158
T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI ESAS NO :2009/191 CELSE NO :30 CELSE TARİHİ :12.01.2010 BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909 ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298 ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266 C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954 C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924 KÂTİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002 Mahkeme başkan Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 12 Ocak 2010 tarihli oturum açıldı. Tutuklu sanıklardan Fatih Hilmioğlu, Levent Ersöz, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı. Tutuksuz sanıklardan İlyas Çınar ile sanıklar müdafileri Sanık Merdan Yanardağ müdafi Av. Oğuz Gür, Sanıklar Hüseyin Nazlıkul, Mesut Özcan ve Tuncay Özkan müdafi Av. Gizem Öcalan, sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, İlyas Çınar ve Hüseyin Vural Vural müdafi Av. Celal Ülgen, sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, İlyas Çınar ve Hüseyin Vural Vural müdafi Av. Hüseyin Ersöz, sanık İlyas Çınar müdafi Av. Hanife Çakmak, sanık Hüdai Ünlüer müdafi Av. Osman Topçu, Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Mehmet Danışman, sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Serkan Saçan, sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafi Av. Yasemin Antakyalıoğlu, sanıklar Taylan Özgür Kırmızı, Muhammet Sarıkaya, Yalçın Küçük müdafi Av. Kazım Yiğit Akalın geldikleri görülmekte, huzurdaki yerlerine alındı. Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Adil Serdar Saçan huzura alındı. SANIK ADİL SERDAR SAÇAN’IN SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN DEVAMLA:

Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO :2009/191CELSE NO :30CELSE TARİHİ :12.01.2010

BAŞKAN :KÖKSAL ŞENGÜN 20909ÜYE :HASAN HÜSEYİN ÖZESE 28298ÜYE :SEDAT SAMİ HAŞILOĞLU 37266C. SAVCISI :MEHMET ALİ PEKGÜZEL 33954C. SAVCISI :NİHAT TAŞKIN 36924KÂTİP :MEHMET ALİ ALTUNKAYNAK 128002

Mahkeme başkan Köksal Şengün ile üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu’dan oluşan mahkeme heyeti tarafından 12 Ocak 2010 tarihli oturum açıldı.

Tutuklu sanıklardan Fatih Hilmioğlu, Levent Ersöz, Mehmet Haberal ve Mustafa Dönmez dışındaki tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi.

Bağsız olarak huzurdaki yerlerine alındı.Tutuksuz sanıklardan İlyas Çınar ile sanıklar müdafileri Sanık Merdan Yanardağ müdafi

Av. Oğuz Gür, Sanıklar Hüseyin Nazlıkul, Mesut Özcan ve Tuncay Özkan müdafi Av. Gizem Öcalan, sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, İlyas Çınar ve Hüseyin Vural Vural müdafi Av. Celal Ülgen, sanıklar Adil Serdar Saçan, Ahmet Tuncay Özkan, Birol Başaran, İlyas Çınar ve Hüseyin Vural Vural müdafi Av. Hüseyin Ersöz, sanık İlyas Çınar müdafi Av. Hanife Çakmak, sanık Hüdai Ünlüer müdafi Av. Osman Topçu, Sanık Gürbüz Çapan müdafi Av. Mehmet Danışman, sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Serkan Saçan, sanıklar Ahmet Hurşit Tolon ve Mehmet Haberal müdafi Av. Yasemin Antakyalıoğlu, sanıklar Taylan Özgür Kırmızı, Muhammet Sarıkaya, Yalçın Küçük müdafi Av. Kazım Yiğit Akalın geldikleri görülmekte, huzurdaki yerlerine alındı.

Açık yargılamaya devam olundu. Sanık Adil Serdar Saçan huzura alındı.SANIK ADİL SERDAR SAÇAN’IN SORGU VE SAVUNMASINA KALDIĞI YERDEN

DEVAMLA:Sanık Adil Serdar Saçan: “ Günaydın efendim, dün, dünkü savunmamda, bugün açıkça

yargılamaya müdahale niteliğinde olan haberleri sanırım okumuşsunuz, ben sabahleyin televizyondan izledim. Dünkü savunmamda söylediklerimin tam aksine bugün haberler yayınlanıyor ve yargılamada bir sanığın söylediği konular çarpıtılarak yayınlanıyor. Örneğin ben dün burada DGM’den Tuncay Güney’le ilgili alınan iznin Tuncay Güney yani Veli Küçük grubuyla ilgili okudum burda biliyorsunuz alınan iznin Susurluğun askeri kanadı ile ilgili o olduğunu söylemiştim. Bu yargıya nereden vardığımı da söylemiştim ama olayı mesela bugün Taraf gazetesi itiraf etti şeklinde söylüyor, sanki ben örgütün üyesiyim de itirafta bulunuyorum gibi söylüyor. Ben o tarihte Organize Suçlar Şube Müdürüyüm DGM’den izin alıyorum yani okuduklarını anlamıyorlar, anladıklarını yazmıyorlar, yazdıklarını okumuyorlar öyle bir durum söz konusu onu düzeltmek istiyorum. Bir kere Sayın Başkanım, Sayın Üyeler DGM Başsavcısının vermiş olduğu hazırlık tahkikatına bakarsanız, benim o tarihte izin aldığımın, Veli Küçük ve grubu ile ilgili olarak izin aldım, hazırlık numarasına bakarsanız Susurluk’la ilgili numara zaten 1997/894 o numara üzerinden 2001 yılında DGM Başsavcısı bana ön çalışma izni veriyor. O benim iddiam değil yani DGM Başsavcılığının zaten Veli Küçük ve grubu ile ilgili çalışma izni

Page 2: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:2

talep ettiğimde bana vermiş olduğu hazırlık numarası o numara, hazırlık numarasına kayden ön çalışma veriyor, izni veriyor. Dolayısıyla bunu yazarken insanların birazcık, biraz akıllı olmaları, birazcık vicdanlarını sormaları gerekir diye düşünüyorum. Şimdi ben o konuda çalışma yaptığımızı İstihbarata yazdığımı ve sonuçta konunun DGM Başsavcılığı tarafından ön çalışma izninin kapatıldığını, bu bir ön çalışmadır kapatılır, daha sonra yeni belgelere ulaşılır açılır yani ön çalışma, hazırlık soruşturması da değil söylediğim halde itirafta bulundu falan gibi bir takım şeyler söylüyor. O zaman bu iddianameyi yazanlarda Ergenekon örgütünün hakkında itirafta bulunuyorlar yani onlarda kamu görevlisi, bende kamu görevlisiyim ben izin alıyorum sonuçta yaptığım iş kamu görevi o tarihte. Onu özellikle düzeltmek istedim. Dün 102. eki açar mısınız? Dün Tuncay Özkan’la ilgili bana bilgi vermesi ile ilgili yargılandım ve beraat ettiğimi söylemiştim. Bakın o konuyla ilgili beraat kararını göstermemiştim, onu da göstereyim ki Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/478 kararıyla belge Tuncay Özkan’a bilgi, bilgi vermekten suçundan Ali Fevzi Bir’in şikayetiyle beraat etmiştim. O göstermeyi unutmuşum, onu da göstereyim. Evet, Tuncay Özkan’da bu konuyla ilgili davaların ona da bir sürü dava açıldı, hepsini kazandı. Bundan sonra yine dün atladığım bir konu var; evde yapılan aramalar o 4 CD meselesini anlatırken bir şeyi atladık, oda şu; ben avukat olmam hasebiyle eve Sayın Savcı Pekgüzel gelmişti aramaya. Evde ki aramada bilgisayarlardan yedekleme alındı, yani bilgisayar hard disklerinden evde geldi, polis memuru kurdu, Bilişim Suçları Şube Müdürlüğünden ve benim bilgisayar hard diskimi yedekledi, yalnız CD’lerin hiç birisi yedeklenmedi. Şimdi yasayı bilmiyorlar desem, biliyorlar Hard diskleri yedeklediler ve arıza da sorunda CD’lerden çıkıyor. O CD’lerin üzerinden parmak izi alınmasını falan da talep ettim, onlarda yerine gelmedi. Ama buna herhalde bir açıklama getirmesi gerekiyor Savcılığın eğer CMK 134’e göre bir işlem yapılmışsa, o zaman CD’lerin de kopyasının alınması gerekiyordu. Bilgisayar Hard diski yedeklendi, toplam 65-70 CD var onlar yedeklenmeden alındı ve o 4 CD’nin, CD’de işte dün izah ettiğim gerçi bende bulunmasında da bir sakınca yok ama oradan çıkıyor yani bu aramada bilgisayar hard diskinden bir şey çıkmıyor yedeklenenden, yedeklenmeyen bilgisayar kütükleri kapsamına girdiği için 134’e göre o CD’lerden kopya alınmadı, alınmayan CD’lerden Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait olduğu iddia edilen belgelerin çıktığı söyleniyor. Bu bence çok ciddi bir CMK 134’ün çok ciddi ve ağır bir ihlalidir. Şimdi yine dikkat çekici bir mesele ben Birol Başaran’ın sorgusunda hatırlarsanız efendim burada söylemiştim, demiştim ki CD’nin içi boşsa, üzerine paraf atmışsanız, aramada bulundu diye CD’nin içi boşsa bunun içini doldurabil misiniz? İstediğiniz gibi doldurabilirsiniz. Ya o buna engel olmanın tek yolu var oda Kanunun emrettiği şey gibi, kanunun emrettiğini yapmak oda 134. madde CMK’nın CD’lerin de birer kopyasını alırsınız. E bilgisayar hard disklerinin kopyasını aldınız, CD’lerin kini niye almadınız? Birde dün yine atladığım bir konu var, ben göz atında nezarethanede tutulduğumu 4 gün söylemiştim ve eski bir polis müdürü olmama rağmen başkalarına gösterilen bu meslekle hiçbir alakası olmayın hatta bu örgütün, bu iddianameye göre belirtilen örgütün lideri olanların dışarıda müdür odalarında ağırlandığını söylemiştim, birde ben vukuatım efendim, avukatlık kanununa tabii olduğum için zaten poliste ifadem alınmıyor, 4 gün beni özellikle hücrede tuttular. Yani zaten ifade de vermeyeceğim. E ne ele geçirdiniz? Hepsi ortada, yani ele geçirdiğiniz şey nedir? Hepsi ortada, Savcılık ifadesinde soruldu bana e peki eğer zaten benim aramalarımda ele geçmeyle ilgili ben gözaltına alınmışsam oda bir problem. Yani şimdi diyorlar ki efendim ele geçirdiğimiz şeyleri tasrif edemedik, edemediyseniz sizin probleminiz, beni, beni gözaltına almanız için yeterli delilleri önceden sağlayacaksınız, aramayla sağlamayacaksınız bu delilleri, aramaya bir bakalım ne çıkarsa demeyeceksiniz yani birde şu var Sayın Başkanım bu 4 tane CD’yi çıkın, 4 tane CD’yi çıkın, hiçbir şekilde delil yok ki o dört CD’nin durumunu da anlattım burada, onlarda delil değil yani ne demek, ne demek isteniyor, ne yapılmaya çalışılıyor, manidar durumlarla karşı karşıyayız. Dün burada ısrarla belirttim dedim ki savunmamın uzamasını istemiyorum bu İstanbul Valisi Erol Çakır ve İstanbul DGM Başsavcısı Erdal Gökçe’nin hakkımda ki yazılarıyla

2

Page 3: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:3

ilgili ki bu davayla hiçbir alakası yok, eklere konulmuş, benim İstanbul’da görevden alınmam isteniyor, o tarihte biri 2000 tarihli, biri 2001 tarihli ben 2003 yılının Mart ayına kadar Organize Suçlar Müdürü görevine devam ettim, yani talepte bulundular, ret edildi. İçişleri Bakanı ret etti, Sadettin Tantan’dı, ret etti. E şimdi onları getirip eklere koyup, bu akşam, dün akşam buradan gidince Samanyolu’nda yine aynı şeyleri koyuyorlar e burada söyledim Erdal Sayın Erdal Gökçe’nin yazmış olduğu yazıdan dolayı beraat ettim, yargılandım, beraat ettim, beraat kararını da istiyorsanız gösterebilirim yani ek, şeyde var savunmanın içerisinde var, e beraat ettiğim bir konuyu ikide birde böyle de yazmışta e yazdı da yani beraat ettim. Dün akşam gösteriyorlar da onun için söylüyorum e vali bey bir yazı yazdı, ertesi sene 2002’de verdiği sicil çok iyi dedi, diye burada gösterdim dün. Anlamak istemiyorlar, ya anlamak istemiyorlar yada akılları ermiyor yani başka bir şeyi aklıma gelmiyor Sayın Başkanım dün akşam gittim yine aynı şeyler televizyonda. 2000 yılında, 2001 yılında o gün ki sürtüşmelerle açıkladım savunmamda hepsi var bu gün arz edilecek size. Boşuna burada şimdi milletin vaktini alıp da 2 saat onları açıklamak istemiyorum. Suçla da bir alakası yok, zaten şeyde de yok Sayın Başkanım e Hukuki değerlendirme bölümünde de öyle bir şey yok, iddianamenin metninde de öyle bir şey yok ama karalamak için insanların üzerine çamur atmak için devamlı yazıyorlar, devamlı çiziyorlar. Dün akşam aynı şeyi Samanyolu televizyonu veriyor yani başka bir plağa geçmeleri gerekiyor artık hep aynı plağı çalarak bir yere varmaları mümkün değil. Dün atladığım konulardan birisi telefon dinlemeleri ile ilgili meselede Savcılık buraya delil diye koyarak yine çok ağır hukuk ihlali yapmış onu bir arz edeyim de efendim onunu üzerine kurmuşlar zaten şeyi de hukuki değerlendirme bölümünün sonunu beni örgüte Tuncay Özkan ve Güler Kömürcü ile bağlamışlar. Savcılık öyle yapmış, iddianamede fakat Güler Kömürcü ile ilgili yapılan telefon görüşmelerinin benim yaptığım iddia edilen telefon görüşmelerinin tamamı Yargıtay Genel Kurulu kararına göre kanun dışı delil. Kanun dışı delile dayanarak soru soruyorlar ve bunu hukuki değerlendirmeye temel alıyorlar. Bu çok, çok net bir şekilde, ben size izah edeyim meseleyi. Bakın bize Güler, Güler Kömürcü’yü ben nereden tanıdığımı söyledim, polis olmam sebebiyle tanıdığımı anlattım, bakın Güler Kömürcü ile yaptığım görüşmelerin 2007 tarihinin sonu ve 2008’in başı ben 6 Şubat 2008’de dinlemeye alınmışım. Benim dinleme kararımdan önce yapılmış yani Güler Kömürcü dinlenirken bende dinlenmişim, 142 ek 142’yi açar mısınız? Bakın Yargıtay ceza Genel Kurulu kararı var, çok net bir şekilde bakın ne diyor? Biraz aşağı doğru iner misiniz? Evet, bakın iletişimin tespit tutanakları, sanık hakkında her hangi bir iletişim tespit kararı olmaksızın tespit yapılmış olduğunda bu tutanaklar yasa dışı elde edilmiş kanıt niteliğinde olduğu, yukarıya çıkar mısınız? Ben numarasını da veriyim, ekte var efendim. Esas, karar 2007/167 Yargıtay Ceza Genel Kurulu bu, daire kararı değil. Yani çok net bir şekilde burada, burada ki meselede şudur; savcının birisi rüşvet alıyor, avukatın telefonunu dinliyorlar, aldığı telefonda geçtiği halde Savcıyla ilgili tesadüfen oluşan kanıtı siz hemen tutanak tutup karara götürmediniz diye yasa dışı delil sayıyor ve ardı ardına 3, 4 görüşme oluyor, aynı bende olduğu gibi 3-4 görüşmenin tamamını toplayıp izin aldınız diye ki, bende izin almada yok, yasadışı delil sayıyor ya Yargıtay Ceza Genel Kurulu. Beni burada suçladıkları telefon, onları da açıklayacağım hiçbir şeyden kor, açıklamayacak bir şeyim yokta suçladıkları mesele Yargıtay Ceza Genel Kurulunun bu kararına dayanarak benim hakkımda dinleme kararı olmadığı için, Güler Kömürcü hakkında dinleme kararı olduğu için yasa dışı elde edilmiş delildir Başkanım. eğer Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı bir anlam ifade etmiyorsa tabi Savcılar yazabilirler iddianameye onu bir şey demiyorum. Şimdi orada da yazdıkları konularda da bunu bana çok yapmışlar, ben savunmamda birçok yerde bunu söyledim, çok yapmışlar Sayın Başkanım. Şimdi önünüze getireceğim, önünüze getireceğim, lütfen burayı Sayın Üyeler lütfen buraya dikkatinizi celp ediyorum, özellikle celp ediyorum. Bakın bir iddianamede nasıl, nasıl mahkemenin yanıltıldığına kanıt göstereceğim şimdi. 15 Ocak 2008 tarihli 1529 numaralı çözüm, benim eklere koymuşlar 1500 o değil Güler Kömürcü ile ilgili. Sayfa 144’e gelebilirseniz, Hüseyin Bey oradan. Şimdi bakın iddianamenin 1315. sayfasında söyle

3

Page 4: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:4

diyor Sayın Başkanım, Diyor ki; Adil Serdar Saçan’ın onların konuşmasına bakma sen, bir tane bizden olan adam bunlardan 50 tanesin halleder ya, bunlar kim? Bunlar köpek ya, para bunlardaymış, nerde para bunlarda? Olsun lan ölü adamın paraya ihtiyacı olmaz yani dediği, benim söylediğim ve devamında mecliste türbanlı kadınlar için ayrı şeyler açılıyor nedir o? Berber açılıyor, kuaför açılıyor, dün ben falan filan bu şekil gider onlarda sonra bir bakarsın ki ağaçlarda sallanmalar var, az kaldı, çok az kaldı. Büyük harflerle yazıyorlar, sabırları çok zorluyorlar diyorlar ve devam ediyorum ben konuşmama ve Savcılık bana bunu soruyor, Bu konuşmayı ne için yaptınız? Yani burada ki 50 tanesini halledeceğiniz kimdir? Falan diye soruyor, ben ifademde söylüyorum, diyorum ki ben burada ABD ile ilgili konuşuyorum. Bakın şimdi buraya dikkat edin. Konuşmanın Sayın Başkanım konuşmanın 1. bölümü ya bir girişini yazmıyor buraya giriş söyle; hiç ülke hiçbir şey olmaz, ben söylüyorum, ülkeye hiçbir şey olmaz, ben sana söyleyeyim, hiçbir yere de gitmez ülke o kadar kuvvetli değil onla Amerika o kadar Türkiye üzerinde kuvvetli değil. Amerika’yla ilgili yaptığım konuşmayı sanki içerde ki bir takım gruplar aleyhine yapmışım gibi gösteriyorlar, bu yok, bu okuduğum metin yok şeyde iddianamenin 1315. sayfasında. Bir konuşmayı alın istediğiniz gibi koyun ondan sonrada insanları örgüte bağlayın, yasa dışı elde edilmiş bir delili örgüte bağlayın, ya ben bunun açıklamasını da yaptım, şu anda da yaparım. Ben kamu yönetimi doktoruyum Türkiye’de eğer bir karşı devrim hareketi söz konusu olursa karşı devrim hareketi dediğiniz hareket bir gecelik el değiştirmedir, iktidarın el değiştirmesi meselesidir. Bütün dünya’da bu böyle olmuştur. Rus ihtilalinde de böyle olmuştur, Türk devriminde de böyle olmuştur, İran İslam devriminde de böyle olmuştur. Eğer o gece güçlü olan veya o gün, o günlerde önce bir ortam hazırlanır, iş bir gecede bir saatte biter. Güçlü olan kimse o kazanır, bunu anlatıyorum yani hatta daha sonra devam ediyorum, Türk Devletinin refleksif bir yapısı vardır, bunlar refleksif yapıyı bilmiyorlar. Yani Türkiye’de bir karşı devrim yapmaya kalkarsanız, bunun karşılığını alırsınız gibi konuşmalarım var, şimdi bu konuşmaların, bu terör örgütü ile ne alakası var? Ben bu konuşmaları burada da yapıyorum, kamu yönetimi doktoruyum, üniversitede yapıyorum açın efendim devrimler tarihini, açın efendim devletler tarihini baştan sona kadar hatta benden çok daha radikal, örneğin Rusya’da ki devrimi anlatmaya, anlatan kitaplara bakın eyvah okuduğunuz zaman eyvah yani, burada o zaman 50 tane müebbet istenmesi lazım hakkınızda. Lenin’in görüşlerini okuyun, 50 tane müebbet istenmesi lazım hakkınızda, Mustafa Kemal Paşanın Nutuk’unu okuyun, 50 tane müebbet istenmesi lazım. Memlekette, memleketin Samsun’a çıktığımda durumu nedir diye başlayan Nutuk’u okuyun baştan sona kadar Nutuk bir devrim belgesidir. E devrimde bir şeye karşı, karşı devrimdir. Her devrim bir şeye karşı devrimdir yani, Kime karşı yapmışsınız devrimi? Saltanata ve hilafete karşı yapmışsınız o tarihte ki, e bu Mustafa Kemal Paşa bunu yapmış, e bunu anlattığınız zaman ne olacak yani? Terör örgütü üyesi mi olacaksınız? Türk devletinin refleksif hareketine demek ki Türk Devleti kendisine karşı bir karşı devrim yapılıyorsa karşı durur demektir. Yani beni polis olarak görmenin sonucudur bu sonuçlar, ben sadece bir polis değilim, bir kamu yönetimi doktoruyum diyorum, ders veriyorum diyorum, hukukçuyum diyorum. Konuşurken bunu söylüyorum efendim niye bunu söylediniz? Niye bunu söylediniz? Bunu açıklayın? E açıkladım şimdi yine açıklıyorum. Yani binlerce sayfa getirebilirim önünüze. Bir ülke, bir devrim, Radikal devrimlere karşı devrimlerin 100 yıl içerisinde gelebileceği ortalama, 80, 100 yıl içerisinde bir yapılmış olan bir devrime karşı devrim 80, 100 yıl içerisinde gelir, bu nasıl gelir? Önce ortam hazırlanır, bugün Türkiye’de olduğu gibi, yani ben şunu anlayamıyorum, bu iddianamede de Savcı beyde söyledi işte darbeler var, şunlar var, bunlar var. Ya darbe, darbe istemeyi boş verin. Darbe nerde? Darbeyi geçin, karşı devrime karşı duracak adam kalmamış memlekette. Ne darbesinden bahsediyorsunuz. Karşı devrime karşı duracak adam kalmamış, diyeceksiniz ki şimdi sana mı kaldı? Evet, bana kaldı çünkü polis yeminim bu, Hukukçu olarak bu ya çağdaş uygarlığı savunacaksınız, ya da ezilip gideceksiniz. Biz komünist devrime de karşı çıktık bu ülkede, emperyalist devrime de karşı çıktık, şu an dinci bir devrim yapmaya

4

Page 5: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:5

kalkıyorsanız ona da karşı çıkıyoruz. Buna, buna karşı çıkmak Anayasanın başlangıç hükümlerine uymak demektir ve karşı çıkmayı da ne yapıyoruz? Konuşarak, diyoruz ki ders veriyoruz, makale yazıyoruz, diyoruz ki efendim Türkiye’de bir karşı devrim hareketi varsa buna karşı çıkın, darbe bunun 5. aşaması yani darbeye gidemezsiniz bile bu mantıkla baktığınız zaman ben kendi mantığımdan söz ediyorum, çünkü iddianamede diyor ki; Güler Kömürcü ile aynı idealleri paylaştıkları, asla öyle bir ideal paylaşamam Güler Kömürcü’ nün ne düşündüğünü bile bilmem, siyasi görüşlerimiz tamamen farklıdır, yani böyle bir sonuca varabilmek mümkün değildir, bu tamamen kamu yönetimi doktoru olarak Adil Serdar Saçan’ın yazmış olduğu, söylemiş olduğu, konuşmuş olduğu meselelerdir. Bu konuda makalelerimde var benim. Bir ülkede karşı devrim nasıl yapılır, buna karşı nasıl gelirsiniz? Eğer siz bir ülkenin rejimini değiştirmeye kalkarsanız o ülkede kendi savunur, buna refleksif savunma dedir. Bu kadar basit yani bilimsel bir kavram efendim bunu niye söylediniz? E söyledim, burada da söylüyorum Sayın Başkan. Bu dar, yani iddianame mantığı için konuşuyorum. İddianamenin genelinde bir darbe şeyi var hâlbuki ben görüş olarak, bireysel olarak, görüş olarak bırakın darbeyi karşı devrime karşı gelecek takatimizin bile kalmadığını düşünüyorum. İkisi çok farklı şey. Darbe yapmak ayrı bir şey, hükümeti bilmem neyi devirmek aynı bir şey, devletin rejimini yıkmak ayrı bir şey, kendi kafanıza göre hareket etmek ayrı bir şey, devletinizin bütün kurumları, devletinizin bütün vidaları gevşetiliyor, bütün kurumları ortadan kaldırılıyor. Buna karşı çıkmak ayrı bir şey, her Türk vatandaşının mahkemelerin 1. görevi zaten. Yargılamalar biliyorsunuz, devletin korunmasına karşı Ceza Kanununda kocaman bir kitap var. Kitaplardan birisi Ceza Kanununun devlete karşı işlenen suçlar. Ben nasıl oluda bu düşüncedeyken bu örgütün veya bir terör örgütü üyesi olarak suçlanırım? Şimdi bunlar delil gösteriliyor, bu daha enteresan bir şey var, Amerika şey Güler Kömürcü ile konuşmamda rüyamda Mustafa Kemal Paşayı gördüm. Vallahi billahi rüyamda Mustafa Kemal Paşayı ciddi söylüyorum Başkanım komik gibi geliyor yani şey gibi geliyor, yani böyle bir iddianame olur mu demeye getiriyorum. Telefon açtım birkaç kişiye yani sadece Güler Kömürcü ile, o günde Güler beni aradı, Güler Kömürcü beni aradı. Ona anlattım, dedim ki Mustafa Kemal Paşayı gördüm işte Ankara’ya gidiyordu, şu oluyordu, bu oluyordu, bunu sordular bana hep, ya rüya görmekte mi yasak bu memlekette? Zaten küstü o günden sonra Mustafa Kemal Paşayı da görmüyorum rüyamda, gelmiyordu. E şimdi bunu örgüt üyeliği olarak anlatıyorlar, örgüt üyeliğine delil olarak buraya koyuyorlar, hem yasa dışı, hem gördüğüm rüya, ne alakası var rüyayla, örgütün? Gerçekten rüya gördüm ya onu nasıl kanıtlayacağım rüya gördüğümü onu da bilmiyorum, söylüyorum ama o tarihte. Rüya gördüm diyorum ve en büyük kanıtlarına geliyoruz Sayın Başkanım en büyük kanıtları; yine bu Güler Kömürcü ile görüşme. Güler Kömürcü bana soruyor, Adil ne yapıyorsun diyor? Bende diyorum ki, Valla kimseye bir şey yapmıyorum. Benim bu herkese verdiğim cevaptır. Bütün arkadaşlarıma sorabilirsiniz? Tuncay Özkan, Adil ne haber ne yapıyorsun? Daha kimseye bir şey yapmıyorum. Türkiye’de 100 tane örnek verebilirim. Mesela siz açarsınız telefonu alo dersiniz, siz açarsınız bana da bu soruyu sordunuz, ne yapıyorsun? Daha kimseye bir şey yapmıyorum, vay örgüt üyesi bak gördün mü bir şey yapacak. Paranoyaklığın ileri derecesi. Bakın aynı konuda iddianamede 5129 nolu çözümde ben bir gazeteci arıyor, x erkek şahıs dedikleri gazeteci. Oda bana soruyor. Adil abı ne yapıyorsun? Valla dana kimseye bir şey yapmıyorum diyorum, bu konu da bin tane örmek verebilirsiniz, efendim diyor bak valla daha kimseye bir şey yapmıyorum dedi ama yapacak. Örgüt üyesi, örgüt üyeliğine delil, işte bakın iddianame telefon görüşmeleri tape no 1528 diye kocaman iddianameye yazmışlar. Delil de değil ayrıca, onu da söyleyeyim. Delil de değil ama gel gelelim birde trafik kazası geçirmişim Sayın Başkanım sayın Üyeler yatıyorum hastanede Güler Kömürcü telefon açıyor, geçmiş olsun arkadaş bir şeye ihtiyacın var mı? Diyor teşekkür ederim diyorum onu da koyuyorlar örgüt üyeliği diye. Budur şimdi bunlar terör örgütü üyeliğine bırakın kanıt olmayı, bunlar arkadaşlığa bile kanıt olan şeyler değildir. Dostluğa bile kanıt olan şeyler değildir. Tuncay Özkan benim dostumdur, arkadaşımdır ama ailesini bilmem, evini

5

Page 6: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:6

bilmem, çocuğunu burada tanıdım daha. Güler Kömürcü ile öyle bir samimiyetim yok Tuncay Özkan ile bir samimiyetim de yok, ama Güler Kömürcü’yü tanıyorum. Bu telefon görüşmelerini yaptın mı? Yaptım ama alın cımbızla bakın, bakın Sayın Başkanım şu anda ekranda bakın telefon görüşmeleri aynen iddianamede bu, bakın, bakın öyle büyük harflerle, büyük puntolarla yazıp koymak suçtur, suç. İstediğinizi çekin, büyük puntolara getirin koyun. Böyle telefon görüşmesi olur mu? Böyle sunum olur mu bir hukukçu olarak? ne demek bu yani? Bakın Atatürk’ü rüyasında gördüğünden bahsettiği bu iddianame metni ve rüyanın etkisinde kaldığını belirtikten sonra vatana, millete hazır hizmet etmeye hazır duruma geldim, artık yakında hizmete başlayacağım gibi geliyor diyerek görüşmenin sona erdiği ve bunu neye bağlıyorlar biliyor musunuz Sayın Başkanım iddianamenin sonunda? Şeyin hukuki değerlendirmenin en sonuna gelir misiniz? Hukuki değerlendirmenin. Bakın bu görüşmeyi neye bağladıklarını anlatacağım. Devam edin. Durun evet bakın yukarda açıklanan nedenlerle şüpheli Adil Serdar Saçan’ın, şüpheliler Ahmet Tuncay Özkan, Güler Kömürcü ile inmeyin efendim orda evet irtibatta olarak Ergenekon silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği, emniyet müdürü olarak görev yaptığı dönemde görevi gereği kendisine yasaya aykırı olarak paylaştığı diyor. Bir saniye biraz daha yukarı çıkar mısın? Ha Güler kömürcü ile yapmış olduğu telefon görüşmesinden, örgüt mensupları ile aynı düşünce ve idealleri paylaştığının anlaşılması ve verilecek görevlere hazır olduğunu beyan etmesi, buyurun o görüşmeyi buraya yoruyorlar. Vatana, millete göreve hazır hale gel dememin sebebi o tarih 2008 yılının başı ben Danıştay karar düzeltmeye gitmiştim, 2007 yılının Mart ayında, karar düzeltme kararı çıktı, çıkacak yani göreve döneceğim, mesleğe döneceğim. Kaldı ki mesleğe dönmek vatana, millete hizmet etmek nasıl terör örgütü üyeliğine, terör örgütüne hizmet olarak adlandırılıyor. Eğer bu böyle düşünülüyorsa doğrudur yani ben devlet örgütünün mensubuyum. Devlet örgütüne hizmet etmek, eğer devleti terör örgütü olarak görüyorsanız o zaman doğru ama devleti terör örgütü olarak gören bir iddianamede her halde Türkiye Cumhuriyeti Devletinde olmaz diye düşünüyorum. Ya bir hata var, ya bir kasıt var burda. Evet, Güler Kömürcü ile ilgili şey olay budur, irdelenmesi gereken yer varsa da irdelerim ama tekrar söylüyorum Sayın Başkanım hukuka aykırı elde edilmiş bir delile dayanarak iddianamenin sonunda biraz evvel bahsettiğim atıfta bulunuluyor. Ayrıca hukuka aykırı olmasına rağmen de açıkladım, görüşlerimi de söyledim. Eğer sorarsanız yani eğer gerçekten merak ediyorsanız daha da detaylı açıklama yapabilirim. Şimdi iddianamenin hukuki değerlendirmeler bölümüne geldim son bölümü ve bitireceğim. İddianamenin 1328. sayfasında söyle diyor; Bu Adnan Hocacılar ve Emre Çalıkoğlu müşteki diye yazmışlar, bu konuyu dün açıklamıştım, üzerinde tekrar durmak istemiyorum. Belgeleri de koydum buraya Sayın Başkanım, Sayın Üyeler. Adnan Hocacılarla ilgili iddianameleri, kararları hepsini koydum. 1999 yılından ben gözaltına alınana kadar benimle ilgili binlerce şikâyetleri var. Bizim şubeyle görevlileriyle ilgili binlerce şikayetleri var. O dönemin DGM Başsavcısı, DGM savcılarıyla ilgili haklarında işlem yapan mahkemeler, 1 nolu DGM’nin üyeleriyle ilgili binlerce şikayetleri var. Bu grubun zaten resmi şeyidir bu. Yani onların Adnan Hocacılar grubunun yöntemidir bu, resmi yöntemidir. Kamu görevlilerini yıldırmak için devamlı şikayet ederler, burda da gelip şikayetçi oldular ama 1999’dan, 2008 yılına kadar geçen 9 sene içerisinde ki biç bir şikayetlerinde Adil Serdar Saçan bizi aldı, komutanım dedi, Ergenekon adına aldı dedi falan gibi bir beyanları yoktur. Dolayısıyla müşteki olarak iftira atma suçunu işliyorlar, o konuyu da mahkemenizin dikkatini çekiyorum, bu konuda da suç duyurusunda savcılığı bulundum, mahkemenize de dilekçeyle bilgi verdim yani müşteki Emre Çalıkoğlu’nun aslında iftira attığını ispatladım bir bir, bir, bir daha önceki ifadelerinde hiç böyle bir konu yok ben gözaltına alınınca hemen böyle bir konu ortaya çıkıyor yani hemen geliyorlar efendim bize de böyle demişti, İyi ki 9 sene önce bir göz, niye gözaltına aldın? Olduk yani niye gözaltına aldın? Zaten burada bulunmamın sebebi de o, onu niye gözaltına aldın? Ona niye çalışma izni aldın? Buna niye çalışma izni aldın? Niye yapmadın diye bir şey yok hep aldın, yaptın niye? Yapmadığınız zaman bir problem olmuyor ne yazık ki. Organize Suçlarla Mücadele

