Upload
hazal-dursun
View
244
Download
3
Embed Size (px)
DESCRIPTION
TurkMSIC Mezun İlişkiler Kitapçığı
Citation preview
Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Birliği
Elveda dememek için...
Mezun İlişkileri Birimi 2011-2012 Kitapçığı
Değerli TurkMSIC üyesi,
Değerli TurkMSIC üyesi, Başladığın ilk günden beri gönüllülük esasıyla çalıştığın, aktivitelerine katıldığın, projeler çıkarıp yeni yeni görevler aldığın, ulusal ve uluslararası platformlarda daha nitelikli bir tıp öğrencisinin nasıl olacağını gösterdiğin ve tüm bunları yapmaya devam edeceğin bir topluluktasın. Bunların yanında hiçbir yerde bulamayacağın şekilde birçok arkadaşlıklar, dostluklar kazandın. Peki ya bir gün bu tıp fakültesi de bittiğinde ve veda etme zamanı geldiğinde…
Veda etmek zorunda değilsin! Çünkü Mezun İlişkileri Destek Birimi ve onun motivasyon dolu gönüllüleri var. Bizler gibi birliğimize gönül vermiş nice mezunlarımızla iletişime geçiyoruz. Onların ortak etkinliklerle buluşmalarını ve bizlerle deneyimlerini paylaşmalarını sağlıyoruz.
Nasıl mı?
Mezun İlişkileri Olarak…
TurkMSIC’e gönül vermiş mezunların kendi aralarında iletişimlerini
sağlamaları ve TurkMSIC’ten asla kopmamaları amacıyla:
• Mezunlar Balosu :Sempozyum sonrası Pazar gecesi TurkMSIC Mezunlar
Balosu’nda TurkMSIC mezunları ilk kez kendilerine hazırlanmış bir
organizasyonda ve TurkMSIC çatısı altında bir araya gelmiş olacaklar.
• Mail ve Facebook Grupları :Araştırarak bulduğumuz TurkMSIC
Mezunları’nı bu gruplara davet ederek mezunlar bu gruplar üzerinden hem
kendi aralarında iletişimlerini sağlayacaklar, hem de ekibimiz sayesinde
TurkMSIC’teki gelişmelerden haberdar olacaklar.
Mezunların Deneyimleriyle TurkMSIC’i İleriye Taşımak
• TurkMSIC Kronolojisi:Önceki yıllarda görev yapmış TurkMSIC Ulusal
Yöneticileri’ne bu çalışmaların çıktıları sayesinde web sitemizden tek tıkla
oluşabileceğiz. Üstelik bu çalışmalarımız örnek olacak ve bundan sonraki
Ulusal Yöneticiler görevlerinden sonra da TurkMSIC web sitesi üzerinden
çalışmalarıyla anılacak.
• Mezunlarla Röportajlar: TurkMSIC mezunu öğretim üyeleriyle
röportajlar gerçekleştirilecek, bu röportajlar web sitesi üzerinden
yayınlanacak, en iyi röportaj seçilip TurkMSIC’in “en”lerinde röportajı yapan
kişiye ve yapılan öğretim üyesine ödül verilecek; Genel Kurullarda ise bu
röportajlar basılı halde dağıtılacak. Bu röportajlar sayesinde eski/yeni
TurkMSIC’i değerlendirebilecek ve onların görüşleriyle TurkMSIC’in
sorunlarına çözüm bulabilecek, TurkMSIC’in gelişmesine katkı
sağlayabileceğiz.
Destek Birimi Olarak…
• Genel Kurullarda/Sempozyumda/Ulusal Toplantılarda TurkMSIC
mezunu öğretim üyeleri, eski TurkMSIC Yöneticileri ‘ni bu toplantılarda
aramızda görmek isteyen herkese yardımcı olmak adına çalışıyoruz.
• Alt Komitelerin Dergilerinde TurkMSIC Mezunlarının
yazılarının/röportajlarının bu dergilerde yer alarak destek olmaya çalışıyoruz.
Bu planlarımızı gerçekleştirmek adına mezunları araştırıyoruz, böylece
aramıza katılırsan hem senin gibi bir dönem TurkMSIC’e bir şeyler katmak
arzusunda çalışmalarda bulunan mezunlarla tanışma hatta kendin onlara
ulaşma şansı yakalayacaksın, hem de TurkMSIC Kronolojisi’nin ilk örneğinin
oluşmasına katkı sağlayacaksın, belki de TurkMSIC Mezunlarıyla yapılan
röportajlarda senin röportajlarını okuyacağız.
Ve daha nice güzel fikirlerimiz var. Senin de fikirlerini, aramızda olmanı
bekliyoruz. Linkten yahoo grubumuza katıldığın an bizimlesin.
http://groups.yahoo.com/group/turkmsic-mezun-destek/
Elveda demek istemediğini biliyoruz.
Onlar da istemiyorlardı. Gelin mezunlarımızı birlikte bulalım!
Dr.Şahin Hanalioğlu (Khaniyev) – Önay Merve Pekel
M (1): Şahin Abi kendinizi biraz tanıtabilir misiniz?
Ş (1): Adım Şahin Hanalioğlu, ya da TurkMSIC’ta daha çok bilinen haliyle Şahin
Khaniyev. 1986 yılında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de doğdum. İlkokul
3.sınıfa kadar Bakü’de yaşadım. 1995 yılının sonbaharında babamın işi
dolayısıyla Türkiye’ye, Trabzon’a geldik ve böylece Türkiye’ye yerleşmiş olduk.
İlköğretim ve liseyi Trabzon’da tamamladım. Trabzon Yomra Fen Lisesi’nden
mezun olduktan sonra 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde
tıp eğitimime başladım. TurkMSIC’le de Hacettepe’deki ilk yılımda, o zamanlar
fakültemizde faaliyet gösteren ve TurkMSIC geleneğinin devamı niteliğindeki
Proje ve Değişim Topluluğu olan MEDISEP ile tanıştım aslında. MEDISEP
Topluluğu bünyesinde birçok projede yer aldım ve 2007 yılında da
başkanlığını yürüttüğüm Yönetim Kurulumuzla birlikte Hacettepe’nin birkaç
yıl önce ayrıldığı TurkMSIC ailesine tekrar katılmasını sağladık. TurkMSIC’e
girer girmez topluluğumuzu TurkMSIC yerel kurulu olarak yeniden
yapılandırdık, faaliyet alanımızı genişlettik. Yurt dışı staj değişimlerinden tıp
eğitimine, üreme sağlığından insan haklarına, iyi hekimlik ve toplum sağlığı
için birçok etkinlik, proje, toplantı düzenledik; yurt içinde ve dışında çeşitli
öğrenci ve sivil toplum örgütleri ile işbirliği geliştirdik. Özellikle Avrupa
çapındaki çalışmalarımızla fark yarattığımızı söyleyebilirim. Avrupa Birliği
Gençlik Programı kapsamında aldığımız hibe destekleri ve gerçekleştirdiğimiz
projeler ile tıp öğrencilerinin bu alandaki çalışmalarına öncü olduk. Ayrıca,
Avrupa Tıp Öğrencileri Birliği (EMSA)’ne üye olan ilk TurkMSIC üyesi olduk.
