Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organıvize sürecinde yaşadığı sorunlar açıklanarak, sürecin kolaylaştırılması hususunda destek talep edildi ve so-runların

Münih Fuarı’nın gündeMi güMrük anlaşMazlıkları oldu

Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı

HA

ZİR

AN

20

19 S

AYI

: 441

Münih Lojistik ve Transport Fuarı’nın ana konusu gümrük anlaşmazlıkları oldu. Bu durumun ticarete verdiği zarar anlatılırken ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşına geniş yer verildi.

ihraCaTıMız MaCariSTan’dan geÇeMiYor

alTın YuMurTlaYan Tavuk güÇ kaYbediYor

FirMalar araÇ YaTırıMı YapaMıYor…

UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına SahibiÖmer Çetin Nuhoğlu

Genel Yayın YönetmeniElif Sevim

Sorumlu ve Yazı İşleri MüdürüHatice Hacısalihoğlu

Yayın Kurulu Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan

Yazı KuruluMuammer Ünlü, Alpdoğan Kahraman

Haber MerkeziKadir Çirkin, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Ayşegül Ketenci, Burcu Aytekin,

Mali İşler Müdürüİbrahim Halil Divitçi

Reklamlar için;0212 359 26 00 / 208

Yayına HazırlıkLOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ

Genel YönetmenMutlu Doğan

EditörHasan Karakurt

Grafik TasarımErhan Aydın

İletişim0212 579 92 35

ctp baskı ve ciltİstanbul Basım Ltd.Şti0212 603 26 20Haziran 2019

Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYETel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın

içindekiler

www.locamedya.net

44

künye

45

3634

12

uluslararası nakliyeciler derneğiHAZİRAN 2019 SAYI: 441

KAPAKtüRk NAklİYecİSİ güç kAYbedİYoR

MüNİH FuARI’NIN güNdeMİ güMRük ANlAşMAZlIklARI oldu

44

30

UND’DENİ.ü ulAştIRMA ve lojİStİk FAkülteSİ17.döNeM MeZuNlARINI veRdİuNd kARtel SuçuNA kARşIdAvA SüRecİNİ bAşlAtIYoR

10

12

İpSAlA güç kAZANAcAk14

LOJİSTİKlojİStİk devleRİFRAcHtbox AğINA kAtIlIYoRvİZe MAlİYetİ ARtt I

20

52

İHRACAT

İHRAcAtIN lİdeRleRİ bellİ oldu28

51dIş tİcARettekİ eğİlİM SüRüYoRİHRAcAt ARtIYoR, İtHAlAt düşüYoR!

44

İSo tüRkİYe İHRAcAt İklİMİ eNdekSİMAYIS AYINdA 51,9 oldu

22

ÖMER ÇETİN NUHOĞLUUND YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Değerli Dostlarım,

dünyanın ekonomik ve siyasi yapısını, işleyişini, güç dengesini ve yeni oluşumları belirleyen en büyük güç tarihten bu yana hep lojistik sektörü oldu. Lojistik sektöründeki gelişmeler,

ülkelerin hatta kıtaların kaderini belirleyen bir güç oluşturdu. Bu gücün farkında olan ülkelerin bu nedenle, sektöre ayrı önem ver-diklerini görüyoruz. Hatta günümüz şirketleri temellerini lojistik sektörü üzerine inşa ediyorlar.

1700’lü yılların başında dünya üretiminin üçte ikisini Çin ve Hindistan gerçekleştiriyordu. Ancak bu uzun sürmedi, çünkü Avrupa kıtası ulaşımın gücünü keşfetti. İngiltere ülkesini demiryo-lu ağlarıyla döşerken o dönemde Avrupa’da tren yolu uzunluğu 40 bin kilometre civarındaydı. O dönem Asya’daki tren yolu uzun-luğu sadece 4 bin kilometreydi. Tabi bunun yanında gemi filoları oluşturularak ticaretteki avantaj Avrupa kıtasına geçti. Otomo-tiv sanayinin gelişmesi ve kamyonların da işin içine girmesiyle Avrupa bugün dünya ekonomisini yönlendiriyor. Asyalı ülkeler bu gerçekle yüzleştiklerinden lojistik sektörüne büyük önem vermeye başladılar. Çin’in 1 trilyon dolarlık lojistik sektör yatırımlarını hedeflemesi, yeni taşıma koridorları oluşturmaya çalışması bu tespitin sonucudur.

Uluslararası ticarette karayolunun etkisinin artmasıyla birlikte rekabetin en önemli iki ayağı olan; hızı ve maliyeti uluslararası ticaretin hizmetine sunan karayolu taşımacılığı, ülkelerin strateji-sinin temellerinde yer alıyor. Bunun en son örneğini Çin-Avrupa arasında çalışmalara başlayan kamyonlarda görebiliriz. Son dö-nemde çok büyük ve maliyetli demiryolu yatırımı yaptıktan sonra Çin, karayolu olmadan uluslararası ticarette istediği seviyede etkili olmadığını tespit etmiştir. Biz bugün hala karayolunun geliştiril-mesi için yeterli aksiyonu alabilmiş değiliz.

Ticaret her zaman kendi yolunu seçmiştir. Taşımacılıkta modlar arasında tercih yapmak, bir modu diğer moddan ayırmak müm-kün değildir. Ama şu bir gerçektir ki; hangi taşımacılık modunu kullanırsanız kullanın güçlü bir karayolu filosuna ve alt yapısına ihtiyacınız vardır. Karayolu olmadan ulaşımda bağlantılılıktan söz edilemez. Havayolu, denizyolu ve demiryolunun hizmete başlar-

ken de hizmetini sonlandırırken de karayoluna ihtiyacı vardır. Yani karayolu başlangıcın ve bitişin belirleyicisidir. Kısaca özetlersek, finali her zaman karayolu yapacaktır.

Ülke olarak karayolunu geliştirmek ve desteklemek zorunda-yız. Çünkü ülkemiz dünya ulaştırma ağlarının merkezinde yer alıyor. Tek taş gibi dünya haritasında yer alan ülkemizin bu değerini destekleyici faktörlerin başında karayolu taşımacılığı gelmektedir. Kuzey-Güney, Dogu-Batı ekseninde çalışan; hava, deniz ve demiryolu bağlantılarını ağlarla örecek, birin gücünü diğerine aktaracak olan karayolu, ülke ticaretine bü-yük katkı vermeyi sürdürecektir. Bunun için ülkemizin güçlü bir sektöre ve bu sektörde hizmet veren güçlü oyunculara ihtiyacı vardır. Son yıllarda sektörümüzün gücü tükenmek noktasına gelmiştir. Bu gücü tekrar kazanmak ve ülkemizin hizmetine sunmak zorundayız.

Macaristan’ın, Türk nakliyecilerine verdiği kotalar yetersiz kalıyor ve bu durum Türk ihracatına ve taşımacısına büyük engel oluşturuyor. Macaristan’ın serbest ticaret hakkını hiçe sayan bu tutuma aynı zamanda Avrupalı ortaklarımıza da büyük zarar veriyor.

Bu haksızlığı ve engellemeyi 25-26 Haziran tarihleri ara-sında Türkiye- Macaristan Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı’nda gündeme taşıdık. Toplantı hem ihracatımız hem de taşımacılık sektörümüz için oldukça önemliydi. Macaristan’ın uyguladığı kotalar sebebiyle ihraç yüklü araç-larımız bu ülkeyi geçemiyorlar. Biz serbest ticaret hakkının engellenemeyeceğini, bu durumun Türkiye ile birlikte Avrupa ülkelerine de zarar verdiğini anlattık. Gümrük Birliği, Türkiye- AB Anlaşmaları ve Dünya Ticaret Örgütü kararla-rını ileterek haklı olduğumuz bu konunun acilen çözülmesi gerektiğini belirttik. Toplantıda bu haklı mücadelemizde bizi yalnız bırakmayan, ülkemiz ticareti ve taşımacılık sektörünün önündeki engelle-rin kaldırılması için yoğun çaba gösteren ilgili Bakanlıklarımı-za teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Saygı ve Sevgilerimle...

başYazı

Editör’den

Merhaba,

Türk lojistik sektörü olarak uluslararası lojistik pazarından daha fazla pay almalıyız. Bunun için yerel ve küresel bazda hizmet veren lojistik firmalarımızın sayısının artması

gerekiyor. Ülke taşımacılarımızın son dönemde üçüncü ülke taşımalarından daha fazla pay almaya başladığını görüyoruz. Özellikle Avrupa ülkeleri arasında ve bu ülkelerden İran, Irak ve Orta Asya Cumhuriyetlerine önemli bir sayıda taşımalar gerçekleştiriyoruz. Bu sayının artması için firmalarımızın sundukları hizmetleri ve yetkinliklerini anlatmalarına ihtiyaç var. Bu anlamda her iki yılda bir düzenlenen ve dünyanın en büyük lojistik etkinliği sayılan Münih Transport Lojistik Fuarı lojistikçilere iyi bir tanıtım imkânı sunuyor.

Bu yıl gerçekleştirilen fuarda ilk kez “Türk Pavilyonu” da açıldı ve firmalarımız burada dünyanın her bölgesinden müşterilere kendilerini tanıtma imkânını buldular. Katılım sağlayan Türk firmalarımızın ve Türk Pavilyonunun yoğun ilgi görmesi bizleri sevindirmiş sektörümüz için memnu-niyet verici olmuştur. Bu tür uluslararası fuarlara “Türk Pavilyonu” olarak ve yoğun şirket katılımları ile ülkemizin lojistik potansiyelini tanıtımını sürdürmek zorundayız. İkili anlaşmalar ve yeni işbirlikleri için önemli bir alan sunan fuarda bu yıl 2 bin 374 katılımcı yer aldı. Büyük bir rekabetin yaşandığını fuarı 64 bin kişi ziyaret etti.

Fuarda ticaret anlaşmazlıklarına rağmen malların kendi yolunu bulduğu ve ticaretin engellenemediği konusuna ayrıca yer verildi ve yapılan konuşmalarda bunun altı özellikle çizildi. ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı ve Yeni İpek Yolu gelişmeleri de fuarda özellikle değerlendirilen konular oldu. Lojistik sektörünün geleceğine etki edecek yapay zekâ sektör için umut olarak değerlendirildi. Fuarda dikkat çeken konular-dan biri de sürücü sıkıntısıydı. Avrupalı firmalar son dönemde sürücü bulamamaktan şikâyet ediyorlar ve bunu başka ülke-lerden sürücü transferi yaparak gidermeye çalışıyorlar.

Fuarda baskın olarak işlenen konulara bakıldığında; ülkemizin yaşadığı tüm zorluklara rağmen büyük fırsatlar barındırdığı-

nı, bu sorunları çözerse rekabet edebilirlik açısından önemli bir imkânı olduğunu ortaya koyuyor. Nerelerde fırsatların olduğunu değerlendirdiğimiz konuların başında; Yeni İpek Yolu ve Çin, Irak, Suriye, Hazar Havzası, Gümrük Birliğinin güncellenmesi gibi konular akla gelmektedir.

Diğer önemli bir haber de, Derneğimizin de desteği ile katkı sunduğumuz Polis Teşkilatımızın Sırbistan/ Hırvatistan sınırın-da Sırbistan makamlarının çalışmalarına destek olmak ve bilgi/tecrübe paylaşımında bulunmak amacıyla Türk polisleri göreve başlamasıdır. Polisimize bu görevinde başarılar diliyor, çalış-maları yerinde görmek amacıyla da Dernek olarak bir ziyaret planlıyoruz. Sınır Kapıları sektörümüz için çok önemli. İmkân dâhilinde Dernek olarak sınır kapılarımızı ziyaret edip, görev yapan Ticaret Bakanlığımıza bağlı gümrük yetkilerimiz ile saha ziyareti gerçekleştirmekte, karşı sınır kapısına geçerekten ilgili ülke gümrük makamları ile görüş alışverişinde bulunmaktayız. Son olarak İpsala/Kipu Sınır Kapımızı ziyaret ederek çalış-maları yerinde gördük ve Kipu’da Türk sürücülerimiz ile bir araya geldik. Onların verdiği bilgiler bizler için çok değerlidir. Öte yandan Ramazan bayramı tatili öncesinde de Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarımızı ziyaret ederek yaşanan yoğun-luğu gördük. Trakya Bölge Gümrük Müdürlüğü yetkililerimiz ile kuyrukları azaltmak için yoğun çaba sarf ettik. Bu çabanın sonucunda Kapıkule Sınır Kapımızdan ihracat çıkışımız 1161 araç ile rekor kırdı. Gelinen bu sayıyı daha da artırmalıyız. Bu konuda sadece Bulgar makamlarına görev düşmemektedir, aynı zamanda AB ve Birleşmiş Milletlere de görev düşmekte-dir. Yaşanan yoğunluğunun videolarını çekip IRU ve Birleşmiş Milletler yetkilileri ile paylaştık. Bu kapılar sadece Türkiye- Bul-garistan arasında herhangi iki ülke sınır kapısı değil, bu kapılar Asya ve Avrupa arasında kapılardır. Bu kapılarda sadece Türk aracı beklemiyor, aynı zamanda Alman, Sırp, Bulgar, Bosnalı, Romen, Avrupalı araçlar da beklemektedir.

Bu vesileyle, başta Trakya Bölge Gümrük Müdürlüğü ile İpsala, Kapıkule ve Hamzabeyli gümrük yetkililerine ve personeline gayretli çalışmalarından dolayı teşekkür ederim.

Alper ÖZELUND İcra Kurulu Başkanı

Saygılarımla…

HAZİRAN10 uluslararası nakliyeciler derneği

und’den

Yunanistan KuKK toplantısı gerçeKleşti

Türkiye-Yunanistan KUKK Toplantısı 18-19 Haziran 2019 tarihlerinde Atina’da yapıldı. Türk Heyetine Karayolu Düzen-leme Genel Müdürü Mahmut Gürses ve Yunan Heyetine Andreas Polakis başkanlık etti. Toplantıda hem yolcu hem de eşya taşımacılığı alanlarında

müzakereler gerçekleştirildi. Top-lantıya UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel ve İcra Kurulu Üyesi Kadir Çirkin katıldı.Toplantıda ülkemiz taşımacılarının Yunanistan’da karşı-laştığı sorunlar Yunan makamları ile paylaşıldı.

i.Ü ulaştırma ve lojistiK FaKÜltesi 17.dönem mezunlarını verdiİstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Mezuniyet Töreni 11 Haziran’da Avcılar Kampüsünde ger-çekleştirildi. Törende, Fakülte Dekanı Prof. Dr. Abdullah Okumuş, UND İcra Kurulu Başkanı Alper Özel ve mezun öğrencileri temsilen Metin Tahmaz birer konuşma yaptı. Konuşmalarının ardından Diploma Dağıtımı Törenine geçildi. UND İcra Kurulu Başkanı Al-per Özel yeni mezun öğrencilere yaptı-ğı konuşmada öğrencilerin meşakkatli ve bir o kadar zor olan eğitimlerini tamamlayarak, bugün Türkiye’nin en güçlü üniversitelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesinden mezun olmala-rının sevincini paylaştığı için gururlu

olduğunu belirtti.Diploma dağıtımı-nın ardından yemin merasimi ger-

çekleşerek kepler coşkuyla havaya fırlatıldı.

Gerçekleştirilen görüşmelerde 200 litre akaryakıt sınırlamasının yarat-tığı sorunlar ve akaryakıt ölçümünde yaşanılan hatalar gündeme getiril-di. Ayrıca, transit geçiş için alınan ücrete ilişkin olarak, ABAD kararına istinaden alınan ücretin kaldırılması gerektiği hususu belirtildi.Toplantıda, Yunanistan makam-larının Transit Refakat Belgesi ile yapılan taşımalarda Taşıt Onay Belgesini uluslararası taşımacılık faaliyeti gerçekleştiren ülkemiz firmalarından talep etmemesi gerektiği belirtilerek, Taşıt Onay Belgesinin sadece TIR Karnesi ile yapılan taşımalarda gerektiği konu-sunda anlaşmaya varıldı.Ek olarak, ülkemiz sürücülerinin vize sürecinde yaşadığı sorunlar açıklanarak, sürecin kolaylaştırılması hususunda destek talep edildi ve so-runların değerlendirilmesini yapmak üzere, Ekim ayında iki tarafının taşı-macılarının da katılımıyla ulaştırma teknik toplantısı yapılmasına karar verildi.


und’den

avrupa Komisyonu, araç üreticilerini “Kartel Oluşturdukları” gerekçesi ile yüklü miktarda cezaya çarptırdı.

Sırada, bu üreticilerden araç alan mağdur-ların haklarının tazmini süreci var.Bilindiği üzere, Avrupa Komisyonu’nun 19 Temmuz 2016 ve 27 Eylül 2017 tarihli kararlarında MAN, Volvo/Renault, Daim-ler/Mercedes, Iveco, DAF ve Scania’nın tekelciliğe karşı olan Avrupa Birliği kural-larını ihlal ettikleri ve 1997 ile 2011 yılları arasındaki 14 yıl boyunca kamyonların fiyatlandırılması ve emisyon teknolojileri uygulaması konularında gizlice anlaşarak tekel oluşturdukları tespit edilmiş ve söz konusu firmalara yüklü miktarda para cezası verilmişti. Söz konusu karar doğrul-tusunda, hem Türkiye’den hem de Avrupa Ekonomik Alanı’ndan (AEA) 1997 ile 2011 yılları arasında 6 ton ve üzeri araçları, anı-lan üreticilerden satın alan firmalarımızın (halen firma bünyesinde bulundurulma-sı zorunlu değildir), ödedikleri yüksek ücretlere ilişkin mağduriyetlerini tazmin

edebilmek için dava açma hakkı doğdu. Ödenen yüksek ücretlerin tazmin edile-bilmesi amacıyla açılacak dava süreçleri-nin doğru şekilde yönetilebilmesi önem taşıyor. UND tarafından Türkiye’den iletilecek taleplere yönelik uzun soluklu çalışmalar yürütüldü ve çalışmalar neti-

cesinde Hollandalı kar amacı gütmeyen bir vakıf olan Stichting Vakfı (Stichting Truck Cartel Recovery) ile davanın Hollanda’da açılmasına karar verildi. Belirlenen tarihler arasında satın alınan araçlara ödenen yüksek ücretlerin taz-minini mümkün hale getirebilecek.

und karTel SuÇuna karşı dava SüreCini başlaTıYor

nakliYeCiler araÇ alırken ödedikleri YükSek üCreTleri TeMin edebileCek


und’den

Yunanistan ve Türkiye, coğrafyada önemli bir geçit konumunda. Bu iki ülkenin sınır kapıları da önem

kazanıyor. Avrupa Birliği’nin önemli bir geçiş ülkesi olan Yunanistan’ın batısın-da Adriyatik Denizi`ne açılan İgou-menitsa Limanı ile doğusundaki Türk sınırı İpsala`ya kadar uzanan otoyol için önemli yatırımlar yapıldı. Ayrıca, Yunanistan Lavrio Limanı uğraklı Ro-Ro seferleri Türkiye ile Yunanistan arasında-ki köprüleri güçlendiriyor. Yunanistan’ın otoyollarına yapılan yatırımlar, başlayan Ro-Ro seferleri, Yunanistan’ın transit ülke konumunu güçlendiriyor.Stratejik konumun güçlendirebilmesi yönünde sınır kapılarının rolü giderek artıyor. Bu nedenle, Kipi Sınır Kapısı her zamankinden daha fazla öneme sahip. Bu kapsamda 16 Haziran’da UND heyeti İpsala ve Kipi Gümrük Müdürlüğünü ziyaret etti. UND İcra Kurulu Balkanı Alper Özel ve UND İcra Kurulu Üyesi Kadir Çirkin’in yer aldığı UND Heyeti İpsala Gümrük Yardımcısı Ömer Yaşar ile sahayı yerinde ziyaret eden heyet sınır kapısında yaşanan sorunları birlikte tes-

pit etti. Gerçekleştirilen görüşmelerde sınır kapısında yaşanan beklemeler, akaryakıt sınırlaması kaynakları sorunlar ve insan kaçakçılığına dair alınabilecek tedbirler değerlendirildi.Modernizasyon çalışmaları devam eden Türkiye’nin Yunanistan’a açılan sınır kapısı olan İpsala’da 136 gümrük

ipSala güÇ kazanaCak

memuru ile günde en az 350 TIR çıkış işlemi yapılabilirken bu araçlar Yunanistan’ın Kipi Sınır Kapısındaki 32 gümrük memurunun sadece 150 TIR aracının girişini tamamlayabi-liyor.İpsala sınır kapsının modernizasyon çalışmalarının tamamlanması ile ihracat yönünde 10 peron ithalat yönünde ise 10 peron olmak üzere İpsala sınır kapısının kapasitesi 2 katına çıkmış olacak. Sadece tek şeritte geçişe izin veren iki sınır kapısı arasında bulanan köprünün genişletilmesi ve İpsala sınır kapısı-nın olduğu gibi Kipi sınır kapısının da modernize edilmesi acil bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor.Yapılan ziyarette Kipi sınır kapısında Alman polisinin görevlendirilerek kontroller gerçekleştirdiğini gözlem-leyen heyet ülkemiz sürücüleri ile de bir araya gelerek karşılamış olduğu sorunlar hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu.

