80

Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun
Page 2: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

30 Nisan 1954 - 19 Kasım 2006

Sevgili T. Levent GÜRAYSeni çok özleyeceğiz

Page 3: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

1

TMB'DEN KISA KISA

Yılda bir yayınlanan ücretsiz dağıtılansektörel ve mesleki dergi

Sayı: 04 Tarih: Temmuz 2007

M. Erdal EREN

Haluk BÜYÜKBAŞ

Leyla ÖZHAN

Hakan ERTUNÇNihal HASKATAR

STB Tasarım Hizmetleri

Dumat

Türkiye Müteahhitler Birliği

Ücretsiz dağıtılan bir dergidirBağış karşılığında reklam kabul edebilir

Türkiye Müteahhitler BirliğiAhmet Mithat Efendi Sokak 21

06550 Çankaya - ANKARATel. 0 312 4414483Faks.0 312 4400253

[email protected]

Tüm yayın hakları TürkiyeMüteahhitler Birliğine ait olup

yazılar iktibas edilemez.

Yazılardaki ve söyleşilerdeki görüşlersahiplerine aittir.

Türkiye Müteahhitler Birliği Adına Sahibi

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Yayın Koordinatörü

Yayın Hazırlık Grubu

Grafik Tasarım

Baskı

Dağıtım

Reklam ve Abonelik

İletişim

TMBgündem

İÇİNDEKİLER

BAŞKANIN SUNUŞU

TMB OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI

Ş İ Ğ I Ş IBA BAKAN R. TAYY P ERDO AN' N KONU MAS

GÜNDEM 2007TOPLANTILARI

YORUM - ANALİZ

BASIN TOPLANTISI

TMB EĞİTİM FAALİYETLERİ

BASINDA TMB

45

2

14

21

27

32

45

46

50

62

67

707677

36

40

18 OCAK 2007 GÜNDEM TOPLANTISIErkan MUMCUAnavatan Partisi Genel Başkanı

Mehmet AĞARDoğru Yol Partisi Genel Başkanı

Deniz BAYKALCumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı

12 MART 2007 GÜNDEM TOPLANTISI

11 NİSAN 2007 GÜNDEM TOPLANTISI

Doç. Dr. Cem KILIÇ

Çiğdem ÇINAR

Dr. Latif Onur UĞUR

5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VE GENELSAĞLIK SİGORTASI YASASININ YURTDIŞIMÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

İŞGÜCÜNÜN YER DEĞİŞTİRMESİ:İNŞAAT SEKTÖRÜNDE KAYIT DIŞI İSTİHDAM

FIDIC İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNDEANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ

TÜRK MÜTEAHHİTLERİNYURTDIŞI BAŞARILARI

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ2006 YILI DEĞERLENDİRMESİKürşad TÜZMEN

SON BİR YILDAN KESİTLER

SEKTÖRDEĞERLENDİRMESİ 10İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN

GENEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜDoç. Dr. Hakan ERCAN

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE RİSKLERVE RİSK YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI

ETKİLİ YÖNETSEL KARAR ALMAARAÇ VE YÖNTEMLERİ

Dr. Latif Onur UĞUR

Prof. Dr. Süleyman TÜRKEL

GAZETE KÜPÜRLERİ

KAYBETTİKLERİMİZ

T. LEVENT GÜRAY ANISINADÜZENLENEN TENİS TURNUVASI

Page 4: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

2007'nin böyle geleceği, 2006'nın herhalinden belliydi. Çok bilinmeyenli vehatta türbülanslı bir yıl olacağınıdikkate alarak Yönetim KurulumuzunEylül 2006 tarihli toplantısında“2007'de inşaat sektörünün sorunlarıile sınırlı kalmamalıyız. Siyasettekigelişmeleri de yakından izlemeli vegeleceği görmeye çalışmalıyız”demiştik. Ama doğrusunu istersenizgörüş mesafemizin saatlerle ölçülecekkadar kısalacağına pek ihtimalvermemiştik. Bugün o durumdayız.

Aynı Yönetim Kurulu toplantımızda:“Siyasete seyirci kalamayız çünkü:Bizim, çalışanlarımızın ve inşaata bağlısektörlerin de kaderi tümvatandaşlarımız gibi, ülkemiziyönetenlerin bizi nasıl yönettikleriyleve geleceğe yönelik politikaları ileyakından ilişkilidir” değerlendirmesiniyapmıştık. Bu nedenle önümüzdekidönemde ülkemizi yönetmeye adayolan siyasi parti liderlerimizi “Gündem

2007” temalı geleneksel toplantılarımıza davet ettik. Kendilerinden neler duymak istediğimizi veneler duyduğumuzu da bu dergimizde sizlerle paylaşıyoruz. Bu vesileyle söz konusu toplantılarımızagerekli ilgiyi göstermiş ve davetimizi kabul ederek bizi onurlandırmış olan sayın genel başkanlara birkez daha teşekkür ediyoruz.

İçinde bulunduğumuz aşamada hem iç hem de dış siyasi sorunların ağırlaştığını kaygı ile izliyoruz.Türkiye Cumhuriyet tarihinin kritik seçimlerinden birine doğru dolu dizgin yol alıyor.

Yılın başında hükümet yetkililerince seçim ekonomisi uygulanmayacağı yönünde açıklamalaryapılmış olmasına karşın, bazı uzmanlar mali disiplini bozucu ve kamu açığını artırıcı nitelikteuygulamalar yapıldığı yönünde uyarılarda bulunuyorlar ve bunların seçim sonrası dönemde maliyepolitikalarında dengelerin tekrar yerine oturtulmasını güçleştireceğini söylüyorlar. Ayrıca yapısalreformların seçim sonrasına ertelenmiş olmasından ve mevcut durumda 2007 bütçesindeki açığınson 4-5 yıllık dönemin en yüksek düzeyine ulaşmış olmasından kaygı duyuyorlar.

Yüksek düzeyde seyreden cari açık ile işsizliğe çözüm üretmek,şirketlerin rekabet gücünü arttıracakdönüşümleri başarmak, bankacılık sektöründe yabancı sermaye ağırlığına sınırlama getirmek,borsadaki yüksek sıcak para oranının beraberinde getirdiği risklerle başa çıkmak ve AB sürecini iyiyöneterek doğrudan yatırımların artmaya devam etmesini sağlamak önem taşıyor.

Seçimden sonra hangi siyasi parti iş başında olursa olsun yeni bir ekonomik programa ihtiyacımızolduğu kuşkusuz. Alternatif programdan beklentilerimiz: özel sektör odaklı olması, özel sektörünpotansiyelini belirli öncelikler dahilinde özellikle doğu ve güneydoğuya yöneltecek teşvik araçlarıiçermesi, sanayi, altyapı ve eğitim yatırımlarına önem vermesi, istihdamı arttırmaya yönelik vesürdürülebilir ekonomik büyüme hedefli olmasıdır.

BA

ŞK

AN

INS

UN

U

2

Page 5: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

İnşaat sektöründe uzun vadede istikrarlı bir büyümenin sağlanması ekonomik büyümenin sanayi vealtyapı ağırlıklı tabanının genişlemesi ile mümkün olacaktır. Yatırımlara daha çok kaynak ayrılması,yatırım ortamının çekiciliğini arttıracak önlemlerin alınması, kamu-özel sektör ortaklığına dayalıalternatif finansman sistemlerine işlerlik kazandırılması ve yurtdışı müteahhitlikte rekabet gücümüzüsınırlayan sorunlara çözüm üretilmesi öncelikli beklentilerimiz arasında yer almaya devam etmektedir.

Ekonomik büyümeye rağmen azalmayan işsizlik acil sorunlarımızdandır. Yarattığı istihdam ile vasıfsızişgücü için umut kaynağı olan ve sosyal kriz kalkanı olarak bilinen inşaat sektörü bu işlevini tam olarakyerine getirememektedir.

Yurtiçinde sanayi yatırımlarının canlanmasına, yurtdışında Türk işçisi istihdamını azaltan sorunlarınbertaraf edilmesine ihtiyacımız vardır. Bu konuda yurtdışında faaliyette bulunan üye firmalarımızıntemsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ve sonuçlarını bu dergimize de yansıtmış olduğumuz birçalıştayımız yurt dışında istihdam edilen işçiler arasında Türk işçisi oranının %70'ten %30'laragerilediğini ortaya koymuştur.

TÜİK'in rakamları 15-24 yaş arasındaki gençlerimizin iş bulmak konusundaki ümitsizliklerinin son 20yıllık dönemde hiç olmadığı kadar arttığını gösteriyor. 2003'te 25 binin altında olan bu rakam 2006'dakaygı verici bir şekilde 280 bine yükselmiş durumdadır. Hem ekonomik hem de sosyal yöndenüzerinde büyük bir hassasiyetle durulması gereken bu duruma çözüm üretmek Türkiye'nin en birinciönceliği olmalıdır.Gençlerimizin umudunu yeniden yeşertmek için istihdam üreten yatırımlara vemesleki eğitime önem vermek zorundayız. İnşaat sektörü profesyonelleri olarak sektörümüzde istikrarlıve sanayi tabanı bugünkünden çok daha geniş bir büyümenin yaratılmasını bu açıdan da son derecedeönemsediğimizi ve sektörümüzün potansiyelini tam olarak seferber etmek yönündeki çabalarımızınsüreceğini özellikle belirtmek isterim.

2006'da yurtdışı müteahhitlik hizmetleri açısından beklediğimizin üzerinde başarılara tanık olduk. İşhacmimiz 12,7 Milyar ABD Dolarına ulaştı. Toplam iş hacmimiz 85 Milyar ABD Doları oldu. 2007 yılısonunda 100 Milyar Dolara ulaşmayı hedefliyoruz. Pazarlarımız ve projelerimiz çeşitlenmeye devametti. Dünyanın En Büyük 225 Müteahhidi arasındaki Türk müteahhit sayısı 20'ye yükseldi. Bunlardangurur ve sevinç duyduk.

Geçtiğimiz yıl büyük acılar da yaşadık. Sevgili dostumuz ve Yönetim Kurulumuzun değerli üyesi LeventGÜRAY'ı beklenmedik bir şekilde son yolculuğuna uğurlamak; Irak'ta meydana gelen elim bir uçakkazasında Kulak İnşaat Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürü İsmail KULAK ile firmanın 30 çalışanınıkaybetmek; sektörümüzün duayenlerinden ve Birliğimizin kurucularından Mebus ERGÜVENÇ'in,KİSKA'nın başkan vekili Vedit ARIĞ ağabeyimizin ve geçmişte TMB yönetim kurulu üyeliği ve genelsekreterliği yapmış olan sevgili Özer ÖLÇMEN'in aramızdan ayrılmaları hepimizi çok derinden sarstı.

“Artık acı görmeyelim ve geride kalan dostlarımız uzun yaşasınlar” diyerek, seçim sonrasının ülkemiz,sektörümüz ve üyelerimiz için daha güzel günler getirmesini; yeni siyasi dönemin üretken, verimli,istikrarlı ve umut vadeden bir dönem olmasını diliyorum.

Saygılarımla

M. Erdal ERENTürkiye Müteahhitler Birliği Başkanı

3

Page 6: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B5 NİSAN 2006TMB OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI

Türkiye Müteahhitler Birliği'nin 28. OlağanGenel Kurul Toplantısı 05 Nisan 2006'daBaşbakan R. Tayyip ERDOĞAN'ın, Bayındırlık veİskan Bakanı Faruk Nafiz ÖZAK'ın, Sağlık BakanıRecep AKDAĞ'ın, Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun, Enerji ve TabiiKaynaklar Bakanı Hilmi GÜLER'in katılımları ilegerçekleştirildi. Genel Kurul'da, TürkiyeMüteahhitler Birliği'nin 2006-2008 dönemindegörev yapacak olan Yönetim, Denetleme veDanışma Kurulu üyeleri belirlendi.

YÖNETİM KURULU

DENETLEME KURULU

DANIŞMA KURULU

M. Erdal EREN, Başkan GÖÇAY A.Ş.Adnan ÇEBİ, Başkan Vekili MAK-YOL A.Ş.Emin SAZAK, Başkan Vekili YÜKSEL A.Ş.Emre AYKAR, Başkan Vekili YAPI MERKEZİ A.Ş.Yaşar EREN, Başkan Vekili EREN LTD. ŞTİ.Cengiz KÖKSAL, Muhasip Üye EKO LTD. ŞTİ.T. Levent GÜRAY, Muhasip Üye* ÖZDEMİR A.Ş.Celal KOLOĞLU, Üye KOLİN A.Ş.Celal SEVER, Üye CESAŞ A.Ş.Edip YENİGÜN, Üye YENİGÜN A.Ş.M. Kemal TANKAL, Üye KUR A.Ş.Necati YAĞCI, Üye ZAFER A.Ş.Ümit ÖZDEMİR, Üye TEKFEN A.Ş.

Bülent ERDOĞAN, Üye NUROL A.Ş.Emin Nazım USLUEL, Üye USLUEL A.Ş.İlhan ADİLOĞLU, Üye ETS ESER A.Ş.

Gönül TALU, Başkan DOĞUŞ A.Ş.İdris YAMANTÜRK, Başkan Vekili GÜRİŞ A.Ş.Bedri SEVER, Üye METİŞ A.Ş.Cihan CANDEMİR, Üye AYSEL A.Ş.Erhan BOYSANOĞLU, Üye MESA A.Ş.İbrahim ŞENCAN, Üye ÇALLIOĞLU A.Ş.Mehmet AYDINER, Üye AYDINER A.Ş.Mithat YENİGÜN, Üye YENİGÜN A.Ş.Yaşar ÖZKAN, Üye YAŞAR ÖZKAN A.Ş.

*Sayın Levent GÜRAY'ın 19.11.2006 tarihinde anivefatı dolayısıyla boşalan TMB Yönetim KuruluÜyeliğine yedek liste birinci sırada yer alan SayınSelim BORA (SUMMA A.Ş.) Yönetim Kurulu Üyesiolarak atanmıştır.

4

Page 7: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TMB OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISIŞ İ Ğ I Ş IBA BAKAN R. TAYY P ERDO AN' N KONU MAS

Değerli müteahhitlerimiz; Türkiye'nin kalkınmastratejisinin en önemli ayaklarından biri olaninşaat sektörümüzün değerli kurumunun,Türkiye Müteahhitler Birliği'nin GenelKurulunda sizlerle bir araya gelmekten büyükbir mutluluk duyuyorum.

İnşallah sizlerin büyük gayretleriniz ve bizim deyakın desteğimizle inşaat sektörü 2000'li yıllaradamgasını vuracak; güçlü ve müreffehTürkiye'nin öncü sektörlerinden biri olmayadevam edecektir. Bu bakımdan çalışmalarınızıbüyük bir takdir ve dikkatle izlediğimi özelliklebilmenizi istiyorum. Son açıklanan rakamlaragöre Türkiye, tarihinde ilk kez 16 çeyrek üstüste büyümüştür. Böyle bir dönemde bubaşarının temel alanlarından olan bir sektörüngenel kurulu bizim için şüphesiz ki farklı biranlama sahiptir. Rakamları zaten az önce SayınEren de ifade etti. Ekonomimiz 2005 yılında,2003 ve 2004 yıllarında olduğu gibi hedeflerinüzerinde bir başarıyla tamamlamıştır.GSMH'nın %7,6 oranında bir büyümegerçekleştirmiş olması herhalde dikkatlerindışında olamaz. Bu hepimize mutluluk verenbir istikrar tablosudur. Bu büyüme sayesindedirki, işbaşına geldiğimizde milletimize verdiğimiz“5 yılda kişi başına milli gelir 5,000 dolarıbulacaktır” sözü üçüncü yılın sonundagerçekleşmiştir. Tabii bu hedefin, vermişolduğumuz sözün, vaktinden öncegerçekleşmiş olması, Türkiye'nin büyümesürecinin devamının da bir işaretidir. Hele heleAvrupa Birliğinin belirlemiş olduğu ölçüleregöre kişi başına milli gelir hesaplarınınyapılacağı önümüzdeki dönemlerde ortayaçıkacak rakamlar çok daha farklı olacaktır.

İnsanlarımız ekonomik sorunların önemliölçüde çözüme kavuşturulduğu geçen 3 yılınardından özellikle önümüzdeki dönemde bubüyümeyi çok daha farklı bir şekildehissedecektir. Bu rahatlamanın etkileri bazısektörlerde şüphesiz ki şimdiden kendinihissettirmeye başlamıştır. Bu sektörlerden biride sizlerin temsilcisi olduğu inşaat sektörüdür.

Konut sektöründe büyük bir talep oluşmayabaşlamıştır. İnsanımız bugün, kendini dünegöre çok daha güvende hissettiğinden, önünü

görebilir hale geldiğinden ev sahibi olma arayışıiçerisine girmiştir. Oluşan bu önemli talebikarşılamak, karşılamakla yetinmeyip çok dahageliştirmek sizin ve bizim de görevimizdir.

Değerli dostlar; ekonomimizin büyümesi elbetteçok sevindirici. Ancak bu büyümenin önemliölçüde özel sektör kaynaklı bir büyüme olmasıbundan daha da sevindirici. Daha önceki ikiyılda olduğu gibi 2005 yılında daekonomimizdeki büyümenin aslan payı özelsektörümüze ait olmuştur. Özel sektörümüz,geçen yıl yatırımlarını reel olarak %23,6oranında arttırmıştır. Bu yatırımların ekonomikbüyümeye katkısı 4,6 puan seviyeleriniyakalamıştır. Bu tablo içinde inşaatsektörümüzün farklı bir yeri vardır ve bunu daherkesin takdir etmesi gerekir.

Bakınız tablo herkesin gözlerinin önünde; şunuaçıkça ifade edeyim ki, inşaat sektörünün %19,7oranıyla 2005 yılında en yüksek büyümeyikaydeden sektörümüz olduğu bir gerçektir. Sizlerde biliyorsunuz ki 1993 yılında başlayan 10 yıllıkküçülme döneminin ardından bu büyüme inşaatsektörü için de, Türkiye ekonomisi için de birtaze baharın habercisi olmuştur. Çünkü inşaatsektörü bir çok başka sektörü de olumlu yöndetetikleyebilen, etkileyebilen, istihdama da

5

Page 8: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

doğrudan katkı sağlayan çok önemli birsektörümüzdür. Bu bakımdan bu sektördesağlanan canlanma şehir şehir bütün Türkiye'yisaran bir iyileşmeye, bir kalkınma heyecanınadönüşmüştür. İnşaat sektörümüz, diğersektörlerimize örnek olacak bir başka başarıyada sahiptir. O da küresel rekabet gücü vedeneyimidir. 2005 yılında yurtdışı müteahhitlikhizmetlerinde ulaşılan 9,3 Milyar ABD Dolarlıkiş hacmi, sadece küresel rekabet alanındakibaşarının boyutlarını ortaya koymuyor; busektörün geleceğini de aydınlatıyor. Bu iş hacmiyine Türk Müteahhitler Birliği rakamlarıyla 2003yılına göre hemen hemen 3 katlık bir artışı ifadeediyor.

Değerli arkadaşlar burada bir gözlemimiaktarmak durumundayım: Bakınız şu andadolaştığım Körfez ülkelerinin, son 15. ArapBirliği Zirvesine katılan liderlerinin ortak talebişu olmuştur: “Müteahhitlerinizden memnunuzve müteahhitlerinizin ısrarla bizim ihalelerekatılmalarını istiyoruz”. Bu ülkelerdemüteahhitlik firmalarımızın ortaya koymuşolduğu gerçek bir girişimci ruhu vardır. Buruhun değerlendirilmesi lazım, buna destekolmak adına biz de o işleri takip ederiz, meraketmeyin. İşveren ülkelerin yöneticilerinemektupla ulaşır, sözlü temaslarda bulunur vekendilerine Türk müteahhitlik firmalarınınavantajlarını, güçlerini, deneyimlerini aktarırız.Nitekim, bugüne kadar bize ulaşan bu türtalepleri dikkate aldık ve çeşitli girişimlerdebulunduk. Bunların bir kısmından netice aldık,bir kısmından alamadık. Ama faaliyetleriniziizlemeye, desteklemeye devam edeceğiz veancak bu şekilde netice alacağımıza, bu şekildeoralarda bayrağımızı dalgalandırmaya devam

edeceğimize inanarak, sizlerin küresel rekabetiçerisinde başarıyla yer almanız için bizler defırsatlar hazırlayacağız. Bu noktada dayanışmaiçerisinde olmaya mecburuz ki bunlarıbaşaralım. Ben özellikle Körfez'i söylüyorum;Pakistan'ı aynı şekilde söylüyorum. Nitekim bugünlerde Pakistan'da girişimi olan birfirmamızın sorununa ilişkin girişimlerimizneticesinde 2 hafta önce Pakistan Başbakanıarayarak “Bu iş olmuştur” diye iyi haberi bizeverdi. Bunlar olumlu adımlar; bunları aynışekilde devam ettireceğiz ve uluslararasırekabette özgüveni zaten var olan Türkmüteahhitlerinin iş alma kapasitesi inşallahdaha da artacaktır. Tabii bu faaliyetler belliülkelerde, sınırlı bir coğrafyada değil, 63 farklıülkede, geniş bir coğrafyada yürütülüyor. YaniTürk inşaat sektörümüzün bayrağı dünyanındört bir köşesinde şu anda dalgalanıyor.

Burada tabii bir şeyi özellikle söylemem lazımve o da şudur: Engineering News Record adlıderginin -bu bir sektör dergisi malum-tarafından her yıl yapılmakta olan dünyadakien büyük uluslararası müteahhit firması listesiiçerisinde ilk kez Türk Müteahhitler Birliğiüyesi 14 firmanın yer alması herhalde şöylekenara atılacak bir iş değil. Türkiye geliyor vebu da özellikle sektörümüzün,müteahhitlerimizin ne büyük bir atılım içindeolduğunun, ne kadar zengin bir vizyon ortayakoyduğunun açık göstergesidir.

Peki bu alanda hiç sorun yok mudur, bir sıkıntıyok mudur? Elbette var. Ben ülkemiziçerisinde konuşuyorum. Devlettenkaynaklananlar var, sektöründenkaynaklananlar var. Burada bunları karşılıklıgörüşmelerle, karşılıklı dayanışma içerisindegidermemiz mümkün. Geçen kısa zamanzarfında enerjilerimizi, fikirlerimizi,gayretlerimizi nasıl birleştirdiysek, bundansonraki süre içerisinde de aynı şekildeçalışarak bu zorlukları rahatlıklaaşabileceğimizi garanti ediyorum. Hükümetolarak kalkınmamızın temel taşlarından olanbu sektörümüzün sorunlarını, sıkıntılarınıdinlemeyi, bunları gidermek için eldekiimkanları seferber etmeyi hem bir görev hemde ortak aklın bir gereği olarak kabulediyorum.

Burada bir gerçeği daha vurgulamakta benceönem var. Dedik ki, Türkiye ekonomisi özelsektör ağırlıklı, yatırıma ve üretime dayalı birbüyüme içindedir. Bugünün gerçeklerinebakarak doğru olanın böyle büyümekolduğunu da aklı selim sahibi herkes kabuletmektedir. Özel sektörümüzün önünü açmak,dertlerine çare bulmak, yeni yatırım ve küreselrekabet konusunda girişimcilerimizi

İnşaat sektörünün %19,7 oranıyla 2005 yılında en

yüksek büyümeyi kaydeden sektörümüz olduğu

bir gerçektir. Sizler de biliyorsunuz ki 1993 yılında

başlayan 10 yıllık küçülme döneminin ardından

bu büyüme inşaat sektörü için de, Türkiye

ekonomisi için de bir taze baharın habercisi

olmuştur. Çünkü inşaat sektörü bir çok başka

sektörü de olumlu yönde tetikleyebilen,

etkileyebilen, istihdama da doğrudan katkı

sağlayan çok önemli bir sektörümüzdür.

6

Page 9: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

yüreklendirmek, desteklemek noktalarındaönemli gayretleri biz Hükümet olarak ortayakoyuyoruz. Birçok sektörümüzün yararlandığıvergi kolaylıklarıyla, özellikle bürokratikkolaylıklarla, teşvik uygulamalarıyla bizimfarkımızı takdir ettiğinizi sanıyorum.

Fakat özellikle son zamanlarda bakıyoruz kibazı ilginç gelişmeler var. Örneğin çimentodagenel ekonomik gidişattan farklı bir şekildegelişmeler gözlenmektedir.. Bu durum ile ilgiliolarak çok değişik değerlendirmelerdebulunulabilir. Aynı şekilde inşaat demirinde çokfarklı yaklaşımlar var. Ben sektörlerdeyaşananları birer fırsat kollama olaraknitelendirmek istemiyorum, ama bunlarındoğru olmadığını özellikle vurgulamakistiyorum. Yani şurada 2 yıl içerisindeçimentoda %100'ü aşkın bir zammın olmasıherhalde pek yenilir yutulur bir şey değil. Banason gelen veriler inşaat demirinde yıllık fiyatartışının %35 düzeyinde olduğunu ortayakoyuyor; yenilir yutulur gibi değil. Bununaltından kalkılamaz. Bakın enflasyonun artıknerelere düştüğü bir Türkiye'de yaşıyoruz. Bizbütün bu gayreti ortaya koyarken bir taraftanbu tür bir olumsuz gelişme hakikaten gerekinşaat sektörümüzün içerisinde olangirişimcilerimizi, gerek halkımızı ve gereksebizleri olumsuz etkilemektedir.

Yine az önce Sayın Eren'in ifade etmiş olduğu,bir taraftan eskalasyon hesaplarında sorunlaryaşanmakta olması, bir taraftan dövize endeksliişlerde sıkıntılar olması gibi inşaat sektörününsorunlarını, taleplerini dikkate almak suretiylefiyatlandırmaları yapalım. Bu şekilde olmadanyaşanan sorunların karşısında duramayız zaten,olmaz böyle bir şey. Çünkü adil olmayamecburuz. Yani bizim inşaat sektöründekifirmalarımızın batması, gitmesi devlete bir şeykazandırmaz, kaybettirir. Çünkü bizim bufirmalarımız ne kadar ayakta kalırsa, ne kadargüçlü olursa, devlet de o kadar güçlü olacaktır,biz bunun bilinci içerisindeyiz. Fakat bunu hepberaber yapmamız lazım. Yani “nasıl olsaimkan var, bu fırsatı ben yakaladım ve bu fırsatıen iyi şekilde değerlendireyim” dersek buolmaz. Bu fırsatı bugün değerlendirirsin, yarınbir bumerang gibi sana döner. O zaman datokadı sen yersin, bu iş böyle olmaz. Yaşanansorunlara, tıkanıklığa karşı biz de tabii tedbiralmaya mecburuz. Onun için ben MüteahhitlerBirliği yeni yönetimine gelin sizinle masayaoturalım derim. Çünkü buna bir tedbiralmamız lazım. Çünkü bu böyle olmaz, buböyle yürümez. Niye? Biz de şimdi Toplu Konutİdaresi olarak şu anda işler yapıyoruz. Bizistiyoruz ki fakir fukaraya çok daha uygunimkanlarla konut teslim edelim. Öbür taraftabu yöndeki yatırımlarımızın maliyeti daha

düşük olsun istiyoruz. Ama tabii haklı olarak dagelen müteahhit firmaların girdi maliyetleri bukadar yüksek iken bize düşük fiyatlı teklifvermeleri onlar adına mümkün değildir. Kaldı kiben ihale sisteminde en ucuza mal verilir veyaen ucuza iş verilir yaklaşımına karşıyım zaten.Aslında ekonomik açıdan en uygun olan teklifeişin verilmesi temel ilke olmalıdır.

Yaşadığımız felaketlerde de bunu zaten gördükve görüyoruz. Bakıyorsunuz %60 - %50kırımlarla alınan ve yapılan binalar var. Budurumda adam maldan çalacak, bunun başkaizahı yok. Ya demirinden çalacak, yaçimentosundan çalacak; ya hurda demirleribulacak öyle inşaat yapacak. Bu haksızrekabettir. Bu haksız rekabetin bedelini deondan sonra çöken binalar ve onların altında

kalan insanlarla ödüyoruz; bu olamaz. Onuniçin bakın yeniden İhale Kanunu üzerinde şuanda çalışma yapıyoruz. Niye bunudeğiştirmemiz lazım? Gerek BayındırlıkBakanımız, gerek Müteahhitler Birliğindeki

7

Page 10: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

diğer yabancı ülke firmalarıyla mı yapacağız?Kendi ülkemizin müteahhit firmaları da biraraya gelsinler, onlar da bu işlere girsinler.Artık bu güç bizim müteahhitlerimizde de var.Dışardan krediyi de bulsunlar, el ele versinler,onlarla beraber bu işleri yapalım, onlarlaberaber masaya oturalım; onlar bulsunlarfinansmanı ve projeyi alsınlar, onlar işletsinler.Nasıl ki şu anda havaalanlarında bu adımatılmıştır, aynı şekilde burada da atalım buadımı, burada da gerçekleştirelim bu işi. BenSayın Eren'in özellikle vurgulamış olduğuüzere, hidroelektrik santrallerden istifadeetme noktasında ne kadar geri olduğumuzhususunu ve bu alanda çaba, gayret içerisindeolan özel sektörün önünde bir çok engellerinolduğunu da biliyorum.

Ama şunu da takdir etmenizi istiyorum: Bizyasamada bazı adımlar atarız, yürütmede bazıadımlar atarız, ama üçüncü adım bizimatabileceğimiz adım değil. Yargıdaki adımıbizim atmamız mümkün değil. Şu ana kadaraçık konuşuyorum- Danıştay'da birçokengellerle karşı karşıyayız. Bu Danıştay buülkenin Danıştay'ı ve kuvvetler ayrılığı prensibiiçerisinde “yargı” başlığı altında yer alıyor bukurum. Ama bize şunu söyleyin: Bu ülkeninyatırımları bu projeler ve bu ihtiyacıngiderilmesi için pek çok eksiklikler var.Bunların giderilmesi lazım ve bu eksiğingiderilmesi için biz ne gerekiyorsa yapalım.Ben bunu istiyorum şahsen. Ama maalesefburada tıkanıp kalıyoruz. Yani şu yetkilidir, buyetkilidir; söyleyin yetkili kimse onu bulalım,bu işi çözelim. Enerji konusunda EnerjiBakanlığı mı yetkili, bunu söyleyin; EPDK'mıyetkili, bunu söyleyin ve ona göre bu adımlarıatalım, atmaya mecburuz. Çünkü ülke olarakkaybediyoruz.

Şimdi sınırı aşan sular meselesi var. Bizim biran önce bu ülkede barajlarımızın sayısınısüratle arttırmamız lazım. Biz niye kalkalım daArtvin'de tıkanıp kalalım. Bir an önce oradakibarajlarımızı niye bitirmeyelim. AK Partidöneminde gündeme gelen barajlar var, amahala bitiremiyoruz. Bir taraftan bürokratikoligarşiyle uğraşıyorsunuz. Az önce ifade etmişolduğum üzere, 5 yıl sonra ödemesiyapılmaya başlanacak şekilde kredilendirilenbir işin ödeneklerinin işin yapıldığı yılınbütçesi içerisinde sayılması gibi bir mantığıben kabul etmiyorum, böyle bir şey olamaz.Ama maalesef böyle bir anlayışı savunanlarvar. Bunun aşılması için de tabiimücadelemizi sürdürüyoruz, ama aşacağızveyahut bunu anlayanla yola devam edeceğiz.Bu konudaki çalışmalarımızda el elevereceğiz, dayanışma halinde olacağız.Ümitsizliğe düşmeyeceğiz, çünkü ülkenin

arkadaşlarımız yeni hazırladığımız bu taslaküzerinde karşılıklı olarak bir fikir teatisindebulunsunlar. Bulunduktan sonra da inşallah bizbunu Türkiye Büyük Millet Meclisinegönderelim ve üzerinde mutabakat sağlanmışolan bu esaslar ağırlıklı olarak gözetilerek yeniİhale Kanununu çıkaralım. Çünkü bizimburada güveni getirmemiz lazım, kaliteyigetirmemiz lazım, dayanışmayı getirmemizlazım ve zamandan kazanacak adımları daburada atmamız lazım. Şunu iyi vurgulamakistiyorum ki, Hükümet olarak bizim özel ilgigösterdiğimiz, göstermek mecburiyetindeolduğumuz alan inşaat sektörüdür. ÇünküTürkiye'nin dünyadaki gelişime göre birdeğişim, bir dönüşüm içerisinde olmasımüteahhitlerimizle el ele vererekmümkündür; bu olmadan olmaz.

Nitekim az önce dinlediğimiz bu sektöründuayenlerinden bir büyüğümüzün ifade ettiğigibi “hepsi Karayollarından gelip geçmiştir”diyor. Bu ilginç bir şey. Niye? Yol medeniyet.Bu olmadan o olmuyor. Buradaki bir çokmüteahhitlerimizin de biliyorum ki ya yolyapımı vardır, ya tüp geçit yapımı vardır, yatünel yapımı vardır. Yani Karayolları'nınmuhakkak bir yatırımında yer almışlardır.

Öbür tarafta bakıyorsunuz ki Devlet Su İşlerivar. Ben burada az önce Sayın Eren'e desöyledim. O da tabii bazı dertlerini dile getirdi.Diyorum ki, bizim müteahhitlerimiz özellikleenerji sektöründe acaba niçin çeşitli ortaklıklarkurarak şu hidroelektrik santral projelerindeişlerin içerisine bizzat kendileri girmezler. Yanibiz bu görüşmeleri illâ gidip Avrupalılarla veya

Bakıyorsunuz %60 - %50 kırımlarla alınan ve

yapılan binalar var. Bu durumda adam maldan

çalacak, bunun başka izahı yok. Ya demirinden

çalacak, ya çimentosundan çalacak; ya hurda

demirleri bulacak öyle inşaat yapacak. Bu

haksız rekabettir. Bu haksız rekabetin bedelini

de ondan sonra çöken binalar ve onların

altında kalan insanlarla ödüyoruz; bu olamaz.

Onun için bakın yeniden İhale Kanunu

üzerinde şu anda çalışma yapıyoruz.

8

Page 11: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

kazanması için bunları yapmayaihtiyacımız var. Bugün özellikle inşaatsektöründe yaşanan canlanmada sizlerlesağladığımız uyumlu işbirliğinin önemlipayı var.

Bütün bu noksanlıklara rağmenTürkiye'nin her bir köşesinde şu andagerçekten toplu konut projeleri, kentseldönüşüm projeleri, altyapı projeleri, yolçalışmaları bütün hızıyla sürmektedir.Türkiye'nin her şehri, her ilçesi artıkbüyük bir şantiyeye dönüşmüşdurumdadır. Türkiye bu hummalıçalışmalarla adeta geleceğini imar ve inşaediyor. Sadece TOKİ projeleriyleHükümetimiz döneminde son 3 yılda 78il ve 177 ilçede toplam şantiye sayımız470'i buldu ve şu anda inşaat konut olaraksöylüyorum- adedi 165 bin civarında.Bunların içerisinde yaklaşık 65 bini şuanda bitmiş durumda ve bir kısmısahiplerine de teslim edildi. Yani bukonutlar kesin kabullerinin yapılması veteslim edilmeleri noktasına gelmişdurumdadır. Hali hazırda geleceğe dönükolarak hedefimiz inşallah bu yıl 200 binkonut, önümüzdeki yıl 250 bin konutaulaşmaktır. Yani her yıl 50 bin konut ilaveetmek suretiyle önümüzdeki yıl toplamda250 bin konuta ulaşacağız, hedefimiz bu.Bu konutların büyük bir kısmını dainşallah tamamlamış olacağız. Tabii kiburada üzerinde en çok durulmasıgereken husus, tüm gelişmelerin%100'ünün TOKİ-özel sektör işbirliğiyleyapılmasıdır. Konut projelerini üstlenipgerçekleştirecek olanlar özel sektörtemsilcileri olan müteahhitlik firmalarıdır.Toplu Konut bunu kendisi sadecekoordine ediyor, organize ediyor.

Hedefimiz bu rakamların altındakalmamak ve şartları zorlayarak daha daüstüne çıkabilmek. Peki bu hedefekimlerle ulaşacağız; sizlerle ulaşacağız.Büyük potansiyelini, kalitesini, birikimini,dünyaya kanıtlamış Türk müteahhitleriyleulaşacağız. İnşallah bu arada tabiiMortgage sistemi de işlerlik kazanacakönümüzdeki yıl ve o da konut alanındainanıyorum ki daha büyük bir canlanmasağlayacaktır. Sektör inanıyorum ki altındönemini yaşamaya devam edecektir.

Ben bu anlamlı buluşmada GenelKurulunuzun hayırlı olmasını temenniediyorum ve Türk Müteahhitler Birliğininyeni yönetimine şimdiden başarılardiliyorum. Allah bol ve bereketli kazançlarversin diyorum.

Recep Tayyip E

E itim Durumu

Siyasi Kariyer

RDOĞAN

ğ

Recep Tayyip E 26 ubat 1954'testanbul'da do du. Marmara Üniversitesi ktisadî

ve Ticarî Bilimler Fakültesi'nde 1981 yılındamezun oldu.

Milli Türk Talebe Birli i ö renci kolları MSPGençlik Kol 1980 yılına kadar

Erdo an, 12 Eylül döneminde özel sektördemü avirlik ve üst düzey yöneticilik yaptı.

1983 yılında kurulan Refah Partisi ile fiilî siyasetegeri dön 27 Mart 1994 yerel seçimlerindestanbul Büyük ehir Belediye Ba kanı seçil

apis cezasın Belediye Ba kanlıgörevine son verildi. 14 A ustos 2001'de Adaletve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurdu

parlamento

Recep Tayyip E evli ve 4 çocukbabasıdır.

1965 y a lkokulu1978 y mam Hatip Lisesi1981 y ktisadi Ticari Bil Fak

1976 y stanbul Gençlik Kollarkanl 'na seçildi.

1984 y lçeBa kanl 'na seçildi.

1985 y l Ba kanl 'naseçildi.

1994 y stanbul Büyük ehir BelediyeBa kanl 'na seçildi.

15 Mart 2003 tarihinde T.C. Ba bakan

RDOĞAN Şİ ğ İ

n

ğ ğ velarında aktif görev

alan ğş

dü.İ ş ş di.

Aldığı h ı takiben ş ğığ

. 9 Mart2003 tarihinde Siirt ili milletvekili yenilemeseçimleri neticesinde 22. Dönem Siirt Milletvekiliolarak ya girdi.

RDOĞAN

ş İİ

. İ . .

İş ğı

İş ğı

İ ş ğı

İ şş ğı

ş

ılında Piyale Paılında Istanbulılında Marmara Ün

ılında MSP ıBa ı

ılında Refah Partisi Beyogluı

ılında Refah Partisi Istanbul ı

ılındaı

ı oldu.

9

Page 12: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

SE

KT

ÖR

DE

ĞE

RL

EN

DİR

ME

Doç. Dr. Hakan ERCANOrta Do u Teknik Üniversitesiktisadi ve dari Bilimler Fakültesi

ğİ İ

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜNGENEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

İnşaat müteahhitlik hizmetleri, kendisine doğrudan girdi sağlayan başlıca imalat sektörleri ile birlikteGSYİH'nın yaklaşık olarak %10'unu üretmekte ve tarım dışı istihdamın da % 8 ila 9'unusağlamaktadır. Plastik boru ve boya üretimi ile bina ve konutla ilgili hizmet üretimi dedeğerlendirildiğinde, sektörün geniş tanımının ekonomi içindeki payı biraz daha yükselmektedir.Sektör, kırdan kente göçen eğitimsiz ve niteliksiz genç (erkek) işgücünün istihdamı için önemtaşımaktadır. Bu yazıda, 'sürükleyici' bir sektör olan inşaatın ekonomideki yeri kısacadeğerlendirilmektedir.

Çizim 1'de görüldüğü gibi, inşaat sektörü 1993-1998 döneminde durgunluğa girmiş, 1998-2003arasında ise reel olarak %26 oranında daralmıştır. Sektörün performansını belirleyen kamuyatırımları 1998-2002 yılları arasında bir platoya oturmuş, 2003 ve 2004'te ise daralmıştır. İnşaatsektörünün içinde yaşadığı makroekonomik konjonktürü anlatacak en yalın gösterge, ulusalhesaplardaki kamunun gayri safi sabit sermaye yatırımları kalemidir. (Bu istatistik, son on beş yıldayaşanan krizlerin ve istikrar programlarının da bir aynası gibidir.) Sektör 2003 yılında son yirmi yılındip noktasına vurmuştur. Nihayet 2004 yılında konut inşaatları ile %4.7 büyüyen sektör, 2005yılında ise %21.5 büyüyerek 'patlama' yapmıştır. Kamu yatırımlarının (bölünmüş yol ve TOKİ) 2005ve 2006'da artması özel sektör konut inşaatlarına eklenince sektörün büyümesi 2006 yılında da%19.4 olarak sürmüştür.

