Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERİN STRATEJİK PLANLARINDAKİ
MİSYON, VİZYON VE STRATEJİK AMAÇLARIN İÇERİK ANALİZİ
Şule KUNT
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2012
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERİN STRATEJİK PLANLARINDAKİ
MİSYON, VİZYON VE STRATEJİK AMAÇLARIN İÇERİK ANALİZİ
Şule KUNT
Danışman: Prof. Dr. Ünal AY
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ADANA / 2012
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğüne,
Bu çalışma jürimiz tarafından İşletme Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS
TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Prof. Dr. Ünal AY
(Danışman)
Üye: Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Üye: Yrd. Doç. Dr. Haşim AKÇA
ONAY
Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim elemanlarına ait olduklarını onaylarım.
12/07/2012
Prof. Dr. Azmi YALÇIN
Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil
ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’ndaki hükümlere tabidir.
iii
ÖZET
TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERİN STRATEJİK PLANLARINDAKİ
MİSYON, VİZYON VE STRATEJİK AMAÇLARIN İÇERİK ANALİZİ
Şule KUNT
Yüksek Lisans Tezi, İşletme Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Ünal AY
Temmuz, 2012, 112 Sayfa
5018 sayılı kamu mali yönetimi ve kontrol kanunu bütün kamusal kurumlar
yanında üniversitelerin de stratejik planlama süreci çerçevesinde kaynak kullanmasını
ve yönetilmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu çalışmada Türk üniversitelerinin misyon,
vizyon ve stratejik amaçları incelenmiş ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Çalışmanın
amacı misyon, vizyon ve stratejik amaçların üniversiteden üniversiteye farklılık gösterip
göstermediğini incelemektir. Farklı bir ifadeyle, çalışma üniversitelerin temel
görevlerinin, uzun dönemde ulaşmak istedikleri sonuçların ve mevcut kaynaklarını
kullanma amaçlarındaki farklılıkları incelemeyi amaçlamaktadır.
Çalışmanın verileri http://www.sp.gov.tr sitesinde yer alan devlet
üniversitelerinin stratejik planlarından elde edilmiştir. Vakıf üniversitelerinin verileri ise
her üniversitenin kendi web sitesindeki stratejik planların incelenmesi ile sağlanmıştır.
Üniversitelerin stratejik planlarında beyan ettikleri misyon, vizyon ve stratejik
amaçları içerik analizi yöntemi ile incelemeye tabi tutulmuştur. Verilerin analizinde
yönetim alanında pek kullanılmayan fakat sosyal bilimler alanında sıklıkla başvurulan
içerik analizi, bir çözümleme yöntemi olmasının ötesinde bireyleri sorgulamak yerine
yazılı dokümanları inceleme imkânı sağladığından bu çalışmada tercih edilmiştir.
Üniversitelerin misyon, vizyon ve stratejik amaçları ifade ediliş biçimi ve içeriği
açısından farklılıklar göstermektedir. Örneğin bazı üniversiteler misyon, vizyon ve
stratejik amaçlarını kısa ifadelerle tanımlamışken, bazı üniversiteler uzun ve kapsamlı
açıklamaları tercih etmişlerdir. Her üniversitenin stratejik planında yer alan misyon,
vizyon ve stratejik amaç açıklamaları incelenerek, ifadenin vurguladığı ilk beş sözcük
iv
ve kavram içerik analizinde kullanılacak veri olarak belirlenmiştir. Daha sonra bu
sözcük veya kavramlar sıklıklarına göre sayılmış ve sıralanmıştır.
Analiz sonucunda Türk üniversitelerinin misyon açıklamalarında “toplumsallık”
vurgusunun sıklıkla yapıldığı bulgusuna ulaşılmıştır. Ayrıca vizyon açıklamalarında da
“evrensellik” kavramından sıklıkla bahsedildiği tespit edilmiştir. Türk üniversitelerinin
amaçlarında bilimsel faaliyetlere daha çok kaynak ayırma kaygısı da bu çalışmanın
bulguları arasındadır.
Anahtar Kelimeler: Misyon, Vizyon, Strateji, Stratejik Planlama, Stratejik Amaç,
İçerik Analizi
v
ABSTRACT
CONTENT ANALYSIS OF MISSION, VISION AND STRATEGIC GOALS OF
TURKISH UNIVERSITIES AS STATED IN STRATEGIC PLANS
Şule KUNT
Master Thesis, Business Administration
Thesis Advisor: Prof. Dr. Ünal AY
July, 2012, 112 Pages
Beginning in 2004, along with other public organizations Turkish universities
are required to prepare strategic plans to manage and use financial resources allocated
by the government. This study aims at examining mission, vision and strategic goal
statements of Turkish universities. The main purpose of the study is to determine if
Turkish universities differ in terms of emphasis or priority in mission, vision and
strategic goals as stated in strategic plans.
Data for this study was obtained from http://www.sp.gov.tr web site where
strategic plans of all Turkish public universities were kept. For the foundation
universities, it was necessary to go to the web site of each university and examine the
strategic plan of the university.
Mission, vision and strategic goals proclaimed by Turkish universities were
examined by content analysis method. Content analysis as a method of study has not
been frequently applied in the area of business and management in Turkey; even though
other disciplines in social sciences more frequently employ this technique as a data
analysis method. When the written information or document is preferred as a main
source of data, content analysis seems to possess advantages over survey data.
Findings show that mission, vision and strategic goals of universities differ in
terms of length of the statement and content. For instance some universities formulated
statements of mission, vision and goals in a single sentence while others preferred
longer descriptions of mission, vision and goal statements. Majority of Turkish
universities emphasized societal dimensions in their mission statements. In vision
statements Turkish universities emphasized the concept of global and globalization
vi
more frequently then other concepts. Finally it was determined that Turkish universities
prefer to allocate their financial resources mainly toward scientific projects and
activities.
Keywords: Mission, Vision, Strategic Goals, Strategic Plans, Strategic Management,
Content Analysis
vii
ÖNSÖZ
Tez çalışmasının gerek hazırlanmasında gerekse de yüksek lisans öğrenimim
sürecinde sabırlı kişiliğiyle bana yardımcı olan, yol gösteren ve tüm çalışma boyunca
tam anlamıyla motive olmamı sağlayan çok değerli danışman hocam Prof. Dr. Ünal
AY’ a çok değerli katkılarından dolayı teşekkürü bir borç bilirim.
Bu süreçte maddi manevi desteğini esirgemeyen çok değerli annem Sevgi
KUNT, babam İbrahim KUNT ve kardeşim Olcay KUNT’ a da yürekten teşekkür
ederim. Ayrıca ismini buraya sığdıramadığım birçok arkadaşıma da manevi
desteklerinden dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.
Saygılarımla
Şule KUNT
viii
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET .......................................................................................................................... iii
ABSTRACT ................................................................................................................ v
ÖNSÖZ ...................................................................................................................... vii
TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................. xi
ŞEKİLLER LİSTESİ ............................................................................................... xiii
EKLER LİSTESİ ................................................................................................... xiv
BÖLÜM 1
GİRİŞ
1.1. Çalışmanın Amacı .................................................................................................. 2
1.2. Çalışmanın Önemi .................................................................................................. 2
1.3. Çalışmanın Yöntemi ............................................................................................... 3
1.4. Çalışmanın Planı .................................................................................................... 3
BÖLÜM 2
STRATEJİK YÖNETİMİN TEMEL KAVRAMLARI
2.1. Strateji Kavramı ..................................................................................................... 5
2.2. Stratejik Planlama .................................................................................................. 8
2.2.1. Misyon ....................................................................................................... 19
2.2.1.1. Misyonun Öğeleri ........................................................................... 20
2.2.1.2. Çıkar Grupları................................................................................. 22
2.2.1.3. Misyonun Özellikleri ...................................................................... 23
2.2.1.4. Misyonla İlgili Yapılmış Çalışmalar ............................................... 24
2.1.1.5. Misyon İfadelerinin Yetersizlik Nedenleri ...................................... 27
2.2.2. Vizyon ........................................................................................................ 28
2.2.2.1. Vizyonun Temel Özellikleri ............................................................ 32
2.2.2.2. Vizyon Oluşturma Süreci ................................................................ 32
2.2.2.3. Vizyoner Yöneticilik ...................................................................... 36
ix
2.2.2.4. Vizyonun Yetersiz Olma Nedenleri ................................................ 37
2.2.3 Stratejik Amaç ............................................................................................. 37
BÖLÜM 3
YÜKSEK ÖĞRETİM EĞİTİMİ VE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
3.1. Türkiye de Yüksek Öğretim ................................................................................. 44
3.2. Yüksek Öğretim Kurumları ve Sorunları .............................................................. 45
3.2.1. Üniversiteler ............................................................................................... 52
3.2.2. Türkiye’de Devlet ve Vakıf Üniversitelerinde Misyon Vizyon ve Stratejik
Amaçlar ...................................................................................................... 65
BÖLÜM 4
YÖNTEM VE BULGULAR
4.1. Yöntem ................................................................................................................ 67
4.1.1. İçerik Analizi .............................................................................................. 69
4.2 Bulgular ................................................................................................................ 71
4.2.1. Evrensellik ................................................................................................. 82
4.2.2. Toplumsallık .............................................................................................. 82
4.2.3. Bilimsellik .................................................................................................. 84
4.2.4. Çağdaşlık .................................................................................................... 84
4.2.5. Atatürkçülük ............................................................................................... 85
4.2.6. Bölgesellik ................................................................................................. 85
4.2.7. Alt yapıyı geliştirmek ................................................................................. 86
4.2.8. Tanınırlılık ................................................................................................. 86
4.2.9. Saygınlık .................................................................................................... 87
4.2.10. Kurumsallık .............................................................................................. 88
4.2.11. Eğitimi İyileştirmek .................................................................................. 88
4.2.12. Öğrenci Odaklılık ..................................................................................... 89
4.2.13. Paydaş Odaklılık ....................................................................................... 89
4.2.14. Yenilikçilik ............................................................................................... 90
4.2.15. Eğitim Kalitesini Artırmak ........................................................................ 91
4.2.16. Dünya Üniversitesi Olmak ........................................................................ 91
x
4.2.17. Birey Odaklılık ......................................................................................... 92
4.2.18. Uluslararasılaşmak .................................................................................... 92
BÖLÜM 5
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1. Sonuç ................................................................................................................... 93
5.2. Öneriler ................................................................................................................ 95
KAYNAKÇA ............................................................................................................. 96
EKLER .................................................................................................................... 104
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 112
xi
TABLOLAR LİSTESİ
Sayfa
Tablo 1: Türkiye de ki Üniversite Sayıları .................................................................. 65
Tablo 2: Türk Üniversitelerinin Misyon Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları ...................................................................................................... 72
Tablo 3: Türk Üniversitelerinin Misyon Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam) ..................................................................................... 72
Tablo 4: Türk Üniversitelerinin Vizyon Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları....................................................................................................... 74
Tablo 5: Türk Üniversitelerinin Vizyon Açıklamalarında En Sık Vurgulanan Kavramlar
(Toplam) ..................................................................................................... 74
Tablo 6: Türk Üniversitelerinin Amaç Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları....................................................................................................... 75
Tablo 7: Türk Üniversitelerinin Amaç Açıklamalarında En Sık Vurgulanan Kavramlar
(Toplam) .................................................................................................... 75
Tablo 8: Devlet Üniversitelerinin Misyon Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları...................................................................................................... 76
Tablo 9: Devlet Üniversitelerinin Misyon Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam) .................................................................................... 76
Tablo 10: Devlet Üniversitelerinin Vizyon Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları ...................................................................................................... 77
Tablo 11: Devlet Üniversitelerinin Vizyon Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam) ................................................................................... 77
Tablo 12: Devlet Üniversitelerinin Amaç Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları ...................................................................................................... 79
Tablo 13: Devlet Üniversitelerinin Amaç Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam). .................................................................................. 79
Tablo 14: Vakıf Üniversitelerinin Misyon Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları. ..................................................................................................... 80
Tablo 15: Vakıf Üniversitelerinin Misyon Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam). .................................................................................. 80
Tablo 16: Vakıf Üniversitelerinin Vizyon Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
xii
Grupları ..…………………………………………………………………...81
Tablo 17: Vakıf Üniversitelerinin Vizyon Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam). .................................................................................. 81
Tablo 18: Vakıf Üniversitelerinin Amaç Açıklamalarında Sık Vurgulanan Kavram
Grupları ...................................................................................................... 83
Tablo 19: Vakıf Üniversitelerinin Amaç Açıklamalarında En Sık Vurgulanan
Kavramlar (Toplam) ................................................................................... 83
xiii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Sayfa
Şekil 1: Etkin Strateji Unsurları .................................................................................. 7
Şekil 2: Stratejik Planlama Soruları ........................................................................... 10
Şekil 3: Stratejik Planlamanın Temel Bileşenleri ....................................................... 12
Şekil 4: Stratejik Planlama Sürecinin Ana Aşamaları ................................................ 14
Şekil 5: Misyon Unsurları ......................................................................................... 21
Şekil 6: Misyon Oluşumunda ve Gelişiminde Etkili Olan Çıkar Grupları .................. 22
Şekil 7: Misyonda Başarı İçin Yapılması Gerekenler ................................................ 25
Şekil 8: Vizyonun Temel Bileşenleri ......................................................................... 31
Şekil 9: Vizyonun Oluşumunda Etkili Olan Unsurlar ................................................ 33
Şekil 10: Vizyon Oluşturma Süreci ............................................................................. 34
Şekil 11: Vizyon Oluşturma Yöntemi ......................................................................... 36
xiv
EKLER LİSTESİ
Sayfa
Ek 1. Evrensellik Kavramının Kullanım Şekiller .................................................... 104
Ek 2. Toplumsallık Kavramının Kullanım Şekiller ................................................. 104
Ek 3. Bilimsellik Kavramının Kullanım Şekiller .................................................... 105
Ek 4. Çağdaşlık Kavramının Kullanım Şekiller ...................................................... 105
Ek 5. Atatürkçülük Kavramının Kullanım Şekiller ................................................. 106
Ek 6. Bölgesellik Kavramının Kullanım Şekiller .................................................... 106
Ek 7. Altyapıyı Geliştirmek Kavramının Kullanım Şekiller.................................... 107
Ek 8. Tanınırlılık Geliştirmek Kavramının Kullanım Şekiller................................. 107
Ek 9. Saygınlık Geliştirmek Kavramının Kullanım Şekiller ................................... 108
Ek 10. Kurumsallık Kavramının Kullanım Şekiller ................................................ 108
Ek 11. Eğitimi İyileştirmek Kavramının Kullanım Şekiller .................................... 109
Ek 12. Öğrenci Odaklılık Kavramının Kullanım Şekiller ....................................... 109
Ek 13. Paydaş Odaklılık Kavramının Kullanım Şekiller ......................................... 109
Ek 14. Yenilikçilik Kavramının Kullanım Şekiller ................................................. 110
Ek 15. Eğitim Kalitesini Artırmak Kavramının Kullanım Şekiller .......................... 110
Ek 16. Dünya Üniversitesi Olmak Kavramının Kullanım Şekiller .......................... 111
Ek 17. Birey Odaklılık Kavramının Kullanım Şekiller ........................................... 111
Ek 18. Uluslararasılaşmak Kavramının Kullanım Şekiller ...................................... 111
1
BÖLÜM 1
GİRİŞ
Günümüzde değişkenliğin, belirsizliğin, riskin ve rekabetin dozunun yüksek
olduğu bir iş ortamı mevcuttur. Kurumlar bu mevcut durumdan doğrudan
etkilenmektedir. Kurumlar sürekli kendini yenileyerek ve değişen duruma uyum
sağlayarak ayakta kalmaya çalışmaktadırlar. Tabi ki bu mücadeleyi başarılı kılmak için
kurumların, sağlam, ayakları yere basan bir yönetime sahip olması gerekmektedir.
Değişkenliğin yüksek olduğu iş ortamında yöneticilerin ileriyi görebilmesi, kontrolü
sağlayabilmesi güçtür. Yöneticilerin, bu güç durumu modern yönetim yapıları arasında
gösterilen stratejik yönetim modeli ile aşması mümkündür. Stratejik yönetim,
yöneticilerin değişken ortamda ileriyi görüp tedbir almalarında etkili olmaktadır.
Dünyada yaşanan değişimlerden etkilenen birçok yükseköğretim kurumu yöneticisi de
gelecekteki belirsizliğin etkisini yok etmek veya azaltmak için stratejik yönetim
modelini uygulamaktadır. Stratejik yönetimi etkin bir şekilde uygulayabilmek içinde
stratejik planlama yapma gerekliliği doğmuştur.
Türkiye de devlet ve vakıf üniversitelerinin misyon, vizyon ve stratejik
amaçlarını açıklama konusunda, 2005 yılına kadar her hangi bir zorunlulukları
olmamıştır. 2005 yılında 2547 sayılı yüksek öğretim kanununun maddelerine
dayanılarak “Yüksek Öğretim Kurumlarında Akademik Değerlendirme ve Kalite
Geliştirme Yönetmeliği” hazırlanmıştır. Bu yönetmelikle, söz konusu tanımlamaların
kalite değerlendirilmesiyle kontrol edileceği belirtildiğinden tüm yüksek öğretim
kurumları için açıklanması neredeyse zorunlu hale getirilmiştir. Söz konusu yönetmelik
kapsamında tüm üniversiteler rektörlüğe bağlı bir birim aracılığıyla stratejik planlarını
geliştirmiş ya da geliştirmektedirler. Böylece ülkenin gelişmesinde önemli rolü olan
yükseköğretim kurumlarının akademik ve idari hizmetlerinin değerlendirilmesi,
kalitelerinin geliştirilmesi ile ilgili stratejileri, süreçleri görmek mümkün hale gelmiştir.
Bu yönetmeliğin dışında, 5018 sayılı “Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol”
kanunu mevcuttur. Söz konusu kanunun özellikle 9. Maddesi, misyon, vizyon ve
stratejik amaç açıklama zorunluluğunu kamu üniversiteleri için getirmiştir. 2003 yılında
kabul edilen “ Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol” kanunun 9. Maddesi, kamu
idarelerinin kalkınma planları, programları, ilgili mevzuat ve benimsedikleri temel
2
ilkeler çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve vizyonlarını oluşturmaları gerektiği
yönündedir. Ayrıca kamu idarelerinin stratejik amaç ve ölçülebilir hedef saptamaları,
performanslarının önceden belirlenen göstergeler doğrultusunda ölçülmesi ve sürecin
izleme ve değerlendirmesinin yapılması amacıyla katılımcı yöntemlerle stratejik plan
hazırlamaları gerektiği belirtilmiştir (http://www.hukuki.net/ ).
Üniversitelerde özellikle 2005 yılından sonra kullanılmaya başlayan stratejik
planlamada, hazırlanan stratejik planlarda ve bu planların uygulama sürecinde titiz
olunması ve bu konuda uzmanlaşılması gerekmektedir. Hazırlanan stratejik planlar,
üniversitelerin daha kaliteli eğitim öğretim hizmeti vermesinde etkili olmakla birlikte,
daha başarılı bilimsel çalışmalar yapılmasında da fayda sağlayacaktır. Ayrıca stratejik
planlar hem kamu sektörünün hem de özel sektörün değişen koşullara uyarlanan
ihtiyaçları doğrultusunda insan gücü yetiştirmesinde ve aynı kurumlara sağladığı
danışmanlık hizmetinde de daha etkili olunmasını sağlayacaktır.
Diğer taraftan kurumların etkili misyon ve vizyon açıklamaları da bu değişim
sürecine uyumu kolaylaştıracaktır. Kurumların stratejik planlamalarının da muhtemel
kuruluş aşamasında belirlenen misyon ve vizyon açıklamaları doğrultusunda yapılması
etkililik açısından önem arz etmektedir.
1.1. Çalışmanın Amacı
Ülkenin kalkınmasında etkin olan yüksek öğretim kurumlarının dünyada
yaşanan değişimi takip edip bu değişime uyum sağlaması zorunluluk gereğidir. Türkiye
de mevcut üniversite sayısı her geçen gün hızla artmaktadır. Hangi üniversitenin
gelecekteki belirsizliklerle nasıl mücadele edeceği konusunun akademisyenler,
öğrenciler ve diğer paydaşlarca takibi zorlaşmaktadır. Bu sebeple bu çalışmanın amacı
Türkiye de ki üniversitelerin, stratejik planlarında belirlenen misyon, vizyon ve stratejik
amaçlarını incelemektir. Üniversitelerin misyon ve vizyonlarında neleri temel aldıkları
hangi hedefleri hangi stratejik amaçları gerçekleştirmek için belirledikleri gibi sorulara
cevap aranacaktır.
1.2. Çalışmanın Önemi
Ülkenin gelişmesinde önemli bir yere sahip olan üniversitelerin kaliteli eğitim
öğretim hizmeti vermesi değişen dünyada her geçen gün önemli hale gelmektedir.
3
Kaliteyi sağlamak ve geleceği planlamak için hazırlanan stratejik planların önemi de
artmaktadır. Üniversite sayısının artması stratejik planların üniversitenin paydaşlarınca
(akademisyenler, öğrenciler ve toplum) takibinin güçleşmesi ve bu doğrultuda
çalışmanın amacını oluşturan stratejik planların birlikte incelenmesi çalışmayı önemli
kılmaktadır. Ayrıca üniversitelerin kuruluş aşamasında belirledikleri misyon ve
vizyonlarında nasıl eğitim öğretim hizmeti verdikleri yönünde önemli ipuçları
yakalanabilmektedir.
1.3. Çalışmanın Yöntemi
Bu çalışmada Türkiye de bulunan vakıf ve devlet üniversitelerinin misyon,
vizyon ve stratejik amaçlar kriterleri çerçevesinde stratejik planlarının nitelikleri
anlaşılmaya çalışılmıştır. Daha çok kamu yönetimi ve yönetim ve organizasyon
anabilim dallarıyla ilişkili olan bu konuda, kavramsal açıdan öncelikli olarak bu bilim
dallarından faydalanılmıştır. Çalışmada ikincil verilerden yararlanılmıştır. İlk aşamada
konuyla ilgili kütüphane, yazılı ve elektronik kaynaklardan faydalanılmış ve bu
çerçevede kitap, makale ve internet kaynaklı dokümanlar incelenmiştir. İkinci aşamada
ise nitel analiz tekniklerinden biri olan içerik analizi sürecine geçilmiştir. Belirlenen
misyon, vizyon ve stratejik amaçlar içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir.
1.4. Çalışmanın Planı
Çalışma beş bölümden oluşmaktadır.
Giriş bölümünde çalışmanın amacı, önemi ve yöntemi açıklanmıştır.
İkinci bölümde çalışmanın temelini oluşturan stratejik yönetim kavramlarının
açıklamalarına yer verilmiştir. Öncelikle strateji kavramı açıklanmış, Stratejik planlama
kavramıyla ilgili yazın taraması incelenmiştir. Daha sonra araştırmanın odaklandığı
misyon, vizyon ve stratejik amaç kavramlarına yer verilmiştir.
Üçüncü bölümde ise yüksek öğretim kurumları ve sorunları irdelenmiştir. Daha
sonra üniversitelerle ilgili açıklamalara yer verilmiştir.
Dördüncü bölümde çalışmanın yöntemi, içerik analizi açıklanmıştır. Araştırma
ile ilgili bulgular sunulmuştur.
4
Son bölümde devlet ve vakıf üniversitelerinin misyon, vizyon ve stratejik
amaçları ile ilgili içerik analizi sonuçları sunulmuştur. Daha sonra üniversitelere yönelik
öneriler sunularak çalışma sonlandırılmıştır.
5
BÖLÜM 2
2. STRATEJİK YÖNETİMİN TEMEL KAVRAMLARI
Bu bölümde, stratejik yönetimin temel kavramları incelenmiştir. Stratejik
yönetimin temel kavramları arasında stratejik planlama, misyon, vizyon ve stratejik
amaçlar tanımlanıp tartışılmıştır. Ancak stratejik yönetimin alt kavramlarına geçmeden
önce strateji sözcüğü farklı boyutlardan tanımlanmış (yön olarak, düşünce olarak, eylem
olarak, kültür olarak strateji), ve tartışılmıştır. Daha sonra stratejik planlama süreci, plan
öncesi analizler (SWOT), stratejik planlama sürecinde misyon, vizyon ve stratejik
amaçların önemine yer verilmiştir. Daha sonra misyon ve misyona ilişkin öğelere, çıkar
grupları ve misyonla olan ilişkilerine, misyonun özelliklerine ve misyon oluşturulma
sürecindeki sorunlara yer verilmiştir. Son olarak vizyon, vizyonun temel özellikleri,
vizyon oluşturma süreci, vizyoner yöneticilik v.s kavramları tanıtılmış ve irdelenmiştir.
2.1. Strateji Kavramı
Strateji kavramı sevk ve idare anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Genel
olarak harp planı olarak kullanılan strateji kavramının temeli askerliğe dayanır (Bircan,
1999, s.13). Strateji kelimesinin tam bir Türkçe karşılığı mevcut değildir. Dilimize
20.yy ın başlarında askeri bir terim olarak girmiştir. Düşmanın hareketlerini önceden
kestirerek genel bir plan yapmak anlamında kullanılmıştır (Bilgiç, 2008, s.9).
Strateji, savunma alanında geniş olarak kullanılan bir kavram olmakla birlikte
zamanla yönetim alanında sıklıkla kullanılmaya başlanmıştır. 1960’lı yıllardan itibaren
bir yönetim tarzı olarak ele alınmaya başlayan strateji, bir örgütün amacına ulaşmak için
izleyeceği yollar anlamına gelmektedir (Aktan, 2008, s.6).
Strateji, 20.yy ın ikinci yarısından itibaren işletmelerin yönetim alanında aynı
askeri mantıkta ki gibi işletmenin çevresiyle ilişkilerini düzenleyerek rakiplerine
üstünlük sağlama amacıyla kullanılmıştır (Bilgiç, 2008, s.9). Strateji, örgütün farklı
kademelerinde oluşan karışıklıkları açıklığa kavuşturmaktadır. Genel olarak amaçları
belirleyen, ekonomik bir ortamda örgütün en iyi duruma ulaşması ile ilgili kararlar
bütünüdür (Canbay, 2008, s.8) .
6
Bilgiç (2008, s.10), strateji kavramıyla ilgili olarak Chandler’dan Porter’e kadar
kavramın tanımında ki değişmeye işaret etmektedir. Örneğin Chandler stratejinin uzun
vadeli olmasına ve hedef belirlemeye vurgu yaparken, Tilles, örgütün politikalarına
odaklanmaktadır. Aynı şekilde Anthony, hedefler ve kaynaklara değinirken, Mintzberg,
daha çok örgütsel kararlar ve kararlara bağlı faaliyetleri “strateji” olarak nitelemektedir.
Son olarak Porter, stratejiyi daha çok rekabet ve rekabet ortamında örgütün kendine
konum oluşturma gayreti olarak açıklamıştır.
Yüce (2007, s.4), stratejinin birbirinden farklı boyutlarına işaret etmektedir:
• Bir yön olarak strateji: Strateji her şeyden önce bir yön belirleme sürecini
ifade eder.
• Bir düşünce olarak strateji: Strateji bir düşünme sürecidir. Önceden
yapılan hazırlıkla bir gelecek tasarımıdır.
• Bir eylem olarak strateji: Strateji aynı zamanda bir davranıştır. Düşünce
eyleme dönüşürse değer ifade eder. Yani düşünce eylemle sonuçlanırsa bir
davranış oluşur.
• Bir durum olarak strateji: Strateji bir ortamda durum belirleme, değişen
koşullar karşısında durum alma sürecidir. Bu da çevreye uyumu
kolaylaştırır.
• Bir kültür olarak strateji: Örgütün ortamda belli bir duruma
konumlanması bir tercihin ifadesidir. Bu tercihinde dünya görüşüne
dayandığı kabul edilirse strateji sadece seçilen durum değil daha da öte
dünyaya bakış açısıdır.
Strateji için şu ilkelerin varlığından söz edilebilir (Bircan, 1999, s.13):
• İleriye dönük politikalar geliştirme
• Amaçlarla araçları bütünleştirme
• Elde ki güçleri verimli kullanmaya yöneltme
• Esnek ve tedbirli olma
Örgüt için oluşturulan stratejiler başarı için etkilidir. Dar anlamıyla strateji, bir
amacı gerçekleştirmek için belirlenen hareket tarzıdır. Strateji oluşturulmadan kazanılan
7
başarılar için tesadüf bir başarıdan söz edilebilir. O şekilde kazanılan başarının veya
başarısızlığın bilinçsiz kazanıldığı söylenebilir. Bu nedenle başarı için etkin bir
stratejinin varlığı şarttır (Yüce, 2007, s.2).
Örgütlerde oluşturulan stratejilerin etkin olması için özen gösterilmesinde fayda
görülen noktalar şunlardır (Yüce, 2007, s.3):
• Üst yönetimin liderliğinde geliştirilen stratejiye diğer çalışanlar da dahil
edilmelidir.
• Oluşturulan stratejiler örgüte özgü olmalıdır.
• Stratejiler çalışanların analizi yapılarak, çalışanların hedefleri ile stratejilerin
uyumlu olması göz önüne alınarak oluşturulmalıdır.
• Stratejiler, örgütün başarısını nasıl sağlayacağına, ne tip ürünleri satacağına
ve müşteri beklentilerini ne ölçüde tatmin edeceğine odaklanmış olmalıdır.
• Stratejiler örgüt değerlerini yansıtmalıdır.
• Stratejiler, örgüt ne yapabilir? Gelecekte nerde bulunmak istiyor? Sorusuna
cevap verebilmelidir.
Etkin bir stratejinin içermesi gereken unsurlar Şekil 1 de görülmektedir (Yüce,
2007, s.3) :
Şekil 1: Etkin strateji unsurları
8
Örgütler, seçtikleri stratejiler doğrultusunda örgütsel yapılarını da
şekillendirmektedirler. Örneğin farklılaştırılmış ürün temelli bir strateji belirleyen
örgütün, yapısının da yeniliğe açık, değişime uyumun kolay olması beklenir. Yani
örgüt, ekip çalışmasına dayalı, yeniliğe açık, değişime uyumlu bir temel yapıda
şekillenmelidir (Canbay, 2008, s.8).
2.2. Stratejik Planlama
Planlama yönetim sürecinin ayrılmaz bir unsurudur. Stratejik planlama 1950’li
yıllardan itibaren özel sektörde küresel değişimin hızına ayak uydurmak için
uygulanmaya başlamıştır. 1980’li yıllardan itibaren de kamu sektöründe uygulanmaya
başlamıştır (Genç, 2009, s.1).
Türkiye de stratejik planlamanın düzenlendiği ilk metin, 5436 sayılı kamu mali
yönetimi ve kontrol kanunu ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamede değişiklik
yapılması hakkındaki kanundur. Bunun yanında 5018 sayılı belediye ve 5216 sayılı
büyükşehir belediyesi kanunlarında da stratejik planlamaya ilişkin düzenlemeler
mevcuttur. Ayrıca 5302 sayılı il özel idareleri kanunu ve 5227 sayılı kamu yönetiminin
temel ilkeleri ve yeniden yapılandırılması hakkındaki kanun tasarısında da stratejik
planlamaya ilişkin hükümler bulunmaktadır (Genç, 2009, s.2).
Stratejik planlama stratejik yönetim sürecinin ilk aşamasıdır. Stratejik planlama
bir örgütün mevcut durumunu, ne yaptığını, ne için yaptığını şekillendiren ve bu sürece
öncülük eden temel kararlar ve eylemleri üreten disiplinli bir çalışmadır (Erkan, 2007,
s.17). Stratejik planlama, kurumsal hedeflere odaklanmayı engelleyen olumsuzlukların
gelecekte ne gibi durumlar ortaya çıkarabileceğini anlamayla ilişkilidir. Geleceği
bugünden öngörerek örgütü bu öngörü çerçevesinde amaçlara yönlendiren ve en iyi
sonucu almaya dönük planlamalar, stratejik planlama için temel oluşturmaktadır
(Başkan, 1993, s.368). Şahin’in (2008) ileri sürdüğü gibi stratejik planlama, örgütün
belli bir amaç doğrultusunda sahip olduğu tüm enerji, kaynak ve faaliyetlerinin odak
noktası olarak ele alınabilir. Örgütün sürekliliği için gerekli olan stratejik planlama,
örgütün amacına ulaşabilmesini sağlayan bir araçtır (s.84).
Genç’e (2009, s.2) göre stratejik planlama için çeşitli tanımlar mevcuttur:
Örneğin, Poister ve Strcib’e (2005, s.46) göre, örgütün performansında belirleyici bir
kavramdır. Bryson’a (1988, s.11) göre ise, bir örgütün ne olduğuna ilişkin karar ve
faaliyetleri oluşturan disiplinli bir süreçtir. Diğer yandan Yüksel (2002, s.31) stratejik
9
planlamayı, örgütün gelecekle ilgili tüm olasılıklarını göz önüne alarak örgüt
performansını artırmada etkin bir araç olarak tanımlamaktadır. Dinçer (1998, s.35) ise,
işletmenin iç ve dış çevresiyle planlanması, örgütlenmesi, koordinasyonu ve kontrol
edilmesi süreci olarak görmektedir stratejik planlamayı. Son olarak Gürer (2006, s.91)
stratejik planlamayı, “Örgütün ne olduğu ne yaptığı ve neyi neden yaptığına şekil veren
ve yol gösteren temel kararları ve eylemleri üretmek için disipline edilmiş bir çabadır”
diye tanımlamaktadır.