Yapılan otoyollar, limanlar ve yeni Ro-Ro hattı ile güç kazanan İpsala sınır kapısına UND saha ziyareti yaptı. İpsala sınır kapsının modernizasyon çalışmalarının tamamlanması ile ihracat yönünde 10 peron ithalat yönünde ise 10 peron olmak üzere İpsala sınır kapısının kapasitesi 2 katına çıkmış olacak.


güncel

mobilYacılar ihracat için teK çatı altında toplanıYor

Mobilya sektörünün çatı kuruluşu olan Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED), sektörün sürdürülebilir olarak büyümesi için çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Bünyesine katılan derneklerle de etki alanını genişleten MOSFED, 2023 hedeflerine ulaşmak için

sektör derneklerini tek çatı altında topluyor. MOSFED, en son geliştirdiği ‘Pazar Seni Bekliyor’ projesiyle de 2023 yılına kadar 6 bin mobilyacının her birine 1’er milyon dolar ihracat yap-tırmayı hedefliyor.

eib, genç ihracatçılar KonseYi KuruYorEge İhracatçı Birlikleri (EİB) tarafından, genç ihracatçıların sayısını artırmak amacıyla EİB Genç İhracatçılar Konseyi oluş-turuluyor. Ege İhracatçı Birlikleri Başkanlar Kurulu’nda kurulması benim-senen EİB Genç İhracatçılar Konseyi’nde ilk etapta yaşı 45’in altında olan EİB Yönetim Kurullarında yer alan ihracatçılar görev alacak. Konsey kuruluşunu tamamladıktan sonra EİB bünyesindeki tüm genç ihracatçıları çatısı altında buluşturacak.Gençlere ihracatı tanıtmak ve ihracatçı olmalarını sağlamayı amaçladıklarını belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye’nin bugün 83 bin olan ihracatçı sayısını 2023 yılında 120 bin ihracatçıya çıkarma hedefi olduğu-nu, ihracatçı sayısına artışa en büyük katkıyı Ege Bölgesi’nden vermek istediklerini kaydetti. Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından kadın ihracatçı sayısını artırmak amacıyla oluşturulan “TİM Kadın Konseyi”nde her alan 55 kadın ihracatçının 18 tanesinin Ege İhracatçı Birlikleri üyesi olduğunu hatırlatan Eskinazi, “Türkiye geneli genç ihra-catçı sayısında da Ege İhracatçı Birlikleri üyelerinin çoğunlukta olmasını istiyoruz” diye konuştu.

Sektöre hedefleri noktasında emin adımlarla ilerliyor…2019 yılının ilk yarısında sektör ola-rak 2 milyar dolara ihracata ulaşmayı öngördüklerini söyleyen MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, yıl sonu hedeflerinin 4 milyar dolar olduğunu ve bunu gerçekleştirmek için var güçleriyle çalıştıklarını kaydetti. Gü-leç, üretim, istihdam ve ihracat dos-tu olan sektörün bugün 179 ülke ile önemli işbirlikleri içinde bulunduğu-nu anlattı. Yaklaşık 2 milyar dolar dış ticaret fazlası veren sektörün 10 mil-yar dolar civarındaki üretiminin üçte birinden fazlasını ihraç ettiğini ve yan sektörlerle birlikte yaklaşık 500 bin kişiye istihdam alanı sağladığını aktaran Güleç, mobilya sektörünün 2023 hedeflerini gerçekleştirmeye en yakın sektörlerin başında geldiğini vurguladı. ‘Yerli ve milli üretim”i odak noktalarına aldıklarını söyle-yen Güleç, Ar-Ge destekli inojvasyon harikası ürünlerle ülkeye ve sektöre katma değer kazandırmak için çalış-tıklarını belirtti.


EKONOMİ

Küresel eKonomide tansiyon yüKseliyor,büYüMe küÇülüYor!

dünya global ekonomisinde tehlike çanları çalmaya başladı. Dünyanın en büyük ekonomileri arasındaki

ticaret anlaşmazlıklarının daha da artması, gelişmekte olan ve gelişmekte olan ekono-milerde yenilenen finansal kargaşa dünya ticaretini tehdit etmeye başladı. Dünya Bankası Grubu Başkanı David Malpass yoksulluğu azaltmak ve yaşam standartlarını iyileştirmek için daha güçlü bir ekonomik büyümenin şart olduğunu söyledi. Malpass, “Mevcut ekonomik ivme zayıf seyrederken, artan borç seviyeleri ve

gelişmekte olan ekonomilerdeki azaltıl-mış yatırım büyümesi, ülkeleri potansi-yellerine ulaşmalarından alıkoyuyor. Acil olarak, ülkelerin iş ortamını iyileştiren ve yatırım çeken önemli yapısal reformlar yapmaları gerekiyor” dedi. Dünya Bankası tarafından hazırlanan raporda, global ticaretin bir çok kritik so-runla karşı karşıya bulunduğu belirtildi. Raporda; gelişmekte olan pazardaki ve gelişmekte olan ekonomilerdeki azalan yatırımların; bu ekonomilerin kalkın-ma hedeflerine ulaşmak için kapsamlı

yatırım ihtiyaçlarını nasıl karşılayabi-leceği konusundaki endişeleri artırdığı vurgulandı. Dünya Bankası Grubu Başkanı David Malpass, “Son dönemde mütevazı bir toparlanmaya rağmen, yatırım büyü-mesinin önümüzdeki yıllarda uzun vadeli ortalamaların altında olması bekleniyor. Bu, gelişmekte olan ve gelişmekte olan ekonomilerin gelişmiş ekonomileri yakalamada kaydettiği iler-lemenin yavaşladığı anlamına geliyor. Daha yavaş sermaye derinleşmesi aynı zamanda bir ülkenin üretkenliğini de etkiler. Bu da önümüzdeki on yıldaki boşluk geliştirme ihtiyaçlarını doldur-ma konusunda endişelenmektedir” yorumunda bulundu.

Küresel ekonomideki büyüme hız kesmeye başladı. Uluslararası ticaret ve yatırım, yılın başında beklenenden daha zayıf oldu. Başlıca gelişmiş ekonomilerde, özellikle Euro Bölgesi’nde ve bazı gelişmekte olan bazı pazar ve gelişmekte olan ekonomilerdeki ekonomik faaliyet, beklentilerin gerisinde kaldı.

çin ve rusYa’dan 200 milYar dolarlıK eKonomiK işbirliği anlaşmasıCumhurbaşkanı Xi Jinping’in Rusya ziyareti sırasında 2 ortak bildiri imzalanırken ekonomik ve ticari işbirliği konusunda mutabakat sağlandı. Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü Gao Feng’in yaptığı açıklamaya göre, bakanlık ile Rusya Ekonomik Kalkın-ma Bakanlığı arasında anlayış muhtırası imzalandı. Bu belgede ikili ticaret hacminin 200 milyar dolara ulaştırılması hedefi belirlendi. Tarım alanında iki ülkenin ilgili birimleri, soya fasulye ekiminde işbirliğine dair plan saptadı. Ayrıca Rusya’dan buğdayın Çin’e ihraç edilmesi için karantina dahil 5 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmalar iki ülke arasında tarımsal ürünle-rin ticaretinde hızlı artış için zemin hazırladı. Diğer yandan bilimsel ve teknolojik inovasyon konusunda ortak inovasyon fonu oluşturulacak, bilimsel ve teknolojik işbirliğine güçlü destek sağlanacak. Ayrıca nükleer enerji, doğal gaz, otomobil imalatı, bilim-teknoloji parkı inşası, ortak e-ticaret işletmeleri, 5G işbirliği dahil 20 milyar dolar değerinde 10 işbirliği anlaşması imzalandı.


lojistiK devleri FraChTbox ağına kaTılıYor

güncel

Yük sahibi ve nakliyeciyi online platformda buluşturan İsviçreli Frachtbox, Türkiye’deki işbirliklerini

artırıyor. Arclog Nakliyat, Arkas Lojistik, Barsan Global Lojistik, CDA Lojistik, Ço-bantur-Boltaş Transport, Dinçer Lojistik, DSV Logistics, Ekol Logistics, Evolog Nakliyat, Fevzi Gandur Logistics, Fasdat, Geodis, Greenlog Intermodal, Gruber Logistics, Kılıç Group, Reibel Taşımacı-lık, Sertrans Logistics, Solmaz Taşımacı-lık, Universal Lojistik gibi büyük lojistik firmaları Frachtbox ile işbirliği yaptı.Frachtbox, navlun arama motoru olarak, yük sahibi ve nakliyeciyi online plat-formda buluşturuyor. Frachtbox Ülke Müdürü Tülin Doğan, Frachtbox olarak Türkiye’de beklentilerinin de üzerinde bir ilgi ile karşılaştıklarını vurgulaya-rak, “Frachtbox olarak, yük sahipleri, nakliyeciler ve gümrükçülere hizmet veriyoruz. Güçlü teknolojik altyapımız sayesinde müşterilerimiz için en uygun seçeneği, en uygun maliyet ve en hızlı şekilde sunuyoruz. Türkiye’de bizim gibi bir lojistik platformuna ihtiyaç olduğunu biliyorduk. Beklentilerinizin üzerinde bir ilgiyle karşılaşmak bizi çok mutlu etti. Arclog Nakliyat, Barsan Global Lojistik, CDA Lojistik, Çobantur-Boltaş Trans-port, Dinçer Lojistik, DSV Logistics, Ekol Logistics, Evolog Nakliyat, Fevzi Gandur Logistics, Fasdat, Geodis, Greenlog In-termodal, Gruber Logistics, Kılıç Group, Reibel Taşımacılık, Sertrans Logistics, Solmaz Taşımacılık, Universal Lojistik iş-birliği yaptığımız büyük lojistik firmaları arasında” diye konuştu.

en uYgun MaliYeT ve en hızlı ÇözüM!Frachtbox olarak, yük sahipleri, nakli-yeciler ve gümrükçülere hizmet verdik-lerini belirten Doğan, güçlü teknolojik altyapıları sayesinde müşterileri için en uygun seçeneği, en uygun maliyet ve en

hızlı şekilde sunduklarının altını çizdi. Doğan, üyelik şartlarını ve sistemin işleyişini ise şöyle anlattı: “Yıllık üyelik

ücretini ödeyerek portalımıza dahil olan lojistik firmaları istediği rotayı ve fiyatı giriyor. Navlun teklifini is-tediği zaman güncelleyebiliyor. Müş-teri, sınırsız sayıda rota ve hat için navlun teklifi verebiliyor. Sisteme sadece gerekli belgeleri olan ve refe-rans olarak güvenli bulunan lojistik firmaları dahil edilebiliyor. Mesela A müşterisinin İstanbul’dan Hamburg’a yükü var… Frachtbox.com’a giriyor, fiyat sorgulaması yapıyor, lojistik firmalarından anında fiyat teklifi aldıktan sonra kendisi için en uygun olanını seçiyor ve direkt iletişime geçiyor.”

avrupa’dan dönüş Yükü garanTiSi! İthalattaki düşüş nedeniyle lojistik-çilerin son dönemde Avrupa’dan boş dönmek zorunda kaldığını dile geti-ren Doğan, “Frachtbox ağına katılan firmalar, ihracat taşımalarında ‘boş dönüş’ derdinden kurtuluyor. Öte yandan ihracatçı ve ithalatçı firmalar ise yükünü en hızlı ve en uygun ma-liyetle taşıtma fırsatı buluyor” dedi. Doğan ayrıca, Türkiye’deki firmalar-dan satın alma ve ortaklık teklifleri de almaya başladıklarını söyledi.

Mobil uYgulaMa Çok Yakında hizMeTTeFrachtbox’ın, Türkiye pazarına özel mobil uygulama hazırlığında oldu-ğunu hatırlatan Tülin Doğan, “Bu ko-nudaki çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. Güçlü bir teknolojik altyapı ile çok yakında müşterilerimize mo-bil hizmeti de sunuyor olacağız” dedi. Doğan, Türkiye’deki müşterilere özel maliyet ve rekabet avantajı sağlaya-cak kampanyalar da düzenleyecekle-rini söyledi.

Yurt dışındaki ilk ofisini ocak ayında İstanbul’da açan İsviçreli Frachtbox, Türkiye’deki işbirliklerini artırıyor...

Yılın lojiSTik ÇözüMleri şirkeTi’ ödülünü kazandıYük sahibi ve nakliyeciyi online

platformda buluşturan Frachtbox, başarılarına bir yenisini ekledi. Türkiye’nin önde gelen lojistik

yayınlarından uta dergisi tarafından bu yıl 4.’sü gerçekleştirilen

lojistikte başarı ödülleri 2019’da Frachtbox, ‘Yılın lojistik Çözümleri

şirketi’ ödülünün sahibi oldu. Frachtbox ülke Müdürü Tülin

doğan, “henüz ilk yılımız olmasına rağmen Türkiye’de çok büyük

ilgiyle karşılaştık. Maliyetlerini optimize etmek, operasyon

süreçlerini hızlandırmak ve yükünü garantilemek isteyen firmalar

Frachtbox ağına katılıyor” dedi.

21uluslararası nakliyeciler derneği HaZiran

Tırsan 2018 yılında yaptığı ihra-cat rakamıyla ilk 1000 listesinde 45 basamak birden atlayarak 45’inci sıraya geldi. Sektörünün ihracat lideri Tırsan, Türkiye’nin en büyük ilk 50 ihracatçısı arasına girdi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), 2017 yılı İlk 1000 İhracatçı Listesi’nde 90. sırada yer alan Tırsan, 2018 yılında 45 basamak birden yükselerek 45. sıraya yükseldi. Tırsan, otomotiv sektöründe 10. sıraya yükselirken, treyler sektöründe liderliğini devam ettirdi. Gerçekleştirdiği Ar-Ge yatırımları ve çalışmaları ile Tırsan’ın sektöre yön ver-meye devam ettiğini ve yeni başarılara imza attığını vurgulayan Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Uzun soluklu çalışmalarımız,

planlı stratejimiz ve uzun yıllar yurt dışına odaklanmamızın sonucunda 2018 yılında üretim tarihimizin rekoru-nu kırdık. 10 bini aşkın sayıda üretim yaptık ve bunun yaklaşık 8 binini ihraç ettik. Türkiye dahil tüm hedef pazar-larda trafiğe kayıt adedimizi artırdık ve Avrupa’nın en hızlı büyüyen treyler üreticisi olduk. Dünyanın en prestijli inovasyon ödülü Treyler İnovasyon 2019 Ödülleri ile Ar-Ge başarılarımızı taçlandırdık ve aynı sene iki derece alan tek treyler üreticisi olduk. Şimdi ise TİM’in 2018 yılı İlk 1000 İhracatçı Listesi’nde 45. sıraya yükselmenin gururunu yaşıyoruz. Tırsan olarak bu yıl da geçtiğimiz sene yakaladığımız başarılı performansı devam ettireceğiz” açıklamalarında bulundu.

tırsan tÜrKiYe ihracatına liderliK etti


İHRACAT

türKiye’nin ihracat iKlimindeKi iyileşme yavaşladı

iSo TürkiYe ihraCaT ikliMi endekSi MaYıS aYında 51,9 oldu

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen öncü gösterge olan İstanbul

Sanayi Odası (İSO) Türkiye İhracat İklimi Endeksi’nin Mayıs 2019 dönemi sonuç-ları açıklandı. Endekste eşik değer olan 50,0’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altın-daki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.Mevsimsel etkilerden arındırılmış olarak açıklanan verilere göre, nisan ayında 52,2 olan İSO Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi mayısta 51,9 seviyesinde gerçekleşti. Küresel ekonomik koşulların göreli olarak zayıf kaldığı mayısta, Türk imalatçılarının da temel ihracat pazar-larının çoğunda büyüme yavaşladı veya yatay seyretti. Bunun sonucunda ihracat koşullarındaki iyileşme ivme kaybetti.Mayıs ayındaki yavaşlama görünümü-nün arkasındaki temel faktörlerden biri, Türkiye’nin imalat sektörü ihracatının yüzde 5’ini yaptığı Amerika Birleşik Devletleri’nde büyümenin hız kesmesi oldu. ABD’deki ekonomik aktivite mayıs ayında oldukça hafif artış kaydetti ve bu artış son 3 yılın en düşük düzeyinde gerçekleşti. Hem imalat hem de hizmet sektörlerinde daha düşük oranlı büyüme kaydedildi. Bu yılın başından itibaren birçok Avrupa ekonomisinde de büyüme yavaşlama sergilemişti. Mayıs ayında da büyüme ılımlı düzeyde gerçekleşti.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen öncü gösterge olan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İhracat İklimi Endeksi mayıs ayında 51,9 seviyesinde gerçekleşti. İhracat iklimindeki iyileşme yavaşlayarak devam ederken, bu gelişmede Türkiye’nin imalat sektörü ihracatının yüzde 5’ini yaptığı ABD’deki büyümenin hız kesmesi etkili oldu. Türk imalat sektörünün en büyük ihracat pazarı Almanya’da da üretim son üç ayın en ılımlı düşüşünü kaydederken, İngiltere, Fransa ve İspanya’da talep ılımlı iyileşti, Suudi Arabistan ve BAE gibi Orta Doğu ekonomilerindeki güçlü büyüme de sürdü.

en büYük pazar alManYa’nın üreTiMinde ılıMlı düşüşTürk imalat sektörü ürünle-rinin en büyük ihracat pazarı olan Almanya’da da özel sektör üretimi son üç ayın en yüksek oranında arttı. Bu-nunla birlikte imalat sektörü daralma eğilimini sürdürdü. İngiltere, Fransa ve İspanya’da talep ılımlı iyileşme kaydetti. İtalya’daki ekonomik aktivite önceki aya göre yatay sey-retti. Polonya ve Mısır gibi Türk imalat sektörü ürünleri için önemli diğer ihracat pazarlarında da üretim düşüş gösterdi. Mısır’da ekonomik aktivitenin gerilemesine karşılık Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer Orta Doğu eko-nomilerinde güçlü büyüme görünümü devam etti. Çin’de talep koşullarındaki iyileşme, mayısta son üç ayın en düşük oranında gerçekleşti. Diğer önemli Asya ekonomilerin-den Hindistan ve Japonya’da büyüme hızı düşük kaldı ve nisan ayına kıyasla çok az değişiklik gösterdi.


arKas lıne ve hapag lloYd gÜç birliğini genişlettiAkdeniz ve Karadeniz’de verdiği hizmetle bölgede söz sahibi olan Arkas Line dünyanın önde gelen denizcilik şirketlerinden Hapag Lloyd ile Mayıs ayında yaptığı iş birliği ile gücünü pekiştirmeye devam ediyor. Emes Feedering tarafından yönetilen Batı Ak-deniz-Karadeniz servisi Westmed Black Sea Service (WBS) firmasını devralan iki şirket, daha önce 4 x 1500 TEU gemi olan servis kapasitesini 4 x 2500-2700 TEU’ya çıkardı. Anlaşma kapsamında Arkas Line ve Hapag Loyd ikişer gemi tedarik edip işletecek. Haftalık hizmet faaliyetinin yeni rotasi ise bir öncekine oldukça benzer olarak belirlendi; Önceki planlamada yer alan Varna güzergahı Burgas Limanı ile yer değiştirirken İstanbul uğrağına Marport’un ardından Kumport da eklendi.


güMRüK

Mayıs ayı ihracatı GTS’ye (Genel Ticaret Sistemi) göre yüzde 11, 46 artarak 16 milyar 813 milyon

dolara yükseldi. İthalattaki artış ise yüz-de 19,85 olurken yapılan ithalat miktarı 18 milyar 588 milyon dolar oldu. Dış ticaret açığı ise, 2018 yılı Mayıs ayındaki 8 milyar 108 milyon dolar seviyesinden, yüzde 78,11 oranında azalarak 1 milyar 774 milyon dolara geriledi. Mayıs ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 90,45 oldu. 12 aylık ihracat 180 milyar 771 milyon dolar oldu

gTS kapSaMında Son 12 aYlık dönemde, ihracat bir önceki yıla göre yüzde 6,26 oranında artış ile 180 mil-yar 771 milyon dolar, ithalat ise yüzde 18,27 oranında düşüş ile 209 milyar 596 milyon dolar oldu. Dış ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 8,48 oranında azalarak 390 milyar 368 mil-yon dolar olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise yüzde 86,25 oldu. GTS kapsamında Geniş Ekonomik Grupların (GEG) sınıfla-

masına göre en fazla ihracat 8 milyar 258 milyon dolarla ham madde (Ara mallar) grubundan yapıldı. Bu grubu sırasıyla 6 milyar 462 milyon dolarla tüketim malları, 1 milyar 978 milyon dolar ile yatırım malları takip etti. GTS’ye göre en fazla ihracat yapılan fasıl 2 milyar 414 milyon dolar ile motorlu kara taşıtları oldu. Bunu 1 milyar 727 milyon dolar ile kazan-lar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, takip ederken, üçüncü sırada 1 milyar 23 milyon dolar ile demir

GTS kapsamına göre yapılan değerlendirmede, ihracat mayıs ayında yüzde 11,46 artarak 16 milyar 813 milyon dolara yükseldi. İthalat, ise yüzde 19,85 azalarak 18 milyar 588 milyon dolar olurken; dış ticaret hacmi yüzde 7,51 azalarak 35 milyar 401 milyon dolar olarak gerçekleşti.

dış TiCareTTeki eğiliM SürüYorihraCaT arTıYor, iThalaT düşüYor!


