Upload
hathuy
View
218
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
“Türkiye’de, ilk Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü’nü Çanakkale’de kuran hocamız
Prof. İ.HulûsiGÜNGÖR’ün aziz hatırasına…
Şahsî olarak bu günlere gelmeme vesile olan; bir ev endüstrisi olan
halıcılığı, ülkemizde akademik olarak hayata geçiren ve akademide
bölüm açılmasına vesile olan hocaların hocası sayın Prof. İ. Hulûsi
GÜNGÖR’ün vefatı haberini de maalesef bu çalıştayımızın gerçekleştiği
gün aldık.
Hocamızın bizlerin yetişmesine ve bölümün açılmasına olan katkıları
yadsınamaz. Yanısıra bu çalıştayımız aynı zamanda hocamızı anma
etkinliği olarak da kabul edilebilir. Kendisine, emeklerine saygıyla
beraber; Allah’tan rahmet, sevenlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.
T.C
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ
AYVACIK MESLEK YÜKSEKOKULU
HALICILIK VE KİLİMCİLİK PROGRAMI
HALICILIK VE KİLİMCİLİK PROGRAMININ
SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
ÇALIŞTAYI BİLDİRİLERİ
05-06 NİSAN 2012
AYVACIK/ÇANAKKALE
Bildirilerdeki konu ve görüşler ile bildiri yazılarının sorumluluğu tebliğ
sahiplerine aittir. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesine mal edilemez.
Kapak Tasarım: Gülhan APAK
Sayfa Tasarımı: Zafer BURÇAK
Yayıma hazırlayan: Niyazi SEZEN
Basım Adedi: 40
ISBN:978-605-4222-23-0
Ayvacık Meslek Yüksekokulu Tarafından
Ayvacık Belediyesi’nin Katkılarıyla Düzenlenmiştir.
Baskı: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Matbaası
Basım Yeri- Tarihi: ÇANAKKALE/ 2013
ÇALIŞTAY DÜZENLEME KURULU
ONURSAL BAŞKAN
Prof. Dr. Sedat LAÇİNER
Rektör
BAŞKAN
Yrd. Doç. Dr. Selçuk BERBER
Ayvacık Meslek Yüksekokulu Müdürü
KOORDİNATÖR
Yrd. Doç. Tahsin ÖZTÜRK
El Sanatları Bölümü Başkanı
ÜYELER
Yrd. Doç. Tahsin ÖZTÜRK
Yrd. Doç. Aslı AKSOY
Öğr. Gör. Eşref BÜLENT
SEKRETER
Öğr. Gör. Mustafa GENÇ
I
İÇİNDEKİLER
AÇILIŞ KONUŞMALARI………………………………………….…......…1
BİLDİRİLER………………………………………………….…….……...…9
I. OTURUM
Türkiye’de Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü’nün Kuruluş Tarihçesi
Yrd. Doç. Tahsin ÖZTÜRK………………..………………………….…… .11
Meslek Yüksekokulları Halıcılık ve Desinatörlüğü, Halıcılık ve Halı-Kilim
Programlarında Müfredat Sorunları ve Çözüm Önerileri
Öğr. Gör. Eşref BÜLENT………………………….…………….…..….……19
Uluslararası Standart Eğitim Sınıflandırması (ISCED)’97’nın
Türkiye’deki Meslek Yüksekokullarında Halıcılık Programlarına
Uygulanmasının Sonuçları ve Ayvacık Meslek Yüksekokulu Halıcılık ve
Desinatörlüğü Programı Örneği
Yrd. Doç. Aslı AKSOY………………………..……………...........................34
Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı İsminin Halıcılık ve Kilimcilik
Olarak Değişmesinin Öğrenci Taleplerine Etkisi; Talebi Artırmak İçin
Öneriler Arapgir Meslek Yüksekokulu Örneği
Okt. Murat ULAŞ; Öğr. Grv. Naci BULUR; Aslı Ü. ULAŞ; …...…….….…58
II. OTURUM
Halıcılık Programlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri
Öğr. Gör. Berna SEVİNÇ…………………………………...…………...……67
Meslek Yüksekokullarının Ülkemizde Halı Sektörünün Gelişmesindeki
Payı ve Önemi
Öğr. Gör.Yeşim UŞAK……………………………....…………….…….…...73
III. OTURUM
Dinar Meslek Yüksekokulu, Halı ve Kilim Bölümünün Dünü ve Bugünü
Yrd. Doç. Erdal ÜNSAL………………………………………………...........81
Uşak ve Çevresinde Dokumacılığın Yok Olması ve Canlandırma Önerileri
Öğr. Gör. Nuray PÜTKÜL…………………………………………..…...…...90
Turizmin Çanakkale Halılarına Etkisi
Doç. Dr. Didem ÖZHEKİM (ATİŞ)…………………………………...……...95
II
Halıcılık Programından El Sanatları Bölümüne Geçiş Süreci (SDÜ Teknik
Bilimler MYO El Sanatları Bölümü Örneği)
Öğr. Gör. Z.Figen YURTERİ………………………………………………..104
Türk Halıcılığının İmalat Tasarım ve Pazarlama Sorunları
Öğr. Gör. Mustafa GENÇ…………………………………………………...118
1984 Yılı Mezunlarından Bir Konuşma
Öğrt. Alev ÇETİN...........................................................................................130
Çalıştay Sonuç Bildirgesi…………………………………..………………131
1
Değerli Misafirler ve Sayın Meslektaşlarım,
Öncelikle hepinizi şahsım ve bu çalıştayın
gerçekleştirilmesine özveriyle katkıda bulunan
Yüksekokulumuz’un öğretim elemanları adına
saygılarımla selamlıyorum. Yüksekokulumuz
Halıcılık ve Kilimcilik Programı’nın; çok değerli
rektörümüz Sayın Prof. Dr. Sedat Laçiner’in
fahri başkanlığında, Üniversitemiz bünyesinde düzenlemiş olduğu
“Halıcılık ve Kilimcilik Programının Sorunları ve Çözüm Önerileri
Çalıştayı”na hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Bu gün; Türkiye’dekiüniversitelerde bulunanHalıcılık ve Kilimcilik
Programları’nınmevcut sorunları ve güncel durumlarını masaya yatırarak
bunları çözmek için bir araya geldik. Ayrıca bu alanda süregelen mesleki
eğitimin; çağcıl dinamikler doğrultusunda değiştirilip yeniden hayat
bulması ve mezunların istihdamı açısından sektörel ihtiyaçları
karşılayacak niteliklerin kazandırılmasının sağlanması için yapılması
gerekenleri tartışıp bir karara bağlamak için de buradayız.
Türk toplumunun kültürel yapısının göstergesi ve Orta Asya’dan bu
yana milletimizin dünya çapında tanınmasında en etkili unsurlardan biri
–şüphesiz- Türk halı sanatı olmuştur. Ne yazık ki bu alanda eğitim veren
Halıcılık Programları, küreselleşen eğilimlerin ve endüstriyel gelişimin
gerisinde kalmış ve devlet bünyesinde gerçekleştirilen çalışmalarda
günümüz Türkiye’sinde sektörelbazda ihtiyaç duyulan meslekler
listesinde son sıralara yerleşmiştir.
Bunun başlıca sebeplerinden biri gençlerimizin, kendi ürünümüz olan
halılarımızı endüstriyel bir ürün olacak şekilde tasarlayıp küresel
piyasaya uygun hale getirmelerini sağlayacakeğitim kurumu-sektör
bağlantısının kurulamayışıdır. Bu eksiği giderebilmek için
sektörün;mesleki eğitimden beklentileri ve öncelikleri, net olarak tespit
edilmeli, ilgili programın müfredatı sektör talepleri göz önüne alınarak
hazırlanmalı ve değişen talepler doğrultusunda sürekli yenilenmelidir.
YÖK tarafından AB’ye uyum sürecinde gerçekleştirilen Uluslararası
Standart Eğitim Sınıflaması (ISCED’97) uygulamasıyla gelen program
ismi değişikliği, Meslek Yüksekokullarımızda yer alan Halıcılık
2
programları içinde; özellikle tasarımsal boyuta yönelik öğrenci
yetiştirilmesi hedeflenen Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı açısından,
geri dönüşü imkânsız sonuçlara yol açmıştır. Bu arada ortak
sınıflandırma için uygun görülen Halıcılık ve Kilimcilik Programı ismi;
kamuoyu, sektör ve öğrenci adayları arasında bir geri adım olarak
algılanmıştır. Bunun nedeni mesleki eğitim sonrası istihdam kaygısıdır.
Özellikle öğrenci adayları diplomada yer alan desinatör unvanının sektör
tarafından tekniker unvanına tercih edildiğini düşünmektedirler.
Görünen bir diğer gerçek de son beş yıllık süreçte halıcılık alanında
yüksek mesleki eğitim veren programların öğrenci kontenjanlarını insan
gücü planlamasına göre belirlemeyip sektöre, farklı program isimlerine
sahip fakat aynı müfredatla eğitim görmüş fazla sayıda ara eleman
göndermesidir. Oysa halı sektörü hammaddeden ürüne gelinceye kadar
geniş kapsamlı bir süreç ve detaylı işlem aşamalarını gerektirmektedir.
Bu da halıcılık ile ilgili programlarda ortak bir isim ve müfredattan
ziyade mesleğin farklı alanlarında çalışabilecek şekilde kalifiye
öğrencilerin yetiştirilmesine yönelik bir branşlaşma gerektiğini
göstermektedir.
Meslek Yüksekokullarımızda yer alan Halıcılık programlarımızda
eğitimin kalitesini düşüren bir diğer önemli unsur da sınavsız geçişle
öğrenci aldığı teknik orta öğretim kurumlarıyla arasında program
bütünlüğünün olmayışıdır.
Sonuç olarak 2008-2009 Öğretim yılında Türkiye genelindeki 15 Meslek
Yüksekokulu’nda Halıcılık alanında 15 Program mevcutken 2011 yılına
gelindiğinde bu sayının 7’ye indiği görülmektedir. Küresel pazarda
kendi ürünümüz olan halılarımızın varlığını sürdürebilmesi, bu alanda
yetiştirilecek kalifiye elemanların varlığına bağlıdır. Bu bağlamda; halen
Halıcılık ve Kilimcilik ortak ismiyle öğretim vermekte olan
programların çalıştayımız doğrultusunda alınacak kararlarla yenilerek
güncellenmesi beklenmektedir.
Bu çalıştayda ortaya konulacak önerilerin dikkate alınması ve çözüme
katkıda bulunması dileklerimle hepinizi saygılarımla selamlarım.
Yrd. Doç. Dr. Selçuk Berber
Ayvacık Meslek Yüksekokulu Müdürü
3
Değerli Konuklarımız,
5-6 Nisan 2012 tarihinde Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi Ayvacık Meslek Yüksekokulu
bünyesinde gerçekleştirilen “Halıcılık ve
Kilimcilik Programının Sorunları ve Çözüm
Önerileri Çalıştayı” konulu ve yaklaşık on
üniversitenin Halıcılık-Kilimcilik ve El Sanatları
bölümlerinin öğretim elemanları ile katıldığı toplantıya Ayvacık
Belediyesi ve Ayvacık Meslek Yüksekokulumuz ile ev sahipliği
yapmaktan onur duymaktayız. Ayvacık Belediyesi olarak günümüzü ve
geleceğimizi etkileyen gelişmelerin, bunların yanında getirdiği bazı
sorunların yanıtlarının aranmasında bölgemizin geleneksel ekonomik
değerlerinin yaşatılmasında katkımızın bulunması bizi heyecanlandırmış
ve mutlu etmiştir.
Bilim, tüm hızı ile ilerlemesini sürdürürken insan hayatının olmazsa
olmazları arasındadır. Bütün bunların ışığında üniversiteler de bizim
geleceğimizin teminatıdır. Bölgemizin sosyo-ekonomik planlama ile
birlikte bu kapasiteye sahip olduğuna inanmaktayız. Bu bölgede
yaşayanlar olarak bu vizyonuhemşehrilik ruhu ve eğitim ile
güçlendirmek istiyoruz.
Yüzölçümü 874 km2 olan ve Anadolu’nun batıdaki en uç noktasını da
sınırları içinde barındıran Ayvacık, stratejik bir konuma sahiptir. Halkın
geçim kaynağı turizm, tarım ve hayvancılıktır. Doğal ve tarihsel açıdan
önemli bir ilçe olan Ayvacık’ta; Assos, Gülpınar, Küçükkuyu gelişen
turizm merkezleridir. Bunun yanı sıra ilçemiz sınırları içerisinde birçok
antik kent ve tarihsel yapı bulunmaktadır ve günümüze kadar gelen bu
yapılardan birçoğu korunmuş durumdadır. Assos, ApollonSmintheion,
Gargara, Lamponia bunların bazılarıdır.
1876 yılında belediye olan Ayvacık’ın, Yunanistan’ın en önemli
adalarından biri olan Lesbos (Midilli) Adası’na olan uzaklığı 6 mildir.
Bu da Ayvacık’ı dünyaya açılan bir kapı konumuna getirmektedir. 78
km kıyı şeridi ile ülkemizin en uzun sahil şeritlerinden birine sahiptir.
Uzun bir kıyı şeridinin yanı sıra zengin bir kültür çeşitliliğine de sahiptir.
Bu çeşitliliklerden biri de Ayvacık ve köylerinde yüzyıllardır dokunan
halı ve kilim gibi geleneksel el sanatlarıdır. Bunlar ülkemizde olduğu
4
kadar dünyada da ilgi çekmektedir. Tarihimize bakıldığında Ayvacık,
Orta Asya ve birçok doğu ülkesinden gelen göç ve ticaret yollarının
kesiştiği bir noktada konumlandığı için büyük bir uğrak ya da göç
bölgesi olmuştur. Bunların etkisi ile bölgemizde bir kültür sentezi
yaşanmıştır. Buraya gelen her kişi kendi kültüründen bizlere bir parça
yansıtmıştır.
Halılarımızın üzerinde bulunan sembollerin farklı farklı anlamları
bulunmaktadır. Her biri, içerisinde bir öykü barındırmaktadır.
Halılarımızı dokuyan Ayvacık halkı; koyun kırkımından, ip eğirmesine
ve boyamasına, tezgâh yapımından dokumasına kadar aslına sadık
kalarak her şeyi atalarından öğrendiği gibi götürmektedir.
Dokumalardaki desenleri kafalarında yıllardan beri taşıyıp halı ve
kilimlerin üzerinde birbirinden güzel renk ve motifler yaratan sanki
mühendislik hizmeti veriyormuş gibi ebatlarını ayarlayıp hayranlık
uyandıran halıları ve kilimleri ortaya çıkaran halkımızın yaptığı bu el
sanatlarını yaşatmak gereklidir. Zira günümüz koşulları ile beraber
unutulmaya yüz tutmuş bir kültür haline gelmektedir. Bu bağlamda
kültürel değerlerimizin korunması ve yaşatılması konusunda
Belediyemiz üzerine düşeni yapmaktadır ve yapmaya da devam
edecektir.
Çalışmalarımızın tamamında şahsım, belediye personeli arkadaşlarım ve
en önemlisi Ayvacık halkının pozitif düşünce anlayışı ile bölgemize
hizmet heyecanımızla ilçemizin refah ve başarı seviyesinin yükselmesi
için çalışıyoruz. Bu anlamda çağdaş bilimi kendilerine ışık olarak kabul
eden üniversitelerimiz ile akademik bilgi çerçevesinde ülkemizin
geleceğini pozitif şekilde değerlendirecek siz değerli bilim insanlarımız
ile ülkemizin geleceği adına birlikte aynı hedefe doğru çalışmaktan
büyük mutluluk ve gurur duymaktayız. Sözünü ettiğimiz hedeflere
ulaşmak çabasını ancak yapılacak bilimsel çalışmalarla hedeflendirerek
gerçekleştirebiliriz.
“Halıcılık ve Kilimcilik Programının Sorunları ve Çözüm Önerileri
Çalıştayı” nın ülkemiz başta olmak üzere tüm dünyaya faydalı olması
dileklerimle, siz değerli bilim insanlarını saygı ile selamlar; bilimin
ışığında refah ve başarı seviyesi yüksek bir Türkiye dilerim.
Mehmet Ünal Şahin
Ayvacık Belediye Başkanı
5
Sayın Belediye Başkanım, Sayın Müdürüm,
Değerli Katılımcılar,
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nin
ilçemizdeki temsilcisi Ayvacık Meslek Yükseko-
kulumuz tarafından düzenlenen “Halıcılık ve
Kilimcilik Programının Sorunları ve Çözüm
Önerileri” konulu çalıştay vesilesiyle aranızda
bulunmaktan çok büyük bir memnuniyet
duyduğumu belirtmek isterim.
Tarihi ve turistik beldeleriyle meşhur Ayvacık’ımızı; ülkemize ve
dünyaya tanıtan belli başlı değerlerimizden biri, belki de en önemlisi en
az beş yüz yıllık yöre halılarımızdır. Ayvacık’ta halıcılık; zannedildiği
gibi yalnız çeyiz, ev eşyası veya camiye bağış amaçlı yapılmamıştır.
Yöre halkının geçimini sağlaması noktasında da ekonomik anlamda
etkin bir görev üstlenmiştir. Hemen her evde -özellikle yörük
köylerinde- bir halı tezgâhı bulunmaktadır. Bu tezgâhta genç kızlarımız
hayallerini, ideallerini en önemlisi beklentilerini nakış nakış
işlemektedirler. Bu tezgâhlar sadece halı dokumaz; küçük ve dar köy
hayatında aynı zamanda bir sosyalleşme görevi üstlenir. Yani bu açıdan
bakıldığında tezgâhlarımız, halı odalarımız bir tiyatro salonu, sinema
salonu kısaca köylünün buluşma, dertleşme yeri de olmuştur.
Olağanüstü doğal renkleri ve geleneksel motifleri ile 700 yılı aşkın bir
süredir ünlü olan Türk halıları 20. yüzyılın sonlarına doğru bu nitelikleri
kaybetmiştir. Ayvacık yöresi halıları da aynı yüzyılın yaklaşık ikinci
çeyreğinde bu kayıptan payına düşeni almıştır. Bunun sebeplerinden biri
de yaklaşık iki asır önce dünya genelinde, anilin boyalar olarak bilinen
kimyasal boyaların üretimidir. Bunların kolay elde edilir ve ucuz olması
nedeniyle dünyada halı üretimi yapılan bölgelerde doğal boyamacılık
hızla unutulmuştur. Doğal boyaların zengin ve uyumlu görünümü
kimyasal boyalarla elde edilememiştir. Kimyasal boyaların renkleri
genellikle çok parlak olup gözü yormaktadır. Halıcılıkla uğraşanlar bu
olumsuzluğu gidermek amacıyla, kimyasal boyalı halıları güneşte
soldurup kimyasal maddelerle yıkamışlardır. Bu işlemler yüne zarar
verdiği için halının ömrünü kısaltmaktadır. DOBAG (Doğal Boya
Araştırma Geliştirme Projesi) bu duruma son vermek ve doğal
boyacılığa dönmek üzere hazırlanmış ilk projedir. Ben bu arada
6
Kooperatifimizin kuruluş ve gelişme aşamalarını sizlerle paylaşmak
istiyorum. Araştırmalar neticesinde Türk halılarının dünya pazarında
gerilemiş durumuna son vermek üzere 1981 yılında kooperatifimizle
işbirliğiyapan Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Tekstil
Bölümü bir ekip kurarak bölgemizde çalışmalara başlamıştır. 1982’de
D.T.G.S.Y.O’nun Güzel Sanatlar Fakültesi olarak Marmara
Üniversitesi’ne bağlanmasıyla, 1983-84 öğretim yılında DOBAG’ın
kurumsallaşmasıgerçekleşmiştir.
Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu bünyesinde bir doğal boya
laboratuarı kurulmuş, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin Ekonomik
İşbirliği Bakanlığına bağlı, Teknik İşbirliği Kurumu’nda doğal boya
uzmanı olarak çalışmakta bulunan Dr. Harald BÖHMER önce
yüksekokulda ve daha sonra DOBAG’da görevlendirilmiştir.
1983 yılında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Tekstil Bölümü
mezunlarından Şerife ATLIHAN desen ve teknik danışman olarak
DOBAG ekibinde çalışmak üzere DOBAG halı üretim bölgelerinde
ikamet etmek koşuluyla Kooperatifte üretilen halı ve kilimleri
denetlemek üzere görevlendirilmiştir.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi de değişik dönemlerde
görev yapmış dekanlar, projenin gelişmesi ve tanıtımı için çeşitli
etkinlikler düzenlemişlerdir. Bunların arasında 1985, 1991,1997 ve 2002
yıllarında Çanakkale –Ayvacık, Manisa- Yuntdağ bölgelerinde
düzenlenen Uluslararası DOBAG Sempozyumları sayılabilir.
Proje kapsamında bölgedeki dokuyuculara öncelikle atalarının kullandığı
boyamacılık yöntemleri tekrar öğretilmiştir. Buradaki asıl amaç yörede
var olan halıcılığı geliştirmek, dokuyucuların gelir düzeyini yükseltmek
ve köyden şehre göçü önlemektir.
DOBAG halıları geleneksel desenlerde sadece doğal boya ile saf yünden
elde eğrilmiş iplerle dokunmaktadır. Ayrıca satılan her halıyla birlikte
yöresel desenli ve doğal boyalı olduğuna dair Üniversite onaylı bir
garanti belgesi verilmektedir.
Kooperatifimiz 1983 yılından bu yana Amerika, Kanada, İngiltere,
Norveç, Almanya, Avustralya ve İrlanda’ya halı ihracatı yapmaktadır.
7
Sizlere anlattıklarım girişime yönelik zorlu bir sürecin iyi meyve vermiş
sonuçlarıydı. Bizim örneğimizde görüldüğü gibi ülkemiz ve
yöremizhalen halıcılık açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bu
alanda çalışabilecek kalifiye eleman yetiştirilmesi açısından Halıcılık
Programlarının varlığı gereklidir, elzemdir.
Günümüzde halen dört farklı bölümle ilçemizde öğretim vermekte olan
Ayvacık Meslek Yüksekokulu’nun kurulma sebebi olan Halıcılık ve
Kilimcilik Programı’nın, bu çalıştay doğrultusunda alınacak kararlar ve
yapılacak ileriye yönelik atılımlarla varlığını sürdürmesi temennisiyle
hepinize hayırlı günler diler, saygılarımı sunarım.
Hasan Gürbüz
S.S.Süleymanköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı
8
9
I.OTURUM
Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Tahsin ÖZTÜRK
05 Nisan 2012
10
11
TÜRKİYEDE HALICILIK VE
DESİNATÖRLÜĞÜ BÖLÜMÜNÜN
KURULUŞ TARİHÇESİ
Yrd. Doç. Tahsin ÖZTÜRK*
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Halıcılık Kilimcilik Programı
ÖZET
1981 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’yla (YÖK)
Türkiye’deki tüm yükseköğretim kurumlarında bazı değişiklikler yapılmış ve
yeniden yapılanmaya gidilmiştir. YÖK öncesi ön lisans eğitimi veren ve Milli
Eğitim Bakanlığı’na bağlı olan yüksekokullar, kadrolarıyla birlikte YÖK çatısı
altında toplanmıştır.
YÖK Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra pek çok yüksek öğretim
kurumunda olduğu gibi Edirne’deki Edirne Devlet Mühendislik ve Mimarlık
Akademisi, yeniden yapılandırılmış ve Trakya Üniversitesi’nin oluşumunda;
çevrede ön lisans eğitimi veren birçok yüksekokulla birlikte yeni bir
yapılanmaya gidilmiştir.
Trakya Üniversitesi’nin kuruluşu sırasında, Yıldız Teknik Üniversitesi
Mimarlık Mühendislik Fakültesi’nden, Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
dekanlığına atanan Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör’ün; YÖK Kanunu ile Trakya
Üniversitesi’ne bağlanan Çanakkale Meslek Yüksekokulu’nda, Halıcılık ve
Desinatörlüğü Bölümü’nün açılmasında kararlı ve ısrarlı takibinin olduğunu
belirtmek gerekir.
1982 yılında Çanakkale Meslek Yüksekokulu bünyesinde açılan Halıcılık ve
Desinatörlüğü Bölümü, büyük zorluklar ve eksikliklerle eğitimine başlamıştır.
Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü, Seramik Bölümü ile birlikte hareket etmiş
ve akademik kadro eksikliklerini zaman içinde çözmüştür. Bölümler, sergilerle
tanıtılmış ve özverili çalışmalar neticesinde bazı işletmelerden destek almıştır.
Halıcılılık ve Desinatörlüğü Bölümü’nün ilk mezunları, Halk Eğitim
kadrolarında ve sektörde çalışmaya başlamışlardır. Bu dönemde lisans
eğitimlerini, Mimar Sinan Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde
tamamlayan mezunlar; ülkemizin çeşitli illerinde yeni açılan Meslek
* El Sanatları Bölüm Başkanı, [email protected]
12
Yüksekokulları’nın Halıcılık ve Desinatörlüğü veya benzeri programlardaki
akademik kadrolara atanmışlardır.
Günümüze gelinceye kadar pek çok mezunumuz, akademisyenliği tercih etmiş
ve halen hizmet vermektedirler. Fakat çeşitli nedenlerle öğretim üyesi
olamayan veya olsa bile alt kadrolarda kalan mezunlarımız; Halıcılık ve
Desinatörlüğü programlarının misyonunu YÖK yönetim kademelerine
yeterince anlatamamışlardır.
1982 yılından bu yana sektöre eleman yetiştiren Halıcılık ve Desinatörlüğü
programları, yurdumuz için gereklidir. Halıcılık ve Desinatörlüğü programını
bir ağaca benzetilirse kuruluşunda emeği geçen akademik personel, bu ağacın
köklerini, mezunlar gövdeyi, mezunların mezunları dalları ve onların mezunları
ise bu ağacın yaprakları olmalılar ki bu ağaç kurumasın! Öncelikle mezunlar,
bu şuur ve ülküyle hareket ettiğinde programın sorunları mutlaka çözülecektir.
1. YÖK KANUNU SONRASI TÜRKİYEDEKİ OLUŞUMLAR
1981 yılında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’yla
Türkiye’deki tüm yükseköğretim kurumları, Yükseköğretim Kurulu
(YÖK) çatısı altında toplanmış; akademiler üniversitelere, eğitim
enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürülmüş ve konservatuarlar ile
meslek yüksekokulları da üniversitelere bağlanmıştır. Böylece, söz
konusu kanun hükümleri ve Anayasa’nın 130. ve 131. maddeleriyle
kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde, özerkliğe ve kamu
tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olan Yükseköğretim Kurulu, tüm
yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş haline gelmiştir.
Meslek Yüksekokulları, 2547 sayılı kanunun 3. maddesinde, belirli
mesleklere yönelik ara insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan, 4 yarıyıllık
eğitim-öğretim veren Yüksek Öğrenim Kurumu olarak tanımlanmıştır.
Trakya Üniversitesi, 41 sayılı kanun hükmünde kararname ile 20
Temmuz 1982 tarihinde;Edirne’de bulunan, Edirne Devlet Mühendislik
ve Mimarlık Akademisi’nin fakülteye dönüştürülmesinden sonra
Rektörlüğe bağlanan, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi’nden alınan güçle
oluştu.Ayrıca Edirne ve çevresinde bulunan ve Milli Eğitim’e bağlı,
Meslek Yüksekokulları ve Eğitim Yüksekokulları’nın (eski Eğitim
Enstitüleri) bu yeni üniversiteye bağlanmasıyla üniversitenin kurumsal
yapısı güçlendirildi. Çanakkale’de Milli Eğitim’e bağlı Meslek
Yüksekokulu, Eğitim Yüksekokulu (eski Eğitim Enstitüsü) Trakya
Üniversitesi’ne bağlanarak yeni bir kimlik kazandırılmaya çalışıldı. Yeni
13
kurulan üniversiteler; Milli Eğitim Bakanlığı’ndan devraldığı
yüksekokullara, yeni boyutlar kazandırmak ve üniversite kimliğini
güçlendirmek amacıyla yeni bölümler açmayı da hedefliyordu.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık Mühendislik Fakültesi Modelaj
Atölyesi’nde birlikte çalıştığımız Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör’ün Trakya
Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ne dekan olması, Çanakkale Ayvacık
bölgesindeki halıcılığın bilindik olması, Çanakkale Meslek Yüksekokulu
bünyesinde Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü kurma fırsatını verdi.
Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör, Trakya Üniversitesi bünyesinde kendisiyle
birlikte çalışmaya devam ettiğim takdirde, beni Uzman kadrosundan
Öğretim Görevlisi kadrosuna atayacağını, eşimin de Çanakkale Meslek
Yüksekokulu Seramik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak görev
alacağını ve 4 evlik üniversite lojmanlarından birini, bana tahsis
edeceğini söyledi. Bende teklifi kabul ettim. Böylece Türkiye genelinde
görünmeyen dev ev endüstrisini görücüye çıkarmak, kaybolan-unutulan
tarihsel mirasımız ve kültürümüz olan halı sanatımıza, yeni boyutlar
kazandırmak maksadıyla Trakya Üniversitesi’ne bağlı Çanakkale
Meslek Yüksekokulu’nda Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü’nü kurma
fırsatı doğdu.
2. HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ BÖLÜMÜNÜN
KURULUŞU VE SONRASI
Çanakkale Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Fikret
Kadıoğlu;Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör tarafından ikna edilerek Halıcılık ve
Desinatörlüğü Bölümü’nün eğitim programı Üniversite Senatosu’na
sunuldu. Gerekli prosedürler tamamlandıktan sonra Halıcılık ve
Desinatörlüğü Bölümü, Trakya Üniversitesi’nin 1982 tarihindeki rektörü
Prof. Dr. Ahmet Karadeniz’in izniyle resmen kurulmuş oldu.
Yüksekokul kadrosunun tamamı meslek lisesi, genel lise ve ticaret lisesi
kadrolarında çalışan ÇanakkaleMilli Eğitim mensubu öğretmenlerden
oluşmaktaydı.
Yüksekokul’averilen ilk üç kadro; bana, eşim Sevinç Öztürk’e ve
Ayvacık DOBAG Projesi’nde Uzman kadrosuyla çalışırken nakil
yoluyla üniversiteye geçen Sayın Gürbüz Uğur’a tahsis edilmişti.
Yüksekokul’unkurulma tarihi olan 1982 yılında, bölüme başvuran
öğrenci sayısı 6 kişiydi. Günümüzde olduğu gibi YÖK yasası gereği, 10
14
kişi tamamlanamadığı için 6 kişiyle bölümün açılması mümkün değildi.
Geleneksel el sanatları sevdalısı olanolan Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör ile
birlikte her çare denendi ve bir formül geliştirildi. Prof. Dr. İ. Hulusi
Güngör, yüksekokulun; İnşaat, İşletme, Muhasebe ve Seramik
Bölümleri’ninI. sınıf öğrencilerinin boş bir sınıfta toplanmasını istedi ve
onlara halı konusunda küçük, özendirici bir seminer verdi. Halıcılık ve
Desinatörlük Bölümü’ne geçiş yapmak istedikleri takdirde herhangi bir
şart aranmaksızın geçişlerinin gerçekleştirileceğini söyledi. Bu seminer
sonucunda, bu bölümlerden 7 kişinin transferi gerçekleştirildi. İşte
Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü’nün kurulma hikâyesi böyle başladı.
Okul binası olarak bugünkü Anafartalar Kampusu Eğitim
FakültesiDekanlığı’nınyer aldığı bina tahsis edilmişti. Bu bina, o zaman
Eğitim Yüksekokulu’nun yurt binasıydı. Devralınan bu binada, bir yıl
süren bir inşaat çalışması yapıldı. Aynı bina, Seramik Bölümü’yle ortak
kullanılıyordu. Değil eğitim için gerekli araç-gereç; okulda masa olarak
dahi kullanabilecek hiç bir şey yoktu. Masalar, Eğitim Yüksekokulu
yemekhanesinden gizlice, ödünç alınarak eğitime başlandı. Bu arada
Isparta Sümerbank Halı Sektörü’nden 500 kilo yün ipliği almak üzere
Isparta’ya gidildi. Aynı zamanda, Isparta Tarım ve Orman İl
Müdürlüğü’nden 30 adet halı tezgâhı hibe ile alındı. Gelen halı
tezgâhlarını kurmak üzere bir atölye oluşturuldu. Bu esnada okulu
ziyaret eden Eğitim Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Hasan Çebi,
masaların yemekhaneye ait olduğunu fark etti ve masaları tekrar
yemekhaneye aldırttı. Eğitim, iki hafta masasız sürdürüldü. İki hafta
sonra masalar yeniden ödünç alındı. Bu el değiştirmeler devam ederken
Üniversite’den yeni bir ödenek çıkartıpÇanakkale’deki Endüstri Meslek
Lisesi’ne 60 adet formika çizim masası, 30 adet mermer masa ve sergi
salonu oluşturmak üzere 30 adet, 2x3 m. sunta yaptırıldı. 500 m2’lik bir
sergi salonu oluşturulduve yapılan her çalışma bu sergi salonunda
sergilendi. Aynı zamanda okulun giriş kapısından çatıya kadar olan
merdiven duvarları, seramik pano ve Halı Bölümü’nün yaptığı
çalışmalarla süslendi. Kapılarda bulunan tüm camlar da vitrayla
süslendi. “Bizim için görmek, konuşmaktan önce gelir” ilkesi slogan
olmuştu. İlk kez bir şeyler yolunda gitmeye başlamıştı. Ama yüksekokul
inşaat halindeydi ve çok soğuktu. Doğal boya laboratuvarını kurmaya
çalışan Öğr. Gör. Gürbüz Uğur, birçok zorluğu aşarak kayda değer bir
laboratuvar oluşturdu. Böylece Türkiye’de ilk kez bir eğitim kurumunda,
minder büyüklüğünde, doğal boyayla renklendirilmiş yün ipliklerle, el
dokuması ürünler yapılmaya başlandı.
15
Seramik Bölümü’ne bakıldığında da aynı kadere sahip olduğu
görülmekteydi. Değil gerekli masa-sandalye, bölüm için gerekli ana
hammadde olan çamur ve alçı bile yoktu. Çanakkale’de seramik atölyesi
sahiplerindenTanzerORBAY, ZekiUZER, Erdinç UZER, Ziya UZER,
İsmail BÜTÜN, Abdülkadir ATEŞ ve Gıyasettin Bey (Çarkçı
Ustası)seramikte kullanılan çamur ve sır vererek bizlere yardım ellerini
uzattılar. Burada; görevlendirmeyle gelen seramik sanatçısı Sezai
Uşaklıgil’i rahmetle; aynı bölümde görev yapan Ticaret Lisesi resim
öğretmeni Sait Özgün’ü saygıyla anmak gerekir. O yıl fırın ve sır
malzemesi olmadığı için yapılan çalışmalar güneşte kurutulup guaş
boyayla boyanarak ilk seramik sergisi açıldı. Bu sergi sonrasında çekilen
resimlerÇanakkale Seramik Fabrikası’ndan bazı yetkililere gösterilerek
ve zor koşullarda neler yapılabildiği ispatlanarak bir fırın, bir değirmen
ve sır malzemesi hibe etmeleri sağlandı.Onlar da bir yerine iki fırın ve
gerekli diğer malzemeleri vererek kapılarını öğrencilerimize açtılar.
Yardımlarını esirgemeyen Çanakkale Seramik Fabrikası sahibi İbrahim
Bodur ve yöneticilerine minnettarlığımı, bir kez daha ifade etmekten
onur duyarım. Burada ayrıca, Yıldız Üniversitesi Mimarlık Mühendislik
Fakültesi İç Mimarlık Bölümü’nden bir yıl boyunca yüksekokul
öğrencilerinin eğitimine katkıda bulunan Prof. Dr. Faruk Sırmalı’nın
yardımları yadsınamaz.
Bölümün tek öğretim görevlisi Sevinç Öztürk’ten sonra Sıdıka Sönmez
ve Bülent Sönmez göreve başladı. O yılın sonunda Öğr. Gör. Emel
Toktaş da kadroya alınınca Seramik Bölümü güçlendirildi. Seramik
Bölümü eğitiminin gelişmesinde çok büyük katkısı olan Sıdıka - Bülent
ve çocukları Batıkhan’a Allah’tan rahmet diliyorum.