6

Page 7: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:7

Şube Müdürlüğü arşiv kayıtları tetkik edildiğinde, iddianamenin 1328. sayfasını okuyorum Sayın Başkanım. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü arşiv kayıtları tetkik edildiğinde 2001 yılında Tuncay Güney’le yapılan mülakat kasetlerinin, çözümlerinin mevcut olmadığı saptanmıştır. Yalan, belgeli yalan, belgesi ek-161’e gelin efendim. Sayın Savcı Zekeriya Öz, 10 Temmuz 2007’de Organize Suçlar Şube Müdürüne bir yazı yazıyor efendim, diyor ki şubenizde Ergenekon’la ilgili olarak elde edilen belge ne varsa arşiv kayıtlarını bana gönderin diyor, devam edelim. 162, 161’e bir saniye yanlış bir yukarı çıkar mısınız? Hayır, metinde yukarıya çıkar mısınız? Evet ek, ek-162’i açalım. Bakın Mutlu Ekizoğlu imzalı bir yazı. Diyor ki; konuyla ilgili şube müdürlüğümüz arşivi tetkik edildiğinde 15 Mart 2001 tarih Adli no; 2001/2002 sayılı yazılarımızda proje çalışması başlatıldığı, söz konusu çalışmaya son verilmesi deniliyor ve arşivle ilgili belgeler ektedir deniliyor. Şimdi iddianame ek klasör 165’e girebilir misiniz? Ek klasör 1. iddianame ek klasör 165’i açabilir miyiz? Belgesiyle şimdi iddianamenin yalan, iddianamede yalan yazdığını suç isnat edildiğini belgeliyorum şu anda efendim bakın. Bu 1. iddianame ek klasör 165. Bunu zabıt katibi düzenlemiş, dizi pusulası 1; 1-20 aşağıya inin, aşağıya inin, evet, bir saniye. Bakın efendim 16. madde, 264, 417 sayfalar arasında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün Cumhuriyet Başsavcılığımıza göndermiş olduğu arşiv tetkiki konulu müzekkeresi ve ekleri diyor dimi. Şimdi onlara baktığımız zaman arşiv tetkiki konulu müzekkeresi ve ekleri, sayfa 38’i açar mısınız? PD formatında sayfa 38. Bakın sayfa 38 evet PD formatında sayfa 38 şeyin evet. Tuncay Güney’in kaset çözümü, Kaç sayfa? 121 sayfa. Ümit Oğuztan’ın kaset çözümleri. Ne zaman göndermiş? 23 Temmuz 2007’de göndermiş. Kim istemiş? Savcı istemiş. Kim göndermiş? Organize Suçlar Müdürü göndermiş. Ama iddianamenin 1328. sayfasında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü arşiv kayıtları tetkik edildiğinde 2001 yılında Tuncay Güney’le yapılan mülakat kasetlerinin ve çözümlerinin mevcut olmadığı saptanmıştır diyor. Mevcut 1. iddianame ek klasör 165’de mevcut sanıyorum anlaşılmıştır. Daha diyecek bir şey yok bunun üzerine şimdi bu, ve bunu ek klasörlere koydukları halde böyle yazıyorlar. Ek klasörlere bunu koyuyorlar ve böyle yazıyorlar. Şimdi burada başka bir bu konuda Mutlu Ekizoğlu ile ilgili bir suç duyurusu geliyor çünkü arşiv kayıtlarını tetkik etmiş, hem savcılığa, arşivimizde böyle bir şey yoktur diyor hem arşivde gönderiyor. 2. suç duyurusu şu; asıl önemli mesele bu, bu evraklar arasında dün burada biri İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesine giden evraklardan bahsetmiştim hatırlarsanız. İstanbul 1 Ağır Cezaya Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’la ilgili evrakların gittiğinden falan bahsetmiştim. Onların da 1. iddianame ek klasör 362 ve 363’te olduğunu söylemiştim, o evrakların hiç birisi burada yok Başkanım yani Organize Suçlar Şube Müdürlüğü savcılığa evrak göndermemiş, 1 Ağır Ceza Mahkemesinde Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ilişkin yaptığımız işlemler ve onların, onlardan elde edilen belge ve bilgileri dün burada tek tek anlattım, gittiğine dair hiçbir şey ek klasör 165’te yok. Ek klasör 165’in dizi pusulasına geldiğinizde arşive baktığınızda ben savunmamda tek tek döktüm bunları bakabilirsiniz, uzun, karışık olduğu için şimdi söylemiyorum hiç birisi yok. Mutlu Ekizoğlu hakkında mahkemenizin işlem yapmasını talep ediyorum, Cumhuriyet Savcılığını yanıltmıştır, Cumhuriyet Savcılığına eğer bu, bu ekler 1. Ağır Cezaya gitti deseydi, bu tutanaklar 1 ağır Cezaya gitti deseydi, 2001’de elde edilen malzemeler Tuncay Güney’le ilgili, Ümit Oğuztan’la ilgili malzemeler 1. Ağır Ceza Mahkemesine gitti diye arşiv tetkikinde yazsaydı o evrakları gönderseydi, savcılık bana böyle bir suçlamada bulunamazdı. Savcılık bunu nereden bilecek? Cumhuriyet Savcılığını yanıltmıştır açıkça ve savcılıkta bu yanılgıya istinaden benim tutuklu olmamın en önemli sebeplerinden birisi olan soruşturmayı kapatmak ve bu şekilde örgüte üye olmak suçlamasında bulunmuştur. İşte bunu normal polis yapmıyor. Bunu yapan polisin üniformanın altında başka bir cübbe aramak gerek açıkça suç işliyorlar Sayın Başkanım açıkça bakın daha bundan daha yani iddianame ekinde olan iddianame ekine konan meselelerden ispat ediyorum. E tabi bu arada da iddianameyi yazarken de bunlara bakmak lazım. Bir insanı tutuklamaya sevk etmek kolay, ifadesini aldım hadi tutukladım falan demek kolay onu 16 ay

7

Page 8: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:8

içeriye atmak kolay ama bunlara bakmadan atarsanız işte onun için savunmamın başında üzüleceksiniz demiştim. Bundan ben üzülüyorum sanıyorum sizde üzülüyorsunuz şu anda bir Polis müdürü arşiv tetkiki diye evrakın yarısını göndermiyor ve göndermediği evraklar bir ağır ceza mahkemesinde Allah’tan ağır ceza mahkemesinde bulunuyor da burada ispat edebiliyoruz. Kendi imzasıyla bakın kendi imzasıyla göndermiş 23 Temmuz 2007 kendi imzasıyla nerede evrakın yarısı? yok e ondan sonra bu iddianameye benimle ilgili suçlama olarak giriyor yani bakın Duyusan limitet şirketinde yapılan aramalarla ilgili yine şeyde burada Duyusan’ı anlatmıştım, orada neler bulundu, bu soruşturma ile ilgili sadece 4 tane kaset bulunduğunu dün anlatmıştım. Bakın iddianamede ki değerlendirme aynen söyle; DD şeyde savunmamda DD başlığı yani 173. sayfa Hüseyin Bey, 173. sayfa. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün 12.12.2003 günü Gaziosmanpaşa ilçesi, Habibler girişi Duyusan Limitet Şirketi isimli Karadeniz ekmek fırınının altında bulunan yerde çok miktarda bomba yapımında kullanılan malzemelerin bulunduğunu dair, bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine İstanbul 4. nolu DGM’den alınan arama ve el koyma kararına istinaden adreste yapılan aramada birçok resmi belgeyle birlikte soruşturmaya konu kasetlerin ele geçirildiği ve evrak içreğinin Organize Suçlar Şube Müdürlüğünü ilgilendirmesi nedeniyle ele geçen dokümanların adı geçen şubeye buradan da Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına Adli Emanete tespit edildiği, teslim edildiği tespit edilmiştir evet bu operasyon yapıldı. Ben bu operasyonda saklanan belgeyi de dün anlattım size neden Danıştay’da karar düzeltmeden döndüğümü de anlattım. Hatta bu dosya getirilip, incelensin diye talepte de bulundum. İyi olur burda yargılanayım o dosyadan diye birleştirilmesi talebinde de bulundum şimdi bu olayın bu bölümü doğrudur ama eksiktir. Yani oraya iki tane operasyon yapıldı. Birisinde raporu burda dün burada gösterdim size. Birisinde gidildi, polis raporu sakladı. Ertesi gün bir daha gidildi ve orada Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait olduğu iddia edilen 4 tane kasetin, video kasetin bulunduğu tutanaklara geçti, doğrudur bulunmuştur ama orada ki soruşturma oraya benim götürüp, götürmediğim konusunda ki dava daha devam ediyor şu anda yani birisi bir yerde bir şey bulduğu zaman Adil Serdar Saçan’ın bu demek yargılama devam ederken kimin haddine düşmüş, yargılama devam ediyor, bir mahkeme var, mahkeme devam ederken polis veya savcılık efendim bu böyle değil deme yetkisine sahip midir? Mahkemeye saygısızlık değil midir bu? Fatih’te ki 1 Asliye Ceza Mahkemesi, mahkeme değil mi yani? Kaldı ki orada beni mahkum ediyor, Yargıtay’a gidiyor, bozuyor, geliyor, tekrar mahkum ediyor, tekrar Yargıtay’da yani şimdi bu tespit, bu tespit eksik bir tespittir şurada ki tespit. 2 arama yapıldığını ben ispat ettim, Yargıtay’dan gelecek cevap göreceğiz hep birlikte. Şimdi orada 4 tane kaset sureti isterse Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’la ilgili onları ben oraya götürmedim o onu ben baştan söyleyeyim de, seki o kimin götürdüğünü de dün tanık ifadesinde anlattım verdim oraya size ön yeminli tanık ifadesi, hakim huzurunda verilmiş. Kimin götürdüğü de belli orada şimdi ama mesele o değil Sayın Başkanım, Sayın Üyeler mesele o değil, mesele bu 4 tane kasetin ne değeri var? Bu 4 tane ses ve görüntü kasetinin ne hukuki değeri var? Biraz evvel şubede olduğunu kanıtladığım çözümler olduktan sonra kasetin ne değeri var? Dün bu soruyu size sormuştum, ben burada konuşuyorum, kaseti alıyorsunuz, niye çözüm yaptırıyorsunuz? Çünkü Türk Hukuku kasetli hukuk değil, Türk Hukuku yazılı hukuk. Eğer bu çözülmüşse nitekim daha sonra savcılıkta yaptı aynısını, geleceğim oraya, savcılık bu 4 tane kaseti, bu 250 ile yetkili savcılık, bu 4 tane kaseti orda ele geçen, çözdü. Ek klasör 442’ye koydu, 165’e koyduğuyla ek klasör 442’ye koyduğu arasında hiçbir fark yok, aynı çözümler, çözümler arasında hiçbir fark yok. Dolayısıyla orada ele geçen kaset, ele geçtiği iddia edilen kasetlerle, ek klasör 165’e konan kasetlerin çözümleri aynı efendim, Nerde burada suç? Türk Hukuku ne zamandan beri kasetli hukuk haline geldi? Sadece bununla da yetinmiyor, bununla da iktifa etmiyor savcılık iddianamede. Devam ediyor, diyor ki; bakın şimdi burada sadece 4 kasetten bahsediyor dimi, devam ediyor aynı iddianamenin 1329. sayfası Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan ele geçen belgelerin 12.12.2003 tarihinde Duyusan Limitet Şirketine ait yerde ele geçirilmesi nedeniyle,

8

Page 9: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:9

mahkemede yargılanmış olması, yani benim Fatih 1 Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanmış olmam şüpheli Adil Serdar Saçan’ı Ergenekon terör örgütü faaliyetleri çerçevesinde örgüt üyesi olarak bu eyleminin kamu davasına konu edilmesini engel teşkil etmemektedir. İyi olur, zaten teşkil etmiyor, Tuncay Özkan’a belge verdin, beraat kararı teşkil etmiyor burada bir daha Erol Kohen’den yargılandın, beraat kararı teşkil etmiyor, burada bir daha. Duyusan’dan mahkum oldun, olsun bir daha burada mahkum ol, yani bu iddianame efendim hukuki metin, devam ediyorum. Yukarı da ayrıntısı verilen Şevki Duyu isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesi onu da anlatırım, şüphelinin yasaya aykırı bu eylemini hala gizlemeye yönelik bir faaliyet içerisinde bulunduğunu gösterir. O telefon görüşmesi burada önümüze gelir veya şimdi söyleyeyim. Şevki Duyu’yla bir görüşmem var adam diyor ki; O baskından sonra, o baskın 2003’te yapıldı, 2008 yılında bana telefon açıyor diyor ki; ondan yargılanıyor, orada iş yerinde, kocaman fabrika. Başka telsiz bulunuyor, ruhsatsız silah buluyor, onlardan yargılanıyor adam, bende avukatım, hukukçuyum bana soruyor diyor ki ne yapacağım? Ya sen poliste niye ifade verdin diyorum bu e niye o ifadeyi verdiysen o şekilde söyleyeceksin. Dediğim, yaptığım konuşmanın içeriği bu. Bana diyorlar ki; bu eylemini hala gizlemeye yönelik bir faaliyet içinde, mahkum olduğum şeyin neyini gizleyeceğim Sayın Üyeler, mahkum olmuşum bu konuda. Mahkum olan bir adam eylemin neyini gizleyecek? Ben orada belge çıkarmaktan mahkum oldum Yargıtay’da söylüyorum, Yargıtay’dan geldikten sonra bakacağız duruma. Yargıtay’da incelendikten sonra. Şimdi bakın devamında Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan ele geçen belgelerin dikkat edin, ele geçen belgelerin diyor, 12.12.2003 tarihinde Duyusan Limitet Şirketine ait yerde ele geçirilmesi nedeniyle diye devam ediyor 1329. sayfada, kasetler şimdi belge oldu. Yani iddianamenin 1328, 29. sayfasında bir paragrafta kasetten bahsediyor sadece, biraz evvel okudum, devamında belgeleri de sıkıştırıyor araya, orada bir tane belge yoktur, bir tane Ümit Oğuztan, Tuncay Güney’le ilgili belge ele geçmemiştir, Orada kasetler ele geçirildiği iddia edilmektedir, iddia edilmektedir. Yargılama devam etmektedir, yargılaması devam eden bir konuyla ilgili olarak savcılık kesin hüküm kuramaz, mahkemenin üstüne çıkamaz. Dediğim gibi eğer lütfederseniz o dava dosyasını buraya getiriniz efendim, burada yargılanayım, sizde bir görün dava dosyasını zaten bir getirip incelediniz 1. iddianamede geri gönderdiniz, bakalım bu iddianamelerin hangisi, bu iddiaların hangisi doğru, hep birlikte bende memnun olurum yani. Çünkü orada nasıl mahkum edildiğim ben biliyorum. Zaman gazetesi yazıyor, Vakit yazıyor, Yenişafak yazıyor, hakim bey neye uğradığını şaşırdı. Söyledi duruşma sırasında bana yani gelsin burada heyetiniz etki altında kalmıyor, incelesin, birde ondan beni yargılayın, çok memnun olurum yani. Kaldı ki burada zaten anlatıp duruyorum, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait kaset, evrak, proje çalışması kapanmış, kendilerine teslim etmem gerekiyor. Kendilerine teslim etmem gereken evrakın aslı bende olsa da bir problem yok. Adam en fazla der ki bana vermen gereken malzemeyi vermedin kardeşim, şikâyetçiyim senden bu kadar. Bunun nesi örgüt üyeliği, nesi örgüt üyeliğiyle bağlantı? Zorlaya, zorlaya bir yere koyuyorlar, zorlaya zorlaya bir yere koyuyorlar şimdi bakın Duyusan’a baskın yapılıyor, DGM Savcısı İsa Dalgıç dün göstermiştim burada tutanak tutuyor, o tutanaktan sonra, o tutanakta 4 kasetin dışında başka hiçbir belge yok, onu da yalan yazıyorlar iddianame, yalan yazıyorlar, resmen yalan yazıyorlar. Devamında tutuyor DGM Savcısı diyor ki burada bulduğumuz evrakların hiç birisinin bizimle bir alakası yok, suç duyurusunda bulunuyor benim hakkımda ek 164’e gelir misiniz? Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuyor. Suç duyurusunda diyor ki; orda sahte amerikan doları ele geçmiştir. Oda birlik, birlik 120, 200 amerikan doları, birlik, beşlik 200 tane sahte amerikan doları koca fabrika, ele geçmiş, ruhsatsız mermi bulunmuş, bunlarla ilgili Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına görevsizlik kararı verip, benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuş, bunun üzerine ek 165’e gelelim. Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı hakkımda iddianame hazırlıyor, bakın görevi kötüye kullanmak, Duyusan Limitet Şirketinde yapılan aramalarla ilgili olarak ve dava açılıyor ve ben ondan sonra mahkum ediliyorum şimdi bunu al getir şeyin

9

Page 10: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:10

başında söyledim ya efendim, savunmamın başında el getir mahkum oldum, olsun bir daha olur, yargılandım, bir daha yargıla. Aynı konuları anlatmaktan bıktım artık 8 senedir, yine aynı konu, yine aynı konuyu anlatıyorum. Düşünsenize 2003 yılının Aralık’ından beri şunun hesabını veriyorum, İdari Yargıda gidiyorum, mahkeme reddediyor tam Danıştay kabul ediyor o arada belgeyi buluyorum, diyorum ya Allah’ta onun yardımcısı olacak diye bu sefer karar düzeltmeden mesleğe dönüyorum, bu seferde tutuklanıyorum yine aynı dava geliyor önüme. Duyusan’da kaset bulundu, E bulundu kaseti çözdünüz, çözdüğünüz kasetle ek 165’e koyduğunuz çözümler arasında ne fark var? Hiçbir fark yok, sadece nokta, noktaları doldurmuşsunuz o kadar. Suç nerede? Yok. Şimdi çok daha ağır bir itam yine şeyden okuyorum efendim, şüphelinin kanıt niteliğinde ki söz konusu kaset ve dokümanları emniyet arşivine teslim etmesi gerekirken, ortaya çıkmamalarını sağlamak amacıyla yanında götürmüştür, iddiaya bakar mısınız? Ek klasör 165’i açın, yanımda götürmediğimi görün efendim, bu kadar diyorum yani ek klasör 165’İ açın yanımda götürmediğimizi görün. Artı dün burada uzun uzun anlattım. Ek klasör 362, 363’ü açın Sayın Savcılık makamı için söylüyorum, yanımda götürmediğimi aksine devletin mahkemesine gönderildiğini görün efendim, böyle bir itamda da bulunmayın, ek klasör, 1. iddianamenin ek klasör 165’i, yine bizim iddianamemiz değil ha Başkanım bunlar yani ben eğer kendi iddianameme bakarsam zaten bunların hiç birisine cevap veremiyordum, şu anda örgüt üyesiydim yani. Allah’tan ki 1. iddianame var, onun eklerine bakıyorum yani, onun ekleri hep bunlar 1, benim sorumlu olmadığım iddianamenin ekleri Başkanım bunlar, düşünebiliyor musunuz? Benim durumumu, hem tutukluyum, günde yarım saat bilgisayara, 1 saat bilgisayara çıkma hakkım var, yok, bütün bunların hepsini inceliyorum, size yemin ediyorum, 1. iddianamede bana sayfa sayısı söyleyin, söyleyeyim size, ezberledim yani. O kadar zaman içerisinde gidip, hafızama kayıt etmek zorunda kalıyorum, Şimdi ve bunları bulup çıkartıyorum, bu benim görevim değil ki. İspat etmek onların görevi ya aldı götürdü diyor, ya neye dayanarak bunu söylüyor Sayın Başkanım Allah aşkına, neye dayanarak bu söylenebilir bir insana aldın götürdün, neyi götürdüm yani? 1. Ağır Ceza Mahkemesinin kasasına da evrakları ben mi götürdüm? Alıp kolumda, kasaya mı götürdüm? Oraya mı bıraktım? Diyor ki mülakata ait kasetler incelendiğinde araştırılması gereken birçok hususun ve ciddiye alınması ve titizlikle araştırılması gereken çok çeşitli iddiaların mevcut olduğu görünmektedir. Bu mülakat sırasında dile getirilen somut iddialar araştırmak adli polis olarak şubenin idaresinde ki, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürünün görev kapsamında olmasına rağmen, her hangi bir araştırmanın yapılmamış ve sonuçta Ergenekon Terör örgütünün o tarihte soruşturmasına yönelik şüpheli tarafından bilerek engel olunmuştur. Bunun muhatabı ben değilim, bunun muhatabı DGM Savcısı Muzaffer Yalçın ona yazacak, adli polis kimindir? Savcının emrinde ki polistir, savcıya bildirmiş miyim? Bildirmişim, bunun muhatabı beni değilim, Muzaffer Beyi çağırırsınız, bu soruyu ona soracaksınız bana değil. Niye araştırmadın? Siz şimdi Sayın Başkanım şu anda Cumhuriyet Savcıları var, Cumhuriyet Savcıları, Sayın Cumhuriyet Savcılarının emri olmadan, Sayın Cumhuriyet Savcılarının bilgisi olmadan, terör operasyon yapabiliyor mu? Organize Suçlar Şube Müdürü operasyon yapabiliyor mu? Eğer ben bunu savcılığı bildirmemiş olsaydım, doğru, doğruydu. Bakın ben dün burada okudum, telefon takibi dahi yapmamışız diye, savcılığa yazım var, Savcı beyde tamam demiş, demek ki gidip görüşülmüş, tamam demiş savcı bey, Ne var şimdi bunu bana sormayacaksınız o soruyu, o soruyu soracak, bu değerlendirmeyi yapacağız yer adli polis diyorsunuz siz adli polis derken adli bölümüne önce soracaksınız, ben savcıdan gizlemişsem eğer, savcıdan gizlemişsem eğer evrakları göndermemişsem o zaman bana hesap soracaksınız, ben savcıya göndermişim savcı kapatmış, olur vermiş, bana kalkıp bu soruyu soruyorlar. O zaman savcı niye yazı yazmamış? Dosyayı getirin yani siz savcılar olarak yazıyorsunuz oraya, buraya, görüyorum ben. O savcı niye yazı yazmamış oraya buraya? Madem ben kapatmışım, bir kere savcıya giden dosyayı ben nasıl kapatacağım? Kapatacak adam savcıya dosya gönderir mi? Bunların hepsi sorulması gereken sorularken burada Adil

10

Page 11: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:11

Serdar Saçan’ı 314/2’ye takıp tutuklatalım, peki, güzel. Yaptınız yani tebrik ediyorum. Şüphelinin görevini yaparak iddiaları araştırması halinde Ergenekon silahlı terör örgütünün o tarihte deşifre olması ve o tarihten sonra gerçekleştirdiği eylemleri yapmaması kuvvetle muhtemeldir, Savcılık gelecek okuyor burada da, sanki Ergenekon terör örgütü var, kesinleşti, eylemler ona dayandı. Değerlendirmeye bakar mısınız? İddianameden okuyorum Sayın Başkanım. Bir daha okuyorum, bunu savcılık iddianame diye yazıyor Sayın Başkanım o zaman biz bu yargılamayı boşuna yapmayalım yani eğer savcılık karar veriyorsa, şüphelinin görevini yaparak iddiaları araştırması halinde Ergenekon silahlı terör örgütünün o tarihte deşifre olması ve o tarihten sonra gerçekleştirdiği eylemleri yapmaması kuvvetle muhtemeldir. Bu bir hukuki metin, Sayın hukukçular, bu bir hukuki metin, 2010 yılındayız, bundan dolayı ben suçlanıyorum, e peki savcı beye niye suçlama getirmiyorsunuz? O yazı yazsaydı oraya buraya Muzaffer Yalçın bunu yapsaydı terör örgütü faaliyetleri yapmayacak, olmayacak mıydı? Bana emri vereni niye, emri veren niye burada yokta ben burada varım? Benim müdür yardımcım var, emniyet müdürüm var, onlar yokta ben buradayım yalnız başınayım. Benim, benim şubede ki yardımcılarım nerede? Madem öyle onlara neden sormuyorsunuz? Onlara bir sorun bakın Sayın Başkanım şu anda bu operasyonu yapan çocukların organize de olanların çalışma şeyi koymuşlar ekleri orda gördüm, amirlerin hepsi o tarihte benim yanımda 2001’de ve bu işle ilgili çalışmışlar, parafları var. Onları bile çağırıp sormuyorlar, ya Adil Serdar Saçan size kapatın diye bir şey söyledi mi diye. Ahmet İhtiyaroğlu ifadesinde söylüyor, bunu kapatın demek beni tanımamak demektir. Çok hazin bir şey şimdi söyleyeceğim size çok bu konuyla ilgili bakın iddia ağır olduğu için burada okuyacağım tek, tek. Şimdi Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan iddiaları üzerine 2001 yılından, 2007 yılına kadar bir tek adli çalışma başlatılmıştır bu operasyon yapılana kadar onu da ben başlatmışım. 2001’de Tuncay Güney’in aramasını yapan, DGM’den ön çalışma izni alan, istihbarat şubesine yazı yazan, DGM’ye yazan benim. DGM Başsavcısı burada okudum, mücerrettir iddialar diye görüş bildirmiştir, buna rağmen izni alıp istihbarata çalışın kardeşim, çalışın kardeşim diye gönderen benim. İstihbarat şubesi çalışmalarda bilgi ve belge bulamadık diye bana defaatle yazı yazmış, 2. iddianame ek klasör 226, sayfa 55 ve 59’da yer alan 06.11, 6 Kasım 2008 tarihli MİT yazısına göre, 3 Temmuz 2002’de MİT’e böyle bir örgütün varlığı bildirilmiş, MİT bir şey yapmamış. 19 Ekim 2003’te bu ihbar ve CD’ler MİT’e ulaştıktan sonra MİT Başbakana yollamış, 10 Temmuz 2003’te Başbakan, 19 Ekim 2003’te Başbakan bir şey yapmamış, o Başbakan bugün ki Başbakan, 10 Temmuz 2003’te MİT bu CD’leri Genelkurmay Başkanına yollamış ki o CD’ler işin özeti biliyorsunuz, içeriğini biliyorsunuz, Genelkurmay Başkanı bir şey yapmamış, 19 Ocak 2006’da aynı CD’ler tekrar Başbakan’a yollanmış, Başbakan bir şey yapmamış, 26 Mayıs 2005’te CD’ler Genelkurmay Başkanına tekrar yollanmış, Genelkurmay başkanlığı bir şey yapmamış, 13 Aralık 203’de biraz evvel gösterdiğim, dünde tutanaklarını gösterdiğim, DGM Savcısı İsa Dalgıç tarafından Duyusan’da yapılan aramada Tuncay Güney’e ve Ümit Oğuztan’a ilişkin kasetler tutanağa geçirilmiş, bilirkişi marifetinde incelen, dökülmüş, bakılmış, bir şey yapılmamış. Bir tek bir şey yapan benim, adli tahkikat izni almışım, devletin istihbarat şubesine bildirmişim, Yeşil’i aramak için özel ekipler kurmuşum, bütün dokümanı alıp muhafaza etmişim, Adil Serdar Saçan olayı kapatmakla suçlanıyor. Hiçbir şey yapmayanlara hiçbir şey yok. Bu en azından, en azından vicdani açıdan insafsızlıktır. Daha ne yapabilirim? Şunu da diyebilirdim ben burada, gücüm yetmedi, gerçektende o tarihte 2001’de bunlarla ilgili izin almak, hakikaten zor bir iştir, Hakkı koca DGM Başsavcısı iddialar mücerrettir çoğunlukla diyor. Soyuttur diyor, Ahmet’in ifadesi var burada, Ahmet ne diyor, Ahmet İhtiyaroğlu Başsavcı neredeyse beni dövüyordu diyor. Korkuyor olabilir adamcağız yani illa bunu örgüt üyeliği olarak şey yapmak gerekmiyor ki. Ben buna rağmen izni alıyorum, istihbarata gönderiyorum, ama istihbarat yazı yazıyor ben çalışma yapmadım, dosyaya rastlamadım. Allah Allah ne oldu dosya? DGM’ye soruyoruz, DGM’den cevap yok, ne oldu dosya? Ne yaptınız? Cevap yok. Dizi pusulasını gösterdim, dizi pusulasında ki evraklar nerede? Cevap yok. Eğer ben efendim bakın 1 Ağır Ceza Mahkemesine bu evrakları

11

Page 12: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:12

göndermemiş olsaydım, yani daha doğrusu muhafaza edipte bu Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan çıkan belgeleri, başka bir dava olup da 1 Ağır Cezaya göndermemiş olsaydım, oranın mahkeme kasasında kalmamış olsaydı, onları da yok edeceklerdi, buna emin olun yani. Bir el, gizli bir el bu evrakları bu malzemeyi yok ediyor. Şimdi İstihbarat daire başkanlığına diyor ki; İstihbarat daire başkanlığı mahkemenize yazı yazıyor, bende bu kaset yok, var, var, var iddia ediyorum var. Sayın Başkanım var. Bakın istihbaratın çalışma yöntemi şudur; ben istihbarata bir yazı yazarım derim ki; yazmışım zaten bakın proje izni aldım, gönderdim size İstihbarat hemen bunu format yapar, istihbarat başkanlığına bildirir. Der ki bize Adil Serdar Saçan ön çalışma izni almış gönderdi der, o formatı bile göndermiyorlar buraya. Onun için sordurdum, onun için talepte sordurdum, yırtıyorum kendimi ama yani sonuçta karşımızda devlet gücü yok ki başka bir güç var. Zaten onu anlatmaya çalışıyorum. İstihbarat başkanlığı diyor ki; bende kaset yok, olsun olmasın hiç oymasın, var eminim, kaçakçılık daire başkanlığı yok diyor var eminim, tahkikat evraklarının bir suretini gönderiyorum onlara ama nasıl ispatlayabilirim? Sizin taleplerinize bile cevap vermiyorlar, yanlış cevap veriyorlar, yalan cevap veriyorlar, ben tanıkla ispat edeceğim bunları, tanık bakın çağırırsınız, çağırırız Ahmet İhtiyaroğlu’nu çağırırız bende sonra orada kalan Ramazan Candan, Teknik Büro amirini, çağırırız dinleriz burada. Yani diyorum ki arkadaş bakın Sayın Başkanım, Sayın Üyeler bakın emniyetin iç çalışmasını bilmediğiniz için sizi yanıltıyorlar, şimdi ben, ben bir operasyon izni aldım diyelim, almış olduğum izni istihbarata yazım, istihbaratın yaptığı şey şu; kendisi çalışma başlatır, aynı gün onların bir formu vardır, bildirim formu aynı gün formu istihbarat başkanlığına yani Ankara’ya gönderir. Şimdi bu işle ilgilide, Tuncay Güney’le ilgili formatı kesin çektiler, haber mesaj diyorlar onlara, kesin çektiler eminim sorun bir daha sorun. Eğer yok diyorlarsa yalan söylüyorlar, gidip orada arama yapmak gerekir. 2001’de ki bütün evrakları, kayıtları istetmek lazım Başkanım, iste ben zaten yazdım siz kabul ettiniz ama onlar göndermediler, isteyin bakın göreceksiniz, mesaj formu çekmek zorundalar başka türlü olmaz, soruşturma açamazlar, istihbarat şubesinin çalışma sistemi bu. Anlatamıyorum ki adam oradan cevap veriyor; bizde yok var efendim var sizde var. Kaçakçılık daire başkanlığına bir suret bütün evraklardan gidiyor, ben kendim gönderdim, yok diyor var efendim, var yani bunu ispat etmek için ben tanıkları getireceğim, buraya işte ne zamansa tanık taleplerinde göreceksiniz, ispat edeceğim bunu. Bir el yok ediyor bir takım belgeleri, hazır bir adam var orada Adil Serdar Saçan at üstüne, bakın biraz evvel yine söyledim, benim yardımcılarım var, Kemal Karademir, Ahmet İhtiyaroğlu o tarihte yardımcılarım, efendim benim yanımda çalışan 110 tane şube personeli var, 1 tanesinin ifadesini alıp ya size bu kapatın dedi mi arkadaş demiyor, şu anda çalışanlar bu operasyonda savcılarla çalışanlar isimlerini vermek istemiyorum çocukların ama orada paraflarda var, bir ara yazılı olarak veririm, bu çocukları çağırıp dinleyin Allah aşkına veya savcılar dinleseydi zaten bu iddialarda bulunamazdılar bana. Soruşturmayı açan benim, soruşturmanın peşinde koşan benim, hayatımı bu işe adamışım, bu yüzden meslekten atıldım diyorum size. Bu soruşturmayı aldığım kişiler benim meslekten attırdılar. Adamlarla beni aynı örgüte dâhil ediyorlar ya başka bir örgüte koyun beni Allah aşkına. Sonra bakın Sayın Başkanım, Sayın Üyeler ben terörle mücadele müdürü değilim, istihbarat şubesi geldi bunu çekti kasete, kasete çeken orası bak yine söylüyorum, yine yazdık, dünde söyledim. Sayın Başkanım, Sayın Üyeler. Benim o tarihte Organize Suçlar Müdürü olarak envanterim, kayıtlarımı çıkartın Allah aşkına. Bir tane video kameram yok. Orada sabit kamerayla çekip yapmak durumundasınız, yok böyle bir teknik olanağım, bu teknik olanak istihbarat şubesinde, istihbaratın memurları çekiyor, onlar dökümünü yapıyor, onlar vehase’ye aktarıp gönderiyor, istihbarat benim haberim yok diyemez. Sakla gariban Adil Serdar Saçan’ın üzerine at, at içeriye, vallahi zulüm, billahi zulüm yani. Yapmadım ya yaptığım bir şey olsa yaptım derim. Gizledim derim, korktum derim Başkanım ya, korktum derim efendim. O dönemde Genelkurmay Başkanını karşıma almaktan korkum derim, ne var bunda yani, yok ama öyle bir şey. İzin aldım gönderdim hala iddianamede yok efendim izin almadınız kapattınız. Kapatmadım

