Upload
oguz-gekak
View
234
Download
1
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Uğur Doğruyol Metod - Demo
Citation preview
BU DEMO VERSĠYONDUR, SADECE BAZI
BÖLÜMLER KONMUġTUR.
20 TL KARġILIĞINDA EKSĠKSĠZ OLARAK
EDĠNMEK ĠÇĠN
533 3627300 NOLU TELEFONDAN
UĞUR DOĞRUYOL’A ULAġABĠLĠRSĠNĠZ
Uğur Doğruyol
DAVUL METODU
www.ritmiz.com
Ġçindekiler
Ġçindekiler 1
Önsöz 2
Müzik eğitiminin önemi 4
ÇalıĢmalara baĢlarken 5
Davul dersleri ve teknikleri 6
Baget tutma teknikleri 11
Davul seti ve notasyon 12
Reading (nota okuma) 20
Reading Üçleme (triplet) 32
Ayak çalıĢmaları 42
Rudimentler 43
Aksanlı paradiddle varyasyonları 54
2/4 ritimlerle kick ve atak (drumfill) varyasyonları 55
2/4 ritimlerle trampet ve atak (drumfill) varyasyonları 67
2/4 ritimlerde trampet ve hihat varyasyonları 70
4/4 Pop, Rock, Funk ritimler ve atak (drumfill) varyasyonları 83
3/4 ritimler 121
6/8 ritimler 121
12/8 ritimler 122
5/4 ritimler 122
5/8 ritimler 123
7/8 ritimler 123
9/8 ritimler 124
Hihat açma-kapama 125
Davul seti üzerinde double stroke çalıĢmaları 127
Üçleme ile el ve ayak kombinasyonları 128
Double kick çalıĢmaları 131
Swing 133
Shuffle 148
Diğer popüler tarzlara örnekler 150
Davul akordu 154
Uğur Doğruyol kimdir? 155
Önsöz
Bu metod davul çalmakla ilgili, oturma pozisyonu, baget tutma, rutin egzersiz gibi
teknik bilgiler içerir. Bunların yanında, yıllar içinde edindiğim tecrübeler sonunda kendi
yazdığım, yazarken melodik olmasına özen gösterdiğim bazı ritim ve süslemeler (atak, drum
fill) de bulunmaktadır.
Davul çalmak diğer enstrümanlara göre bir miktar daha zordur. Bunun nedeni, dört
uzvumuzu aynı anda uyumlu bir şekilde kullanmamız ve istenilen davul soundu için bir miktar
performans gerektiğidir. Uzun sahne performansları için spor yapıyor olmak önemlidir.
Örneğin, davul virtüozlarından Vinnie Colaiuta bir röportajında, her gün bir saat yüzdüğünü
belirtmiştir. Ben bisiklete binmeyi tercih ediyorum.
Herhangi bir enstrüman çalarken kişinin kendisini rahat, gerginlikten uzak, huzurlu
hissetmesi gerekir. Aksi taktirde çalınan etüdde ya da şarkıda hata yapma riski artacağı gibi
parçanın hissini dinleyiciye yansıtmak da zorlaşır. Davul çalarken de, kişi tabureye
oturduğunda kendini rahat ve istekli hissetmeli. Her normal insan, baget tutmayı öğrenip davul
çalabilir. Önemli olan bir şarkıyı çalarken groove denilen akışkanlığı verebilmektir. Bu da uzun
soluklu çalışmaları gerektirir.
Bir davulcu için en önemli özellik, metronomunun sağlam, yani zamanlamasının iyi
olmasıdır. Metronom sorunu olan bir davulcunun çaldığı grupta, ortaya çıkan müziğin hızında
dalgalanmalar, hızlanıp yavaşlamalar olur. Bu da hiç istenmeyen bir durumdur. Bir şarkıyı
insan vücudu gibi düşünürsek, vücudu ayakta tutan iskelet yapısı, müzik grubundaki
davulcunun pozisyonu ile eşdeğerdir. Bir başka örnek olarak; orkestrayı tren gibi düşünürsek,
davulcu lokomotif yerini alır. Lokomotif hangi hızda giderse çektiği vagonlar da o hıza uygun
hareket etmek zorundadırlar. Hangi enstrüman çalınırsa çalınsın etütler, her ne kadar sesinden
dolayı zaman zaman sinir bozucu gibi gelse de metronom eşliğinde yapılmalıdır. Bu durum
davul için bir kat daha önemli, hatta vazgeçilmezdir.
Bir enstrümanı hakkını vererek çalmak için düzenli olarak egzersiz yapmak gereklidir.
Kişinin, haftada bir saatlik ders ile enstrümanını çalabileceğini düşünmesi hayalden öte bir şey
değildir. Şöyle düşünülmeli: Bir öğrenci matematik dersinde herhangi bir konuyu anlamak
adına konu ile ilgili kaç örnek soru çözer? Elbette ki onlarca. Amaca uygun olarak gerektiği
kadar egzersiz yapılması zorunludur. Kişi, bir enstrümanı ya profesyonel müzisyen olmak ya da
hobi amaçlı çalar. Hedefi müzisyen olan kişinin günlük çalışması 4-5 saatten aşağı olmamalıdır.
Müzisyen olmak isteyenler için şunu söyleyebilirim: Günde 2 saatlik çalışma size pek bir
katkıda bulunmaz. 3 saatlik çalışma, bulunulan seviyeyi korur. 4 saatlik çalışmayla yeni
üretimler yapılabilir ve seviyenin biraz üzerine çıkılır. 5 saatlik çalışma ile iyi bir müzisyen
olunur. Müziği hobi olarak yapanlar için benim önerebileceğim, her gün aşağı-yukarı 30 dakika
boyunca verilen egzersizlerin çalışılmasıdır. Küçük bir örnek verilecek olursa; ölçüsü 4/4lük
olan 10 ölçülük bir egzersizin 120 metronom hızla çalınması 20 saniye sürer. Kişi çalmaktan
keyif aldığı bir enstrümanı öğrenmek için günde yarım saatini ayırabilmelidir ki, bir ilerleme
kaydedilebilsin, eğitmenin emekleri ve ödenen ücret boşa gitmesin.
Egzersizler çalışılırken her zaman düşük metronom açılmalıdır. Düşük metronomda
çalışılırken notaların değerleri daha iyi kavranır ve hakkıyla çalınır. Her notanın hakkı
verilmelidir. Bu şekilde mümkün olduğunca bol tekrar yapılır. Metronom hızı azar azar
attırılarak hız kazanılmaya çalışılır. Birden hızlı metronomla çalışmak ya da yavaştan hızlıya
geçerken metronomu 10‟ar, 20‟şer arttırmak zaman kaybından başka bir şey değildir. Geri
alamayacağımız tek şeyin de zaman olduğunu düşünürsek, eğitmenin önerilerine kulak vermek
yerinde olur. Sürücü belgesini yeni almış bir sürücü nasıl ilk başta fazla hız yapmaktan
kaçınırsa, davula yeni başlayan kişi de acemiliğini üzerinden atana kadar yavaş metronomlarda
çalışmalıdır. Temeli sağlamlaştırdıktan sonra hızlı metronomlarda çalındığında nota değerleri
yerinde duyulacaktır. Ayrıca, kişi yeni bir ritim öğreniyorsa da metronomu yavaşa alıp, ritmi
iyice kavradıktan sonra yavaş yavaş hızlanmalıdır. Hedef her zaman, notayı, hakkını vererek
doğru çalmak olmalıdır. Bu son derece önemlidir.
