Upload
angie
View
64
Download
1
Embed Size (px)
DESCRIPTION
TÜRKİYE’DE YAĞLI TOHUMLU BİTKİLERİN POTANSİYELİ. Prof.Dr. Özer KOLSARICI. - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
TÜRKİYE’DE YAĞLI TOHUMLU TÜRKİYE’DE YAĞLI TOHUMLU
BİTKİLERİN POTANSİYELİ BİTKİLERİN POTANSİYELİ
Prof.Dr. Özer KOLSARICIProf.Dr. Özer KOLSARICI
• Temel besin maddelerinden olan ve insan beslenmesinde önemli
bir yere sahip olan yağlar; insanların yaşamsal aktivitelerini
sürdürebilmeleri için alınması mutlak gerekli ana besinlerden
birisidir. Türkiye’ de kişi başına yağ tüketimi 17 kg/yıldır. Halbuki
AB normlarında sağlıklı bir beslenmeden söz edilebilmesi için kişi
başına 24 kg/yıl yağ tüketilmesi öngörülmektedir. Farklı kullanım
alanları da dikkate alındığında yeterli beslenme koşullarını
sağlayacak ülkemizin toplam yağ gereksinimi 1.2- 1.5 milyon ton
arasında olmalıdır.Buna son yıllarda fosil yakıt yerine bitkisel
kökenli çevreyi kirletmeyen büyük kısmı yemeklik bitkisel
yağlardan sağlanan biodizel üreticilerinin talepleri de
düşünüldüğünde, bu değer daha da artacaktır.
• Biodizel, genellikle bitkisel yağlardan (kolza , aspir,
soya, pamuk, ayçiçeği ve palm yağı ) elde edildiği gibi
bitkisel atık yağlar (evsel, endüstriyel, askeri
yemekhaneler, üniversite yemekhaneleri vb
tüketimlerden kaynaklanan atık yağlar) ile hayvansal
yağlardan (mezbaha, balık, tavuk yağı gibi) elde
edilmektedir. Fakat bilindiği üzere en kaliteli biodizel
bitkisel yağlardan elde edildiğinden yağlı tohum ve
dolayısıyla bitkisel yağ üretim potansiyelimizi arttırarak
bitkisel yağ sanayicileri ve biodizel üreticilerinin
talepleri mutlaka ülke içerisinden karşılanmalıdır.
• Artan nüfusa paralel olarak yıldan yıla bitkisel yağ açığımız artmakta,
bu da ithalatla karşılanmaktadır. Buna paralel olarak Türkiye’nin yıllık
ham yağ ithalatı ile yağlı tohum ithalatı da her geçen yıl artmaktadır.
Petrolden sonra en fazla döviz ödediğimiz bu sektöre, 2004 yılı
değerleriyle 1.250.482 yağlı tohum ve 189.677 ton ham yağ olmak
üzere toplam 1.440.159 ton ham yağ ve yağlı tohum ithalatı
karşılığında 1 milyar doların üzerinde bir döviz ödenmiştir. Trakya
birliğin 2005 yılı değerlerine göre ise ayçiçeği, soya ve kolza olmak
üzere toplam 1.8 milyon ton yağlı tohum için 521 milyon dolar, 511
bin ton bitkisel yağ için 616 milyon dolar, küspe içinde 795 bin ton
karşılığı 170 milyon dolar döviz ödenmiştir. Toplam ödenen döviz
miktarı yaklaşık 1.3 milyar dolara ulaşmıştır.
YAĞLI TOHUMLU BİTKİLERİN YAĞLI TOHUMLU BİTKİLERİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMUÜLKEMİZDEKİ DURUMU
• Yağlı tohum üretim değerlerine baktığımızda, 2000 yılında toplam
yağlı tohum üretimi 2.253.448 ton iken, 2004 yılında 2.538. 600 ton’a
ulaşmıştır. Ekiliş alanında fazla artış olmamasına rağmen üretimdeki
bu artışın nedeni özellikle ayçiçeği, soya ve çiğitteki verim artışından
kaynaklanmıştır. Son yıllarda kolza yağının biodizel üretiminde
önemli bir hammadde olduğunun anlaşılmasından sonra kolza
üretiminin de özellikle başta trakya yöresinde olmak üzere birçok
bölgede sözleşmeli çifçilik yöntemiyle ekiminin yaygınlaştığı dikkate
alındığında, 2005 ve 2006 yılı yağlı tohum üretim değerlerinin daha da
yükseleceği muhakkaktır.