12

Page 13: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:13

yani şu belgeler benim kapatmadığı göstermiyor mu? Genelkurmay işlem yapmıyor, MİT işlem yapmıyor, orası işlem yapmıyor, burası işlem yapmıyor, bir tek işlem yapan benim kapattı diye buradayım. Cezaevinde yatıyorum. Üzüntü verici işler yani gerçekten bakın iftiraya maruz kalmak gerçekten kötü bir şey, ispat bak burada ispatta ediyorum ayıp denilen bir şey var Sayın Başkanım. Senelerce adli polislik yaptı diyorlar yaptım adli polisliği senelerce. Ben böyle bir şey görmedim. Evrak, evrak eklerinde olan 1. iddianame eklerinde olan şeyler, yok diye gösterilip tutuklu kalmam sağlanıyor hala. Bu mahkemeniz yanıltılıyor, savcılık yanıltılıyor efendim. Evet, 25 Haziran 2009 bakın efendim, tamam onu ben dün söyledim İstanbul 1 ağır Ceza mahkemesine biz başvurduk, bu Tuncay Güney ve şeyle ilgili olarak onu söyledim dün, 29 tamam bu bizim avukatımız başvurusu 29 Ocak 2009 tarihine kadar o belgeler orada kalmıştı işte dün gösterdik ya Fikret Seçen, Sayın Fikret Seçen 29 Ocak’ta alıyor, onu dün gösterdik efendim şimdi bakın yine iddianamenin 1329. sayfası Sayın Başkanım; şüpheli Veli Küçük’ün ikametinde yapılan aramalarda 2001 yılı içerisinde Tuncay Güney’in anlatımları doğrultusunda İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığından 4422 sayılı yasa kapsamında alına projeli çalışma izni yazısı ve dönemin Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan hakkında görevi sırasında ki çıkar ilişkileri ile ilgili istihbari bilgi hotları ele geçirilmiştir. Yani Veli Küçük’ün evi aranıyor, arama sonrasında benimle ilgili dün anlattığım işte bir Ali İhsan Yıldırım polis memuru Ali İhsan Yıldırım’ın iddiaları, takipsizlik kararı verilen aklandığım, idari yargıda aklandığım konuyla ilgili 2 sayfalık bilgi notu ele geçti diyor, bakın şimdi değerlendirme nasıl devam ediyor? Konuyla ilgili yapılan arşiv incelemesinde, projeli çalışma izninin soruşturmaya dönüştürülmediği ve sonuçlandırılmadan kapatıldığı saptanmıştır. Bu projenin Ergenekon Terör örgütü yöneticilerinden olan şüpheli Veli Küçük’le çıkması da oldukça anlamlıdır. E o zaman savcı yaptı bu işi, savcı bağlantılı ben değilim, Muzaffer Yalçın bağlantılı, ban kapatmadım size gösterdim dün burada oluru, bu mantıkla hareket ederseniz, kapatan ben değilim o zaman ne olacak? Sayın Başkanım buradan bu yargıya varılır mı? Bu iftira atmaktır. Diyor ki; bir kere bakın burada gösterdim, 23 Temmuz 2007 tarihine kadar arşiv soruşturmasına kadar, bu konuyla ilgili alınan çalışma izinlerinin hepsi İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürünün arşivinde duruyor, hepsi bunu biraz evvel belgeledim, onu tekrar gelebilir miyiz? 23 bakın ek klasör 165’te Mutlu Ekizoğlu’nun yazısı yok, gerek yok biraz önce gösterdik. Mutlu Ekizoğlu’nun göndermiş olduğu arşiv kaydına göre şurada Veli Küçük’ün evinde çıktığı denilen ön çalışma izni yazısını, yazısı 23 Temmuz 2007’ye kadar Organize Suçlar Şube Müdürünün arşivinde. Yani 2001’den, 2007’ye kadar her hangi bir görevli vermemiş, ben vermişim, iddia bu, üstü kapalı bir şekilde bunu ima ediyor. Araştırdın mı? Yok. Oradan bir kişinin ifadesini aldın mı? Yok. Orada evrak duruyor mu? Yok. Peki, DGM’de araştırdın mı? Yok. Diyor ki projeli çalışma izninin diyor, soruşturmaya dönüştürülmediği ve soruşturmadan kapatıldığı saptanmıştır. Bu projenin diyor Ergenekon terör örgütü yöneticilerinden Veli Küçük’ün evinde çıkması da oldukça anlamlıdır. Yani, yani bunu bu götürdü verdi, buda soruşturmayı kapattı, buda anlamlıdır diyor, bağ kuruyor, böyle bir şey yok, böyle bir bağ kuramazsınız. Namuslu insanlar bu şekilde çamurlanamaz. Çamur atılamaz, bu çamur atmak demektir. Bu nasıl bir yorumdur Sayın Başkanım? Bu nasıl bir yorumdur? Bir tane adamın ifadesini almamışlar, DGM Savcılığında bu evrakın akıbeti daha belli değil, ben burada yazdım gelmedi. Siz diyorsunuz ki Veli Küçük’le irtibatlıdır, nasıl irtibatlısınız? İşte onun için Dalanın odasında görüştü, Ahmet’in, Mehmet’in yanında görüştü, oradan yapmaya çalıştılar oda olmadı yok çünkü öyle bir şey. Şimdi bu konuyla ilgili bir telefon görüşmesinden bahsedeceğim ama çok önemli bir şey, 1. iddianame şimdi savcılık bu iddianamede böyle bir, bu konuyla ilgili böyle bir yorumda bulunuyor. Bakın şimdi 1. iddianamede bu konuyla ilgili nasıl bir yorumda bulunuyor? Aynı savcılık, 1. iddianamenin 894. sayfası, 834. sayfası, Adil Serdar Saçan’la ilgili derlenen bilgiler diye başlayan hiç kimse tarafından bilinmemektedir diye biten 2 sayfadan oluşan ve içeriğinde Adil Serdar Saçan’ın mali, ailevi ve diğer ilişkilerini detaylı bir biçimde yazıldığı bilgi notu olduğu görülmüştür. Veli, Veli Küçük’ten çıkan eşyalar, 1. iddianame sayfa

13

Page 14: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:14

834, yukarıda belirtilen dokümandan da anlaşılabileceği gibi Veli Küçük isimli şahsın hiçbir resmi sıfatı bulunmamasına rağmen örgütün amaçları doğrultusunda kullanmak üzere kişiler hakkında istihbarat topladığı diyor, karar versin savcılık benim hakkımda istihbarat mı topluyor, onla ilgili izin aldım diye, yoksa aynı örgütün üyesiyiz ben ona belge mi veriyorum? Ayın Savcılık 1. iddianamede böyle diyor, bu iddianamede böyle diyor. Çevir gazı yanmasın, orda öyle burda böyle, fark etmiyor, ama böyle hukukçuluk olmaz. İnsanlara bu şekilde iftara atarak insanları bu şekilde zan altında bırakarak hukukçuluk yapamazsınız ve bunu savcılık eliyle hiç yapamazsınız. Şimdi bir kere Sayın Veli Küçük’le ilgili olarak ben burada dün birçok şeyi anlattım, hakkında ne kadar ağır bir yazı yazarak izin aldığımı da söyledim, Yapılan çalışmaları da anlattım, bu iddiada bulunan savcılıkla ilgili olarak, savcılığa şu kanıtı şimdi Veli Küçük’te 3 tane şey bulunuyor. Birisi 2001’de aldığım proje çalışma izninin bir sureti bulunuyor. İkincisi tabi savcılığın yazdığı cevabi yazıda bulunuyor ama Adil vermiş oluyor yani savcı niye vermiş olmuyor o ayrı bir şey onu araştırdın mı yok? At işte çamuru gitsin peki, ikincisi benimle ilgili ailevi, mali durumunla ilgili işte Ali İhsan Yıldırım’ın iddiaları, dün gösterdim, birebir aynı, iki sayfa bir not bulunuyor. Bakın o sayfanın sonunda ne yazıyor? O bilgi notunun sonunda, bu ve buna benzer Adil Serdar Saçan’la ilgili iddialara genel olarak bakıldığında; Veli Küçük’te çıkan 2 sayfa bilgi notunun altını okuyorum efendim. bazı iddialar üzerinde çalışma yapılması halinde bir takım ipuçları bulunabileceği görülmektedir. Ya benim iddiaları sıralıyor, 2 milyon dolar bundan aldı, 5 milyon dolar şundan aldı diyor. Altında devam ediyor; Adil Serdar Saçan’ın maiyetinde çalışan personeline karşı tutumu, sürekli değişiklik yapması, yani ben şubede çünkü Organize Suçlar Şubesi olan mafyayla irtibata geçiyor diye devamlı değişiklik yapıyorum, doğru bu yani ve gizliliğe son derece riayet etmesinden dolayı hakkında bilgi edinilmesinin hayli zor olduğu da aşikârdır. Savcılık bunu görmüyor ve bu adamla beni irtibatlıyor. Bu açıkça benim hakkımda bilgi toplamak demektir, istihbarat toplamak demektir. Neden istihbarat topladığı sorusu yok. Bakın hakkında bilgi edilmesinin hayli zor olduğu da aşikârdır, sayfa 187, sayfa 187. Resmen hakkımda araştırma yapmış adamlar. Kim yapmış? Hakkında izin aldığım kişi yapmış, bu nerede iddianamede? Bu hiçbir yerde yok, eklerde var, buraya koymuyor savcılık niye koymuyor? Çünkü hayır, hayır bu 1. iddianamenin eklerinde var, 1. iddianamenin eklerinde var. Biride sadece metinde geçmiş, şeyde yok yani, bizim eklere koymamış yani. Şimdi yine 17.02.2003’te Mahmut Tüylüoğlu isimli bir şahsı, daha önceden bizde kaydı var, birkaç defa gözaltına almışız, yine gözaltına alıp adliyeye gönderiyoruz, tutuklanıyor, o şahsın tahkikat evrakı da bulunuyor Veli Küçük’te. O tahkikat evrakını benim verdiğim iddia edilmiyor, ondan da benim imzam var. Yani bunu Tuncay Güney’le ilgili aldığım izni ben vermiş oluyorum, bunu ben vermiş olmuyorum, orada anlam bulunmuyor, anlamlı bulunmuyor. Anlam orada bulunuyor ve Mahmut Tüylüoğlu ilgili şahsı adliyeye sevk yazımı çıkıyor, tarih 17.02.2003. Bu proje çalışma izni ne zaman kapatılmış? 16–14.11.2002. yani Kasım 2002’de kapanmış Şubat 2003’te Mahmut Tüylüoğlu’na operasyon yapılmış ve üzerinde el yazısıyla şu not düşüyor Tüylüoğlu operasyonu; Adil Serdar Saçan ile Mahmut Tüylüoğlu çok yakın arkadaşlar, 17 Şubat gününde Reina’da beraberlermiş, aralarının da ne olduğu belli değil, telefon edip ekip isteyen Adil, Mahmut tutuklandı. El yazısıyla bir not yine araştırma yapmışlar hakkımda. Soruyorlar, Veli Küçük’e bu el yazısı size mi ait? Hatırlamıyorum. Tamam, geç, şimdi bir şahsın evinden 3 değişik belge çıkıyor, bu belgeleri savcılık bu şekilde yorumluyor. 1. iddianamede biraz evvel söylediğim gibi yorumluyor, bizim iddianamede böyle yorumluyor. Aleyhime istihbarat toplandığı çok net bir şekilde ortada, bunu, buraları hiç es geçiyor, hiç yazmıyor, istediği bölümü ön plana çıkartıyor ve ben bunu öğrenmek için 29 ocak 2009’da başvuruyorum, 28 Ocak 2009’da başvuruyorum, Mehmet Ali Bey dünde söylemiştim, Sayın Savcım Mehmet Ali bey işleme koymuyor evrakı, ta ben gözaltına alınıyorum ondan sonra bunla benim aramda irtibat kuruyor. Şimdi Sayın Başkanım, Sayın Üyeler ben Organize Suçlar Şube Müdürlüğü yapmış bir müdürüm, hakkımda, hakkında işlem yaptığım bir kişi ile ilgili olarak en azından izin aldığım bir kişiyle ilgili olarak hakkımda böyle istihbarat hotları

14

Page 15: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:15

çıktığında, savcılığın yapması gereken görev nedir efendim? Beni çağıracak tebligatta Bulancak, sen Organize Suçlar Müdürlüğü yapmışsın, işlem yaptığın kişiler senin hakkında istihbarat topluyor dikkatli ol diyecek bana koruma verecek bunu yapacağına beni örgüte dâhil ediyorlar. Anlam oluşturuyorlar. İyi ki terörle mücadele müdürlüğü yapmamışım, DHKPC’lileri çağırıp, onlarla beni aynı örgüte koyup içeriye de atabilirlerdi yani. Yani Organize Suçlar Müdürü olduğunuz zaman can güvenliği tehdidiniz yok mu? Tehlikeniz yok mu? Daha ne olacak? Adamların hakkında izin almışım, sonucu olumlu olmuş, olumsuz olmuş, şu olmuş, bu olmuş önemli değil. Orada benimle ilgili istihbarat notu çıkıyor, bana bunu tebliğ bile etmiyorsunuz. Aksine bunu o örgütle bağlantıma bir şey yapıyorsunuz, delil olarak görüyorsunuz, pes diyorum, pes diyorum başka hiçbir şey demiyorum yani bütün hukuk bilgim, bütün polislik bilgim, bütün okul hayatım bu iddianame karşısında eridi gitti sağ olsunlar, bütün doğrularım yanlış oldu. Yine şüpheli delil niteliğinde ki belgeleri görevli bulunduğu şube müdürlüğünün arşivinde bulundurması gerekirken yasaya aykırı bir şekilde dışarıya çıkartarak, tanıdığı şahsın bir iş yerine ait depoda gizlemiş yani Duyusan baskınından bahsediyor yine, olduğu ve bu dokümanların bir kısmının şüphelinin evinde ele geçen CD’de kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir, yalan Sayın Başkanım yalan iki kelime, iki şeyden oluşan heceden yalan yani şeyde bulunan Duyusan’da bulunan hiçbir malzeme benim evimde ele geçmiş değil, yok böyle bir şey tutanaklar ortada, Duyusan’da bulunan malzemelerle ilgili tutanak, Allah aşkına Sayın Başkanım Vereceğim bugün ekte var şeyde iddianame, savunmamın ekinde bakın sayfalarca tutanak var, bir kamyonet dolusu evrak var, bir tanesi benim evimde ele geçmiş değil, hiç alakası yok. Bunu nasıl buraya yazarlar bir kere Duyusan’da ki dosyayı getirip incelememiş ki savcılık. Bunu incelemeden böyle bir yargıya nasıl varıyorlar Sayın Başkanım? Yani Duyusan’da ele geçen 2003’te malzemeyle ilgili, dokümanla ilgili evrakı savcılık getirip incelememiş, mahkemeden. Peki, buna rağmen bu yargıya nasıl varıyorlar? Evinde de çıktı aynısı diye. Orada ne çıktığını bilmiyorsun ki, evimde çıktığınla mukayese ediyorsun? Suç duyurusunda bulunuyorum. Gerçeğe aykırı suç isnadından, suç isnat ediyorlar, iddianame değil bu artık bu suç oluşturmaktır Sayın Başkanım. Resmen suç oluşturuyorlar, DGM, DGM savcısının tutuğu tutanak ortada. Eğer o tutanaktan bakın burada söylüyorum Sayın Başkanım, Sayın Heyet eğer o tutanakta ele geçen belgelerden bir tanesi evimde ele geçmişse suçlamayı kabul ediyorum, bu kadar iddialı konuşuyorum. Çağırmıyorsunuz, almıyorsunuz, bakmıyorsunuz, incelemiyorsunuz, okumuyorsunuz ondan sonra insanları suçluyorsunuz. Bunu yazan polisler için söylüyorum, bunu da polis yazmış belli. Bunu da polis yazmış. Şimdi Ahmet İhtiyaroğlu’yla hani her şeyi şey yapıyorlar ya bir telefon görüşmem var, 5148 şeyi iletişim tespit tutanağı, bunu iddianame metnine koymuş istediği bölümü getirmiş koymuş, bakın burada Ahmet İhtiyaroğlu ne diyor; Ondan sonra ee Ayhan Buran, bir şekilde Veli Küçük’e ulaştığını duydum diyor Ahmet İhtiyaroğlu, bende diyorum ki kimin, Ayhan Buran’ın diyor. E diyorum işte abı Adil Beyin oraya bastık sizin böyle bir şeyler çıktı, evet, Veli Küçük’te demiş ki ha demiş hakikaten öyle vardı demiş bir zamanlar, Ahmet İhtiyaroğlu, tamam mı onların yakılıp imha edildikleri duydum ama ispat etmek zor, yok ya yok öyle bir şey diyorum ben, arşivi unutmuş ben şubeden çocuklarla görüştüm. E arşiv falan filan şimdi burada şu Ahmet İhtiyaroğlu diyor ki; Benden sonra Organize Suçlar Müdürü olmuş olan Ayhan Buran, Veli Küçük’le görüşmüş diyor. Ahmet İhtiyaroğlu bunu duyduğunu, Veli Küçük’le görüştüğünü irtibatta olduğunu söylüyor. Niye Ahmet İhtiyaroğlu’nu çağırıp ifadesi almıyorlar? Beni suçluyorlar, Veli Küçük’le irtibatlısın diye. Adam dilekçe veriyor, tanık olarak gelmek için almıyorlar. Niye? Çünkü rahatsız ediyor bu Veli Küçük’le beni bağlayacaklar ya illa bir şekilde Ahmet diyor ki senden sonra ki şube müdürü Ayhan Buran’la Veli Küçük irtibatta çıkan bir takım belgeleri götürüp Ayhan Buran ona verdi diyor, onu demeye getiriyor, onu söylüyor bana. Hiç ciddiye bile almıyorlar. Aleyhimize olduğu zaman her şey var yani aleyhimize de bir şey yokta, aleyhimize oluşturmada her şey var. Şimdi iddianamede ben hukuki değerlendirme bölümünü tek tek okuyarak şey yapıyorum, geçiyorum, izah ediyorum,

15

Page 16: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:16

diyor ki yine 1329. sayfada; yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere şüphelinin görev yaptığı dönemde bir kısım soruşturmalar ve projeli çalışma dolarak adlandırılan ön soruşturma, ön soruşturmalar sırasında bir kısmı paraflı olup emniyette kalması gereken belge suretlerini Ergenekon soruşturmasının şüphelilerine verdiği; Ergenekon soruşturmasının şüphelilerine ben paraflı suretler vermişim. Bir kısmını ise kendi evinde yapılan aramada ele geçtiği, bunun yanında soruşturmalar sırasında mahkeme kararına istinaden yapılan tenkit takiplere ait telefon görüşme tutanaklarının da şüphelinin eline geçtiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Bir tek Oğuz Korukır’a ait bir 10 sayfalık dinleme metni vardı, dün burada izah ettim, Oğuz Korıkır operasyon yaptığımız bir sanıktır, 2003 yılının Ocak ayında operasyon yaptık, cezaevine girdi, burda talepte de bulundum, o 10 sayfa belge Oğuz Korıkır’dan çıkmış olan benimle ilgili, Adil Serdar Saçan’ın hakkında ne yapacağız dedikleri ile ilgili telefon çözüm tutanaklarıdır. Adliyeye gitmiştir, aleniyet kazanmıştır, dediği budur, başka yok. Şüpheli delil niteliğinde ki belgeleri görevli bulunduğu şube müdürlüğünün arşivinde bulundurması gerekirken yasaya aykırı bir şekilde dışarıya çıkartarak tanıdığı bir şahsın iş yerine ait depoda gizlemiş. Sayın Başkanım şube müdürlüğü arşivine bakmışlar mı? Bir soru, şube müdürlüğü arşivinde olması gereken belgeyi dışarıya çıkartın demek şube müdürlüğünün arşivinde bu yok demektir. Bir tane yazı yok dosyada şube müdürlüğü arşivinde bu evrak, var mı? Yok mu? Paraflı suretini mi almış? Fotokopisini mi almış? Bari suçlarken de doğru düzgün suçla yani, yok, şube müdürlüğüne bir tek yazı yok, şube müdürlüğünden bir tek personelin ifadesi yok. Başka türlü suçlayamazsın çünkü beni, o şubede hiç bir personel müdür bunu aldı gitti demez, diyemez, namusludur, vicdanlıdır çünkü oradaki çocuklar, diyemez çünkü almadım, yalan söylemezler onlar, onun için bir tek yazı yazmıyor diyor ki şube müdürlüğünün arşivinde kalması gereken evrakı alıp gitmiş, nereden biliyorsunuz? Şube müdürlüğü arşivine yazı mı yazdınız? Hayır, yazmadınız, yok işte evraklar burada, cevap mı istediniz Sayın Başkanım talep ediyorum orda, benim evimde veya orda Duyusan’da bulunduğu iddia edilen bütün evrakları, kaç bin tane varsa hepsini yazıp şube müdürlüğü arşivinde var mı, yok mu diye yazalım gelsin, bir tanesi yoksa yine bütün suçlamaları kabul ediyorum. İnceledim çünkü hepsini tek tek, bir şeyi incelemeden bir şeye bakmadan, insanlara suç isnat etmeniz ayıp oluyor, savcılık için söylüyorum, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan ele geçirilen Ergenekon terör örgütü ne ait dokümanları teknik takip yapmakla yükümlü istihbarat şube müdürlüğüne teslim etmeyerek soruşturmanın bu taraf, şube tarafından değiştirilmesine de bu şekilde engel olmuştur. Ya Sayın Başkanım Veli Küçük ismini istihbarat şubesi bilmiyor mu? Tuncay Güney ismini bilmiyor mu? Burada gösterdim 2000 yılından itibaren Tuncay Güney’i istihbarat izliyor, burada yansıya verdim, bu sonuca nasıl varırsınız, 2000 Kasım ayından beri ben 2001 yılında almışım gözaltına 2000 Kasım ayından beri izleyen Tuncay Güney’i sizsiniz istihbarat şubesi ben neye engel olmuşum? İstihbarat şubesi asıl çözümlemeleri bana göndermeyerek adaletin tecellisine engel olmuştur, tam ters durum, durum tam tersi. Kasım 2000’den itibaren izleyeceksiniz, şahsı 8 sayfa görüşme tutanağı göndereceksiniz ablasına, abla bana 500 lira gönder, kardeşim sana 1000 lira veriyim. Bu kadar, Tuncay Güney’den bahsediyorum, Tuncay Güney gibi bir adamın bu süre izleyeceksiniz, bana bir tek şey göndermeyeceksiniz, Veli Küçük’le ilgili, irtibatı ile ilgili, bir tek satır yazı yazmayacaksınız, ondan sonra ben engellemişim, onlar bana beni engellediler vermemek suretiyle. Burada yazdım işte gördünüz dün okudum Ali Fuat Yılmazer yazıyor, dosyaya rastlanmamıştır, bir önceki şube müdürü yazıyor dosya bizdedir. DGM’nin şeyine bakıyoruz, 14. Ağır Ceza Mahkemesi şimdi o tarihte işte kaç nolu DGM’yse 6 nolu DGM herhalde, 6 nolu DGM cevap yazıyor, evet bizdedir, bizden karar almışlardır, dün gösterdim, 40 tane numaraya dinleme kararı alıyor istihbarat bizde diyor dosyası yok, e yani ne diyebilirim? Ben engel olmadım, onlar bana engel oldular. Eğer Veli Küçük’ü dinlememişse istihbarat şubesi Veli Küçük’ün kim olduğunu bilmiyorsa ben bırakın ek mek, hiçbir ek göndermeme gerek yok, Veli Küçük ve grubu hakkında izin alsam diye göndersem ne yaparsınız? Veli Küçük’ü takarsınız telefonla, yazıyorum takmadık diyor, niye takmadınız? Niye

16

Page 17: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:17

dinlemediniz? Kim şimdi suçlu ben miyim derinlere çalışma yapmasına engel olmuşum. Şüpheli delil niteliğinde bulunduğu şube müdürlüğünün arşivinde bulundurması gerekirken yasaya aykırı bir şekilde dışarıya çıkararak tanıdığı bir şahsın iş yerinde, yine aynı şey, aynı şeyleri tekrar edip duruyorlar. Duyusan’a götürdü diye tekrar. Şimdi Emcet Olcaytu’la ilgili bir değerlendirme hukuki değerlendirmede yani ben burayı okurken güldüm, inşallah siz gülmezsiniz yani, en azından garipsedim diyeyim, Şüpheli Adil Serdar Saçan’ın şüphelilerden Emcet Olcaytu ile sık sık telefonla görüşerek çeşitli konularda fikir alış, verişinde bulunduğu, e bulundum, telefonda her konuyu görüşmemeye özen gösterdik dedi, e aralarında ki ilişkinin buraya dikkat edin efendim lütfen Sayın Haşıloğlu buraya bakar mısınız efendim? Dikkat etmenizi istiyorum özellikle sizin, aralarında ki ilişkinin gazeteci ve eski emniyet müdürü ilişkisinden farklı olarak örgütsel nitelikte olduğu sonucuna varılmıştır. Gazeteci, eski emniyet müdürü ilişkisi nasıl oluyor efendim? İddianame bu, hukuki değerlendirme yapıyor iddianamede. Aralarında ki ilişki gazeteci, eski emniyet müdürü ilişkisinden farklıdır. Nasıl bir ilişkiymiş? Formatı mı var bunun? Ben emniyet müdürlüğünden ayrılalı 7 sene olmuş, 6 sene olmuş. Ne alakası var? Emcet Olcaytu bana belge veriyor, 1 Ağır Cezada ki Tuncay Güney dosyasını bunu yazmamışlar. Oda örgütsel irtibat değil mi? Onu da kurun. 1 Ağır Ceza da ki dosyayı almış Emcet Olcaytu ben ondan istiyorum abı dosya lazım, şu lazım, bu lazım diye hani iddianamede iddia edecekler ya her şeyi Adil Serdar Saçan verdi diye. Hâlbuki 1 Ağır Cezada ki dosyayı tanzim edip gönderende benim şubem, benim imzam var, ama bende yok, Emcet beyden istiyorum, telefon görüşmeleri var yani Emcet bey bana benim yazdığım, imzaladığım dosyayı veriyor. Nereden alıyor? 1 Ağır Cezadan. O bile iddianamede Adil Serdar Saçan ona buna belge verdi dediğinin aksi kanıtıdır. Benim lehime olan kanıtıdır. Şüpheli Ahmet Tuncay Özkan’la ilgili bölümde ayrıntılı olarak yer verildiği üzere, diyor burada Tuncay Bey okudu, 25 Ocak 2008 tarihli telefon görüşmesiyle ilgili bir değerlendirme yapıyor. Diyor ki 28 her iki şüpheli arasındaki ki 28 ocak 2008 tarihli telefon görüşmesinde söylediği sözlerin şüphelilerin soruşturma kapsamına alındıkları yönünde kuşkuları nedeni ile, ileride sorulduğu taktirde kendi lehlerine yorumlanacak veri oluşturmak, delil yaratmak amacıyla örgüt hakkında ayrıntılı konuştukları sorucuna varılmıştır. Gazetede bir haber çıkıyor, onun üzerine Tuncay’la görüşüyorum, efendim biz bu görüşmemiz lehimize delil olmasın diye aleyhte oldu mu hemen büyütüyorlar böyle puntoları iddianame metnine koymuyorlar, söyle bir şey veriyor; sonuçta da haklarında başlatıldığı kuskusunu yaşadıkları soruşturma da lehlerine kanıt oluşturma kurnazlığının bir sonucu olarak değerlendirmiştir. Evet Tuncay Özkan’la ben kurnazca bir konuşma yapmışız. O zaman o tarihten sonra yani 28 Ocak 2008’den sonraki tüm telefon görüşmeleri hukuki delil niteliğini kaybediyor demektir. Öyle ya benim zaten o tarihte benle ilgili dinlemede alınmamış, benim Şubatta alınmış, Ocak 28’den sonra hepsi kurnazlık olduğu için bütün görüşmeler kurnazlık o zaman. Ondan sonra ama aleyhime, aleyhime getirip koymuş. Aleyhine oldu mu koyuyor o kurnazlık olmuyor oda şöyle biz dinlediğimizi biliyoruz, sadist olduğumuz için zevk alıyoruz yargılanmaktan ve tutuklanmaktan, kasten delil oluşturuyoruz, aa örgüt üyesi misin? Haa falan diyoruz, bu şekilde bir mantık çıkıyor, bu yargının arkasından, sonra devam ediyor özellikle şüphelilerden Güler Kömürcü’yle yapmış olduğu telefon görüşmelerinden örgüt mensuplarıyla aynı düşünce ve idealleri paylaştığının anlaşılması, ne ideali paylaşmışım? Hangi düşünceyi paylaşmışım? Karşı devrimle ilgili bir tek görüşmem var, onu da kanunsuz elde etmişler, koymuş aynı idealleri paylaştın diye. Ne alakası var? Güler Kömürcü’yü de tanıdınız, burada ifade verdi, beni de tanıyorsunuz. Ne ideali paylaşıyorum ben Güler Kömürcü’yle? Nasıl paylaşabilirim? Bir insanı tanıyorsanız illa aynı idealimi paylaşacaksınız? Benim Ermeni, Yahudi, alevi bir sürü arkadaşım var, aynı idealleri mi paylaşıyorum yani? Onlarla da memleketin meselelerini konuşurum, aynı idealimi paylaşıyorum? Yukarıda açıklanan nedenlerle şüpheli Adil Serdar Saçan’ın, Şüpheliler Ahmet Tuncay Özkan, Güler Kömürcü’yle irtibatlı olarak Ergenekon silahlı terör örgütü içerisinde faaliyet gösterdiği; bana Güler Kömürcü’yle irtibatlı bir tane faaliyet göstersinler. Bu yargıya varıyorsun da ne

