45
1 Sayı1 06.12.2011

türkü'ün kalemi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

halk edebiyatindan önemli sairlerden bazilarinin hayati

Citation preview

Page 1: türkü'ün kalemi

1

Sayı1

06.12.2011

Page 2: türkü'ün kalemi

2

Page 3: türkü'ün kalemi

3

Sevgili okurlarım…

Bu dergiyi çıkartmamın amacı, siz değerli okurları-

mın halk edebiyatındaki ünlü şairleri, tanıtmak ve

onlar hakkında bilmediklerinizi sizlere iletmektir.

Sizler bu dergiyi sıkılmadan okumanız için şiir sayı-

sını fazla tuttum, bir tane yapıp geçebilirdim bunla-

rın hepsi siz değerli okurlarım için, bu derginin ilk

sayını zevkle okumanız dileğiyle İYİ OKURLAR…

İSTERİM Kİ, DAİMA İDEALİMİ GENÇ-

LERE AŞILAYASINIZ VE DAİMA KORU-

MAK HUSUSUNDA ÇALIŞASINIZ…

Page 4: türkü'ün kalemi

4

EDĠTÖRDEN…

TÜRK HALK EDEBĠYATI NEDĠR?

TÜRK HALK ġAĠRLERĠ...

TÜRK’ÜN KALEMĠNDEN ÖRNEKLER...

TUĞÇE KOPUZ...

Page 5: türkü'ün kalemi

5

Halk Edebiyatı; edebî zevk, düşünce ve anlatım gücüne ulaşmış

âşık ve tekke tarzı sahibi belli eserlerle oluşan anonim ürünler-

dir...

Halk Edebiyatı kavramı içinde toplanan bu türlerin bir bölümü

günümüzde de bazı bölgelerde dinamik olarak yaşamaktadır...

Doğu Anadolu bölgesinde canlı olarak devam eden Âşıklar geleneği,

kahvelerde, düğünlerde, bayramlarda, sohbetleri zenginleĢtirirken,

aynı zamanda dinleyenleri düĢündürmekte ve eğlendirmektedir…

Dil ve anlatımda süslü söyleyiĢe yöneliĢ yoktur. Genellikle yalın anla-

tım kullanılır…

Söylendikleri, yaĢatıldıkları devir ve çevrenin yaygın Türk-

çesi kullanılmıĢtır...

Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakı-

mından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır...

ġairler, genellikle okumamıĢ kiĢilerdir ...

AĢk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının

yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık

eğilen Ģairler, bunlarla ilgili eleĢtiriler getirirler. Daha çok

somut konular iĢlenir. Biçimden çok konuya ağırlık verilmiĢ-

tir...

Page 6: türkü'ün kalemi

6

Page 7: türkü'ün kalemi

7

Tasavvuf düşüncesini benimseyen şair Allah aşkını ve insan

sevgisini dile getirmiştir.

Tekke edebiyatının en lirik şairidir.

Halkın konuştuğu Türkçeyi bir edebiyat dili haline getirmiş-

tir.

Yalın ve içten bir söyleyişi vardır.

Zaman zaman aruz ölçüsüyle ve Divan edebiyatı anlayışıyla

da şiirler yazmıştır.

Tüm insanların eşit ve kardeş olduğuna inanmış; dil, din, ırk

ayrımı yapılmasına karşı çıkmıştır.

Türkçe divan sahibi ilk şairdir. Ayrıca Risaletü'n - Nushiyye

adlı öğretici bir mesnevisi vardır.

Page 8: türkü'ün kalemi

8

Aşkın Aldı Benden Beni

AĢkın aldı benden beni

Bana seni gerek seni

Ben yanarım dün ü günü

Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim

Ne yokluğa yerinirim

AĢkın ile avunurum

Bana seni gerek seni

AĢkın aĢıklar oldurur

AĢk denizine daldırır

Tecelli ile doldurur

Bana seni gerek seni

AĢkın Ģarabından içem

Mecnun olup dağa düĢem

Sensin dünü gün endiĢem

Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek

Ahilere ahret gerek

Mecnunlara Leyla gerek

Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler

Külüm göğe savuralar

Toprağım anda çağıra

Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri

Birkaç köĢkle birkaç huri

Ġsteyene Ver anları

Bana seni gerek seni

Yunus'dürür benim adım

Gün geçtikçe artar odum

Ġki cihanda maksudum

Bana seni gerek seni ……..

