Upload
doandieu
View
268
Download
5
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
Millî Eğitim Bakanlığı
Türkiye’deki Mesleki Eğitim ve Öğretim
Strateji Belgesi: 2010-2013
Haziran 2010
Ankara
Ankara, Haziran 2010 2
ÖNSÖZ
24/12/2003 tarihli ve 25326 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu‟nun 9‟uncu maddesi gereğince kamu idarelerinin,
kalkınma planı, orta vadeli program ve faaliyet alanı ile ilgili diğer ulusal, bölgesel ve
sektörel plan ve programlara uygun olarak orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve
politikalarını, hedef ve önceliklerini, performans ölçütlerini, bunlara ulaĢmak için
izlenecek yöntemler ile kaynak dağılımını içeren stratejik planlarını hazırlamaları
gerekmektedir1.
Stratejik plan, stratejik yönetime geçiĢin bir aracıdır; kaynakların stratejik önceliklere
göre dağıtıldığı, makro, sektörel, bölgesel ve yerel ölçütler dikkate alınarak eylem
planının hazırlandığı, yönlendirici ve referans özelliklere sahip bir politika dokümanıdır
(beyaz belgedir). Stratejik yönetimin benimsenmesi ve bu kültürün oluĢması için Millî
Eğitim Bakanlığı (MEB), merkez teĢkilatında ve il, ilçe ve okul düzeyinde kurumsal
açıdan stratejik planların hazırlanması öngörülmüĢtür. Bu bağlamda hazırlanan MEB
2010-2014 Stratejik Planı bir yandan kurum kültürü ve kurum kimliği oluĢumuna,
geliĢimine ve güçlendirilmesine destek olurken diğer yandan yönetim uygulamalarının
idari ve mali yönden etkinlik kazanmasını sağlamaktadır2.
Stratejik Planda “Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler Analizi (GZFT-
SWOT)” yapılmıĢtır. Misyonumuz, vizyonumuz ve temel değerlerimiz tanımlanmıĢtır.
Bu tanımlar gerek genel gerekse mesleki eğitim için geçerli ifadelerdir. 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu çerçevesinde Stratejik Planın devamı olarak
öz değerlendirme/iç denetim, dıĢ denetim ve kalite güvencesi çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun verdiği vizyon ile MEB‟da
değiĢik bakıĢ açılarıyla önemli konular için de stratejik plan çalıĢmaları yapılmıĢtır.
Millî Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve
Eylem Planı hazırlanmıĢtır3.
Mesleki eğitim ve öğretimin geliĢtirilmesi amacıyla AB fonlarıyla yürütülen “Mesleki
Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP / SVET)” kapsamında
Türkiye‟deki Mesleki Eğitim ve Öğretim: Strateji Belgesi hazırlanmıĢtır4.
Bu Strateji Belgesindeki amaç ve hedeflerin sürdürülebilir hale getirilmesi için “Ġnsan
Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla GeliĢtirilmesi Projesi, (ĠKMEP / HRD-VET)”
1 Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, No.5018, Resmî Gazete 24/12/2003, Sayı : 25326.
2 Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı : 2010-2014, MEB, Ankara, 2009.
3 Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve Eylem Planı. Yüksek Planlama Kurulu tarafından 5 Haziran
2009 tarihinde onaylanmıĢtır. 4 Türkiye‟deki Mesleki Eğitim ve Öğretim: Strateji Belgesi, Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin
Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) / Strengthening the Vocational Education and Training System in
Turkey (SVET), MEB Projeler Koordinasyon Merkezi yayını, Ankara, Kasım 2007.
Ankara, Haziran 2010 3
tekrar ele alınmıĢĢtır. Böylece revize edilmiĢ ve ikinci versiyon olarak “Türkiye‟deki
Mesleki Eğitim ve Öğretim Strateji Belgesi: 2010-2013” hazırlanmıĢtır5.
Strateji Belgesi, aĢağıdaki konuları amaçlamaktadır;
MEB ve mesleki eğitim ve öğretimin temel paydaĢları tarafından
gerçekleĢtirilecek daha ileri düzeydeki eylemler için sınırlı sayıda anahtar
stratejik amaç belirlemek;
Büyük bir katılım ve mutabakat ile gerçekleĢtirilen MEGEP ve ĠKMEP gibi
proje çalıĢmalarında alınan kararları ve çıktıları yaygınlaĢtırmak ve
sürdürülebilir hale getirmek ;
Sanayi ve hizmet sektörlerinin isteklerini meslek standartları ve mesleki
yeterliklere dönüĢtürten, Ulusal Yeterlilik Sisteminin (UYS) kurulmasına destek
veren Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) gibi koordinasyon kurumların sektörel
yaklaĢımlarını desteklemek, eğitim sektörünü toplumla ve iĢ dünyasıyla
iliĢkilendirmek;
Türkiye‟deki kamu ve özel kuruluĢların Mesleki Eğitim ve Öğretim Politikasını
izleme, uygulama ve destekleme konusunda yakın tarihte kaydettikleri
ilerlemeleri değerlendirmek.
Bu Strateji Belgesinde,, Türkiye‟deki mesleki eğitim ve öğretim sektörüyle ilgili iç ve
dıĢ paydaĢların görüĢleri bütünleĢik bir Ģekilde sunulmaya çalıĢılmıĢtır. Türkiye‟deki
sistemin Avrupa ülkelerindeki sistemlerle uyumlu hale getirilmesi konusunda bugüne
kadar yapılan çeĢitli çalıĢmalarla kaydedilen birçok ilerleme de dikkate alınmıĢ ve
sektördeki bazı darboğazlar üzerine odaklanılmıĢtır.
Mesleki ve teknik eğitimin geliĢtirilmesi amacıyla ortaya konan ilkeler; program, fiziki
mekan (okulların yaĢam merkezi olarak tanımlanması), öğretmen ve donatım
bileĢenleri göz önünde bulundurularak oluĢturulmuĢtur.
Türk mesleki eğitim ve öğretiminin özel ihtiyaçlarına yanıt veren yirmidört stratejik
amaç tanımlanmıĢ ve tüm Avrupa mesleki eğitim ve öğretim sistemleri için ortak olan
altı genel ilke altında yeniden gruplandırılmıĢtır. Bu ilkeler Ģunlardır:
Ġstihdama uygunluğun güçlendirilmesi,
Kalitenin arttırılması,
Mesleki eğitim ve öğretimin statüsünün geliĢtirilmesi,
Sosyal katılımın desteklenmesi,
Mesleki eğitim ve öğretimin finansmanı için kaynakların seferber edilmesi,
Verimliliğin arttırılması için yerinden yönetime geçilmesi.
Bu Strateji Belgesi öncelikle MEB‟e ve özellikle Türkiye‟de mesleki eğitim ve öğretim
politikasının Ģekillendirilmesine katkıda bulunan tüm kamu ve özel kesimdeki
paydaĢlara sunulmuĢtur. Belgenin anahtar karar-alıcılar arasında yayılması, kolayca
okunabilmesi ve benimsenmesi amacıyla özellikle kısa tutulmaya çalıĢılmıĢtır.
5 Türkiye‟deki Mesleki Eğitim ve Öğretim Strateji Belgesi: 2010-2013Ġnsan Kaynaklarının Mesleki
Eğitim Yoluyla GeliĢtirilmesi Projesi, (ĠKMEP) / Human Resources Development through Vocational
Education and Training Project (HRD-VET), MEB Projeler Koordinasyon Merkezi, Ankara, Nisan
2010.
Ankara, Haziran 2010 4
Bu belgede seçilmiĢ olan stratejik amaçları ele alan daha ayrıntılı müzakereler ile
ilgilenen okuyucular, MEGEP ve ĠKMEP projelerinin faaliyet gösterdiği altı yıl
boyunca proje ile bağlantılı Türk ve yabancı uzmanlar tarafından hazırlanmıĢ olan
sayısız rapor ve belgeye baĢvurmaya davet edilmiĢtir. (www.megep.meb.gov.tr,
www.ikmep.gov.tr).
Belgede, MEB, diğer bakanlıklar ve, kamu, özel ve STK‟ları kapsayan sosyal ortaklarla
gerçekleĢtirilmiĢ olan çok sayıda toplantı, görüĢme ve müzakerelerden faydalanılmıĢtır.
Sosyal ortakların katılımıyla MEB koordinasyonunda hazırlanan Hayat Boyu Öğrenme
Strateji Belgesi ve Eylem Planı; ÇSGK koordinasyonunda hazırlanan Ġstihdam ve
Mesleki Eğitimin Güçlendirilmesi Eylem Planı ve MEB 2010-2014 Stratejik Planı
burada sunulan Türkiye‟deki Mesleki Eğitim ve ÖğretimStrateji Belgesi: 2010-2013 ile
uyum içerisindedir ve sunulan stratejiyi desteklemektedir.
Ankara, Haziran 2010
Ankara, Haziran 2010 5
ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa
Önsöz
Ġçindekiler
Tablolar Listesi
Kısaltmalar Listesi
1. TÜRKĠYE’DE MESLEKĠ EĞĠTĠM
1.1. YAKIN GELECEĞE AĠT SOSYO-EKONOMĠK ANAHTAR ETKENLER
1.2. MEB STRATEJĠK PLANI : 2010-2014’E GÖRE MĠSYONUMUZ,
VĠZYONUMUZ VE TEMEL DEĞERLERĠMĠZ
1.3. MESLEKĠ VE TEKNĠK EĞĠTĠMĠN TANIMI, HEDEFLERĠ, AMAÇLARI
VE EĞĠTĠM ĠÇĠNDEKĠ YERĠ
1.4. MESLEKĠ VE TEKNĠK EĞĠTĠMDEN SORUMLU MEB BĠRĠMLERĠ VE
GÖREVLERĠ
1.5. MESLEKĠ VE TEKNĠK OKUL/KURUMLARININ TANITIMI
2.EĞĠTĠM ÖĞRETĠM FAALĠYETLERĠ
3. MESLEKĠ EĞĠTĠM VE ÖĞRETĠMDE STRATEJĠK ĠLKELER
3.1. BĠRĠNCĠ ĠLKE: ĠSTĠHDAMA UYGUNLUĞUN GÜÇLENDĠRĠLMESĠ
1.Mesleki Yeterlilik Kurumu Yapı ve Görevleri, Ulusal Yeterlilik Sistemi
2. Ulusal Meslek Standartları, Ulusal Yeterlilikler ve Öğretim Programları
3. Ölçme, Değerlendirme ve Belgelendirme Sistemi
3.2. ĠKĠNCĠ ĠLKE: KALĠTENĠN ARTTIRILMASI
4. Kalitenin Arttırılmasına Yönelik Olarak Mesleki Eğitim ve Öğretim
Tedarikinin RasyonelleĢtirilmesi
5. Meslek Standartlarına Dayalı Öğretim Programlarının Uygulanması Ġçin
Ġmkân Sağlamak Üzere Sosyal Ortakların TeĢvik Edilmesi
6. Mesleki Eğitim ve Öğretim Öğretmenlerinin Eğitiminin Güncellenmesi ve
DeğiĢtirilmesi
7. Mesleki Eğitim ve Öğretim Okullarındaki Ġyi Uygulamaların TeĢvik
Edilmesi Ġçin Bir “Kalite Ödülü” Uygulamasının OluĢturulması
8. Kalite Güvencesi ve Yönetimi
3.3. ÜÇÜNCÜ ĠLKE: Mesleki ve Teknik Eğitimde Eğitici Personelin Niteliğinin
Arttırılması
9. Hizmetiçi Eğitim Yoluyla Öğretmen Eğitimi
10. Hizmet Öncesi Eğitim Yoluyla Öğretmen Eğitimi
11. Öğretmenlik Mesleğine GiriĢ ġartlarının Belirlenmesi
3.4. DÖRDÜNCÜ ĠLKE: Mesleki Eğitim ve Öğretimin Statüsünün GeliĢtirilmesi
12. Mesleki Eğitim ve Öğretimden Yüksek Öğretime GeçiĢ
13. Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Öncesi Yönlendirme Faaliyetleri
14. Mesleki ve Teknik Öğretim Sürecinde Statünün GeliĢtirilmesi (Önceki
Öğrenmelerin Değerlendirilmesi, Yatay-Dikey GeçiĢler, Yaygın ve Ġnformal
Öğrenmenin TeĢvik Edilmesi, Aynı Anda Hem Genel Lise Hem de Mesleki
ve Teknik Öğretim Programlarına Kayıt Olarak Devam Edebilme vb.,
Modül Alarak Yeterlilik Sahibi Olmanın Sağlanması)
15. Mesleki ve Teknik Öğretim Mezunlarının ĠĢ Piyasasına Kabulleri ve
GiriĢimciliğin Desteklenmesi (KOSGEB)
Ankara, Haziran 2010 6
3.5. BEġĠNCĠ ĠLKE: Mesleki ve Teknik Eğitimde Çıraklık ve Yaygın Eğitimin
Güçlendirilmesi (ilke ve içeriği yeniden tanımlanacak, çıraklık eğitimi
modeli kalmalı)
16. Sosyal Katılımın Desteklenmesi Amacıyla KOBĠ-Tabanlı Çıraklık
Eğitiminin Güçlendirilmesi
17. Hayat Boyu Öğrenme Politikasının Bir Parçası Olarak Sürekli Mesleki
Eğitim ve Öğretimin GeliĢtirilmesi
18.Aktif ĠĢgücü Politikalarının EtkinleĢtirilmesi
3.6. ALTINCI ĠLKE: Mesleki ve Teknik Eğitimde Yönetim ve Finansman
Yapısının Yeniden Düzenlenmesi
19. Mesleki ve Teknik Eğitimde Genel Bütçe Kaynaklarının Etkin
Kullanılması
20. Mesleki ve Teknik Eğitimde Karar ve Yürütme Mekanizmasının
Yeniden Yapılandırılması ve Etkin Hale Getirilmesi
21. Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumlarının Eğitim ve Yönetim
Modelinin Yeniden Yapılandırılması.
22. Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetim Modelinin Yeniden Düzenlenmesi
23. Mesleki ve Teknik Eğitimde Yerinden Yönetim Uygulamalarının
Artırılması
24. Mesleki ve Teknik Eğitime EriĢimde Kampus YaklaĢımı ve Eğitime
Sektörlerin Katılımı
Temel Terimler Sözlüğü
Katılımcı Listesi
Ankara, Haziran 2010 7
Tablolar Listesi
Tablo 1: Mesleki ve Teknik Eğitimde Okul, Öğrenci, Öğretmen Öğretmen BaĢına
DüĢen Öğrenci Sayıları
Tablo 2- Mesleki Eğitim Merkezlerine ait Merkez, Öğrenci, Öğretmen ve Kapsamdaki
Meslek Sayıları
Tablo 3. Halk Eğitim Merkezlerinde Yıllar Ġtibarıyla Açılan Meslek Kurslarına Ait
Veriler
Tablo 4. Mesleki Açıköğretim Lisesine Ait Sayısal Veriler
Tablo 5 : Yıllar Ġtibarıyla Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Mezunlarına Ait Sayısal
Veriler
Tablo 6 : Halk Eğitim Merkezleri Program Sayıları
Tablo 7. Mesleki Yeterlilik Kurumu Performans Göstergeleri
Tablo8. Hayat Boyu Öğrenme kapsamında Ulusal Yeterlilikler Çerçevesinin içerisinde
bulunan yeterlilikler
Tablo 9.Türkiye Genelinde Mesleki Eğitim Merkezlerinin Son BeĢ Yıla ĠliĢkin Sayısal
Verileri (2003-2007)
Tablo 10. ÇalıĢan Sayısına Göre ĠĢyeri Büyüklükleri
Tablo 11. 2003-2007 Yılları Arasında Düzenlenen Kurslar
Tablo 12. ÖSDP Kapsamında Yürütülen Faaliyetler
Tablo 13. ĠĢletmelerde Eğitim Seminerleri (2002-2007)
Tablo 14. ĠĢ ve Meslek DanıĢmanlığı Faaliyetleri
Ankara, Haziran 2010 8
Kısaltmalar Listesi AB Avrupa Birliği
AĠS
AKTS
Avrupa Ġstihdam Stratejisi
Avrupa Kredi Transfer ve Biriktirme Sistemi
ASAGM Aile ve Sosyal AraĢtırmalar Genel Müdürlüğü
BĠT
BKTS
DPB
DPT
BiliĢim ve ĠletiĢim Teknolojileri
BütünleĢik Kredi Transfer ve Biriktirme Sistemi
Devlet Personel BaĢkanlığı
Devlet Planlama TeĢkilatı
ÇASGEM
ÇSGB
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve AraĢtırma Merkezi
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
ECTS
HBÖ
European Credit Transfer and Accumulation System
Hayat Boyu Öğrenme
ICT
ICTS
ISCED–97
Information and Communication Technologies
Integrated Credit Transfer and Accumulation System
Uluslararası Eğitim Standardı Sınıflandırması-1997 / International
Standard Classification of Education-1997
ĠġKUR
KOSGEB
KSGM
Türkiye ĠĢ Kurumu
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi GeliĢtirme ve Destekleme Ġdaresi
BaĢkanlığı
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü
MEB Millî Eğitim Bakanlığı
MEGEP Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi
MKTS
MSK
MYK
Mesleki ve Teknik Eğitim Kredi Transfer ve Biriktirme Sistemi
Meslek Standartları Komisyonu
Mesleki Yeterlilik Kurumu
OECD
RTÜK
Ekonomik ĠĢbirliği ve Kalkınma Örgütü
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
SHÇEK
STB
STK
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
Sivil Toplum KuruluĢları
TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi
TESK Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu
TOBB
TRT
TSK
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
Türk Silahlı Kuvvetleri
TÜĠK Türkiye Ġstatistik Kurumu
TÜRKAK Türk Akreditasyon Kurumu
UYÇ
UYS
YÖK
Ulusal Yeterlilikler Çerçevesi/National Qualifications Framework
Ulusal Yeterlilik Sistemi/ National Qualifications System
Yükseköğretim Kurulu
Ankara, Haziran 2010 9
1. TÜRKĠYE’DE MESLEKĠ EĞĠTĠM
1.1. YAKIN GELECEĞE AĠT SOSYO-EKONOMĠK ANAHTAR
ETKENLER
Yirmibirinci yüzyılın baĢında görülen küreselleĢmeyi çok sıkıntılı bir ekonomik, mali
kriz ve yüksek iĢsizlik oranı takip etmiĢtir. Dünyada kamu müdahalesi yoluyla mali
sistemin kurtarılmasına gidilmiĢ; talep ve güvenin artırılmasına yönelik toplu eylem,
ekonomik erimeyi önlenmiĢse de kriz direnci zayıflamıĢtır. Krizden refaha geçiĢ için
bilginin anahtar girdi olmasına, yenilik (inovasyon) ve kaynakların daha iyi
kullanımına, yeni ve sürdürülebilir bir sosyal piyasa ekonomisine, daha akıllı, daha yeĢil
bir ekonomiye ihtiyaç vardır.
Ülkeler yeni bir vizyonu ve yönlendirmeyi geliĢtirilmeye çalıĢmaktadır; bu çerçevede
enerjinin, doğal kaynakların ve hammaddelerin muhafaza edilmesi ve daha verimli
kullanılması, üretkenliğin artırılması rekabet gücü açısından anahtar öncelikler olarak
görülmektedir.
Türkiye‟nin hızla ve sürdürülebilir bir Ģekilde büyüyen, yüksek düzeyde istihdam ve
sosyal ilerleme yaratan bilgi-tabanlı, bütünleĢik, daha yeĢil ve daha kapsayıcı bir
ekonomi olması için”güçlendirilmiĢ ve rekabetçi bir endüstriyel tabana, modern bir
hizmet sektörüne ve geliĢen bir tarım, kırsal ekonomi ve denizcilik sektörüne” ihtiyacı
vardır. Türkiye‟nin çok kültürlü ortamlarda kazandığı tarihi deneyimlerine ve evrensel
degerlere dayanarak; iĢgücü, çevre ve güvenlik standartlarını koruyarak geleceğin alt
yapılarını hazırlaması, nitelikli iĢler oluĢturması, yenilikçi ürünler geliĢtirmesi, rekabetçi
bir yaklaĢımla yeni piyasalara girmesi beklenmektedir. Bu kapsamda anahtar öncelikler
aĢağıdaki Ģekilde sıralanabilir:
Bilgiye dayalı büyümeyle değer oluşturma
Yenilikçilik ürünlerde ve süreçlerde farklılık oluĢturmalıdır; eğitim, araĢtırma ve e-
ekonomi potansiyelinin harekete geçtiği bir dünyada fırsatlar ve sosyal uyum
geliĢmelidir.
Gençlerin istihdam edilebilirliğinin geliĢtirilmesi üzerinde durulmalıdır; okul sonrası iĢ
dünyasına uyumları için, temel becerilerde, yani okuma, matematik ve fen bilgilerinde
baĢarısızlık sergileyen çok sayıdaki gencin durumunun çözümlenmesi önemli konular
arasındadır. Okulu erken terk etme olgusunun önlenmesi, bireylerin gelecekte iĢgücü
piyasasından dıĢlanmasını ve sosyal dıĢlanmayı azaltmaktadır. Hiç kimsenin bilgiden
mahrum kalmaması için, hassas grupların, toplumsal cinsiyet eĢitliğinin ve sosyal
bütünlüğün daha çok vurgulanması gerekmektedir.
Ankara, Haziran 2010 10
Üniversite sayısı daha da artırılmalıdır; birbirinden farklılığa sahip olan üniversitelerin,
bilginin üretim merkezi ve büyümenin motoru olması beklenmektedir. Üniversitelerin
araĢtırmalarının kalitesinin yükseltilmesi amacıyla, yeni bilgiler ve diller öğrenmeleri,
değiĢik ortamlarda-yurtdıĢında-yaĢayarak deneyim kazanmaları sağlanmalıdır.
Bilgi-tabanlı Ģirketlerin büyümesine yönelik teĢvikler yoluyla, yenilik ve yaratıcılık için
daha çekici çevre koĢulları sağlamalıdır. Bu çerçevede yeni finansman tiplerine ihtiyaç
duyulmaktadır; krediye eriĢim kolaylaĢtırılmalı, küçük yenilikçi Ģirketlerin hazırlık
aĢaması ve büyümesi teĢvik edilmeli, idari iĢlemler basitleĢtirilmeli ve teknik destek
sağlanmalıdır.
Yaratıcılık, bilgi ve araĢtırma kapasitesini geliĢtirmek için, yenilikçi baĢlangıç
iĢletmelerine imkân tanıyan, yazarlara hakları için Ģeffaf bir yönetim sunan ve
üniversitelere ve araĢtırma kuruluĢlarına fikirlerini ve icatlarını ticarileĢtirerek sermaye
temini konusunda yardımcı olan verimli ve maliyet-etkin koruma sağlayan, iyi iĢleyen
bir fikri mülkiyet hakları sistemine ihtiyaç vardır.
Teknoloji ve bilgi alanlarında güçlü yönleri olan e-ekonominin potansiyelinden istifade
edilmelidir; e-ekonomi büyük Ģirketlerin tedarikçileri olan ve kendi adlarına da üretim
ve/veya hizmet sektörlerinde çalıĢan KOBĠ‟ler için büyük fırsatlar sunmaktadır. Yeni
yenilikçi baĢlangıç Ģirketleri, genellikle yüksek değerli iĢ imkânları oluĢturmaktadır ve
bu Ģirketler bölgesel geliĢimde önemli bir rol üstlenebileceklerdir. Bu nedenle, elde
edilecek üretkenlik kazanımları yeniliği ve yaratıcılığı teĢvik edecek, devlet
hizmetlerinin sunumunu daha kolay ve verimli bir hale getirecek, katılım ve demokratik
ifade fırsatlarını artıracaktır.
Toplumun bütün fertlerini güçlendirme
Yeni becerilerin edinilmesi, yaratıcılığın ve yeniliğin desteklenmesi, giriĢimciliğin
geliĢtirilmesi ve iĢler arası sorunsuz geçiĢin sağlanması, daha yüksek intibak etme
yeteneği karĢılığında daha fazla iĢ imkânı sağlayacak bir dünya açısından, kritik öneme
sahiptir.
Kriz sonrası ekonomide bir çok iĢ yok olmuĢtur ve yerine yenileri gelmeyecektir. Daha
akıllı, daha yeĢil, daha rekabetçi bir ekonomiye dönüĢerek yeni beceriler kazanılacak ve
yeni iĢler oluĢturulacaktır; ve nitelikli insan kaynaklarını geliĢtirinceye kadar iĢsizlikle
mücadele edilecektir. Ancak, bu geçiĢ sırasında, insanların sistemin dıĢına itilmesini,
sistemden dıĢlanmasını engellemek ve toplumsal kapsayıcılığı temin etmek için büyük
çaba gösterilmesi gerekecektir. Gerçekte, eğitim, iĢ ve emeklilik gibi geleneksel
sıralama yerine, iĢ hayatı boyunca iĢgücü piyasasına birçok giriĢ ve çıkıĢın yapıldığı,
insanlara daha fazla fırsat sunan yeni kalıplar ortaya çıkmaktadır. Bu kalıplar içerisinde
son zamanlarda uygulaması fazlalaĢan eğitimle birlikte kısa süreli çalıĢma Ģeklindeki
bazı tedbirlerin düzenlenmesi ve desteklenmesini temel alacak bir çerçevenin
oluĢturulması faydalı olacaktır.
Yeni beceriler gerektiren yeni iĢler oluĢturulmalı, iĢler arası ve eğitim ile iĢ arası
geçiĢler düzenlenmelidir. Bu kapsamda, güvenceli esneklik (flexicurity) tam olarak
uygulanmalıdır. Buradaki zorluk, bir yandan iĢgücü piyasalarının hem iĢ düzeni hem de
iĢgücü iliĢkilerindeki esnekliğinin, diğer yandan da yaĢam boyu öğrenme ve uygun
sosyal koruma ile sağlanan güvencenin geliĢtirilmesi için en iyi yolu bulmaktır. YaĢam
boyu öğrenme çok daha eriĢilebilir hale getirilmeli; üniversiteler alıĢılmıĢın dıĢında
Ankara, Haziran 2010 11
öğrencilere daha açık olmalıdır. Bireylerin kazanması gereken beceriler, ülkenin
ekonomi ve üretkenlik alanlarındaki büyümesi ve iĢ oluĢturulması için gerekli anahtar
unsurdur. YaĢam boyu öğrenme, iĢler ve meslekler arasında sorunsuz geçiĢ sağlamak ve
insan sermayesi kaybına neden olan uzun vadeli iĢsizliği önlemek açısından anahtar bir
unsurdur. E-ekonomi, yaĢam boyu öğrenme yaklaĢımının bir parçası olarak uzaktan
eğitim için, keza uzaklıkları kısaltarak ve uzaktan çalıĢmayı giderek daha çok iĢ
alanında gerçek bir olasılık haline getirerek iĢ dünyasını değiĢtiren iletiĢim biçimleri
için de yeni fırsatlar sunmaktadır.
ÇalıĢanların bilgi tabanlı ekonomiye katkıda bulunmak için gereken becerilere sahip
olmasının sağlanması gerekli ama yetersiz bir koĢuldur. Arz ve talebin daha iyi
eĢleĢtirilmesi gerekmektedir. Bireylerin becerilerine en çok ihtiyaç duyulan yerlere
giderek, yeni fırsatları yakalayabilmesini sağlamak için, iĢgücünün hareketliliği teĢvik
edilmelidir. Geleceğe bakılarak, özellikle “yeĢil” iĢler gibi yeni iĢ tipleri ile sağlık
sektörü gibi diğer büyüme alanları için, gelecekteki becerileri gelecekteki ihtiyaçlarla
eĢleĢtirilmelidir.
Bir iĢe sahip olmak, fakirliğe ve dıĢlanmaya karĢı büyük olasılıkla en iyi teminattır.
Ancak, fakirlik düzeylerinde veya sosyal dıĢlanmada tek baĢına bir azalma sağlamaz.
Geçici olarak iĢsiz kalanlara yeterli düzeyde gelir desteği ve koruma sağlamak için,
krize ve yavaĢ yavaĢ demografik yapısı değiĢen ülkenin yaĢlanan nüfusuna göre
uyarlanacak modern sosyal güvenlik ve emeklilik sistemlerine ihtiyaç vardır.
Daha fazla iĢ imkânı oluĢturmak için, risk alma ve yenilik kapasitesine daha olumlu bir
tutum getiren daha giriĢimci bir kültürün topluma kazandırılması lazımdır. Serbest
meslek, iĢlerini yakın zamanda kaybetmiĢ olanlar için gerçek bir seçenek haline
gelmelidir. Bunun için sosyal güvenlik sisteminde serbest meslek sahiplerine uygulanan
muamele, sosyal haklar ve emeklilik haklarının iyileĢtirilmesi gereklidir.
Gelecek on yıl içerisinde, herkesin iĢgücü piyasasına girmesi, yeni Ģirketler kurmaları
için gerçek bir Ģansın tanınması ve iĢgücü piyasasındaki geçiĢlerin modern ve mali
açıdan sürdürülebilir sosyal ve refah sistemleri ile yönetilmesi, çalıĢma yaĢındaki
nüfusta daha yüksek istihdam oranlarına, daha kaliteli ve daha üretken iĢlere ve adalet,
güvenlik ve fırsatlara eriĢme hedeflenmelidir.
Rekabetçi, bütünleşik ve daha yeşil bir ekonomi oluşturma
Enerji fiyatlarının göreceli olarak yükseldiği, karbon kısıtlamasının olduğu ve kaynak
rekabetinin arttığı bir dünyada, yenilenemeyen enerji ve kaynakların daha düĢük ve
daha verimli tüketilmeli; böylece daha etkin bir Ģekilde rekabet edilmeli ve üretkenlik
artırmalıdır. Bu yaklaĢım büyümeyi teĢvik edecek, yeni iĢ ve hizmetler oluĢturacak ve
çevresel amaçlara ulaĢmaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, geleneksel üretimden ileri
teknoloji iĢletmelerine kadar ekonominin bütün sektörlerine fayda sağlayacaktır.
Altyapının yükseltilmesi ve bütünleĢtirilmesi, idari yükün azaltılması ve piyasanın
yenilik alımının hızlandırılması da bu amaca eĢit düzeyde katkıda bulunacaktır.
Ekonomideki maddi girdiler daha verimli bir Ģekilde kullanılmalı, kaynaklar üzerindeki
baskının azaltılmasıyla üretkenlik artırılmalıdır. Daha açık bir deyiĢle, enerji tasarruflu
ürünlerin ve sistemlerin hedeflenmesi, ticaretin yaygınlaĢması, vergi reformu, hibeler,
teĢvikler, krediler, kamusal yatırım ve satınalma politikaları, araĢtırma ve yenilik
bütçelerinin bu amaca yönlendirilmesi Ģeklindeki düzenlemelerle ekonomi
değiĢtirilmelidir.
Ankara, Haziran 2010 12
Bilgi ve ĠletiĢim Teknolojileri-BĠM (Information and Communication Technologies-
ICT) ve internet, büyümenin ana itici güçlerinden birine dönüĢmüĢtür. BĠM ve internet
gerçekleĢtirilen hizmetler Türkiye ekonomisinin önemli bir bir parçası haline gelmiĢtir.
E-sağlık, e-devlet, e-yerel yönetim gibi yeni çevrimiçi hizmetler giderek geliĢmektedir,
ancak bu alandaki engellerin giderilmesine öncelik verilmelidir.
Altyapıların güncellenmesi, iyileĢtirilmesi, veri tabanı, portal, ağ ve bağlantıların
artırılması BĠM sektörünün piyasada etkili bir Ģekilde rekabet etmesini sağlayacaktır;
bu geliĢmeler aynı zamanda tüketicilere de çok yönlü faydalar temin edecektir. Bu
yüzden sürdürülebilir yüksek hızlı ağlara yatırım yapılmalı, en kısa zamanda %100
geniĢ bant kapsama alanına kavuĢulmalı ve bir yatırım programı çerçevesinde, fiber-
elyaf ağları ve kablosuz geniĢ bant aracılığıyla yüksek hızlı internet hizmeti sunulmaya
çalıĢılmalıdır.
Yüksek hızlı internet hizmeti sayesinde, daha akıllı, güncellenmiĢ ve iyileĢtirilmiĢ
ulaĢım ve enerji altyapıları, ulaĢım güvenliği, enerji güvenliği ve ağ ekonomisinin
rekabet gücü gibi birçok amaca katkıda bulunulmuĢ olacaktır. Bu kadar kapsamlı bir
değiĢime ulaĢmak için, ulaĢım politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerekecektir.
UlaĢım ağlarının daha iyi bir Ģekilde bütünleĢtirilmesi, karayolu ulaĢımına
alternatiflerin geliĢtirilmesi, temiz teknolojilerin desteklenmesi ve altyapının
yükseltilmesi bu sürecin önemli unsurları olacaktır. Eğer doğru yatırım kararları
alınırsa, elektrik üretimi düĢük karbonlu ve daha güvenli hale getirilebilir. Bu bağlamda,
yenilenebilir elektrik ve merkezsizleĢtirilmiĢ üretimin payında kayda değer artıĢ
sağlanabilir. Enerji verimliliğinin geliĢtirilmesi de, emisyonların azaltılmasının ve enerji
bağımsızlığının artırılmasının en ucuz yolu olarak hayati önem kazanacaktır.
Yatırımlar Ar-Ge ve yeni teknolojilere, yeniliğe, kaliteli eğitim ve beceri geliĢimine ve
„akıllı‟ ağlara doğru öncelikle yapılmalıdır; bu, diğerlerinin yanında kamu idaresinin
verimliliğinin artırılması ve düzenleme reformu aracılığıyla, yatırımların mevcut
yapıların modernizasyonu ile bütünleĢtirilmesi anlamına gelmektedir.
Yukarıda açıklanan amaçlara ulaĢmak için uluslararası forumlarda kararlı bir Ģekilde
hareket ederek, küresel bağlamda sürdürülebilir sosyal piyasa ekonomisinin temelini
oluĢturan ilkeler desteklenmelidir. Uluslararası ticaret ve yatırım akıĢlarının önündeki
engellerin azaltılmasını sağlamalı, açık ve kural-temelli küresel ticaret teĢvik
edilmelidir. Ayrıca, piyasa eriĢimini, enerjiye ve hammaddelere eriĢim ve çevresel ve
sosyal amaçlardaki ilerleme özellikle vurgulanarak, anahtar noktadaki stratejik
ortaklarla olan ekonomik ve siyasi iliĢkiler derinleĢtirilmelidir.
1.2. MEB STRATEJĠK PLANI : 2010-2014’E GÖRE MĠSYONUMUZ,
VĠZYONUMUZ VE TEMEL DEĞERLERĠMĠZ
MEB Stratejik Planı : 2010-2014‟de “Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler
Analizi (GZFT-SWOT)” yapılmıĢtır6. Misyonumuz, vizyonumuz ve temel değerlerimiz
tanımlanmıĢtır. Bu tanımlar gerek genel gerekse mesleki eğitim için geçerli ifadelerdir.
6 Millî Eğitim Bakanlığı Stratejik Planı : 2010-2014, MEB, Ankara, 2009.
Ankara, Haziran 2010 13
Misyonumuz
Yüksek karakterli ve nitelikli insanlar yetiĢtirmek ve bunun için politikalar geliĢtirmek,
eğitim ve öğretim programları hazırlamak, ilgili standartları ve öğretmen yeterliklerini
belirlemek, eğitimle ilgili AR-GE çalıĢmaları yapmak, eğitim ortamını hazırlamak,
eğitim-öğretim yapmak, mesleki eğitim-istihdam bütünlüğünün sağlanmasına katkıda
bulunmak, rehberlik, denetim ve değerlendirme sistemleri oluĢturmaktır.
Vizyonumuz
Ülkemizin eğitimde model ve lider bir ülke olmasına katkıda bulunan, Türkiye‟de
eğitim görmeyi herkes için ayrıcalığa dönüĢtüren ve mutlu bireyler yetiĢtiren bir eğitim
sistemidir.
Temel Değerlerimiz
Türk millî eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri rehberliğinde;
• Türk milletini mutlu kılma ve onu çağdaĢ uygarlık düzeyinin üzerine çıkarma azim ve
kararlılığında çalıĢmak,
• Cumhuriyete ve demokratik değerlere bağlılık,
• Ġnsan haklarına saygılı olmak,
• Toplumsal sorumluluk bilincinde olmak,
• Katılımcı, hoĢgörülü, yapıcı olmak,
• Kendisiyle ve çevresiyle barıĢık olmak,
• Ulusal ve evrensel değerleri benimsemek ve bunları davranıĢ hâline getirmek,
• Dünyadaki değiĢim ve geliĢimi iyi algılayıp doğru yorumlayabilmek,
• Yetkinlik, üretkenlik ve giriĢimcilik ruhuna sahip olmak,
• Hayat boyu öğrenmeyi yaĢam tarzı haline getirmek,
• Özgür düĢünceli ve yüksek iletiĢim becerileriyle donanımlı olmak,
• AR-GE ve teknolojiyi etkin kullanmak,
• Çevreyi ve doğayı korumak
temel değerlerimizi oluĢturmaktadır.
1.3. MESLEKĠ VE TEKNĠK EĞĠTĠMĠN TANIMI, HEDEFLERĠ,
AMAÇLARI VE EĞĠTĠM ĠÇĠNDEKĠ YERĠ
SanayileĢme ve bunu takip eden bilgi toplumuna geçiĢ sürecinde çok çeĢitli
alanlarda bilgi, beceri ve yetkinlikler açısından nitelikli insan gücüne ihtiyaç duyulmaya
baĢlandığı görülmektedir. Sanayi ve hizmet sektöründeki birçok alan Ģekil değiĢtirmeye
baĢlamıĢ veya yeni alanlar ve görev tanımları ortaya çıkmıĢtır; dolayısıyla bu alanlara
yönelik meslek insanı ve teknik personele olan ihtiyac da beraberinde gelmiĢtir. Mesleki
ve teknik eğitime olan gereksinimi, bireysel, sosyal, ekonomik ve ulusal gereksinimler
bakımından ele almak mümkündür.
Toplumların doğal kaynakları, sahip oldukları insan gücü ve bunlardan
faydalanma durumları o toplumun refah düzeyini belirlemektedir. Mesleki ve teknik
eğitim ise iĢgücü piyasasının gereksinimlerine uygun niteliklerde insan gücü yetiĢtirme
aracı olarak aktif rol oynamaktadır.
Ankara, Haziran 2010 14
ĠĢ gücünün verimini yükseltmek için çalıĢma hayatındaki koĢullar, meslekler
arasındaki farklılıklar ve bireysel farklılıklar dikkate alınarak iyi plânlanmıĢ bir mesleki
ve teknik eğitim sistemiyle ulusal gereksinimlere cevap verilebilecektir.
Strateji belgesinde anlam birliğini sağlamak ve mevcut durumu görmek için bu
bölümde, Türkiye‟deki mesleki ve teknik eğitimin durumu hakkında bilgilere yer
verilmektedir.
Mesleki ve Teknik Eğitimin Tanımı, Hedefleri
Genel olarak bir ülkenin geliĢimini etkileyen en önemli faktörler doğal kaynaklar
ve insan gücüdür. Bu faktörlere yönetim, sermaye ve giriĢim de ilâve edilebilir. Ġnsan
gücü ve doğal kaynaklardan gereği gibi yararlanarak yüksek düzeyde üretim sağlamak
bir ülkenin geliĢimi için temeldir. Bu da ancak eğitim ile mümkündür. Esasen doğal
kaynaklardan en iyi Ģekilde yararlanmak da insan gücünün bu konuda yetiĢtirilmesine
bağlıdır. Mesleki eğitim kavramı bu noktada karĢımıza çıkmaktadır. Genel anlamda
sanayiinin ve iĢ alanlarının çeĢitli seviyelerdeki eleman ihtiyacını karĢılama amacına
yönelen mesleki ve teknik eğitim, hızla değiĢen teknolojik bilgi, üretim yöntemleri ve iĢ
hayatındaki geliĢmelerle dinamik bir yapı sergilemektedir.
Mesleki ve teknik eğitim, ilköğretimi tamamlamıĢ olan gençlerin hayat boyu
öğrenme (HBÖ) yaklaĢımına dayanarak belli bir meslek alanında yetiĢmelerini
sağlamak amacıyla düzenlenmiĢ örgün ve yaygın mesleki eğitim ile çıraklık eğitimi
faaliyetlerini içerir.
Mesleki ve teknik eğitim; toplum ve bireylerin gerekli ihtiyaçlarını karĢılamak
üzere belirli bir meslek alanına iliĢkin bilgi, beceri ve davranıĢ kazandıran, bireyin
yeteneklerini geliĢtirerek toplumda sosyal ve ekonomik yönden güçlü olmasını sağlayan
bir süreçtir. Bireylerin endüstri, tarım, ticaret ve diğer hizmet alanlarına bir meslek
sahibi olarak hazırlanmasını, meslek içinde geliĢtirilmesini, meslek değiĢtirmeleri için
örgün, yaygın ve çıraklık eğitiminde hayat boyu öğrenme yaklaĢımı ile uygulanacak
ilkelerin bir sistem bütünlüğü içinde belirlenmesini hedefler.
Ayrıca mesleki ve teknik eğitim;
Bireyi bütünüyle yetiĢtirir ve onun topluma uyumunu sağlar,
Bireyi belli bir mesleğe, mesleğin çeĢitli kademelerine hazırlar ve meslek içinde geliĢtirir,
Bireyi, toplumun amaçları ve ekonomik ihtiyaçlar için yetiĢtirir,
Toplumun geliĢmesini, kaynaĢmasını ve bütünleĢmesini sağlar,
Bilgi toplumunun ve uygarlığın gerektirdiği yeter sayıda bilgi, beceri ve
davranıĢlara sahip insan gücünü yetiĢtirir.
Mesleki ve teknik eğitim;
Bilimsel ve teknolojik geliĢmeler sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Genel eğitim, mesleki ve teknik eğitim bir sistem bütünlüğü içinde ele alınır; her iki sistem birbirini bütünleyecek geçiĢlere açık tutulur.
Mesleki ve teknik eğitim geleceğin ihtiyaçlarını karĢılayabilmek için büyüme ve geliĢme yeteneğine ve esnekliğine sahiptir.
Mesleki ve teknik eğitim bireye, bir meslek için gerekli bilgi, beceri ve
Ankara, Haziran 2010 15
davranıĢlar kazandırmanın yanında, bireyi bir bütün olarak geliĢtirir.
Plânlı kalkınmanın gerektirdiği nitelikli insan gücünü yetiĢtirir.
Mesleki ve teknik eğitimin geliĢtirilmesi ve değerlendirilmesinde temel alınan
geleneksel ilkeler ise Ģunlardır:
Mesleki ve teknik eğitim iĢ hayatının ihtiyaçlarına nitelik ve nicelik yönünden
cevap verecek Ģekilde planlanır,
Eğitim programları bireyin ve iĢ hayatının ihtiyaçlarına göre geliĢtirilir,
Öğrencilere düzenli mesleki rehberlik eğitimi sağlanır,
Eğitim ortamı gerçek iĢ ortamına uygundur,
Eğitim öğretim hizmetleri hizmetin özelliklerine uygun olarak yetiĢtirilmiĢ
öğretmenler tarafından yürütülür,
Meslek dersi öğretmenlerinin alanda iĢ tecrübeleri vardır,
Meslek dersi öğretmenleri bilim ve teknolojideki geliĢmelere uyum sağlamak
bakımından sürekli ve kapsamlı hizmetiçi eğitiminden geçirilmektedirler,
Yönetim ve denetim hizmeti özel olarak yetiĢtirilmiĢ personel tarafından yapılır,
Mesleki eğitim araĢtırmalara dayalı olarak sürekli geliĢtirilir.
ĠĢ hayatı ve ilgili kesimler mesleki teknik eğitimin ülke ve mahalli seviyede
planlanması, geliĢtirilmesi ve değerlendirilmesine katılırlar,
Sistemin iĢ hayatına ve teknolojideki geliĢmelere uyumu için istikrarlı kaynak
sağlanır,
Eğitim araç ve malzemeleri, ulaĢılmak istenen amaçlara göre tespit edilir,
Mesleki ve teknik eğitim, eğitim sisteminin bütünüyle ve iĢ hayatıyla uyumlu,
hizmetin özelliklerine uygun bir Ģekilde teĢkilatlanır,
Sistemin etkinliği, yetiĢtirdiği insan gücünün iĢindeki baĢarısı esas alınarak
değerlendirilir.
Mesleki ve teknik eğitimde; standartlara ve yeterlilikleri kapsayan, araĢtırmalara
dayalı, iĢ hayatının aktif katılımını esas alan, rekabet gücü ve istihdamı artıran, hayat
boyu öğrenme ilkelerine uygun, ulusal ve uluslar arası kıyaslanabilirlik ve denklik için
alt yapı oluĢturan, bireylere çalıĢma alanı ile ilgili güvence sağlayan, bütün
öğrenmelerin kredilendirilebildiği, iĢ gücünün dolaĢımını kolaylaĢtıran, adil, Ģeffaf,
öğrenci merkezli, kaliteli eğitim amaçlanmaktadır.
1.4. MESLEKĠ VE TEKNĠK EĞĠTĠMDEN SORUMLU MEB
BĠRĠMLERĠ VE GÖREVLERĠ
Türk Millî Eğitim Sistemi, bireylerin eğitim ihtiyaçlarını karĢılayacak Ģekilde ve
bir bütünlük içinde “örgün eğitim”, “yaygın eğitim” ve «informal öğrenme» olmak
üzere, üç ana bölümden oluĢur.
Örgün Eğitim
Örgün eğitim, belirli yaĢ grubundaki ve aynı seviyedeki bireylere, amaca göre
hazırlanmıĢ programlarla okul çatısı altında yapılan düzenli eğitimdir. Örgün eğitim;
Ankara, Haziran 2010 16
okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretim kurumlarını
kapsamaktadır.
Ortaöğretim; ilköğretime dayalı, en az dört yıllık genel, mesleki ve teknik öğretim
kurumlarının tümünü kapsar.
Ortaöğretim, çeĢitli programlar uygulayan liselerden meydana gelir. Ġlköğretimini
tamamlayan ve ortaöğretime girmeye hak kazanmıĢ olan her öğrenci ortaöğretime
devam etmek ve orta öğretim imkânlarından ilgi, yetenek ve becerileri ölçüsünde
yararlanmak hakkına sahiptir.
Ortaöğretimin amaç ve görevleri; millî eğitimin genel amaçlarına ve temel
ilkelerine uygun olarak, öğrencilere asgari ortak bir genel kültür vermek, birey ve
toplum sorunlarını tanıtmak ve çözüm yolları aramak, ülkenin sosyo-ekonomik ve
kültürel kalkınmasına katkıda bulunacak bilinci kazandırarak öğrencileri ilgi, yetenek
ve becerileri doğrultusunda hem yüksek öğretime hem de mesleğe veya hayata ve iĢ
alanlarına hazırlamaktır.
Yaygın Eğitim
Yaygın eğitim, örgün eğitim sistemine hiç girmemiĢ, herhangi bir eğitim
kademesinde bulunan veya bu kademelerden birinden ayrılmıĢ olan bireylere ilgi ve
ihtiyaç duydukları alanda örgün eğitim yanında veya dıĢında,
a) Okuma-yazma öğretmek, eksik eğitimlerini tamamlamaları için sürekli
eğitim imkânları hazırlamak,
b) Çağımızın bilimsel, teknolojik, iktisadi, sosyal ve kültürel geliĢmelerine
uymalarını sağlayıcı eğitim imkânları hazırlamak,
c) Millî kültür değerlerimizi koruyucu, geliĢtirici, tanıtıcı, benimsetici
nitelikte eğitim yapmak,
d) Toplu yaĢama, dayanıĢma, yardımlaĢma, birlikte çalıĢma ve teĢkilatlanma
anlayıĢ ve alıĢkanlıkları kazandırmak,
e) Ġktisadi gücün arttırılması için gerekli beslenme ve sağlıklı yaĢama Ģekil ve
usullerini benimsetmek,
f) BoĢ zamanları iyi bir Ģekilde değerlendirme ve kullanma alıĢkanlıkları
kazandırmak,
g) Kısa süreli ve kademeli eğitim uygulayarak ekonomimizin geliĢmesi
doğrultusunda ve istihdam politikasına uygun meslekleri edinmelerini
sağlayıcı imkânlar hazırlamak,
h) ÇeĢitli mesleklerde çalıĢmakta olanların hizmet içinde ve mesleklerinde
geliĢmeleri için gerekli bilgi ve becerileri kazandırmaktır.