Daha üyeliğimizin ikinci ayında, yaptığımız çalışmaları takdirle izleyen ve
kendisi de katılan o dönemin EMSA Başkanı tarafından yapılan davet üzerine
EMSA Yönetim Kurulu’na başvurdum ve Tıp Etiği Direktörü olarak yönetim
kuruluna seçildim. Ardından EMSA Genel Kurulu Toplantısı’na Ankara’da ev
sahipliği yaptık, bu sayede birçok yerel kurula da örnek olduğumuzu
MEZUNLARLA RÖPORTAJLAR
düşünüyorum. Şimdi zannediyorum EMSA’da Türkiye’den 10’un üzerinde
fakülte üye olarak yer alıyor.
M (2): TurkMSIC’ten nasıl haberdar oldunuz, TurkMSIC ailesine nasıl
katıldınız?
Ş (2): TurkMSIC adını ilk kez, MEDISEP’te görev yaparken duydum. O
zamanlar TurkMSIC’ten birkaç yıl önce ayrılmış olduğumuzu öğrendim. Ancak
bu ayrılığın aslında iki tarafa da zararları olduğunu fark ediyorduk. O zamanki
Yönetim Kurulumuzla birlikte kararlı bir çalışma yürüterek kısa sürede üyelik
başvurumuzu yaptık yeniden. 2006 yılının 7 Ekim’inde İstanbul’daki Genel
Kurul’da yeniden TurkMSIC üyeliğine seçildik. Böylece TurkMSIC’le, birkaç yıl
önce bir ekim akşamında İstanbul’da ayrılan yollarımız, yine İstanbul’da ve
yine bir ekim akşamında tekrar birleşmiş oldu. Ben de yeni başlayan Topluluk
Başkanlığı görevimi o günden sonra TurkMSIC Hacettepe YK başkanı olarak
devam ettirdim ve arkadaşlarımızla birlikte o bir yıl boyunca dur durak
bilmeden çalıştık, yorulduk ama bizden sonrakilere miras olarak bırakacağımız
çok güzel işler çıkardık diyebilirim.
M (3): TurkMSIC’te hangi görevlerde yer aldınız?
Ş (3): TurkMSIC Hacettepe Yerel Kurul Başkanı (2006-2007), TurkMSIC EMSA İrtibat Sorumlusu (2006-2007), TurkMSIC ve Dernek Yönetim Kurulu Genel Sekreteri (2007-2008), TurkMSIC Denetleme Kurulu üyesi (2008-2009) M (4): Görevlerinizden yeteri kadar verim alabilmiş miydiniz?
Ş (4): TurkMSIC’te görev yaptığım her dönemi büyük bir keyifle geçirdiğimi
söyleyebilirim. Her aşamada yaptıklarımız, gördüklerimiz, paylaştıklarımız
bizlere benzersiz deneyimler ve unutulmaz anılar getirdi. Bununla birlikte
Yönetim Kurulu’nda görev yaptığım dönem birçok sıkıntının yaşandığı bir
dönem olması sebebiyle oldukça sancılı geçmişti. Geriye dönüp baktığımda o
dönemin daha verimli geçirilebileceğini inanıyorum. Yine de o zorlu
dönemlerin bile hem bizlerin hem de TurkMSIC’in kurumsal tecrübe
dağarcığına katkısının büyük olduğunu görüyorum.
M (5): TurkMSIC’te görev aldığınız süre boyunca karşılaştığınız eksiklikler
nelerdi?
Ş (5): Bence en büyük eksik bazı anlarda hat safhaya çıkan sağduyu ve
hoşgörü kaybıydı. Özellikle genel kurullarda bu neredeyse kaçınılmaz
oluyordu. Bunun yanında her kurumda olduğu gibi kişisel hırsların, kısır
tartışmaların, önemli ile önemsizi ayırt edememenin, kaynakları uygun
kullanamamanın ve vizyoner bir yaklaşımın benimsenmemesinin
TurkMSIC’te verimi düşürdüğünü birçok kişi gibi ben de gözlemliyordum. O
zaman da, büyük resme bakıldığında pek de önemi olmayan detaylara ne
kadar çok zaman ve enerji harcadığımızı şaşkınlıkla izliyordum. Ancak
zaman zaman da bu tartışmaların -ne kadar kısır olsalar da- bizleri hayata
hazırlayan birer simulasyon olduğunu düşünürdüm. Hatta hala öyle
düşünüyorum… Bir nevi, Edison’un dediği gibi biz 1000 kez başarısız
olmadık, yalnızca işe yaramayan 1000 farklı yöntem öğrenmiş olduk.
M (6): TurkMSIC görev aldığınız dönemden bugüne ne kadar yol kat etti?
Ş (6): Çok önemli mesafe kat etmiş görünüyor. Kurumsallaşma adına ciddi
adımlar atıldı. Temelleri bizim dönemimizde atılan ve yayına çıkan internet
sitesi, başta Ahmet Hakan’ın üstün çabaları ve Yönetim Kurullarının
iradesiyle derlenip toparlanarak TurkMSIC’e yakışır bir hale getirilebildi.
Bunun yanında kurumsal kimliğin geliştirilmesi adına çok güzel işler
yapıldığını biliyorum. Birçok etkinlik ve projenin de standardizasyonu
sağlanarak mevcut birikim artırıldı. Yine bizim dönemimizde başlatılan
TurkMSIC Eğitici Eğitimleri ve Tıp Eğitimi Çalıştayları devam ettirilerek, bu
gibi yenilikçi projelere yenileri eklendi. Bütün bunlar olumlu işaretler…
Ancak hala dernekle ilgili ciddi sorunların varlığı, uzun dönem stratejik
planların olmaması ve kurumsal hafızanın korunması ve geliştirilmesiyle
ilgili yetersizliklerin azalmış olsa da devam etmesi TurkMSIC’in önündeki
tehditler gibi görünüyor.
M (7): TurkMSIC’te görev aldığınız süre boyunca ‘en önemli görevimdi’
dediğiniz bir görev var mıydı, varsa hangisi?