Ürün 2000 2001 2002 2003 2004
Ayçiçeği Ekiliş (ha) 542.000 510.000 550.000 545.000 550000
Üretim (ton) 800.000 650.000 850.000 800.000 900000
Verim(kg/da) 147.6 127.5 154.5 146.8 163.6
Pamuk (Çiğit)
Ekiliş (ha) 654.177 684.665 721.077 629.610 640045
Üretim (ton) 1.295.066 1.353.888 1.457.122 1.307.920 1.425.850
Verim(kg/da) 198.0 197.7 202.1 207.7 222.7
Soya
Ekiliş (ha) 15.000 17.000 25.500 27.000 14000
Üretim (ton) 44.500 50.000 75.000 85.000 50000
Verim(kg/da) 296.7 294.1 294.1 314.8 357.1
Yerfıstığı
Ekiliş (ha) 28.300 27.000 33.000 28.000 26000
Üretim (ton) 78.000 72.000 90.000 85.000 80000
Verim(kg/da) 275.6 266.7 272.7 303.6 307.7
Susam Ekiliş (ha) 50.900 50.000 48.000 44.000 43000
Üretim (ton) 23.800 23.000 22.000 22.000 23000
Verim (kg/da) 46.8 46.0 45.8 50.0 53.5
KolzaEkiliş (ha) 82 290 550 2.800 1700
Üretim (ton) 187 650 1.500 6.500 4500
Verim (kg/da) 228.0 224.1 272.7 232.1 264.7
Aspir Ekiliş (ha) 30 35 40 250 165
Üretim (ton) 18 25 25 170 150
Verim(kg/da) 60.0 71.4 62.5 68.0 90.9
Haşhaş
Ekiliş (ha) 27555 45836 50741 99431 30343
Üretim (ton) 11564 21436 19000 52000 17809
Verim(kg/da) 42.0 46.8 37.4 52.3 58.7
Keten
Ekiliş (ha) 320 290 250 250 220
Üretim (ton) 173 155 130 110 80
Verim(kg/da) 54.1 53.4 52.0 44.0 36.4
TOPLAMEkiliş (ha) 1.319.247 1.335.816 1.429.818 1.376.991 1.355.205
Üretim (ton) 2.253.448 2.171.314 2.514.827 2.358.780 2.538.600
AYÇİÇEĞİAYÇİÇEĞİ • Ayçiçeğinde üretim artışını ekim alanı ve birim alan
verimindeki artışla gerçekleştirebiliriz. Bugün ülkemizde
toplam ayçiçeği ekiliş alanlarının %75.9’u Trakya ve
Marmara Bölgesinde yer almaktadır. Bu bölgemizde
ekiliş alanları sınıra dayanmıştır. Ancak ekim alanını
artırmada ana ve ikinci ürün tarımı olarak GAP ve
Akdeniz bölgeleri ile Geçit bölgelerimiz potansiyel
olarak görülmektedir.
• Bunun dışında üretim deseninde meydana gelen
değişikliklerle ve özellikle de şekerpancarı
alanlarında ayçiçeği ekim alanları arttırılabilir.
• Verimi artırmada da özellikle orobanşın yeni
ırklarına dayanıklı hibrit ayçiçeği çeşitlerinin
ekiminin yaygınlaştırılması, hibrit çeşitlerin
istediği yetiştirme koşullarının sağlanması etkili
olacaktır.
• Ayçiçeği verimi bakımından Türkiye ortalaması 125 kg/da
iken bölgeler arasında en düşük verim 79.8 kg/da ile Orta
Anadolu bölgesinden elde edilmektedir.
• Bunun nedeni bölgede kurak koşullarda geniş sıra
aralıkları ile ayçiçeği yetiştirilmesi, genellikle ülkemizin
çerezlik üretiminin büyük bir kısmının bu bölgeden
karşılanması ve entansif ayçiçeği tarımının
uygulanmayışıdır.