1982 yılında Öğr. Gör. Gürbüz Uğur ile birlikte Halıcılık ve
Desinatörlüğü Bölümü’nde eğitim-öğretim vermeye başladık. Aynı yıl
içinde Mimar Sinan ve Marmara Üniversitesi’nden Güzel Sanatlar
Fakültesi, Tekstil Ana Sanat Dalı Bölüm Başkanları’ndan eğitim
konusunda yardım talep edildi. Bu talep, öğretim üyelerinin ayda bir kez
bile olsa Yüksekokul’a gelip ders vermelerini içermekteydi. Kurulan
bölümün başarı sağlayamayacağı öne sürülerek talep reddedildi. Bundan
sonra Isparta Sümerbank Halıcılık A.Ş.’nin Desen Müdürü Yılmaz
Özkan’dan yardım istendi. Kendileri, halı desen çizimi konusundaki
yardım isteğini olumlu karşıladığı gibi beraberinde, sürveyan Osman
Özdemir’i 15 günlüğüne okulagetirdi. Deneyimlerinden çok yararlanıldı.
Yardımını bizden esirgemeyen Yılmaz Özkan’a da Allah’tan rahmet
diliyorum. 1982 yılı aksak topal bitirildi.
16
3. AKADEMİK ÇALIŞMALAR ve MEZUNLARIN BAŞARILARI
Eşref Bülent’in 1983 yılı Güz Yarıyıl’ında,Halıcılık ve Desinatörlüğü
Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak başlamasıyla bölüm kadrosu üç
kişiye yükseldi. Bölüm için Eşref Bülent taze kandı ve bölüme yeni bir
heyecan getirdi. Sekiz yıl boyunca Eşref Bey’in kadroya alınması
konusunda verilen mücadele başarısızlıkla sonuçlandı. O dönemde
yapılan dokumalarda çok büyük katkıları vardır. Dışarıdan okula ders
vermeye gelen Eşref Bey, kendi bilgi birikimini öğrencilere aktarmak
için çaba içindeydi.Birlikte çalıştığımız yıllarda öğretim görevlileri ve
öğrenciler arasında denge unsuruydu. Aynı yıl mezun olmaya aday olan
öğrencilerimizden Muammer Aslanoğlu, Musa Yiğit ve şahsım, Prof.
Dr. İ. Hulusi Güngör’ün denetiminde, Türkiye genelinde, Türk halı ve
kilimlerini araştırmak üzere yola çıktık. Türkiye’nin dörtte ikisi
gezilerek çok güzel bir arşiv oluşturuldu. Bu gezinin tüm masrafları
(benzin hariç) Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör tarafından karşılandı. Amaç
Türk Halı Kataloğu’nu oluşturmaktı. Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör’ün
yayınladığı “Türk Halıları” adlı kitabı, o serinin ilk basamağıydı. Ne
yazık ki bu seri tamamlanamadı. Bu dönemde, çalışma performansımız
çok yüksekti. Öğr. Gör. Gürbüz Uğur, yaptığı doğal boya çalışma
sonuçlarından bir kitap oluşturdu ve yayınladı.
Bu; Türkiye’de bir ilkti.
Türkiye’de ilk ‘doğal boya’ kitabını yayınladı. Bende Eşref Bey’le
birlikte çalıştığım Tapestri dokumalarını Bodrum Arkeoloji Müzesi,
Yıldız Üniversitesi, Akbank Sanat Galerisi İstanbul, Türk Kalp Vakfı
adına sergi açtım.
Zorlu bir eğitim süreci sonunda ilk mezunlar verildi. Mezun olanlar halı
sektörü ve Halk Eğitim Merkezleri’nde görev alarak Yüksekokulumuzun
varlığını, Türkiye genelinde tanıtmaya başladılar. İlk üçe giren mezun
öğrencilerimiz,2 yıl piyasa deneyimine sahip olduktan sonra Mimar
Sinan Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde lisans eğitimlerini
tamamladılar. Bu üniversitelerde seçilmiş öğrenciler okuyordu. Bizden
ön lisans eğitimi aldıktan sonra yasalara göre seçilen öğrenciler, kayda
değer yarış içine girmişler ve bu yarışı hakkıyla kazanmışlardır. Onlar,
İ. Hulusi Güngör, Türk Halıları I, Keskin Color Basımevi, İstanbul, 1984. Gürbüz Uğur, Türk Halılarında Doğal Renkler ve Boyalar, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları, İstanbul1988.
17
bizleri örnek alıp azimle çalışarak eğitim camiasında hak ettikleri
yerlerini almışlardır. Diyeceğim şudur ki bizim ve siz dostların eğitim
verdiği öğrencilerimiz, bizlerin yolunu seçerek, eğitim camiasında yer
almışlardır. Bu öğrencilerimiz Öğr. Gör. Figen Yurteri (Sayman), Öğr.
Gör.Servet Senem Başarır Uğurlu, Öğr. Gör.Elif Şimşek Aksoy, Uz.
Mehmet Sayın, Öğr. Gör. Mustafa Şeker (Allah rahmet eylesin), Angora
Halı Desen Müdürü Fatih Yörükoğlu’dur. Ayrıca çeşitli Halk Eğitim
Merkezleri’nde çalışan şimdi ismini zikredemediğimiz pek çok
öğrencimiz bulunmaktadır. Bunlardan biri de Halk Eğitim Müdürü
Nurgül Apaydın’dır. Sizlerin huzurunda dün öğrencilerimiz bugün ise
dostumuz, arkadaşımız olan ve toplum içinde saygın bir yere sahip olan,
bu işe gönül vermiş meslektaşlarımı kutluyorum. Vardıkları hedef, bizim
kariyer düzeyimize eşdeğerdir.
4. SONUÇ
Ne yazık ki bu eğitimci dostlarımız, mezunlarımız;çeşitli engeller
nedeniyle doçent ya da profesör olamadılar. İşte bu gün karşılaşılan
sorunun özü, mezunların akademik yönetim kadrolarına
yükselememeleri veya etkin kadrolarda aktif rol alamamalarıdır.
Kısacası mezunlarımız, sorunlarını yönetim kademelerine
duyuramadılar. İşte sorunun kaynağı bu hazin sonuçta kendini
göstermektedir.Geçmişte olduğu gibi bu gün, bize hiç sorulmadan,
bölümümüzün adının değiştirilmesi, yarın doğum gününün
değiştirileceği ve hatta nüfusunun değiştirileceği anlamına gelir ki siz
genç dostlarıma, kariyerinizi tamamlayıp davanıza sahip çıkmanızı
öneririm.
Bizler,Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör, ben Tahsin Öztürk, Gürbüz Uğur,
Eşref Bülent ve 1989’da kervanımıza katılan Prof. Ayten Sürür, ağacın
köklerini oluşturduk. Mezunlarımız gövdeyi, mezunlarımızın mezunları
dalları ve onların mezunları da ağacın yaprakları olmalı kidikilen ağaç
kurumasın.
Yok olmamak, davanızın haklılığını savunmak, kaybettiklerinizi geri
almak ve bir daha kaybetmemek için daha ileri yürümek gerek. Bu da
sizleri yöneten gruplar arasında yer almanıza bağlıdır.
Teşekkür ederim.
18
19
MESLEK YÜKSEKOKULLARI
HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ,
HALICILIK VE HALI-KİLİM
PROGRAMLARINDA MÜFREDAT
SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ
Öğr. Gör. Eşref BÜLENT*
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Tasarımı Bölümü
ÖZET
“Halıcılık ve Kilimcilik Programı’nın Sorunları ve Çözüm Önerileri”
çalıştayını; ötelenmiş ve hatta açıklanması zor bir neden ya da gerekçeyle
ihmal edilmiş olarak değerlendiriyoruz. Öte yanda, Çalıştay’ın Ayvacık’ta
gerçekleşmesini de çok anlamlı buluyoruz. Bu anlamı; Türkiye’de ön lisans
eğitimini ilk defa hayata geçiren, Vahit Yılmaz’ın Ayvacıklı olması, bir halı
sevdalısı ve Ayvacık Belediye Başkanı olan M. Ünal Şahin’in, Yılmaz’la olan
bağı ve ‘Ayvacık’ bağlamında; gerek Prof. Dr. İ. Hulusi Güngör gerekse Öğr.
Gör. Gürbüz Uğur’un kitapları ile sayamadığımız diğer nedenler pekiştiriyor.
Halıcılık konusu, otuzun üzerinde disiplin tarafından incelenmekte,
araştırılmakta ve disiplin altına alınmaktadır. Halıcılığa farklı disiplinlerin
getirdiği yorumlar da farklı olmaktadır. İşte bu yorum ve anlayış farkı, halıcılık
mevzuuna çözümden çok sorun getirmiştir.
Halıcılık konusunda öncelikle literatür sorunu çözülmelidir. Çünkü bu
mesleğin omurgasını, mesleki isim ve kavramlar oluşturmaktadır. Öte yanda,
ulusal halıcılık sektörümüz; dünyada yaşanan ekonomik değişim ve hatta krize
rağmen ve akademik duayenlerin öngörüleri dışında, son derece olumlu
hamleler yapmıştır. Bu süreçte ulusal makine halısı sektörü, “tasarım”
gerçeğinin önemini, geleneksel halı üreticilerinden daha önce fark etmiş ve
tasarım alanına yatırımlar yapmıştır.
Bir dönem ulusal halıcılık sektörümüzde görülen duraksama, umarsızlık,
kararsızlık ve kargaşa; Halıcılık ve Desinatörlüğü, Halıcılık ve Halı-Kilim
Programları’nda uygulanmakta olan eğitim programlarının ders isimlerinde,
ders kredilerinde, ders içeriklerinde, programların yapılanmasında, isimlerinde
ve eğitim stratejilerinde de görülmektedir.
*E-posta:[email protected].
20
Sözü edilen programlarda araştırmalar yapılmış ve neticede YÖK dersleri
hariç, 119 farklı isim ve krediyle ders devşirildiği saptanmıştır. Bu durum,
gerek yatay gerekse dikey geçişlerde daima sorun yaratmıştır.
Halıcılık ve Desinatörlüğü, Halıcılık ve Halı-Kilim Programları’nın, “Halıcılık
ve Kilimcilik Programı” ismi altında gruplanması neticesinde çıkan sonuçlar ile
dile getirilen diğer meselelerin hep birlikte değerlendirilmesinde yarar
görülmektedir.
1. ÇALIŞTAYIN ANLAMI
Gecikmiş olsa da “Halıcılık ve Kilimcilik Programı’nın Sorunları ve
Çözüm Önerileri”çalıştayının tertiplenmesinde emeği geçenlere, vesile
olanlara, destekleyenlere, katkıda bulunanlara, himayeci olanlara sonsuz
şükranlarımı sunuyorum.
Bu çalıştayın Ayvacık’ta tertiplenmesi çok anlamlıdır. Çünkü birazdan
sıralayacağım açıklamalar, bu anlamın nedenlerini gösterecektir.
Öncelikle Fransa’ya yaptığı bir araştırma gezisinden sonra ‘ön lisans
eğitimi’ni milli eğitimimize kazandıran, dönemin Milli Eğitim
Bakanlığı,Örgün Eğitim Dairesi Başkanıve milli eğitimimizin pek çok
kademelerinde hizmeti olan Vahit Yılmaz, Ayvacıklı’dır.
1976 yılı Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim Dairesi Başkanlığı’na
bağlı olarakkurulan Çanakkale Meslek Yüksekokulu “Gıda Teknolojisi”
bölümünde bir süre eğitim alan; Ayvacık Meslek Yüksekokulu’nun
gelişmesinde pek çok katkısı bulunan ve bir halı sevdalısı olan Ayvacık
Belediye Başkanımız Sayın M. Ünal ŞAHİN ile bendeniz, Sayın Vahit
Yılmaz’ın akrabasıyız.
“Halıcılık ve Desinatörlüğü” Bölümü’nün kuruluşunda emeği geçen ve
tanışma şerefine nail olduğum Trakya Üniversitesi’nin kurucu Rektörü
Sayın Prof. Dr. Ahmet Karadeniz’i yâd etmeliyiz.
Öte yandan, 1982 yılı Çanakkale Meslek Yüksekokulu bünyesinde
kurulan, Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü’nün fikir babası ve
kendileriyle tanışma şerefine nail olduğum Prof. Dr. İ. Hulusi GÜNGÖR
hocamızın: pek çok araştırmada kaynak olarak gösterilen; 1984 yılında
İstanbul’da basılan “Türk Halıları I. Cilt” adlı kitabının konusunu,
Ayvacık Halıları’nın oluşturması, bu çalıştaya ayrıca anlam
yüklemektedir.
21
Hiç kuşkusuz 1980’li yıllarda “Halıcılık ve Desinatörlüğü” bölümünü
hayata geçiren ve bölümün ilk ‘hocası’ Yrd. Doç. Tahsin ÖZTÜRK’ün
aramızda olması bu çalıştayın anlamını daha da pekiştiriyor.
‘Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’na pek çok emeği geçen ve pek
çok araştırmacının atıfta bulunduğu; “Türk Halılarında Doğal Renkler ve
Boyalar” isimli kitabın yazarı Sayın Gürbüz Uğur’a ve katkıları aşikâre
olan lakin zamansızlık nedeniyle isimlerini zikredemediğimiz diğer
değerli kişilere; sonsuz şükranlarımı sunar, vefat edenlere ise Allah’tan
rahmet dilerim.
Halıcılığımız ve bu alanda ön lisans eğitimi veren kurumların tarihçeleri,
adeta bir savaşımın resmidir. Çanakkale Meslek Yüksekokulu, Halıcılık
ve Desinatörlüğü Programı’ndan ilk mezunlarını; 1982-1983 Eğitim-
Öğretim yılı Bahar Yarıyılı’nda vermişti. Yıl 2012 ve aradan 29 yıl
geçmiş. Dile kolay. İlk mezunlarımızdan bazıları çoktan emekli olmayı
hak ettiler. Mezun öğrencimiz ve Karaman Meslek Yüksekokulu
öğretim görevlisi merhum Mustafa Şeker’i de rahmetle anmalıyız.
2. HALI KONUSUNU ELE ALAN DİSİPLİNLER
Öncelikle “Halıcılık” konusunu hangi disiplinlerin sahiplendiğini ya da
araştırdığını irdeleyelim. Edebiyat Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Fen
Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, İlahiyat Fakültesi ve Ziraat
Fakültelerinin bazı bölüm veya anabilim-anasanat dallarının yanı sıra
Müze Uzmanları, Ürün AR-GE Uzmanları, Tekstil ve Danışmanlık
Firma Uzmanları gibi otuzun üzerinde alanda faaliyet gösteren pek çok
araştırmacı; çalışma ve görüşlerini, ‘Halıcılık’ adı altında beyan
ediyorlar.
Edebiyat Fakültesi, Antropoloji Bölümü, Sanat Tarihi Bölümü, Eğitim Fakültesi,
Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü, Fen, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Güzel
Sanatlar Fakültesi, Geleneksel El Sanatları Bölümü, Halı-Kilim- Eski Kumaş Desenleri
Ana Sanat Dalı, Tekstil Sanatları Bölümü, Tekstil Tasarımı Bölümü, İlahiyat
Fakültesi,İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü, Türk-İslam Sanatları Tarihi Ana Bilim
Dalı, Meslek Yüksekokulu, Halı- Kilim Programı, Halıcılık Programı, Halıcılık ve
Desinatörlüğü Programı, Mesleki Eğitim Fakültesi, El Sanatları Eğitimi Bölümü,
Dokuma-Örgü Ana Sanat Dalı, Giyim Sanatları ve Giyim Endüstrisi Öğretmenliği
Bölümü, Giyim Ana Sanat Dalı, Mesleki Yaygın Eğitim Fakültesi, El sanatları Yaygın
Eğitimi Bölümü, Dokuma Yaygın Eğitimi Ana Sanat Dalı, Mühendislik ve Mimarlık
Fakültesi, Tekstil Mühendisliği Bölümü, ZiraatFakültesi, Ev Ekonomisi Yüksek Okulu,
Köy El Sanatları Anabilim Dalı, Ziraat Fakültesi, Ev Ekonomisi Yüksek Okulu.
22
Bu durum çok sesliliğe neden oluyor Sözünü ettiğimiz çok seslilik, bir
orkestranın müzikalitesi değil maalesef bir kalabalıktan çıkan ve kontrol
edilemeyen ‘çok seslerdir’. Oysa öncelikle kavram veya en azından bazı
adlarda mutabık kalmalıydık.
Sözünü ettiğim konuların birkaçını örnekler ile açıklayacağım. Örneğin;
halının görünümünü ve hatta halının simgesini oluşturan üçüncü ipliğe;
mutabık kaldığımız bir isim veremedik. Bir kısmımız o iplik yapısı için
“düğüm” sözcüğünü, diğer bir kısmımız ise “ilme” sözcüğünü yeğledi.
Öte yanda kültüründe ‘halı’ olmayan Avrupalıların tanımlarını
benimseyenler, ‘düğüm’ sözcüğünü kullandılar. Kısacası aynı öğe için
bizlerin kullandığı ilme ismi, bir türlü yerleşemedi. Oysa düşünce ve
bilim; öncelikle kavramlar ve sözcüklerden oluşur.
Halı her şeyden önce bazı kültürlerin önemli bir ürünüdür. Hal
böyleyken ‘Türk İlmesi’ne; önceleri “Gördes Düğümü” denirken
sonraları “Çift Düğüm” ve ardından “Simetrik Düğüm” dendi. İran
İlmesi’ne ise “Sine İlmesi”, “Fars Düğümü”, “Hekim Düğümü”, “Tek
Düğüm”, denirken “Asimetrik Düğüm” denmeye başlandı. Yani iki
önemli ilme türü milliyeti ile değil geometrisi ile anılmaya başlandı.
Oysa “İspanyol Düğümü”, “Jufti Düğümü”, “Berberî Düğümü”, “Tibet
Düğümü” ve “Fin Düğümü” gibi isimlerle bilinen ilmeler için ise hiç bir
isim değişikliği yapılmadı.
Halıcılıkta bir tekstil terminolojisi olan “iplik” sözcüğü, maalesef
yerleşemedi ve “ip” ile birlikte kullanıldı. Doğal boyar maddeler yerine
“kök boya” terimi kullanılmaya devam edildi. Yinetekstil
terminolojisinde kabul görmüş temel doku elemanı olan çözgü için arış,
eriş, direzi, boyluk; atkı için ise argaç, gayar, döke, yüz ipi veya çeşit ipi
gibi yöresel isimlerde ısrar edildi.1 Bu iplikler bazen de karıştırıldı.
2 Ve
1 Yeşim Öztürk,Balıkesir-Sındırgı Yöresi Halıları, Kültür Bakanlığı
Yayınları,Ankara 1992, s. 9: C. Esad Arseven,Türk Sanatı, Cem Yayınları, İstanbul
1984, s. 253: Neriman GörgünayKırzıoğlu, Altay’lardanTunaboyu’na Türk
Dünyası’nda Ortak Motifler, Türksoy Yayınları, Ankara 1995, s.17: Beyhan
Saldıray, “Türk Halı Sanatında Kompozisyon Özellikleri”, Akademi 10 Mimarlık ve
SanatDergisi, İ.D.G.S.A. Yayınları,İstanbul 1981, s.1: Çetin Aytaç, El Dokumacılığı,
M.E.B. Yayınları, İstanbul 1982, s.86: Ali Özel, Halıcının El Kitabı, Sümerbank
Yayınları, Ankara 1986, s.6: Hatice Öztürk Tozun, “Gördes Halılarının Grafiksel
Açıdan İncelenmesi ve Motiflerin Morfolojik Özellikleri”, Türkiye’de ElSanatları
Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki Yeri Sempozyumu Bildirileri, Kültür
Bakanlığı Yayınları, Ankara 1997, s.33
23
hatta bir yazar, kilimde atkı kullanılmadığını iddia etti ve bu görüşünü de
şiddetle savundu.3
Fahrettin Kayıpmaz ile Naciye Kayıpmaz’ın önemle belirttiği gibi pek
çok akademisyen; müzelerdeki hazır halı ve kilim bilgileri üzerinden
çalışmayı ve hatta öğrencilere verilen seminer ödevlerini masa başında
derleyip toparlayarak bir dokuma araştırması yapmayı alışkanlık haline
getirdi.4 Ve daha değinmediğimiz pek çok olumsuzluk var fakat tümünü
aktarmak olası değil. Sonuçta, bunca disipline, kurum ve kuruluşun
faaliyeti ve çalışmasına rağmen Halıcılık ve Kilimcilik programları teker
teker kapanıyor.
3. HALICILIK SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞMELER
Halıcılık konusunda araştırmalar yapan bunca disiplinin faaliyetleri
esnasında dünya, küreselleşme denen büyük bir değişimin içine girdi.
Artık ulusal sermayeler, ulusallıktan uzaklaşarak farklı bir boyuta
yönelecekti ve bu değişim, pek çok ulusal ekonomiyi ve beklentiyi alt
üst edecekti.
Son 30 yıl içinde geleneksel fikirler, görünümler, anlayışlar ve geçmişin
asla değişemez gibi görülen normları, adeta sarsılıyordu. Fakat her
nedense el dokuması halı üreticileri, Şark Halı Kumpanyası’ndan
aldıkları usulleri5 sürdürmekte kararlıydılar ve pek çoğu sadece piyasa
koşulları doğrultusunda bazı önlemler aldılar. Sözgelişi daha ucuz halı
elde edebilmek için dokuyucunun gelirini kestiler, malzemenin kalitesini
bozdular, sadeleştirme adına geleneksel halı motiflerini kaldırdılar ve
daha pek çok yol denediler. Fakat bunca çabaya rağmen ulusal el
halıcılık sektörümüz bir yerlerde sıkışıp kaldı.
2 Oktay Aslanapa, Türk Halı Sanatı’nın Bin Yılı, Eren Yayınları, İstanbul 1987, s.
212, Bkz, Çizim 36. 3Neriman GörgünayKırzıoğlu, Melda Akansel, “Kaybolan Dokumalarımızı Kazanabilir
miyiz?”, 2000’li Yıllarda Türkiye’de Geleneksel Türk El Sanatlarının Sanatsal,
Tasarımsal ve Ekonomik Boyutu Sempozyum Bildirileri, Kültür Bakanlığı
Yayınları, Ankara 1999, s. 167-169: Neriman GörgünayKırzıoğlu, a.g.e.s.20 4 Fahrettin Kayıpmaz, Naciye Kayıpmaz,“Geleneksel Dokuma Yaygı Araştırmalarında
Metod ve Etiketlendirme Kriterleri” III. Ulusal Türk El Dokumalarına Yaklaşım ve
Sorunları Sempozyumu Bildirileri, 17-18 Mayıs 2000,Selçuk Üniversitesi Yayınları,
Konya2000, s. 164 5 Besim Atalay, Türk Halıcılığı ve Uşak Halıları, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, İstanbul 1967, s. 41-45: Sencer Ayata, Kapitalizm ve Küçük Üreticilik-
Türkiye’de Halı Dokumacılığı, Yurt Yayınları, Ankara 1987, s. 38-40
24
Ulusal el halıcılığımızda görülen bu tıkanıklığı gidermek için 1.
Milletlerarası Türk Halı Kongresi 7-14 Ekim 1984 tarihleri arasında
gerçekleşti. Kongre kapsamında; I. Türk El Halı ve Kilimleri Fuarı,
Yıldız Sarayı’nda; “Halı Müzayedeleri” ise Yıldız Sarayı’nın Büyük
Mabeyin Dairesi’nde gerçekleşti.6 Aynı yılda Çanakkale Meslek
Yüksekokulu Halıcılık ve Desinatörlüğü Bölümü ikinci dönem
mezunlarını vermişti.
1. Milletlerarası Türk Halı Kongresi anısına özel olarak basılan “Türk
Edebiyatı” adlı derginin, Ekim 1984-132.sayısında, dönemin Devlet
Bakanı Mesut Yılmaz ile yapılmış bir röportaj var. Türk Edebiyatı
dergisinin sorduğu “Türk halıcılığı bugün ne durumdadır?” sorusunu
Mesut Yılmaz: “Türk halıcılığının bugün maalesef memnuniyet verici
bir durumda olduğunu söylememiz mümkün değildir. Çünkü halılarımız
umumiyetle ananesinden kopmuş, mahalli kişiliği yok olmuş, fena bir
taklitçiliğe yönelmiştir. İşte bu kongrenin; gelenekten uzaklaşmış
halılarımıza eski vasıflarını kazandırarak hem sanatsal hem de ticari
bakımdan değerlendirilmesinde önemli bir rol oynayacağına
inanıyoruz.”7şeklinde cevaplandırmıştır.
Aynı dergide; dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu
ise “Kongre ile Türk Halı Sanatı’na bir kere daha dünyanın ilgisini
çekmek ve halı sanatımızı geliştirerek dünyaya tanıtmak, Türk halısını
ihraç mallarımızın ön safında yer alacak bir seviyeye ulaştırmak turistik
el sanatları arasında Türk halılarını aranır ve beğenilir bir duruma
getirmek gayemizdir.” demektedir.8
Yıl 2012 ve bu beyanatların üzerinden 24 yıl geçmiş. Oysa daha o
dönemlerde küreselleşme, alışıldık yerel usulleri bozmuştu. Çünkü
dünyada daha ucuz işçilik, daha ucuz malzeme, daha ucuz enerji
sağlayan Uzakdoğu ülkeleri vardı ve üstüne üstlük yatırımcılar teşvik
bile ediliyordu. El dokuması halı üretimi gibi yoğun emek isteyen
sektörler, yatırımlarını Uzakdoğu’ya yönlendirdiler. Bu değişim, el
dokuması halıcılığımız için bir dönüm noktası olacaktı.
6 Nejat Diyarbekirli, “Neden Halı Kongresi”, Türk Edebiyatı- Halı Kongresi ve
Edebiyatımızda Halı, S.132, (Ekim 1984), s. 13-14 7 Devlet Bakanı Mesut Yılmaz,“Kongre Halı Sanatımızda Taklitçiliği Önleyecektir”,
Türk Edebiyatı- Halı Kongresi ve Edebiyatımızda Halı, S. 132, (Ekim 1984), s. 14 8 Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, “Bildirileri Kitap Yapacağız”, Türk
Edebiyatı- Halı Kongresi ve Edebiyatımızda Halı, S. 132, (Ekim 1984), s. 17
25
1. Milletlerarası Türk Halı Kongresi’nden sonra benzer içerikle pek çok
faaliyet yapıldı. Örneğin 1992 yılında İzmir’de bir sempozyum
düzenlendi. Sempozyuma bildiri sunan sektörden bir işadamı, ulusal el
halıcılığımız hakkında bambaşka bir dilden konuşuyordu. Bir işveren
olarak sektörde saptadığı sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi.
Erdoğan Ildız bu sempozyumda çok önemli konulara değindi. Ildız:
“Ortak Pazara giriş çabalarımızın yoğunlaştığı şu sıralarda, pek çok
teşvike, gelişmiş ülkeler tarafından sınırlamalar getirilmesi yönündeki
baskılar, hükümetimizi bunaltmış durumdadır. Yetkililer, bir bakıma
anlaşmalarla kısıtlanmışlar ve nereye, nasıl teşvik verilebileceğinin
arayışı içine girmişlerdir. Günümüzde tasarım fiyatlarının yüksek
olması, tasarlamada çok uğraş gerektirdiğinden, pek çok müteşebbis bu
işi göze alamamakta, zaman ve kaynak yetersizliğinden toplumumuz
yeni tasarımları hayata geçirememektedir. Tasarlayanlar da lüzumsuz
yere zaman ve kaynak israf etmektedirler.” şeklinde bir açıklama yapar.9
Hal böyleyken ilk başlarda geleneksel el halılarının kompozisyonlarını
taklit eden makine halıcılığı, bir süre sonra yükselişe geçer. Ev tekstili
ile birlikte çalışan sektör, tasarım ve ürün geliştirmeye yatırım yaptıktan
sonra büyük hamleleri gerçekleştirir. Kendilerini koruyabilen eğitim
kurumları ise işte bu gelişmeleri takip eden veya öngörenlerdir.
4.HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ HALICILIK VE HALI-
KİLİM PROGRAMLARINDA MÜFREDAT SORUNU
Ulusal halıcılığımızın rekabet gücü, tasarım yatırımları ile kolaylıkla
arttırılabilir. Bu kanımı; 2007 yılında Bergama’da gerçekleşen, 4. Ulusal
Meslek Yüksekokulları Sempozyumu’nda10
belirtmiştim.
2007 yılı itibariyle Halıcılık, Halı-Kilim, Halıcılık ve Desinatörlüğü
Programları’nın eğitim-öğretim müfredatında bulunan YÖK dersleri
9 Erdoğan Ildız, “Türk Halıcılığında Verimliliği Arttırmak İçin Sorunlar ve Çözüm
Önerileri”, Kamu ve Özel Kuruluşlarla Kamu ve Özel Kuruluşlarla Orta
Öğretimde, Üniversitelerde El Sanatlarına Yaklaşım ve Sorunları Sempozyumu
bildirileri: 18-20 Kasım 1992, İzmir, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1994, s. 200 10
Eşref Bülent, “Meslek Yüksekokulları Halıcılık ve Desinatörlüğü, Halıcılık ve Halı-
Kilim Programlarında Tasarım Eğitimi Sorunları ve Çözüm Önerileri” 4. Ulusal
Meslek Yüksekokulları Sempozyumu Bildiriler Kitabı II-Poster Bildiriler, 14-16
Mayıs 2007,Ege Üniversitesi, Bergama Meslek Yüksekokulu, Bergama-İzmir:Ege
Üniversitesi Yayınları.s. 192-195
26
dışındaki meslek dersleri araştırılmıştır. Daha sonra aynı isim altında
toplanan bu programlarda farklı isimlerde 119 meslek dersi saptanmıştır.
Programlardaki meslek dersleri; Tasarım dersleri, Fen Bilim dersleri,
Sosyal Bilim dersleri olmak üzere üç temel gruba ayrılarak
değerlendirilmişlerdir. Sektöre eleman yetiştiren önlisans eğitim-öğretim
programları yeniden yapılanmalı ve günümüz gereksinim ve koşullarına
uygun nitelikte güncellenmelidir.
1. Tasarım Dersleri: Bu bölüm a) Temel Tasarım Dersleri, b) Mesleki Tasarım Dersleri, c) Mesleki Teknik ve Uygulama
Dersleri olarak ayrıca gruplandırılmıştır. Bölümde ayrı isimde
toplam 56 ders bulunmaktadır.
2. Fen Bilim Dersleri: Bu bölüm a) Uygulayım Bilim Dersleri b) Kimya Bilim Dersleri olarak ayrıca gruplandırılmıştır. Bölümde
ayrı isimde toplam 29 ders bulunmaktadır.
3. Sosyal Bilim Dersleri: Bu bölüm a) Sanat Tarihi Dersleri, b) İdari ve İktisadi Bilim Dersleri olarak ayrıca gruplandırılmıştır.
Bölümde ayrı isimde toplam 34 ders bulunmaktadır.
HALICILIK, HALI-KİLİM, HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ PROGRAMLARI MESLEK DERSLERİ
TASARIM DERSLERİ FEN BİLİM DERSLERİ SOSYAL BİLİM
DERSLERİ
Temel
Tasarım
Dersleri
Mesleki
Tasarım
Dersleri
Mesleki Teknik
ve Uygulama
Dersleri
Uygulayım Bilim
Dersleri
Kimya Bilim
Dersleri
Sanat
Tarihi
Dersleri
İdari ve
İktisadi Bilim
Dersleri
Özgün
Tasarım
Bilgisayar
Desenleme
Atölye Bitirme Projesi
Doğal Boyalar
Anadolu
Türk
Süsleme
Sanatı
Çevre ve
Kentleşme
Sistem
Analizi ve
Tasarımı
Bilgisayar
Destekli
Tasarım
Boyama
Teknikleri
Boya Teknolojisi Boya Kimyası El
Sanatları
Ekonomi
Tasarım Bilgisayar
Destekli Halı
Tasarım
Deneysel
Dokuma
Dokuma Analizi Boyarmadde
Kimyası
Halı Kilim
Sanat
Tarihi
Genel
Ekonomi
Tasarım
İlkeleri
Bilgisayarlı
Desen
Uygulama
Doğal Boyacılık
ve Boyama
Teknikleri
Halı Teknolojisi Genel Kimya Halıcılık
Tarihi
Genel Maliyet
Muhasebesi
Temel
Sanat
Eğitimi
Bilgisayarlı
Grafik
Tasarım
Uygulama
Dokusal Yüzey
Teknikleri
Halıcılık Teknolojisi Genel Kimya
Bilgisi
Geleneksel
Türk
sanatı
Genel
Matematik
Renk
Bilgisi
Desen
Araştırma
Düz Dokuma
Teknikleri
Halıcılık Teknolojisi
ve
Uygulaması
Kimya Minyatür Genel ve
Teknik
İletişim
Renk ve
Boya
Bilgisi
Desen
Araştırma ve
Tasarım
Düz Kirkitli
Dokumalar
İplik Teknolojisi Tekstil Maddeleri Mitoloji Halı İşletme
Maliyet
Hesapları
Desen
Araştırma ve
Tasarımı
Halı Bakım
Onarımı
Lif Teknolojisi Sanat
Tarihi
İş Hukuku
HALICILIK, HALI-KİLİM, HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ PROGRAMLARI MESLEK DERSLERİ
TASARIM DERSLERİ FEN BİLİM DERSLERİ SOSYAL BİLİM
DERSLERİ
Temel
Tasarım
Dersleri
Mesleki
Tasarım
Dersleri
Mesleki Teknik
ve Uygulama
Dersleri
Uygulayım Bilim
Dersleri
Kimya Bilim
Dersleri
Sanat
Tarihi
Dersleri
İdari ve
İktisadi Bilim
Dersleri
27
Desen
Tasarım
Tekniği
Halı Bakım ve
Onarımı
Lif ve İplik
Teknolojisi
Sembol
Dili
İş Hukuku ve
Sosyal
Güvenlik
Bilgisi
Desen
Tasarımı ve
Tekniği
Halı Kalite
Kontrol ve
Analizi
Makine Halı ve
Kilimleri
Türk El
Sanatı
Tarihi
İş
Organizasyonu
Desen
Tasarım
Teknikleri
Halı Kilim
Bakım Onarım
Makine Halıcılığı Türk El
Sanatları
Tarihi
İşletme ve
Maliyet
Hesapları
Desen
Tasarım
Teknikleri ve
Uygulamaları
Halı Kilim
Dokuma Tekniği
Makine Halıcılığı ve
Teknolojisi
Türk Halı
Sanatı
İşçi Sağlığı ve
İş Güvenliği
Düz Dokuma
Tasarımı
Halı Kilim
Dokuma
Teknikleri
Makine Halıları
Teknolojisi
Türk
Halıcılık
Tarihi
İşletme
Geleneksel
Türk
Desenleri
Halı Malzeme
Bilgisi
Mesleki Teknik
Resim
Türk
Kültür
Tarihi
İşletme
Yönetimi
Halı Tasarımı Halı Tamir ve
Bakımı
Proje Türk
Tezhip
Sanatı
Maliyet
Hesaplama ve
Yöntemleri
Kilim
Tasarımı
Halı ve Kilim
Dokuma
Teknolojinin Bilimsel
İlkeleri
Matematik
Makine Halı
ve Kilimleri
Halı-Kilim
Atölyesi
Teknik Resim Pazarlama
Makine
Halıcılığı ve
Tasarımı
Mesleki Bakım
ve Onarım
Tekstil Teknolojisi
Pazarlama ve
Kooperatif
Bilgisi
Motif Bilgisi Kirkitli Dokuma
Teknikleri
Türk Dokuma
Teknolojisi
Pazarlama
Yönetimi
Türk
Desenleri
İplik Boyama Mesleki Resim
Yöresel Halı
Kilim
Kalite Kontrol Kilim Teknolojisi ve
Uygulama
Yöresel
Halıcılık
Malzeme Bilgisi Halı-Kilim
Malzemeleri Bilgileri
Yöresel Türk
Halıcılığı
Malzeme
Boyama
Yöresel
Motif ve
Desenler
Boyama
Süsleme
Teknikleri
7 25 24 22 7 15 19
Çizelge 1. Halıcılık, Halı-Kilim, Halıcılık ve Desinatörlüğü Programları Meslek
Dersleri
Sınıflandırması yapılan bu dersler irdelendiğinde aşağıda maddeler
halinde sıralanan konular saptanmıştır:
Temel tasarım derslerinde genel bir ortaklık görülmektedir. Fakat bazı programlarda temel tasarım derslerinin haftalık saatleri
olağan üstü düşürülmüştür.
Mesleki tasarım dersleri için küçük ayrılıklarla 25 farklı isim
türetilmiştir.
Mesleki teknik ve uygulama dersleri için küçük ayrılıklarla 24
farklı isim türetilmiştir. Dersler üretim, renklendirme ve kontrol
konularında yoğunlaşmıştır ve ders isimlerinde kavram kargaşası
görülmektedir. Deneysel uygulamalara daha fazla yer
verilmelidir.
28
Uygulayım bilim dersleri için küçük ayrılıklarla 22 farklı isim
türetilmiştir. Önlisans programlarında “Teknolojinin Bilimsel
İlkeleri” ve “Tekstil Teknolojisi” gibi derslerin uygunluğu
tartışılabilir.
