teşekkür ediyorum.'

dedi.”(Hür.,2 Şub.,s.1; 6 Şub.,s.18(2),19(2); 11 Şub.,Pazar eki s.15; 27 Şub.,Kelebek

eki s.2)

“...ve ben de soruları cevapsız bırakmadığı için kendisine çoook teşekkür

ediyorum.”(Sab.,5 Şub.,Günaydın eki s.3; 13 Şub.,s.26; 15 Şub.,s.19; 20

Şub.,s.14,15; 27 Şub.,s.6)

Page 283: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

271

Teşekkürler

“Teşekkürler”(Sab.,17 Şub.,s.23; 19 Şub.,s.21(2))

Vallahi

“Şu sıralar bir sevgilim yok vallahi.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16; 15

Şub.,s.1,18; 19 Şub.,Kelebek eki s.4)

“Süreyya ile Kerem’in evliliğini oyun gibi görenler haklıymış

vallahi!!!”(Sab.,5 Şub., Günaydın eki s.2,3; 14 Şub.,Günaydın eki s.3; 17 Şub.,s.1;

25 Şub.,Pazar eki s.8)

Var ol

“Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Washington

Büyükelçiliği'nde 'Yaşa Paşam,var ol Paşam,...'sözleri arasında çarpıcı bir konuşma

yaptı.”(Hür.,15 Şub.,s.18)

“ABD'de 'Var ol Paşam' sesleri”(Sab.,15 Şub.,s.1(2),18)

Yaşa

“Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Washington

Büyükelçiliği'nde 'Yaşa Paşam,var ol Paşam,...'sözleri arasında çarpıcı bir konuşma

yaptı.”(Hür.,15 Şub.,s.18)

“Ve bütün tiyatro salonu, 'Yaşasın Miss Turkey!' sesleriyle inledi.”(Sab.,15

Şub.,s.7)

Yazıklar olsun

“ '...Bana yazıklar olsun' dedim.”(Cum.,4 Şub.,s.12)

“Yazıklar olsun!”(Sab.,27 Şub.,s.26)

Page 284: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

272

3.1.4 Atasözleri

Akacak kan damarda durmaz

“Görüşmede Vali Vekili Demirtaş ‘Sizin kadar biz de üzüldük. Akacak kan

damarda durmazmış.’ dedi.”(Sab.,6 Şub.,s.1,14)

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz

“ ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ demişler.”(Sab.,7 Şub.,s.15; 17

Şub.,s.6)

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın

“Yayın organlarından eğer 'bana dokunmayan iktidar bin yaşasın' diye

düşünen varsa, kendi varlıklarını inkâr ediyorlar demektir.”(Cum.,19 Şub.,s.8)

Baskın basanındır

“Ama baskın basanındır ve ...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Bir adama kırk gün deli dersen deli olur

“Bir adama kırk defa deli derseniz adam da deliyim der ve deli olur.”(Sab.,19

Şub.,s.17)

Bir musibet bin nasihatten iyidir

“..., 'Bir musibet bin nasihatten iyidir' sözünden ders almayanlar,

dolandırıcıların tuzağına düşmeye devam ediyor.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Borç yiğidin kamçısıdır

“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,...'Borç, yiğidin kamçısıdır.'

dedi.”(Cum.,23 Şub.,s.1,12(5))

Böyle gelmiş böyle gider

“ 'Böyle gelmiş böyle gider' diyerek ve...”(Cum.,19 Şub.,s.8)

Page 285: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

273

Büyük balık küçük balığı yer

“ ‘Büyük balık küçük balığı yer’ misali.”(Sab.,19 Şub.,s.30)

El ile gelen düğün, bayram

“Elle gelen düğün bayram.”(Sab.,25 Şub.,s.20)

Ev alma, komşu al

“…, dolayısıyla ‘Ev alma, komşu al’ lafı burada geçersiz kalıyordu.”(Cum.,25

Şub.,s.10)

Evdeki hesap çarşıya uymaz

“Ne var ki G.Antepspor deplasmanında evdeki hesap çarşıya

uymadı.”(Cum.,18 Şub.,s.18)

“Evdeki hesap çarşıya uymamıştı.”(Sab.,11 Şub.,s.38)

Görünen köy kılavuz istemez

“Görünen köy kılavuz istemezdi işte;...”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Her birinin gönlünde yatan bir aslan var

(Asıl şekli: Her yiğidin gönlünde(her gönülde) bir arslan yatar.)

“Refah Partisi içinde gelenekçi ekibe mücadele bayrağı açarak yola çıkan bu

ekibin önde gelen isimlerinin her birinin gönlünde yatan bir aslan var.”(Sab., 1 Şub.,

s.4)

Kadının fendi erkeği yendi

“Amaaa 'kadının fendi, erkeği her zaman yenmiştir', unutmamalı!”(Sab.,14

Şub.,Günaydıneki s.3)

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez

“3 milyon Euro'nun hayalini kuran ev sahibi İ.S. kaz gelecek yerden horozunu

esirgeyecek değildi.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

Page 286: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

274

Korkunun ecele faydası yok

“Üstelik korkunun ecele faydası yok!”(Cum.,8 Şub.,s.8)

Laf lafı açar

“Sonra laf lafı açıyor,…”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.4)

Lafla peynir gemisi yürümez

“ ‘Lafla peynir gemisi yürümez’ elbette.”(Sab.,28 Şub.,s.21)

Sükût ikrardan gelir

“Sükût ikrardan gelir.” (Sab.,7 Şub.,s.15)

Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü

“ 'Zürafanın düşkünü beyaz giyer kış günü.' sözü geri döndü.”(Sab.,6

Şub.,s.1,2)

Page 287: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

275

3.1.5 Terimler

Kullanım alanı genişleyen, günlük yaşamda yeri olan terimler genel

kullanımlarında terim olma niteliklerini yitirir, dilin öteki sözcükleriyle aynı duruma gelir

ve terim kavramı için kesin bir sınır çizme olanağı yoktur (Aksan,2003,C:3,s.40).

Aksan’ın da belirttiği gibi günlük yaşamda sıkça rastladığımız maç, hapis, suç,

gol, futbol, yargılamak, teşhis koymak, yasa, sanık,terhis, ceza...gibi ögeler, yaşamın artık

bir parçası oldukları için terim olma niteliklerini yitirdiklerinden dolayı bu bölümde yer

verilmemektedir. Kesin bir sınır çizmemekle birlikte bunların dışında kalan ve günlük

yaşamda karşılaşmamıza rağmen terim niteliği taşıyan Türkçe ve yabancı dilde yer alan

ögeler aşağıda belirtilmiştir:

AIDS(Biyoloji)

“Hindistan’a AIDS üzerine konferans vermeye giden aktörün…”(Hür.,19

Şub.,s.1,6; 23 Şub.,s.1(3),13(5))

“İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın ‘AIDS’e çare bulduk’ açıklamasına Türk

bilim adamları tepki gösterdi.”(Sab.,13 Şub.,s.1,6(12))

ALS(Amyotrophic Lateral Sclerosis)(Tıp)

“Fizikçi Stephen Hawking ve Suna Kıraç'ın hastalığı olarak bilinen ALS, eski

Trabzonsporlu futbolcu İsmail Gökçek'i 37 yaşında yakaladı.”(Hür.,15 Şub.,s.1(2),7(9))

Page 288: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

276

Alüvyon(Coğrafya)

“…, Ayamama Deresi’nin yakınındaki düzlükler alüvyonlu bölgeler olduğu için

buradaki yüksek katlı binalar risk grubunda.”(Cum.,21 Şub.,s.9)

Amfibi(Askerlik)(TDK'de “amfibi harekât” şeklinde geçmektedir.)

“..., üstelik amfibi askeri çıkarma gemileriyle Küba kıyılarına

bırakılmışlardı.”(Cum.,11 Şub.,s.1,10)

Androjen(Jinekoloji)

“ve erkek hormonu olan androjenin salgılanmasını durdurduğu ortaya çıktı.”(Sab.,2

Şub.,s.7)

Androloji(Tıp)

“Eğer imkanları varsa, androloji konusunda uzmanlaşmış bir üroloğa gitmelerini

tavsiye ederim.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Anksiyete (Psikoloji)

“Dr.Bulut, konuya ilişkin olarak SABAH'a, 'F41- Diğer Bunaltı bozuklukları'

teşhisinin kronik ve yaygın anksiyete hastalığı olduğunu belirterek...”(Sab., 10

Şub.,s.19(3))

Anoreksiya (Anoreksiya nervoza)(Psikoloji)

“Chirac, hayatının en büyük dramının ise anoreksiya hastası 46 yaşındaki Laurence

olduğunu söyledi.”(Hür.,13 Şub.,s.1,14(3))

Antiretroviral tedavi(Tıp)

“AIDS hastalığına yol açan HIV'li hastalara uygulanan anti-retroviral tedavi

bağışıklık sisteminin iyice zayıflamasına yol açıyor.”(Hür.,23 Şub.,s.13)

Page 289: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

277

Aritmetik ortalama(Eğitim Bilimleri,Kimya ,İktisat )

“…..Erdoğan, yıl sonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasıyla mezuniyet

puanının hesaplanacağını bildirdi.” (Cum., 1 Şub.,s.8)

Asbest(Mineroloji)

“Asbestli gemi Otapan, Hollanda’yı karıştırdı.”(Hür.,25 Şub.,s.1(2),16(2))

Averaj(Spor)

“Son haftaya Kızılcaköy 29 puan ve + 25 averajla ikinci,…”(Sab.,6 Şub.,s.26(2))

Balistik(Askerlik)

“Silahlarının balistik muayenesinden eşimi öldürdükleri anlaşıldı.”(Hür.,26

Şub.,s.1,16; 28 Şub.,s.17)

“Büyükanıt, nükleer çalışmaları ve balistik silahlarından dolayı ABD’nin potansiyel

hedefinde olduğu belirtilen İran’ın,…”(Sab.,17 Şub.,s.22)

Biyoindikatör(Biyoloji)

“Massachusetts Üniversitesi Bitki, Toprak ve Böcek Bilimleri Bölümü öğretim

üyelerinden William J.Manning, biyoindikatör bitkilerin ozon tabakasındaki deliğin

büyümesini önlediğini,…”(Cum.,21 Şub.,s.1,6(8))

Biyoteknoloji(Biyoloji)

“İngiliz biyoteknoloji uzmanlarının geliştirdiği yöntem, botokstan daha

kalıcı.”(Sab.,25 Şub.,s.5)

Page 290: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

278

Boylam(Coğrafya)

“Ankara genel tavır olarak, 32 derece 16 dakika 18 saniye Doğu boylamının

batısında kalan deniz alanlarını Türkiye’nin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi

olarak kabul ederken,…”(Cum.,17 Şub.,s.9)

Check-up(Tıp)

“Son check-upta, yeni bir nodül daha çıktı.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10(2))

Cürüm(Hukuk)

“Kombassan Holding Başkanı Haşim Bayram ile 11 yöneticinin haklarında 'cürüm

işlemek için teşekkül oluşturmak ve dolandırıcılık' iddiasıyla açılan davada beraat kararı

çıktı.”(Cum.,14 Şub.,s.1,5)

Damar sertliği(Tıp)

“Küçük ve yoğun kötü huylu kolesterol tanecikleri damar duvarına yerleşerek

damar sertliği,...”(Hür.,20 Şub.,s.4)

“…Hale Erdem’in göğüs kafesi, takılacak kalpte damar sertliği tespit edilince nakil

yapılamadan kapatıldı.”(Sab.,17 Şub.,s.4)

Dış gebelik(Tıp)

“Bebek yapmaya karar verdiğimde dış gebelik oldum.”(Sab.,2 Şub.,s.7)

Diyabet(Tıp)

“...,yüzde 31'inde diyabet hastalığı görülüyor.”(Sab.,18 Şub.,s.13)

Diyaliz(Tıp)

“Mehmet Ali Şahin, on yıldır böbrek hastası olan ve haftada 3 gün diyalize giren

Saniye Şahin'e...”(Hür.,26 Şub.,s.1,6)

Page 291: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

279

DNA(Biyoloji)

“Irkçı lidere DNA tokadı”(Hür.,13 Şub.,s.1(3),14(3); 14 Şub.,s.16; 26 Şub.,s.1(2),

6(2); 28 Şub.,s.1,6,14(6))

“İddiasını da kemik parçaları üzerindeki DNA testlerine dayandırıyor.”(Sab.,28

Şub.,s.7)

Dogma(Felsefe)

“Çağdaşlaşmanın, çözümlemeci düşünen, laikliği içselleştiren dogmalara

değil,...”(Cum.,6 Şub.,s.5)

Donör(Jinekoloji)

“Çekoslovakya’da donör anne bulup, onun yumurtasıyla eşinin spermini birleştirip

kendi rahmine koydurttu ve bebeği kendi doğurdu.”(Cum.,18 Şub.,Pazar eki s.4,5(2))

“En ünlü bağışçı Jeffrey Harrison, 1980'li yılların sonunda, en çok talep edilen

donör olarak haftada iki kez sperm bağışlıyor ve...”(Hür.,15 Şub.,s.4)

“Genç bir donörden fibroblast hücreleri alınır.”(Sab.,25 Şub.,s.5)

Dürtü(Psikoloji)

“Dürtülerin anında doyurulması genellikle imkânsız,...”(Sab.,21 Şub.,s.5(2))

Ego(Psikoloji)

“Çünkü öncelikle en tepedeki 'ego (ben/lik) çatışmaları' birleşmeyi veya işbirliğini

engelliyordu.”(Hür.,23 Şub.,s.17(4))

“Egomuz, uygun bir ortam buluncaya kadar idin dürülerini bastırır.”(Sab.,21

Şub.,s.5(6))

Page 292: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

280

Embriyo(Anatomi)

“Döllemeden oluşan embriyo, çocuğu doğuracak anneye aktarılıyor.”(Cum.,18

Şub.,Pazar eki s.1,4(2),5)

“Tüp bebeğin başarı şansını artırmak için anne rahmine yerleştirilen embriyoları

sınırlamalı mı?”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8(5))

Embriyo reduction(Tıp)

“Buna embriyo reduction(rediksiyon) yani gebelik sayısının azaltılması işlemi

deniyor.”(Sab.,19 Şub., Günaydın eki s.8(4))

Emir kipi(Dilbilgisi)

“Emir kipiyle konuşuyor.”(Cum.,24 Şub.,s.6(2))

Empati(Psikoloji)

“Sizden ricam, günün moda deyimiyle empati yaparak okuyun.”(Hür., 4 Şub.,

Pazar eki s.1,10; 8 Şub.,s.17; 23 Şub.,s.17)

Endokrinoloji(Tıp)

“Dicle Üniversitesi Endokrinoloji ve Nöroloji ana bilim dalları, ortak bir

araştırmayla...”(Cum.,24 Şub.,s.3(2))

“…68 yaşındaki Endokrinolog Prof.Dr.Hüsrev Hatemi’ye, meslektaş oğlu

Dr.İbrahim Hatemi kalınbağırsak kanseri teşhis koydu.”(Hür., 1 Şub., s.4;1)

Envanter(Ticaret)

“Sağlıklı bir envanter yok.”(Cum.,27 Şub.,s.3)

Enzim(Biyoloji)

“…, karaciğer enzimlerini takip edeceğiz.”(Hür.,4 Şub.,s.3)

Page 293: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

281

Etnoloji(Sosyoloji)

“Yahut 'Irkçılık'ı kullanarak Anadolu toprakları üzerindeki etnolojik mozaiği yok

sayıp,...”(Sab.,20 Şub.,s.5)

Evrim teorisi (Biyoloji,Zooloji)

“Evrim teorisini reddeden ve...”(Hür.,3 Şub.,s.1,7(2))

Fetus(Biyoloji)

“Anne karnında fetusun kalbine iğne vurularak öldürülmesini yasaklayan ülkeler

var mı?”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8)

Fibroblast(Biyoloji)

“İngiltere’de, genç birinin derisinden alınan fibroblast hücreler, laboratuvarda

çoğaltılıp hastanın yüzündeki kırışıklıklara şırınga ediliyor.”(Sab.,25 Şub.,s.1,5(5))

Flama(Askerlik)

“Başkan, yanına zarif eşi Jacqueline Kennedy'yi alıp, onları tümen flamasıyla

karşılamaya gitti.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Gastroenteroloji(Tıp)

“Prof.Dr. Zeynel Mungan(Gastroenteroloji Uzmanı):...”(Sab.,6 Şub.,s.5)

Gen terapisi (Genetik bilim)

“Gen terapisinin babası sayılan Amerikalı bilim adamı William French

Anderson(70),...”(Hür.,4 Şub.,s.1,7(2))

Globulin(Biyokimya)

“Bir de seks hormonunu bağlayan globulin(SHBG) diye üçüncü bir parametre

var.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Page 294: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

282

Görevsizlik kararı(Hukuk)

“Yargıtay 1.Ceza Dairesi, ‘Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik

eylemde bulunmak’ suçu olan TCK’nın 302.maddesinin dairenin görev alanına girmediğini

belirten görevsizlik kararı verdi.”(Hür.,2 Şub.,s.1,17)

Hematoloji(Tıp)

“OHSAD Genel Sekreteri Yıldırım, Sağlık Bakanlığı’nın, hekimlerin tam gün

çalışması konusunda ısrarlı tavrından dolayı patoloji, hematoloji, çocuk cerrahisi gibi belli

alanlarda hekim açığı ortaya çıktığı bilgisini vererek…”(Cum.,18 Şub.,s.8)

Hemoroid(Tıp)

“Belki hemoroid nedeniyle olmuştur,...”(Hür.,1 Şub.,s.4)

Hidrojen(Kimya)

“Bunun dışında rüzgâr enerjisi ve hidrojen diye özetleyebilirim.”(Cum.,16 Şub.,s.8)

“Çevreye duyarlı DiCaprio Oscar ödül törenine hidrojenle çalışan çevreci otomobil

Toyota Prius ile geldi.”(Hür.,27 Şub.,Kelebek eki s.3)

Hidrokarbon(Kimya)

“AB’nin petrol, doğalgaz ve hidrokarbonlara yönelik 94/22 sayılı

direktifinde,…”(Cum.,9 Şub.,s.13(2); 23 Şub.,s.4(3))

Hidrosefali(Jinekoloji)

“Bazen bakıyoruz; bebek hidrosefali yani beyninde su toplanmış…”(Sab.,19

Şub.,Günaydın eki s.8)

Page 295: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

283

Hiperkolesterolemi(Tıp)

“Muş'ta hiperkolesterolemi hastası 13 yaşındaki Mehmet Emin Kanşıray'a karaciğer

nakli yapılmaması durumunda 1 yıl sonra ölebileceği bildirildi.”(Hür.,20 Şub.,s.6)

Hirsitizm(Patoloji)

“...kadınlarda yüz, karın ve göğüs bölgelerinde koyu renkle tüylerin oluşmasına

neden olan hirsitizmi tetiklediğine inanılan hormonların azaldığını ortaya koydu.”(Sab.,21

Şub.,s.7)

Homozigot(Biyoloji)

“Bu gen homozigot ise yani hem anadan hem babadan geliyorsa...”(Cum.,24

Şub.,s.6)

İç hastalıkları(Tıp)

“Prof.Dr. Ziya Mocan(İç Hastalıkları Uzmanı):...”(Sab.,6 Şub.,s.5)

İç pazar(Ekonomi)

“Önce iç pazarı hedefliyoruz.”(Sab.,12 Şub.,s.15)

İd(Psikoloji)

“...ve anında doyum arayan idlerimiz var.”(Sab.,21 Şub.,s.5(2))

Jeofizik(Jeoloji ve Fizik)

“Jeofizik Mühendisleri Odası Yazman Üyesi Dündar Çağan, Petrol Yasası'nın

aynen geçirilmesi durumunda...”(Cum., 11 Şub.,s.1,5)

Jeopolitik(Sosyoloji)

“..., gereken doğal kaynaklarının ve jeopolitik oturumunun avantajları

belirtildi.”(Cum., 19 Şub.,Strateji eki s.4)

Page 296: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

284

“Dünya enerji kaynaklarının tam orta yerinde bulunduğu için, jeo-ekonomik ve

jeopolitik önemi de artıyor.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Jeotermal(Fizik)

“Rüzgâr ve jeotermal kaynakları daha fazla kullanma.”(Hür.,20 Şub.,s.10)

Jeotermal enerji(Fizik)

“Güneş, rüzgâr ve jeotermal enerji kaynaklarının kullanım kapasiteleri artırılacak.”

(Hür.,4 Şub.,s.16)

Jinekolog(Tıp)

“Jinekolog, psikolog ve hukukçular yöntemi anlatıyor.”(Cum., 18 Şub.,Pazar eki

s.4(5))

“Jinekolog Alp Nuhoğlu, yarışmada eşini asla yalnız bırakmıyor.”(Sab.,15 Şub.,s.2)

Jinekoloji(Tıp)

“ Yıldırım,…‘Jinekolojik bir olay için gelmiş bir hasta, en mahrem sıkıntılarını dil

bilmeyen bir hekime nasıl anlatacak.’dedi.”(Cum.,18 Şub.,s.8)

Kadraj(Sinema ve televizyon)

“Özel kadraj yapmışlar.”(Cum., 2 Şub., s.6(2))

Kalp spazmı(Tıp)

“Benim yüzümden iki kez kalp spazmı geçirdi.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Karbondioksit(Kimya)

“Türkiye ise 2004'te atmosfere bıraktığı 294 milyon ton karbondioksitle ikinci

grubun hemen arkasında yer alıyor.”(Cum.,3 Şub.,s.1,8; 8 Şub.,s.10(7); 13 Şub.,s.20)

“Bu, havadaki karbondioksit oranına bağlı.”(Hür.,3 Şub.,s.19(3))

Page 297: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

285

Karbonhidrat(Kimya)

“..., bunu yaparken de protein, karbonhidrat ve yağ tüketiminiz yönünden dengede

kalmalısınız.”(Hür.,5 Şub.,s.4)

Karbonmonoksit(Kimya)

“Olay yerinde yapılan ilk incelemelerin ardından Turan ve Yağmurdereli’nin

bacadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiği belirlendi.”(Sab.,6 Şub.,s.7; 9

Şub.,s.4)

Karine(Hukuk)

“Medeni Kanun’da hem baba, hem anne için ‘karine’ dediğimiz bazı olgular söz

konusu.”(Cum.,18 Şub.,Pazar eki s.5(2))

Kâr marjı(Ticaret)

“Özdemir yüzde 8.1'lik net kâr marjıyla dünyanın en kârlı beyaz eşya üreticisi

konumunda olduklarını,...”(Cum.,15 Şub.,s.13)

Kemoterapi(Tıp)

“Genel sağlık durumumu bozmamak için de kemoterapi verilmedi.”(Hür., 1 Şub.,

s.4)

Kıta sahanlığı(Coğrafya,Hukuk)

“Atina'nın Ege'de oynadığı kıta sahanlığına benzer bir oyun!”(Cum.,2 Şub.,s.8; 3

Şub.,s.19(2); 4 Şub.,s.1,5(7); 17 Şub.,s.1,9(8); 20 Şub.,s.8(4))

Kilovat(Fizik)

“Pekin'de varılan anlaşma çerçevesinde Kuzey Kore bir milyon ton petrol ve bir

milyon kilovat elektrik enerjisi yardımı alacak.”(Cum.,14 Şub.,s.1,11(2))

Page 298: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

286

Kireç taşı(Mineroloji)

“Türkiye’de kireç taşı diye bir etmen var, bölünür, parçalanır.”(Cum.,16 Şub.,s.8)

Kist(Jinekoloji)

“Sonra, sağ yumurtalığımda üç kist vardı,…”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10(2))

Kolajen(Biyoloji)

“Bu hücreler, deriye dirilik veren kolajen proteinini üretiyor.”(Sab.,25

Şub.,s.1,5(3))

Konsolit(Ekonomi)

“Özdemir, 2010'da konsolide ciroyu 6 milyar avronun üstüne çıkarmayı

amaçladıklarını kaydetti.”(Cum.,15 Şub.,s.1,13)

Konsorsiyum(Ekonomi)

“Halka arzı, Garanti Yatırım ve HSBC Yatırım Menkul Değerler ortak

liderliğindeki konsorsiyum oluşturdu.”(Cum.,13 Şub.,s.13; 27 Şub.,s.12(2))

Kontratak(Spor)

“İlk yarıda yaptığımız pas hatalarının neticesinde kontrataktan goller

yedik.”(Hür.,24 Şub.,s.30)

Konvertibilite(Ekonomi)

“Örneğin ticaret serbestleşirse, konvertibiliteye geçilirse, devletçilik

bırakılırsa,…”(Sab.,16 Şub.,s.5)

Kota (Ekonomi)

“Yazısında, Dünya Bankası Başkanı’nın yırtık çorap giymesinin ABD’nin Türk

çoraplarına kota uygulamasından ziyade,……” (Hür., 1 Şub., s.10)

Page 299: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

287

“ ‘…, örneğin doğrudan ödemeler, kotaların uygulanması gibi bütün koşullar

Türkiye’ye de uyarlanmıştır’ denilen rapora şöyle devam edildi…”(Sab.,12 Şub.,s.9)

Kum taşı(Mineroloji)

“Sınırın diğer tarafı kum taşı.”(Cum.,16 Şub.,s.8)

Kurşun tetraetil(Kimya)

“Kocaeli Sivil Savunma Müdürü Ramazan Yılmaz da patlamanın kurşun tetraetil

tankının sökümü sırasında meydana geldiğini belirtti.”(Cum.,2 Şub.,s.3)

“Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ'ye ait İzmit Rafineri Tesisleri'nde dün kurşun

tetraetil tankının sökümü sırasında meydana gelen patlamada...”(Sab.,2 Şub.,s.4)

Laparoskopik yöntem(Tıp)

“Genç kadın sonunda İzmir’de ilk kez kendisinin de çalıştığı hastanede görevli

Op.Dr.Mehmet Görgün’ün uyguladığı kapalı(laparoskopik) yöntem mide bypass

ameliyatını denemeye karar verdi.”(Sab.,6 Şub.,s.5)

Lavandula angustifola(Lavanta)(Biyoloji)

“Ürünlerin etiketlerinde ise bu kimyasallar, “lavandula angustifola” ve…”(Sab.,2

Şub.,s.7)

Libido(Psikoloji)

“Kadında da erkekte de, libidoyu testosteron belirliyor.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Libretto(Müzik)

“Librettosunu Hugo Von Hofmannsthal'ın yazdığı tek perdelik 'Elektra'

operasında....”(Cum.,20 Şub.,s.15)

Page 300: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

288

Likidite(Ticaret)

“...Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, 'Dünyada korkunç bir likidite var...'

dedi.”(Cum.,14 Şub.,s.12)

“Ata Yatırım Ortaklığı Genel Müdürü Osman Büyükgöksu, 'Likidite bolluğu

sürüyor...'”(Sab.,20 Şub.,s.9)

Makro ekonomik(Ekonomi)

“ Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan,..., '...Çünkü şu anda içinde

bulunduğumuz makro ekonomik ortam böyle bir teşvike müsaade edecek bir ortam

değil.'dedi.”(Cum.,20 Şub.,s.13; 26 Şub.,s.4)

“Makro ekonomik açıdan bakıldığında ise ...”(Hür.,1 Şub.,s.9)

Marj(Ekonomi)

“Fiyatlamalar endeks faiz oranı üzerine katılacak marjlarla oluşturulacak.”(Sab.,22

Şub.,s.11(2))

Matür(Biyoloji)

“…rahmini uterusundaki patolojiler nedeniyle matür hâle(gebeliği geliştirme

becerisi) getiremeyen kadınlar hariç.”(Cum.,18 Şub.,Pazar eki s.4(2))

Megavat(Fizik)

“Nükleer silahsızlanmanın ilk adımında, Kuzey Kore Yongbyon'daki 5 megavatlık

ana reaktörünü, plütonyum işletme tesislerini ve tüm diğer yan tesisleri

kapatacak.”(Cum.,14 Şub.,s.1,11)

Page 301: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

289

Melaleuca alternifolia(Çay ağacı yağı)(Biyoloji)

“Ürünlerin etiketlerinde ise bu kimyasallar, “lavandula angustifola” ve “melaleuca

alternifolia” olarak nitelendiriliyor.”(Sab.,2 Şub.,s.7)

Metan(Kimya)

“Çıkan gaz, metan gazı olsaydı, bizim kullanım alanımıza giriyordu.”(Cum.,8

Şub.,s.7(3))

Metastaz(Tıp)

“Ameliyat sırasında metastaz olmadığı daha iyi görüldü.”(Hür., 1 Şub., s.4)

Mide bypass ameliyatı(Tıp)

“Genç kadın sonunda İzmir’de ilk kez kendisinin de çalıştığı hastanede görevli

Op.Dr.Mehmet Görgün’ün uyguladığı kapalı(laparoskopik) yöntem mide bypass

ameliyatını denemeye karar verdi.”(Sab.,6 Şub.,s.5)

Mikroorganizma(Biyoloji)

“...çünkü sudaki mikroorganizmalar yüzeydeki karbondioksiti emiyor.”(Hür.,3

Şub.,s.19)

Mitakondriyal(DNA)

“Lakehead Üniversitesi laboratuvarlarında yapılan testlerde anneden geçen

mitakondriyal DNA bulgularından yola çıkarak bu iki kişide kan bağı olan akraba

olmadıkları anlaşılıyor.”(Hür.,28 Şub.,s.14)

Mücbir sebep(Hukuk)

“Ancak 'Mücbir sebeplerin bulunması hâlinde bu bir yıllık süre altı aya kadar'

uzatılabiliyor.”(Hür., 18 Şub.,s.18)

Page 302: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

290

Nano-biyoteknoloji(Biyoloji)

“…ve bitkisel temeldeki ilacın ‘nano- biyoteknoloji’ yöntemiyle elde edildiğini

ifade ederek,…”(Sab.,13 Şub.,s.6)

Neolitik(Tarih)

“…bu eser, Balıklıgöl neolitik yerleşmesinin Göbeklitepe’den 2 bin yıl daha eski

olduğunu da göstermişti.”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Nodül(Tıp)

“Ameliyatla beş tane nodül alındı.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10(2))

Nominal değer(Ekonomi)

“Satışa sunulacak hisse senetlerinin nominal değeri toplam 38 milyon 750 bin YTL

olacak.”(Cum.,13 Şub.,s.13(2))

“Halka arza gelen yüksek talep nedeniyle ek satışa konu olan 5 milyon 812 bin 500

YTL nominal değerli hisseler de satıldı.”(Hür., 20 Şub.,s.9(5))

“..., şirketin mevcut 232 milyon 500 bin YTL nominal değerli sermayesinin 242

milyon 187 bin 500 YTL'ye artırılacağı,... ”(Sab.,20 Şub.,s.9(7))

Nörodilbilim(Dilbilim)

“Nörodilbilimci Profesör Henny Bijleveld aylık Equilibre dergisinde Flamanca

konuşan Flamanlarla Fransızca konuşan Valonlar arasındaki farklılıkların dillerin

yapısından kaynaklandığını yazdı.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Nöroloji(Tıp)

“Dicle Üniversitesi Endokrinoloji ve Nöroloji ana bilim dalları, ortak bir

araştırmayla...”(Cum.,24 Şub.,s.3)

Page 303: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

291

“Dünyanın önde gelen nörologları, beyin aktivitelerini analiz ederek bilgisayar

aracılığıyla geliştirdikleri bir teknikle...”(Hür., 10 Şub.,s.5(2))

Ofansif(Spor)

“Doldur tüm ofansif adamları, kesin gol atarız.”(Sab.,27 Şub.,s.26)

Oftalmoloji(Tıp)

“Oftalmoloji Derneği olarak 4-5 merciye başvurduk,…”(Sab.,26 Şub.,s.6(2))

Oligarşi(Sosyoloji)

“Bürokratik oligarşi, gerçekten bireyin devletle hukuk karşısında eşit olmasını

henüz tam kabullenemedi.”(Sab.,9 Şub.,s.5; 11 Şub.,s.1,5; 27 Şub.,s.5)

Ortopedi(Tıp)

“Deneyimli gazeteci Uğur Dündar ve Prof.Dr.Aydın Yücetürk'ün konuk olduğu

bugünkü programda, ileri yaşlarda ortaya çıkan ortopedik sorunlar,...”(Hür.,24 Şub.,s.2(2))

Östrojen(Jinekoloji)

“Bu yağların, östrojen hormonu gibi davrandığı ve…”(Sab.,2 Şub.,s.7)

Panikatak(Psikoloji)

“...Bulut, 'Panikatak değildir. Panikatak gelip geçicidir...' dedi.”(Sab., 10 Şub.,s.19)

Paranoid şizofren(Tıp)

“Belçika'nın Flamanca yayımlanan saygın gazetelerinden De Morgen, bu durumu

'Valon Bölgesi paranoid şizofren oluyor' diye yorumlamıştı.”(Cum., 11 Şub.,s.1,10)

Patoloji(Tıp)

“Bahçeli eleştirdi: 'Erdoğan, patolojik hasta.'”(Cum.,7 Şub.,s.1,4(3); 18 Şub.,s.8,

Pazar eki s.4)

Page 304: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

292

Pedagoji(Eğitim)

“Bakan Nimet Çubukçu etkin ve kalıcı adım atmalarla eleştirilirken pedagojik

ölçülerin dikkate alınmadığına,...”(Cum.,7 Şub.,s.3(2))

Pivot(Spor)

“Detroit Pistons'ın efsanevi pivotu Bill Laimberr,...”(Hür.,20 Şub.,s.4(2))

Plasenta(Anatomi)

“Tek plasenta varsa, bir bebeğin kalbine zehir verdiğinizde diğeri de

etkilenebiliyor.”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8)

Plütonyum(Kimya)

“Nükleer silahsızlanmanın ilk adımında, Kuzey Kore Yongbyon'daki 5 megavatlık

ana reaktörünü, plütonyum işletme tesislerini ve tüm diğer yan tesisleri

kapatacak.”(Cum.,14 Şub.,s.1,11(2))

Potasyum klorür(Kimya)

“Ama işlem çok sıkıntılı; iğne ile potasyum klorür vererek bebeğin kalbini

durduruyoruz.”(Sab.,19 Şub.,Günaydın eki s.8)

Pozitivizm(Felsefe)

“Bizde din reformlarının pozitivizm etkisiyle hep batıdan geldiği

söylenmektedir.”(Hür.,11 Şub.,s.25)

Prostat(Tıp)

“Rahmetli Turgut Özal, Houston'da prostat ameliyatı geçirmişti.”(Hür.,24

Şub.,s.19)

Page 305: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

293

“... ve 5 yıl içinde piyasaya çıkacak aşı, akciğer, prostat, göğüs ve kalın bağırsak

kanserinin nüksetmesini önlüyor.”(Sab.,15 Şub.,s.1,4)

Prömiyer(Tiyatro)

“Erdoğan çifti önce Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Leyla ile Mecnun

Müzikali'nin dünya prömiyerini izledi.”(Sab.,22 Şub.,s.19)

Radyoloji(Fizik ve tıp)

“...,radyoloji uzmanlarının çalışma saatlerinin artırılması gibi kaosa sürükleyen

düzenlemeler de getiriliyor.”(Cum.,19 Şub.,s.5)

Rahim ağzı kanseri(Tıp)

“Rahim ağzı kanseri için aşı Mart’ta.”(Hür.,19 Şub.,s.1(2),7(2))

Reaktör(Fizik)

“Nükleer silahsızlanmanın ilk adımında, Kuzey Kore Yongbyon'daki 5 megavatlık

ana reaktörünü, plütonyum işletme tesislerini ve tüm diğer yan tesisleri

kapatacak.”(Cum.,14 Şub.,s.1,11(2))

Reanimasyon(Tıp)

“Anestezi ve Reanimasyon uzmanı Prof.Dr.Okan Balcıoğlu, hastalara bir günde 2

defa anestezi uygulanmasının riskli olduğunu,...”(Hür.,9 Şub.,s.7)

Rehabilitasyon(Ekonomi)

“Azerbaycan da kendi topraklarındaki 160 kilometrelik hattın rehabilitasyonunu

yapacak.”(Hür.,5 Şub.,s.14)

Page 306: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

294

Replik(Tiyatro)

“Yukarıdaki konuşmalar bir komedi piyesinin replikleri değil ayniyle vaki

diyaloglar.”(Sab.,7 Şub.,s.23)

Resital(Spor)

“Sahada adeta resital sunan Ricardinho’nun 56’da çataldan dönen frikiği ve dönen

topu Delgado’nun kafayla dışarı atması tribünleri golden daha fazla keyiflendirdi.”(Sab., 1

Şub., s.28)

Santrfor(Spor)

“...Tuncay takım hücumdayken tek forvetin yanına geçip 2.santrfor rolüne

soyundu.”(Sab.,8 Şub.,s.28)

Santrifüj(Biyokimya)

“Bu arada, İran'ın Natanz tesisinde 3000 yeni santrifüjün kurulması için altyapı

çalışmalarına başladığı iddia edildi,...”(Cum.,3 Şub.,s.9)

Semptom(Tıp)

“…ve çabuk hastalanma gibi semptomlar olur,…”( Sab.,26 Şub.,Günaydın eki

s.8(2))

Siyanür(Kimya)

“Mithat İnce’nin vücudunda yüzde 37 oranında siyanür ve bakır tespit

edildi.”(Hür., 1 Şub., s.5(2))

Solfej(Müzik)

“..., şan ve solfej öğrendik.”(Cum.,4 Şub.,s.7)

Page 307: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

295

Solüsyon(Kimya)

“Anne sütü almaya devam eden bebeklere ishalin ağırlığına göre şeker-tuz

solüsyonları(ORS) doktor tavsiyesine uygun olarak verilmesini öneren

Prof.Dr.Pehlivanoğlu,…”(Sab.,16 Şub.,s.4)

Spekülasyon(Ekonomi)

“…soruları üzerine Çukurova bölgesinde hububatta çimlenme gecikmesi nedeniyle

iç piyasada spekülasyon yapıldığını söyledi.”(Cum.,9 Şub.,s.3; 28 Şub.,s.12)

“…, Çin hükûmetinin borsada spekülasyonlarla haksız kazanç sağlayan

yatırımcılara karşı harekete geçeceği kaygılarını güçlendirdi.”(Sab.,28 Şub.,s.8)

Spekülatif(Ekonomi)

“Spekülatif maksatlarla piyasada hububat fiyatlarının artırılmaya çalışıldığını

kaydeden Eker,…”(Cum.,9 Şub.,s.3; 27 Şub.,s.12)

“Eğer vergi teşviki konulursa, bu durum fiyatları spekülatif olarak yukarıya

çekebilir.”(Hür.,19 Şub.,s.10)

“Hükûmetin spekülatif işlemlere önlem alabileceği beklentisi, faiz artırım

söylentileri ve fonların kâr payı ödemek için satışa geçmeleriyle…”(Sab.,28 Şub.,s.8)

Şizofren(Tıp)

“Siyaset ve düşünce hayatını kine bulamak isteyen şizofrenik hevesler hâlâ

var.”(Sab.,21 Şub.,s.1,5(2))

Taksir(Hukuk)

“Böylece sanık 'taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 6 yıla kadar hapis istemiyle

yargılanacak.”(Sab.,23 şub.,s.1,14(5))

Page 308: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

296

Temmerrüt faizi(Hukuk)

“İki defa üst üste ödeme yapmayan tüketiciden normal temmerrüt faizi

alınacak.”(Cum.,22 Şub.,s.8)

Temyiz(Hukuk)

“Şemdinli davasının temyiz başvurusunu inceleyen 1.Ceza Dairesi,...”(Cum.,2

Şub.,s.1,4(2); 13 Şub.,s.8; 14 Şub.,s.1,5; 15 Şub.,s.7; 17 Şub.,s.1,7(4); 23 Şub.,s.5(5))

“Yargıtay 9. Ceza Dairesi sanıkların temyiz istemlerini yerinde buldu.”(Hür., 7

Şub.,s.7; 12 Şub.,s.14(3); 26 Şub..,s.6)

“Yasin Hayal'in McDonald's'ı bombalaması davasında olduğu gibi Trabzon

Başsavcılığı rahip cinayeti davasında da kararı temyiz etmemişti.”(Sab.,12 Şub.,s.1,19(4))

Teokratik(Sosyoloji)

“Basın özgürlüğü demokratik bir toplumda teokratik olamaz.”(Cum.,11 Şub.,s.10)

Testosteron(Biyoloji,Jinekoloji)

“Müftüoğlu’na göre erkekler, testosteron hormonu seviyesine göre üçe ayrılıyor:

Yüksek, orta ve düşük T’ler.”(Hür.,25 Şub.,s.1,Pazar eki s.1,6(47))

“Çünkü erkeklerde testosteron düzeyi oturmuştur.”(Sab.,2 Şub.,s.7)

Tiroid(Biyoloji)

“Şeker ve tiroid hastalarının vazgeçemediği isimlerden biri olan

Prof.Hatemi,…”(Hür., 1Şub., s.4; 4 Şub.,Pazar eki s.10(2))

Tragedya(Tiyatro)

“Oyuncularımızın yansıttıkları tamamen bir tragedya ve ...”(Cum.,17 Şub.,Hafta

Sonu eki s.5)

Page 309: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

297

Travma(Psikoloji)

“Asıl travmayı burada alıyor.”(Sab.,15 Şub.,s.15; 28 Şub.,s.4(3))

Uranyum(Kimya)

“Listede nükleer hedefler olarak Natanz’daki uranyum zenginleştirme

tesisiyle,…”(Cum.,21 Şub.,s.11(4); 23 Şub.,s.1,10(2))

Uterus(Rahim)(Doğum ve Jinekoloji)

“…rahmini uterusundaki patolojiler nedeniyle matür hâle(gebeliği geliştirme

becerisi) getiremeyen kadınlar hariç.”(Cum.,18 Şub.,Pazar eki s.4)

Üroloji(Tıp)

“Düşük testosteron belirtilerini taşıdığını düşünüyorsa, üroloğa gidecek.”(Hür.,25

Şub.,Pazar eki s.6(5))

Veri tabanı(Bilişim)

“Kurum tarafından merkezi referans veri tabanının kurulduğu tarihin işletmecilere

bildirilmesini takiben,...”(Cum.,2 Şub.,s.13)

Yörünge(Gök bilimi)

“Yörüngesinde oluşacak bir değişiklik sonucu göktaşı Dünya’ya çarpacak olursa

İngiltere büyüklüğünde bir ülke haritadan silinebilir.”(Cum.,18 Şub.,s.8)

Page 310: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

298

3.1.6 Kalıplaşmış Sözler

Ayrı dünyanın insanlarıyız

“Onlar ayrı dünyanın insanları.”(Hür.,19 Şub.,Kelebek eki s.4(3))

Beş dakikada Beşiktaş

“Beş dakikada Beşiktaş esprisi vardı bir zaman dillerde.”(Sab., 1 Şub., s.28)

Gelen vurdu, giden vurdu

“Hrant Dink cinayetinden sonra '301'e gelen vurmuştu giden vurmuştu

ya...”(Sab.,14 Şub.,s.21)

Tamamen duygusal

“...Mesut Yılmaz, kardeşi Turgut Yılmaz'ın da 'tamamen duygusal' desteğini alıp

Rize'den bağımsız milletvekili seçilmenin yollarını arayabilir.”(Cum.,23 Şub.,s.8)

Vatan millet Sakarya

“Ülkücüleri ‘vatan millet Sakarya’ diyerek, solcuları da ‘hak, ekmek’ diyerek

kullandılar.”(Hür.,25 Şub.,s.1,Pazar eki s.11(3))

Page 311: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

299

3.2 GAZETELERDEKİ SÖZCÜK KAYNAĞI AÇISINDAN

Bu bölümde Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin 3 günlük

sayılarının(1-3 Şubat 2007) sözcük kaynağı açısından incelenmesi yapılmıştır.

İnceleme sonuçları 3 başlık çerçevesinde ele alınmıştır. Bunlar; Türkçe kökenli

ögeler,Yabancı kökenli ögeler ve Türkçeleşmiş Yabancı kökenli ögeler.

Ayrıca bu bölüme ait bazı kısaltmalar söz konusudur:

K.B: Kökü bilinmeyen ögeleri göstermek üzere kullanılmıştır. ?: Tartışmalı veya tahmine dayalı olduğunu göstermek üzere kullanılmıştır. +: Bileşik sözcüklerin her birinin kaynağı gösterilirken kullanılmıştır.Ör.;

“Tasdikname” sözcüğü Ar. Kökenli “Tasdik” ve Far. Kökenli “Name”nin bir araya

getirilmesiyle oluşturulmuştur ,bu nedenle kaynağı “Ar.+Far.” olarak gösterilmiştir.

… : 1 Şub.(1): Parantez içindeki rakam, sıklığı göstermektedir.

Page 312: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

300

3.2.1 CUMHURİYET GAZETESİ

3.2.1.1 CUMHURİYET GAZETESİNDE KULLANILAN TÜRKÇE KÖKENLİ ÖGELER

Abartma:2 Şub. (1) Acı çekmek(d.) :1 Şub. (1) Açı :2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Açık :2 Şub. (10), 3 Şub. (5) Açık oturum(d.) :1 Şub. (1) Açık kapı bırakmamak(d.): 2 Şub. (1) Açıkça: 3 Şub. (1) Açıklama :1 Şub. (2) , 2 Şub. (3), 3 Şub. (7) Açıklama yapılmak:2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Açıklama yapmak :1 Şub. (3), 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Açıklamak :1 Şub. (6), 2 Şub. (6), 3 Şub. (9) Açıklanmak : 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Açıklık getirmek :1 Şub. (1) Açılım :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Açılış:3 Şub. (2) Açılmak :2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Açmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ad :1 Şub. (2) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Ada: 2 Şub. (2) Aday :1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Adaylık :2 Şub. (1) Adım :1 Şub. (1), 3 Şub. (4) Adım adım(i.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Adım atılmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Adım atmak:2 Şub. (6), 3 Şub. (6) Adlandırmak : 2 Şub. (2) Adlı :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Ağ:3 Şub. (3) Ağır :1 Şub. (1) Ağırlıklı:1 Şub. (7) Ağız :1 Şub. (1) Ağlamak:2 Şub. (1) Akım :1 Şub. (3) Aksaklık(K.B):3 Şub. (1)

Aksatmak(K.B):3 Şub. (1) Akşam(?):3 Şub. (2) Aktarmak :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Alan :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (7) Algılamak:3 Şub. (1) Algılatmak:3 Şub. (1) Alıcı :2 Şub. (1) Alım:1 Şub. (1) Alınmak :1 Şub. (10) , 2 Şub. (6) Almak :1 Şub. (10), 2 Şub.(6), 3 Şub. (10) Alt :1 Şub. (1), 2 Şub.(6), 3 Şub. (2) Altını çizmek(d.):1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Altı :1 Şub. (6), 2 Şub. (8), 3 Şub. (5) Altın :1 Şub. (6) Altmış :1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Altyapı:3 Şub. (1) Amaç :2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Amaçlamak:3 Şub. (2) Ancak :1 Şub. (10), 2 Şub. (2) Ana :2 Şub. (3) Ana baba günü(d.)(i.) :3 Şub. (1) Ancak:2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Anı : 2 Şub.(1) Anımsatılmak:2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Anımsatmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Anlam : 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Anlamak:1 Şub. (1) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Anlamlı :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Anlaşılmak :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Anlaşma :1 Şub. (11), 2 Şub. (11), 3 Şub. (11) Anlaşma yapmak:1 Şub. (1), 3 Şub. (4) Anlaşmak :2 Şub. (3)

Page 313: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

301

Anlatılmak:2 Şub. (1) Anlatmak :1 Şub. (4), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Anlayış: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Anmak:2 Şub. (1) Antlaşma :1 Şub. (3) Ara :1 Şub. (3), 2 Şub. (11), 3 Şub. (6) Ara vermek:3 Şub. (1) Aracılık :1 Şub. (2) Araç :2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Aralık :1 Şub. (1) Arama :2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Arama yapmak:3 Şub. (1) Aramak :1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Aranmak :1 Şub. (1) Araştırma : 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Araştırılmak :1 Şub. (1) Araştırmak :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Aratmak:2 Şub. (1) Arayış : 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Arka :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Arkadaş :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Arpa boyu yol almak(d.) :2 Şub. (1) Art :1 Şub. (8), 2 Şub. (15), 3 Şub. (12) Artık :2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Artırılmak:3 Şub. (2) Artırmak : 2 Şub. (1) Artış:3 Şub. (1) Artmak :1 Şub. (2), 3 Şub. (6) Aşağılamak:3 Şub. (1) Aşama :1 Şub. (1), 3 Şub. (4) Aşamalı:3 Şub. (2) Aşkın :1 Şub. (1) Aşmak:3 Şub. (4) Atak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Atama :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Atamak :2 Şub. (2) Atanma :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Atanmak :1 Şub. (2), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Atılmak:3 Şub. (4) Atış :1 Şub. (1)

Atmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Ay :1 Şub. (7) , 2 Şub. (3) Ayak :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Ayağa kaldırmak(d.):3 Şub. (1) Aydınlatma:3 Şub. (1) Aykırı :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Aylık :1 Şub. (2) Ayrı:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ayrıca :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Ayrılık :2 Şub. (2) Ayrılmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Ayrıntılı: 2 Şub. (1) Az :1 Şub. (2) Azalmak :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Azaltılmak:3 Şub. (1) Azaltmak :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Azınlık: 2 Şub. (2) Baba :1 Şub. (3) Bağımsız: 3 Şub. (1) Bağlamak : 2 Şub. (1) Bağlanmak :2 Şub. (2) Bağlantı :1 Şub. (2) , 2 Şub. (1) Bağlantı kurmak:1 Şub. (1) Bağlantılı :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Bağlı :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Bağlı olmak:1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bağlılık :2 Şub. (1) Bakan :1 Şub. (1) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Bakanlık:3 Şub. (6) Bakılmak :2 Şub. (1) Bakmak :2 Şub. (6) Barış:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Basılmak: 3 Şub. (1) Basın :1 Şub. (4), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Baskı :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Baskı yapmak:1 Şub. (1) Baskın : 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Baskın yapmak(d.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Basmak:3 Şub. (4) Baş :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Başa gelmek(d.) :2 Şub. (1) Başarı :1 Şub. (17), 2 Şub. (2) Başarmak :1 Şub. (1)

Page 314: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

302

Başbakan : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Başbakanlık:3 Şub. (1) Başında :1 Şub. (1) Başka:1 Şub. (3), 2 Şub. (11), 3 Şub. (6) Başkan :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Başkanlık :2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Başkent :1 Şub. (1) Başlamak :1 Şub. (2), 2 Şub. (5), 3 Şub. (5) Başlangıç:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Başlatılmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Başlatmak :1 Şub. (4), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Başlıca: 3 Şub. (1) Başlık:2 Şub. (1) Başlıklı:1 Şub. (1) , 2 Şub. (1) Başvurmak(d.) :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Başvuru:1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Başyazı :2 Şub. (1) Bataklık :2 Şub. (1) Bayrak :1 Şub. (1), 2 Şub. (7), 3 Şub. (8) Bayrak açmak(d.): 2 Şub. (1) Bayrak dikmek: 3 Şub. (1) Beceriksizlik(?) :1 Şub. (3) Beğenmek:3 Şub. (1) Beklemek :1 Şub. (3), 2 Şub. (7), 3 Şub. (2) Beklenmek:2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Beklenti :1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Belge:3 Şub. (5) Belgelemek: 2 Şub. (1) Belgeli:3 Şub. (1) Belirlemek :1 Şub. (2), 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Belirlenmek :1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Belirli :1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Belirtilmek :1 Şub. (8) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (13) Belirtmek :1 Şub. (14), 2 Şub. (13), 3 Şub. (10)

Belli:3 Şub. (4) Ben:1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Benzemek :1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Benzer :2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Beri :1 Şub. (1) Beş :1 Şub. (6), 2 Şub. (11), 3 Şub. (14) Bıkmak(K.B) :1 Şub. (3) Bırakılmak(K.B):2 Şub. (2) Bırakmak(K.B) :1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (7) Biçim :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Bildirilmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Bildirmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (5), 3 Şub. (2) Bile :1 Şub. (2), 3 Şub. (4) Bilgi :1 Şub. (10) , 2 Şub. (12), 3 Şub. (2) Bilgi edinilmek:3 Şub. (1) Bilgi edinmek:2 Şub. (1) Bilgilendirme: 3 Şub. (1) Bilinmek :1 Şub. (3) , 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Bilmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Bin:1 Şub. (3) , 2 Şub. (3), 3 Şub. (27) Binlerce :1 Şub. (2) Bir :1 Şub. (70) , 2 Şub. (77), 3 Şub. (128) Bir arada (d.):2 Şub. (1) Bir araya gelmek(d.):1 Şub. (2), 3 Şub. (4) Bir taşla üç kuş vurmak(d.):3 Şub. (1) Biraz :1 Şub. (1) Birbiri :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Birçok : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Birim :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Birkaç :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Birleşik:2 Şub. (1) Birleşme:2 Şub. (1) Birleşmek:3 Şub. (1) Birleştirilmek :1 Şub. (2) Birlik :2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Birlikte :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Bitmek :1 Şub. (1) , 2 Şub. (1)

Page 315: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

303

Biz :1 Şub. (5) , 2 Şub. (13), 3 Şub. (11) Boru:2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Boş :1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Boşa çıkarmak(d.):1 Şub. (2) Boşaltılmak :1 Şub. (1) Boylamak : 2 Şub. (1) Boyun eğmek(d.):2 Şub. (1) Boyunca :2 Şub. (1) Boyut :1 Şub. (1) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Bozmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Bölge :1 Şub. (9), 2 Şub. (7), 3 Şub. (16) Bölgesel:3 Şub. (3) Bölüm :1 Şub. (10) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Böyle :1 Şub. (2), 3 Şub. (7) Böylece :2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Böylesine :2 Şub. (1) Bu :1 Şub. (54), 2 Şub. (63), 3 Şub. (79) Bu arada :2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Bundan böyle(d.) :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Bugün :1 Şub. (5), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Bugünlerde: 3 Şub. (1) Bulantı:2 Şub. (2) Bulaşmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bulgu :1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Bulmak:2 Şub. (5), 3 Şub. (7) Bulunmak :1 Şub. (12), 2 Şub. (18), 3 Şub. (14) Burada :1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Burnu kanamak(d.):2 Şub. (1) Buz:3 Şub. (1) Buzlanmak:3 Şub. (1) Buzul:3 Şub. (1) Bütün :1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (5) Bütünlük :2 Şub. (3) Büyük :1 Şub. (6) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (12) Büyükelçi:1 Şub. (2) Büyümek :1 Şub. (1) Caydırıcı:1 Şub. (1) Çaba :1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Çağırmak: 2 Şub. (2) Çağrı :2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Çağrışım :2 Şub. (1)

Çalım:2 Şub. (1) Çalışılmak :1 Şub. (1) Çalışma: 2 Şub. (4), 3 Şub. (10) Çalışmak :1 Şub. (7), 2 Şub. (11), 3 Şub. (8) Çalışmak çabalamak(i.):3 Şub. (1) Çalmak :1 Şub. (1) Çanak :1 Şub. (1) Çarpıcı : 2 Şub. (1) Çatışma:1 Şub. (2), 3 Şub. (5) Çatışmak:3 Şub. (2) Çekilmek :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (7) Çekim : 2 Şub. (1) Çekince: 3 Şub. (1) Çekinmek:3 Şub. (1) Çekişme: 2 Şub. (1) Çekmek :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Çevre:1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Çevrilmek :1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Çıkar:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Çıkarılmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (5), 3 Şub. (2) Çıkarma:3 Şub. (3) Çıkarmak :1 Şub. (1) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Çıkartılmak:3 Şub. (1) Çıkartmak:3 Şub. (1) Çıkış:3 Şub. (2) Çıkışlı :1 Şub. (1) Çıkmak :1 Şub. (10), 2 Şub. (13), 3 Şub. (3) Çıkmaza girmek(d.) :1 Şub. (1) Çırpınış:3 Şub. (1) Çırpınmak:3 Şub. (1) Çizmek: 3 Şub. (1) Çocuk:2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Çoğunluk:3 Şub. (2) Çok :1 Şub. (13) , 2 Şub. (11), 3 Şub. (13) Çökmek: 3 Şub. (1) Çözmek:3 Şub. (1) Çözülmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2)

Page 316: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

304

Çözüm :1 Şub. (2), 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) Çukur :1 Şub. (1) Da –De(Dahi) :1 Şub. (25) , 2 Şub. (78), 3 Şub. (60) Dağıtım: 3 Şub. (1) Dağıtmak:1 Şub. (1) Daha :1 Şub. (5), 2 Şub. (5), 3 Şub. (22) Dahi: 3 Şub. (2) Dalga:3 Şub. (1) Dalmak:2 Şub. (1) Danışmanlık: 3 Şub. (1) Davranış :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Dayandırmak :1 Şub. (2) Dayanışma :2 Şub. (1) Dayanmak:2 Şub. (1) Dayatmak: 2 Şub. (2) Değer:2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Değerlendirilmek :1 Şub. (3), 2 Şub. (4) Değerlendirme :1 Şub. (4), 2 Şub. (5), 3 Şub. (7) Değerlendirmek : 2 Şub. (3), 3 Şub. (5) Değil :1 Şub. (5) , 2 Şub. (9), 3 Şub. (6) Değişik :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Değişiklik :1 Şub. (1) , 2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Değişmek :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Değiştirilmek:2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Değiştirmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Dek :1 Şub. (1) Demek :1 Şub. (17), 2 Şub. (29), 3 Şub. (16) Denemek:3 Şub. (1) Denetçi:3 Şub. (2) Denetim:3 Şub. (1) Denetlemek:2 Şub. (1) Denge :1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Deniz:2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Denizde damla:1 Şub. (1) Denilmek:2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Denmek:2 Şub. (1) Deprem: 3 Şub. (6)

Deprem kuşağı: 3 Şub. (3) Derin : 2 Şub. (1) Derinlemesine :1 Şub. (1) Derinlik:2 Şub. (1) Deyim :1 Şub. (2) Deyiş : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Dış :1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Dışarı :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Dışında :1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Dik: 2 Şub. (1) Dil:3 Şub. (1) Dile getirmek(d.) :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Dile getirilmek(d.) :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Dilek:3 Şub. (1) Dilemek :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Dilim :1 Şub. (2) Dinlemek:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Direk:3 Şub. (1) Direnmek: 2 Şub. (3) Diye :1 Şub. (4), 2 Şub. (7), 3 Şub. (8) Doğmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Doğru :1 Şub. (1), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Doğrudan:2 Şub. (2) Doğum :1 Şub. (1) Doğum yeri: 2 Şub. (1) Doksan:3 Şub. (8) Dokunmak:1 Şub. (1) , 2 Şub. (1) Dokuz :1 Şub. (1) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (13) Dolandırıcılık :1 Şub. (3) Dolandırmak :1 Şub. (1) Dolayı :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Doldurmak:1 Şub. (1) Dolu:3 Şub. (1) Donanma :2 Şub. (4) Dondurmak:2 Şub. (1) Donma:3 Şub. (1) Dönem :1 Şub. (13) , 2 Şub. (9), 3 Şub. (3) Dönmek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Dönüşmek:3 Şub. (1) Dönüştürmek:1 Şub. (1) Dönüştürülmek :1 Şub. (1)

