18
TÜRKLER ORTAÇA/ 151 1. Saray Tekilat› aray, Türk tarihinde Uygurlardan itibaren kul- lan›lan bir hükümdar mekan› olarak bilinmek- tedir. Daha önceki Türk devletlerinde atl› göçe- be siyasi tekilatlanman›n sonucu olarak çok de¤ien bir siyasi merkez gelene¤i vard›. Türklerin yerleik hayata geçmeleri saray gelene¤inin balamas›yla do¤rudan ala- kal›d›r. Selçuklu hükümdarlar› bakent olarak seçtikleri e- hirlere “daru’l-memleke,1 dergah” veya “bargah” ad› veri- len saraylar yapt›r›rlard›. Konya’da K›l›çarslan Saray› ve Beyehir yak›nlar›nda Kubadabad Sa- ray› ve Kayseri’deki Keykubadiye bu- gün bildi¤imiz saraylard›r. Selçuklu sultanlar› saraylarda kad›nlar›, k›zla- r›yla birlikte ve hizmetçileriyle muha- f›zlar›n›n ihtimam› alt›nda yaarlard›. Selçuklu hükümdarlar› Abbasi ha- lifesi, Bizans, Gürcü, Gazneli ve Kara- hanl› hanedanlar›ndan k›z alm›lar, buna mukabil Abbasi halifesine, Suri- ye Atabeyine, Danimendo¤lu’na, H›sn-› Keyfa hakimi, Gazne ve Kara- hanl› sultanlar›na k›z vermilerdir. Yi- ne IV. K›l›çarslan k›z›n› gayrimüslim ‹lhanl› Hükümdar› Abaka Han’›n o¤lu Argun’a vermitir. Selçuklularda hükümdar›n o¤luna “melik” denmek- teydi. Büyük Selçuklularda Melik küçük yalarda bir eyalete tayin edilirdi. Yanlar›na vilayeti idare etmek üze- re bilgili ve tecrübeli devlet adamlar› verilirdi. Selçuklu- larda bu kiiye “Atabeg” dendi¤i görülmektedir. Osman- l›’da ise “Lala” denmitir. Selçuklularda Melikler bulun- duklar› yerlerin hükümdar› idiler. Öldükleri zaman yer- lerine o¤ullar› geçerdi. Melikler içilerinde diledikleri gibi hareket ederler, d›ilerinde ise Büyük Sultana tabi idiler. Kirman, Suriye ve Irak Selçuklular› bu nitelikte idiler. Anadolu Selçuklular›nda melik tayini olmu, fakat onlar›n bir hükümdar gibi davran- malar›na izin verilmemitir. Özel- likle I. Alaeddin Keykubat melik ve valilerin yetkilerini azaltm›, mem- leketi tek elden idare etmeye çal›- m›t›r. Veliahd ise bakente yak›n bir eyaletin valili¤ine getirilirdi. Selçuklu sultanlar› Melikah’a kadar debdebe ve gösteriten uzak, sade bir hayat sürdüler. Melikah Dönemi’nden itibaren devletin ev- keti artm›ve bir imparatorluk gö- rünümüne kavumutu. Hükümdar yüksek dereceli memurlarla tanta- nal› bir hayat sürmeye balad›. Ana- dolu Selçuklular› zaman›nda ise hü- S Türkiye Selçuklular› ve Anadolu Beyliklerinde Tekilat PROF. DR. REF‹K TURAN Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi / Türkiye Beyehir-Kubadabad Saray› harabeleri (1227)

Türkiye Selçuklular› ve Anadolu Beyliklerinde flkilatdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/Ansiklopedi/TÜRKLER... · Emir Savtekin Serhenk, Halep Valisi Aksungur

  • Upload
    others

  • View
    12

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

TÜRKLER ORTAÇA⁄151

1. Saray Teflkilat›aray, Türk tarihinde Uygurlardan itibaren kul-lan›lan bir hükümdar mekan› olarak bilinmek-tedir. Daha önceki Türk devletlerinde atl› göçe-

be siyasi teflkilatlanman›n sonucu olarak çok de¤iflen birsiyasi merkez gelene¤i vard›. Türklerin yerleflik hayatageçmeleri saray gelene¤inin bafllamas›yla do¤rudan ala-kal›d›r.

Selçuklu hükümdarlar› baflkent olarak seçtikleri fle-hirlere “daru’l-memleke,”1 “dergah” veya “bargah” ad› veri-len saraylar yapt›r›rlard›. Konya’da K›l›çarslan Saray› veBeyflehir yak›nlar›nda Kubadabad Sa-ray› ve Kayseri’deki Keykubadiye bu-gün bildi¤imiz saraylard›r. Selçuklusultanlar› saraylarda kad›nlar›, k›zla-r›yla birlikte ve hizmetçileriyle muha-f›zlar›n›n ihtimam› alt›nda yaflarlard›.

Selçuklu hükümdarlar› Abbasi ha-lifesi, Bizans, Gürcü, Gazneli ve Kara-hanl› hanedanlar›ndan k›z alm›fllar,buna mukabil Abbasi halifesine, Suri-ye Atabeyine, Daniflmendo¤lu’na,H›sn-› Keyfa hakimi, Gazne ve Kara-hanl› sultanlar›na k›z vermifllerdir. Yi-ne IV. K›l›çarslan k›z›n› gayrimüslim‹lhanl› Hükümdar› Abaka Han’›n o¤luArgun’a vermifltir.

Selçuklularda hükümdar›n o¤luna “melik” denmek-teydi. Büyük Selçuklularda Melik küçük yafllarda bireyalete tayin edilirdi. Yanlar›na vilayeti idare etmek üze-re bilgili ve tecrübeli devlet adamlar› verilirdi. Selçuklu-larda bu kifliye “Atabeg” dendi¤i görülmektedir. Osman-l›’da ise “Lala” denmifltir. Selçuklularda Melikler bulun-duklar› yerlerin hükümdar› idiler. Öldükleri zaman yer-lerine o¤ullar› geçerdi. Melikler içifllerinde dilediklerigibi hareket ederler, d›flifllerinde ise Büyük Sultana tabiidiler. Kirman, Suriye ve Irak Selçuklular› bu nitelikteidiler.

Anadolu Selçuklular›nda melik tayini olmufl, fakatonlar›n bir hükümdar gibi davran-malar›na izin verilmemifltir. Özel-likle I. Alaeddin Keykubat melik vevalilerin yetkilerini azaltm›fl, mem-leketi tek elden idare etmeye çal›fl-m›flt›r. Veliahd ise baflkente yak›nbir eyaletin valili¤ine getirilirdi.

Selçuklu sultanlar› Melikflah’akadar debdebe ve gösteriflten uzak,sade bir hayat sürdüler. MelikflahDönemi’nden itibaren devletin flev-keti artm›fl ve bir imparatorluk gö-rünümüne kavuflmufltu. Hükümdaryüksek dereceli memurlarla tanta-nal› bir hayat sürmeye bafllad›. Ana-dolu Selçuklular› zaman›nda ise hü-

S

Türkiye Selçuklular› veAnadolu BeyliklerindeTeflkilat PROF. DR. REF‹K TURAN

Gazi Üniversitesi Gazi E¤itim Fakültesi / Türkiye

Beyflehir-Kubadabad Saray› harabeleri (1227)

TÜRKLER ORTAÇA⁄152

kümdara hizmet eden saray görevlileri ve yüksek derece-li memurlar›n say›s› daha da artt›.

Saray görevlilerinin tamam› memluklar aras›ndanseçilirdi. Bunlar hususi flartlarda yetifltirilir, iyi ata biner,iyi silah kullan›r ve ok atmay› mükemmel surette yapar-lard›. Bu kölelerin bafl›na hükümdar›n çok güvendi¤i ki-fliler getirilirdi. Baz› durumlarda bu emirlerin hüküm-dar taraf›ndan hassa ordusu komutanl›¤›na da tayin edil-dikleri görülmüfltür. Harezmflahlar sülalesinin müessisiEmir Anufltekin bir memluk idi ve sarayda tafltdar idi.Emir Savtekin Serhenk, Halep Valisi Aksungur ise hacipidi. Bozan da memluk askerindendi.

Hükümdar ve saray›n hizmetinde çal›flan görevlilerflunlard›:

Hacibü’l-Hüccab (A¤ac›): Karahanl›larda Ulu Ha-cib (Buyruk) denmekte idi.2 Selçuklularda vezir ve divanüyeleri ile sultan aras›ndaki yaz›flmalar›, ko-nuflma ve buluflmalar› temin eden arac›larahacib bunlar›n bafl›na da Hacibü’l-Hüccabdenirdi. Hacibü’l-Hüccab Osmanl›’daki ma-beynci bafl›na ve bugünkü Cumhurbaflkanl›-¤› genel sekreterine benzetilebilir. Saray gö-revlilerinin en büyü¤ü say›l›rd›. Sarayda sul-tandan sonra en yetkili kifliydi. Devlet idare-sinde vezirden sonra gelirlerdi. Anadolu Sel-çuklular›nda eski önemlerini kaybetmifller-dir. Hacibler Türk memluklar aras›ndan seçi-lir ve bir süre e¤itimden sonra bu göreve ge-lirlerdi.3

Hacibü’l-Hüccablar d›flar›daki görevlerede tayin edilirlerdi. Valilik ve ordu kuman-danl›¤› yapanlar› vard›r. Büyük Selçuklular-da Haciblerin bafl›na “Hacib-i Buzurg”, “Ha-cib-i Kebir”, “Emir Hacib” dendi¤i de olmufl-tur. Anadolu Selçuklular›nda ise “Melikü’l-Hacib”, “Emir Hacib” denmekteydi.4

Candarlar: Büyük Selçuklularda saray›koruyan askerlere candar bunlar›n bafl›nda bu-lunanlara da emir-i candar denirdi. Anadolu Selçuklula-r›nda da ayn› vazifeyi yapan saray görevlileri vard›. Can-darlar aras›ndan atabeyli¤e kadar yükselenleri ve yüksekgörevlere gelenleri olmufltur. Candarlar divan›n da mu-hafazas›n› sa¤larlard›. Hükümdar›n idam emirlerini can-darlar uygulard›. Ama as›l vazifeleri sultan›n ve saray›ngüvenli¤i idi.5

Emir-i Alem: Sancak yada bayra¤› tafl›yan ve koru-yan kifli olup, özellikle savafllarda çok önemli bir fonksi-yonlar› vard›. Öyle ki, sanca¤› tutan kifli güçlü olmal› as-kerlerin gözünden kaybolmamal›yd›.6

fiarabdar-› Has: Hükümdar›n meflrubat›n› haz›rlarve korurdu. Emrinde hademe ve sakiler vard›. ‹çilecekiçkiler saray›n kilerinde korunurdu. Saray kilerine kiler-ci bakard›. Sarayda flarab›n sakland›¤› yere de “flarabha-ne” denirdi. Di¤er Türk-‹slam devletlerinde benzer ku-rumlar görev yapmaktayd›.7

Tafltdar (Abdar): Taflt “le¤en” yada ona benzer birsu kab›d›r. Tafltdarlar hükümdar›n elini yüzünü y›kama-s›na yarayan bu kab› tutard›. Suyunu haz›rlar ve bu le-¤en ile ibrikleri muhafaza ederdi.8

Serhenk veya Çavufl (Durbafl): Törenlerde hü-kümdar›n önünden gider ve yol açarlard›. Günümüzdedahi orduda ve halk›m›z aras›nda önden giden ve yolgösterip örnek olan kiflilere çavufl denmektedir. Çavuflla-r›n ellerinde de¤nekler ve bellerinde de k›ymetli tafllarlasüslü kemerler vard›. Halktan flikayeti olanlarla ilk mu-hatap olanlar bu çavufllard›. Divan yaz›flmalar›n›n bir ye-re götürülmesinde çavufllardan yararlan›l›rd›. Törenlerdetebaya “savulun, uzak durun” diye ba¤›r›rlard›.9

Camedar: Saray içerisinde sultan›n elbisesini bellibir mahfaza yerinde tutard›. Sefer s›ras›nda da hükümda-r›n elbiselerinin y›kanmas› ve düzenlenmesi ifllerine ne-zaret ederdi.10

Emir-i Ahur (‹lbafl›): Mirahur yadaimrahor dendi¤i de olmufltur. Hükümdar›nsaray›nda bulunan atlara bakan seyislerin vehademelerin bafl›na Emir-i Ahur denilirdi.Anadolu Selçuklular› Haçl›lar zaman›ndaah›r kontu anlam›na gelen “Kont istabl” dademifllerdir.11 Emir-i ahur merasimlerde hü-kümdar›n at›n› dizginlerinden çekerlerdi.Di¤er saray görevlilerine nispetle ufak birmemuriyet say›l›rd›.12

Silahdarlar: Hükümdar›n silahlar›n›korurlar ve merasimlerde tafl›rlard›. Baflla-r›nda emir-i silahdar bulunurdu.13

Vekil-i Has: Mutbak, fiarabhane, gulamvesair görevlilerinin naz›r› idi. Saray içeri-sinde bulundurulmas› Nizamülmük’ün tav-siye etti¤i görevlilerdendir.14

Nedimler veya Musahipler: Saraydadevrin seçkin bilgin ve flairlerini bulundu-

ran Selçuklu sultanlar› onlar›n ilminden vesohbetlerinden zevk al›rlard›. Hükümdar bu

flekilde ilmi seviyenin en zirve bilgilerini saraydan halkada¤›t›rd›. Sarayda sultan› e¤lendiren cüceler, soytar›lar,hasekiler, vuflaklar, dilsizler ve müzisyenler de bulun-maktayd›.15

Emir-i Hares: Ceza infaz emiri olup, kösleri, alem-leri ve nevbetleri olurdu. Hacibten sonra sarayda en yet-kili görevli idi. Yasac›n›n 20’si alt›n, 20’si gümüfl asal›40 hademesi vard›.16

Emir-i Dad: Bizzat hükümdar›n yetkisini de kulla-nabilen adalet mevkii idi. Hacibu’l-Hüccablar bazan bugörevi geçici olarak üstlenirlerdi. Vezir de denen bir gö-revdi. Selçuklu’da bu müessesenin devletin kuruluflun-dan itibaren bulundu¤u bilinmektedir.17

Emir-i Devat: Emir-i devatl›k bir nevi divan katip-li¤i olup diviti tafl›yan, muhafaza eden ve gizli evrak› ya-z›p h›fz eden kiflilerin bafl›nda bulunana verilen isimdi.Devattar da denirdi. Sultan›n ve vezirin devattar› oldu-¤u gibi divan›n da ayr›ca devattar› bulunurdu.18

Rahle KonyaMevlana Celaleddin-i

Rumi Türbesi Müzesi,

TÜRKLER ORTAÇA⁄153

Emir-i Çafln›gir: Hükümdar›n sofras›na nezaretederdi. Sofrac› veya garson denilebilecek türden ifllerdensorumlu olup hükümdar›n yemeklerini öncelikle çafln›-girlerin bafl› Emir-i Çafln›gir tadard›. Bu bak›mdan çokgüvenilir kifliler aras›ndan seçilirlerdi. Sultan›n hayat›bir noktada onun elindeydi. Nitekim Anadolu Selçuklu-lar›nda II. G›yaseddin Keyhüsrev Emir-i Çafln›gir Nas-reddin Ali’yi kand›rarak babas› I. Alaeddin Keykubad’›zehirletmifltir. Emir-i Çafln›gir’in Sultan Keykubad’›nat›n›n dizginini çekti¤i de ‹bn Bibi’nin kay›tlar›nda gö-ze çarpmaktad›r.19 Karahanl›larda aflç›bafl› vazifesiniHansalar üstlenmekteydi.20

Emir-i Meclis: Sultan›n özel “bezm” meclislerindehizmet yapan görevlilerin bafl›nda bulunurdu. Bezmlereyüksek devlet erkan› ve hükümdara yak›n kifliler kat›l›r-d›. Çok önemli devlet iflleri bu mecliste görüflülürdü.Bezm meclisleri “bezmhane” ad› verilen yerde toplan›rd›.Sultanla görüflmeye gelenlere arac›l›k ederek bir neviteflrifatç›l›k görevi de yaparlard›.21

Emir-i fiikar: fiikar “av” demektir. Hükümdar›n avköpeklerini ve kufllar›n› yetifltirenlerin reisine emir-i fli-kar denirdi. Bu kifliler hükümdarla birlikte ava giderler,av ifllerini bizzat organize ederlerdi. Bir nevi spor faali-yeti organize edenlere benzer bir görevleri vard›.22

Üstadu’d-Dar: Öncelikle saraya ait masraf-larla ilgilenirdi. Yine hükümdar›n al›flverifliflleriyle ilgilenir, her türlü evkaf ifllerinebakar ve kontrol ederdi.23

Emir-i Mahfil: Çeflitli merasimlerdeve Cuma resmi kabullerinde hükümdarateflrifatç›l›k yapard›. Bu teflrifat s›ras›n-da bol yenli özel bir elbise giyer ve bü-yük bir sar›k takard›. Merasimdensonra hükümdara yönelik klifle bir duaveya telkin cümlesi söylerdi.24

Havayic Salar: Saray aflç›s› olup yemekler bununnezaretinde piflerdi. Bütün saray mutfa¤› ve kilerindekigörevliler buna ba¤l›yd›. Kilerle beraber saray mutfa¤›-n›n tamam›na havayichane denirdi.25

Selçuklu hükümdar› ve saray müessesesi Türk tarihiiçerisinde önemli bir halkay› teflkil etmektedir. birçoközelli¤i ile devrinin muntazam devlet sistemi görünü-müne sahip bir yap›dad›r.

