TÜRK DİLİ İÇİN

Embed Size (px)

DESCRIPTION

TÜRK DİLİ

Citation preview

TRK DL N

Ben Trkenin ezel bir kym. Hepimiz yle deil miyiz? Trkeyi muhtelif devirlerinde, muhtelif libaslarla, muhtelif ekillerde grdm ve sevgilimi o ekiller, o libaslar altnda kendi cevherinde sevdim.

Ben eski Bbal ktiplerinden iittiim ssl dili sevdiim gibi, Aksarayda karpuz sergisinde mteri ayartmak iin rtkanlk eden Trk delikanlsnn trl zarafetlerle dolu olan Trkesini de sevdim.

. Ben Divan edebiyatnn gazelleriyle mest oldum. Fakat sevgili zmirimin, ismini yd ettike cierimi szlatan sevgili zmirin kiemelik kznn incir iledii esnada okuduu Trke arkya da mest oldum. Ben, o sevgiliyi, atlas alvaryla, bann zerinde altn ilenmi takyesi ile grdm. Ben onu perian gnll airin :

O gl endm bir al le brnsn yrsn

Ucu gnlm gibi ardnca srnsn yrsn

beytinde olduu gibi, bir ala sarlp brndn grerek de sevdim. Sonra peli entarisiyle, canfes terlikleriyle salnrken yine grdm, yine sevdim.

Banda hotozu, belinde kua, sedef kakl sediri zerinde uzanm, yahut Sadbdda, Gksuda seyrana km haliyle grdm, yine sevdim. Fakat tabiatta her ey tekmlden, inklptan ibaretse, bazan tekml, bazan inklp devirden devire getii gibi her devrin zevki de birbirinin ayn olmaz. Ben son devrin, pekiin kelebek kanad kadar ince, zarif, drt metrelik kuma ile giyinmi, banda kck beresiyle bir rzgr gibi kaldrmlar zerinde seke seke giden ve rzgr m onu gtryor, o mu rzgr gtryor diye insan pheye dren hliyle de Trkeyi grdm ve sevdim.

Halid Ziya Uaklgil

GVERCNLER

Zevrakla Ebru hikayesinden:

Onlar, hayatmn en byk mateminden sonra, henz o matemin yarasndan akan kanlar taze iken, tandm. Beni tedaviye muhta bir hasta gibi,hsmlardan birinin sayfiyesine gndermilerdi, benim iin buras efkat ve rikkatin tesliyet veren hararetleriyle bir nekahet yeri hkmndeydi. Etrafmda gzyalarma itirak eden kalblerin arasnda acm uyuturan bir deva vard.

Sayfiye sahibinin byk bir merak vard: Gvercin.. Bu gzel, zarif, daima ak,mini mini mahluklar! Onlarn yarm saat saadetlerine ahid olduktan, bu kck mahluklarn, kck kalbleriyle nasl sevdiklerini, yaamak lezzetini ne gzel bir iir dersiyle etrafndakilere gsterdiklerini grp hissettikten sonra onlarn dostu olmamak mmkn deildi.

Sabahleyin erkenden henz sayfiye derin derin nefeslerle uyurken, ben, ayamda terliklerle yava yava iner , baheye kar , henz zerlerinden ebnemleri umam otlarn zerinden geerek , ta yukarya , gnee tamamiyle maruz olarak yaplm kmese kadar giderdim.

Gvercinlerin zarif, pek ho bir evleri vard: Bir oda kadar, etraf mini mini hcrelerle memlu bir kmes, nnde parmaklkla evrilmi ve tel kafesle rlm kk bir bahe kadar bir tenezzh yeri, tesinde berisinde etraf delikli, ufak ktada birer havuza benzeyen su kaseleri

Sayfiyenin uykucularna mukabil kmesin mini mini halk gneten evvel uyanm, darya km, bahelerinde sabah gneinin feyziyle beraber, kk havuzlardan yava yava dinlene dinlene su imee balam bulunurlard. Btn kmes, ferih, mesud, atr bir hayat teranesiyle dolu idi: Gu! Gu!..