“Davul çalmak istiyorum” demenin tek başına bir anlamı olmayacağı akıldan
çıkarılmamalıdır. Bir enstrüman çalabilmek emek ister. Her tanınmış müzisyen çok çalışarak
gelmiştir bulunduğu konuma. Bazıları özel bir yeteneğe sahiptir ki, o kişiler bile prova ve
etüdden vazgeçmezler, geçemezler. Sadece normal bir müzik kulağına sahip kişiye göre daha
hızlı ilerleme kaydettiklerini söyleyebiliriz. Böylece virtüoz ve/veya iyi birer besteci olurlar.
Birçok gitarcının idolü olan Jimi Hendrix‟in sözü hatırlanabilir: “Prova müziğin temelidir”. Kişi ne
kadar etüd, prova yaparsa sahnede o kadar var olur. Çünkü, müziğin yalanı yoktur. Duyulan
bir ritim kulağa çok kolay gelebilir. Gerçekten bildiğiniz ve kolay bir ritimdir. Yine de sahne
alınacaksa en azından o ritmi birkaç kez prova etmeden çıkılmaması doğru bir davranış olur.
Prova edilmemiş sahne performansları, biraz müzik kulağı olan herkes tarafından kolayca fark
edilebilir.
Müzik eğitimi için müzik dinlemek de önemli bir konudur. Bana göre iki tür müzik vardır:
“İyi müzik” ve “kötü müzik”. Kişilerin müzik tercihleri farklı olabilir. Bilmediğiniz bir şeyi
sevemez ya da ondan nefret edemezsiniz. Yani, çok çeşitli dinleme örnekleri seçilmeli. Müziğin
çok sesli olanı tercih edilmelidir. Çok çeşitli müzikler dinledikçe kişinin ufku gelişir. Zaman
içinde kişinin belli bir müzik tercihi oluşsa da değişik tarzlar dinlemek her zaman iyi bir
davranıştır. Davul çalarken kişi şöyle düşünmeli: “Ne çaldığım değil, nasıl çaldığım önemli”.
Dinlerken enstrümanların sesleri ayırt edilmeye çalışılmalı, çalan kişilerin anlatmak istediğine
dikkat edilmeli, kurdukları cümlelerin anlamlı olup olmadığı dinlenmelidir. Davul çalanlar için,
kayıtta çalan davulcunun davulun hangi parçalarını kullandığının ayrımına varılmaya çalışılmalı,
ancak sadece davul dinlenmemeli, aynı zamanda davulun o müziğin içindeki yeri dikkate
alınmalıdır. Önemli bir nokta olarak davulcunun kick vuruşlarıyla bass gitaristin çaldıklarına
dikkat edilmeli, bass-davul uyumunun önemi kavranmalıdır. Bir grupta ritim çalanların işini iyi
yapması gruptaki diğer müzisyenler için büyük rahatlık sağlar.
İki tür davul vardır: Akustik ve elektrik. Akustik davulu mağazadan alıp evinize kurup
çalamazsınız, yüksek volümü yüzünden ev ortamında çevreyi rahatsız edebilir. Elektrik davul
kulaklıkla da çalınabildiği için günün her saati rahatlıkla kullanılabilir. Şu var ki, elektrik
davullarda çok çeşitli sesler, efektler olabildiği halde, akustik davul hassasiyeti tam anlamıyla
yoktur. Sürekli elektrik davulla çalışan biri akustik davulun başına oturduğunda uyum
sağlamak için bir miktar zorluk çekecektir.
Yukarıda okuduklarınızı önemsiyor ve uygulayacağınızı düşünüyorsanız ilk dersimize
başlayabiliriz.
Uğur Doğruyol
Müzik eğitiminin önemi
Müzik insanlığın evrensel dilidir, insanın duygu ve düşüncelerini çeşitli sesler yoluyla
aktarmasıdır.
Müzik eğitimi, okul öncesi çağlarda bireyin gelişimi için çok önemlidir. Erken yaşlarda
müzikle tanışan kişiler, yeteneklerinin gelişimi ve yaratıcılıkları konusunda ilerleme
göstermektedirler. Özellikle de insanoğlunun daha anne karnındayken tanıştığı ritim
duygusunun küçük yaşlarda çeşitli yöntemlerle eğitmenler yardımıyla geliştirilmesi müzik
eğitimine temel oluşturmaktadır. Çocukların/kişilerin ritim eğitimini kolay algılaması ve tepkide
bulunması aslında doğuştan itibaren içlerinde bulunan ritim duygusunun açığa çıkarılmasıdır.
Duyduğu ritimleri aynı şekilde aktarabilme, zamanlama, tempoyu yakalayabilme, müzikle
hareket edip durabilme, dinlemeyi öğrenme, bir enstrüman çalabilmeyi öğrenme, ritim
eğitiminin temel taşlarını oluşturmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda çocuk/kişi üzerinde
zamanlama duygusu, konsantrasyon süresinin artması, hafızanın gelişmesi, duyulan ritmin ya
da müziğin beyin, kulak ve ellerle koordinasyonunun sağlanması, dinlemeyi öğrenme, grup
çalışmasını öğrenme gibi çok önemli gelişimler gözlemlenir. Böylece çocuğun/kişinin bir grup
içerisinde birey olarak uyum sağlamasında, özgüveninin gelişmesinde, sosyalleşmesinde, kendi
yeteneklerini keşfetmesinde, paylaşmayı öğrenmesinde, kendini kontrol edebilmeyi,
durabilmeyi öğrenmesinde büyük önem taşımaktadır.
Yapılan araştırmalar, müzik eğitiminin, konsantrasyonun arttırılması, sosyalleşme,
kendini ifade edebilme gibi, bireyin diğer alanlardaki gelişimine ve başarısına da katkıda
bulunduğunu göstermiştir. Ritim eğitimi müzikte temel eğitimdir. Kişilerin ritmik yetenekleri,
dinlemeleri, yaratıcılıklarını geliştirmeleri için doğru yönlendirilmeleri gerekmektedir. Ritim
eğitimi verilirken öğretilen; enstrümanın doğru kullanılması, doğru sesleri çıkarabilmek için
yapılması gerekenler, oturuş pozisyonu, ellerin doğru kullanılması, temiz seslerin çıkarılması
konusunda eğitimcilerin doğru yaklaşımları çok önemlidir. Müzikal yetenek doğuştan gelmekle
birlikte doğru yönlendirmeler ve eğitimlerle geliştirilmesi de mümkündür.
Bir müzik eseri üç temel unsurdan oluşur: ritim, melodi ve armoni.