Page 9: türkü'ün kalemi

9

Çağırayım Mevlam Seni

Dağlar ile taĢlar ile

Çağırayım Mevlam seni

Seherlerde kuĢlar ile

Çağırayım Mevlam seni

Su dibinde mahi ile

Sahralarda ahü ile

Abdal olup Ya Hu ile

Çağırayım Mevlam seni

Gökyüzünde Ġsa ile

Tur dağında Musa ile

Elimdeki asa ile

Çağırayım Mevlam seni

Derdi öküĢ Eyyüb ile

Gözü yaĢlı Yakub ile

Ol Muhammed mahbub ile

Çağırayım Mevlam seni

BilmiĢim dünya halini

Terk ettim kıyl ü kalini

BaĢ açık ayak yalını

Çağırayım Mevlam seni

Yunus okur diller ile

Ol kumru bülbüller ile

Hakkı seven kullar ile

Çağırayım Mevlam seni

Page 10: türkü'ün kalemi

10

Severim Ben Seni Candan Içeri

Severim ben seni candan içeri

Yolum vardir bu erkandan içeri

Beni bende deme bende degilim

Bir ben vardir bende benden içeri

Nereye bakar isem dopdolusun

Seni nere koyam benden içeri

O bir dilberdurur yoktur niĢani

NiĢan olur mu niĢandan içeri

Beni sorma bana bende degilim

Suretim boĢ yürür dondan içeri

Beni benden alana ermez elim

Kadem kim basa sultandan içeri

Tecelliden nasib erdi kimine

Kiminin maksûdu bundan içeri

Kime didar gününden Ģu'le degse

Onun Ģu'lesi var günden içeri

Senin aĢkin beni benden aliptir

Ne Ģirin dert bu dermandan içeri

ġeriat, tarikat yoldur varana

Hakikat, marifet andan içeri

Süleyman kuĢ dilin bilir dediler

Süleyman var Süleyman'dan içeri

Unuttum din diyânet kaldi bende

Bu ne mezhebdürür dinden içeri

Dinin terkedenin küfürdür iĢi

Bu ne küfürdür imandan içeri

Geçer iken Yunus ĢeĢ oldu dosta

Ki kaldi kapida andan içeri

Page 11: türkü'ün kalemi

11

Ankara‟da tarikat kurmuş bir bilgin ve şairdir.

İlahi ve şathiye tarzı birkaç şiiri günümüze kadar ulaşmıştır.

Sade ve coşkun bir dili vardır.

Hece ölçüsü yanında aruzu da kullanmıştır.

Hacı Bayram Veli'nin geliĢtirdiği inanca göre temel varlık Tanrı'dır. Tanrı

bütün evreni kaplamıĢtır, tektir, önsüz-sonsuzdur, yaratıcıdır.

Hacı Bayram Veli,kiĢinin içine kapanarak bütün geçici varlıklardan yüz çevi-

rerek derin düĢünceye dalmasıyla Tanrıyı bir ıĢık olarak gönlünde görebileceği

kanısındadır.

Hacı Bayram Veliye göre tek gerçek olan Tanrı'ya ulaĢmak, onu gönülde bir

ıĢık olarak görmekle sağlanabilir.

Page 12: türkü'ün kalemi

12

Hacı Bektaş Veli'nin

Sadetlü hünkarın nazar kıldığı

Ġlleri var Hacı BektaĢ Veli'nin

Horasan'dan sökün edip geldiği

Yolları var Hacı BektaĢ Veli'nin

Kulları var atlas giyer al giyer

Düldül atları var altın çul giyer

DerviĢleri hırka giyer Ģal giyer

ġalları var Hacı BektaĢ Veli'nin

Bin bir ayet yazılıdır postunda

Yedi kıral yedi Ģah var destinde

Altın hilye örtüleri üstünde

La'lleri var Hacı BektaĢ Veli'nin

Dahi böyle sultan nerede olur

On sekiz bin alem hem mevcut bilir

Kırk konaklık yerden kurbanı gelir

Malları var Hacı BektaĢ Veli'nin

Veli'm eyder cünbüĢ verir cüĢ verir

Yine ay gün resiminde taĢ verir

On'ki imam yollanna baĢ verir

Kulları var Hacı BektaĢ Veli'nin

Page 13: türkü'ün kalemi

13

Her Ne Arar Ġsen Kendinde Ara

Hararet nardadır sacda değildir

Keramet baĢtadır tacda değildir

Her ne arar isen kendinde ara

Kudüs'te Mekke de Hacda değil

Sakın bir kimsenin gönlünü yıkma

Gerçek erenlerin sözünden çıkma

Eğer insan isen ölmezsin korkma

AĢığı kurt yemez uçta değildir

"Erkek, diĢi sorulmaz, muhabbetin dilinde.