2. HükümdarTürk devletlerinde hükümdar›n karizmatik bir kifli-

li¤i vard›. Bu hükümdar› normal bir kifliden farkl› k›l›-yordu. Öyleki karizma demek hükümdar›n “kut” sahibiolmas› ve “Tengride kutbulmufl” olmas› demekti.26 “kutlug-tegin, kutlug flad” gibi hükümdar›n unvanlar› vard›.27

Hükümdar Gök Tanr› taraf›ndan bahfledilen hü-kümdarl›¤› o¤ullar›na miras yoluyla (bi’l-›rs ve’l-istih-lak) b›rak›rd›. Bu niteliklerin hükümdar›n soyundan ge-lenlerde de olmas› beklenirdi. Hükümdar›n erkek ço-cuklar›n›n hepsi tahta geçmek hakk›na sahipti. Fakatbirden fazla varis olunca, bunlar birbirleriyle mücadele

etmek zorunda kalm›fllar ve halk sonunda kazanana tabiolmufltur.

Türk devlet gelene¤inde hükümdar›n nas›l oldu¤u-nu ve tebas› ile iliflkilerinin nas›l olmas› gerekti¤ini dilegetiren birçok kaynak eser mevcuttur. Mitolojik kaynak-lardan bafllayarak Tanr› Ülgen’in O¤uz Han’a görev ver-mesi olay›yla Türk tarihinde çok önemli yeri olan ilk ya-z›l› kaynak “Orhun Abideleri”ndeki bahisler, sonraki de-virlerde Kutadgu Bilig, Siyasetname gibi kitaplar, ‹bnBibi Selçuknamesi, daha baflka önceki ve sonraki eserler-de hükümdarda görülmesi istenen yönetim anlay›fl› flutemelde özetlenmifltir:28

- Hükümdar teb’as›n›n karn›n› doyuracak, s›rt›n› giydi-recektir. Yani ekonomiyi güçlü tutacak, halk› zengin k›lacak-t›r. Paran›n ayar›n› korumakla yükümlüdür.

- Hükümdar teb’an›n güvenlik ve korumas›n› sa¤layacak,zorbal›¤a izin vermemelidir.

- Hükümdar teb’as›na adaletle hükmetmelidir.Teb’an›n da hükümdara karfl› vazifeleri vard›r. Hü-

kümdar hükümdarl›¤›n gereklerini yerine getirdi¤imüddetçe halk da bu görevini yapmak zorundad›r:

- Teb’a hükümdara itaat etmelidir.- Teb’a hükümdar›n dostuna dost düflman›na

düflman olmal›d›r.- Teb’a vergisini vermelidir.

- Teb’a askerlik görevini yerine getirmeli-dir.Görüldü¤ü üzere Türk hükümdar› bir ba-

ba gibi halk›n› gözetmekle sorumlu, halk da birevlat gibi babas›na itaatla ve destekle yükümlü-

dür.29 Halil ‹nalc›k’a göre30 Türk egemenli¤ibüyük oranda patrimonyaldir. Bunun yan›nda

patriarkall›k özelli¤ini de vurgulamak gerekir.Türk hükümdar› atadan ald›klar›n› sürdürmekle bera-ber, bizatihi kanun yapma selahiyetine sahibtir. Yaniegemenlik inkiflaf eden bir yap› fleklinde Türk devletle-rinde tevarüs etmektedir.

Selçuklu hükümdarlar› da kendi aralar›nda savaflaraktaht› elde edebilmifllerdir. Bunun nedeni belli bir vera-set usulünün getirilmemesi ve herkesin eflit hak sahibiolmas›yd›. Genellikle tahta hükümdar›n büyük o¤lu ge-çerdi. Primagenetura veya seniaratus yöntemi Türkleraras›nda al›fl›lmam›fl bir durumdu.31 Sa¤ken veliaht ta-yin etme adeti Selçuklu hükümdarlar›n›n yapt›¤› bir uy-gulamayd›. Hükümdar devlet erkan›ndan kendisininölümünden sonra seçti¤i o¤luna tabi olacaklar›na dairsöz al›rd›. Fakat hükümdar ölünce hanedan›n di¤er er-kekleri buna karfl› ç›karlar ve kanl› mücadeleler meyda-na gelirdi. Bu kanl› mücadelelerde flehzadelerin yay kiri-fli ile bo¤ularak öldürülmesi adeti vard›. Kan›n dökül-mesi u¤ursuzluk ve fenal›klara sebep olaca¤› düflüncesiy-le azami itina gösterilirdi.32 Büyük Selçuklular, TürkiyeSelçuklular› ve Osmanl›lar döneminde XVI. yüzy›la ka-dar bu uygulama devam etmifltir.

Kufl biçimindekurflun çeflme

lülesi (13.-14. yy.),

TÜRKLER ORTAÇA⁄154

Selçuklu hükümdarlar›n›n Hakan,33 Yabgu, Ka¤an,Han gibi eski Türk unvanlar›n› zamanla b›rakarak “Sul-tan” unvan›n› kulland›klar›n› görmekteyiz. Üstelik Sel-çuklu sultanlar›n›n kulland›¤› bu unvan ‹mparator keli-mesini karfl›lamakla birlikte Bizans ve Çin hükümdarla-r›n›n sahip oldu¤u manada mutlak bir hakimiyeti ifadeetmiyordu.34 Öyle ki, hükümdar devlet içerisinde me-liklere ve emirlere göre bir derece üstün say›l›yordu. Bü-yük Sultan’› di¤erlerinden ay›rmak için “Sultanu’l-A’zam” deniyordu.35

Hükümdar›n Unvan ve Lakaplar›

Selçuklu sultanlar› “Rükneddin, fiahenflah, Sultanu’l-Muazzam, Sultanü’l-Ma¤rib ve’l-Maflr›k, Kas›m-› Emirü’l-Mü’minin, Sultanu’l-Alem, Sultan-› Galip, Sultan-› Kaah›r,Z›llullah fi’l-Arz” gibi unvan ve lakaplar› kullanmaktay-d›lar.36 Türkiye Selçuklu sultanlar› ise I. G›yaseddinKeyhüsrev’den itibaren adeta bir hakimiyet mefkuresinicanland›rma pefline düfltüler. Sultanlar destani eski ‹ranflahlar›n›n unvan› olan “Keyhüsrev”, “Keykavus” unvanlar›-n› kullanmaya bafllad›lar. Diyar-› Rum’da Kayser-iRum’un yerine geçti¤ini ve Anadolu’nun hakimi olmaiddias›n› dile getiren bu unvan›n kullan›lmaya bafllama-s›ndan sonra Türkiye Selçuklular›nda ‹ran tesirlerininartt›¤›n› görüyoruz. Bundan sonra Türkiye Selçuklu sul-tanlar› “Sultanu’l-Arabi ve’l-Acem” (Arap ve Acem halkla-r›n›n sultan›) unvan›n› rahatça kulland›lar. Di¤er taraf-tan denizlerde de müessir duruma gelen Türkiye Selçuk-lu sultan›n›n “Sultanu’l-bahreyn” (iki denizin sultan›)unvan›n› kullanmaya bafllad›klar›n› görmekteyiz. Sultansiyasi geliflmelere göre unvanlar›n› art›rm›flt›r. “Sulta-nu’r-Rumi ve’l-Acem”, “Sultanu’r-Rumi ve’l-Ermenive’l-Efrenc” (Rum, Ermeni ve Haçl›lar›n Sultan›) gibiunvanlar bunlara örnektir.37

Selçuklular›n siyasi hayata ç›k›fllar›ndan itibaren ha-life ile sultan›n ‹slam dünyas›n›n yönetiminde görevpaylafl›m›nda bulunduklar›n› görmekteyiz. Sultan dünyaifllerinden sorumlu halife ise din ifllerin-den sorumluydu. Halife siyasi olarak sul-tana tabi idi. Böylece Selçuklu sultanlar›“Kas›m Emirü’l-Müminin” olmufllard›r.38

Selçuklu sultan›ndan destek ve koruyu-culuk alarak yaflant›lar›n› ve etkisini sür-düren halife, ayn› zamanda sultan için birnüfuz kayna¤› olmaktayd›.

Selçuklu hükümdar› ölünce, halkaduyulmadan önce devlet ileri gelenleriyeni sultana ba¤l›l›klar›n› sunarlard› (bi-at). Culus merasimi de eski hükümdar›nölümü halka duyurulmadan önce yap›-l›rd›. Ölen hükümdar için üç gün yas tu-tulurdu. Sultan›n ölümünde kusurlar›olan bulunursa onlar hapis, sürgün veya idamedilirlerdi. Bunlar›n saç ve sakallar› kesilmeksuretiyle halka teflhir edilirlerdi.

Selçuklu hükümdar› tahta geçergeçmez halifeye hediyeler ve elçiler gön-

dererek hakimiyetlerinin tasdikini isterlerdi. Halife demenflur, hil’at (elbise), asa, çetr (saltanat flemsiyesi), alem(sancak, bayrak), sar›k..vb. gibi hediyeler yollar, hüküm-darl›¤› tasdik ederdi. Hükümdarlar hutbelerde halifeninad›n› kendi adlar›ndan önce okutturur ve para bast›rd›k-lar› zaman halifenin ad›n› kendi isimleri üzerine yazar-lard›. Selçuklu sultan›n›n tahta geçiflini komflu devletsultanlar›, tabi melik ve emirler culus s›ras›nda oradabulunarak tebrik ederlerdi. Halifeler birçok defas›ndamelik ve emirlerle mektuplaflarak Selçuklu sultan›nakarfl› isyana teflviklerde bulunmaktayd›lar.

Hükümdarl›k AlametleriHil’at (T›raz): Hükümdara halife taraf›ndan verilen

özel bir giysi olup hükümdar resmi kabullerde bu elbi-sesini giyerdi. Elbise üzerinde lakap ve unvanlar bulun-maktayd›. Bu tür bir elbise hükümdar› di¤er devlet er-kan›ndan ay›racak bir renge ve flekle sahipti. Geneldemenflurla birlikte halifelerin hil’âti de gönderdikleri bi-linmektedir.39

Hutbe: Tahta geçen yeni sultan hakim oldu¤u ülke-lerde hutbeler vas›tas›yla hakimiyetini duyurur ve herCuma bu durum devam ederdi. Sultan›n ad› halifedensonra okunurdu. Herhangi bir baflka kiflinin hutbe okut-mas› demek isyan anlam›na gelirdi. Bu durumda o kiflisultan ile savafl durumu dahil her türlü mücadeleyi gözealm›fl olmas› gerekirdi.40

Para Kesmek (S›kke): Selçuklu sultanlar› tahta ge-çince adlar›n› paralarda yazd›rarak hakimiyet tescili ya-parlard›. Hükümdar taht›nda bulundu¤u müddetce buparalar kullan›l›rd›. Hutbede oldu¤u gibi baflka birininkendi ad›na para bast›rmas› isyan olarak telakki edilirdi.Selçuklu hükümdarlar›n›n paralar› üzerinde halifeninad›, kendi ad› ve unvan› yer almaktad›r. Ayr›ca figürleride para üzerinde bulunmaktayd›. Bu durum ‹slamiyet’eba¤l›l›klar›yla bilinen Selçuklu sultanlar›n›n bu durumubir formalite olarak görmeleri ve Sasani paras›n›n tesiriy-

le izah edilebilir. Son dönem Selçukluparalar› üzerinde bu figürlere rastlanma-

mas› Selçuklular›n ‹slamiyet’e ba¤l›l›klar›-n›n bafllang›çta daha yüzeysel oldu¤unugöstermektedir.41 Türkiye Selçuklu hü-

kümdarlar›n›n “Sultan” unvan›n› kullana-rak para bast›rd›klar› anlafl›lmaktad›r. Sul-tan I. Mesud’dan itibaren hemen bütün hü-

kümdarlara ait para örnekleri ‹stanbulArkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.Sultanlar›n yan› s›ra meliklerin de kendiadlar›na para kestirdikleri örneklerdenanlafl›lmaktad›r.42

Taç: Taç giyme tarih boyunca en yayg›nhükümdarl›k alameti olarak kullan›lm›fl-

t›r. Bat›’da Bizans ve Roma Germen ‹m-paratorlar› taç giymeye büyük ehemmi-yet verirler ve yeni hükümdar olan biri-ne taç giyme merasimi yap›l›rd›. Türk

tarihinde ise Selçuklu hükümdar› tahtaKonya Saray› restitüsyonu

TÜRKLER ORTAÇA⁄155

ç›kar ve culus ederdi. “Culus merasimi”, Osmanl› döne-minde daha da görkemli bir hale gelmifltir43.

Taht: Tahtadan imal edilen yüksekçe bir yere vaze-dilmifl, kürsü fleklindeki hakimiyet alametidir. Taht,Do¤u hükümdarlar›nda sahip olunan makam›n ifadesiolarak kullan›lmaktad›r. Taht sahibi olmak hükümdarolmak demektir. Bu manada Selçuklu sultan› için tahtönemli bir alamettir.44

Çetr: Atlastan veya alt›n ifllemeli kadifeden yap›l-m›fl bir flemsiyedir. Sultan›n bafl› üzerinde tutulan çetrSasani hükümdarlar›nda da görülen bir alametti. Savafls›ras›nda askerler sultan›n bafl› üzerinde tutulan çetriny›k›l›p y›k›lmad›¤›na büyük ehemmiyet verirlerdi. Çet-rin düflmesi veya esir al›nmas› savafl›n kaybedildi¤inigösterirdi. Çetri tutana “çetrci” denirdi ve hükümdar›narka taraf›nda at üzerinde dururdu. Hükümdar yürürkeno da yaya veya atla flemsiyesini tutard›. Çetrin üzerindeok ve yaydan ibaret bir arma nakfl› bulunuyordu ki buiflaret k›n›k boyunun alametiydi.45

Nevbet: Hükümdarl›k alametlerinden olan nevbe-tin eski Türk devletlerinde de bulundu¤u bilinmektedir.Nevbet tak›m›nda kös, tabl46, zurna, nakkare (kudüm)ve nefir (boru) bulunuyordu. Bunlar›n günde 5 vakitsaray›n önünde çal›nmas› gelenekti. Tabi devlethükümdarlar› ise büyük sultan›n izniylegünde 3 vakit nevbet çald›rabilirlerdi. Hü-kümdardan izinsiz nevbet çald›rmak isyananlam›na gelirdi. Nevbet daha sonra dageliflerek devam etmifl, Osmanl›larda ban-do flekline dönüflmüfltür.47

Alem (Sancak, Bayrak): Hükümdar-l›k alametlerinden biri de sancak veya bayrakda denen alemdi. Selçuklu hükümdar›n›n haki-miyet alameti olarak iki türlü sancak oldu¤ugörünmektedir. Bunlardan biri Abbasi hali-fesinin menflurla gönderdi¤i siyah renkli birsancakt›. Di¤eri ise ru’yet-i saltanat (saltanat bayra¤› veyasanca¤-› humayun) olup rengi sar› idi.48 Hükümdar›nsanca¤› bir flehir fethedilince flehir kalesine dikilirdi.Böylece flehrin veya kalenin düfltü¤ü tescil edilmifl olur-du. Yine bayrak savafl s›ras›nda alemdar›n elinde tutulurve bayra¤›n düflmesi bozguna sebebiyet verebilirdi.49

Saltanat Sar›¤›: Hükümdar›n özel sar›k flekli idi.Buna göre hükümdar daha gösteriflli renklerde ve dahabüyük bir sar›k kullan›rd›. Hükümdar sar›¤›n›n sar›mflekli de farkl› bir görüntüde olup di¤erlerinden kolay-l›kla ay›rt edilebilecek tarzda idi.50

Saltanat Çad›r›: Hükümdar›n ota¤› olup, saraydaözel bir bölmede muhafaza edilirdi. Sefere karar verildi-¤inde bu çad›r seferin yap›laca¤› yöne kurulur ve herkesseferin istikametini bu flekilde ö¤renirdi. Savafl s›ras›ndahükümdar›n karargah› olarak bu çad›rlar kullan›l›rd›.Bu çad›rlar›n içinde birçok oda ve hükümdar›n her tür-lü ihtiyac› için bölümler vard›.51

Tu¤ (Asa): At k›llar›yla süslenmifl bir asa idi. Tu¤dikme yoluyla han seçme usulü Orta Asya kökenli bir

hakimiyet sembolü idi. Eski Türkler dokuz tu¤ dikerler-ken Osmanl› ve Avrupa Türkleri yedi tu¤ dikmifllerdir.Her halukarda tu¤, devleti temsil etmekte ve mukaddesolarak telakki edilmekteydi. Saltanat alameti olarak hü-kümdar›n asas› alt›n idi. Di¤er devlet erkan› da gümüflbastonlar kullanmaktayd›lar.52

Tu¤ra (Tevki): Bir nevi sultan›n imzas› olup divan-da yaz›lan menflur, ferman, hüküm, misal gibi belgelerüzerine tu¤rac› taraf›ndan çekilirdi. Tu¤ra daha sonra dakullan›lmaya devam etmifl Osmanl› padiflahlar›nda te-kemmül etmifltir.53

Sorguç: Selçuklulardan önceki Türk devletlerindekullan›lan tu¤ ve sorguç bu gelene¤in devam etmesiyleOsmanl›ya kadar gelmifltir. Sorguç hükümdar›n kavu¤u-nun ön k›sm›ndan yukar› do¤ru uzanan genelde tavuskuflu tüyünden yap›lan bir bafll›k unsuru idi. Sorguçlarçeflitli flekillerde olabilirdi. Beyaz ve siyah tüyden, bal›k-ç›l tüyünden ve k›ymetli tafllardan da yap›l›rd›. Özellik-le son dönemlerde k›ymetli madenlerden yap›ld›¤› gö-rülmekteydi. Sorgucun lale, topuz, yuvarlak ve armutfleklinde olanlar› vard›.54

Görüldü¤ü üzere Selçuklu sultan› birçok yönüyledi¤er devlet erkan›ndan farkl› bir görünüme sahipti.