Birbiri ile zaman zaman karıştırılabilen stratejik yönetim ve stratejik planlama
kavramları aslında eş anlamlı değil farklı anlam içeren kavramlardır. Stratejik yönetim,
stratejik plan süreci için belirlenen stratejilerin uygulanabilmesi için alınabilecek
tedbirlerin uygunluğu ile başlamaktadır. Stratejik planlama ise örgütün amaçlarını
şekillendiren eylemlere ulaşmak için disiplinli bir çabadır (Durna ve Eren, 2002, s.7).
Aslında stratejik planlama, örgütteki tüm paydaşların katılımını ve örgüt yönetiminin
teşvikini içeren sonuca yönelik çabaların bütünüdür (Küçüksüleymanoğlu, 2008, s.403).
Stratejik planlama ile:
• Öncelikle kurumun geleceği yönetilebilir
• Sonrasında ise stratejik planlama, bugünkü durumun analizi ile geleceğe
yön vermeye yardımcı bir yönetsel araç olarak kullanılabilir
Stratejik planlama örgütün büyümesi, devamlılığının sağlanması ve güçlü olması
amacına yöneliktir (Bircan,1999, s.15). Şekil 2 de stratejik planlamayla cevaplanması
gereken sorulara işaret etmektedir (Gürer, 2006, s.91):
• Örgüt Olarak Kimiz?
• Ne Olmak İstiyoruz?
• Hedeflere Nasıl Ulaşabiliriz?
Stratejik planlama ile geleneksel planlama birbirine karıştırılmamalıdır.
Geleneksel planlama genellikle dış çevreyi dikkate almayan mevcut amaç ve hedeflere
yönelik, iç çevreyi temel alan bir planlama yaklaşımıdır. Stratejik planlama ise etkin ve
uygulanabilir bir stratejinin geliştirilmesine ilişkin faaliyetler bütünüdür (Nartgün, 1996,
s.50).
10
Stratejik planlamayı diğer planlama süreçlerinden ayıran özellikleri Gürer,
(2006, s.95) şu şekilde belirlemiştir:
• Stratejik planlama. örgütün tüm bölümlerinde yapılan planların rehberlik
eder.
• Diğer planlara göre daha esnektir. Beklenmedik durumlara uyum stratejik
planlamada daha kolay olurken diğer planlama süreçleri aynı esneklikte
olmayabilir.
• Stratejik planlar daha çok eyleme yöneliktir.
• Stratejik planlama, örgütün vizyon oluşturma arayışı ile de diğer planlama
süreçlerine göre güçlü bir yapıdadır.
• Stratejik planlama, diğer planlama süreçlerine göre daha uzun vadelidir.
• Stratejik planların örgüt iç ve dış çevresine verdiği önem diğer planlamalara
göre daha fazladır.
Şekil 2: Stratejik planlama soruları
11
Stratejik Planlamanın Özellikleriyle ilgili olarak; öncelikle stratejik planlama,
her olasılık düşünülerek oluşturulduğundan tek bir kavramla ifade edilemez. Stratejik
planlama, örgüte yön gösteren kararlar bütünüdür. İkinci olarak stratejik planlama,
örgütün, çevresiyle uzun vadeli dengenin kurulup şekillenmesinde etkilidir. Üçüncü
olarak stratejik planlama tek sefer uygulanıp sonlanan bir işlem değil duruma göre
esneklik gösteren bir süreçtir (Gürer, 2006, s.91). Dördüncü olarak stratejik planlama
dinamiktir ve örgütü geleceğe yönlendirir. Beşinci olarak stratejik planlama, yönetimin
kalitesini pekiştiren disiplinli, sistemli, örgüt tarafından ifade edilen ve örgütün kendini
değerlendirdiği bir araçtır. Son olarak stratejik planlama hesap verme sorumluluğuna
temel oluşturur; hedeflenen sonuca ne ölçüde ulaşıldığının denetimini kolaylaştırır
(Canbay, 2008, s.11).
Stratejik planlama sistemli bir çalışmayı gerektirir. Çünkü örgütün önünde ki
amaçlara ulaşmak için detaylı planlamalar yapması gerektirmektedir. Stratejik
planlamanın uzun yıllardır ilgi görmesi ne kadar önemli olduğunun, iyi özellikler
taşıdığının kanıtıdır. Stratejik planlamanın önemi 2. Dünya savaşına kadar
uzanmaktadır.2. Dünya savaşıyla başlayan teknolojik gelişmeler, yönetimin ya da dış
çevrenin büyüyen karmaşıklığı, geçerli kararlar arasında daha fazla zamana ihtiyaç
olması gibi gelişmeler sonrasında stratejik planlamanın önemi ortaya çıkmıştır. Buna
neden olarak, örgütler üzerinde ki, çevrede ki değişimlerin etkili hale gelmesi ve
küreselleşme gösterilebilir. Örgütler, uzun vadeli düşünerek mevcut konumlarını kalıcı
hale getirmenin çarelerini aramaktadırlar. Stratejik planlama örgüt amaçlarının
belirlenerek değerlendirilmesiyle başlamaktadır. Sonrasında örgüt, belirlenen stratejilere
uygun programların geliştirilmesi yoluyla kuramın uygulamaya dönüştürülmesine
yardımcı olmaktadır (Bilgiç, 2008, s.29).
Stratejik planlama etkili bilgi toplayarak stratejik alternatif geliştirmek, araştırma
yapmak ve alınan kararların gelecekte ki sonuçları üzerine vurgu yapmayı
gerektirmektedir (Öztop, 2007, s.28).
Stratejik planlama, örgütün kendine has belirli özellikleri çerçevesinde
hazırlanmalıdır. Örgütlerin stratejik planları birbirlerinden farklı olmalıdır. Stratejik
planlama sürecine bazı örgütler çevre analizi ile başlarken bazı örgütler swot analizi ile
başlayabilmektedir. Bu durum tamamen örgütün ihtiyaçları ve amaçlarıyla paralel bir
durumun sonucudur (Kakırman, 2005, s.51).
12
Stratejik planlama ile zaman kaybı ve gereksiz işlemler azalır. Ayrıca stratejik
planlama ile amaçlar sorumluluklar açıkça belirtilmektedir. Böylece kişisel ve örgütsel
başarı veya başarısızlığı değerlendirmek daha kolaydır (Şener, 2009, s.14).
Stratejik Planlamanın Temel Bileşenleri Şekil 3 te gösterilmektedir (Kılıç ve
Erkan, 2006, s.79):
• Plan öncesi analizler
• Misyon ve vizyon
• Stratejik amaçlar
• Hedefler, faaliyetler ve projeler
Plan Öncesi Analizler: Stratejik planlama aşamasında yaygın olarak kullanılan
SWOT analizidir. SWOT sonuçlarına yönelik dış ve iç faktör değerleme matrisi de
kullanılmaktadır. Aslıda plan öncesi analizler, örgüt içinde ve ya dışında örgütle
etkileşimi olan, örgütün faaliyetlerinden doğrudan ya da dolaylı etkilenen kesimlerin
analizidir.
Şekil 3: Stratejik planlamanın temel bileşenleri
Stratejik planlama öncesinde şu çalışmaların yapılmasında fayda vardır
(Kakırman, 2005, s.49).
13
• Eğitim: Örgüt çalışanlarına verilecek eğitimle stratejik planlamanın
öneminin çalışanlarına bildirilmesi stratejik planlamada başarı sağlar.
• Planlamayı Gerektiren Sebeplerin Belirlenmesi: Belirlenecek sebepler ile
stratejik planlamaya gereken önemin verilmesi sağlanabilecektir.
• Planlamada Görev Alacak Kişilerin Belirlenmesi: Planlamaya gereken önemi
verecek bir ekibin oluşturulması başarı için önemlidir.
• Kurumun Tarihçesinin ve Yapısının Ortaya Çıkarılması: Örgütün misyon,
vizyon, temel değerler ve stratejileri belirlenerek faydalanılacak bilgilerin
ortaya çıkarılmasıdır.
• Stratejik Planlama İçin Gereken Bilgilerin Toplanması: Bu aşamada edinilen
bilgiler, özellikle örgüt iç durum değerlendirilmesinde kullanılabileceğinden
yeterli bilginin toplanması başarı için önem arz etmektedir.
• Planlamanın Yapılışını Gösteren Bir Planın Hazırlanması: Planda başarı için
sürecin anlaşılır bir şekilde ifade edilmesi de önemlidir. Stratejik planlama
kısa vadede hazırlanıp bitecek bir süreç olmadığından yapılacak çalışmaların
bir plan dahilinde uzun vadeli olarak değerlendirilmesinde fayda vardır.
Misyon ve Vizyon: Bu aşamaya stratejik yönlendirme aşaması da denilebilir.
Vizyon, örgütün ilerde ulaşmayı arzuladığı durumu ifade ederken, misyon örgütün
temel varoluş amacını ifade eden uzun cümle ya da cümleler grubudur.
Stratejik Amaçlar: Misyon ve vizyonun ölçülebilir hedefler şeklinde ifade
edilmesini sağlar. Stratejik planın çerçevesini stratejik amaçlar oluşturur. Misyona göre
daha belirgin ifadelerdir. Yeniliğe teşvik eden genelliğe sahiptir. Stratejik amaçların
etkinliğini sağlaması için bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir:
• Stratejik amaçlar özel faaliyetlere dönüştürülebilir nitelikte olmalıdır.
• Örgütün bütününe yön veren ve çalışanlara rehberlik edecek nitelikte
olmalıdır.
• Örgütün uzun dönemli önceliklerini ortaya koymalıdır.
• Örgütün her düzeyinde arzulanan başarı standartlarını oluşturmalı ve
yönetimin kontrolünü kolaylaştırmalıdır.
14
Hedefler, Faaliyetler ve Projeler: Stratejik amaçlar vizyonu oluşturan temel
adımlardaki beklentileri ifade ederken, hedefler ise daha kesin ve ölçülebilir
özelliktedir. Hedef, faaliyet ve projeler genelde amaçların nicelik olarak belirlenmiş
şeklidir. Faaliyetler ve projeler, stratejik plan sürecinin hedefe nasıl ulaşacağını gösterir.
Stratejik planlama süreci kendi içinde üç ana aşama içerir, Şekil 4.
• Strateji seçimi
• Seçilen stratejilerin uygulanması
• Uygulamanın kontrol edilmesi
Şekil 4: Stratejik planlama sürecinin ana aşamaları
Bircan, (1999, s.16) stratejik planlamada ki aşamaları şöyle sıralamaktadır:
• Stratejik plan için planlama yapmak
• Üst yönetimin belirlediği sürecin benimsenip kimlerin sürece dahil
edileceğine karar vermek
• Amacın ne olduğunu açıkça ifade etmek
• Araştırma yapmak
• Çevre ve konu ile ilgili bilgiler toplamak
• Örgüte yönelik eleştirileri dinlemek
15
• Başarıyı tanımlayarak başarı ölçütlerini ortaya koymak
• Geleceğin analizini yapmak
• Örgütün mevcut durumunun analizini yapmak
• Geleceğe yönelik farklı yorumlar geliştirmek
• Belirlenen seçeneklerin gelecekte gerçekleşme olasılıklarını hesaplamak
• Seçeneklerin başarılı bir şekilde yürütülmesi için olumsuzlukları öngörerek
yeni politikalar geliştirmek
Stratejik planlamayı açıklamaya çalışan farklı modeller vardır. Bryson’a (1988,
s.12) göre stratejik planlama yedi temel faaliyetten oluşur (Genç, 2009, s.2):
1. Stratejik planın ne olduğunun belirlenmesi
2. Kimlerin süreçte yer aldığı ve rollerinin ne olduğunun belirlenmesi
3. Kaynakların tanımlanması
4. Örgütü etkileyen yasal ve yönetsel kararların belirlenmesi
5. Görev ve temel değerlerin belirlenmesi
6. Dış ve iç çevre analizinin yapılması
7. Stratejik önem arz eden konuların belirlenmesi
Gürer, (2006, s.92) danışmanlık şirketi Bain & Company nin yaptığı bir
araştırmaya dayanarak, stratejik planlamanın günümüzde yaygın olarak kullanılan bir
yönetim aracı olduğunu ifade etmiştir. Araştırma, 2005 yılında beş kıtadan 960 büyük
şirket üzerinde yapılmıştır. Araştırma ile şirketlerin en fazla kullandıkları yönetim
aracının stratejik planlama olduğu belirlenmiştir.
Stratejik planlama şu nedenlerden dolayı önemlidir (Gürer, 2006, s.94):
• Yöneticilerin stratejik planlamaya yönelme nedenleri üzerine yapılan
araştırmalarda, stratejik planlamaların olumlu sonuçlarından dolayı
yöneldikleri sonucu çıkmıştır.
• Stratejik planlama değişen çevreye uyumlu olmanın ötesinde bilimsel ve
teknolojik gelişmeleri takip etme imkanı da sağladığından önemlidir.
16
• Stratejik düşünceye yönelten stratejik planlamanın önemi, günlük planlarla
yönetilen örgütlere göre, örgütü değişime hazırladığından önemi daha da
artmaktadır.
• Stratejik planlamanın önemi, stratejik planlamanın yönetimi
etkinleştirmesinden gelmektedir.
• Stratejik planlama yöneticilerin kendini, sistemi, amaçları ve kaynakları
değerlendirip uygun karar almasını sağlayan bir araçtır.
Örgüt çalışanlarına doğrudan fayda sağlayan stratejik planlama, örgüt
birlikteliğinin örgütün birimleri arasında güçlenmesine katkıda bulunur. Her geçen gün
stratejik planlama örgütün başarısı için daha da önemli hale gelmektedir. Stratejik
planlama örgütün başarısına ek faydalar sağlamaktadır. Stratejik planlamanın örgüte
sağlayacağı yararlar şunlardır (İlgan, Erdem ve Memduhoğlu, 2008, s.87):
• Stratejik planlama ile stratejik düşünce ve stratejik eylem yeteneği
geliştirilebilir.
• Karar vermede iyileştirmeler sağlanabilir.
• Uzun vadeli düşünmeye ve etkili stratejiler geliştirmeye yardımcı olabilir.
• Stratejik planlama, örgütün geleceğini netleştirdiğinden çatışmaları azaltır ve
böylece ortak amaçlara yönelik kaynakların da etkili kullanılmasına yardımcı
olabilir.
• Örgütlerde öncelikler arasında bir sıralama yapılmasına ve önceliklere
yoğunlaşmaya yardımcı olabilir.
• Karar verme için tutarlı ve meşru bir temel oluşturabilir.
• Örgütün kontrolü altında ki alanlarda inisiyatif sahibi olmasına yardım
edebilir.
• Örgütün birimleri arasında uyuma yardımcı olabilir.
• Hızla değişen çevreye uyumu kolaylaştırabilir.
• Takım çalışmasına, bilgi ve fikir paylaşımına teşvik edebilir.
• Önemli örgütsel sorunların çözümüne yardımcı olabilir.
• Optimum kaynak tahsisini gerçekleştirmeye yardımcı olabilir (Canbay, 2008,
s.7).
17
Stratejik planlama örgüt için birçok amaca hizmet etmektedir. Stratejik planlama
ile örgüt, hedef için tam bir odaklanma sağlamaktadır. Stratejik planlama çalışanlarla
yönetim arasında köprü oluşturmaktadır (Gazi, Aksal, Araslı, Gazi ve İşman, 2009, s.3).
Leblebici ve Erkul’un (2008. s.27) görüşünde stratejik planlama, geleceğe yön verme,
geleceği belirleme iddiası ile oluşturulan yönetsel eylemlerdir.
Stratejik planlama bugünden geleceği elde etmek isteyen kurumların amaçlarını,
hedeflerini ve bunlara ulaşmayı mümkün kılacak yöntemlerin belirlenmesini
sağlamaktadır. Stratejik planlamanın amacı, geleceğin şekillenmesi için yarın ne
yapması gerektiğini belirlemek değil, aksine yarının gereklerini yapabilmek için bugün
ne yapılması gerektiğine karar vermektir (Bayraktar ve Yıldız, 2007, s.287). Peki örgüt
stratejik planlama ile ne amaçlayabilir? Bilgiç’e (2008, s.30) göre bu amaçlar şunlar
olabilir:
• Örgüt yönetimini değiştirmek
• Örgütün karlılığını artırmak
• Örgüt birimleri arasında zayıf olanları iyileştirmek
• Üst yönetimin sorun olarak değerlendirdiği stratejik sorunları çözmek
• Var olan kaynakları etkin kullanmak
• Daha iyi yönetim için daha iyi bilginin geliştirilmesini sağlamak
• Kısa dönemli planlar ve bütçeler için bir çerçeve geliştirmek
• İletişimi güçlendirmek
• Gerçekleştirilen faaliyetlerin kontrolünü kazanmak
• Örgütün ulaşılabilir gerçekçi amaçlar edinmesini sağlamak
Stratejik planlamanın özünde örgütsel hedefler vardır. Stratejik planlama, bir
sayfada ya da paragrafta aylar hatta yıllar süren bir araştırmanın, düşünmenin ve
tasarlamanın sonucu ve onda var olan kararı temsil etmektedir (Aslan, 2008, s.35).
Stratejik planlama, ön uzlaşma evresiyle yani örgüt paydaşlarının stratejik
planlama ile ilgili ikna edilmesi ile başlar. Örgütsel zorunlulukların belirlenmesiyle bir
diğer evreye geçilir. Örgütsel misyon özümsendikten sonra örgüt iç ve dış analizleri
yapılır. Belirlenen stratejik sorun için strateji belirlenir böylece etkin bir stratejik
planlama evresi gerçekleştirilmiş olur (Söyler, 2007, s.106).
18
Misyon ve Vizyon Kavramları: Yönetim literatüründe çok sık yer alan misyon
ve vizyon kavramları için; mutlaka her örgütün, vakfın, derneğin, ticari işletmenin,
eğitim kurumunun bir misyon ve vizyon açıklamasının olması gerektiği
vurgulanmaktadır (Doğan, 2008, s.94). Değişen ekonomik, sosyal, teknolojik ve
kültürel koşullar örgütlerin misyon ve vizyon kavramlarına odaklanarak stratejik
yönetimi uygulayabileceklerine işaret etmektedir.
Örgütler her ne amaçla kurulursa kurulsun, var oldukları sürece kendi
yeteneklerince belirlenmiş ve örgüt çalışanlarına aktarılabilecek hedefleri mutlaka
olmalıdır. Örgütün başarısında yatan en önemli faktörler stratejik yönetimin ilk
basamağı olan misyon ve vizyon kavramıdır (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006, s.53).
Misyon ve vizyon tanımlamaları ortak yönetim araçları haline gelmişlerdir;
ancak tüm bu ortak görüşe rağmen stratejik yönetim yazınında genelde kabul görmüş
ortak bir tanımın varlığından söz etmek mümkün değildir (Doğan, 2008, s.94).
Örgütlerde misyon ve vizyon açıklamalarında şu hususlara yer verilmelidir
(Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006, s.62) :
• Hizmet talep edenlerin önemi ve onlara verilen değer
• Kaliteye olan inanç ve bu konuda örgütün kararlılığı
• Örgütte yenilik ve yaratıcılığın takdir ve teşvik edilmesi
• Çalışanlara ve belirlenen örgütsel değerlere önem verilmesi
• Toplumsal sorumluluğun ve çevreye olan duyarlılığın özümsenmesi
Misyon ve vizyon ifadelerinin çoğunlukla yazılı olması tavsiye edilmektedir.
Ancak örgüt kültürünün işlevsel olduğu durumlarda yazılı tanımlamalara gerek
görülmeyebilmektedir. Çünkü örgüt kültürünün güçlü olduğu kurumlarda kurum kültürü
yazılı açıklama ve beyanlardan daha etkilidir. Denilebilir ki, “çerçeveden çok
çerçevenin içinde olanlar önemlidir”. Ayrıca uzun vadede kalıcı fakat değişen
koşullarda misyon ve vizyonun değişmesi söz konusu olabilir (http://www.ceis.org.tr).
Bir örgütte misyon ve vizyon bildirgesinin olmamasından dolayı doğabilecek
muhtemel sıkıntılar söz konusudur. Doğan (2008, s.95) bu sıkıntılarla ilgili olarak,
örgütün öncelikli sorununu anlayıp odaklanamadığına işaret etmektedir. Projelerin
başarıyla sonuçlanmasına rağmen, etkili olamamak da muhtemel bir başka sıkıntıdır.
Hedefsiz büyüme ve çalışma sisteminden doğan hantallaşma ve bunun sonucu verimsiz
19
çalışan bir kurum görüntüsü diğer bir sıkıntıdır. Misyon ve vizyon etkili biçimde
tanımlanmadığında çalışanların motivasyonunda azalma ve işten ayrılma gibi sorunlar
da çoğalmaktadır.
Misyon ve vizyon örgüte yön veren kavramlardır. Uygulamada bu iki kavram
birbirinin yerine kullanılabilmektedir. Ancak önemli olan başlık değil bu kavramların ne
derece örgüte yön gösterici olduğudur. Çünkü son yıllarda sadece modaya uymak için
oluşturulmuş, gerçekleştirilebileceğine olan inancın olmadığı misyon ve vizyon
tanımlamaları yapılmakta ve buna bağlı olarak da stratejik yönetimde önemli yer tutan
bu iki kavram sadece kağıt üzerinde kalmaktadır (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006, s.53).
Son yıllarda yönetim alanında yapılan çalışmalarda etkin misyon ve vizyon
oluşturan örgütlerde başarının, bu çalışmayı yapmayan örgütlere göre daha fazla olduğu
konusunda görüş birliği mevcuttur (Akdemir, 2005, s.18). Özellikle Türkiye de ki
kurum ve kuruluşların birçoğunda stratejik planlama çalışması yapılması, misyon ve
vizyon kavramlarını çok sık kullanılır hale getirmiştir. Tabi ki bu çalışmalar devlet ve
vakıf üniversitelerimizde de sürdürülmektedir (Yediyıldız, B. 2008, s.135).
2.2.1. Misyon
Misyon kavramı 1980’li yıllardan beri tartışılmaktadır. Bazı yöneticiler misyon
kavramına herhangi bir değer ataması yapmazken, bazı yöneticiler de örgütün misyon
açıklamasını başarılı sonuçlar elde etmenin ön koşulu olarak değerlendirmektedirler.
Misyonun tanımına ilişkin farklı görüşler ileri sürülmesine rağmen, örgütlerin stratejik
yönetim süreçleri açısından misyon göz ardı edilemeyecek bir kavramdır (Alkoç, 2010,
s.6).
Herhangi bir örgütün bütünlüğünün korunabilmesi ve faaliyetlerinden sonuç
alınabilmesi için iyi ifade edilmiş bir misyonun varlığı şarttır. Aksi durumda örgüt
inanılırlığını kaybedebilir (Erdem, 2005, s.1).
Misyon, örgütlerin başarısında, iyi bir şekilde yönetilmesinde ve çalışanların
örgütü anlayıp etkili ve verimli çalışmasında önemli bir kavramdır. Ayrıca misyon
örgütün diğer örgütlerden farkını ifade etmede de önemlidir. Bu yönüyle misyon için
örgütün varoluş nedenidir denilebilir. Başka bir ifade ile misyon, örgütün fark
yaratmasında, ne şekilde çalışması gerektiği yönünde rotadır. Kısaca uzun vadede
başarılı olmada etkilidir (Tulay, 2007, s.77)
20
Misyon her zaman sadece bir tanımla ifade edilmeyebilir. Misyon: Kurumsal
ifade, Misyon bildirgesi, Misyon açıklaması, Hedef ve değerler, Sorumluluk ve
yükümlülükler gibi çeşitli ifadelerle de bir cümleyle ya da paragrafla
açıklanabilmektedir (Alkoç, 2010, s.3).
Misyon, belirli bir örgütün ya da daha genel olarak belirli bir topluluğun
üstlendiği özel görevdir; örgütlerin kendilerini konumlandırma şeklidir. Ulaşılması
kararlaştırılan amaca yönelik görev ifadesidir ya da paylaşılan değerler, ortak
inançlardır misyondan kastedilen. Bir misyon bakıma örgütün uzun vadede ayakta
kalması için tutunduğu daldır (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006, s.60).
Doğan (2008) misyon için stratejik yönetim yazınında genel kabul görmüş tek
bir tanım olmadığını, şu şekilde açıklamaktadır:
Ireland ve Hitt misyon kavramını “örgütün kendine özgü ve sürekliliği olan bir
hedefini gerçekleştirmeye yönelik çabalarını teşvik eden yazılı ve resmi bir
dokümanı” olarak ifade ederken; Brown ve Yoshioka misyonu “örgütsel değerlerin
resmi ilanı” olarak nitelendirmektedir. Ackoff ise biraz daha farklı bir yaklaşımla
misyonu “örgüte yürütmekte olduğu iş ve paydaşlarıyla olan ilişkilerini
belirlemesinde yol gösteren inanç, değer ve ilkeler topluluğu” olarak ifade etmektedir
(s.94).
2.2.1.1. Misyonun Öğeleri
Misyon kavramı dört önemli öğeyi içermektedir. Şekil 5. misyon ifadesinin
temel unsurlarını göstermektedir.
1. Amaç: Soyut nitelik taşır. Tüm paydaşların ortak değeridir (Alkoç, 2010,
s.61). İşletmenin varlık nedeni nedir? Kime hizmet ediliyor? ya da
yöneticiler ve çalışanlar niçin gerekenden fazlasını yaparlar? gibi sorulara
cevap arar (http://www.ceis.org.tr).
2. Strateji: Belirlenen amaçların gerçekleşmesi için yapılan planları içerir
(Tulay, 2007, s.78). Strateji örgütlerin rekabet durumu ve özel yetenekleri
dikkate alınarak amaçlara yönelik hazırlanır (http://www.ceis.org.tr).
21
Şekil 5: Misyon unsurları
3. Değerler: İşletme davranışlarının altında yatan inançlardır (Tulay, 2007,
s.78).
4. Davranış Standartları: Misyonla belirlenen amaçlar ve stratejiler davranış
standartları ile uygulamaya geçirilmelidir. Örneğin örgütün amacı doğaya ve
hayvanlara zarar vermeyecek şekilde üretim yapmaksa, çalışanlar içinde
mesela iki çöp kutusu oluşturularak biri geri dönüşebilir, diğeri başka atıklar
için olabilir ve kullanım özendirilir olmalıdır ki belirlenen amaç havada
kalmasın (Alkoç, 2010, s.15).
Konu ile ilgili yazında misyon ifadelerine ilişkin tanımlamaların, ne olduğu ve
nelerden oluşması gerektiği sorularına odaklanılmıştır (Köseoğlu ve Karabulut, 2008,
s.73).
Misyon ifadelerinin hangi öğeleri içermesi gerektiği yönünde bir fikir birliği
mevcut değildir. Örneğin Bart (2007) için misyon ifadesinin içermesi gereken öğeler
arasında amaç cümlesi, değerler cümlesi, sağlanan özel hizmet, müşteri tatmini, güç
farklılığı, istenilen pozisyon, genel işletme düzeyi, amaçlar, rekabet stratejisi, kullanılan
teknolojinin tanımı gibi hususları sıralamıştır.
22
2.2.1.2. Çıkar Grupları
Misyon örgüt için imaj göstergesidir. Misyon örgütün toplumda nasıl
algılanması gerektiğini etkili biçimde açıklar (Alkoç, 2010, s.8). Misyon yönetim
felsefesini ve kurumun temel görevini yansıtan ifadelerden oluşmaktadır. Misyon
örgütün kuruluş aşamasında belirlenmelidir ve bu aşamada örgütün değerleri, inançları
dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Ayrıca bir örgütün diğer örgütlerden üstün ve farklı
olduğu yönleri de misyon hazırlarken dikkate alınıp önemsenmelidir (Ramazanoğlu ve
Bahçeci, 2006, s.61)
Tüm paydaşları aynı amaç ve değerler etrafında birleştiren misyon, paydaşların
kontrolsüz hareketini önleyen, örgütün öz yetenekleri doğrultusunda hazırlanan stratejik
planlamada önemli bir kavramdır. Başarı için tüm paydaşlar misyon bildirgesini bilmeli
ve benimsemelidir.
Şekil 6. misyonun oluşturulması sürecinde dikkate alınması gerek çıkar
gruplarını (paydaşları) göstermektedir. Örgütün çıkar grupları iki kategoride
toplanabilir.
Şekil 6: Misyon oluşumunda ve gelişiminde etkili olan çıkar grupları
Misyon birçok çıkar grubu tarafından bilinip benimsenmelidir. Misyon gereken
özveride hazırlanıp uygulanmazsa örgüte zarar da verebilir. Ayrıca şu da bilinmeli ki
her örgütün aynı kalite ve özgünlükte bir misyon bildirgesi oluşturması beklentisi yanlış
olur. Misyon öncelikle üst yönetim tarafından benimsenip uygulanmalı ki diğer çıkar
23
gruplarınca da özümsenebilsin. Üst yönetimce uygulanmayan misyonu diğer çıkar
gruplarının uygulamasını beklemek yanlış olur (Alkoç, 2010, s.16).
2.2.1.3. Misyonun Özellikleri
Misyon işletmeyi farklı kılan özgün tanımlamalardır. Varlık nedeninin ifade
etme yöntemi olması misyonun anlık olduğunu göstermez; misyon uzun vadede
benimsenmesi gereken bir amaçtır. Hatta zaman zaman yeni bir şeyler eklenebilmesine
rağmen işletmenin var olduğu sürece değiştirilmeden aynı da kalabilir (Alkoç, 2010,
s.4).
Misyonun özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
• Misyon motivasyonu örgüt başarısını artıran bir yol göstericidir (Akdemir,
2005, s.16)
• Misyon uzun dönemli araçtır (Yurtseven, 1988, s.28). Her an
değiştirilemeyebilir o yüzden örgüt yetenekleri göz önünde bulundurularak
oluşturulmalıdır.
• Misyon tüm paydaşları ilgilendirmek zorundadır. Çünkü misyon hem tüm
paydaşları bağlayıcıdır hem de tüm paydaşlara birlikte hareket yönü
kazandırır (Tulay, 2007, s.79).
• Misyon geniş yelpazede örgütü ifade eder, sadece örgütün ne ürettiği ile
ilgili değil, üretilen ürünün nerde satıldığına yani pazara odaklanır. Böylece
değişken teknolojiye, pazara, kısaca değişime uyumu kolaylaştırır (Alkoç,
2010, s.4). Bir başka söyleyişle misyon sayısal hedeflerle ilgili değil, daha
niteliksel değerlerle ilgilenir.
• Misyon örgütün temel yetkinlikleri dikkate alınarak örgütü geliştirmeye
yönelik olarak başarıya odaklı hazırlanır. Başarıyı ifade eder (Alkoç, 2010,
s.5).
• Misyon kararları çerçevesinde etkili kaynak yönetimi de mümkündür.
• Misyon iç ve dış çıkar grupları arasında etkili bir iletişim aracı olmakla
beraber duygusal tepkide etkili olduğundan çalışanların örgüte bağlılığını
artırmada da etkilidir
24
• Misyon üst yönetimin etkin karar vermesinde örneğin birçok alternatif
arasında karar vermesi gerektiğinde misyon bir karar kriteri olabilir (Alkoç,
2010, s.6)
• Misyon yazılı olarak kalmamalıdır. Uygulanabilirlik için paydaşların
hafızasında sloganlaştırılmalıdır (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006, s.61).
• Misyon örgüt için kontrol mekanizması oluşturmada, davranış standartları
oluşturmada, örgüt için ortak değerler oluşturmada da etkilidir. Ayrıca kriz
dönemlerinde krizi aşmada da yol gösterici olur (Doğan, 2008, s.95).
Kurumun belirlediği ana hedefe kontrollü olarak ilerlemeyi sağlayan misyon,
ana amaca bağlı olarak alt hedeflerle ve stratejilerle işletmenin diğer bölümlerinde de
oluşturulabilir (Alkoç, 2010, s.6). Misyon ifadesi örgüt üst yönetimince belirlenir.
Ancak büyük ölçekli örgütlerde ise ilişkili alt örgüt veya birimlerde de özgün misyon
oluşturulabilir. Çünkü her örgütün işlevi, hedefi, teknolojisi, hizmet sunduğu kitlesi, v.s
aynı olmayabilir. Hatta bir örgütteki bölümlerde kendi üstlendiği görev ve faaliyetler
doğrultusunda ana misyonu temel alarak, ana misyona bağlı ana misyona katkı
sağlayacak kendi misyon ifadesini oluşturabilir. Fakat ana misyonla bölümlerce
oluşturulan bağlı misyonlar arasında çelişkiler olmamalı, okuyucuya örgütle ilgili
ikilem yaratmamalı, her iki misyonda bütünlük sağlamalıdır (Alkoç, 2010, s.24).