Page 317: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

305

Dönüşüm :2 Şub. (1) Dört :1 Şub. (3), 2 Şub. (19), 3 Şub. (16) Döşenmek:2 Şub. (2) Durdurmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Durmak :1 Şub. (1) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Durum :1 Şub. (7) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (13) Duyarlı :1 Şub. (1) Duygu: 3 Şub. (1) Duymak:3 Şub. (1) Duyurmak:2 Şub. (1) Duyurulmak: 3 Şub. (1) Düğme:3 Şub. (3) Dün :1 Şub. (3) ,2 Şub. (12), 3 Şub. (7) Düşmek:3 Şub. (2) Düşünce :1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Düşündürücü:3 Şub. (3) Düşünmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Düşünülmek:2 Şub. (1) Düzeltmek :2 Şub. (3) Düzen :1 Şub. (1) Düzenleme:2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Düzenlemek:1 Şub. (4), 3 Şub. (3) Düzenlenmek : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Düzey :1 Şub. (2), 3 Şub. (7) Edinilmek :1 Şub. (2) Eğilim :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Eğitim: 3 Şub. (1) Ek :2 Şub. (1) Eklenmek:2 Şub. (1) Eksik: 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Eksiklik: 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) El :1 Şub. (1) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) El atmak(d.):2 Şub. (1) El birliği:2 Şub. (1) Elde edilmek(d.):3 Şub. (1) Elde etmek(d.):3 Şub. (1) El ele vermek(d.)(i.):3 Şub. (1) El konulmak(d.) :2 Şub. (1) El koymak(d.) :1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Ele alınmak(d.):1 Şub. (1) Ele geçirilmek(d.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Ele geçirmek(d.) :2 Şub. (2)

Ele geçmek(d.):2 Şub. (1) Elinden almak:1 Şub. (2) Eleştiri :2 Şub. (1) Eleştirmek: 3 Şub. (1) Elli : 2 Şub. (1), 3 Şub. (8) Emekli :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Emekliye ayrılmak:1 Şub. (1) En :1 Şub. (5), 2 Şub. (6), 3 Şub. (5) En azından:1 Şub. (1) Erimek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Eritmek :1 Şub. (1) Erken :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Erte:2 Şub. (1) Eski :1 Şub. (5), 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Eş :1 Şub. (2) Eşlik:2 Şub. (1) Eşlik etmek:1 Şub. (1) Etki :1 Şub. (1), 3 Şub. (5) Etkilenmek :1 Şub. (1) Etkileyici:3 Şub. (1) Etkili :1 Şub. (1) Etkin:3 Şub. (1) Etkinlik :1 Şub. (1) Etkisiz : 2 Şub. (1) Etmek :1 Şub. (2), 3 Şub. (5) Ev : 2 Şub. (7) Evet:3 Şub. (1) Eylem:1 Şub. (4), 2 Şub. (3) Ezmek :2 Şub. (1) Gece: 2 Şub. (1) Gecekondu :2 Şub. (4) Gece yarısı:3 Şub. (1) Geç:3 Şub. (1) Geç kalmak:1 Şub. (1) Geçen :1 Şub. (3) , 2 Şub. (3) Geçerli:3 Şub. (2) Geçirilmek:2 Şub. (2) Geçirmek:2 Şub. (1) Geçiş:3 Şub. (1) Geçmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Geçmiş :2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Gelecek:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Gelenek :1 Şub. (1)

Page 318: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

306

Gelin :1 Şub. (1) Gelir:2 Şub. (1) Gelişme: 2 Şub. (8), 3 Şub. (5) Gelişmek:3 Şub. (2) Geliştirmek :1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Gelmek :1 Şub. (8), 2 Şub.(12), 3 Şub. (22) Gemi : 2 Şub. (16), 3 Şub. (3) Genç: 3 Şub. (1) Genç yaşlı(i.) : 2 Şub. (1) Gençlik:3 Şub. (1) Genel(?) :1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Genelge: 3 Şub. (8) Genellikle :1 Şub. (1) Geniş:1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Genişletilmek:3 Şub. (1) Gerçek:2 Şub. (7), 3 Şub. (4) Gerçekçi:2 Şub. (1) Gerçekleşmek :1 Şub. (1) , 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Gerçekleştirilmek:2 Şub. (1) Gerçekleştirmek:1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Gerek :1 Şub. (1), 2 Şub. (10), 3 Şub. (5) Gerekçe :1 Şub. (7) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (8) Gerekçeli :1 Şub. (1) Gerekli :1 Şub. (4) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Gerekmek :1 Şub. (5), 2 Şub. (8), 3 Şub. (6) Gereksinim :1 Şub. (4) Gerektirmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Gerginlik:3 Şub. (1) Geri : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Geri alınmak(d.):1 Şub. (1) Geri getirilmek:1 Şub. (1) Geri verilmek:1 Şub. (2) Geri vermek :1 Şub. (1) Geri verilmek:1 Şub. (1) Gerilim:2 Şub. (2) Getirilmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Getirmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2)

Gezegen:3 Şub. (1) Gezi:3 Şub. (1) Gibi :1 Şub. (4) , 2 Şub. (9), 3 Şub. (11) Gidilmek :1 Şub. (2) Gidiş:3 Şub. (1) Giriş :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Girişim :1 Şub. (4), 2 Şub. (8), 3 Şub. (4) Girmek :1 Şub. (3), 2 Şub. (7), 3 Şub. (3) Gitmek :1 Şub. (7), 2 Şub.(8), 3 Şub. (10) Giydirmek : 2 Şub. (1) Gizem:3 Şub. (1) Gizli: 2 Şub. (1) Gönderilmek :1 Şub. (5), 2 Şub. (7), 3 Şub. (2) Göndermek :1 Şub. (1), 2 Şub. (9), 3 Şub. (10) Göre :1 Şub. (9) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (13) Görev :1 Şub. (14), 2 Şub. (22), 3 Şub. (14) Görevden alınmak: 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Görevden almak: 2 Şub. (3) Görevlendirilmek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Görevlendirmek: 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Görevli :1 Şub. (1), 2 Şub. (14), 3 Şub. (5) Görevsizlik :2 Şub. (3) Görkemli:1 Şub. (1) Görmek :1 Şub. (1), 2 Şub. (8), 3 Şub. (2) Görmezden gelmek(d.) :1 Şub. (4), 3 Şub. (3) Görülmek :1 Şub. (2) ,2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Görünmek :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Görüntü :2 Şub. (11), 3 Şub. (14) Görüntülenmek: 2 Şub. (1) Görüş :1 Şub. (3), 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) Görüş birliği:3 Şub. (1) Görüşme :1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Görüşmek :1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Gösterilmek: 2 Şub. (3), 3 Şub. (1)

Page 319: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

307

Göstermek :1 Şub. (5) , 2 Şub. (11), 3 Şub. (11) Götürmek :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Götürülmek : 2 Şub.(1) Göz :1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Gözaltı :1 Şub. (1) Gözaltına alınmak(d.) :1 Şub. (5), 2 Şub. (4) Göz ardı etmek(d.):1 Şub. (1) Gözdağı (vermek)(d.) : 2 Şub. (1) Gözden geçirilmek(d.):3 Şub. (1) Göz önünde bulundurmak(d.): 2 Şub. (1) Göz önünde tutulmak(d.): 2 Şub. (1) Göz yummak(d.) :2 Şub. (1) Gözlem:3 Şub. (1) Güç :1 Şub. (2), 2 Şub. (8), 3 Şub. (12) Güçlü :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Gümüş :1 Şub. (1) Gün :1 Şub. (6) , 2 Şub. (9), 3 Şub. (12) Güncelliğini yitirmek: 3 Şub. (1) Gündem:1 Şub. (8), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Gündeme gelmek(d.) :1 Şub. (5), 2 Şub. (8) Gündeme getirmek (d.):1 Şub. (4), 2 Şub. (2) Gündüz: 3 Şub. (1) Güney:2 Şub. (1) Günlük :2 Şub. (1) Güvenilir: 3 Şub. (1) Güvenilirlik: 3 Şub. (2) Güvenli:3 Şub. (1) Güvenlik :1 Şub. (3) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (12) Güvenlik görevlisi: 2 Şub.(3), 3 Şub. (3) Güvensizlik: 3 Şub. (1) Güvenmek:3 Şub. (3) Güzel:2 Şub. (2) Hangi:3 Şub. (1) Ilımlı: 2 Şub. (1) Işık:1 Şub. (1), 2 Şub. (1) İç :1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (9) İçine almak(d.):3 Şub. (2) İç karartmak(d.):3 Şub. (1) İçeri :1 Şub. (2) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (3)

İçerik :1 Şub. (1) İçerikli :1 Şub. (1) İçermek :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) İçin :1 Şub. (21), 2 Şub. (20), 3 Şub. (32) İçinde :1 Şub. (8), 2 Şub. (4), 3 Şub. (7) İçyüzü :1 Şub. (1) İken :2 Şub. (1) İki :1 Şub. (11) , 2 Şub. (36), 3 Şub. (38) İkide bir(d.):3 Şub. (2) İkilem :1 Şub. (1) İkili :2 Şub. (1) İl :1 Şub. (2), 2 Şub. (3) İlçe :1 Şub. (2) , 2 Şub. (1) İle :1 Şub. (58), 2 Şub. (119), 3 Şub. (115) İleri sürmek(d.) :1 Şub. (1) İleri sürülmek (d.):1 Şub. (6) İletişim:2 Şub. (1) İlgi :1 Şub. (6) İlgilendirmek:2 Şub. (1) İlgili :1 Şub. (10) , 2 Şub. (13), 3 Şub. (10) İlginç :1 Şub. (3), 3 Şub. (1) İlişki :1 Şub. (4), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) İlişkin :1 Şub. (7), 2 Şub. (7), 3 Şub. (9) İlk :1 Şub. (4) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (6) İlke:3 Şub. (1) İnanmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (3) İnceleme: 2 Şub. (14), 3 Şub. (2) İncelemek:1 Şub. (2), 2 Şub. (1) İncelenmek :2 Şub. (1) İndirmek:3 Şub. (1) İnmek :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) İrdelenmek:2 Şub. (2) İrili ufaklı(i.) :1 Şub. (1) İstek:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İstem:3 Şub. (2) İstemek :1 Şub. (10) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) İster istemez(d.)(i.):1 Şub. (1) İstenmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) İş :1 Şub. (7), 3 Şub. (5) İşe yaramak(d.) :2 Şub. (1)

Page 320: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

308

İşbaşı: 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) İşçi:2 Şub. (7), 3 Şub. (2) İşlem :1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (5) İşlemek :2 Şub. (2) İşlenmek :1 Şub. (1) , 2 Şub. (2) İşletilmek:2 Şub. (1) İşletmeci:2 Şub. (14) İşletmek :2 Şub. (1) İşlevsel:3 Şub. (1) İşleyiş:3 Şub. (1) İşte :2 Şub. (1) İşyeri :1 Şub. (1) İtmek:3 Şub. (1) İyi : 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) İyice:3 Şub. (1) İz :1 Şub. (2) İzlemek:2 Şub. (4), 3 Şub. (2) İzlenmek: 2 Şub. (1) Kabadayı :2 Şub. (1) Kabadayılık :2 Şub. (2) Kaç :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaçakçı :1 Şub. (1) Kaçakçılık:1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Kaçınılmaz:2 Şub. (1) Kaçırmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kaçırılmak :1 Şub. (4) Kaçmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaldırılmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Kaldırmak: 3 Şub. (3) Kalınlaşmak :1 Şub. (1) Kalkışmak :2 Şub. (4) Kalkmak:3 Şub. (1) Kalmak :1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (9) Kamu :1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Kamu kurumu:3 Şub. (1) Kamuoyu :1 Şub. (4), 3 Şub. (7) Kan: 3 Şub. (1) Kan ağlamak (d.):1 Şub. (1) Kanat:3 Şub. (1) Kandırılmak :1 Şub. (1) Kanıtlanmak :1 Şub. (1)

Kapatılmak :1 Şub. (1) Kapı:3 Şub. (1) Kapıda:3 Şub. (1) Kapkaççı:3 Şub. (1) Kaplamak :1 Şub. (1) Kapsam :1 Şub. (5), 2 Şub. (6) Kapsamak :1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Kapsamlı: 2 Şub. (1) Kar:3 Şub. (2) Karakol :2 Şub. (5), 3 Şub. (12) Karalamak:3 Şub. (1) Karartma :1 Şub. (2) Karasuları:1 Şub. (2) Kara yolu:3 Şub. (1) Kardeş :1 Şub. (1) Karışmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Karıştırılmak :1 Şub. (1) Karmaşa :1 Şub. (3) Karmaşık:3 Şub. (2) Karşı :1 Şub. (6), 2 Şub. (12), 3 Şub. (8) Karşı çıkmak(d.) :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Karşı karşıya(d.)(i.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Karşı karşıya getirilmek(d.):2 Şub. (1) Karşı karşıya getirmek(d.):3 Şub. (1) Karşı koymak(d.):2 Şub. (1) Karşılamak :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Karşılanmak :2 Şub. (5) Karşılaşma : 2 Şub. (1) Karşılaşmak:3 Şub. (1) Karşılaştırılmak:2 Şub. (2) Karşılık: 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Karşılık vermek:1 Şub. (1) Karşılıklı :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Karşın :1 Şub. (7), 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Karşıtlık:3 Şub. (1) Kat :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Katı:2 Şub. (1) Katılım:2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Katılımcı:3 Şub. (1) Katılmak :2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Katlamak :1 Şub. (1) Katlanmak:2 Şub. (1)

Page 321: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

309

Katmak:3 Şub. (1) Kavram:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaygı:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaynak :1 Şub. (9), 3 Şub. (6) Kaynaklanmak:1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kazanç :1 Şub. (1) Kazanım: 3 Şub. (1) Kazanmak :2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Keçi :1 Şub. (1) Kendi :1 Şub. (3), 2 Şub. (9), 3 Şub. (11) Kesim:2 Şub. (1) Kesin :1 Şub. (1) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kesinlik :1 Şub. (2) Kesinlikle:2 Şub. (1) Kesintisiz :2 Şub. (1) Kesmek:2 Şub. (1) Kez :1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Kınamak :1 Şub. (1) Kırık :1 Şub. (1) Kırılmak :2 Şub. (3) Kırk :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Kısa: 3 Şub. (3) Kısıtlı:3 Şub. (1) Kıskaç:3 Şub. (1) Kış :1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Kış uykusu:1 Şub. (1) Kışkırtıcı:3 Şub. (3) Kıyı :1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Kıyıdaş: 3 Şub. (1) Kim :2 Şub. (1) Kimi:2 Şub. (1) Kimlik: 3 Şub. (1) Kimse :1 Şub. (3) , 2 Şub. (2) Kirlenmek:3 Şub. (1) Kirlilik :1 Şub. (4) Kişi :1 Şub. (6) , 2 Şub. (12), 3 Şub. (9) Kişilik: 2 Şub. (2) Kişisel :2 Şub. (1) Koluna girmek(d.):3 Şub. (1) Kolay :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kolaylaştırmak :2 Şub. (1) Kolaylık:1 Şub. (1) Koltuk :1 Şub. (2)

Komşu:2 Şub. (2) Komutan (?): 3 Şub. (1) Komutanlık :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Konmak: 3 Şub. (1) Konu :1 Şub. (24) , 2 Şub. (19), 3 Şub. (28) Konulmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Konum:3 Şub. (1) Konuşma:2 Şub. (2) Konuşma yapmak:1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Konuşmak :1 Şub. (6), 2 Şub. (4), 3 Şub. (7) Konuşulmak:3 Şub. (1) Konut vergisi:2 Şub. (1) Korku :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Korkunç:3 Şub. (1) Korkutucu:3 Şub. (1) Koruma :1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Korumak :1 Şub. (3), 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) Korunmak:1 Şub. (2) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Koşul:3 Şub. (2) Koymak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Körüklemek:3 Şub. (1) Köstebek:3 Şub. (1) Kötü :2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Kötülük:3 Şub. (1) Kullanıcı:2 Şub. (2) Kullanılmak :1 Şub. (5), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Kullanmak :1 Şub. (5), 2 Şub. (6), 3 Şub. (5) Kuraklık:3 Şub. (1) Kurmak :1 Şub. (2) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Kurtarmak:1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kurtulmak :1 Şub. (1) Kurul :2 Şub. (1) Kurulmak :2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Kurulu:1 Şub. (1) Kurulum:2 Şub. (1) Kuruluş:1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (5)

Page 322: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

310

Kurum :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (5) Kurutmak :2 Şub. (1) Kusma:2 Şub. (2) Kuşatmak:3 Şub. (1) Kuşku:3 Şub. (1) Kutlamak :1 Şub. (1) Kutsal :2 Şub. (3) Kuyumcu :1 Şub. (1) Kuzey:1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Küçülmek:2 Şub. (1) Lakırtı:3 Şub. (1) Ne :1 Şub. (7), 2 Şub.(11), 3 Şub. (9) Ne diye(d.): 2 Şub. (1) Neden :1 Şub. (9), 2 Şub. (8), 3 Şub. (10) Neden olmak:1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Nedeniyle :1 Şub. (5), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Nedense :1 Şub. (1) Nere :1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Nerede:3 Şub. (1) Nereden:3 Şub. (1) Neredeyse(d.):3 Şub. (1) Niçin: 2 Şub. (1) Nitelemek :1 Şub. (1) Nitelendirmek:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Nitelik:2 Şub. (1) Niye : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) O : 1 Şub. (10), 2 Şub. (10), 3 Şub. (6) Oda: 3 Şub. (1) Odak :1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Oğul :1 Şub. (3) Okul :2 Şub. (1) Olağan :2 Şub. (1) Olağanüstü:3 Şub. (1) Olanak:2 Şub. (1) Olası :1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Olasılık :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Olay :1 Şub. (27), 2 Şub. (19), 3 Şub. (9) Oldu bitti(ye getirmek)(d.) (i.): 2 Şub. (1) Olmak :1 Şub. (86), 2 Şub.(77), 3 Şub. (86) Olumlu: 2 Şub. (4) Olumlu olumsuz(i.):2 Şub. (1)

Olumsuz:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Olumsuzluk :2 Şub. (1) Olup bitmek:1 Şub. (1) Olur:3 Şub. (1) Oluşmak:1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Oluşturmak :2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Oluşturulmak:2 Şub. (2), 3 Şub. (2) On :1 Şub. (2) , 2 Şub. (22), 3 Şub. (8) Onarılmak :1 Şub. (1) Onay:3 Şub. (1) Onaylamak:3 Şub. (1) Onca :1 Şub. (1) Onlar:3 Şub. (2) Onlarca: 2 Şub. (1) Ora : 2 Şub. (2) Oran:3 Şub. (1) Ordu :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Orta:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Orta :1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Ortadan kaldırılmak(d.): 3 Şub. (1) Ortadan kaldırmak(d.):3 Şub. (1) Ortaya atılmak(d.):2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ortaya atmak(d.) :1 Şub. (2) Ortaya çıkarılmak (d.):1 Şub. (1) Ortaya çıkarmak (d.):1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Ortaya çıkmak(d.):1 Şub. (6), 2 Şub. (6), 3 Şub. (5) Ortaya koymak(d.) :2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Ortak :1 Şub. (6), 3 Şub. (5) Ortam:2 Şub. (2) Ortaöğretim :1 Şub. (14) Otlatmak :1 Şub. (1) Oturma :1 Şub. (1) Oturma eylemi:2 Şub. (1) Oturmak:2 Şub. (2) Otuz:1 Şub. (1) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (8) Oy :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Oy çokluğu:2 Şub. (1) Oynamak :2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Oysa :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Oyun :1 Şub. (4), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Ödemek :1 Şub. (1) Ödenmek:3 Şub. (1)

Page 323: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

311

Ödüllendirilmek : 2 Şub. (1) Öğle :2 Şub. (1) Öğle yemeği:3 Şub. (1) Öğrenci :1 Şub. (16) Öğrenilmek :1 Şub. (7), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Öğrenmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Öğretmen :2 Şub. (1) Ölçü:3 Şub. (3) Ölçülü :2 Şub. (1) Öldürmek :1 Şub. (1) , 2 Şub.(7), 3 Şub. (1) Öldürtmek :2 Şub. (1) Öldürülmek :1 Şub. (8), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Ölmek:2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Ön :1 Şub. (7) , 2 Şub. (12), 3 Şub. (12) Öne sürmek(d.):1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Öne sürülmek(d.):3 Şub. (1) Önüne geçilmek(d.):2 Şub. (1) Önce :1 Şub. (11) , 2 Şub. (10), 3 Şub. (6) Önceki : 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Öncelik :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Öncelikle: 3 Şub. (2) Öncelikli: 3 Şub. (1) Önem :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Önem vermek:3 Şub. (1) Önemli :1 Şub. (5) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Önerge :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Öneri : 2 Şub. (3) Önerilmek: 2 Şub. (2) Önermek :1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Öngörmek :1 Şub. (1) Öngörülmek: 3 Şub. (1) Önlem :1 Şub. (1) Önlem almak:1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Önlemek :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Önlenmek:3 Şub. (1) Önleyici:3 Şub. (1) Örgüt:1 Şub. (10), 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Örgüt kurmak :1 Şub. (1) Örnek(?) :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Örnek vermek:1 Şub. (1)

Örtbas etmek(d.):2 Şub. (1) Örtmek: 3 Şub. (1) Öte:3 Şub. (1) Öteden beri(d.) : 2 Şub. (1) Öteki :1 Şub. (1) Öte yandan :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ötürü:1 Şub. (1) Övgü:3 Şub. (1) Övünmek:3 Şub. (5) Öyle :2 Şub. (1) Öz:3 Şub. (2) Özel :1 Şub. (2) ,2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Özellikle :1 Şub. (2) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (3) Özerk: 2 Şub. (2) Özerklik: 2 Şub. (4) Özet:2 Şub. (1) Özetlemek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Özümsemek :2 Şub. (1) Patlama :1 Şub. (1), 2 Şub. (11) Patlamak : 2 Şub. (1) Patlayıcı :1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Payda(?):3 Şub. (2) Paylaşılmak(?):3 Şub. (1) Paylaşım(?):2 Şub. (3) Pek :1 Şub. (1) Pek çoğu:3 Şub. (1) Peki :2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Saç :2 Şub. (3) Saçmak :1 Şub. (1) Sağ: 3 Şub. (1) Sağlamak :1 Şub. (4), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Sağlamlaştırmak:3 Şub. (1) Sağlanmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sağlıklı :1 Şub. (3) Sakıncalı :2 Şub. (1) Saklamak:2 Şub. (1) Saldırgan: 3 Şub. (1) Saldırı:1 Şub. (8) , 2 Şub. (1) Saldırmak:3 Şub. (3) Sanık :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Sanılmak :1 Şub. (1)

Page 324: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

312

Sanmak:2 Şub. (1) Saplanmak :1 Şub. (1) Saptama:3 Şub. (1) Saptamak :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Saptırma: 2 Şub. (3) Saptırmak :1 Şub. (1) Satılmak :1 Şub. (2) Satın almak:2 Şub. (2) Satmak :1 Şub. (5) Sav:3 Şub. (2) Savaş : 2 Şub. (10), 3 Şub. (7) Savcı :1 Şub. (2) Savcılık: 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Savlanmak: 2 Şub. (3) Savunma: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Savunma: 2 Şub. (1) Savunmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Saygı duymak:2 Şub. (1) Sayı :1 Şub. (4), 2 Şub. (6), 3 Şub. (8) Sayılı:1 Şub. (1), 2 Şub. (5) Sayılmak:3 Şub. (2) Sayın: 2 Şub. (2) Saymak : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Seçenek: 2 Şub. (1) Seçilmek :1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Seçim :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Seçmek :1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Sekiz:1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (11) Seksen :1 Şub. (1) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Sen : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Sergilemek :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Sergilenmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Ses :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ses çıkmamak(d.):2 Şub. (1) Ses çıkarmamak(d.) :1 Şub. (3) Seslendirmek :1 Şub. (1) Sıcak:3 Şub. (4) Sıcaklık:3 Şub. (5) Sığınak:3 Şub. (1) Sığınmak :1 Şub. (1) Sık:3 Şub. (1) Sıkıntı :1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Sıkıntılı:3 Şub. (1)

Sıkıştırmak:3 Şub. (1) Sıklaştırmak: 3 Şub. (1) Sınav :1 Şub. (1) Sıra (?):1 Şub. (1) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Sıradan :1 Şub. (1) Sıralamak :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Sıyrılmak :1 Şub. (1) Sızdırılmak:3 Şub. (1) Sızmak : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Simgelemek :1 Şub. (1) Siz :1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Soğuk bakmak :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Soğukkanlı (d.):2 Şub. (1) Soğumak:2 Şub. (1) Sokulmak : 2 Şub. (2) Solunum(K.B):2 Şub. (2) Somut:3 Şub. (3) Son :1 Şub. (7), 2 Şub. (6), 3 Şub. (8) Son vermek:3 Şub. (1) Sonlanmak: 2 Şub. (1) Sonra :1 Şub. (9), 2 Şub.(10), 3 Şub. (14) Sonuç :1 Şub. (6), 2 Şub. (8), 3 Şub. (12) Sonuç almak :2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Sonuçlanmak :1 Şub. (2) Sonunda:1 Şub. (1) Sopa(K.B): 2 Şub. (1) Sorgu :1 Şub. (1) Sorgulanmak:3 Şub. (1) Sormak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Soru :1 Şub. (7) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (5) Sorulmak:3 Şub. (2) Sorumlu :1 Şub. (5), 2 Şub. (6), 3 Şub. (9) Sorumluluk :1 Şub. (4) , 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Sorun:2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Soruşturma :1 Şub. (15), 2 Şub. (11), 3 Şub. (11) Soruşturulmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Soykırım: 3 Şub. (1) Sökmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Söndürülmek:2 Şub. (2) Söylemek :1 Şub. (13), 2 Şub. (8), 3 Şub. (11)

Page 325: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

313

Söylenmek: 2 Şub. (1) Söz :2 Şub. (9), 3 Şub. (4) Söz açmak(d.):1 Şub. (1) Söz edilmek(d.):2 Şub. (2) Söz etmek(d.): 2 Şub. (1) Söz konusu(d.):1 Şub.(1), 2 Şub. (2),3 Şub. (3) Sözünü tutmak(d.): 3 Şub. (1) Söz vermek(d.): 3 Şub. (2) Sözünden dönmek:3 Şub. (1) Sözcü :1 Şub. (1) Sözleşme:2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Sözleşmeli:3 Şub. (1) Su:2 Şub. (1) Suç :1 Şub. (6), 2 Şub. (10), 3 Şub. (2) Suç işlemek :1 Şub. (2), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Suç işlenmek: 2 Şub. (5) Suçlamak:1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Suçlanmak:3 Şub. (1) Suçlu:3 Şub. (1) Sunulmak :2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Suskun :1 Şub. (1) Süpürmek :1 Şub. (2) Sürdürmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Süre :1 Şub. (4), 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Süreç :1 Şub. (2), 2 Şub. (5), 3 Şub. (7) Sürekli :1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Sürmek :1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (7) Süslemek(K.B) :1 Şub. (1) Süzgeçten geçirilmek:3 Şub. (2) Şaşırmak :1 Şub. (2) Şaşırtmak :1 Şub. (1) Şaşkınlık :2 Şub. (1) Şımarıklık(K.B) :2 Şub. (1) Şimdi :1 Şub. (6), 2 Şub. (1), 3 Şub. (7) Şimdilik :1 Şub. (1) Şöyle :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Şu :1 Şub. (2) , 2 Şub. (9), 3 Şub. (6) Taban:2 Şub. (1) Takım : 2 Şub. (3) Tanık : 2 Şub. (1)

Tanımak (?):1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Tanımlamak :1 Şub. (1) Tanınmak: 3 Şub. (1) Tanışmak :1 Şub. (2) Tapu(? ):2 Şub. (1) Tartışılmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tartışma :2 Şub. (5), 3 Şub. (2) Tartışmak :1 Şub. (4) Tartışmalı: 3 Şub. (3) Tasarı: 3 Şub. (4) Taş:2 Şub. (1) Taşıma:2 Şub. (2) Taşımak:2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Taşınmak:2 Şub. (12), 3 Şub. (2) Taşlanmak :2 Şub. (1) Tatsız:3 Şub. (1) Tek :1 Şub. (2), 2 Şub. (9) Tek tük(d.)(i.) :2 Şub. (1) Tekel:2 Şub. (1) Tepe :2 Şub. (1) Tepki :1 Şub. (4), 2 Şub. (9), 3 Şub. (3) Ter dökmek(d.):3 Şub. (1) Ters:3 Şub. (1) Tetik(?) :1 Şub. (1) Tetikçi:1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Tırmanmak :1 Şub. (1) Top:2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Toparlanmak: 3 Şub. (1) Toplam: 3 Şub. (2) Toplamak :1 Şub. (1) Toplanmak: 3 Şub. (1) Toplantı :1 Şub. (1), 2 Şub. (10), 3 Şub. (8) Toplum : 2 Şub. (4) Toplumsal:3 Şub. (1) Toprak :2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Tutanak: 3 Şub. (2) Tutmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Tutuklamak :1 Şub. (3) Tutuklanmak :1 Şub. (10), 3 Şub. (1) Tutuklu :1 Şub. (2),2 Şub. (1) Tutulmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Tutum :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tuzak:2 Şub. (1)

Page 326: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

314

Tüketici:2 Şub. (1) Tüm(?) :1 Şub. (3), 2 Şub. (9) Tür :1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Türlü :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Ucuz:3 Şub. (1) Uç :1 Şub. (1) Uçak :1 Şub. (4), 3 Şub. (2) Uğraşmak:3 Şub. (1) Ulaşılmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Ulaşım:3 Şub. (1) Ulaşmak :1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Ulus:2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Ulusal:2 Şub. (1) Uluslararası :1 Şub. (2), 3 Şub. (4) Umut (?) :2 Şub. (2) Uyandırmak :1 Şub. (1) Uyarı :1 Şub. (6), 3 Şub. (3) Uyarınca :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Uyarılmak:1 Şub. (1) Uyarmak :2 Şub. (1) Uygarlaşma:3 Şub. (1) Uygulama :1 Şub. (3), 2 Şub. (4), 3 Şub. (7) Uygulamak:3 Şub. (2) Uygulanmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Uygun :2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Uygun görülmek(d.): 3 Şub. (1) Uyruklu:2 Şub. (2) Uzak:3 Şub. (2) Uzak yakın(i.):1 Şub. (1) Uzaklaştırılmak :2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Uzaklaştırmak :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Uzanmak :1 Şub. (1) Uzatmak:3 Şub. (1) Uzlaşma: 3 Şub. (2) Uzlaşmaz: 3 Şub. (1) Uzman:1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Uzun:2 Şub. (1) Uzunca:3 Şub. (1) Üç :1 Şub. (2) ,2 Şub. (15), 3 Şub. (24) Üçlü:3 Şub. (1) Ülkücü :2 Şub. (3)

Ünlü :1 Şub. (3) Üretim:2 Şub. (3) Üretmek :1 Şub. (1) Ürkütmek:3 Şub. (1) Üst :1 Şub. (2), 3 Şub. (9) Üstelik:3 Şub. (1) Üye(?) :2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Üye olmak:1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Üyelik :2 Şub. (1) Üzere :1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Üzerinde:2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Üzerinde durmak(d.) :2 Şub. (1) Üzerinde durulmak(d.) :2 Şub. (1) Üzerinden :1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Üzerine :1 Şub. (7), 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) Üzerine gidilmek(d.):1 Şub. (1) Üzerine gitmek(d.):1 Şub. (1) Var :1 Şub. (6) , 2 Şub. (15), 3 Şub. (7) Var olmak: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Varılmak:3 Şub. (4) Varlık :1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Varmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Varsaymak :1 Şub. (1) Vergi kaçakçılığı:1 Şub. (2) Veri tabanı(t.):2 Şub. (1) Verici:2 Şub. (1) Verimli:3 Şub. (1) Verimlilik :1 Şub. (1) Verilmek :1 Şub. (4) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Vermek :1 Şub. (12), 2 Şub. (16), 3 Şub. (7) Vurgu :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Vurgulamak :1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Vurgulanmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Vurmak: 3 Şub. (1) Vurulmak: 3 Şub. (1) Vuruş:3 Şub. (1) Yağdırmak:2 Şub. (2) Yağış:3 Şub. (1)

Page 327: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

315

Yağmak:3 Şub. (1) Yakasına yapışmak(d.):3 Şub. (1) Yakalamak :1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Yakalanmak :1 Şub. (1),2 Şub.(4), 3 Şub. (1) Yakın :1 Şub. (4) , 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Yakında:3 Şub. (1) Yakından: 2 Şub. (2) Yakınlık :2 Şub. (2) Yakınmak:3 Şub. (1) Yaklaşık :1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Yaklaşım :2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yaklaşmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Yakmak:2 Şub. (1) Yalan:2 Şub. (1) Yalanlama:3 Şub. (1) Yalanlamak:3 Şub. (3) Yalnız :1 Şub. (1) Yalnızca: 2 Şub. (2) Yan :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Yanak:3 Şub. (1) Yanaşmak :1 Şub. (2) Yandaş:3 Şub. (1) Yangın:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yangın çıkmak:2 Şub. (1) Yanında :2 Şub. (1) Yanı sıra (d.):1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Yanıltmak:2 Şub. (1) Yanıt :1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Yanıt vermek: 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Yanıtlamak :1 Şub. (4) ,2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yanıtlanmak:3 Şub. (1) Yanlı :2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yanlış :1 Şub. (1) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Yanmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yankı:2 Şub. (1) Yansımak :1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Yansıtılmak: 3 Şub. (1) Yansıtmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yapı :1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Yapılanmak:2 Şub. (2)

Yapılmak :1 Şub. (5), 2 Şub. (19), 3 Şub. (13) Yapım :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yapmak :1 Şub. (26) , 2 Şub. (49), 3 Şub. (34) Yaptırım:2 Şub. (2) Yaptırmak :1 Şub. (2) Yaralamak: 3 Şub. (1) Yaralanmak:2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Yaralı:2 Şub. (1) Yaratılmak :1 Şub. (2) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yaratmak :2 Şub. (2),3 Şub. (3) Yardım etmek:2 Şub. (1) Yardımda bulunmak(?) :2 Şub. (2) Yardımcı :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yargı :1 Şub. (1), 3 Şub. (6) Yargıç :1 Şub. (1) Yargılamak :1 Şub. (2) Yargılanmak :1 Şub. (2) Yargıtay (?): 1 Şub. (1) Yarı :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yasa :1 Şub. (2) , 2 Şub. (5), 3 Şub. (5) Yasa dışı:1 Şub. (1) Yasal:3 Şub. (3) Yaş: 3 Şub. (1) Yaşam :1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yaşamak :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (10) Yaşanmak :1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Yatırım :2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Yatırmak:3 Şub. (1) Yatmak:2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yavaşlamak:3 Şub. (2) Yaygınlaşmak:3 Şub. (1) Yayılmak:2 Şub. (1) Yayımlamak:1 Şub. (1) , 2 Şub. (1) Yayımlanmak :2 Şub. (7), 3 Şub. (5) Yayın :1 Şub. (2) ,2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Yaz :1 Şub. (2) Yazar :1 Şub. (2) Yazgı : 2 Şub. (1) Yazı :1 Şub. (1) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (4)

Page 328: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

316

Yazık: 1 Şub. (2) Yazılı :2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Yazılmak :1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yazışma : 2 Şub. (1) Yazmak :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yedi :1 Şub. (4), 2 Şub. (7), 3 Şub. (9) Yeğlemek :1 Şub. (1) Yeni :1 Şub. (7) , 2 Şub. (11), 3 Şub. (8) Yenilgi:3 Şub. (2) Yenilgiye uğratmak:3 Şub. (1) Yenilik :1 Şub. (1) Yenmek:2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Yepyeni:2 Şub. (1) Yer :1 Şub. (6), 2 Şub. (8), 3 Şub. (7) Yer almak(d.) :1 Şub. (2), 2 Şub. (9), 3 Şub. (10) Yer verilmek(d.):1 Şub. (2) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yer vermek(d.) :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yerine getirmek(d.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Yer altı:3 Şub. (1) Yerel :1 Şub. (5), 3 Şub. (2) Yerinde :1 Şub. (2) Yerine :1 Şub. (4), 3 Şub. (2) Yerleşmek :1 Şub. (2) Yerleştirilmek :2 Şub. (1) Yerleştirmek : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yeşil :1 Şub. (2) Yeterli :1 Şub. (1) Yetersizlik :2 Şub. (1) Yetinmek:3 Şub. (2) Yetki :1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Yetkili :1 Şub. (13), 3 Şub. (3) Yetmiş :1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Yıkım :2 Şub. (10) Yıkmak :2 Şub. (4) Yıl :1 Şub. (25), 2 Şub. (10), 3 Şub. (7) Yıl dönümü :1 Şub. (1) Yıllık :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yıpratılmak:3 Şub. (1) Yıpratmak:3 Şub. (2) Yine:1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (7)

Yirmi : 2 Şub. (5), 3 Şub. (14) Yitirmek :2 Şub. (2) Yoğunlaşmak :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yoğunlaştırılmak :1 Şub. (1) Yok :1 Şub. (3), 2 Şub. (11), 3 Şub. (5) Yok etmek:1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yoksa :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yol :1 Şub. (2) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Yola çıkmak(d.) : 3 Şub. (1) Yol açmak(d.):1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yol göstermek(d.) :1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Yolluk:3 Şub. (1) Yorum :2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Yorumlamak: 2 Şub. (1) Yön :1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Yönelik :1 Şub. (6), 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Yönelmek:2 Şub. (1) Yöneltilmek:3 Şub. (2) Yönetici :1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Yönetim :1 Şub. (1) , 2 Şub. (5), 3 Şub. (18) Yönetmek:3 Şub. (2) Yönetmelik:2 Şub. (7) Yönlendirilmek : 2 Şub. (5) Yönlendirmek :1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Yöntem :1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Yukarı :1 Şub. (1) , 2 Şub. (1) Yurtdışı :1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Yurtiçi :2 Şub. (1) Yurttaş :1 Şub. (2), 2 Şub. (9) Yüklenmek :1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yüksek :1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yükselmek :1 Şub. (2), 3 Şub. (5) Yükseltilmek:2 Şub. (1) Yükümlü:2 Şub. (3) Yükümlülük :2 Şub. (1) Yürümek:3 Şub. (1) Yürürlüğe girmek(d.) :1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Yürürlükten kaldırılmak: 3 Şub. (1) Yürürlükten kaldırmak: 3 Şub. (2)

Page 329: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

317

Yürütmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Yürütülmek :1 Şub. (2), 2 Şub. (5) Yüz :1 Şub. (6) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (36) Yüzde:2 Şub. (6), 3 Şub. (3) Yüzey:3 Şub. (1) Yüzlerce:3 Şub. (1) Yüzyıl:1 Şub. (1), 3 Şub. (5)

Page 330: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

318

3.2.1.2 CUMHURİYET GAZETESİNDE KULLANILAN

YABANCI KÖKENLİ ÖGELER Abluka(İtal.): 3 Şub. (2) Abone(Fr.): 2 Şub. (7) Acaba(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Adalet(Ar.): 3 Şub. (1) Adam (Ar.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Adet(Ar.): 3 Şub. (1) Adliye (Ar.) : 1 Şub. (1) Adres(Fr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Af (Ar.) : 1 Şub. (5), 3 Şub. (1) Aile (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Ait(Ar.): 2 Şub. (3) Akıl (Ar.) : 2 Şub. (2) Aks (Ar.) : 2 Şub. (1) Aktif (Fr.) : 2 Şub. (1) Alenen(Ar.): 3 Şub. (2) Allah'a emanet(Ar.+Ar.)(k.s): 3 Şub. (1) Ama(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (10), 3 Şub. (5) Aman(Ar.): 3 Şub. (1) Ambulans(Fr.): 2 Şub. (1) Amir(Ar.) : 1 Şub. (2) An (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Analiz(Fr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Antik(Fr.) : 1 Şub. (1) Arbede (Ar.) : 2 Şub. (1) Arefe (Ar.) : 1 Şub. (1) Asaleten (Ar.) : 1 Şub. (1) Asıl(Ar.): 3 Şub. (1) Aslı faslı (Ar.)(i.) : 1 Şub. (1) Asist(İng.): 3 Şub. (1) Askeri ( Ar.) : 1 Şub. (8), 3 Şub. (1) Ateş(Far.): 2 Şub. (1) Atmosfer(Fr.): 3 Şub. (1) Avantaj(Fr.) : 2 Şub. (1) Avukat (İtal.) : 1 Şub. (1) Aynen (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2)

Aynı (Ar.): 1 Şub. (6), 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Azim(Ar.): 3 Şub. (1) Bağış (Far.): 3 Şub. (1) Bahar(Far.): 2 Şub. (1) Bant(Fr.) : 1 Şub. (1) Bazı(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Bedel (Ar.) : 1 Şub. (1) Belediye (Ar.) : 2 Şub. (3) Belki(Ar.+Far.): 3 Şub. (1) Beraat(Ar.) : 1 Şub. (2) Beraber(Far.): 2 Şub. (1) Beste (Far.) : 1 Şub. (2) Beyan(Ar.): 3 Şub. (2) Biber gazı(Yun.+Fr.): 2 Şub. (1) Bina (Ar.) : 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Bizzat (Ar.) : 1 Şub. (1) Bomba (İtal.) : 1 Şub. (4) Bot (İng.) : 2 Şub. (1) Bre(Yun.?) : 3 Şub. (1) Brifing(İng.): 3 Şub. (1) Bünye(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Bürokrasi(Fr.): 3 Şub. (1) Bürokrat (Fr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Bürokratik(Fr.): 3 Şub. (1) Baypass(İng.): 3 Şub. (1) Cami (Ar.) : 1 Şub. (1) Can(Far.): 3 Şub. (1) Cemaat(Ar.): 3 Şub. (2) Cep(Ar.): 2 Şub. (1) Cep telefonu(Ar.+Fr.): 2 Şub. (2) Ceset(Ar.): 3 Şub. (2) Ceza (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Ciddi (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Cinayet(Ar.) : 1 Şub. (23), 2 Şub. (32), 3 Şub. (11) Cip(İng.): 3 Şub. (1)

Page 331: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

319

Cumhuriyet(Ar.): 3 Şub. (1) Çare (Far.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Çerçeve(Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Çete (Bulg?) : 1 Şub. (7) Çevik kuvvet polisi(Far.+Ar.+Fr.): 2 Şub. (2) Çeyrek final(Far.+Fr.) : 2 Şub. (2) Çift(Far.) : 1 Şub. (2) Çoban (Far.) : 1 Şub. (1) Çünkü (Far.) : 1 Şub. (1) Dahil(Ar.): 2 Şub. (4) Daima(Ar.) : 2 Şub. (1) Daimî(Ar.): 3 Şub. (1) Dair (Ar.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Daire(Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Dakika(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (8) Damat(Far.) : 1 Şub. (1) Darbe (Ar.): 2 Şub. (1) Dava (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (6) Davul(Ar.): 2 Şub. (1) Defa (Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Delege(Fr.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Delil (Ar.) : 2 Şub. (1) Demokrasi (Fr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Demokratik(Fr.): 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Deplasman(Fr.) : 2 Şub. (2) Derece(Ar.): 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Derhal(Far.+Ar.) : 2 Şub. (1) Dert(Far.): 3 Şub. (1) Destek(Far.): 3 Şub. (1) Deşifre (Fr.) : 1 Şub. (2) Dev (Far.) : 2 Şub. (2) Devam (Ar.) : 1 Şub. (1) Devir (Ar.) : 2 Şub. (2) Devlet (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (17), 3 Şub. (13) Devriye(Ar.) : 2 Şub. (8), 3 Şub. (1) Diğer (Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (6), 3 Şub. (7) Dikkat (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1)

Diploma(İtal.) : 1 Şub. (4) Diplomasi(Fr.): 3 Şub. (1) Diplomat(Fr.): 3 Şub. (1) Diplomatik ( Fr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Disiplin (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Diyalog ( Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Dolar(İng.): 3 Şub. (3) Dosya (Fr.) : 2 Şub. (6) Dua(Ar.): 3 Şub. (1) Dünya(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (8) Efendi(Yun.): 3 Şub. (1) Eğer (Far.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ekip(Fr.): 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Ekonomik (Fr.) : 1 Şub. (5), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Elektrik(Fr.): 3 Şub. (1) Eleman(Fr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Elbette (Ar.) : 1 Şub. (1) Elbise(Ar.): 2 Şub. (1) Emir (Ar.) : 2 Şub. (1) Emniyet (Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub. (13), 3 Şub. (6) Encümen (Far.) : 2 Şub. (1) Endişe(Far.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Enerji(Fr.): 3 Şub. (1) Engel(Far.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Enstitü ( Fr.) : 1 Şub. (3) Esas(Ar.): 3 Şub. (1) Eser (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Eşya (Ar.) : 1 Şub. (1) Etap(Fr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Etik(Fr.): 3 Şub. (1) Etraf (Ar.) : 2 Şub. (1) Evrak (Ar.) : 1 Şub. (1) Faaliyet (Ar.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Fail(Ar.) : 1 Şub.,(1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Fakat (Ar.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Faks(Fr.): 2 Şub. (1) Fark (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Fazla(Ar.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Feci (Ar.): 2 Şub. (1)

Page 332: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

320

Federasyon(Fr.): 2 Şub. (1) Felaket(Ar.): 3 Şub. (2) Fırsat(Ar.): 2 Şub. (2) Fırtına(İtal.): 3 Şub. (2) Fiil (Ar.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Fiilen(Ar.): 3 Şub. (1) Fiilî (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) File(Fr.): 3 Şub. (1) Filo(İtal.) : 2 Şub. (4) Fırkateyn(İtal.): 2 Şub. (1) Firma(İtal.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Fonksiyon(Fr.): 3 Şub. (2) Forma (İtal.) : 2 Şub. (1) Formül(Fr.): 3 Şub. (3) Fotoğraf (Fr.) : 1 Şub. (2) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Futbol (İng.) : 2 Şub. (16) Galibiyet(Ar.): 3 Şub. (1) Gayriciddi (Ar.+Ar.) : 1 Şub. (1) Gayriresmî (Ar.+Ar.): 2 Şub. (1) Gaz(Fr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Gazete(İtal.) : 1 Şub. (4) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Gol(İng.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (6) Grafik(Fr.): 1 Şub. (1) Grup(Fr.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (9), 3 Şub. (2) Haber (Ar.) : 1 Şub. (4) , 2 Şub. (6), 3 Şub. (7) Haç (Erm.) : 1 Şub. (7) Hafif (Ar.) : 1 Şub. (1) Hafta (Far.) : 1 Şub. (1) , 2 Şub. (2) Hain(Ar.): 3 Şub. (3) Hak (Ar.) : 1 Şub. (7), 2 Şub. (7), 3 Şub. (2) Hakaret (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Hakem(Ar.): 3 Şub. (1) Hakimiyet (Ar.) : 1 Şub. (2) Hâl(Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (5), 3 Şub. (11) Hâlâ (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1)

Hâlen (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Halk(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Hapis(Ar.) : 1 Şub. (1) Hareket(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Hariç(Ar.): 3 Şub. (1) Hassasiyet(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hastane(Far.+Far.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Hata(Ar.): 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Hatıra(Ar.): 3 Şub. (1) Hatta (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Hava(Ar.): 3 Şub. (1) Havale (Ar.) : 1 Şub. (1) Hayal (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Hayalî ihracat(Ar.+Ar.) : 1 Şub. (5) Hayır(Ar.): 3 Şub. (1) Hayvan (Ar.) : 1 Şub. (1) Hazır (Ar.) : 1 Şub. (1) Hazine (Ar.) : 1 Şub. (10) Hedef (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Hedef tahtası(Ar.+Far.): 1 Şub. (1) Hediye (Ar.) : 1 Şub. (1) Hem (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (6) Hemen (Far.) :1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Henüz (Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Hep (Far.?) : 2 Şub. (2) Her (Far.) : 1 Şub. (2) , 2 Şub. (5), 3 Şub. (8) Hesap (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Heyet (Ar.) : 2 Şub. (1) Hırs(Ar.): 2 Şub. (2) Hiç(Far.): 3 Şub. (3) Himaye(Ar.): 3 Şub. (1) Hisse(Ar.): 2 Şub. (2) Hizmet(Ar.) : 2 Şub. (2) Holding (İng.) : 1 Şub. (1) Hukuk(Ar.): 3 Şub. (1) Hukuki(Ar.) : 2 Şub. (3) Hücre (Ar.) : 1 Şub. (1)

Page 333: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

321

Hüküm (Ar.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Hükûmet (Ar.) : 1 Şub. (12) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (13) Israr(Ar.): 3 Şub. (1) Irz düşmanı(Ar.+Far.): 3 Şub. (1) İbaret(Ar.) : 2 Şub. (1) İcra (Ar.) : 2 Şub. (1) İdare (Ar.) : 1 Şub. (1) İdari(Ar.) : 2 Şub. (1) İddia(Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub. (6), 3 Şub. (6) İddianame(Ar.+Far.) : 2 Şub. (9) İdeolojik(Fr.): 2 Şub. (1) İfade(Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İftira(Ar.): 3 Şub. (3) İhale(Ar.): 2 Şub. (3) İhbar(Ar.) : 1 Şub. (4) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) İhlal(Ar.): 2 Şub. (1) İhmal(Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) İhtar (Ar.) : 2 Şub. (1) İhtimal(Ar.): 2 Şub. (2) İhtiyaç (Ar.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) İklim(Ar.): 3 Şub. (3) İktidar (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) İktidar partisi(Ar.+Fr.) : 1 Şub. (1) İmkân(Ar.) : 2 Şub. (1) İmparator (İtal.) : 1 Şub. (1) İmtihan(Ar.): 2 Şub. (5) İmza(Ar.): 2 Şub. (2) İnfaz(Ar.): 3 Şub. (1) İnsan(Ar.) : 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) İnşallah(Ar.)(k.s): 3 Şub. (3) İnternet (İng.) : 1 Şub. (1) İpotek(Fr.): 2 Şub. (1) İrade (Ar.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) İrtibat(Ar.): 2 Şub. (1) İrtica(Ar.) : 1 Şub. (2) İrticai(Ar.) : 1 Şub. (3) İsim(Ar.): 2 Şub. (5), 3 Şub. (2) İstifa(Ar.) : 2 Şub. (3)

İstihbarat (Ar.) : 1 Şub. (7), 3 Şub. (1) İstihbarat organı(Ar.+Fr.) : 1 Şub. (1) İşaret(Ar.): 3 Şub. (1) İtfaiye(Ar.): 2 Şub. (2) İtibar(Ar.): 3 Şub. (1) İtibaren(Ar.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) İtibari(Ar.): 2 Şub. (3) İzahat (Ar.) : 2 Şub. (1) Jandarma (İtal.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (12) Kabiliyet (Ar.) : 1 Şub. (3) Kablo(Fr.): 3 Şub. (1) Kabul(Ar.): 3 Şub. (1) Kadar (Ar.) : 1 Şub. (11), 2 Şub. (3), 3 Şub. (11) Kader(Ar.) : 2 Şub. (3) Kadın(Soğd.?) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kadife (Ar.) : 2 Şub. (1) Kadraj(Fr.)(t.): 2 Şub. (2) Kadro(İtal.): 3 Şub. (2) Kafa(Ar.): 3 Şub. (2) Kahraman (Far.) : 2 Şub. (3) Kale(Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kalite(Fr.) : 2 Şub. (1) Kamera( Fr.?): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kameraman(İng.): 2 Şub. (1) Kamp (Fr.?) : 1 Şub. (1) Kampanya(İtal.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Kanaat(Ar.): 3 Şub. (1) Kanal (İtal.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (4) Kandil(Ar.) : 1 Şub. (1) Kanun(Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kâr(Far.): 2 Şub. (2) Karar (Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub. (9), 3 Şub. (6) Kararname(Ar.+Far.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (5) Karbondioksit(Fr.)(t.): 3 Şub. (2) Kare (Fr.) : 2 Şub. (1) Karne (Fr.) : 1 Şub. (1) Kasaba (Ar.) : 1 Şub. (1) Katil(Ar.) : 1 Şub. (2) ,2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Kayıp(Ar.): 3 Şub. (1)

Page 334: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

322

Kayıt (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaza(Ar.): 3 Şub. (1) Kent (Soğd.?) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kıdem(Ar.): 3 Şub. (1) Kırmızı kart(Ar.+Fr.): 3 Şub. (1) Kısım (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Kıstas(Ar.): 3 Şub. (1) Ki (Far.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (8), 3 Şub. (1) Kilise (Yun.) : 1 Şub. (1) Kilometre(Fr.): 2 Şub. (1) Kitle (Ar.) : 2 Şub. (1) Komiser(Fr.): 3 Şub. (1) Komisyon (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Kongre(Fr.): 2 Şub. (1) Konser (Fr.) : 1 Şub. (2) Konsey(Fr.): 3 Şub. (4) Kontrol(Fr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Konvoy(İtal.): 3 Şub. (2) Koordinasyon(Fr.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Koordinatör(Fr.): 3 Şub. (1) Korner(İng.): 3 Şub. (1) Köy(Far.): 3 Şub. (1) Kritik (Fr.) : 1 Şub. (1) Kurşun tetraetil(?+Fr.)(t.): 2 Şub. (1) Kusur(Ar.): 2 Şub. (6) Kültürel (Fr.) : 1 Şub. (1) Küme (Ar.) : 2 Şub. (1) Laboratuvar(Fr.): 3 Şub. (1) Laçka(İtal.): 3 Şub. (1) Laik (Fr.) : 1 Şub. (1) Lazım (Ar.) : 2 Şub. (1) Libero(İtal.) : 2 Şub. (1) Lider (İng.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Linç (İng.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Lira (İtal.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Lise (Fr.) : 1 Şub. (1) Liste (İtal.) : 1 Şub. (1) , 2 Şub. (6) Liyakat(Ar.): 3 Şub. (1) Lokma(Ar.): 3 Şub. (1) Maalesef(Ar.): 3 Şub. (1) Maç (İng.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1)

Madde(Ar.) : 1 Şub. (1) , 2 Şub. (7), 3 Şub. (16) Madem(Ar.) :2 Şub.(2) Mahalle(Ar.) : 2 Şub. (3) Maharet (Ar.) : 1 Şub. (1) Mahiyet(Ar.): 3 Şub. (1) Mahkeme (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Mahsus(Ar.): 3 Şub. (1) Mahzur (Ar.) : 2 Şub. (1) Makam (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Maksat(Ar.): 3 Şub. (3) Mal(Ar.): 3 Şub. (1) Maliyet(Ar.) : 2 Şub. (1) Malzeme(Ar.): 3 Şub. (1) Manda(Fr.): 3 Şub. (3) Manidar ( Ar.+ Far.) : 1 Şub. (1) Manşet (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Mantık(Ar.): 3 Şub. (1) Masa (Yun.): 3 Şub. (1) Masraf(Ar.): 3 Şub. (1) Meclis(Ar.): 2 Şub. (1) Meçhul (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Medya(İng.) : 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Mekanizma(İtal.): 3 Şub. (1) Melanet(Ar.): 3 Şub. (1) Memnuniyet(Ar.): 2 Şub. (2) Memur (Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Memuriyet(Ar.): 3 Şub. (6) Mensup (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Merak (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Mercek(Far.?) : 2 Şub. (1) Merkez (Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Mermi(Ar.) : 1 Şub. (5) Mesafe (Ar.) : 2 Şub. (1) Mesai (Ar.) : 1 Şub. (1) Mesaj (Fr.) : 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Mesele(Ar.): 3 Şub. (1) Meslek(Ar.): 3 Şub. (4) Meteorolojik(Fr.): 3 Şub. (1) Mevcut(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Mevzi(Ar.): 3 Şub. (1) Mevzuat(Ar.): 3 Şub. (1)

Page 335: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

323

Mezun (Ar.) : 1 Şub. (1) Mezuniyet (Ar.) : 1 Şub. (3) Mikrop(Fr.): 3 Şub. (1) Mil(Fr.?) : 2 Şub. (1) Militan(Fr.): 3 Şub. (6) Millet (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Millî(Ar.): 3 Şub. (2) Milyar(Fr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Milyon (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Mobil(Fr.): 2 Şub. (2) Model (Fr.) : 1 Şub. (4) Muhalefet (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Muhatap(Ar.): 3 Şub. (6) Muhbir(Ar.) : 1 Şub. (7), 2 Şub. (4) Muhtemelen (Ar.) : 1 Şub. (1) Mutabakat(Ar.): 3 Şub. (1) Mutlaka (Ar.) : 1 Şub. (1) Mücadele (Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Müdahale (Ar.) : 1 Şub. (1) Müdür (Ar.) : 1 Şub. (3) Müfettiş(Ar.) : 1 Şub. (3) , 2 Şub. (12), 3 Şub. (13) Mükemmel (Ar.) : 2 Şub. (2) Müktesebat(Ar.): 3 Şub. (1) Münhasır (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Müracaat(Ar.): 2 Şub. (1) Müslüman(Far.): 3 Şub. (1) Müspet(Ar.) : 2 Şub. (1) Müsteşar(Ar.): 3 Şub. (1) Müşterek(Ar.) : 2 Şub. (1) Müşteri(Ar.) : 2 Şub. (2) Müzakere (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Müze (Fr.) : 1 Şub. (3) Net(Fr.): 3 Şub. (1) Niyet(Ar.): 3 Şub. (4) Nokta (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (7) Normal(Fr.): 3 Şub. (1) Not (Fr.) : 1 Şub. (15), 2 Şub. (1) Nota (İtal.) : 1 Şub. (1)

Numara(İtal.): 2 Şub. (17) Ofsayt(İng.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Okyanus(Ar.): 3 Şub. (3) Operasyon(Fr.) : 1 Şub. (10) Operatör(Fr.): 2 Şub. (6) Organ(Fr.): 3 Şub. (1) Otobüs(Fr.): 3 Şub. (1) Otogar (Fr.) : 2 Şub. (2) Pano(Fr.) : 2 Şub. (6) Panzer (Alm.) : 2 Şub. (5) Para (Far.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Parça (Far.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Panel(Fr.): 3 Şub. (2) Parlamento(İtal.) : 2 Şub. (2) Parti (Fr.) : 1 Şub. (2) Pazar(Far.): 2 Şub. (1) Perde(Far.) : 1 Şub. (1) Perişan(Far.) : 2 Şub. (1) Personel (Fr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (7) Peşmerge( Kür.?) : 1 Şub. (4) Petrol( Fr.) : 1 Şub. (8), 2 Şub. (17), 3 Şub. (12) Piyanist (Fr.) : 1 Şub. (1) Plan(Fr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (5) Polis( Fr.): 1 Şub. (9) , 2 Şub. (22), 3 Şub. (3) Politika(İtal.): 2 Şub. (3), 3 Şub. (5) Poster(İng.) : 3 Şub. (1) Pozisyon(Fr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Program(Fr.): 3 Şub. (2) Provokasyon(Fr.): 2 Şub. (1) Psikolojik(Fr.): 3 Şub. (1) Puan(Fr.) : 1 Şub. (20), 3 Şub. (1) Radyo(Fr.?): 3 Şub. (1) Rafineri(Fr.): 2 Şub. (1) Rağmen (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Rahip(Ar.): 1 Şub.(4), 2 Şub. (1) Rakip(Ar.): 3 Şub. (2) Randevu(Fr.): 2 Şub. (1) Rapor(Fr.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(7), 3 Şub. (27) Reçete (İtal.) : 1 Şub. (1)