Ş (7): Yetki ve sorumluluk olarak Genel Sekreterlik çok önemli bir görevdi
benim için. Çünkü o dönem derneğin kuruluşunu takip eden ilk yıldı ve
oldukça sancılı geçmişti. En önemli iki toplantı da İzmir’deki 2007 Nisan Genel
Kurulu ve Jamaika’daki IFMSA Ağustos Toplantısı’ydı. Nisan Genel Kurulu
hayatımın en zorlu toplantılarından biriydi, zira –o dönemi hatırlayanlar teyit
edecektir- Yönetim Kurulu’nu tek başına temsil ederek bütün toplantının
yükünü sırtlamıştım. Jamaika ise delegasyon başkanlığı nedeniyle
sorumluluğumun yine çok fazla olduğu ama Karayip Sahilleri'nde olmanın
verdiği huzur ve macera tutkusuyla oldukça keyifli geçen bir toplantı olmuştu.
M (8): TurkMSIC’teki unutamayacağınız bir anınızı anlatabilir misiniz?
Ş (8): Hacettepe’den MEDISEP olarak oldukça endişeli ve gergin ama bir o
kadar kendine güvenen bir edayla adaylık sunumu için geldiğimiz İstanbul
Genel Kurulu ilk göz ağrımızdı. Ankara’dan otobüsle gelişte aramızdaki fısır
fısır konuşmalar, hazırlıklar, Genel Kurul’da yaptığım sunum, ilk Başkanlar
Oturumu, sorulan sorular, cevaplarımız, kulisler, oylama… Hepsi tatlı bir
heyecan ve mutlulukla yoğrulmuş, hayat boyu unutamayacağım anlardı…
Bunun sonrasında da her Genel Kurul’la ilgili unutulmaz anılarımız var elbette.
Katıldığım iki IFMSA Genel Kurul toplantısı da (2007 İngiltere, 2008 Jamaika)
yine unutulmazlar arasındaydı.
M (9): Güncel çalışmalarınızda maddi eksiklikleri nasıl karşıladınız?
Ş (9): Projelerimize maddi destek her zaman en büyük sıkıntılarımızdan biri
oluyordu. Fakat süreç içerisinde bunu da aşmanın yollarını öğrendik. Henüz
TurkMSIC üyesi olmadan önce Hacettepe’de MEDISEP olarak Avrupa Birliği
Gençlik Programı’na proje başvurusunda bulunarak hibeler almaya
başlamıştık. Bu projelerin hem maddi yönden hem de manevi olarak bize çok
büyük yararı olduğunu söyleyebilirim. En önemli faydalarından biri de
hocalarımızın, idarecilerimizin gözünde ‘bu çocuklar AB’den para
alabildiklerine göre bunlarda bir iş olmalı’ imajı yaratması oldu. Bu da birçok
kişi ve kuruluşun bize desteğini daha da artırdı. Ayrıca zamanla sponsor
dosyaları hazırlamayı, hangi kişi ve kurumlara hangi tekliflerle gitmemiz
gerektiğini de öğrendik. Ancak elbette tıp öğrencileri olarak almamız gereken
çok yol olduğu da aşikar. TurkMSIC ulusal çapta bu açıdan daha şanslı.
Özellikle bizim dönemimizde ve sonrasında maddi açıdan iyi durumda
olduğunu biliyorum. Ancak bence en az kaynak bulmak kadar önemli olan
diğer bir konu da kaynakların nasıl kullanıldığı. Doğru ve akılcı kaynak
kullanımını da öğrenmemiz gerekiyor.
M (10): Biliyoruz ki TurkMSIC ailesine çok şey kattınız, peki TurkMSIC size
neler kattı?
Ş (10): TurkMSIC ve onun sayesinde giriştiğimiz tüm faaliyetler kuşkusuz
bizlere çok şey kattı. En başta ülkenin ve dünyanın dört bir yanından tıp
öğrencisi arkadaşlarımızla tanışma ve birlikte çalışma fırsatı yakaladık. O
yıllardan kalan dostluklarımız hala devam etmekte ve hala birlikte yeni
projeler kovalamaktayız. Bunun yanında takım çalışmasını, liderliği, çatışma
ve kriz yönetimini, proje hazırlama ve uygulamayı, örgütlenmeyi, etkili
iletişimi, farklı görüş ve inançlara saygıyı, hoşgörüyü, dünyaya farklı
açılardan bakabilmeyi, sorgulamayı ve hedefler uğruna mücadele etmeyi
öğrendik. Bütün bunlar bir insan yaşamı için en kıymetli hazineler arasında
sayılabilecek nitelikler bence… Hele bu insan bir hekimse bunların değeri
ölçülemez diye düşünüyorum… Yarınlara umutla ve büyük hayallerle
bakabiliyorsak bunda TurkMSIC’in ve her türlü zorluğa rağmen peşini
bırakmadığımız faaliyetlerin rolü çok büyük bence…
M (11): TurkMSIC’in size işinizde faydası oldu mu? Oluyorsa faydasını nasıl
gördünüz?
Ş (11): Kesinlikle oldu ve olmaya da devam ediyor. İnsan ilişkilerindeki
deneyim, takım çalışmasına uyum, sistematik düşünme ve eylem becerisi,
idari ve yasal konulara aşinalık, organizasyon kabiliyeti… Bütün bunlar sizi
akranlarınızın ve çalışma arkadaşlarınızın bir adım önüne çıkartıyor zaten
ister istemez. Bir sorun olduğunda fikrine başvurulan, bir organizasyon
gerektiğinde yardım istenen kısacası aranan insan oluyorsunuz…
M (12): Sizce TurkMSIC, tıp fakültesi öğrencilerini temsil edebilecek düzeyde
bir organizasyon mu?
Ş (12): Olması gereken düzeyde değil ancak yine de en iyisi olduğunu
söyleyebiliriz. Bunun için daha geniş temsiliyetin sağlanması ve faaliyet
alanının, kapsamının genişletilmesi şart…
M (13): Sizce bizim organizasyonumuz yeterli mi? Mezun İlişkileri Destek
Birimi olarak bizleri yeterli görüyor musunuz?
Ş (13): Bu birim bizim zamanımızdan beri faaliyete geçmeye çalışan bir birim
TurkMSIC içerisinde. Ancak uzun yıllar fazla bir varlık gösteremedi maalesef.
Ancak şimdi görüyorum ki yeniden bir kıpırdanma var ve bu oldukça
sevindirici. Çünkü ‘TurkMSIC Mezunları’ çok büyük ve oldukça güçlü bir aile
aslında ve bu ailenin üyelerinden TurkMSIC’in yararlanması lazım. Ancak biz
de mezunlar olarak birbirimizi pek tanımıyoruz, özellikle farklı dönemlerde
olanlar. Aramızda devamlılığı olan bir ağın oluşturulması hepimiz için birçok
yeni fikir, proje ve işbirliği anlamına gelir… Bunu sağlamak için biriminizin
üzerine büyük görev düşüyor. Elbette bizler de bu konuda istekli mezunlar
olarak size desteğe her zaman açığız.
Ş (14): Böyle güzel bir girişimi başlattığınız için hepinize teşekkür ediyor, tüm
mezunlar adına sizleri tebrik ediyorum. Çalışmalarınızın devamını da
beklediğimizi belirtir, derslerinizde ve faaliyetlerinizde başarılar dilerim!