Renklendirmeye ilişkin kimya dersleri gelenekselliğe yöneliktir.
Tekstil boyaları tek başına uzmanlık işidir. Bu haliyle ilgili
dersler amaca uygun değildir.
Sanat tarihine ilişkin derslerde isim, alan ve kapsam kargaşası
bulunmaktadır. Tasarımcı eğitiminde sanata ilişkin seçilmiş ve
layıkıyla verilebilecek entelektüel bilgilerle yer verilmelidir.
Program öğrencilerine gereğinden fazla ve çeşitte idari ve
iktisadi bilim dersleri okutulmaktadır.
Yurdumuzda sanat, el sanatları, geleneksel el sanatları ve
endüstriyel sanatlar konularında bir kargaşa yaşanmaktadır.11
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Mesleki tasarım derslerinde çoğunlukla geleneksel halı, kilim, tezhip,
minyatür, çini motif ve düzenlemelerinin kullanıldığı saptanmıştır.
Bilindiği gibi tezhip, minyatür ve çini “Osmanlı Sarayı” himayesinde
gelişmiş özel ürünlerdir. Öğrencilerin mesleki tasarım eğitimlerini,
ağırlıklı olarak belli bir üsluba göre yönlendirmek, yaratıcı fikirlerini
daraltabilir.
Öte yandan, özel bilgisayar yazılımlarının öğretilmesiyle öğrencinin
aldığı tasarım eğitiminin nitelikli ve yeterli olacağı kanısı ise
düşündürücüdür.
Günümüzde tüketici zevk, tercih ve arzularının benzer özellikler
göstermesi ile talep ve arzlar homojenleşmektedir. Halılara sağlık ve
temizlik konusunda getirilen yenilikler, müşterinin dikkatini
çekmektedir. Artık müşteri tercihlerini, moda belirlemektedir.
Çağımızda el işi fakat teknolojiden yararlanılarak üretilen “butik
ürünler”, daha nitelikli olarak görülmektedirler.
11Eşref Bülent, “Meslek Yüksekokulları Halıcılık ve Desinatörlüğü, Halıcılık ve Halı-
Kilim Programlarında Tasarım Eğitimi Sorunları ve Çözüm Önerileri”, 4. Ulusal
Meslek Yüksekokulları Sempozyumu14-16 Mayıs 2007Bildiriler Kitabı-II, Ege
Üniversitesi Bergama Meslek Yüksekokulu, Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir 2007
s. 192-195
29
Makine halılarımız çok olumlu bir gelişmeyle bir marka veya sunum
kavramı ile pazarlanmakta ve dekorasyon eğilimlerine göre
üretilmektedirler.
İstanbul Halı İhracatçılar Birliği (İHİB)’nin genç tasarımcıları teşvik
amacıyla düzenlediği ve geçtiğimiz yıl beşincisi düzenlenen halı tasarım
yarışmaları umut vericidir. Öğrenciler bu tür yarışmalara hazırlanmalı ve
katılımları sağlanmalıdır.
4 Mayıs 2012 tarihinde Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulu ve
Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri ile ortak olarak düzenlenen “3.
Halı Desen Tasarım Yarışması” heyecan verici bir gelişmedir.
İlgili programlarda yapılacak iyileştirmeler için önerilerimiz şunlardır:
Dersler amaca uygun içerik ve isimlerle olarak açılmalıdır.
Öncelikle ilgili önlisans derslerinin; çağdaş tasarım eğitimine uyarlanması, tasarım sürecine uygun ders plan oluşumuna
gidilmesi, kavram kargaşası yaratan derslere standart
getirilmesi, öğrencinin eğitim süresini daraltan ve
uzmanlaşmasını gerileten dersler kaldırılmalıdır.
Öğretim elemanları için ders açılmamalı ve dersler içeriğine uygun olarak verilmelidir.
Programlarda ortak ders isimleri geliştirmelidir. Örneğin: Halı Teknolojisi, Halıcılık Teknolojisi ile Halıcılık
Teknolojisi ve Uygulaması dersleri arasında ne fark vardır?
Tasarım eğitimi verecek öğretim elemanlarının da “Tasarım” konusunda yetkin ve donanımlı olması gerekir.
Tasarım eğitiminde, özellikle “kavram” ve “gereksinim” öğretilmelidir.Çünkü çağdaş tasarımcılar ürünlerini
gereksinimler üzerine yapılandırırlar.
Tasarım derslerinde yapılan desenlerin, uygulama dersleriyle somutlaştırılmaları uygun bir yöntemdir.
Tasarımcının yaratıcı süreci, ekonomist veya girişimci tavrıyla değil entelektüel bir tavırla başlar. Bu bağlamda ilgili
programlarda entelektüel ders veya etkinliklere daha fazla yer
verilmelidir.
Tasarım bilgisayar ile desteklenmeli ve öğrenciler piyasada yangınlaşan bir yazılımı mutlaka öğrenmelidir.
30
Ön lisans eğitiminde, Bitirme Projesi, Proje vs. gibi dersler ile birlikte ancak lisans, yüksek lisans eğitiminde olabilecek
bazı dersler, tekrar değerlendirilmelidir.
KAYNAKÇA
ARSEVENC. Esad,Türk Sanatı, Cem Yayınları,İstanbul1984.
ASLANAPA Oktay,Türk Halı Sanatı’nın Bin Yılı, Eren Yayınları,
İstanbul1987.
ATALAY Besim,Türk Halıcılığı ve Uşak Halıları, Türkiye İş Bankası
Kültür Yayınları,İstanbul1967.
AYATA Sencer,Kapitalizm ve Küçük Üreticilik-Türkiye’de Halı
Dokumacılığı, Yurt Yayınları, Ankara1987.
AYTAÇ Çetin,El Dokumacılığı, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları,
İstanbul 1982.
BÜLENT Eşref, “Meslek Yüksekokulları Halıcılık Ve Desinatörlüğü,
Halıcılık Ve Halı-Kilim Programlarında Tasarım Eğitimi Sorunları ve
Çözüm Önerileri”, 4. Ulusal Meslek Yüksekokulları Sempozyumu:
14-16 Mayıs 2007 Bildiriler Kitabı-II, Ege Üniversitesi Bergama
Meslek Yüksekokulu,Ege Üniversitesi Yayınları, İzmir2007. DİYARBEKİRLİ Nejat, 1984, “Neden Halı Kongresi”, Türk
Edebiyatı- Halı Kongresi ve Edebiyatımızda Halı, S. 132, (Ekim
1984), s. 13-14.
ILDIZ Erdoğan, “Türk Halıcılığında Verimliliği Arttırmak İçin Sorunlar
ve Çözüm Önerileri”, Kamu ve Özel Kuruluşlarla Kamu ve Özel
Kuruluşlarla Orta Öğretimde, Üniversitelerde El Sanatlarına
Yaklaşım ve Sorunları Sempozyumu Bildirileri: 18-20 Kasım 1992,
İzmir,Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1994.
KAYIPMAZ Fahrettin, Naciye KAYIPMAZ,“Geleneksel Dokuma
Yaygı Araştırmalarında Metod ve Etiketlendirme Kriterleri”III. Ulusal
Türk El Dokumalarına Yaklaşım ve Sorunları Sempozyumu
Bildirileri: 17-18 Mayıs 2000,Selçuk Üniversitesi Yayınları,
Konya2000.
KIRZIOĞLU GÖRGÜNAY Neriman, Altay’lardanTunaboyu’na
Türk Dünyası’nda Ortak Motifler, Türksoy Yayınları, Ankara 1995.
KIRZIOĞLU GÖRGÜNAY Neriman, Melda AKANSEL, “Kaybolan
Dokumalarımızı Kazanabilir miyiz?”, 2000’li Yıllarda Türkiye’de
Geleneksel Türk El Sanatlarının Sanatsal, Tasarımsal ve Ekonomik
Boyutu Sempozyum Bildirileri,K.B. Yayınları, Ankara 1999.
ÖZEL Ali,Halıcının El Kitabı, Sümerbank Yayınları No:3,
Ankara1986.
31
ÖZTÜRK Yeşim,Balıkesir-Sındırgı Yöresi Halıları,Kültür Bakanlığı
Yayınları, Ankara 1992.
SALDIRAY Beyhan, “Türk Halı Sanatında Kompozisyon Özellikleri”,
Akademi 10- Mimarlık ve Sanat Dergisi, İ.D.G.S.A. Yayınları, S.10,
İstanbul 1981, s.1.
TAŞÇIOĞLU Mükerrem,“Bildirileri Kitap Yapacağız”, Türk
Edebiyatı- Halı Kongresi ve Edebiyatımızda Halı,S. 132, (Ekim
1984), s. 17
TOZUN ÖZTÜRK Hatice,“Gördes Halılarının Grafiksel Açıdan
İncelenmesi ve Motiflerin Morfolojik Özellikleri”, Türkiye’de El
Sanatları Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki Yeri Sempozyumu
Bildirileri,Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1997,
YILMAZ Mesut,“Kongre Halı Sanatımızda Taklitçiliği Önleyecektir”,
Türk Edebiyatı- Halı Kongresi ve Edebiyatımızda Halı, S. 132,
(Ekim 1984), s. 14.
32
33
34
ULUSLARARASI STANDART EĞİTİM
SINIFLANDIRMASI (ISCED)’97’NIN TÜRKİYE’DEKİ
MESLEK YÜKSEKOKULLARINDA HALICILIK
PROGRAMLARINA UYGULANMASININ
SONUÇLARI VE AYVACIK MESLEK
YÜKSEKOKULU HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ
PROGRAMI ÖRNEĞİ
Yrd. Doç. Aslı AKSOY*
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ayvacık Meslek Yüksekokulu Halıcılık Kilimcilik Programı
ÖZET
Bu çalışmada meslek yüksekokullarında yer alan halıcılıkla ilgili programlarda
Uluslararası Standart Eğitim Sınıflaması (ISCED’97) uygulamasının
başlangıcı, isim değişikliğine giden süreç ve sonuçları incelenerek Ayvacık
Meslek Yüksekokulu Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı isminin, Halıcılık ve
Kilimcilik Programı’na dönüştürülmesinin sonuçlarına değinilmiştir.
GİRİŞ
Küresel ölçekte üniversiteler; çok farklı öğretim ve yönetim süreçlerine,
kaliteanlayışına hepsinden önemlisi üniversite kültürüne sahiptirler.
Avrupa Birliği’neüye ülkeler “mezunlarının rekabet gücünü ve
hareketliliğini” artırmak ve eğitimöğretimde uyumu ve yakınlaşmayı
sağlamak için ortak bir Avrupa Yükseköğretim
Alanı(EuropeanHigherEducationArea EHEA) oluşturulmasıgirişimini
başlatmışlardır1. Bu amaçla başlatılanBologna Süreci’ne2010 yılı
itibarıyla 47 ülke dâhil olmuştur2. Ülkemizin Avrupa Yükseköğretim
Alanı ile bütünleşmeçalışmaları, 2001 Yılı’nda Bologna Süreci’ne resmi
olarak katılımı ile başlamıştır3.
*E-posta: [email protected]
1Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Stratejik Planı (2009–2013).
http://idari.mu.edu.tr/.../...Erişim: Şubat 2012 2Yükseköğretimde Yeniden Yapılanma 66 Soruda Bologna Süreci Uygulamaları,2010.
http:// yok.gov.tr/katalog/bologna_kitabi_web_icin.pdf, Erişim: Şubat 2012 3Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Stratejik Planı (2009–2013).
http://idari.mu.edu.tr/.../...Erişim: Şubat 2012
35
2008 Yılı’nda Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından ön lisans,
lisans ve lisansüstü programları, Bologna Süreci’ne uyum sağlaması
açısından yeniden düzenlenmiş ve yeni bazı prosedürler uygulanmıştır.
Yüksek Öğretim Kurulu’nun 22.12.2008 tarihli 24 numaralı
oturumunda, meslek yüksekokulları ile ilgili olarak alınan kararlardan
biri de 6. maddede yer alan Meslek Yüksekokulları’ndaki bölüm ve
programların ISCED’97 ve ISCO’88 gibi uluslararası eğitim alanı ve
meslek sınıflandırılmalarına göre yeniden adlandırılarak
düzenlenmesidir4.
Meslek yüksekokullarında yer alan çeşitli programlar ISCED’97
bünyesinde değişik temel alanlar ve alt gruplar dâhilinde
incelenmişlerdir. Bunlardan bazıları birden fazla temel alanda yer alan
melez programlardır.
1. HALICILIK PROGRAMLARINI KAPSAYAN ISCED’97
TEMEL ALANLARI
Türkiye’nin çeşitli illerinde bulunan 15 adet meslek yüksekokulunda
2009 yılına kadar 3 farklı isim altında “Halıcılık” eğitimi veren ön lisans
programları mevcuttu.
Bu programlar 2009 yılı itibarıyla 21 (Sanat) ve 54 (Üretim ve İşleme)
kodlu ISCED’97 Temel Alanları altında sınıflandırılarak tek bir isim
altında toplanmışlardır.
Programın İlişkili Olduğu İSCED’97
Temel Alanları
Program Adı
21,54 Halıcılık ve Kilimcilik
Tablo 1.Meslek Yüksekokulları Halıcılık ve Kilimcilik Programlarının ISCED’97
Temel Alanları
Türkiye genelinde meslek yüksekokullarında yer alan Halı ve Kilim;
Halıcılık; Halıcılık ve Desinatörlüğü programları; ISCED’97’nin 21
Kodlu Sanat Temel Alanı’nın, 215 Kodlu El Sanatları Alt Alanı’na
yerleştirilerek tümü Halıcılık ve Kilimcilik adı altında toplanmıştır.
ISCED
4Yükseköğretimde Yeniden Yapılanma 66 Soruda Bologna Süreci Uygulamaları, 2010.
http:// yok.gov.tr/katalog/bologna_kitabi_web_icin.pdf, Erişim: Şubat 2012
36
ALAN KODU
MYO’LARDA MEVCUT PROGRAM ADI
ISCED’97’YE GÖRE ÖNERİLEN DAL ADI
215 ALAN: EL SANATLARI
Halı ve Kilim Halıcılık ve Kilimcilik Halıcılık
Halıcılık ve Desinatörlüğü
Tablo 2. Meslek Yüksekokullarında Mevcut Program Adlarının ISCED’97’ye Göre
Değişim Önerisi
21 SANAT 211 Güzel Sanatlar
212 Müzik ve Gösteri Sanatları
213 Görsel-işitsel Teknikler ve Medya Prodüksiyonu
214 Tasarım
215 El Sanatları
Tablo 3. ISCED’97 (FOET 99) Eğitim-Öğretim Alt Alanları
Halıcılıkla ilgili programların, ISCED’97’nin 54 Kodlu Üretim ve
İşlemeTemel Alanı’nda ise bir alt alana yerleştirilmediği; sadece “El
Sanatları Tasarımı ve Üretimi” program adıyla geçiştirildiği
görülmektedir5.
2. ULUSAL YETERLİLİKLER VE YÜKSEKÖĞRETİMDE
YETERLİLİKLER ÇALIŞMA GRUBU
Yükseköğretim alanında yeterlilik:“Bir mezunun (önlisans,lisans,
lisansüstü) sahip olması gereken bilgi, beceri ve yetkinliktir.6” Ulusal
yeterlilikler çerçevesi ise “ulusal düzeyde veya bir eğitim sistemindeki
yeterlilikleri ve bunların birbiriyle ilişkisini açıklayan, ulusal ve
uluslararası paydaşlarca tanınan ve ilişkilendirilebilen yeterliliklerin
belirli bir düzen içerisinde yapılandırıldığı bir sistemdir.7”
Avrupa’da yükseköğretim alanında iki farklı yeterlilik çerçevesi
tanımlanmıştır. Bunlardan konumuzla ilgili olanı; 2005 Yılı’nda
BergenBakanlar Konferansı’nda kabul edilen “Avrupa Yüksek Öğretim
5Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan Yeterlilikleri, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/.../52_54_MUHENDISLIK_URETIM_ISL...Erişim: Şubat
2012. 6 Bologna Bildirgesi, 2012.
http://.bologna.yok.gov.tr/?page=downloads&uid...ppt.,Erişim: Şubat 2012. 7Yükseköğretimde Yeniden Yapılanma 66 Soruda Bologna Süreci Uygulamaları, 2010.
http://yok.gov.tr/katalog/bologna_kitabi_web_icin.pdf, Erişim: Şubat 2012
37
Alanı İçin Yeterlilikler Çerçevesi”dir8. Bologna Süreci’nde kabul edilen
“Avrupa Yüksek Öğretim Alanı İçin Yeterlilikler Çerçevesi”
yükseköğretim düzeylerini (ön lisans, lisans, lisansüstü) kapsamaktadır9.
Türkiye’de Yüksek Öğretimde Ulusal Yeterlilikler oluşturulmasına
yönelik ilk çalışmalar, Yükseköğretim Kurulu tarafından 2005 yılında
Bergen’de gerçekleştirilen ve Ulusal Yeterlilikler Çerçeveleri’nin
oluşturulmasını karara bağlayan Bakanlar Toplantısı sonrasında
başlatılmıştır. Yükseköğretim Kurulu tarafından 2006 yılında kurulan ilk
Yükseköğretim Yeterlilikler Komisyonu (YYK) üyeleri Yükseköğretim
Kurulu ve yükseköğretim kurumları temsilcilerinden oluşturulmuş ve
çalışmalarını 04.02.2008 tarihine kadar sürdürmüştür. 10.07.2008
tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından Ulusal Yeterlilik
Çerçevesi çalışmalarında yer alan komisyon üyeleri yenilenmiş ve
Komisyon çalışmalarına destek vermek üzere farklı üniversitelerden ve
farklı disiplinlerden deneyimli akademisyenlerin katılımıyla
“Yükseköğretimde Yeterlilikler Çalışma Grubu”kurulmuştur.
Yükseköğretim Genel Kurulu'nun 21.05.2009 tarih ve 2009.10 sayılı
kararı ile de Yükseköğretim Sanat Eğitimi Yeterlilikleri ve Mesleki
Eğitim Yeterlilikleri Çalışma Grupları kurularak ilgili alandaki hazırlık
çalışmalarına hız verilmiştir10
.
2.1.Yükseköğretim Sanat Eğitimi YeterliliklerÇalışma Grubu
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 02.04.2009, 28.04.2009 ve
28.05.2009 tarihli toplantılarında alınan kararlarla Güzel Sanatlar
Fakültesi ile Konservatuar temsilcilerinin de içinde bulunduğu
“Yükseköğretim Sanat Eğitimi Yeterlilikler Çalışma Grubu”06.07.2009
tarihinde görevlendirilmiştir11
8Yükseköğretimde Yeniden Yapılanma 66 Soruda Bologna Süreci Uygulamaları,2010.
http://yok.gov.tr/katalog/bologna_kitabi_web_icin.pdf, Erişim: Şubat 2012 9Yükseköğretimde Yeniden Yapılanma 66 Soruda Bologna Süreci Uygulamaları, 2010.
http:// yok.gov.tr/katalog/bologna_kitabi_web_icin.pdf, Erişim: Şubat 2012 10Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi,
2012.http://egitimdeyapilanma.istanbul.edu.tr/sayfa.php?s=yeterlilikler, Erişim: Şubat
2012 11Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan Yeterlilikleri,Sanat
Temel Alan Kodu, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/raporlar/21_SANAT_13_01_2011.pdf, Erişim: Şubat 2012
38
ÇALIŞMA GRUBU ÜNİVERSİTESİ BÖLÜMÜ
Prof. Dr. Zehra ÇOBANLI(yürütücü)
Anadolu Seramik
Prof. Dr. Zeki ALPAN Mimar Sinan Tekstil ve Moda Tasarımı
Prof. Dr. Nazan ERKMEN Marmara Grafik
Prof. Dr. Bülent ÖZGÜÇ Bilkent Mimarlık
Prof. Dr. Tevfik BALCIOĞLU İzmir Ekonomi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı
Prof. Dr. Mesut İKTU Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı
Prof. Dr. Gönül AKÇAMETE Ankara Eğitim Bilimleri
Prof. Dr. Rahmi AKSUNGUR Mimar Sinan Heykel
Prof. Dr. Gül ÖZTURANLI Mimar Sinan Seramik
Tablo 4. Yükseköğretim Sanat Eğitimi Yeterlilikler Çalışma Grubu
24 Ağustos 2009 tarihinde Bologna uzmanlarının da katılımıyla
Ankara’da toplanılmıştır. Ardından 25-26 Eylül 2009 ve 30 Ekim 2009
tarihinde Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleşen yoğun toplantılarla ön
çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu ön çalışmalarda; aşağıdaki tabloda
kurumu, bölümü ve adı bulunan üyelertoplantılara katılarak ön
hazırlıkların yapılmasına katkı sağlamışlardır.
KATILIMCI ÜNİVERSİTESİ BÖLÜMÜ
Prof. Dr. Rahmi AKSUNGUR Mimar Sinan Heykel
Prof. Dr. Mehmet DURMAN Sakarya Metalurji ve Malzeme Mühendisliği
Prof. Dr. Gönül AKÇAMETE Ankara Eğitim Bilimleri
Prof. Dr. Bülent ÖZGÜÇ Bilkent Mimarlık
Prof. Dr. Gül ÖZTURANLI Mimar Sinan Seramik
Prof. Dr. Zehra ÇOBANLI Anadolu Seramik
Prof. Dr. Türev BERKİ Hacettepe Müzikoloji
Prof. Dr. Salih AKKAŞ Gazi Müzik Eğitimi
Prof. Dr. Çiçek DERMAN Marmara Geleneksel Türk Sanatları
Prof. Dr. Hakan DERMAN ? ?
Tablo 5. Anadolu Üniversitesi’ndeki toplantı katılımcıları.
“Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi”Yükseköğretim Genel
Kurulu’nun 21.01.2010 tarihli toplantısında kabul edilmiş ve Temel
Alan Yeterlilikleri’nin tanımlanması ve çalışmaları yürütmek üzere
Üniversitelerarası Kurul’un görüşleri doğrultusunda “Temel Alan
Çalışma Grupları” oluşturulmuştur. Çalışma grubu ilk toplantısını 15
Mart 2010 tarihinde Ankara’da gerçekleştirmiştir. Ardından Mimar
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Nisan 2010’da gerçekleştirilen iki
toplantıda, alan yeterlilikleri çalışması tamamlanmıştır. Tamamlanan
çalışma, 31 Mayıs 2010 tarihinde Mimar Sinan Güzel
39
SanatlarÜniversitesi’nde yapılan toplantıda alan paydaşlarına sunulmuş
ve onların da önerileri ile çalışma sonuçlanmıştır12
.
Temel Alan Çalışma Grupları’nın her biri kendi alanları için gerekli olan
“Temel Alan Yeterlilik Çerçevelerini”hazırlamışlardır.
2.2. “Sanat ve “Mühendislik, Üretim ve İşleme Temel Alan
Tanımları Kapsamında Program İsmi Değişimi
YÖK tarafından 13 Ocak 2011 tarihinde hazırlanmış Türkiye
Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi,Temel Alan Yeterlilikleri
Kılavuzu’nun 21 Kodlu Sanat Temel Alanı fasikülünde
ISCED’97’nin 21 Kodlu Sanat Temel Alanı tanıtımı “Güzel sanatlar
eğitiminde, farklı ağırlıklar gösteren sanat-tasarım dallarında sanatçı-
tasarımcı yetiştirilmesi, toplumun sanatsal yapısının evrensel değerlere
ulaştırılması, sanatın, tasarımın ve endüstrinin üst düzey kadrolarının
oluşturulması ve gelecek kuşaklara kendi meslek alanlarında yetkin ve
bilgili bireylerin yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.” şeklinde başlamakta
ve “Alandan mezun olanlar, aldıkları eğitim ile sanatçı ve tasarımcı
kişilikleriyle ilgili alanlarda yetkin ve üretken bireyler olarak yer
alacaklardır.” ifadesi ile sona ermektedir13
.
Aynı kılavuzun 52,54 kodlu Mühendislik, Üretim ve İşleme Temel Alanı
fasikülünde ise bu Temel Alanda Üretim için verilen tanımda”…montaj
ve ürün mühendisliği, …istatistik ve ileri matematiğe dayalı yöntemlerle
benzetim ve bilgi teknolojilerinden yararlanarak üretim işlemlerinin
analiz, sentez ve kontrolünü yapan bir meslek alanıdır.”ibareleri yer
almaktadır14
.
Yine aynı fasikülde İşleme için uygun görülen tanımda “Metalik olan ve
olmayan tüm ürünler için kullanılabilen malzeme kaldırma yoluyla
üretim yapabilme yöntemidir. Modern işleme yöntemlerinde
12Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler ÇerçevesiTemel Alan Yeterlilikleri,Sanat
Temel Alan Kodu, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/raporlar/21_SANAT_13_01_2011.pdf, Erişim: Şubat 2012 13Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan Yeterlilikleri,Sanat
Temel Alan Kodu, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/raporlar/21_SANAT_13_01_2011.pdf, Erişim: Şubat 2012 14Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan Yeterlilikleri,2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/.../52_54_MUHENDISLIK_URETIM_ISL...Erişim:
Şubat.2012.
40
bilgisayarkontrollü sistemlerin de yaygın olarak kullanıldığı bu alan
üretim temel alanı ile de yakından ilişkilidir.”denmektedir15
.
2009 yılına kadar bazı meslek yüksekokullarımızda “Halıcılık ve
Desinatörlüğü” adı altında eğitim-öğretim veren Halıcılık programlarının
“Halıcılık ve Kilimcilik” adıyla; Temel Alan Tanıtımı’nda sanatçı-
tasarımcı yetiştirilmesi öngörülen 21 kodlu Sanat Temel Alanı’na
yerleştirilmesinin uygun olup olmadığı sorgulandığında geçmişten bu
yana süregelen “Halı-Kilim” bir sanat mıdır yoksa bir zanaat mıdır
ikilemi tekrar gündeme gelecektir.
Anonim ilk üretimi bir sanat eseri olarak kabul edilebilecek halı ve
kilimlerimiz, kuşaktan kuşağa taklitleriyle aynı zamanda zanaat
kapsamına da girmektedir. Dışarıdan bakıldığında “Halıcılık ve
Desinatörlüğü “ Program adıyla çizime ve tasarıma yönelik sanatsal
eğitim içerdiği açık olan bölümlerimiz, ISCED’97’nin Sanat Temel
Alanı altında yer alsa da “Halıcılık ve Kilimcilik” adı altında nasıl bir
görüntü çizmektedir?
Halıcılık ve Kilimcilik programını kapsayan diğer temel alan olan
ISCED’97’nin 54 kodlu Üretimve İşleme Alanı Kılavuzu’nda,
programın bir alt alana yerleştirilmediği yani alt alan kodlarına
bakıldığında “Halıcılık ve Kilimcilik Programı” adı altında bir programa
rastlanmadığı görülmektedir16
. Ayrıca istatistikî bilgi, matematiksel
yöntemlerden söz eden temel alan tanıtımıyla ilgisiz olduğu ve bu
konularda yetkinlik gerektirdiğigörülen “Mühendislik, Üretim Ve İşleme
Temel Alanı Ön Lisans Yeterlilikleri Çerçevesiyle ”içerik olarak
uyuşmadığı görülmektedir17
.
15Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan Yeterlilikleri, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/.../52_54_MUHENDISLIK_URETIM_ISL...Erişim: Şubat
2012. 16Yükseköğretim Kurulu - Dosyalar, 2012.
http://yok.gov.tr/component/option,com...doc.../Itemid,99999999/, Erişim: Şubat.2012. 17Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan Yeterlilikleri, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/.../52_54_MUHENDISLIK_URETIM_ISL...Erişim: Şubat
2012.
41
2.1
.3 “
San
at
ve
“M
üh
end
isli
k,
Üre
tim
ve
İşle
me
Tem
el A
lan
Ön
lisa
ns
Yet
erli
lik
Çer
çevel
eri
Sa
na
t T
em
el
Ala
nı
ÖN
LİS
AN
S Y
ete
rlil
ikle
ri (
Aka
de
mik
Ağ
ırlı
klı
)1
YE
TK
İNL
İKL
ER
Ala
na
Özg
ü Y
etk
inli
k
1.A
lan
ınd
a b
aşa
rıyla
uyg
ula
ma
yürü
tür.
2.S
an
ats
al, k
ültüre
l ve
etik d
eğ
erl
ere
sah
iptir.
3.
Çevre
du
ya
rlılığ
ına
ve
iş s
ağ
lığ
ı ve
gü
ve
nliğ
i ko
nu
ları
nd
a
ye
terl
i b
ilince
sa
hip
tir.
Tab
lo 6
. Sanat ve Mühendislik, Üretim ve İşleme Temel Alan Ön lisans Yeterlilik Çerçeveleri.
1. İlgili temel alanda TYYÇ 5. Düzey (ön lisans) Yükseköğretim Profili mevcut ise tanımlanacaktır.
İle
tiş
im v
e S
os
ya
l
Ye
tkin
lik
1.
Hed
ef
kitle
sin
i ta
nım
lar
ve
iliş
ki ku
rar.
2.
Ala
nı
ile ilg
ili k
on
ula
rı
uzm
an
ya
da
uzm
an
olm
aya
n k
işile
re d
oğru
ola
rak a
kta
rır.
3.
Bir
ya
ba
ncı d
ili e
n a
z
Avru
pa
Dil
Po
rtfö
yü
A2
Ge
ne
l D
üze
yin
de
ku
llan
ara
k a
lan
ınd
aki
bilg
ileri
izle
r ve
me
sle
kta
şla
rı ile
ile
tişim
ku
rar.
4.
Ala
nın
ın g
ere
ktird
iği e
n
az
Avru
pa
Bilg
isaya
r
Ku
llan
ma
Lis
an
sı
Tem
el D
üze
yin
de
bilg
isaya
r ya
zılım
ı ile
bir
likte
bili
şim
ve
ile
tişim
tekn
olo
jile
rini ku
llanır
Öğ
ren
me
Ye
tkin
liğ
i
1.
Sa
na
t ve
ta
sa
rım
ala
nın
da
ki ken
di
ça
lışm
ala
rını
de
ğerl
en
dir
ir,
öğ
ren
me
ge
reksin
imle
rini
be
lirle
r.
2.
Ya
şa
mb
oyu
öğ
ren
me
bili
ncin
i ka
za
nır
.
3.
Öğ
ren
imin
i a
yn
ı a
lan
da
bir
ileri
eğ
itim
dü
ze
yin
e v
eya
ayn
ı d
üze
yde
ki b
ir m
esle
ğe
yö
nle
nd
irir
.
Bağ
ıms
ız Ç
alı
şab
ilm
e
ve
So
rum
lulu
k A
lab
ilm
e
Ye
tkin
liğ
i
1.
Te
k b
aşın
a,
ba
ğım
sız
ola
rak v
e/v
eya
gru
p
için
de
uyu
mlu
ola
rak
ça
lışır
.
2.
Sa
na
t ve
ta
sa
rım
ala
nı
ile ilg
ili u
yg
ula
ma
lard
a
ka
rşıla
şıla
n s
oru
nla
rı
çö
zm
ek için
ekip
üye
si
ola
rak s
oru
mlu
luk a
lır.
3.
Pro
je s
üre
çle
ri için
de
ye
r a
lır
BE
CE
RİL
ER
-Bil
işs
el
-Uyg
ula
ma
lı
1.
Ala
nın
da
ed
ind
iği
tem
el sa
nat
ve
tem
el
tasa
rım
, ku
ram
sa
l ve
uyg
ula
ma
lı b
ilgile
rini
ku
llan
ır.
2 A
lan
ınd
a e
din
diğ
i te
me
l
dü
ze
yd
eki b
ilgi ve
be
ce
rile
ri
ku
llan
ara
k,
veri
leri
yo
rum
lar,
so
run
ları
ta
nım
lar,
an
aliz
ed
er,
uyg
ula
ma
ya
yö
ne
lik
çö
zü
m ö
neri
leri
olu
ştu
rur
BİL
Gİ
-Ku
ram
sal
-Olg
usal
1. O
rta
öğ
retim
düzeyin
de
kaza
nıla
n
yete
rlili
kle
re
dayalı o
lara
k a
lan
a
özg
ü,k
ültür,
este
tik,
yönte
m, te
knik
ve
malz
em
ele
r kon
usu
nda
tem
el bilg
ilere
sahip
tir
TY
YÇ
DÜ
ZE
Yİ
5
ÖN
LİS
AN
S
___
__
EQ
F-L
LL
:
5. D
üzey
___
_
QF
-EH
EA
:
Kıs
a D
üzey
42
M
üh
en
dis
lik
, Ü
reti
m V
e İ
şle
me
Te
me
l A
lan
ı Ö
NL
İSA
NS
Ye
terl
ilik
leri
(M
es
lek
i A
ğır
lık
lı)1
YE
TK
İNL
İKL
ER
Ala
na
Özg
ü Y
etk
inli
k
1.
Te
kn
olo
jik
uyg
ula
ma
ları
n
hu
ku
ksa
l so
nu
çla
rı v
e
me
sle
k e
tiğ
i ko
nu
su
nd
a
fark
ınd
alığ
a s
ah
iptir.
Mü
hen
dis
lik
, Ü
reti
m V
e İ
şle
me
Te
me
l A
lan
ı Ö
NL
İSA
NS
Ye
terl
ilik
leri
(A
kad
em
ik A
ğır
lık
lı)1
1.
Mü
hen
dis
lik
uyg
ula
ma
ları
nd
a
me
sle
k e
tiğ
inin
gö
ze
tilm
esi
ko
nu
su
nd
a fa
rkın
da
lığ
a
sa
hip
tir.
Tab
lo 7
.Mühendislik, Üretim ve İşleme Temel Alanı
İle
tiş
im v
e S
os
ya
l
Ye
tkin
lik
1.
Bili
şim
te
kn
olo
jile
rini
ku
llan
ır,
ala
nın
ın g
ere
ktird
iği
en
az A
vru
pa
Bilg
isayar
Ku
llan
ma
Lis
an
sı T
em
el
Düze
yin
de
bilg
isayar
ya
zılım
ı ile
bir
likte
bili
şim
ve
ile
tişim
te
kn
olo
jileri
ni
ku
llan
ır.
2.
Etk
in s
özlü
ve
ya
zılı
iletişim
ku
rar;
ort
a-i
leri
dü
ze
yd
e e
n a
z b
ir y
ab
an
cı
dili
Avru
pa
Dil
Po
rtfö
yü
A2
Ge
ne
l
Düze
yin
de
ku
llan
ır.
3.
Te
kn
ik r
esim
ku
llana
rak
iletişim
ku
rar.
1.A
lan
ının
gere
ktird
iği e
n a
z
Avru
pa
Bilg
isaya
r K
ulla
nm
a
Lis
an
sı
Tem
el D
üze
yin
de
bilg
isaya
r ya
zılım
ı ile
bir
likte
bili
şim
ve
ile
tişim
tekn
olo
jile
rini ku
llanır
.
2.
Bir
ya
ba
ncı d
ili e
n a
z A
vru
pa
Dil
Po
rtfö
yü
A2
Ge
ne
l
Düze
yin
de
ku
llan
ara
k
ala
nın
da
ki b
ilgile
ri izle
r ve
me
sle
kta
şla
rı ile
ile
tişim
ku
rar.
3.T
ekn
ik r
esim
ku
llana
rak
tekn
ik ile
tişim
ku
rar.
Öğ
ren
me
Ye
tkin
liğ
i
1.
Ya
şa
m b
oyu ö
ğre
nm
en
in
ge
reklil
iği b
ilincin
e s
ah
ip
olu
r.
2.
Te
kn
olo
ji a
lan
ında
gü
nce
l
tekn
ikle
ri v
e a
raçla
rı e
k t
ekn
ik e
ğitim
ala
rak k
ulla
nır
.
1.Y
aşa
m b
oyu
öğ
ren
me
nin
ge
reklil
iğin
in b
ilincin
de
old
uğ
un
u a
lan
ınd
aki m
esle
ki
ve
aka
de
mik
ge
lişm
ele
ri
izle
ye
rek g
öste
rir,
ken
din
i
sü
rekli
ye
nile
r.
2.
Bir
mü
hen
dis
lik
uyg
ula
ma
sı
için
ge
rekli
ola
n
mo
de
rn t
ekn
ik g
ere
ç v
e
ara
çla
rı e
k t
ekn
ik e
ğitim
ala
rak k
ulla
nır
.
Bağ
ıms
ız
Çalı
şa
bil
me
ve
So
rum
lulu
k A
lab
ilm
e
Ye
tkin
liğ
i
1.
Bir
eyse
l o
lara
k v
eya
takım
lard
a ç
alışır
.
1.
Mü
hen
dis
lik
takım
ları
nd
a v
eya
bir
eyse
l ça
lışır
.