Yalnz bu terane zengin bir sevda neidesi kadar btn ak heyecanlarna terceman olacak bir talakat kesbederdi: Gu!.. Gu!.. O renk renk ipek gslerden, o yzlerce ak kalbinden kan bu garam ve sevda teranesi, kmesi, bsbtn inleyen, her teli bir ak kasidesi terennm eden azim bir erganun haline getirirdi. Bununla o mini mini yreklerden ne samimi sadakat yeminleri kar, ne messir sevda lahinleri dklrd!

Oh!.. Bu beli, messir aile efkati! Bu ak, sadakat, babalk, analk duygular! Vazife levhalar! Bunlar insanlar iin ne gzel levhalar tekil ederler. Aile sadakatinin yksekliini ne messir bir lisan ile sylerler!..

Ben burada, bu mesud kede, hayat, kendimi, hususyle insanlar unutarak saatlerce seyreder, dnr, ruhumun taze elemiyle, insanlktan karak ite byle mesud bir gvercin olmak isterdim.

Halid Ziya Uaklgil

Hazrlayan: Tue Bakrdken

KELMELERN HAYATI

H

ibir ey lisan kadar bir aaca mabih deildir. Lisanlar tpk aalar gibi- mevsim mevsim rengini kaybeder, l yapraklarn dkerler ve tazelerini aarlar. Lisann yapraklar kelimelerdir.

Edeb bir metni okuyorken, daha dne karar zinde bir manas olan (melek) kelimesinin, bugn tamamen hayatiyeti tkenmi, renksiz ve ekilsiz bir lf haline geldiini hissetim. Bu kelime imdi Trkede souk bir needen baka bir ey deildir.

Melek nedir?

Edebiyattaki mnasna gre melek bir kadndr ki gzleri mavi, salar sar ve beyaz entarisinin etekleri uzundur. Hristiyan sanatnda melek, lepiska salar topuklarna kadar uzanan, byk gvercin kanadl, mahup bir gen kz suretinde temsil edilir ve daima elinde sr nevinden, uzun bir musiki aleti olduu halde, gkte beyaz bulut ynlarnn kenarlarndan tebessm ettirilir.

Bu verem ehreli mver gzelin mucizesi kadn kyafetinin son inklbna kadar devam edebilmiti. Fakat salar berber makasyla ksalp, eteklerinin yars terzi nefesiyle utuu gnden sonra melek, birden mazinin silik ekilleri arasna dmtr.

eytan bir alevin temasyla taraf taraf ate krmzlna boyanan muasr kadn ehresi yannda, uzun sar sal ve mavi gzl melek, imdi aptal bir halayk ehresinden daha fazla cazip deildir.

Ahmet Haim

Hazrlayan: smail Tetik

(http://www.ege-edebiyat.org

SLUP HAKINDA BR MLZAHA

ocukluumda hayalime gsterdii yeni bir cihan manzarasyla, kh beni gay- tahayyl iinde brakan, kh sabma sevkettii raelerin kuvvetiyle gzlerimi zevkten yaartan bir iir mecmuasn, geen gn, senelerden sonra tekrar elime alnca, ac bir hayret iinde kaldm.

Kitabn muhteviyat, solan kabdan ve sararan kttan fazla, daha ok fazla eskimi ypranmt. Sanki gzle grlmez bir takm mnev gveler, eserin ruhan maddesini kemirip toza dndrmt. iirin kntlarnda gz alan eski aynalar snm, aydnlklarn yand noktalarda, kk, karanlk ukurlar peyda olmutu. lm, bilhassa kitabn eskiden en ok yeniliini yapan ksmlarn vurmutu. Sfatlar, tebihler, istiareler, -bcek koleksiyonlarnda, toplu ine ile tutturulan l kelebekler gibi- sahifelerin sath zerinde, renkli birer naa halinde duruyordu. Meer bunlar, edeb eserlerin bozulmaa ve rmee en msait ziynetleri imi!

Daha dnk air, slbuna srd alacal renklerle bir hafta iinde, soluk bir eski elbise zavalllna derken, sfatsz, tebihsiz, istiaresiz Homeros, saf bir billr ehram gibi, hl gnein klarn gnee aksettirip duruyor.

Ahmet Haim

Hazrlayan: smail Tetik

(http://www.ege-edebiyat.org

PAGE - 3 -