İnşaat sektörü 2006 yılında tarihinin en yüksek üretim değerine ulaşmıştır. Ne var ki ekonominingeneli son yıllarda daha hızlı büyüdüğünden, bu performansla bile, sektörün GSYİH'daki payı, 1987yılında kaydedilmiş olan son yirmi yılın en büyük değerinden (%7.3'ten) artık aşağıdadır. Bu pay,2006 yılında %4.7 olmuştur. Son yirmi yılın en kötü oranı ise 2004 yılında gerçekleşmiştir (%3.7).Sektörün 1980-1994 döneminde GSYİH içindeki payı ortalama %6.5 olmuştu. Bu pay 1994-2004yılları arasında düzenli olarak gerilemiş, nihayet 2005 ve 2006 yıllarında yukarı dönmüştür. Çizimde1988, 1995, 1999, 2001 ve 2004 yılları yatırımların daralma yılları olarak seçilmektedir.

Sektörün son üç yılda kazandığı ivmenin kısa vadede sürüp sürmeyeceğini kestirmek zordur.Olumlu gidişin devamı, makroekonomik bir krizin yaşanmamasına, yani talep genişlemesinin veesas olarak kamunun sabit sermaye yatırımlarına ayırabildiği miktarın artarak sürmesine bağlıdır.Orta vadedeki büyüme eğilimi için ise konut sahipliği istatistiği kullanılabilir. Harcama yoluylahesaplanan GSYİH'nın konut sahipliği bileşeni, sektör hasılası için neredeyse bir eğilim eğrisi gibidavranmaktadır. Konut sahipliği harcamaları Türkiye'de son yirmi yıl için yılda ortalama %1.94oranında büyümektedir. Bu istikrarlı bir orandır (Türkiye'nin nüfusu 1990-2000 döneminde yılda %1.84'lük bir hızla büyümüştür) ve sektördeki orta vadeli büyüme için bir alt sınır olarak kabuledilebilir. (Sektörün reel olarak yılda %2-3 oranında büyüyor olması yeterli değildir, GSYİH'nın dahahızlı artacak olması nedeniyle, sektörün ekonomideki payı düşecektir.)

Sektörün Büyüme Performansı:Kısa Vadede Gelecek Belirsizdir

10

Page 13: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

Çizim 1

Yurtdışı Pazarlar: Proje Hacmi Büyüyor, Henüz Ülkenin Döviz Geliri Yükselmiyor

Çizim 2

. İnşaat sektörü üretimi ve kamu altyapı harcamaları (sabit 1987 fiyatları ile). Kaynak: TÜİK.

Ne var ki, Türkiye, olasılıkla, Türk lirasının Amerikan dolarına karşı uzun süredir reel olarak değerlendiğibir ekonomik ortam nedeniyle yatırım amaçlı talebin de katkıda bulunduğu son iki yıllık konut talebini,bu hızında uzun vadede sürdürebilecek demografik dinamiklerden artık yoksundur. Şimdilik artan talep,sermaye yapısı zayıf yap-satçıların çoğunlukta olduğu konut sektörüne binlerce yeni 'müteahhit' eklemişgörünmektedir. (Türkiye Müteahhitler Birliği'ne göre, 2006 yılı başında Türkiye'de kamuya iş yapmabelgesine sahip yetmiş bin müteahhit vardı; AB ülkelerinin toplamı ise otuz bin civarındadır.) Arztalepten hızlı artarsa bu konutlar ya yarım kalacaktır ya da kaliteden taviz verilerek yapılacaktır. Budurum, 17 Ağustos 1999 İzmit ve 12 Kasım 1999 Düzce deprem felaketlerinin neden olduğu büyükcan kaybı nedeniyle kamuoyunun gündemine gelen, binalarda uygulanması gereken asgari kalitedüzeyinin tutturulması gerekliliği açısından iyi olmayacaktır.

Sonuç olarak, 2007 ve 2008 yıllarında, seçim sonrası kamu yatırım performansını gözlenmeden vebaşlamış olan konut hamlesinin ilk sonuçları ortaya çıkmadan, sektörün yönü hakkında tahmindebulunmak zordur.

Yukarıda bahsedilen bağımlılık ve belirsizliklere karşı uygun bir sektörel istikrar stratejisi, yurtdışıpazarlara açılmaktır. Türk müteahhitlerinin yurtdışı tecrübesi uzun yıllara dayanmakta ve başarılı birgeçmişleri bulunmaktadır. Çizim 2'de ödemeler dengesi hesabının hizmetler dengesi bölümüverilmektedir. Turizm, inşaat, navlun ve kara taşımacılığı döviz dengesinin gelişmesi gösterilmektedir.

Türkiye, ödemeler dengesinin hizmetler dengesi kaleminde 2006 yılında 13,5 milyar ABD Doları fazlavermiştir. Turizm gelirleri 14,1 milyar ABD doları olmuş, kara taşımacılıği ve inşaat hizmetleri gelirleri denet fazla vermiştir. Navlun, finansal hizmetler ve diğer ticari hizmetler kalemleri eksidedir. Toplamtaşımacılık yaklaşık olarak başa baş gelmektedir.

İnşaat hizmetleri sektörünün ülkeye döviz getirisinde ulaşılan en yüksek düzey 1998 yılındaki 2,3 milyarABD Dolarıdır. Rusya krizinden sonra keskin bir biçimde düşen bu düzeye henüz ulaşılamamış olup,2000'li yılların ortalama yıllık geliri 800 milyon ABD Dolarıdır. Son iki yılda kara taşımacılığı dengesi, bumiktarın üzerindedir.

. Hizmetler dengesi kalemleri (milyon ABD Doları). Kaynak: TCMB.

Sektör, 2003-2005 döneminde yurt dışında toplam olarak 18,5 milyar ABD Dolarlık iş hacmineulaşmıştır. Bu miktarın yarıdan fazlası 2005 yılında gerçekleşmiştir. Sadece 2006 yılında 12,7 milyarABD Dolarlık iş üstlenilmiştir. Son yılların ortalamasına göre, yurt dışında ulaşılan iş hacminin %12-13'lük bir kısmı yurda döviz olarak girmektedir. Türk müteahhitlerinin yurt dışı başarı ve deneyimleri

İnşaat Sektörü, Konut Sahipliği, Kamu Altyapı Yatırımları(Sabit 1987 fiyatları ile - GSYİH bileşenleri)

0

2000

4000

6000

8000

1987

1988

1989

1990

1991

1992

1993

1994

1995

1996

1997

1998

1999

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

6.5% 6.0% 5.0% 3.7% 4.7%

GSYİH'da inşaat üretiminin payı:

İnşaat Üretimi Konut sahipliği

Kamu inşaat yatırımları

-4000

0

4000

8000

12000

16000

19

84

19

86

19

88

19

90

19

92

19

94

19

96

19

98

20

00

20

02

20

04

20

06

Hizmetler Dengesi Kalemleri (Milyon $)

Hizmetler Dengesi

Turizm

İnşaatDiğer Taşımacılık

Navlun

11

Page 14: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

azımsanamaz düzeydedir. Buna rağmen, anlaşılan yakın vadede iç pazara olan bağımlılık sürecektir.

Sektörün ve özellikle büyük ölçekli inşaat firmalarının BDT başta olmak üzere çevre ülkelerdeki rekabetgücü yerel firmaların kolaylıkla boy ölçüşemeyecekleri, ileri düzeyde teknik donanım ve/ya projeyönetimi becerisi gerektiren iş türlerine yöneldikleri ölçüde daha da artacaktır. İnşaat sektöründe,özellikle gelişmiş pazarlarda, iç talep genellikle yerli firmalar tarafından karşılanmaktadır. BDTülkelerinde henüz bu noktaya gelinmemiş olmamakla birlikte, uzun vadede gelinebileceği olasılığıhatırda tutulmalıdır. Türkiye yeni pazar arayışını her zaman sürdürmeli ve geleneksel pazarlarında dahada güçlü olmanın yollarını bulmalıdır. Bunlardan biri Türk müteahhitlerin son yıllarda başarıylauyguladıkları gibi eskiden sadece müteahhit olarak gidilen ülkelere, aynı zamanda yatırımcı veya büyükticaret, ofis ve konut komplekslerinin işletmecisi olarak da gitmektir. Diğer taraftan enerji ve sınai inşaatalanlarında uzmanlaşan inşaat firmaları kalıcı uluslararası varlık gösterebilmektedir. Yine de, eskiden beriiş yaptıkları Arap ülkeleri pazarlarında, Türk müteahhitlerinin son iki yılda yeniden yakaladıklarıyükselen iş hacmi eğiliminin önümüzdeki dönemde sürmesi beklenir.

İnşaat sektörünün tarım dışı istihdamdaki payı 1990'larda %10-11 idi. Bir önceki bölümde zikredilendaralma nedeniyle 2002 ve 2003 yıllarında bu oran %7'nin altına düşmüştü. İnşaat sektörü istihdamınınmevsimsel olarak en az olduğu birinci çeyrek istihdamı, 2003 yılında en düşük tarihi değerine ulaşmış ve676 bin kişi olmuştur. Sektör, 2006 yılını 1.4 milyon çalışan ile kapatmış, 2007'nin ilk çeyreğindekiistihdam ise bir milyon kişi olmuştur.

Baharın gelmesi ile tepe mevsimsel seviyenin kaydedildiği son yirmi yılın ikinci çeyreklerindeki inşaatsektörü istihdam rekoru 2000 yılının ikinci çeyreğinde kaydedilmiştir: 1.58 milyon kişi. Son dört yılınistihdam eğilimleri sürdüğü takdirde, 2000 yılının bu seviyesine bir veya iki yıl içinde ulaşılacaktır.

TÜİK'in gerçekleştirdiği Hanehalkı İşgücü Anketi'ndeki 'işveren' sınıflamasını, inşaat sektörü için'müteahhit' olarak kabul edebilirsek, bu kesimin toplam sektör istihdamındaki payı 2006 yılında%6.7'dir. Bu tanımla 2006 yılında Türkiye'de 85 bin 'müteahhit' vardır. DPT (2001, s. 61) İnşaat ÖİKraporunda, Ağustos 1999 itibarı ile 68 bin müteahhitlik karnesi verilmiş olduğu belirtilmekteydi. Karnesizyap-satçı kesimin kayıtları belediyelerdedir. Sayıları bilinmemektedir.

İnşaat sektörü istihdamındaki, kendi hesabına çalışan statüsünü ise, müteahhitin inşaatta sırası geldikçedışarıdan tuttuğu tesisatçı, marangoz vd. meslek sahipleri olarak kabul edersek, bu kesim inşaat sektörüistihdamının %13'ünü oluşturmaktadır (2006). Ücretli-maaşlı kesimin payı %27'dir. Anlaşılan,müteahhitler, toplam çalışan sayısının yaklaşık dörtte biri kadar bir 'çekirdek' kadroyu yıl boyu istihdametmektedirler. Kalan %52'si, yani ortalama inşaat sektörü çalışanını oluşturan kesim ise, çoğunlukla sosyalgüvencesi olmayan, mevsimlik yevmiyeli işçilerdir.

. İnşaat sektörü istihdamı ve tarım dışı istihdamdaki payı. Kaynak: TÜİK Hanehalkı İşgücü Anketi

İnşaat sektörü Türkiye ekonomisi içindeki önemini görünür vadede muhafaza edecektir. Dış pazarlardauzun süreyle varolabilmek için ise uzmanlaşma stratejisi benimsenmelidir. Devlet ise, dış siyasi ilişkilerdeaktif davranıp ihale potansiyeli sağlayarak, ekonomik olarak ise Eximbank kanalıyla kredi garantilerivererek, zor ve oynak dış pazarlarda varlık gösteren sektörün rekabet gücünü arttırıcı yönde (karşılıksızsübvanse etmemek kaydı ile) destek vermelidir.

İnşaat Sektörü ve İstihdam

Çizim 3

Son Söz

İnşaat Sektöründe İstihdam

0

3000

6000

9000

12000

15000

18000

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007 0

300

600

900

1200

1500

1800

Tarım Harici (sol eksen) İnşaat Yevmiyeli Ücretli-Maaşlı

11.2%

7.2%

8.2%

12

Page 15: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

GÜNDEM 2007 TOPLANTILARI

Eylül 2006'daki TMB Yönetim Kurulu toplantısında Türkiye MüteahhitlerBirliği'nin 2007 etkinlikleri planlanırken, Türkiye için her açıdan çok kritikbir yıla girileceği değerlendirilmişti. Bu nedenle, TMB'nin 2007'deki görevalanının sadece sektörel ve mesleki konularla sınırlı kalmamasına kararverilmiş, siyasi ve ekonomik gelişmelerin yakından izlenmesinin, geleceğingörülmesine çalışılmasının ve zamanı geldiğinde toplumsal sorumlulukgereği olan reflekslerin gösterilmesinin önemli olduğu sonucuna varılmıştı.

Yukarıdaki çerçeve içerisinde ve gelecekle ilgili öngörüde bulunulmasınayardımcı olacakları düşüncesiyle, Ocak - Mayıs dönemindeki gelenekselTMB “GÜNDEM” toplantılarına konuk konuşmacı olarak katılmaları içinANAP Genel Başkanı Erkan MUMCU'ya, DYP Genel Başkanı MehmetAĞAR'a, MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ'ye, CHP Genel BaşkanıDeniz BAYKAL'a ve AKP Genel Başkanı R. Tayyip ERDOĞAN'a yazılıdavette bulunulmuştu. Böylelikle, TMB üyelerinin ve “GÜNDEM 2007”toplantılarına katılan diğer konukların Türkiye'nin ve inşaat sektörününsorunları ile ilgili değerlendirmelerini parti başkanlarının ağzından

duymaları istenmişti. Sayın MUMCU,Sayın AĞAR ve Sayın BAYKAL butoplantılarda TMB'nin konukları oldular.Kendilerine teşekkür ediyor,konuşmalarının bazı bölümlerinidergimizin izleyen sayfalarında sunuyoruz.MHP ve AKP'nin Sayın Genel Başkanlarınıseçim sonrasında da olsa, “GÜNDEM2007” toplantılarımızda TMB üyeleriylebuluşturabilmeyi diliyoruz.

TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ

13

Page 16: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

18 OCAK 2007GÜNDEM TOPLANTISI

Konuk Konuşmacı: Erkan MUMCUAnavatan Partisi Genel Başkanı

neredeyse alarm durumda olması gerekecek birdöneme başlıyoruz. Tüm bu kritik ve çok iyiyönetilmesi gereken 2007 yılında Türkiye siyasetekilitleniyor, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, erkenveya zamanında yapılacak genel seçimler.Korkuyoruz ki siyasetçi ve devlet yönetimindekilerişi gücü, sorumlulukları bir kenara bırakaraksiyasete endekslenecekler. İşte böyle bir 2007yılına başlıyoruz.

Eylül ayındaki Yönetim Kurulu toplantımızda 2007yılı etkinliklerini planlarken, yukarıda özetlemeyeçalıştığım bu çok kritik yıl ile ilgilisorumluluğumuzun daha farklı olduğuna kararverdik. Yurtiçinde ve yurtdışında yüz binlercevatandaşımıza istihdam ve ekonomimizin yansektörlerle beraber yüzde 30'una üretim kapasitesiyaratmak sorumluluğumuzu yerinegetirebilmemiz, başta siyaset olmak üzereülkemizi yönetenlerin bizi nasıl yönettikleriyle debirebir ilgilidir. Bu nedenle Türkiye MüteahhitlerBirliği Yönetim Kurulu 2007 yılının siyasetendeksli olmasını değerlendirerek gelenekselgündem toplantılarımızın temasını da siyasetolarak belirledi. Ocak - Mayıs aylarındaki 5GÜNDEM toplantımıza 5 partimizin GenelBaşkanlarını davet ettik. Bu önemlitoplantılarımızın ilkini bu akşam Anavatan PartisiGenel Başkanı Sayın Erkan Mumcu'nun katılımıylagerçekleştiriyoruz. Şubat ayında MHP GenelBaşkanı Sayın Devlet Bahçeli, Mart ayında DoğruYol Partisi Genel Başkanı Sayın Mehmet Ağar,Nisan ayında CHP Genel Başkanı Sayın DenizBaykal ve Mayıs ayında AKP Genel Başkanı SayınRecep Tayyip Erdoğan aynı amaçla davetedilmişlerdir. Mayıs ayı konuşmacımızın kimolacağı hususunda bahisleri şimdiden açmayıteklif ediyorum.

Sayın Genel Başkan biraz sonra yapacağınızkonuşmayı hepimiz ilgiyle bekliyoruz. Bu

M. ERDAL EREN (TMB Başkanı)

Dünya, yakın çevremiz, komşularımız veözellikle Türkiye'miz için çok önemli birdönemin başlangıcındayız. İçindebulunduğumuz coğrafya, uluslararası gelişmeler,iç siyasi takvimimiz, bunların yansımalarınınekonomi üzerindeki olası etkileri, yani 2007'ninTürkiye için çok önemli, çok kritik bir yıl olduğukesin. Irak'ta ortam gittikçe ısınıyor. 2003'teIrak'la ilgili meşhur teskereyi reddedenmeclisimiz, Irak özel gündemi ile toplanmakararı alıyor. AB toplumda ve devletyönetimimizde önceliğini ve önemini kaybetmişgörünüyor. AB ile ilişkilerimizde ve Kıbrıssorununun çözümünde ilerleme kaydedilmiyor.Stratejik ortağımız olduğu söylenen AmerikaBirleşik Devletleri'nde Temsilciler Meclisiseçimleri sonucunda ortaya çıkan tabloyla, sözdeErmeni soykırımını tanıma tasarısının kabuledilmesi dahil Türkiye-Amerika ilişkilerindesorunların başlayabileceği bir döneme giriliyor.Amerika ve destekleyen diğer Batı devletleriyleİran arasındaki nükleer krizi tırmanıyor veTürkiye'nin olası çatışmanın içine çekilmesitehlikesi görünüyor. Milli İstihbarat TeşkilatıBaşkanı alışılmış bürokratik davranışların dışınaçıkarak kamuoyuna direkt hitap ediyor, “Ulusdevletin tehlikede olduğunu, milletçe teyakkuzdurumuna geçmemizi” söylüyor.

Uluslararası ilişkilerimizde böylesine önemligelişmelerin sonuçları ekonomimizi ne yönde vene kadar etkileyecek diye endişeleniyoruz. Dışborcumuzun, cari açığın, bankacılıksektöründeki yabancı sermaye payının vardığımertebeler, yüksek faiz, değerli Türk Lirasıpolitikasının ihracat, turizm ve tüm üretimsektörlerine negatif etkileri hükümetimizin bazıüyeleri tarafından bile bizzat dile getiriliyor.Ekonomi yönetimimizin de çok dikkatli,

14

ND

EM

20

07

TO

PL

AN

TIL

AR

I

Page 17: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

15

konuşmanızda özelde sektörümüz geneldeTürkiye, iç ve dış tehditler, ekonomimiz ve siyasigeleceğimiz için cevap bulmayı umuyoruz.Biliyorsunuz ki kamuoyu mevcut siyasi iktidarabir alternatifin doğup doğmayacağı,Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl cereyanedeceği, Türkiye'nin siyasi olarak gerginlikyaşayıp yaşamayacağı, en çok da merkez sağ vemerkez solda ittifak veya birleşmelerin olupolamayacağını soruyor. Bazı çevreler merkezsağın meclise girmek ve iktidara alternatifolabilmek için mutlaka birleşmesi gerektiğinibunun için de tarafların, hatta açık konuşmakgerekirse Genel Başkanların fedakârlık yapmaksorumluluklarının olduğunu belirtiyorlar. Siz budeğerlendirmelere katılıyor musunuz, birfedakârlık yapılması hakikaten gerekiyor mu,merkez sağın önünü açmak için bu fedakârlığagerçekten ihtiyaç var mı, sizin bu konuda şahsenyapmayı düşündüğünüz girişimler var mıdır?

Sayın konuklar; ben sözlerime burada sonveriyor, bu ve benzeri çok önemli sorularadeğerlendirme ve cevaplarıyla yanıt vermesibeklentisiyle Sayın Erkan Mumcu'yu kürsüyedavet ediyorum.

Değerli dostlar; her şeyden önce büyük birnezaket göstererek çok değerli vakitlerinizi buakşam benimle beraber geçirmek lütfundabulunduğunuz için size teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, sayın Başkan tümboyutlarıyla Türkiye'nin kritik bir dönemeçteolduğunu ifade etti. Ekonominin kırılgan bir yapıgösterdiğini ifade etti. Siyasetin kriz çıkarmayaaday bir duruş gösterdiğini ifade etti. Dolayısıylaherkese endişe veren bir sürecin başındaolduğumuzdan kaygı duyduğunu ifade etti.

Bugün Anavatan Partisi ile yeniden Türkiye'ye bupartinin kazandırdığı rekabetçi duruşu,kazandırma mücadelesi verirken en çokgüvendiğim şey de bu partinin geçmiştenbugüne Türkiye'de bıraktığı iyi hatıralardır.Olumsuz hatıralar bıraktığını da söyleyenlerolacaktır ve hiç şüphesiz haklıdırlar da. Herzaman her şeyin en doğrusunu yaptığımızı iddiaetmemiz dürüst bir davranış olmayacaktırelbette. Fakat yanlışlar doğruları götürmez. Yanlışyanlış olarak kendi değeriyle, doğru doğru olarakkendi değeriyle buluşur.

Değerli arkadaşlar; Anavatan Partisi ve onunGenel Başkanı olarak Erkan Mumcu müteahhitliksektörünü nerede görüyor buradan başlamakistiyorum. Ben müteahhitlik sektörünüTürkiye'nin rekabet gücü kapasiteleri içinde en

ERKAN MUMCU(Anavatan Partisi Genel Başkanı)

önemli, en değerli, en stratejik sektör olarakgörüyorum. Samimiyetle böyle görüyorum, amasamimiyetin ötesinde neden böyle gördüğümüanlatmalıyım. Çünkü, ben bu çağda rekabetin,ulusal ekonominin küresel ekonomi rekabetgücünün, ulus olarak dünyadaki varlığımızınküresel sistem içinde bir rekabetçi varlık olarakentegre, uyumlaştırılmış, itaat bir varlık olarakdeğil, eklenen, ulanan bir varlık olarak değilkatılan, kendi iradesiyle katılan, katkı sağlayan,hakkını alan ve rekabet eden bir duruşla kendisinigöstermesi için yapması gereken en önemli şeyinbu çağın rekabet zihniyetini doğru anlaması,doğru anlamlandırması olduğunu düşünüyorum.

Nedir rekabet, Türkiye'ye biçtiğimiz rol neolacaktır? Çok net söyleyeceğim Türkiye'yebiçtiğiniz rol, eğer bir ucuz insan kaynakları vekolayca harcanabilir çevre kaynakları politikasıolacaksa bunun adı rekabet politikası olamaz, birrekabet duruşu olamaz. Bunun adı bir biçimdesömürgeleştirme, bir biçimde sistemin itaat edenunsuru konumuna getirilmektir. Türkiye'nin 90'lıyıllar boyunca yapa geldiği ve bugün de devamettiği yanlış politikalar, uygulaya geldiği yanlışpolitikaları Türkiye'yi ne yazık ki küresel sistemiçindeki varlığı rekabetçi bir varlık olmaktançıkmış itaatçi bir varlığa dönüşmeye ramak kalmış,aslında neredeyse itaatçi bir duruşa razı olmuşülke konumuna getirmiştir. Türkiye rekabetetmelidir. Türkiye rekabetçi duruşunu yenidenkazanmalıdır. Buna inandığım için, sektörünüzehayati derecede değer veriyorum. Türkiye itaateden değil rekabet eden bir ülke olmalıysa, kendiulusal rekabet stratejisini kendisi kurmalıdır. Buhiç şüphesiz ben şöyle istiyorum, öyleyse böyleolacak diyen bir duruş olamaz. Bu küresel

Page 18: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

yükümlülüğü. Dolayısıyla burada sektörünüzeilişkin veya Türkiye'nin girişimcilerine ilişkindoğrudan yöneltilmiş bir eleştiri yoktur. O birözeleştiridir. Eleştirisini de açıkça söylemektençekinen bir adam olmam, onu rahatça söylerim.

Türkiye'nin önünde bulunduğu süreçlere ilişkinönce birkaç bir şey söyleyeyim, sonra genel birdeğerlendirme yapacağım. Türkiye kritik birdönemeçtedir. Çünkü, içinde yer aldığıcoğrafyanın yeniden yapılandırılmasınınuluslararası güçlerin, süper güçlerin iradesinedönüştüğü, artık aşikar hale geldiği bir dönemdebu ülke birtakım sorunlarla karşı karşıyadır.Ortadoğu'nun yeniden yapılandırıldığı bir süreçte,bu ülke sözgelimi ekonomisinin kırılgan olmasıgibi bir riskle karşı karşıyadır. Bir ülkenin ulusalgücü, milli gücü şu ayaklar üstünde durur:Birincisi demokrasisidir. Bu çağda bir ülkenin milligüç unsurlarının başında o ülkenin demokrasisigelir. Demokrasi güç merkezlerini, daha doğrusugücün ayaklarını o ülkede yaşayan vatandaşlarınsayısı kadar ayağa dağıtmıştır. Bir siyasal sistemingücü, kendini ne kadar çok ayağın üzerinde, nekadar sütunun üzerinde inşa ettiğine bağlıdır.İkincisi ise o ülkenin ekonomisidir.

12 Eylül Anayasası, 12 Eylül öncesinindeneyimlerine bir tepki olarak veya darbeyiyapanların kendi zihniyetlerinin bir yansımasıolarak bu ülkede devleti demokratik bir devletolarak değil, bir bürokratik devlet olarak tasarladı.Bu sistemin sigortası yerine de cumhurbaşkanlığımakamını koydu. Dünyanın hiçbir yerindeCumhurbaşkanı küçücük bir il müdürününataması konusunda yetkili değildir. Bütünkararnameler üçlüdür ve cumhurbaşkanı imzaatmadan atanamaz. Bir bakın devlet dediğinizsistematiğin tümünde personel yapısınınoluşmasında son imza ve olmazsa olmaz denecekkadar önemli imza Cumhurbaşkanının imzasıdır.Kanunların yürürlüğe girmesi ve yayınlanması yineCumhurbaşkanının imzasından geçer. Yargıorganlarının, yüksek yargı organlarının görevlerineilişkin imzalar da Cumhurbaşkanının imzasındangeçer. Cumhurbaşkanı bürokratik devletmekanizmasın bir sigortası gibi kurulmuştur. İyi debürokratik devlet Türkiye'ye rekabet gücükazandıran bir devlet değildir ki. İşin tabiatı budeğildir. Bizim demokratik bir devlet olmayaihtiyacımız var. Çünkü, rekabet, ilerleme, gelişmeişi aldığı paydan memnun olmayanlarınmotivasyonlarıyla mümkündür. Oysa bürokratikdevlet öyle veya böyle bir imtiyazlar düzeni kurarve nitekim öyledir. Devlet memuruna hesapsoramazsınız, devlet memuru korunmuştur.

Demokratik bir devlete geçmek zorundayız, onuniçin çaresi Cumhurbaşkanını halkın seçmesidir. Buolur mu, olmaz mı bu olur, bugünkü parlamentoaritmetiği içinde CHP ile AKP anlaşsa olur. AKP

rekabetin nasıl cereyan ettiğini anlayan,dolayısıyla dünyaya bir bütün olarak bakabilenve Türkiye'yi o bütünlüğün bir parçası olarakgörebilen bir anlayış olmalıdır. Fakat obütünlüğün içinde özgün, kendi bağımsızlığınıkoruyan ve sistemdeki varlığını, küreselsistemdeki varlığını özgün, yani iradesikendinden, motorun kendisinden, enerjisikendisinden bir ülke, bir varlık olarak görmesidir.Bugün bu ülke uygulanan teşvik politikalarıyla,uygulanan kur politikalarıyla, uygulanan makroiktisadi politikalarla ne yazık ki rekabetçiduruşunu terk etmiştir ve buna razı edilmiştir.

Bu sektör bana göre Türkiye'nin rekabet gücüsıralamasında bir numaralı sektördür. Çünkü, busektör aslında aklı satmaktadır, örgütlemeyeteneğini satmaktadır, girişim cesaretinisatmaktadır, risk alabilme kararlılığını cesaretinisatmaktadır. Onun için, sattığı şey ucuz işgücüfilan değildir. Bu sektör Türkiye'nin en önemlisektörlerinden biri olarak hiç şüphesizönemsenmelidir.

Benim genellikle müteahhitlik hizmetlerineilişkin yürüttüğüm siyasi eleştirinin, bağlamıdeğiştirilerek müteahhitlere sataşma biçimindealgılandığına dair birtakım şikayetler, itirazlarişittim. Açık konuşalım siyasetçi, bürokrat,müteahhit üçgeninde ahlaklı davranmakzorunda siyasetçi, hukuka uygun davranmakzorunda olan bürokrat, pragmatik davranmakzorunda olan ise müteahhittir, girişimcidir. Buişin doğası gereğidir. Bu işte bir ahlak sorunuvarsa o düzene dairdir, kesinlikle siyasete dairdir.Dolayısıyla benim sözlerimin eleştirel hedefidoğrudan doğruya siyaset kurumunun kendisidir.Bir yerde akıldışı veya ahlak dışı bir süreçişliyorsa, o sürecin ortakları içinde süreciyönetenlerden bunun hesabı sorulur. Düzenikim kuruyorsa, mekanizmayı kim kuruyorsasorumlusu odur. İşadamının rolü, pragmatikdavranmaktır. Pragmatik davranmalıdır ki ayaktatutmaya çalıştığı güç, kapasite yaşayabilsin. Butabi ki işadamının ahlaki bir yükümlülüğüolmadığı anlamına gelmez, ama onun birincilyükümlülüğü başarılı olmaktır kârlı olmaktır,verimli olmaktır. Kesinlikle böyledir ve böyleolmak zorundadır. Böyle olmasında Türkiye'ninyararı vardır.

Devlet ihale kanununa ilişkin onlarca istisnagetirildi, siz de bu sürecin içindesiniz. Bunlarınhepsi ihtiyaçtan çok çeşitli imtiyaz aralıkları,fırsat aralıkları açmaya dairdir. Bu siyasetçininkendi tercihidir. Belediyeler ve kamu kuruluşlarıkanunun gözetiminden kurtulmak için işleribölüyorlar, parçalıyor, parça parça ihaleediyorlar. Parça parça ihale ettikleri işleridenetimden kurtarıp keyiflerine göre veriyorlar.Buradaki ahlaki yükümlülük o süreci yönetenin

16

İnşaat sektörü

bana göre

Türkiye'nin

rekabet gücü

sıralamasında

bir numaralı

sektördür. Çünkü,

bu sektör aslında

aklı satmaktadır,

örgütleme

yeteneğini

satmaktadır,

girişim cesaretini

satmaktadır, risk

alabilme

kararlılığını

cesaretini

satmaktadır.

Page 19: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

17

Türkiye'de

ekonomi

kırılgan. Niye

kırılgan? Çünkü,

Türkiye içine

düştüğü bir borç

tuzağının

içinden

neredeyse 100

yıldır çıkamıyor.

tek başına bunu yapabilir, yetmiyor diyorsa AKPile Anavatan Partisinin oyları 367'nin üstündekibir çoğunlukla referandum gerektirmeyen birçoğunlukla sistemi bürokratik merkezdendemokratik merkeze dönüştürebilir. Bu Türkiyeiçin niye lazımdır? Bu Türkiye'nin üç ayaküstünde duran bir yapı olmasından çıkarılıp, kırkayak üstünde, kırk bin ayak üstünde sağlamdurabilen bir devlet yapısı olması için lazımdır.Mesele Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olsunmu, olmasın mı meselesi değildir. O olsun, buolsun fark etmez. Mesele sistemin nasılişleyeceğidir. Bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı,yani yürütmede erkin paylaşılması, davul onunboynunda tokmak benim boynumdaçatışmalarının arkasında yatan şeyCumhurbaşkanı ve Başbakan kişiliklerininzaafları değildir. Sistemin bu zaafları doğuranyapısıdır. Dolayısıyla sistemi doğru ayaklarüstüne sarsıntılara karşı sağlam dayanabilir birmantık üstüne oturtmak zarureti vardır.

Türkiye'de ekonomi kırılgan. Niye kırılgan?Çünkü, Türkiye içine düştüğü bir borç tuzağınıniçinden neredeyse 100 yıldır çıkamıyor. Allahaşkına bileniniz varsa bana söyleyin bu ülke niyeborçlanıyor, niye borçlanıyoruz biz. Türkiye'ninnüfusuyla büyüyen bir ülke olarak yatırım açığınıtamamlamak için, ihtiyaç duyduğu yatırımlarıtamamlamak için tasarruf açığı var. Tasarruflarıyatırımlarına yetmiyor ve bunun için de oyatırımları yapmak için mi borçlanıyoruz?Öyleyse yatırımlar nerede? 15 yıldır bu ülkedeyatırım bütçesi toplam ödeneklerin, bütçenindemiyorum yüzde 2,5'unu geçmiyor. Yatırım içinborçlanmıyorsak ne için borçlanıyoruz, tasarrufaçığımız mı var. Tasarruf açığımız varsa 6 yılda250 milyar ABD Doları biz faiz dışı fazla verdik.Bu doğrudan net borç ödemesi demektir. Bunarağmen neredeyse bir bu kadar borcumuz arttı.Bu tasarrufu kim yapıyor, bu faizi kim ödüyor, bufaizi biz ödemiyor muyuz, bu ülkenin ekonomisiödemiyor mu? Demek ki bu ülkenin bir tasarrufaçığı sorunu yok. Bilenlerden rica ediyorum, biranlatın biz niye borçlanıyoruz. Biz niyeborçlanıyoruz, yatırım içinse yatırım nerede?

Bakın Türkiye'nin borçlanma sistematiğini sizeanlatayım: Önce yabancı para geliyor, yabancıpara yerli paraya dönüyor. Çünkü, iç varlıklaraödenen faiz oranı daha yüksek. Çünkü, dünyadadöviz cinsinden para piyasaları için oturmuş birdeğerler skalası var, üç aşağı beş yukarı değerlerbelli. Amerikan dolarına veya Avrupa'nınEuro'suna yüzde 15-17-18 gibi bir faizdüşünülemez bile. Çünkü, faizin 0 ila 2,5düzeyinde olduğu bir dünyada maksimum 2,5,hatta eksi faiz veren ülkeler bile var. Japonya'dabir dönem eksi verdi biliyorsunuz. Böyle birdönemde kimse yüzde 15-18 ile dövizborçlanmasının mantığını izah edemez. Yerli

para cinsinden ödenmesinin bir bu nedeni var, birde yerli para cinsinden ekonomilerinborçlandırılması başka spekülatif demiyorum,spekülasyon meşrudur, ancak manipülatifatakların da kapısını açıyor. Çünkü, Arjantin'denbaşlayan süreçte borçlanma politikaları ulusalekonomilerin rekabet güçlerini semirmek ve ulusalekonomileri küresel sistemin uydusu halinegetirmek, bağımlısı haline getirmek için uygulananbir politika var. Gelir üreten şebeke yatırımlarınıntamamının yabancı sermayenin kontrolünegeçmesini odaklayan, neredeyse kontrolününyabancı sermayeye geçmesini hedefleyen birsüreç tıkır tıkır işliyor. Bu sürece bu ülke de teslimoluyor. Bunun için borçlanmak gerekiyor veborçlanıyoruz.

Nasıl borçlanıyoruz? Önce adam dövizi getiriyorbozduruyor, ama çıkmak istersem bana para lazımdiyor ve Merkez Bankasında rezerv tutalım, kısavadeli borç oranı Merkez Bankası rezerv rasyosuşudur diye IMF size bir emir, bir direktif dayatıyor.Merkez Bankasında 60 milyar dolar rezerv vardiye övünen bir Başbakanımız var. Bununlaövünen bir Ekonomi Bakanımız var. Nasıl bu ülkebatmasın… Bununla övünülür mü bu utanılacakbir şey. Merkez Bankası için ideal olan 0 rezervdir,yani rezerv tutmadan itibarının yeterli olmasıdemektir, imzam paradır diyebilmektir MerkezBankacılığı.

Gelelim diplomasiye, diplomasiyi uzun boylukonuşmayacağım. Hakikaten izaha muhtaçolmayacak kadar bildiğinizi zannediyorum. Birgün öyle bir gün böyle, bir ülkenin başbakanıgüya stratejik müttefikiz diyor. Böyle bir şeyolamaz, bunu bir Başbakan söyler mi? Artıkstratejik müttefik değiliz diyebilirsiniz, bu birduruştur....

Bu ülkenin 50 yıllık soğuk savaş dönemindeödediği çok büyük bedeller var, bunu hemençöpe atamazsınız. Babanızın sermayesi değil,milletin sermayesi dikkatli davranmakzorundasınız. 10 bin kilometre öteden gelip sizmüdahale edeceksiniz de biz müdahaleetmeyeceğiz gibi ağız dalaşına giriyor ülkeninBaşbakanı Amerika Birleşik Devletleri'ninBağdat'taki büyük elçisiyle. Düne kadar BaşkanBush'un gözlerine bakarak anlıyordunuz,gözlerinde PKK ile mücadele konusunda kararlılığıgörüyordunuz. Buradan diplomasi filan çıkmaz,buradan hiçbir şey çıkmaz. Çünkü, burada birpolitika yok, ne istediğini bilen ve söyleyen birvizyon yok. Türkiye'nin Ortadoğu'daki vedünyadaki durumu şu: istemezük. Onu daistemezük bunu da istemezük. Siz ne istersinizkardeşim, ne istersiniz ? Bir şey istemek arkasınairade koymaktır. Bir şey istemek onu istiyorolmanın bedeline katlanıyor olmak demektir,bedelini göze alıyor olmak demektir. Bedel

Page 20: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

paylaşmak istediğim bir cevap var, ama o cevaphükümetin kafasında yok. Önce oturupekonomik araçlarınızı kullanın, diplomatikaraçlarınızı kullanın, bir barış konferansı, komşuülkeler konferansı tertip edin. Gidin müttefikinizeyaptığı hatayı anlatın kendi hatanızla beraber. Buişin bir Ortadoğu savaşına dönüşeceğini, bucoğrafyada kan davası diye bir kavramınolduğunu anlatın. Siz Amerika'dan bakarak bunugörmezsiniz deyin, burada kan davaları yüz yılsürer, iki yüz yıl sürer deyin, anlatın. Körfezinbütün güney yarısının Şii ahali ile dolu olduğunuanlatın. Basra Körfezi'nin stratejik öneminianlatın, meselenin Irak'tan ibaret olmadığını İslamdünyasında Şii-Sünni çatışmasının dünyaya hiçbirşey kazandırmayacağını, tam tersine dünyanınhuzurunu bozacağını dünyada kaygı duyulanterör girişimlerinin imkânlarını arttıracağınıanlatın.

Bu kur politikası ile rekabet Türkiye'ninmüteahhitleri, Türkiye'nin sermayesi nasıl rekabetetsin. İster çiftçi olun, ister zanaatkar, istersanayici, ister ihracatçı, ister müteahhit farketmez. Baştan rekabette dezavantajlı halegetirilmiş bir sektöre hadi aslanlarım mücadeleedin. Zaten bankalarınızın pek azının yurtdışındakabul edilebilir teminat değeri var, teminat itibarıvar. Var olanlar da bunu vermek istemiyorlar…Vermek istememelerinin de haklı nedenleri var.Teminat mektupları karşılığında bankacılıksisteminizin koyduğu teminat karşılıkları, yanisermaye yeterlilik rasyolarını tutturabilmek içinayırmaları gereken karşılıkların oranlarıastronomik düzeylerde, yüzde 50. Müteahhitgidecek yurtdışından teminat mektubu dilenecek.Kendi ülkelerinde yüzde yarımla, hatta bindelerleteminat mektubu alabilen müteahhitlerle rekabetedebilmek için. Kendi ülkesinin ekonomisinidesteklemek amacıyla seferber olmuşEximbanklarla desteklenmiş müteahhitlerlerekabet etmek için.