BE
CE
RİL
ER
-Biliş
se
l
-Uyg
ula
ma
lı
1.
Ge
liştiri
lmiş
te
kno
lojil
eri
n
uyg
ula
nm
asın
da
ki soru
nla
rı
ve
çö
zü
mle
rin
i a
nla
r.
2.
Te
kn
olo
ji a
lan
ında
gü
nce
l
tekn
ikle
ri v
e a
raçla
rı e
k
tekn
ik e
ğitim
ala
rak k
ulla
nır
.
3.
Te
kn
ik r
esim
be
ce
risin
i
uyg
ula
ma
da
etk
in k
ulla
nır
.
4.
Den
ey y
apa
r, v
eri
to
pla
r,
top
lan
an
veri
leri
su
na
r.
1.
Te
me
l m
ühe
nd
islik
ba
kış
açıs
ı ile
ala
nın
da
ta
nım
lan
an
mü
he
nd
islik
pro
ble
mle
rini
ka
vra
r ve
çö
zü
mle
rini ya
par.
2.
Bir
mü
hen
dis
lik
uyg
ula
ma
sı
için
ge
rekli
ola
n m
od
ern
tekn
ik g
ere
ç v
e a
raçla
rı e
k
tekn
ik e
ğitim
ala
rak k
ulla
nır
.
3.
Te
kn
ik r
esim
ya
pa
r.
4.
Alg
ori
tmik
dü
şü
nü
r.
5.
Mü
hen
dis
lik
pro
ble
mle
rinin
ince
len
me
si iç
in d
en
ey
ya
pm
a,
veri
to
pla
ma
,
top
lan
an
veri
leri
n s
un
um
u v
e
tem
el yo
rum
un
u y
ap
ar.
BİL
Gİ
-Ku
ram
sa
l
-Olg
us
al
1.
Ma
tem
atik,f
en
bili
mle
ri v
e k
end
i a
lan
ları
ile
ilgili
ko
nu
lard
a y
ete
rli a
lt
ya
pıy
a s
ah
iptir.
1.
Ma
tem
atik,
fen
bili
mle
ri v
e b
u a
lan
ları
n
tem
el m
üh
en
dis
lik
bili
mle
rine
uygu
lan
ma
sı
ko
nu
ları
nda
ye
terl
i b
ilgi
bir
ikim
ine
sa
hip
tir.
2.
Te
me
l m
ühe
nd
islik
bö
lüm
leri
yle
ilg
ili t
em
el
ka
vra
mla
ra s
ah
iptir.
43
3.ISCED’97 UYGULAMASININ HALICILIK PROGRAM-
LARINA ETKİSİ
Y
-ÖS
S
PU
AN
TÜ
RÜ
TABLO 5. 2008 YILI HALICILIK ÖNLİSANS PROGRAMLARI18
(PROGRAM İSMİNE GÖRE SINIFLANDIRILMIŞ)
KO
NT
EN
JA
N
PROGRAM ADI ÜNİVERSİTE MYO PROGRAM
KODU
SÖ
Z-1
Halıcılık ve
Desinatörlüğü
Afyon Kocatepe Dinar 1036194 50
Çanakkale Onsekiz Mart Ayvacık 1125083 40
1127338 40 (İ.Ö)
Kırklareli Teknik Bilimler 1815046 40
İnönü Arapgir 1265418 60
Cumhuriyet Sivas 1115078 40
1117043 40 (İ.Ö)
Halıcılık
Bingöl Bingöl 1835049 40
Erzincan Kemaliye Hacı Ali
Akın 1625207 40
Karamanoğlu Mehmet Bey K.M.B. Myo 1705037 30
1707035 30 (İ.Ö)
Muğla Milas Sıtkı
Koçman
1385151 50
1387455 50 (İ.Ö)
Niğde Bor Halil-Zöhre
Ataman
1405331 30
1407313 30 (İ.Ö)
Bozok B.Ü. Myo 1665041 60
Gaziantep Naci Topçuoğlu 1225506 50
Halı ve Kilim
Atatürk Oltu 1075465 35
Mersin Gülnar 1365495 50
Uşak Eşme 1595107 60
Y-Ö
SS
PU
AN
TÜ
RÜ
KONTENJAN
TABLO 6. 2008-ÖSYS YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE KONTENJANLARI
(HALICILIK ÖNLİSANS PROGRAMLARI KONTENJANA GÖRE SINIFLANDIRILMIŞ)
ÜNİVERSİTE MYO PROGRAM
KODU PROGRAM ADI
SÖ
Z-1
60
İnönü Arapgir 1265418 Halıcılık ve Desinatörlüğü
Bozok B.Ü. Myo 1665041 Halıcılık
Uşak Eşme 1595107 Halı ve Kilim
50
Afyon Kocatepe Dinar 1036194 Halıcılık ve Desinatörlüğü
Muğla Milas Sıtkı Koçman 1385151
Halıcılık 1387455 (İ.Ö)
Gaziantep Naci Topçuoğlu 1225506 Halıcılık
Mersin Gülnar 1365495 Halı ve Kilim
40
Çanakkale Onsekiz Mart Ayvacık 1125083
Halıcılık ve Desinatörlüğü 1127338 (İ.Ö)
Kırklareli Teknik Bilimler 1815046 Halıcılık ve Desinatörlüğü
Cumhuriyet Sivas
1115078 Halıcılık ve Desinatörlüğü
1117043 (İ.Ö)
Bingöl Bingöl 1835049 Halıcılık
Erzincan Kemaliye Hacı Ali
Akın 1625207 Halıcılık
35 Atatürk Oltu 1075465 Halı ve Kilim
30
Karamanoğlu Mehmet Bey K.M.B. Myo 1705037
Halıcılık 1707035 (İ.Ö)
Niğde Bor Halil-Zöhre
Ataman
1405331 Halıcılık
1407313 (İ.Ö)
18
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi, 2008. http://osym.gov.tr/belge/1-
10361/2008-ogrenci-secme-ve-yerlestirme-sistemi-osys-yuksekog-.html, Erişim: Şubat
2012
44
2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Türkiye genelindeki 15 meslek
yüksekokulunda, 3 farklı isim altında Halıcılık programları vardı.
Bunlardan 5 tanesi Halıcılık ve Desinatörlüğü; 7 tanesi Halıcılık, 3
tanesi ise Halı ve Kilim adını taşımaktaydı. Halıcılık ve Desinatörlüğü
programı bulunan meslek yüksekokullarından ikisinde; Halıcılık
programı bulunanlardan ise üç tanesinde olmak üzere toplam beş meslek
yüksekokulunda ikinci öğretim mevcuttu.
2008-2009 Eğitim-Öğretim yılı Yüksek Öğretim Kılavuzu’na
bakıldığında bu programlardan üç tanesinin 60; dört tanesinin 50; beş
tanesinin 40; bir tanesinin 35; iki tanesinin ise 30 kontenjana sahip
oldukları görülmektedir.
Y-Ö
SS
PU
AN
TÜ
RÜ
KO
NT
EN
JA
N
TABLO 7. 2009-ÖSYS YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE KONTENJANLARI
( HALICILIK VE KİLİMCİLİK ÖNLİSANS PROGRAMLARI19)
ÜNİVERSİTE MYO PROGRAM KODU PROGRAM
ADI
SÖ
Z-1
80 İnönü Arapgir 1265646
Halıcılık ve Kilimcilik
60 Bozok B.Ü. Myo
1665212
1667133 (İ.Ö)
Uşak Eşme 1595453
50
Afyon Kocatepe Dinar 1035358
Kırklareli Teknik Bilimler 1815258
Muğla Milas Sıtkı
Koçman
1385636
1387488 (İ.Ö)
Gaziantep Naci Topçuoğlu 1225588
Mersin Gülnar 1366241
40
Çanakkale Onsekiz Mart Ayvacık 1125661
1127354 (İ.Ö)
Bingöl Bingöl 1835101
Cumhuriyet Sivas 1116484
1117247 (İ.Ö)
Erzincan Kemaliye Hacı
Ali Akın 1625358
Niğde Bor Halil-Zöhre
Ataman
1405637
1407643 (İ.Ö)
35 Atatürk Oltu 1076134
30 Karamanoğlu Mehmet Bey K.M.B. MYO 1705139
1707104 (İ.Ö)
Meslek yüksekokullarındaki bölüm ve programların ISCED’97
uluslararası eğitim alanı sınıflandırılmasına göre yeniden adlandırılarak
düzenlenmesiyle; 2009-2010 Eğitim-Öğretim yılından itibaren Türkiye
genelindeki 15 meslek yüksekokulunda yer alan Halıcılık ve
19Sınav Takvimi – ÖSYM-TC Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 2012.
http://osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?...,Erişim: Şubat 2012
45
Desinatörlüğü, Halıcılık, Halı ve Kilim programları; farklı program
kodlarıyla“Halıcılık ve Kilimcilik” ismi altında eğitim-öğretim vermeye
başlamışlardır.
2009-2010 Eğitim-Öğretim yılı Yüksek Öğretim Kılavuzu’na
bakıldığında bazı meslek yüksekokullarındaki “Halıcılık ve Kilimcilik”
programlarının kontenjanlarının 2008-2009 eğitim-öğretim Yılı’ndan
farklı olduğu saptanmıştır. Bir tanesinin 80; iki tanesinin 60; beş
tanesinin 50; beş tanesinin 40; bir tanesinin 35; bir tanesinin ise
30kontenjana sahip oldukları görülmektedir. İnönü Üniversitesi Arapgir
MYO kontenjanını 60’tan 80 kişiye; Kırklareli Teknik Bilimler MYO
40’tan 50 kişiye; Bor-Zöhre Ataman MYO 30’dan 40 kişiye
yükseltmişlerdir. Diğer meslek yüksekokullarının kontenjanlarında ise
değişiklik olmadığı görülmektedir. 2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı’nda
Bozok Üniversitesi Meslek Yüksekokulu’nda da ikinci öğretim
kontenjanı açılmasıyla meslek yüksekokullarımızda ikinci öğretim veren
Halıcılık ve Kilimcilik programı sayısı 5’ten 6’ya yükselmiştir.
TABLO 8. 2010-ÖSYS YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE KONTENJANLARI
(HALICILIK VE KİLİMCİLİK ÖNLİSANS PROGRAMLARI)20
PU
AN
TÜ
RÜ
ÜNİVERSİTE MYO PROGRAM
KODU
KO
NT
EN
JA
N
YE
RL
EŞ
EN
TABAN
PUANI
YG
S-4
(SÖ
Z-1
)
Afyon Kocatepe Dinar 1035358 50 22 170.613
Bingöl Teknik Bilimler 1835101 40 23 169.760
Çanakkale Onsekiz Mart Ayvacık 1125661 40 21 172.328
1127354 Kapanmıştır (İ.Ö)
Erzincan Kemaliye Hacı Ali Akın 1625358 40 8 173.288
Atatürk Oltu 1076134 35 9 174.080
Karamanoğlu Mehmet Bey K.M.B. Myo 1705139 30 13 179.554
1707104 Kapanmıştır (İ.Ö)
Kırklareli Teknik Bilimler 1815258 50 5 184.059
İnönü Arapgir 1265646 80 28 189.091
Mersin Gülnar 1366241 50 8 174.362
Muğla Milas Sıtkı Koçman 1385636 50 35 170.487
1387488 50 (İ.Ö) 6 196.745
Niğde Bor Halil-Zöhre Ataman 1405637 50 14 179.198
1407643 Kapanmıştır (İ.Ö)
Cumhuriyet Sivas 1116484 40 26 170.816
1117247 40 (İ.Ö) 4 191.351
Uşak Eşme 1595453 60 3 186.918
Bozok B.U.MYO 1665212 60 16 180.020
1667133 Kapanmıştır (İ.Ö)
Gaziantep Naci Topçuoğlu 1225588 50 50 225.051
20ÖSYS Yerleştirme: Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu,
2010.http://osym.gov.tr/belge/1-12076/2010-osys-yerlestirme-yuksekogretim-
programlari-ve-kont-.html, Erişim: Şubat 2012
46
2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı’nda yüksek öğretim puanlama sistemi
değişmiştir. Buna göre Sayısal (SAY), Sözel(SÖZ), Eşit Ağırlıklı(EA)
olarak bilinen puan sistemi Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) puan
sistemine dönüşmüştür. YGS (eski sistemdeki ÖSS), birinci bölüme
denk gelen ve ortak alan derslerini kapsayan bir sınavdır. Eski
sistemdeki puanlar SAY-1, SÖZ-1, EA-1 olarak hesaplanırken YGS’ de
6 değişik puan hesaplanmaktadır. Buna göre 2010 yılından itibaren
Halıcılık ve Kilimcilik programlarına giren öğrenciler eski SÖZ-1 puan
türüne denk gelen YGS-4 puan türü ile yerleştirilmişlerdir.
Puan Türü YGS-4 Testinin Ağırlıkları (% olarak)
Türkçe Genel Matematik Sosyal Bilimler Fen Bilimleri
YGS-4 30 20 40 10
TABLO 9. YGS -4 PUANLARI (ÖSS’deki SÖZ-1 yerine)21
2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı’nda dört meslek yüksekokulunda bir
önceki yılda gerekli kontenjanı sağlayamayan Halıcılık ve Kilimcilik
programlarının ikinci öğretim sınıfları kapanmıştır. İkinci öğretimleri
kapanan meslek yüksekokulları; ÇOMÜ-Ayvacık MYO, Karamanoğlu
Mehmet Bey Üniversitesi MYO, Niğde Üniversitesi Bor- Halil Zöhre
Ataman MYO, Bozok Üniversitesi MYO’ dur. Bu meslek
yüksekokullarından Niğde Üniversitesi Bor- Halil Zöhre Ataman
MYO’nun örgün öğretim kontenjanını 40 kişiden 50’ye çıkardığı
görülmektedir. TABLO 10. 2011-ÖSYS YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE KONTENJANLARI
(HALICILIK VE KİLİMCİLİK ÖNLİSANS PROGRAMLARI)22
PUAN TÜRÜ
ÜNİVERSİTE MYO PROGRAM
KODU
KONTEN
JAN YERLEŞEN
TABAN
PUANI
YG
S-4
(SÖ
Z-1
)
Afyon Kocatepe Dinar 1035358 30 15 169.491
Bingöl Teknik Bilimler 1835101 30 18 167.729
Çanakkale Onsekiz Mart Ayvacık 1125661 30 21 167.482
İnönü Arapgir 1265646 30 12 170.527
Gaziantep Naci Topçuoğlu 1225588 50 50 270.388
Muğla Milas Sıtkı Koçman 1385636 30 21 172.468
1387488 (İ.Ö) Kapanmıştır
Cumhuriyet Sivas 1116484 40 13 183.289
1117247 (İ.Ö) Kapanmıştır
Erzincan Kemaliye Hacı Ali Akın 1625358
Kapanmıştır
Atatürk Oltu 1076134
Karamanoğlu Mehmet Bey K.M.B. Myo 1705139
Kırklareli Teknik Bilimler 1815258
Mersin Gülnar 1366241
Niğde Bor Halil-Zöhre Ataman 1405637
Uşak Eşme 1595453
Bozok B.U.MYO 1665212
21
22 Temmuz 2009 Tarihli YÖK toplantısı sonucuSınav Dergisi’ne ait
http://.sinav.com.tr/yeni/altKutu/1/yeni_sistemi_net.pdfadresinde yayınlanmıştır. 22ÖSYS Yerleştirme: Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu,
2010.http://osym.gov.tr/belge/1-12076/2010-osys-yerlestirme-yuksekogretim-
programlari-ve-kont-.html, Erişim: Şubat 2012
47
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı’nda sekiz meslek yüksekokulunda bir
önceki yılda gerekli kontenjanı sağlayamayan Halıcılık ve Kilimcilik
programlarının örgün öğretimleri kapatılmıştır. Örgün öğretimleri
kapatılan meslek yüksekokulları; Erzincan Üniversitesi Kemaliye Hacı
Ali Akın MYO, Atatürk Üniversitesi Oltu MYO, Karamanoğlu Mehmet
Bey MYO, Kırklareli Üniversitesi Teknik Bilimler MYO, Mersin
Üniversitesi Gülnar MYO, Niğde Üniversitesi Bor Halil-Zöhre Ataman
MYO, Uşak Üniversitesi Eşme MYO, Bozok Üniversitesi MYO’ dur.
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Milas Sıtkı Koçman ve Sivas
Meslek Yüksekokulları’nın ikinci öğretim sınıflarının kapatıldığı da
görülmektedir.
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı’nda örgün öğretimi devam eden Afyon
Kocatepe Üniversitesi Dinar MYO ve Muğla Üniversitesi Milas Sıtkı
Koçman MYO kontenjanlarının 50 kişiden; Bingöl Üniversitesi Teknik
Bilimler MYO ve ÇOMÜ Ayvacık MYO’ nun 40 kişiden; İnönü
Üniversitesi Arapgir MYO’ nun ise 80 kişiden 30’a düştüğü
saptanmıştır.
Sonuçta, meslek yüksekokullarımız Halıcılık programlarında ISCED’97
uygulamasının başladığı 2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı’ndan 2011-
2012 yılına kadar olan süreçte Türkiye genelindeki 15 meslek
yüksekokulunda bulunan halıcılıkla ilgili programların yarıdan fazlası
kapanmıştır. Bunda büyük ölçüde “Halıcılık ve Kilimcilik” isminin
öğrenci tarafından benimsenmemiş olması etkiliyse de meslek
yüksekokullarımızın sektörel istihdam açısından yeterinden fazla
kontenjana sahip olmalarının da etkin bir faktör olduğu göze
çarpmaktadır.
48
4.AYVACIK MESLEK YÜKSEKOKULU HALICILIK VE
DESİNATÖRLÜĞÜ PROGRAMI ÖRNEĞİ
TABLO 11. 2006-2012 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILLARI AYVACIK MESLEK YÜKSEKOKULU HALICILIKLA İLGİLİ PROGRAMLARININ TOPLAM ÖĞRENCİ SAYILARI
EĞİTİM –ÖĞRETİM
YILI
PROGRAM ADI ÖĞRENCİ
SAYISI
AYVACIK MYO
PROGRAMLARI
İÇİNDEKİ YERi
(% )
2006-2007 Halıcılık ve Desinatörlüğü 86 61
2007-2008 Halıcılık ve Desinatörlüğü 107 42
2008-2009 Halıcılık ve Desinatörlüğü (Ö.Ö) (İ.Ö) 127 36
2009-2010
Halıcılık 1
30 Halıcılık ve Desinatörlüğü (Ö.Ö) (İ.Ö) 81
Halıcılık ve Kilimcilik Ö.Ö) (İ.Ö) 40
2010-2011 Halıcılık ve Desinatörlüğü (Ö.Ö) (İ.Ö) 7
14 Halıcılık ve Kilimcilik Ö.Ö) (İ.Ö) 47
2011-2012
Halıcılık 2
8 Halıcılık ve Desinatörlüğü (İ.Ö) 3
Halıcılık ve Kilimcilik Ö.Ö) (İ.Ö) 40
Şekil 1. 2006-2007 Eğitim Öğretim Yılı Ayvacık Meslek Yüksekokulu Teknik,
İktisadi ve İdari Programları ve Öğrenci Dağılımları
2006-2007 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Teknik Programları içinde yer alan Halıcılık ve Desinatörlüğü
Programı’nın öğrenci sayısı 86 kişiydi.
2006-2007 Eğitim-Öğretim Yılı’ndaAyvacık Meslek Yüksekokulu’nda
eğitim-öğretime devam eden Teknikve İktisadi ve İdari Programlar
içinde, Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’nın öğrenci sayısı % 61’lik
bir dilimi oluşturmaktaydı.
86
54
140
0 20 40 60 80 100 120 140 160
Halıcılık ve
Desinatörlüğü
İşletme
Genel Toplam
49
Şekil 2. 2007-2008 Eğitim Öğretim Yılı Ayvacık Meslek Yüksekokulu Teknik ve
İktisadi Programları ve Öğrenci Dağılımları
2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Teknik Programlar içinde yer alan Halıcılık ve Desinatörlüğü
Programı’nın öğrenci sayısı 107 kişiydi.
2007-2008 Eğitim-Öğretim Yılı’ndaAyvacık Meslek Yüksekokulu’nda
eğitim-öğretime devam eden Teknikve İktisadi ve İdari Programlar
içinde, Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’nın öğrenci sayısı % 42’lik
bir dilimi oluşturmaktaydı.
Şekil 3. 2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı Ayvacık Meslek Yüksekokulu Teknik ve
İktisadi Programları ve Öğrenci Dağılımları
107
81
38
29
255
0 50 100 150 200 250 300
Halıcılık ve
Desinatörlüğü
İşletme
İşletme (İ.Ö)
Turizm ve Otel
İşletmeciliği
Genel Toplam
93
34
97
75
55
354
0 50 100 150 200 250 300 350 400
Halıcılık ve Desinatörlüğü
Halıcılık ve Desinatörlüğü (İ.Ö)
İşletme
İşletme (İ.Ö)
Turizm ve Otel İşletmeciliği
Genel Toplam
50
2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Teknik Programlar içinde yer alan Halıcılık ve Desinatörlüğü
Programı’nın örgün ve ikinci öğretim öğrenci sayıları toplamı 127
kişiydi.
2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı’ndaAyvacık Meslek Yüksekokulu’nda
eğitim-öğretime devam eden Teknikve İktisadi ve İdari Programlar
içinde, Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’nın öğrenci sayısı % 36’lık
bir dilimi oluşturmaktaydı.
Şekil 4. 2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı Ayvacık Meslek Yüksekokulu Teknik, El
Sanatları ve İktisadi Programları ve Öğrenci Dağılımları
2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Teknik Programlar içinde yer alan Halıcılık ve Desinatörlüğü ve
Halıcılık ve Kilimcilik Programları’nın örgün ve ikinci öğretim öğrenci
sayıları toplamı 121 kişiydi.
2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı’ndaAyvacık Meslek Yüksekokulu’nda
eğitim-öğretime devam eden Teknikve İktisadi ve İdari Programlar
içinde, Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’nın öğrenci sayısı % 30’luk
bir dilimi oluşturmaktaydı.
40
81
75
102
28
38
32
397
0 50 100 150 200 250 300 350 400 450
Halıcılık ve Kilimcilik (Ö.Ö) (İ.Ö)
Halıcılık ve Desinatörlüğü
İşletme Yönetimi (Ö.Ö) (İ.Ö)
İşletme (Ö.Ö) (İ.Ö)
Ağırlama Hizmetleri
Turizm ve Otel İşletmeciliği
Bankacılık ve Sigortacılık
Genel Toplam
51
Şekil 5. 2010-2011 Eğitim Öğretim Yılı Ayvacık Meslek Yüksekokulu Teknik, El
Sanatları ve İktisadi Programları ve Öğrenci Dağılımları
2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Teknik Programlar içinde yer alan Halıcılık ve Desinatörlüğü ve
Halıcılık ve Kilimcilik Programları’nın örgün ve ikinci öğretim öğrenci
sayıları toplamı 54 olduğu görülmektedir.
2010-2011 Eğitim-Öğretim Yılı’ndaAyvacık Meslek Yüksekokulu’nda
eğitim-öğretime devam eden Teknikve İktisadi ve İdari Programlar
içinde, Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’nın öğrenci sayısının % 14
lük bir dilimi oluşturduğu görülmektedir.
Şekil 6. 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı Ayvacık Meslek Yüksekokulu El Sanatları ve
İktisadi Programları ve Öğrenci Dağılımları
47
7
82
25
107
27
144
439
0 100 200 300 400 500
Halıcılık ve Kilimcilik (Ö.Ö) (İ.Ö)
Halıcılık ve Desinatörlüğü (Ö.Ö) (İ.Ö)
Turizm ve Otel İşletmeciliği (Ö.Ö) (İ.Ö)
Ağırlama Hizmetleri
Bankacılık ve Sigortacılık (Ö.Ö) (İ.Ö)
İşletme (Ö.Ö) (İ.Ö)
İşletme Yönetimi (Ö.Ö) (İ.Ö)
Genel Toplam
5
40
144
2
164
14
170
539
0 100 200 300 400 500 600
Halıcılık ve Desinatörlüğü (İ.Ö) -Halıcılık
Halıcılık ve Kilimcilik (Ö.Ö) (İ.Ö)
Turizm ve Otel İşletmeciliği (Ö.Ö) (İ.Ö)
Ağırlama Hizmetleri
Bankacılık ve Sigortacılık (Ö.Ö) (İ.Ö)
İşletme (Ö.Ö) (İ.Ö)
İşletme Yönetimi (Ö.Ö) (İ.Ö)
Genel Toplam
52
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Ayvacık Meslek Yüksekokulu
Teknik Programları içinde yer alan Halıcılık, Halıcılık ve Desinatörlüğü
ve Halıcılık ve Kilimcilik Programları’nın örgün ve ikinci öğretim
öğrenci sayıları toplamının 45 olduğu görülmektedir.
2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı’ndaAyvacık Meslek Yüksekokulu’nda
eğitime devam eden Teknikve İktisadi ve İdari Programlar içinde,
Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’nın öğrenci sayısının % 8’lik bir
dilimi oluşturduğu görülmektedir
SONUÇ
Halıcılıkla ilgili programlarda ISCED’97’nin etkileri ve Halıcılık ve
Kilimcilik isminin ortaya çıkışı irdelenmeden önce 2002-2007 yılları
arasında gerçekleştirilen Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin
Güçlendirilmesi Projesi” (MEGEP)’e değinilmelidir. Proje kapsamında;
mesleki ve teknik eğitimde geniş tabanlı, yatay ve dikey geçişlere imkân
veren alan/dal esasına dayalı modüler sisteme geçilmiş, ISCED 97,
ISCO 88 standartları esas alınarak programlar yenilenmiş, Mesleki
Yeterlilikler Kurumu kurulmuştur23. MEGEP Projesi kapsamında
mesleki lise mezunları meslek yüksekokullarının belirlenen alt alanlarına
sınavsız geçiş hakkına sahip olmuşlardır.
2002-2003 Eğitim-Öğretim dönemi ile meslek yüksekokullarına, 4702
sayılı yasa hükümleri uyarınca yalnızca meslek lisesi mezunları kayıt
yaptırmıştır. Bir sonraki dönemde önceliği meslek lisesi mezunlarında
olmak üzere, boş kalan kontenjanlara normal lise mezunları da
yerleştirilmeye başlanılmıştır24
2008-2010 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim
Kurulu’nun işbirliğiyle“İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yolu İle
Geliştirilmesi Projesi (İKMEP)” gerçekleştirilmiştir. Bu projeyle Meslek
Yüksekokulu programları yenilenmiş, mesleki teknik ortaöğretim
23MÜSİAD Mesleki Eğitim
Çalıştayı,2011.http://ww.musiad.org.tr/img/arastirmalaryayin/.../MÜSİAD%20Calistay
, Erişim: Şubat 2012 24
Mesleki Eğitim, Meslek Yüksekokulları,İkmep ve Harita Kadastro, 2011.
http://hkmo.org.tr/resimler/ekler/a3c26d9be3c55a6_ek.pdf, Erişim: Şubat 2012
53
programları ile bütünlükleri sağlanmıştır . İKMEB çalışmalarında
Avrupa Yeterlilikler Çerçevesini (EQF) ve ISCED sistemini dikkate
almıştır. IKMEB kapsamında hazırlanan haftalık 25 ders saati ve AKTS
uygulamaları Halıcılık ve Kilimcilik Programları da dâhil olmak üzere
tüm MYO Programlarında uygulanmaktadır.
Trimester uygulamasına henüz geçilmemişken dört yarı dönemlik
eğitim-öğretimle haftalık 25 ders saatinde öğrenciye ne kadar bilgi
aktarılabileceği görecelidir.
2009 yılı itibarıyla ISCED’97 kapsamında, Halıcılıkla ilgili programların
tümünün “Halıcılık ve Kilimcilik” adı altında toplanmış oldukları
görülmektedir.İlgili YÖK belgeleri incelendiğinde bu isimlendirmenin
hangi kurum, komisyon veya çalışma grubu tarafından yapıldığına dair
açık bir bilgi olmadığı görülmektedir.
Ocak 2009 tarihli bir haber kaynağında YÖK Yürütme Kurulu üyesi Prof.
Dr. Durmuş GünayMYO’lardakibazı programların meslek niteliği
taşımadığını ve yeterli özen gösterilmeden açıldığını ifade etmiş,
"Örneğin, 'medya ve iletişim', 'radyo ve televizyonculuk, 'televizyon ve
iletişim' deniliyor. Çok çeşitli adlar var, fakat bütün bu programların
amacı aynı. Bu eğitim alanlarını, uluslararası meslek standartlarına
göreadlandıralımistiyoruz"demiştir26
.
Yine başka bir haber kaynağında Prof. Dr. Durmuş Günay’ın aynı
konuyla ilgili olarak, 'İsim değişikliği yaptık çünkü mesleklere
uluslararası adlarının konulması gerekiyor. Öğrencilerimizden yazılı
müracaat geldiğinde değerlendirmeye alacağız.' sözlerine yer
verilmektedir27
.
YÖKDanışmanı -26 Ekim 2011 itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığı
Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürü-Dr. Ömer Açıkgöz5‐8 Kasım 2008 tarihinde IV. Ulusal Meslek Yüksekokulları Müdürler
25MÜSİAD Mesleki Eğitim Çalıştayı,2011.
http://ww.musiad.org.tr/img/arastirmalaryayin/.../MÜSİAD%20Calistay, Erişim: Şubat
2012 26
Net Gazete, 2012.
http://netgazete.com/.../yok_yurutme_kurulu_uyesi_gunay_sinavsiz_...Erişim: Şubat
2012 27
Haber32, 2012. http://haber32.com.tr/.../alan-ismi-degisti-9-ogrenciye-yok-sahip-
cikt...,Erişim: Şubat 2012
54
Toplantısı’nda sunmuş olduğu bildiride “Mesleki ve Teknik
Yükseköğretimde Ön Lisansın Yeniden Düzenlenmesi Taslağı”ndan söz
ederek bunun Genel Kurul’dan geçmesinin beklendiğini söylemiştir.
Komisyon Başkanı, Genel Kurul ve Yürütme Kurulu üyesi Prof. Dr.
Durmuş Günay olan ve kendisinin de üyesi olduğu Mesleki Teknik
Eğitim Komisyonu’nun,meslek yüksekokullarının yeniden
yapılandırılmasıyla ilgili çalışmaları sürdürdüğünü ve önlisansın
düzenlenmesiyle ilgili yeni taslağın hazırlanmasında Meslek
YüksekokullarıGeliştirme Komisyonu’nun katkısı bulunduğunu ifade
etmiştir. Bildirisinin ekinde ise günümüz İSCED’97 program
adlandırmalarından birebir örneklerle sunumunu bitirmiştir.
Bu durumda Halıcılık ve Kilimcilik ismi hazırlamış oldukları “Mesleki
ve Teknik Yükseköğretimde Ön Lisansın Yeniden Düzenlenmesi
Taslağı”nda 215 ISCED koduyla El Sanatı Becerileri adlı önlisans
alanını öneren Eğitimde Mesleki ve Teknik Eğitimi Geliştirme
Komisyonu28
tarafından mı verilmiştir?
“Halıcılık ve Kilimcilik” isminin ortak kullanımının meslek
yüksekokullarımızda 2009 yılında başlamış olduğu görülmektedir. Oysa
21 ve 54 kodlu Temel Alan Yeterlilikleri Çalışma Grupları, 2009
ortalarında görevlendirilmişlerdir. Bu alanların Temel Alan Yeterlilikleri
Kılavuzları’na bakıldığında ilgili gruplar tarafından sadece Temel Alan
Tanımları ve Alana Ait Yeterlilik Çerçeveleri hazırlandığı
görülmektedir.
ISCED’97 uygulamasıyla hazırlanan Temel Alan Yeterlilik Çerçeveleri,
Halıcılık ve Kilimcilik programlarında uygulanmakta mıdır? Yoksa bu
çerçeveler teorikte kalıp sadece isim değişikliği ile mi yetinilmiştir?
Halıcılık ve Kilimcilik Programı 54 kodlu Üretim Ve İşleme Temel
Alanında bir alt alana sahip değildir. Yani alt alan kodlarına bakıldığında
“Halıcılık ve Kilimcilik Programı” adı altında bir programa
rastlanmamaktadır.
İstatistikî bilgi ve matematiksel yöntemlerden söz eden 54 kodlu Üretim
Ve İşleme Temel Alan Tanımı ve bu konularda yetkinlik
gerektirdiğigörülen Ön Lisans Yeterlilik Çerçevesi, Sosyal Bilimler ve
28
4. Ulusal Meslek Yüksekokulları Müdürler Toplantısı, 2008.
http://4myomt.ktu.edu.tr/.../...,Erişim: Şubat 2012
55
Türkçe ağırlıklı, SÖZ-1 veya eşdeğeri YGS-4 ile öğrenci alan Halıcılık
ve Kilimcilik Programı ile örtüşmemektedir.
El ile veya bilgisayar destekli çizim programlarıyla halı deseni çizimi,
matematiksel zeka ve teknik beceri gerektirmekteyken Halıcılık
kapsamındaki programlara SÖZ-1 veya eşdeğeri YGS-4 puanı ile
öğrenci alınması doğru mudur?
2008 yılına kadar bazı meslek yüksekokullarımızda “Halıcılık ve
Desinatörlüğü” adı altında eğitim-öğretim veren Halıcılık
programlarının; Temel Alan Tanıtımı’nda sanatçı-tasarımcı yetiştirilmesi
öngörülen 21 kodlu Sanat Temel Alanı’na “Halıcılık ve Kilimcilik”
adıyla yerleştirilmesi uygun mudur?
Anonim ilk üretimi bir sanat eseri olarak kabul edilebilecek halı ve
kilimlerimiz kuşaktan kuşağa taklitleriyle aynı zamanda zanaat
kapsamına da girmektedir. Dışarıdan bakıldığında Halıcılık ve
Desinatörlüğü program adıyla çizime ve tasarıma yönelik sanatsal eğitim
içerdiği açık olan bölümlerimiz, ISCED’97’nin Sanat Temel Alanı
altında yer alsa da “Halıcılık ve Kilimcilik” adı altında nasıl bir görüntü
çizmektedir? Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı’ndan mezun bir
öğrenci, desinatör olarak algılanırken Halıcılık ve Kilimcilik
programından mezun öğrenci, halk arasında kısaca halıcı olarak
nitelendirilmektedir. Kamuoyu ve öğrenci tarafından bu ismin içeriğinin
doğru algılanamaması Halıcılık ve Kilimcilik programlarının
kontenjanlarının boş kalmasına ve kapanmaya giden sürece yol açmış
olabilir mi?
ISCED’97 uygulamasıyla gerçekleşen program ismi değişikliği Halıcılık
programlarının kapanmasında tek etmen midir? Yoksa meslek
yüksekokullarımızın sektörel istihdam açısından yeterinden fazla
kontenjana sahip olmaları ve bu programlardan mezun öğrencilerin
sektörün beklentilerine karşılık verememeleri bu çöküşte bir faktör
olmuş mudur?
Halıcılık ve Kilimcilik programlarındaki eğitim, sektörün beklentilerine
uygun mudur?
Ters açıdan bakıldığında Halıcılık ve Kilimcilik programı
mezunlarından yeterlilik beklentisi olan sektörün, eğitim aşamasındaki
56
öğrenciye katkısı olmakta mıdır? Proje ve araştırmalarına, hatta staj
isteklerine olumlu bakılmakta mıdır?
Halıcılık ve Kilimcilik programlarından kaç tanesi halıcılık sektörüyle
işbirliği içinde bulunabilecekleri bölgelerde kurulmuşlardır? Veya
geçmişte halı ve kilim dokumacılığının yaygın olduğu ve sektörel
gelişime kapalı kalmış küçük yörelerde mi konuşlanmışlardır?.
Puanı diğerlerine nazaran düşük olan Halıcılık ve Kilimcilik
Programı’na öğrenciler gerçekten bir meslek edinmek için mi yoksa
sadece bir yükseköğretim kurumunu bitirme çabasıyla mı
gelmektedirler?
Çalışmamla Halıcılık ve Kilimcilik Programları’nın günümüzdeki
durumuna biraz ışık tutabildiysem ne mutlu bana. Teşekkür ederim.
KAYNAKLAR
-Bologna Bildirgesi, 2012.
http://.bologna.yok.gov.tr/?page=downloads&uid...ppt. Erişim:
Şubat.2012.
-4. Ulusal Meslek Yüksekokulları Müdürler Toplantısı, 2008.
http://4myomt.ktu. edu.tr/.../...Erişim: Şubat 2012
-Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Stratejik Planı (2009–2013).