17

Page 18: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:18

yapmışım faaliyet olarak? Ahmet Tuncay Özkan’ın Cumhuriyet mitinglerine bile katılmamışım, ne yapmışım Ahmet Tuncay Özkan’la bağlı olarak, Ahmet Tuncay Özkan bu örgütün neresinde ayrı bir meselede, ne yapmışım? Bir tane şey yok, bağlı olarak diyor faaliyet gösterdiği, ne güzel oh benim bütün suçum bu Başkanım. Ben 16 aydır sırf bu yüzden Güler Kömürcü ve Tuncay Özkan’a bağlı olarak faaliyet yürüttüğü için diyor. Bundan dolayı 314/2’den yatıyorum ben içeride, 16 aydır TCK’nin 314/2’sinden yatıyorum. Yani şu Habur Sınır Kapısına gelip de ben pişman olmadım arkadaş, örgüt lideri getirdi dedikleri adamların yat, yatmadan öyle kapıdan gittikleri maddeden 16 aydır cezaevinde yatıyorum Sayın Başkanım. Başka suçum yok işte burada 336’yo anlattım, birde gizli bilgileri açıklamak suçu var başka bir şey yok. Benim hakkımda 5 tane, 3 tane müebbet istenmiyor, örgüt yöneticisi denmiyor, şu denmiyor, bu denmiyor. Neymiş? Soruşturmayı kapattın, Tuncay Özkan’la alo toplanın, toplanın vay nasılsın, iyi misin? Dedin. Güler Kömürcü’yle konuştun e ne var? Sen terör örgütü üyesisin. Allah aşkına böyle bir terör örgütü üyeliği var mı? Senelerdir yargıçlık yapıyorsunuz Sayın Heyet, senelerdir yargıçlık yapıyorsunuz, senelerce burda önünüze teröristler geldi, geçti. Siz teröristleri yargılıyorsunuz, terör örgütlerini yargılıyorsunuz, çeteleri yargılıyorsunuz, hiç böyle bu formatta bir terörist gördünüz mü? Ya niye bir de şu var yani ben niye terör örgütü üyesi olacağım oda var o soruyu da sormak lazım. Mesleğe dönüyorum, avukatlık şeyim var, niye terör örgütü üyesi olacağım? Bana ne verecek terör örgütü üyesi olmak? Hiçbir şey vermeyecek. Birde bir adamın maksadı olur, benim ideal, benim ideallerimi her zaman olduğu gibi üniversiteye giderek ders vererek, orada ders anlatarak, şu dönem için öyle, yarın mesleğe döndüğümde ki işte burada anlattım, Güler Kömürcü’yle göreve hazır dedikleri, mesleğe döneceğim mesleğe, davayı kazanmışım, göreve hazırım yakında inşallah devlete, millete hizmet etmeye başlayacağım diyorum onu bile terör örgütüne üyelik olarak algılıyorlar. Terör örgünü’ne hizmet ediyormuşum. Abdurrahman Yakup Reisoğlu iddianame ek klasörlerde benim aleyhime ifade vermiş, Abdurrahman Yakup Reisoğlu’nu mahkeme heyetiniz çok iyi tanıyor, onun kişiliğiyle ilgili bir şey söylemeyeceğim, sadece Abdurrahman Yakup Reisoğlu’yla ilgili olarak ben bana işkence yaptı falan demiş, yargılandım İstanbul 4 Ağır Ceza Mahkemesinde beraat ettim, beraat kararı ek 167’de vardır, bir açarsanız Sayın Heyet görür. İddianame ek klasörlerinde aleyhime Abdurrahman Uyaran isimli bir şahıs ifade vermiş, şahsen tanımıyorum, Hüseyin Uzun isimli bir şahıs bizim 2000 yılında nezarethanemizde kendini asarak intihar etmişti, bu konuyla ilgili adli idari soruşturma yapılmıştır. Buna rağmen çıkıp ona da konuşmuş, birde o ifadenin içeriğine bakmanızı istiyorum, polis yazmış işte Adil Serdar Saçan korkağın biridir, kediden bile korkar, bunu, bunları aynen ifadeye geçmişler, falan gibi bu Abdurrahman Uyaran kimse korkak olup olmadığımı da gelip görsün. Yani artık öyle yazıya da böyle cevap Başkanım, polis böyle şey yazar mı? Kendi müdürleri hakkında vay o delikanlı değil korkak bir adam falan, bunları yazmışlar ifadeye. Ne oluyoruz yani? Polis eliyle tehdit ediliyoruz. Görevimizi yaptık diye, olur mu? Olabilir mi böyle bir şey? Her gelenin, her dediğini ifadeye yazılır mı Sayın Başkanım? Bir bakın lütfün, lütfen ek iddianame eklerinde Abdurrahman Uyaran’ın ifadesine bir sakın göreceksiniz, anlayacaksınız ne demek istediğini. Ayrıca intihar eden Hüseyin Uzun o tarihte istihbarat daire başkanı olan Sabri Uzun’unda akrabasıdır. Oda geldi bizzat soruşturmaya baktı. 3. iddianamede de benimle ilgili bir takım şeyler geçiyor. Kuzey Irak’ta yaşayan Türkiyeli bir Kürt e-posta göndermiş. Demiş ki e-postasında tetikçi polis ve askerlerce Türkiye Cumhuriyeti Devletinde çeteleşme gerçeği demiş. Çetelerin içerisinde benim adım olduğunu da yazmış, Türkiyeli bir Kürt, delil olarak koymuşlar. Takdir size ait ne diyeyim yani? İyi o zaman herkes hakkında yazalım, koysun oraya. Murat Ağırel’de cep telefonum ele geçmiş, tanımıyorum. Murat Ağırel’i tanımıyorum. Kendisi burada sanıklardan biri midir bilmiyorum, İstanbul İl Başkanıymış Tuncay beyin. Tanımıyorum yani. Belki Tuncay’dan almıştır bir şey sormak için. Bülent Ecevit isimli Word belgesi belden ele geçmiş, anlattım, Bunu da şimdi o 4 tane CD meselesini burada detaylı anlattım, bunlarda şimdi şey yapıyorlar, ilerde bir başkasından ele geçti mi, Adil Serdar

18

Page 19: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:19

Saçan’da da ele geçmişti. her şeye örgüt üyesi olarak koyuyorlar beni. Ya örgüt üyesi değilim, görevim nedeniyle aldığım bir kopyadır, bu kopya olduğunu tahmin ediyorum yani oda ayrı bir şey, hadi diyelim ki aldım, götürdüm benim yani, kopya, yani bu örgüt üyesi Adil Serdar Saçan’dan ele geçti. Aynen böyle söylüyor bakın. Örgüt üyesi Adil Serdar Saçan’dan ele geçmiş. Daha durun daha yargılanıyoruz daha örgüt üyesi olmadık yani mahkeme daha bir karar vermedi. İddianame böyle yazılır mı? 3. iddianamede çok enteresan bir şey var, bu önemli çok enteresan bir şey var. Engin Aydın isimli bir şahısta bir CD ele geçiyor, bu konuyla ilgili biliyorsunuz çok talepte bulundum, taleplerin hepsi kabul edildi ama hiçbir sonuç elde edilemedi. Baro bilmiyorum dedi, öteki görmedim dedi ama ben buldum, ben buldum. Şimdi size bir kanıt daha getiriyorum. Yine araştırılması gereken bir şey, bu deliler nasıl yaratılıyor onun kanıtını sunacağım şimdi, şimdi CD’de benim 2000 yılında yargılandığım bir davayla ilgili dava dosyasının örneği olduğu söyleniyor. Bir kere 2000 yılında ben Fatih 1 Asliye Ceza mahkemesinde yargılandım, bir tane davam vardı oda defalarca söylediğim konuşmamın bu günkü başlangıcında anlattığım eski DGM başsavcısı Erdal Gökçe’nin hakkımda yaptığı suç duyurusu ile ilgili davadır. O davadan da beraat etmiştim, ek 170 evet şimdi o dava dosyasını getirdim efendim, getirdim eke koydum size de ibraz ediyorum, bütün davanın dosyasını getirdim. O dava dosyası içerisinde bir saniye orada durun, o dava dosyası içerisinde asla Engin Aydın’da çıkan dosyalar yok, Yani o dava dosyasında Engin Aydın’da ki CD’de çıkan belgeler yok, orada ne var, orada Engin Aydın’da, Erdal Gökçe’nin benim hakkımda ki yazısı var. Ama beni İstanbul’da ki yargılandığım davada o yazı yok. O yazı Bakanlığı gönderilmiş, sonra araştırdım, bu yazı Erdal Bey nereye göndermiş ekleriyle beraber diye, İçişleri Bakanlığına kim almış diye İçişleri Bakanlığından bu yazılı araştırdım. Yüzler bildik çıkıyor, tanıdık çıkıyor tabi, Adnan hocacılar almış, Adnan hocacılar almış, Emniyetin verdiği cevabı şey yapayım, ek 171’i açabilir miyiz? Ek 171, bakın Sayın Başkanım bilgi edinme yasasından yararlanarak Emniyet Genel Müdürlüğüne sordum, Emniyet Genel Müdürlüğü Hasan Basri Güner isimli şahsın avukatı Kerim Kalkan tarafından alınmıştır diyor, Hasan Basri Güner ek klasör 140 ve 141’de göreceksiniz açarsanız, Adnan Hocacılar örgütü mensubu, ondan dolayı da mahkum oldu, davaları Yargıtay’da. Onun avukatı tarafından alınıyor Erdal Gökçe’nin hakkımda yazdığı yazısı yani Engin Aydın’da ki CD’de çıkan yazı. Ben de dahi yok. Onun avukatı tarafından alınıyor, ne zaman alınıyor? 2004 tarihinde alınıyor. Peki ben ne zaman mahkum olmuşum Fatih’te ki dava dosyasından? 2000 yılında mahkum olmuşum ve Yargıtay’a gitmiş, bozulmuş daha sonra 2003 yılında beraat etmişim yani ben beraat ettikten 1 yıl sonra bu yazı gidip Emniyet Genel Müdürlüğünden alıyorlar. Peki bu yazıyı daha sonra Erdal Beyin yazısını Daha sonra neresi kullanıyor, Samanyolu televizyonu kullanıyor, Zaman gazetesi kullanıyor, başka hakkımda açılan bir işkence davasıyla ilgili olarak İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesine bir avukat KAME hukuk bürosu, K and M biliyorsunuz Başkanım, talepte bulunmuştum kabul etmiştiniz, Baro biz böyle bir hukuk bürosu bilmiyoruz dedi ama benim yargılandığım 1 Ağır Ceza Mahkemesinde ki dosyasına baktığımızda ek 172’yi açar mısınız? Bakın K and M hukuk bürosu adına aşağı inin, avukat Murat Balcı tarafından İstanbul DGM Başsavcısı Erdal Gökçe tarafından yazılan yazı ibraz edilmiş, ne zaman? 4 Mayıs 2005 tarihinde. 1 Ağır Cezanın dosyasına girmiş, şimdi ek 173’e gelin ve bunlarla ilgili girmiş, şimdi bu Fatih 1 Ağır Cezada ki dosyada hiç, 1 Asliye Cezada ki dosyada hiç olmayan bir belgeyi Adnan hocacılar alıyor şeyden, Emniyet Genel Müdürlüğünden, yazıyla alıyor bilgi edinme kanununa dayanarak, benim buradan gönderilmemle ilgili yazı, ne alakası varsa, Adnan Hocacılar alıyorlar oradan bende bile yok yazı, ondan sonra götürüyorlar Osman Sandıkçı denilen adama veriyorlar o 1 Ağır Ceza Mahkemesine götürüyor, aleyhime delil olarak sunuyor, sonra bu yazı ve ekleri Engin Aydın’da bulunuyor ve deniliyor ki yorum olarak da Adil Serdar Saçan, Engin Aydın’dan yardım istemiştir. Örgütsel ilişki kapsamında, bu CD’yi kimin oluşturduğunu titizlikle araştırdığınız takdirde, o başka CD’leri de kimlerin oluşturduğuna ulaşırsınız Sayın Başkanım. Hani insanlar bağırıyor ya yanmış ciğeri

19

Page 20: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:20

yanmış bir şekilde, yok bende öyle bir şey diye, bu kanıttır. Bu kanıttır, Adnan Hocacıların gidip Emniyet Genel Müdürlüğünden aldıkları yazının Engin Aydın’da bulunması bir kanıttır. Dava dosyasında yok yani şey diyor ki benim hakkımda iddia şu ben Engin Aydın’a vermişim bunu Engin Aydın bana hukuki yardım vermiş, hâlbuki bunun tarihi yani CD’de giden evrakın tarihi 2005 Sayın Başkanım ben 2003’te kesinleşmiş kararım, beraat etmişim, kesinleşmiş. Engin Aydın’da bulunan CD’de ki belgenin biraz evvel bahsettiğim belgenin dosya geliş tarihi var, 2005 yazıyor, yani Adnan Hocacıların 2004 aldıktan sonra ki belge, oraya konulmuş. Kim koyuyor? Benim göndermem mümkün değil yani, 2005 tarihli. Ben 2003’te beraat kararım kesinleşmiş benim, bunu ben burada detayıyla açıkladım efendim, bu şudur CD oluşturuyorlar, CD içerisinde bir takım şeyler atıyorlar ve o CD’ler bir yerlerde bulunuyor. Bunda Adnan Hocacıların parmağı var, işte bu çok açık. Gidip belgeyi onlardan başkası almamış zaten, eklerde var, Emniyet Genel Müdürlüğü cevap veriyor, bir tek onlara verdik bunu diyor. Evet efendim Sayın Başkanım bugüne kadar gerekli görüp söylemedim ama benimde bir eşim ve iki çocuğum var, ergenlik çağında oğlumla trafik kazası geçirdik geçen sene hala tedavi görüyor ve ben 16 aydır tutukluyum. Eğer ben tutuklu olmasaydım bu iddianamede ki iddialara göre neler yapamayacaktım onu söyleyeyim; Bir kere kaçmayacaktım çünkü kendim geldim yani savcı ben tanık oğlum aradı. Polis amcalar geldi, geldim yani benim kaçma şüphem hiç oluşmadı. Delilleri karartamayacaktım Büromun yerini kendim söyledim, gizli bilgileri kimseye veremeyecektim çünkü 7 yıl önce meslekten atıldım, gizli bilgi, gizli yok zaten, zaten verdi dedikleri bilgide 2000, 2001 tarihli onlarda adli tahkikat evrakı, Tuncay Güney ve Veli Küçük’le ilgili soruşturmayı yeniden kapatamayacaktım çünkü çok açtılar bu sefer, çünkü polis değilim 7 senedir, Kanaltürk’e çıkıp uzun uzun konuşamayacaktım çünkü Kanaltürk kapandı. Olur ya bir yanlışlık olur, kanal bize çıkıp konuşurdu orası da kapandı. Kuvai milliye. net’de yazı yazamayacaktım orası da kapandı. Dernek, toplantı, miting vesaire bilmem neye zaten katılmamıştım ama Cumhuriyet mitingleri de yapılmıyor, istesem de katılamayacaktım, Tuncay Özkan’la telefonla konuşup alo, alo toplanın, toplanın öptüm, öptüm diyemeyecektim, diyebilecektim belki onu. Emcet Olcaytu’dan kendi yaptığım soruşturmaya ait belgeleri isteyip suç işleyemeyecektim, Atatürk’e ait rüya görüp başkasında anlatamayacaktım oda gelmiyor çünkü rüyama artık, şimdi neler yapabileceklerime bakalım; üniversitede de insanlara doğruyu anlatabilecektim, ders verebilecektim. Para kazanıp ailemi geçindirebilecektim, polislik mesleğine geri dönüp devlete ve millete hizmet edebilecektim. Eğer ben tutuklu olmasaydım, olacaklar bunlardı. Ömrümü organize suçlarla ve suç örgütleriyle mücadeleye adamış bir polis müdürü olarak; aynı ortamda bulunmaktan bile hicap duyduğum insanlarla, aynı örgüte dahil edilmem benim için sadece dahil edilmem bırakın tutukluluk falan hiç önemli değil, azap vericidir. Yüz kızartıcıdır. Her şeyi araştırdınız, bu devlete senelerce hizmet ettim, bir TL, bir Türk lirası yolsuzluğumu veya usulsüzlüğümü bulabildiniz mi? Bulamadınız. Her şeyim ortada, 7 senedir binlerce iftira, hakaret, sövmeyle karşı karşıyayım, daha dün akşam yine ya belirli medyanın organlarında beraat ettiğim konularla ilgili olarak alçakça yayınlar yapıyorlar. Bunun sebebi de Organize suç örgütleriyle sonuna kadar bir dönemde terör örgütleriyle sonuna kadar dürüstçe devlet adına mücadele etmemdir. Bu güne kadar olan kızgınlığım ve fevri davranışlarım zaman zaman olmuştur, sanmayın ki suçluluğumdan, suçluluğumdan veya haksızlığımdandır. Cezaevinde 16 ayda sabrın her türünü öğrendim. Ama o demir kapı, parmaklıklar ve kör pencereler. Haksızlığa bütün gücümle karşı çıkma konusunda ki inancımı asla törpüleyemedi ve törpüleyemeyecek. Sayın Başkanım, inancım odur ki haksızlığa karşı, haksızlığa uğramak yazgıysa, ona karşı koyup hakkını aramakta yazanın en temel kuralıdır. Sayın Başkanım, Değerli Üyeler ve iddia makamı, değerli hukukçular 2010 yılında insanların adalet istemekten, adalet dilenmek durumuna düşürülmemesi gerekmektedir. Bu nedenle adalet istiyor ve tahliye mi talep ediyorum, lütfen bunun bir adım sonrası adalet dilenmektir. Ben hayatım boyunca dilenci olmadım. Arz ederim.”

Mahkeme Başkanı:" Bitirdiniz mi?”

20

Page 21: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:21

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu kadar efendim.” Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 309-301 arasındaki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Sayın başkanım onların hepsi doğru efendim, geçebiliriz. 9.

sayfaya kadar öyle efendim. Hepsini anlatmışım tek tek ayrıntılı bir şekilde, hepsine vakıfım doğrudur.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 301’daki savcılık ifadesinin son paragrafı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Onları burda anlattım efendim, evde bulunan dört CD, Evet. Doğrudur efendim.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 300–292 arası ve dizi 293’’teki savcılık ifadesinin son cevabı ile 291 dizileri arasındaki savcılık ifadesi okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi bu şey başkanım büromda ele geçen tüm dokümanları sormuşlar, 17.18.19. sayfa bunların hepsi doğru efendim, verdiğim cevaplar.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 290 ve 289’daki savcılık ifadesinin 1.2.3. cevapları okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 389’daki savcılık ifadesinin 4. cevabı okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu Sayın başkan bu 21. sayfadaki Ahmet İhtiyaroğlu ile özel

görüşmem dediğim görüşmem biraz evvel açıkladığım görüşme, Veli Küçük hakkında aldığım çalışma ile ilgili görüşme.bu 21. sayfadaki, özel ilişkim ile ilgili bir görüşmedir yazılmış ya. özel bir görüşmedir ama şu anda şeyle ilişkisi var, dosyada bana itham edilen suçlama ile ilişkisi var. açıkladım evet.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 288’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet savcıdır arkadaşımdır, bir de ona da bir açıklama

getireyim başkanım, savcı Murat Yiğit ve bir takım savcılarla benim samimi konuşmalarım var. ben hukuk fakültesi mezunuyum aynı zamanda yani illa savcılarla görüşürken polis savcı formatında görüşmem gerekmiyor ki yani hukuk fakültesinden de bir sürü arkadaşım şu anda hakim savcı. Murat gerçi öyle değil, murat ben Muş’ta Terör müdürüyken murat yeni savcı olup gelmişti. Arkadaşım dostum benim yani. Murat ile savcı bey emredersiniz. Falan dememe gerek yok ki. Onu da garipsemişler de onun için söylüyorum.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 287–284 arasındaki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğrudur.” Kanaltürk’ün satışı derken başkanım, yani Tuncay

satmış kızdım ben olaya dahil değildim. Niye bunu Fethullahçılarla sattın diye kızıyorum onlarla ilgili görüşme evet.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 283-282 dizileri ile 281’daki savcılık ifadesinin 1,2,3,4.cevapları okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:”doğrudur efendim.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 281’daki savcılık ifadesinin 5,6. cevapları okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, Bu Adnan Kılıçarslan’ı anlatmıştım, Danıştay saldırısına

beni bağlamak için falan dedi diye. Allah tan ki üç ay sonra başlamış göreve orda. Evet hakkında takipsizlik verdiler yani. Evet.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 280-277’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet bunların hepsini açıkladım doğru.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 276’daki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Sayın başkanım şu Tuncay Özkan ile işte F tipi destansı ile

ilgili sayın Haşıloğlu, Tuncay Özkan’a sormuştu bunun açıklamasını da yaptım. F tipi

21

Page 22: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:22

Fethullahçılarla ilgili aldığım çalışma izni destansı dediğim de Ergenekon ile ilgili aldığım iki sayfalık çalışma iznidir, evet zaten burda da söylemişim yani.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 376’daki savcılık ifadesinin 2.3.4.5. okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet,”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 275’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Bunların hepsi doğru sayın başkanım. Evet işte o 1 ağır

cezadan dosyayı bana gönderiyor evet söylüyor. Zaten görüşmelerin yüzde 90’ı o Emcet abi ile.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 274-268’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur efendim.bunların hepsi doğru efendim. Sayın

başkanım 43. sayfaya kadar olan telefon görüşmelerinin hepsi doğru orda hepsi var yani. Ben kabul ediyorum bütün telefon görüşmelerimi, açıklayabilecek durumdayım da.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 267’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu benim büromda ele geçen el yazması şeyler bunların hepsi

doğru. Büromda veya evimde. Büroda veya evde evet bunlar doğru. Benim dava dosyalarımdan alınmış olan şeylerdir. Hepsi için yaptığım açıklamalar doğrudur. Veya okulda ders verdiğim konularla ilgilidir. Veya televizyon programlarına katılırken aldığım notlarla ilgilidir.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 266’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet onlarda var efendim onlar da doğru. Onlarla ilgili

açıklamaların hepsi doğru başkanım.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 265–258 arasındaki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” 52’ye kadar bu şekilde gidiyor Sayın Başkanım. O bende ele

geçen dokümanlarla ilgili açıklamalar hepsi doğrudur. İtirazım yok. Ama aramaya itirazım var onu zaten söylemiştim. 52. sayfada Aydınlık dergisindeki bir röportajımla ilgili soru sormuşlardı bana. “

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 258’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”52. sayfadaki şeyler de doğru başkanım. Aydınlık’a verdiğim.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 257’daki savcılık ifadesinin 1.2. cevabı okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, işte bunlarla ilgili savcılık çelişki var diyor sayın başkanım

yani ben istihbarat şubesine belge göndermedim birlikte zaten arama yaptık. Birlikte döktük, birlikte ifade aldık diyorum. Bunda çelişki görüyor yani onu açıklayım da öyle bir çelişki falan yok burda. Zaten onlarla birlikte yapılıyor operasyon. Evet efendim bu soru yani.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 257’daki savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, bu Fatih’te yargılandığım işte Duyusan dan ele geçen malzemeler ile ilgili kasetler nerde diyor.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 256’daki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yargılanıyorum dedim evet bir de şimdi burda bilgi eksikliğim var. bir birinci iddianamenin ek klasörlerini inceleyemediğim için dolayısıyla da cevap veremedim. Daha sonra 165’te buldum bunun cevaplarını savunmama ekledim.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 256’daki savcılık ifadesinin 2.. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, hazırlık soruşturmasına dönmemiştir, ön çalışmada kalmıştır.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 256’daki savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, şu benim ne şekilde çalışma yapacağım belli değildir herhalde o yanlış yazılmış oraya. Yani burada benim ne şekilde çalışma yapacağımın belli

22

Page 23: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:23

olmamasından ne kast edilmiş anlamadım ama istihbarat şubesine gönderdim benim ne tarz hareket edeceğime dair bir şey yok anlamında söylemiş olabilirim. Mevzuatta bir hüküm yok anlamında söylemiş olabilirim. Yani o orda neyi kast ettiğimi anlamıyorum şu anda hatırlamıyorum da ama bu soruya verilecek cevap çok net ben buraya bir yazı yazmadım bu konuda sorumluluk alması gereken yer Cumhuriyet savcılığıdır, Cumhuriyet savcısı yazsaydı. O tarihte savcılık mücerrettir deyip aksine soruşturmayı derinleştirme meselesinden biraz çark etmiştir. Onun sebebini de o tarihteki zorluğa bağlıyorum benle ilgili değil o savcılık ile ilgili.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 255’daki savcılık ifadesinin 1.cevabı okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” doğru efendim, doğrudur, istihbarata pas etmekten ne diyor,

istihbarata göndermek aynen öyle. Onu anlattım zaten.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 255’daki savcılık ifadesinin 2.3. cevabı okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Fethullahçılarla ilgili çalışma izni başkanım, onu anlattım uzun

uzun. burada 56. sayfadaki organize suçlarla şube müdürlüğünün 26.09.2008 tarihli yazısı tamamıyla gerçeğe aykırı yazıdır. Suç duyurusunda da bulunmuştum burda. Evrakları alıp gitmişsiniz diyor gitmediğimizi belgelemiştim. 56. sayfada efendim. Savcılık sormuş bana.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 254’daki savcılık ifadesinin 1 cevabı okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Efendim Çetin Çapan’ı hiç tanımadığım gibi bir de şu var, ben

bir tane evim var nerden geldiği şeyde belli. Mal bildirim formlarında yani ben 13 yaşından beri devlet içerisindeyim bir tane evim var. nasıl bana Çapan aldı diye başkanlık yazıyor, suç duyurusunda bulunuyorum onların hakkında başkanım öyle şey mi olur? Duyum aldım bunu Çetin çapan almış insan böyle karalanabilir mi ? yani buna hakikaten çok üzgünün bu işe çünkü çok kırgınım yani böyle şey olmaz yani. “

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 254’daki savcılık ifadesinin 2. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani Gürbüz Çapan’a soralım başkanım benim hala tutuklandığımızda, başkanım tutuklandığımızda Gürbüz Çapan benim hala polis olduğumu zannediyordu. Bürom olduğunu bile bilmiyordu, sorabilirsiniz kendisine. Ama bir irtibatım yok yani. Böyle bir kaçakçılık daire başkanlığının bilgi notuna dayanarak böyle sorular sorar mı savcılık , böyle şey olur mu? Buyrun efendim.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 253’daki savcılık ifadesinin 1. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:” Sayın Başkanım, yargılanıyorum evet, ama bunların ordaki beyanlarında da bunu açıklamıştım. Öyle bir şey yok yani Adil Serdar Saçan bize Ergenekon adına operasyon yaptı diye bir şey yok. Aksine ben hatırlıyorsanız Mayıs ayında dilekçe vermiştim. Adnan hocacıların yakınları Şener Eruygur’a müracaat ediyorlar o tarihte, bizi göz altına aldı bizim çocuklarımızı diye. Onlar müracaat ediyorlar Şener paşaya. Ben hiç tanımıyorum yani. Asıl Adnan hocacılar Ergenekoncu bence.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 253’daki savcılık ifadesinin 2.cevabı okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğru.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 252’daki savcılık ifadesinin 1. 2. cevabı okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet aynen öyle efendim burda 61. sayfaya kadar onlarla ilgili

o evde.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 256’daki savcılık ifadesinin 3. cevabı okundu,

soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Bunların hepsi Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan çıkan

belgelerdir sayın başkanım onların bir sureti.”

23

Page 24: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:24

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 251 ve 250 ’daki savcılık ifadesinin 2.3. cevabı okundu, soruldu.

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet evet, onlardan çıkan dokümanlar burda nerde olduklarını ispat etmiştim. Şimdi başkanım dört tane CD’yi ele geçirmişler, burda uzun uzun anlattım onun içeriğini tek tek ayrı ayrı soruyorlar. Yani CD’leri nasıl geldiğini söylüyorum ayrı ayrı söylüyorlar yani odur. “

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 249’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğrudur efendim.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 248’daki savcılık ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet bunların hepsini de ispatladım burada efendim. O ifade o

tarihte verdiğim ifadenin içeriğinin hepsinin doğru olduğunu burada ispatladım biliyorsunuz tek tek. Evet.”

Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 311’daki Hakim ifadesi okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Ediyorum yazmışlar efendim, ediyorum yazmışlar. Etmiyorum

efendim yanlış yazılmış.”Mahkeme Başkanı:”Orda öyle yazılmış, zaten belirttiniz daha sonra dilekçe verdiniz.

Vermişsiniz.”Mahkeme Başkanı:” Klasör 141 dizi 311’daki Hakim ifadesinin devamı okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet efendim doğrudur.”Mahkeme Başkanı:” Bu ifadeye ekleyeceğiniz başka bir şey var mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok, bu ifade bize o tarihte verilmedi başkanım, onu da arz

edeyim.”Mahkeme Başkanı:” Tamamını okudum size bu kadar ifade vermişsiniz.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, ifade o tarihte bize kısıtlama kararı diye verilmedi. Biz de

suçlamaları kabul ediyorum a itiraz edemedik onu anlatmak istiyorum.”Sanığa nüfus kaydı okundu, soruldu.Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğru efendim.”Mahkeme Başkanı:” Sanık müdafii şu aşamada ekleyeceğiniz bir şey var mı?”Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi, verildi.” Sadece bir konu var

efendim. İddianame 34. sayfasında müvekkilimin şimdiye kadar açıkladıklarının aksine sayın savcılık doğru bir saptama yapmış. Ve daha sonraki kısımlardaki açıklamalarla bu şimdi kısaca okuyacağım kısım arasında bir çelişki var. şimdi okuyacağım kısım tam doğruyu anlatıyor çok küçük izin verirseniz. Tuncay Güney’den elde edilen dokümanlar ve mülakatında anlattıkları üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğünce gerek elde edilen belge ve dokümanlar, gerekse Tuncay Güney’in samimi beyanlarının kapsadığı iddiaların ciddiyetinden yola çıkılarak Veli Küçük liderliğindeki yapılanmanın araştırılarak ortaya çıkarılabilmesi, oluşumun üyeleri ile eylem ve faaliyetlerinin tespit edilebilmesi amacı ile 4422 sayılı kanun ve yönetmeliği gereğince proje çalışma grubunun oluşturularak çalışmalara başlanması için gerekli iznin verilmesi yazısı ile İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığından proje çalışması izni istenildiği, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 16.03.2001 tarihli yazısı ile ön çalışma izni verildiği verilen izin üzerine proje çalışmasına başlandığı, ancak yapılan çalışmalarda ilerleme sağlanamadığının bildirilmesi üzerine proje çalışmasının sonlandırıldığı anlaşılmıştır. Yani iddianamenin 34. sayfasındaki bu görüş, iddianamenin diğer sayfalarında da yinelenmiş olsaydı bu kadar zaman almayacaktı, teşekkür ediyorum.”

Duruşmaya 13:30’a kadar ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu. Bu arada tutuksuz sanık Adnan Bulut ile bir kısım sanıklar müdafileri Av. Aydın Metin, Av.

Mehmet Eren Turan, Av. Murat Bülent Hattatoğlu, Av. Serhat Saçan, Av. Hakan Coşkuner, Av.

24

Page 25: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:25

Savaş Kaya, Av. Özlem Durdağı, Av. Kadir Kartal ve Av. Filiz Esen’in de geldikleri görülmekle huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Adil serdar Saçan huzura alındı.Sanık Adil Serdar Saçan müdafii av. Celal Ülgen söz istedi, verildi.” Efendim oturarak

konuşuyorum, mikrofonun yapısına göre özür diliyorum. Şimdi efendim daha önce Birol Başaran’ın savunmasında da sözünü etmiştik. CMK 135. madde kapsamında el konulan bilgisayar ve kütüklerinde CD’ler üzerinde de paraflanmış bile olsa CD’lerin üzeri daha sonra onun içerisine veri transferi yapılabiliyor. Ve sanki hiçbir veri transfer yapılmamış gibi kayıtları düzeltilerek aynı değerleri taşıyabiliyor. Bunu kanıtlamak için o zaman sizden izin istemiştik. Siz de tamam demiştiniz ama zaman kalmadığı için yerine getirememiştik. Şimdi sayın savcılık makamının çapraz sorguda soruları anlatmasından önce, bu konuda on dakika sürecek küçük bir deney var, izin verirseniz onu yapalım ve CD’ler paraflanmış bile olsa üzeri içerisine başka şeyler aktarılabildiğini, yüklenebildiğini ve sanki hiç yüklenmemiş gibi bilgi verdiğini kanıtlamak istiyoruz.”

Mahkeme Başkanı:” Nasıl kanıtlayacaksınız onu?”Sanık Adil Serdar Saçan müdafii av. Celal Ülgen:” Deneyle hemen burada yapacağız,

arada yaptık bunu şimdi sayın meslektaşım Hüseyin Ersöz beş dakika içerisinde tekrar size gösterecek burada. eğer daha sonra diyorsanız.”

Mahkeme Başkanı:” Kanıtlamak istediğiniz şey biraz bilirkişiyi ilgilendiren bir konu değil mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii av. Celal Ülgen:” işte bilirkişiyi bile gerektirmeyecek yani, çok hafif çok basit bir bilgisayar bilgisi olan kişilerin bile yapabileceğini kanıtlayacağız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Sayın başkanım ben diyorum ya benden şey alınmadı diye. Kopyaları alınmadan CD’ler alındı diye. O alınan CD’ler.”