Yaygın eğitim, örgün eğitim ile birbirini tamamlayacak, gereğinde aynı vasıfları
kazandırabilecek ve birbirinin her türlü imkânlarından yararlanacak biçimde bir
bütünlük içinde düzenlenir. Yaygın eğitim; mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında
açılan kurslar, halk eğitimi, çıraklık eğitimi, uzaktan eğitim yoluyla ve iĢletmelerde
gerçekleĢtirilen teorik ve/veya uygulamalı kurslar veya hizmet-içi eğitimi Ģeklinde
gerçekleĢtirilmektedir.
İnformal Öğrenme
Plansız ve programsız, rastgele bir öğrenme olan informal öğrenme mesleki ve
teknik eğitim alanında bireylerin yetiĢmesini sağlayan bir öğrenme Ģeklidir. Sanayi ve
hizmet sektöründe bu Ģekilde yetiĢmiĢ çok sayıda kiĢi vardır. Hiç bir diploma veya
Ankara, Haziran 2010 17
sertifikaya sahip olmayan fakat alanında uzmanlaĢmıĢ, bulunduğu ortamda “alaylı”
unvanını kazanan bireyler mevcuttur.
ĠĢ hayatında yaygın eğitim ve informal öğrenme ile birey belirli bir yeterlilik
seviyesine çıkabilmektedir. Ancak resmi bir belge sahibi olmadığı için hakkettiği bir
konuma ve ücrete ulaĢması veya baĢka bir iĢletmede iĢ bulması kolay değildir. Bu
nedenle yaygın ve informal öğrenme yoluyla bireyin elde ettiği bilgi, beceri ve
yetkinlikleri belgelendirecek bir sisteme ihtiyaç vardır. Türkiye‟de hayat boyu öğrenme
kapsamında, bireylerin yaygın ve informal öğrenmelerinin resmî olarak
değerlendirilmesi ve tanınmasını sağlayan ulusal düzeyde kabul gören bir sistem
üzerinde çalıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Bu konu, eğitim sistemimizin önceliklerden biri
haline gelmiĢtir. Yaygın ve informal öğrenmenin değerlendirilmesi ve geçerliliğinin
sağlanması ile sistemler arasındaki uyumluluğun güçlendirilmesi, genel kalite ve kalite
güvencesinin geliĢtirilmesi; böylece gerek Avrupa Birliğine üye ülkelerle ve gerekse
diğer ülkelerle insan kaynakları çerçevesinde uyum içinde olunması mümkün
olabilecektir.
Genel, mesleki ve teknik yaygın eğitim alanında görev alan resmî, özel ve
gönüllü kuruluĢların çalıĢmaları arasındaki koordinasyon Millî Eğitim Bakanlığınca
sağlanmaktadır. Yüksek Planlama Kurulu tarafından 5 Haziran 2009 tarihinde yürürlüğe
konulan « Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve Eylem Planında» özellikle eğitim
sektöründeki kalite güvencesinin koordinasyonu Millî Eğitim Bakanlığına verilmiĢtir.
3797 Sayılı Kanunla mesleki ve teknik eğitimle ilgili hizmetleri yürütmek üzere,
ana hizmet birimlerinden Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğü, Kız Teknik
Öğretim Genel Müdürlüğü, Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğü, Çıraklık ve
Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile yardımcı birimler arasında yer alan Sağlık ĠĢleri
Dairesi BaĢkanlığı görevlendirilmiĢtir. Ayrıca, Özel Eğitim Rehberlik ve DanıĢma
Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ve Eğitim
Teknolojileri Genel Müdürlüğüne bağlı mesleki ve teknik eğitim yapılan kurumlar da
bulunmaktadır.
3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda
mesleki ve teknik eğitim birimlerini;
1- Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünün görevleri:
a) Endüstri meslek liseleri, teknik liseler, Anadolu meslek liseleri, Anadolu teknik
liseler, pratik sanat okulları ile aynı seviye ve türdeki diğer mesleki ve teknik örgün ve
yaygın eğitim kurumlarının eğitim, öğretim ve yönetimi ile ilgili bütün görev ve
hizmetlerini yürütmek,
b) Okul ve kurumlarının eğitim ve öğretim programlarını, ders kitapları ile eğitim
araç ve gereçlerini hazırlamak ve Talim ve Terbiye Kurulu'na sunmak.
2- Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğünün görevleri:
a) Kız meslek liseleri, kız teknik liseleri, Anadolu kız meslek liseleri, Anadolu kız
teknik liseleri, olgunlaĢma enstitüleri, pratik kız sanat okulları ile aynı seviye ve türdeki
diğer mesleki ve teknik örgün ve yaygın eğitim kurumlarının eğitim, öğretim ve
yönetimi ile ilgili bütün görev ve hizmetlerini yürütmek,
Ankara, Haziran 2010 18
b) Okul ve kurumlarının eğitim ve öğretim programlarını, ders kitapları ile eğitim
araç ve gereçlerini hazırlamak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
3- Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürlüğünün görevleri:
a) Ticaret meslek liseleri, otelcilik ve turizm meslek liseleri, sekreterlik meslek
liseleri, anadolu ticaret meslek liseleri, anadolu otelcilik turizm meslek liseleri, anadolu
aĢçılık meslek liseleri ile aynı seviye ve türdeki diğer mesleki örgün ve yaygın eğitim
kurumlarının eğitim, öğretim ve yönetimi ile ilgili bütün görev ve hizmetlerini
yürütmek,
b) Okul ve kurumlarının eğitim ve öğretim programlarını, ders kitapları ile eğitim
araç ve gereçlerini hazırlamak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
4- Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğünün görevleri:
a) Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanununa göre, aday çırak, çırak, kalfa ve ustaların
genel ve mesleki eğitimlerini sağlamak,
b) Örgün eğitim sistemine girmemiĢ, herhangi bir eğitim kademesinden ayrılmıĢ
veya bitirmiĢ vatandaĢları yaygın eğitim yoluyla genel veya mesleki ve teknik öğretim
alanlarında eğitmek,
c) Çıraklık ve yaygın eğitim kurumlarını açmak, eğitim, öğretim ve yönetimi ile
ilgili bütün görev ve hizmetlerini yürütmek,
d) Okul ve kurumlarının eğitim ve öğretim programlarını, ders kitapları ile eğitim
araç ve gereçlerini hazırlamak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.
5- Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığının görevleri:
a) Bakanlık personelinin ve bunların kanunen bakmakla yükümlü oldukları
ailelerinin muayene, tedavi ve diğer sağlık hizmetlerini yürütmek,
b) Tedavi giderlerini planlamak ve uygulamak,
c) Bakanlığa bağlı öğretim kurumlarındaki öğrencilerin ve diğer personelin sağlık
eğitim hizmetlerini ve gerekli sağlık taramalarını gerçekleĢtirmek,
d) Sağlık Bakanlığının olumlu görüĢü alınarak sağlık eğitim merkezleri, yaĢlılar
için dinlenme ve diğer sağlık kurumları açmak, bunlara ait sağlık eğitimi ve hizmetlerini
yürütmek, bu amaçla Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlık ve kurumlarla koordinasyon ve
iĢbirliği yapmak.
e) Sağlık meslek ve Anadolu sağlık meslek liselerine iliĢkin eğitim, öğretim ve
yönetimle ilgili bütün görev ve hizmetleri yürütmektir.
1.5. MESLEKĠ VE TEKNĠK OKUL/KURUMLARININ TANITIMI
Mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında öğrencilere; orta öğretim düzeyinde
asgari ortak genel kültür vermek, toplum sorunlarına duyarlı, yurdun ekonomik, sosyal
ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunma bilincini ve gücünü kazandırma amacına
yönelik ortak genel kültür dersleri ile birlikte alanlarına yönelik teorik ve uygulamalı
meslek dersleri okutulmaktadır.
MEB‟na bağlı mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları Ģunlardır:
Ankara, Haziran 2010 19
a) Örgün Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumları
Endüstriyel teknik alanlarda mesleki formasyon kazandıran, hem
yükseköğretime hem mesleğe hazırlayan ve aynı zamanda bir yabancı dil öğretilmesini
amaçlayan fen bilimleri ağırlıklı programların uygulandığı okullardır. Bu okullarda
Yabancı dil Almanca, Fransızca, Ġngilizce ve Japoncadır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Teknik Liseler/Kız Teknik Liseleri
Bu okulların 9‟uncu sınıfı ortaöğretim kurumlarının 9‟uncu sınıfı ile ortaktır.
9‟uncu sınıfta belirli derslerden, ilgili mevzuatında belirtilen baĢarıyı gösteren
öğrenciler isterlerse teknik liseye geçiĢ yaparak öğrenimlerini 10 uncu sınıftan itibaren
bu okulda sürdürürler. Teknik lisede öğrencilere, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda
endüstriyel teknik alanlarda mesleki formasyon verilmesi sağlanmakta, ayrıca,
öğrencileri hayata, iĢ alanlarına ve yükseköğretime hazırlayan, fen bilimleri ağırlıklı
programlar uygulanmaktadır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup sınavsız öğrenci alınmaktadır.
Anadolu Meslek Liseleri/Anadolu Kız Meslek Liseleri
Öğrencileri hayata, iĢ alanlarına ve yükseköğretime hazırlayan, endüstriyel
teknik alanlarda mesleki formasyon kazandıran ve aynı zamanda bir yabancı dilin
öğretilmesini amaçlayan programlar uygulanan okullardır. Bu okullarda Yabancı dil
Almanca ve Ġngilizcedir.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Anadolu Ticaret Meslek Liseleri
Muhasebe ve Finansman, Pazarlama ve Perakende, Büro Yönetimi ve
Sekreterlik, BiliĢim Teknolojileri, Elektrik-Elektronik Teknolojileri, UlaĢtırma vb.
alanlarda kamu ve özel sektörde görev alacak veya kendi baĢına iĢ yapabilecek, yabancı
dil bilir nitelikli insan gücünün yetiĢtirildiği okullardır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri
Hizmet sektörü içerisinde en önde gelen ve ülke ekonomisini kalkındıracak
döviz girdisinde en büyük paya sahip olan turizm sektörünün; Yiyecek Ġçecek
Hizmetleri, Konaklama ve Seyahat Hizmetleri, Eğlence Hizmetleri, Gıda Teknolojisi,
Güzellik ve Saç Bakım Hizmetleri, Hasta ve YaĢlı Hizmetleri, Denizcilik vb. alanlarda
sektörde görev alacak veya kendi baĢına iĢ yapabilecek, yabancı dil bilir nitelikli
elemanları yetiĢtiren okullardır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınav ve mülakatla
öğrenci alınmaktadır.
Anadolu İletişim Meslek Liseleri
ĠletiĢim Sektörünün ihtiyaç duyduğu; Gazetecilik, Radyo Televizyon, Halkla
ĠliĢkiler ve Organizasyon, Matbaa, Grafik ve Fotoğraf vb. alanlarda istihdam edilecek
yabancı dil bilir nitelikli ara insan gücünü yetiĢtiren okullardır.
Ankara, Haziran 2010 20
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınav ve mülakatla
öğrenci alınmaktadır.
Anadolu Tarım Meslek ve Tarım Meslek Liseleri
Ülke ekonomisine, tarımsal üretim yönünden katkıda bulunacak, tarımsal
iĢletme ve kuruluĢlarda baĢarı ile çalıĢabilecek hayvan sağlığı, bitki sağlığı, peyzaj ve
çevre düzenleme, su ürünleri, tarım alet ve makine kullanma, gıda analiz ve kontrol ile
ileri tarım tekniklerini baĢarı ile uygulayabilecek ve yapabilecek nitelikte pratik bilgi ve
beceriye sahip mesleki ve teknik eleman yetiĢtiren okullardır. Anadolu Tarım Meslek
Lisesinde yabancı dil Ġngilizcedir.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi
Tapu, kadastro ve harita programları ile yabancı dil bilen, ara kademede mesleki
ve teknik eleman yetiĢtiren okuldur. Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesinde
yabancı dil Ġngilizcedir.
Bu okulun eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesi
Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğünün merkez ve taĢra teĢkilatlarında
görev yapacak yabancı dil (Ġngilizce) bilen nitelikli iĢgücü ihtiyacını karĢılayan okuldur.
Bu okulun eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Anadolu Sağlık Meslek Lisesi HemĢirelik, Acil Tıp Teknisyenliği ve Laboratuar Teknisyenliği Bölümlerinde
öğrenim veren meslek okuludur. Bu okullarda Yabancı dil olarak Ġngilizce okutulmaktadır.
Bu okulun eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Adalet Meslek Liseleri
Adalet alanında istihdam edilecek orta kademedeki nitelikli insan gücünün
yetiĢtirildiği meslek liseleridir.
Bu okulun eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Sağlık Meslek Liseleri Ebelik, Sağlık Memurluğu, HemĢirelik, Acil Tıp Teknisyenliği, Anestezi
Teknisyenliği, Çevre Sağlığı Teknisyenliği, DiĢ Protez Teknisyenliği, Laboratuar Teknisyenliği, Ortopedi Teknisyenliği, Radyoloji Teknisyenliği ile Tıbbi Sekreterlik Bölümlerinde öğrenim veren meslek okullarıdır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup merkezi sistemle yapılan sınavla öğrenci
alınmaktadır.
Endüstri Meslek Liseleri
ÇeĢitli meslek alanlarında endüstrinin ihtiyaç duyduğu mesleki formasyon
verilmek suretiyle, hayata, iĢ alanlarına ve yükseköğretime hazırlayan programlar
uygulayan okullardır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup sınavsız öğrenci alınmaktadır.
Ankara, Haziran 2010 21
Kız Meslek ve Meslek Liseleri
Mesleki ve teknik alanlarda mesleki formasyon verilerek öğrencileri hayata, iĢ
alanlarına ve yüksek öğretime hazırlayan programlar uygulayan okullardır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup sınavsız öğrenci alınmaktadır.
Ticaret Meslek Liseleri
Muhasebe ve Finansman, Pazarlama ve Perakende, Büro Yönetimi ve
Sekreterlik, BiliĢim Teknolojileri, Elektrik-Elektronik Teknolojileri ve UlaĢtırma vb.
alanlarda kamu ve özel sektörde görev alacak veya kendi baĢına iĢ yapabilecek nitelikli
insan gücünün yetiĢtirildiği okullardır.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup sınavsız öğrenci alınmaktadır.
Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezleri (METEM)
Eğitim maliyetini azaltmak, kaynakları daha verimli kullanmak ve eğitimin
niteliğini artırmak amacıyla mesleki ve teknik eğitim alanında diplomaya götüren
Anadolu teknik lisesi, Anadolu meslek lisesi, teknik lise ve meslek lisesi seviyesindeki
ortaöğretim programlarının tümü, çıraklık eğitimi programları ile belge ve sertifikaya
götüren yaygın mesleki ve teknik eğitim programlarının uygulandığı kurumlardır.
Çok Programlı Liseler
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu‟nun 29. maddesi gereğince, küçük
yerleĢim birimlerindeki okulların bina ve tesislerinden, eğitim araçlarından, öğretmen
ve diğer personelinden azami derecede faydalanmak ve böylece kaynak israfını önlemek
amacıyla genel lise ve meslek lisesi programlarının bir yönetim altında uygulandığı
okullardır.
Çok programlı liselerin mesleki ve teknik ortaöğretim programlarından mezun
olanlara Meslek Lisesi Diploması verilmektedir. Bunlar bitirdikleri programın meslek
lisesi mezunlarına tanıdığı tüm hak, yetki ve sorumluluklara sahiptirler.
Bu okulların eğitim süresi 4 yıl olup sınavsız öğrenci alınmaktadır.
b) Yaygın Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumları
Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüleri
Öğrencilerin mesleki bilgi ve becerilerini geliĢtirerek meslek sahibi olmalarına
imkan sağlayan, yöresel Türk giyim ve el sanatlarını araĢtıran, geliĢtiren, değerlendiren
ve yaĢatılmasını sağlayan iki yıl süreli, döner sermaye ile çalıĢan kurumlardır.
OlgunlaĢma programlarına, en az ilköğretim okulu mezunu olanlar, Bakanlıkça
belirlenecek alan/dallara ise en az lise veya mesleki ve teknik orta öğretim programı
mezunları alınır.
İkili Mesleki Eğitim Merkezleri
Hükümetimiz ile Alman Hükümeti arasında imzalanan "Ġkili Meslek Eğitiminin
TeĢviki Projesi" çerçevesinde; motor ve endüstriyel elektronik meslek alanlarında,
örnek kalifiye teknik eleman, ustabaĢı ve usta öğreticilerin, ikili (dual) meslek eğitim
sistemi ile yetiĢtirilmesini sağlamak amacı ile kurulmuĢ merkezlerdir.
Bu merkezlere devam etmek isteyen öğrenciler, önce devam etmek istedikleri
meslek alanlarında üretim ve hizmet yapan bir iĢyeri ile mevzuatına uygun sözleĢmesini
yaptıktan sonra merkeze kayıt yaptırmaktadır. Öğrenciler 9 uncu sınıftan itibaren
haftada iki gün okulda teorik eğitim, 3 gün iĢletmelerde mesleki eğitim görmektedir.
Mesleki Eğitim Merkezleri
Ankara, Haziran 2010 22
Çıraklık eğitimi; ilköğretimi bitirip bir üst öğretime gitmeyen veya gidemeyen
ya da çeĢitli nedenlerle örgün eğitimin dıĢında kalmıĢ orta öğrenim çağındaki çocukların
ve gençlerin eğitimini kapsamaktadır. En az ilköğretim okulu mezunu olanlardan, 14
yaĢını tamamlamıĢ olanlar çıraklık eğitimine devam edebilmektedir. 19 yaĢından gün
almıĢ olanlarda bu yolla meslek edinebilmektedirler.
Çıraklık eğitimi; mesleğin özelliğine göre 2-4 yıl sürelidir. Bu eğitimi
tamamlayanlar kalfalık sınavlarına girebilmektedir. Eğitime devam etmeyenler ise
eğitim süresinin iki katı kadar mesleğinde çalıĢtıklarını belgelendirmeleri durumunda
kalfalık sınavına girebilmektedir. Kalfalık belgesi almaya hak kazananlar ustalık
eğitimine, Bakanlıkça belirlenen 2 yıl süre kadar devam etmeleri halinde ustalık
sınavına girebilmektedir. En az üç yıl süreli mesleki ve teknik orta öğretim
kurumlarından veya mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarından mezun olanlar,
Bakanlıkça düzenlenen ustalık eğitimi kurslarına katılabilecekleri gibi doğrudan da
ustalık sınavlarına girebilir.
Eğitime devam etmeyenler ise 5 yıl mesleğinde çalıĢtıklarını belgelendirmeleri
durumunda ustalık sınavlarına girebilmektedir. Ustalık belgesi olmayanlar müstakil iĢ
yeri açamamakta, usta olarak çalıĢamamaktadır.
Meslek kursları örgün eğitim sisteminden ayrılmıĢ, istihdam için gerekli
yeterliklere sahip olmayan kiĢileri iĢ hayatında istihdam imkânı olan görevlere
hazırlamak amacıyla düzenlenmektedir.
Yetişkinler Teknik Eğitim Merkezleri
Endüstriyel alanlarda kurslar yoluyla, en az ilköğretim okulu mezunu gençlere
meslek kazandırmak, mesleklerinde geliĢmek isteyenlerin mesleki bilgi ve becerilerini
yeni teknolojilere paralel olarak geliĢtirmek gayesi ile kurulmuĢ yaygın endüstriyel
teknik eğitim kurumlarıdır. Bu merkezlere yatılı kursiyer kabul edilmektedir.
Pratik Kız Sanat Okulları
Örgün eğitim kurumlarını tamamlamıĢ, herhangi bir kademesinden ayrılmıĢ
veya bu sisteme hiç girmemiĢ genç kız ve kadınlarımıza değiĢik süre ve kademelerde
düzenlenmiĢ modüler programlarla meslek eğitimi vermek amacıyla faaliyet gösteren
yaygın eğitim kurumlarıdır.
Turizm Eğitim Merkezleri(TUREM)
Turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yaygın eğitim yoluyla
yetiĢtiren eğitim kurumlarıdır.
Bu kurumlarda eğitim süresi 7 ay olup, eğitim teorik ve uygulamalı olarak
yapılmaktadır. Bu merkezlere yatılı kursiyer kabul edilmektedir.
Halk Eğitimi Merkezleri
Her yaĢ ve eğitim düzeyindeki insanımıza yönelik olarak; okuma-yazma
kursları, meslek kursları, sosyal kültürel kurslar ve uygulamaların düzenlendiği
merkezlerdir.
Özel Yaygın Eğitim Kurumları
Özel dershaneler, özel kurslar, özel mesleki ve teknik eğitim kursları, özel
motorlu taĢıt sürücüleri kursları, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri ile özel
öğrenci etüt eğitim merkezleri olarak faaliyet gösteren kurumlardır.
Mesleki Açık Öğretim Lisesi
Ankara, Haziran 2010 23
Mesleki Açık Öğretim Lisesi, ilköğretimini tamamlayan, ancak orta öğretime
devam edemeyenler ile orta öğretimden ayrılanlara farklı alanlarda öğrenim görme
fırsatı verip eğitim-öğretim imkânı sağlayarak hizmet vermektedir. Mesleki Açık
Öğretim Lisesi‟nde yaĢ sınırı yoktur.
Mesleki Açık Öğretim Lisesinde derslerin bir kısmı uzaktan eğitimle, bir kısmı
yüz yüze eğitimle verilmektedir. Yeni kayıt olan ve kayıt yenileyen tüm öğrenciler,
dönemlerine uygun olarak ortak, bazı alan ve seçmeli derslerden belirlenen tarihlerde
sınavlara girerler. Sınavlar, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara göre yapılır, yüz yüze
eğitimle verilen alan derslerinin sınavları ise eğitimin verildiği okul/kurum
müdürlüğünce yapılır.
Mesleki ve Teknik Açık Öğretim Okulu
Ġlköğretimini tamamlayan, bir meslek edinmek isteyen veya mesleğinde
ilerlemek isteyen bireylere uzaktan öğretim meslek kursları ve sertifika programları
açarak, baĢarılı olanlara belge/sertifika veren kurumdur.
Ankara, Haziran 2010 24
2. EĞĠTĠM ÖĞRETĠM FAALĠYETLERĠ
Örgün Eğitim
2002 yılından itibaren mesleki ve teknik ortaöğretimde okul ve öğrenci ve
öğretmen sayılarında sürekli bir artıĢ söz konusudur. 2002-2003 Eğitim Öğretim Yılında
% 72 genel ortaöğretim % 28 mesleki ve teknik ortaöğretim oranı var iken, bu oran
2009-2010 Eğitim Öğretim Yılında % 57 genel ortaöğretim % 43 mesleki ve teknik
ortaöğretim olarak gerçekleĢmiĢtir. Böylece, mesleki ve teknik ortaöğretimde % 15'lik
bir geliĢme sağlanmıĢtır. Aynı Ģekilde derslik ve öğretmen sayısında da belirgin artıĢlar
yaĢanmıĢtır. Özellikle 2007-2008 Eğitim Öğretim Yılından itibaren yaĢanan öğrenci
artıĢları önceki yıllarla karĢılaĢtırıldığında önemli artıĢlar yaĢandığı gözlenmektedir.
2007-2008 Eğitim Öğretim Yılında bir önceki yıla göre %20.31 oranında, 2008-2009
Eğitim Öğretim Yılında ise bu oran %23.75 olarak gerçekleĢmiĢtir. 2009-2010 Eğitim
Öğretim Yılında yaĢanan %7.51‟lik düĢüĢ yükseliĢ trendinin kalıcı olmadığı yönünde
endiĢeler uyandırmaktadır.
YaĢanan ciddi artıĢ oranlarında Türkiye‟de uygulanan projeler ve kampanyaların
yüksek etkiye sahip olduğu düĢünülmektedir. Ancak 2009-2010 Eğitim Öğretim Yılında
yaĢanan düĢüĢün sebepleri hakkında yargıya varmak için trendin daha uzun süreli
gözlenmesi gerektiği açıktır.
Tablo 1- Mesleki ve Teknik Eğitimde Okul, Öğrenci, Öğretmen Öğretmen
Başına Düşen Öğrenci Sayıları
MESLEKĠ VE TEKNĠK ORTAÖĞRETĠMDE OKUL, ÖĞRENCĠ,
ÖĞRETMEN VE ÖĞRETMEN BAġINA DÜġEN ÖĞRENCĠ SAYILARI
Öğretim
Yılı Okul Öğrenci
Bir Önceki
Yıla Göre
DeğiĢim
Öğretmen
Öğretmen
BaĢına DüĢen
Öğrenci
2002-2003 3.039 819.569 - 64.397 12,73
2003-2004 3.229 902.389 10,11 66.367 13,60
2004-2005 3.418 942.800 4,48 66.560 14,16
2005-2006 3.576 1.004.199 6,51 74.372 13,50
2006-2007 3.789 1.051.362 4,70 75.177 13,99
2007-2008 4450 1.264.870 20,31 83.569 15,14
2008-2009 4622 1.565.264 23,75 88.924 17,60
2009-2010 4824 1.819.448 16,24 94.966 19,15
Kaynak : MEB Ġstatistikleri
Ankara, Haziran 2010 25
Yaygın Eğitim
Türkiye‟de yaygın eğitim kapsamında değerlendirilen mesleki eğitim merkezleri, halk
eğitim merkezleri ve mesleki açıköğretim lisesi kapsamında son yıllardaki sayısal
durumu gösteren tablolara aĢağıda yer verilmektedir.
Mesleki eğitim merkezlerinde 2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı haricinde 2002 yılından
itibaren kısmi de olsa bir düĢüĢ yaĢandığı görülmektedir. Bu süre içinde merkez
sayısında, öğretmen sayısında ve kapsama alınan meslek sayısında artıĢ olmasına
rağmen çıraklık eğitiminin güçlendirilmesi amacıyla yapılan çalıĢmaların yetersizliğini
sergilemesi açısından Tablo 2. önemli bir gösterge niteliği taĢımaktadır.
Tablo 2- Mesleki Eğitim Merkezlerine ait Merkez, Öğrenci, Öğretmen ve Kapsamdaki
Meslek Sayıları
TÜRKĠYE GENELĠNDE MESLEKĠ EĞĠTĠM MERKEZLERĠNĠN SON BEġ
YILA ĠLĠġKĠN SAYISAL VERĠLERĠ
Öğretim Yılı Kapsamdaki
Meslek Sayısı
Mesleki
Eğitim
Merkezi Sayısı
Öğretmen
Sayısı
Aday Çirak,
Çırak ve
Kalfa Sayısı
2002-2003 346 292.930 5.064 195910
2003-2004 292 279.853 4.604 194244
2004-2005 359 333.255 4.555 194805
2005-2006 351 309.962 4.532 188657
2006-2007 354 307.744 4.469 162981
2007-2008 363 352.945 4.472 161486
2008-2009 392 299.306 4.480 191672
Kaynak : MEB Ġstatistikleri-Öğretim Yılı sonu itibarıyla alınmıĢtır.
Mesleki eğitim merkezlerinde 2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı haricinde 2002 yılından
itibaren kısmi de olsa bir düĢüĢ yaĢandığı görülmektedir. Bu süre içinde merkez
sayısında, öğretmen sayısında ve kapsama alınan meslek sayısında artıĢ olmasına
rağmen çıraklık eğitiminin güçlendirilmesi amacıyla yapılan çalıĢmaların yetersizliğini
sergilemesi açısından Tablo 2. önemli bir gösterge niteliği taĢımaktadır.
Ankara, Haziran 2010 26
Tablo 3. Halk Eğitim Merkezlerinde Yıllar İtibarıyla
Açılan Meslek Kurslarına Ait Veriler
ÖĞRETĠM
YILI
MESLEK
KURSLARI
Kurs
Sayısı
Kursiyer
Sayısı
2002-2003 11.123 510.128
2003-2004 12.379 577.073
2004-2005 35.505 678.842
2005-2006 42004 994.406
2006-2007 46.551 931.588
2007-2008 60.542 1.040.915
2008-2009 66.347 1.271.058 Kaynak : MEB Ġstatistikleri-Öğretim Yılı sonu itibarıyla alınmıĢtır.
Halk eğitim merkezlerinin mesleki kurs faaliyetlerinden yararlanan kursiyerlerin
sayısı ve açılan kurs sayısında yıllar itibarıyla önemli artıĢlar yaĢandığı Tablo 3‟ten
anlaĢılmaktadır. KuruluĢ yeri, esnek yapıları, talebe dayalı etkinlik gerçekleĢtirmeleri
halk eğitim merkezlerinin önemini tekrar gündeme getirmiĢ, bireyler tarafından mesleki
kurslar yanında sosyal amaçlı kurslar ve okuma yazma kursları için de yaygın olarak
kullanılır olmuĢtur.
Tablo 4. Mesleki Açıköğretim Lisesine Ait Sayısal Veriler
MESLEKĠ AÇIKÖĞRETĠM LĠSESĠ SON DÖRT YILA AĠT
VERĠLER
Eğitim öğretim yılı Toplam Erkek Kız
2005-2006 63615 32753 30862
2006-2007 55856 29451 26395
2008-2009 146 165 72 869 73 296
2009-2010 179.392 87 079 92 313
Kaynak : 2005-2007 yılları arasındaki veriler kurumun kendi sayfasından alınmıĢ olup aktif öğrenci
sayılarıdır. 2008-2010 yılları arasındaki veriler ise MEB istatistik yayınlarından alınmıĢtır.
MESLEKĠ TEKNĠK EĞĠTĠM MEZUNLARI
Mesleki teknik eğitimin durumunun tespit edilmesi için önemli bir gösterge
niteliği taĢıyan mezun değerlendirmesi uzun yıllar Türkiye‟de ihmal edilen alanlardan
biri olmuĢtur.
Ankara, Haziran 2010 27
Tablo 5 : Yıllar İtibarıyla Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Mezunlarına Ait
Sayısal Veriler
MESLEKĠ VE TEKNĠK ORTAÖĞRETĠM MEZUNLARI
Eğitim öğretim yılı Toplam Erkek Kız
2002-2003 186.835 114.311 72.524
2003-2004 220.537 133.833 86.704
2004-2005 197.069 116.331 80.738
2005-2006 219.738 133.042 86.696
2007-2008 108.235 66 528 41 707
2008-2009 182 450 95 637 86 813
TOPLAM 932.414 497.517 326.662 Kaynak : MEB Ġstatistikleri
Mesleki ve teknik ortaöğretim programlarından son altı yılda, 326.662‟si kız
olmak üzere toplam 932.414 öğrenci mezun olmuĢtur.
Mezun sayısında 2002-2003 Eğitim Öğretim Yılına göre 2008-2009 Eğitim
Öğretim Yılında % 18‟lik artıĢ meydana gelmiĢtir.
MEB‟e bağlı olarak faaliyet gösteren mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları
mezunlarının; güncel biliĢim teknolojileri vasıtasıyla web tabanlı olarak izlenmesi, söz
konusu kurumlarda verilen eğitimin hedeflere ulaĢma düzeyinin belirlenmesi ve eğitim
programlarının güncelliğinin sağlanması amacıyla “Mesleki ve Teknik Ortaöğretim
Kurumları Mezunlarının Ġzlenmesi Projesi” hazırlanmıĢtır. Bu amaç doğrultusunda;
mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarından 2001–2002 eğitim-öğretim yılından
itibaren mezun olanların istihdam edilme durumlarının tespiti, mezunların sistematik
olarak izlenmesi, elde edilen somut verilerin analizi, mesleki ve teknik ortaöğretim
programları için önerilerin geliĢtirilerek, programların talepler doğrultusunda
güncellenmesi, eğitim sisteminin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenerek mesleki ve
teknik eğitimin iĢ hayatının taleplerine uygunluğunun sağlanması, eğitim ile istihdam
arasındaki iliĢkinin güçlendirilerek bu eğitim-öğretim kurumlarında performansa dayalı
değerlendirmelerin yapılabilmesi proje aracılığıyla mümkün olabilmektedir. Bu
kapsamda 2007, 2008 ve 2009 yıllarında EARGED tarafından mezun izleme raporları
hazırlanmıĢtır.
PROGRAM ÇALIġMALARI
2005-2006 eğitim öğretim yılında üç yıllık genel, mesleki ve teknik liselerin
eğitim ve öğretim süresi ülke genelinde 9. sınıflardan baĢlamak üzere, kademeli olarak
4 yıla çıkarılmıĢtır.
Mesleki ve teknik eğitimde geniĢ tabanlı, yatay ve dikey geçiĢlere imkan veren
alan/dal esasına dayalı modüler yapıdaki çerçeve öğretim programları hazırlanmıĢtır.
Söz konusu öğretim programları Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi
Projesi (MEGEP) kapsamında 2003-2006 yılları arasında piyasa araĢtırmaları ve sektör
analizlerine dayalı olarak geliĢtirilmiĢtir. 42 alan ve 194 dal olarak hazırlanan bu
programlar, Talim Terbiye Kurulu‟nun 02/06/2006 tarihli ve 269 sayılı kararı ile
Ankara, Haziran 2010 28
kabul edilerek bütün mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında 2006-2007 Eğitim
öğretim yılından itibaren 9. ve 10. sınıflardan baĢlamak üzere kademeli olarak
uygulamaya konulmuĢtur. Yürütülen bu çalıĢmalarla;
Mesleki eğitim sistemimizi; AB ve geliĢmiĢ ülkelerdeki standartlara yükseltmek,
12 yıllık zorunlu eğitime geçiĢ için alt yapı oluĢturmak,
Sosyal ortak ve sivil toplum kuruluĢlarının mesleki eğitime eğilimlerini
artırmak,
Uluslararası standartlar (ISCED 97, ISCO 88) göz önüne alınarak ülke
ihtiyaçları doğrultusunda sosyal ortaklarla birlikte modüler yapıda mesleki
eğitim programlarını hazırlama,
hedeflenmiĢtir.
Alan ve dallara ait modüllerin yazımı, incelenmesi ve basım çalıĢmaları ilgili
birimlerin koordinesinde yürütülmektedir. 2006-2007 Eğitim öğretim yılında 10. sınıf
modüllerinin yazımı tamamlatılarak internet ortamında öğretmen, öğrenci ve diğer
ilgililerin kullanımına sunulmuĢtur.
Ayrıca;
58 alanda 4. seviyede 224 dalın eğitim standartları
tamamlanmıĢtır.
58 alanın 2., 3. ve 4. seviyede öğretim programları
tamamlanmıĢtır.
2010 Ocak ayı itibarıyla 58 alanda 6982 modülün yazımı tamamlanmıĢtır.
Öğretim programları, uzun dönemli (10-15 yıllık), geleceğe yönelik, “vizyonu”
olan bir giriĢimdir. Yenilenen öğretim programları ile 2023 yılına uzanan bir dönemde
ulaĢılmak istenen vizyon; “Atatürk ilkeleri ve inkılaplarını benimsemiĢ, temel
demokratik değerlerle donanmıĢ, bireysel farklılıkları ne olursa olsun araĢtırma-
sorgulama, eleĢtirel düĢünme, problem çözme ve karar verme becerileri geliĢmiĢ; yaĢam
boyu öğrenen ve insan haklarına saygılı, mutlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaĢları
yetiĢtirmek” hedeflenmiĢtir.
Bu vizyon çerçevesinden hareketle, programların yenilenmesinde;
Her öğrencinin öğrenebileceği, birey olarak kendine özgü olduğu ve
öğrenmenin bireyin gelecekteki yaĢamına ıĢık tutacağı anlayıĢı,
Bilgi, beceri, değer ve tutumların geliĢmesi yoluyla ”öğrenmeyi
öğrenmenin” gerçekleĢmesinin ön plana çıkarılması,
Öğrencilerin, düĢünmeye, soru sormaya ve görüĢ alıĢveriĢi yapmaya
özendirilmesi,
Öğrencilerin örf ve âdetlerimiz çerçevesinde ruhsal, ahlaki, sosyal ve
kültürel yönden geliĢmesinin sağlanması,
Öğrencilerin, haklarını bilen ve kullanan, sorumluluklarını yerine getiren
demokratik bireyler olarak yetiĢmeleri,
Toplumsal sorunlara karĢı duyarlılığın ön plana çıkarılması
Öğrencinin, öğrenme sürecinde deneyimlerini kullanmasına ve çevreyle
etkileĢim kurmasına fırsat verilmesi,
Öğrenme-öğretme yöntem ve tekniklerinde çeĢitliliklere yer verilmesi,
anlayıĢ ve ilkeleri esas alınmıĢtır.
Ankara, Haziran 2010 29
5450 Sayılı “Kamu Kurum ve KuruluĢlarına Bağlı Okulların Millî Eğitim
Bakanlığına Devredilmesi ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun” çıkarılmıĢtır Bu Kanunla diğer kamu kurum ve
kuruluĢlarına bağlı sağlık meslek liseleri, tarım meslek liseleri, adalet meslek liseleri ile
Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesi, Anadolu Meteoroloji Meslek Lisesi ve
Turizm Eğitim Merkezleri Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmıĢtır. MEBa devredilen bu
okulların öğretim programları yeniden düzenlenerek 2006–2007 eğitim öğretim yılında
uygulamaya konulmuĢtur.
Mesleki eğitimde klasik program yaklaĢımı yerine iĢ piyasasına, meslek
standartlarına ve yerel isteklere uyumlu, esnek, hızlı değiĢim gösterebilen, modüler ve
bütünselliğini koruyabilen, çağdaĢ anlayıĢa uygun, örgün, yaygın ve çıraklık eğitimi
programlarını bütünleĢtirme çalıĢmaları sürdürülmektedir.
Ulusal ve uluslar arası meslek standartlarını temel alarak mesleki ve teknik
alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek, denetim, ölçme ve değerlendirme,
belgelendirme ve sertifikalandırmaya iliĢkin faaliyetleri yürütmek suretiyle mesleki ve
teknik eğitim ve öğretim seviyesini yükseltmek için gerekli ulusal yeterlilik sistemi
kurmak ve iĢletmek üzere özel hukuk hükümlerine tabi, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nın (ÇSGB) ilgili kuruluĢu olarak kamu tüzel kiĢiliğine haiz, idari ve malî
özerkliğe sahip ve özel bütçeli Mesleki Yeterlilik Kurumu'nun (MYK) kurulması
« 21.09.2006 tarihli ve 5544 Sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu » ile
gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu Kanunun hazırlanmasından yürürlüğe konulmasına kadar her
aĢamada ÇSGB ve MEB‟in önemli katkıları olmuĢtur.
MEGEP kapsamında oluĢturulan meslek standardı geliĢtirme kapasitesinin alana
(sosyal ortaklar, sivil toplum kuruluĢları, iĢletmeler vb.) yaygınlaĢtırılması ve
sürdürülebilirliğin sağlanması için bir dizi faaliyet gerçekleĢtirilerek, sonuçta 571 adet
meslek analizi proje kapanıĢının ardından ulusal meslek standardı çalıĢmalarını baĢlatan
MYK‟ya devredilmiĢtir.
Yaygın Mesleki Eğitim Program Geliştirme Çalışmaları
Çıraklık Eğitimi Program Çalışmaları
Çıraklık eğitiminde uygulanmakta olan 36 meslek alanına ve 130 dala ait meslek
dalları, modüller meslek ders programları yeniden hazırlanmıĢ olup 2005- 2006 eğitim
öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulamaya konulmuĢtur.
Halk Eğitimi Kurs Programları Hazırlama Çalışmaları
Halk Eğitimi Merkezlerinde açılacak kurslarda uygulanmak üzere program
hazırlama faaliyetleri çerçevesinde bu güne kadar 205‟i modüler olmak üzere toplam
308 adet kurs programı hazırlanmıĢ ve bu programlar internet ortamında yayınlanarak
tüm kullanıcıların hizmetine sunulmuĢtur.
2005 yılından itibaren modül program formatına geçilmiĢ, böylece kaynakların
daha verimli kullanılması ve bilgiye ulaĢma süresinin kısaltılması amaçlanmıĢtır.
Ankara, Haziran 2010 30
Tablo 6 : Halk Eğitim Merkezleri Program Sayıları
HALK EGITIMI MERKEZLERI PROGRAM ÇALISMALARI
Yıllar Modüler Program Sayısı
2004-2005 100
2005-2006 105
Toplam 205
Mesleki Eğitim ve İstihdam :
Türkiye‟de mesleki ve teknik eğitimin gerek nicelik ve gerekse nitelik olarak
yeterli bir düzeyde olmadığı bilinen bir gerçektir. Günümüzde teknolojideki hızlı
değiĢim ile birlikte ortaya çıkan yeni bilimsel ve teknik alanlar, nitelikli iĢ gücüne
duyulan ihtiyacı her geçen gün artırmakta ve çağdaĢ teknolojileri içeren kaliteli bir
mesleki eğitimi zorunluluk haline getirmektedir. Dünyadaki bilimsel ve teknolojik
geliĢmelere bağlı olarak iĢ, sürekli olarak değiĢmektedir. ĠĢteki değiĢmeler, bireyin bir
iĢte istihdam edilebilmesi için gereken mesleki nitelikleri de farklılaĢtırmaktadır. ĠĢ için
gerekli mesleki niteliklerin değiĢmesinin, mesleki ve teknik eğitime kapsamlı
yansımaları olması gerekir. Mesleki ve teknik eğitimin güncelliğini koruyabilmesi,
değiĢime zamanında etkili cevap verebilmesine bağlıdır. ĠĢteki değiĢmeler, mesleki
eğitimin amaçlarında, içeriğinde, izlenen öğrenme-öğretme stratejilerinde, kullanılan
araç ve gereçlerde, öğretmen yeterliliklerinde değiĢiklik yapılmasını gerektirmektedir.
Mesleki eğitim dinamik bir özellik gösterir. Bu nedenle, mesleki eğitimin güncel
ihtiyaçlara cevap verebilmesi gerekmektedir.
Ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda kalifiye personel temininde zorluk
yaĢanmasına rağmen, mesleki eğitim mezunlarının iĢsizlik oranı yüksektir. Bu oran
2000 yılında yüzde 10,9‟dan 2005 yılında yüzde 13,3‟e [2009 yılında ise 13,5‟e]
yükselmiĢtir. Bu durum biliĢsel yetenekleri yüksek öğrencilerin mesleki eğitimi tercih
etmemesi, mesleki eğitim sisteminin iĢgücü piyasasının ihtiyaçlarını karĢılayacak
nitelikte olmaması, mevcut mesleki eğitim programlarının ilgili tüm taraflarla iĢbirliği
içinde güncellenmemesi, donanım eksikliği ve nitelikli eğitim personelinin yetersiz
olması gibi nedenlerden kaynaklanmaktadır (9. Plan, 231. Madde). Diğer ülkelerde
yapılan çalıĢmalarda, mesleki eğitim programlarının ilgili tarafların iĢbirliği ile
hazırlanması öne çıkmaktadır ; bilhassa iĢ piyasasının talepleri doğrultusunda
« öğrenme çıktılarının » tespit edilmesi ağırlık kazanmaktadır. Eğitim sektörünün bu
öğrenme çıktılarına göre eğitim programını hazırlaması, yetiĢtirilen öğrencinin
kazanımlarının değerlendirilmesi ve tamamlanan modül veya birimlerin
kredilendirilerek geçerlilik verilmesi üzerinde çalıĢılmaktadır. MEB, YÖK ve MYK
tarafından yürütülen ve geliĢtirilen hayat boyu öğrenme (HBÖ) kapsamındaki çeĢitli
projelerde « sosyal ortakların eğitim ve öğretim karar mekanizmalarına katılımının
sağlanması, değiĢik seviyelerde öğrenme çıktılalarının sektör yardımıyla hazırlanması,
örgün ve yaygın öğretim programlarının modül-birim-kredi değerlerinin belirlenmesi,
keza staj ve iĢbaĢında eğitim gibi faaliyetlerin kredilendirilmesi, danıĢmanlık ve
rehberlik, bilgilendirme sistemleri, önceki öğrenmenin tanınması (ÖÖT),
değerlendirilmesi ve geçerliliği, belgelendirme, kalite güvencesi » konuları
hedeflenmektedir.
Ankara, Haziran 2010 31
Mesleki ve teknik eğitimde gerçekleĢtirilen ve hedeflenen projelerde kalite ve
etkinliği yüksek, yeni anlayıĢlara uygun bir sistemin geliĢtirilmesi amaçlanmaktadır.
Öğretim programları modüler yapıda hazırlanmakta, kredi hesapları yapılmakta ve
uygulamaya konulmaktadır. Bununla birlikte okullarda halen sınıf geçme ve sınav
sistemi uygulanmaktadır. AB geçiĢ sürecinde örgün, yaygın ve informal öğrenmede
gerek yükseköğretimdeki Avrupa Kredi Transfer ve Biriktirme Sistemi (AKTS/ECTS-
European Credit Transfer and Accumulation System) gerekse Mesleki Eğitim ve
Öğretim Kredi Transfer ve Biriktirme Sisteminin (MKTS/ECVET- European Credit
Transfer and Accumulation System for Vocational Education and Training)
uygulanması çok yönlü avantajlar sağlamaktadır.
Okulların önemli bir bölümünün araç gereç, personel, yönetim vb. açısından
akredite edilmeye hazır duruma getirilmesi gereklidir. Kalite güvencesiyle ilgili standart
ve rehberlik hizmetlerini gösterecek el kitabının hazırlanması, yatay ve dikey geçiĢlerin
kolaylaĢtırılması ve geniĢletilmesi, kalite güvencesi sisteminin kurulup iĢletilmesi için
pilot projelerin kısa zamanda uygulanmaya konulması beklenmektedir. Eğitim
programlarının gözden geçirilerek düzenlenmesi, modül-birim yapılı programların,
istihdama yönelik olarak meslek-sektör alanlarına göre sertifikalanması üzerinde
durulmaktadır. Programların sürekli bir Ģekilde ilgili sektör katılımıyla
değerlendirilmesi, revize edilmesi, yerel ve teknolojik değiĢimlere uyum göstermesi
esas alınmaktadır. Bu arada okul ve eğitim merkezlerinin türlerinin ele alınarak revize
edilmesi beklenmektedir.