Uzun vadeli işletme başarısında sadece misyon ifadesini oluşturmak yetersiz
kalmaktadır. Misyonu başarılı kılmak amacıyla da yapılması gereken bir takım işler
vardır Şekil 7’de yapılması gereken işleri göstermektedir (Alkoç, 2010. s.6).
2.2.1.4. Misyonla İlgili Yapılmış Çalışmalar
Misyon ifadesi ile ilgili araştırma ve incelemeler uluslar arası yazında yeterli
düzeye ulaşmışken ülkemizdeki çalışmalar az sayıdadır. Ülkemizde misyon ifadeleri
üzerine yapılan çalışmalara örnek olarak şunlar verilebilir (Köseoğlu ve Karabulut,
2008, s.75):
Doğan (2000), 76 sanayi işletmesinin misyon bildirgesi geliştirme konusunda
yöneticilerin sorunlarını tespite yönelik çalışmasında örgütlerin birçoğunda misyon
bildirgesi olmadığını ve yöneticilerin misyon ifadesinin varlığıyla gelecek olan başarıya
inançlarının düşük olduğunu belirlemiştir.
25
Pazarı Anlamak Karlı Olarak
Değerlendirilen Ürünleri Dağıtmak
En Az Maliyete Ulaşmak
İnsanları Motive Etmek
İnsanların ihtiyaçlarını araştırmak
Yayınlarla karı gözlemek
Rakiplerin maliyet bilgilerine ulaşmak Misyonu iletmek
Hedef müşterileri açığa çıkarmak
Yayınlarla kar hedefini belirlemek
Basım hatalarını elimine etmek
Personeli buna dahil etmek
Reklamcıların ihtiyaçlarını araştırmak
Geriye doğru tüm ürünleri
değerlendirmek; ürünlerin ihtiyaçları karşılama düzeyleri
Tüm maliyetleri gözlemek
Eğitim durumunu değerlendirmek
Tüm personelden fikirler almak
Zamanında yayınlamak
Maliyetleri kontrol altına almak
Tartışmaları teşvik etmek
Ana bir grup oluşturmak
Var olan ürünlere meydan okumak
Çalışma sermayesini azaltmak
Yatay iletişimi gerçekleştirmek
Yeni teknolojileri araştırmak
Herkesi bir satış elemanı olarak
görmek
Maliyetler konusunda uyanık
olmaya teşvik etmek Açık bir yönetim
Rakiplerin stratejilerini analiz etmek
Tüm yöneticilerin her gün müşteri ihtiyaçlarını karşılaması
Ödüllendirmede etkinlik
Ödüllerde mükemmellik,
etkinlik
Ürünün kalitesinin gözlenmesi
Yönetimin performansını
ölçmek
İnsanları neyin motive ettiğini
bulmak
İşlerin değiş tokuş
edilmesini sağlamak
Şekil 7: Misyonda başarı için yapılması gerekenler
Kaynak: Doğan, S. (2002), İşletmelerde Vizyon ve Misyon Bildirisi Geliştirme ve
Önemi Üzerine Bir Araştırma, Amme İdaresi Dergisi, 35(1), s.160.
Barca ve Yıldırım (2003), Sektörlerin rekabete dayanıklılıklarının misyonlarına
ne derece yansıyacağını tespite yönelmiştir.
Yurtseven (2003), 5 yıldızlı 50 otelin üst düzey yöneticisine, misyon ifadesinin
içeriği konusunda anket yaparak işletme misyonlarının taşıdığı unsurları tespite
yönelmiştir.
26
Coşkun ve Geyik (2004), 19 sanayi işletmesinin misyon ifadelerini belirlenen
unsurlar çerçevesinde içerik analizine tabi tutarak yerellik vurgusunun tespitine
yönelmiştir. Çalışma sonunda birçok işletmenin yerellik vurgusunu doğrudan
yapmadığını hatta bazılarının misyon ifadesinde yer bile almadığını tespit etmiştir.
Özdemir (2005), 50 sanayi işletmesinin misyon ve vizyon ifadelerini başka
sektörlerle eşbiçimlilik ve farklılık yönünden incelemiştir.
Karabulut (2007), 39 sanayi işletmesinin misyon ifadelerinin içeriklerini,
belirlenen ifadeler çerçevesinde incelemiştir. Çalışmada misyon ifadelerinin çoğunlukla
üst yönetimce hazırlanıp internet ortamından diğer paydaşlara duyurulduğunu, düzenli
bir güncellemeye tabi tutulmadıklarını ve ortalama 10 ile 113 kelimeden oluştuğu
bulgusuna ulaşmıştır.
Karabulut (2007), 129 sanayi işletmesi yöneticilerine yönelik, belirli unsurlar
tespit ederek anket uygulamıştır. Çalışmanın sonucunda, işletmelerin müşteriye
odaklanma, temel yetkinlik geliştirme, pazar pozisyonu geliştirme, yerel ve global
pazarlarda rekabetçi liderlik ve rekabetçi teknoloji geliştirme unsurlarına misyonda daha
çok yer verildiği tespit etmiştir.
Çuhadar ve Özmen (2008), En büyük 44 aile işletmesinin misyon ifadeleri
belirlenen unsurlar çerçevesinde içerik analizine tabi tutarak incelemişlerdir. Çalışma
sonunda işletmenin varlık nedeninin misyonla net olarak açıklanmadığı tespit edilmiştir.
Acuner ve Genç (2008), Türkiye den 30, Avrupa dan 30 sanayi işletmesinin
misyonunu paydaşlarla ilişkilendirerek değerlendirmiştir. Personel, toplum ve çevre
paydaşlarının Türk işletmelerinde daha çok, tüm paydaşların, müşterilerin ve
hissedarların ise Avrupa işletmelerinde daha çok vurgulandığı tespit edilmiştir. Avrupalı
işletmelerde finansal amaçlara bağlılık unsuru, Türk işletmelerinde de toplumsal katkı
unsurlarına daha çok yer verildiği vurgulanmıştır.
Alkoç (2010), Misyon ve Vizyon ifadelerinin işletme stratejisinde ki yeri ve
işletme performansı üzerindeki etkilerini tartıştığı tez çalışmasında, günümüzde hemen
hemen tüm işletmelerin misyon ve vizyona sahip oldukları ve kimi işletmelerin
çalışanları motive etmek, hedefe yönelmek için misyon-vizyon oluşturduklarını, kimi
işletmelerin ise modaya uymak için misyon-vizyon oluşturduklarını tespit etmiştir.
Belirlenen unsurlar çerçevesinde yapılan araştırmayla misyon-vizyon ifadelerinin
işletme performansına, bu ifadelere sahip olmayan işletmelere göre olumlu etki yarattığı
tespit edilmiştir (s.71).
27
2.1.1.5. Misyon İfadelerinin Yetersizlik Nedenleri
Şu ana kadar misyon ifadesinin gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Her şeye rağmen
bazen misyon ifadesi harcanan zaman ve çabaya kıyaslandığında başarısızlık olarak
değerlendirilebilmektedir. Alkoç (2010, s.23) misyon ifadelerindeki başarısızlık
nedenlerini şu şekilde açıklamaktadır:
• Misyon ifadesinin sadece oluşturan paydaş grubunca benimsenmesi diğer
paydaşlarca benimsenecek gerçekçiliği yansıtmaması başarısızlıkta etkilidir.
Misyonun tüm çıkar grupları tarafından benimsenip uygulanması, hedeflerin
gerçekçi olması başarıda esastır.
• Yine, aynı şekilde kullanılan kelimelerin ve ifadelerin tüm paydaşlarca
anlaşılacak açıklıkta olmaması, misyon ifadesini başarısızlığa sürükler. Bir
örgütte bir çok çıkar grubu vardır. Dolayısıyla oluşturulan misyonun müşteri
tarafından da yönetim tarafından da toplum tarafından da anlaşılabilir
olması, net olması, misyon ifadesinin başarısında etkilidir.
• Misyon tüm çıkar gruplarını tatmin etmezse ve tüm çıkar grupları misyon
oluşum sürecinde göz önünde bulunmazsa yine misyon ifadesi için
başarısızlık kaçınılmazdır. Örneğin sadece çalışanların çıkarları dikkate
alınarak oluşturulan misyon ifadesi diğer çıkar gruplarınca
benimsenmeyecek ve dolayısıyla baştan beri vurgulanan misyonun
birleştirici etkisi ortadan kalkarak yine misyon ifadesi için kötü son
yaşanacaktır.
• Hep söylenildiği gibi misyon başarısında misyonun tüm çıkar gruplarınca
benimsenmesi esastır. Tabi çıkar zincirinde tepede bulunan ve misyon
ifadesinin oluşum sürecinde bulunan tepe yöneticilerince ilk olarak kabul
görüp uygulanması gerekmektedir. Aksi davranış misyonu başarısızlığa
sürükler.
• İşletmeye gelen yeni bir yönetici işletmeyle ilgili ilk genel bilgiyi misyon
ifadesinden anlayabilmelidir. Eğer yeni yönetici misyon bildirgesinde,
örgütün nereye yöneldiği, örgütün hedefleriyle ilgili genel bilgileri
bulamıyorsa bu durum misyon ifadesi için başarısızlık göstergesidir.
28
• Ayrıca misyon örgüt hedefleri doğrultusunca tüm paydaşlarca uygulanabilir
olmalıdır. Örgüt misyonunun bu vurgudan uzak ifade edilmesi örgütün
hedeften uzaklaşmasına neden olur ve çalışanların verilen iş kadar
çalışmasına, yaratıcılıktan uzak görüntü sergilemesine, dolayısıyla böyle bir
durum misyonun başarısızlığına neden olur (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006,
s.53).
• Değişen koşullarda uygulanabilecek esneklikte olmayan misyon başarısızlığa
mahkumdur.
• Misyonun kriz dönemlerini aşmada yön gösterici özelliğinde olamaması da
misyonu başarısız kılar.
Misyon bir örgütün varlığını, amacını açıklar. Aynı sektörde ki diğer örgütlerden
farkını ifade ederek özgünlüğünü ortaya koyar. Kısaca örgütün nereye varmak
istediğini, değerlerini, örgütün ruhunu açıklar. Örgüt için hedefi ortaya koyduğundan
yani rotayı belirlediğinden kurumun rota dışına çıkmasına engel olduğu gibi değişen
koşullara uyumu da kolaylaştırır. Böylece çalışanlar, yöneticiler, kısaca örgütün çıkar
grupları için ortak değerler oluşturur, paydaşların örgüte bağlılığını artırır. Örgütün
uzun vadeli başarısında önem arz eder. Yöneticilerin etkin karar vermesinde rehber
görevi gören misyon yönetimde, özellikle stratejik yönetimde ilk basamağı oluşturur.
2.2.2. Vizyon
Vizyon, kelime olarak çok tartışılan fakat üzerinde tam bir fikir birliği olmayan,
1990’lı yıllardan beri özellikle stratejik yönetim yazınında ve uygulamalarında sıklıkla
kullanılan bir kavramdır (Papatya, 1998, s.1). Kavramın kullanımının yaygınlaşması ile
sadece ekonomik amaçlı örgütlerde değil, bilim ve eğitim alanında, sivil toplum
kuruluşlarının proje ve faaliyetlerinde de vizyon sık kullanılır hale gelmiştir (Akdemir,
2005, s.3).
Vizyon sözcüğü sezgi, ileri görüş, geniş görüş anlamlarını içermektedir (Yüksel,
Çevik ve Ardıç, 2005, s.264). Örgütün uzun vadedeki hedeflerinin, genel olarak
tasarlanmış haline vizyon denmektedir (Alkoç, 2010, s.26). Vizyon bir birey veya
örgütün ulaşmayı düşlediği durumun ifade edildiği kısa ve iddialı açıklamadır (Kılıç ve
Erkan, 2006, s.81). Vizyon, somut bir gelecek görüntüsü olarak da tanımlanabilir
(Akgemci, Çelik ve Ertuğrul, 2004, s.2).
29
Vizyon kavramı üniversiteler tarafından da yaygın bir biçimde kullanılmaktadır.
Bununla beraber vizyon kelimesi için “öz görüş”, “varlık nedeni”, “öz ülkü”, “temel
hedef” gibi ifade ediliş şekilleri de vardır (Yediyıldız, 2008, s.136). Vizyon, örgüt
değerleriyle bütünleşen hatta örgüt değerlerinin sonucu olarak görülen bir kavramdır.
Mevcut durum dikkate alınarak yeni bir bakış kazanmaktadır (Bircan, 1999, s.16).
Vizyon, örgütün gelecekte kendini düşlediği yerin bugünkü tasviri veya
tasarımıdır. Ütopik bir kavram ya da bireysel bir fantezi değildir. Hedeflenen amaçları
gerçekleştirmek için oluşturulan zihinsel bir tasarımdır (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006,
s.53). Vizyon, gelecekteki gerçekçiliği yakalamak için mevcut durumun analizini
yaparak oluşturulan, motive edici temel değerler ve uzun vadeli stratejilerdir (Papatya,
1998, s.2). Örgütsel başarı için elbette sadece vizyon yeterli değildir. Vizyon çok
çalışmayı, sabrı, kararlılığı, planlı ve sistematik davranmayı zorunlu kılmaktadır (Aktan,
2008, s.19)
Vizyonun değişmesi mümkündür. Bu değişim sürekli olabilir. Hiyerarşik
düzende işbirliğini vizyonla sağlamak mümkündür. Liderler örgütteki herkesle diyaloga
girmelidir. Oluşturulan vizyondan tüm örgütün haberdar olması örgütsel başarıyı
yakalama açısından önemlidir. Oluşturulan vizyon sadece üst yönetimce değil
çalışanları da düşünülerek hazırlanmalıdır. Sadece üst yönetim tarafından oluşturulup
ve sadece üst yönetimce uygulanan vizyonun başarılı bir şekilde uygulanması zordur.
Böyle oluşturulan vizyon çalışanları kısa süreli olarak harekete geçirir ancak uzun
vadede başarısızlık getirir (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006, s.54). Stratejik planlamanın
ilk basamağını oluşturan vizyon, tüm örgütün hizmet ve ürünleri dikkate alınarak,
ileride oluşması umulan durumun karşılanma şeklini ifade etmektedir. Vizyon tüm
paydaşlarca içselleştirildiğinde örgütsel başarıya ulaşılabilir. Başarılı vizyon,
uygulanabilir ve tüm örgüt tarafından benimsenebilir olmalıdır. Vizyon oluşumunda
örgüt, örgütün faaliyet çevresi, içinde bulunulan durum ve müşteri profilleri dikkate
alınmalıdır (Küçüksüleymanoğlu, 2008, s.405).
Ayrıca dünyanın gün geçtikçe küresel hale gelmesi, dünya için hem avantaj hem
dezavantajdır. Avantajdır çünkü piyasalar da küresel hale gelmekte ve genişlemektedir.
Dezavantajdır çünkü rekabet artmakta ve yaşanan hızlı değişim her günün farklı
olacağına işaret etmektedir. Bu nedenledir ki her örgüt bir vizyon oluşturmalıdır.
Küreselleşen dünyada finansal yetenek etkisinin azaldığı gözlenirken öngörü
yeteneği ön plana çıkmaktadır; çünkü öngörü yeteneği ile değişen dünyaya uyum
sağlanmaktadır. Oluşturulan sağlam bir vizyon örgütün değişime uyumu için bir çeşit
30
yol haritasıdır (Çetin, 2009, s.102).Örgüte yol gösterici olan vizyon, örgütün hedeflerini
sıraya koymasında, doğru yolda ilerlemesinde etkilidir. Vizyon çeşitli seçeneklerle
örgüt için önceliklerinin ne olabileceği yönünde rota görevi görmektedir (Alkoç, 2010,
s.28). Değişimde önemli ve örgüt için küresel devamlılığı olan bir tarzı ifade eden
vizyon, paydaşlarca heyecanla karşılanarak, paydaşlara güç veren, örgüt için gelişmenin
tepe ölçütünü sağlayan bir ifadedir (Küçüksüleymanoğlu, 2008, s.405).
Küreselleşmeye uyumu gerçekleştirecek vizyon, insanların kısa vadeli
çıkarlarına uygun düşmeyen hareketleri destekleyerek büyük ölçekli değişiklikleri
kolaylaştırır; ayrıca çalışanların motivasyonunu artırarak verimli çalışmasında da etkili
olmaktadır (Akgemci, Çelik ve Ertuğrul, 2004, s.4).
Vizyon geleceğe yönelik olduğundan, beklenmedik durumları azalttığı gibi,
beklenmedik durumlarda alınabilecek önlemleri ortaya koyar ve böylece başarı
kaçınılmaz olur. Vizyon takip edilecek yönü gösterdiğinden gereksiz ve verim alınması
zor birçok işlemin asıl işin önüne geçmesini engelleyebilir (Yüksel, Çevik ve Ardıç,
2005, s.264).
Vizyonla ilgili birbirinde farklı tanımlar mevcuttur (Akdemir, 2005, s.4):
Koçel’e (2003, s.76) göre; yöneticinin zihnindeki, başında bulunduğu birimin gelecekte
ki konumu ve görünümü ile ilgili hayalidir. Lissack ve Roos‘a (2001, s.55) göre;
Örgütün uzun vadeli başarısında rotadır. Gill’e (2003, s.312) göre; Farklı çabaların
yönetiminde kullanılan geleceğin istenen halidir. Gelecekte başarılacak uygun bir amaç
şeklindeki tanımlamaya ek olarak değerler, amaçlar ve izleyicilerin kimliğini işaret eden
geleceğin görüntü vizyondur şeklinde de tanımlamalar mevcuttur . Vizyon, geleceğin
resmidir ve gelecek görüntüsü oluşturmanın bir zorunluluğa istinaden olduğunun
açıklanması zorunludur (Akgemci, Çelik ve Ertuğrul, 2004, s.2). Vizyon arzu edilen
durum, geleceğin yaşayan resmidir şeklinde de açıklamalar mevcuttur (Çetin, 2009,
s.96). Mirze ve Ülgen’e göre; gelecekte olması arzulanan durumun ifadesidir (Ülgen ve
Mirze, 2007, s.69).
Vizyon ifadesinin iki temel bileşeni Şekil 8 de görülmektedir (Alkoç, 2010,
s.32):
Temel İdeoloji: Örgütün öz benliğidir. Örgütün sürekli koruduğu inançlarıdır.
Bir işletmenin pazarı, teknolojisi, ürünleri ve müşteri portföyü değişebilir, fakat
karakteri, temel ideolojisi değişmez.
Burada temel yetkinlikle temel ideoloji birbirine karıştırılmamalıdır. Temel
yetenek örgütün en iyi olduğu noktayı, yani kapasitesini açıklarken, temel ideoloji
31
örgütün varlık nedenini açıklamaktadır. Örneğin Sony’nin temel yeteneği
minyatürleşme iken temel ideolojisi topluma yararlı olacak teknolojinin sağlanmasıdır.
Buradan anlaşılmaktadır ki Sony’nin uzun yıllar minyatürleşme yapacağı anlamı
çıkmaz, ama Sony’nin topluma yararlı olma ideolojisi varlık nedenini açıklar.
Şekil 8: Vizyonun temel bileşenleri
• Tasarlanan Gelecek: Uzun vadedeki hedeflerin ifade edilişidir; çalışanların
motivasyonunu oluşturan etkili vizyon bileşenidir.
Vizyon beş noktaya işaret etmelidir (Akdemir, 2005, s.4):
• Amaç ve riski açıkça belirten bir yönetimle, olası geleceği ifade etmelidir.
• Paydaşları motive eden güçlü bir mekanizmayı sağlayan ve geleceği
tasarlayan bir organizasyonla hareket etmelidir.
• Örgüte bir kimlik kazandırmalıdır.
• İnsanlara düzenleme ve bütünleştirme için izin veren bir çatı kurmalıdır.
• Örgütün yapısını geliştiren bir temel sağlamalıdır.
32
2.2.2.1. Vizyonun Temel Özellikleri
Vizyon, geleceği öngörmektir (Bircan, 1999, s.16). Bu öngörüde gelecekte
yapılması düşünülen tüm faaliyetlerin algılanması ve değerlendirilmesi esastır (Tulay,
2007, s.80). Ancak mevcut durum değerlendirilerek, ileriye dönük öngörüler
geliştirilebilir (Bircan, 1999, s.16).Elbette bu gayretlerde değişen koşullar da dikkate
alınmalıdır.
Vizyon uzun vadede örgüt paydaşlarına cazip gelmelidir; hedef odaklı ve
gerçekçi olmalıdır. Ütopik vizyon ifadelerinden kaçınılmalıdır. Bunun için paydaşlar
tarafından da benimsenen vizyon açıklamaları tercih edilmeli, yönlendirici ifadelere yer
verilmelidir. Diğer taraftan vizyon açılmaları bütün paydaşlarca anlaşılabilir ve motive
edici olmalıdır. Bir paydaş grubu olarak özellikle çalışanlar örgüt vizyonunu anlamalı
ve önemsemelidir. Akılda kalıcı olması için vizyon ifadelerinin kısa ve slogan
ifadelerine dönüştürülmesi doğru olur. İşlevsel vizyon ifadeleri bir taraftan model
oluştururken, diğer taraftan bilgilendirici ve (Çetin, 2009, s.89) makul bir sürede
gerçekleştirilebilir olmasına dikkat edilmelidir.
Vizyonun başarılı olabilmesi için üst yönetim tarafından desteklenmesi esastır
(Akgemci, Çelik ve Ertuğrul, 2004, s.3). Vizyon açıklamaları ile her yönetici kendi
ekibi ve imkanlarıyla neleri yapabileceğini açıklar (Tulay, 2007, s.80). Vizyon üst
yönetim kararlarında referans niteliği taşımaktadır. Zaman ve faaliyet alanı açısından
dikkatleri yoğunlaştırabilir olmalıdır (Papatya, 1998).
Vizyon açıklamaları niteliksel değerlerle birlikte niceliksel standartları da
içermelidir. Yani örgütün ciro, karlılık gibi rakamsal değerlerine de yer vermelidir. Son
olarak, vizyon açıklaması ile belirlenen amaç gerçekleştirildiğinde vizyonun gücünü
kaybetmemesi için yeni bir vizyon oluşturulmalıdır (Alkoç, 2010, s.27).
2.2.2.2. Vizyon Oluşturma Süreci
Vizyon örgüte özgü bir kavramdır. Örgütler vizyon açıklamalarında kendisine
özgü değerlere yer veren hususlara özen gösterilmelidir. Bu hususlar dikkate alınarak
oluşturulan vizyon açıklaması örgütün ne olduğunu veya olmadığını açıklayabilir
(Alkoç, 2010, s.28).
Vizyon öncelikle 3 önemli öğeden oluşur (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006,
s.54): Şekil 9. Vizyonun oluşumunda etkili olan unsurları göstermektedir.
33
Şekil 9: Vizyonun oluşumunda etkili olan unsurlar
• Yönetim Felsefesi: Örgütün için oluşturulan, örgütün irdelendiği, örgüt
çerçevesinde düşünülen değerlerdir.
• Hissedilen Etki ve İmaj: Örgütün belli bir amaca odaklanmasını sağlar,
örgütün görünen tarafıdır.
• Geleceğin Tahmini: Mevcut durumun iyi analiz edilerek yorumlanmasıdır.
Vizyon belirlenme ihtiyacının ortaya çıkmasında etkili olan durumlar şöyle
sıralanabilir (Çetin, 2009, s.101):
• Amaçla ilgili yaşanan karasızlıklar
• Paydaşların, özellikle de çalışanların geleceğe ait karamsar düşünceleri
• Çalışanların işe amaçsız gelerek çalışır gibi görünmeleri
• Örgütün güvenilirliği ile ilgili oluşan soru işaretleri
• Birlikte çalışmaya tahammülün azalması
• Özellikle çalışanların kendi içlerinde sorunlarının artması, örgüte duydukları
güvenin azalması
34
Vizyon oluşturulurken akılda kalıcı olmasına, vizyonun iddialı olmasına ve tüm
paydaşlarca içselleştirilebilir olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca vizyonun, paydaşların
yaşam standartlarını nasıl artırabileceğine yönelik öneriler getirmesine özen
gösterilmelidir (Küçüksüleymanoğlu, 2008, s.405).
Vizyonla ilgili en önemli husus, gerçekçi bir görüş, güvenilirlik, örgüt için
çekici bir gelecek gibi birçok konuda, içinde bulunulan durumdan daha iyi bir duruma
varılacağına işaret etmesidir (Akgemci ve Diğerleri, 2004, s.2). Vizyon, uzun ya da kısa
olabilir. Konuşma diliyle de oluşabilir ya da alt alta liste usulünde de açıklanabilir.
Önemli olan husus vizyonuyla örgütün kendini nereye konumlandırdığıdır (Akgemci ve
Diğerleri, 2004, s.5).
Vizyon oluşturma kararı alındıktan sonra izlemesinde fayda görülen aşamalar
Şekil 10 da gösterilmiştir (Papatya, 1998, s.5):
Şekil 10: Vizyon oluşturma süreci
• Veri Tabanı Oluşturulmalı: Vizyon oluşturma sürecine başlanmasıyla
oluşturulması planlanan vizyon için sağlam bir veri tabanı oluşturmak
önemlidir. Değişen dünyaya uyum içinde oluşturulan veri tabanı etkilidir.
• Gerçeği İfade Etmelidir: Oluşturulan vizyonun gerçekle çatışmamasına da
gereken özen gösterilmelidir. Vizyon abartılı sözcüklerle oluşturulmamalıdır.
35
• Pratik ve Pragmatik Olmaktan Kaçınılmalıdır: Ölçülebilirlik vizyonun
doğasına aykırıdır. Vizyonun yön gösterici olduğu unutulmamalıdır.
• Orjin Doğru İfade Edilmelidir: Örgütün tüm paydaşları dikkate alınarak
oluşturulmalıdır.
• Etkileşim ve İletişime Önem Verilmelidir: Etkileşim ve iletişim vizyon
kurma değerlerini oluşturduğundan tüm paydaşlara ulaştırılabilir olmasına da
önem verilmelidir.
Yine vizyon oluşturma sürecinde dikkate alınması gereken bazı ölçütler vardır
(Demir, 2009, s.72):
• Kısa ve hatırlanabilir olmalıdır
• Etkileyici ve iddialı olmalıdır
• Amacı doğru olarak ifade etmelidir
• Tüm paydaşlarca uygulanabilir olmalıdır
• Mevcut durumun ötesini düşündürmelidir
• Sürekliliği ifade etmelidir
• Örgüt ne istiyor? Güdüler nelerdir? gibi soruları cevaplamalıdır.
• Kabul görmüş değerlere yer vermelidir (Ramazanoğlu ve Bahçeci, 2006,
s.54).
Vizyon gelecek referanslı bir yönetim aracı olduğundan hedeflere ulaşmak için
yapılması gereken faaliyetleri belirler (Çetin, 2009, s.96). Vizyonun sabit bir tanım
olmadığı, bugünün kaygılarını göz ardı etmek anlamına gelmediği unutulmamalıdır.
Ayrıca vizyon mükemmellik ölçütü ya da hedefi göz ardı etmek anlamına da
gelmemektedir (Papatya, 1998, s.2).
Şekil 7’de vizyon oluşturmanın iki aşamada olacağına dikkat çekilmektedir
(Tulay, 2007, s.80):
• Örgüt yönetimi tarafından oluşturulan vizyonun, paydaşlara iletilip etkili bir
şekilde uygulanmasının sağlanmasıdır.
36
• Diğer bir unsurda vizyon oluşturma sürecine çalışanların da dahil edilerek
vizyonun tüm çalışanlarca geliştirilmesidir.
Şekil 11: Vizyon oluşturma yöntemi
Burada dikkat edilmesinde fayda olan nokta: çalışanlarla birlikte oluşturulan
vizyonda; Kullanılan ifadelerin açık olması ve vizyon gereksinimini ortaya çıkaran
temel düşüncenin sürekli vurgulanması önemlidir. Ayrıca çalışanların önemsendiğinin
hissettirilmesine ve çalışanların fikirlerinin alınmasına özen gösterilmelidir. Açıklanan
fikirlerde birbirlerini tamamlayan görüşlere yer verilmelidir. Amacın sadece yazılı bir
bildiri temennisinde değil gerçek bir ideali ifade etmek olduğu vurgusunun sürekli
yapılamasına da özen gösterilmelidir (Tulay, 2007, s.80).
2.2.2.3. Vizyoner Yöneticilik
Buraya kadar, vizyonun örgütün amaç ve hedeflerinden daha fazla bir şey ifade
ettiği söylenebilir. Vizyonun oluşturulmasında bakış açısına bağlı olarak vizyonun
genişliği mümkündür. Örgüt için nerden bakılırsa bakılsın görülmeyen bir şeylerin
olabileceği göz önünde tutularak vizyon için çeşitli bakış açılarının olması gerekliliği
kabul edilecektir (Akgemci ve Diğerleri 2004, s.4). Bu çeşitli bakış açılarının
37
uygulanabilmesi vizyoner bir yöneticinin varlığı ile mümkündür. Vizyoner yöneticiler
geleceği öngörebilen, sorunlara önlem almada başarılı olan, değişime önem veren ve
sezgisi yüksek kişilerdir.
Vizyoner yöneticilerde olması gereken özellikler (Yüksel, Çevik ve Ardıç, 2005,
s.265): Vizyoner yönetici her şeyden önce yönettiği örgütü iyi tanır. Diğer taraftan örgüt
dışının da etkili analizini yapar. Değerlendirmeleri sonunda uygun vizyon stratejisini
geliştirir. Daha Sonra vizyonu paylaşarak kurumsallaştırır. Vizyoner yönetici daima iyi
gelecek düşünür ve umutludur. Birlikte çalıştığı kişilere kendilerini ifade etme
özgürlüğü tanır. Yani çalışanlarına güvenir. Çalışanlarca oluşturulan farklı düşüncelere
karşı hoşgörülüdür. Daima örgüte güven verir. Olaylar karşısında cesaretlidir ve
muhtemel başarısızlıktan korkmaz.
2.2.2.4. Vizyonun Yetersiz Olma Nedenleri
Değişim için ciddi bir dönüm noktasını ifadeden, örgüt sürekliliğini yaratmada
etkili olan, heyecan yaratan, ölçülebilir gelişmenin en üst standardını veren vizyon tüm
bu çabalara rağmen başarısızlığa neden olabilir.
Vizyonda muhtemel başarısızlık nedenlerini şu şekilde açıklayabiliriz (Akgemci
vd, 2004, s.5): öncelikle yanlış ve hata yapma korkusu vizyonda başarısızlık getirir.
Belirsizliğe gösterilen toleransın az olması ve yeniliğe kapalı yaşamak gibi davranışlar
başarısızlıkla sonuçlanabilir. Diğer taraftan planlama alışkanlığının olmaması ya da
başarı hevesinden yoksun olmak da başarısızlık nedeni olabilir. Son olarak uzun
döneme bakılmadan kısa süreli başarının peşinde olmak da vizyonun gerçekleşmesinde
muhtemel başarısızlık nedenlerindendir (Papatya, 1998, s.6).
2.2.3 Stratejik Amaç
İşletmeler veya kurumlar amaca yönelik veya amaç odaklı varlıklardır. Örgütler
bağlamında amaç, örgütün faaliyet ve çabaları ile başarmak isteği, ortaya çıkarmayı
hedeflediği sonuçtur. Örgütler aynı anda birden fazla amaca yönelmişlerdir veya birden
fazla amacı gerçekleştirmek isterler. Genellikle ekonomik amaçlı örgütler (işletmeler),
kara yönelik amaçlar başta olmak üzere faaliyetlerinin etkinliğini, çalışanların tatmini
ve çalışanları geliştirmeyi amaç edinmiştirler. Ayrıca örgütler, kaliteli ürün ve hizmet
38
sunmayı, toplumsal sorumluluğu, piyasada önder olmayı da amaçlamaktadırlar (Jouch
and Glueck, 1988, s.75-79).
Örgüt için stratejik amaç; örgütün kendini ifade ettiği ve örgütün arzu ve
isteklerinin açıkça ifade edildiği geniş tanımlamalardır. Stratejik amaçlar doğrudan
örgütün misyonuna yöneliktir (Tulay, 2007, s.87).
Örgütlerin amaçları yakından incelendiğinde amaçlarına ilişkin söylenecek bazı
tespitlere değinmek gerekmektedir. Örneğin çok sayıda örgüt aynı anda hem kısa vadeli
amaçlara hem de uzun vadeli amaçlara yoğunlaşmışlardır. Ticari örgütlerin
faaliyetlerinin de etkin ve çalışanlarının tatmini kısa dönemli olarak değerlendirilebilir.
Ama kazanç ve kar devamlılığı, topluma hizmet ve toplumsal sorumluluk uzun dönemli
amaçlar olarak görülebilir. Özet olarak örgütlerin amaçları zamanla sınırlandırılmıştır
(Jouch and Glueck, 1988, s.75-79).