Page 336: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

324

Referans(Fr.): 2 Şub. (1) Rekabet(Ar.): 2 Şub. (3) Resmen(Ar.): 3 Şub. (1) Resmi (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (5) Rest(Fr.): 3 Şub. (1) Riayet (Ar.) : 1 Şub. (1) Risk(Fr.): 3 Şub. (2) Roket(İng.): 3 Şub. (4) Rota(İtal.): 3 Şub. (1) Rövanş (Fr.) : 2 Şub. (1) Ruhsat (Ar.) : 1 Şub. (1) Rutin(Fr.) : 2 Şub. (3) Rüzgâr(Far.): 3 Şub. (1) Saat(Ar.) : 2 Şub. (5), 3 Şub. (7) Sabah (Ar.) : 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Sabit (Ar.) : 2 Şub. (1) Sadakat(Ar.) : 2 Şub. (2) Sadık(Ar.): 2 Şub. (1) Saha(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Sahip (Ar.) : 1 Şub. (2) , 2 Şub. (2) Sahne (Ar.) : 2 Şub. (1) Salı(Ar.?): 3 Şub. (1) Salon(Fr.): 3 Şub. (1) Santimetre(Fr.): 3 Şub. (2) Santrifüj(Fr.)(t.): 3 Şub. (1) Satır(Ar.): 2 Şub. (1) Sayfa (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Sektör(Fr.): 2 Şub. (2) Selamünaleyküm (Ar.)(k.s) : 1 Şub. (1) Senaryo (Fr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Sendika(Fr.): 3 Şub. (1) Sera(İtal.): 3 Şub. (4) Sermaye (Far.) : 1 Şub. (1) Sert (Far.) : 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Servis(Fr.): 3 Şub. (3) Sevda(Ar.): 2 Şub. (1) Seviye(Ar.): 3 Şub. (2) Sıfır(Ar.): 3 Şub. (1) Sınıf (Ar.) : 2 Şub. (1) Sicil(Ar.) : 1 Şub. (10) Silah(Ar.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (6) Sistem(Fr.): 1 Şub. (9), 3 Şub. (2)

Sivil(Fr.): 2 Şub. (1) Siyaset (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (8) Siyasi(Ar.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (10) Slogan(İng.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sokak (Ar.) : 1 Şub. (1) Sokaktaki insan(Ar.+Ar.): 1 Şub. (1) Sondaj (Fr.) : 2 Şub. (2) Spor(Fr.): 2 Şub. (3) Strateji(Fr.): 3 Şub. (3) Stratejik (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Suikast(Ar.) : 1 Şub. (7), 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Suret (Ar.) : 2 Şub. (1) Sülale(Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sürpriz(Fr.) : 1 Şub. (3) Şahıs (Ar.) : 2 Şub. (1) Şampiyon(Fr.): 2 Şub. (1) Şans(Fr.): 2 Şub. (2) Şehir(Far.): 3 Şub. (2) Şekil (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (7) Şey(Ar.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (9) Şık (Fr.) (Zarif,güzel): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Şifre (Fr.) : 2 Şub. (1) Şirket (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (7) Şikâyet(Ar.): 2 Şub. (3) Şovenizm(Fr.): 3 Şub. (1) Şube(Ar.): 3 Şub. (1) Şut(İng.): 3 Şub. (1) Şüphe (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Taahhüt(Ar.): 2 Şub. (1) Tabii (Ar.) : 1 Şub. (1) Tahmin(Ar.): 3 Şub. (2) Takdim(Ar.): 3 Şub. (1) Takiben(Ar.): 2 Şub. (1) Talep (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Talimat(Ar.) : 2 Şub. (3) Tam (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Tamam(Ar.): 3 Şub. (1) Tane(Far.): 3 Şub. (1) Tank(İng.): 2 Şub. (3)

Page 337: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

325

Taraf ( Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (12), 3 Şub. (7) Tarif (Ar.) : 1 Şub. (1) Tarih (Ar.) : 1 Şub. (1) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (8) Tarihî(Ar.): 3 Şub. (1) Tasarruf (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tasdikname(Ar.+Far.) : 2 Şub. (1) Tatbikat(Ar.): 2 Şub. (3) Tavır(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tazminat(Ar.): 3 Şub. (1) Tedavi(Ar.): 2 Şub. (1) Tehdit (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tehlike (Ar.) : 1 Şub. (3) Teklif (Ar.) : 1 Şub. (1) Teknik(Fr.): 2 Şub. (1) Tekrar(Ar.): 3 Şub. (1) Telefon (Fr.) : 1 Şub. (2) Televizyon(Fr.) : 1 Şub. (3) ,2 Şub. (3), 3 Şub. (5) Temas( Ar.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Temsil(Ar.) : 1 Şub. (1) Temyiz (Ar.)(t.): 2 Şub. (3) Tepsi(Çin.) : 1 Şub. (1) Terör( Fr.) : 1 Şub. (10), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Terörist(Fr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tertip(Ar.): 3 Şub. (4) Tesadüfen (Ar.) : 1 Şub. (1) Tesis(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tesisat(Ar.): 3 Şub. (1) Tespit (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Teşekkül (Ar.) : 1 Şub. (1) Teşkilat (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Tetraetil(Fr.): 2 Şub. (1) Tevdi(Ar.) : 2 Şub. (1) Tezgâh(Far.): 3 Şub. (1) Thank you(İng.) : 1 Şub. (1) Ticaret(Ar.): 3 Şub. (1) Tip (Fr.) : 2 Şub. (1) Ton(Fr.): 3 Şub. (1) Trafik (Fr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Transfer(Fr.): 2 Şub. (1) Tren(Fr.): 3 Şub. (1)

Tur (Fr.) : 2 Şub. (2) Tünel(İng.): 3 Şub. (4) Unsur(Ar.) : 1 Şub. (1) Ücret(Ar.): 2 Şub. (3) Ülke (Moğ.?) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (7), 3 Şub. (13) Ümit(Far.): 2 Şub. (2) Üniforma(İtal.?): 3 Şub. (1) Üniversite (Fr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (5) Üs (Ar.) : 1 Şub. (2) Vahim (Ar.) : 2 Şub. (1) Vali(Ar.): 3 Şub. (2) Vatan (Ar.) : 2 Şub. (3) Ve(Ar.) : 1 Şub. (65), 2 Şub. (67), 3 Şub. (139) Vekâlet(Ar.): 3 Şub. (1) Vekâleten(Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Vekil(Ar.) : 1 Şub. (1) Veya (Ar.+Far.) : 2 Şub. (7), 3 Şub. (3) Video(İng.): 3 Şub. (1) Vize(Fr.): 3 Şub. (2) Ya(Far.): 3 Şub. (4) Yağma(Far.?): 2 Şub. (2) Yani(Ar.): 3 Şub. (1) Zafiyet( Ar.) : 1 Şub. (1) , 2 Şub. (2) Zaman (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Zaman zaman(Ar.+Ar.)(d.)(i.): 3 Şub. (1) Zarar(Ar.): 3 Şub. (1) Zaten(Ar.) : 2 Şub. (1) Zırh(Far.) : 1 Şub. (2) Zihniyet(Ar.): 3 Şub. (2) Zil (Far. ) : 1 Şub. (1) Zincir (Far.) : 1 Şub. (2) Zira (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Ziyaret (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Zor (Far.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (5) Zurna(Far.): 2 Şub. (1)

Page 338: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

326

3.2.1.3 CUMHURİYET GAZETESİNDE KULLANILAN TÜRKÇELEŞMİŞ YABANCI KÖKENLİ ÖGELER

Adapte olmak(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Ağır hapis(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (2) Ağır hapis cezası(Tr.+Ar.+Ar.) : 1 Şub. (1) Ahkâm kesmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Ait olmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Akla gelmek(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Akla getirmek (Ar.+Tr.) (d.) : 1 Şub. (1) Aklında kalmak(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Aksi takdirde(Ar.+Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Allah selamet versin(Ar.+Tr.)(k.s) : 2 Şub. (1) Allah'ım sen koru(Ar.+Tr.+Tr.)(k.s): 3 Şub. (1) Analiz etmek(Fr.+Tr.) : 2 Şub. (1) Aritmetik ortalama(Fr.+Tr.)(t.) : 1 Şub. (1) Asırlarca(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Aslında (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Ateşe verilmek(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (3) Ateşe vermek(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Ateşkes(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Azmettirici(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (9), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Azmettirmek (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Barikat kurmak(Fr.+Tr.): 2 Şub. (2) Başmüfettiş (Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Başkan vekili(Tr.+Ar.) : 2 Şub. (1) Başkent(Tr.+Soğd.): 3 Şub. (1) Belediye başkanı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Belediye başkanlığı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Beraat ettirilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Berabere kalmak(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Beraberlik (Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Beyefendi(Tr.+Yun.): 3 Şub. (1) Bilim insanı(Tr.+Ar.): 3 Şub. (5)

Bin pişman (olmak)(Tr.+Far.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) Bombalama(İtal.+Tr.) : 1 Şub. (5) Bu kadar(Tr.+Ar.) : 2 Şub. (1) Cesaret etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Ceza çekmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Cezaevi(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Cezalandırılmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Cezasız(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Ciddiye alınmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Ciddiye almak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Cinayet işlemek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Cirit atmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Çare bulmak(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Çay ocağı(Çin.+Tr.) : 3 Şub. (3) Çeşitli(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Çeteleşmek (Bulg.+Tr.) : 1 Şub. (6), 3 Şub. (2) Çetele tutmak(Yun.?+ Tr.) : 1 Şub. (1) Daire başkanı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Dava açılmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (3) Dava açmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Davet edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Demek ki(Tr.+Far.)(d.): 3 Şub. (1) Derin devlet (Tr.+Ar.) : 1 Şub. (12), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Desteklemek (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Destek olmak(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Destek olunmak(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Deşifre etmek(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (3) Deşifre olmak(Fr.+Tr.) : 2 Şub. (1) Devam etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (3)

Page 339: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

327

Devamlı (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Devre dışı(Ar.+Tr.): 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Devriye gezmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Dış politika(Tr.+İtal.): 3 Şub. (1) Dikkat çekilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Dikkat çekmek(Ar.+Tr) : 1 Şub. (3) , 2 Şub. (3), 3 Şub. (6) Dikkat edilmek(Ar.+Tr) : 1 Şub. (3) Dikkate alınmak(Ar.+Tr)(d.) : 1 Şub. (4) Dikkate almak(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub. (2) Doğal gaz(Tr.+Fr.): 3 Şub. (1) Dua etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Dünyaca (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Düşmanlık(Fars.+Tr.) : 1 Şub. (1) Egemenlik.(Yun.?+Tr.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Emanet etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Endişe etmek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Engellemek (Far+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Engellenmek (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Engel olunmak(Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Esas alınmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Esas olmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Farklı(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Felce uğratılmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Fikrini açmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Fotoğraf çekilmek(Fr.+Tr.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Fotoğraf çekmek(Fr..+Tr.):2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Fotoğraf çektirmek(Fr.+Tr.):2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Futbolcu (İng.+Tr.) : 1 Şub. (1) Garanti vermek(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Gazeteci(İtal.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (6), 3 Şub. (6) Genel af(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1) Genel müdür(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Gurbetçi (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Günah gitmek(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1)

Haber verilmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Hafifletici (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Hafta içi(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Haftalık (Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Hakaret edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Hakaret etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hakemlik(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hakkında(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Haklı(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Hareket etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Harekete geçmek(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Hareketli (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Hareketlilik (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Hastaneye kaldırılmak(Far.+Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Hatalı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (3) Hatırlatmak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Havalandırma(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Havale etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Havan topu(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Havaya uçurmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hayata geçmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Hayatını kaybetmek(Ar.+Ar.+Tr.): 2 Şub. (2) Hazırlamak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) , 2 Şub. (1), 3 Şub. (7) Hazırlanmak (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Hazırlık (Ar.+ Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hedef almak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (4) Hedeflenmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (3) Hepsi (Far.?+Tr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Herhalde(Far.+Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Herhangi bir(Far.+Tr.+Tr.): 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Herkes(Far.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hesaba katmak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Hesap etmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1)

Page 340: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

328

Hesap sorulmak(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) Hesap vermek(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Hesaplamak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hesaplanmak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (8) Hiçe saymak(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Hiçbir(Far.+Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (5), 3 Şub. (7) Hizipleşme(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) Hizmet etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Hükmü kalmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) Irkçılık(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) İade edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) İade etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İbaret olmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İdare edilmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) İddia edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İddia etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) İfade edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) İfade etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) İflas etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) İftira atmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İhbar edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İhbar etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) İhlal edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İhtiyaç duymak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İktidara gelmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İlan etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) İlkbahar(Tr.+Far.): 2 Şub. (1) İmal etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) İmza atmak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (3) İmzalamak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) İnfaz edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İnisiyatif almak(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) İnsafsız(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İnsanlık(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İntikam almak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1)

İstifa etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) İstihdam etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İşaret edilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) İşaret etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) İşgalci(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İşi duaya kalmak(Tr.+Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) İtiraf etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İtiraz etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) İzin vermek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) İzinsiz(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Kabul edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Kabul etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Kabullenmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Kadın erkek(Soğd.+Tr.)(i.): 2 Şub. (1) Kadrolaşma(İtal.+Tr.): 3 Şub. (3) Kadrolaşmak (İtal.+Tr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kafa kafaya vermek(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Kafa tutmak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Kafayı çalıştırmak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Kahramanlaştırmak(Far.+Tr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaleci(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Karar alınmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Karar almak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Karar verilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Karar vermek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(7), 3 Şub. (2) Karara bağlamak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Karara bağlanmak(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Kararlaştırılmak (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Kararlaştırmak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Kararlı (Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Kararlılık(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Katledilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1)

Page 341: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

329

Kastedilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Kaybetmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kaydedilmek (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (5) Kaydetmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (5) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (6) Kayıtsız kalmak(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Kefil olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Kentsel(Soğd.+Tr.) : 2 Şub. (1) Keşfetmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Kıdemli (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Kırmızı çizgi(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Kıta sahanlığı(Ar.+Ar.+Tr.)(t.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kilit vurmak(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Konser vermek(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Koz vermek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Köylü(Far.+Tr.) : 1 Şub. (3) Kurban edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Kurşunlamak(?+Tr.) : 1 Şub. (1) Kutup ayısı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Küfür edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Küfürlü(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Küresel ısınma(Ar.+Tr.): 3 Şub. (9) Lağvedilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (3) Layıkıyla(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Lehine olmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Liderlik(İng.+Tr.): 3 Şub. (1) Liralık (İtal.+Tr.) : 1 Şub. (1) Mağdur etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Mahal kalmamak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Mahcup etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Mahkûm olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Mahrum etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Maksatlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Mal etmek(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Mandacılık(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Markalı (İtal.+Tr.) : 1 Şub. (1) Masaya oturmak (Yun.+Tr.): 3 Şub. (1) Memurluk (Ar.+Tr.): 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Merak edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1)

Merkeze alınmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Merkeze almak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Merkeze çekilmek (Ar.+Tr) : 1 Şub. (1) Mesnetsiz(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Meydana gelmek(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Millîleştirilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Milliyetçilik(Ar.+Tr.): 3 Şub. (4) Milyonlarca (Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Minimize etmek(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Misilleme(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Misyonerlik(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Muhafaza etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Muhalefet etmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Muhbirlik (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (4) Mutabakata varmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Mücadele edilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Mücadele etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Müdahale edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Müdahale etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Müdürlük (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Müfettişlik(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Müzakere edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Nasıl(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (6) , 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Ne kadar(Tr.+Ar.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Ne ki(Tr.+Far.)(d.): 2 Şub. (1) Ne var ki(Tr.+Tr.+Far.)(d.) : 1 Şub. (2) Ne yazık ki(Tr.+Tr.+Far.) : 2 Şub. (1) Nesli tükenmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Netleşmek(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Nezdinde(Far.+Tr.): 2 Şub. (2) Noel Baba(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Nokta koymak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Not Düşmek(Fr.+Tr.): 1 Şub. (4) Notlandırma(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (2) Numaralı (İtal.+Tr) : 1 Şub. (2) Oto korkuluk(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Pahalıya (Far.+Tr.) mal (Ar.) olmak(Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Parçalanmak (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Partizanlık(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1)

Page 342: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

330

Peşinde koşmak(Far.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) ,3 Şub. (1) Piyasaya sürmek (İtal.+Tr.) : 1 Şub. (1) Planlamak (Fr.+ Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Planlanmak (Fr.+Tr.) : 2 Şub. (3) Protesto etmek(İtal.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Rastlanmak (Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Reddetmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Resim çektirmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Rezil etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Rütbeli(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sadece(Far.+Tr.) : 2 Şub. (5), 3 Şub. (5) Sahil güvenlik(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Sahip olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sahneye çıkmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sahneye konulmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sahtecilik (Far.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Sanki(Tr.+Far.) : 2 Şub. (2) Sayfalık(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Serbest bırakılmak(Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Serbestçe(Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Sertleşmek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Sevk edilmek(Ar.+Tr) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Seyirci kalmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sınır ötesi(Yun.+Tr.): 1 Şub. (1) Sınırlandırılma(Yun.+Tr.): 3 Şub. (2) Silahlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sinyal vermek(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Sis perdesi(Tr.?+Far.) : 1 Şub. (1) Sistemli(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Sivil toplum kuruluşu (Fr.+Tr.+Tr.): 3 Şub. (2) Sivil toplum örgütü(Fr.+Tr.+Tr.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Siyasetçi(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Son derece(Tr.+Ar.): 3 Şub. (3) Sularında(Far.+Tr.) : 2 Şub. (2) Su seviyesi(Tr.+Ar.): 3 Şub. (2) Süratle(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Şeytanca(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1)

Şiddetlenmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Şiddetli(Ar.+Tr.): 3 Şub. (3) Şifreli (Fr.+Tr.) : 2 Şub. (1) Şikâyet etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Şüpheli(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) Tahliye edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Tahmin etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Tahrik etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Tahsis etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Takip altında olmak(Ar.+Tr) : 1 Şub. (2) Takip etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Takip edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Talep etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Talimat vermek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Tam anlamıyla(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Tamamlanmak ( Ar.+ Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Tanzim edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Taraf olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Taraflı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Tarafsızlık(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Tarihli(Ar.+Tr.): 2 Şub. (4) Tarikatlaşmak (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Tası tarağı toplamak(Ar.+Tr.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) Tatmin etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Tedbir almak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Tehdit altında olmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Tehdit etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Temin etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Temizlenmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Temizlik(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Temsilci( Ar.+ Tr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (4) Tercih etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Tereddüt edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Terk edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (3) Terk etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (3) Teslim edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1)

Page 343: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

331

Teslim etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tespit edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (4) Teşebbüs etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Teşvik etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Turizm patlaması(Fr.+Tr.)(N.E’ye göre d.) : 1 Şub. (1) Umursamak(Ar.+Tr.) : 3 Şub. (1) Usulsüz(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Uzaktan kumanda (Tr.+İtal.) : 1 Şub. (3) Vaat etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Vadeli(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Vatandaş(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Vazgeçmek (Far.+Tr.) : 2 Şub. (2) Veda etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Yabancı (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Ya da(Far.+Tr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (4) Yağmalanma(Far.+Tr.): 2 Şub. (2) Yağmalamak (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Yağmur duası(Tr.+Ar.): 3 Şub. (1) Yan hakem(Tr.+Ar.): 3 Şub. (1) Yarasına merhem olmak(Tr.+Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Yarı ciddi(Tr.+ Ar.) : 1 Şub. (1) Yüzlük sistem(Tr.+ Fr.) : 1 Şub. (7) Yüzlük not sistemi (Tr.+Fr.+ Fr.) : 1 Şub. (4) Zaman aşımı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (5) Zamanlama(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Zanlı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) ,2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Zarara uğramak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Zararlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Zehirli(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Ziyaret etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Zorunda kalmak(Far.+Tr.): 3 Şub. (3) Zorunda olmak(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Zorla(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Zorunlu (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1)

Page 344: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

332

3.2.2 HÜRRİYET GAZETESİ

3.2.2.1 HÜRRİYET GAZETESİNDE KULLANILAN TÜRKÇE KÖKENLİ ÖĞELER

Abla: 1 Şub. (1) Acı : 1 Şub. (1) Acı çekmek(d.) : 1 Şub. (1) Açı: 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Açığa alınmak: 3 Şub. (2) Açık: 1 Şub. (3), 2 Şub.(4), 3 Şub.(1) Açıkça: 3 Şub.(1) Açıklama : 1 Şub. (2), 2 Şub.(4), 3 Şub.(4) Açıklama yapılmak: 2 Şub.(1), 3 Şub.(3) Açıklama yapmak: 3 Şub. (7) Açıklamak :1 Şub. (1), 2 Şub.(4), 3 Şub. (2) Açıklanmak: 3 Şub.(1) Açıklık : 2 Şub.(1) Açılış: 3 Şub. (1) Açılmak : 2 Şub. (2) Açmak: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Açtırılmak: 1 Şub. (1) Açtırmak : 2 Şub. (2) Ad : 1 Şub. (3), 3 Şub. (6) Ada : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3) Adım : 1 Şub. (2) Adım atılmak: 1 Şub. (2) Adlı: 3 Şub. (1) Ağır : 1 Şub. (2) Ağırlamak: 3 Şub. (1) Ağırlıklı : 1 Şub. (2) Ağıt yakmak: 1 Şub. (1) Akıntı: 3 Şub.(1) Akşam(?): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Aktarmak : 1 Şub. (4) Alan : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Alçakgönüllü (d.): 1 Şub. (1) Aldırmak: 3 Şub. (1) Alınmak : 1 Şub. (5), 2 Şub.(6)

Alıntı: 1 Şub. (2) Alışveriş(i.) : 2 Şub.(1) Almak : 1 Şub. (9), 2 Şub.(8), 3 Şub. (3) Alt : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Altını çizmek(d.): 1 Şub. (1) Altüst etmek(d.): 1 Şub. (2), 3 Şub.(1) Altı : 1 Şub. (1), 3 Şub. (5) Altmış: 1 Şub. (1) Amaç: 2 Şub.(3), 3 Şub. (3) Amaçlamak: 3 Şub. (1) Ancak : 1 Şub. (7), 2 Şub.(7), 3 Şub. (2) Anımsamak : 1 Şub. (1) Anıt: 3 Şub.(1) Anlam: 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Anlamak: 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Anlaşılmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Anlaşma : 1 Şub. (19), 2 Şub.(4) Anlaşmak : 2 Şub.(2) Anlatılmak: 1 Şub. (1) Anlatmak : 1 Şub. (10), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Anlayış: 3 Şub. (1) Anne: 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Ant içmek(d.): 2 Şub. (2) Ara : 1 Şub. (5), 2 Şub.(5), 3 Şub. (10) Aracılık : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Araç : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Aralamak : 2 Şub.(1) Aralık: 2 Şub.(1) Arama: 2 Şub.(3) Aramak : 1 Şub. (5), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Aranmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Araştırılmak: 2 Şub.(1) Araştırma: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Araştırmak : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Arayış : 2 Şub.(1)

Page 345: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

333

Arka : 2 Şub. (3), 3 Şub. (6) Arka arkaya(d.)(i.) : 2 Şub. (2) Arkadaş : 1 Şub. (7), 2 Şub.(6), 3 Şub. (4) Arkadaşlık: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Art : 1 Şub. (5), 2 Şub. (5), 3 Şub. (5) Artık: 1 Şub. (1), 2 Şub.(4) Artırılmak: 2 Şub.(1) Artış: 3 Şub. (4) Artmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (6) Asılmak: 1 Şub. (1) Astsubay: 3 Şub.(1) Aşırı: 3 Şub. (3) Aşkın : 2 Şub.(1) Atanmak : 2 Şub.(2) Atmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Av: 3 Şub. (1) Avcı: 3 Şub. (1) Avcılık: 3 Şub. (1) Ay : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Ayak: 3 Şub.(1) Ayakkabı : 1 Şub. (4) Ayaklanma: 1 Şub. (1) Aydın : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3) Aydınlanmak: 3 Şub.(1) Aydınlatılmak: 3 Şub.(1) Ayı: 3 Şub.(1) Aykırı : 1 Şub. (1) Aylık : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Ayrı : 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Ayrıca : 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Ayrılmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Ayrım: 1 Şub. (2) Ayrıntı: 1 Şub. (3) Ayrışma: 1 Şub. (1) Ayrıştırılmak : 1 Şub. (1) Ayrıştırmak: 1 Şub. (2) Ay yıldız: 3 Şub. (1) Az : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Azalmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Azaltılmak: 1 Şub. (1) Baba : 1 Şub. (7), 2 Şub.(6), 3 Şub. (3) Bağ : 2 Şub.(1)

Bağırmak: 1 Şub. (1) Bağırmak çağırmak(i.): 3 Şub. (1) Bağlamak: 1 Şub. (1) Bağlantı : 2 Şub.(1) Bağlı : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub.(1) Bakanlık : 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Bakıcı: 2 Şub. (2) Bakır : 1 Şub. (2) Baklava : 1 Şub. (1) Bakılmak: 1 Şub. (1) Bakmak : 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub. (2) Barış: 1 Şub. (2) Basılmak: 3 Şub. (1) Basın : 1 Şub. (1), 2 Şub.(5), 3 Şub. (10) Baskı: 3 Şub. (2) Baskılı: 3 Şub. (1) Basmak: 3 Şub.(1) Bastırılmak: 1 Şub. (1) Baş: 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Başa gelmek(d.) : 1 Şub. (1) Başarı : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Başarılı: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Başarısız : 1 Şub. (1) Başarısızlık : 1 Şub. (1) Başarmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Başbakan: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Başbakanlık: 1 Şub. (1) Başıbozukluk: 3 Şub. (1) Başında : 1 Şub. (2) Başka : 1 Şub. (2), 2 Şub.(4), 3 Şub. (6) Başlamak : 1 Şub. (7), 2 Şub.(5), 3 Şub.(5) Başlatılmak: 2 Şub.(3) Başlatmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Başlık: 1 Şub. (2),3 Şub. (1) Başörtüsü: 1 Şub. (1) Başvurmak(d.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Başvuru: 3 Şub. (1) Batı: 2 Şub.(1) Bayrak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(17), 3 Şub. (17) Bebek : 1 Şub. (1)

Page 346: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

334

Becermek (K.B) : 2 Şub.(1) Beğenmek: 1 Şub. (1) Beklemek : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub.(1) Beklenmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (6) Beklenti: 3 Şub. (1) Belirlenmek: 2 Şub.(1) Belirli: 2 Şub.(1) Belirtilmek : 2 Şub.(2), 3 Şub. (6) Belirtmek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub.(8) Belli: 3 Şub. (2) Belli etmek: 1 Şub. (1) Belli olmak: 1 Şub. (1) Ben: 1 Şub. (16), 2 Şub.(27), 3 Şub. (7) Bence : 2 Şub. (1) Benzer: 1 Şub. (4), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Beri : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Beş : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3), 3 Şub. (11) Bıkmak(K.B): 3 Şub. (1) Bırakılmak(K.B): 1 Şub. (2) Bırakmak(K.B) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Bildirmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1) Bildirilmek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Bile : 1 Şub. (3), 2 Şub.(6), 3 Şub. (4) Bilgi : 1 Şub. (2), 3 Şub.(2) Bilgilendirme: 3 Şub. (1) Bilgisayar : 1 Şub. (2) Bilim: 1 Şub. (1) Bilinç: 3 Şub. (1) Bilinmek: 2 Şub.(1) Bilmece çözmek: 1 Şub. (1) Bilmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(5), 3 Şub. (2) Bin : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3), 3 Şub.(28) Binlerce : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Binmek : 2 Şub.(2) Bir : 1 Şub. (84), 2 Şub.(63), 3 Şub. (82) Bir arada(d.) : 2 Şub.(1) Bir bakıma(d.) : 2 Şub.(1) Biraz : 1 Şub. (4), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Birbiri : 2 Şub.(1), 3 Şub. (7) Birçok: 1 Şub. (3), 3 Şub. (1)

Birer: 1 Şub. (1) Birim : 1 Şub. (2) Birkaç : 2 Şub. (2) Bir karışlık: 3 Şub.(1) Birleşmek: 2 Şub.(2) Birlik: 1 Şub. (3), 2 Şub.(3) Birlikte : 1 Şub. (1), 2 Şub. (8), 3 Şub.(5) Birtakım : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Bitirmek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bitmek: 3 Şub. (1) Biz : 1 Şub. (17), 2 Şub.(11), 3 Şub. (5) Boğaz: 1 Şub. (2) Boğulmak: 1 Şub. (1) Bol bol(i.): 1 Şub. (1) Boşamak: 3 Şub. (1) Boşanma: 3 Şub. (2) Boşanmak: 3 Şub. (3) Boyunca: 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Boza : 1 Şub. (1) Bozma: 3 Şub. (2) Bozmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Bozukluk: 3 Şub. (1) Bozulmak : 1 Şub. (1) Böbrek: 1 Şub. (1) Böğüre böğüre(i.): 1 Şub. (1) Bölge : 1 Şub. (9), 2 Şub.(6), 3 Şub. (1) Bölgesel : 1 Şub. (2) Bölmek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bölüm : 1 Şub. (4), 3 Şub. (5) Böyle : 1 Şub. (6), 2 Şub. (6), 3 Şub. (6) Böylece : 2 Şub.(2) Böylesine: 3 Şub. (1) Bu : 1 Şub. (57), 2 Şub.(62), 3 Şub. (63) Bu arada: 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Bu gidişle: 3 Şub.(1) Bugün : 1 Şub. (4), 2 Şub.(5),3 Şub. (2) Bugünlerde: 1 Şub. (1) Bulgu: 3 Şub. (1) Bulmak : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub. (6) Bulunmak : 1 Şub. (4), 2 Şub.(18), 3 Şub.(8) Bulunulmak: 3 Şub. (1)

Page 347: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

335

Bunak : 2 Şub.(5) Bunama : 2 Şub.(1) Bura: 2 Şub.(5) Burun : 1 Şub. (2) Buz: 3 Şub. (3) Buzlanma: 3 Şub.(1) Buzul: 3 Şub. (7) Bütün : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Bütünlük : 2 Şub.(3) Büyük : 1 Şub. (7), 3 Şub. (6) Büyükelçilik : 2 Şub.(1) Büyütülmek: 3 Şub. (2) Büzülmek: 3 Şub.(2) Çaba : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Çağırmak: 3 Şub. (2) Çağrı: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Çalım satmak(d.): 3 Şub. (1) Çalışılmak : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Çalışma :1 Şub. (2) Çalışmak : 1 Şub. (6), 2 Şub.(12), 3 Şub. (7) Çanak çömlek(i.): 1 Şub. (1) Çatışma: 3 Şub. (2) Çekilmek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(6), 3 Şub. (18) Çekim: 2 Şub.(4) Çekirge : 1 Şub. (1) Çekmek: 2 Şub.(5), 3 Şub.(4) Çevre: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Çığlık : 1 Şub. (1) Çıkar : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Çıkarılmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Çıkarmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Çıkartmak: 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Çıkış : 2 Şub.(5), 3 Şub. (1) Çıkmak : 1 Şub. (4), 2 Şub.(5), 3 Şub. (7) Çıkmaz: 1 Şub. (1) Çizgi: 3 Şub. (1) Çizme : 1 Şub. (3) Çocuk: 1 Şub. (8), 2 Şub.(6), 3 Şub. (3) Çoğunlukla: 1 Şub. (1)

Çok : 1 Şub. (20), 2 Şub.(8), 3 Şub. (11) Çoktan: 1 Şub. (1) Çöp(Tr.?) : 1 Şub. (1) Çöpçü : 2 Şub.(1) Çözmek : 2 Şub.(3) Çözülmek : 1 Şub. (7), 2 Şub.(3) Çözüm : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Çözümlemek: 3 Şub. (1) Çürütmek(K.B): 3 Şub.(2) Da –De(Dahi) : 1 Şub. (47), 2 Şub.(51), 3 Şub. (38) Dağ : 1 Şub. (1) Dağıtılmak: 3 Şub. (3) Dağıtım: 3 Şub. (1) Daha : 1 Şub. (16), 2 Şub.(15), 3 Şub. (13) Dahi: 1 Şub. (5) Dal: 1 Şub. (1) Dalga: 3 Şub. (5) Dalga geçmek(d.): 1 Şub. (2) Damga vurmak: 1 Şub. (1) Danışma: 3 Şub. (3) Danışman: 1 Şub. (2) Davranmak: 1 Şub. (1) Dayanmak : 2 Şub.(1) Dayı : 2 Şub. (2) Dede : 2 Şub. (2) Değer: 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Değer biçilmek(d.) : 2 Şub.(1) Değerlendirilmek: 3 Şub. (1) Değerlendirme : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub.(3) Değerlendirmek: 1 Şub. (3) Değil : 1 Şub. (13), 2 Şub.(8), 3 Şub. (8) Değinmek: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Değişiklik : 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Değişmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Değiştirilmek: 3 Şub.(3) Değiştirmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Dek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Deli danalar gibi : 1 Şub. (1) Delik : 1 Şub. (8) Demeç vermek: 3 Şub. (1)

Page 348: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

336

Demek : 1 Şub. (33), 2 Şub.(26), 3 Şub. (23) Denge : 2 Şub.(1) Dengeleri bozmak: 1 Şub. (1) Dengesizlik: 3 Şub.(1) Denilmek: 2 Şub.(2), 3 Şub.(1) Deniz: 1 Şub. (1), 2 Şub.(5), 3 Şub. (10) Denk gelmek : 2 Şub. (2) Denk getirmek: 2 Şub.(4) Denklem : 1 Şub. (1) Denmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Dergi: 1 Şub. (4), 2 Şub. (2) Derin: 2 Şub.(4), 3 Şub. (4) Dernek: 3 Şub. (2) Devrim: 3 Şub. (5) Deyiş: 2 Şub.(1) Dış : 2 Şub.(4), 3 Şub. (2) Dışına çıkmak: 2 Şub.(1) Dışlamak: 1 Şub. (2) Dil : 1 Şub. (4) Dile getirilmek(d.) : 2 Şub.(1) Dile getirmek(d.) : 1 Şub. (6), 2 Şub.(2) Dilekçe: 2 Şub.(2) Dilemek: 2 Şub.(2) Dinleme: 3 Şub. (1) Dinlemek: 2 Şub.(1) Dinlenmek: 1 Şub. (1) Dinletilmek: 2 Şub.(1) Dinleyici : 2 Şub.(1) Dirlik : 1 Şub. (1) Diye : 1 Şub. (18), 2 Şub.(14), 3 Şub. (5) Dizi : 1 Şub. (2) Doğa : 1 Şub. (1) Doğmak: 1 Şub. (1) Doğru : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub. (6) Doğrulamak: 1 Şub. (2) Doğu: 1 Şub. (4), 2 Şub.(2) Doksan : 2 Şub.(2), 3 Şub. (5) Dokuz : 1 Şub. (4), 3 Şub. (11) Dolaşmak : 2 Şub.(4) Dolayı : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Dolayısıyla: 3 Şub. (1) Doldurmak: 3 Şub. (1)

Dolu : 1 Şub. (1) Dondurmak: 1 Şub. (3) Doya doya(i.): 1 Şub. (1) Dönem : 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Döner: 1 Şub. (2) Dönmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Dönülmek: 3 Şub. (1) Dönüm: 1 Şub. (2) Dönüşmek: 1 Şub. (2) Dört : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (15) Dövmek: 3 Şub. (1) Dövülmek: 3 Şub. (1) Durdurulmak: 3 Şub. (2) Durum : 1 Şub. (9), 2 Şub.(5) Duruş: 2 Şub.(2) Duruşma: 2 Şub.(7), 3 Şub. (1) Duygu: 1 Şub. (1) Duymak : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Duyurulmak: 3 Şub.(1) Dün : 1 Şub. (8), 2 Şub.(12), 3 Şub.(4) Düşmek: 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Düşünce : 2 Şub.(1) Düşündürücü: 3 Şub. (2) Düşünmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Düşünülmek : 2 Şub.(1) Düşünür : 1 Şub. (1) Düşüş: 1 Şub. (1) Düzeltilmek : 1 Şub. (2) Düzeltmek: 2 Şub. (2) Düzen : 1 Şub. (1) Düzenlemek: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Düzenlenmek: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Düzensiz: 2 Şub.(1) Düzey: 3 Şub. (2) Edinmek: 2 Şub.(1) Eğilimli : 1 Şub. (1) Eğilmek : 2 Şub.(1) Eğitimli : 2 Şub.(2) Eklemek : 1 Şub. (1) Eksiklik: 1 Şub. (2) Eksiksiz: 2 Şub.(1) El : 1 Şub. (1), 2 Şub.(4), 3 Şub. (2)

Page 349: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

337

El ele vermek(d.)(i.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) El koymak(d.) : 2 Şub.(1) Elde etmek(d.) : 2 Şub.(1) Ele alınmak(d.): 1 Şub. (1) Ele geçirmek(d.) : 2 Şub.(1) Ele geçmek(d.) : 2 Şub.(1) Elinde kalmak(d.) : 1 Şub. (1) Elinden gelmek(d.) : 2 Şub.(1) Eleştiri : 2 Şub.(1) Eleştirmek: 1 Şub. (1) Elli : 1 Şub. (2), 3 Şub.(5) Emekli : 1 Şub. (4) Emekli olmak: 1 Şub. (1) Emmek: 3 Şub.(1) En : 1 Şub. (9), 2 Şub.(2), 3 Şub. (5) Erime: 3 Şub.(1) Erimek: 3 Şub. (3) Erkek: 3 Şub. (3) Erken : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ertelenmek: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Eski : 1 Şub. (12), 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Eş : 1 Şub. (4), 2 Şub.(3), 3 Şub. (5) Eşit: 3 Şub. (1) Etki : 1 Şub. (4), 3 Şub. (1) Etkilemek: 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Etkilenmek : 1 Şub. (2) Etkili : 1 Şub. (2) Etkin: 2 Şub.(1) Etmek: 3 Şub. (3) Ev: 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Evet: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Evlenmek: 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub. (1) Evli: 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Evlilik: 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Evsiz: 2 Şub. (2) Eylem : 2 Şub.(5), 3 Şub.(3) Gece : 1 Şub. (5), 3 Şub. (4) Geçen : 2 Şub.(1) Geçerli: 1 Şub. (6) Geçici : 2 Şub.(2) Geçirilmek: 3 Şub. (1) Geçirmek: 1 Şub. (2)

Geçmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(5), 3 Şub.(4) Gelecek : 1 Şub. (3) Gelenek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Geleneksel: 1 Şub. (1) Gelişme: 1 Şub. (1), 2 Şub.(9), 3 Şub. (1) Gelişmiş: 3 Şub. (1) Gelmek : 1 Şub. (9), 2 Şub.(9),3 Şub. (5) Gelen giden(i.): 3 Şub. (1) Gemi: 2 Şub.(14) Genç: 1 Şub. (4), 3 Şub. (1) Genel(?) : 1 Şub. (3) Geniş: 3 Şub.(1) Gensoru: 3 Şub. (1) Gerçek: 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Gerçekleşmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Gerçekleştirmek: 2 Şub.(1) Gerçekten : 2 Şub.(1) Gereğince: 3 Şub. (1) Gerek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Gerekçe: 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Gerekçeli: 3 Şub. (1) Gerekli : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Gerekmek : 1 Şub. (10), 2 Şub.(3), 3 Şub. (4) Gerektirmek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Gerginlik: 1 Şub. (1) Geri: 3 Şub. (1) Geride bırakmak(d.): 1 Şub. (1) Geride kalanlar(d.): 1 Şub. (1) Gerilim : 1 Şub. (5) Getirilmek: 3 Şub. (4) Getirmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Gezi : 2 Şub.(2) Gıkını çıkarmamak(d.): 3 Şub. (1) Gibi : 1 Şub. (4), 2 Şub.(7), 3 Şub.(6) Gidilmek : 1 Şub. (2) Girişim : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Girmek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3), 3 Şub.(3)

Page 350: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

338

Gitmek : 1 Şub. (13), 2 Şub.(8), 3 Şub. (1) Giyim kuşam(d.)(i.) : 1 Şub. (2) Giymek : 1 Şub. (1) Gizem: 2 Şub.(1) Gizlilik: 3 Şub. (3) Göğsünü gererek(Göğsünü gere gere)(d.): 2 Şub. (3) Göğüs germek(d.): 1 Şub. (1) Gölgede bırakmak(d.) : 3 Şub. (2) Gölgelemek: 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Gölgeleyici : 1 Şub. (1) Gönderilmek: 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Göndermek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(7) Göre : 1 Şub. (9), 2 Şub.(6),3 Şub. (6) Görev : 2 Şub.(11), 3 Şub. (13) Görevden alınmak: 3 Şub.(1) Görevlendirilmek: 3 Şub. (1) Görevli: 2 Şub.(1), 3 Şub. (5) Görevsizlik: 2 Şub.(1) Görmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub. (2) Görülmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Görüntü : 1 Şub. (1), 2 Şub.(9), 3 Şub. (22) Görüntüleme: 3 Şub. (1) Görüntülenmek : 1 Şub. (2) Görüş : 1 Şub. (7), 2 Şub.(6), 3 Şub. (1) Görüşme : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Görüşmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1) Görüşülmek: 3 Şub. (1) Gösterilmek: 3 Şub.(4) Gösterime girmek: 3 Şub. (1) Göstermek : 1 Şub. (5), 2 Şub.(4), 3 Şub. (5) Götürmek: 3 Şub. (1) Göz : 1 Şub. (1) Göz ardı edilmek(d.): 3 Şub. (1) Göz önünde: 2 Şub.(1) Gözü aydın(d.)( k.s): 1 Şub. (1) Gözü var(Gözü olmak)(d.) : 2 Şub.(1) Güç : 2 Şub.(3), 3 Şub. (5) Gün : 1 Şub. (7), 2 Şub.(4), 3 Şub.(11) Gündem: 2 Şub.(1)

Gündeme getirmek(d.) : 2 Şub.(1) Gündüz: 3 Şub. (1) Günlük: 1 Şub. (2) Güven : 1 Şub. (1) Güvence: 1 Şub. (1) Güvenlik : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3), 3 Şub.(1) Güvenmek : 1 Şub. (1) Güzel : 1 Şub. (1) Hangi : 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Hanım: 1 Şub. (1) Hız (K.B) : 2 Şub.(1) Hızlı : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Hoşgörü(Hoş görmek(d.)) : 2 Şub.(1) Isı: 3 Şub. (1) Islanmak : 1 Şub. (1) Issız : 1 Şub. (2) Işık: 1 Şub. (2), 3 Şub.(1) İç : 1 Şub. (4), 3 Şub. (6) İçine almak(d.): 1 Şub. (1) İçler acısı(d.) : 2 Şub.(1) İçeri : 1 Şub. (3), 3 Şub. (5) İçerik: 3 Şub. (1) İçermek : 1 Şub. (5), 3 Şub. (4) İçin : 1 Şub. (24), 2 Şub.(17), 3 Şub.(17) İçinde : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) İğneyle kuyu kazmak(d.): 1 Şub. (2) İki : 1 Şub. (7), 2 Şub.(17), 3 Şub. (31) İkili : 1 Şub. (2) İkişer : 1 Şub. (1) İlçe : 1 Şub. (1) İle : 1 Şub. (44), 2 Şub.(55), 3 Şub. (83) İleri: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) İleri sürmek (d.): 1 Şub. (1) İleri sürülmek(d.): 3 Şub. (1) İlerleme : 1 Şub. (1) İlerlemek : 1 Şub. (1) İletmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) İlgi : 1 Şub. (1) 2 Şub.(1) İlgili : 1 Şub. (5), 2 Şub.(4), 3 Şub.(10) İlginç : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) İlişki : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) İlişkin : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) İlk : 1 Şub. (2), 2 Şub.(7), 3 Şub. (2)

Page 351: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

339

İlke: 3 Şub. (1) İnanç : 1 Şub. (2) İnançlı: 3 Şub. (1) İnanılmaz: 3 Şub. (1) İnanmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) İnce : 1 Şub. (2) İnceleme: 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) İndirim : 1 Şub. (2) İnmek : 1 Şub. (3) İstek: 3 Şub. (3) İstemek : 1 Şub. (14), 2 Şub.(13), 3 Şub. (10) İstenmek : 2 Şub.(1) İş : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) İşçi: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) İşlem: 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) İşlemek: 3 Şub. (1) İşte: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) İyi : 1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) İyileşmek: 1 Şub. (2) İyimser: 1 Şub. (1) İyimserlik: 1 Şub. (1) İzlemek : 2 Şub.(1) İzlenim: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) İzlenme : 1 Şub. (1) İzlenmek: 1 Şub. (1) İzleyici : 1 Şub. (1) Kaba: 1 Şub. (2) Kabak başına patlamak(d.) : 2 Şub. (2) Kaçak: 2 Şub.(1) Kaçakçı: 3 Şub. (1) Kaçınmak : 1 Şub. (1) Kaçırmak : 2 Şub.(3), 3 Şub. (4) Kaldırılmak : 1 Şub. (1) Kalın: 1 Şub. (3) Kalınbağırsak: 1 Şub. (3) Kalkan : 2 Şub.(2) Kalkışmak: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Kalmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(4), 3 Şub. (7) Kamu: 3 Şub. (1) Kamu görevlisi: 2 Şub.(1) Kamuoyu : 1 Şub. (4), 3 Şub.(2) Kan : 1 Şub. (1)

Kan dökmek(d.) : 2 Şub. (2) Kanama: 1 Şub. (3) Kanlı: 1 Şub. (1) Kapalı : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Kapamak: 3 Şub.(1) Kapatılmak: 3 Şub.(1) Kapı : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Kapsam: 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Kar: 3 Şub.(2) Karakol: 2 Şub.(2), 3 Şub. (5) Karanlığa gömülmek: 3 Şub.(1) Karasuları: 1 Şub. (1) Kardeş : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Karı: 3 Şub. (1) Karışmak: 3 Şub. (2) Karmaşa: 3 Şub. (1) Karşı : 1 Şub. (12), 2 Şub.(9), 3 Şub. (4) Karşı çıkmak(d.): 1 Şub. (3) Karşı karşıya(d.)(i.): 3 Şub. (1) Karşılamak: 3 Şub. (2) Karşılanmak: 3 Şub. (1) Karşılaşmak: 2 Şub. (2) Karşılık: 2 Şub. (4) Karşılıklı: 3 Şub.(1) Kasırga: 3 Şub. (4) Katılımcı: 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Katılmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(4), 3 Şub.(1) Katkıda bulunmak: 3 Şub.(2) Katlanılmak: 3 Şub. (1) Katlanmak: 3 Şub. (1) Kavram: 2 Şub.(3) Kaydırılmak: 2 Şub.(5) Kaygı : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Kaymak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Kaynak : 1 Şub. (4), 3 Şub. (2) Kaynaklanmak: 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Kazanmak: 3 Şub. (1) Kedi(?) : 1 Şub. (1) Kekelemek: 1 Şub. (1) Kemik: 3 Şub. (2) Kendi : 1 Şub. (16), 2 Şub.(15), 3 Şub.(4) Kertenkele(Kerten?) : 1 Şub. (1)

Page 352: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

340

Kesilmek: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Kesim: 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Kesin: 3 Şub. (1) Kesmek: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Kez : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3) Kılık: 2 Şub. (3) Kılmak: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Kırılmak: 1 Şub. (1) Kırk : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3), 3 Şub. (3) Kırmak: 1 Şub. (2) Kısa : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Kış : 1 Şub. (2) Kışlık : 1 Şub. (1) Kıyı: 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Kıyıdaş: 2 Şub.(1) Kıymak : 1 Şub. (1) Kız : 2 Şub.(4) Kız kardeş: 2 Şub.(1) Kızdırmak: 1 Şub. (2) Kim : 1 Şub. (1), 3 Şub. (4) Kimi : 2 Şub.(2) Kimlik : 1 Şub. (1) Kimse : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Kişi : 1 Şub. (3), 2 Şub.(9), 3 Şub. (9) Kişilik : 1 Şub. (5) Koca: 1 Şub. (6), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Koltuk : 1 Şub. (1) Komşu: 1 Şub. (2) Komut vermek: 2 Şub. (2) Komutanlık(?) : 2 Şub. (1) Kondurmak: 1 Şub. (1) Konmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Konu : 1 Şub. (13), 2 Şub.(10), 3 Şub.(10) Konum: 1 Şub. (1) Konuşma: 2 Şub.(1) Konuşma yapmak: 1 Şub. (1) Konuşmak : 1 Şub. (8), 2 Şub.(4), 3 Şub. (1) Konuşulmak: 3 Şub. (1) Korku : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Koruma : 2 Şub.(1) Korumak : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1)

Korunabilmek: 1 Şub. (1) Korunmak: 1 Şub. (5), 2 Şub.(2) Kovuşturmak: 3 Şub. (1) Koymak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Kök : 2 Şub.(1) Köken : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Kötü: 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Kucağına düşmek : 1 Şub. (1) Kulak : 2 Şub. (1) Kullandırmak: 3 Şub. (1) Kullanılmak: 3 Şub. (1) Kullanım: 3 Şub. (1) Kullanmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Kuraklık: 3 Şub. (3) Kural: 1 Şub. (2) Kurmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Kurnaz: 3 Şub. (1) Kurtarmak: 2 Şub.(2) Kurtulmak: 2 Şub.(1) Kurul: 3 Şub. (1) Kurulmak: 3 Şub. (4) Kuruluş: 3 Şub. (3) Kurum : 2 Şub.(5), 3 Şub. (18) Kurusıkı: 3 Şub. (2) Kurutulmak: 1 Şub. (4) Kuş : 1 Şub. (1) Kutsal: 2 Şub. (2), 3 Şub.(2) Kuzey: 2 Şub.(1), 3 Şub.(2) Küçük: 3 Şub. (1) Küçük düşürmek(d.) : 1 Şub. (1) Küçülmek: 3 Şub.(1) Küçümsenmek: 2 Şub.(1) Küpe : 2 Şub. (1) Ne : 1 Şub. (13), 2 Şub.(7), 3 Şub. (10) Neden : 1 Şub. (3), 3 Şub.(3) Neden olmak: 1 Şub. (2), 2 Şub.(3), 3 Şub.(2) Nedeniyle : 1 Şub. (5), 2 Şub.(6), 3 Şub. (2) Nedense : 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Nerede : 2 Şub.(5), 3 Şub. (1)

Page 353: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

341

Nereden: 3 Şub. (1) Neredeyse(d.) : 2 Şub.(2) Nitekim: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Nitelemek : 1 Şub. (1) Nitelik : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Niye : 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) O: 1 Şub. (18), 2 Şub.(15), 3 Şub. (10) Oda: 3 Şub. (1) Oğul : 1 Şub. (15), 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Okul : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Okumak : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1) Olasılık: 3 Şub. (1) Olay : 1 Şub. (3), 2 Şub.(11), 3 Şub. (11) Oldukça : 1 Şub. (1) Olmak : 1 Şub. (65), 2 Şub.(64), 3 Şub. (55) Olsa olsa(i.): 3 Şub. (1) Olumlu : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Olumsuz : 1 Şub. (1) Oluşmak: 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Oluşturmak: 3 Şub. (1) On : 1 Şub. (6), 2 Şub.(3), 3 Şub.(25) Onay : 2 Şub.(1) Onay almak: 2 Şub.(1) Onbaşı : 2 Şub. (2) Onlar: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Ora: 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Oran: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Orta : 1 Şub. (2) Ortaya atılmak(d.): 3 Şub. (1) Ortaya atmak(d.) : 2 Şub.(1) Ortaya çıkarılmak(d.): 2 Şub. (1) Ortaya çıkarmak(d.): 3 Şub. (1) Ortaya çıkmak(d.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Ortaya koymak(d.): 3 Şub. (1) Orta yol: 2 Şub.(2) Ortak : 1 Şub. (5) Ortalığı karıştırmak(d.): 2 Şub.(1) Oturmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Oturum : 1 Şub. (1) Otuz: 1 Şub. (4), 3 Şub. (3)

Oy: 2 Şub.(1) Oysa : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Oyuncak: 3 Şub. (1) Oyuncu: 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Oyunculuk: 1 Şub. (1) Ödeme : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Ödemek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Ödenmek: 3 Şub. (1) Ödül: 1 Şub. (4) Öğle : 2 Şub.(1) Öğrenci : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Öğrenilmek: 2 Şub.(1) Öğretmek: 3 Şub. (1) Ölçek: 1 Şub. (1) Ölçü : 1 Şub. (3) Öldürme: 3 Şub. (1) Öldürmek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (6), 3 Şub. (4) Öldürücü: 3 Şub. (1) Öldürülmek : 1 Şub. (6), 2 Şub.(3), 3 Şub. (4) Ölmek : 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub.(3) Ölü: 1 Şub. (1) Ölüm : 1 Şub. (13) Ön : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3), 3 Şub. (20) Önayak olmak(d.): 1 Şub. (1) Önde gelmek: 1 Şub. (1) Önüne(karşısına)çıkmak(d.): 3 Şub. (2) Önüne geçilmek(d.): 1 Şub. (2) Önüne geçmek(d.): 3 Şub.(1) Önünü kesmek(d.): 1 Şub. (1) Önce : 1 Şub. (6), 2 Şub.(8), 3 Şub. (3) Önceki : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Öncülük: 3 Şub.(1) Önem: 2 Şub. (1) Önemli : 1 Şub. (7), 2 Şub.(2), 3 Şub. (7) Öneri: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Öngörmek: 2 Şub.(1) Önlem : 1 Şub. (4), 3 Şub. (1) Önlem almak: 1 Şub. (2) Örgüt : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (5) Örgütlenmek: 3 Şub. (1) Örneğin: 1 Şub. (1) Örnek(?) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1)

Page 354: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

342

Örtmek: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Örtü: 3 Şub.(1) Öte: 1 Şub. (1) Öte yandan: 2 Şub.(1) Öteki : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Övmek: 3 Şub. (3) Öyle: 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Öykü: 1 Şub. (2) Özel : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1) Özellikle : 1 Şub. (5), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Özenli: 3 Şub. (1) Özensiz : 1 Şub. (2) Özetlemek: 1 Şub. (1) Özgü olmak: 1 Şub. (1) Özgürce : 1 Şub. (1) Özgürlük: 1 Şub. (1) Özlemek: 3 Şub. (1) Pasaklı : 1 Şub. (1) Pasaklılık : 1 Şub. (2) Paşa (K.B?) : 2 Şub.(1) Patlak vermek(d.): 3 Şub. (1) Paylaşmak(?): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Pek : 1 Şub. (2) Peki: 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Pekişmek: 1 Şub. (1) Saç: 2 Şub. (2) Sağ olmak: 1 Şub. (1) Sağcı: 3 Şub. (1) Sağlamak : 1 Şub. (7), 2 Şub.(6) Sağlanmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub.(1) Sağlık: 1 Şub. (5), 2 Şub.(1) Sağlıklı : 2 Şub.(1) Saklamak : 1 Şub. (1) Saldırgan: 2 Şub. (2) Saldırı: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Saldırıya uğramak: 2 Şub.(1) Saldırmak : 1 Şub. (2) Salım: 3 Şub. (1) Salt: 1 Şub. (1) Sanılmak: 3 Şub. (1) Sanmak: 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Sapak: 1 Şub. (1)

Sapıklık: 3 Şub. (1) Saptanmak: 3 Şub. (1) Sarmak : 1 Şub. (1) Satıcı: 1 Şub. (1) Satılmak : 1 Şub. (2) Satış : 1 Şub. (4) Satmak : 1 Şub. (5) Savaş: 2 Şub.(5) Savaşmak: 1 Şub. (1) Savcı : 2 Şub.(1) Savcılık: 1 Şub. (2) Savunmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Savurmak: 3 Şub.(1) Saydam(?): 2 Şub.(1) Saygı : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Saygısız: 3 Şub. (3) Sayı : 1 Şub. (1) Sayılmak: 3 Şub. (1) Sayın : 2 Şub.(2) Saymak: 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Sekiz : 1 Şub. (2), 2 Şub.(5), 3 Şub. (12) Seksen : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Sektirmek: 1 Şub. (1) Sen: 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Ses : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Ses çıkarmamak(d.): 3 Şub. (1) Sessiz: 1 Şub. (1) Sevecen: 1 Şub. (1) Sevgi : 1 Şub. (2) Sevgili: 1 Şub. (1) Sevilmek: 1 Şub. (1) Sevindirici: 1 Şub. (1) Sevişmek: 3 Şub. (2) Sevmek : 1 Şub. (9), 2 Şub.(4) Sezmek : 2 Şub.(1) Sıcak : 2 Şub.(1), 3 Şub. (6) Sıcaklık: 3 Şub. (3) Sığ: 3 Şub. (1) Sık: 3 Şub.(1) Sık sık(i.): 3 Şub. (1) Sıkıntı :1 Şub. (5) Sıkıntı çekmek(d.): 1 Şub. (1) Sıklık: 2 Şub.(1)

Page 355: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

343

Sıra(?): 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub.(4) Sıra dışı: 3 Şub. (2) Sıralanmak: 3 Şub. (1) Sızdırılmak: 3 Şub. (4) Sızdırmak: 3 Şub. (8) Sızlanma: 1 Şub. (1) Siz : 1 Şub. (10), 2 Şub.(1) Soğuk: 3 Şub. (3) Soğuk kanlılık(d.): 1 Şub. (1) Sokmak : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Sokulmak: 3 Şub. (1) Sol : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Solcu: 3 Şub. (1) Solunum(K.B): 1 Şub. (1) Somut : 1 Şub. (1) Son : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3), 3 Şub. (7) Son vermek: 1 Şub. (1) Sona ermek: 1 Şub. (1) Sonra : 1 Şub. (12), 2 Şub.(8), 3 Şub.(17) Sonuç : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Sonuçlanmak : 2 Şub.(1) Sonuncu: 1 Şub. (1) Sopa(?): 2 Şub. (2) Sorgulamak: 2 Şub.(1) Sormak : 1 Şub. (5), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Soru : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Sorulmak: 3 Şub. (1) Sorumlu: 3 Şub. (1) Sorumluluk : 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Sorun: 1 Şub. (3), 2 Şub.(8), 3 Şub. (4) Soruşturma : 2 Şub.(1), 3 Şub. (7) Soruşturmak: 3 Şub. (2) Soyağacı : 2 Şub.(1) Soyunmak: 2 Şub.(1) Söylemek : 1 Şub. (17), 2 Şub.(12), 3 Şub.(14) Söz : 1 Şub. (5), 2 Şub.(5), 3 Şub. (1) Söz almak(d.) : 2 Şub.(1) Söz edilmek(d.) : 2 Şub.(1) Söz etmek(d.): 1 Şub. (2) Söz ettirmek(d.): 1 Şub. (2) Söz konusu(d.): 2 Şub.(3), 3 Şub.(2) Sözcü : 1 Şub. (2), 3 Şub.(3)

Sözde: 2 Şub.(1) Su: 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Subay : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Suç: 2 Şub.(6), 3 Şub. (7) Suç işlemek: 3 Şub. (2) Suçlamak: 1 Şub. (2), 3 Şub. (9) Suçlanmak : 1 Şub. (1) Suçlu: 3 Şub. (5) Sulu: 1 Şub. (1) Sunmak : 2 Şub.(1) Susuzluk: 3 Şub.(1) Sürdürmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Sürdürülmek: 3 Şub. (1) Süre : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Sürekli : 2 Şub.(1) Sürmek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (4) Şaka yapmak(d.): 1 Şub. (2) Şapşallık(?): 3 Şub. (1) Şaşırmak : 1 Şub. (1) Şaşırtmak : 1 Şub. (1) Şaşkınlık: 3 Şub. (1) Şimdi : 1 Şub. (4), 3 Şub. (5) Şimdiki: 3 Şub. (1) Şöyle : 1 Şub. (3), 2 Şub.(4), 3 Şub.(2) Şu : 1 Şub. (7), 2 Şub.(8), 3 Şub. (6) Tabanca (?) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Takılmak: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Takma ad: 3 Şub. (1) Tanık : 1 Şub. (1) Tanım : 2 Şub.(1) Tanımak (?): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Tanımlamak : 2 Şub.(4) Tanınmak: 3 Şub. (2) Tanışmak : 2 Şub.(2) Tartışılmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Tartışma: 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub.(3) Tartışmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Tasarı (K.B?): 2 Şub.(1) Taş: 2 Şub. (2) Taşımak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1)