-Haber32, 2012. http://haber32.com.tr/.../alan-ismi-degisti-9-ogrenciye-
yok-sahip-cikt...Erişim: Şubat 2012
-http://.sinav.com.tr/yeni/altKutu/1/yeni_sistemi_net.pdf,Erişim: Şubat
2012
-Mesleki Eğitim, Meslek Yüksekokulları, İkmep ve Harita
Kadastro,2011. http://hkmo. org.tr /resimler/ ekler
/a3c26d9be3c55a6_ek.pdf, Erişim: Şubat 2012
-MÜSİAD Mesleki Eğitim Çalıştayı,2011.
http://ww.musiad.org.tr/img/arastirmalaryayin/.../MÜSİAD%20Calistay,
Erişim: Şubat 2012
-Net Gazete, 2012.
http://netgazete.com/.../yok_yurutme_kurulu_uyesi_gunay_sinavsiz_...E
rişim: Şubat 2012
-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi, 2008.
http://osym.gov.tr/belge/1-10361/2008-ogrenci-secme-ve-yerlestirme-
sistemi-osys-yuksekog-.html, Erişim: Şubat 2012
57
-ÖSYS Yerleştirme: Yükseköğretim Programları ve Konten-
janları Kılavuzu, 2010.http://osym.gov.tr/belge/1-12076/2010-osys-
yerlestirme-yuksekogretim-programlari-ve-kont-.html, Erişim: Şubat
2012
-Sınav Takvimi – ÖSYM-TC Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi,
2012. http://osym.gov.tr/BelgeGoster.aspx?... Erişim: Şubat 2012
-Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan
Yeterlilikleri,2011.
http://tyyc.Sakarya .edu.tr/raporlar/52_54_MUHENDISLIK_URETIM_I
SLE... 01_2011.pdf, Erişim: Şubat.2012.
-Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi Temel Alan
Yeterlilikleri, SanatTemel Alan Kodu, 2011.
http://.tyyc.sakarya.edu.tr/raporlar/21_SANAT_13_01_2011.pdf,
Erişim: Şubat 2012.
-Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi,
2012.http://egitimdeyapilanma.istanbul.edu.tr/sayfa.php?s=yeterlilikler,
Erişim: Şubat 2012
-Yükseköğretim Kurulu - Dosyalar, 2012.
http://yok.gov.tr/component/option,com...doc.../Itemid,99999999/ ,
Erişim: Şubat.2012.
-Yükseköğretimde Yeniden Yapılanma 66 Soruda Bologna Süreci
Uygulamaları, 2010. http://
yok.gov.tr/katalog/bologna_kitabi_web_icin.pdf, Erişim: Şubat 2012
58
HALICILIK VE DESİNATÖRLÜĞÜ
PROGRAMI İSMİNİN HALICILIK
VE KİLİMCİLİK OLARAK DEĞİŞ-
MESİNİN ÖĞRENCİ TALEPLERİNE
ETKİSİ; TALEBİ ARTIRMAK İÇİN
ÖNERİLER-ARAPGİR MESLEK
YÜKSEKOKULU ÖRNEĞİ
Okt. Murat ULAŞ,1 Öğr. Gör. Naci BULUR,
2Aslı Ümran ULAŞ
3
İnönü Üniversitesi İnönü Üniversitesi İnönü Üniversitesi
Arapgir MYO Arapgir MYO Arapgir MYO
ÖZET
Meslek yüksekokulları, ülkemizin gelişiminde aktif roller üstlenen okullardır.
Bu okullardan mezun olan öğrenciler, bir iş kolunda kalifiye eleman olarak
ülkemize hizmet etmektedirler. Günümüzde kalifiye elemanlara olan ihtiyaç
hızla artmaktadır, bu da meslek yüksekokullarına olan gereksinimi ve ilgiyi
daha da artırmaktadır.
Bu durum, İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu’ndaki diğer
programlara olan öğrenci taleplerinde görülmesine rağmen Halıcılık ve
Kilimcilik programı için -ne yazık ki- geçerli değildir. Örneklemenin
gerçekleştirildiği İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu, 5 Ekim
1987’de Elektrik, Motor ve El Sanatları programlarıyla eğitim-öğretime
başlamıştır, El Sanatları Programı, 2001 yılında sektördeki talepten dolayı
Halıcılık ve Desinatörlüğü Programı olarak isim değiştirmiştir. Buna paralel
olarak dersler ve ders içerikleri de programa uygun hale getirilmiştir. Mezun
olan öğrencilerimiz birçok tekstil ve halı fabrikasında desinatör unvanıyla
görev yapmaktadır.
Yapılan bu çalışmada temel amaç; 2001-2002 Eğitim-Öğretim yılından 2008-
2009 Eğitim-Öğretim yılına kadar Halıcılık ve Desinatörlüğü programı öğrenci
sayılarıyla program isminin Halıcılık ve Kilimcilik olarak değiştiği 2009-2010
M. ULAŞ
59
Eğitim-Öğretim yılları arasındaki öğrenci talep sayılarını tespit etmektir.
Öğrenci taleplerinde, göz önünde bulundurulan önemli noktalardan biri de
programlarda okutulan dersler ve ders içeriklerinde herhangi bir değişikliğin
yapılamamasıdır. İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu’nun yıllara
ve program ismine göre öğrenci sayılarındaki değişim rakamsal olarak
verilecektir.
GİRİŞ
Eğitimde beceri düzeyinin yükseltilmesi, bireyin kendini yetiştirmesi ve
bireysel yeteneklerini sonuna kadar kullanması ön plana çıkmaktadır.
Hızla çoğalan bilgi karşısında her şeyi bilmek yerine bilgiyi nereden ve
nasıl sağlayacağını bilen seçici davranan, sorgulayan, araştıran,
öğrenmeyi öğrenen ve günlük yaşantısında uygulayan bireylere ihtiyaç
duyulmaktadır.
Yapılan araştırmalar, iş dünyasının iş gücü gereksiniminin dörtte üçünün
ön lisans düzeyinde eğitimle yetiştirilmesi gerektiğini ortaya
koymaktadır. Ulusal ve uluslararası ortamlarda rekabetin giderek artması
eğitim-öğretim faaliyetlerinde de yeniden yapılanmayı beraberinde
getirmektedir. Halıcılık ve desinatörlük programının amacı da yeterli
bilgi ve beceriye sahip sanayi ve hizmet sektörlerinin rekabet gücünü
artıracak ara kademe insan gücü yetiştirmektir.
1. YAPILAN ÇALIŞMA
İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu’nda Halıcılık ve
Desinatörlüğü Programı isminin Halıcılık ve Kilimcilik olarak
değişmesinden sonra öğrenci taleplerine olan etkisi, yıllara göre
rakamsal olarak incelenmiş, halen programda eğitim öğretimini sürdüren
ve mezun öğrencilerle iletişime geçilerek görüşleri alınmıştır.
2. ORGANİZASYON BAZINDA ÖĞRENCİ SAYILARI
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2001-2002
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-39
Tablo 1. 2001 - 2002 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
60
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2002-2003
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-31
Tablo 2. 2002 - 2003 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2003-2004
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-28
Tablo 3. 2003 - 2004 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2004-2005
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-35
Tablo 4. 2004 - 2005 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2005-2006
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-38
Tablo 5. 2005 - 2006 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
61
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2006-2007
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-39
Tablo 6. 2006 - 2007 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2007-2008
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Önlisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 80-59
Tablo 7. 2007 - 2008 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2008-2009
Birim-Program Halıcılık ve Desinatörlük-Ön lisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 80-55
Tablo 8. 2008 - 2009 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2009-2010
Birim-Program Halıcılık Kilimcilik-Ön lisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 80-69
Tablo 9. 2009 - 2010 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
62
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2010-2011
Birim-Program Halıcılık Kilimcilik-Ön lisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-18
Tablo 10. 2010 - 2011 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
Organizasyon Arapgir Meslek Yüksekokulu
Kayıt Şekli ÖSS’yi kazanarak gelen
Kayıt Yılı 2011-2012
Birim-Program Halıcılık Kilimcilik-Ön lisans
Kontenjan-Öğrenci Sayısı 40-7
Tablo 11. 2011 - 2012 eğitim - öğretim dönemi öğrenci sayıları
SONUÇ VE ÖNERİLER
Organizasyon bazında öğrenci sayıları, yıllara ve programın ismine göre
incelendiğinde Halıcılık-Kilimcilik programına öğrenci talebinde % 95’e
varan bir azalma görülmektedir. Elbette bunun birden çok sebebi vardır,
Ders içeriklerinde değişiklik olmamasına karşın bölüme olan talepteki
azalmada, program isminin değişmesi en önemli sebepler arasındadır.
Eldeki veriler ve öğrencilerle yapılan görüşmelerde görülmüştür ki
Halıcılık ve Desinatörlüğü ile Halıcılık ve Kilimcilik Programları’nı
tercih eden öğrenciler, programdaki dersleri ve ders içeriklerini
incelemeden programın ismine göre tercih yapmaktadırlar. Arapgir
Meslek Yüksekokulu’nda programı tercih eden öğrenciler, ağırlıklı
olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde tekstil ürünleri ve
makine halısı üretimi yapılan bölgelerden gelmektedir. Halıcılık ve
Desinatörlüğü Programı’ndan mezun öğrencilerle yapılan görüşmelerde;
büyük bir çoğunluk, programın isminden dolayı işverenin daha sıcak
davrandığını, iş bulma imkânının daha fazla olduğunu ifade
etmektedirler.
63
Programın sorunlarının giderilmesi noktasında bu çalıştayda, Halıcılık-
Kilimcilik Programları Koordinasyon Kurulu oluşturularak sorunların
tespiti ve çözümü noktasında birlikte hareket etmek daha etkili olacaktır.
KAYNAKCA
İnönü Üniversitesi Arapgir Meslek Yüksekokulu, “Halıcılık ve
Kilimcilik Programı, 2000 – 2012 Tarihleri Arası Öğrenci Sayısı
Verileri” (Erişim tarihi 22.03.2012).
64
65
II.OTURUM
Oturum Başkanı: Öğr. Gör. Eşref BÜLENT
05 Nisan 2012
66
67
HALICILIK PROGRAMLARININ
SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ
Öğr.Gör.Berna SEVİNÇ
*
Muğla Üniversitesi
Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu
ÖZET
Halı Orta Asya’dan Anadolu’ya yayılan Türk kültürünün önemli
sanatlarındandır. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde halen devam eden
halıcılığımızın; zamanın teknolojisi ve ekonominin getirmiş olduğu zorluklar
karşısında ayakta kalma mücadelesi devam etmektedir. Halı kültürünün
geliştirilmesi ve yeni nesillere sevdirilerek aktarılması, meslek olarak
işlevselliğinin devam ettirilmesi için ülkemizin çeşitli bölgelerinde halıcılık
programları açılmıştır. Ancak Türk halıcığının sorunlarının pek çoğunun halı
eğitiminin verildiği meslek yüksekokullarının da sorunları olduğu bilinmelidir.
Bu sorunlara çözüm önerileri aranmalı ve kalıcı çözümler için çalışma
yapılmalıdır. Bu tebliğde halıcılık programlarının genel sorunları ve çözüm
önerileri üzerinde durulacaktır.
GİRİŞ
Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan Türk kültürünün, en eski
sanatlarından biri de halı sanatıdır. Ülkemiz dünya kültür mirasının
korunmasına yönelik bir takım uluslararası anlaşma, tüzük ve
sözleşmelere imza atmış bir ülkedir. Kültür mirası denince hangi
coğrafyada yer aldığına veya hangi memlekete ait olduğuna bakılmadan
insanlığın geçmişine ışık tutan maddi ve manevi kültür değerleri akla
gelmektedir. Anadolu’nun hemen hemen her bölgesinde yapılmakta olan
halıcılık, Muğla bölgesinin de önemli el sanatlarından biridir. Muğla ve
çevresinde 16. yy’dan itibaren seccade halıların dokunduğu; 17. yy’ın
sonlarından itibaren de halıcılığın bu bölgede geliştiği ve 18. ve 19. yy
boyunca bu gelişimini devam ettirdiği bilinmektedir.
Özellikle bölge içinde Milas halıları, kendine has özellikleriyle dünya
halı literatürüne Milas halısı olarak girmiştir. Milas ilçesi sınırları
içerisindeki 150 köy ve çevresinde halen halıcılık yapılmaktadır.Muğla
Üniversitesi Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu Halıcılık
* E-posta: [email protected]
68
programı; Milas’ın tarihi halılarının kaybolmasını önlemek,
tasarımlarının yeniden yapılarak dokunmasını sağlamak, yıpranmış ve
onarılması gereken halıların restorasyon çalışmalarını yapmak, Milas
halıcılığına sahip çıkmak, diğer halıcılık bölgelerindeki yöre halıcılığını
da desteklemek ve sektörün (el halıcılığı ve makine halıcılığı) ihtiyaç
duyduğu teknik elemanı yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.Programın
kuruluşundan itibaren yıllara göre değişen öğrenci sayıları itibarıyla
eğitim ve öğretime devam etmektedir. Halıcılık ve Kilimcilik
Programı’nın yıllara göre öğrenci sayıları aşağıdaki tabloda
belirtilmiştir.
Yıllar Kontenjan Durumu N.Ö Kayıtlı Öğrenci
Sayıları
İ.Ö Kayıtlı Öğrenci
Sayıları
1996-1997 20 17 -
1997-1998 20 15 -
1998-1999 30 28 -
1999-2000 30 29 -
2000-2001 40 30 -
2001-2002 40 24 -
2002-2003 40 7 -
2007-2008 50 44 41
2008-2009 50 42 38
2009-2010 50 45 22
Tablo1:Halıcılık Programının Yıllara Göre Öğrenci Sayıları:
Program, 1996-1997 Eğitim-Öğretim yılında kurulmuştur. 1996-1997
Eğitim-Öğretim yılında programın öğrenci kontenjan sayısı 20 olup
kayıtlı olan öğrenci sayısı 17 olarak belirtilmiştir. 1996 -1999 Eğitim-
Öğretim yılları arasında kontenjan sayısında değişiklik
yapılmamıştır.1999-2001 Eğitim-Öğretim yılları arasında programın
kontenjanı 30, 2002- 2003 yılları arasında ise 40 olarak belirlenmiştir.
Ancak 2003-2004 Eğitim-Öğretim yılında kayıtlı öğrenci sayısında
büyük bir düşüş yaşanmıştır. 2003-2004 Eğitim-Öğretim yılında
programı tercih eden öğrenci sayısında görülen azalmanın sebebi; 2003-
2004 Eğitim-Öğretim yılında Meslekive Teknik Eğitim Bölgesi
69
(METEB) kapsamında sınavsız geçişle öğrenci alınması olarak
açıklanabilir.
METEB projesi; Mesleki ve Teknik Eğitim’de; Orta ve Yükseköğretim
Kurumları arasında program bütünlüğünün ve devamlılığının sağlanması
(sınavsız geçiş) projesidir. Bu proje ile mesleki ve teknik eğitim
ihtiyacını karşılamak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan
planlamalarda; Avrupa ülkelerinde olduğu gibi milli eğitim sisteminin
mesleki ve teknik eğitim ağırlıklı bir yapıya kavuşturulması için
çalışmalar yapılmıştır. Buna göre okullaşma oranlarının genel
eğitimde %35, mesleki eğitimde %65 olması gibi bir beklenti
öngörülmüştür (www.meb.gov.tr). Fakat bu yönde yapılan çalışmalar
neticesinde hedeflerin gerisinde kalındığı tespit edilmiştir. Sınavsız geçiş
projesi ile meslek yüksekokullarında okuyan öğrenci sayılarının
artırılması dolayısıyla mesleki ve teknik eğitimde okullaşma oranının
arttırılarak çağdaş ülkeler seviyesine yükseltileceği düşünülmüştür.
Tasarı, 4702 sayılı kanun olarak 10 Temmuz 2001’de yasalaşmış ve
24458 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir
(www.meb.gov.tr).
Sınavsız geçişin amaçları arasında; mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumları ile meslek yüksekokulları arasında program bütünlüğünün ve
devamlılığının ayrıca bu okullardan mezun olan öğrencilerin kendi
alanlarında ileri bir meslek eğitimi almalarının sağlanması ifade
edilebilir. Buna rağmen meslek yüksekokullarının Halıcılık
Programları’nı sınavsız geçişle tercih edeceği düşünülen öğrenci
sayılarında beklenen sonuca ulaşılamamıştır. Çünkü mesleki ve teknik
ortaöğretim kurumlarının halıcılık programı ile ilgili program
bütünlüğünü ve devamlılığını sağlayacakprogram karşılığı olmadığı için
ilişkilendirme de yapılamamıştır. Bu nedenle METEB projesi; Halıcılık
ve Kilimcilik programlarının öğrenci sayılarını ve başarı durumlarını
olumsuz etkilemiştir. Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu’nda
1996 yılında kurulan Halıcılık programına sınavla gelen öğrencilerin
eğitimve öğretim düzeylerindeki başarı durumu %75-80 iken bu başarı
oranı METEB ile % 50-55’e gerilemiştir. Halıcılık ve Kilimcilik
programlarına sınavsız geçişle ve sınavla öğrenci alınmasıyla birlikte
öğrenci sayılarında yeniden artış yaşanmıştır.
Türkiye’de Halıcılık ve Desinatörlüğü programı ilk olarak Trakya
Üniversitesi Çanakkale Meslek Yüksekokulu bünyesinde açılan Halıcılık
ve Desinatörlüğü programı olmuştur. Programın ilk kurucusu ve mimarı
70
Prof.İ. Hulusi GÜNGÖR’ dür. Program daha sonraki yıllarda Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi Ayvacık Meslek Yüksekokulu’nda Halıcılık
ve Desinatörlüğü olarak devam etmiştir. Halı sanatının korunması,
geliştirilmesi ve devamlılığının sağlanması için ülkemizin halı ve kilim
kültürü olan ve bu kültürel değerlerini devam ettiren bölgelerinde bu
programlar; Halıcılık ve Desinatörlüğü, Halıcılık, Kilimcilik, Halı ve
Kilim gibi farklı isimlerle çeşitli üniversitelerin meslek
yüksekokullarında eğitim- öğretime açılmıştır.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen IPA 2006 (InstrumentforPre-
AccesionAssitance- katılım öncesi mali yardım) programı kapsamında
insan kaynaklarının mesleki eğitim yoluyla geliştirilmesi (İKMEP)
projesi ile Halıcılık programlarının isimleri 2009 yılında (Bektaş,
Fidan,Keçeci, 2011) El Sanatları Bölümü adı altında birleştirilmiştir.
İsimleri farklı olan programlarda Halıcılık ve Kilimcilik olarak
değiştirilmiştir.
2010- 2011 Eğitim ve Öğretim Yılı itibarıylaYüksek Öğretim Kurumu 8
okul, Milli Eğitim Bakanlığı ise 21 okul ile bu projeye katılmıştır. Proje;
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 8 pilot ilde uygulanmıştır.
Bu iller Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Kahramanmaraş,
Malatya, Şanlıurfa ve Van illeridir. Bu amaçla seçilen programlardan
kalifiye ve vasıflı iş gücünün katılımı ile bu bölgelerdeki küçük ve orta
ölçekli işletmelerin gelişimi ve rekabet gücünü teşvik etmek
amaçlanmaktadır. Bu projenin genele yayılması amacıyla da çeşitli
üniversitelerden farklı branşlardan katılımcılar ile toplantılar yapılmıştır.
Ancak Halıcılık programları ile ilgili yapılan değişiklikler için Milas
Sıtkı Koçman MYO Halıcılık programı öğretim elemanlarının görüşleri
alınmamıştır. Halıcılık programlarının isimlerinin Halıcılık ve Kilimcilik
olarak değiştirilmesiile pek çok meslek yüksekokulunun ilgili
programlarının öğrenci sayılarında azalma olduğu görülmüştür. 2009
yılından itibaren yürürlüğe giren İKMEP (İnsan Kaynaklarının Mesleki
Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi) kapsamında yapılan çalışmalar
arasında meslek alanlarının birleştirmesi önemli bir
konudur.Programların isim değişikliğinin sebebi de bu şekilde
açıklanmaktadır.Yapılan bu isim değişikliklerinin bazı programların
tercihlerinde önemli olduğu görülmüştür. Örneğin Selçuk Üniversitesi
Faik İçli Meslek Yüksekokulu’nda SıhhiTesisat olarak açılan bölüm
daha sonra Doğalgaz Sistemleri ve Sıhhi Tesisat olarak değiştirilmiştir.
Bölümün ismi İKMEP kapsamında Gaz Teknolojileri olarak yeniden
değiştirilmiştir. Gaz Teknolojileri olarak yeniden yapılandırılan
71
programın öğrenci sayısında yarı yarıya düşme olduğu belirtilmiştir. Bu
konudaki diğer bir örnek ise El Sanatları bölümü adı altında toplanan ve
Halıcılık ve Kilimcilik olarak ismi değiştirilen programlardır. Bu
programların isim değişikliği, öğrenci sayısını etkilemiştir. Muğla
Üniversitesi Milas Sıtkı Koçman MYO El Sanatları Bölümü Halıcılık ve
Kilimcilik Programı’nın öğrenci kontenjan sayısı2010-2011 Eğitim ve
Öğretim yılı itibarıyla 50’den 30’a düşmüştür. Yüksek Öğretim
Kurumu’nunnormal öğretim programları için 10’un altına düşen öğrenci
sayıları ile ilgili kararına göre pek çok meslek yüksekokulunun Halıcılık
ve Kilimcilik programlarına öğrenci alımı durdurulmuştur. Milas Sıtkı
Koçman MYO Halıcılık ve Kilimcilik programının isminin Halı ve
Desinatörlüğü ya da Halı Sanatı ve Tasarımı programı olarak
değiştirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
SONUÇ
Halı ve Kilim Program isimlerinin; öğrencilerin meslek seçiminde ve
tercihlerinde oldukça etkili olduğu düşünülürse bu programların isim
değişikliğinin yeniden teklif edilmesi ile ilgili olarak Halıcılık ve
Kilimcilik programlarına sahip diğer meslek yüksekokulları ile ortak bir
karar alınması gerekmektedir.
Halıcılık ve Kilimcilik programı mezunlarının sektördeki istihdamını
genellikle makine halıcılığı sektörü karşılamaktadır. Bu programlardan
mezun olacak öğrencilerin çalışma alanları yeni iş sahaları ile
desteklenmelidir. Örneğin; Muğla Üniversitesi Milas Sıtkı Koçman
MYO Halıcılık ve Kilimcilik programından mezun olan üç öğrencimiz
milli saraylarımızdan Dolmabahçe Sarayı’nda çalışmaktadır. Halıcılık ve
Kilimcilik mezunlarının özellikle etnografya müzelerinde ve özel
müzelerde çalışma imkânı sağlanmalıdır. Halk Eğitim Merkezleri’nde
öğretmenlik imkânı tekrar verilmelidir. Yerel yönetimler ile ortak
çalışmalar yapılmalı ve halı dokunan köylerde kooperatifleşmeye
gidilmelidir. Köylerde kurulan kooperatiflerde ise Halıcılık programı
mezunu olan öğrencilerin istihdamı sağlanmalıdır.
KAYNAKLAR
BEKTAŞ, Sebahattin; FİDAN, Şafak; KEÇECİ, Sevim (2011).
“Yükseköğretimde Sorunlar ve Öneriler”, TMMOB Harita ve
Kadastro Mühendisleri Odası 13. Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik
Kurultayı, 18-22 Nisan,Ankara, 2011, s. y
72
Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Bilgi Kılavuzu,
Mesleki ve Teknik Eğitimde Orta ve Yükseköğretim kurumları Arasında
Program Bütünlüğünün ve Devamlılığının Sağlanması (Sınavsız
Geçiş),Ankara, 2002.
http://www.meb.gov.tr/duyurular/sınavsızgeçiş/sınavsızgeçiş
kılavuzu.htm, Erişim: Mart 2012
73
MESLEK YÜKSEKOKULLARININ
ÜLKEMİZDE HALI SEKTÖRÜNÜN
GELİŞMESİNDEKİ PAYI VE
ÖNEMİ
Öğr.Gör. Yeşim UŞAK
Kars Kafkas Üniversitesi
Kars Meslek Yüksekokulu
ÖZET
İlkel yaşam şartlarında, basit araçlar kullanılarak örtünme ve korunma
ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ortaya çıkan dokumacılık; gelişen yaşamın
içerisinde de vazgeçilmez önemini korumuştur*.
Ülkemizde ise kültürel turizmin gelişmesi, el halıcılığını; sanayileşme
sürecindeki gelişim ise makine halıcılığının önemi ile birlikte üretim
potansiyelini artırmıştır. Bu sürece bağlı olarak da halı sektöründe çalışacak
kalifiye eleman ihtiyacı doğmaktadır. Bu ihtiyacı gidermek amacı ile meslek
yüksek okullarında el sanatları bölümlerinde halı, halı desinatörlüğü programları
kurularak sektörde çalışacak eleman ihtiyacı giderilmeye çalışılmaktadır.
Bu bildiride Halıcılık Kilimcilik Programı’nın sorunları, bu programdan mezun
olan öğrencilerin istihdam alanları ve ülkemizde halı sektörünün gelişmesindeki
katkıları ele alınacaktır.
GİRİŞ
Havlı ve havsız dokuma türlerinden olan halı ve kilim dokumaları,
örtünme ve korunma ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla üretilen
dokumalardır. Günümüzde ise günlük kullanım ihtiyacını karşılamanın
yanı sıra ticari amaçlı ve dokunduğu bölgenin kültürünü yaşatmak
amacıyla üretilen dokumalardır. Bu bağlamda bölgesel halıcılık önem arz
etmektedir.
Ülkemizde kültürel turizmin gelişmesi, el halıcılığını; sanayileşme
sürecindeki gelişim ise makine halıcılığının önemi ile birlikte üretim
E-posta: [email protected]
* Fatma Nur Başaran, Hanife Güneş (2008), “Çanakkale İli Yenice İlçesi Davutköy
Halılarından Örnekler”, Gazi Üniversitesi I. Ulusal El Sanatları Sempozyum
Bildirileri, Ankara: Gazi Üniversitesi Türk El Sanatları Araştırma ve Uygulama
Merkezi Yayınları I. Ankamat Baskı., s.4757
74
potansiyelini artırmıştır. Bu sürece bağlı olarak halı sektöründe çalışacak
kalifiye eleman ihtiyacı doğmaktadır. Bu ihtiyacı gidermek amacı ile
meslek yüksek okullarında el sanatları bölümlerinde halı, halı
desinatörlüğü programları kurularak sektörde çalışacak eleman ihtiyacı
giderilmeye çalışılmaktadır.Bu bölümlerin müfredatları da çağımızın
gereksinimlerine göre düzenlenmeye çalışılmıştır. Meslek yüksek
okullarının bu bölümlerinden mezun olan öğrenciler sanayi sektöründe
kalite kontrol, boya, desen, tasarım bölümlerinde çalışabilmektedirler.
Sanayileşme sürecinde olan ülkemizde gerek iç piyasada gerekse dış
piyasadaki artış, halı sektöründe desen, renk ve kaliteyi ön plana
çıkarmaktadır. Günümüzde Samur Halı AŞ. Kaşmir, Royal, Dünya Halı,
Merinos ve benzeri halı firmaları kendi bünyelerindeki kaliteyi arttırmak
ve ihracat payını genişletmek için tasarım ve desen bölümlerinde halıcılık
mezunlarını çalıştırmaktadırlar. Halı ebatlandırma kısımlarında ise sanayi
sektöründe kullanılan programları ( Texcelle, Pro Mation vb.) bilen
kişilere görev verilmektedir. Bu süreçte; sanayi sektörünün gelişmiş
olduğu bölgelerde, açılan program kurslarından mezun kişiler eğitim
düzeylerine bakılmaksızın çalıştırılmaktadır. Bu gibi durumların önüne
geçebilmek için meslek yüksekokullarının halıcılık müfredatlarına
makine halıcılığı, desen dersleri konularak programların eğitimi
verilmektedir. Kafkas Üniversitesi Kars Meslek Yüksekokulu Halıcılık ve
Kilimcilik Programı da ders müfredatına makine halıcılığı, desen
derslerini almıştır.
BÖLÜM KODU:
I. YIL / GÜZ YARIYILI ÖĞRETİM
ELEMANI DERS
DERS
KODU
DERS ADI KODU TEORI UYGULAMA KREDI SAATİ
TÜRK DİLİ 2 0 2 2
YABANCI DİL 2 0 2 2
HALI-KİLİM DOKUMA TEKNİĞİ VE
UYGULAMASI-I
2 6 5 8
BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİSİ 2 2 3 4
ANALİTİK KİMYA 2 0 2 2
DESEN TASARIMI VE TEKNİĞİ-I 2 4 4 6
TEKNİK RESİM 2 2 3 4
MATEMATİK 2 0 2 2
GELENEKSEL TÜRK DESENLERİ - I 2 2 3 4
18 16 26 34
Tablo 1. Kafkas Üniversitesi Kars Meslek Yüksekokulu, El Sanatları Bölümü
Halıcılık Kilimcilik Programı Güz Yarıyılı Ders Planı
75
I. YIL / BAHAR YARIYILI ÖĞRETİM
ELEMANI DERS
DERS KODU DERS ADI KODU TEORI UYGULAMA KREDI SAATİ
TÜRK DİLİ 2 0 2 2
DESEN TASARIMI VE TEKNİĞİ-II 2 4 4 6
HALI DOKUMA TEKNİĞİ VE UYGULAMASI-II 2 6 5 8
YABANCI DİL 2 0 2 2
TEMEL SANAT EĞİTİMİ 2 2 3 4
MALZEME BİLGİSİ 2 0 2 2
BİLGİSAYARLI DESEN TASARIMI-I 2 2 3 4
LİF VE BOYA TEKNOLOJİSİ 2 2 2 2
GELENEKSEL TÜRK DESENLERİ - II 2 2 3 4
Seçmeli Sosyal Dersler
GÜZEL SANATLAR
18 18 26 34
Tablo 2. Kafkas Üniversitesi Kars Meslek Yüksekokulu, El Sanatları Bölümü
Halıcılık Kilimcilik Programı Bahar Yarıyılı Ders Planı
II. YIL / GÜZ YARIYILI ÖĞRETİM
ELEMANI DERS
DERS KODU DERS ADI KODU TEORI UYGULAMA KREDI SAATİ
TÜRK SANAT TARİHİ 2 0 2 2
ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ 2 0 2 2
BİLGİSAYARLI DESEN TASARIMI-II 2 4 4 6
HALI-KİLİM DOKUMA TEKNİĞİ VE UYGULAMA-III 2 6 5 8
DOĞAL BOYACILIK 2 2 3 4
DESEN TASARIMI VE TEKNİĞİ-I 2 2 3 4
HALI-KİLİM MALİYETİ 3 0 3 3
15 14 22 29
II. YIL / BAHAR YARIYILI ÖĞRETİM
ELEMANI DERS
DERS KODU DERS ADI KODU TEORI UYGULAMA KREDI SAATİ
İŞLETME YÖNETİMİ 2 0 2 2
ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ 2 0 2 2
HALI-KİLİM DOKUMA TEKNİĞİ VE UYGULAMA-IV 2 6 5 8
MAKİNE HALI VE KİLİMLERİ 2 0 2 2
PROJE 0 4 2 4
BİLGİSAYARLI DESEN TASARIMI-III 2 2 3 4
YÖRESEL HALICILIK VE KİLİMCİLİK 2 2 3 4
HALI-KİLİM BAKIM VE ONARIM 2 2 3 4
14 16 22 30
Tablo 3. Kafkas Üniversitesi Kars Meslek Yüksekokulu, El Sanatları Bölümü
Halıcılık Kilimcilik Programı Güz- Bahar Yarıyılı Ders Planı
SONUÇ
Yukarıdaki ders müfredatından da anlaşılacağı gibi meslek
yüksekokullarının Halıcılık ve Kilimcilik Programları’nda makine
halılarının temelini oluşturan el dokuma halısı, desen, boya bilgisi gibi
dersler verilerek gerek sanayi sektöründe gerekse el dokuma halısı
üreten işletmelerin bünyelerinde istihdam edilecek mezunların bu
76
alanlardaki kalitenin yanı sıra verimli iş gücünü de arttırmaları
sağlanmaktadır. Fakat günümüzde gerek tanıtımın eksikliği gerekse
2010 yılında uygulanan programdaki isim değişikliği, öğrenci sayılarının
azalmasına neden olmaktadır. Bu sürecin giderilmesi için de alanda
eğitim veren meslek yüksekokullarının ortak kararlarıyla isim
değişikliğine gidilmesi gerekmektedir.
FOTOĞRAFLAR
Fotoğraf 1: Fatma KÖRÜK.( Kurs Eğitmeni)Gaziantep Üniversitesi Naci Topçuoğlu
Meslek Yüksekokulu Halıcılık Programı 2009 Yılı Mezunu- Esenler Halk Eğitim
Merkezi( Halı Dokuma Kursu) İstanbul
Fotoğraf 2: Fatma KÖRÜK: Gaziantep Üniversitesi Naci Topçuoğlu Meslek
Yüksekokulu Halıcılık Programı 2009 Yılı
77
Fotoğraf 3: Samur Halı A.Ş.( Desen Bölümü )Akyurt- ANKARA
Fotoğraf 4: Yolluk Deseni Fotoğraf 5: Kars Halı Deseni
( Makine Halısı)- Samur Halı A.Ş.
KAYNAKÇA
Fatma Nur Başaran, Hanife Güneş (2008), “Çanakkale İli Yenice İlçesi
Davutköy HalılarındanÖrnekler”,GaziÜniversitesi I. Ulu-
sal El Sanatları Sempozyum Bildirileri, Ankara: Gazi Üniversitesi
Türk El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları I. Ankamat
Baskı.
78
79
III.OTURUM
Oturum Başkanı: Yrd. Doç. Aslı AKSOY
05 Nisan 2012
80
81
DİNAR MESLEK YÜKSEKOKULU
HALI VE KİLİM BÖLÜMÜNÜN
DÜNÜ VE BUGÜNÜ
Yrd. Doç. Erdal ÜNSAL*
Afyon Kocatepe Üniversitesi Dinar Meslek Yüksekokulu
ÖZET
Halıcılık ve Kilimcilik Programı’nın da içinde bulunduğu Dinar Meslek
Yüksekokulu, Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı bir birim olarak 1993’te
öğretime başlamıştır. Fiziksel olanaklarını zaman içerisinde iyileştirerek 500
m² lik kapalı alanda öğretimini sürdürmektedir. Program, sayısal verilerden de
görüleceği üzere, isim değişikliğinin yarattığı olumsuz algının kontenjan
sorunu biçimine dönüşmesinin sıkıntılarını yaşamaktadır. Türkiye genelinde
diğer programlarla beraber üç kez isim değişikliğine uğramıştır. Teknik
programlar kapsamında olan bölüm, kendi içeriği doğrultusunda
isimlendirilmelidir. Son yıllarda gerek devlet gerekse özel üniversite sayılarının
artması, öğretim içeriğine uygun olmayan bir isimle öğretimini sürdüren
programın varlığını sürdürmesini güçleştirmekte ve meslek yüksekokulu
algısını da olumsuz anlamda değiştirmektedir.
GİRİŞ
Bir kurumun tarihsel süreci, sadece kendisinin değil kendisi gibi diğer
kurumların da yaşadığı sorunları ve çözümlerini sağlıklı belirleyebilmek
için önemlidir. Bu nedenle başlangıcı 1993 yılına kadar giden Dinar
Meslek Yüksekokulu Halıcılık ve Kilimcilik Programı, yoğun emek ve
parasal harcamalarla bugün öğretim sorunlarını en alt düzeye indirmiştir.
Başlangıçtan bugüne bu programlar; Türk el sanatlarının bir kolu olarak
sektördeki eğitimli ara iş gücü açığını kapatmak ve ulusal kültürün bir
göstergesi olarak kendine özgün yapısını koruma konusunda, uzman
kişileri sektör içerisine yerleştirerek gerçekleştirme amacına dönük
olarak kurulmuştur. El dokuması olmaları nedeniyle bu ürünler,
yurtdışından büyük ilgi görmektedir. Yurtdışına çıkan her kültürel
değerde olduğu gibi bu ürünlerde de bir ulusun tanıtımı
amaçlanmaktadır. Halı hem bir dışsatım hem de bir kültürel tanıtım
ürünüyse üretiminin her aşamasında bunun denetlenmesi gerekmektedir.
Son yıllarda Türkiye’nin makine halıcılığında da öne çıkmasıyla bu
* E-posta: [email protected]
82
okullar kendilerini sektörün ihtiyacına göre biçimlendirmek zorunda
kalmışlar ve bilişim teknolojilerini de müfredatlarına katmışlardır.