Mahkeme Başkanı:” Kim yapacak bu şeyi.?”Sanık Adil Serdar Saçan :” O alınan CD’lere başka bir şey veri yüklenebilir mi meselesi.”Mahkeme Başkanı:” Bu tarz işlemler bilirkişiyi ilgilendiren konular. Bu sizin yapacağınız

şey bir defa savunma yönünde olur, onun için dinliyoruz.”Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Hüseyin Ersöz:” Evet efendim zaten çapraz sorguda

özellikle bizden çıkmadığını düşündüğümüz dört tane CD için böyle bir uygulama yapıyoruz. Ben görevli arkadaşlara bir tane boş CD veriyorum, bu CD yi takarlarsa eğer öncelikle bu CD’nin boş olduğunu ekranlardan şey yapalım gösterelim. CD’nin okuması biraz zaman alıyor. CD bir açılsın evet, şimdi CD’nin içerisindeyiz sayın heyet, sizinde gördüğünüz gibi CD’nin içerisinde herhangi bir doküman bulunmamakta, şimdi ben şurda masa üstünde hemen yeni bir teks belgesi metin belgesi oluşturuyorum. Bir A ismi verirsek eğer bu metin belgesine, bu metin belgesi şu anda masaüstünde kayıtlı. Metin belgesini daha sonra CD Rom un içersine atıyorum. Ve bu dosyaları CD’de yaz butonuna basıyorum. Tarih 12 Ocak 2010, bu CD’nin aynı zamanda ismi olacak. İleri dedim ve CD yazmaya başladı. Şimdi bu birkaç saniye sürecek olan bir işlem ben bu işlem devam ederken size aslında neyi amaçladığımızı belirteyim. İki tane amacımız var bunlardan bir tanesi, CD’nin bir defa yazılmış olsa dahi tekrar yazılabildiğine aynı zamanda burada göstereceğiz. İkincisi ise sonradan eklenen ikinci bir dosya oluşturacağım ve onu da CD’nin içersine kaydedeceğim, sonradan eklenen bu dosyanın tarihinin daha sonra değiştirerek önceki dosyanın içersinde kayıtlı olan tarihten çok daha farklı bir tarihte yaratılabileceğini de aynı zamanda göstereceğim. Şimdi şurdan bir yenileme işlemi yapıyorum. CD’nin içersine tekrar gireceğim. Bu CD şu anda yazıldı. Şimdi ricam CD’yi bir defa çıkartmanız ondan sonra tekrar CD rom un içersine yüklemeniz. Boş CD ‘yi şu anda yazdık. Bir tane dosya içersine kopyalandı. Masaüstünde kayıt etmiş olduğum A dosyası. Sonra CD’yi tekrar yazdık. Teknik bir arıza oldu herhalde başkanım. İsterseniz bilgisayarı kapatıp yeniden açalım. O sırada. Kapatıyorum şuradan, yeniden başlatıyorum bilgisayarı. Evet bilgisayarı yeniden açtıktan sonra şimdi daha

25

Page 26: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:26

önceden söylediğim gibi masaüstünde oluşturulmuş olan bir A metni var, bilgisayarımdan CD’nin içersine giriyorum tekrar içersine bir boş CD yerleştirdik. Bu boş CD açıldığı zaman masa üstündeki A metnini boş CD’nin içersine kopyalayacağım. Şu şekilde. Evet diyorum, şu anda A metni CD’nin içersinde. Bunu CD ye yazdırıyorum şu anda. İleri dedim ve CD’nin tarihi de 12.01.2010 olacak. Tekrar şey yapayım isterseniz buradaki amacımı tekrar edeyim, burada CD’nin bir CD’nin iki defa yazılabilir olduğunu aynı zamanda göstereceğiz bir de bunun yanında sonradan eklenen bir tarihin sistem dosyası sonradan değiştirilerek yeni bir belgenin tekrar o CD’nin içersine yazdırılabilir olduğunu ispatlayacağız. Evet şu anda CD yazdırma işlemi bitti, ben şimdi tekrar o CD yi içeriye takmanızı rica ediyorum. A belgesi şu anda CD’nin içersine kopyalanmış durumda. CD’nin içerisine tekrar gireceğim, CD’yi bilgisayar okuduktan sonra ve o A belgesinin CD’nin içersinde yazılı olduğunu göreceksiniz. Şu anda A belgesine CD‘nin içersinde şey yapabiliyorsunuz görebiliyorsunuz. Şurdan evet, şu anda A belgesi CD’nin içersinde. Şimdi şurdan sistem dosyasını şurda sistemin öncelikli olarak tarihini değiştireceğim bu müvekkilimizden ele geçmiş olan 4 tane CD’ni nin içersindeki dokümanların müvekkilimizin soruşturma yaptığı Tuncay Güney hakkında soruşturma yaptığı 2001 yılına ilişkin olduğu belgeler olduğu iddia ediliyor biliyorsunuz. Burdan sistemin saatine 2001 olarak düzeltiyorum. Şimdi şurda ikinci bir teks dosyası oluşturuyorum. Bu teks dosyasına B ismini verirseniz, ve bu teks dosyasını da tekrar CD’nin içersine atıyorum. Ve bunu da CD’nin yazmasını istiyorum. Tekrar CD şu anda ikinci defa yazılabilir bir durumda B dosyasını CD’nin içersine yazıyor. Şimdi burada yapmış olduğumuz işlem kısaca boş bir CD’yi makinenin içine takmamız, bir A dosyası oluşturmamız, bu A dosyasını CD’nin içersine kopyalamamız, daha sonra sistem saatini değiştirmemiz ve sistem saati değiştikten sonra ikinci bir dosyayı eski bir tarihli kayıt ile o CD’nin içersine atmamız, şimdi tekrar CD’yi çıkartırsınız tekrar takarsanız CD’yi tekrar bir okusun makine. Burda hem A dosyasının hem de B dosyasının olduğunu şu anda görüyorsunuz ilk başta A dosyasını kayıt etmiştik, daha sonra da B dosyasını kayıt etmiştik. A dosyasının tarihine baktığımız zaman özellikler butonundan 12 Ocak 2010 Salı 13.42 olarak görüyorsunuz bunu tamam dedim. Daha sonra hatırlayacağınız gibi sistem dosyasının tarihini değiştirmiştik ve ikinci bir B dosyası oluşturmuştuk. Burda da yeni tarihin 12 Ocak 2001 olduğunu görüyorsunuz yani eski tarihli bir belgeyi yeni oluşturulmuş olan bir CD’nin içersine bu şekilde kayıt etmiş olduk. Şimdi burda çok kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Uygulamadan sonra şöyle ki; teknolojinin özellikle gelişmesi karşısında daha önceki savunmalarımızda ve Birol Başaran’ın da yine savunmasında gösterdiğimiz üzere dijital ortamda hazırlanmış hiçbir CD ve hard diskin imajları alınmadığı müddetçe bunun delil olarak kabul edilmesi aslında mümkün değil. Bunu siz bilirkişi incelemesi ile de kolaylıkla tespit edebilirsiniz ama biz çok bilirkişi incelemesine dahi gerek duymaksızın ve müvekkilimize de özellikle müvekkilimizden çıktığı iddia olunan dört tane CD ile ilgili sorular sorulabileceği düşüncesi ile bu uygulamayı burada yapmak istedik ve bunun yanında çok önemli hususlardan bir tanesi de bu CD’lerin Hash değerleri. Eğer arama sırasında bir CD ele geçirilmişse, bu CD’nin imajı alınmış olup müvekkilimize verilse dahi eğer bu CD içersindeki bilgilerin teker teker belgelerin hash değeri adını verdiğimiz özelliği eğer alınmaz ve tutanağa geçirilmezse daha sonra bu CD ler üzerinde yapılabilecek olan bir değişiklik durumunda da yine bunların delil niteliği taşıyamayacağını da burada ayrıca belirtmek istiyorum. Benim uygulamam buna ilişkin. Söylediğim gibi bu çapraz sorguda CD’lere ilişkin herhangi bir soru sorulduğu takdirde bu hususunda yine heyetiniz tarafından göz önünde bulundurulmasını talep ediyoruz. “

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi, verildi.” Bir tek cümle söyleyeceğim efendim, sayın meslektaşım hash değerleri alındığı taktirde diye bir seçenekten söz etti CD’lerde, o zaman delil olabileceğini, ben bir adım daha ileri atıyorum. Hash değeri alınmış olsa bile teknoloji o kadar ilerledi ki internetten indirilecek ücretsiz bir program vasıtası

26

Page 27: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:27

ile CD’nin içersinde çok çeşitli veriler değişikliği yapsanız bile hash değerinde bir oynama olmayacaktır. Bu da mümkün hale gelmiştir. Çok teşekkür ediyoruz efendim. “

Sanık Mustafa Ali Balbay müdafii Av. Aydın Metin söz istedi, verildi.” Sayın başkanım, sayın meslektaşlarıma ayrıca çok teşekkür ederim. Bu konu bizim de savunmamızı bizim de geçmişte yapmış olduğumuz açıklamaları burada doğrular mahiyette görsel olarak da huzurunuzda ne kadar basit bir işlem olduğu da böylelikle açıklanmış ve anlatılmış oldu. Ancak sizler özellikle sayın başkanım siz sözlerinize başlarken bir bilirkişi incelemesi ile ancak bunun olabileceğini söylediniz. Hâlbuki bir hususu hatırlatayım, sayın mahkemeniz ilk aşamalarda bu konudaki talepler olduğunda bu hususta TÜBİTAK’a bir yazı yazdı. TÜBİTAK cevabında, gerek CD’ler konusunda, gerekse sabit diskler konusunda her zaman oynama yapılabileceğini, her zaman üzerlerine yeni dosyalar eklenebileceğini açık ve net bir şekilde sayın mahkemenize cevaben bildirdi. Yani bu husus artık bilirkişi incelemesini gerektirmeyecek şekilde resen yüksek makamınızın yazdığı TÜBİTAK’ın ve sayın meslektaşlarımın huzurda yapmış olduğu uygulama ile sabit haldedir. Yani dijital veriler bu davada delil olarak sayın iddia makamının bir çok sanık bakımından dayanmakta olduğu dijital veriler steril ortamda, sağlam, güvenli ve yasanın aradığı şartlar anlamında yüce makamınızın huzuruna getirilmemiştir. Bu hususu ilave olarak açıklamak istedim teşekkür ederim.”

Sanığın çapraz sorgusuna geçildi.İddia makamından soruldu.Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Sayın Başkan, sanık Adil Serdar Saçan’a

birkaç soru sormadan önce sayın müdafiinin göstermiş olduğu CD’ye kaydetme olayında kaydedilebilir CD kaydettikten sonra program kapatılıp açılması gerekiyor mu, gerekmiyor mu o konuda da bir açıklama yapmasını istiyorum, CD kapatıldıktan sonra o CD üzerine yeniden bir kayıt yapılma imkanı var mıdır?”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Hüseyin Ersöz:” Efendim, uygulama esnasında göstermiş olduğumuz CD normal dışardan satın alabileceğiniz bir CD’dir. Bir kaydedilir nitelikte bir şey değildir yani normal dışardan satın aldığımız bir CD’dir. Bu CD’yi ek hiçbir program söz konusu olmaksızın bilgisayarınızda windows’un CD yazma programını kullanarak yazabilirsiniz. Başka ek hiçbir kaydetme programına gerek yok. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bir defa yazıp programı kapattıktan sonra CD’yi kapattıktan sonra yeniden kaydetme olayı olabiliyor mu?”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Hüseyin Ersöz:” Burda efendim zaten bizim ileri sürmüş olduğumuz hususlardan bir tanesi şu, CD’nin bunu uygulamanın sonunda da ben belirtmiştim. CD’nin hash değeri alınmadığı müddetçe zaten o CD’nin içersine bir çok şey yükleyebiliyorsunuz bu programı kullanarak. Bu CD’nin içersinde değişiklik yapabiliyorsunuz. Ek bilgiler ekleyebiliyorsunuz, bizim asıl göstermek istediğimiz şey buydu. Yani CD’nin üzeri paraflanmış olsa dahi, eğer boş bir CD, bu arama tutanaklarına geçmişse daha sonra bu boş CD’ni içersine defalarca yükleyebilirsiniz hem de windowsun programını kullanarak. Başka hiçbir ek program kullanmanıza gerek yok.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Celal Ülgen söz istedi, verildi.” Çok özür dilerim, sayın savcı bir konuyu daha aslında sormak istiyor anladığım kadarı ile CD eğer kapatılmamışsa diye sormak istiyor ona da yanıt verelim. Evet özellikle onu sormak istediğini anladığım için. CD kapatılması, sadece sistem dışı bilgisayarlarda çok önemlidir. Ben mac bilgisayar kullanıyorum. Ama arkadaşım Windows tipi bilgisayar kullanıyor. Biraz önce yapılan CD’yi kapatılmadan benim bilgisayarıma getirseydiniz, sistem dışı bir bilgisayar olduğu için kapatılmamış CD’yi görmeyecekti. Ama Windows sisteminde ki en yaygın sistemdir bu. bu Windows sisteminde kapatmak diye bir koşul yok. İster kapatın ister kapatmayın bütün bilgisayarlar okuyacaktır. Onun için pratikte hiç kimse zaten birçok kimsenin CD kullananın bilgisayar konusunda çok az bilgisi vardır. Kimse CD’lerini kapatmıyor. İşte bu CD leri kapatmamadan doğan boşluktan

27

Page 28: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:28

yararlanarak bir takım veri eklemeleri yapılıyor. Bunu sayın savcının açıklamasına bir ek olarak sunduk. Teşekkür ediyorum efendim.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Hüseyin Ersöz:” Çok kısa bir ekleme de ben yapacağım sayın savcının şimdi meslektaşımın açıkladığı hususların üzerine bir ekleme olacak bu, ele geçtiği iddia olunan CD’ler incelendiğinde eğer sayın savcı evet bu CD ler kapatılmıştır. Şeklinde bir tutanak tutarsa böyle bir durumda söylemiş olduğu şey gerçek olabilir, doğru olabilir. Ama eğer tutanakta bu CD’ler kapatılmış veya kapatılmamış, tekrar kaydedilebilir veya kaydedilemez şeklinde eğer bir ibare söz konusu değilse böyle bir durumda bütün CD’lerin yazılabilir olduğunu da kabul etmek gerekir.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Teşekkür ederim. Sanık Adil Serdar Saçan, şimdi ifadenizin başından beri gözaltına alındığınız andan itibaren kesinlikle Tuncay Güney ile ilgili olan soruşturmayı kapatmadığınızı, zaten böyle bir yetkinizin olmadığını ısrarla ifade ediyorsunuz. Ben size şunu sormak istiyorum. Organize suçlar şube Müdürü olduğunuz dönemde binlerce operasyon yaptığınızdan bahsettiniz, 400 küsur çeteyi çökerttiğinizden bahsettiniz. Bu şekilde ön soruşturma izni almış olduğunuz tüm soruşturmalarda nasıl bir yol izliyordunuz? Her aldığınız izin yazısından sonra elinizdeki belgeleri veya izin yazısını istihbarat şubesine mi gönderiyordunuz? Bu konuyu teferruatlı olarak açıklar mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi, her aldığım izin yazısını istihbarat şubesine göndermiyorum tabi. Bu olayın bir özelliği var. burda anlatıyorum. Tanık Ahmet İhtiyaroğlu da beyan ediyor bende beyan ediyorum, diyorum ki, Tuncay Güney’i istihbarat şubesi kasım 2000’den itibaren izliyor diyorum. Yani dinleme tutanaklarını alan dinleme kararlarını alan istihbarat şubesi. İstihbarat şubesi görevlileri bana getiriyor, Tuncay güneyi diyorum. Tuncay Güney’in asayiş tarafı bakın Tuncay Güney önce benim şubem tarafından alınmıyor. Asayiş şubesi tarafından alınıyor. Asayiş şubesi çenç otoyla ilgili işlem yaparken bakın burası çok önemli savcı bey, asayiş şubesi çenç oto ile ilgili işlem yaparken Tuncay Güney’in Veli Küçük ile irtibatı birden bire ortaya çıkıyor ve bana gönderiliyor dikkat edin. Orada devreye istihbarat şubesi giriyor. Neden çünkü Kasım 2000 ‘den itibaren izliyorlar onlar. Ve istihbarat müdürüyle organize suç büro amiri bana geliyor, diyor ki, biz bu şahsı izliyoruz. Veli Küçük grubu ile ilişkilidir. Onun mutemet elemanıdır. Biz bunu takip ediyoruz. Organize suç ilişkisi var normalde çenç otoda organize suç yok. Dikkat ederseniz evrak Fatih’e gidiyor. DGM kabul etmiyor. Dolayısıyla istihbarat şubesi baştan beri olaya müdahil. O nedenle ben istihbarat şubesine yazıp gönderiyorum. Bu şekilde alınmış olan bizim tarafımızdan alınmış olan bir çok örnek var. Adnan hocacılar olayı da bu şekilde ama istihbarat ile ilişkili olan ilişkiler yani onu da söyleyim onun ölçüsünü de söyleyim sayın başkanım, eğer bakın ben burda anlattım yüz küsur, yüz veya yüz iki tane dinleme şeyimiz var bizim ucumuz var. yani biz yüz iki şahsı veya yüz şahsı dinliyoruz. 2001’de tam sayısını bilmiyorum. Ama o kadar zaten GSM dinlemelerine de biz 2001’de geçtik. Organize suçlar şubesi olarak. Dolayısıyla biz ancak 100 veya 101 telefon dinleyebiliyoruz. Bu Tuncay Güney olayında sadece bakın şu anda dinleme yapmaya kalksanız en az bin kişi dinlerseniz. İstihbarat karar almış kırk kişi ile ilgili olarak Kasım ayında, Kasım 2000’nde ben o zaman diğer grupları takip edemem. O nedenle istihbarat şubesine yazmamın bir sebebi bu, bir sebebi istihbarat şubesinin olayı bana getirmesi, yani asayiş müdürünün yazısı var bakın istiyorsanız orda tekrar açayım. Asayiş müdürü böyle bir olaydan falan hiç bahsetmiyor. Asayiş müdürü bana gönderiyor. Gönderirken bu Veli Küçük ile irtibatlıymış bilmem neymiş falan diye hiçbir şey söylemiyor, diyor ki, çenç otodan alınmıştır. Konusu itibarıyla ilgilendirdiğinden gönderin, normalde benim bunu almamam gerekiyor. Çenç oto ile organizenin ne alakası var. ben bunu istihbaratın yönlendirmesi ile aldım. İstihbarat diyor ki alın, biz bunu ifadeye alalım. Sorgulayalım, susurluk, susurluk bağlantılı bir grup bunu çözmeye çalışıyoruz. 2000’den beri izliyoruz dediği için oraya yazıyorum. Yoksa usul, normal usul bu değil tabi. Ama bu şekilde birçok soruşturma dosyası örneği verebilirim. Mesela Haluk Kırcı’nın yakalanması olayı da

28

Page 29: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:29

böyledir. Tamamen istihbarat takip etmiştir. Bize sonucu getirmiştir. Şurda demiştir. Gidip haluk kırcıyı almışızdır. Adnan hocacılar olayında biz bir tane dinleme yapmadık. Hepsini toplamıştır, takip etmiştir, biz gidip almışızdır. Sorunuza cevap oldu mu bilmiyorum. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz istihbarat şubesinden elinde mevcut olan dinleme kayıtları ve bilgileri derleyip bu soruşturmayı bizzat yapma yetkiniz var mıydı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır, şimdi şöyle, istihbarat şubesine göndermiş olduğum bilgi ve belgeleri istihbarata gönderdiğime dair savcılığı bilgilendirdim. Burda onun evrakını gösterdim. 19 bir saniye, şimdi onu burda ekte bulmaya çalışıyorum bir saniye. Ek-19’u açar mısınız? Ek-19, bakın 29 Ağustos 2002 tarihinde DGM Başsavcılığına bir yazı yazıyorum, bakın 29 Ağustos 2002’de yazı yazıyorum, bakın burayı okumuştum zaten. İlgi g sayılı yazı ile de istihbarat şube müdürlüğünde bu konu ile ilgili olarak ellerinde herhangi bir bilgi yada belgenin mevcut olup olmadığı bildirildiğinden ilgi A sayılı yazımıza istinaden ilgi B sayılı yazı ile başlatılan ön çalışma konusu ile ilgili olarak bu güne kadar herhangi bir telefonun iletişim tespit edilerek dinleme altına alınmamış olup konu ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Yani ben DGM savcısına istihbarat şubesinin konu ile ilgili çalışma yaptığını ama herhangi bir dinleme olmadığını, bana verdikleri cevapla bir gelişme kaydetmediklerini söylemiş. Şimdi yani savcılıktan gizli bir işlem değil bu. şimdi sorunuza net cevap olsun. Ben istihbarat şube müdürlüğünün ne yaptığını bilmiyorum yani ben yazı yazıyorum bakın bu yazıdan sonra, bu yazıdan önce 22 Ağustos 2002 de de istihbarata yazı yazmışım demişim ki ne olmuş, bir gelişme kaydedemedim diyor. Bana ben çalışma yapmadım demiyor. Ben çalışma yapıyorum bir gelişme kaydedemiyorum diyor.o zaman biz müdahale edersek bir yerde hata yaptığımızda bana gelir der ki bütün evrakı mahvettin der. Bu sefer beni şeyle suçlar, soruşturmayı bozmakla suçlar istihbarat şubesi. Bakın Adnan hocacılarda da aynısı olmuştur. Haluk kırcı’da da aynısı olmuştur. Ya birçok örnek verebilirim. Yani orada anormal bir durum yoktur efendim. Onu istihbaratçılara da sorabilirsiniz.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Sorumu şu şekilde soruyorum, siz mafya ile mücadele ettim, önemli organize suç örgütlerini çökerttim diyorsunuz. Burada yapılan mülakatları da okumuşsunuz muhtemelen, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’ı”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Okumadım.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ve ele geçen belgeler var, bu belgelerin

içersinde işte Ergenekon belgesi, lobi belgesi, mafya belgesi ve mafya belgesinde özetle lobi belgesinde işte mafya grupları tümü ile yeniden gözden geçirilmeli, deneyimli mevcut grupların karşısında yeni ve güçlü bir grup oluşturularak denetim ve kontrol altına alınmaları sağlanmalıdır şeklinde hükümler var. “

Sanık Adil Serdar Saçan:” evet, evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Yani siz bunu daha ciddiye alıp diğer

soruşturmalardan öne alıp bu kadar önemli bir örgüt olduğunu kavrayıp bizzat kendiniz yapmayı düşünmediniz mi onu diyorum?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Sorunun muhatabı Cumhuriyet Savcısı, ben değilim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani istihbarat şubeden alıp da onlar sizin

elinizde ne bilgiler var, bende bunları yapayım şeklinde somut olayları doğrulatayım şeklinde bir çalışmanız olmadı mı, onu açıklatmak istiyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bende size söyleyim, DGM savcısının görevi nedir, DGM savcısının görevi.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” size soruşturma izni vermiş, ön inceleme.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim bir saniye, soruşturma izni vermedi, ikisi farklı, “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ön soruşturma iznini size vermiş,.”

29

Page 30: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:30

Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim, anladım anladım bir dakika, bir dakika ön soruşturma iznini başsavcı verdi. Başsavcı Muzaffer Yalçın’ı soruşturma amiri olarak görevlendirdi.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” ,Evet.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani ikisinin arasında fark var. Muzaffer Yalçın bu

soruşturmadan sorumlu savcıdır. Bu soruların muhatabı odur, ben değilim. Yani şimdi bakın olay sayın başkanım olay şöyle gitmiyor. Bana ben çalışma izni istiyorum savcı diyor ki sen çalış bana getir başsavcı olay böyle değil. Başsavcı sayın Muzaffer Yalçın’ı soruşturmanın amiri olarak atıyor. Bu soruları ona soracaksınız. Bana sormayacaksanız bakın şimdi, bir dakika.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz istihbarat şubeye gönderirken savcı beye danıştınız mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim tabi ki danıştım, zaten baştan da Ahmet’in ifadesine Ahmet’in ifadesini onun için dikkate alın diyoruz size. Ben bunların anlatıyorum anlatmaya çalışıyorum ama bir türlü anlatamıyorum tabi ki bunlar durup dururken ben yazı yazıyorum. Başsavcıya başsavcı da he diyor. Olmaz ki böyle bir şey. Siz de polisle irtibat halindesiniz öyle mi oluyor. Polis de bir yazı yazıp izin mi istiyor. Gidiyoruz görüşüyoruz anlatıyoruz. Başsavcı bey diyor ki yav arkadaş işte Ahmet’i göndermişim adam söylüyor. Arkadaşım bunu böyle yaparsanız şöyle olur. Şu şekilde yazı yazın, yazı üç dört defa değişmiş. Bakın ek klasör 165’e. Başsavcılığa gönderdiğim yazı başkanım üç dört defa değişmiş, çünkü başsavcı talimat vermiş, şifahi olarak şöyle yapın böyle yapın, daha sonra yazı yazılmış gönderilmiş ve başsavcı bey şey proje çalışma savcısı tayin etmiş. Ben tabi ki istihbarata yazı yazdığımı DGM başsavcısına bildiri, işte bakın bildirmesem aşağıya iner misin, şu yazıdan yukarı çıkar mısın bakın burda bütün ilgiler var, bu ilgilere baktığınız zaman benim DGM’ye istihbarata yazı yazdığımı, bütün yazdığım yazılar istihbarata yazdığım bütün yazılar ve onu DGM’ye bildirdiğim mevcut burda. DGM savcısı hem şifahen biliyor hem şey olarak biliyor, şimdi bir dakika bir saniye, bir saniye efendim bu şeyi bulmaya çalışıyorum. Bu Muzaffer Yalçın’ın şeyi olarak görevlendirildiğini, ek klasör 165’i açar mısınız? Ek klasör 165, sayfa 13, Ek 165 sayfa 13 lütfen. Evet bakın, 16/03/2001, Aykut Cengiz Engin Muzaffer Yalçın’ı bu çalışmayla ilgili olarak ne diye şey yapıyor, çalışma amiri diye atıyor. Bu soruları onlara soracaksanız bana değil. Eğer ben orada görevde bir savsama göstermişsem, savcı bey benim hakkımda işlem yapacak. Oldu mu cevap bilmiyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Siz sadece”Sanık Adil Serdar Saçan:” Son paragraf iddiaların susurluk olayı ile ilgili bulunması

sebebi ile evveliyatına eklenerek kanuni gereğinin takdiri ifası rica olunur. Savcı emir veriyor, şey başsavcı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Sizin ön soruşturma izni yazı talep yazınızın ekinde bu Ergenekon belgeleri ele geçen önemli dokümanlar var mıydı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Var,”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Bunları bizzat savcı beye ilettiniz mi?

Başsavcı bey gördü mü?”Sanık Adil Serdar Saçan:”İlettim, tabi şeyinde kaset çözümlerini de ilettim burada dizi

pusulası var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Kaset çözümü demiyorum, Ergenekon ile

ilgili dokümanlar, Ergenekon dokümanı.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Savcı bey, savcı bey zaten Ergenekon diyor adam

ifadesinde. Ergenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Ele geçen dokümanlar var bir takım örgüt

dokümanları.”

30

Page 31: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:31

Sanık Adil Serdar Saçan:” Anladım da bir saniye, ele geçen dokümanların hepsinin dökümünü yapıp istihbarat şubesine göndermişiz. Savcı bey biliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” İçeriği ile ilgili bir bilgi verdiniz mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim bir saniye, içeriği ile ilgili bilgili ben hemen size bilgi

arz, içeriği ile ilgili bilgiye gerek yok. 121 sayfa Tuncay Güney’in ifadesinde var hepsi zaten. “Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” İfade soyut olma ihtimali var, bunların

belgelerle delillendirildiğini belirttiniz mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yazmışız efendim, dizi pusulasını açar mısınız? Bir saniye

ben savunmam sırasında da gösterdim. Dizi pusulasını bir açalım da. Aynı şeyleri tekrar ediyoruz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” liste olarak var onu gösterdiniz savunmanızda. İçeriği ile ilgili bilgi verdiniz mi,”?

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ne bilgisi vereceğim, “Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Bu yani ifadesinde bahsettiği şeylerin

dokümanlarının da olduğunu söylediniz mi ilettiniz mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Ahmet İhtiyaroğlu’nu sen oraya gönderdim. Açarsınız

ifadesini buraya almadığınız ifadesinde bakarsınız. En ince ayrıntısına kadar başsavcıyla görüşmüştür. Başsavcıyı tanık olarak istiyorum buraya. Ben talep ediyorum sayın başkan. Başsavcıyla en ince ayrıntısına kadar görüşmüştür. Öyle buradaki yazılara dayanarak bakın buradaki yazılarda da bir saniye şu ek dizi pusulasını bir saniye,bizim gönderdiğimiz dizi pusulasını da getireyim de ekrana tekrar bir yanlış anlaşılma olmasın. Ek 22’ yi açar mısınız, normal şeyde ek 22. efendim ek 22’yi açın siz orda var işte. Ek 22. bakın, arama ve zapt etme tutanakları, ele geçen arama ve zapt etme tutanakları. Daha ne göndereceğiz savcı beye. Evrakların kendisini mi göndereceğiz yedi koli halinde. Zaptetme tutanağının içeriğinde var işte şu kadar CD, şu kadar Ergenekon isimli suikast klasörü, mahkemeye de gönderilmiş 1. Ağır Cezaya bunların bunların bakın bakın, sayın başkanım, Tuncay Güney’e ait mülakat kaset çözümü, mülakat kaset çözümü, ümit Oğuztan’a ait sorgu kaseti, Ümit Oğuztan ile ve Tuncay Güney ile işyeri arama ve zapt etme tutanakları, muvafakatlı arama tutanakları yani zaten savcılığa bunun dışında bir şey gönderilmez ki, bunlar gönderilir. Siz hiç gördünüz mü, daha ön çalışma. Bir de şunu söyleyim, ön çalışması olmamış bir evrakı savcılığa gönderemezsiniz soruşturması açılmamış. Hazırlık soruşturması açılacak ki, savcılığa götüreceksiniz hazırlığa kaydedecek. Hazırlığa kaydolmamış bu daha ön çalışma. Evet, daha ön çalışma hazırlığa kaydolmamış, savcı bey. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz bu görüşmeleri kamerayla kaydettiğinizi, istihbarat şubesinden bir elemanla ve sizin görevlilerle kaydettiğinizden bahsettiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben kaydetmedim.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Bu konu ile ilgili herhangi bir tutanak tutuldu

mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır tutulmaz. Kamera zaten var.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şahsın imzasının yer aldığı, bu görüntülerin

alınabileceğine dair herhangi bir rızasını taşıyan bir tutanağınız var mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hatırlamıyorum onu yani o işlemi ben yapmadım ki şube

müdürüyüm ama kamera alındı. Şahsın da bilgisi var, alındığından zaten görüntülere baktığınız zaman anlarsınız yani kamera şahsın bilgisi olduğunu. “

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Kendisine avukat hakları veya diğer haklar hatırlatılarak mı alındı bu görüntüler.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi ki daha şubeye girer girmez. Nezarethanede asılıdır. Organize suçlar şubesine gidersiniz, ben astırmıştım hatta belki eğer sinir olmuyorlarsa benim imzamla duruyordur. Şeylerin sanıkların hakları, avukat talep etme hakları, tabi ki. Zaten bu

31

Page 32: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:32

normal soruşturmasında da avukat istememiştir biliyorsunuz ta sorgu hakimliği ifadesine kadar Tuncay Güney’in ifadeleri var. ek klasörlerde açıp bakabiliriz avukat istememiş yani. O tarihte böyle değildi. Avukat istiyor musun, istemiyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bunları, bunları kendi rızası ile kendisi mi anlatmak istedi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, evet evet zaten kasette bellidir. İstihbarat şubesi efendim bir saniye ben şey yapıyorum onu. İstihbarat şube müdürlüğü bununla daha önce görüşme yapmış zaten. Şahsın söylediği Kanada’da söylüyor ya başkanım benle görüştüler diye. Bu görüşenler istihbarat şubesi görevlileri ben değilim. Bizim şubemiz değil biz tanımıyoruz bunu. Adam gelir gelmez, şimdi siz Tuncay Güneyi tabi televizyonda öyle haham kılığı ile falan gelince bir adam zannediyorsunuz. Şu kadar, boyda. Höt dediğiniz zaman hahahay yapan bir adam. Bu adama ne dayak atmaya gerek var, ne laf söylemeye gerek var Tuncay güney diye şöyle gözlerinizi kaşlarınızı çatın şöyle adam takır takır her şeyi anlatıyor. Orda da anlatmış zaten görüyorsunuz. Bu sorularda ki amaç ne onu anlamadım.? Ben girmedim onun sorgusuna eğer girmiş olsaydım daha farklı olurdu durum. Daha çok üstüne giderdim. Girmedim. Yani yalan söylediği birçok husus var örneğin işte şeyde bomba patla, ney Kırıkkale’yi havaya uçurmuşlar, o da onun iddialarında var savcı bey, onu da araştırmadık diye suçlu olacağız. Yunan gizli servisi yapmış hatırlarsanız. Bu günlerde yunanlılar yazıyor. Evet. ”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Sizin Ayhan Mimaroğlu isimli bir şahısla 9 Mayıs 2008 tarihinde yaptığınız bir telefon görüşmesi var. orada.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” O bir şahıs dediğiniz kişi, Organize şey, eski İstanbul Mali Şube müdürü, şu anda Erzincan da.

