Upload
tugce-kopuz
View
225
Download
2
Embed Size (px)
DESCRIPTION
halk edebiyatindan önemli sairlerden bazilarinin hayati
Citation preview
1
Sayı1
06.12.2011
2
3
Sevgili okurlarım…
Bu dergiyi çıkartmamın amacı, siz değerli okurları-
mın halk edebiyatındaki ünlü şairleri, tanıtmak ve
onlar hakkında bilmediklerinizi sizlere iletmektir.
Sizler bu dergiyi sıkılmadan okumanız için şiir sayı-
sını fazla tuttum, bir tane yapıp geçebilirdim bunla-
rın hepsi siz değerli okurlarım için, bu derginin ilk
sayını zevkle okumanız dileğiyle İYİ OKURLAR…
İSTERİM Kİ, DAİMA İDEALİMİ GENÇ-
LERE AŞILAYASINIZ VE DAİMA KORU-
MAK HUSUSUNDA ÇALIŞASINIZ…
4
EDĠTÖRDEN…
TÜRK HALK EDEBĠYATI NEDĠR?
TÜRK HALK ġAĠRLERĠ...
TÜRK’ÜN KALEMĠNDEN ÖRNEKLER...
TUĞÇE KOPUZ...
5
Halk Edebiyatı; edebî zevk, düşünce ve anlatım gücüne ulaşmış
âşık ve tekke tarzı sahibi belli eserlerle oluşan anonim ürünler-
dir...
Halk Edebiyatı kavramı içinde toplanan bu türlerin bir bölümü
günümüzde de bazı bölgelerde dinamik olarak yaşamaktadır...
Doğu Anadolu bölgesinde canlı olarak devam eden Âşıklar geleneği,
kahvelerde, düğünlerde, bayramlarda, sohbetleri zenginleĢtirirken,
aynı zamanda dinleyenleri düĢündürmekte ve eğlendirmektedir…
Dil ve anlatımda süslü söyleyiĢe yöneliĢ yoktur. Genellikle yalın anla-
tım kullanılır…
Söylendikleri, yaĢatıldıkları devir ve çevrenin yaygın Türk-
çesi kullanılmıĢtır...
Halkın içinden doğan eserler, konu, tema ve duyarlık bakı-
mından halkın hayatına sıkı sıkıya bağlıdır...
ġairler, genellikle okumamıĢ kiĢilerdir ...
AĢk, doğa, ayrılık, özlem, ölüm, din, tasavvuf konularının
yanı sıra toplum hayatını ilgilendiren sorunlara da sık sık
eğilen Ģairler, bunlarla ilgili eleĢtiriler getirirler. Daha çok
somut konular iĢlenir. Biçimden çok konuya ağırlık verilmiĢ-
tir...
6
7
Tasavvuf düşüncesini benimseyen şair Allah aşkını ve insan
sevgisini dile getirmiştir.
Tekke edebiyatının en lirik şairidir.
Halkın konuştuğu Türkçeyi bir edebiyat dili haline getirmiş-
tir.
Yalın ve içten bir söyleyişi vardır.
Zaman zaman aruz ölçüsüyle ve Divan edebiyatı anlayışıyla
da şiirler yazmıştır.
Tüm insanların eşit ve kardeş olduğuna inanmış; dil, din, ırk
ayrımı yapılmasına karşı çıkmıştır.
Türkçe divan sahibi ilk şairdir. Ayrıca Risaletü'n - Nushiyye
adlı öğretici bir mesnevisi vardır.
8
Aşkın Aldı Benden Beni
AĢkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dün ü günü
Bana seni gerek seni
Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
AĢkın ile avunurum
Bana seni gerek seni
AĢkın aĢıklar oldurur
AĢk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni
AĢkın Ģarabından içem
Mecnun olup dağa düĢem
Sensin dünü gün endiĢem
Bana seni gerek seni
Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni
Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni
Cennet cennet dedikleri
Birkaç köĢkle birkaç huri
Ġsteyene Ver anları
Bana seni gerek seni
Yunus'dürür benim adım
Gün geçtikçe artar odum
Ġki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni ……..