Yurtdışında, grup sigortası adı altında sigortayapmaya mecbur ediyorlar, hem oradasigortalayacaksınız, hem buradasigortalayacaksınız. Yüzde 25 prim, dolayısıylaTürk müteahhitleri Bangladeşli, Hindistanlı,Pakistanlı işçilerle gidip orada onların niteliksizişgücüyle rekabet etmeye çalışıyor. Ne olurTürkiye'deki milyonlarca işsiz iş sahibi olsa.Bunlar bu kadar zor işler mi, değil. Fakat bualışılmış bir şey. Esas mesele daha ihalesürecinden tahakkuk sürecine kadar, istihkaksürecine varıncaya kadar sürekli bir sözüm onadevletçi anlayışı. Devletin hakkını hukukunukorumak istediğinden değil, devlet tarafındaolmanın imtiyazının keyfini çıkarmak istediğindengirişimciyi, işadamını, özel sektörüdeğersizleştiren, önemsizleştiren ve sürekliaşağılayan bir davranış.

ödemeyi göze alamazsanız bir şey istemezsiniz.Onun için, onu da istemeyiz bunu da istemeyiz.Irak parçalanıyor, Kerkük'te referandumsürecinin götüreceği yer herkes şunu bilsin kiIrak'ın parçalanmasıdır. Irak'ın parçalanmasıTürkiye'nin de parçalanma sürecinin önünüaçar. Irak'taki bir iç savaş Ortadoğu'da bir içsavaşa dönüşme ihtimaliyle çok yüksekderecede karşı karşıyadır. Bu iş bir Ortadoğusavaşına doğru gitmektedir. Bu süreçteTürkiye'ye düşen çok kritik roller vardır, amaTürkiye bu rolünü ne yazık ki yerinegetirememektedir.

Geride ne kaldı? Askeri güç, evet ülkenin milligüç unsurlarından bir tanesi de askeri güçtür.Askeri güç, sadece askeri varlığın yok etmekapasitesi ile ilgili bir şey değildir. Elbettecaydırma kapasitesi ile ilgili bir şeydir, kararlılıkkapasitesi ile ilgili bir şeydir. Bir taraftan dasavunma sektörü bir sektördür, bir ekonomidirve aslında, özellikle inovasyonun, yaniyenileştirmeci rekabet kapasitelerininanavatanıdır savunma sektörleri. Savunmasektörleri ulusal ekonomi yaratma, devletlerinulusal ekonomiyi ve teknoloji odakları ulusalrekabet yaratma politikalarının merkezindeolmak gereken bir şeydir. SoruyorumTürkiye'deki taahhüt sektörüne, Türksermayesine bu sektör size açık mıdır, bu sektörsizin rekabet gücünüze açık mıdır, bu sektördeişler gerçekten böyle bir politika hedefineodaklanmış mıdır ? Hayır, herkes şunu bilsinkendi ulusal savunma güçlerini kendileriyaratamayanlar bağımsız olmak iddiasındabulunamazlar. Bu benim sözüm değil, bu tarihinispat ettiği bir şeydir. Dönüp kendi savunmaalanınızda kendi savunma gücünüzü yaratacakkapasitelerinizi yok ediyorsunuz. Ondan sonraIrak'a müdahale edelim, nereye müdahaleediyorsunuz. Bu iş göstermek için silah çekmeyebenziyor, göstermek için silah çekilmez. Askerikapasite, müdahale kapasitesi göstermek içinkullanılmaz. Bunu hazır tutarsanız kullanmamakiçin her şeyi yaparsanız, kullanmaya kararverdiğinizde de ne olursa olsun kullanırsınız.Türkiye uluslararası güçlerle birlikte BirleşmişMilletler kararlarının üstüne, yani BirleşmişMilletler kararlarına da dayanarak Irak'amüdahale etme imkânını reddetmiş, şimdiBirleşmiş Milletler kararının aleyhine uluslararasıgüçlerin bu konudaki tutumlarının aleyhinekendi başına ve tek başına ve üstelik neistediğini apaçık ortaya koymadanmüdahaleden söz ediyor. Ne için müdahaleedeceğiz PKK için mi, bunun içinse hiç lüzumyok. Çünkü, kim Peşmergedir, kim PKKmilitanıdır ayırt edebilmeniz hiç mümkün değil.Peki, ne için Kerkük için mi? Kerkük sınırdan460 kilometre. Önce ne için olduğuna bir kararverin. Ne içine dair bir cevap var, burada

18

Kerkük'te

referandum

sürecinin

götüreceği yer

herkes şunu

bilsin ki Irak'ın

parçalanmasıdır.

Irak'ın

parçalanması

Türkiye'nin de

parçalanma

sürecinin önünü

açar.

Page 21: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

19

Türkiye'nin

hükümeti,

Türkiye'nin

ulusal

menfaatlerini,

dış politikada ne

yazık ki kendi

siyasi

çıkarlarıyla takas

etmiştir ve bunu

yapmaya devam

ediyor. İşte

Avrupa Birliği'ni

getirdikleri

nokta budur.

Şimdi gelelim bana sorulan sorulara. Peki,Türkiye'deki siyaset bir alternatif yaratabilecekmi? Bu hükümetten ayrıldığım gün Türkiye'ninalternatiflere ihtiyacı var dedim. Türkiye'ninalternatife ihtiyacı olması demek, Türkiye'ninalternatif bir yola ihtiyacı olması demektir.Alternatif partiler değil, parti bol. Partilerarasından parti beğen bir de bunu beğendemek değil mesele. Mesele Türkiye'nin gittiğiyol yanlış, Türkiye'nin izlediği politika yanlış buistikamette giderse bu ülkenin bir geleceği yok.Türkiye bir kulvar değiştirmeli, onun içinTürkiye'nin alternatife ihtiyacı var. Türkiye'ninhükümeti, Türkiye'nin ulusal menfaatlerini,uluslararası politikalar, dış politikada ne yazıkki kendi siyasi çıkarlarıyla takas etmiştir vebunu yapmaya devam ediyor. İşte AvrupaBirliği'ni getirdikleri nokta budur. Biz bunusöylemeye çalıştıkça birileri ayağa kalktılar,aman Avrupa Birliği karşıtlığı büyüyor. Yokkardeşim Avrupa Birliği karşıtlığı filanbüyümüyor. Avrupa'ya karşı güvensizlikbüyüyor. Bu Avrupa Birliği'ne karşı olmakdeğil. Çünkü, Avrupa Birliği Türkiye'ye karşıgüven vermeyen davranışlarda ısrar ettiği içinAvrupa'ya karşıtlık büyüyor.

Çıkarlarımızdan, haklarımızdan mıvazgeçelim? Vazgeçmekle sorun çözülüyormu? Türkiye'nin vazgeçilmezliğini anlatmaklazım. Tercihi biz yapmıyoruz, tercihi onlaryapıyor. Öyleyse izleyeceğimiz politikaTürkiye'nin vazgeçilmezliğini doğru bir dil,doğru araçlarla anlatmaktır. Aman bir mazarratçıkmasın, işte bu noktada işadamlarını saygıylakarşılıyorum. TÜSİAD'ından MÜSİAD'ına,Ticaret Odalarından Müteahhitler Birliğinekadar herkesi saygıyla karşılıyorum. Çünkü,siyasetin çıkardığı bir mazarratlık yüzündenherkes kendi birikimlerinden oluyor. Onun içinaman istikrar olsun, olsun da sürdürülebilir birşey olsun. Sonunda hepimizin birden göçtüğübir şey olmasın.

Bana sorulan soru bir alternatif doğacak mı?Alternatifin kendisi milletin kendisidir. Milliirade kendi alternatifini çıkarır. Atatürk'ünAmasya Tamimi ile söylediği söz, “Milletiniçine düştüğü bu ahval ve şeraitten kurtaracakolan yine milletin azmi ve kararlılığıdır.” Milletbunu bulur millete güvenin.

Burada bana nezaket gereği fedakarlığa dairsözler nazik bir ses tonu içinde söylendi,birleşme ve ittifak filan. Çok net söyleyeyimAnavatan Partisi hiçbir şart altında başka birsiyasi partinin amblemi altında seçimleregirmez. Biz 10 kişi, 15 kişi, 55 kişi, 155 kişimeclise bir daha gelelim diye başka bir siyasipartinin çatısı altında seçimlere girmeyiz.Çünkü, Türkiye'nin ihtiyacı olan şey bizim bir

daha milletvekili olmamız filan değil. AnavatanPartisinin de ille de bir grup olarak meclistebulunması da değil. Türkiye'nin ihtiyacı olan şeygittiği bu yolu değiştirmesidir. Bu katarı alıpbaşka bir raya oturtacak bir politik güce ihtiyacıvar. Teslimiyetten rekabete bu dönüşümügerçekleştirecek bir zihniyet devrimine ihtiyacıvar. Onun için, mesele merkez sağ meselesideğil. Merkezin sağı solu değil, Türkiye'ningerçek merkezi inşa etmesi gerekiyor. Türkiye'dedevlet bir istikamette, millet başka bir istikamettegidiyor. Millet kendi içinde de bir güvensizlikparanoyası içinde hakikaten geleceğine büyükbir endişeyle bakıyor. İnsanlar artık komşularınagüvenemez hale geldiler. İnsanların korkularıolağanüstü, herkesin bir korkusu var. İşadamı krizçıkar mı diye korkuyor, borçlanarak ev almış olanmemur da korkuyor, işçi de korkuyor, traktörünükrediyle almış olan köylü de korkuyor. İşçi işinikaybetmekten korkuyor, esnaf Bağ-Kur priminiödeyememekten korkuyor, ilave vergigelmesinden korkuyor, vatandaş Türkiye'ninbölünmesinden korkuyor, Türkiye'nin savaşagirmesinden korkuyor. Türkiye korkak bir toplumhaline geldi. İstiklal Marşı “Korkma sönmez buşafaklarda yüzen al sancak” diye başlayan birülkede herkes korkuyor, korkuyoruz. Bukorkuların üstesinden gelecek bir güç, bir iradeortaya koymak gerekiyor. Siyasetçinin beklediğişey Türkiye'yi yeniden bir rekabetçi duruşa,yeniden özgüvene kendi insanına güvenmeye,kendi imkânlarına güvenmeye ve dünyayla kendihakkını talep eden bir iletişime geçmeye daveteden, götüren bir liderliğe ihtiyacı var. Açık açıkkonuşalım, bir taraftan devlete bakıyorsunuz birtehditler manzumesi sıralıyor, irtica bir numaralıtehdit. Bu tehdit içeriden geliyor, halktan geliyor.Bölücülük iki numaralı tehdit, içeriden geliyor,yani halktan ya da halkınızın bir kısmından.Mezhep çatışması üç numaralı tehdit. Neoluyoruz; Türkiye'nin dışarıda bir düşmanı yokTürkiye'nin bütün düşmanları içeride mi.Yolsuzluk, yozlaşma başka bir tehdit. Milletebakıyorsunuz, bunlar gelirse Türkiye'yi İran'adöndürecekler, ben bu hayat tercihimleyaşayamayacağım, çoluğumla çocuğumla tatilegidemeyeceğim korkusu var. Vatandaşbirbirinden korkuyor. Çünkü, siyasal sistemimizgüveni inşa edemiyor. Türkiye'nin temel meselesidevlet-millet ayrışmasıdır. Devletle milletin ayrıeksenlerde birbirinden kopmaya doğru,savrulmaya doğru gittiği bu istikametleri bir arayagetirmek gerekiyor. Merkezin inşası devletlemilletin buluşturulmasıdır. Devleti devlet yapanilkelerle, milleti millet yapan değerlerinkaynaştırılmasıdır. Bunu yapacak bir siyaseteihtiyaç var. Bunu yapacak bir siyaset, bunuyapma kararlığını gösterecek bir siyaset Türkiye'yihak ettiği değerlerle buluşturacaktır. Bu nasılolur? Her şey fedakarlıkla olur, her şey emekleolur.

Page 22: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

Sizin dolambaçlı veya nazikçe sorduğunuzu benaçık söyleyeyim, ama bu fedakarlık köprü altındasu bağışlama duruşu değildir. Gazeteciler bukonuyla ilgili görüşlerimi sordular ben desöyledim. İttifak senaryolarının hiçbirinde yokuzdedim. Halka karşı hilesiz, samimi bir şeyyapalım. İçinde hangi milletvekilinin, hangisiyasetçinin nereye oturacağı bir bina tasarlamayasamimi proje diyemezsiniz. Samimi proje milletnerede oturacak, milletin hali ne olacak, milletene vereceğiz, Türkiye'ye nasıl bir gelecekdüşünüyoruz, Türkiye'nin önünü nasıl açacağızdiyen projedir. Dolayısıyla bu birilerininfedakarlığına dayanır. Birtakım insanlar dönüpbunu bir zaaf olarak görüyorlar. Belkisiyasetçilerden, siyasete yakın gözlüklebakanlardan bazıları bunu zaaf olarakalgılayabilirler. Ben burada zaaf değil tam biriman görüyorum. Kendi kaderini milletininkaderiyle birleştiren ve kendini milleti için,milletine adamaya hazır bir mütevazı insan olarakgören bir dirayet, direnç görüyorum. Ben buradahiçbir zaaf görmüyorum, tam tersine cesaretgörüyorum, yürek görüyorum, gerçek liderlikgörüyorum. Hiç bundan korkacak bir şeyim yok,ama bu sorulara sizi samimiyetle ve saygıylakarşıladığım için cevap veriyorum. Birileri yarınçıkar bana gelsinler partimizin listelerindengirsinler filan derlerse, Allah onlara hayırlı işversin, Allah onlara müstahakkını versin veverecektir. Mesele milleti iktidar yapmaktır.Mesele Türkiye'yi siyasal sistem içinde itibarlı biryere getirmektir. Mesele Türkiye'nin rekabetgücüne rekabet gücü katmaktır. Mesele insanahuzur ve mutluluk götürebilmektir. MeseleTürkiye'ye barışı getirebilmektir, Türkiye'yi etnikkavgalardan, mezhep kavgalarından çıkarmaktır.Mesele insanını özgür, devletini adil kılabildiğinizve ülkeyi mamur kılabildiğiniz bir Türkiyehayalinde birleşmektir. Bu bir yürek ister, bu birazim ister, bu bir vizyon ister. Buna sahip olanlarbunu yaparlar. İçinde Türkiye'nin olacağı bir çatıkurulsun, en kötü yerinde ben olayım bunarazıyım. Hatta hiç olmayayım, ben buna razıyım.Fakat şuna razı değilim, biz şu köşeden bir tıkburadan atlayalım, hele bir iktidara ortak olalım,bu iktidara ortaklık zaten bizim kendimiz içinistediğimizden çok herkese lazım. AKP'ninöngörülemez ve denetlenemez bir güçolmasından kaygı duyan herkes, ona bir frenmekanizması, bir “kuruz” (cruise) kontrolmekanizması monte etmek için zaten can atıyor.Biz de o mekanizma oluruz, siyasi ikbalimizi deböylece güvence altına almış oluruz.

Biraz önce sayın başkana dedim ki, keşke Mayıstabeni davet etmiş olsaydınız. Mayısta davet etmişolsaydınız sizi sabaha kadar uyutmayacak şeyleranlatacaktım burada, heyecandan sabaha kadaruyuyamayacağınız şunlar bir an önce olsun biz degörelim diyeceğiniz şeyler anlatacaktım size.

Erkan MUMCU

Erkan M , 1963 yılında Isparta'nın Yalvaçilçesinde do du. lk ve orta ö renimini Isparta vestanbul'da çe itli okullarda tamamladıktan sonrastanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

Mumcu, tekstil sektöründe de bir süre faaliyetgösterdi.

1995 yılında Anavatan Partisi'nde politikaya atılanErkan Mumcu 20. dönem Isparta Milletvekiliolarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi.Parlamento'da Ara tırma Komisyonu Ba kanı,Adalet ve Anayasa Komisyonlarının yanı sıraçe itli ara tırma ve soru turma komisyonlarındada üye olarak görev aldı.

1995-199 yıllarında Anavatan Partisi GenelBa kan Danı manı olan Mumcu, 1997-1998yılları arasında Anavatan Partisi Genel Sekreteriolarak partisinin karar organında yer aldı.Mumcu, yine 1998 yılı sonundan 1999 yılıHaziran ayına kadar partisinde Genel Ba kanYardımcılı ı görevini yürüttü. Haziran 1999'dakurulan Türkiye Cumhuriyeti 57. Hükümetikabinesinde Turizm Bakanı olarak yer aldı.

3 Kasım 2002 seçimlerinde AK Parti'denmilletvekili oldu. Milli E itim Bakanlı ı'nınardından, Kültür ve Turizm Bakanlı ı yapan ErkanMumcu 15 ubat 2005'de bakanlık görevindenve AK Parti'den istifa etti. Anavatan Partisi'nedönen Mumcu, tek aday olarak girdi i 4.Ola anüstü Kongre'de Genel Ba kanlık'a seçildi.

ngilizce bilen Mumcu, evli ve iki çocukbabasıdır.

1995 : ANAVATAN PART S 20. DÖNEMISPARTA M LLETVEK L1995-1997 : GENEL BA KAN DANI MANI1997 : ANAVATAN PART S GENEL SEKRETER1999 : ANAVATAN PART S GENEL BA KANYARDIMCISI1999 : ANAVATAN PART S 21. DÖNEMISPARTA M LLETVEK L1999-2001 : 57. HÜKÜMET TUR ZM BAKANI2001 : ANAVATAN PART S GENEL BA KANYARDIMCISI2002 : ADALET VE KALKINMA PART S 22.DÖNEM ISPARTA M LLETVEK L2002 : 58. HÜKÜMET M LL E T M BAKANI2003-2005 : 59. HÜKÜMET KÜLTÜR VETUR ZM BAKANI2005 : ANAVATAN PART S GENEL BA KANI

UMCU

7

ğ İ ğİ şİ

ş ş

ş ş ş

ş ş

şğ

ğ ğğ

Ş

ğğ ş

İ

İ İİ İ İ

Ş Şİ İ İİ İ Ş

İ İİ İ İ

İİ İ Ş

İ İİ İ İ

İ İ Ğİ İ

İİ İ Ş

S YAS KAR YERİ İ İ İ

20

Page 23: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

21

pozisyonuna sahip halde bulunmaktadır. Bu 3bölge ve Orta Asya küresel politikaların ve rolsavaşlarının yoğunlaştığı alanları oluşturmaktadır.Dolayısıyla 21 inci yüzyılda doğuya doğrugenişleyen dinamik bir alan söz konusu

olmaktadır ve Türkiye bu alanda merkezikonumdadır.” MİT başkanı böyle bir konumdabekle gör uygulanamayacağının ve ulusdevletimizi devam ettirmek için güçlü birekonomi, kusursuz bir dış politika ve caydırıcı biraskeri güçten oluşan çok sağlam 3 ayağa sahipolmamız gerektiğinin altını çizdi.

M. ERDAL EREN (TMB Başkanı)

Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Mehmet Ağar,Sayın Büyükelçiler, Sayın Milletvekilleri, SiyasiPartilerin, Bürokrasinin, Basının ve Sivil ToplumKuruluşlarımızın Değerli Temsilcileri, SevgiliMeslektaşlarım, Hanımefendiler, Beyefendiler;Türkiye Müteahhitler Birliği olarak düzenlemekteolduğumuz “Gündem” temalı gelenekseltoplantımıza hoş geldiniz.

Bu akşam şeref konuğumuz Doğru Yol PartisiGenel Başkanı Sayın Mehmet Ağar. Nisan ayındaCumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı SayınDeniz Baykal ve Mayıs ayında AKP Genel BaşkanıSayın Recep Tayyip Erdoğan aynı amaçla davetedilmiş bulunuyorlar.

Sayın konuklar, biliyorsunuz bugün 12 Mart,demokrasi tarihimizin en talihsizyıldönümlerinden biri ve ne ilginç bir tesadüftürki, o günkü muhtıraya muhatap iktidar partisinindevamı olduğunu söyleye gelen Doğru YolPartisinin Genel Başkanını dinleyeceğiz bugün.Ben kolay unutan bir millet olduğumuzu dadüşünerek uzak geçmişte olanları değil, sadeceson 2 ayda içeriden ve dışarıdan yapılanaçıklamalar ışığında gelişmelere kısaca değinmekve sonra da sayın konuğumuzundeğerlendirmelerini almak istiyorum.

5 Ocakta Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı “Ulusdevlet tehlikede” dedi. Konuşmasının bir bölümüaynen şöyle, “Son derece kaygan bir zeminüzerine oturmuş uluslararası bir ortamda Türkiye,bir yandan yakın zamana kadar değişik çap vekarakterde savaşların yer aldığı ve halenpotansiyel çatışma tehditlerinin bulunduğuBalkanlar, sürtüşmelere sahne olan ve çeşitliistikrarsızlık potansiyelleri taşıyan Kafkaslar veyaklaşık 40 yıldır fiili çatışmalar ve teröristfaaliyetlerle yoğrulan Ortadoğu arasında bir iç hat

12 MART 2007GÜNDEM TOPLANTISI

Konuk Konuşmacı: Mehmet AĞARDoğru Yol Partisi Genel Başkanı

Page 24: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

devlet olmadığına karar verdi. Sonuç olarak buolay ibret verici bir çifte standart uygulaması ilefaili meçhul soykırım oldu.

Avrupa Birliği toplum ve devlet için öneminikaybetmiş görünüyor biliyorsunuz. Kıbrıs'talimanlarımız açılmayınca müzakereler 8 başlıktaaskıya alınmış, kalan fasılların açılmasıbeklentisine girilmişti. AB Daimi TemsilcilerMeclisi geçtiğimiz günlerde müzakerelerinumduğumuz gibi 4 değil, Rumların umduğu gibitek başlıkta açılacağı müjdesini verdi.

Dünyada uluslararası ilişkilerimizde ve ülkemizdeböylesine önemli gelişmeler yaşanırkenekonomimiz ne yönde ve nasıl etkilenecek diyebizler endişeleniyoruz. Dış borcumuzun, cariaçığın, bankacılık sektöründeki yabancı sermayepayının vardığı mertebeler, yüksek faiz, değerli TLpolitikasının ihracat, turizm ve tüm üretimsektörlerine negatif etkileri hükümetimizin bazıüyeleri tarafından bile artık sıklıkla dile getiriliyor.MİT Başkanının olmazsa olmaz dediği 3 ayağın“güçlü ekonomi, kusursuz dış politika ve caydırıcıaskeri güç” gerekliliğini anımsayınca kaygımızdaha da artıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi veerken veya zamanında yapılacak seçimlernedeniyle korkuyoruz ki ülkemizi yönetenler işigücü, sorumlulukları bir kenara bırakıp siyaseteendekslendiler. Basınımız Nisan ayından sonraMecliste yasaların bile artık ele alınamayacağıdeğerlendirmelerini yapıyor. İşte böyle bir 2007yılına girmiş bulunuyoruz.

Sayın Genel Başkan; bu saydığım nedenlerlebirazdan yapacağınız konuşmayı hepimiz ilgiylebekliyoruz. Bu konuşmanızda özeldesektörümüz, genelde Türkiye, iç ve dış tehditler,ekonomimiz ve siyasi geleceğimizle ilgili cevaplarbulmayı umuyoruz.

Sayın konuklar; ben sözlerime burada sonveriyor, bu ve benzeri önemli sorularadeğerlendirmeleriyle yanıt vermesi beklentisiyleSayın Genel Başkan Mehmet Ağar'ı kürsüye davetediyorum.

Çok muhterem konuklar, Sayın Büyükelçiler,Değerli Milletvekili arkadaşlarımız, Türk inşaatsektörünün çok değerli mensupları; gerçektenTürkiye'nin belki de cumhuriyetten bu yana enönemli aşama kaydetmiş bir sektörününtemsilcileri ile bir aradayız, birlikteyiz.

1923'ten bu yana, bugünün dünyasında dünya ilerekabet edebilecek önemde, belki de yeganesektörümüz müteahhitlik sektörü. Dünyanın dörtbir tarafında, hükümetimizin de eksik olmasın

MEHMET AĞAR(Doğru Yol Partisi Genel Başkanı)

10 Şubatta Rusya Devlet Başkanı Vladimir PutinMünih Güvenlik Konferansında yaptığı ABD veNATO'yu eleştiren konuşmasında, “Doğuya doğrugenişlemenin kolay olmayacağını” söyledi.“Günümüzde tek kutuplu dünya kabul edilemezolmanın yanı sıra aynı zamanda imkânsızdır”dedi Putin. Ardından da kutup konusunda Çin'lebir toplantı yaptılar. Acaba, dünya medyasınıhalen işgal eden bu açıklama ikinci bir soğuksavaş döneminin ayak sesleri midir?

19 Ocakta hepimizi sarsan Hrant Dink katliamı,deprem riski altındaki ülkemize yeni fay hatlarıeklemek için değil midir?

16 Şubatta Washington'da Türk gazetecileri ilebasın toplantısı yapan Genelkurmay Başkanı'mız,“Kuzey Irak'taki 2 Kürt grubunun PKK'ya tamdestek verdiğini ve ben bunlarla asker olarakgörüşmem, siyaseten kim görüşürse görüşsün”dedi. Sonra sayın Başbakan ile Genelkurmayarasındaki kişisel veya resmi düşünce polemiğinehep beraber şahit olduk. 2 gün sonra DTPDiyarbakır İl Başkanı Aydoğdu bir basın toplantısıdüzenledi, “Bu yılki Nevruz şenliklerine Talabanive Barzani'yi davet edeceklerini” söyledi. Hızınıalamayıp “Kerkük'e yapılacak saldırıyıDiyarbakır'a yapılmış sayarız” deyince soluğuhapiste aldı. Hemen ardından sazı alan Barzani,“Kuzey Irak'taki PKK ile askeri mücadeleyegirmeyeceklerini, Kerkük'ün Kürt kenti olduğunuve İran ile Türkiye'nin Kürtlerin bağımsız birdevlete sahip olma hakkı olduğu fikrine alışmalarıgerektiğini” söyledi. Ardından Amerika BirleşikDevletleri Dışişleri bakanı, Kuzey Irak'ı yanlışlıklaKürdistan olarak tanımladı. Başbakanımız, “Butanımın kendisini ilgilendirmediğini ve kendisiniasıl ilgilendirenin Kürdistan tanımı değil, her gün60 Müslümanın öldürülmesi” olduğunu söyledi.Ana muhalefet liderimiz “kurbağayı ısıtıyorlar”teşhisinde bulundu. Nedense biraz önce dışarıdabazı arkadaşlarımın aklına da "kekliği düz ovadaavlarlar" türküsü gelmiş.

Tüm bunların üstüne eskiCumhurbaşkanlarımızdan Kenan Evren'in de diliçözüldü. “Türkiye'ye eyalet sistemi gelmelidir”diyerek sadece toplumu değil, kendi silaharkadaşlarını bile şaşırttı.

Bir de Osmanlı Devleti tarafından yapıldığı iddiaedilen ve faturası Türkiye Cumhuriyetineçıkarılan sözde soykırım iddiası var ki, onunla dabugünlerde stratejik ortağımızın meşgul olduğunubiliyoruz. ABD Temsilciler Meclisinin bu konudaalacağı kararın önümüzdeki aylarda yenisorunlara yol açacağını şimdiden görüyoruz.Halbuki 26 Şubat'ta Lahey Adalet Divanı, 1995'teSırplar tarafından Serebrenska'da katledilen 8000Bosnalı müslüman ile ilgili davada, olayınsoykırım olduğunu ancak Sırbistan'ın soykırımcı

22

Page 25: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

23

Ana muhalefet partisi başkanı Baykal diyor ki, “AğarGüneydoğu açılımı ile Diyarbakır'ı mı vermekistiyor?” O farkında değil, ben Musul'u almakistiyorum. Bu açılımla Diyarbakır gitmez, buaçılımla Musul alınır. Günümüzün siyasetindetankla topla filan alınmıyor buralar müteahhitler ilealınıyor, işadamı ile alınıyor, ihracatçı ile alınıyor,fabrikatörlerle alınıyor, emperyal bir vizyonlaalınıyor, ayağı yeren basan duruşlarla alınıyor,kendi ülkesindeki iç çatışma alanlarını bitirmeklealınıyor. Fakat onun karşısında bir başkası daha varbundan rahatsız olan, o da Demokratik ToplumPartisi'nin başkanı. O da çıkıyor kitle altındankaymaya başladıkça diyor ki, “Kerkük'e yapılacaksaldırıyı Diyarbakır'a sayarız.” Sanki Kerkük'e bir

saldırı yapılmış, Kerkük'te bir şey var. Bir başkabelediye başkanı çıkıyor bugün diyor ki, “Terörörgütünün başına “sayın” denmesi yargılanmamalıve yadırganmamalıdır.” Yok canım, dünyanınneresinde terör örgütünün başlarına sayın deniliyor.Bizim istediğimiz siyaset bu değil. Bunun adısiyaset filan değil bunun adı resmen ihanettir.Türkiye'de siyaset yapmak isteyen ülkeninbirlikteliği, bölünmez birlikteliği, müşterek vatanı,mevcut anayasası temelinin dışında siyaset filanyapamaz. Türkiye'yi kutuplara bölmek, zıtlıklarüzerinden, gerilimler üzerinden siyaset yapmakmodası geçti.

Bugünün 12 Mart olması dolayısıyla bugünsöyleyelim: ülke inşallah demokrasi dışı birmüdahale ile bir daha karşılaşmayacaktır. Duaylatemenni elbette önemlidir, ama bunun yolu siyasetyapmakla olur. Siyaset kendi ayakları üzerindedurdukça, ülkenin gerçekleri üzerinden yapıldıkça,keyfi, bir avuç kadronun ülkeyi yönetmesine gözyuman bir kısır siyaset anlayışı olmadığı takdirde,

ayırımcı uygulamaları sayesinde yurtdışında güçlühizmetlerini sergilediklerinden gururduyduğumuz müteahhitlerimiz var. Onlarlabirlikte olmanın memnuniyeti içerisindeyiz. Buuygulamalar devam ettikçe, kişiye özel şartnameliihaleler devam ettikçe zannediyorum ki büyükmilyar Dolarlara mal olan büyük gelişmelerkaydedeceğiz yurtdışında. Onun da önemliolduğunu söylemek lazım. Bazı şerlerden dehayır doğuyor demek ki.

Türkiye siyasetinde çok önemli birkaç şey oldu.Bunlardan bir tanesi iktidar grubunda partililer,mebuslar Başbakana yaş günü hediyesi olaraksadakat yeminlerini armağan ettiler. Dünyanındemokrasisinde böyle bir şey olabilmesi mümkündeğildir. Milletvekili emir ile çalışan bir personelfilan değildir. Milletvekili nihayetinde seçimlegeldiği kabul edilen, oyla geldiği kabul edilen fikriözgürlüğü olan, fikir üretme özgürlüğü olan kişiyedenir tanım olarak, ama böyle bir şey yok.Böylesine bir demokraside istikrarın da varolduğu Türkiye'de söylenmektedir.

Biraz evvel Sayın Eren diyor ki, “Mayıskonuşmacısı kim olacak?” Madem Türkiye'de bukadar güçlü istikrar, bu kadar da sayısal gücü olanbir milletvekili grubu olan bir iktidar var,Türkiye'de cumhurbaşkanlığı seçimi problem miolmalı ? Ne olacağı belli olmaz mı şimdi ? Niyeolmuyor? İstikrar sadece sayısal çoğunlukla elegeçen bir şey değil. Fakat öylesine sanal birşekilde korunması konusunda gayretler var ki,küreler yere düşmesin diye herkes gayret içinde.

Baktığınız vakit, Forbes Dergisine göreTürkiye'deki sistem her sene 6 yeni dolarmilyarderi yetiştiriyor. Biz “her mahallede birmilyoner olsun” dan gelen bir liberal anlayışasahibiz. Rahmetli Menderes her mahallede birmilyoner istemiş. Doğru bir şey aslında, keşke 10milyoner olsaydı, 50 milyoner, 100 milyoner.Türkiye'de ha babam 100 milyarder olsun, 500milyarder olsun da ekonomi de onunla doğruorantılı olsun. Dünyanın en güçlü Japonekonomisi bu bizim milyarder sayısına sahipdeğil. 11 trilyon dolardan fazla gayri safi hasılaüretiyor, ama böyle bir sayısı yok ve Japonmilyarderler milli gelirin yüzde 1'ine sahipler.Yüzde 99'unu kalanlar paylaşıyor. Bizde yüzde10'una sahip 26 kişi. Oturup bunları düşünmeklazım. Neyin istikrarı ? Kimin istikrarı ve nasıl biristikrar ? Düşünülecek meselelerden bir tanesibudur.

Düşünecek bir diğer mesele daha vardı. TabiiErdal Bey esprili söyledi biraz. Biz de espri ileyaklaşalım. Türkiye'de bizim demokratikaçılımlarımızdan rahatsız olan 2-3 kesim vardır.Bunlardan bir tanesi iktidar partisinden ziyademuhalefet partileri rahatsızdır, görülmemiş bir şey.

Ana muhalefet partisi başkanı Baykal diyor ki, “Ağar

Güneydoğu açılımı ile Diyarbakır'ı mı vermek

istiyor?” O farkında değil, ben Musul'u almak

istiyorum. Bu açılımla Diyarbakır gitmez, bu açılımla

Musul alınır. Günümüzün siyasetinde tankla topla

filan alınmıyor buralar müteahhitler ile alınıyor,

işadamı ile alınıyor, ihracatçı ile alınıyor,

fabrikatörlerle alınıyor, emperyal bir vizyonla alınıyor,

ayağı yeren basan duruşlarla alınıyor, kendi

ülkesindeki iç çatışma alanlarını bitirmekle alınıyor.

Page 26: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

Türkiye'de bir daha demokrasi dışı bir müdahaleasla olmayacaktır. Herkes kabul etmelidir ki,ülkede siyasetin yaptığı bir yanlışlık varsa dabunu düzeltecek yegane güç millettir. Milletindışında hiçbir güç olmaz.

İşinize gelince “sivil toplum örgütleri gelin bize301'de bir öneri hazırlayın”, işine gelmeyince,“zaten bizim sayısal çoğunluğumuz var size miakıl soracağız, istediğimiz yasayı çıkarırız” diyenbir anlayışın günümüzde hiçbir karşılığı yoktur.Zora gelince “yetiş ya imdada sivil toplum”,sıkıntılı olmayan konularda “zaten millet bizegüç verdi, yetki verdi dilediğimizi yaparız”anlayışı artık gerilerde kalmıştır. Bugün moderndemokrasilerin paylaşma, uzlaşma kültürünü,katılımı öne çıkarma günüdür. Bütün bunlarıyaparken biz milleti muhatap alarak yola devamediyoruz.

Türkiye'de bir diğer heves de tepeden siyasettanzim etmek hevesidir. Bunun 2002seçimlerinde bittiğini artık görmek lazım.Türkiye'de hiç kimse keramet sahibi filandeğildir. Yukarıdan, ne oturup solu birleştirir, nesağı birleştirirsiniz. Bunu birleştirecek güçmilletin kendisidir. Elbette herkes fedakarlıkyapacak, siyasetin kendisi samimi olarakyaptığınız vakit bir fedakarlıktır. Zamanınızdan,ailenizden, sağlığınızdan…Siyasetin bir dönem,küçük bir grubun maddi çıkarlarını korumakadına yapıldığını görerek siyasetten kopanmilyonları siyasetin içine biz çekiyoruz tekrar.Siyaset öylesine bir yaralanma içindeydi ki, 2002seçimleri millet eliyle bir büyük kadro tasfiyesisonucunu doğurmuştur.

Siyaset nihayetinde birtakım insanlara koltuk vemakam sağlama aracı filan da değildir. Siyasetplanı, projesi, yüreği olanların Türkiye'ninbirikmişlerine, problemlerinin üzerine cesaretleve yürekle gitme işidir. Bütün bunları siyasetadına söyleyenlerin bana 4,5 senedir Türkiyeadına ne teklifleri var, bana bir tane aklındakalan bir şey söylesin. Bizim dışımızda Türkiyeadına bir teklifi olan başka bir parti var mı,tanzimi olan bir parti var mı, söylediği akıldakalıcı bir şey var mı? Sürekli hükümeti,başbakanın söylediği sözler üzerinden eleştirereksiyaset yaptıklarını zannediyorlar, yok böyle birşey… Türkiye'de herkes işin kolayına kaçıyor.

Tabii ki tehditler var. Biz bu tehditleri herkestendaha önce gördüğümüz için, bunların hepsinisöyledik. “Güçlü bir milli ekonomi; mekanizegücü, atış gücü yüksek güçlü bir milli ordu”. Benbunu söylediğim vakit geçen sene Eylül ayı idi. 5Ocak'ta MİT müsteşarı yeni bir şey söylemedi.Mehmet Ağar Diyarbakır'ı mı verecek? MehmetAğar oralar gitmesin diye herkes evde uyurkenbelinde silah uykusuz dağlarda bayırlarda gezdi

10 sene evvel. O zaman da devlet terörü yapıyorMehmet Ağar diye tenkit ediyorlardı beni. Bugünde böyle diyorlar gülüyorum. O günün şartlarıoydu, o gün riskleri biz üzerimize aldık, yaptık,yaşadık, onları aştık. Şimdi hislerinin neolduğunu biliyoruz, şimdi kalkıp orada birtakımpartilerden, birtakım bölücülük hevesleri olansiyaset yaptığını zanneden insanların lafıüzerinden bizim laflarımızı eleştirmeye veistismar etmeye hiç kimsenin hakkı yok. Varsasöyleyeceğin başka bir söz, varsa bir teklifin neyapacağına dair, gelir söylersin. Demokrasi veözgürlüklerden yana mısın ? Tedbirlerini koy,çareni koy. Demokrasi ve özgürlükler, hukukiçerisinde bunu aşacak. Temeli nesebiyledemokrasi başka, müşterek vatan başka,bölünmez birliktelik başka.

Nihayetinde Türkiye'de demokrasinin gelişimininen önemli itici gücü özel sektördür. Özel sektörbüyüme ihtiyacında olan bir kesimdir. Özelsektör, bir yandan Türkiye'de, bir yandan daTürkiye dışında ülkenin silahsız savaşçılarıdır.Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının arkasındaaskeri gücü vardır. Bu bölgenin güvenliğini,refahını, istikrarını sağlayacak olan yapının adı dabudur. Türkiye bu meseleleri aşacaktır,Atatürk'ün söylediği gibi, Türkiye az zamandabüyük mesafeler alabilen bir ülke. Bunu içbütünlüğünü, iç huzurunu, iç birlikteliğinigüçlendirdiği her dönemde yapmıştır.

Birileri Erbil'den, Duhok'tan bir şeyler söylüyor.Türkiye o söylenenler üzerinden siyaset tanzimetmez. Geçmişte hiç böyle bir şey olmuyordu.Türkiye, Türkiye gibi yönetilmeli. Dün olan,bugün olan bir şey değil ki Kuzey Irak meselesi.1991 Körfez harekatından beri var. Bizimyönettiğimiz Türkiye'de bizim milletimizi rahatsızeden bir laf kimse söyleyemez. Irak meselesi,ülke güvenliği açısından son yıllardaki en önemlimeseledir. Bundan daha önemli bir meseleyoktur. Bu meselede Türkiye'nin son dereceönemli makamları farklı şeyler söylerse buolmaz. Bu millette gerçekten bir kaygı yaratır, birhuzursuzluk yaratır.

Cumhuriyet 3 ayak üzerinden yönetmiştirkendisini. Bu ayaklar Cumhurbaşkanı, Başbakanve Genelkurmay Başkanıdır. Başlangıcından beriböyledir bu. Cumhuriyeti kuran kadrolarmilyonlarca kilometre karelik Osmanlıtopraklarından elde kalanın ne anlama geldiğinibilen askeri kadrolardır, önder kadrolardır.Cumhuriyetin başlangıcında Atatürk, İsmet Paşave Fevzi Paşa üçlemesi uzun yıllar bu bekameselesini kafalarının bir yerinde hep muhafazaederek yola devam etmişlerdir. Zaman içerisindesıkıntılarımız olmuştur. Ama Türkiye'nin dışgüvenlik meselelerinde farklı konuşmalar, farklısözler en kötü siyasi dönemlerde bile olmamıştır.

Yukarıdan, ne

oturup solu

birleştirir, ne

sağı

birleştirirsiniz.

Bunu

birleştirecek güç

milletin

kendisidir.

Elbette herkes

fedakarlık

yapacak,

siyasetin kendisi

samimi olarak

yaptığınız vakit

bir fedakarlıktır.