Ritim, zamanın belli bir süre içinde eşit ve değişik uzunluktaki parçacıklara
bölünmesidir. Değişik uzunluktaki ritmik değerler veya ritim kalıpları bir düzen oluşturacak
şekilde birbirini izler. Bu düzen eserin tüm elemanlarını birleştirici özelliğe sahiptir. Bu vuruşlar
müzikte nota değerleriyle gösterilir. Bu bakımdan ritim, nota değerlerinin uygulanmasıyla
gerçekleşir. Ritim melodinin en önemli unsurudur. Ritim değişikliği, en bilinen melodiyi bile
tanınmaz hale dönüştürebilir. Yanlış uygulanan ritim; nota değerlerinin, dolayısıyla melodinin
bozulmasına, anlamını kaybetmesine neden olur. Müziğin en önemli öğesi olan ritmi,
bedenimizi ayakta tutan kemik çatısına, iskeletimize benzetebiliriz. Evrende, doğada ve insanın
varlığında da ritmin var olduğunu düşünürsek önemini daha iyi kavrarız.
ÇalıĢmalara baĢlarken
Ders alma: Ders alıp almama veya ders almaya başlama herkes için değişik olabilir.
Akademik yatkınlığı olanlar için ders alma iyi bir başlangıç olabilir. Bazıları teknik ve matematik
olarak müzik okumaya heves duyabilirler. Bazıları için ise teknik konular ve müzik okuma,
müziği kendisinden uzaklaştırdığı için heves kırıcı olabilir. Ama yine de ders aldıkları taktirde,
öğrenilen konuların kendi müziklerine yardımcı olacağı kuşkusuz gerçektir.
Bir davulcunun diğer müzisyenlerden daha az ders alması gibi bir durum söz konusu
değildir. Fakat bir davulcunun müzik öğrenimine başladığında ilk öğreneceği yalnız teknik taraf
olmamalıdır. Çalma isteği ve müzik sevgisi ile de enstrüman çalınabilir. Birçok ünlü müzisyen
müzik okumayı bilmez. İleriki yıllarında öğrenmeye çalışsalar da zor olur. Fakat onlar müzik
eğitimi yapmış olsalardı, herhalde müziklerindeki aynı özgürlüğü yakalayamazlardı.
Unutulmamalıdır ki, gözler ile çalınmaz, kulakların duyması gerekir.
Grup ile çalma: Müziğin bir grup işi olduğunu kabul etmek ve bireysel düşünmemek
lazımdır. Çünkü çalan tek kişi değil bir topluluktur ve işbirliği yapmak gerekir. Büyük
ustalardan Steve Gadd‟in şu cümleleri akıldan çıkarılmamalıdır: “Birlikte çalıştığımız insanlara
güvenmemiz gerekir. Eğer onlar kendi enstrümanlarında ve soundlarında iyi olacaklarına
inandıkları değişikliği yapmak isterlerse, bırakın yapsınlar. Önemli olan o soundun çalınan
parçaya uygun olmasıdır. Daha da önemlisi, bir grup insanın aynı hedefe doğru ilerlemesidir.
Profesyonelce çalınıyorsa bu daha da önem kazanır. Amaç bir şeyi ispatlamak değil, müziği en
iyi şekilde icra etmektir.”
Metronom: Müzik parçalarının her yerde herkes tarafından aynı hızda çalınmasını
sağlayan enstrümana verilen isimdir. Metronom sayesinde zamanlar düzgün, şaşmaz bir
biçimde çalınabilir.
Parça tanımı: Form bilgisinin yanı sıra çalınan parçaların melodilerinin ezbere
bilinmesinde büyük yarar vardır. Bu, form bilgisine de yardımcı olur.
Form: Bir şarkının bütün çizimini veya yapısını içermek için kullanılır. Özel form,
şarkının daha küçük parçalara bölündüğü durumda belirlenir. Şarkı, kendi içinde küçük
parçalardan oluşur. Kısa parça ise, bir müzikal fikri veya düşünceyi ifade eden kısa bir melodik
çizgi olarak belirlenir. Popüler şarkılarda kısa parça dört ölçü uzunluğundadır ve daha küçük
melodik birimlerden ya da motiflerden olan parçalardan oluşmuştur.
ÇalıĢırken dikkat edilecek noktalar:
1. Notaya son derece dikkatli bakılır.
2. Değerler (süreler) vurulurken aynı zamanda söylenir.
3. Her çalışma duraksamadan ve yavaş bir tempo ile çalınmaya başlanır.
4. Problem yaratan noktalara üzerinde biraz daha fazla durulur.
5. Tüm egzersiz ya da şarkı başından sonuna okunur, çalınır. Bu çalışma bir haftalığına
bırakılır, bir hafta sonra tekrar gözden geçirilir.
6. En önemli faktör, çaldığını dinlemektir.
7. Bu çalışmalar her gün yapılmalıdır.
Davul Dersleri ve Teknikleri
Nota ve vuruş öğrenirken, ritim denilen, seslerin veya vuruşların düzenli aralıklarla, ard
arda gelmesinden söz edildiğini hatırlamak gerekir. Saatin tik-takları bunun en güzel örneğidir.
Bu ses, saniyede bir vurarak devam eder. Mekanik saatlerde, “tik” sesi vuruşun başında
gelirken, “tak” sesi de saniyenin ortasında çıkar.
Davulda ana tempoyu veren unsur kick olduğu için, bunu ayak tabanının pedalı
yukarıdan aşağıya indirdiği andan tekrar yukarıdaki yerine geldiği zaman dilimi kadar süreçte
yaptığı, yani “tik” sesiyle ayağın tabanının yere vuran hareketi, “tak” sesiyle de tekrar pedalın
yukarı kalktığı düşünülür ve uygulamaya çalışılır. Özetle, saatin tik seslerinde ayakla tempo
tutulur.
Genelde, dinlenilen müzik parçaları bahsedilen tarzda, “tik-tak” seslerini andıran
tempodadır. Marşlar ve disko ritmi, verilebilecek en basit örneklerdir. Saatin “tik-tak”larının hızı
olan, dakikada 60 vuruşluk olan bir tempodan bahsedilir ve “müzikte hız birimi tempo‟dur”
denilir. Metronom isimli cihaz, saat gibi, tik-tak vuruşlarıyla, tempoları hız dereceleriyle bildiren
alettir. Yeni başlayanlara ilk olarak çok yavaş hızda çalışmanın gerektiği hatırlatılır. Dakikada
60 vuruşlu bir tempo “yavaş tempo” kavramına girer. Bu hız genellikle başlangıç için uygudur.
Metronom ya da bir saat sesi yardımıyla ayak vuruşu,
“bir – ki – üç – dört - bir – ki – üç – dört” diye sayarak tempo tutturulmaya çalışılır.
Epeyce bir miktar ayak vuruşlarıyla “bir – ki – üç – dört” şeklinde kendini tekrarlayan bir döngü
kurulur.
Biraz durduktan sonra tekrar başlanır, ama mutlaka,
“bir – ki – üç – dört” diye her vuruşta saymaya, saatin düzeninde gitmeye devam edilir.
Bu yapılan işin nota olarak yazımı aşağıdaki gibidir.
Dakikada 60 vuruş olan hızda yani yavaş tempoda çalışılmış oldu, “tik tik tik tik”.