Baz› araflt›rmac›lar hükümdarl›k alameti olarakpayitaht ve saray› da saymaktad›rlar.55

3. Hükümet (Divan) Teflkilat› ve Vezaret

Vezir

Aslen Farsça olup, Pehlevi dilinde “vi-zir” flekliyle önce Arapçaya daha sonra tekrarFarsçaya geçmifltir. “Vezaret” kelimesi “yükyüklenen”, “ceremeyi kald›ran”, “yard›meden”, “bakan”, “yard›mc›“ anlamlar›na gel-

mektedir.56 Araplar ve Farslar ‹slamiyet’ten önce bu ke-limeyi biliyorlard›. Kelime kökeni itibariyle ‹branice sa-y›labilir.

‹slamiyet döneminde ilk defa Hz. Ebubekir’e “Vezi-ru’n-Nebi” tabiri kullan›lm›flt›r. Hz. Ömer, Osman, Alikendilerinden önceki halifeye yard›mc› olarak vezirlikanlam›na gelecek görevler yapm›fllard›r.57

Emeviler zaman›nda Muaviye ilk defa Ziyad b. Ebi-hi’ye vezir unvan› vermifltir. Fakat vezirlik ancak Abba-siler zaman›nda müesseseleflmifltir. Vezirlik mans›b› ilkolarak Abbasilerde Ebu Selemetü’l-Hilal’e tevdi edilmifl-tir. Abbasi vezirleri genellikle Fars kökenliydi. Abbasi-lerde vezirlerin ekseriyetle Fars menfleli olmalar›n›n ne-deni yerli halkla intibak etmifl flah›slar olmalar›d›r. Vezirolacak kiflilerin idari teflkilat içerisinden gelmifl, küttaps›n›f›ndan ve evlad-› vezirin zümresinden olmas›na dik-kat edilirdi. Vezirler, Müslüman, hukuki bilgi ve tecrü-beye sahip, mali mevzular› bilen biri olurdu.58

Hükümet, Divan: Orta Asya’da Ayuki denilen hü-kümet mekanizmas› vazifesini üstlenmifl bir teflkilat›n

II. G›yaseddin Keyhüsrev’ingümüfl paras›

TÜRKLER ORTAÇA⁄156

varl›¤›n› Orhun Abidelerinden Tonyukuk bahsinde ö¤-renmekteyiz. Ayuki üyelerine “buyruk” denilmekteydi.Ayuki 9 kiflilik bir meclis hüviyetinde olup “Kurultay”ile benzerlikler arzetmektedir. Ayukilerden sorumlu kifliAyguçi (vezir) idi. Özellikle Göktürklerden itibaren Ay-guçilerin önem kazand›klar›n› görmekteyiz.59

Vezir: Orta Asya’da bir nevi vezirlik makam› ihtivaeden görevli Ayguçi idi. Bu do¤rultuda vezirlik kuru-munun Orta Asya Türk devlet teflkilat›na dayanan biryönü oldu¤u söylenebilir. Ayguçi kelimesi Çincede“Yüksek memur ve naz›r” anlam›nda kullan›lmaktad›r.Göktürk Devleti’nde ayguçiler hükümdardan sonra ge-len meziyetli kiflilerdi. Tonyukuk, Bilge Ka¤an’›n aygu-çisi idi. Uygurlarda ayguçilerin say›s› artt›¤›nda bafl ay-guçiye “Ulu¤ Ayguçi” denmeye baflland›. Ulu¤ Ayguçibir nevi müflavir veya yüksek memurluk statüsündeolup, devletle ilgili meseleleri ka¤ana arz eder ve ifllerika¤an›n dedi¤i flekilde tatbik ederdi. Mesuliyetleri çokbüyük olup, devletin içerisinde yürüt-me organ›n›n en faal kiflisi görünü-mündeydiler. Görüldü¤ü üzere “aygu-çilik” ‹slamiyet öncesi Türk devletle-rinde vezirli¤i karfl›layan bir görev ola-rak bulunmaktayd›.60

Divan-› Lugagiti’t-Türk’te vezirkelimesi karfl›l›¤› olarak “Yu¤rufl” kul-lan›lmaktad›r. Kutadgu Bilig’e görevezir “unvan, tu¤, davul, mühür,hil’at, at, koflum ve z›rh” gibi alamet-lerden birkaç›n› hükümdardan alarakgöreve tayin olunmufl olur. Karahanl›-larda “Yu¤rufl” ad›yla an›lan vezir dev-let idaresinde hükümdardan sonra ge-lir ve Divan-› A’la’ya baflkanl›k eder-di.61 Gaznelilerde vezir bir kontrat ilebelirlenen esaslar çerçevesinde hüküm-darla ifllerini yapmaktayd›. Selçuklu-larda vezirlik ilk defa Sultan Tu¤rulBey taraf›ndan tesis edildi. Tu¤rul BeyEbu’l-Kas›m Buzgani’yi kendisine vezir olarak tayin et-miflti.

Selçuklu vezirlerinin diplomatik vesaikin haz›rlan-mas›n› iyi bilmeleri ve mali mevzulara hakim olmalar›gerekirdi. Bu münasebetle vezirler umumiyetle divan-›infla ve divan-› istifa’da vazife alm›fl kimselerdi. Ayr›cavezir tayin edilecek kifli tecrübesinin yan›nda sultanaba¤l›l›¤› ve zenginli¤i ile temayüz etmifl biri olmaktay-d›. Hükümdar›n vekili olarak vezir, hükümdar›n bulun-mad›¤› veya kat›lamad›¤› toplant›larda duruma vaziyyetederdi.

Devaml› hükümdar›n yan›nda bulunan vezir, hü-kümdarla sefere ç›kar hatta sultandan ayr› ordu bulun-durabilir ve orduyu sefere gönderebilirdi. Anlafl›l›yor ki,Büyük Selçuklu veziri genifl selahiyetlere sahip biridir vehükümdara en yak›n flah›st›r. Nitekim kudretli vezirlerferman ç›karabilmekte ve birçok bak›mdan sultana çokyak›n bir siyasi mevkie ulaflm›fl bulunmaktayd›lar.

Selçuklu Veziri Divan-› A’la’ya baflkanl›k eder, flika-yetleri dinler ve tahkikat yapt›rarak ceza verir, hil’at tev-di’ eder, imar ve e¤itim faaliyetlerinde bulunurdu. Baz›durumlarda vezir görevinden al›narak bir baflka görevetayin edilebilir veya suçluysa sultan›n baflkanl›k etti¤imahkemeye ç›kar›larak yarg›lan›rd›. Büyük Selçuklular-da, Vezir Sa’du’l-Mülk, Bat›n› oldu¤u iddias›yla tutuk-lanarak yarg›land› ve idam edildi. Görülüyor ki, vezirvazifesini yerine getirip getirmedi¤inden dolay› sultanahesap vermektedir.62

Selçuklu veziri sultan›n tahta ç›k›fl›nda ve her türlühizmetinde yan›ndad›r. Bir gün Amidü’l-Mülk Kündü-ri’nin Tu¤rul Bey’e “Ben senin en muti’ bir hadiminim”demesi vezirlerin sultan›n hadimi olmalar›n›n güzel birifadesidir. Sultan›n huzuruna protokol s›ras›nda ilk ge-lendir. Özel kabul edildi¤i de olur. Sultan›n huzurundayeri öpen vezir, sultan›n sohbetlerinde bulunur, av mera-simlerine kat›l›rd›. Vezirin bulunmad›¤› ve kat›lamad›-

¤› durumlarda vezirden sonra en yük-sek makam sahibi olan sahib-i divan-›tu¤ra vezire vekalet ederdi.63

Vezirin birtak›m alametleri ve la-kaplar› bulunmaktayd›. Hil’at-› veza-ret, mühür-yüzük, alt›n divit, k›l›ç, sa-r›k, nevbet, mender ve çetr vezirlikalametleriydi. “Sadru’l-‹slam ve’l-Müslimin, K›vamu’l-Mülk ve’l-Millesafi el-iman ve Mecdu’l-enam, Seyyi-dü’l-vüzera fi’l-alemin, hace-i bu-zurg..” gibi vezirin birçok unvan› var-d›. Vezirin meskenine daru’l-vezare ve-ya dergah-› vezaret denildi¤ini kay-naklar›m›zdan ö¤reniyoruz. Vezir bumeskeninde “minder (dest)” üzerindeoturur ve misafirlerini karfl›lard›.64

‹lim adamlar›n›n geliflinde aya¤a kal-kar ve devletin ilme ve ilim adam›naverdi¤i de¤eri gösterirdi. Reayan›n fli-kayet ve dileklerini dergah›n hacibi

vezire iletirdi. Vezirin kendi meskeninde haremi bulun-maktayd›. Selçuklu vezirinin geliri devlet gelirindenhissesine düflen pay, ikta geliri, ganimet geliri ve ma-afl›ndan oluflmaktayd›. Vezirin görev süresi sultan›n onuazliyle veya vezirin ölmesiyle son bulurdu.

Harezmflahlar Devleti’nde de vezirin Selçuklularda-ki vezire benzer özellikler tafl›d›¤›n› görmekteyiz. VezirDivan-› A’la’ya baflkanl›k eder, memur tayin ve azleder,devlet dairelerini teftifl, ikta tevcihi gibi ifllere bakard›.Saraya ait ödeme evrak›n› müstevfi, müflrif, naz›r ve ar›zile birlikte imzalard›. Bu flekilde rüflvet ve suistimalinönüne geçilmeye çal›fl›l›rd›. Hükümdarla vezirin görüflüters düfltü¤ünde hükümdar›n görüflü kabul edilir ve ve-zir para cezas› öderdi. Harezmflah vezirlerinin vezaretmührü ve alt›n diviti onlar›n memuriyet alametleri idi.65

Türkiye Selçuklu vezareti Abbasi, ‹slamiyet öncesiAyguçilik, Büyük Selçuklu ve nihayet Harezmflahlar ve-zareti çizgisinde teflekkül etmifl, olgunlaflm›fl, emsalleri-

Tavus kuflu biçiminde el y›kama aleti, El-Cezeri, Otomato (1254 Kopyas›) (‹stanbul,

TSMK. 14342, s.136b

TÜRKLER ORTAÇA⁄157

ne göre daha mükemmel bir kurum haline gelmiflti. Ay-r›ca ça¤›n de¤erleri ve flartlar›na göre zamanla çok özel-likli bir hal alm›flt›.

Türkiye Selçuklular›nda vezir tayininde üç güç etki-li olmaktayd›.

1. Selçuklu soyundan gelen sultan: Köseda¤ Sava-fl›’na kadar olan dönemde vezir tayini sultan›n mutlaktasarrufunda bulunmaktayd›.

2. Köseda¤ Savafl›’ndan sonra ülkenin içine düfltü¤üzaaftan dolay› idareyi ele geçiren flahsiyetler: CelaleddinKaratayi ve Pervane Müinüddin Süleyman gibi.

3. ‹lhanl› Devleti: 1285’te Sahib Fahreddin Ali’ninölümünden sonra ‹lhanl›lar Fahreddin Kazvini’yi Türki-ye Selçuklu vezirli¤ine tayin ettiler. Bundan sonra Tür-kiye Selçuklu vezirleri devaml› Mo¤ollar eliyle tayin ol-mufllard›r.

Türkiye Selçuklu Vezirinin Görev ve Yetkileri

Türkiye Selçuklu veziri kendisini göreve getirenflahsa karfl› sorumlu idi. Yabanc› devlet vezirine elçi gön-derebilir ve elçi kabul edebilirdi. Fakat vezirin konumubulundu¤u her yerde hükümdar ad›nahareket etmesini gerektiriyordu. Kö-seda¤ Muharebesi’nden sonra TürkiyeSelçuklu vezirinin yetkilerinin artt›¤›-n› görmekteyiz. Çünkü bu dönemdevezir kendisini daha çok ‹lhanl› han›nakarfl› sorumlu hissetmektedir.

Vezir divana her gün gelir ve mü-zakere salonu olarak kullan›lan So-fa’daki yerine otururdu. Sahib-i azamvezirin sa¤›nda ve solunda münfliler vetercümanlar bulunurlard›. Di¤er divanüyeleri vezirin uza¤›nda dizüstü otu-rurlard›. Divan›n muhafazas› kap›dabekleyen k›l›ç erlerinin sorumlulu¤ualt›ndayd›. ‹mzalanacak evraklar mün-fliye verilir, meseleler görüflülür, kararverildikten ve mevzular bittikten son-ra yemek yenir, böylece divan sonaererdi. Bir gün evvel yaz›lm›fl olan misal ve menflurlar›“Kab›z-› Divan” adl› görevli vezirin huzuruna götürüptashih ile vezirin alametini koydururdu.66 Büyük divandi¤er divanlara küçük daha küçük meseleleri havaleederdi. Küçük divanlarda görüflülen ifllerin son onaymercii Divan-› saltanat idi.

1. Teflrii (Yasama) Yetkisi: Vezirin hükümdar ad›naferman ve menflur ç›karma yetkisi vard›. Türkiye Selçuk-lu vezirlerinden Ziyaeddin Karaarslan Do¤u Anadolu’yayapt›¤› bir görev gezisinde Harezm beyleriyle anlaflt›.Onlar›n lideri Kay›r Han’a iltifatlarda bulundu. Erzu-rum vilayetinin tamam›n› Kay›r Han ve di¤er beyleremenflurlar vererek taksim etti.

2. ‹crai (Yürütme) Yetkisi: Türkiye Selçuklular›n yü-rütmenin en baflta gelen mercii olan Divan-› saltanat›n

(Divan-› Ali) bafl›nda vezir bulunurdu. Divan-› Ali’dememleket mes’elelerini Naib-i Saltanat, Beylerbeyi,Tu¤rai, Atabey, Pervane, Ar›z, Müstevfi, Müflrif-i Me-malik ile görüflerek karara ba¤lard›. unvanlar›n› sayd›¤›-m›z divan üyeleri vezirin baflkanl›¤›nda toplanmakla be-raber ayr›ca hükümdara karfl› do¤rudan mes’uliyet sahi-bi idiler.

3. Mali Yetkileri: Türkiye Selçuklu veziri vergiyitoplamaktan mes’ul oldu¤u gibi “ihtiyat akçesi” ad›ylaola¤anüstü durumlarda kullanmak üzere ayr›ca bir hazi-ne bulundururdu. Bütün vergi mültezimlerinin bafl› ve-zirdi. Kaynaklar Türkiye Selçuklu reayas›n›n Mo¤ollar›nhakimiyeti döneminde s›k›nt›lar çekti¤ini yazmaktad›r-lar. Aksarayi, Vezir Fahreddin Kazvini’nin ifl bilmez birflekilde vergiler koydu¤unu ve halk›n gelir gruplar›n›hesaba katmadan vergi toplamaya kalkt›¤›n› anlatmak-tad›r.

4. Vezirin Kazai (Yarg›) Yetkileri: Kazai yetkileri ba-k›m›ndan da vezir hükümdar›n vekili say›l›rd›. Hüküm-dar›n olmad›¤› zamanlarda Divan-› Mezalim’e baflkanl›kederdi. Vezir fiemseddin ‹sfahani bir defas›nda siyasi ra-kibi divan üyesi Pervane Fahreddin Ebubekir Attar’›Beylerbeyi fiemseddin Has o¤uz ve Camedar Bedreddin

Ruzba’y› öldürtmekten tevkif ettir-mifltir.