Diğer taraftan herhangi bir anda örgütün birden fazla kısa dönemli amacı olduğu
için, mevcut amaçların öncelik sırasına konulması gerekebilir. Kaynak yetersizliğinin
baskın olduğu zamanlarda önceliklerin belirlenmesi kritik bir gereksinimdir. Kısaca
örgütler birden fazla amaca yöneldiklerinde amaçlarını öncelik sırasına koymalıdırlar
(Jouch and Glueck, 1988, s.75-79).
Örgüt amaçlarının ölçülmesi, yani her amacın gerçekleşme düzeyinin
belirlenmesi için farklı yöntemler kullanılabilmektedir. Bazı amaçlar ‘randıman’ odaklı
ölçülüp değerlendirilebilir. Bazı amaçlarda ‘etkililik’ odaklı ölçülüp değerlendirilebilir.
Özetle stratejik yönetim yaklaşımı, belirlenen amaçların gerçekleşme düzeyinin
ölçümünü zorunlu kılmaktadır (Jouch and Glueck, 1988, s.75-79).
Örgütün amaçları resmi amaçlar ve mevcutta üzerinde çalışılan amaçlar (geçerli)
olarak da ikiye ayrılabilir. Geçerli amaçlar örgütün elde etmeyi hedeflediği sonuçlar
olarak tanımlanabilir. Geçerli amaçlar kaynak dağılımı sırasında öne çıkan ve ya
önceliği olan amaçlardır. Resmi amaçlar ise toplumun ise topluma bildirilen, açıklanan
amaçlardır. Örgütün gerçek amaçları, gerçekleşmesi için kaynak tahsis edilen ve
bitirilme zamanı belirlenen amaçlarıdır (Jouch and Glueck, 1988, s.75-79).
Amaçlara ulaşmanın ve ya amaçları gerçekleştirmenin sınırları vardır. Örneğin
ticari nitelikli örgütlerde amaçlardan bazıları diğer amaçlar yüzünden tam
gerçekleşmeyebilir. Örneğin örgütün Pazar payını genişletmek için giriştiği faaliyetler,
tekelleşme eğilimi olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla örgüt yöneticileri böyle
durumlarda hangi amaçlara bağlı olduklarını, hangilerinden vazgeçeceklerini
belirlemelidir (Jouch and Glueck, 1988, s.75-79).
39
Son olarak, amaçlar strateji anlamına gelmemektedir. Stratejiler amaçları
gerçekleştirme aracıdırlar. Örneğin bir işletmenin faaliyetlerini başka bölgelere taşıması
amaç değildir ve belirli bir stratejidir. Kendi başına değerlendirildiğinde faaliyetleri
başka bölgelere taşımakla işletmenin performansında artış olmayabilir. Tam tersine,
işletme genişleyerek değil, küçülerek performansını artırabilir. Dolayısıyla hem
genişleme hem küçülme amaca (performans artışı) ulaşmak için kullanılabilecek
stratejilerdir (Jouch ve Glueck, 1988, s.75-79)
Yönetim yazınında örgüt amaçları, pusula işlevi görmektedir. Örgüt karşılaştığı
fırsat ve seçenekleri değerlendirirken amaçlarına bakmalıdır. İyi belirlenmiş örgüt
amaçlarının yöneticiler tarafından kullanımında şu hususlara dikkat edilmelidir (Certo
ve Peter, 1991, s.75):
• Örgüt yöneticileri karar ve süreçlerinde amaçları yol gösterici rehber olarak
değerlendirmelidir.
• Yöneticiler amaçları aynı zamanda örgütsel etkinliği ve verimliliği artırıcı
unsurlar olarak değerlendirmelidir.
• Son olarak yöneticiler örgütsel amaçları performans değerlendirme
süreçlerinde rehber olarak kullanmalıdır.
Amaçlar bir örgütün stratejik bir yaklaşımla yönetilmesinde önemlidir. Zira
amaçlar (Jouch ve Glueck, 1988, s.75-79):
• Örgütü bulunduğu çevrede tanımlamaya yardım etmektedirler
• Kararlar ve karar verenlerin koordinasyonuna yardım ederler.
• Örgüt performansının ölçümünde ölçüt olarak kullanılırlar.
• Misyon açıklamasından daha somut ve spesifik ifade edildiği için yol
gösterici nitelik taşımaktadırlar.
Stratejik amaçlar, örgütün misyon ve vizyonunun daha somutlaştırılıp,
performans hedefine dönüştürülmesi için araçtır. Stratejik amaçları hedeflere
dönüştürerek örgütler hedefledikleri sonuçlara göre belli bir zaman diliminde ki
gelişmeyi daha kolay takip edebilirler (Thomson ve Strickland, 2001, s.10).
40
Örgütlerin misyonları genel amaçlarına ilişkin açıklamalardan ibarettir.
Çoğunlukla böyle amaçlar genellikle örgütün büyümesinde ve yaşamını devam
ettirmesinde öncelikli hedefleri kapsamaktadır. Ticari kurumlar söz konusu olduğunda
bu amaçlara karlılık da bir hedef olarak dahil edilmelidir. Bu türden amaçlar tam olarak
hedefe dönüşmeden ve zaman kısıtı belirlenmeden tanımlanmaktadır. Bir bakıma böyle
amaçlar her zaman vardır ve hiçbir zaman tam anlamıyla gerçekleşmez. Örgüte yön
veren bu amaçlar örgüt performansını ölçmek ve değerlendirmek için gerekli
ölçütlerden yoksundur (Pearce ve Robins, 2003, s.157-158).
Bir örgütün stratejik amaçlarını ve performansını ilişkilendirmek için örgütün
amaçlarında bazı özellikler olmalıdır. Amaçların performans değerlendirmesinde katkı
sağlayabilmesi için şu özelliklere haiz olması istenir (Pearce ve Robins, 2003, s.157-
158):
• Amaçlar kabul edilebilir olmalıdır. Örgütlerin uzun dönemli amaçları ile
örgüt yöneticilerinin değer ve tercihleri arasında uyum olmalıdır. Aksi halde
yöneticilerin bu amaçları terk etmesi mümkündür. Amaçların ‘kabul
edilebilirliği’ sadece yöneticiler açısından değil, örgütün diğer paydaşları
açısından da düşünülmelidir.
• Amaçlar esnek olmalıdır. Örgütlerin kendileri için belirledikleri uzun
dönemli amaçlar çevrede oluşan beklenmedik gelişmelere göre
değişebilmelidir. Çoğunlukla örgüt amaçlarına yönelik bu esneklik
gerektiğinde amaçtan vazgeçmeyi çağrıştırmaktadır. Oysa burada söz konusu
olan amacın başarma düzeyinde değişikliğe gitmektir.
• Amaçlar ölçülebilir olmalıdır. Kurumların gerçekleştirmek istedikleri
amaçlar neyin ne zaman başarılacağını açık, anlaşılabilir biçimde göstermesi
gerekmektedir. Dolayısıyla uzun dönemli amaçların nasıl geliştiği zaman
içinde ölçülebilmelidir.
• Amaçlar motive edici olmalıdır. Örgüt çalışanlarının verimliliği ve başarısı
ile örgüt amaçlarının motivasyon düzeyi yakından ilişkilidir. Örgüt amaçları
başarılabilecek zorluk düzeyinde olmalıdır. Ancak motivasyon bireyden
bireye değişim gösterir ve örgütlerin çalışanlarının motivasyonunu
yönetmeleri zordur. Genel nitelikli bir performans hedefi örgütte bazı
insanları motive ederken diğerlerini sıkıntıya sokabilir. Bu hususta
41
önerilebilecek tavsiye, başarılacak hedeflerin grup yapısı ve niteliğine göre
düzenlenmesi olmalıdır. Ancak bu türden bir gruba has amaç ve hedeflerin
oluşturulması zordur.
• Amaçlar misyona uygun olmalıdır. Örgütün amaçları ile misyon
açıklaması birbirine ilişkili ve birbirini destekler nitelikte olmalıdır. Amaçlar
örgütün misyonundan türetilmelidir. Örgütün ulaşmak istediği her amaç
başarıldığında örgüt misyonu başarılmış olacaktır. Örgütün amaçları ve
misyonu ilişkili değilse örgüt amaç dışı faaliyetlere girişmekten kendini
alamaz.
• Amaçlar anlaşılır olmalıdır. Bir örgütte örgüt stratejisi ile uğraşan herkes,
neyin başarılmak istendiğini anlamalıdır. Aynı zamanda başarılmak istenen
amaçlara ilişkin performans standartları da açık ve anlaşılır olmalıdır.
Kısacası örgütsel amaçlar hem bu amaçları hazırlayanlar için hem de
amaçları uygulamaya koyacaklar için açık, anlaşılır ve net olmalıdır.
• Amaçlar başarılabilir olmalıdır. Son olarak örgütsel amaçlar başarılabilir
nitelikte olmalıdır. Başarılabilir amaçlar belirlemek örgütler için kolay
olmayabilir. Çünkü örgütün çevresinde oluşan gelişme ve değişim örgütün
içsel faaliyetlerini etkileyecektir. Daha doğrusu çevresel değişimler örgütleri
belirsizlikle karşı karşıya getirecektir. Belirsizlikler ise amaçların
gerçekleştirilmesinde veya başarılmasında etken olacaktır.
Amaç belirleme sorumluluğu bir örgütte bütün yöneticilere ait bir sorumluluktur.
Daha doğrusu yönetici konumunda olan insanlar, belirledikleri amaçlara göre hesap
vereceklerdir. Örgüt geneline yönelik amaçların başarılması, örgütün alt birimlerine ait
amaçlarla ilişkilendirildiğinde, örgüt genelinde sonuç odaklı bir iklim ve kültür
oluşturulmuş olacaktır (Thomson ve Strickland, 2001, s.10).
Örgütlerin vizyon, misyon ve hedefleri kurum çalışanları için ortak amaçları
oluşturur. Stratejik nitelikli bu amaçlar iki önemli rolü üstlenmektedir. Öncelikle bu
amaçlar elde edilmesi gereken sonuçları göstermektedir. Sonrasında ise örgüte üye,
çalışan ve paydaşlar için birleştirici unsurdur (Miller ve Dess, 1996, s.10).
Stratejinin oluşturulmasında stratejik amaçlar önemli bir unsur olmasına rağmen,
strateji oluşturma sürecinin diğer unsurlarından ayrı düşünülmemelidir. Bir başka ifade
ile stratejik amaçlar örgütün karşı karşıya olduğu sorunlar ve koşullardan bağımsız
düşünülmemelidir. Stratejik amaçlar örgüt yöneticilerinin başarmak istedikleri nihai
42
sonuçlar doğrultusunda gelişir ve oluşur. Diğer taraftan bir örgütün stratejik amaçları, o
örgütün karşı karşıya olduğu fırsat ve tehditlerden, örgütün sahip olduğu kaynak ve
yeteneklerden bağımsız düşünülmemelidir (Miller ve Dess, 1996, s.10).
Örgütsel amaçlar bir örgüt veya kurumun ulaşmak istediği sonuçlar olarak ifade
edilebilir. Kurumlar açısından değerlendirildiğinde, uygun amaçların belirlenmesi
kurumun başarısı için kritik bir süreçtir. Çünkü kurum amaçları kurum faaliyetlerine
yön vermektedir. Kurum amaçları olmaksızın, amaçların kurum üyelerine iletişimi
sağlanmaksızın, kurum faaliyetlerinin nasıl bir biçim alacağını öngörmek mümkün
değildir (Certo ve Peter, 1991, s.71) .
Rekabetin mevcut olduğu bir durumda, stratejik amaç (Bircan, 1999, s.13).;
• Yeniliğe
• Gelişmeye
• Devamlı dikkatli olmaya
• Örgütün çevresi ile uyumuna yönelik olmalıdır.
Etkin bir stratejik amacın özellikleri şunlar olabilir (Tulay, 2007, s.87).
• Örgütün değerleri ve mevcut durumu dikkate alınarak oluşturulmalıdır.
• Örgütle uyumlu olmalıdır. Örgüt misyon ya da vizyonundan bağımsız
olmamalıdır.
• İddia oluşturmalı fakat ütopik olmamalıdır.
• Örgüte, paydaşlarına yön vermelidir.
• Uzun vadeli isteklerin öncelikli olanları ön planda tutulmalıdır ve orta vadeyi
kapsamalıdır.
• Önemli değişiklikler yoksa değiştirilmemelidir.
• Örgütün tüm birimlerinde başarı standardı oluşturulmalıdır ve yönetimin
kontrolünü kolaylaştırmalıdır.
Amaçlar iki türlü oluşturulabilir (Canbay, 2008, s.21):
• Kurum içinde düzenlenmesi gereken, önlem alınması gereken alanlarla ilgili
olan stratejik amaçlar.
• Kurum içinde hayal edilen yeniliklerle ilgili stratejik amaçlar.
Stratejik amaç oluşturma sürecinde şu konulara odaklanılmasında fayda vardır
(Tulay, 2007, s.87):
• Piyasanın durumu
43
• İnovasyon
• Üretkenlik
• Fiziksel ve finansal kaynaklar
• Karlılık
• Yönetim performansı
• Yönetimsel gelişim
• Çalışan durumu ve performansı
• Sosyal sorumluluk
44
BÖLÜM 3
YÜKSEK ÖĞRETİM EĞİTİMİ VE YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
Çalışmanın üçüncü bölümü Türkiye’de yüksek öğretim eğitimi ve yüksek
öğretim kurumlarına ilişkin açıklamaları kapsamaktadır. Bu bölüm yasal mevzuat, genel
değerlendirme ve farklı görüşlerin tanıtımı ile başlamaktadır. Daha sonra yüksek
öğretim kurumlarının sorunları tartışılmıştır. Üniversiteler toplumsal, bireysel ve
ekonomik işlevleri çerçevesinde tartışılmıştır. Üniversite modelleri özellikle mali ve
bilimsel özerklik çerçevesinde karşılaştırılmış ve açıklanmıştır. 2547 sayılı yasa ile
devlet ve vakıf üniversitelerine ilişkin yükümlülüklere açıklama getirilmiştir. Bu
bölümün ele aldığı son husus, üniversitelerin misyon, vizyon ve stratejik amaçlarının
belirlenmesine ilişkin yasal hususlar ve prosedürlere ilişkin açıklamalardır.
3.1. Türkiye de Yüksek Öğretim
Türkiye de yüksek öğretim kurumlarının amacı, öncelikle bu süreçten geçen
bireylerin bilimsel değerleri özümsemiş olmasına odaklanmaktır. Ayrıca edinilen
bilimsel değerlerin yaşamın her aşamasında sorun çözmek için kullanılması gereğine
vurgu yapmaktadır. Diğer taraftan yüksek öğretim sürecinde iken özgürce düşünme ve
eleştirme, demokratik değerlerle davranma, çevresel sorunlara duyarlılık geliştirme
becerisinde olan bireyler yetiştirmektir (Oğul ve Fürüzan, 2009, s.65).
Yukarıda bahsedilen insan modelinde söz konusu niteliklerin kişiye
kazandırılabilmesi için, planlaması sağlıklı bir şekilde yapılmış eğitim stratejilerinin
varlığı bir zorunluluktur.
Genelde eğitim, toplumun refah düzeyini geliştiren ve geleceğe güvenle
bakmasını sağlayan önemli bir olgudur. Dolayısıyla toplum olarak hükümetler ve iş
çevresi, eğitim sürecinde yer alan öğrenciler ve öğretim üyeleri, eğitim konusuna önem
vermek zorundadırlar (Yenen ve Gözlü, 2003, s.2).
Toplumsal kalkınmayı gerçekleştirebilecek nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi
büyük ölçüde eğitim sisteminin görevidir (Şahin ve Fındık, 2008, s.74). Çağdaş
yaşamda eğitim önemlidir ve eğitimin en üst halkası olan üniversitelerin, eğitimin
toplumsal yaşamdaki işlevi açısından ayrı bir yeri bulunmaktadır (Kavili-Arap, 2010,
45
s.2). Eğitim kurumları da tüm diğer örgütler gibi “üretmek” zorundadırlar. Ancak
eğitimin doğasında, verimliliğin mal ve hizmet üreten ticari örgütlerde olduğu gibi açık
ve net biçimde ortaya koymak mümkün değildir (Saydan, 2008, s.65).
Bu bağlamda bakarsak, eğitim toplum adına girişilen bir hizmettir. Ancak
günümüzde eğitim farklı amaçlı kurumlar aracılığı ile sunulan bir hizmettir. Türkiye de
yüksek öğretim alanında hizmet sunan iki farklı kurum mevcuttur. Devlet üniversiteleri
toplumsal amaçlar çerçevesinde faaliyet ve süreçlerini belirlerken, vakıf
üniversitelerinde öğrencilerin önemli miktarda eğitim için katkı sağlamaları
gerekmektedir. Dolayısıyla vakıf eğitim kurumlarına ödenen bir eğitim bedeli ve bunun
karşılığında verilen bir eğitim hizmeti vardır (Bengisu, 2007, s.741).
Vakıfların kurduğu yüksek eğitim kurumlarında, alınan yüksek harç bedelleri
eğitimde fırsat eşitliği konusunu da gündeme getirmektedir. Eğitimde fırsat eşitliği
toplumun tüm bireylerinin ayrım yapılmaksızın, yeteneklerini en uygun biçimde
geliştirmede eğitim hizmetlerinden eşit ölçüde yararlanma şansına sahip olmaları olarak
tanımlanmaktadır (Kandemir ve Kaya, 2010, s.560). Dünyada çoğu ülkede insanların
eğitim haklarında eşitlik sağlanmıştır; fakat bu eşitlik her ülkede aynı ölçüde
sağlanamamıştır. Örneğin hiçbir hukuksal engel bulunmamasına rağmen, maddi
imkansızlıklar da bu eşitliği bozabilmektedir. Türkiye de de fazla miktarda düşük gelirli
aileler mevcuttur ve devlet üniversitesi yanında yer alan vakıf üniversiteleri yüksek
öğrenci harç bedelleri ile dikkat çekmektedir ve bu eşitsizliği artırmaktadır.
Fırsat eşitliğinde durum bu şekildeyken, Türkiye de yüksek öğretimde eğitimde
fırsat eşitliği araştırmaları açısından tam bir tarama yapılmamıştır. Mevcut araştırmalar
genel olarak ihtiyaç ve durum değerlendirmesine yönelik çalışmalardır (Yıldız, 2004,
s.93). Devam eden küreselleşme süreci, toplumda ki tüm kurumları etkileyen bir süreç
olmakla birlikte tabi ki diğer bir toplumsal kurum olan eğitimi de etkilemektedir
(Erdem, 2006, s.308).
3.2. Yüksek Öğretim Kurumları ve Sorunları
Yükseköğretim sözcüğü hemen üniversiteleri çağrıştırmaktadır. Üniversite
kelimesi ise Latinceden gelmektedir. Ortaçağda kullanılan kelime birlik anlamına
gelmektedir (Erdem, 2006, s.1). Yükseköğretim, bir ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli
insan gücünün yetiştirilmesi, bilgi üretilmesi ve topluma hizmette önemli bir araçtır
(Erdem, 2006, s.1).
46
Türkiye de yükseköğretim, son yirmi beş yıldan bu yana hızlı bir genişleme ve
yapısal değişim sürecinden geçmektedir. Yükseköğretim sistemi kuruluş yılları ve
öğrenci sayıları açısından büyük çeşitlilik göstermekle birlikte, sayıları itibarı ile artma
yönünde olan devlet ve vakıf üniversitelerinden başka açık öğretim ve meslek
yüksekokulları gibi farklı türlerden oluşan çok sayıda kurumu içeren karmaşık bir
yapıya sahiptir (Şenses, 2007, s.2).
Yüksek öğretimin toplumdaki rolü konusunda genel kanı, yüksek öğretimin
sosyal gelişme ve ekonomik büyümeyi destekleyecek nitelikte olmasına ilişkindir.
Diğer taraftan son zamanlarda yüksek öğretime atfedilen önemli işlevlerden biri
sürdürülebilirliği desteklemesidir. Ayrıca kültürel kimliğin şekillenmesi ve
korunmasında, sosyal bağların sürdürülmesinde ve nihayet yoksulluğa karşı mücadelede
de yüksek öğretime toplum tarafından atfedilen görev ve sorumluluklar vardır (Günay,
2007, s.2).
Yüksek öğretim kurumlarının görev ve sorumluluklarının denetimi YÖKe
bırakılmıştır. YÖK, üniversitelerin görevlerini yerine getirmelerini sağlayacak
önlemleri almada üst organdır. Bundan dolayıdır ki üniversiteleri birçok açıdan
denetlemek, uzun vadeli planlamalar yapmak ve bunları uygulamak YÖK’ün görevleri
arasındadır (Başkan, 1993, s.373).
Anayasanın 131.maddesinde YÖK’ün kuruluş amacı şöyle ifade edilmiştir:
“Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek,
denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma
faaliyetlerini yönlendirmek, bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler
doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların
etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için
planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur.”
2547 sayılı yükseköğretim kanununda, yüksek öğretim kurulunun amaçları
madde 4 de şöyle açıklanmıştır:
• Öğrencilerini; Atatürk İnkılapları ve ilkeleri doğrultusunda Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel
değerlerini taşıyan, Türk olmanın şeref ve mutluluğunu duyan, Toplum
yararını kişisel çıkarının üstünde tutan, aile, ülke ve millet sevgisi ile dolu,
Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve
bunları davranış haline getiren, Hür ve bilimsel düşünce gücüne, geniş bir
dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, Beden, zihin, ruh, ahlak ve
47
duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş, İlgi ve yetenekleri
yönünde yurt kalkınmasına ve ihtiyaçlarına cevap verecek, aynı zamanda
kendi geçim ve mutluluğunu sağlayacak bir mesleğin bilgi, beceri, davranış
ve genel kültürüne sahip, vatandaşlar olarak yetiştirmek,
• Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olarak, refah ve
mutluluğunu artırmak amacıyla; ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına
katkıda bulunacak ve hızlandıracak programlar uygulayarak, çağdaş
uygarlığın yapıcı, yaratıcı ve seçkin bir ortağı haline gelmesini sağlamak
• Yükseköğretim kurumları olarak yüksek düzeyde bilimsel çalışma ve
araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek, bilim verilerini yaymak, ulusal
alanda gelişme ve kalkınmaya destek olmak, yurt içi ve yurt dışı kurumlarla
işbirliği yapmak suretiyle bilim dünyasının seçkin bir üyesi haline gelmek,
evrensel ve çağdaş gelişmeye katkıda bulunmaktır.
2547 sayılı yükseköğretim kanununda yüksek öğretim kurulunun görevleri
madde 7 de şöyle açıklanmıştır:
• Yükseköğretim kurumlarının bu Kanunda belirlenen amaç, hedef ve ilkeler
doğrultusunda kurulması, geliştirilmesi, eğitim - öğretim faaliyetlerinin
gerçekleştirilmesi ve yükseköğretim alanlarının ihtiyaç duyduğu öğretim
elemanlarının yurt içinde ve yurt dışında yetiştirilmesi için kısa ve uzun
vadeli planlar hazırlamak, üniversitelere tahsis edilen kaynakların, bu plan ve
programlar çerçevesinde etkili bir biçimde kullanılmasını gözetim ve
denetim altında bulundurmak,
• Yükseköğretim kurumları arasında bu Kanunda belirlenen amaç, ilke ve
hedefler doğrultusunda birleştirici, bütünleştirici, sürekli, ahenkli ve
geliştirici işbirliği ve koordinasyonu sağlamak
• Üniversite çalışmalarının en verimli düzeyde sürdürülmesi için büyümenin
sınırlarını tespit etmek ve yaz öğretimi, gece öğretimi, ikili öğretim gibi
tedbirler almak,
• Devlet kalkınma planlarının ilke ve hedefleri doğrultusunda ve
yükseköğretim planlaması çerçevesi içinde; yeni üniversite kurulmasına ve
48
gerektiğinde birleştirilmesine ilişkin önerilerini veya görüşlerini Milli Eğitim
Bakanlığına sunmak,
• Bir üniversite içinde fakülte, enstitü ve yüksekokul açılmasına,
birleştirilmesi veya kapatılması ile ilgili olarak doğrudan veya
üniversitelerden gelecek önerilere dayalı kararlar almak ve gereği için Milli
Eğitim Bakanlığına sunmak,
• Yükseköğretim kurumları içinde bölüm, anabilim ve ana sanat dalları ile
uygulama ve araştırma merkezi açılması, birleştirilmesi veya kapatılması;
konservatuar, meslek yüksekokulu veya destek, hazırlık okul veya birimleri
kurulması ile ilgili olarak doğrudan veya üniversitelerden gelecek öneriler
üzerine karar vermek,
• Eğitim - öğretimin aksaması sonucunu doğuracak olaylar dolayısıyla
öğrenime ara verilmesine veya tekrar başlatılmasına ilişkin olarak
üniversitelerden gelecek önerilere göre veya doğrudan karar verip
uygulatmak
• Bakanlıklar tarafından kurulacak yükseköğretim kurumlarının kuruluş, amaç
ve esaslarını inceleyerek görüşlerini ilgili makama sunmak,
• Yükseköğretim kurumlarında eğitim - öğretim programlarının asgari ders
saatlerini ve sürelerini, öğrencilerin yatay ve dikey geçişleriyle ve
yüksekokul mezunlarının bir üst düzeyde öğrenim yapmalarına ilişkin
esasları Üniversitelerarası Kurulun da görüşlerini alarak tespit etmek,
• Üniversitelerin ihtiyaçlarını, eğitim - öğretim programlarını, bilim dallarının
niteliklerini, araştırma faaliyetlerini, uygulama alanlarını, bina, araç, gereç ve
benzeri imkanlar ve öğrenci sayılarını ve diğer ilgili hususları dikkate alarak;
üniversitelerin profesör, doçent ve yardımcı doçent kadrolarını dengeli bir
oranda tespit etmek,
• Her yıl üniversitelerin verecekleri faaliyet raporlarını inceleyerek
değerlendirmek; üstün başarı gösterenlerle, yeterli görülmeyenleri tespit
etmek ve gerekli önlemleri almak,
• Üniversitelerin her eğitim - öğretim programına kabul edeceği öğrenci sayısı
önerilerini inceleyerek kapasitelerini tespit etmek; insan gücü planlaması,
kurumların kapasiteleri ve öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda
49
ortaöğretimdeki yönlendirme esaslarını da dikkate alarak öğrencilerin
seçilmesi ve kabul edilmesi ile ilgili esasları tespit etmek,
• Yükseköğretim kurumlarında ve bu kurumlara girişte imkan ve fırsat eşitliği
sağlayacak önlemleri almak
• Her eğitim öğretim programında öğrencilerden alınacak harca ait ilgili
yükseköğretim kurumlarının önerilerini inceleyerek karara bağlamak,
• Yükseköğretim üst kuruluşları ile üniversitelerce hazırlanan bütçeleri tetkik
ve onayladıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığına sunmak,
• Rektörlerin disiplin işlemlerini kovuşturmak ve karara bağlamak, öğretim
elemanlarından bu Kanunda öngörülen görevleri yerine getirmekte
yetersizliği görülenler ile bu Kanunla belirlenen yükseköğretimin amaç, ana
ilkeleri ve öngördüğü düzene aykırı harekette bulunanları rektörün önerisi
üzerine veya doğrudan, normal usulüne göre, yükseköğretim kurumları ile
ilişkilerini kesmek veya denenmek üzere başka bir yükseköğretim kurumuna
atamak,
• Çeşitli bilim ve sanat alanlarında bilimsel milli komiteler ve çalışma grupları
kurmak,
• Gerektiğinde yeni kurulan veya gelişmekte olan üniversitelere gelişmiş
üniversitelerin eğitim - öğretim ve eleman yetiştirme alanlarında yapacağı
katkıyı gerçekleştirmek için gelişmiş üniversiteleri görevlendirmek ve bu
konudaki uygulama esaslarını tespit etmek,
• Vakıflar tarafından kurulacak yükseköğretim kurumlarının bu Kanun
hükümlerine göre açılması hususundaki görüş ve önerilerini Milli Eğitim
Bakanlığına sunmak, bu kurumlara ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmak ve
bunları gözetmek, denetlemek,
• Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınmış ön lisans, lisans ve
lisans üstü diplomaların denkliğini tespit etmek,
• Bu Kanunla kendisine verilen diğer görevleri yapmaktır.
Türkiye de yüksek öğretim kurumunca, devlet planlama teşkilatının beş yıllık
kalkınma planında öngörülen yükseköğretimde eğitim alanında eksik bulunan personel
yetiştirilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultu da üniversitelerin kontenjanlarını arttırılmış
ve bunun doğal sonucu olarak artan öğrenci sayısıyla birlikte fiziki yatırımlar ve
50
akademik personel yetiştirme gayretine girilmiştir. Yüksek öğretim kurumu bu gerçeği
dikkate alarak bütçe planlarında daha gerçekçi olmaya özen göstermektedir. Yine aynı
hedefler doğrultusunda, üniversitelerin sayısında artış olmuş fakat politik tercihler ön
plana geçtiğinden, istenilen öğrenci sayısı artış yönündeyken üniversitelerin fiziki ve
beşeri sermayesinde istenilen artış sağlanamamıştır. Kaynak planlaması bir plan
doğrultusunda yapılmadığından kaynak dağılımında ilkeler, öncelikler ve ağırlıklar
belirsiz kalmıştır. Sonuç olarak hedefler belirlenmesine rağmen, kaynak yönetimi
konusunda bilimsellikten uzak kalınmıştır (Başkan, 1993, s.373).
Üniversitelerin bir başka önemli sorunu ise üniversitelerin görevleri, amaçları ve
hedeflerinin yasa ve yönetmeliklerle en iyi şekilde tanımlanmasına rağmen,
uygulamalarda bu tanımlamalardan uzak kalınmasıdır (Başkan, 1993, s.373)
Üniversitelerin bir planlama çalışmasına girebilmesi için öncelikle başarı
göstergelerinin belirlenmesinde kullanılmak amacıyla, üniversitelerin bilgi derleme ve
erişim sistemini kurmaları gerekmektedir. Oluşturulan bu sistem üzerinde tüm bilgiler
erişilebilir olmalıdır. Bu sistem oturtulmadan YÖK için verimli bir planlama
sürdürülmesinin oldukça güç olacağı söylenebilir (Başkan, 1993, s. 374).
Yeni kurulan birçok üniversite eskiden var olan üniversitelerin oluşturduğu
kalıplarda kurulmaktadır. Ayrıca yeni üniversitelerin kurucu yöneticileri de eski
üniversitelerden seçilmektedir. Dolayısıyla yeni üniversiteler daha başlangıçta, farklı
ufuklardan ve taze kandan yoksun biçimde oluşmakta, mevcut yapıdan farklı modellerin
denenmesi fırsatını kaçırmaktadır (Şenses, 2007, s.2).
Ülkemizde son yıllarda yükseköğretim örgütlerinin nicelik ve nitelik bakımından
iyileştirilmesi amacıyla yapılan girişimlerin sonucunda, önemli değişimler
yaşanmaktadır. Örneğin üniversitelerde nitelikli iş gücü, finansal kaynakları kullanma,
araştırma ve hizmet alanlarında sorunlar çoğalmaktadır (Gizir, 2007, s.258).
Gelişmiş ülkelerde nüfusun neredeyse yarısı yükseköğretim kurumlarından
eğitim almaktadır. Yükseköğretim eğitimi bu yüzden milli ekonomiler için kendi
sanayilerini desteklemek ve ekonominin geri kalanına yetişmiş iş gücü sağlamaktadır
(Ersoy ve Acartürk, s.1).
Mevcut haliyle YÖK e ilişkin şu eleştiriler ileri sürülmektedir (Ateş, 1995, s.79):
• YÖK her şeyden önce üniversite öğretim üye ve yardımcılarının önemli bir
bölümünün görev heyecanında tahribatlar oluşturmuştur.
51
• Akademik yaşam göçebe hale gelmiştir. YÖK öncesinde üniversitede asistan
olarak görev yapan bir genç yaşamını o kente göre ayarlardı fakat YÖK ile
birlikte gelen akademik yaşamın her safhasında göç zorunluluğu koyularak
bu başlangıç anlayışı yok olmaktadır.
• Yöneticilerin seçimle değil de atanma ile göreve gelmeleri de eleştirilebilir
bir husus olarak düşünülmektedir.
Yüksek öğretim kurumunun bugünkü sorunlarını tartışırken genel olarak şu
hususlara dikkat çekilmektedir (Türk Eğitim Sen, 2009, s.54):
• Yüksek öğrenim kurulu başlangıçta bir koordinasyon kurulu olarak
tasarlanmışken gün geçtikçe otorite ve baskı oluşturan bir yapı haline
gelmektedir
• Özel ya da vakıf üniversiteleri açısından bakıldığında özel kuruluş olmanın
sağladığı avantajlar da çıkar eksenli bir baskı ortamı yaratmaktadır.
Türkiye’nin yüksek öğretim politikasında karşılaştığı sorunları ivedilikle
aşabilmesi için şunlar yapılmalıdır (Türk Eğitim Sen, 2009, s.60):
• Türkiye hızla artan eğitim talebine yönelik ya mevcut üniversitelerinin
kapasitelerini arttırmalı ya da yeni üniversiteler kurmak durumundadır.