24

Page 27: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

25

çıkmıştır. Kamu İhale Kurumununkapsamından kaçırmanın her türlü kolaylıklarıbulunmuştur. İdareye yapılan baskılarla şehiriçinde yapılacak birtakım hizmetler için,güvenlik ve acelecilik ölçüsü getirilmekte vebunun üzerine ihaleler davetiye usulü kişiyeözel hale getirilmektedir, yeni yeni insanlartüretilmektedir. Bizim muhalefet alanımızburalardır. Türkiye muhafazakar değerlerlemodern değerlerini bir arada yaşatmakta hiçbirzorluğu yoktur

Türkiye'de enerji maliyetlerinin düşürülmesikonusunda ne yapılmıştır? Geçen hükümetlerieleştirerek, mahkeme koridorlarınagöndererek ortaya koyduğunuz süreçte neyaptınız? Yeni ne geldi Türkiye'de enerjimaliyetlerinde ? Üreten kesimde hangirahatlığı sağladık? istihdam maliyetlerindehangi rahatlığı sağladık? Dünyanın alabildiğinegeliştiği ve değiştiği bir ortam içerisindeTürkiye farklı olarak hangi uygulamaları ortayakoydu? Hiçbir şey konulamamıştır.

Şimdi Türkiye'de geçmişteki bütçe açıklarınınyerini, cari açık almıştır. Ne şekilde finanseedildiğini artık hepimiz biliyoruz. Ortaya çıkantabloda Türkiye'de geri dönüşü olan yatırımlaryoktur. Büyük kamu yatırımları, altyapıyatırımları gündemden kalkmıştır. Rezidanslar,iş merkezleri gündemdedir Türkiye'de. Türkiyeekonomisine geri dönüş olarak ne getirecektirhep beraber oturup değerlendirelim. Dev gibibarajları, yolları, altyapıları Türk ekonomisiningeleceğinin temel taşlarını döşeyen sizler…İster istemez rezidans - iş merkezlerininçerçevesi içerisine oturduk. Üretmeyen birTürkiye vardır, üretmeyen bir Türkiyegelişemez. Türkiye sağlıklı bir üretimi, sağlıklıbir ihracatı, yatırım politikalarını yenidenhayata geçirmek zorundadır. Türkiye bunuyapabilir, uzun vadeli yüksek yabancısermayeyi cezbedebilme kabiliyetine sahipdünyadaki az sayıdaki ülkeden bir tanesidir.

Olağanüstü israflar vardır. Avrupastandartlarında 1'e mal olacak yatırımlar,özellikle mahalli idarelerde 5'e, 6'ya, 7'ye maledilmektedir ve bunların hiçbir şekildedenetimi yoktur. Hükümetle mahalli idarelerinaynı frekansta kesişmesi bütün denetimleriortadan kaldırmıştır. Hiçbir şikâyet dikkatleizlenmemektedir, incelenmemektedir. Birazevvel saydığımız davetiye usulü metoduylaKamu İhale Kurumu'nun da var olan kontrolleriortadan kaldırılınca “vur patlasın çal oynasın” adönmüştür. Türkiye gerçekler üzerinden değil,algılatılanlar üzerinden siyaset yapılmadönemindedir. Başaran bir Türkiye bunlarınüstesinden gelecektir. Bu bakımdan Türkiyemevcut dünyanın kendisine biçtiği rolü daha

Türkiye'nin Cumhuriyetle başlayan Batı ileentegre olma sürecinin projelendirilmiş hali olanAvrupa Birliği süreci sahipsiz kalmıştır. Meseleyiiç siyasetin istismarı temelinde 4 senedirtaşıdığını ifade eden hükümet 6-8 aydır bundanvazgeçmiştir ve şimdi de topluma son derecekomik gelecek tarzda ilgili bakan “İnisiyatif bizimelimizdedir” diyebilmektedir, herkesi aldattığınızannederek. Hangi inisiyatif beyim ? İnisiyatif mikaldı ortada ? Ne inisiyatifi kaldı ? Bunlararağmen Avrupa Birliği süreci umutsuzluk içindedeğildir. Avrupa Birliği üyeliği Türkiye'ninhakkıdır. Her şeyden evvel bunu bir görüpkavramak lazım. Türkiye oralarda kapı önlerindesürünen, rica eden, aman filan diyen bir ülkedeğil ki. Türkiye daha öncesinde imzaladığı,birtakım, uluslararası hukukta yeri olananlaşmalar çerçevesi içerisinde kendi anasının aksütü gibi helal olan bir statüyü arzulamaktadır.AB üyeliği meselesini, gerçek anlamda bir içpolitika malzemesi değil, Türkiye'nin geleceğininbir enstrümanı olarak görmek gerekmektedir. Bubizim meselemizdir. Demokrat Partiden beriistikrarlı olarak sürüklediğimiz ve taşıdığımız birprojedir. Hükümet başlangıçtan bu yana dahasağlıklı bir temelde, duvara kendisini dayayarakmeseleyi bir meşruiyet meselesi içerisindegörmek yerine, meseleyi Türkiye'nin hak edilmişalandaki hedefe ulaşması biçiminde görebilmişolsaydı; Türkiye bugün çok daha iyi bir noktadameseleyi yakalamış olurdu diye düşünüyorum.

Türkiye'nin büyük dönüşümlere, değişimlereihtiyacı var. Türkiye yapısal dönüşümreformlarını yapmak zorunda. İşte 4,5 senedebüyük sayısal çoğunluğu olan iktidar. İstikraradına niye bir vergi reformu yapamadınız. Bunusoruyoruz biz. Yani kalkıp ikide bir laik-antilaikçatışması üzerinden yapılan her siyaset buiktidarın değirmenine su taşır. Bunların hiçbirdoğru tarafı filan yok. Bunlar zaten bilerekçekiyorlar o alan içerisine. Çünkü, halkın öyle birgündemi yok. Halk “elhamdülillahMüslüman'ım” der, laiklikle de hiçbir çelişkisiyoktur. Halkın gündeminde bu yoktur. Halkıngündeminde asgari geçim indirim vardır.

Vergi reformu yapılmıyor. Örtülü kazançuygulaması problem olmaktan çıkarılmıyor. Vergitabanını genişletecek hiçbir reform yapılmıyor…Sosyal güvenlik reformunun ne olacağı bellideğildir. Türkiye'de yargı, adalet reformuyapılamamıştır. Geçmiştir bir 4,5 sene dahagelinmiştir öbür bahara... Sebep şu: Her şeydenevvel siyaset kendini reforme etmemiştir. Siyasipartiler kanunu değişmemiştir. Siyasette hesapverebilirlik, şeffaflık dönemi bir türlüaçılamamıştır. Siyasetçi hesap vermektenkaçındığı sürece devlet kaynakları veya kamukaynakları, daha geniş anlamda mahalli idareleride kapsayacak şekilde denetlenebilir olmaktan

Üretmeyen bir

Türkiye vardır,

üretmeyen bir

Türkiye

gelişemez.

Türkiye sağlıklı

bir üretimi,

sağlıklı bir

ihracatı, yatırım

politikalarını

yeniden hayata

geçirmek

zorundadır.

Page 28: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

güçlü bir şekilde oynayacak, yöneten birTürkiye'ye yeniden kavuşmak zorundadır.

İktidara geldiğimizde ilk işimiz siyasete çeki düzenvermek olacaktır. Katılım mekanizmasını sağlayan,tabanın tercihlerinin önünü açan, şeffaflaşmayı -hesap verebilmeyi mecbur hale getiren yenisiyaset yapılanması gerekmektedir. Bunun önüneve ötesine hiç kimsenin geçme gücü olmayacaktır.Milletin sahip çıkmadığı bir demokrasinin sağlıklıbir şekilde yola devam edebilmesinin önündezorluklar olduğu ortadadır. Aldatıcı istikrarlar birsonuç doğurmamaktadır. Belki tekrar olacak, amabir kere daha söylemem lazım bahse konu biristikrar eğer olmuş olsaydı, 16 Mayıs'tanihayetlenecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimibugün çok bilinmeyenli denklem halinde olmazdı.

Türkiye gelecekte, Ortadoğu'nun da Kafkasların daen etkin düzenleyen, tanzim eden gücü olacaktır.Önümüzdeki seçimler Türkiye için büyük bir ivmekazanmanın başlangıç noktası olacaktır.Türkiye'nin her temel meselesi sümen altınasokulan evraklar halindedir. Her meseleertelenmektedir. Risk alabilen, Türkiye'nin gücünü,büyüklüğünü, önemini kavramış olan, Türkiye'nintemelleriyle bir meselesi olmayan, toplumun herkesimiyle uzlaşmayı var edebilecek sıcak ilişkilerkurabilecek yeni bir yönetime ihtiyaç vardır.Ülkemizin bu zıtlaşma ve bu kutuplaşmayısiyasetin temeli olarak taşıyabilme şansı yoktur.Bizim işimiz Türkiye'nin geleceğini hiç tartışmasızbir şekilde, 60 yıldır sürekli olarak takip ettiğimiztarzda, Türk özel sektörünün güçlü öncülüğünde,her sene gayri safi milli hasılasını katlayan,büyüten, geliştiren ve bunu düzgün maliyetpolitikalarıyla adaletli bir şekilde paylaştırmayıbilen yeni ve modern bir yönetimdir. Ertelenmesimümkün olmayan sosyal güvenlik, vergi reformu,kamu yönetiminin yeniden reforme edilmesi,yargı, adalet reformu gibi temel reform alanlarınıkapsayacak ve bunları siyasetin küçük istismaralanının dışında geniş bir vizyon çerçevesi içindedüşünen; liyakati öne çıkaran; ideolojik birkadrolaşmayı asla esas almayan; liyakatin,kabiliyetin, tecrübenin, bilginin önde olduğu yenibir yapılanma süreciyle Türkiye bir büyükdönüşümü mutlak şekilde gerçekleştirmekdurumundadır. Bu süreç içerisinde demokrasi veözgürlükler Türkiye'nin bütünlüğünü korumanınen önemli gücüdür. Türkiye birlikteliğini,bütünlüğünü, birlikte yaşama iradesinigüçlendirerek bugünkü mevcut anayasal sisteminimuhafaza etmek suretiyle yoluna devamedecektir. Türkiye'nin anayasasının değişmezilkelerini değiştirmek söz konusu dahi değildir veolamayacaktır. Türkiye daha sivil, daha demokratbir anayasa yapacaktır. Bu Türkiye'deki gelişiminönünü açacaktır. Bunda en ufak bir endişemizinolmadığını söylemek isterim. Çok teşekkürederim.

Mehmet AĞAR

Mehmet A ar 1951 ydu. Babas n memuriyeti dolay

lad ı ilkokulu,Gümü hane, Bolu, Adana, Ankara veErzincan'da; Erzincan'da ba lad ı ortaokulu,Kayseri, Diyarbak ak'ta bitirdi.

Liseye Ankara'da ba lada Lisesi'nden mezun oldu. Ayn

i Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde EmniyetGenel Müdürlü ü bursu ile okudu ve Maliyebölümünden mezun oldu.

lk devlet memuriyeti Emniyet GenelMüdürlü ü Asayi Dairesinde ve ard

kanl ı Koruma Müdürlü ü'ndeKomiserlik yapt 1976'da Ankara vilayetikaymakam aday çi leri Bakanl ı'ndagöreve ba lad znik ve Selçuk ilçelerinde

aymakam ekili olarak, Torul ve Deliceilçelerinde aymakam olarak görev yapt

1980 Ocak ay stanbul EmniyetMüdürlü ü Terörle Mücadele ube MüdürMuavini, 1981 ay sayi ube

üdürü oldu.

1984-88 aras tensorumlu stanbul Emniyet Müdür Yard

t

e Ankara Emniyet Müdürlü ü'ne1990'da stanbul Emniyet Müdürlü ü'ne,1992'de Erzurum Valili i'ne,1993 Temmuzunda Emniyet GenelMüdürlü üne, atand

995'de Elaz Milletvekili seçildi.1996'da 53. Hükümette Adalet Bakan

e çi leri Bakan

1999 ve 2002 seçimlerinde Elaz ’danba ıms etvekili aday ki dönemüst üste Elaz ’dan Ba ıms illetvekilioldu.

14-15 Aral. Ola an Kongresi’nde Do ru Yol

Partisi'nin yeni Genel Ba kan eçildi.

14-15 MayOla an Büyük Kongre'de tekrar GenelBa kanl a seçil

ğ ,ğ

ş ğş

ş ğş

şş

ğğ

İğ ş

ş ğ ğ.

İ ş ğş İ

K VK

İğ Ş

M ş ŞM

şİ

ş

ğİ ğ

ğ

ğğ

İ ş

ğğ İ

ğ ğ

ğ ğş

ğş ğ di.

ılında Ankara'dado ını ısıyla1957 yılında Urfa'da ba ı

ıır ve U

ı ve 1968 yılındaHaydarpa ı yılgirdi

ındanCumhurba ı

ıı olarak ı

ı.

ı.

ında

ıs ayında A

ında Terör ve Asayiımcısı

olarak çalı ı.

1988'd

ı.1 ı

ı,54. Hükümett ı olarak görevyaptı.

ıız mill ı oldu.

ı ız M

ık 2002 tarihleri arasında yapılanDYP 7

ı s

ıs 2005 Tarihlerinde yapılan 8.

ı

26

Page 29: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

27

askıya almak da dahil, tepki gösterilmesigerektiğine inanıyoruz. Türkiye'yi bölmek, sözdeErmeni soykırımını kabullenmek, resmidairelerden Atatürk resimlerini kaldırmak, Kıbrıs'ıteslim etmek ve Lozan'ı delmek gibi konularınAB'nin ilgi alanında bile olmaması gerektiğinidüşünüyoruz.

Bu akşam Sayın Baykal gibi deneyimli birpolitikacıyla birlikte olmak ayrıcalığını eldeetmişken siyasetin, muhalefetin ve seçim

M. ERDAL EREN (TMB Başkanı)

Çoğunuzun yakından bildiği gibi inşaat, yüzbinlerce vatandaşımıza yurt içinde ve dışındaistihdam yaratan ve etkilediği 200'e yakın sektörile ekonominin lokomotifi olan bir sektör. Bizlerbu lokomotife güç sağlamak gibi bir sorumluluktaşıyoruz. Ancak bu sorumluluğumuzungereklerini yerine getirebilmemiz maalesefsadece bizim başarımıza bağlı değil.

Bizim, bizimle çalışanların, geçindirdikleri ailebireyleri ile birlikte sayısı en az 6-7 milyon kişiyeulaşanların, işsiz olup da iş arayanların, inşaatabağlı yüzlerce farklı sektörün de kaderi tümvatandaşlarımız gibi, başta siyasetçiler olmaküzere ülkemizi yönetenlerin bizi nasılyönettikleriyle ve geleceğe yönelik politikaları ileçok yakından ilişkili.

Ocak ve Mart aylarında yine bu salonda önceANAP Genel Başkanı Sayın Erkan Mumcu' yu,sonra DYP Genel Başkanı Sayın Mehmet Ağar'ıkonuk ettik. Bu akşam CHP Genel Başkanı SayınDeniz BAYKAL ile birlikteyiz.

5 gün sonra Cumhurbaşkanı seçim sürecibaşlamış olacak. Siyasette tansiyon yükseliyor.Gelişmeleri hep birlikte ilgi ve kaygıyla izliyoruz.

Biz Türkiye'nin Atatürk'ün işaret ettiği yöndeçağdaşlaşması gerektiğine; halkımızın bunufazlasıyla hak ettiğine, AB'nin bu konudakiseçeneklerden biri olduğuna ancak, bu süreçteulusal onurumuzdan ve cumhuriyetimizinkazanımlarından ödün vermemek koşuluyla yolalmak gerektiğine inanıyoruz.

TÜSİAD'dan farklı olarak, kırmızı çizgilerimizolmalıdır diyoruz. Kısa vadeli gelişmeler kırmızıçizgilerimizi zorluyorsa üyeliği tek taraflı olarak

11 NİSAN 2007GÜNDEM TOPLANTISI

Konuk Konuşmacı: Deniz BAYKALCumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı

Page 30: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

sisteminin işleyişine dair bazı saptamalar yapmakve bunlara ilişkin değerlendirmelerini de almakistiyorum.

Biliyoruz ki: CHP, ana muhalefet partisi olmanında etkisiyle kimi zaman hak ettiği, kimi zamanda etmediği eleştirilere hedef oluyor. Partininileri gelenleri “Mecliste büyük mücadeleveriyoruz ama bunlar basına yansımıyor “ diyeyakınıyorlar. Basına bu kadar bağımlı olmakyerine muhalefetin inşası gözden geçirilmelidirdiyenler de var. Örneğin bizim gibi inşaatmühendisi olan Prof. İlhan Tekeli bu inşa işinekafa yoranlardan. Bu konudaki görüşlerigeçtiğimiz haftalarda Sayın Orhan BURSALI'nınköşe yazısına da yansıdı. Şöyle diyor SayınBURSALI:

“Parti politikaları çok fazla geçmiş hesaplamalarve dolayısıyla kutsallıklar üzerinden yapılıyor.Türklük, ulus, milliyetçilik gibi kavramlarçevresinde yoğun bir toz fırtınası var. Hiçbirdönemde cumhuriyetin niteliği, ülke birliği velaiklik üzerine bu kadar büyük saflaşma veayrışma yaşanmamıştı. Denebilir ki çok kritik birsüreçten geçiyoruz. Kürt ve Ermeni sorunlarınınyol açtığı tehditler, AB'nin sırtını dönmesi,Ortadoğu'daki savaş gibi konular hiçbirdönemde Türkiye'nin gündemini ve dolayısıylapartilerin iktidar mücadelesini ve seçmeneverdikleri mesajları bu denli güçlü bir şekildeetkilememişti. Bunlar şimdi birinci sırada

belirleyici rol oynuyorlar ve hiçbir siyasi parti debunları görmezden gelemez. Lakin bunlarınseçmen kitlesi tarafından büyük ölçüdekanıksandığı da bir gerçek. Bizim seçmenimizateş şalvara düşmediği sürece bunlarla fazlailgilenmez. Seçmenin seçimlerden ve partilerdenuzak durmasının önemli bir nedeni budur.”

Kısacası, siyasi partiler ateşi söndürecek veseçmene umut verecek söylemler degeliştirmelidir” diyor Sayın BURSALI. Bu teşhisekatılmamak mümkün değil sanırım.

Muhalefet inşası bağlamında bir konunun dahaaltını çizmek istiyorum. Biz hem iktidar hem demuhalefet sürecinde sadece medya desteğinindeğil, sivil toplum kuruluşlarıyla ve özelliklebüyük halk kitlelerine iş yaratan sektörlerinmeslek kuruluşlarıyla işbirliği yapmanın da çokbüyük önem taşıdığına inanıyoruz. En az 6-7milyon vatandaşımıza geçim kaynağı yaratan birsektörün temsilcileri olarak hem iktidardaki, hemde muhalefetteki siyasi partilerimizle daha yakınve daha üretken bir işbirliği içerisinde olmamızgerektiğine inanıyoruz.

Sayın BAYKAL, ülkemizin iç ve dış ; siyasi veekonomik birçok tehditle yüz yüze olduğu buçok kritik süreçte hepimiz söyleyeceklerinizi,projeksiyonlarınızı, varsa geleceğe yöneliktaahhütlerinizi dinlemeyi büyük bir meraklabekliyoruz. Ben izninizle mikrofonu sizebırakmadan önce konuşmanızda cevapbulacağımız ümidiyle meslektaşlarımın sizeyöneltmemi istediği birkaç somut soruyu dasormak istiyorum:

Geçtiğimiz günlerde %6,1 olarak açıklanmışolan ekonomik büyüme rakamı hakkında nedüşünüyorsunuz? Seçim süreci, düşük kuryüksek faiz politikası, borsadaki sıcak para gibifaktörleri birlikte değerlendirdiğinizdeönümüzdeki aylarda ekonomik istikrar nekadar tehlikededir?

İçinden geçmekte olduğumuz kritik süreçte içve dış tehditler artmıştır. Hatta bazı çevrelerCumhuriyetimizin kazanımlarının biletehlikede olduğunu söylüyorlar. Sağdaki vesoldaki parçalanmış oy dağılımı devamederse ve seçmen davranışları 2002'deki gibiolursa önümüzdeki genel seçimden çıkacaksonuç bugünden bellidir. Bu nedenle hempartiler arası, hem de partiler üstü işbirliğistratejileri Türkiye için hayati önemkazanmıştır. Sayın MUMCU ile Sayın AĞAR'ıkonuk ettiğimizde her ikisine de sormuşolduğumuz soruyu size de yöneltmekistiyorum. Merkez solda birleşme için çabagöstermeyi düşünüyor musunuz? Bunun içinfedakarlık yapmak, hem partinizin üstyönetiminde hem de vitrininde yeni isimlere,hatta partinizden kopmuş bazı isimlere yervermek gibi düşünceleriniz var mıdır?

Siyaset uzmanları diyorlar ki: Siyasi partilergünümüzde, genel merkezlerinde güçlü birlider ile bu lidere sadakatle bağlanmışprofesyonel kadroların oluşturduğu yapılara

1.

2.

3.

28

Artık geldiğimiz noktada taahhüt sektörü, çok yönlü

bir sektör olarak faaliyet gösteriyor. Müteahhitler,

artık sadece müteahhit olarak kalmıyorlar. Ötesine

geçiyorlar, yatırımcı haline dönüşmeye başlıyorlar.

Gittikleri ülkelerde, yatırım yapan iş adamlarımızın

yaptıkları işi teslim etmekle buradaki ilişkiyi

noktalayamadıklarını ve bir başka biçimde buradaki

ilişkiyi yatırımcı olarak sürdürmeye devam

ettiklerini görüyoruz.

Page 31: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

29

dönüşmüştür. Yerel örgütler, katkısağlayabilecek 'aktif yurttaşlar için' çekimmerkezi olamamaktadır. Genel başkanlarçalışanları değil, kendisine tekrar oy verecek"asker" delegeleri tercih etmektedirler. Budurumda çözüm üretecek kadrolarıbarındıramayan partilerde geniş kapsamlıpolitika üretme kapasitesi oluşamamaktadır.Teşhise katılıyor musunuz? Bu teşhisin CHPiçin de geçerli olmaması için ne gibi önlemleraldınız?

2002 seçimlerinde 41,4 milyon kayıtlıseçmenin yaklaşık dörtte biri sandık başınagitmedi. Gidenlerin oylarının da yaklaşık üçtebiri barajın altında kaldı. Kısacası kayıtlıseçmen iradesinin yarıdan fazlası (23 milyonoy) Meclise yansımadı. Bu durumuntekrarlanmaması, oy kullanma oranınınyükseltilmesi için partiler üstü bir stratejiyürütülemez mi?

Türkiye'de Cumhurbaşkanı seçimi hergündeme geldiğinde iktidarda olmayansiyasetçiler tarafından “Cumhurbaşkanınınhalkoyu ile seçilmesi” önerilir. Ancak dahasonra kendileri iktidara geldiklerinde konuyuderin dondurucuya kaldırmaları da alışkanlıkhalinde. Sayın BAYKAL, partiniz iktidaragelirse Cumhurbaşkanının halk oylamasıylaseçilmesi için gerekli Anayasa değişikliğiningündeme getirilmesi gibi bir taahhüdünüzolacak mı?

Son sorum tabii ki devam eden müşterekbahsimizle ilgili. Sizin bu bahse katılmakistediğinizi; Sayın Başbakan'ınCumhurbaşkanlığı'na aday olmayarak Mayısayında konuşmacımız olacağına inandığınızıbiliyoruz. Hala aynı düşüncede misiniz? Tabiibu konuda da öngörülerinizi ve CHP'nintavrı ne olacak sorusunun cevabını da merakediyoruz.

Sözlerime burada son veriyor, konuşmasındatüm bunlarla ilgili cevaplar bulmak umuduylaSayın Deniz Baykal'ı kürsüye davet ediyorum.

Saygıdeğer konuklar, hepinizi içten sevgilerle,saygılarla selamlıyorum. Bu akşam sizlerleberaber olmaktan büyük bir mutlulukduyuyorum, katılımınız için yürekten teşekkürediyorum.

Bu buluşmamızda Türkiye taahhüt sektörünündurumuyla ilgili değerlendirmelerimi, anlayışımı,sektöre bakışımı sizlerle paylaşmayı

4.

5.

6.

DENİZ BAYKAL(Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı)

planlamıştım; taahhüt sektörünün bugünü vegeleceğiyle ilgili anlayışımı, geçirmekte olduğudeğişimi nasıl değerlendirdiğimi sizlerle paylaşmaniyeti ve düşüncesi içindeydim, hâlâ da budüşünce içindeyim. Sayın Erdal Eren'in siyasalağırlıklı konuşması, benim bu projemin daha dadoğru olduğu noktasında beni ikna etti. SiyasetiSayın Erdal Eren güttü, ben de sektöre bakışaçımı sizlere ifade edeyim.

Türkiye'de taahhüt sektörünün son 20, hatta 30yıllık dönem içinde çok önemli, köklü birdeğişim geçirdiğini ve bu değişimin hızla devamettiğini memnuniyetle görüyorum. Bu değişimininsanların zihnindeki müteahhit imajını,algılamasını çok ciddi şekilde değiştirecekyepyeni bir noktaya doğru götürmekte olduğunugörüyorum. Bu sürecin hızlandırılarak devamettirilmesinin zorunlu olduğu kanısındayım.Sizlerin ve Türkiye Müteahhitler Birliğinin budoğrultudaki gelişmeye çok ciddi bir katkıyaptığınızı, bu gelişmeyi hızlandırdığınızı,desteklediğinizi biliyorum ve taahhütsektörümüzdeki çok köklü değişimi de başarıylaTürkiye Müteahhitler Birliğinin yansıtmaktaolduğunun farkındayım.

Genel olarak sektöre baktığım zaman, Türkiye'detaahhüt sektörünün öneminin, değerininyeterince anlaşılamadığı gibi bir izlenimalıyorum. Sizler de herhalde sektörün içindekiinsanlar olarak, bu konuda daha geçerligözlemlere sahipsinizdir. Ama ben, dışarıdanbakan bir insan olarak, sektörün hakkınınyenildiği, sektörün hakkı olan değeri, önemitoplumda taşımadığı kanaati içindeyim ve hervesileyle, her fırsatta taahhüt sektörününönemini, değerini birbirimize anlatmamızın çokönemli ve yerinde olduğunu düşünüyorum.

Türkiye'de taahhüt sektörümüzün büyükdönüşümü, sektörün dışa açılmasıyla birliktegelişmiştir ve bunun da 30 yılı aşkın bir tarihivardır. 1970'li yılların ortalarından itibarensanıyorum Libya öncelikli olmak üzere, işadamlarımız, müteahhitlerimiz taahhütsektörünün dışa açılma sürecini başlattı. Oradanhızla Ortadoğu'ya, özellikle Irak'a, SuudiArabistan'a yöneldi, yayıldı ve sektörümüz çokciddi bir birikim sağlamaya başladı. Daha sonra,tabii son dönemlerde bu hızla gelişti ve eskiSovyetler Birliğinin dağılması, Avrasyacoğrafyasının ortaya çıkması, oradaki yenidevletlerin şekillenmeye başlaması, bu sürecidaha da hızlandırdı. Çevremizdeki ülkelerde,petrol fiyatlarındaki artışa bağlı olarak ortayaçıkan hızlı zenginleşme, çok büyük altyapıyatırımlarının, büyük inşaat faaliyetinin,modernleşme yatırımlarının yaygınlaşmasına yolaçtı ve bu tablo karşısında Türkiye'deki taahhütsektörünün birikimi, deneyimi ve başarısı, ister

Sektörünüzün

klasik, üstünde

çok durulan

sorunlarının

başında, teminat

problemi

geliyor.

Bu bir çözüm

getirilmesi

gereken ve

çözüm

getirilebilecek

olan bir

sorundur.

Page 32: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

istemez büyük bir önem kazanmaya başladı. Sonzamanlarda özellikle Avrasya coğrafyasındataahhüt sektörümüzün çok ciddi bir ağırlıkkazanmaya başladığını, ciddi bir açılımsergilediğini memnuniyetle görüyoruz.

Artık geldiğimiz noktada taahhüt sektörü, çokyönlü bir sektör olarak faaliyet gösteriyor.Müteahhitler, artık sadece müteahhit olarakkalmıyorlar. Ötesine geçiyorlar, yatırımcı halinedönüşmeye başlıyorlar. Gittikleri ülkelerde,yatırım yapan iş adamlarımızın yaptıkları işiteslim etmekle buradaki ilişkiyinoktalayamadıklarını ve bir başka biçimdeburadaki ilişkiyi yatırımcı olarak sürdürmeyedevam ettiklerini görüyoruz. Böylecemüteahhitlerimiz, yurtdışında doğrudan yabancıyatırım yapan işadamları haline dönüşmeyebaşladılar, iş ve ticaret dünyasında giderek ağırlıkve önem kazanmaya başladılar. Bu tabii Türkiyeekonomisi bakımından, Türkiye'nincoğrafyamızdaki, bölgemizdeki etkinliğibakımından olağanüstü önemli bir gelişme olarakkendisini gösteriyor.

Bu süreci desteklemek gerektiğine ve bunundaha etkili bir şekilde gelişmesini sağlamanın birkamu görevi, bir kamu sorumluluğu olduğunainanıyorum. Bu doğrultuda yapılması gerekençok şey var. Türkiye'de barajlarla, otoyollarla,limanlarla şekillenen taahhüt sektörümüz;uluslararası deneyimleri ile artık bilgi hazinesiniolağanüstü genişletmiştir. Metro yapımındanhavaalanları yapımına, petrokimya tesislerininyapımına, çok kompleks sanayi yapılarınıninşasına kadar giden çok karmaşık bir sürecibüyük bir başarıyla gerçekleştirmişlerdir. Bugündünyada Türkiye'nin taahhüt sektörünün çoksaygın ve farklı bir yer kazanmaya başladığınıbüyük bir mutlulukla görüyoruz. Dünyadaki enbüyük 225 müteahhitlik firması arasında 2005'te14 Türk firması yer alırken, 2006'da bunun 20'yeçıktığını görüyoruz. Bu çok sevindirici birgelişme, bunu hızla daha da ileri noktayagötürebiliriz. Şu anda Türkiye, dünyasıralamasında Amerika ve Çin'den sonra üçüncüsırayı almış durumdadır. Bu gerçektengöğsümüzü kabartan, kıvanç verici bir gelişmedir.

Müteahhitlik sektörümüzün Türkiye'yekazandırdıkları üzerinde ne kadar dursak yeridirdiye düşünüyorum. Taahhüt sektörü ülkeekonomisi bakımından ele alındığında hemülkeye katma değer kazandırması, hem refahınartışına, istihdamın yaratılmasına katkısınedeniyle, hem Türkiye'de çok ihtiyacımız olandış ödemeler dengesi açığımızı, cari açığımızıazaltmaya yönelik döviz girdilerini sağlamasıaçısından büyük önem taşıyor. Ama taahhütsektörümüzün çok ilgi çekici bir tarafı var:Taahhüt sektörü, Türkiye'ye hiç yük olmayan bir

sektör. 200 kadar yan faaliyete de destek olanbir sektör; içeride böyle, dışarıda da böyle.Müteahhit gittiği zaman, Türkiye'nin ihracatınıarttırıyor, yani Türkiye'den müteahhidinarkasından çimentosu da, diğer inşaatmalzemeleri de, teknolojisi de, proje,mühendislik birikimi de oraya taşınmaya başlıyorve bu çok olumlu bir ekonomik gelişmeye yolaçıyor. Türkiye çok büyük bir otomotiv ihracatıgerçekleştiriyor, çok seviniyoruz ama ince birtahlil yaptığımız zaman, ihraç ettiğimizotomobillerle ithal ettiğimiz otomobillerin dedöviz girdisini araştırdığımız zaman, bizim eksideolduğumuz gözüküyor. Diğer pek çok sektördeböyle… elektronik alanında son zamanlardabizleri çok sevindiren bazı gelişmeler oldu. BazıTürk markaları Avrupa'da en çok satan markalarhalinde, Dünyada en çok buzdolabı satan 5 inciülkeyiz, Avrupa'da en çok televizyon satanülkeyiz… Bunlar çok memnuniyet verici. Amasattığımız televizyonların yüzde 85'i ithal girdiyedayalı.

Bunları değiştirmek lazım, ciddi bir sanayileşmepolitikası koymamız, Türkiye sanayiinin yapısınıithalatı teşvik eden bir sanayi olmaktan çıkarıp,Türkiye'nin kaynaklarını en verimli şekildekullanan, gerçek ihracatı yükselten bir sanayiyapısına doğru değiştirmemiz lazım. Amataahhüt sektörü, bu bakımdan ülke ekonomisinekesinlikle yük olmayan; yarattığı istihdamla, yolaçtığı ihracatla, getirdiği dövizle, kurduğuilişkilerle, o ilişkilerin arkasından gelen başkabazı yeni bağlantılarla ufuk açan, sürükleyenöncü bir sektör. Taahhüt sektörü, Türkiye'nin dışaaçılımının bayrağını taşıyan bir bayraktar sektörkonumunda ve bu alanda hepimizi çoksevindiren hızlı bir gelişme var, sektörde bilgiliinsanların, dürüst, işini bilen insanların hızla önplana çıktığını görüyoruz. Ayıklama süreci işliyorsektörde. Örgütlenme, kurumsallaşma çok ciddibir noktaya gelmeye başladı ve sadece bir kabayapım işi olmanın ötesinde, proje anlayışıyla dabütünleşen gerçek bir taahhüt sektörügenellemesiyle karşı karşıyayız. Rakamlar malum,2006 yılında 12 milyar dolarlık bir müteahhitliksektörü geliri, 2007'de 15 milyarı hedefleyen birtablo var. Tabii bunların dağılımına baktığımızzaman, esas itibariyle Bağısız DevletlerTopluluğu'nun 5 milyar dolarlık bir ağırlıktaşıdığını görüyoruz. Ortadoğu ülkeleri, yine bir5 milyarlık ağırlık taşıyorlar ve gerisi de Afrika,Avrupa ve Asya ülkelerinden oluşuyor. Asya'dada Hindistan'a kadar giden, Afganistan ve dahasonrasına giden bir coğrafi açılımın kendisinigöstermeye başladığını büyük bir memnuniyetlegörüyoruz.

Bu sektör, benim anlayışıma göre olağanüstüönemli bir sektör, Türkiye'nin sahiplenmesi vedaha da ileri taşıması gereken bir sektör ve

30

Ben, dışarıdan

bakan bir insan

olarak, sektörün

hakkının

yenildiği,

sektörün hakkı

olan değeri,

önemi toplumda

taşımadığı

kanaati

içindeyim ve her

vesileyle taahhüt

sektörünün

önemini,

değerini

birbirimize

anlatmamızın

çok önemli

olduğunu

düşünüyorum.

Page 33: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

31

taşınabilecek olan sektör. Yani sınırlarınagelmiş değildir. Türkiye çok daha ileri atılımlaryapabilir. Sektör kendi içinde dönüşümgeçiriyor, o dönüşüm çok sağlıklı birdönüşüm. Yani müteahhit olarakgidiyorsunuz, bir süre sonra orada fabrikalarsizin elinizde kalıyor. Bazen mecburoluyorsunuz, kalıyor, ödeme güçlükleri ya dabaşka birtakım nedenlerle; bazenbakıyorsunuz bunu yaptık, bunu buradaişletmeye de devam edebiliriz diyorsunuz.İlişkiler kuruluyor, o ilişkilere göre ekonomi,bir kartopu gibi gelişiveriyor. Geçtiğimizgünlerde bir işadamı arkadaşım söyledi, sonratahkik ettim ve doğru olduğunu da gördüm;Moskova'da bir Türk müteahhitlik firmasınınsadece yıllık kira geliri 325 milyon dolar. Bumüthiş bir şey, çok çarpıcı bir olay; 325milyon doları Türkiye'de bir işadamımız,sadece Moskova'daki, yaptığı ve kiraladığıişyerlerinin kazancı olarak eğer alabiliyorsa,bu ne kadar büyük bir potansiyelle karşıkarşıya olduğumuzu bize gösteriyor.

Tabii bu sektörü geliştirmek gerekir derken,sorunlarına da kısaca göz atmakta yarar var.Sektörünüzün klasik, üstünde çok durulansorunlarının başında, teminat problemigeliyor. Teminat mektubu bulmanın hemyüksek maliyetli, hem de oldukça güç birkonu haline dönüştüğünü görüyoruz. Bu birçözüm getirilmesi gereken ve çözümgetirilebilecek olan bir sorundur. Konuya ilgiligösterilmesi, sahip çıkılması gerekmektedir.Çok yüksek bir risk de söz konusu değildir.Teminat mektuplarının geri dönmekonusunda tıkanıklık oranlarının %1,5civarında olduğu ifade ediliyor. Ciddi sigortasistemiyle, kamu kuruluşlarının öncülükyapacağı bir sigorta sistemiyle bu konuda çokciddi düzenlemelerin yapılabileceğineinanıyorum ve bunun mutlaka yapılmasıgerektiğini düşünüyorum.

Tabii bankacılık sistemimizle ilgili değişmeler,bankacılık sistemimizin giderekyabancılaşmaya başlaması, bu konuda ciddibir sorun ortaya koyuyor. Geçenlerde SayınBaşkanın bu doğrultuda bir açıklaması vardı,“Aman dikkat, hiç olmazsa Ziraat Bankasıgitmesin. O da giderse, bunun bizimsektörümüze olumsuz yansımaları olur” diyebir açıklamasını gazetelerde gördüm. Bukonuda bir ciddi düzenleme başarılabilir,bunu gerçekleştirmeliyiz. Kamu bankaları,Eximbank, Hazine Müsteşarlığı öncülükyaparak böyle bir sistemin oluşmasınısağlayabilir diye düşünüyorum.

Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkürederim.

Deniz BAYKAL

Deniz Baykal, 20 Temmuz 1938’de Antalya’dado du. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nibitirdi. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde doktoras

. Amerika Birle ik Devletleri’nde,Colombia ile Berkeley Üniversiteleri’nde iki y

malar vam etti.

Baykal, 1973 CHP’den Antalya milletvekili seçildi-1980 ve 12 Eylül den sonra 1987-1999

y i i yapt, Enerji Bakanl , D i leri Bakanl

ve Ba bakan Yard görevlerini üstlendi.

12 Eylül askeri müdahalesinden sonra ÇanakkaleZincirbozan Askeri Tesisleri’nde gözetim alt

’nde Gurup Ba kanVekilli i ve Genel Sekreterlik görevinde bulundu.

1992-1999 y riyet Halk PartisiGenel Ba kanl yapt radan sonra, 30 Eylül2000 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi GenelBa kanl na tekrar seçildi.

Baykal, evli ve iki çocuk babası, ingilizce biliyor.Deniz Baykal’ın siyaset bilimi alanında kitap vemakaleleri bulunuyor.

CHP Genel Ba kanı 1992-1995, 1995-1999, 2000-

Türkiye Cumhuriyeti Maliye BakanıTürkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii KaynaklarBakanıTürkiye Cumhuriyeti Ba bakan YardımcısıTürkiye Cumhuriyeti Dı i leri BakanıSosyaldemokrat Halkçı Parti Genel Sekreteri

37. Hükümet - 1. Ecevit, CHP-MSP Hükümeti42. Hükümet - 3. Ecevit Hükümeti52. Hükümet - 3. Çiller Hükümeti

Hukukçu/Avukat

ğ

ş

ş

'te .1973 1980'

l ğğı ğı ş ş ğı

ş ğı

şğ

ş ğı

ş ğı

ş

şş ş

ınıtamamladı

ılçalı ına de

ılları arasında parlamentoda milletveki l ı.Maliye Bakanlı ı ı ı

ımcılı

ındatutuldu. Cumhuriyet Halk Partisi

ılları arasında Cumhuı ı. 17 ay a

ı

S YAS GÖREV

GEÇM TEK GÖREVLER

YERALDI I HÜKÜMETLER

MESLE

İ İ İ

İŞ İ İ

Ğ

Ğİ

Page 34: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

YO

RU

M-

AN

AL

İZ

32

Doç. Dr. Cem KILIÇ

Giriş:

1 - Mevcut Yasal Durum

Yeni yasanın yurt dışı müteahhitlik hizmetleriüzerine etkisini, var olan mevcut durumincelendikten sonra ele almak ve değerlendirmekuygun olacaktır. Nitekim mevcut yapıda yurtdışımüteahhitlik hizmetlerinin istihdam ve sosyalgüvenlik bağlamında tabi oldukları kurallar veuygulamada yaşanan sorunlar, yeni yasa ilegetirilen düzenlemeleri daha iyi anlamamızasebep olacaktır.

