Upload
vanhanh
View
216
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
·'
Uzun·Soluklu İslamcı Blr·Dergi: Sebilürreş§d 157
marife, yıl. 8, ·sayı. 2, güz 2008, s. 157-180 :
. . " . . . . . UZUN SOLUKLU ISLAMCI BIR DERGI:
.SEBİLÜRREŞAD (Tarihçesi ve Baiı Sosyo .. Kültürel Probleinlere Yakla§ımı)
AdemEFE•
. ÖZET · II. MeşrÜtiYet'in: i15rl edildiği 1908'de Strat!.J MOstakim adlyla y'ayım: hayabncl · · ·· ·
başlayan Sebilürreş§d dergisi, 1965 yılına kadar kesintiye uğramakta birlikte uzun bir süre toplumsal ve kültürel-tarihimizde yer almışbr. Yayıma başladığı yıllardan iti: baren değişik düşünce akımianna mensup yazar ve bilim adamianna saflannda yer verdiyse de, İslamalık akımının gelişme ve yayılma ortamı bulduğu bir dergi olmuŞ-tur. Dergi, islama. akımın argOmanlan çerçevesinde özellikle Batılllaşmaya ve Batı-alık akımına karşı söylem geliştirrniştir.
Bu makalede II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin en etkili İsiama . dergil!!rinden olan S~ilürreş§d dergisinin tarihçesi, yayım politikası ve üzerinde durduğu bazı sosyolojik konularm bir değerlendirmesi yapılacaktır. ·
·Anahtar Kelimeler:· Strat-t Nüstakim, Sebtlürreşad, İslamalık, Batılılaşma, Eşref ' Edib Fergan, Mehmet Akif Ersoy, İçerik Analizi.
A LONG-DURABLE ISLAMIC REVIEW: SEBILUR.REStfAD (ITS·HISTORY AND ITS APPROACH TO SOME SOCIOCULTURAL PROBLEMS)
The journal of Sebilürreş§d started to publication life with the name of Strat-t Müstakim during the dedaration of Uberty 1908. It continued to contribute to soda! and culturallife for fifty years on·and off. Although there are varieties of · writers from different views, it became a ground for development of streams of thoughts for Islamization: The journal developed anti-Westem rhetoric by using pro-Islamic arguments.
In this artide Sebilürreşad as one of the most influential joumals of MeşnJöyet n. and the Repub/ic; will be evaluated within its history, pub!ication po!icies and some sodological subjects according content analysis. Key words: Strat-t Müstakim, Sebifürreşad, Islamization, Westemization, Eşref Edib Fergan, Mehmet Akif Ersoy, Content Analysts: ·
GİRİŞ
Gazete ve dergiler üzerinde yapılacak sistemli ara§tınnalar, basın tarihimiz içm olduğu kadar, toplumsal ve kültOrel tari.hJ.miz iç~ de ~ü~k Önem ta§ımak-
• Dr., Sülexm~n Demirel Üniversitesi- ilahiyat -Fakültesi Diiı Sosyolojisi AÔabilim Dalı; e-posta: [email protected] ·
158 Adem Efe
tadır. Bir gazete veya dergi koleksiyonu; belli bir çevreçle ve zamanda geçen çe§itli olayların, duyguların ve dü§üncelerin tespitini sağlayan kaynaklar olarak toplumsal hayatın bir kesi.ti değerindedir. Kültür tarihçisi ve sosyolog, yeri geldikçe bu koleksiyenlara ba§vurarak bazı problemierin açıklanmasına ı§ık tutacaklardır
(Tütengil, 1960:23-24).
II. Me§rutiyet döneı;ninin ~yılları, birço~ alan.da hürriy~tlerin ilan edildiği dönem olarak kabul edilir: Bu sebeple he*es, di.ri.l ve dünyevi'dü§Üncelenni çekinmeden konu§up yazabileceğine inann:ia.J<tadır (ö.iner Fevzi, 1326:373). Sansürün kaldırılmasıyla ve fikirlerio serbestçe söylenmeye ba§l~asıyla Q.irlikte basımyayım dünyasında büyük bir artı§ gözlenir. Öyle ki 1908'in ilk aİtı ayında süreli yayım çıkarmak amacıyla alınan ruhsatların sayısı 200'ün üzerindedir. Bu sayı 1909'da 353'e çıkmı§, fakat 1910'da 130'a, 1911'de 124'e ve 1912'de 45'e dü§mܧ-
: tür (Varlık, 1985:125). Cerniyetlerin, partilerin birbirleriyle yarı§tığı, her türlü fikrin serbestçe ifade edilebildiği II. Me§rutiyet'in ilk yıllarında çoğulcu bir fikir ortamı egemendir (Toprak, 1985:126). Böyle bir fikir ortamı içerisinde dönemin aydınlan farklı dü§ünce akımları içinde yer alsaliif d?lü, devle~in ve milletin kurtulu§u hususunda · çözÜm Önerileri geli§tirmek .için birtakım·. dergilerde bir araya gelebilmi§lerdir. Bu dergilerden ~ir~ de . hiç . §üphesiz Sırat-ı Müsta-kim/Sebilürreşdd'dır. . · · ·
II. Me§rutiyet döneiriinin en önemli de~g*rinden olan Sırat-ı M.üstakim, Türkçü, İslamcı ve Batıcı ideolojileri benimseyen.yaiarlann yazıla~ yayımlamakla beraber son tahlilde Osmanlı Türkiyesi'nde İ~Iamcılık akımının sözcülüğünü yaprnı§ bir yayım orgarudır . .M.odernist İslamcılariiı. btıradan ayrılarak İslam Mecmuası'nı çıkarmalarından sonra dergi,. belirgfn.bir biçimde muhafazakar, dini reformlara muhalif bir hüviyet kaz;1nmı§tır (Çebi, 1997:232-240). Jöntürk Devrimi ile II. Abdülhamid'in. t~httan indiril~esi sonucu siya.si güÇ v~··dayanağıru iyice kaybeden İslamcılık akıılu, eski hüviyetini yitiren bir ideoloji olmakla birlikte kaybolup gitmemi§, Sebilürreşad dergisL çevresinde,' Batı, Batıcılık akımı ve diğer eeceyanlara kar§ı bir alternatif ve .mu.halif g~ç olarak İslamcı-milli dü§ünceyi savunmu§tur (Gül:2007:40). Bir ba§ka deyi§le Sebilürreşad dergisi ise takip ettiği yayım ·politikası ile İslamcılık akımını fikren besleyen ve destekleyen süreli bir yayın olmu§tur.
1324/1908'de Sırat-t Müstakim adıyla kurulan dergi, ar~ sıra· kesiritiye uğramakla birlikte, 1965 yılına kadar uzun bir ömür.~ürİnü§tür·. Bu belliyle İslamcı yayınlar içerisinde en uzun süre ya§arnı§ bir dergi olarak kabul edilebilir. Öte yandan Türk siyasi ve sosyo-kültürel tarihinin en önemli dönemleririi içeren bir evrede yayımlanan dergi, II. Me§ruiyet'ten Cumhuriyet' e .geçi§ sürecinin analiz edilmesinde önemli bir kaynak durumundadır.
YÖNTEM Bu ara§tırmada iç~rik analizi (muhteva 'tahlili). yönteınl kullarulmı§tır. :·İçe
rik çözümlemesi psikoloji, sosyoloji, tarih, edebiyat, siyasal bilimler ve ileti§irn
Uzun Soluklu İsiama Bir Dergi: Sebilürreşiid 159
gibi deği§ik alanlarda farklı amaçlarla kullanılabilen·: bir ara§tırma yöntemidir. Temelde davranı§ları doğrudan doğruya gözlemleriıekyerine, bireylerin sembolik davranı§lanru ya da ileti§im materyallerini çözümlerneye · ·~ayarur (Öğülmü§, 1992:213-228). Bir ba§ka ifadeyle içerik analizi, sos}tal bilimlerde ve onun alt dalı olan ileti§im biliminde sözlü veya görsel mesajların açık ve örtülÜ içerik ve §eki! özelliklerinin sistematik ve herkesçe payla§ılabilen bir §ekilde ve kesin kurallara göre tasvirini yapan bir ara§tırma yöntemidir (Çebi, 1997:233).1
İçerik analizi roman, film, çizgi roman, hitabet vb. gibi yazili ya da sözlü ileti§im biçimlerinin muhtevasuu nicelik, sistematik ve objektif olarak analiz ve tasvir etmede kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemi kullanan ara§tırmacı, mater,. 'yallerdeki unsurlan sistematik olarak sınıflamak suretiyle, muhtevada, ilk bakı§ta fark edilmeyen genel ya da özel hususları ortaya çıkartır (Theodorson, 1979:75).
I. DERGiNİN YAYlM HAYATINA BAŞLAMASI
Sırat-ı Müstakim, Ebu'I-Ula Zeynelaöidin (i881....:1957) ve H. -E§ref Edib Fergan (1882-1971) tarafından 11 Temmuz 1324/1908'de kurulmu§tur? 42. sayıya kadar derginin tesis tarihi bu §ekilde belirtilmi§ iken 43. sayıdan itibaren ll. Me§nltiyet'in ilan tarihi olan 10 Temmuz 1908, mecmuanın kurulu§ tarihi olarak deği§tirilmi§tir. Derginin ilk sayısı da 14 Ağustos Per§embe 1324/1908 tarihinde yayinlanrnı§tır.3 E§ref Edib, 50 yıl so~a o günlerden §öyle hahsetmekt~dir: .
"İlk çıktığı günlerin heyecanını hiç unutmuyorum. Yıllarca hasretini çektiğimiz Hürriyet güne§i doğar doğmaz matbaalara ko§tuk. Sırat-i Müstakim unvaniyle ilk nüsharruz çıkınca Babıali altüst· oldu. Müvezzilerin· 'Sırat-ı Müstakim, Sırat-ı Müstakim' avazeleri caddeleri kapladı. 24 saat sürmedi, on binlerce nüshası yağma oldu. Tekrar bastık, yine bitti: Arkas~dan ikinci ni'.ish~sı ye~i§ti. Memleketin her tarafından telgraflar yağmaya ba§ladı.. Matbaalar gece gündüz çalı§tığı halde yeti§tiremez oldular: Az zamanda ݧkodra'dan · Bağdad'a ve Yemen' e kadar bütün memleket Sırat-i Müstakim doldu ve bütün İslam dünyasına ta§mağa ba§ladı. Büyük alimlerin, kudretli üstadların kıymetli eserleriyle Sırat-i Müstakim en birinci mecmua halini aldı. Hele AkiP in §Ürle~ bütün göiıüllere öyle heyecan verdi ·ki ... " (E§ref Edi b, 1958:1).
1 Çebi'nin bu yazısı, Esther Debus'un, SebiJürre§ad. Eine vergleichende Undersuchung zur islamschen Opposition der varund nachkeınalistischenfrai, adlı 1988 yılında Bamberg Üniversi-tesi'nde sunduğu doktora tezinin basılmış halini tarutan bir makaledir. ·
2 Sırat-ı Mtistakim'in logosunda uzun müddet, "Müessisleri:Ebu'l-Uta Zeynelabidin-H. Eşref Edib" görünür. "Müdür-i Mes'ul ise H. Eşref Edib'dir. Bu yazı 3 Şaban 1327-6 Ağustos 1325 tarihli 50. Sayıya kadar arka sayfada yer alır. .·.
3 Kaynaklar derginin yayıma baŞlama yılının 1908 olduğu konusunda hemfikirken, hangi ·ayda başladığına dair muhtelif tarihler vermektedii:. Örneğin Türk A11siklopedisi (C. 23,· s. 251) derginin başlangıç tarihini 27 Aralık 1908 olarak verirken; AnaBritannica ile Toprak (1985:126), 3 Eylül 1908 şeklinde vermektedir. Ceyhan (19~1:Vlll) ise 14 Ağustos 1908 tarihini benimsemek-
. tedir.
160 ,, .•. . Adem Efe
Sırat-ı Müstakim dergisinin ba§lık kli§esinin altında, 1-49. sayılarda "Din, Felsefe, Edebiyat, Hukuk ve Ulılmdan bah.is haftalık gazetedir" ifadesi yer alırken; 50. sayıdan itibaren "Din, .Felsefe, UlOm, Hukuk, .Edebiyat ve Siyasiyattan ve bilhassa gerek siyasi v.e gerek ictimai ve mederu ahval ve §utln-u İslamiye'den bahseder ve haftada bir defa ne§rolunurn alt c.ürnlesi yazılmı§tır.
Dergi, 20x28 ebadında olup çoğunluk itibariyle 16. sayfa olarak yayınlantnı§, fakat 77- 80, 82, 83, 88, 89, 92, 101-104 ve 106 .. sayılar 18 sayfa; 107. sayı da 20 sayfa olarak yayınlanmı§tır (Gülcü, XII-XIV): ·. . ..