• Ayçiçeğinde Imidazolinone (IMI) herbisit grubuna
dayanıklılığın yabani ayçiçeği bitkilerinde belirlenmesi ve
bu genlerin geri melezlemeyle kültür çeşitlerine
aktarılmasıyla herbisitlere dayanıklı ayçiçeği çeşitlerinin
kullanılmasını sağlamıştır. Böylece ayçiçeğinde büyük
verim azalmalarına neden olan başta orobanş olmak üzere
birçok yabancı ot kontrol altına alınabilmiştir. Herbisite
dayanıklı bu çeşitler ayçiçeği verimini, dolayısıyla üretimi
artıracak önemli bir ıslah çalışması olarak görülmelidir.
• Ayçiçeğinde yağışlarla alınan su miktarı yeterli değil ise
verim artışı için sulanması gerekmektedir. Kurak
koşullarda sulama ile %100’e varan bir verim artışı
sağlanabilmektedir. Suya en fazla gereksinim duyduğu
dönem çiçeklenmeden önceki ve sonraki 40 günlük
periyottur. Özellikle çiçeklenme ve döllenmenin olduğu
10 günlük dönem ile çiçeklenmeden sonraki 20 günlük
dönemde bitkinin su stresine girmesi halinde tohum ve
yağ verimi olumsuz etkilenmektedir. Bu periyotlarda
yapılacak 1-2 sulama ile verim düşüklüğü
önlenebilmektedir.
• Son yıllarda ayçiçeği üretiminde görülen yetersizliğin
temel nedenlerinden biri ekim alanlarında görülen
azalmadır. Ayçiçeği-buğday Trakya yöresinde
yetiştirilen iki ana ürün olup, fiyat açısından
ayçiçeğinin buğday ile rekabet edebilmesi için ayçiçeği
buğday fiyat paritesinin 2.5-3.0 arasında olması
gerekmektedir.
ÇİĞİT (Pamuk Tohumu)ÇİĞİT (Pamuk Tohumu)
• Pamuk bir lif bitkisi olmasına rağmen tohumlarında Pamuk bir lif bitkisi olmasına rağmen tohumlarında
bulunan %17-24 oranındaki yağı ile de yan ürün olarak bulunan %17-24 oranındaki yağı ile de yan ürün olarak
bitkisel yağ sanayimize katkı sağlamaktadır. Elde edilen bitkisel yağ sanayimize katkı sağlamaktadır. Elde edilen
kütlünün %40’ı lif, %60’ı çiğit olarak çırçırlama sonunda kütlünün %40’ı lif, %60’ı çiğit olarak çırçırlama sonunda
ayrıldığı düşünüldüğünde, yaklaşık 700 bin hektarlık bir ayrıldığı düşünüldüğünde, yaklaşık 700 bin hektarlık bir
alandan 1.5 milyon ton çiğit üretimi sağlanmaktadır. alandan 1.5 milyon ton çiğit üretimi sağlanmaktadır.
Yağ fabrikalarında rafinasyon sonunda %15 ham yağ Yağ fabrikalarında rafinasyon sonunda %15 ham yağ
elde edildiği düşünüldüğünde, 225 bin ton/yıl pamuk elde edildiği düşünüldüğünde, 225 bin ton/yıl pamuk
yağı elde edilerek bitkisel yağ üretimimize büyük bir yağı elde edilerek bitkisel yağ üretimimize büyük bir
katkı sağlamaktadır. katkı sağlamaktadır.
• Pamuk ekiliş alanlarında yıldan yıla inişli çıkışlı seyir
izlenmekte ise de (650-720 bin hektar) üretim değerleri
devamlı bir artış göstermiştir. Bunun en büyük nedeni
kütlü verimi yüksek pamuk çeşitlerinin tohumluk
olarak çiftçiler tarafından değerlendirilmesinden
kaynaklanmıştır.
• GAP Bölgesinde planlı bir ürün deseniyle kontrollü bir
pamuk ekimi gerçekleştirildiğinde pamuğun yağ
sanayisine katkısı devam edecektir.