Anayasanın 62. maddesi, devlet tarafındanyurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının sosyalgüvenliklerinin sağlanması için gerekentedbirlerin alınacağını ifade etmektedir.

Türkiye'de yurtdışı müteahhitlik hizmetleri 1970'liyıllarda başlamış, izleyen dönemde, 1980 sonrasıyapısal dönüşüm yurtdışı müteahhitlikhizmetlerinin hızla artmasına ve farklı ülkelereaçılım yapmasına neden olmuş, inşaatfirmalarımız Dünyanın birçok bölgesinde başarılımüteahhitlik hizmetleri vermeye başlamışlardır.Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin artış gösteriyorolması, ülkenin finansal yapısında olumlu etkiyaratmış, istihdam imkânlarının artışına nedenolmuş, yurtdışında istihdam edilen Türk işçilerininsayısında önemli artışlar meydana gelmiştir.Dolayısıyla inşaat firmalarının bu işlerdeçalıştırdıkları Türk işçilerinin sosyal güvenliğininnasıl sağlanacağı sorusu da bu dönemdegündeme gelmiştir.

1988 yılında Bakanlık Makam talimatıyla 506sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86'ncımaddesine göre yurtdışı müteahhitlik hizmetlerikapsamında istihdam edilen işçiler için topluluk

sigortası uygulaması başlatılmıştır. Daha sonra buuygulama, sosyal güvenlik sözleşmesiimzalanmayan ülkelere de yaygınlaştırılmıştır.

Topluluk sigortası başlangıçta tüm sigorta kollarınıkapsamaktaydı. Ancak kısa vadeli sigortakollarının getirdiği mali yük ve yurtdışındauygulanmasının zorluğu karşısında 01.01.1996tarihi itibariyle kısa vadeli sigorta kolları kapsamdışı bırakılmıştır. Bu tarihten 4958 sayılı yasanınyürürlüğe girdiği 01.09.2003 tarihine kadar % 11işveren, % 9 işçi payı olmak üzere, toplam % 20prim alınarak sadece uzun vadeli (malullük,yaşlılık ve ölüm) sigorta kolları uygulanmıştır.

Yurtdışında çalışanlar için sadece topluluk sigortasıuygulanırken, 29.07.2003 tarihli 4958 sayılı yasaile 506 sayılı Kanunun 86. maddesine eklenenfıkra ile uzun vadeli sigorta kolları için isteğe bağlısigortalılığın önünü açılmıştır.

4958 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.09.2003tarihinden sonra; sosyal güvenlik sözleşmesiimzalanmayan ülkelerde çalıştırılan Türkişçilerinin isteğe bağlı sigortalılığında, isteğe bağlısigortalılık için gereken en az 1080 gün malûllük,yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmakkoşulu aranmamaktadır.

506 sayılı Kanunun 78 inci maddesine görebelirlenen prime esas kazanç alt sınırı ile üst sınırıarasında olmak şartıyla kendi belirlediklerikazançları üzerinden, her ay için otuz günüzerinden % 25 oranında prim ödemeleri gerekir.

İşçinin isteğe bağlı sigortalılığı seçmesidurumunda, işveren için topluluk sigortası yapmayükümlülüğü ortadan kalkmaktadır. İşçilerin isteğebağlı sigortaya girmeleri halinde prim ödemeyükümlülüğü tamamen kendilerine ait olmakta,topluluk sigortası kapsamına alınmaları halinde isehem işveren hem de sigortalı prim ödemektedir.Sektör temsilcilerinden elde edilen verilere göre,yurtdışı müteahhitlik hizmetleri bağlamında isteğebağlı sigortalılığı seçen çalışan sayısı son derecedüşüktür. Nitekim isteğe bağlı sigortalılıkçerçevesinde çalışanın tamamlamakla yükümlübulunduğu bürokratik işlemlerin çok fazla olması

A) İsteğe Bağlı Sigortalılık

5510 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR VEGENEL SAĞLIK SİGORTASI YASASININYURTDIŞI MÜTEAHHİTLİKHİZMETLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Page 35: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

bu sigorta şeklinin tercih edilmemesindeki enönemli sebeptir. Diğer yandan sigorta primleri dedâhil olmak üzere işverenle net ücret üzerindenanlaşılıyor olması yine bu sigortalılığınyaygınlaşmamasının önemli sebeplerindendir.

Topluluk sigortası bakımından, İsteğe bağlısigortaya başvuru talebinde bulunmayanlar (iki vedaha fazla sayıdaki Türk işçisi için) hakkındaKurum ile işveren arasında 506 sayılı Kanunun86. maddesine göre imzalanan Malullük, Yaşlılıkve Ölüm Topluluk Sigortası Sözleşmesi hükümleriuygulanmaktadır.

Sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmayanülkelerde Türk işçisi istihdam etmek isteyenişverenler, topluluk sigortası sözleşmesi yapmaküzere sigorta müdürlüklerine başvurmaktadırlar.Başvuru sırasında üstlenilen iş konusundasözleşme örneği veya konsolosluklardan alınacakbelgeyi de ekleyerek, topluluk sigortasına gireceksigortalıların ad ve soyadını ve varsa sigorta sicilnumaralarını gösterir Malullük, Yaşlılık ve ÖlümTopluluk Sigortası Tip Sözleşmesinin imzalanmasıiçin talepte bulunurlar. % 25 olan Topluluksigortası priminin % 11'i sigortalıya, % 14'üişverene aittir.

Ancak bu noktada yurtdışı müteahhitlikhizmetleri çerçevesinde yurtdışında çalıştırılacakher bir çalışan için ayrı “tip sözleşme”düzenlenmesi, uygulamada önemli idari vebürokratik sorunlara neden olmakta, işverenleraçısından zaman kaybı, kaynak israfı gibisebeplerle haklı olarak bir yük olarakdeğerlendirilmektedir.

5510 sayılı yasa yurtdışı müteahhitlikhizmetlerinde sosyal güvenlik bakımından önemlibir yenilik getirmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere,mevcut uygulamada sosyal güvenlik sözleşmesiimzalanmamış ülkelerde çalıştırılan Türkişçilerinin sosyal güvenliği 506 sayılı yasanın86.maddesi hükümleri doğrultusunda topluluksigortası veya isteğe bağlı sigorta yoluylasağlanmaktadır.

Bu çerçevede, topluluk sigortası ile malullük,yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olunması veyaisteğe bağlı sigortalı olunması halinde toplam%25 oranında prim ödenmektedir. Ne var ki heriki uygulamada da iş kazası, meslek hastalığı vehastalık sigortası primi ödenmediğinden gerekyurt dışına götürülen Türk işçisi, gerekse bunlarınTürkiye'deki bakmakla yükümlü oldukları ailefertleri iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık

B) Topluluk Sigortası

2 - 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Yasası'nda Düzenlenen Hususlar

sigortasından yapılan yardımları almamaktadırlar.

01.01.2008 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen5510 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin ikincifıkrasında ise, “Sosyal güvenlik sözleşmesiimzalanmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerceçalıştırılmak üzere bu ülkelere götürülen Türkişçilerinin de bu kanunun uygulanmasında geçicigörevle yurtdışına gönderilmiş sayılacağı”öngörülerek işçiler tüm sigorta kollarına tabitutulmuşlardır. Bu maddenin birinci fıkrasında ise

gönderilenlerin “bu görevleriyaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerinsosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülüklerinindevam edeceği” hükme bağlanmıştır.

Yapılan düzenleme ile yurtiçinde çalışan sigortalılarile yurtdışında çalışanlar arasında herhangi bir farkkalmamış, mevcut düzenlemeden kaynaklanan darkapsam genişletilerek kısa vadeli sigorta kolları dakapsama dâhil edilmiştir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Yasası ile topluluk sigortası uygulamasıkaldırılmıştır. Ancak, 5510 sayılı yasayla topluluksigortası hükümleri ortadan kalkmakla beraber,geçici 6/4 ve 5.maddeler ile topluluksigortalılarının yasanın yürürlük tarihinden öncekibildirimleri teminat altına alınarak, bu süreleryatırıldıkları sigorta kolları bakımından başlangıçsüresi ve prim ödeme gün sayısı olarakkorunmaktadır.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, yasanın bu haliyleyürürlüğe girmesi durumunda yurtdışında faaliyetgösteren işverenlerimizin çok ağır yükümlülükleraltına girecek olmaları ve bu durumu yasanınertelendiği bu aşamada ilgililere taşımaları bugünitibariyle geri adım atılacağını da göstermektedir.Bu konuda yapılacak düzenleme çerçevesindeortaya çıkan hâkim görüş, işverenlerin sadece kısavadeli sigorta kolları açısından prim ödemeyükümlülüklerinin olması diğer uzun dönemlisigorta yükümlülüklerinin yasadan çıkarılmasıdır.Hükümetin tasarrufunun bu yönde olacağına dairgörüşler bulunmaktadır.

5510 sayılı yasanın yukarıda açıklanan haliyleyürürlüğe girmesi durumunda yurtdışındamüteahhitlik hizmeti üstlenen firmaların Türk işçisiistihdam etmeleri halinde çok ciddi mali ve idariyükümlülükler altına girecekleri kesindir. Buyükümlülüklere zemin olabilecek, istihdamınartması bir yana azalmasına neden olabilecekkonuları şu şekilde sıralayabiliriz:

Her ülke kanununun temel olarak o ülke sınırları

geçici görevle

3 - Yeni Yasadan Kaynaklanan ve İstihdamHacmini Olumsuz Etkilemesi Beklenen SorunAlanları

5510 sayılı

yasanın yukarıda

açıklanan haliyle

yürürlüğe

girmesi

durumunda

yurtdışında

müteahhitlik

hizmeti üstlenen

firmaların Türk

işçisi istihdam

etmeleri halinde

çok ciddi mali ve

idari

yükümlülükler

altına girecekleri

kesindir.

33

Page 36: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

34

içinde uygulanması esastır. Ancak bu kurala birtakım istisnalar getirilebilmektedir. Nitekimdevletlerarası anlaşmalarla meydana getirilensosyal güvenlik sözleşmeleri bu istisnalaraörnektir. İki ülke arasında imzalanan sosyalgüvenlik sözleşmeleri ile hangi devletinkurallarının ne ölçüde uygulanacağına devletlerseviyesinde karar verilmektedir.

Bu nedenle yeni yasayla gelen düzenlemede herülkede kendi yasa ve mevzuatının geçerli olduğugerçeğinin dikkate alınmamış olması, sosyalgüvenlik sözleşmesi imzalanmayan ülkelerdemüteahhitlik hizmetlerinde bulunacak işverenlerive genel olarak inşaat sektörünü olumsuz olarak

etkileyecektir. Gidilen ülke, bu evrensel ilkeışığında Türk Sosyal Güvenlik Mevzuatı veuygulamalarını kabul etmeyecek, kendi ülkekurallarına uygun olarak orada çalışan işçilerimiziçin en azından kısa vadeli sigorta yapılmasınıisteyecektir. Nitekim bu durumda gidilen ülke veTürkiye'de ayrı sigorta primi ödeneceği için Türkişgücünün maliyetleri artarak inşaat firmalarınınrekabet gücü zayıflayacaktır. Aynı durum gelirvergisi ödemeleri için de söz konusu olacaktır.Sigorta prim ödemeleri ile gelir vergisi ödemeleribu anlamda ülkemizde ödenenlerden mahsubukolay olmayan, maliyetleri yükselten unsurlarhaline gelecektir.

İnşaat firmalarını olumsuz olarak etkileyecek veTürk işgücünü istihdam etme kararlarınısorgulayabilecek bu durum taşeron firmaları içinde geçerli olacaktır. Bu işgücü maliyeti nedeniylerekabet gücünü giderek yitiren KOBİ ölçeğindekitaşeron firmalar yurtdışında faaliyetgösteremeyecek, iş hacimleri düşebilecek,istihdama olan katkıları azalacaktır.

İstihdam boyutuyla irdelenebilecek bir diğerhusus da, yeni yasanın uygulama usul ve

esaslarını belirleyen ve taslak halinde olan SosyalSigorta İşlemleri Yönetmeliğine göre, yurtdışınagönderilecek Türk işçilerinin firmanın merkezofis personeli olarak değerlendirilmesidir. Budurumda inşaat firmalarının yurtdışındaalacakları işlere paralel olarak, yurtdışınagötürecekleri Türk işçilerinden dolayı merkezofis personel sayıları bin kişilerle ifade edilecekve 4857 sayılı İş Yasasından kaynaklanacak ekmali yükümlülükler artacaktır.

İş Yasası'nda farklı yasal yükümlülükleröngörülmüştür. Örneğin; 30 ve daha fazla işçiçalıştıran işyerleri için iş güvencesi hükümleriuygulanmaktadır. Ayrıca, 50 ve daha fazla işçiçalıştıran işyerleri için işyeri hekimi, iş güvenliğiuzmanı, terör mağduru, özürlü, eski hükümlüistihdamı gibi zorunlu istihdam yükümlülüklerivardır. Merkez ofis istihdamının yurtdışı işçiistihdamı nedeniyle artacak olması işverenin İşYasası'ndan kaynaklanan belirttiğimizmükellefiyetlerinin haksız biçimde artması,haksız para cezalarına muhatap olunmasısonucunu doğuracaktır.

Bir diğer önemli sorun alanı da iş sağlığı ve işgüvenliği bakımındandır

Taslak halindeki Sosyal Sigorta İşlemleriYönetmeliği'nde, “Kurumca el konuncaya kadarsigortalının, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık veanalık hallerinde, sağlık durumunun gerektirdiğiher türlü sağlık yardımlarını, işvereninsağlayacağı belirtilmektedir. Diğer yandanişverenin bu yasaya göre hak kazanılan geçiciişgöremezlik ödeneğini de vermekle yükümlüolduğu düzenlenmiştir.

Kurumun ödeme sorumluluğunda bulunangeçici işgöremezlik ödeneğinin ödenmesiyükümlülüğünün işverene yüklenmesi ayrı birhaksız durum olarak ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca işveren, herhangi bir gecikmeden dolayıortaya çıkacak, gerek Kurumun gereksesigortalının uğrayacağı her türlü zarardan dasorumlu tutulmaktadır.

Bununla birlikte taslak halinde bulunanyönetmelikte “kurumca el konuncaya kadar”ifadesi zihinlerde soru işareti yaratmaktadır.Nitekim yurtdışı müteahhitlik hizmetleri 63 ülkeve 5 kıtada devam etmektedir. Çok farklıcoğrafyalarda inşaat firmaları faaliyetlerini devamettirmektedirler. Bu durumda dünyanın en uzakköşelerinden birinde meydana gelecek işkazasında, Kurumun duruma nasıl müdahaleedeceği açık değildir.

Bir diğer sorun alanı da “rekabet” ile ilgiliolanıdır. Yabancı işveren Türk işçisini sadece

.

Gidilen ülke, bu evrensel ilke ışığında Türk Sosyal

Güvenlik Mevzuatı ve uygulamalarını kabul

etmeyecek, kendi ülke kurallarına uygun olarak orada

çalışan işçilerimiz için en azından kısa vadeli sigorta

yapılmasını isteyecektir. Nitekim bu durumda gidilen

ülke ve Türkiye'de ayrı sigorta primi ödeneceği için

Türk işgücünün maliyetleri artarak inşaat firmalarının

rekabet gücü zayıflayacaktır. Aynı durum gelir vergisi

ödemeleri için de söz konusu olacaktır.

Page 37: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

35

gidilen ülke kurallarına göre çalıştırmakta, yeniyasa hükümleri gereğince Türk işvereni ise hemgidilen ülke hem de Türk mevzuatını uygulamakzorunda kalmaktadır. Bu durum elbette haksızrekabete yol açmakta, kendi yasalarımızla Türkişvereni ile yabancı işveren arasında eşitsiz birdurum yaratılmaktadır.

Bu eşitsizlik sadece Türk işvereni açısından değil,Türk işçisi ve genel olarak ülkede yaşananolumsuz istihdam ve işsizlik koşulları bağlamındaolumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.Ülkemizde işsizlik oranının gelişmiş ülkelerortalamalarının oldukça üzerinde olduğu, yeniistihdam imkânları yaratma bakımından ülkeekonomisinin yeterli olamadığı gerçekleri de gözönünde bulundurulursa ortaya konulan bu eşitsizdurumun ne kadar olumsuz sonuçlara nedenolacağı kolaylıkla anlaşılacaktır.

Günümüzde uluslararası müteahhitlikhizmetlerinde yaşanan rekabet giderekşiddetlenmekte ve firmaların bu rekabete ayakuydurması zorlaşmaktadır. Yurtdışında inşaatsektöründe faaliyet gösteren firmalarımız burekabete ciddi şekilde maruz kalmakta, sektöründeneyimi ve kapasitesi ayakta kalmalarınısağlamaktadır. Birçok devlet kendi ulusal inşaatfirmalarını bu yarışta koruyacak önlemleralmakta, yurtdışı faaliyetlerinde onlarıdesteklemektedir.

Özellikle gelişmekte olan birçok ülke istihdamartışı sağlayabilmek için ulusal işgüçlerinin birbölümünü yurtdışında faaliyet gösterenfirmalarda istihdam ettirebilme gayreti içinegirmektedir. Hintli, Çinli, Pakistanlı, Filipinliişgücünün içinde bulunduğu durum bunu izahetmektedir. Diğer ülkelerdeki ücret seviyesininçok altındaki seviyelerde istihdam edilebilen buişgücü potansiyeli uluslararası inşaat firmalarınıngiderek ilgisini çekmektedir. Uygulamadan eldeettiğimiz bilgilere göre, yurtdışında farklıcoğrafyalarda faaliyet gösteren inşaatfirmalarımızın istihdamı içerisinde bu ucuzişgücünün oranı sürekli artmaktadır. Ayrıca buülkelerden gelen işgücünün vasıf seviyesizamanla artmakta, mesleki eğitimden geçenişgücü sayısı uygulanan ulusal politikalarla artışgöstermektedir. Nitekim yurtdışı müteahhitlikhizmetlerinde daha önce % 70- 80'lerseviyesinde bulunan Türk işgücü oranı, sondönemde %30'lara kadar düşmüştür.

Son dönemde firmalarımızı etkileyen bir başkauygulama ise, gidilen ülkede yerel işgücüistihdamı noktasında zorunlu istihdam ya da kotauygulamalarına maruz kalınmasıdır. ÖrneğinRusya'da faaliyet gösteren firmalarımız için %15

4 - Sonuç ve Öneriler

oranında yerel işgücü kullanma zorunluluğubulunmaktadır. Cezayir'de %75 oranındaCezayirli istihdam etme yükümlülüğü vardır.Libya'da en az %50 oranında Libyalı çalıştırmaşartı vardır.

Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde ve bu işlerleTürk işgücü istihdamı noktasında bu denliolumsuz gelişmeler söze konu iken, Türkiye biryandan da sosyal güvenlik alanında önemlideğişiklikler yaşamaktadır. Reform olarakadlandırılan bu değişimin işletmelerimizaçısından beraberinde birçok sorunu getirdiğibilinmektedir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Yasası'ndan kaynaklanan, yukarıdadetaylarını verdiğimiz, işletmeleri ve özeldeyurtdışı müteahhitlik hizmetlerini etkilemesibeklenen bu sorunların temel özelliğiişverenlerin mali yükümlülüklerinin artıyorolmasıdır. Uluslararası alanda bu rekabetyaşanırken, geçmiş dönemlere göre bu denliönemli gelişmeler ortaya çıkmışken Türkfirmalarını çok olumsuz olarak etkilemesibeklenen bu yasal değişikliklerin her şeydenönce Türkiye'deki istihdam ve işsizlikproblemlerini daha da belirgin hale getireceği veçözümün giderek yabancı işçi kullanımı olacağısonucuna varılmaktadır.

Bu bağlamda her şeyden önce yapılmasıgereken, yeni 5510 sayılı Sosyal Sigortalar veGenel Sağlık Sigortası Yasası'nın 10. maddesi2.fıkrasındaki “geçici görevli” ibaresinintamamen ortadan kaldırılmasıdır.

Bu maddenin kaldırılması tek başına yeterliolmayacaktır. Yurtdışı istihdamın işvereneyüklediği yüklerin tekrar ele alınması, rekabetortamının özellikleri de dikkate alınarak yurtdışımüteahhitlik hizmetleri sektörünün önününaçılması zorunludur.

Yurtdışındaki inşaat firmalarımızda çalışan Türkçalışanlarımızın ve bakmakla yükümlü olduklarıaile fertlerinin sosyal güvenlik hakları son dereceönemlidir. Yapılacak herhangi bir düzenlemeçalışanlarımıza ve ailelerine zarar vermemelidir.

İşverenlerimiz artan maliyetlerden yurtdışındafirma kurma yoluyla kolaylıkla sıyrılabilirler.Ancak arzu edilen, Türk işgücünü kayıtlı olarak,biçimsel yollardan yurtdışında istihdamedebilmektir. Bu nedenle firmalarımızın gereködemeler dengesine olan pozitif etkisi gerekseistihdam yaratma kabiliyetleri dikkate alınaraksosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan maliyükümlülüklerinin bu raporda belirtilen hususlarçerçevesinde aşağıya çekilmesi zorunlugörülmektedir.

Page 38: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

36

YO

RU

M-

AN

AL

İZ

Çiğdem ÇINARD ili kiler Müdürüış şTürkiye Müteahhitler Birliği

İŞGÜCÜNÜN YER DEĞİŞTİRMESİ:İnşaat sektöründe kayıt dışı istihdam

Günümüzde kayıt dışı işgücüne ilişkin olarakyapılan bütün çalışmalarda genelliklevergilendirme veya sosyal güvenlik gibi mevzuatile ilgili hususların ön plana çıktığı görülmektedir.Avrupa kuruluşları tarafından kayıt dışı işgücü,resmi makamlara bildirilmeyen ancak doğasıitibariyle yasal her türlü ücrete tabi faaliyetolarak tanımlanmaktadır. ILO (UluslararasıÇalışma Örgütü) ve OECD (Ekonomik İşbirliği veKalkınma Teşkilatı) ise; yasalar, düzenlemeler veuygulamalar ile bir veya birden fazla idarimakamı dikkate alarak daha geniş bir tanımlamakullanmaktadır. Bu çerçevede kayıt dışı işgücü,kanunen tanınmayan veya korunmayan işgücüolarak tanımlanmaktadır.

Avrupa Birliğine üye ülkelerde gayrı resmiekonominin ortalama olarak %7 ila % 16arasında değiştiği öngörülmektedir. Bu rakamAvusturya ve İngiltere gibi ülkelerde %1.5 - %2arasında değişirken Yunanistan'da %20'ninüzerindedir. Avrupa Birliğine yeni üye olanülkeler genellikle söz konusu ortalama içinde yeralırken Bulgaristan ve Romanya'nın Yunanistanile aynı durumda olduğu görülmektedir.

Konu ile ilgili olarak yapılan bütün çalışmalarkayıt dışı işgücünün 1990'ların başından itibarenartmakta olduğunu göstermektedir. Bilindiği gibi,kayıt dışı işgücüne daha çok inşaat, otel verestoran, ulaştırma, temizlik ve hizmetler gibiemek yoğun sektörlerde rastlanmaktadır. Bununnedenleri anılan sektörlerde; yüksek orandadüşük ücretli ve vasıfsız işin mevcut olması,

Kaynak: “Shifting Employment:Undeclared Labour in Construction”

European Institute for Construction Labour Research

faaliyet gösteren firmaların büyük bir kısmınınküçük ve orta ölçekli olması ve işgücümaliyetlerini mümkün olduğu ölçüde azaltmaamacında olmaları olarak sayılabilir. Ülkeningenel ekonomik durumu da kayıt dışı işgücününistihdamını doğrudan etkilemektedir. Özellikleekonomik durgunluk dönemlerinde kayıt dışıişgücüne yönelimde artışlar söz konusuolmaktadır. Kayıt dışı işgücü kapsamına girenler;işsizler, sosyal yardımdan yararlananlar,mevsimlik işçiler, öğrenciler ve göçmenlerdir.

İşgücü piyasasının yasal olmayan tarafını ağırlıklıolarak inşaat sektöründeki kayıt dışı işgücününoluşturduğu sıklıkla vurgulanmaktadır. Budurumun; inşaat sektörünün emek yoğun ve işalanlarının dağınık olmasından, firmalarıngenellikle küçük ölçekli ve geçici, pazarın birkısmını (mesken, bakım ve onarım, tamir vb.)izlemenin ise oldukça zor olmasından, işin dahahaberdar olunamadan tamamlanmasındankaynaklandığı söylenebilir. Bu tablo, inşaatsektöründe kural dışı davranan aktörlerin etkinolduğu ve bu sektörde yasal düzenlemelereitibar edilmediği şeklinde hemen hemen bütünAvrupa'da yaygın olan kötü bir imajlabirleştirildiğinde, söz konusu bakış açısınınsadece sanayinin kendisi için değil bu sektördefaaliyet göstererek geçimlerini sağlamaya çalışaninsanlar açısından da ne kadar olumsuz olduğuortaya çıkacaktır.

Tam olarak güvenilir veriler bulunmasa da inşaatsanayinde kayıt dışı işgücünün önemli bir payıolduğu bilinmektedir. Bu kişiler genellikle yaşları25 ila 45 arasında değişen, kayıt dışı işin yanı sırasürekli bir işte veya kendi işinde çalışan erkekişçilerdir. Kayıt dışı olarak yarı zamanlı veyageçici işçi statüsünde istihdam edilenlerinücretleri nakit olarak elden ödenmekte ve bukişiler düzenli gelirlerine ilaveten bir gelir daha

Page 39: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

elde etmektedirler. Tam zamanlı kayıt dışı inşaat işçileri ise (yabancı, yasal olmayan işçiler veya sığınmahakkı arayanlar) inşaat sektörü işgücü piyasasında en az korunanlar kategorisinde yer almaktadırlar. Buişçiler daha ağır koşullarda ve uzun süreli çalışmaya gönüllüdürler. Amaçları iyi günlerin beklentisi iledayanabilecekleri belirli bir süre boyunca mümkün olan en yüksek gelir birikimini yapmaktır.Ekonomik durgunluk dönemleri dışında yerel işçiler pazarın bu bölümünde yer almamaktadırlar. Buişçilerin neredeyse tamamı Avrupa Birliği dışından gelmektedir. Anılan işçiler bir şekilde sistemin içinegirip, daha uygun koşullarda iş bulduklarında sistemi terk edeceklerdir. Bu nedenle, inşaat sektörügenellikle pazara giriş sanayi olarak görev yapmaktadır.

Ülke

ÇekCumhuriyeti

Polonya

Macaristan

Belçika

Danimarka

Finlandiya

Fransa

Almanya

Hollanda

İspanya

İngiltere

İşçi sayısı

140.000 -200.000 işçi(% 25 yasal olmayan

yabancı işçi)

230.000 işçi(%50 yasal olmayan

yabancı işçi)

150.000-200.000 işçi

20.000 işçi

300.000 işçi

Müteahhitlerin %15-25’iyasal olmayan yabancı

işçi kullanmaktadır.

170.000-400.000 işçi

İnşaat sanayindeki işgücünün%60’ı serbest çalışmakta,

ne kadarının yasal olmadığıbilinmemektedir.

İnşaat işçisipayı %

35

30-40

25

10-12

20

17

7-20

İnşaat çıktısıpayı %

20

30

20

11

10

20

15

5

33(tamir,

renovasyon,bakım veonarım)

Özellikler

İşçilerin %40’a yakın bölümünün dahil olduğukayıt dışı işgücü gelirlerin ana kaynağıdır.

Kurumların rolü artarken sahte serbest çalışmaoranı da büyümektedir.

Kayıt dışı işgücünün klasik tiplerinin yeni üyeülkelerden gelen serbest çalışanlarla yerdeğiştirmesi söz konusudur.

Kısıtlamaları aşmak için hizmetlerin bedelsiz olaraksağlanması konusu ortaya çıkmaktadır.

Kurumların ve işçilerin artan faaliyetleri-yasalolmayan yabancı işgücü taşeronluk yapmaktadır.

Kayıt dışı işgücü oranı belli bir düzeyde kalmış vehatta azalmaya başlamış gibi görünmektedir.

İnşaat sanayi dışındaki diğer sanayilerde kayıt dışıişgücünün azaldığı görülmektedir.

Esneklik artışı: kurumlar, geçici ve serbest çalışanişçiler ve yabancı hizmet sağlayıcılar

Yasa dışı işgücünün düzene sokulması etkili olmuştur.

Toplam kayıt dışı işgücünün %47’sinin inşaatsanayinde olduğu düşünülmektedir.

Toplam kayıt dışı işgücü içinde inşaat sektörününpayı %50 olarak tahmin edilmektedir. Genel olarakkayıt dışı işgücü azalmaktadır.

İnşaat Sanayindeki Kayıt Dışı İşgücü ile ilgili Bulgular(11 ülke ele alınmıştır)

37

Page 40: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

38

Yukarıdaki tabloda verilen bulgularincelendiğinde aşağıda sunulan sonuçlaraulaşılmaktadır:

•Hnşaat

sektörünün istihdamı içindeki payı, kayıt dışıişgücünün GSYİH veya toplam istihdamiçindeki ortalama payından çok daha fazladır.

Kayıt dışı işgücünün etkilerine baktığımızda ilkgöze çarpan, vergi gelirlerinde yaşanan düşüşnedeniyle genel olarak sosyal hizmetlerdemeydana gelen eksikliklerdir. İkinci bir etkininise, bir iş için gerekli olan performanstan ilintisizolarak fiyatlarda görülen düşüş eğilimi olduğusöylenebilir. Üçüncü olarak da, sanayinin mevcutimajının daha da olumsuz yönde etkilenmesisayılabilir. Kayıt dışı işgücünün kaçakçılık,sömürü ve köle ticareti ile birleşmesi inşaat

emen her ülkede, kayıt dışı işgücününgerçekleştirilen inşaat projeleri ve i

• İnşaat sanayindeki genel tablo kayıt dışıfaaliyetlerdeki artış veya azalıştankaynaklanmamakta ve kayıt dışı işgücününgelişimi ülkeden ülkeye göre farklılıkgöstermektedir.

•Bütün Avrupa'da ücretli veya kendi işindeçalışan işçilerin mevcut düzenli işlerinin yanısıra kayıt dışı olarak yürüttükleri çalışmalarınsüreklilik arz edeceği gözlenmektedir. Bu tarzkayıt dışı işgücü ile uğraşması zor olduğu gibiizlenmesi, kontrolü ve engellenmesi deoldukça zordur.

•Piyasaya girişin sınırlı olduğu Avrupa Birliğinineski üye ülkelerinde ise sahte serbest çalışmauygulamalarından kaynaklanan kayıt dışı işgücüoranı artmaktadır.

•Avrupa pazarının açılması ve genişlemesi ilebirlikte kayıt dışı işgücü istihdamının payı daartmıştır.

sanayini yanlış bir konuma yerleştirmektedir. Budurum verimliliği tehlikeye sokmakta, rekabetortamını tahrif etmekte, sektöre ve ilgili fonlarayeterli kaynak aktarılamaması da meslekieğitimin kalitesinin düşmesine ve işgücününgiderek vasıfsızlaşmasına neden olmaktadır.

Bugüne kadar yapılan çalışmalar kayıt dışıişgücünün önlenmesi amacıyla alınan tedbirlerinüç farklı yaklaşım ile açıklanabileceğinigöstermektedir:

Bu yaklaşımın iki ana şekli bulunmaktadır.Birincisi, işsizlerin yasal piyasa ile entegrasyonuüzerinde odaklanırken diğeri, iş çevresininbasitleştirilmesini temel almaktadır.

• İşsizlerin, kayıt dışı işlerinin bir kısmını beyanetmek suretiyle yasal hale getirebilmeleri,

• İşsizlere geçici ve daha esnek imkanlarsağlanması amacıyla kurumların geçici işçikiralamalarına ilişkin yasağın ortadankaldırılması,

•Serbest çalışma şartlarının basitleştirilmesi ilegirişimciliğin desteklenmesi,

•Gerekli mesleki kriterlerin seviyesinindüşürülerek küçük ölçekli firmalara pazarınaçılması,

•Piyasadaki aktörlerin beyan konusuna ilgisininarttırılması amacıyla katma değer vergisi vekurumlar vergisi oranlarının düşürülmesi,

•Alıcılara vergi muafiyetleri sağlanması,•Müteahhitlerin kolay erişim sağlayabileceği

yeni bir kayıt sistemi geliştirilmesi,•Yasa dışı çalışan müteahhit ve işçilere genel af

çıkarılması.

Üye ülkelerdeki yaygın kanaat, yeni bir yasaldüzenlemenin gerekli olmadığı, amacın mevcutmevzuatı kontrol etmek ve doğruluğunukanıtlamak olması gerektiği şeklindedir. Buçerçevede çeşitli metod ve araçlar belirlenmiştir:

•Sosyal güvenlik ve diğer kanuni zorunluluklarauygunluğun kontrol edilmesi ve alanda tetkikinkolaylaştırılması için kimlik kartlarıdüzenlenmesi,

•Denetleme kuruluşları arasındakikoordinasyonun geliştirilmesi,

•Denetleme kuruluşlarında daha fazla kişiistihdam edilmesi,

•Para cezaları ve diğer cezaların arttırılması,•Sorumluluğun ön plana çıkarılması,•Kamu tedarik sisteminde sosyal hükümlere yer

verilmesi,•Hileli girişimlerle ilgili kara liste uygulamasının

başlatılması.

a.Bütünleştirici yaklaşım:

b.Uygulayıcı yaklaşım:

Kayıt dışı işgücünün kaçakçılık, sömürü

ve köle ticareti ile birleşmesi inşaat

sanayini yanlış bir konuma

yerleştirmektedir. Bu durum verimliliği

tehlikeye sokmakta, rekabet ortamını

tahrif etmekte, sektöre ve ilgili fonlara

yeterli kaynak aktarılamaması da

mesleki eğitimin kalitesinin düşmesine

ve işgücünün giderek vasıfsızlaşmasına

neden olmaktadır.

Page 41: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

39

c.Geliştirici yaklaşım:

İlk bakışta geliştirici yaklaşım çok yaygın gibigörünmese de, “iyi görünme” kampanyaları gibiuygulamaların kayıt dışı işgücünün boyutlarıüzerinde etkisi olabileceği aşikardır. Bu yaklaşımçerçevesindeki bazı önlemlere aşağıda yerverilmektedir:

•Toplu görüşmelere ilişkin anlaşmaların daha dageliştirilmesi, (eski moda bir araç gibigörünmekle birlikte bazı ülkelerde sanayidekibakış açısını olumlu yönde değiştirmektedir.)

•Asgari ücret uygulaması,•Sanayinin istihdam ile doğrudan ilgilenmesi

(sektöre yasal giriş yapılmasını sağlamaktadır),•Davranış kuralları ve diğer yetkilendirme

çeşitleri,•Sanayi tarafından geliştirilen ve kontrol edilen

mesleki ve sosyal standartlara dayalıakreditasyon veya sertifikasyon,

•Milletler üstü işbirliği ve yabancı işçilerin işgücüpiyasası kuruluşlarına dahil edilmesi.

Sonuç olarak konuya ilişkin bulguları aşağıdakişekilde özetleyebiliriz:

•Kayıt dışı işgücü ile savaşmak amacıyla alınanönlemlerin hedeflediği grup ile inşaatsanayindeki kayıt dışı işgücünün ana aktörleribirbirlerine uymamaktadır. Sonuç olarak,alınan önlemlerin kayıt dışı işgücü üzerindekiazaltıcı etkisi son derece az olmaktadır.

• İstihdam statüsü, bağımsız işçiler ve hizmetsözleşmesine ilişkin mevcut tanımlamalarınsadece ulusal sınırlar içerisinde formüleedilmesi etkin bir politika için elverişlideğildir.

•Farklı kategoriler farklı önlemlergerektirmektedir. İnşaat sanayinde, ücretliçalışanlar, serbest çalışanlar ve kayıtlıolmayanlar olmak üzere üç ana kategoride işçikayıt dışı işgücü olarak faaliyet göstermektedir.Bunların yasal durumları gibi zayıf yönleri debirbirlerinden farklı olduğundan kayıt dışıfaaliyetlerine ilişkin problemlerin çözümü defarklı uygulama ve önlemler gerektirmektedir.

•Kayıt dışı işgücüne dahil olan farklı aktörler(müşteriler, işverenler, işçiler, işgücü arzı ileilgili kurumlar, resmi merciler) arasındakiilişkiler konu ile ilgili bütün aktörlerinyükümlülüklerini belirleyen bir hukuki çerçeveiçine toplanmalıdır. Bu; taşeronluk, istihdamkontrolü ve işçi akışının denetlenmesindenoluşan zincirdeki sorumluluğu ifadeetmektedir. Yetkililerin, işçi hakları, işilişkilerinin kurallara uygun olması ile birlikte

eşit şartlar altında rekabeti destekleyenuygulama ve metodları garanti edenmekanizmalar oluşturmaları gerekmektedir.

•Ortak hakların ve aktörlerin tanınmasınayönelik alıştırma: Gerçek serbest iş sahipleriişgücü piyasası kurumlarına girmek ve daha iyişekilde temsil edilmek imkanına sahipolmalıdır. İşçilerin yararına (eğitim imkanları,sağlık ve güvenlik, sosyal fonlar) sanayitarafından kurulan ticari birlikler ve kurumlarkayıt dışı işgücü konusunda zor durumda olanişçilerin bir araya gelmesini sağlayacak birstrateji geliştirmelidir.

• İlgili merciler arasında yasal şartlara uygunluğusağlayacak yönde mevcut koordinasyonungeliştirilmesinin doğrudan etkisi olacaktır. İşmüfettişleri ve diğer denetleme birimlerinin işçihaklarını gerçeğe dönüştürmeleri için mevcutişbirliği ve koordinasyonu geliştirmelerigerekmektedir. Sosyal korumayı geliştirecek vegüçlendirecek etkin bir politika oluşturulmasınıkolaylaştıracak yeni idari mekanizmalarkurulmalıdır.

Kayıt dışı işgücüne dahil olan farklı aktörler

(müşteriler, işverenler, işçiler, işgücü arzı ile

ilgili kurumlar, resmi merciler) arasındaki

ilişkiler konu ile ilgili bütün aktörlerin

yükümlülüklerini belirleyen bir hukuki çerçeve

içine toplanmalıdır. Bu; taşeronluk, istihdam

kontrolü ve işçi akışının denetlenmesinden

oluşan zincirdeki sorumluluğu ifade

etmektedir. Yetkililerin, işçi hakları, iş

ilişkilerinin kurallara uygun olması ile birlikte

eşit şartlar altında rekabeti destekleyen

uygulama ve metodları garanti eden

mekanizmalar oluşturmaları gerekmektedir.

Page 42: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

Dr. Latif Onur UĞUR

FIDIC İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNDEANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ

1. Giriş

Bir yapım projesi ile ilgili uyuşmazlıklar veçelişkiler şu nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir;

• Yetersiz ve eksik kontrat dokümantasyonu,• Uygun olmayan tarzda kontrat düzenlenmesi,• Uygun olmayan ihale tarzları,• Kontrata dahil olan bir tarafın maruz kaldığı

makul olmayan risk yükü,• Projenin tipine uygun olmayan personel,• Sözleşmeden doğan riskin, o riski taşımak için

yetersiz olan bir tarafın üstünde olması,• Taraflardan birinin iflas etmesi,• İkiden fazla taraf olduğunda ortaya çıkan

koordinasyon problemleri,• Belirsiz şartların özellikle kontrata yazılması ya

da kontratın standart formundaki şartlarındeğiştirilerek sağlıksız yorumlara yol açması,

• Belirsiz yan cümlelerle kararlarındeğerlendirilmesini iki tarafa ya da taraflardanbirine bırakmak,

• Gereken sonuçları sağlamakla yükümlü olantarafla sonuçlar yerine metotların belirlenmesi,

• Mimari, inşaata ait ve mühendislik çizimlerininya da tasarımların yetersiz olması .

Bazen bu sorunlar proje katılımcıları tarafındançözülemeyecek nitelikler arz ederler.Müteahhidin açısından bakılınca ortaya çıkansorunlar ek finansal problemler ve zamandır.Proje yöneticisi bu konular hakkında bir değişiklikisteği talebinde bulunur. Eğer işveren de bukonularda hemfikirse ortadaki sorun halledilebilir.Ancak hemfikir değilse konu yargıya kadarulaşabilir. Bu gibi durumlarda nasıl davranılacağıyapım sözleşmesinde belirtilir.