• Türkiye kalkınmasını sürdürmek için kaliteli gençler yetiştirme politikalarına
ağırlık vermelidir.
• Kalkınma için gerekli olan bilgi, insan gücünün katma değer yaratma
imkanını arttıracak niteliksel bir değişimi üniversite sistemine getirmelidir.
• Üniversite sitemiyle yetişen gençler için yeni iş alanları oluşturulmalıdır.
• Bilgi merkezli bir üretim düzenini ve yeni teknolojilere dayalı bir iş
örgütlenmesini gerçekleştirmek için bilimsel ve teknolojik araştırmalara
ağırlık verilmelidir.
• Eğitim politikasını ve üniversite kalitesini, bilgiye yatırım yapacak şekilde
yeniden belirlemelidir.
52
• Tüm bunları gerçekleştirmek için yeni bir üniversite anlayışı ve bunun
temelini oluşturan bilim adamı yetiştirme politikalarını özel bir yöntemle ele
almalıdır
Daha önce ki dönemlerde bilginin üretimi ve dağılımının denetimi, çoklu
merkezlerin elindeyken bugün yeni küresel kapitalizmin istekleri doğrultusunda bilgi ve
bilim üreten kurumlar açısından ayrım ve ayrıcalık ciddi ölçüde açılmaktadır.
Üniversiteler akademik bilgi üreten ve biriktiren yerler olma özelliğini kaybetme
riskiyle karşı karşıyadır. Yeni bir bilgi kültürü oluşmakta, bilim içeriği ve toplumda ki
işlevi açısından yeniden tanımlanmakta, üniversitelerin toplum içinde ki rolleri ve
yapıları yeniden biçimlenmektedir (Tüba, 2010, s.15).
3.2.1. Üniversiteler
Bilgi kavramının önemi artmaktadır; çünkü eğitime olan ihtiyaç ve eğitim
kurumlarının niteliğine gösterilen ilgi artmaktadır. İnsan, mevcut bilgisine yenisini
eklemek için sürekli arayış içine girmiştir ve bu arayış sürecinde üniversiteler ön plana
çıkmaktadır. Bilim üreten, yüksek nitelikte ki bilim, teknoloji ve kültür yayan, bunları
yaptığı için üniversitelerin özerk bir düzenle çalışması şarttır. Yüksek nitelikte bilim,
teknoloji ve yönetim elemanları yetiştiren, ülke ve dünya sorunları üzerinde özerk
olarak çalışan, eleştiri yapan ve çözümler üreten özerk bir kurum olan üniversitelerin
önemi giderek artmaktadır (Erguvan, 2010, s.9).
Üniversite tüm bilim alanlarında ki eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerinin
birlikte ve bütünlükle yürütüldüğü bir kurumdur. Üniversitenin mesleki ve teknik
yüksek okuldan farklı olarak temel işlevi, herhangi bir mesleğe yönelik olmaksızın
eğitim-öğretim ve araştırma yapmaktır (Kavili-Arap, 2010, s.5).Üniversiteler, hem
bilimsel bilgiyi üreten hem de bu bilginin üretim araştırmalarının öğrenildiği
merkezlerdir (Poyraz, 2006, s.72).
Bir üniversitenin asıl işlevi, araştırmalar yaparak özgün bilgi üretmektir. Ayrıca
kendi yöntemleri ve ürünleriyle bilgi üretebilecek, sorun çözebilecek sorgulayıcı ve
yaratıcı insan gücü yetiştirmekte işlevleri arasındadır. Nihayetinde hem ürettiği özgün
bilgiyi, hem de yetiştirdiği insan gücünü toplumun ve elbette insanlığın hizmetine
sunmak üniversitelerin asıl işlevleridir (Yediyıldız, 2008, s.136).
53
“Üniversiteleri, genel olarak teknolojik gelişimi takip eden, geliştiren,
özümseyen, yenileyen aynı zamanda hazır insan gücünün yetiştirildiği kurumlardır”
şeklinde de tanımlayabiliriz (Altınok, 2008, s.41).
Üniversitelerin sağladığı faydalar bağlamında bakarsak, üniversitelerin faydaları
bireysel, toplumsal, ekonomik faydaları başlıklarında incelenebilir (Görkemli, 2009,
s.171):
• Bireysel faydalar: Eğitim, bireylere kişilik gelişimi temel bilgi ve
becerilerin arttırılması, iyi meslek sahibi olması, toplumda saygınlık gibi
geniş yelpazede katkılar sağlamaktadır. Yükseköğretimin bireysel faydaları
arasında bireylerin zevk ve tüketim tercihlerinde de etki yarattığı
belirtilmiştir. Üniversite eğitimi kişinin tüketim yelpazesine kitap, tiyatro,
sinema, spor gibi yeni tüketim alışkanlıkları eklemektedir.
• Toplumsal faydalar: Eğitim, sosyal gelişmede de önemli bir rol oynar:
Mezunların öğrenim kapasitelerinin yüksekliği, çevrelerinde ki insanlara da
bilginin yayılması esasına göre fayda sağlar. Üniversiteler tarafından
oluşturulan sosyal ve kültürel standartlar, toplum ve ekonominin uyumunu
destekleyen sosyal altyapıyı geliştirir. Farklı ülkelerde ki insanlar ve
topluluklarla ticari, sosyal ve kültürel ilişkiler kurulur. Kamu politikasına
katılım artar. Toplum içinde sosyal mobilite sağlar.
• Ekonomik faydalar: Yüksek öğrenim, bölgesel gelir, bölge ekonomik
yapısı ve işgücü hareketliliğinde iyileşme sağlayan faktörler arasındadır.
Üniversitenin kurulduğu bölgenin, konut, sağlık olanakları, iletişim ve
taşımacılıkta iyileşme gibi sosyal ve fiziksel altyapı beklentileri vardır.
Bunlara ilaveten kültürel etkinliklerin artması yaşam kalitesinin iyileşmesi
gibi sosyal ve kültürel beklentilerde mevcuttur. Ayrıca eğitime katılma
oranında artış doğum-ölüm oranında olumlu değişme ve göç gibi eğitimsel
ve demografik beklentilere cevap üniversite eğitimi ile sağlanabilmektedir.
Öztürk (2008, s.49), Büken tarafından belirlenen üniversite temel hedeflerine
atıf yapmaktadır:
• Öğretimin, felsefe aracılığıyla sağlanması
54
• Temel bilimlerin derinlemesine işlenmesi
• Araştırma ve öğretim birliğinin sağlanması
• Anti-statikocu ve klişe karşıtı olunması
Üniversiteler bulundukları bölgeyi birçok yönden etkileyebilir bu yönde bazı
beklentiler mevcuttur bunlar (Gültekin, Çelik ve Nas, 2008, s.266), Bölgesel gelir ve
işgücü hareketliliğinde iyileşme sağlanması gibi ekonomik beklentilerin yanında, konut
sağlık olanakları gibi sosyal ve fiziksel altyapıya ilişkin beklentiler de içermektedir.
Kültürel etkinliklerin artması, yaşam kalitesinin iyileşmesi gibi kültürel beklentilere
ilaveten eğitime katılma oranında artış, göçün azalması gibi eğitimsel ve demografik
beklentiler de vardır.
Türkiye’nin yüksek öğretimden beklentileri arasında şunlar gösterilebilir
(Yükseköğretim Kurulu, 2006, s.4):
• Daha fazla ve daha geniş yaş grubuna eğitim sunmak
• Toplumla ilişkileri geliştirerek bölgesel ve ülkesel kalkınmaya katkı
sağlamak
• Öğretimde, mezunların iş bulabilme kapasitesini artırmak, teoriden çok
uygulamaya yönlendirmeyi sağlamak
• Paydaşlara karşı sorumlu olmak
• Finansal kaynakları etkin kullanmak
Üniversiteler kuruldukları bölgeler için ekonomik, sosyal, ve kültürel etkileri
yüksek olan kurumlardır. Üniversite sayısında artışın yaşandığı ülkemizde de
üniversitelerin bölgesel ekonomiye sağladığı katkılar önem arz etmektedir (Görkemli,
2009, s.170).
Gültekin, Çelik ve Nas (2008, s.266), Phelps in yaptığı bir çalışmasına
değinerek, üniversitelerin kuruldukları bölgenin kişisel gelir üstünde olumlu etki
yaptığını saptamıştır. Diğer taraftan üniversiteler kuruldukları bölgenin istihdamına
katkı sağlamaktadır. Bu sebeple yüksek öğretim kurumlarına tavsiyesi, gelişmekte olan
kırsal bölgelere üniversiteler kurarak daha fazla ekonomik fayda sağlanacağı
yönündedir.
55
Üniversitelerin kuruluş talepleri incelendiğinde yeni üniversite kurulum talebinin
önemli bir kısmının ciddi akademik etmenlerin yerine, kurulacak kentin yatırımcılar için
bir çekim merkezi olması kaygısının ön planda olduğu görülmektedir. Ayrıca kent
ekonomisinin canlanması gibi ekonomik etkenler de akademik etmenlerin ötesinde öne
çıkmaktadır. (Şenses, 2007, s.2).
Üniversiteler bulundukları illerde önemli değişiklikler yaratabilmektedir. Bu
önemli değişikliklerin başında da ekonomik gelişmişlik gelmektedir. Üniversitelerin
kurulmasıyla kentlerin ekonomik yapılarında olumlu değişiklikler ortaya çıkmaktadır.
Bir diğer değişiklikte özellikle küçük ve orta büyüklükte ki kentlerin nüfus özelliklerini
etkilemesidir (Işık, 2008, s.177).
Üniversite kurulması kararlarında, yurt genelinde dengeli dağılım sağlanma
çabası öne çıkmaktadır. Üniversitelerin önemli kamu yatırımlarından olduğu
düşünüldüğünde, bu çabanın yeni üniversitenin bulunduğu bölgeye katkısı daha da
belirginleşmektedir (Sargın, 2007, s.140). 1960 lı yıllardan bu yana birçok Avrupa
ülkesinde yükseköğretim kurumları bölgesel kalkınma aracı olarak görülmüş ve
gelişmemiş bölgelerde yaygınlaştırılmıştır (Gültekin, Çelik ve Nas, 2008, s.266).
Türkiye de üniversite kurulum sürecinde önemli olan, bölgesel gelişmişlik
durumunda önemli olan iki yasa mevcuttur. Türkiye de yakın geçmişte yürürlüğe giren
ve bölgesel ekonomik politikalar için kurumsal altyapı oluşturan iki yasadan söz etmek
mümkündür (Lenger, 2005, s.143):
• 2006 yılının başında yürürlüğe giren ‘Kalkınma ajanslarının kurulması,
koordinasyonu ve görevleri’
• 2001 de yürürlüğe giren ‘Teknoloji geliştirme bölgeleri’ yasasıdır.
İlk yasada belirtilen, kalkınma ajanslarının işleyişi ile ilgili olarak, kamu kesimi,
özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasında işbirliğini geliştirmek işlevi vardır. Ek
olarak kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlayarak, yerel potansiyeli harekete
geçirmekte kalkınma ajanslarının işlevlerindendir. Ayrıca ulusal kalkınma planı ve
programlarda öngörülen ilke ve politikalarla uyumlu olarak bölgesel gelişmeyi
hızlandırmak, sürdürülebilirliği sağlamak amaçları da mevcuttur. Bölgeler arası ve
bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere oluşturulacak kalkınma ajanslarının
kuruluş, görev ve yetkileri ile koordinasyonuna ilişkin esas ve usulleri düzenlemek
işlevleri vardır (Lenger, 2005, s.143).
56
Teknoloji geliştirme bölgeleri için şunlar söylenebilir: Teknoloji geliştirme
bölgeleri, ileri teknolojiye yönelik faaliyet gösteren firma, üniversite, ileri teknoloji
enstitüsü ve Ar-Ge merkezlerince oluşturulan birimlerdir. Bunların olanaklarından
yararlanarak üretilen teknolojik bir buluşun, ticari bir ürün, yöntem veya hizmet haline
dönüştürülmesi amacı söz konusudur. Teknoloji geliştirme bölgeleri, faaliyet gösterilen
alanın içinde veya yakınında, akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştirildiği
site veya bu özelliklere sahip teknoparklardır. Bu yasal düzenleme ile üniversitelerin,
araştırma kuruluşları ile üretim sektörlerinin işbirliğinin sağlanması amacı mevcuttur.
Ayrıca, teknolojik bilginin üretilmesi, ticarileştirilmesi, ürün ve süreç yeniliğinin
geliştirilmesi, ürün kalite standartlarının ve verimliliğin artırılması gibi amaçları da
vardır (Lenger, 2005, s.143).
Üniversiteler kurulurken sadece gelişime ayak uydurmakla kalmamakta,
kurulduğu bölgenin ekonomik kültürel gelişimine de katkı sağlamaktadır. Yeni kurulan
üniversiteler ile bölgeler arası eşitsizliğin kalkacağı öngörülmüştür. Kesin olan şudur ki;
üniversiteler kuruldukları şehrin sosyo-ekonomik yaşantısına önemli etkiler yapmakta
ve ticari hayatı canlandırarak şehirleşme sürecini hızlandırmaktadır. Bu sebeple
ülkemizde şehirleşme arzusunda olan kişi ve ya kurumlar, siyasi iradelere baskı yaparak
şehirlerinde üniversite kurulmasını istemekte ve hatta mevcuda ek olarak ikinci ve
üçüncü üniversite talebinde bulunarak daha çok gelişme arzusunu taşımaktadırlar
(Sargın, 2007, s.134).
Üniversiteler kuruldukları bölgeler için ekonomik katkı sağlamakla kalmıyor,
üniversiteler, aynı zamanda kentin sosyal açıdan gelişmesine de katkı sağlamaktadır
(Gültekin vd, 2008, s.266). Üniversitelerin kurulduğu bölge insanına karşı da
sorumlulukları vardır: İlk olarak yöre insanına eğitim öğretim hizmeti verilmektedir.
Üniversiteler, kütüphane, spor tesisleri ve sosyal hizmetler gibi özel hizmetleri sadece
üniversitenin öğrencilerine değil yöre halkına da götürmektedir. Ayrıca bölge sanayisi
için araştırma ve inceleme imkânıyla ilgili danışmanlık görevi de üniversiteler
tarafından sunulmaktadır.
Üniversitelerin kuruldukları bölgeye sağladıkları katkılardan bahsettikten sonra
yükseköğretim kurumunun başlıca gelir kaynaklarına değinecek olursak (Erdem, 2006,
s.3):
• Kurumun ücret karşılığında yaptığı hizmetler
57
• Kamu kaynakları (devlet bütçesinden ayrılan genel ödenekler, belirli projeler
ve faaliyetler için bütçeye konulan özel ödenekler ve yine bu tür amaçlarla
kamu kurum ve kuruluşlarından sağlanan gelirler)
• Kurumun kendi gelirleri (yatırımlardan sağlanan gelirler)
• Öğrencilerin ödediği öğrenim ücretleri gibi yüksek öğretim kurumlarının
gelir kaynakları mevcuttur.
Gelişmiş toplumlarda yükseköğretim planlamaları iki amaç doğrultusunda
yapılmaktadır (Başkan, s.373): İlki yüksek öğretimde eğitim hizmeti sunulurken herkese
fırsat ve olanak eşitliği sağlamaktır. Diğeri ülke ihtiyaçlarına yönelik insan gücü
yetiştirmektir.
Dünyada yükseköğretim sektörünü ve kurumlarını öncelikle küreselleşme
etkilemektedir. Az gelişmiş ve gelişmek de olan ülkelerde ki hızlı nüfus artışı ve buna
bağlı olarak yükseköğretime olan talebin sürekli artma eğiliminde olması da bir diğer
etkendir. Hızlıca bilgi toplumuna geçilmesi, örneğin teknoloji desteğiyle öğrenmenin
farklı bir boyuta taşınması da yüksek öğretim kurumunu etkilemektedir. Devlet
reformları, devletin küçülmesi ve yeniden yapılandırılması, artan rekabet, İngilizcenin
küresel dil özelliğine sahip olması gibi dinamikler de yüksek öğretim kurumu üzerinde
etkilidir (Erguvan, 2010, s.31).
Yüksek öğretim kurumu olan üniversiteler genel bir perspektifte
değerlendirdikten sonra, küreselleşme, üniversiteleri etkilemektedir küreselleşmeyle
birlikte üniversitelerin gelişimini, yönetimini ve finansmanını dolaylı ya da doğrudan
etkileyen farklı eğilimler bulunmaktadır. Unesco ya göre bu eğilimler demokratikleşme,
bölgeselleşme, eşitsizliklerin kutuplaşması, marjinalleşme ve toplulukların
bölünmesidir. Bu eğilimler üniversitelerin devlet, sanayi ve toplumla olan ilişkilerini
yeniden gözden geçirmesinde etki sağlamıştır. Teknolojik gelişim bağlamında ki
gelişmelerden en çok üniversiteler etkilenir. Bunun nedeni üniversiteler eğitim
öğretimin yanında araştırma görevini de yerine getirmesidir. Teknolojik gelişmeler bu
nedenle üniversiteleri her geçen gün etkilemektedirler (Yılmaz ve Horzum, 2005,
s.108).
Dünyada ki bilgi miktarının giderek artması ve bilgi teknolojilerinin gelişmesi
süreci interneti de önemli bir konuma getirmiştir (Kurulgan ve Bayram, 2006, s.141).
Gelişen teknoloji, internet kullanımında yaygınlaştırmakla beraber üniversiteler içinde
bilgi ve belge açısından internet kullanımı her geçen gün artmaktadır. Akademisyenlerin
58
internet kullanım alanlarına baktığımızda şöyle sıralayabiliriz (Yaylı, Yüksel ve Alabay,
2003, s.4): Uzaktan eğitim alanında, telekonferans, video konferans gibi iletişim
alanında kullanılmaktadır. Ayrıca üniversitelerin birbirleriyle elektronik mesaj değişimi
ve buna bağlı olarak elektronik nesne değişim olanağı sağlamasında da
kullanılmaktadır. İstenen elektronik bilgileri ve bu bilgileri bulmaya yönelik tarama
mekanizmalarından yaralanma olanağı sunması açısından akademisyenler arasında
internet kullanımı yaygındır.
Küreselleşme bağlamında, üniversitelerde bilgi üretiminin üniversite dışında
gerçekleşmesi, giderek artan sosyal sorumluluklardan dolayı, bilgi ile bilgilendirme
arasında ki ilişkinin farklılaşması önem kazanmaktadır (Arslanoğlu, 2002, s.4).
Küreselleşme etkisi yükseköğretimin gelişmesinde mevcuttur. Küreselleşme
dışında Türkiye açısından bakarsak, Türkiye için üniversitenin ayrı bir önemi vardır.
Çünkü ekonomik olarak her geçen gün daha da fazla nitelikli işgücüne gereksinim
duyulmaktadır. Türkiye’nin çağdaş toplum olma hedefinden dolayı üniversitelere daha
da önem verilmektedir. Üniversiteler ile endüstriye dayalı bir ekonomi için gerekli olan
yüksek nitelikler kazandırabilir ve toplumsal önderlerin yetiştirilmesi sağlanabilir. Bu
gibi sebeplerden dolayı gelişmiş YÖK sistemine sahip olmak Türkiye için önemlidir
(Erguvan, 2010, s.10).
Yüksek öğretimde etkili olan ülkeler (Erdem, 2006, s.2):
• Anglo sakson ülkeleri (Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere)
• Kıta Avrupa ülkeleri (Almanya, Fransa, İsveç ve Hollanda)
• Anglo Sakson Modeli: Model ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, İrlanda
Cumhuriyeti ve İsrail de uygulanmaktadır. Modelde bakanlıkların
üniversiteler üzerinde ki etkileri yok denecek kadar azdır. Modelde
üniversiteler ara veya tampon kuruluşlar aracılığıyla yönetilmektedir.
Yükseköğretim kurumları, üniversite mensubu olmayan kişilerden oluşan
yönetim kuruluyla yönetilmektedir. Rektör ara kuruluşça atanır. Rektör
atamada kurumun mensubu olma veya profesör olma şartı aranmaz. Rektör
atama duyurusu medya aracılığıyla yapılır. Başvurular komite tarafından
değerlendirerek hatta gerekirse mülakat yapılarak değerlendirilir.
Değerlendirme sonucu yönetim kuruluna sunularak seçim yapılır. Modelin
59
uygulandığı ülkelerde ciddi bir kriz ortamı olmadığı sürece yönetim kurulu
akademik konulara karışmaz (Erdem, 2006, s.2).
• Kıta Avrupası Modeli: Modelde üniversiteler Eğitim bakanlığına veya
eşdeğer bir bakanlığa bağlı olarak çalışmaktadır. Rektör genellikle bir kurul
tarafından ve yine genellikle üniversitede ki profesörler arasından seçmekte
ve ilgili bakan veya devlet başkanınca atanmaktadır. Bakanlıklar
üniversiteler üzerinde genel koordinasyon, standart oluşturma ve bütçe
hazırlamada, bazı ülkelerde ise dolaylıda olsa eğitim öğretim içeriğine ve
özellikle de profesör düzeyinde ki atamalarda ülkeden ülkeye değişen
denetim ve tasarruf yetkileri ile hareket etmektedirler.
Yine Dünya ya baktığımızda yüksek öğretim çeşitli kurumlardan oluşmaktadır
(Erdem, 2006, s.1): Örneğin Araştırma üniversiteleri şeklinde eğitim hizmeti sunan
yüksek öğretim kurumları vardır. Bu üniversiteler lisansüstü eğitim ağırlıklı olan ve
temelde araştırma işlevini yerine getirmek amacıyla kurulan üniversitelerdir. Dünyada
genelinde 125 tanesi ABD de olmak üzere yaklaşık 200 tane araştırma üniversitesi
olduğu tahmin edilmektedir (Atalar, s.1).
Bir diğer örnek, kitlesel eğitim üniversitelerdir. İkinci dünya savaşından sonra
yükseköğretimin kitleselleşmesiyle artan öğrenci talebi, kısa süreli mesleki ve teknik
yükseköğretim kurumları ile karşılanmaya çalışılmıştır. Kitlesel eğitim üniversiteleri de
bu dönemlerde oluşmuştur (Erdem, 2005, s.2).
Uzaktan eğitim kurumları da dünyada uygulanan yüksek öğretim kurumu
çeşitlerindendir. Uzaktan eğitim, öğrenci ile eğitimcinin fiziksel olarak aynı ortamda
olmaması durumunda kullanılan eğitim teknolojilerindendir. Yüz yüze eğitimde (örgün
eğitim) temel olan, öğrenci ile eğitimci iletişimidir. Uzaktan eğitim, örgün eğitimin
alternatif eğitim çeşidi olarak günümüzde hızla gelişmektedir. Eğitim, günümüzde salt
kamusal bir görev olmaktan çıkarak bir hizmet haline gelmeye başlamıştır ve
günümüzde hizmet sektörünün önemli bir parçasıdır. Bu durum uzaktan eğitim için de
geçerlidir. Uzaktan eğitim uygulamalarının başarılı olması ve buna bağlı olarak artan
talep, uzaktan eğitime yönelik yatırımları artırmış ve bu alandaki ticari faaliyetler hızla
çoğalmıştır (http://tr.wikipedia.org.).
Farklı sektörlerdeki birçok şirket uzaktan eğitim ve e-öğrenme yöntemini kendi
çalışanlarına uygulayarak ciddi anlamda tasarruf sağlamaktadır. Uzaktan eğitim, Dünya
çapında bir pazar haline gelmiştir. Resmi kurumların ve şirketlerin öncülük ettiği ilk
60
deneyimlerin başarılı olması, her geçen gün artan sayıda yeni proje ve uzaktan eğitim
programının uygulanmasını sağlamıştır. Özellikle şirketler kendi çalışanlarına eğitim
vermekte ya da eğitim kurumları aracılığıyla bunu gerçekleştirmektedir. ABD ve
Avrupa'daki üniversitelerde olmak üzere tüm dünyada uzaktan eğitim alanında önemli
başarılar sağlanmıştır. Uzaktan eğitim teknoloji sistemi Türkiye'de yeni uygulanmaya
başlamıştır (http://tr.wikipedia.org.). Kar amacı gütmeyen vakıflarca kurulan
yükseköğretim kurumları, özel yüksek öğretim kurumu olarak adlandırılan kurumlardır.
Diğer yandan gelişmiş ülkelerde üniversiteler yönetim sistemlerini; özerklik,
esneklik, katılımcılık, kalite, hesap verme olarak beş ilke doğrultusunda
hazırlamaktadır. Üniversiteler özgür olup siyasi otoritenin altında ezilmek istemezler.
Sistemin esnek olması değişen dünyaya uyumu kolaylaştırır. Nitekim günümüzde
esneklik, üniversiteler için en fazla sorgulanan konu olmalıdır. Kalite, öğrencinin
niteliğinden, öğretim üyesi niteliğine ve Ar-Ge faaliyetlerinin niteliğinden, ders
programlarının kalitesine kadar geniş bir alanı ele almaktadır. Yeni denetim
mekanizmaları ve üniversitenin performansının ölçülmesinde kullanılabilecek ölçütler
aranmakta ve performansa göre özendirme ve kaynak dağıtım mekanizmaları geliştirilip
uygulanmaktadır (Altınok, 2008, s.43).
Genel olarak özerklik, bir topluluğun, kuruluşun, bir yasaya bağlı olarak kendini
yönetme hakkıdır. YÖK de özerklik, üniversitelerde kimlerin öğrenim göreceği, kimin
öğreteceği, nelerin öğrenilip araştırılacağı gibi konularda karar almada, üniversitelerin
kurum olarak ne derece yetki sahibi olduğu anlamındadır (Erdem, 2006, s.5)
Akademik özgürlük ve üniversite özerkliği terimleri birçok kez anlamsal
kargaşaya maruz kalabilmektedir. Özgürlük ve özerklik kavramları seçme ve eylem
özgürlüğünü birlikte içermektedir. Üniversite özgürlüğü üniversitenin tüzel kişiliğine
ilişkin bir kavramdır ve üniversite tüzel kişiliği çok sayıda birimden ve başarı
unsurlarından oluşan kolektif bir kavramdır. Akademik özerklik ise kolektif bir varlığın
değil, tekil varlığın, akademisyenin sahip olduğu bireysel bir haktır. Akademik
özgürlük, akademik camianın bireylerinin akademik faaliyetlerinin camia tarafından
belirlenen çerçeve içinde etik kurallar ve uluslar arası standartlara göre dış baskılardan
bağımsız olarak yürütülmesidir. Akademik özgürlük seçme özgürlüğünden çok ifade
özgürlüğü ile anlamlandırılır (Günay, 2010, s.1).
Dünya da üniversiteler de özerklik genel olarak Mali Özerklik ve Bilimsel
Özerklik olarak ele alınmaktadır (Erdem, 2006, s.304)
61
• Mali özerklik: Dünyanın hemen hemen hiçbir ülkesinde mali özerkliğe
sahip üniversite bulunmamaktadır. Bugünkü anlayışa göre, mali yönden
özerk üniversite, devletin kontrolü altında bütçesini serbestçe düzenler ve
yönetir. Mali anlamda tüzel kişiliğe sahiptir. Dünya da ki birçok üniversite
gelirlerinin kaynaklarını çeşitlendirerek özerkliği artırma çabasındadırlar.
• Bilimsel özerklik (akademik özgürlük): Akademik yaşamın özü, bir
insanın kendisini sürekli yetiştirmesi için fırsat vermesi ve istek de
bulunmasıdır. Gerek Anglo Sakson gerekse de batı Avrupa ülkelerinde
üniversitelerin herhangi bir etki ve baskıya uğramadan akademik
çalışmalarını yerine getirmeleri için gerekli önlemler alınmıştır.
Türkiye de ki birçok üniversite de kişi özgürlüğünden değil halkların
özgürlüğünden ve ya devlet yüceliğinden söz edilmektedir (Heper, 2002, s.46).
OECD’nin 2003 yılında yayınlanan “Educational Policy Evaluation” adlı kitapta
üniversitenin özerkliğinin üniversiteleşme kalitesi açısından önemli bir faktör olduğu
belirtilmiştir, aynı çalışmada yapılan anket e göre üniversite özerkliğinin sekiz ilkesi
olduğu sonucuna varılmıştır söz konusu sekiz ilke şunlardır (Tüba, 2010, s.15):
• Üniversitelerin kendi binalarına ve tesislerine sahip olması
• Kaynak edinme özgürlünün olması
• Bütçenin üniversite tarafından belirlenip özgürce, belirlediği amaçlar
doğrultusunda kullanabilmesi
• Akademik yapıyı düzenlemek: ders konularını, içeriklerini, kendi
insiyatifiyle oluşturabilmesi
• Akademik personeli atama ve atma yetkisine sahip olması
• Çalıştırdığı personelin ücretlerini serbestçe belirleyebilmesi
• Öğrencilerden alınan öğrenim harçlarını bağımsızca belirlenebilmesi
Üniversiteler için günümüzde araştırma ve eğitim işlevleri yeterli değildir. Son
yıllarda bunlara ek olarak hizmet üretme başarısı da beklenmektedir (Altınok, 2008,
s.43).
Üniversiteler vakıf ya da kamu kaynaklı olması açısından değerlendirildiği gibi
eğitim kalitesi ve standartları açısından da değerlendirilmektedir. Son yıllarda Avrupa
62
da ki yükseköğretimde kalite standartlarının belirlenmesi için yoğun çaba gösteren
kuruluşlar oluşturulmuştur. Örneğin Avrupa kalite güvencesi birliği (ENQA), Avrupa
Üniversiteler Birliği (EUA), Bologna Deklarasyonu v.b kuruluşlar gösterilebilir (Türk
Eğitim Sen, 2009, s.48)
Türkiye Bologna sürecine katılmakta olan 45 ülkeden biridir. Bologna süreci ise:
geniş kapsamıyla Avrupa da ki üniversitelerin büyük bir ortaklık içinde birbirleriyle
karşılaştırılabilir nitelikte geleneklerden gelen farklılıkları koruyarak programları ve
diplomalarıyla birbirleriyle uyum temelinde hareketliliği öngörmektedir. Bologna
süreci, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin tanımlanan Avrupa yüksek öğretim alanı
kapsamında serbestçe hareketini ve üniversitelerin eğitim kalite güvencesinin
sağlanmasını hedeflemektedir. Bologna süreci ile ilgilenen Türk üniversitelerinin sayısı
yeterli değildir (Tüba, 2010, s.14).
Bologna bildirisinde şu hususlara yer verilmiştir (Türk Eğitim Sen, 2009, s.48):
Öncelikle Avrupa kredi transfer sisteminin belirlenmesinde ortak hareket
amaçlanmaktadır. Akademik hareketliliğin arttırılması ve bunun önünde ki engellerin
kaldırılması dikkat edilmesi gereken diğer bir husustur. Aynı zamanda akademik
derecelerin okunabilir ve karşılaştırılabilir olması için alınan eğitimin içeriğini
özetleyen diploma ekinin verilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan Bologna süreci,
yüksek öğretimde kalite güvencesini sağlayacak Avrupa ülkeleri arasında dayanışma
sağlamalıdır. Ayrıca yüksek öğretimde eğitim ve araştırmalarda Avrupa ya has konulara
gereken önemin verilmesi bir koşuldur. Son olarak eğitimin sürekliliğinin sağlanması ve
Avrupa birliği dışında ki öğrencilere de Avrupa standartlarında bir eğitimin aktarılması
hedeflenmektedir.
Devlet Üniversiteleri, Anayasanın 130. Maddesinde devlet tarafından kurulan
üniversite tanımı:
“Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin
ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli
düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve
insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel
özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.”
Devlet artık üniversitelerin hizmet sağlayıcısı olmaktan çok düzenleyicisi olma
işlevini üstlenmeye doğru bir eğilim sergilemektedir. Bunun doğal sonucu olarak
üniversiteler de, mali sorunlarını gidermek için ihtiyaçlarını ‘kullanan öder ilkesi’
gereği, sunulan eğitim için öğrencilerden sağlamaktadır. Ek olarak, üniversite ve sanayi
63
işbirliği çerçevesinde piyasaya yönelik, bilim üretimi karşılığı yine piyasadan da
karşılamaktadır (Kavili-Arap, 2010, s.7).
Vakıf Üniversiteleri, Anayasanın 130. Maddesinde vakıflar tarafından kurulan
üniversite tanımı şöyledir:
“Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak
şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tâbi yükseköğretim
kurumları kurulabilir.” şeklinde vakıflar tarafından üniversite kurulumuna onay
verilmiştir. Ülkemizde vakıf üniversiteleri anayasanın verdiği yetkiye dayandırılarak
kanunla kurulur. Anayasanın 130. Maddesine göre kanunda gösterilen usul ve esaslara
göre kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla vakıflarca devlet kontrolünde kurulabilir
(Söyler, 2008, s.63).
Vakıf üniversitesi: doğrudan devlete bağlı olamayan, bir vakıf tarafından özerk
olarak kurulan üniversitelerdir. Türkiye de yükseköğretim kurulunun önerisi üzerine
kurulur (Erguvan, 2010, s.7).