çelik yer aldı.

ihraCaTTa alManYa, iThalaTTa ruSYa birinCi2019 yılı Mayıs ayında en fazla ihracat yapılan ülke Almanya (1 milyar 587 mil-yon dolar) olurken, bu ülkeyi sırasıyla İtalya (899 milyon dolar) ve İngiltere (889 milyon dolar) izledi. GTS’ye göre en fazla ithalat yapılan ülkeler sırasıyla Rusya Federasyonu, Almanya ve Çin oldu. En fazla ithalat

yapılan ülke Rusya Federasyonu (1 milyar 904 milyon dolar) olurken, bu ülkeyi sırasıyla Almanya (1 milyar 733 milyon dolar) ve Çin (1 milyar 714 milyon dolar) takip etti.2019 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilen ihracatın taşıma şekillerine bakıldığında en çok ihracat deniz-yolu (10 milyar 297 milyon dolar) ile yapılırken, bu taşıma şeklini sırasıyla, karayolu (4 milyar 983 milyon dolar) ve havayolu (1 milyar 363 milyon

dolar) izledi. Mayıs ayında ihracatımızda lider ülke yine Almanya olurken, bu ülkeye ihracatımız 1,5 milyar dolara yaklaştı. Almanya’yı 857 milyon dolarla İtalya, 853 milyon dolarla İngiltere takip etti. En çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 20 ülke geçen yıl Mayıs ayına göre değişmezken, sıralamada bazı deği-şiklikler oldu. Geçen sene 4. sırada olan İspanya 6.’lığa düşerken, yüzde 30 artışla ihracatımızı 784,2 milyon dolara çıkardığımız ABD mayıs ayın-da en çok ihracat yaptığımız 4. ülke oldu. Yine BAE ve Suudi Arabistan’ın sıralamada 4’er basamak yükselerek sırasıyla 9 ve 12. ülkeler olduğunu görüyoruz.Sektörlere baktığımızda lider sektörümüzün otomotiv olduğunu görüyoruz. Sektörümüzün ihracatı bir önceki yılın Mayıs ayına göre aynı kalırken, ikinci sıradaki kimye-vi maddeler sektörümüz ihracatını yüzde 33, üçüncü sıradaki hazırgi-yim ve konfeksiyon sektörümüz ise ihracatını yüzde 10 artırdı. Mayıs ayında sektörlerde en yüksek artış yüzde 44 ile mücevher sektörümüze ait. Onu yüzde 33,5 ile tütün sektörü izliyor. Mayısta ihracatını yüzde 31 artıran savunma ve havacılık sektörü, yılın ilk 5 ayında ihracatını en çok artıran sektör olma başarısı gösterdi.


ülke

küÇük dev: iSveÇNüfusuna oranla büyük bir sanayi üretimine ve ticarete sahip Avrupa ülkesi İsveç, Türkiye için de önemli bir ülke. Türkiye’den geçtiğimiz yıl 1.480 milyar dolar ithalat yapan İsveç’in Türkiye’ye olan ihracatı ise 1.731 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin İsveç’e olan ihracatı her yıl artış gösteriyor.

Fransa ve İspanya’nın ardından Batı Avrupa’nın üçüncü büyük ülkesi olan İsveç, gelişmişlik ve refah

düzeyi ile öne çıkıyor. Ülkede 2017 yılı tahminlerine göre 5,4 milyon işgücü bu-lunuyor. Bu işgücünün büyük bir kısmı hizmet sektöründe (% 86), yüzde 2’si tarım sektöründe, yüzde 12’si de sanayi sektöründe istihdam ediliyor. Tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi İsveç’te de GSYİH içinde sanayi ima-latının payı giderek azalırken, hizmet sektörünün payı arttı. Bununla birlikte imalat sanayi, İsveç ekonomisi bakımın-dan büyük bir öneme sahip olup, İsveç hizmet sektörünün önemli bir kısmı

ülkenin sanayi altyapısı ile yakından ilintili. 2017 yılı itibariyle GSYİH içe-risinde sanayinin payı yüzde 33 olarak gerçekleşti. Sanayi sektöründe çalışan işçi sayısı ise toplam işgücünün yüzde 12’sini oluşturuyor.İmalat sanayiinde toplam üretimin büyük bölümünü; kimyasal ürünler, metal ve metal mamulleri, orman ve kağıt ürünleri, makine ekipmanları, motorlu taşıtlar ve bilgisayar, elekt-ronik ve optik cihazlar sanayi oluştu-ruyor. GSYİH’nın yüzde 65’ini ve toplam istihdamın da yüzde 86’sını oluştu-ran hizmet sektörü, ülke ihracatının

da önemli bir kısmını oluşturuyor. Bilgi ve iletişim teknolojisinin güçlü sektörlerden biri haline geldiği İsveç, kablosuz iletişim, yazılım geliştirme, mikroelektronik alanlarında dünyada lider ülkeler arasında yer alıyor. İsveç oldukça gelişmiş ve yüksek stan-dartlarda bir ulaştırma ve iletişim altyapısına sahip. Telekomünikasyon altyapısı bakımından İsveç dünya-nın en gelişmiş ülkeleri arasında yer alıyor. 1991–1993 yılları arasında 20.yüzyılın en büyük durgunluğuna şahit olan İsveç ekonomisi 1994 yılından sonra hızlı bir toparlanma sürecine girerek,


2011 yılından itibaren ise büyümenin devam ettiği ancak büyüme hızının ya-vaşladığı gözlendi. Küresel ekonomik büyüme İsveçli imalatçıların ihracatını daha da artırıyor ve içeride ekonomik büyümeye yardımcı oluyor. İç pazarın küçüklüğü nedeniyle dış ticaret ülke ekonomisinde hayati bir öneme sahip. Bu itibarla İsveç, dışa açıklık oranı yüksek ekonomilerinden birisi. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre İsveç’in,

2017 yılı dünya mal ihracatı ve ithala-tındaki payı sırasıyla yüzde 0,9 (32’nci) ve yüzde 0,9 (30’ncu) , dünya ticari hizmetler ihracatında 20’nci, ithala-tında ise 23’ncü olduğu görülüyor.Ülke çok katlı kraft kağıt ve karton, adrenal korteks hormonu, votka ve böbreküstü bezi hormonlarını içeren ilaçlar ihracatında dünya birincisi. Taşıt veya tarım, orman ve iş maki-nalarında kullanılan kauçuktan dış lastik ithalatında, paslanmaz çelik ve paslanmaz çelikten yarı mamul ihra-catında, paslanmaz çelikten yassı ve soğuk haddelenmiş mamul ithalatında ise dünya birincisi.

2000 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 3,4 oranında bir büyüme gerçekleştirdi. 2001 yılında özellikle bilgi teknolojisi sektörünün en çok etkilendiği küre-sel kriz nedeniyle yine bir daralmaya maruz kaldı. 2008 yılına gelindiğinde yaşanan küresel krizin etkisi 2010 yılın-dan itibaren ortadan kaldırıldı. İsveç’in resmi ekonomi politikasını oluşturan başlıca unsurlar arasında istikrarlı bir kamu maliyesi, düşük enflasyon, geniş kapsamlı yeniden bölüşüm politikası, yüksek vergi sistemi ve kayıtlı işsizliği düşük tutmaya yönelik olarak hizmet içi eğitimi de içeren çok yönlü işgücü piyasası politikası yer alıyor. İstikrarlı bir kamu maliyesi oluşturmak için kamu gelirlerini arttırarak giderleri azaltma yoluna giden İsveç, bu hedefine ulaşmak için sağlık, emeklilik, konut teşviki, çocuk ödeneği gibi harcama-ların düşürülmesine yönelik bir dizi ekonomik tasarruf programları ile başta bankacılık, kamu hizmetleri ve teleko-münikasyon olmak üzere, bazı sektörle-ri özelleştirme yoluna gitti.

ihraCaTla büYüdüİhracat odaklı bir ekonomiye sahip olan İsveç’te, faiz ve vergi oranlarının düşü-rülmesi ile oluşan olumlu etki sayesinde hem iç hem de dış talebin artması, 2008 küresel krizinin çabuk atlatılmasını sağladı. 2010 yılından itibaren hızlı bir toparlanma sürecine giren İsveç eko-nomisi, 2010 yılında en hızlı büyüyen ülkeler arasında ilk sıralara yükseldi,

iSveÇ’in dış TiCareTi (MilYar dolar) 2013 2014 2015 2016 2017 2018İhracat 167,5 164,7 140,0 139,6 153,1 166,0İthalat 160,6 162,3 138,4 141,1 153,9 170,1DışTicaretHacmi 328,1 326,0 278,4 280,7 307,0 336,1DışTicaretDengesi 6,0 2,4 1,6 -1,5 -0,8 -4,1

TürkiYe-iSveÇ dış TiCareT değerleri (MilYon dolar)Yıllar İhracat İhracatDeğişim% İthalat İthalatDeğişim% Hacim Denge2005 661 18,0 1.427 27,6 2.089 -7662006 787 19,0 1.488 4,3 2.275 -7012007 883 12,1 1.716 15,3 2.599 -8332008 919 4,1 1.909 11,2 2.828 -9902009 748 -18,5 1.891 -0,9 2.637 -1.1432010 947 26,5 1.922 1,7 2.838 -9752011 1.183 24,9 2.284 18,8 3.467 -1.1012012 1.275 0,2 2.135 -6,5 3.410 -8602013 1.149 -3,2 2.046 -4,2 3.195 -8972014 1.320 15,0 2.015 -1,5 3.335 -6952015 1.189 -9,9 1.585 -21,3 2.774 -3962016 1.215 2,2 1.478 -6,7 2.693 -2632017 1.414 16,4 1.777 20,2 3.191 -3632018 1.480 4,7 1.731 -2,6 3.210 -2512018/(1-3) 397,3 14,8 466,1 18,5 863,4 -68,82019/(1-3) 342,3 -13,8 471,5 1,2 813,8 -129,2


İHRACAT

ihraCaTın liderleri belli oldu2018 yılını rekorlara tamamlayan ihracatta şampiyonlar ligi sıralaması açıklandı. Türki-ye İhracatçılar Meclisi tarafından bu yıl 17’ncisi açıklanan “Türkiye’nin İlk 1000 İhracatçısı 2018” araştırmasına göre ilk 1000 şirket önceki yıla göre 10.5 milyar artışla toplam 102.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Bu şirketlerin 50 ilde faaliyet gösteriyor olmaları da ihracatın Türkiye geneline yayıldığının en büyük göstergesi oldu. Otomotiv sektörü zirveyi bırakmazken, Türkiye’nin ihracat lideri ise Ford Otomotiv oldu. Sıralamada ikinciliği Toyota, üçüncülüğü ise Tofaş göğüsledi.

61 ihracatçı birliği, 13 genel sekreter-lik ile 85 bine yakın ihracatçının tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracat-

çılar Meclisi’nin (TİM) bu yıl 17’ncisini gerçekleştirdiği ve her yıl dikkatle takip edilen, ‘Türkiye’nin ilk 1000 İhracatçısı 2018” araştırmasının sonuçları açıklandı. İlk 1000’de yer alan şirketlerin toplam ihracatı 2017’ye göre 10.5 milyar dolar artışla 102.8 milyar dolara ulaşırken, toplam ihracattan aldıkları pay ise yüzde 61,2’ye yükseldi. İlk 500 şirketin ihracat-taki payı yüzde 52.6’sı oldu.

bu Yıl da ilk üÇ zirvedeki Yerini koruduAraştırma sonuçlarına göre Ford Oto-motiv Sanayi A.Ş., 5 milyar 683 milyon dolarlık ihracatla Türkiye’nin lider şirketi olurken, Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş., 4 milyar 598 milyon dolarla ikinci, Tofaş Türk Otomobil Fabrikaları A.Ş. ise 2 milyar 998 milyar dolarla üçün-cü sırada yer aldı. Bir önceki yıl 6’ncı sırada bulunan Kibar Dış Ticaret A.Ş., 2 milyar 720 milyon do-larlık ihracatla 4’üncü sıraya yükselirken,

önceki yıl 12’nci sırada bulunan TGS Dış Ticaret A.Ş., 7 sıra birden yüksele-rek 2 milyar 591 milyon dolarla 5’inci sıraya yükseldi. 6’ncı sırada ise Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş., 2 milyar 467 milyon dolarlık ihracatla yerini aldı. Vestel Ticaret A.Ş., 2 milyar 255 milyon dolarla 7’nci, Arçelik A.Ş. ise 1 milyar 937 milyon dolarla 8’inci sıradaki yerini korurken, 9’uncu sırayı ise 1 milyar 784 milyon dolarla Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. elde etti. 10’uncu sırayı ise 1 milyar 544 milyon dolarla önceki

ilk 1000’deki firmaların ihracatı 102 milyar dolara yükseldi


dolar ve üzeri ihracat yapan şirket sayısı bir önceki yıla kıyasla 10’dan 13’e yükselir-ken, 100 milyon dolar ve üzeri ihracat ya-pan şirket sayısı ise 145’ten 171’e yükseldi. 2018 yılında listenin en son sırasında yer alarak Türkiye’nin en çok ihracat yapan 1000. firması olan firma 21,6 milyon dolar ihracat gerçekleştirirken, bu rakam 2017’de 19,5 milyon dolar, 2016’da ise 18,2 milyon dolardı. İlk 1000 şirketin yüzde 66.3’ünün üretici ihracatçı şirketlerden oluştuğu dikkat çekti.

bu Yıl 155 şirkeT liSTede giriş YapTıİlk 1000 ihracatçı arasında yer alan firmalardan 155’i, 2017 yılında İlk 1000 İhracatçı listesinde yer almazken, 2018 yılında listeye giriş yaptı. Listeye en yüksek sıradan giriş yapan firmalar ise Tatmetal Çelik (158’inci), Mitaş En-düstri (175’inci), Gemlik Gübre Sanayi (233’üncü), Corbus Metal (258’inci), Rexport Dış Ticaret(319’uncu), Yenigün İnşaat (326’ıncı), Göymen Gıda (351’inci), Turquoise Yat Sanayi (383’üncü), Yıldız-demir Çelik Sanayi (407’inci) ve Sahra

Gıda (419’uncu) olarak sıralandı.Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 26. Olağan Genel Kurulu’nu ve 2018 yılı ihracat şampiyonları ödül töre-nini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TİM’in 26. Olağan Genel Kurulu ve 2018 İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada “ Türkiye’yi cari açık veren ülkeden cari fazla veren ülkeye taşıma-ya çok yaklaştık. Biz size güveniyoruz, siz de bize güvenin. İhracatçılarımıza destek olmak için her alanda çok büyük reformları hayata geçirdik. İh-racatçılarımızı desteklemek için geçen yıl 2 milyar lira, bu yıl ise 3.1 milyar lira kaynak ayırdık. Türk Eximbank’ın sermayesini 3 milyar liradan 10 milyar liraya çıkardık. Geçtiğimiz yıl sektöre 44.2 milyar dolar tutarında finans-man desteği sağladık. Böylece toplam ihracatımızın yüzde 26’sını finanse etmiş olduk. Şimdi sizlere bir müj-de daha vermek istiyorum. Bugün imzaladığım, yarın da Resmi Gazete’de yayımlanacak. Sanayi sicil belgesi sa-hipleri ve ihracatçı birliklerine yapılan döviz satımlarına muafiyet getiriyoruz. Artık ihracatçılarımız döviz alırken binde 1’lik kambiyo vergisi ödemeye-cek. Döviz spekülasyonu için aldığımız önlemlerin ihracatçıları etkilemesinin önüne geçiyoruz” dedi.TİM Başkanı İsmail Gülle, “İlk 1000’e giren firmalarımızın 2018 yılında ihracat hacimlerini bir önceki yıla göre yüzde 11, yani küresel ticaretteki artışın 1,5 katının üzerinde bir sıçra-mayla, 102,8 milyar dolara taşıdılar. Türkiye’miz, ülkemizin dünya are-nasındaki yüz akı olan ihracatımızla büyüyor, ihracatımızla büyüyecek. Bundan sonra vizyonumuz ‘Bilgi Re-kabetinde Türkiye’dir” diye konuştu.

yıla göre 1 sıra yükselen Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi A.Ş. aldı.

ilk 1000 şirkeT TürkiYe’nin 50 ilinde Araştırma sonuçlarına göre sektörel değerlendirmede ilk sırada 154 şirketle hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, ikinci sırada 106 şirketle kimyevi maddeler ve mamulleri, üçüncü sırada ise 102 şirketle otomotiv sektörü yer aldı. İlk 1000’de yer alan ihracatçı şirketlerin İstanbul’dan Şırnak’a, Samsun’dan Osmaniye’ye 50 farklı ilde faaliyet gösteriyor olmaları da ihracatın Türkiye sathına yayıldığının en büyük göstergesi oldu. Şirketlerin 440’ı İs-tanbul merkezli iken, İstanbul’u 76 şirketle İzmir 67 şirketle Kocaeli izledi. Bölgesel dağılımda ise Marmara Bölgesi’nden 600, Ege Bölgesi’nden 146 ve İç Anadolu Bölgesi’nden 83 şirket listeye girmeyi ba-şarırken, 7 coğrafi bölgemizde de İlk 1000 listesine girmeye hak kazanan firmaların olması dikkat çekti.

ilk 1000 FirMa iSTihdaM ve kaTMa değerde de liderİlk 1000 firmanın ortalama çalışan sayısı 2018’de 781 oldu, bu da sadece bu firma-ların 800 bine yakın istihdam sağladığına işaret ediyor. Aynı sayı 2016’da ise 704 idi, yani en başarılı ihracatçılar istihdamı da sırtladı, sadece 2 yılda 100 bine yakın çalışana ekmek kapısı oldu. Yine, ilk 1000 firma ihraç birim fiyatında ülkemizi ileri taşıdı. İhracatımızın kg fiyatı 2018’de 1,33 dolar iken ilk 1000 firmamızda bu sayı 1,37 dolar, ilk 500’de 1,40 ve nihayet ilk 10 fir-mamızda ise 2,76 dolar olarak gerçekleşti.İlk 1000 İhracatçı araştırmasında 1 milyar

2018 Yılında en Fazla ihraCaT gerÇekleşTiren ilk 10 şirkeT2018SIRASI FİRMA 2018İHRACATI1 FordOtomotivSanayiA.Ş. 5.682.762.433,05$2 ToyotaOtomotivSanayiTürkiyeA.Ş. 4.598.412.782,39$3 TofaşTürkOtomobilFabrikalarıA.Ş. 2.997.681.305,53$4 KibarDışTicaretA.Ş. 2.719.787.015,19$5 TGSDışTicaretA.Ş. 2.591.293.127,15$6 TürkiyePetrolRafinerileriA.Ş. 2.466.974.750,88$7 VestelTicaretA.Ş. 2.254.759.359,45$8 ArçelikA.Ş. 1.936.987.240,00$9 Oyak-RenaultOtomobilFabrikalarıA.Ş. 1.784.071.563,30$10 HabaşSınaiveTıbbiGazlarİstihsalEndüstrisiA.Ş. 1.544.049.678,32$


Münih Fuarı’nın gündeMigüMrük anlaşMazlıkları oldu

Münih Lojistik ve Transport Fuarı’nın ana konusu gümrük anlaşmazlıkları oldu. Bu duru-mun ticarete verdiği zarar anlatılırken ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşına geniş yer verildi. Fuarda sürücü bulunamamasının yarattığı sorunlar da değerlendirilirken, İpek Yolu ve yapay zeka gelişmelerinin yaratacağı fırsatlar da aktarıldı.

dünyanın en büyük lojistik fuarı olan Münih Lojistik ve Transport Fuarı 4-7 Haziran tarihleri arasında ger-

çekleştirildi. Fuarın ana konusu, gümrük anlaşmazlıklarıydı. Ticaretin istenilen seviyede gelişmesinin önündeki engelle-rin başında gelen gümrük anlaşmazlıkla-rının her şeye rağmen ticaret ürünlerinin ulaştırılmasına engel olamadığına vurgu yapıldı. Fuarda konuşulan diğer önemli konular ise sürücü kısıtlılığı, İpek Yolu ve yapay zekaydı. İki yılda bir gerçekleştirilen fuara bu

yıl 2 bin 374 firma katıldı. Büyük bir rekabetin yaşandığını fuarı 64 bin kişi ziyaret etti. Toplamda 125 bin metre-karelik sergi alanı olan on salon ve bir açık alandan oluşan fuar için Almanya dışından 30 bin ziyaretçi geldi.