Page 356: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

344

Tek: 2 Şub.(2) Tek başına(d.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Tekelci: 1 Şub. (3) Tepki : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Tırmandırmak: 2 Şub.(1) Titremek: 1 Şub. (1) Tiye almak: 1 Şub. (2) Top : 2 Şub. (2) Toplam: 3 Şub. (1) Toplanmak: 3 Şub. (1) Toplantı : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub. (4) Toplum: 1 Şub. (5), 2 Şub.(1) Toprak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (7), 3 Şub.(1) Toptan: 1 Şub. (1) Torun(?) : 2 Şub. (3) Töre: 1 Şub. (1) Tören: 1 Şub. (4) Tutanak: 3 Şub.(2) Tutmak: 3 Şub. (1) Tutuklanmak: 3 Şub. (1) Tutuklu: 3 Şub. (3) Tutum : 2 Şub.(1) Tüm(?): 1 Şub. (6), 3 Şub.(5) Tünemek: 3 Şub.(1) Tür : 2 Şub.(2) Türev : 1 Şub. (1) Ucuz : 2 Şub.(1) Uçsuz bucaksız(i.): 3 Şub.(1) Uçak : 2 Şub.(1) Uğramak : 1 Şub. (1) Uğurlamak : 2 Şub.(1) Ulaşılmak: 2 Şub. (1) Ulu orta(d.) : 1 Şub. (1) Uluslararası : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Unutkanlık: 1 Şub. (4) Unutmak: 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Unutulmak: 3 Şub. (1) Utandırmak: 1 Şub. (1) Uyarı : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Uyarmak: 1 Şub. (1) Uygulama: 3 Şub. (2) Uygulamak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1)

Uygulanmak: 3 Şub. (1) Uygun: 1 Şub. (2), 2 Şub.(4), 3 Şub. (2) Uygun bulmak(d.): 3 Şub. (1) Uykuya dalmak(d.): 3 Şub. (1) Uyruk: 2 Şub.(1) Uyum: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Uyuşmak: 3 Şub. (1) Uyuşturucu: 3 Şub. (1) Uyutmak: 3 Şub. (2) Uzak : 1 Şub. (1) Uzaklaştırılmak: 3 Şub. (2) Uzaklaştırma: 3 Şub. (1) Uzantı: 3 Şub. (1) Uzatılmak : 1 Şub. (1) Uzun: 3 Şub. (1) Üç : 1 Şub. (21), 2 Şub.(3), 3 Şub. (11) Ünlü : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Üretici: 1 Şub. (1) Üretmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Ürün: 1 Şub. (10) Üst : 1 Şub. (1) Üstelik : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Üstlenmek: 3 Şub. (1) Üstün : 1 Şub. (1) Üstünkörü: 3 Şub. (1) Üye (?) : 1 Şub. (1) Üzere: 3 Şub. (2) Üzeri: 2 Şub.(12), 3 Şub. (1) Üzerinde : 2 Şub.(1), 3 Şub. (5) Üzerinde durmak(d.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Üzerine : 1 Şub. (2), 2 Şub.(5), 3 Şub. (6) Üzerine düşmek (d.): 2 Şub.(1) Üzerine gidilmek(d.) : 2 Şub.(1) Üzerine yıkmak(d.): 3 Şub. (1) Üzgün : 2 Şub.(1) Üzmek: 1 Şub. (1) Üzülmek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (5) Üzüntü : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Var : 1 Şub. (13), 2 Şub.(19), 3 Şub. (5) Var olmak: 2 Şub.(1) Varlık : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Varılmak: 2 Şub.(1) Varmak : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1)

Page 357: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

345

Verilmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(4), 3 Şub.(3) Vermek : 1 Şub. (7), 2 Şub.(9), 3 Şub. (7) Vurgu : 1 Şub. (1) Vurgulamak : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub.(1) Vurgulanmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub.(2) Vurmak : 1 Şub. (5), 3 Şub. (2) Vurulmak : 2 Şub.(1) Vuruşturma: 3 Şub. (2) Yadırgamak: 1 Şub. (1) Yağış: 3 Şub. (4) Yağmak: 1 Şub. (2) Yaka : 2 Şub.(1) Yakalamak: 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Yakalanmak : 2 Şub. (7), 3 Şub. (6) Yakalatmak: 2 Şub. (1) Yakın : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Yakında: 1 Şub. (2) Yaklaşık : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yaklaşım: 1 Şub. (4) Yaklaşmak: 3 Şub.(2) Yalanlamak: 2 Şub.(3) Yalnız : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3) Yan : 1 Şub. (4), 2 Şub.(8), 3 Şub.(3) Yanıt : 1 Şub. (2), 2 Şub.(4) Yanıt vermek: 1 Şub. (1) Yanıtlamak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Yankı : 1 Şub. (1) Yanlış : 1 Şub. (6), 3 Şub. (3) Yansımak : 1 Şub. (3) Yansıtmak: 1 Şub. (1) Yapı : 2 Şub.(1) Yapılanma: 1 Şub. (1) Yapılmak : 1 Şub. (3), 2 Şub.(5), 3 Şub.(9) Yapımcı: 3 Şub. (1) Yapmak : 1 Şub. (19), 2 Şub.(21), 3 Şub. (16) Yaptırmak : 1 Şub. (1) Yarar : 2 Şub.(1)

Yararlanmak : 1 Şub. (3) Yaradılış: 3 Şub. (2) Yaradılışçılık: 3 Şub. (3) Yaratmak: 1 Şub. (2), 2 Şub.(4) Yardım etmek(?) : 1 Şub. (6) Yardımcı olmak: 3 Şub. (1) Yargı : 2 Şub.(1),3 Şub. (1) Yargıç: 3 Şub. (1) Yargılanmak: 3 Şub. (3) Yarın :1 Şub. (1) Yarış: 3 Şub. (2) Yarış etmek: 3 Şub. (1) Yarışmak: 3 Şub. (1) Yasa: 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Yasaklanmak(Yasak; M.B.T.S'ye göre Moğ.): 3 Şub. (2) Yasal: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Yasama : 2 Şub.(1) Yaş : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3), 3 Şub. (15) Yaşam : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Yaşama: 2 Şub. (1) Yaşamak : 1 Şub. (6), 2 Şub.(10), 3 Şub. (3) Yaşanmak : 1 Şub. (5), 2 Şub.(4), 3 Şub. (1) Yatak: 3 Şub. (1) Yatmak: 2 Şub.(3) Yatıp kalkmak(i.): 2 Şub. (2) Yavaşlamak: 3 Şub.(1) Yavru: 1 Şub. (1) Yaygınlaşmak: 3 Şub. (1) Yayılmak: 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Yayımlamak: 3 Şub. (2) Yayımlanmak: 1 Şub. (6), 2 Şub.(3), 3 Şub.(8) Yayımlatmak: 3 Şub. (1) Yayın: 3 Şub. (1) Yaymak: 3 Şub. (1) Yaz : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub.(1) Yazar : 1 Şub. (10), 3 Şub.(1) Yazarlık : 2 Şub.(1) Yazı : 1 Şub. (21), 2 Şub.(5), 3 Şub.(2) Yazı işleri: 3 Şub. (1) Yazılı: 3 Şub. (2)

Page 358: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

346

Yazılmak: 3 Şub. (1) Yazmak : 1 Şub. (7), 2 Şub.(6), 3 Şub. (2) Yedi : 1 Şub. (10), 3 Şub.(8) Yeni : 1 Şub. (10), 2 Şub.(5), 3 Şub. (3) Yeniden: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yer : 1 Şub. (4), 2 Şub.(6), 3 Şub. (8) Yer açılmak: 1 Şub. (1) Yer almak(d.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Yer etmek(d.) : 1 Şub. (1) Yerine getirmek(d.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Yer verilmek(d.) : 2 Şub.(1) Yer vermek(d.) : 1 Şub. (1) Yerinde : 2 Şub.(1) Yerleşim: 1 Şub. (2) Yeşil: 3 Şub. (1) Yeterli : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Yetki: 3 Şub. (1) Yetkili : 1 Şub. (1), 3 Şub. (6) Yetmek : 1 Şub. (2) Yetmiş: 3 Şub. (4) Yıkıcı: 3 Şub. (1) Yıkılmak : 2 Şub.(1) Yıl : 1 Şub. (10), 2 Şub.(4), 3 Şub. (16) Yıldız : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Yıldızlı: 3 Şub.(2) Yıllık : 1 Şub. (6), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Yıpratmak: 3 Şub. (1) Yırtmak : 1 Şub. (1) Yine: 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Yirmi : 1 Şub. (11), 2 Şub.(1), 3 Şub.(6) Yoğun : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Yok : 1 Şub. (6), 2 Şub.(10), 3 Şub. (2) Yok edilmek: 1 Şub. (1) Yok etmek: 2 Şub.(1) Yoksa : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (7) Yol : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Yol açmak(d.): 1 Şub. (3), 2 Şub.(1),3 Şub. (3) Yorgunluk: 3 Şub.(1) Yorum : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Yön : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2)

Yönelik : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Yönelmek: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Yönetim : 1 Şub. (5), 3 Şub. (2) Yönetmek: 2 Şub.(1) Yöntem : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yukarı: 2 Şub. (2) Yumuşak : 1 Şub. (2) Yurt dışı: 2 Şub. (2) Yuva: 1 Şub. (1) Yuvası yıkılmak(d.): 3 Şub. (1) Yüksek : 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Yükselmek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (9) Yükümlülük : 1 Şub. (1) Yürek : 1 Şub. (3) Yürümek: 1 Şub. (4) Yürütme : 2 Şub.(1) Yürütmek: 2 Şub.(1) Yüz : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2), 3 Şub. (15) Yüzde : 1 Şub. (4), 2 Şub.(3), 3 Şub. (3) Yüzden : 2 Şub.(1) Yüzey: 3 Şub.(1) Yüzmek: 3 Şub.(1) Yüzünden: 1 Şub. (2), 3 Şub. (4) Yüzyıl : 3 Şub. (5)

Page 359: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

347

3.2.2.2 HÜRRİYET GAZETESİNDE KULLANILAN YABANCI KÖKENLİ ÖĞELER

Acaba(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Acil (Ar.) : 1 Şub. (1) Acilen(Ar.) : 1 Şub. (1) Adam(Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Adet(Ar.): 3 Şub. (1) Âdeta(Ar.): 3 Şub. (1) Adli(Ar.): 3 Şub. (1) Adliye (Ar.) : 2 Şub.(2) Afiş(Fr.): 2 Şub.(2) Ahenk(Far.): 3 Şub. (2) Ahlaki (Ar.) : 1 Şub. (1) Aile (Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Ailevi(Ar.): 3 Şub. (1) Akıl (Ar.) : 2 Şub.(2) Akli (Ar.) : 2 Şub.(1) Aksi(Ar.): 3 Şub. (1) Aksiyon(Fr.): 3 Şub. (1) Aktris(Fr.): 1 Şub. (1) Albüm(Fr.): 1 Şub. (1) Ama(Ar.) :1 Şub. (9), 2 Şub.(12), 3 Şub. (4) Amblem(Fr.): 3 Şub. (2) Ameliyat(Ar.): 1 Şub. (1) Ampul(Fr.): 3 Şub.(1) An (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Ani (Ar.) : 2 Şub.(1) Apartman(Fr.): 2 Şub. (2) Arazi(Ar.): 1 Şub. (2), 3 Şub.(1) Asıl (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Asker ( Ar. ) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(11), 3 Şub. (2) Askerî(Ar.): 3 Şub. (1) Atmosfer(Fr.): 3 Şub. (2)

Avantaj (Fr.) : 2 Şub.(1) Ayna(Far.): 3 Şub.(1) Aynı (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub. (3) Bağış(Far.): 2 Şub.(6) Bahane (Far.) : 2 Şub.(3) Bahçe(Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Banka (İtal.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Basit (Ar.) : 2 Şub.(1) Bavul (İtal.) : 1 Şub. (1) Bazı(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub.(7) Bedel (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Beka (Ar.) : 2 Şub.(1) Bekâr(Ar.): 1 Şub. (1) Belediye(Ar.): 3 Şub.(1) Belki(Ar.+Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Beraber(Far.): 2 Şub.(1) Bereket(Ar.) : 1 Şub. (1) Besmele(Ar.): 1 Şub. (1) Beyan(Ar.): 3 Şub.(2) Beyit (Ar.) : 1 Şub. (2) Bilakis (Ar.) : 2 Şub.(1) Bilye(İtal.): 3 Şub. (2) Bina(Ar.): 3 Şub. (2) Bisiklet (Fr.) : 2 Şub.(2) Biyoloji(Fr.): 3 Şub. (1) Boksör(Fr.): 1 Şub. (1) Bomba(İtal.): 2 Şub.(1) Bombardıman(Fr.): 1 Şub. (1) Bot(Fr.)(Uzun konçlu, kapalı ayakkabı.) : 1 Şub. (1) Bot(İng.)(Küçük gemi): 2 Şub.(2) Bulvar(Fr.): 1 Şub. (1) Cadde(Ar.): 1 Şub. (1) Cami (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Can(Far.): 2 Şub.(2) Cemaat(Ar.) : 2 Şub.(1)

Page 360: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

348

Cenaze (Ar.) : 1 Şub. (1) Cevap (Ar.) : 1 Şub. (1) Ceza(Ar.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Ciddi (Ar.) : 1 Şub. (6), 3 Şub. (1) Ciddiyet (Ar.) : 1 Şub. (1) Cinayet(Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub.(5), 3 Şub. (4) Cinsel(Ar.): 3 Şub. (2) Cinsiyet (Ar.) : 1 Şub. (2) Civar(Ar.): 3 Şub. (1) Coğrafya (Ar.) : 2 Şub.(1) Cuma namazı(Ar.+Far.): 3 Şub. (1) Cumhuriyet (Ar.) : 1 Şub. (1) Çabuk (Far.) : 2 Şub.(1) Çanta(Rume.?) : 3 Şub. (3) Çap (Erm.) : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Çerçeve(Far.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Çete (Bulg.?): 2 Şub.(3), 3 Şub.(2) Çift(Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Çorap (Far.) : 1 Şub. (14) Çünkü (Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(8), 3 Şub.(1) Dahil(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Dair (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Daire(Ar.) : 2 Şub.(3) Dakika(Ar.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Darbe(Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Dava (Ar.) : 2 Şub.(5), 3 Şub. (1) Defa(Ar.) : 2 Şub.(1) Delege(Fr.): 3 Şub.(1) Demokratik (Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Depo(Fr.): 1 Şub. (1) Derece(Ar.): 3 Şub. (2) Destek(Far.): 1 Şub. (4), 3 Şub.(1) Devlet (Ar.) : 1 Şub. (7), 2 Şub.(17), 3 Şub.(4) Devriye(Ar.): 2 Şub.(10) Dezavantaj (Fr.) : 2 Şub.(1) Diğer (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Din (Ar.) : 1 Şub. (5) Din (Ar.) : 2 Şub.(3) Dini(Ar.): 1 Şub. (1)

Diplomatik(Fr.): 2 Şub.(1) Direktör(Fr.): 1 Şub. (2) Doktor(Fr.): 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Dolar(İng.): 3 Şub.(2) Dost (Far.) : 2 Şub.(1) Dosya (Fr.) : 2 Şub.(8), 3 Şub. (1) Dramatik(Fr.): 1 Şub. (1) Dünya(Ar.): 1 Şub. (3), 3 Şub. (5) Editör(Fr.): 3 Şub.(4) Egemen (Yun.?): 2 Şub.(1) Eğer(Far.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Ekip(Fr.): 2 Şub. (2) Ekonomi (Fr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Ekonomik (Fr.) : 1 Şub. (1) Ekonomist(Fr.): 3 Şub.(1) Elbette(Ar.): 2 Şub. (2) Elektrik(Fr.): 3 Şub.(1) Eleman(Fr.): 3 Şub. (1) Emin(Ar.): 1 Şub. (3) Emniyet(Ar.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (11) Ender(Ar.) : 1 Şub. (1) Endişe(Far.): 3 Şub. (3) Endokrinoloji(Fr.)(t.): 1 Şub. (2) Enerji (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Enflasyon(Fr.) : 1 Şub. (1) Enişte (Far.?) : 2 Şub.(1) Erkân(Ar.): 3 Şub. (1) Esna(Ar.) : 2 Şub.(1) Espri(Fr.): 1 Şub. (1) Esrarengiz(Ar.+Far.) : 1 Şub. (2) Eşkâl(Ar.): 2 Şub.(1) Etap (Fr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Etnik (Fr.) : 1 Şub. (1) Evlat (Ar.) : 1 Şub. (3) Evvel (Ar.) : 2 Şub.(1) Eyalet(Ar.): 1 Şub. (2) Ezan(Ar.): 1 Şub. (1) Faaliyet(Ar.): 3 Şub. (2) Fail (Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Falan(Ar.) : 2 Şub.(1) Fanatik(Fr.): 1 Şub. (1) Fantezi(Fr.): 3 Şub. (3) Fark (Ar.) : 2 Şub.(1)

Page 361: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

349

Fazla (Ar.) : 1 Şub. (4), 3 Şub. (4) Feci(Ar.): 1 Şub. (1) Felaket(Ar.): 3 Şub. (3) Felsefe(Ar.): 3 Şub. (2) Feribot(İng.): 3 Şub. (2) Fevkalade (Ar.) : 1 Şub. (1) Fırtına(İtal.): 3 Şub. (4) Fiilî(Ar.): 3 Şub. (1) Fikir(Ar.) : 1 Şub. (1) Film(Fr.?) : 3 Şub. (7) Finans (Fr.): 1 Şub. (3) Finansman(Fr.): 1 Şub. (4) Firkateyn(İtal.): 2 Şub.(2) Firma(İtal.): 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Formül(Fr.) : 2 Şub.(3) Fotoğraf (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(8), 3 Şub. (18) Furya(İtal.): 3 Şub.(1) Gaf(Fr.): 1 Şub. (1) Gala (İtal.) : 1 Şub. (1) Garanti (Fr.) : 1 Şub. (5) Gasp(Ar.): 3 Şub. (2) Gâvur(Ar.): 2 Şub. (9) Gayet (Ar.) : 1 Şub. (2) Gayret(Ar.): 3 Şub. (3) Gaz(Fr.): 3 Şub. (4) Gazete(İtal.) : 1 Şub. (7), 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Gıda(Ar.): 1 Şub. (4) Gladyatör(Fr.): 3 Şub. (1) Grup(Fr.): 1 Şub. (3), 3 Şub.(2) Gurur (Ar.) : 2 Şub.(1) Güzergâh(Far.): 1 Şub. (1) Haber (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(5), 3 Şub. (2) Haç (Erm.) : 2 Şub. (1) Hafif (Ar.) : 1 Şub. (1) Hafta (Far.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Hain (Ar.) : 2 Şub.(1) Hak (Ar.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Hakaret(Ar.): 3 Şub. (1) Hâkim(Ar.): 3 Şub. (3) Hâl(Ar.) : 2 Şub.(4), 3 Şub. (2) Hâlâ (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1)

Hâlen(Ar.): 3 Şub.(1) Halk (Ar.) : 2 Şub. (1) Hapis(Ar.): 3 Şub. (2) Harekât(Ar.) : 2 Şub.(1) Hareket(Ar.): 1 Şub. (2) Harika(Ar.): 1 Şub. (1) Hassas(Ar.) : 2 Şub.(1) Hassasiyet(Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Hasta (Far.): 1 Şub. (3) Hastane(Far.) : 1 Şub. (5) Hatıra (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub.(6) Hatta (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Hava (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Hayat(Ar.): 1 Şub. (4), 2 Şub.(5) Hedef (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3) Hediye (Ar.) : 1 Şub. (1) Hem (Far.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub.(4) Hemen (Far.) :1 Şub. (7), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Hemen hemen(Far.+Far.)(i.) : 3 Şub. (1) Hemoroit (İng.)(t.): 1 Şub. (1) Hep (Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Her (Far.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(8), 3 Şub.(4) Hesap (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2) Heyecan(Ar.) : 2 Şub.(1) Heyet (Ar.) : 1 Şub. (1) Heykel(Ar.): 1 Şub. (1) Hınzır(Ar.): 3 Şub.(1) Hiç (Far.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(2), 3 Şub.(2) Hikaye (Ar.) : 1 Şub. (1) Hizmet(Ar.): 1 Şub. (4) Hoca(Far.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hoyrat(Yun.): 1 Şub. (2) Hukuk (Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Hukuken(Ar.) : 1 Şub. (1) Huzur (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Hücumbot(Ar.+İng.): 2 Şub.(2) Hüküm (Ar.) :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Hükûmet (Ar.) : 1 Şub. (7), 2 Şub.(4), 3 Şub. (1)

Page 362: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

350

Hümanist (Fr.) : 1 Şub. (1) Irk (Ar.) : 1 Şub. (3) Israr(Ar.): 1 Şub. (1) İade (Ar.) : 2 Şub.(1) İddia(Ar.) : 2 Şub.(4), 3 Şub. (4) İddianame (Ar.+Far.) : 2 Şub.(1) İfade(Ar.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) İhale(Ar.): 1 Şub. (1) İhlal(Ar.): 3 Şub. (3) İhmal(Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) İhtimal (Ar.) : 1 Şub. (4) İhtiyaç (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) İklim(Ar.): 3 Şub. (4) İktidar (Ar.) : 2 Şub.(2) İman (Ar.) : 2 Şub.(1) İmkân(Ar.): 3 Şub. (1) İmtihan (Ar.) : 2 Şub. (2) İmza (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İnsan(Ar.): 1 Şub. (19), 2 Şub.(3), 3 Şub. (4) İnsani(Ar.): 2 Şub.(1) İnternet kafe(İng.+Fr.): 2 Şub. (3) İntihar(Ar.): 3 Şub. (3) İsim(Ar.): 1 Şub. (5), 2 Şub.(1) İstifa(Ar.): 3 Şub. (1) İstikrar(Ar.): 1 Şub. (1) İşgal (Ar.) : 1 Şub. (1) İtibar(Ar.): 3 Şub. (1) İtibaren(Ar.): 1 Şub. (2) İtiraz(Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Jandarma(İtal.): 2 Şub.(17), 3 Şub. (27) Jet(İng.) : 2 Şub.(1) Kaban(Fr.): 1 Şub. (1) Kadar (Ar.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(6), 3 Şub. (9) Kader(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub.(1) Kadın(Eski Türk.kātūn< Soğd.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(2), 3 Şub. (7) Kafa(Ar.): 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Kahraman (Far.) : 2 Şub.(1), 3 Şub.(3) Kalite (Fr.) : 1 Şub. (1) Kalp (Ar.) : 1 Şub. (2) Kamera(Fr.?): 3 Şub. (2) Kamp (Fr.?) : 1 Şub. (1)

Kanaat (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Kanal (İtal.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kanguru(Fr.): 3 Şub.(1) Kanser(Fr.): 1 Şub. (8) Kanun (Ar.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Kâr(Far.) : 1 Şub. (1) Karar (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(5), 3 Şub. (3) Karbondioksit(Fr.)(t.): 3 Şub.(3) Kare(Fr.): 3 Şub.(5) Kaset(Fr.): 3 Şub. (1) Kasten(Ar.): 3 Şub. (1) Kategori(Fr.): 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Katil(Ar.): 2 Şub.(12), 3 Şub. (11) Kavga (Far.) : 1 Şub. (1) Kayıp(Ar.): 1 Şub. (2), 3 Şub.(1) Kayısı(Far.): 1 Şub. (1) Kayıt(Ar.): 3 Şub. (1) Kazak(Fr.) : 1 Şub. (2) Kemer(Far.): 3 Şub.(1) Kemoterapi(İng.)(t.): 1 Şub. (1) Kent (Soğd.?): 3 Şub. (1) Kestane (Yun.) : 1 Şub. (1) Keşke(Far.) : 2 Şub. (3) Keyif(Ar.): 3 Şub. (1) Ki (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Kilometre(Fr.): 3 Şub. (1) Kitap (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (8) Kolej(Fr.): 3 Şub. (1) Koleksiyon(Fr.) : 1 Şub. (1) Kolektif (Fr.): 1 Şub. (1) Komiser(Fr.): 3 Şub. (1) Komisyon (Fr.) : 2 Şub.(1) Komplo(Fr.): 3 Şub. (1) Konfeksiyon (Fr.) : 1 Şub. (2) Konferans(Fr.): 3 Şub. (2) Konsept (Fr.) : 2 Şub.(3) Kontrat (Fr.) : 1 Şub. (1) Kontrol(Fr.): 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Koordine(Fr.): 2 Şub.(1) Koridor(Fr.) : 2 Şub.(3) Kota (Fr.)(t.) : 1 Şub. (1) Köşe (Far.) : 1 Şub. (3)

Page 363: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

351

Köy(Far.): 1 Şub. (1) Kriz(Fr.): 1 Şub. (5), 2 Şub.(2) Kulübe (Far.) : 1 Şub. (1) Kurban(Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Kusur(Ar.): 3 Şub.(1) Kutup(Ar.): 3 Şub.(1) Kültür (Fr.) : 1 Şub. (1) Küp(Fr.): 3 Şub. (1) Kütle(Ar.): 3 Şub.(1) Kütüphane(Ar.+Far.): 3 Şub. (2) Lehçe(Ar.): 2 Şub. (1) Lider (İng.) : 1 Şub. (2) Lira(İtal.): 3 Şub. (3) Lise(Fr.): 3 Şub. (1) Liste(İtal.): 3 Şub. (1) Literatür (Fr.) : 2 Şub.(1) Lobi(İng.): 3 Şub.(1) Lojistik(Fr.): 1 Şub. (3) Lüks(Fr.): 3 Şub. (1) Maalesef(Ar.): 1 Şub. (2) Maaş (Ar.) : 2 Şub.(1) Madde (Ar.) : 2 Şub.(2) Maddi(Ar.): 3 Şub. (1) Mafya (İtal.) : 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Magazin(İng.): 1 Şub. (1) Mağdur(Ar.): 2 Şub. (2) Mahalle(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (6) Mahcubiyet(Ar.): 1 Şub. (3) Mahkeme (Ar.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Makale(Ar.): 3 Şub.(1) Makam(Ar.): 3 Şub. (2) Makro(Fr.): 1 Şub. (1) Makro ekonomik(Fr.)(t.): 1 Şub. (1) Maksat(Ar.): 3 Şub. (2) Mal (Ar.) : 1 Şub. (9) Mali (Ar.) : 1 Şub. (4) Malul(Ar.): 3 Şub. (1) Malzeme(Ar.): 3 Şub. (1) Manevi(Ar.): 3 Şub. (1) Manken (Fr.) : 2 Şub.(2) Manto(Fr.): 1 Şub. (1) Marifet(Ar.): 2 Şub.(1) Masa(Yun.?): 2 Şub. (4) Masal(Ar.): 3 Şub. (1)

Master(İng.): 3 Şub. (1) Mayın(İng.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Mayıs(Yun.): 3 Şub.(1) Meçhul(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Medya (İng.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Mektup(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Memur(Ar.): 3 Şub. (1) Mendil (Ar.) : 2 Şub.(2) Menfaat(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Mensup (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Merak(Ar.): 3 Şub. (2) Merkez (Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (7) Mermi(Ar.): 3 Şub.(1) Mesafe (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Mesaj(Fr.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Mesela(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Mesele(Ar.): 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Meslek(Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Mesleki(Ar.): 1 Şub. (1) Meşgul (Ar.) : 1 Şub. (1) Meşhur(Ar.): 1 Şub. (1) Meşruiyet(Ar.): 1 Şub. (1) Metastaz(Fr.)(t.): 1 Şub. (1) Mevsim (Ar.) : 1 Şub. (3) Meydan(Ar.): 1 Şub. (1) Mezar(Ar.): 1 Şub. (2) Mezun (Ar.) : 2 Şub.(1) Mikro(Fr.) : 1 Şub. (1) Mikroorganizma(Fr.)(t.): 3 Şub.(1) Militan(Fr.): 1 Şub. (1) Millet (Ar.) : 2 Şub.(2) Milletvekili(Ar.+Ar.): 1 Şub. (1) Milyon (Fr.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Mimar (Ar.) : 2 Şub.(1) Miras (Ar.) : 2 Şub.(1) Misafir(Ar.): 1 Şub. (1) Moda (İtal.) : 1 Şub. (1) Model(Fr.): 2 Şub.(2) Mont (İng.) : 1 Şub. (4) Muayenehane(Ar.+Far.): 1 Şub. (1) Muazzam(Ar.): 3 Şub. (1)

Page 364: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

352

Muhalefet(Ar.): 3 Şub. (1) Muhatap (Ar.) : 1 Şub. (1) Muhbir(Ar.): 3 Şub. (2) Muhtemel(Ar.): 3 Şub.(1) Muhtemelen (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Mutabakat(Ar.): 2 Şub.(1) Mutlaka (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub.(1) Mücadele (Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Müdahale (Ar.) : 2 Şub.(1) Müdür(Ar.): 3 Şub. (2) Müfettiş(Ar.): 3 Şub.(5) Mühendis(Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Mühimmat (Ar.) : 1 Şub. (1) Mülkiye(Ar.): 3 Şub. (1) Mümkün (Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Münazara(Ar.): 3 Şub.(1) Münhasır (Ar.) : 1 Şub. (1) Mütevazi(Ar.): 1 Şub. (1) Müttefik (Ar.) : 1 Şub. (1) Müzik(Fr.): 1 Şub. (1) Nafaka(Ar.): 3 Şub. (1) Nakil(Ar.): 2 Şub.(1) Nakit (Ar.) : 2 Şub.(1) Nazik(Far.): 3 Şub.(1) Nefret(Ar.) : 1 Şub. (1) Net(Fr.): 1 Şub. (1), 3 Şub.(2) Nispeten (Ar.) : 1 Şub. (2) Niyet (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Nizami(Ar.): 3 Şub. (1) Nokta (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(6), 3 Şub. (5) Normal (Fr.) : 2 Şub.(1) Nota(İtal.): 2 Şub.(1) Numara(İtal.): 3 Şub. (1) Nüfus(Ar.): 3 Şub. (1) Nüsha(Ar.): 3 Şub.(1) Okey(İng.): 2 Şub.(4) Okyanus(Yun.): 3 Şub.(1) Onur(Fr.): 1 Şub. (2) Operasyon(Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Organ(Fr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(9)

Organ nakli(Fr.+Ar.) : 2 Şub.(1) Otel(Fr.): 3 Şub.(2) Otogar(Fr.): 2 Şub.(1) Otopsi(Fr.): 1 Şub. (1) Özür(Ar.): 1 Şub. (2) Palto(Fr.) : 1 Şub. (1) Panel(Fr.): 3 Şub. (1) Para(Far.) : 2 Şub.(1) Park(İng.): 1 Şub. (1) Pasta(İtal.): 2 Şub.(1) Pembe (Far.) : 2 Şub.(1) Perde(Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Personel(Fr.): 3 Şub.(7) Peş (Far.) : 2 Şub.(1) Petrol( Fr.) : 1 Şub. (11), 2 Şub.(6), 3 Şub.(1) Piyasa(İtal.) : 1 Şub. (1) Plan(Fr.) : 1 Şub. (2) Poliklinik(Fr.): 1 Şub. (1) Polis(Fr.): 2 Şub.(7), 3 Şub. (23) Politika(İtal.): 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Poster(İng.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Poz(Fr.): 2 Şub.(2), 3 Şub.(9) Problem (Fr.) : 2 Şub.(1) Profesör(Fr.): 1 Şub. (2) Profesyonel(Fr.): 3 Şub. (1) Program(Fr.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Provokatif(Fr.) : 2 Şub.(2) Psikolog (Fr.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Psikoloji(Fr.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Psikolojik(Fr.): 3 Şub. (6) Pürtelaş(Far.+Ar.): 3 Şub.(1) Radikal (Fr.) : 1 Şub. (1) Rağmen (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Rahip(Ar.): 2 Şub.(1) Rahmet(Ar.): 2 Şub.(2) Rakam(Ar.): 3 Şub. (1) Rakip(Ar.): 1 Şub. (1) Rant (Fr.) : 2 Şub.(1) Rapor (Fr.) : 2 Şub.(6), 3 Şub. (12) Referandum(Fr.): 1 Şub. (1) Rejisör(Fr.): 3 Şub. (1) Renk (Far.) : 1 Şub. (1)

Page 365: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

353

Resepsiyon(Fr.): 3 Şub.(2) Resim(Ar.): 3 Şub. (1) Resmen(Ar.): 3 Şub. (1) Resmi (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Rica(Ar.): 1 Şub. (1) Risk(Fr.) : 1 Şub. (1) Rol(Fr.): 3 Şub. (1) Rota(İtal.) : 2 Şub.(2) Röportaj(Fr.): 2 Şub. (2) Rutin(Fr.): 2 Şub.(1) Rüşvet(Ar.): 3 Şub.(1) Saat (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(4), 3 Şub.(3) Sabah(Ar.) : 2 Şub.(5), 3 Şub.(3) Sabır(Ar.): 1 Şub. (3) Sahil(Ar.): 3 Şub.(1) Sahne(Ar.): 3 Şub. (2) Sahte(Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Salep (Ar.) : 1 Şub. (1) Salon (Fr.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Samimiyet (Ar.) : 1 Şub. (1) Sansür(Fr.): 3 Şub. (1) Santimetre(Fr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (4) Saray (Far.) : 2 Şub. (1) Sayfa (Ar.) : 1 Şub. (2) Sebep(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Seks(Fr.): 3 Şub. (1) Sektör (Fr.) : 1 Şub. (7) Sel(Ar.): 3 Şub. (3) Sembolik(Fr.): 3 Şub.(1) Senaryo (Fr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sene (Ar.) : 1 Şub. (2) Sera(İtal.): 3 Şub. (3) Serbest(Far.): 3 Şub. (1) Sermaye (Far.) : 1 Şub. (2) Sert(Far.): 1 Şub. (3), 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Servis(Fr.): 3 Şub. (4) Sevda(Ar.): 1 Şub. (2) Seviye(Ar.): 3 Şub.(3) Sevkiyat (Ar.) : 1 Şub. (1) Seyir(Ar.): 3 Şub. (1) Sezon(Fr.) : 1 Şub. (1) Sınıf(Ar.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1)

Sınır(Yun.): 1 Şub. (1) Sır (Ar.) : 1 Şub. (2) Silah(Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Sistem (Fr.) : 2 Şub.(1) Siyanür(Fr.)(t.): 1 Şub. (2) Siyasi (Ar.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Skala(İtal.): 3 Şub.(1) Skandal(Fr.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Slogan (İng.) : 1 Şub. (2) Soba (Mac.) : 1 Şub. (1) Sofistik(Fr.): 2 Şub. (4) Sokak (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Sosyal(Fr.): 3 Şub. (1) Spiker(İng.): 1 Şub. (2) Spor(Fr.): 1 Şub. (2) Stok(İng.) : 1 Şub. (1) Strateji(Fr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Stratejik (Fr.) : 1 Şub. (1) Suikast(Ar.): 3 Şub. (1) Suistimal(Ar.): 3 Şub. (3) Suret(Ar.): 3 Şub. (1) Süfli(Ar.): 3 Şub. (1) Süper(Fr.): 1 Şub. (1) Sürpriz (Fr.) : 2 Şub.(2) Şahadet(Ar.): 1 Şub. (1) Şahıs(Ar.) : 2 Şub.(2) Şahsi(Ar.): 1 Şub. (1) Şans (Fr.) : 1 Şub. (1) Şantaj(Fr.): 1 Şub. (1) Şapka (Rus.?) : 2 Şub. (4) Şart (Ar.) : 1 Şub. (1) Şehir (Far.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Şehit(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Şeker(Far.): 1 Şub. (1) Şekil (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(3), 3 Şub.(3) Şeref (Ar.) : 2 Şub.(1) Şey (Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(8), 3 Şub.(1) Şık(Fr.): 3 Şub. (6) Şiddet(Ar.): 1 Şub. (4), 3 Şub. (2) Şikâyet(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Şirket (Ar.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Şoför(Fr.): 1 Şub. (1)

Page 366: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

354

Şov(İng.): 1 Şub. (1) Şirket (Ar.) : 1 Şub. (1) Şöhret (Ar.) : 2 Şub.(1) Taahhüt(Ar.): 1 Şub. (1) Tabaka(Ar.): 3 Şub.(2) Tabii (Ar.) : 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Tablo(Fr.): 3 Şub. (1) Takdir(Ar.): 2 Şub. (1) Talep (Ar.) :1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Tam (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub.(1) Tamam(Ar.) : 2 Şub.(1) Tamamen(Ar.): 1 Şub. (1) Tansiyon(Fr.): 1 Şub. (2) Taraf ( Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(9), 3 Şub. (10) Tarif(Ar.): 2 Şub.(1) Tarih (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (7) Tatbikat(Ar.) : 2 Şub.(3) Tavır(Ar.) : 1 Şub. (1) Tayfun(İng.): 3 Şub.(1) Tayin (Ar.) : 2 Şub.(1) Tazminat(Ar.): 3 Şub. (2) Tecavüz(Ar.): 2 Şub. (5) Tedavi (Ar.) : 1 Şub. (2) Tehdit (Ar.) : 1 Şub. (3) Teklif(Ar.): 2 Şub.(2) Tehlike(Ar.): 2 Şub. (1) Teklif (Ar.) : 1 Şub. (1) Tekrar(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Telefon (Fr.) : 1 Şub. (4), 3 Şub. (2) Televizyon(Fr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2), 3 Şub.(5) Temas( Ar.) : 1 Şub. (1) Temel (Yun.) : 1 Şub. (1) Teorisyen(Fr.): 3 Şub. (1) Terör( Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Terörist(Fr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Tertip(Ar.): 3 Şub. (3) Tespit (Ar.) : 2 Şub.(2), 3 Şub.(4) Test(İng.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Teşebbüs(Ar.): 1 Şub. (2)

Teşekkür(Ar.): 2 Şub.(1) Teşhis(Ar.): 1 Şub. (1) Teşkilat(Ar.): 3 Şub. (5) Tıp(Ar.): 1 Şub. (1) Tiroit(Fr.): 1 Şub. (1) Tiyatro(İtal.): 3 Şub. (3) Tohum(Far.): 2 Şub. (4) Trafik (Fr..) : 1 Şub. (1) Tribün(Fr.): 1 Şub. (3) Tropikal(Fr.): 3 Şub. (4) Turşu (Far.) : 1 Şub. (1) Tümör(Fr.): 1 Şub. (2) Ufuk(Ar.): 1 Şub. (2) Unsur(Ar.) : 1 Şub. (1) Usta (Far.) : 2 Şub.(1) Usul(Ar.): 3 Şub. (1) Uzuv (Ar.) : 2 Şub.(1) Ülke (Moğ.?): 1 Şub. (10), 2 Şub.(20) , 3 Şub. (9) Üniversite (Fr.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Vahim(Ar.): 3 Şub. (1) Vahşet(Ar.): 3 Şub. (1) Vasi (Ar.) : 2 Şub.(9) Vatan (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (8), 3 Şub.(1) Ve(Ar.) : 1 Şub. (70), 2 Şub.(49), 3 Şub. (69) Vesayet (Ar.) : 2 Şub.(2) Veya(Ar.+Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (5) Vicdan(Ar.): 2 Şub. (1) Video(İng.): 3 Şub. (1) Vücut (Ar.) : 1 Şub. (1) Ya (Far.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Yağma(Far.): 3 Şub. (1) Yalı (Yun.) : 2 Şub.(5) Yani (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Yemin(Ar.) : 2 Şub. (1) Zaaf (Ar.) : 2 Şub.(2) Zaman (Ar.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(7), 3 Şub. (5) Zaman zaman(Ar.+Ar.)(d.)(i.) : 1 Şub. (1)

Page 367: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

355

Zaten (Ar.) : 2 Şub.(5) Zekâ(Ar.): 3 Şub. (1) Zemin(Far.): 3 Şub. (2) Zerre kadar(Ar.+Ar.)(d.) : 1 Şub. (1) Zihniyet(Ar.): 1 Şub. (1) Zira(Ar.): 3 Şub. (1) Ziyade (Ar.) : 1 Şub. (1) Ziyaret (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(4) Zor (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1)

Page 368: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

356

3.2.2.3 HÜRRİYET GAZETESİNDE KULLANILAN TÜRKÇELEŞMİŞ YABANCI KÖKENLİ ÖĞELER

Aba altından sopa göstermek (Ar.+Tr.+Tr.?+Tr.)(Aba altından değnek göstermek)(d.) : 2 Şub.(1) Açık mektup(Tr.+Ar.): 1 Şub. (4) Adapte etmek(Fr.+Tr.) : 2 Şub.(1) Ağabey(Moğ.+Tr.) : 2 Şub.(2) Ait olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Aklına gelmek(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Aklına koymak(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Aklına takılmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(1) Aksi hâlde(Ar.+Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Allah rahmet eylesin(Ar.+Tr.)(k.s) : 2 Şub.(1) Ameliyat edilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Ameliyat olmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Art niyetli (Tr.+Ar.+Tr.): 3 Şub. (3) Asitlenmek(Fr.+Tr.): 3 Şub.(1) Aslında (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Avantajlı (Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Avazı çıktığı kadar(Far.+Tr.+Ar.): 1 Şub. (1) Ayarlamak(Ar.+Tr.): 2 Şub.(2) Bağışlamak(Far.+Tr.): 2 Şub.(4) Bağışlanmak(Far.+Tr.): 2 Şub.(1) Başkent(Tr.+Soğd.): 3 Şub.(1) Başmüfettiş(Tr.+Ar.): 3 Şub. (1) Beraberlik(Far.+Tr.) : 1 Şub. (2) Bilim adamı(Tr.+Ar.): 3 Şub. (2) Bir zamanlar(Tr.+Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Bombalamak(İtal.+Tr.) : 1 Şub. (1) Bombalanmak(İtal.+Tr.): 3 Şub. (1) Can vermek(Far.+Tr.)(d.): 2 Şub. (2) Canlı(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub.(2) Cesaretlendirmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Cevap vermek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Cezasız (Ar.+Tr.): 3 Şub.(1) Çaresiz(Far.+Tr.): 3 Şub.(1)

Çay ocağı(Çin.+Tr.): 3 Şub. (7) Çeşitli(Far.+Tr.): 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Çeteleşme (Bulg.?+Tr.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Çetele tutmak(Yun.?+Tr.): 1 Şub. (1) Darbecilik(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Dava açılmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Dava açmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Davacı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Derin devlet(Tr.+Ar.) : 2 Şub.(26), 3 Şub. (10) Desteklemek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Destek olmak(Far.+Tr.) : 2 Şub.(2) Devam edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Devam etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub.(4) Devriye gezmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Dikkat çekmek(Ar.+Tr) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub.(1) Dikkate almak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Dikkatli olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Dindarlık(Ar.dīn ve Far.dār “sahip olan”+Tr.): 1 Şub. (5) Disiplin suçu(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Doğal gaz(Tr.+Fr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Dostluk(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Dua etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Dünyaya gelmek(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(1) Efsaneleştirmek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Emniyet müdürlüğü(Ar.+Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Endişeli (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Engellemek (Far+Tr.) : 1 Şub. (1) Engellenmek (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Engel olmak(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Espri yapmak(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Eş cinsellik (Tr.+Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1)

Page 369: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

357

Evrim teorisi(Tr.+Fr.)(t.): 3 Şub. (3) Fark etmek(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (3) Farklı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Faşistlik(Fr.+Tr.): 1 Şub. (2) Feragat etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Fırsat vermek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Finanse etmek(Fr.+Tr.): 3 Şub.(2) Finansörlük(Fr.?+Tr.): 3 Şub.(1) Fotoğraf çekilmek(Fr.+Tr.): 2 Şub.(3), 3 Şub.(6) Fotoğraf çekmek(Fr.+Tr.): 1 Şub. (1) Fotoğraf çektirmek(Fr.+Tr.): 3 Şub.(3) Fotoğrafçı(Fr.+Tr.): 1 Şub. (1) Fotoğraflamak(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Fotoğraflanmak(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Garanti vermek(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (2) Gasbetmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Gazeteci(İtal.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(4), 3 Şub.(3) Gidişat(Tr.+Ar.) : 2 Şub.(1) Global ısınma(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Görevsizlik kararı(Tr.+Ar.)(t.) : 2 Şub.(2) Haber almak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Haber vermek(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Haberleşme(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3) Haftalık(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Hakkında(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (5) Haklı (Ar.+Tr.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Haklı bulmak(Ar.+Tr.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Halsizlik(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4) Hamallık(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Harcamak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Hareket etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Harekete geçirmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (2) Harekete geçmek(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(1) Hastalanmak (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Hastalık (Far.+Tr.) : 1 Şub. (2) Hastaneye kaldırılmak(Far.+Tr.) :1 Şub. (1)

Hatırlamak (Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hatırlatmak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Havale etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Havalı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hayal etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Hayata geçirilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Hayatını kaybetmek(Ar.+Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1) Hayatta kalmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Haydi canım sen de(Tr.+Far.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Hazır giyim(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) Hazırlamak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hazırlanmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Hazırlatılmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hazırlık (Ar.+ Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Hediye etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Hepsi(Far.+Tr.):1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Herhangi(Far.+Tr.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Herkes(Far.+Tr.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3) , 3 Şub. (1) Hesap vermek(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub.(1) Heyecanlı(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Hiçe saymak(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Hiçbir(Far.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub.(4) Hissetmek(Ar.+Tr.) :1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Hükmetmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Irkçılık(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Israrlı(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) İç dünya(Tr.+Ar.): 1 Şub. (3) İddia edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) İddia etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) İfade edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) İfade etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (5) İhanet etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) İhraç edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1)

Page 370: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

358

İhraç etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İhmalkârlık(Ar.+Far.+Tr.) : 2 Şub.(1) İhtiyaç duymak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) İkram etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) İlan etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) İmza atmak(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) İmzalamak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(2) İmzalanmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) İmzalatmak(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) İnatçı (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) İnhisarcı (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İn mi cin mi(Ar.+Tr.+Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) İnsanlık(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İntihar etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) İstifa etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İş adamı(Tr.+Ar.): 1 Şub. (2) İşaret etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İşaret vermek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) İtham etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) İtiraz etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) İzahat vermek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3) İzin verilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İzin vermek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Kabul edilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Kabul etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Kabullenilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Kafatasçılık(Ar.+Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Kahramanlık(Far.+Tr.): 2 Şub.(4) Karaciğer(Tr.+Far.): 2 Şub.(6) Karar almak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4) Karar verilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Karar vermek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Karara bağlamak(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Kararlaştırılmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Kararlı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Kararlılık (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(4)

Katledilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Kaybetmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Kayda alınmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Kayda geçirmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Kayda geçmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Kaydedilmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1),3 Şub. (2) Kaydetmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Kervana katılmak(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Kilitlenmek(Far.+Tr.) : 2 Şub.(2) Köreltmek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Köşe yazısı(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Kulp takmak(TDK ,A.P ve M.N.Ö' ye göre; Yun., M.B.T.S ve S.N'ye göre;Ar.+ Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Kurban gitmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Kusurlu(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Kutup ayısı(Ar.+Tr.): 3 Şub.(3) Kuvvetli(Ar.+Tr.): 3 Şub.(1) Kültürlü (Fr.+Tr.) : 2 Şub.(1) Küresel(Ar.+Tr.): 3 Şub.(2) Küresel ısınma(Ar.+Tr.+Tr.) : 1 Şub. (7), 3 Şub. (7) Laf etmek(Far.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Lekelemek(Far.+Tr.): 3 Şub. (2) Mahcup etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Maksatlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Mal olmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Mal varlığı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Masaya oturmak (Yun.+Tr.): 1 Şub. (2) Maskaralık(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Merak etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Mesafe almak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Meslektaş(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Meydana gelmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (5) Mezarlık(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Milliyetçi(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Minimize etmek(Fr.+Tr.) : 2 Şub.(1) Mirasçı (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Misyonerlik(Fr.+Tr.) : 2 Şub.(1) Muayene edilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1)

Page 371: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

359

Muayene etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Müdahale etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(4) Mümkün olmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Nakledilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(3) Namaza durmak(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Nasıl(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (12), 3 Şub. (1) Nazar boncuğu(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Nazarlık (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Nefes tutulmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Ne çare(Tr.+Far.)(d.): 3 Şub. (1) Ne kadar(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Ne yazık ki(Tr.+Tr.+Far.): 2 Şub.(1) Netleştirmek (Fr.+Tr.) : 2 Şub.(1) Nezdinde(Far.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Nikâh kıyılmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(1) Nikâh kıymak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(1) Niyetli (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Nokta koymak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Onurlu (Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Orgeneral(Tr.+Fr.): 1 Şub. (2) Osmanlı tokadı(Ar.+Tr.+Tr.): 3 Şub. (2) Özür dilemek(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (6) Paniğe kapılmak(Fr.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(3) Para çekmek(Far.+Tr.) : 2 Şub.(2) Pazartesi(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Perde arkasında(Far.+Tr.)(d.): 2 Şub.(1) Peşini bırakmamak(Far.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Piyasaya çıkarmak(İtal.+Tr.): 1 Şub. (1) Planlamak (Fr.+ Tr.) : 1 Şub. (1) Politikacı(İtal.+Tr.): 3 Şub. (2) Poz verdirilmek(Fr.+Tr.): 3 Şub. (3) Poz verdirmek(Fr.+Tr.): 2 Şub.(1) Poz vermek(Fr.+Tr.): 3 Şub.(8) Rafa kaldırmak(Ar.?+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Rahatlamak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Rahatsız etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Rahatsız olmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Rahatsızlık duymak(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(3)

Rahmetli(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Rastlamak (Far.+Tr.) : 2 Şub.(1) Raydan çıkmak(Fr.+Tr.)(d.) : 2 Şub.(1) Reddetmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Rekor kırmak(Fr..+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Rengi solmak(Far.+Tr.): 1 Şub. (2) Sadece (Far.+Tr.) : 1 Şub. (11), 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) Sadık kalmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Sahil güvenlik(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Sahip çıkmak(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Sahiplenme(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Sahiplenmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Sanatçı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Sayfalık(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Sevdalı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Sevk edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Sevk etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Seyirci(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Seyretmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Silahlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Silahlı kuvvetler(Ar.+Tr.+Ar.): 3 Şub. (1) Sivil toplum örgütleri(Fr. +Tr.+Tr.): 1 Şub. (1) Siyasetçi(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Son derece(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (4), 3 Şub. (3) Son nefes(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1) Sosyal bilim(Fr.+Tr.) : 2 Şub.(1) Şarkıcı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Şiddetli(Ar.+Tr.): 3 Şub.(2) Şikâyet etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(4) Şüphelenmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Şüpheli(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Tahmin edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Talep etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Tamamiyle (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Tanzim edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub.(1) Tayin edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1)

Page 372: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

360

Tehdit etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Tehlikeli (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Tehlikeye sokmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Tekbir getirmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Tekrarlatılmak(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Tek taraflı(Tr.+Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Teklif etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub.(2) Telefon etmek(Fr.+Tr.): 1 Şub. (1) Temasa geçmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Temin etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Temizlenmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Temsilci( Ar.+ Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub.(1) Tercih etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Terk edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2), 3 Şub.(1) Teskin etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Teslim etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Tespit edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Test edilmek(İng.+Tr.) : 1 Şub. (1) Teşekkür ederim(Ar.+Tr.)(k.s): 2 Şub.(1) Teşhis etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Teşhis konulmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Teşhis koymak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (5) Teyit etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Tuhafına gitmek(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Ücretsiz(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Vakitsiz(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Vatandaşlık (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (3) Vazgeçilmek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Vazgeçmek(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Vekâlet etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Yabancı(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Ya da (Far.+Tr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Yağmalanmak (Far.+Tr.) : 2 Şub.(1) Yakın takip(Tr.+Ar.) : 2 Şub.(2) Yaş sınırı(Tr.+Yun.): 3 Şub. (10) Yayın organı(Tr.+Fr.) : 2 Şub.(1) Yemin etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Zanlı(Ar.+Tr.): 2 Şub.(10), 3 Şub. (2) Zarar görmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1)

Zarar vermek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Zayıflatmak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Zanlı(Ar.+Tr.): 3 Şub.(6) Zehirlemek (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Zehirlenmek (Far.+Tr.) : 1 Şub. (4) Zıvanadan çıkmak(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub.(1) Ziyaret etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Zor gelmek(Far.+Tr.): 1 Şub. (2) Zorunda kalmak(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Zorlamak (Far.+Tr.) : 2 Şub.(1) Zorluk(Far.+Tr.): 2 Şub. (2) Zorunlu (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1)

Page 373: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

361

3.2.3 SABAH GAZETESİ

3.2.3.1 SABAH GAZETESİNDE KULLANILAN TÜRKÇE KÖKENLİ ÖĞELER

Abartı: 2 Şub. (1) Abartmak: 2 Şub.(1) Acılı : 1 Şub. (1) Aç: 1 Şub. (1) Açı: 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (6) Açık: 1 Şub. (2) , 2 Şub.(4), 3 Şub. (3) Açığa alınmak: 3 Şub. (1) Açığa vurmak(d.): 1 Şub. (1) Açıkça: 1 Şub. (3) Açıklama : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub. (8) Açıklama yapılmak: 2 Şub. (2) Açıklama yapmak: 1 Şub. (3), 2 Şub. (3) Açıklamak : 1 Şub. (4), 2 Şub. (3) Açıklanmak: 3 Şub. (3) Açılmak : 1 Şub. (4), 3 Şub. (1) Açlık: 1 Şub. (1) Açmak: 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Ad : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Ada : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Aday : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Adım atılmak: 1 Şub. (1) Adım atmak: 1 Şub. (2) Ağ: 2 Şub. (1) Ağaç: 3 Şub. (2) Ağır : 1 Şub. (2) Ağırlaşmak: 1 Şub. (1) Akım: 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Akış: 3 Şub. (1) Akşam(?): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Akşamüstü(d.): 1 Şub. (2) Aktarılmak: 1 Şub. (1) Aktarmak : 2 Şub. (2) Alacaklı: 2 Şub. (7) Alan : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Alım : 1 Şub. (4)

Alım satım(i.): 3 Şub. (1) Alın: 3 Şub. (1) Alınmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Alışveriş(i.) yapmak : 2 Şub. (1) Almak : 1 Şub. (19), 2 Şub. (15), 3 Şub. (1) Alt : 1 Şub. (11), 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Altını çizmek(d.): 2 Şub. (1) Altı : 1 Şub. (8), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Altmış: 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Amaç: 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Amca: 1 Şub. (1) Ana : 1 Şub. (3) Ancak : 1 Şub. (11), 2 Şub. (7), 3 Şub. (5) Andıç : 2 Şub. (1) Anlam: 2 Şub.(1) Anlamak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Anlamlı: 1 Şub. (1) Anlaşılmak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Anlaşma: 2 Şub.(5) Anlaşmak: 2 Şub. (1) Anlatılmak : 2 Şub.(1) Anlatım: 3 Şub. (2) Anlatmak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (6), 3 Şub. (4) Anlayış: 1 Şub. (1) Anne : 2 Şub. (5) Ara : 1 Şub. (6), 2 Şub.(6), 3 Şub. (1) Araları açık(d.) : 1 Şub. (1) Araya girmek(d.): 2 Şub. (1) Araba: 1 Şub. (1) Araç: 2 Şub.(3) Arama: 2 Şub. (8), 3 Şub. (1)

Page 374: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

362

Arama yapmak: 3 Şub. (2) Aramak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Aranmak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Araştırma: 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Araştırmak: 2 Şub. (1) Aratmak: 2 Şub. (1) Arka : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (11) Arkadaş : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Art : 1 Şub. (4), 2 Şub.(13), 3 Şub. (5) Artık: 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Artmak: 1 Şub. (3), 3 Şub. (3) Arttırmak : 1 Şub. (1) Asılmak: 2 Şub.(1) Askıya almak(d.) : 2 Şub. (1) Asmak kesmek(i.): 2 Şub. (2) Astsubay : 2 Şub. (3) Aşama : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Aşılmak: 1 Şub. (1) Aşırı: 1 Şub. (1) Aşkın: 3 Şub. (2) Aşmak: 1 Şub. (1) Atılmak: 2 Şub. (1) Atış: 2 Şub. (1) Atmak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5) Ay : 1 Şub. (13), 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Ayak: 2 Şub.(1) Ayağa kaldırmak(d.): 2 Şub. (1) Ayakkabı : 1 Şub. (2) Ayaklanmak: 2 Şub. (1) Ayırtmak : 1 Şub. (1) Aykırı : 1 Şub. (1) Aylık: 1 Şub. (2) Ayrı: 2 Şub.(2) Ayrıca : 1 Şub. (5), 3 Şub. (2) Ayrılmak: 2 Şub.(1) Ayrım: 2 Şub.(1) Az: 1 Şub. (1) Azalmak : 1 Şub. (1) Baba : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Bacak(?): 2 Şub. (1) Bağ: 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Bağımlı: 3 Şub. (1)

Bağırmak: 3 Şub. (2) Bağlamak : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bağlantı: 2 Şub.(4) Bağlı olmak : 2 Şub. (1) Bakan : 1 Şub. (1) Bakılmak: 2 Şub. (2) Bakmak : 1 Şub. (6), 2 Şub. (2), 3 Şub.(3) Basın : 1 Şub. (2), 2 Şub.(4), 3 Şub. (3) Basın toplantısı: 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bastırmak : 2 Şub.(1) Baş : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Başa gelmek(d.) : 1 Şub. (1) Baş başa kalmak(d.): 2 Şub. (1) Başı ağrımak(d.): 2 Şub. (1) Başını ağrıtmak(d.): 2 Şub. (2) Baştan çıkmak(d.): 1 Şub. (1) Baş ağrısı: 1 Şub. (1) Başarı : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Başarılı : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Başarısız: 2 Şub. (1) Başarmak : 1 Şub. (1) Başbakan : 1 Şub. (10) Başbakanlık : 1 Şub. (1) Başka : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Başkan : 2 Şub.(1) Başkanlık : 1 Şub. (3) Başlamak : 1 Şub. (4), 2 Şub. (11), 3 Şub. (6) Başlangıç: 2 Şub.(1) Başlatılmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Başlatmak: 2 Şub. (3) Başlık : 1 Şub. (4) Başta : 1 Şub. (1) Başvurmak(d.) : 1 Şub. (1) Bayrak : 2 Şub. (9) Bayrak açmak(d.): 1 Şub. (1) Bebek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (20) Beklemek : 1 Şub. (1) Beklenmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Beklenti : 1 Şub. (1)

Page 375: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

363

Bekletilmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Bel : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Belini doğrultmak(d.) : 1 Şub. (1) Belge: 3 Şub. (1) Belirlemek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Belirlenmek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Belirtilmek : 1 Şub. (6), 2 Şub.(4), 3 Şub. (1) Belirtmek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Belli : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Ben : 1 Şub. (19), 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Bence: 2 Şub. (1) Benimsemek: 1 Şub. (1) Benzemek : 2 Şub. (1) Benzer : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Beri : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Beş : 1 Şub. (12), 2 Şub. (7), 3 Şub. (11) Bey: 2 Şub.(3) Beyin: 3 Şub. (1) Beyinsel: 3 Şub. (1) Bırakılmak: 3 Şub. (1) Bırakmak : 1 Şub. (5) Biçim : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Bildirmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Bile : 1 Şub. (3), 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Bilgi : 1 Şub. (11), 2 Şub.(6), 3 Şub. (1) Bilgisayar : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Bilinmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Bilmece çözmek: 3 Şub. (1) Bilmek : 1 Şub. (4), 2 Şub. (8), 3 Şub. (2) Bin : 1 Şub. (11), 2 Şub.(10), 3 Şub. (2) Bir : 1 Şub. (102), 2 Şub. (99), 3 Şub. (65) Bir arada(d.): 1 Şub. (1) Bir araya gelmek(d.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(5) Bir araya getirmek(d.): 2 Şub.(1) Bir bakıma(d.): 2 Şub.(1) Bir iki(d.)(i.): 2 Şub.(1) Biraz: 2 Şub. (6), 3 Şub. (1)