Vakıf üniversiteleri, Türk yükseköğretimine 1984’ te girmiş ve sayıları artarak
bir kamu kurumu olarak devlet üniversitelerinin yanında yer almıştır (Yüksek Öğretim
Kurumu, 2007, s.3).
Vakıf yükseköğretim kurumlarının hangi usulde kurulacağı 2547 sayılı
yükseköğretim kanununun ek 3. Maddesinde gösterilmiştir. Vakıflarca kurulan
üniversiteler devlet eliyle kurulan üniversiteler gibi kanunla kurularak, kamu tüzel
kişiliğine sahip olmaktadırlar (Yüksek Öğretim Kurumu, 2007, s.5).
2547 sayılı kanunun ek 8, 9,10. Maddelerine göre (Yüksek Öğretim Kurumu,
2007, s.5):
• Vakıflarca kurulan yükseköğretim kurumlarında ki akademik organların,
devlet tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarında ki organlar gibi
düzenleneceği ve onların görevlerini yerine getireceği,
• Öğretim elemanlarının niteliklerinin devlet yükseköğretim
kurumlarındakilerle aynı olduğu,
• Devlet yükseköğretim kurumlarından çalışmaları yasaklanmış ve ya disiplin
kanalıyla çıkarılan kişilerin, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev
alamayacakları,
64
• Vakıf üniversitelerinin eğitim-öğretim esasları öğretim süreleri ve öğrenci
hakları ile ilgili hususları 2547 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğu,
• Bu kurumların mali, idari ve akademik konularda yükseköğretim kurumunun
gözetim ve denetimine tabi olduğu belirtilmektedir.
Vakıf üniversiteleri sayılarında son yıllarda hızlı bir artış görülmektedir. Az
sayıda da olsa vakıf üniversitelerinin bir bölümü şimdiden ulusal ve hatta uluslar arası
düzeyde önemli bir konuma ulaşmıştır. Vakıf üniversitelerinde ki hızlı artış kimi ciddi
kaygı ve sorunları da beraberinde getirmektedir ve kurumların incelenmesini gerekli
kılmaktadır. Bugüne kadar kurulan vakıf üniversitelerinin, İstanbul başta olmak üzere
birçoğunun Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde toplanmış olmaları, bu üniversitelerin,
butik üniversite olarak tanımlanmalarını haklı çıkaracak küçüklükte olmaları ve henüz
ulusal alanda bir atılım göstermemiş olmaları düşündürücü hususlar arasındadır (Şenses,
2007, s.6).
Vakıf üniversitelerinin birçoğunun gelirlerinin tamamına yakını öğrenci
harçlarından oluşmakta, toplam gelirde ki oranı ciddi bir meblağ temsil etmese de devlet
yardımını kullanmaları ve en önemlisi de devlet üniversitelerinde ki deneyimli
akademisyenleri kendilerine çekme eğilimleri temel eleştirilerdendir (Şenses, 2007, s.6).
Günümüzde vakıf üniversitelerine yönelik eleştirilere rağmen, özel
üniversitelerin artması yönünde bir eğilim mevcuttur. Bu eğilimde muhakkak ki çeşitli
faktörler etkilidir (Türk Eğitim Sen, 2009, s.46):
• Dünya nüfusunun artması ve bunu içinde üniversite çağına gelmiş genç
nüfusun artması
• Yükseköğretimin bir ekonomik sektör haline gelmesi
• Hizmet sektörünün piyasa ekonomisiyle küresel dolaşıma girmesi ve
dolaşımın önünde ki engellerin sürekli azaltılarak küreselleşme sürecinin
hızlandırılması.
Özellikle gelişmiş ülkelerin, başta ABD ve AB üyesi ülkeler olmak üzere,
dünyanın geri kalmış diğer ülkelerinden beyin göçü ve üniversite eğitim müşterisi
olarak istifade etme arayışları genel bir eleştiri olarak sayılabilir.
65
Günümüzde Türk yüksek öğretim sistemi, 2547 sayılı yasayla düzenlenmiştir.
Devlet ve vakıf üniversitelerini kapsayan bir örgütlenme vardır. Söz konusu
örgütlenmede en üstte Yüksek öğretim kurulu bulunurken, sonrasında üniversitelerarası
kurul bulunmaktadır. Onunda altında üniversite rektörü ve üniversitelerin kendi iç
örgütlenme şeması yer almaktadır (Türk Eğitim Sen, 2009, s.52).
Türkiye de yükseköğretim kurumlarının sayılarının genel bir analizini yapacak
olursak şu tabloya ulaşılabilir:
Tablo 1
Türkiye de ki Üniversite Sayıları
Türkiye de ki Üniversite Sayısı
Devlet Üniversiteleri 102
Vakıf Üniversiteleri 54
Toplam 156
Yüksek öğretim kurumu tarafından hazırlanarak 20 Eylül 2005 tarihinde
yürürlüğe giren ‘ yükseköğretim kurumlarından akademik değerlendirme ve kalite
geliştirme’ yönetmeliği gereğince, üniversitelerarası kurulun seçtiği 9 kişilik
yükseköğretim akademik değerlendirme ve kalite geliştirme komisyonu (YÖDEK)
göreve başlamıştır (Yükseköğretim Kurulu, 2006, s.11).
3.2.2. Türkiye’de Devlet ve Vakıf Üniversitelerinde Misyon Vizyon ve Stratejik
Amaçlar
Türkiye de devlet ve vakıf üniversitelerinin misyon, vizyon ve stratejik amaç
açıklama konusunda, 2005 yılına kadar her hangi bir zorunlulukları olmamıştır. 2005
yılında 2547 sayılı yüksek öğretim kanununun maddelerine dayanılarak hazırlanan
“Yüksek Öğretim Kurumlarında Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme
Yönetmeliği” hazırlanmıştır. Bu yönetmelikle, söz konusu tanımlamaların kalite
değerlendirilmesiyle kontrol edileceği belirtildiğinden tüm yüksek öğretim kurumları
için açıklanması neredeyse zorunlu hale getirilmiştir. Bu yönetmeliğin dışında, 5018
sayılı “Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol” kanunu mevcuttur. Söz konusu kanunun
özellikle 9. Maddesi, misyon, vizyon ve stratejik amaç açıklama zorunluluğunu kamu
üniversiteleri için getirmiştir. 2003 yılında kabul edilen “ Kamu Malî Yönetimi ve
66
Kontrol” kanunun 9. Maddesi, Kamu idarelerinin kalkınma planları, programları, ilgili
mevzuat ve benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve
vizyonlarını oluşturmaları gerektiği yönündedir. Ayrıca kamu idarelerinin stratejik amaç
ve ölçülebilir hedef saptamaları, performanslarının önceden belirlenen göstergeler
doğrultusunda ölçülmesi ve sürecin izleme ve değerlendirmesinin yapılması amacıyla
katılımcı yöntemlerle stratejik plan hazırlamaları gerektiği belirtilmiştir. Ek olarak kamu
idareleri, kamu hizmetlerinin kaliteli sunulabilmesi için bütçeleri ve kaynak tahsislerini;
stratejik planlarına, yıllık amaç-hedeflerine ve performans göstergelerine dayandırmak
zorunda oldukları belirtilmiştir (http://www.hukuki.net/).
67
BÖLÜM 4
YÖNTEM VE BULGULAR
Çalışmanın dördüncü bölümünde, çalışmada kullanılan yöntem ve bulgulara yer
verilmiştir. Çalışmada toplanan verilerin sistematik biçimde analiz edilmesi amacı ile
içerik analizi kullanılmış ve bu analiz yöntemi açıklanmıştır. İçerik analizi sosyal
bilimlerin diğer alanlarında sıklıkla kullanılmasına rağmen yönetim yazınında daha
nadir araştırma ve analiz yöntemi olarak tercih edilmiştir. İçerik analizi ile sağlanacak
üstünlükler yanında, içerik analizinin temel sorun ve sakıncalarına da bu bölümde
değinilmiştir. Daha sonra içerik analizi yöntemiyle üniversitelerin misyon, vizyon ve
stratejik amaçlarına ilişkin bulgular sunulmuş ve tartışılmıştır.
4.1. Yöntem
Bu çalışma Türk üniversitelerinin stratejik planlarında yer alan misyon, vizyon
ve amaçlarını incelemek için gerçekleştirilmiştir. Çalışmada kullanılacak verileri elde
etmek için 102 kamu üniversitesinin http://www.sp.gov.tr sitesinde yer alan stratejik
planları incelenmiştir. Vakıf üniversitelerine ait verileri elde edebilmek için ise söz
konusu üniversitelerin resmi sitelerinden stratejik planları indirilerek incelenmiştir.
Stratejik plan incelemeleri genelde 4 ya da 5 başlık altında toplanmıştır. Üniversiteler
genel bilgilerin ardından yaptıkları durum analiziyle birlikte misyon, vizyon ve stratejik
amaçlarını açıklamışlardır.
Misyon ifadeleri açısından baktığımızda misyon ifadeleri üniversiteden
üniversiteye uzunluk açısından farklılık göstermektedir. İncelenen misyon ifadelerinde
öncelikle vurgulamalar açısından değerlendirme yapılmış ve vurgulanan ilk beş sözcük
değerlendirme kapsamına alınmıştır. İncelemeye alınan kavramlar üniversitenin
başarmak istediği sonuçlara ilişkin sözcükleridir. Daha sonrasında ilk değerlendirme
sonucunda elde edilen kelimeler kendi aralarında karşılaştırılarak yakın anlamlı
kelimeler tek kelimede birleştirilmiştir. Bazı üniversiteler misyon ifadelerini maddeler
halinde açıklarken (Süleyman Demirel Üniversitesi gibi) bazıları cümle olarak
açıklamışlardır. Bazıları tek cümleyle açıklamışken bazıları uzun paragraf (Adnan
Menderes Üniversitesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi gibi) şeklinde açıklamışlardır.
68
Vizyon ifadeleri de misyon da olduğu gibi uzunluk açısından farklılık arz
etmektedir. Yapılan incelemeyle bazı üniversitelerin vizyon ifadelerini kısa cümleyle
ifade ederken bazıları uzun cümlelerle ifade etmiştir. Vizyon ifadelerinde de inceleme
kapsamında vurgulanan kelimeler dikkate alınmış ve bu vurgulamalardan yine ilk beşi
analizde değerlendirilmiştir. İlk inceleme sonucunda oluşturulan kelimeler kendi
içlerinde tekrar değerlendirilip tek kelime olarak dikkate alınmıştır.
Vizyon kavramı üniversiteler tarafından yaygın bir biçimde kullanılmakla
beraber vizyon kelimesi için özgörüş, varlık nedeni, özülkü, temel hedef gibi
kavramlarla da ifade edilerek kullanılmıştır.
Amaç ifadeleri açısından kullanılan yöntem şu şekildedir: üniversitelerde
stratejik amaç ifadelerinde genel olarak gözlemlenen; ana amaçlar ve onun alt hedefleri
vardır. Stratejik amaçların gerçekleştirilmesi halinde oluşacak maliyetler içinde ayrı bir
başlık açılmıştır. Devlet ve vakıf üniversitelerine yönelik 2005 yılında 2547 sayılı
yüksek öğretim kanununun maddelerine dayanılarak “Yüksek Öğretim Kurumlarında
Akademik Değerlendirme ve Kalite Geliştirme Yönetmeliği” hazırlanmıştır. Bu
yönetmelikle, söz konusu tanımlamaların kalite değerlendirilmesiyle kontrol edileceği
belirtildiğinden tüm yüksek öğretim kurumları için açıklanması neredeyse zorunlu hale
getirilmiştir. Söz konusu yönetmelik kapsamında tüm üniversiteler rektörlüğe bağlı bir
birim aracılığıyla stratejik planlarını geliştirmiş ya da geliştirmektedirler. Sadece kamu
üniversitelerine yönelik olarak da bu yönetmeliğin dışında, 5018 sayılı “Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol” kanunu mevcuttur. Söz konusu kanunun özellikle 9. Maddesi,
misyon, vizyon ve stratejik amaç açıklama zorunluluğunu kamu üniversiteleri için
getirmiştir. 2003 yılında kabul edilen “ Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol” kanunun 9.
Maddesi, Kamu idarelerinin kalkınma planları, programları, ilgili mevzuat ve
benimsedikleri temel ilkeler çerçevesinde geleceğe ilişkin misyon ve vizyonlarını
oluşturmaları gerektiği yönündedir. Ayrıca kamu idarelerinin stratejik amaç ve
ölçülebilir hedef saptamaları, performanslarının önceden belirlenen göstergeler
doğrultusunda ölçülmesi ve sürecin izleme ve değerlendirmesinin yapılması amacıyla
katılımcı yöntemlerle stratejik plan hazırlamaları gerektiği belirtilmiştir.
Stratejik amaç verilerini toplamak için http://www.sp.gov.tr adresi kullanılırken
vakıf üniversiteleri için stratejik amaç verileri toplamada vakıf üniversitelerinin her
birinin resmi internet siteleri ziyaret edilmiştir. Toplanan verileri inceleme aşamasında
bazı üniversitelerin sayfalarca açıkladığı stratejik amaç için bazı üniversiteler birkaç
madde halinde açıklama yolunu tercih etmiştir. Özellikle uzun amaçlarda ve madde
69
olarak açıklama yöntemini kullanan üniversiteler için veri incelemesinde ilk altı amaç
dikkate alınmış ve bu amaçlarda özellikle vurgulanan kelimeler dikkate alınmıştır.
Oluşturulan ilk veri tablosunda ikinci bir değerlendirme yapılarak tıpkı misyon ve
vizyon ifadelerinde olduğu gibi tek kelimede birleştirme yolu tercih edilmiştir.
Çalışmanın evrenini tüm devlet ve vakıf üniversitelerinin misyon vizyon ve
stratejik planları oluşturmaktadır. 01.09.2010 tarihi http://www.yok.gov.tr/content/ web
adresinden alınan bilgiye göre Türkiye de 102 devlet 52 vakıf üniversitesi
bulunmaktadır. Evrenin tümüne ulaşılmaya çalışılmıştır ancak stratejik plan
hazırlamayan, üniversitenin tümü için hazırlanmış bir stratejik planı olmayan
üniversiteler kapsam dışı tutulmuştur.
4.1.1. İçerik Analizi
Sosyal bilimlerde, araştırmalar, genelde mevcut dokümanların özümsenerek
okunmasıyla başlamaktadır. İçerik analizi de detaylı okumaya bağlı bir analiz yöntemi
olmakla birlikte herkesçe genel kabul görmüş bir tanımlaması mevcut değildir.
Literatürde içerik analizi ile ilgili çeşitli tanımlar mevcuttur (Öğülmüş, 1991, s.215):
Cranoand ve Brewer e (1973) göre: içerik analizi bir gözlem yöntemi değil bir
çözümleme yöntemidir. Bu yöntemle bireylerin birebir sorgulaması, gözlenmesi değil
mevcut dokümantasyonların incelenmesi söz konusudur .
Stacey (1970) ise içerik analizini özünde sayısal verilerin nicele indirgendiği bir
teknik olarak görmektedir.
Smith (1975) göre: mevcut verilerin özetlenmesi ve belirli bir standartla koyarak
karşılaştırıp yoruma imkan tanıyan bir yöntem olarak görmektedir.
İçerik analizinin özellikleri şu şekilde sıralanabilir (Öğülmüş, 1991, s.216):
• İçerik analizinde nesnellik olmalıdır. Yani farklı gözlemcilerin aynı
doküman üzerinde aynı sonuçları gözleyebilmesi gerekir. Bu nedenle
analizdeki kurallar iyi bir formülasyona oturtulmalıdır.
• İçerik analizi sistemli olmalıdır. Araştırmacının belli bir kategoriye girecek
ya da girmeyecek birimlerin benimsenmesinde de hep aynı ölçütün
kullanılarak sadece kendi amaçlarına uygun verilerin analizini engeller
şekilde olması esas olmalıdır.
70
• İçerik analizi geneli temsil etmelidir. Yani bir mesajla ilgili olarak saf
betimsel bir bilgi, mesajın alıcısı ya da vericisinin bilinen özellikleri ile
karşılaştırılamaz ise bilimsellik söz konusu olmayabilir.
İçerik analizi daha çok sosyal bilimlerde kullanılan bir teknik olmakla birlikte
genelde kitle iletişim araçlarında toplum ya da kültürde zamanla meydana gelen
değişiklikleri saptamakta kullanılır. Her türlü dokümanter araştırmada da kullanım için
uygun olmayabilir. Örneğin bir iddianın doğruluğunda ya da bir portrenin estetik
değerinin tartışıldığı, bu değerin saptanmasına yönelik bir çalışmada kullanım için
uygun olmayabilir (Öğülmüş, 1991, s.219).
Veriye ulaşmada sıkıntı oluştuğunda, araştırmacının ulaşabileceği veri bireylerce
verilen mesajlarla sınırlı olduğunda, rahatlıkla başvurulabilecek bir yöntemdir.
İçerik analizinde öncelikle problem ve amaç saptanır. Sonrasında sırasıyla
örneklem belirlenir, kategoriler belirlenir, çözümleme birimi belirlendikten sonra sayım
sistemi kararının verilmesiyle sonuçlar çıkarılır.
İçerik analizi genellikle sosyal bilimciler için kullanılan bir yöntem olmakla
beraber analizin güçlü ve zayıf yönleriyle ilgili şunlar söylenebilir (Öğülmüş, 1991,
s.219):
Güçlü yönleri:
• İçerik analizi zaman ve maddi açıdan tasarruf sağlar.
• Gerekirse araştırmanın bir kısmını yeniden yapabilme olanağı mevcuttur.
• Uzun bir zaman kesitinde meydana gelen süreçlerin izlenip incelenmesine
imkan tanır.
• Deneklerin araştırmacıdan etkilenme ihtimali çok düşüktür.
• Güvenilir bir yöntemdir
Zayıf yönleri:
• Kayıtlı olanların incelenmesiyle sınırlıdır.
• Geçerlilik sorunları vardır.
• Yanlı davranabilme ihtimali söz konusudur.
• Standart bir format yoktur.
71
• Kodlama aşaması zorludur.
• Analiz sonunda temaları ilişkilendirme zorluğu olabilir.
4.2 Bulgular
Misyon ifadelerinde kullanılan kavramlar sıklıklarına göre incelendiğinde
‘Evrensellik’ kavramının birinci grup misyon ifadelerinin başında geldiği
görülmektedir. Tablo 2’ de tüm üniversitelerin Misyon ifadelerinde yer alan kavramlar
sıklık düzeylerine göre sunulmuştur. Evrensellikten sonra gelen bir başka kavram
‘Toplumsallık’ kavramıdır. Toplumsallık birinci gruptaki misyon ifadeleri hariç diğer
dört gruptaki ifadelerin başında yer almaktadır. Üçüncü ve dördüncü sırada sıklıkla
kullanılan misyon ifadesi sözcükleri ise çağdaşlık, bilimsellik, bölgesellik, ülkesellik ve
Atatürkçülük kavramlarıdır.
Tablo 3’de genel olarak tüm üniversitelerin misyon gruplarında yer alan
kavramlar sıklık düzeylerine göre sunulmaktadır. Görüldüğü üzere Türk üniversiteleri
Toplumsallık kavramını misyon ifadelerinde en sık düzeyde kullanmışlardır.
Toplumsallığı takip eden diğer kavramlar arasında Evrensellik, Çağdaşlık,
Atatürkçülük, Bölgesellik ve Bilimsellik yer almaktadır.
Tüm üniversitelerin vizyon açıklamaları incelendiğinde Tablo 4’ de birinci
vizyon ifadesi olarak en sık rastlanan kavramın Evrensellik olduğu görülmektedir.
İkinci vizyon ifadelerinde ise çağdaşlık vurgusu yapılmıştır. Üçüncü vizyon ifadelerinde
dünya üniversitesi olma vurgusu dikkat çekerken, dördüncü ve beşinci vizyon
ifadelerinde Atatürkçülük değerlerine bağlılık ve beşinci vizyon ifadelerinde de saygın
bir üniversite olma arzusunun ön planda olduğu görülmektedir.
Tablo 5’ de Türk üniversitelerinin tüm vizyon ifadeleri birlikte
değerlendirilmiştir ve Evrensellik sözcüğü tıpkı ilk vizyon ifadesinde olduğu gibi ön
plandadır. Evrenselliği takiben Saygınlık, çağdaşlık, Tanınırlılık, Bölgesellik,
Bilimsellik ve Toplumsallık sözcüklerinin sık kullanıldığı görülmektedir.
Tüm üniversitelerin ilk amaç ifadelerinde Eğitimi Geliştirmek, İyileştirmek ve
Eğitim Kalitesini artırmak ilk etapta gözlenmektedir. Takiben bir diğer ikinci amaç
ifadelerinde Bilimsellik kendisinden sonra gelen eğitim kalitesini artırmak,
Kurumsallık, Yayın Sayısını Artırmak ifadelerinden daha sıklıkta tekrarlandığı Tablo
6’da görülmektedir.
72
73
Tüm Üniversitelerin Amaç ifadelerinin genel olarak değerlendirilmesi Tablo 7’
de görülmektedir. Üniversiteler Bilimsel amaçlara kaynak ayırmayı tercih ediyorlar.
Diğer taraftan Altyapıyı Geliştirmek ve kurumsallık kaynak ayırmada üniversitelerce
tercih edilen diğer kavramlardır. Tanınır bir üniversite olmak da Türk üniversiteleri
açısından bir diğer önemli amaçtır.
Tablo 8’ de devlet üniversitelerinde misyon ifadeleri incelendiğinde ilk misyon
ifadelerinde Evrensellik ön plandayken ikinci, üçüncü ve dördüncü misyon ifadelerinde
Toplumsallık daha sıklıkla tekrarlanan ifadedir. Beşinci misyon ifadelerinde ise
Atatürkçülük vurgusu göze çarpmaktadır.
Genel misyon ifadelerinin değerlendirildiği Tablo 9’ da devlet üniversiteleri için
topluma hizmet eden bir üniversite olma misyonu göze çarpmaktadır. Diğer taraftan
üniversiteler Evrensel olma misyonu da taşımak istemektedirler. Devlet üniversiteleri
için bölgesel bazda bir hizmet sunmakta diğer sıklıkta kullanılan misyon ifadesidir.
Bilime hizmet eden çağdaş Atatürkçü bir üniversite olmak da devlet üniversitelerinin
misyon ifadelerinde sık rastlanan söylemleridir.
Devlet üniversitelerinin vizyon ifadelerinin incelendiği Tablo 10’ da Evrensellik
vurgusu ilk vizyon ifadeleri sıklık analizinde gözlenmektedir. İkinci vizyon ifadelerinde
bölgesellik, çağdaşlık, toplumsallık dikkat çekmektedir. Üçüncü vizyon ifadelerinde
yine evrensellik kavramı ile karşılaşılırken dünya üniversitesi olmak gibi yeni bir
kavramda görülmektedir.
Tablo 11’ de devlet üniversitelerinin vizyon ifadeleri genel olarak bir
değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Everensellik devlet üniversitelerinin vizyon
açıklamalarında kullanılan öncelikli bir sözcük olarak saptanmıştır. Hemen ardından
saygın bir üniversite olmak ve devlet üniversitelerinin dünya üniversitesi ölçütlerini
yakalamak isteklerinden de vizyon açıklamalarında sıklıkla bahsettikleri saptanmıştır.
Bu kavramları takiben bölgesellik ve çağdaşlıkta sıklıkla kullanılan kavramlardır.
Devlet üniversitelerinin amaç ifadelerinin değerlendirildiği Tablo 12’ de
gözlenenler: İlk amaç ifadelerinde Eğitimi iyileştirmek ve Eğitimin kalitesini artırmak
ön plandadır. İkinci amaç ifadelerinde bilimsellik, yayın sayısını artırmak amacında
oldukları bulgusuna ulaşılmıştır. Üçüncü ve beşinci amaç ifadelerinde ise altyapıyı
geliştirmek, dördüncü amaç ifadelerinde de kurumsal olma arzuları ön planda olarak
gözlenmiştir.
74
75
76
76
77
78
Devlet üniversitelerinin genel olarak amaç ifadeleri Tablo 13’ de
değerlendirilmiştir. Altyapısı gelişmiş, bilimselliği özümsemiş, kurumsal bir üniversite
olarak yola devam etmek, paydaşlarının çıkarlarını gözleyen bir üniversite olmak ilk
amaçlar arasındadır.
Vakıf üniversitelerinin misyon açıklamalarında kullandıkları ifadelerin kullanım
sıklıklarının değerlendirildiği Tablo 14’ de görülmektedir ki: ilk misyon ifadelerinde
evrensellik hemen ardından toplumsallık sıklıkla vurgulanırken, ikinci misyon
ifadelerinde toplumsallık vurgusu ön plana çıkmıştır. Üçüncü ifade de evrenselliğin
hemen ardından toplumsallık ve özgünlük vurgulaması görülmektedir. Dördüncü
misyon açıklamalarında ise toplumsallık ardından birey odaklı ve öğrenci odaklı olma
isteği ile karşılaşılmaktadır.
Tablo 15’ de ise vakıf üniversitelerinin misyon ifadelerinin genel olarak
değerlendirilmesi yapılmış ve topluma iyi bir hizmet sunan evrensel olan çağdaş,
Atatürkçü bir üniversite olma arzusunda oldukları gözlenmiştir. Öğrenci odaklı bir
sisteme paralel yenilikleri takip eden bir üniversite olma ifadeleri ön plana çıkmaktadır.
Öğrenci odaklı olarak eğitim hizmeti sunmanın yanında yenilikçilikte vakıf
üniversitelerinin vizyon açıklamalarında sıklıkla kullanılmıştır. Bilimsellik ifadesi de
takip eden bir diğer kavramdır.
Vakıf üniversitelerinin vizyon ifadelerindeki sıklık düzeyleri Tablo 16’ da
sunulmuştur. İlk vizyon ifadelerinde Evrensellik hemen ardındaki bilimsellik ifadesi
görülmektedir. Evrensellik vurgusunun ikinci sırada kaldığı ikinci vizyon ifadelerinde
ise çağdaşlık vurgusu görülmektedir. Üçüncü ve dördüncü vizyon ifadelerinde ise ilk
olarak görülen Atatürkçülük vurgusudur. Takiben cumhuriyetçilik ve bilimsellik
sözcükleri de görülmüştür. Örnek üniversite olma arzusu da üçüncü vizyon ifadelerinde
ilk olarak karşımıza çıkmıştır.
Tablo 17’ de ise vakıf üniversitelerinin vizyon açıklamalarına genel bir bakış
söz konusu olmuştur. Evrensellik en sık tekrarlanan sözcük olmuştur. Hemen ardından
ise bilimsel, çağdaş ve Atatürkçülük vurguları görülmektedir. Tanınır ve saygın bir
üniversite olmak da diğer kullanılan ifadelerdir. Toplumsallık vurgusu ise genel
değerlendirmede son sırada değerlendirilmiştir.
Vakıf üniversitelerinin amaçlarının değerlendirmesi ise Tablo 18 ve Tablo 19’da
yapılmıştır. Tablo 18’ de ilk, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci amaç ifadelerinde alt
yapıyı geliştirmek, akademik birimleri yapılandırmak, bilimsel yayınları artırmak,
bölgesellik ve insan kaynaklarını geliştirmek gibi birçok amaç eşit sıklıkta gözlenmiştir.
79
80
81
82
Tablo 19’ da genel olarak vakıf üniversitelerinin amaçlarına bakıldığında öğrenci
odaklı olarak uluslar arası hedeflere yönelik topluma hizmet etmek ilk etapta göze çarpan
hedeflerdir. Takiben de topluma hizmet etme arzusu gözlenmektedir. Eğitimi geliştirmek,
bilimsellik ve yenilikçilik kavramları da eşit sıklıkta tekrarlanarak sıralamada ki yerlerini
almışlarıdır.
4.2.1. Evrensellik
“Evrensellik” kavramının kullanımı ve içeriği üniversiteden üniversiteye farklılık
göstermektedir. Örneğin bazı üniversiteler “evrensellik” kavramını “evrensel değerlere
bağlılık” olarak ifade ederken bazı üniversiteler de evrensellik kavramını “evrensel bilgi
üretme” olarak ifadelendirmiştir. “Evrensel bilime katkı sağlamak adına akademik,
sosyal, kültürel ve sanatsal gelişimi gerçekleştirmek”, “İnsani, etik ve çevreye duyarlı
evrensel değerleri geliştirerek yüceltmek” ya da “Küresel yaklaşımı yerel açıdan esas alan
faaliyetleri ile bilimsel alanda örnek bir üniversite olmak” gibi kullanım bağlamları da
mevcuttur.
Evrensellik bir kavram olarak uluslar ve kültürler arasında karşılıklı bağımlılık
yanında, her toplumun ve her bireyin uyması gereken ilke, standart ve kurallara da işaret
etmektedir. Evrensellik aynı zamanda performans standartlarının en üstünde yer almayı
da çağrıştırmaktadır. Türk üniversitelerinin, misyon, vizyon ve amaçlarında yer alan
evrensellik kavramı daha çok evrensel standartlarda eğitim, araştırma ve bilim üretme
kavramlarına atfen kullanılmıştır.
4.2.2. Toplumsallık
“Toplumsallık” kavramı da farklı bağlam ve içeriklerde kullanılmıştır. Bazı
üniversiteler toplumsallığı “toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarına çözüm
sağlama” çerçevesinde anlamlandırırken, bazı üniversitelerde “toplumun gereksinimlerine
yanıt verme” bağlamında kullanmışlardır. “Topluma hizmeti temel görevleri arasında
sayan; toplumun her kesiminde saygı duyulan, bir üniversite olmak” gibi vizyon
açıklamaları da toplumsallık kavramı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
83
84
Diğer taraftan toplumsallık kavramının sosyolojik içeriğine bakıldığında karşılıklı
bağımlılığa özellikle vurgu yapmaktadır. Karşılıklı bağımlılık yaklaşımı, toplumun farklı
birimlerinin işlevlerini yerine getirebilmek ve toplumsal gelişmenin birimler veya
kuruluşlar arası iş bölümüne tabi olduğuna işaret etmektedir. Dolayısıyla Türkiye’deki
üniversiteler misyon, vizyon ve amaçlarında toplumsal görevleri benimsemişlerdir.
Toplumsallığın dünyadaki çoğu üniversitenin öncelikli görevi olduğunu ileri sürmek
mümkündür. Genel olarak üniversite kavramı da, toplumsal önderlik ve bilimle topluma
yol göstermek, toplumun önünü açmak gibi işlevleri çağrıştırmaktadır.
4.2.3. Bilimsellik
Kavramın, oluşturulma sürecine inildiğinde açıklamaları şu şekillerde
kullanılmıştır: “bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak”, “bilimsel araştırma,
yayın ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmek”, “bilimsel düşünceyi ön planda tutmak”
gibi kullanımların analizi sonunda “bilimsellik” kavramı oluşturulmuştur.
Epistemolojik olarak bilimsellik, bilginin kaynağı, doğası ve kısıtları ile ilgili
tartışmaları ifade etmektedir. On yedinci yüzyılın başlangıcı itibari ile epistemoloji,
filozofların temel konularından birini oluşturmuştur. Bilimselliğin bir yanında akılcılık,
diğer yanında deneme vardır. Bilimsel düşünce ve yönteme Spinoza, Leibzig, Pascal gibi
filozoflar akılcılığı öne çıkararak tartışırken empiristler (deneyciler) (John Lock, David
Hume, John Stuart Mill) akılcılığın önüne deneyleri ve verileri koymuşlardır. Kant ise her
iki yaklaşımı (akılcılık ve deneycilik) birleştirmeye çalışmıştır. Diğer taraftan pragmatizm
bilginin (verilerin) algılanması, elde edilmesi ve kanıtlanmasını bilimsellik olarak
tanımlamıştır. William James ve John Dewey bu pragmatism’in temsilcileridir. Son
olarak Karl Popper bilimsel bilginin varsayımlardan türetildiğini, bu varsayımların
doğrulanmasından ziyade yanlışlanabileceğine vurgu yapmıştır. Bilimselliğin özünde
Popper’a göre, varsayımların çok sayıda çalışmaya rağmen yanlışlanamaması vardır.
4.2.4. Çağdaşlık
Üniversitelerin beyan ettikleri bazı “çağdaşlık” ifadeleri şu şekildedir: “çağdaş
teknolojileri üreten ve uygulayan bireyler yetiştirmek”, “çağdaş bir öğretim ve bilimsel
kültür oluşturmak”, “evrensel değerlere sahip ve çağdaş bilgi ile donanmış bireyler
85
yetiştiren bir eğitim vermek”, “çağdaş bilimin gösterdiği yolda ilerleyen, ülkesine ve
insanlığa hizmeti görev edinmiş bireyler yetiştirmek” ya da “Öğrencilerimizi insanlığın
gelişimine katkıda bulunacak nitelikte çağdaş değerlerle yetiştirecek bir eğitim-öğretim
sistemi oluşturmak” gibi amaç ifadeleri, “Ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine
çıkmasına katkıda bulunmak” gibi de vizyon açıklamaları dikkate alınarak kavram
oluşturulmuştur. Bunların hepsinde bireyin çağdaşlığı ve üniversite öğrencisinin
çağdaşlığına vurgu söz konusudur.