9
Çağırayım Mevlam Seni
Dağlar ile taĢlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuĢlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Su dibinde mahi ile
Sahralarda ahü ile
Abdal olup Ya Hu ile
Çağırayım Mevlam seni
Gökyüzünde Ġsa ile
Tur dağında Musa ile
Elimdeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
Derdi öküĢ Eyyüb ile
Gözü yaĢlı Yakub ile
Ol Muhammed mahbub ile
Çağırayım Mevlam seni
BilmiĢim dünya halini
Terk ettim kıyl ü kalini
BaĢ açık ayak yalını
Çağırayım Mevlam seni
Yunus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlam seni
10
Severim Ben Seni Candan Içeri
Severim ben seni candan içeri
Yolum vardir bu erkandan içeri
Beni bende deme bende degilim
Bir ben vardir bende benden içeri
Nereye bakar isem dopdolusun
Seni nere koyam benden içeri
O bir dilberdurur yoktur niĢani
NiĢan olur mu niĢandan içeri
Beni sorma bana bende degilim
Suretim boĢ yürür dondan içeri
Beni benden alana ermez elim
Kadem kim basa sultandan içeri
Tecelliden nasib erdi kimine
Kiminin maksûdu bundan içeri
Kime didar gününden Ģu'le degse
Onun Ģu'lesi var günden içeri
Senin aĢkin beni benden aliptir
Ne Ģirin dert bu dermandan içeri
ġeriat, tarikat yoldur varana
Hakikat, marifet andan içeri
Süleyman kuĢ dilin bilir dediler
Süleyman var Süleyman'dan içeri
Unuttum din diyânet kaldi bende
Bu ne mezhebdürür dinden içeri
Dinin terkedenin küfürdür iĢi
Bu ne küfürdür imandan içeri
Geçer iken Yunus ĢeĢ oldu dosta
Ki kaldi kapida andan içeri
11
Ankara‟da tarikat kurmuş bir bilgin ve şairdir.
İlahi ve şathiye tarzı birkaç şiiri günümüze kadar ulaşmıştır.
Sade ve coşkun bir dili vardır.
Hece ölçüsü yanında aruzu da kullanmıştır.
Hacı Bayram Veli'nin geliĢtirdiği inanca göre temel varlık Tanrı'dır. Tanrı
bütün evreni kaplamıĢtır, tektir, önsüz-sonsuzdur, yaratıcıdır.
Hacı Bayram Veli,kiĢinin içine kapanarak bütün geçici varlıklardan yüz çevi-
rerek derin düĢünceye dalmasıyla Tanrıyı bir ıĢık olarak gönlünde görebileceği
kanısındadır.
Hacı Bayram Veliye göre tek gerçek olan Tanrı'ya ulaĢmak, onu gönülde bir
ıĢık olarak görmekle sağlanabilir.
12
Hacı Bektaş Veli'nin
Sadetlü hünkarın nazar kıldığı
Ġlleri var Hacı BektaĢ Veli'nin
Horasan'dan sökün edip geldiği
Yolları var Hacı BektaĢ Veli'nin
Kulları var atlas giyer al giyer
Düldül atları var altın çul giyer
DerviĢleri hırka giyer Ģal giyer
ġalları var Hacı BektaĢ Veli'nin
Bin bir ayet yazılıdır postunda
Yedi kıral yedi Ģah var destinde
Altın hilye örtüleri üstünde
La'lleri var Hacı BektaĢ Veli'nin
Dahi böyle sultan nerede olur
On sekiz bin alem hem mevcut bilir
Kırk konaklık yerden kurbanı gelir
Malları var Hacı BektaĢ Veli'nin
Veli'm eyder cünbüĢ verir cüĢ verir
Yine ay gün resiminde taĢ verir
On'ki imam yollanna baĢ verir
Kulları var Hacı BektaĢ Veli'nin
13
Her Ne Arar Ġsen Kendinde Ara
Hararet nardadır sacda değildir
Keramet baĢtadır tacda değildir
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs'te Mekke de Hacda değil
Sakın bir kimsenin gönlünü yıkma
Gerçek erenlerin sözünden çıkma
Eğer insan isen ölmezsin korkma
AĢığı kurt yemez uçta değildir
"Erkek, diĢi sorulmaz, muhabbetin dilinde.
Hak’ın yarattığı, herĢey yerli yerinde.
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.