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sorumu bitireyim ondan sonra kim olduğunu da açıklayabilirsiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır ama yani bir şahısla diyorsunuz da evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Duyuyoruz, takip ediyoruz tabi ne zaman

öleceğiz diye bakıyorlar falan gibi böyle şeyler var siz de küfürlü bazı muhabbetlerden sonra, televizyonlara çıkıp bazı konulardan bahsettiğinizi, çivisi çıktı bu işin diyerek ifade ediyorsunuz. Daha sonra şöyle diyor Ayhan Mimaroğlu Tuncay Güney ha tamam işte gazetede okuyoruz işte Tuncay Güney’i. Tuncay Güney denilen herif Taksim’de bir ofisi varmış işte adamaların orayı basmış falan evet diyorsunuz. Ortaklarından bahsediyor. Murat ismindeki bir ortağından.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Telefon konuşması iddianamede yok yalnız.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ben bunu bir şahsın ağzından duydum

dedim ki, acaba başka ben onun için zaten falan dedikten sonra siz, ya ondan sonra gidip Fethullahçılarla ilgili gidip izin aldım. Ya işte bu ibneyi getir diyen onlar ya, “

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” İttiriyorlar diye gittim, onlarla ilgili de izin

aldım. “Sanık Adil Serdar Saçan:” evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Öyle mi diyor, onlar için aldım tabi canım bu

nedenle aldım.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” anladım şimdi diyor, siz de Fethullahçılar

askere operasyon yaptırmak istediler bana. “Sanık Adil Serdar Saçan:”evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bu şeyler Veli Küçük’ü bahane ederek asıl

orada Genelkurmayın üç tane dairesi var hedefte. Ayhan ee diyor siz de, ben de bunu ben bunu görünce kızdım. Diyelim ki bu adam madem böyle konularda doğru söylüyor, o zaman dedim bunla ilgili siz çalışın. Pas ettim bunlar atamam mı, zaten onu görmüşündür, ha diyor, pas

32

Page 33: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:33

ettiğimi anlamışındır. Anladım, o yüzden pas ettim, ondan sonra tuttum Fethullahçı polislerle ilgili de proje izni aldım. Bu sefer bunlar yandı paçaları tutuştu tamam mı şeklinde görüşmeniz var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” evet. Baştan beri bunu anlatıyorum zaten.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu şahısların Fethullahçı olduğunu, Tuncay

Güney’i getiren şahısların Fethullahçı olduğunu ondan dolayı istihbarat şubesine gönderdiğinizi mi söylüyorsunuz bu soruşturmayı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ne alakası var efendim tam ters anlıyorsunuz. Diyorum ki, burda okudum, burda izah ettim. Tuncay Güney’in avukatı sorgu hakimliği ifadesinde diyor ki, bu daha sonra yani bu bakın Tuncay Güney’i ben sevk ettim tutuklandı başkanım, tutuklandı. Ben şimdi hepiniz yargıçsınız sayın üyeler, sayın başkanım, ben adam tutuklandıktan sonra Organize suçlar müdürü adamı bırakın diyebilir mi bir yargıca? Adam tutuklandı götürdüm, ekibim götürdü şeye cezaevine teslim etti. Ondan sonra yargıç bunu şeyden bırakmış, kefaletle bırakmış Allah aşkına ben buna müdahale edebilir miyim? Ondan bile beni sorumlu tutuyorlar. Peki tutuklanan kişinin pasaportu ne olur efendim. Savcılığa gider, adli emanete alınır değil mi? Alınmış, adam çıkıp, cevap vereceğim sorunuza, adam çıkıp diyor ki Tuncay Güney efendim diyor pasaportumu da Adil Serdar Saçan benim elime verdi git dedi. Ya böyle bir yalan olabilir ancak. Şimdi Tuncay Güney’in sorgu hakimliği ifadesini burda okudum. Diyor ki; ek 6’yı açar mısınız, avukatı diyor ki hakime, müvekkilim diyor, emniyetten diğer devlet kurumları arasındaki çatışmanın kurbanı oldu diyor. Veya ek 7’dir. Şimdi buradan bir sonuç çıkartıyoruz. Emniyette bunu bize getirenlerin kim olduğunu biliyoruz. Emniyetin içersindeki Fethullahçı grup bunla ilgili izin aldıktan sonra diyorum. Burda bunu anlattım ben devlet görevlisiyim dedim sayın başkanım. Bu soruşturmanın birileri tarafından işte burda sorgu zaptında inerseniz göreceksiniz, sorgu zaptında var, eklerde var, bakabilirsiniz. Bunu yaparken yani Veli Küçük ve grubu ile ilgili izin aldığımda bu adam geldi, birden bire TSK demek Ergenekon demektir, TSK terör örgütüdür, TSK’ da bazı daireler var, terör örgütü demiyor pardon, organize suç örgütüdür, TSK’da bunların ifadesini biliyorsunuz Tuncay Güney’in ifadesini. Şimdi bunları söyleyince ben dedim ki, Ahmet de geldi yanıma, Hakan’ı da çağırdım o istihbaratta Fethullahçı dediğim çocuğu da çağırdım yav kardeşim siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Biz organize suçlar şube müdürlüğüyüz, biz terörle mücadele şube müdürü değilim ben. Eğer terörle ilgili ise götürürsün teröre. Bana dedin ki sen susurluk ile ilgilidir. Bakın savcılık ta izni zaten susurluk ile ilgili veriyor. Ben gerçekten öyle biliyorum bak gerçekten öyle biliyorum yani susurluk ile ilgili ben Veli Küçük ve Sedat Peker’i araştıracağım diye biliyorum. Ondan sonra adam abuk sabuk şeyler söylemeye başlayınca Hüseyin Kıvrıkoğlu bilmem örgüt lideridir falan demeye başlayınca bu nedir dedim ya, o zaman siz bunu getirdiniz kardeşim. Sizin demek ki TSK ile probleminiz var, alın siz çözün dedim, gönderdim. Ne var onda. Bunu zaten savcılık savunmamda da söyledim ben. Daha iyi değil mi sonra sayın başkanım bunun soruşturmasını organize yapmaz. Şu anda da operasyonu organizenin yapmasının sebebi operasyonun yarısını benim başlatmış olmamdır. Bu terörle mücadele şubesinin işidir. İstihbarat şubesinin işidir, burada eğer bir ihmal varsa size katılıyorum. Bir ihmal var, ihmal de yok, kasıt var o kastı da emniyet içersindeki grup yapıyor. O tarihte ifadeler savcıya gitmiş, siz öyle diyorsunuz ama savcılık savcı, muzaffer Bey, savcı başsavcı beyi suçlamak için konuşmuyorum. Bakıp ta ya burda terör örgütü var arkadaş deyip burda terör örgütü var arkadaş deyip niye terörle mücadele şubesine görev vermiyor? Ben tamamıyla olayın organize suçlar boyutundayım. Organize suçlarla ilgili araştırma yapıyorum. Benim görev alanım dışında. İstihbarata niye gönderiyorum. İstihbarata niye çalışın diyorum. Eğer çalışması sırasında terörle ilgili konuya rastlarsa zaten terörün de dinlemelerini istihbarat yapıyor. Burada görevi savsaklayan görevi yapmayan olayı başıma yıkan istihbarat şubesinin ta kendisidir. Zaten baştan beri de bunu anlatmaya çalışıyorum. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz o tarihlerde Veli Küçük ile Sedat Peker arasındaki ilişkiyi biliyor muydunuz?”

33

Page 34: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:34

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet ben 1998’den beri biliyorum. Ek klasör 442’ye koymuşlar, sayın başkanım 1. iddianame ek klasör 442 Sedat Peker’in ifadeleri var orada görürsünüz. Orda sorulmuş sorular var. “

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Bu soruşturma kapatılacağı zaman demediniz mi, bizim bu elimizde bir takım bilgiler de var soruşturmayı kapatmayalım şeklinde öneriniz olmadı mı savcı beye?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır bakın, hayır olmadı, hayır efendim savcı beye anlatayım şimdi olayı bir tarafından makaslayıp bir tarafını alırsak yanlış olur. Sizi de ikna edecek şekilde anlatayım ben. Şimdi sayın başkanım, bu bir söylentiydi. Yani bize söylenen bizim şubemizde yaygın olan kanaat şuydu; Sedat Peker’i bu alemde Veli Küçük adam yaptı. Şimdi bu bağlantıyı araştırın. Biz bu bağlantıyı 98 den beri araştırdık. 98 yılından itibaren araştırdık, bulamadık. Bulabildiniz mi? Biz telefon dinlemeleri o zaman çok sınırlıydı. Telefon dinlemeleri. Telefon dinlemesi kararı alıyorduk. Ertesi gün telefonu değişiyordu Sedat Peker’in. Onun için dedim burda sızıyordu diye. Nitekim ali ihsan Yıldırım isimli polis memurunun sicilini bozup Sedat Peker’in adamı diye atıyorum şubeden ben. Şimdi Veli Küçük ile Sedat Peker arasında bir ilişki olduğuna dair var söylendi ama biz adli polisiz yani söylenti ile hareket etmeyiz ki. Sedat Peker’in yıllarca telefonunu dinlemişiz. Sorgulamışız, bağlantıyı kuramıyoruz bir türlü. Onun için bakın eğer bir yazı yazarsanız bende yok şu anda başkanım 2001 yılında Hasan Özdemir dedi ki arkadaş, şey sadettin Tantan bu Sedat Peker olayı artık iyice burasına geldi, bir çalışma grubu kuracağım bu işi çözeceksiniz dedi. İyi tamam müdürüm. Dedim ki Allah aşkına müdürüm diğer şeyleri de koyun, diğer şubeler de girsin bu işe çünkü olay hep bizim üzerimize kalıyor. Peki dedi. İstihbarat şubesi, asayiş şubesi bizim şube organize suçlar şubesi hatırladığım kadarı ile mali şube ve oda mali açıdan inceleyecekti ve terörle mücadele şubesi. Biz hep birlikte emniyet müdür yardımcısı Niyazi Palabıyık’ın başkanlığında DGM’den de bir savcı, şimdi hatırlayamıyorum, ön çalışma izni alarak Sedat Peker Veli Küçük grubu ile ilgili bunu bırakın ayrıca bir çalışma yaptık. 2001’in başı yani Sadettin Bey 2001’de görevden alındı, sanıyorum 2000 yılıydı. 2000 yılının sonu 2001’in başıydı yani bu olay daha yok. Sayın başkanım tam iki seneye yakın lütfen o evrakları getirtin buraya. Ben söyledim vermiyorlar bana. İki seneye yakın izledik bunları. Sadece ben değil, istihbarat izledi, mali şube izledi, Sedat Peker’in bütün şirketleri, bütün şirketlerine girildi, maliye müfettişleri inceledi. Ya bir tane bağlantı bulamadık, Yunus emre bak hatırlıyorum. Yani bulamadık şimdi o tarihte o soruşturmayı beş şube birden yaptı bir şey bulamadı getirtebilirsiniz kayıtları. E şimdi adamların şeyini bağlantısını bulamadım diye dövünecek değilim ki. En çok söyleyen bağıran çağıran, Ahmet’in ifadesi orda, gerçekten her Allah ın günü şubeyi toplayıp bu adamları yok edeceksiniz, bu adamlar dolaşmayacak sokakta diye emir veren kişiyim ben. Ayıp yani. Bana iması bile hatadır başkanım. İması bile gerçekten hatadır. Anlatabildim mi efendim, bizim bunlarla ilgili çalışmayı kapatma, biz 2001 yılındaki, 2000 yılında başlayan ve sanıyorum 2001’de biten o çalışmayı kapatmayı da mecburiyetinde kaldık. Savcılık da diyor ki iki de bir de ya bir tane çalışma var açık duruyor, yani ön soruşturma yirmi ay, yirmi beş ay sürmez ki sayın savcım, telefon dinlemesi alıyorsunuz o tarihte, şimdi bilmiyorum,

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Üç ay.”Sanık Adil Serdar Saçan:” dokuz ay, üç ay üç ay en fazla dokuz ay alıyorsunuz yani biz

yine yirmi ay uzatmışız meseleyi. Burda gerçekten iyi niyetliyim ben yani hakikaten kötü niyetli değilim. Elimden gelen her şeyi yaptım düşünün bakın dokuz sene sonra bana dokuz sene önceki evrakın hesabını soruyorsunuz ve ben hesap veriyorum size. Bu çok önemli bir olaydır. Siz emniyetin hangi biriminde dokuz sene önce evrak bulabilirsiniz bana onu söyleyin boş verin ötekini başkanım. Allah aşkına bir yazı yazın herhangi bir emniyet birimine, dokuz sene önceki bir evrakı çıkartıp getirsinler sizin önünüze sadece. Ben bunun hesabını veriyorum bir de aylardır, buyrun efendim.”

34

Page 35: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:35

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Siz savunmalarınızda burada da tekrar ettiniz huzurda. Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney’i hiç görmediğinizi söylediniz doğru mu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Aynen öyle. Evet. Hiç görmedim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Ancak Ümit Oğuztan 1. iddianamenin

duruşmasında 32. celsede 25/12/2008 tarihinde kendisine çapraz sorgu sırasında sorduğumuz bir soru üzerine sizinle bizzat görüştüğünü, hatta sizi yakasından tutanak beyefendi şöyle hızla kafamı duvara vurup kafamı duvara çarpıp ulan dedi sen Fethullah Gülen’den ne istiyorsun şeklinde beyanı var bu beyanına ne diyeceksiniz? “

Sanık Adil Serdar Saçan:” O beyanına sizin Tuncay Ümit Oğuztan’ın ifadesinin alınması sırasında sizin sorduğunuz bir soru ile cevap vereyim istiyorsanız. “

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Buyrun.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Siz ümit Oğuztan’a 06/02/2008 tarihinde Ümit Oğuztan’ın

ifadesini almışsınız, Mehmet Ali Pekgüzel savcı yazıyor altında. O ifadede diyorsunuz ki Adil Serdar Saçan’ın size işkence yaptığı iddia ediliyor ne diyorsunuz. Ümit Oğuztan diyor ki hayır böyle bir şey yoktur, cevap oldu mu efendim? Size söylüyor göstereyim mi belgeyi. ”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Kabul etmiyorsunuz öyle mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Kabul etmiyorsunuz diyorsunuz ya siz sormuşsunuz.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Huzurda söyledi, mahkemede anlattı bunu.

Bunu mahkemede anlattı.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Sayın başkan efendim anladım yani siz kendi aldığınız

ifadeye güvenmiyor musunuz efendim itibar etmiyor musunuz? Sayın başkanım ümit Oğuztan’ın ifadesini alıyor Mehmet Ali Bey, soruyor diyor ki 06.02.2008 bak tarihini de hatırlıyorum. Efendim yani o zaman siz aldığınız ifadeye itibar etmiyorsunuz mahkeme de de yani o zaman ben sizin ifade hiçbirini kabul etmiyorum o zaman böyle şey olur mu?

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani her zaman doğru söyleyecek diye bir şey yok. Ama mahkemede böyle bir sözü var onu soruyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim siz işkence mi yaptınız efendim, sadece siz değil dört tane savcının imzası var. şu şeyi bir bulabilirsek, ümit Oğuztan’ın ifadesini bir bulabilsek de göstersek. Savcı bey var dört tane savcı var başkanım ben çıkartırım bunu soruyor diyor ki Adil Serdar Saçan’ın size bu NATO Gladyo bilmem ne ile ilgili işkence yaptığı, ya 2001’de gözaltına alındığınız söyleniyor. Aydınlık ta bunu yazmış ne diyorsunuz diyor. Ümit Oğuztan diyor ki, hayır bana kesinlikle işkence yapılmadı. Bir saniye, şimdi de diyor ki mahkeme huzurunda da böyle söyledi. Ya ben anlattım onu burda. Kurban bayramına denk geliyor yani bir şube müdürünün geri zekalı olması lazım, kurban bayramı sabahı çoluğu çocuğu bırakıyorum, gidiyorum sen Fethullah hocama niye böyle yaptın dangırt duvara vuruyorum ya olacak iş mi bu? bir saniye. Bana kafaya taktırdınız onu. Evet, ek 49’u açar mısınız. Ek 49. sorgulama tutanağı, şüpheli için şüpheli Ümit Oğuztan, bakın şimdi alanlara bakın, Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, Avukat Alper Yarımbıyık, yukarıya doğru çık dur, 1 Nisan 2001 tarihli bilmem ne gazetesinin Aydınlık Gazetesinin 5. sayfasında Washington post işaret veriyor, İstanbul Organize müdürü uyguluyor başlıklı yazı içeriğinde Adil Serdar Saçan’ın Süper NATO ile Fethullahçılar ile sıkı bağlantılarının olduğu, Ergenekon yapılanması ile alakalı olarak ordu aleyhine beyanlarda bulunmaya zorladığı şeklinde ayrıntılı iki üç sayfa yazınızın olduğu görüldü. Şüpheliden soruldu, o dönem hiç kimse beni ordu aleyhine ifade vermeye zorlamadı. Hiçbir şekilde bu konu ile alakalı olarak işkence görmedim. Tamam yeter, bu kadar efendim.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Burda işkence görmediğini, TSK aleyhine bir ifadeden bahsediyor, benim okuduğum ifadede, koridorda yakamdan tuttu sen Fethullah hocadan ne istiyorsun şeklinde yani ifadeler farklı.”

35

Page 36: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:36

Sanık Adil Serdar Saçan:”Şimdi bir saniye başkanım, burdan ne amaçlıyoruz, tuttum yakasından vurdum duvara, ne amaçlıyoruz?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Hayır, beyanınızı yani teyit ettirmeye çalışıyorum. Yani hiç görmedim diyorsunuz o da gördüğünü söylüyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Benim beyanım, efendim siz beni siz bu soruyu sorarken ümit Oğuztan ile beni aynı örgüte dahil ediyorsunuz yalnız. Bir karar verin”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Aynı örgüt içinde çekişmeler olabilir. Olmaz diye bir şey yok.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Örgüt içi çekişme oldu orda demek ki yani. Sayın başkanım ben Ümit Oğuztan’ı ve Tuncay Güney’i gözaltında iken hiç görmedim, buyursunlar aksini ispat etsinler. Ümit Oğuztan’ın demesi ile bir şey olmaz. Ümit Oğuztan şu anda ben davalığım biliyorsunuz, bilmiyorsunuz. Geçen hafta gittim ifade verdim. Fatih’e dilekçe vermiş avukatı bana işkence yaptı diye. Dokuz sene sonra acısı çıkmış herhalde. İlk defa geçen hafta gittim ifade verdim. Evet, işkence yaptı da diyor, oda mı doğru olacak savcı bey yani?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yine siz ifadenizde, savcılık ifadenizde Halil Behiç Gürcihan’ı son zamana kadar Mete olarak tanıdığınızı beyan ettiniz, biz de kendisine duruşmada sorduk. Hiçbir zaman Mete isminde kod ad kullanmadığından bahsetti. Bunu açıklar mısınız.?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur. Açıklarım Gafur Aksu paşayı şahit olarak dinletirim burda. Merkez komutanı Gafur Aksu paşayı şahit olarak dinletirim burda. Ben yalan konuşmam. Mete diye tanıyorsam Mete diye. Niye Behiç diyeyim ki. Bakın başkanım, ben babam emekli başçavuş baypas oldu. Kan lazım oldu, hiç tanımam gittim merkez komutanlığına Gaffur Aksu paşa merkez komutanı, adamcağız çok yardım etti, Allah razı olsun altı yedi şişe kan buldu bize bilmem ne. Sonra bir gün teşekküre gittim, paşanın yanına, yanında dedi ki ya adil bey bir de gazeteci benim bir tanıdığımın çocuğu var dedi. Tanışır mısın, tanışırız. Buyrun dedi. Ben Mete dedi adam. İyi Mete, ben de Adil. Nerde çalışıyorsun? İşte ben Sabah’ta da yazmıştım daha önce falan filan gitti. Adamla, Behiç Gürcihan dediğiniz adamla benim beş sene içersinde bu dediğim olay babam 2003’te ameliyat oldu. 2008’e kadar görüşme sayım dört veya beştir. Oda ne telefonunu bilirim, bakın telefon irtibatlarına, ne benim telefonumu bilir. Ne telefonla görüşmüşlüğüm var, Sultanahmet’e geldiğinde bana uğramıştır üç dört defa budur. Bir de ona belge vermekle falan suçluyorsunuz beni. Evet.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Bu görüşmeden sonra siz açık istihbarat .”Sanık Adil Serdar Saçan müdafii Av. Hüseyin Ersöz söz istedi, verildi.” Efendim Ümit

Oğuztan’ın ifadesinde de sayın savcı özellikle Aydınlık Dergisinde çıkan bir haberle ilgili olarak orda Ümit Oğuztan dan bahsediyor. Biz Aydınlık dergisinin şu anda ekranda da gözüken işte Washington post işaret veriyor, İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü uyguluyor başlıklı bir yazının olduğunu şey yapıyor söylüyor ve orda Ümit Oğuztan’ın da isminin geçtiğini ifade ediyor. Biz o yazıyı inceledik, o yazının içersinde Ümit Oğuztan ile ilgili herhangi bir husus yok. Ümit Oğuztan’ın da ismi o yazının içersinde geçmiyor. Burda bir tahrifat yapıldığını düşünüyoruz. Sayın savcının eğer elindeyse mahkemenize ibraz edilmesini talep ediyoruz efendim.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yani Aydınlık’ta yazılmayan bir şeyi soruyorlar. Sayın başkanım. Yazdı diye. Yani o savcılık ifadesinde de Ümit Oğuztan’ı yanıltmışlar. Bu arada Ümit Oğuztan’a da iyilik yapmış oluyoruz evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Mete olarak tanımadığı, yani Mete olarak hiçbir zaman isim kullanmadığını söylüyor daha sonra da diyor ki, kendisi ile üç dört kez görüştüğünü,”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim Mete olarak tanıyorum evet, evet. Onu açıkladım.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Açık istihbarat diye bir site olduğunu burada

yazı yazıp yazmayacağımı sordu, siz de gönderdim diyorsunuz.”

36

Page 37: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:37

Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğrudur bir tane yazı gönderdim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”daha sonra.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bir dakika bir yazı gönderdim evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Daha sonra hoşunuza gitmediği için yazı

göndermediğinizden bahsediyorsunuz. Bu sitenin neresi hoşunuza gitmedi açıklar mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Site değil, adamın tavrı hoşuma gitmedi, site değil. Onu

savunmamda açıkladım daha sonra ben onu bu savunmamda var. şöyle şimdi başkanım bu Mete, Mete diye biliyorum ya ben onu Bekir Öztürk bir gün beni ziyarete geldi. Mersin de bu çocuk, geldi büroma falan, hoş geldin Bekir, hoş bulduk falan dedim ki ya bende açık istihbarat diye mevzuyu açınca açık istihbarat diye çünkü pardon şurdan açıklayım, Bekir Öztürk’ün sitesinde yazıyorum ben. İnternet sitesinde Kuvai Milliye.net te yazarım. Dedim ki açık istihbarat’a da bir yazı gönderdim. Bekir sana ayıp olmaz herhalde dedim. Abi dedi o bizim Behiç’in sitesi fark etmez dedi. Ne Behiç’i dedim ya. Behiç Gürcihan’ın dedi. Allah Allah dedim, onun sahibi Mete değil mi? Yok abi dedi, bir fotoğrafını göstersene siteden, sitede fotoğrafı vardı arkadaşın gösterdi. Dedim ki ya böyle şey olmaz ben bir daha buna yazı göndermiyorum. O Mete kod ismi Mete ismini bana kullandığı için kızdığımdan göndermedim yazıyı da. Yani siz savcı olarak kızıyorsunuz ben polis olarak daha çok kızıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yine kendisi Halil Behiç Gürcihan ifadesinde kendisi bana bu olay ile ilgili iddiaları güçlendirebilecek bilgiler verdi bende bunu belgesiz yazamayacağımı söyleyince bana bu dokümanların fotokopilerini verdi. Bende bu belgeleri ilerde yazdıklarımın kaynağı olarak evimde sakladım şeklinde beyanı var. Siz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu belgeler Fethullahçılarla ilgili alınan çalışma iznidir. Bahsettiği belgeler.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Siz huzurdaki ifadenizde daha sonra gözaltından çıktıktan sonra sizin yanınıza restorana geldiğinden bahsettiniz. Niçin savcılık ifadenizde o konuyu açıklamadınız bir. İki, savcılık ifadenizde 2007 yılı Mart ayında Bekir Öztürk’ten isminin Behiç Gürcihan olduğunu öğrendim daha sonra hiçbir görüşmemiz olmadı şeklinde beyanınız var. bu beyanı nasıl açıklıyorsunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Nasıl yani, anlamadım 2007 evet doğru.2007’den sonra görüşmedim zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” 2007 yılı Mart ayında Bekir Öztürk’ten öğrendim, daha sonra hiçbir görüşmemiz olmadı. Şeklinde bir beyanınız var şimdi savunmanızda da gözaltında serbest bırakıldıktan sonra size gelip restoranda böyle bir ifade verdiğini size bir şey olmayacağından ilgili olarak söylediğini beyan ettiniz. Açıklar mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Anladım, tamam tarihi tamam anladım, tarihi yanlış hatırlıyor olabilirim yani Mart 2007 dedim, Haziran 2007’de göz altına alındı herhalde o. Behiç Gürcihan onu mu demek istiyorsunuz?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Evet.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Mart değil de Eylül’dür yani onu tam olarak hatırlayamıyorum

tarihi ama Behiç Gürcihan ile bu şey olayından sonra görüştüm. Bir kere görüştüm. Restoranda görüştüm o olaydan sonra bir kere görüştüm. Ben talep etmedim ama Bekir, anlatayım o olayı tamam. Güzel. Şimdi Sultanahmet’te restoran var bir tane, Cankurtaran’da babamın arkadaşına ait, oğlu da, burada seyirciler arasında, orayı işletiyor, ben devamlı orda oturuyorum atıldıktan sonra. Akşamları da ders vermeye gidiyorum. Bekir bir gün telefon açtı, abi gelicem inanın bana tarihi hatırlayamıyorum yani doğrudur ama orda bir çelişki yok görüşmüşümdür.geldi yanında Ferya Sepin ‘de vardı. Şeyden Kuvai Milliye yazarı genç bir kız, otururlar Volkan Ekner oranın sahibi tanıktır, Bekir de tanıktır Bekir’i de çağırıp sorabilirsiniz. Oturdular o sırada ben görüşmedim Bekir ile bu görüşmüş Behiç geldi oraya. Yani ben Bekir ile görüşürken geldi. Geldi ayrı bir görüşebilir miyiz dedi. Bende Bekirlerle otururken bir öteki masaya geçtim. Volkan’da

37

Page 38: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:38

bizimle beraber yani oranın sahibi de şurda oturuyor, abi dedi, ben polis tarafından gözaltına alındım, serbest bırakıldım. Bende bir takım Fethullahçılarla ilgili belgeler bulundu. Senden aldığımı söyledim, niye söyledin dedim. Ya işte seni nasıl olsa almazlar dedi. İyi o zaman iyi yapmışın dedim olay bu. doğrudur.yani orda ben.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yani siz vermediniz o böyle bir beyanda bulundu. Vermediniz hiçbir belge.?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ben Behiç Gürcihan’a hiçbir belge vermedim. Bir saniye şunu da söyleyim, Behiç Gürcihan’a niye belge vereyim yani, bir de o var. Ben benim Fethullahçılar ile ilgili o belgeyi Cumhurbaşkanına bile gönderdim bakın başkanım dün gösterdim, gönderdim gizlilik derecesi var diye yazdım dilekçeye. Danıştay başkanlığına Mart 2007’de gönderdim. Ekine koydum. Behiç Gürcihan’a vermedim o belgeleri. Ona adım gibi emenim ama ama, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığına verdim o belgeleri. Bilmem anlatabiliyor muyum?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Güler Kömürcü ile 99 yılında tanıştığınız doğru mudur?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Kaç yılında?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” 99 yılında.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok daha sonradır yani efendim bana tarih sormayın çünkü

2006’da kalp krizi geçirdikten sonra tarih ile ilgili problemlerim var. yani orda çelişebilirim onu baştan söyleyim başkanım raporumda var getirebilirim. Çok ağır bir kalp krizi geçirdim. Gerçekten tarihlerle ilgili problemim var tedavi görüyorum şu anda yani geçmişle ilgili bağlantıda ara sıra problemim var bu yanlış anlaşılmasın evet olsun 99’dan beri tanışayım evet.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Güler Kömürcü’nün Veli Küçük ile bağlantısı olduğuna ilişkin bilginiz var mıydı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır, şurda öğrendim, Güler Kömürcü ile Veli Küçük bağlantısını ben meslekten atıldıktan sonra 2004 yılında şeyde bir haber yayınlandı. Kelebek operasyonu yapıldı. Sedat Peker ile bu Güler Kömürcü ile Peker arasında bir ilişkinin kasetleri düştü şeye gazetelere. Düşünce ben bunu aradım dedim ki sen Sedat Peker ile ne işin var. e benim arkadaşım falan dedi. Başka dedim ben dedi veli paşayı da tanırım falan dedi şey Güler, nerden arkadaşın ya işte şey olarak ben onla röportaj yapmıştım bilmem ne dedi. Sonra 2006 veya 2007 yılında bir gün telefonla konuşurken bana dedi ki ben Veli paşa ile görüşüyorum. İşte onunda korumasını morumasını aldılar ordan tarih çıkabilir. Evet dedim, seni dedi pek sevmiyor dedi. E bende onu sevmiyorum dedim. Olay bu. Veli paşa Güler Kömürcü ilişkisinde bildiğim olay budur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bekir Öztürk ile sizi Güler Kömürcü mü tanıştırdı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Aynen öyle evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Ne vesile ile tanıştırdı?” Sanık Adil Serdar Saçan:”Şöyle ben Gaziosmanpaşa’nın sesi işte ilk kurşun gibi internet

sitelerinde yazı yazıyordum. Güler de bana dedi ki ya Mersinli bir Kuvai Milliye.net diye bir site var. mersinli bir röntgen teknisyeni bu sitenin sahibi. Senin yazı yazmanı istiyorlar, seni tanıyorlar başkanım olay şöyle şimdi ben 2001’de bu bit operasyonlarını falan yaptıktan sonra AKP de iktidara geldikten sonra gerçekten bana çok yüklendiler yani meslekten atmalar şunlar bunlar kim bunların aleyhine veya Fethullahçılarla da ilgili izin aldım. Kim bunların aleyhine bir şey yapmak istiyorsa canı yanmışsa bana geldi. Yani buna emin olabilirsiniz. Ben hepsini kovmuşumdur. Mesela bu rahmetli eski İstanbul CHP il başkanı Mehmet Bölükle de böyle tanıştım. Sen bunlara operasyon yapmıştın bende biliyorum falan diye adamcağız gelmişti. Yani bir çok kişi beni aradı buldu. Bende belge olduğunu, şimdi şöyle bir yapı var, birçok kafa yapısı var Türk insanında benim gibi önemli birimlerde çalışan insanlarda mutlaka ekstra belgeler vardır onlara verirsin yazarlar. Birçok gazeteci de bana geldi gitti. Güler de bana yani Güler bana

38

Page 39: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:39

onu bir açıklayım da yani neden bana ikide bir gelip gidiyorlar meselesini, Güler de bana dedi ki Bekir var senle tanışmak istiyor. Tanışır mısın, telefonunu vereyim mi dedi. Ver dedim, verdi. Bekir aradı beni işte ben Bekir Öztürk abi dedi, gayet saygılı, ben sizi dedi kamuoyundan biliyorum. Bize yazı yazar mısınız? Dedim sadece köşede yazı ise yazarım. Onun dışında faaliyete girmem tamam abi dedi. Yazdım budur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Bu sitede başka sanık olarak yargılanan kişilerden kimler yazılar yazıyordu,biliyor musunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Oktay Yıldırım yazıyor benim bildiğim, bir de o kadıncağız vardı karaciğer şeyinden birinci şeyde tahliye oldu. Herhalde o yazıyordu.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Ayşe Asuman Özdemir mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hı hı, herhalde o yazıyordu, Bekir yazıyordu, bir de ben

yazıyordum. Benim bildiğim o.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Dernek kurma çalışmaları olmuş Bekir

Öztürk’ün o dönemde onlarla birlikte miydiniz?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır değildim, beni davet ettiler girmedim.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Derneğin herhangi bir etkinliğe katıldınız mı?

Üsküdar’da bir yemekten bahsediliyor. Oraya kimler katıldı ne zaman oldu? Niçin yapıldı açıklar mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” sayın savcım, ben polisim bana bu soruları sorarken dikkatli olun efendim, Üsküdar ilçe emniyet müdürlüğüne bir yazı yazarsanız Güvenlik Büro Amirliği o derneğe kimin katıldığını size gönderir. Resmi dernek toplantısı. Resmi dernek toplantısı sayın savcım. Onu bana ne soruyorsunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yemekten bahsediliyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yani şimdi burda kötü niyet sezdiğim için söylüyorum

başkanım, bakın anlatayım ben bu güne kadar meslekten atıldığım 2003 yılına kadar meslek nedeni ile dernek üyesi olamıyorum. 2003’ten sonra da bir eski emniyet müdürü Şükrü Yetimoğlu abinin isteği üzerine dedektif, Türkiye Dedektifler Derneğine üye oldum. O istedi diye o da şu anda üye miyim, değil miyim bilmiyorum yani hiçbir şeyine gitmedim. Onun dışında ne bir derneğe, ne bir vakfa, üye oldum. Ne Cumhuriyet Mitingine, ne toplantıya hiçbir şeye katılmadım. Şimdi olay şu, kuruluş aşamasında Bekir bana söyledi abi katılır mısın? Dedim ki Bekir ben mesleğe döneceğim, polislik mesleğine döneceğim. O nedenle davalarım var istemiyorum yani ben katılmıyorum. Peki abi dedi yazı yazmaya devam eder misiniz ederim. Bir gün dedi ki telefon açtı ben Üsküdar a geldim abi biz dedi derneği kurduk. Burda derneğin il başkanlığının toplantısı var yemekli toplantısı, yemekli. Gelir misiniz, tamam gittim. Girdim içeri Bekir var, Oktay var, bir de tanımadığım birkaç kişi, Behiç Gürcihan orda olduğunu söylüyor ifadesinde ama ben Behiç’i hatırlamıyorum varsa da vardır yani bir şey demiyorum. Hatırlamıyorum çünkü ben Oktay ve Bekir ile oturdum orda. On dakika falan kaldım başkanım baktım eline mikrofonu alan nutuk atıyor. Ya kızdım Güvenlik şubesi bürosundan da iki tane memur vardı, benim yanıma geldiler, müdürüm falan dedim aman çocuklar ben gidiyorum dedim çıktım gittim, sorabilirsiniz bakın güvenlik şubesinin memurlarına o tarihte görevli memurları çağırıp sorabilir siniz doğru mudur, yalan mıdır, kaldığım süre de on dakika değildir. Yemek falan da yemedim çıktım gittim. Evet, belki de polis olmam nedeniyledir, yani hoşuma gitmiyor öyle şeyler yoksa adamlar illegal bir şey yapıyor değil. Ya önüne mikrofonu alan vatan kurtarıyordu. Gittim yani çıktım evet.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” İşyerinizde yapılan aramada bir ajanda içersinde Sevgi Erenerol ismi ve telefon numarası ele geçirilmiş.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ajanda değil not kağıdında.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Not kağıdında, bu Sevgi Erenerol isimli şahıs

ile görüştünüz mü, hangi konuları görüştünüz açıklar mısınız?”