Uluslar arası normlarda normal prosedür, projeyöneticisinin ek zaman ve tazminat talebini

[1]

tasarımcıya/mimara veya işverene iletmesiylebaşlar. İşveren veya mimar bu taleplerin hepsinikabul edebilir, bir kısmını kabul edebilir veya hiçbirisini kabul etmez. Eğer proje yöneticisi tatminolmazsa bu hak talebi sözleşme anlaşmazlıklarınadönüşür. Bu durumda öncelikle uzlaşmateknikleri kullanılır. Bu tutum hem müteahhithem de işveren açısından anlaşmazlıkların enucuz ve hızlı çözüm yoludur.

Yapım işlerinde hak talebi aşağıdaki sebeplerdenortaya çıkar;

• Müteahhidi zora sokacak yapısal işlerin hızlıyapılması isteği,

• İşveren tarafından yapılan yapısal değişiklikler,• Gittikçe artan değişiklik isteği talepleri,• İşverenden kaynaklanan iş gecikmeleri,• Sözleşme dokümanlarından farklı tanımlanan

dış koşullar,• Hava şartları,• Sözleşme yönetimi esnasında yapılan

dikkatsizlik, yanlışlık ve ihmaller.

Yukarıdakilerden herhangi birisi, yüklenicinin işinibelirlenen zaman ve bütçe dahilinde bitirmesiniengeller. Hak talebi ve anlaşmazlıkların anabaşlıkları şu şekildedir;• Konu nedir?• Sorumlu kimdir?• Durumun zamana ve maliyete olan etkilerinelerdir?

Yapım sektöründe birçok anlaşmazlık çözümyöntemi vardır. Pazarlık yapma en ucuz ve zamankazandıran bir yöntemdir. Eğer bu yöntem sonuçvermezse diğer teknikler denenmelidir.

Pazarlık, her iki tarafın da karşılıklı oturup,olayları tartışıp bir anlaşmaya varma çabasıdır. Buyöntem hem etkili hem de ucuz bir yöntem olupdışarıdan desteğe ihtiyaç duyulmaz. Anlaşmazlıkortaya çıkar çıkmaz hemen uygulanmalıdır. Yoksabaşka yöntemler denenmek zorunda kalınır.

2. Hak Talebi Sebepleri

3. Anlaşmazlık Çözümü Teknikleri

a) Pazarlık

40

YO

RU

M-

AN

AL

İZ

Page 43: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

b) Arabuluculuk

c) Hakem Kararı ile Çözüm

d) Deneme

Arabuluculuk pazarlık aşamasını kolaylaştırmakiçin üçüncü bir kişiden yardım isteme olayıdır.Hem müteahhit hem de işveren dışarıdan birarabulucu getirmeye razı olurlar veya böyle birdurumda nasıl davranılacağı sözleşmede belirtilir.Sonuç olarak bu dışarıdan bulunan kişi güvenilir,konular hakkında bilgisi olan birisi olmalıdır.Genelde arabuluculuk görüşmeleri çok kısa sürer.

Bu görüşmelerden önce her iki taraf dadurumlarını belirten birer yazı hazırlayarakarabulucuya iletirler. Arabuluculuk, taraflardanbirinin kendi durumunu anlatmasıyla başlar. Buaçılıştan sonra her bir taraf ayrı ayrı odalara alınır.Arabulucu da her bir odayı ayrı ayrı ziyaretederek aralarını bulmaya çalışır. Bu işlem kesinsonuca varıncaya kadar devam eder. Kesinsonuca varılınca da taraflar arabulucu tarafındanimzaya çağrılır.

Arabuluculuğun başarılı olabilmesi için her ikitarafın da uzlaşmaya meyilli olmaları gerekir.Ayrıca uzlaştırıcı da her iki tarafın güveninisağlamalıdır.

Hakemler veya hakem kararı ile çözme,mahkemeye başvurmaya alternatif bir yoldur. Buyöntemde taraflar kendi konumlarını tarafsız birüçüncü kişiye anlatırlar. Bu hakeme ayrıca taraflartarafından karar verme yetkisi de verilmiştir. Bukararlardan bazıları bağlayıcı olabilir, bazıları dabağlayıcı olmayabilir. Bağlayıcı hakem kararlarıfinal niteliği taşıyabilir, bağlayıcı olmayan hakemkararları da olayın mahkemeye intikal etmesineneden olabilir. Hem işveren hem de müteahhit,ikisi birden hakeme başvurma kararı alabilirler yada bu durum sözleşmede belirtilir. Hakem kararıile çözme mahkemeye başvurmaya oranla dahaaz zaman harcar ve daha az masraflıdır.Hakemler genellikle bu işlerin teknik kısmınıbilen kişilerden seçilirler.

Deneme, bağlayıcı olmayıp uzlaşmacı bir yapıdaolan, pazarlık usulü ve arabuluculukkavramlarından harmanlanmış bir tekniktir. Buteknik sadece her iki taraf da bunu isterseyürütülür. Her iki taraf da bu sürece nezaretedecek birer tarafsız danışman seçer. Deneme ikisüreçten oluşur. İlk önce avukatlar her iki tarafiçin de birer kısa konuşma yaparlar. Bu konuşmaşirketlerin üst yöneticilerinin konuşmalarındanönce olur. Sonra bu yöneticiler birbirlerinidinleyerek anlaşmaya varmaya çalışırlar. Eğer buidareciler bir anlaşmaya varamazlarsa öncedenbelirlenip yetki verilen bir şahıs arabuluculuk

yapmaya çalışır ve tavsiye niteliğindekisöylemlerini belirtir.

Bu işi yapmanın iki önemli yolu vardır; birincisitarafsız bir şahıs bulmak ve ikicisi de her ikitaraftan da hatırı sayılır kişiler bulup onları önesürerek anlaşmaya çalışmaktır.

Anlaşmazlık denetleme kurulu, diğer teknik veyöntemlerden farklı olarak daha işe başlamadan vebir anlaşmazlık ortaya çıkmadan önce oluşturulur.

Kurul bu tip olaylar konusunda uzman kişilertarafından oluşturulur. En az üç kişiden oluşur. Buüyelerden birisi işveren tarafından, birisi müteahhittarafından üçüncüsü de ilk ikisi tarafından seçilir.Bütün kurul üyelerinin her biri hem müteahhithem de işveren tarafından kabul edilmiş olmalıdır.Bu seçim ve atama yapıldıktan sonra her iki tarafada eşit davranacaklarına ve tarafsız olacaklarınadair bir sözleşme imzalarlar. Bu sözleşme hemmüteahhit hem işveren hem de kurul tarafındanimzalanır.

Kurul üyelerine yapım projesinin birer kopyası,yapılan ve yapılacak olan işler hakkında bilgi sahibiolmaları için verilir ve periyodik olarak şantiyegezdirilir. Bu şekilde bir anlaşmazlık durumundatarafsız olan kurul olaya müdahil olarak el koyar veçözmeye çalışır.

Bu durum bir avukat tutmayı,gerekli dokümanları hazırlamayıve yargı yoluyla işleri halletmeyeçalışmayı içerir. Bu uygulamagenellikle en çok para ve zamanharcanan bir yöntemdir. Çoğuişveren ve müteahhit işleriniyargı yoluna gitmeden halletmeyidüşünürler. Bu yöntemde olayınçözülmesi yıllar alabilir.

başlıklı 20. madde, taleplerin karşılanması veuyuşmazlıkların çözümü ile ilgili düzenlemeleriyapmakta; Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulunun oluşturulması ve çalışmasınıdüzenlemekte; Sulh Yolu İle Çözüm ve Tahkimşartlarını belirlemektedir.

başlıklımaddede; “Eğer müteahhit, herhangi bir ilave

e) Anlaşmazlık Denetleme(Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma) Kurulu

f) Dava Etmek

4. FIDIC Tasarım-Yapım ve Anahtar TeslimiTip Sözleşmesi İdari ŞartnamesindeAnlaşmazlıkların Çözümüne Dair Hükümler

İddialar, Talepler, Uyuşmazlıklar ve Tahkim

20.1. İddia ve Taleplere İlişkin İşlemler

41

Page 44: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

ödeme talep ve iddiasında bulunacaksa, iş sahibitemsilcisine mümkün olduğu kadar erken ve herhalde bu talebi doğuran olayın başlamasındanitibaren 28 gün içinde ihbarda bulunur. Buihbardan itibaren 28 günlük süre içinde veya işsahibinin kabul edeceği diğer belirlenecek birsürede müteahhit, ileri sürdüğü iddia ve talebinmiktarı ile dayanak ve özelliklerini belirten birhesap raporunu iş sahibi temsilcisine iletir”ifadeleri yer almaktadır.

başlıklı maddede; “Verilen kanıtların /açıklamaların yeterli olmaması durumundamüteahhidin sadece kanıtlanan talep kısmına aitödemeyi almaya hak kazanacağı” ifadeedilmektedir.

başlıklı maddede; “Eğer AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kurulu üyesi veya üyeleriönceden taraflarca kararlaştırılıp sözleşmedebelirtilmemiş ise, Yürürlük Tarihinden itibaren 28günlük süre içinde Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulunun atamasını taraflar ortaklaşayapacaklardır” hükmü yer almaktadır. Bu durumŞekil 1.'de grafiksel olarak gösterilmiştir.Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulunun üyesayısı, teklif ekinde belirtileceği üzere bir yada üçkişi olabilecektir. Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulu üyelerinin atanması ile ilgili ilke vekoşullar aşağıdaki gibidir;a) Uluslararası Müşavir Mühendisler

Federasyonunun (FIDIC) örnek olarakyayınladığı ilke ve koşullar ile uyumlu olmalı,

b) Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulunun herbir üyesinin sözleşmenin taraflarındanbağımsız olmasını ve görev süresi boyunca daöyle kalmasını öngörmeli,

c) Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulununtarafsız ve sözleşme hükümlerine göre faaliyetgöstermesini gerektirmeli ve

d) Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulununüyelerinin, hiçbir şekilde, atanmalarına ilişkinolarak görevlerine yada sözleşmelerine aykırıhareket etmelerinden dolayı sorumluolmayacakları, tarafların bu gibi iddia ya dataleplerden üyeleri muaf tuttukları yolundataahhütlerini içermelidir.

20.2. İddia ve Taleplere İlişkin Ödemeler

20.3. Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulu

İş sahibi ve müteahhit, AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kurulunun üyelerininücretlerini, saptanan kurallar ve miktarlara göreyarı yarıya ödeyeceklerdir. AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kurulunun görevine, ancak işsahibi ile müteahhidin ortak kararı ile sonverilebilir. İbraname yürürlüğe girdiğinde yadatarafların üzerinde anlaşacakları herhangi başkabir tarihte, Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulunun görevi bitmiş olur.

başlıklı maddede;“İş sahibi temsilcisine ait görüş, talimat, karar,sertifikaya bağlama ve değerlendirmeler dedahil olmak üzere; sözleşme veya işinuygulanmasından/yapılmasından dolayı iş sahibiile müteahhit arasında bir anlaşmazlıkçıktığında, bu anlaşmazlık önce AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kuruluna yazı ile bildirilir; yazılıbildirimin bir kopyası da karşı tarafa iletilir.Taraflar Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKuruluna gerekli tüm bilgileri derhal sunar,kurulun iş sahasına girmesine izin verirler vekarar verilebilmesine yönelik olarak her türlühususu yerine getirip kolaylıkları gösterirler”denmektedir. Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulu, iletilen yazılı anlaşmazlık bildirisinialdığı günden sonraki 56 günlük süre içinde“hakem kurulu” veya “uzman kişi” olarakhareket eder ve kararını bu süre içinde taraflarabildirir. Bu yazılı bildiride kararın gerekçesi debelirtilir.

Sözleşme önceden sona ermiş veya erdirilmişolmadıkça; müteahhit, bir yandan işi gayretlesürdürürken, gerek iş sahibi gerekse müteahhit,Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulununkararlarını (bu kararlar sulh yolu ile çözüm yadahakem kararı ile değiştirilmedikçe) derhaluygularlar.

Taraflardan herhangi birisi kurul kararınıaldıkları günden sonraki 28 günlük süre içindekurul kararını benimsemediklerini bildirmezlerise; bu durumda Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulunun kararı kesinleşir ve tarafları bağlayıcıözellik kazanır.

başlıklı maddede;“20.4. madde uyarınca “benimsememe”ihbarında bulunulduğunda, taraflar, hakemegitmeden önce, söz konusu anlaşmazlığı sulhyolu ile çözümlemek için çaba gösterirler.Taraflar aksine anlaşmamışlar ise AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kurulu kararıyla ilgilibenimsememe ihbarının yapılmasından sonrakigünden itibaren sayılacak 56. günde veya bugünden sonra, sulh yolu ile çözüm girişimindebulunulmamış bile olunsa, hakem işlemlerinebaşlanabilir” ifadeleri yer almaktadır.

20.4. Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma KuruluKararları İle İlgili İşlemler

20.5. Sulh Yolu İle Çözüm

Yapım

sektöründe

birçok

anlaşmazlık

çözüm yöntemi

vardır. Pazarlık

yapma en ucuz

ve zaman

kazandıran bir

yöntemdir. Eğer

bu yöntem sonuç

vermezse diğer

teknikler

denenmelidir.

Anlaşmazlıkları SonuçlandırmaKurulu'nun belirlenmesi

Başlangıç Tarihi

<28 gün

Şekil 1. Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulunun Belirlenmesi(Kaynak: FIDIC Conditions of Contract for Construction, for building and engineeringWorks designed by the employer, first edition 1999)

42

Page 45: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

20.6. Tahkim başlıklı maddede; “Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulunun 20.4. madde hükümlerinegöre kesin ve bağlayıcı özellik kazanmamış kararlarına ve sulh yolu ile çözüme kavuşturulmayankonulara ilişkin uyuşmazlıklar; uluslar arası tahkim yolu ile nihai olarak karara bağlanır” denmektedir.Tahkimin izleyeceği kurallar, (bu kurallarda belirtilmemiş ise) hakemi/hakemleri atayacak veya tahkimkurallarını uygulayacak kuruluş, hakemlerin sayısı, tahkimin yeri ve kullanılacak dil, teklif ekindebelirtilir. Hakemler, Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulunun tüm kararlarını tartışma, inceleme vedeğiştirmede tam yetkiye sahiptirler. Anlaşmazlıkların çözümlenmesi süreci Şekil 2.'de grafiksel olarakifade edilmiştir.

Hakemler karşısında anlaşmazlık tartışılırkentarafların hiç birisi daha önce AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kuruluna vermiş oldukları kanıtlaryada ileri sürmüş oldukları savlar ile sınırlıdeğillerdir.

Tahkim işlemine, sözleşme konusu işintamamlanması önce yada sonra başlanabileceğigibi işin ilerlemesi esnasında tahkim işlemlerininyürütülmesi nedeni ile tarafların ve AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kurulunun yükümlülüklerindeherhangi bir değişiklik meydana gelmez.

başlıklı maddede; “Taraflardanbirisinin Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulununkesinleşen bir kararına uymadığı taktirde, diğertarafın bu uymamazlığı, sahip bulunduğu diğerhaklar saklı kalmak kaydı ile hakemegötürebileceğini” ifade edilmektedir.

1996 yılına kadar FIDIC'in sözleşme şartları metni,iş sahibi ile müteahhit arasında uyuşmazlıkçıkması durumunda karar verme yetkisinikontrollüğe/mühendise bırakmaktaydı. Fakat

20.7. Anlaşmazlıkları Sonuçlandırma KuruluKararına Uymama

5. Değerlendirme

<84 gün <28 gün >56 gün

Taraflardan biriASK'na başvurur

Taraflardan birimemnuniyetsizliğinedair yazı yazabilir

Taraflardan biriTahkim sürecinibaşlatabilirTaraflar mevcut durumu

ASK'na ifade ederler Dostça çözüm

ASK kararınıverir

Hakem/Hakemlerbelirlenir

Şekil 2. Anlaşmazlıkların Çözümlenmesi Süreci(Kaynak: FIDIC Conditions of Contract for Construction, for building and engineering Works designed by the employer, first edition 1999)

gelirini iş sahibinden sağlayan kontrolün vereceğikararlarda objektiflikten uzaklaşabileceğidoğrultusundaki eleştirilerin artması ile son yıllardakontrollüğün bu özel rolünden ayrılmaları olmuş veuyuşmazlıkların çözümü için çeşitli yöntemlergeliştirilmiştir. İnşaat mühendisliği ile ilgili FIDIC tipisözleşmelerde gittikçe tercih edilen seçenek,düzenli aralarla ziyaret yaparak işin ilerleyişinisürekli izleyecek ve böylece çıkabilecekuyuşmazlıkları çözecek durumda olacak bir yadabirkaç uzmanın, sözleşmenin başlangıcındaatanmasıdır. FIDIC de, uyuşmazlıkların giderilmesiile ilgili olarak kontrollüğe tanınan rol yerine buçözümün daha uygun ve kabul edilebilir bir çözümolduğu görüşüne varmıştır. Bu gerekçe ileAnlaşmazlıkları Sonuçlandırma Kurulununoluşturulması ve çalışması ile ilgili düzenlemeleryapılıp tip sözleşmelere konmuştur.

Bir diğer önemli saptama, AnlaşmazlıklarıSonuçlandırma Kurulu ve dostça çözüm çabalarınınardından gelen tahkim uygulamasıdır. Adlimakamlara gidilmeden kısa sürede ve daha ucuzaçözüm bulunması yolunda önemli bir enstrümanolan tahkimin düzenlenme ve uygulanması konusuise başlı başına bir uzmanlık alanı mahiyetindebulunmaktadır.

Kaynaklar1. Latif Onur Uğur, “Yapım Sözleşmelerinin Oluşturulması ve Yönetimi”, İnşaat Sanayi, sayı 96, s.90-93, 20062. FIDIC Tasarım-Yapım ve Anahtar Teslimi Tip Sözleşmesi İdari Şartnamesi, Bölüm 1, Genel Şartlar,

Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği, FIDIC Yayınları/433. FIDIC Conditions of Contract for Construction, for building and engineering Works designed by the employer,

first edition 1999

43

Page 46: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

83 YILDIR TÜRKİYE’Yİ

36 YILDIR DÜNYANIN 63 ÜLKESİNİ

İNŞA EDİYORUZ

Sadece yapılar değil, ilişkiler inşa ediyoruz.

Zamanlar, mekanlar, insanlar arasında...

44

Ahmet Mithat Efendi Sokak 21/3, 06500 Çankaya AnkaraTel: (312) 440 81 22 - 441 44 83 • Faks: (312) 440 02 53 • [email protected] • www.tmb.org.tr

Page 47: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TÜRK MÜTEAHHİTLERİNYURTDIŞI BAŞARILARI

Türk müteahhitlerin yurtdışında üstlendikleri yıllık iş hacmi 5 yılda 8,5 katlık bir artışla, 2002'de1,5 milyar ABD Dolarından, 2006 sonunda 12,7 milyar ABD Dolarına ulaştı.

Türk müteahhitlerin yurtdışındaki inşaat-taahhüt işlerinin %90'ı Türkiye Müteahhitler Birliğiüyesi firmalarca gerçekleştirilmektedir.

GURURLUYUZ !

Müteahhitlerimizin 2006 sonu itibariyle 85 milyar Dolar olan toplam uluslararası iş hacmini2007 sonunda 100 Milyar ABD Dolarına ulaştıracağız.

KARARLIYIZ …

2006'da yurtdışında alınan işlerin %60'ı Rusya, Katar, Kazakistan ve Libya olmak üzere 4 ülkedeüstlenilmiştir. İlk 10 ülke itibariyle dağılım şöyledir : Rusya (2,8 Milyar ABD $), Katar (2,5 MilyarABD $), Kazakistan (1,3 Milyar ABD $), Libya (1,1 Milyar ABD $), Suudi Arabistan (0,9 MilyarABD $), BAE (0,9 Milyar ABD $), Cezayir (0,8 Milyar ABD $), Arnavutluk (0,6 Milyar ABD $),Türkmenistan (0,5 Milyar ABD $), Yemen (0,3 Milyar ABD $)

Türk Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri1972 - 2006

* 2007 yılı hedefi

2002 2003 2004 2005 2006 2007*

1,53,4

5,4

9,312,7

15,0

63 ülkede, 3600’ün üzerinde proje,85 ilyar tutar nda i hacmi …M ABD Doları ı ş

ABD 52Çin 46

20TürkiyeJaponya 17İtalya 12Fransa 9Diğer 69

Dünyanın En Büyük 225Uluslararası Müteahhitlik FirmasınınÜlkelere Göre Dağılımı*

(*) ENR, 22 A ustos 2006ğ , www.enr.com

BA

SIN

TO

PL

AN

TIS

I

FİRMA ADISIRALAMA

ENKA

GAMA

RENAISSANCE

YÜKSEL

TEKFEN

GAP

BAYTUR

STFA

ALARKO

NUROL

ATLAS YAPI

DOĞUŞ

HAZİNEDAROĞLU

SUMMA

SOYAK

MAK-YOL

CENGİZ

LİMAK

RASEN

2006

47

65

86

88

90

113

116

125

126

127

134

145

150

151

161

174

195

198

203

219

2005

52

64

**

**

92

**

179

122

100

113

135

143

162

136

170

**

**

202

**

** ESER

45

Page 48: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ2006 YILI DEĞERLENDİRMESİ

yararlanırken, bizler bu imkânlardanyoksunuz. Doğalgaz satın aldığımız ülkelerleoffset, yani ithalat mukabili iş yapmaanlaşmaları yapılabilecekken bu imkânı dahison yıllarda değerlendiremedik.

Müteahhitlerimizin, diğer ülkelerinmüteahhitlerinin gitmedikleri siyasi veekonomik yönden son derecede istikrarsızülkelerde büyük riskleri göz alarak ve geçmişteolduğundan çok daha düşük kâr marjlarınarazı olarak çalıştıklarını unutmayınız. Son 3 yıliçerisinde Afganistan’daki ve Irak’takişantiyelerimizde patron, mühendis, işçi veşoförlerimiz dahil olmak üzere 50’den fazlaşehit verdik. Daha geçtiğimiz hafta meydanagelen elim uçak kazası nedeniyle üyemiz Kulakİnşaat firması mensuplarından 29 kişiyikaybetmenin acısını yaşadık. Başta değerliüyemiz İsmail Kulak olmak üzere hepsinisaygıyla anıyor, kendilerine rahmet, camiamızabaş sağlığı diliyorum.

Yurtdışı ve yurtiçindeki şantiyelerinde vegirdikleri diğer sektörlerdeki işyerlerinde yüzbinlerce vatandaşımıza istihdam yaratmaksorumluluğumuzu yerine getirebilmemiz, baştasiyaset olmak üzere ekonomi ve diğeryöneticilerimizin bizleri nasıl yönettikleriyle debire bir ilgilidir. Bu nedenle TürkiyeMüteahhitler Birliği Yönetim Kurulu 2007yılının siyaset endeksli olmasınıdeğerlendirerek geleneksel gündemtoplantılarının temasını siyaset olarak belirledi.

Bu bilgiyi de sizlere vererek sözlerime sonvermek istiyorum, hepinizi saygıylaselamlıyorum. Bizlere hitap etmek üzere sayınKürşad TÜZMEN’i kürsüye davet ediyorum.

M. ERDAL EREN (TMB Başkanı)

Türkiye Müteahhitler Birliği olarakdüzenlemekte olduğumuz toplantımızahepiniz hoş geldiniz.

Ne yazık ki işçilerimizi kollamak için çalışmamevzuatımızda yapılan değişiklikleryurtdışında işçi istihdamında taşınamazmaliyetlere neden oluyor. Rekabetkoşullarının da zorlamasıyla yabancı işçiistihdamı artma eğilimindedir. Birmeslektaşımızın sayın Maliye Bakanımızasosyal güvenlik mevzuatı ile ilgili bir sorunuanlatırken söylediği cümle çok manidardır,“Türkiye’de bir işsizler sendikası kurulsasiyasetçiler ne yaparlar bilmem” demişti.

Yıllık iş hacmimizin son 4 yıllık dönemde 8kattan fazla artmış olmasına rağmen kârmarjlarımız, ülkeye getirdiğimiz döviz miktarıve yurtdışında istihdam ettiğimiz Türk işçisisayısı büyük ölçüde gerilemektedir. İlk 10aylık dönem itibariyle 1998’de ülkemizegetirdiğimiz döviz miktarı 2,3 milyar ABDDoları iken, 2006’da bu rakam 732 milyonABD Doları olmuştur. Dikkatinizi çekerim2006’da yaptığımız iş tutarı bizimkoyduğumuz hedef itibariyle 12 milyar ABDDoları. Yurtdışında çalıştırdığımız işçi sayısıen iyimser tahminle 90’lı yıllara göre yarıyarıya azalmıştır. Bunlar üzerinde hassasiyetledurulması gereken konulardır.

Teminat mektubu sorunumuz ne yazık kisayın Bakanımızın da bütün gayretlerinerağmen hâlâ hiçbir ilerlemekaydedilmemiştir. Rakiplerimiz yüksekmeblağlara ulaşan proje kredilerinden, devletdestekli siyasi ve ticari risk sigortalarından

15 Ocak 2007Konuşmacı: Kürşad TÜZMENDış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı

46

BA

SIN

TO

PL

AN

TIS

I

Page 49: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

47

KÜRŞAD TÜZMEN(Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı)

Değerli misafirler özellikle başta bu güzelorganizasyonu düzenleyen TürkiyeMüteahhitler Birliğine şükranlarımı sunarak,hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Yurtdışı müteahhitlik, mühendislik vemüşavirlik hizmetleri konusunda yaptıklarımızıve yapamadıklarımızı sizlerle tartışarak,birtakım stratejilerimizi belirlemeyi; ileriyedönük hedeflerimizi analiz ederek beraberceyönümüzü tayin etmeye çalışacağız. Sözlerimebaşlamadan önce Irak’ta çalışmaya giden veçalışmaya giderken vefat eden kardeşlerimizive saldırılarda hayatını kaybeden mühendis,işçi ve şoförlerimize Allah’tan rahmet,yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.Bugün dünyanın en riskli çalışmabölgelerinden biri olarak kabul edilen veBağdat’tan başlayarak Musul ve Kerkük’e kadaruzanan bölgeye Türk ulusunun cesaret, azimve kararlılığını göstermek istercesine güleoynaya giden bu insanlarımızı, benimdeyimimle akıncılarımızı, uç beylerimizi herzaman minnet ve şükran duygularımızla vedualarımızla anacağız.

Aynı şekilde ülkemiz müteahhitlerinin üstünbaşarılarının taçlandırıldığı, küresel güçlerinekonomik menfaatlerinin çatıştığı bütünçalıştığımız bölgelerde, birtakım çıkarçatışmalarının yaşandığı ve son dönemdekardeş Kazakistan’da rakip ülkelerinin Türkmüteahhitlik firmalarının liderlik konumunugeriletme çabalarının bir parçası olarakçıktığından kuşku duymadığımız olaylardayaralanan işçilerimize ve ailelerine de tekrargeçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.

Değerli konuklar; hükümetimizin işbaşına gelmişolduğu ilk tarih itibariyle almış olduğumuzkararlardan biri yurtdışı müteahhitlik vemüşavirlik hizmetlerinin desteklenmesineyönelik tedbirler oldu. O günlere geri dönersek,yurtdışı müteahhitlik ve müşavirlik sektörüne enaz bir ihracat kadar, en az bir turizm kadar önemvereceğiz ve bu sektöre en az onlar kadar destekvereceğiz dediğimizi hatırlarsınız. Çok iddialı birslogandı hatırlarsanız o günkükonuşmalarımızda. Çok süratle bir araya geldikTürk müteahhitlik ve müşavirlik sektörüyle,sorunları ve eksiklerimizi tespit ettik, yapılmasıgerekenleri takvime bağladık ve hiç vakitkaybetmeden yola koyulduk. 2003 yılının,özellikle ilk 6 ayında neredeyse her 2 haftada biryüzlerce firma temsilcisinden oluşan heyetlerlekomşu ve çevre ülkeleri ziyaret ettik.Hükümetimizin 5 inci yılında o bölgelere veülkelere tekrar gidiyor ve büyük bir haz vememnuniyetle ilk ziyaretlerimiz sırasında en üstdüzeyde lobi yaptığımız projelerin, örneğinKahire, Doha, Tiflis, Batum uluslararası havalimanları, Dubai metrosu, Muskat, Doha, Dubai,Cidde, Moskova, Astana ve Aşkabat’ta birçokönemli prestij projesinin Türk firmaları tarafındangerçekleştirildiğini görüyoruz.

2006 yılı hedefini 12 milyar ABD Doları olarakkoymuştuk. Toplam üstlenilen proje ve taahhütaçısından 12,7 milyar ABD Dolarlık bir işhacmiyle yurtdışı müteahhitlik ve müşavirliksektörümüz gerçekten yeni bir rekora imza attı.Bugüne kadarki en başarılı yılımız diyebiliriz.

2007 yılı hedefini koyalım beraberce, bu hedef15 milyar ABD Doları. Yurtdışı müteahhitliksektörü bu 2007’de 15 milyar ABD Doları projetamamlarsa şimdiye kadar üstlenilmiş toplamproje tutarı 100 milyar ABD Dolarına ulaşacak.

Page 50: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

bunların üzerine yine beraberce gideceğiz.Türk Lirasının aşırı değerli olduğu, iç piyasadada çok büyük bir canlılığın olduğu, yüksek oranlıbüyümelerin gerçekleştirdiği bir zamandayurtdışında başarılı netice almak kolay değil. Bubizi daha da umutlandırıyor, daha dacesaretlendiriyor ve çıtayı az evvel söylediğimgibi 2007 yılı için, biraz daha yükselterek 15milyar ABD Dolarını hedefliyoruz.

Türk müteahhitleri, önemli aktörlerden biriolmaya başladı dünyada. Şu anda 2006 yılı sonuitibariyle, dünyanın en büyük 100 firmasıarasına 5 tane firmamız yer almakta. Son 3 yıliçerisinde petrol rafinerileri, metro projeleri, devkarayolu projeleri gibi her biri 1 milyar dolarseviyesinde olan, yüksek seviyede teknolojikullanımı, yönetim kabiliyeti gerektiren prestijprojeleri üstlenmeye başladık. Artık firmalarımızmüteahhitlik hizmeti ve inşaat malzemesiihracatının yanı sıra teknoloji de ihraç ederduruma geldiler. İş yaptıkları ülkelerdemüteahhitlerimiz yatırım faaliyetleri deyapıyorlar. İlk önce inşa ediyorlar, daha sonraişletiyorlar.

Müteahhitlik sektörü sadece ödemelerdengesine yaptığı önemli katkılar açısındandeğil, istihdama sağladığı katkılar açısından daçok önemli görev üstleniyor. Yurtdışımüteahhitlikte daha fazla Türk işçisi ile çalışmayıtercih ediyorlar. Az evvel değerli başkanımızaçıkladı, çok güzel bir örnek verdi. Temel sebep,işçilerimizin faaliyet gösterdikleri ülkelerinişçilerinden veya üçüncü ülkelerin işçilerindençok daha verimli bir şekilde çalışması. Bu çokaçık, bu aslında sektörün başarısında en önemlifaktör. Onların hakkını hiçbir zamanödeyemeyiz. Bu sektör buraya geldiyse onlarında çok büyük bir emeği, alın teri var.

Sektör 4 senedir istikrarlı bir şeklide büyüyor,bunlar hedefimize ulaşmakta birer aşama. Bizdünya müteahhitlik pazarından daha fazla payalmak için elimizden geleni yapacağız, idari vehukuki düzenlemeleri de yapmaya aynıkararlılıkla devam edeceğiz.

Teknik müşavirlik hizmetleri için bir devletyardım programı Türkiye tarihinde ilk defabizim dönemimizde hayata geçirilmiş oldu. Buteknik müşavir ve mühendislerimizin yurtdışındafaaliyetlerini kolaylaştıracak devrim niteliğindebir gelişmedir. Bu yıldan itibaren buuygulanacak. Bu devlet yardımı programıylahedef pazarlarda daha düşünce aşamasındakiprojeler Türk müteahhitlik sektörü tarafındantakibe alınmış olacak.

Bakın Türkiye’de mimarlar konferansı vardı, bendış ticaretten sorumlu Bakan olarak gittim orada

Son 2 yılda değeri 1 milyar ABD Dolarını aşanprojeler üstlenmeye başladık. Tabii orta vadelihedefimiz dünyanın en büyük 100 müteahhitlikfirması arasına tam 10 tane Türk firmasınıkoyabilmek. Bu bizim orta vadeli hedefimiz,yani dünyanın en büyükleri arasına 10 tanefirmamızı görmek istiyoruz. Bu işte çok iyiyetişmiş işgücümüz var, mühendislerimiz var,mimarlarımız var. Binlerce işçimizi de, buprojelerde yer almasını sağlamış olacağız.

Neleri hedefledik, nerelerden nerelere geldik.Açıkçası ilk yılda sektörün tamamı 1 seneiçerisinde 1,5 milyar ABD Doları seviyesindeidi. 2003, 2004, 2005 yıllarında çıtayı hepyukarı koyduk. Başta şikâyet etti değerlimüteahhitlerimiz, ama onlar da bizimsamimiyetimize inandı. Biz bu çıtayı yukarıdoğru koyarken kendimiz de onlarla beraber,en az onlar kadar özverili, en az onlar kadardinamik, en az onlar kadar fedakarca çalışmayagayret ediyoruz. 2003, 2004, 2005 yılarında3,4 milyar ABD Doları, 5,7 milyar ABD Dolarıve 9,3 milyar ABD Dolarlık iş hacmine ulaştık.Geçtiğimiz yılı altın yıl olarak nitelendirebiliriz.Çünkü, 25 ülkede üstlenilen toplam 325projenin toplam değeri 12,7 milyar ABDDolarına ulaştı. İlk başta çıktığımız yoldan, 1,5milyar ABD Dolarından tam neredeyse 7,5 katdaha fazla iş aldılar. 2005 yılında en büyükikinci pazar konumunda Irak vardı. Fakat geçenyıl biliyorsunuz oradaki işler neredeyse durmanoktasına geldi. Buna rağmen biz bütün buaçılımı yaparak yaklaşık 7,5 katı daha fazla işalmış olduk.

Sektörümüzün önünü açacak politik risksigortası için Hazinemizin imkânlarının yetersizolması dolayısıyla yürürlüğe koyamamışolmamıza, sektörün yurtdışı işleri için teminatmektubu bulmakta karşılaştıkları güçlüklereçözüm bulamamış olmamız rağmen, bubaşarılara ulaşılması son derece önemli. Bu 2ana unsur senelerdir devam eden sıkıntılardı,

48

2006 yılı hedefini 12 milyar ABD Doları

olarak koymuştuk. Toplam üstlenilen proje

ve taahhüt açısından 12,7 milyar ABD

Dolarlık bir iş hacmiyle yurtdışı müteahhitlik

ve müşavirlik sektörümüz gerçekten yeni bir

rekora imza attı. Bugüne kadarki en başarılı

yılımız diyebiliriz.

Page 51: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

49

konuşma yaptım. Neden? Dünyanın bütünmimarları geldi, mimarlar daha işin başındahangi malzemeyi hangi ülkedenkullanacaklarına kendileri karar veriyorlar.Sizin daha orada düşünce aşamasında buişlerin içerisinde yer almanız lazım ki, bizimprojelerimiz yer alsın. Fizibilite etütlerininbizler tarafından sağlanması lazım ki,arkasındaki projeleri bizim Türk müteahhitlerialsın. Önce müşavirler çalışmalarını yapacak,mimarlar çalışmalarını yapacak ardındanmüteahhitlik sektörü çalışmalarını yapacak.

Şu anda mühendislik ve müşavirlik hizmetlerisektörünün yıllık yurtdışı hacmi 100 milyonABD Doları. Bu destekten sonra şunugöreceğiz, bu ilk girişimimizden sonra ortavadede mühendislik ve müşavirlik hizmetlerigelirimiz de orta vadede 5 milyar ABDDolarına çıkacak. Binlerce mühendisimiz,müşavirimiz Türkiye’de iş bulmakta zorlanıyor,teknik elemanlarımız yine aynı şekilde.Yurtdışında bu alanlarda kendilerini göstermefırsatı bulacaklar. Tabii sektörle birliktegüçlerimizi birleştiriyoruz, yardımlaşıyoruz, iyibir altyapı oluşturuyoruz. Destekleri iyikullanacağız, bütün bu kaynakları hareketegeçireceğiz. Bizim öyle doğalgazımız,petrolümüz, çok fazla doğal kaynağımız yok.Bizim tek bir kaynağımız var o da insankaynağı... Dolayısıyla biz de insan kaynağıüzerine yatırım yapmaya çalışıyoruz.

Diğer önemli bir gelişme ise, yurtdışımüteahhitlik mühendislik ve müşavirlikhizmetleri rejiminin bir Başbakanlık Genelgesişeklinde önümüzdeki günlerde yürürlüğegirecek olması. 20 yıldan beri ülkemizingündeminde, ama bir türlü realize edilemedi.Bu projeyi inşallah artık biz realize etmişolacağız. Tabii bu karar çıktığı zaman hemenakabinde kollarımızı sıvayarak yine sizlerleberaber gece gündüz çalışarak sektörü, kamuve özel sektördeki bütün bu kanattaki yetki vesorumlulukları tanımlayacağız. Orta ve uzunvadeli strateji ve politikaları belirleyeceğiz.Sektöre özgü akreditasyon sistemininoluşturulmasını sağlayacağız. Yine buradafaaliyet gösteren mali ve teknik standartların,bu firmaların teknik standartlarınınbelirlenmesi, tüm faaliyetlerin bu standartlardatemeller tespit edildikten sonra yürütülmesinisağlayacağız. Pazara giriş engelleri gibiyorumlanabilir, ama bu sektörün içerisinde degerçekten biraz daha yönlendirici olmamızlazım. Politik risk sigorta sisteminin yürürlüğekonulması, yurtdışı işlerde işgücü istihdamınınkolaylaştırılması ve teminat mektubusorunlarına kalıcı çözümler üretilmesi. Bütünbunlarla ilgili birincil ve ikincil mevzuatlarıhazırlayacağız.

Tabii yurtdışına açılımı, firmalarımızınsorunlarının gündeme getirilmesi, çözüm yollarıaranması, müteahhitlik ve müşavirlikfirmalarımızın da yoğun katılımlarıyla ülkeziyaretlerinin gerçekleştirilmesini yıl içindeyapılacak seçimin getireceği zamankısıtlamasına rağmen aksatmadan yürütmeyeçalışacağız.

Göreve geldiğimizde yurtdışı müteahhitlikhizmetlerinin sektör olarak adı yoktu, sadecebir faaliyet olarak gözüküyordu. Turizm, sağlık,lojistik gibi bunu bir sektör olarak kabulettireceğiz dedik ve sektör olarak kabul edildiartık. Bu hakikaten bir ihracat, turizm gibiülkeye çok önemli döviz girdisi sağlayan birsektör. Bu coşkuyu, bu gururu açıkçası diğersektörlerde nasıl yaşıyorsak, müteahhitliksektörümüzün de, müşavirlik sektörümüzün debaşarılarını da aynı şekilde yaşıyoruz. Bunlarbirbirini tamamlayıcı özellik gösteriyor.

Burada emeği geçen bütün müşavirlerimize,müteahhitlerimize, sektör kuruluşlarına,beraber çalışma yaptığım mesai arkadaşlarımabu hizmetlerin o ülkelere taşınmasında bizeyardımcı olan uçak kaptanlarına, gemikaptanlarına ve taşıma araçlarını sürensürücülere, orada çalışan ustabaşlarına,işçilerimize de huzurlarınızda bir kez dahaşükranlarımı sunuyorum.

2007 yılı hedefini koyalım beraberce,

bu hedef 15 milyar ABD Doları. Yurtdışı

müteahhitlik sektörü bu 2007’de 15

milyar ABD Doları proje tamamlarsa

şimdiye kadar üstlenilmiş toplam proje

tutarı 100 milyar Dolara ulaşacak. Son 2

yılda değeri 1 milyar ABD Dolarını aşan

projeler üstlenmeye başladık. Tabii orta

vadeli hedefimiz dünyanın en büyük

100 müteahhitlik firması arasına 10

Türk firmasını koyabilmek. Bu bizim

orta vadeli hedefimiz, yani dünyanın en

büyükleri arasına 10 tane firmamızı

görmek istiyoruz.