Sırat-l Müstakim/Sebilürreşad1 1908 ila 1965 yıllan arasında, Il. Me§rutiyet, Balkan Sava§lan, İ ttihad ve Terakki, I. Dünya Sava§ı, Mütareke ve Milli Mücadele ve Zafer dönemlerini ve ardından Cumhuriyet'in ilk yıllannı ve çok partili ha-yata yeniden dönü§ dönemlerini ya§anu§ bir dergidir. ·
i. Birinci Dönem (1908-1.912): Sırat-ı ~üstakim . ,
Dergi, 1908'de Hürriyet'in ilaru sıralarm.da yayım hayatına: atıldığından siyasal olarak .t-:1~§rutiyet y~netiminin yanında yer a.in}ı§ ve Kan~n-ı E~asi'~n yeniden yürürlüğe konulmasını sevinçle kar§ılamı§_tl!. pergi, ilk sayıla!Jlld~ sıkça me§veret, §ura, hürriyet-istibdad kavrarnl~rını . el~ alan yazılan yayırnlamı§;. ~u cümleden olarak istibdad rejiminin ve müstebid yöneticilerin halkı cahil ve sefil bıraktığı gibi Osmanlı Devleti'nin yıkılmasına sebep oldukla~a dair çok sayİda makale yer almı§tır. Bunlarm bir kısmında ll. Abdülharnid kıyasıya ele§tirilmi§tir. Bu· yüzden olsa gerek Toprak, bu dergiyi, II. Abdülhamid'e kar§ı. ba§kaldıran ilk İslall?-cı-Türkçü yayım organı olarak nitelemektedir (Toprak; ı985:126-132) .. Bunun kar§ısında İ ttihad ve Terakki yönetimini destekleyici tutum içerisine girmi§tir. Bu arada çe§itli ayet ve hadislerle me§rutiyet yönetirnirıi, §Urayı v~ 011-un ger
.çekle§tirildiği yer olan p~!a~~ntoy~ öven, bu kurumlann İ~lam'la uygun ,oldu_ğunu ispatlamaya yönelik yazılara yer veriJ:?i§tir.
Derginin bu dönemde modernist bir Y.önelime _sahip olduğunu söy_lemE!k mümkündür. Zira derginin ilk yazar kadrosu için~e .yer alan Gaspralı İ~mail, Ahmed Agayef, Ayaz İshaki, Yusuf Akçura, Halim Sabit.gibi yazarlarm ve. Mısl! kökenli Muhammed Abduh, Re§it Rıza ve Ferid Vecdi gi~i §ahı.sların bu.yöneli§te etkisi olmu§tur. Bu yazarlar ve onlardan etkilenen §ahıslar, dinin, bid'at ve hurafelerden ternizlenerek aslına döndürülmesinin gerekliliği, takticlin terkedilip içtihad yapılması, geni§ halk kitlelerine ula§ması amacıyla Kur'an'ın ve hutbelerin Türkçele§tirilrnesi vb. gibi konula~ı sütunlarında dile getirmi§~erdir.
Yine dönem gereği 1908'li yıllarm Sırat-l Müstakitlı dergi~inin klasik v~ gelenekçi bir İslamcı yayım organı .olmadığını söylemek mümkündür. Bu devrede dergi, Türkçü, İslamcı ve h~tta nadir de olsa Batıcı ideolojiyi benimseyen yazarlarm yazılarına yer verdiği görülür. Dergide Rusya'dan Osmanlı ba§keritine ·göç etrni§ yazar ve §airlerin olması anlamlıdır. Mecmua, · bu yazarların, ·Tatar modernizmi, ceditçilik, Turkçülük ve Turancılık üzerine olan yazılarını yayıml~r. Derginin Müslüman Türklerle ilgili yazıları ba§ta Azerbaycan olmak üzere diğer
Uzun Soluklu islama Bir Dergi: Sebilorreşad 161
Türk-İslam dünyasında ilgi ile takip ediliri birleştirici bir görev ifa eder. Öyle ki Rusya Müslümanl~n üzerindeki etkisi derginin bir müddet Rusya'ya giri§ini zorlaştırmış ve Rus idaresi üzerinde bir endişeye yol açar (Günaydın, 2008:258-261).
Ayrıca dergi Türk dünyasından gelen insanların buluştuğu bir mekana dönü§üri Türklük a.Iemi üzerine çalışma yapan araştırmacılar, 1909 yılında derginin katkıları ile Daru'l-Fünun Mekteb-i Aliye binasında ~ir araya gelerek, ileride Türk Ocağı'na dönü§ecek Türk Derneği kurulur. Derneğin kuruluşu dergi ·aracılığıyla - ka- .
muoyuna duyurulur. Sırat-ı Müstakim bu derneğin sözcüsü olur (Çebi:242i Ara-hacı, 2004:127-128i Gül, 2007:44). ·
Dergi bu dönemde milli öğelerin İslami esaslarla bağdaştırılrnasından yana tavır belirler. Yukarıda adı geçen yazarlar makalelerinde daha çok Müslüman
milletierin tarihinde Türkler'in özel bir yeri olduğundan bahsederler~ "Türkler bütün milletierin gözbebeğidir. Akvam-ı İslam içinde en iyi Müslüman, Türklerdir. İsl.imi.yet her milletten ziyade Türkün.fıtratına uygun gelmiştir. ·İslam' ı yük
seltecek milletierin ba§ırıda Türkler gelir" (Sebilürreşad, 1339:42) ifadesi bu anlayı§ırı bir yansunasıdır. Ancak daha sonraki süreçte bu yazarların dergiden aynlıp İsitim Mecmuası'na geçmeleriyle derginin milliyetçilik anlayışında deği§iklikler gözlenmi§tir. Dergi, etnik kökene bağlı milliyetçilik anlayışının Osmarılı Devleti'nin toprak kaybetmesine, kamplara aynlrnasına ve halileye kar§ı ayaklarımalara sebep olduğunu ileri sürerek yeni bir söylem geli§tirmi§tir. Milliyetçilik olgusu
n:un karşısına İslam'ın birlik ve cemaat ilkelerini öne çıkarmayı yeğleıni§tir (Çebi, 1997:242).
ü . İkinci Dönem (1908-1925): İsim Değişikliği: Sırat-ı M üstakiın'den Sebiliirreşad'a
Ebu'l Ula Zeynel Abidin başlangıçta derginin mes'ul müdürü iken milletvekili ve ardından müClerris profesör olması nedeniyle, 1. cildin sonlarından itiba
ren dergiden ayrılmışi böylece bütün yük Eşref Edib'in üzerine kalmıştır. EŞref Edib, başarılı yönetimiyle dergi, 182 sayı olarak yayımlaruruşi daha sonia bu sayılar 7 cilt halinde bir araya getirilmiştir. 16 Şubat 1327 tarihli son sayının son sayfası şöyle "bitmektedir: ".Elhamdulillah bu 182. nüshamızla Sırat-ı Müstakirn'iri. 7.
cildi de hitam bulrnu§tur, 8. ciltten itibaren aynı mesleği daha etraflı bir surette takip etmek üzere Sebilürre§ad unvanı altında intişar edecektir. Muhterem karile
rimizin malumu olmak üzere beyanı lüzum gördü~." Yine Sebilürreşad'ın ilk sayısında da ihtar notu ile sekizinci ciltten ve 183. sayıdan itibaren risalemizin unvanı 'Sebilürreşad' olmuştur, ifadesi yer almaktadır. Ancak derginin formatı, basım düzeni, eski bölümleri aynı form altında devam etmi§tir (Bouvat, 1974:282-291).
Dergi, 23 Şubat 1327 (8. Mart 1912) tarihinde, 183. sayıdan itibaren yeni ismiyl~ çıkmıştır. Dergiye yeni ismin nasıl verildiği hususundaki ~ekdC?t zikret
meye değer. Ebu'I-Ula'nın dergiden ·ayrılmasınd~n sonra Eşref Edib, Mehmet Akif, Prens Said Halim Paşa'nı.İi. Heybeliada'daki Sela~ Kö§kü'nde göı:t_işm~k-
162 Adem Efe
tedirler. O görü§me sırasında derginin ismini deği§tirmeye karar verirler. Yeni
is~ nasıl verildiğini E§refEdib §öyle anlatır:
· "Abbas Pa§a, hir tekiifte bulundular: Kur'an'dan bir sahife açalım, ne isim
çıkarsa oradan alalım. Muvafık dedik. Harem dairesinden bir Mushaf-ı Şerif getirildi. Besınele ile bizzat bir sahife açtılar. "İttebiuni ehdikum sebilerre§ad" ayet-i kerimesi çıktı. Halı dedik. ~Sebilürre§ad" ismi pek münasip. Hem de Sırat-ı Müs
takirn manasına. Hemen karar verdik . . Fakat T ahirü'l-Mevlevi, bizden evvel bu ismin imtiyazını almı§. Ona müracaat ettik. Memnuniyetle bize devretti. . Sırat-ı Müstakirn bu suretle Sebilürre§ad oldu. Kaldığırnız yerden bu isimle Akif Bey'le beraber ne§riyata devarn ettik" (E§ref Edib, 1957:199-200).
Sırat-ı M üstakim'in bir devamı niteliğinde olan Sebilürreştid, bunun için olsa ger~ 1-183 sayı numarasını ta§ır. Ba§lık klݧesi altında 1330/1327 tarihi bulun
··makta, "Vallahü yehdi men ye§aü ila sıratin müstakim" (Nur:24/46)' ile ~İttebiuni ehdikum sebilerre§ad" (Mü'rnin:40/38) ayet metirıleri (Sure adı ve ayet nurnarala
rı tarafımızdan verilrni§tir) arasında "Dini, İl.m1, Edebi, Siyasi Haftalık Mecrno·a-ı İslamiyedir" ifadesi vardır. Anla§ılan iki ayet metninden hareketle adeta derginin eski VI! yeni adlan bir arada. verilmek istenmektedir. Hemen onun altında "Sahib
ve.mes'ul müdürü: H. E§ref Edib" yazılıdır.4 İki çizgi arasında da Aded:1/183, 19 Rebiulevvel 1330 Cuma/24 .Şubat 1327, Cilt 1- 8 gibi bilgiler yer almı§tır. Dergi,
23x32.5 ebatlarındadır.
Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad, İslam aleminin içinde ·bulunduğu sıkıntılı durumdan kurtulması. ve yükselmesi için çalı§mayı en mukaddes bir görev telakki etrni§tir. İslam ülkelerinin toplumsal hayatlarını yakından tanımak, onlann birbirleriyle tanı§malarına vesile olmak, derginin amaçlarından biri olmu§tur. Dergi
bu yayın. .hedefinin gerçekle§tirilmesi için birtakım fedakarlıkların yapılmasını; e.lbirliğiyle çalı§ılmasını, bu bağlamda okuyucu sayısının artırılması gerekt~ğini bir ~eyanname ile kitleye duyurmu§tur. Bu duyuru üzerine dergiye iltifat ve rağbetler artmı§tır:
"Bunun üzerine her taraftan öyle iltifatlara, te§viklere mazhar olduk ki bu tufan-ı teveccühe kar§ı te§ekkürden aciz kaldık. Bir ay zarfında birçok abone gel
di. Kendilerinden be§er abone.kaydı rica olunan zevat telgraflarla .yiğirmi§er abone senedi taleb ettiler. Anla§ıldı ki Müslümanların intibahına, Müslümanların teallsine her tarafta §iddetli ݧtiyak var; bu uğurda herkes elinden gelen fedakarlığı ifaya bin can ile mü§tak. Şu halde yapılabilecek §eylere hernan te§el?büs etmek lazım geldi: bir taraftan maarif-i İslamiyenin terakkisine, uhuvvet-i ·İslamiyenin te'yidine hadirn bir heyet, bir cemiyet te§kili içün prçıgram hazurlanub her-
4 I. sayıdan XII. cildin 309. sayısına kadar 'Sahib ve Mes'uf Müdür yine olarak Eşref Edi b' olarak görünmektedir. 309. sayıyla birlikte jenerikte 'Semıuharrir:Mehmed Akif-Sahib ve Müdir-i Mes'ui:H. Eşref Edib' adianna rastlanmaktadır. 'Sennuharrir' unvanı 312. sayıdan itibaren 'Bar muliarrir'e dönüşmüştür. 250: sayıda ise nedense hiçbir isim yer almamaktad':.
Uzun Soluklu İslamo Bir Dergi: Sebilürreşild 163
mucib-i kanun Dahiliye Nezareti'ne der-dest takdim olduğu gibi; diğer taraftan da risalemizin hem heyet-i tahririyesinin, hem münderac§.tının tanzimine te§ebbüs olundu. Bunu haber alan büyük bir Müslüman da cenah-ı atifetini risalemi.zin üzerine gerdi; çalı§mak içün pek azim bir itmi'nan verdi. Fi-sebilill~ Müslüman
lığa hizmet uğrunda ·garazsız, ivazsız çalı§an fedakar muharrirlerimizden ba§ka ulum-ı şer'iyye ve alem-i İslam lıminde vukuf-ı küllileri olan diğer b~~ büyük İslam muharrirlerine müracaat olundu, Müslümanlığın intibah ve tealisi uğrunda hiçbir muavenetten geri kalmayacaklarına dfu kendilerinden vaat alındı. Bunun üzerine isimleri bütün · milletce tanınrnı§ olan atideki zev§.t-i muhteremden
mürekkeb bir heyet-i tahririye te§kiline inayet-i Hakk'la muvaffakiyet h~sıl oldu.