Kurumlar arası karĢılıklı güven ortamının artırılması için kurumların dıĢa
açılmasına, karĢılıklı bilgilendirmelere ve görüĢlere değer verilmesine, kısacası
Ģeffaflığa ihtiyaç vardır. Sektördeki iĢletmelerle olan diyaloğun sektörü temsil eden
STK‟larla yürütülmesi çok yönden kolaylık ve temsil bütünlüğü sağlayacaktır
Ankara, Haziran 2010 32
3. MESLEKĠ EĞĠTĠM VE ÖĞRETĠMDE STRATEJĠK
ĠLKELER
1.MESLEKĠ YETERLĠLĠK KURUMU YAPI VE GÖREVLERĠ, ULUSAL
YETERLĠLĠK SĠSTEMĠ
1.Mesleki Yeterlilik Kurumu Yapı ve Görevleri, Ulusal Yeterlilik
Sistemi
1.1 Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK)
Mesleki Yeterlilik Kurumunun (MYK) kurulmasıyla sonuçlanan süreç, ĠĢ ve ĠĢçi Bulma
Kurumunun/ĠĠBK‟nın (yeni adı ile Türkiye ĠĢ Kurumunun – ĠġKUR‟un)
koordinasyonunda, Dünya Bankası fon desteğiyle yürütülen Ġstihdam ve Eğitim
Projesiyle (EIP) baĢlatılmıĢtır. EIP"nin "Meslek Standartları Sınav ve Belgelendirme"
bileĢeni kapsamında, 1992 yılında üçlü katılımla Meslek Standartları Milli Protokolü
imzalanarak, Meslek Standartları Komisyonu (MSK) kurulmuĢtur. MSK'nın
gözetiminde AraĢtırma Teknik Hizmetler Birimi (ATHB)"nin 1995-2000 döneminde
yaptığı çalıĢmalar neticesinde, 250 meslek standardı taslağı ve soru bankası
oluĢturulmuĢtur. EĠP"nin sona erdiği 2000 yılında Ulusal Meslek Standartları Kurumu
(UMSK) Kanun taslağı tarafların katılımıyla hazırlanmıĢtır. Üzerinde uzun tartıĢmalar
yapılarak son Ģekli verilen UMSK taslağı 2004 yılında ÇSGB tarafından BaĢbakanlığa
sunulmuĢ ise de; kanun tasarısına dönüĢtürülmesi mümkün olmamıĢtır.
MEB‟nın koordinasyonunda sosyal taraflarla birlikte yürütülen Mesleki Eğitim ve
Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) çerçevesinde UMSK taslağı
revize edilmiĢtir. ÇSGB‟nın koordinasyonunda sekretaryası ĠġKUR tarafından
yürütülen çalıĢmalar kapsamında, kanun taslağı hakkında 2005 yılında Bakanlar
Kuruluna brifing verilmiĢtir. Bakanlar Kurulunun MYK"nın kurulması gerektiğine
iliĢkin mutabakatı doğrultusunda, AB müzakere süreci ĠĢ Kurma ve Hizmet Sunumu
faslı kapsamında, MYK"nın kurulacağı beyan edilmiĢtir.
MYK Kanun tasarısı olarak benimsenen tasarı, 2006 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisine sevkedilmiĢ ve Komisyonlarda görüĢüldükten sonra 21 Eylül 2006 tarihinde,
5544 sayılı Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) Kanunu olarak oy birliği ile kabul
edilmiĢtir. MYK, “ulusal ve uluslararası meslek standartlarını temel alarak, teknik ve
mesleki alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek; denetim, ölçme ve
değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya iliĢkin faaliyetleri yürütmek için
gerekli ulusal yeterlilik sistemini kurmak ve iĢletmek” üzere kurulmuĢtur7.
MYK; Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Sektör Komiteleri ve BaĢkanlık hizmet
birimlerinden oluĢmaktadır. Genel Kurul, kurumun en üst karar organı olup, 39 üyeden
oluĢmaktadır. Yönetim Kurulu, bir asıl ve bir yedek üyesi ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, bir asıl ve bir yedek üyesi Millî Eğitim Bakanlığı, bir asıl ve bir yedek üyesi
7 Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu, TBMM Kabul Tarihi 21.09.2006, No. 5544. Resmî Gazete‟de
Yayımlanma Tarihi: 07.10.2006, Sayı: 26312.
Birinci Ġlke: Ġstihdama Uygunluğun Güçlendirilmesi
Ankara, Haziran 2010 33
Yükseköğretim Kurulu, bir asıl ve bir yedek üyesi kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluĢları, bir asıl ve bir yedek üyesi iĢçi sendikaları konfederasyonları ve bir asıl ve
bir yedek üyesi de iĢveren sendikaları konfederasyonları temsilcileri arasından toplam
altı asıl ve altı yedek üye olmak üzere Genel Kurul tarafından seçilir. BaĢkanlıkta;
Meslek Standartları Dairesi BaĢkanlığı Sınav ve Belgelendirme Dairesi BaĢkanlığı
Hukuk MüĢavirliği Ġdari ve Mali ĠĢler Dairesi BaĢkanlığı bulunmaktadır.
1.2. MYK Görevleri
5544 sayılı MYK Kanunu‟nun 4 üncü maddesinde Kurumun görev ve yetkileri Ģu
Ģekilde sıralanmıĢtır:
Ulusal mesleki yeterlilik sistemi ile ilgili yıllık geliĢme planlarını hazırlamak,
geliĢtirmek, uygulamasını yapmak veya yaptırmak, denetlemek; bunlara iliĢkin
düzenlemeleri yapmak.
Standartları belirlenecek meslekleri belirlemek ve bu standartları hazırlayacak
kurum ve kuruluĢları tespit etmek.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu‟na tâbi teknik ve mesleki eğitim veren
yüksek öğretim kurumlarında ulusal meslek standartlarına uygun eğitim ve
öğretimin yapılabilmesi için YÖK ile; orta öğretim düzeyindeki mesleki ve
teknik eğitim veren öğretim kurumlarında ulusal meslek standartlarına uygun
eğitim ve öğretimin yapılabilmesi için MEB ile iĢbirliği yapmak.
Ulusal meslek standartlarını temel alarak, teknik ve mesleki alanlarda ulusal
yeterliliklerin esaslarını belirlemek.
Ulusal mesleki yeterlilikler alanındaki eğitim ve öğretim kurumlarını ve
programlarını akredite edecek kurumları belirlemek.
Sınav ve belgelendirme sistemi kapsamında; yeterliliği belgelendirecek
yetkilendirilmiĢ kurumları belirlemek ve sınavlarda baĢarılı olanlara sertifika
verilmesini sağlamak.
Türkiye'de çalıĢmak isteyen yabancıların sahip oldukları mesleki yeterlilik
sertifikalarının doğruluğunu belirlemek.
Ulusal mesleki yeterlilik standartlarını dünyadaki ve teknolojideki geliĢmelere
uygun olarak geliĢtirmek, yeterlilik standartlarını yükseltmek ve uluslararası
alanda tanınmalarını sağlamak.
Mesleki alan ve sektörler arasındaki yatay ve dikey geçiĢler için gerekli
yeterliliklerin belirlenmesini sağlamak.
Diğer ülkelerdeki benzer kurum ve kuruluĢlarla iĢbirliği yapmak, hizmet satın
almak, projeler geliĢtirmek ve uygulamak, eğitim, araĢtırma, konferans, seminer
ve yayın faaliyetlerinde bulunmak.
Ankara, Haziran 2010 34
HBÖ‟yi desteklemek ve teĢvik etmek.
Faaliyet alanına giren sair her türlü çalıĢmayı yapmak.
MEB‟nın 19.08.2008 tarih ve 6334 sayılı yazısındaki teyidi ile birlikte MYK Avrupa
Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) Ulusal Koordinasyon Noktası olarak belirlenmiĢ, yine
MEB‟nın 26.12.2008 tarih ve 10118 sayılı yazısında bahsedildiği üzere de Aralık
2008‟den itibaren AYÇ DanıĢma Kurulunda ülkemizi MYK BaĢkanının, yokluğunda
ise MYK Meslek Standartları Dairesi BaĢkanının temsil etmesi kararlaĢtırılmıĢtır.
Katılım Öncesi Mali Araç (IPA) çerçevesinde 2007 programlama yılı kapsamına alınan
“Türkiye‟de Mesleki Yeterlilik Kurumunu ve Ulusal Yeterlilik Sistemini Güçlendirme”
projesinin 2010 yılı ikinci çeyrekte sözleĢmesinin imzalanması öngörülmektedir.
Projenin teknik destek bölümünün AYÇ ile referanslama sürecini de içermesi
Kurumumuzca sağlanmıĢtır. Buna göre, 2010 yılı ikinci çeyrekten itibaren YÖK, MEB,
MYK ve ilgili diğer paydaĢların iĢbirliği ve koordinasyon içerisinde etkin rol alarak
AYÇ ile referanslama çalıĢmalarının baĢlatılması öngörülmektedir.
Ek olarak, MYK‟nın Ulusal Europass Merkezi olma talebi DıĢiĢleri Bakanlığı aracılığıyla
ilgili taraflara iletilmiĢ ve Brüksel Daimi Temsilciliğimizin AB Komisyonuna hitaben
yazdığı 28 Temmuz 2008 tarihli yazı ile MYK Ulusal Europass Merkezi olarak
görevlendirilmiĢtir.
Ulusal Europass Merkezi olarak kurumun görevleri; Europass belgelerinin yönetimini
koordine etmek; Europass'ı ve Europass belgelerini tanıtmak; Bilgi ve rehberlik
merkezlerinin Europass ve Europass belgeleri hakkında iyi bir Ģekilde bilgilendirilmesini
sağlamak, Tüm Europass belgelerinin ayrıca kâğıda basılmıĢ versiyonlarının bulunmasını
sağlamak, Avrupa Ulusal Europass Merkezleri‟nde bir ulusal ortak görevi yapmaktır.
1.3.Ulusal Yeterlilik Sistemi
MYK Ulusal Yeterlilik Sistemini(UYS) kurmak ve iĢletmekten sorumludur. Ulusal
Yeterlilik Sistemi; eğitim ile istihdam arasında doğru iliĢkiyi kuran, uluslararası
kıyaslanabilirlik altyapısı oluĢturan, nitelikli iĢgücüne eriĢimi kolaylaĢtıran, mesleki
yeterliliklerin değerlendirilmesinde geçerlilik, güvenilirlik ve Ģeffaflığı sağlayan,
ilerleme yollarını daha açık hale getiren ve kariyer hareketliliğini destekleyen, önceki
öğrenmeyi tanıyan, istihdamı, verimliliği ve ulusal rekabet gücünü arttıran bağımsız,
Ģeffaf ve kalite güvencesi sağlanmıĢ bir sistemdir. UYS‟de ilk basamak iĢ piyasasının
ihtiyaçları doğrultusunda meslek standartlarının hazırlanmasıdır. Hazırlanan meslek
standartları hem mesleki ve teknik eğitim-öğretim müfredatlarına hem de ulusal
yeterliliklere girdi sağlayacaktır. Ġkinci olarak ulusal yeterlilikler geliĢtirilecek ve
yeterliliklere göre yapılacak olan sınav ve belgelendirme sonucunda bireylerin sahip
oldukları bilgi beceri ve yetkinliklerin MYK onaylı sertifikalarla resmi olarak tanınması
sağlanacaktır. Öğrenme çıktılarının güvenilir olarak belgelendirilmesi ile iĢverenlerin
talep ettiği iĢgücüne ulaĢması, bireylerin ise niteliklerine uygun iĢ bulmaları
sağlanacaktır. Yeterliliklerin gerektirdiği bilgi beceri ve yetkinliği kazanmak isteyen
adaylar ilgili yeterliliğe göre hazırlanmıĢ eğitim ve öğretim programlarını sunan
akredite eğitim kuruluĢlarına baĢvurarak yeterlilik için gerekli eğitimi alabileceklerdir.
UYS‟nin kurulması ülkemiz için çok önemli bir adım olmakla beraber daha da önemlisi
Ankara, Haziran 2010 35
sistemin kalitesinin, sürdürülebilirliğinin ve güncelliğinin sağlanmasıdır. Meslek
standartları ve yeterliliklerin hazırlanması sürecinde ilgili taraflar ve uzman kiĢilerin
sürece dâhil olması, görüĢ alma süreci ve sektör komitesinin iĢlevi ve MYK‟nın tüm
süreçlere iliĢkin belirlediği usul ve esaslar çıktılarının kabul edilebilirliğini ve kalitesini
sağlayacaktır.
2. Ulusal Meslek Standartları, Ulusal Yeterlilikler Ve Öğretim
Programları Ülkemizin en büyük problemlerinden biri mevcut genç nüfusun kalifiye iĢgücü haline
dönüĢtürülememesi ve bunun sonucu olarak iĢsizliğin her geçen gün artmasıdır. Bu
problemin nedenlerinden biri de eğitim ve istihdam arasında doğru iliĢkinin kurulamıyor
olmasıdır. Örgün ve yaygın mesleki ve teknik eğitim kurumlarından verilen diploma veya
belgeler, kiĢilerin sahip oldukları bilgi ve becerileri güvenilir bir biçimde yansıtamamakta
ve iĢ dünyası tarafından kabul görmemektedir. Ayrıca herhangi bir eğitim almadan,
çalıĢarak beceri edinen kiĢilerin büyük bir bölümü sahip oldukları bilgi, beceri ve
yetkinlikleri belgelendirme imkânı bulamamaktadır.
ĠĢçi, iĢveren ve eğitim dünyasını bir araya getirecek bir kurum kurulması birçok ülkede bu
sorunun çözümü olarak kabul edilmiĢtir. Ülkemizde de tüm tarafları aynı platformda
buluĢturan MYK kurularak sorunun çözümünde ilk adım atılmıĢtır.
Eğitim ile istihdam bağlantısının sağlıklı kurulabilmesi; iĢgücü, arz ve talebinin uyumlu
hale getirilebilmesi için öncellikle meslek standartları hazırlanmaktadır. Mevcut ihtiyaçlar
ve geleceğe dönük eğilimler dikkate alınarak tanımlanan ulusal meslek standartları mesleki
teknik eğitim yoluyla nitelikli insan kaynağı oluĢturulmasını sağlayacaktır. Meslek
standardı bir mesleğin baĢarı ile icra edilebilmesi için gerekli bilgi, beceri, tavır ve
tutumların neler olduğunu gösteren asgari normları içeren teknik bir uzlaĢma belgesidir.
Ulusal mesleki yeterlilik ise yetkilendirilmiĢ belgelendirme kuruluĢlarınca yapılan
değerlendirmelerle tespit edilen ve MYK tarafından onaylanarak ulusal yeterlilik
çerçevesine yerleĢtirilen, bireyin sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinliktir. Ulusal
meslek standartları ve ulusal yeterlilikler ilgili kurum/kuruluĢlarca MYK tarafından
belirlenen usul ve esaslar doğrultusunda hiçbir maddi hak talep etmeksizin gönüllülük
esasına göre hazırlanmaktadır. Meslek standardı ve yeterlilik hazırlamak üzere baĢvuru
yapan kuruluĢlar sektörünü temsil etme yeteneği; sürece ilgili sosyal tarafların etkin olarak
katılımını sağlamaları; mali, fiziki ve beĢeri altyapıya sahip olmaları gibi görevlendirme
ölçütleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Hazırlanan meslek standartları ve
yeterlilikler mesleki eğitimin güncel ihtiyaçlara uygun verilebilmesini, iĢgücünün yeni
mesleklerde iĢ bulabilmesini, bireylerin sahip oldukları bilgi, beceri ve yetkinliklerin resmi
olarak belgelendirilmesini ve yeni beceriler edinerek sürekli kendini geliĢtirmesini
sağlamalıdır. Bu kapsamda UMS, Kurum tarafından, sektörden gelen talepler ve iĢ
piyasasının ihtiyaçları esas alınarak en geç beĢ (5) yılda bir güncellenecektir. Ayrıca ulusal
ve uluslar arası meslek standartlarında değiĢiklik olduğunda bu değiĢiklikler 1 yıl içerisinde
meslek standardını temel alan yeterliliğe yansıtılacaktır. Ġlgili tarafların talepleri
doğrultusunda meslek standartlarına bağlı kalmaksızın yeterlilikler güncellenebilecektir.
Eğitim ve istihdam arasında doğru iliĢkinin kurulabilmesi için meslek standartları ve
yeterliliklerin hazırlanmasını takiben mesleki ve teknik eğitim müfredatının standart ve
yeterliliklere göre güncellenmesi gerekmektedir. Kurum bu amaçla Yüksek öğrenim
kurumlarında ve orta öğretim düzeyindeki mesleki ve teknik eğitim veren öğretim
kurumlarında ulusal meslek standartları ve yeterliliklere uygun eğitim ve öğretim
yapılabilmesi için ilgili kurumlar ile iĢbirliği yapacaktır. Ayrıca yeterliliklerin gerektirdiği
Ankara, Haziran 2010 36
bilgi, beceri ve yetkinliği bireye kazandırmak için gerekli eğitim ve öğretim programlarını
sunan kamu ve özel eğitim kurumlarının akreditasyonu ile de yeterliliklere göre eğitim-
öğretim verilmesi sağlanacaktır. Eğitim kuruluĢlarının akreditasyonu, eğitim ve öğretim
kurum ve kuruluĢlarının ilgili ulusal yeterlilikte tanımlanan eğitim programının ilgili
yeterliliğin gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinliği kazandırmak üzere teorik ve uygulamalı
yöntemlerle MYK tarafından belirlenmiĢ Ģartlara uygun oluĢturulmuĢ sistem dâhilinde
verildiğinin tespiti ve belgelendirilmesidir. Bu sistemde eğitim ve öğretim kurumları;
mesleki yeterlilik kazandıran, orta ve yüksek öğretim dâhil, tüm mesleki ve teknik, örgün ve
yaygın, kamu ve özel eğitim kurumları ile bunların izniyle muhtelif programlar uygulayan
kurum/kuruluĢlardır. MYK sertifikalarının etkinlik ve güvenirliğinin sağlanması ile
belgelere ulaĢmak isteyen birey sayısının artması ve akredite eğitim programını
tamamlayanlar için, ilgili eğitim programı dikkate alınarak, teorik sınavdan muaf tutma
dâhil sınavların kapsamı daraltılabilecek olması sebebiyle akredite eğitim öğretim
kuruluĢlarına olan talebin artması ve bu kuruluĢların ülke çapında yaygınlaĢması
öngörülmektedir. Eğitim ve öğretim kuruluĢları MYK tarafından yetkilendirilen eğitim
akreditasyon kuruluĢları tarafından akredite edileceklerdir. Eğitim ve öğretim kuruluĢlarının
akreditasyonunda esas alınacak değerlendirme ölçütleri, MEB, YÖK, eğitim akreditasyon
kuruluĢları, iĢçi, iĢveren ve meslek kuruluĢlarının görüĢleri alınarak MYK Yönetim Kurulu
tarafından belirlenecektir.
Kamu eğitim ve öğretim kurumlarının akreditasyonunda yetkilendirilmek üzere ilgili
bakanlıklar, kurumlar ile iĢçi, iĢveren ve meslek örgütleri temsilcilerinden bir kurul
oluĢturulacak ve bu kurulun oluĢturulmasına ve çalıĢmasına iliĢkin usul ve esaslar; ilgili
bakanlık, kurum ve kuruluĢların birlikte düzenleyecekleri bir protokolle belirlenecektir. Tüm ülkelerde, mesleki eğitim ve öğretim sistemlerinin önündeki en büyük güçlük, eğitim
standartlarının (öğretim programı), iĢ piyasasının ihtiyaç duyduğu meslek standartlarına
(yeterlilikler) uygun olmasının sağlanmasıdır. Türkiye‟de, meslek standartlarına dayanarak
bir mesleki yeterlilikler sistemi kurmaktan sorumlu bir kamu kuruluĢu olan MYK‟nın yakın
tarihteki kuruluĢu, mesleki eğitim ve öğretim öğretim programlarına yeterliliğe dayalı
amaçlar sağlayacak ve bu alandaki baĢarılarının sürdürülebilirliğini temin edecek olumlu bir
kurumsal geliĢmedir.
Avrupa‟da elde edilen deneyimler, eğitim ve meslek standartları arasındaki iliĢkinin
düzenlenmesinde çeĢitli seçeneklerin mevcut olabileceğini öne sürmektedir. Bu aĢağıdaki
Ģekillerde gerçekleĢtirilebilir:
Ġdari/mali özerkliğe sahip olan ve sosyal ortakların güçlü bir Ģekilde temsil
edildiği (Alman BIBB‟sinde örneklendirildiği Ģekilde) bağımsız bir kamu
kuruluĢu tarafından. Bu kuruluĢ eğitim bakanlıklarının dıĢında yer almasına
rağmen, bu bakanlıklar ile iĢbirliği içinde çalıĢır;
Ya da, MEB temsilcilerini (okul müdürleri/uzmanlar, öğretmenler), iĢverenler ve
sendika temsilcilerini (Fransa Eğitim Bakanlığı‟nın CPClerinde –yani,
Profesyonel Danışma Komisyonlarında – örneklendirildiği Ģekilde) içeren üç
taraflı komisyonlar aracılığıyla faaliyet gösteren; Eğitim Bakanlığı
bünyesindeki yatay bir daire tarafından.
Burada önemli nokta, iki ülkede de, aralarında uygun bağlantıların sağlanması amacıyla,
meslek ve eğitim standartlarının aynı kurum tarafından geliĢtirildiğidir. Türkiye‟de,
meslek standartlarından, bağımsız bir kamu makamı olan MYK‟nın sorumlu olması
seçilmiĢtir, diğer yandan öğretim programları MEBtarafından geliĢtirilmektedir. Bu
düzenlemenin düzgün bir Ģekilde iĢlemesi isteniyorsa, MYK ve MEB arasında güçlü ve
yakın iĢlevsel iliĢkilerin kurulması gerekmektedir. Bunun baĢarılabilmesi için de, MEB
Ankara, Haziran 2010 37
bünyesindeki öğretim programı geliĢtirme kapasitesinin, aĢağıdaki amaçları içerecek
Ģekilde güçlendirilmesi gerekebilir:
Mesleki eğitim ve öğretim öğretmenleri, uzmanları ve sosyal ortakların sürecin
her aĢamasına dâhil edilmesi suretiyle, mesleki eğitim ve öğretim
programlarının ve eğitim modüllerinin MYK standartlarına dayanılarak
tasarlanması,
Bu modüllerin mesleki eğitim ve öğretim okullarında ve Mesleki Eğitim
merkezlerinde kullanılması için gerekli olan ekipman ve ders kitaplarının
belirlenmesi,
Yeni öğretim programlarının düzgün bir Ģekilde öğrencilere sunulmasının
sağlanmasına yönelik olarak, öğretmen eğitimi ihtiyaçlarının değerlendirilmesi.
Bu, MYK ile yakından bağlantılı yatay bir daire Ģeklinde olabilir. Bunun baĢarılabilmesi
için, halen kanunla kurulmuĢ olan METARGEM gibi bir biriminin statüsü, yetki ve
kapasitesinin geniĢletilmesi gerekebilir.
Tablo 7. Mesleki Yeterlilik Kurumu Performans Göstergeleri
Tablo 7. Mesleki Yeterlilik Kurumu Performans Göstergeleri
Performans Göstergesi 2010 2011 2012 2013 2014 2015
UMS hazırlamak için imzalanan protokol sayısı (adet)
17 12 10 * * *
Ulusal Yeterlilik için imzalanan protokol sayısı (adet)
20 22 24 18 * *
Protokoller kapsamında işbirliği yapılan kuruluş sayısı (adet)
25 18 15 ** ** **
Aktif olarak çalışmalarını yürüten sektör komitesi; toplantı sayısı (adet; adet)
18; 45
26; 60
26; 65
26; 60
26; 60***
26; 65***
UMS sayısı (adet) 135 200 210 206 **** *****
Revize edilen UMS sayısı (adet)
- - 20 50 100 200
Ulusal yeterlilik sayısı (adet) 90 200 200 200 200 200
Revize edilen ulusal yeterlilik sayısı (adet)
- 5 45 95 135 250
*2012 yılında protokol imzalama sürecinin büyük ölçüde tamamlanacağı
öngörülmüĢtür. ĠĢ piyasası ve eğitim kurumlarından gelen talep doğrultusunda yeni
protokoller imzalanabilecektir.
Ankara, Haziran 2010 38
**2012 yılında protokol imzalama sürecinin büyük ölçüde tamamlanacağı
öngörülmüĢtür. ĠĢ piyasası ve eğitim kurumlarından gelen talep doğrultusunda yeni
protokoller imzalanabilecek, protokoller kapsamında iĢbirlikleri yapılabilecektir.
***2013 yılında kısa ve orta vadeli sektörel önceliklerin tamamlanmasıyla UMS
hazırlama sürecinin büyük ölçüde tamamlanacağı öngörülmüĢtür. ĠĢ piyasası ve eğitim
kurumlarından gelen talep doğrultusunda hazırlanacak yeni meslek standartları
taslaklarının ve revize edilen UMS‟lerin incelenmesi amacıyla komite toplantıları
gerçekleĢtirilebilecektir.
****2013 yılında kısa ve orta vadeli sektörel önceliklerin tamamlanmasıyla UMS
hazırlama sürecinin büyük ölçüde tamamlanacağı öngörülmüĢtür. ĠĢ piyasası ve eğitim
kurumlarından gelen talep doğrultusunda ihtiyaç duyulan alanlarda yeni UMS
hazırlanabilecektir.
PG 1: Ġmzalanan protokol sayısı: Yıl bazında meslek standardı hazırlamak üzere
yetkilendirilen kuruluĢlarla imzalanan protokol sayısını ifade etmektedir.
PG 2: Protokoller kapsamında iĢbirliği yapılan kuruluĢ sayısı: Yıl bazında imzalanan
protokoller kapsamında iĢbirliği yapılan kuruluĢ sayısını ifade etmektedir. Bir protokol
ile birden fazla kuruluĢ ile iĢbirliği yapılabilmektedir.
PG 3: Aktif olarak çalıĢmalarını yürüten sektör komitesi/toplantı sayısı: KuruluĢ
çalıĢmaları tamamlanarak ilk toplantısı yapılmıĢ sektör komitesi aktif kabul
edilmektedir. 2009 yılında öncelikli 10 sektörün sektör komiteleri faal hale
getirilecektir. 2011 yılında da tüm sektörlerde komiteler aktif hale getirilecektir. Sektör
komitesi toplantı sayısı sektör komitelerinin aktif olarak çalıĢtığını göstermektedir.
Toplantı sayısı sadece meslek standardı ve yeterliliklerin değerlendirildiği toplantıları
değil, sektörü yönlendirici kararların alındığı toplantıları da kapsamaktadır.
PG 4: UMS sayısı: Ülkemizde toplam 400 meslek ve her mesleğin iki seviyesinin
olduğu değerlendirilmiĢtir. Buna göre 800 UMS hazırlanacağı öngörülmüĢtür. 2009
yılında 65 meslek standardının hazırlanmıĢ olacağı öngörülmektedir.
PG 5: Revize edilen UMS sayısı: UMS‟lerin en geç 5 yılda bir revize edilmesi
gerekmekle birlikte erken revizyonlara ihtiyaç duyulabileceği düĢünülerek bu süre
ortalama 4 yıl olarak belirlenmiĢ ve 2012 yılında revizyon baĢlatılmıĢtır.
PG 6: Ulusal yeterlilik sayısı: Yıl bazında hazırlanan ulusal yeterlilik sayısını ifade
etmektedir. Plan döneminde 800 yeterlilik hazırlanacaktır. Yeterlilik türlerinin
belirlenmesinden sonra küçük yeterliliklerin oluĢması ve sayının artması öngörülmüĢtür.
Plan döneminde küçük yeterlilikler dâhil toplamda 1150 yeterlilik hazırlanacağı
öngörülmüĢtür.
PG 7: Revize edilen ulusal yeterlilik sayısı: Hazırlanan yeterliliğin iki yıl içerisinde
revizyona ihtiyaç duyabileceği öngörülmüĢ, 2011 yılında revizyon baĢlatılmıĢtır.
3. Ölçme, Değerlendirme ve Belgelendirme Sistemi
3.1 Mevcut durum
Ankara, Haziran 2010 39
Çoğu AB ülkesinde, geleneksel disipliner bilgi yerine, sektörler tanımladığı meslek
standartlarına ve beklenen öğrenme çıktılarına uygun hazırlanan, “bilgi, beceri ve
yetkinlikler” kazanılmasını hedefleyen öğretim programları uygulanmaya baĢlamıĢtır.
Öğrencinin kazandığı bilgi, beceri ve yetkinlikler öğrenme çıktıları açısından
ölçülmekte, değerlendirilmekte, geçerlilik verilmekte ve belirli bir seviyeye eriĢildi ise
resmî belgesi (yeterliliği), yani diploma veya sertifikası verilmektedir. Eğer henüz
belirli seviyeye ulaĢılmadı ise kazanılmıĢ birim ve/veya kredileri geçerlilikleri
belgelendirilmetedir. Halen ülkeler bu prosedürlerin Ģeffaf, güvenilir, kolay eriĢilebilir
hale gelmesi için çaba sarf etmektedirler. Bu çabaların mesleki eğitim ve öğretim
mezunları için daha iyi bir istihdam ve hareketlilik sağlayacağı aĢikardır.
Türk mesleki eğitim ve öğretim sisteminde mesleki ve teknik eğitim veren okullarda
öğrenci performansının değerlendirilmesine iliĢkin standartlaĢtırılmıĢ prosedürler henüz
oluĢturulmamıĢtır. Özellikle okullar arasında büyük kalite farklılıkları vardır; mesleki
eğitim ve öğretim sisteminin dıĢ gözetim ve denetimden bağımsız olarak okul-tabanlı
değerlendirmeleri, sosyal ortaklara ve yükseköğretim kurumlarına güven
vermemektedir. Öğrenim sürecinin Ģeffaflığı, güvenilirliği ve istihdam ihtiyaçlarına
uygunluğu için, öğrenci performansının ulusal seviyede ölçülmesine ve
değerlendirmesine iliĢkin standartlaĢtırılmıĢ bir sisteme ihtiyaç vardır. Bu bağlamda
mevcut öğretim programlarının/müfredatların MYK tarafından çıkarılan ulusal meslek
standartlarını hedef alan ve ISCED 97 ye göre alan bazında tasarlanan öğretim
programlarına dönüĢtürülmesi hedeflenmelidir. Her bir öğretim programı birden fazla
meslek standardını hedefleyebilecektir ve son dönemlerinde/yarıyıllarda dallara
ayrılarak eğitimi sürdürecektir. Sektörler tarafından belirlenen öğrenme çıktıları
programlara öğrenme çıktısı olarak yerleĢtirilmelidir. Modüler yapıda hazırlanan
programların son dönemlerinde/yarıyıllarında meslek alanlarının dallara ayrılarak
birbirine yakın meslek standartlarına karĢılık gelen yeterlilikler verilebilecektir.
MYK‟ya bireylerin değerlendirilmesi ve sertifikalandırılmasına iliĢkin prosedürler ile
ilgili önemli sorumluluklar verilmiĢtir. Bu, sistemdeki önemli bir kurumsal açığı
kapattığından, olumlu bir geliĢmedir. Öğrenim sürecinin MYK değerlendirme
prosedürlerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi meslek okullarının lehine olacaktır.
Çünkü öğrenciler MYK tarafından akredite edilmiĢ merkezler tarafından
değerlendirilecek ve ortaöğretimden sonra ulusal-çapta tanınan ve MYK tarafından
onaylanan sertifikalara sahip olacaktır.
MYK sertifikalarının Türkiye‟de mesleki yeterliliklerin tanınması sürecinin son aĢaması
olması beklenmektedir. Değerlendirme, geçerlilik ve sertifikalandırma prosedürleri,
adayların daha önce örgün eğitim almıĢ olup olmadığına bakılmaksızın uygulanacaktır.
MEB okullarında sunulan örgün öğretim programlarını tamamlayarak diploma almıĢ
olan adaylar, öncelikle okul-tabanlı (MEB prosedürlerine uygun olarak) değerlendirme
ve sınava tabi tutulacaktır. Ġsteyen mezunlar MYK yeterlilik sertifikası testine de
girebileceklerdir. Uzun vadede bazı eğitim kurumları MYK tarafından
yetkilendirilebilecektir.
KuĢkusuz, değerlendirme ve sertifikalandırma alanında MYK‟ya verilen görev tam
olarak sağlanması için zaman, kaynak ve uzmanlık gerektirecek son derece önemli bir
sorumluluktur.
3.2 ġeffaf ve kalite güvencesi sağlanmıĢ belgelendirme sistemi
Ankara, Haziran 2010 40
UYS‟nin en önemli ayağı olan sınav ve belgelendirme, sektörün ihtiyaçları doğrultusunda
belirlenmiĢ ulusal veya uluslararası meslek standartları temel alınarak geliĢtirilen
yeterliliklere göre yapılacaktır. Sınav ve belgelendirme faaliyetleri MYK tarafından
yetkilendirilen ve ilgili yeterlilikte TÜRKAK ya da Avrupa Akreditasyon Birliği
bünyesinde çok taraflı tanıma anlaĢması imzalamıĢ baĢka akreditasyon kurumlarınca TS EN
ISO/IEC 17024 standardı Ģartlarına uygun oluĢturulmuĢ sistem dâhilinde akredite edilmiĢ
kurum ve kuruluĢlar tarafından yürütülecektir. Söz konusu akreditasyonlar ile yetkilendirme
öncesi belgelendirme kuruluĢlarının sınav ve belgelendirme için gerekli fiziki, mali ve
beĢeri altyapı imkânları ile sınavların Ģeffaf ve güvenilir bir Ģekilde gerçekleĢtirilmesi için
gereken hususların temini sağlanacak akreditasyonla güvence altına alınamayabilecek diğer
Ģartlar için ise gerekli inceleme, denetim ve değerlendirme MYK tarafından yapılacaktır.
MYK ayrıca yetkilendirme sonrasında geçekleĢtirilen faaliyetlerde adayların mağduriyetine
yol açabilecek ya da kalite güvencesini tehdit edebilecek herhangi bir duruma karĢı
yapacağı denetimler sonucunda gerekli tedbirleri alacaktır. Yeterliliklere göre sertifika
almak isteyen bireyler ilgili yeterlilikte yetkilendirilmiĢ belgelendirme kuruluĢuna
baĢvuracaklardır. Belgelendirme ile ilgili tüm iĢlemler kuruluĢ tarafından yürütülecektir.
MYK tarafından verilecek belgelerin alınması tamamen arz talep dengesi ile oluĢacak bir
yapı içerisinde ve gönüllülük esasına göre gerçekleĢecektir. Belgelerin tanınırlığı ve
özellikle iĢveren nezdinde ifade ettiği yetkinlik belge sahiplerini avantajlı duruma
getirecektir. MYK tarafından bir zorunluluk olmamakla birlikte kısa sürede bu belgelerin
pek çok sözleĢmede referans olarak alınması, kiĢi yeterliliklerinin resmi ifadesi haline
gelmesi beklenmektedir. Bunun yanı sıra MYK, sertifikalarının yaygınlaĢtırılması ve teĢvik
edilmesi amacıyla kanun teklifi taslakları hazırlayarak yasal düzenlemelerin yapılmasını
sağlayacaktır.
3.3 MEB’in değerlendirme prosedürlerinin tasarlanmasındaki rolünün açıklığa
kavuĢturulması ve güçlendirilmesi
MEB‟da yaklaĢık olarak on yıldan beri modüler system üzerinde çalıĢılmaktadır. Her
bir modülün enaz bir beceri (skill) veya bir yetkinlik (competence) kazandırması esas
alınmıĢtır. MEB‟da ilgili genel müdürlükler, PKM ve EARGED tarafından çeĢitli
projelerde geliĢtirilen modüller TTK BaĢkanlığınca onaylanmıĢtır. Halen modül
havuzunda 7000 civarında modül bulunmaktadır ve bunlar ilgililer tarafından revise de
edilmektedir. MEB ve YÖK tarafından yürütülen ĠKMEP projesinde modüllerin AKTS
ve MKTS kapsamında kredilendirilmesi üzerinde çalıĢılmıĢtır.
Modüler sistemin en önemli ilkesi ölçme ve değerlendirme boyutudur. Objektif ve
güvenilir bir ölçme sistemini oluĢturmak amacıyla TTK BaĢkanlığı, ilgili genel
müdürlüklerin ve daire baĢkanlıklarının temsil edildiği geniĢ katılımlı bir komisyon
çalıĢması sonucunda MEB mesleki ve teknik eğitim sistemi için aĢağıdaki “ulusal
kredilendirme sistemi” önerilmiĢtir:
Modüler Yapıdaki Mesleki ve Teknik Eğitim Ġçin Ulusal Kredilendirme
Örgün Eğitim
Ankara, Haziran 2010 41
Ortak Dersler için bir dönemdeki 1 ders saati = 1 Kredi (Yıllık 2 Kredi)
Alan/dal dersleri içerisindeki modüller için;
Bir yetkinlik kazandırılan bir modül için 40 saat ayrılmaktadır. Yüz yüze öğrenme
8 saat ise bireysel öğrenme 32 saat olur ve bu modül 40/8 ile gösteriler. Dört
modül tipi vardır:
40/8 = > 8 saat yüz yüze öğrenme + 32 saat bireysel öğrenme
40/16 = > 16 saat yüz yüze öğrenme + 24 saat bireysel öğrenme
40/24 = > 24 saat yüz yüze öğrenme + 16 saat bireysel öğrenme
40/32 = > 32 saat yüz yüze öğrenme + 8 saat bireysel öğrenme
Bu durumda
1-20 saate kadar (40/8 ve 40/16 modüller) 1 Kredi
21-40 Saate Kadar (40/24 ve 40/32 modüller) 2 Kredi
ĠĢletmelerde beceri eğitimi dersi= 864/(20)=43 Kredi (AML ve ML)
Staj;
300 Saat/(20)= 15 Kredi (TL ve ATL için kredilendirilir)
Yaz uygulaması;
MTE yönetmeliği 58.mad. belirtilen saat /(20)= …. Kredi (ASML ve SML)
Not: Seçmeli derslerde seçilen dersin türüne göre kredilendirme yapılır.
Yaygın Eğitim
Bir modül
1-20 saate kadar (40/8 ve 40/16 modüller) 1 Kredi
21-40 Saate Kadar (40/24 ve 40/32 modüller) 2 Kredi
Hayat Boyu Öğrenme
Bir yıllık sigortalı çalıĢma süresi (1832 saat) iĢletmelerde beceri eğitimi dersi
kredisi kadardır.
Önerilen Sistemin Güçlü Yönleri
1. Her modülün süre ağırlığı farklı olduğundan farklı kredilendirme yapılmıştır.
2. Kredilendirmede içerik ve süre birlikte değerlendirilmiştir.
3. Modüllerin seçiminde karşılaşılacak eşitsizliği büyük ölçüde önleyebilir.
4. Uygulanabilirliği kolaydır.
5. AB ülkelerinde uygulanan kredi transfer sistemlerinde (AKTS) genel 4 yıllık
kredi puanı toplam yaklaşık 240 olup bu MKTS sisteminde de toplam kredi
puanı yaklaşık 240 olmaktadır.
6. MKTS’ye transfer edilebilecek uyumlu model olabilir.
7. Hayat Boyu Öğrenmeyi desteklemektedir.
Önerilen Sistemin Zayıf Yönleri
Ankara, Haziran 2010 42
1. Ortak dersler kredilendirilirken 18 saate (dönemlik) bir kredi verilirken,
modüller için 20 saate bir kredi verilmiştir.
Komisyonca Tavsiye Edilen Sistemin Gereksinimleri
Önerilen model modül geçmeyi gerektirdiğinden;
1- Ġlgili mevzuatlarda gerekli düzeltmelerin yapılması. : 308 sayılı Mesleki Eğitim
Kanunu, Orta Öğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinde gerekli
düzenlemelerin yapılması (ölçme ve değerlendirme, modüllerin kayıt altına
alınması vb.), Mesleki Teknik Eğitim Yönetmeliği, Norm Kadro Yönetmeliği
Usta Öğreticilik Yönetmeliği, Ücret Yönetmeliği, Nakil Yönetmeliği, Mesleki
rehberlik vb.
2- Yöneticilerin ve Eğiticilerin Eğitimi
3- Kredilendirme ile ilgili açıklamaların programlarda yer alması.
4- Ulusal mesleki eğitim sistemi içerisindeki modüllerin programında belirtilen
öğrenme çıktılarının kazanılıp kazanılmadığına iliĢkin ölçme ve
değerlendirmeler Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumları tarafından yapılmalıdır.
5- Örgün Eğitimde mesleğin gerektirdiği yeterlikleri kazandıran modüllerden
baĢarılı olunanların karĢılığı alınan krediler bireyi diplomaya götürür.
6- Sistemden ayrılan bireyin aldığı modüllere/ kredilere karĢılık gelen mesleğin
belgesi verilmelidir.
7- MKTS ile ilgili kredi transfer sistemini MYK veya akredite edilmiĢ kurum
tarafından yapmalıdır.
8- E-okul sistemi modüler öğretim sistemine göre yeniden düzenlenmelidir.
9- Programlarda belirlenen eğitim standartlarını karĢılayan kurumlarda
uygulamaların yapılması.
10- Bireylerin almıĢ olduğu belgeler, krediler bir merkez tarafından kayıt altına
alınmalıdır.
11- Bireylerin yüz yüze eğitimleri dıĢında kalan öğrenmelerini gerçekleĢtirmek
üzere eğitim ortamları oluĢturulmalıdır.
12- Bu sistemde alınacak belgeler ile daha önce aynı yeterlikler karĢılığı alınan
belgelerin denkliğinin sağlanması.
13- Sistemden elde edilen belge ve kredilerin ilgili kurum ve kuruluĢlar tarafından
tanınması ve kullanılması.
Dayanaklar ve Ġlkeler
1. Bir öğretim yılı 36 haftadan oluĢur.
2. Bir ders saati 40 dakikadır.
3. Bir saatlik ders yılda 36 ders saatidir.
4. Örgün ve yaygın mesleki eğitimde aynı seviyedeki meslekler için aynı yeterlikler
kazandırılır.
5. Bir yeterlik en az bir modülden (birimden) oluĢur.
6. Her modül için toplam öğrenme süresi 40 saattir.(Toplam öğrenme süresi=bireyin
bireysel öğrenme süresi+ bireyin yüz yüze öğrenme süresi)
7. Aynı yeterliği kazandıran; kapsamı, hacmi, karmaĢıklığı, içeriği ve süresi aynı olan
modüllere aynı kredi değeri verilir.
8. Her yeterlik öğrenme çıktılarından oluĢur.
9. Kredi meslek seviyesi ile iliĢkilendirilir. ( Örneğin; 4. Seviye mesleğin eğitimi
sonucunda …kredi kazanılır.)
10. Mesleki eğitim kredilendirirken hem süre ve hem de öğrenme çıktıları dikkate
alınır.
Ankara, Haziran 2010 43
11. Genel kültür derslerinde baĢarılan (geçer not alınan) ders kredilendirilir.
12. Meslek derslerinde baĢarılan yeterlikler/modüller kredilendirilir.
13. Örgün ve yaygın eğitimde aynı yeterliklere/modüllere aynı kredi puanı verilir.
14. AML ve ML‟de haftada 24 saat olan iĢletmelerde beceri eğitimi iĢ baĢında
kazanılan yeterlikler 864 saat üzerinden kredilendirilir.
15. TL ve ATL‟de staj süresinde iĢ baĢında kazanılan yeterlikler 300 saat üzerinden
kredilendirilir.
16. 4. Seviye sertifika programlarında iĢ baĢında kazanılan yeterlikler 864 saat
üzerinden kredilendirilir.
17. ÇalıĢma hayatında kazanılan en az bir yıllık sigortalı iĢ deneyimi 1832 saat olup
iĢletmede beceri eğitimine karĢılık gelir.
18. Hayat boyu öğrenme çerçevesinde kazanılan yeterlikler diplomaya yönelik
belgelendirilecekse Açık Meslek Lisesi yoluyla değerlendirilir.
19. Hayat boyu öğrenme çerçevesinde kazanılan yeterlikler sertifikaya yönelik
belgelendirilecekse yaygın eğitim yoluyla değerlendirilir.
Sağlanan kolaylıklar ve dikkat edilecek hususlar
1. Örgün ve yaygın eğitimde kolay kullanılabilir.
2. Hesaplaması kolaydır.
3. Öğrenenlerin almıĢ oldukları krediler okuldan ayrılıp iĢ ortamına gidiĢ ve
dönüĢünde rahatlıkla transfer edilebilir.
4. Modüler öğretim programları hazırlanırken 40 saate göre yapılandırılmıĢtır.
5. Teknolojide meydana gelen değiĢim ve geliĢimlerin modüller yansıtılmasında
kolaylık sağlayacaktır.
6. Yeni yeterliklerin aynı eski yeterliklerle ismi aynı olursa problem olabileceğinden
modül alınma yıllarının mutlaka kayıt altına alınması zorunlu olmalıdır.
7. Modül kodları da transkripte iĢlenmelidir.
Yukarıda verilen önerideki gibi MEB okul ve kurumlarında öncelikle sınıf geçme
sistemi yerine kredi sistemine geçilmeli ve ölçme sistemleĢtirilmelidir. Bu sayede
örgün, yaygın ve informal öğrenmenin ölçülmesi, değerlendirilmesi, modüllere (veya
birimlere) kredi ve geçerlilik verilmesi, programların ölçme çıktılarına uygun
kazanımlara sahip olanlara, yani baĢaranlara sertifika veya diploma verilmesine ait
prosedürler belirlenmiĢ olacaktır. Tabii MYK‟nın yapacağı değerlendirme ihtiyaridir
ve asgari seviyede yapılacaktır. Bu arada daha once de belirtildiği gibi MEB, MYK ve
YÖK bu konuda birlikte çalıĢmalıdır.
MEB ile ilgili olarak aĢağıdaki öneriler yapılabilir:
Sınıf geçme sistemi yerine kredi sistemine geçilmelidir.
Eğitim ve öğretim programları modül esasına göre hazırlandığı için her modülün
kredi karĢılıkları tanımlanmıĢtır. Öğrencinin bir modüle öğretmeni ile yüz yüze ve
yalnız olarak ayırdığı süre 40 saattir. Bir modül için yüz yüze ayrılan zaman 8
veya 16 saat ise modülün bir yarıyıldaki, yani 18 haftadaki kredi karĢılığı 1
kredidir. Bir modül için yüz yüze geçen süre 24 veya 32 saat ise modülün bir
yarıyıldaki, yani 18 haftadaki kredi karĢılığı 2 kredidir.
Ankara, Haziran 2010 44
Öğretim programları, ölçülebilir ve değerlendirilebilir öğrenme çıktılarına ve
birim veya modülden oluĢacak Ģekilde revize edilmeli ve kredilendirilmelidir.
Ölçme ve değerlendirmelerde bu standartlar esas alınarak yapılmalıdır.
Örgün, yaygın ve informal öğrenmede bütünleĢik kredi transfer ve biriktirme
sistemi kullanılmalıdır. Genel/akademik eğitimdeki Avrupa Kredi Trasfer ve
Biriktirme Sistemi (AKTS/ECTS) ile Avrupa Mesleki Eğitim Kredi Transfer ve
Biriktirme (MKTS/ECVET) sistemi entegre edilerek Türkiye eğitim sistemi için
« BütünleĢik Kredi Transfer ve Biriktirme Sistemi » kurulmalıdır. Ölçme ve
değerlendirme uygulamaları için öğretmen kılavuzu hazırlanmalıdır. Bu kılavuz
kitap ve CD olmak üzere eğitim seti olarak düzenlenmelidir.
Yerel olarak veya ihtiyaca göre eğitim dönemleri farklı yapılabilmelidir. Bir yılda
18er haftalık iki yarıyıl olabileceği gibi, bir yılda her biri 14 hafta olan üç dönem
bulunabilir.
Gerektiğinde yoğunlaĢtırılmıĢ eğitim yapılabilmelidir.
Bir modülü tamamlayan ve baĢaran öğrencinin o modülden sorumluluğu
kalkmalıdır.
Yaz dönemleri de kullanılarak eğitim süresi kısalabilmelidir.
E-öğrenme ile verilebilecek dersler tespit edilmeli ve eğitimde bu yönteme
geçilerek kendi kendine öğrenme ve ÖÖT teĢvik edilmelidir..
Modül yapıları, meslek-sektör alanlarına göre gözden geçirilmeli,
sertifikalandırılabilecek ve istihdam edilebilecek birimler haline getirmelidir.
Ölçme ve değerlendirme ile ilgili iyi örnekler internet ortamında bir havuzda
toplanarak bütün uygulayıcıların paylaĢımına açılmalıdır. E-portal hazırlanmalı
hazırlanacak dokümanların internet ortamında sunulması sağlanmalıdır. Mümkün
olması halinde sistem etkileĢimli olarak düzenlenmelidir.