Türk pavilYonu aÇıldıBu yıl gerçekleştirilen fuarda ilk kez “Türk Pavilyonu” açıldı. Türkiye’den 29 firmanın katıldığı pavilyona ilgi oldukça yüksekti. Nakliyeciler dün-yanın farklı bölgelerinden katılan

ziyaretçilere hizmetlerini tanıtır-ken yeni işbirlikleri ve bağlantılar yaptılar. A4 Hall, 119-218 numa-ralı standlarda kurulan Türkiye Pavilyonu’nda yer alan firmalar şunlar oldu: Galata Taşımacılık, Globelink Unimar Logistics, Maya Uluslararası Taşımacılık, Oregon Teknoloji Hizmetleri, Railport Ter-minal Operations, Sarp Intermodal, Soft İş Çözümleri, Tur Transit Logistics, Ulustrans Logistics ve Xinerji Teknoloji Hizmetleri.


TürkiYe’den kaTılan FirMalaralışan lojistikarkas holding-railportbTk expressCda lojistik Cont-act uluslararası nakliyatdeikefe projectekol logisticsgalata Taşımacılıkglobelink ünimarınternotianal dunnagekıta lojistikMaya ınternational TransportMng airlinesoregon Teknoloji hizmetleriS Sistem lojistikSarp intermodalSedef Yeni nesil endüstriyel ÇözümlerSelect bilişim hizmetleriSeyir MobilSigma lojistikSoft business SolutionsSolmaz gümrük MüşavirliğiTlS lojistikTur TransitTurkish CargoulS airlinesulustransxinerji Technologies

Çin’den Yoğun ilgiMesse München Genel Müdürü Stefan Rummel, fuar hakkında bilgi verirken katılım sayısının genişliğine dikkat çekti. Firma sayısının yüzde 10 ziyaretçi sayı-sının yüzde 5 arttığını belirten Rummel, “Ticaret fuarı bir salondan 10 salona yükseldi ve bir kez daha önemli ölçüde uluslararası hale geldi” dedi. Rummel, Çinli firmaların geçtiğimiz fuarda 30 firmayla ye aldığını bu fuara ise 64 firma ile katıldıklarının bilgisini verdi. “Çinli şirketler Avrupa’da İpek Yolu Girişimi’nin bir parçası olarak işbir-liği ortakları arıyor” diyen Rummel, sürücü azlığının fuarın baskın konuları arasında yer aldığını söyledi. Çalışma

koşullarının iyileştirilmesi ve yapay zeka gibi gelişmelerle sürücü sorunu-nu çözülebileceğini aktaran Rummel, aynı zamanda bu gelişmelerin lojistik zincirlerini daha şeffaf ve verimli hale getireceğini kaydetti.

lojiSTik Sorunlar Yuvarlak MaSada TarTışıldıSektörün karşılaştığı en büyük zorluk-lar, yüksek profilli bir yuvarlak panelin açılışında tartışıldı. Federal Ulaştırma Bakanı Andreas Scheuer, “Büyüyen trafik akışını çevre ve iklim dostu olduğu kadar daha verimli ve uygun maliyetli hale getirmemiz gerekiyor” dedi..

STeFan ruMMel

andreaSSCheuer


eKol, 253 metreKareliK dev standıyla yer adı

Avrupa’da hızla büyüyen Ekol Lojistik, dünyanın en büyük lojistik fuarlarından Transport Logistic Munich Fuarı’nda Lojistik 4.0 stratejisiyle uyumlu entegre, esnek ve en etkin çözümlerini tanıtırken,

yeni iş bağlantıları da kurdu. Fuarda Ekol, taşımacılık ve lojistik sektörüne yön veren dünya devleriyle bir araya geldi. Ekol, ilk kez 2013 yılında katıldığı fuarda bu yıl da yine aynı yerinde 253

alışan dünya marKalarıyla buluştuAlışan Lojistik, dünya devlerini bir araya ge-tiren Transport Logistic Munich Fuarı’nda yatırımlarını paylaştı. 1985 yılından itibaren uluslararası standartlarda sunduğu hizmet-ler ile adından söz ettiren Alışan Lojistik, yoğun ilgi gördüğü fuarda, taşımacılık ve lojistik sektörüne yön veren dünya devleriy-le bir araya geldi.Alışan Lojistik, Transport Logistic Munich Fuarı’nda; güçlü araç filosu ve ekipman donanımı, yaratıcı Ar-Ge grubu, yurtiçi ve yurtdışına yayılmış hizmet ağı, sahip olduğu yüksek kapasiteli depo ve antrepolar, müşteri ihtiyaçlarına özel olarak geliştirdiği esnek ve inovatif lojistik çalışmaları hakkın-da bilgiler verdi. Sektörel rekabette sürdürülebilirliğin sağla-nabilmesi için süreçlerin optimize edilmesi prensibiyle hareket eden Alışan Lojistik, dijitalleşme ve inovasyon kavramlarının üzerine sıklıkla eğiliyor. Ar-ge merkezinde müşterilerini, iş ortaklarını ve akademik çevreleri bir araya getirerek güçlü bir ino-vasyon ekosistemi oluşturan Alışan Lojistik, dijitalleşen dünyada, lojistik sektörünün geleceğinin inovatif düşünebilme yeteneği-ne bağlı olduğu düşüncesi ile çalışmalarını

metrekarelik çift katlı standı ile ziyaret-çilerden yoğun ilgi gördü. Fuarda dört gün boyunca müşterilerini standında ağırlayarak geniş hizmet yelpazesi ve sektörüne ilham kaynağı olan uygu-lamaları hakkında bilgi veren Ekol, Transport Logistic’te önemli toplantılar gerçekleştirdi.15 ülkede kendi tesisleriyle faaliyet gös-teren Ekol, 2018’i 710 milyon Euro ciro ile tamamladı. Cironun yüzde 20’nin üzerinde bir kısmının yurt dışındaki Ekol şirketlerinden elde edilmesi he-defleniyor. Ekonomideki zor koşullara rağmen yurt içinde ve yurt dışındaki yatırımlarına devam eden Ekol, toplam 25 milyon Euro tutarında yatırım plan-lanan Yalova Ro-Ro Terminali’nin ikinci evresi için de hazırlıklara başladı. Ekol, 2020’ye kadar depo alanını 1 milyon 500 bin metrekarenin üzerine çıkartmak için çalışmalarını sürdürüyor.

sürdürüyor. Yıllardır var olan taşımacı-lık, depolama gibi hizmetlere alternatif yeni hizmetler ekleyen firma, Ar-Ge çalışmaları ile sunduğu hizmetin gelişti-rilmesine, zenginleştirilmesine ve yeni iş modellerinin oluşturulmasına katkı sağ-lıyor. Alışan Lojistik’in hayata geçirdiği

Yön ve Konya Ar-Ge Merkezleri, dijital dönüşüm çağında firma müşterilerinin problemlerini inovatif bir şekilde çözü-yor. Alışan Lojistik, aynı zamanda dijital dönüşüm ve endüstri 4.0 süreçleri ile inovatif iş modelleri oluşturarak küresel oyuncu olma misyonunu sürdürüyor.

FUAR


tırsan, ıntermodale özel çözümler sunan talson 7.45 alüminyum swap body’i tanıttıAvrupa’da ürünleri büyük ilgi gören Tırsan bu yılki fuarda, Avrupa intermodal taşımacılığı için geliştirdiği Yeni Talson 7.45 Alüminyum Swap Body aracını tanıttı. Talson’un Transport Logistic 2019 es-nasında lansmanını gerçekleştirdiği Alüminyum Swap Body aracı, piyasadaki diğer ürünlerden ortalama 750 kg daha hafif. Bu özellikle birlikte yük kapasitesini artıran T.SWAU BK, işletim maliyetleri ve yakıt tüketiminde de tasarruf sağlıyor. Geri dönüşümlü, paslanmaya karşı dirençli alüminyumdan üretilen T.SWAU BK, uzun ömürlü olmasının yanı sıra modüler tasarı-mı ile tamir ve bakım sırasında daha az atık oluşmasını sağlıyor. T.SWAU BK, Mükemmel Kutu Gövdesi İle Hızlı Onarım ve Düşük Maliyet Sağlıyor Talson’un geliştirdiği hafif ve uzun ömürlü kutunun kendi kendini destekleyen yenilikçi gövde yapısı, özel alüminyum katmanlı tasarıma sahip ve 6 ayrı plakadan oluşan modüler alüminyum yan paneller ve alüminyum omega profiller yoluyla gerektiğinde ucuz ve hızlı tamir imkanı sağlıyor. Aracın hasarlı panelleri, kutunun

tamamı değiştirilmeden kolayca ve he-men değiştirilebiliyor, böylece hızlı ona-rım ve düşük maliyet sağlanıyor. Hafif ve kaliteli alüminyum, iyi UV direncine (sararma yapmayan) sahip olduğu için eskimeye karşı oldukça dayanıklı. Talson T.SWAU BK, çok işlevli, daya-nıklı alüminyum Talfix® yük emniyet

sistemi ile donatıldı. Panellerdeki farklı bölmeler tek bir kutuda birden fazla yükleme modeline olanak sağlıyor. Pa-tentli Talfix® yük emniyet sisteminin bir parçası olan, her biri 1 daN kapasiteli çift katlı bar, aracın içinde ikinci bir katman oluşturarak maksimum yük kapasitesi sunuyor.

tur transit yeni ortaKlıKların temelini attı

Son dönemde adını sıkça duyuran firma-ların başında gelen Tur Transit de fuara

katılarak yeni ortaklıklar için önemli bağlantılar kurdu.

“Global lojistik sektöründe büyük oyun-cuların yer aldığı “transport logistic 2019” fuarında DEİK’in öncülüğünde gerçekleştirilen Türk pavilyonunun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” diyen Tur Transit İş Geliştirme Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi Şebnem Atabek Zeybek, fuarın kendileri açısından çok başarılı geçtiğini söyledi. Zeybek, “Dünyanın dört bir yanın-dan paydaşların buluştuğu bu fuarda Tur Transit Lojistik olarak mevcut iş bağlantılarımızı arttırıp, yeni coğrafya-larda yeni ortaklıklar için büyük adımlar attık. Lojistik sektöründe 40 yılı aşkın tecrübemizi, uluslararası taşımacılık faaliyetlerinin yanında sunduğumuz de-polama, gümrükleme, kontrat lojistiği, proje taşımacılığı gibi hizmetlerimizi Türk pavilyonu ziyaretçilerine detaylı şekilde anlatma fırsatı yakaladığımız verimli toplantılar düzenledik” dedi.


bakan pekCan g20’de “koruMaCılık” uYarıSı YapTı:“Kısa vadeli çıKarlar için GeleceĞimizi Feda edemeyiz”

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, politika yapıcıların bazı kısa vadeli zorluklara cevap ola-rak korumacı önlemler almalarının anlaşılabilir bir durum olduğunu belirterek, “Ancak bu önlemler küresel tedarik zincirlerini bozan ve sisteme olan güveni azaltan korumacılığın artmasının önünü açıyor. Bu nedenle, akıllıca kararlar vermeliyiz. Kısa vadeli çıkarlar için geleceğimizi feda edemeyiz” dedi.

g20 Ticaret ve Dijital Ekonomi Ba-kanları Toplantısı’nın ikinci gününde “Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme-

ye Katkı Sağlayacak Ticaret ve Yatırımın Desteklenmesi” oturumuna katılan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ticaretin ülkelerin kalkınması için lokomotif rolü bulundu-ğunu söyledi. Pekcan, ticareti kısıtlayıcı tedbirlerin ve ticari gerilimlerin artmasının kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi konusunda ciddi tehdit-ler oluşturduğunu ifade etti.Çok taraflı diyaloğu geliştirmenin önem taşıdığına dikkati çeken Pekcan, “Politika

yapıcıların bazı kısa vadeli zorluklara cevap olarak korumacı önlemler almaları anlaşılabilir bir durumdur. Ancak bu önlemler küresel tedarik zincirlerini bozan ve sisteme olan güveni azaltan korumacılığın artmasının önünü açıyor. Bu nedenle, akıllıca kararlar vermeliyiz. Kısa vadeli çıkarlar için geleceğimizi feda edemeyiz” açıklamasını yaptı

adil ve SerbeST bir YaTırıM orTaMı SağlaMak gerekiYorPekcan, işletmelerin, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkı

sağlayan en önemli kurumlar olduğu-nun altını çizerek, G20’nin önerilerinin sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme için kritik öneme sahip olduğunu söyledi.Yatırımların sürdürülebilir kalkınma için vazgeçilmez olduğuna inandıkla-rını belirten Pekcan, bu çerçevede adil ve serbest bir yatırım ortamı sağlamak gerektiğini, bu nedenle, G20 önerile-rine çok değer verdiklerini vurguladı. KOBİ’lerin de ekonominin kilit oyun-cuları olduğunu ifade eden Pekcan, KOBİ’lerin uluslararası ticarete enteg-


cadeleye hazır olmalıyız. Bu bağlamda, her türlü girişimin ayrımcı olmayan bir şekilde ve DTÖ kurallarına uygun olarak gerçek-leştirilmesinin sağlanmasının son derece önemli olduğuna inanıyoruz” dedi.Pekcan, Piyasa Temelli Yatırım Kararlarını Destekleyici Güçlü Bir İş Ortamının Yaratıl-ması Oturumu’nda da sağlam bir iş ortamı sağlamanın, ticaret, yatırım ve sürdürüle-bilir büyüme konusunda lokomotif işlev gördüğünü belirterek, üretim aşamalarının küresel olarak iç içe geçtiği bugünün dünya-sında, açık, ayrımcı olmayan ve öngörüle-bilir ticaret ile yatırım ortamının öneminin her zamankinden daha fazla arttığını kaydetti.Bakan Pekcan, “DTÖ Reformu, İkili ve Bölgesel Ticari Anlaşmalarındaki Son

Gelişmeler” konulu oturumda yaptığı konuşmada, G20’nin, müzakere kapsamı dışında siyasi diyalog için bir platform olduğuna dikkati çekerek, G20 tarafından gönderilen siyasi mesajların DTÖ reform sürecini hızlandırabileceğini ifade etti. Merkezinde DTÖ’nün bulunduğu, kural-lara dayalı çok taraflı ticaret sisteminin, uluslararası ticaret için en önemli unsur olduğunu belirten Pekcan, bu nedenle, DTÖ’nün karşı karşıya olduğu krizle başa çıkmak için derhal harekete geçmek ge-rektiğini vurguladı. Pekcan, Türkiye’nin, çok taraflı ticaret sisteminin sadık bir destekçisi olduğuna işaret ederek, DTÖ reform tartışmalarını, örgütü güncel tutarak güçlendirmek için bir fırsat olarak gördüklerini söyledi.

rasyonlarını güçlendirmeye büyük önem verdiklerini anlattı. Pekcan, “Bu nedenle KOBİ’lerimizi desteklemenin kapsayıcılık politikalarının önemli bir parçası olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

uluSlararaSı TiCareT ekonoMinin iÇin iTiCi güCüdürBakan Pekcan, “Uluslararası Ticaretteki Güncel Gelişmeler Üzerine G20 Diyalo-ğu” oturumunda yaptığı konuşmada da uluslararası ticaretin büyümesinin birçok ülke için ekonomik büyümenin en önemli itici gücü olduğunu söyledi. Ancak son dönemde korumacılık ve ticarete getirilen kısıtlamalar sorucu tek taraflı gümrük vergisi artışlarının küresel ticaret politika-larını şekillendirmeye devam ettiğini dile getiren Pekcan, G20’nin, ticaret gergin-liklerinin azaltılmasına katkıda bulunan politikaları tartışmak için kendilerine değerli bir platform sunduğuna inandıkla-rını kaydetti.Ticareti kısıtlayıcı tedbirlerin getirilmesi-nin, dünya nüfusunun yaşam standardı, ihracatçılar ve yatırımcılar arasındaki güven üzerinde olumsuz etkileri olduğu-nu belirten Pekcan, artan ticari gerilim-lerden kaynaklanan belirsizliğin, ticaret ve yatırımdaki sınırlı artışın ardındaki ana neden olduğunu ifade etti.

SerbeST TiCareT orTaMı oluşTurulMalıKurallara dayalı çok taraflı ticaret siste-mine bağlılıklarını yenilediklerinin altını çizen Pekcan, “DTÖ reform sürecini, her-kesin daha fazla gelişebileceği, daha adil ve daha serbest bir ticaret ortamı sağlama amacıyla DTÖ’yü güncelleme fırsatı ola-rak görüyoruz. Çok taraflı sistemin herkes için çalışmasını sağlama konusunda mü-

bakan pekcan, “uluslararası Ticaretteki güncel gelişmeler üzerine g20 diyaloğu” oturumunda yaptığı konuşmada da uluslararası ticaretin büyümesinin birçok ülke için ekonomik büyümenin en önemli itici gücü olduğunu söyledi. ancak son dönemde korumacılık ve ticarete getirilen kısıtlamalar sorucu tek taraflı gümrük vergisi artışlarının küresel ticaret

politikalarını şekillendirmeye devam ettiğini dile getiren pekcan, g20’nin, ticaret gerginliklerinin azaltılmasına katkıda bulunan politikaları tartışmak

için kendilerine değerli bir platform sunduğuna inandıklarını kaydetti.

TiCareT bakanı ruhSar pekCan


TüM Sivil TopluM örgüTlerine ve ekonoMik paYdaşlarıMızaaÇık deSTek ÇağrıSıdır

ihraCaTıMız MaCariSTan’dan geÇeMiYor!Türkiye- Macaristan Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı 25-26 Haziran 2019 tarihleri arasında Türk ve Macar Bakanlarımızın başkanlığında iki

ülke arasında mevcut ekonomik ilişkileri değerlendirmek üzere Budapeşte’de bir araya geliyor. Yapılacak toplantı Türk ihracatı ve taşımacılık sektörü için büyük önem taşımaktadır.

Şu an itibariyle Türk ihraç ürünleri taşıyan taşımacılar Macaristan tarafından verilen yetersiz transit kotası nedeniyle Avrupalı müşterilerine Türk ihraç ürünlerini teslim edemiyor, bu durum aynı zamanda Türkiye’de üretimi ve yatırımı olan Avrupalı firmaların ve ihracatçıların da önünde bir

engeldir.

ihracat Yüklü araçlar bekliyorKapıkule sınır kapımızda TIR parklarında Almanya, İngiltere, Belçika, Hollanda, Slovakya, Çekya, Polonya’ya ihraç yüklü dolu onlarca aracımız, 1

hafta sonra dağıtılacak kısıtlı geçiş izin belgesinin dağıtımını bekliyor.Avrupa’ya ihracatımızda başta yaş meyve sebze, kiraz, yarı mamuller, otomotiv, kimyasal maddeler, madeni, plastik maddeler ve demir çelik ürünleri

olmak üzere alıcılarına ulaşamamaktadır.Hem Türk ihracatı hem de Avrupalı ortaklarımız kaybediyor.

1 Saate Sadece 4 aracın Macaristan’ı Transit geçişine izin veriliyorVerilen yıllık 36.000 geçiş izni yetmemekte olup, bu bir günde sadece 100 aracın, bir saatte 4 aracın Macaristan’ı geçmesi demektir.

Hem Türk ihracatı hem de Avrupalı ortaklarımız bu kısıtlamadan kaybediyor.Serbest transit geçiş uluslararası bir haktır, herhangi bir kısıtlamaya tabi olamaz.

gümrük birliği, Türkiye- ab anlaşmaları ve dünya Ticaret örgütü ne diyor?Türkiye ile AB arasında imzalanmış olan mevcut Anlaşmalara göre;

Gümrük Birliğinde, ithalat ve ihracat gümrük vergileri ve eş etkili ücretler ve tedbirler, Topluluk ile Türkiye arasında tamamen kaldırılacak, ithalata ve ihracata yeni gümrük vergileri veya eş etkili herhangi bir ücretin uygulanmasından kaçınılacak, ihracatta ve ithalatta miktar kısıtlamaları (kota) ve

eş etkili tedbirler Taraflar arasında yasaklanmıştır denilmektedir. Aynı zamanda, 1970 Katma Protokolüne göre, “Ortaklık Konseyi, özellikle Türkiye’nin coğrafi durumunu da göz önünde bulundurarak, tespit

edeceği usullere göre, Topluluğu kuran Antlaşma’nın ulaştırma ile ilgili hükümlerini Türkiye’ye teşmil eder” hükmüne tabidir. Transit taşımalara uygulanan kısıtlamalar, Türkiye- AB hukukunun ötesinde, Dünya Ticaret Örgütü’nün “Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nın

11. Maddesi hükümleriyle çok net biçimde “transit geçişlere miktar kısıtlaması ve ayrımcı ücretleri” yasaklamış; transite daha fazla serbestlik getirecek hükümler getirmiştir.