Page 52: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B'D

EN

KIS

AK

ISA

5 MAYIS 2006

TMB YÖNETİM KURULU ÜYELERİCUMHURBAŞKANI AHMET NECDET SEZER'İ

MAKAMINDA ZİYARET ETTİLER

TMB Yönetim Kurulu Üyeleri 05 Mayıs 2006 tarihindeCumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER'i ziyaret ettiler.Cumhurbaşkanı SEZER, 2005 yılında yurtiçi ve yurtdışıiş hacimlerinde yaşanan olumlu gelişmelerden dolayıTMB üyelerini tebrik etti.

Cumhurbaşkanı SEZER, çeşitli ülkelerin devletbaşkanları ile yapmakta olduğu temaslar sırasında Türkmüteahhitlerinin o ülkelerdeki işlerinin yüksekstandartları ile ilgili olarak aldığı övgülerden dolayıteşekkür ettiler.

Söz konusu ziyarette TMB Başkanı ve Yönetim Kuruluüyeleri, Türkiye'nin hidroelektrik potansiyelinindeğerlendirilmesine yönelik olarak hazırladıkları vedaha önce Hükümete de sunmuş oldukları EnerjiRaporu'nun bir kopyasını Sayın Cumhurbaşkanınatakdim ettiler.

50

31 MAYIS 2006

DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞINDAYENİ GÖREVLERİNE BAŞLAYAN

UZMAN YARDIMCILARI İÇİNBİLGİLENDİRME TOPLANTISI

Uzman yardımcılığı sınavını kazanan DTMçalışanlarına verilen adaptasyon eğitimi kapsamında31 Mayıs 2006 tarihinde TMB merkezinde birbilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bu toplantıdaGenel Sekreter Haluk BÜYÜKBAŞ tarafından TMB'ninkurumsal yapısı, faaliyetleri, DTM ile ilişkileri ve TMBüyelerinin yurtdışı çalışmaları ile ilgili bir brifing verildi.40 civarında uzman yardımcısı ile DTM yetkililerininkatıldığı brifingde, yeni uzman yardımcılarınagelecekteki görevlerinde TMB ve DTM arasındakiilişkinin geliştirilerek devam etmesinin her iki kurumiçin de büyük önem taşıdığı vurgulandı.

12 HAZİRAN 2006

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN İLEGÜNDEM 2006 SOHBET TOPLANTISI

TMB tarafından düzenlenen GÜNDEM toplantılarının12 Haziran 2006'daki konuğu Maliye Bakanı KemalUNAKITAN oldu. KDV Tevkifat Oranının %3'edüşürülmesinden sektör olarak duyulan memnuniyetinyanı sıra, sektörün beklentisinin stopaj oranları ilekurumlar vergisinde de indirime gidilmesi; örtülükazanç konusunda firmaların karşılaştıkları sıkıntılarınçözümü için gerekli girişimlerin başlatılması SayınBakan'a bir kez daha iletildi. Ödeneklerin serbestbırakılması ve müteahhitler tarafından yapılan ödeneküstü işlere ait ödemelerle ilgili son gelişmeler; faiz,döviz, enflasyon hedefleri ve makro ekonomik dengelerile ilgili olarak önümüzdeki dönem beklentilerininmüteahhitlik ve diğer sektörleri nasıl etkileyeceğine dairgörüşleri sorulan Maliye Bakanı, bakanlık olarak bukonudaki çalışmalarının devam ettiğini, ödemelerinbütçe kapsamı dışına çıkmadan yapılabileceğini,hükümet olarak öncelikli hedeflerinin enflasyonlamücadele ve denk bütçe olduğunu ifade etti.

Page 53: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

27 TEMMUZ 2006

ETİYOPYA BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANIDR. KASSU ILLALA VE BERABERİNDEKİ HEYET

ETİYOPYA'DAKİ ÇEŞİTLİ PROJELERİDEĞERLENDİRMEK ÜZERE BİRLİĞİMİZİ

ZİYARET ETTİ

Etiyopya'daki çeşitli enerji projeleri ile karayolu ağınıngeliştirilmesine yönelik 5 yıllık program ile ilgili bilgivermek üzere 23-29 Temmuz 2006 tarihleri arasındaülkemizi ziyaret eden Etiyopya Bayındırlık ve İskanBakanı Dr. Kassu ILLALA ve beraberindeki heyet 27Temmuz 2006 tarihinde TMB'yi ziyaret etti. TMB veüye firmalarının tanıtıldığı sunumların ardından,Etiyopyalı yatırımcı kurum temsilcileri tarafından projetanıtımları yapıldı. Toplam tutarı yaklaşık 6,7 milyarABD Doları olan enerji ve karayolu projelerine yönelikdetaylı bilgiler Etiyopyalı yetkililer tarafından TMBüyesi firma temsilcileri ile paylaşıldı. Ayrıca, Türkmüteahhitlik firmalarının Etiyopya'da faaliyetlerininarttırılması için gerçekleştirilmesinde yarar görülenfaaliyetler ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu.

SON

BİR YILDAN

KESİTLER

51

27 TEMMUZ 2006

TOBB - TMB İŞBİRLİĞİ İLE“GÜNCEL EKONOMİK VE SİYASAL GELİŞMELER”

KONULU SOHBET TOPLANTISI

Gündem 2006 etkinlikleri kapsamında Türkiye Odalarve Borsalar Birliği (TOBB) ile işbirliği içerisinde 27Temmuz 2006 tarihinde Ankara Sheraton Otel'de“Güncel Ekonomik ve Siyasal Gelişmeler” konuluyemekli bir sohbet toplantısı gerçekleştirildi. Sözkonusu toplantıya konuşmacı olarak TOBB-ETÜ/TEPAV İstikrar Enstitüsü Direktörü SüreyyaSERDENGEÇTİ ve TOBB Başkanlık Danışmanı EmekliBüyükelçi Gündüz AKTAN konuşmacı olarak katıldılar.Merkez Bankası Başkanı seçimlerinde yaşanansıkıntılar, buna bağlı olarak borsa, döviz ve faizlerdemeydana gelen dalgalanma ve sonuçları ile ilgili olarakSüreyya SERDENGEÇTİ tarafından yapılan ekonomikdeğerlendirmelerin ardından, Gündüz AKTAN dışpolitika ve bu politikalar etrafında yaşanan ulusal/uluslararası diyalogları dinleyicilere aktardı.Bürokrasiden ve basın camiasından önemli isimlerinkatıldığı yemekli toplantıda yakın çevrede cereyaneden olaylar ve iyi yönetildiğinden şüphe edilen dışsiyasi ilişkilerin yanı sıra yaşanan ekonomiktürbülansın sektörler üzerine etkisi ele alındı.

7 EYLÜL 2006

SURİYE BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANIHAMMOUD AL HOSAYN VE BERABERİNDEKİ

HEYET İLE ÇALIŞMA YEMEĞİ

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz ÖZAK'ındavetlisi olarak 06-07 Eylül 2006 tarihleri arasındaTürkiye'yi ziyaret eden Suriye Bayındırlık BakanıHammoud AL HOSAYN ve beraberindeki heyetonuruna 07 Eylül 2006 tarihinde Ankara SheratonOtel'de bir öğle yemeği verildi. Bayındırlık ve İskanBakanlığı bürokratlarının ve TMB üyesi firmatemsilcilerinin katıldığı yemekli toplantıda TMBüyelerinin yurtdışı müteahhitlik çalışmaları hakkındabilgi verildi. Suriye'deki yatırım ve işbirliği imkanlarıdeğerlendirildi.

Page 54: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B'D

EN

KIS

AK

ISA

18-19 EYLÜL 2006

“FIDIC SÖZLEŞMELERİ VE PROJE YÖNETİMİ”KONULU EĞİTİM SEMİNERİ

TMB tarafından 18-19 Eylül 2006 tarihleri arasındaAnkara'da ECV-European Construction Ventures Ltd.ve TMB ile ortaklaşa olarak “Uygulaması Yeni FIDIC1999 Sözleşme Şartlarına Göre Yapılan İnşaatSözleşmelerinde Proje Yönetimi” konulu bir eğitimsemineri gerçekleştirildi. ECV danışmanlık firmasıBölgesel Direktörü Anthony GLOVER tarafındanAnkara Sheraton Otel'de sunulan eğitim seminerine,TMB üyesi firmalardan yönetici ve uzman düzeyinde45 kişi katıldı. Eğitim seminerinde “Conditions ofContract for Construction (New Red Book) veConditions of Contract for Plant and Design Build(New Yellow Book)” isimli FIDIC yayınları ağırlıklıolarak ele alındı. Katılımcılara eğitim sonrasındasertifika verildi.

52

19 EYLÜL 2006

ABD ANKARA BÜYÜKELÇİSİ ROSS WILSON İLEGÜNDEM 2006 SOHBET TOPLANTISI

TMB tarafından 19 Eylül 2006 tarihindegerçekleştirilen yemekli sohbet toplantısında, sondönemde hem yurtdışı müteahhitlik hizmetlerini hemde dış politikayı yakından ilgilendiren “Kuzey Irak”takigelişmeler ile ilgili bilgi vermek üzere Amerika BirleşikDevletleri Ankara Büyükelçisi Ross WILSON konukkonuşmacı olarak yer aldı. Basın ve iş dünyasındançok sayıda temsilcinin katıldığı bu toplantıdabölgedeki gelişmeler ele alındı ve sektörün songelişmeler ile ilgili sıkıntıları dile getirildi.

16-17 EKİM 2006

ABD SAVUNMA BAKANLIĞI'NIN IRAK'TAKİMAL VE HİZMET İHALELERİNE YÖNELİK

“SÖZLEŞME EĞİTİMİ" SEMİNERİ

16-17 Ekim 2006 tarihlerinde, Washington'dakiAmerikan Kara Kuvvetleri Komutanlığı, AmerikanBüyükelçiliği Ticaret Müsteşarlığı ve Amerikan AskeriSözleşme Komutanlığı tarafından Türkiye MüteahhitlerBirliği'nin desteği ile Ankara Hilton Otel'de çeşitlisektörlerden 92 firma temsilcisinin katıldığı “Irak'takiMal ve Hizmet İhalelerine Yönelik Sözleşme EğitimiSemineri” gerçekleştirildi.

Seminerde özellikle Irak'ta, Amerikan SözleşmeKomutanlığı ve Amerikan Hava Kuvvetleri tarafındansunulan iş olanakları ile ilgilenen firmalara sözleşmesüreçlerin öğretilmesi amaçlandı. Eğitim sırasındaAmerikan Hükümet İhalelerine katılma konusundakatılımcılara yol gösterici bilgiler verildi ve benzerihalelerde benzer kayıt ve dokümanların gerektiğianlatıldı. Seminer Washington'da bulunan AmerikanKara Kuvvetleri Komutanlığı ve Amerikan AskeriSözleşme Komutanlığı'ndan gelen 5 eğitmen ve Adana-İncirlik Hava Üssünden gelen 2 eğitmenin katılımıylagerçekleştirildi.

Page 55: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

SON

BİR YILDAN

KESİTLER

18 EKİM 2006

PARİS'TE FIEC YILLIK KONGRESİ TMB'nin 2000 yılından bu yana tam üye olarakfaaliyetlerinde yer aldığı FIEC - Avrupa İnşaat SanayiFederasyonu'nun 2006 yılı Kongresi Paris'tegerçekleştirildi. TMB Yönetim Kurulu Üyelerininağırlıklı olarak katıldığı kongrede ana tema “KentselGelişme: AB Rekabetçiliğinde En Önemli Faktör” idi.Avrupa Parlamentosundan Jean-Marie Beaupuy,Utrecht Belediye Başkanı Annie Brouwer Korf,Helsinki Belediyesi Şehir Planlama Bölüm BaşkanıAnnukka Lindroos, FIEC Başkan Yardımcısı Prof.Daniel Tardy ve Hamburg Üniversitesi EkonomiBölümünden Prof. Dr. Dieter Läpple'nin konuşmacıolarak katıldığı kongre sosyal etkinliklerin ardından 21Ekim'de sona erdi.

53

19-20 EKİM 2006

ABD SAVUNMA BAKANLIĞI'NIN IRAK'TAKİMAL VE HİZMET İHALELERİNE YÖNELİK

“SÖZLEŞME EĞİTİMİ" İSTANBUL SEMİNERİ

16-17 Ekim 2006 tarihleri arasında Ankara'dadüzenlenen “Sözleşme Eğitimi Semineri”nin ikincisiaynı konu ve aynı eğitmenler ile bu kez 19-20 Ekim2006 tarihlerinde iki günlük bir seminer olarakİstanbul'da tekrarlandı. Seminere çeşitli sektörlerden85 firma temsilcisi katıldı.

31 EKİM 2006

ROMANYA TURİZM, İNŞAAT VE ULAŞTIRMABAKANI VE BERABERİNDEKİ HEYET

ONURUNA DÜZENLENEN ÖĞLE YEMEĞİ

Romanya Ulaştırma, İnşaat ve Turizm Bakanı RaduBERCEANU, T.C. Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ınresmi konuğu olarak 30 Ekim-01 Kasım 2006 tarihleriarasında ülkemizi ziyaret etti. Bu kapsamda 31 Ekim2006 tarihinde Ankara Sheraton Otel'de konuk bakanve beraberindeki heyet onuruna bir çalışma yemeğidüzenlendi. Türk ve Romen yetkililerin yanı sıra TMBüyesi firma temsilcilerinin de yer aldığı iş yemeğindeözellikle Romanya'nın AB üyeliği sürecindegerçekleştireceği altyapı projelerinde Türk firmalarınınnasıl yer alacağı ve işbirliği olanaklarının nasılarttırılacağı üzerinde görüş alış verişinde bulunuldu.

Page 56: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B'D

EN

KIS

AK

ISA

3 KASIM 2006

“KAMU İHALE MEVZUATI ve ŞİKAYET SÜRECİ”“YAPIM İŞLERİ MEVZUATI”

KONULU EĞİTİM SEMİNERLERİ

03 Kasım 2006 tarihinde TMB toplantı salonundaKamu İhale Kurumu yetkilileri tarafından 2 eğitimsemineri gerçekleştirildi. Sabah 09:30-12:30 saatleriarasında Kamu İhale Kurulu Uzmanı Sait YALAZAYtarafından “Kamu İhale Mevzuatı ve Şikayet Süreci”konulu eğitim semineri; öğleden sonra 13:30-17:30saatleri arasında ise Kamu İhale Kurulu Uzmanı OğuzÇALIK tarafından “Yapım İşleri Mevzuatı” konulueğitim semineri sunuldu. 4734 Sayılı Kamu İhale ve4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunlarınınuygulamasında yaşanan sorunların çözümüne yönelikdüzenlenen toplantılara TMB üyesi firmaların ilgilipersonelleri katıldı. Katılım sonrasında Kamu İhaleKurumu Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafındanhazırlanan katılım belgeleri katılımcılara takdim edildi.

54

17 KASIM 2006

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE TÜRK-JAPON İŞBİRLİĞİPANELİ VE İKİLİ FİRMA GÖRÜŞMELERİ

TMB ve OCAJI / Japon Müteahhitler Birliği(The Overseas Construction Association of Japan, Inc.)tarafından 17 Kasım 2006 tarihinde İstanbulMövenpick Hotel'de Türk ve Japon müteahhitlikfirmaları arasındaki işbirliği olanaklarınındeğerlendirildiği bir dizi etkinlik gerçekleştirildi.Toplantının panel bölümünde TMB ve OCAJI'nınkurumsal tanıtımları yapıldı. Ardından Bayındırlık veİskan Bakanlığı Müsteşarı Sabri ERBAKAN, JaponyaAltyapı ve Ulaşım Bakan Yardımcısı ShigetaroYAMAMOTO, TMB Başkanı Erdal EREN, Türk-Japon İşKonseyi Başkanı Sadao UMEDA ve Japonya'nınAnkara Büyükelçisi Tomoyuki ABE katılımcılara hitapettiler. Daha sonra örnek işbirliği projelerine ait Türkve Japon tarafı sunumları gerçekleştirildi. Öğleyemeğini takiben TMB üyesi firma temsilcileri ileJapon firmaları arasında ikili görüşmelergerçekleştirildi.

1 ARALIK 2006

YURTDIŞINDAKİ YENİ GÖREVLERİNEATANAN T.C. BÜYÜKELÇİLERİ

ONURUNA VEDA KOKTEYLİ

TMB, yurtdışındaki yeni görevlerine atanmış olanT.C. Büyükelçileri onuruna 01 Aralık 2006 tarihindeAnkara Hilton Otel'de bir veda kokteyli düzenledi.Söz konusu kokteyle Dışişleri Bakanı ve BaşbakanYardımcısı Abdullah GÜL, yeni görevlerine atananT.C. Büyükelçileri ile atandıkları ülkelerinAnkara'daki Büyükelçileri, üst düzey bürokratlar vebasın mensupları katıldılar. Kokteylde, Büyükelçileregidecekleri ülkede iş yapan ve/veya iş geliştirmefaaliyetlerinde bulunan firmaların sorunlarını veyurtdışı müteahhitlik ilişkilerinin geliştirilmesineyönelik önerileri içeren dosyalar sunuldu.

Page 57: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

55

SON

BİR YILDAN

KESİTLER

5 ARALIK 2006

ABD EXIMBANK AVRUPA VE TÜRKİYE BÖLÜMÜİŞ GELİŞTİRME MÜDÜRÜ CRAIG S. O'CONNOR

İLE TOPLANTI

7 ARALIK 2006

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞIYÜKSEK FEN KURULU ÜYELERİ İLE

TMB/İNTES ORTAK YEMEĞİ

ABD Eximbank'ı Güneydoğu Avrupa ve TürkiyeBölümünün İş Geliştirme Müdürü Craig S.O'Connor 05 Aralık 2006 tarihinde TMB'yi ziyaretetti ve bankanın finansman stratejileri ileolanaklarına ilişkin bir sunuş yaptı. TMB toplantısalonunda gerçekleştirilen söz konusu toplantıdaABD Büyükelçiliği Ekonomi ve Ticaret Müşavirliğiyetkilileri de bulundular. TMB üyesi firmaların üstdüzey temsilcilerinin de katıldığı toplantıda ABDEximbank'ı tarafından finansmanı sağlanan vesağlanacak olan projelere yönelik bilgi alındı vekarşılıklı işbirliği olanakları değerlendirildi.

TMB ve İNTES 07 Aralık 2006 tarihinde AnkaraSheraton Otel'de Bayındırlık ve İskan BakanlığıYüksek Fen Kurulu Üyelerinin ve TMB - İNTESYönetim Kurulu Üyelerinin katıldığı bir çalışmayemeği gerçekleştirdiler. Söz konusu çalışmayemeğinde ağırlıklı olarak yurtiçi işlerde yaşanansıkıntılar, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ilemüteahhitler arasındaki sözleşmeden kaynaklanananlaşmazlıklar ve bu anlaşmazlıkların çözümüneyönelik öneriler ele alındı.

15 ARALIK 2006

TMB YENİ YIL BALOSU TMB, zorlu geçen bir yılın yorgunluğunu atmak veyeni yıla üyeleriyle birlikte "Merhaba" demek için15 Aralık 2006 tarihinde Ankara Sheraton Otel'deüye firmaların Yönetim Kurulu Başkanlarının, üstdüzey bürokratların ve basın temsilcilerinin aileleriile birlikte katıldıkları, Erol EVGİN'in konuk sanatçıolarak sahne aldığı bir yılbaşı balosu düzenledi.

Page 58: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B'D

EN

KIS

AK

ISA

56

1 ŞUBAT 2007

"ETKİLİ RAPOR HAZIRLAMA TEKNİKLERİ"KONULU EĞİTİM SEMİNERİ

2 ŞUBAT 2007

DSİ PROJELERİNDEÇİMENTO FİYATLARINDA

YAŞANAN SORUNLARA YÖNELİKDEĞERLENDİRME TOPLANTISI

01 Şubat 2007 tarihinde Milli Prodüktivite Merkezieğitmenlerinden Doç. Dr. Mustafa AKGÜL'ünhazırlamış olduğu “Etkili Rapor Hazırlama Teknikleri”konulu eğitim semineri TMB üyesi firmatemsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi.

Eğitimde, tanılama (teşhis, bulma), güçlüğü sezme,problemi tanımlama, çözümü doğrulama,gözlenebilir doğrular çıkarma, deneyerekdeğerlendirme, raporlama ve tüm süreç vesonuçlarıyla kaydetme konuları ele alındı.

TMB üyesi firmaların üstlenmiş oldukları DSİprojelerinde son dönemlerde çimento fiyatlarındayaşanan fiyat farkı sorunlarına yönelik birdeğerlendirme toplantısı yapıldı.

Söz konusu toplantıda özellikle 2004 ve 2005yıllarında DSİ'ye yapılan işlerde çimentofiyatlarındaki değişimlerden dolayı yaşanansorunların çözümüne yönelik öneriler ele alındı.

Toplantı sonunda oluşan ortak görüşlerdeğerlendirilerek yetkili makamlara sorununçözümü için iletildi.

25 OCAK 2007

"ETKİLİ SUNUM TEKNİKLERİ"KONULU EĞİTİM SEMİNERİ

TMB tarafından

Milli Prodüktivite Merkezieğitmenlerinden Prof. Dr. Sedat SEVER tarafındansunuldu.

Seminerde; sunum tanımı, neden sunum hazırlanır,sunuş hazırlamada amaçların ve kapsamınbelirlenmesi, sunuşun hazırlanması, sunuşyönergeleri, multimedya destekli etkili sunuşhazırlama yöntemi konuları ele alındı.

25 Ocak 2007 tarihinde “EtkiliSunum Teknikleri” konulu eğitim semineridüzenlendi. Seminer,

Page 59: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

57

SON

BİR YILDAN

KESİTLER

8 ŞUBAT 2007

ETİYOPYA BAŞBAKANI VEBERABERİNDEKİ HEYET İLE TOPLANTI

VE İKİLİ FİRMA GÖRÜŞMELERİ

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın davetlisiolarak Türkiye'yi ziyaret eden Etiyopya BaşbakanıMeles ZENAWI ile beraberindeki Devlet Bakanıve Dışişleri Bakanı Tekeda ALEMU, Devlet BakanıKasahum DENDIZ ile Etiyopyalı işadamlarındanoluşan bir heyet ile 08-10 Şubat 2007tarihlerindeTürkiye'de çeşitli temaslardabulundular.

Bu kapsamda konuk başbakan ve beraberindekiheyet onuruna 08 Şubat 2007 tarihinde AnkaraSheraton Otel'de TMB tarafından bir öğle yemeğiverildi. Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın dakatıldığı yemekte TMB üyesi firmaların faaliyetlerihakkında bilgi verildi. Karşılıklı işbirliğiolanaklarına yönelik görüş alışverişindebulunuldu.

Etiyopya heyetinde yer alan EtiyopyaMüteahhitler Birliği (Ethiopean Class-OneContractors Association) Başkanı Nega YEMIRAve TMB Başkanı M. Erdal EREN iki birlik arasındaçalışmaları geliştirmenin başlangıcı olarak birişbirliği protokolü imzaladılar.

Yemeğin ardından Etiyopyalı müteahhit firmatemsilcileri ile TMB üyesi firma temsilcileri ikiligörüşmeler gerçekleştirdiler.

28 ŞUBAT 2007

"YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİKHİZMETLERİNDE TÜRK İŞÇİSİ

İSTİHDAMI İLE İLGİLİİŞ GÜCÜ ARAŞTIRMASI"

KONULU ÇALIŞTAY

TMB 28 Şubat 2007 tarihinde “Çalışma ve SosyalGüvenlik Mevzuatı ve Müteahhitlik SektörüÜzerine Etkileri” konulu bir çalıştay gerçekleştirdi.

Gazi Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr.Cem KILIÇ tarafından yönetilen bu çalıştayda;

• 01 Temmuz 2007 tarihinde yürürlüğe girmesibeklenen yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlikmevzuatının inşaat sektörünü ve TMB üyefirmaları nasıl etkileyeceği değerlendirildi.

• Mevzuatta işçileri kollamak adına yapılandüzenlemelerin özellikle yurtdışı projelerdekiTürk işçisi istihdamını geçmişten bugüne nasıletkilediği rakamsal verilere dayalı ve rekabetortamının özelliklerini de dikkate alan biryaklaşımla ele alındı.

Çalıştaya TMB üyesi firmaların insankaynaklarından sorumlu müdürleri katıldılar.Çalıştayda elde edilen bilgiler bir rapor halinegetirilerek ilgili makamlara iletildi.

Page 60: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B'D

EN

KIS

AK

ISA

58

27 MART 2007

LİBYA İSKAN VE ALTYAPI KURULUYETKİLİLERİ İLE TOPLANTI VE

İKİLİ FİRMA GÖRÜŞMELERİ

2007 Ocak ayında Devlet Bakanı KürşadTÜZMEN'in Başkanlığında Libya'ya gerçekleştirilenmüteahhitlik heyeti ziyareti çerçevesinde yapılantemaslar neticesinde, Libya İskan ve Altyapı Kuruluyetkililerinden oluşan teknik bir heyet Libya'dagerçekleştirilecek bazı projeleri tanıtmak ve işbirliğisağlamak amacıyla Mart ayında Türkiye'ye birziyarette bulundu. Bu kapsamda TMB tarafından 27Mart 2007 tarihinde Ankara Sheraton Otel'de Libyaİskan ve Altyapı Kurulu üyelerinin ve TMB üyesifirma temsilcilerinin katıldığı bir toplantıgerçekleştirildi. Toplantıda TMB ve Libya heyetitarafından yapılan sunumları takiben Libya heyetiile TMB üyesi firma temsilcileri proje ve işbirliğiolanakları ile ikili temaslarda bulundular.

28 MART 2007

ÇİN ULUSLARARASIMÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ HEYETİ

İLE TOPLANTI VE BRİFİNG

Türk-Çin İş Forumu ziyareti kapsamında Türkiye'yiziyaret eden Çin Uluslararası Müteahhitler Birliği(CHINCA) heyeti ile 28 Mart 2007 tarihinde AnkaraSheraton Otel'de bir işbirliği toplantısı gerçekleştirildi.TMB ve Çin heyetinin sunumlarının ardından üçüncüülkelerde olası işbirliği olanakları görüşüldü vekarşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu.

26 MART 2007

"İNŞAAT İŞLERİNDE ALL-RİSK SİGORTASIUYGULAMASINDAN KAYNAKLANANSORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ"

KONULU TOPLANTI

tamamlanamayan projelerde, ALL-RİSK sigortasınınözellikle doğal afetlere karşı devam eden malikülfetleri, sözleşme içeriğinde Kısmi Geçici Kabulolanağı olmaması nedeniyle, kesin kabule kadar devametmektedir.

Buna karşın, devam etmekte olan bir projede işintamamlanmış olan kesimleri İdare tarafından işletmeyealınmaktadır. Bu durumda kullanımlardan doğanhasarların sorumluluğu İdareye geçtiği halde,sözleşmede Kısmi Geçici Kabul olanağı olmamasınedeniyle izleyen yıllarda sigorta poliçelerinden bukısımların çıkarılması mümkün olamamaktadır. Budurumda projeyi üstlenen müteahhitlik firması haksızve daha önceden öngörülmesi mümkün olmayan birşekilde ciddi bir sigorta primi yükü ile karşı karşıyakalmaktadır.

Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri GenelMüdürlüğü bünyesinde gerçekleştirilen işlerde yapılanALL-RİSK sigortalarında yaşanan güncel sorunların elealınması ve idareler tarafından kabul edilebilir somutçözümler üretilebilmesi için TMB tarafından yeni birçalışma başlatıldı ve bu kapsamda, 26 Mart 2007tarihinde TMB toplantı salonunda ALL-RİSK sigortasıuygulamalarına ilişkin görüş ve önerilerin dile getirildiğibir toplantı düzenlendi.

Bilindiği üzere, müteahhitlik firmaları üstlenmişoldukları proje süresince tüm riskler (

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) ve Devlet Su İşleri

inşaathasarları, hırsızlık, doğal afetler gibi riskleri teminataltına almak üzere tüm riskler sigortasının yüklenicifirma tarafından yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.Yürürlükteki mevzuat gereği, söz konusu all-risksigortasına ait poliçenin işin geçici kabulü ve izleyenteminat süresini de kapsayacak şekilde düzenlenmesiİdare tarafından istenmektedir. Ancak, söz konusu

Uzunyıllar boyunca ödeneksizlik nedeniyle

all-risk) sigortasıyaptırmak yükümlüğündedir. Bu çerçevede, başta

Genel Müdürlüğü (DSİ) olmak üzere, İdare ileimzalanan sözleşme ve ilgili mevzuat uyarınca

tümriskler sigortasının uygulamaları ile ilgili olarak ciddisıkıntılar yaşanmaktadır. Yaşanan sorunların iki ayrı anabaşlık altında toplanarak

ve

olarak ele alınması uygun olacaktır.

"halen devam etmekte olanpoliçelerin uzatılmasında yaşanan sorunlar" "Yapımİşleri Genel Şartnamesi'nin 9. maddesi uygulaması ileilgili sorunlar"

Page 61: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

59

SON

BİR YILDAN

KESİTLER

2 NİSAN 2007

TMB HEYETİNİN ROMANYA ZİYARETİ Ekim 2006 tarihinde Türkiye'yi ziyaret eden RomanyaUlaştırma, Bayındırlık ve Turizm Bakanı Radu MirceaBERCEANU'nun Türk müteahhitlerini Romanya'yadavet etmesi üzerine 01-03 Nisan 2007 tarihleriarasında Romanya'ya bir müteahhitlik heyeti ziyaretidüzenlendi. Ziyaret esnasında ilgili bakanlık ve kamukurumları ile temas kuruldu. Romen İnşaatçılar veMüteahhitler Birliği (ARACO) ile işbirliği olanaklarınayönelik görüşmeler yapıldı.

6 NİSAN 2007

"İŞKUR UYGULAMALARI VE YURTDIŞIMÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ ÜZERİNDEKİ

ETKİLERİ" KONULU ÇALIŞTAY

Son yıllarda çalışma mevzuatında yapılandüzenlemelere bağlı olarak yurtdışında Türk işçisiçalıştırmanın maliyetinin firmaların rekabet gücünüsınırlayacak boyutlara ulaştığı ve Türk müteahhitlerinyurtdışı şantiyelerinde istihdam edilen işçileriçerisinde Türk işçisi oranının giderek azaldığıbilinmektedir. Söz konusu sorunun çözümüneyönelik öneriler yetkili makamlara her fırsattailetilmektedir. Bu nedenleçalışma mevzuatıyla ilgili olarak İŞKUR ile ortaklaşa“İŞKUR Uygulamaları ve Yurtdışı MüteahhitlikHizmetleri Üzerine Etkileri” konulu bir çalıştaydüzenlendi.

Söz konusu çalıştay TMB toplantı salonunda GaziÜniversitesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. CemKILIÇ'ın moderatörlüğünde, İŞKUR İstihdam DairesiBaşkanı Faruk ŞAHİN, Şube Müdürü KezbanSARIBEKİR, Şube Müdürü Recep ÖNAL ve AvukatTahir YİĞİTEL ve TMB üyesi firma temsilcilerininkatılımı ile gerçekleştirildi. Çalıştay sonrasında eldeedilen bilgi ve değerlendirmeler ışığında bir sonuçraporu hazırlandı.

06 Nisan 2007 tarihinde

16 NİSAN 2007

SİNGAPURLU İŞ ADAMLARI İLEÇALIŞMA YEMEĞİ

Singapur Dışişlerinden Sorumlu Kıdemli Devlet BakanıZainul Abidin RASHEED ve beraberindeki işadamlarıheyeti Dünya Belediye Başkanları Zirvesine katılmaküzere 12-17 Nisan 2007 tarihleri arasında Türkiye'yebir ziyarette bulundular.

Bu ziyaret kapsamında Ankara'da çeşitli temaslardabulunan Singapurlu işadamları heyeti 16 Nisan 2007tarihinde TMB'yi ziyaret ettiler. Bu ziyaret esnasındaGenel Sekreterlik tarafından TMB üyesi firmalar veulusal / uluslararası faaliyetler hakkındabilgilendirildiler. Singapur bütçe fazlası verenekonomisi ile yabancı ülkelerde yatırım yapan önemliülkelerden biridir. Ayrıca son dönemlerde ülkemizdekigayrimenkul pazarı Singapurlu firmaların ilgisiniçekmektedir.

Page 62: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

B'D

EN

KIS

AK

ISA

25 NİSAN 2007

ROMANYA PRENSİ RADU ONURUNADÜZENLENEN ÇALIŞMA YEMEĞİ

Türkiye'yi iyi niyet elçisi olarak ziyaret eden RomenHükümetinin Özel Temsilcisi Prens RADU onuruna25 Nisan 2007 tarihinde Sheraton Hotel'de birçalışma yemeği düzenlendi.

Yemeğe, Romanya'nın Ankara BüyükelçisiConstantin GRIGORIE, Büyükelçilik EkonomiMüşaviri Constantin MIU, Basın ve Kültür Ataşesiİnginur RUSTEM katıldılar.

Çalışma yemeğinde iki ülke arasındaki ticari veekonomik ilişkilerin memnuniyet verici bir şekildegelişmekte olduğundan bahisle ikili işbirliğininmüteahhitlik hizmetleri alanında da istenilendüzeyde geliştirilmesi için gerekli girişimler hakkındagörüş alışverişinde bulunuldu.

60

30 NİSAN 2007

SURİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ HEYETİ İLETOPLANTI VE İKİLİ FİRMA GÖRÜŞMELERİ

Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın davetlisi olarak Türkiye'yiziyaret eden Suriye Müteahhitler Birliği BaşkanıMohamed RAMAZAN ve beraberindeki heyet için30 Nisan 2007 tarihinde TMB merkezinde üyefirmaların temsilcilerinin katılımı ile bir toplantıdüzenlendi.

Toplantıda TMB üyesi firmaları ve yaptıkları işleritanıtan bir sunum yapıldı. Daha sonra heyet onuruna,DTM Müsteşar Yardımcısı Ülker GÜZEL, SuriyeMüteahhitler Birliği Heyeti ve üye firmalarıntemsilcilerinin katıldığı bir öğle yemeği verildi.

3 MAYIS 2007

YENİ ATANAN KAMU İHALE KURULUÜYELERİ İLE AKŞAM YEMEĞİ

Yeni atanan Kamu İhale Kurulu Üyeleri onurunaBirlik Merkezinde TMB Yönetim Kurulu üyelerininkatılımıyla bir akşam yemeği düzenlendi. Kamuİhale Kurumu ile yurtiçi projelerde yaşanan sektörsorunlarının ele alındığı çalışma yemeğindesorunların çözümüne yönelik görüş alışverişindebulunuldu.

Page 63: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

SON

BİR YILDAN

KESİTLER

61

10 MAYIS 2007

EBEN-TR İŞ VE MESLEK AHLAKI SEMİNERİ TMB 2003 yılından bu yana Avrupa İş Ahlakı AğıTürkiye Çalışma Grubu (EBEN-TR) kurucu üyesidir.Avrupa İş Ahlakı Örgütü, üyelerinin iş ve ticaret ahlakıkonusunda duyarlılıklarının artırılmasına özel önemvermekte ve çeşitli eğitim, bilgilendirme faaliyetleridüzenlemektedir.

Türkiye'de müteahhitlik alanında hiç bir denetim veakreditasyona tabi olmadan faaliyet gösteren ve250.000'i aşan müteahhitlik firması bulunduğu veciddi iş ahlakı, kalite vb. sorunların yaşandığıbilinmektedir.

Bu nedenle, TMB üyesi firmaların temsilcilerini,Türkiye'de iş ve meslek ahlakının temel problemleri,firmaların olumlu imaj oluşturma ve kendilerinifarklılaştırma yöntemleri hakkında bilgilendirmekamacıyla Avrupa İş Ahlakı Ağı Türkiye Başkanı veHacettepe Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesiİşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. MahmutARSLAN tarafından “İş ve Meslek Ahlakı” konulu birseminer verildi.

11 MAYIS 2007

TÜSİAD BAŞKAN'IARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ'I ZİYARET

TMB Yönetim Kurulu Üyeleri 11 Mayıs 2007tarihinde yeni seçilen Türk Sanayicileri ve İşadamlarıDerneği Başkanı Arzuhan DOĞAN YALÇINDAĞ'aTÜSİAD Merkezinde bir ziyaret gerçekleştirdiler.Söz konusu ziyaret esnasında seçimler, ülkeekonomisi ve sektörel gelişmeler konusunda fikiralışverişinde bulunuldu ve kurumlar arası işbirliğiningeliştirilmesi için görüş birliğine varıldı.

25 MAYIS 2007

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ-OHSAS YÖNETİMSİSTEMİ BELGELENDİRMESİ EĞİTİM SEMİNERİ

25 Mayıs 2007 tarihinde TMB toplantı salonundaüye firmaların temsilcilerinin katılımı ile TürkStandartları Enstitüsü Sistem Belgelendirme MüdürüAykut KIRBAŞ tarafından “TSE 18001 (OHSAS) İşSağlığı ve Güvenliği Sistemi Hakkında Bilgilendirme”eğitimi ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İşMüfettişi Serkan ÇETİNCELİ tarafından “İş Sağlığı veGüvenliği Mevzuatı ve Uygulamaları HakkındaBilgilendirme” eğitim semineri sunuldu.

Page 64: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

TM

BE

ĞİT

İMF

AA

LİY

ET

LE

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE RİSKLERVE RİSK YÖNETİMİ YAKLAŞIMLARI

1. Risk, Risk Yönetiminin Önemi ve RiskYönetiminde Kullanılabilecek Yöntemler

Risk, belirli bir zaman aralığında, hedeflenen birsonuca ulaşamama, kayba ya da zarara uğramaolasılığı ile bu olasılığın meydana gelmesidurumunda yaratacağı olumsuz etkinin şiddetininfonksiyonudur. Risk, gelecekte oluşabilecekpotansiyel problemlere, tehdit ve tehlikelereişaret eder. Risk analizinde; riski tanımlamak,önem derecesini belirlemek, nicelemek veönceliklendirmek için muhtelif faktörler elealınabilir. Bunlar riskin kaynağı, riskin kontroledilebilirliği, kabul edilebilirliği ve tespitedilebilirliği gibi faktörlerdir [1].

İngiltere’de gerçekleştirilen bir araştırmada riskyönetiminin, inşaat firmalarının faaliyetlerindeneden önemli olduğu sorusuna yüklenicilerinverdiği yanıtlar aşağıdaki gibidir;

• İnşaat riskli bir iş kolu olduğu için, kar etmederiskleri analiz ve kontrol etmek anahtar gibidüşünülebilir,

• Doğruların yanlışlardan çok daha sık olmasıiçin (çünkü inşaat alanında risk yönetimi doğrukar etme yeteneğini belirler),

• İnşaat sektörü çok sayıda değişkenin olduğu biriş kolu olduğu için, projenin geçerliliğini vekabiliyetini değerlendirmede ve tespit etmedekullanılabilir,

• Normal taahhüdün bile güçlüklere nedenolduğu bir sektörde risk yönetimi ile kayıplarıazaltmak için,

• Proje risklerini tanımlamak ve her bir riskinpotansiyel maliyetini nicelendirmek ve planlargeliştirmek için veya riski hafifletmedeüzerinde çalışmak için,

• Belirli bir projede firmanın yeterli bir kar eldeedip etmeyeceğini belirlemek için. (Risk ne

kadar yüksek olursa potansiyel getiri de okadar çok olur).Tatmin etmeyen projelerden kaçınmak ve karmarjlarını yükseltmek için,

• Projelerin belirli bir bütçe ve zaman içindebitimini güçleştiren faktörleri kontrol etmekiçin,

• Sigorta primlerini kabul edilebilir düzeylerdetutmak ve kayıpları azaltmak için [2].

Türkiye’de yüklenici firmalarımız riski, paranınkaybolma durumu olarak algılamaktadırlar.Planlama ve programlamanın önemi kabuledilmekte ve bunların düzgün yapılması halindehiçbir problemin doğmayacağı kanısı yaygınbulunmaktadır. Risk yönetimi, bir yönetimunsuru olarak değil planlama ile ilgili bir sorunolarak algılanmaktadır. En büyük riskinprogramsız çalışma olduğu ifade edilmekte veyapılan programın gerçeği yansıtması gerekliliğiönemsenmektedir [3].