Halıcılık ve Kilimcilik programlarının önceliğinin, bu alanın bilimsel ve
geleneksel bakış açısıyla yeniden güncellenerek teknolojinin de içinde
yer aldığı bir üretim biçimine dönüştürmek olduğu anlaşılmaktadır. Bu
nedenle bu program, amacının gerçekleştirilebilmesi ve ilgi çekebilmesi
için iyi bir algıya da sahip olması gerekmektedir. Bu, sadece ilgili
program öğretim elemanlarının ve öğrencilerinin değil genelde tüm
ulusun sorunudur. Bugün bu programlarda gelinen nokta; programların
kapatılması ve sayılarının azalmasıdır. Eldeki bilgi ve veriler bunu
doğrulamaktadır. Burada ilginç bir ikilemle karşı karşıya kalınmaktadır;
bir taraftan el ve makine halıları büyük ilgi çekerken diğer taraftan bu
alanda öğretim yapan kurumların sayısı azalmaktadır.
TARİHÇE
Dinar Meslek Yüksekokulu Halı ve Kilim Bölümü 1993- 94 öğretim
yılında, Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne bağlı bir birim olarak eğitim-
öğretime başlamıştır. Aynı yıl Emirdağ Meslek Yüksekokulu, Eşme
Meslek Yüksekokulu ve Sandıklı Meslek Yüksekokulu’nda da Halı ve
Kilim Bölümü eğitim-öğretime başlamıştır. 2000 yılında Emirdağ ve
Sandıklı Meslek Yüksekokulları içerisinde yer alan Halı ve Kilim
bölümleri kapanmıştır.
Kendisine ait olmayan binalarda eğitim-öğretime devam eden Dinar
Meslek Yüksekokulu, 1995 yılında meydana gelen Dinar depremi
sonrası Sandıklı Meslek Yüksekokulu’nun öğretim verdiği binanın bir
bölümünde 1997 yılına kadar öğretimine devam etmiştir. 1997 yılında
kalıcı olarak yaklaşık 6000 m² alanda kurulu üç ayrı kapalı alanıyla yeni
yerine taşınmıştır. Başlangıçtaki fiziksel ve araç-gereç yetersizliklerini
1997 yılından sonra iyileştirmeye başlamıştır. 2000 yılında aynı alana
yapılan dördüncü binasıyla büyümeye devam etmiştir. Halı ve Kilim
olan ismi; 2008 yılında Halıcılık ve Desinatörlüğü, 2009 yılından sonra
ise Halıcılık ve Kilimcilik olarak değişmiştir. Bölüm kontenjanı;
1993’ten 1997’ye kadar 30, 1997’den sonra 50 ve 2009’da tekrar 30
olmuştur.
Bugün Dinar Meslek Yüksekokulu bünyesinde Halı ve Kilim Bölümü, 2
dokuma atölyesi (resim 1), 1 desen çizim atölyesi (resim 2), boyama
atölyesi ve bilgisayarlı desen çizim laboratuarıyla (resim 3) toplamda
500 m² kapalı alanıyla eğitim-öğretimini sürdürmektedir.
83
Resim 1
Resim 2
Resim 3
84
DÜNDEN BUGÜNE SAYISAL VERİLER
1993 yılında Türkiye genelinde, 13 meslek yüksekokuluyla beraber halı
ve kilim bölümü eğitim-öğretime başlamış ve bugüne kadar olan süreçte
meslek yüksekokullarının sayıları artmış ya da azalmıştır (grafik 1) .
Grafik 1- Yıllara göre okul sayıları
En büyük sayısal düşüş, 2011 yılındadır. Bunda 2010’da yaşanan
kontenjan sorunları, Yüksek Öğretim Kurumu’nun meslek
yüksekokullarına getirdiği değerlendirme ölçekleri, Halıcılık ve
Desinatörlüğü olan ismin Halıcılık ve Kilimcilik olarak değiştirilmesi
büyük oranda etkili olmuş ve bazı meslek yüksekokullarının Halıcılık ve
Kilimcilik bölümleri kapanmıştır. 2011 de meslek yüksekokullarındaki
Halıcılık ve Kilimcilik bölüm sayısı 7’dir.
Halı ve Kilim bölümü 1993 yılından 2009 yılına kadar toplam 423
öğrenci mezun vermiştir (grafik 2) . Mezunlar aynı zamanda meslek
yüksekokullarındaki gerçek öğrenci sayılarını göstermesi açısından
önemlidir. En yoğun mezun olunan dönem; 1997-2006 yılları arasında
kayıt yaptıran ve öğrenimine devam eden öğrencilerin öğrenim gördüğü
dönemdir. 1997- 1998 öğretim döneminde kayıt yaptıran ve 1999’da
mezun olan öğrencilerin sayısal artışı, (Grafik 1) görüleceği üzere
1999’daki meslek yüksekokullarının sayısal artışına neden olmuştur.
Çünkü tüm meslek yüksekokullarında burada görülen sayısal verilere
yakın sonuçlar görülmektedir. 2004- 2005 öğretim yılında mezun olmuş
öğrenci sayılarındaki düşüş sadece Halı ve Kilim bölümüne özgü değil
Dinar Meslek Yüksekokulu içerisinde bulunan diğer bölümler için de
geçerlidir. Bu mezunların yıllara göre dağılımı şöyledir:
0
2
4
6
8
10
12
14
16
18
20
1993 1996 1999 2002 2005 2008 2011okul sayıları
85
Grafik 2- Mezunların yıllara göre dağılımı
1996 yılından 2009’a kadar ÖSYM tarafından yerleştirilen öğrenciler ve
mezunlar arasında sayısal fark vardır. Bu; öğrencilerin kayıt olduklarını
ama devam etmediklerini ya da hiç kayıt olmadıklarını göstermektedir.
Bu durum, yüksek öğretim tercihinde yaşanan sorunlardan biridir ve
kişinin boşta kalma kaygısıyla hareket ettiğini göstermektedir. Bunu
grafik olarak mezun öğrencilerle karşılaştırırsak aşağıdaki gibi bir tablo
(Grafik 3) ortaya çıkmaktadır:
Grafik 3- Yerleşen ve mezun olan öğrenciler
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
1995 1998 2001 2004 2007 2010
0
20
40
60
80
100
120
1996 1999 2002 2005 2008 2011
mezun
yerleştirilen
86
Halı ve Kilim bölümünün öğrenci seçiminde cinsiyet farkının oranlarına
bakıldığında kız öğrenciler tarafından ağırlıklı olarak tercih edildiği
ortaya çıkmaktadır. Yaşanan deneyimler ve öğrencilerden edinilen
izlenimler; bu alanın, dokuma, örgü, nakış gibi daha çok kızlara
seslendiği algısının geçerli olduğunu göstermektedir. Ayrıca kız
öğrencilerin yüksek öğretim sınavlarında daha başarılı oldukları ve son
yıllarda “…erkek öğrencilere yönelik…” algısının geçerli olduğu meslek
alanlarında da kız öğrencilerin görülmeye başladığı düşüncesi öne
sürülebilir. 1993’ten 2008’e kadar kız- erkek dağılımı aşağıdaki gibidir
(Grafik 4) .
Grafik 4-Yıllara göre kız- erkek öğrenci dağılımı
2002’den itibaren sınavsız yerleştirilen öğrencilerin yıllara göre
dağılımına baktığımızda meslek lisesi çıkışlı sınavsız geçen öğrenci
sayısının, sınavla yerleştirilenlere oranla düşük kaldığını görmekteyiz
(Grafik 5) . Sadece sınavsız geçişin başladığı 2002’de bu oran 52’ye
4’tür. Bunun nedeni Dinar Meslek Yüksekokulu’nun bulunduğu ilçede
yer alan METEM’de halıcılık ve kilimcilik ile ilgili bir bölümün
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
1993 1996 1999 2002 2005 2008
erkek
kız
87
olmayışıdır. 2002’de sınavsız geçişin başlamasıyla METEM’ler meslek
yüksekokullarının öğrenci kaynakları olarak görülmeye başladılar.
Grafik 5- Yıllara göre sınavsız geçiş yapan öğrenci sayıları
SONUÇ VE ÖNERİLER
1993’ten bugüne edinilen izlenimler ve deneyimler, öğrenci üzerinde
etkili olan dış etkenler nedeniyle meslek yüksekokullarının ve ilgili
bölümlerinin algılarının değişmesi gerektiği yönündedir. Genel bir
söylemle; meslek yüksekokulları, akademik bir kurum olarak
görülmekten öte daha çok meslekî orta öğretimin bir tamamlayıcısı
olarak görülmektedir. Bunun yanında son yıllarda gerek özel gerek resmi
meslek yüksekokullarının sayısının artması, bu sorunun üzerine bir de
öğrenci görüşünde görülen olumsuz değişimleri de eklemektedir.
Halıcılık ve kilimcilik açısından olaya yaklaşılırsa aynı bölümlerin
sayısal olarak artışından kaçınılmalı ve öğrenci kontenjanları; sağlıklı bir
biçimde, fiziksel, eğitsel ve istihdam açısından yaklaşılarak
belirlenmelidir. Kontenjan açığı sorunu sadece meslek yüksekokullarının
değil aynı zamanda bazı lisans programlarının da sorunudur. Bunun
yanında yukarıdaki grafiklerde de görüleceği üzere sınavsız geçişte
bulunan öğrenci sayıları da 2002’de görülen istisna dışında beklenen
oranda değildir. Meslek yüksek okullarında bölüm çeşitliliğinin
artırılması, sınavsız geçiş yapacak öğrencileri kendi alanlarına daha
yakın alanlara yönlendirmektedir. Son yıllarda; halıcılık ve kilimcilik
programlarının, METEM’deki karşılığı olduğu için el sanatları
bölümlerine dönüşmelerinin altında yatan gerekçe de bu olsa gerektir.
0
10
20
30
40
50
60
2002 2004 2006 2008 2010
sınavsız
88
Halıcılık ve Kilimcilik bölümlerindeki kontenjan sorunu, öğrenci adayı
açısından halıcılık ve kilimcilik algısıyla yakından ilgilidir. Bu bölüm
algısının iyileştirilmesi, öğrencilerin beklentilerinin karşılanması yoluyla
olanaklı hale gelecektir. Bu durum genel anlamda meslek yüksekokulu
algısıyla da ilgilidir. Bu anlamda ileri sürülebilecek öneriler şunlardır:
—Halıcılık ve Kilimcilik ismi yüksek öğretimin bir türü olan ön lisans
eğitimine uygun bir biçime getirilmeli ve yüksek öğretimin genel
izlenimine ve algısına uygun olmalıdır. Çünkü ismin genel izlenimi, iş
edindirme kursunun bir uzantısı ve devamı gibidir. 2008’de Yüksek
Öğretim Kurumu tarafından gerçekleştirilen meslek yüksekokullarındaki
bölümlerin isim birliği çalışmasının öğrenci tercihi üzerindeki etkilerini
görme açısından halıcılık ve kilimcilik dışında Dinar Meslek
Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü örneği önemlidir.
Söz konusu bölüm, 2008 yılında Ağırlama Hizmetleri ismini almış ve
öğrenci tercih oranı büyük oranda düşmüştür. Ardından bölüm tekrar,
Turizm ve Otel İşletmeciliği adını almış ve istenen kontenjan sayısını
yakalamıştır.
—Bölümle ilgili sektörlerde bölüm mezunlarının istihdamını
gerçekleştirecek adımlar; sektörle işbirliği, bilgi ve deneyimlerin
paylaşılması yoluyla gerçekleştirilmelidir. Bu doğrultu da teknik geziler,
kariyer günleri, yarışmalar gibi etkinlikler yararlı olabilecektir.
—Benzer işbirliği; meslek yüksekokullarının, halıcılık ve kilimcilik
bölümleri arasında, öğrenci ve öğretim elemanı değişimini de
kapsayacak biçimde özendirici olmalıdır.
—Meslek yüksekokullarının akademik yapısını öğrenci algısında
pekiştirmek için özellikle Erasmus öğrenci değişimi kapsamında ön
lisans öğrencilerinin de yararlanabileceği biçimde özendirilmelidir.
—Mezunların sosyal statü, özlük hakları ve (erkek öğrenciler için)
askerlik gibi sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.
—Meslek liseleri ve teknik liseler gibi meslek yüksekokulu
öğrencilerinin de okudukları sürenin çalışma süresinden sayılması tercih
noktasında etkili olacaktır.
—Bu alan, kültürel değerlerin belirli bir ulusal politika doğrultusunda
geliştirilmesi üzerine kurgulanmalıdır. Özellikle bir ulusa ait -ticari
89
anlamda olmasa da- kullanılabilecek bir terimdir, markadır. Bu
doğrultuda bu alanın bilimsel ve ticari anlamda geliştirilebilmesi için
katılımcı bir yöntemle tartışan bilimsel ve ticari muhataplarının ulusal
politika belirlemeleri, aralarındaki diyalogu da sürdürülebilir hale
getirmeleri gerekmektedir.
KAYNAKLAR
- ÖSYM, http://osym.gov.tr/belge/1-128/sureli-yayinlar.html, Erişim:
Mart 2012.
- Afyon Kocatepe Üniversitesi, Dinar Meslek Yüksekokulu Arşivi.
90
UŞAK VE ÇEVRESİNDE
DOKUMACILIĞIN YOKOLMASI VE
CANLANDIRMA ÖNERİLERİ
Öğr.Gör. Nuray PÜTKÜL
*
Uşak Üniversitesi
Eşme Meslek Yüksekokulu
Uşak’ta halıcılığın tarihi Türkmenler’in Anadolu’ya yerleşmesi ile başlar
(Aytaç, 2001:498). Aynı dönemde butopraklarda ticaret yapan
Venedikliler; Uşak, Kula ve Gördes kasabalarına yerleşmiş olan
Türkmenlerin dokudukları halı ve kilimi 14. yy’dan itibaren Avrupa’ya
ihraç etmeye başlarlar ve 16.yüzyıldan itibaren Uşak’ta halı üretimi,
uluslararası talebe bağlı olarak sürekli artar. Bu tarihten sonra, Uşak’la
Avrupa arasındaki halı ticareti, Osmanlı’nın tütün, incir gibi ana ihracat
kalemleri arasında yerini alır.
16. 17. yüzyıllardadünyada en çok tanınan Uşak halılarıdır ve Uşak en
önemli halı merkezidir. Bu dönemde Uşak atölyeleri İstanbul
camilerinin ve sarayların halı ihtiyacını da karşılar. Süleymaniye,
Selimiye ve Fatih camileri ile türbelere Uşak halıları alınır.Evliya Çelebi
(1633), Seyahatname'de, Uşak halısının çok kıymetli olduğunu ve
değişik bölgelere ihraç edildiğini belirtir(Aytaç,2001:499).
İtalya,İngiltere,Hollanda,Almanya,Avusturya,İspanya ve Amerika’ya
ihraç edilen Uşak halıları, başlangıçta yalnızca ölçüleri yönünden
alıcının isteğine göre imal edilirken 18. yy ve bilhassa 19.yy ilk
yarısında giderek bu istekler renk ve motif gibi temel özellikleride içine
almaya başlamıştır.(Sönmez,1984:95)
1840 ve 1850’li yıllara ait belgelerde Osmanlı Devleti’nin; başta Uşak
olmak üzere,halının kalitesinde düşüş görülen Batı Anadolu
merkezlerinde bazı tedbirler alınması yönünde emirleri
mevcuttur.Değişen halı desenlerinin kontrol altına alınabilmesi için halı
merkezlerine örnekler gönderilmiş ve Uşak halıları için de örnekler
belirlenmiştir. 1852 yılında Anadolu’ya teftişe gönderilen bir devlet
görevlisi,Uşak’ı ziyaret ederek Uşak halılarının yapılan örneğe uygun
* E-posta: [email protected]
91
şekilde renk ve desende üretilmesi için rapor vermiş ve dokunması
istenen desenleri bizzat kendisi, Uşak’taki çeşitli atölyelere
dağıtmıştır.Bununla ilgili olarak da halıların, halkın refahının artması ve
menfaati için belirlenen örneklere uygun olarak dokunup üretilmesine
dair Anadolu Müftüsü’ne ferman gönderilmiştir (Öztoksoy;
Yıldırım,2001:492).Ancak giderek ihraç yüzdesi artan ve Batı’da artık
saray, kilise ve şatolardan sonra orta gelirli ailelerin evlerine de girmeye
başlayan halılarda, alınanbu tedbirlerin sonuç verdiğini söylemek
mümkün değildir (Sönmez,1984:97).
Bu dönemde Batı’ya bakıldığında sanayileşmenin hızla geliştiği
görülmektedir.Batı’da sanayileşmenin olgunluk dönemine girmesiyle
gelirler yükselmiş ve tüketim alışkanlığı farklı yönlere kayarak artış
göstermiştir.Gelir seviyesi artmış olan Avrupalı ve Amerikalılar
dekorasyonda halı ve kilim kullanımlarını arttırmışlardır.Bu durum
Osmanlı üreticilerini, talebin artması söz konusu olduğundan,üstün
duruma getirmiştir ve Osmanlı Devleti’ne ait düz dokumalar,ipekli
kumaşlar, halı ve kilimler beğeni toplayan ürünlerin satın alındığı fuar
ve sergilerde yerini almıştır(Öztoksoy; Yıldırım,2001:490).
19 yy’ınortalarına kadar Avrupalıların halı istekleri,Batı Anadolu
bölgesindeki halıcılık merkezlerinde iş yaptıran belirli sayıdaki
Müslüman Osmanlı tüccarı vasıtasıyla sağlanıyordu. Ancak 1836 ve
1842 yılları arasında Avrupalı tüccarlarınkurdukları halıcılık
şirketlerinin de bu işe atıldıkları görülür.Bilinen ilk geniş çerçeveli
faaliyetler, 1864 yılında üç İngiliz halı şirketinin, iplik ve model vererek
Uşak ve çevresinde halı dokutmaları ile başlamıştır. 19.yy.’ın son
çeyreğine girilirken Batı Anadolu’nun bütününe yakın halı imalatı ve
ihracatı İngiliz şirketlerinin hâkimiyeti altına girmiştir.Bu halı şirketleri,
halı dokutmak ve ihraç etmekle kalmıyor; yünlerin alınması, iplik
eğirme, boyama gibi halıcılığın dokumadan önceki faaliyetlerini de
organize ediyorlardı.Yılın belli aylarında bölgeye dağılan ve yüzde ile
çalıştıkları anlaşılan gayrimüslim komisyoncular, şirketler adına yün
alıyor,toplanan yünler evlere veya iplik atölyelerine verilerek eğriliyor
daha sonra da boyanmak üzere yine evlere yada çoğunluğu İzmir’de
bulunan boyama atölyelerine dağıtılıyordu.Bu arada boyama işinde
doğal boyaların yerini alan anilin boyaların da yine bu şirketler
tarafından Avrupa’dan ithal edilerek bölge halkına ve boya atölyelerine
satıldığını belirtmek gerekir.Özellikle, 1890 yılından itibaren siparişi
veren tüccarlar,halıların büyük çoğunluğuna geleneksel desen ve renkler
yerine Avrupa kaynaklı motifler ve bu motiflere uygun renkler tatbik
92
etmişlerdir. Bu durum Avrupa’da “İzmir Halıları” olarak adlandırılan
Batı Anadolu halılarının ticari şansını çok arttırmış,imalatçı ve tüccarı
maddi olarak tatmin etmiş olmasına rağmen, geleneksel renk ve
motiflerin, ayrıca bölgeye mahsus özel nitelikli halı tiplerinin orjinal
karakterlerini kaybetmelerine sebep olmuştur (Sönmez,1984:100).
I.Dünya Savaşı’na kadar Türkiye, dünya halı ticaretinin merkezi ve
transit pazarı olmuştur. Ancak savaş sonrasındaki ekonomik krizin halı
ticaretini önemli ölçüde etkilediği bilinmektedir.
İngiltere’nin ekonomik krizi atlatmak amacıyla 1930 yılında aldığı bir
grup tedbir ve içinde halıcılığında bulunduğu ithal mallarına konulan
yüksek gümrük vergileri Türkiye’deki halı imalatını ve ihracatını elinde
bulunduran İngiliz şirketlerinin faaliyetlerini durma noktasına
getirmiştir. Bu durum başta Uşak olmak üzere Türk halıcılığının dış
pazar imkânlarındaki büyük düşüşünün belli başlı sebeplerinden biri
olarak gösterilmektedir.19.yy’ın ortalarından itibaren kapitülasyonların
sağladığı imkânlardan yararlanan Avrupalı halı tüccarlarının ve
kurdukları şirketlerin Uşak halıcılığı üzerindeki etkileri, sanat yönünden
olumsuz ticari yönden ise olumlu olmuştur.19.yy’a kadar sınırlı kalan
bazı bozulmalar, bu yüzyılda genel bünyeyi tahrip edecek ölçüde
yaygınlık kazanmıştır. Batılı bazı çevrelerin halıya; sanat eseri olmaktan
çok, kısa sürede iyi gelir getiren bir ticari mal gözüyle bakmaları ve
müdahale etmeleri Uşak halılarının orjinalkarekterinde;
-Motiflerin ve modellerin bozulması,
-Daha önce doğal boyalarla elde edilen klasik renk skalasının bozulması,
-Kalite ve standartlarının bozulması,
-Hammadde standartlarının bozulması
gibi olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Olumlu yönü ise kapalı bir
ekonomik çerçevenin içine hapsolan halı ticaretinin, Avrupalı tüccarlar
eliyle dünyaya açılması ve ülkeye önemli gelir sağlayan bir sektöre
dönüşmesidir.(Sönmez,1984:95).
1980’li yıllarda Uşak halılarının orijinal örnekleri, ticari amaçlı olarak
yeniden dokunmaya başlandıysa da taklit ürünlerin piyasaya
sürülmesiyle bu canlandırma çabası da uzun ömürlü olamamıştır.
93
Bu gün Uşakta halıcılık; Uşak Belediyesi’nin ev hanımlarına yönelik
açtığı kursun “dokuma Evi”ne döndürülmesiyle özel bir şirket
tarafından yürütülmektedir.Her iki atölyede de orjinalUşak halı
tasarımlarıyla dokuma yapılmaktadır. 2010 yılındaözel şirket sahibinin
başkanlığını yaptığı Uşak Halılarını Yaşatma ve Koruma Derneği, Uşak
Ticaret Odası ve Uşak Üniversitesi Eşme MYO girişimleri sonucunda
Uşak halılarının Türk Patent Enstitüsü’nden tescili de alınmıştır.
Ülke ekonomisi açışından önemli bir sektör olan el dokuması halıcılık;
otantik özellikleri, gelenek ve göreneklerimizi yansıtması, kültür
öğelerimizi nesilden nesile taşıması açısından önemlidir.Bununla birlikte
boş iş gücünü,boş zamanı değerlendirmesi, fazla bir sermaye
gerektirmemesi, her ortamda dokuma kolaylığının bulunması, kırsal
kesimde yaşayanlara ek bir gelir sağlamasıyla da önem
taşımaktadır.Hem Türkiye genelinde hem de Uşak ilinde el dokuması
halıcılığımız bir çok sorunla karşı karşıyadır.Hammadde kalitesinde son
yıllarda yaşanan düşme,kazandığı ücretin dokuyucuyu tatmin
etmemesi,işletme ve dokuyucunun kontrol edilememesinden dolayı halı
kalitesinin düşmesi,bu konuda çalışan kurumlar arasındaki organizasyon
eksikliği,ihracatı geliştirmek amacıyla düzenlenecek tanıtım
kampanyalarının azlığı gibi nedenler bu sorunları oluşturmaktadır
(Kayabaşı;Etikan, 2001:535).
El halıcılığı sektöründe 2008 yılı verilerine göre (Alkan,2008); dünya
ticaret hacminin %25'ine sahip olan İran, halıyı petrolle birlikte stratejik
ürün kabul edip devlet desteğine alarak tüm politikalarını bu doğrultuda
yürütmektedir. El halısı imalat ve ticaretinin Türkiye'dekinin aksine tek
bir kamu kurumunca yürütülerek halıcılık ve ilgili politikaların devlet
tarafından belirlenmesi, İran'ın dünya ticaretinde büyük bir pay sahibi
olması sonucunu doğurmuştur. Bu sebeple ülkemizde de halıcılık ile
ilgili politikaların en kısa sürede belirlenerek uygulamaya konulması;
sorunların planlanması ve çözümlenmesini etkin bir şekilde
sağlayacaktır (Avcular,2011)
KAYNAKÇA
ALKAN Fazıl, 2008. Dünya Halı Pazarları ve Türkiye’nin Durum
Tespiti, İTKİB Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008. www.itkib.org.tr.,
Erişim: Mart 2012
AYTAÇ, İ. Çetin (2001). “Değişim Süreci İçinde Uşak Halıları”,
21.Yüzyılın Eşiğinde Uşak Sempozyumu Bildirileri: 25-27 Ekim 2001,
94
Uşaklılar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları No. 2, C. 1, İstanbul: s.497-
504.
AVCULAR, M. Eyüp, 2011. Türk Halıcılığı ve Sektörel Sorunlar,
Gümrük Dünyası Dergisi.S.44. http://www.gumrukkontrolor.org.tr
Yayinlar/Dergiler/44/7.html. Erişim: Mart 2012
KAYABAŞI Nuran; ETİKAN, Sema (2001). “Türkiye’de El Dokuması
Halıcılığın Günümüzdeki Durumu ve Uşak Halıcılığının
Yeri”,21.Yüzyılın Eşiğinde Uşak Sempozyumu Bildirileri: 25-27 Ekim
2001, Uşaklılar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları No. 2, C. 1, İstanbul
2001, s.531-536.
ÖZTOKSOY, Özlem. YILDIRIM, İbrahim (2001). “Uşak Halı ve
Kilimlerinin Tarihi Gelişimi Üzerine Başbakanlık Osmanlı Arşivi
Belgeleri Işığında Bir İnceleme”, 21.Yüzyılın Eşiğinde Uşak
Sempozyumu Bildirileri: 25-27 Ekim 2001, Uşaklılar Eğitim ve Kültür
Vakfı Yayınları No. 2, C. 1, İstanbul 2001, s.489-496.
SÖNMEZ, Zeki (1984). “Batı Anadolu Türk Halıcılığının 19.
Yüzyıldaki Durumu Üzerine”, Türk Dünyası Araştırmaları,Ekim 1984,
s.95-104.
95
TURİZMİN ÇANAKKALE
HALILARINA ETKİSİ
Doç. Didem ÖZHEKİM (ATİŞ)
Marmara Üniversitesi,
Güzel Sanatlar Fakültesi
ÖZET
Çanakkale; konar-göçer yaşam tarzını benimsemiş olan Orta Asya Türk
toplulukları tarafından konumu nedeniyle çok fazla tercih edilmiş bir yöredir.
Yörüklerin geleneksel yaşam şartları ve kültürel alt yapıları nedeniyle
günümüze kadar süregelen Çanakkale halıları daha hızlı bir değişim sürecine
girmiştir. Bunun nedenleri ve çözüm önerileri metinde yer almaktadır.
YÖRÜKLERİN YAŞAM BİÇİMLERİ
Konunun genel akışı; geçmişten itibaren Çanakkale’ye yerleşmiş konar-
göçer toplulukların kültürlerini, turizm olgusunu ve bunun sonucunda
yöredeki geleneksel Çanakkale halılarının etkileşimini irdelemek
yönünde olacaktır.
Yörükler, yaşamlarını sürdürebilmek için hayvan ve hayvan ürünlerine
bağımlı olan topluluklardır. Koyun, keçi, at ve deve sürüleri besledikleri
için de otlaklar önemlidir (Resim.1).
Resim1: Çanakkale’de otlatılan koyunlar.
(Doç. Didem Özhekim (Atiş) fotoğraf arşivi, 2012)
96
Hububat nakliyesi, sınır bölgelerinde küçük ölçekli ziraat, değiş-tokuş
etmek için dokumalar üretme (keçe, kilim, vs.) ve yerleşik topluluklara
işçi sağlamayla uğraşmışlardır(İnalcık 1986:40). “Çanakkale ve
çevresine yerleşmiş olan yörükler, 19. yüzyıl başlarına kadar konar-
göçer yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Ancak 20. yüzyıldan itibaren
yerleşik yaşama geçmeye başlamışlardır.”(ÖzhekimAtiş 2005:362).
Bunlardan da anlaşılacağı gibi gömleklerinden çuvallarına kadar her
eşyalarını kendileri dokuyan, kapalı ekonomiye sahip topluluklardır
(Resim.2, 3).
Resim1: Yün eğiren dokuyucu.
(Doç. Didem Özhekim (Atiş) fotoğraf arşivi, 1999)
Resim 3: Doğal boyarmadde ile boyanmış yünlerin kurutulması.
(Doç. Didem Özhekim (Atiş) fotoğraf arşivi, 1996)
97
Yörüklerin konar-göçer yaşam biçimlerinin yerleşik topluluklara zararı
da dokunmuştur. Yetiştirdikleri hayvanlar, yerleşik toplulukların ekili
topraklarına, mahsul, hayvan ve evlerine zarar vermiştir. Bu nedenle
Osmanlı İmparatorluğu zamanında iskân politikaları oluşturulmuş ve
aynı grubun üyeleri farklı yerleşim birimlerine gönderilmiştir. Yörükler
de bu güçlü devlet baskısından kaçmak için ulaşımı zor olan dağlık
arazilere sığınmışlardır. İskân politikasının yanında “yıllar içinde ayrı
aşiret grupları, kıtlık ve çekişmeler gibi bazı dış değişimler sonucunda,
zaman zaman sığınaklarından ayrılarak yerleşmeye başlamışlardır.”
(Balpınar1982:15). Bu dönemde hem devlet politikasından hem de
yerleşik topluluklara uyum gösterme çabalarından dolayı grup
düzenlerinde dağılmalar başlamıştır.
Geleneksel yaşam biçimleri ekonomik şartların değişmesiyle de
geçerliliğini yitirmeye başlamıştır. Şehirleşme ve teknolojik değişimin
Anadolu’da neden olduğu deprem daha da belirgindir. Bir zamanlar
insanımızın kendi ihtiyaçları için ürettiği tüm ürünler gibikirkitli
dokumalar da yeni yaşam biçimleri nedeniyle ya yok olmuş ya da
fonksiyon değiştirmiştir (Resim.4, 5).
Resim 4: Geleneksel Anadolu beşiği
(Doç. Didem Özhekim (Atiş) fotoğraf arşivi, Sivas Etnografya Müzesi, 2009)
98
Resim 5: Günümüzde beşik
(http://www.trendce.com/bebek-sepetleri/bebeksepetiornegi, 14.04.2012)
ÇANAKKALE İLİNDE TURİZM
Turizme gelince insanlar; dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak için
turistik faaliyetlerde bulunurlar. Yerli veya yabancı turistlerin bu tür
ihtiyaçlarını karşılamak için dünyanın her tarafında, bölgenin temel alt
yapı ve sahip olduğu değerlere göre sağlık, termal, yayla, av, golf, yat,
hava sporları, rafting, kuş gözlemciliği, kış, mağara, kongre, gençlik,
botanik, inanç, dağcılık ve su altı dalış gibi turizm türleri gelişmiştir.
Çanakkale iline bu bağlamda bakılırsa arkeolojik değerleri, yakın tarihte
önemli bir yere sahip olması, 671 km. sahil şeridi, ev pansiyonculuğu,
butik otelleri, Kazdağları, termal kaynakları, bitki zenginliği,
havaalanının olması, bölgenin SİT alanları nedeniyle aşırı kentleşmeye
uygun olmaması gibi birçok nedenle, turistlere iyi bir planlama ile 12 ay
boyunca ev sahipliği yapacak konumdadır.
Çanakkale halılarındaki değişime gelindiğinde bunları çeşitli
basamaklarda incelemek mümkündür. Ayrıca belirtilmelidirki bu, sadece
Çanakkale halılarında değil tüm Anadolu halılarında karşılaşılan
sorunlardır.
99
ÇÖZGÜ, ATKI VE İLME İPLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER
Öncelikli olarak iç göçler nedeniyle Türkiye’de yerli ve Merinos koyunu
üretimi azalmaktadır. Böylece hammadde sıkıntısı doğmaktadır.
Hammadde sıkıntısı bir zamanlar hayvancılığın çok yaygın olduğu
Anadolu’ya Yeni Zelanda yünü ithal edilmesi ile karşılanmaktadır. İp
fabrikaları kar etme amaçlı olarak yapım aşamasında elyafa naylon
katmaktadır. Böylece kısa elyaflar da işleme girebilmektedir. Eskiden
kendi yetiştirdiği hayvanından yün elde eden, kırkan, yününü eğiren
nesil yok olmak üzeredir.
İPLERİNİN BOYANMASINDAKİ DEĞİŞİMLER
Tüm dünyanın doğallaşmaya döndüğü günümüzde, bu kadar zengin bir
boyarmadde deposuna sahip ülkemizde, ne yazık ki doğal boyamacılık
gitgide yok olmaktadır. Dokuyucu için doğal boyama zor, zahmetli ve
uzun süren bir işlemdir. Mordanlayacak, bekletecek, doğru
boyarmaddeyi satın alacak, kazanları kuracak, doğru reçeteyi
uygulayacak… Hazır boyanmış yünü tercih etmektedir… Şimdi
boyamacılıkla uğraşanların hatasına bakarsak kimyasal bile olsa tüm
boyarmaddelerin bir reçeteleri vardır. Eğer buna uyulmazsa ya renk
almaz ya da dokuma bittikten sonra ilk yıkamadan itibaren renk akar.
Yöre halıları renk düzenleri açısından incelendiğinde halılarda ağırlıklı
olarak kullanılan kırmızı ve lacivert renklerinin yanında ikincil olarak
turuncu, sarı, kahverengi, yeşil, krem, mavi ve devetüyü rengi
bulunmaktadır (ÖzhekimAtiş 2005:365). Değişime gelince öncelik
renklerdedir. Anadolu’nun hiçbir bölgesinde konar-göçer toplulukların
hiç birinde beyaz zemin yoktur. Beyaz destekleyicidir çünkü yaşam
koşullarına uygun değildir. Çanakkale halılarının geleneğinde olmayan
renkler ticari kaygılarla eklenmektedir. Ayrıca günümüzde dekorasyona
bağlı olarak halıların orijinal renk düzeni de değişmektedir.
BOYUT VE DOKUMA KALİTESİNDEKİ DEĞİŞİMLER
Geleneksel olarak hâlâ dokumacılığı süren Çanakkale halılarının en eski
örneği 15. yüzyıl Rönesans Dönemi ressamlarının tablolarında yer
almaktadır. 15. yüzyılda resmedildikleri göz önüne alınarak tarihi
geçmişinin 14. yüzyıla belki de daha öncesine kadar geri gittiği
söylenebilir fakat bu konuda henüz somut örnekler bulunmamıştır.
Tarihi örneklerde boyutlar ende 100 –157, boyda 110 –231 cm. arasında
değişmektedir. Günümüzde ise genellikle 50x75 cm, 90x135 cm,
100
100x150 cm, 120x180 cm, 150x225 cm ve 250x300 cm boyutlarında
dokunmaktadır. Halılardaki en / boy oranı değişmektedir. Dokuma
kalitesinin ise tarihi halılarda minimum dm2’de 18x20, maksimum
dm2’de 34x42’dir. Günümüzde ise genellikle dm
2’de 26x33 kalitede
dokumalar yapılmaktadır (Bkz. Tablo.1).
TARİHİ ÇANAKKALE HALILARININ DEĞERLENDİRME TABLOSU
Sıra
No Yöre Yüzyıl En (cm.) Boy(cm.) İlme Sayısı /dm İlme Sırası / dm
Halının
en/boy
oranı
1 Çanakkale 18 157 162 24 32 1,03
2 Çanakkale 19 110 120 25 35 1,09
3 Çanakkale 19 110 120 22 30 1,09
4 Çanakkale 20 118 145 25 25 1,22
5 Çanakkale 18 169 207 20 20 1,22
6 Çanakkale 19 80 100 22 30 1,25
7 Çanakkale 19 165 210 23 27 1,27
8 Çanakkale 18 147 191 22 28 1,29
9 Çanakkale 18 148 198 17 25 1,33
10 Çanakkale 19 162 216 20 28 1,33
11 Çanakkale 16 100 134 20 25 1,34
12 Çanakkale 18 91 122 26 33 1,34
13 Çanakkale 18 125 170 0 0 1,36
14 Çanakkale 18 150 210 27 30 1,4
15 Çanakkale 19 107 150 34 42 1,4
16 Çanakkale 18 150 214 18 20 1,42
17 Çanakkale 18 117 168 26 26 1,43
18 Çanakkale 19 138 200 22 31 1,44
19 Çanakkale 18 118 170 20 30 1,44
20 Çanakkale 19 110 170 26 33 1,54
21 Çanakkale 18 102 231 23 23 2,26
22 Çanakkale 17 0 0 26 33 0
23 Çanakkale 18 0 0 30 40 0
ORTALAMA 107,87 156,867 22,33333333 27,93333333 1,45
Tablo.1: Tarihi Çanakkale Halılarının Teknik Özellikleri.