5. Askeri Sorumluluk Üstlenme veÜlkenin Genel Asayiflini Sa¤lama, SosyalFaaliyetler Yapma: Türkiye Selçukluvezirleri ve beyler Anadolu’da halk›nyarar›na pek çok sosyal mesken yapt›r-m›fllard›r. Eserler aras›nda medrese, ca-mi, kervansaray, han, hamam, çeflme,türbe, kapl›ca bulunmaktad›r. Selçuk-lu ve Beylikler Dönemi’nde yap›lm›flve günümüze kadar gelebilen pek çokesere Anadolu’da s›kl›kla rastlayabili-riz. Fakat Beylikler Dönemi’nde binaedilen ve günümüze kadar gelmifl Bey-likler Dönemi eserlerinin çoklu¤u, si-yasi otoritenin daha küçük alanlardayat›r›m yapmak zorunda kalmas›n›nsonucu oldu¤u düflünülerek aç›klana-

bilmektedir. Vezirler yapt›rd›klar› eserlerin yan›na onunvakfiyesini de kurmaktayd›lar. Böylece vakfiyeler eserle-rin devaml›l›¤›n› sa¤l›yor, imaretin içinde bulunan vegörev alanlar›n iaflesini temin ediyorlard›.

Türkiye Selçuklu Devleti’nde Süleymanflah’tan iti-baren vezirlik müessesesinin tesis edildi¤ini bilmekte-yiz. Fakat kaynaklarda ancak I. Alaeddin Keykubat Dö-nemi’nden sonraki vezirlerin isimlerine s›k s›k rastla-maktay›z. Tespit edilebilen 24 vezir ad› elimizde bulun-maktad›r;67

1. Hasan b. Tahir I. Rükneddin Süleymanflah’›n(1075-1086) veziri:

Hasan Süleymanflah’›n Tutufl ile yapt›¤› savaflta esirdüfltü. Süleymanflah’›n hayat›n› kaybetti¤i savafltan son-

Konya Kalesinden Melek figürü (1221) (Konya‹nce Minareli Medrese Tafl-Ahflap Müzesi)

TÜRKLER ORTAÇA⁄158

ra Melikflah Hasan’› Antakya’n›n mali ifllerinden sorum-lu olarak tayin etti.

2. ‹htiyarüddin Hasan (Hasan b. Gavras), II. ‹zzed-din K›l›çarslan’›n (1195-1192) veziri:

‹htiyarüddin ihtida etmifl bir Ermeni ailesine men-suptur. 1176’da Manuel Komnenos’a bar›fl teklifini gö-türen de ya bu Gavras ya da ayn› ad› tafl›yan o¤lu olsa ge-rektir. Sultanflah zaman›nda Kayseri’de yapt›r›lan Med-rese vakfiyesinde ad› Hoca Hasan olarak geçmektedir.Bu ünlü vezir muhtemelen tamamen Türk ve Müslümanananesine göre yetiflmifl olmal› ki devletin üst düzeymevkilerinde yerald›¤› gibi dini hizmetler de yapm›flt›r.

3. Muhammed bin Gazi, I. ‹zzeddin Keykavus’un(1211-1220) Veziri:

Ravzatu’l-Ukul adl› bir eser yazm›flt›r. Eserini II.Süleymanflah ad›na kaleme alm›flt›. Ulemadan bir veziridi.

4. Mecdeddin Ebubekir, I. ‹zzeddin Kevkavus’unVeziri.

5. Vezir Reflidüddin, I. AlaeddinKeykubad’›n (1220-1237) Veziri.

6. Vezir Mahmud, MuhtemelenII. Rükneddin Süleymanflah’›n(1196-1204) veya I. ‹zzeddin Kev-kavus’un Veziri.

7. Ziyaeddin Karaarslan, I. Ala-eddin Keykubad’›n Veziri

Karaarslan isminden de anlafl›la-ca¤› üzere Türktür ve asker kökenlibir vezirdir. I. Keykavus Döne-mi’nde elçi olarak görevlendirilmifl,Ermeni kral› için yaz›lan tevcih fer-man›n› “emir-i devat” görevinde bu-lunurken Sis’e (Kozan) götürmüfltür.

8. Mühezzibüddin Ali, II. G›ya-seddin Keyhüsrev’in (1237-1246)veziri.

Türkiye Selçuklu Devleti’nde Müstevfi naibli¤i vemüstevfilik görevlerinde bulundu. ‹ran as›ll›d›r. Kay›n-pederi Müstevfi Sadeddin Ebubekir’in tavsiyesiyle veziroldu.

9. fiemseddin Mehmed ‹sfahani, II. G›yaseddin Key-hüsrev ve II. ‹zzeddin Keykavus’un (1246-1249) Veziri.

Uzun y›llar münfli-i hass olarak görev yapan ‹sfaha-ni I. Alaeddin Keykubad zaman›nda müflrif ve tu¤raiolarak infla divan›n›n bafl› oldu. Alt›norda (Alt›nordu)Han› Say›n Han’›n huzurundan Anadolu’da kendi ad›nahüküm sürebilece¤ine dair bir yarl›k ile döndü. Bu ara-da Vezir Mühezzibüddin öldü¤ünden vezarete tayinolundu.

10. Nizameddin Hurflid, II. ‹zzeddin Keykavus’unVeziri.

Asker kökenlidir. Saltanat naibli¤i ve Pervanelikmakamlar›nda bulunduktan sonra vezarete getirilmifltir.

11. Cemaleddin Mehmed Hotani, IV. RükneddinK›l›çarslan’›n (1262-1266) Veziri.

12. Bahaeddin Erzincani, IV. K›l›çarslan’›n veziriAyn› zamanda IV. K›l›çarslan’›n atabeyi idi.13. ‹zzeddin Mehmed Razi II. ‹zzeddin Keyka-

vus’un Veziri.Kad›l›k, Müflrif-i memalik ve atabeylik görevlerin-

de bulunmufl ve vezirli¤e tayin olunmufltur. Aslen Rey-lidir. Kalem ehlindendir.

14. Necmeddin Nahçivani, ‹zzeddin Keykavus,Rükneddin K›l›çarslan, Alaeddin Keykubad üçlü müfl-terek saltanat y›llar›nda (1249-1254) vezirlik yapt›.

Nahçivani Atabek-i Rum Celaleddin Karatayi tara-f›ndan vezirli¤e tayin edilmifltir.

15. Baba fiemseddin Mahmud Tu¤rai, ‹zzeddin veRükneddin K›l›çarslan müflterek ikili saltanat› (1254-1262) veziri.

Tu¤railik (Melikü’l-küttab)mans›b›nda bulunmufl, Batu Han’›nhuzuruna 1251’de Vezir ‹sfahani’ninölümünü izaha gönderildi¤i s›radayarl›k alm›fl ve vezir olarak tayinolunmufltur.

16. Fahreddin Ali, II. ‹zzeddinKeykavus ve sonra RükneddinK›l›çarslan’›n Veziri.

Aslen ‹ranl›d›r. Askeri kadrodanyetiflerek, emir-i dad ve naiblik gö-revlerinde hizmetlerde bulundu.1260’ta vezarete tayin olundu.

17. Müinüddin Süleyman, Rük-neddin K›l›çarslan’›n Veziri.

Vezir Mühezzibüddin Ali’nino¤ludur. Erzincan Serleflkerli¤i’ndebulunmufl, daha sonra emir-i hacib(melikü’l-hüccab) ve pervane olarak

görevler yapt›. Sultanlar›n tahta geçmesinde önemli rolüoldu. Ehl-i seyften idi. Anlafl›lan o ki, Mo¤ol idaresi da-ha çok asker kanad›n›n Selçuklu idaresinde hakim olma-s›n› istemifltir.

18. Mecdeddin Mehmed, III. G›yaseddin Keyhüs-rev’in (1266-1284) Veziri.

Müstevfilik yapm›flt›r. Azledilen Vezir FahreddinAli’nin yerine 1272’de vezir olmufltur. Ancak FahreddinAli’nin tekrar göreve tayin edilmesi üzerine kendisineCelaleddin Karatayi’nin selahiyetlerine denk surette“Atabe¤lik” verilmifl ve divana dahil olmufltur.

19. Fahreddin Kazvini, II. G›yaseddin Mesud’un(1284-1296) Veziri.

Aslen ‹ranl› idi. ‹lhanl› divan›nda müstevfilik yap-m›fl, Fahreddin Ali’nin yerine vezir tayin edilmifltir.

20. Necmeddin Ferruh, II. G›yaseddin Mesud’unVeziri.

Erzurum, Çifte Minareli medrese, minare kaidesinden, ayr›nt›

TÜRKLER ORTAÇA⁄159

21. Cemaleddin Mehmed, Selçuklu taht›n›n 1296-1298 y›llar› aras›nda bofl kald›¤› s›rada vezir

Kad›l›k görevinde bulunmufl ve 1249’da vezarete ta-yin olmufltur.

22. fiemseddin Ahmed Lakufli, III. Alaeddin Keyku-bad’›n (1302-1310) Veziri.

23. Vezir Nizameddin Yahya, III. Alaeddin Keyku-bad’›n veziri.

24. Alaeddin Savi, III. Alaeddin Keykubad’›n vezi-ri.

Yukar›da isimleri geçen vezirler de genellikle ‹ranas›ll›d›r ve kalem ehlindendirler. Vezir ayn› zamandamerkez teflkilat›n›n da idarecisi idi. Merkez teflkilat› Di-van üyelerinin nezaretinde teflekkül etmekteydi.

Türkiye Selçuklu vezirinin mans›b›n› gösteren bir-tak›m semboller kulland›¤›n› bilmekteyiz. Bunlar un-van ve lakablar, alt›n divit tak›m› veya alt›n kalem, k›-l›ç, sar›k (külah-› sultani), hil’at-i veza-ret, mühür, mesned-i vezaret ve ema-ret, çad›r, tu¤, sancak, nevbet idi. Tür-kiye Selçuklu vezirleri “hace” ve “sa-hib” unvanlar›n› tafl›maktayd›. Ehl-iseyften olan vezirler dahi “hace”unvan›yla an›l›rlard›. Vezirler bunund›fl›nda sultandan ve ilhandan ald›klar›unvan ve lakablar› da kullanm›fllard›r.Es-Sahib, K›vamu’l-Mülk, Vezirü’l-Muazzam..gibi.68

Türkiye Selçuklu vezirinin gelirkaynaklar› kendisine temlik edilen ara-zi ve ikta geliri, maafl veya tahsisat, sa-vafl ganimetinden oluflmaktayd›.

Türkiye Selçuklu vezirini di¤erTürk devletlerinde görülen vezirlerdenay›ran baz› hususlar vard›r; Büyük Sel-çuklularda belli prensiplere ba¤l›, istikrar-l› bir vezirlik müessesi bulunmaktayd›.Türkiye Selçuklular›nda ise vezirlik bazen sultan› aflanyekiler kullanm›fl, bazen de yetkilerini pek kullanama-m›flt›r. Beylerbeyi Sadeddin Köpek, Atabey CelaleddinKaratayi, Pervane Muinüddin Süleyman zamanlar›ndavezir selahiyetlerinin baflka müesseselerin eline geçti¤imuhakkakt›r. Türkiye Selçuklu Devleti’nde ilk defa or-du s›n›f›ndan vezarete yükselme görülür. Bu di¤er Türkdevletlerinde nadir rastlan›lan bir durumdur.

Vezir savafl durumunda ve sultan öldü¤ü durumdadevletin mukadderat› üzerinde büyük rol oynuyordu. I.‹zzeddin Keykavus öldükten sonra tahta kimin geçirile-ce¤i konusunda devlet ricali Vezir Mecdeddin Ebubekirbaflkanl›¤›nda topland›. Toplant›da Vezirin yan› s›raBeylerbeyi Seyfeddin Ay-aba, Pervane fierefüddin Meh-med, Emir Mübarizüddin Çavl›, Emir-i Meclis Mübari-züddin Behramflah, Emir-i Ahur Zeyneddin Basara,Emir Bahaeddin Kutluca, Melikü’l-Küttabe fiemseddinHamza b. Müeyyededdin Tu¤rai, Emir-i Arz ve Sultan›nmünflisi Nizameddin Ahmed bulunmaktayd›lar. Netice-

de tahta I. Alaeddin Keykubad’›n geçirilmesine karar ve-rildi.69

Vezir sultan›n kendisini azline veyahut kendisininölümüne dek görevde bulunurdu. Fakat ço¤u vezirin sa-vaflta vurularak ve katl suretiyle öldü¤ünü görmekteyiz.Eceli ile ölen vezir çok nadirdir. 70

Türkiye Selçuklu veziri kültürel seviye (ilme ve ede-biyata de¤er verme bak›m›ndan), idari kabiliyet (divanifllerinde baflar›l› ve reaya ile münasebetlerinde iyi olan),siyasi maharet (siyasi kararlar› isabetli alma ve do¤ru uy-gulama), ahlaki vaziyet (rüflvet, görevi suistimal, sefahatbak›mlar›ndan temizlik) tebaaya hami olma (tebaayaadil davranma ve onlar› koruma), bak›mlar›ndan üstünnitelikli kifliler aras›ndan seçilirlerdi. Yusuf Has Hacibve Nizamülmülk eserlerinde vezirin hangi vas›flara sahipolmas› gerekti¤ini anlatm›fllard›r. Eserlerinde vezir hak-k›nda özetle flunlar› söylemektedirler; Vezir iyi olursabey rahat uyur. Asil bir aileden, takva sahibi ve dürüst

olmal›d›r. Vezirin ifli hesapla döner. He-sap bilmeyen vezirin iflleri yanl›fl olur.

Vezir çok olgun, okuyan ve yazan, anlay›fl-l› bir insan olmal›d›r. Vezir sözü özü bir,gözü tok, emanete karfl› titiz ve temiz gö-nüllü olmal›d›r. Böyle biri vezir olursa hü-kümdar da reaya da rahat uyur. 71

Merkez Teflkilat›: Divan-›A’la ve Üyeleri72

1. Naib-i Saltanat: Büyük Selçuklu-larda bulunmayan bu makam›n TürkiyeSelçuklular›na Eyyubilerden geçmifl olma-s› muhtemeldir. Süleymanflah Tutuflla Gü-

ney Anadolu’ya sefere giderken yerinenaib-i saltanat olarak Ebu’l-Kas›m’›b›rakm›flt›. Bir hükümdar gibi sulta-n›n yoklu¤unda devleti idare eden

Ebu’l-Kas›m ölümünde yerine kardefliEbu’l-Gazi’yi b›rakm›flt›r (1092). Türkiye

Selçuklular› Mo¤ollar›n tahakkümü alt›na girdiktensonra Konya’da sultan›n naibinden baflka Mo¤ol han›n›nda bir naibi bulunmaya bafllam›flt›r. Bu Mo¤ol naibe“naib-i hazre” ve makam›na da “niyabet-i hazret” den-mekteydi.

2. Beylerbeyi: Emirü’l-Ümera da denilen beylerbe-yinin divan üyesi olmas› kuvvetle muhtemeldir. TürkiyeSelçuklular›nda, üç beylerbeyi bulunmaktayd›. Bunlar-dan birincisi merkezde divan üyesi olan ve sulh dönem-lerinde ordunun baflkumandan› oland›r. Beylerbeyi or-dunun bafl› olmas› hasebiyle divanda a¤›rl›k sahibiydi.En önemli beylerbeyleri; Seyfeddin Ayaba, fiemseddinHaso¤uz, Siraceddin ‹bn Bace, Kemaleddin Kamyar,Seyfeddin Torumtay, fierefüddin Mesud bin Hatir, GrekKont ‹stabl, Azizüddin’dir. I. Alaeddin Keykubad Dö-nemi’nde Merkez Beylerbeyi Seyfeddin Ayaba’n›n nüfu-zu oldukça artm›flt›. Sultan›n mutfa¤›nda günde 30 ko-yun kesilirken beylerbeyinin mutfa¤›nda 80 koyun ke-silmekteydi. Bu durumda otoritesinin sars›ld›¤›n› gören

Sivrihisar Ulu Camii, Minber(H. Acun) Arflivi

TÜRKLER ORTAÇA⁄160

sultan bir plan ile Seyfeddin Ayaba ve maiyetini ortadankald›rd›. ‹kinci beylerbeyi “Uc Beylerbeyli¤i”nin bafl›n-da bulunan “sahib-i etrak” da denen kiflilerdi. TürkiyeSelçuklular›nda iki uc beylerbeyi bulunmaktayd›. BiriKastamonu’da idi. Di¤erinin ise Ankara-Eskiflehir-Kü-tahya hatt› üzerinde oldu¤u tahmin edilmektedir. Üçün-cü beylerbeyi ise sefer zaman› tayin edilen ve orduyu sevke-den beylerbeyi idi. Bir nevi baflkumandan idi. Beyler-beyli¤i bugünkü Genelkurmay Baflkanl›¤›’na denk düfl-mektedir.