M(14): Bize değerli vaktinizi ayırdığınız ve tecrübelerinizden yararlanma fırsatı
sunduğunuz için asıl ben teşekkür ederim Şahin Abi. Sizlerin bu aileye
kattıkları sayesinde bu günlere geldik ve biz de, bizden sonrakiler için aynı
özveride bulunmak istiyoruz. Her şey önce gönüllülükle başlar. Bu gönüllü
çalışmalarda yer aldığınız ve TurkMSIC’i bize eksiksize yakın teslim ettiğiniz
için teşekkürler…
Dr.Özge ÇAMAN-Almıla KANAT
Merhaba Özge Hanım, öncelikle kendinizden bahseder misiniz TurkMSIC’a nasıl katıldınız, ne görevlerde bulundunuz? TurkMSIC’la tanışmam tıp fakültesi 3. sınıfta oldu. Ama aktif olarak çalışmam, toplantılara katılmam 4. sınıf başından itibaren oldu ve de üç yıl aktif olarak çalıştım, yani mezun olana kadar. Hatta mezun olduktan sonra da ilgilenmeye devam ettim, bitmemiş bazı projelerimiz vardı bunlarla ilgili çalıştım. 4. sınıfta, 2000 yılında LORA olarak başladım, 2001 yılında da NORA oldum. Daha sonra SCORA’da çalışırken, bir yandan SCOPH’la da ilgilendim. Şimdi de Hacettepe Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda öğretim görevlisiyim.
Peki sizi TurkMSIC’a ilk çeken neydi?
Arkadaşlarım vasıtasıyla duydum. Zaten TurkMSIC hakkında genelde ilk
duyulan değişim programları oluyor. Ama benim asıl istediğim değişim
programlarından ziyade özellikle de halk sağlığı ile ilgili projelerde
çalışmaktı. Özellikle eğitim, sağlık eğitimi ilgimi çekiyordu. Genel kurulda
TurkMSIC’la tam olarak tanışmış oldum; ne olduğunu, ne yaptığını, alt
komitelerini iyice tanıdım. LORA olduktan sonra Dünya AIDS Günü ile
başlayarak çok keyifli bir şekilde çalışmaya başladım. O sene ilk defa Ulusal
Üreme Sağlığı ve HIV/AIDS Eğitimi oldu Bursa’da. NORA’mız Selen Örs’tü,
ertesi sene de ben NORA oldum.
Çalıştığımız bir grup vardı, hepimiz farklı şehirlerdendik, birlikte çalışıyorduk
ve hala da görüşmeye devam ediyoruz, zaten hepimiz halk sağlığı alanında
çalışıyoruz. TurkMSIC’ın bana en büyük katkısı nedir derseniz, bugün halk
sağlığı alanında çalışıyorsam TurkMSIC sayesindedir. Yani klinik de çok keyifli
bir alan ama halk sağlığı daha çok ilgimi çekiyor ve bunda TurkMSIC’ın etkisi
çok büyüktür.
TurkMSIC’ta sizi en çok motive eden şeyler nelerdi? Yaptığınız bir projenin sonuçları ya da düzenlediğiniz bir eğitimin geribildirimlerini almak. Yani bir işe yaradığınız duygusu. İnsanların, “Bu eğitime kapıdan girdiğim halimle, kapıdan çıkarkenki halim çok farklı, daha farklı hissediyorum” demesi cidden motive edici oluyordu. Peki en çok demotive eden?
Genelde çalışan insan sayısının az olmasıydı. Bazen sadece birkaç kişi
ilgilendiği için işler yığılabiliyordu. Bir de işte maddi sıkıntılar. Bir yerden para
yardımı aldığımızda bile paranın bize ulaşması uzun sürebiliyordu. Kendi
cebimizden ödeyip de paramızı aylar sonra geri aldığımız ya da alamadığımız
çok olmuştur. Bazen ailelerimizden bile destek aldık.
En göz bebeği projeniz neydi?
Ulusal Üreme Sağlığı ve HIV/AIDS Eğitim Programlarımız en çok çalıştığımız
programdı. Senede bir kez düzenlerdik ve ben 3 sene üst üste çalıştım.
Eğitimlerin yapıldığı yerler sırasıyla Bursa, Edirne ve Trabzondu. SCORA’da
çalışacak gönüllüler bu eğitimle akran eğitimcisi oluyor, yerellerine gidince de
akranlarına eğitim veriyordu. Dünya AIDS Günü etkinlikleri ise bizim
dönemimizde de yapılıyordu, hatta bir dönem IFMSA’de uluslararası
koordinatörlüğünü de ben yaptım.
Ama bu akran eğitimlerinin devam etmesi güzel olurdu. Çünkü bunlarla ilgili
materyal de geliştirdik. Hatta mezuniyetime yakın bir dönemde bu akran
eğitimi için bir rehber kitabın editörlüğünü yaptım. Eğitim programı
geliştirmekle ilgili, akran eğitimi nasıl yapılır hakkında bilgi veren bir
kaynak. Yüzlerce kopyasını TurkMSIC’a bıraktık, sonra ne oldu bilmiyorum.