39

Page 40: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:40

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır, yok görüşmedim. Onu anlatayım, bunu zaten savcılık ifademde de söyledim. Burda da söyledim, benim son kale diye bir kitabım var. şimdi baskıları olmadığı için veremiyorum size. İçeri gidince kitapevi de iflas etti nedense. Son kale isimli bir kitabım var neyse yani onun, hayır ona gerek yok bir saniye, bu konuları çalışarak geldim sayın savcım onun için size hemen eklerden cevap verebilirim. Evet, ek 141’i açar mısınız? Ek 141. evet sonuç bakın Türkiye Ortodoks patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi Erenerol ile Antalya da Akdeniz üniversitesince düzenlenen patrikhane misyonerlik ve azınlıklar konulu açık oturumda şöyle diyordu. Kendilerine seçilmiş ve Allah’ın oğulları olduklarını iddia eden bir avuç insan falan filan bu gün Türkiye direnen son kaledir. Şimdi bu şeyi ben gazetede okumuştum. Kitabın adını da son kale kuracağım için buradan alıntı yapacaktım, o nedenle Sevgi Erenerol’a ulaşmak istedim, telefon numarasını buldum fakat kendisi ile görüşemedim. O notta odur. Bu da kanıtıdır. Bunu ben size daha önce de söyledim ama herhalde tatmin olmadınız savcım. Tanımıyorum yani başka türlü kendisine de sorabilirsiniz, Sevgi Erenerol burada sanık nasıl olsa.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Siz Ahmet Tuncay Özkan ile irtibatınızı anlatırken kendisine hiçbir şekilde belge bilgi vermediğinizi söylediniz kendisi de alacak olsam daha üst makamlardan alırım şeklinde bir beyanı oldu.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Üst makama gerek yok benim şubemde tanıdığı bir sürü kişi var Ahmet Tuncay’ın ayrıca kaçakçılık daire başkanı Emin Arslan ve saz heyetini de tanıyor yani.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Adnan Bulut savcılık ifadesinde Adil Serdar Saçan’ı Tuncay Özkan’ın arkadaşı olmasından dolayı tanıdığını, haber alabilmek amacı ile sık sık kendisi ile görüştüklerini, diğer şube müdürleriyle de görüştüklerini ancak Tuncay Özkan’ın arkadaşı olması sebebiyle Adil Serdar Saçan’ın kendilerine daha fazla yakınlık gösterdiğini, kısmen daha rahat bazı bilgilere ulaştıklarını beyan etmiş. Yine 1691 numaralı CD, Ahmet Tuncay Özkan’a ait olduğu iddia edilen bir depoda ele geçiriliyor. Ayrıca 5156 nolu tapede Tuncay Özkan siz bana bir şey göndermiştiniz dosya hatırladınız mı şeklinde bir beyanı var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bir dakika bir dakika, bunların hepsini üst üste koymayın.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Devam ediyor, sonunda sorumu soracağım,

ev tipi değil mi diyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”ama bir dakika Sayın Başkanım elmaları armutları muzu

topladı aynı şeye koydu savcı bey şimdi diyor ki sonunda soracağım olur mu öyle şey?”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi bitireyim soracağım, ev tipi değil mi

diyor, yok destansı, ev tipi şeklinde beyanınız var önce bunlara bir cevap verin sonra diğerlerini soracağım.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi en baştakini bir söyler misiniz en baştakini?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Adnan Bulut’un ifadesi.”Sanık Adil Serdar Saçan:”sayın Başkanım Adnan Bulut çıktı burada Tuncay Özkan

şeyinde siz hatta kızdınız niye konuşuyorsunuz haricen diye sonra söz aldı dedi ki çocuk, ben adil abi ile adil abi organize suçlar müdürlüğünden ayrıldıktan sonra tanıştım. Gerçekten öyle onun için ben zaten burda biliyorsunuz şeyde bulundum, talepte bulundum Adnan bulut ile benim ilk görüşmem ne zaman? Ben çünkü 2003’ün 13 Mart’ında ayrıldım. Eminim ben Adnan’ı 2004 yılında veya 2003’ün sonunda tanıdım. Dolayısıyla benim görevde iken Adnan bulut ile ilgili bilgi vermem, Adnan bulut a şube ile ilgili bilgi vermem mümkün değil. Bunu Adnan açıkladı. Gazeteci bunu üçüncü defadır söylüyorum, Adnan da söyledi. Gazeteci Ahmet hakan Coşkun’un kardeşi ile ilgili yapılan tahkikat evrakını istedi benden. Bende yoktur, ben atılmışım zaten meslekten. Şu dosyada Eyüp’teki Eyüp Ağır Ceza mahkemesinde bulabilirsin dedim, çocuk onu söylüyor. Onu o şekilde yazıyorlar burda düzeltmesini yaptı bu bir.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Diğer daha önce vermiştim şeklinde bir görüşmeniz var.”

40

Page 41: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:41

Sanık Adil Serdar Saçan:” Verdi ama efendim işte siz biraz evvel işinize gelince Ümit Oğuztan için savcılıkta böyle dedi, mahkemede böyle dedi diyorsunuz. Yani evet o da polis ifadesi savcılık ifadesi de değil.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Siz bana bir şey göndermiştiniz, dosyayı hatırladınız mı şeklinde Tuncay Özkan’ın telefon görüşmesinde geçen olay hangi dosyadır.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, Evet, hangi çözüm onu söyleyin bana onu önce. Nerde?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”5156 nolu tape.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Beş bin kaç efendim?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” 22 Temmuz 2008 tarihinde.5156”Sanık Adil Serdar Saçan:” evet bir saniye. “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Siz bana bir şey göndermiştiniz dosya

hatırladınız mı diyor, evet diyorsunuz siz de.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam efendim bir saniye, bir saniye. Görelim bakalım, “Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” 22 Temmuz 2008”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bir dakika Tuncay Özkan ile görüşmelerim, biliyorum

biliyorum bir saniye onun bir öncesi var da savcı bey onu okumuyor onun için oraya gidiyorum. Öncesini okumuyor. “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” öncesi hangisi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi 5156 ile 5157 peş peşe olan görüşmeler Sayın

Başkanım, o 5157yi de soruyorsunuz. Ef tipi mef tipi diye evet iner misiniz aşağıya. Adil beycim ne kadar güzel çıkmış, ben evet devam ediyor bir saniye. En sonuna geldim, devam edelim bakın bu kadar konuşmadan bu kadar konuşmadan nereyi almış, yukarı çıkın, savcı bey nerde Allah aşkına, konuşmada bulamıyoruz daha Sayın Başkanım görüyor musunuz bu kadar konuşma var. bana sorduğu yeri görüyor musunuz? Görün diye söylüyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Hal hatır sormaları okuyabilirim isterseniz ama.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim hal hatır sorma ne, bir dakika bana bir faks numarası vereceksin, sana faks numarası vereceğim, fakslayacak mısın, fakslayacağım, gönderebildin mi, göndermedim falan bunlar yok. Yukarı çıkın, hala ben bulamadım bir saniye. Yukarı çıkın. Durun şurda bir saniye, evet, siz bana şey göndermiştiniz dosya hatırladınız mı bunu mu soruyorsunuz? “

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” evet.”Sanık Adil Serdar Saçan:” ee o dosyadan var mı elinizde?, ee şu anda yok ama

bulurum, yarın mesela 11 evet. Göndermiş olduğum söylemiş olduğum yani bu dosya ile söylemiş olduğum şey o bir sonraki 5157’de destansı dediğim burda da elli defa destanlı şekilde anlattığım Fatih Cumhuriyet Savcılığına vermiş olduğum ifadedeki belgedir. Şey belgesi izin belgesi.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Daha önce verdiğinizden söz ediyorsunuz. Onu diyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte daha önce, efendim.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” daha önce ne zaman verdiniz onu

soruyorum.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Daha önce ne zaman verdiğimi hatırlamıyorum iki üç ay önce

vermişimdir. Bunlar gizli şeyler değil ki, hayır anladım daha önce verdiğiniz dosyayı diyor ya ben daha önce size. Hayır efendim tamam, evet öyle.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Şimdi siz bana bir şey göndermiştiniz dosya hatırladınız mı şeklinde söylüyor, o dosyayı ne zaman gönderdiğini soruyor.”

41

Page 42: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:42

Sanık Adil Serdar Saçan:” Karar düzeltme yazısı ne zaman oldu, şimdi düşüneyim de cevap vereyim, karar düzeltme ile ilgili görüşme yapmıştık ya Danıştay ın onun ekiydi. Bu Fethullahçılarla ilgili dosya. 2008 yılının yani o yılın karar düzeltme başvurumdan sonraki bir tarih yani Haziran ayı falandır evet. Kaza geçirmeden önceki bir dönemdir evet. Bunu niye soruyorsunuz, karar benim karar düzeltme Danıştay’a başvurduğum karar düzetme ekine koyduğum Fethullahçılarla ilgili dosya.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Kendisine hiçbir bilgi belge vermedim şeklinde beyanınız olduğu için.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim bir saniye, bir saniye ben Tuncay Özkan’ın avukatıyım. Vekaletname ile avukatıyım bir. Bu dosyalarla ilgili bana soru sormamanız gerekir. Dosyaların içeriğini size açıklamak zorunda değilim ama ben iyi niyetli olarak açıklıyorum diyorum ki, Ankara da Danıştay’da eden karar düzeltme dosyam var. o dosya ile ilgili belge ve ekleri sadece Fethullahçılar değil. Bir çok konu var. dosya dediğim o karar düzeltme dosyası. Şimdi hatırladım. Bunu Ahmet Çörtoğlu ve benim Ankara’da avukatım, Ankara’ya Ahmet Çörtoğlu’na gönderecekti dosyayı, dosyanın bir suretini, oda takip edecekti. Verdim aynısını istiyor. Oldu mu şimdi efendim.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Şimdi şöyle klasör 140 PDF sayfa 58’de dönemin DGM başsavcısı 22.02.2000 tarihinde içişleri Bakanlığına bir yazı yazıyor. Dosya içeriğinde var bu. orda müdür Adil Serdar saçan hemen her soruşturmayı kendi reklamı için kullanmış, hazırlık soruşturması evrakı daha Cumhuriyet Savcımıza intikal etmeden, Cumhuriyet savcısı sanık ifadelerini gazetelerden okumak, televizyonlardan dinlemek durumunda kalmıştır. “

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tarihini okur musunuz efendim yazının? “Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” 22.02.2000 tarihinde.”Sanık Adil Serdar Saçan:” ee?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Yine dönemin valisi, yazı yazıyor, 22.12.2001

tarihinde orda da, “Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Organize Suçlar Şube Müdürü olarak yaptığı

her türlü çalışma ve operasyonu kendine mal ettiği başarıyı, kendinden başarısızlık ve olumsuzluğu ise yanındaki çalışanlara yada operasyonda ilgisi olan,”

Sanık Adil Serdar Saçan:” evet, bundan Tuncay Özkan’a (1-2 kelime anlaşılamıyor)Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” görevleri şahsileştirdiği operasyon ve yapılan

çalışmalarda basın mensuplarına bilgi ve haber sızdırdığı, bu yolla basın ve medyada etkin olan kişileri memnun ederek kendi safına çektiği şeklinde basın veya medya mensuplarını kullanarak kendi lehine propaganda yaptığı, karşı tarafı ise medya mensupları ile yakın iş ve işbirliği içinde bulunuyor diyerek yıpratmak istedikleri anlaşılmıştır şeklinde vali beylerin yazmış olduğu yazılar var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, birisi 2000 tarihli, birisi 2001 tarihli.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yine dosya içersinde.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir dakika, önce şuna bir cevap vereyim efendim, o 140

numaralı klasöre bu belgeleri sunanlar Adnan hocacılar. Savcı bey Adnan hocacıların verdiği, sunduğu belgelerle mi beni soru soruyorsunuz? Adnan hocacılar adına mı soruyorsunuz? Direk savcılık makamım mı?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Müşteki olarak ifade vermişler, birazdan onları da soracağım.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Müşteki olarak onları ilgilendirmez.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Dosyaya dilekçe vermişler.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir saniye, DGM başsavcısının 2000 yılında benle ilgili

yazdığı yazının bu dosya ile alakası yok. Ondan dolayı yargılandım beraat ettim, beraat kararını

42

Page 43: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:43

da burada gösterdim. Bir daha göstereyim mi? DGM başsavcısının orada yazdığı yazı ile ilgili olarak Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandım ve beraat ettim. Dün dedim ki uzun mesele, hatırlarsanız başkanım, anlatmak istemiyorum dedim, bir saniye 2000 yılındaki bir yazı ile 2009 yılında örgütü birleştiremezsiniz bu bir. Hemen cevap vereceğim hemen müsaade buyrun, benim hayatımda hiç kara taraf yok. Hiç kara leke yok. Ama Adnancıların ağzı ile konuşursanız o zaman yanlış olur bakın. Sayın başkanım ifademin 58. sayfası. Eski DGM savcısı Erolcan Özkan tarafından hakkımızda bir yazı yazılıyor. Ben anlatmak istemiyordum madem istiyorsunuz anlatacağım şimdi hem o Samanyolu’na da kapak olur bu. ikide bir de çünkü dün akşam yine bunu yazdılar savcı bey herhalde dün akşam Samanyolu seyretmiş. Şimdi bakın 17 Ağustos 2000 tarihinde başkanım bir yazı yazıyor Erolcan Özkan tanırsınız Erolcan Özkan’ı DGM’de. Diyor ki biz bir hani burda aynı örgüt üyesiyiz diyoruz ya. biz Sedat Peker’in adamlarını alıyoruz, kimi alıyoruz, Mecnun Odyakmaz, şimdi Sivasspor başkanı şu anda. Mecnun Odyakmaz, Önder Ercan, bunları alıyoruz göz altına Erolcan Özkan diyor ki bunları niye gözaltına aldınız bize, biz de diyoruz ki işte bunlar Sedat Peker grubundan birbirlerine çek senet tahsilatına gitmiş, alamazsınız kardeşim bırakın diyor bunları. Bende diyorum ki bırakmayacağım ne demek bırak yani, örgüt üyesini almışım, Erolcan Özkan diyor ki bırakacaksınız diyor. Bende bırakmıyorum. Mevcutlu olarak adliyeye sevk ediyorum. onlar bırakıyor. Ondan sonra Erolcan Özkan bir yazı yazıyor. Adil serdar saçan görevini suiistimal etmiştir diye DGM başsavcısı Erdal Gökçen’e bir yazı yazıyor. Bunların belgeleri var şeyde, ek 75 mesela. Erolcan Özkan’ın yazdığı yazı. Ek 75’i açar mısınız rezaleti bir görelim hep birlikte.”

Mahkeme Başkanı:” Savcı bey bunun olayımız ile ilgisi bağlantısını söyler misiniz lütfen. Söyler misiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ben hepsini açıklayabilirim başkanım.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Tuncay Özkan ile ilişkilerinin ne şekilde

örgütsel bir bağlantı mı olduğu yoksa normal bir gazeteci memur ilişkisi mi olduğunu açıklamaya çalışıyoruz.”

Mahkeme Başkanı:” Savcı beyle olan olayı anlatın.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” Yok o olay ile ilgisi yok yani.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Ama Erdal Gökçen’in yazısı buna dayalı işte.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Ona gerek yok Erdal Gökçen bu şekilde

yazmış, vali bey de yazmış.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim bir saniye bir dakika,”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Devam ediyordum, yarım kaldı.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Etmeyin efendim, bir saniye sayın başkanım.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Abdurrahman Yakup Reisoğlu’nun bir beyanı

var.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir dakika efendim bir saniye. Bir saniye şurdaki beraat

kararımı bir daha göstereyim başkanım Allah aşkına ben bundan yargılandım. Bir saniye. Beraat kararımı gösterir misiniz? Bir saniye, şimdi ona karşılık bir yazı daha göstereceğim size. Bu Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki beraat kararım var. Erolcan şey, Erdal Gökçen ile ilgili. Buldunuz mu buyrun, buyrun. Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi bakın karar kesinleşmiş sayın başkanım. 2003/13, bu yazıdır budur bu dosya numarasını alıp bakarsanız sayın savcılarım lütfeder incelerseniz Erdal Gökçen’in yazdığı yazı üzerine ben Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandım beraat ettim daha bu dosyayı ikide bir önüme getirmenin bence hiçbir anlamı yok şimdi. Şimdi başkanım asıl vali de yazı yazmış diyor ya vali ile ilgili de şikayette bulundum. Erol, bana deli meli yazmış vali yani. Sadece öyle yazmamış ki, siz sadece istediğiniz bölümü okuyorsunuz. Adil Serdar Saçan psikolojik rahatsızlıkları olan, delidir, manyaktır falan diye yazı yazmış adam. Bende bunun üzerine şikayette bulundum, bakın bir saniye ek 77 imiş herhalde o. Siz şimdi aleyhime ne kadar yazı buluyorsunuz okuyorsunuz da.

43

Page 44: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:44

2002 sicilimi dün göstermiştim. 2001 de yazıyı yazıyor vali. Beni il dışına göndermek için o yazıyı yazıyor. 2002’de çok iyi sicil veriyor bana, Erol Çakır. Ve ek 82/A’yı açar mısınız lütfen? Ek 82/A ve 82/A peş peşe. Ek 82/A, evet, bakın efendim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, sanık Hasan Özdemir, Erol Çakır, savcı bey izliyor musunuz efendim. Sanık Hasan Özdemir, Erol çakır, ne zaman başvurmuşum. 01.01.2003 tarihinde ne demişim, inin aşağıya. Bakın müvekkilim İstanbul şube müdürü iken görev yapmaktadır, valinin 22.11.2001 tarihli olup gazetede yayınlanması suretiyle öğrendik il dışı teklif yazısını. Yukarı çıkın suç, hakaret sövme, iftira, görevi kötüye kullanma. Başvuruda bulunmuş muyum, bulunmuşum. 82/b’ye gelelim. Ben bunların hepsinin hesabını veririm yeter ki siz sorun. Ama Adnancıların dosyası olunca moralim bozuluyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, şimdi vali diye bu ikisi de vali Hasan Özdemir de vali, şey de vali Erol Çakır da vali. Ya bakın iş Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gitmiş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı işleme koymama kararı almış. Ben daha ne yapabilirim. Buraya itiraz da yok biliyorsunuz başkanım, anlaşıldı mı efendim. Şimdi bir saniye bu burda kalsın başkanım ben şimdi savcı bey öyle okuyor ya, savcı bey işte onla ilgili yazısı var bunla ilgili yazısı var diye okuyor ya bakın 23.02.2000 tarihinde Emniyet Müdür Yardımcısı Niyazi Palabıyık imzası ile o zaman istihbarattan sorumlu, bu Erdal Gökçen’in yazısından hemen sonra bu 23.02.2000 tarihinde. Erdal Gökçen’in yazısı 22 olması lazım bir veya iki gün önce olması lazım. Hemen sonra bakan bilgi istiyor şeyden İstanbul emniyetinden. DGM başsavcısı böyle bir yazı yazdı, bilgi istiyor. İstanbul Emniyetinin verdiği cevabı sunuyorum, okuyorum. Bende okuyayım biraz yani. 23.02.2000 eklerde var, organize suçlar ve silah kaçakçılık şube müdürlüğünün kuruluşundan sonra bu şubenin müdürlüğünü üstlenen Adil Serdar Saçan anılan şubede bilgili, başarılı, dürüst ve seviyeli bir ekip kurarak organize suç örgütleri ve bu örgütlerin kamu ve iş dünyası ile olan ilişkileri hakkında herhangi bir ayrım gözetmeksizin çalışma içerisine girdiği. Bu sayede değişik alanlarda kanunsuz faaliyetlerinde kendilerine zemin bulan organize suç örgütü liderleri ve gruplarının çok sayıda silahları ile birlikte yakalanmalarını sağladığı, bu çalışmaların büyük bir bölümünün medya aracılığı ile kamuoyuna da yansıdığı, bu çalışmaların büyük bir bölümünün medya aracılığı ile de kamuoyuna yansıdığı, ülkemizde ilk defa kapsamlı bir şekilde organize suç örgütleri ve bu örgütlerin her alanda bulunan uzantılarına yönelik olarak yapılan operasyonların başta teşkilatımız olmak üzere herkes tarafından takdirle karşılanıp övgü ile bahsedildiği, organize suçlarla mücadelenin kamuoyunda büyük bir memnuniyet yarattığı ve bu çalışmaların devam etmesi için ileri düzeyde her kesimden destek gördüğü anlaşılmıştır. Adil Serdar Saçan’ın organize suç örgütleri hakkında yapmış olduğu başarılı çalışmalardan rahatsız olan menfaatleri zarar gören kişi ve grupların ki bunların arasında Adnan hocacılar da vardır. Mevcut olduğu, bu çalışmaları engellemek isteyen kişi ve gruplar Adil Serdar Saçan’ın operasyonlarını engelleyebilmek için değişik kurum kuruluş ve kişilere asılsız şikâyet ve ihbar mektubu göndererek ayrıca birçok yere yıpratıcı mahiyette telefon açarak eylemde bulunmaktadırlar. Buyrun sizin yazılarınız buyrun bu da resmi yazı. Niye bu resmi yazı yok da onlar var. Savcım pes yani. Bir insanı karalayın ama işte bu da resmi yazı başkanım bu da 2000 tarihli sayın başkan bu da İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’a gitmiş bir yazı sayın başkanım, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:” 1691 nolu CD hakkında ne diyorsunuz?”Sanık Adil Serdar Saçan:” O 1691 nolu CD biliyorsunuz başkanım sayın heyet

ezberlediniz herhalde her gün geldim 1691 CD, şimdi arada gördük bu CD değil DVD bir kere. Bu 1691 nolu CD diye gelmiş efendim, Cuma günü, içeriğine bir bakıyorsunuz DVD, onun içersinde sadece Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait değil, Tuncay Özkan’ın bütün hayat hikayesi ve her şey var diyor yani ben içeriğini görmedim. Yani o oluşturulmuş bir DVD hani sadece orda şey yok Ümit Oğuztan yok.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel” Ümit Oğuztan’a ait bilgilerin yer aldığı şeklinde geçiyor.”

44

Page 45: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:45

Sanık Adil Serdar Saçan:” Sadece o yok ama, sadece o yok. Ümit Oğuztan ile Tuncay Güney var ona ait bilgiler değil. Onları oluşturulduğu dosyalar var ama sadece orda ufak bir dosya her halde. Devamında şimdi gelmiş bakabilirsiniz şeye. Devamında Adnan hocacılarla ilgili bir sürü şey varmış, fotoğraflar falan bir sürü şey var yani. Bende bulunmayan şeylerde var. yani bende bulundu diye paralel bir şey kuruyorsanız bende bulunmayan çok şey daha var orda, bir iyi inceleyin onu bence orda bir sıkıntı var bende inceleyemedim. Evet. Ama o DVD yalnız efendim CD değil. tutanaklarda CD yazıyor Başkanım gelen DVD çözümü, tamam.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Yine klasörlerde Abdurrahman Yakup Reisoğlu isimli bir şahıs. Klasör 141, sayfa 72’de ki dilekçesinde ve 27.10.2008 tarihili alınan ifadesinde, sizinle ilgili olarak söyle diyor; 2002 Nisan ayında o zaman Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan tarafından ve Tuncay Özkan’ın organizasyonu ve bilgisiyle işkence ve tehditle o zaman İçişleri Bakanı ve Balina Operasyonu yapan, yaptıranlar adına eski başbakandan bahsediyor, koruma amacıyla bir komplo teorisi düzenlenerek Tuncay Özkan vasıtasıyla basına, televizyona verildiği detaylarını ve bu 2 kişi hakkında o dönem çıkan komplo haberlerinde yalan, dolan Adil Serdar Saçan’la, Tuncay Özkan birlikte düzenlediler, şeklinde bir dilekçe vermiş ve kendisinin ifadesine başvurulduğunda da bunları doğrulamış. Bu konuda ne diyorsunuz Tuncay Özkan’la irtibatınız konusunda?”

Sanık Adil Serdar Saçan: “Allah diyorum başka bir şey demiyorum, o Abdurrahman Yakup Reisoğlu’ndan çektiğimi var ya Başkanım, hiç kimse çekmedi, şimdi bakın bir kere bu iddianamenin hiçbir yerinde yok, ek klasörlerden okuyorsunuz yani iddianamede hiçbir yere konu edilmemiş bu Başkanım onu söyleyeyim ama ben bildiğim için onu da, oda var savunmamda. Savunmamın 199. sayfasında belgeleriyle var. Belge bir açın efendim ek 167’yi; bende hiç belgesiz cevap yok efendim; Her şeye belge koyacağım burada, 167. Bakın Sanık Abdurrahman Yakup Reisoğlu aynı zamanda müşteki, sanık Sedat Peker, Adil Serdar Saçan aynı zamanda müşteki niye şartlı tehdit olduğu için. İnin aşağıya, hazırlık evrakı incelendi diyor, devam edin, devam edin, devam edin, Abdurrahman Yakup Reisoğlu Kandıra cezaevinden bir dilekçe yazıyor Sayın Başkanım diyor ki Adil Serdar Saçan bana bir avukat gönderdi beni tehdit etti, bu avukatta Sedat Peker’in avukatıydı ikisinden de şikayetçiyim. Belge ekte, Kandıra savcılığı araştırma yapıyor hiç öyle bir şey yok, ben Sedat Peker’le zaten ilişkim yok tanımıyorum. Bende onun hakkında şikayette bulunuyorum, bana iftira attı diye, savcılık ikisine de takipsizlik veriyor. Devam edin aşağıya doğru, devam. Karar veren Türk milleti adına İstanbul 4 Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Türk milleti adına karar veren, karar numarası 2005/402 inin aşağıya, müdahil Abdurrahman Yakup Reisoğlu, şikayetçi, sanıklar inin aşağıya Adil Serdar Saçan 5 numaralı sanık, şikayet konusu işkence, devam edin, devam, devam, devam, en sona doğru gelin. Gereği düşünüldü, bir dakika, unsurları itibariyle oluşmayan müsnet suçtan sanıkların beraatlarına; karar tarihi 20.12.2005, cevap oldu mu efendim?

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Tuncay Özkan’la bağlantı konusunu sordum, işkence konusunu sormadım.”

Sanık Adil Serdar Saçan: “Ya Allah Allah Tuncay Özkan’la beraber işkence yaptılar demediniz mi şimdi? Öyle dememiş mi arkadaş?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Televizyonda ve gazetelerde yayınladılar şeklinde beyanda.”

Sanık Adil Serdar Saçan: “Abdurrahman anlatayım onu da. Yok, yok ben biliyorum.”Mahkeme Başkanı: “Durun lütfen durun lütfen durun lütfen durun, bir şey söylemek

istemiyorum size lütfen durun yani.” Sanık Adil Serdar Saçan: “Sayın Başkanım Abdurrahman Yakup Reisoğlu İzmir’de ki

Balina operasyonu diye bilinen bir operasyonda önce bu naylon faturacadır bu adam, şu anda da cezaevinde bildiğim kadar, mahkemenizde uzun süre yargılandı onu da söyleyeyim. Bu İzmir’de Balina operasyonu denilen bir operasyonda gitti, önce sanık olarak gitti, daha sonra 200

45

Page 46: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:46

sayfa ifade verdi. O dönemin bütün iş adamları, siyasetçileri bilmem hepsinin hakkında ifade verdi ve daha sonra o şahıslara operasyon yapıldı, bir kısmı tutuklandı, bir kısmının evraklarına el konuldu, daha sonra bu Abdurrahman Yakup Reisoğlu ile ilgili olarak Emniyet Genel Müdürlüğünden bize bir yazı geldi, yazı şöyle; bu aranırken bu aynı zamanda Türkiye’ye ilk o seks malzemeleri falan getiren adam, kaçakçı aynı zamanda, ondan da geniş kaydı var, bu Trabzon’da 1 polis müdürüne 15 bin dolar verip kaçıyor. Yani yakalıyorlar bunu aranırken 15 bin dolar veriyor, gittikten sonra da Emniyet Genel Müdürlüğüne telefon açıyor, ben aranıyordum diyor, Trabzon’da babamın cenazesine gittim, şu polis müdürü beni yakaladı, 15 bin dolar verdim bıraktı diyor. Emniyet Genel Müdürlüğü de soruşturma açıyor adamın hakkında. Biz tuttuk bunu, herkese söylüyorlar, kimse yakalayamıyor bunu, biz o tarihte biraz yakalama konusunda titizdik diyelim, yani diğerlerine ayıp olmasın, yakaladık biz bunu ama yakalarken kendisini 3 kattan aşağıya attı. Yani şeyin 20 kişi falan var sanırım, her tarafı kırıldı. Kol, bacak, ayak, kemik her tarafı kırıldı. Daha sonra o şekilde tutuklandı. Şimdi bunu işkence olarak her tarafa söyledi. İşkence yapıldı diye bu olaydan sonra, bu olaydan birkaç sene sonra yine bu işte bu Balina olayı oldu. Balina olayından sonra da yine bu aranıyor, yine yakaladık, şubeye geldi, o Balina olayını aslında kendisine polislerin yaptırttığını, verdikleri sözde de durmadıkları, diye beyanda bulunmaya başladı işte onun beyanını da biz kameraya aldık, aynı şey gibi Tuncay Güney’ler gibi. Kameraya aldık, DGM’ye gönderdik, işlem yaptık, hem kameraya aldık, çözümünü de yaptık. Adamı da sevk ettik DGM’ye, tutuklandı. Ondan sonda çıktı dedi ki bu Balina operasyonunu bana yalan yaptırdınız diye Adil Serdar Saçan işkence yaptı, Tuncay Özkan’da yayınladı. Hâlbuki yayınlayan Tuncay Özkan değil, Türkiye’nin bütün önce Haber Özel ekibi, sonra Türkiye’nin bütün gazeteleri yayınladı. Böyle bir olay yani bu Abdurrahman Yakup Reisoğlu’nun siz oraya koymuşsunuz geliş kayıtlarına da bakar mısınız? Mahkûmiyet kayıtlarına. Olmayan yok yani, bilmiyorum oldu mu?”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet.”Sanık Adil Serdar Saçan: “Tuncay Özkan’la bir bağlantısı yok yani adam biz Tuncay

Özkan’la beraber tutuklandık ya biz tutuklandıktan sonra buda Adnan hocacılar gibi buda nöbetçi şahit, nöbetçi müşteki. Hemen gidiyor, nereye gitsem Abdurrahman Yakup Reisoğlu bu kadar beraat kararımız var, siz öyle diyorsunuz ama dosyalarda aldığınız ifadede hep işkenceden almışsınız, bana işkence yaptı falan diye sonra Zekeriya Bey yazı yazmış bir yere, ya bundan yargılandılar deyince vazgeçmişsiniz yoksa işkenceyi de koyacakmışsınız buraya örgüt adına diye. Onu okudum yani, evet, bedre bir polis müdürü olduğum için anlıyorum o dosyayı.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Evet, yine Ahmet Tuncay Özkan’la yaptığınız 5117 nolu tapede 19.03.2008 tarihinde bir görüşmek istiyorsunuz kendisiyle.”

Sanık Adil Serdar Saçan: “Açıkladım onu az önce işte.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Orada ya ben sana bir numara göndereceğim

diyorsunuz oda sen hiç bana numara falan gönderme, numaralar üzerinden bir şey konuşmak falan konuşmak mümkün değil artık şeklinde Tuncay Özkan size bir şey söylüyor, sizde telefon değil dosya numarası vereceğim diyorsunuz, devamında da benim telefonumu çok dinliyorlar abi, beni çok seviyorlar diyorsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan: “Evet, evet, dinliyorlar.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Ve uzaktan kumanda ile dinlendiğinizi iddia

ediyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan: “Ediyorum.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Dün ki savunmanızda da ben bu konuyu

sorulursa açarım şekilde bir beyanınız oldu.”Sanık Adil Serdar Saçan: “Açalım, hemen açalım tabi.”Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “ Bu dinleme olayı nedir açıklar mısınız?”