Sosyolojik bir kavram olarak çağdaşlık gelenek dışılık, tarım toplumundan daha
çok endüstri toplumu insanını tanımlamakta kullanılmıştır. Çağdaşlık kavramı aynı
zamanda kapitalizm, endüstrileşme, laiklik, akılcılık ve ulus devlet kavramları ile de
yakından ilişkilidir. Diğer taraftan bu kavram modernlik kavramı ile de iç içedir. Öyle ki
modernlik kavramı kapitalist sistemin talep ettiği sosyal ilişkileri sergileyebilen insanı
tanımlamaktadır. Toulmin’ nin görüşünde modernlik (1992, 3-5) kültürel ve entelektüel
bir eğilimdir ve özellikle 1492-1789 arasında gelişen eğilimlere atfen kullanılmaktadır.
Bu kavram 1970 li yıllarda tekrar güncelleştirilmiş ve geleneksel olanla güncel olanın
karşılaştırılması biçiminde kullanılmıştır.
4.2.5. Atatürkçülük
Atatürkçülük kavramı genel olarak şu bağlamlarda kullanılmıştır: “Atatürk
ilkelerine bağlı mezun ve araştırıcılar yetiştirmek”, “Atatürk ilke ve inkılaplarını
özümsemiş ve sosyal hayatında uygulayabilen bireyler yetiştirmek”, “büyük Atatürk ün
kurduğu demokratik, laik ve sosyal devletin öncü ve lokomotifi olan bir üniversite
olmak” bağlamlarında ‘Atatürkçülük’ kavramı oluşturulmuştur. Atatürkçülük kavramını
genel olarak incelediğimizde, Atatürk’ün ömrü boyunca yaşadığı bir ideoloji olarak
tanımlanan değil Atatürk ün ölümünden sonra ortaya çıkan onun yaşam ve düşünce
tarzının ifade edildiği altı temel ilkeden oluşmaktadır. Bunlar: Devletçilik, Milliyetçilik,
Halkçılık, İnkılapçılık, Laiklik ve Cumhuriyetçiliktir.
4.2.6. Bölgesellik
Üniversiteler “bölgesellik” kavramını, “bölge kalkınmasında etkin bir rol
oynama”, “bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkısı olan projeleri destekleme”, “bölgesinde
lider üniversite olma ve bölgenin ihtiyaçlarına yönelik eğitim ve araştırma faaliyetlerine
86
ağırlık vererek ülkenin ve bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmak”, “bölgesinde lider
üniversite olmak” “bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkısı olan projeleri teşvik etmek” gibi
ifadelerde kullanmışlardır.
Oysa bölgesellik, siyaset biliminin temel kavramlarından biridir ve belirli bir
bölgenin çıkarlarına odaklanmayı ifade etmektedir. Diğer taraftan bu kavram bölgenin
politik gücüne atfen de kullanılmaktadır. Bölgeselliğin içeriğinde otonomi, ademi
merkeziyetçilik, ayrılıkçılık ve bağımsızlık kavramları vardır. Bölgesellik, milliyetçilik
veya ulusçuluk kavramlarına karşı durmayı da ifade etmektedir. Bölgeselliği savunanların
iddiası, bölge yönetim organlarını ve politik gücünü kullanarak bölgenin etkinliğini
artırmak vardır. Diğer taraftan bölgenin rekabet gücünü artırmak da bu kavramın
çağrıştırdığı olgulardandır.
4.2.7. Alt yapıyı geliştirmek
Kavram, “araştırma ve eğitim faaliyetlerinin kalitesinin yükseltilmesi için fiziki alt
yapıyı geliştirmek”, “üniversitemizin yarım kalan fiziki yapılanma ve inşaat yatırımlarını
tamamlamak”, “teknolojik ve fiziksel altyapının geliştirilmesi”, “üniversitenin ana
yerleşim alanı aynı anda 15000 öğrenciye hizmet vermek üzere planlanmaktadır” gibi
bağlamlarda kullanılmıştır. Görüldüğü gibi kavramın açıklaması üniversiteden
üniversiteye farklılık göstermekle birlikte genel vurgu fiziksel gelişimin sağlanması
üzerinedir.
Diğer taraftan alt yapı kavramı bir sistem veya kurumun temel yapısına atfen
kullanılmaktadır. Özünde altyapı elektronik, mekanik, sosyal ve politik sistemlerin temel
yapısına, nasıl işlev icra ettiğine ve gelecekte ki gereksinimlere uyum sağlama
esnekliğine atfen de kullanılmaktadır. Alt yapı geliştirme aynı zamanda mevcut sistem ve
uygulamalara ilişkin yenilik ve değişiklikleri kapsamaktadır. Örneğin bilgi işlem
sistemlerinin alt yapısı denildiğinde işletim sistemi, veri tabanı yönetimi ve iletişim
protokollerinde yenilik ve değişiklikler kast edilmektedir.
4.2.8. Tanınırlılık
Kavram şu bağlamlarda kullanılmıştır: “Eğitim, araştırma ve hizmet alanlarında
yurt içi ve yurt dışında tanınan”, “Ulusal ve uluslararası ölçekte tanınan bir Üniversite
konumuna ulaşmak”, “Tanınırlığı ve saygınlığı yüksek bir üniversite olmak”, “Yurtiçi ve
87
yurtdışı tanınırlığı artırmak”, “Üniversite tanıtımı ve dış ilişkiler” gibi açıklamaların
incelemesi sonucunda oluşturulmuştur.
Özünde tanınırlık, uluslar arası ilişkiler disiplininden alınmış ve uyarlanmış bir
kavramdır. “Tanınırlık” kavramı bu bağlamda, yeni bir ülkenin mevcutta uluslar arası
camiayı oluşturan ülkelerin yeni bir ülkeyi tanıyıp kabul etmelerini çağrıştırmaktadır.
Kavram genelde Avrupa kökenli devletlerin geliştirdikleri diplomatik bir kullanım sonrası
gelişmiştir. Bu kullanımda yeni devletlerin devlet olarak tanınması için kabul etmesi
gereken ilkelere vurgu yapılmıştır. Tanınırlık kavramı geriye dönük uygulama ve
davranışları kapsayan bir kavramdır. Yani bağımsızlığı talep eden ülkenin geçmiş
davranışlarının da bu kabul görmüş ilkelere ters düşmemesi gerekmektedir. Türk
üniversiteleri de bu kavramı tam bu bağlamda kullanmamaktadır. Tanınırlıktan kasıt daha
çok üniversite kurumları arasında biliniyor olmayı ve kabul edilmeyi içermektedir.
Tanınır olmanın yolu bu bağlamda bölgesellik, ulusallık, uluslar arası olmayı başarıp
kabul edilmiş olmayı çağrıştırmaktadır.
4.2.9. Saygınlık
“Saygınlık” kavramı üniversiteden üniversiteye farklılık gösteren şu örnek
açıklamaların incelenmesi sonucu oluşturulmuştur. Söz konusu açıklama örnekleri
şunlardır: “Saygınlığa sahip bir üniversite olmaktır” (Afyon Kocatepe üniversitesi), “Tüm
dünyada saygınlığı kabul edilen lider akademik kurum olmaktır” (İstanbul Ticaret
Üniversitesi), “Türkiye’nin saygın üniversitelerinden biri olmak istiyoruz” (İstanbul Şehir
Üniversitesi), “Ulusal ve uluslar arası düzeyde saygın üniversitelerden biri olarak
algılanmak” (Balıkesir Üniversitesi), “Tüm hususları yerine getirmiş saygın bir
Üniversite olmak” (Haliç Üniversitesi).
Saygınlık genel olarak değer verilmek, itibar görmek anlamındadır. Saygınlığın
getireceği liderlik de arzu edilen durumdur. Üniversitelerin misyon, vizyon ve amaç
açıklamalarında sıklıkla bahsettiği saygınlık kavramı mezun edilen öğrencilerin kaliteli
işlerde çalışmasıyla ya da tüm mezunların iş bulabilme oranının yükselmesiyle de
sağlanabilecek bir kavramdır.
88
4.2.10. Kurumsallık
“Kurumsallık” kavramı Türk üniversitelerinin ileriye dönük, başarmayı
arzuladıkları sonuçlardan biridir. Kurumsallık kavramı üniversitelerin hem misyonlarında
hem vizyonların da hem de amaçlarında yer almaktadır. Kullanım bağlamları şu
şekildedir: “Diğer bilimsel faaliyetlerin yapılması için ilgili kuruluşlar ile işbirliği
yapmak” gibi misyon açıklamaları, “Katılımcılığa ve takım çalışmasına dayalı kurum
kültürü oluşturmak” gibi vizyon açıklamaları ve “Kurum kültürünü ve kimliğini
geliştirmek” gibi amaç açıklamaları dikkate alınarak oluşturulmuştur.
Bir sözcük olarak kurumsallık, yerleşik biçim ve uygulamalara uyum sağlamayı
ifade etmektedir. Kurumsallığın birbirinden farklı anlamları olmasına rağmen, bir diğer
anlamı da yerleşik kurumlara (hukuk, politika ve dinsel alanlarda) ve kurumların ilke ve
uygulamaları çerçevesinde karar almayı ifade etmektedir. Sosyolojik bir kavram olarak
kurumsallık, 20. Yüzyılın burjuvazi sınıfının eğilimleri doğrultusunda devlet ve hukukun
çalışılmasını, düzenlenmesini ifade etmektedir. Kurumsallık penceresinden bakıldığında,
toplumsal, politik ve hukuki sorunların analizinde kurumlar ve kurumsallık başlangıç
noktası olmalıdır.
4.2.11. Eğitimi İyileştirmek
“Eğitimi iyileştirmek” kavramı genel olarak amaç açıklamaları incelenmesi
sonucunda oluşturulmuştur ve şu bağlamlarda kullanılmıştır: “Eğitim öğretim sürecinin
etkililiğini ve verimliliğini artırmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak”, “eğitim-öğretim
süreçlerinin iyileştirilmesi”, “eğitim-öğretimin geliştirilmesi stratejisi” gibi açıklamalara
istinaden oluşturulmuş bir kavramdır.
Bir kurumda amaç iyileştirme ise, öncelikle mevcut sistemin analizi yapılarak
iyileştirme yaparak süreci başlatmak gerekmektedir. Eğitim kurumları da iyi bir süreç
tanımlaması gerçekleştirmek durumundadır. Bu iyileştirme sürecinde eğitim kurumları
süreç adımlarını iyi bir şekilde oluşturmalı ve gereksiz adımları ortadan kaldırmalıdır.
Böylelikle süreçteki gereksiz adımlar çıkarılarak sistem performansı iyileştirilecek ve
eğitim kuruluşlarının paydaş memnuniyeti de artırılacaktır. Örneğin öğrenci kayıt
sürecindeki gereksiz zaman kaybı yaratan, işlemi uzatan uygulamalar ortadan
kaldırılabilir. Kayıt sürecinin hızlandırılması kayıt sırasında fazla bekleme şikâyetlerini
ortadan kaldıracaktır. Üniversitelerde eğitimi iyileştirme amacıyla eğitim sistemini
89
yavaşlatan adımları tespit ederek, eğitim sisteminde iyileştirme sağlayarak paydaş
memnuniyeti yaratma arzusundadırlar.
4.2.12. Öğrenci Odaklılık
“Öğrenci odaklılık” kavramı da bir diğer amaç ifadesidir. “Çalışma hayatında
üretken ve başarılı, çevresine önderlik edebilecek yapıda bireyler yetiştiren bir eğitim
vermek”, “öğrencilerin hayallerinin peşinde koşmalarına izin veren bir eğitim olanağı
sağlamak”, “öğrencilerin ön lisans, lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenme ve başarılarını
temin etmek”, “öğrencilerimizi, çevreye ve yaşama duyarlı, sorun algılayabilen,
bulduğuyla yetinmeyerek merak eden bireyler yetiştirmek” gibi kullanım bağlamları
mevcuttur.
Öğrencilerin bir konuyu öğrenirken konuyla ilgili yeni kavramlar geliştirmelerini,
bunları sosyal yaşamlarıyla ilişkilendirerek, pratik beceriler kazanmalarını, araştırma ve
inceleme planlamaları yapmasında etkili olmalarını, dikkatli gözlem yapma yeteneklerini
geliştirmelerini sağlayabilecek bir eğitim sisteminin benimsenmesi bağlamında öğrenci
odaklılık kavramından bahsedilebilir. Öğrenci odaklılıkta kaynak çeşitliliği esastır.
Öğrencinin kendi deneyimleriyle bilgiyi kavramasını ve kullanmasını sağlamak amacıyla,
öğrencinin iç koşullarını (fizyolojik, psikolojik, zihinsel, cinsel, kültürel özelliklerini) göz
önünde tutmayı ilke edinmiş bir eğitim sistemi arzu edilmektedir. Vakıf üniversiteleri de
üniversiteden üniversiteye farklılık göstermek koşuluyla, öğrenci odaklı bir eğitim sistemi
oluşturma arzularını misyon açıklamaları ile duyurmuşlardır.
4.2.13. Paydaş Odaklılık
“Paydaş odaklılık” sıklıkla tekrarlanan bir diğer kavramdır. “İç paydaşlarla olan
etkileşimi artırmak”, “birimler arasındaki işbirliğini artıracak şekilde geliştirmek”
bağlamlarında kullanılmıştır. Kavram genel olarak, paydaşların mevcut ve gelecekte
ortaya çıkacak ihtiyaçlarına dair bilgi toplayarak, paydaş ihtiyaçlarını ve mevcut
kaynakları göz önüne alarak bir planlama oluşturulması esasına dayanmaktadır.
Yönetimde paydaş kuramı R.Edward Freeman tarafından geliştirilmiştir. “Strategic
management: A Stakeholder Approach” isimli kitabında Freeman, yönetim ve etik
konularını birlikte ele alarak bir yönetim modeli önermiştir. Bu modele göre kurumlar
sadece ve sadece ilişkide bulundukları hissedar, ortak, müşteri ve çalışanlar gibi grupları
90
değil, toplumda ki bütün grupların talep ve çıkarlarını değerlendirerek yönetilmelidir.
Freeman’ nın bağlamında değerlendirildiğinde üniversitelerin öncelikli paydaşları
arasında öğrenciler ve öğretim üyeleri vardır. Ancak iş dünyası, sivil toplum kurumları,
üniversite haricindeki diğer eğitim kurumları ve genelde toplumda üniversitelerin
paydaşlarıdır. Üniversiteler harici ve dahili paydaşların da ihtiyaç ve taleplerini dikkate
alarak yönetilmeli, yönlendirilmelidir (Freeman, 1984).
4.2.14. Yenilikçilik
“Yenilikçilik” kavramı da sıklıkla kullanılan kavramlardandır. Kavramın kullanım
bağlamları, “değişen dünyanın ihtiyaçlarına cevap veren, yenilikçi, yaratıcı, destekleyici
olmak”, “yenilikçi bilimcilere yatırım yapmak ve onları desteklemek”, “yenilikçi,
girişimci, vizyon ve sorumluluk sahibi olmak”, “yenilikçi ve girişimci bir üniversite
olmak”, “yenilikçi, yaratıcı, destekleyici olmak” gibi ifadeler vardır. “Yenilikçilik” bir
kavram olarak üniversitelerin misyon ve amaç açıklamalarında sıkça yer alan bir diğer
nihai sonuç veya başarı ölçüsü olarak kullanılmıştır.
Yenilikçilik kavramı günlük yaşamda ise daha çok imalat sanayi tarafından
sunulan ürünlerin ve üretim süreçlerinin yeniliğine atfen kullanılmaktadır. Wikipedia.org
internet sitesinden yenilikçilik kavramı günlük genel kullanımında ötesinde hizmet, süreç,
teknoloji ve düşünce oluşturmayı kapsamaktadır. Yenilikçilik kavramının bir diğer
boyutu ise, üretilen ürün, hizmet ve teknolojinin piyasa, devlet ve toplum açısından vurgu
yapmaktadır.
Yenilikçilik, ilişkili olmakla birlikte buluş veya icat kavramlarından farklıdır.
Öyle ki yenilikçilik kullanılan yeni yöntem ve düşünceye vurgu yaparken, buluş veya icat
yöntem veya düşüncenin kendisine atfen kullanılmaktadır. Yenilikçilik sözcüğü Latince
kökenli “ınnovatus” sözcüğünden türetilmiştir. Türkçe’ deki anlamı yenileme ve ya
değiştirme olarak ifade edilebilir.
Yenilikçilik kavramının çok geniş bir kullanım alanı vardır. Örneğin iktisat,
işletme, girişimcilik, tasarım, teknoloji, sosyoloji ve mühendislik alanlarında yenilikçilik
yaygın biçimde kullanılmaktadır. Yenilikçilik bireysel ve toplumsal bağlamda önem ve
öncelik arz etmektedir. Çünkü yenilikçilik, konfor, rahatlık, etkinlik amaçlarına ulaşmak
için gereklidir. Diğer taraftan ekonomik bağlamda yenilikçilik, büyüme ve gelişme
arayışlarının hızlandırıcısı olarak görülmektedir. Günümüzde kullanımı çok yaygınlaşan
“küresel ekonomi” deyimi, yenilikçi teknolojiler ile oluşmuştur.
91
4.2.15. Eğitim Kalitesini Artırmak
“Eğitim kalitesini artırmak” amacı da yine Türk üniversitelerinin misyon, vizyon
ve amaç açıklamalarında sıklıkla kullanılmaktadır. “Eğitim ve öğretimdeki kalitenin
yükseltilmesi”, “eğitim öğretim kalitesini yükseltmek”, “sunulan eğitim öğretim
programlarının kalitesini artırmak”, “eğitimin kalitesini ulusal ve uluslararası
mükemmelliğe ulaştırma” gibi amaç ifadeleri incelemesi sonucunda, eğitim kalitesini
artırmak kavramı ortaya çıkarılmıştır.
Bir ülkenin gücü ülkede yaşayan bireylerin sahip oldukları yetenekleriyle ölçülür.
Ülkede ki bireylerin eğitim kalitesi ne denli yüksek olursa o ülkedeki kurumsal
organizasyon kapasitesi de o denli yüksek olacaktır. Bireye hizmet veren eğitim
kurumlarının hedefi de hizmet kalitesini artırmaktır. Eğitim kalitesinin artırılmasında
sürükleyici unsur sürekli gelişmektir. Örneğin eğitim kalitesinin artırılmasında
öğretmenlerin kendi gerçeklerini öğrencilerine aktarması ve testlerde aynı gerçekleri
aktardığı bir süreçten uzaklaşılmalıdır. Yalnızca en başarılı öğrencilerden değil, sınıftaki
her öğrenciden en iyinin beklenmesi gibi temel hedefler söz konusudur. Bir eğitim
kurumu olan üniversitelerin de genel olarak bölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeyde bir
eğitim standardı oluşturarak kaliteyi yakalama arzusu amaç açıklamalarıyla belirtilmiştir.
4.2.16. Dünya Üniversitesi Olmak
“Dünya üniversitesi olmak” kavramı, “girişimci bir dünya üniversitesi olmak”,
“dünya üniversiteleri arasına girmeye gayret eden bir eğitim kurumu”, “bir dünya
üniversitesi olmak”, “değerleri özümseyen bir dünya üniversitesi olmak” bağlamlarında
kullanılmıştır.
Kavramı genel olarak değerlendirirsek, yükseköğretim sadece öğrenme ve
araştırma kalitesinin iyileştirilmesi değil, aynı zamanda ve daha da önemlisi gelişmiş bilgi
elde ederek, uyum sağlayarak küresel yükseköğretim pazarında rekabet yeteneğini
artırma şeklinde tanımlama yapılabilir. Dünya çapında üniversitelere genel olarak
bakıldığında yüksek nitelikli öğretim üyesi, verimli araştırmalar, kaliteli eğitim, kamusal
ve diğer mali kaynaklardan edinilen çok miktarda kaynak, akademik özgürlük,
öğrencilerin yaşantısı için iyi donanımlı tesisler, ayrıca üniversitenin toplumsal katkısı da
yüksektir. Ayrıca iş gücü pazarında nitelikli mezun verilmesi, üst düzey bilimsel
92
dergilerde yayın yapılması, öncü nitelikli araştırma yapılması, teknoloji sahibi olunması
da dünya çapında üniversite olma ölçütleri arasında kabul edilebilir.
4.2.17. Birey Odaklılık
“Birey odaklılık” kavramı şu bağlamlarla kullanılmıştır: “bilgi ve beceriler ile
donatılmış bireyler yetiştirmek”, “nitelikli bireyler yetiştirmek”, “Atatürk ilke ve
devrimlerini özümsemiş öğrenciler ile nitelikli akademik kadroları yetiştirmek”, “etik
değerlere önem veren bireyler yetiştirmek”, “Geleceğin nitelikli bireylerini yetiştirmektir”
gibi açıklamalarından oluşturulmuştur.
Kavram genel olarak üniversitenin eğitim, araştırma, saygınlık v.s tüm çabalarının
merkezine birey odaklı çalışma prensibini oluşturarak hareket etmesini ifade etmektedir.
Birey odaklılık genel bir perspektifte değerlendirilirse kurumların gelişimi açısından
önem teşkil eder; çünkü bireysel değişim ve gelişim gerçekleştiğinde kurumsal değişimde
sağlanacaktır.
4.2.18. Uluslararasılaşmak
“Uluslararasılaşmak” kavramının oluşum süreci de, “Uluslararasılaşma” şeklinde
direk vurgunun yapıldığı amaç açıklamalarıyla oluşmuştur. Kavrama genel olarak
bakacak olursak, küreselleşme ile çok karıştırılan bir kavramdır. Esasında işletme,
pazarlama konularıyla ilgili bir kavramdır.
Kavram ilk etapta, uluslar arası ticaret ve sonrasında uluslar arası ilişkilerin, anlaşmaların
ve birliklerin artmakta olan etkisine vurgu yapmaktadır. Üniversitelerin bünyelerinde
bulundurdukları çeşitli disiplinler küresel düzeyde bilgi alışverişini zorunlu kılmaktadır.
Karşılıklı bilgi alışverişi her çağda olmuştur. Araştırmacılar yeni bilgi arayışlarını hep
sürdürmüşlerdir. Üniversitelerin uluslararasılaşmasının yolları farklı şekillerde olabilir.
Öğrenci ve öğretim üyelerinin değişimi, sınır ötesi ortak programlar oluşturma, karşılıklı
olarak verilen derslerin tanınması, araştırma projelerinin uluslar arası düzeyde ortak
yürütülmesi, bilim transferlerinin uluslararasılaşması, uluslararası eğitim öğretim
kurumlarının oluşturulması, İngilizcenin dünya dili düzeyi olacak düzeye ulaşması
bunlardan bazılarıdır. Vakıf üniversiteleri de amaç açıklamalarında uluslararasılaşma
vurgusu ile bu arzularını açıklamışlarıdır.
93
BÖLÜM 5
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde araştırma sonuçlarına yer verilmekte, ayrıca gelecekte yapılacak
çalışmalara ve uygulamacılara yönelik öneriler sunulmaktadır.
5.1. Sonuç
Bu çalışma Türkiye’de üniversitelerin stratejik planlarında yer alan misyon,
vizyon ve stratejik amaçlarını içerik analizi yöntemiyle incelemiştir. Çalışmanın temel
amacı üniversitelerin misyon, vizyon ve stratejik amaçlarında belirlenen öncelikli
kavramları saptamak olmuştur. Diğer taraftan bu çalışma misyon, vizyon ve stratejik
amaçlar bakımından kamu ve vakıf üniversiteleri arasında fark olup olmadığını saptamayı
da amaçlamıştır.
Çalışmanın verileri devlet üniversitelerine ait stratejik planların yer aldığı
http://www.sp.gov.tr sitesinden elde edilmiştir. Vakıf üniversitelerine ilişkin bilgiler ise
her üniversitenin web sitesine ayrı ayrı ulaşılarak elde edilmiştir.
İçerik analizi sonucu ulaşılan bulgular göstermiştir ki, Türkiye’de üniversitelerin
misyon açıklamalarında en sık “toplumsallık” kavramına vurgu yapılmaktadır.
Toplumsallık kavramından sonra en sık vurgu yapılan diğer iki kavram “evrensellik” ve
“çağdaşlık” kavramlarıdır. Toplumsallık, evrensellik ve çağdaşlık kavramlarının sıklıkla
vurgulanması şu şekilde yorumlanabilir: öncelikle, performans ve temel görev olarak
üniversitelerin var olma nedenleri veya faaliyet alanı olarak küreselleşme sürecine uyum
gösterme gayretinde oldukları şeklinde yorumlanabilir. Ayrıca üniversiteler üstlendikleri
rol ve tercih ettikleri görev olarak ulusal amaçların ötesinde bütün dünya için görev
üstlendiklerine işaret etmektedir. Bir başka ifade ile Türkiye’de üniversiteler bir taraftan
Türkiye’nin toplumsal sorun ve hedeflerinin bir tamamlayıcısı olarak görünürken, diğer
yanda bütün dünya üniversitelerinin kabul ettiği görev ve sorumlulukları da
paylaştıklarını ifade etmektedirler.
Türk üniversitelerinin vizyon açıklamalarında özellikle vurgu yapılan kavram
“evrensellik” kavramıdır. Evrensellik kavramını takip eden diğer kavramlar sırasıyla
“saygınlık” ve “çağdaşlık” kavramlarıdır. Üniversitelerin “evrensellik“ kavramına
94
özelikle vurgu yapmalarını, küreselleşme sürecinin etki ve sonuçlarından kaynaklanan bir
olgu olarak görmek mümkündür. Diğer taraftan “evrensellik” kavramının üniversitelerin
vizyonlarında öncelikle vurgulanma nedeni olarak, son 10 yıl içinde gelişen ve
genişleyen “üniversitelerin performanslarının değerlendirilmesi ve derecelendirmesi”
çalışmalarını da göstermek mümkündür. Üniversiteler sadece içinde bulundukları ülkede
değil, daha geniş bir çerçevede, küresel alanda değerlendirilmektedirler. Dünyanın en iyi
üniversiteleri arasında bazı Türk üniversitelerinin de gösterilmesi, Türkiye’deki diğer
üniversitelerin de aynı vizyona yönelmesine neden olmuştur.
Üniversitelerin stratejik planlarında yer alan amaç açıklamaları incelendiğinde,
“bilimsellik” kavramının en sıklıkla tekrarlanan amaç kavramı olduğu görülmektedir.
Bilimselliği takiben “alt yapıyı geliştirme” ve “kurumsallık” kavramları kullanılmaktadır.
Bilimselliği bir amaç olarak belirleme ve bilimsel faaliyetlere kaynak tahsis etme ölçüsü
olarak değerlendirme, üniversiteler için doğal tercihlerdir. Zaten kavram olarak
üniversite, bilim ve bilimsellik kavramları ile doğal bağlantıları çağrıştırmaktadır. Alt
yapıyı geliştirme ve kurumsallık amaçları ise, Türkiye’de üniversitelerin sayısal artış
gösterdiği son 20 yıllık zaman dilimi göz önüne alındığında, henüz gerekli fiziki altyapı
(derslik, laboratuar ve diğer tesis ve teçhizat) ve kurumsallaşmanın gerçekleşmediği
sonucuna varılabilir. Dolayısıyla, özellikle yeni üniversiteler için kaynaklarını bilimsel
faaliyetler, alt yapı gereksinimlerini tamamlama ve kurumsal bir kültür ve kimlik
oluşturma doğrultusunda kaynak kullanmaktadırlar.
Kamu üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri stratejik planlarında beyan ettikleri
misyon, vizyon ve stratejik amaçları bağlamında karşılaştırıldığında, farklılıktan çok
benzeşme göstermektedirler. Örneğin hem kamu üniversiteleri hem de vakıf üniversiteleri
misyon açıklamalarında özellikle toplumsallık ve evrensellik kavramlarına vurgu
yapmaktadırlar. Aynı benzerlikler kamu ve vakıf üniversitelerinin vizyon ve stratejik
amaç açıklamalarında da mevcuttur.
Bu tür benzerliklerin kaynağında Türkiye’de vakıf üniversitelerinin ortaya çıkışı
sürecinde devlet üniversitelerinden gelen idareci ve öğretim üyelerinin rol üstlenmeleri
vardır. Türkiye’de vakıf üniversiteleri öğretim elemanı temininde kamu
üniversitelerinden emekli olmuş akademisyenleri hedeflemiştir. Ayrıca çeşitli
nedenlerden dolayı kamu üniversitesindeki görevi bırakıp, vakıf üniversitelerine geçen
çok sayıda öğretim üyesi ve akademisyen de söz konusudur. Kamu üniversitelerinden
vakıf üniversitelerine geçiş yapan akademisyen ve idari personel de kamu
95
üniversitelerinde edindikleri kurum kültürü, değerleri ve önceliklerini vakıf
üniversitelerine aktarmışlardır.
5.2. Öneriler
Misyon, vizyon ve stratejik amaç ifadeleri sadece özel sektör işletmelerine has bir
olgu olmaktan çıkmış, günümüzde kamu kurumları ve gönüllü kuruluşlarda bu kavramları
kendilerini tanımlamak ve geleceğe ilişkin niyet ve planlarını açıklarken kullanmayı
tercih etmektedirler.
Stratejik yönetim sürecinin temel unsurlarından olan misyon, vizyon ve stratejik
amaç ifadeleri kurumların paydaşları ile olumlu ilişki geliştirmelerinde etken faktörlerdir.
Bu bağlamda bu çalışma şu önerilere vurgu yapmaktadır:
• Üniversiteler özellikle misyon ve vizyon ifadelerini kendilerini diğer benzer
kuruluşlardan ayırt edici biçimde oluşturmayı ve sunmayı yeğlemektedirler.
• Misyon ve vizyon ifadeleri oluşturulurken uzun ve sıkıcı açıklamalar değil,
kısa ve kolay hatırlanabilir ifadeler tercih etmelidir.
• Misyon ve vizyon belirleme süreci daha uzun zamana yayılarak, üniversite
paydaşlarının katılımına önem verilmelidir.
Bu çalışmanın benzer diğer araştırmalardan farkı iki hususta tanımlanabilir. İlki,
misyon, vizyon ve stratejik amaçlar akademik bir ilgi alanı olarak daha çok özel sektör
kurumlarına odaklanmıştır. Üniversiteleri bu bağlamda incelemeye alan akademik
çalışma sayısı sınırlıdır. İkincisi araştırma yöntemi olarak kantitatif değil, kalitatif bir
yöntem olan içerik analizi kullanmasıdır.
Gelecekte yapılacak benzer çalışmaların sadece üniversitelerin misyon, vizyon ve
amaçları değil, beyan ettikleri stratejik planların tamamının çalışılması ve analiz
edilmesidir.
Diğer taraftan üniversitelerin performansı ile stratejik planlarının etkinliği
karşılaştırılabilir.
Son olarak beyan edilen misyon, vizyon ve stratejik amaçların kurum içi paydaşlar
tarafından ne düzeyde anlaşıldığı ve kabul gördüğü incelenmelidir.
96
KAYNAKÇA
2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, (1981). Resmi Gazete, 21(17506)
Acuner, T. ve Genç, K. Y. (2008). Türkiye’ nin ve Avrupa’ nın büyük işletmelerinin
misyon ve vizyon açıklamalarının içerikleri bakımından karşılaştırılması. 16.
Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi (İstanbul Kültür Üniversitesi İ.İ.B.F.
İşletme Bölümü, 16- 18 Mayıs)’ ne sunulan bildiri, Antalya, 320- 324.
Akdemir, S. (2005). Örgütlerde vizyon ve yönetimi teorik bir yaklaşım. Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kütahya.
Akgemci, T., Çelik, A. ve Ertuğrul, Ü.G. (2004). Vizyon Sahibi örgütlerin özellikleri:
konya sanayi işletmelerinde yapılan bir araştırma. Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11, 1-28.
Aktan, C.C. (2008). Stratejik yönetim ve stratejik planlama.
http://www.ceis.org.tr/dergiDocs/makale132.pdf (Erişim Tarihi:22.11.2010).
Alkoç, G.P. (2010). Misyon ve vizyon ifadelerinin işletme stratejisindeki yeri ve işletme
performansı üzerindeki etkileri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Altınok, V. (2008). Yükseköğretimde ilke ve yönelimler neler olmalı?. Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19, 41-52.
Arslanoğlu, R.A. (2002). Küreselleşme ve üniversite. Uludağ Üniversitesi İİBF Dergisi,
21(1), 1-12.
Aslan, Ş. (2008). Stratejik planlama kavramı ve reklam ajanslarında kullanımı:
Türkiye’deki reklam ajanslarında çalışan stratejik planlama uzmanları ve
stratejik planlamanın uygulanışı üzerine bir araştırma. Yayınlanmamış yüksek
lisans tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Atalar, A. (2011). Araştırma üniversitelerinin temel özellikleri. Bilkent Üniversitesi, 4(2),
1-8.
Ateş, T. (1995). Bıktım Bu YÖK ten. (2.bs), İstanbul: Sarmal Yayınevi.