Birbiri: 2 Şub. (2), 3 Şub. (6) Birbirine girmek(d.): 1 Şub. (1) Birçok: 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Birden: 2 Şub. (1) Birer: 3 Şub. (1) Biriktirmek : 1 Şub. (1) Birim : 2 Şub. (1) Birkaç : 1 Şub. (4), 3 Şub. (3) Birlik : 1 Şub. (1) Birlikte : 1 Şub. (1), 3 Şub. (8) Birliktelik : 2 Şub.(1) Birtakım: 2 Şub. (1) Bitkisel : 2 Şub. (1) Bitmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Biz : 1 Şub. (18), 2 Şub.(7), 3 Şub. (5) Bomboş: 2 Şub. (1) Boş : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Boy göstermek(d.): 2 Şub. (1) Boyunca : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Bozmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Bozulmak : 1 Şub. (1) Böcek: 2 Şub. (1) Bölge : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Bölmek: 3 Şub. (2) Bölüm : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Bölünmek: 3 Şub. (1) Böyle : 1 Şub. (4), 2 Şub.(5), 3 Şub. (2) Böylece: 3 Şub. (1) Bu : 1 Şub. (62), 2 Şub. (57), 3 Şub. (37) Bu arada : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bugün : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Bugünlerde: 2 Şub. (1) Bulanık: 3 Şub. (1) Bulaşık: 2 Şub. (1) Bulaştırmak: 2 Şub.(1) Bulgu : 2 Şub. (1)

Page 376: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

364

Bulmak : 1 Şub. (5), 2 Şub. (12), 3 Şub. (1) Bulundurmak: 2 Şub. (1) Bulunmak : 1 Şub. (10), 2 Şub. (23), 3 Şub. (10) Buluşmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Bunalıma girmek: 1 Şub. (1) Bunca: 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Bura: 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Buz: 2 Şub.(1) Bütün : 1 Şub. (3), 2 Şub.(3), 3 Şub. (6) Büyük : 1 Şub. (2), 2 Şub. (9), 3 Şub. (1) Büyük büyük(i.): 2 Şub. (1) Büyümek : 2 Şub.(2) Büyütmek : 2 Şub. (2) Cılk çıkmak(d.): 3 Şub. (2) Çaba : 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Çağırmak : 1 Şub. (1) Çalınmak: 1 Şub. (3) Çalışılmak: 3 Şub. (1) Çalışma : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3) Çalışmak : 1 Şub. (5), 2 Şub.(6), 3 Şub. (4) Çalıştırmak: 3 Şub. (1) Çalmak : 1 Şub. (3) Çarpıcı : 1 Şub. (1) Çatal : 1 Şub. (1) Çatışma : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Çekilmek: 1 Şub. (1), 3 Şub. (6) Çekim: 2 Şub.(2) Çekinmek : 1 Şub. (3) Çekmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (7), 3 Şub.(5) Çektirmek: 2 Şub. (2) Çevirmek: 2 Şub.(1) Çevre : 1 Şub. (2), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Çıkar: 2 Şub.(1) Çıkarma: 2 Şub.(4) Çıkarmak : 1 Şub. (6), 2 Şub.(3) Çıkartmak : 1 Şub. (2) Çıkış: 2 Şub.(1) Çıkış yolu(d.): 3 Şub. (1)

Çıkmak : 1 Şub. (11), 2 Şub. (11), 3 Şub. (8) Çıldırmak: 2 Şub. (1) Çiçeği burnunda(d.): 2 Şub. (1) Çivi: 3 Şub. (1) Çizgili: 3 Şub. (3) Çocuk : 1 Şub. (19), 2 Şub. (13) Çok : 1 Şub. (10), 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Çökertmek: 3 Şub. (2) Çözülmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Da –De(Dahi) : 1 Şub. (62), 2 Şub. (88), 3 Şub. (37) Dadanmak: 1 Şub. (1) Dağılım: 1 Şub. (1) Dağıtılmak: 1 Şub. (2) Dağıtım : 1 Şub. (1) Daha : 1 Şub. (13), 2 Şub. (10), 3 Şub. (8) Dalga geçmek(d.) : 1 Şub. (4) Dalmak: 3 Şub. (1) Danışman : 2 Şub. (1) Davranmak : 2 Şub.(2) Dayalı: 1 Şub. (1) Dayanışma: 1 Şub. (1) Dayanmak: 1 Şub. (1) Değer : 1 Şub. (5) Değerlendirme : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Değerlendirmek: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Değerli: 1 Şub. (1) Değil : 1 Şub. (9), 2 Şub. (7), 3 Şub. (15) Değişik : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Değişiklik : 1 Şub. (3) Değişim: 3 Şub. (1) Değişmek : 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) Değiştirilmek: 3 Şub. (1) Değiştirmek : 1 Şub. (2) Delik : 1 Şub. (6) Demek : 1 Şub. (36), 2 Şub. (26), 3 Şub. (14) Denemek : 2 Şub. (1) Denetim : 2 Şub.(2) Denetlenmek : 2 Şub.(1) Denge : 2 Şub.(1)

Page 377: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

365

Dengeli : 1 Şub. (1) Denilmek: 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Deniz : 1 Şub. (1) Denk getirilmek: 2 Şub.(1) Denk getirmek: 2 Şub. (2) Denmek: 2 Şub. (1) Deprem: 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Derin : 2 Şub. (3) Derinlemesine: 1 Şub. (2) Derinleşmek : 1 Şub. (1) Derinlik: 2 Şub. (1) Dernek: 3 Şub. (1) Deyim : 1 Şub. (1) Dış : 1 Şub. (1), 2 Şub.(5), 3 Şub. (5) Dışarı : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Dış gebelik(t.): 2 Şub. (1) Dış işleri : 2 Şub. (1) Didik didik aramak(i.): 2 Şub. (1) Dil : 1 Şub. (1) Dile getirmek(d.) : 1 Şub. (4) Dinlenmek: 2 Şub. (1) Diye : 1 Şub. (15), 2 Şub. (13), 3 Şub. (6) Doğal : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Doğal kaynak: 2 Şub.(1) Doğmak : 2 Şub. (5) Doğru : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (9) Doğrudan: 3 Şub. (1) Doğrulamak: 3 Şub. (2) Doğrultu: 1 Şub. (1) Doğum : 2 Şub. (2) Doğurmak : 2 Şub. (3) Doksan: 2 Şub. (4) Doku: 3 Şub. (1) Dokunmak : 2 Şub. (3) Dokuz : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Dolaşmak: 3 Şub. (1) Dolayı : 1 Şub. (1) Dolayısıyla: 1 Şub. (2) Dolu: 3 Şub. (1) Dondurulmak: 3 Şub. (1) Donma : 1 Şub. (1)

Donmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Dönem : 1 Şub. (10), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Dönem dönem(i.) : 1 Şub. (1) Dönmek : 1 Şub. (8), 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Dönük: 3 Şub. (2) Dönüş : 1 Şub. (4) Dört : 1 Şub. (11), 2 Şub.(9), 3 Şub. (8) Dört dörtlük(d.) : 1 Şub. (1) Duraksamak: 2 Şub. (1) Durdurmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Durmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Durum : 1 Şub. (8), 2 Şub.(2) Duygu : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Duymak : 1 Şub. (1) Duyulmak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Duyurmak : 1 Şub. (1) Dün : 1 Şub. (3), 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Düşmek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (4) Düşünce : 2 Şub. (4) Düşündürtmek: 2 Şub.(1) Düşündürücü: 3 Şub. (1) Düşünmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(9) Düşünülmek : 1 Şub. (1) Düşürmek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Düşüş : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Düzeltmek: 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Düzenlemek : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Düzenlenmek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Düzey : 2 Şub. (1) Düzeysiz: 2 Şub.(1) Edinmek: 3 Şub. (1) Eğitim : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Eklemek : 2 Şub. (2) Ekmek: 1 Şub. (2) Eksi: 2 Şub.(1) Eksiklik: 3 Şub. (1) El : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (7) El çektirme(d.): 2 Şub. (1) Elde edilmek(d.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (1)

Page 378: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

366

Ele alınmak(d.): 2 Şub.(1) Ele geçirilmek(d.): 2 Şub. (1) Eleştirilmek : 2 Şub.(1) Eleştirmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Elli : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Emekli : 1 Şub. (1) Emmek : 2 Şub.(1) En : 1 Şub. (3), 2 Şub. (9), 3 Şub. (2) Epey: 2 Şub. (1) Eritilmek : 1 Şub. (1) Erkek: 2 Şub. (5) Erken : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Erte: 1 Şub. (1) Ertelenmek : 1 Şub. (2) Eski : 1 Şub. (3), 2 Şub.(2) Eş : 1 Şub. (8), 2 Şub. (7) Eşi benzeri(i.): 3 Şub. (1) Eşit: 2 Şub. (1) Eşitlik: 2 Şub. (1) Etki : 2 Şub. (1) Etkilemek : 1 Şub. (1) Etkin: 2 Şub.(5) Etmek : 1 Şub. (4), 3 Şub. (4) Ev : 1 Şub. (6), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Evlenmek : 1 Şub. (2) Evli : 1 Şub. (2) Evlilik : 1 Şub. (1) Eylem : 1 Şub. (1), 2 Şub.(5) Gebelik : 2 Şub. (1) Gece : 1 Şub. (5), 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Gece gündüz(d.)(i.): 1 Şub. (1) Gecikmek: 1 Şub. (2) Geçen : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Geçici : 1 Şub. (1) Geçiştirilmek : 1 Şub. (3) Geçmek : 1 Şub. (6), 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Geçmiş: 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Gelenekçi : 1 Şub. (1) Gelin : 1 Şub. (1) Gelişim: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Gelişme: 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Gelişmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1)

Geliştirmek : 1 Şub. (1) Gelmek : 1 Şub. (9), 2 Şub.(16), 3 Şub. (10) Gemi : 2 Şub. (20) Genç : 1 Şub. (6), 3 Şub. (1) Genel : 1 Şub. (1) Genel kurul : 2 Şub. (1) Genel seçim: 2 Şub.(1) Genel yayın yönetmeni: 1 Şub. (1) Geniş : 1 Şub. (1) Gerçek : 1 Şub. (3), 3 Şub. (3) Gerçekçi: 3 Şub. (1) Gerçekleşmek : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Gerçekleştirilmek : 2 Şub.(1) Gerçekleştirmek: 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Gerek: 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Gerekçe : 1 Şub. (1) Gerekmek : 1 Şub. (6), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Gerektirmek: 2 Şub.(1) Gerginlik : 2 Şub. (1) Geri: 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Geri geri(i.): 3 Şub. (1) Gerilemek: 1 Şub. (3) Getirilmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Getirmek : 1 Şub. (8), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Gezinti: 3 Şub. (1) Gezmek : 1 Şub. (1) Gibi : 1 Şub. (9), 2 Şub. (18), 3 Şub. (7) Gidermek: 3 Şub. (1) Gidilmek : 1 Şub. (1) Giriş : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Giriş çıkış(i.): 2 Şub.(1) Girişim: 2 Şub.(6), 3 Şub. (2) Girmek : 1 Şub. (14), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Gitmek : 1 Şub. (12), 2 Şub. (13), 3 Şub. (7) Giymek: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Gizlenmek: 3 Şub. (1) Gizli: 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Gizlice : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1)

Page 379: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

367

Göç: 1 Şub. (2) Göğüs : 2 Şub. (6) Göğüslemek: 1 Şub. (1) Gönderilmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Göndermek : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5) Göre : 1 Şub. (2), 2 Şub. (7), 3 Şub. (5) Görev : 1 Şub. (8), 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Görevden alınmak: 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Görevlendirilmek: 3 Şub. (1) Görevlendirmek: 2 Şub. (2) Görevli: 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Görgü tanığı: 3 Şub. (5) Görkemli : 1 Şub. (1) Görmek : 1 Şub. (6), 2 Şub. (13), 3 Şub. (9) Görülmek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(7), 3 Şub. (5) Görünmek :1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Görüntü :1 Şub. (1), 2 Şub. (8), 3 Şub. (43) Görüntülenmek : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Görüş : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Görüşme : 1 Şub. (6), 2 Şub.(1) Görüşmek : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Gösteri : 1 Şub. (2) Gösterilmek : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Göstermek : 1 Şub. (6), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Götürmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Götürülmek: 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Göz : 2 Şub.(1) Gözaltı : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Gözaltına alınmak(d.) : 1 Şub. (1) Göze almak(d.): 1 Şub. (1) Göz önünde: 2 Şub.(1) Gözüyle bakılmak(Birine, bir şeye)(d.) : 1 Şub. (1) Gözlem : 1 Şub. (1) Gözlenmek : 2 Şub. (1) Güç: 1 Şub. (8), 2 Şub.(4), 3 Şub. (6) Güçlenmek: 2 Şub.(1)

Güçlü : 1 Şub. (1) Gülümsemek : 2 Şub.(1) Gün : 1 Şub. (27), 2 Şub. (13), 3 Şub. (9) Gün ışığına çıkmak(d.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Gündem : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Gündeme gelmek(d.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Gündeme getirmek (d.) : 1 Şub. (2) Günlük: 2 Şub. (1) Güven : 1 Şub. (4) Güvenlik: 2 Şub. (1), 3 Şub. (6) Güvenlik görevlisi: 3 Şub. (1) Güvenmek: 3 Şub. (1) Güzel : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Hangi: 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Hırsız: 1 Şub. (7) Hız (K.B) : 2 Şub.(2) Hızla: 3 Şub. (2) Icığını cıcığını kurcalamak(d.)(i.): 2 Şub.(1) Isınmak: 2 Şub. (1) Isıtmak: 2 Şub. (1) Issız: 1 Şub. (1) İç : 1 Şub. (4), 2 Şub. (7) İçe dönük: 2 Şub.(1) İçinden çıkmak(d.): 2 Şub.(1) İçeri : 1 Şub. (3), 3 Şub. (2) İçeri atılmak: 3 Şub. (1) İçerik : 2 Şub. (1) İçermek: 2 Şub. (1) İçin : 1 Şub. (34), 2 Şub. (15), 3 Şub. (11) İçinde : 1 Şub. (11), 2 Şub.(4), 3 Şub. (5) İki : 1 Şub. (25), 2 Şub.(28), 3 Şub. (16) İkili : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) İkiz : 2 Şub. (1) İl: 1 Şub. (2) İlçe: 2 Şub. (2) İle : 1 Şub. (73), 2 Şub. (85), 3 Şub. (43) İleri: 2 Şub. (1) İleri sürmek(d.): 3 Şub. (3)

Page 380: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

368

İleri sürülmek(d.): 3 Şub. (6) İlgi : 2 Şub.(1) İlgilenmek : 2 Şub. (1) İlgili : 1 Şub. (15), 2 Şub.(5), 3 Şub. (2) İlginç : 2 Şub. (1) İlişki: 1 Şub. (4), 2 Şub. (1) İlişki kurmak(d.) : 1 Şub. (1) İlişkin : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) İlk : 1 Şub. (5), 2 Şub.(9), 3 Şub. (2) İlke: 1 Şub. (2) İnanç : 1 Şub. (1) İnanılmaz: 2 Şub. (1) İnanmak: 1 Şub. (1) İnce : 2 Şub. (2) İnceleme: 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) İncelemek : 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) İncelenmek : 2 Şub. (2) İnceletmek: 2 Şub. (1) İncinmek : 2 Şub. (1) İncitmek: 2 Şub. (1) İndirim : 1 Şub. (8) İndirmek: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) İpucu : 1 Şub. (1) İri : 2 Şub.(1) İstemek : 1 Şub. (11), 2 Şub. (5), 3 Şub. (7) İstenmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) İş : 1 Şub. (7), 2 Şub. (22), 3 Şub. (1) İş bitirmek(d.): 2 Şub.(1) İş güç(d.)(i.) : 2 Şub. (1) İşbaşı: 1 Şub. (1) İş birliği etmek: 3 Şub. (1) İşçi: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İşlem: 2 Şub. (3) İşlenmek : 1 Şub. (3) İşletme: 3 Şub. (1) İşsiz: 1 Şub. (3) İşsiz kalmak: 1 Şub. (1) İşsizlik: 1 Şub. (6), 3 Şub. (1) İşte : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) İyi: 2 Şub. (6) İyice: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) İz sürmek(d.): 2 Şub. (1) İzlemek: 2 Şub.(1), 3 Şub. (9)

İzlenim : 1 Şub. (1) İzletmek: 3 Şub. (1) İzlettirilmek: 3 Şub. (2) İzlettirmek: 3 Şub. (6) Kaçınılmaz: 1 Şub. (1) Kaçınmak : 1 Şub. (2) Kaçmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kadınlık: 1 Şub. (3) Kala : 2 Şub. (1) Kaldırılmak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Kaldırmak : 1 Şub. (2) Kalıcı : 1 Şub. (1) Kalkmak: 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Kalmak : 1 Şub. (7), 2 Şub. (11), 3 Şub. (2) Kamu : 1 Şub. (2) Kamulaştırmak: 3 Şub. (1) Kamuoyu : 1 Şub. (1) Kamusal: 1 Şub. (1) Kan : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kanama: 2 Şub. (1) Kanat : 1 Şub. (1) Kandırmak: 1 Şub. (1) Kapalı : 1 Şub. (4), 2 Şub.(2) Kapatmak : 1 Şub. (3) Kapı: 2 Şub.(3) Kapısını çalmak: 1 Şub. (2) Kapıya dayanmak: 2 Şub. (1) Kapkaç : 2 Şub. (1) Kaplamak: 2 Şub.(1) Kapmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Kapsamlı : 1 Şub. (1) Kaptırmak: 1 Şub. (1) Kar : 1 Şub. (1) Karakol : 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Karalamak: 1 Şub. (1) Kara suları: 2 Şub. (1) Kardeş : 1 Şub. (6), 3 Şub. (2) Karı : 1 Şub. (1) Karışmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Karşı : 1 Şub. (4), 2 Şub.(7), 3 Şub. (3) Karşı karşıya(d.)(i.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1)

Page 381: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

369

Karşı karşıya gelmek(d.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Karşı karşıya getirmek(d.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Karşılamak: 2 Şub.(2) Karşılaşma: 2 Şub. (5) Karşılık: 2 Şub. (2) Karşın : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Karşıt: 1 Şub. (1) Kat : 1 Şub. (1) Katılmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Katkı: 1 Şub. (2) Katlanmak : 1 Şub. (1) Kavram: 2 Şub. (2) Kavşak: 3 Şub. (1) Kavuşmak : 2 Şub. (1) Kaygı : 1 Şub. (1) Kaynak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3), 3 Şub. (5) Kaynaklanmak: 1 Şub. (1) Kazandırmak: 3 Şub. (1) Kazanmak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Kendi : 1 Şub. (17), 2 Şub. (13), 3 Şub. (5) Kendini alamamak(d.): 1 Şub. (1) Kendini atmak(d.): 2 Şub. (1) Kesilmek : 2 Şub. (1) Kesim: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Kesin : 1 Şub. (1) Kesinleşmek: 1 Şub. (2) Kez : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (7) Kıl : 1 Şub. (1) Kıran kırana(d.)(i.): 1 Şub. (1) Kırk : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) , 3 Şub. (6) Kırsal: 3 Şub. (1) Kısa : 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Kısır döngü(d.): 1 Şub. (1) Kış : 1 Şub. (1) Kız : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Kızağa çekmek(d.): 1 Şub. (2) Kızdırmak : 1 Şub. (1) Kızmak: 1 Şub. (1) Kim : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (7) Kimi: 3 Şub. (1)

Kimse : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Kişi : 1 Şub. (2), 2 Şub. (7), 3 Şub. (33) Kişi başına: 1 Şub. (4) Kişilik: 3 Şub. (1) Koca : 1 Şub. (5) Koku: 2 Şub. (2) Kol : 2 Şub. (1) Koluna girmek(d.) : 2 Şub. (1) Kol kola(i.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kolay : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kolaylamak : 1 Şub. (1) Kollamak : 1 Şub. (1) Koltuk : 1 Şub. (1) Komşu: 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Konu : 1 Şub. (12), 2 Şub. (13), 3 Şub. (1) Konuk: 2 Şub. (1) Konuşma: 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Konuşma yapmak: 3 Şub. (3) Konuşmak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Konuşulmak: 2 Şub. (1) Konut : 1 Şub. (1) Koparılmak: 3 Şub. (2) Kopmak: 2 Şub.(1) Korkmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Korku: 2 Şub. (4) Korkunç : 1 Şub. (1) Koruma: 2 Şub. (5) Korumak : 1 Şub. (6), 2 Şub. (7), 3 Şub. (1) Korunmak: 3 Şub. (1) Koskoca(?): 2 Şub.(1) Koşmak: 3 Şub. (4) Koymak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Koyu: 3 Şub. (1) Köprü : 1 Şub. (2) Kötü : 1 Şub. (1) Kucak: 2 Şub. (1) Kulak vermek(d.): 1 Şub. (1) Kullanıcı: 2 Şub. (1) Kullanılmak: 2 Şub. (4) Kullanım : 2 Şub. (1)

Page 382: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

370

Kullanmak : 1 Şub. (4), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Kurcalamak: 2 Şub.(1) Kurgu : 2 Şub. (1) Kurmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kurtarılmak : 2 Şub. (1) Kurtarmak : 2 Şub. (3) Kurtulmak : 2 Şub. (2) Kurulmak: 1 Şub. (4) Kuruluş : 2 Şub. (2) Kurum : 1 Şub. (2), 3 Şub. (4) Kurutmak : 2 Şub. (1) Kuşatılmak: 3 Şub. (1) Kuşku : 1 Şub. (1) Kutsal : 2 Şub. (3) Kuzey: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Küçük : 1 Şub. (1), 2 Şub. (10) Mutsuz: 1 Şub. (1) Ne : 1 Şub. (6), 2 Şub. (11), 3 Şub. (6) Neden : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Neden olmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Nedeniyle : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (2) Nere : 1 Şub. (1) Nerede: 1 Şub. (1), 2 Şub. (6) Neredeyse(d.): 3 Şub. (1) Nitelendirilmek : 2 Şub. (1) Niye: 3 Şub. (1) O : 1 Şub. (14), 2 Şub. (13), 3 Şub. (6) Oda : 2 Şub. (8), 3 Şub. (1) Odacı: 3 Şub. (2) Odak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Oğul : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Okumak : 2 Şub. (4) Olanca: 3 Şub. (1) Olay : 1 Şub. (10), 2 Şub.(9), 3 Şub. (10) Oldukça: 2 Şub. (1) Olgu: 3 Şub. (1) Olmak : 1 Şub. (94), 2 Şub. (91), 3 Şub. (68) Olumlu : 1 Şub. (1) Olumsuz : 1 Şub. (1)

Oluşmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Oluşturmak : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Oluşturulmak: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Omuz omuza(?)(i.): 2 Şub. (1) On : 1 Şub. (21), 2 Şub. (16), 3 Şub. (2) Onbaşı: 3 Şub. (4) Onlar : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Ora : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Oran: 3 Şub. (2) Orman : 1 Şub. (1) Orta: 1 Şub. (2) Orta : 1 Şub. (6), 2 Şub. (1) Ortaya atılmak(d.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Ortaya çıkarmak(d.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Ortaya çıkmak(d.) : 1 Şub. (7), 2 Şub. (7), 3 Şub. (6) Ortaya konulmak(d.) : 1 Şub. (1) Ortaya koymak(d.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Ortak : 1 Şub. (3) Ortaklık : 2 Şub. (1) Ortalama : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Ortalamak: 2 Şub. (1) Ortalık: 2 Şub.(1) Ortalık karışmak(d.): 3 Şub. (2) Ortam : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Orta yaşlı: 3 Şub. (1) Oturmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Otuz : 1 Şub. (5), 2 Şub.(8) Oy : 1 Şub. (2) Oyalamak(K.B): 3 Şub. (1) Oylama : 2 Şub. (1) Oylanmak : 2 Şub. (1) Oynamak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (5) Oynanmak: 2 Şub. (1) Oynatmak: 2 Şub. (1) Oysa: 2 Şub.(1) Oyun : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Ödemek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3)

Page 383: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

371

Ödül : 1 Şub. (3) Öğle yemeği: 2 Şub.(1) Öğrenci : 1 Şub. (2) Öğrenilmek : 1 Şub. (2) Öğrenmek : 2 Şub. (6), 3 Şub. (3) Öğretmek: 1 Şub. (1) Öğretmen: 1 Şub. (1) Ölçü : 2 Şub. (1) Öldürmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Öldürülmek : 1 Şub. (1), 2 Şub.(3) Ölmek : 1 Şub. (7), 2 Şub. (3) Ölü: 2 Şub. (1) Ölüm : 1 Şub. (5) Ön : 1 Şub. (2), 2 Şub. (8), 3 Şub. (9) Önde gelmek : 1 Şub. (2) , 2 Şub. (1) Önce : 1 Şub. (12), 2 Şub. (7), 3 Şub. (7) Önceki : 1 Şub. (4), 2 Şub.(3), 3 Şub. (4) Öncelikli: 3 Şub. (1) Önemli : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Önerge : 1 Şub. (7) Öneri : 1 Şub. (3) Önerilmek: 1 Şub. (1) Önermek : 1 Şub. (1) Öngörmek : 1 Şub. (4) Önlem alınmak : 1 Şub. (1) Önlemek : 1 Şub. (1) Öpmek: 3 Şub. (1) Örgüt : 2 Şub. (1) Örnek(?) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Örtbas etmek(d.) : 1 Şub. (1) Örtülü: 2 Şub.(1) Örülü: 3 Şub. (1) Öte: 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Öte yandan: 1 Şub. (1) Övgü: 2 Şub. (1) Öyle: 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Özel : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Özelleştirilmek: 3 Şub. (1) Özelleştirme: 1 Şub. (1) Özellikle : 2 Şub. (2) Özen göstermek(d.): 2 Şub.(1)

Özetlemek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Parmak : 2 Şub. (6) Patlama: 2 Şub. (15) Patlamak : 1 Şub. (1) Payını almak(?): 1 Şub. (1) Paylaşmak(?): 2 Şub. (2) Pek : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Pınar : 1 Şub. (1) Pırıl pırıl(i.): 1 Şub. (1) Saç: 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Saç saça baş başa(d.): 3 Şub. (1) Sağ: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sağlamak: 3 Şub. (1) Sağlanmak : 1 Şub. (1) Sağlık : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Sağlık ocağı: 1 Şub. (2) Sağlıklı : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Sakın: 2 Şub. (1) Saklamak: 1 Şub. (1) Saklanmak: 3 Şub. (3) Saklı: 3 Şub. (3) Saldırgan: 3 Şub. (1) Saldırı : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Salgılanmak : 2 Şub. (1) Sanık : 1 Şub. (1) Sanmak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (6) Sarı: 3 Şub. (1) Sarışın: 1 Şub. (1) Sarsmak: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Satılmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Satın almak: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Satış : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Savaş : 2 Şub. (11), 3 Şub. (1) Savcı: 3 Şub. (1) Savunmak : 1 Şub. (2) Saygı: 1 Şub. (1) Saygılı : 1 Şub. (1) Sayı : 2 Şub.(6), 3 Şub. (1) Sayılmak: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sayın: 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Saymak: 3 Şub. (1) Seçenek : 2 Şub. (2) Seçilmek: 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Seçim : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2)

Page 384: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

372

Sekiz : 1 Şub. (6), 2 Şub.(10), 3 Şub. (1) Seksen : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Sen : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3), 3 Şub. (2) Sergilenmek: 2 Şub. (1) Ses : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Ses çıkarmamak(d.): 2 Şub. (1) Sessiz : 1 Şub. (2) Sevgili: 2 Şub. (7) Sıcak: 2 Şub.(2) Sık : 1 Şub. (1) Sık sık(i.) : 1 Şub. (2) Sıkılmak : 1 Şub. (1) Sıkıntı : 1 Şub. (2) Sıra : 1 Şub. (6), 2 Şub. (10), 3 Şub. (6) Sıra dışı: 3 Şub. (1) Sıralamak : 1 Şub. (2) Sızdırılmak: 3 Şub. (1) Sızdırmak: 3 Şub. (3) Siz : 1 Şub. (7), 2 Şub.(3) Soğuk: 2 Şub. (1) Soğukkanlı(d.): 2 Şub. (1) Sol : 1 Şub. (1) Solcu: 3 Şub. (1) Son : 1 Şub. (9), 2 Şub. (9), 3 Şub. (3) Sona erdirmek: 3 Şub. (1) Sona ermek : 1 Şub. (1) , 2 Şub. (1) Sonra : 1 Şub. (12), 2 Şub. (25), 3 Şub. (14) Sonuç : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Sorgu : 1 Şub. (1) Sormak : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Soru : 1 Şub. (5), 2 Şub.(8), 3 Şub. (1) Sorumlu : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Sorumluluk : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Sorun : 1 Şub. (8), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Soruşturma : 1 Şub. (2), 3 Şub. (5) Soruşturma açılmak: 3 Şub. (1) Soyadı: 3 Şub. (1) Soykırım: 2 Şub.(3) Sökmek: 2 Şub. (2) Söndürülmek: 2 Şub.(1) Söylem: 1 Şub. (1)

Söylemek : 1 Şub. (12), 2 Şub.(9), 3 Şub. (9) Söylenmek: 2 Şub. (2) Söz : 2 Şub. (6) Söz etmek(d.): 2 Şub. (1) Söz konusu (d.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Sözünde durmak(d.): 1 Şub. (1) Söz vermek(d.): 3 Şub. (1) Sözcü: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Sözde: 2 Şub.(2) Subay: 2 Şub. (1) Suç : 1 Şub. (1) Suçlamak : 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Suçlanmak : 1 Şub. (2) Suçlu : 1 Şub. (1) Sunmak: 1 Şub. (5), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Sunucu : 2 Şub. (1) Sunulmak: 2 Şub.(3) Susturmak: 2 Şub. (2) Sürdürmek : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Sürdürülmek: 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Süre : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Süreç : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sürekli: 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Sürmek : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Sürtüşmek: 3 Şub. (1) Sürüklemek: 1 Şub. (2) Süt : 2 Şub. (5) Şaşırmak : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Şimdi : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Şöyle : 1 Şub. (6), 2 Şub. (4), 3 Şub. (4) Şu : 1 Şub. (7), 2 Şub. (6), 3 Şub. (5) Tabanca (?.) : 3 Şub.(2) Taburcu olmak(?): 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Takılmak: 3 Şub. (2) Takım : 1 Şub. (2), 2 Şub. (5) Takmak: 3 Şub. (2) Tanık : 2 Şub.(1), 3 Şub. (7) Tanık olmak: 3 Şub. (1) Tanımak: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1)

Page 385: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

373

Tarama : 2 Şub. (1) Tartışılmak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Tartışma: 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Tartışmak : 2 Şub. (1) Tasarı(K.B?): 2 Şub.(7) Taşımak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tek: 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Tek başına(d.): 3 Şub. (2) Teker teker(i.): 2 Şub. (1) Tepe : 2 Şub. (1) Tepki : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Ter: 1 Şub. (1) Ters: 1 Şub. (1) Terslemek: 1 Şub. (1) Tetiği çekmek: 3 Şub. (3) Tetikçi(S.N'ye göre Erm.?) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (7) Tiye almak : 1 Şub. (2) Top: 1 Şub. (2), 2 Şub.(4) Toplanmak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Toplantı : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Topluluk : 2 Şub.(1) Toplum: 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Toplumsal: 3 Şub. (2) Toprak : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Topu atmak: 1 Şub. (1) Tören : 1 Şub. (2) Tutanak: 3 Şub. (3) Tutmak : 1 Şub. (5), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Tutuklanmak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tutulmak: 3 Şub. (1) Tutuşturmak: 1 Şub. (1) Tuzlamak : 1 Şub. (1) Tüketici : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tüm(?) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3) Tür : 1 Şub. (3) Uçak: 2 Şub. (2) Uçmak: 2 Şub. (1) Uğramak : 2 Şub. (1) Uğraşmak: 3 Şub. (1) Ulaşım: 3 Şub. (2)

Ulaşmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Uluslararası: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Unutulmak: 3 Şub. (1) Uyarı: 2 Şub. (2) Uyarlamak: 3 Şub. (1) Uyarmak: 2 Şub. (3) Uygulama: 2 Şub. (1) Uygulamak : 1 Şub. (1) Uygun görmek(d.): 1 Şub. (1) Uyruklu: 2 Şub. (2) Uzak : 1 Şub. (1) Uzaklaşmak: 3 Şub. (1) Uzaklaştırılmak: 2 Şub.(1) Uzanmak : 1 Şub. (1) Uzaylı : 2 Şub. (1) Uzlaşma: 3 Şub. (1) Uzman : 1 Şub. (2), 2 Şub.(3) Uzman çavuş: 2 Şub. (2) Uzun: 1 Şub. (2) Uzunluk: 2 Şub. (1) Üç : 1 Şub. (19), 2 Şub. (12), 3 Şub. (6) Üçlük: 2 Şub. (1) Ülkücü: 3 Şub. (1) Ünlü : 2 Şub.(3) Üretmek : 2 Şub. (1) Ürküntü: 3 Şub. (1) Ürün : 2 Şub. (3) Üst : 1 Şub. (3), 2 Şub. (7) Üstüne gelmek : 2 Şub. (1) Üstelik: 3 Şub. (2) Üstlenmek: 2 Şub. (1) Üye (?) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Üzere : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Üzeri: 1 Şub. (1), 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Üzerinde: 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Üzerinde durulmak(d.) : 2 Şub. (1) Üzerine : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5), 3 Şub. (5) Üzerine düşmek(d.) : 2 Şub.(2) Üzerine gitmek(d.): 2 Şub. (1) Üzülmek : 1 Şub. (1) Var : 1 Şub. (21), 2 Şub. (19), 3 Şub. (14)

Page 386: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

374

Var olmak: 2 Şub.(1) Varlık: 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Varmak: 2 Şub. (1) Varsaymak : 2 Şub.(1) Verdirmek: 3 Şub. (1) Veri : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Verilmek : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4) Vermek : 1 Şub. (12), 2 Şub. (10), 3 Şub. (2) Vurgulamak : 1 Şub. (1) Vurgulanmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Vurmak : 1 Şub. (5), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Vurulmak: 3 Şub. (1) Vuruş: 2 Şub. (1) Yağ : 2 Şub.(1) Yağdırmak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Yakalamak : 1 Şub. (6), 2 Şub. (4) Yakalanmak: 2 Şub. (9), 3 Şub. (5) Yakın : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Yakıştırmak : 1 Şub. (1) Yaklaşık: 2 Şub. (2), 3 Şub. (5) Yaklaşmak: 3 Şub. (5) Yakmak : 1 Şub. (1) Yalan: 2 Şub.(2) Yalanlamak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (6) Yalnız: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yalvarmak: 1 Şub. (1) Yama : 1 Şub. (2) Yan : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3), 3 Şub. (7) Yan etki : 2 Şub. (1) Yanı sıra (d.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Yan yana(d.)(i.) : 2 Şub.(1) Yangın: 2 Şub.(2) Yanıt : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Yanıtlamak : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Yanıt vermek: 1 Şub. (4), 2 Şub.(4), 3 Şub. (3) Yankı : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Yanlış : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yansımak : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yansıtılmak : 1 Şub. (1)

Yansıtmak : 1 Şub. (1) Yapılandırma: 1 Şub. (1) Yapılmak : 1 Şub. (15), 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Yapmak : 1 Şub. (38), 2 Şub. (23), 3 Şub. (7) Yaptırmak : 1 Şub. (6), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yaralanmak: 2 Şub. (3) Yararlanmak : 1 Şub. (2) Yaratmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Yardım (?): 1 Şub. (7), 2 Şub. (1) Yardımcı : 1 Şub. (1) Yargı : 1 Şub. (4), 2 Şub.(1) Yargılamak : 1 Şub. (1) Yargılanmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Yarı : 1 Şub. (1), 2 Şub.(4) Yarım: 3 Şub. (1) Yarın : 1 Şub. (2) Yarışmak: 3 Şub. (1) Yasa : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Yasal : 1 Şub. (1) Yaş : 1 Şub. (6), 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Yaşam : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4) Yaşamak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (5) Yaşanmak : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (3) Yaşantı: 1 Şub. (1) Yatak : 2 Şub. (1) Yatırılmak : 2 Şub. (1) Yatırım: 1 Şub. (6), 3 Şub. (1) Yatmak: 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Yavaşlatmak: 3 Şub. (1) Yaya : 1 Şub. (1) Yayımlamak : 1 Şub. (1) Yayımlanmak : 1 Şub. (2),2 Şub.(2), 3 Şub.(1) Yayımlatmak: 2 Şub. (1) Yayın : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Yaymak: 1 Şub. (1) Yazar: 2 Şub.(1) Yazı: 2 Şub. (5)

Page 387: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

375

Yazılı: 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Yazılmak: 2 Şub.(2) Yazmak : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Yedek : 1 Şub. (1) Yedi : 1 Şub. (5), 2 Şub. (10), 3 Şub. (2) Yeğen: 1 Şub. (1) Yelpaze: 1 Şub. (1) Yemek: 2 Şub.(1) Yeni : 1 Şub. (8), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Yeniden: 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yenilemek: 3 Şub. (1) Yenilmek: 1 Şub. (1) Yenmek: 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Yer : 1 Şub. (6), 2 Şub.(3), 3 Şub. (13) Yer almak(d.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (5), 3 Şub. (6) Yerini almak: 3 Şub. (1) Yeri olmak(d.): 3 Şub. (1) Yer verilmek(d.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Yer altı kaynakları: 1 Şub. (1) Yerine: 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Yerleştirilmek : 2 Şub. (2) Yetinmek: 2 Şub. (1) Yetki : 2 Şub. (2) Yetki vermek: 3 Şub. (1) Yetkili : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Yetmek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yetmiş : 1 Şub. (1), 2 Şub. (9) Yıkılmak: 1 Şub. (1) Yıkım : 1 Şub. (2) Yıl : 1 Şub. (5), 2 Şub. (6) Yıldız : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Yıllık : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Yıpratmak: 1 Şub. (1) Yırtık : 1 Şub. (1) Yine : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (5) Yirmi : 1 Şub. (9), 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Yitirmek: 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Yoğun: 2 Şub.(1) Yoğun bakım: 2 Şub. (3) Yoğunlaşmak : 2 Şub.(1) Yoğunluk: 3 Şub. (1) Yok : 1 Şub. (8), 2 Şub. (7), 3 Şub. (8)

Yokluk: 2 Şub. (1) Yoksa: 2 Şub.(2) Yoksul: 3 Şub. (2) Yol : 1 Şub. (10), 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Yola çıkmak(d.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Yol açmak(d.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Yol almak(d.): 3 Şub. (1) Yollamak : 1 Şub. (1) Yorum: 1 Şub. (2), 2 Şub.(3) Yorumlamak : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yorumlanmak: 2 Şub. (1) Yön : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Yönelik: 1 Şub. (1) Yönelmek : 1 Şub. (1) Yöneltmek: 2 Şub.(1) Yönetici : 1 Şub. (1) Yönetim: 1 Şub. (2), 2 Şub.(5) Yönetmek: 3 Şub. (2) Yönlendirilmek: 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Yönlendirmek : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yukarı: 2 Şub.(1) Yurt: 3 Şub. (1) Yuvarlak: 3 Şub. (1) Yükleme: 1 Şub. (1) Yüklenmek: 2 Şub. (2) Yüklü: 3 Şub. (1) Yüksek : 1 Şub. (1) Yükselmek: 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Yükseltmek : 2 Şub. (1) Yürümek : 2 Şub.(1), 3 Şub. (3) Yürütülmek : 2 Şub. (1) Yüz : 1 Şub. (14), 2 Şub.(7), 3 Şub. (3) Yüzde : 1 Şub. (9), 2 Şub. (1) Yüzden: 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Yüzlerce: 3 Şub. (1) Yüzünden : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Yüzyıl : 1 Şub. (1) Zıplamak : 1 Şub. (1)

Page 388: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

376

3.2.3.2 SABAH GAZETESİNDE KULLANILAN YABANCI KÖKENLİ ÖĞELER

Acaba(Ar.): 1 Şub. (1) Acemi(Ar.): 3 Şub. (2) Acilen(Ar.): 2 Şub.(1) Adale(Ar.): 1 Şub. (1) Adalet(Ar.): 3 Şub. (1) Adam(Ar.): 3 Şub. (2) Adam adama(Ar.+Ar.)(i.): 2 Şub.(4) Adeta (Ar.) : 1 Şub. (2) Adil(Ar.): 1 Şub. (1) Adres(Fr.) : 1 Şub. (3) Af (Ar.) : 1 Şub. (1) Aile (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Ait(Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Ajans(Fr.): 1 Şub. (1) Akraba(Ar.) : 1 Şub. (3) Aktör(Fr.): 3 Şub. (1) Alaka(Ar.): 1 Şub. (1) Alay(Yun.) : 1 Şub. (1) Aleyh (Ar.) : 2 Şub.(1) Alternatif(Fr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Ama(Ar.) : 1 Şub. (16), 2 Şub. (23), 3 Şub. (6) Amatör(Fr.): 2 Şub.(1) Ambulans(Fr.): 2 Şub.(1) Ampul(Fr.): 2 Şub. (2) An (Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub.(11), 3 Şub. (6) Androjen (İng.)(t.) : 2 Şub.(1) Anons(Fr.): 2 Şub.(2) Arşiv(Fr.): 3 Şub. (1) Arz(Ar.): 2 Şub. (1) As(Fr.): 2 Şub. (1) Asıl(Ar.): 3 Şub. (3) Asist(İng.): 2 Şub. (1) Asker(Ar.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Askerî(Ar.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1)

Asla (Ar.) : 2 Şub. (1) Ateş(Far.): 1 Şub. (1) Aut(İng.): 2 Şub. (2) Avantaj (Fr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Avukat (İtal.) : 1 Şub. (7), 3 Şub. (8) Aynen (Ar.) : 1 Şub. (1) Aynı (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (13), 3 Şub. (4) Bahane(Far.): 3 Şub. (1) Banka(İtal.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (5) Bant(Fr.): 3 Şub. (1) Baraj (Fr.) : 1 Şub. (2) Basit(Ar.) : 1 Şub. (1) Bazen (Ar.) : 2 Şub. (3) Bazı(Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub.(16), 3 Şub. (1) Bedava(Far.+Ar.): 3 Şub. (1) Bedel (Ar.) : 1 Şub. (2) Belde(Ar.): 1 Şub. (1) Belki(Ar.+Far.): 2 Şub. (1) Beraber (Far.) : 2 Şub.(1) Bere(Fr.): 3 Şub. (2) Bereket(Ar.) : 1 Şub. (1) Beyan(Ar.): 3 Şub. (1) Beyaz(Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Bilet(Fr.) : 1 Şub. (2) Bina(Ar.) : 2 Şub. (2) Bizzat(Ar.): 2 Şub. (1) Bomba (İtal.) : 2 Şub. (3) Borç(Soğd.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (5) Bünye (Ar.) : 2 Şub. (1) Bürokrat (Fr.) : 2 Şub.(1) Cam(Far.): 2 Şub.(1) Can(Far.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Cehalet(Ar.): 3 Şub. (1) Cemaat(Ar.): 3 Şub. (2) Cep (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4) Cep telefonu(Ar.+Fr.): 2 Şub. (3) Cereyan (Ar.) : 1 Şub. (1)

Page 389: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

377

Ceza (Ar.) : 1 Şub. (2) Ciddi (Ar.) : 1 Şub. (8), 2 Şub. (1) Cihaz (Ar.) : 2 Şub. (1) Cin(Ar.): 2 Şub.(1) Cinler periler(Ar.+Far.)(i.): 2 Şub. (2) Cinayet(Ar.) : 1 Şub. (15), 2 Şub. (8), 3 Şub. (12) Cümle(Ar.): 3 Şub. (1) Çanta(Rume.?): 2 Şub. (16) Çap(Erm.): 2 Şub. (1) Çerçeve(Far.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Çete (Bulg.?): 1 Şub. (1), 2 Şub. (9) Çeyrek(Far.): 2 Şub. (1) Çift(Far.): 2 Şub. (5) Çorap (Far.) : 1 Şub. (11) Çünkü (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Dâhi(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Dâhil(Ar.): 2 Şub. (1) Dair(Ar.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Dakika(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (6), 3 Şub. (4) Damat(Far.) : 1 Şub. (2) Darbe (Ar.) : 2 Şub.(2) Dava (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Davet(Ar.): 1 Şub. (1) Defa(Ar.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Demokrasi(Fr.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (8), 3 Şub. (3) Derece(Ar.): 2 Şub. (3) Destek(Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Devlet (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (21) Diğer (Far.) : 1 Şub. (5), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Din(Ar.): 2 Şub.(1) Diplomatik(Fr.): 2 Şub. (1) Doktor(Fr.) : 2 Şub. (2) Dolar(İng.): 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Dost(Far.) : 2 Şub. (1) Dosya (Fr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Döviz(Fr.) : 1 Şub. (1) Döviz kuru(Fr.+Fr.) : 1 Şub. (1) Dükkân (Ar.) : 1 Şub. (1)

Dünya(Ar.) : 1 Şub. (7), 2 Şub.(6), 3 Şub. (8) Düşman(Far.): 3 Şub. (2) Efendi(Yun.): 1 Şub. (1) Efsanevi(Far.): 2 Şub. (1) Eğer(Far.) : 1 Şub. (4) Ekip(Fr.) : 1 Şub. (6), 2 Şub. (7), 3 Şub. (3) Ekonomi(Fr.): 2 Şub.(1), 3 Şub. (4) Ekonomik (Fr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Elektrik(Fr.): 3 Şub. (1) Eleman(Fr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Elbette (Ar.) : 1 Şub. (1) Emin (Ar.) : 2 Şub. (1) Emir(Ar.) : 1 Şub. (3) Emlak(Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Emniyet (Ar.) : 1 Şub. (8), 2 Şub. (5), 3 Şub. (2) Emniyet müdürü(Ar.+Ar.): 3 Şub. (1) Endam(Far.): 2 Şub. (1) Ender(Ar.): 2 Şub.(1) Endişe(Far.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Enerji(Fr.): 3 Şub. (3) Enfeksiyon (Fr.) : 1 Şub. (1) Enflasyon(Fr.) : 1 Şub. (1) Entegrasyon(Fr.): 3 Şub. (1) Esas(Ar.): 1 Şub. (2) Esmer(Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Esna(Ar.): 2 Şub.(1) Espri(Fr.) : 1 Şub. (2) Eşkıya(Ar.): 3 Şub. (2) Etiket (Fr.) : 2 Şub. (1) Etraf(Ar.): 2 Şub.(1) Evlat(Ar.): 3 Şub. (1) Eyvah(Far.): 2 Şub. (1) Faal(Ar.): 2 Şub. (1) Faaliyet (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Fail (Ar.) : 1 Şub. (1) Fakat (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Falan(Ar.): 2 Şub.(1) Fark (Ar.) : 1 Şub. (1)

Page 390: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

378

Fazla (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Felsefe(Ar.): 1 Şub. (1) Fıkra(Ar.): 1 Şub. (2) Fırsat(Ar.): 1 Şub. (1) Fiilî(Ar.): 2 Şub.(1) Fikir(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) File(Fr.): 1 Şub. (1) Film (Fr.?) : 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Finansman(Fr.) : 1 Şub. (1) Firma(İtal.): 2 Şub.(1) Fiyat (Ar.) : 1 Şub. (12), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Fobi(Fr.): 3 Şub. (1) Fon (Fr.) : 2 Şub. (1) Forvet(İng.): 2 Şub.(1) Fotoğraf (Fr.) : 1 Şub. (5), 2 Şub. (14), 3 Şub. (5) Frikik (İng.) : 1 Şub. (1) Futbol(İng.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Galibiyet(Ar.): 2 Şub. (1) Gayet(Ar.): 2 Şub. (1) Gaz (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (3) Gazete(İtal.): 1 Şub. (7), 2 Şub. (6), 3 Şub. (7) General (Alm.?) : 2 Şub.(1) Gol(İng.) : 1 Şub. (7), 2 Şub. (4) Gram (Fr.) : 2 Şub. (2) Grup(Fr.) : 1 Şub. (4), 3 Şub. (8) Haber (Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(14) Hafıza(Ar.): 3 Şub. (1) Hafta (Far.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Hak(Ar.): 2 Şub.(6) Hakaret (Ar.) : 1 Şub. (1) Hakim(Ar.): 2 Şub.(1) Hâl (Ar.) : 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Hâlâ (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Hâlen (Ar.) : 1 Şub. (1) Halk(Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Ham (Far.) : 1 Şub. (3) Hamile(Ar.): 2 Şub. (3) Harekât(Ar.): 2 Şub. (1) Hareket(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Hariç (Ar.) : 1 Şub. (1)

Hasep(Ar.): 1 Şub. (1) Hassas (Ar.) : 2 Şub. (1) Hasta (Far.) : 1 Şub. (3) Hastane(Far.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4) Hat(Ar.): 2 Şub. (2) Hatıra(Ar.): 2 Şub. (8) Hatta (Ar.) : 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Hava (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Hayal (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (3) Hayat(Ar.): 1 Şub. (3) Hayır (Ar.) : 1 Şub. (1) Hazır(Ar.): 2 Şub. (1) Hazine (Ar.) : 1 Şub. (2) Hedef (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Hele(Far.): 1 Şub. (1) Hem (Far.) : 1 Şub. (6), 2 Şub.(6), 3 Şub. (6) Hemen (Far.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (3), 3 Şub. (5) Henüz (Far.) : 1 Şub. (2) Hep(Far.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Her (Far.) : 1 Şub. (13), 2 Şub. (11), 3 Şub. (2) Hesap (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Heyecan(Ar.) : 2 Şub. (4) Heyet (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (5) Hışım(Far.): 3 Şub. (1) Hiç (Far.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Hizmet(Ar.): 3 Şub. (1) Hormon (Fr.?) : 2 Şub.(4) Hukuk(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Hüküm (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Hükûmet (Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Irk(Ar.): 2 Şub.(1) Israr(Ar.): 3 Şub. (2) İcat(Ar.): 2 Şub. (2) İcraat(Ar.): 1 Şub. (2) İdeal(Fr.): 2 Şub. (1)

Page 391: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

379

İddia(Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub.(2), 3 Şub. (3) İdman(Ar.): 1 Şub. (1) İfade(Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub.(2) İhbar(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) İhlal(Ar.): 2 Şub. (1) İhmal(Ar.) : 1 Şub. (4) İhracat(Ar.): 3 Şub. (1) İhtiyaç (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) İkna(Ar.): 2 Şub. (1) İktidar (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(5) İlah(Ar.): 3 Şub. (2) İltifat (Ar.) : 1 Şub. (5) İmkân(Ar.): 3 Şub. (1) İnisiyatif(Fr.) : 2 Şub. (1) İnsan(Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) İnşaat(Ar.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (4) İnternet (İng.) : 1 Şub. (4) İnternet kafe(İng.+Fr.): 1 Şub. (2) İsim(Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(9), 3 Şub. (1) İstatistik(Fr.) : 1 Şub. (1) İstihbarat(Ar.): 3 Şub. (3) İstikrar(Ar.) : 1 Şub. (5), 3 Şub. (2) İşkence(Far.): 3 Şub. (1) İtfaiye(Ar.): 2 Şub.(2) İthalat(Ar.): 3 Şub. (1) İtibar(Ar.): 1 Şub. (3) İtibaren(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) İttifak(Ar.): 1 Şub. (1) Jandarma (İtal.) : 2 Şub. (11), 3 Şub. (17) Jest (Fr.) : 1 Şub. (1) Jet (İng.) : 2 Şub. (2) Kabine(Fr.): 1 Şub. (1) Kâbus(Ar.): 2 Şub. (2) Kadar (Ar.): 1 Şub. (6), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Kademe(Ar.): 3 Şub. (2) Kader(Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (3) Kadın(Soğd.?) : 1 Şub. (5), 3 Şub. (8) Kadro(İtal.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Kafa(Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1)

Kahraman(Far.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Kale(Ar.): 2 Şub. (1) Kalite(Fr.): 3 Şub. (1) Kalp (Ar.) : 1 Şub. (1) Kamera(Fr.): 2 Şub. (5), 3 Şub. (18) Kanal (İtal.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Kanser (Fr.) : 2 Şub. (1) Kanun(Ar.): 1 Şub. (1) Karar (Ar.) : 1 Şub. (8) Kare(Fr.): 2 Şub. (1) Kart(Fr.): 2 Şub. (3) Kaset(Fr.): 3 Şub. (13) Katil(Ar.): 2 Şub. (8), 3 Şub. (2) Kayıp(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Kayıt (Ar.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (4) Kaza (Ar.) : 1 Şub. (1) Kazak(Fr.): 3 Şub. (6) Kelime(Ar.): 2 Şub. (1) Kelle(Far.): 3 Şub. (2) Kent(Soğd.): 3 Şub. (3) Keşke(Far.): 2 Şub.(1) Kırmızı bülten(Ar.+Fr.) : 1 Şub. (2) Kırtasiye(Ar.) : 1 Şub. (2) Kısmet (Ar.) : 2 Şub. (1) Kıyafet(Ar.): 2 Şub. (2) Ki (Far.) : 1 Şub. (5), 2 Şub. (7), 3 Şub. (2) Kilometre(Fr.): 1 Şub. (1) Kitap (Ar.) : 2 Şub.(3) Koalisyon(Fr.) : 1 Şub. (1) Komiser(Fr.): 3 Şub. (1) Komite(Fr.) : 2 Şub. (2) Komplo(Fr.): 3 Şub. (1) Komünist (Fr.) : 2 Şub.(1) Konsensüs(İng.): 1 Şub. (2) Kontrol(Fr.): 2 Şub. (1) Koordinasyon(Fr.): 2 Şub. (1) Köşe(Far.): 3 Şub. (2) Köşk(Far.): 1 Şub. (1) Köy(Far.) : 1 Şub. (8) Krampon(Fr.): 2 Şub.(1) Kredi(Fr.) : 1 Şub. (4) Kritik(Fr.): 2 Şub.(3), 3 Şub. (1)

Page 392: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

380

Kriz(Fr.): 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Kroki(Fr.): 3 Şub. (1) Kronik(Fr.): 3 Şub. (1) Kupa (İtal.) : 1 Şub. (1) Kurban(Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Kurşun (?): 2 Şub. (2) Kurşun tetraetil(? + Fr.)(t.): 2 Şub. (1) Kuzen(Fr.) : 1 Şub. (4) Lavandula angustifola(Lat.)(t.) : 2 Şub. (1) Lavanta (İtal.) : 2 Şub.(2) Lazım(Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Lider (İng.) : 1 Şub. (6), 3 Şub. (7) Lig (Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Lira(İtal.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (4) Liste (İtal.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Lobi(İng.): 2 Şub.(2) Losyon (Fr.) : 2 Şub.(2) Lüks(Fr.) : 1 Şub. (2) Lütfen(Ar.): 2 Şub.(1) Macera(Ar.): 2 Şub. (1) Maç(İng.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (14) Madde(Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub. (1) Maddi(Ar.): 1 Şub. (2) Mağdur (Ar.) : 1 Şub. (1) Mahalle(Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(4) Mahkeme (Ar.) : 1 Şub. (2) Makam(Ar.): 2 Şub. (1) Maksat(Ar.): 3 Şub. (1) Mali (Ar.) : 1 Şub. (3) Maliyet(Ar.) : 1 Şub. (3) Malum(Ar.): 1 Şub. (1) Mana(Ar.): 1 Şub. (1) Manşet : 1 Şub. (1) Marka(İtal.): 2 Şub. (1) Markaj(Fr.): 2 Şub.(4) Market (İng.) : 1 Şub. (2) Masa(Yun.?): 1 Şub. (1) Masraf(Ar.) : 1 Şub. (1) Masum (Ar.) : 1 Şub. (1) Mazi (Ar.) : 1 Şub. (1) Meçhul(Ar.): 1 Şub. (1) Medya(İng.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Mektup(Ar.) : 1 Şub. (5)

Melaleuca alternifolia(Lat.)(t.) : 2 Şub. (1) Memur (Ar.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Menfaat(Ar.): 3 Şub. (1) Merkez (Ar.): 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Mermi(Ar.) : 1 Şub. (1) Mesafe(Ar.): 3 Şub. (2) Mesaj(Fr.) : 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Mesela(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Mesele(Ar.): 3 Şub. (1) Meşrutiyet(Ar.): 2 Şub. (1) Metin (Ar.) : 2 Şub.(1) Metre(Fr.): 3 Şub. (3) Mevcut(Ar.): 3 Şub. (1) Mezun(Ar.): 3 Şub. (1) Millet (Ar.) : 2 Şub. (1) Milletvekili(Ar.+Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(3) Millî(Ar.): 3 Şub. (1) Milyar(Fr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Milyon (Fr.) : 1 Şub. (5) Misafir(Ar.) : 2 Şub. (1) Misal(Ar.): 3 Şub. (1) Mobilya(İtal.): 1 Şub. (1) Moda (İtal.) : 1 Şub. (1) Model (Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Mont(İng.): 3 Şub. (1) Moral (Fr.) : 1 Şub. (1) Motor (Fr.) : 2 Şub. (1) Muamele(Ar.): 2 Şub. (2) Muhalefet (Ar.) : 1 Şub. (3) Muhatap (Ar.) : 1 Şub. (1) Muhbir(Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (2) Muhtar(Ar.): 1 Şub. (1) Muhtemel (Ar.) : 1 Şub. (1) Muhtemelen(Ar.) : 1 Şub. (1) Muktedir(Ar.): 2 Şub.(2) Mum (Far.) : 2 Şub. (1) Mutlaka(Ar.): 3 Şub. (1) Mücadele (Ar.) : 1 Şub. (2) Müdahale(Ar.): 2 Şub.(1) Müdahil(Ar.): 2 Şub. (1)

Page 393: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

381

Müdür (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (2) Müfettiş(Ar.): 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Mümkün (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3), 3 Şub. (1) Münhasır(Ar.): 2 Şub. (1) Müşterek(Ar.): 2 Şub. (1) Müthiş(Ar.): 2 Şub. (1) Müttefik(Ar.): 3 Şub. (2) Müze(Fr.): 2 Şub. (1) Müzisyen(Fr.) : 2 Şub. (2) Nakit (Ar.) : 1 Şub. (1) Net(Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Nihai(Ar.) : 1 Şub. (1) Nispî(Ar.) : 1 Şub. (1) Niyet(Ar.): 3 Şub. (2) Nokta (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (3), 3 Şub. (7) Normal(Fr.): 2 Şub. (7) Nota(İtal.): 2 Şub.(2) Numune(Far.): 1 Şub. (1) Ofis(Fr..): 1 Şub. (3) Ofsayt(İng.): 2 Şub. (1) Onur(Fr.): 1 Şub. (4) Operasyon(Fr.) : 1 Şub. (1) Organ(Fr.): 2 Şub.(1) Organizasyon(Fr.): 2 Şub.(3) Orijinal(Fr.): 2 Şub. (2) Otel(Fr.): 2 Şub.(1) Otobüs(Fr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Otogar(Fr.): 2 Şub. (1) Otomobil(Fr.): 3 Şub. (1) Otoriter (Fr.) : 2 Şub.(1) Östrojen (İng.?)(t.): 2 Şub.(1) Özür(Ar.): 1 Şub. (2) Panik(Fr.) : 1 Şub. (2) Pankart(Fr.): 2 Şub.(1) Pantolon(Fr.): 3 Şub.(2) Para (Far.) : 1 Şub. (2) Paralel(Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Parti (Fr.) : 1 Şub. (7), 2 Şub. (1) Pas(İng.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Pasaport(İtal.): 1 Şub. (9) Patron (Fr.) : 2 Şub.(1)