Ölçme ve değerlendirme mevzuatının yeni yaklaĢımlar doğrultusunda
güncelleĢtirilmesi gerekmektedir.
Öğretmenlerin hizmetiçi eğitimine ağırlık verilmelidir. Her ilde ölçme ve
değerlendirme alanında formatörler yetiĢtirilmelidir. Hizmetiçi eğitimde uzaktan
öğretim modelleri yaygınlaĢtırılmalıdır.
Her türlü belge, sertifika ve diploma sınavlarının önce okul düzeyinde, sonra il ve
daha sonra ulusal düzeyde yapılması sağlanmalıdır..
Ölçme ve değerlendirme alanında yeni baĢlatılacak uygulamaların
geliĢtirilmesinde önce sınırlı sayıdaki okulda denenmeli, sonra ülke geneline
yaygınlaĢtırılmalıdır.
Teorik ve uygulamalı sınavların amacı, kapsamı, Ģekli, standartları, mevzuatı
hükümlere haline getirilerek açık ve anlaĢılır genelgeler Ģeklinde duyurulmalıdır.
Teorik sınavlar için soruların hazırlanması, gizliliğin sağlanması, saklanması,
kayıtların tutulması gibi iĢlemlerle ilgili eğitim teknolojileri gibi uzman bir
birimden destek alınmalıdır.
Uygulamalı sınavlar için sistemin Ģeffaflığı ve tutarlılığını garanti edecek kurallar
hazırlanmalı ve sınav komisyonları marifetiyle uygulamalar gerçekleĢtirilmelidir.
Programları modüler yapıda geliĢtirmek konusunda:
Programlar modüler anlayıĢ ilkelerine uygun olarak, meslek standartları ve
seviyeleri esas alınarak, örgün, yaygın ve informal öğrenme bağlamında geniĢ
tabanlı alan ve dal eğitimine göre geliĢtirilmelidir.
MYK tarafından geliĢtirilen standartlara göre programlar revize edilmelidir.
Meslek standartlarına uygun olarak eğitim standartları geliĢtirilmelidir.
Ankara, Haziran 2010 45
Geleneksel dersler yanında mesleğe dönük genel bilgi dersleri geliĢtirilmelidir.
Eğitim araçları açısından:
Eğitim teknolojisinin imkânlarından faydalanılarak öğretimin etkinliği
artırılmalıdır.
Eğitim programlarının hedef aldığı belirli bilgi, beceri ve yetkinliklerden ibaret
olan öğrenme çıktılarını kazandıracak gerekli makine, donanım ve materyalin
geliĢtirilmesi ilkeleri belirlenmeli ve ölçütler geliĢtirilmelidir.
Eğitim ekipmanları için prototipler geliĢtirilmelidir.
Görme iĢitme yoluyla eğitim araçları ve yazılımlar geliĢtirilmelidir.
Meslek liselerinde gerekli donanımların üretilmesi sağlanmalıdır.
Makine ve takımlar için yerleĢtirme planları hazırlanmalıdır.
Modüler Eğitim Materyallerini hazırlama açısından:
Modül yazımlarını profesyonel anlayıĢa uygun olarak kaliteli bir Ģekilde
üretilmelidir.
Modüler materyalleri çoğaltılmalı ve öğrencilerin istifadelerine sunulmalıdır.
Yenilikçi okul yönetimlerini uygulamaya aktarma yönünden:
Ġdarecilerin ve yöneticiler yönetim becerileri sürekli geliĢtirilmelidir.
Okullarda program koordinatörü, mesleki rehber ve program koordinatörleri
görevlendirilmelidir.
Kalite güvencesi konusunun standart ve kılavuzu kısa zamanda hazırlanmalı, iç
denetim/öz değerlendirmeye birimlerin sahip çıkması önemi bir hedef olarak
benimsenmelidir.
Okulların dıĢ denetime açılması, akredite edilmesi, oluĢturulacak ulusal standartlara
uygun hale getirilmesi hedeflenmelidir.
GeçiĢ döneminde MEB diplomaları ve sertifikaları ile MYK sertifikaları birbirinden
farklı olacaktır. Yani her kurumun kendi yeterlilikleri olacaktır. Orta ve uzun vadede
MYK‟nın bazı eğitim kurumlarını yetkilendirmesi beklenmektedir. Bu bağlamda MEB
bugüne kadar mesleki eğitim ve öğretimin en önemli tek sağlayıcısı olduğundan büyük
öneme sahiptir. Aynı zamanda, özellikle genel konularda, öğrenci değerlendirme
süreçlerine dair uzun bir deneyime sahiptir. Bu sebeple, MEB aĢağıdaki çalıĢmalara
katkıda bulunması beklenmektedir:
MYK ile iĢbirliği içinde, özellikle kapasite ve tecrübeye sahip olduğu teorik
konulara yönelik olarak, öğrenci değerlendirme araçlarının ve sınav prosedürlerinin
tasarlanması;
Eğitim ve öğretim kuruluĢlarının yetkilendirilmesinde kullanılacak değerlendirme
ölçütlerinin hazırlaması;
Meslek okullarının yetkilendirilmesine iliĢkin değerlendirme ölçütlerini
karĢılayabilmeleri amacıyla, uygulama ve öğrenim süreçlerinin güncellenmesi
konusunda desteklenmesi ve teĢvik edilmesi.
Ġkinci Ġlke: Kalitenin Arttırılması
Ankara, Haziran 2010 46
MYK Hizmetlerinde Kalite Güvencesi açısından aĢağıdaki süreçler izlenmektedir.
Meslek standartlarının ve yeterliliklerin hazırlanması sırasında kalite ve
güvenilirliğin sağlanması amacıyla tüm taraflar konuya dâhil edilmekte ve
standartlar/yeterlilikler iĢin uzmanları tarafından geniĢ bir katılımla hazırlanmakta
ve hazırlanan standartların/yeterliliklerin bölgesel katılımcılık, firma ölçekleri,
uzmanlık düzeyi gibi unsurlar dikkate alınarak optimum düzeyde verimlilik
alınabilecek olan kurum/kuruluĢlara görüĢe gönderilmesi sağlanmaktadır. Gelen
görüĢler doğrultusunda yetkilendirilen kuruluĢ tarafından revize edilen meslek
standardı/yeterlilik taslakları MYK‟nın sektörel uzmanlık komiteleri olan ve Millî
Eğitim Bakanlığı, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu,
meslekle ilgili diğer bakanlıklar, Genel Kurulda temsil edilen iĢçi, iĢveren ve
meslek kuruluĢları ile Kurumun birer temsilcisinden oluĢan sektör komitelerince
incelenip değerlendirilerek MYK Yönetim Kurulunun onayına sunulmaktadır.
Yönetim Kurulu tarafından onaylanan meslek standartları Resmî Gazetede
yayımlanarak ulusal meslek standardı niteliği kazanmaktadır.Yeterlilikler ise
UYÇ‟ye yerleĢtirilerek ulusal yeterlilikler oluĢturulmaktadır.
MYK faaliyetleri yetkilendirilen/görevlendirilen kuruluĢlar aracılığıyla
yürütülmekte bu nedenle söz konusu kuruluĢların fiziki, beĢeri ve mali altyapıları
çıktıların kalitesinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. MYK bu amaçla
yayınladığı ikincil mevzuatta söz konusu kuruluĢların sahip olması gereken Ģartları
belirlemiĢ, bu Ģartların sağlanması ve korunmasına iliĢkin gerekli tedbirlerin
alınmasını sağlayacak usul ve esasları belirlemiĢtir.
MYK tarafından yetkilendirilmiĢ sınav ve belgelendirme kuruluĢlarının TS EN
ISO/IEC 17024 standardına göre akredite olmalarının yanı sıra MYK tarafından
belirlenen diğer Ģartları da taĢımaları gerekmektedir. YetkilendirilmiĢ eğitim
akreditasyon kuruluĢlarının faaliyetlerinin kalite güvencesinin sağlanabilmesi için
gerekli Ģartlar ise Mesleki Yeterlilik, Sınav ve Belgelendirme Yönetmeliği ile
belirlenmiĢtir. Yetkilendirme öncesinde ve sonrasında MYK tarafından
gerçekleĢtirilecek denetimlerle bu Ģartların korunması sağlanacaktır. Akredite
eğitim öğretim kuruluĢlarının faaliyetlerinin kalite güvencesi için MYK ilgili
taraflarla (MEB,YÖK, diğer paydaĢlar) akreditasyon kriterlerini belirleyecek ve bu
kriterler doğrultusunda kuruluĢların akreditasyonu ve denetimi gerçekleĢtirilecektir.
Ayrıca MYK gerçekleĢtirdiği faaliyetlerle paydaĢların kapasitesini arttırmakta ve
paydaĢların MYK hizmetlerine hızlı Ģekilde ulaĢabilmesi ve hizmet aĢamalarının
ilgililer tarafından takip edilebilmesini sağlayacak altyapıyı oluĢturmaktadır.
4. Kalitenin Arttırılmasına Yönelik Olarak Mesleki Eğitim ve Öğretim
Tedarikinin RasyonelleĢtirilmesi
Son yıllarda, genel ve teknik eğitimdeki kayıt dengesinin değiĢtirilmesi yoluyla
ortaöğretim düzeyindeki mesleki eğitim ve öğretime öncelik verilmesine yönelik çok
sayıda, giriĢimde bulunulmuĢtur. Ortaöğretime yapılan toplam kayıtlar içinde mesleki
eğitim ve öğretim kayıtlarının oranının arttırılması, uzun süredir Türkiye için resmi bir
politika olmuĢtur. BeĢ-Yıllık Kalkınma Planının (2001 – 2005) amacı; genel
eğitimindeki %35‟lik orana karĢılık, mesleki eğitim ve öğretimde ortaöğretim
kayıtlarının toplamının %65‟e çıkartılmasıdır. Ancak bu amaca henüz ulaĢılamamıĢtır.
2009-2010 yılında, mesleki eğitim ve öğretime kayıtlı bulunan öğrenciler, toplam
Ankara, Haziran 2010 47
ortaöğretim kayıtlarının % 39‟ünü teĢkil etmektedir. Hatta bazı mesleki teknik okullar
fiziki kapasite eksikliğinden dolayı ikili öğretime geçmek zorunda kalmıĢlar bu durum
ise kalite sorununu daha da arttırmıĢtır. Din eğitimi veren okulları (bunlar, uluslararası
standartlara göre mesleki eğitim ve öğretim okulları değildir) ve açık öğretim
liselerinde kayıtlı bulunan öğrenciler hesaba katıldığında, mesleki eğitim ve öğretim
öğrencileri yaklaĢık 1.819.448‟dir
Türkiye‟de mesleki eğitim ve öğretim ile genel eğitim arasındaki dengenin büyük
ölçüde değiĢtirilmesine yönelik bir politikanın uygulanması, aralarında mesleki
eğitimin prestijinin düĢük olması gibi birçok engelle karĢı karĢıyadır.
4.1 Kayıt modellerinin değiĢtirilmesine dayanan nicel yaklaĢımın birçok kusuru
vardır:
Mesleki eğitim ve öğretim ortaöğretimden mezun olan öğrencilerin iĢ
piyasasında yüksek düzeyde talep edildiğini varsaymaktadır. Bu varsayım, iĢ
piyasası kanıtı ile teyit edilmemiĢtir:
Okulu bırakanlar ve sınıfta kalanlardan dolayı, kayıt modelleri iĢ arayan
mezunların sayısını doğru yansıtmayabilir. Meslek okullarının öğrenci akıĢını
okula giriĢten mezuniyete kadar etkili bir Ģekilde izleyebilme becerisi hakkında
bilinenler azdır.
Kısıtlı kaynakların olduğu bir durumda kayıtların arttırılması, kalitenin düĢmesi
ile sonuçlanacakbu da mesleki eğitim ve öğretimin statüsü ve cazibesinin daha
da fazla zarar görmesine sebep olacaktır.
Kaynakların kısıtlılığı dikkate alındığında, mesleki eğitim ve öğretime yapılan
kayıtların önemli derecede arttırılması ve kalitenin arttırılmasının aynı zamanda
baĢarılması gerçekçi bir beklenti olmayacaktır. Bu sebeple, mevcut koĢullar altında,
öncelik kayıtların arttırılması değil, kalitenin yükseltilmesi olmalıdır. Bu açıdan
ilerleme kaydedildiğinde, mesleki eğitim ve öğretimin statüsü geliĢecek ve kayıtların
artmasına yol açacaktır. Bu kapsamda:
ÇeĢitli mesleklerde baĢarılı olabilmek için bireyin sahip olması gerekli
özelliklerinin belirlenmesi,
Öğrencilerin meslek seçimine yardımcı olacak ölçme araçlarının hazırlanması,
Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine uygun mesleklere yönlendirilmesine yardımcı
olacak rehberlik hizmetlerinin geliĢtirilmesine yönelik çalıĢmalara ağırlık verilmesi
mesleki eğitimde öğrenci kalitesinin arttırılmasına katkı sağlayacaktır.
4.2 Kalitenin arttırılmasına yönelik olarak okul tedarikinin rasyonelleĢtirilmesine
dayanan bir yaklaĢımın savunulması:
Bu yaklaĢım savunulmaktadır çünkü mevcut okul tedariki optimal düzeyde değildir.
Öncelikle, çok fazla küçük okullara bölünmüĢtür. Meslek okullarının ortalama boyutu,
okulun türüne bağlı olarak, 260 – 320 öğrenci arasında değiĢiklik göstermektedir. Ġkinci
olarak, çok fazla mesleğe bölünmüĢtür ve bu sebeple de sınıf baĢına düĢen öğrenci
sayısı çok azdır. Üçüncü olarak, tesisler (özellikle de laboratuar ve atölyeler) öğrenci
sayısının yetersizliğinden dolayı birçok okul veya bölümde kapasitesinin altında
kullanılmaktadır. Küçük, dört yıllık, birden çok meslek alanında eğitim sunan okullarda
tesislerin kullanımının optimize edilmesi mümkün değildir. Kaynaklar israf
edilmektedir.
Ankara, Haziran 2010 48
Okul tedarikinin mevcut modeli, kalite ve etkililiği vurgulayan talep-odaklı bir
yaklaĢımı değil, eğitim olanaklarının yaygınlaĢtırılmasına iliĢkin bir endiĢenin baskın
olduğu arz-odaklı bir yaklaĢımı yansıtmaktadır.
4.3 Kaynakların daha büyük, tek-meslek alanında eğitim sunan okullarda
yoğunlaĢtırılması yoluyla kalitenin arttırılması
Son yıllarda, kalite konusunda kaydedilen baĢlıca ilerlemeler modernize edilmiĢ
öğretim programları ve geliĢtirilmiĢ ekipman alanlarında olmuĢtur ve son zamanlarda
uygulanan projeler bu bakımdan önemli bir rol oynamıĢtır. Ancak, bu kaynakların
fazlasıyla ince bir tabakada yaygınlaĢtırılmasının uygulamada güçlüklere sebep olması
riski söz konusudur.
Bu nedenle, aĢağıdaki gerekçelerle, mevcut okulların daha büyük birimler halinde
birleĢtirilmesini öngören bir sürecin baĢlatılması yoluyla okul tedarikinin
rasyonelleĢtirilmesi önerilmektedir:
Daha büyük okullar, tesislerin ve pahalı ekipmanların kullanılmasında, bu
suretle özellikle yüksek-maliyetli mesleki öğretim kaynaklarının tasarrufunda
daha iyi bir konuma sahiptir;
Tek-meslek alanında eğitim sunan okullar, tek sanayi hatlarına göre
düzenlenmiĢ olan iĢveren kuruluĢlarının gözünde daha fazla güvenilirliğe ve
görülebilirliğe sahip olacaktır;
Daha büyük okullar yetiĢkinlere sürekli mesleki eğitim sunabilen “öğrenim
merkezleri” haline gelmek için daha ileri olanaklara sahip olacaktır.
Kalitenin ve kaynakların etkili kullanımının teĢvik edilmesi amacıyla ortaöğretim
düzeyindeki Meslek Okulu tedarikinin rasyonelleĢtirilmesine iliĢkin baĢarılı politikalar,
baĢta Hollanda ve Belçika olmak üzere birçok AB ülkesinde uygulanmıĢtır. mesleki
eğitim ve öğretim Ġl Müdürleri ve Mesleki Eğitim Kurulları Meslek okullarının yeniden
yapılandırılması sürecine dâhil edilmelidir.
Okul tedariğinin rasyonelleĢtirilmesi ve yeniden yapılandırılması her zaman zor ve
politik olarak hassas bir konudur. Meslek okulları için daha talebe-odaklı bir tedariğe
geçilmesi uzun vadeli bir süreçtir ve mahalli idareler, sosyal ortaklar ve velilerin
iĢbirliğini gerektirir. Fakat mesleki eğitim ve öğretim sistemi için, kalite ve güvenilirlik
açısından sağlanacak faydalar yüksek olabilir.
5. Meslek Standartlarına Dayalı Öğretim Programlarının Uygulanması
Ġçin Ġmkân Sağlamak Üzere Sosyal Ortakların TeĢvik Edilmesi
Son zamanlarda uygulanan kullanılan kaynaklar ve projeler yeni öğretim programlarının
oluĢturulması ve uygun ekipmanların belirlenmesi konularında büyük ilerlemeler
kaydetmiĢtir. Bu baĢarılar, bir bütün olarak mesleki eğitim ve öğretim sistemine fayda
sağlayacaktır. Ancak MEB için asıl zorluk, bu pilot okullarda kaydedilmiĢ olan
ilerlemenin 3.200 meslek okulunda tekrarlanmasıdır. (çok) kabaca bir hesapla, bunun
500 milyon €‟nun fazlasıyla üstünde bir maliyet gerektireceği görülmektedir. Tekrar
edilebilirliğe iliĢkin bir politikanın benimsenmesi önerilmemektedir, çünkü bunun
maliyeti inanılmaz boyutlarda olacak ve aynı zamanda küçük meslek okullarındaki
Ankara, Haziran 2010 49
kullanılmayan kapasite nedeniyle, ekipman kullanımı ve yetersiz bakım açısından
kaynakların israfına sebep olacaktır: Yukarıdaki 4. Stratejik Amaca bakınız.
4702 sayılı Kanun gereğince, 20‟den fazla çalıĢanı olan tüm iĢletmelerden mesleki
eğitim ve öğretim öğrencilerine uygulamalı eğitim sunmaları beklenmektedir. MEGEP
kapsamında gerçekleĢtirilmiĢ olan Ankete göre, Ģirketler ve okullar arasındaki sözleĢme
düzenlemelerinin sayısı oldukça fazladır ve de artmaktadır. Sosyal ortaklar yasal
yükümlülüklerini karĢılayabiliyor gözükmektedir. Yine de, Kanunun tam anlamıyla ne
derece uygulandığı bilinmemektedir.
Kanuna uygunluğa iliĢkin bu meselenin yanında, birçok orta-boyutlu Ģirketin (örneğin
20 – 100 çalıĢana sahip) yetkinliğe-dayalı öğretim programlarını sunmak için gerekli
olan tüm makine ve ürünlere sahip olmaları olası değildir. Eğitim imkânları, sahip
oldukları teknolojileri, süreçleri ve ürünleri yansıtmaktadır. ġirkete-özel eğitim tuzağını
bertaraf etmek için Alman Ģirketleri her bir meslekte meslek standartlarına-dayalı
öğretim programlarını sunabilen çok-Ģirketli eğitim merkezlerinin önemini uzun süre
önce kabul etmiĢtir.
Bu sebeple, Türkiye‟de tüm okullara pahalı ekipmanların dağıtılmasına bir alternatif;
uygun ekipmanların birçok okula hizmet sunan eğitim merkezlerinde toplanması
olabilir. Öğrenciler alternatif olarak, eğitim görmek üzere bu merkezlere gidebilir ve
bu Ģekilde tesisler ve ekipmanların etkili kullanımı temin edilebilir. Ġmkânların
kullanımına iliĢkin koĢulların belirlenmesine yönelik olarak; okullar ve merkezler
arasında sözleĢme düzenlemeleri yapılması gerekli olacaktır.
Stratejik Amaca uygun olarak, sosyal ortaklar okul gruplarına sektörde kullanılan tüm
beceri ve yetkinliklerin gösterilebileceği sektöre-özgü eğitim merkezleri kurmaya teĢvik
edilmelidir. Sosyal ortaklar bu tür merkezleri kurmaya baĢlamıĢlardır. Bunların çeĢitli
destek ve teĢviklerle yaygınlaĢtırılması faydalı olacaktır.
Vergi teĢvikleri, belirli bir sektördeki iĢletmelerin de bu harekete katılmak, eğitim
merkezleri kurmak ve okullar ile iĢbirliği anlaĢmaları yapmak üzere teĢvik edilmesinde
kullanılabilir. Ancak Türkiye‟de yeterli ve kalıcı kontrol mekanizmalarının
oluĢturulamaması, yaptırımların yetersizliği ve bir türlü önlenemeyen kayıtdıĢı ekonomi
bu sorunu kronik hale getiren baĢlıca nedenlerdir. Gerek mesleki eğitim, gerekse diğer
alanlarda finansman sorununu, ek vergi ihdası yaklaĢımıyla ele almamak gereklidir.
Ġlave vergiler getirmek yerine vergi teĢvikleri gündeme getirilmelidir. Sosyal ortakların
mesleki eğitim merkezleri kurması yönünde teĢvik edilmesi doğru bir politikadır. Ancak
söz konusu giriĢimler zorlama ile olmamalıdır
6. Mesleki Eğitim ve Öğretim Öğretmenlerinin Eğitiminin
Güncellenmesi ve DeğiĢtirilmesi
Öğretim kalitesi, meslek okullarındaki öğrenim sürecinin etkililiği açısından hayati
önem taĢımaktadır. Ġyi eğitim almıĢ ve yüksek düzeyde motive edilmiĢ mesleki eğitim
ve öğretim öğretmenleri, mesleki eğitim ve öğretim kalitesinin yükseltilmesinde en
önemli faktördür. Mesleki eğitim ve öğretim öğretmenlerine verilen eğitimin
güncellenmesi, mesleki eğitim ve öğretimde kalite, caziplik ve sosyal statüsünün
geliĢtirilmesine yönelik genel bir politikanın bir parçasıdır.
Ankara, Haziran 2010 50
6.1 Mesleki eğitim ve öğretim öğretmeni eğitimindeki mevcut eksiklikler
Türkiye‟de, mesleki eğitim ve öğretim öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğu “teknik
öğretmen” adı verilen bir derece Teknik Eğitim, Mesleki Eğitim, Ticaret ve Turizm
Eğitimi ve Endüstriyel Sanatlar Eğitimi Fakültelerinden ile mezun olmaktadır. 2009
yılı itibariyle 19 Teknik Eğitim, 2 Mesleki Eğitim, 2 Ticaret ve Turizm Eğitimi ve 1
Endüstriyel Sanatlar Eğitimi Fakültesi bulunmaktaydı. Diğer bir ifade ile bu
fakültelerde temel eğitim bilimlerinin dıĢındaki her meslek alanında bir öğretmenlik
alanı açılmaya çalıĢılmıĢtır; mesleki alan bilgisi için takriben ikibuçuk yıl (beĢ yarıyıl),
pedagojik formasyon için birbuçuk yıl (üç yarıyıl) zaman ayrılabilmekteydi. Aynı
mesleki alanda açılmıĢ olan bir mühendislik veya fen-edebiyat fakültesi programındaki
öğrenci mesleki alanda dört yıl eğitim görmektedir; diğer bir ifadeyle ikibuçuk yıl
yerine dört yılda daha iyi yetiĢmektedir. Dolayısıyla Türkiye‟de de diğer ülkelerde
olduğu gibi belirli bir alanda dört yılda yetiĢtirilen meslek insanlarına örgün veya
yaygın eğitim yöntemiyle öğretmenlik diploma veya sertifikası verilerek eğitim
sektörünün ihtiyacının karĢılanması yolu 1985‟ten beri teklif edilmekteydi. Hayat boyu
öğrenme (HBÖ) kapsamında örgün, yaygın ve informal öğrenmenin; keza önceki
öğrenmenin tanınması bağlamında dünyada yaygın olarak uygulanan yöntemin meslek
alanları için de uygulanması zorunlu hale gelmekteydi.
Teknik Eğitim, Mesleki Eğitim, Ticaret ve Turizm Eğitimi, ve Endüstriyel Sanatlar
Eğitimi fakülteleri ihtiyacın çok üzerinde öğretmen yetiĢtirdiği ve mezunlarının büyük
bir kısmı öğretmenlik yapamadığı için diğer sektörlerde iĢ bulmaya çalıĢmaktadır.
Diğer bir deyiĢle, teknik öğretmen arzı eğitim sektörünün talebinin fazlasıyla
üstündedir. Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının yaklaĢık %7‟lik bir kısmı MEB
tarafından meslek okullarında teknik öğretmen olarak istihdam edilmektedir. Geriye
kalan %93‟lük kısım, hiçbir tanınabilir dereceye sahip olmaksızın endüstride iĢ
aramakta ve ciddi iĢsizlik sorunları ile karĢı karĢıya gelmektedir.
Ayrıca teknik eğitim fakültelerinin, AB ve geliĢmiĢ ülkelerde uluslararası eĢdeğeri ve
programlarının denkliği bulunmamakta, Erasmus Programı kapsamında öğrenci ve
öğretim elemanı değiĢimleri gerçekleĢtirilememektedir.
Bütün bu nedenlerle Yükseköğretim Kurumu yurtiçindeki ve yurt dıĢındaki çeĢitli
sempozyum, kongre, konferans, çalıĢtay gibi toplantı ve bunlara ait raporları
değerlendirmiĢ; 2010 yılı itibariyle mevcut öğrencilerini mezun ettikten sonra Teknik
Eğitim, Mesleki Eğitim, Ticaret ve Turizm Eğitimi, ve Endüstriyel Sanatlar Eğitimi
fakültelerini kapatmayı kararlaĢtırmıĢtır.
Bu arada Türkiye‟de çeĢitli sektörler mezun olan meslek insanlarında bilgiyi
uygulama, yani beceri eksikliğinin olduğunu ve bu konuya önem verilmesi gerektiğini
uzun zamandır söylemekteydi. Bu amaçla, Yükseköğretim Kurumu diğer ülkelerde
olduğu gibi, beceri kazandırmayı hedefleyen uygulama ağırlıklı yeni Teknoloji, Sanat
ve Tasarım, ve Turizm fakültelerinin kurulmasını karalaĢtırmıĢtır. Böylece gerek
mühendislik, fen-edebiyat, iletiĢim, güzel sanatlar, vb. fakülteler; gerekse yeni kurulan
Teknoloji Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi ve Turizm Fakültelerinin mezunları
isterlerse ve konulacak koĢulları sağlarlarsa eğitim sektörüne geçebileceklerdir.
Ankara, Haziran 2010 51
Teknik öğretmen olarak seçilecek bireylerin kendi alanlarında daha iyi yetiĢmiĢ
olmaları, bütün fakültelerin dâhil edilebileceği daha geniĢ bir mezun havuzundan
öğretmenlik mesleğine uygun adayların seçilebilmesi ve öğretmenlik formasyonunun
örgün veya yaygın öğrenme yollarıyla kazandırılabilmesi amacıyla YÖK tarafından
yeni bir yaklaĢım geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Bütün bunlar dikkate alınarak “Bazı
yükseköğretim kurumları bünyesinde bulunan teknik eğitim fakülteleri, mesleki eğitim
fakülteleri, mesleki ve teknik eğitim fakülteleri, ticaret ve turizm eğitim fakülteleri ile
Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesinin kapatılması ve aynı yükseköğretim
kurumlarına bağlı olarak yeni fakülteler kurulması hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe
konulması; Millî Eğitim Bakanlığının 28/9/2009 tarihli ve 25377 sayılı yazısı üzerine,
28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı Kanunun ek 30 uncu maddesine göre, Bakanlar
Kurulu‟nca 2/11/2009 tarihinde kararlaĢtırılmıĢtır” Ģeklinde 13 Kasım 2009 tarihli
Bakanlar Kurulunun 2009/15546 kararı alınmıĢtır8. Bu fakültelerin fiziki mekanları
üzerine Teknoloji Fakültelerinin kurulması kararlaĢtırılmıĢtır.
Bundan sonra da 22 Aralık 2009 tarihli YÖK Genel Kurulu Kararları ile konuya açıklık
getirilmiĢtir:
Teknik Eğitim Fakülteleri kapatılmıĢ ve mühendis yetiĢtirecek yeni bir fakültenin
kurulmasına karar verilmiĢtir.
Teknik Eğitim Fakültesi Dekanları 2016‟ya kadar varlıklarına devam edeceklerdir.
Teknoloji Fakülteleri gerekli Ģartları yerine getirdikten sonra öğrenci
alabileceklerdir.
Teknik Eğitim Fakülteleri ve Teknoloji Fakülteleri aynı değildir.
Diğer ülkelerde tasarımdan ziyade yetiĢtiği alanda uygulama beceri ve yetkinliği
geliĢmiĢ eleman yetiĢtiren teknoloji fakültesi, politeknik veya yüksekokullar
bulunmaktadır. Bunların mezunlarına uygulama mühendisi veya teknoloji mühendisi
unvanı verilmektedir. Bu tür elemanlar özellikle sanayi ve hizmet sektörü tarafından
aranan eleman tipleri olduğundan YÖK ihtiyaç duyulan bu eleman türünü yetiĢtirmeyi
hedeflemiĢtir.
6.2 Mesleki eğitim ve öğretim öğretmenlerinin eğitiminin kalitesinin arttırılması
MEB‟da takriben 700 bin öğretmen çalıĢmaktadır. Diğer bir ifadeyle Türkiye‟de
eğitim sektörünün temsilcisi MEB‟dır. Bu yüzden öğretmenlik meslek standartları ve
yeterlilikleri MEB tarafından ilgili genel müdürlük tarafından hazırlanmaktadır.
Mevcut 80 civarındaki eğitim fakültesinin öğretim programlarını hazırlarken, MEB‟i
eğitim sektörü olarak dikkate alması gerekir. Yani bilgi, beceri ve yetkinliklere dayalı
öğrenme çıktılarını tespit ederken MEB‟e baĢvurmalıdır.
MEB hazırlamıĢ olduğu öğretmen meslek standartlarını ve öğretmen yeterliklerini
AYÇ‟ye (EQF) göre seviyelendirmelidir. Bunlara ait bilgiler Ģeffaf hale getirmeli,
bireylere yol gösteren bir kılavuz ve standartları gösteren el kitabı hazırlanmalıdır.
Bütün bilgilere internetten kolayca eriĢilebilmelidir. Belirli bir alanda uzman veya
profesyonel olan bireylerden eğitim formasyonu almak isteyenler teĢvik edilmeli,
8 Bakanlar Kurulu Kararı, Tarih: 2/11/2009, Sayı: 2009/15546. Resmî Gazetenin Tarihi: 13 Kasım 2009,
Sayı: 27405.
Ankara, Haziran 2010 52
özellikle sanayi ve hizmet sektöründeki eğitim hizmetleri bu elemanlarla
desteklenmelidir.
Bu bağlamda MEB‟da eğitim ve eğitim yönetiminde görev alacak bireyler için
aĢağıdaki seviye çalıĢmalarını MYK çerçevesinde dikkate almalıdır:
sanayi ve hizmet sektöründe eğiticilik yapacak bir birey en azından 5. seviye
bir yeterliliğe (sertifikaya),
örgün öğretim okullarında veya yaygın eğitim kurslarında eğiticilik yapacak bir
alan öğretmeni için 6.seviye bir yeterliliğe (sertifikaya),
eğitim sektöründe yöneticilik yapacak bir birey için en azından 7.seviye bir
yeterliliğe (sertifikaya)
sahip olma Ģartı getirmelidir. MYK‟nın sektörlere verdiği yetkiye benzer olarak MEB,
bu bağlamda, aday öğretmenlerin bu seviyelere göre ölçme, değerlendirme, geçerlilik
verme ve sertifikalandırma iĢlemlerini yapmak üzere bir merkez kurmalıdır. MEB ile
ilgili yeterlilikler “Tablo 8 Hayat Boyu Öğrenme kapsamında Ulusal Yeterlilikler
Çerçevesinin içerisinde bulunan yeterlilikler” sunulmuĢtur.
6.3 Hizmet-içi öğretmen eğitiminin sağlanması
Mesleki eğitim ve öğretim öğretmenleri için hizmet-içi eğitim tedariği hem yetersiz
hem de fazlasıyla merkezidir. Seçici yöntemle eğitim kursları sunan MEB Hizmet-içi
Eğitim Dairesine, öğretmenler kiĢisel olarak baĢvurmaktadır. Eğitim ihtiyacının okul
düzeyinde toplu olarak belirlenmesi ve okul müdürlerinin öğretmen seçiminde
yetkilendirilmesi faydalı olacaktır. Ġl müdürleri Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim
Kurulunun desteğini alarak yerel sektörle iĢbirliği içerisinde meslek alanlarında
hizmet-içi eğitimin koordinasyonundan sorumlu olmalıdır.
Yetersiz kaynak durumunda mevcut hizmet-içi eğitim maliyet-etkin yapıda değildir.
Hizmet-içi öğretmen eğitimi politikaları aĢağıdakilere daha çok dikkat etmelidir;
Okul düzeyinde değerlendirilen toplu eğitim ihtiyaçları;
Ġl müdürlüklerinin, yerel duruma göre eğitim ve öğretmen seçimindeki rolü;
Özel sektörün, teknolojik ilerlemelere uyarlanmıĢ kısa eğitim programlarını
karĢılama kapasitesi
Öğretmenlerin hizmetiçi eğitimlerinin sistematik hale getirilmesi. Bu amaçla her
meslek alanı için imkanları uygun bir okul belirlenmesiyle bu merkezlerde bütün
öğretmenlerin alanında belirli periyotlarla hizmetiçi eğitimden geçmesinin
sağlanması. Bu okulların aynı zamanda program geliĢtirme merkezleri olarak
yapılandırılması,
Yerel düzeyde iĢ hayatıyla ortaklaĢa hizmetiçi eğitimlerin düzenlenmesi,
Belirli alandaki fakülte mezunlarından veya yakın branĢlardan veyahut piyasada
çalıĢan bireylerin, rehberlik ve danıĢmanlık hizmetleriyle “öğretmenlik yeterlilik
sınavlarına” hazırlanması ve sertifika almalarının teĢvik edilmesi; bu konuda
hizmet-öncesi ve hizmet-içi eğitim programları hazırlanması ,
Öğretmenlerin alanlarıyla ilgili sektörlerde tecrübesi kazanmalarını sağlayacak
Ģartların öğretmen yeterliliklerine konması, mevcut öğretmenler için gerekli
tedbirlerin alınması.
Ankara, Haziran 2010 53
7. Mesleki Eğitim ve Öğretim Okullarındaki Ġyi Uygulamaların TeĢvik
Edilmesi Ġçin Bir “Kalite Ödülü” Uygulamasının OluĢturulması
Okul-tabanlı giriĢimler olarak iyi uygulamaların teĢviki kalitenin arttırılmasına
yardımcı olmaktadır. Okulların yakın çevrelerine uyarlanarak bazı değiĢimler veya
yenilikler oluĢturması motivasyon ve aidiyet açısından önemlidir.
7.1 Bir “kalite ödülü” uygulaması
Okullarda yenilikçi uygulamaların teĢvik ve finanse edilmesine yönelik bir “kalite
ödülü” uygulanabilir. Mali ödüller, değiĢim sağlamak için, özellikle uyumlu amaçları
vurgulayan okul geliĢim planları çerçevesindei çaba gösteren okullara rekabetçi temelde
verilmelidir. MEB‟in teklif çağrıları, okulların teklif hazırlama giriĢimlerini
engelleyecek Ģekilde fazlasıyla kuralcı olmamalıdır.
Sektör bazında zayıf olan iller dikkate alınarak iller arasında fon tahsisine dikkat
edilmelidir. Ġl müdürlükleri, Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarını bu konuda
bilgilendirmeli, uygulamanın yönetimine ve izlenmesine katılması sağlamalıdır.
7.2 Beklenen maliyet ve faydalar
Önerilen “kalite ödülü” uygulamasının maliyetleri, ödülün miktarı, faydalanacak okul
sayısı ve MEB‟nın bütçeden tahsis edeceği miktarla belirlenir. Beklenen faydalar:
Öğretim ve öğrenim süreci ile doğrudan bağlantılıdır;
Tekliflerin belirlenmesine yönelik kolektif bir tartıĢmayı teĢvik etmek suretiyle,
personelin okul amaçlarına bağlılığı geliĢecektir;
Okulun inisiyatif üstlenme kapasitesi ve okul müdürlerinin yönetim rolünü
güçlendirecektir;
MEB fonlarına ilaveten ikinci bir bütçe kaleminden faydalanacak okulların
finansmanını çeĢitlendirecektir;
Ġl müdürlüklerine ve Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarına aktif bir yönetim
ve izleme rolü kazandıracaktır.
8. Kalite Güvencesi ve Yönetimi
8.1 Mesleki Eğitim ve Öğretim Okullarında ve Merkezlerde Toplam Kalite
Yönetimi (TKY)
MEB Ģimdi okul düzeyinde iyi uygulamaları belirlemek, tanımak ve ödüllendirmek için
TKY üzerine metodolojik bir elkitabı hazırlanmıĢtır ve TKY Uygulamaları Ödül
Yönergesi, 2005 yılında, (i) TKY uygulamalarının okullar arasında yaygınlaĢtırılmasına
ve (ii) iyi kurumsal performansın ödüllendirilmesine yönelik olarak yayınlanmıĢtır.
MEB tarafından savunulan TKY sistemi aĢağıdaki Ģekilde nitelendirilebilir:
“Kazananların” belirlenmesi amacıyla okulları performanslarına göre sıralamaya
yönelik olarak tasarlanmıĢtır. “Yılın en iyisi” türündedir;
Çok az okul (81 ilin her birinde sadece iki), her sene ödüllendirilmektedir;
Ankara, Haziran 2010 54
Değerlendirmeye iliĢkin kalite standartları ve prosedürleri, okullar arasında
tarafsızlık ve adil rekabetin sağlanmasına yönelik olarak standartlaĢtırılmıĢtır;
Endüstri ile benzer Ģekilde, kalite performansı “müĢteri memnuniyeti” açısından
ifade edilmektedir (müĢteriler öğrenciler, personel, veliler vb.‟dir);
Kalite değerlendirmesi ölçütleri ve notlandırma değerleri fazlasıyla karmaĢıktır.
Çok sayıdaki mesleki eğitim ve öğretim okullarında kalitenin, diğer bir ifade ile iyi
uygulamaların aranmasını teĢvik eden bir TKY sistemi ile (i) okul seviyesinde
hedeflerin belirlenmesi, (ii) bunlara ulaĢmada kullanılacak araçların belirlenmesi ve
(iii) okullara, amaçlarına ulaĢmak için finansal araçların temini mümkün olabilecektir.
8.2 Kalit Güvencesinin Mesleki Eğitim ve Öğretim Okullarında ve Merkezlerde
Uygulanması
5018 sayılı kanun çerçevesinde MEB, YÖK ve bağlı birimlerinde stratejik plan, öz
değerlendirme/iç denetim, dıĢ denetim ve kalite güvencesi çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır. Bu
çerçevede merkez teĢkilatında ve taĢra teĢkilatında stratejik planı takiben yapılması
gereken önemli uygulama adımları vardır. Okullarda ve merkezlerde stratejik planlama
ve kalite güvencesi çalıĢmaları kapsamında iç denetim/öz değerlendirme ve dıĢ
denetime baĢlanmalıdır. Bu bağlamda aĢağıdaki hususlar geliĢtirilmelidir:
Kurumun eğitim, yönetim, iĢletme, iletiĢim, insan gücü, alt yapı gibi her
alandaki bilgilerinin derlenmesi, ilgili her türlü mevzuatın Ģeffaf hale getirilmesi
Ġç ve dıĢ paydaĢların ilgili oldukları konularda bilgilendirilmesi ve bu bilgilere
internt aracılığı ile kolayca eriĢimlerinin sağlanması;
Kurumun ölçülebilir değerlendirme ölçütlerinin ve performans parametrelerinin
oluĢturulması;
Eğitim programlarıyla ilgili sektör danıĢma kurulları aracılığı ile program ve
ders öğrenme çıktılarının geliĢtirilmesi;
MYK‟nın yayımlattığı Ulusal Meslek Standartlarına ve Meslek Yeterliliklere
göre programları sektör danıĢma kurulları ile revize edilmesi;
Eğitim kadrosu, mezunlar ve fiziksel alt yapı konusunda sektör danıĢma
kurullarının bakıĢ açılarının, tavsiyelerinin ve öğrenme çıktılarının dinlenmesi;
gerekirse sektör temsilcilerinin kararlarının uygulanması; yetkisizlik halinde il
istihdam ve eğitim kurullarının bilgilendirilmesi, izin veya yardım alınması;
Stratejik plana göre hedeflere ulaĢmadaki durumların performans parametreleri
ile nicel olarak incelenmesi ve bütün iç paydaĢlarla iç denetimin/öz
değerlendirmenin yapılması;
MYK tarafından verilen mesleki yeterlilikleri (sertifikaları) en çok alan mezuna
sahip mesleki eğitim ve öğretim kurumu sıralamalarının izlenmesi; akredite
olmaya çalıĢması.
Üçüncü Ġlke: Mesleki Teknik Eğitimde Eğitici Personelin
Niteliğinin Arttırılması
Ankara, Haziran 2010 55
9. Hizmetiçi Eğitim Yoluyla Öğretmen Eğitimi
Bilginin yenilenme hızının saniyelere indiği günümüzde, özellikle atölye ve meslek
dersleri öğretmenlerinin, gerek toplumun kültürel, sosyal ve ekonomik yapısında, bilgi
ve teknolojideki geliĢmelere bağlı olarak meydana gelen değiĢim ve geliĢmelere uyum
sağlayabilmeleri, gerekse mesleki geliĢimlerini sürekli kılabilmeleri ancak etkin bir
hizmet içi eğitim sistemi ve bu sisteme katılımları ile mümkündür.
HBÖ‟nin bir gereği olarak hizmet içi eğitim, çalıĢanlara mesleklerinde daha baĢarılı,
üretici ve mutlu olmalarını sağlayacak bilgi, beceri ve tutumlar kazandırmayı
amaçlamaktadır.
Ancak, mesleki ve teknik eğitim sisteminde görev yapan toplam öğretmen sayısı ile
açılan hizmet içi eğitim faaliyetleri ve bu faaliyetlere katılan öğretmen sayısı
karĢılaĢtırıldığında, bu hizmetin ne kadar yetersiz olduğu açıkça görülmektedir.
Atölye ve meslek dersleri öğretmenlerine yönelik hizmet içi eğitim programları, ilgili
Genel Müdürlükler ile koordinasyon içinde, Hizmetiçi Eğitim Dairesi BaĢkanlığı
tarafından planlanıp uygulanmaktadır. Hizmet içi eğitime katılmak isteyen öğretmenler,
kurumları aracılığıyla ilgili Genel Müdürlüklerine baĢvurmakta ve katılımcılar Genel
Müdürlük tarafından belirlenmektedir. Oldukça merkezi ve seçici bir yapı içeren bu
uygulama, yerel eğitim ihtiyaçlarının karĢılanmasını zorlaĢtırmaktadır.
Merkezi bir yapıya sahip bu sistem aynı zamanda mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumlarına hiçbir mali sorumluluk ve yükümlülük getirmemektedir. Hizmet içi eğitim
için sağlanan az miktarda paranın, kurumun yerel ihtiyaçlar ve kendi ihtiyaçlarına göre
kaynakları kullanmasına müsaade edilmesi durumunda, daha iyi bir biçimde
kullanılacağı savunulabilir.
Mesleki ve teknik ortaöğretim kurum yöneticileri, MEB Hizmetiçi Eğitim Dairesi
tarafından sunulacak ve sağlanacak hizmet içi eğitim faaliyetlerine kimlerin katılacağına
karar vermede oldukça sınırlı bir yetkiye sahiptir. Hatta Ġl Müdürlerinin bu konuda
hiçbir rolü yoktur.
2007-2009 yıllarında gerçekleĢtirilen hizmet içi eğitim programlarına bakıldığında,
yıldan yıla çok az yenilik yapıldığı ve bunun yerine son yılın derslerinin
tekrarlanmasına yönelik bir eğilimin söz konusu olduğu görülmektedir. Bu durum
kursların güncel olmaması ve ihtiyaçlara cevap verememesi anlamına gelmemekle
birlikte, gerekli yeniliklerin yapılamaması yönünde bir riski de ifade etmektedir.
Hizmet içi eğitim programlarının sayısının arttırılmasında; yerel seviyede ulaĢım,
konaklama vb. giderlerde tasarrufa dikkat edilmelidir. Bilgi-iletiĢim teknolojilerinden
yararlanılarak uzaktan öğretimden yararlanma yolları aranmalı, programların süresi
kısaltılmalıdır.
Ayrıca formatör öğretmen uygulaması geniĢletilmeli, bu kapsamda hizmet içi eğitim
katılımcılarının kendi kurumlarında, meslektaĢlarına aynı eğitimi vererek
yaygınlaĢtırma sağlanmalıdır. Bu uygulama okul ve yerel düzeyde gerçekleĢtirilmelidir.
Hizmet içi eğitim programlarının sağlanması ve yürütülmesi ile ilgili uygulamalarda
halen var olan yetki devri daha da arttırılmalı, mesleki ve teknik eğitim kurumlarının bu
konuda bütçe de dahil olmak üzere merkezi onay prosedürlerine ihtiyaç duymamaları
sağlanmalıdır.
Ankara, Haziran 2010 56
Hizmet içi eğitim programları yeni öğretim yöntemlerini de kapsamalıdır. (açık ve özel
eğitim programları, aktif öğrenim programları-öğrenme süreçleri, e-öğrenme ve kiĢisel
olarak belirlenmiĢ öğrenme gibi).
Hizmet-içi öğretmen eğitimi politikalarının belirlenmesinde aĢağıdakilere dikkat
edilmelidir;
Okul düzeyinde değerlendirilen toplu eğitim ihtiyaçları;
Ġl müdürlüklerinin yerel ihtiyaçlara göre eğitim ve öğretmen seçimindeki rolü;
Özel sektörün, teknolojik ilerlemelere uyarlanmıĢ kısa eğitim programlarını
karĢılama kapasitesi,
Öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerinin sistematik hale getirilmesi. Bu amaçla her
meslek alanı için imkânları uygun bir okul belirlenmesiyle bu merkezlerde bütün
öğretmenlerin alanında belirli aralıklarla hizmet içi eğitimden geçmesinin
sağlanması. Bu okulların aynı zamanda program geliĢtirme merkezleri olarak
yapılandırılması,
Yerel düzeyde iĢ hayatıyla ortaklaĢa hizmet içi eğitimlerin düzenlenmesi,
Öğretmen yetiĢtiren fakültelerde alanı bulunmayan meslek branĢlarında yakın
branĢlardan ya da öğretmenlik yeterlikleri uygun, piyasada çalıĢan bireylerden alana
hizmet içi eğitim yoluyla öğretmen yetiĢtirilmesinin sağlanması,
Öğretmenlerin sektör deneyimi sağlayacakları tedbirlerin alınması.
Ayrıca, ihtiyaçlar ve önceliklere dayalı olarak gerçekleĢtirilecek hizmet içi eğitimlerde
Ģu hususlara ağırlık verilmelidir;
Öğretim yerine öğrenme,
Disiplin odaklılık yerine yeterliliklerin geliĢtirilmesi,
Geleneksel yöntemler yerine daha esnek yöntemler,
Yaygın ve informal öğrenmenin rehberlik ve danıĢmanlık hizmetleri,
değerlendirilmesi, geçerliliği ve belgelendirilmesi,
Yeterlilik (diploma veya sertifika) kazandıran eğitim programlarının ve ders
içeriklerinin geliĢtirilmesinde öncelikle MYK tarafından çıkarılan ulusal meslek
standartlarından ve yeterliliklerden faydalanılması.