SOYASOYA
• Soya yağı ve küspesi ile ve aynı zamanda Soya yağı ve küspesi ile ve aynı zamanda
aminoasitlerce zengin proteini ile dünyada birçoğu aminoasitlerce zengin proteini ile dünyada birçoğu
gıda sektöründe olmak üzere 250-300 farklı alanda gıda sektöründe olmak üzere 250-300 farklı alanda
kullanıma sahip bir bitkidir. kullanıma sahip bir bitkidir.
• Ancak ülkemizde soya ile ilgili entegre yan sanayi Ancak ülkemizde soya ile ilgili entegre yan sanayi
tesislerinin kurulamayışı, sadece yağını çıkarıp tesislerinin kurulamayışı, sadece yağını çıkarıp
kalanından küspe olarak yararlanma şeklindeki katma kalanından küspe olarak yararlanma şeklindeki katma
değeri yetersiz bir sanayi üretim metodunu geçerli değeri yetersiz bir sanayi üretim metodunu geçerli
kılmaktadır ki, bu da ekonomik potansiyel adına kılmaktadır ki, bu da ekonomik potansiyel adına
önemli bir kayıptır. önemli bir kayıptır.
• 1987 yılında 112 bin hektar ekiliş ve 250 bin ton üretim değeri ile zirve yapan soya üretimi yıldan yıla gerilemiştir. Bu fırsat entegre yan sanayi tesislerinin hemen devreye sokulamaması sonucunda ekonomik ranta ve katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülememiştir. Bu yıldan itibaren destekleme kademeli olarak kaldırılınca hızla ekiliş ve üretim değerleri düşmüş ve bugün 2004 yılı verilerine göre 14 bin hektar ekiliş, 50 bin ton üretim gerçekleşebilmiştir. Halbuki biodizel üretiminde AB ülkelerinden başta İtalya olmak üzere birçok ülkede, kolza yanında soya yağı da biodizel üretiminde değerlendirilmektedir.
• Soyanın yeniden üretiminin artırılması için entegre yan sanayi tesislerinin öncelikle kurulması yanında ürün desteğinin arttırılarak devam ettirilmesigerekir.
KOLZAKOLZA ( kanola )( kanola )• Ülkemizde 1960’lı yıllardan itibaren özellikle Trakya Ülkemizde 1960’lı yıllardan itibaren özellikle Trakya
yöresinde yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış olan yöresinde yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış olan kolzanın 6 bin hektar ekiliş, 6 bin ton olan üretimi 1979 kolzanın 6 bin hektar ekiliş, 6 bin ton olan üretimi 1979 yılına kadar sürekli bir artış göstererek 1979 yılında 27.500 yılına kadar sürekli bir artış göstererek 1979 yılında 27.500 hektar ekilişe, 43.000 ton üretime ulaşmıştır. Fakat aynı hektar ekilişe, 43.000 ton üretime ulaşmıştır. Fakat aynı yılda kolza yağında bulunan yağ asitlerinden “Erusik yılda kolza yağında bulunan yağ asitlerinden “Erusik asit”in insan sağlığına, küspesindeki “Glikosinolat” adı asit”in insan sağlığına, küspesindeki “Glikosinolat” adı verilen toksik etkili kükürtlü bileşiklerin yüksek oranlarda verilen toksik etkili kükürtlü bileşiklerin yüksek oranlarda olmasıyla yem olarak kullanımında da hayvan sağlığına olmasıyla yem olarak kullanımında da hayvan sağlığına zarar vermesi nedeniyle ıslah edilmiş, erusik asitsiz ve zarar vermesi nedeniyle ıslah edilmiş, erusik asitsiz ve glikosinolatsız (00 tipi) yeni kolza çeşitlerinin üretilmesine glikosinolatsız (00 tipi) yeni kolza çeşitlerinin üretilmesine kadar 2 yıl süre ile ekimi yasaklanmıştır.kadar 2 yıl süre ile ekimi yasaklanmıştır.
• Daha sonra ilgili bakanlıkça ithal edilmiş olan
kolza çeşitleri Trakya çiftçisine dağıtılarak ekim
teşvik edilmiş ise de ekiliş alanları
yaygınlaştırılamamıştır. Bunun da nedeni, kışlık
ekim zamanı geçtikten sonra çiftçiye tohumluk
dağıtılarak ekimin geç yapılmasından dolayı kış
zararının üreticilere büyük kayıplar vermesiyle
kolzaya talebin düşmesidir.