Performans(Fr.): 1 Şub. (3), 2 Şub. (1) Peri(Far.): 2 Şub.(1) Personel(Fr.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(2), 3 Şub. (4) Perşembe(Far.): 3 Şub. (1) Petrol( Fr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (11), 3 Şub. (2) Piyasa(İtal.): 2 Şub. (3) Plan(Fr.) : 1 Şub. (2) Plase (Fr.) : 1 Şub. (1) Polis( Fr.) : 1 Şub. (6), 2 Şub. (8), 3 Şub. (35) Popüler(Fr.) : 1 Şub. (1) Portre(Fr.): 2 Şub. (3) Poster(İng.) : 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Poşet (Fr.) : 1 Şub. (2) Poz(Fr.): 2 Şub. (3) Pozisyon(Fr.): 2 Şub.(5) Pozitif(Fr.): 3 Şub. (1) Problem(Fr.): 2 Şub. (1) Profesyonel(Fr.): 3 Şub. (1) Proje(Fr.): 2 Şub. (1) Radyo(Fr.): 2 Şub. (2) Rafineri(Fr.): 2 Şub.(1) Rağmen (Ar.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (4) Rahat(Ar.): 2 Şub. (2) Rakip(Ar.): 1 Şub. (6) Rapor(Fr.): 2 Şub. (2) Ray(Fr.): 3 Şub. (1) Razı(Ar.): 1 Şub. (1) Reel(Fr.) : 1 Şub. (1) Refah(Ar.): 3 Şub. (1) Refleks(Fr.): 2 Şub. (5) Rehber(Far.): 2 Şub. (3) Rejim(Fr.): 2 Şub. (2) Rekabet(Ar.): 3 Şub. (1) Renk(Far.): 2 Şub.(1), 3 Şub.(3) Resepsiyon(Fr.): 2 Şub.(2) Resim(Ar.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(1) Resital(Fr.)(t.) : 1 Şub. (1) Resmen(Ar.) : 2 Şub. (3) Resmi(Ar.): 2 Şub.(2) Ribaund(İng.): 2 Şub. (2) Risk(Fr.) : 1 Şub. (1)

Page 394: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

382

Rol (Fr.) : 1 Şub. (2) Rutin (Fr.) : 2 Şub. (3) Rüzgâr(Far.) : 2 Şub. (2) Saat (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (11), 3 Şub. (5) Sabah(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sabit(Ar.): 3 Şub. (1) Sabotaj(Fr.): 1 Şub. (2) Sabun (Ar.) : 2 Şub.(1) Sade(Far.): 2 Şub.(1) Saha(Ar.) : 1 Şub. (1) Sahip (Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Sakat(Ar.): 1 Şub. (1) Sandalye(Ar.): 1 Şub. (1) Sayfa (Ar.) : 1 Şub. (3) Sanayi (Ar.) : 1 Şub. (1) Saniye(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Saye(Far.): 3 Şub. (1) Sebep(Ar.): 2 Şub.(1) Sene(Ar.): 3 Şub. (1) Sermaye (Far.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (2) Sert(Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Serüven(Far.?) : 2 Şub. (1) Servis(Fr.): 3 Şub. (4) Seyahat (Ar.) : 2 Şub. (1) Seyir (Ar.) : 1 Şub. (1) Sıfat(Ar.): 1 Şub. (3) Sıfır(Ar.): 1 Şub. (3) Sınır(Yun.) : 1 Şub. (1) Sır(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Silah(Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub. (1), 3 Şub. (3) Silsile(Ar.): 3 Şub. (1) Sinyal(Fr.): 1 Şub. (1) Sistem (Fr.) : 1 Şub. (1),2 Şub.(2), 3 Şub. (6) Site(Fr.) : 1 Şub. (1) Sivil(Fr.): 2 Şub. (2) Siyah(Far.) : 1 Şub. (1) Siyaset (Ar.) : 1 Şub. (6), 2 Şub. (6), 3 Şub. (4)

Siyasi (Ar.): 1 Şub. (5), 2 Şub.(2), 3 Şub. (2) Skandal(Fr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Skor(İng.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Sohbet(Ar.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sokak (Ar.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Sosyete(Fr.): 2 Şub. (1) Sosyetik(Fr.): 2 Şub. (1) Spiker(İng.) : 2 Şub. (6) Spor(Fr.): 2 Şub.(2) Stratejik(Fr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Suikast(Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub. (3), 3 Şub. (8) Süper(Fr.) : 1 Şub. (1) Sürpriz (Fr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (5) Şahıs(Ar.): 2 Şub.(1) Şahsi(Ar.): 1 Şub. (1) Şahsiyet(Ar.): 1 Şub. (1) Şampuan (İng.?) : 2 Şub.(4) Şapka (Rus.?) : 2 Şub. (1) Şart(Ar.): 3 Şub. (2) Şef (Fr.) : 2 Şub. (1), 3 Şub. (2) Şeffaf (Ar.) : 2 Şub. (1) Şekil (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (9), 3 Şub. (3) Şeref tribünü(Ar.+Fr.): 1 Şub. (1) Şey (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (13), 3 Şub. (4) Şık(Fr.): 1 Şub. (1) Şiddet(Ar.) : 1 Şub. (1) Şikâyet(Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (3) Şirket (Ar.) : 1 Şub. (3) Şov(İng.) : 1 Şub. (3) Şut(İng.): 2 Şub.(2) Şüphe (Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Tabii (Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (4), 3 Şub. (1) Tabir(Ar.) : 1 Şub. (1) Tablo (Fr.) : 1 Şub. (2) Tahliye(Ar.): 2 Şub.(1) Tahmin(Ar.): 2 Şub. (1) Takdir(Ar.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Taktik (Fr.) : 1 Şub. (1)

Page 395: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

383

Tam (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (6), 3 Şub. (1) Tamam(Ar.): 2 Şub. (1) Tank(İng.): 2 Şub. (2) Tansiyon(Fr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Taraf ( Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (6), 3 Şub. (2) Tarih (Ar.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (4), 3 Şub. (2) Tarihî(Ar.): 3 Şub. (2) Tarikat(Ar.): 3 Şub. (2) Tavır(Ar.): 2 Şub. (1) Tedavi (Ar.) : 1 Şub. (4) Tehdit (Ar.) : 2 Şub.(4) Tehlike (Ar.) : 1 Şub. (2) Teklif (Ar.): 1 Şub. (3) Tekmil(Ar.): 1 Şub. (1) Teknik direktör(Fr.+Fr.): 2 Şub. (1) Teknisyen(Fr.) : 1 Şub. (1) Teknoloji (Fr.) : 2 Şub.(1) Tekrar(Ar.): 2 Şub. (1) Telafi (Ar.) : 1 Şub. (1) Telefon (Fr.) : 2 Şub. (5), 3 Şub. (3) Televizyon (Fr.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (1) Telgraf (Fr.): 2 Şub. (2) Temas(Ar.) : 2 Şub. (1) Temel (Yun.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Terim (Fr.) : 2 Şub. (2) Terör (Fr.) : 2 Şub. (1) Tertip(Ar.): 3 Şub. (4) Tesis(Ar.): 2 Şub. (2) Teslim(Ar.) : 1 Şub. (1) Tespit(Ar.): 3 Şub. (1) Testosteron(Fr.)(t.): 2 Şub. (1) Teşkilat (Ar.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (8), 3 Şub. (1) Teşvik(Ar.): 3 Şub. (1) Tetkik(Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Tıbbi (Ar.) : 2 Şub. (2) Tim(İng.): 2 Şub. (1) Totaliter(Fr.): 2 Şub. (3) Trafik (Fr.) : 2 Şub. (1) Tribün(Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Tripleks (Fr.) : 1 Şub. (2)

Turizm (Fr.) : 1 Şub. (1) Tuvalet (Fr.) : 2 Şub. (1) Tünel(İng.) : 1 Şub. (2) Ufuk(Ar.): 3 Şub. (1) Unsur(Ar.) : 1 Şub. (1) Usta(Far.): 1 Şub. (1) Usûl (Ar.) : 1 Şub. (2) Ülke (Far.) : 1 Şub. (8), 2 Şub.(2), 3 Şub. (8) Ümit(Far.): 2 Şub. (1) Üniforma(İtal.?): 2 Şub.(1) Üniversite(Fr.): 3 Şub. (1) Ütopya(İtal.): 3 Şub. (3) Vaka(Ar.): 2 Şub. (1) Vatan (Ar.) : 2 Şub. (3) Ve(Ar.) : 1 Şub. (58), 2 Şub. (94), 3 Şub. (54) Veciz(Ar.) : 2 Şub.(1) Vekil(Ar.): 2 Şub.(5) Veya(Ar.+Far.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Villa(İtal.) : 1 Şub. (3) Viyadük (Fr.) : 1 Şub. (1) Vizyon(Fr.): 3 Şub. (1) Ya (Far.) : 2 Şub. (5), 3 Şub. (4) Yani (Ar.) : 1 Şub. (3), 2 Şub. (4) Zam (Ar.) : 1 Şub. (5) Zaman (Ar.) : 1 Şub. (9), 2 Şub. (3), 3 Şub. (4) Zaman tüneli(Ar.+İng.): 3 Şub. (1) Zaman zaman(Ar.)(d.)(i.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Zarar(Ar.) : 1 Şub. (6) Zarf(Ar.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Zaten(Ar.): 2 Şub.(2) Zatürre(Ar.): 1 Şub. (2) Zemin(Far.): 2 Şub.(1) Zira (Far.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Zirve(Ar.): 1 Şub. (2) Ziyaret (Ar.) : 1 Şub. (4) Zor(Far.): 2 Şub. (5)

Page 396: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

384

3.2.3.3 SABAH GAZETESİNDE KULLANILAN TÜRKÇELEŞMİŞ YABANCI KÖKENLİ ÖĞELER

Açık mektup(Tr.+Ar.): 1 Şub. (2) Affetmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Ağabey(Moğ.+Tr.): 1 Şub. (6), 2 Şub. (3) Akciğer(Tr.+Far.) : 1 Şub. (1) Akla getirmek (Ar.+Tr.) (d.): 1 Şub. (1) Aklı almamak(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub.(1) Aklına gelmek(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Akrabalık(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Aksi hâlde(Ar.+Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Arz edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Aslında (Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Aşk olsun(Ar.+Tr.)(k.s): 1 Şub. (1) Ateş almak(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Ateş etmek(Far.+Tr.)(d.): 3 Şub. (3) Ateşi çıkmak(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Ateşlemek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Ateşlenmek (Far.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Ayarlanmak(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2) Ayyuka çıkmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Azmettirici(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Azmettirmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Basketçi(İng.+Tr.): 2 Şub. (1) Başına dert açmak(Tr.+Far.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Başhekim(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1) Başkan vekili(Tr.+Ar.): 3 Şub. (1) Bedensel(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Belediye başkanı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3) Beraberlik(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Bombalama (İtal.+Tr.) : 2 Şub. (1) Boykot etmek(İng.+Tr.): 1 Şub. (1) Cephe almak(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) Cevabı yapıştırmak(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1)

Cevap vermek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Ceza almak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Cezaevi(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Cinayet işlemek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Cinayet işletmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Cirit atmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (2) Civarında(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Coşturmak(Far.?+Tr.): 1 Şub. (1) Cumhurbaşkanı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (3) Cumhurbaşkanlığı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3) Çaresiz(Far.+Tr.): 1 Şub. (2) Çay ağacı yağı(Çin.?+ Tr.+Tr.) : 2 Şub.(2) Çay ocağı (Çin.?+Tr.): 3 Şub. (1) Çeşitli(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Çıkış noktası(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1) Dansçı(Fr.+Tr.): 1 Şub. (4) Davet etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Defalarca(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Demek ki(Tr.+Far.)(d.): 2 Şub.(2) Derin devlet (Tr.+Ar.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (18), 3 Şub. (1) Ders çıkarmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Devam etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3), 2 Şub. (4), 3 Şub. (3) Devamlılık(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Devlet başkanı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Devreye girmek(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Devriye gezmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(3) Dış politika(Tr.+İtal.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (2) Dikkat çekilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Dikkat çekmek(Ar.+Tr) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Distribütörlük(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1)

Page 397: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

385

Doğal gaz(Tr.+Fr.) : 1 Şub. (8), 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Doktora yapmak(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Dostluk(Far.+Tr.) : 1 Şub. (3) Dua etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Dünyaya gelmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Dünyalı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Egemenlik(Yun.?)+Tr.): 2 Şub. (1) Emanet etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Enerji kaynağı(Fr.+Tr.): 3 Şub. (1) Engellemek (Far+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1) Engellenmek(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Eski tas eski hamam(Tr.+Ar.+Tr.+Ar.)(d.): 3 Şub. (1) Eyvallah denilmek(Ar.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Farkında olmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Farklı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Farklılık (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Feryat etmek(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Finanse etmek(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Fotoğraf çekilmek(Fr.+Tr.): 2 Şub. (18), 3 Şub. (2) Fotoğraf çekmek(Fr.+Tr.): 2 Şub.(1) Fotoğraf çektirmek(Fr.+Tr.) : 2 Şub. (5) Frenlemek(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Futbolcu(İng.+Tr.): 2 Şub. (2) Gazeteci(İtal.+Tr.) : 1 Şub. (5), 2 Şub.(3), 3 Şub. (1) Gol yemek(İng.+Tr.) : 1 Şub. (1) Golcü: 2 Şub.(1) Güvenlik konseyi(Tr.+Fr.): 1 Şub. (2) Haberleşme (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Haberi olmak(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Haber vermek(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Haftalık(Far.+Tr.) : 2 Şub. (3) Hafta sonu(Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Hakaret etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Hâkim olmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Hakkında(Ar.+Tr.): 1 Şub. (6),2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Haklı(Ar.+Tr.): 2 Şub.(3) Haksız(Ar.+Tr.): 2 Şub.(4)

Hamilelik (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (2) Hanım efendi(Tr.+Yun.): 1 Şub. (1) Harcama (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Harcamak (Ar.harc+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Hareket etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1), 3 Şub. (1) Harekete geçmek(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub.(2) Hareketlenmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1), 3 Şub. (3) Hareketlilik(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Hastaneye kaldırılmak(Far.+Tr.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(2) Hatırlatmak (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2) Hayal etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Hayret etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Hazır bulunmak(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Hazır olmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Hazırlamak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Hazırlanmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Hazırlık(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Hediye etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Hemşehrilik (Far.+Tr.) : 2 Şub. (1) Hepsi(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2) Her birinin gönlünde yatan bir aslan var.(Far.+Tr.+Tr.+Tr.+Tr.+Tr.+Tr.)(a.): 1 Şub.(1) Herhalde(Far.+Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Herhangi(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Herkes(Far.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Hesaba katmak(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Hiçbir(Far.+Tr.): 2 Şub. (5), 3 Şub. (1) Hissetmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Hitap etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Israr etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Israrlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İcat edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) İddia edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) İddia etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (2)

Page 398: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

386

İfade edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) İfade etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İfade vermek(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (3), 3 Şub. (3) İhbar etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) İhlal edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) İhtiyaç duymak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) İhtiyatlı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) İlan edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) İltifat etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) İltifatçı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) İma etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) İmkânsız (Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) İmza atmak(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) İmzalamak(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) İntikam almak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) İş adamı(Tr.+Ar.): 2 Şub.(7) İtham etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) İtiraz etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) İzin verilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2) İzin vermek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Kabul edilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (1) Kabul etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 3 Şub. (1) Kafası karışmak(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Kahvaltı(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Kahvaltı etmek(Ar.+Tr.+Tr.): 2 Şub.(1) Kahvaltı yapmak(Ar.+Tr.+Tr.): 1 Şub. (1) Kalabalık(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Kâr etmek(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Karar alınmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Karar almak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) Karar verilmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Karar vermek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3), 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Kararlılık(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Kararsız(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3) Kârlılık(Far.+Tr.) : 1 Şub. (2) Kasıtlı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1)

Kastetmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Kavga etmek(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Kaybetmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (4) Kaydedilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Kaydetmek (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (3), 2 Şub.(1), 3 Şub. (1) Kaza geçirmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Kelepçelenmek(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Kervana katılmak(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Keyfini çıkarmak(Ar.+Tr.)(d.) : 2 Şub. (1) Keyiflendirmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Kına yakmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Kimyasal (Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Koltuk kavgası(Tr.+Far.) : 1 Şub. (1) Köylü(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Kurşun atmak(?)+Tr.): 2 Şub. (1) Kurşun sıkmak(?+Tr.): 3 Şub. (1) Kusura bakmayın(Ar.+Tr..)(k.s): 2 Şub. (1) Kuş gribi(Tr.+Fr.): 1 Şub. (6) Laf dinlemek(Far.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) Liderlik(İng.+Tr.): 2 Şub. (1) Mafya babası(İtal.+Tr.): 1 Şub. (1) Mağlup etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Mahkûm olmak(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Mal varlığı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Markaja almak(Fr.+Tr.) : 2 Şub. (1) Mazur görmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Mazur görülmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Meraklı(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Meşin yuvarlak(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Meydana gelmek(Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub. (4) Mezun olmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Millî gelir(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Millî güvenlik(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Millî takım(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Müdahale etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Nasıl(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (5), 2 Şub. (5), 3 Şub. (2) Nasıl ki(Tr.+Ar.+Far.): 2 Şub. (1) Nazarlık(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1)

Page 399: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

387

Ne kadar(Tr.+Ar.): 2 Şub.(2) Nefesi tutulmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Nefret etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Onurlandırmak (Fr.+Tr.) : 1 Şub. (1) Orta saha(Tr.+Ar.): 1 Şub. (2) Özür dilemek(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (10) Pahalı(Far.+Tr.): 2 Şub. (2) Pamuk ipliğine bağlı olmak( Far.+Tr. +Tr.) (d.): 3 Şub. (1) Pes etmek(Far.+Tr.): 2 Şub. (1) Peşine düşmek(Far.+Tr.)(d.): 2 Şub. (1) Pişman etmek(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Planlamak (Fr.+ Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Planlanmak(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Planlı(Fr.+Tr.): 2 Şub.(1) Poz verdirmek(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Poz vermek(Fr.+Tr.) : 2 Şub. (2), 3 Şub. (1) Problemli (Fr.+Tr.) : 2 Şub. (1) Rağbet etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Rahatlamak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Rahatsız edilmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Rahatsızlanmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2) Rahatsızlık(Ar.+Tr.): 1 Şub. (3) Resim çekmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Resim çektirmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Rezil etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Rol almak(Fr.+Tr.) : 1 Şub. (2) Rütbeli(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Saatli bomba(Ar.+Tr.+İtal.): 1 Şub. (2) Sadece (Far.+Tr.) : 1 Şub. (4), 2 Şub. (2), 3 Şub. (2) Sahip çıkmak(Ar.+Tr.)(d.) : 1 Şub. (1) Sahip olmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub.(1) Sahiplenmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Sakinlik(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Sanayici (Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1) Sanki(Tr.+Far.): 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Sarf etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Sertlik(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Sessiz sedasız(Tr.+Ar.+Tr.)(i.): 2 Şub.(1) Sevdalı(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1)

Sevk edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Seyirci(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Seyretmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Sıfırlanmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Sınırlı(Yun.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (1) Silah çekmek(Ar.+Tr.)(d.): 3 Şub. (1) Silahlı(Ar.+Tr.): 3 Şub.(1) Sivil toplum örgütleri (Fr. +Tr.+Tr.): 1 Şub. (2) Siyasetçi(Ar.+Tr.): 1 Şub. (2), 2 Şub.(4), 3 Şub. (3) Sokağa dökülmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2) Son derece(Tr.+Ar.) : 1 Şub. (1), 3 Şub. (1) Sondaj yapmak(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Söz sahibi(olmak)(Tr.+Ar.+Tr.)(d.): 2 Şub.(1) Suikastçı(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Şekillendirmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (1) Şikâyet etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(1) Şikâyetçi(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Şüphelenmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Şüpheli(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Tahliye edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Takdim etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Takip edilmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Takip etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(2), 3 Şub. (1) Takviye etmek(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Talep etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (2) Tavır takınmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Tazelemek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Tedbir alınmak(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Tehdit etmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub.(2) Tehlikeye atmak(Ar.+Tr.): 1 Şub. (1) Telsiz(Erm.+Tr.): 2 Şub.(1) Temel atmak(Yun.+Tr.)(d.): 1 Şub. (1) Temin etmek(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Temsilci(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Terk edilmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (3) Teslim etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Tespit edilmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Tespit etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2)

Page 400: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

388

Teşhis etmek(Ar.+Tr.): 3 Şub. (2) Tiyatrocu(İtal.+Tr.): 1 Şub. (1) Tüp bebek(Fr.+Tr.): 2 Şub. (1) Üçkâğıt(Tr.+Far.): 3 Şub. (1) Vatandaş(Ar.+Tr.): 2 Şub.(4) Vazgeçmek(Far.+Tr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (2) Yabancı (Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Ya da(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub.(1), 3 Şub. (2) Yan hakem(Tr.+Ar.) : 2 Şub. (1) Yarı final(Tr.+Fr.) : 1 Şub. (2), 2 Şub. (1) Zamana bırakmak(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1) Zanlı(Ar.+Tr.) : 1 Şub. (1), 2 Şub. (12), 3 Şub. (6) Zarar görmek(Ar.+Tr.) : 2 Şub. (1) Zarar vermek(Ar.+Tr.): 2 Şub.(1) Zedelemek(Far.+Tr.): 1 Şub. (1) Ziyan etmek(Far.+Tr.): 3 Şub. (1) Ziyaretçi(Ar.+Tr.): 2 Şub. (2) Ziyaret etmek(Ar.+Tr.): 2 Şub. (1) Zorunda kalmak(Far.+Tr.) : 1 Şub. (1) Zorlanmak(Far.+Tr.): 2 Şub.(1)

Page 401: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

389

3.3 TÜRK DİL KURUMU’NUN “TÜRKÇE SÖZLÜK”ÜNDE

YER ALMAYAN SÖZ DEĞERLERİ

Bu bölümde, Türk Dil Kurumu “Türkçe Sözlük”ünde yer almayan sözcüksel

birimlere yer verilmektedir. Bu birimler arasında yer alan terimlerin genel sözlükte yer

almaması doğal olmakta birlikte aşağıda verilen ögeler arasında yer alan terimler, genellik

niteliği de taşımaktadır.

Ağırlık vermek(T.DE.SZ): Önem vermek, dikkati ( o şeyin) üzerinde

yoğunlaştırmak

“Son yıllarda Afrika'daki çalışmalara ağırlık veren cemaat, bu ülkelerdeki okul

sayısını her geçen gün artırıyor.”(Cum.,17 Şub.,s.6; 18 Şub.,s.12)

“Bu seyahatin getireceği ekonomik sonuçlara büyük ağırlık verebilir

miyiz?”(Hür.,15 Şub.,s.20; 16 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.7)

“Çocuk ve gençlerde diyet ve egzersiz programlarına ağırlık verilmeli.”(Sab.,6

Şub.,s.5)

Araç muayene istasyonu: Araçların niteliklerini tespit ve kontrol edebilecek cihaz

ve personeli bulunan, teknik kontrollerin yapıldığı yer.

“Hükûmet ayrıca Özelleştirme İdaresi Başkanlığı(ÖİD) tarafından iki yıl önce

ihalesi yapılan ancak açılan davalar nedeniyle alıcıya devir işlemi gerçekleştirilemeyen

araç muayene istasyonları satışını da bu yıl içinde tamamlamak istiyor.”(Cum.,15

Şub.,s.13)

Page 402: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

390

Aradığını bulamamak(T.DE.SZ): Beklentisi gerçekleşmemek, düş kırıklığına

uğramak

“7 dalda aday gösterilen Babil, Oscar’da aradığını bulamadı ve…”(Sab.,27

Şub.,s.6)

Biber gazı: Biber gazı %10 oranında Oleo Capsicum Biberinden imal edilmiştir.

Bu madde evde gıda olarak kullandığımız kırmızı biberdir

“Yıkıma direnen yurttaşlara panzerler ve biber gazıyla müdahale edildi.”(Cum.,2

Şub.,s.4)

“İntikam uğruna 12 saatte 1500 kilometre yol kat eden ve rakibesinin suratına biber

gazı sıkmaya çalışırken yakalanan Novak,…”(Hür.,7 Şub.,s.1,4(4))

Birlikte olmak(T.DE.SZ): 1- Bir arada bulunmak, 2- Cinsel ilişkide bulunmak

“F.A. adlı öğretmen, okul bahçesi içinde ve devlete ait olan lojmanda, Murat isimli

biriyle gece gündüz birlikte olmaktadır.”(Hür.,12 Şub.,s.14)

“...bir araya gelen ikili, o doğum günü gecesi sonrasında da birlikte olmaya

başlamış.”(Sab.,22 Şub.,s.6)

Botoks: Kırışıklıklardan ameliyatsız kurtulmak amacıyla Clostridum Botulinum

bakterisinden elde edilen saflaştırılmış proteindir.

“İngiliz biyoteknoloji uzmanlarının geliştirdiği yöntem, botokstan daha

kalıcı.”(Sab.,25 Şub.,s.5(2))

Page 403: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

391

Bufalo(TDK, internet sitesinde “Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü'nde

Terim Arama” kısmında yer vermiş, basılı sözlüğünde ya da “Güncel Sözlük'te Söz

Arama” kısmında yer vermemiştir.): Asya ve Afrika’da yaşayan otçul hayvan.

“Yaylalarda cesetleri kokan binlerce bufalo gördüm.”(Cum.,18 Şub.,s.8(2))

“Para için çiğ bufalo yedirdiler.”(Sab.,20 Şub.,s.1(5),Günaydın eki s.7(4))

Denizde damla(M.B.T.S'de “denizde(denizden)bir damla” şeklinde

geçmektedir. ): Büyük bir miktarın yanında çok küçük kalan bir parça.

“Yetkililer, Erhan Tuncel’in suikastı önceden haber veren istihbaratını ‘işlenmemiş

bilgi’ ve ‘denizde damla’ olarak niteliyor...”(Cum., 1 Şub.s.4)

Devre dışı(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz Arama” kısmında

yer vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Konudan uzak, ilgisiz.

“İzmit Rafineri'sinin devre dışı bırakılmış olan tankının sökümü sırasında patlama

meydana geldi.”(Cum.,2 Şub.,s.1,3,8; 3 Şub.,s.7; 6 Şub.,s.8; 24 Şub.,s.8)

“İmamların tayininde siyasi baskının veya nüfuz kullanımının devre dışı kalmasını

sağlamalıyız.”(Hür.,5 Şub,.s.14(3); 9 Şub.,s.7(2); 26 Şub.,s.6)

“…DTP,Saadet Partisi ve BBP ve Genç Parti’yi devre dışı bırakmış.”(Sab.,6

Şub.,s.5; 8 Şub.,s.8(5); 13 Şub.,s.5; 28 Şub.,s.19)

Dezenformasyon(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz Arama”

kısmında yer vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Bilgi çarpıtma

“…belge, fotoğraf ve görüntülerin sızdırılması ile dezenformasyonun yarattığı

tahribat da aslında Emniyet Genel Müdürlüğü kadroları arasındaki sıkıntıyı haber

veriyor.”(Cum.,5 Şub.,s.8; 11 Şub.,s.12)

Page 404: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

392

Doğal kaynak: Hava, su, toprak, bitki örtüsü, hayvanlar ve madenler Dünya’nın

doğal kaynaklarını oluşturur.

“Öte yandan, petrol ve doğal gaz üretiminden alınan devlet payının yarısının

işletme ruhsatının bulunduğu ilin özel idaresine özgülenmesi, doğal kaynaklar üzerindeki

bölgecilik akımlarını besleyecek ve...”(Cum.,7 Şub.,s.5; 8 Şub.,s.8(2); 19 Şub.,Strateji eki

s.4; 26 Şub.,s.9)

“Doğal kaynaklarla ilgili olarak TC ile KKTC arasında derhal bir anlaşma

yapılmalıdır.”(Hür.,26 Şub.,s.19)

“Talat,...şunları kaydetti: '...Biz KKTC olarak Kıbrıs adasının var olan

kaynaklarından, doğal kaynaklarından herhangi bir şekilde, nasıl ki Kıbrıs'tan

vazgeçmedik, ondan da vazgeçmeyiz...” (Sab.,2 Şub.,s.17)

Egale etmek: Eşitlemek

“Ama son gelen Meclis kulisi bu rekoru egale edecek gibi görünüyor.”(Sab.,19

Şub.,s.21)

Elinden almak(M.B.T.S)(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz

Arama” kısmında yer vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Bir şeyden

mahrum etmek

“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki münhasır

ekonomik bölge hakkını elinden almak için başlattığı petrol oyunu konusunda, KKTC’nin

eski Dışişleri Bakanı ve Demokrat Parti lideri Serdar Denktaş,AKP hükûmetine uyarıda

bulundu.”(Cum., 1 Şub.s.1,11; 4 Şub.,s.12(2))

Page 405: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

393

Ekümenik: Yunancada “evrensel” anlamına gelen ekümenik sözcüğü iki anlamda

kullanılmaktadır: Birincisi, genel olarak Ortodoks, Protestan ve Katolik kiliselerin tek bir

kilise haline gelmesidir, ikincisi Rum Ortodoks Patrikhane’sinin (Fener Rum Patrikhanesi)

özerk ve eşit Ortodoks kiliseleri arasında onursal önceliğidir.

“Heybeliada Ruhban Okulu’nu açmamak, ekümeniklik konusuna takılmak,

Lozan’ın bir gereği değil ki.”(Sab.,16 Şub.,s.5)

Fikrini açmak(M.B.T.S): Düşündüğü şeyi birine anlatmak

“Yasin Hayal’in Dink’i öldürme fikrini ilk olarak Zeynel Abidin Yavuz’a açtığı,

Dink’in fotoğraflarını Erhan Tuncel’den aldığı kaydedildi.”(Cum., 1 Şub.s.4)

“Fikri ilk Zeynel Abidin Yavuz’a açtım.”(Sab., 1 Şub., s.15)

Finansör: Finansmanı sağlayan ya da belli oranda finansman desteği sağlayan

kimse.

“The Guardian Gazetesi'nin haberine göre Exxon Mobil'in finansörlüğünü yaptığı,

ABD Başkanı Bush yönetimi ile yakın ilişkileri olan American Enterprise

Institute(AEI),...”(Hür.,3 Şub.,s.19)

Flap: Kanatçık adı verilen flap, uçakların hücum kenarı(uçağın kanadın hava ile

buluştuğu kenar) ya da firar kenarında(uçaklarda kanat üzerinden akan havanın kanadı

terkettiği kenara, yani art kenar) bulunan; kanat kamburluğunu arttırarak sirkülasyon

kuvvetini de arttıran, bu sayede kanadın taşıma kapasitesini yükselten bileşendir.

“Flaplar yine aynı kademelerle alınıyor,…”(Hür.,8 Şub.,s.6)

Genel yayın yönetmeni: Yayın stratejilerinden sorumlu kişi.

Page 406: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

394

“France Soir'ın Mısır kökenli patronu, genel yayın yönetmenini işten

atmış,...”(Cum.,11 Şub.,s.10)

“Bu gazetenin genel yayın yönetmeni olarak söylüyorum.”(Hür.,9 Şub.,s.17; 10

Şub.,s.1,17(3); 24 Şub.,s.19)

“Veronica Lario Berlusconi'nin 'Sayın genel yayın yönetmeni' diye başlayan

ve...”(Sab.,1 Şub.,s.2; 26 Şub.,s.5)

Gümrük muhafaza: Müsteşarlıkta görev yapan gümrük muhafaza memurları, kara

hudutlarımızdaki gümrük kapıları ile pasavan kapılarında, gümrük teşkilatı bulunan hava,

deniz limanlarında, serbest bölge, çeşitli antrepo(gümrük vergisine konu olup da henüz

vergi ve resimleri ödenmemiş malların korunduğu, gerekiyorsa küçük tamamlayıcı

işlemlerin yapıldığı gümrük binalarına yakın olan bir tür depo) ve iç gümrük sahalarında

kaçakçılığı men, takip ve tahkik muhafaza ve emniyeti verilmiş yerlerde gümrük

kanununun kendilerine verdiği görevi yapmakla yükümlüdür.

“Kapıkule’de 8 Şubat’ta ele geçirilen 565 kilo eroin gümrük muhafaza ekipleri

tarafından otomatik silahlarla korunarak 40 çuval içinde adliyeye getirildi.”(Hür.,13

Şub.,s.16(2))

Güneş enerjisi(TDK, internet sitesinde “Bilim ve Sanat Terimleri Ana

Sözlüğü'nde Terim Arama” kısmında yer vermiş, basılı sözlüğünde ya da “Güncel

Sözlük'te Söz Arama” kısmında yer vermemiştir.): Güneş ışığından elde edilen enerji.

“Güneş enerjisinde en iyi şirketlerden biriyiz.”(Cum.,16 Şub.,s.8)

Page 407: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

395

“Mesainin öne çekilmesiyle güneş enerjisinden daha fazla yararlanmanın

yanında,...”(Hür.,20 Şub.,s.10)

“Güneş enerjisiyle çalışan butonlar geceleri yol ayrımlarında sürücülere büyük

kolaylık sağlıyor.”(Sab.,7 Şub.,s.1)

Hacker(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz Arama” kısmında yer

vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Bilgisayar korsanı.

“Rusya'dan üç hacker, Türkiye'de internet hesabı bulunan kişilerin adreslerine

virüslü e-mail göndererek hesap bilgilerini elde etti.”(Sab.,14 Şub.,s.1(2),4(3))

Had safhada: İleri evrede, haddinden çok, gereğinden fazla.

“Sıvı kaybının had safhada olduğu hastalık nedeniyle öncelikle su,tuz ve şekerden

oluşan karışımın kullanılmasını öneren Marmara Üniversitesi Pediatrik Gastoentereloji ve

Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ender Pehlivanoğlu,…”(Sab.,16 Şub.,s.4)

Hasmane(M.B.T.S) (TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz Arama”

kısmında yer vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Düşmanca

“...Büyükanıt, 'Hasmane konuşuyorlar, bu hâliyle görüşmek mümkün değil'

demişti.”(Cum.,16 Şub.,s.4)

Hedef tahtası: Nişan almak için kullanılan tahta parçası.

“Dink cinayetinde ihmali olduğu iddiasıyla hedef tahtasına konulan ve...”(Cum., 1

Şub.s.4; 5 Şub.,s.8; 8 Şub.,s.6; 9 Şub.,s.6)

Hipnoterapist: Olumsuz davranışları değiştirmek, korku,stres, kaygı ve fobiyi

azaltmak, doğum ve migren ağrılarını,astım belirtilerini kontrol altına almak amacıyla

kullanılan hipnoterapiyi uygulayan kişidir.

Page 408: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

396

“Yaşam koçum var, hipnoterapistim var,…”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5)

İnternet kafe: Belirli bir para karşılığında internete bağlanılmayı sağlayan yer.

“İnternet kafeden çıktıktan sonra apartmanın önünden geçmiş.”(Cum.,7 Şub.,s.3; 16

Şub.,s.5)

“Mesele orada, mahallede, internet kafelerde, okey masalarında karara

bağlanıyor.”(Hür.,2 Şub.,s.17; 4 Şub.,s.18 )

“Çocuk internet kafeye dadanıyor.”(Sab.,1 Şub.,s.19(2); 10 Şub.,s.19)

Kadraj(S.N)(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz Arama” kısmında

yer vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Sinema ve fotoğrafçılıkta

görüntüyü çerçeve içine alma.

“Özel kadraj yapmışlar.”(Cum., 2 Şub., s.6(2))

Kriminal(TDK'nin sözlüğünde “kriminolog”, “kriminoloji”, “kriminolojik”

ögelerine yer verilmiştir.): Suç delillerinin tespiti.

“...uzmanlar, tetikçinin Ogün Samast olduğunun zanlının ifadeleri, kriminal

raporlar, kamera görüntüleri ve...”(Cum.,4 Şub.,s.8)

“Kasetlere kriminal inceleme”(Sab.,4 Şub.,s.1)

Kuş gribi(TDK, internet sitesinde “Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü'nde

Terim Arama” kısmında yer vermiş, basılı sözlüğünde ya da “Güncel Sözlük'te Söz

Arama” kısmında yer vermemiştir.): Tavuk vebası etkeninin insanlara geçmesiyle

insanlarda biçimlenen, oldukça bulaşıcı ve ölümcül olabilen bir hastalık,

“2 bin 600 hindide kuş gribi”(Hür.,4 Şub.,s.1(2),4(3); 9 Şub.,s.1(2),4(3))

Page 409: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

397

“...ölen çocuklarda kuş gribi iddiası gündeme geldi.”(Sab.,1 Şub.,s.1,7(5); 9

Şub.,s.1(2),4(7))

Kutup ayısı(TDK, internet sitesinde “Bilim ve Sanat Terimleri Ana

Sözlüğü'nde Terim Arama” kısmında yer vermiş, basılı sözlüğünde ya da “Güncel

Sözlük'te Söz Arama” kısmında yer vermemiştir.): Etçiller (Carnivora) takımının,

ayıgiller (Ursidae) familyasından, 260 cm kadar uzunlukta, 10 cm kadar kuyruğu olan,

beyaz renkli, iyi yüzen, postu kullanılan, bellek bakımından bir ayı türü.

“Buzların erimesiyle kutup ayılarının neslinin tükeneceği belirtiliyor.”(Cum.,3

Şub.,s.1)

“Küresel ısınma bu gidişle kutup ayılarına ayak basacak yer bırakmayacak.”(Hür.,3

Şub.,s.19(3); 5 Şub.,s.1)

Küresel ısınma(Global ısınma)(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz

Arama” kısmında yer vermiştir.)

“Küresel ısınmanın etkileri konusunda bilim insanlarının dün açıkladığı son rapor

korkutucu tahminler içeriyor.”(Cum.,3 Şub.,s.1(2),8(7); 4 Şub.,s.1,9(3); 8 Şub.,s.10(3); 11

Şub.,s.8(2); 13 Şub.,s.20(2); 15 Şub.,s.4(2); 16 Şub.,s.1,8; 20 Şub.,s.1(2),8(3); 27

Şub.,s.20)

“Küresel ısınma tüm hesapları altüst etti.”(Hür.,1 Şub.,s.1(2),9(5); 3 Şub., s.1(2) ,

19(5); 4 Şub.,s.1,16(5); 5 Şub.,s.1; 20 Şub,s.1,10(2); 25 Şub.,Pazar eki s.21; 27

Şub.,Kelebek eki s.3; 28 Şub.,s.1,5(3))

Page 410: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

398

“Küresel ısınmaya karşı mücadelede başı çeken İngiltere bu kez ‘ülkesel soğuma’

ile sarsıldı.”(Sab.,9 Şub.,s.1; 12 Şub.,s.21; 14 Şub.,s.9(2); 17 Şub.,Cumartesi eki s.6; 23

Şub.,Günaydın eki s.9)

Maksimalist(TDK sözlüğünde “maksimal” ögesine yer verilmiştir.): Aşırı

“Dışişleri Bakanı Gül,…diyen Barzani’yi; ‘Bu bölgedeki irrasyonel liderlik,

maksimalist hayalperestlik daima halkının başını belaya sokmuştur…’ sözleriyle

uyardı.”(Hür.,28 Şub.,s.1,16(3))

Manipüle etmek(TDK sözlüğünde “manipülasyon” ve “manipülatör”

ögelerine yer verilmiştir.): Bir kişiyi ya da kurumu kendi çıkarları doğrultusunda

kullanmak

“Bir polis şefi Dink cinayeti için konuştu: Emniyet Genel Müdürlüğü manipüle

etmeye çalışıyor.”(Sab.,6 Şub.,s.1(2); 13 Şub.,s.18)

Marjinalize etmek (TDK sözlüğünde “marjinal”, “marjinalleşmek”,

“marjinallik” ögelerine yer verilmiştir.): Aykırılaştırmak.

“…Türkiye, bu iki aşırı eğilimi genellikle marjinalize etmeyi başarmıştır.”(Sab.,28

Şub.,s.7)

Minimize etmek(TDK sözlüğünde “minimal” ögesi yer almaktadır.): En aza

indirmek

“...ve minimize etmekten, yok etmekten söz açması.”(Cum.,1 Şub.,s.8)

“Bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek,bunu başarmak önemli.”(Hür.,2

Şub.,s.17)

“MHP’yi minimize etmeye çalışmak.”(Sab.,13 Şub.,s.19)

Page 411: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

399

Not defteri(M.B.T.S): Hatırlanacak şeyler için not yazılan defter

“İlk 3 dakika dolduğunda Arda, Necati ve Ümit Karan'ın istatistiklere giren atakları

takılıyor not defterimize.”(Cum.,12 Şub.,s.18)

“Not defteri bulundurmak, günlük tutmak bizden önceki kuşakların

alışkanlığıydı.”(Hür.,4 Şub.,s.21(7))

Oto korkuluk: Aracın yoldan çıkmasını önlemek amacı ile banket kenarlarına

yerleştirilen genelde "w" şeklinde galvanizli çelik kirişler ile yapılan koruma yapısıdır

“...buzlanmayı önleyici sistem, oto korkuluk, trafik ve güvenlik işaretlerinin henüz

tamamlanmadığını ve...”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Ozon tabakası(TDK, internet sitesinde “Bilim ve Sanat Terimleri Ana

Sözlüğü'nde Terim Arama” kısmında yer vermiş, basılı sözlüğünde ya da “Güncel

Sözlük'te Söz Arama” kısmında yer vermemiştir.): Atmosferin yaklaşık 20-40 km

arasındaki stratosfer tabakasında yoğun olarak bulunur. Bu tabaka güneşten gelen zararlı

ultraviyole ışınlarının (UV-B) dünyaya ulaşmasını önler.

“Massachusetts Üniversitesi Bitki, Toprak ve Böcek Bilimleri Bölümü öğretim

üyelerinden William J.Manning, biyoindikatör bitkilerin ozon tabakasındaki deliğin

büyümesini önlediğini,…”(Cum.,21 Şub.,s.1,6(4))

Östrojen(İnternet sitesinde “Bilim ve Sanat Terimleri Ana Sözlüğü'nde Terim

Arama” kısmında yer vermiştir. 2005 yılı basılı sözlüğünde ve internet sitesindeki

“Güncel Sözlük'te Söz Arama” kısmında “östrojen tedavisi” olarak geçmektedir.)

“Bu yağların, östrojen hormonu gibi davrandığı ve…”(Sab.,2 Şub.,s.7)

Page 412: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

400

Paramiliter: 1-Askeri disiplin ve düzenin çalışma hayatına uygulanması, 2- Askeri

kuvvetlere yardımcı olan sivil örgütler

“Ahmet Robenson aynı zamanda, Osmanlı’da paramiliter görevi yürüten izciliğin

kurucusudur.”(Hür.,25 Şub.,s.21)

Periyodik cetvel: Kimyasal elementlerin sınıflandırılmasına yarayan cetveldir

“…, ‘periyodik cetvelin Ebced hesabıyla yeniden adlandırılmasının’ teklif

edildiğine dikkat çekildi.”(Cum.,21 Şub.,s.1,8)

Peşmerge(S.N): Sözcük anlamı; ölümü göze alan olan peşmerge, 1920'lerde Kuzey

Irak'ta "Özgür Kürdistan" hedefine ulaşmak için ilk kez tarih sayfasında ortaya çıkmış

bağımsızlıkçı Kürt hareketinin silahlı bir birimidir.

“Washington, konuyu peşmergeye bırakma çabasında”(Cum.,2 Şub.,s.1(2),8(2); 5

Şub.,s.1)

“400 dolar maaş için PKK'dan ayrılan teröristler Bağdat'ın güvenliğini sağlayan

peşmergelerle birlikte askerlik yapıyor.”(Sab.,13 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.21)

Provokatif(TDK, M.B.T.S, S.N'de “Provokasyon” ve “provokatör” ögeleri yer

almaktadır.): Kışkırtıcı.

“Üstelik daha provokatif bir iddiada da bulunuyorum.”(Hür.,2 Şub.,s.1,17)

Reaksiyoner(TDK sözlüğünde “reaksiyon” ögesi ter almaktadır.): Tepkici

“Kısacası zor konsantre olan, iş ve sağlık sorunları olan reaksiyoner ve mutsuz

erkekler.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Ribaunt(Spor)(S.N' de geçmektedir.): “Basketbolda, oyuncuların çember altında,

potadan veya çemberden dönen topu sıçrayıp kapması; çarpıp dönen topa sahip olması

Page 413: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

401

“Okur, 14 dakika 43 saniyede 4 sayı, 2 ribaunt, 1 de asistle oynadı”(Cum.,20

Şub.,s.1,18(2))

“...; maç başına 6.9 sayı- 4.7 ribaunt- 1.0 asist üretti ve...”(Hür.,15 Şub.,s.29(2); 20

Şub.,s.4)

“22 sayı, 11 ribaunt ortalamasıyla oynayan Boozer'ın yokluğunda Jazz'a liderik

sorumluluğunu üstlenen Mehmet Okur,...”(Sab.,2 Şub.,s.25(2); 20 Şub.,s.1,15(2),14(2))

Rövanşist(TDK sözlüğünde “rövanş” ögesine yer verilmiştir.”): Öç alıcı

“Rövanşist duygular fora edilmiş durumda.”(Hür.,28 Şub.,s.1,17)

Rüzgâr enerjisi: Rüzgârdan elde edilen enerji

“Bunun dışında rüzgâr enerjisi ve hidrojen diye özetleyebilirim.”(Cum.,16

Şub.,s.8)

Saks mavisi(TDK, sözlüğünde “gece mavisi”ne yer vermiştir.)

“Kırmızı ve saks mavisi gibi canlı renklerin dışında siyah ve beyazın egemenliği

kışa hâkim olacak.”(Sab.,6 Şub.,s.2)

Sendikasyon: İki ya da daha fazla kredi veren kuruluşun bir araya gelmesiyle

benzer hüküm ve koşullarla, ortak dökümantasyon ve ortak bir ajan kullanılarak büyük

miktarda fon ihtiyacında olan borçluya sağlanan kredidir.

“Turkcell, 16 ülkeden 34 banka ile 3 milyar dolar tutarında, teminatsız sendikasyon

kredisi anlaşması imzaladı.”(Cum.,27 Şub.,s.12(6))

Silahlı Kuvvetler(M.B.T.S'de geçmektedir.): Kara, hava, deniz ve jandarma

sınıflarından savaşa hazır durumda olan askerlerin ve askerî gücün tamamı

“Biz ne silahlı kuvvetlerimizi,jandarmamızı lekeleyebiliriz,...”(Hür.,3 Şub.,s.21)

Page 414: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

402

Simülatör (TDK, basılı sözlüğünde yer vermemiş, internet sitesinde “Güncel

Sözlük'te Söz Arama” kısmında yer vermiştir.): Öğrencelik

“Ziyaretçiler simülatör eşliğinde 'Sabah Yelken Yarışları' oyunu

oynayabilecek.”(Sab., 10 Şub.,s.24)

Soğuk bakmak(T.DE.SZ, N.E): (herhangi bir konuya) olumlu yaklaşmamak.

“Ralston’un Ankara temaslarında da bu konunun gündeme geldiği belirtilirken,

Ankara’nın konuya soğuk baktığı vurgulanıyor.” (Cum., 1 Şub.s.8; 3 Şub.,s.19)

“Ankara'nın Sol Parti'nin diğer Kürt kökenli milletvekili Gıyasettin Sayan'a neden

soğuk baktığı bilinmiyor.”(Sab.,18 Şub.,s.23)

Spektaküler: Göze hitap eden, yankı uyandıran, beğenilen anlamına gelmektedir.

“Başer- Ralston ilişkisinin de devrede olduğu PKK'ya karşı ortak mücadele

konusunda, Wilson'a göre kısa sürede spektaküler gelişmeler beklenmemeli.”(Sab.,8

Şub.,s.5)

Stand-up: Tek kişinin izleyiciye doğrudan seslenerek gerçekleştirdiği komedi

gösterisi.

“...Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç'un stand-up şovu damgasını

vurdu.”(Sab.,22 Şub.,Günaydın eki s.1)

Stoper(TDK, basılı sözlüğünde yer vermemiş, internet sitesinde “Güncel

Sözlük'te Söz Arama” kısmında yer vermiştir.): Sporda kesici anlamında

kullanılmaktadır.

“Edu diye bir stoper var evlere şenlik.”(Sab.,16 Şub.,s.28(2))

Talk show(şov): Söyleşi programı

Page 415: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

403

“Emmy ödüllü talk showcu Ellen Degeneres’in sunduğu Oscar ödül töreninde

büyük sürprizler yaşanmadı.”(Cum.,27 Şub.,s.20)

“Ben talk show yapıyorum.”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5(2))

“Bir garson iken tanışıp 17 yaşındayken evlendiği Billy Smith'ten olan oğlu Daniel

annesinin yaptığı talk şov programında ve bazı filmlerde küçük roller üstlendi.”(Sab., 10

Şub.,s.7)

Taşıyıcı anne: Fizyolojik sebeplerden dolayı anne olamamış kadının, döllenmiş

yumurtasının rahmine yerleştirilmesiyle hamile kalan, bebeği rahminde taşıyan ve doğuran

annedir.

“Taşıyıcı annelik, bazı kadınlar için çocuk sahibi olmanın tek yöntemi.”(Cum.,18

Şub.,s.1, Pazar eki s.1(9),4(40),5(24))

Teatral(Tiyatral): Tiyatro sahne kurallarına uygun bir davranışı, sosyal hayatta

ifade etme.

“Teatral bir ruha sahibim.”(Hür.,17 Şub.,Cumartesi eki s.8)

Tolere etmek: Alttan almak, hoş görmek

“Daha doğrusu, bu kayıpları iç dünyalarında tolere edemeyenlerin

sendromu.”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.6)

Trafik canavarı(N.E) )(TDK, internet sitesinde “Güncel Sözlük'te Söz Arama”

kısmında yer vermiş ama basılı sözlüğünde yer vermemiştir.): Trafik kurallarını

sürekli hiçe sayan araç veya kimse.

“…, diğer oğulları 4 yaşındaki Mehmet Ali’yi trafik canavarına kurban

verdi.”(Hür.,19 Şub.,s.7)

Page 416: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

404

“Ama trafik canavarı değilim.”(Sab.,11 Şub.,s.21)

Yaşam koçu: İnsanların hayatlarını bir düzene sokmalarında yahut yaşamlarını

yeniden şekillendirip değiştirmelerinde profesyonel olarak yardımcı olan kişidir

“Yaşam koçum var, hipnoterapistim var,…”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5)

Page 417: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

405

3.4 ÖMER ASIM AKSOY’UN “DEYİMLER SÖZLÜĞÜ”NDE

YER ALMAYAN DEYİMLER

Bu bölümde Ömer Asım Aksoy’un “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”nü, Mehmet

Hengirmen’in “Deyimler Sözlüğü”, Ali Püsküllüoğlu’nun “Türkçe Deyimler Sözlüğü”,

Ayhan Ediskun Türkhan’ın “Konuşan Deyimler ve Atasözleri” ile karşılaştırma yoluna

gidilerek Ömer Asım Aksoy’un “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”nde yer almayan

deyimlere yer verilmiştir. Ayrıca Neşe Emecan’ın “1960'tan Günümüze Türkçe. Bir

Sözlük Denemesi” adlı çalışmasından da yararlanılmıştır. Genel sözlük olan TDK Türkçe

Sözlük ve Misalli Büyük Türkçe Sözlük’te de yer verilip verilmediği de araştırılmıştır.

Acı vermek (T.DE.SZ,TDK)

“Türkiye’ye büyük acılar veren 1999 Depremi’nden sonra 21 Mart 2000’de

Başbakanlık genelgesiyle kurulan Ulusal derem Konseyi’nin (UDK) üyelerinin hiçbirine

haber verilmeden, bir ay önce, 6 Ocak’ta lağvedildiği ortaya çıktı.(Hür.,5 Şub.,s.6)

“Batı dünyasında bu iş eski yüzyıllarda hastaya acı verilerek yapılır,…”(Sab.,25

Şub.,s.18)

Açığa alınmak (M.H,T.DE.SZ,M.B.T.S,TDK)

“İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler’in açığa

alınmasından sonra…”(Cum.,8 Şub.,s.5(3); 14 Şub.,s.4; 17 Şub.,s.4)

“Kamera skandalının patlak vermesi üzerine Samsun'da 4 emniyet mensubu açığa

alındı,...”(Hür.,3 Şub.,s.1; 16 Şub.,s.1,7(2))

Page 418: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

406

“Görüntülerle ilgili başlatılan soruşturma sonunda 4 polis ve 4 jandarma açığa

alındı.”(Sab.,3 Şub.,s.19; 21 Şub.,s.1,14)

Açığa çıkmak (Ö.A.A, K.D.A, M.H'de “görevine son verilmek” anlamına gelen

“açığa çıkarılmak” deyimine yer verilmiştir. T.DE.SZ ve TDK'de “belli olmak”

anlamına gelen bu deyim de yer almaktadır.)

“Geçirdiğim birkaç günlük çekinme ve şaşkınlık hâlinden sonra ta derinlerde yatan

bilgiler açığa çıkıyor.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 21 Şub.,s.4(2))

“Sonunda bir gün annesini okula çağıran rehberlik öğretmeni, '...' deyince olay

açığa çıkar.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.16)

“El Kaide'nin açığa çıkan planı şöyle:...”(Sab., 10 Şub.,s.1)

Açık mektup (K.D.A,T.DE.SZ,M.B.T.S,TDK)

“Veronica Lario Berlusconi, La Repubblica Gazetesi'nde yayınlanan açık

mektubunda 'Beş çocuk annesiyim, onurum kırıldı' dedi ve.......”(Hür., 1 Şub., s.1,13(3))

“Bir törende çevredeki güzel kadınlara 'Seninle her yere giderim' gibi iltifatlar

yağdıran Berlusconi'ye eşi kızıp açık mektup yazdı.”(Sab., 1 Şub., s.2(2))

Adım atmak (K.D.A,M.H, M.B.T.S,TDK)

“…eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ‘Geçmişte de benzer adımlar

atmışlardı…' dedi.”(Cum.,2 Şub., s.1;8(5),13; 3 Şub.,s.19(7),3; 4 Şub.,s.12; 5 Şub.,s.8,1; 7

Şub.,s.3(2); 9 Şub.,s.3,1,6; 10 Şub.,s.15; 11 Şub.,s.11; 13 Şub.,s.5; 14 Şub.,s.8,11(2); 16

Şub.,s.1(2),4(5),11,10; 17 Şub.,s.1,9; 18 Şub.,s.1(2),10,9; 21 Şub.,s.1,8(3),7; 23 Şub.,s.10;

24 Şub.,s.5; 25 Şub.,s.10; 26 Şub.,s.8(2); 27 Şub.,s.1(2),18)

Page 419: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

407

“ABD yönetimi, Kuzey Irak’taki PKK varlığına karşı ‘somut adımlar ’atılacağının

işaretini verdi.”(Hür.,1 Şub.,s.1,17; 7 Şub.,s.17; 10 Şub.,s.17; 13 Şub.,s.30; 14 Şub., s.16;

15 Şub.,s.1(3),19(6); 16 Şub.,s.1(2),17; 17 Şub.,s.9; 18 Şub.,s.21; 25 Şub.,s.18,19,21; 26

Şub.,s.14)

“Başbakan Tayyip Erdoğan,TCK'nın 301.maddesiyle ilgili sivil toplum örgütlerinin

bir araya gelip de ortak bir öneri sunamadıklarını belirterek,'...gerekirse kendi adımımızı

kararımızı vererek atarız' dedi.”(Sab.,1 Şub.,s.19(2),4; 4 Şub.s.1,5; 5 Şub.,s.5,19,17(2); 7

Şub.,s.1(2),20(2); 8 Şub.,s.1,5(2),18(2),8(2); 13 Şub.,s.18; 14 Şub.,Günaydın eki s.3; 20

Şub.,s.5; 21 Şub.,s.19,18; 22 Şub.,s.17(2); 23 Şub.,s.7; 26 Şub.,s.18; 27 Şub.,s.5(2))

Ağına düşürmek (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“…, ağlarına düşürdükleri çocuklara cinsel ilişkiye girmeleri için baskı yaptıkları

belirlendi.”(Hür.,19 Şub.,s.5)

Ağırlık vermek (T.DE.SZ)

“Son yıllarda Afrika'daki çalışmalara ağırlık veren cemaat, bu ülkelerdeki okul

sayısını her geçen gün artırıyor.”(Cum.,17 Şub.,s.6; 18 Şub.,s.12)

“Bu seyahatin getireceği ekonomik sonuçlara büyük ağırlık verebilir

miyiz?”(Hür.,15 Şub.,s.20; 16 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.7)

“Çocuk ve gençlerde diyet ve egzersiz programlarına ağırlık verilmeli.”(Sab.,6

Şub.,s.5)

Ağıt yakmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Ölümlerin ardından yakılan Lazca ağıtlar olan ‘Bgara’ ve ‘Ela’yı Mircan

annesinden duymuş:…”(Cum., 11 Şub.,s.1,7)

Page 420: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

408

“Şehit verdiği iki oğluna mezarlıkta ağıt yakan,…”(Sab., 10 Şub.,s.18)

Ağza düşmek (K.D.A, T.DE.SZ,.TDK, M.B.T.S)

“Evet, Cem Yılmaz'ın ağzına düştük.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.13)

Ağzını açmak (Ö.A.A ve M.H’de “ağzını açmamak” deyimine yer verilmiştir.

(T.DE.SZ,K.D.A,TDK,M.B.T.S)

“Çiçek(Cemil Çiçek) de açmış ağzını.”(Hür.,6 Şub.,s.19)

Akıl işi değil (T.DE.SZ,TDK)

“Prof.Dr.Şengör, ‘UDK’nin lağvedilmesi akıl alacak iş değil…’dedi.”(Hür.,5

Şb.,s.6)

Alarma geçmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“BM İklim Konferansı’nın raporundan çıkan felaket tablosu, Türkiye’yi de alarma

geçirdi.”(Hür.,4 Şub.,s.1,16; 23 Şub.,s.1,13)

“CIA’nın ‘Sakka kaçırılacak’ uyarısı üzerine polis alarma geçti.”(Sab.,16

Şub.,s.15)

Alet etmek (T.DE.SZ,K.D.A,TDK,M.B.T.S)

“AKP hükûmeti yazık ki çocukları siyasete alet ediyor.”(Cum.,13 Şub.,s.3; 21

Şub.,s.4)

“Bence derin devlet denen olay, devletteki bazı insanların kendi işledikleri suçlara

devleti alet etmek işgüzarlığından ibaretti.”(Sab.,20 Şub.,s.19)

Page 421: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

409

Alet olmak (T.DE.SZ,K.D.A,TDK,M.B.T.S)

“Unutmayın, arkadaşlarıma ‘Kerinçsiz’in provokasyonlarına alet olmayalım.’ diyen

de benim…”(Hür.,6 Şub.,s.19; 21 Şub.,s.16)

Annelik etmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Annelik babalık ediyorlar.”(Hür.,18 Şub.,Pazar eki s.12)

Aracılık etmek (T.DE.SZ,TDK)

“Emniyet’in, Organize Suçlarla Mücadele biriminin yaptığı operasyonda, fuhuşa

aracılık ettiği gerekçesiyle Adalet Bakanlığı’nca hakkında suç duyurusunda bulunulan

hâkim M.H.Ç.’nin…”(Hür.,7 Şub.,s.7(2))

“CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen'in Telsim ihalesi için Vodafone

firmasına aracılık ettiği gerekçesiyle,...”(Sab.,21 Şub.,s.12)

Aradığını bulamamak (T.DE.SZ)

“7 dalda aday gösterilen Babil, Oscar’da aradığını bulamadı ve…”(Sab.,27

Şub.,s.6)

Arapsaçı gibi (Ö.A.A,M.H ve K.D.A’da “arapsaçına dönmek” deyimine yer

verilmiştir. TDK ve T.DE.SZ’de “arapsaçı gibi” ve “arapsaçına dönmek” ögeleri ayrı

ayrı ele alınmıştır.)