Okulun danıĢma kurulundaki sektör temsilcileri yardımıyla meslek alanı
koordinatörlerinin oluĢturması, bunlarla sektördeki alan çalıĢanlarıyla yeterlilik
(diploma ve sertifika) kazandıran programlara ait bilgi, beceri ve yetkinlik esaslı
program öğrenme çıktılarının belirlenmesi,
Eğer meslek standardı ve yeterlilik mevcut değilse, programlardaki mesleki alanlarla
ilgili olan sektörlerle temasa geçilmesi, bu çerçevede il eğitim müdürlükleri aracılığı
ile il mesleki istihdam ve mesleki eğitim kurullarının desteğinin sağlanması.
Ağ öğrenme içerisinde e-öğrenmeye yer verilmesi,
Öğretmen yeterlilikleri ve pedagoji uygulamasının daha iyi hale getirilmesiyle
stratejik yeterliliklerin geliĢtirilmesi (bkz. Tablo 8)
10.Hizmet Öncesi Eğitim Yoluyla Öğretmen Eğitimi
10.1 Tarihsel Süreç
Diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye‟de de mesleki ve teknik öğretmen eğitimi
sisteminin temelleri 19. yy.da ortaya çıkmıĢ olan çıraklık sistemine dayanmaktadır.
Beceri sahibi bireyler yetiĢtirip sanayi sektörüne iĢ gücü sağlama çabaları 1930‟lu
yılların baĢlarına kadar uzanmaktadır. Bu çabalar Cumhuriyet‟in kurulmasından önce
Ankara, Haziran 2010 57
mesleki ve teknik eğitim için yeterli sayıda öğretmen yetiĢtiren kurum bulunmadığından
ihtiyaç duyulan öğretmenler ya da eğiticiler yabancı ülkelerden sağlanmıĢtır.
Cumhuriyet döneminde mesleki eğitime öğretmen yetiĢtirmek için 1934 yılında ilk
olarak “Kız Meslek Öğretmen Okulu” açılmıĢtır. Kız Meslek Öğretmen okulunun
eğitim programlarında bugünkü fakültelerde olduğu gibi genel ve mesleki konuların
yanı sıra pedagoji ve uygulama becerileri kazandıran dersler yer almaktaydı.
Teknik elemanların eğitilmesi için açılan orta dereceli meslek okullarının sayısı 1930‟lu
yıllarda artırılmıĢ ve Erkek Meslek Öğretmen Okullarının açılması da sistemi
tamamlayıcı bir rol oynamıĢtır. 1937 yılında ismi “Erkek Meslek Öğretmen Okulu”
olarak belirlenen bu okul, tesviye, metal ve marangozluk bölümlerinden oluĢmaktaydı.
Üç yıllık eğitim verilen 1937-1955 yılları arasında, haftalık ders saatleri 40 saatten 44
saate çıkarılmıĢ ve pedagoji ve öğretmenlik uygulaması eğitim-öğretim programına
eklenmiĢtir.
1955 yılında derslerin sayısı ve süresi artırılmıĢ, ölçme ve değerlendirme, rehberlik ve
sosyoloji dersleri de Erkek ve Kız Teknik Öğretmen Okullarının eğitim-öğretim
programına eklenmiĢtir.
1955 - 1982 yılları arasındaki dönem mesleki ve teknik eğitime öğretmen yetiĢtiren
okulların sayısının artması ve bu alandaki mevzuatın düzenlenmesi konusundaki
uğraĢları içermektedir. 1962 yılına kadar mesleki ve teknik eğitime öğretmen yetiĢtiren
üç çeĢit okul vardı. Bunlar:
1. Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu
2. Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu
3. Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu‟dur.
Mesleki ve teknik eğitime öğretmen yetiĢtirme sistemi 1982 yılında TBMM‟den geçen
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu doğrultusunda yeniden yapılandırılmıĢtır. Bu yasa,
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Türkiye‟de öğretmen eğitimini de kapsamına alarak
Yükseköğretimi düzenleyen temel kanunu oluĢturmuĢtur.
Yukarıda ana hatları ile sunulan mesleki ve teknik öğretmen eğitimi 1982 yılına kadar
değiĢik kurumlarda, değiĢik isimlerle değiĢik sürelerle uygulanmıĢ ve 41 sayılı kanun
hükmünde kararname ve 2547 sayılı kanun gereğince yeniden düzenlenmiĢtir. Bu
kanunla Yüksek Teknik Öğretmen Okulları, Teknik Eğitim Fakülteleri olarak yeniden
yapılandırılmıĢ ve üniversitelerin bünyesine alınmıĢtır.
Bir diğer önemli aĢama da 1990‟lı yıllarda 3827 sayılı yasa ile 10 yeni Teknik Eğitim
Fakültesinin kurulmasıdır. Bugün itibariyle mesleki ve teknik okullara öğretmen
yetiĢtiren fakülte sayısı 25 olup bunlardan 19‟u Teknik Eğitimi Fakültesi, 2‟si Mesleki
Eğitim Fakültesi, 1‟i Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi, 1‟i Endüstriyel Sanatlar
Eğitimi Fakültesi ve 2‟si de Mesleki ve Teknik Eğitim Fakültesi‟dir.
13 Kasım 2009 tarihli Resmi Gazete‟de yayınlanan 2009/715546 sayılı Bakanlar Kurulu
kararı ile bu fakülteler kapatılmıĢ, aynı yükseköğretim kurumlarında olmak üzere 21
Teknoloji Fakültesi, 2 Sanat ve Tasarım Fakültesi ile 3 Turizm Fakültesi kurulmuĢtur.
10.2 Mesleki ve Teknik Eğitim Öğretmen Eğitimi Sisteminin Genel Kapasitesi
Daha önceden de belirtildiği gibi, mesleki ve teknik eğitim öğretmen eğitimi sisteminin
genel kapasitesi, Türkiye siyasi gündeminde Lizbon hedeflerinde belirtilen zorlukların
Ankara, Haziran 2010 58
aĢılması için ulusal mesleki ve teknik eğitim ve öğretim sisteminin standartlarını
geliĢtirmeye yönelik önemli bir konudur.
Bu husus, mesleki ve teknik eğitim ve öğretimde seviyenin yükseltilmesi, mesleki ve
teknik eğitim ve öğretimin daha cazip ve esnek hale getirilmesi, öğretme ve öğrenmede
yenilik, kalite güvencesi, vb. konuları kapsamaktadır.
Eğitim programlarında aynı anda mesleki alan bilgisinin, pedagojik formasyon
bilgisinin ve genel kültür bilgilerinin dar bir süreye sığdırılması nedeniyle eğitim
sürecinde yapılan uygulamalı çalıĢmalar yetersiz kalmaktadır.
Hizmet içi eğitim sisteminin de aĢağıda ana hatlarıyla ifade edilen bir dizi zayıf noktası
bulunmaktadır. ġöyle ki az sayıda verilen hizmet içi eğitim kurslarıyla ortalama bir
meslek dersi öğretmeninin tüm meslek hayatı boyunca yalnızca bir defa hizmet içi
eğitim programına katılabilme fırsatı olmaktadır. Bu durum kariyerde yükselme
olanaklarının yetersizliği ile birleĢtiğinde HBÖ ve öğretmen yeterliliklerinin makul
sürelerle yenilenmesi hedefini bütünüyle tehlikeye atmaktadır.
Teknik eğitim fakültelerinin sayılarının ihtiyaçtan çok fazla olması ve YÖK tarafından
belirlenen eğitim programlarına alınacak öğrenci kontenjanlarının 2008 yılına kadar
oldukça yüksek tutulması mezunlar ile istihdam arasındaki arz ve talep dengesini
dramatik olarak bozmaktadır. Dört yıllık (sekiz yarıyıllık) bu fakültelerde 1,5 yıl (üç
yarıyıl) eğitim derslerine, gerikalan 1 yıl (iki yarıyıl) genel dersler ve 1,5 yıl (üç yarıyıl)
da mesleki derslere ayrılmaktadır. Halbuki benzer mesleki alanda eğitim veren
mühendislik veya meslek insanı yetiĢtiren fakültelerde 1 yıl (iki yarıyıl) genel dersler ve
3 yıl (altı yarıyıl) da mesleki derslere ayrılmaktadır.Dolayısıyla bugünün teknolojisi
açısından Teknik Eğitim Fakültesi mezunları mesleki açıdan yeterince yetiĢmemiĢ
oluyorlar. Buna benzer çeĢitli değerlendirmeler sonucu YÖK, Teknik Eğitim
Fakültelerini kapatmıĢtır. YÖK, dünya genelinde olduğu gibi, meslek alanlarında eğitim
veren fakültelerden mezun olanlara pedagojik formasyon verip öğretmen olmalarını
sağlayacaktır. Bu arada sanayinin ihtiyacı olan uygulama ağırlıklı teknoloji
fakültelerini kurmuĢtur. Bu yeni fakülteler diğer bir öğretmen kaynağı olarak
kullanılabilecektir.
Bu arada seksen civarında eğitim fakültesi bulunmaktadır. Örgün veya yaygın eğitim
yardımıyla çeĢitli yeterlilik (diploma ve sertifika) programları açılabilir ve isteyen
bireyler eğitici belgesi alabilirler. Bu konuda MEB‟nin öğretmen meslek standartları ve
öğretmen yeterliliklerinden faydalanılabilir.
10.3 Kurumsal Olarak Aksayan Yönler
Mesleki ve teknik öğretmen eğitimi sisteminin sağlanmasında en önde gelen
sorunlardan biri MEB ve YÖK arasında yeterli iĢbirliği ve koordinasyonun
bulunmamasıdır. Bu alandaki yetkiler MEB ve YÖK tarafından paylaĢılmıĢtır.
Öğretmen yetiĢtiren yükseköğretim kurumları YÖK‟ün yetki alanındadır. Bu arada
MEB eğitim sektörünü temsil etmektedir ve öğretmenlerin meslek standartlarının ve
öğretmen yeterliliklerinin hazırlanması MEB‟nın hazırladığı öğretmenlik meslek
standartları ve yeterlilikleri YÖK tarafından dikkate alınmalıdır. Diğer bir ifade ile
eğitim fakülteleri, MEB‟nın hazırladığı meslek standarlarına ve öğretmen
yeterliliklerine dayanarak eğitim standartlarını ve müfredatı hazırlamalıdır; program ve
derslere ait öğrenme çıktılarını MEB‟dan elde etmelidir.
Ankara, Haziran 2010 59
Diğer bir konu da öğretmen meslek standartlarının ve yeterliliklerinin
hazırlandığı MEB‟da bir Ölçme, Değerlendirme ve Belgelendirme Merkezinin
kurulmasıdır. Bu konuda MYK‟nın destek vermesi gerekecektir.
MEB mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında eğitim-öğretimin düzenlenmesinde
çok geniĢ yetkilere sahiptir; mesela eğitim programlarının açılması ve geliĢtirilmesi,
donanım ve eğitim araç ve gereçlerinin tedariki, öğretmenlerin eğitim faaliyetlerinin
planlanması ve yürütülmesi, okul hizmetleri ve denetim gibi konular MEB tarafından
karara bağlanır. Ancak bütün bu yetkilerin artık sosyal ortaklarla, yerel sektörlerle
paylaĢılması gerekir. Bu konuda Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarından da yardım
alınabilir. Ancak karar mekanizmasında sektörlerin özellikle bulunması faydalı
olacaktır. Bu amaçla MEB merkez teĢkilatında illerde bulunan Ġl Ġstihdam ve Mesleki
Eğitim Kurullarının bir üst kurulu olarak “Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu”nun
teĢkil edilmesi ve bu üst kurul marifetiyle hazırlanacak birincil veya ikincil mevzuat
yardımıyla yetki paylaĢımının hazırlanması faydalı olacaktır.
Öğretmen eğitimi alanında YÖK‟ün ve ilgili fakültelerin MEB‟nı eğitim sektörü olarak
dikkate almaları gerekmektedir. Bu konuda ilgi artıĢı beklenmektedir.
ĠĢçi ve iĢveren kuruluĢlarının YÖK, üniversite ve mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumlarının yönetimlerinde herhangi bir temsilcisi bulunmamaktadır. Sosyal ortak
temsilcileriyle yapılan toplantılarda bu ana konuya bir kaç kez değinilmiĢ ve bu durum
raporu hazırlayan komisyon üyeleri ile paylaĢılmıĢtır. Sosyal ortakların gerek danıĢma
kurullarında gerekse mesleki/teknik ortaöğretim kurumlarının yönetimlerinde etkili bir
biçimde temsil edilmeleri sorunların hızlı bir Ģekilde çözümünü kolaylaĢtıracak ve
istihdama yönelik eleman yetiĢtirilmeye baĢlanacaktır.
10.4 Meslek ve Teknik Öğretmen Eğitim Sistemine Öğrenci Alımı
Mesleki ve teknik öğretmen eğitimi fakültelerine öğrenci alımı Yükseköğretime öğrenci
alım sisteminin içerisinde yer almaktadır. Her yıl yapılan üniversitelere giriĢ sınavı
(ÖSS) aileler ve öğrenciler için en önemli olaylardan birsidir. Bu sınav ve daha da
önemlisi sınav sonuçları öğrenciler ve aileleri için çok büyük önem arz etmektedir. Zira
üniversite eğitimi almak hayatta baĢarılı olmanın vazgeçilmez Ģartı olarak
görülmektedir. Öğrenci Seçme Sınavı‟nı (ÖSS) kazanmak için ise mutlaka dershaneye
gitmek gerektiği, diğer bir ifade ile ÖSS‟de baĢarının anahtarı dershaneye gitmek
olduğu gibi genel bir kanı vardır. Kısaca ÖSS Türkiye‟de tüm eğitim sisteminin odağı
haline getirilmiĢtir. ÖSS baĢarı derecesi, seçimin esas kriteri olmuĢtur.
ÖSS‟nin geçerliliği ve tutarlılığı konusunda ortak bir kanaat vardır. Eğitim sisteminde
görev alan birçok kiĢi bu sınavı, yalnızca bir hedefe yönelerek, üzerinde çok fazla enerji
ve kaynak harcanan tüm eğitim sistemi ve özellikle de ortaöğretim sisteminin
geliĢtirilmesinde, olumsuz ve engelleyici bir unsur olarak görmektedir.
Bu fikre karĢı olanlar ise üniversiteye giriĢ talebinin çok yüksek olması ve
üniversitelerde yeterince kapasite bulunmaması sebebiyle ÖSS veya benzeri bir sınavın
zorunlu olduğu fikrini savunmaktadırlar.
Üniversite sınavında baĢarılı olamayan öğrenciler 11-12 yıllık eğitimden sonra iyi bir
meslek ve gelire sahip olma ideallerinin gerçekleĢemeyeceğini gördüklerinden
kendilerini “yetersiz” veya “iĢe yaramaz” olarak hissetmektedir.
Ankara, Haziran 2010 60
Diğer birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye‟de de genç üniversite adaylarının almak
istedikleri eğitim ve edinmek istedikleri meslekler konusunda belirli idealleri vardır.
Bütün eğitim programlarında 2547 sayılı Yükseköğretim yasası gereği olması zorunlu
olan derslerin de programa ilave yükler getirdiği ilgililer tarafından vurgulanmaktadır.
Uzmanlar bu zorunlu derslerin içeriğinin ortaöğretimde verildiği için Yükseköğretimde
yeniden okutulmasının bir tekrardan ibaret olduğu kanaatindedirler. Bu derslerin yerine
ihtiyaç duyulan konularda alan derslerinin/ uygulamaların yapılmasının yerinde olacağı
belirtilmektedir.
AĢağıda belirtilen hususlar meslek dersleri öğretmenlerinin eğitimi sistemi ile ilgili bir
takım farklılıklar ile yakından iliĢkilidir. Bunlar:
Teknik ve Mesleki Eğitim Fakültelerinin Avrupa‟da benzeri bulunmamaktadır.
Türk üniversite yeterlilikleri, özellikle mühendislik alanındakiler, doğrudan
iĢ/meslek unvanları veya tanımları ile ilgilidir ve çok dar kapsamlı biçimde
tanımlanmıĢlardır.
Derece yeterlilikleri kapsamında standartlar bulunmamaktadır.
Teknik ve mesleki eğitim fakültelerinde standartlar bulunmamaktadır.
Standartlar ve yeni yeterlilikler çerçevesi ile iliĢkilendirilmemiĢ yeterlilikler
mevcuttur.
Türkiye‟de, Yükseköğretim reformu ve modernizasyonu ile ilgili olan uzman ve
paydaĢlar tarafından Teknik Eğitim Fakültelerinin “Teknoloji Fakültelerine”
dönüĢtürülmesi önerilmektedir. YÖK Teknik Eğitim Fakültelerine 2009-2010 dan
itibaren öğrenci almamıĢtır. Buna karĢılık Teknoloji Fakültelerine sektörel ve yerel
ihtiyaçlara göre 2010-2011 de öğrenci almaya baĢlayacaktır. Bunun ilk ve en önemli
sonucu ise, pedagoji eğitiminin ayrılması sayesinde mesleğe/iĢe yönelik eğitimin önemli
ölçüde güçlendirilmesi olacaktır. Ayrıca MEB‟in yeterlilik tanımlarında meslek alanı ile
ilgili sektörde çalıĢmıĢ olma Ģartları da konulacaktır.
YÖK‟ün yeni baĢlattığı bu uygulama ile meslek dersi öğretmenliği cazip hale
gelebilecektir. Bir fakülteden belirli bir alandan mezun olan bir kimse öğretmen olmak
isterse açılacak yeterlilik (diploma veya sertifika) programlarına devam edecektir. Bu
tip bir öğretmen en az beĢ yıl eğitim görmüĢ olacaktır.
MEB tarafından tanımlanacak alan yeterliliğinde belki bir-iki yıl da saha uygulaması,
yani ilgili sektörde çalıĢma Ģartı olacaktır. Dolayısıyla bu tip bir öğretmene piyasa
Ģartlarına göre tatmim edici bir maaĢ verilmesi gerekecektir. Aksi takdirde bu eleman iĢ
piyasası tarafından hem alan uzmanı hem de eğitici olarak hemen istihdam
edilebilecektir. Bu öğretmen türü mali yükü artırıyor gibi görünebilir; ancak sağlıyacağı
nitelikli insan gücü, bunun verimli ve etkin çalıĢması ile temin edilecek faydalar çok
daha fazla olacaktır.
10.5 Türkiye’de ulusal yeterlilikler çerçevesi ve teknik yeterlilikler;
Yeterlilik, bireyin bilgi, beceri ve yetkinliklerinin resmen ifade edildiği belgedir; diğer
bir ifadeyle yeterlilik verilen diploma veya sertifikadır. Türkiye‟de yeterlilik veren
kuruluĢlar bir araya gelip hayat boyu öğrenme (HBÖ) kapsamında ulusal yeterlilik
çerçevesini (UYÇ) hazırlamalıdır. Bu görev 5 Haziran 2009 tarihinde Yüksek Planlama
Ankara, Haziran 2010 61
Kurulu tarafından onaylanan ve MEB koordinasyonunda hazırlanmıĢ olan HBÖ Strateji
Dokümanı ve Eylem Planında ifade edilmektedir:
“Öncelik 11: Mesleki Yeterlilik Sistemi Aktif Hale Getirilerek Kalite
Güvence Sisteminin Kurulması
Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) kapsamında her ülkenin bir UYÇ oluĢturması ve bu
Ulusal Çerçeveyi, AYÇ ile iliĢkilendirmesi tavsiye edilmektedir. MYK Kanununda UYÇ‟ne
iliĢkin tanıma bakıldığında: UYÇ; AB tarafından benimsenen yeterlilik esasları ile uyumlu
olacak Ģekilde tasarlanan ve ilk, orta ve yüksek öğretim dâhil, tüm teknik ve meslekî
eğitim/öğretim programları ile örgün, yaygın ve ilgili kurumların iznine dayalı programlarla
kazandırılan yeterlilik esaslarını, ifade etmektedir. Türkiye‟de UYÇ‟nin YÖK, MEB, MYK
ve diğer paydaĢların ortak çalıĢmaları ile oluĢturulmasından sonra yeterlilik esasları
netleĢecektir.
Dolayısıyla MYK koordinasyonunda YÖK, MEB ve yeterlilik veren paydaĢların bir araya
gelerek UYÇ‟ye girecek yeterlilikleri netleĢtirmesi gereklidir. Tablo 8 de AYÇ referans
seviyelerine göre diploma ve sertifikaları UYÇ‟ye girecek yeterlilikler ile üzerinde
durulması gereken „Diğer Yeterlilikler‟ sütunu verilmiĢtir.
Tablo 8. Hayat Boyu Öğrenme kapsamında Ulusal Yeterlilikler Çerçevesinin içerisinde
bulunan yeterlilikler
AYÇ
Seviye
leri
Akademik
Seviyeler
MYK
Sertifika
ları
MEB Diploma ve Sertifikaları
Yüksek-
öğretim
Diploması
Diğer
Yeterlilik
ler
UYÇ
Seviye
leri MTE Genel
Eğitim
Öğretmen
Yeterlilik
leri
8 Doktora
8
8
7 Y.lisans 7
7 7 7 7
6 Lisans 6
6 6 6 6
5 Önlisans 5
5 5 5 5
4 Akademik-
4 4 4 Genel-4
4 4
3 Akademik-
3 3 3 Genel-3
3 3
2 Akademik-
2 2 2 Genel-2
2 2
Ankara, Haziran 2010 62
1 Akademik-
1 Ġlk-
öğretim 1 1
Avrupa‟da teknik yeterlilikler (teknik alanla ilgili tüm yeterlilikler, örn. Mühendislik)
mezunlara özel bir “iĢ/meslek unvanı” kazandırmamaktadır. Yeterlilikler, yani diploma
veya sertifika, özel bir iĢ için mülakata alınmayı sağlayan bir araç gibidir. ĠĢ/meslek
unvanı konusunda karar veren iĢverendir. Bazı durumlarda 4. veya 5.seviye teknik
yeterliliğe ve iyi bir deneyime sahip bir kiĢi mühendislik alanında 6.seviye lisans
diplomasına sahip bir çalıĢandan daha iyi bir unvana sahip olabilir..
Günümüzde profesyonel mühendisler ve teknisyenlerin oluĢturdukları STK veya oda
Ģeklindeki topluluklar, kendi mesleklerine ve toplumsal çevreye karĢı kiĢisel ve mesleki
taahhütlerde bulunmaktadırlar.
Örneğin Ġngiltere‟de Mühendislik Konseyi her düzeyde mühendislere yönelik
standartların belirlenmesinden sorumludur. Bu uygulama tüm mühendislik
yeterliliklerinin ulusal yeterlilikler çerçevesine uygun olmasını sağlamaktadır. Temelde
3 ayrı seviyede her biri standart tanımlanmaktadır.
Bu seviyeler:
Mühendislik uygulama teknisyeni: Sanayi deneyimi veya üst düzey teknik
yeterliliği içeren ileri düzey ustalık (4. ve/veya 5.seviye)
Teknisyen mühendis: Yüksek Ulusal diploma veya lisans diploması (5. ve/veya
6.seviye)
Profesyonel mühendis: Lisans artı yüksek lisans derecesi (6. ve/7.seviye)
Türkiye‟de mühendislik ve teknik yeterlilikler öylesine sınırlayıcı biçimdedirler ki
doğal olarak sanayi tarafından ihtiyaç duyulan birbirinden farklı beceri ve bilgileri
temsil edememektedir.
Yukarıda belirtilen sorunlar temelde teknik eğitim fakülteleri ile iliĢkili olmasına karĢın
benzer durumlar mesleki eğitim ile Turizm ve Ticaret fakülteleri için de gelecekte
geçerli olacaktır. Bu fakültelerde hijyen teknolojisi, besin teknolojisi, moda tasarımı vb.
programlar geliĢtirildikçe, Türkiye Avrupa‟ya doğru yolunu çizerken ortaya çıkacak
iĢleri doldurmak üzere kalifiye mezunlara ihtiyaç duyulacaktır. Türkiye açısından gaz
tesisatı ve bakımı gibi bazı bir takım alanlarda çalıĢmak üzere belli bir ehliyetlere sahip
olunması zorunlu teknik mesleklerin belirlenmesi de önemli bir husustur. Tüm
yeterliliklerde önemli olan farklı seviyelerde açık ve net standartların tanımlanmasıdır.
Yukarıda belirtilen hususların çözümlenmesi için teknik (mühendislik/inĢaat)
yeterliliklerin sistematik biçimde ele alınarak Avrupa ile aynı seviyeye getirilmesi
önerilmektedir. Ustalık ve teknik yeterlilikler uygun denklik seviyesinde bulunmalı ve
UYÇ ile tam olarak örtüĢmelidir. Hükümet bu yeterlilikleri değerlendirmek üzere bir
sanayi/akademik kurum oluĢturmalıdır. Bu değerlendirme kurulunda akademisyenlere
yer verilmesinin yanı sıra özellikle uluslararası boyutta çalıĢmakta olan kuruluĢların üst
düzey mühendislik/sanayi organlarının da temsil edilmesi Ģarttır. Her düzeydeki
yeterlilikler gözden geçirilerek düzeltilmeli ve yeni yeterlilikler çerçevesi uyarınca
tanımlanarak sınıflandırılmalıdır. Tanımlamalar, Yeterlilikler Çerçevesi kapsamında
bilgi, yeterlilik ve akademik düzey temelinde oluĢturulmalıdır. MÜDEK mühendislik
alanları için gönüllü olarak bu çalıĢmayı üstlenmiĢ olmasına rağmen, çalıĢma tüm
Ankara, Haziran 2010 63
mühendislik derecelerini kapsayacak biçimde geniĢletilmeli ve kalite güvencesi ve
akreditasyon kriterleri açısından MÜDEK gibi kuruluĢların eğitim sektörü dıĢından,
ilgili sektör temsilcileri tarafından oluĢturulmalıdır.
KarıĢıklığa meydan vermemek ve orta düzey meslek okullarından yüksek öğrenime ve
üniversiteye değin yeterliliklerle ilgili ilerleme yollarının açık biçimde geliĢtirilmesi için
bu çalıĢmanın en kısa sürede tamamlanması gerekmektedir.
10.6 Teknik ve mesleki eğitim fakültelerin yeniden yapılandırılması
Teknik Eğitim Fakültelerinin kapatılmıĢtır, Teknoloji Fakülteleri açılmıĢtır. Bu kısımda
“teknik ve mesleki eğitim fakülteleri” denince: “mühendislik fakülteleri, teknoloji
fakülteleri, fen fakülteleri, sektörlerin ihtiyaç duyduğu meslek insanını yetiĢtiren
fakülteler” akla gelmelidir. Bu fakülteler
Modern sanayi ve hizmet sektörünün gereksinimlerini karĢılayacak Ģekilde ve
yeterli akademik düzeyde eğitim programlarını uygulamaya çalıĢırlar,
Sektörler tarafından ihtiyaç duyulan meslek standartlarını, mesleki yeterlilikleri
temel alan ve öğrenme çıktılarına göre eğitim programlarını hazırlarlar,
Öğrencilere öğrenme çıktılarına göre bilgi, beceri ve yetkinlik kazandıran saha
tecrübesine sahip öğretim üyelerine sahiptir,
Sektörün problemlerini teĢhis etmeye ve çözmeye çalıĢan, sektörle yakın bir
diyalog içerisinde olan öğretim üyesi ve öğrencilere sahiptir.
Eğitim ve ARGE için gerekli ekipman ve materyalleri tahsis edilen bütçe ve
proje çalıĢmaları ile tedarik etmeye çalıĢmaktadır.
10.7 Mesleki ve teknik eğitim fakülteleri mezunlarının statüleri
Halen mesleki ve teknik eğitim programları aĢağıda belirtilen unsurlardan oluĢmaktadır:
Genel konular
Teknik alan konuları
Eğitim (pedagoji)
Pedagoji, programın küçük bir bölümünü oluĢturmakta olup öğrenci sayılarının fazlalığı
nedeniyle eğitim/öğretime yönelik pratik uygulamalar sınırlı düzeyde kalmaktadır. Tüm
önde gelen sanayileĢmiĢ uluslarda, meslek dersleri öğretmen eğitimi bir tam akademik
yıla karĢılık gelen bir pedagojik eğitim içermektedir. Bu pedagojik programın en az %
50‟lik bölümü okullarda gözetim altında yapılan eğitim uygulamasıdır. Ek olarak,
pedagojik öğretmen programlarında öğretmen öğrenci oranı düĢük seviyelerde örn. 20:1
gerçekleĢme eğilimindedir.
Mevcut teknik programlardan pedagojik bölümlerin çıkarılmasıyla öğrenciler özellikle
daha yüksek akademik seviyelerde olmak üzere seçmiĢ oldukları meslekte daha fazla
bilgi ve beceri edinme fırsatı yakalayacaklardır. Yeniden yapılandırılmıĢ Teknoloji
Fakülteleri, mühendislik, BT, mekanik, iĢletme, turizm, sağlık tedavisi gibi bir dizi
teknik ve profesyonel alanda dereceler verecektir. Yeniden yapılandırılmıĢ fakülteler,
geliĢmiĢ ülkeler ve AB üye ülkelerindeki benzer fakülte mezunlarının sahip oldukları
yeterlilikleri mezunlarına kazandıracaklardır. Özel alandaki, örn. mühendislik BĠT,
yapı, dört yıllık eğitim ve öğretim programında fakültedeki teorik dersler ve ilgili alanda
sanayide iĢe yerleĢtirme yer almalıdır
Ankara, Haziran 2010 64
Genel konular
Genel konular örneğin matematik, fen vb. teknik konularla iliĢkilendirilmiĢ ve eğitim
alınan programa iliĢkili olmalıdır. Bu uygulama ile konular alanla daha yakından iliĢkili
olacak ve öğrenci motivasyonu ile teknik programın kalitesini artıracaktır.
Dört yıllık programın sonunda, öğrenciler uygulamalı teknoloji veya uygulamalı fen
bilimleri alanında Avrupa‟daki diploma eki benzeri örn. gulamalı teknoloji alanında
lisans, teknoloji alanında lisans veya fen bilimleri alanında lisans (elektronik veya besin
teknolojisi, vb.) lisans derecesi alacaklardır.
Meslek dersleri öğretmenlerinin eğitimi
Meslek dersi öğretmeni olmak isteyenler, MEB tarafından tanımlanmıĢ bulunan azami
yeterlilikleri kazandıktan sonra (ki bu birçok durumda fen bilimleri alanında lisans
diploması gerektirir) öğretmen olabileceklerdir. Ancak sanayiden gerekli yeterliliklere
haiz öğretmenleri tam veya yarı zamanlı olarak çekebilmek amacıyla fen bilimleri
alanındaki lisansın yerini alabilecek ölçüde deneyim aranmalıdır.
Meslek dersleri öğretmeni olarak uygun bulunanlar en az bir akademik yıl süreli, yarı
zamanlı veya tam zamanlı olarak bir pedagojik programı tamamlamalıdırlar. Programın
%50‟si gözetim altında bir meslek okulunda yapılan eğitim pratik uygulaması olmalıdır.
Meslek dersi öğretmeni olma yolunu seçen öğrencilerin sayısının mevcut durumdan
daha az olarak gerçekleĢmesi beklenmektedir. Bu sebeple, eğitimin kalitesinin
artırılması açısından arzu edilen öğretmen öğrenci oranı olumlu bir katkı sağlayacaktır.
Mevcut fakülteler kısa sure önce bu tür bir program kapsamında kullanılabilecek
modüler pedagoji programları geliĢtirmiĢ bulunmaktadırlar.
YÖK‟ün yeni baĢlattığı bu uygulama ile meslek dersi öğretmenliği cazip hale
gelebilecektir. Bir fakülteden belirli bir alandan mezun olan bir kimse öğretmen olmak
isterse açılacak yeterlilik (diploma veya sertifika) programlarına devam edecektir. Bu
tip bir öğretmen en az beĢ yıl eğitim görmüĢ olacaktır. MEB tarafından tanımlanacak
alan yeterliliğinde belki bir-iki yıl da saha uygulaması, yani ilgili sektörde çalıĢma Ģartı
olacaktır. Dolayısıyla bu tip bir öğretmene piyasa Ģartlarına göre tatmim edici bir maaĢ
verilmesi gerekecektir. Aksi takdirde bu eleman iĢ piyasası tarafından hem alan uzmanı
hem de eğitici olarak hemen istihdam edilebilecektir. Bu öğretmen türü mali yükü
artırıyor gibi görünebilir; ancak sağlıyacağı nitelikli insan gücü, bunun verimli ve etkin
çalıĢması ile temin edilecek faydalar çok daha fazla olacaktır.
11. Öğretmenlik Mesleğine GiriĢ ġartlarının Belirlenmesi
Prensipte mevcut yönetmeliklerde öngörüldüğü gibi mesleki ve teknik öğretmenin
lisans derecesine sahip olması, pedagoji ve eğitimle desteklenmesi gerekmektedir. Bu
durum, aynı zamanda Batılı ülkelerdeki temel eğilimlerle uyumluluk sağlayacaktır.
Bunun yanı sıra bir öğretmen olarak atanabilmek için öğretmenlik yapılacak alanda en
az iki yıllık iĢ deneyiminin olması gerekir. ĠĢ deneyimi olmayan adayların görevlerinin
bir parçası olarak sektörde deneyim kazanmaya ve bunu öğretmenlik görevleriyle
birleĢtirmeye teĢvik edilmesi gereklidir.
Üçüncü olarak, iki temel geçiĢ yolu uygulamasıyla meslek dersleri öğretmenliğine giden
yollar daha esnek hale getirilmelidir.
Ankara, Haziran 2010 65
12. Mesleki ve Teknik Ortaöğretimden Yüksek Öğretime GeçiĢ
Genel eğitim ile karĢılaĢtırıldığında mesleki ve teknik eğitimin statüsünün düĢük olması
tüm AB ülkelerinin çözümlenmemiĢ ortak sorunudur. Ġlköğretimin sonuna gelindiğinde,
okul sistemlerinin genel ve mesleki ve teknik eğitim olarak ayrıldığı noktada, en iyi
öğrenciler genel orta öğretim okullarına geçerken orta ya da düĢük baĢarı gösteren
öğrenciler mesleki ve teknik eğitim kurumlarına ya da çıraklık merkezlerine
kaydolmaktadırlar. Bu iki seçenek arasındaki uçurumun kapatılması ve bunlar arasında
eĢit sosyal statü (“itibar”) sağlanması yönündeki çok sayıda çabaya rağmen, bu durum
tüm ülkeler için geçerlidir.
Yükseköğretime geçiĢte önemli sorunlar olarak mevcut “öğrenci niteliği” ve “kaynak”
sayılabilir. Meslek Yüksekokulları‟nın ana kaynağını oluĢturan meslek liselerindeki
öğrencilerin aldığı eğitim kalitesinin yükseltilmesi bir üst eğitim kademesinde de etkili
olacaktır. Öğrenci kaynağının iyileĢtirilmesi veya bu kaynaklardan daha dikkatli bir
seçimle yükseköğretime öğrenci alınması, sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.
Böylece yükseköğretim ayağını oluĢturan Meslek Yüksekokulları da hak ettiği yere
gelecek ve misyonunu daha iyi gerçekleĢtirebilecektir.
“Kaynak yetersizliği” de Mesleki ve Teknik Ortaöğretimin (MTO) statüsünü baltalayan
baĢlıca sorunlardan biridir. Fiziki mekân laboratuar, sosyal yaĢam alanları, ders
materyalleri ve makine gibi kaynakların yetersizliği velilerin ve öğrencilerin MTO
algısında düĢüĢe neden olmaktadır. Öğrenci yetersiz kaynaklar içinde teorik bir eğitimle
mezun olacağını düĢündüğünden en azından Genel Liseyi bitirmeyi ve akabinde de
üniversiteye geçmeyi planlamaktadır.
Okul-sanayi iĢbirliğinde yaĢanan aksaklıklar da bir baĢka sorun olarak ele alınabilir.
Mevcut programlarla iĢ dünyasının nitelikli iĢgücü talep ettiği alanların tam anlamıyla
örtüĢmemesi, istihdam sorununun büyümesine neden olmaktadır. Bu anlamda odalar
birliği, ticaret ve sanayi odaları, meslek odaları ve sanayi kuruluĢları ile iĢbirliğine
gidilmesi ve bu kurumların da MTO‟ya destek vermesi hatta “kayırması”
gerekmektedir.
AB ülkelerindeki politika belirleyiciler, yukarıda belirtilen sorunları çözmek amacıyla
son yıllarda ciddi çalıĢmalar gerçekleĢtirmiĢlerdir. En umut verici giriĢimlerden birisi
mesleki ve teknik eğitim okullarına devam eden öğrencilerin yüksek öğretime
geçiĢlerinin önündeki engellerin kaldırılması olmuĢtur. MTO‟de sürekliliği sağlamak,
verilen eğitimi öğrenciler açısından daha cazip hale getirmek için MTO mezunlarına
yükseköğretime geçiĢte net fırsatlar sunulmalıdır. Ayrıca, MTO seçeneğinin öğrencilere
en üst düzeyde yeterlilik sağlaması temin edilmelidir. Aralık 2004 tarihli Maastricht
Bildirisi uyarınca, “ mesleki eğitim ve öğretim giderek artan bir biçimde tüm eğitim
seviyelerinde gerçekleĢmektedir ve bu nedenle, eĢit itibar ve mesleki eğitim ve öğretim
ile genel eğitim arasındaki bağlar, özellikle yüksek öğrenim bakımından, ulusal düzeyde
ve Avrupa düzeyinde yenilikçi stratejiler ve araçlar ile beslenmelidir”.
Üniversiteler dıĢında yükseköğretim kurumları yaratarak ya da üniversiteler bünyesinde
kısa süreli (derecesiz) programlar geliĢtirerek sunulan yükseköğretimin
Dördüncü Ġlke: Mesleki Eğitim ve Öğretimin Statüsünün
GeliĢtirilmesi
Ankara, Haziran 2010 66
farklılaĢtırılması, MTO mezunlarının yükseköğretime katılması için altmıĢlı yılların
sonundan bu yana AB ülkeleri tarafından benimsenmiĢ politik çözüm olmuĢtur.
BaĢlangıçta, üniversiteler dıĢındaki bu yükseköğretim sektörünün ya da derecesiz
programların yaratılması, saygınlık bakımından üniversite ile “eĢdeğer” olmaması
nedeniyle öğrencilerin ve velilerin tepkisi ile karĢılaĢmıĢ olsa da, nitelikli programlar,
bu programlara yönelik yoğun finansman ve üniversite eğitimine (sınırlı) geçiĢ
imkânları öğrencilerin bu sektöre kayıt yapmadaki dirençlerinin üstesinden gelinmesine
yardımcı olmuĢtur.
Türkiye‟de, 1982 yılında, geleneksel lisans programlarının yanı sıra iki yıllık
MYO‟ların geliĢtirilmesi yönünde seçim yapılmıĢtır. Mevcut durumda, yaklaĢık 500
adet aktif MYO bulunmakta olup, bunlar yüksek öğrenimde kayıtların %30‟unu
oluĢturmaktadır. Ortaöğretim mezunlarının üniversite eğitimine alınması süreci oldukça
seçicidir ve Yükseköğretime GeçiĢ Sınavı (YGS) aracılığı ile gerçekleĢmektedir.
Mevcut duruma iliĢkin memnuniyetsizlik yaygındır ve bu memnuniyetsizlik aĢağıdaki
nedenlere dayanmaktadır:
YGS sisteminin seçiciliği oldukça ağır niteliktedir, çünkü baĢvuruda bulunan her
beĢ kiĢiden sadece biri örgün lisans programlarına ya da ön lisans programlarına
yerleĢirken her on kiĢiden sadece biri lisans programlarına yerleĢmektedir. YGS‟ye
katılan öğrencilerin sayısı (ortaöğretim mezunları sayısının yaklaĢık üç katı) her yıl
hızla artmaktadır; bunun nedeni büyük ölçüde, bir önceki yıl sınavda baĢarılı
olamayanlar ya da kazandıkları programa kaydolmayı kabul etmeyenlerin
birikmesidir;
MTO mezunlarının yerleĢtirilme oranları (%24) genel eğitim mezunlarının oranları
(%19) ile karĢılaĢtırıldığında nispeten fazla olmakla birlikte, bu öğrencilerin çoğu
ön lisans programlarına yerleĢebilmekte, sadece %2‟si lisans programlarına
eriĢebilmektedir;
MYO Yöneticileri, mesleki eğitim ve öğretim mezunlarının bu okullara doğrudan
eriĢimlerinin (YGS‟ye girmeksizin) okulların baĢarı oranlarında düĢüĢe neden
olduğundan Ģikâyetçi olmaktadırlar;
YGS‟de uygulanan test metotları ezberleyerek öğrenmeyi ve özel ders alınması
yoluyla teĢvik edilen “teste yönelik öğrenmeyi” vurgulamaktadır. Bunlar kendini
ifade edebilme ve sorun çözme becerilerini ödüllendirmemektedir. Yüksek
öğrenime kayıtlarda fazlasıyla seçici bir sistem olması öğrenciler ve aileleri
üzerinde gereksiz aĢırı strese neden olmaktadır.
Mevcut durum üç faktörün bileĢimi ile açıklanabilir; bunlar
(i) üniversiteye giriĢlerde karĢılaĢtırmalı değerlendirmelere temel olarak kullanılacak
standart bir ortaöğretim mezuniyet sınavının bulunmaması,
(ii) mesleki eğitim ve öğretim okullarının nitelikleri arasında muazzam farklılıklar
olması ve
(iii) bir bütün olarak üniversite sistemi kapasitesinin sınırlı olmasıdır.
Yükseköğretime eriĢim tüm ülkelerde zor ve politik açıdan son derece hassas bir
konudur ve mevcut sistemin reformu için tavsiyelerde bulunmak bu raporun kapsamını
aĢacaktır. Yine de, yukarıda belirtilen durumun ortaya koyduğu gibi, MYO‟lar
tarafından sunulan iki yıllık programlar Ģu ana kadar öğrenciler (ve onların aileleri)
tarafından üniversitelerin sunduğu lisans derecelerinin kabul edilebilir alternatifi olarak
Ankara, Haziran 2010 67
görülmemiĢtir. MYO‟ların bu rolü oynaması ve mesleki eğitim ve öğretim
yeterliliklerinin zirve noktası olması isteniyorsa, aĢağıdaki maddeler ile birlikte, bu
okulların güçlendirilmesi ve inanırlığının artırılması amacıyla (son yıllarda kayıtların
çok büyük hızla arttığı) bu okulların takviyesi yönünde etkin bir süreç izlenmelidir:
MYO okullarına üniversiteler bünyesinde daha fazla özerklik tanınmalı ve YÖK
nezdinde daha iyi temsil edilmeleri sağlanmalıdır; söz konusu okullara geleneksel
akademik kültürden farklı bir imaj oluĢturmalı ve kültür geliĢtirmelidir;
MYO okulları öğretim elemanlarının sayıları ve donanımı iyileĢtirilmelidir ve
sanayi ile yakın iĢbirliği arayıĢı içerisine girilmelidir. Kalite ve iç verimlilik
geliĢtirilmelidir;
MTO okullarından mezun olanların öncelikli olarak MYO okullarına girmelerinde
temel olarak herhangi bir yanlıĢ söz konusu değildir. Ancak, bu okullardaki baĢarılı
öğrenciler istediklerinde dört yıllık lisans programlarına seçime dayalı olarak
geçiĢlerinde sorun yaĢamamalıdırlar.
En iyi teknik okullardan gelen mesleki ve teknik eğitim mezunlarının yeni
Teknoloji Fakültelerine giriĢlerine de izin verilmelidir.
13. Mesleki-Teknik Ortaöğretim Öncesi Yönlendirme Faaliyetleri
Türkiye‟de ilköğretimden ortaöğretime geçiĢ oranı % 85‟dir. Ġlköğretimden mezun
olduktan sonra okula devam etmeyenlerin oranı, Türkiye genelinde % 15‟dir. Ayrıca,
mesleki eğitimin, ortaöğretim içindeki payı düĢüktür. Ortaöğretim içinde mesleki ve
teknik ortaöğretimin payı 2008–2009 eğitim-öğretim döneminde % 40,8‟dir.
Ġlköğretimden ortaöğretime geçiĢ sisteminde, öğrencilerin ilgi, beceri ve kabiliyetlerinin
yeteri kadar dikkate alınmaması, ilköğretimdeki yönlendirme sisteminin etkin olarak
iĢletilememesi, mesleki eğitim öğrencilerinin yükseköğretime geçiĢteki dezavantajlı
durumu ve eğitim-istihdam iliĢkisinin yeterince kurulamamıĢ olması, mesleki eğitimin
ortaöğretim içindeki payının artmasını engellemektedir.
Temel eğitimle baĢlayan okuldaki eğitim ve öğretimde bireylerin kiĢisel özellik, ilgi ve
yetenekleri göre yönlendirmenin önemi bilinmektedir. Mesleki eğitime yönelen kiĢi
sayısının Avrupa ülkelerine göre düĢük oranda olması ülkemizdeki mesleki rehberliğin
önemini daha da artırmaktadır. Son yıllarda eğitimin her alanında yapılan yeniden
yapılandırma çalıĢmaları kapsamında mesleki eğitimde de birçok iyileĢtirme çalıĢmalar
yapılmaktadır. Ulusal bir mesleki eğitim politikası geliĢtirilirken, aynı derece de önem
taĢıyan rehberlik ve mesleğe yönlendirme çalıĢmalarında da ulusal bir sistemin
oluĢturulması çok önemlidir.
Bu çalıĢmaların 9. sınıfta meslek tanıtımından çok okul tanıtımı Ģeklinde olması meslek
tanıtımlarının mesleki kariyer ve geliĢim çerçevesinde yapılmaması nedeniyle istenilen
sonuçlar elde edilememektedir. Ayrıca eğitim kurumlarında aynı özenle yapılmadığı da
izlenmektedir. Ġlköğretimde görev yapan eğitimcilerin de bu konuda çok bilgi sahibi
olmamaları nedeniyle aksaklıkların yaĢandığı bilinen bir gerçektir.
Ankara, Haziran 2010 68
Yönlendirme çalıĢmalarında etkin olacak ortak yöntemlerin kullanılmaması, Sektör
birlikteliğinin sağlanamaması, Ġlköğretim ve Genel liselerdeki eğitimcilerin mesleki
eğitim konusunda yetersiz kalması, öğrencileri tanımaya yönelik uygulanan mesleki
kariyer testlerinin yetersizliği bu konuda ortak bir metodolojinin geliĢtirilmesini
gerektirmektedir.
14. Mesleki-Teknik Öğretim Sürecinde Statünün GeliĢtirilmesi (önceki
öğrenmelerin değerlendirilmesi, yatay-dikey geçiĢler, informal öğrenmenin teĢvik
edilmesi, aynı anda hem genel lise hem de mesleki-teknik öğretim programlarına kayıt
olarak devam edebilme vb. modül alarak yeterlilik sahibi olmanın sağlanması)
Ülkemiz Dünya'nın en genç nüfuslarından birine sahip olmakla beraber bu potansiyeli
kullanmakta henüz yetersiz kalmaktadır. Bu konuda ülkemizin en önemli çıkar
yollarından biri olan mesleki ve teknik eğitime yeterli önemin gösterilmemesi de bu
yetersizliğin sebeplerinden biridir. 2000 yılı verilerine göre 15-24 yaĢ aralığında 13,4
milyonluk bir nüfusa sahip olduğumuz, bu rakamın 2020 yılında 17,9 milyona
ulaĢmasının tahmin edildiği görülmektedir. Ancak istihdamın nüfusa oranında ülkemiz
dünya düzeyinde bir hayli geride kalmakta ve bu oran ancak %30'larda kalmaktadır.