Noksanlık, eksiklik senin görüĢlerinde."
Dostumuzla beraber yaralanır kanarız
Her nefeste aĢk ile yaradanı anarız
Erenler meydanına vahdet ile gir de gör
Kırk budaklı Ģamdanda kırkımız bir yanarız.
Rengimiz güldür bizim, gül gibi açacağız
Gönüllere aĢl ile sevgiler saçacağız
Hak Hakikat yolunda bir yüzümüz var bizim
Olduğumuz gibiyiz öyle kalacağız."
14
13.yy‟da yaşamıştır, Türkistan‟ın Nişabur şehrinde doğmuş-
tur. Ahmet Yesevi‟nin isteğiyle Anadolu‟ya gelmiştir.
Bilinen en önemli eseri „‟Makâlât‟‟tır.
Bektaşilik tarikatının kurucusudur.
Makâlât: Sohbetler sözler anlamına gelir. Hz Âdem’in yaratılı-
şı, Şeytan ve Şeytani işler, Allah’ın birliği gibi konuları ele almış-tır. Arapça yazılan bu eserin aslı elde bulunmadığı gibi Hacı Bek-taş’ın kaleminden çıktığı da tarihi açıdan henüz kesin değildir.
Vilâyetnâme: Eserde Hacı Bektaş-ı Veli’nin yaşamı ile ilgili
menkıbeler anlatılm aktadır.
Makalat'ın asıl nüshaları tetkik edildiğinde, onun; İslam dinine sıkı
sıkıya ve sağlam bir şekilde bağlı, İslamiyete uymayan davranışlara
şiddetle karşı çıkar
15
Bilmek İstersen Seni
Bilmek istersen seni
Can içre ara canı
Geç canından bul anı
Sen seni bil sen seni
Kim bildi ef'alini
Ol bildi sıfatını
Anda gördü zatını
Sen seni bil sen seni
Görünen sıfatındır
Anı gören zatındır
Gayri ne hacetindir
Sen seni bil sen seni
Kim ki hayrete vardı
Nura müstağrak oldu
Tevhid-i zatı buldu
Sen seni bil sen seni
Bayram sözünü bildi
Bileni anda buldu
Bulan ol kendi oldu
Sen seni bil sen seni
16
Hiç Kimse Çekebilmez
Hiç kimse çekebilmez
Güçtür feleğin yayı
Derdine gönül verme
Bir götürür vayı
Oynayu gelir aldar
Çünkü eli çabuktur
Bir bunculayın fitne
Kande bulur arayı
Bir fani vefasızdır
Kavline inanma hiç
Gah bayı eder yoksul
Gah yoksul eder bayı
Hayran kamu alimler
Bu mani'nin alında
Kaf'tan kaf'a hükmeder
Bilmez bu muammayı
Vahittir o vahdette
Kesrette kani tefrik
Hızr ermedi bu sırra
Bildirmedi Musa'yı
Miskin Hacı Bayram sen
Dünyaya gönül verme
Bir ulu imarettir
Alma baĢa sevdayı
17
N'oldu Bu Gönlüm N'oldu Bu Gönlüm
N'oldu bu gönlüm n'oldu bu gönlüm
Derd-u gam ile doldu bu gönlüm
Yandı bu gönlüm yandı bu gönlüm
Yanmada derman buldu bu gönlüm
Yan ey gönül yan yan ey gönül yan
Yanmadan oldu derdine derman
Pervane gibi pervane gibi
ġem'ine aĢkın yandı bu gönlüm
Gerçi ki kandı gerçeğe yandı
Rengine aĢkın cümle boyandı
Kendide buldu kendide buldu
Matlabını hoĢ buldu gönlüm
Sevad-ı a'zam Sevad-ı a'zam
Belki oluptur ArĢ-ı muazzam
Matlab-ı canan matlab-ı canan
Olsa acep mi Ģimdi bu gönlüm
Seyr-i billahtır seyr-i billahtır
Li maallahtır fena fillahtır
Ayinesinde ayinesinde
Gird-i sivayı buldu bu gönlüm
El fakru fahrı el fakru fahri
Demedi mi ol alemler fahri
Fahrini zikrin fahrini zikrin
Mahv-u fenada buldu bu gönlüm
Bayramı imdi Bayramı imdi
Bayram edersin yar ile Ģimdi
Hamd-ü senalar hamd-ü senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm
18
Bursa, Ankara, Suriye gibi yerleri dolaştıktan sonra İznik’te bir tekke ve
tarikat kurmuş, Hacı Bayram Veli’nin etkisinde bir tasavvufçudur.