Hak’ın yarattığı, herĢey yerli yerinde.

Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.

Noksanlık, eksiklik senin görüĢlerinde."

Dostumuzla beraber yaralanır kanarız

Her nefeste aĢk ile yaradanı anarız

Erenler meydanına vahdet ile gir de gör

Kırk budaklı Ģamdanda kırkımız bir yanarız.

Rengimiz güldür bizim, gül gibi açacağız

Gönüllere aĢl ile sevgiler saçacağız

Hak Hakikat yolunda bir yüzümüz var bizim

Olduğumuz gibiyiz öyle kalacağız."

Page 14: türkü'ün kalemi

14

13.yy‟da yaşamıştır, Türkistan‟ın Nişabur şehrinde doğmuş-

tur. Ahmet Yesevi‟nin isteğiyle Anadolu‟ya gelmiştir.

Bilinen en önemli eseri „‟Makâlât‟‟tır.

Bektaşilik tarikatının kurucusudur.

Makâlât: Sohbetler sözler anlamına gelir. Hz Âdem’in yaratılı-

şı, Şeytan ve Şeytani işler, Allah’ın birliği gibi konuları ele almış-tır. Arapça yazılan bu eserin aslı elde bulunmadığı gibi Hacı Bek-taş’ın kaleminden çıktığı da tarihi açıdan henüz kesin değildir.

Vilâyetnâme: Eserde Hacı Bektaş-ı Veli’nin yaşamı ile ilgili

menkıbeler anlatılm aktadır.

Makalat'ın asıl nüshaları tetkik edildiğinde, onun; İslam dinine sıkı

sıkıya ve sağlam bir şekilde bağlı, İslamiyete uymayan davranışlara

şiddetle karşı çıkar

Page 15: türkü'ün kalemi

15

Bilmek İstersen Seni

Bilmek istersen seni

Can içre ara canı

Geç canından bul anı

Sen seni bil sen seni

Kim bildi ef'alini

Ol bildi sıfatını

Anda gördü zatını

Sen seni bil sen seni

Görünen sıfatındır

Anı gören zatındır

Gayri ne hacetindir

Sen seni bil sen seni

Kim ki hayrete vardı

Nura müstağrak oldu

Tevhid-i zatı buldu

Sen seni bil sen seni

Bayram sözünü bildi

Bileni anda buldu

Bulan ol kendi oldu

Sen seni bil sen seni

Page 16: türkü'ün kalemi

16

Hiç Kimse Çekebilmez

Hiç kimse çekebilmez

Güçtür feleğin yayı

Derdine gönül verme

Bir götürür vayı

Oynayu gelir aldar

Çünkü eli çabuktur

Bir bunculayın fitne

Kande bulur arayı

Bir fani vefasızdır

Kavline inanma hiç

Gah bayı eder yoksul

Gah yoksul eder bayı

Hayran kamu alimler

Bu mani'nin alında

Kaf'tan kaf'a hükmeder

Bilmez bu muammayı

Vahittir o vahdette

Kesrette kani tefrik

Hızr ermedi bu sırra

Bildirmedi Musa'yı

Miskin Hacı Bayram sen

Dünyaya gönül verme

Bir ulu imarettir

Alma baĢa sevdayı

Page 17: türkü'ün kalemi

17

N'oldu Bu Gönlüm N'oldu Bu Gönlüm

N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm

Derd-u gam ile doldu bu gönlüm

Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm

Yanmada derman buldu bu gönlüm

Yan ey gönül yan yan ey gönül yan

Yanmadan oldu derdine derman

Pervane gibi pervane gibi

ġem'ine aĢkın yandı bu gönlüm

Gerçi ki kandı gerçeğe yandı

Rengine aĢkın cümle boyandı

Kendide buldu kendide buldu

Matlabını hoĢ buldu gönlüm

Sevad-ı a'zam Sevad-ı a'zam

Belki oluptur ArĢ-ı muazzam

Matlab-ı canan matlab-ı canan

Olsa acep mi Ģimdi bu gönlüm

Seyr-i billahtır seyr-i billahtır

Li maallahtır fena fillahtır

Ayinesinde ayinesinde

Gird-i sivayı buldu bu gönlüm

El fakru fahrı el fakru fahri

Demedi mi ol alemler fahri

Fahrini zikrin fahrini zikrin

Mahv-u fenada buldu bu gönlüm

Bayramı imdi Bayramı imdi

Bayram edersin yar ile Ģimdi

Hamd-ü senalar hamd-ü senalar

Yar ile bayram kıldı bu gönlüm

Page 18: türkü'ün kalemi

18

Bursa, Ankara, Suriye gibi yerleri dolaştıktan sonra İznik’te bir tekke ve

tarikat kurmuş, Hacı Bayram Veli’nin etkisinde bir tasavvufçudur.