Barca, M. & Yıldırım, M. (2003). Vizyon ve misyon bildirgeleri sektörel rekabet
dayanaklarını ne ölçüde yansıtmaktadır?, 11. Ulusal Yönetim ve Organizasyon
Kongresi (Afyon Kocatepe Üniversitesi İ.İ.B.F., 22- 24 Mayıs)’ne sunulan
bildiri, Afyon, 189- 190.
Bart, C. (2007). A comparative analysis of mission statement content in secular and
97
faith-based hospitals. Journal of Intellectual Capital. 8(4), 682-694.
Başkan A.G. (1993). Yükseköğretimde Stratejik Planlama.
http://www.education.ankara.edu.tr/ebfdergi/pdfler/1993-26-2/367-377.pdf
(Erişim Tarihi:27.08.2010)
Bayraktar, B.B. ve Yıldız, A.K. (2007). Kurumsal bilginin stratejik planlama sürecinde
kullanılması: bir ilçe belediyesi örneği. Bilgi Dünyası, 8(2), 280-296.
Bengisu, M. (2007). Yüksek eğitimde toplam kalite yönetimi. Journal of Yaşar
University, 2(7), 739-749.
Bilgiç, V. K. (2008). Türk kamu yönetiminde stratejik yönetim ve stratejik planlamanın
uygulanabilirliği: Ordu emniyet müdürlüğü model önerisi. Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Bircan, İ. (1999). Kamu kesiminde stratejik yönetim ve vizyon. Planlama Dergisi, Özel
Sayı, 11-20.
Bryson, J.(1988). Strategic planning. Big Wins and Small Wins, Public Money and
Management, autumn, 11-15.
Canbay, Ş. K. (2008). Kamuda stratejik planlama ve stratejik yönetim. Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, Kocaeli Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli.
Certo, S.C. ve Peter, J.P. (1991). Stratejik management: Concept and applications. (2.
Ed.), Newyork: Mc Graw Hill Book Company.
Coşkun, R. & Geyik M. (2004). Küresel firmaların misyon ifadeleri yerelliğe ne kadar
vurgu yapıyor?. 12. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi (Uludağ
Üniversitesi İ.İ.B.F. İşletme Bölümü, 27- 29 Mayıs)’ne sunulan bildiri, Bursa,
287-294.
Crano, W. And Brewer, M.B. (1973). Principle of reserach in social psychology. Mc
Graw Hill Inc.
Çetin, S. (2009). Vizyon yönetimi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
22, 96-103.
Çuhadar, T. & Özmen, H. İ. (2008). Mission statement institutional family business: A
content analysis. First International Conference On Management and Economics (Epoka
University, 28-29 Mart)’ ne sunulan bildiri, Tirana, Albania, 120-132.
Demir, V. (2009). Sistematik stratejik planlama yönetimi. Yayınlanmamış yüksek lisans
tezi, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Dinçer, Ö. (1998). Stratejik yönetim ve işletme politikası. Beta Yayınları, İstanbul.
98
Doğan, H. (2008). Örgütlerde vizyon ve misyonların çalışanlarca kabulü ve adnan
menderes üniversitesi örneği. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimle
Fakültesi Dergisi, 10(3), 93-110.
Doğan, S. (2000). İşletmelerde vizyon ve misyon bildiri geliştirme ve önemi. 8. Ulusal
Yönetim ve Organizasyon Kongresi (Erciyes Üniversitesi İ.İ.B.F., 25- 27
Mayıs)’ne sunulan bildiri, Kayseri, 187-204.
Doğan, S. (2002). İşletmelerde vizyon ve misyon bildirisi geliştirme ve önemi üzerine
bir araştırma. Amme İdaresi Dergisi, 35(1), 143-174.
Durna, U. ve Eren, V.(2002). Kamu sektöründe stratejik yönetim. Amme İdaresi Dergisi,
35(1), 55-75.
Erdem, A.R. (2005). Üniversitenin varoluş nedeni (üniversitenin misyonu). Pamukkale
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 17, 104-116.
Erdem, A.R. (2006). Dünyadaki yüksek öğretimin değişimi. Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15, 299-314.
Erguvan, İ. D. (2010). Vakıf üniversitelerinin Türkiye yükseköğretim sistemine etkilerinin
incelenmesi. Yayınlanmamış doktora tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Erkan, V. (2007). Kamu kuruluşlarında stratejik planlamanın başarısını etkileyen
faktörler. Yayınlanmamış doktora tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Ersoy, A.F. ve Acartürk, C. (2011). Uluslararası Çevrimiçi Yüksek Öğretim ve
Türkiye’nin Durumu: Üniversite Bilgi İşlemlerine Öneriler.
http://ab.org.tr/ab06/bildiri/166.pdf (Erişim Tarihi: 28.11.2010).
Freeman, R.E. (1984). Strategic management: A stakeholder approach, Baston: Pitman
publishing.
Gazi, Z.A. Aksal, F.A. Araslı, H.Gazi, M. & İşman, A. (2009). Devlet okullarında
stratejik planlama ve yönetim: KKTC örneği. Mediterranean Journal of
Educational Research, Issue:6, p.1-11.
Genç, N. F. (2009). Türk kamu yönetiminde stratejik planlama. Dumlupınar Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi, 23, 201-211.
Gill, R. (2003). Change Management or Change Leadership?, Journal of Change
Management, 3(4), 307-318
Gizir, S. (2007). Üniversitelerde örgüt kültürü ve örgüt içi iletişim üzerine bir derleme
çalışması. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 50, 247-268.
99
Görkemli, H.N. (2009). Selçuk üniversitesinin Konya kent ekonomisine etkileri. Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22. 169-186.
Gültekin, N., Çelik, A. & Nas, Z.(2008). Üniversitelerin kuruldukları kente katkıları.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 7(24), 264-269.
Günay, D. (2007). Yirmi birinci yüzyılda üniversite.
http://www.durmusgunay.com/linkler/19.YirmibirinciYüzyildaUniversite
(Erişim Tarihi: 02.11.2010).
Günay, D. (2010). Akademik Özgürlük ve Üniversite Özerkliği,
(www.durmusgunay.com) (Erişim Tarihi: 08.11.2010).
Gürer, H. (2006). Stratejik planlamanın temelleri ve Türk kamu yönetiminde
uygulanmasına yönelik öneriler. Sayıştay Dergisi, 1(63), 91-105.
Heper, M. (2002). Türkiye’de “En Hakiki Mürşit” ne kadar “İlimdir”? Bir Sosyal
Bilimcinin Hatırladıkları, İstanbul Teknik Üniversitesi Dergisi, 1(1), 47-56.
Işık, Ş. (2008). Türkiye de üniversitelerin kentleşme üzerine etkileri. Dokuz Eylül
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(3), 159-181.
İlgan, A. Erdem, M. ve Memduhoğlu, H. B.(2008). Örgütsel gelişim aracıları olarak
toplam kalite yönetimi ile stratejik yönetim ve planlama yaklaşımları. Çukurova
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 3(35), 72-92.
Jauch, L.R. & Glueck, W.F. (1998). Business policy and stratejik management. (5.Ed.),
Newyork: Mc Graw Hill International Editions..
Kakırman Yıldız, A. (2005). Kurumsal bilginin stratejik planlamadaki rolü.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü, İstanbul.
Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu,
http://www.hukuki.net/kanun/5018.15.text.asp (Erişim Tarih:13.03.2012).
Kandemir, O. ve Kaya, F. (2010). Gelir dağılımının yükseköğretimde fırsat eşitliğine
etkisi: Türkiye’de özel üniversite gerçeği. Kastamonu Eğitim Dergisi, 18(2),
557-566.
Karabulut, A. T. (2007). A study on two fundamental tools of strategic management:
mission and vision statements. (3rd), International Strategic Management
Conference (Beykent Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Gebze
İleri Teknoloji Enstitüsü, 21- 13 Haziran)’ ne sunulan bildiri, Antalya, Türkiye,
27-37.
100
Karabulut Temel, E. (2007). Büyük işletmelerin misyon ve vizyon ifadelerinin içerikleri
bakımından incelenmesi. 15. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi
(Sakarya Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, 25-27 Mayıs)’ ne sunulan
bildiri, Sakarya, 486- 492.
Kavili-Arap, S. (2010). Türkiye yeni üniversitelerine kavuşurken: Türkiye’den yeni
üniversiteler ve kuruluş gerekçeleri. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 65(1), 1-
30
Kılıç, M. ve Erkan, V. (2006). Stratejik planlama ve dengeli performans yönetimi
yaklaşımları bir arada olabilir mi?. Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi,
2, 77-93.
Koçel, T. (2003). İşletme yöneticiliği. (9. bs), Beta Basım, İstanbul.
Köseoğlu, M.A. & Temel Karabulut, E. (2008). Sektörlere göre misyon ifadelerinde
kullanılan öğelerdeki farklılaşmalar: İMKB şirketleri üzerine bir araştırma.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(2), 71-88.
Kurulgan, M. & Bayram, F. (2006), Üniversite kütüphaneleri Web sitelerinin biçim ve
içerik analizi: Türkiye’de ki uygulamaya yönelik bir araştırma. Türk
Kütüphaneciliği, 20(2), 141-172.
Küçüksüleymanoğlu, R. (2008). Stratejik planlama süreci. Kastamonu Eğitim Dergisi,
16(2), 403-412.
Leblebici, D. N. ve Erkul, E. (2008). Planlı kalkınma deneyiminden stratejik planlamaya
geçiş: Türkiye örneği. Hacettepe Üniversitesi İİBF Dergisi, 26(1), 269-285.
Lenger, A. (2005). Bölgesel yenilik sistemleri ve devletin rolü: Türkiye’de ki kurumsal
yapı ve devlet üniversiteleri. http://eab.ege.edu.tr/pdf/6_2/C6-S2-M13.pdf
(Erişim Tarihi: 27.11.2010).
Lissack, M. And Roos, J. (2001). Be coherent, not visionary. Long Range Planning, (34).
Miller, A.ve Dess, G.G. (1996). Strategic management. (2.Ed.), Newyork: Mc Graw Hill
Book Company.
Nartgün, Ş.S. (1996). Yükseköğretim’ de Stratejik Planlamanın Uygulanabilirliği,
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Bolu.
Oğul Fürüzan, V.G. (2009). Yükseköğretim kurumlarında stratejik planlama ve balanced
scorecard uygulamaları: Türkiye için bir model önerisi. Yayınlanmamış doktora
tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
101
Öğülmüş, S. (1991). İçerik çözümlemesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi,
24(1), 213-220.
Özdemir, A. Z. Ö. (2005). İşletmelerin vizyon ve misyon iadelerindeki eşbiçimlilik. 13.
Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi (Marmara Üniversitesi, 12- 14
Mayıs)’ne sunulan bildiri, İstanbul, 435-436.
Öztop, S. (2007). Stratejik planlamanın belediyelerde uygulanması. Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli.
Öztürk, N. (2008). Akademik kimlik ve etik. Akademik Dizayn Dergisi, 2(2), 47-56.
Papatya, G. (1998). Vizyon: Hayal ve gerçek arasındaki gerilim. Süleyman Demirel
Üniversitesi İİBF Dergisi, 3, 3-13.
Pearce, J.A. & Robinson, R.B. (2003). Strategic management: formulation,
ımplementation and control. (8. Ed.), USA: Mc Graw Hill Irwin Book Company.
Poister, Thedore, H, Gregory Streib (2005). Elements of strategic planning and
management in municipal government: Status after two decades.
PublicAdministration Review, 65(1), 45-56.
Poyraz, H. (2006). Üniversitenin görevi ve ahlak bilinci üzerine düşünceler. Akademik
İncelemeler, 1(1), 71-76.
Ramazanoğlu, F. & Bahçeci, B. (2006). Örgütlerde vizyon ve misyon kavramı. Doğu
Anadolu Bölgesi Araştırmaları, 2006, 52-56.
Sargın, S. (2007). Türkiye’ de üniversitelerin gelişim süreci ve bölgesel dağılımı.
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 3(5), 133-150.
Saydan, R. (2008). Üniversite öğrencilerinin öğretim elamanlarından kalite beklentileri:
Yüzüncü yıl üniversitesi İİBF örneği. Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 10(1), 63-
79.
Smith, H.W. (1975). Strategies of social research: The methodological imagination.
Prentice Hall Inc., Englewood Cliffs, New Jersey.
Söyler, İ. (2007). Kamu Sektöründe Stratejik Yönetim Uygulanabilir mi?
(Engeller/Güçlükler). Maliye Dergisi, 152, 103-115.
Söyler, İ. (2008). Eğitim hizmetleri bağlamında vakıf üniversitelerinin finansal ve
vergisel sorunları. Maliye Dergisi, 154, 52-76.
Şahin, İ. ve Fındık, T. (2008). Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim: Mevcut durum,
sorunlar ve çözümler. Türkiye Sosyal Araştırmalar (TSA) Dergisi, 12(3), 65-86.
Şener, T. (2009). Eğitimde stratejik planlama. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Kadir
Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
102
Şenses, F. (2007). Uluslararası gelişmeler ışığında Türkiye yükseköğretim sistemi: temel
eğilimler, sorunlar, çelişkiler ve öneriler. Economic Research Center Working
Papers in Economics, 7(5), 1-32.
Thomson, A.A. & Strickland, A.J. (2001). Stratejik management: Concept and cases. (12.
Ed.), Newyork: Mc Graw Hill Book Company.
Tulay, G. (2007). Stratejik yönetim ve planlama uygulamasında karşılaşılan sorunlar ve
çözüm önerileri: İstanbul büyükşehir belediyesi örneği. Yayınlanmamış yüksek
lisans tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Tüba (2010). Türkiye Bilimler Akademisi Bilim Raporu 2010, http://www.tuba.gov.tr/
(Erişim Tarihi: 27.10.2010).
Türk Eğitim Sen, (2009). Türkiye’de üniversite sorunu ve üniversite çalışanları üzerine
bir araştırma. (1. bs), Ankara: Türk Eğitim Sen.
Ülgen, H. ve Mirze, K. (2007). İşletmelerde stratejik yönetim. (4. bs), İstanbul: Arıkan
Yayınevi.
Yaylı, A.Yüksel, Ö. & Alabay, M.N. (2003). Türkiye’de ki akademisyenlerin interneti
kullanım düzeylerini belirlemeye yönelik araştırma. Gazi Üniversitesi Ticaret ve
Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 2, 259-277.
Yediyıldız, B. (2008). Türkiye’de üniversitelerin vizyonu ve özgün bilim üretimi. Türk
Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1(1), 135-151.
Yenen, V. Z. & Gözlü, S. (2003). Yüksek öğretimde müşteri beklentileri: Türkiye’den
örnekler. İstanbul Teknik Üniversitesi Dergisi, 2(2), 28-38.
Yıldız, A. (2004). Türkiye’de ki yetişkin eğitimi araştırmalarına toplu bakış. Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(1), 78-97.
Yılmaz, K. & Horzum, M.B. (2005). Küreselleşme, bilgi teknolojileri ve üniversite.
Eğitim Fakültesi Dergisi, 6(10), 103-121.
Yurtseven H. R. (1988) Stratejik yönetimde misyon kavramı. Çanakkale Onsekizmart
Üniversitesi Yönetim Dergisi, 9(29), 26-33
http://www.merih.net/m2/str/wmisyon.htm (Erişim Tarihi: 29.05.2011).
Yurtseven, H. R. (2003). İşletmelerde misyon ifadesinin stratejik yönü: türkiye’ deki beş
yıldızlı konaklama işletmeleri üzerine bir araştırma. 11. Ulusal Yönetim ve
Organizasyon Kongresi (Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi, 22- 24 Mayıs)’ ne sunulan bildiri, Afyon, 179-188.
103
Yüce, B. (2007). Üniversitelerde stratejik planlama ve bir yazılım tasarımı.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Sakarya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Sakarya.
Yüksek Öğretim Kurulu (2006). Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi Taslak Rapor.
Ankara: Yüksek Öğretim Kurulu Yayınları.
Yüksek Öğretim Kurumu (2007). Vakıf Üniversiteleri Raporu. Ankara: Yüksek Öğretim
Kurulu Yayınları.
Yüksel, F. (2002). Sürekli değişen kentsel faktörler karsısında yerel yönetimlerde
stratejik planlama gereği. Çağdaş Yerel Yönetimler, 11(1), 31-41.
104
EKLER
Ek 1.
Evrensellik Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Adıyaman Üniversitesi (Misyon) Evrensel değerlere bağlı,
Amasya Üniversitesi (Amaç)
Evrensel bilime katkı sağlamak adına akademik, sosyal, kültürel ve sanatsal gelişimi gerçekleştirmektir.
Celal Bayar Üniversitesi (Misyon)
Evrensel bilgi üreterek, toplum ve insanlık yararına kullanmak
Dokuz Eylül Üniversitesi (Vizyon)
Dünyanın en iyi eğitim ve bilim merkezlerinden biri olmaktır.
Bahçeşehir Üniversitesi (Misyon)
İnsani, etik ve çevreye duyarlı evrensel değerleri geliştirerek yüceltmek;
Fatih Üniversitesi (Vizyon)
Küresel yaklaşımı yerel açıdan esas alan faaliyetleri ile bilimsel alanda örnek bir üniversite olmak.
Ek 2.
Toplumsallık Kavramının Kullanım Şekiller Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Akdeniz Üniversitesi (Misyon)
Toplumun bilgi-teknoloji ve sosyal gereksinimlerine, en üst düzeyde yanıt vermektir.
Giresun Üniversitesi (Misyon)
Toplumun ekonomik, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif gelişimine katkı sağlamak;
Mersin Üniversitesi (Misyon)
Topluma yararlı, evrensel değerler ışığında, modern, bilimsel çalışma ve araştırma yapmak, bilgi ve teknoloji üretmek.
Afyon Kocatepe Üniversitesi (Amaç) Topluma katkı sağlayacak hizmet üretmek,
Çukurova Üniversitesi (Vizyon)
Toplumun aydınlanmasına hizmet etmek ve dünya barışına katkıda bulunmaktır.
Atılım Üniversitesi (Misyon)
Toplumsal duyarlılık anlayışı içinde, evrensel düzeyde donanıma sahip nitelikli bireyler yetiştirmektir.
Çankaya Üniversitesi (Vizyon)
Topluma hizmeti temel görevleri arasında sayan; Toplumun her kesiminde saygı duyulan, bir Üniversite olmaktır.
Başkent Üniversitesi (Amaç) Toplumun gereksinimlerine yanıt vermek
105
Ek 3. Bilimsellik Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Afyon Kocatepe Üniversitesi (Misyon)
Bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak,
Dicle Üniversitesi (Vizyon)
Bilim camiasında saygı duyulan ve güvenle anılan bir üniversite olmak.
Ege Üniversitesi (Amaç) Bilimsel stratejik amaçlar
Hitit Üniversitesi (Amaç) Bilimsel yayınların nitelik ve nicelik olarak artırılması
Süleyman Demirel Üniversitesi (Misyon)
Bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmeyi,
Acıbadem Üniversitesi (Misyon) Bilimsel düşünceyi ön planda tutmak;
Turgut Özal Üniversitesi (Vizyon)
Üretken bilimsel faaliyetleri ile tanınan bir üniversite haline gelmektir.
Ek 4. Çağdaşlık Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Adıyaman Üniversitesi (Vizyon) Hizmetine sunan çağdaş bir üniversite olmak
Ahi Evran Üniversitesi (Vizyon)
Ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmasına katkıda bulunmak,
Celal Bayar Üniversitesi (Misyon)
Çağdaş anlayışta, sorumluluk sahibi bireyler yetiştirerek
Dokuz Eylül Üniversitesi (Amaç)
Öğrencilerimizi insanlığın gelişimine katkıda bulunacak nitelikte çağdaş değerlerle yetiştirecek bir eğitim-öğretim sistemi oluşturmak
Gebze İleri Teknoloji Ünv. (Misyon)
Çağdaş teknolojileri üreten ve uygulayan bireyler yetiştirmek;
Kırıkkale Üniversitesi (Misyon) Çağdaş bir öğretim ve bilimsel kültürü oluşturmayı,
Çankaya Üniversitesi (Misyon)
Evrensel değerlere sahip ve çağdaş bilgi ile donanmış; bireyler yetiştiren bir eğitim vermek.
İstanbul Arel Üniversitesi (Vizyon)
Çağdaş ve uluslararası akademik standartlarda yükseköğretim hizmeti vermeyi ilke edinen İstanbul Arel Üniversitesi,
İstanbul Bilim Üniversitesi (Misyon)
Çağdaş, bilimin gösterdiği yolda ilerleyen, ülkesine ve insanlığa hizmeti görev edinmiş bireyler yetiştirerek;
106
Ek 5. Atatürkçülük Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Adnan Menderes Üniversitesi (Misyon)
Atatürk ilkelerine bağlı mezun ve araştırıcılar yetiştirmek.
Ağrı İbrahim Çeçen Ünv. (Misyon)
Atatürk ilke ve inkılâplarını özümsemiş ve sosyal hayatında uygulayabilen bireyler yetiştirmek;
Dicle Üniversitesi (Misyon)
Atatürk ilkelerine bağlı ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip bireyler yetiştirmek,
Gaziantep Üniversitesi (Misyon)
Büyük Atatürk’ün kurduğu demokratik, laik ve sosyal devletin öncü ve lokomotif olan bir üniversite olmak.
Marmara Üniversitesi (Misyon)
Atatürk İlke ve Devrimlerini özümsemiş öğrenciler ile nitelikli akademik kadroları yetiştiren,
Acıbadem Üniversitesi (Vizyon) Atatürkçü,
Başkent Üniversitesi (Misyon) Atatürk İlkelerine bağlı bireyler yetiştirmek;
Ek 6. Bölgesellik Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Misyon)
Bölge kalkınmasında ve gelişmesinde etkin bir rol oynamayı
Adıyaman Üniversitesi (Amaç) Bölge Kalkınmasına Katkı Sağlamak.
Atatürk Üniversitesi (Misyon)
Bölgenin ve Ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlamak.
Atatürk Üniversitesi (Amaç)
Bölgesel ve ulusal kalkınmaya katkısı olan projeleri teşvik etmek
Cumhuriyet Üniversitesi (Vizyon) Bölgesinde lider üniversite olmaktır.
Erzincan Üniversitesi (Misyon)
Teknoloji üreterek bölgenin ve ülkenin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak
Nuh Naci Üniversitesi (Misyon)
Bölgemizin ihtiyaçlarına yönelik eğitim ve araştırma faaliyetlerine ağırlık vererek ülkenin ve bölgenin kalkınmasına katkıda bulunmaktır.
İzmir Ekonomi Üniversitesi (Amaç) Bölgesel kalkınma ve gelişime katkı
Yaşar Üniversitesi (Vizyon)
Bölgesindeki üniversiteler arasında ...“butik üniversite” kimliğine kavuşturmaktır
107
Ek 7.
Altyapıyı Geliştirmek Kavramının Kullanım Şekiller Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri
Adıyaman Üniversitesi (Amaç)
Araştırma Ve Eğitim Faaliyetlerinin Kalitesinin Yükseltilmesi İçin Fiziki Alt Yapıyı geliştirmek.
Balıkesir Üniversitesi (Amaç)
Üniversitemizi yarım kalan fiziki yapılanma ve inşaat yatırımlarını tamamlamış,
Celal Bayar Üniversitesi (Amaç) Teknolojik ve fiziksel altyapının geliştirilmesi
Çukurova Üniversitesi (Amaç) Alt yapı geliştirme stratejisi
Ege Üniversitesi (Amaç) Altyapıya yönelik stratejik amaçlar
İstanbul Ticaret Üniversitesi (Amaç)
Fiziksel koşulların geliştirilmesi stratejisi
Yeditepe Üniversitesi (Amaç)
Üniversitenin ana yerleşim alanı aynı anda 15000 öğrenciye hizmet vermek üzere planlanmıştır
Ek 8. Tanınırlılık Geliştirmek Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Adıyaman Üniversitesi (Amaç) Yurtiçi ve yurtdışı tanınırlığı artırmak
Adnan Menderes Üniversitesi (Vizyon)
Eğitim, araştırma ve hizmet alanlarında yurt içi ve yurt dışında tanınan,
Adnan Menderes Üniversitesi (Amaç)
Üniversitenin tanınırlığını artırmak.
Dumlupınar Üniversitesi (Vizyon)
Ulusal ve uluslararası ölçekte tanınan bir Üniversite konumuna ulaşmak,
Dokuz Eylül Üniversitesi (Amaç) Ulusal ve uluslararası tanınmışlığı ve işbirliğini artırmak
Hitit Üniversitesi (Vizyon) Tanınırlığı ve saygınlığı yüksek bir üniversite olmak.
Acıbadem Üniversitesi (Misyon)
Ulusal ve uluslararası alanda mesleki yeterlilik ve akademik tanınırlılık düzeyine ulaşmak;
Okan Üniversitesi (Amaç) Üniversite tanıtımı ve dış ilişkiler
İstanbul Şehir Üniversitesi (Vizyon)
Araştırma ve eğitimde dünyaca tanınan,
108
Ek 9.
Saygınlık Geliştirmek Kavramının Kullanım Şekiller Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Amaç)
Ulusal ve uluslararası düzeyde akademik anlamda saygın bir şekilde tanınmak
Afyon Kocatepe Üniversitesi (Vizyon)
Saygınlığa sahip bir üniversite olmaktır.
Balıkesir Üniversitesi (Amaç)
Ulusal ve uluslar arası düzeyde saygın üniversitelerden biri olarak algılanmak
Haliç Üniversitesi (Misyon)
Tüm hususları yerine getirmiş saygın bir Üniversite olarak
İstanbul Ticaret Üniversitesi (Vizyon)
Tüm dünyada saygınlığı kabul edilen lider akademik kurum olmaktır.
İstanbul Şehir Üniversitesi (Vizyon) Türkiye’nin saygın üniversitelerinden biri olmak.
Yeditepe Üniversitesi (Amaç)
Saygın bir araştırma kurumu olması için sürekli çaba harcanmaktadır.
Ek 10. Kurumsallık Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Akdeniz Üniversitesi (Amaç) Kurumsal yapının sürekliliğinin güvence altına alınması.
Dicle Üniversitesi (Vizyon)
Katılımcılığa ve takım çalışmasına dayalı kurum kültürü oluşturarak
Ege Üniversitesi (Vizyon) Kurumsal kültürü ve kimliği güçlü,
Giresun Üniversitesi (Amaç) Kurum kültürünü ve kimliğini geliştirmek
İzmir Ekonomi Üniversitesi (Amaç)
Kurumsallaşma
Sabancı Üniversitesi (Vizyon)
Katılımcılığa ve takım çalışmasına bağlı bir kurum kültürü oluşturarak, yenilikçi bir üniversite olacağız.
Ufuk Üniversitesi (Misyon)
Diğer bilimsel faaliyetlerin yapılması için ilgili kuruluşlar ile işbirliği yapmak.
109
Ek 11. Eğitimi İyileştirmek Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri
Anadolu Üniversitesi (Amaç)
Eğitim öğretim sürecinin etkililiğini ve verimliliğini artırmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak
Muğla Üniversitesi (Amaç) Yönetim sistemlerinin yeniden yapılandırılması
Yıldız Teknik Üniversitesi (Amaç) Eğitim-öğretim süreçlerinin iyileştirilmesi
İstanbul Ticaret Üniversitesi (Amaç) Eğitim-öğretimin geliştirilmesi stratejisi
Ek 12. Öğrenci Odaklılık Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Dicle Üniversitesi (Amaç) Öğrenci merkezli ders sayısının artırılması
Başkent Üniversitesi (Amaç) Öğrenmeyi mükemmelleştirmek
Çankaya Üniversitesi (Misyon)
Çalışma hayatında üretken ve başarılı, çevresine önderlik edebilecek yapıda bireyler yetiştiren bir eğitim vermek.
İstanbul Bilgi Üniversitesi (Misyon)
Öğrencilerin hayallerinin peşinde koşmalarına izin veren bir eğitim olanağı sağlamaktır.
İstanbul Arel Üniversitesi (Misyon)
Öğrencilerin önlisans, lisans ve lisansüstü düzeyde öğrenme ve başarılarını temin etmeyi,
Yaşar Üniversitesi (Misyon)
Öğrencilerimizi, çevreye ve yaşama duyarlı, sorun algılayabilen, bulduğuyla yetinmeyerek merak eden,
Ek 13.
Paydaş Odaklılık Kavramının Kullanım Şekiller Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Dokuz Eylül Üniversitesi (Amaç) İç paydaşlarla olan etkileşimi artırmak,
Hacettepe Üniversitesi (Amaç) Birimler arasındaki işbirliğini artıracak şekilde geliştirmek
Galatasaray Üniversitesi (Vizyon)
İç ve dış paydaşları ile etkili bir iletişim ve işbirliği sağlayan,
İstanbul Bilgi Üniversitesi (Misyon)
Hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin öğrenim ve bilgi üretimine en üst düzeyde katılmalarını sağlayacak,
Sabancı Üniversitesi (Vizyon) Tüm paydaşlarımızın gereksinimlerine duyarlı,
110
Ek 14.
Yenilikçilik Kavramının Kullanım Şekiller Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Balıkesir Üniversitesi (Vizyon) Bilimsel üretimiyle yenilikçi,
Kastamonu Üniversitesi (Amaç) Bağlılıkların yaratıcısı,
Işık Üniversitesi (Misyon) Değişen dünyanın ihtiyaçlarına cevap veren,
İstanbul Bilim Üniversitesi (Misyon) Yenilikçi, yaratıcı, destekleyici olmak,
Fatih Sultan Mehmet Ünv. (Vizyon) Yenilikçi, çağdaş bilgiye açık,
Okan Üniversitesi (Misyon)
Yenilikçi bilimcilere yatırım yapmak ve onları desteklemek,
Turgut Özal Üniversitesi (Misyon) Okan üniversitesi (Amaç)
Yenilikçi, girişimci, vizyon ve sorumluluk sahibi, Yenilikçi ve girişimci bir üniversite olmak
Ek 15. Eğitim Kalitesini Artırmak Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Galatasaray Üniversitesi (Amaç) Eğitim ve öğretimdeki kalitenin yükseltilmesi.
GaziantepÜniversitesi (Amaç) Eğitim öğretim kalitesini yükseltmek
Gebze Yüksek Teknoloji Ünv. (Amaç)
Sunulan eğitim öğretim programlarının kalitesini artırmak
Ege Üniversitesi (Amaç) Eğitsel stratejik amaçlar:
Hacettepe Üniversitesi (Amaç) Eğitim-öğretimin kalitesini iyileştirmek.
Süleyman Demirel Üniversitesi (Amaç)
Yeni teknikler geliştirerek eğitim kalitesinin artmasını sağlamak,
Yeditepe Üniversitesi (Amaç)
Eğitimin kalitesini ulusal ve uluslararası mükemmelliğe ulaştırma
111
Ek 16. Dünya Üniversitesi Olmak Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Akdeniz Üniversitesi (Vizyon) Girişimci bir dünya üniversitesi olmaktır.
Amasya Üniversitesi (Vizyon)
Dünya üniversiteleri arasına girmeye çalışacak bir eğitim kurumudur.
Anadolu Üniversitesi (Vizyon) Bir dünya üniversitesi olmak.
Harran Üniversitesi (Vizyon) Değerleri özümseyen bir dünya üniversitesi olacaktır.
Doğuş Üniversitesi (Vizyon) Bir dünya üniversitesi olmaktır.
Okan Üniversitesi (Vizyon) Bir dünya üniversitesi olmaktır.
Ek 17. Birey Odaklılık Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Erciyes Üniversitesi (Misyon) Bilgi ve beceriler ile donatılmış bireyler yetiştirmek;
Galatasaray Üniversitesi (Misyon) Nitelikli bireyler yetiştirmek;
Marmara Üniversitesi (Misyon)
Atatürk İlke ve Devrimlerini özümsemiş öğrenciler ile nitelikli akademik kadroları yetiştiren,
Acıbadem Üniversitesi (Misyon)
Etik değerlere önem veren bireyler yaratmadaki kararlılığı;
Haliç Üniversitesi (Vizyon) Geleceğin nitelikli bireylerini yetiştirmektir.
Ek 18. Uluslararasılaşmak Kavramının Kullanım Şekiller
Üniversite Örnekleri Kullanım Şekilleri Afyon Kocatepe Üniversitesi (Amaç)
Uluslararası düzeyde eğitim-öğretim vermek,
Mehmet Akif Ersoy Ünv. (Amaç)
Öğretim elemanlarımızın özelliklerinin uluslararası düzeyde kabul edilebilir olmasını sağlamak,
İzmir Ekonomi Üniversitesi (Amaç) Uluslararasılaşma
112
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
Adı ve Soyadı : ŞULE KUNT
Doğum Yeri : Adana/Kozan
Doğum Tarihi : 20.09.1986
E-mail : [email protected]
EĞİTİM DURUMU
2008-2012 : Yüksek Lisans, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
İşletme Anabilim Dalı, Adana.
2004 – 2008 : Lisans, Çukurova Üniversitesi / İşletme
2000 – 2003 : Lise, Mehmet Kemal Tuncel Anadolu Lisesi
ÇALIŞMA DURUMU
2011 Ocak - : T.C. Ziraat Bankasında görev yapmakta.
BİLGİSAYAR
Microsoft Ofis 98/2000/2003/2007; Excel, Word, PowerPoint, Access, Internet.