Millî Eğitim Temel Kanunu, eğitimde yatay ve dikey geçiĢleri açarak eğitimin sosyal
talebe göre demokratikleĢtirilmesi üzerine inĢa etmiĢtir. Ayrıca 9. Kalkınma Planı‟nda,
“Ortaöğretimde Yatay ve Dikey GeçiĢ Ġmkânları Sağlanacak; Ortaöğretim; program
türünü esas alan, yatay ve dikey geçiĢlere imkân veren, etkin bir rehberlik ve
yönlendirme hizmetini içeren bir yapıya kavuĢturulacaktır. Ancak uygulamada,
özellikle Ġmam Hatip Lisesi ve Meslek liselerinden diğer liselere ve Açıköğretim
liselerine geçiĢler engellenmektedir.
Eğitimde demokratikleĢmenin ve özgürlüklerin önünün açılması gerekir.
DemokratikleĢmenin ve özgürlüklerin önünün açılmasının yolu ise, bireylerin tercih
ettiği eğitimi almasından geçmektedir. Bunun için de hangi tür eğitim kurumuna
baĢlarsa baĢlasın, hangi kademe ve sınıfta olursa olsun, yatay geçiĢ hakkının verilmesi
temel insan hakkının gereğidir. Bütün dünyada eğitim anlayıĢı bu yönde geliĢmektedir.
AB eğitim anlayıĢı da, diğer ülkelerdeki eğitim uygulamaları da, esnek eğitim anlayıĢını
geliĢtirmektedir. Bu nedenle eğitim sistemimizde “esnek eğitim anlayıĢı” içerisinde
yatay ve dikey geçiĢlere her kademe ve türde fırsat verilmelidir. Ayrıca, yaygın eğitim
ve örgün eğitim arasında da bu esneklik sağlanmalıdır. Bu yaklaĢım eğitimde fırsat
eĢitliği ilkesini de gerçekleĢtirmiĢ olacaktır.
Ayrıca, Yükseköğretime giriĢte katsayı uygulaması, imam hatip liseleri ile ilgili de
yoğun tartıĢmalara yol açmıĢ, hatta bu konu mesleki ve teknik eğitim reformunu zaman
zaman gölgede bırakmıĢtır.
Bu çerçevede ele alındığında, meslek liseleri olarak tasarlanmıĢ, ancak zamanla
uygulamada bu özelliğini kaybetmiĢ olan Ġmam-Hatip Liselerinin de, meslek lisesi
statüsüne uygun bir yapıya kavuĢturulması, imam ve hatip ihtiyacını karĢılamaya
yetecek sayıda Ġmam-Hatip Lisesi'nin eğitime devam etmesi ve bu liselerden mezun
Ankara, Haziran 2010 69
olanların arzu ettikleri takdirde kendi alanlarında yüksek öğrenime devam etmeleri
sağlanmalıdır. Geriye kalan Ġmam-Hatip Liseleri'nin, meslek lisesi statüsü kaldırılmalı
ve gerekli tedrisat ve müfredat uyumu yapılarak bu meslek liseleri normal lise statüsüne
dönüĢtürülmelidir.
15. Mesleki-Teknik Öğretim Mezunlarının ĠĢ Piyasasına Kabulleri ve
GiriĢimciliğin Desteklenmesi Bilim ve teknolojideki hızlı değiĢim ve geliĢim toplum ve bireyin yaĢamında sosyal,
kültürel ve ekonomik yönden önemli değiĢimlere yol açmaktadır. ÇağdaĢ teknolojiyi
yakalamak, hatta ona yön verebilmek için, mesleki teknik eğitimin yetiĢtireceği kiĢilere
yaratıcılık, problem çözme ve bilgi donanımını el becerisi ile birlikte kullanma
yeteneklerinin kazandırılması gerekmektedir.
Bireyi hayata ve iĢ alanlarına hazırlayan mesleki eğitimin baĢarısı, sanayi ve okul
iĢbirliğinin etkinliğine ve verimliliğine bağlıdır. Bu iĢbirliği ile çağdaĢ teknolojik
değiĢim ve geliĢimler en kısa sürede mesleki eğitim programlarına yansıtılarak, çağın
gereklerine ve iĢ hayatının ihtiyaçlarına göre bir eğitimin yapılması sağlanmıĢ olacaktır.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu gereğince, meslek lisesi öğrencileri 10. ve 11.
sınıfta beceri eğitimlerini iĢletmelerin atölye, laboratuar ve eğitim ünitelerinde
yapmaktadır.
ĠĢletmelerde beceri eğitimine gönderilemeyen meslek lisesi öğrencileri ile teknik lise
öğrencileri yaz aylarında 160 ve 300 saatlik staj çalıĢmalarını ilgili iĢletmelerde
yapmaktadırlar. Bu uygulamanın amacı beceri eğitimine giden öğrencilerin teknolojik
geliĢmeleri yakından tanımaları, istihdam edildiklerinde iĢyerlerine kolayca intibak
etmelerini sağlamaktır. ĠĢyeri açısından da önemi potansiyel iĢgücünü tanımak
olmaktadır.
15.1 Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları:
Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının eskiye göre daha iyi iĢlediği anlaĢılmaktadır.
Ayrıca Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının MEB merkez teĢkilatında “Ġstihdam
ve Eğitim Kurulu” Ģeklinde bir üst kurul olarak bulunması çok yönlü faydalar
sağlayacaktır. Özellikle sosyal ortakların okul seviyesindeki karar mekanizmasına,
yönetime dâhil edilmesi için gerekli mevzuat çalıĢmaları bu tür bir üst kurul tarafından
yapılabilecektir.
15.2 ĠĢletmelerde Eğitim Ġmkânları
3308 sayılı Kanunun 18. maddesinde, 200‟den fazla personel çalıĢtıran iĢletmelerin
eğitim birimi kurması zorunluluğu getirilmiĢtir. Ancak, çoğu iĢletme hâlâ eğitim birimi
oluĢturmamıĢtır. Bunun yanında birçok iĢletmede de öğrencilerin eğitiminden sorumlu,
gerekli nitelikleri taĢıyan usta öğretici istihdam edilmemektedir. Bu durum, öğretim
programlarına uygun eğitim yapılmasına imkân vermemektedir.
200 ve daha fazla personel çalıĢtıran iĢletmelerin, sağlıklı bir mesleki eğitim ve kendi
çalıĢanlarının eğitimi için eğitim birimlerini oluĢturması gerekmektedir. ĠĢletmeler,
eğitim verdikleri öğrencilerin meslek lisesinden mezun olduktan sonra kendi
Ankara, Haziran 2010 70
iĢletmelerinde veya sektörlerinde istihdam edileceği sorumluluğu ile hareket etmeli,
nitelikli usta öğretici ve eğitici personel istihdamına önem vermelidir.
15.3 ĠĢletmelerin Eğitime BakıĢ Açısı
Öğrencilerin eğitim gördükleri iĢletmelerin bir kısmı bu konuda yeterince bilinçli
değildir ve mesleki eğitimi angarya olarak görmektedir. Bunun sonucu olarak beceri
eğitimine gereken önem verilmemekte ve öğrenciler ucuz iĢgücü olarak kullanılmak
istenmektedir.
Okul, Millî Eğitim Müdürlüğü, Ticaret ve Sanayi Odası ve ĠĢletme yetkilileri ile eğitim
öğretim yılı baĢında Kanunun amacı doğrultusunda, tarafların görevleri ve
sorumlulukları konusunda eğitici programlar ve paneller düzenlenmelidir.
15.4 Kamu ĠĢletmelerinin Durumu
Bazı kamu iĢletmeleri de 3308 sayılı Kanuna rağmen tasarruf tedbirlerini öne sürerek
mesleki eğitim yaptırmamaktadır. Meslek lisesi öğrencilerine beceri eğitimi yaptıran
bazı kamu iĢletmeleri de bütçede ödenek bulunmadığı gerekçesiyle öğrencilere kanunda
öngörülen ücreti ödememektedir.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu özel sektörle birlikte kamu kurum ve kuruluĢlarını
da kapsamaktadır. Bu nedenle, beceri eğitimi yaptırma yükümlülüğü bulunan tüm kamu
kurumlarının bütçelerine öğrenci ücretleri için ödenek ayırmaları gerekmektedir.
15.5 Eğitim ve Öğretim Programları
ĠĢletmelerce eğitim-öğretim programları dikkate alınmaksızın kendi üretim
programlarına göre planlama yapılmakta ve çoğunlukla öğrencilere rutin iĢler
yaptırılmak suretiyle müfredatın büyük bir bölümünün eğitimi verilmemektedir.
Rehberlik çalıĢmaları ve iĢbirliğini sağlamak için görevlendirilen koordinatör
öğretmenlerin önerilerine de yeterince uyulmadığı görülmektedir.
Ayrıca öğrenci gönderilen bir kısım iĢletmelerin küçük ölçekli olması nedeniyle bu
iĢyerlerinde eğitim birimi kurulamamaktadır. Bu iĢletmelerde donatımın yeterli
olmaması ve kalifiye usta öğretici bulunmaması da eğitim programının gerektiği gibi
uygulanmasına imkân vermemektedir.
ĠĢletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin, meslek alanlarının gerektirdiği bilgi ve
becerileri kazanabilmeleri için programda öngörülen uygulamaların tümünü yapabilecek
Ģekilde iĢletme içerisinde düzenli olarak rotasyona tabi tutulmaları sağlanmalıdır.
ĠĢletmeler eğitim öğretim programına uygun usta öğretici ve eğitici personel istihdam
etmeli, bunların zaman zaman geliĢtirme ve uyum kurslarına alınmaları sağlanmalıdır.
15.6 EĢit Eğitim Ġmkânları
Her iĢletmede öğrenciler konuları farklı görmektedirler. ĠĢletmeler üretim faaliyetlerine
göre değiĢik makine parklarına sahiptir. Bu durum öğrencilerin bütün iĢletmelerde eĢit
ve aynı düzeyde eğitim almalarını engellemektedir. Yapılan uygulamalı sınavlarda
öğrencilerin bir kısmının iĢletmelerdeki makinelerde hiç çalıĢmadığı
gözlemlenmektedir. ĠĢletmelerce öğrencilerin meslek alanı ile ilgili makinelerde
çalıĢabilmeleri için tedbir alınması gerekmektedir.
15.7 Sigorta Primleri
ĠĢletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin aylık sigorta primleri ile ilgili ödenek
bulunmadığı durumlarda, primler süresi içinde sosyal sigortalar kurumuna
Ankara, Haziran 2010 71
ödenememektedir. Süresi içinde yatırılmayan primler için SSK tarafından faiz tahakkuk
ettirilmekte ve okul yöneticileri hakkında icra takibi yapılmaktadır.
Bütçedeki ödenek yetersizliğinden kaynaklanan gecikme nedeniyle okul yöneticilerinin
sorumlu tutulması ve haklarında icra takibi yapılması, iĢleyiĢi olumsuz yönde
etkilemektedir.
Maliye Bakanlığınca, yeterli ödenek bulunmaması durumunda, personel giderlerinde
olduğu gibi, ödenek durumuna bakılmaksızın iĢletmelerde meslek eğitimi gören
öğrencilerin sigorta primlerinin de ödenebilmesi hususunda defterdarlık ve mal
müdürlüklerine gerekli talimatın verilmesi sağlanmalıdır.
Aday çırak, çırak ve iĢletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin sigortalılık
durumlarından ve sağlık harcamalarından kaynaklanan sıkıntıları çözüme
kavuĢturulmalıdır. 5510 sayılı Kanun‟un 5. maddesinde açıkça aday çırak, çırak ve
iĢletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında iĢ kazası ve meslek hastalığı ile
hastalık sigortasının uygulanacağı belirtilmektedir. Kanunda aday çırak, çırak ve
iĢletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin hastalık sigortasına da tabi oldukları
belirtilmekle birlikte, 5510 sayılı kanunda yer alan hastalık sigortası sigortalıya
hastalığı halinde tedavi yardımı sağlayan bir sigorta türü değildir.
5510 sayılı Kanun‟un 5. maddesinin (b) bendinde belirtilen “hastalık” sigortasının
tedavi yardımı yapılmasını kapsamadığı, tedavi yardımlarının artık sigortalının
sigortalılık türü ne olursa olsun yalnızca genel sağlık sigortasından yapılabilecek olup;
aday çırak, çırak ve iĢletmelerde mesleki eğitim gören öğrencilerin genel sağlık
sigortasına tabi olup olmadıkları, genel sağlık sigortasından sağlanacak tedavi
yardımlarından yararlanabilip yararlanamayacaklarına açıklık getirilmelidir.
Aday çırak, çırak ve iĢletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler 5510 sayılı kanunun
3. maddesinin 10 numaralı bendi gereğince anne veya babası genel sağlık sigortalısı ise
onun bakmakla yükümlü olduğu kiĢi olarak kabul edilmektedir ve anne veya babasının
genel sağlık sigortasından prim ödenmeksizin yararlanmaktadır. Yani anne veya babası
genel sağlık sigortalısı olan aday çırak, çırak ve iĢletmelerde mesleki eğitim gören
öğrenciler “bakmakla yükümlü olunan kiĢi” kapsamında genel sağlık sigortasından
yararlanmaktadır. Ancak anne veya babası genel sağlık sigortalısı olmayan ya da genel
sağlık sigortası primlerini yatırmayan aday çırak, çırak ve iĢletmelerde mesleki eğitim
gören öğrencilerin sağlık hizmetlerinden yararlanmaları sağlanmalıdır.
Konu hakkında MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü‟nün çalıĢma
yürüttüğü bilinmekle birlikte söz konusu çalıĢmaların bir an önce hayata geçirilmesi
gerekmektedir.
Türkiye ĠĢ Kurumu tarafından yürütülmekte olan "Aktif ĠĢgücü Programları‟na” iliĢkin
düzenlemeler kapsamında ĠĢkur‟da kayıtlı en az lise düzeyinde eğitim kurumlarından
mezun olmuĢ iĢsizlerin mesleki yeterliliklerini geliĢtirebilecekleri "Staj Programları"
Ankara, Haziran 2010 72
uygulaması benimsenmiĢtir. Staj Programları, en az 10 çalıĢanı bulunan özel sektör
iĢyerlerinde düzenlenmekte olup stajyerler staj baĢlamadan önceki 3 aylık dönemde
iĢyerine ait prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı sigortalılar dıĢından seçilmektedir. Staj
süresi, günde en az 5 en fazla 8 saat, haftalık 40 saat, en fazla 6 ay olup öğrenci
olmayanlar da staja programına katılabilmektedir. Programlara katılan stajyerlere her
fiili bir gün için 15 TL kursiyer zaruri gideri; ayrıca 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Genel
Sağlık Sigortası Kanunu‟nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında ĠĢ
Kazası ve Meslek Hastalığı Sigorta Primleri Kurumca ödenmektedir. 6 aylık çalıĢma
süresiyle sınırlandırılmıĢ olan bu programa katılan stajyerlerin Genel Sağlık Sigortası
primlerinin tamamının yatırılmıyor olması uygulamada sıkıntıya sebep olmakta ve
uygulamaya katılımı düĢürmektedir. Bu sebeple söz konusu programa katılanların, iĢ
kazası ve meslek hastalığı sigorta kolları dıĢındaki sağlık sigortası kollarına iliĢkin
primlerinin de ĠĢsizlik Sigortası Fonu‟ndan karĢılanması olumlu olacaktır.
Belirli süreler için teĢvik politikaları uygulaması yapılabilir; çıraklık eğitimi, mesleki ve
teknik eğitim almıĢ kiĢilerin iĢyerlerine vergi indirimleri yapılabilir. Bu kuruluĢların
çalıĢtıracağı elemanları eğitim almıĢ kiĢilerden seçmeleri özendirici olacaktır, aynı
zamanda iĢverene dıĢ rekabette avantaj sağlayacaktır. ĠĢ yerinde 3308 sayılı yasa ile
stajyer öğrenci çalıĢtıran çalıĢtıran iĢletmelere gelir ve kurumlar vergisinden belli bir
oranda muafiyet getirilebilir,
Meslek lisesinden, çıraklık eğitim merkezinden, MYO dan mezun olmuĢ kiĢiler, veya
ĠġKUR‟a kayıtlı olup en az lise ve üstü mezuniyet kriterini sağlayan kiĢiler, stajyer adı
altında aynı kefede değerlendirilmemelidir. AYÇ‟ye göre her yeterliliğin bir seviyesi
vardır. Çıraklık mesleki eğitim almıĢ bir kiĢi 2. kademeye karĢılık gelirken, çırak kalfa
ya da usta unvanı alırken, bir MYO mezunu 5.kademede ve tekniker unvanı ile
anılmaktadır. Dolayısıyla her birinin seviyesi, kanuni hak ve yetkileri, unvanları
yetiĢtirilme biçim ve amaçları birbirinden farklıdır. Bu nedenle;
a) MEB öncülüğünde bu tür fen adamlarının 3195 sayılı kanunun öngördüğü yetkileri
içerir yönetmeliklerin çıkarılmalıdır ; 19 yıldır bekleyen yönetmelik artık yürürlüğe
sokularak fen adamlarının yetkileri net olarak tariflenmelidir.
b) Belirlenecek yetkilere göre staj programları Ģekillendirilmeli, staj ve iĢyeri eğitiminin
hedefi « çıraklık eğitimi, meslek lisesi ve MYO'lar » için ayrı ayrı
ele alınmalı ve tariflenmeldir.
c) Mesleki eğitimin özendirilmesi için, meslek lisesi ve meslek yüksekokulu
mezunlarının iĢ hayatındaki gelir ve pozisyonlarının staj döneminden baĢlayarak genel
lise mezunları ve mesleki eğitim almamıĢ kiĢiler vb.'ne göre daha avantajlı hale
getirilmesi gerekmektedir.
Ankara, Haziran 2010 73
d) Staj denetimlerinin daha etkin kılınması gerekmektedir.
15.8 Sanayi Türüne Uygun Eğitim
Yöre sanayileri, istihdam edeceği alanlarda yetiĢmiĢ insangücü bulmakta güçlük
çekmektedir. Bunun nedeni yöredeki meslek liselerinde çevrenin ihtiyaçlarına yönelik
bölümlerin bulunmamasıdır. Ġhtiyaç tespitine dayanmaksızın açılan bölümlerden mezun
olanlar da istihdam edilememektedir. O bölgedeki meslek liselerinde yörede kurulu
sanayi göz önünde bulundurularak uygun bölümlerin açılmasını sağlamak amacıyla Ġl
Mesleki Eğitim Kurulunca bölüm açma tekliflerinin ihtiyaç tespitine dayandırılmasına
önem verilmesi gerekmektedir.
15.9 Odalar ve Sorumlulukları
Ġkili Mesleki Eğitim çerçevesinde, sorumluluklar devlet ve meslek kuruluĢları arasında
dağılmıĢ olmasına rağmen odalar sözleĢme imzalamanın dıĢına çıkamamıĢlar ve
uygulamanın tüm sorumluluğu ve yükü okullara bırakılmıĢtır.
ĠĢletme sahipleri yerel olarak daha fazla bilgilendirilmeli, ulusal basında daha etkin
tanıtım yapılmalı, odalar ve birlikler ikili mesleki eğitimin amacı doğrultusunda daha
etkin biçimde faaliyet göstermelidirler.
15.10 Kalfalık Belgesinin Tanınması
Birçok iĢletme tarafından kalfalık belgesi tanınmamaktadır. ĠĢe alımlarda kalfalık
belgesinin de geçerliliği olmalıdır.
Eğitim programları Avrupa ile uyumlu olacak Ģekilde uzmanlar tarafından ana felsefesi
korunarak yeniden düzenlenmelidir ve kalfalık belgesi alan öğrencilerin endüstri meslek
lisesi diploması almasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
15.11 GiriĢimcilik El Rehberi
Bakanlığımızca mesleki ve teknik eğitim okullarında teorik ve uygulamalı mesleki
eğitimle öğrencilerimiz iĢ hayatına hazır bilgi ve beceri ile donatılmaktadırlar.
Mezunlarımız, bu bilgi ve becerilerle bir baĢkasının yanında çalıĢabileceği gibi kendi
iĢini de kurabilecek giriĢimci bir ruhla yetiĢtirilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla iĢ
kurma fikirleri, bunların ortaya konması, pazar araĢtırması, iĢ kurmak için gerekli yasal
formalitelerin ne olduğuna ıĢık tutmak, mesleki eğitimi teĢvik etmek, mezunlarımızın
motivasyon ve cesaretlendirilmesi amacıyla GiriĢimcilik El Rehberi hazırlanmıĢtır.
16. Sosyal Katılımın Desteklenmesi Amacıyla KOBĠ-Tabanlı Çıraklık
Eğitiminin Güçlendirilmesi
16.1 Çıraklık eğitiminde mevcut yapı:
BeĢinci Ġlke: Mesleki Teknik Eğitimde Çıraklık ve Yaygın
Eğitimin Güçlendirilmesi (ilke ve içeriği yeniden
tanımlanacak, çıraklık eğitimi modeli kalmalı)
Ankara, Haziran 2010 74
Her ne kadar yaygın eğitim içinde kabul edilse de çıraklık eğitimi 3308 sayılı Mesleki
Eğitim Kanununda üçüncü bir mesleki eğitim edinme yolu olarak ayrıca ele alınmıĢtır.
Çıraklık eğitimi (ikili eğitim olarak da adlandırılmaktadır.) iĢletme ağırlıklı bir eğitim
olup, gençleri doğrudan iĢ yaĢamına hazırlamaktadır. Bu eğitim sonucunda kalfalık,
ustalık ve usta öğreticilik belgelerine ulaĢılmaktadır.
YurtdıĢından alınan mesleki belgeler ile yurtiçinden çıraklık eğitimi dıĢında alınan
mesleki belgelerin; 3308 sayılı Kanun kapsamına alınan meslek dallarında kalfalık veya
ustalık belgesine denklikleri yapılır.
Çıraklık eğitimi, mesleğin özelliğine göre 2-3 yıl sürelidir. Bu eğitimi tamamlayanlar
kalfalık sınavlarına girmekte, eğitime devam etmeyenler ise eğitim süresinin iki katı
süreyle mesleğinde çalıĢtıklarını belgelendirmeleri halinde kalfalık sınavına
girmektedir. Kalfalık belgesi almaya hak kazananlar Bakanlıkça belirlenen 1-3 yıl süre
kadar ustalık eğitimine devam etmeleri halinde ustalık sınavına girmekte, eğitime
devam etmeyenler ise 5 yıl mesleğinde çalıĢtıklarını belgelendirmeleri durumunda
ustalık sınavlarına girmektedir. Ustalık belgesi olmayanlar müstakil iĢ yeri açamamakta,
usta olarak çalıĢamamaktadır. Ancak 2004 yılında yürürlüğe giren 5174 sayılı Kanunun
102. maddesinde, ticaret siciline kayıt olan iĢletmelerde 3308 sayılı Kanunun 30.
maddesinde hüküm altına alınan uygulamanın yapılmayacağına yani ustalık belgesinin
aranmayacağına dair bir hüküm bulunmaktadır. ĠĢletme sahipleri ticaret siciline ya da
esnaf ve sanatkar siciline kayıt olurken özgürdür. Tüzel kiĢiler (Ģirketler) ticaret siciline
kayıt olmak zorundadır. Ancak gerçek kiĢi olarak iĢyeri açacak olanlar iki sicil arasında
tercih yapabilmektedir. Ustalık belgesi olmayan ancak iĢletme açmak isteyen kiĢiler,
meslek dalı çıraklık eğitimi uygulama kapsamı içinde olsa bile ticaret siciline kayıt
olabilmekte ve iĢletme açabilmektedir. Bu da çıraklık eğitimi zayıflatan temel sorun
alanlarından biridir.
3308 sayılı Kanun, çıraklık ve meslek eğitimi sisteminde uygulamalara iliĢkin yetki ve
sorumluluğu Millî Eğitim Bakanlığına vermekle birlikte, çıraklık ve meslek eğitiminin
planlanması, geliĢtirilmesi ve değerlendirilmesinde ilgili bütün kurum ve kuruluĢların
söz sahibi olmalarını ve katkı sağlamalarını da öngörmektedir. Bu amaçla, Kanunda söz
konusu kurum ve kuruluĢların üst düzey temsilcilerinden merkezde, Mesleki Eğitim
Kurulu, illerdeki temsilcilerinden de illerde Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu
kurulması hüküm altına alınmıĢtır. Bu yönüyle sosyal tarafların katılımının üst düzeyde
sağlandığı ve sosyal diyalog ortamının oluĢturulduğu söylenebilir. Mesleki Eğitim
Kurulunun kararları doğrudan Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulmaktadır.
Ġl ve meslek dallarının çıraklık eğitimi uygulama kapsamına alınması Mesleki ve
Teknik Eğitim Yönetmeliği ve Millî Eğitim Bakanlığı genelgeleri çerçevesinde
yapılmaktadır. Halen bütün illerde 130 meslek dalı çıraklık eğitimi uygulama
kapsamına alınmıĢtır. Ġllerde kapsamda bulunan meslek dallarına yenilerinin eklenmesi
Mesleki Eğitim Kurulunun görüĢü doğrultusunda gerçekleĢtirilmektedir.
Çıraklık eğitiminde teorik eğitim haftada bir gün mesleki eğitim merkezinde, pratik
eğitim ise kalan 4-5 günde iĢletmede gerçekleĢtirilmektedir. Teorik ve pratik eğitimin
eĢgüdüm içinde yapılması sistemin kalitesini etkileyen en önemli unsurlardan biridir.
Ancak bu uyumun sağlandığını söylemek çok mümkün değildir. Teorik eğitim
programlarının yeterli derecede esnek olmaması, mesleki eğitim merkezinde verilen
eğitimin genellikle iĢletmede verilen eğitimin gerisinde kalmasına neden olmaktadır.
Tabloda son 5 yılda mesleki eğitim merkezleri, öğrenci ve öğretmen sayıları yer
almaktadır.
Ankara, Haziran 2010 75
Tablo 9.Türkiye Genelinde Mesleki Eğitim Merkezlerinin Son Beş Yıla İlişkin Sayısal
Verileri (2003-2007) ÖĞRETĠ
M YILI
KAPSAMDA
KĠ ĠL
SAYISI
KAPSAMD
AKĠ
MESLEK
SAYISI
MESLEKĠ
EĞĠTĠM
MERKEZĠ
SAYISI
ÖĞRETME
N SAYISI
EĞĠTĠME
ALINAN
ADAY
ÇIRAK,
ÇIRAK VE
KALFA
SAYISI
BELGE
ALANLARIN
SAYISI
2003-
2004
81 113 293 4548 195910 83943
2004-
2005
81 112 297 4555 184761 139011
2005-
2006
81 112 300 4532 183200 107454
2006-
2007
81 131 300 4460 178279 225184
2007-
2008
81 130 307 3725 187927 150673
Kaynak: MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü
Meslek KuruluĢları ve Çıraklık Eğitimi
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu çerçevesinde uygulanmakta olan örgün
mesleki eğitim ve çıraklık eğitimi sisteminin temelinde ikili eğitim yatmaktadır.
Öğrenciler, örgün mesleki eğitim veren meslek liselerinin son sınıfında haftada 3
gün uygun iĢletmelere beceri eğitimi için gitmekte, mesleki eğitim okul-iĢyeri
iĢbirliği ile yürütülmektedir. Çıraklık eğitimine devam eden gençler ise haftanın
bir günü mesleki eğitim merkezlerine, 4-5 günü ise iĢyerlerine giderek eğitim
almaktadırlar.
Çıraklık eğitiminde TESK ve alt teĢkilat birimleri Millî Eğitim Bakanlığı
dıĢındaki en önemli aktörlerdir. Çünkü çıraklık eğitimine katılan çırak ve kalfalar
çok büyük oranda TESK çatısı altında örgütlenen iĢletmelerde eğitim görmekte,
eğitimini tamamlayıp belgeye ulaĢanlar da TESK çatısı altında kendilerine ait
iĢyeri açmaktadır. TESK dıĢında TOBB‟a bağlı iĢletmelerde de çırak ve kalfalar
eğitim görmektedir. Ancak TOBB‟a bağlı iĢletmelere daha çok meslek liselerinde
örgün eğitim gören meslek lisesi öğrencileri beceri eğitimi için gitmektedir.
MEKSA Vakfı ve benzer birkaç sivil toplum örgütü de yine çıraklık eğitimi
içinde, çeĢitli kademelerde yer almaktadır.
Sosyal tarafların çıraklık eğitimi kapsamında yaptığı faaliyetler, bu aktörlerin
sistem içindeki yerini ve sorumluluklarını görmek açısından aĢağıda
özetlenmiĢtir.
TESK‟in ve diğer meslek kuruluĢlarının ve sosyal ortakların 3308 sayılı Kanun
çerçevesinde verilen çıraklık eğitimine iliĢkin görev ve sorumluluklarını dört
baĢlık altında toplamak mümkündür.
Planlanma-Koordinasyon: 3308 sayılı Kanuna göre; ulusal düzeyde kurulan
Mesleki Eğitim Kurulunda ve yerel düzeyde kurulan Ġl Mesleki Eğitim ve
Ġstihdam Kurullarında meslek kuruluĢları ve alt örgütleri, iĢçi ve iĢveren
Ankara, Haziran 2010 76
sendikaları konfederasyonları temsil edilmekte ve mesleki eğitimin
planlamasında önemli görev ve sorumluluklar üstlenmektedir. Eğitim verilecek
meslek dalları ve programları, hangi illerde ve okullarda mesleki eğitim
verileceği, mesleki eğitimde yaĢanan sorunlar ve çözümler bu kurullarda ele
alınmakta ve karara bağlanmaktadır.
Eğitim-Sınav-Belgelendirme: Meslek kuruluĢları ve sosyal ortaklar 3308 sayılı
Kanun çerçevesinde, mesleki eğitim programlarının hazırlanmasında sektörün
görüĢlerinin yer almasını sağlamakta, çıraklık eğitiminde usta öğretici desteği
vermekte, sınav komisyonlarında yer almaktadır. Mesleki ve teknik eğitime
önemli bir destek ise 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek KuruluĢları
Kanununda, 3308 sayılı Kanunun 30‟uncu maddesine paralel yapılan düzenleme
ile iĢyeri açacaklardan oda ve sicil kaydı esnasında ustalık belgesi aranmasıdır.
Böylece mesleki bilgi, beceri ve yeterliliği olan kiĢilerin iĢyeri açmalarının
sağlanmasına katkı verilmekte ve mesleki belge sahibi olan ile olmayanların aynı
kefeye konulması önlenmektedir. Bu da çıraklık eğitimi sonucunda alınan
belgelerin piyasada aranır belgeler olmasını sağlamaktadır. Çıraklık eğitimi
uygulama kapsamı içinde olmayan meslek dallarına eğitim, sınav ve
belgelendirme faaliyetleri 3308 sayılı Kanunda görev olarak meslek kuruluĢlarına
verilmiĢtir. Ancak bu görevi kendi kuruluĢ kanununa mesleki eğitimle ilgili
maddeler ekleyerek üstlenen tek kuruluĢ TESK‟dir.
Denetim: 3308 sayılı Kanun çerçevesinde oluĢturulmuĢ bulunan ve okullarda ve
iĢletmelerde verilen mesleki eğitimi denetlemekten sorumlu bulunan Denetim
Komisyonlarında meslek kuruluĢu temsilcileri de yer almaktadır.
Finansman: Öncelikle, iĢletmeler pratik eğitim için çırak-kalfa ve meslek lisesi
öğrencilerine açmak suretiyle sisteme doğrudan katkı vermektedirler. Çırak-kalfa ve
öğrencileri doğrudan üretim süreci içinde eğitmek yoluyla, mesleki eğitimin pratik
bölümünün maliyetine de katlanmaktadırlar.
3308 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan çıraklık eğitiminin finansmanına esnaf-
sanatkarlar teĢkilatı gönüllü yardımlar yoluyla azımsanamayacak destekler vermiĢtir.
3308 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1980‟li yıllarda ilk çıraklık eğitimi merkezleri
bazı teĢkilat birimleri bünyesinde açılmıĢ ya da Devlet tarafından yaptırılan merkezlere
maddi destek sağlanmıĢtır. O zamandan bu yana halen odalar ve birlikler mesleki eğitim
merkezlerinin koruma ve geliĢtirme derneklerinde yer almakta ve maddi destek
vermektedirler. Ayrıca, çıraklara bir takım sosyal imkanların (yemek, yol parası vb)
sağlanmasında da MEM‟lere yardımları bulunmaktadır.
5362 sayılı Kanun çerçevesinde tüm esnaf ve sanatkar teĢkilat birimleri yıllık gayri safi
gelirlerinin %5‟ini eğitim bütçesi olarak ayırmakta ve yaptıkları mesleki eğitim
çalıĢmalarının finansmanında kullanmaktadırlar.
Ancak son yıllarda çıraklık ve mesleki eğitime olan ilginin azalması esnaf-sanatkarlar
ile teĢkilat birimlerini de olumsuz etkilemiĢtir. Sisteme olan maddi ve manevi destekte
azalma görülmektedir.
ĠĢletmelerüstü Eğitim ve ĠĢletmelerüstü Eğitim Merkezleri (ĠÜEM): ĠĢletmelerüstü eğitim, çıraklık eğitimi sistemi içinde çırağın iĢletmede aldığı
pratik meslek eğitiminin eksikliklerini tamamlayan, okul ve iĢletmeden sonra
üçüncü bir ayaktır. Ġkili meslek eğitiminin ayrılmaz bir parçası olan
iĢletmelerüstü eğitim konusunda TESK önemli adımlar atmıĢtır. Mesleki eğitim
sistemi örnek alınan Almanya‟da bu merkezlerin yapımı ve iĢletilmesinden
Ankara, Haziran 2010 77
özellikle meslek kuruluĢları sorumlu bulunmaktadır. Devlet ise meslek
kuruluĢlarına her türlü desteği sağlamaktadır.
ĠĢletmelerüstü eğitim kavramını ülkemize getiren ve yönetiminde TESK‟in de
bulunduğu Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayii Destekleme Vakfı (MEKSA) ile
iĢbirliği içinde 1980‟li yılların baĢından itibaren iĢletmelerüstü eğitim verilmek
üzere iĢletmelerüstü eğitim merkezleri bir baĢka adıyla da mesleki eğitim ve
teknoloji merkezleri (METEM) kurulmaya baĢlanmıĢtır. Özellikle TESK‟in 1991
yılında yaptığı yasa değiĢikliği ile bu konudaki çalıĢmalar hız kazanmıĢtır.
ĠÜEM‟lerde aĢağıda sıralanan hizmetler sunulmaktadır.
ĠĢletmelerüstü pratik eğitim,
Usta öğreticilik eğitimi,
Esnaf ve sanatkarlara yönelik ileri meslek kursları,
Proje çalıĢmaları,
Çıraklık eğitimine baĢlayacaklar için mesleğe yöneltme ve danıĢmanlık
hizmetleri,
Çıraklık eğitimi için pratik eğitim programları ile öğretim materyallerinin
geliĢtirilmesi,
Esnaf-sanatkar kuruluĢlarında görevli personelin hizmet içi eğitimi,
Yeni teknolojilerin esnaf ve sanatkarlara ulaĢtırılmasına yönelik yayınlar,
Mesleki ve teknik öğretim alanında konferans, panel düzenlenmesi.
METEM‟lerin yapılıĢ aĢamasındaki finansmanı TESK bütçesi ve Devlet Genel
Bütçesinden yapılan aktarmalar ile sağlanmıĢtır. 2007 yılı itibariyle TESK tarafından
yaptırılan ĠÜEM‟lerin toplam maliyeti 17.448.237,74.- YTL.‟dir. Bu miktarın
12.041.957,25.- YTL.‟sı Devlet yardımlarından, kalan 5.406.208,49.- YTL.‟sı TESK
bütçesinden karĢılanmıĢtır.
METEM‟lerin iĢletilmesi alanında MEKSA‟nın hizmetlerinden yararlanılmıĢtır.
Bir çok METEM‟de eğitim hizmetleri MEKSA Vakfı tarafından organize
edilmiĢtir. MEKSA Vakfı, belirli bir bilgi ve deneyime sahip hale gelen
ESOB‟lara METEM‟leri personeli ile birlikte devretmiĢtir. Bazı METEM‟ler ise
halen MEKSA Vakfı ile birlikte yürütülmektedir.
MEB Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü ile de bu alanda yakın
iliĢkiler kurulmuĢtur. Örneğin Ankara OSTĠM-METEM‟in yönetiminde uzun
yıllar TESK ve MEKSA Vakfı ile birlikte MEB de bulunmuĢtur. METEM‟lerin
eğitici ihtiyacını karĢılama konusunda MEB‟den zaman zaman destek alınmaya
devam edilmektedir. Bazı teĢkilat birimleri yerel düzeyde değiĢik kurum ve
kuruluĢlarla bu konuda iĢbirliği yapabilmektedir. Ancak bu iĢbirlikleri bir
süreklilik arz etmemektedir.
Halihazırda iĢletmelerüstü eğitim merkezleri; temel kuruluĢ amaçları olan
iĢletmelerüstü eğitimden daha ziyade meslek edindirme ve meslek geliĢtirme
eğitimleri için kullanılmaktadır. Çünkü iĢletmelerüstü eğitim kavramı genel
mesleki eğitim mevzuatına girememiĢ, ilgili kurum ve kuruluĢlardan gereken
maddi ve idari desteği alamamıĢ ve bu nedenle çok önemli ve gerekli olmasına
rağmen bu alanda yeterli ilerleme sağlanamamıĢtır.
Sonuç olarak METEM‟ler;
Mali imkansızlıklar,
TESK‟in alt teĢkilat birimlerinin kapasite yetersizlikleri,
Ankara, Haziran 2010 78
Ġlgili mevzuattaki (3308, meslek kuruluĢları yasaları vb) yetersizlikler,
Diğer kurum ve kuruluĢlardan (özellikle TOBB ve diğer meslek kuruluĢları ile
iĢçi-iĢveren örgütleri) istenilen düzeyde destek görmemesi
Planlama (yer, büyüklük, meslek dalı vb.) yanlıĢlıkları
gibi nedenlerle aktif olarak iĢletilememiĢtir. METEM‟lerin yeniden
yapılandırılarak, ilgili kamu ve özel tarafların katkı ve katılımıyla iki yıllık ön
lisans programları dahil olmak üzere örgün ve yaygın mesleki eğitim
faaliyetlerinin gerçekleĢtirileceği sürekli eğitim merkezleri haline dönüĢtürülmesi
görüĢü ağırlık kazanmaktadır. Bu amaçla sürdürülebilir yeni bir modelin
geliĢtirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
METEM‟lerin çıraklık eğitimi sistemi içinde yasal olarak yer alması ve Devlet
tarafından hem inĢaat hem de donamın ve iĢletme giderleri açısından
desteklenmesi halinde çıraklık eğitiminde kalitenin ve talebin artmasında önemli
bir iĢlev üstlenebileceği görülmektedir. METEM‟lerin, eğitim verme, sınav ve
belgelendirme yapma konusunda Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından akredite
edilmiĢ kurumlar haline dönüĢtürülmesi de etkinlik ve verimliliklerini
arttıracaktır.
16.2 Çıraklık eğitiminin güçlendirilmesi ihtiyacı
Türkiye açısından genel değerlendirme yapıldığında, küçük ve orta ölçekli iĢletmelerin
ülkemizin gerek sosyal gerekse ekonomik dokusunda önemli bir yer iĢgal ettiği
görülmektedir.
ĠĢyeri sayısı, çalıĢanlar sayısı ve yaratılan katma değer olmak üzere üç önemli
göstergeye bakıldığında, mikro ve küçük iĢletmelerin, tüm iĢletmelerin % 99.89‟unu
oluĢturduğu, istihdamın % %76,7‟sini sağladığı ve yaratılan katma değerde bu
iĢletmelerin payının % 38 olduğu görülmektedir. Ayrıca KOBĠ‟lerin toplam ihracatın
%10‟unu oluĢturdukları ve toplam kredi hacminden %25‟lik bir pay aldıkları tahmin
edilmektedir.
Tablo 10. Çalışan Sayısına Göre İşyeri Büyüklükleri ÇALIġAN SAYISINA GÖRE Ġġ
YERĠ BÜYÜKLÜK GRUPLARI DAĞILIM (%)
KOBĠ 1-250 99,89
Mikro 0 1,38
Mikro 1-10 94,94
Küçük 10-49 3,09
Orta 50-99 0,3
Orta 100-150 0,1
Orta 151-250 0,08
Büyük 251+ 0,11
KAYNAK: DĠE 2002 GSĠS*
*Son Genel Sanayi ve ĠĢyeri Sayımı henüz yayınlanmadığı için 2002‟de yayınlanan çalıĢma dikkate alınmıĢtır.
Ankara, Haziran 2010 79
ÇalıĢan sayısı açısından bakıldığında 2002 yılı itibariyle genel sanayi ve iĢyerleri
sayımına göre iĢyerlerinin yüzde 94,94‟ü 1-10 kiĢi çalıĢtıran mikro iĢletmelerdir. Hiç
eleman istihdam etmeyen iĢletmelerde bu gruba dahil edildiğinde toplam mikro iĢletme
oranı yüzde 96,36‟ya yükselmektedir.
Çok sayıda KOBĠ‟nin yer aldığı bir ekonomide, çıraklık eğitimine yatırım yapmanın
büyük faydaları olacaktır. Bu faydalar;
eğitimin istihdam ve gerçek çalıĢma koĢulları ile yakın iliĢki içinde olmasını
sağlamak,
KOBĠ‟lerde yaratılacak iĢ imkanları ile eğitim seviyesi düĢük gençler ve
yetiĢkinlerin sosyal katılımına katkıda bulunmak,
iĢletme bazlı eğitimin maliyeti, okul bazlı mesleki eğitim ve öğretime göre çok
daha düĢük olduğundan kamusal fonlardan tasarruf sağlamak.
Çıraklık eğitimi görenlerin istihdam oranının yüksek olduğundan iĢsizliği
azaltmak,
Çıraklık eğitimi görenler bağımsız iĢyeri açma imkanını elde ettiklerinden
giriĢimciliği geliĢtirmek,
olarak gruplandırılabilir. Bu açıkça görünen avantajlara rağmen, MEGEP projesi
kapsamında hazırlanan YeĢil Belgede çıraklık eğitimi göz ardı edilmiĢtir.
Aslında çıraklık eğitimi son yıllarda hızla kan kaybetmektedir. Bunun temel
nedenlerinden biri gençlerin çıraklık eğitimini tercih etmemeleridir. Özellikle 8 yıllık
zorunlu eğitimden sonra çıraklık eğitimine olan talep çok azalmıĢtır. Lise çağına gelen
gençler en son tercih olarak çıraklık eğitimini düĢünmektedir. Bu nedenle meslek
liselerinde olduğu gibi çıraklık eğitimine gelen öğrenciler eğitim düzeyi olarak en alt
seviyede bulunan öğrenciler olmaktadır. Bu da eğitimin kalitesine olumsuz olarak
yansımaktadır. Oysa yapılan araĢtırmalar çıraklık eğitiminin % 90‟ların üstünde
istihdam sağlayan bir mesleki eğitim modeli olduğunu ortaya koymaktadır. 1990‟lı
yıllarda 300 binin üzerine çıkan çırak ve kalfa sayısı bugün 180 binler civarında
bulunmaktadır.
Çıraklık eğitimi sisteminin kan kaybetmesinde bir diğer önemli neden, Millî Eğitim
Bakanlığının örgün mesleki-teknik eğitime öncelik ve ağırlık vermesidir. Bakanlık,
teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı güncel mesleklerde iyi bir teorik alt yapının
olması gerektiğinden yola çıkarak çıraklık eğitimini meslek edindirmede yetersiz
görmektedir. Oysa her iki modelde de ilköğretim okulunu bitirmiĢ, aynı alt yapıya sahip
gençler eğitim görmektedir. ĠĢ yaĢamı, ağırlıklı olarak teorik bilgi gerektiren meslekler
ile beceri gerektiren mesleklerin ayrılması ve beceri gerektiren mesleklerde geliĢtirilmiĢ
çıraklık eğitimi modelinin uygulanmasını daha doğru bir yaklaĢım olarak görmektedir.
Bunun yanında, çıraklık eğitimine giriĢ ile ilgili üst yaĢ sınırının kaldırılması ve 18 yaĢ
üstü çırakların da sigorta primlerinin Devlet tarafından karĢılanması gibi düzenlemelerin
lise ve üstü eğitim almıĢ kiĢilerin çıraklık eğitimine yönelmesine yardımcı olduğunu da
söylemek gerekir. Son yıllarda yaĢanan yoğun iĢsizlik sorunu, herhangi bir mesleki
becerisi olmayan genel lise ve üniversite mezunlarının piyasada geçerli mesleklerde
çıraklık eğitimine yönelmelerine neden olmuĢtur. Dolayısıyla çıraklık eğitiminin
güçlendirilmesi ve mesleki eğitimde ciddi bir alternatif haline gelmesini sağlayacak
Ģekilde yeniden yapılandırılması halinde hem istihdam hem de iĢ hayatı açısından
önemli kazanımlar elde edilecektir. Bu nedenle eğitim sistemi içinde çıraklık eğitimine
Ankara, Haziran 2010 80
özgü bir strateji belirlenmesi ve sistemi zamana bağlı olarak adım adım güçlendirecek
bir dizi eylem belirlenmesi yararlı olacaktır.
16.3 Bir Çıraklık Stratejisine Doğru
Çıraklık eğitimini güçlendirerek mesleki eğitimde ciddi bir alternatif haline gelmesini
sağlamak için bir çıraklık stratejisi geliĢtirilmelidir. Bu stratejinin temel taĢlarına
değinmeden önce sistemin sorunlarına genel olarak değinmekte yarar görülmektedir.
Çıraklık eğitimi düĢük statülü bir eğitim biçimi olarak algılanmakta, daha az
arzulanan ve daha düĢük seviyede bir sosyo-ekonomik hayata hazırlama türü
olarak görülmektedir. Bu nedenle çıraklık eğitime olan talep düĢük seviyede
gerçekleĢmektedir. Çıraklık eğitimine baĢka hiçbir yere gidemeyen öğrenciler
gitmektedir.
Eğitime katkı veren iĢletmeler ve meslek kuruluĢları yeterince teĢvik
edilmemektedir. KOBĠ‟lerin mesleki eğitime olan ilgi ve destekleri azalmıĢtır.
Çıraklık eğitimi modelinin okul-iĢletme iĢbirliğine dayalı bir model olması
nedeniyle, iĢletmelerin ilgisizliği eğitimin kalitesini doğrudan olumsuz
etkilemektedir.
Çırak ve eğitim verilecek iĢyeri bulmada çift taraflı sorun yaĢanmaktadır.
ĠĢletmeler çırak bulmakta sorun yaĢarken, öğrenciler eğitim yapılacak iĢletme
bulmakta sorun yaĢamaktadır. ĠĢletmelerin çırakları ucuz iĢgücü olarak
değerlendirmesinden kaynaklanan sorunlar çırak arzını azaltmaktadır.
Millî Eğitim Bakanlığı çıraklık eğitimine gerekli desteği vermemektedir.
Mesleki eğitim merkezleri yeterli donanıma sahip değildir. Modüler eğitimin
uygulanmasında sorunlar yaĢanmaktadır.
Teorik eğitim ile pratik eğitim birbiri ile uyumlu ve dengeli Ģekilde
verilmemektedir. Aynı zamanda öğretmen ve usta öğreticilerin de nitelik ve
nicelik olarak yeterlilikleri tartıĢmalıdır.
Çıraklık eğitimi sonucunda alınan belgeler özellikle kamu nezdinde olması
gerektiği kadar değerli değildir.