Bir divan oluşturan şiirlerinden bir bölümü aruzla bir bölümü ise sade halk
diliyle ve dörtlükler halinde yazılmıştır.
Müzekki’n-Nüfus adlı düzyazılı, tasavvufla ilgili bir eseri vardır.
EĢrefoğlu tasavvufi yola giriĢ yapmak istediğinde Bursa'nın ünlü velilerinden
Emîr Sultan'a bağlanmak ister.
Eşrefoğlu'nun en önemli eseri Divan'ı olsa da, Müzekinnüfûs isimli meşhur
bir eseri de bulunur
Müzekinnüfûs dini ve tasavvufi nasihatler içeren bir eserdir
19
Ayırma
Ey Allah'ım beni senden ayırma
Beni senin didarından ayırma
Seni sevmek benim dinim imanım
Ġlahi din ü imandan ayırma
Sararıban soldum döndüm hazâna
Ġlâhi hazânım daldan ayırma
ġeyhim güldür ben anın yaprağıyım
Ġlahi yaprağı gülden ayırma
Ben ol dost bahçesinin bülbülüyüm
Ġlahi bülbülü gülden ayırma
Balığın canını suda dediler
Ġlahi balığı gölden ayırma
EĢrefoğlu senin kemter kulundur
Ġlahi kulu sultandan ayırma
20
Bu Dünyaya Verme Gönül
Bu dünyaya verme gönül
Dünya sana kalır değil
Dünya seven dost katına
Yüz ağıyle varır değil
Bu dünyanın muhabbeti
Sol ağulu bal gibidir
Ağusun bilen ol bala
Parmağını banar değil
Bu dünyanın zehri katı
Cana ere mazarratı
Zehrini bilmeyen bunun
Kendüyü sakınır değil
Bu dünyayı derip yığma
Ahir koyup gitsen gerek
Koyup gideceğin sanan
Dünyayı devĢirir değil
AĢıkların gönlü kuĢu
Düsmez dünya tuzağına
Gerçek eren bu dünyayı
Hiç muhale alır değil
EĢrefoğlu Rumi sen de
Eğer Ģaha mahrem isen
Himmetin gözüne kevneyn
Zerre denlü gelir değil
21
Ey Allah'ım Beni Senden Ayırma
Ey Allah'ım beni senden ayırma
Beni senin didarından ayırma
Seni sevmek benim dinim imanım
Ġlahi din ü imandan ayırma
Sararıban soldum döndüm hazâna
Ġlâhi hazânım daldan ayırma
ġeyhim güldür ben anın yaprağıyım
Ġlahi yaprağı gülden ayırma
Ben ol dost bahçesinin bülbülüyüm
Ġlahi bülbülü gülden ayırma
Balığın canını suda dediler
Ġlahi balığı gölden ayırma
EĢrefoğlu senin kemter kulundur
Ġlahi kulu sultandan ayırma
22
Asıl adı Alaaddin Gaybi‟dir. “Sarayi” adını da kullanmıştır.
Efsaneye göre Alanya Beyi‟nin oğlu iken tasavvufu tercih etmiş-
tir.
Şiirlerinde Yunus Emre etkisi sezilir.
Hece ölçüsüyle ve sade bir dille ilahiler, nefesler ve şathiyeler
ilginçtir. Aruzla da yazdığı şiirleri vardır.
Manzum ve mensur eserleri vardır.