ÇANAKKALE HALILARININ MOTİF VE DESENLERİNDEKİ
DEĞİŞİMLER
Halılar zemin desenlerine göre isimlendirilmekte ve oklu, turnalı, çarklı
elekli, altın tabaklı, baratlı, turnalı, sarıbaş halı tipleri yaygın olarak
dokunmaktadır. Bordürlerde ise çengel, makas, goldür, baklava, yan
yaprak ve bardak, yıldız top, zigzag, çınar yaprağı ile yıldız tabak
101
motifleri ağırlıklı olarak görülmektedir. Zeminde olsun bordürde olsun
motiflerde eksiltme en çok karşılaşılan sorundur.
Tüm bu değişimlere sadece turizm mi neden olmaktadır? Tabii ki hayır.
Daha önce de belirtildiği gibi kültürel değişime uğrayan bir toplumuz.
Bizim kültürümüz kadar uzak geçmişte temelleri olan Uzak Doğu
ülkelerinin kültürlerini ve gelenekleri düşünüldüğünde -ki en basiti
yemek kültürü- dünyanın hangi ülkesine gidilirse gidilsin, masada sake
kabı ve chopstickler hazır bulunur. Böyle bir restaurantta ancak istenirse
çatal, bıçak servisi verilir yoksa döke saça iki çubukla yemek yemek
zorunda kalınır. Bir başka çarpıcı örnek de Mısır’a gidildiğinde ortaya
çıkmaktadır. Ülkenin herhangi bir müzesine tur rehberiyle girilemez.
Ancak Mısırlı bir sanat tarihçi sizi bilgilendirebilir. Bunlar; farklı
kültürlerin günümüz yaşam koşullarına adapte olurken korumaya
çalıştığı değerlere minicik iki örnektir.
SONUÇ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Bu olumsuzlukların tespitinden sonra Çanakkale halılarının adına lâyık
bir şekilde; gelen yerli ve yabancı turiste sunulabilmesi için neler
yapılabilir? Türkiye İstatistik Kurumu’nun Aralık 2011 verilerine göre
yabancı turistlerin ülkemize bıraktığı döviz 1.020.013.000 dolardır. Bu
azımsanacak bir rakam değildir. Öncelikle tarihi örneklerin gerek kalite,
gerek motif, gerekse boyarmadde analizleri yapılmalıdır. Türkiye
İstatistik Kurumu’nun Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin 2011 yılı
verilerine göre Çanakkale’de 237.357 kadın nüfusu bulunmaktadır.
Herhangi bir kooperatife bağlı olmayan ve evinde dokuma tezgâhı olan
kadınlar tespit edilmelidir. Geçmişinde dokumacılık alt yapısı olanlara
halı dokumacılığı hatırlatılmalı ve teşvik edilmelidir. Türkiye çapında
yapılan araştırmalar gösteriyor ki denetimle üretilen halılar ve
dokumalar daha çok alıcı buluyor. Bunun biraz önce sayılan belirli
ölçütlere göre üretim yapılmasından kaynaklandığı bilinmektedir.
DOBAG Projesi bunun en güzel örneklerinden biridir. Üretimin % 90′ı
Norveç, A.B.D, Almanya, İrlanda, İsviçre, İngiltere, Avustralya,
İngiltere başta olmak üzere diğer ülkelere ihraç edilmektedir.
Kooperatiflerde usta öğreticiler ve doğal boyama yapan boyacılar
bulunmalı, mutlaka desen ve kalite kontrol sağlanmalıdır.
Dokuyucuların başka işler yapmak yerine, halı dokurlarsa daha fazla
kazanacakları bir sistem kurulmalıdır. Çanakkale ili çapında turistik
güzergâhlar üzerine halı satış mağazaları açılmalı ve buralarda ancak
102
belli kıstaslara sahip Çanakkale halılarının satışına izin verilmelidir
(Resim 6,7).
Resim 6: Çanakkale’de turistik halı satışı ve yöresel karmaşa örneği.
(Doç. Didem Özhekim (Atiş) fotoğraf arşivi, 2012)
Resim 7: Çanakkale’de turistik halı satışı ve yöresel karmaşa örneği.
(Doç. Didem Özhekim (Atiş) fotoğraf arşivi, 2012)
103
KAYNAKÇA:
BALPINAR, Belkıs &UdoHirsch (1982) : Flatweaves – Flachgewebe –
Vakıflar MuseumIstanbul, est Germany: esel: U. Hülsey
GÜNGÖR İ. Hulusi (1984): Türk Halıları, 1. Cilt, İstanbul: Keskin
Color Basımevi
İNALCIK Halil: “TheYürüks – TheirOrigins, Expansion andEconomic
Role”, OrientalCarpetsandTextileStudies II, Carpets of
TheMediterraneanCountries 1400-1600,Editedby Robert Pinner&Walter
B. Denny, HALI O.C.T.S. / Halı Publications, 1986, London.
ÖZHEKİM (ATİŞ) Didem: “Tarihsel Gelişimi İçinde Motif, Desen ve
Teknik Özellikleri ile Çanakkale Halıları”, Çanakkale II, Ekonomi ve
Sosyo-Kültürü, Tarih Araştırma Serisi II., İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanlığı Kültür Müdürlüğü,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul, 2005, s.
361-374.
ÖZHEKİM (ATİŞ) Didem: “Çanakkale Halılarının Batı Anadolu
Halıları İçindeki Yeri ve Önemi”, Çanakkale İli Değerleri
Sempozyumları 25-31 Ağustos 2008, Çanakkale Merkezi Değerleri
Sempozyumu 25-26 Ağustos 2008, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Yayınları No:76, Aynalı Pazar Matbaası, Çanakkale, 2008, s. 693-712.
UĞUR Gürbüz: “Çanakkale İlinde Köy Halıları”, Türkiyemiz, S. 45, Ak
Yayınları, İstanbul, 1985, s. 18-25.
T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI: Türk El Dokuması Halılar /
TurkishHandwovenCarpets, C:1-2-3-4-5, 1988, Ankara.
http://www.tuik.gov.tr/, Erişim tarihi: 29.03.2012.
104
HALICILIK PROGRAMINDAN EL
SANATLARI BÖLÜMÜNE
GEÇİŞ SÜRECİ(SDÜ TEKNİK
BİLİMLER MYO EL SANATLARI
BÖLÜMÜ ÖRNEĞİ)
Öğr. Gör. Z.Figen YURTERİ
*
Süleyman Demirel Üniversitesi
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
El Sanatları Bölümü
GİRİŞ
Günümüzde her alanda, konusunda bilgi ve beceriye sahip, yetişmiş
elemanlara ihtiyaç bulunmaktadır. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerini
artırabilmeleri yetişmiş eleman sayılarının fazla olmasıyla mümkündür.
Kalifiye elemanların çalıştırıldığı iş alanlarında, verimli üretim
sağlanması daha kolaydır. Bu yüzden iş alanlarındaki teknik elemanlara
ayrı bir önem verilmelidir. Mühendis, tekniker, teknisyen unvanıyla
çalışan teknik personelin belli bir iş bilgisi ve becerisine sahip olması
şarttır.
Meslek yüksekokulu Halıcılık, Halı ve Kilim programları, bilimsel
yönde yapacakları çalışmalarla kalitenin yükselmesine ve bu alandaki
ara eleman ihtiyacının karşılanmasına yardımcı olmak ve halıcılık
sektöründe nitelikli elemanlar yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.
Bu alanda çalışacak teknik elemanların yatırımcı ve dokuyucu arasında
köprü olması, dokuma hatalarını en aza indirebilmek amacıyla üretimin
başlangıcından son aşamasına kadar denetleme yapması gerekmektedir.
Halı ve kilim alanında yetişecek olan teknikerin, halı ve düz
dokumaların desenlerini çizebilme, bu desenleri dokuyabilme, iplik
üretim aşamalarını bilme ve doğal boyama işlemlerini yapabilme, halı ve
düz dokumaların onarımı konusunda becerili olma özelliklerine sahip
olması gerekmektedir. Ayrıca bu elemanın mesleki becerileri arasında
makine halısı dokuma, desenleme teknikleri ve bilgisayar ile desen
çizebilme konularında da uzmanlaşmış olması gerekmektedir. Özellikle
80’li yıllarda meslek yüksekokulu kapsamı içine alınan halıcılık
*E-posta: [email protected]
105
programları, bu düşünceye hizmet vermek amacıyla eğitim-öğretime
başlamıştır. Bölgesel kalkınmalara destek olmak ve yetişmiş ara elaman
sıkıntısını gidermek düşüncesi de bunlara eklenmiştir.
ARAŞTIRMA BULGULARI
Ülkemizde meslek yüksekokullarında halıcılık eğitimi ilk olarak, 1982-
1983 eğitim ve öğretim yılında Trakya Üniversitesi Çanakkale Meslek
Yüksekokulu Halıcılık ve Desinatörlük Bölümü adı altında başlamıştır.
İkinci olarak da Isparta Meslek Yüksekokulu bünyesinde, gerek Isparta
gerekse Türk halıcılığına yetiştirilecek teknik elemanların, bilimsel ve
teknik yönden katkıda bulunması ve çeşitli halı kurslarında öğretici
eleman olarak çalışması düşüncesiyle 1985-86 öğretim yılında Halıcılık
Programına öğrenci alınarak eğitim ve öğretime başlamıştır.
Halıcılık programının ders dağılımı incelendiğinde:
I.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
Matematik 2 0
Genel Kimya 2 0
Desen Tasarım Tekniği I 2 2
Halı Malzeme Bilgisi 2 0
Halı Teknolojisi ve Uygulama I 2 3
Temel Sanat Eğitimi 3 0
Meslek Resim I 2 0
II.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
Boya Kimyası I 2 2
Desen Tasarım Tekniği II 2 2
Halı Teknolojisi ve Uygulama II 2 3
Sanat Tarihi 2 0
Meslek Resim II 2 0
III.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
Desen Tasarım Tekniği III 3 2
Dokuma Tekniği ve Uygulama I 4 4
Boya Kimyası II 2 2
Maliyet Hesaplamaları 2 0
Lif Teknolojisi 1 0
Bilgisayar Programlama 2 1
Proje I 0 2
106
IV.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
Bilgisayarlı Desen Tasarım Tekniği 3 2
Dokuma Tekniği ve Uygulama II 4 4
Pazarlama 2 0
Makine Halıları 1 0
Halı Bakım Onarım 2 2
Tekstil Boyamacılığı (Seçmeli) 2 2
Geleneksel Türk Desenleri (Seçmeli) 2 2
Geleneksel Türk Dokumacılığı (Seçmeli) 2 2
Proje II 0 2
Tablo 1: Halıcılık Programı Ders Dağılım Çizelgesi
Birinci grup dersler 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası’nın tüm
üniversitelerde ortak zorunlu olarak okutulmasını belirlediği derslerdir.
Bu dersler; Türk Dili, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi, Yabancı Dil,
Güzel Sanatlar’dır.
İkinci grup dersler meslekle ilgili temel bilgi ve davranışları geliştirmeyi
hedefleyen derslerdir. Bunlar arasında Genel Kimya, Malzeme Bilgisi,
Lif Teknolojisi, Temel Sanat Eğitimi, Sanat Tarihi gibi dersler
sayılabilir.
Üçüncü grup dersler ise mesleki yeterliliği uygulama ve beceri
yolundaki çabaları artırmaya yönelik olup Desen Tasarım ve
Teknolojisi, Halıcılık Teknolojisi ve Uygulama, Bakım ve Onarım,
Boya Uygulaması, Proje gibi derslerden oluşmaktadır.
Ders dağılımına içerik yönünden bakıldığında ise altı temel grup göze
çarpmaktadır. Bunlar;
1. Halı ve düz dokumaların dokuma tekniklerinin öğretildiği atölye dersleri ( Halıcılık Teknolojisi ve Uygulama, Dokuma Teknikleri
ve Uygulama)
2. Halı ve düz dokumaların desen, motif, renk, kompozisyon bilgilerinin verildiği desen çizim dersleri (Desen Tasarım ve
Uygulaması, Bilgisayarlı Desen Tasarım Tekniği.),
3. Doğal ve sentetik boya uygulamalarının öğretildiği laboratuvar dersleri(Boya Kimyası, Tekstil Boyamacılığı)
4. Yeni ve eski dokumaların bakım ve onarım çalışmalarının uygulamalı yapıldığı dersler ( Bakım-Onarım)
5. Dokumalarda kullanılan malzemelerin üretim aşamalarının anlatıldığı dersler (Lif Teknolojisi, Halı Malzeme Bilgisi)
107
6. Öğrencilerin bir konuda daha fazla yoğunlaşmalarını amaçlayan seçmeli dersler (Tekstil Boyamacılığı, Geleneksel Türk
Desenleri, Geleneksel Türk Dokumaları) olarak gruplandırabilir.
1985-86 öğretim yılında 39 öğrenci ile eğitime, Halıcılık adı altında
başlayan program, 2004 yılında öğrenci alımını sonlandırıncaya kadar
toplam 1215 öğrenciye ulaşmıştır.
I.Öğretim 1985-1986 1986-1987 1987-1988 1988-1989 1989-1990 1990-1991 1991-1992 1992-1993
Halıcılık 39 54 65 63 100 86 102 84
I.Öğretim 1993-1994 1994-1995 1995-1996 1996-1997 1997-1998 1998-1999 1999-2000
Halıcılık 90 94 66 82 49 63 47
Tablo 2: Yıllara Göre Halıcılık Programı Öğrenci Sayısı
Tablo 3: Yıllara Göre Halıcılık Programı Öğrenci Sayısı Grafiksel Sunum
I. Öğretim
2000-2001 2001-2002 2002-2003 2003-2004 2004-2005 2005-2006
Halıcılık 47 63 56 12 0 0
El San. 0 0 0 0 28 28
I.Öğretim 2006-2007 2007-2008 2008-2009 2009-2010 2010-2011 2011-2012
Halıcılık 0 0 0 0 0 0
El San. 30 25 29 28 25 28
Tablo 4: Yıllara göre Halıcılık ve Geleneksel El Sanatları Programı Öğrenci Sayısı
0
20
40
60
80
100
120
Halıcılık Programı
108
Tablo 5: Yıllara Göre Halıcılık ve Geleneksel El Sanatları Programı Öğrenci
SayısıGrafiksel Sunum
II.Öğretim 2000-2001 2000-2002 2000-2003 2003-2004 2004-2005 2005-2006
Halıcılık 0 32 14 0 0 0
El San. 0 0 0 0 27 27
II.Öğretim 2006-2007 2007-2008 2008-2009 2009-2010 2010-2011 2011-2012
Halıcılık 0 0 0 0 0 0
El San. 30 25 25 26 8 0
Tablo 6: Yıllara Göre II. Öğretim Halıcılık ve Geleneksel El Sanatları Programı
Öğrenci Sayısı
Tablo 7: Yıllara Göre II. Öğretim Halıcılık ve Geleneksel El Sanatları Programı
Öğrenci SayısıGrafiksel Sunum
0
10
20
30
40
50
60
70
Halıcılık
El San.
0
5
10
15
20
25
30
35
Halıcılık
El San.
109
1990-1991 yılında 100 öğrenci, 1992-1993 yılında 102 öğrenci kayıt
yaptırmıştır. Bu iki dönem öğrenci sayılarının en fazla olduğu yıllardır.
Halıcılık programı öğrenci sayılarının yıllara göre dağılımı
incelendiğinde 2000’li yıllara kadar ortalama 70 öğrencinin altında
olmadığı görülmektedir. Bu yıllarda düz lise veya meslek lisesinden
mezun öğrenciler, meslek yüksekokulunun herhangi bir programına
yerleşebilmek için üniversite sınavı sonrasında tercih yapmak
zorundaydılar.
1997 yılında yaptığım “Meslek Yüksekokulu Halıcılık- Halı ve Kilim
programları ve Uygulamalı Çalışmaları Üzerine Bir Araştırma” adlı
yüksek lisans tez çalışmam sırasında bu programların genel bir profili,
öğretim elemanlarının ve öğrencilerin bu programlara bakış açılarının
saptanmasına yönelik, açık ve kapalı uçlu anket soruları hazırlanmış ve
uygulanmıştır. Özellikle öğrencilerin program tercihleri ile ilgili anket
soru ve cevaplarına verdikleri cevapların tekrar vurgulanmasının yararlı
olacağı düşünülmektedir.
Araştırmaya katılan öğrencilerin çoğunluğunun üniversite tercih
sıralamasında programı öncelikle tercih etmeyip, ÖSYM ikinci basamak
sınavında bir yükseköğrenim kurumuna kayıt yaptıramayıp ek kontenjan
listesinden programı tercih ettikleri görülmektedir. Tercih formlarında
programı son sıralarda kodlayarak kazananların yüzde payı da oldukça
yüksektir.
Araştırmaya katılan öğrencilerden sadece %30,7’si programı ve
halıcılığı geleceği olan bir iş alanı olduğu için tercih etmiştir. Buna %
8’lik payı ile meslek lisesi mezunu ve ideali bu program olanlar da
eklendiğinde sadece öğrencilerin %38,7’sinin programı isteyerek seçtiği
görülmüştür. Programı önemli görmeyip önemli olanın üniversite
okumak olduğunu düşünerek adını ilginç bulduğu, puanı düşük olduğu
için ya da ailesinin tercihi ile programa gelen öğrenciler, sonuçta
konulara motive olmakta zorlanmaktadırlar. Bu da eğitim kalitesinin ve
buna bağlı olarak öğrenci başarısının düşmesine neden olmaktadır. Bu
sonuç öğrencilerin nerede okuduklarını çevrelerinde rahatlıkla
söyleyememelerine kadar gitmektedir.
Araştırmada, “Öğrencilere arkadaşlarınız veya aile dostlarınız nerede
okuduğunuzu sorduğunda hiç düşünmeden nerede okuduğunuzu
söylüyor musunuz?” sorusu yönelttiğinde halıcılık eğitimi aldığını
tekniker olacağını söyleyenlerin %21, Tekstil bölümünde okuduğunu
110
söyleyenlerin%6,8, Dokuma Öğretmenliği’nde okuduğunu söyle-
yenlerin%66,4, Halı Mühendisliği’nde okuduğunu söyleyenlerin %5,4
oranında olduğu görülmüştür.
Araştırmaya katılan öğrencilerin, %37,2’si programı tercih formuna
kodlamadan önce program hakkında araştırma yaparken %62,8’i
program hakkında herhangi bir araştırma yapmamıştır. Araştırmaya
katılan öğrencilerin %67,9’u programı ve dersleri tanıdıktan sonra,
programa girişte yetenek sınavının gerekli olduğunu, %32,1’i ise bunun
gerekli olmadığı cevabını vermişlerdir.
Bu çalışmanın üzerinden yaklaşık 15 sene geçmesine rağmen
öğrencilerin, tercih uygulamalarında çok fazla değişiklik olmadığı, daha
sonraki yıllarda öğrencilerle yapılan yüz yüze görüşmeler sonucunda
elde edilen verilerden de anlaşılmaktadır.
Mesleki ve Teknik Orta ve Yükseköğretim Kurumları Arasında Program
Bütünlüğünün ve Devamlılığının Sağlanması Projesi veya diğer adıyla
Yükseköğretime Sınavsız Geçiş Projesi'nin meslek yüksekokullarında
okuyan öğrenci sayılarının artırılmasına ve dolayısıyla mesleki ve teknik
eğitimde okullaşma oranının yükseltilerek çağdaş ülkeler seviyesine
yaklaştırılmasına önemli katkılarda bulunacağı düşüncesiyle tasarı, 4702
sayılı kanun olarak 10 Temmuz 2001'de yasalaşmış ve 24458 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu uygulamanın sonucunda 2003-2004 döneminde Isparta Meslek
Yüksekokulu Halıcılık Programı’na sadece 12 öğrenci kayıt yaptırmıştır.
Meslek liselerinde halıcılık başlıklı bölüm ve derslerin olmayışı
öğrencilerin farklı programları tercih etmesine neden olabileceği
düşüncesiyle Halıcılık Programı’nın ismi El Sanatları Programı olarak
değiştirilmiştir. Halıcılık Programı’nın; El Sanatları ismi altında eğitime
devam etmesi öğrenci motivasyonunu artırabilir düşüncesi ve ayrıca
daha önce yapılan öğrenci anket sonuçlarının da bunu desteklemesi,
programın isim değişikliğine gidilmesi düşüncesinin temel nedeni
olmuştur.
Isparta Meslek Yüksekokulu'na bağlı El Sanatları Programı’nın, Türk El
Sanatları’nın geçirdiği evrimi incelemesi, gerek estetik gerekse bilimsel
ve teknolojik açılardan el sanatı dallarının dokümantasyonunu, bakım ve
onarımını, aslına uygun olarak çoğaltma çeşitlemeleri üzerinde araştırma
111
yaparak, el sanatlarımızı geliştirecek profesyonel elemanlar yetiştirmek
amacı ile kurulması amaçlanmıştır.
El Sanatları Programı’nın içinde, El Sanatları ve Halıcılık olarak
öğrencilerin iki ayrı daldan birini tercih etmeleri ile yörede köklü bir
geçmişi olan halıcılığın da devamının sağlanması hedeflenmiştir. Birinci
sınıfta ortak olarak alınacak dersler, ikinci sınıfta El Sanatları ve
Halıcılık olarak iki ayrı başlık altında toplanarak öğrencilerin ilgili
alanlarda uzmanlaşması öngörülmüştür. Böylelikle halıcılık eğitiminin
isteğe bağlı olarak sürdürülmesi planlanmıştır. Meslek liselerinde El
Sanatları Bölümleri’nin yaygın olması ve bu bölümlerden mezun
olanların sınavsız geçiş sisteminde programı kolayca tercih etmeleri
hedeflenmiştir. Böylece yöre için önemi tartışılmaz olan halıcılık
uygulamalarının el sanatları ismi altında devam ettirilmesi de
planlanmıştır. Bu düşüncenin sonucu olarak 2004-2005 yılında 30 kişi
teklif edilen program 28 öğrenciyle I.öğretim, 25 öğrenciyle II.
öğretimde eğitim-öğretime başlamıştır.
I.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
Temel Boyama Teknikleri I 2 1
Desen I 2 2
Malzeme Bilgisi 2 0
Temel Dokuma Teknikleri I 2 2
Temel Sanat Eğitimi I 3 0
Geleneksel El Sanatlarına Giriş 2 0
Matematik 2 0
II.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
Temel Boyama Tekniği II 2 2
Desen II 2 2
Temel Dokuma Teknikleri II 3 2
Temel Sanat Eğitimi II 3 0
Örgü Teknikleri I 1 1
Sanat Tarihi 2 0
Geleneksel El Sanatları 2 0
Temel Bilgisayar I 2 1
III.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
El Sanatlarında Desen I 2 2
Geleneksel Türk Dokumaları I 3 2
Tekstil Boyamacılığı 2 2
Örgü Teknikleri II 2 2
Ebru 1 1
Turistik El Sanatları I 2 2
El Sanatlarında Konservasyon 2 1
Temel Bilgisayar II 2 1
Alan Araştırması I 2 0
112
IV.Yarıyıl Dersleri Teori Uyg.
El Sanatlarında Desen II (Bil. Des.) 2 2
Geleneksel Türk Dokumaları II 2 2
Doğal Boyamacılık 1 1
Vitray 2 2
Turistik El Sanatları II 2 2
El Sanatlarında Restorasyon 2 1
Pazarlama 2 0
Alan Araştırması II 2 0
Eski Anadolu Uygarlıkları (Seçmeli) 2 0
Mitoloji (Seçmeli) 2 0
Tablo 8: El Sanatları Programı Ders Dağılım Çizelgesi
Yöresel şartlar, Halıcılık Programı’nın alt yapısı, fiziki imkânların güçlü
yönü (dokuma atölyeleri, boya laboratuvarı ve desen salonları), yeni
açılan El Sanatları Programı’nın ders dağılımının şekillenmesine de
yansımıştır. Yeni ders dağılımı haftalık ders saati olarak
karşılaştırıldığında dokuma ağırlıklı derslerin, dört dönemde toplamı 32
saat iken El Sanatları Programı eğitimine başladıktan sonra 13 saate
indiği görülmektedir.
Yükseköğretim Genel Kurulu’nun 22.12.2008 tarihli toplantısının 6.
Maddesinde yer alan “Meslek Yüksekokullarındaki Bölüm ve
Programların ISCED’97 ve ISCO’88 gibi Uluslararası Eğitim Alanı ve
Meslek Sınıflandırmalarına Göre Yeniden Adlandırılarak
Düzenlenmesi” maddesine göre El Sanatları bölüm olarak belirlenmiş
olup Geleneksel El Sanatları da bu bölümün bir programı haline
gelmiştir.
Bu değişim sürecinde Geleneksel El sanatları Programı ders dağılımı,
diğer el sanatları bölümlerinin içerikleri incelenerek yeniden gözden
geçirilmiş ve değiştirilmiştir.
I.Yarıyıl Dersleri Teorik Pratik Lab
El Sanatlarında Malzeme 2 0 1
Dokumaya Giriş 2 0 1
Genel Desen Bilgisi 2 0 1
Temel Sanat Eğitimi 2 0 1
Geleneksel Türk
Sanatları
2 0 0
Anadolu Sanatları Tarihi 2 0 0
Dekoratif Süsleme 3 0 1
113
II. Yarıyıl Dersleri Teorik Pratik Lab
Boyama Teknikleri 2 0 1
Düz Dokuma Teknikleri 3 0 1
El Sanatlarında Desen 2 0 1
Ebru 2 0 1
Alan Araştırması 3 0 0
Dekoratif Süsleme Teknikleri 3 0 1
Temel Bilgi Teknolojileri
Kullanımı
4 0 0
III. Yarıyıl Dersleri Teorik Pratik Lab
Doğal Boyama 2 0 1
Havlı Dokuma Teknikleri 2 0 1
Türk Desenleri 2 0 1
Türk Sanatlarında Konservasyon 3 0 0
Geleneksel Ürün Uygulamaları 3 0 1
Seçmeli Dersler Teorik Pratik Lab
Cam Şekillendirme 3 0 1
Vitray Teknolojisi 3 0 1
Keçe 3 0 1
Geleneksel Baskı Teknikleri 3 0 1
Tezhip 3 0 1
Minyatür 3 0 1
Örgü Teknolojisi 3 0 1
Geleneksel Takı Tasarımı 3 0 1
Seramik Teknolojisi 3 0 1
Kalemişi Teknikleri 3 0 1
Çini Teknikleri 3 0 1
Ebru Teknikleri 3 0 1
IV. Yarıyıl Dersleri Teorik Pratik Lab
Kumaş Dokuma Teknikleri 2 0 1
Bilgisayarlı Desen 2 0 1
Türk Sanatlarında Res. 3 0 1
Diploma Projesi 3 0 1
Mesleki Pazarlama Tek. 2 0 0
Seçmeli Dersler Teorik Pratik Lab
Cam Füzyon 3 0 1
Vitray 3 0 1
Keçe Şekillendirme 3 0 1
Özgün Baskı 3 0 1
Osmanlı Kitap Sanatı 3 0 1
Osmanlı Resim Sanatı 3 0 1
Örgü 3 0 1
Özgün Takı Tasarımı 3 0 1
Seramik 3 0 1
Kalemişi 3 0 1
Çini 3 0 1
Tablo 9: Geleneksel El Sanatları Yeni Ders Programı
114
Geleneksel El Sanatları Programı eğitim vermeye başladığı dönemden
itibaren ebru, vitray, örgü gibi yeni birçok ders, müfredata dâhil
edilmiştir. Açılan derslerin sayısı artarken verilen derslerin haftalık saat
sayısı azaltılmak zorunda kalınmıştır. Bu yeni uygulama ile de
öğrencilerin belli bir alanda tam olarak uzmanlaşamadıkları
gözlemlenmektedir. Bu durum değerlendirildiğinde “ halıcılık gibi bir
alana yönelik programlar” eğitim kalitesi ve konuya yoğunlaşma
açısından daha yararlı olacaktır.
Halıcılık alanıyla ilgili derslerin bu programda azalması, Geleneksel El
Sanatları Programı’nda okuyan öğrencilerin bu sektörden
uzaklaşmasının sebeplerinden birini oluşturmaktadır. Halıcılık sektörü
için bir okul sayılan Sümerbank Müessesesi’nin Özelleştirme İdaresi’ne
devredilmesi sonucu faaliyetlerini sonlandırması, öğrencilerin staj
yapacak yerlerini de azaltmıştır. Sümerbank’a bağlı, Türkiye’nin birçok
bölgesinde bulunan atölyelerde çalışabilme, uygulamaları yerinde görüp
değerlendirme durumunun ortadan kalkması da öğrencilerin sektöre
inançlarını zayıflatmıştır. Isparta merkezde minyatür halı dışında
üretimin minimum oranda yapılıyor olması da bu düşüncelerinin
kuvvetlenmesine neden olmaktadır. Mezun olduklarında Halk Eğitim
Merkezleri’nde açmayı hedefledikleri kurslar arasında halı, kilim vb.
dokuma başlıkları yer almamaktadır. Sonucunu hemen görebilecekleri
ebru ve örgü gibi konuları çalışma alanı olarak tercih etmektedirler. Halı
ve kilim kursu açmayı planlayanlar ise kursiyer bulamayacaklarını, özel
sektör şartlarının ağır olduğunu düşünmekte ve hibe kredileriyle kendi
işlerini kurma düşüncesinin de şimdilik cazip gelmediği görüşündedirler.
Isparta Halk Eğitim Merkezi’ndeki durum değerlendirildiğinde şu anda
Isparta Halk Eğitim Merkezi’nde Halıcılık programı mezunu kadrolu
yedi eleman görev yapmaktadır. Bunlardan bir tanesi idari görevde, bir
tanesi cezaevinde minyatür halı kursunda, beş tanesi “Benim Ailem”
kurslarında çalışmaktadır. El Sanatları’ndan mezun dört kadrolu
elemanının yanı sıra altmış kadar ders ücretli eleman da el sanatları
kursu vermektedir. El Sanatları ve Halıcılık mezunlarından hiçbiri talep
olmaması nedeniyle halı kursu açamamaktadır.
El Sanatları bölümleri, son dönemde sözel ağırlıklı puanla öğrenci alımı
yapmaktadır. Programı tercih eden öğrencilerin çoğunluğu, programı
tercih etmeden önce programın ders içerikleri hakkında herhangi bir
araştırma yapmamaktadır. El Sanatları’nın tüm programlarında el
becerisine dayalı konular bulunmaktadır. Böyle bir gerekliliği
önemsemeden programa kayıt yaptıran öğrencilerde bir isteksizlik
115
gözlenmektedir. Bu durum; mezun olduklarında kendilerini iş
bulabilecek yetenekte hissetmemelerine kadar gidebilmektedir.
SONUÇ
Sonuç olarak halıcılığın bazı sektörelsorunları HalıcılıkProgramları’nın
da sorun yaşamasına neden olmaktadır. Bunlar:
1. Başta Sümer Halı olmak üzere köklü atölyelerin kapanması, üretimin azalması
2. Standartlara uyma zorunluluğunun olmaması 3. Yöresel kimliğe sahip çıkılmaması 4. Kaliteli malzeme bulmakta zorlanılması 5. Kurumsallaşmadan uzaklaşılması
olarak belirlenebilir.
Sektördeki bu sorunların yanı sıra Halıcılık Programları’nın kendi
sorunları da bulunmaktadır. Bu sorunlar:
1. Meslek liselerinde Dokuma bölümlerinin azlığı sonucu meslek
yüksekokullarına sınavsız geçiş sistemi ile öğrenci tercihlerinin
azalması
2. Atölyelerin kapanması sonucu staj yerlerinin azalması 3. Halk Eğitim Merkezleri’nde halı kurslarının açılmaması sonucu,öğrencilerin programamotivasyonlarının azalması
olarak gruplandırılabilir.
Bu sorunların;sadece Halıcılık programlarının isimlerinin
değiştirilmesiyle çözülebileceği düşünülmemelidir.
Programlardaki müfredatlarda ortak noktalar gözlenmesine rağmen
bunları hazırlayan grupların eğitim anlayışları, bilgi ve beceri durumları,
tercihleri, içeriklerin belirlenmesini etkilemektedir. Ders programları ve
içerikleri, bu okulların kuruluş ilkesi olan ilgili sektörün gereksinim
duyduğu nitelikli eleman yetiştirme amacına uygun olmalıdır.
Sektördeki gelişmelerin yakından takip edilmesi, bu alandaki kurumlarla
ilişkilerin aktif tutulması, müfredat programlarının doğru ve akılcı
düzenlenmesi ile eğitim kalitesi artırılabilir.
Bir üniversite bünyesinde aynı isimli ve aynı içerikli eğitim veren
programlar bulunmaktadır. Sektörde elemana bu kadar talep yokken
buprogramların çokluğu mezunların istihdam sorunu yaşamasına neden
116
olmaktadır. Bu programların bölgenin ve sektörün talepleri
doğrultusunda açılmasında yarar bulunmaktadır.
El Sanatları bölümündeki tüm programlarda teknik ağırlıklı içeriklere
rağmen beceriye dayalı konuların da bulunması, öğrenci seçiminde bir
yetenek sınavının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Öğrencinin
isteyerek, girmek için çabaladığı bir programda başarı oranı artacaktır.
Çok sayıda öğrenci almak yerine, istekli daha az sayıda öğrenci alımı
sektöre kaliteli elemanlar olarak yansıyacaktır.
KAYNAKÇA
(1981). Meslek Yüksekokulları Öğretim Programı ve Yönetmeliği,
Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
(1996). Meslek Yüksekokulları Öğretim ve Programı Yönetmeliği,
Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları.
(1996). 1996 yılı Öğrenci Seçme Ve Yerleştirme Sınavı İkinci Basamak
Kılavuzu, Ankara: Meteksan Anonim Şirketi Basımevi.
(1983). 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, Ankara: Yüksek Öğretim
Kurumları Yayınları No:2.
ACAR, H. İbrahim; SALIK, Saadettin; BAYKAL, A. Önder (1996).
“ Orta Öğretimden Gelen Öğrencilerin Meslek Yüksekokullarında
Verilen Eğitime Uyum Sorunları”, 21. Yüzyıla Doğru Meslek
Yüksekokullarının Yeniden Yapılanması Sempozyumu (22-23 Mayıs 1996
Çankırı), Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
AĞATEKİN, Mustafa (1996). “Meslek Yüksekokulları Seramik Bölümü
Eğitim ve Öğretim Programlarının Yeniden Yapılanmasının
Gereklilikleri”, 21. Yüzyıla Doğru Meslek Yüksekokullarının Yeniden
Yapılanması Sempozyumu (22-23 Mayıs 1996 Çankırı), Ankara: Ankara
Üniversitesi Basımevi.
ALKİBEY, Sanem; KORKMAZ, Şener; SAĞLAM, Güler (1996).
“Çağdaş İşletmecilik Anlayışına Göre Büro Yönetimi, Ara Eleman
Yetiştirme Üzerine Meslek Yüksekokulu Müfredat Programlarının
Yeniden Yapılanması”, 21. Yüzyıla Doğru Meslek Yüksekokullarının
Yeniden Yapılanması Sempozyumu (22-23 Mayıs 1996 Çankırı), Ankara:
Ankara Üniversitesi Basımevi.
BALCI, Sabahattin (1995). “ Türkiye de Meslek Yüksekokullarının
Kuruluşu ve Gelişimi”, Çankırı Meslek Yüksekokulu Dergisi, sayı:1, 5.s.
BALCI, Sabahattin; KAVAK, Şeref (1996). “Ara Eleman Kavramı ve
Kalkınma Planlarında Ara Eleman Yetiştirme Politikaları”, 21. Yüzyıla
117
Doğru Meslek Yüksekokullarının Yeniden Yapılanması Sempozyumu (22-
23 Mayıs 1996 Çankırı), Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
ÖZTÜRK, İsmail (1995). “Meslek Yüksekokullarının Halı-Doğal
Boyamacılık Programlarına ilişkin Öneriler” 1.Uluslararası Eşme Kilim
Festivali, Türkiye Kilimciliğinin Üretim ve Pazarlama sorunları
Sempozyumu (13-14/ 5/1994 Eşme-Uşak), Ankara: Turizm Geliştirme
Vakfı Yayını.
YURTERİ, Z. F.(1996), Meslek Yüksekokulu Halıcılık - Halı ve Kilim
Programları ve Uygulamalı Çalışmaları Üzerine Bir Araştırma,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İzmir.