“Arapsaçı gibi”(Hür.,4 Şub.,s.1)

Ara vermek (K.D.A,TDK)

“Öğle yemeği için verilen arada ise...”(Cum.,3 Şub.,s.5)

Arkası gelmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Arkası gelirse güzel olur.”(Sab.,22 Şub.,s.17(2))

Page 422: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

410

Arkasına almak (T.DE.SZ, TDK)

“ABD’nin küresel çıkarları konusunda desteğini arkasına alan Gülen

cemaati,…”(Cum.,8 Şub.,s.4; 11 Şub.,s.10)

Ateşi çıkmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK)(Ö.A.A'da “ateşi düşmek” deyimine yer

verilmiştir.)

“Ateşi çıkan minik bebek, basit bir rahatsızlığı bulunduğu düşünülerek hastaneye

kaldırılmadı.”(Sab.,1 Şub.,s.7)

Avazı çıktığı kadar (K.D.A,M.B.T.S,TDK)(Ö.A.A’da “avaz avaz bağırmak”

şeklinde yer almaktadır.)

“Tekbir getirmeli miyim, avazım çıktığı kadar…”(Hür., 1Şub., s.3)

Ayağa fırlamak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Oğlunun ilk basketi atmasının ardından ayağa fırlayan 53 yaşındaki Nimet

Okur,...”(Hür., 20 Şub.,s.4)

“Memo sahaya girerken ayağa fırlayan anne Nimet Okur gözyaşlarına hakim

olamazken,...”(Sab.,20 Şub.,s.14(2))

Ayakta kalmak (Ö.A.A'da “oturacak yer bulamamak” anlamında

kullanılmıştır ama T.DE.SZ, TDK ve M.B.T.S 'de “sıkıntıya karşı gücünü

yitirmemek, (yapı) çökmemek ve K.D.A' da “zarar etmemek” gibi anlamlara da yer

verilmiştir.)

“Bunların gelirleri artmadıkça esnafın yaşaması ve ayakta kalması

imkânsızdır.”(Cum.,4 Şub.,s.12; 6 Şub.,s.9(3); 18 Şub.,s.10; 25 Şub.,s.1,10)

“Hep kendime inanarak, ayakta kalan bir kız oldum.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10)

Page 423: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

411

“Birbirleri ile dövüştükleri zaman be toplumsal ne de siyasal istikrarın ayakta

kalabilmesi mümkün olan bizim sosyo-politik yaşamımızın aktörleri,...”(Sab.,7 Şub.,s.5(2);

21 Şub.,s.19)

Ayyuka çıkmak (K.D.A,T.DE.SZ,M.B.T.S,TDK)

“…,silahlanma yarışının ayyuka çıktığı bir dönem oldu.”(Cum.,9 Şub.,s.1)

“Bir takım rahatsızlıklarım ayyuka çıktı.”(Hür.,4 Şub.,Pazar eki s.10; 27 Şub.,s.4)

“...iddiaları ayyuka çıkmıştı.”(Sab.,3 şub.,s.23)

Başıbozuk (T.DE.SZ(“Başıbozuk alayı” şeklinde geçmektedir.), K.D.A, TDK ,

M.B.T.S)

“O hâlde, şimdiki başıbozukluğun ulusal ekonomiye ve toplum düzenine verdiği

dolaylı zararın büyüklüğünü düşünerek,...”(Cum.,19 Şub.,s.8)

“Başıbozukluk”(Hür.,3 Şub.,s.1; 4 Şub.,s.19 )

Başını yakmak (T.DE.SZ,TDK)

“Dr. Behzat Ç.Pınar'ın çapkınlığı başını yaktı.”(Hür.,26 Şub.,s.1)

Batağa saplanmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“O günlerde Hitler bizler için yüzyılın dâhisi; batağa saplanmış, son günlerini

yaşayan Almanya için büyük kurtarıcı idi!”(Cum.,4 Şub.,s.10; 9 Şub.,s.6)

Berabere bitmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Bu maç, iki takım arasında Gaziantep'te berabere biten 10. mücadele oldu.”(Sab.,5

Şub.,s.26; 22 Şub.,s.26)

Page 424: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

412

Birbirini tutmamak (T.DE.SZ,TDK'de “birbirini tutmaz” şeklinde yer

almaktadır.)

“Anlattıkları birbirini tutmuyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8)

Bir karış (K.D.A(“bir karış beberuhi” şeklinde geçmektedir.), T.DE.SZ, TDK,

M.B.T.S)

“Kutup ayıları, eriyen buzullar üzerinde kalan bir karışlık yerlere tüneyip

kalıyorlar.”(Hür.,3 Şub.,s.19)

Birlikte olmak (T.DE.SZ)

“F.A. adlı öğretmen, okul bahçesi içinde ve devlete ait olan lojmanda, Murat isimli

biriyle gece gündüz birlikte olmaktadır.”(Hür.,12 Şub.,s.14)

“...bir araya gelen ikili, o doğum günü gecesi sonrasında da birlikte olmaya

başlamış.”(Sab.,22 Şub.,s.6)

Bitmek tükenmek bilmemek (K.D.A,T.DE.SZ, TDK,M.B.T.S)

“Bitmek tükenmek bilmeyen 301. madde sorununa esaslı bir çözüm

geliyor.”(Hür.,22 Şub.,s.4)

Bomba gibi düşmek (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S'de “bomba gibi”, “bomba gibi

patlamak” gibi ögelere yer verilmiştir.)

“...ve gündeme bomba gibi düşen Türk bayraklı kahramanlık fotoğrafının gizemi

çözüldü.”(Hür.,2 Şub.,s.17)

“Bergüzar Korel-balet Tan Sağtürk aşkı magazin dünyasına bomba gibi

düştü,...”(Sab.,23 Şub.,s.1; 28 Şub.,s.7)

Page 425: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

413

Boş durmamak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“ABD’de boş durmuyor.”(Cum.,8 Şub.,s.1; 14 Şub.,s.1)

“Bush ‘Düşman boş durmuyor ama…”(Sab.,19 Şub.,s.1)

Canıgönülden (T.DE.SZ,TDK)

“Teziç, kurum olarak, tüm illerde üniversite olmasını canıgönülden istediklerini

fakat...”(Cum.,24 Şub.,s.6)

Ciddiye almak (K.D.A,TDK,M.B.T.S)

“Ancak bu konu burada ciddiye alınmadı...”(Cum.,1 Şub.,s.11(2); 2 Şub.,s.8; 3

Şub.,s.1; 8 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.8)

“İTÜ öğretim üyesi Prof.Dr.Celâl Şengör, bu kararın, hükûmetin depremi ciddiye

almadığının somut göstergesi olduğunu belirterek,…”(Hür.,5 Şub.,s.1,6; 10 Şub.,s.17; 15

Şub.,s.19)

“Muhalefet 'Başbakan'ın İstanbul'a dair konuşmalarını' ciddiye almıyor.”(Sab.,5

Şub.,s.19; 6 Şub.,s.12; 19 Şub.,s.17; 25 Şub.,s.22)

Çift dikiş (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Örneğin, asıl dünyada eğitim yaşamı başarısız geçeni, çift dikiş atıp arka kapıdan

mezun olanlar içinse,…”(Cum.,25 Şub.,s.10)

Dağlar kadar (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“…Al Gore’un elektrik faturası, ‘söylemi ile eylemi arasında dağlar kadar fark’

olduğunu ortaya koydu.”(Hür.,28 Şub.,s.5)

Page 426: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

414

Damga vurmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Atatürk tartışmalarının damgasını vurduğu toplantı 6. sınıf tarih kitabının protesto

edilmemesi yönünde aldığı kararla dağıldı.”(Cum.,10 Şub.,s.1; 11 Şub.,s.1; 12 Şub.,s.18;

13 Şub.,s.9; 16 Şub.,s.8; 17 Şub.,s.18; 25 Şub.,s.10)

“Şehrazat'ın cevabı geceye damga vurdu.”(Hür., 1 Şub. s.1; 13 Şub.,s.1; 16

Şub.,s.16; 24 Şub.,Cumartesi eki s.11)

“2007-2008 sonbahar-kış koleksiyonlarının tanıtıldığı New York Moda Haftası'na

beyaz renk damgasını vurdu.”(Sab.,6 Şub.,s.2(2); 13 Şub.,s.1; 16 Şub.,s.17(2); 20

Şub.,s.15; 21 Şub.,Günaydın eki s.4; 22 Şub.,s.9,Günaydın eki s.1; 25 Şub.,s.5; 27

Şub.,s.6)

Darbe indirmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Ermeni tasarısının iki ülkenin hayati konulardaki işbirliğine darbe indirmemesi

için gereken her şey yapılmalı.”(Sab.,8 Şub.,s.5)

Değer vermek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Bize değer verilmesi, Türkiye’ye değer verilmesidir.”(Hür.,8 Şub.,s.16)

Deli danalar gibi (T.DE.SZ,TDK)

“Evin içinde deli danalar gibi böğüre böğüre 'Titre ve kendine dön...' diye

bağırmalı mıyım?”(Hür., 1 Şub.s.3)

Deliye dönmek (K.D.A’da ‘pek çok sevinmek’ anlamı verilirken T.DE.SZ’de

buna ek olarak ‘çok üzülmek’ ve ‘çok öfkelenmek’ anlamları da verilmiştir.

Aşağıdaki tümcede ise ‘çok öfkelenmek’ anlamında kullanılmaktadır.)

Page 427: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

415

“Mesela ben hangi kelimeyi kullanırsam onu deliye döndüreceğimi bilirim.”

(Sab.,21 Şub.,s.5)

Denizde damla (M.B.T.S'de “denizde(denizden)bir damla”,T.DE.SZ'de ise

“denizden bir avuç su” şeklinde geçmektedir ve her ikisinde de “büyük bir miktarın

yanında çok küçük bir parça” anlamı verilmiştir.)

“Yetkililer, Erhan Tuncel’in suikastı önceden haber veren istihbaratını ‘işlenmemiş

bilgi’ ve ‘denizde damla’ olarak niteliyor ve gerekli biçimde değerlendirildiğini

belirtiyor.”(Cum., 1 Şub.s.4)

Ders çıkarmak (Ders almak) (T.DE.SZ, M.B.T.S ve TDK' de “Ders almak”

şeklinde geçmektedir.))

“20. yüzyılın son on yılında çevremizde olanları irdelemeden; onlardan ders

çıkarmadan Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlük ve güvenlik sorunlarını

çözemeyiz,...”(Cum.,4 Şub.,s.8,10,12; 15 Şub.,s.1,8; 22 Şub.,s.1; 28 Şub.,s.1)

“Bu olaydan ders çıkartması gerekenler var.”(Hür.,5 Şub.,s.16(2); 6 Şub.,s.19; 11

Şub.,Pazar eki s.15; 15 Şub.,s.18; 23 Şub.,s.16; 28 Şub.,s.16,17(2))

“Ancak kendilerinden önceki partilerin başına gelenlerden ders çıkarmış

görünüyorlar.”(Sab., 1 Şub., s.4; 15 Şub.,s.18)

Dert edinmek (K.D.A, T.DE.SZ,.TDK)

“Ben bu tür açıklamaları dert edinecek birisi değilim.”(Hür.,17 Şub.,s.2)

Deyip de geçmemek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Testosteron hormonu deyip geçmeyin,…”(Hür.,25 Şub.,Pazar eki s.1)

Page 428: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

416

Dikkat çekmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Yetkili, Cumhuriyet’in soruşturmayla ilgili gündeme getirdiği ‘bilgi kirliliği’nin

bazı çevrelerce yoğunlaştırıldığına dikkat çekerken, ...”(Cum.,1 Şub., s.4,8,11(2); 2 Şub.,s.

1,6,8; 3 Şub.,s.4,5,8(2),3,9,19; 4 Şub.,s.1(2),8(4),10(2),5(2); 5 Şub,s.1,8(6),19,5; 6

Şub.,s.6(2),4(2); 7 Şub.,s.1(2),6(2),5,3,8,12; 8 Şub.,s.18(2),7(2),1,5(2),11,6(3,10); 9 Şub.,

s.20,1(4),5(2),3,13,6(2),4(4),8; 10 Şub.,s.1(2),15; 11 Şub.,s.1(2),8(2); 12 Şub.,s.1,8(2)

,5(2); 13 Şub.,s.9,10,1,3,4,12(2),20; 14 Şub.,s.1(3),8(2),4(7),5(2),11,12; 15 Şub.,s.1,8(3),4;

16 Şub.,s.4,5(2),1(2),8,10; 17 Şub.,s.15,9(2),6,13,Hafta Sonu eki s.5; 18 Şub.,s.8,9(2),1,13;

19 Şub.,s.8(2),1(3),4(2),5(4),11(2),13; 20 Şub.,s.1(2),6,8(2),4(3),9,12; 21 Şub.,s.6(2),1(3),

8(3),9; 22 Şub.,s.4,5(2),6,13; 23 Şub.,s.9(3); 24 Şub.,s.5,6,7(2); 25 Şub.,s.5(2),1(2),8; 26

Şub.,s.8,6(4); 27 Şub.,s.1,8(2),6; 28 Şub.,s.1(2),8,9(2))

“Makro ekonomik açıdan bakıldığında ise küresel ısınmanın şirketlerde yeniden

yapılanmayı gerekli kılacağına dikkat çeken Bektaş, bu konuda devletin önayak olması

gerektiğini vurguladı.”(Hür.,1 Şub.,s.9; 2 Şub.,s.16,7; 3 Şub.,s.19; 5 Şub.,s.16(3); 6

Şub.,s.6,19,4; 8 Şub.,s.16,10; 9 Şub.,s.16,13; 10 Şub.,s.17; 11 Şub.,s.25; 13 Şub.,s.6; 14

Şub.,s.1,17; 16 Şub.,s.17,9; 17 Şub.,s.1, Cumartesi eki s.1,8(5),9; 18 Şub.,s.18,22,23; 21

Şub.,s.7; 23 Şub.,s.16,Cuma eki s.7; 24 Şub.,Cumartesi eki s.11; 25 Şub.,s.7; 27 Şub.,s.4;

28 Şub.,s.14(2))

“...Özlem Uzan'ın sık sık adres değiştirdiğine dikkat çekti.”(Sab.,1 Şub.,s.1; 2 Şub.,

s.1,15(2),7,18,12; 3 Şub.,s.18; 4 Şub.,s.1; 5 Şub.,s.1,14,17(3); 6 Şub.,s.12; 7 Şub.,s.16; 8

Şub.,s.2,18(3); 9 Şub.,s.12; 10 Şub.,s.24(2),18; 11 Şub.,s.2; 12 Şub.,s.16; 13 Şub.,s.19,

Günaydın eki s.12; 14 Şub.,s.8(2),21,Günaydın eki s.4; 16 Şub.,s.17,4(2); 17 Şub.,s.19(2);

Page 429: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

417

18 Şub.,s.20,1,13; 19 Şub.,s.20,21,17(2),30; 20 Şub.,s.1,7; 22 Şub.,s.6,1,Günaydın eki s.1;

23 Şub.,s.2,18,Günaydın eki s.9; 24 Şub.,s.6,4; 26 Şub.,s.8,14; 27 Şub.,s.6(3),16,27; 28

Şub.,s.16)

Dikkat etmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Siciline ‘Emniyetteki hizipleşme içinde, irticai akımlara(Fethullah) yakın. Dikkat

edilmelidir.’diye yazılmıştı.”(Cum.,1 Şub.,s.1,5(2); 4 Şub.,s.10; 20 Şub.,s.7; 24 Şub.,s.6;

26 Şub.,s.6)

“Dikkat edilmezse verilen kilolar bir süre sonra fazlasıyla geri dönüyor.”(Hür.,5

Şub.,s.4; 7 Şub.,s.17(2),15; 13 Şub.,s.19,Kelebek eki s.8(2); 25 Şub.,Pazar eki s.11; 28

Şub.,s.1)

“Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, resmi ziyaret için Ankara’da bulunan

Hırvatistan Parlamento Başkanı Vladimir Şeks’i kabulünde TBMM Başkanı Bülent Arınç

ile göz göze gelmemeye dikkat etti.”(Sab.,13 Şub.,s.19; 16 Şub.,s.4; 19 Şub.,s.21; 21

Şub.,s.1,19; 25 Şub.,Pazar eki s.8(2))

Dimdik ayakta durmak (T.DE.SZ,TDK)

“Dışarıdan baskı ve hükûmet dimdik ayakta!”(Cum.,4 Şub.,s.1)

Dimdik durmak (T.DE.SZ,TDK)

“Başka gazeteler patır patır yazar çıkarırken bu gazete dimdik durdu.”(Hür.,9

Şub.,s.17)

El birliğiyle (K.D.A, TDK ve M.B.T.S'de geçmektedir. M.H,Ö.A.A,T.DE.SZ’de

aynı anlama gelen 'el ele vermek' deyimine yer verilmiştir.)

Page 430: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

418

“Türktan şunları kaydetti: 'Ümidimiz,... ve 2007 ilkbaharının, GSM kullanıcılarının

baharı olması için numara taşınabilirliğinin süratle hayata geçmesi yolunda

Telekomünikasyon Kurumu'na el birliğiyle destek olunmasıdır.”(Cum.,2 Şub.,s.13; 11

Şub.,s.10; 12 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.1,5)

Elini kolunu bağlamak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“4.5 milyon euroluk tazminatı nedeniyle yönetimin elini kolunu bağlayan

Tigana’dan yana dert yanan oyuncuların,…”(Sab.,27 Şub.,s.27)

Fark atmak (T.DE.SZ, TDK)

“…, hem de Fener’in rakiplerine 3 puan daha fark atmasını sağladı.”(Hür.,19

Şub.,s.1)

Fırsat bilmek (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Başbakan gazetenin YÖK’ün bazı üniversiteler için soruşturma izni vermediği

yolundaki haberini saldırı için fırsat bildi.”(Cum.,9 Şub.,s.1; 12 Şub.,s.18)

“Bir askeri müdahaleyi fırsat bilip, bir gazetede siyasi kumpaslara girmek

ve…”(Sab.,26 Şub.,s.5)

Fırsat bu fırsat (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“O sırada içeri birileri giriyor, hazır dikkatler dağılmışken fırsat bu fırsat hediyesini

veriyorum.”(Sab.,26 Şub.,Günaydın eki s.1,4)

Fırsat bulmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Mustafa Koç’un evlat edinip bakımı için Fransa’dan uzman getirttiği Badem’i, eşi

Caroline ile kızları Esra ve Aylin de fırsat buldukça ziyaret ediyor.”(Hür.,28 Şub.,s.1)

Page 431: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

419

Fırsattan istifade etmek (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Bu fırsattan istifade ederek şunu söyleyeyim...”(Hür.,9 Şub.,s.17)

Fırsat vermek (K.D.A,T.DE.SZ,M.B.T.S,TDK)

“Başbakan’ın kendilerini yeni üniversitelerin kurulmasına fırsat vermemekle

eleştirdiğini anımsatan Teziç,…”(Cum.,24 Şub.,s.6)

“...bizler şu anda fırsat vermemenin gayreti içindeyiz.”(Hür.,3 Şub.,s.21; 25

Şub.,s.18)

Göbeğini kesmek (K.D.A, T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Öyle anlaşılıyor ki bu demokrasi mücadelesi mücadelesini kendi göbeğimizi

kendimiz keserek sürdüreceğiz.”(Sab.,9 Şub.,s.20)

Göz bebeği (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Dedektör köpek Bak, Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürlüğü, İstihbarat ve

Narkotik Muhafaza Müdürlüğü'nün göz bebeği.”(Hür.,24 Şub.,s.16)

Güncelliğini yitirmek (T.DE.SZ,TDK)

“Sadece belli bir tarihe veya döneme mahsus olarak yayımlanması nedeniyle artık

uygulama alanı kalmayan, güncelliğini yitirdiği veya...”(Cum.,3 Şub.,s.3)

Haddini aşmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“DTP'li başkan haddini aştı.”(Hür.,22 Şub.,s.1)

Halt etmek (yemek) (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Bıçak değiştirilmediğini iddia edenler halt etmiş.”(Sab.,26 Şub.,s.6)

Page 432: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

420

Hava atmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Gazetedekilere ‘Katarina Witt ile yemek yiyeceğim’ diye hava atınca,…”(Sab.,16

Şub.,Günaydın eki s.4)

Hava basmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“...diye havalar basan Türkiye değil de acaba Hotanto hükûmeti miydi?”(Hür.,16

Şub.,s.17)

Havaya uçmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Talepleri karşılanmadığı takdirde tüm binayı havaya uçurmayı,kendileri de terör

yolunda 'şehit' olmayı göze almışlardı.”(Sab.,14 Şub.,s.16)

Hayale dalmak (K.D.A, T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Sabah sabah hayallere dalmıştı yine.”(Cum.,18 Şub.,s.10)

Hayal kırıklığı (K.D.A, TDK, M.B.T.S)

“Açıklamaların ardından ITC(Irak Türkmen Cephesi) büyük hayal kırıklığına

uğrarken…”(Cum.,17 Şub.,s.15; 22 Şub.,s.8; 26 Şub.,s.1)

“Yıllardır hayal ettikleri an, beklentilerinin altında çıksa da hayal kırıklığı

yaşamadıklarını söylediler.”(Hür.,15 Şub.,s.4; 16 Şub.,s.1,28; 17 Şub.,Ege eki s.1,6; 23

Şub.,s.26)

“Büyükanıt, Barzani’nin açıklamalarından duyduğu hayal kırıklığının altını

çizdi.”(Sab.,19 Şub.,s.20; 26 Şub.,s.2)

Hayata geçirmek (T.DE.SZ,TDK)

“Türktan şunları kaydetti: 'Ümidimiz,... ve 2007 ilkbaharının, GSM kullanıcılarının

baharı olması için numara taşınabilirliğinin süratle hayata geçmesi yolunda

Page 433: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

421

Telekomünikasyon Kurumu'na el birliğiyle destek olunmasıdır.”(Cum.,2 Şub.,s.13; 5

Şub.,s.8; 6 Şub.,s.9; 11 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.7)

“Akdeniz Kalkanı konsepti, MGK’nın kararıyla 2006 Eylül’de hayata

geçirildi.”(Hür.,2 Şub.,s.16; 4 Şub.,s.16; 8 Şub.,s.10,8(2); 11 Şub.,s.25; 16 Şub.,s.1; 17

Şub.,s.14(3),1,9(6); 18 Şub.,s.18(2); 25 Şub.,Pazar eki s.21(2))

“Projeyi hayata geçirmek için kolları sıvayan Çiğdem Özkan,...”(Sab., 14

Şub.,s.17; 19 Şub.,s.18; 22 Şub.,s.11; 27 Şub.,s.5)

Hayrete düşmek (K.D.A, T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“…arkeoloji dünyasını ve insanlığı bir anda hayrete düşürdü.”(Cum.,25 Şub.,s.10;

27 Şub.,s.6)

İçeri atılmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“İçeri atılan polis şefi bile oldu.”(Sab.,3 Şub.,s.23)

İşi uzatmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Bu nedenle sarı-lacivertli ekip, 1-0 da olsa maçı kazanarak işi uzatmadan, karışık

hesaplara bırakmadan turu geçebilir.”(Sab.,22 Şub.,s.26)

İz bırakmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Meğer kafamda ne derin izler bırakmış.”(Hür.,14 Şub.,s.17,14; 15 Şub.,s.11)

Kafasında tutmak (T.DE.SZ,TDK)

“… rahmetli Koç yakın çevresine, bilgilerinizi kafanızda tutacağınıza deftere yazın

öğüdü veriyordu.”(Hür.,4 Şub.,s.21)

Page 434: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

422

Kafa ütülemek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Kimisini de zaten satın alıyorlar ya da kafasını ütülüyorlar, ‘Sen tersini söyle’

diyorlar.”(Cum.,18 Şub.,s.12)

Kahkahayı basmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Tabii ki de o an kahkahayı basmış.”(Sab.,19 Şub.,s.21)

Kana bulamak (boyamak) (K.D.A, T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Irak'ı kana bulayanların arkasında kim varsa, Türkiye'yi kana ve kaosa

bulayanların arkasında da o var.”(Cum.,24 Şub.,s.16(2))

“Kana bulayacaklar.”(Sab., 10 Şub.,s.1; 14 Şub.,s.16)

Kanı yerde kalmamak (Kanını yerde bırakmamak) (M.H,TDK,M.B.T.S)

“..., öldürülen ağabeylerimizin, dostlarımızın, büyüklerimizin kanını yerde

bırakmayacaktık.”(Cum.,4 Şub.,s.10)

Kapı kapı dolaşmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Kapı kapı dolaşıp tehdit savuranlar var,…”(Cum.,28 Şub.,s.5)

“Kapı kapı dolaşıp hocalara gitmeye başladılar.”(Hür.,12 Şub.,Kelebek eki s.5)

Kapıya dayanmak (Ö.A.A. ve M.H'de “yumurta kapıya dayanmak” deyimi ile

birlikte ele alınmış ve “yapılacak iş için zaman çok daralmış olmak” anlamı

verilmiştir., K.D.A'da ise “gelip çatmak” anlamı verilmiştir. T.DE.SZ'de “gelip

çatmak” ve “bir şeyi elde etmek için bir yeri, bir kimseyi zorlamak” karşılıkları

verilmiştir. Aşağıdaki tümce, T.DE.SZ'deki ikinci anlamı içermektedir:)

“Hakkını alamayınca da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısına

dayanır.”(Hür.,18 Şub.,s.21)

Page 435: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

423

“Piyasaya borçları olduğu söylenen Hasman'ın alacaklıları, ünlü işadamının

sevgilisi Eda Taşpınar'ın elinde 78 bin dolarlık Hermes çantayla gazetelerde fotoğraflarını

görünce kapıya dayanmış.”(Sab.,2 Şub.,Günaydın eki s.1)

Kapısını çalmak (K.D.A,T.DE.SZ,M.B.T.S,TDK)

“Sadece CHP değil, bütün partilerin kapısını çalar, hatta gider Avrupa Birliği’nde

bunu anlatırım.”(Hür., 10 Şub.,s.17)

“Her gün pırıl pırıl gençler kapımı çalıyor.”(Sab., 1 Şub., s.19,12; 6 Şub.,s.5; 9

Şub.,s.21; 28 Şub.,s.29)

Karşı olmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Bu nedenle Atatürk'ün onurlandırılmasına karşı olduğunu dile getiren

Patilidu,...”(Cum., 10 Şub.,s.1(2),15; 16 Şub.,s.10; 18 Şub.,Pazar eki s.4; 19 Şub.,Strateji

eki s.5; 20 Şub.,s.6; 28 Şub.,s.1)

“Türk kamuoyu, Hollanda kamuoyunun Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu

düşünüyor.”(Hür.,15 Şub.,s.20; 16 Şub.,s.9; 17 Şub.,s.17(2); 24 Şub.,s.18)

“Hem Avrupalı olalım, hem de Avrupa'ya karşı olalım.”(Sab.,18 Şub.,s.7; 24

Şub.,s.5; 26 Şub.,s.19)

Karşısına almak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Yarın, 'Ya biz nerede hata yaptık da bu Türkleri karşımıza aldık' diye sorarsınız

kendinize.”(Sab.,9 Şub.,s.21)

Katkıda bulunmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“... ve deniz seviyesinin yükselmesine bin yıldan fazla bir sürede katkıda

bulunacak.”(Hür.,3 Şub.,s.19(2); 16 Şub.,s.16)

Page 436: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

424

“Herkesin kişisel hesapları aşıp, yukarıda söylediklerime katkıda bulunması

lazım.”(Sab.,21 Şub.,s.19; 24 Şub.,s.14)

Kayda değer (T.DE.SZ, TDK,M.B.T.S)

“Çalışanların yoksulluğunun azaltılmasında ise kayda değer bir gelişme

görülemedi.”(Cum.,7 Şub.,s.13)

“David Copperfiled'den sonra, hikâyenizde kayda değer bir şey var mı?”(Hür.,18

Şub.,Pazar eki s.13)

Kayıplara karışmak (T.DE.SZ, TDK,M.B.T.S)

“TBMM'de hafta sonu camı kırılan kafeteryaya giren kimliği meçhul kişi,

kafeteryada bulunan LÖSEV yardım kutusunu kırıp içerisinden 20 YTL alarak kayıplara

karıştı.”(Sab.,8 Şub.,s.17; 11 Şub.,s.2(2); 14 Şub.,s.16)

Kayıtsız kalmak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Ana muhalefetteki önemli değişikliğe hükûmet kayıtsız kalırken...”(Cum., 2 Şub.,

s.8; 28 Şub.,s.9)

“Yıllar boyu İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun(IRA) kanlı eylemlerinden şikâyetçi

olan İngiltere’nin bu durum karşısında kayıtsız kalması üzerine,…”(Hür.,19 Şub.,s.1; 21

Şub.,s.16(3))

“Eğer kayıtsız kalınsaydı üzerine giderdik.”(Sab.,15 Şub.,s.19)

Kemikleri sızlamak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, ‘Bu karar ilk önce Eyüp Sultan’ın

kemiklerini sızlatır.’ dedi.”(Hür.,14 Şub.,s.14(2))

Page 437: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

425

Kervana katılmak (T.DE.SZ, M.B.T.S, TDK)

“..., belki bu dosya da 'faili meçhul'ler kervanına katılabilirmiş.”(Hür.,3 Şub.,s.1)

“Adale sakatları kervanına dün sabah ter idmanında Toroman'ın da katılması

'Yanlış yükleme mi yapılıyor?' şüphesini akıllara yeniden getirdi.”(Sab., 1 Şub., s.28)

Kılıç çekmek (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Kılıçlar çekildi.”(Hür.,8 Şub.,s.17(2))

Kılığına girmek (T.DE.SZ, TDK)

“Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış: 'Derin devlet, kimi

zaman andıç kılığına giriyor...”(Sab.,15 Şub.,s.1,19)

Kına yakmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Demokrasimizi krizden krize sürükleyen 'Dön baba dönelim' kısır döngüsünü

21'inci yüzyıla taşımayı başarabildiğimiz için, buna katkısı olan herkes kına

yakabilir.”(Sab., 1 Şub., s.5)

Kıyak yapmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) bombacısına aynı kıyağı yapar

mıydınız?”(Hür.,19 Şub.,s.1)

Koz vermek (T.DE.SZ,TDK)

“..., Rumların eline koz verdi.”(Cum.,3 Şub.,s.19)

Kucağına düşmek (T.DE.SZ,K.D.A,TDK,M.B.T.S)

“Bunların PKK’nın kucağına düşmemesi gerekiyor.”(Hür., 1 Şub. s.16)

Page 438: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

426

Kurban etmek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“…ve son olarak da Allianoi’yi Kasım 2006 tarihli Avrupa Parlamentosu kararına

rağmen saçma sapan bir baraja kurban etmeyi göze alarak dünyayı şaşırttık.”(Cum.,25

Şub.,s.10; 27 Şub.,s.8)

“Eleştirileri önlemek için kurban edilmeleri kolay oldu.”(Sab.,7 Şub.,s.15; 8

Şub.,s.1,5; 27 Şub.,s.5)

Kurban gitmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Tanık konumundaki iki depo sorumlusu suikasta kurban giderken soruşturmanın

yolsuzluk soruşturmasına dönüştüğü ve...”(Cum.,23 Şub.,s.6)

“Çetin Emeç töre cinayetine mi kurban gitti de,...”(Hür.,1 Şub.,s.17; 5 Şub.,s.7(2);

26 Şub.,s.1)

“Kanal D dizisi Sağır Oda’nın son bölümünde ‘Hrant Dink’in ardından biri daha

suikaste kurban gidecek’ denildi.”(Sab.,6 Şub.,s.1,14)

Kurban vermek (T.DE.SZ,K.D.A,TDK,M.B.T.S)

“…ve 13 ay önce eşi Sadrazam Talat Paşa’yı yine Berlin’de Ermeni terörüne

kurban veren Hayriye hanım olmak üzere dokuz kişi kurşun yağmuruna tutuldu.”(Hür.,4

Şub.,s.21; 19 Şub.,s.7)

“Daha önce aynı hastalığa oğullarını kurban veren aile, hiç tereddüt etmeden 13 bin

dolara bir ambulans uçak kiraladı.”(Sab.,17 Şub.,s.4)

Küçük görmek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“İnsanlar sanki ‘modayla ilgilenenler’ ve ‘ilgilenenleri küçük görenler’ diye ikiye

ayrılmış gibi.”(Sab.,17 Şub.,Cumartesi eki s.6)

Page 439: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

427

Leke getirmek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK)

“…A.A, bu durum gururuna dokunduğu ve aile şerefine leke getirdiği gerekçesiyle

uyuduğu ranzanın altındaki tabancayı çıkardı.”(Hür.,6 Şub.,s.5)

Mal olmak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Açıklamada, 1 Mayıs 2007’nin, 1977 yılında Taksim’de 34 işçinin canına mal

olan katliamın da 30. yıl dönümü olduğuna dikkat çekilerek…”(Cum.,9 Şub.,s.4; 26

Şub.,s.1)

“Ben şimdi topluma mal olmuş bir adamdan ulu orta bir özür bekleme hakkımı

kullanıyorum.”(Hür., 1 Şub. s.13(2); 4 Şub.,Pazar eki s.10; 25 Şub.,Pazar eki s.21)

“ Doğan, ‘Özellikle kamuya mal olmuş tanığın ve diğer gizli tanığın tespitlerini

resmiyete döktük.”(Sab.,4 Şub.,s.18; 6 Şub.,s.21; 7 Şub.,s.1,20(2); 12 Şub.,s.15; 13

Şub.,s.19)

Maskesi düşmek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Afyon'daki 700 milyon dolarlık düzmece yatırım oyununda maskesi düşen şaibeli

İskoç,...”(Hür.,23 Şub.,s.1)

Meraktan çatlamak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Böylesi bir yalının içi dışı nasıldır acaba diye meraktan çatlıyor ve…”(Sab.,25

Şub.,s.4)

Mesken tutmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“...kumar tutkunları zamanla kendilerine İstanbul'un lüks semtlerini mesken

tuttu.”(Sab.,20 Şub.,s.7)

Page 440: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

428

Nefes almak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Almanya'daki yoğun programın nefes alma saatlerinde Helmut Kress adlı bir

Alman'la tanıştık.”(Cum., 10 Şub.,s.15)

“Bakü-Tiflis- Ceyhan boru hattıyla bir nefes alındı.”(Sab.,8 Şub.,s.8(2); 13

Şub.,s.8; 25 Şub.,Pazar eki s.8)

Nefesi tutulmak (Ö.A.A, T.DE.SZ, M.H'de sadece “nefesi kesilmek” deyimine

yer verilirken TDK VE K.D.A'da “nefesi tutulmak(kesilmek)” şeklinde birlikte ele

alınmıştır ve dördünde de “soluk alamayacak duruma gelmek” anlamı verilmiştir.

M.B.T.S'de ise “nefesi tutulmak” ve “nefesi kesilmek”e ayrı ayrı yer verilmiştir.

“Nefesi tutulmak” için “soluk alamamak” anlamının yanı sıra aşağıdaki tümcedeki

geçen anlama yani “(şaşkınlık, heyecan,dehşet vb. hallerden dolayı) hiçbir hareket

yapamadan öylece kalakalmak” anlamına da yer verilmiştir. )

“İspanyol hakem oyunu başlatan düdüğünü çaldığında bizler de nefesimizi tutarak

zorlu 90 dakikayı izlemeye koyulduk.”(Cum.,15 Şub.,s.18)

“...Kıbrıs açıklarındaki Türk savaş gemileri nefeslerin tutulmasına neden

oldu.”(Sab.,2 Şub.,s.17; 8 Şub.,s.18; 23 Şub.,s.26)

Ne hacet (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Depreme ne hacet”(Hür.,22 Şub.,s.1)

Nokta koymak (T.DE.SZ,M.B.T.S,TDK)

“..., artık son 50 yılda artan sıcaklıklara neyin yol açtığı konusundaki tartışmalara

bir nokta koyması gerektiğini söyledi.”(Cum.,3 Şub.,s.8; 16 Şub.,s.6; 23 Şub.,s.18)

Page 441: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

429

“Steiner, bu bulguların, son 50 yılda artan sıcaklıklara neyin yol açtığı konusundaki

tartışmalara bir nokta koyması gerektiğini söyledi.”(Hür.,3 Şub.,s.19; 7 Şub.,s.17; 15

Şub.,s.19; 26 Şub.,Kelebek eki s.1,4)

“Alp Nuhoğlu, 'Buzda Dans' yarışmasında eşi Zeynep Tokuş ile 'Bobby' lakaplı

partneri Robert Beauchamp'ın yakınlaşmasına noktayı koydu.”(Sab.,15 Şub.,s.2; 20

Şub.,s.19; 21 Şub.,s.19)

Not düşmek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Akyürek’in İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olduğu dönemde siciline,

‘Emniyetteki hizipleşme içinde irticai akımlara(Fethullah) yakın. Dikkat edilmelidir.’notu

düşüldü.”(Cum., 1 Şub.s.5(3),1; 17 Şub.,Hafta Sonu eki s.5; 25 Şub.,s.18(2))

“ ‘…Bey için …oteline Katina ve Natali olmak üzere iki kız gönderildi. İki

saatliğine 400 dolar alındı…’ şeklinde notlar düşüldüğü görüldü.”(Sab.,6 Şub.,s.6; 25

Şub.,s.21)

Nutuk çekmek (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Bize Kopenhag Kriterleri nutku çeken ülkelerden ses çıkmaz.”(Hür.,20 Şub.,s.17)

“…, nutuklar çekildi, folklor oynandı.”(Sab.,24 Şub.,s.19)

Oy çokluğu (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Yargıtay 1.Ceza Dairesi heyeti bu nedenle dairenin görevsizliğine, dosyanın

9.Ceza Dairesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdiine oy

çokluğuyla karar verdi.”(Cum.,2 Şub.,s.4)

Ömür geçirmek (T.DE.SZ, TDK)

“Devlette bir ömür geçirdikten sonra şunu gördüm...”(Sab.,8 Şub.,s.19)

Page 442: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

430

Önde gelmek (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“…, petrol dünyasında önde gelen Amerika,Fransa,İngiltere gibi ülkelerin

yasalarında ulusal çıkarların nasıl korunduğu da dikkate alınarak,…”(Cum., 8 Şub.,s.7; 14

Şub.,s.8; 16 Şub.,s.10; 17 Şub.,s.9; 19 Şub.,Strateji eki s.4; 21 Şub.,s.8,11,13; 25 Şub.,s.10;

27 Şub.,s.1,8)

“Son olarak Amerika'nın önde gelen gazetelerinden Washington Post, Dünya

Bankası Başaknı'nı tiye aldı.”(Hür.,1 Şub.,s.10; 10 Şub.,s.5; 13 Şub.,s.15; 19 Şub.,s.8; 22

Şub.,s.21; 26 Şub.,s.17; 28 Şub.,s.14)

“Refah Partisi içinde gelenekçi ekibe mücadele bayrağı açarak yola çıkan bu ekibin

önde gelen isimlerinin her birinin gönlünde yatan bir aslan var.”(Sab., 1 Şub., s.4,9; 2

Şub.,s.19; 3 Şub.,s.20; 6 Şub.,s.15; 8 Şub.,s.13; 9 Şub.,s.12; 12 Şub.,s.15; 14 Şub.,s.1,20;

17 Şub.,s.19(2); 19 Şub.,s.19; 25 Şub.,s.22)

Önünü kesmek (Yolunu kesmek) (Tüm sözlüklerde “yoldan gitmesine engel

olmak için yolunu kesmek” anlamında kullanılmıştır. Ama aşağıdaki tümcelerde “bir

durumun ilerleyişine engel olmak” anlamında kullanılmaktadır.)

“ Bunların önünü keserse örgütü büyük çapta zayıflatabileceğini yeni mi fark

etti?”(Hür., 1 Şub., s.17; 13 Şub.,s.19)

“PKK'nın da örgütten ayrılmaların önünü kesmek için Bağdat ordusuna katılanlar

hakkında;...”(Sab.,13 Şub.,s.18)

Page 443: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

431

Örnek vermek (T.DE.SZ,TDK)

“'Dünyada Bir Yerdeyim' albümü, şarkıları ve duruşuyla bir efsane haline gelen

Karadeniz'in güzel bakışlı çocuğunun bitmemiş şarkılarından örnekler veriyor.”(Cum.,18

Şub.,s.7; 19 Şub.,Strateji eki s.4; 21 Şub.,s.7; 26 Şub.,s.6)

“Erdoğan,'...Nitekim bunu ecdadımız özellikle Musevilerin, Yahudilerin

Endülüs'ten sürüldüğünde topraklarımıza kabul etmekle en güzel örneğini vermiştir'

dedi.”(Hür.,16 Şub.,s.16; 18 Şub.,s.23)

“Öyle bir sayın bakandan örnek verdiniz ki...”(Sab.,4 Şub.,s.12; 16 Şub.,s.17; 17

Şub.,s.5,23; 28 Şub.,s.19)

Payını almak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Forza Italia partisinin sarışın ve esmer milletvekilleri Micaela Biancofiore ve

Mara Carfagna da iltifatlardan paylarını aldı.”(Sab.,1 Şub.,s.2)

Polemiğe girmek (T.DE.SZ,TDK)

“Ama siz böyle yaparsanız biz de şöyle yaparız polemiğine girmek

istemiyoruz.”(Cum.,15 Şub.,s.8)

“Ben kimseyle polemiğe girmek istemiyorum.”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5)

“Ama siz böyle yaparsanız biz de böyle yaparız polemiğine girmek

istemiyorum.”(Sab.,15 Şub.,s.18; 16 Şub.,s.19(2); 28 Şub.,s.19)

Pusuya yatmak (K.D.A, T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Samast: Araştırdım, buldum internette... Araştırdım adresini buldum bir şey

yapmadım. Gittim direkt, bekledim iki üç gün dışarıda, pusuya yattım, çıkardım

vurdum.”(Hür.,9 Şub.,s.1,14(2))

Page 444: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

432

Rahat bırakmamak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Ama zamanla siyasetçiler 'tarikatçıları, cemaatleri' rahat bırakmadılar.”(Sab.,9

Şub.,s.21)

Rengi solmak (M.B.T.S) (Ö.A.A, K.D.A, M.H, T.DE.SZ ve TDK'de “rengi

atmak(uçmak,kaçmak)” şeklinde geçmektedir.)

“Test sonuçlarını alınca rengi solan doktor oğlu, Prof.Hatemi'ye kötü haberi

verdi.”(Hür., 1 Şub., s.1,4)

Rol almak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Meclis kurulunda muhalefeti temsil eden Vula Patilidu söz alarak Atatürk'ün

Pontus soykırımında rol aldığını ileri sürdü.”(Cum., 10 Şub.,s.1,15,7; 13 Şub.,s.9)

Rolü olmak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Hollanda Dışişleri Bakanı Dr.Bernard Bot, 'Kraliçe Ankara, İstanbul ve Kayseri'ye

gidecek. Dışişleri Bakanı Gül'ün Kayserili olmasının muhakkak bir rolü

olmuştur.'dedi.”(Hür.,15 Şub.,s.1,20)

Sahneye çıkmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“9.dakikada sahneye Tuncay çıktı.”(Cum.,3 Şub.,s.18; 11 Şub.,s.8; 15 Şub.,s.18(2);

17 Şub.,s.9; 18 Şub.,s.18)

“Al Gore, şarkıcı-artist Queen Latifah ile birlikte sahneye çıktığında büyük bir alkış

ve tezahürat koptu.”(Hür.,13 Şub.,s.6; 21 Şub.,s.16)

“Türkiye Engelliler Vakfı yararına para almadan sahneye çıkan Sezen

Aksu,...”(Sab.,12 Şub.,s.1; 13 Şub.,Günaydın eki s.1; 18 Şub.,s.2; 27 Şub.,s.6)

Page 445: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

433

Savaş açmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“1-Başbakan Erdoğan petrol kaçakçılığına karşı savaş açtı.”(Cum.,15 Şub.,s.8)

“Bundan 10-15 yıl önce Gümrük Birliği'ne karşı savaş açan sermaye kesimi, şimdi

AB'nini demokrasinin savunucusu konumunda.”(Sab.,9 Şub.,s.5)

Seyirci kalmak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“..., Kaçar'ın 3 müfettişe iftira atmaya kadar giden davranışlarına seyirci kalan

ve...”(Cum.,3 Şub.,s.19; 19 Şub.,s.1, Strateji eki s.4; 20 Şub.,s.9; 27 Şub.,s.6)

“Türkiye topraklarında operasyon yapabilir ama sınırı aşarsa seyirci

kalamayız.”(Hür.,27 Şub.,s.1,16(2))

Sıfırdan başlamak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Acaba sıfırdan başlayıp bir şey ortaya çıkardım mı?”(Hür.,16 Şub.,s.17)

Sinirleri bozulmak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“ Ayşegül: Sinirlerim bozuluyor ya...”(Hür.,11 Şub.,s.25)

Sis perdesi (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Dink suikastinin üzerindeki sis perdesi muhbir-polis ilişkisinde yaratılan karmaşa

nedeniyle giderek kalınlaşıyor.”(Cum., 1 Şub.s.1 ; 4 Şub.,s.10(3); 5 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.15)

Soğuk bakmak (T.DE.SZ, N.E)

“Ralston’un Ankara temaslarında da bu konunun gündeme geldiği belirtilirken,

Ankara’nın konuya soğuk baktığı vurgulanıyor.” (Cum., 1 Şub.s.8; 3 Şub.,s.19)

“Açba, başından beri bu havaalanının sivil ulaşıma açılmasına soğuk

bakıyor,…”(Hür.,21 Şub.,s.14; 25 Şub.,s.21)

Page 446: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

434

“Ankara'nın Sol Parti'nin diğer Kürt kökenli milletvekili Gıyasettin Sayan'a neden

soğuk baktığı bilinmiyor.”(Sab.,18 Şub.,s.23)

Sokağa dökülmek (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Daha dün gibi, Uğur ağabeyin cenazesinde yüz binler sokağa

dökülmüştü.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 11 Şub.,s.10; 12 Şub.,s.6)

“Biz iyi huylu bir milletiz de son olarak Radikal ve Milliyet gazetelerinin

güncelleştirdiği 'zamanaşımı' skandalı yüzünden sokaklara dökülmüyoruz,...”(Hür., 18

Şub.,s.21)

“Patlamanın ardından vatandaşlar, korkuyla sokaklara döküldü.”(Sab.,2 Şub.,s.4(2);

6 Şub.,s.5)

Sokaktaki insan (N.E,T.DE.SZ, Aksan,(2006a: 111), TDK,M.B.T.S)

“Ralston’un uçaktan indiği gün gazetelerin birinci sayfalarını El Kaide operasyonu

ile ilgili haberlerin süslemesi sokaktaki insana bile manidar geliyor.”(Cum., 1 Şub.s.4)

“Sokaktaki insan, arkasından, '300 bin dolar' diye bağırıyor.”(Hür.,11

Şub.,s.1,Pazar eki s.16)

“Sokaktaki insana da verir.”(Sab., 10 Şub.,s.19; 15 Şub.,s.5(2))

Son derece (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“ ...jandarmanın yaptığı açıklamada '..., bu tertibin arkasında olanların niyet ve

maksatlarını göstermesi açısından son derece düşündürücü ve endişe vericidir.'

denildi.”(Cum.,3 Şub.,s.1,4(2); 8 Şub.,s.8; 11 Şub.,s.12,11; 12 Şub.,s.9(2); 13 Şub.,s.8; 14

Şub.,s.8,1,6(2); 16 Şub.,s.8; 20 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.4; 22 Şub.,s.4; 23 Şub.,s.9; 24

Şub.,s.16(2); 25 Şub.,s.6(2); 28 Şub.,s.7,1(2),4)

Page 447: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

435

“Referans Gazetesi yazarı Cengiz Çandar ise dünkü köşesinde,'...,siyasi

görüşlerinde ise son derece inatçıdır' yorumunu yaptı.”(Hür.,1 Şub.,s.1,10(2),17; 3

Şub.,s.20; 4 Şub.,s.4; 5 Şub.,s.16(3), Kelebek eki s.5; 6 Şub.,s.19(2); 9 Şub.,s.17,13; 14

Şub.,s.14; 18 Şub.,s.16; 22 Şub.,s.20; 23 Şub.,s.16; 24 Şub.,s.19; 27 Şub.,s.1; 28 Şub.,s.15)

“Wolfowitz'in Türkiye'de son derece 'modaya aykırı' olduğu vurgulanan

haberde...”(Sab.,1 Şub., s.9; 3 Şub.,s.19; 5 Şub.,s.7,Günaydın eki 8; 6 Şub.,s.15,14; 11

Şub.,s.21; 16 Şub.,s.28; 18 Şub.,s.20(2); 23 Şub.,s.18)

Son nefes (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Bahçelievler Meslek Lisesi son sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Nihat İnce de tedavi

gördüğü Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi’nde 21 Ocak’da son nefesini verdi.”(Hür.,1

Şub.,s.5)

Söz düellosu (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Deniz Akkaya ile olan söz düellonuz…”(Hür.,5 Şub.,Kelebek eki s.5)

Şaşkına çevirmek (T.DE.SZ, TDK)

“…,Yener’i şaşkına çevirdi.”(Hür.,25 Şub.,s.2)

“Duyanları şaşkına çeviren film gibi olay, iddiaya göre şöyle gelişti:...”(Sab.,20

Şub.,s.6)

Şaşkına dönmek (K.D.A, T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“…,ancak albümüne koymadığı bir şarkının ‘Doktorlar’ adlı dizide çalındığını

duyan Hande Yener, şaşkına döndü.”(Hür.,25 Şub.,s.1,2)

“…vekiller, okudukları kitapları görünce şaşkına döndüler.”(Sab.,26 Şub.,s.17)

Page 448: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

436

Tam gaz (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Düşüş tam gaz sürüyor.”(Sab.,26 Şub.,s.26)

Tavır takınmak (almak) (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“…,sert bir takım tavırlar takınarak engel olanın ABD olduğunu

biliyorduk.”(Cum.,9 Şub.,s.8; 23 Şub.,s.15)

“KKTC Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs karasularında Rum yönetimi

tarafından planlanan petrol araştırmalarına karşı Türkiye'nin sert tavır almasını

istedi.”(Hür.,26 Şub.,s.1)

“Bu akrabalık ilişkisi ise geçmişte Beykoz Belediyesi'nin Acaristanbul'la ilgili

takındığı tavır ile kararlarının tartışılır olduğu iddiasını gündeme getirdi.(Sab., 1 Şub.,s.12;

25 Şub.,Pazar eki s.8(2))

Tersine dönmek (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“…ve 140 milyar doların buharlaşmasıyla tersine döndü.”(Cum.,28 Şub.,s.1,12)

“Herkes farkın açılmasını beklerken ibre tersine döndü.”(Hür.,19 Şub.,s.26; 26

Şub.,Kelebek eki s.1)

“Zaman zaman tersine dönüp 5 dakika içinde goller yediği dönemler de oldu siyah-

beyazlı takımın…”(Sab., 1 Şub., s.28)

Tiye almak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“Washington Post Gazetesi, Türkiye ziyareti sırasında delik çoraplarıyla

görüntülenen Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz’i tiye aldı.” (Hür., 1 Şub., s.1; 18

Şub.,Pazar eki s.13)

Page 449: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

437

“Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz'in Edirne'de delik çoraplarıyla

görüntülenmesi dünyada tiye alındı.”(Sab., 1 Şub., s.1)

Toprağa vermek (K.D.A, T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan Kopal'ın tabanca kurşunuyla öldüğü belirlenirken

cenazesi dün Havutlu Mezarlığı'nda gözyaşları arasında toprağa verildi.”(Cum.,10

Şub.,s.1)

“Kargı'nın cenazesi, Ankara Kocatepe Camii'nde kılınacak cenaze namazı ardından

memleketi Konya'da toprağa verilecek.”(Hür.,16 Şub.,s.6; 19 Şub.,s.7; 24 Şub.,s.16)

Trafik canavarı (N.E,TDK)

“…, diğer oğulları 4 yaşındaki Mehmet Ali’yi trafik canavarına kurban

verdi.”(Hür.,19 Şub.,s.7)

“Ama trafik canavarı değilim.”(Sab.,11 Şub.,s.21)

Turizm patlaması (N.E, TDK)

“Ege’nin pek çok kıyı kasabasındaki hayali ihracat patlaması turizm patlamasını

katlamıştı.”(Cum., 1 Şub.s.8)

Uzak durmak (T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“Çoğu yaşıtım, kimi zorla, kimi isteyerek partiye yazılırken ya da Nazi hücum

kıtası SA'ya alınırken ben her ikisinden de uzak durmuştum.”(Cum.,4 Şub.,s.10; 16

Şub.,s.8)

Page 450: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

438

Üstüne gelmek (Ö.A.A, K.D.A, TDK'de “üstüne gelmek” deyimi için “Bir

kişinin, bir şeyin yapılması ya da konuşulması sırasında gelmesi”anlamı verilmiştir.

T.DE.SZ ve M.B.T.S 'de ayrıca “bir kişiyi,bir şeyi yapması için zorlamak” anlamı da

verilmiştir. Aşağıdaki tümcelerde 2.anlam kullanılmıştır.”

“Sırf bunları yaptığımız için üzerimize geliyorlar.”(Cum.,19 Şub.,s.8; 21 Şub.,s.5)

“İnsanlar üzerime geldi.”(Hür.,26 Şub.,Kelebek eki s.4)

“Ama sana bile söyleyemeyeceğim...Üstüme gelme.”(Sab.,2 Şub.,s.19; 15

Şub.,s.14)

Üzerine düşmek (Ö.A.A, M.H, K.D.A, T.DE.SZ, M.B.T.S, TDK’de “çocuğu

sevme ve korumada çok ileri gitmek” ve “bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak”

anlamlarına yer verilmiştir. Aşağıdaki tümcelerde ise “payına düşmek” anlamında

kullanılmaktadır.)

“Hatta üst düzey bir yetkili,'Suikastla ilgili haberler konusunda herkes üzerine

düşen görevi yapmıştır...' iddiasında bulunuyor.”(Cum.,4 Şub.,s.8; 27 Şub.,s.1,11)

“Ben bu konuda üzerime düşeni yapacağım.”(Hür.,2 Şub.,s.7; 8 Şub.,s.1,16; 13

Şub.,s.30)

“O gün görevde olanlar da üzerine düşeni yapar.”(Sab., 1 Şub., s.1,4; 6 Şub.,s.1; 8

Şub., s.18; 13 Şub.,s.17; 28 Şub.,s.16)

Üzerine bırakmak (“Üzerine atmak” deyiminden esinlenerek yapılmıştır.)

“Jandarma'nın 'üzerine bırakılmaya çalışıldığı' mesajıyla örülü açıklamada,'Söz

konusu fotoğraf ve görüntüler hiçbir şekilde Jandarma Karakolu'nda çekilmemiştir'

denildi.”(Sab.,3 Şub.,s.19)

Page 451: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

439

Vurdumduymaz (K.D.A,TDK,M.B.T.S)(Ö.A.A,M.H ve T.DE.SZ' de “vurdum

duymaz kör Ayvaz” deyimine yer verilmiştir.)

“RTE tam bir vurdumduymazlık içinde.”(Cum.,4 Şub.,s.1; 26 Şub.,s.7)

Yara almak (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Bu siyasi savaşta Türkiye yaralar alabilir,...”(Cum.,19 Şub.,Strateji eki s.5(2))

“Büyükanıt, 'Ermeni tasarısı geçerse ilişkilerimiz yara alır' mesajı

verecek.”(Sab.,12 Şub.,s.1; 18 Şub.,s.37)

Yaşama geçirmek (T.DE.SZ, TDK)

“O güne kadar sürdürülen sendikacılık anlayışında köklü değişiklikler getiren yeni

hükümlerin yaşama geçirilebilmesi için…”(Cum.,13 Şub.,s.9,10,20; 18 Şub.,s.7; 25

Şub.,s.5; 27 Şub.,s.8)

“...mortgage(tut-sat) konut finansmanı sistemini yaşama geçirecek olan yasa

tasarısı Meclis'te kabul edildi.”(Sab.,22 Şub.,s.11(2))

Yatıp kalkmak (K.D.A,M.B.T.S,TDK)

“İki gün boyunca evsiz kılığında o bölgede yatıp kalkan polisler, Azeri Ekber

Hasan Aliyev'i yakaladı.”(Hür.,2 Şub.,s.1,3; 4 Şub.,Pazar eki s.10; 18 Şub.,Pazar eki

s.12,13; 23 Şub.,s.17)

Yeri gelmek (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“İvanov’un bu sözlerini ‘yeri gelmişken söylenenler’ diye algılamamak

gerekiyor.”(Cum.,13 Şub.,s.8; 17 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.7; 22 Şub.,s.8; 25 Şub.,s.8(3))

“Bunun için, yeri geldiğinde tehlikelerin ne olduğunu da yüz yüze söylememiz

gerekir.”(Hür.,18 Şub.,s.20; 21 Şub.,s.17; 24 Şub.,s.19; 25 Şub.,s.19)

Page 452: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

440

“Yeri geldiğinde tehlikelerin ne olduğunu da yüz yüze söylememiz

gerekir.”(Sab.,18 Şub.,s.21)

Yerine gelmek (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“Hafızasının yerine gelmeye başladığı kaydedilen Akyüz'ün geçmişteki olayları ve

uçağa binişini hatırladığı, ancak kaza anını hatırlayamadığı bildirildi.”(Hür.,16 Şub.,s.6)

Yerine oturmak (K.D.A, T.DE.SZ, TDK,M.B.T.S)

“Görünen o ki, Aralık 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından elini

çabuk tutanların doldurduğu boşluklar, ABD’nin dayattığı ‘tek kutupluluk’ yerine

oturmadı.”(Cum., 11 Şub.,s.8)

“Biz geldiğimizde birçoğunun bankalarla ilişkileri, hesapları tam bir felaketti, şimdi

yerine oturuyor.”(Hür.,15 Şub.,s.19)

Yerini almak (K.D.A,T.DE.SZ,TDK,M.B.T.S)

“..., önümüzdeki seçimlerde onun yerini alacak bir hareket yaratılabilir mi, ona

bakılıyor!”(Cum.,12 Şub.,s.8)

“...Demiray, konuşmasında, 'Afganistan'da gerçek eğitimin yerini propaganda ve

beyin yıkama aldı' diye konuştu.”(Hür., 10 Şub.,s.12; 16 Şub.,s.17)

“...otomobillerin yerini raylı sistemlerin alacağı bir ulaşım modelini

gerçekleştireceğiz.”(Sab.,3 Şub.,s.5)

Yön vermek (T.DE.SZ, TDK, M.B.T.S)

“…ÖDP Ankara İl Başkanı Hasan Özdinç, ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin politikalarına

yön verenlerin, İsrail’e kendilerini göbekten bağladıklarını’ dile getirdi.”(Cum.,16

Şub.,s.11; 19 Şub.,Strateji eki s.4)

Page 453: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

441

“Ekonomideki arz ve talebe, buğday üretimi ve resmi alım fiyatları yön

verirdi.”(Sab.,14 Şub.,s.5)

Zorunda kalmak (T.DE.SZ,TDK, M.B.T.S)

“...Öymen, Bağış'ın, 'yalanlarken, doğrulamak zorunda kaldığına' dikkat

çekti.”(Cum.,22 Şub.,s.4; 24 Şub.,s.5; 26 Şub.,s.1)

“...diyen bir açıklama yapmak zorunda kaldı.”(Hür.,3 Şub.,s.21)

“Berlusconi, eşinden özür dilemek zorunda kaldı.”(Sab.,1 Şub.,s.1; 21 Şub.,s.7; 25

Şub.,s.19)

Page 454: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

442

BÖLÜM IV

GENEL DEĞERLENDİRME, SONUÇ VE ÖNERİLER

4.1 GENEL DEĞERLENDİRME

Bu bölümde, araştırma sonucunda elde edilen verilerin genel bir değerlendirilmesi

yapılmıştır.