TurkMSIC’la ilgilenirken, bir yandan dersleriniz nasıldı? Tabii ki sabahladığımız çok olmuştur. Ben okuldan çıkınca, ne yapacağını bilmeyen biri olmadım. Yani hep bir planım vardı. Bugün spor yapılacak, bugün arkadaşlarla sinemaya gidilecek, bugün projede çalışılacak vs. bir şeyler hep önceden planlı gittiği için her şeye vakit ayırabiliyorsunuz. Bazen çok
sıkışırsam da mesela sınavım varken bir projeyle ilgilenmem gerekiyorsa, gece geç saatlere kadar çalışarak ya da eğlenceyle çalışmayı birleştirerek TurkMSIC’ın yoğun temposuna uyabiliyordum. Yani aslında TurkMSIC’la ilgili çalışmak, bana hiçbir zaman yük olmadı. NORA olmaktan, SCORA’da bulunmaktan kazandığınız şeyler nedir? dışında Birleşmiş Milletler’in birçok eğitim programına katılarak benim de eğitimle ilgili bilgilerim gelişti. Takım çalışması nasıl yapılır, proje nasıl hazırlanır, uygulanır, nasıl değerlendirilir konularında bilgi ve becerilerim artmış oldu. Onun dışında tabi insan ilişkileri, iletişim ve sunum becerileri, organizasyon yeteneği gibi tüm bu konularda kendinizi çok iyi yetiştiriyorsunuz. Çok insan tanıdım, hala da pek çoğuyla görüşmekteyim. NORA olduğunuz dönemde SCORA’nın en büyük eksiklikleri nelerdi? Maddi sıkıntılar olmuştu, bu klasik sorunlardan biridir. O dönemlerde Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’na başvuruyorduk ve aktivitelerimizin çoğunda onlardan destek aldık, onun dışında ilaç firmalarından destek aldık. Uluslararası ya da ulusal toplantı düzenleyeceksek, otobüs firmaları ya da başka firmalardan tek tek giderek yardım almıştık. Bir de tabii ulusal çapta çalışma yürütmenin bir takım sıkıntıları vardı. Her yerel kurul aynı motivasyonda olmuyordu. Bazen bir proje sadece iki üç kişinin çalışmalarıyla çıkabiliyordu. IFMSA-SCORA hakkındaki deneyimleriniz, görüşleriniz nelerdir? Ayrı keyifli bir süreç. IFMSA toplantılarına da yaklaşık üç sene katıldım. Uluslararası düzeyde çalışmak çok güzel. NORA’lara öneriniz nedir? Özellikle uluslararası iletişim listesini takip ederek Türkiye’deki listeye önemli gördükleri şeyleri aktarabilmeleri önemli. Özellikle İngilizce dökümanları kısaca özetlemek güzel olabilir. Pek çok ülkede ortak yapılacak projelere Türkiye’yi de entegre etmeleri, bir de yurtdışındaki eğitim programlarında Türkiye’den katılımı artıracak şeyler yapılması önemli. Ayrıca genel olarak önerim, yapılan şeyleri nesilden nesile aktarmak,
bugüne kadar yapılmış şeylerin bir arşivini oluşturarak daha sonra bunların
temel alınması ve geliştirilmesi önemli. Çünkü çok öncelerden bugüne
geldik ve bu arşivleme sayesinde emek tekrarı önlenebilir. Bir de, eskiden
TurkMSIC’ta çalışmış insanlara da zaman zaman ulaşmak önemli. Biz de
çalışırken, bizden öncekileri toplantılarımıza, eğitimlerimize çağırıyorduk.
Bize bazı şeyleri anlatmalarını istiyorduk. Onların deneyimleri faydalı
oluyordu.
SCOPH’un yaptığı çalışmaları, halk sağlığı alanında çalışan biri olarak nasıl buluyorsunuz? Eksik yönleri neler? Güzel yönleri neler? SCOPH’un çok geniş bir çalışma alanı var. Bir anda çok fazla dağılıp belki de hiçbirini yapamamaktansa, belki senede birkaç konuya eğilip mevcut insan gücüyle daha iyi bir şeyler yapılabilir. SCOPH’ta çalışanlar halk sağlığı alanında çalışan öğretim görevlileriyle iletişime geçerlerse çok daha fazla şey yapma olanakları olabilir. Yani bir araştırma nasıl yapılır, bir proje nasıl gerçekleştirilir, fon ve insan kaynakları nasıl bulunabilir gibi konularda hocalar çok rahatlıkla danışmanlık verebilir. O yüzden fakültelerinizdeki Halk Sağlığı AD ile iletişime geçerseniz çok destek alırsınız diye düşünüyorum. Neden Halk Sağlığı alanını seçtiniz?
Birey düzeyinde çalışmak güzel, keyifli ve gerekli ama ben hep bireyden çok
toplum düzeyinde çalışmak ve müdahaleler yapmak, çarpan etkisiyle daha
çok insana ulaşan şeyler yapmak istedim. Bir de Halk Sağlığı’nın koruyucu
hekimlik kısmı ağır basıyor ve tabii belli bir süre halk sağlığı projelerinde
çalışınca hastalıklar gelişmeden bunları önlemenin ne kadar önemli olduğunu,
sağlık eğitiminin, sağlığı geliştirmenin ne kadar fark yarattığını görüyorsunuz.
Bireysel tedavi hizmeti vermenin ötesinde, sağlık hizmetlerinde bir
iyileştirme yaptığınızda bunun binlere, on binlere, yüz binlere nasıl
yansıdığını görüyorsunuz. Ayrıca, TurkMSIC’ta çalışıp bir klinisyen de
olsanız, halk sağlığı bakış açısını mutlaka kazanıyorsunuz. Daha farklı bir
klinisyen oluyorsunuz diye düşünüyorum.
Bir doktor olarak, TurkMSIC’a
şimdiki bakış açınız nedir?
Böyle bir organizasyonda
çalışmanın cidden çok önemli
olduğunu düşünüyorum. Keşke
her tıp fakültesi öğrencisi bir
dönemini TurkMSIC’ta
geçirebilse... Hiç bir şey yapmasa bile pek çok insanla tanışabilir. Çalıştığı
konu ne olursa olsun TurkMSIC’ta çalışmanın; organizasyon, sunum yapma,
topluluk önünde konuşma, liderlik becerilerini geliştirdiğini düşünüyorum ve
bunu meslek hayatınızda kesinlikle kullanıyorsunuz, ben faydasını çok
gördüm.
TurkMSIC Mezun Destek Birimi’ne bu girişimleri ve emekleri için teşekkür
ediyorum. Biz sizi desteklemeye her zaman hazırız.
19 Şubat 2011 tarihinde 12.30’da sevgili Dr. İlker UZELİ ile çok verimli bir röportaj yaptık.Genel server’a üye olduğunu belirten İlker abi ‘gözüm üzerinizde’ diye uyarıyor .Fakültesine girdiği ilk seneden itibaren bir TurkMSIC gönüllüsü olmuş ve hala da gönül bağlılığıyla TurkMSIC’e bir şeyler katmaya devam ediyor.
Elif TARİHÇİ
E.T: İlker abi kendinizi biraz tanıtabilir misiniz ?
İ.U: Tabi ki.1982 çorum doğumluyum.2000 yılında Erzurum Atatürk Tıp Fakültesine girdim.O yıl TurkMSIC ile tanıştım ve Erzurum YK LORE’si oldum.2001-2003 yıllarında Erzurum YK başkanı, 2003-2005 yıllarında Ulusal Mali Kordinatör ve Erzurum YK Başkanı, daha sonrasında ise fakültedeki son yılımda Ulusal Mezun İlişkileri Destek Birimi sorumlusu oldum.2000 yılından 2006 yılında mezun olana kadar tüm Genel Kurullara MM 2005 Turkey ve AM 2005 Egypt’e katıldım.
E.T: Turkmsic’ten ilk haberdar olmanız nasıl olmuştu?
İ.U: Fakültemde gerçekten abi diye sevdiğim bir arkadaşım vardı: Rıdvan KARAGÖZ.Onun sayesinde tanıdım TurkMSICı zaten benden önceki Erzurum YK başkanı ve Treasurer Rıdvan abi idi.Ondan aldığım eli ben de daha ileriye götürdüm.
E.T: Aldığınız görevler sırasında TurkMSIC’teki en büyük eksiklikler nelerdi?