Üç buçuk seneden beri nsalerniz dine, vatana, ilim ve marifete, 'alem-i İsl§.m'ın oldukca te§.rüfüne, intib'ah ve tevhidine acizane ettiği hizmetler cümlenin malumudur. Kendisinin istikamet ve ciddiyeti,· Cenal?-ı ' Hakk'ın lütuf ve inayeti
sayesinde az zaman zarfında bütün alem-i İslam'a intişar etti; seda-yı ik.azı bütün Rusya, Çin, Hindistan, hatta Japonyalara kadar in'ikas eyledi. İnşaallah hayatı temin olunan risalerniz, bundan sonra-gereK bu babda hasıl olan meleke, gerek muavenet-i tahririyede bulunmağı kat'! olarak vaad eden zevat-ı muhteremenin
himmetleriyle daha mütenevvi'; daha mütekarnil ve daha ziyade hadim-i intibah bir tarzda inti§ar edecekdir. Bu va'dimize karilerimiz e!fiin olabilirler, zira risale
rn.iziıi §imdiye kadar çıkan· cüzlerini takib etmi§ olan erbab-ı insaf risalemizin
nasıl doğru, nasıl mu'tedil, nasıl açık bir meslek tuttuğunu; sonra şufınun, edvar-ı hadisatın tahavvülat-ı bi-hesabına rağmen o mesleğe merbut kaİdığıru elbette takdir buyurmu§lardır" (Sebilürreşad, S. 1- 183). ·
Herhangi bir dergi veya gazetenin yazar kadrosu, qnun fikir ve dü§ünce hayatındaki yerini göstermesi açısından önemli bir göstergedir denebilir. Bu bakımdan Sebilürreşdd'da devrin me§hur Türk ve İslam ilim ve fazıliari yer almıştır. Bunlar içinde !\'yandan Manastırlı İsmail Hakkı Efendi, Ba§ müddeiümumi Bereketzade İsmail Hakkı Bey, Hariciye Tercüme Şubesi Mümeyyizi Ferid Bey, Abdürre§id İbrahim Efendi, Babanzade Ahmet Naim Bey, Darü'l-Fünun Muallim
lerinden Mehmet Akif Bey, Alay Müftüsü Mehmed Fahreddin Efendi, Bursalı Mehmed Tahir Bey, Kazanlı Halim Sabit Efendi, Midilli' İdadisi Müdürü M. Şemseddin Bey, Ali Şeyhü'l-Arab Efendi, ls partalı Hakkı Bey, T ahirü'l-Mevlevi Bey, Edhem Nejat Bey, Selim Efendizade Mustafa T aki Efendi, Aksekili Ahmet
Harndi Efendi, Hocazade Ahmet Bey, A. N. Bey, Alim Can el-İdris Bey, Halil Halid Bey, Ahmed Bey Agayef, Ali Rıza Seyfi Bey, Dabistan-ı İraniyan Müdürü Tevfik Bey ve H. E§red Edi b Bey· gibi isimler · vardır. Daha sonraki sayılarda ise
bunlara Kemalzade Ali Ekrem, Hasan Hikmet, İzmirli İsmail Hakkı, Milaslı İsmail Hakkı, Mustafa Sabri Efendi, Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Prens · Said Ha
lim Paşa, Musa Carullah, Muhanuİıed Abduh, Abdülaziz Çavi§, Ferid Vecdi, Ömer Rıza, S. M. Tevfik, Yahya-Afif vb. gibi Sırat-ı Müstakim dergisinde de yer almış olan ve yeni isimler de eklenmiştir. Döneminin en önemli aydınlarını bün-
164 Adem Efe .·
yesinde bulunduran dergi için Shaw §unlan söyleı;nektedir: "~_slamcı gruplar içinde el?- entelektüel olup dergi Me§rutiyet;in İslam ile uyu§tuğu fikrini savunuyordu" (Shaw, 2000:366). ·
Bu kadar geni§ bir yazar kadrosunu bünyesinde-bultJnd.uran Sebilürreşad iki kısımdan olu§m'!ktadır. Birinci kısım ilmi ve fennidir; §U konulardan müte§ekkildir: · T efsir-i Şerif, . Hadis-i S~rif; İct~aiyat, Felsefe, Fıkıh ve Fetava, Edebiyat, Tarih, T alim ve Terbiye, Hutbe ve M~vaiz, Makal.at. İkinci J<ısım ise Siyasiyat, Hayat-ı Akva~-ı İslamiye'ye .tahsis edilmi§tir. Bu kısımda Umumi Siyaset1 Siyaset-i İsla.ID.iyeden b~sede"x-ı _Makalat, Hayat-ı Akvam-ı İslamiyeye Dair Malumat,
Mek~tib ve Matbuat, Şuun-L lfmumiye gibi alt kısımlar mevcuttur. Derginin, Tenkid ve Takriz ve İslam Ticaretgahlan, Asar-ı ve Erbab-ı Sanayi ba§lıklı ek mahiyetinde olan bir kısmı daha vardır ki İslam Ticaretgahlan kısmında az da oJsa
' reklamlar görülmektedir. T oparlayacak olursak dergide T efsir ve Hadis' e dili önemli konular, ulum ve fünuna, toplumsal hayatımıza ve mai§etimize temas eden binlerce ayet .v~ hadis-i §erifler §erh ve izah edilmi§, pek mühirn toplumsal
ve felsefi problemler, birçok fıkhi meseleler ve bu konudaki sorulara cevaplar, tarih ve edebiyata, taliİn ve terbiyeye dair bahisler, İslam milletlerinirı toP.lumsal ve sosyo-kültürel hayatianna dair haberler ele alınmı§tır.
Derginirı bu dön~ (1912-1925), ülkenin asket1, sosyal ve ideolojik ba_.
kımdan en y~ğun ıı:~cadelelerin ya§andığı zaman dili.ıJı4ıe rast gelıni§tir. 1912 ve sorırası ulusla§ma süreçlerinirı yaygınla§maya ba§ladığı, ardı sıra gelen T rablusg~rp ve Balkan Sava§lan ile ·C?smanlı Devleti'nin bölünüp inkıraza sürüklendiği bir devirdir. Bu sırada dergi vatanperverler cephesinde yer almı§ ve vazifesini hal$kıyla yerine getirmi§tir. Bu itibarla Müslümanların genel durumlanyla ilglienmeyi kendine görev edinen dergi, öncelikle Osmanlı memleketlerinin ve· bütün Müslümaniann birliği (İttihad-ı İslam) üzerinde durur. Bu bağl~da müsavat, ~huvvet ve kavmiyet temaları derginin en temel konulan _arasınd~ yer_ alır (Mertoğlu, 2001:78). Daha sorıraki süreçte dergi~e hürriyet, müsavat, uhuvvet, birlik, kuvvet
hazırlamak gibi temalar te§vik edilirken, kavmiyetçilik/milliyetçilik dü§ün~es~ il~ mücadeleye girer. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Sava§ı'na girdiği sırada, İttihad~ı İslam fikri doğrultusunda Cihad Fetvalan ne§reder bu bağlarnd~· cihadın, bütün Müslümanlara f~ olduğuna dair açıktan çağrılar yayımlar (Sebilürreşad,
1330:141-145). .
İlk ba§larda İttihat ve Terakki yönetimini destekleyen dergi, daha sorıraki süreçte partiyle fikri müqıd:Jeye girer. Onların liderlerini farmason olarak addeder ve bunların dine kar§ı cephe aldıklaı:J.?l; Müslümanlığa taarruzda bulu~dukl~-·
rını ileri sürer. İ ttihad veT er~ yöneticilerinirı ortaya attıklan meselelecin hiçbi
risinin ilİni esasa dayanmadığını; tarn~yla uydurma ve dini tahriften ibar:et olduğunu ortaya koyar. Bunun ü~erine ittihad ve Terakki yöneticileri §iddet ve tazyik yoluna ba§vururlar (E§ref Edib: 1958:2-12). 1911 yılında kapatılan dergi,
İki?ci kapatmada yayıroma ara vermeden sadece adını deği§tirerek ne§rini deya.n:ı
Uzun Soluklu İslamcı Bir Dergi: Sebilürreş§d 165
ettirir. 300 ve 301. sayılan (Haziran 1914) Sebilü'iı~Necat· adıyla çikar· (Arabacı, 2004:103). 1915 Mayıs ve Eylül'ünde çıkan Akif'in A. Çaviş'ten çevirdiği "İslam ve Medeniyet 1 n (C. 14, Aded:339, ~. 3-5) ile "İslam ve Medeniyet ·2" ·(Aded:340,
s. 11-13) başlıklı yazının bazı kısımlan sansürlerikAdı geçen yazı İttihat ve Terakki yönetiminin siyasetine aykın kabul edilıiı.iştir. Bunun iizerin·e 1916'dan
1918 yılı ortalanna kadar bir buçuk yıl süreyle İttihatçı yönetim dergiyi kapatır. Nihayet, 4 Teımi1uz 1918 tarihinde 361. sayı ile dergi yeniden .çikroaya başlar. Mütareke döneminde, bir yandan İttihat ve Terakki yönetirniniİı baskısİ; bir yandan işgal kuvvetlerinin sansürü nedeniyle bazen sayfalan boş çıkmıştır (Örneğin Nisan 1919, Aded:403). Bütün bunlara rağmen Eşref Edib nezdinde dergi Batıcılara karşi İslam Birliği ideolojisini savunmaya çalışmıştır. Bu sıralardaki ·derginin başat amacı, başta -Abdullah Cevdet olmak üzere "Asrilik" ve "Batıcılık n taraftarIanna karşı mücadele· etmek olmuştur (Albayrak, 1995:473-474). · .
Mütareke yıllannda dergi, bir yandan mandacılarla, bozguricu yerlilerle uğ
raşırken, diğer taraftan işgal ordularının mernlekete getirdikleri ahlak bozukluğuyla mücadele etmiştir. Milli Mücadele döneminde de oldukça mühim bir rol oynamıştır. İstanbul 16 Mart 1920 sabahı İtilaf Devietleri tarafından işgal edilin
ce, Mehmet Akif, Eşref Edib'e 11 Artık burada oturacak zaman_ değildir, gidip çalı~mak lazım. Bizim tarafımızdan halkı tenvire ihtiyaÇ varmış; çağı.hyorlar, mutlakaı
gitmeliyiz. Ben yann Ankara'ya hareket ediyorum. Hiç kimseniii haberi olmasın. Sen de idarehanenin işlerini derle topla, Sebilürreşiid klişesini al, arkarndan gel. Meşihattakilerle de temas et, Harekat-ı Milliye aleyhinde halt etmesinler" diyerek Anadolu'daki Milli harekete katılmaya karar verir. 1920 yılı Nisan· s-~clanna doğru 12 yaşındaki oğlunu da alarak İstanbul'dan aynlır (Eşref Edib, 1962:139). Üsküdar'da yol arkadaşı Ali Şükrü beyle buluştuktan sorıra Alemdağ yoluyla deniz kıyısına varır ve oradan bulduğu bir araç ile inebolu'ya ulaşır. inebolu'dan da Ankara'ya hareket eder ve 9 Mayıs 1920'de Aılkara'ya· varır. Ardmdan Burdur Milletvekili seçilir. Bu sıfatla Eskişehir'e, Burdur'a ve Sandıklı'ya gider buralarda
heyecan yüklü konuşmalar yapar. 2 Ekim 1920'de başlayıp 22 Kasım'a kadar devam eden Konya - İsyanı'nın bastırılması için Konya'ya gönderilir (Uçman, 1986:51-56). Akif, Konya halkına, 'vatarl.ın yok olmak tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu, milletin tek-vücut halinde birleşerek yeni kurulan hükümete yar
dım etmeleri gerektiği konusunda ikna etme çabalanna ·~§ir ve zor da oisa bunu başarır (Eşref Edib, .1962:142)
Mehİnet Akif bu çalışmalar içinde iken, İstanbul'da artık rahatça yapılabilecek bir· ş'ey kalmayınca, Eşref Edib de, daha önı;e Akif'in verdiği talimat doğrultusunda Sebilürreşad klişesini alır ve Karadeniz yoluyla ilkin İnebolu'ya; oradan da Kastamonu'ya geçerek, durumu Akif'e bildir.iİ-:· · Eşref Edib'in gönderdiği haber üzerine Mehmet Ak.if derhal Ankara'dan aYrılır ve 19 Ekim 1920 · Cu~a günü Kastamonu'ya gelir. İkisi kısa bfr hazırlik yaptıktan sorua Sebilürreşad'ın, Kasta~
166 Adem Efe
monu'da ne§redilmesine karar verirler. Derg~ burada yayımlaruna nederı..inj. de §U satırlada açıklarlar:
"İngilizler ~erkez-i hila~eti i§gal ve zulüm ve tazyiklerini arttırdılar. Maddt, manevt b(itü!l hürriyet-i İslamiye'yi selb ettiler. Her §eyi tahakküm ve iracieleri altına aldılar .. Bunun üzerine 0ü~l9manlığı ve Mgslümanlann ·h.ukukunu mQdafaa hususunda hiçbir tesir al~ında kalmayarak daima istil.<l§l-i efkarını muhafaza etrni§ bulunan Sebilürre§ad'ın İstanbul'da ne§rine imkan kalmadı,· Onun ·için inayet-i Hak'la risalemizi bugünden itibaren /üıadolu' da ne§retmeye ba§lıyoruz" (Sebilürreşad, Aded: 464:2~4).