Bir divan oluşturan şiirlerinden bir bölümü aruzla bir bölümü ise sade halk

diliyle ve dörtlükler halinde yazılmıştır.

Müzekki’n-Nüfus adlı düzyazılı, tasavvufla ilgili bir eseri vardır.

EĢrefoğlu tasavvufi yola giriĢ yapmak istediğinde Bursa'nın ünlü velilerinden

Emîr Sultan'a bağlanmak ister.

Eşrefoğlu'nun en önemli eseri Divan'ı olsa da, Müzekinnüfûs isimli meşhur

bir eseri de bulunur

Müzekinnüfûs dini ve tasavvufi nasihatler içeren bir eserdir

Page 19: türkü'ün kalemi

19

Ayırma

Ey Allah'ım beni senden ayırma

Beni senin didarından ayırma

Seni sevmek benim dinim imanım

Ġlahi din ü imandan ayırma

Sararıban soldum döndüm hazâna

Ġlâhi hazânım daldan ayırma

ġeyhim güldür ben anın yaprağıyım

Ġlahi yaprağı gülden ayırma

Ben ol dost bahçesinin bülbülüyüm

Ġlahi bülbülü gülden ayırma

Balığın canını suda dediler

Ġlahi balığı gölden ayırma

EĢrefoğlu senin kemter kulundur

Ġlahi kulu sultandan ayırma

Page 20: türkü'ün kalemi

20

Bu Dünyaya Verme Gönül

Bu dünyaya verme gönül

Dünya sana kalır değil

Dünya seven dost katına

Yüz ağıyle varır değil

Bu dünyanın muhabbeti

Sol ağulu bal gibidir

Ağusun bilen ol bala

Parmağını banar değil

Bu dünyanın zehri katı

Cana ere mazarratı

Zehrini bilmeyen bunun

Kendüyü sakınır değil

Bu dünyayı derip yığma

Ahir koyup gitsen gerek

Koyup gideceğin sanan

Dünyayı devĢirir değil

AĢıkların gönlü kuĢu

Düsmez dünya tuzağına

Gerçek eren bu dünyayı

Hiç muhale alır değil

EĢrefoğlu Rumi sen de

Eğer Ģaha mahrem isen

Himmetin gözüne kevneyn

Zerre denlü gelir değil

Page 21: türkü'ün kalemi

21

Ey Allah'ım Beni Senden Ayırma

Ey Allah'ım beni senden ayırma

Beni senin didarından ayırma

Seni sevmek benim dinim imanım

Ġlahi din ü imandan ayırma

Sararıban soldum döndüm hazâna

Ġlâhi hazânım daldan ayırma

ġeyhim güldür ben anın yaprağıyım

Ġlahi yaprağı gülden ayırma

Ben ol dost bahçesinin bülbülüyüm

Ġlahi bülbülü gülden ayırma

Balığın canını suda dediler

Ġlahi balığı gölden ayırma

EĢrefoğlu senin kemter kulundur

Ġlahi kulu sultandan ayırma

Page 22: türkü'ün kalemi

22

Asıl adı Alaaddin Gaybi‟dir. “Sarayi” adını da kullanmıştır.

Efsaneye göre Alanya Beyi‟nin oğlu iken tasavvufu tercih etmiş-

tir.

Şiirlerinde Yunus Emre etkisi sezilir.

Hece ölçüsüyle ve sade bir dille ilahiler, nefesler ve şathiyeler

ilginçtir. Aruzla da yazdığı şiirleri vardır.

Manzum ve mensur eserleri vardır.