Müzikte sesler nota işaretleriyle gösterilir. Çeşitli müzik programlarında farklılıklar olsa
da, bateride sağ ayakla çalınan davul, yani kick, porte denilen 5 paralel eşit uzunluktaki nota
yazmaya yarayan çizgi grubunda, birinci aralığa işaretlenerek gösterilir.
Örnekteki notaların her biri temel vuruş olan “1/4 = bir dörtlük” nota değerindedir.
“Müzikte temel vuruş değeri bu vuruştur” varsayımıyla hareket edilir.
Bir ölçü içinde 4 tane dörtlük varsa, yani, “bir vuruş” değerinde 4 adet nota bir grup
oluşturularak dikey çizgilerle ayrılıyorsa, 4/4‟lük ölçüden bahsedilmiş olur. Yazıyla “dört
dörtlük” denilen şey o parçanın “ritim bilgisi”ni belirten işarettir. Portenin en başına konulan
“anahtar” denilen işaretin hemen sağına konulur. Notalar bunun peşinden başlar.
Örnek notaların her biri saatin “tik” sesiyle eşdeğerdedir. Tik-tak‟la karıştırılmamalıdır.
Tik-tak‟ların tak‟ları 8‟lik nota kavramında, sonraki bölümde anlatılacak. Her saniye itibarıyla
ayakla kicke vururken gözlerle de notalar takip edilir. Bu işin binlerce kez yapılması gerekir.
Gerçekten, davul çalabilmek için; tabi bunu notalı, metodlu bir şekilde yapabilmek için,
eldeki her türlü alıştırma veya ders notlarını bıkmadan usanmadan defalarca, yavaştan
başlayarak, alıştıkça hızlanarak çalışmak esastır. Yeteneği kazanıp belli bir noktaya gelince,
daha ileri noktalar için de çalışmak gerekecektir.
Yukarıda, porteyi dikey kesen çizgilere “ölçü çizgisi” denildiği belirtilmişti. Dikkat edilirse
her ölçüde dört tane bir vuruş değerinde olan, yani 1/4‟lük nota vardır. Bu notanın ismi neden
1/4‟lük diye sorulursa, “tam nota”nın, “birlik” nota olduğu ve bunun da 4 vuruş değerinde
olduğu, yumurta biçiminde bir işaret olduğu, 4/4‟lük ölçüyü tek başına kapsadığı söylenebilir.
“Tam nota” görüldüğünde 4 tane 1/4‟lük tempo vuruşu yapılacak sürede çalınacağı anlaşılır.
Varsayımdaki tempoya göre 4 saniye sürer. Baştan da söylendiği gibi; “Her vuruş saatin
tik‟lerine göre yapılır.”
Biraz matematik hesap yapılırsa, yukarıda anlatılan 1/4‟lük notalarla ayak temposu
vurulur. Ölçü, 4/4‟lük yazıyor “1 dakikada kaç ölçü, kaç vuruş yapılır?” diye sorarsak; 60/4=15
ölçü çalışma yapılır; 1 dakikada da 60 saniye olduğuna göre 60 vuruş yapılmış olur.
Çok çocukça gelmiş olabilir. Ama öyle düşünülmemeli. İşin içine, hiç bilmeyen birine
nota, vuruş, tempo, hız, değer, vs gibi soyut anlatımda bulunulursa ve bu da yazıyla
yapılıyorsa, bu tip esprilerle ortalık biraz yumuşar.
Soru: Bu ders yarım saat çalışılırsa kaç ölçü çalınmış, kaç vuruşluk bir antreman
yapılmış olur?
Ayak saniyede bir vuruş yaparken, sağ el sağ dizin üstüne, kol bacağın üst kısmına
bitişik durumdayken, el bilekten hareket ettirilerek ayak temposuyla birlikte tempoya eşlik
ettirilir ve yine “bir-ki-üç-dört-bir-ki-üç-dört” diye sayılır.
Başlangıçta saatin saniyesine göre çalışılabilir. Farklı tempolarda, yardımcı olması
açısından bir metronom edinilmesi önerilir.
Bu vuruşları yaparken gözler mutlaka notadan takipte olmalı ve görülen nota çalınmalı.
El ilavesi taklit olarak yapılır ama ilk etapta sağ ayak pedal yani “kick” notası öğrenilmektedir.
Aynı varsayımsal el çalışması, eksiklik hissedilmesin ve alıştırma olması açısından sol
ayak ve sol elle de yapılmalıdır. Bıkana kadar, yoruluncaya kadar tekrarlanmalıdır. Tempoyu
bozmadan ayak ve el değiştirmeler gibi uygulamalarla bu çalışma eğlenceli hale getirilebilir.
İyice alıştıktan sonra, yavaş yavaş hızlanılabilir.
İçi kara renkli dörtlük notanın bir sapı var. Tam notada ise böyle bir sap yok ve içi boş;
dört vuruş değerinde. Bunun yarısı değerinde olan nota da 2‟lik notadır, değeri iki vuruştur. İçi
boş yumurta gibi olan işarete bir sap konulunca olur.
Matematik formül şöyledir:
Birlik nota dört vuruş değerindedir.
İkilik notalar iki vuruş değerindedir.
Dörtlük notalar bir vuruş değerindedir.
Nota Değer Sus (es)
Tam (1‟lik ya da 4/4)
Yarım (2‟lik ya da 2/4)
Çeyrek (4‟lük ya da 1/4)
Sekizlik (8‟lik ya da 1/8)
Onaltılık (16‟lık ya da 1/16)
Otuzikilik (32‟lik ya da 1/32)
Dörtlük nota esası çok uzun bir süre, beynin içindeki doğal saatin içinde yerleşene kadar
kullanılmalıdır.
Şimdiye kadar öğrenilenler kısaca özetlenecek olursa, sayma örneklerinde,
bir-ki-üç-dört
bir-ki-üç-dört
bir-ki-üç-dört
şeklinde örnek verildi.
“Sayma kalıpları” ileride çok işe yarayacağı için dört ölçülük bir grup, birinci-ikinci-
üçüncü ve dördüncü satırları yani ölçüleri anımsatması itibariyle;
bir-ki-üç-dört,
iki-ki-üç-dört,
üç-ki-üç-dört,
dört-ki-üç-dört.
şeklinde sayılmaya alışılmalıdır. Bu sayede 4 ölçülük kalıplar kolayca tekrarlanabilir, eserler
çalınacağı zaman kolaylık sağlar.
Dörtlük notanın bir vuruş olduğunu ve saniyeyle çalışıldığı için 1 saniyelik bir zaman
süresi kapsadığı öğrenilmişti.
Dörtlük “sus” da, notada öğrenilen kadar süreyle vuruş yapılmayacağını, susulacağını
anlatır. Bu susmaya ve kavrama “es” denir.
Basit bir örnek verilecek olursa, “Mehter Marşı” temposundan söz edilebilir. Sadece
bilinen bir melodi olduğu için Mehter Marşı örneği verilebilir. Şöyle bir hafızalar yoklanırsa,
“Ceddin deden, neslin baban, nay nay nanay” diye giden marşın melodisi ve ritmi akla
gelecektir. Bu, öğrenilmiş olunan kick pedalında uygulandığında, üç tane “dörtlük vuruş ve
peşindeki dördüncü vuruşun “sus” olduğu görülür.