3. Tu¤rai: Menflur, berat ve namelerin yaz›ld›¤› di-van›n baflkan›yd›. Sultan Alaeddin Keykubad Yass› Çe-men’de Celaleddin Harezmflah’› yendi¤inde komflu dev-let hükümdarlar›na fetihnameler yazd›rm›flt›r. fiemsed-din Mehmed Isfahani ve Ziyaeddin Mahmud Tu¤rai entan›nm›fl tu¤railerdi. Tu¤rai bir anlamda hükümdar›nd›fl devletle her türlü resmi yaz›flma müessesinin ve tem-sil heyetinin bafl› durumunda idi. Günümüzde Tu¤ra-inin görevini D›fliflleri Bakanl›¤› yürütmektedir.

4. Atabey: “Ata” ve “bey” kelimelerinin birleflme-siyle oluflan bu kavram ilk defa Büyük Selçuklularda or-taya ç›km›flt›r. Ancak Orhun Abidelerinde Yoll›g Tiginkendisini “Kül tigin (Köl-ti-gin) at›s›” olarak takdim et-mektedir. ‹lk defa Sultan AlpArslan o¤lu Melikflah’› e¤itme-si için Nizamülmülk’ü atabeytayin etmifltir. Atabeylik bun-dan sonra tayin edilmeye bafl-lanm›fl ve bilgili, tecrübeli dev-let adamlar› aras›ndan seçilmifl-lerdir. Genellikle umeradan se-çilen atabeyler Büyük SelçukluDevleti’nin ink›raz› dönemindeba¤›ms›zl›klar›n› ilan ederekSelçuklulardan ayr› bir devlet dahi kurmufl-lard›r. Türkiye Selçuklular›nda atabeylik müessesesininBüyük Selçuklulardan daha çok önem kazanm›fl oldu¤u-nu görmekteyiz. Öyle ki, Üç Kardefl Saltanat› diye ad-land›r›lan dönemde Atabey Celaleddin Karatayi üç sul-tan›n birden “Atabek-i Rum” unvan›yla atabeyi olmufl-tur. Anonim Selçukname’de Anadolu vezaretinin Cela-leddin Karatayi’ye verilmesinden bahisle atabeyin ülke-nin tamam›na hakim bir vaziyete geldi¤i ifade edilmek-tedir.

Türkiye Selçuklular›nda önemli atabeyler flunlard›r:Mübarizüddin Ertokufl, fiemseddin Altun-aba, Mübari-züddin Behramflah, Celaleddin Karatayi.

5. Pervane: Kelime rüzgar ç›karan alet, kelebek an-lam›na gelmektedir. Büyük Selçuklularda da bulunan bugörevli divan üyesi de¤ildi. Türkiye Selçuklular›nda ba-fl›ndan itibaren toprak hukuku için önemli bir görevliolan pervane, asker kökenliydi. Pervane, büyük divandabulunan arazi defterlerinde has ve ikta’ yani dirlik ve ti-mara ait tevcihat› yapan kifliydi. Bu konuyla ilgili men-flur ve beratlar› haz›rlard›. Türkiye Selçuklu pervaneleriiçerisinde Muineddin Süleyman Pervane istisnai bir flah-

siyet olarak temayüz etmifltir. ‹bn fieddad pervaneninM›s›r Memlûk sultan›yla münasebetlerini anlatmakta-d›r. Pervaneler asli görevlerinden baflka sultan taraf›ndansiyasi ve askeri görevle görevlendirilebilmektedi.

Türkiye Selçuklular›nda iflbafl›na gelmifl önemli per-vaneler flunlard›r: Zahirüddin ‹li b. Ya¤›basan, fierefed-din Mehmed, Kemaleddin Kamyar, Taceddin Erzincani,Muinüddin Süleyman.

6. Ar›z: Büyük Selçuklularda oldu¤u gibi TürkiyeSelçuklular›nda da ordunun ihtiyaçlar›na bakan, maaflla-r›n› verip, defterlerini tutarak yoklamalar›n› yapmaktansorumlu dairedir. Reisine emir-i arz denmekteydi. Bu-nun d›fl›nda ar›zü’l-ceyfl ad› verilen mühim vilayetlerdeordunun durumunu kontrol eden askeri defterdarlar bu-lunmaktayd›. Önemli Türkiye Selçuklu ar›zlar›: Sinaüd-din Kaymaz, Reflidüddin Cüveyni.

7. Müstevfi (Sahib-i Divan-› ‹stifa): Mans›b-› ‹sti-fa, ‹stifa isimleri de verilen bu divan devletin bütün ma-li ifllerine bakard›. IV. K›l›çarslan zaman›na kadar müs-tevfi sultan taraf›ndan tayin edilmekteydi. Daha sonra‹lhanl› Devleti bu yetkiyi kendi tasarrufuna alm›flt›r. Os-

man Turan Mecdeddin Mu-hammed bin Hasan’›n Divan-›‹stifa’ya tayini münasebetiyleverilmifl bir menfluru yay›nla-m›flt›r. Müstevfi divan› Sahib-iDivan-› ‹stifa baflkanl›¤›nda ça-l›fl›rd›. Bu divan günümüzünmaliye bakanl›¤›na denk gel-mektedir. Türkiye SelçukluDevleti’nde önemli müstevfilerflunlard›r: fiihabüddin Kirmani,Celaleddin Mahmud, Nasirüd-din Yavlak Arslan, fierefüddin

Osman. ‹lhanl›lar taraf›ndan tayin edilenmüstevfilerden en de¤erlisi Hoca Müstevfi Nasreddinidi. O adil bir müstevfi olarak reayan›n ve Mo¤ol han›-n›n gözünde de¤er kazanm›flt›r.

8. Müflrif: Devletin mali ve idari ifllerini kontroleder, icab eden yerlere memurlar gönderirdi. Müflrif ma-liye defterlerini düzeltir, memleketi yaz›yla mali olarakkaydeder, hanedana ait bina ve masraflar› tutard›. Müfl-rif divan›n›n reisine Müflrif-i memalik, Müflrif-i mülk,Müflrif ve ‹flraf-› memalik gibi isimler verilmekteydi.Türkiye Selçuklular›nda önemli müflrifler flunlard›r: K›-vameddin Ashar ‹bnü’l-Hamid, Zahirüddin ‹bn Abdur-rahman, ‹madüddin Zencani, Fahreddin Mehmed binAbdurreflid.

Emir-i Dad: Divan içerisinde mütalaa edilmeyen,ancak hükümet iflleriyle çok yak›ndan alakal› bir görev-li olmas›ndan dolay› dikkati çeken “Emir-i Dad” üst se-viyeden adalet ifllerine bakard›. Üst kademeli amir vegörevlileri adalet önüne ç›karan Emir-i Dad gerekti¤in-de bu kiflileri tevkif edebilirdi. Sultan Alaeddin Keyku-bad kendilerinden flüphelendi¤i Kemaleddin Kamyar,Zahirüddin Mansur ve fiemseddin’i emir-i dada tevkif

Akflehir Ulu Camii

TÜRKLER ORTAÇA⁄161

ettirmiflti. Türkiye Selçuklular›nda görülen bu görevli-nin yerini bugün Yarg›tay Cumhuriyet Baflsavc›s› veAnayasa Mahkemesince kurulan Yüce Divan tutmakta-d›r.

Üst düzey olmayan hukuki meselelere ve taflradakiçeflitli davalara kad›lar bakmaktayd›. Kad›lar›n amiri isemerkezde Kad›’l-Kuzat idi. Kad›’l-Kuzatlar ayn› zaman-da ilmiye teflkilat›n›n da bafl› idiler.

1243 Köseda¤ Savafl› sonras› Mo¤ol istilas› karfl›s›n-da Türkiye Selçuklu devlet teflkilat› bask›lar, talanlar,katliamlar ve a¤›r vergilere ra¤men varl›¤›n› sürdürmüflve müessese olarak vezaret ve divan›n önemi bu dönem-de çok artm›flt›r.

Türkiye Selçuklular› ve Beylikler Dönemi Taflra Teflkilat›Büyük Selçuklu Devleti, eyaletlere (vilayetlere) tak-

sim olmufltu. Her eyaletin bafl›nda hükümdarla do¤ru-dan temas› olan bir yüksekdevlet adam› tayin edilmek-teydi. ‹kta sahipleri ve amillereyaletlerde valilik vazifesiniifa etmekteydiler. Nizamü’l-Mülk eserinde “amil (sivil va-li, vergi tahsildar›, memur) ”kelimesiyle vali kelimesinieflanlamlarda kullanmakta-d›r.73 Bu idari uygulamalarTâbî Selçuklu devletlerinde degenel olarak devam etti.

‹kta sisteminin bütündevlete flamil olmas›yla birlik-te flahneler (eyaletin sivil valisi) de valilik vazifesineatand›lar. Öyle anlafl›l›yor ki, “amid”, “sipehsalar”,“emir”, “mukta’”, “memur”, “hakim”, “flahne” kelimele-ri Selçuklular Dönemi’ndeki büyüklü küçüklü iktalaragöre “vali”li¤in yerini tutan mans›blar idi. Eyalet teflki-lat›nda amid, flahne, amil, naz›r, muhtesib, reis, kad›, ha-tib, müftü gibi memuriyetler bulunuyordu.74

Türkiye Selçuklular›nda da idari taksimat›n esas›n›ikta tevcihi oluflturmaktayd›. Bu durumda taflra teflkila-t›n›n idarecileri mutlak surette sultanla irtibatl› olan gö-revlilerdi. Bu bak›mdan Türkiye Selçuklular›n› dahamerkeziyetçi bir devlet olarak görmekteyiz.

fiehzadeler bafllar›nda atabey veya lala ad› verilen ki-fliler olmak üzere memleketin belli bir k›sm›na tayinedilirlerdi. Türkiye Selçuklu ülkesinin kaç m›nt›kayataksim edildi¤iyle ilgili elimizde bir vesika bulunmama-s›na ra¤men olaylar›n geliflimi bize Türkiye Selçuklu va-rislerinin baflkente yak›n yerlere yerlefltirilmesinden vebüyük ikta mülklerinin onlara tevcih edilmemesindenanlafl›ld›¤› üzere Büyük Selçuklulardan farkl› bir taflratevziat›n›n Türkiye Selçuklu Devleti’nde bulundu¤unugöstermektedir.

1188 y›l›nda Tokat ve çevresi Rükneddin Süleyman-flah’a, Niksar ve havalisi Nasreddin Berkyarukflah’a, El-bistan ve civar› Mugiseddin Tu¤rulflah’a, Kayseri ve et-raf› Nureddin Sultanflah’a, Sivas ve Aksaray KutbeddinMelikflah’a, Malatya Muizzüddin Kayserflah’a, KonyaEre¤lisi ve etraf› Sencer fiah’a, Ni¤de Arslanflah’a, Amas-ya Nizamüddin Argun fiah’a, Ankara Muhyiddin Mes’udfiah’a, Uluborlu G›yaseddin Keyhüsrev’e verilmifl, Sul-tan K›l›çarslan payitaht Konya’da oturarak G›yaseddinKeyhüsrev’i kendisine veliaht yapm›flt›.75

1192’den sonra Türkiye Selçuklular›n›n ülkesi çokgeniflledi¤inden her vilayete gönderilecek Selçuk flehza-desi olmad›¤›ndan, flehzade gönderilemeyen vilayetlereemir ve ikta sahibi devlet erkan› valilik etmekteydi. fieh-zadeler hangi vilayetin valisi ise oran›n bir k›s›m ikta’s›kendilerine dirlik olarak verilmekteydi.

Vilayet idaresine emir-i sipehsalar bakt›¤› gibi muh-telif yerlerde Serleflker ve Subafl›lar bakabilmekteydi.fiahneler flehir merkezinde merkez valisi olarak idare vezab›ta ifllerini tedvir ederdi. Sahil bölgelerinin idaresi de

emir-i sevahil (melikü’s-Seva-hil yada reisü’l-bahr) ad›ndabirine verilmiflti.76

Vilayetlerde fler’i ve huku-ki ifllere bakmak üzere kad›larbulunmaktayd›. Devletin vila-yetteki mali ifllerine divan-›istifaya ba¤l› bulunan muhas-s›llar bakard›. H›ristiyan aha-liden harac vergisini toplayanmuhass›lan-› harac memurlar›bulunuyordu. Di¤er idari veörfi ifllere vali ve seraskerlerbakard›. Vilayetlerde birer kü-

çük divan bulunmaktayd›.77

Türkiye Selçuklular› ve Beylikler Dönemi’nde Ordu Teflkilat›Türkler tarih boyunca Adriyatik’ten Çin Seddi’ne,

Aden’den Sibirya steplerine kadar güçlü ordular›yla ha-kim olabilmifllerdir. Türklerde savafl zaman›nda halk or-du haline gelmekteydi.

Türk ordusunun yap›s› Hun Hükümdar› Mete’denitibaren 10’luk sisteme göre düzenlenmekteydi. En bü-yük birlik on bin kiflilik olup “tümen” ad› verilmektey-di. Tümenler de 1000’li, 100’lü, 10’lu birliklere ayr›l-m›flt›. Ayr›ca savafl an›nda ordu atlar›n rengine, silah vetechizata göre de düzenlenmekteydi.78

Türk ordusu hafif silahlar›yla h›zl› hareket etmesi vezor taktikleri uygulamas›yla temayüz etmifltir. Y›ld›rmave y›pratma takti¤i, geri çekilme (sahte ricat, çevirme,turan), pusu kurarak imha etme takti¤i ve gerilla takti-¤i en çok uygulanan taktiklerdi. Orduyu baflka k›l›klarasokarak düflman ülkesinden geçirme ve düflman ordusu-

Siirt, Ulu Camii Minberi (Ankara Etno¤rafya Müzesi)

TÜRKLER ORTAÇA⁄162

nu arkadan dolanma gibi özel taktikler de uygulanmak-tayd›.

Çin y›ll›klar› “Türkleri üstün yapan atl›lar› ve okçu-lar›d›r. Kendilerine uygun gelirse fliddetle sald›r›rlar,tehlikede olduklar›n› sezerlerse rüzgar gibi geri çekilir-ler, flimflek gibi kaybolurlar” demektedir.79 Yusuf HasHacib teb’an›n hükümdara karfl› sorumluluklar›ndan bi-rinin de askerlik yapmak oldu¤unu belirtmifl, askerinseçkin ve techizat›n›n tam olmas› gerekti¤ine dikkatçekmifltir. Çünkü nice çok ordular az ordular karfl›s›ndabaflar› sa¤layamam›flt›r. Askerin temini için ülkenin re-ayas›n›n zengin olmas› gerekir. Böylece ordu için gerek-li olan en önemli techizat olan at temin edilir. SultanAlp Arslan ve Melikflah Dönemi’nin ünlü VeziriNizamülmülk eserinde ordunun geçece¤i yerlerin mes-kun ahalisine zarar vermemesi için tedbirlerin al›nmas›gerekti¤ini ve orduya kat›lanlar›n de¤iflik kavimlerdenolmalar›n›n sa¤lanmas›n›n yararlar›na dikkat çekmekte-dir.80 Orduyu üç unsura ay›rabiliriz: 1) ‹nsan, 2) Teflki-lat, 3) Techizat.

Büyük Selçuklularda ordu befl kaynak-tan oluflturularak teflekkül ettirilmek-tedir:

1. Gulam Sistemi: Savafllardaesir al›nanlardan veya pazarlarda sa-t›n al›nan Türk kökenli kimselerdenoluflurdu. Bunlar genellikle küçük yafl-larda olanlar olurdu. Y›k›lm›fl bir devle-tin askeri birli¤inde bu s›n›ftan yetiflme bir askerde bu birlikler içerisine al›nabilirdi. Saraya al›-narak yetifltirilen gulamlar birkaç y›l içinde çoküst düzey vazifelere kadar yükselebilirlerdi.81

Sultan›n kendine ba¤l› binlerce gulam› oldu¤ugibi vezirlerin ve di¤er devlet erkan›n›n da bel-li say›larda gulamlar› olabilmekteydi. Gulam-lar devletin dayand›¤› temel kuvvetlerdi. Sa-vaflta ve bar›flta sürekli askerler olan bu insanlar›n devle-tin hayatiyetinde rolleri pek büyük olmaktayd›.

2. Gulaml›ktan Yetiflen Umera Askerleri: Mev-kileri çok yüksek olan gulaml›ktan yetiflme ümeralar›nemri alt›nda binlerce daimi askerleri bulunmaktayd›.Selçuklu daimi ordusunun büyük bir k›sm›n› teflkil et-mekteydiler.