Manzum olanlar:

Gülistan Minber name Gevhernâme

Mensur Olanlar:

Budalanâme, Kitâb-ı Miglate, Vücûdnâme

Page 23: türkü'ün kalemi

23

Beylerimiz Elvan Elvan Üstüne

Beylerimiz elvan elvan üstüne

Ağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Urum abdalları postun eğnine

Bağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Urum abdalları gelir dost deyi

Eğnimizde aba hırka post deyi

Hastaları gelir derman isteyi

Sağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Hind'den bazerganlar gelir yayınır

PiĢer lokmaları açlar doyunur

Bunda aĢıkları gelir soyunur

Etler gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Meydanın dara durmuĢ gerçekler

Çalınır koç kurbanlara bıçaklar

Döğünür kudüm açılır sancaklar

Tuğlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Her Matem ayında kanlar saçarlar

Uyandırıp Hak çerağın yakarlar

Demine Hü deyip gülbang çekerler

Nurlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Ġkrarıdır koç yiğidin yuları

Muannidi çeksen gelmez ileri

Akpınar'ın YeĢilgöl'ün suları

Çağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Ali'm almıĢ Zü'l-fikar'ı destine

Sallar durmaz Yezidlerin kasdına

Tümen-tümen genç Ali'nin üstüne

Sırlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Benim bir isteğim vardır Kerim'den

Münkir bilmez evliyanın sırrından

Kaygusuz'am ayrı düĢtüm pirimden

Ağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya

Page 24: türkü'ün kalemi

24

Bundan Sana Ne

Âdemi balçıktan yoğurdun yaptın,

Yapıp da neylersin, bundan sana ne

Halk ettin insanı saldın cihana

Salıp da neylersin bundan sana ne

Bakkal mısın teraziyi neylersin

ĠĢin gücün yoktur gönül eğlersin

Kulun günahını tartıp neylersin

Geçiver suçundan bundan sana ne

Katran kazanını döküver gitsin

Mümin olan kullar didara yetsin

Emreyle yılana tamuyu yutsun

Söndür su ateĢi bundan sana ne

Sefil düĢtüm bu alemde naçarım

Kıldan köprü yaratmıĢsın geçerim

Sol köprüden geçemezsem uçarım

Geçir kullarını bundan sana ne

Kaygusuz Abdal der cennet yarattın

Cehenneme nice kulları attın

Nicesin ateĢ-i aĢk ile yaktın

Yakıp da neylersin bundan sana ne

Page 25: türkü'ün kalemi

25

Yamru Yumru Söylerim

Yamru yumru söylerim her sözüm kelek gibi

Ben avare gezerim sahrada leylek gibi

ĠĢim kalp sözüm yalan ben değil adım filan

Bu halk insana derim sözümü gerçek gibi

AĢk kuĢları derilse aĢktan dane verilse

Usulüm toya benzer avazım ördek gibi

Terketmedim benliği bilmedim insanlığı

Suretim adem veli her huyum eĢek gibi

Arifler sohbetinde marifet söyleseler

Ben de hemen düĢünmem ürerim köpek gibi

Gerçi Hakk'ın halkıyım marifetsiz aylakım

Arifler sohbetinden kaçarım ürkek gibi

Bu marifet ilminden haberim yok cahilim

Benden mana sorsalar sözlerim sürçek gibi

AĢıklar can içinde aĢikar gördü Hakk'ı

ĠĢitmenin manası olmıya görmek gibi

Miskin Saryı kıydın kul oldun sen nefsinde

Senin hırs ü hevesin tuttu seni fak gibi.

Page 26: türkü'ün kalemi

26

Page 27: türkü'ün kalemi

27

Nasreddin Hoca, bilgin ve bilge kiĢiliğe sahiptir. Zamanın bütün dini ve müs-

pet ilimlerinden haberdardır. Ünlü bilginlerden ders alarak kendini yetiĢtir-

miĢtir.

Halk ve yöneticilerin üzerinde çok önemli bir saygınlığı vardır. Çok sevilip sa-

yılmakta ve her zaman her konuda kendisine danıĢılmaktadır. Bu anlamda o,

hem öğretmen, hem eğitmen hem de danıĢman konumundadır.

Hoca’nın halkı güldürmesi asla bir dalkavukluk biçimini almaz. Bu yüzden onu

“komedyen” sınıfında düĢünmek mümkün değildir.

Hoca, bağlı olduğu dini düĢüncenin de bir gereği olarak “iyiliği emretmek, kö-

tülükten sakındırmak” ölçüsüne sıkı sıkıya bağlıdır. Toplumsal çarpıklıkları

eleĢtirerek doğru olanın adresini gösterir.

Hoca, baĢkalarını eleĢtirirken aynı eleĢtiriyi kendisine de yapmaktan çekin-

memiĢtir. Bu, bir tür öz eleĢtiridir ki bunun yapılması olgunluk ister. Hoca,

böylesine olgun bir karakterdedir.