Transit serbestisi Türkiye ve Avrupa Birliği (üyeleri) dâhil DTÖ Üye ülkeleri tarafından Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasıyla bir kez daha taahhüt edilmiştir.

Macaristan’ın bu taahhüdü yerine getirmesini bekliyoruz.

avrupa adalet divanı: “Türkiye haklı”Diğer taraftan, Avrupa Adalet Divanı’nın 19 Ekim 2017 tarihli “Türk taşımacılarından transit geçişlerde alınan ücret ve tabi olduğu kısıtlamalar, gümrük vergisi ile eş etkili vergi olarak yorumlanmış ve bu ücretler Gümrük Birliğinin son dönemini tesis eden 22 Aralık 1995 tarih ve 1/95 sayılı Avrupa Topluluğu- Türkiye Ortaklık Konseyi kararına

aykırıdır” şeklindeki karar ile Türk taşımacısı lehine sonuçlanmıştır.

Her açıdan haklı olduğumuz bu konuda, Macar tarafının ulaştırma politikasında Türkiye’ye karşı bu olumsuz tutumu ihracat ile kalkınan ülkemize zarar vermektedir.

Bu vesileyle, tüm Sivil Toplum Örgütlerine ve Ekonomik Paydaşlarımıza açık çağrımız; “Türk ihraç ürünleri önünde duran Macaristan geçiş sorunun iki ülke ilişkilerine yakışır şekilde nihai bir çözüme

kavuşturulmasıdır”.

bu konuda, Sivil Toplum örgütlerimiz ve ekonomik paydaşlarımızın gerekli desteği vermeleri, muhatap işbirliği içerisinde oldukları kuruluşlara sözkonusu haksız uygulamayı aktarmaları ve çözüme katkıları ülkemiz ihracatı adına

önemli olduğunu kamuoyuna duyururuz.Saygılarımızla

uluSlararaSı nakliYeCiler derneğiYöneTiM kurulu


KONFERANS

seKtör ve aKademisyenler bu KonFeransta buluştu

karaYolu TaşıMaCılığı üniverSiTeler ile gelişeCek

istanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi ve IRU (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği) işbirli-

ğinde düzenlenen 1.Uluslarası Karayolu Taşımacılığı Konferansı akademisyen ve sektörde hizmet veren firmaların katılımıyla gerçekleşti. Sektörle akade-misyenleri bir araya getirmeyi amaçlayan konferans bu sayede karayolunun akade-mik çalışmalarda daha fazla yer alması, tez doktora çalışmaları ile sektör sorun-

larına yeni yaklaşımlar ve çözümlerin getirilmesi amaçlıyor.

ÇeTin nuhoğlu: karar alıCıların önünü aÇaCak bir konFeranS doğuYorKonferansın açılış konuşmasını UND Başkanı Çetin Nuhoğlu yaptı. Türkiye’nin dünya haritasına tek taş yüzük gibi durduğunu belirte-rek ülkemizin lojistikteki önemine

dikkat çeken Nuhoğlu, karayolu taşımacılığının bilimsel çalışmalarda yer almasının önemini anlattı. 20 yıldır UND ile İstanbul Üniversitesi işbirliğinde önemli adımlar atıldığını söyleyen Nuhoğlu, “Bugün ki İstan-bul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’nin binasını imece usulüyle hep birlikte yaptık. Her nakliyecimiz bir odasını yaptı. Bu sivil toplum ve üniversitelerin yan yana gelmesinin

Karayolunun akademik çalışmalarda daha fazla yer almasını sağlamak için düzenlenen Uluslarası Karayolu Taşımacılığı Konferansı’nın ilki 18 Haziran’da TOBB Plaza’da ya-pıldı. Konferansta dış ticaretteki değişimlere dikkat çekilerek, karayolu taşımacılığının etkinliğinin artırılmasının önemine işaret edildi ve mevcut sorunlar ile çözüm yolları masaya yatırıldı.


en güzel örneğidir. Bugün ilki yapılan konferans bundan sonra çok daha etkin sürdürülecek, altı doldurulacak, belki de bir çok konuda karar alıcıların önüne data toplayacak hale gelecektir. Konferansın sektörümüze üniversitemi-ze ve bütün paydaşlara hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

abdullah okuMuş: öğrenCileri karaYoluna YönlendirMek iÇin işbirliklerine ihTiYaÇ varİstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ab-dullah Okumuş da UND’nin okullarına verdiği katkıyı unutmadıklarını ve devamını beklediklerini söyledi. Lojistik eğitimi alan öğrencileri karayoluna yönlendirmek için işbirliklerine ihtiyaç duyduklarını belirten Okumuş, karayo-lundaki fırsatların ortaya çıkarılmasının bu anlamda önemli olduğunu aktardı. Konferansın yaşanan sorunlar, getirilen çözümler ve akademik tartışma anla-

mında çok anlamlı olacağının altını çizen Okumuş şunları söyledi: “Daha fazla öğrencimizin karayoluna yönlen-dirilmesi için karayolunun önemini vurgulayacağımız tanıtıcı ve özendi-rici projelerin geliştirilmesinde fayda vardır. Taşımacılık sektörüne katkı sağlamak her paydaşın asli görevidir. Üniversitelerin de akademik çalışma-lar yürütmesi önemlidir. Ulaştırma ve lojistik fakültesi olarak her türlü gelişmeyi takip ediyoruz ve yeni prog-ramlar açıyoruz. Geçen yıl akıllı ulaşım sistemleri yüksek lisans ve doktora programını başlattık. Lisans üstü çalış-ma yapmak isteyen herkesi fakültemi-ze başvurmaya davet ediyorum. Birkaç yıl içerisinde karayolu taşımacılığını inceleyen yeni yaklaşımlar sunan lisans üstü tez çalışmaları ortaya çıkacaktır.”

aÇılış konuşMalarının ardından oTuruMlara geÇildi. “karaYolu TaşıMaCılığı ve günCel YaklaşıM-lar” konulu ilk oTuruMun Mode-raTörlüğünü und iSTişare kurulu başkanı ali ÇiÇekli YapTı.

ali ÇiÇekli: karaYolu vazgeÇilMezdirKarayolu taşımacılığının ülkemiz ve dünya için önemine vurgu yapan Ali Çiçekli, “Hangi taşıma modu kullanı-lırsa kullanılsın karayolu taşımacılığına ihtiyaç vardır. Bu tarih boyunca böyle oldu ve bundan sonra da böyle olacak-tır” dedi. Karayolunun vazgeçilemez olduğunu aktaran Çiçekli, “Karayolu

taşımacılığını geliştirmek, daha etkin hale getirmek, verimliliğini artırmak hem iş insanlarının hem UND’nin hem de çok değerli üniversitemi-zin görevleri arasındadır. Karayolu taşımacılığının etkinliği artırmak için çalışmalarımız sürecektir” ifadelerini kullandı. Ali Çiçekli açılış konuşmasının ardından 90 günlük verilen vizelerin taşımalar için yeterli olmadığını uzun süreli vizelerin verilmesi gerektiğini aktırdıktan sonra Hollanda Başkon-solosu Bart Van Bolhuis’a vizeler ile Transit ve ikili kotalarla ilgili düşünce-lerini sordu.

hollanda başkonSoloSu bolhuiS: küÇük ülkeYiz aMa TaşıMaCılıkTa büYüğüzHollanda Başkonsolosu Bart van Bolhuis, Hollanda’daki lojistik hizmetlerin nasıl verildiğini ve ülke için lojistiğin önemine işaret eden bir konuşma yaptı. “Hollanda olarak karayolu taşımacılığına büyük önem veriyoruz. Küçük bir ülke olduğumuzu düşünebilirsiniz ancak taşımacılıkta önemli bir yüzdeye sahibiz” diyen Bolhuis, Hollanda’nın dünyanın ve Avrupa’nın sayılı limanlarına sahip olduğunu söyledi. Hollanda’nın hava denizyolu taşımacılığında önemli bir ülke olduğunun altını çizen Bolhuis, yüksek bir bağlantılılık oranına sahip olduklarını bunun içinde karayoluna önemli yatırımlar yaptıklarını anlattı. “Lojistik, ülkemiz ekonomisin-de çok önemli bir öneme sahip ve GSMH’ımızın yüzde 10’una tekabül ediyor. Hollanda’daki istihdamın

ali ÇiÇekli

abdullah okuMuş


KONFERANS

yüzde 12’si lojistikle alakalı” diyen Bart van Bolhuis, insan kaynakları noktasın-da sıkıntı yaşadıklarını, bu noktada dış kaynak kullanımına ihtiyaç duyduklarını aktardı. Hollanda’nın lojistikte güçlü olmasının bir tesadüf olmadığını bunun güçlü bir altyapı ile sağlandığını anlatan Bolhuis, Hollanda’dan 150 kilometrelik bir daire çizildiğinde 179 milyonluk bir tüketiciye ulaşılabildiğini söyledi. Yeni İpek Yolu ve Trans Avrupa hattının da önemine işaret eden Bolhuis, bu yeni bağlantıların ülkelerine kadar uzandığını anlattı. Hollanda’da lojistiğin en önemli 9 sek-törden biri olduğunu belirten Bolhuis, 9 sektörü bir araya getiren en iyi sektör oluşturmak için çalışmalar yaptıklarını anlattı. Bolhuis, “Sektördeki inovas-yon ve yeniliklerle ilgili devlet ve özel sektörün bir araya geldiği bir buluşma gerçekleştirdik. Top sektör yaklaşımının en önemli avantajı önceliklerin belir-lenmesidir. Bu sayede akıllı çözümler ortaya çıkıyor; akıllı kabotaj gibi, verimli yükleme sistemlerinin buluşturulması gibi” şeklinde konuştu. Konuşmasının sonunda vizeler ve kota-larla ilgili soruya cevap veren Hollanda Başkonsolosu Bart van Bolhuis “Uzun dönemde çözüm Türkiye’nin Avrupa’daki sisteme daha sıkı dahil olmasıdır. Güm-rük ve vize uygulamalarında inovatif çözümlerin geliştirilmesi gerekiyor. Biz bunu destekliyoruz” dedi.

hakan Çınar: hala kendiMize bir rol biÇeMedikÜnsped Gümrük Müşavirliği CEO’su Ha-

kan Çınar, “Değişen Dünyada Değişen Dış Ticaret Kuralları ve Taşımacılık Üzerinde Etkileri” başlıklı konuşma-sında dış ticarete ve lojistiğe bakarken dünyadaki makro gelişmelerin göz ardı edilemeyeceğini söyledi. Dış ticaretin dünya GSMH içinde yüzde 20’lerden bugün yüzde 50 seviyesine geldiğini anlatan Çınar, ülkemizin de bugün aynı orana sahip olduğunun bilgisini verdi. Dünyanın hızlı değiştiğini söyleyen Çınar, “One Belt One Road artık bizi etkiliyor ve gelecekte etkilemeye devam edecek. Karayolunun gele-ceğini de etkileyecek ve ülkemizin uluslararası karayolu taşımacılığına tesir edecektir. Çin artık iyice güçlen-di, Avrupa’ya Afrika’ya gidecek hublar

buldu. Biz de bu bölgenin transit üssü olmaya çalışmalıyız. Türkiye’nin geldiği noktada taşımacılığı etkileyen en büyük sorunumuz, kendimize hala bir rol biçemememizdir. Tek Kuşak Tek Yol ile birlikte transit ülke olma şansımız çok yüksek. Bunun için bürokratik engelleri kaldırmamız lazım, ondan sonra başka ülkelere gidip sorunlarla mücadele etmeliyiz. Ama önce biz kendi içimizde sorun-ları aşmalıyız” diye konuştu. Türkiye’nin aksiyon konusunda yetersiz kaldığı görüşünü dile getiren Çınar, yeterli hamlelerin yapılmadı-ğını savundu. UND’nin bu konudaki çalışmalarını öven Çınar, yaptığı çalışmalardan dolayı tebrik etti.

erSin Yaşar ÇakMak:ürününüzü garanTiYe alMadan TaşıMa YapaMazSınızTOBB Tır ve Ata Karnesi Müdürü Ersin Yaşar Çakmak, “Özel Sektörün Kolaylaştırıcı Rolü” başlıklı konuşma-sında, Çin ve Hindistan’ın ürünlerini dünyaya ulaştırmak için açtıkları taşıma koridorlarına dikkat çekti. “Sizler ürününüzü garanti altına alamıyorsanız taşımacılığınızı hızlı ve sorunsuz yapamazsınız, bunun için uluslararası kuruluşlar devreye giriyor” diyen Çakmak, TOBB olarak bu konuda önemli görevler yürüt-tüklerini söyledi. Çakmak, eATA projesi, eTIR Projesi, e-CMR Projesi, e-GEÇİŞ Belgesi, Dijital Takoğraf ve Veri Analiz Projesi hakkında bilgiler verdi.

Çınar; “one belt one road artık bizi etkiliyor ve gelecekte etkilemeye devam

edecek. karayolunun geleceğini de etkileyecek ve ülkemizin uluslararası

karayolu taşımacılığına tesir edecektir. Çin artık iyice güçlendi, avrupa’ya afrika’ya gidecek hublar buldu. biz de bu bölgenin transit üssü olmaya

çalışmalıyız. Türkiye’nin geldiği noktada taşımacılığı etkileyen en büyük

sorunumuz, kendimize hala bir rol biçemememizdir. Tek kuşak tek yol ile birlikte transit ülke olma şansımız çok yüksek. bunun için bürokratik engelleri kaldırmamız lazım, ondan sonra başka

ülkelere gidip sorunlarla mücadele etmeliyiz. ama önce biz kendi içimizde

sorunları aşmalıyız” diye konuştu.

barT van bolhuiS

hakan Çınar erSin Yaşar ÇakMak


gülTekin alTunTaş: MevzuaT engeli Yüzünden eğiTiM prograMı oluşTuraMıYoruzİstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lo-jistik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gültekin Altuntaş, lojistik eğitiminde yaşanan sorunlar hakkında görüşlerini aktardı. Öğrencilerin 18 yaşında üniver-sitiye geldiğini bakış açılarını değiş-tirmekte çok zorlandıklarını anlatan Altuntaş, bunun için temelden verilen eğitimin çok önemli olduğunu ve aile-lere de görev düştüğünü söyledi. Okul olarak yeni bir müfredat yaptıklarını bakış açılarını genişleterek tüm tedarik zinciri süreçlerini ele aldıklarını aktaran Altuntaş, mevzuat engeli yüzünden her istediklerini yapamadıklarını belirtti. “Lojistik eğitimi 3.5 yıl osun, son dönem staj yapılsın dedik ama mevzuat izin vermedi” diyen Altuntaş, lojistikte okuyan öğrencilerin düşük maaşla bu alanda çalışmak istemediklerini de kaydetti.

“avrupa birliği ile Yaşanan geliş-Meler ve ÇözüM önerileri” konulu ikinCi oTuruMun ModeraTörlüğünü ab uzManı ve und danışManı Can baYdarol YapTı.

Can baYdarol: davaMız SiYaSeTe kurban edildiAB Uzmanı Can Baydarol Avrupa’ya ya-pılan taşımalarda ortaya çıkan sorunla-rın teknik ve siyasi boyutu bulunduğu-nu belirterek, teknik konuların çözümü için UND olarak önemli çalışmalar yap-tıklarını anlattı. Geçiş Belgesi ücretleri-

nin eş etkili vergi olarak değerlendiril-mesi gerektiğini belirten Baydarol, bu teknik durum için Macaristan’a açılan davayı kazandıklarını anlattı. Ancak Avusturya’ya açtıkları davada siyasi yaklaşımın öne çıktığını bu nedenle ülkemiz lehine karar vermek istenme-diğini aktaran Baydarol, süreci şöyle anlattı: “Macaristan’a açtığımız davada, Avrupa Adalet Divanı tek pazar ve iç pazarla ilgili geçmiş içtihatlara göre karar vererek bizim lehimize karar verdi. Tabi bizim burada davayı Tır üzerinden değil taşınan yük üzerin-den temellendirmemizin etkisi oldu. Bu mallar Avrupalıların malı dedik,

aslında siz kendi sanayi gücünüzü vuruyorsunuz dedik ve dava lehimize sonuçlandı. Ancak Avusturya’ya açılan davaya siyaset karıştı. Elinin güçsüzle-şeğini düşünen Avrupa, Türkiye lehine karar veremedi. Avrupa Adalet Divanı kendi içtihatlerine rağmen ters karar verdi.”

dilaY Çelebi: güMrük perFonManSı lojiSTik perForManSı düşürdüİTÜ İşletme Mühendisliği Öğre-tim Üyesi Doç. Dr. Dilay Çelebi, “Türkiye’nin Lojistik Performansında Dünyadaki Yeri” konulu konuşma-sında, lojistikte yüzde 1’lik iyileştir-menin dünya ticaretini 40 milyar dolar artırdığını söyledi. Türkiye’nin LPE’de (Lojistik Performans Endeksi) 47.sıraya gerilediğini aktaran Çelebi, “LPE 2007’de ilk çıktığında Türki-ye 3.15 puandı, ve 3.51 puana kadar çıktık. Ancak tekrar düşüşe geçtik ve bugün yine 3.15 puana geldik. Bunun sebeplerine gelince; özellikle gümrük alanındaki performansımızda çok büyük bir düşüş var. Gümrük puanı-mız 2.71’e geriledi. Lojistik altyapısının kalitesinde de düşüş yaşandı” dedi. Sektörün önündeki fırsatlarla ilgili de değerlendirme yapan Çelebi, “Bizi bekleyen Sanayi 4 dönüşümü var. Akıllı sistemler artık üretim ve lojistik sistemlerini düzenleyecek. Nitelikli araştırmacı ve yöneticilere ihtiyaç olacak. Hem yönetimsel, hem operasyonel ihtiyaçlar olacak. Bu açığı en hızlı kapatan ülkeler yarışı önde bitireceklerdir” dedi.

avusturya’ya açtıkları davada siyasi yaklaşımın öne çıktığını bu nedenle

ülkemiz lehine karar vermek istenmediğini aktaran baydarol,

“Macaristan’a açtığımız davada, avrupa adalet divanı tek pazar ve iç pazarla ilgili

geçmiş içtihatlara göre karar vererek bizim lehimize karar verdi. Tabi bizim

burada davayı Tır üzerinden değil taşınan yük üzerinden temellendirmemizin etkisi oldu. bu mallar avrupalıların malı dedik, aslında siz kendi sanayi

gücünüzü vuruyorsunuz dedik ve dava lehimize sonuçlandı. ancak avusturya’ya

açılan davaya siyaset karıştı. elinin güçsüzleşeğini düşünen avrupa, Türkiye

lehine karar veremedi. avrupa adalet divanı kendi içtihatlerine rağmen ters

karar verdi.” dedi.

gülTekin alTunTaş

Can baYdarol

dilaY Çelebi


ÇiğdeM naS: güMrük birliği günCellenMeliİKV Genel Sekreteri ve AB Uzmanı Çiğdem Nas, “Türkiye-AB İlişkilerinde Güncel Gelişmeler ve Beklentiler” konulu sunumunda Gümrük Birliği moderni-zasyon süreci, vize serbestisi diyaloğu konularında görüşlerini aktardı.Türkiye’nin AB adaylık sürecinin devam ettiğini aynı şekilde Gümrük Birliği ilişkisinin sürdüğünü ifade eden Nas; vize serbestisi, mülteci, enerji, mali işbirliği konularındaki işbirliklerinin devam etmesinin avantaj sağladığını anlattı. Dezavantajların da olduğunu kaydeden Nas, “Yeni fasıl açılamıyor, Kıbrıs sorun oluşturmaya devam ediyor. Gümrük birliğinde sorunlar var. Avrupa değerlerinden uzaklaşma var. Avrupa’nın gündeminden düşmüş durumdayız. Avrupa’da kimse adaylık sürecini konuş-muyor bunun yerine imtiyazlı ortaklı gibi öneriler var. Bugün geldiğimiz noktada bugün imtiyazlı ortaklık şartlarını bile karşılayamıyoruz” dedi. “Gümrük Birliği güncellemesine ihtiyaç var, çünkü bu ilişki aşınmaya başladı” diyen Nas, şöyle devam etti: “Gümrük

kurallarının dışına çıkılmayı başlandı. Almanya ve Avusturya Gümrük Birliği müzakerelerinin açılmasını istemiyor-lar. İki tarafın da iş dünyası bu süreci destekliyor ancak siyasi durum bunu engelliyor” diyerek görüşlerini ifade etti.

“uluSararaSı karaYolu TaşıMaClı-ğı ve SekTörel gelişMeler” konulu üÇünCü oTuruMun ModeraTör-lüğünü i.ü ulaşTırMa ve lojiSTik FakülTeSi öğreTiM üYeSSi doÇ.dr.ebru deMirCi YapTı.