3. Türkmen Askerleri: Türkmen beylerinin emrialt›nda bulunan bu kuvvetlerden Selçuklu ordusu savaflve sefer durumlar›nda istifade etmekteydi. ÖzellikleAnadolu’da Bizans’a karfl› bu ak›nc› Türkmenlerden isti-fade edilmifltir.82 Beylerine ald›¤› araziler ikta olarak ve-rilmekteydi. Böylece ekonomik olarak devlete bir yükle-ri olmuyordu. Ancak bu kuvvetler daha çok ba¤l› bulun-duklar› boy beyine tâbi idiler. Bundan dolay› emir ko-muta zincirinde boy beylerine uymay› di¤er umeraya uy-maya tercih etmekteydiler. Bu durum onlar› yer yer is-yankar duruma da düflürmekteydi.

4. Vassal Devlet Kuvvetleri: Büyük sultana tabidevlet hükümdarlar›n›n vassall›k flartlar› gere¤i savafl

durumlar›nda vermeyi taahhüt ettikleri kuvvetlerdi. Sa-y›lar› bak›m›ndan ordu içerisinde en fazla bu kuvvetleryer tutmaktayd›.

5. Yak›n Bölge Kuvvetleri ve Gönüllüler: Savaflzaman›nda savafl istikametine yak›n flehir ve yöre ahali-sinden kat›lan büyüklü küçüklü kuvvetler ve gönüllülerbulunurdu. Bilhassa ahalisi Müslüman olmayan devlet-lerle yap›lan savafllarda gönüllülerin say›s› artmaktayd›.Gönüllüler ücret karfl›l›¤› olmaks›z›n gaza için ve gani-met için savafla ifltirak ederlerdi.83

Büyük Selçuklularda oldu¤u gibi Türkiye Selçuklu-lar›nda da ordunun temelini merkezdeki “gulam” veya“memluk” denilen askerler ile “‹kta askerleri” olufltur-maktayd›. Bunlara ilaveten “uc askerleri”, “geçici ücret-li askerler”, “afliret kuvvetleri” gibi yard›mc› kuvvetlerde mevcuttu. Görüldü¤ü gibi Türkiye Selçuklular› veBüyük Selçuklu ordusu aras›nda teflekkül bak›m›ndanbenzerlik olmakla beraber farkl›l›klar da do¤mufltur.

1. Gulam Askerler: Selçuklu ça¤› dünya ordular›nabak›ld›¤›nda, bu dönemde ‹slam dünyas›nda “memluk”

ad› verilen köle ve “gulam” ad› verilengenço¤lan askerlerinin yayg›nlaflt›¤›-n› söyleyebiliriz. Bizans ise büyükoranda soydafl› olmayanlardan ücretliasker olarak faydalanmaktayd›. Bi-zans bir büyük “Kap›kulu” ve “gula-man” s›n›f› teflekkül ettirememifltir.84

Gerçekten askeri bir yap›lanmaya sa-hip bir imparatorluk için o devirde en büyükeksiklerden biri budur. Küçük yafllarda sarayaal›narak e¤itilen hükümdar›n flahs›na ba¤l› as-kerlerdi. Bu askerler içerisinde “halka-i has(Dergah) ” ad› verilen bir grup vard› ki, hü-kümdar›n flahsi hizmetinden hiç ayr›lmazlar-d›. Gulaman-› Has ad› verilen di¤er bir s›n›fasker daha vard›. ‹bn Bibi’nin anlatt›¤›na gö-

re85 baz› durumlarda gulam s›n›f›ndan askerler bir ko-mutan emrinde tali seferlere de gönderilebilmektedir.Kap›kulu askerleri aras›nda “Mülaz›man-› Yayak” ad›verilen hükümdar›n çad›r›n› bekleyen askerler vard›.Bunlar silahs›z askerler olup, gerekti¤inde silahland›r›-l›rlard›.86 Gulaman s›n›f›ndan seçilmifl askerler zamanlaTürkiye Selçuklular›nda üst görevlere kadar yükselmifl-ler ve devletin hayatiyetini etkileyen ifller yapm›fllard›r.Mübarizüddin Er Tokufl, Celaleddin Karatayi, fiemsed-din Has O¤us, Seyfeddin Torumtay gulaman s›n›f›ndan-d›rlar. Kap›kulu askerleri y›lda dört defa “biflegani” ad›verilen bir maafl al›rlard›.87 Beylikler, Türkiye Selçuklu-lar›n›n her alanda küçük takipçileri olarak görülmelidir.‹bn Batuta Anadolu’daki beylerin maiyetlerinde mem-luk askerler bulundurduklar›n› söylemektedir.88

2. ‹kta Askerleri (Timarl› Sipahiler): Türkiye Sel-çuklu ordusunun en önemli kaynaklar›ndan biri ikta sis-temi idi. Bu sisteme göre ikta sahibi olan beyler ve ilerigelen devlet erkan› belli say›da ikta askeri beslemekleyükümlü idi. Bu askerlerde “ocakzade” usulüyle baba-dan o¤ula mesleklerini devretmekteydiler. Sefer zama-

Kubadabad Çinileri

TÜRKLER ORTAÇA⁄163

n›nda belli merkezlerde “Sübafl›” ad› verilen komutanla-r›n›n emrinde toplan›rlard›. subafl›lar bulunduklar› vila-yetin asayifl ve emniyetinden de sorumlu kiflilerdi. Ti-marl› sipahilerden ellisi bir müfreze teflkil eder, bafllar›n-daki komutana “ellibafl›” denirdi. subafl›lar “emir sipeh-salar” veya “serleflker” ad› verilen m›nt›ka komutanlar›-na ba¤l› bulunmaktayd›lar.89 Türkiye Selçuklular› ülke-si “uc” vilayetleri haric olmak üzere birtak›m “serleflker-lik” ad› verilen askeri birimlere ayr›lm›flt›. Amasya, An-talya, Malatya, Erzurum, Erzincan, Ladik ve Ahlat bun-lar›n en önemlileriydi. T›marl› sipahiler içerisinde tecrü-beli, yafll› kiflilerin görüfllerine de baflvurulurdu.90 Örne-¤in bunlardan yafll› bir zat olan Konya Ocakzade sipahi-lerinden Hüsameddin Yavlak Arslan, Antalya’n›n zapt›-na sebep olmufltur.

3. Uc Askerleri: Türkiye Selçuklular›nda uc teflki-lat›n›n bafl›nda “Uc Beylerbeyi” bulunmaktayd›. Bukimseye “sahib-i etrak” da denmekteydi. Kastamonu ucbölgesinde Hüsameddin Çoban Bey bulunuyordu.Ankara-Eskiflehir-Kütahya hatt› uc beylerbe-yi ise Seyfeddin K›z›l bulunmaktayd›. Sa-dece bunlar›n isimlerini belirtmek dahi fet-hettikleri bölgeler dikkate al›nd›¤›nda ucaskerlerinin önemi aç›s›ndan yeterlidir.91

Türkiye Selçuklu Devleti’nin inhitatdevirlerinde bu uc beyleri ba¤›ms›zl›k-lar›n› ilan etmifllerdir.

4. Geçici Ücretli Askerler (Ecr-iHar): Türkiye Selçuklular›nda baz› özel du-rumlarda ücretli askerlerden de geçici olarakyararlan›ld›¤›n› bilmekteyiz. Köseda¤ Sa-vafl›’nda Mo¤ollara karfl› savaflmak üzeregetirtti¤i ücretli Frank askerleri ve Eyyu-bi hükümdar› Melik Gazi’nin gönderdi¤iücretli askerler buna örnektir. Babai isyan›n› bast›rmakiçin de Frank askerinden faydalan›lm›flt›.92

5. Afliret Kuvvetleri: S›n›rlara yak›n bölgelere do-¤u bölgelerden gelen Türkmen ahali yerlefltirilmekteidi. Bu iskan politikas›n›n da bir parças› idi. Bir neviak›nc› Türkmen birlikleri denilebilecek olan bu birliklersavafl zamanlar› d›fl›nda da düflman s›n›rlar›n› ihlal et-mekte, bu yüzden Selçuklu sultan›n› zor durumlarda b›-rakmaktayd›lar.

Orduda Techizat ve Düzen

Savafl s›ras›nda ordunun tertibi flu flekilde oluflmak-tayd›; öncü birlikler (pifldar, mukaddeme), merkez kuv-vetler (muasker), sa¤ kol (meymene), sol kol (meysere),artç› birlikler (ihtiyat).

Türkiye Selçuklu ve Beylikler Dönemi ordusundakullan›lan silahlar k›l›ç, ok, yay, m›zrak, neft arabas›,gürz, kalkan, sapan, hançer, karg›, süngü, çomak, bal-ta, nacak (küçük balta), manc›n›k, arrade (küçük man-c›n›k), nekkab ve makkab (kale duvarlar›n› delmekiçin), tafl gülle, ok ve neft atan çark, topuz, koçbafl›..vs.idi.93

Orduda en çok kullan›lan ulafl›m arac› at idi. Türktarihinde savafllarda h›zl› hareketiyle büyük görevler üst-lenmifl olan at bir kültür haline gelmifltir. Türk kültü-ründe bir “at kültürü” bafll› bafl›na bir mevzudur. OrtaAsya’dan itibaren bir Türk at tipi ortaya ç›km›flt›. Bu tipat›n kulaklar›n›n küçük ve sa¤r›s›n›n (yan omuz taraf›)kuvvetli olmas› ve dayan›kl› olmas› temel özelli¤idir.Askeri de¤eri çok büyük olan at›n sivil hayatta da geniflbir kullan›m alan› oldu¤unu biliyoruz. Türk devletleriiçerisinde Gazneliler at d›fl›nda fili de ordu da kullan-m›flt›r. Timur da fili ordusunda kullanan bir Türk hü-kümdar›d›r.

Türkiye Selçuklu ordusu Haçl›larla savafl›rken z›rh-lar› çok güçlü olan flövalyelere karfl› hafif silahlar›yla mü-cadele etmekte oldukça zorland›. Bu durumda zamanlaTürkler de z›rh› ö¤rendiler ve kullanmaya bafllad›lar. Fa-kat yine de hafif techizata sahip Türk atl›lar›n›n att›kla-r› oklar Bizans z›rhlar›n› delmekteydi.94

Ordunun Mevcudu

Muhakkak ki Türkiye Selçuklu ordusu-nun bafllang›çtan sonuna kadar standart bir

say›s› yoktu. Devletin gücüne ve nüfuzu-na göre asker say›s› da de¤iflmekteydi.Selçuklu süvarisi haz›rlan›p Köseda¤

Savafl›’na ç›kt›¤›nda kap›kulu askerlerihariç olmak üzere 80 bin süvariye sahip-ti.95 1277’de Pervane Muinüddin’in ida-m›ndan sonra Mo¤ol bask›s›n›n artmas›ylaSelçuklu ordusu zay›flam›flt›r.

Türkiye Selçuklu ordu teflkilat› her nekadar ananevi Orta Asya Türk ordu anla-y›fl›n› devam ettirse de, köklü Bizans aske-

ri gelene¤inden de faydaland›¤›n› söyleyebiliriz. Özel-likle denizcilik sahas›nda bu etkilenme daha bariz olarakortaya ç›km›flt›r. Mo¤ol istilas›na karfl› Türkiye Selçuk-lular› kale ve flehir savunma tertibat›na önem vermifltir.

Deniz Kuvvetlerifiimdiye kadar olan Türk tarihi sürecinde ordu de-

nince akla hep kara ordusu getirilmelidir. Türkiye Sel-çuklular› Dönemi’nde ülkenin denizlere ulaflmas› ve li-man flehirlere hakim olmas›yla donanma kaç›n›lmaz birihtiyaç oldu. Anadolu’nun üç taraf›n›n denizlerle çevriliolmas› Türkiye Selçuklu sultanlar› ve Beyliklerin savun-ma stratejilerini de de¤ifltirdi.

1080’li y›llarda vaktiyle Bizans saray›nda üst düzeybir komutan olmay› baflarm›fl olan Türk Beyi Çaka’n›nkaçarak ‹zmir ve yöresini ele geçirip donanmas›yla Bi-zans’a ba¤l› adalar› vurmaya bafllamas› Türklerin donan-ma ile savafllar›n›n ilk örnekleri olarak gösterilebilir. I.G›yaseddin Keyhüsrev zaman›nda (1192-1196; 1204-1211) Akdeniz sahilinde önemli bir liman olan Antalyaal›nd› (1207).96 Bu tarihten itibaren Anadolu’ya ticaribir üs olan Antalya’n›n savunulmas› için donanma deste-¤ine de ihtiyaç duyuldu. Hatta “Emirü’s-Sevahil” veya

Sekiz köfleli y›ld›z çini (13. yüzy›l)(Beyflehir Kubadabad Saray› Kaz›s›,

Konya Karatay Müzesi, 1965-67)

TÜRKLER ORTAÇA⁄164

“Reisü’l-Bahr” ad›yla bir donanma kumandan› da tayinedilerek deniz kuvvetleri sistemli bir flekilde teflekkül et-tirilmeye baflland›. Fakat bu komutanlar beylerbeyineba¤l› hareket etmekteydi.97 Yani deniz kuvvetleri karakuvvetlerine ba¤l›yd›.

I. ‹zzeddin Keykavus (1211-1220) zaman›nda Trab-zon Rum ‹mparatorlu¤u’na ba¤l› önemli bir liman flehriolan Sinop al›nd› (1214). Sultan ‹zzeddin hemen güneyedönerek o s›rada tekrar Rumlar›n eline geçmifl olan An-talya’y› tekrar ald› (1216).98

1220 y›l›nda kardefli ‹zzeddin’in yerine geçen I. Ala-eddin Keykubad (1220-1237) zaman›nda Türkiye Sel-çuklular› her yönden inkiflaf etti¤i gibi deniz kuvvetleribak›m›ndan da geliflti. Sultan’›n ilk ifli Antalya’n›n gü-venli¤i aç›s›ndan fevkalade mühim olan Alaiye Kalesi’nialmak oldu (1223).99Alaiye’nin al›n›fl› s›ras›nda deniz-den Mübarizüddin Er Tokufl kumandas›ndaki donanma-n›n kaleyi kuflatmas› ve kalenin al›n›fl›n› kolaylaflt›rmas›Türkiye Selçuklular›nda art›k donanman›n da etkili birflekilde kullan›ld›¤›n› göstermektedir. Er Tokufl Kervanyollar› üzerinde bulunan Ermeniler hakk›nda flikayetgelmesi üzerine Sultan’›n emriyle Ermenilerin elin-deki sahil kalelerinden k›rka yak›n›n› ald› veK›br›s Haçl›lar›n›n Akdeniz k›y›lar›na ç›kmala-r›n› engelledi.100

Kuzey sahillerinde Kastamonu uc Beylerbe-yi Hüsameddin Çoban kara ordusunu Sinop ter-sanesindeki gemilere doldurarak Su¤dak’a gitmifl,önemli bir ticaret üssü olan bu liman flehrini alarakiç bölgelere ilerlemifl, orada Rus ve K›pçak ordu-lar›n› bozguna u¤ratm›flt›r.101

Türkiye Selçuklular› ve Beylikler Dönemi’nde Adliye Teflkilat›Türklerde adaleti sa¤lamaktan en çok so-

rumlu olan kifli flüphesiz ki hükümdard›. Bizzat hüküm-dar›n adil davranmas› ve adalet kurallar›na uymas› bek-lenirdi. Töreye göre hükümdar Yargu, Yolak, Daru’l-Adl(mezalim, flikayet divan›) adl› mahkemelerde bizzat re-ayaya adalet da¤›t›rd›.102 Daha sonra Osmanl› padiflahla-r› da adaletname ad› verilen fermanlar›yla ülkenin en üc-ra köflesinde kanunlar koymakta adaletini her yere ulafl-t›rmaya çal›flmaktayd›.

Patriarkal ve patrimonyal bir devlet olarak TürkiyeSelçuklular› da, Beylikler de atalar›n›n bu adil olma gele-ne¤ini sürdürdüler. Davalar›n uzamamas› için çok h›zl›çal›flan bir mahkeme sistemi kuruldu. Böylece adalet tezelden sa¤lanmaya çal›fl›lmaktayd›. Divan-› Mezalim ad›verilen mahkemelere gelen flikayetleri ço¤u zaman hü-kümdar bizzat dinleyerek sonuca ba¤lamaya çal›fl›rd›. fii-kayetler memur ve reayan›n ekonomik durumuyla ilgili,divan görevlileri ve vak›flarla ilgili veya kad› gibi üst dü-zey devlet erkan› flahsiyetlerle ilgili olabilmekteydi. Budurumda çözüm mercii hükümdar›n bizzat kendisi veyao s›rada Divan-› Mezalim’e gelememiflse vekili olan vezir

baflkanl›k etmekteydi.103 Büyük Selçuklularda haftadaiki gün Divan-› Mezalim kurulurdu.104 Türkiye SelçukluDevleti de bu gelene¤i devam ettirmifltir. Türkiye Sel-çuklu veziri, kazai bak›mdan sultan›n tam vekili idi. Ba-zen ileri gelen devlet adamlar›n› tevkif edebilmektey-di.105 I. G›yaseddin Keyhüsrev, pazartesi ve perflembegünleri oruç tutar ve o günlerde Divan-› Mezalim’de da-valara bakard›. Sultan fler’i davalar› genellikle kad›ya ha-vale eder, örfi davalar› da divan arac›l›¤›yla hallederdi.