118
GÜNÜMÜZ HALI
TASARIMLARINDA GELENEKTEN
FAYDALANMA KRİTERLERİ
Öğr. Gör. Mustafa GENÇ* Sakarya Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi
Geleneksel Türk Sanatları Bölümü,
Halı-Kilim Ana Sanat Dalı
GİRİŞ
Bir toplum kendisine gerekli herhangi bir nesneyi üretirken bir taraftan
ona biçim vermiş diğer yandan da ona bir anlam yüklemeye çalışmıştır1. Bu anlam verme işiyle sürekli olarak kültürel değerler üretilmiştir.
Halılar bir kültür nesnesi olduğundan doğal olarak onu üreten toplumun
değerlerini de yüklenmiş olur. Bu sürece elyafın elde edilme
aşamalarından, boyanmasına, yanış ve modelin uygulanmasına kadar her
aşamada rastlarız. Üretimin her sürecinde karşılaştığımız bu kültürel
değerler, bir veri daha doğrusu birer göstergedir. Yani bu dokumalar
toplumsal, ekonomik ve sanatsal göstergeler bütünüdür.
Tarihimizden gelen bütün belgeler gibi halı ve kilimler de dokunduğu
tarihsel sürecin sosyal, estetik, ekonomik kriterleriniyansıtma özelliği
göstermesiyle Türk kültür coğrafyasının değerlendirilmesinde önemli
kültürel ve ticari belgelerdendir. Günümüzde sadece bir yer yaygısı
olarak algıladığımız el halılarımız; bu görünümünün arkasında derin
kültürel ve tarihsel sürecin, anonim Yörük estetiğinin, Anadolu Türk
etnografyasının ve ekonomisinin tezgâhlardan yansıyan kendine özgü
dünyasıdır.
Türk toplumu konar-göçer yaşam tarzından dolayı yaşadığı coğrafi
bölgeleri, inançlarını, alfabelerini, alışkanlıklarını ve sanatsal
yaklaşımlarını değiştirmesine rağmen “el dokumaları” kesintisiz olarak
günümüze gelmiştir. Alfabe değiştiğinde bile dokumalardaki göstergeler
yani motifler özünü korumuştur.
*E-posta: genç@[email protected] GSM: 0-530-3638889 1 Hüseyin Alantar,Bir Kültürün Dokunuşu, Karakter Color Matbaası A.Ş., İstanbul
2006, s..24
119
Doğu Türkistan’dan Anadolu’ya geniş bir coğrafyada yaşama şansına
sahip olmuş Türk boy ve oymaklarının doğal yaşam biçimi, sosyal ve
ekonomik değerleriyle dokumalarında hayat bulmuş; bu, bir anlamda
kendini ifade etme biçimi, oymaklar arasındaki tatlı nüanslarla farklı
motif ve renk dünyasını günümüze bir kimlik olarak ulaştırmıştır.
Türkmen dokuyucusu, sosyal oluşumunu, geleneğini, taşıdığı oymağın
imlerini, çevresinden aldığı ve güzel gördüğü her bir olayı ya da objeyi
yaşadığı coğrafyanın boyalarıyla renklendirerek sembolize etmiş,
sadeleştirmiş ve estetiğinde yoğurarak halısına nakşetmiştir. Bu yönüyle
halı ve kilimlerde karakterize olmuş motifler ve renkler, daha doğru
tanımlaması ile yanışlar, onu dokuyan insanın ve sosyo- ekonomik
kültürünün bir aracı gibidir2.
Yirminci yüzyıla gelinceye kadar gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı
koleksiyon ve prestij ürün pazarında geniş bir ticari sahaya ulaşan
dokumalarımız, geleneksel özellikleri dediğimiz yüzyılların tecrübe ve
birikimi ile oluşan boya ve otantik desen çevresi içinde, kendi yöresinin
yada toplumunun “Kişiliği” özelliklerine sahip çıktığı için bu konumu
hak etmiştir3.
Yüzyılın başında Anadolu’yu atölye, Türk insanını dokuyucu kabul eden
anlayış; Londra’da oluşturdukları desenleri kendi belirledikleri malzeme
ve kalite ile Anadolu’da uygulamaya başlamıştır. Bütün Batı ve Orta
Anadolu’yu etkisi altına alan bu anlayış ile Anadolu’da kendi kültürünü
ve dokuma geleneğini unutan bir kuşak yetişmiş oldu. Günümüzde ise
bu anlayış, Çin ve Hindistan’da aynen uygulanmaktadır. Geleneksel halı
karakteri ortaya konmadığından ve çok kazanma adına yörelerin
kimlikleri unutturulmaktadır. Aslında bu bir bakıma, alfabesini
değiştiren bir milletin geçmişiyle bağlarını koparması gibidir.
TÜRK KÜLTÜRÜNDE HALI VE TASARIM BAĞLANTISI
Türk kültüründe halının sadece bir yaygı olmanın ötesinde çok daha
derin mitolojik ve sembolik anlamların yüklü olduğu stilize edilmiş
2 Fahrettin, Kayıpmaz; Uluslararası Halı Pazarında Türk Halıcığının Konumu Paneli,
Ankara Park Otel, 2006. 3 Fahrettin-Naciye, Kayıpmaz; “Geleneksel Türk El Halıcılığı
Paralelinde Günümüzde Türkiye'de Yapılan Bir Kısım İmalatların Gelenekler ve Pazar
İlişkisi İçerisinde Değerlendirilmesi”, Kamu ve Özel Kuruluşlarla Orta Öğretimde,
Üniversitelerde El Sanatlarına Yaklaşım ve Sorunları Sempozyumu
Bildirileri,(18-20 Kasım 1992, İzmir), Ankara, 1994, s.259.
120
biçimler ve renkler dünyası olduğunu belirlemekte fayda
bulunmaktadır4. Doğu Türkistan’dan Anadolu’ya dek büyük bir
coğrafyada yaşama şansına sahip olmuş Türkmen boy ya da
oymaklarınındoğal yaşam biçimi, dokuma yaygılarında hayat bulmuş; bu
bir anlamda kendini ifade etme biçimi, oymaklar arasındaki tatlı
nüanslarla farklı motif ve renk dünyasını günümüze ulaştırmıştır.
Türkmen dokuyucusu, sosyal statüsü veya geleneğini, taşıdığı oymağın
im ya da formunu, çevresinden aldığı ve güzel gördüğü her bir objeyi
doğal boyalarla renklendirerek sembolize etmiş, sadeleştirmiş ve tanık
olduğu olaylarla birlikte yoğurarak halısına nakşetmiştir. Türk halı ve
kilimlerinde karakterize olmuş motifler ve renkler; daha doğru
tanımlaması ile yanışlar, onu dokuyan insanın ve çevresinin bir anlatım
aracı, bir mektubu gibidir. Türkmen yaylaları yanışlarla konuşur,
renklerle anlaşır.
Aslında sanat yapıtı, her zaman yeniden-üretilebilir olagelmiştir.
İnsanların yapmış oldukları, her dönemde, yine insanlarca yeniden
yapılabilmiştir5.Bir toplumun ve çağın tüm sanat yapıtlarında ortak olan
biçimlendirme, tasarım, ilke ve anlayışları bütünü olarak tanımlanan
“stil”de (üslup), ortak bir karara varma söz konusudur. Bu karar,
doğadaki biçimlerin şematikleştirilip yalınlaştırılması (üsluplaştırma) ile
kazanılan ifade biçimleri için de geçerlidir.
“Doğa biçimlerinin kendi başlarına özerk bir kimlik taşımadığı Doğu-
İslam dünyasında ise, simgesel yaklaşımların uzun süre ustadan çırağa
aktarılan gelenekler halinde varlığını sürdürdüğü
gözlemlenebilmektedir. Çünkü Doğu-İslam dünyası, doğayı ve nesneleri,
tanrısal büyüklüğün ve yaratıcılığın bir yansıması olarak görüyordu.
Orada her şey, tanrısal düşüncenin izini taşımaktaydı6.’’ Sanat ve
düşünce birliği kavramında Platon ve Aristo, yalnız başına
düşünenin(öz), biçimde(form’da) kendisini gösterdiğini belirtir.
Platon’un idea’ları hem öz, hem de biçim olarak nesnelere varlık verir.
4Hüseyin Alantar, Motiflerin Dili, A4 Ofset Matbacılık San. Tic. Ltd. Şti, İstanbul
Halı İhracatçıları Birliği, İstanbul 2007, s.12 5Walter, Benjamin;Pasajlar (Tekniğin OlanaklarıylaYeniden Üretilebildiği Çağda
Sanat Yapıtı), Çev. Ahmet, Cemal, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2012, s.45-76. 6 Kaya, Özsezgin; Çağdaş Sanatta Metafor olarak Simge, “Türkiye’de Sanat”, Plastik
Sanatlar Dergisi, Ocak/Şubat, 1994, sayı;12, s.36
121
Şemaların oluşturulmasında gerekli olan geometrikleşme,
sembolleşmeyi de beraberinde getirir. Şematik-çizgisel desen
paralelinde gelişen bu semboller, tek tek kullanım alanı bulurken aynı
zamanda da dekoratif özellikler kazanır ve bezeme motifleri olarak
gelişim gösterir. Sanatta her öz (içerik) biçimlerle açıklanır. Yapıtın
simgeselliği, tek tek biçimlerin, yapıtın derinliklerinde yer alan ana
fikirle olan bağlantılarının çözümlenmesi ile saptanabilir. Vasili
Kandinski, bu çözümlemede, her kültür döneminde kendine özgü ve
tekrarlanamaz bir sanatın yaratılmış olduğunun göz önüne alınması
gerektiğini belirtir. O dönem için geçerli olan düşünce kalıplarının ve
mantığının değişen zaman ve mekân boyutları içerisinde
değerlendirilmesi yapılmalıdır7.
Bir tasarım objesi olarak halıların tasarlanıp üretilmelerinin geçmişi;
oldukça eskiye dayanmakla birlikte günümüzdeki halı tasarımının
kaynağı, endüstri devrimiyle başlayan sürece kadar gitmektedir. Endüstri
devriminin oluşumunda oldukça etkili olan halı üretimi, aynı zamanda
teknolojik gelişimin oluşturduğu değişimlerden en çok etkilenen
alanlardan biridir.
R.Barthes'in izinden gidersek halılar bir söylemdir, bu söylemde
gerçekten bir dildir. Bir halının algılanan biçimi,motif,kompozisyon ve
renklerinin anlamlandırılıp yorumlanması bu nesnenin tasarlanması
sürecinde hangi etkenlerin rol aldığını saptamak demektir. Bu nedenle
burada dokuma öncesine özgü bir tasarım evresinden söz etmek gerekir.
Bu süreci belirleyen farklı nitelikteki etkenlerin başında;
kültürel,estetik,tarihi ekonomik özellikler gelir. Her halıya özgü
tasarımın tarihsel yönü, diğer halılar için bir başvuru kaynağı oluşturur8.
Halılar işlevsellikle estetik duyarlığı birleştiren ürünlerdir. Her biri
motiflerle bezenmiş bir nesne olmanın ötesinde mistik, felsefi ve
sanatsal boyutlarıyla da bir dünya görüşünü, bir metafizik anlayışı, bir
dönemin belleğini yansıtan ürünlerdir. Halı tasarımcısı, sanatçı kişiliği
7Vasili Kandinski,Sanatta Zihinsellik Üstüne, Çev. Tevfik Turan, II. Basım, Yapı
Kredi Yayınları, İstanbul 1993, s.21 8 Şafak Ural, Mimari Bir Objenin Felsefi Açıdan Yorumu, Mimarlık ve Felsefe, YEM
Yay.,2002, s.31-32
122
ile duygu, düşünce ve hayal(imgelem)gücünü çizgilerle birlikte renklere
aktarırken9Hegel’ci anlayışa göre halılara tinsellik de kazandırmaktadır.
Günümüz gösterge bilimi salt betimlemeye dayanan bir anlayışı
benimsemek yerine okumayı, yorumlamayı ve yeniden anlamlandırmayı
sağlayacak bir düşünme biçimini oluşturmaya çalışır. Bu yalnızca
yüzeysellik içeren bir betimleme yerine derinlere yönelik bir
anlamlandırmanın sürekli öne çıkarılması demektir. Sanatçılar ve şairler
de yine sanat gerçeğinin betimleme eyleminden değil yeniden kurma
eyleminden geçtiğini daha 20.yy'ın başlarında gördüler. Böylece hem
gerçek daha iyi kavranır hem de sanatımız, bilimsel tasarımlarımız yeni
özler, yeni görüntüler ve yeni anlamlarla zenginleşmiş olur10
.
Türk halılarında motifler, anlamlı ve geleneksel bir üslûpla sembolize
edilmiştir. Anadolu kadını kendisini, sosyal ya da ekonomik çevresini,
sevinç ya da acısını, sembolik değerler vererek motiflerinde
biçimlendirmiştir. Yaygılardaki yanışlar, onun tasarladığı veya
aktarmayı düşündüğü olayın veya nesnenin sembolik karşılığıdır ve Türk
halılarına ruhunu veren de bu temel özgünlüğüdür.
Türk halılarının diğer bir önemli özelliği bu öykülerin halı ve
kilimlerdeki stilizasyonudur. Objelere yüklenmiş sembolik anlatımlar,
halı ve kilimlerde bir de stilize edilerek uygulanır. Dokuma tekniğinden
gelen zorunluluklar ve kolaylıklarla da formlar gerçeğinin sadece
hatırlanması istenircesine stilize edilir. Böylece anlatılacak her şey halı
ve kilimde hem vardır hem gizlidir, hem de anlayanın dilindedir.
Bu açıdan halı ve kilimler onu dokuyan toplumun; kültür düzeyini,
estetik değerlerini, koşullarının ekonomik ve ticari boyutlarını bir ölçüde
yansıtabilme kabiliyetleri ile kültürel ve ticari mirastır. Anadolu Türk
halı ve kilim geleneğinde, Saray nakkaşhanesinde nakkaş tasarımlarıyla
çözgüye aktarılan dokuma kültürü hariç tutulursa, çoğunlukla bütün bir
Anadolu'da uygulanan ve köy el halıları grubuna giren bu gelenek;
alışkanlık kazanmış belleklerden Türkmen tezgâhlarına aktarılabilen bir
kültürel ve ticari yapıdır.
9 İsmail Tunalı, Tasarım Felsefesine Giriş, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul
2004, s.60 10
Mehmet Rifat; Gösterge Avcıları, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1997, s.93
123
Geleneksellik ve çağdaşlık kavramları kapsamında halıları
incelediğimizde geleneksellik; toplumun üyelerini birbirine bağlayan
geçmişten gelen köklü alışkanlıklar olarak tanımlanabilir. Çağdaşlık ise
çağa uygun olma, aynı zaman diliminde olma ya da çağın ilerisinde olma
anlamında ve bunların her biri, diğerinin bir kısmını ifade edecek
biçimde kullanılmaktadır. Turgut Cansever, çağdaşlığı insanın geçmişi
ile geleceği arasında, geleceği kurmaya yönelik yapacağı her şey olarak
tanımlar.11
Çağdaşlık ve geleneksellik kavramını zaman boyutunda ele aldığımızda
bugünün gerisinde kalan her şeyi geleneksellik kapsamında incelememiz
gerekir. Bu durumda her sanat yapıtı; döneminde çağdaştır. Ancak kendi
gerisinde kalan donmuş kalıpları sürdürmekteyse ve geleceğe yönelik bir
kaygı taşımıyorsa o yapıtı, çağdaş olarak nitelendirebilmemiz de
mümkün değildir. Halen, dünya halı pazarında marka ürünlerin
pazarından pay almak isteyen taklit halılarla üretim yapmaya çalışan bir
vizyon içinde sektörel bir yanılgıyı yaşıyoruz. Burada önemli bir yol
ayrımındayız. Dünyada pazarı bulunan markaların taklitlerini mi
üretelim ve pazarlayalım yoksa 2000 yıllık kültürel birikimi yeni
markalarla destekleyerek öncü markalar mı üretelimsorusunun cevabı iyi
düşünülmelidir.
Günümüzde Türk sanatında geleneksellik kavramından anlaşılan;
genellikle halk kültüründen olan motiflerin eserlerde kullanılması
şeklindedir.
“Geleneksel kültür; sadece sanatı değil saray sanatını, egemen çevreler
sanatını da yaratmış. Biz halkın duyarlılığı dediğimiz zaman halk
sanatının kök verdiği psikolojik ortamı belirlemek istiyoruz gerçi egemen
çevrelerin sanatı da değişik ölçüde de olsa aynı kaynaktan beslendi.
Fakat türküyü halkın malı olarak kabul ediyoruz da Dede Efendi’nin
bestelerini kabul etmiyoruz; Emrah’ ı kabul ediyoruz Nedim’i kabul
etmiyoruz. Bugünkü kullanılışa bakacak olursak halkla ilgili her
tanımlama bu, tarihten gelen ikilemin üzerine kurulmuş. Halka dönüş,
halk dışında kurulmuş bir üst kültürün yadsıdığı ana kaynağa dönüşü
amaçlıyor12
”.
11Atilla Yücel, Doğan Kuban, Turgut Cansever, Uğur Tanyeli, ‘’ Mimaride Çağdaşlık
Sorunsalı’’, Geçmişiyle Geleceği Arasında Kıvranan Sanat- Çağdaşlık Sorunları, Salı
Toplantıları 92-93, İstanbul 1993, s.12-18 12Doğan Kuban, Özgün Bir Sanat Kuramı Üzerine Düşünceler V- Halkın Duyarlığı ve
Halka Dönük Sanat, Köken, Aylık Kültür ve Düşün Dergisi, Sayı: 6, (1974), s.2
124
Türk el halıları, dünya pazarlarında “Dünya Markası” niteliğinde yer
alamamakta, Uzak Doğu üretimi ithal halı kültürü sonucu, her geçen gün
Türk halısı imajı kaybolmakta ve pazar payı azalmaktadır. Türkiye,
ilkeleri olmayan halıcılık yapısıyla her geçen gün bu pazardan
kopmaktadır.
Dokumalarımızı değerli ve kimlikli kılan en önemli özelliklerinden biri
desen kimliğidir. Günümüz imalatlarına bakıldığında geleneksel yapı
bozulduğu gibi “yeni yorum” adı altında yapılan tasarımlar, yöre ve
yanışların birbirine karıştırılmasından öteye gidememektedir. Burada
ortaya çıkan sorun ise kimlik oluşturmuş geleneksel yapılardan yola
çıkılarak yapılmaya çalışılan tasarımlarda sınırlar ne olmalı sorusudur.
Bu süreç, geçmişte kendi doğal ortamında doğal bir şekilde sürmüştür.
Anadolu dokuyucusu, kendi öz duyarlılığı ile yeni anlamlar yüklediği
yanışlarını oluştururken geleneksel yöntem ve tekniklerini kendiliğinden
değiştirmekte veya dokumasını tekniğe uygun olarak geliştirmektedir.
Burada Anadolu dokuyucusu, sürekli bir tekrarın içine düşmemiştir.
Bilinçli ya da bilinçsiz güzel arayışlarla kimlikli ve dönemine göre
değişen halıları dokumuşlardır. Geleneksel biçimleri aynen alarak
seçilen bir üslûbun teknik özelliklerini uygulamaya çalışmak geleneksel
olanın günümüze taşınması noktasında boşa uğraşmak gibidir.
Geleneksel olanın gerçekliğinin arkasındaki düşünce arka planını
özümsemek, bunları çıkış noktası olarak kabul ederek günümüz anlayışı
içinde yorumlamak, geleneksel yapının günümüz çağdaş ortamına
dönüştürülmesinin yoludur denebilir. Halının ticari ve kültürel bir ürün
olması bunu zorunlu kılmaktadır.
Özgür bakış açısı ile tasarım eğitimi alan günümüz tasarımcısının; 17.
yüzyılda önceden devraldığı örneği kendine göre yorumlayan ve o
dönemde çağdaş yorumlar yapan geleneksel dokuyucudandaha geride
olmasını anlamak mümkün değildir.
Günümüzde tasarım eğitimi alanların belki de en büyük yanılgıları,
Anadolu köylerini gezmemeleridir. Program bilme, internetten kopya
çalışmalar yapma belki daha kolay geldiğinden olabilir. Yöresel halılar
bilinmeden Jan Kath örnek alındığında gelinecek nokta burasıdır. Bu,
klasik resmi bilmeden sürekli soyut resim yapan ressamın durumu
125
gibidir. Oysa Jan Kath’ın da çıkış noktası Anadolu Tülüleri ve İran
Gabbeh dokumalarıdır. Tasarım öncesi araştırma sağlıklı
yapılamadığından hâlâ halıların en ve boyundan öteye geçilememiştir.
Türk kültürünün zengin birikiminden faydalanma yerine fraktallerden
tasarım yapılmaya çalışılıyor.
Yeni anlatım şemaları içinde geleneksel ve günün estetiği arasında bağ
kurarak kültür ve coğrafyamızın barındırdığı iyi örnekleri marka kılan
üretimler yapılabilir.
Herkes kelimeleri yan yana getirebilir ancak bu, onun edebî bir metin
olduğunu göstermez. Geleneksel boyutta hazırlanacak tasarımlarda
biçimlerin tıpkıbasım kopya edilerek alınması ve bunların yan yana
getirilmesi gelenekselin yaşatılması amacına ters düşer. Öykünmeci
tasarımlar, eski ile aynı anonim karakterleri gösterseler de gelenekselin
kuralları çerçevesinde yeni biçimler oluşturulması, sanatçı duyarlılığı
açısından büyük önem taşımaktadır. Belli bir dönemin içeriğini
yakalayamayan sadece gelenekselin yaşatılması amacına yönelen
tasarımlar, sanatçı duyarlılığına ve biçimlerin yüzey üzerindeki
düzenlemenin ustalığına bağlıdır. Geleneksel bir görünün kazansalar da
biçimsellikten öteye geçemezler. Bunun yanında, gerek teknik gerekse
tasarım ilkeleri açısından yapılacak kesin değişiklikler, eserin
geleneksellik boyutundan uzaklaşmasına neden olacaktır.
Dokumada kullanılan dabak yünü veya tarak altı döküntüler, halının
sürtünme haslığını düşürmekte, halının havlarının yatmasına,
dökülmesine, keçeleşmesine ve halının kısa sürede ömrünü bitirmesine
neden olmaktadır. Canlı koyunyününden üretilen iplikler ise çok uzun
ömürlüdür, üzerinde dolaşıldıkça halı parlamakta ve daha güzel bir
görüntü elde edilmekte, halı uzun ömrü ile önemli bir yatırım aracı
olmaktadır13
.
Kullanılan boyaların ışık ve yıkama haslığının düşük olması, renginin
kısa sürede solması ve ilk günkü albeni ve parlaklığını yitirmesine sebep
olmaktadır. Halı ipi, ışığa ve yıkama etkilerine karşı direnci yüksek
13
Fahrettin, Kayıpmaz; Uluslararası Halı Pazarında Türk Halıcığının Konumu Paneli,
Ankara Park Otel, 2006.
126
boyar maddelerle boyanmalıdır. Türk el halıları bu haslık oranlarının
düşüklüğü ile de dünya ticaretindeki yerini kaybetmiştir.
Türk halılarında geleneksel Türkmen kültürüne ait desen yapısında bir
yozlaşma söz konusudur. Dünyada pazarı bulunan markaların taklitlerini
üreten, hazır pazardan ve tutulan markalardan nemalanan bir üretim
tercih edilmektedir. Geleneksel Türk dokuma kültürü, yerellikten
ulusallığa, ulusallıktan evrenselliğe “marka” yapılarak dünya pazarına
sunulamamaktadır.
Türk halıları yurt dışında dokunmakta daha sonra ülkemize ithal
edilmektedir. Böylelikle üretim yurt dışına yönelmektedir. Türkiye’deki
halı üretiminde en büyük maliyet kalemini oluşturan emek gideri, aylık
yaklaşık 140-180 Amerikan dolarıdır. Hindistan, Çin, Nepal gibi -bu
sektörde ülkemizin en büyük rakipleri olan- ülkelerde işçilik ücreti aylık
15 ilâ 24 $ civarındadır. Aradaki farkı kapatmadıkça üretimi devam
ettirme şansımız yoktur.
SONUÇ
Geleneklerimizi aynen devam ettirmek ve bunun dışında bir şey
yapmamak gibi bir zorunluluk içinde kalmak, günümüz şartları içinde el
sanatlarının önünü kesmektir. Günümüz insanı için geleneğinden
kendisine kalan büyük birikimi uygun şartlarda ve ne yaptığını bilir bir
şekilde araştırarak yeniliğe götürme sorumluluğu bulunmaktadır.
Önümüzde yorumlayabileceğimiz 2500 yıllık bir birikim vardır. Bu
birikimin kontrollü ve araştırmacı tasarımcı düşünce ile
değerlendirilmesi gerekmektedir.
Batı sanatının doğu motiflerine yönelişinde, sanatsal biçimlendirmede
yeni boyutlar arama isteği, bireysel kaygıdan kaynaklanmaktadır.
Geleneksele yönelişte, politik ya da toplumsal bir zorlama söz konusu
değildir. Batılı sanatçı, resimsel çözümlemelerinde bir yöntem bulmak
amacı ile doğu motiflerini inceler ve onları, kendi resimsel mantığı ve
içselliği doğrultusunda yorumlamaya çalışır.
Geleneksel üslûbun felsefesini, uygulandığı dönemlerdeki toplumsal
özelliklerini, sanat anlayışını, biçimlerin ve kompozisyonların
diyalektiğini, üslûbun tekniğini özümsemek ve bütün bunları çağın
127
bilinci içerisinde, çağdaş sanat akımlarının anlayışı ile yorumlamak, bir
yöntem gibi görülmektedir.
“Dekoratif sanatlarda değişik uygulama alanlarında, çağın sosyal ve
kültürel yapısının isteği değerlere uygun görsel anlayışta tasarımlar
gerçekleştirilmesi zorunludur. Bu da ancak kalıplaşmış bir takım
düşünsel tavırları bir tarafa bırakarak yaratıcı imgelemelerle hayal
gücümüzün ve kültürel bakış açımızın ortak paydası olabilecek içerikte
formlar elde etmekle gerçekleşebilir. Bu formsal algılama ve bundan
doğan içerik, sosyal yaşamımızda karşılaştığımız ve yaşadığımız
değerlerin bizim tasarımsal boyutumuzda yorumlanarak birer yaşamsal
motif haline getirilmesiyle başlar. Böylece her tasarımcı kendi yaşamı ve
düşünsel özgürlüğü içinde yaratıcı fonksiyonlarını kullanarak kendi
motifini ve bu motiflerin bir araya gelmesiyle de özgün tasarımını
gerçekleştirir14
.
Geleneksel motiflerden esinlenerek analitik çözümlemelere gitmenin
çağdaş sanat biçimlerini oluşturmada tek geçerli ve kesin bir yol olduğu
iddiasında bulunmak yanlıştır. Ancak, sanatçı yaratıcılığının özgürlüğe
bağlı olduğu ve bireysel atılımların; yapıtın özgürlüğünü sağlamadaki
gerekliliği göz önüne alındığında geleneksel formun morfolojisi
üzerinde incelemeler yapmak ve elde edilen bulguları değerlendirerek
çağdaş yorumlara ulaşmak, biçimselliğe yönelik bir yöntem olarak
görünmektedir.
Geleneksel halılar kendi zamanları içerisinde çağdaştırlar. Geleneksel,
kendi zaman açımızdan irdelendiğinde bizimle aynı zaman diliminde
soluk almaktadır. Bu nedenle geçmiş ile şimdiki zaman eş zamanlı
olarak tanımlanabilmektedir. Geçmişin çözümlenmesi amacı ile
geçmişe; o dönemlerdeki anlayış çerçevesinden bakmak mümkün gibi
görünse de yeni sentezlere ulaşmada, geçmişe bugünün düşünce yapısı
ile yaklaşılması gerektiği de bir gerçektir.
Geleneksel bir motifin içeriğini kavramadan onu olduğu gibi alıp
kullanmak, geçmişteki bir sözcüğün bugünün cümlesinde yer almasına
benzemektedir. O sözcük, içerdiği anlamı ile geçmişin bütününde
14
Yavuz Seçkin; ‘’Geçmişten Geleceğe Dekoratif Sanatlarımızdaki Değişim ve
Gelişim Süreci’’, Kamu ve Özel Kuruluşlarla Orta Öğretimde, Üniversitelerde El
Sanatlarına Yaklaşım ve Sorunları Sempozyumu Bildirileri, (18-20 Kasım 1992,
İzmir), Ankara, 1994, s.398
128
(cümlede) değer taşımaktadır. Geleneksel değerlerin geçmişteki
anlamlarını kavrayarak ona bugünün bakış açısından bakılabilmeli ve o;
geçmiş ile şimdinin eş zamanlı bütünü içerisinde uyumlanabilmelidir.
Sanatçının dili kendi zamanının dilidir. Kendi çağının bilincini
taşıyabiliyorsa geleneğinide niçin ve nasıl sorularına yanıt bularak
geleceğe taşıyacaktır.
Herhangi bir otomobil markasının ilk üretim tarihinden günümüze kadar
geçen süreçte yaptığı otomobillere bakıldığında her markanın kendine
göre bir kimlik oluşturduğu görülebilir. Zamanla kullanılan malzeme,
kullanım alanı, tasarımı değişmesine rağmen o araç, görüldüğünde
tanınır. Çünkü onda kimlik oluşturan kısım hep korunmaktadır. Mesela
BMW markalı araç, ön kısmından, ambleminden tanınır. İster arazi
aracı, isterse spor otomobil olsun onun kimliği bilinir. İşte halı
üretiminin temel noktası da bu kimliğidir. O kimlik iyi tespit edilip
korunabildiği ölçüde halının gelenekselliği de sağlanabilir.
Sanatta korunması gereken; kurallar ve kalıplardan ziyade değerlerdir.
Bu değerler, o sanata devrinin estetik anlayışı içinde milli, mahalli ve
şahsi kimlik kazandıran, verilmek istenen mesajı veya manayı anlatacak
ifade üslûbunu belirleyen, ecdat yadigârı değerlerdir15. Bunları ifade
etmek için kullanılan kurallar, semboller, malzemeler dönemin
şartlarına, ihtiyacına, sanat anlayışına, zevkine, medeniyet seviyesine
bağlı olarak değişebilir ve değişmelidir. Yeter ki korunması gerekenlerin
farkına varılsın ve hassasiyetle onlara sahip çıkılsın ki gelenek geleceğe
taşınsın.
KAYNAKLAR
ALANTAR Hüseyin, Bir Kültürün Dokunuşu, Karakter Color
Matbaası A.Ş., İstanbul 2006
ALANTAR, Hüseyin, Motiflerin Dili, A4 Ofset Matbacılık San. Tic.
Ltd. Şti, İstanbul Halı İhracatçıları Birliği, İstanbul 2007
BENJAMİN,Walter, Pasajlar (Tekniğin Olanaklarıyla Yeniden
Üretilebildiği Çağda Sanat Yapıtı), Çev. Ahmet, Cemal, Yapı Kredi
Yayınları, İstanbul 2012
15İnci Ayan, Birol; “Geleneksel Sanatların Eğitimdeki Yeri ve Önemi” Türkiye’deki
El Sanatları Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki Yeri Sempozyumu Bildirileri,
Kültür Bakanlığı Yayınları:1861, Ankara, 1997.
129
BİROL, İnci Ayan; “Geleneksel Sanatların Eğitimdeki Yeri ve Önemi”
Türkiye’deki El Sanatları Geleneği ve Çağdaş Sanatlar İçindeki
Yeri Sempozyumu Bildirileri, Kültür Bakanlığı Yayınları:1861,
Ankara, 1997.
KANDİNSKİ Vasili, Sanatta Zihinsellik Üstüne, Çev. Tevfik Turan,
II. Basım, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 1993
KAYIPMAZ, Fahrettin, Uluslararası Halı Pazarında Türk Halıcığının
Konumu Paneli, Ankara Park Otel, 2006.
KAYIPMAZ, Fahrettin-Naciye, “Geleneksel Türk El Halıcılığı
Paralelinde Günümüzde Türkiye'de Yapılan Bir Kısım İmalatların
Gelenekler ve Pazar İlişkisi İçerisinde Değerlendirilmesi”, Kamu ve
Özel Kuruluşlarla Orta Öğretimde, Üniversitelerde El Sanatlarına
Yaklaşım ve Sorunları Sempozyumu Bildirileri,(18-20 Kasım 1992,
İzmir), Ankara, 1994
KUBAN, Doğan, Özgün Bir Sanat Kuramı Üzerine Düşünceler V-
Halkın Duyarlığı ve Halka Dönük Sanat, Köken,Aylık Kültür ve
Düşün Dergisi, Sayı: 6, (1974)
ÖZSEZGİN, Kaya, Çağdaş Sanatta Metafor olarak Simge, “Türkiye’de
Sanat”, Plastik Sanatlar Dergisi, Ocak/Şubat, 1994, S.12
RİFAT, Mehmet, Gösterge Avcıları, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul
1997
SEÇKİN, Yavuz, ‘’Geçmişten Geleceğe Dekoratif Sanatlarımızdaki
Değişim ve Gelişim Süreci’’, Kamu ve Özel Kuruluşlarla Orta
Öğretimde, Üniversitelerde El Sanatlarına Yaklaşım ve Sorunları
Sempozyumu Bildirileri, (18-20 Kasım 1992, İzmir), Ankara, 1994
TUNALI, İsmail, Tasarım Felsefesine Giriş, Yapı Endüstri Merkezi
Yayınları, İstanbul 2004
URAL, Şafak, Mimari Bir Objenin Felsefi Açıdan Yorumu, Mimarlık
ve Felsefe, YEM Yay.,2002, s.31-32
YÜCEL, Atilla, Doğan Kuban, Turgut Cansever, Uğur Tanyeli,
“Mimaride Çağdaşlık Sorunsalı’’, Geçmişiyle Geleceği Arasında
Kıvranan Sanat- Çağdaşlık Sorunları, Salı Toplantıları 92-93, İstanbul
1993, s.12-18
130
1984 YILI MEZUNLARINDAN BİR KONUŞMA
Çanakkale Meslek Yüksek Okulu Halıcılık ve
Desinatörlüğü Bölümü ilk mezunlarındanım.
Akademisyen değilim, Milli Eğitim
Bakanlığı’nda öğretmenim. Mezun olduğum okul
sayesinde meslek sahibi oldum. Hocalarım
Tahsin Öztürk, Gürbüz Uğur ve Eşref Bülent
sayesinde seviyeli ve yeterli bir eğitim aldık. Halı
ve kilimle ilgili bilmemiz gereken her şeyi öğrendik. Akademisyen
olmasak da hocalarımızın öğrettikleriyle şu an hizmet vermekteyiz,
içimizdeki halı desen kilim sevgisi hiç azalmadı. Fırsat bulduğumuz an
aynı coşkuyla devam edebiliriz. Bu çalıştaya davet edildiğimiz için çok
mutluyum, Tahsin hocam başta olmak üzere üzerimde emeği olan bütün
hocalarıma ve siz değerli katılımcılara saygılarımı sunar, teşekkür
ederim.
Öğretmen Alev ÇETİN
131
ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ
Öğr. Gör. Mustafa GENÇ
Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi
Geleneksel Türk Sanatları Bölümü
Halı Kilim Ana Sanat Dalı Başkanı
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ayvacık Meslek Yüksekokulu
tarafından 5-6 Nisan 2012 tarihlerinde düzenlenen “HALICILIK ve
KİLİMCİLİK PROGRAMININ SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ” çalıştayının 05.04.2012 tarihinde değerlendirme toplantısı
yapılmış ve aşağıdaki kararlar alınmıştır:
1-Geçmişte Türkiye’nin farklı üniversitelerinde Halı-Kilim, Halıcılık
ve Halı-Kilim Desinatörlüğü adı altında eğitim-öğretim veren
programların, Uluslararası Standart Eğitim Sınıflaması (ISCED’97)’na
uyarlanmasıyla HALICILIK ve KİLİMCİLİK adı altında
toplanmaları, bu programlara gelen öğrenci sayısında ciddi
azalmalara yol açtığından program isminin “HALI
DESİNATÖRLÜĞÜ” olarak YÖK’e teklif edilmesine
2-Dikey geçiş sınavlarında belirlenen kontenjanların tercihte önemli
bir motivasyon öğesi olmasından dolayı bu oranın %30’a
çıkartılmasının teklif edilmesine;
3-Ders adlarının ve içeriklerinin yeniden güncellenerek aynı
olmasının öğrenci talebine olumlu yansıyacağına;
4-Öğrenci kontenjanlarının 30 olarak sabitlenmesine ve
arttırılmamasına;
5-Öğrenci alım puanlarının şimdiki gibi devam ettirilmesine ve puan
türünün değiştirilmemesine;
oybirliği ile karar verilmiştir.
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
TRAKYA ÜNİVERSİTESİ
ÇANAKKALE MYO HALICILIKVE DESİNATÖRLÜĞÜ
BÖLÜMÜ HATIRALARI (1982-1992)
142
143
144
145
146
147
148