MehMeT aTak: kaMYonlar, oToYollar arTıYorİ.Ü Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Ögretim Üyesi Mehmet Atak, “Toplam Otoyol Uzunluğu, Ağır Araç Stoku ve Dış Ticaret: Türkiye Örneği” başlıklı konuşmasında, otoyol uzunlukları-nın 1980 yılına kadar 3 haneli olarak arttığını 2010 yılından sonra 4 haneli artışların gerçekleştiğini söyledi. Kamyon sayısının ise her 5 yılda 50-60 bin adetlik arttığını kaydeden Atak, şu bilgileri verdi: “2000 yılına kadar her 5 yılda bir ihracatımız 5’er milyar dolar artış göstermiş ama 2000 yılından sonra her 5 yılda 50’şer milyar dolar artmış. İthalatımız da 60’şar milyar dolar artmış. 2000 yılından sonra küresel piyasalara daha fazla giriş yaptık ama dalgalanmalara maruz kaldık. Kamyonlar, kamyonetler ve asfalt yollarda hep pozitif yükselme var. önümüzdeki dönemde ağır vasıta stokunda az da olsa azalma bekliyoruz. İhracatımızda ithalatımızda pozitif trendler var.”

aYşegül keTenCi: uluSlararaSı Sorunlar TaşıMaları eTkiliYorUND Uzmanı Ayşegül Ketenci, “Rusya’ya Yapılan Taşımalarda Karşı-laşılan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı sunumuna lojistik sektörü-nün, ekonomi içini kilit taşı görevi gördüğüne vurgu yaparak başladı. Ticaret ve ekonomide lojistiğin önemine vurgu yapmak için Kırım’ın ilhakını ve bunun sonucunda yaşananları anlatan Ketenci şunları aktardı: “Kırım, coğrafi askeri olarak önemli bir nokta. Kırım ilhak edildik-ten sonra Rusya’nın canı çok yandı. Çünkü Avrupa ambargo uyguladı ve Rusya ekonomisi ciddi oranda daral-dı ve ruble yüzde 60 değer kaybetti. İhracat ve ithalat oranları yüzde 40 düştü. Uluslararası konjanktürde bir olay meydana geldi ve bu ekonomiyi doğrudan etkiledi. Bunun etkilerini uluslararası karayolunda görmek için bir araştırma yaptık. 3. Ülke taşı-masında Ukrayna plakalı bir aracın Türkiye’den yük alıp Rusya’ya götür-mesini inceledik. Gördük ki Kırım’ın ilhakı Türkiye’den yapılan taşımaları da etkiledi ve taşıma sayıları yüzde 55 düştü.”2015’te Rusya ile yaşadığımız Uçak Krizi örneğini de veren Ketenci, “Rusya-Türkiye arasındaki ticaret ciddi oranda düştü. Türkiye’nin ih-racatı yüzde 40 düşerken, Rusya’nın ihracatı yüzde 15 geriledi. Bunu karayolu üzerinden değerlendirdiği-mizde; 2015’ten 2016’ya gelindiğinde taşıma sayalarının yüzde 90 düşerek 11 bin 929’dan 357 adede kadar gerile-diğini görüyoruz. 2016 yılından sonra

“gümrük birliği güncellemesine ihtiyacı var, çünkü bu ilişki aşınmaya başladı” diyen nas, şöyle devam etti: “gümrük kurallarının dışına çıkılmayı başlandı. almanya ve avusturya gümrük birliği

müzakerelerinin açılmasını istemiyorlar. iki tarafın da iş dünyası bu süreci

destekliyor ancak siyasi durum bunu engelliyor” diyerek görüşlerini ifade etti.

KONFERANS

ÇiğdeM naS MehMeT aTakaYşegül keTenCi


ilişkilerin normalleşmesiyle taşıma sayı-ları tekrar 12 bin civarına geldi.” dedi. Rusya’ya yönelik yapılan taşımalarda sorunların hala sürdüğünü anlatan Ketenci, UND olarak bu sorunların çözüme kavuşturulması için konuyu her platformda gündeme getirdiklerini söyledi. GTİP kısıtlamaları nedeniyle Türk nakliyecisinin istediği şekilde taşıma yapamadığını anlatarak mevcut alternatif yollar üzerinden gerçekleşen taşımalarda yaşanan sorunları ve zor-lukları anlattı. Taşımaları rahatlatmak için Samsun’dan direkt Ro-Ro ile Rusya’ya gidilebile-ceğini söyleyen Ketenci, bunun için UND olarak çalışma yapılmasını talep ettiklerinin bilgisini verdi. Ketenci, “Hangi limanın altyapısının yeterli olduğunu bildirdik. Heyetler arasında görüşmeler yapıldı. Rusya’ya Ro-Ro hattının açılması için çalışmalar yapılıyor” dedi.

gülşahiden duruCan: her ülkede inSan kaYnağı Sorunu varAlışan Lojistik İnsan Kaynakları Müdü-rü Dr. Gülşahiden Durucan, “Lojistikte Odağımız İnsan” başlıklı konuşmasında lojistik sektöründe çalışacakların niteliği, çalışma koşulları hakkında görüşlerini anlattı. “Gelişmekte olan ülkelerin ve gelişmiş ülkelerin insan kaynağı sorunu var; gelişmekte olan ülkeler nitelikli beyaz yaka sorunu yaşarken, gelişmiş ülkeler mavi yakalı çalışan sorunu yaşıyor” dedi.Durucan, “Ulaştırma ve Lojistik Sektör Raporu’nda insan kaynağına odaklanıl-ması gerektiğini lojistikçiler söylüyor. Sektörde gerçekten bir nitelik sorunu var. Üniversitelerimiz mezun vermeye başladı ve bu mezunlar yönetici seviyesine gel-

meye başladı, ancak hala nitelikli çalışan sorunu devam ediyor. Üniversitelerle sektör işbirliğinin artırılmasına ihtiyaç var. Yüksek lisans ve doktora tezi olarak sektör sorunlarına çözüm arandığı bir duruma gidilmelidir” diye konuştu.

oruÇ kaYa: SekTörün en büYük Sorunu şoFör SorunudurO2 Yönetim Danışmanlık Eğitmeni Oruç Kaya, “Karayolu Taşımacılığının En Önemli İki Sorunu” başlıklı anlatımına, lojistik sektörü olmadan hayatın devam edemeyeceğini vurgulayarak başladı. Sektörün birinci sorununun şoför so-runu olduğunu anlatan Kaya, otonom araçlar ticarileşene kadar en az 25 yıl daha nakliyecilerin şoförlere mecbur ol-duğunu aktardı. Bu sorunu çözmek için neler yapılması gerektiğini de açıklayan Kaya, “Öncelikle mevcutları elimizde tutmak zorundayız. Özellikle yaz zama-nında şoförler güney bölgesinde yolcu taşımacılığına kaçıyor.

Nitelikli yeni sürücüler kazanmamız gerekiyor. Beyaz yakayı işe alır gibi yetkinlik esaslı işe almanızı tavsiye ederim. Sadece sınırlara odaklanmayın, özellikle zincir mağazaların depoların-da 3, 4 günlük beklemeler var. Planlama yapılmalı. İş için zorunlu eğitim değil, kişisel gelişim için de eğitim verilme-lidir.” Türkiye’de çalışan; SRC3, SRC4, SRC5 belgeli 3 milyon 682 bin 536 şoför olduğunu C, C1, C1E belgeli 4 milyon 312 bin şoför bulunduğunu ancak bu verilere ulaşmanın mümkün olmadı-ğını aktaran Kaya, “Bizim bu verilere bir şekilde kolayca ulaşabilir olmamız gerekiyor. Çalışan sayıları, ayrılma se-bepleri, kaza ve ceza puanları bir tuşla bize gelebilmeli ki anlamlı çalışmalar yapılabilsin” dedi. Sektördeki en büyük ikinci sorunun maliyetler olduğunu belirten Kaya, “Önümüzdeki birkaç yılda özellikle yurtiçinde bu maliyetler devam edecek. Yakıt, lastik, sigorta, tamir, güzergah, soför maliyetleri sürecek. Maliyeti azaltmak için ortak hareket edilmelidir. Lastik, akaryakıt, araç alacak firmaların birleşerek tek elden alım yapmaları gerekiyor” diye konuştu.

raMazan durguT: CMr eğiTiMleri verilMelidirİ.Ü İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Ramazan Durgut, “Kayıp (Zayi) Karinesi ve Eşyanın Bulunması (CMR m: 20) başlıklı sunum yaptı. Durgut CMR’nin daha iyi anlaşılması için eğitimler verilmesi gerektiğini bunu lojistik öğrencilerine vermekte de zorlandıklarını söyledi.

durucan: Sektörde gerçekten bir nitelik sorunu var.

üniversitelerimiz mezun vermeye başladı ve bu mezunlar yönetici seviyesine

gelmeye başladı, ancak hala nitelikli çalışan sorunu devam ediyor.

üniversitelerle sektör işbirliğinin artırılmasına ihtiyaç var.

Yüksek lisans ve doktora tezi olarak sektör sorunlarına çözüm arandığı bir

duruma gidilmelidir.”

gülşahiden duruCan raMazan durguT

oruÇ kaYa


FirMalar araÇ YaTırıMı YapaMıYor…

Türk nakliYeCiSi güÇ kaYbediYorTük lojistik sektörü Avrupa’nın en yeni karayolu filosu unvanını kaybediyor. Çekici pazarın-daki daralma artarak devam ediyor. Yıllık 20 bin çekicinin satıldığı Türkiye’de bir dönem 200 adetlik filo satışları olurken bugün aylık toplamda bu adetlere ancak ulaşılabiliyor. Firmalar yatırım gücünü kaybettiklerinden, filolarını yenileyemediklerinden yakınırken, araç satıcıları da geçmiş dönemi mumla arıyor. Sektöre hareket kazandırması için getirilen KDV indirim desteği de çare olmadı ve bu yılın ilk 4 ayında sadece 721 adet çekici satıldı.

Türk ihraç ürünlerini taşıyan ve ülkemizin rekabet gücünü artıran karayolu taşımacılık sektörü, zor dö-

nemden geçiyor. Türkiye için adeta altın yumurtlayan tavuk olan nakliye sektörü, bir yandan ihracata destek verirken diğer yandan kendisi de yaptığı hizmet ihracatı ile ülkemize döviz kazandırıyor. Sektö-rün 2023 hedefi 50 milyar dolarlık ihra-cat ama firmalar yeni yatırım yapmakta zorlanıyor. Bu durum, sektör firmalarına yabancı rakipleri karşısında dezavan-taj yaratıyor. Araç üreticileri her gün

daha verimli ve teknolojik araçlarını tanıtırken nakliyeciler ise bu araçlara uzaktan bakmakla yetiniyor.

araÇ YenileMe SüreSi uzuYorÖnceki yıllarda firmalar her iki yılda bir filolarını yeniliyorlardı. Avrupa yollarında seyreden Türk plakalı araçlar diğer ülkelerin araçlarından hemen ayırt edilebiliyordu. Gıcır gıcır araçlarıyla Türk nakliyecileri Avrupa yollarını aşındırıyordu. Bugün ise bu güzel araçlar yaşlandı.

özel dizaYn araÇlardan iş Yapan araÇlaraFirmalar kendi renkleri, rüzgarlıkları, çizgileri ve özel konforu olan araçları alarak diğer firmalardan ayrılırlardı ve uzaktan bile aynı marka araç olsa bile aracın hangi firmaya ait olduğu anlaşılırdı. Kullandığı markayla öz-deşleşen firmalar vardı ve bu firmala-rımız başka araç kullanmazlardı. Bu durum artık sektör için oldukça lüks görünüyor. 100 bin euro’luk fiyatlar filo alımlarını azalttı.


hem firmaların hem de sürücülerin işini kolaylaştırıyor. Tabi buna ulaşa-bilenlere…

Makine işler el övünürDijital dönüşüm, endüstri 4.0, nes-nelerin interneti lojistik sektörünü derinden etkiliyor. Rekabet gücünü artırmak için firmaların bu alanlara yatırım yapmaları gerekiyor. Ancak bu-nun bir bedeli var ve firmalar şu anki mali yapılarıyla bu yatırımı yapmakta zorlanıyor. Bu durum Türk nakliye

sektörünün Avrupalı rakiplerinin geri-sinde kalmasına neden olabilir.

FirMaların SerMaYe güCü eriYorNakliyecilerin en büyük sermayesi araçlarıydı. Sıfır araç fiyatları ile ikinci el fiyatları arasındaki makas açıldı. Eskiden 2 eski aracını satan bir firma yeni bir araç alırdı. Bugün 3-4 araç satan bir firma ancak yeni bir araç alabiliyor. Bu da firmaların sermaye güçlerinin erimesine neden oluyor.

kiralaMa ÇözüM Mü?Araçları yenilemek için satın almak yerine kiralama bir alternatif olarak ortaya çıkıyor. Sermaye gücünü bağla-maktan kaçınan firmalar için öncelikli yöntem olarak kullanılan kiralama modeli için kurumsal firmalar da oluşmaya başladı. Başta çekici olmak üzere, treyler, lastik ve servis ihtiyaç-larında kiralama kullanılıyor. Gelişmiş ülkelerde uzunca bir süredir uygula-nan bu model ülkemizde zorunluluk-tan ortaya çıkıyor. Finansal maliyet-lerin ağırlığı kadar kontratların da nakliyecileri kiralamaya yönlendiriyor. Nakliyeciler uzun süreli veya dönem-sel kontratlı işler için kiralamayı daha hesaplanabilir bir model olarak tercih edebiliyor.

Teknoloji gelişTiAraç sürmek uzmanlık işi elbette. Usta sürücüler araçlarına gözleri gibi bakarlardı. Çünkü bu ekmek teknesi; ülkesine, firmasına ve ailesine kazan-dırırdı. Yeni teknolojiler sürücülerin daha kolay, konforlu ve verimli araç sürmesini destekleyen teknolojileri geliştirdiler. Otomatik vites, otoma-tik klima, ev konforu sunan kabinler, navigasyon, yüksek güvenlik, buz-dolabı eğlence sistemleri, sürücü performans göstergesi gibi özellikler


“TürkiYe ile birleşik krallık araSında serbest ticaret anlaşması bir an önce tamamlanmalı”

Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox, Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında “Türkiye-Birleşik Krallık Ticari İlişkilerinin Geleceği” konulu toplantıda iş dünyası ile bir araya geldi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından “Türkiye-Birleşik Krallık Ticari İlişkilerinin Geleceği” konulu toplantıda, Brexit sonrası iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler değerlendirildi. Bakan Pekcan, “Brexit süreci ister anlaşmalı ister anlaşmasız olsun, bizim ticari ilişkilerimize nasıl katkı yapabiliriz o yönde çalışacağız. Tabii ki beklentimiz anlaşmalı Brexit yönünde. İnşallah öyle olursa hepimiz çok daha rahat edeceğiz” dedi.

TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen Türkiye - Birleşik Krallık Ticari İlişkilerinin Geleceği Toplantısı,

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İngiltere Ticaret Bakanı Liam Fox, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iki ülke bürokratları ve iş insanlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Pekcan, Avrupa’nın iki ucunda stratejik öneme sahip iki dinamik ekonominin, bölgede stratejik çıkarlarının her zaman birbiri ile uyumlu olduğuna dikkati çeke-rek, “İki büyük ekonominin ve kültürün

mirasçıları olarak inşallah biz de bu ilişkileri artırarak devam edeceğiz” ifadesini kullandı. Türkiye’nin özellikle son 15 yılda, ekonomisinde büyük dinamizm kazandırdığını, yıllık ihracatını 168 milyar dolara, hizmet ihracatını da 48,6 milyar dolara çıkardığını vurgulayan Pekcan, Birleşik Krallık’ın, her zaman Türkiye’nin en önemli ticaret ortakla-rından biri olduğunu ifade etti ve 11,1 milyar dolar ihracat ile Almanya’dan sonra ikinci sırada yer aldığını anlattı.

Pekcan ayrıca Birleşik Krallık’tan 7,5 milyar dolar seviyesinde ithalat ger-çekleştiğini belirterek, İngiltere’den özellikle teknolojik ürünlerde ithalat yapıldığını bildirdi. Bu sonuçlar umut verici olsa da iki ülkenin dinamizmi için halen yetersiz olduğunu ifade eden Pekcan, “Bu rakamları inşallah el birliği ile daha yukarılara çekeceğiz ve İngiltere ile ticari ilişkilerimizi daha da derinleştirmek, ticaret hacmimizi ve karşılıklı yatırımlarımızı artırmak niyetindeyiz” dedi.

LOJİSTİK


TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye-Birleşik Krallık arasındaki ticari ilişkinin yönünün ciddi bir belirsizlik içinde olduğuna dikkati çekerek, “Birle-şik Krallık’ın AB’den anlaşmalı veya an-laşmasız ayrılığının, Türkiye ile iktisadi ilişkilerini olumsuz etkilememesini arzu ediyoruz. Ticarette geriye gitmeyelim” dedi.Birleşik Krallık’ın, Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ülkeler arasında olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: “19 milyar dolar civarındaki ticaret hacmimizi, ilk aşamada 30 milyar dolara çıkarıp daha fazlasını hedeflemeliyiz. Türkiye’de 10 milyar dolar civarındaki Birleşik Krallık yatırımları, ülke ekono-misine ve geleceğine duyulan güvenin göstergesidir. Aynı şekilde, Türk girişim-cisi de Birleşik Krallık’ta 2,6 milyar dolar civarında yatırım yapmıştır. Dolayısıyla Türkiye ile Birleşik Krallık önemli birer ticaret ve yatırım ortağıdır.”

”TiCareTTe geriYe giTMeYeliM”Hisarcıklıoğlu, bugünlerde Türkiye Bir-leşik Krallık ilişkilerinin ticari yönünün ciddi bir belirsizlik içinde olduğuna dik-kati çekerek, “Birleşik Krallık’ın AB’den anlaşmalı veya anlaşmasız ayrılığının, Türkiye ile iktisadi ilişkilerini olumsuz etkilememesini arzu ediyoruz. Birleşik Krallık halkının, AB’den ayrılma kararını, kuşkusuz hepimiz saygıyla karşılıyoruz. Birleşik Krallık ile iş yapan firmalarımız bu açıdan endişe içindedir. Ticarette geriye gitmeyelim” ifadelerini kullandı.Türkiye ile Birleşik Krallık arasında, yeni dönemdeki ticaretin hukuki altyapı-sının tamamlanması gerektiğine de işaret eden Hisarcıklıoğlu, “Bu açıdan en uygun ticari model, serbest ticaret-tir. Türkiye ile Birleşik Krallık arasında serbest ticaret anlaşması bir an önce tamamlanmalıdır” dedi.Hisarcıklıoğlu, serbest ticaret anlaş-manın yalnızca gümrük vergileri ve kotaların azalmasını sağlamayacağını, aynı zamanda malların ve hizmetlerin önündeki tarife dışı engellerin aşılması-na da yardımcı olacağını sözlerine ekledi.

birleşik krallık uluSlararaSı TiCa-reT bakanı Fox: TürkiYe en öneMli TiCari orTaklarıMızdanBirleşik Krallık Uluslararası Ticaret Ba-

kanı Liam Fox da iki ülke arasındaki ticaret ilişkisinin geçmişe dayandığını anımsatarak, son yıllarda Türkiye’nin, Birleşik Krallık’ın en önemli ticaret ortaklarından biri haline geldiğini belirtti.Mustafa Kemal Atatürk’ün tüccarların güvene layık olması gerektiği yönün-deki sözlerine işaret eden Fox, “Güven ticaretin en önemli mihenk taşıdır” ifadesini kullandı.Fox, Avrupa’nın her iki ucunda olan Türkiye ile Birleşik Krallık’ın ilişkilerine çok önem verdiklerinin altını çizerek, Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılan bir ülke olarak bu iliş-kilerin artık daha da önemsendiğini söyledi.20. yüzyılın ortalarında Batı’nın küresel ekonomik ve siyasi dengesiz-lik döneminde Türkiye gibi bir ortak bulduğunu ifade eden Fox, bu dönem-de de Türkiye ile ilişkilerini güçlen-dirmek için çaba sarf edeceklerinin

und’den lıaM Fox’a reSMi Yazıab ülkelerinin TuTuMu ingilTere -TürkiYe TiCareTini pahalılaşTırıYor

und, birleşik krallık uluslararası Ticaret bakanı liam Fox’a iki ülkearasındaki ticari ilişkilerin önemine vurgu yapan bir yazıyı elden verdi..18 haziran’da verilen yazıda, iki ülke arasındaki güçlü işbirliğininartarak devam etmesinin önemine işaret edildi.Yazıda iki ülkenin karşılıklı yatırım rakamlarına yer verildi veingiltere’nin Türkiye için öncelikli ülkelerin başında geldiği kaydedildi.ayrıca; iki ülke arasında ulaştırma alanında yaşanan iyi ilişkilerekarşın, ab içerisinde güzergâh üzerinde bulunan ülkeler tarafındanpahalılaştırıldığı, yavaşlatıldığı ve kısıtlandığı vurgulandı. bu durumun hemTürkiye hem ingiltere ekonomisine getirdiği maliyetlere değinilen yazıdaşu ifadeler kullanıldı: “Türk taşımacılarının transit serbestisini de kapsayanve Türkiye ile ab gümrük bölgesinde sanayi mallarının gümrük vergisi veeş etkili vergiler ile miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirlere tabi olmadan,serbestçe dolaşması gerekirken, bazı ab üye ülkelerince Türk taşımacılarauygulanmakta olan “kısıtlayıcı geçiş belgesi kotaları” yüzünden etkinişlemiyor olmasının başta ingiltere ve Türkiye ekonomileri için yol açtığısıkıntılar gün geçtikçe daha da pahalıya mal olmaktadır.bu pahalılığa başta ingiliz ve Türk ekonomileri katlanmakta, tüketicilerinedaha pahalı mal sunmakta ve pazara sunulan ingiliz ve Türk ürünleri rekabetedebilirliğini kaybetmekte olup, bu çerçevede transit geçişlerden kaynaklıkısıtlamalarının kaldırılması yönünde birleşik krallığın avrupalı muhataplarınezdinde girişimleri büyük önem arz etmektedir. Türkiye- birleşik krallıkarasında transit taşımalarda sağlanacak olan bu iyileşme hem birleşikkrallık hem de Türkiye’de yerleşik birleşik krallık menşeili şirketlere önemliavantajlar sağlayacaktır.”

altını çizdi. Fox, “Dolayısıyla ‘Türkiye ile ekonomik ilişkimiz çok önemlidir’ derken nazik laflar etmiyorum. Bu ilişki Avrupa için ve dünyanın geri kalanı için de çok önemli” ifadesini kullandı.Fox, Birleşik Krallık’ın ihracatının yüzde 44’ünü AB ile yaptığını akta-rarak, AB ile ilişkilerin zarar gör-mesini istemediklerini ve makul bir anlaşmayla ayrılmanın kendileri için önemli olduğunun altını çizdi. Türkiye’nin bu süreçte ticaret için çok önemli bir ülke olduğuna değinen Fox, “Brexit, Türkiye ile olan ilişkilerimiz için tehdit değil fırsattır” diye konuştu. Türkiye ile birlikte, küresel ticaret ve bölgesel güvenlik açısından dünyaya çok önemli katkılar sunduklarını belirten Fox, “İlişkilerimizin temeli hiçbir zaman değişmeyecektir. Her zaman korumacı ticaret politikalarına karşı duracağız” diye konuştu.