Demek ki “1-2-3-4” diye sayılırken, sağ ayakla pedala 1-2-3ncü vuruşlar eşzamanlı
tempoya göre yapıyor, 4ncü vuruş “es” yani sus olduğu için vuruş yapılmıyor, ama sayılıyor.
Şimdi bu elle yapılıp, ayakla tempo sayışı yapılırsa, ayakla “1-2-3-4” sayılır ve bununla
birlikte tempo vurulur. Elle de “1-2-3” ayakla paralel vurulur; 4ncü vuruş “es” olduğu için elle
olan vuruş yapılmaz, “es” geçilir.
Bu notalı hale getirilirse:
Trampet notası portede 3ncü aralıkta gösterdiği için sağ elle dizin üstünde, sanki
trampet kullanıyormuş varsayımıyla hareket edilip yazılır. Böylece davul çalmada iki uzvun
nota cinsinden nasıl görüldüğü hakkında bir fikir sahibi olunur. Bu arada 4‟lük nota ve 4‟lük sus
kavramı da anlaşılmış olur.
İki uzuv, yani el ile ayak bir arada, yukarıdaki notaları çalar hale getirilebilir. İnsan
refleksi, sağ el için yazılmış olunan üstteki trampet vuruşlarını yaparken, daha doğrusu
öğrenmeye başlarken, farkında olmadan ayak da “1-2-3-4” yapmak yerine, “1-2-3-es” gibi
yapmaya eğilimli olabilir. Eğer bu hataya düşmeyip, ayak “1-2-3-4” giderken elle de “1-2-3-es”
yapılabiliyorsa, kişinin yetenekli olduğu düşünülür. Şimdi bir de tam tersini denemek gerekir;
sağ el “1-2-3-4” giderken, ayak temposu melodi haline getirilir, yani “1-2-3-es” şeklinde
yapılır.
Baget Tutma Teknikleri
Geleneksel TutuĢ (Traditional Grip)
sol el sağ el
EĢ TutuĢ (Match Grip)
Davul seti ve notasyon sistemi
Davullar: A kick (bass davul), B snare (trampet), C tomtoms ( tomtomlar),
Ziller: D hihat, E ride, F splash, G chinese
Bazı metod yazarları, standart, yazılması gereken işlemleri nota çok kalabalık olmasın
diye dipnot olarak yazarlar ve önem verilmesi gereken notaları yazarlar. Örneğin, kick ve
trampet üzerinde çalınacakların notasını yazıp, dipnotta, “sağ el swing gidecek sol ayak 2 ve
4‟leri vurup sayacak gibi.
Hihat, trampet ve kick ile ilgili basit bir örneğe gitmeden önce “birlik” tam nota, “ikilik”
yarım nota gibi, yukarıda sözü edilen, fakat örneklemesi yapılmayan hususlar görülmeli, sonra
devam edilmelidir. Saniyede 1 vuruşlu, dört-dörtlük ölçüde, dört ölçülük bu alıştırmanın bir
ölçüsü ayrılıp aşağıya yeni bir örnek hazırlanır. Hemen hatırlanacak olursa, birlik nota “tam
nota” demekti ve içi boş yumurta görünümlüydü.
Portede ilk boşlukta yer alan kick satırında görülen birlik nota, elle “1-2-3-4” temposunu
vururken, ilk el vuruşuyla birlikte, sağ ayakla vurulacak ve 4 vuruşu da içeren uzunlukta olan
nota değeridir. Yani, ayakla vurulan bu tempo, 4 tane el vuruş süresi kadar süre alacaktır ve
yine sesli olarak “bir-ki-üç-dört” diye sayılmalıdır. Bu kadar basit. Bu çalışma birlik nota çok iyi
kavranana kadar “1-2-3-4” diye sayarak defalarca yapılmalıdır ve iyice öğrenildiğinde
hızlanılmalıdır. İyice anlaşılır hale gelince diğer el ve ayakla da çalışma sürdürülmelidir.
Bu noktada yeni bir kavram olan, “aksan” kavramı da öğrenilir. Aksan, “vurgu”
anlamına gelen, üzerinde görüldüğü notayı biraz daha kuvvetlice vurulacağını gösteren bir
işarettir (›).
Şimdi, hem “birlik” ayak vuruşu hem de 1nci vuruş olan el hareketi, biraz daha
kuvvetlice vurulup diğer 2-3-4‟ncü vuruşlar normal kuvvetle vurularak ders öğrenilir. Kızılderili
dansı ritmini andıran bu vuruşlar, notaya bakarak tekrar tekrar yapılmalıdır.
Nota yazımında, ölçü çizgilerinin sonunda biraz daha kalınca hatlı olan bir çizgi ilavesi
yani “çift çizgi” bitiş çizgisi ismini alır. Bitiş çizgisinden önce konulan iki nokta üstüste işareti de
o notaların başa dönülüp tekrar çalınacağını gösterir.
Bu kavram da anlaşıldığına göre, 2‟lik notanın nasıl olduğuna bir örnekle bakılır. İkilik
nota, içi boş olan yumurta işaretinin saplısıdır. Sağ elle “1-2-3-4” temposu yavaş hızda
vurulurken, 1nci vuruşta ayakla yapılan vuruş süresi 1-2‟yi geçip 3ncü vuruşa gelince tekrar
ayakla vurulup 3-4ncü vuruş süresince devam ettirilirse “ikilik” iki vuruşla ölçü tamamlamış
olur.
Bu ayak vuruşu bağımsız olarak yapılırsa, ayak 1 de vurulur, ikinci dörtlükte bu vuruşun
süresi devam ettirilir. Nota gereği 3ncü dörtlük vuruşta bir daha kicke vurulur, dördüncü
dörtlükte bu vuruşun süresi devam ettirilir.
Çalışma bir adım daha ilerletilir. Ayak vuruşlarının olduğu 1nci ve 3ncü vuruşlara
“aksanlı” vurulur; biraz daha kuvvetlice vuruş yapılır. Diğer vuruşlar normal kuvvette olmalı.
Nasıl bir ses dizisi edildiğine bakılır.
Birlik ve ikilik notalardan bahsedilip, dörtlük notanın her bir vuruşa eşdeğer olan
tempoyu oluşturduğu belirtildi. Bu notaların küçükleri neler diye sorulacak olursa, 1/8‟lik yani
sekizlik notadan bahsedilmesi gerekir.
Başta, saatin “tik”leriyle çalışılıyordu, “tik-tak”ların karıştırılmaması belirtilmişti. İşte
şimdi bu noktaya gelindi.
Saatin tik-tak‟ları, önceki bölümlerde öğrenilen bir saniye süren dörtlük nota vuruş
değerinin yarı yarıya bölünmesini sağlar. Standart olan vuruş temposunda, yani dörtlük notada
bir vuruş yapılırken, sekizlik notalarla iki adet vuruş yapılır. Bunların değeri de yarımşar saniye
sürer.