Türkiye Selçuklu Sultan› Süleymanflah, Halep’inhalk›n›n askerlerin flehri ya¤malamalar›ndan sultana fli-kayete gelmeleri üzerine askerlere ya¤malad›klar› malla-r› iade etmelerini emretmiflti. Süleymanflah birçok Nas-rani’ye toprak bahfletmifl ve onlar›n dinlerini yaflayabil-meleri için kilise infla etmelerine izin vermiflti. II.K›l›çarslan’›n Ermenilere karfl› mücadelesi de yine H›ris-tiyan halk› zalim Ermeni baronlar›ndan korumay› amaç-l›yordu. Nitekim bu sayede birçok bölgede Türkmenahaliye duyulan sevgi artm›flt›. I. Alaeddin Keykubatsultan oldu¤unda Abbasi Halifesi Nas›r, O’na fieyh fieha-

beddin Sühreverdi ile egemenlik sembolleri olanhil’at ve menflur. vs. gönderdi. Sultan, Sühre-

verdi’nin elini öptü. Hil’ati giydiren sühre-verdi sultan›n s›rt›na de¤nekle vurdu veadaletten ayr›lmayaca¤›na dair sultana ye-min ettirdi. Türkiye Selçuklu Devleti’ndeSadeddin Köpek’in askerlere ve halka adil

davrand›¤›, adalet söz konusu oldu¤undazengin, fakir ayr›m› yapmad›¤›, mazlumlar›

ezdirmedi¤i pek flayi’ olmufltu.106

Türkiye Selçuklu adliyesinin bafl›nda sultan ve ve-zirden sonra en yetkili kifli tüm adli ifllerin baflkan› olan

Konya Kad›s› Kâd›’l-Kuzât” bulunurdu.“Kad›’l-Kuzât” ayn› zamanda ilmiye s›n›f›-n›n da bafl›yd›. Memleketin fler’i ve hukukiifllerine kad›lar bakard›. Bütün askeri davala-ra ve miras ifllerine ise Kad›leflker denilen bir

nevi Osmanl›’daki kad›askerlerin benzeri yetkilere sahipkifliler bakmaktayd›.107 Bunlar›n d›fl›nda Türkiye Sel-çuklular›nda “Emir-i Dad” denilen ve üst düzey devletadamlar›n› adalet önüne ç›karan, gerekti¤inde onlar›tevkif eden ola¤anüstü yetkilere sahip bir yetkili gör-mekteyiz. Sultan Alaeddin Keykubad, kendilerindenflüphelendi¤i üst dereceli emirlerden olan KemaleddinKamyar, Zahirüddin Mansur ve fiemseddin’i emir-i dadatevkif ettirmiflti. Meflhur Vezir Fahreddin Ali, emir-idad taraf›ndan tutuklan›p tevkif edilerek Osmanc›k Ka-lesi’ne hapsedilmiflti.108

Anadolu Beyliklerinde de Divan-› Mezalim uygula-mas› vard›. Kad› Burhaneddin, cumartesi, pazar ve sal›günlerini mezalim davalar›na bakmak için ay›rm›flt›.109

Anadolu Beylikleri Dönemi Devlet Teflkilat›Anadolu Beyliklerinin devlet teflkilat› bafllang›çta

afliret teflkilat›ndan ibaretti. Türkiye Selçuklular Döne-

Alt›n kaplamal› çelik ayna(13. yy) (‹stanbul, TSM)

(A. Skira, Treasures of theWorld, 1966)

TÜRKLER ORTAÇA⁄165

mi’nde ülkenin uc bölgelerine yerlefltirilen baflka baflkatarihlerde Anadolu’ya gelmifl olan bu beyler ve afliretlerisavafl anlar›nda ve baflka zamanlarda ülkenin güvenli¤iiçin önemli görevler üstlenmifllerdi. Türkiye SelçukluDevleti’nin hakimiyetinin zay›flamas›yla belli bir askerigüce de sahip bulunan genifl ikta’ sahibi bu beyler ba-¤›ms›z hareket etmeye bafllam›fllard›r. Böylece, “Anado-lu Beylikleri” ad›n› verdi¤imiz birçok küçük siyasi te-flekkül ortaya ç›km›flt›r.

Hükümdar: Anadolu Beyliklerinde hükümdarl›kbafllang›çta Türkmen aflireti reisli¤inden ibaretti ve“Bey” unvan›yla an›lmaktayd›lar.

Bey unvan› Göktürklerden itibaren Türk asilzade veileri gelenlerinin kulland›¤› bir unvand›r. M. F. Köprü-lü’ye göre110 Bey unvan› evvela Türkler taraf›ndan kul-lan›lm›fl daha sonra di¤er Altayl› kavimlere geçmifltir.Uygurlar ve Hazarlarda da bu unvan›n kullan›ld›¤›n›bilmekteyiz. Türkler ‹slamiyet’in kabulünden sonra dabu unvan› kullanmaya devam ettiler.Karahanl›larda ‹lig Beg unvan› Begböri, Beybars..gibi. Kutadgu Bilig’deAlper Tunga için “Bey” tabiri kullan›l-maktad›r.111 K›pçaklarda “Bey”, Tanr›-’n›n bir s›fat› olarak kullan›lmaktayd›.“Bey” kad›n ismi olarak da verilmifltir.Olcaytu Han’›n k›z›n›n ad› Sat›-beyidi.112 Selçuklular Dönemi’nde Arapça“Emir” anlam›nda “Bey” kullan›lm›fl-t›r.

Anadolu Beyliklerinin hükümdar›Beyler, Selçuklu sultanlar›n› takliden,makam ve hakimiyetlerinin sembolüolarak payitaht, saray, müesseseler, me-muriyetler, ve teflrifat usulleri ihdas et-mifllerdir.

Beylik bir ailenin mal› addedil-mekteydi. Ailenin en yafll›s›na “UluBey” denir ve Arapça “Emir-i azam”veya “Sultan-› Azam” unvan›yla da an›l›rd›. Ulu Bey ta-biri halk aras›nda cari olup, di¤er tabirler resmi vesika vesikkeler ile kitabelerde kullan›l›rd›.

Ulu Bey payitahtta oturur, kardeflleri de di¤er vila-yetlerdeki hükümet ifllerine bakarlard›. Herhangi birbaflka hükümete tabi de¤il ise Ulu Bey kendi ad›na parabast›r›rd›. Muhtelif kuturlardaki Beylikler Dönemi gü-müfl paralar› 3,5 ile 8,5 k›rat aras›nda de¤iflmekteydi.113

Beylikler Dönemi idare tarz›n›n geleneksel idare tarz›nauygun oldu¤u muhakkakt›r. Ayd›no¤lu Mehmed Beyvefat etti¤inde aile efrad› matem edip, saçlar›n› kestir-mifller ve O’nun yerine o¤lu Umur Bey’i seçmifllerdir.114

Di¤er beyliklerde de buna benzer olaylara Dusturna-me’de rastlamaktay›z.

Saray: Selçuklu saray›n›n küçük bir örne¤i olanBeylikler Dönemi saray›n›n mükemmel bir teflkilata sa-hip oldu¤u muhakkakt›r. Sarayda Hacib (Perdedar veyaMabeynci), Mirahur, Çaflnigir, Candar, fiaraptar, ‹nak,

Rikaptar, Musahip denilen görevliler bulunmaktayd›.Bunlar›n say›lar› beyli¤in büyük veya küçük olmas›nagöre de¤iflmekteydi. Anadolu Beylikleri içerisinde sara-y› en teflkilatl› olan› flüphesiz Karamano¤ullar› ve Ger-miyano¤ullar› idi.

Germiyano¤lu I. Yakub Bey bir divan heyetine sa-hipti ve maiyetinde kad›, kumandan gibi devlet ricalibulunduruyordu. Yakub Bey’in maiyetinde Hazinedar,Mirahur, Matbah hademeleri, saray erkan› ve birçokmemluku bulunmaktayd›. ‹bn Batuta Ayd›no¤lu Meh-med Bey’in saray›ndan, erkan›ndan ve teflrifatç›lar›ndanbahsetmektedir.115 O ayr›ca Candaro¤ullar› saray›ndanda sözeder.116 Beyler av e¤lenceleri ve çeflitli flölenler dü-zenlemekteydiler.117

Divan: Anadolu Beyliklerinin merkez teflkilat›n›nbafl›nda devlet ifllerini tertib ve tanzim için bir divan tefl-kilat› bulunmaktayd›. Divan baflkan›na ço¤u vakit vezirveya sahib-i azam denirdi. Askeri ifllere bakmaktan çok

kanun ve nizama dair ifllerle u¤raflandivan reislerinin maiyyetinde bir ka-lem heyeti bulunurdu. Mali ifllere iseDivan-› ‹stifa denilen ayr› bir divan ba-kard›. Hükümdar›n emir ve fermanla-r›n› Niflan Divan› ad› verilen divan ya-zard›. Bunun d›fl›nda askeri ve adli ifl-ler için baflka makamlar bulunmaktay-d›.

Payitaht›n d›fl›nda flehzade veyabeylerin emirleri alt›nda daha küçükdivanlar bulunmaktayd›. fiehzade kü-çük yafllarda ise yan›na Atabey veya La-la unvan›yla bilinen bir bey tayin edilirve flehzade yetiflinceye kadar bu kiflihükümet ifllerini idare ederdi.

Vilayetlerin idaresine validen sonraen yetkili kifli kad› ve subafl› idi. Vila-yetlerde müstevfi denilen istifa divan›baflkan›na ba¤l› tahsil memurlar› bulu-

nurdu. Bu memurlar vergi mükelleflerinden toplad›kla-r› vergiyi icab eden yerlere sarfeder veya merkezdeki bü-yük mali divana gönderirlerdi. Kad›lar fler’i ifllere ve fla-h›slar aras›ndaki hukuki davalara bakmakla birlikte, ka-d›lar›n idari yetkilerinin olmad›¤›n› söylemek yanl›flolur. Subafl›lar ise bütün askeri ve inzibati ifllerden me-sul idiler.

Ordu: Anadolu Beyliklerinde ordu techizat ve terti-bat usulü tamamen Selçuklular›n bir devam› niteli¤in-dedir. Beyliklerde ikta’ veya timar suretiyle arazi, beyinihas arazisinden baflka ileri gelen emir ve valiler ile vak›f-lara tahsis edilmiflti. ‹kta’ veya timar›n sahibi olan beyöldü¤ünde timarlar› o¤ullar›na intikal ederdi. Uc bey-liklerinde ikta sisteminin fetheden komutana arazi tah-sisi fleklinde oldu¤unu bilmekteyiz. Osmano¤ullar›, Ka-resio¤ullar›, Candaro¤ullar›, Ayd›no¤ullar› ve Saruhano-¤ullar› bu neviden beyliklerdi. Her ikta’ sahibi belli sa-y›da asker bulundururdu. Ulu Bey’in ise kendine ait da-

Kastamonu, Kasaba Köy Mahmut Bey Camii,kap›dan ayr›nt›, (Hakk› Acun Arflivi)

TÜRKLER ORTAÇA⁄166

imi hassa kuvvetleri vard› ve bunlar yaya ve atl› s›n›flar-dan olufluyordu. Malikane usulü üzere bir bey hizmetimukabilinde ikta sahibi olabilmekteydi.

Ordu, hükümdar beyin yaya ve atl› askerleri, beyle-rin timarl› sipahileri, çerik denilen afliret kuvvetlerindenteflkil olmaktayd›. Küffar s›n›r›ndaki beyliklerde bunla-ra gönüllüleri de eklemek mümkündür.

Muharebe zaman›nda ordu merkez, sa¤kol, solkololmak üzere üç k›s›mda tertib olunurdu. Merkez ordu-nun önünde “Çarhac›” veya “Talia” denilen pifltar kuv-vetleri, ordunun arkas›nda ise ihtiyat kuvvetleri bulu-nurdu. Ordunun merkezine Büyük Bey,kollara ise yafl› uygun flehzadeler komu-ta ederdi. fiehzade idare istidad›na gel-memiflse yetenekli bir kumandan veyahükümdar›n akrabalar›ndan önde gelenbiri kollar› savafl an›nda idare ederdi.

Ordunun genel kumandan›na “Su-bafl›” denmekteydi. Ulu Bey’e ba¤l› has-sa askerleri muhtemelen Türkiye Selçu-kileri ve Osmanl›larda oldu¤u gibi üçayda bir maafl almaktayd›lar.

Karamano¤ullar›’n›n yirmi befl binatl› ve yirmi befl bin yaya askeri (afliretkuvvetleri hariç), Germiyano¤ullar›n›nda tabi beylerin kuvvetleriyle birlikteiki yüz binden fazla atl› veya kuvveti,Eflrefo¤ullar›n›n yetmifl bin, Candaro-¤ullar›n›n yirmi befl bin, Mentefleo¤ulla-r›n›n yüz bin, Ayd›no¤ullar›n›n yetmifl bin, Karesio¤ul-lar›n›n k›rk bin, Saruhano¤ullar›n›n yirmi bin atl› ve ya-ya kuvveti, Hamido¤ullar›ndan Antalya ve E¤ridir kuv-vetleri toplam›n›n k›rk bin yaya ve atl› kuvveti bulun-maktayd›. Bu verdi¤imiz rakamlar›n içerisine flüphesizalperen ve gönüllüler de dahildir. O halde say›lar›n mü-bala¤al› olmad›¤› düflünülebilir.118 ‹bn Batuta’dan119

Ahilerin de askeri teflkilata malik olduklar›n› ö¤renmek-teyiz. Fakat anlafl›ld›¤› kadar›yla bunlar›n kuvveti ancakmahalli muhafaza kuvvetlerinden ibaretti.

Ulu Bey orduyu daima savafla haz›r tutard›. Muha-beresiz zamanda da askeri ifllere titizlikle önem verilirdi.

Anadolu Beyliklerinden denize k›y›s› olanlar›n birerdonanmalar› da bulunmaktayd›. Türkiye Selçuklu do-nanmas›n›n devam› niteli¤inde olan bu donanmalar›nbafl›nda reisü’l-bahr bulunurdu.

Orduda karg›, ok, yay, k›l›ç, hançer, z›rh, süngü, ço-mak, balta, nacak (küçük balta) ve muhasarada kale içi-

ne tafl vesair a¤›r fleyler atmak için man-c›n›k ve bunun küçü¤ü olan arrade vekale duvarlar›n› delmeyi sa¤layan mak-kab (miskab) bafll›ca silahlard›. Germi-yano¤ullar›nda ayr› karg›c› ve okçu bir-liklerinin teflekkül edilmiflti.

Ordunun her k›sm›n›n alemdar› bu-lunmaktayd›. Orduda savafl an›nda cofl-kuyu sa¤layacak bir de bando tak›m› bu-lunuyordu. Bu bando tak›m›nda davulve kös (beygir üzerinde giden büyük da-vul), zurna, nakkare, zil ve borular› çalankifliler yer alm›flt›.

Yukar›da izah etmeye çal›flt›¤›m›zgibi Türkiye Selçuklular› ve BeyliklerDönemi hükümet teflkilat›, taflra teflkila-t› ve adli teflkilat bak›mlar›ndan büyükbenzerlikler görmekteyiz. Ordu teflkilat›

bak›m›ndan Beyliklerin durumuna gelince, birbirindenfarkl› co¤rafi flartlar›n da etkisiyle sahil beylerinin do-nanma bulundurma zarureti d›fl›nda büyük bir farkl›l›ktafl›mamaktad›r. Yukar›da izah etti¤imiz müesseselerdikkate al›nd›¤›nda, Türkiye Selçuklular› ve BeyliklerDönemi’nin Türk devlet gelene¤indeki ehemmiyeti da-ha iyi anlafl›lacakt›r.

Adana, Ulu Camii, mihrabtan ayr›nt›

1 M. Altay Köymen: Alp Arslan ve Zaman› II, A. Ü. DTCF. Bas›me-vi, Ankara, 1983, s. 185.

2 Reflat Genç: Karahanl› Devlet Teflkilat›, Kültür Bakanl›¤› Yay›nla-r›, ‹stanbul, 1981, s. 198-210.

3 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 33-34.4 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 33.5 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 34.6 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 35.7 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 35.8 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 36.9 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 37.

10 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 35.11 Kerimüddin Mahmud Aksarayi: Müsameretü’l-Ahbar ve Müsaye-

retü’l-Ahyar, Çev. Nuri Gencosman, Ankara, 1943, s. 155-156.12 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 38.13 Nizamü’l-mülk: Siyasetname, Çev. Nurettin Bayburtlugil, 4. Bask›,

‹stanbul, 1998, S. 179; ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 34.14 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 37.