İ.U: Geçmişe dönük kayıdımız ,arşivlerimiz iyi değildi.Sanırım hala da öyle devam ediyor ama en büyük sıkıntımız tüzel kişiliğimizin olmamasıydı.O bize her yerde sıkıntı doğuruyordu.Bunu çözmek istedik ve şimdi sanırım bu sıkıntı kalktı.
E.T: Evet ilker abi fakat hala kendimizi ayrıntılı bir şekilde açıklamamız gerekiyor. Trajikomik bir şekilde müzik klubü olarak düşünenler olmuyor değil.
İ.U: Evet onu ben de çok yaşadım.Bir de bazı YKlarda bazı üyelerimiz vardı ,TurkMSIC ı sadece gezi ve eğlence yeri olarak görüyorlardı.Sırf bunun için yanımızda olup da faal bir iş yapılacağı zaman yanımızda olmayan arkadaşlar oluyordu. TurkMSIC üyesi ile gönüllüsü arasında çok fark var. Gönüllük her şeyden feragat etmekti. Treasurer iken yurtdışı para transferi yapabilmek için (tabi şimdiki gibi online gidemiyordu yurtdışı havale) kadın doğum stajından kaldım.
E.T: Peki İlker abi sizce TurkMSIC o günlerden bugüne ne kadar yol katetti ?
İ.U: TurkMSIC’ın en güzel yanlarından birisi bu olsa gerek aslında; çünkü kimi zaman ivmesi düşük de olsa, her zaman pozitif yönde oldu.Önemli işlerden biri de farkındalık. Ben öğrenciyken bir yerde başka bir tıp öğrencisi ile karşılaştığımda ve TurkMSIC’den bahsettiğimde tanımıyorum, bilmiyorum derdi.Ama şuan tıp fakültesine giden kime sorsam herkes TurkMSIC’ı tanıyor.Bu güzel bir başarı.
E.T: Evet çok haklısınız İlker abi. En başında bizlerin farkında olması çok önemli toplumda tanınmamız için.
İ.U: Tabi erasmus programını bizden daha iyi tanıyorlar çoğu yerde yeni olmasına rağmen. Ama biz 1950lerden beri lokal ve spesifik olarak bir erasmus programı şeklinde çalışıyoruz hem de profesyonel ruhlu amatörler olarak.
İ.U: Hala TurkMSIC için bir şeyler yapabiliyorum .En büyük eksiklerden bir tanesi de umarım siz bu çalışma azmi ile bunu yıkacaksınız:ben 2000 den
önceki gönüllüleri bilmiyor, tanımıyorum ;sizler de benim zamanımdakileri.Bu kısır döngünün kırılması lazım.Bizim de güzel bir seceremiz olmalı.Lütfen bunu başarın, biz başaramadık.
E.T: Çok haklısınız İlker abi.Elimizden gelenin çok daha fazlasını yapacağız ve diğer arkadaşlarımızın da bu farkındalığa sahip olmasını sağlayacağız. Yapılanlardan ders çıkarmak, örnek almak bizi çok daha hızlı ilerletecektir. İ.U: Hızla da ilerleyeceksiniz, sizde de 2000 yılındaki İlker’in azmini gördüm.
E.T: Teşekkür ederim İlker abi, inancınız çok mutlu etti. Aldığınız görevler içinde en önemli dediğiniz hangisiydi?
İ.U: Hepsi çok güzel ve çok önemli idi ama Erzurum’da böyle bir oluşum olduğunu gösterebilmek, yani Erzurum YK başkanlığıdır sanırım.Tabi bir treasurer olarak TurkMSIC ilk defa benim dönemimde kasasını 3000 € ile kapattı.Negatif yönde aldığım kasa pozitif yönde kapandı ilk defa kar etti.Eskiler bilir benim ünlü sözüm "BENDEN PARA ÇIKMAZ"
E.T: Peki İlker abi çalışmalarınızda maddi eksiklikleri nasıl karşıladınız?
İ.U: Bu bizim için sıkıntı idi çünkü ilk başta dediğim gibi tüzel kişiliğimiz yoktu
ama bireysel olarak firmalar ile sıcak görüşmelerim oluyordu (bazı firmaların fakültede temsilciliklerini ve Erzurum ATABAT başkanı olmamdan) kendi OC sini yürüttüğüm GKlarda sıkıntı yoktu ama ulusal projelerde çok büyük sıkıntı idi.Ulusal maddi destek için tüzel kişilik şart idi.
E.T: Evet anlıyorum İlker abi siz her konuda TurkMSICe bir şeyler kattınız, peki TurkMSIC size neler kattı? Sizin için TurkMSIC’in kattıklarından en önemlisi neydi?
İ.U: En güzeli mükemmel bir sosyal ortam, samimi bir arkadaş kitlesi, özgüvenimin kat be kat artması ve sürekli faal olma isteği. Bu artık benim iş hayatıma da yansıdı. En önemlisi de hiçbir seye değişmeyeceğim arkadaşlıkları ve sağladığı her şeyi yapabilecek bir özgüven.
E.T:Tüm GKlara katıldığınızı söylemiştiniz. Bu GKlar sırasında sizi en çok mutlu eden anınızı anlatır mısınız?
İ.U: Şuan aklıma gelen ağustos 2005 Mısır toplantısındayız. 4 ağustos benim ve o sırada NORE miz olan Kutluay’ın doğum günü. Orada bizim ekip, üzerinde Türk bayrağı olan bir pasta ile geldi yanımıza. Hiç beklemiyorduk,çok mutlu olmuştum.
E.T: Gurur verici ve mutlu edici bir anı gerçekten İlker abi.Çok fazla şey başarmışsınız çalışmalarınızla.TurkMSIC’te çok isteyip elde edemediğiniz bir şey var mıydı peki ?
İ.U: 2005 Ekim GKda yeni yönetim seçilecekken tek aday ve oy birliği ile başkan olmamı istediler. Aslında istiyordum ama birebir konuşmada İngilizceme çok güvenmediğim için ve bu sebeple İlker bu işi beceremedi diye düşünülmesindense İlker yaptığı işleri en güzeliyle yaptı diye düşünülmesi için istediğim halde bu teklifi geri çevirip ulaşabildiğim en üst noktada faal görevimi bıraktım.
E.T: Anladım İlker abi. Çok güzel düşüncelerle yine bir fedakarlık yaparak teklifi geri çevirmişsiniz aslında. Şimdi de bizle ilgili bir soru sormak istiyorum İlker abi mezun ilişkileri destek birimin faaliyetlerini yeterli buluyor musunuz?