Manzum olanlar:
Gülistan Minber name Gevhernâme
Mensur Olanlar:
Budalanâme, Kitâb-ı Miglate, Vücûdnâme
23
Beylerimiz Elvan Elvan Üstüne
Beylerimiz elvan elvan üstüne
Ağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Urum abdalları postun eğnine
Bağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Urum abdalları gelir dost deyi
Eğnimizde aba hırka post deyi
Hastaları gelir derman isteyi
Sağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Hind'den bazerganlar gelir yayınır
PiĢer lokmaları açlar doyunur
Bunda aĢıkları gelir soyunur
Etler gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Meydanın dara durmuĢ gerçekler
Çalınır koç kurbanlara bıçaklar
Döğünür kudüm açılır sancaklar
Tuğlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Her Matem ayında kanlar saçarlar
Uyandırıp Hak çerağın yakarlar
Demine Hü deyip gülbang çekerler
Nurlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Ġkrarıdır koç yiğidin yuları
Muannidi çeksen gelmez ileri
Akpınar'ın YeĢilgöl'ün suları
Çağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Ali'm almıĢ Zü'l-fikar'ı destine
Sallar durmaz Yezidlerin kasdına
Tümen-tümen genç Ali'nin üstüne
Sırlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
Benim bir isteğim vardır Kerim'den
Münkir bilmez evliyanın sırrından
Kaygusuz'am ayrı düĢtüm pirimden
Ağlar gelir Ģahım Abdal Musa'ya
24
Bundan Sana Ne
Âdemi balçıktan yoğurdun yaptın,
Yapıp da neylersin, bundan sana ne
Halk ettin insanı saldın cihana
Salıp da neylersin bundan sana ne
Bakkal mısın teraziyi neylersin
ĠĢin gücün yoktur gönül eğlersin
Kulun günahını tartıp neylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Katran kazanını döküver gitsin
Mümin olan kullar didara yetsin
Emreyle yılana tamuyu yutsun
Söndür su ateĢi bundan sana ne
Sefil düĢtüm bu alemde naçarım
Kıldan köprü yaratmıĢsın geçerim
Sol köprüden geçemezsem uçarım
Geçir kullarını bundan sana ne
Kaygusuz Abdal der cennet yarattın
Cehenneme nice kulları attın
Nicesin ateĢ-i aĢk ile yaktın
Yakıp da neylersin bundan sana ne
25
Yamru Yumru Söylerim
Yamru yumru söylerim her sözüm kelek gibi
Ben avare gezerim sahrada leylek gibi
ĠĢim kalp sözüm yalan ben değil adım filan
Bu halk insana derim sözümü gerçek gibi
AĢk kuĢları derilse aĢktan dane verilse
Usulüm toya benzer avazım ördek gibi
Terketmedim benliği bilmedim insanlığı
Suretim adem veli her huyum eĢek gibi
Arifler sohbetinde marifet söyleseler
Ben de hemen düĢünmem ürerim köpek gibi
Gerçi Hakk'ın halkıyım marifetsiz aylakım
Arifler sohbetinden kaçarım ürkek gibi
Bu marifet ilminden haberim yok cahilim
Benden mana sorsalar sözlerim sürçek gibi
AĢıklar can içinde aĢikar gördü Hakk'ı
ĠĢitmenin manası olmıya görmek gibi
Miskin Saryı kıydın kul oldun sen nefsinde
Senin hırs ü hevesin tuttu seni fak gibi.
26
27
Nasreddin Hoca, bilgin ve bilge kiĢiliğe sahiptir. Zamanın bütün dini ve müs-
pet ilimlerinden haberdardır. Ünlü bilginlerden ders alarak kendini yetiĢtir-
miĢtir.
Halk ve yöneticilerin üzerinde çok önemli bir saygınlığı vardır. Çok sevilip sa-
yılmakta ve her zaman her konuda kendisine danıĢılmaktadır. Bu anlamda o,
hem öğretmen, hem eğitmen hem de danıĢman konumundadır.
Hoca’nın halkı güldürmesi asla bir dalkavukluk biçimini almaz. Bu yüzden onu
“komedyen” sınıfında düĢünmek mümkün değildir.
Hoca, bağlı olduğu dini düĢüncenin de bir gereği olarak “iyiliği emretmek, kö-
tülükten sakındırmak” ölçüsüne sıkı sıkıya bağlıdır. Toplumsal çarpıklıkları
eleĢtirerek doğru olanın adresini gösterir.
Hoca, baĢkalarını eleĢtirirken aynı eleĢtiriyi kendisine de yapmaktan çekin-
memiĢtir. Bu, bir tür öz eleĢtiridir ki bunun yapılması olgunluk ister. Hoca,
böylesine olgun bir karakterdedir.