15 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 38.16 Nizamülmülk: A.g.e., s. 191; Coflkun Alptekin “Büyük Selçuklular-

da Devlet ve Saray Hayat›”, Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Ta-rihi, ‹stanbul, 1992, C. 7, s. 194.

17 Refik Turan Türkiye Selçuklular›nda Hükümet Mekanizmas›, M. E.B. Yay›nlar›, ‹stanbul, 1995, s. 73.

18 ‹bn Bibi: El-Evamirü’l Alaiye Fi’l-Umuri’l-Alaiye (Selçukname),Çev. Mürsel Öztürk, Kültür Bakanl›¤›, Ankara, 1996, C. I, s. 190.

19 ‹bn Bibi: El-Evamiru’l-Alaiye Fi’l-Umuri’l-Alaiye (Selçukname),Çev. Mürsel Öztürk, Kültür Bakanl›¤›, Ankara, 1996, C. I, s. 234.

20 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., S. 80; Nesimi Yaz›c›: ‹lk Türk ‹slam Dev-letleri Tarihi, Ankara, 1992, s. 90.

21 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 82.22 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 82.23 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 80.24 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 83.25 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 85.26 Muharrem Ergin: Orhun Abideleri, Bo¤aziçi Yay›nlar›, ‹stanbul,

1980, S. 65 (Birçok sahifesinde bu unvanlar geçmektedir); Bahaeddin

Dipnotlar

TÜRKLER ORTAÇA⁄167

ÖGEL: Türklerde Devlet Anlay›fl› (13. yy. Sonlar›na Kadar), An-kara, 1982, s. 53.

27 Ayd›n TANER‹: Türk Devlet Gelene¤i, Ankara Üniv. Bas›mevi,Ankara, 1975, s. 22.

28 Nesimi Yaz›c›: ‹lk Türk-‹slam Devletleri Tarihi, Ankara, 1992, s.88.

29 Osman Turan Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, 9. Bask›,‹stanbul, 1996, s. 104.

30 Halil ‹nalc›k: “Sultanizm Üzerine Yorumlar: Max Weber’in Osmanl›Siyasal Sistemi Tiplemesi”, Dünü ve Bugünüyle Toplum ve Ekono-mi, Say› 7, ‹stanbul, Ekim 1994.

31 Ayd›n Taneri: “Musameretü’l-Ahbar’›n Türkiye Selçuklular› DevletTeflkilat› Bak›m›ndan De¤eri”, Tarih Araflt›rmalar› Dergisi, Anka-ra, 1966, C. 4, Say›: 6, s. 133.

32 Mikail Bayram: “Anadolu Selçuklular›nda Devlet Yap›s›n›n fiekillen-mesi”, Cogito, Say›: 8, ‹stanbul, 2001, s. 61.

33 Daha genifl bilgi için bkz. M. Zeki PAKALIN: Osmanl› Tarih De-yimleri ve Terimleri Sözlü¤ü, ‹stanbul, 1993, C. I, s. 705-706.

34 Fuat Köprülü: Türkiye Tarihi, ‹stanbul, 1923, s. 173.35 Osman Turan Selçuklular Tarihi ve Türk-‹slam Medeniyeti, 7.

Bask›, ‹stanbul, 1998, s. 310.36 M. Altay Köymen: Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u Tarihi Alp

Arslan ve Zaman›, C. III, TTK, Ankara, 1992, s. 75-76.37 Mikail Bayram: A.g.m, s. 67-68.38 Osman Turan A.g.e., s. 311.39 M. A. Köymen: A.g.e., s. 84.40 M. A. Köymen: A.g.e., s. 77; Fuat Köprülü: A.g.e., s. 175.41 M. A. Köymen: A.g.e., s. 79; Fuat Köprülü: A.g.e., s. 175.42 ‹brahim-Cevriye Artuk adl› araflt›rmac›lara ait “‹slamî Sikkeler Kata-

lo¤u, ‹stanbul, 1971” adl› iki ciltlik eserde Selçuklular ve Türkiye Sel-çuklular›nda bas›lan paralardan örnekler verilmektedir.

43 M. A. Köymen: A.g.e., s. 85.44 M. A. Köymen: A.g.e., s. 80; Ayd›n Taneri: A.g.m, s. 139.45 M. A. Köymen: A.g.e., s. 83.46 Bkz. Mircea EL‹ADE: fiamanizm, Çev. ‹smet Birkan, Ankara, 1999

(Bu eserde davulun Türklerde kullan›lan bir geleneksel çalg› oldu¤uve fiamanlar taraf›ndan kullan›ld›¤› anlat›lmaktad›r).

47 M. A. Köymen: A.g.e., s. 88; Ayd›n Taneri: “Müsameretü’l-Ahbar’›nTürkiye Selçuklular› Devlet Teflkilat› Bak›m›ndan De¤eri,” TarihAraflt›rmalar› Dergisi, c. 4, say›: 6, Ankara, 1966, s. 139.

48 M. A. Köymen: A.g.e., s. 87.49 B. Ögel: A.g.e., C. 7, Ankara, 1984, s. 81-191.50 ‹. H. Uzunçarfl›l›: Osmanl› Devleti Teflkilat›na Medhal, TTK, An-

kara, 1984, s. 65.51 Erdo¤an Merçil: “Büyük Selçuklularda Devlet ve Saray Teflkilat›” Do-

¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, C. 7, ‹stanbul, 1992, s.192.

52 Bahaeddin ÖGEL: Türklerde Devlet Anlay›fl› (13. yy. Sonlar›naKadar), Ankara, 1982, s. 71; B. ÖGEL: Türk Kültür Tarihine Gi-rifl, C. 8, Ankara, 1987, s. 20-21; B. ÖGEL: Türk Kültür TarihineGirifl, C. 7, Ankara, 1984, s. 27-157.

53 Osman Turan Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, 9. Bask›,Bo¤aziçi Yay›nlar›, ‹stanbul, 1996, s. 102-103.

54 M. Zeki Pakal›n: Osmanl› Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü¤ü,M. E. B, C. III, ‹stanbul, 1993, s. 257-258.

55 R. Genç: A.g.e., s. 142-144.56 bkz. Mevlut Sar›: Arapça-Türkçe Lugat “El-Mevarid” ve M. Zeki

Pakal›n: Osmanl› Tarih Deyimleri ve terimleri Sözlü¤ü; ‹A., “Vezir”maddesi.

57 Refik Turan Türkiye Selçuklular›nda Hükümet Mekanizmas›, M.E. B. Yay›nlar›, ‹stanbul, 1995, s. 19.

58 A.g.e., s. 23; M. Zeki Pakal›n: A.g.e., C. III, s. 590-592.59 Refik Turan A.g.e., s. 21.60 A.g.e., s. 21-22.61 R. Genç: A.g.e., s. 249-254.62 R. Turan A.g.e., s. 30.

63 A.g.e., s. 31.64 A.g.e., s. 32.65 R. Turan A.g.e., s. 34.66 A.g.e., s. 75.67 bkz. R. Turan A.g.e., s. 38-40.68 R. Turan A.g.e., s. 87.69 R. Turan A.g.e., s. 109.70 A.g.e., s. 117-118.71 R. Genç: A.g.e., s. 252; Nizamülmülk: Siyasetname, Çev.: Nuret-

tin Bayburtlugil, 4. Bask›, ‹stanbul, 1998.72 R. Turan A.g.e., s. 55-74.73 M. Altay Köymen: Alp Arslan ve Zaman› II, Ank. Ün. DTCF Ba-

s›mevi, Ankara, 1983, s. 204-205.74 M. Altay Köymen: Alp Arslan ve Zaman› II, Ank. Ün. DTCF Ba-

s›mevi, Ankara, 1983, s. 152-156.75 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›: Osmanl› Devl. Tefl. Medhal, s. 118.76 A.g.e., s. 120.77 A.g.e., s. 121.78 ‹brahim Kafeso¤lu: Türk Milli Kültürü, Bo¤aziçi Yay., 13. Bask›,

‹stanbul, 1995, s. 270.79 Salim Koca: Türk Kültürünün Temelleri, C. II, KATÜ-Fen-Ede-

biyat Fak. Yay., Trabzon, 2000, s. 92-103.80 Nizamülmülk: Siyasetname, Çev. Nurettin Bayburtlugil, ‹stanbul,

1998, s. 146.81 M. Altay Köymen: Büyük Selçuklu ‹mparatorlu¤u Tarihi III,

Alp Arslan ve Zaman›, TTK, Ankara, 1992, s. 236-242.82 A.g.e., s. 250-260.83 A.g.e., s. 260-262.84 Speros Vryonis: “Selçuklu Gulamlar› ve Osmanl› Devflirmeleri” Co-

gito, Say›: 29, ‹stanbul, 2001, s. 94.85 ‹bn Bibi: A.g.e., s. 428.86 Coflkun Alptekin “Türkiye Selçuklular›”, DGB‹T, C. 8, s. 372.87 ‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 101-102.88 ‹bn Batuta Seyahatnamesi, Üçdal Neflriyat, C. 1-2, ‹stanbul,

1993, s. 207.89 C. Alptekin A.g.m, s. 373.90 C. Alptekin A.g.m, s. 373.91 R. Turan A.g.e., s. 60.92 ‹bn Bibi: A.g.e., C. II, s. 65-70; Nevra Necipo¤lu: “Türklerin ve Bi-

zansl›lar›n Ortaça¤da Anadolu’da Birliktelikleri”, Cogito, Say›: 29,‹stanbul, 2001, s. 81.

93 ‹bn Bibi: C. I, s. 117-129.94 Niketas Khoniates: Historia, Çev: Fikret Ifl›ltan, Ankara, 1995, s.

136.95 ‹bn Bibi: s. 68-70.96 A.g.e., C. I, s. 115-121.97 R. Turan A.g.e., s. 60.98 Gregory Ebul Ferec (Bar Hebraeus): Ebu’l-Ferec Tarihi II, Türkçe-

ye Çev.: Ö. R›za Do¤rul, 3. Bask›, TTK, Ankara, 1999, s. 497.99 A.g.e., s. 253-268.

100 ‹bn Bibi: C. I, s. 285.101 A.g.e., s. 325-345.102 Ayd›n Taneri: Türk Devlet Gelene¤i, AÜDTCF. Bas›mevi, Anka-

ra, 1975, s. 156.103 R. Turan A.g.e., s. 80.104 Ayd›n Taneri: A.g.e., s. 156-157.105 Bkz. R. Turan A.g.e., s. 79.106 A. Taneri: A.g.e., s. 162-163.107 ‹. Hakk› Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 122.108 R. Turan A.g.e., s. 73.109 A.g.e., s. 163.110 Fuad Köprülü: ‹slam Ansiklopedisi “Bey” maddesi, C. 2, ‹stanbul,

1993, s. 579-581.

TÜRKLER ORTAÇA⁄168

111Yusuf Has Hacip: Günümüz Türkçesi ile Kutadgu Bilig Uyarla-mas›, Günümüz Türkçesi Uyarlayan: Fikri Silahdaro¤lu, Kültür Ba-kanl›¤› 1000 Temel Eser, Ankara, 1996, s. 35.

112M. Z. Pakal›n: A.g.e., C. I, s. 213.

113‹. H. Uzunçarfl›l›: Anadulu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyun-lu Devletleri, 3. Bask›, TTK, Ankara, 1984, s. 201.

114‹bn Batuta: A.g.e., s. 206-210.115A.g.e., s. 206.116A.g.e., s. 220.117‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 202.118‹. H. Uzunçarfl›l›: A.g.e., s. 203-204.119‹bn Batuta: A.g.e., s. 194-200.

Alptekin, Coflkun. “Türkiye Selçuklular›”, DGB‹T, C. 7-8, Konya, 1994.Bayram, Mikail. “Anadolu Selçuklular›nda Devlet Yap›s›n›n fiekillenme-

si”, Cogito, Say›: 29, ‹stanbul, 2001.Do¤ufltan Günümüze Büyük ‹slam Tarihi, Ça¤ Yay›nlar›, C. 7, ‹stan-

bul, 1992.Eliade, Mircea. fiamanizm, Çev. ‹smet Birkan, Ankara, 1998.Ergin, Muharrem. Orhun Abideleri, 7. Bask›, Bo¤aziçi Yay›nlar›, ‹stanbul,

1980.Genç, Reflat. Karahanl› Devlet Teflkilat›, Kültür Bakanl›¤› Yay., ‹stan-

bul, 1981.Gregory Ebu’l-Ferec (Bar Hebraeus). Ebu’l-Ferec Tarihi, C. II, Çev.: Ö.

R›za Do¤rul, 3. Bask›, TTK, Ankara, 1999.‹bn Batuta. Seyahatname, Üçdal Neflriyat, 2 Cilt, Çeviren ve Sadeleflti-

ren: Mümin Çevik, ‹stanbul, 1993.‹bn Bibi, El-Evamiru’l-Alaiye fi’l-Umuri’l-Alaiye, Çev. Mürsel Öztürk,

Kültür Bakanl›¤›, Ankara, 1996.‹nalc›k, Halil. “Sultanizm Üzerine Yorumlar: Max Weber’in Osmanl› Si-

yasal Sistemi Tiplemesi,” Dünü ve Bugünüyle Toplum ve Ekono-mi, Say› 7, ‹stanbul, Ekim 1994.

‹slam Ansiklopedisi ‹lgili Maddeleri.Kafeso¤lu, ‹brahim. Türk Milli Kültürü, Bo¤aziçi Yay›nlar›, 13. Bask›, ‹s-

tanbul, 1995.Kerimüddin Mahmut Aksarayi. Musameretü’l-Ahbar Musayeretü’l-

Ahyar, Çev. Nuri Gencosman, Ankara, 1943.Köprülü, M. Fuat. Türkiye Tarihi, ‹stanbul, 1923.Köymen, M. Altay. Alp Arslan ve Zaman› Büyük Selçuklu ‹mparator-

lu¤u Tarihi, C. III, TTK, Ankara, 1992.Necipo¤lu, Nevra. “Türklerin ve Bizansl›lar›n Ortaça¤da Anadolu’da Bir-

liktelikleri (11. ve 12. Yüzy›llar),” Cogito, Say›: 29, ‹stanbul, 2001.Niketas Khoniates. Historia, Çev.: Fikret Ifl›ltan, TTK, Ankara, 1995.Nizamülmülk, Siyasetname (Siyeru’l-muluk), Çev.: Nurettin Bayburt-

lugil, 4. Bask›, ‹stanbul, 1998.

Ögel, Bahaeddin. Türklerde Devlet Anlay›fl› (13. Yüzy›l Sonlar›na Ka-dar), Birinci Bask›, Ankara, 1982.

Ögel, Bahaeddin. Türk Kültür Tarihine Girifl C. 7, Ankara, 1984 ve C.8, Ankara, 1987.

Sepetçio¤lu, M. Necati. Karfl›laflt›rmal› Türk Destanlar›, ‹stanbul,1989.

Taneri, Ayd›n. “Müsameretü’l-Ahbar’›n Türkiye Selçuklular› Devlet Tefl-kilat› Bak›m›ndan De¤eri,” Tarih Araflt›rmalar› Dergisi, c. 4, say›:6-7, Ankara, 1966.

Taneri, Ayd›n. Türk Devlet Gelene¤i, Ankara Üniversitesi Bas›mevi,Ankara, 1975.

TDV ‹slam Ansiklopedisi ‹lgili Maddeleri.Tekin, Emrullah. Timur ve Devlet Yönetim Stratejisi, Burak Yay›nevi,

‹stanbul, 1994.Turan, Osman. Selçuklular Zaman›nda Türkiye, ‹stanbul, 1998.Turan, Osman. Selçuklular Tarihi ve Türk-‹slam Medeniyeti, ‹stanbul,

1998.Turan, Osman. Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, 9. Bask›, ‹s-

tanbul, 1996.Turan, Refik. Türkiye Selçuklular›nda Hükümet Mekanizmas›, Anka-

ra, 1995.Uluçay, Ça¤atay. ‹lk Müslüman Türk Devletleri, Anakara, 1975.Uzunçarfl›l›, ‹. Hakk›. Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyun-

lu Devletleri, 3. Bask›, TTK, Ankara, 1984.Uzunçarfl›l›, ‹. Hakk›. Osmanl› Devleti Teflkilat›na Medhal, TTK, An-

kara, 1984.Vryonis, Speros. “Selçuklu Gulamlar› ve Osmanl› Devflirmeleri,” Cogito,

Say›: 29, ‹stanbul, 2001.Yaz›c›, Niyazi. ‹lk Türk-‹slam Devletleri Tarihi, Ankara, 1992.Yusuf Has Hacib (Balasagunlu Yusuf). “Günümüz Türkçesine Kutadgu

Bilig Uyarlamas›” Kutadgu Bilig, Haz.: Fikri Silahtaro¤lu, KültürBakanl›¤› Yay., Ankara, 1996.

Kaynaklar