• Tohumlarında %40-45 oranındaki yağı ile daha
çok sıvı halde ve katı olarak da margarin
sanayinde üretici ülkelerde tüketimi hızla
artmaktadır.
• Yağındaki erusik asidin tamamen elemine edilmesinden
sonra “Kanola” ticari ismiyle yağ bitkileri arasında
soyadan sonra dünyada üretim bakımından 2. sırayı alan
kolza bitkisi yağındaki yağ asitlerinden oleik asitçe
zengin olması, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri grubuyla
en sağlıklı yağlar içerisinde yer alarak kaliteli yağ
özelliğini taşımaktadır.
• Kolza ülkemizde son yıllarda gerekli desteğin verilmiş
olmasına rağmen son derece ihmal edilmiş bir bitkidir.
Bugün tahıl üretimi yapılan her yerde yetiştirilebileceği
göz önüne alındığında ve GAP bölgesinde sulamaya
açılan tarım alanları da dikkate alındığında yağ açığımızı
kapatmada önemli alternatif yağ bitkilerinden birisidir.
• Bilindiği gibi birçok yağ bitkisi başta ayçiçeği olmak
üzere yazlık olarak ekilmesine karşın, kolzanın kışlık ve
yazlık çeşitlerinin olmasıyla yazlık ve kışlık olarak
ekilebilmesi,
• Kışlık ekildiğinde haziran ayında yağ ve yem
fabrikalarının hammadde sıkıntısı çektiği, hammadde
fiyatlarının arz noksanlığından spekülatif olarak çok
yükseldiği bir devrede hammadde sağlayarak atıl
kapasitede çalışan yağ ve yem fabrikalarının tam
kapasite ile çalışmalarına olanak vermesi,
• Yağ fabrikalarındaki işlenme aşamasında ayçiçeği ve
pamuk tohumu gibi yağlı tohumların önce kabuk ayırım
işlemine tabi tutulmaları gerektiği halde kolza
tohumlarının doğrudan doğruya öğütülmesi,
• Bir çok yağ bitkisine göre tohum ve yağ veriminin
yüksek olması gibi farklılıkları, diğer yağ bitkilerine göre
üstünlükleri olarak sayılabilir.
• Son yıllarda başta AB ülkeleri olmak üzere
birçok ülkelerde fosil yakıt motorine
alternatif olarak kolza yağından basit bir
kimyasal reaksiyonla “Biodizel” adı
altında bir yakıt üretilmektedir. Biodizel
üretiminde en önemli bitkisel yağ kaynağı
kolzadır.
i
• Dünya biodizel üretiminin %84 gibi önemli bir
kısmı kolzadan karşılanmaktadır. Ülkemizde
de biodizel üretimi amacıyla bir çok kuruluş
üretim faaliyetlerine başlamıştır.
• 2001 yılından itibaren biodizel üretimine
yönelen işletmelerin sayısı yıldan yıla artmış,
bugün faal olan 181 biodizel işletmesinin
yıllık üretim miktarı da yaklaşık 2300 tonun
üzerinde gerçekleşmiştir.
• Bugün bu işletmelerin birçoğu üretimlerini
durdurmuşlardır. Zira, yerli üretimi hammadde olarak
kullanan işletmeler için de ÖTV getirilmesi sadece
mazota katılan oran kadar ÖTV den muaf olması
biodizel üretimini cazip olmaktan çıkarmıştır. Bunun
en kısa zamanda bizimde yağlı tohum üretiminin
arttırılması için önerdiğimiz, ülkemizde üretilen yağlı
tohumları ve bitkisel yağları kullanan biodizel
üreticilerine en azından geçiş döneminde ÖTV
muafiyeti tekrar getirilmelidir. Daha sonraki yıllarda
tedrici olarak ÖTV getirilebilir. Bu sağlandığı takdirde
yağlı tohum üretimi artacaktır.
• Kolza GAP, Trakya-Marmara, Orta Anadolu ve Geçit
bölgelerimizde kışlık yağ bitkisi olarak eylül ayında çıkış
yapacak şekilde ekim gerçekleştirildiğinde bu bölgelerde
ekim nöbetine girebilecek en önemli alternatif bir yağ
bitkisidir. Ancak yağının yağ kalitesinin bozulmaması için
her yıl tohumluk dağıtımının gerçekleşmesi
sağlanmalıdır.