Hoca, hayalci değil gerçekçidir. Hiçbir zaman abartıya, hayali olana yer yok-
tur.
28
Söyle bari
Hoca ormana gitmiĢ.OturmuĢ bir dalın üstüne, baĢlamıĢ kesmeye.AĢağıdan geçen
bir yolcu Hoca'ya seslenmiĢ:- Be adam! Ġnsan oturduğu dalı keser mi ? ġimdi
düĢeceksin.Hoca adama aldırmamıĢ; iĢine devam etmiĢ.Az sonra dal kırıl-
mıĢ.Hoca, cumburlop düĢmüĢ.DüĢtüğü yerden periĢan seslenmiĢ:
-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.
Sıkarken
Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuĢ.Yoldan geçen arka-
daĢı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.
demiĢ.Hoca aldırıĢ etmemiĢ ve yıkamıĢ.ArkadaĢı dönüĢte hocayı tekrar yolun
kenarında görmüĢ.Kedi ölmüĢtü. adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.
Baklava
Hoca aksamleyin eve doğru yururken, baklava seven bir koyluyle karsilasir.
-Hoca, kisa bir sure once bir adam buyuk bir tepsi baklava goturuyordu...
-Beni ilgilendirmez!
-Fakat adam tepsiyi sizin eve goturuyordu.
-O zaman seni ilgilendirmez!
BANA NE AD KOYARLARDI?
Bir gün Nasretin Hoca'ya Timur :
-Yahu, şu Abbasi halifelerinin her birisi birer lakap almış kimi El mutazımBillah, kimisi de
El mütevekkil-Allah, diye anılıyormuĢ. Ben acaba onların zamanında hükümdar olsaydım,
bana ne ad koyarlardı. Hoca hiç çekinmeden :
-Sana da Neüzzü-Billah derlerdi, cevabını vermiş.
29
Çoğunlukla koçaklama türünde örnekler vermiş, coşkulu şiir-
ler söylemiştir.
Bolu Beyi'yle olan mücadelesi efsaneleşen şair, halkın gön-
lünde yerini almıştır.
Kavganın ve özgürlüğün sembolü olan bir şairdir.
Şiirlerini sade bir dille söylenmiştir.
30
Ay Yansın Ağalar GüneĢ Tutulsun
Ay yansın ağalar güneĢ tutulsun
Parladı parladı çalın kılıncı
Oklar gıcırdasın ayyuka çıksın
Mevlanın aĢkına basın kılıncı
Durmayın orada kargı kucakta
Dolansın yiğitler köĢe bucakta
Bir savaĢ edelim kelle kucakta
ġehitler aĢkına çalın kılıncı
Koç yiğitler melemeli dev gibi
DüĢman kanı devrilmeli dağ gibi
Dest vurun avını almıĢ bey gibi
Haykırı haykırı çalın kılıncı
Koç yiğitler bu kıĢ burda kıĢlasın
Yılan dili eğri hançer iĢlesin
Kafir düĢman el'amana baĢlasın
Kaçanı göndermen basın kılıncı
Koç yiğitler düğün bayram eylesin
Küheylan kiĢnesin aygır oynasın
Kazanlarda adam kanı kaynasın
Esir etmek yok ha çalın kılıncı
Yürü yiğit beyler namımız kalsın
Kelle getirenler bahĢiĢin alsın
Öldürün atların hep yayan kalsın
Yaya kalana da çalın kılıncı
Koç Köroğlu girdi meydan almaya
Nara vurup düĢmanına dalmaya
Yemin ettim yedi derya dolmaya
Doldurun denizi basın kılıncı
31
Canım Kırat Gözüm Kırat
Canım Kırat, gözüm Kırat
Kaçıp çekilip gidelim
Her yanında çifte kanat
Uçup çekilip gidelim
Budur Kıratın durağı
Bilmez yakını ırağı
Ab-ı kevserdir sulağı
Ġçip çekilip gidelim
Köroğlu söyler ezeli
Bağlar döküyor gazeli
Silistre'den güzeli
Alıp çekilip gidelim
32
Bir Yiğit Benim Diyende
Bir yiğit, 'benim' diyende
Kaynayıp da coĢmamalı
ĠĢin icrasın bilmeyen
Hiç haddinden aĢmamalı
Kalmadı beyler, malımdan
Kimse bilmez ahvalımdan
Güzelleri illerinden
Almayınca gelmemeli
Köroğlu der: koçyiğitler
Hazırlansın arap atlar
Sandığa giren yiğitler
Bu sandıktan çıkmamalı
33
Âşık edebiyatının en büyük şairi sayılır.