4.1.1 Türkçenin Sözvarlığı Açısından Gazetelerin Değerlendirilmesi

Gazete, yazıldığı dönemin dilini yansıtan en önemli araçlardan biridir. Dildeki

değişimlere, gelişimlere tanıklık eden gazeteler için dil kullanımı önemlidir. Çünkü güncel

ortam ve durumu yansıtan ve sonradan arşiv değeri kazanan gazeteler, okuyucunun ilgisini

canlı tutmak, okuyucu kitlesini biçimlendirip güdüleyerek eğitmek, satış grafiğini

yükseltmek, daha geniş kitlelere ulaşmak amacıyla dili daha etkili, vurgulu ve kapsamlı

kullanmak zorunluluğu duyarlar. Gazete yazarları da, bu amaçlar doğrultusunda sözvarlığı

kullanımını göz önünde bulundururlar.

Deyimler, ikilemeler, kalıp sözler, terimler, atasözleri gibi ögelerden yararlanarak

gazeteler, Türkçenin zengin anlatım olanaklarını gözler önüne sermişlerdir. Bu nedenle bu

çalışmda her bir sözvarlığı ögesinin, gazete dilinde nasıl ele alınıp işlendiği, alt başlıklar

hâlinde verilerek tartışılmaya çalışılmıştır:

Page 455: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

443

4.1.1.1 Deyimler

Gazete dilinde sözvarlığı ögeleri açısından deyimler, önemli bir yer tutar. Gazete

yazarları, gerek haber metin başlıklarında gerekse metin içerisinde deyimlere sıklıkla yer

vererek ülkedeki ve dünyadaki gelişmeleri ve değişimleri somut bir anlatım yoluyla dile

getirmiştir. Böylece bir yandan merakı uyandıran yazar, diğer yandan da olayların akılda

kalıcılığını sağlamıştır.

Gazete dilinde yer alan deyimlerde, Ömer Asım Aksoy'un “Atasözleri ve Deyimler

Sözlüğü” temele alınmıştır. Bu sözlükte yer almayan ögeler ise ayrı başlık altında ele

alınmıştır.

Gazetelerde özellikle bazı deyimlerin yoğun olarak kullanıldığı saptanmıştır.

Bunlar abece sırasıyla şöyle dizilebilir:

Altını çizmek, başvurmak, bir araya gelmek, dile getirmek, ele almak, ele geçirmek,

göz altına almak, gündeme gelmek, ileri sürmek, karşı çıkmak, karşı karşıya, nerede ise,

ortaya çıkmak, ortaya koymak, öne sürmek, söz etmek, söz konusu, söz vermek, tek başına,

yanı sıra, yer almak, yerine getirmek, yer vermek, yol açmak...

Gazetelerde deyimler genellikle özgün biçimini koruyarak, doğru ve yerli yerinde

kullanılmıştır ama yanlış kullanımlar da göze çarpmaktadır:

Özgün Biçimi:

Aklının köşesinden geçmemek : Aklının ucundan bile geçmemek.

Başından kaynar sular dökülmek: Bir kazan kaynar su başından aşağı dökülmek

Başını nâra yakmak: Başını yakmak

Page 456: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

444

Baş üstünde yeri var: Başımızın üstündedir

Bir taşla iki kuş vurmak: Bir taşla üç kuş vurmak

Çıkar yol: Çıkış yolu

Elini kolunu sallaya sallaya gezmek: Elini kolunu sallayarak

Göğsünü gere gere: Göğsünü gererek

Gözlerini kan bürümek: Gözlerini Hürriyet bürümek

Her kafadan bir ses: Her uzmandan ayrı ses

İçi kan ağlamak: İçi kanamak

İpin ucu elinde olmak: İpi elinde tutmak

İşi Allah'a kalmak: İşi duaya kalmak

Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla: Okuyucu sana söylüyorum, sevgilim

sen anla

Ölüm kalım meselesi: Ölüm kalım kavgası

Pabucunu dama atmak: Pabucunu gökyüzünde bir kenara atmak

Saç sakal birbirine karışmak: Saç sakal karışmak

Sırtında yumurta küfesi yok ya!: Sırtında yumurta küfesi olmamak

Bu yanlışlıkların, yardımcı eylem kullanımına yansıdığı da görülmektedir:

Özgün Biçimi:

Allak bullak olmak: Allak bullak etmek

Başına iş açmak: Başına iş almak

Bayram etmek: Bayram yapmak

Page 457: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

445

İzinden yürümek: İzinden gitmek

Karnından söylemek: Karnından konuşmak

Kuşa benzemek: Kuşa dönmek

Pes demek: Pes etmek

Sünger geçirmek: Sünger çekmek

Yaygarayı basmak: Yaygarayı koparmak

Ayrıca özellikle haber metin başlıklarında dikkat çekmek amacıyla, deyimleri

eksiltme yoluna gidildiği görülmektedir.

Metin başlığında kullanılanlar:

Baştacı etmek: Baştacı

“Demokrasi başımızın tacı.”(Sab.,17 Şub.,s.23)

Gözdağı vermek: Gözdağı

“Rumlara gözdağı.”(Cum.,2 Şub.,s.1)

Metin içerisinde kullanılanlar:

Bereket versin: Bereket

Bin pişman olmak: Bin pişman

Kan ter içinde kalmak: Kan ter içinde

Oldubittiye getirmek: Oldubitti

Gazetelerde tümce biçiminde deyimler de yer almaktadır:

Ağzıyla kuş tutsa, anasını satayım, benim oğlum bina okur, döner döner yine okur,

burnu yere düşse almaz, değirmenin suyu nereden geliyor?, eksik olsun, elden ne gelir?, eti

Page 458: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

446

ne budu ne?, gökten zembille mi indi?, haydi canım sen de, hem suçlu hem güçlü, her

uzmandan ayrı ses(Her kafadan bir ses), neyin nesi kimin fesi, o gün bugündür, olacak gibi

değil, şüyuu, vukuundan beterdir, yaşını başını almış, yüzünden düşen bin parça…

Deyimlerin bir türü olan ikilemelerin, gazetelerde sıklıkla kullanılması dikkat

çekicidir:

Açık seçik, ana baba günü, apar topar, ara sıra, arka arkaya, baş başa kalmak, baş

göz etmek, bir iki, boydan boya, burun buruna gelmek, çekip gitmek, derli toplu, dört

dörtlük, durup dururken, eksik gedik, ele avuca sığmamak, el ele vermek, eli kolu bağlı

olmak, elini kolunu sallayarak, eninde sonunda, enine boyuna, eti ne budu ne?, evire

çevire, evli barklı, gece gündüz, gelip çatmak, giyim kuşam, gizliden gizliye, göğsünü gere

gere, göz göre göre, göz göze gelmek, günden güne, hele hele, hem suçlu hem güçlü, ıcığını

cıcığını kurcalamak, iç içe, içi dışı bir, ikide bir, ipe sapa gelmez, ister istemez, iş güç, iş

işten geçmek, iyi kötü, kafa kafaya vermek, kan ter içinde kalmak, karşı karşıya, kendi

kendine, kıran kırana, kırıp geçirmek, kıyıda köşede, kimi kimsesi olmak, körü körüne, lamı

cimi yok, ne olur ne olmaz, ne pahasına olursa olsun, neyin nesi kimin fesi, olan biten, olan

oldu, oldubittiye getirmek, oldu olacak, omuz omuza, ölçüp biçmek, paldır küldür, peş

peşe, pisi pisine, pis pis gülmek, sabah sabah, saçını başını yolmak, saç saça baş başa, saç

sakal birbirine karışmak, sıcağı sıcağına, soluk soluğa, süklüm püklüm, şunun şurasında,

taban tabana zıt, tası toprağı toplamak, tek tük, topu topu, tüyleri diken diken olmak, üç

aşağı beş yukarı, üst üste, yan yana, yarım yamalak, yarın öbür gün, yarı yarıya, yaşını

başını almış, yok yok, yüzüne gözüne bulaştırmak, yüz yüze gelmek, zaman zaman, zar zor.

Page 459: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

447

Sonuç olarak deyimlerin gazete dilinde yaygın bir şekilde kullanılması, gazete

dilinin somut bir anlatım dili olduğunun bir göstergesidir.

4.1.1.2 İkilemeler

Türkçenin zengin anlatım olanaklarından biri olan ikilemeler, gazete diline de

yansımıştır. Gazete yazarı, verdiği haberi okuyucunun zihninde canlandırarak günün

gelişmelerini daha canlı, etkili bir şekilde sunmak için ikilemlerden sıklıkla yararlanır.

İkilemelerin çeşitli biçimlerine yer veren gazete metinlerine baktığımızda;

Aynı sözcüğün yinelenmesiyle ile oluşanlar:

Acı acı, açık açık, adım adım, ağır ağır, aile aile, aman aman, büyük büyük, cıvıl

cıvıl, ciddi ciddi, kademe kademe, kala kala,…

Eş ya da yakın anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılması ile oluşanlar:

Açık seçik, akıl fikir, allak bullak, apar topar, bağırmak çağırmak, bitmek

tükenmek, çanak çömlek, çarşı pazar, doğru dürüst,…

Zıt anlamlı sözcüklerin yan yana kullanılması ile oluşanlar:

Alım satım, altüst, aşağı yukarı, doğru yanlış, gece gündüz, gelen giden, gel git,

genç yaşlı, gidiş dönüş, içi dışı,…

Aynı sözcüğün ön sesinin değiştirilmesi ile oluşanlar:

Aslı faslı, ayrı gayrı, keşif meşif, otel motel, öncülük möncülük, süklüm püklüm,…

Yansıma sözcüğü ile oluşanlar:

Kart kurt, paldır küldür, patır patır, tıkır tıkır.

Page 460: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

448

Aynı sözcüğün ön sesi ile kurulan ve yansımalı sözcüğün yinelenmesi ile kurulan

ikilemeler, diğer ikileme biçimlerine göre daha az kullanılmıştır.

4.1.1.3 Kalıp Sözler

Bir dilin kültürünün, gelenek ve göreneklerinin, insan ilişkilerinin, toplum

anlayışının en önemli yansıtıcılarından biri olan kalıp sözler, gazete dilinde de yer

almaktadır. Deyimler ve ikilemelere oranla daha az kullanılmasına karşın çeşitlilik

açısından gazete dilinde dikkat çekici bir özelliğe sahiptir.

Türkiye Türkçesinde Allah sözcüğüyle kurulmuş ögelerin çokluğu gazete diline de

yansımıştır: Allah’a emanet, Allah akıl fikir versin, Allah aşkına, Allah bilir, Allah biliyor

ya, Allah büyüktür, Allah göstermesin, Allah’ım sen koru, Allah’ım sen büyüksün,

Allah’ından bulsun, Allah’ın izniyle, Allah rahmet eylesin, Allah razı olsun, Allah rızası

için, Allah selamet versin, Allahsız adam, Allah’tan, Allah vergisi, Elhamdülillah,

Eyvallah, İnşallah, Maşallah, Maazallah, Sen beni güldürdün Allah da seni güldürsün.

Bununla birlikte onaylamayı belirten aferin, baş sağlığı dilemede kullanılan başınız

sağolsun, özür dilemede kullanılan özür dilerim, kusura bakmayın, selamlaşmada

kullanılan merhaba, sabah şerifleri hayrolsun, iyi dilekleri belirtmede kullanılan

mutluluklar dilerim, cümlemize hayırlı uğurlu olsun,darısı başına, gözü aydın, tebrik

ederim…, şükran dileklerini belirtmede kullanılan sağ ol, sağ olsun, yadsımayı belirtmede

Page 461: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

449

kullanılan bana ne, sana ne, size ne, aşk olsun… gibi kalıp sözlerin gazete dilinde yer alışı,

günlük hayatımızda ne kadar çok kalıp söze yer verdiğimizin bir göstergesidir.

4.1.1.4 Atasözleri

Atasözleri, sözvarlığı ögeleri içerisinde gazete dilinde en az yer verilendir.

Gazeteler arası karşılaştırma yaptığımızda da atasözlerinin en çok Sabah gazetesinde, en az

Hürriyet gazetesinde yer aldığı görülmüştür.

Atasözleri, genellikle haber metinlerinden çok köşe yazarlarının ya da

politikacıların söylemlerinden dolayı gazete diline yansımıştır.

Genelde biçimlerinde herhangi bir sapmaya uğramayan atasözlerinin yalnızca

birkaç tanesinde sözcük değiştirme, sözcük ekleme yoluyla biçimsel farklılaşma

görülmüştür:

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın

“Yayın organlarından eğer 'bana dokunmayan iktidar bin yaşasın' diye düşünen

varsa, kendi varlıklarını inkâr ediyorlar demektir.”(Cum.,19 Şub.,s.8)

Bir adama kırk gün deli dersen deli olur

“Bir adama kırk defa deli derseniz adam da deliyim der ve deli olur.”(Sab.,19

Şub.,s.17)

Page 462: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

450

Her yiğidin gönlünde(her gönülde) bir arslan yatar

“Refah Partisi içinde gelenekçi ekibe mücadele bayrağı açarak yola çıkan bu ekibin

önde gelen isimlerinin her birinin gönlünde yatan bir aslan var.”(Sab., 1 Şub., s.4)

Kadının fendi erkeği yendi

“Amaaa 'kadının fendi, erkeği her zaman yenmiştir', unutmamalı!”(Sab.,14

Şub.,Günaydıneki s.3)

Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez

“3 milyon Euro'nun hayalini kuran ev sahibi İ.S. kaz gelecek yerden horozunu

esirgeyecek değildi.”(Hür.,11 Şub.,Pazar eki s.15)

4.1.1.5 Terimler

Bir bilim, sanat, uzmanlık dalı ya da bir konu ile ilgili özel bir anlamı olan, belli bir

kavramı karşılayan sözcükler olan terimlerin, gazete dilinde kullanımı üç yönde

gerçekleşmektedir:

1- Halkın diline yerleşmiş, terim sözlüklerinde yer almasına karşın terim olma

niteliklerini kaybetmiş terimler: Maç, gol, yasa, teşhis koymak, açık oturum, antrenör,

astronot, atmosfer, beraat, borsa, ceza alanı, çeyrek final, deprem kuşağı, düet, etnik,....

2- Halk tarafından bilinen ama terimselliğini koruyan terimler: AIDS, ALS,

aritmetik ortalama, balistik, boylam, damar sertliği, diyaliz, donör, ego...

Page 463: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

451

3- Terimsel kullanım içerisinde yer verilenler: Anksiyete, anoreksiya, antiretroviral

tedavi, asbest, embriyo reduction, fibroblast, hematoloji, hidrosefali, hirsitizm,

homozigot,...

4.1.1.6 Kalıplaşmış Sözler

Her dilde rastlanan, ünlü kişilerin, hükümdarların, düşünürlerin, sanatçıların belli

bir durumda, belli bir olay dolayısıyla söyledikleri sözler olan kalıplaşmış sözlere, gazete

dilinde de yer verildiği görülmüştür. Spor haberinde ya da verdiği eklerdeki metinler

arasında kalıplaşmış sözlere rastlamak olasıdır. Örneğin; “Beş dakikada Beşiktaş” sözü,

Beşiktaş takımının son beş dakikada gerçekleştirdiği başarısının etkisiyle dilimizde

kalıplaşmış ve bir işin kısa sürede bitirildiğini anlatmak üzere kullanılır hâle gelmiştir.

4.1.2 Sözcük Kökeni Açısından Gazetelerin Değerlendirilmesi

Bir dilin sözvarlığında yerli ve yabancı ögeleri belirleme amacıyla yapılacak sayısal

incelemeler, o dönemdeki dil kullanımını yansıttığı gibi dildeki gelişme ve değişmeleri de

ortaya koyması açısından büyük bir önem taşımakta ve somut veriler oluşturmaktadır.

Bu bölümde Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin 3 günlük sayılarının

sözcük kökeni açısından incelenmesi sonucu elde edilen verilerin değerlendirilmesi

yapılmıştır. Veriler, toplam 118 metin içerisinde yer alan 30093 sözcüksel birimden -

sıklıklar dahil olmak üzere- oluşmaktadır.

Page 464: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

452

Sözcük kökeni açısından yapılan bu incelemede 3 temel başlık esas alınmıştır.

Bunlar: “Türkçe kökenli ögeler”, “Yabancı kökenli ögeler” ve “Türkçeleşmiş Yabancı

kökenli ögeler.”

Ögelerin madde başı olarak ele alınmasında TDK Türkçe Sözlük esas alınmıştır.

Yalnız; sözlükten farklı olarak deyimler, atasözleri, ikilemeler, terimler, birleşik biçimler

(Ör.;bilgi edinmek) ve eylemlerin türevleri de madde başı olarak gösterilmiştir. Örneğin:

“almak” eyleminin yanı sıra “alınmak”, “aldırmak” biçimlerine de yer verilmiştir. Böyle

bir gösterimin, sıklık sayımlarını etkilemeyeceği gibi gazete dilindeki eylemlerin değişik

biçimleri -örneğin; edilgenlik kullanımı- çerçevesinde yapılacak bir çalışmaya da yardımcı

olacağı düşünülmektedir.

Elde edilen sonuçlar aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir:

Metin sayısının tarihlere göre dağılımı Cumhuriyet Hürriyet Sabah

1 Şubat 13 15 14

2 Şubat 15 12 14

3 Şubat 15 12 8

Toplam 43 39 36

GENEL TOPLAM: 118 metin

Page 465: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

453

Sözcüksel birimlerin gazetelere göre dağılımı ise:

CUMHURİYET Türkçe Kökenli Ögeler

Yabancı Kökenli Ögeler

Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler

1 Şubat 2136 681 261

2 Şubat 2911 936 303

3 Şubat 2954 962 327

TOPLAM: 11471 sözcüksel birim

HÜRRİYET Türkçe Kökenli Ögeler

Yabancı Kökenli Ögeler

Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler

1 Şubat 2234 744 288

2 Şubat 1883 708 235

3 Şubat 2107 756 225

TOPLAM: 9180 sözcüksel birim

SABAH Türkçe Kökenli Ögeler

Yabancı Kökenli Ögeler

Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler

1 Şubat 2409 844 255

2 Şubat 2543 1007 276

3 Şubat 1447 563 101

TOPLAM: 9445 sözcüksel birim

Page 466: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

454

Yapılan sayımlar sonucu elde edilen yüzdelik oranlar ise şöyledir:

CUMHURİYET Türkçe Kökenli Ögeler

Yabancı Kökenli Ögeler

Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler

1 Şubat % 69,39 % 22,12 % 8, 47

2 Şubat % 70,14 % 22,55 % 7,30

3 Şubat % 69,62 % 22,67 % 7,70

YÜZDELİK ORTALAMA

% 69,71 % 22,44 % 7,82

HÜRRİYET Türkçe Kökenli Ögeler

Yabancı Kökenli Ögeler

Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler

1 Şubat % 68,40 % 22,78 % 8,81

2 Şubat % 66,63 % 25,05 % 8,31

3 Şubat % 68,23 % 24,48 %7,28

YÜZDELİK ORTALAMA

% 67,75 %24,10 %8,13

SABAH Türkçe Kökenli Ögeler

Yabancı Kökenli Ögeler

Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler

1 Şubat % 68,67 % 24,05 % 7,26

2 Şubat % 66,46 % 26,31 % 7,21

3 Şubat % 68,54 % 26,66 %4,78

YÜZDELİK ORTALAMA

%67,89 % 25,67 % 6,41

Page 467: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

455

Yüzdelik oranlar sonucu bir karşılaştırma yaptığımızda ise şu sonuçlar elde

edilmiştir:

Gazete Adı Türkçe Yabancı Türkçeleşmiş Yabancı

Cumhuriyet % 69,71 % 22,44 % 7,82 Hürriyet % 67,75 %24,10 %8,13 Sabah %67,90 % 25,67 % 6,41

Sıralama açısından Türkçe Yabancı Türkçeleşmiş Yabancı

1. Cumhuriyet Sabah Hürriyet 2. Sabah Hürriyet Cumhuriyet 3. Hürriyet Cumhuriyet Sabah

Yıllar arası bir karşılaştırma yaptığımızda;

Cumhuriyet Türkçe kullanımı; Yıl Yüzdelik Oran

1930-1965 % 50,13 1982-87 % 74.8

2000 % 78.1 2006 1 Şub.’da % 73,5, 2 Aralık’ta

%79 (Yerleşmiş ve Yerleşmemiş Yabancı Sözcükler birlikte ele alınmıştır.)

2007 % 69,71

Hürriyet Türkçe kullanımı; Yıl Yüzdelik Oran

1948-1965 % 52,97 2000 % 76 2006 1 Şub.’da % 82, 2 Aralık’ta % 80

(Yerleşmiş ve Yerleşmemiş Yabancı Sözcükler birlikte ele alınmıştır.)

2007 % 67, 75

Page 468: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

456

Sabah Türkçe Kullanımı; Yıl Yüzdelik Oran

2000 %74,3

2007 %67,90

2007 yılında yapılan bu sayımdan elde edilen sonucun, Aksan’ın 2000 ve 2006

yıllarındaki yaptığı sayımlara göre Türkçe kökenli öge kullanma oranının daha düşük

çıkmasının nedenleri;

1- 1 Şubat, 2 Şubat ve 3 Şubat 2007 tarihlerinde Hrant Dink cinayetinin gündem

konusu olması nedeniyle cinayet, azmettirici, polis, emniyet... gibi sözcüklerin sık

kullanıldığı görülmektedir. Ör.;Cinayet sözcüğüne baktığımızda;

Cumhuriyet: 1 Şub. (23), 2 Şub. (32), 3 Şub. (11)

Hürriyet : 1 Şub. (9), 2 Şub.(5), 3 Şub. (4)

Sabah: 1 Şub. (15), 2 Şub. (8), 3 Şub. (12)

2- Kalıp sözler, ikilemeler ve birleşik biçimlerin tek bir madde olarak ele

alınmasıdır. Ör.; “Allah selamet versin” kalıp sözünün “Türkçeleşmiş yabancı kökenli

ögeler” içerisinde yer verilmesi,“adım adım” ikilemesinin veya “hastaneye kaldırılmak”

ögelerinin tek bir madde olarak ele alınması yüzdelik oranı etkilemiştir.

Bu etkenlere rağmen ortalamaları %70'e yakındır ve bu da gazete dil kullanımının,

Türkçe kökenli sözlüksel birim kullanımı açısından iyi yönde olduğunu gösterir. Ama

Cumhuriyet gazetesinin 1 Şubat'taki sayısında sayfa 8'de geçen “minimize etmek” veya

Hürriyet gazetesi 2 Şubat'taki sayısında geçen “provokatif” ögeleri de gazetelerde yabancı

öge kullanımı eğiliminin hâlâ devam ettiğinin bir göstergesidir.

Ersoylu(Akt.Sezgin,2004:105)'ya göre gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi zaman ve

Page 469: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

457

mekân engellerini çok geniş ölçüde aşan, insanlara rahatlıkla ulaşan yayınların, batı

kaynaklı kelime ve unsurların Türkçeye taşınmasından benimsettirilmesine kadar bütün

oluşumlarında şu veya bu ölçüde pay ve sorumluluk sahibi olduğu açık ve kesin bir

gerçektir. Bu araçlar batı kaynaklı kelimeleri taşımış ve yaygınlaştırmıştır. Bu yayınlar,

bununla da yetinmeyip, kullanıla kullanıla iyice eskitilen, yıpratılan, bıktırılan bazı

unsurların yerine, çekici ve yönlendirici ifadeler elde etmek amacıyla, yine aynı

kaynaklardan başkalarını getirmektedir.

Kavcar(2002:14)'a göre ülkeyi yönetenler, basın- yayın kuruluşları ve bir kısım

aydınlar, çok güzel Türkçe karşılıkları bulunsa da yabancı sözcükleri kullanmaktan sanki

olağanüstü bir zevk alıyorlar.

“Türk Dil Kurumu'nun “Türkçe Sözlük”ünde Yer Almayan Söz Değerleri”

bölümünde yer verilen bazı ögeler, Kavcar'ın bu sözlerini destekleyici niteliktedir. Ör.;

“minimize etmek” yerine “en aza indirmek”i kullanmak ya da “hacker” yerine İtalyanca

kökenli olmasına rağmen dilin yapısına daha uygun olan “korsan”dan yola çıkılarak

oluşturulan “bilgisayar korsanı”nı kullanmak daha yerinde olacaktır. “Kışkırtıcı” gibi bir

sözcük varken “provokatif” gibi bir kullanımın, çok yersiz olduğu görülmektedir.

Gazetelerdeki yabancı kökenli ögelerin dillere göre dağılımına baktığımızda ise şu

sonuçlar ortaya çıkmaktadır:

Diller Cumhuriyet Hürriyet Sabah

Alm. 1 0 1 Ar. 403 414 383 Bulg. 0 1 1 Çin. 1 0 0

Page 470: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

458

Erm. 1 2 1 Far. 65 67 67 Fr. 147 167 170 İng. 25 25 32 Mac. 0 1 0 Moğ. 1 1 0 İtal. 29 25 21 Kür. 1 0 0 Lat. 0 0 2 Rume. 0 1 1 Rus. 0 1 1 Soğd. 2 2 3 Yun. 5 9 5

Bu bölümde ayrıca sıklık çalışması da yapılmıştır. Sözcükbilimde sıklık, bir dilin

sözcüklerinin öteki sözcüklere oranla daha çok ya da daha seyrek kullanılması anlamına

gelir.(Aksan, 2003b, c.3,ss.20)

Belli metinlere dayanılarak yapılan bu çalışmalar, hangi sözcüğün ne kadar sıklıkla

kullanıldığını göstermesi açısından önem taşımaktadır.

Aksan(2003b, c.3,ss.21),yapılan incelemeler sonucunda, dilde en çok başvurulan

ögelerin 'yapı sözcükleri' adı verilen, belirtme ögeleri(article), adıl, ilgeç, bağlaç, yardımcı

eylem gibi ögeler olduğunu belirterek J.E.PIERCE'ın Türkçe üzerinde yaptığı çalışmayı

ekler. Bu çalışmada yapılan sıralama ise şu şekildedir:

1.bir, 2.bu, 3.olmak, 4.etmek, 5.ve, 6.demek, 7.o, 8.ne, 9.baş, 10.yapmak, 11.için,

12.ben, 13.görmek, 14. gelmek, 15. iki, 16. vermek, 17. gibi, 18.bulmak, 19. hareket, 20.

almak

Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerine baktığımızda ise(Sıklıkları, herhangi

bir günde 20'yi geçen sözcükler ele alınmıştır.), elde edilen sonuçların J.E.PIERCE'ın

yaptığı çalışmayı destekler nitelikte olduğu görülmektedir. Ayrıca sıklıkları fazla olan

Page 471: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

459

sözcüklerden yola çıkılarak, gazete haberlerinde bahsedilen konu hakkında da ipuçları

edinebiliriz ki Hrant Dink cinayetinin gündemde olması nedeniyle polis, cinayet, jandarma,

derin devlet, rapor gibi sözcüklerin sık kullanıldığı görülmektedir.

Ben: Hürriyet'te, 1 Şub. (16), 2 Şub.(27), 3 Şub. (7) Bin : Hürriyet'te, 1 Şub. (1), 2 Şub.(3), 3 Şub.(28) Bir: Cumhuriyet'te, 1 Şub. (70) , 2 Şub. (77), 3 Şub. (128) Hürriyet'te, 1 Şub. (84), 2 Şub.(63), 3 Şub. (82) Sabah'ta, 1 Şub. (102), 2 Şub. (99), 3 Şub. (65) Bu : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (54), 2 Şub. (63), 3 Şub. (79) Hürriyet'te, 1 Şub. (57), 2 Şub.(62), 3 Şub. (63) Sabah'ta, 1 Şub. (62), 2 Şub. (57), 3 Şub. (37) Bulunmak: Sabah'ta, 1 Şub. (10), 2 Şub. (23), 3 Şub. (10) Cinayet: Cumhuriyet'te, 1 Şub. (23), 2 Şub. (32), 3 Şub. (11) Da –De(Dahi) : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (25) , 2 Şub. (78), 3 Şub. (60) Hürriyet'te, 1 Şub. (47), 2 Şub.(51), 3 Şub. (38) Sabah'ta, 1 Şub. (62), 2 Şub. (88), 3 Şub. (37) Daha : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (5), 2 Şub. (5), 3 Şub. (22) Demek : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (17), 2 Şub. (29), 3 Şub. (16) Hürriyet'te, 1 Şub. (33), 2 Şub.(26), 3 Şub. (23) Sabah'ta, 1 Şub. (36), 2 Şub. (26), 3 Şub. (14) Derin devlet: Hürriyet'te, 2 Şub.(26), 3 Şub. (10) Gelmek : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (8), 2 Şub.(12), 3 Şub. (22) Görev : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (14), 2 Şub. (22), 3 Şub. (14) Görüntü: Hürriyet'te, 1 Şub. (1), 2 Şub.(9), 3 Şub. (22) Sabah'ta, 1 Şub. (1), 2 Şub. (8), 3 Şub. (43) Gün: Sabah'ta, 1 Şub. (27), 2 Şub. (13), 3 Şub. (9) İçin : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (21), 2 Şub. (20), 3 Şub. (32) Hürriyet'te, 1 Şub. (24), 2 Şub.(17), 3 Şub.(17) Sabah'ta, 1 Şub. (34), 2 Şub. (15), 3 Şub. (11) İki : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (11) , 2 Şub. (36), 3 Şub. (38) Hürriyet'te, 1 Şub. (7), 2 Şub.(17), 3 Şub. (31) Sabah'ta, 1 Şub. (25), 2 Şub.(28), 3 Şub. (16) İle : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (58), 2 Şub. (119), 3 Şub. (115) Hürriyet'te, 1 Şub. (44), 2 Şub.(55), 3 Şub. (83) Sabah'ta, 1 Şub. (73), 2 Şub. (85), 3 Şub. (43) İş: Sabah'ta, 1 Şub. (7), 2 Şub. (22), 3 Şub. (1) Jandarma: Hürriyet'te, 2 Şub.(17), 3 Şub. (27) Kişi: Sabah'ta, 1 Şub. (2), 2 Şub. (7), 3 Şub. (33) Konu : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (24) , 2 Şub. (19), 3 Şub. (28) Olay : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (27), 2 Şub. (19), 3 Şub. (9) Olmak : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (86), 2 Şub.(77), 3 Şub. (86)

Page 472: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

460

Hürriyet'te, 1 Şub. (65), 2 Şub.(64), 3 Şub. (55) Sabah'ta, 1 Şub. (94), 2 Şub. (91), 3 Şub. (68) On : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (2) , 2 Şub. (22), 3 Şub. (8) Hürriyet'te, 1 Şub. (6), 2 Şub.(3), 3 Şub.(25) Sabah'ta, 1 Şub. (21), 2 Şub. (16), 3 Şub. (2) Polis: Cumhuriyet'te, 1 Şub. (9) , 2 Şub. (22), 3 Şub. (3) Hürriyet'te, 2 Şub.(7), 3 Şub. (23) Sabah'ta, 1 Şub. (6), 2 Şub. (8), 3 Şub. (35) Rapor: Cumhuriyet'te, 1 Şub. (8), 2 Şub.(7), 3 Şub. (27) Sonra: Sabah'ta, 1 Şub. (12), 2 Şub. (25), 3 Şub. (14) Üç : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (2) ,2 Şub. (15), 3 Şub. (24) Hürriyet'te, 1 Şub. (21), 2 Şub.(3), 3 Şub. (11) Var: Sabah'ta, 1 Şub. (21), 2 Şub. (19), 3 Şub. (14) Ve : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (65), 2 Şub. (67), 3 Şub. (139) Hürriyet'te, 1 Şub. (70), 2 Şub.(49), 3 Şub. (69) Sabah'ta, 1 Şub. (58), 2 Şub. (94), 3 Şub. (54) Yapmak : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (26) , 2 Şub. (49), 3 Şub. (34) Hürriyet'te, 1 Şub. (19), 2 Şub.(21), 3 Şub. (16) Sabah'ta, 1 Şub. (38), 2 Şub. (23), 3 Şub. (7) Yazı: Hürriyet'te, 1 Şub. (21), 2 Şub.(5), 3 Şub.(2) Yıl : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (25), 2 Şub. (10), 3 Şub. (7) Yüz : Cumhuriyet'te, 1 Şub. (6) , 2 Şub. (8), 3 Şub. (36)

Bireyin dil yapısına, dil öğretimine ve metin bilgisi çalışmalarına yönelik yapılan

sözcük sıklığı çalışmaları, yazılı veya sözlü metinlerin taranması, incelenmesi ve bunlarla

ilgili sözlük oluşturulmasına yarar sağlayarak dil öğretimine katkıda bulunduğu gibi

metinlerin dil ve anlatım özelliklerini koyma açısından da büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, bu çalışmada hem gazetelerin Türkçe ve yabancı dil kullanımı hem

de sıklık verileriyle bu kullanımın oranları belirlenmiştir. Böylece gazete dilinde özellikle

hangi ögelere daha çok başvurulduğu ya da yabancı kökenli ögelerden hangi dilin etkisinin

daha fazla olduğu somut verilerle ortaya konulmuştur. Bununla birlikte gazete metinlerinde

bu çerçevede yapılacak çalışmalarda metinlerin içeriğinin de etkili olabileceği

unutulmamalıdır. Bu nedenle gündemi Hrant Dink cinayeti olan bu çalışmayla, gündem

Page 473: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

461

konusu başka olan herhangi bir gazete metninde yapılacak bir çalışma arasında

karşılaştırma yapılarak bu faktörün etkinliği ortaya konulabilir.

4.1.3 Türk Dil Kurumu’nun “Türkçe Sözlük”ünde Yer Almayan Söz

Değerleri Açısından Değerlendirilmesi

Türk Dil Kurumu'nun sözlüğü temele alınarak yapılan bu çalışmada, sözlükte yer

almayan ama gazetelerde karşılaşılan birtakım ögeler söz konusudur. Bu ögeler ele

alındığında dört durumla karşı karşıya kalınmıştır:

1- Küresel ısınma, yaşam koçu, taşıyıcı anne gibi yeni ögeler (neolojizm)

2- Sözlükte yer alması gereken ama yer verilmeyen ögeler: Ağırlık vermek, birlikte

olmak, doğal kaynak, finansör, güneş enerjisi, kuş gribi, kutup ayısı, not defteri....

3- Gazetelerin, Türkçe karşılığı olmasına rağmen yabancı sözcükleri, yabancı

sözcüklerle yapılan türetmeleri ya da birleştirmeleri- etmek, olmak yardımcı eyleminden

sıklıkla yararlanılmaktadır- tercih etmeleri: Egale etmek, maksimalist, manipüle etmek,

marjinalize etmek, minimize etmek, provokatif,... Bu kullanımda elbette siyasetçilerin,

röportaj yapılan kişinin dilinin de etkisi söz konusudur. Çünkü gazete, konuşmaları olduğu

gibi aktarmak zorundadır. Ama bu tür sapmalara gazetenin herhangi bir haber metninde ya

da köşe yazısında da rastlanılmaktadır.

4- Türk Dil Kurumu'nun sözlük çalışmalarındaki gelişmelere de tanık olunmuştur.

Bu gelişme, 2005 yılı basılı sözlüğü ile 2007 yılı Güncel Türkçe Sözlüğü arasında

karşılaştırma yapılarak saptanmıştır: Devre dışı, dezenformasyon, elinden almak, hacker...

Page 474: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

462

4.1.4 Ömer Asım Aksoy’un “Deyimler Sözlüğü”nde Yer Almayan Deyimler

Açısından Değerlendirilmesi

Gazetelerin sözvarlığı incelemesi yapılırken Ömer Asım Aksoy’un “Deyimler

Sözlüğü”nde yer almayan deyimlerle karşı karşıya kalınmış ve bu deyimlerin ayrı bir

başlık adı altında ele alınması gereği duyulmuştur. Bu amaçla Mehmet Hengirmen’in

“Deyimler Sözlüğü”, Ali Püsküllüoğlu’nun “Türkçe Deyimler Sözlüğü”, Ayhan Ediskun

Türkhan’ın “Konuşan Deyimler ve Atasözleri” ve Neşe Emecan’ın “1960'tan Günümüze

Türkçe. Bir Sözlük Denemesi”nden yararlanılmıştır.

Yapılan bu çalışmayla deyimler sözlüğü karşılaştırması yapılmıştır. Buna göre;

Ömer Asım Aksoy

Mehmet Hengirmen Yakınlık

Ayhan Ediskun Türkhan

Ali Püsküllüoğlu Uzaklık

Ömer Asım Aksoy’a en yakın olan Mehmet Hengirmen, en uzak olan ise Ali

Püsküllüoğlu’dur.

Karşılaştırma yapılırken sadece sözlüklerde yer alıp almamasına bakılmamış, aynı

zamanda anlamları da göz önünde tutulmuştur. Örneğin;

Page 475: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

463

Üstüne gelmek: Ö.A.A, K.D.A, TDK'de “üstüne gelmek” deyimi için “Bir kişinin,

bir şeyin yapılması ya da konuşulması sırasında gelmesi” anlamı verilmiştir. T.DE.SZ ve

M.B.T.S’ de ayrıca “bir kişiyi,bir şeyi yapması için zorlamak” anlamı da verilmiştir.

Aşağıdaki tümcelerde 2.anlam kullanılmıştır gibi….

Ayrıca deyimler sözlükleriyle sınırlı kalınmamış, genel sözlüklerden Misalli Büyük

Türkçe Sözlük ile Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük’ünde bu deyimlere yer verilip

verilmediği belirlenmiştir. Ör.; “Şaşkına çevirmek” deyimine Misalli Büyük Türkçe

Sözlük’te yer verilmemiştir.

Ömer Asım Aksoy’dan farklı olarak diğer sözlüklerde deyim olarak kabul

edilenlerden adım atmak, damga vurmak, dikkat çekmek, son derece ögelerinin gazetelerde

sıklıkla kullanıldığı görülmüştür.

4.2 SONUÇ VE ÖNERİLER

Araştırmada incelenen gazeteler, gazete dilini yansıtmak amacıyla ele alınmış ve bu

bağlamda değerlendirilmiştir. Şu sonuçlar elde edilmiştir:

1. Gazete dilinde sözvarlığı ögelerinin ayrı bir yeri vardır. Etkili, somut, anlaşılır

kılmak, uyandırılan merakı sürdürmek amacıyla sözvarlığı ögelerinden sıklıkla yararlanılır.

a. Sözvarlığı ögeleri içerisinde en çok deyimlerden yararlanılır. Bunda deyimlerin

olayları somutlaştırırken bir yandan da kısa,öz bir şekilde anlatım güzelliği içerisinde

Page 476: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

464

vermesinin büyük payı vardır. Çünkü gazete yazarının amacı etkili ve vurgulayıcı bir

anlatımla haberleri yansıtmaktır. Bundan dolayı deyimlerden sıklıkla yararlanır.

b. Gazete dilinde özellikle altını çizmek, başvurmak, bir araya gelmek, dile

getirmek, ele almak, ele geçirmek, göz altına almak, gündeme gelmek,… gibi bazı

deyimlerin yaygın bir şekilde kullanılması, deyim öğretiminde öncelikle bu deyimlere yer

verilmesi gereğini doğurmuştur.

c. Gazete dilinde deyimlerde biçimsel sapmalar söz konusudur. Sözcük değiştirme,

eksiltme gibi çeşitli yollara başvurularak ele alınan habere uygun hâle getirilmiştir.

d. Tamlama , isim+ eylem, ikileme, tümce,eksiltili … gibi deyimlerin her türlü

biçimsel yapısını gazetelerde bulmak olasıdır.

e. Deyimlerden sonra ikilemelerin gazete dilinde ayrı bir yeri vardır. Özellikle aynı

sözcüğün yinelenmesi, eş ya da yakın anlamlı sözcüklerin ya da zıt anlamlı sözcüklerin yan

yana kullanılması ile oluşan ikilemeler daha çok kullanılmaktadır. İkilemelere geniş bir

şekilde yer vererek ikilemelerin günlük hayatımızın önemli bir parçası olduğunu

göstermektedir.

f. Deyimlerin bir türü olan ikilemelerin de sıklıkla kullanılması bunun kanıtı

niteliğindedir.

g. Kalıp sözleri, gazetelerde bulmak olasıdır. Ama bu sözlerin gazete diline

yansımasında siyasetçiler, köşe yazarları ve röportaj yapılan kişilerin etkisi büyüktür.

h. Gazete dili, atasözleri açısından zayıftır. Atasözlerine yer veriş açısından; 1.

sırada Sabah, 2. sırada Cumhuriyet, 3.sırada ise Hürriyet yer alır. Ayrıca deyimlerde

olduğu gibi atasözlerinde de bir takım biçimsel sapmalar söz konusudur.

Page 477: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

465

ı. Terim kullanımı gazete dilinde üç yönde gelişmiştir: 1- Halkın diline yerleşmiş,

terimliğini kaybetmiş terimler, 2- Halk tarafından bilinen ama terimselliğini koruyanlar, 3-

Terimsel kullanımına yer verilenler.

i. Kalıplaşmış sözleri, az da olsa gazete dilinde görmek olasıdır.

2. Gazeteleri, sözcük kökeni açısından ele aldığımızda Türkçe kullanma oranının %

70’e yakın olması gazete dilinin özleşme açısından iyi yönde olduğunu gösterir. Ama

gerek siyasetçilerin gerekse köşe yazarlarının anlatımı etkileyici ya da vurgulayıcı kılmak

amacıyla yer yer yabancı sözcükleri ya da onlardan yapılan türetme ve birleşmeleri

kullanmaları ise üzücü bir yöndür. Çünkü eve her sabah ekmekle beraber giren gazete,

7’den 70’e herkesin elindedir ve gazete dilinde yer alan herhangi bir yanlış kullanım gazete

aracılığıyla gittikçe yaygınlaşır ve dile yerleşir. Bu açıdan Türkçe kullanımına daha çok

özen gösterilmesi gerekir.

Gazete dilinde bazı sözcüklerin sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Bu açıdan

sözcük öğretiminde bu sözcüklerin ön planda tutulması, hem temel sözvarlığına katkıda

bulunulmasını hem de gazetelerin daha iyi anlaşılmasını sağlar.

3. Türk Dil Kurumu’nda yer almayan ögelere bakıldığında dört durumla

karşılaşılmıştır:

1- Yeni öge(neolojizm), 2- Sözlükte yer alması gereken ama yer verilmeyen öge, 3- Gazete dilinde yabancı öge kullanma eğilimi, 4- Türk Dil Kurumu'nun sözlük çalışmalarındaki değişim ve gelişimler.

4. Ömer Asım Aksoy’un “Deyimler Sözlüğü”nde yer almayan ögeler ayrı bir başlık

adı altında ele alınmış, bu durum da bir yandan Ömer Asım Aksoy’daki eksiklikleri

belirlerken diğer yandan deyim sözlük karşılaştırması yapma gereğini doğurmuştur. Buna

Page 478: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

466

göre Ömer Asım Aksoy’a en yakın Mehmet Hengirmen’in sözlüğü oluyorken en uzak Ali

Püsküllüoğlu’nun sözlüğü olmuştur. Ali Püsküllüoğlu’ndaki bazı deyimler tartışılır

niteliktedir: Annelik etmek, aracılık etmek,…

Gazetelerin sözcük kökeni ve sözvarlığı açısından incelenmesinden yola çıkarak şu

ÖNERİLER sıralanabilir:

1. Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah gazetelerinin dışındaki başka gazetelerin de

sözvarlığı incelemeleri yapılabilir.

2. Gazete metin türleri göz önünde tutularak sözvarlığı açısından inceleme

yapılabilir.(Spor, magazin, köşe yazısı, röportaj…)

3. Köşe yazarlarını sözvarlığı açısından inceleyerek aralarındaki bireysel farklılık

ortaya konulabilir. Böylece hangisinin Türkçenin zengin anlatım olanaklarından daha çok

yararlandığı belirlenebilir.

4. Farklı yıllardaki gazetelerin sözvarlığı kullanımı arasında bir karşılaştırma

çalışması yapılabilir.

5. Belirli bir haberi temele alarak, gazetelerin bu haberi ele alışında sözvarlığından

ne kadar yararlandığı ortaya konulabilir.

6. Manşet haberlerinde dikkat çekmek amacıyla çeşitli yollara başvurulmakta,

bunlar arasında deyim ve ad aktarması gibi anlam olayları ile deyim, ikileme… gibi

sözvarlığı ögesi kullanımına sıkça rastlanılmaktadır. Bu açıdan yalnızca manşet haberleri

veri alınarak bir çalışma yapılabilir.

7. Gazete yazarlarının, dil kullanımı açısından daha dikkatli olması gerekir. Sırf

etkili bir anlatım oluşturabilmek için dilde yaptıkları yanlışlıklar göze batmaktadır.

Page 479: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

467

(Deyimlerde ve atasözlerindeki çarpıklıklar, sözcüğü yerinde kullanamama, yabancı

sözcük kullanma ve üretme eğilimi, yazım ve noktalama yanlışları…) Gazetedeki herhangi

bir yanlış kullanım, dile daha çabuk yerleşmektedir. Bu nedenle dildeki yetersizlikleri

eğitimle giderilmeli ve onlara anadili bilinci kazandırılmalıdır

Page 480: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

468

KAYNAKÇA

Akarsu, B.(1998). Dil- Kültür Bağlantısı. İstanbul: İnkılâp Yayınevi

Akıncı, M.H.(1992). Temel Sözvarlığımız ve Örneklendirilmesi.

Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Akyalçın,N.(2007). Türkçe İkilemeler Sözlüğü. Ankara: Anı Yayıncılık

Aksan, D.(2000). Türkçenin Sözvarlığı. Ankara: Engin Yayınevi

Aksan, D.(2003a). Dil, Şu Büyülü Düzen…Ankara: Bilgi Yayınları

Aksan, D.(2003b). Her Yönüyle Dil. Ana Çizgileriyle Dilbilim. Ankara: TDK

Yayınları

Aksan, D.(2005a). Anlambilim.Ankara: Engin Yayınevi

Aksan, D.(2005b). Türkçenin Gücü. Ankara: Bilgi Yayınları

Aksan, D.(2005c.).Türkiye Türkçesinin Dünü, Bugünü, Yarını. Ankara: Bilgi

Yayınları.

Aksan, D.(2006a). Anadilimizin Söz Denizinde. Ankara: Bilgi Yayınları

Aksan,D.(2006b). Türkçenin Zenginlikleri İncelikleri. Ankara: Bilgi Yayınları.

Aksan, D.(2007). Türkçenin Bağımsızlık Savaşımı. Son 75 Yılda Türkiye

Türkçesi. Ankara: Bilgi Yayınları

Aksoy, Ö.A.(1988). Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. İstanbul: İnkılap Yayınevi

Aksoy, Ö.A(1975). Gelişen ve Özleşen Dilimiz. Ankara: TDK Yayınları

Altun,M.(2004). “Türk Atasözleri Üzerine Sentaktik Bir İnceleme”, Akademik

Araştırmalar Dergisi, S.21, s.79-92.

Page 481: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

469

Ana Britannica(2004). Cumhuriyet Maddesi, C.3, s.251.

Ana Britannica(2004). Hürriyet Maddesi, C.11, s.325.

Ana Britannica(2004). Sabah Maddesi, C.18, s.602.

Ayverdi,İ.(2006). Misalli Büyük Türkçe Sözlük. İstanbul: Kubbealtı Yayıncılık.

Baş,B.(2006). 1985-2005 Yılları Arasında Çocuk Edebiyatı Sahasında

Yazılmış Tahkiyeli Metinlerin Sözvarlığı Üzerine Bir Araştırma. Yayımlanmamış

doktora tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Başgöz,İ.(1998).”Halkın Atasözlerini Tarifi veya Atasözleri Üzerine Söylenmiş

Atasözleri”, Folklor/Edebiyat Dergisi,C.4, S.14, s.113-121.

Bilgin, M.(2006). Anlamdan Anlatıma Türkçemiz. Ankara: Anı Yayıncılık

Boratav,P. N.(1969). 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı. İstanbul: Gerçek

Yayıncılık

Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler I-II(2004). Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları.

Bülbül, A.R.(2000). Genel Gazetecilik Bilgileri. Ankara: Nobel Yayıncılık

Clauson,S.G.(1972). An Etymological Dictionary of Pre- Thirteenth-

CenturyTurkish. Oxford: Clarendon Pres.

Çoker, Z.(2008). “Basının Dili: Cumhuriyet Gazetesi Örneği”, Çağdaş Türk Dili

Dergisi,S. 240, s. 633-638.

Çotuksöken,Y.(2002).Türkçe Üzerine Denemeler ve Eleştiriler. İstanbul: Papatya

Yayıncılık.

Doğan,L.(2001). “Türk Dünyası Atasözleri”, Türk Kültürü,S.458, s.326-340.

Page 482: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

470

Durgut, H.(2004). “Türkiye Türkçesinde İkilemelerde Kalan Arkaik Kelimeler”, V.

Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri: 20-26 Eylül 2004 içinde (s.805-813).

Ankara: Türk Dil Kurumu.

Emecan,N.(1998). 1960'tan Günümüze Türkçe. Bir Sözlük Denemesi. İstanbul:

Yapı Kredi Yayıncılık.

Eren, H.(1999). Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü. Ankara: Bizim Büro Basım

Evi.

Gökdayı, H.(2008). “Türkçede Kalıp Sözler”, Bilig Dergisi, S.44, s.89-110.

Gözaydın,N.(2004). “Mâni ve Türkülerde İkilemelerin Özellikleri”, V.

Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri: 20-26 Eylül 2004 içinde (s.1263-1266).

Ankara: Türk Dil Kurumu.

Günay, D.(2004). Dil ve İletişim. İstanbul: Multilingual Yayınları

Hatiboğlu,V.(1981). Türk Dilinde İkileme. Ankara: TDK Yayınları

Hengirmen,M.(1999). Dilbilgisi ve Dilbilim Terimleri Sözlüğü. Ankara: Engin

Yayınevi

Hengirmen,M.(2007). Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. Ankara: Engin Yayınevi

İmer, K.(1973). “Türk Yazı Dilinde Dil Devriminin Başlangıcından 1965 Yılı

Sonuna Kadar Özleşme Üzerine Sayıma Dayanan Bir Araştırma”. Türkoloji Dergisi, C.5

/1, s.175-190.

İmer, K.(1976). Türk Dil Devrimi. Ankara: TDK Yayınları.

Page 483: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

471

Karadüz,E.(2004). “Sözcük Sıklığı Çalışmalarının Önemi”, V. Uluslararası Türk

Dili Kurultayı Bildirileri: 20-26 Eylül 2004 içinde (s.1605-1613). Ankara: Türk Dil

Kurumu.

Kavcar,C.(1999). Edebiyat ve Eğitim. Ankara: Engin Yayınevi

Kavcar,C.(2002). “Türkçenin Güncel Sorunları”, Bilim ve Aklın Aydınlığında

Eğitim Dergisi, S.25, s.13-17.

Kayra,O.K.(2003). “Atasözlerinde Anlam Kaymaları, Zamana Bağlı anlam ve

Coğrafî Mekan Kayıpları”, Millî Folklor Dergisi,S. 60, s. 116-127.

Kılıç, Ve.(2002). Dilin İşlevleri ve İletişim. İstanbul: Papatya Yayıncılık.

Kılıç,Vo.(2002). A Study On The Language Of Newspapers. Yayımlanmamış

yüksek lisans tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.

Kıran,Z.(2002). Dilbilime Giriş. Ankara: Seçkin Yayıncılık.

Korkmaz,Z(1992). Gramer Terimleri Sözlüğü. Ankara: TDK Yayınları

Nişanyan, S.(2007). Sözlerin Soyağacı. Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü.

İstanbul: Adam Yayıncılık.

Okuyan, H.(2006). Türkçenin Sözvarlığı Açısından Fakir Baykurt'un

Romanları. Yayımlanmamış doktora tezi., Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara.

Özön, M.N.(1962). Türkçe- Yabancı Kelimeler Sözlüğü. İstanbul: Tan Gazetesi

ve Matbaası.

Püsküllüoğlu, A.(2004). Türkçedeki Yabancı Sözcükler Sözlüğü. Ankara:

Arkadaş Yayınevi.

Page 484: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

472

Püsküllüoğlu, A.(2006). Türkçe Deyimler Sözlüğü. Ankara: Arkadaş Yayınevi.

Sağlam,M.Y.(2001).Atasözleri ve Deyimlerde İmgelem. Hacettepe Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Dergisi,S. 18, s. 45-51

Sarı,M.(2001). “Türkiye Türkçesinin Sözvarlığında Sözcüklerin Tek Biçimler

Hâlinde Yaşaması”, Türk Dili Dergisi, S.591, s. 300-312.

Saussure,F.D.(1998). Genel Dilbilim Dersleri (Çev. B.Vardar). İstanbul:

Multilingual Yayınları.

Sever, S.(2004). Türkçe Öğretimi ve Tam Öğrenme. Ankara: Anı Yayıncılık

Sezgin(2004). Türkçede Batı Kaynaklı Kelimelerin Yoğunluğu. Ankara: TDK

Yayınları.

Sinan,A.T.(2001). “Türk Atasözlerinde Geçen Deyimler”, Millî Folklor Dergisi,

C.10, S.51,s. 136-140

Toklu, O.(1995). “Türkçe ve Almancada Kalıp Sözler”, Batı Dil ve Edebiyatları

Araştırmaları Dergisi,S.2, s. 113-140.

Topuz, H.(2003). II.Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi.İstanbul:

Remzi Kitabevi.

Türkçe Sözlük.(2005). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

Türkhan,A.E.(1999). Konuşan Deyimler ve Atasözleri. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Uzun, E.(1990). “Atasözlerinin Kısalığı ya da Dilbilimsel Eksilti Sorunu”, Ankara

Üniversitesi Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi Dergisi, S.33 ,s. 141-150.

Ünalan, Ş.(2005). Dil ve Kültür. Ankara: Nobel Yayıncılık

Page 485: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

473

Üstüner, A.(2002). “Olumsuz Yargılı Atasözleri”, Türk Dili Dergisi,S.601,s. 35-

42.

Vardar, B.(2001). Dilbilim Yazıları. İstanbul: Multilingual Yayınları.

Vardar, B.(2002). Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Multilingual

Yayınları.

Vendryes,J.V.(2001). Dil ve Düşünce.(Çev. B.Vardar). İstanbul: Multilingual

Yayınları.

Web Adresleri

http://www.cumok.org/html/vakif/vakif_1.htm

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/?sz=64059

http://www.linguistics.humanity.ankara.edu.tr/Aydin/db7011_01.pdf

http://tr.wikipedia.org/wiki/Cumhuriyet_(gazete)

http://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BCrriyet_(gazete)

http://tr.wikipedia.org/wiki/Sabah_(gazete)

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/11/30/265846.asp

http://www.sabah.com.tr/yazarlar.html

http://www.uni-bielefeld.de/lili/personen/mpaetzold/0506wise/ lexis/ lexis_21_ student_ projects_speech_act_pragmatic_idioms_Materials.pdf, 2008

Page 486: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

474

ÖZET

Hasırcı, Sevil, Türkçenin Sözvarlığı Açısından Gazetelerin İncelenmesi (Cumhuriyet,

Hürriyet, Sabah), Yüksek Lisans Tezi, Danışman: Prof.Dr.Cahit Kavcar, 483 s.

Bu araştırmada, gazete dilinin sözvarlığı düzleminde ortaya konulması

amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında, tarama yöntemiyle elde edilen veriler, iki yönden

incelenmiştir.

1. 1- 28 Şubat 2007 tarihleri arasındaki Cumhuriyet, Hürriyet ve Sabah

gazetelerinin sözvarlığı ögeleri saptanmış (deyimler, ikilemeler, kalıp sözler, atasözleri,

terimler, kalıplaşmış sözler) ve bu ögelerin en çok hangisinden yararlanıldığı belirlenmiştir

2. 1- 3 Şubat 2007 tarihleri arasındaki sayılarının sözcük kökeni açısından

incelenmesi yapılmış ve “Türkçe Kökenli Ögeler”, “Yabancı Kökenli Ögeler” ve

“Türkçeleşmiş Yabancı Kökenli Ögeler” adı altında sınıflara ayırarak kullanma oranları

belirlenmiş ve daha önceki yıllarda yapılmış çalışmalar göz önünde tutularak yorumlamaya

çalışılmıştır.

Bu çalışma ile, yaşamımızın bir parçası olan gazetelerin, Türkçenin sözvarlığının

betimlenmesinde etkili olduğu gibi Türkçeyi doğru kullandığı sürece Türkçe öğretiminde

önemli bir araç olduğu sonucuna varılmıştır.

Anahtar Sözcükler: Türkçe, gazete, sözvarlığı.

Page 487: TÜRKÇEN İN SÖZVARLI ĞI AÇISINDAN GAZETELER N … · t.c. ankara Ün İvers İtes İ sosyal b İlİmler enst İtÜsÜ dİlb İlİm (tÜrkÇen İn e Ğİtİmİ ve Ö Ğret İmİ)

475

ABSTRACT

Hasırcı, Sevil, An Analysis Of Turkish Newspapers (Cumhuriyet, Hürriyet, Sabah) In

Terms Of Turkish Vocabulary, Master’s Thesis, Advisor: Prof.Dr.Cahit Kavcar, 483 p.

The purpose of this study is to put forward the newspapers’ language in terms of

the use of vocabulary. To do this, the data obtained by scanning method were examined

from two perspectives.

1. Three Turkish daily newspapers, Cumhuriyet, Hürriyet and Sabah, dated between

1- 28 February 2007, were scanned in terms of their lexical elements (idioms, pragmatic

idioms, proverbs, terms, and ready-made lexical units) and the frequency of the use of

these elements was determined in terms of each newspaper.

2. The numerical ratio of the words used in the aforementioned newspapers dated

between 1-3 February 2007 were examined with respect to their origin and the data were

grouped into three categories: “Elements of Turkish Origin”, “Elements of Foreign Origin”

and “Turkified Elements of Foreign Origin”. The results were evaluated both according to

these three categories and based also on the similar studies done before this study.

In this study, it has been concluded that not only do the daily newspapers occupy a

great space in our lives but they also have a great impact on our vocabulary. Therefore the

use of numerous lexical units can be effectively used as practical sources for teaching

Turkish as long as the papers use Turkish correctly.

Key words: Turkish, newspaper, vocabulary.