Bu §ekilde, derginin 464 ~ayılı (25 T e§rirıi Sarıi 1920/15 Rebiülevvel 1336) tarihli nüshası Kastamonu'da yayımlanır. Bu nüsha, Anadolu'9a dağıtılrriak üzere bütün vilayet, sancak ve kazalardaki valilere, mutasarrıf ve müftülere gereği ka-. dar gönderirler (Karan, 1957a:333-334). Meıın:ıet Akif Kastamonu'da bulunduğu sırada bir yandan E§ref Edib'le beraber derginin ne§riyle ilgilenirken bir yandan da Milli Mücadele hakkında Anadolu halkını aydırılatmak, onlara f!l-OCal ve heyecan vennek için 19 Te§rinisani 1336/1920 Cuma günü Nasrullah Camii'nde bir konu§ma yapar. ~. bu konu§masında (vaaz), milli mücadelenin gerçek mahiyetinden, milli birliği koruyarak canla ba§la sava§marıın Türk milleti için hayati bj.r vazife olduğundan; Sevr .Muahedesi'rıi kabul etmenin Türk ınilJeti için ölü~den ba§ka bir §ey olmadığından bahseder. Akif'tn bu konu§ması E§ref Edib tarafından not edilmi§ ve daha sonra basılmı§tır (Sebilürreşad, S. 464, s. 256-258; Ersoy; 1944: 204-229). Akif'in bu konu§ması halk üzerinde olurrılu etki yaratınca Ankara'daki milli hükümet, kendi~inden Kastamonu ilçelerinde de aynı bağlamda hitabelerde bulunmasını rica eder. Akif bu .rica üzerine Kastamonu'nun befli ba§lı ilçelerini .dola§arak or?.larda da halka Sevr Muahedesi'nin kabul edilerneyeceği konusunda aydınlatıcı hitabelerde bulunur (~kz: "Kastamonu Kazalarında" 10 Kanunusarıi 1336/1920; Ersoy, ~944:240-250). Akif'in buralarda yaptığı .bu çe§it hitabeler Sebilürreşad'da yayımlanır. Ardındap. kitap §eklinde hükümet tarafından on binlerce nüsha basılarak. muhtelif cephelere dağıtılmı§ ve Aı).adolt,J'nun deyim yerindeyse bütüp. camilerinde, bü~ün ordugahlarında okunmu§tUr:. Örnek olarak Diyarbakır Cephesi Kumandanı Nihat Pa§a'dan gel~n bir telgrafta §öyle deı:).ilmektedir:
"Kastamonuda Sebilürre§ada: Nasrullah Cami §erifinde irat- huyurduğunuz mev'izayı havi mecmuanız Diyar ·Bekir'in camii kebirinde c~ma namazından·
sonra kıraet edilerek bütün müminler enva~ maneviyesinden hisseyabı tenevvür edilerek tefeyyüz etrni§lerdir. Fakat bu istifade pek mahdud kalacağından· hudut mıntıkasını te§kil eden el ~z, Diyar Bekir, Bitlis, Van vilayetleriyle civar muta.sarrıflıklar halkı da nasiybedar ed~ek ve §erefiyle hukuku qoğrudan doğruya sizlere aid olmak üzere Diyar Bekir matbaasında tabı ve teksir ett.irilerek bütün· ceph:eye tevzi edilmi§tir. Cenab-ı Hak mesai-i din ve vatanperveranemizi me§kur
Uzun Soluklu islama Bir Dergi: Sebilürreşact 167
eylemesi temennisi ile ihtiramatımı takdim eylerim." 10-2=-327. El-Cezire Ku::. mandaru Nihad (Karan, .1957b:31).
Mehmet Akif ve · E§ref Edib'in yakla§ık bir ay . kaldığı :süre zarfında
Sebilürre§ad'in üç sayısı (464, 465, 466. nüshalan) Kastamonu'da ile§redilir. Derginin sahibi ve başyazarı 25 Aralık 1920 tarihinde kli§ele.rle beraber Kastamo_, nu'dan ayrılıp Ankara'ya gelir. Böylece 3 Şubat 1921'den itibaren SebilürreŞ4d Ankara'da çıkmaya ba§lar. Sebilürreşiid'ın, Kastamonu'daki hiirnetleriıii takdir eden ba§kumandan Mustafa Kemal, E§ref Bey'le Akif Bey' i ·görüşmeye çağırır. Bu görü§mede Mustafa Kemal:
"Kastamonu' daki vatanperverane mesainizden çok niemhtin oldum. Sevr Muahedesi'nin memleket için ne kadar feci bir idam hükiDü olduğunu
Sebilürre§ad kadar hiçbir gazete memlekete ne§redemedi. Manevi · cephemizin kuvvetlenmesine Sebilüürre§ad'ın büyük hizmeti ·oldu: Her· ikinize de bilhassa te§ekkür ederim. Ben sizin daha İstanbul'dayken de Milli Mücadelemize yaptığı-· nız hizmetlerinizi bilirim. Kastamonu'dayken geçirdiğiniz kaza da.§ayaru teessüf-· tür. Valinin şahsi endi§eleri hükümeti şaşırttı, yanlış karara sevketti. Geçmi§olsun. Böyle zamanlarda hatalara bakılmaz, sizin samimiyetinizi, milli davaya cim: dan bağlılığınızı Anadahi'da ne§rettiğiniz nüshalar tamamıyla gösterdi" der. · ·
Akif pek konuşmamıştır. 'Çok açık ve faZla konu§an' ·Eşref Edib olmu§tur. Abdülmecid Efendi'nin Anadolu'ya gelmekten niçin vazgeçtiğini de koriu§urlar. Bunun yaninda İslam Birliği konusu da-dile getirilir ve Ankara'da ·bir kongrenin yapılması kararla§tırılır. E§ref Edib bu. hususta §unları yazar: "Anadolu'da bir İslam Kongresinin te§kili o kadar mühim bir hadisedir ki, bütün Müslünl:an efk~n üzerin:de azirn tesirler husule getirecek, bütün me'ylıs gönüllere yerii bir nefha-i ümit ve hayat bah§edecektir" (E§ref Edib, 1337; :34-35). E§ref Edib'in yazıları doğrultusunda Matbuat Müdürü Hüseyin Ragıp Bey de Hakimiyet-i ·Mi/liye' de İslam Kongresi dü§üncesin~ destekler. Bu çalışmalar sürerken Hüseyin Ragıp, Mustafa Kemal'den bir eı:nir getirir: "Pa§a böyle bir kongrenin_ bi.ıra~a toplanma" sını çok emniyetli telakki etti. Derhal bir büromin te§kil etmesini emretti. Sen, Akif Bey, Şer'iyye Vekili Mustafa Fehmi Efendi,.Ba§katip Recep Bey, ·aördünüzüiı
bu i§le me§gul olmasım tensip buyurdular. Yarın derhal Recep Bey'le temas,ediniz, i§e ba§layınız." (Arabacı, 2004:112)
Bunun üzerine Eşref Edib hemen Mehmet Akif'le görü§Ür. ·Ertesi güh 'dört görevli, İstasyon binasında, kongrenin esaslarını görü§mek üzere toplanırlar ve aralannda i§ bölümü yaparak bir karara vanrlar. Aricak Eskişehir Bozgunu dolayısıyla bu ݧ aklın kalır.
Eski§ehir ve Kütahya bozgunlan üzerine, devlet inerkezinin ·güvende olmadığı ve bu yüzden Anadolu'nun ortalarına doğru taşınınasi dü§üncesi ortaya çıkar. Bunun için dü§ünülen yer Kayseri'dir bu yüzden oraya nakiller ba§lar. Mec~ liste yapılat). tartı§malar sonu~unda, ~rdünun Sakarya'da müdafaası ' fikri galip gelince, Akif, E§ref Edib'e "Sen kli§eyi al, Kayseri'ye git, S'ebilürreşad-'ı orada çıkar.
168 Adem Efe
Arkamızdaki Müslümanlar ye'se düşmesinler Sakarya inşaallah düş~a mezar olacaktır" der (Eşref Edib, 1962:183). Eşref Edib, Kayseri'ye doğru gidecek ailelerin başında olduğu halde Sebilürreştld'ın klişelerini ve Kastamonu ye Ankara'da çıkan
sayılarından bir çuval kadar koleksiyon yaparak yaruna alır (Arabacı, 2004:112). Bu sırada yurdun çoğu . yerinde olduğu gibi Kayseri halkında da bir endişe ve ürni~si~ havası y~yılınaktadır. _Bunun l:ıertaraf edilmesi hususunda. Kayseri Mutasarrıfı Kemal (Gedeleç) Bey, Eşref Edib'e:
asebilürreşad narnma . burada bir beyanname neşretseniz· çok iyi olacak.
Sebilürreşad'a karşı halkın muhabbet ve itimadı var, burada ve civar kazal~da dağıtırız. Bugün halkı çözüln;ıekten, dağılmaktan koruyacak, ilahi sesten başka bir şey yok" diye bir ricada bulunur.
Bu rica üzerine Eşref Edib, hemen gidip bir beyanname hazırlar; vilayet matbaasında dizdirilir, el ile çevrilen baskı makinesinde, hayırlı akibetler temen~ nisiyle, bizzat kendisinin yardımlaoyla onbinlerce nüshanın basımı gerçekleştiri
lir. 1 Eylül 1337/1921 tarihinde basılan bu beyarınameler sabaha karşı, vilayet matbaası önünde bekletilen atlılar tarafından bütün civar kazala_ra, nahiyelere ve köylere dağıtılmıştır. Aynı şekilde basılarak çoğaltılan beyanname 2 Eylül 1337/1921 tarihinde Kayseri Hükümet Konağı önünde düzerılenen rnitingte.
okunrnuş ve Kayseri halkına dağıtılınıştır (Beyannamenin metni için bkz.
Sebilürreşad, C. VII, $ .. 1~8, Ağustos 1953, s. 114-.116; Karan, 1957c:105). Ardın
dan Kastamonu mebusu Ali Şükrü Bey de Kayseri Ulu Camii'de halk üzerinde tesir edici bir hitabede bulunur. Hitabesinde ayet ve hadislerden örnekler vererek
halkı birlik ve beraberlik içinde mücadeleye çağırır. Eşref Edib bu konuşmayı not alır. Sebilürreşdd'ın bir nüshasını Ka,yseri'de çıkarıp, baştanbaşa bu konuşmaya ayırır. Bu haliyle derginin 24 Eylül 1337 tarih ve 490 Numaralı Kayseri baskısı satlece bu konuşmayı içerir vaziyette yayırrılarur.
Sakarya Zaferi'nden sorıra Eşr~f Edip, dergi klişeleri ve sayılanın bir-iki çuvala doldurup, Kayseri halkı ve yöneticileriyle vedalaştıktan sonra .Ankara'ya döner. Derginin ·Ankara'daki ilk idare yeri İstiklal Marşı'nın yazıl.dığı Taceddin Dergahıdır. Daha sorıra uAnkara'da Hürriyet Oteli karşısındaki sokakn olarak yer değiştirir. Basıldığı yer ise 'Matbuat ve istihbarat' isminde bir devlet matbaasıdır. Bununla birlikte derginin yayın politikasında herhangi bir değişiklik gözlenrnez
(Arabacı, 1997:113). Yani dergi İslamcı nitelikte yayım yapmaya .devam etmekte-
dir. . ..
Sebilürreştld, aynı şekilde, zafere kadar Ankara'da yayımlanmaya devam etmiştir. Ancak derginin başyazarı Mehmet AkiPin ikinci mecliste yer almaması nedeniyle, dergi ekibi Ankara'dan ayrılmakaran alır. Karar neticesinde dergi, 1923 Mayıs ayından itibaren yeniden İstanbul'da yayımlarımaya başlamış ve yaklaşı,k· iki yıl sürmüştür.