Din dışı konularda yazmış, yaşama sevinci, insan ve
doğa sevgisini dile getirmiştir.
Âşık edebiyatının duygu yönünden en zengin ve güçlü
şairidir.
Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayıp dolaştığı bilin-
mektedir.
Daha çok koşma ve semai tarzında eserler vermiştir.
Aruzla şiiri yoktur. Tüm şiirlerini heceyle söylemiştir.
Dili sade, arı ve duru bir Türkçedir.
34
Ala Gözlerine Kurban Olduğum
Ala gözlerine kurban olduğum
Say edip aleme bildirme beni
Açıp ak gerdanı durma karĢımda
Ecelimden evvel öldürme beni
Dilber at kolların dola boynuma
Ölüm endiĢesi gelmez aynıma
Bir gece misafir eyle koynuna
Sabah oldu deyu kaldırma beni
Karac(a) oglan tutma beni el gibi
Akıttım gözümden yaĢı sel gibi
Bahçende açılan gonca gül gibi
Dizip al yanağa soldurma beni
35
Benden Selam Eylen
Benden selâm eylen Ģol nazlı yara
Her beni gördükçe gülüp durmasın
Aldırdım aklımı oldum divâne
Aklımı baĢımdan alıp durmasın
Kız seninle böyle miydi pazarım
Kara kaĢlarında kaldı nazarım
Yol üstünde kazmasınlar mezarım
Yar gelip geçtikçe yanıp durmasın
Kız seninle bir bahçecik dikelim
Ayvasından turuncundan satalım
Gel sarılıp bir gececik yatalım
Ahu zarım sende kalıp durmasın
Karacaoğlan der ki Hakk'a bakadur
Yollar çamur belki çöker bükedur
Çekemem kahrını bağrım yufkadur
Arada haberin gelip durmasın
36
Cennet Cehennem Yoktur Diyenle
Cennet cehennem yoktur diyenler
Ġl hakkını alıp haksız yiyenler
Al yesil konaktan hükm'eyleyenler
Dur bakalım canım beyler kalır mı
Karac'oglan her cefayı biliyor
Sualciler yedi yerde soruyor
Yetmis iki millet ar'ya giriyor
Dur bakalım canım daglar kalır mı
37
Zamanının en ünlü şairlerindendir.
Asıl kişiliği hece ölçüsüyle yazdığı koşma ve semailerin-
de görülür.
Emrah gazel, murabba, muhammes tarzında şiirler de
yazmıştır.
ÂĢıklık geleneğinin bütün özelliklerini taĢıyan bir Ģair.
ġiirlerinde aĢk, gurbet, sıla özlemi, yazgıdan yakınma gibi
konuları iĢledi.
Duyarlı ve çoĢkulu söyleyiĢiyle dikkat çekti.
Divan edebiyatını da öğrendi ama bu tarzda yazdığı Ģiirle-
rin sayısı az.