ATAMALAR

nıssan tÜrKiYe’de genel mÜdÜr değiştiGenel Müdür Sinan Özkök’ün Nis-san Hindistan Başkanı olarak görev-lendirilmesinin ardından, son görevi Citroen Türkiye Genel Müdürü olan Emre Doğueri, Nissan Türkiye Ge-nel Müdürü olarak atandı. Doğueri, Nissan’ın Türkiye operasyonları ile birlikte Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden de sorumlu olacak.

erıcsson’da tÜrKiYe’nin de içinde bulunduğu bölgeYe atamaEricsson, Lucky La Riccia’yı 15 Mayıs 2019’ta Ortadoğu ve Afrika Dijital Servisler Başkanı olarak atadığını duyurdu. La Riccia Türkiye’nin de dahil olduğu Ortadoğu ve Afrika pazarında, Dijital Dönüşüm ve Bulut Sistemlerinde ticari büyüme ve yeni pazar fırsatlarının yaratılmasından sorumlu ola-cak. Ericsson Ortadoğu ve Afrika Başkanı Rafiah İbrahim La Riccia’nın atanmasıyla ilgili olarak; “Lucky’yi bölgenin liderlik ekibinde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Lucky ve ekibi müşterilerimi-zin dijitalleşme yolculuklarını destekleyerek bağlantısallığın tüm katma değerini ortaya koyacaklar” dedi.

Doğuş Otomotiv Distribütörlüğünde Tür-kiye faaliyetlerini sürdüren Scania’da görev değişiklikleri gerçekleşti. 1 Haziran 2019 tarihinden geçerli olmak üzere Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Adnan Yücel Satış

scanıa Üst Yönetimde görevler değişti

Sonrası Hizmetler Müdürü, Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Bayazıt Canbulat Satış Müdürü, Satış Müdürü Gökhan Altun ise Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü olarak görevlerine başladı. Scania, 2018 yılını top-

lamda 1.177 adetlik satış ve yüzde 10 pazar payı ile tamamladı. Çekici pazarında 1.031 adet ile yüzde 16 pazar payı elde etti. İthal çekici pazarında ise yüzde 23 pazar payı ile en çok tercih edilen marka oldu.

adnan Yücel

gökhan altun bayazıt Canbulat

goodYear’da ertan san dönemiGoodyear Lastikleri T.A.Ş., Tüketici Las-tikleri İş Birimi Güney Doğu Anadolu Bölge Müdürü Ertan San, Goodyear Lastikleri T.A.Ş Tüketici Lastikleri İş Bi-rimi Direktörü olarak atandı. Ertan San, görevi, Goodyear Ortadoğu ve Afrika yönetimine bağlı olarak Kuzey ve Batı Afrika’dan sorumlu Satış Direktörü ola-rak atanan Tüketici Lastikleri İş Birimi Direktörü Alpay Selçuk’dan devraldı.


birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından ha-zırlanan 2019 Dünya Yatırım Raporu

açıklandı. Rapora göre küresel uluslararası doğrudan yatırımların (UDY) yüzde 13 düşüşle 1.3 trilyon dolara gerilediği 2018’de; Türkiye yüzde 13 artışla 13 milyar dolarlık UDY çekti. Yüzde 13’lük artış, küresel UDY sıralamasında Türkiye’yi 4 basamak yükse-lişle 21. sıraya yerleştirdi. Türkiye, gelişmek-te olan ülkeler sıralamasında ise 2 basamak yükseliş ile 10. sırada yer aldı. Türkiye’nin 2018’de küresel UDY akışından aldığı pay yüzde 1 olurken, gelişmekte olan ülkeler içinde aldığı pay yüzde 2, gelişmekte olan Asya içinde aldığı pay yüzde 3, Batı Asya bölgesindeki payı ise yüzde 44 oldu. Tür-kiye, Batı Asya’da en fazla UDY çeken ülke olma özelliği taşıdı. Türkiye, aynı zaman-da 2018 yılı içinde 8 adet ikili yatırım ve serbest ticaret anlaşması imzalayarak, geç-tiğimiz sene dünyada en fazla ikili anlaşma tamamlayan ülke olarak da ön plana çıktı. YASED Başkanı Ayşem Sargın, Türkiye’nin büyük ve dinamik iç pazarı, genç nüfusu, gelişmiş girişimcilik becerileri, küresel deği-şikliklere uyum becerisi ve bölgesel pazar-lara kolay erişim imkânı sağlayan stratejik konumu ile uluslararası doğrudan yatırım-cılar için önemli bir yatırım destinasyonu olma özelliğini koruduğunu belirtti. Sargın şunları söyledi: “Ülkemizin dünyanın en büyük ekonomileri arasına girme hedefine ulaşması için, küresel ölçekte uluslarara-sı doğrudan yatırımlardan aldığı yüzde 1’lik payı arttırması gereklidir. Bugünün her zamankinden zorlu küresel rekabet koşullarında Türkiye’nin hedeflenen ölçüde yatırım çekebilmesi için, bir yandan mevcut yatırımlar için doğru yatırım ortamını

oluşturmalı ve korumalı, diğer yandan uzun vadeli kalkınma hedeflerine yönelik olarak geleceğin dünyasında da Türkiye’yi cazip kılacak nitelikteki yatırımları çekmek üzere uygun zemini hazırlamalıyız.”

özel ekonoMi bölgelerinde 6. Sırada Bu yıl özel ekonomi bölgelerine odaklanan raporda, Türkiye’nin, özellikle Ar-Ge ve yüksek teknoloji alanlarında daha fazla ya-tırım çekmek için 2000’li yıllarda geliştir-diği Teknoloji Geliştirme Bölgeleri modeli ile, araştırma, yazılım geliştirme ve diğer inovasyon aktivitelerine sağlanan teşvikle-re yöneldiği vurgulandı. Türkiye, dünyada en fazla özel ekonomi bölgesi olan ülkeler sıralamasında 6. sırada, gelişen Asya’da ise 4. sırada yer aldı. Bölgesel olarak yatırım akışlarına bakıl-

yased başKanı ayşem sarGın 2019 dünya yatırım raporu’nu deĞerlendirdi

“uluSlararaSı doğrudan YaTırıM STraTejiSi oluşTurulMalı”

dığında, gelişmiş ülkelere gelen UDY miktarı yüzde 27 düşüş ve 557 milyar dolar ile 2004 yılından bu yana en düşük seviyede gerçekleşti. Avrupa’ya gelen yatırımlar 200 milyar dolar seviyesinde kalırken, ABD’ye gelen yatı-rımlar yüzde 9’luk azalma ile 252 milyar dolar oldu. Rapora göre, bu düşüşün en önemli sebepleri arasında, yatırım-ların ana ülkelerine geri dönmeleri ve Brexit nedeni ile Birleşik Krallık’a gelen yatırımlardaki önemli düşüş oldu. Ge-lişmiş ülkelerdeki yatırımların azalması ile gelişmekte olan ülkelerin küresel yatırım akışından aldığı pay da yüzde 46’dan yüzde 54’e yükseldi. Gelişmekte olan Asya ve Afrika kıtası 2017 senesine göre daha yüksek UDY girişi kayde-derken, Latin Amerika ve Karayip’lerde yatırımlar düştü.

Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ayşem Sargın, Birleşmiş Milletler Tica-ret ve Kalkınma Örgütü’nün (UNCTAD) 2019 Dünya Yatırım Raporu’nu değerlendirdi. Sar-gın, “Türkiye’nin küresel uluslararası doğrudan yatırımlardan hak ettiği payı alabilmesi için, yatırım rekabetçiliği odaklı, kapsamı ve çerçevesi net belirlenmiş bir Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi oluşturulmasını önemli buluyoruz” dedi.

hu

ku

k şoFörlerin, YaSalar ÇerÇeveSinde araÇ kullanMa Süreleri, Fazla ÇalışMaSı ve

Yargı kararları ÇerÇeveSinde değerlendirilMeSi

“uluslararası Çalışma örgütü” Yönetim Kurulu tarafından Cenevre’de toplantıya çağrılan ve 6 Haziran 1979 tarihinde toplanan Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansı karayolu taşımacılığında çalışma ve dinlenme sürelerine ilişkin çeşitli önerilerin kabulüne karar verdikten sonra, Bu önerilerin uluslararası bir Sözleşme biçimini almasına karar vererek, Çalışma ve din-lenme Süreleri (karayolu Taşımacılığı) Sözleşmesi (153 Sayılı Sözleşme), 27.06.1979 tarihinde kabul edilmiştir.Uluslararası bu Sözleşmeyi, Türkiye 15.07.2003 ta-rihinde onaylamıştır. Türkiye tarafından onaylan işbu Uluslararası Sözleşme Türk Mevzuat sistemi-ne de 2004 yılında entegre edilerek uygulamaya sokulmuştur.

153 SaYılı SözleşMekarayolu Taşımacılığında Çalışma Saatleri ve dinlenme Sürelerine ilişkin SözleşmeMadde 51. Hiçbir sürücünün mola vermeksizin ve devamlı olarak dört saatten fazla araç kullanmasına izin verilmez.2. Her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu, özel ulusal koşulları dikkate alarak, bu maddenin 1. paragrafında sözü geçen süreyi bir saatten fazla olmamak üzere artırabilir.3. Bu maddede sözü geçen molanın uzunluğu ve uygun olduğu takdirde, bu molanın ne şekilde bölünebileceği her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu tarafından belirlenir.4. Her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu, ta-rifede öngörülen durmalar veya işin niteliği gereği aralıklarla yapılıyor olması nedeniyle yeterli mola-ya sahip sürücüler için bu madde hükümlerinin uygulanamayacağı durumları belirler.Madde 61. Fazla mesai dahil, azami toplam araç kullanma süresi günde dokuz, haftada 48 saati aşamaz.2. Bu maddenin 1. paragrafında sözü geçen toplam araç kullanma süreleri her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu tarafından, birkaç günün veya haftanın bir ortalaması olarak hesaplanabilir.3. Bu maddenin 1. paragrafında sözü geçen top-lam araç kullanma süreleri, taşıma işinin çok güç koşullar altında yapıldığı durumda azaltılır. Her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu bu işleri tanımlar ve ilgili sürücülere uygulanacak toplam araç kullanma sürelerini belirler.Madde 71. ücretle çalışan her sürücü, bu Sözleşmenin 4 üncü maddesinin 1 inci paragrafında tanımlandı-ğı biçimde beş saatlik sürekli çalışmadan sonra bir molaya hak kazanır.2. Bu maddenin 1 inci paragrafında sözü geçen molanın uzunluğu ve uygun olduğu takdirde, bu

molanın ne şekilde bölünebileceği her ülkenin yetkili makam ya da kuruluşu tarafından belirle-nir.Madde 81. Sürücülerin günlük dinlenme süresi, işgününün başlamasından itibaren 24 saatlik bir süre içinde aralıksız asgari on saattir.2. Günlük dinlenme süresi, hiçbir şekilde sekiz sa-atten az olmamak ve bir haftada iki defadan fazla sekiz saate indirilmemek kaydıyla her ülkenin yet-kili makam ya da kuruluşu tarafından belirlenecek sürelerin ortalaması olarak hesaplanabilir.

karaYolları TraFik YöneTMeliğiaraç kullanma ve dinlenme Sürelerine uyma Mec-buriyeti ve denetleme esaslarıMadde 98- (Başlığıyla birlikte değişik: RG-02/09/2004-25571)A) Ticari amaçla yük taşımacılığı yapan ve azami ağırlığı 3,5 tonu geçen araçların şoförleri ile ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapan ve taşıma kapasi-tesi şoförü dahil 9 kişiyi geçen araçların şoförle-rinin 24 saatlik herhangi bir süre içinde; toplam olarak 9 saatten ve devamlı olarak 4,5 saatten fazla araç sürmeleri yasaktır.bu şoförler en fazla 6 günlük araç kullanma süresinden sonra 1 günlük hafta tatilini kullanmak zorundadırlar. Hafta tatili en az 24 saattir. Düzenli seferler haricindeki uluslararası yolcu taşımacılığı söz konusu olduğunda şoförler 12 gün süreyle araç kullanabilirler, araç kullanma süresinden sonra 2 günlük hafta tatilini kullanmak zorundadırlar. Birleşik 2 hafta içinde toplam araç kullanma süresi 90 saati aşamaz.Bu şoförler sürekli 4,5 saatlik araç kullanma süresi sonunda, eğer istirahata çekilmiyor ise en az 45 da-kika mola almaları mecburidir. Bu molalar sürekli 4,5 saatlik araç kullanma süreleri içerisinde en az 15 dakikalık molalar şeklinde de kullanılabilir.

Yukarıda bahsi edilen gerek Çalışma ve Dinlenme Süreleri (Karayolu Taşımacılığı) Sözleşmesi (153 Sayılı Sözleşme) gerekse Karayolları Trafik Yönet-meliği ilgili maddeleri kapsamında;Şoförler haftanın en fazla 6 günü araç kullana-bilirler, günlük sürekli araç kullanma süreleri, dinlenme süreleri de dahil olmak üzere, 9 saatten fazla olamaz.Türk Kanunlarına göre haftalık çalışma saati 45 saat olup, 6 iş günü içerisinde bir şoförün en fazla yapabileceği fazla çalışma saati haftalık 9 saattir.Yerleşik Yargı kararlarının da , Şoförlerin, ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında, işverenle-rin başkaca yazılı bir çalışma talimatı olmadığı durumlarda, haftalık azami 9 saat fazla çalışma yapabilecekleri yönünde olduğunu söylemek mümkündür.

avukaT naz ege ege


iSTanbul’a bir MilYon MeTrekarelik lojistik merkez kazandırılacakÇevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yaptığı açıklamada, İstanbul için Ömerli’de 1 milyon metrekare alana sahip bir yeri lojistik sanayi için planlandığını söyledi.

istanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin haziran ayı olağan toplantısı “İstanbul’un Sanayi Kimliği, Sanayinin

Yerleşim Sorunu ve Çevre Düzeni Planı’na Bir Bakış” ana gündemi ile gerçekleşti. Toplantıya katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “İstanbul için Ömerli’de 1 milyon metrekare alana sahip bir yeri lojistik sanayi için planlıyoruz” dedi. Bakanlık olarak talepleri ve sorunları dinleyerek doğru kararlar alıp adımları atacaklarını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Şimdiye kadar 10 milyon metrekarelik alanı sanayicimize kazandırdık. İstanbul’a yakın alanlarda üretimi artırmayı hedefliyoruz” dedi. Kurum, “Yeni çevre düzeni planında sanayi alanlarının yer seçimleri çalışmala-rını yapıyoruz. Yeni sanayi alanlarında bu çalışmaları yapmaya gayret gösteriyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren sanayicimiz bu plan üzerinden yatırımlarını yapacak. 3. Havalimanı güzergahı üzerinde duman-sız sanayi alanları var ve buralarda projeler geliştirilebilecek. “TOKİ ile de aynı sosyal konut projeleri gibi sanayicilerin de maliyetlerini aza indirecek ve şehir içinde sıkışmış sanayi alanlarını dışa çıkarmaya çalışacağız” şeklinde konuştu. Kurum, Hem Anadolu hem de Avrupa yakasında talepler var. Avrupa yakasında projelere başlayabiliriz. Sanayicimizin yeni yatırım yapacağı neresi varsa biz sanayicimizle or-tak proje gerçekleştirebiliriz” dedi. Kurum, İSO’nun yeni fuar alanının Atatürk Ha-valimanı olması gerektiğini önermesiyle ilgili de şunları söyledi: “Böyle bir projemiz var. Atatürk Havalimanı’nın olduğu yeri Millet Bahçesi yapma projemizin yanında, buralarda fuar alanı da olacak.”

iSTanbul, ‘akıllı şehir’ kavraMı ile YöneTilMeliİstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İstanbul ve çevresinin endüstri iş gücünün yüzde

50’sini barındırdığına dikkat çeke-rek “İstanbul sanayisinin bu ülkenin vazgeçilmezi olduğu gerçeğine bağlı bir İstanbul vizyonu geliştirilmeli. İstanbul sanayisi ve üretimi ile çevre arasında bir tercih yapılmamalı. Tüm kurumların katkısıyla hazırlanacak ve kentsel dönüşümle birlikte ele alınacak bir planlamaya ihtiyacımız var” dedi.İstanbul’un, ‘akıllı şehir’ kavramı ile yönetilmesi gerektiğini dile getiren Bahçıvan, sanayinin, doğal ve tarihi varlıklar gibi İstanbul’un kimliğini oluşturan değerlerle bir arada yaşaması gerektiğinin belirterek, “Önceliğimiz İstanbul’un ekolojisinin korunma-sı. Ekoloji ve ekonomi arasında bir çatışma, bir mağlup veya kazanan olması gerekmez. İyi bir planlamayla çevrenin korunurken sanayileşmenin devam etmesi rahatlıkla sağlanabilir” dedi. İstanbul’da kaynakları verimli kullanmanın önemine değinen Bahçı-

van, şu önerilerde bulundu: “İstanbul sanayisinin yerleşiklik sorunu, ciddi bir kaynak israfına yol açıyor. En etkili çözüm; organize sanayi bölgeleri. Biri Avrupa diğeri Asya yakasında olmak üzere kentte iki yeni OSB kurulması gerekiyor. “Emlak Sanayi” modeliyle, uygun devlet arazilerinin ve üzerine kamu tarafından inşa edilecek fabrika binalarının özel sektöre uzun süreli kiralama yöntemiyle tahsis edilmesi, finansman kaynağının arsa ve gayri-menkul yatırımına heba edilmesinin önüne geçecek. Atık yönetim felsefesi; yaygınlaştırılmalı, bu konuda çalışan sanayi kuruluşları özel teşviklerle desteklenmeli. Yeni Çevre Kanunu’nda üretilen ürün başına belirlenen geri kazanım katkı payı, ilgili sektörlere maliyet artışları getiriyor. Zaten atık bertaraf maliyetine katlanan sektör-lerimizden 2. kez bedel alınması adil değil.”


LOJİSTİK

vize MaliYeTi arTTıUluslararası taşımacılık sektörü, sürücülere uygulanan vizelerin kaldırılmasını beklerken, vize ücretlerine yüzde 30 zam geldi. Sektör, son zam ile birlikte her yıl 10 milyon Euro vize ücreti ödeyecek.