İ.U: Eğer ki yaptığınız plan içersinde çalışmalarınız gerçekleşebilecekse söyleyecek bir söz yok bence plan mükemmel. Mezun ilişkiler sürekli dinamik duracak bir birim ve birimlerin içinde sürekli aktif olması gereken bir birim. Server üzerindeki planınızı işletebilirseniz çok yol alırsınız birim olarak Atatürk’ün dediği gibi ‘’Tarihini bilmeyen milletler başka milletlerin avı olur .’’ Bu da bizim tarihimiz bir şekilde. Av olmasak da kökümüzün genişliği ile daha da büyürüz.
E.T: İlker abi sormayı unuttuğum şeyler olmuş olabilir sizin eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
İ.U: TurkMSIC ve tıp öğrencisi ile ilgili çok fazla yanlış inanışlar mevcut. Bunu ancak kendimizi ve çalışmalarımızı reklam yaparak yapabiliriz.Bu inanışların yıkılmasıyla hem daha fazla gönüllü hem de daha fazla proje yapma imkanları doğacaktır.
İ.U: Bilgi arşivim, mail adresim telefonlarım, facebook adresim her an TurkMSIC için hazır,böyle bir fırsatı bana verdiğiniz için ben teşekkür ederim.
E.T: Çok mutlu oldum ilker abi sizinle tanıştığıma ve mezun ilişkileri destek biriminde olduğum için tekrar çok gurur duydum sizin sayenizde. Çok vaktinizi aldım tekrar teşekkür ederim.
İ.U: Ne mutlu banaa...... Ben de çok memnun oldum ve gurur duydum TurkMSIC ı bizden daha fazla sahiplenen, gönül bağlı sizleri görmekten, tanımaktan. Aslında çok az bir zaman diyebilirim, TurkMSIC gönüllüğü ve sevdası birkaç saate sığmaz ki....Her an her konuda size yardım edebilecek bir İlker abinizin olduğunu hiç unutmayın.
Dr. Ezgi Ö[email protected]
Arkadaşlar herkese merhaba.... böyle bize ayrılmış bir e-posta grubumuzun olması çok hoş oldu böylece daha aktif haberleşiriz heralde.... ekim gk'da organ bağışı ile ilgili konuda çalışmalar yapmakta hepimiz hemfikir olmuştuk ve 3 Kasım'la birlikte ORGAN NAKLİ HAFTASI
BAŞLIYOOOOOOORRRRRRR:::::::::)))))))) Ben kendi yerel kurulumda stand açmayı,sunum yapmayı ve toplayabilirsem afiş asmayı ve broşür dağıtmayı düşünüorum.......Sizler
neler yapacaksınız???? Eğer ilginç ve yararlı bir fikri olan varsa bizimle de paylaşırsanız sevinirim.... Yaptıklarımızı da her ayın dokuzunda saat dokuzda prensibine uyarak msn'de konuşuruz di mi???? Kendinize çok dikkat edin bi de ben bu mail grubunu daha da aktifleştirelim derim nitekim ortalama mail yazma süresinin beş ile on dakika arasında
olduğunu düşünürsek fazla vakit kaybetmemiş oluruz.... Bu arada hepinize sevdiklerinizle geçireceğiniz mutlu ve de huzurlu,şeker gibi bir şeker bayramı diliorum
Ezgi Öztop GAZİ YK_LPO
Dr.Ezgi Ö[email protected] Sevgili TurkMSIC Ailesi, Değerli Meslektaşlarım, Altı yıldır parçası olduğum ve bunun için her gün gurur ve mutluluk duyduğum değerli ailem TurkMSIC; Bugün bir tıp fakültesi öğrencisi olarak bu oluşuma veda etme günü benim için.Ben ne buraya altı yıllık anılarımı sığdırabilirim,ne de birikimlerimi.Sadece hislerimi paylaşabilirim sizlerle. O kırmızı kurdele kestiğim günlerde hiç hayal edemezdim sonrasını.Seneler de düşündüğümden ve istediğimden çok çabuk geçti.Hayatımdaki en büyük mutluluğu yaşadım : 'Türk Tıp Öğrencilerini Temsil Etmek' Giderken;emeği olan herkese teşekkür etmek isterim.
MAİL GRUPLARINDAN ANILAR
Başta kim olduğunu bile bilmediğim sadece bugün hala hayatta olduğunu ve bir gün karşılaşacağımı umduğum Türk Tıp Öğrencileri Uluslararası Birliği'nin kurucusu bay/bn X'e.En büyük teşekkürü o hak ediyor çünkü. Sonrasında bu hayal,bu hedef bu ideal için çalışmış tüm Türk tıp Fakültesi Öğrencileri ne,içinizde belki bugünün Sağlık Bakanları,Dünya Sağlık Örgütü Başkanları var,bunu bilemiyoruz sadece teşekkür edebiliyoruz. Ve kendi takımım:Adaylık sunumumu yaptığım o gün şöyle demiştim;ben öyle bir takım hayal ettim ki içinde mutlaka Elif Öztürk,İdil Akay,Olcay Dilken ve Yiğit Yılmaz olmalıydı..Tam 378 gün boyunca hiç hayal kırıklığına uğramadan sizlerle birlikte çalışma fırsatım oldu,attığım her adımda arkamda en az 4 kişi olduğundan emin olma güvenini yarattınız bende.Hep ararım hep de aranmak isterim sizleri çok seviyorum. Alt Komite Direktörlerimiz ve Destek Birimi Direktörlerimiz;şüphesiz ki emeğiniz çok büyük 2009-2010 döneminde,her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim,sizlerin peşinizi de hiç bırakmayacağıma emin olabilirsiniz..Mutlaka hep birlikte ileride de çok farklı ve çok büyük işlere imza atacağız... Sevgili Tıp Fakültesi Öğrencileri; İnsan dünyadaki en değerli varlıktır,bunun nedeni konuşabilmesi,yürüyebilmesi ya da düşünebilmesi değil hayal ettiğini gerçekleştirebilen tek varlık olmasıdır.Biliyorum ki;hepiniz kendi içinizde çok yüksek bir potansiyel barındırıyosunuz. Bugün ya da yarın hepinizle karşılaşacağız ve birlikte çalışacağız.Şunu unutmayınız:en ufak bir sıkıntınızda hep yanınızdayım,aynı şekilde mutluluklarınızı ve başarınızı paylaşmak da benim için çok önemli. TurkMSIC a borcum çok büyük,18-24 arası bilinçli olarak hatırlayabildiğim en net dönemde hep o vardı çünkü.Sırf bu yüzden nerede ne zaman ne yapabiliyorsam ve ne gerekiyorsa her türlü yardım ve desteğe hazırım.. Tahmin edersiniz ki;ne bunları yazmak ne de veda etmek kolay benim için..Hepinizi çok seviyorum,iyi ki vardınız,iyi ki sizleri tanıdım..Giderken içimin bu kadar burulmasının nedeni sizlersiniz...Ve son bir kez; En derin sevgi ve saygılarımla Ezgi Öztop TurkMSIC Başkan 2009-2010 TurkMSIC Genel Sekreter 2008-2009 TurkMSIC NPO 2005
Dr.Mert KARAKAYA- [email protected]
Merhaba sevgili arastirmacilar, SCORE PET’le ilgili olarak; - Ankara disindan gelecekler arastirmacilarin(siz oluyorsunuz) katilim ve konaklama ucreti olan 50 YTL icin sponsor bulundu. Boylelikle Ankara disi-ici kimseden katilimci ucreti alinmayacak. 17 Mayis Cumartesi sabahi acik ve yer yer parcali bulutlu bir havaya uyanacak olan Ankara'da bulusacagiz. bir acilis ve tanismadan sonra ekte goreceginiz program dogrultusunda SCORE PET'e baslayacagiz. Simdi isterseniz her beraber ek dosyayi acalim ve programi bir inceleyelim
Bilimsel GeliÅŸmenin Evrimi, Felsefe ve Etik adli oturumda bilim tarihi ile oruntulu olarak Aristo'dan Popper'a bilim felsefesi konusulacak ve bu baglamda girilecek olan bilimsel arastirmanin etik boyutlari uzerinde 1,5 saatlik keyifli bir sunum izleyecegiz. Oturum yonetcisi Prof. Yasemin Oguz Turkiye'de bu alanda adi gecen en onde gelen isimlerden, kendisinin derslerinde amfilerin merdivenlerinin dahi doldugunu hatirlatmak isterim.