1925 yılında patlak veren Şeyh Said İsyanı münasebetiyle. çıkarılan T~rir-i Sükun Kanun: u, hükümetin, birçoğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası yanlısı
Uzun Soluklu islama Bir Dergi: Sebilürreşad 169
çe§itli gazete ve dergiyi kapatmasını mümkün kılar. T evhid-i Efkar, İstiklal, İstikba.I, Son Telgraf, Aydınlık, Orak Çekiç, Tanin, Vatan, Yolda§, Presse de Soir, Resimli Ay, Millet, Sada-yı Hak, Doğru Öz, Tok Söz, Sayha vb. gibi gazete ve dergilerle birlikte Sebilürre§ad da kapatılanlar arasındadır. 1925'te yeniden kurulan İstikla.I Mahkemeleri, doğud~ isyaiıa dalaylı te§vikleri olması gerekçesiyle, bir-· çok gazeteci gibi, derginin mes'ul müdürü E§ref Edib'in tutuklarunasına ve yargılarunasına karar verir (funçay:1983:212). E§ref Edib, uzun süren bu yargılaruna hatıratını "Sebilürre§ad'ın Romaru: Seqilürre§ad İstiklai Mahkemelerinden. unvaruyla Aralık 1958'den ba§layarak Mayıs 1963'te biten 42 kısım halinde üçüncü dönem Sebilürreşad'da yayımlamı§tır. Kendi ifadelerine göre sadece Şark İstiklal Mahkemelerinde 87 gün süren yargılama süreci ~ara'dan gelen beraet üzerine sona erer. Mes'ul müdürünün beraetine . rağmen Sebilürreşad, 5 Mart ~925 tarihinde alınan bir kararla yayınuna süresiz ara vermek zoruı;ı.da ~~lmı§tır . . Bu. za-mana kadar yayımlanan sayılar 25 ciltte toplarımı§tır. ·
ili. Üçüncü Dönem: Yeni Sebiliirreşad
Sebilürreşad, 22 yıl süren bir aradan sonra Mayıs 1948'te yeni harflerle yeniden çıkmaya ba§lamı§tır. İlk çıktığında haftalık; Kasım 1949'dan itibaren ise on be§ günde bit yayımlanır.
En üstte ba§lık kli§esinin bulunduğu kap;ll<ta, Hattat Urfalı Behcet Efendi'nin, Celi Sülüs "Ya Muhammed SaJ.lallahu Aleyhi vesellemn yazılıdır. Sayı ve fiyatının belirtildiği kapakta, dergide yer alan makale ba§lıklan ve yazar adlan yer alır. İkin~i sayfada ise ba§lığın hemen altında derginin kimlik bilgileri vardır. "Siyasi, Dini, İlıni, Edebi, Ahlill, Haftalık Mecmuan ifadesi yine bulunmaktadır. Sahibi ve yazı i§lerini fiilen idare eden E§ref Edib'tir (Daha sonraki sayılarda Sahibi: E§ref Edib; Yazı i§lerini fiilen idare eden M. Kamil Fergan ifadesi yazılıdır). İki kutucuktan birinde "İdarehane: İstanbul, An,kara Caddesi, No. 87, Asar-ı İlıniye Kütüphanesi. Telgraf adres: İstanbul-Asar-ı İlmiye. Basıldığı yer: Saka Matbaası; C. 1, No: 1-Mayıs 1948n gibi bilgiler, diğerinde de abone §artlan verilmi§tir: 1-50 nüshadan ibar~t seneliği 12.5 lira, altı aylığı 625 kuru§, ecnebi memleketler için 15 lira. Abone . bedeli. pe§indir. *Adres te bd ili ~5 kuru§ ücret e tabidir. n İ fadeleri yer almaktadır.
Ba§Yazar E§ref Edib'in kal~minden çıktığı anla§ılan çerçeve içine alırunı§ "Allahın İnayetiyle Sebilürre§ad~a Ba§lıyoruzn unvanlı ba§yazıda, derginin çık.ı§ nedenlerinden, ülkenin içind~ bulunduğu durumdan ve projelerinden heyecanla bahsedilmektedir.
"Sebilürre§ad kapanalı tam 22 sene oldu. Bu müddet ·içinde nice hadiseler cereyan etti. Pine kar§ı o günden itibaren ba§layan baskı hareketi,. zaman oldu ki en §iddetli dereceyi buldu. Farmasonluğun dine ve din ehline kar§ı açtığı harb, manevi salıayı harabezara çevirdi. Bütün din müesseselerinin kapılarına zincirler vuruldu. Bütün mekteplerden dlı;, dersleri kaldırıl!1ı. Bütün Halkevlerine din kitapları(run) girmesi menedildi. intikam ate§iyle ruhları yanan, gözleri kıpkıiıl bir
17() Adem Efe ·
h~e gelen farmasonluk, azgınlığını o dereceye getirdi ki, din kitaplarından ayetleri kaldırdı, camilerd!! hıfz-ı Kur'an'la meşgul olaruan cürmümeşhutla 'stiçlandırdi. Laiklik nikabına bürünerek komünizmin temellerini kumiağa çalıştı". Dalalet · rüzgan .bi~ sernmi katil gibi ortalığı kastı, kavurôu. Eğer Atatürk'ün himrrietiyle farmasonluk lağvedilmeroiş olsaydı, kim bilir daha neler yapacaklar; yaptıracillardı?
Şimdi bir yangın yerinde dolaşir gibi millet ve hükümet, bu · harabeler arasında . yıkılan enkazı toplamağa, bu kırik dÖkük şeylerle yeni bir bın:a· kurmağa çalışıyor..İfratlar bertaraf oluyor. Casbolunan haklardan ve din hürriyetinlıi te-
• o
minine uğraşilıyor.
Şimdi memleketin muhtelif yerlerinden, birbirinden .uzak ~aha.İıerinden· ayriı ses geliyor: Artık -Sebilürreşad çıkmağa·başlas:n!. . · ' ' . · ·
Madem ki millet, imanlı ve faziletli asil Müslüman Türk Milleti; onun çıkmasını istiyor, ondan hizmet bekliyor; biz de umumi arzuya uyarak, Allah'ın inayet ve tevfikine güvenerek, bugünden itibar~n Sebilürreşad;ı ·yeciden neşre. hazırlıyoruz. Bu bir ba's ba'delmevttir, Milletin manevi varlığını hanç~rleyenler, artık -Sebilürreşad bir daha dirilemez, demişlerdi. Fakat· Allah'ı:ı inayetiyle dirildi işte" (Sebilürreşdd, Mayıs:1948:1-4) . .
Asil Müslüman Türk Milletinin yoğun isteği ve Allah'ın -yardımıyla yeniden çıkmaya başladıklannı ifade eden ba§yazının devamında; milletierin hayatında bu tür dalalet, küfür ve ilhad aigınlıklimnın olabileceginden, bunların bir ilahi imtihan olduğundan bahsedilmektedir. Milletierin hayatında dci.lalei: devirleri olduğu gibi hidayet devirleri olmuştur. Bu bir tür toplumsal tasfiyedir. B'u sayede milli bünye, manevi varlığını kemiren kurtlan silkinip atar, çürümekten kurtulur. Onun içindir ki her dalalet devrini bir hidayet takip eder: Artık imtihan do~emi sona ermiştir. Bütün maneviyat "düşmanlarının taarruzlan kırılmış, millet diri ve vicdari hürriyetine kavuşmuştur. Din üzerindeki baskilar kalkacaktır. Madernkl zümre tahakkümü bertaraf oluyor; demokrasi gelişiyor, siyasi alanda olduğu gibi dini alanda da milli hakimiyet teessüs edecektir. Öyleyse yapılacak şey üroitsizliğe düşmeden çalışmaktır. Bu da· ancak devlet millet elbirliğiyle olacaktır. Millet meclisinin arzusu ve hükümetin hirnmetiyle, kapatılan dini kurumlar açılacak, okullara din dersleri konacak, çocuklar dirılerini öğreneceklerdir.
Dergi, din ve vicdan hürriyetine, insan haklanna, demokrasiye· ve laikliğe aykırı ne kadar kanun varsa Büyük Mmet Meclisi'nin bunları kaldıahasından yanadır. Memleketimizde yaşayan Hiristiyanlar, Yahudiler dinlerini nasil istedik~ .
leri gibi yaşıyariarsa Müslüman Türkler de ibadetlerini, ezanlarını, tekbirlerinl istedikleri dilde yapa bilmelidir, görüşünü dile getirmektedir. u Aradan yifmi yıl geçtiği halde, millet, yine onu arıyor ve bekliyor, Sanki o, din htlrriyetinin· sembolüdür!"
· Sebilürreşdd hem yeniden neşre başlamasında·n, hem· de ülkenl.n bu hale" gelmesinden dolayı şükretmektedir. Milletin maddi, miınevi ilerlemesi v~ gelişme-
Uzun Soluklu isıama Bir Dergi: Sebilürreşad 171
si için elden gelen hizmeti yerin~ getirmeyi en önemli g<?r~v bilm_ektedir. Fakat bu konuda ok~yuculardan da gay;et_ ve yardım beklemekt~dir. ·
Sebilürreşdd üçüncü döneminde kurumla§~ayı zaruri görmektedir.· Bunun için ilkin sermayesi en az iki yüz lira oıan İslam-Türk Anonim Şirketi kurma çalı§malarına ~a§lamı§tır. Zaten bu se,rmay~nin yarısına yakın.bir kısmını ödemeye hazır olduklarını bazı 'hamiye_tli Müslümanlar söz verrni§lerdir. Bir. matbaa in§a etqıek, gerekli makineleri satın almak, kağıtlan- araçısız doğrudan fabrikalardan getirtmek, muhtelif katmanlardaki okuyuctılar için dini eserler telif, tercüme ve ne§retmek, İ~lam-Türk ~sikJopedisi'nin yayırnına hız vermek, bunun için burada olduğu gibi Mısır, Bağda~ Vf?. Hindistan'da da birer tahtir heyeti olu§turmak, İslam dünyası matbuatıru, telifatını takip ve celbetmek, haftalık gazete· çıkarmak, bütün dini ~e§riyatı bir arada _toplamak bu §irketin yapacağı i§ler arasındadır. Ancak bu kadar geni§ ~ir i§ alaruna sahip_ bir olu§um bireysel çal?alarla olacak bir §ey değildir. Bunlan ancak bir §irket yapabilir. Hem bu §irket büyük hi?Eetler ifa etmekle birlikte hissedarianna kar payı da dağıtac~tır. Öte yandan özellikle rnisyoner_ler ve buna benzer olu§urnlar 'milyon ~ermayeli §irketler' sayesinde ülkemize kadar gelip dinlerini yaymak amacıyla çalı§ırlarken, Müslümaniann §imdiye kadar en kilçük bir §irket kuramayı§lan ~sef vepcidi{. Müslümanlarda milli ve dini §Uur uyanrru§tır. Ancak bu §Uurun fiiliyata geçmesi için okuyuculara büyük i§ dü§mektedir. He~ §eyden evvel 9ku~cula~ Sebilü~reşdd'ın yay~anna kar§ı ciddi bir ilgi göstermeleri gerekmektedir. Bu manada dergi okuyuculanndan ricalarda bulunmakt_adır. Bunlardan ilki · abanelerin ·dergi ücretlenni hemen yatmp borçlanru kapatmalanna dairdir. İkincisi Sebilürreşdd'ın ·tekrar yayıma ba§ladığını bütün Müslümanlara duyurmak ve abone olmak arzusunu dtiyanİann isim ve adreslerini ·idareye bildrrmektir. Üçüncüsü de her okuyucu·nuri en az üç ki§iyi abone yapmak için faaliyet göstermeleridir (Sebilürreşdd, Mayıs 1948:4-6).
Sebilürreşdd'ın Haziran-1948 tarihli 5. saYısında~ "Uzun bir fas-ıladan sorıra, Sebiliirreşdd'ın yeniden çıkmaya ba§lamasından dolayı merrileketin. her tarafından tebriklerin geldiğinini aynca "okuyuculann yüksek ve derin teveccühlerini söz~e bırakmayarak bir~ok insani abone yapmak suretiyle fiilen gösterdiklerini' bu 'sa-
. rninü teveccüh ve iltifat tufarunm' kendileriru mütehassis ettiği" ifade' edilmektedir. "Be§inci cilde ba§lark~ıi.n ba§lıklı ba§yazıda daha önceden ilan -~ttikleri §irketle§me faaliyetine katılımların arttığı, §imdiye ·kadar ·250 bin liralık ·hisse satui alındığı duyurulmaktadır (Seb[lürreşdd, 1951:2-4). Daha sonraki baZı sayılarda ise abanelerin ödemelerini zamaiunda yapmadıkleirma ili§kin yakınmalar yayımlanrru§; bu yüzde·n İslam-Türk Ansiklopedisi'nin yayımıria son verdikleri ifade edilrni§tir. Buna göre, E§ref Edib ve arka~a§larının yayırnladığı İslam~TÜrk Ansiklopedisi 74. formadan itibaren :I<esilmi§ oluyordu (Sebilürreşdd, ' 1956: 2-4). Bunun yanı sıra derginin okuyuculanila duyurduğu §irketle§İne projesi de gerçekle§tirilememi§ ve bütün masrafve yükümlül~kler yine büyük oranda E§ref Edib ile oğlu Karnil Fergan'ın üzerine-kalmı§tır.
172 Adein Efe
Bu dönem SebilürreŞtid dergisinin yazar kadrosu da zamanın tanınmi§ İslamcı yazarlanndan olu§uyordu. Mehmed Akif vefaf etİn.i§ olmakla birlikte yaZılan yayımlanmaya devam·etmi§fir. E§ref Edib, Ahmet Harndi Akseki, Cevat Rifat Atilhan, Ali Fuat Ba§gil, Öm.er: Nasuhi Bilmen, Yusuf Ziya Çağlı, Kamil Miras, Ümer Rıza Doğrul, Hasan Basri Çantay, Tahir Harimi Balcıoğlu, M. Raif Ogan, Kemal Ku§çu, Yusuf Ziya Kösemen 'vb. gibi yazarlar çok sayıda yaiılanyla dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra· İzmirli- İsmail Hakkı, İsmail Fenni,· Peyami Safa, Fethi· Tevetoğlu, Mümtaz Turhan, A. Nihad Tarlan, N. Sami ·Banarlı, Yusuf Ziya· Yörükan.ve NurettinTopçu gibi birçok isim dergide.yazi yayımlanlı§lardır. Bunların yanı sıra dergide kadın yazarların eskiye nazarah daha ··sık yer aldığı dikkat çekmektedir.
Üçüncü dönem dergide çoğu sayının kapağında· bir hat yer almakta; bunun yanında kapaklarda ·Çe§itli resimlerin basıldığı görulmektedir. Mesela Sayı:52'de Muhammed İkbal'in resmi; Sayı: 159'da Yeni Müslüman Olmu§ İngilizler başlığı altında, bir erkek ve bir kadın · resmi basılmı§tır. Öte yandan üçüncü ·dönem Sebilürreşdd'da ilk dönemindeki haline göre bir düzen ·~e intiziını 'eksikliği olduğu söylenebilir. ·Bu cümleden olarak yeni dönem Sebiliirreşdd'da çok sayıda dizgi. ve baskı hatalannın olduğu göze çarpmaktadır. · · · · ·
Bu dönemdeki Sebilür;eşdd'ın yine o günün popüİer dergilerinden biri olmakla birlikte eski etki ve ağırlığını koruyamad~ğını söylemek mümkündür. .
n. BAZI SOSYO~ıctn:iüırnL PROBLEMİ;ERE.YAKLAŞIMI . .
Burada ele alacağımız bazı konu ve kavrarnların. her biri hiç §üphesiz ayn bir çalı§marun konusu olab~ecek ölçüde genl§ ve öneiifli olma~ına kar§ın biz bunları ba§ka bir makaleye erteleyerek §İl?dilik öz halinde. incelerneyi dü§ünqyoruz; .
i. Milliyetçilik . . . . ; . Derginin Milliyetçilik konu s u nda farklı yakla§ımlar içinde olmu§tur. Erken
dönemde yazar kad.r<?st.inda yer alan .. ~aspralı İsmail B~y, ~et AgaY.ef, Ayaz İshaki, Yusuf Akçura gibi)\l!sya'dan Türkiye'ye gelmi§ Türkçü aydınların etkisiyle Türk Modernizmi, Türkçülük ve Turancılık konusunda dergide çok sayıda yazı görülmü§tür. Ancak Osmanlı Devleti'nin L Dünya Sava§ı'na girmesi ve Me~e Emiri Şerif Hüseyin'in, : Osı:riarılı. Devleti'.ne kar§ı ayili~ası ve nihayetinde devletin parçalanmaya gitmesiyle, dergi, her türh~i mi!liyetç~ anlayı§J.I?.l reddetmi§ ve milliyetçiliğe antitez olarak Müslümanların birliğini ve Osmanlılar'ın hi).a~ f~t üzertrı:deki haklannı savunur hale gelmi§tir. (Ç.ebi:?~2). Daha önce ifad·~ ettiğimiz üzere Milli Mücadele sırasıncla Sebilürreşad, .ülkenin kurtulması için Milli-. yetçilik ~urgu su üzerinde durmu§tur .. Bununla birlikte dergi İslamcı id~olojik_ çizgisinden yana ağır~ğınİ korumuştur. Deb~:~s'.O:un c:!_~. if<ı:d~ ettiği üzere dergi, millet anlayı§ına dayalı T(irkiye Cumhuriyeti Devle~i'nin kurulmasıyla birlik~e,: milü kimliğin tanımlanmasında dini unsurların belirleyici olması gerektiğini sütunlarında vurgulamayı yeğlemi§tir (Çebi:242).
ii. İslamcılık ve Batılıla§ma
Uzun Soluklu İsiama Bir Dergi: Sebilürreş§d 173
Dergi, ba§tan beri ifade ettiğimiz gibi büyük oranda İslamcı akıma mensup aydın ve·devlet adamlannın yer aldığı bir yayım organıdır. Bu. cümleden hareketle İslamcılığın taninuru yapmak gerekir. T ecdid, ıslah, ittihad-ı İslam, ihya, Panİslamizm. gibi kelime ve terkipierin kar§ılığı olarak kullanılan İslamcılık, 19. ve
20. Yüzyılda batı'nın meydan okumalanna, sömürgeciliğe kar§t siyasal; pozitivizme, materyalizme, oryantalizme kaqı bilimsel ve felsefi; mod~rrıle§me adına uygulanan Batılıla§ma siyasetine kar§ı kültürel ve sosyal bir cevap verme tarzı
olarak beliren ve İslam dünyasının içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulup, yeniden eski gücüne kavu§abilmesi için İslam'ın siyasi, bilimsel, ·kültürel, toplum~al bakımdan yeterli potansiyele sahip olduğunu; ancak bunun için Müslümarıların din ve inanç arılayı§larının değj§mesi gerektiğjni savunan ve bütün Müslü
marıların birle§melerini amaçlayan, aktivist, idealist, modem, savorunacı ve eklektik yörıleri olan siyai, dü§ünsel ve bilimsel çabaların, çözüm arayı§l~nnın ve giri§irnlerin adı olarak tanımlanabilir (Kara, 19~7:XX-XXI; Efe, 2002:93). İslamcı akımın önde gelen isimlerinden ve dergi yazarlanndan Said Halim Pa§a da İslam
la§mak ba§lığıyla yayırnladığı bir dizi makalesinde b.u hususta açıklayıcı bilgiler vermektedir. Ona göre İslarnla§mak, "İslam'ın itikad, ahlak ve siyaset esaslarını daima zaman ve çevrenin ihtiyaçlarına en uygun §ekilde yorumlayarak ona göre vaziyet alı§tan ibarettir" (Said Halim Pa§a, 1334:255-257).
İslamcılara göre, İslam dini en mükemmel bir dirıdir. Doğası gereği bütün zaman ve mekarılara hitap eder. Geldiği günden kıyamete kadar deği§meyecek bir yapıya sahiptir. Çünkü İslam .hakikatin ta kendisidir. Bundan dolayı modern
zamarılarda dahi bütün donaru.mıyla var olmaya devam edecektir. Modernliğe, tekamüle ait ne varsa bunlar potansiyel olarak İslam'da mevcuttur. Peki böyleyse İslam dünyası modern zamarılarda niçin gerilerni§tir? Niçin İslam ülkeleri ekonomik açıdan sıkıntı ya§amaktadır? Müslümarılar nasıl kalkınabilir? İslam terakkiyemani midir? Neden bu ülkelerin b~yük bir kısmı Batılı güçlerin istilası, i§galleri ve sömürgeleri altında irılemektedir? İslam ülkelerindeki istibdadı ve cehaleti körükleyen nedenler ne~erdir? Hurafeler, bid'atler ve gelenekler nedendinin önüne geçrni§tir? Müslümarılan birle§tirmek için neler yapılabilir? İlirnle İslam ara
SJ.I?.da çatı§ma var mıdır? İslam toplumlannın ilerlemesi için gerekli usa~ ve esaslar nelerc#r? Din-dünya; din ve devlet proble~ nasıl çözülür? İslamiyet ile (Batı) medeniyet(i) birle§tirilebilir mi? içtihad'ın gerekli ol1Jp olmadığ~ vb. gibi sorulara
cevap ararnı§lardır. Bu. temel sorunsallar et~afında görü§ bildiren İslamcıla~, İsl§,m'ı arılatma biçiminin, dini bilimlerin, modern çağın geli§me ve ihtiyaçlarına cevap verecek tarzda yeniden ele alınması gerektiği üzerind_e durmu§lardır. Dergide, M. Abd!Jh, Ferid Vecdi ve Abdülaziz Çavi§ gibi çağda§ İslam dü§üncesinde oldukça etkili olm u§, aklı ön plana çıkaran ve dini bir ıslahın yapılması gerektiğini
vurgulayan yazariann fikirleri taraftar toplarnı§tır. M .. Akif, Aksekili Ahmed Harndi ve Bereketzade İsmail 'Hakkı. 'buna örnek olarak verilebilir (Mertoğlu,
2001:20-27) Dergidedinin bid'at ve hurafelerden ayıklanarak aslına döndürülrne-
174 Adem Efe
sinin lüzumu, deği§en dünya §artl~rında İslam'ın dinamizmini ve otoritesini temsil, eden içtihqdın gerekliliğini savunan yazarlar. olduğu gibi, İslam dininin yenilenmesi gerektiği dü§üncesine muhalif yazarlar da vardır. Buradan hareketle,
dergide yenile§meci ve muhafazakar kanadın yer aldığı v.e iki kesim-arasında sık sık po lernikierin ya§andığı· söylenebilir. ·
Sebilürreşdd dergisi bir yandan İslam'ın yükselmesi için çalı§ırken, bir yandan da ona dil uzatanlara da gerekli· cevaplan verme ga:Yreti içinde olmu§tur. Bu gayretlerinden dolayı belli bir taraftar kitlesine sahip olmu§tur: ·u Bu itibarla Sırat-ı
Müstakim-Sebilürre§ad, memle):<etimizde ve bütün İslam dünyasında mümtaz bir mevki ihraz etrni§, çok ·geni§ mikyasta yayılmı§, hemen her Müslüman hanesine
girrni§tir" (E§ref Edib, 1958:2..:...12). ·
İslamcılann zihin dünyasında Batı problemi, belki de psikolojik algılamadan dolaYı olsa gerek, hep bir kar§ıla§tırma konusu olmu§tur. -İslamcılar Hıristiyan Batı ile Müslüman Doğuyti· mukayese ederek, kendileri için bir motivasyon
gücü olu§turmaya ve ideolojik argüman elde etmeye çalı§rnı§lardır. Dergi çevresine · göre, muhte§em mazisiyle Müslüman doğu, her zaman Hıristiyan · Batıdan
üstündür. Bugün Batının görece olarak geli§rni§, ilei:leini§ olması,- dirılerinin verdi
ği dünya görü§ünden kaynaklaninaniaktadır. Buna kar§ın İslam dünyasının içiılde bulunduğu sıkıntılı durumun ba§ sebebi dinden değil; bizzat onu · ya§ayari
insaniann onu alg1layı§ ve ya§ayı§lanndaki eksikliklerinden, kendi tembellik ve cehaletlerindendir. Eğer Müslümarılar dirılerinlıı emrettiği gibi ya§arlar; . gayrete gelip çalı§rp.aya ba§larlarsa eski güçlerine kavu§abilirler. Bunun kar§ısında dinlerinden uzakla§ırlarsa, her alanda geri kalmaya mahkumdurlar. Yine İslamcılara
göre Batı her alanda ilerlerni§ olmasına ·kar§ın ahlak,. aile kurumu ve adalet, e§itlik, payla§ırn vb. gibi bazı değerleri yitirrni§tir. Bunun kar§ısında Doğu toplumla
nnda ise içinde bulunulan eğitimsizlik ve yoksulluğa rağmen ahlak hala· en-yüce değer olarak var olmaya devam etmektedir (Çağan, 2008:7898). ·
. Sebilürreşdd dergisi, ·Batı medeniyetini gülüyle dikeniyle almayı tavsiye eden Batıcı aydınlara kar§ı olumsuz bir tavir belirlerni§tir. Dergi, Batının· bilim ve teknoloji . ala.nı.nda üstün olduğunu; bu alanlardaki kazanıriıların tereddütsüz alınabileceğini fakat değerlerinin di§anda bırakılması gerektiğini vürgülamci.ktadır. Türk toplum yapısının, muasır seviyeye çıkarken yabanci varlıklar kar§isinda eriyip yok olmaması için milli §ansiyetini muhafaza etmesi gerektiği konusunda fikirler serdetrni§tir. DergiDin amaçlarından birisi de, Avrupalılann geli§me ve ilerleme sırlarını arılarriak, Avrupa medeniyetinin ne gibi §eylerini 'almamızgerektiğini belirlemek, İslam ahlakı dahilinde fikii, san'at, ticaret yönünden ilerlemek için iktiza eden esaslan tetkik etmektir. Bu · a.nlaç doğrultusunda hareket · eden dergi çevresi, 'Avrupa maarif ve· terakkiyatından ·Müslürriarılan haberdar ederek nazar-ı intibahlanria açmak' ~çin dil bilen bazı ·ki§ileri Avrupa;ya gönderrriek ge.: rektiği dü§üncesiiıi ortaya atını§ ve bunu gerçekle§tirrni§tir.·
Uzun Soluklu İsiama Bir·Dergi: Sebilürreşad 175
E§ref Edib'e göre memleket, Tanzimat ye Me§rutiyet deviderinde Batıcı zümreler tarafından kötü idare edilmi§, ısiahatlar adı atında milli büİıyemize uygun olmayan birtakım çabaların içerisine girilmi§tir. Batıcı zümre; nilllet ve memleketin yükselmesi · için dinden/İslam'dan uzakla§maktan, mutlak surette garpWci§maktan ba§ka kurtulu§ çaresi kalinadığı dü§üntesindedir. İslamcı çev·reye göre bu di.i§ünce yanlı§tır. E§ref Edib §öyle diyor: "Garp irfan ve medeniyetiyle yeti§en bu zümreden beklediğimiz, garbın müspet ilirnlerini, alet ve sanata müteallik fenlerini memlekete getirmek ve tatbik etmekten ba§ka bir §ey değildi. Çünkü içtirnaiyatımız ve ahlakiyatımız en sağlam temeller üzerine kurulmu§tur. Memleketirnizde görülen umumi dü§künlük, müspet ilimlerdeki bilgisizliğirnizin, alet ve sanata müteallik fenlerdeki yoksuni uğumuzun bir netiCesi idi" (E§ref Edi b, 1958:11). .
iii. Sosyolojiye Bakışı
Srrat-r Müstakim dergisinde İçtirnaiya:t (Sosyoloji) ile ilgili pek fazla makale görülmemektedir. Buna kaqin Sebilürreşdd mecmuasında daha önce· de ifade edildiği üzere İctirnaiyat adlı bir sütun mevcuttur ve ~urada içtirnaiyatla ilgili çok sayıda makale yayımlanmı§tır. Bununla birlikte bu makaldere göz gezdirildiğinde bugünkü anlamda sosyolojik malıiyetti olmadıklarını söylemek mümkündür: Dergi bu hususta §Unları söylemektedir:
'"Sebilürreşdd'm ictirnaiyattaki mesleği, umumi olmaktan ziyade hususi bir mahiyeti haiz olacaktır. Fakat böyle 'olması ictirnaiyat lafzının · muhit olduğu mebahisin büsbutün ihmalini tazammun etmez. Sebil'in sütunları mana-yı
umurnisi itibarıyla mebahis-i ictirnaiyenin kaffesi için açıktır. Fakat ceride bir İslam ceridesi olmak haysiyetiyle en ziyade alem-i İslam'a aid mesail-i ictirnaiden bahs edilecektir. Bundan maksadı da §Utln-ı İslamiyenin münhasıran füntln-ı ictirnaiye nokta-ı nazarindan tetkiki, muhakemesi değildir. Sebil'in sütunlannda mevzu-i bahs olacak mesail-i ictimaiye alem-i İslam'da maddeten mevcUd olan fevaid-i İslami müstefid, mehaziri mütezarnr eden mesai! cümlesinden olacaktı!. Çünkü §imdilik bizde mevztlu' olmayan nazariyatı ictirnaiye ile sütunlar doldurmak harap bir kulübede ikamete mecburiyet var iken saraylara, ka§anelere
. mahsus. 'in§aat planlarının tetkikiyle me§gul olmak kabilindendir. Sebilürreşdd,
İslam'a ait mesail-i ictirnaiyeden bahsettiği sırada hiçbir zaman· cehlin, mana-yı me§huruyla taassubun delaletine ikticia etmeyecek; İslam' ı giryevelere dü§üren bu
· iki delil-i zeliline daima nazar-ı nefretle bakacaktır" (Sebilürreşdd, 1327:7).
Bu doğrultuda dergide cehalet, taassup, terakki, taklit gibi kavramlar sıkça yer almı§tır. Bunların yanı sıra ba§ta Garbcılık/Batıcılık/BatıWa§ma olmak üzere taaddüd-i zevcat, feminizm, laik.lik, ·asrilik (çağda§lık), din-devlet i§leri gibi sosyolojirıin konusu olan Çe§itli mevzular Ahmed Harndi Aksekili, Hasan Hikmet, Melimed Fahreddin, Mehmed Şemseddin, Mehmed Ferid Vecdi, Ç.Ş.Z., Ethem Nejat, Ferid, Hasan T ahsin, Abdüllatif .1:\reVza.t gibi yazarlar tarafından tanı§ılrnı§tır.
176 Adem Efe
iv. Asrilik (Çağdaşlık) ve Laiklik Mesela Has~ Hikmet, asrilik/çağda§lık. konusunda en çok yazı yazanlar
dan birisidir. Hikmet, asriliği §öyle tarumlamaktadır: "~eynelmilel mahiyeti haiz olan terakkiyat-ı be§eriye ile esasat ve an'anat-ı 'rnil4yenin telifi ye bu suretle
ahenk-i umumide mütevazin bir mevki' ihraz edilnlesidir." (Hikmet, ·1339a:72-. 74) Hikmet, bir ba§ka yazısında da asriliği §öyle tarif etmektedir: "Ruh, ananeve milli esaslar dahilinde insanlığın umumi ilerlemesini takip ederek zamanın ihti
yaçlarına göre. bir idare ve mesai tarzı vücuda getirebilmektir. · (Hikmet, 1339b:102-105). Ona göre İslamiyet potansiyel olarak asriliğe/çağda§lığa uygun bir dindir. Ancak bizde çağda§lık bu anlamıyla değil de daha çok milli ve manevi değerlerin tahkiri, milli seciyenin, inkarı, ahlaki. urodelerin ilimali §eklinde anla
§ılmı§tır. Bu yanlı§ anlayı§ Tanzimat'tan beri sürdüı;.ülmektedir. Bunun'neticesi ; olarak Osmanlı Devlet adamlan asrile§mek/çağda§la§mak adına Avrupa;nın her
§eyini taklit eder hale gelmi§lerdir. Milli ve manevi değerleri bir yana bırakarak tamamıyla Batı toplumlarını taklit ise bizim her §eyimizle onlara _muhtaç olma
mıza neden olmu§tur. Batıda ortaya çıkan inki§af ve ilerlemeleri takip e~mek, aniann ülkemize
gelmesi için çalı§mak derginin gayelerinden biridir. Sebilürreşad bu vazife~ -ifa ederken, milletimizin alemdar-ı İslam olduğunu; bütün Müslüman ~oplumların rehberi bulunduğunu, hilafet-i İslamiyenin muhafızı ve bütün ortak menfaatlerin müdürü olduğunu daima hatırlayacak ve vahdet-i İslamiyenin takviyesine, İslam
toplumlar~ arasında haiz olduğu mevkiin yükselmesine, Müslümanların yekdiğe-. rini tarumalanna ve yekdiğerine yardım etmelerine, aralannda rabıta-ı muhabbet
ve uhuvvetin kuvvetlenmesine çalı§acağına ifade etmektedi! (Sebilürreşad C. 22, Aded:547-548, 2 Ağustos 1339, s.l-3). ·
Dergi sütunlarında a§ırı Batılıla§mayı sıkça ele§tirdiği gibi, daha sonraki süreçte asrilikle laikliğin birbirinin olmazsa olmazlanndan kabul edilmesine kar§ı
çıkmaktadır.
Yeni Sebilürreşdd dergisi de laikliğin anlamı ve doğası üzerinde· sıkça dur~ mu§; 19SO'lerde yapılan ve ya§anan tartı§malara taraf olarak katılmı~tır. Laikliğin ne dinsizlik; ne de dinin devletten tamamen tecrit edilmesi demek olmadığını vurgulamı§tır. Esas olarak 1940'Iarın sonu.nda uygulanan laiklik anlayı§ına da
kar§ı çıkmı§; laikliğin vicdan özgürlüğü §eklinde anla§ılması gerektiğini dile getirmi§tir.
v. Demokrasi
Sebilürre§ad demokrasinin feyizli bir kurum plduğunu söyleyerek bunun· gerçek anlamıyla ülkemizde yerl~§mesini te.merıni etmektedir. Ancak bu nimek ten faydatarımayı .bilmek lazımdır. Yolsuz ve §uursuz hareketler, te§kilatsız ve ba§ıbo§ gidi§İerin, hiçbir zaman fayda vermeyeceğini söylemektedir. Ba§Yazar E§ref Edib'in kaleme aldığı ba§y.izıda ~demokfasilerde partilerin te§ekİ<ül edeceği', siyasi prensipier üzerinde birlikler vücuda getirlıeceği, tartı§malar ve müzakerelerle orta yolun bulunabileceği bu suretle memleketin ve toplumun haynna olan
Uzun Soluldu İsiama Bir Dergi: Sebilürreşad ın
çalışmalann kuvvetleneceği, . bunun aksine şerrin azalacağı ve ortad~ kalkacağı vurgulanmaktadır. Bu sebeple ·demokrasilerde her bireyin hayn takviye ile yükümlü olduğu, dolayısıyla bu görevi hakkıyla yerine getirmeyen 'bireylerin, hakimiyet hakkını ·kaybedecekleri ·belirtilmektedir (Eşref Edi b, 1949:2-4). Sözün Özü başlıklı bir yazıda da "Demokrasi halk hakimiyetidir. Bu da ekseriyetin iradesidir. Binaenaleyh her siyasi ve içtimai müessese bu ekseriyetin mahsulü ·ve onun küçük mikyasta bir halitası olmak gerekir. Aksi takdirde ise demokrasi anka olur (Sebilürreşad; C. 1, S.5, Haziran 1948:57). 1950'den sonra gerçek anlamda demokrasiye geçildiğirıi ifade eden dergi, "Hürriyet ve Demokraşinin Feyizleri" unvaı:ilı bir makalede, demokrasiye geçişten önce ve sonra hükümetlerin politikaları arasındaki farklan belirtmektedir (Sebilürreşad, 1955:79). Derginin yazarlanndan Ömer Nasuhi Bilmen de İslam'la demokrasinin her ikisinin insanlan eşit gördüğünü, milli egemenliğe dayandıklanru, devl~t başkanlannı seçimle iş başına getirdiklerini ve meşvereti esas aldıklarını açıklayan bir makale yayımlayar<lk görüşle-rini ayetle desteklemiştir (Bilmen, 1955:79). ·
Sebilürreşad, İslam'ın halkı yönetebilecek en iyi sistem olduğunu iddia ederek İslami bir düzene olan sadakatini devam ettirmiştir. Şeriata olan bağlılığını devam ettirmesi ve dirıin temel yapısında teklif edilebilecek herhangi bir değişikliğe (reform) karşı çıkması anlamında Sebilürreşad'ı gelenekçi saymak mümkündür. Buna karşılık milliyetçilik, demokrasi, laiklik kavramlauna yaklaşımında ·da görüleceği üzere dergi, Türkiye'nin yeni şartlarını dikkate alan modern düşünceler üretmiştir (Sitembölükbaşı, 1995:171).
Sebilürreşiid, siyasi partilere karşı tarafsız kalmayı tercih etmiŞtir. Bununla birlikte 1911'den sonra siyasi partiler karşısındaki tavrını qeğiştirmiştir.
Sebilürreşad'ın İ ttihad ve Terakki'ye yönelik eleştirileri esas itibariyle hukuk ve eğitim alanlarının laikleş tirilmesini öngören bir. piirti programının· yazılmasıyla birlikte artmıştır. 1948'den sonra yayıma başlayan üçüncü dönem· Sebilürreşdd, siyasi partiler karşısında devamlı vurguladığı tarafsızlığını değiştirmiş ve Fevzi Çakmak'ın Millet Partisi ile Cevat Rıfat Atilhan'ın Türk Muhafazakar Partisi'ni destekleme yoluna gitmiş, 1950'den sonra da demokrasi vurgusu nedeniyle Adnan Menderes'iİı Demokrat Partisi'ni desteklemiştir (Çebi, 1997:238-239). Fakat bu partiyi de yeri geldiğinde tenkit etmekten çekip.memiştir.
vi. Eğitim Dergi, İslam dünyasınİ tehdit eden dış t~hlike~eri de Komüpizın, Siyonizm,
Farrnasonluk, Misyonerlik, Eniperyalizm ve Beyılelmilelcilik. şeklinde belirtmektedir. Sebilürreşdd, Batı kültürünün ve yukanda sayılan akırnlarıiı etkisi altında Müslüman gençlerin bu tehlikelerden korunmalari için birtakım ön,eriler~e bulunmaktadır. Sebilürreşiid, İslam dünyasını tehdit eden tehlikeleri iç ve ~ış kaynaklı olmak üzere iki kısma ayırmaktadır. İslam milletlerinin kar§~aştığı iç tehlikelerin başında cehalet ·gelmektedir. Dergiye göre Müslüman ~etıe'ıj.n hemen hepsi milli ve modern eğitim-öğretim sisteminden malirumdu.r. Ya Batı taklidi mektepler ya da bugünün ihtiyaçlanna cevap vererneyen medreseler. Bi.ı durumdan kurtulmak için dergi, mef{reselı;rgı . ıslaluni veyahut. milli bünyeye. uygun modem eğitim kurumlannın açılmasını. qnernie~tedir. Dergi tarru.;ıdığ~da m7dr~-
178 Adem Efe ,
selerin ıslah edilmesi h1,1susunda çok sa}'ıda yazının k~eme alındığı göze çarpar. Bu yazılarda eğitimde geri kalındığı.. kabul edildikten sonra bu geri kalı§ın sebepleri -ve çare olarak nel~r yapılacağı üzerinde durulur. Ayrıca dergi, Prens Abbas Ha
·lim Pa§a'run çalı§malarıyla, Müslümanlık aleminde ve özelde Osmarılı'ôa ilmi ve fikri uyaru§ın, dolayısıyla Müslümanlığın yükselmesi için Heybeliada'da Sebilürre§ad Mekteb-i İdadisi açma faaliyeti ba§latıldığıru haber vermi§tir. Bu mektebin açılı§ amaçları, nizamnamesi ve ders programı etraflı bir §elqlde yayımlanmı§tır (Sebilürreşad, Aded 263:34-37; Aded 264:50-52). Bu nizarnname incelendiğinde Nizamnameyi yayırolayan dergi ülkede ilköğretimin yaygınla§tınlması için bu tür faaliyetlerin devam edeceğini ilan eder. Ancak bu giri§i.ql akim. kalmı§tır.
vij. Kadın Meselesi
Dergide Nisaiyat ba§lığı altında kadınlara mahsus bir kö§e vardır. Burada ; daha ziyade kadın yazadann ve okuyucuların mektupları yayımlanmaktadır. Bunların büyük bir kısmı, Batılıların ve/veya memleketimizdeki Batıcıların Müslüman kadınlar hakkında söylemi§ olduklarına cevap mahiyetirıde olan yazılar-
. dan olu§maktadır (Örn. Fa tma Zehra, 1329: 177-278). Bu yazılarda İslam'ın BatıWarın ve Batıcıların iddia ettiği gibi kadınlan ezmediği, orılara büyük bir değer verdiği örneklerle arılatılmaktadır. Kadının konumu meselesi gündeme geldiğinde onların eğitilmesi ve çalı§ma hayatına katılmalan söz konusu olmaktadır. Dergi çevresi kadının tesettürünü ihmal etmeden bazı alanlarda eğitim görebileceğini söylemektedir. Dergi çevresi kadınların öncelikle çocuk bakımı ve ev ekonomisi gibi alanlarda eğitim almalarını savunur gözükmektedir. Kızların, kadınların yabancı okull~da okumalanna kar§ı çıkan dergi yazarlan kızların çağda§la§mak adına yabancı dil öğrenmelerine de ho§ bakmazlar.
Dergide feminizm üzerine yazıların yer aldığı görülmektedir: Bu yazılarda İslam'ın kadırılara her türlü haklarını verdiği dolayısıyla fernirıizmin Müslüman kadırılara kazanciıracağı pek bir §eyin olmadığı vurgularur.
SONUÇ YERİNE 190~1912 yılları arasında yayımlanan Sırat-ı Müstakim Ül2 sayı ve 7 cilt
halinde; 1912-1925 yılları arasında yayımlanan Sebilürreş,Uise 641.sayı ·ve 25 cilt olarak bir araya gedrilmi§tir. 22 y.ı.l aradan sonra, 194~1965 yıllan arasında yine Sebilürreşad adıyla ve yeni Türkçe harflerle yayımlanan üçüncü dönemde de 359 sayı çıkmı§ ve 15 ciltte toplanmı§tır. Böylece 1000 sayı ve 47 cilt tutan bir kült~r hazinesi durumunda olan dergi Türk İslam kültürüne büyük katkılarda bulunmu§tur. Özellikle ilk dönem Sebirlirreşdd dergisi, Türk Kurtulu§ Sava§ı boyunca :çok mühim rol oynamı§tır. Bunun yanı sıra dünya Müslümanlanyla Türkiye arasında köprü görevi yapan bu dergi(ler), halkın dini ve milli konularda .aydınlatılmasındcl, etkili olmu§tur (Ceyhan, 1991:X).
Toplam bin sayıyı bulan yayırnlanyla Türk toplum~nuri dini, kültürel, ~~knolojik bilgi bakımından ilerlemesini hedefleyen SebilürreŞad, dini ve milli bilirıci k~yb~tmeden çağda§ Avrupa toplurrılarının şeviydine çıkmak iÇin onlann ilerleme ve geli§me sırlarını arılamak, . bunun içirı Batı medeniyetinden neleri iı.lmamız gerektiği konusunda görü§ler·.ortaya atmı§tır.
Uzun Soluklu İslamcı Bir Dergi: Sebilürreşad 179
Yazarlan içinde çok sayıda bilim adamı ve devlet adamı bulunan derginin devlet aygıtıy~a büyük oranda uyumlu bir yayım politikası sürdürdüğü s_öylenebilir. Bununla birlikte hilafetin kaldırılması, medreselerin T evhidi-i T edrisat Kanunu çerçevesinde Maarif Vek<!-leti'ne bağlanması gerekirken kapatılması, Şer'iye ve Evkaf Vekaleti'nin kaldırılması ve ezan ve ibadet konularında önemli deği§ikliklerin yukandan yapılması sürecinde yönetinıle ters dü§mü§ ve bu hususlarda sıkı bir muhalefet sergilemi§tir. Buna kar§ın son kertede dergi, ülke-millet varlığı ve birliğini korumada titiz davranmaya çaba göstermi§tir (Arabacı, 2004:128) . .
Sonuç olarak derginin, sadece Türkiye için değil, İslam ülkeleri için de bir kültür hazinesi durumunda olduğUnu söyleyebiliriz. KAYNAKÇA . Albayrak, Sadık, (1995), "Eşref Edi b Fergan", DİA, C. ll, İstanbul. Aua Britalllıica Genel Kiiltiir Aıısiklopedisi, (1993). "Sebilürreşad", C 19, Ana Yay. AŞ., İstan-
bul, s. 203-204) · · Arabacı, Caner, (2004), "Eşref Edib Fergan ve Sebilürreşad Üzerine", Modern Türkiye'de
Siyasi Düşünce İsldnıcılık, C. 6, İletişim Yay., İstanbul. Bilmen, Ömer Nasuhi, (1955), "İslam' da Demokrasi,, Sebilürreşad, C. 9, S. 205, Eylül 1955. Ceyhan, Abdullah. (1991), Suat-ı Müstakim ve Sebilj.irreşad Mecmualan Fihristi, DİB.
Yay., Arıkara. Çağan, Kenan, (2008), "Batılılaşma, İslamcılık ve Mehmet AkifD, Hece, Mehmet Akif Özel
Sayısı., Yıl:12, S:133, Ocak 2008. · Çebi, Murat Sadullah, (1997), "Sebilürreşat Türkiye'de İslamcı Muhalefetin Söz~ülüğünü
Yapmış Bir Dergin, Bilig-4/Kış '97, s. 231-246. Efe, Adem, (2002), Il. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet' e İslamcılar ve Modernleşme (1908'de·n
1924'e), UÜSBE, Bursa, (Yayınlanmaml§ Doktora Tezi). Erişirgil, Emin, (1966), İsiiinıcı Bir Şairiıı Aııatomisi, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., Ankara. Ersoy, Mehmet Akif, (1944), Kur'att'daıı Ayetler ve Nesirler, Neşr.Ömer Rıza Doğru!, Yüksel
Yayınevi, İstanbul. · · Eşref Edib, (1337), Anadolu'da İslam Kongresi", Sebiliirreşlid, C._19, Aded:472, 1337. Eşref Edib, (1949), "Allah'ın İnayetiyle İkinci Cilde Başlıyoruz11, Sebilürre'şild, C. II, No:26,
Ocak 1949. Eşref Edib, (1957), "Ebu'l-Uia Beyle Beraber Nasıl Çalıştık? Suat-ı Müstakim'i Nasıl Çıkar
dık? n, Sebilürreşlid, S. 238, s. 199- 200. Eşref Edi b, (1958), "Sebilürreşad'ın Ellinci Yılı", Sebilürreşild, C. XII, Sayı 276, Eylül1958, s.
2- 12. . .
Eşref Edib, (1962), Mehmet Akif (Hayatı ve Eserleri) I, İstanbul Fatma Zehra, (1329), Muhterem Sebilürreşad Ceride-i İslamiyesi Hey'et-i Tahririyesi Er-
kan-ı Kiramına", Sebilürreşad, C. 11, Aded:278, 1329, s. 277-278. · Gül, Adnan. (2007), "Batılılaşma· Sürecinde Sebilürreşad Dergisin, EKEV Akademi Dergisi,
Yıl: l, S. 31, s. 39- 54. . . Gülcü, Ali İhsan, Suat-ı Müstakim Dizini, Arıkara Üniv. Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi
Kütüphanecilik Bölümü, (Y ayınlanmamış Lisans Tezi). Günaydın, Yusuf Turan, (2008), "Suat-ı Müstakim ve Sebilürreşad'da Mehmed Akif'in
· Rolü ve İzleri11, Hece Mehmet Akif Özel Sayısı, Yıl:12,S:133, Ocak 2008. Hasan Hikmet (1339a), "Asrilik-Laiklikn, Sebilürreşlid, C. 22, Aded:555-556, 1339. Hasan Hikmet, (1339b), "Asriliğin Manasın, Sebilürreşdd, C. 22, Aded:559-560, 1339 Kara, İsmail, (1987), Türkiye'de İslô.mcılık Diiştltıcesi C. 1, Risale Yay., İstanbul.
ıso Adem Efe
Karan, Hayreddin, (1957a), "Milli Mücadelede Sebilürreşad-13", Sebilürreşdd, C. X, S.246, s. 333-334; . . .
Ka!an, Hayreddin, (1957b), "Milli Mücadelede Sebilürreşad-15", Sebiltirreşdd, C. XI, 252,, s. 31. . .
Karaıi, (1957c), "Milli Mücadelede Sebilürreşad-19", Sebilürreşad, C. XI, S. 257,, s. 105-106; L. Bouvat, (1974), "Ouelques ReVııes Ottomanes", R~vue du Monde Musulm~ne, 6. Yıl;
Septembre, Volume XX, Liechtenstein, s. 282-393. Ömer Fevzi, (1326), "Nida-yı Elıl-i İslam", Beyd11u'I-Hak, C.1, Aded: 17,2 Muharrem 1326. Öğülmüş, Seladdin, (1992), "İçerik Çözümlemesi", AÜ. .Eğitinı Bilinıleri Fakültesi Dergisi, C.
24, S. 1, (Ayn Baskı). _ . , .: . Mertoğlu, Suvat, (2001), Osmanlı'da Il. Meşrutiyet So~ası Modern Tefsir Anlayışı (Sırat-ı
Müstakim/Sebilürreşad Dergisi Örneği: 1908-1914), MÜSBE, İstanbul, (Yayınlan-mamış Doktora Tezi). . · ·
Said Halim Paşa, (1334), "İslamlaşmak 1 ", Sebilürreşild, C. is,-Aded:378, 1334. Sebi/iirreşdd (1327), "el-Cahidu fi Sebilillah", Aded:1-183, C. 1-8. ;Sebiliirreşild, (1330), "Cihad-ı Ekber H~da Beyanname-i :f:!:azret-i Hilafetpeaahi _(Baş
kumandanlık V ekaJetinin Beyanatı)", C. 13, Aded:314, 1330. Sebilürreşlld, (1339)," Sebilürreşad 22. Cildine Başlıyor", C. 22, Aded:547~48, 2 Ağustos
1339. . . - .
Sebiliirreşlid, (1948), "Allah'ın İnayetiyle Sebilürreşad'a ·Başlıyoru~", C: 1, No: ı, Mayıs 1948 .
. Scbiliirreşdd, (1948), "Sözün Özü", C. 1, S. S, Haziran 1948. · Stbiliirreşild, (1948), Davamız İslamın izzet ve şerefi davasıdır bu dava Müslüman Türk
Milletinin davasıdır", C. ı,· No: 5, Haziran 1948. · ·
Sebilürreşdd, (1951), "Sebilürreşad Beşinci Cilde Başlıyor", C. V, S. 101, Nisan 1951. Sebilürreşild, (1955), "Hürriyet ve Demokrasinin Feyizleri", C. 9,- S. 205, Eylül1955. Shaw, Stanford, (2000), Osmanlı İmparatorluğu ve Moderıı Türkiye, C. 2, Çev:Mehmet Har-
mancı, e Yay., İstanbul. . Sitembölükbaşı, Şaban, (1995), Tiirkiye'd İslilm'm Yeuideu İııkişafı, İsam Yay., İstanbul. Theodorson, George A.-Achilles G. Theodorson, (1979), A Modem Dictionary of Sociology,
Harper&Row Publishers, Newyork · Toprak, Zafer. (1985), "II. Meşrutiyet' te' Fikir Dergileri", Taıiziniat'tau Cumhuriyet'e Türkiye
A11siklopedisi. C. 1. İletişim Yay. İsta~bul. _ T unçay, Mete, (1983), "Basın ve İstiklal Mahkemeleri", Cumhuriyet Dö11emi Tiirkiye Allsiklo
pedisi, C. 1, İletişim Yay., İstanbı:U-Tütengil, Cavit Orhan, (1960), "Ga_zete ~e Dergileri İnceleme·Metodu", İÜ. İktisat Fakültesi
Gazetecilik E11stitüsti Dergisi, S. 1, Istanbul. Uçman, Abdullah, (1986), "Merunet .t\kif'in Milli Mücadele Yıllanndaki Mev'izeler1", Milli
Kiilttir, Mehmet Aki{Özel Sayısı, Aralık _1986, S. 55. Varlık, Bülent, (1985), "Tanzimat ·ve Meşrutiyet Dergilen'\ Ta11zimat'tan Cumhuriyet'e
Türkiye A11siklopedisi. C. 1, İletişim Yay. İstanbul. ·