Aşağıdaki örnekde dörtlük notayı ikiye bölünce görüntünün ne olduğu, sekizlik notanın
nasıl yazıldığını görülebilir.
Dikkat edilirse sap burada da değişime uğruyor ve değeri değiştiriyor. Saptaki bir adet
çengel, eğer nota sayısı artıyorsa, kolaylık olsun diye iki veya daha fazla notayı birbirine
bağlayan uzun çengel haline getirilebiliyor.
Nota değeri açısından bakılırsa, dörtlük notalarla ayağın tempoyu vurup kalkarken
yaptığı “iniş-kalkış” hareketi, sekizlik değeri çok basit anlamda saatin “tik-tak” ları gibi anlatır.
Ayakla vurulan tempoda, ayak, aşağıdaki vuruş noktasına ulaşıp, “pam” sesini
çıkarırken yani saatteki “tik” sesi, hareketin yönü aşağı inen ok görünümündedir. Buna vuruş
yönü diyebiliriz. Bu, bir vuruşluk sürecin yarısı olan, ayağın iniş süresinde el ile yapılan vuruş,
ayağın yukarı çıkan oktaki gibi kalkış aşamasında elle bir kez daha vurulacaktır. Bu ikinci vuruş
saatin “tak” sesine karşılık gelen ikinci vuruştur. Ayağın iniş kalkışı: 1 vuruşluk süredeki
hareketi bu sürede elin hareketi iki vuruş, biri ayağın inişinde, diğeri kalkışında.
Ayak pam-pam-pam-pam diye giderken, yani tik-tik-tik-tik gibi saniye başı vuruşu
yaparken, elle vuruş yapıp, ayağın kalkış yaptığı, yani pedalın üst noktaya çıktığı zaman da elle
vururuz.
Aşağıdaki örnekteki sekizlik notaların yani hihat, alttaki dörtlük notalarla bağlantılı
portede yazılış biçimi, vuruluş yerleri itibarıyla aynı düşey noktalarda, sanki aşağı doğru bir
izdüşüm yapıyormuş gibi durur.
Yukarıda, hihat notasından bahsedilmiş ve yazılma işaretinin “x” gibi olduğu söylenmişti.
Sekizlik notayı daha zevkli hale getirmek için, çok basit bir örnek görülebilir ve bir ritim
öğrenilebilir.
Dikkat edilirse sağ ayağın üzerinde, 2nci ve 4ncü vuruşlara denk düşen sol elde trampet
vuruşları, en üstte de sağ elle vurulan 8lik hihat notaları ve 1inci ve 3üncü vuruşlara denk
düşen kick notaları var.
Eğer, “bunlar basit”, “bir-iki kere yaptım oldu” denilirse, ileride çok çalışılması gerekecek
demektir.
4/4lük ölçüde yapılmakta zorlanılan her şey, 1/4‟lük kısımlara ayrılıp analiz edilebilir, tek
kareler halinde çalışılabilir. İyice anlaşılıp ezber noktasına gelindiğinde bütünü üzerinde çalışılır
ve bütün pratik hale getirilir. Etüdler yüzlerce kez bilinçli olarak, aşama aşama çalışılmalı ve
kişi, başardığını hissetmelidir.
Anlatılan her konu, verilen her örnek, saniye ile vuruşlar, dersler doğrultusunda ve çok
dikkatlice uygulanırsa, tekrar tekrar yapılırsa öğrenilmemesi için hiç bir sebep yoktur. Ancak,
verilen örnekler saniyelik vuruşlarla hatta daha da yavaş fakat eşit zaman aralıklarıyla
yapılarak, ne olduğu kavranmalı, öğrenilmeli ve giderek hızlandırılmalıdır. Bu sayede eller,
ayaklar ve beyindeki saat oluşumu geliştirilebilir.
Yürürken bile 4‟lük, 8‟lik ve 16‟lık vuruşlar, adımlardaki tempo kullanılıp bölünerek,
sayma ve reflekslerin daha da gelişmesi sağlanabilir. Kişi, yapılanların tam terslerini de
yaparak kendini geliştirmeye çalışabilir.
Toparlanacak olursa, dörtlük notanın temel vuruş olduğu vurgulandı, öğrenildi. Saatin
“tik”lerinin her vuruşu, saniyede bir bu bahsedilen tempo vuruşunu sağladığı söylendi.
Sekizlik notanın da bu vuruşun yarı süresi değerinde olduğu, iki adedinin bir dörtlük
zamana sığdığı, çengelli nota ile belirtildiği ve sonuç olarak saatin “tik-tak” “tik-tak” gibi giden
seslerine eşdeğer gittiği öğrenildi. Ayakla tempo vuruşunda, ayağın inişinde ve kalkışında
vurulan vuruşlar, sekizlik vuruşlardır.
Aşağıdaki örnekte, ayak temposu 4/4‟lük ölçüde, “dörtlük” = bir vuruş, saniyede bir
vuruş süreciyle, devam ederken, öğrenilmekte olunan 8‟lik notaları, ayağın hem inişinde hem
de kalkışında vurularak elde edilir ve pratik yapılır. Alışıldıkça dengeyi bozmadan hız arttırılır.
İlerleyen bölümlerde 16‟lık notalar da öğrenilince, ortalama bir davulcu değerinin üstüne
çıkılmaması için hiç bir neden yoktur.
Detaylarına geçmeden önce, dörtlük-sekizlik ve onaltılık notalarla oluşturulmuş ve
hemen herkesin doğallıkla öğrendiği tekerlemeler yardımıyla vuruşların trampet üzerinde nasıl
olduğunu gösteren, çok işe yarayacak örneklere geçecek olursak; sağ elle ve dizlerin üzerinde,
nota değerlerini iyice kavramak için bu örnekler yardımıyla çok çalışılmalıdır.
4’lük ve 8’lik notalar için: “Ya-ya-ya şa-şa-şa bi-zim-ta-kım çok ya-şa”, hemen
herkesin bildiği bir tekerlemedir. Önce sağ elle ve yavaşça, notalara vuruş olarak bakılır ve
tempo tutturulmaya çalışılır.
Ya - ya ya şa - şa şa
Bi - zim ta - kım çok - ya şa
Yeni bir kavram olan 16‟lık nota, 16‟lık notalarla işlenmiş bir tekerleme yardımıyla 16‟lık
değerleri anlatılmaya çalışılabilir. Bir örnek yazılacak olursa ve bu örneğin ikinci versiyonunda
8‟lik suslarla süslemesi de hemen peşinden yazılırsa ortaya çıkan tablo şöyledir:
8’lik ve 16’lıklar için:
Yağ sa - ta - rım bal sa - ta - rım
Us - tam öl - dü ben sa - ta – rım
8‟lik “sus”larla yazılmış versiyonu da okunur hale getirilmeye çalışılırsa;
Yağ sa – ta – rım es bal sa – ta – rım es
Us - tam öl - dü ben sa – ta – rım es
İzcilerin trampet ve borazan ile çaldığı melodi incelenebilir. Tekerlemesi şöyle: Beş para
ver, on para ver, on para yoksa yüz para ver!