BaĢta satıĢ elemanlığı meslek dalları olmak üzere 3308 sayılı Kanunun çıraklık
eğitimi uygulama kapsamında bulunan meslek dallarının (133 adet) kapsamları,
programları, eğitim süreleri vb. konularda uygulamada yoğun sorunlar
yaĢanmaktadır. Bu mesleklerin yeniden değerlendirilerek kapsam listesinin
yenilenmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
Meslek kuruluĢları 3308 ve sayılı Kanundan kaynaklanan çıraklık eğitimine
iliĢkin görev ve sorumluluklarını etkin ve verimli Ģekilde yerine
getirmemektedir.
Çıraklık eğitiminde ülkemizde 3308 sayılı Kanunla kurulmuĢ olan bu örgütlenme pek
çok AB ülkesinde de söz konusu olan organizasyona benzerdir ancak uygulamaya
gelindiğinde, organizasyonun geliĢiminde yukarıda özetlenen çok sayıda engel ile karĢı
karĢıya kalınmıĢtır. Ancak, bazı AB ülkelerinde elde edilen deneyimler göstermektedir
ki, bir Alman “ikili model” geleneği olmaksızın da çıraklığın önemli ölçüde
geliĢtirilmesi mümkündür. Kaldı ki ülkemizde çıraklık eğitiminin en güçlü yönlerinden
biri geleneksel olarak toplumda çıraklık eğitiminin yüzyıllardır uygulanıyor olmasıdır.
Ankara, Haziran 2010 81
Burada, çıraklığın toplumda var olan düĢük statüsünü aĢmak için ve nicelikten ziyade
KOBĠ-tabanlı eğitimde kalite için bir arayıĢa dayalı olarak aĢağıda yapı taĢları verilen
strateji önerilmektedir:
(i) öğrenci akıĢı (yeni kayıt yaptıranların, okuldan ayrılanların, mezunların
sayıları),
(ii) iĢletme içi eğitim uygulamaları,
(iii) öğrenci değerlendirme,
(iv) belge sahibi kiĢilerin istihdam beklentileri,
(v) iĢletmeler ile MEB arasında maliyet ve harcamaların paylaĢılmasına iliĢkin
düzenlemeler için güçlü bir bilgi tabanına ihtiyaç vardır.
Çırak ve kalfa istihdam eden iĢletmelere iĢletme büyüklüğüne bağlı olarak teĢvik
ve destekler sağlanmalıdır.
KOBĠ‟ler seçilen meslekler ve yerlerde iyi kalitede çıraklık eğitimi sağlayabilme
becerilerine göre sınıflandırılmalıdır. ĠĢletmelere çırak istihdam edebilme için
kriterler getirilmelidir.
Orta büyüklükte iĢletmelerin çıraklık eğitimine ilgisinin arttırılması için
donanım ve eğitici açısından yeterli eğitim yeri oluĢturmaya istekli kalifiye
iĢletmeler vergi indirimlerinden faydalanmalıdır.
KOBĠ‟ler kalfalık, ustalık ve usta öğretici belgesi sahibi kiĢileri istihdam
yönünden ve özlük hakları yönünden desteklemelidir. Kalfaların sosyal güvenlik
primlerinin bir kısmının, çıraklarda olduğu gibi Devlet tarafından karĢılanması
çıraklık eğitimine talebi arttırırken kayıt dıĢı istihdamı da azaltacaktır.
Meslek kuruluĢlarının 3308 sayılı Kanundan kaynaklanan sorumluluklarını
yerine getirmeleri ve sistem içinde daha aktif rol almaları sağlanmalıdır. Fransa
ve Almanya‟da bu merkezler odalar tarafından iĢletilmekte, Devlet mesleki
eğitim merkezlerine finansal destek sağlamaktadır. Benzer bir yapının
ülkemizde de kurulması pilot olarak denendikten sonra düĢünülebilir. Mesleki
ve teknik eğitim kurumlarının yönetiminde sosyal taraflar da aktif olarak yer
almalı, eğitim programlarının hazırlanmasından belgelerin verilmesi aĢamasına
kadar her aĢamada ilgili kesimlerin etkin katılımı sağlanmalıdır. Yerel
düzeydeki mesleki-teknik eğitim kurumlarına belirli oranlarda özerklik
sağlanmalıdır
Çıraklık eğitiminde iĢletme ölçeği ve iĢletmenin sahip olduğu donanım
farklılıklarından kaynaklanan eğitim ve beceri farklılıklarını gidermekte
iĢletmelerüstü eğitim merkezleri önemli rol oynayacaktır.. Bu merkezlerin
meslek kuruluĢları bünyesinde kurulması teĢvik edilmelidir.
17. Hayat Boyu Öğrenme Politikasının bir parçası olarak Sürekli
Mesleki Eğitim ve Öğretimin GeliĢtirilmesi
Tüm AB ülkeleri HBÖ kavramı ile meĢgul olmakta ve politika geliĢtirme
potansiyellerini keĢfetmektedirler. Ġlginç pek çok giriĢim uygulanmakta olsa da, Ģu ana
kadar hiçbir ülke, maliyeti büyük olasılıkla yüksek olacak, tam donanımlı ve detaylı bir
HBÖ politikası geliĢtirmiĢ değildir; dolayısı ile de bunun bedeli kim tarafından
ödenecek sorusu ortaya çıkmaktadır.
Ankara, Haziran 2010 82
Türkiye‟de, MEGEP projesi kapsamında geliĢtirilen Hayat Boyu Öğrenme Strateji
Belgesi, MEB koordinasyonunda ÇSGB, STB, DPT, sosyal ortaklar tarafından 2007
senesinde tekrar ele alındı ve “Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesi ve Eylem
Planı” Ģeklinde hazırlandı. Yüksek Planlama Kurulu “Hayat Boyu Öğrenme Strateji
Belgesini ve Eylem Planını” 5 Haziran 2009 yılında onaylamıĢtır9.
Söz konusu belgede hayat boyu öğrenmenin ülkemizde koordinasyonu ve
yaygınlaĢtırılması için 16 öncelik belirlenmiĢtir. Bu öncelikler bir hayat boyu öğrenme
kanunu çıkarılması, toplumda hayat boyu öğrenme kültürü geliĢtirilmesi, veri tabanı
kurulması, okullaĢma ve okur-yazarlık oranlarının arttırılması, eğitim kurumları ve
eğiticilerin nitelik ve nicelik olarak geliĢtirilmesi, öğretim programlarının
güncelleĢtirilmesi, mesleki yeterlilik sisteminde kalite güvencesinin sağlanması, hayat
boyu öğrenmenin finansmanı, iĢgücü niteliğinin arttırılması gibi alanlara odaklanmıĢtır.
Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesini ve Eylem Planınında benimsenen perspektif
çok geniĢ kapsamlıdır ve kurumsal yapıdadır; bir taraftan hayati ve sosyal becerilerin
geliĢtirilmesini, diğer yandan da çalıĢma veya kariyer odaklı beceri edinimini kapsam
içine almaya çalıĢmaktadır. Her iki kategori de aynı öneme sahip olmakla birlikte,
finansman açısından etkileri farklıdır. Elbette, dezavantajlı gruplar arasında hayat boyu
öğrenme yoluyla insani ve sosyal geliĢmenin teĢvik edilmesi büyük ölçüde devlet
finansmanını gerektirecek; belki kar amacı gütmeyen örgütler tarafından sağlanan
kaynaklarla da desteklenecektir. Diğer yandan, sürekli mesleki eğitimin maliyeti bu
eğitimden faydalananlar (yani katılımcılar, Ģirketler ve kamu kurumları) arasında
paylaĢılabilecektir.
17.1 Sürekli Mesleki Eğitim talebi
Geleneksel teoriye göre, sürekli mesleki eğitim talebinin çok yüksek olması gerekir.
ĠĢverenler, iĢ gücünün üretkenliğinin artması, çalıĢanların daha esnek kullanılması, satıĢ
ve karlılığın daha fazla olması gibi beklenen faydaların yüksek olmasından dolayı
çalıĢanların sürekli meslek eğitimine ilgi göstermelidirler. Ġster iĢverenler, ister iĢ
arayanlar olsun, bireyler de sürekli mesleki eğitimden çeĢitli Ģekillerde
yararlanacaklardır: istihdam olasılığının artması, kariyer esnekliğinin artması,
yeterliliklerin iyileĢtirilmesi, gelirlerin artması. Son olarak da kamu kurumları daha
yüksek vergi geliri ve iĢsizlik harcamalarının daha az olması yoluyla fayda sağlamayı
bekleyecektir.
Gerçek dünyada ise, tüm bunlar bu kadar basit değildir. Az sayıda büyük sanayi grubu
dıĢında, Türk sanayisi çok sayıda KOBĠ‟den oluĢmaktadır ve buralarda iĢverenler
çalıĢanlarının eğitimine fazla ilgi göstermemekte ve onların sürekli mesleki eğitim
amacıyla iĢbaĢından ayrılmaları konusunda isteksiz davranmaktadırlar. Çok ciddi zaman
sınırlamaları ile çalıĢmaktadırlar; bu da onların eğitime öncelik vermelerine engel
olmaktadır. Sadece iĢ baĢı eğitimlerine, Ģirketin kendi tesisleri içerisinde verilen (çok)
kısa süreli eğitim oturumlarına güvenme eğilimindedirler ve dıĢ eğitimlere, özellikle de
fazla “teorik” ve ihtiyaçları ile “ilgisiz” buldukları okul tabanlı eğitimlere
güvenmemektedirler.
Mesleki eğitim yalnızca eğitim kurumunda ve iĢletme düzeyinde belli dönemlerde
verilecek bir eğitim olmaktan çıkarılmalı ve öğrencilere hayat boyu öğrenme felsefesi
kazandırılarak bilinç oluĢturulmalıdır. Bu kapsamda iĢ üstündeki eğitimlerin alt yapısı
9 Hayat Boyu Öğrenme Strateji Belgesini ve Eylem Planı. Yüksek Planlama Kurulu Onayı, 05.06.2009.
MEB, 2009.
Ankara, Haziran 2010 83
güçlendirilmiĢ olacak ve çalıĢanların üretim teknolojilerinde meydana gelecek
değiĢikliklere uyum sağlaması kolaylaĢacaktır.
17.2 Sürekli Mesleki Eğitim için vergi indirimi
Sadece Türkiye‟ye has olmayan ve dünyada tüm KOBĠ‟lerin ortak özelliği olan
yukarıda açıklanan durum, KOBĠ‟lerin çalıĢanlarının sürekli mesleki eğitimden
yararlanmaları konusundaki dirençlerini kırmak üzere özel önlemler geliĢtirilmesini
gerektirmektedir. Türk KOBĠ‟leri, doğrudan eğitim harcamalarını, özellikle çalıĢanların
iĢ dıĢı eğitim için iĢbaĢından ayrılmalarının ücret maliyetini telafi edecek önemli bir
vergi indirimi ile, sürekli mesleki eğitim talep etmeye teĢvik edilmelidir. Bu
düzenlemeden yeterince faydalanacak kadar kâr elde etmeyen Ģirketlere vergi kredisi
verilebilir. Kâr eden ancak kârını beyan etmeyenler de kanuna uygun hareket etmek
zorunda kalacaklardır.
Hayat Boyu Öğrenmede Fransa Örneği ve Türkiye’ye Uyarlanması
Fransa’da aktif iş hayatında bulunanların hayat boyu eğitim almalarını sağlayan genel ve
karışık bir sistem mevcuttur. Bu sistem fonların ortak ve eşit paylaşımı üzerine kurulmuştur.
İşletmelerin büyüklüğüne göre farklılaştırılmış bir fon toplama sistemi olmasına rağmen,
işletme büyüklüğü ne olursa olsun tüm çalışanlar eşit haklara sahip bulunmaktadır.
Temel meslek eğitimini tamamlayan ve bir işletmede çalışan kişilerin önlerinde iki tür eğitim
daha bulunmaktadır. Tüm işletmeler yıllık olarak bir eğitim planı yapmak zorundadır. İşletme
tarafından planlanan eğitimlerden ilki işveren tarafından kararlaştırılmakta, işveren hangi
elemanının hangi tür eğitime ihtiyaç duyduğunu belirlemektedir. Bu eğitim işveren tarafından
verilebildiği gibi eğitim veren kurum ve kuruluşlardan hizmet satın alınması da mümkün
bulunmaktadır. Bu eğitime katılmak zorunludur. İkinci eğitim türü ise son yıllarda ortaya
çıkmıştır. Burada çalışan ihtiyaç duyduğu eğitim alanını kendisi belirlemekte ve eğitim
almaktadır.
Fransa’da her işletme çalışanının yılda 20 saatlik eğitim alması zorunludur. Sadece 1 eleman
çalıştıran işletmeler bile bu kurallara uymak zorundadır. Bir çalışan, yıllık 20 saatlik eğitim
hakkını 6 yıla kadar erteleyebilir ve 6 yıl sonunda 120 saatlik eğitim almaya hak kazanır.
Eğitim süresi çalışma saatleri içinde değerlendirilmektedir. Bu eğitimler sonucunda elde edilen
bilgi ve beceriler ile klasik eğitim ortamı haricinde işyerinde elde edilen bilgi ve beceriler de
belgelendirilebilmektedir. Bu eğitimler için işletmenin belirli bir miktar eğitim payı ayırması
gerekmektedir. Eğer işletmenin eğitim için ayırdığı pay kullanılamazsa, bu paralar ortak bir
sandığa aktarılmakta ve sonuç olarak yine eğitim için harcanmaktadır. Böylece istihdamdaki
kişilere sürekli bir eğitim olanağı sunulmaktadır.
İşletme sahiplerinin ve yöneticilerin eğitimi de yasal olarak zorunludur. İşletmeler bunun için
bir vergi öderler. Vergiler ortak bir fonda toplanır ve işyeri sahipleri eğitime gitmek
istediklerinde bu fondan yararlanırlar. Zanaatkarlar için bu sistem zaten çok uzun yıllardan bu
yana vardır ve daha sonra tüm sektörler bu sistem içine dahil edilmiştir. Çalışanlar çoğunlukla
meslek geliştirme eğitimlerine yönelirken, işverenler ve yöneticiler daha çok işletme, muhasebe,
iş yönetimi, pazarlama vb. konularda eğitim almaktadırlar.
İşletme bir eğitim ihtiyacı içinde ise, bu eğitim ihtiyacını karşılayacak bir eğitim kurumuna
başvuruda bulunur. Eğitim kurumu da bu eğitimin masrafı için fona başvurur. Genellikle eğitim
kurumları araştırma birimleri vasıtasıyla teknolojiyi takip etmekte ve yeni eğitim ihtiyacı olan
alanları tespit etmektedir. Bunlardan işletmeler haberdar edilmekte ve onlara eğitim imkanları
sunulmaktadır.
Ülkemizde esnaf ve sanatkarların ve yanlarında çalıĢanların mesleki eğitim
ihtiyaçlarının karĢılanmasında yukarıda açıklanan model örnek alınarak yeni bir
düzenleme yapılmasında yarar görülmektedir. Buna göre:
Ankara, Haziran 2010 84
1- Her iĢletme çalıĢanının yılda 20 saatlik eğitim alması zorunludur.
2- ĠĢletmeler belirli bir miktar eğitim payı ayırır
3- ĠĢletmenin eğitim için ayırdığı pay kullanılmazsa, bu paralar eğitim için kullanılmak
üzere ortak bir sandığa aktarılır.
4- ÇalıĢan bu hakkını 6 yıla kadar erteleyebilir ve 6 yıl sonunda 120 saatlik eğitim
almaya hak kazanır.
5- ĠĢletme sahiplerinin ve yöneticilerin eğitimi de yasal olarak zorunludur. ĠĢletmeler
bunun için bir vergi öderler. Vergiler ortak bir fonda toplanır ve iĢyeri sahipleri eğitime
gitmek istediklerinde bu fondan yararlanırlar.
6-Yaygın öğrenme ve iĢyerindeki informal öğrenmeler için danıĢmanlık ve rehberlik
hizmeti yardımıyla bireylerin bilgi, beceri ve yetkinliklerinin modül veya birim
değerleri/kredileri, geçerliliği belgelendirilir.
7- ĠĢletme isterse eğitim ihtiyacını karĢılayacak bir eğitim kurumuna baĢvurabilir.
8- Eğitim kurumu baĢvuruda bulunan iĢletmenin eğitim masrafı için fona baĢvurur.
9- Eğitim kurumları METARGEM, EARGED, üniversitelerin ve özel ARGE merkezleri
vasıtasıyla teknolojiyi, yenilikleri takip ederler ve yeni eğitim ihtiyacı olan alanları
tespit ederler. Bu konulardan iĢletmeleri haberdar ederler ve onlara eğitim imkanları
sunarlar.
10- Bu sistemin faydasının farkedilmesi için geçiĢ döneminde Devlet desteği ile
KOBĠ‟lerin mali yükleri hafifletilmelidir.
KüreselleĢme ile rekabet fevkalade artmıĢtır. Enerji ve ham madde fiyatları uluslararası
ekonomi stratejilerini uygulayan büyük devletlerin kontrolunda Ģekillenmektedir.
Türkiye‟de orta ve küçük KOBĠ‟ler tüm iĢletmelerin %98‟i kadardır. Rekabet
edebilecek kaliteli üretim için kaliteli insane gücünün yetiĢtirilmesi gerekmektedir. Bu
amaçla örgün ve yaygın eğitimdeki öğrencilerin sahaya girmeleri, diğer bir ifade ile staj,
iĢbaĢında eğitim veya co-op türü faaliyetlerle KOBĠ‟lerde bulunmaları gerekmektedir.
Bu deneyimlerden geçen öğrencilerin bilgilerini beceri ve yetkinliğe dönüĢtürmesi
beklenebilir. Bu durumda KOBĠ‟lere insangücünün eğitimi olarak ek bir yük
verilmektedir. Zaten rekabetten, enerji ve malzeme giderlerinden dolayı bunalan
KOBĠ‟lere ek yük verilmemeli, bilakis Devlet tarafından bazı teĢvik ve destekler
sunulmalıdır. Bu maliyet çok kısa zamanda yetiĢen kaliteli insan gücü tarafından
fazlasıyla telafi edilecektir.
18.Aktif iĢgücü politikalarının etkinleĢtirilmesi
Aktif istihdam politikaları, yapısal iĢsizlikle mücadeleyi amaçlayan, kamu istihdam
kurumları tarafından uygulanmakta olan, iĢgücü yetiĢtirme, iĢbaĢı eğitimi, iĢ ve meslek
danıĢmanlığı gibi iĢgücünün istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik programları ve
kamu yararına çalıĢma programlarını kapsamaktadır.
ĠĢgücü yetiĢtirme programları, kamu istihdam kurumları tarafından organize edilen
mesleki beceri kazandırma kurslarıdır. ĠĢbaĢı eğitim programları, kamu istihdam
kurumlarının iĢletmelerle iĢbirliği yaparak iĢsizlerin bir kısmını iĢbaĢı eğitiminden
geçirmelerine ve ardından iĢletmenin ihtiyaç duyduğu kiĢileri istihdam etmelerine
aracılık etmeye yöneliktir. ĠĢ ve meslek danıĢmanlığı ise meslek seçimi aĢamasında
Ankara, Haziran 2010 85
olanlara mesleklerin tanıtımının yapıldığı, bireylerin ilgi alanlarına ve becerilerine
uygun mesleklerin belirlenmesine yönelik olarak yapılan çalıĢmalardır.
Pasif iĢgücü politikaları, iĢsizliği azaltmaktan çok onun getirdiği ekonomik ve sosyal
baskıyı hafifletici sonuçlar ortaya koyarken aktif istihdam politikaları istihdamın
artırılmasına yönelik sonuçlara yönelmektedir. 1997 Luxembourg Zirvesi ile Avrupa
Birliği‟ne üye ülkelerin istihdam stratejilerine dahil edilen aktif iĢgücü politikalarının
amacı, iĢgücüne nitelik kazandırılarak emek arz ve talebinin eĢleĢtirilmesi yoluyla
iĢsizliğe çözüm sağlamaya çalıĢmaktır.
ĠĢsizlik sorununa etkin bir çözüm getirilebilmesi için aktif ve pasif istihdam politikaların
birlikte uygulanması gerekmektedir. Avrupa Birliği‟nde pasif istihdam politikalarını
uygulamakla birlikte; istihdamın artırılması, istihdamda verimliliğin artırılması,
ekonomik büyümenin sağlanabilmesi ve uluslar arası rekabet açısından aktif istihdam
politikalarına daha fazla önem vermektedir.
ĠġKUR tarafından düzenlenmekte olan iĢgücü yetiĢtirme kursları ile, iĢsizlikten en fazla
etkilenen ve bu nedenle iĢgücü piyasasında dezavantajlı guruplar olarak görülen
gençlerin, kadınların, özürlülerin, eski hükümlülerin, uzun süreli iĢsizlerin ve iĢsizlik
sigortası kapsamındaki iĢsizlerin ve kuruma kayıtlı diğer kiĢilerin iĢ piyasasında ihtiyaç
duyulan mesleklerde yetiĢtirilerek istihdam edilebilirlikleri artırılmaya çalıĢılmaktadır.
ĠĢgücü yetiĢtirme kursları yanında iĢsizliğin yoğun olduğu dönemlerde iĢsizlerin kısa
süreli istihdamı ve eğitimini amaçlayan, toplum yararına çalıĢma programları (TYÇP)
yürütülmektedir. Kurumun düzenli olarak gerçekleĢtirdiği iĢgücü yetiĢtirme faaliyetleri;
Ġstihdam Garantili Kurslardan,
Kendi ĠĢini Kuracaklara Yönelik Kurslardan,
Özürlülere Yönelik Düzenlenen Kurslardan,
Hükümlü ve Eski Hükümlülere Yönelik Düzenlenen Kurslardan,
ĠĢsizlik Sigortası Kapsamında Düzenlenen Kurslardan,
Toplum Yararına ÇalıĢma Programlarından oluĢmaktadır
Tablo 11. 2003-2007 Yılları Arasında Düzenlenen Kurslar
Kaynak: ĠġKUR
Yıllar
Ġstihdam
Garantili Kurslar
Kendi ĠĢini
Kuracaklara
Yönelik
Düzenlenen
Kurslar
Özürlülere
Yönelik
Düzenlenen
Kurslar
Hükümlü ve
Eski
Hükümlülere
Yönelik
Düzenlenen
Kurslar
ĠĢsizlik Sigortası
Kapsamında
Düzenlenen
Kurslar
Kurs
Sayısı
Katılan
Sayısı
Kurs
Sayısı
Katılan
Sayısı
Kurs
Sayısı
Katılan
Sayısı
Kurs
Sayısı
Katılan
Sayısı
Kurs
Sayısı
Katılan
Sayısı
2003 22 374 18 341 21 241 23 358 9 167
2004 10 191 33 578 20 302 23 402 11 168
2005 28 579 29 448 42 1.710 90 1.402 89 1.379
2006 246 5.025 38 648 94 3.047 126 2.019 118 1.687
2007 156 4.497 59 1.175 135 2.086 271 3.732 280 4.663
Toplam 462 10.666 177 3.190 312 7.386 533 7.913 507 8.064
Ankara, Haziran 2010 86
ĠġKUR tarafından, özelleĢtirme programındaki hedeflerin baĢarıyla tamamlanmasına
destek olmak, kamu kuruluĢlarının özelleĢtirilmesinden doğan olumsuz ekonomik ve
sosyal etkileri hafifletmek amacıyla oluĢturulan ÖzelleĢtirme Sosyal Destek Projesi
(ÖSDP) kapsamında, eğitim ve TYÇP faaliyetleri yürütülmektedir.
Tablo 12. ÖSDP Kapsamında Yürütülen Faaliyetler
Yıllar
DanıĢmanlık Eğitim Toplum Yararına ÇalıĢma
Programları
Program
Sayısı
Katılan KiĢi
Sayısı
Program
Sayısı
Katılan KiĢi
Sayısı
Program
Sayısı
Katılan KiĢi
Sayısı
2002 1 560 38 1.777 4 34
2003 7 2.886 269 7.353 29 417
2004 4 1.420 177 4.815 22 260
2005 1 298 196 4.921 21 259
2006 1 300 87 1.787 9 114
2007 165 3.258 18 193
Toplam 14 5.464 932 23.911 103 1.277
Kaynak: ĠġKUR
Kurumca yapılan iĢgücü yetiĢtirme faaliyetlerinden biri de çalıĢan iĢgücüne yönelik
iĢletmelerde eğitim seminerleri çalıĢmalarıdır. Bu çalıĢmalarda; iĢgücünün, iĢletme ve
verimlilik kültürü ile kalite, iĢ güvenliği bilinci artırılarak yüksek performansa
ulaĢmasına katkı sağlanmakta, ayrıca ilk ve orta kademe yöneticilerinin de yöneticilik
ve eğiticilik niteliklerinin geliĢtirilmesine yönelik eğitimler verilmektedir.
Tablo 13. İşletmelerde Eğitim Seminerleri (2002-2007)
Faaliyet
Seminer Sayısı Katılan Sayısı
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Semineri 493 11.004
ĠĢçi GeliĢtirme Semineri 299 6.822
Ġnsan ĠliĢkileri ve ĠletiĢim Semineri 121 2.610
Ġnsan ĠliĢkileri ve Stres Semineri 73 1.594
Ġlk Kademe Yöneticilik Semineri 77 1.400
Zaman Yönetimi Semineri 55 1.152
Toplam Kalite Yönetimi Semineri 52 1.088
Orta Kademe Yöneticilik Semineri 58 984
1.440 31.011
Ankara, Haziran 2010 87
Toplam
Kaynak: ĠġKUR
Tablo 14. İş ve Meslek Danışmanlığı Faaliyetleri
YIL
LA
R Bireysel GörüĢmeler
Okul
ÇalıĢması
ĠABS'den
Yararlanan
KiĢi Sayısı
MBM
Hizmetlerinde
n Yararlanan
KiĢi Sayısı
Yapılan
Veli
Toplantısı
Sayısı
ÇalıĢma
Yapılan
Okul
Sayısı
Meslek
DanıĢman
-lığı
ĠĢ
DanıĢman-
lığı
2002 4.585 4.330 88.038 59.661 13 711
2003 1.281 1.702 48.639 6.821 50.654 27 480
2004 1.817 2.249 49.247 5.415 46.362 158 512
2005 607 1.038 68.207 21.392 55.912 291 646
2006 796 1.328 67.223 74.776 52.033 172 601
2007 1.098 1.502 90.015 88.864 61.909 276 726
Top. 10.184 12.149 411.369 197.268 326.531 937 3.676
Kaynak: ĠġKUR
ĠĢ ve Meslek DanıĢmanlığı faaliyetleri çerçevesinde ilk öğretim ikinci kademe
öğrencileri ve üzerinde eğitime sahip öğrencilere okullarda gruplar halinde ve aynı
zamanda mesleki bilgi merkezlerinde mesleki bilgilendirme faaliyetleri
yürütülmektedir. YetiĢkinlere ise iĢ ve meslek konularında danıĢmanlık yapılmakta, iĢ
arama becerilerini geliĢtirmeye yönelik olarak seminerler düzenlenmektedir. Türkiye
genelinde 23 ilde bulunmakta olan 26 ĠĢ ve Meslek DanıĢma Servisi ve 50 ilde bulunan
55 Meslek Bilgi Merkezinin tüm illeri kapsayacak Ģekilde sayılarının artırılması
doğrultusunda çalıĢmalar sürdürülmektedir.
ĠġKUR tarafından gerçekleĢtirilen mesleki beceri kazandırma kursları son yıllarda
sayısal olarak giderek artan bir seyir izlemektedir.
Aktif iĢgücü programlarının daha verimli ve etkin olması için özellikle yerel düzeyde il
müdürlüklerinin insan kaynağı olarak güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
programlar iyi yönetildiği ve iĢ hayatı ile koordinasyon içinde hayata geçirildiği
takdirde beklenen yararı sağlayabilecektir.
19. Mesleki Ve Teknik Eğitimde Genel Bütçe Kaynaklarının Etkin
Kullanılması
Altıncı Ġlke: Mesleki ve Teknik Eğitimde Yönetim ve
Finansman Yapısının Yeniden Düzenlenmesi
Ankara, Haziran 2010 88
Türkiye‟de mesleki eğitime aktarılan kaynağa bakıldığında, 2002 yılında yaygın
mesleki eğitim harcamaları ile örgün mesleki eğitim harcamaları toplamının 2,1 milyar
TL olduğu görülmektedir. Bu durum, toplam eğitim kaynaklarının yüzde 11,2‟sinin
mesleki eğitime ayrıldığını göstermektedir. Mesleki eğitim harcamalarının yaklaĢık
yüzde 95‟i kamu kaynaklarıyla karĢılanmaktadır10
. Özel eğitim kurumlarında eğitim
alan öğrencilere yönelik özel harcama ise yüzde 5‟in biraz üstünde çıkmaktadır. Diğer
bir ifadeyle, mesleki eğitimin sunumunda ve finansmanında kamu ağırlıklı bir yapı
vardır.
2006 yılı itibarıyla yüzde 5,3 olan OECD ortalaması ile karĢılaĢtırıldığında kamu
harcamalarında eğitimin GSYĠH içindeki oranının Türkiye‟de (yüzde 2,9) oldukça
düĢük düzeyde olduğu bilinmektedir. Ancak önümüzdeki dönemde bu oranda bir artıĢ
sağlanması durumunda dahi kamu harcamalarının öncelikli yönelmesi gereken alanlar;
zorunlu olması planlanan okulöncesi eğitim, temel becerilerin kazandırıldığı
ilköğretimdeki kalitenin artırılması ve bölgesel eĢitsizliklerin azaltılması olacaktır.
Türkiye‟de ortaöğretim düzeyinde mesleki ve teknik ortaöğretimdeki öğrenci baĢına
harcama genel ortaöğretimdekinin yaklaĢık iki katıdır. GeçmiĢ yıllarda mesleki ve
teknik ortaöğretim okullarındaki öğrencilerin istenilen sayıda olmaması bu okulların
mevcut fiziki altyapı ve öğretmen sayısı bakımından verimsiz kullanılmasına neden
olmaktaydı. 2009-2010 itibarıyla mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki payı
yüzde 43‟eyükselmiĢtir. Mevcut durumda mesleki ve teknik ortaöğretim ile genel
ortaöğretimde de öğretmen baĢına düĢen öğrenci sayısı 18‟dir. Mesleki ve teknik
ortaöğretimdeki kamu okullarının ortalama büyüklüğü 2009-2010 öğretim dönemi
itibarıyla 340 iken bu rakam genel ortaöğretimde 560‟dır. Mesleki ve teknik
ortaöğretime devam eden öğrenci sayısında artıĢ sağlanmıĢ olmasına rağmen meslek
liselerinin ortalama büyüklüğü oldukça düĢüktür. Bu durum makine teçhizat ve fiziki
altyapının kullanımında verimsizliklere neden olmaktadır.
Mevcut mesleki ve teknik eğitim sisteminde oldukça geniĢ bir yelpaze ve çok sayıda
problem karĢımıza çıkmaktadır. Türkiye‟de sayısı 625 civarında olan Meslek Yüksek
Okulları (MYO) dağınık bir yapı arz etmekte ve çoğunlukla sanayinin ihtiyaç duyduğu
yeterliliklerin gerisinde eğitim vermektedirler. MYO‟ların güncel teknoloji ve bilgilerle
yenilenmesi için zaman zaman yerli ve/veya yabancı kaynaklarla geniĢ kapsamlı
projeler uygulanmıĢtır. Merkezden yapılan müfredat, makine teçhizat ve program
yenileme faaliyetleri uygulandığı dönemde etkili olmakla birlikte yerel ihtiyaçların ve
teknolojinin hızlı değiĢimi sonucu sonraki dönemlerde etkilerini kaybetmiĢlerdir. Atıl
olan MYO‟ların kapatılması, uygun olanların bir kampüs yaklaĢımı ile birleĢtirilmesi ve
MYO yönetimlerinin yerel aktörlere devredilmesi gibi yapısal düzenleme gerektiren
politika alternatiflerinin fayda ve maliyetlerinin ortaya konulması ve alternatif yönetim
modelleri oluĢturulması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.
Türkiye‟de gerek ortaöğretim gerekse yükseköğretim MTE kurumları oldukça dağınık
ve etkin olmayan bir Ģekilde dağılım göstermektedirler. Mevcut kaynağın daha az
sayıda kuruma dağıtılması ile birlikte MYO‟lar baĢta olmak üzere yeni kurulacak MTE
kurumlarının güncel teknolojileri takip etmesinin kolaylaĢacağı, ortak kullanım
alanlarının oluĢturulacağı ve öğrenciler açısından cazibesinin artacağı fikrinden
10
TÜĠK, 2002 Eğitim Harcamaları AraĢtırması
Ankara, Haziran 2010 89
hareketle, bu kurumlar için kampüs yaklaĢımının fizibilitesinin hazırlanması elzemdir.
Bu çalıĢma ile mevcut kurumların birleĢtirilmesi ve yeni eğitim kurumlarının açılması
kapsamında fayda ve maliyet analizinin yapılması, bu süreçte kampüs yaklaĢımının
hayata geçirilmesi bağlamında fırsat ve tehditlerin ortaya konulması, ilgili aktörlerin ne
Ģekilde sürece dâhil edileceği/ikna edileceğinin belirlenmesi beklenmektedir.
Mesleki ve teknik öğretim okul ve kurumlarının açılması sürecinde iĢgücü ihtiyaç
analizlerinin referans olması gerekmektedir. Öğrencilerin mesleki bilgi ve becerilerini
geliĢtirebilmeleri için iĢletmelerde beceri eğitimi gerek Ģart olarak tanımlanmalıdır. Bu
sebeple sanayi yoğunluğunun olmadığı veya sektör dağılımına uygun olmayan
bölgelerde mesleki ve teknik öğretim kurumları açılmamalıdır. Ayrıca, açılacak mesleki
ve teknik öğretim kurumları hem örgün hem de yaygın eğitim verebildiği gibi, ikinci
seviyeden beĢinci seviyeye kadar öğretim programı uygulayabilmelidir.
Bir mesleki ve teknik öğretim kurumunda okuyan bir öğrenci yeterli donanım ve ileri
teknolojiyle donatılmıĢ baĢka bir mesleki ve teknik öğretim kurumunda almak istediği
bir dersi alabilecek Ģekilde düzenlemeler yapılarak atıl kapasite kullanılabilmelidir.
Küçük yerleĢim yerlerinden gelecek mesleki ve teknik eğitim talepleri yatılı ve
pansiyonlu okul kampusleri modeli ile karĢılanmalıdır. Okul kampüs modelleri
tasarlanırken, okulların bir yaĢam merkezi olduğu anlayıĢından hareketle, öğrencilerin
ve diğer paydaĢların istifade edebileceği sosyal donatılar, kültür merkezleri ve çevre
düzenlemesi gibi unsurlara yer verilmelidir.
20. Mesleki Ve Teknik Eğitimde Karar ve Yürütme Mekanizmasının
Yeniden Yapılandırılması ve Etkin Hale Getirilmesi
Modern eğitim sistemlerinde, eğitim bakanlıklarının stratejik yönetim, koordinasyon,
izleme, değerlendirme ve kontrol fonksiyonları, doğrudan idari rollerin önünde gelir.
Doğrudan idari rollerin hem sorumluluğunun hem de yetkisinin mümkün olan ölçüde
daha alt yönetim kademelerine devredilmesi, bakanlıkların baĢta belirtilen fonksiyonlara
yoğunlaĢmalarını sağlamak için hayati önem taĢır. Bu özellikle, paydaĢların çok olduğu
ve bunlar arasında da sosyal ortakların en aktif hareket ettikleri mesleki eğitim ve
öğretim açısından geçerlidir.
Uluslararası standartlara göre değerlendirildiğinde, Türkiye‟de mesleki eğitim ve öğretim
sistemi fazlasıyla merkezidir ve piyasa ihtiyaçlarına ve teknolojik değiĢime uyum
sağlama bakımından eksiklikleri vardır. Mesleki eğitim ve öğretim sisteminin fazlasıyla
merkezi olmasının yanında, merkezde yürütme fonksiyonu birden çok birim eliyle
yürütülmektedir. Aynı amaca yönelik yürütme faaliyetinin birden çok birim eliyle
sürdürülmesi beraberinde birden çok problemleri de birlikte getirmektedir. Mesleki ve
teknik öğretim dairelerinin gerek taĢra yatırım planlamalarında koordinasyonsuzluğa
dayalı tekerrürler, gerekse de eğitim, öğretim, öğrenci ve öğretmene yönelik yapılan
hukuki düzenlemelerde etkin, yerinde ve zamanında karar alınamamakta, zaten kıt olan
kaynaklar verimli kullanılmamaktadır. Bireylerin mesleki ve teknik eğitim alması ve iĢ
hayatına atılması sürecinde, çok yönlü bir paydaĢ dağılımının olduğu bilinen bir
gerçektir. Bu da paydaĢların sürece katkısının ne ve ne kadar olması gerektiği sorusunu
ortaya çıkarmaktadır. Ülkede MYK‟nın kurulması ile birlikte, meslek standartları ilgili
Ankara, Haziran 2010 90
sektör komiteleri tarafından yapılmaya baĢlanmıĢtır. Bu durum, mesleki ve teknik eğitim
açısından olumlu bir geliĢmedir. Ancak, mesleki ve teknik eğitimin diğer bileĢenleri
açısından baktığımızda, daha fazla alanlarda iĢbirliğinin geliĢtirilmesi ve karar sürecinde
ilgili tarafların bulunması gerekmektedir.
Mesleki ve teknik eğitimde etkin ve verimli karar mekanizmasının oluĢturulabilmesi için
Millî Eğitim Bakanlığının merkez teĢkilat yapısında, il yönetim yapısında, mesleki ve
teknik eğitim okul ve kurumlarının yönetim modelinde değiĢiklik kaçınılmazdır.
Millî Eğitim Bakanlığının merkez teĢkilat yapısında yer alan mesleki ve teknik öğretim
daireleri, yaygın, örgün, sektör ve cinsiyet ayrımı yapılmadan birleĢtirilmelidir. Yeni
oluĢturulacak Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığına
bağlı olarak faaliyet gösteren iliĢkili kurum olarak tanımlanmalı, yönetim modelinde,
Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Genel Müdür ve yardımcıları ile Daire BaĢkanlıklarına
bağlı ġube Müdürlükleri oluĢturulmalıdır. Genel Kurul yapılanmasında, mesleki ve
teknik eğitim paydaĢlarının temsiline özen gösterilmelidir. OluĢturulacak yeni Genel
Müdürlük bütçesi; genel bütçeden alacağı pay ile belirlenecek genel bütçe dıĢı gelir
kalemlerinden oluĢturulmalıdır. Bütçe Yönetim Kurulu ile yönetilmelidir.
Bu örneklerde, herhangi bir reform sürecinde, diğer paydaĢlar ile karĢılıklı güvene ve
sorumlulukların paylaĢılmasına dayalı iĢbirliğinin hayati öneme sahip olduğu
görülmektedir. Tüm bu yeni fonksiyonları yerine getirebilmek için MEB doğrudan idari
nitelikli mümkün olduğunca fazla görevi, daha alt seviyedeki karar alma kademelerine,
yani illere ve okullara delege etmelidir. Ancak bu delegasyon sonrasında hesap verme
sorumluluğu açısından ulusal bir hedef ve prosedürler çerçevesi içerisinde
gerçekleĢmelidir.
Merkezi ve tek tip bir mesleki eğitim ve öğretim sisteminin tercih edilmesi ve yerinden
yönetime karĢı direnç gösterilmesi genellikle, merkezi düzeyde kalması gerekli temel
fonksiyonlar ile verimliliğin artırılması ve piyasa ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi
amacıyla daha alt yetki seviyelerine devredilecek fonksiyonlar arasında net bir ayrımın
yapılmamıĢ olmasından kaynaklanır. Yerinden yönetime yönelik itirazların üstesinden
gelmek için, bu alanda yapılacak tavsiyelerin hem oldukça belirgin (hangi fonksiyonlar
yerinden yönetime devredilebilir ve hangi yetkililere devredilebilir?) hem de
yetkililerden oluĢan her bir seviyenin kendilerine verilen ilave sorumlulukları yerine
getirme kapasiteleri konusunda gerçekçi olması gerekir. Yerinden yönetim aslında bir
politika hedefi değil, daha fazla yanıt verme kabiliyeti ve verimlilik elde etme yoludur.
21.Mesleki Ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumlarının Eğitim ve
Yönetim Modelinin Yeniden Yapılandırılması.
Türkiye‟de döner sermaye geçmiĢi 1930lara kadar uzanan bir gelenektir. MEB
okullarında ve kurumlarında döner sermayeler, (i) öğrencilere ve çalıĢanlara gerçek
çalıĢma ortamında uygulamalı eğitim vermek, (ii) öğrenciler ve çalıĢanlar arasında
giriĢimcilik farkındalığını geliĢtirmek, (iii) okul ekipmanları ve tesislerinin verimli
kullanılmasını sağlamak ve (iv) mesleki eğitim ve öğretim çalıĢanlarına öğretmenlik
pozisyonlarını korumalarını temin etmek üzere ilave gelir sağlamak amacıyla
kurulmuĢtur.
Tüm mesleki eğitim ve öğretim okulları, MEB ĠĢletmeler Daire BaĢkanlığından bir
döner sermaye kurulmasını talep edebilir. 2005 yılında, toplam 3200 mesleki eğitim ve
Ankara, Haziran 2010 91
öğretim kurumundan, 130 çıraklık eğitim merkezi dahil olmak üzere, yaklaĢık 1.000
mesleki eğitim ve öğretim okulunda bu tür bir fon iĢletilmektedir. Bu fonlar toplamda
yaklaĢık 121 milyon YTL kazanç sağlamıĢ olup, okul için malzeme, ekipman ve altyapı
hizmetleri yatırımlarından sonra 19 milyon YTL kar etmiĢlerdir. Okul baĢına ortalama
kazanç ve kar sırasıyla 120.000 ve 19.000 YTL olmuĢtur. 2005 (geç) yılında, yaklaĢık
5.5 milyon YTL katılımcı öğrencilere ücret olarak ödenmiĢ olup, bu öğrenci baĢına
ortalama 135 YTL‟dir; 14 bin öğretmene ve idari personele de yaklaĢık 7.8 milyon YTL
ücret ödenmiĢ olup, kiĢi baĢına ortalama 550 YTL düĢmüĢtür.
Diğer MEB kurumlarında döner sermaye. Okullarda kurulu döner sermayelere ek
olarak, doğrudan MEB‟na bağlı olarak çalıĢan 13 kurumda döner sermaye iĢletmesi
bulunmaktadır. 2005 yılında, bu 13 döner sermayenin toplam gelir ve karları sırasıyla
209 milyon YTL ve 65 milyon YTL olmuĢtur. En büyük üç döner sermayenin
iĢletmecileri Ģunlardır:
Ders kitapları ile ilgili olarak DÖSE iĢletmesi; kazanç ve karı sırasıyla 128
milyon ve 43 milyon YTL‟dir;
Eğitim teknolojileri ile ilgili olarak DÖSE iĢletmesi; kazanç ve karı sırasıyla 69
milyon ve 18.5 milyon YTL‟dir;
AkĢam Sanat Okulu Ankara üretim merkezi; kazanç ve karı sırasıyla 9.4 milyon
ve 2.4 milyon YTL.
Mesleki ve teknik ortaöğretim okullarında ve kurumlarında döner sermaye
iĢletmelerinin yasal ve finansal unsurlarını yeniden düzenlemeyi hedefleyen bir Kanun
Taslağı hazırlanma aĢamasındadır. döner sermayelerin,
Okul için kazanç sağlamaktan çok, öğrenciler arasında giriĢimcilik becerilerinin
geliĢtirilmesi (iĢ planlarının hazırlanması, pazarlama, muhasebe kayıtlarının
tutulması) gibi eğitim hedeflerine ulaĢmak,
Mesleki eğitim ve öğretim okullarının, sürekli eğitim hizmetlerini teĢvik etmek
üzere kardan daha fazla pay almalarına izin vererek, yetiĢkinler için sürekli
mesleki eğitim piyasasına girmelerini sağlamak,
amacıyla tasarlanmasını sağlayarak hedeflerinin netleĢtirilmesini sağlamak için de bir
fırsat olacaktır.
Mesleki ve teknik eğitimde döner sermaye kullanımı yaklaĢımı, öğrencilerin ürettikleri
materyalleri gerek satıĢa gerekse tanıtıma yönelik rekabetçi bir piyasada yer alabilecek
Ģekilde gerçekleĢtirmelerine olanak sağlayacak yapıda iĢlerlik kazandırılmalıdır.
Mesleki eğitim ve öğretim okullarının yereldeki değiĢim ve taleplere cevap verebilme
kapasitesinin iyileĢtirilmesi finansman bakımından önemli ölçüde özerk olunmasını
gerektirir ki; mevcut durumda Türkiye‟de okullar bu özerkliğe sahip değildirler.
Okul düzeyinde ayrıntılı bütçeler çok katı olup, okul yöneticilerine spesifik ya da acil
ihtiyaçlara cevap vermeleri için esneklik tanımamakta; bununla birlikte söz konusu
ödenek miktarları genellikle çok küçük olmaktadır. Okul yöneticilerinin parayı bir bütçe
kaleminden diğerine kaydırma yetkileri bulunmamaktadır ve bu uygulamada pek çok
sorunu gündeme getirmektedir. Genel Müdürlükler okulun talebi üzerine, durumun
Ankara, Haziran 2010 92
teftiĢ edilmesinin ardından parayı kaydırabilmektedirler. Ayrıntılı bütçeler münhasıran
MEB fonları için belirtilir, devlet kaynaklı olmayan gelir ve giderler (döner sermaye,
sosyal ortaklardan gelen bağıĢlar...) hariç tutulmaktadır. Ayrıntılı bütçe hazırlama
uygulaması sık sık dile getirilen, her mesleki eğitim ve öğretim meslek dalı için birim
fiyatlar biçiminde bütçe standartlarının bulunmamasının doğrudan nedenidir. Ayrıntılı
bütçe uygulaması bu gibi standartları gereksiz hale getirmektedir. Ayrıntılı bütçelerin
yürürlüğe konmasının izlenmesi basit anlamda bir muhasebe prosedürü olup, okulun
MEB fonlarını kullanmadaki verimliliğini değerlendirmek için imkân sağlamamaktadır.
Ġl müdürlüklerinin bütçe hazırlama sürecinde herhangi bir rolü bulunmamaktadır.
Genel ve teknik tüm ilk ve orta öğretim okullarını kapsayan yeni ve uygun bütçeleme
prosedürlerini, mesleki eğitim ve öğretim kapsamındaki her dal için birim maliyetleri ve
okulların performansları ile ilgili karĢılaĢtırma noktalarını ortaya çıkarmayı amaçlayan
büyük bir “e-okul bütçesi” çalıĢması baĢlamıĢtır.
Mesleki eğitim ve öğretim yetkililerine (müdürler ve okul yönetim kurulu) okul
fonlarının kullanılmasında daha fazla özerklik tanınması ve okul yetkililerinin bir bütçe
kaleminde yer alan fonları baĢka bir kaleme kaydırmalarına imkan verilmesi için
Mevcut bütçe prosedürlerinin ayrıntılıdan genel okul bütçelerine geçilecek Ģekilde
değiĢtirilmesi yönünde bir planlama yapılması gereklidir. Bu kapsamda bir pilot
uygulama ile baĢlanması gerekmektedir. Dayanakları olan bir yönetim prensibi bütçe
kararlarının birlikte tartıĢılmasını ve sonuca bağlanmasını gerektirir. Öğretmenler,
veliler ve sosyal ortakları içeren okul yönetim kurulları kurumsallaĢtırılmalı ve okul
bütçelerinin yönetiminde söz hakkına sahip olmalıdır. Okul yöneticilerinin özerkliğin
artması ile birlikte söz konusu olacak tüm yeni yönetim fonksiyonlarını tanımaları için,
öncelikle temel muhasebe prosedürleri, ancak bununla birlikte pazarlama, kalite
yönetimi ve benzeri konularda hizmet içi eğitim gerekli olacaktır.
22. Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetim Modelinin Yeniden
Düzenlenmesi
Modern eğitim sistemlerinde, eğitim bakanlıklarının stratejik yönetim, koordinasyon,
izleme, değerlendirme ve kontrol fonksiyonları, doğrudan idari rollerin önünde gelir.
Doğrudan idari rollerin hem sorumluluğunun hem de yetkisinin mümkün olan ölçüde
daha alt yönetim kademelerine devredilmesi, bakanlıkların baĢta belirtilen fonksiyonlara
yoğunlaĢmalarını sağlamak için hayati önem taĢır. Bu özellikle, paydaĢların çok olduğu
ve bunlar arasında da sosyal ortakların en aktif hareket ettikleri mesleki eğitim ve
öğretim açısından geçerlidir.
Uluslararası standartlara göre değerlendirildiğinde, Türkiye‟de mesleki eğitim ve öğretim
sistemi fazlasıyla merkezidir ve piyasa ihtiyaçlarına ve teknolojik değiĢime uyum
sağlama bakımından eksiklikleri vardır. Mesleki eğitim ve öğretim sisteminin fazlasıyla
merkezi olmasının yanında, merkezde yürütme fonksiyonu birden çok birim eliyle
yürütülmektedir. Aynı amaca yönelik yürütme faaliyetinin birden çok birim eliyle
sürdürülmesi beraberinde birden çok problemleri de birlikte getirmektedir. Mesleki ve
teknik öğretim dairelerinin gerek taĢra yatırım planlamalarında koordinasyonsuzluğa
dayalı tekerrürler, gerekse de eğitim, öğretim, öğrenci ve öğretmene yönelik yapılan
hukuki düzenlemelerde etkin, yerinde ve zamanında karar alınamamakta, zaten kıt olan
kaynaklar verimli kullanılmamaktadır.
Ankara, Haziran 2010 93
Mesleki ve teknik eğitimin piyasa aktörleri ve sosyal kanatları doğrudan ilgilendiren,
çıktıları itibariyle ekonomiye Ģekil veren bir yapıda olduğu düĢünüldüğünde yönetim
modeli belirlenirken tüm paydaĢ ve aktörlerin katılımının sağlanması önem arz
etmektedir. Gerek teknolojik değiĢime ayak uydurma gerekse piyasa ihtiyaçlarının birinci
elden analizi ile eğitime yön verme amacıyla yönetim kademelerinde çok yönlü bir
katılımla alınacak kararların uygulanması mesleki ve teknik eğitimin dinamizminin
korunması açısından çok önemlidir.
Bireylerin mesleki ve teknik eğitim alması ve iĢ hayatına atılması sürecinde, çok yönlü
bir paydaĢ dağılımının olduğu bilinen bir gerçektir. Bu da paydaĢların sürece katkısının
ne ve ne kadar olması gerektiği sorusunu ortaya çıkarmaktadır. MYK‟nın kurulması ile
birlikte, meslek standartları ilgili sektör komiteleri tarafından yapılmaya baĢlanmıĢtır. Bu
durum, mesleki ve teknik eğitim açısından olumlu bir geliĢmedir. Ancak, mesleki ve
teknik eğitimin diğer bileĢenleri açısından baktığımızda, daha fazla alanlarda iĢbirliğinin
geliĢtirilmesi ve karar sürecinde ilgili tarafların bulunması gerekmektedir.
Mesleki ve teknik eğitimde etkin ve verimli karar mekanizmasının oluĢturulabilmesi için
Millî Eğitim Bakanlığının merkez teĢkilat yapısında, il yönetim yapısında, mesleki ve
teknik eğitim okul ve kurumlarının yönetim modelinde değiĢiklik kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, Millî Eğitim Bakanlığının merkez teĢkilat yapısında yer alan mesleki ve
teknik öğretim daireleri, yaygın, örgün, sektör ve cinsiyet ayrımı yapılmadan
birleĢtirilmelidir. Yeni oluĢturulacak Mesleki ve Teknik öğretim Genel Müdürlüğü
(MEB‟e bağlı idari ve mali olarak bağımsız bir kurum ) MEB, Millî Eğitim Bakanlığına
bağlı olarak faaliyet gösteren iliĢkili kurum olarak tanımlanmalı, yönetim modelinde,
Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Genel Müdür ve yardımcıları ile Daire BaĢkanlıklarına
bağlı ġube Müdürlükleri oluĢturulmalıdır. Genel Kurul yapılanmasında, MYK Genel
Kurulunda olduğu gibi, mesleki ve teknik eğitim paydaĢlarının temsiline özen
gösterilmelidir. Bu sayede Mesleki ve Teknik Eğitime tüm sektörler sahip
çıkabileceklerdir. OluĢturulacak yeni Genel Müdürlük bütçesi; genel bütçeden alacağı
pay ile belirlenecek genel bütçe dıĢı gelir kalemlerinden oluĢturulmalıdır. Bütçe,
Yönetim Kurulu ile yönetilmelidir. Tüm bu yeni fonksiyonları yerine getirebilmek için
MEB doğrudan idari nitelikli mümkün olduğunca fazla görevi, daha alt seviyedeki karar
alma kademelerine, yani illere ve okullara delege etmelidir. Ancak bu delegasyon
sonrasında hesap verme sorumluluğu açısından ulusal bir hedef ve prosedürler çerçevesi
içerisinde gerçekleĢmelidir.
MYO‟ların yerel ihtiyaçlar doğrultusunda ve Türkiye‟nin rekabet gücüne katkıda
bulunacak Ģekilde yeniden yapılandırılması çerçevesinde merkeziyetçi yönetim
sisteminin gözden geçirilmesi zorunluluğu doğmuĢtur. Bu kapsamda, MYO‟ların mevcut
durumunun ve hâlihazırdaki sistemin etkinliğinin incelenerek bu kurumların üniversite
bünyesinden ayrılması ve özerkleĢtirilmesi yönünde bir düzenleme yapılması
gerekmektedir. Diğer bir yol da ABD‟de olduğu gibi, Üniversiteler veya bağımsız
MYO‟lar yetkilendirilmeli ve istedikleri kamu veya özel iĢletmelerle anlaĢmalı olarak
eğitim verebilmelidirler. Örneğin, ABD‟de American Airlines‟ın Chicago‟daki
Maintenance Academy ile yakındaki bir Community College anlaĢma yapmıĢlardır.
Öğrenciler temel derslerini Community College‟dan almaktadırlar; mesleki ve
uygulamalı dersleri de Maintenance Academy‟de görmektedirler. Maintenance
Academy‟deki derslere American Airlines‟da teknik alanda 10-15 yıl çalıĢmıĢ, sonra
Federal Aviation Agency‟den (FAA) eğitici sertifikası almıĢ öğretim görevlileri
Ankara, Haziran 2010 94
girmektedir. Türkiye‟de de benzer uygulamalar yapılabilir. Bunun için YÖK‟ün
üniversiteleri ve bağımsız MYO‟ları yetkilendirmesi kafidir.
23. Mesleki Ve Teknik Eğitimde Yerinden Yönetim Uygulamalarının
Artırılması
Uluslararası standartlar bakımından, Türkiye‟de mesleki eğitim ve öğretim sistemi
fazlasıyla merkezidir ve piyasa ihtiyaçlarına ve teknolojik değiĢime uyum sağlama
bakımından eksiklikleri vardır. Merkezi sistemler genellikle fırsat eĢitsizliğini azaltmaları
bakımından yüksek performans gösterdikleri Ģeklinde değerlendirilir. Ancak Türkiye‟de,
MEB‟in liderlik rolü ve Ġl Müdürlüklerine ve okullara verilen sorumlulukların sınırlı
olması bölgesel, cinsiyete dayalı ve diğer demografik eĢitsizlikleri ortadan kaldırmada
baĢarılı olamamıĢtır.
Ġl Millî Eğitim Müdürlüklerine ve Ġl Mesleki Eğitim Kurullarına illerinde bulunan
mesleki eğitim ve öğretim kurumlarının insan ve fiziki kaynaklarının kullanımının
planlanması ve geliĢtirilmesi bakımından daha fazla sorumluluk ve yetki verilmelidir.
Mesleki eğitim ve öğretimin geliĢtirilmesi ve planlanması: Ġller, ileriye dönük
bir perspektifleri olmadan, mesleki eğitim ve öğretim politikasında bilgi sahibi
oyuncular olamazlar. Mesleki eğitim ve öğretim il geliĢim planları, beceri
ihtiyaçlarının değerlendirilmesi ve her ilde takip eden beĢ yılda verilecek mesleki
eğitim ve öğretim, Ġl Müdürlükleri tarafından Ġl Mesleki Eğitim Kurulları, sosyal
ortaklar ve ilgili yerel yetkililer ile iĢbirliği içerisinde hazırlanmalıdır. 4702 sayılı
Kanunda bu yeni sorumluluğa özel olarak değinilmektedir;
Okul planlama ve dağılım belirleme, okullarda bölümlerin açılması,
kapatılması ya da geniĢletilmesi ile ilgili tüm kararlar dâhil olmak üzere, okul
binalarının iyileĢtirilmesi ve onarılması. Bu bağlamda, iller, mesleki eğitim ve
öğretimin sunulmasında modernleĢtirmeyi gerektiren Stratejik Hedef 4‟ün
yürürlüğe konması sürecindeki baĢlıca karar merci olmalıdır;
Mesleki eğitim ve öğretim öğretmenlerinin kullanılması: Mesleki eğitim ve
öğretim öğretmenlerinin sayıca fazla olmasından dolayı, MEB tarafından
onaylandıktan sonra, Ġl Müdürlüklerinin öğretmenleri son derece seçici bir sürece
tabi tutarak atamalarına izin verilmiĢtir. Ayrıca kendi bölgeleri içerisinde
öğretmenlerin tayin kararlarının verilmesinden de sorumludurlar. Bunlar bütçe
içerisinde önemli sonuçları olan temel fonksiyonlardır. Öğretmenlerin etkin
biçimde kullanılmasına yönelik teĢvikler il düzeyinde desteklenmelidir.
Okullarda iyi uygulama giriĢimlerinin yürürlüğe konması. Stratejik Hedef 7
kapsamında önerilen “kalite ödülü” gibi öğretme / öğrenme sürecinin kalitesinin
geliĢtirilmesini amaçlayan programlara merkezi kademede karar verildiğinde ve
fon sağlandığında, Ġl Müdürlüklerine bunları yürürlüğe koyma konusunda
serbestlik tanınmalıdır;
Hizmet içi öğretmen eğitimi: Ġl Müdürlükleri öğretmenler için hizmet içi eğitim
sisteminin yürütülmesinde, okullar tarafından yapılan baĢvuruları toplayarak,
Ankara, Haziran 2010 95
bunları MEB‟nın genel hedeflerine uygun olarak öncelik sıralamasına tabi
tutarak, adayları seçerek ve bunlara finansman sağlayarak öncü rol oynamalıdır.
Mesleki eğitim ve öğretim öğretmenlerinin son teknolojiler ile tanıĢma amacıyla
yerel Ģirketler ile kiĢisel temaslar kurmaları okul düzeyinde kolaylaĢtırılmalıdır.
Okullara bu alanda giriĢimleri beslemek üzere çok küçük bir bütçe verilmelidir.
Bu tavsiyelerin mevcut Kanunlar ve Yönetmelikler çerçevesinde uygulamaya
konabileceğini unutmamak gerekir. Ġlk iki maddenin uygulanması için yoksul illerde Ġl
Müdürlüklerinde kapasite oluĢturulmasına ihtiyaç olabilir. Diğer üç madde ile ilgili
olarak, kaynaklar MEB tarafından Ġl Müdürlüklerine toplu ödeme ile temin edilmelidir.
Yapılan harcamaların sonuçtan nedene doğru izlenmesi, değerlendirilmesi ve kontrol
edilmesi konusunda tüm yetki MEB‟na ait olarak kalmalıdır.
Kaynakların etkin ve verimli kullanılması, yerel mesleki eğitim ihtiyaçlarının sağlıklı
belirlenmesi, mesleki ve teknik öğretim kurumları ile sektörün iletiĢiminin güçlenmesi
hususlarında Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının yetki ve sorumlulukları yeniden
tasarlanmalıdır. Ġl Ġstihdam Kurulları ve Ġl Mesleki Eğitim Kurulları 5763 sayılı
Kanunun 21. Maddesi ile birleĢtirilerek, Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları
Ģeklinde yapılandırılmıĢtır. Kurulun amacı; yerel inisiyatifi harekete geçirerek, katılımcı
bir anlayıĢla, il düzeyinde istihdam politika ve stratejilerini belirlemek, yerel eylem
planlarını hazırlamak ve uygulanmasını takip etmektir. Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim
Kurullarında uygulanabilir kararların alınması, çalıĢmaların takip edilmesi, sivil toplum
kuruluĢları ve özel sektörün eğitim-öğretim sürecine aktif olarak katılımlarının
sağlanması, eğitim istihdam iliĢkisine öncelik verilerek iĢsizliğin azaltılması için her
türlü önlemin alınması gibi faaliyetlerin yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda, Ġl
Ġstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu çalıĢmalarının verimliliği araĢtırmalıdır. Ayrıca,
ĠġKUR‟un düzenlediği iĢgücü yetiĢtirme kurslarında ulusal meslek standartlarına göre
modüler öğretim programlarının hazırlanması gerekmektedir.
Mesleki ve teknik eğitim reformunu konu alan çalıĢmaların neredeyse tümünde
MYO‟ların yönetim biçimlerinin değiĢtirilmesi gereğine dikkat çekilmektedirler.
Bugüne kadar MYO reformu üzerine yapılan bütün çalıĢmalar özerklikten bahsetmekte
ancak aktörleri, rolleri ve sorumlulukları ayrıntıları ile ortaya koyan somut bir çalıĢma
bulunmamaktadır. Bu çalıĢma ile ortaya konulacak yönetim modelinin söz konusu
görev, rol ve sorumlulukların çerçevesini çizmesi beklenmektedir.
Mesleki ve teknik eğitim okul, kurum ve programları, Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim
Kurullarının kararı üzerine Bakanlık tarafından açılmaktadır. Aynı yerleĢim yerinde
aynı programda eğitim veren birçok okul ve kurum olduğu gibi sanayi yoğunluğunun
olmadığı küçük yerleĢim yerlerinde de Mesleki ve teknik eğitim okul, kurum ve
programları açılabilmektedir. Aynı mesleğe yönelik örgün ve yaygın eğitim kurumları
ayrı ayrı açılmakta, aynı yerleĢim yerinde aynı tür atölye ve laboratuar donatılmakta,
bunlardan da tam kapasite ile yararlanılamamaktadır. Birbirine sınır olan okul ve
kurumlarda da aynı tür programlar uygulanabilmektedir. Bu durum daha çok okulların
bağlı oldukları merkez teĢkilatı birimlerinin birbiri ile koordinasyonsuz hareket
etmesinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan merkez teĢkilatında mesleki ve teknik
öğretim dairelerinin, eğitim türü, sektör türü ve cinsiyet tanımlanmasına göre
yapılanması olabilecek koordinasyonu da etkisizleĢtirmektedir. Mesleki ve teknik
öğretim programlarında modüler yapı oluĢturulmuĢ olması nedeniyle taĢrada mesleki ve
Ankara, Haziran 2010 96
teknik öğretim okul ve kurumlarının yapılanması ve açılım planlanması ile ilgili sürecin
yeniden tasarlanması gerekmektedir.
24. Mesleki ve Teknik Eğitime EriĢimde Kampus YaklaĢımı ve Eğitime
Sektörlerin Katılımı.
Mesleki ve teknik eğitim okul, kurum ve programları, Ġl Ġstihdam ve Mesleki Eğitim
Kurullarının kararı üzerine Bakanlık tarafından açılmaktadır. Aynı yerleĢim yerinde
aynı programda eğitim veren birçok okul ve kurum olduğu gibi sanayi yoğunluğunun
olmadığı küçük yerleĢim yerlerinde de mesleki ve teknik eğitim okul, kurum ve
programları açılabilmektedir. Aynı mesleğe yönelik örgün ve yaygın eğitim kurumları
ayrı ayrı açılmakta, aynı yerleĢim yerinde aynı tür atölye ve laboratuar donatılmakta,
bunlardan da tam kapasite ile yararlanılamamaktadır. Birbirine sınır olan okul ve
kurumlarda da aynı tür programlar uygulanabilmektedir. Bu durum daha çok okulların
bağlı oldukları merkez teĢkilatı birimlerinin birbiri ile koordinasyonsuz hareket
etmesinden kaynaklanmaktadır. Öte yandan merkez teĢkilatında mesleki ve teknik
öğretim dairelerinin, eğitim türü, sektör türü ve cinsiyet tanımlanmasına göre
yapılanması olabilecek koordinasyonu da etkisizleĢtirmektedir. Esasında MEGEP
ĠKMEP projeleri ile mesleki ve teknik öğretim programlarında modüler yapı
oluĢturulmuĢ ve öğretim dairesine göre program serbestisi de ortadan kalkmıĢtır. Hal
böyle olunca taĢrada mesleki ve teknik öğretim okul ve kurumlarının yapılanması ve
açılım planlanması ile ilgili sürecin yeniden tasarlanması gerekmektedir.
Mesleki ve teknik öğretim okul ve kurumlarının açılması sürecinde iĢgücü ihtiyaç
analizlerinin referans olması gerekmektedir. Öğrencilerin mesleki bilgi ve becerilerini
geliĢtirebilmeleri için iĢletmelerde beceri eğitimi gerek Ģart olarak tanımlanmalıdır. Bu
sebeple sanayi yoğunluğunun olmadığı veya sektör dağılımına uygun olmayan
bölgelerde mesleki ve teknik öğretim kurumları açılmamalıdır. Ayrıca, açılacak mesleki
ve teknik öğretim kurumları hem örgün hem de yaygın eğitim verebildiği gibi, çeĢitli
seviyelerde öğretim programlarını uygulayabilmelidir. Bir mesleki ve teknik öğretim
kurumunda okuyan bir öğrenci yeterli donanım ve ileri teknolojiyle donatılmıĢ baĢka bir
mesleki ve teknik öğretim kurumunda almak istediği bir dersi alabilecek Ģekilde
düzenlemeler yapılarak atıl kapasite kullanılabilmelidir. Küçük yerleĢim yerlerinden
gelecek mesleki ve teknik eğitim talepleri yatılı ve pansiyonlu okul kampüs modeli ile
karĢılanmalıdır. Okul kampüs modelleri tasarlanırken, okulların bir yaĢam merkezi
olduğu anlayıĢından hareketle, öğrencilerin ve diğer paydaĢların istifade edebileceği
sosyal donatılar, kültür merkezleri ve çevre düzenlemesi gibi unsurlara yer verilmelidir.
Mesleki eğitim ve öğretim kurumlarının bugünkü teknolojiye uygun insangücü ve
donanımı her alanda temin etmesi ve bunları fiziksel olarak okul veya eğitim merkezinde
toplaması, bunları sık sık güncellemesi mümkün olmamaktadır. Bu yetersizlikler sonucu
eğitim kurumları mevcut alt yapılarını değiĢtirememekte ve demode olmuĢ alt yapılarıyla
topluma ve iĢ dünyasına cevap veremeyen mezunlar üretmeye devam etmek zorunda
kalmaktadır. Eğitim sektörünün mezunları tam iĢine yaramayan ve yetiĢmiĢ insan gücü
bekleyen sektörler kendi elemanlarını yetiĢtirmek isteseler dahi, maliyetlerini fevkalade
etkileyeceği için, bütün güçlerini bu alana verememektedirler. Bunun için eğitim
sektörünün ileri teknolojiye sahip sanayi ve hizmet sektörleriyle iĢbirliği yapması
gerekmektedir. Bu uygulamalar birçok dünya ülkesinde uygulanmaktadır.
Bu amaçla
Ankara, Haziran 2010 97
MEB ve YÖK kendi eğitim birimlerinin ilgili sektörlerle iĢbirliği konusunda
yetkilendirmelidir.
Yapılacak protokoller çerçevesinde sektörün öğrenme çıktılarını esas alacak
Ģekilde programlar hazırlanabilir; temel eğitim okul veya eğitim merkezi
tarafından, mesleki eğitim ise ilgili sektör tarafından verilmelidir. Sektörde alan
deneyimine sahip elemanlarda MEB öğretmen yeterliliklerinin enazında
5.seviyesi aranabilir.
Öğretmenlik sertifikasına sahip olmak isteyen bireylere MEB rehberlik ve
danıĢmanlık hizmeti verebilir, bundan sonra da
Eğitim sektörü için oluĢturulan meslek standartları hazırlama, ölçme,
değerlendirme, test ve belgelendirme merkezinde sınava alır ve baĢarılı ise
sertifikasını verir.
Ankara, Haziran 2010 98
TEMEL TERĠMLER SÖZLÜĞÜ
Bu terimler sözlüğü Avrupa Komisyonu yayını olan üç kaynağa dayanmaktadır11, 12, 13
.
Ayrıca 1-3 Haziran 2010 tarihinde Ankara‟da ETF, MYK, MEB, YÖK ve sosyal
ortakların katıldığı “AYÇ/EQF Seviye Tanımlayıcılar Semineri” çalıĢmalardan
faydalanılmıĢtır.
Akreditasyon (programların, kurumların)
Yetkili bir kurum tarafından; belgelendirme veya eğitim kuruluĢlarının ulusal veya
uluslararası kabul görmüĢ teknik ölçütlere göre değerlendirilmesi, yeterliliğinin
onaylanması ve düzenli aralıklarla denetlenmesini,
Anahtar Yetkinlikler (Key competences)
Modern bilgi toplumunda geliĢmesi gereken becerilerin toplamıdır (temel ve yeni temel
beceriler). Avrupa Komisyonu sekiz adet anahtar yetkinlik tanımlamıĢtır:
1. Anadilde iletiĢim;
2. Yabancı dillerde iletiĢim;
3. Matematik, fen ve teknoloji yetkinlikleri;
4. Dijital yetkinlik;
5. Öğrenmeyi öğrenme;
6. KiĢilerarası, kültürlerarası ve toplumsal yetkinlikler, ve sivil yetkinlik;
7. GiriĢimcilik;
8. Kültürel ifade.
Avrupa idaresi
Avrupa‟ya iliĢkin iĢlerin geleneksel siyasi makamlar ve sivil toplum, özel paydaĢlar,
kamu kurumları, vatandaĢların etkileĢimi vasıtasıyla idare edilmesi.
Beceri
Bilgiyi uygulayabilme, problemleri çözebilme ve görevleri tamamlayabilme
yeteneğidir. EQF-LLL kapsamında beceriler, biliĢsel (mantıksal, sezgisel ve yaratıcı
düĢünce) veya uygulamalı (el becerisi ve yöntem, materyal, araç gereç kullanabilme)
olarak tanımlanmaktadır.
Belge sağlayan kurum/kurul (certifying authority/board)
11
. European Commission (2005). Towards a European Qualifications Framework for Lifelong
Learning. Commission Staff Working Document. Brussels: European Commission, SEC(2005) 957. 12
European Commission (2001). Making a European Area of Lifelong Learning a Reality. Brussels:
European Commission Communication, COM(2001) 678 final. 13
Commission of the European Communities. Commission Staff Working Document Towards A
European Qualifications Framework For Lifelong Learning. Brussels, 8.7.2005. SEC(2005) 957.
Ankara, Haziran 2010 99
Standart bir değerlendirme prosedürünü takip ederek bir bireyin kazanımlarını resmî
olarak tanıyan yeterlilikleri (belgeler ya da diplomalar) sağlayan bir kurum.
Belge/diploma (certificate/diploma)
Bir bireyin kazanımlarını resmi olarak kaydeden resmi bir belge.
Belgelendirme (certification)
Bir değerlendirme prosedürü takip edilerek bir bireyin kazanımlarını (yani, bilgi, know-
how ve/veya beceriler ve yetkinlikler) resmi olarak tanıyan belgeler ya da diplomalar
süreci. Belgeler ya da diplomalar belge sağlayan akredite kurumlar tarafından verilir.
Bilgi (knowledge)
Çalışma alanı ile ilgili her türlü teori, gerçek, prensip ve uygulamalardır. Bir insan ya da insan grubu tarafından bilinen olgular, hisler ya da deneyimlerdir.
Verilerin öğrenme yoluyla özümsenmesidir. Herhangi bir çalıĢma veya araĢtırma alanı
ile ilgili gerçeklerin, ilkelerin, teorilerin ve uygulamaların bütünüdür. EQF-LLL
kapsamında “bilgi” kuramsal ve/veya uygulamalı olarak tanımlanmaktadır.
Bilgiye dayalı toplum / bilgi toplumu
Süreçleri ve uygulamaları bilginin üretimi, dağıtımı ve kullanımına dayanan bir toplum.
Birim (unit)
Birim, bir yeterliliğin parçasıdır. Yeterliliğin değerlendirilebilecek, geçerlilik verilecek
veya belgelendirilecek en küçük parçası olabilir. Bir birim tek bir yeterliliğe özel
olabileceği gibi, birden fazla yeterlilik içerisinde de bulunabilir. Bir krediyi oluĢturan
bilgi, beceri ve yetkinlikler, kiĢilerin kazanımlarının değerlendirilmesine ve bu
kazanımlara geçerlilik verilmesine temel teĢkil eder. Kazanımların değerlendirilmesinin
sonunda birimler geçerlik kazanır. Bu sonuçlar yeterliliğin gereksinimlerine uygun
olmalıdır.
Değerlendirme (assessment)
Bir bireyin tipik olarak bir belge sağlayacak olan kazanımlarını (bilgi, know-how,
beceriler ve yetkinlikler) değerlendirmek için kullanılan yöntemler ve süreçlerin
toplamı.
Dijital/Sayısal bölünme
Bilgi ve iletiĢim teknolojilerine (BĠT‟e) eriĢebilen ve etkin biçimde kullanabilenler ile
bunu yapamayanlar arasındaki boĢluk.
Dijital/Sayısal okuryazarlık
Bilgi ve iletiĢim teknolojilerini (BĠT‟i) yetkin biçimde kullanma yeteneği.
Diploma Eki-DE (Diploma Supplement-DS): Uluslararası Ģeffaflığı, akademik ve
mesleki yeterliliklerin tanınmasını kolaylaĢtırmak amacıyla Avrupa Komisyonu,
Avrupa Konseyi ve UNESCO/CEPES tarafından geliĢtirilen bir model çerçevesinde bir
yükseköğretim programından mezun olanların diplomalarına ek olarak verilen ve mezun
olunan programın niteliği, düzeyi, içeriği ve kapsamı hakkında bilgi veren belgedir.
Düzenlenen meslek
Ankara, Haziran 2010 100
Kendilerine eriĢim ya da kendilerinin (ya da biçimlerinden birinin) uygulanması belirli
profesyonel yeterliliklerin elde edilmesine iliĢkin yasal, düzenleyici ya da idari
hükümlere doğrudan ya da dolaylı olarak tabi olan profesyonel etkinlikler ya da
profesyonel etkinlikler grubu
E-öğrenme (e-learning)
Bilgi ve iletiĢim teknolojilerinin (BĠT‟in) yardımcı olduğu öğrenme.
Etkin vatandaĢlık
Bir toplum olarak ve kendi toplulukları içinde vatandaĢların kültürel, ekonomik,
politik/demokratik ve/veya sosyal katılımı.
Geçerlilik / Yaygın ve informal eğitimde (Validation)
Ġnsanların hayatları boyunca örneğin eğitim, iĢ ve boĢ zaman faaliyetleri ile olanlar gibi
farklı ortamlarda geliĢtirdikleri geniĢ bir aralıktaki bilgi, know-how, beceriler ve
yetkinliklerin değerlendirilme ve tanınma süreci.
Hayat boyu öğrenme / HBÖ (Lifelong Learning-LLL)
KiĢisel, toplumsal, sosyal ve/veya istihdama yönelik bir perspektif ile bilgilerin,
becerilerin ve yetkinliklerin geliĢtirilmesi amacıyla hayat boyunca gerçekleĢtirilen tüm
öğrenme faaliyetleri.
Hayatın her alanına yayılmıĢ öğrenme
Ġster örgün ya da yaygın eğitim ister örgün ve yaygın eğitim dıĢı öğrenme biçiminde
olsun öğrenme etkinliklerinin tümü. Hayatın her alanına yayılmıĢ öğrenme bu Bildiride
tanımlanan biçimde HBÖ‟nin bir boyutudur.
Ġlk eğitim/öğretim (primary education)
Genellikle çalıĢma hayatına girmeden önce ilk eğitim sisteminde gerçekleĢtirilen genel
ya da mesleki eğitim.
Yorumlar:
ÇalıĢma hayatına girdikten sonra üstlenilen kimi eğitimler ilk eğitim olarak kabul
edilebilir (örneğin, yeniden eğitim).
Genel ya da mesleki eğitimde (tam zamanlı okula dayalı ya da dönüĢümlü eğitim)
herhangi bir seviyede yürütülen ilk eğitim ve öğretim yolları ya da çıraklık.
Ġnformal öğrenme (informal learning) ĠĢe, aileye ve boĢ zamanlara iliĢkin olarak günlük faaliyetlerden kaynaklanan öğrenmedir. Öğrenme hedefleri, öğrenme zamanı ve öğrenme desteği bakımından planlanmamıĢ,
programlanmamıĢ kurgulanmamıĢir öğrenme Ģeklidir.I ĠĢ ve hayat deneyimleriyle
kazanılan bir öğrenme Ģekli olarak da ifade edilebilir. Öğrenenin bakıĢ açısına göre
informal öğrenme kasıtsız-istemeden yapılan öğrenmedir.
Ġstihdam edilebilirlik (Employability)
Ġnsanların istihdam edilebilirlik kapasitesi: sadece bilgi ve yetkinliklerine değil ayrıca iĢ
arayan bireylere sunulan teĢviklere ve fırsatlara da iliĢkindir.
Ankara, Haziran 2010 101
ĠĢ Yükü (Workload): Öğrenme çıktılarının baĢarılabilmesi için gerekebilecek dersler,
seminerler, sunumlar, uygulamalar, özel dersler, bilgi toplama, araĢtırma vb. öğrenme
aktivitelerinin niceliksel ölçüsüdür.
Kalite Güvencesi (Quality Assurance-QA): Bir öğretim kurumunun ve/veya eğitim
program/programlarının öğretimde Avrupa veya uluslararası bir Kalite Güvencesi Ġlke
ve Standartları kapsamında tanımlanmıĢ iç ve dıĢ kalite standartları ile uyumlu
kalite/performans süreçlerini tam olarak yerine getirdiğine dair güvence sağlayabilmek
için yapılan tüm planlı ve sistemli iĢlemlerdir.
Kredi (Credit): Öğrenme hacminin, öğrenme çıktıları ve ilgili iĢ yükünün baĢarılmasına
bağlı olarak, rakamsal ifade Ģeklidir. AKTS (ECTS) ile ilgili olarak ise, kredi, öğrenci iĢ
yükünün zamana bağlı ölçü birimidir.
Nesiller arası öğrenme
Deneyim, bilgi ya da yetkinliklerin bir nesinden diğerine aktarılması vasıtasıyla olan
öğrenme.
Öğrenme (learning)
Bireylerin gittikçe daha karmaĢık ve soyut bilgileri (kavramları, kategorileri ve davranıĢ
biçimlerini veya modelleri) kademeli olarak kavradıkları/idrak ettikleri ve/veya
beceriler ve kapsamlı yetkinlikler kazandıkları kümülatif bir süreçtir. Bu süreç örneğin
eğlence faaliyetleri yoluyla informal olmayan öğrenme ortamlarında veya iĢyerini de
içeren örgün veya yaygın öğrenme ortamlarında gerçekleĢir.
Öğrenen kurum
Her seviyedeki öğrencileri (bireysel ve toplu olarak) ve sürekli biçimde bir sonuç olarak
kendisini dönüĢtürmeye teĢvik eden bir kurum.
Öğrenen toplum
Toplumun tüm sektörleri arasında etkin yerel ortaklıklar geliĢtirerek öğrenme kültürünü
yaygın biçimde destekleyen ve bireylerin ve kurumların öğrenmede yer almasını
destekleyen ve motive eden bir toplum.
Öğrenme bölgesi
Tüm paydaĢların belirli yerel öğrenme ihtiyaçlarını karĢılamak ve ortak problemlere
ortak çözümler uygulamak için iĢbirliği yaptığı bir bölge.
Öğrenme çıktıları
Bir öğrenme süreci tamamlandığında, öğrenenin neleri bileceğinin, neleri
yapabileceğinin ve nelere yetkin olacağının ifade edilmesidir. Öğrenme çıktıları; bilgi,
beceri ve yetkinlik açısından tanımlanır.
Öğrenme etkinlikleri için (istatistiksel) sınıflandırma Öğrenme etkinliklerinin tanımı: “bir bireyin bilgi, beceri ve yetkinliklerini geliĢtirmek
niyeti ile düzenlenen faaliyetleri”. Tek öğrenme etkinliğinin tanımı: “yöntem ve konu
birliği tarafından karakterize edilir. Bunun anlamı her seferinde öğrenme yöntemi ya da
Ankara, Haziran 2010 102
öğrenme konusunda değiĢiklik olduğu her zaman farklı bir tek öğrenme etkinliğiniz
olduğudur” (Eurostat, 2005).
Öğrenme kolaylaĢtırıcı
Bir öğretim, eğitim ya da rehberlik iĢlevi yerine getirenler dâhil olacak biçimde uygun
bir öğrenme ortamı tesis ederek bilgi ve yetkinliklerin kazanılmasını kolaylaĢtıran bir
kimse. KolaylaĢtırıcı bilgi ve yetkinliklerin geliĢtirilmesine yardımcı olmaya ilave
olarak öğrenme süreçlerinde rehberlik, geri bildirim ve tavsiye sağlayarak öğrenciyi
yönlendirir.
Öğrenmeye değer verme
Asıl değerine iliĢkin farkındalığı arttıracak ve öğrenmeyi ödüllendirecek biçimde (örgün
ya da yaygın) öğrenmeye katılım ve öğrenmenin sonuçlarının tanınması süreci.
Öğretim programı/Müfredat (curricula)
Bir öğretim dersi yapılandırılırken takip edilen eylemler kümesi: tanımlanmıĢ eğitim
amaçları, içeriği, yöntemi (değerlendirme dahil) ile öğretmenler ve eğitmenlerin eğitimi
için düzenlemeler içerir.
Program /Eğitim ve Öğretim (Programme)
Belirlenen bir zaman boyunca mantıklı bir sırada düzenlenen ve eğitim ya da öğrenim
hedeflerini elde etmek için uygulanan faaliyetler, öğrenme içerikleri ve/veya
yöntemlerinin bir envanteridir.
Program, bir yeterlilik veya birimde tanımlı öğrenme çıktılarına dayanan bir kursu
(dersi) vermek için gerekli bilgilerin toplamıdır.
Rehberlik
Ġnsanlara kendi hayatları hakkında kararlar vermeleri (eğitime, mesleğe iliĢkin ya da
kiĢisel) ve bu kararları uygulamalarına yardımcı olmak için tasarlanmıĢ faaliyetler
bütünü.
Önceki Öğrenmenin Tanınması (Recognition of Prior Learning)
Bir kisinin ister örgün isterse yaygın veya informal yolla edinilmiĢ olsun öğrenme
çıktılarını belirli bir standarda göre tanıma sürecidir.
Örgün öğrenme (formal learning)
Bir okul / eğitim merkezi veya iĢ baĢında düzenlenmiĢ ve planlanmıĢ Ģartlarda yapılır.
Hedefler, zaman veya destekler açısından açık bir Ģekilde öğrenme olarak
gösterilmektedir; örgün öğrenme tabiri öğrenicinin bakıĢ açısından dolayı verilen bir
isimlendirmedir. Örgün eğitim kısaca, okul eğitimi olarak tanımlanabilir; ilköğretimden
baĢlayarak yukarıya doğru, üniversite eğitimi de dâhil olmak üzere, genel, mesleki ve
akademik eğitimi ihtiva eder.
Sektör
Bu terim ana ekonomik etkinliği, ürünü ya da teknolojisi (örneğin, kimya, turizm) ya da
çapraz/yatay bir meslek kategorisi (bilgi ve iletiĢim teknolojileri, pazarlama ya da insan
kaynakları) temelinde Ģirketlerin bir kategorisini tanımlamak için kullanılmaktadır.
Yorum: AĢağıdaki ayrımlar ortaktır
Ankara, Haziran 2010 103
1. Kamu sektörü (çeĢitli seviyelerde devlet ve devlet tarafından kontrol edilen
organlar) ve özel sektör (özel iĢ dünyası)
2. Birincil sektör (tarım, ormancılık, balıkçılık, avcılık, madencilik ve taĢ ocağı
iĢletme), ikincil sektör (imalat sanayi, gaz ve elektrik, su tedarik, inĢaat) ve üçüncül
sektör (hizmetler, örneğin, ulaĢtırma, depolama, iletiĢim, ticaret, finans ve
sigortacılık ile kamu sektörü).
Sektörel yeterlilik
Ortak eğitim ihtiyaçlarını karĢılamak için aynı sektöre ait olan bir grup Ģirket tarafından
uygulanan bir yeterlilik.
Seviyeler/Düzeyler (Levels): AYÇ-HBÖ (EQF-LLL) kapsamında sekiz seviye
tanımlanmıĢtır. Ġlk dördü, ilk ve ortaöğretim ile ilgili olup, yükseköğretimle ilgili
seviyelerin ilki olan beĢinci seviye önlisans derecesini (Bologna Sürecinde kısa dönem),
altıncı seviye lisans derecesini (Bologna Sürecinde birinci seviye), yedinci seviye
yüksek lisans derecesini (Bologna Sürecinde ikinci seviye) ve sekizinci seviye doktora
derecesini (Bologna Sürecinde üçüncü seviye) tanımlamaktadır.
Seviye/Düzey Tanımlayıcıları (level descriptors)
Belirli bir seviyedeki öğrenme çıktılarının diğer bir seviyeye ait öğrenme çıktılarının
zorluk ve geliĢmiĢlik dereceleri açısından farklılığını ortaya koyan düzeye ait
açıklamalardır.
Sivil toplum
Devlet ve piyasa yanında kurumları, grupları ve birlikleri (ya yapısal ya da gayri resmi)
kapsayan ve kamu makamları ve vatandaĢlar arasında arabulucu olarak iĢlev görebilen
toplumun „üçüncü sektörü‟.
Sosyal kapsama
Ġnsanlar ekonomik, sosyal ve toplumsal hayata tam olarak katılabildiğinde, gelire ve
diğer kaynaklara (kiĢisel, ailesel, sosyal ve kültürel) eriĢimleri standart bir hayat ve
içinde yaĢadıkları toplum tarafından kabul edilebilir bir hayat kalitesi sürdürmelerine
imkan verdiğinde ve temel haklarına tam olarak eriĢebildiklerinde olan durumu tarif
eden terim.
Sürekli eğitim ve öğretim
Bireylere aĢağıdaki konularda yardımcı olmayı amaçlayacak biçimde ilk eğitim ya da
çalıĢma hayatına girdikten sonraki eğitim ya da öğretim:
bilgiler ve/veya becerilerinin geliĢtirilmesi ya da güncellenmesi;
bir kariyer hareketi ya da yeniden eğitim için yeni beceriler kazanılması;
kiĢisel ya da profesyonel geliĢimine devam edilmesi.
ġirket sosyal sorumluluğu
Bir Ģirketin iç ve dıĢ paydaĢların çıkarlarını kabul ederek sosyal, ekonomik ve çevresel
olarak sürdürülebilir bir biçimde çalıĢmaya bağlılığı.
Tamamlayıcı öğrenme
Zorunlu öğrenim sırasında edinilmesi gerekli olan öğrenimin sağlanması.
Tanıma
Ankara, Haziran 2010 104
(a) Resmi tanıma: aĢağıdakilerden biri ile beceriler ve yetkinliklere resmi statüler
sağlanması süreci
belgeler verilmesi ile resmi olarak ya da
denklik, kredi üniteleri, kazanılan yetkinliklerin doğrulanmasını sağlayarak resmi ya
da gayri resmi bir ortamda
ve/veya
(b) Sosyal tanıma: ekonomik ve sosyal paydaĢlar tarafından beceriler ve/veya
yetkinliklerin değerinin kabul edilmesi.
Tanımlama (yetkinlikleri)
Yetkinliklerin sınırları ve doğasını belirleme ve tanımlama süreci.
Temel beceriler (anahtar yetkinlikler)
ÇağdaĢ toplumda gerekli olan becerileri ve yetkinlikler, örneğin, dinleme, konuĢma,
okuma, yazma ve matematik. 8 farklı anahtar yetkinlikler aĢağıdaki Ģekilde
belirlenmektedir: 1- ana dilde iletiĢim, 2- diğer bir dilde iletiĢim, 3- matematikte, 4-
bilim ve teknolojide temel yetkinlikler, 5- dijital yetkinlik, 6- öğrenmeyi öğrenme, 7-
kiĢiler arası ve sivil yetkinlikler, 8- giriĢimcilik ve kültürel dıĢavurum.
Ulusal Meslek Standartları (National Occupational Standards) Bir mesleğin baĢarı ile icra edilebilmesi için, Kurum tarafından kabul edilen gerekli
bilgi, beceri, tavır ve tutumların neler olduğunu gösteren asgari normlardır.
Ulusal yeterlilikler çerçevesi (National Qualifications Framework)
Tanımlanan ölçütlere göre baĢarılan öğrenmeyi, belirlenen yeterlilik seviyelerine göre
sınıflandıran ve organize eden bir yapıdır. Çerçevenin amacı, ulusal yeterlilikler alt
sistemlerini bütünleĢtirmek ve eĢgüdümünü sağlamak, sivil toplum ve iĢ piyasası ile
bağlantılı olarak, Ģeffaflık, geçiĢ, ilerleme ve yeterliliklerin kalitesini geliĢtirmektir.
Ulusal yeterlilikler sistemi (National Qualifications System)
Bir ülkenin, eğitim-öğretim sistemi, iĢ piyasası ve sivil toplumu birbirine bağlayan
öğrenme ve diğer mekanizmaların tanınmasıyla ilgili faaliyetlerin tümüdür. Bu sistem,
yeterlilikler politikasını, eğitim tasarımını ve uygulamasını, finansmanını, geçerlilik
kazanılması ile ilgili kurumsal düzenlemeleri, süreçlerin geliĢtirilmesini,
uygulanmasını, kalite güvencesini, değerlendirme ve yeterliliklerin verilmesini
(belgelendirmeyi) kapsar.
Uyarlayabilme
Yeni teknolojileri, yeni piyasa koĢullarını ve yeni iĢ düzenlerini hem iĢletmelere hem de
iĢletmelerde çalıĢanlara uyarlayabilme yeteneği.
UYÇ’yi destekleyecek kalite güvencesi (Quality assurance to support NQF)
Eğitim, öğretim geçerlilik kazandırma, ölçme ve belgelendirme süreçlerinin
sağlanmasında hesap verebilirliği, kaliteyi ve tutarlığı garanti eden sistemlerdir.
Sistemler iç ve dıĢ kalite güvencesi prosedürleri için ilkeleri ve standartları
tanımlayacaklardır.
Ankara, Haziran 2010 105
Ġç kalite güvencesi prosedürleri eğitim sağlayıcıları, yetkili belgelendirme kuruluĢları ve
diğer yetkili kuruluĢlar tarafından sonuçları karĢılamak ve kalitenin geliĢtirilmesini
sağlamak için kullanılırlar.
DıĢ kalite güvencesi prosedürleri MYK, MEB ve YÖK tarafından UYÇ‟ye uyumu
sağlamak için tanımlanırlar.
Yaygın öğrenme
Öğrenme hedefleri, öğrenme zamanı veya öğrenme destekleri açısından açık bir Ģekilde
öğrenme olarak gösterilmeyen planlanmıĢ etkinlikler içerisine gömülmüĢ bir
öğrenmedir; programlar, zaman ve yaĢ sınırları açısından esnek bir yapıda
hazırlanmıĢtır. Yaygın öğrenme tabiri, öğrenicinin bakıĢ açısından dolayı verilen bir
isimlendirmedir. Bazı yaygın öğrenme programları sonunda sertifika verilmektedir
Yeterlilik (Qualification)
Yetkin bir kurul tarafından bir kiĢinin, bir değerlendirme ve geçerlilik kazandırma
sürecinin sonunda belirlenen standartlarda öğrenme kazanımları edindiğini onaylayan
derece, diploma veya sertifika türü belgedir.
Yeterlilik saydamlığı
Yeterliliklerin değeri (sektörel, bölgesel, ulusal ya da uluslararası) iĢ ve eğitim
piyasalarında tanımlanabilme ve karĢılaĢtırılabilme derecesi.
Yeterlilik Türleri (Qualification Types)
Aynı seviyede yer alan ve ortak bir amaca ve jenerik/genel öğrenme çıktılarına sahip ve
büyüklükleri, doğaları (akademik, profesyonel, mesleki, genel, karıĢık), uzmanlaĢma seviyeleri,
tipik öğrenci grupları karĢılaĢtırılabilir yeterlilik gruplarıdır.
Yeterliliklerin karĢılaĢtırılabilirliği
Sektörel, bölgesel, ulusal ya da uluslararası seviyelerde resmi yeterliliklerin (belgeler ya
da diplomalar) seviye ve içeriği arasında denge kurulmasının mümkün olma derecesi.
Yetkilendirme
Ġnsanlara ekonomik, sosyal ya da siyasi açıdan kendilerinin ve topluluklarının ya da
toplumlarının hayatlarını biçimlendirmek için sorumlu inisiyatifler alma yetkisi
verilmesi.
Yetkin (Belgelendirme) KuruluĢlar (Competent/certifying bodies)
UYÇ‟nin parçası olan yeterlilikleri verebilen resmî olarak tanınmıĢ kuruluĢlardır.
Yetkinlik (Competence): Bilgiyi, kiĢisel, sosyal ve/veya metodolojik becerileri iĢ ve
çalıĢma ortamları ile mesleki ve kiĢisel geliĢim konusunda kullanabilme yeteneğidir.
AYÇ-HBÖ (EQF-LLL) kapsamında “yetkinlik”, sorumluluk ve özerklik kavramları ile
tanımlanır.
Ankara, Haziran 2010 106
KATKIDA BULUNAN KURUMLAR
MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI
ÇALIġMA VE SOSYAL GÜVENLĠK BAKANLIĞI
DEVLET PLANLAMA TEġKĠLATI (DPT)
MYK
TĠM
TĠM/ĠTKĠB
TĠM/ĠMMĠB
TOBB
ĠTO
EBSO
ASO
ATO
DĠSK
HAK-Ġġ
TESK
TÜRK-Ġġ
DSĠ-DEVLET SU ĠġLERĠ
TCDD-TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ DEVLET DEMĠRYOLLARI
THY A.ġ.
THY TEKNĠK A.ġ.
THY EĞĠTĠM MERKEZĠ
TÜRKĠYE GAZ BĠRLĠĞĠ
ĠGDAġ
UGETAM
ĠZGAZ
TĠSK
ĠNTES
MESS
TÜSĠAD
MEKSA
MÜSĠAD
PAGEV
OSD
ĠMDER
MĠB
COġKUNÖZ EĞĠTĠM VAKFI
BAHÇEġEHĠR ÜNĠVERSĠTESĠ
BAHÇEġEHĠR ÜNĠVERSĠTESĠ/METGEM
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
KARABÜK ÜNĠVERSĠTESĠ
MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
SAKARYA ÜNĠVERSĠTESĠ
ĠSTANBUL TĠCARET ÜNĠVERSĠTESĠ
TOBB-EKONOMĠ VE TEKNOLOJĠ ÜNĠVERSĠTESĠ