İnşaat yöneticilerinin sözleşmelerde en çokeksikliğini hissettikleri şey; hukuk kurallarınaaykırı olmasına karşın, tek taraflı sözleşmelerinyapılmasıdır. Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu veTip Sözleşme metinlerinin, idarelerin kendi hakve menfaatlerini gözetici ve karşı tarafa hak vehukuk tanımayan yapıları, yükleniciler açısındanoldukça riskli bulunmaktadır. Ayrıca gelirvergisinin karla birlikte düşünülmesinin riskoluşturduğu; hukuksal problemler, kredininkaynak ve temini, kur riski, sözleşme stratejisiaçısından oluşabilecek riskler, işin uzaması, yerkoşulları ve yer teslimindeki gecikmeler sıkçakarşılaşılan problemler olarak ifade edilmektedir[3].

Risk yönetiminde kullanılabilecek yöntemler çoksayıda olup bunların bir kısmının isimlerinihatırlatmak gerekirse;• Diyagramlar, grafikler, histogramlar, regresyon

analizleri, muhtelif dağılımlar ve karakteristiközellikleri gibi istatistiksel araçlar,

• Risk primi, karar analizi, algoritmalar,araç-sonuç zincirleri, beyin fırtınası, paretoanalizi, neden-etki (balık kılçığı) diyagramı,karar matrisleri, karar ağaçları, duyarlılıkanalizleri, örümcek diyagramları, portföyteorisi, başa baş analizleri, senaryo analizleri

62

Dr. Latif Onur UĞUR

Page 65: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

ve SWOT analizleri gibi karar alma teknikleri,• CPM, PERT ve GERT gibi olasılıkları da içeren

şebeke esaslı planlama yöntemleri,• Doğrusal planlama,• Kat kabuğu, fonksiyonel eleman yöntemi gibi

maliyet tahmin yöntemleri,• Sanal ortamda yapılan simülasyonlar,• Genetik algoritmalar, uzman sistemler, yapay

sinir ağları gibi yapay zeka uygulama dalları,• Beklenmedik durum planlamaları ve• Sözleşme analizleri ifade edilebilir.

Taahhütçü firmalarımızın kendilerindenkaynaklanan problemlerin çözümünde aktifuygulamalarla riskleri azaltabilmeleri mümkünbulunmaktadır. Gerek metraj gerekse keşifçalışmalarında tüm parametrelerin sistematikolarak elden geçirilmesi, yetkin ve tecrübelipersonel kullanımı, arazi ve zemin etüdüincelemelerinin kontrol formları iledeğerlendirilmesi, malzeme tedarikçilerininüretim ve kalite uygulamaları ile sahip olduklarıbelgelerin temin edilmesi, izlenmesi vedeğerlendirilmesi, gereken vakit, ilgi ve çabanıngösterilebileceği nitelikte ve adette ihaleüzerinde çalışılması gibi yaklaşımlar risklerinminimizasyonunda önemli avantajlarsağlayabilecektir. Planlama ve risk analiziyöntemlerinin kullanılması, bu alanda büyükönem arz etmektedir.

İşveren, sektör, mevzuat, ekonomi, ülke veglobal etkilerden kaynaklanan riskler içinyapılabilecekler ise daha farklı bir yapıarzetmektedir. Gereken bilgilerin sürekli olaraksağlanması ve güncelleştirilmesi; mevzuatahakimiyet; yerel uygulama, sınırlandırma veyaptırımların analiz edilmesi; ekonomikhareketlerin makro ve mikro ölçeklerdeizlenmesi, gerekli verilerin temini, işlenmesi,çıkarım ve tahminler yapılarak ileriye yönelikprojeksiyonlamalar yapılması; sözleşme genel veteknik şartnamelerinin detaylı analizlerininyapılması, gereken hallerde ifadelerinnetleştirilmesi yada değiştirilmesi içingirişimlerde bulunulması; farklı ülkelerdeyapılacak projeler için o ülkelerde ortak,danışman, hukukçu, maliyeci, politikacı vb.kuruluşlarla/kimselerle irtibatların kurulupilişkilerin geliştirilmesi; işveren idarelerin iyitanınması ve olumlu ilişkiler içinde bulunulmasıgibi çabalar firmaların kendilerininuygulayabileceği hususlar arasında yer alabilir.

Ülke siyasi ve ekonomik kararlarının alınmasına,mevzuat değişiklik ve yeniliklerine,uygulamaların geliştirilmesine yönelik talep veönerilerin de meslek kuruluşları, odalar, birlikler,sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve

2. Risk Deneyimleri

üniversiteler aracılığı ile siyasi iktidar veuygulamacılara ifade edilmesi; toplantı, kongre,sempozyum vb. çalışmalarla duyurulması,medyanın dikkatinin çekilmesi konuları isegösterilebilecek demokratik ve hukuki çabalararasında sayılabilir.

Kısaca ifade edilen bu konuların hepsi dekaynak, zaman ve uzmanlık (dolayısı ile eğitim)gerektirmektedir. Kısa ve uzun vadeli hedeflereyönelik olarak yapılanmaların ve bütçelemeleringözden geçirilip gerekli tedbirlerin alınmasınınve bunların yapılmasında optimizasyonunsağlanmasının, yapımcı firmalarımız açısındanhayati önem arzettiği düşünülmektedir.

Çağdaş planlama teknikleri taahhütçüfirmalarımız tarafından büyük orandakullanılmaktadır. Bununla birlikte, yapılanplanlamaların kontrolünün yapılması, süreklibilgi akışı ile izlenmesinin, gerekli durumlardarevizyonların yapılmasının başarılı projeuygulamaları için “gerek şart” olduğuunutulmamalıdır. Ağ diyagramları ile yapılanplanlamaların, çubuk diyagramlara göre avantajlıyanlarının göz önünde bulundurulup, dahabüyük ve daha karmaşık projelerde öncelikle buyöntem esaslı planlama çalışmalarınagirişilmesinin getirilerinin daha çok olduğudüşünülmektedir.

Kullanım oranları arzu edilenin altında bulunansimülasyon ve kaynak dengeleme hesapları; basitve ucuz bilgisayar yazılımları yardımı ilegerçekleştirilebilmekte, sonuçları optimum süreve optimum maliyetlere ulaşmak konusundafaydalı alternatifler sunabilmektedir. Firmalarınkendi bilgi bankalarının bulunması ve yetişmişeleman istihdamları ile bu konuda yepyeniaçılımlara ulaşmaları mümkün bulunmaktadır.

Proje planlama ve kontrol işlemlerini, büyükoranda kendi planlama bölümleri ile sürdürenfirmalarımızın gerekli hallerde profesyoneldanışmanlık hizmeti alınması konusunda dahaaçık olmaları faydalı olabilecektir.

Teklif aşamasında müteahhit firmalarımızcaöncelikle değerlendirilen kriterlerden maliyet vesüre, yurtdışı faaliyetlerde daha büyük önemledikkate alınmakta, kaynak temini ise yurtiçifaaliyetlerde daha çok önemsenmektedir. Her üçbileşen de teklif bedeli ve proje süresindefaaliyetlerin tamamlanabilmesi konusunda hayatihususlar olup, gerek yurtiçi gerek yurtdışıprojelerde daha fazla göz önündebulundurulmalarında; hem gerçeğe en yakın

3. Planlama Çalışmaları

4. Süre ve Maliyet Hesaplamaları

Risk, gelecekte

oluşabilecek

potansiyel

problemlere,

tehdit ve

tehlikelere işaret

eder. Risk

analizinde; riski

tanımlamak,

önem derecesini

belirlemek,

nicelemek ve

önceliklendirmek

için muhtelif

faktörler ele

alınabilir.

63

Page 66: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

maliyet değerlerinin hesaplanması, hem enuygun tamamlanma süresinin tespiti vegerçekleştirilmesi hem de başta nakit akışlarıolmak üzere malzeme, makine-ekipman, işgücüve teknik-idari kadroların oluşturulup optimumverimle kullanılması boyutlarında, büyük faydaolacağı düşünülmektedir.

Proje süresi belirlemede kullanılan tekniklerindaha büyük oranlarda kullanımları, riskminimizasyonu için faydalı bir uygulama olabilir.Her projenin optimum maliyetlegerçekleştirilebileceği bir süre bulunmaktadır(bkz. Şekil 1.). Direkt ve endirekt maliyetlerintoplanması ile hesaplanan toplam maliyetlerinminimum olduğu bu tamamlanma süresinin herproje için hesaplanması, sözleşme teslim zamanıile karşılaştırılması ve mümkün mertebe bu sürecivarındaki bir tamamlanma tarihigerçekleştirilmesi olumlu bir uygulama olacaktır.Hatta yapılabilecek hesaplamalarla, sözleşmetarihinden daha erken bir tamamlanma tarihinin,daha düşük bir maliyetlegerçekleştirilebilmesinin mümkün olup olmadığıaraştırılabilecektir. Proje süre kısaltımlarınınmaliyetlerinin hesaplanması ile süre-maliyetdeğerlendirmeleri yapılabilecektir.

İnşaat sanayicisi firmalarımızca maliyet hesabıyapılırken kullanılan yöntemlerin birim fiyatadayalı keşif çıkarma ve benzer işlerlekarşılaştırma ağırlıklı olduğu; bunları, öncekiuygulamalardan elde edilen verilerin kullanımıile dövize endeksli maliyet hesaplarınınizlemekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu alandakibilgisayar yazılımlarının kullanım oranlarınınarttırılması, Doğrusal Planlama, FonksiyonelEleman Yöntemi ve Yapay Zeka uygulamalarınınkullanımlarının arttırılarak güven düzeyi dahayüksek, daha gerçekçi ve risk düzeyi düşükmaliyet tahminlerinin yapılmasında faydalıolacaktır.

5. Karşılaşılan Riskler

Tamamlanan yapım projelerinde karşılaşılan risklidurumlar; Projelerin geç tamamlanması, düşükkaliteli üretim ve öngörülen maliyetlerde artışolması olarak şekillenmektedir. Projelerdekarşılaşılan risk grupları ise; Tasarım riskleri,çevresel riskler, finansal/ekonomik riskler, politikriskler, yasal riskler, inşaat riskleri, hava koşulları,işletme ile ilgili riskler ve doğal afetlerdir.

Proje üçgeni olarak tanımlanan zaman, kalite vemaliyet ilişkisi, bu değişkenlerden birindekiartma yada azalmanın, diğerlerinden en azbirinde artma yada azalma doğrultusunda birdeğişiklik yaratacağını ifade etmektedir.Firmalarımızın imalatlarını, genel olarak projespesifikasyonlarına uygun ve büyük orandasüresinde tamamladıkları ifadeleri bazalındığında; önemli sayılabilecek yüzdelerlekarşılaşılan maliyet artışlarının, yalnızcagerçekleşmiş risklere dayandırılamayacağınıbelirtmektedir. Gerek imalatlardaki kaliteninistenen normlara yükseltilmesinin gerekse projesüresindeki gecikmelerin telafi edilmesinin, hatırısayılır maliyetlerle karşılanmakta olduğu izlenimiedinilmektedir. Bunun çözümü olarak birinciluygulama, modern planlama tekniklerininkullanılması, sürekli bilgi akışı ile kontroledilmesi, gerekli durumlarda revize programlarınhazırlanması, süre kısaltımlarında minimum ekmaliyet getirecek faaliyetlerin belirlenip bunlarüzerinde yoğunlaşılması olacaktır.

Aksaklıklar, işverenden kaynaklanan problemler,doğa olayları ve mücbir sebeplerdenkaynaklanabilecek süre uzamalarına karşı,gerekli süre uzatımı ve olası zararlarınmaliyetlerinin karşılanabilmesi doğrultusundaciddi sözleşme yönetimi uygulamalarınınyapılması gerekmektedir. Ek işlerin, işverendenkaynaklanan hasarların onarımlarının vb.durumların, düzenlenecek uygun zeyilnamelerlefaturalandırılması ve süre yansımalarınınbelgelendirilmesi hayati önem arzedecektir.

Kalite sağlanması konusunda gerek malzemegerek taşeron seçiminde verimliliği kanıtlanmışsistemlerin uygulanması; malzeme alımı ve altyüklenicilik sözleşmelerinde bu konuda detaylı,uygulanabilir ve yaptırım imkanı veren maddelerkullanılması fayda sağlayabilecek tedbirlerdir.

Tasarım risklerinin sıklıkla karşılaşılan risklerarasında bulunması, dizaynların detaylıkontrolünü gerektirmektedir. Bunun anlamıyeterli kalitedeki teknik elemanların gereklisüreler dahilinde konu üzerinde çalıştırılmasıgerekliliğidir. Finansal ve ekonomik risklerinbüyük oranda karşılaşılan riskler olması, derin veciddi analizleri, gerçekçi tahmin ve uygulamaları

Şekil 1. İnşaat projelerinde proje tamamlanma süresi ile maliyetlerin ilişkisi

64

Page 67: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

gerektirmekte, ihtiyat akçesi ayrılmasınınönemini vurgulamaktadır. Yasal ve politikrisklerin önemli oranda sözkonusu olması,yürürlükteki mevzuatın ve ülke siyasiyaklaşımlarının çok iyi bilinmesini vedeğerlendirilmesini gerektirmektedir.

Bu bağlamda firmalarımızın inşaat yöntemleriniiyi bilmelerinin ve uygulamalarının, yetkin teknikelemanlar istihdam etmelerinin, modern veverimli ekipmanlara sahip olmalarının başarılıyapım projeleri gerçekleştirilmesinde yeterliolmadığı; ekonomik, mali, hukuki ve siyasikonuları da iyi bilip hakim davranışlardabulunmalarını gerekli kılmaktadır. Bu da ilgilikonularda uzman elemanların istihdamı,danışmanlık hizmetlerinin alımı vb.uygulamaları, dolayısı ile ek maliyetleriberaberinde getirmektedir. Belirtilen tedbirlerinhangi boyutta alınabileceği ve maliyetlerininnasıl minimize edilebileceği ise firmalarımızınönem ve aciliyetle yanıtlaması gerekensorulardandır.

İnşaat projelerinde sözleşme risk vesorumlulukları ana başlıkları ile; İşgücü, malzemeve ekipman temini, işgücü uyuşmazlıkları, işgücüve ekipman verimlilikleri, alt yükleniciler ile ilgilikoordinasyon, kazalar/güvenlik önlemleri, kaliteliüretim/kalite güvence, iş programlarınındoğruluğu, malzeme kusurları, değişken sahakoşulları, olumsuz hava koşulları, enflasyon,ödemelerde yaşanan gecikmeler, grevler, onayve gerekli izinler, iş miktarındaki değişiklikler,tasarım değişiklikleri/kusurlu tasarım, doğalafetler, savaş/ayaklanma halleri, metraj artışları,saha ulaşımı, üçüncü kişilerden kaynaklanangecikmeler, uyuşmazlıkların çözümündekigecikmeler, araştırmalar, testler, ekolojik zararlar,vergiler, yasal değişiklikler, bürokratik gecikmeler,tahmin edilemeyen maliyetler ve finansalhatalardır.

Yapılan sözleşmeye katılan tüm taraflar, işinbaşarılı bir şekilde, belirtilen tarihte ve sahibineen az maliyetle tamamlanması için en iyiniyetlerle anlaşırlarken aynı zamanda genelyüklenicinin, diğer taşeronların ve tedarikçilerinmakul miktarda kar sağlamasını teminetmelidirler.

İnşaat sözleşmesi, sözleşmeyi yapanın bu işiüstlenmek için uygun gördüğü fiyat ile, kontroledilebilir ve kontrol edilemez riskleri kabuletmesi arasında bir dengelemedir. Yapılacak işinücreti kısmen de olsa bu işi yapacak tarafın buişte gördüğü riski yansıtır ve kontrata dayalıanlaşmalar, kimin ne kadar riski taşıyacağıdikkate alınarak yapılmalıdır.

6. Sözleşme Riskleri

Her ne kadar sözleşme hukukunda taraflarınkaldırabilecekleri kadar yükün altına girmeleri verisk dağılımlarında da riskleri en iyikarşılayabilecek tarafların ilgili riskleri üstlenmeleriesas alınıyor olsa da özellikle inşaat projelerindekisözleşme sorumluluk ve risk dağılımlarının bunauygun düzenlenmediği çok net biçimdegörülmektedir. Dizayndaki yanlışlıklar, gerekliyasal izinlerin alınması, ödemelerdeki gecikmelergibi en temel işveren kaynaklı konularda bilerisklerin yarıya yakınının yükleniciye aktarıldığıdüzenlemelerle, çok büyük bedelli yapımprojelerine aday olmak gerçekten büyük cesaretistemektedir.

Bu konuda öncelikle yapılabilecekler;

• Projelerin ve eklerinin ayrıntılı incelenmesi,• Şartnamelerin ve eklerinin ayrıntılı incelenmesi,• Ülke ekonomik durumunun göz önüne

alınması,• Yönetmelik ve prosedürlerin uygunluğunun

incelenmesi,• Kaynak temini kolaylığının değerlendirilmesi,• Saha koşullarının yerinde incelenmesi,• Fiziksel koşulların gözlenmesi,• Ulaşım şartlarının araştırılması,• Zemin koşullarının araştırılması,• Tasarımların uygulanabilirliğinin kontrolü,• Bölgesel işgücü ve sosyal yapının araştırılması

ve• Bölgesel arz-talep dengesinin incelenmesidir.

Her risk faktörünün/sorumluluğun detaylıdeğerlendirilmesi, olumsuz durumlarıngerçekleşme olasılıklarının ve gerçekleşmehalindeki olası zararlarının boyutlarınınbelirlenmesi, bunların zamansal ve parasalkarşılıklarının anlaşılması, doğru karar vermekonusunda önemli katkılar sağlayacaktır.

65

Page 68: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

7. Değerlendirme

İnşaat sektörü pek çok risk faktörü içermesinerağmen, ülkemizde riskler bilinçsiz olarak elealınmakta ve belirlenen süre ve maliyet sınırlarıaşılmaktadır. İnşaat firmalarının daha gerçekçiyaklaşımlarla süre, maliyet ve kalite konularıüzerinde durmaları ve bunların belirlenmesinde,kontrolünde risk faktörlerinin etkilerini projebaşlangıcından sonuna kadar gözlemlemeleri vegerekli önlemleri almaları gerekmektedir.Ülkemizde yaygın olarak kullanılmayan riskyönetiminin; inşaat sektörüne ait risklerinbelirlenmesi, taraflar arasında yapılansözleşmelerin risklere göre düzenlenmesi ve

kişilerin risk yönetimi ve sağlayacağı yararlarhakkında bilgilendirilmesi halinde kullanımımümkün olacaktır [6].

Türkiye’de inşaat yapımcısı olmanın yurt dışınagöre daha büyük riskler taşıdığı anlaşılmaktadır.Tahmin edilemeyen maliyetler, finansal hatalar,vergiler ve yasal değişiklikler, üçüncü kişilerdenkaynaklanan gecikmeler ile araştırmalar vetestler, gerekli onay ve izinler, ödemelerdeyaşanan gecikmeler ve enflasyon konularındakiriskler yurdumuzda, uluslar arası uygulamalaragöre daha fazla oranda yüklenicilere sorumlulukgetirmekte ve yüklenicilerin risk hanelerineyazılmaktadır.

İnşaat yöneticilerinin sözleşmelerde en çokeksikliğini hissettikleri şey; hukuk kurallarınaaykırı olmasına karşın, tek taraflı sözleşmelerinyapılmasıdır. Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu veTip Sözleşme metinlerinin, idarelerin kendi hakve menfaatlerini gözetici ve karşı tarafa hak vehukuk tanımayan yapıları, yükleniciler açısındanoldukça riskli bulunmaktadır.

Bu olumsuzlukların üstesinden gelinebilmesiiçin; inşaat firmalarımızca risk belirleme, analizetme ve yönetme tekniklerinin daha iyianlaşılması ve uygulanması büyük önem arzetmektedir. Bölgesel arz-talep dengesininincelenmesi, bölgesel işgücü ve sosyal yapınınaraştırılması ve tasarımların uygulanabilirliğininkontrolü konularında daha fazla irdelemeyapılması, yurt içi projelerde planlamaçalışmalarının daha fazla yaygınlaştırılması,firmalarda risk yönetiminin bütüncül biryaklaşımla ve sürekli olarak ele alınması olumlugetiriler sağlayacaktır.

Yapım firmaları tüm riskler için hazırlanmalı veprojeyi özellikle sözleşme yönetimi konularındatahmin edilen hedefe ulaşmak ve global pazardarekabet ederek yaşamaya devam etmek içinyönetmelidirler. Tüm ön takvimler, tahminler,tartışmalar, tartışmaların bitirilmesi ve detaylar;eğer sözleşme taban dokümanında yer almıyorsatartışmalıdır. Güvenli bir sözleşme temeli vezihinlerin baştaki birleşmesi olmadan, yapımfirmasının yeteneklerinin işveren ile gayrı resmiilişkilerle yüzleştirilmesi çok az anlam ifadeetmektedir [4].

Risk yönetimi, proje başladığında ya da risk olayımeydana geldiğinde ele alınabilir. Deneyimlerkanıtlamıştır ki, iyi yapılandırılmış bir riskyönetim metodunun kullanılması; sürprizleri,maliyetleri, gereksinimleri, stresi ve yanlışanlaşılmaları azaltmaktadır. Proje risklerinintanımlanması, inşaat projelerinin her düzeyindedisiplinin sağlanması ve bu sayede projeverimliliğinin arttırılmasına yardımcı olacaktır.Tespit edilen risklerin azaltılmasının yanısırakabul edilmesi, gözardı edilmesi, kaçınılmasıyada paylaşılması kararlarının bilimsel metotlarlave risk yönetimi süreci dahilinde alınması, ayrıcaproje risklerine karşı bir risk fonu bulundurulmasırasyonel bir tutum olacaktır [5].

Kaynaklar1. Fıkırkoca, M., “Bütünsel Risk Yönetimi”, Pozitif Matbaacılık, Ankara, 2003.2. Akintoye, A.S., “Risk Analysis and Management in Construction”, International Journal of Project Management, Vol.

15, 31-38, 1997.3. Karaçar, P., “Türk İnşaat Sektöründe İhale Sürecine Yönelik Risk Yönetimi Kapsamında Alan Çalışması”, İTÜ, Fen

Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 20004. Uğur, L. O., “Yapım Sözleşmelerinin Oluşturulması ve Yönetimi, İNTES, İnşaat Sanayi Dergisi, sayı 96, s.90-93, 20065. Uğur, L.O.,”İnşaat Sektöründe Risklerin Yönetimi”, Şantiye, sayı 192, s. 80-83, Haziran 2004

Türkiye’de inşaat yapımcısı olmanın yurt dışına göre daha

büyük riskler taşıdığı anlaşılmaktadır. Tahmin edilemeyen

maliyetler, finansal hatalar, vergiler ve yasal değişiklikler,

üçüncü kişilerden kaynaklanan gecikmeler ile

araştırmalar ve testler, gerekli onay ve izinler, ödemelerde

yaşanan gecikmeler ve enflasyon konularındaki riskler

yurdumuzda, uluslar arası uygulamalara göre daha fazla

oranda yüklenicilere sorumluluk getirmekte ve

yüklenicilerin risk hanelerine yazılmaktadır.

66

Page 69: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

ETKİLİ YÖNETSEL KARAR ALMAARAÇ VE YÖNTEMLERİ

Prof. Dr. Süleyman TÜRKELÇağ Üniversitesi, İİBF, İşletme BölümüYönetim Organizasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

[email protected]

Yazarın

başlıklı eğitim notlarından özetlenmiştir.

Karar Vermede Başarı İçin EtkinProblem Çözme Yöntem ve Teknikleri

Örgütsel kararların çok önemli bir kesimini akılcıve mantıklı bir biçimde verilmediğibir gerçektir. Bunun çeşitli nedenleri vardır.Öncelikle bir karar alınmadan önce sorunundikkatli bir analizi; bunu takiben çeşitliseçeneklerin sistemli olarak değerlendirilipayıklanması ve nihayet, kararın uygulamayaaktarılması konusunda yeterince çabaharcanmamaktadır. Bu durum kararların çatışma,deneme- yanılma, hız ve hata, ilgililerin karşılıklıçıkarların korunması gibi bir çok sorunlarla iç-içeolması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Yöneticilergenellikle akılcı yaklaşımı sınırlayan kısıtlıklarlaçalışma zorunda oldukları için tercihlerinde çoğukez “sağduyu” ve “ipucu” kullanarak sonucagitmeye çalışmaktadırlar.

Kararlar kişiler tarafından verilir. Ancak örgütselkararlar tek bir kişi tarafından alınmaz. Örgütselkarar verme bir toplumsal süreçtir. Çok nadirhallerde yöneticiler sorunu kendileri tek başınairdeleyip karar verirler. Sorunların çoğu açık venet olmadığı için geniş bir tartışma zeminioluşturulur ve karşılıklı fedakarlıklarla mutabakatsağlanmaya çalışılır.Yönetici kişisel kararverdiğinde genellikle geniş bir karar sürecininküçük bir parçası üzerinde yoğunlaşır. Örgütlerönemli ve büyük sorunları küçük küçük parçalarıçözüme kavuşturarak halletmeye çalışır. Tek biryönetici bu sürecin herhangi bir noktasında kararverebilir, fakat ele alınan sorunun bütünühakkında fikir sahibi olması da gerekir.

Sorun üzerinde fikirbirliği olmadığı durumlardadaha fazla destek arama çabası veya çatışmaçıkma olasılığı yükselir. Böyle durumlarda hangiamaçların önemli olduğu ve sorunların çözümüne

nasıl bir öncelik tanınmalı konusukararlaştırmalıdır. Eğer yönetici ilgili diğerkişilerin kabul etmediği sorununun üzerinegiderse, çözümün uygulanmasına ilişkin desteğiyitirir. Bu hüküm bizi sorunun tanımlanmasındave çözümünde ilgililerle işbirliği yapmak içinzaman harcanması ve faaliyette bulunulmasıgerektiği gerçeğine götürür.

Şirket içinde kararlar, sorunlar, görüşler veinsanlar sürekli hareket halindedirler ve çeşitlibileşke içinde ele alınarak değerlendirilirler. Busüreç içinde örgüt yavaş yavaş öğrenir vesorunların bazıları hiçbir zaman çözülmez, fakatgenellikle çoğunluğu bir sonuca ulaştırılır veböylece şirket belirli düzeyde başarısını devamettirme ve geliştirme imkanına kavuşmuş olur.

Bir çok örgüt çok hızlı karar almak ihtiyacı içindeolduğu için yakın çevresiyle ve üretim birim vesüreçleriyle sürekli temas halinde bulunurlar.Elektronik bilgi işleme ve yönetsel karar desteksistemleri bu ihtiyacın karşılanmasındavazgeçilmez bir rol oynar.

67

Page 70: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

dayalı bilgisayar tabanlı enformasyonsistemlerinin şirkete entegrasyonu ve kullanımdüzeyi şirketlerin karar mekanizmalarınınçalışmasına ve kaliteli kararların alınmasınabüyük katkı sağlanmaktadır. Operasyonelsistemde her türlü iş ve işlemin planlanması,uygulanması ve izlenmesinde enformasyonteknolojisinin çok büyük katkısı bulunmaktadır.Programlanabilir günlük işlerdeki iş ve işlem akışsürecini yönlendiren ve izleyen sistemler, verisaklama ve işleme sistemleri, yaratıcı ve yenilikçikarar almak için ihtiyaç duyulan veriye ulaşmave alternatif oluşturmaya ilişkin önemli yazılımlarbir çok fırsatlar yaratmaktadır.

Ayrıca üst yönetimin karar vermesine ve yönetseldenetim yapmasına destek sağlayan

, ,ve

gibi yazılım tabanlı sistemler demevcuttur. Bunlara ek olarak stratejik değeryaratan ve işletme içi koordinasyonu sağlayanbirimlerarası iletişim ağı (intranets) İşletme içikaynak planlaması (ERP), Bilgi yönetimi; İşletmedışı ilişkileri düzenleyen entegre edilmiş şirketsistemleri, E-ticaret ve müşteri ilişkileri yönetimikonularında çok önemli sistemler geliştirilmiştir.Hepsinin temel katkısı doğru, hızlı ve güncelbilgilere ulaşarak yönetsel kararların kalitesiniarttırmak ve isabetlilik dereceleriniyükseltmektedir.

Özellikle inşaat sektörü gibi yüzlerce kalemmalzemenin kullanıldığı ve çok çeşitli nitelikteinsanların istihdam edildiği şirketlerdeprojelendirmeden uygulamaya ve hak ediştenkesin hesaba kadar geçen tüm süreçlerinUluslararası Proje Enstitüsü' nün ortaya koyduğustandartlarda çözüm getiren sistemler yeniumutlar vermektedir.***

Yönetsel kararların isabetliliğini ve kalitesiniarttıran faktörlerin ikincisi

olduğu gerçeğidir. İnsan duygularıyla,yetenekleriyle, beklentileriyle, yaratıcılık veyenilik konusunda sahip olduğu potansiyel ilealdığı kararları etkileyen ve şekillendiren birunsurdur.

Karar vermede bir dizi değerlendirme hatalarıolabilir. Sadece sağduyulu tahmine dayanma,alınmış kararın sonuçları istenildiği şekildeçözüm getirmemesine rağmen devamında ısrarlıolma, gruba uymak için yanlışlıklara sesçıkarmama, geçmişteki kararlara göre şimdikidüzenlemeleri yapma, sadece kişinin

yönetimenformasyon sistemleri karar destek sistemleriüst yönetim enformasyon sistemleri yönetimkontrol sistemleri

kararı verenin bir“insan”

Karar Almanın İnsani Boyutu

Enformasyon Teknolojisi ve Karar Alma

Örgütsel kararların tamamı aynı nitelikleritaşımamaktadır. Kararların niteliğini bir yandanhangi yönetim düzeyinde alındığı diğer yandanda şirketin büyüklük ve karmaşıklık derecesibelirlemektedir. Günlük işlerin yapıldığıoperasyonel düzeydeki kararlar genellikletekrarlanan, programlanabilir kararlardır. Şirketinüst düzeyine doğru yükseldikçe alınan kararlarınnitelikleri değişmekte ve daha çok strateji vegenel planların hazırlanmasına yönelikprogramlanamayan kararlar ön planaçıkmaktadır.

Bu noktada ele alınması gereken husus, şirkettealınan kararların isabetlilik derecesini arttırmak;çevrenin şirketten beklediği yenilik ve yaratıcılığıön plana çıkaran uygulamaları yapmak; vekaynak kullanımında azami tasarrufu sağlamakiçin yöneticilere destek sağlayan ne tür yol veyöntemler vardır? sorusununcevaplandırılmasıdır.

Sorunun yanıtını vermek için iki önemli faktörünele alınıp incelenmesi gerekmektedir. Bunlarınilki, şirketin sahip olduğu bilgi işleme vedepolama konusundaki

niteliği ve kullanım biçimidir.İkincisi ise; örgütsel karar vermede yenilikçi veyaratıcı fikirlerin ortaya çıkartılmasında ve kararoluşturulmasında kullanılan davranışsal yol veyöntemlerdir.

Günümüzde elektronik bilgi işleme temeline

enformasyonteknolojisinin

*** Bu konuda ayrıntılı bilgi almak isteyen için Internet adresi www.aviansoftware.com.tr

Örgütsel kararların tamamı aynı nitelikleri

taşımamaktadır. Kararların niteliğini bir yandan hangi

yönetim düzeyinde alındığı diğer yandan da şirketin

büyüklük ve karmaşıklık derecesi belirlemektedir.

Günlük işlerin yapıldığı operasyonel düzeydeki kararlar

genellikle tekrarlanan, programlanabilir kararlardır.

Şirketin üst düzeyine doğru yükseldikçe alınan

kararların nitelikleri değişmekte ve daha çok strateji ve

genel planların hazırlanmasına yönelik

programlanamayan kararlar ön plana çıkmaktadır.

68

Page 71: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

hafızasındaki bilgilere göre karar alma gibi çeşitlinedenlerle kişi değerlendirme hataları yapabilir.

Özellikle sorunu doğru ve mantıklıtanımlamama, yöneticinin ne kadar haklıolduğunu gösterme çabası, “ego”sunu savunmaduygusu, kişisel sorumluluğun azaltılması,yönetsel karar ve davranışlarda sürekliliğin tercihedilmesi veya yöneticinin kendi çözümününmantıklı gelmesi ve benzeri sebeplerden dolayıçözümlerin “tutucu” ve kararların sınırlı “tatminedici” olduğuna şahit oluruz.

Kararların kalitesini sınırlandıran yalnızcayöneticinin kişisel tutum ve tavrı değildir. Birliktekarar alma süreci işletildiğinde de bir dizisorunlarla karşılaşabiliriz. Grup üyeleri her türlütehlikeden korunduğu ve güvende olduğuduygusuyla çok yüksek düzeydealabilirler. Ayrıca, kendilerine özgü bir mantıkgeliştirerek bunu karar alma süreci içinde “filtre”olarak kullanırlar. Doğal olarak bu yaklaşımsadece belirli bir “bakış açısından” karar almasonucunu çıkarır.

Karar almada göz önünde bulunması gereken“ahlaki” boyutlarda vardır. Benzer değeryargılarını paylaşan kişiler gruplarının veüyelerinin her zaman ahlaklı davranış içindeolduklarına inanırlar. Oysa, klişeleşmiş inançlarve özellikle rakipleri konusundaki olumsuzgörüşler, grubun ahlaki karar almasınıengelleyecek veya sınırlayacaktır.

Yukarıda kısaca özetlenen karar alma sürecindeolumsuz sonuçların ortaya çıkmasını önlemeyeyönelik ve isabetli karar almaya ortamıhazırlayan ne tür teknikler vardır?

Hata yapma maliyetinin yüksek, belirsizliğin çok,bilginin az olduğu çok sayıda seçenek mümküngörülmekle birlikte bunlardan çok azının tespitedilebildiği, en iyi kararın bulunmadığı ve alınankararın sonuçlarının istenildiği şekilde olupolmadığının belirlenmesinin zaman aldığıdurumlarda grup kararı almak gerekir. Ancakgerekli şartları hazırlamadan insanların bir arayagelmeleri sağlıklı ve yenilikçi karar alınacağınıgüvence altına almaz. Bunun için bazıtekniklerin kullanılması zorunluluğu vardır. Buyöntemler temelde karar sürecinde kişiselzaafları azaltmak ve çok sayıda görüşün kararoluşturulmasına dahil edilmesini sağlamakamacıyla geliştirilmiştir.

Bunların başında en sık kullanılan yöntemdır. İnsan zihnini zorlayarak grup içinde

karşılıklı etkileşim ile orijinal, yaratıcı ve yenilikçifikirler ve bunlara dayalı kararlar üretmektedir.

dayalıdır.

riskli kararlar

Beyinfırtınası'

İki temel ilke dört temel kurala

Her türlü düşüncenin ortaya konabilmesi içinile üretilen

fikirlerin sayısı arttıkça, uyulması gereken temel

ilkelerdir. Temel kuralları ise eleştirmenin yasak,her türlü serbest düşüncenin hoş karşılanması, ilkaşamada fikirlerin içeriğinden çok sayısı iledeğerlendirilmesi ve üretilen ham fikirleringeliştirilmesi veya birleştirilmesidir.

Diğer bir yöntem adı verilen ve kişileribeyin fırtınası yönteminde olduğu gibi değişikdüşünce üretmeye yönelik bir uygulamabiçimidir. İnsanlar kendilerini eşyanın, bir olayınveya herhangi canlının yerine koyarak fantezilerüreterek bir soruna çözüm bulma ve kararoluşturma yoluna gidilir.

Yeteri kadar bilgi bulunmayan konularda Delphiteknikleri uygulanır. Öncelikle, çeşitli ya dayeterli sayıda uzman seçilir ve daha sonrakonuyla ilgili soru kağıdı düzenlenir. Sorukağıtları uzmanlara postalanır. Sorularcevaplandırılır; gelen eksikler ve cevaplar analizedilir. Bu işlemler üç defa tekrar edilir. Her üçsoru kağıdından elde edilen bilgiler uzmanlargrubunca tartışılıp çözümler oluşturulmayaçalışılır. Özellikle “Think-Tank”lerin uyguladığı biryöntemdir. Bu yöntemle orijinal ve doğruya enyakın çözümler bulunmaya çalışılır.

Bir diğer yöntem Nominal Gruplama tekniğidir.Konuyla ilgili kişiler bir araya getirilir ve konuhakkındaki fikirleri belirli bir zaman aralığındakısa notlar halinde yazdırılır. Daha sonra bufikirler, kimden çıktığına bakılmaksızın; birtahtaya yazılır ve denetimli bir tartışma açılır. Herfikir önem sırasına koyulur ve oylama yapılır. İlkoylama sonuçları tartışılır ve son oylamaya geçilir.Son oylama sonuçları grubun kararı olarak belirirve uygulamaya aktarılır. Bu teknik daha ziyadebilirli bir geleneği olmayan programlanamayanve sayısal verileri olmayan konularda uygulanır.

Yönetim biliminin gelişmesine önemli katkıdabulunan “Yönetim Gurusu” Peter Drucker'a göreyönetimin iki temel işi vardır. ve

. Aslında bu iki yargıyı sadecekarar vermeye indirgeyebiliriz. Dolayısıyla kararvermenin isabetliliği ve sonuçlarının istenilenivermesi bir bakıma yönetimin başarısınıbelirlemektedir. Uygulamada yöneticiler kararverme konusunda herhangi bir sorunlarınınbulunmadığı düşüncesinde olmalarına rağmengerçeklerle yüz yüze geldiklerinde yenilikçi veyaratıcı karar vermenin gerekliliğini kabuletmektedirler. Bunu sağlamanın yolunun,güvenilir bir information teknoloji desteğindenve katılımcı karar verme yol ve yöntemlerini iyiöğrenip uygulanmasından geçtiğini takdiretmektedirler.

değerlendirmenin geciktirilmesinitelikli çözümlerin

yükseleceği görüşü

synectics

Karar vermefaaliyette bulunma

69

Page 72: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

70

BA

SIN

DA

TM

B

Page 73: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

71

Page 74: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

72

BA

SIN

DA

TM

B

Page 75: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

73

Page 76: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

74

BA

SIN

DA

TM

B

Page 77: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

75

Page 78: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

76

KAYBETTİKLERİMİZİNİŞEV (Türkiye İnşaat ve Tesisat İşçileri EğitimVakfı) Genel Müdürü 'ı 15 Haziran2006'da kaybettik.

Türkiye Müteahhitler Birliği'nin 1954-1955 ve1961-1966 dönemlerinde Başkanlığını yapmışolan, sektörümüzün duayenlerinden, kıymetlibüyüğümüz 'i 01 Eylül2006'da kaybettik.

Birliğimiz üyesi ÖZDEMİR İnşaat Turizm EnerjiSanayi ve Ticaret A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Üyesive Yürütme Kurulu Başkanı, TürkiyeMüteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi,Değerli Dostumuz 'ı 19 Kasım2006'da kaybettik.

Irak'ta meydana gelen elim bir uçak kazasısonucunda üyelerimizden KULAK İnşaat Ticaretve Sanayi A.Ş.'nin Yönetim Kurulu Üyesi veGenel Müdürü 'ı ve otuz kadarfirma çalışanını 09 Ocak 2007'de kaybettik.

Türkiye Müteahhitler Birliği Eski Yönetim KuruluÜyelerinden ve Libya Müteahhitler Birliği EskiGenel Sekreteri, sektörümüzün duayenlerinden

'i 28 Mart 2007'de kaybettik.

Sektörümüzün duayenlerinden, KİSKA KomanditŞirketi Başkan Vekili, değerli büyüğümüz İnşaatYüksek Mühendisi 'ı 13 Nisan2007'de kaybettik.

Cengiz ATAY

Meb'us ERGÜVENÇ

T. Levent GÜRAY

İsmail KULAK

Özer ÖLÇMEN

Vedit ARIĞ

Page 79: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun

77

T. LEVENT GÜRAY ANISINADÜZENLENEN TENİS TURNUVASI

Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulueski üyesi merhum T. Levent Güray anısınaailesi tarafından 30 Nisan 2007 - 27 Mayıs2007 tarihleri arasında Ankara KavaklıdereTenis Kulübü'nde "Çiftler Tenis Turnuvasıdüzenlendi.

Turnuvanın final maçları 27 Mayıs 2007tarihinde oynandı ve birinci olanlara ödülleriverildi.

Page 80: Türkiye Müteahhitler Birli i Ba kan 1 M. Erdal EREN · Siyasete seyirci kalamay 1z çünkü: Bizim, çal 1 _anlar 1m 1z 1n ve in _aata ba l 1 sektörlerin de kaderi tüm ... ruhun