38
Bir Nazenin Bana Gel Gel Eyledi
Bir nazenin bana gel gel eyledi
Varmasam incinir varsam incinir
Beyaz gerdanından ince belinden
Sarmasam incinir sarsam incinir
KaĢına çekilmiĢ kudret kalemi
GörmemiĢ dünyada derd ü elemi
Her sabah her akĢam verir selamı
Almasam incinir alsam incinir
Gene görünüyor yarin illeri
BaĢımızda esen sevda yelleri
Yarin bahçesinde gonca gülleri
Dermesem incinir dersem incinir
Nereden nereye sevmiĢim yari
AteĢi komuyor yakıyor beni
AĢık Emrah sever böyle bir canı
Sevmesem incinir sevsem incinir
39
Dedim Dilber Didelerin IslanmıĢ
Dedim dilber didelerin ıslanmıĢ
Dedi çok ağladım sel yarasıdır
Dedim dilber yanakların diĢlenmiĢ
Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır
Dedim dilber lebin Ģeker bal olmuĢ
Dedi bugün bana baĢka hal olmuĢ
Dedim dilber ak gerdanın al olmuĢ
Dedi çiçek soktum gül yarasıdır
Dedim dilber Emrah aklını aldın
Dedi Ģu cihanda beni mi buldun
Dedim dilber niçin sararıp soldun
Dedi çekdiceğim dil yarasıdır
40
Gönül Gurbet Ele Çıkma
Gönül gurbet ele çıkma
Ya gelinir ya gelinmez Her dilbere meyil verme
Ya sevilir ya sevilmez
Yöğrüktür bizim atımız
Yardan atlattı zatımız Gurbet ilde kıymatımız
Ya bilinir ya bilinmez
Bahçemizde nar ağacı Kimi tatlı kimi acı
Gönüldeki dert ilacı
Ya bulunur ya bulunmaz
Deryalarda olur bahri
Doldur ver içem zehri
Sunam gurbet elin kahrı
Ya çekilir ya çekilmez
Emrah der ki düştüm dile
Bülbül figan eder güle
Güzel sevmek bir sarp kale
Ya alınır ya alınmaz
41
Âşık edebiyatının en güçlü, son temsilcilerinden olan
şair; insan, yurt ve doğa sevgisi konularında şiirler söyle-
miştir.
Şiirlerini "Deyişler", "Sazımdan Sesler" ve "Dostlar
Beni Hatırlasın" adlı kitaplarda toplamıştır.
ġimdi ġarkıĢla'da her yıl adına bir Ģenlik yapılır.
Türkçesi yalındır.
Dili ustalıkla kullanır.
Tekniği gösteriĢsiz ve nerdeyse kusursuzdur.
42
AĞLAR VEYSEL ÇIKMAZ SESĠ
Ah çektikçe erir gider
Yüreğimin yağı benim
Seni görsem durur gider
Dillerimin bağı benim
Gam leskesi saf saf oldu
Hep sözlerim boĢ laf oldu
Senin yolunda mahv oldu
Gençliğimin çağı benim
Ah belimi büken oldu
Gurbet bana diken oldu
Altı aydır mekan oldu
Dibi kırkkız dağı benim
Sensin derdine düĢtüğüm
Hayal oldu konuĢtuğum
Her gün yediğim içtiğim
Ġçerimde ağu benim
Ağlar VEYSEL çıkmaz sesi
Gine coĢtu gam deryası
Garip gönlümün yaylası
Güzel hüsnün bağı benim
43
ANLATAMAM DERDĠMĠ DERTSĠZ ĠNSANA
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiĢ bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiĢtirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
KiĢi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz
Ah çeker aĢıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar Ģöhret bulmuĢ karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaĢların silemez
Veysel günler geçti yaĢ altmıĢ oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
44
BENDEN SELAM SÖYLEN VEFASIZ YARE
Benden selam söylen vefasız yare
Gurbet benim olsun sıla kendine
Çekilmedik derdimizi bölüĢek
BaĢlı ben alayım sıla kendine
Dökek derdimizi ölçek bölüĢek
Ne el bize ne biz ele karıĢak
Felek bize gül demez ki gülüĢek
Cefa benim olsun çile kendine
Çektiğim cefalar yar senden geldi
Bana bu sitemler kar senden geldi
BaĢımdaki duman kar senden geldi
Ben kara bağlayım ala kendine
Evvelden hastadır yaralı gönlüm
Sevdayı mahbuba ereli gönlüm
AĢkın gömleğine gireli gönlüm
Hicranı Veysel'den n'ola kendine
45
TUĞÇE KOPUZ…
Ben 17 haziran 1995 tarihinde Rize’de doğ-
dum.Öğrenim hayatım burada geçti çocukluğumda ha-
yallerim, çok farklıydı Ģimdi ise daha farklı sayısal
okumak istiyordum Ģimdi ise sözel bir bölümdeyim iyiki
buradayım, buradayım diyorum çünkü sizlerle buluĢtum
bu dergiyi okumanız beni çok mutlu ediyor, sizlerde
gelecekte istediğiniz yerlerde olursunuz, bunun için
çalıĢmak ve okumak lazım tekrar teĢekkürler…