• Üretici tohumluk değerlerinin pahalı olması nedeniyle
kendi tohumluğunu kullanması durumunda, erusik asitce
zengin olan yakın akraba bitkisi yabani hardaldan
tozlanarak erusik asit artışına dolayısıyla da yağ
kalitesinin düşmesine neden olmaktadır.
• Kolza ekiminin yaygınlaştırılması için mutlaka tohumlukla
ilgili düzenlemelerin önceden yapılması ve belli bir süre
sözleşmeli üretim yaptırılarak çiftçiye alım garantisinin
verilmesiyle özendirici tedbirlerin uygulamaya konulması
gerekmektedir. Bunun için devlet kuruluşları yanında özel
tohumluk firmalarının da kolza tohumluk üretimi için devreye
girmesi gerekmektedir. Bu çalışmalar sonucunda ülkemizde ilk
kez bu yıl ÇİMSAN AŞ tarafından sözleşmeli üretici tarlasında
sertifikalı kolza tohumu üretimi gerçekleştirilmiştir.
YERFISTIĞIYERFISTIĞI • Yerfıstığı, tohumlarında %44-56 yağ
içeren baklagil kökenli bir yağ bitkisidir.
Ayrıca tohumları %22-30 oranında
aminoasitce zengin protein içerdiğinden
besin değeri yüksektir.
• Ülkemizde mekanizasyonun tamamıyla
tarımına girememesi nedeniyle tarımsal
faaliyetlerinin büyük bir kısmı el emeğine
dayalı yürütülmektedir. Bu nedenle birim
yağ maliyetinin diğer yağ bitkilerine göre
yüksek olmasından dolayı bugün yağ
sanayinde değerlendirilememekte,
genellikle çerez olarak tüketilmektedir.
• Zeytinyağına yakın kalitede olan yerfıstığı yağının
bileşiminde bulunan “Tocopherol” antioksidant etkisiyle
yerfıstığı yağının kolayca bozulmasını önlemektedir.
Yerfıstığında yağlık çeşitlerin üretime alınması yanında
hasat ve harmanda mekanizasyonun
gerçekleştirilmesiyle özellikle GAP bölgesinde erkenci
çeşitlerin 2. ürün olarak, geççi çeşitlerin de ana ürün
olarak ekim nöbetinde yer almasıyla yerfıstığı üretimi
arttırılabilecektir.
• Bugün için yerfıstığının yağ sanayine katkısı bu sorunlar
çözülmedikçe beklenilemez.
SUSAMSUSAM• Susam, tohumlarında %40 - 60 arasında yağ içeren Susam, tohumlarında %40 - 60 arasında yağ içeren
önemli bir yağ bitkisidir. Yüksek yağ oranına sahip, önemli bir yağ bitkisidir. Yüksek yağ oranına sahip,
yemeklik yağ kalitesi çok yüksek olan susam yağından yemeklik yağ kalitesi çok yüksek olan susam yağından
da yerfıstığı yağında olduğu gibi yetiştiriciliğinde insan da yerfıstığı yağında olduğu gibi yetiştiriciliğinde insan
iş gücünün payının fazla olması, mekanizasyonun tam iş gücünün payının fazla olması, mekanizasyonun tam
olarak uygulanamaması sonucunda birim yağ olarak uygulanamaması sonucunda birim yağ
maliyetinin diğer yağ bitkileriyle rekabet edemeyecek maliyetinin diğer yağ bitkileriyle rekabet edemeyecek
düzeyde yüksek olmasına neden olduğundan yağ düzeyde yüksek olmasına neden olduğundan yağ
sanayinde bugün için yağından istifade sanayinde bugün için yağından istifade
edilememektedir. edilememektedir.
• Ayrıca yerfıstığına göre birim alan tohum
veriminin de çok düşük olması, yağ sanayisi
için önemini ekonomik açıdan kaybetmiştir.
Ülkemizde en büyük tüketim alanı tahin
üretimi yanında değişik gıda maddelerinde
çerez olarak tüketimidir.
ASPİRASPİR• Ayçiçeği yanında alternatif yağ bitkileri arasında kolza ile Ayçiçeği yanında alternatif yağ bitkileri arasında kolza ile
birlikte aspir de ülkemizde önemli bir potansiyel olarak birlikte aspir de ülkemizde önemli bir potansiyel olarak
görülmektedir. görülmektedir.
• Özellikle bu bitkinin tuzluluğa ve kurağa dayanıklı olması Özellikle bu bitkinin tuzluluğa ve kurağa dayanıklı olması
GAP yöresinde, Orta Anadolu ve Geçit bölgelerimizde GAP yöresinde, Orta Anadolu ve Geçit bölgelerimizde
nispeten kurak koşullarda üretimi yaygınlaştırılabilir. nispeten kurak koşullarda üretimi yaygınlaştırılabilir.
• Tohumlarında ortalama %40 civarında yağ vardır. Tohumlarında ortalama %40 civarında yağ vardır.
Yağındaki yüksek linoleik asit oranı nedeniyle yemeklik Yağındaki yüksek linoleik asit oranı nedeniyle yemeklik
yağ sanayinde kaliteli yağlar arasında yer almaktadır.yağ sanayinde kaliteli yağlar arasında yer almaktadır.
• Yeni, verimli aspir çeşitlerinin devreye sokulması yanında kurağa
dayanıklı olarak bilindiğinden sulanmadan yetiştirilen aspir
bitkisinde sulama koşulları sağlandığında 60-70 kg/da olan verimin
150 kg/da ve daha üstüne çıkabileceği görülmektedir. Bilindiği üzere
kolza gibi aspir yağı da biodizel üretiminde değerlendirilmektedir.
Özellikle bugün 5 milyon ha. olan nadas alanlarımızda kurağa diğer
yağ bitkilerimize göre daha dayanıklı olan aspir ekiminin teşvik
edilmesiyle büyük bir potansiyel oluşacaktır. Bu takdirde bugün 500
ha.ın altına düşen ekiliş alanı, yetiştirme tekniklerinin de yerinde ve
zamanında uygulanmasıyla bitkisel yağ açığımızın
kapatılabilmesinde katkı sağlayacağı gibi biyodizel üreticileri için de
hammadde sağlayacaktır.
HAŞHAŞHAŞHAŞ
• Haşhaş bitkisi bir yağ bitkisi olmakla birlikte ülkemizde ve
dünya da esas kullanım alanı ilaç endüstrisidir. Ekimi izne
tabi olan haşhaşta son yıllarda ekim izni alan il sayısı 14
ise de haşhaş ekiminin yasaklanmadan önceki ekiminin
yapıldığı 42 ilde tekrar ekimine izin verilmesiyle
tohumlarında % 40- 45 arasındaki kaliteli yağından istifade
etmek ekonomik olacaktır. 2004 yılı dikkate alınmadığı
takdirde ekiliş alanı 27 bin ha. dan yaklaşık 100 bin ha’a
ulaşmıştır.
• Gelecekte ilaç endüstrisinin talebi için alkaloid,
özellikle de morfin oranı yüksek çeşitlerin ıslahı
yanında yağ sanayicilerinin hammadde
gereksinimleri içinde yağ oranı ve tohum verimi
yüksek haşhaş çeşitlerinin geliştirilmesi
çalışmalarına başlanmalıdır. Ancak bu koşullarda
haşhaş yağı yemeklik yağ sanayinde ve biodizel
üretiminde değerlendirilebilecektir.
KETENKETEN• Keten, bir lif bitkisi olmakla
beraber, tohumlarında bulunan %30- 45 yağı ile de aynı zamanda bezir yağının hammaddesini sağlayan bir yağ bitkisidir. Son 20 yıl içerisinde sentetik liflerle rekabet edemediğinden keten ekiliş ve üretim değerleri ülkemizde hızla düşmüştür. Daha çok teknik amaçla kullanılan yağı, boya sanayi dışında üretimi arttırıldığı takdirde biyodizel hammaddesi olarak da kullanılabilecektir.
Bitkisel Yağların Yakıt Bitkisel Yağların Yakıt ÖzellikleriÖzellikleri
Bitkisel
Yağlar
Özgül Kütle
( g/ml )
Viskozite
( mm2/s )
Isıl Değeri
( kj/kg )
Setan Sayısı
(ASTMD613)
İyot Sayısı) Donma
Noktası
( 0C )
Akma
Noktası
(0C)
Oksitlenme
Süresi
( h )
Ayçiçeği 0.92 34.9 39644 33 128 7.2 - 15 5.5
Soya 0.92 36.4 39390 39 130 - 3.9 - 12.2 8
Pamuk 0.91 37.4 37420 51 108 1.7 - 15 7.5
Yerfıstığı 0.91 37.2 37160 39 90 12.8 - 6.7 6.7
Kolza 0.92 39.0 39913 37.6 102 - 3.9 - 31.7 10.5
Keten 0.91 27.2 39300 34.6 180 1.7 - 15 3
Susam
0.89 35.5 39350 40.2
111 - 3.9 -9.4 8.5
Motorin 0.86 2.9 42450 50.8 12.5 - 15 - 33 150
Karbon Tüm bitkisel yağlarda % 0.22-0.30 (ASTM sınır değeri % 0.35)
Kükürt Tüm bitkisel yağlarda % 0.01 (ASTM sınır değeri % 0.5)
Kül Oranı Tüm bitkisel yağlarda % 0.005-0.01 (ASTM sınır değeri % 0.01)
Su ve Tortu
Tüm bitkisel yağlarda % 0.05 (ASTM sınır değeri % 0.35)
• Petrole dayalı fosil yakıt yerine havayı kirletmeyen çevreci
alternatif yakıt olarak Biodizel adıyla kullanılan bazı
bitkisel yağların karakteristik özellikleri incelendiğinde;
bitkisel yağların viskozitesinin motorine göre 9- 12 kat
fazla olduğu çizelgeden görülmektedir. Viskozitenin
yüksekliği biyodizel olarak kullanımında yakıtın
pompadan basılmasına ve enjektörden püskürtülmesinde
sorun yaratmakta, enjeksiyon sırasında yanmanın
kötüleşmesine neden olmaktadır. Bitkisel yağlar setan
sayısıyla motorine yaklaşmakta, ısıl değeri yönünden
motorinden büyük farkının olmadığı anlaşılmaktadır.
• Bitkisel ham yağın yakıt olarak kullanılmalarındaki
olumsuz özellikleri, yağ esterleriyle ve yağları motorinle
belirli oranlarda karıştırmak suretiyle
çözümlenebilmektedir.
• Biodizel üretiminde hayvansal atıkların bile kullanıldığı
koşullar dikkate alındığında, bitkisel kökenli yağların
sedan sayısı ve viskozite gibi yakıt kalitesine doğrudan
etkili olan değerler bakımından uygun olmayan
yağlarında karışım yapılarak AB ülkelerince istenen EN
14214 standart değerleri sağlanabilir.
SONUÇSONUÇ
• Açıklanan yağlı tohumlu bitkiler dışında, birçoğu tropik iklim
koşullarında yetişebilen yağ bitkilerinden elde edilen ve yağlarının
genellikle teknik amaçlarla kullanıldığı Palm yağı, Jatropa yağı ve
Jojoba yağı da biodizel üretiminde hammadde olarak
kullanılabilirse de;bu bitkilerin çok yıllık bitkiler olması yanında
tropik sıcak bölgelerde daha çok yetişme alanı bulmaları
nedeniyle ülkemiz ekolojik koşullarındaki üretimi bugün için
ekonomik görülmemektedir.
• Sonuç olarak yağlı tohumlu bitkilerin ekiliş ve üretim
potansiyelleri değerlendirildiğinde; bitkisel yemeklik yağ
sanayinin gereksinimlerinin karşılanması dışında,
biodizel üretimi için hammadde olarak başta Kolza
olmak üzere Ayçiçeği, Soya ve Aspir bitkilerinin üretim
potansiyellerinin geleceğe yönelik bakıldığında daha
avantajlı oldukları gözlenmektedir. Başta Tarım
Bakanlığı olmak üzere konuyla ilgili tüm kamu ve özel
sektör kuruluşlarının plan ve program dahilinde işbirliği
yapmasıyla ülkemiz yağlı tohum üretim potansiyelimiz
kolaylıkla arttırılabilir.
İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM!!!İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM!!!