Metodoloji, Bilimsel Yöntem, Hipotez Kurma isimli oturumda ise etik baglamda temellendirdigimiz arastirma anlayisi uzerine ilk adim olan 'dogru soruyu sorma' uzerine oldukca interaktif bir sunum izleyecegiz.
Bilimsel Calismanin Projelendirilmesi konulu oturumda, arka plandaki dayanagimiz etik ve hedefledigimiz amaclar dogrultusunda artik yola cikma zamaninin dogru zamanda, dogru kisilerle, dogru alet-edevatla nasil yapilacagi ve bunun en son meyvesi olan 'makale yazimi' konusunda da kisa ve eglenceli soyleyecek sozu olan bir 1,5 saat gecirecegiz. Turkiye'deki en zengin laparaskopik sete(gozlerimle gordum) sahip,TUBA odullu cerrahindan bu sunumu dinleyecegiz. Arastima ve cerrahi...:) Kacirilmamasi gerekir kanimca
Film Gosterimi, Miss Evers' Boys Her hekim adayinin kesinlikle gormesi gereken bir film. Tibbi arastirmalar, hasta haklari, hukumet politikalari ve meslek ahlaki konusunda sanirim bu kadar mesaj 2 saate bu kadar ustaca sigdirilabilirdi.
Temel Biyoistatistik, bu konuda bircogunuzun yuzunuzu burusturdugunuzu gorebiliyorum ama endise etmeyin cunku bu 3 tane 45er dakikalik derslerin her birisi hem yazin gideceginiz arastirmalarda hem de hekimlik hayatiniz boyunca size cok yardimci olacak. Derslerin sikici olmamasi icin yurutucu hoca ve asistanlari ile beraber gayet aktif bi program hazirladik. Standartlari en iyi hale getirmek icin de universitenin bilgisayar labini bu egitim icin hazirladik.
Kulturlerarasi saygi-iletisim-hosgoru calistayi, yurtdisinda gecireceginiz ilk gunden itibaren karsilasabileceginiz ya da belki sizin sahip oldugunuz onyargi,iletisim, problem cozme, hosgoru gibi konular uzerinde konusarak degisiminizin belki de en onemli parametresindeki sorunlari onceden cozmeye calisacagiz
Bunun yaninda Mayis ortasi oldugu icin Ankara'nin bilimum yerlerinde
universite senlikleri devam etmekte olacak o tarihlerde, bunun icinde
takviminizi olusturun hep beraber cosup eglenelim.... 17-18 Mayis'ta
Ankara'da gorusmek dilegiyle,
Mert Karakaya
TurkMSIC - National Officer on Resarch Exchange '06-08 SCORE Supervisory Board '07-08 Ankara University School of Medicine
Dr.Mert [email protected]
Merhabalar, Bu haberi size bildirirken oncelikle bir TurkMSIC'li olmaktan gurur duydugumu belirterek baslayayim :) Soyle ki SCORE PET icin ek kaynak arayislarim sonuc verdi, yaklasik 3000 YTL civarinda bir sponsor buldum. Sponsor kurulustaki karar mekanizmasi sahis yaklasik 50 yaslarinda zamaninda TurkMSIC'la degisime gitmis tatli mi tatli bir sahis (kendisini hic gormedim, ayrintilari ogrenince yazicam) Ne kadar eski ve buyuk bir kurulus oldugumuzun bir kaniti daha. Sahip
cikmaliyiz buna :))
Mert Karakaya
Dr.Sahin [email protected]
Sevgili arkadaslar,
Sizlere TurkMSIC Genel Sekreteri olarak son kez, acisiyla tatlisiyla geride
biraktigimiz butun bir yil icin tesekkur etmek ve onumuzdeki donemde
basarilar dilemek istiyorum.
Buyuk bir sevkle basladigim, ancak birtakim sorunlar nedeniyle hepiniz gibi
benim de zaman zaman keyfimin kactigi, ancak herseye ragmen gonulden
bagli oldugum ve ileriye gitmesini butun kalbimle diledigim bu aileye hizmet
edebilmek ve elimden geleni ortaya koymak adina caba gostermekten bir an
bile geri durmadigim bir yili sizlerle paylasmis olmaktan dolayi cok mutluyum.
Elbette insanlar hata yapabilir, zorluklara dusebilir. Ama bence onemli olan
hatalari gorebilmek, her hatada sakli dersleri cikarmak, bunlardan
faydalanmak ve herseye karsin mucadele azmini kaybetmemek. Nasil oyunlar
cocuklar icin bir deney laboratuvari ise, burasi da bizler icin gelecek
yasamimiza dair ipuclarini kesfettigimiz bir laboratuvar, bir oyun odasi.
Burada ogrendigimiz hersey muhakkak, bizim kisiligimize, cevremize,
davranislarimiza ve gelecegimize yon verecek, bizleri olgunlastiracaktir. Yeter
ki buranin bir oyun odasi oldugunu bilelim ve gelecege uzanan dostluklarla ve
tecrubelerle bu odada gecirgimiz vakti layikiyla kiymetlendirelim.
Bir kez daha hepinize varliginiz ve guzel yurekleriniz icin tesekkur ediyor,
bayragi teslim ettigimiz arkadaslarimiza gonulden basarilar diliyorum.
Sevgiyle,
Sahin Khaniyev Genel Sekreter 2007-2008 TurkMSIC-Türk Tip Ogrencileri Uluslararasi Komitesi Uluslararasi Tip Ogrencileri Birligi Dernegi Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi