28
1 VİTAMİN u u u Dr. Metin Küçük Huzursuz bacak sendromu Psikoterapi Nedir? Türkiyede her yıl 6 bin kişi beyin kanaması geçiriyor Gündüz so- run yok ama gece yatağa uzandığınızda başlıyor. Eskiden akıl hastalarının başvurduğu bir etiket taşıyan psikoterapi, çağımızda hayat sorunları için yardım alınabilecek ilaç dışı te- davi seçeneklerinden .. AYLIK SAĞLIK BÜLTENİ Kasım 2011 A Temiz eller operasyonu “El hijyeni veya el temizliği ellerde- ki mikropların uzaklaştırılması veya imha edilmesidir.” Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta Fiyatı: 1.00TL

Vitamin Aralık 2011

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Sağlık Dergisi

Citation preview

Page 1: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

1

VİTAMİN

u uuDr. Metin Küçük Huzursuz bacak sendromu Psikoterapi Nedir?

Türkiyede her yıl 6 bin kişi beyin kanaması geçiriyor

Gündüz so-run yok ama gece yatağa uzandığınızda başlıyor.

Eskiden akıl hastalarının başvurduğu bir etiket taşıyan psikoterapi, çağımızda hayat sorunları için yardım alınabilecek ilaç dışı te-davi seçeneklerinden ..

AYLIK SAĞLIK BÜLTENİ Kasım 2011 A

Temiz eller operasyonu“El hijyeni veya el temizliği ellerde-ki mikropların uzaklaştırılması veya imha edilmesidir.”

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Fiyatı: 1.00TL

Page 2: Vitamin Aralık 2011

2

Kasım 2011

A

Page 3: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

3

İÇ HASTALIKLARIDr. Memduh İNCEDr. Talat Ali COŞKUN

NÖROLOJİDr. Metin KÜÇÜKDr. Sabiha AKMAN

PSİKİYATRİDr. Ertuğrul KÜÇÜKTÜRKDr. Berrin ERTEPE

ÇOCUK HASTALIKLARIDr. Taha Çelikkanat

FİZİK TEDAVİDr. Şener ÜLGENER

FİZYOTERAPİSTFzt. Berna KUZUOĞLU

UZMAN KADROMUZ

yeni mahalle fatih caddesi kongre meydanı Lüleburgaz

02884131288

Page 4: Vitamin Aralık 2011

4

Kasım 2011

A

Hayatta en çok isteğiniz nedir? Diye sorulduğunda para..? sağlık..? mutluluk..? hangisini seçersiniz? Bu soruya sağlık ve mutluluk diy-enlerle, sağlık dergisi beraber çıkarmak için yola koyulduk.. Sağlık konusunu her yönden irdelemek, doğruyu bulmak ve sağlığın her yönündekilerinin mutlu olacağı orta yolu bulmak istiyoruz. Sağlık konusunda oluşturduğumuz bu platforma düşünce, yazı ve sponsor olarak katkılarınız bekliyoruz.

Bu sayımızda çeşitli hastalıklardan korunma yollarını, doğal kurtulma yollarını hazırladık.. Ayrıca Psikiyatri uzmanı Berrin ERTEPE Psikoterapi konusunu anlatı…

Sağlık da herkesi mutlu edecek bir platform oluşturmak amacıyla…

Dr. Metin Küçük

VİTAMİNAYLIK SAĞLIK BÜLTENİ Kasım 2011

Lüleburgaz Görüntüleme Merkezi adına

Metin Küçük

Genel Yayın YönetmeniBaki Küçük

Halkla İlişkiler ve ReklamAçelya Kafadar

Görsel Yönetmen ve GrafikFatih KöselerAJANS ARTI

( 0 288 412 0 222 )

Katkıda bulunanlarProf. Dr. Ahmet Rasim

Küçükusta, Dr. Berrin Ertepe,

Yayın TürüYerel, Süreli, aylık yayımlanır

Yönetim Yeri ve YazışmaMavi Yeşil Sağlık Hizmetleri

Fatih Cad. No:22 (Özel Lüleburgaz Tıp Merkezi)

Lüleburgaz/KırklareliTel: 0288 413 12 88

[email protected]

MatbaaEbat Basım

Güzeltepe MahallesiMareşal Fevzi Çakmak Cad.

No: 117Blok 9 / 1 Tel: 0 212 626 25 70

Alibeyköy / İSTANBUL

Yazı ve görsellerin tüm hakları Vitamin dergisine, yayımlanan ilanların ve reklamların sorumluluğu

sahiplerine aittir.

16

12

1006

24

20

Temiz eller” operasyonuEl hijyeni veya el temizliği ellerdeki mikropların uzaklaştırılması veya imha edilmesidir. Özellikle salgınlar sırasında hastalık yapan bakteri ve virüslerin yayılmasını önlemede en etkili yöntem el yıkamadır.

Soğuk algınlığı için doğal çarelerFena halde üşüttüğünüzde pastillere ve paketlerce mendile yüklenseniz de korunmasız kalabilirsiniz.

Psikoterapi Nedir?Eskiden akıl hastalarının başvurduğu bir etiket taşıyan psikoterapi, çağımızda hayat sorunları için yardım alınabilecek ilaç dışı tedavi seçeneklerinden faydalanmak isteyenlere yardımcı olan bir psikiyatri bilimidir. Psikoterapi nedir? Nasıl uygulanır?

Türkiyede her yıl 6 bin kişi beyin kanaması geçiriyor. Lüleburgaz Tıp Merkezi Nöroloji uzmanı Dr. Metin Küçük, tansiyonun yükselmesine bağlı beyin kanamalarının sık gözlendiğini belirtiyor ve 55 yaş üstündeki kişiler için riskin yüksek olduğunu hatırlatıyor.

Birkaç öneri...Yoğun iş temposundan dolayı evinizde yemek yapamıyor ve sıklıkla dışarıda mı yemek yiyorsunuz? O zaman büyük ihtimalle fazla kalori alıyorsunuz.

8 Dikkat eksikliği belirti olabilir | 14 Panik ataği tetikleyen gıdalardan kaçının | 18 Huzursuz bacak sendromu 22 Sağlık ile ilgili bilgiler | 23 Beslenme ve hareketler önemli | 25 Saçlar için mucize gıdalar

Lüleburgaz Tıp Merkezi | Amerikan Kültür Derneği | Medikent Hastanesi | Derman Hastanesi | Özel Trakya Hastanesi

Sağlıklı Kış İçin 6 TüyoYaz aylarını geride bıraktığımız şu günlerde kışı sağlıklı geçirmek istiyorsanız bu tüyoları mutlaka dikkate alın

Page 5: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

5

Page 6: Vitamin Aralık 2011

6

Kasım 2011

Dr. Metin Küçük

Türkiyede her yıl 6 bin kişi beyin kanaması geçiriyor Lüleburgaz Tıp Merkezi Nöroloji uzmanı Dr. Metin Küçük, tansiyonun yükselmesine bağlı beyin kanamalarının sık gözlendiğini belirtiyor ve 55 yaş üstündeki kişiler için riskin yüksek olduğunu hatırlatıyor.

Page 7: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

7

Lüleburgaz Tıp Merkezi Nöroloji uzmanı Dr. Metin Küçük, tuzlu yemenin ve stressin tan-siyonu yükselttiğini belirterek ve buna bağlı beyin kanamalarının meydana gelebileceğine dikkat çekiyor. Tansiyonun yükselmesine bağlı kanamaların daha çok 55 yaş üzerindeki insanlarda gözlendiğine işaret eden Dr. Metin Küçük, "Biz bunları derin beyin kanamaları olarak tanımlıyoruz. Daha genç yaş grubunda ise beyin damarlarında baloncuk (anevrizma), damar anomalisi varsa beyin kanaması ola-biliyor" diye konuşuyor. Beyin kanamalarının toplumda görülme sıklığının 100 binde 10 olduğuna işaret eden Dr. Metin Küçük, damar anomalilerine bağlı kanamaların daha az görüldüğünü vurguluyor.

Belirtileri neler?Beyin kanamasına yol açabilen tansiyon yükselmesi genellikle ağrıyla belirti veri-yor. Enseyle, başın birleştiği yerde şiddetli ağrı ortaya çıkıyor ve başın arkasına yayılıyor. Tansiyonun yükselmesine bağlı beyin kanaması oluştuğunda insanların yaşamlarında hissettikleri en şiddetli baş ağrısını yaşadıklarını belirten Dr. Küçük, "Ağrıyla beraber hasta bilinç kaybına uğrayabilir. Hemen hastaneye götürülmesi gerekir" diyor. Tansiyona bağlı kanama-larda damarın yırtıldığını ve o bölgede kan birikmesi olduğunu vurgulayan Dr. Küçük, anevrizma kanamasında ise durumun çok daha tehlikeli olduğunu belirtiyor ve ekli-yor:"Anevrizma kanamasında kan, beynin tüm yüzeyine yayılır. Beyin kanaması geçi-ren hastalarda yüzde 30 oranında felç, konuşamama, bitkisel yaşam gibi ciddi problemler gelişebilir." Dr. Küçük, risk grubundakilerin nasıl davranmaları gerektiği konusunda şunları söylüyor:-Eğer yaşınız 50nin üzerindeyse ve tansi-yon sorununuz varsa ilaçlarınızı düzenli kullanın.- Tuzlu yemeyin, stres yapmayın gün aşırı yarım saat yürüyün.-Vücudunuza aşırı yük bindirecek şekilde spor yapmayın.-Başınızda o güne kadar yaşamadığınız de-recede şiddetli bir ağrı hissederseniz hemen bir hastanenin acil servisine başvurun.

Page 8: Vitamin Aralık 2011

8

Kasım 2011

Güncel

Dikkat Eksikliği Belirti Olabilir

Uzmanlar sınıfta otura-mayan, oyunda arkadaşlarıyla sorun yaşayan, başladığı işi bitire-meyenlerde hi-peraktivite bozukluğu olabileceğini belirtiyor.

Konsantrasyon sorunumu yaşıyorsunuz yada uzun süre aynı yerde oturamıyor bir toplantıyı takip etmekte zorlanıyor musunuz?Başladığınız bir işi bitiremiyor, öfke atakları geçiriyor, aklınıza geleni söyleme eğilimi mi gösteri-yorsunuz?Uzmanlar , bunları, stresli bir yaşamın sonucu olarak yorumla-mak yerine , çocukluk döneminde başlayan ve yetişkinlikte de devam Dikekat Eksikliği ve Hiperaktiv-ite Boukluğu (DEHB) hastalığının belirtileri olabileceği uyarısında bulunuyor.Tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesini düşüren iş, ev başta olmak üzere sosyal hayatını önemli ölçüde zedeleyebilen hastalığın uzman hekşm kontrolünde tedavi edilmesinin mümkün olduğunu belirtiyor.Uzmanlar çocukluk çağında var olan dikkat eksikliği hiperaktivite ve dürtüsel davranışların ilk olarak okul çağında fark edildiğini belirtti.Uzmanlar‘’Snıfta oturamayan, oyun-larda arkadaşları ile yoğun sorunlar yaşayan ve okuma faaliyetlerinde geciken çocuklar görece hızlı fark edilip tıbbi yardım almaları için yön-lendirilebilmektedir’’ dedi.Yaşam boyu devam eden dikkatsi-zlik, dürtüsellik yada hiperaktivite yakınmaları olan tüm erişkinlerde DEHB tanısının akla gelmesi gerektiğinde işaret eden uzmanların verdiği bilgiye göre Erişkin Dikkat

Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu yaşama , kişiler arası ilişkilerde okul iş dünyasına yansıyan olumsuz etkileri açısından toplumun sağlık hizmetlerinin önemli sorunlarından birisini oluşturuyor.DEHB ister çocukluk istet erişkinlk döneminden olsun sadece hastaları değil çevrelerini,ailelerini,ebevynlerini de etkiliyor.Riskli sağlıklı ve davranışları açısından tehtid altında olan ergen ve genç erişkinlerde DEHB varlığında sigara ve madde kötüye kullanımı, yasalsorunlar, kötü akran ilişkileri, kendine güven kaybı, okul ve iş başarısında düşüklük psikiyatrik eş tanılar gözlenebiliyor.

Yaşın İlerlemesiyle Birlikte Görül-me Sıklığı da DüşüyorYaşın ilerlemesi ile birlikte görülme sıklığındaki düşüş, hastalığın be-lirtilerinde azalma olduğuna işaret ediyor,ancak belirtiler tamamen ortadan kalkmıyor.Azalma eğilimine ragmen erişkin DEHB olan kişilerde işe başlayamama iş yerinde verimsizlik ve kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe başlanmasına rağmen bir çoğunu bitirememe , bir toplantı boyunca oturamama stresle baş edememe ve öfke atakları aklına ilk geleni söy-leme eğilimi,kötü şöförlük sorunları ve evlilik ve sorumlulukların idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortala çıkabiliyor.

Kız Çocuklarda FarklıBelirtilerini dışa vuran erkelerin ter-sine kız çocuklar genellikle olumsuz geri bildirimleri içselleştirme ,özür dileme,uyum sağlamaya çalışma , suçu üzerine alma ve kavga etmeme eğilimi gösteriyor.Çocuklar ve erişkinlerde yapılmış çalışmalara göre , karşıt olma karşı gelme bozukluğu,Davranım bozukluğu, öğrenme bozuklukları ve alkol-madde kullanım bozuklukları olarak adlandrılılan ruh-sal hastalıklar da psikiyatrik eş tanıları oluşturuyor.Bu ruhsal bozukluklar, bezen DEHB belirtilerinin gizlenmesşne yada ilaçlarla bir bozukluğu tedavi ederken diğerinde bozulmalar ortaya çıkmasına yol açabiliyor.DEHB ile ilgili güçlükleri çocukluklarından beri yaşayan kişiler, hem erişkinlik döneminde benzer belirtiler sergiliyor hemde bazen be-lirtiler gerilese bile çocukluk dönemi-nde almış Oldukları hasarların yansımalarını yaşam boyu taşıyorlar.Önlenebilir kayıplara engel olabilmek için rahatsızlık fark edildiğinde tüm tedavi imkanları kullanılarak etkin bir tedavinin hızlı ve dikkatli bir biçimde başlatılması gerekiyor.Bunun sağlanması için DEHB be-lirtileri olanların öncelikle bir psiki-yatri uzmanına başvurması ve DEHB yakınmaları olan bireylerin uzmanına yönlendirilmesi tavsiye ediliyor.

Page 9: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

9

Page 10: Vitamin Aralık 2011

10

Kasım 2011

Psikolojik

Psikoterapi kısaca; kişinin, duygusal çatışma, ruhsal bozukluklar veya davranış sorunlarının farkına varması ve hayat akışını etkilemesinin önüne geçme yeteneği kazanmasını sağlayan teknik ve yöntemlerdir. Böylece kişi iç çatışmalarından kurtulur, iç dünyası daha dengeli ve olgun bir hal alacağından çevresindekilerle de ilişkileri düzelecektir.

Psikoterapiler amaç ve uygulanış şekilleri ile birbirinden farklıdır. Sanılan aksine sadece psikologlar değil, psikiyatristlerde psikoterapi uygularlar. Ruhsal sorunun niteliği ve kişinin karakter özelliklerine göre uygu-lanacak olan terapinin cinsi belirlenir. Terapiler bireysel (tek kişi) ya da ortak sorunları olan kişilerden oluşan grup terapileri şeklinde olabilir. En yaygın kullanılan terapi çeşitlerine örnek olarak; ruhsal çatışma çözümlenmesi ve farkındalık artırmayı hedefleyen psiko-analiz ve kişiler arası terapi, aile ve evlilik sorunlarına odaklanan aile terap-ileri, cinsel hayatın sorunlarına yönelen cinsel terapiler, düşünce ve davranış

değişimlerine odaklı bilişsel davranışcı terapiler, sanat yöntemlerinin kullanıldığı sanatla terapi ve özel-likle çocuk hastalarda oyun terapileri sayılabilir. Hipnoz, terapi sürecinde kullanılabilen yardımcı bir tekniktir, seçilmiş vakalara uygulanabilir.Hangi tip psikoterapi uygulanırsa uygulansın, kabaca yapılan şudur; örneğin elinizin üstünde baktıkça sizi çok rahatsız eden kötü görüntülü bir yara izi düşünün. Doktorunuz yaranın kabuğunu kaldırırken yara biraz acıyacak ve kanayacaktır, pan-sumanla yaranın düzgün bir biçimde iyileşmesinin sağlayarak sizi rahatsız etmeyecek hale getirecektir. Bu sırada hastanın terapiyi bırakması yaranın daha da kötü iyileşmesi için risk olduğundan, terapi sürecini yarım bırakmaktansa hiç başlamamak daha doğrudur. Özellikle başlangıçta tera-piler en az haftada bir seans olacak şekilde düzenlenir. Aksi takdirde iyileştirici bir ilişki kurulamaz. Daha seyrek düzenlenen terapiler iyileştirici olmaktan çok zaman ve maddi kayıptır.

Psikoterapi Nedir?Eskiden akıl hastalarının başvurduğu bir etiket taşıyan psikoterapi, çağımızda hayat sorunları için yardım alınabilecek ilaç dışı tedavi seçeneklerinden faydalanmak isteyenlere yardımcı olan bir psikiyatri bilimidir. Psikoter-api nedir? Nasıl uygulanır? Lüleburgaz Tıp Merkezi doktorlarından Berrin Kaya psikoterapi’yi anlattı…

Psikiyatri bi-limi yüzyılımızın sorunu stres

faktörlerinin artmasıyla daha ilgi çeken bir tıp bilimi haline gelmiştir. Aslında her zaman her-kesin faydalanabileceği bir bilim olmasına rağmen, halk arasında 20 yıl öncesine kadar sadece akıl hastalarının başvurduğu bir bölüm olma etik-eti taşımaktaydı.Yine o dönemlerde ruh hastalıklarının sadece ilaçla tedavi edilebileceği düşüncesi hakimdi. Çağımızda psikiyatri sadece akıl hastalarının başvurduğu bir bölüm olmaktan çıkmış, hayat sorunları için yardım almak ve ilaç dışı tedavi seçenekler-inden faydalanmak isteyenler içinde daha yaygınlaşmıştır.

Page 11: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

11

Psikoterapistler sizi değiştiremezler, değişmeniz için içinizdeki güçlerin farkına varmanızı sağlarlar. Sizin adınıza karar vermemelidirler ancak tüm seçeneklerinizi ve seçeneklerinizin bedellerini sağlıklı bir biçimde gör-menizi sağlarlar. Psikoterapistler olay-lar hakkında sizleri yargılayamazlar, tarafsız bir biçimde davranmalıdırlar. Tüm bu süreçler tam bir gizlilik ilke-sine dayanarak yapılmalıdır.

Psikiyatride birçok hastalığın teda-visinde psikoterapi kullanılabilir. Ağır düzeyde ve intihar riski taşıyan depres-

yon hastalarında ilaç tedavisine ek olarak, hafif ve orta düzeydeki depres-yon tedavisinde tek başına uygula-nabilir. Obsesif kompülsif bozukluk (halk arasında takıntı hastalığı olarak bilinir) ve panik bozukluk başta olmak üzere anksiyete bozukluklarında yüz güldürücü ve kalıcı sonuçlar elde edilir. Kalıcı sonuçlar elde edilmesi kişinin düşünce ve davranışlarında, kendisine ve hayatına bakış açısında değişim yaratılmasıyla ilişkilidir. Psikoterapiler, özellikle çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarında ön planda olan tedavi şeklidir.

Page 12: Vitamin Aralık 2011

12

Kasım 2011

Alerji

Burun tıkanıklığı için tuzlu burun spreyi Tuzlu burun spreyi genzinizi ıslatarak doluluğu ve tıkanıklığı giderir. Aynı zamanda bur-nunuzdaki bakterileri ortadan kaldırır. Dekonjestanların aksine tuzlu su damlaları hastalığın tekrarlamasına yol açmaz. Yani ilacı bıraktığınız anda bütün belirtilerin geri dönmesi yer-ine burnunuzu ve sinüslerinizi ferahlatarak temiz tutar.

Boğaz ağrısı için meyan kökü çayı Sıcak sıvılar her zaman boğaz ağrısını rahatlatır ancak meyan kökü çayında ağrıyı yumuşatan tedavi edici bileşikler bulunur. Aynı zamanda su kaybını önlem-eye yardımcı olur.

Öksürük için adaçayı Adaçayı özünün, balgam söktürücü özelliği sayes-inde vücudunuz solunum sisteminizden mukusları atar ve öksürüğü yatıştırmaya yardımcı olur. Balgam söktürücü bir ilaç yerine çaya veya sıcak suya bir damla adaçayı özü katmayı deneyin.

Bağışıklığınızı kuv-vetlendirmek için mürver suyu Mürver, soğuk algınlığına iyi gelen bir bitkidir. İçinde bağışıklık sisteminizi güçlendir-meye yarayan C vitamini bu-lunur.

Griple savaşma planı Sizin ve ailenizin sağlığını korumanın beş basit yolu Bu grip sezonunu da hasta-lanmadan atlatmanıza ya-rayacak birkaç kolay adım... Bir hapşırmayla yaklaşık 45.000 tükürük zerresi saçılır. Tükürüğün içinde ise milyon-larca virüs vardır. Virüsler etrafa yayılır ve para dahil olmak üzere kağıt üzerinde saatlerce, kapı kolları ve tezgahlarda ise gün-

Soğuk algınlığı için doğal çareler Fena halde üşüttüğünüzde pastillere ve paketlerce mendile yüklenseniz de korunmasız kalabilirsiniz.Fena halde üşüttüğünüzde pastillere ve paketlerce mendile yüklenseniz de korunmasız kalabilirsiniz. Cephaneliğinizi doldurmanız için size bazı gizli silahları açıklıyorum. Nezleye savaş açıp onu yenmek için gerekli olan basit ve doğal yolları öğrenin... Soğuk algınlığı bütün gününüzü mahveder. Soğuk algınlığına virüsler yol açar ve ne yazık ki anti-biyotikle düzelmez. Neyse ki, bu belirtileri ortadan kaldırmak için başka yollar var. Bu doğal çözümleri uygulayın ve nezleden kurtulun.

Page 13: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

13

lerce yaşayabilir.

İşte griple savaşmanın ana planı: -Yıllık grip aşınızı olun. -Ellerinizi sık sık yıkayın. -Ellerinizi ılık sabunlu suyla en az 20 saniye döndürerek yıkayın. Bu süre sandığınızdan daha uzun bu nedenle emin olmak için doğum günler-

inde söylenen meşhur ‘İyiki doğdun’ şarkısını iki kere söyleyin. -Alkollü dezenfektan da kulla-nabilirsiniz. -Hapşırdığınızda veya öksürdüğünüzde ağzınızı ya dirseğinizin kıvrımıyla ya da hemen çöpe atılacak bir men-dille kapatın. -Gözlerinizi ovuşturmayın,

elinizi ağzınıza ve burnunuza götürmeyin. Mikroplar mukoza zarlarından geçerek girerler. - Burnunuzun kenarlarına vazelin sürerek bir bariyer oluşturun. Bu burnunuzun kenarları kuruduğunda, özel-likle de uçak yolculuklarında işe yarar. Son olarak, has-tayken evden çıkmayarak arkadaşlarınıza iyilik yapın...

Soğuk algınlığı için doğal çareler

Page 14: Vitamin Aralık 2011

14

Kasım 2011

Ajanda

Panikatağı Tetikleyen Gıdalardan KaçınınKoyu çay,kahve, kolalı içecekler, alkol, aşırı sigara içimi, aşırı yemek

yemek, tatlılar, uzun süre aç kalmanın panik atağı tetiklediğini aktardı.

Beslenme alışkanlıkları panikatak rahatsızlığını tetikleyebili-yor. Çay ,kahveve kolalı içeceklerin panikatak rahatsızlığını tetikleyebildiğini balık, ıspanak, pırasa, muz, brokoli, kereviz, enginar, mercimek, nohut, fasulye, bezelye, barbunya gibi gıdaların ise panikatak hastalarını rahatlattığını söyledi.

Uzun süre aç kalmanın kan şekerini düşüreceğini, düşen şekeri normale çıkarmak için böbrek üstü bezlerimizden adrenalin salgılanacağını ifade eden ‘’Kortizol ve büyüme hormonları salgılanır.Bu hormonlar depolarımızdaki yağlardan, protein-lerden şeker üretmeye çalışır. Bu arada çarpıntı, ağız kuruluğu, terleme,sinirlilik ortaya çıkar.Panikli bir insan normal olan bu durumu hemen panikatak olarak değerlendirir ve korkuya kapılır. Korkuyla beraber adrenalin daha da yükselir ve gerçek panik başlar.‘’ diye konuştu.

Yemek sonrası alınan gıdaların hazmı için midenin daha çok enerjiye gereksinimi olur. ‘’İstirahat durumundaki çalışmasını terk eden kalp, hızlanmaya ve mideye daha çok kan pompal-amaya başlar.

Panikataklı biri kalbine çok duyarlı ve odaklı olduğundan bunu hisseder. Çarpıntıyı,’’Panik başladı’’ diye düşünür ve korkar. Oysa buda fizyolojik, normal bir durumdur. Panikle tanışmamış olsa belki hiç dikkatini çekmeyecektir.

Dolayısıyla açlık- tokluk durumumuz, ne yiyip – içtiğimiz panikataklarımızla yakından ilişkilidir’’ dedi. Koyu çay, kahve, kolalı içecekler,tatlı yiyecekler ile aşırı yemek yeme , yemeklerden sonra hemen uyuma ve uzun sürre aç kalmanın panikatağı tetiklediğini, buna karşılık ıspanak, pırasa, muz, bro-koli, kereviz, enginar, balık, kepekli buğday ekmeği,mercimek, nohut, fasulye, bezelye, barbunya yemenin ve panikatak ve kaygı giderici özelliği olan melisa, papatya gibi bitkisel çayları tüketmenin panikatak hastalarını rahatlatacağını söyledi.

Panikatakta beslenme nasıl olmalı?*Panikatağı tetikleyici yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalı.*Günde 3 öğün yerine 5 öğün, ama az az yemek tercih edilir.*Mevsimsel beslenilmeli( kışın kış, yazın yaz sebze ve yiyecekerini tercih etmek).*Özellikle sebze yemeklerini az pişirip vitaminlerinin hasar görmesine engel olmalı.*Yemeklerde mutlaka zeytinyağ kullanılmalı. Yağı kesinlikle yakmamalıyız.*Kaygı giderici olan melisa,papatya bitki çaylarında 3 fincan içmeli.*Çay tiryakileri günde 5 – 6 bardağı geçmemeli ve açık çay içilmeli.*Omega-3 ve omega-6 bakımından zengin balıklar yenmeli.Balık sevmeyenler her günBir yemek kaşığı keten tohu-mu yiyebilir.*B vitaminlerinin sinir sistemini güçlendirdiği ve beyindeki serotonini arttırdığı, adet öncesi yemek; mercimek,

NO

T

Page 15: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

15

nohut, fasulye, bezelye, barbu-nya yemek faydalıdır.*Evde, işyerinde lavanta bulundurup ondan yayılan rahatlatıcı kokular içe çekilmeli.Güzel kokulu duş jelleri kullanılmalı.

Panikatağı tetikleyen yiyecekler*Koyu çay,*Kahve,*Kolalı içecekler,*Alkol,*Aşırı sigara içimi,*Esrar,’ecstasy’, kokain,*Aşırı yemek yemek,*Özellikle tatlı yiyecekler (Bunlar kan şekerini aniden yükseltir.Doğrudan glikoz içeren yiyecekler kan şekerini aniden yükselttiğinden şekeri düşüren insülin hormonunu aşırı salgılatır ve kan şekerini aniden düşürüp paniğe sebep olabilir),*Yemeklerden sonra hemen uyumak(özellikle ağır yeme-klerden sonra)*Aşırı ve hızlı kilo vermek – rejim yapmak ( Bu du-rum vücut kimyasını bo-zarak paniğe,depresyona yol açabilir.Ayda en fazla iki-üç kilo verecek şekilde diyet yapılmalıdır),*Düzensiz ve tek yönlü beslenme,*Uzun süre aç kalmak,*Vitaminden yoksun yiyeceklerle beslenmek,*Rejim amaçlı iştah kesici ila-çlar, paniğe, depresyona sebep olabilmektedir.

Page 16: Vitamin Aralık 2011

16

Kasım 2011

Özel Konuk

El yıkama, elin tüm yüzeylerinin ılık su altında sabun köpükleri ile güçlü bir şekilde ovuşturulması ve akarsu altında

iyice durulanmasını ifade eder.Sabun yüzey gerilimini azaltıcı ve kir, yağ ve bakterilere bağlanma özellikleri sayesinde etkili olur.Değişik su sıcaklılarının ellerdeki bakterilerin azaltılması üzerine bir farkları yoktur. Sıcak suyun ekstra bir yararı olmadığı gibi bazı sabunların tahriş edici etkilerini de artırabilir.

Ellerdeki mikropların başka insanlara, yiyeceklere, suya ve elle dokunulan kapı topuzu, küpeşte, masa ve sandalyeler gibi yüzeylere geçmesinin önlenmesinde yıkama süresi çok önemlidir. Etkili bir temizlik için ortalama yıkama süresi yirmi saniyedir.Tırnak fırçası mutlaka gerekli değildir fakat tırnak bölgelerinin ve parmak aralarının temizlen-mesine önem verilmelidir.

Kurutma çok önemli

Yıkamadan sonraki en önemli işlem de ellerin kurutulmasıdır; çünkü ıslak eller mikropları kuru ellere göre çok daha iyi taşırlar. Kurutma süresi kurutma yöntemine göre farklıdır. Birçok kere kullanılan pamuk havlular uygun değildir.Tek kullanımlık kâğıt havlular ile eller iki ayrı kâğıt havluyla 10 saniye süreyle ovularak kurutu-lur. İlk havlu suyun uzaklaştırılmasını, ikincisi ise tam kurmayı sağlar.

Kurutucu aletlerden faydalanılıyorsa eller sıcak havanın altında bir taraftan ovulurken diğer taraftan döndürülerek 30-45 saniye süreyle tutulmalıdır.Tek kullanımlık bez havlular varsa eller iki farklı bölümde 10 saniye süreyle ovuşturularak kuru-tulur. İlk bölüm havlu ile su emdirilmiş, ikinci bölümde ise tam kurutma sağlanmış olur.

Eller ne zaman yıkanmalıdır?Eller mikrop bulaşma ihtimali olan durumlarda yıkanmalıdır:• Tuvaletten sonra

Temiz eller operasyonu

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

El hijyeni veya el temizliği ellerde-ki mikropların uzaklaştırılması veya imha edilmesidir. Özellikle salgınlar sırasında hastalık yapan bakteri ve virüslerin yayılmasını önlemede en etkili yöntem el yıkamadır.

[email protected]

Page 17: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

17

[email protected]

• Çocuğun altını değiştirdikten sonra • Tuvalet ve yatak odalarının temizliğinden sonra • Mikropla kirlenmiş giysi veya yatak takımlarına temas edilmişse • Hasta ve yaralı bir insana temas etmeden önce ve sonra • Çöple temas ettikten sonra • Burnu temizledikten veya ellere öksürüp hapşırdıktan sonra • İlaç içmeden önce • Kontak lens takmadan önce • Kusmuk veya dışkı ile temas edilmişse • Çevredeki yüzeylerin temizliği yapıldığında • Mutfağa girmeden önce • Yemeğe, içmeye başlamadan önce • Eldivenler çıkarıldıktan sonra

Antibakteriyel sabun, el dezenfektanları, jellerSon senelerde bir antibakteriyel sabun, el dezenfektanları, el jelleri ürünleri modası başladı ki sormayın gitsin. Zaten tek başına şu “antibak-teriyel” sözü bile hadi temizlik hastası demeye-lim ama temizlik düşkünü anneleri cezbetmeye yeterli oluyor.

Antibakteriyel temizlik ürünlerine bakterileri öldüren kimyasal maddeler eklenmiştir; bunların virüsler üzerine bir etkileri yoktur. Bu amaçla en çok kullanılan madde de triclosandır.

Yüzde 60-85 oranında alkol bulunan el antisep-tikleri veya dezenfektanlarının bakterileri ve bazı virüsleri öldürücü etkileri olsa da doğru el yıkamaya belirgin bir üstünlükleri yoktur. Bunlar su olmayan ortamlarda tercih edilebilir.

Bunlara dikkat!Eldeki mikropların öldürülmesi kulağa hoş gelse de şu üç husus mutlaka dikkate alınmalıdır:BİR: Antibakteriyel ürünler sadece hastalık yapan mikropları değil deride yaşayan ve hastalık yapmayan faydalı mikropları da öldürürler. Bu da derinin mikrop dengesinin bozulmasına ve anti-biyotiklere dirençli mikropların ortaya çıkmasına yol açabilir.

İKİ: Hastalıkların önlenmesinde antibak-teriyel sabunların kurallara uyularak yapılan el yıkamaya göre bir üstünlüğü olduğu gösterilememiştir.ÜÇ: Antibakteriyel kimyasalların insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri oldu gibi tabiatın kirlen-mesine de sebep olurlar.DÖRT: Bu ürünler normal sabuna göre çok da pahalıdır.

Çok fazla el yıkamanın zararları da olabilirEl temizliğinde aşırıya kaçmak kronik tahrişe bağlı dermatite yani bir tür deri iltihabına yol açabilir. Deri kuru, çatlamış, iltihaplı ve ba-zen çok ağrılıdır. Günde 10 defadan fazla el yıkayanlarda daha çok görülür.

Dermatit, derinin bütünlüğünü bozar; iltihaplı deri daha fazla bakteri barındırır ve böylece hem derinin bütünlüğünün bozulması ve hem de bakterilerin artması enfeksiyonlara ve bunların yayılmasına da yol açar.

Derinin sürekli olarak ıslanması ve kuruması derideki koruyucu maddelerin kaybına sebep olur ve deri yumuşar, çatlaması kolaylaşır. Sabun veya temizlik ürünleri kullanılıyorsa bunlar da derinin pH’ sını değiştirerek ve derideki koruyucu yağ tabakasını ortadan kaldırarak tahrişi artırırlar. El yıkama süresi ve suyun ısısı da önemlidir. Nemin azlığı ve soğuk hava da dermatiti kötüleştirir. Çocukluğunda egzaması olanların yatkınlığı daha fazladır.

Dermatit nasıl önlenir? Dermatitin önlenmesi, su yüzünden kaybolan nemliliği yerine getirmek ve sabun ve temiz-lik ürünlerinin tahriş edici etkilerini ortadan kaldırmakla mümkün olur.Sıcak su yerine ılık su ve en az tahriş yaratan sabun tercih edilmeli ve eller iyice kurutulmalıdır.

Eller yıkandıktan sonra su bazlı nemlendiriciler kullanılmalıdır

Page 18: Vitamin Aralık 2011

18

Kasım 2011

Bacak Sendromu

Huzursuz Bacak SENDORMU

Gündüz sorun yok ama gece yatağa uzandığınızda başlıyor. Bacaklarınızda bir uyuşma,yanma var. Adı huzursuz bacak senderomu. Yaşam kalitesini bozan huzursuz bacak sendromunun belli bir nedeni yoki tetikleyen sebepleri var. Her gün uykuya dalmadan önce ortaya çıkıyor.İlerlediği durumlarda akşam saatlerinde başlayabiliyor.Daha çok bacakları etkiliyor nadiren kollarda görülebiliyor. Tedavi edilebiliyor ama neden-siz yeniden ortaya çıkabiliyor.

-Nedir bu huzursuz bacak sendromu?Huzursuz bacak sendromu yani ‘restless sendromu’, hasta yattıktan kısa bir süre sonra her iki bacağında uyuşma, ürperme, karıncalanma, yanma şeklinde hastanında tarif edemediği belirtilerle ortaya çıkıyor. Hasta bu rahatsızlığı gidermek için sürekli bacaklarını hareket ettirmek istiyor, ayağa kalkıp yürümek istiyor.Böyle yaptığında geçiyor,biraz dinlendiğinde yeniden başlıyor.Bu yüzden de uykusuzluğa neden oluyor. Daha çok 40’lı ve 50’li yaşlarda özellikle 60’lı yaşlarda görülüyor. Başlangıçta hafif olabilir ama ilerledikçe hastaya daha çok sıkıntı verebiliyor.

-Birden bire mi ortaya çıkıyor ?Önce 2-3 gecede bir kendini gösteriyor. Onu da belki yorgunluğa veriyorsun. O an ‘bugün dizim ağrıdı işte bacaklarımda rahatsızlık var’ diyebiliyorsun. Bu be-lirtileri gidermek için ayaklarını sallamaya başlıyorsun.Bir süre sonra ayak sallamak, çok hareket ettirmek yetmiyor, kalkıp yürümeye başlıyorsun. Kalkıp yürümeye başladığı dönemlerde artık sinir bozucu olmuş oluyor. Bu durum doktora getiriyor.

-Ne sebep oluyor bu rahatsızlıklara? Vakaların üçte birinde ailesel geçişler var ama tam olarak kanıtlanmamış. Çoğu vaka ‘idiyopatik’ yani sebepsiz bir neden. Tetikleyen nedenler var, sigara, alkol, aşırı kafein, obezite, gebelik, mide ilaçları, diyabet, tiroid bozuklukları, demir eksik-likleri anemisi.Türkiye’de anemi ve demir eksikliği çok sık görülen hastalıklardır.

-Psikolojik olabilir mi ?Bu belirtiler kas hastalığı, dolaşım hastalığı

yada huzursuz bacak çıkabilir. Ayrıt ed-ilmesi lazım. Hasta geldiğinde önce rutin biyokimyasal tetkik istiyoruz. Guatr için troid hormonlarına bakıyoruz. Şekerine, mutlaka demirine, demir bağlanmasına bakıyoruz. Bu testlerde çıkan sonuca göre yönlendirme yapıyoruz. EMG istiyoruz. Ama huzursuz bacakta kesin tanı ancak hastanın anlattıklarıyla konulabilir. Çok emin olunamıyorsa polisomnografi (uyku testi ) yaparak teşhis koyuyoruz. Uyku testinde hastanın uykuya dalma esnasında ya da uykudayken de görülebiliyor. Tanı konduktan sonra tedavisine geçiyoruz. Tah-lillerden sonra bir neden bulduysak, önce o nedenin tedavi edilmesi lazım. Demir eksikliği varsa ve bu tedavi edildiğinde hem huzursuz bacak ortada yok oluyor, hem hasta rahatlıyor, hem de uykusuzluk kalkıyor.

-Yaşam şekli etkiliyor mu?Kesinlikle. Gece geç saatlerde kafein alınması, alkol kullanılması, sigara içmesi, egzersizin olmadığı bir hayat, kilo çok etkiliyor. Mesela spor da etkileyebiliyor. Uykuya yakın saatlerde spor yapmak iyi değil. Bazı insanlar akşam saatlerde spor yapar, önerdiğimiz bir durum değil.

-Yeni bir hastalık mı bu?Önceden bu şikayetlerle gelen az hasta vardı. Biz teşhis ediyorduk ama şimdi insanların çoğu öğrendi böyle bir hastalık olduğunu. Dolayısıyla bilinçli bir şekilde geliyor hastalar. Yeni bir hastalık değil ama algılanmıyordu. Kişi doktora gitmiyor, ağrı kesicilere başvuruyordu. Ama ağrı kesici alınmamalı, çünkü yanıt vermez. Ağrılı bir bacak durumudur huzursuz bacak, ağrı yapar ama ağrı kesicilerle bu ağrıyı kes-

emezsiniz.

-Nasıl tedavi edilir?Parkinson hastalığında kullandığımız birtakım ilaçlar var onları kullanıyoruz. Hastaların çoğu bundan fayda görüyor. Hastaların yüzde 80 – 90’ı ilaç kullandıktan sonra çok rhatladığını ve rahat uyuduğunu ifade ediyor.

-İlaç kısa süre kullanılıyor değil mi?Sürekli ilaç kullanılması gerekiyor arada bir kesilebilir almayı ama biz sürekli kullanılmasını öneriyoruz. Çünkü ra-hat uyumak sağlıklı yaşam için gerekli. Çünkü huzursuz bacak sendromu uyku-suzluk yapıyor. Neden uyuyamıyor çünkü bacaklarında bir gariplik var.

-40-50’li yaşlarda daha sık görülüyor dediniz, peki gençlerde varmı ?Gençlerde çok nadir. Ama demir eksikliği varsa zeminde, hipotiroidi yada obezite varsa huzursuz bacak ortaya çıkabiliyor.

-Dünyada durum nasıl?Dünyada daha sık görülen bir hastalık. Tedavisi için benzer ilaçlar kullanılıyor.

-Kadınlarda mı erkeklerde mi daha çok görülüyor ?Kadınlarda daha çok çünkü, kadınlarda demir eksikliği anemi daha fazla.

-Altında yatan en büyük neden demir eksikliği değil mi?Tedavi edilebilen kolay nedenlerden biri demir eksikliği. Ama diğer yandan yaşam şeklini düzeltmesi lazım, kafein, alkol, sigara kullanımı … Bunların terk edilmesi lazım. Çok da korkulacak bir hastalık değil.

Page 19: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

19

Page 20: Vitamin Aralık 2011

20

Kasım 2011

6’da 6

Sağlıklı kış için 6 tiyo

1Kış mevsiminin vazgeçil-mezleri arasında olan kuru baklagillere (nohut, kuru fasulye, mercimek vb.) kış aylarında sofralarımızda mutlaka haftada en az iki gün yer verin.

2Kışla beraber baş gösteren grip, bronşit, soğuk algınlığı gibi hastalıklardan korunmak için antioksidanlardan zengin beslenerek bağışıklık sistemi-nizi daha çok güçlendirin.

3Kış aylarında kahve, çay gibi içecekler yerine bitki çayları ve C vitamini yönünden zengin olan kuşburnu çayını tercih ediniz.

Page 21: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

21

4Yağlı yiyeceklerden uzak durun

5Yumurta, süt, yoğurt, peynir, et grubu gibi yüksek protein içeren gıdaların tüketimine önem gösterin. (Haftada 1-2 yumurta tüketebilirsiniz.)

6Kemik ve diş gelişimi için de önemli olan D vitaminin diğer bir kaynağı balıktır. Bu nedenle haftada en az 2 kez düzenli balık tüketin.

Yaz aylarını geride bıraktığımız şu günlerde kışı

sağlıklı geçirmek istiyorsanız bu tüyoları mutlaka dikkate alın

Yaz aylarında dikkat edilen düzenli beslenme, kilo kon-trolleri ve hareketli yaşam, kış mevsiminin gelmesiyle yerini

yanlış beslenme alışkanlıklarına, hareketsiz yaşama ve bunun sonucu da alınan kilolara ve hastalıklara bırakıyor.

Page 22: Vitamin Aralık 2011

22

Kasım 2011

Önemli Bilgiler

Daha sağlıklı bir hayat istiyorsanız bazı alışkanlıklarınızdan vazgeçmeyi göze almalısınız. Ancak bunları gözünüzde sakın büyütmeyin. Tama-men yaşam biçiminizi değiştirmenize hiç gerek yok. Yapacağınız tek şey kendinize biraz daha fazla özen göster-mek... Unutmamalısınız ki küçük değişiklikler ve daha pozitif bir bakıç açısı sizi, bugün olduğunuzdan daha mutlu yapacaktır Kafeinden mümkün olduğu kadar kaçınınÇoğumuz kendimizi yorgun ve uykusuz hissettiğimizde kahve, çay, kola, çiko-lata gibi kafein içeren şeylere başvururuz. Kafeinden enerji alınsa da bu yapay ve geçici bir şey olduğundan uzun vadeli bir çözüm içermez ve üstelik fazlası sağlık problem-lerine yol açar

Page 23: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

23

BESLENME VEHAREKETLERÖNEMLİ

Başlıca tedavi ödeme neden olan durumun ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin fazla tuz alımının engel-lenmesi, alkol alınmaması, hazır

besin ve soslardan uzak durulması, sigara ve kafeinli içeceklerin

azaltılması en önemli hususlardır. Alınan ağrı kesici ve romatizma ilaçlarının dozu ayarlanmalıdır. Eğer kişide hareket eksikliği ve aşırı durağanlık var ise mobili-zasyon, lenf ve kan dolaşımını

artıracağı için ödemin azalmasına yardımcı olur.

Eğer kişide vücutta sıvı birikim-ine yol açan herhangi bir hastalık

öncelikle bu hastalığın tespit edilmesi ve buna yönelik tedavi

yapılması temel prensiptir.

Kalp yetersizliği olan hastada tansiyon ve kalp atımının düzen-lenmesi ve idrar söktürücü tedavi yapılması birinci derecede önem-lidir. Hastanın idrarının artması ile ödem azalmaya başlar ancak bu ilaçların yan etkileri çok dikkatli

olarak takip edilmelidir, fazla idrar söktürücü kulanımı aşırı tuz ve su

kaybına yol açabilir, bu da hal-sizlik, tansiyon düşmesi ve kalp

ritm bozukluğu gibi durumlara yol açabilir.

Böbreklerden protein kaybı olan ya da böbrek yetersizliği gelişmiş olan hastalarda proteinin tamamlanması

diyetin ayarlanması, alınan tuz miktarını azaltılması çok önemli-

dir.

Karaciğer yetersizliğine bağlı ödemlerde de eksik proteinin

tamamlanması ve idrar söktürücü tedavi uygulanması temel pren-

siptir.

Göz çevresi, ayak bilekleri, eller ya da vücudun herhangi bir

yerinde şişme ve sıvı birikimi fark edildiğinde fazla zaman yitirmeden

bir doktora danışmak çok önem-lidir.

Şeker tüketiminizi azaltınŞekerin hep bir enerji kaynağı olduğu söylenir ama aslında şekerden aldığınız enerji bir anlıktır ve etkisi geçtiğinde kendinizi eskisinden daha kötü hissedersiniz.

Kendinize dinlenecek vakit ayırınProgramınız çok yoğun ve dinlenmeye ayıracak vaktiniz yok mu? Böyle düşünüyorsanız, tabii ki enerjiniz çabuk tükenir. Siz en iyisi; saatinize bakmadan yaşamaya çalışan. Önceden organize etmediğiniz rahat bir hafta sonu geçirin.

Uykunuza özen gösterinDaha az uykuyla da aynı verimin alınacağına dair yaygın görüşler olsa da bilim adamları gerekli uyku süresinin kişiye göre değiştiğini ve aynı saç rengi gibi genetik olduğunu vurguluyorlar.

Kimyasal maddelerle savaşmayı öğreninBundan elli bin yıl önce hava kirliliği ya da hayatımızı tehdit eden te-hdit eden kimyasal maddeler yoktu. Bugün ise içtiğimiz suda bakır ve klor var, sebze ve meyveler hormonlu, soluduğumuz havayı ise sülfür dioksit kirletiyor. Bunlarında da hepimiz bir dereceye kadar zehirleni-yoruz ve kendimizi bitkin hissediyoruz.

Jimnastik yaparak zayıflayınGünde sadece 20 dakikalık aerobik bile metabolizmanızı hızlandıracak ve size kalıcı bir enerji kazandıracaktır. Sabahları biraz daha erken kalkarak yapacağınız jimnastik diyetle birlikte vücudunuzu forma sokmanıza yardımcı olacaktır.

Vitamin ve minerallere başvurunİnsanın kendini iyi hissetmesi için sağlıklı bir diyet şart. Ama bir çok kadın, özellikle de kilo almaktan korkanlar dengesiz besleniyor. Vücu-du için gerekli besinleri kilo alırım endişesiyle yemedikleri için birçok vitamini de doğal yollardan alamıyorlar. İşte böyle bir durumda aşırıya kaçmamak şartıyla vitaminlerle bünyenize takviye yapabilirsiniz.

Gizli alerjilere karşı dikkatli olunHapşırmak, kaşınmak ve hatta sürekli bitkinlik hissi daha önceden hiç bilmediğiniz bir alerji yüzünden olabilir. Özellikle buğday, mısır, nişasta ve süt ürünlerine dikkat edin. Hatta kendinizi test etmek için bir haftalığına bu yiyeceklerden uzak durun.

Olumlu düşününHer şeye bir kusur bulup, negatif düşünmekten vazgeçin. Kendi-nizi daha sağlıklı ve iyi hissetmek için hayata daha olumlu bakmayı deneyin. Göreceksiniz ki birçok şey gözünüze daha güzel görünecek.

Check - up yaptırınSağlığınızı hiçbir koşulda ihmal etmeyin ve düzenli olarak kontrole gitmeye özen gösterin. Anemiye, bağışıklık sistemiyle ilgili problem-lere, enfeksiyona, hormonal bozukluklara ve depresyona dikkat edin

Page 24: Vitamin Aralık 2011

24

Kasım 2011

Güncel

Yoğun iş temposun-dan dolayı evinizde yemek yapamıyor

ve sıklıkla dışarıda mı yemek yiyorsunuz? O za-man büyük ihtimalle fazla kalori alıyorsunuz. Yoğun iş temposundan dolayı evinizde yemek yapamıyor ve sıklıkla dışarıda mı yemek yiyor-sunuz? O zaman büyük ihtimalle fazla kalori alıyorsunuz. Peki daha fazla kilo almamak için dışarıda yemek yemeyecek miyiz? Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diy-et Uzmanı Çağatay Demir, işte bu sorunun cevabını ve dışarıda yemek yemenin

püf noktalarını anlatıyor! Zamansızlık nedeniyle dışarıda yemek yemek, bazen evde yemek yeme-kten çok daha pratik olabiliyor. Porsiyonların daha büyük olması, geniş menü seçenekleri, pişirme tekniklerinin farklı olması ve sunum çeşitliliği gibi nedenlerle dışarıda yemek yediğimizde daha fazla kalori alıyoruz. Dışarıda yemek yediğinizde aşırıya kaçmak istemiyorsanız Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir’in önerilerine kulak verin.

Sağlıklı beslenmek ve kilo almamak için işte size birkaç öneri...

İşte size dışarıda yemek yemenin püf noktaları; Ana yemekten önce hafif bir çorba içmeniz, yemeğin geri kalan kısmında daha az kalori almanızı sağlayacak. Yemeğinizin nasıl yapıldığını sormaktan çekinme-yin. Çok yüksek kalorili yiyecekler kullanılıyorsa hemen o yemekten vazgeçin. İsteyeceğiniz yemeğin sizin için daha az yağ kullanılarak yapılmasını rica edin. Unutmayın siz müşterisiniz ve müşteri her zaman haklıdır.Aperatifler yerine salataları tercih edin. Ancak salatanızı sipariş ederken yağsız ve sossuz olarak istediğinizi belirtmeyi unutmayın. Salatanız, masanıza geldikten sonra yağı, limonu ve sirkeyi kendiniz ayarlayın. Başlangıçları arkadaşınız ile paylaşmayı deneyin. Kırmızı et dışında bir başlangıç tercih edin. Yemeğe çıkmadan birkaç saat önce meyve, grisini veya küçük bir kepekli sandviç gibi bir ara öğün tüketirseniz, yemekte çok aç olmayacağınız için aşırıya da kaçmayacaksınız. Eğer tatlı yiyecekseniz, seçiminiz kesinlikle sütlü veya meyveli hafif tatlılardan biri olmalıdır. Şerbetli tatlıları hayatınızdan çıkarmanın vakti çoktan geldi. Yanınızda sürekli diş fırçanızı ve diş macu-nunuzu taşıyın. Yemekten hemen sonra dişlerinizi fırçalarsanız daha fazla bir şey yemek iste-meyeceksiniz. İşe yaradığını göreceksiniz. Eğer gittiğiniz yerde çok da sağlıklı seçenekler yoksa porsiyonlarınızı küçültmeyi deneyin.

Page 25: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

25

BAL:Balın beslenmedeki yararlarının yanı sıra, saç için de faydalı olduğunu bilmelisiniz. Bal, saçtaki nemi alır ve hapseder. Bir çorba kaşığı balı şampuanınıza ekleyin. Yıkadıktan sonra saçınızın ne kadar yumuşak olduğunu göreceksiniz.

PİRİNÇ:Uzakdoğu mutfağının incisi pirinç, saçı dolgun gösterici özelliğe sahiptir. Bir kap pirinci, iki kap do-lusu suyun içine koyun ve sabaha kadar bekletin. Sabah pirinci süzdükten sonra suyunu sprey ağızlı şişeye dökün. Saçınızı kurut-madan önce bu karışımı başınıza sıkın.

ELMA SİRKESİ:Elma sirkesi muhteşem bir parlatıcıdır. Şampuanla saçınızı yıkadıktan sonra saçınızı bir miktar

elma sirkesiyle duruladıktan sonra elde edeceğiniz parlaklığa siz de şaşıracaksınız. Yalnız bu uygulamayı boyalı saçlarda gerçekleştirmeyin.

NANELİ ÇAY:5 adet naneli çay poşetini çaydanlıkta demleyin. Soğumaya bırakın, bu sırada saçınızı şampuanlayıp durulayın. Soğuyan naneli çayınızı da son durulama suyu olarak kullanın. Nane, saçınızdaki fazla yağı ortadan kaldıracaktır.

KUŞBURNU ÇAYI:İri ve dolgun buklelere sahip olmak için kuşburnu çayını demleyin ve zeytinyağıyla eşit oranda karıştırıp boş bir şampuan şişesinden bir gece bekletin. Ertesi gün bu karışımı kuru saçınıza sürüp tarayın. 10 dakika beklettikten sonra saçınızı yıkayın. Ve buklelerinizle etrafa hava atmaya hazırlanın!

Saçlar için mucize gıdalarGüzelliğinizle herkesi büyüleyeceksiniz, mutlaka bu gıdaları deneyin.

Page 26: Vitamin Aralık 2011

26

Kasım 2011

A

Page 27: Vitamin Aralık 2011

Kasım 2011

27

Page 28: Vitamin Aralık 2011

28 A

KONFERANS

AŞKİYE NEŞET ÇAL SAHNESİ02 KASIM 2011-17.00 - 19.00

Kronik hastalıklardan kurtulmanın doğal yolu

İÇ HASTALIKLARI UZMANI DR. MEMDUH İNCENÖROLOJİ UZMANI DR. METİN KÜÇÜK

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, öğrenme güçlüğü

PSİKIYATRİ UZMANI DR. BERRİN ERTEPE

yeni mahalle fatih caddesi kongre meydanı Lüleburgaz

02884131288ÖZEL LÜLEBURGAZTIP MERKEZİ