Ticaretin ve taşımacılığın önündeki en büyük engellerden vize sorunu bir türlü çözülemiyor. Havayolunda ve

denizyolunda kaptanlara verilen ancak karayoluyla ticaret yüklerini taşıyan sü-rücülere verilmeyen vizeler karayolu ta-şımacılığı için adeta görünmez bir duvar. Firmalar sürücülerine vize alabilmek için 20’ye yakın evrak hazırlamak zorunda kalırken bugüne kadar 60 euro civarında para ödüyorlardı. Yeni zamla birlikte bu miktar 80 euroya çıktı. Bunun sektöre yıllık maliyeti 10 milyon euro’ya ulaştı. Tabi bunun yanına zaman ve iş kayıpları da eklendiğinde vizelerin sektöre maliye-ti katlanarak artıyor.

2 bin 400 FirManın orTak SorunuTürk sürücüleri, taşımakta oldukları ihracat, ithalat mallarını ilgili ülkelere teslim edebilmek için; Avrupa Birliği ülkeleri, BDT ve Türki Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinin birçoğuna yaptıkla-rı taşımalarda vize temin etmek zorunda. Bugün ülkemizde 2 bin 400 firma, 65 bin aracı ile karayolu taşımacılığı gerçekleş-tiriyor. Ülkemiz dış ticaret yüklerinin taşın-masında, karayoluyla uluslararası eşya taşımacılığı sektörünün vize sürecinde yaşanan zorluklar, zaman kayıpları ve maliyetler ile sürücünün hareketi ve buna bağlı olarak ticareti sağlayan aracın ve dolayısıyla ticaret mallarının hareketi kısıtlanıyor.

90 günlük kalış SüreSi YeTMiYorSchengen ülkelerinden temin edilen sürücü vizeleri genellikle 6 ay ve nadir olarak yıllık temin edilebiliyor. 6 ay süreli vize ile oturum izni 90 gün ve yıllık vize ile oturum izni 180 gün ile sınırlandırı-lıyor. Sürücüler, yaptıkları işin niteliği gereği, zamanlarının büyük bölümünü Schengen bölgesinde geçiriyor ve bahse konu süreler sürücüler için hiçbir şekilde

yeterli olmuyor. Zira, 2014 yılı başın-dan itibaren uygulamaya alınan yeni hesaplama sistemi ile de Schengen Bölgesindeki kalış sürelerine yeni kısıtlar eklendi. Her Türk TIR sürücüsü, herhangi bir Schengen ülkesinden “hizmet sağlamak” amacıyla vize talebinde bu-lunduğunda 20 kalem standart evrak hazırlamak durumunda. Türkiye’de bulunan Büyükelçilik ve Konsolos-lukların söz konusu 20 evrakın yanı sıra talep ettikleri ekstra evraklar da bulunabiliyor. TIR sürücüleri söz konusu evrakları her başvuruda tekrar hazırlamak zorunda. Bahse konu stan-dart evrakların içerisinde “Schengen

alanına giriş ve/veya Schengen ala-nından geçiş yapacak olan kamyon/tır sürücüleri”nin Schengen vizesi alabilmeleri için “AB’deki bir şirket-ten davet mektubu ya da iş ortaklığı belgesi” talep ediliyor. Schengen vize sürecinde karşı karşıya kalınan zorlaştırıcı uygulamalar arasında, bölgesel ayrım uygulama-ları nedeniyle yaşanan sorunlar, aynı ülkenin Büyükelçilik/Konsolosluk-larının vize prosedürlerindeki farklı uygulamaları, vize teminin gecikmesi nedeniyle yaşanan zaman ve maliyet kayıpları sektörün verimini olumsuz yönde etkileyen unsurlar arasında yerini alıyor.


pazarın ikinCiSi ve üÇünCüSünün toplamı kadar lastik satıyoruzBrisa CEO’su Cevdet Alemdar, geçtiğimiz yıl pazarın daraldığını kendilerinin ise ihracattaki artışla bu daralmadan etkilenmediklerini söyledi. İç pazarda satılan her 3 lastikten birinin Brisa markalı olduğunu aktaran Alemdar, “Pazarda çok marka var. Biz pazarın ikincisi ve üçüncüsünün toplamı kadar lastik satıyoruz. Böyle ifade edince pazardaki gücümüz daha iyi anlaşılıyor” dedi.

brisa, gerçekleştirdiği değerlendirme toplantısı ile 2019 önceliklerini ve hedeflerini açıkladı. 2018 yılında

yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda rekor ve sürdürülebilir büyümeye imza atan şirket, 2019 yılında net satış gelirlerinde yüzde 15-20 aralığında büyüme, ihracatta ise adet bazında yüzde 20 artış hedefliyor. Brisa CEO’su Cevdet Alemdar hem dünya pazarı hem de iç pazar hakkında bilgi verirken, geleceğe yönelik yapılan çalışma-ları da anlattı. “Geleceği de biz kurguluyo-ruz” diyen Alemdar, satışlarda, yeni ürün geliştirmede, fabrika yatırımlarında ve ihracatta neler yaptıklarını anlattı. Dünya lastik pazarının yıllık 2 milyar adet olarak gerçekleştiğini ve toplam cironun 230 milyar dolar civarında olduğunu belirten Alemdar, Türkiye pazarının ise yıllık 23 milyon adet olduğunu söyledi. Türkiye’nin taşıt sayısının Avrupa’nın çok gerisinde olduğunu belirten Alemdar, “Daha gidilecek 2-3 kat yol var” dedi.

briSa ile Çalışan, kazanıYor2019 yılında, zorlu pazar koşullarına rağmen, Brisa’nın tüm paydaşlarına değer katan çalışmalarını büyük bir kararlılıkla sürdüreceğini açıklayan Brisa CEO’su Cevdet Alemdar; “Brisa, kurulduğu gün-den bu yana 1,5 milyar dolar yatırımı ülke-sine kazandıran, iş ortakları ve çalışanla-rıyla birlikte toplam 60 bin kişiye iş ve aş sağlayan bir şirket. 2018 yılını, müşteriler ve iş ortaklarımızın ilk tercihi olarak güçlü bir performans ile kapadık. Müşterile-rimize sunduğumuz toplam değerler paketimizi ve yenilikçi çözümlerimizi zenginleştirirken, dengeli ve sağlıklı bir büyüme için nakit ve bilanço yönetimine ağırlık verdik. Kaynaklarımızı ve işletme sermayemizi etkin ve verimli yöneterek, nakit döngümüzü iyileştirdik. İşletme

sermayesi devir hızını son 2 yılda 1,8’den 5’e çıkartarak rekora ulaştık. Daralmala-rın yaşandığı sektörümüzde, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki en güçlü bayi ağı ile büyümeye odaklandık. Bayilerimizin de nakit akışlarını iyileştirdik, stoklarını yüzde 22 oranında azalttık. Böylece son 10 yılın rekorunu kırarak 1.500’ü aşkın şirketten oluşan bayi teşkilatımıza yeni iş ortakları ekledik. Bayi güven endek-sinde de zirvede kaldık. Bu dönemde tedarikçilerimize de nakit akımlarını yönetebilecekleri fırsatlar sunduk. Bugün 3.000 Brisa tedarikçisi, dijital platformlar üzerinden, faturalarını ihtiyaç duydukları zamanda nakde dönüştürüyor, hızlı nakit akışı sağlıyor. Sonuç olarak bu zorlu piyasa şartlarında Brisa ile çalışan kazan-dı” diye konuştu. Brisa’nın Türkiye’de, sadece lastiğin değil, yeniliğin de lideri olarak müşterilerine yönelik çözümlere odaklandığını belirten Alemdar, “Gele-ceğe yönelik hazırlıklarımız yapıyoruz ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik ürün ve hizmetlerimizi sürekli olarak ge-

liştiriyoruz. Hızlı bakım servis zincirimiz Otopratik işine ivme kazandırdık ve 2019 yılına hızlı bir giriş yaptık. Türkiye binek filo pazarının %50’sini oluşturan 6 büyük filo ile anlaştık. Böylece 140.000 aracın bakımı Otopratik’e emanet edilmiş oldu. Öte yandan bugün tüm segmentlerde orijinal ekipman üreticilerine lastik sağlayan tek şirketiz. Ayrıca dünya lideri otomotiv firmalarının elektrikli araç-ları ve yeni nesil otomobiller için ürün geliştiriyoruz. Türkiye’de üretilen ilk hafif ticari elektrikli aracın ilk yerli lastiği de Brisa’dan oldu” dedi. Son 5 yılda Lassa markası ile ihracat yaptığı ülke sayısını yüzde 41 artışla 79’a yükselten Brisa, 6 bin satış noktası ve 610 tabelalı mağaza ile faaliyet gösteri-yor. Brisa’nın odak pazarları arasında ise Avrupa’da İtalya, Almanya, Avusturya, İngiltere ve İspanya; Kuzey Afrika’da Mı-sır, Fas ve Libya; CIS Bölgesi’nde Rusya, Ukrayna ve Moldova bulunuyor. Ayrıca Avustralya, Güney Amerika ve Asya Pasi-fik bölgesinde genişlemeyi hedefliyor.


güncel

ağır vasıta pazarı Yerlerde2019 yılı Ocak-Mayıs dönemine ait üretim, ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. OSD verilerine göre, ticari araç grubunda, 2019 yılı Ocak-Mayıs dönemin-de üretim yüzde 14, ağır ticari araç gru-bunda yüzde 30, hafif ticari araç grubunda ise yüzde 12 seviyesinde azaldı. 2018 yılı Ocak-Mayıs dönemine göre ticari araç pazarı yüzde 54, hafif ticari araç pazarı yüzde 53 ve ağır ticari araç pazarı yüzde 60 azaldı. 2019 yılı Ocak-Mayıs döneminde 356 bin 200 adedi otomobil olmak üzere, toplam üretimin yüzde 86’sını oluşturan 537 bin 889 adet taşıt ihraç edildi. 2019 yılı Ocak-Mayıs döneminde gerçekleşen taşıt aracı ihracatı, 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 7 azaldı. Bu dönemde otomo-bil ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında azalırken, ticari araç ihracatı yüzde 2 oranında azaldı. Traktör ihracatı ise 2018 yılına göre yüzde 21 artarak 6 bin 530 adet olarak gerçek-

leşti. 2019 yılı Ocak-Mayıs döneminde tutar bazında toplam ihracat, 2018 yılı-na göre yüzde 6 oranında azaldı ve 13,4

milyar dolar oldu. Euro bazında ise yüzde 2 artarak 11,8 milyar euro olarak gerçekleşti.

Prometeon, Türkiye, Ford Otosan’ın ağır ticari araç markası Ford Trucks’ın ArGe ve Satın Alma ekiplerini İzmit’teki üre-tim tesislerinde eğitim amacıyla ağırladı.Prometeon Türkiye verdiği eğitim kapsa-mında Ford Trucks ArGe ve Satın Alma ekiplerine lastik bakımı ve kullanımı, araç mekaniği ve lastik ilişkisini aktardı. Prometeon’un yenilikçi çözüm ailesi ProTruck çatısı altında yer alan hizmet-lerin şirketlerin operasyonel maliyetle-rini nasıl minimize ettiğine ve böylece tasarrufa imkan sağladığına ilişkin örnek vakalar paylaşıldı. Düzenlenen eğitim ve sunumlar, Prometeon Türkiye ProCam-pus Eğitim Müdürü Nusret Efe tarafın-dan verildi. Eğitim sırasında Ford Trucks ekibi, lastik yönetimi ve doğru lastik kullanımı ile ilgili tüm merak ettiklerini sorma fırsatı buldu. Eğitim sonrasında, Prometeon’un dünyadaki 4 üretim tesi-sinden biri olan İzmit fabrikası da ziyaret edildi.

prometeon tÜrKiYe, Ford trucKs eKiplerine lastiK eğitimi verdi


Mersin’in ve ülkemizin önemli firmalarından olan Erman Lojistik, filosuna kattığı 5 adet Renault

Trucks ile yatırımlarına devam ediyor. Araçların teslimatı için düzenlenen törene Erman Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Deniz, Genel Müdür Emrah Deniz, Finans Müdürü Erman Deniz ile Renault Trucks Satış Direktörü Ömer Bursalıoğlu ve Pazarlama Müdürü Şebnem Uygurtürk katıldı.

YükSek kaliTe beklenTiMizi karşılaYaCak bir araÇErman Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Deniz, düzenlenen teslimat töreninde yaptığı konuşmada, Renault Truck markasının; firma olarak beklen-tileri olan yüksek hizmet kalitesine ve sürücülerin güvenli ve konforlu seyahat etmesini sağlayacak özelliklerine vurgu yaptı. Mersin’in bölgenin lojistik baş-kenti olduğunu anlatan Mehmet Deniz, firmalarının da bölgede marka olduğunu söyledi. İskandinavya bölgesine soğuk zincir taşımacılığı sundukları bilgisini veren Deniz, “Gerek araç alımında gerekse şirket yönetiminde yeşil lojistiğe önem vermiş ve yatırımlarımızı buna göre yapan bir firmayız. Araç alımlarımız da böyledir. Türkiye’de ilk Euro 5, Euro 6 kullanan firmasıyız. UBAK’ta yüksek teknolojiyi kullanmaktan ötürü ilk sıralardayız” dedi.

SürüCüleriMiz rahaT edeCek“Sürücülerimizin uzak bölgelere gitmesin-den dolayı araçlarımızın kaliteli olmasını istiyoruz. Yolda sürücülerimizi yormamalı, konforu olmalı, araç onun evi olabilmeli ve bütün teknolojiler araçta olmalıdır. Bir çok insanın karşı çıktığı yeni teknolojileri

satın alıyoruz, bunun bir maliyeti vardır, ama biz bunun ayrıcalığını kullanan bir firmayız. Yeter ki sürücülerimiz daha iyi şartlarda çalışsın ve bize iyi hizmet sunsunlar” diyen Mehmet Deniz, Renault Trucks yatırımının nedenlerini açıkladı.

araÇ kadar SoSYal ilişkiler de öneMliRenault Trucks’ın beklentilerini karşıla-yacak bir araç olduğunu anlatan Mehmet Deniz, bunun yanında sosyal ilişkilerin de çok önemli olduğunu anlattı ve Renault Trucks ile yakaladıkları güzel ilişkinin önemine vurgu yaptı. “Bu nedenlerle tercihimizi Renault Trucks’tan yana kul-landık” diyen Deniz, firmalarında çalışan baş şoförlerinin de yaptığı test sürüşünden sonra aracı çok beğendiğini belirtti. Deniz, “Biz de patron her şeydir, en iyi usta olur, en iyi mali müşavir olur, bütün niteliği üstünde toplar. Ancak biz de öyle değildir.

Bizde iş bölümü vardır ve herkesin kendi iş alanında verdiği fikir çok önemlidir. Baş sürücümüz de aracı kullanınca çok memnun kaldı. Biz de kendisine sorduk ve kararımızı verdik” dedi.

araCıMız MerSin bölgeSinde Çok SevildiÖmer Bursalıoğlu, sektörün duayeni olarak gösterilen Mehmet Deniz ve firması Erman Lojistik’e’a 5 adet araç teslimatı etmenin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Araçlarının özellikle Mersin bölgesinde müşterileri tarafından çok tutulduğunu, araç alan müşterilerinin tekrar alım yaptıklarını aktaran Bursalıoğlu, “Bizim için önemli olan referans da budur. Verdiğimiz araç Renault Trucks T serisi yüksek kabinli 520 beygir gücündeki aracımız. Erman Lojistik de bugüne kadar pazarın en iyi araçlarını tercih ediyor” dedi.

Sektörün en eski ve en köklü firmalarından Erman Lojistik, filosuna 5 adet Renault Trucks T serisi kattı. Frigorifik taşıma hizmeti sunan Mersin merkezli firma, yeni aldığı araçları İskandinavya hattında kullanacak.

erMan lojiSTikrenault trucKs ile devam dedi


TEKNOLOJİ

amazontoplama ve paketlemeyi kiva ile yapıyorAmazon, toplama ve paketleme işlemleri için depolarında kiva robotlarını kullanıyor.Sadece bu ufak robotlar, Amazon’un işletim masraflarını yüzde 20 oranında düşürdü. bu durum, şirketin paketleme deposu başına 22 milyon dolarlık tasarruf etmesini sağlıyor. business Insider’a göre bu küçük, 145 kilo ağırlığındaki makine, kendi ağırlığının iki katından fazla kolileri depo boyunca taşıyabiliyor ve devir süresini yaklaşık 75 dakikadan yalnızca 15 dakika civarına indiriyor.

oTonoM TeSliMaT roboTu digiT

Online alışverişin her geçen gün daha da arttığı

dünyamızda, otonom teslimat robotları artık ismini çok sık duyduğumuz teknolojik bir ürün haline geldi. Global trendleri sadece yakından izlemekle kalmayıp bu trendlere şekil de veren Ford, Agility Robotics ile

yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarının sonucu olan Digit isimli akıllı robotu görücüye çıkarttı.

İnsan gibi görünen 2 bacaklı Digit’in özellikle merdiven inip çıkma performansı uzmanları

büyüledi. Uzmanlar, bu performans sayesinde Digit’in rakiplerinin bir adım önünde olduğu yönünde

hemfikir. Hafif bir malzemeden üretilen sadece 20 kg. ağırlığındaki robot, engebeli arazilerde

rahat biçimde yürüyebiliyor ve engelleri dengesi bozulmadan aşabiliyor. Otonom teslimat robotları

için hayati olan bu özelliğin yanı sıra, Digit benzersiz bir tasarıma da sahip ve kendi kendine katlanarak

oldukça küçük bir hacme ulaşabiliyor. Otonom robot, teslimat yapılacak olan evin önüne

kadar nereye gitmesi gerektiğini ve oraya nasıl gidileceği bilgisi ile donatılmış olan sürücüsüz bir

araç tarafından taşınıyor. Son noktaya ulaşıldığında araçtan inen robota ihtiyaç duyacağı tüm bilgi

kablosuz olarak iletiliyor.

havaSız laSTik TeknolojiSi: upTıS

Dünya çapında yaklaşık 200 milyon lastik her yıl patlama, yol risklerinden kaynaklanan hasarlar veya dengesiz yıpranmaya yol açan uygunsuz hava basıncı sonucunda erkenden

hurdaya çıkıyor. Dünyanın en büyük lastik üreticisi Michelin, General Motors ile birlikte geliştirdiği havasız lastik teknolojisi Uptis ile bu sorunu ortadan kaldırıyor.

Çevre dostu lastik teknolojileri geliştirerek doğayı koruyan Michelin, Uptis ile inik ya da patlak lastik tehlikesini ortadan kaldırıyor. Böylelikle lastik yenileme veya yedek lastik

üretimi için hammadde kullanımının azalmasını sağlayarak, çevresel tasarruf sağlıyor. Aynı zamanda sürücülerin yolda kendilerini daha güvende hissetmelerini sağlayan Michelin, binek araç filoları için inik lastiklerden kaynaklanan arıza sürelerini en aza indiriyor ve

bakım seviyesini neredeyse yok seviyeye indirerek verimliliği artırıyor.

2020 yılı ubak izin belgeleri değerlendirmelerinde

kullanılacak olan üçüncü ülke taşımalarına ilişkin

gerekli evrakları 31 Temmuz tarihine kadar bakanlığa

göndermesi gerekmektedir.

geÇiş geÇiş

22/5/2019 tarihinden itibaren, Macaristan’da ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayan Türk taşımacılarının, taşımacılık

faaliyetlerine ilişkin olarak ülkemiz araçlarının avrupa’da en fazla

ödeme gerçekleştirdiği ülke olan Macaristan’da akaryakıt, yedek

parça, bakım ve tamir giderleri ile otoyol geçiş ücretleri nedeniyle

ödedikleri katma değer vergisini iade alabilmelerine imkan sağlanmıştır.

polonya’ya nakliye yapan ya da polonya’dan

transit geçen Türk Tır kamyonlarının yüksek

cezalarla karşılaşmasının önüne geçmek üzere

geçiş belgesi ve sigorta belgelerinin araçlarda

eksiksiz bulundurulması gerekmektedir.

Bun

ları B

iliyor

mus

unuz

?

Tacikistan parlamentosu e-CMr protokolünü imzaladı.

güMrük güMrük

aTS cihazı takılan araçların güzergah değiştirmesi durumda giriş veya hareket gümrük idaresince verilen transit süresinin, güvenlik, arıza, kaza, yol yapımı, yol kapanması, hastalanma veya araç şoförünün emniyeti suistimal

suçu işlemesi veya başka bir nedenle geçirilmesi halinde, ilgililerin en yakın emniyet, jandarma, gümrük veya Sağlık birimleri gibi ilgili mercilerden

alacakları belgelerle bu durumlarını belgelendirmeleri halinde veya herkesçe bilinen olağanüstü hallerde belge aranmaksızın öngörülen para cezası

uygulanmayacaktır.

güMrük

geÇiş

medya

Documents

Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organıvize sürecinde yaşadığı sorunlar açıklanarak, sürecin kolaylaştırılması hususunda destek talep edildi ve so-runların