Bu tekerleme 2/4‟lük tempoya göre uyarlanabilir. 2/4‟lük tempo ölçüsü, bir ölçüde 2
adet dörtlük nota olduğunu gösterir. Marşlarda çoklukla kullanılır.
Beş pa - ra ver on pa - ra ver
on pa - ra yok - sa yüz pa - ra ver
Derslerin başından bu yana hep 4/4‟lük ritim ölçüsü ve nihayet 2/4‟lük marş ritim ölçüsü
kullanıldı. Bunlar basit ölçü usulleri grubundandır. 3/4‟lük, 6/8lik, 12/8lik gibi bileşik ölçülerden
daha ileride bahsedilecek.
Onaltılık notalar: Nasıl 1/4lük notaların yarı değeri, sekizlik notalara ulaştırırsa, bu
sekizlik notaların da yarı değeri, onaltılık notalara ulaştırır. Ayağın yere bir vuruşu, bir saniyelik
süre= metronomda 60 değeri, bir dörtlük notayı, yani temel tempo vuruşunu temsil ediyordu.
Sonra, ayağın iniş-kalkışı saniyenin tik-tak”ları durumunda tarif edilerek sekizlik nota
bulunmuştu. Aynı mantık silsilesinden hareketle, ayağın sadece iniş sürecinde iki, kalkış
sürecinde de iki vuruş yapılırsa, bir dörtlük tempo vuruşunda dört adet onaltılık vuruş yapılmış
olur. Basit olarak bir bütünü 4‟e bölme işleminden farklı bir şey değildir.
Eller dizin üzerine konulur ve önce sağ elle, alıştıktan sonra sol elle denenir. Kişi solak
değilse sol elle biraz güçlük çekilebilir ama temponun yavaşlatılıp hızlandırılması kişinin
elindedir. Önce çok yavaş tempoda başlanmalı, sonra yavaş yavaş hızlanılmalıdır.
Kızılderili temposu denilen alıştırma hatırlanıp el ve ayak simülasyonuyla 1/4lük notalar
onaltılık yorumlamayla düşünülerek işin üstesinden gelinebilir. Yani bu onaltılık çalışma, eller
dörtlük, yani bir vuruş, ayaklar da birlik, yani dört vuruş benzerliğiyle önceki derslerde
öğrenilmiş olunan vuruşların hızlandırılmış şekli gibi yapılmaya çalışılabilir. Her ayak
vuruşunda, Pa-pa-pa-pa, Pa-pa-pa-pa, Pa-pa-pa-pa, Pa-pa-pa-pa sesleri gelecek şekilde
düşünülmeli.
Bazı parçalarda geçiş atakları vardır. Örneğin, trampetten başlayıp tomtomlara geçerek
yapılan geçiş ve süslemeler. İşte bu notalar öğrenilerek ilerideki bu atakların nasıl yapıldığının
temeli atılmış olur.
Şöyle bir geriye dönüp bakılırsa, birlik notadan başlayarak onaltılık nota dahil,
öğrenilmiş olunan nota değerleri yan yana dizilerek ve bunların vuruşları yavaş bir tempoyla
hiç ara vermeden çalınarak, kıyaslamalı olarak da öğrenilenler pekiştirilebilir.
Bundan böyle, yapılacak çalışmalarda hangi elle çalınması gerektiğine bakılıp buna özen
gösterilecek. Temel olarak eldeki egzersizlerin en az 20-25 kez yapılması zorunludur. Hatta bu
alıştırmalar yapılıp ileri seviyelere geçildiği zamanlarda da tekrar geriye dönülüp, aynı
çalışmaların zaman zaman yapılmasında çok yarar vardır.
Özellikle solu kuvvetlendirmek için hem ayak hem el için verilen alıştırmaların her iki
uzuv için de yapılmasında yarar vardır. Aksi takdirde eksik kalan bir şeyler mutlaka ileride
kişinin karşısına çıkacaktır. Elbette ki alıştırmalarda yapılan R-L veya L-R tarzı yazılmış
çalışmalar, hep kazanılan tecrübeler üzerine yazılmış yol gösterici çalışmalardır. Mutlaka
kazandırdığı bir şeyler var.
Bu ritim, refleks ve kuvvetlendirme çalışması olarak düşünülmelidir.
Bir davulcunun üç silahı vardır:
1. Orkestrasyon; davulun değişik parçalarıyla kombinasyonlar oluşturma.
2. Nota değerleriyle varyasyonlar oluşturma.
3. Dinamikler; sert ve yumuşak tuşeler kullanılması.
Moeller Tekniği: Stanford A. Moeller adında bir trampet ustasının 60‟lı yıllarda
bulduğu, "The Moeller Book" adlı kitabında da derinlemesine anlattığı bir tekniktir. Aşırı faydalı
bir teknik olmasına rağmen bunca zamandır çok az davulcu tarafından uygulanır. Belki biraz
zor olduğu, belki de çok az insan bildiği içindir.
Teknik, ilk aşamada, kol-bilek-parmak üçlüsüne yüksek seviyede hakim olmayı ve üçü
arasındaki geçişi güzelce yapabilmeyi gerektiriyor. Bu hakimiyeti sağlamak için whipping
motion (whipping motion: davulda bir çeşit sağ el (solaklar için sol el) tekniğidir. Hihatde
çeyrek notalar bagetin kenarıyla (shoulder), "and"ler de uç (tip) ile çalındığında bir hareket
oluşur ki, bu “groove”un temelini oluşturur.) çalışılabilir; aslen Moeller tekniği de bu hareketten
ortaya çıkmaktadır. Tekniğin faydalarını kabaca açıklanacak olursa; davulcuya daha az efor
sarf ederken daha hızlı ve daha kontrollü vuruşlar yapabilme olanağı verir, tuşe güzelleşir ve
çalınanlar daha groovy duyulur.
Reading (Nota okuma)
1.
2.
3.
4.
Reading triplet (nota okuma üçleme )
1.
2.
Ayak çalıĢmaları
Rudimentler
Piyano, saksafon, keman, gitar vb enstrümanlardaki gam çalışması gibi davulda da
rudimentler vardır. Rudimentler 80 metronomla çalışılırsa yarım saatte hepsi elden geçirilmiş
olur. Yeni başlayanlar için 80 metronomun hızlı olacağını belirtmek gerekir. Tüm davulcular
konser öncesi ısınmak için bu çalışmaları yapmaktadırlar.
1. Single stroke roll
2. Single stroke four
3. Single stroke seven
2/4 Ritimlerde kick ve atak (drum fill) varyasyonları)
1. Bölüm: Kick varyasyonları. Ritim iyice kavrandıktan sonra, dört ölçülük formlar
oluşturulmalı; üç ölçü ritim çalındıktan sonra bir ölçü olarak atak çalınmalı.
4/4 Pop, Rock, Funk Ritimler: 1. Örnekte görüldüğü üzere; önce sağ el hihat
üzerinde olacak şekilde çalınır. Ardından sağ el ride üzerine çalınır ve beatlerde hihat ayak
vuruşları yapılır. Sonraki varyasyon için, sağ el ride üzerinde çalınırken hihat ayak vuruşları off-
beat zamanlarında çalınır.