Hoca, hayalci değil gerçekçidir. Hiçbir zaman abartıya, hayali olana yer yok-

tur.

Page 28: türkü'ün kalemi

28

Söyle bari

Hoca ormana gitmiĢ.OturmuĢ bir dalın üstüne, baĢlamıĢ kesmeye.AĢağıdan geçen

bir yolcu Hoca'ya seslenmiĢ:- Be adam! Ġnsan oturduğu dalı keser mi ? ġimdi

düĢeceksin.Hoca adama aldırmamıĢ; iĢine devam etmiĢ.Az sonra dal kırıl-

mıĢ.Hoca, cumburlop düĢmüĢ.DüĢtüğü yerden periĢan seslenmiĢ:

-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.

Sıkarken

Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuĢ.Yoldan geçen arka-

daĢı hocaya:

-Hocam kediyi yıkama ölür.

demiĢ.Hoca aldırıĢ etmemiĢ ve yıkamıĢ.ArkadaĢı dönüĢte hocayı tekrar yolun

kenarında görmüĢ.Kedi ölmüĢtü. adam:

-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:

-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.

Baklava

Hoca aksamleyin eve doğru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.

-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...

-Beni ilgilendirmez!

-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.

-O zaman seni ilgilendirmez!

BANA NE AD KOYARLARDI?

Bir gün Nasretin Hoca'ya Timur :

-Yahu, şu Abbasi halifelerinin her birisi birer lakap almış kimi El mutazımBillah, kimisi de

El mütevekkil-Allah, diye anılıyormuĢ. Ben acaba onların zamanında hükümdar olsaydım,

bana ne ad koyarlardı. Hoca hiç çekinmeden :

-Sana da Neüzzü-Billah derlerdi, cevabını vermiş.

Page 29: türkü'ün kalemi

29

Çoğunlukla koçaklama türünde örnekler vermiş, coşkulu şiir-

ler söylemiştir.

Bolu Beyi'yle olan mücadelesi efsaneleşen şair, halkın gön-

lünde yerini almıştır.

Kavganın ve özgürlüğün sembolü olan bir şairdir.

Şiirlerini sade bir dille söylenmiştir.

Page 30: türkü'ün kalemi

30

Ay Yansın Ağalar GüneĢ Tutulsun

Ay yansın ağalar güneĢ tutulsun

Parladı parladı çalın kılıncı

Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın

Mevlanın aĢkına basın kılıncı

Durmayın orada kargı kucakta

Dolansın yiğitler köĢe bucakta

Bir savaĢ edelim kelle kucakta

ġehitler aĢkına çalın kılıncı

Koç yiğitler melemeli dev gibi

DüĢman kanı devrilmeli dağ gibi

Dest vurun avını almıĢ bey gibi

Haykırı haykırı çalın kılıncı

Koç yiğitler bu kıĢ burda kıĢlasın

Yılan dili eğri hançer iĢlesin

Kafir düĢman el'amana baĢlasın

Kaçanı göndermen basın kılıncı

Koç yiğitler düğün bayram eylesin

Küheylan kiĢnesin aygır oynasın

Kazanlarda adam kanı kaynasın

Esir etmek yok ha çalın kılıncı

Yürü yiğit beyler namımız kalsın

Kelle getirenler bahĢiĢin alsın

Öldürün atların hep yayan kalsın

Yaya kalana da çalın kılıncı

Koç Köroğlu girdi meydan almaya

Nara vurup düĢmanına dalmaya

Yemin ettim yedi derya dolmaya

Doldurun denizi basın kılıncı

Page 31: türkü'ün kalemi

31

Canım Kırat Gözüm Kırat

Canım Kırat, gözüm Kırat

Kaçıp çekilip gidelim

Her yanında çifte kanat

Uçup çekilip gidelim

Budur Kıratın durağı

Bilmez yakını ırağı

Ab-ı kevserdir sulağı

Ġçip çekilip gidelim

Köroğlu söyler ezeli

Bağlar döküyor gazeli

Silistre'den güzeli

Alıp çekilip gidelim

Page 32: türkü'ün kalemi

32

Bir Yiğit Benim Diyende

Bir yiğit, 'benim' diyende

Kaynayıp da coĢmamalı

ĠĢin icrasın bilmeyen

Hiç haddinden aĢmamalı

Kalmadı beyler, malımdan

Kimse bilmez ahvalımdan

Güzelleri illerinden

Almayınca gelmemeli

Köroğlu der: koçyiğitler

Hazırlansın arap atlar

Sandığa giren yiğitler

Bu sandıktan çıkmamalı

Page 33: türkü'ün kalemi

33

Âşık edebiyatının en büyük şairi sayılır.

Din dışı konularda yazmış, yaşama sevinci, insan ve

doğa sevgisini dile getirmiştir.

Âşık edebiyatının duygu yönünden en zengin ve güçlü

şairidir.

Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayıp dolaştığı bilin-

mektedir.

Daha çok koşma ve semai tarzında eserler vermiştir.

Aruzla şiiri yoktur. Tüm şiirlerini heceyle söylemiştir.

Dili sade, arı ve duru bir Türkçedir.

Page 34: türkü'ün kalemi

34

Ala Gözlerine Kurban Olduğum

Ala gözlerine kurban olduğum

Say edip aleme bildirme beni

Açıp ak gerdanı durma karĢımda

Ecelimden evvel öldürme beni

Dilber at kolların dola boynuma

Ölüm endiĢesi gelmez aynıma

Bir gece misafir eyle koynuna

Sabah oldu deyu kaldırma beni

Karac(a) oglan tutma beni el gibi

Akıttım gözümden yaĢı sel gibi

Bahçende açılan gonca gül gibi

Dizip al yanağa soldurma beni

Page 35: türkü'ün kalemi

35

Benden Selam Eylen

Benden selâm eylen Ģol nazlı yara

Her beni gördükçe gülüp durmasın

Aldırdım aklımı oldum divâne

Aklımı baĢımdan alıp durmasın

Kız seninle böyle miydi pazarım

Kara kaĢlarında kaldı nazarım

Yol üstünde kazmasınlar mezarım

Yar gelip geçtikçe yanıp durmasın

Kız seninle bir bahçecik dikelim

Ayvasından turuncundan satalım

Gel sarılıp bir gececik yatalım

Ahu zarım sende kalıp durmasın

Karacaoğlan der ki Hakk'a bakadur

Yollar çamur belki çöker bükedur

Çekemem kahrını bağrım yufkadur

Arada haberin gelip durmasın

Page 36: türkü'ün kalemi

36

Cennet Cehennem Yoktur Diyenle

Cennet cehennem yoktur diyenler

Ġl hakkını alıp haksız yiyenler

Al yesil konaktan hükm'eyleyenler

Dur bakalım canım beyler kalır mı

Karac'oglan her cefayı biliyor

Sualciler yedi yerde soruyor

Yetmis iki millet ar'ya giriyor

Dur bakalım canım daglar kalır mı

Page 37: türkü'ün kalemi

37

Zamanının en ünlü şairlerindendir.

Asıl kişiliği hece ölçüsüyle yazdığı koşma ve semailerin-

de görülür.

Emrah gazel, murabba, muhammes tarzında şiirler de

yazmıştır.

ÂĢıklık geleneğinin bütün özelliklerini taĢıyan bir Ģair.

ġiirlerinde aĢk, gurbet, sıla özlemi, yazgıdan yakınma gibi

konuları iĢledi.

Duyarlı ve çoĢkulu söyleyiĢiyle dikkat çekti.

Divan edebiyatını da öğrendi ama bu tarzda yazdığı Ģiirle-

rin sayısı az.

Page 38: türkü'ün kalemi

38

Bir Nazenin Bana Gel Gel Eyledi

Bir nazenin bana gel gel eyledi

Varmasam incinir varsam incinir

Beyaz gerdanından ince belinden

Sarmasam incinir sarsam incinir

KaĢına çekilmiĢ kudret kalemi

GörmemiĢ dünyada derd ü elemi

Her sabah her akĢam verir selamı

Almasam incinir alsam incinir

Gene görünüyor yarin illeri

BaĢımızda esen sevda yelleri

Yarin bahçesinde gonca gülleri

Dermesem incinir dersem incinir

Nereden nereye sevmiĢim yari

AteĢi komuyor yakıyor beni

AĢık Emrah sever böyle bir canı

Sevmesem incinir sevsem incinir

Page 39: türkü'ün kalemi

39

Dedim Dilber Didelerin IslanmıĢ

Dedim dilber didelerin ıslanmıĢ

Dedi çok ağladım sel yarasıdır

Dedim dilber yanakların diĢlenmiĢ

Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır

Dedim dilber lebin Ģeker bal olmuĢ

Dedi bugün bana baĢka hal olmuĢ

Dedim dilber ak gerdanın al olmuĢ

Dedi çiçek soktum gül yarasıdır

Dedim dilber Emrah aklını aldın

Dedi Ģu cihanda beni mi buldun

Dedim dilber niçin sararıp soldun

Dedi çekdiceğim dil yarasıdır

Page 40: türkü'ün kalemi

40

Gönül Gurbet Ele Çıkma

Gönül gurbet ele çıkma

Ya gelinir ya gelinmez Her dilbere meyil verme

Ya sevilir ya sevilmez

Yöğrüktür bizim atımız

Yardan atlattı zatımız Gurbet ilde kıymatımız

Ya bilinir ya bilinmez

Bahçemizde nar ağacı Kimi tatlı kimi acı

Gönüldeki dert ilacı

Ya bulunur ya bulunmaz

Deryalarda olur bahri

Doldur ver içem zehri

Sunam gurbet elin kahrı

Ya çekilir ya çekilmez

Emrah der ki düştüm dile

Bülbül figan eder güle

Güzel sevmek bir sarp kale

Ya alınır ya alınmaz

Page 41: türkü'ün kalemi

41

Âşık edebiyatının en güçlü, son temsilcilerinden olan

şair; insan, yurt ve doğa sevgisi konularında şiirler söyle-

miştir.

Şiirlerini "Deyişler", "Sazımdan Sesler" ve "Dostlar

Beni Hatırlasın" adlı kitaplarda toplamıştır.

ġimdi ġarkıĢla'da her yıl adına bir Ģenlik yapılır.

Türkçesi yalındır.

Dili ustalıkla kullanır.

Tekniği gösteriĢsiz ve nerdeyse kusursuzdur.

Page 42: türkü'ün kalemi

42

AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESĠ

Ah çektikçe erir gider

Yüreğimin yağı benim

Seni görsem durur gider

Dillerimin bağı benim

Gam leskesi saf saf oldu

Hep sözlerim boĢ laf oldu

Senin yolunda mahv oldu

Gençliğimin çağı benim

Ah belimi büken oldu

Gurbet bana diken oldu

Altı aydır mekan oldu

Dibi kırkkız dağı benim

Sensin derdine düĢtüğüm

Hayal oldu konuĢtuğum

Her gün yediğim içtiğim

Ġçerimde ağu benim

Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi

Gine coĢtu gam deryası

Garip gönlümün yaylası

Güzel hüsnün bağı benim

Page 43: türkü'ün kalemi

43

ANLATAMAM DERDĠMĠ DERTSĠZ ĠNSANA

Anlatamam derdimi dertsiz insana

Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez

Derdim bana derman imiĢ bilmedim

Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

Gülü yetiĢtirir dikenli çalı

Arı her çiçekten yapıyor balı

KiĢi sabır ile bulur kemali

Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Ah çeker aĢıklar ağlar zarınan

Yüce dağlar Ģöhret bulmuĢ karınan

Çağlar deli gönül ırmaklarınan

Ağlar ağlar göz yaĢların silemez

Veysel günler geçti yaĢ altmıĢ oldu

Döküldü yaprağım güllerim soldu

Gemi yükün aldı gam ilen doldu

Harekete kimse mani olamaz

Page 44: türkü'ün kalemi

44

BENDEN SELAM SÖYLEN VEFASIZ YARE

Benden selam söylen vefasız yare

Gurbet benim olsun sıla kendine

Çekilmedik derdimizi bölüĢek

BaĢlı ben alayım sıla kendine

Dökek derdimizi ölçek bölüĢek

Ne el bize ne biz ele karıĢak

Felek bize gül demez ki gülüĢek

Cefa benim olsun çile kendine

Çektiğim cefalar yar senden geldi

Bana bu sitemler kar senden geldi

BaĢımdaki duman kar senden geldi

Ben kara bağlayım ala kendine

Evvelden hastadır yaralı gönlüm

Sevdayı mahbuba ereli gönlüm

AĢkın gömleğine gireli gönlüm

Hicranı Veysel'den n'ola kendine

Page 45: türkü'ün kalemi

45

TUĞÇE KOPUZ…

Ben 17 haziran 1995 tarihinde Rize’de doğ-

dum.Öğrenim hayatım burada geçti çocukluğumda ha-

yallerim, çok farklıydı Ģimdi ise daha farklı sayısal

okumak istiyordum Ģimdi ise sözel bir bölümdeyim iyiki

buradayım, buradayım diyorum çünkü sizlerle buluĢtum

bu dergiyi okumanız beni çok mutlu ediyor, sizlerde

gelecekte istediğiniz yerlerde olursunuz, bunun için

çalıĢmak ve okumak lazım tekrar teĢekkürler…