Ses zenginliği için sağ el ride çalarken, beatlerde ride zilin çan kısmı kullanılır, aynı anda
sol ayak ile yapılacak hihat vuruşları off-beat zamanlara denk getirilir. Ya da bu sıralamanın
tersi uygulanır.
Üçleme ile el-ayak koordinasyonu
Double kick çalıĢması
Swing
Shuffle
Diğer popüler tarzlara örnekler
Disco
Bossa nova
Samba (slow-medium)
Davul akordu
Her tip müziğin kendi soundu vardır. Müzik tarihi, stil ve akustik ihtiyaçları, bize iyi bir
sound şekillendirmemizde yarımcı olur. Davul akordlamanın tek ve doğrudan tartışılmaz bir
gerçeği vardır ki bu da "Davullar sadece birbirleri ve tek olarak armonili bir şekilde akord
edildiklerinde güzel duyulur.
Davul akordlamanın ilk adımı şöyledir: İlk önce davulu standından çıkartıp düz bir masa
veya yere koyun. Bu şekilde akord edeceğiniz deri her şeyden izole bir hale gelir. Davul
shelline deri koymadan önce shell kısmını ve kasnakların deriye temas ettikleri her şeyi bir
bezle silin. Bundan sonra deriyi yerleştirip üstüne kasnağı koyun. Deri ve kasnağın çok iyi
ortalanmış olmasına dikkat edin. Elinizle tüm vidaları sıkabildiğiniz kadar sıkın. Bundan sonra
davul anahtarınızla sıkmaya başlayın. En iyi sıkma karşılıklı vidaların sıkılmasıyla olur. Tüm
vidaları sıktıktan sonra hepsinde teker teker derinin ortasına bastırırsanız bu yaptığınız akordun
oturmasına yardımcı olacaktır. Bu işlemi davulun sesinin istediğiniz inceliğe gelene kadar
tekrarlayın.
İnce ayar için: Bu aşamada parmağınızla veya bir bagetle her vidanın yaklaşık 1 inç,
yani 2,5 cm kadar uzağından deriye vurun. Kafanızda davuldan çıkan en ince ve en kalın
sesleri ortalama olarak belirleyin. Belirlediğiniz bu kafanızdaki hayali sese göre kalın notaları
inceltip inceleri de kalınlaştırarak bu sese yaklaşmaya çalışın. Bunu bitirdikten sonra derinin
ortasına doğru sıkıca bastırın. Bundan sonra bir kere daha aynı işlemi yapın. Çünkü bazı vidalar
hala bunu gerektiriyor olabilir. Bu işlemleri tüm vidalardaki ses aynı olana kadar tekrarlayın.
İşlem bittikten sonra aynı şekilde alt deriye de uygulayın.
Çok çeşitli türleri barındıran genel olarak 3 çeşit akordlama yöntemi vardır. Bunların
genel olarak özellikleri alt ve üst deri arasındaki ton farklılıklarından oluşur.
1. En uzun ve en açık ses veren stil alt ve üst derilerin aynı tonda akordlanmasıdır. Bu tipik
bir caz akordudur. Ortalama davulların ses inceliği çok kişisel olmasına rağmen genelde
jazz davulcuları ince bir tonda akord ederler.
2. Daha çok pop, funk türü çalanlar için ise al deri üst deriden minör 3lüsünden daha kalın
sese göre akord edilir. Bu davula daha derin bir ton verir. Daha hızlı ses dağılımı olur.
3. Üçüncü tip akord da ise alt deri üst deriden minör 3lüsü kadar inceden akordlanır. Bu tip
akordun amacı ise sesin daha az uzaması ve sesi davulcuya veya mikrofona daha çok
vermektir.
Trampet akordu çok kişisel bir tarzda olur. Ama iyi bir başlangıç noktası için yine alt ve
üst deri akordlandıktan sonra alt derinin üst deriye göre 4lüsü (Perfect Fourth) kadar kalından
akordlanmasıdır. Eski tarzdakiler ve orkestra müzisyenleri genelde trampetlerini Si (B) sesine
göre akord ederler.
Kick akordu şüphesiz en değişken akord stillerine sahiptir. Jazz davulcuları genelde tom
benzeri açık ve rezonanslı tonlar almak isterler ve ince seslerden akordlarlar. Pop ve funk
davulcuları ise genelde kalın sesten akordlanmış tek kat derili atak seviyesi yüksek ama kısa
sürede kesik ses almak isterler. Bunu daha etkili yapmak için ise susturucu bir malzeme iç
deriye değecek şekilde davulun içine koyulur.
Kişi her zaman davulun çalınacağı mekana, odaya göre düşünüp, davulunu buna göre
akord etmelidir. Eğer davul sahnede, çalana ve seyirciye iyi duyulsun isteniyorsa biraz daha
kalın seste akordlanır. Evde çalışılıyorsa sahneye oranla daha ince bir tonda akord edilebilir.
Kullanılan derilerin çeşidine göre ( çift kat, tek kat, kumlu, şeffaf, yağlı ) kişi kendine
has bir sound elde edebilir. Akord etme üzerine zaman harcanmalı. Daha çok deneme ile kişi
sevdiği soundu elde edebilir.
Uğur Doğruyol kimdir?
1971 Aydın doğumlu. 1989‟dan bu yana İzmir‟de yaşamakta. Dokuz Eylül Üniversitesi
Turizm – Otelcilik ve Anadolu Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümlerini bitirdi. İzmir‟e gelir
gelmez küçüklüğünden beri ilgi duyduğu davulla ciddi olarak ilgilenmeye karar verdi. Yamaha
Müzik Okulunda Yalçın Kızılateş (Pepe Yalçın), İlhan Özdeniz (Dede)‟den davul dersleri aldı.
Ömür Gidel ile caz davulu üzerine çalışmalar yaptı. 1993‟den itibaren bar, restoran ve otellerde
gruplarla çalmaya başladı. Barış Roketleri, Fourexample, Bumerang, The Hot Rod Band, Düş
Gezginleri, Atilla Atasoy, Third Eye Project, dahil olduğu bazı grup, müzisyen ve projelerdir.
Söz konusu müzisyenlerle ulusal ve uluslararası konser ve festivallerde rock, pop, blues, caz
tarzlarında eserler icra etti. Bu etkinlikler arasında, 9. Side Uluslararası Kültür ve Sanat
Festivali, İzmir 6. Uluslararası Şiir Buluşması „Şiirler ve Blues” Etkinliği, 14. İzmir Kitap Fuarı
Müzik Etkinlikleri önemlileri sayılabilir. 2000 yılından bu yana İzmir‟in değişik semtlerindeki
stüdyolarda, Güzsanat ve Galip Çevik Güzel Sanatlar Kurslarında eğitmenlik yaptı. Uğur halen,
kendi atölyesi olan Ritmiz‟de davul dersleri vermeye ve müzik yapmaya devam etmektedir.
Müzik dışında yemek pişirmek, bisiklet, Formula 1 ilgi alanlarıdır.