46

Page 47: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:47

Sanık Adil Serdar Saçan: “Açalım tabi resmi kayıtlarla açalım, dimi ispat edelim yine. En son, en son ekletmiştim Adnan hocacılarla ilgili fezleke olacaktı Hüseyin Bey, en son verdim ya size, yok efendim yok en son verdim Hüseyin, Adnan hocacılarla ilgili iki tane şey verdim, bunlara ekleyin diye. Şimdi söyle yapalım, ek -84’ü açın önce, ek- 84 buda yeterli, diğerleri önemli değil, ek-84’ü açın, şimdi bu Sayın Başkanım bu Adnan Hocacılarınla ilgili 2001 yılında ki DGM Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi, sayfa 19’u açar mısınız? Adnan Oktar ve örgütünün siyasi ilişkilerine ileride değinilecektir ancak son 4 maddede bahsedilen ve müştekilerin şikayetçi olduğu, son yıllarda işledikleri suçları değerlendirmek gerekir diyor. Aşağıya inin, sayfa 19 mu burası? Sayfa kaç burası?18’e gelin, sayfa 18, sayfa 16’ya gelin, sayfa 16. Burası mı? Evet. Bir saniye, yukarıya doğru çıkın, bir saniye, yanlışlık oldu herhalde 18’e gelin, dur bir dakika.19’a devam edin.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Teknik imkanlar kullandığı bir beyan var o mu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. Bu sayfalarda varda yani, 23’e gelir misiniz? Sayfa 23’e. Evet, sanıklar Esra Gül Efeoğlu ve Hüseyin Cem Yücel hakkında örgüte bilerek yardım etmek suçundan dava açılmıştır. Türkcell iletişim hizmetleri AŞ’de çalışan bu sanıkların örgüt mensuplarına bilerek gizli bilgilerin akışını sağladıkları anlaşılmaktadır. Sanıklar Esra Gül Efeoğlu’nun bilgisayarından çıkan selamlar başlıklı bir yazı Türkcell hakkında bilgileri içeriyor ve kiminle bağlantı kurulması ve takip edilmesi gerektiğini anlatıyor. Bu şahsın Serpil Bazcı tarafından belirtiliyor. Yine Adnan Oktar ve bilgisayarından 5 sayfalık bir yazının son paragrafında Türkcell’le irtibatı genellikle Serpil B. Sağlıyordu, cümlesi yer almaktadır, bundan da Türkcell iletişim, ilişkilerinin Serpil Bazcı olarak bilinen bir kişiyle sağlandığı, Serpil Bacıyla bu bağlantıyı sanık Esra Gül Efeoğlu’nun bilmekte olduğu anlaşılmakta ve bilerek bu yardımları yaptığı anlaşılmaktadır. Yani Türkcell iletişim hizmetlerinde adam sokmak suretiyle telefonları dinleyip, şeye koyuyorlar, bunlar iddianame eklerinde de mevcut. Yeterli cevap oldu mu efendim? Adnan hocacıların beni, benimle davaları devam ediyor ve beni dinlediklerine dair de çok ciddi anlamda içerden o görüştüğüm kişiler var, bakarsanız burada isimlerini verip şey yapmak istemiyorum. Adnan hocacılardan ayrılan çocuklar var, onlar beni uyarıp duruyorlar, seni dinliyorlar diye. O nedenle telefonlarımda hep kapalı konuşmuşumdur, devlet beni dinlesin, bir yazı yazarsanız Sayın Başkanım 2001 yılında ben kendi telefonlarımı kendi telefonlarımı dinlemeye aldırttım benim kendi şubeme, savcılık emri ile tehdit ediliyorum diye, bu da Adnan hocacılar iddianamesinden belgedir ve birde en son verdiğim Adnan hocacılarla ilgili fezleke ve şeyi de bulabilirseniz, orada da çok net bir şekilde yazıyor, evet efendim. Açıkladım efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:“Emcet Olcaytu’yla irtibatınızı anlatır mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan: “Emcet Olcaytu ile irtibatınız lafını sevmiyorum, onu söyleyeyim,

irtibat değil ilişkim yani ben onu tanıyorum meselesi şudur Sayın Başkanım Emcet Olcaytu burada gördüğünüz gibi 60 yaşında bir insandır benimle 2006 senesi yani 2006 veya 2007 herhalde 2007’dir veya 2007’dir, 2006 sonudur veya. Geldi Aydınlık Gazetesinden, Aydınlık Dergisinde çalıştığını, oranın işte yazı işlerinde olduğunu ve avukat olduğunu söyledi, tanışmak istedi. Her halde bir gazeteci kanalı ile tanıştık, tam hatırlayamıyorum. Kendisiyle 2 defa röportaj yaptım, Aydınlık Gazetesinde yayınlandı, zaten onunla ilgili de sorular sormuşlar şeyde Ufuk Akkaya diyor, ama asıl Emcet abi yapmıştı röportajı, bir de Ulusal Kanal’da program yapıyordu, 2 defa da o programa katıldım. İlişkim budur.”

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “Kendisiyle yapmış olduğunuz bir telefon görüşmesi tape no 5158 22 Temmuz 2008 tarihinde, gördün mü dünkü hamlemi şeklinde bir beyanınız var, bu beyanınızı açıklar mısınız? Neyle ilgili bir hamledir.”

Sanık Adil Serdar Saçan: “Evet, tabi, hamle şu oraya da gelelim. Şimdi belgeli gidelim de kafamız karışmasın efendim. Kaçtı efendim telefon numarası çok özür dilerim, 51 kaçtı efendim 78 mi?”

47

Page 48: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:48

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel: “5158, 22 Temmuz 2008.”Sanık Adil Serdar Saçan: “5158, ek- 146’yı açar mısınız? Bakın ne gün yapılmış efendim

şey, 22 Temmuz’da yapılmış, bu Hürriyet’in hangi gün ki haberi? 21 Temmuz 2008, e internet sitesi bu. Bu 22 Temmuz’da şeye düşüyor. Ben ne yapmışım 21 Temmuz’da? Gitmişim oğlumun doğum günü olduğu için şey yapıyorum tarihi net hatırlıyorum. Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına kendimi araştırın diye dilekçe verdim, burada okudum ya efendim. Beni araştırın bu Veli Küçük’le ilgili falan şeyler çıkıyor diye buda hürriyet gazetesinin sitesinden alıntıdır bakabilirsiniz. Emcet abiye hamlemi gördün mü derken bundan bahsediyorum, bunu gazetede yayınlandı ertesi gün yani kendini şikayet eden adam diye. Evet hamle bu.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Doğu Perinçek ile bizzat görüşmediğinizden bahsettiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Doğrudur. 5191 nolu tape 5 Mart 2008

tarihinde yine Emcet Olcaytu ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde Emcet Olcaytu 45 dakika önce başkan bey görüşmek istemişti, şeklinde size söylüyor. daha sonra da siz yani telefonla zaten görüşmeyelim abi şeklinde beyanınız var bu görüşme içerisinde.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yüz yüze görüştünüz mü? Telefonla

görüşemeyeceğiniz konu nedir, açıklar mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Telefonla görüşemeyeceğim hiçbir konu yok, onu söyleyeyim

telefonla görüşmeyelim dememin sebebi geniş olması nedeniyledir. Anlatacağım bir kere o tapede de bir problem var onu bir anlatayım. Şimdi Sayın başkanım, ben öyle bir sıkıntıdayım ki bu savunmada, bunu heyetinizin takdir etmesini istiyorum en azından bilmesini istiyorum. Şimdi birinci iddianame ek klasörleri, ikinci iddianame ek klasörleri, üçüncü iddianame ek klasörler her tarafa benle ilgili bir şeyler yapıştırılmış. Birinci iddianamedeki telefon iletişim tespit tutanakları, ikinci iddianamedeki iletişim tespit tutanakları yani inanın bana perişan oldum diyebilirim. Şimdi bu savcı beyin sorduğu 5191 bir görüşme trafiğinin sadece birisi, bir bölümü. Şimdi ben okuyacağım eğer sıkılmadan dinlerseniz, şöyle özet geçeceğim göreceksiniz. Şimdi efendim ikinci iddianame ek klasör 1271 şey ek klasör 127 bu benimle ilgili değil, Emcet beyin ek klasörü yani benle alakalı değil bu klasör. 18: 30’da 39’da 5 Mart 2008 günü 18.39’da Doğu Perinçek Emcet Olcaytu’yu arayarak ha şimdi basın toplantısına Adil Serdar Saçan’ı davet etmeyi düşünüyorum, gel beraber yapalım ne diyorsun, diyor. Yani Doğu Perinçek bir basın toplantısı yapmayı planlıyor buna beni çağırmayı planlıyor. Bunu da bana söylemiyor çünkü beni tanımıyor, beni tanıyan Emcet Olcaytu ona söylüyor. Emcet bey yani şimdi orada ne söyleyeceğime bağlı olarak yani Emcet beyde bana bunu söylemeye çekiniyor yani orada ne söyleyeceğim falan filan diye Doğu beye cevap veriyor. Doğu bey bir şey diyeceğim sen neyse doğruları söyle diyeceğim. Ben kalkacam diyecem ki sekiz sene evvel bilmem ne olan toplantı sende burada kamu oyu neyse doğrusu, onu söyle. Bana öyle diyecekmiş Doğu Bey. Emcet bey, ya şimdi ulaşmaya çalışayım diyor. Doğu bey, ben arayayım diyorum kendim arayım davet edeyim diyor. Emcet beyde hemen hah olur iyi olur diyor. Şimdi 18.50’de yani bundan 11 dakika sonra işçi partisinden Muhtemelen Doğu Perinçek’in sekreteri Emcet Olcaytu’yu arıyor. Buda ek klasör 127’de 5214 numaralı tape. Diyor ki, Emcet Olcaytu arıyor ve benim telefon numaramı istiyor yani Doğu Perinçek’te de sekreterinde de benim telefonum numaram yok, bu bir kanıt tanımadığıma dair, doğru söylediğime dair. 18.52’de Emcet Olcaytu sekreteri arayıp benim telefon numaramı veriyor 5215 numaralı tape ek klasör 127. 18:53’te işçi partisine kayıtlı numaradan Doğu Perinçek beni arıyor. Görevliler şöyle bir tutanak tutuyorlar. Ek klasör 133 sayfa 264, 5190 numaralı, yansıda var bakın işçi partisi adına kayıtlı numaradan Doğu Perinçek arar Adil Serdar Saçan cevap vermez. Nerden biliyorsunuz? Şimdi, nerden biliyorsunuz benim Doğu Perinçek’in aradığını? İşçi partisine kayıtlı neyi dinliyorsunuz? Görevlilerin tuttuğu tutanağı

48

Page 49: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:49

bakar mısınız başkanım. Ses yok Adil Serdar Saçan cevapta vermiyor. E nerden biliyorsunuz Doğu Perinçek’in beni aradığını? Sadece pes diyorum. Yani tutanakla başlarını belaya sokuyorlar neyse şikayetçi değilim onlardan ama benim görevlilerim ama yani zamanında yanımızda çalışmış insanlar, bunlar değil de yani ağa ağabeyleri. İşçi partisi adını kayıtlı numaradan Doğu Perinçek arar Adil Serdar Saçan cevap vermez. Şimdi işçi partisine kayıtlı numaradan Doğu Perinçek’in aradığını nereden bilirsiniz? Adil Serdar Saçan’ın cevap vermediğini bilirsiniz? Bu olay şöyle oldu, şimdi akılları sıra şey yapacaklar ya bakarsanız kayıtları göreceksiniz. Sekreteri beni aradı Doğu Perinçek sizinle görüşmek istiyor. Ben görüşmek istemiyorum dedim kapattım. Şimdi öyle yapsa, meşgule düşürdüm öyle yazsa gördün mü Doğu Perinçek ile görüşmemiş diyecekler, şey bozulacak benle Doğu beyi irtibatlama projeleri bozulacak ama onu yaparken de suç işliyorlar. Yada Doğu beye ayrı bir verici taktılar onu da bilmiyorum tabi. Evet saat 19 Doğu Perinçek’in sekreteri Emcet Olcaytu’yu arıyor, ben şimdi aradım fakat meşgule düşürüyormuş. Bakın benim dediğimi doğruluyor, meşgule düşürüyormuş cep telefonunu bilmiyor, bilmiyor tabi bu numarayı ondan diyor. Yani ben beni arıyor ben meşgule düşürüyorum, meşgule de düşürmedim. Aramayın görüşmek istemiyorum dedim. Ve bastım no’ya, no’ya basınca ne olur? Meşgule düşer. Bunun görevliler böyle diyor ama Doğu Perinçek şeye Emcet beye doğruyu söylüyor. meşgule düşürüyor tabi bizim numarayı tanımadığı için açmıyor herhalde diyor. Saat 19’da bu oluyor, Emcet abi diyor ki ben bir arayayım o zaman. Doğu Perinçek’te diyor ki sen deki Doğu Perinçek sizi arıyor fakat meşgule düşürüyormuşsunuz diyor. Sonra 19:31’de Emcet Olcaytu 52,16 çözüm numarasıyla tamam diyor ve 19:31’de 5191 savcı beyin şimdi sorduğu telefon görüşmesi oluyor. Ya buraya kadar olanlar nerde sayın savcım? Bu kadarın hepsini şimdi burada, burada bir kere telefonla görüşmeyelim diyecek bir şey yok ki bunları koydunuz zaman zaten. Adam benle görüşüyor, görüşmek istemiyorum. No’ya basıyorum Emcet abi aradığında herhalde o seninle görüşecek diyordur abi görüşmek istemiyorum, kibarca reddediyorum. O da tamam diyor. Telefonla görüşmeyelim dediğim mesele budur. Ha yüz yüze görüştünüz mü? Görüştüm. Bu teklifi bana getirdi Emcet abi, dedi ki basın toplantısı yapılacakmış adil bey, gelir misiniz dedi? Hayır dedim. Niye dedi? Eğer ben dedim devam etmekte olan bir davayla ilgili konuşmak istemiyorum, o nedenle bir problem varsa beni davaya çağırırlar davada gider tanıklık yaparım. Emcet beyin yüzü burada, budur bunun neresi örgütsel ilişkidir anlamadım ki. Onu da inkar etmiyorum yani siz tespit edememişsinizde hani onun peşindesiniz görüştük yüz yüze ama bu görüşme telefonda da olsa fark etmiyor ben çünkü biliyorsunuz, o basın toplantısını yaptı işçi partisi şeyde ulusalda şimdi izleyip duruyorum. Ya Doğu Perinçek çıktı bir açıklama yaptı, ben onda yoktum. Buda bunun bir kanıtıdır, evet.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Bu arada bir kısım sanıklar müdafilerinden Av. Şüle Gökyayazade, Cavit Subaşı, Basri

Aydın, Enkay Sezer, Dilek Helvacı, Ahmet Koç ve Emine Gaye Akaslı’nın geldikleri görülmekte huzurdaki yerlerine alındı.

Sanık Adil Serdar Saçan tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna devamla. Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Tuncay Güney soruşturmasıyla ilgili olarak

hiçbir belgeyi bilgiyi yanınızda götürmediğinizden söz ettiniz doğru mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Doğrudur. O dört CD meselesi hariç, onu izah ettim.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”5148 nolu tapede 10 Temmuz 2008 tarihinde

Ahmet İhtiyaroğlu ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Biliyorum onu.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Görüşme içerisinde şöyle bir konu geçiyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, O CD bende vardı.”

49

Page 50: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:50

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”CD yok diyor, Ahmet İhtiyaroğlu. Sizde evet onların hiçbiri onlarda yokta bende var işte.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. O şey Fatih’te ele geçen şey var ya.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Sizde CD’de yok diyor, bende var işte

diyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam işte tamam.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Diyorsunuz yani bu CD konusu hangi CD’dir?”Sanık Adil Serdar Saçan:”O işte Fatih’teki dosyada adli emanette olan video kasetler var.

Onlar CD olarak orada yani CD dediğim onlar, onlarla ilgili konuşuyorum. Onlarda yok ama bende var yani orada aslında sitemde bulunuyorum, tabi canlı dinlense, canlı olarak dinleme olanağı olsa ortaya çıkar. Orda ben diyorum ki, onlarda yokta bende var yani onlar gizliyorlar aslında onlarda var demek istiyorum. O tabi çözüme gelince o şekilde oluyor yani onlarda yokta bende var demek ayrı bir şey onlarda yokta bende var diyorum böyle evet. Fatih’teki Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’la ilgili Fatih savcığı emanetinde bulunan o video görüntüleriyle ilgilidir o mesele. Zaten arama yaptınız o dört tane CD’de evden çıktı, ama onlar değil onları gerçekten hatırlamıyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Abdurrahman Uyaran isminde bir şahsı tanıyor musunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tanımıyorum, o işte burada ona kızdım da zaten, alınan ifadeye de kızdım.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Öyle polis falan var mıydı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır hayır hiç tanımıyorum. Hayatımda görmedim adını

duymadım. Adam gelmiş ifade vermiş, birde ileri geri konuşmuş yani benimle ilgili olarak, ondan şikayetçi olacağım buradan şey yapınca. Yok kedi gibi yüreği yok falan. Başkanım bunları geçiyorlar, eski bir polis müdürüyle ilgili polis ifade alıyor, kedi kadar yüreği olmayan bir adam bilmem ne diye kabadayı ağzıyla tehdit ettiriyorlar beni. İfadede tehdit ettiriyorlar şurada olsa da bir görsek. Sizde varsa bir okursanız, bizde memnun oluruz yani.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”İfadeyi mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani görüyorsunuz savcım tehdit ediyor adam beni resmen

ayıp yani.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Biraz önce bu konuda bana soru sormazın iyi

olur gibi beyanınız oldu. Adnan hocacılarla ilgili üç tane müşteki beyanı alınmış ek klasörlerde burada benim soracağım tabi ki.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Soru sormasanız iyi olur demedim, hayır bir dakika ben soru sormasanız iyi olur demedim. Adnan hocacıların koyduğu belgeleri bana belge olarak getirmeyin dedim. Bunlarla ilgili hepsiyle yargılandım, o anlamda söyledim. Tabi ki sorabilirsiniz ne demek buyurun.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Şimdi klasör 140, sayfa 26’da Emre Çalıkoğlu’nun bir beyanı var. Orada sürekli kendisinin derin devletin ve kendi ifadesiyle gerçek devletin adamı olduğunu, derin devletin tahmin edemeyeceğimiz kadar güçlü olduğunu belirtiyordu.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben mi belirtiyorum?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bizlerin gözaltına alınma talimatının da derin

devletin çıkarlarına aykırı hareket ettiğimiz gerekçesiyle bizzat derin devletin memur olan asker kökenli bir savcı tarafından operasyon yönetildiğini, kendisinin derin devlet için yaptığı bu çalışmaların ileride ortaya çıkacağını ve tarihin kendisinden gururla bahsedeceğini anlatıyordu şeklinde sizin hakkınızda beyanları var. Okumuşsunuzdur bu beyanları.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Birincisi ben evet. Emre Çalıkoğlu’nu mu soruyorsunuz?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Emre Çalıkoğlu 140. klasör sayfa 26.”

50

Page 51: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:51

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam anlatayım.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yine Hilmi Müftüoğlu’da buna benzer şeyler

var, Tarkan Yavaş ismindeki şahıslar, bu konulara ne diyorsunuz?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam, hepsine toptan cevap vereceğim şimdi. 166 ve 167.

sayfalar ifademin bunlar mevcut ama ben hepsine burada yine belgeleriyle cevap vereyim de, bir sıkıntı olmasın. Şimdi 12.11.1999 tarihinde Adnan hocacılar suç örgütüne yönelik BAV operasyonunu İstanbul DGM başsavcılığının emri, İstanbul istihbarat şube müdürlüğünün yapmış olduğu teknik takip sonucunda başlattık. Bu tarihte 110 Adnan Oktar dahil 110 tane müridini gözaltına aldık ve bunlarla ilgili olarak 7 günlük gözetim süresini kullanıp, bu süre içerisinde adli tahkikat evrakı düzenleyip DGM başsavcılığına gönderdik. Dolayısıyla benim bak sizi derin devlet aldırdı, orada bir askeri savcı var ki o tarihte DGM’de askeri savcılarda vardı ama bu olayın savcısı Ahmet Gürses’tir tanırsınız Ahmet beydir. Ahmet Gürses o askeri savcı değildir, Engin Baltacı askeri savcıdır ama Adnan hocacılar Ahmet Gürses baktığı için o beyanı yanlıştır yalandır benim öyle bir beyanda bulunmam mümkün değildir. Bu beyanları 1999 yılında olmuş bu olay, 2008’de gelip size anlatıyorlar ben gözaltına alındıktan sonra ama o süreç içerisinde biraz savunmamda anlattım Adnan hocacılarla ilgili biz çok sayıda bizimle ilgili şikayette bulundular, hiçbirisinde bu konulardan bahsetmiyorlar. Onların hakkında bence siz yalan beyanda bulunmaktan işlem yapın şimdi sunacağım bilgilerden sonra, şimdi kanıtlar sunuyorum. Bakın, Adnan hoca iddianamesini az önce gösterdim ek 84’te DGM başsavcılığı Adnan hocacılarla ilgili bir iddianame hazırladı ek 83’ü açar mısınız? Ek 83, bu yaptığımız operasyon ve iddia üzerine bakın 2. Ağır Ceza Mahkemesi mahkûmiyet kararı tesis etti, kimlerle ilgili? Aşağı ininiz sanıklar, Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Halil Hilmi Müfüoğlu, Hasan Basri Günel sizin gösterdiğinizi söylediğiniz hepsi ismi burada mevcut yani Emre Çalıkoğlu falanda var burada yani bunlar benim yaptığım operasyon sonucu haklarında iddianame tanzim edilip İstanbul 2 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkum edilmiş olan kişilerdir. Yukarı doğru çıkınız, yukarı çıkın biraz daha bakın, mahkûmiyet dosya numarası 2007/339. en sona gelir misiniz mahkûmiyet kararının en sonuna? Yukarıya doğru çıkalım, şimdi dikkatinizi çekiyorum bakın efendim Sayın başkanım, 5 numaralı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 5 numaralı kararı. Duruşma tutanağı örneği İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına gönderilerek sanıklar Hasan Basri Günel ve Halil Hilmi Müftüoğlu bu dosyada da benim hakkımda ifade verenler. Mahkeme Başkanı Salih Öztürk ve üye hakim Nuray Yalınbaş hakkında asılsız iddialar ve ithamlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına diyor, mahkeme karar veriyor. Yargılandıkları mahkemenin başkanı ve üyesi hakkında bile asılsız ihbar ve ithamda bulunan adamlar bunlar. Bu mahkeme kararı ben değil ben söylemiyorum yani şimdi bu adamlar geliyorlar benle ilgili ihbarda bulunuyorlar ve bunu ciddiye aldığınız için ben üzülüyorum yani kızdığımdan falan değil yani. Evet şimdi, şikayetçilerden biri Tarkan Yavaş, Tarkan Yavaş diyor ki, derin devlet veya askerden emir almışım ben falan o da aynısını söylüyorlar ek 152’yi açar mısınız? Bakın ek 152 adalet bakanlığına bu şeyde bulabilirsiniz bunu bizim yargılandığımız 2005/273 sayılı dosya İstanbul 7 Ağır Ceza Mahkemesinde hala yargılanıyoruz, o dosyada var bu. Adalet bakanlığı, şube müdürü sayın Saçan’ın bilgisi ve onayı olmaksızın gerçekleştiği anlaşılan bu kanunsuz uygulamalardan bazıları şöyledir diyor. Yani Tarkan Yavaş sayın şube müdürü sayın Saçan’ın bilgisi olmadan kendileri hakkında kanunsuz işlemler yapıldığını söylüyor adalet bakanlığına yazdığı dilekçede. Size verdiği ifadede bize Ergenekon dedi cart dedi curt dedi diye ifade veriyor. Ya adamın beyanı bu dilekçesi bu, dilekçenin en altına gelir misiniz? Bakın Tarkan Yavaş Bilim Araştırma Vakfı yönetim kurulu başkanı. Ek 153’ü açalım, ben bunları zaman almasın diye anlatmadım yoksa ifademde var. Hasan Basri Güner’in Fatih Cumhuriyet başsavcılığına verdiği ifade aşağı doğru inelim, bakın ne diyor? Şube müdürü Adil Serdar Saçan ve baş komiser Ahmet Erdoğan, gözaltında bulunduğumuz bizlerle yakın ve samimi bir davranış içindeydi, bizlere. Onlara kötü muamele görmedik diğer kötü muamele yapan memurların davranışlarından bilgi sahibi olup

51

Page 52: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:52

olmadıklarını bilmiyorum, bilgi sahibi oldukları kanaatinde değilim, diyor. Bu şahıs geliyor size tarih kaç? 2000 23 Nisan 2000 yok 28 Nisan 2000 bu şahıs geliyor size diyor ki, aynı şahıs 2008’de birden bire beni Ergenekoncu olduğumu onlara söylüyormuşum yani başka işim gücüm yok Adnan hocacılara ben Ergenekoncuyum diyecem. Zaten alındıkları tarih 99, daha 2001 operasyonu falanda yapılmamış yani. Efendim, Emre Çalıkoğlu 18.11.1999 tarihli şubemizce alınan ifadesinde Adnan hocacılar örgütü ve yapılanmasını anlatmaktadır, ek 154’te var bakabilirsiniz şimdi gerek yok. 2 Haziran 2000 tarihli İstanbul 1 nolu DGM’ye verdiği ifadede BAV mensubu olduğunu bile inkar etmiştir. Ek 151’i açar mısınız? Bakın, İstanbul DGM’ye verdiği şeyi İstanbul 1 nolu DGM’de bu Emre Çalıkoğlu’nun ifadesi bakın ne diyor? Suçlamaları kabul etmiyorum, gerek maddi gerekse manevi bilmem neye ihtiyacım yoktur. 1991 yılında Atatürk ile ilgili şeylere üyeyim, savcılık ifademde Adnan Oktar’la tanıştığım doğru yansıtılmamıştır. Devamında BAV mensubu olmadığını, Bilim Araştırma Vakfına bile üye olmadığını onlarla bir ilişkisi olmadığını söylüyor, şimdi de gelmiş diyor ki BAV camiası olarak bizi gözaltına aldılar. Bu şahsın şikâyeti üzerine Emre Çalıkoğlu’nun görevlilerimiz hakkında İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesinde işkence davası açılmıştır, ek 156. bu davada ben yokum orada sanıklar arasında ek 156 bu davada görevlilerimiz yargılanmış ve beraat etmişlerdir bakın 24.02.2005 tarihli duruşma tutanağı uzatmamak için söylemiyorum, Emre Çalıkoğlu’nun beyanı var bu beyanı okuduğunuzda 99’da gözaltına aldılar şöyle yaptılar böyle yaptılar diyor, ne Adil Serdar Saçan’dan bahsediyor nede otur beyanlarda bulunduğumdan bahsediyor. Ek 158 ha bunun üzerine ek 157 ile savcılığa suç duyurusunda bulundum bunun hakkında yalan beyanda bulunmaktan ve bunu da ek 158’deki dilekçeyle sayın mahkemeye arz ettim. Emre Çalıkoğlu ve arkadaşları hakkımda verdiğim dilekçeyi, oldu mu efendim?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet, yaptığınız soruşturmalarla ilgili tüm belgeleri savcılıklara telim ettiğinizden söz ettiniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Aynen öyledir.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Ancak yaptığınız bir telefon görüşmesi var,

5140 nolu tape 22 Haziran 2008 Mustafa Varlı isimli bir şahısla yaptığınız telefon görüşmesinde yapmış olduğunuz bir operasyonla ilgili elinizde kasetler olduğunu görüntüler olduğundan söz ediyorsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yapmış olduğum operasyonlarla ilgili değil, yapmış olduğum operasyonla ilgili değil.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz biraz önce bahsettiniz iddianameyle dava açıldı bu kişiler hakkında dediğiniz kişilerle ilgili bir görüntüden bahsediliyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Adnan hocacılarla ilgili, evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Evet, şöyle diyor bunların kulağına kaz suyu

kaçırttır, Adnan’la ilgili elinde bir sürü belge var de, tamam mesela birini söyleyebilirsin abi İtalya’dan getirttiği falan.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir dakika nerede yazıyor operasyonlardan elde ettim diye? Böyle bir şey yok savcı bey. Operasyonlarda.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani biraz önce bahsettiniz, Adnan hocacılarla ilgili bir dava açıldığından bahsettiniz ve elinizde görüntü olduğundan bahsediyorsunuz. Bu görüntüleri daha sonra mı elde ettiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir dakika ben görüntü elde ettim demedim. Sayın başkanım, şimdi soruyu sorarken savcı bey diyor ki bağlantıyı şöyle kuruyor diyor ki, elinizde bir takım belgeler olduğunu söylüyorsunuz, operasyonlarda bütün belgeleri savcılığa gönderdiğinizi söylediniz diyor. Operasyondan mı elde ettiniz bunları diye sormuyor, operasyondan elde ettiğiniz şeyler nerde diyor? Operasyondan elde ettiğimi nerden biliyorsunuz? Bu konuşmada öyle bir şey yok, ben konuşmayı açana kadar sorduğunuz soru o şekilde, soruyu tekrar eder

52

Page 53: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:53

misiniz, baştan okur musunuz savcım? Niye böyle bir ithamda bulunuyorsunuz? Ben bunu açıklayacağım da, ben bunu açıklarım da bu ne alakası var?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Biraz önce bir iddianameden bahsettiniz bu iddianameyle bağlantılı olarak söylüyorum. Bu görüntüler önceden elinizde var mıydı? Daha sonra mı elde ettiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Efendim ne görüntüsü var burada? Ben burada bir evet, evet belgeler.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Mesela bunu söyleyebilirsin abi, İtalya’dan getirdiği iki tane porno yıldızının görüntüleri var elinde de, deniyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”De de, elinde var de diyorum var, benim elimde olduğunu söylüyor muyum? Elinde var de diyorum. Bir şey söylüyor muyum? Söylemiyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Elinizde böyle bir görüntü var mı? Operasyonda mı elde ettiniz, daha sonra mı elde ettiniz, nedir açıklar mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok efendim yok anlatacağım. Ya nerden çıkartıyorsunuz elde ettiği mi?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Birisine diyorsunuz ki, elinde var diyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir dakika başkanım, bir saniye buna itiraz ediyorum bu soruya

ama cevabını vereceğim. İtirazım şunun üzerinedir, bu örgütle ne alakası var bu sorunun?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Diğer belgeleri.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Adnan hocanın küçük çocuklara tecavüzüyle bu örgütle ne

alakası var? Örgütsel ilişkiyle ne alakası var bunun oraya koydunuz Adnancılar benden şikayetçi oldu bu konuda, ben bu konuyla ilgili ayrı yeten Şişli savcılığına ifade verdim, oradaki ifademin bir suretini de size getiririm ben bunu açıkladım açıklayacak kadar muktedirim ama bunun ne alakası varda buraya koydunuz? Bunun ne alakası var örgütle?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz soruşturmaya ait bir takım gizli belgeleri dışarı çıkarmak ve başkalarına vermekle de suçlanıyorsunuz. O açıdan.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu soruşturmaya ait bir gizli belge mi?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Yani bunun gibi başka çıkardığınız var mı

yanınızda, yani siz cevap vermeyebilirsiniz.”Mahkeme Başkanı:" Savcı bey lütfen, haklı lütfen haklı.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Cevap vermeyebilirsiniz:”Mahkeme Başkanı:" Hayır efendim hayır o soruyu geçin. O sorunun o olayımızla alakası

yok, lütfen şu telefon görüşmesinin olayımızla alakası yok. iddianamede anlatılan olaylarla, davamızla alakası yok savcı bey.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”İstiyorsanız yinede açıklarım.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”3 Temmuz 2008 tarihinde Berivan isimli bir

bayanla yaptığınız görüşmede, Yenişafak gazetesinde çıkan bir yazınını Cumhuriyet gazetesinde çıkmasından dolayı kendisiyle görüşüyorsunuz. Şöyle bir sözünüz var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Berivan Tapan Cumhuriyet gazetesi, evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Cüneyt ağabeye de selam söyleyin yani biz

artık farklı mekanların, gurupların dava arkadaşları değiliz yani ya. Şeklinde beyanınız var bu beyanınızı açıklar mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Cüneyt Arcayürek, Cüneyt abi dediğim kendisiyle bir kere görüşmüştüm. Tuncay Özkan’la program yaptığı zaman, benim Yenişafak’ın yazmış olduğu bir gazete haberine onu da kese kese söylemişsinizde o öyle değil. Yenişafak’ın benim aleyhime bir yazı yazıyor başkanım. İkide birde diyor ki Yenişafak, muhabirleri buradaysa lütfen düzeltsinler artık bıktım yani suç duyurusundan da savunmamda da anlattım. Örümcek ağından para, rüşvet aldığı için meslekten atılan diyor. Ben burada anlattım, örümcek ağı operasyonunda Erol Kohen’den rüşvet aldığımla ilgili hiçbir soruşturma geçirmedim. Sadece görevi kötüye

53

Page 54: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:54

kullanmaktan yargılandım beraat ettim. Bundan dolayı 6 ay kıdem tenzili cezası aldım idare mahkemesine gittim, iptal etti. İkide bir Yenişafak yazıyor, Cumhuriyette onun yazdığını alıyor yazıyor. Bende Berivan Tapan Cumhuriyet muhabirini arıyorum diyorum ki, arkadaş biz farklı kafa yapılarına sahip insanlar değiliz. Niye Yenişafak’ın şeyini yayınlıyorsunuz diyorum budur, bu kadar.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Farklı mekanların, gurupların dava arkadaşları değiliz sözü.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam onu söylüyorum işte, farklı mekanların gurupların dava arkadaşı değiliz demek Berivan Tapan örgüt üyesi mi ki onu öyle yorumluyorsunuz? Benim burada söylediğim efendim benim burada söylediğim çok nettir, Cumhuriyet gazetesi muhabirine benle ilgili niye bu aleyhte yayın yapıyorsunuz diyorum. Allah aşkına ya, yani bunun bu dava, evet Cumhuriyet gazetesi Yenişafak’la aynı çizgide mi efendim? Yenişafak’ın yazdığı yazıyı yayınlıyor diye kızıyorum muhabire bu kadar basit. Evet.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Haydar Kökten isimli bir şahısla değişik görüşmeler var. “

Salonda anlaşılmayan konuşmalar oldu.Sanık Adil Serdar Saçan:”Bakın efendim sadece bir kısmını alıyor. Şimdi burada

mahkemede tanığım o mahkemede ben olayı anlatıyorum kıza, Erol Kohen olayında, işkence olayında anlatıyorum. İlhan abi de diyor, mesela İlhan Selçuk’u hayatımda hiç tanımıyorum ama onlar İlhan abi diyorlar devamlı işte Mustafa Balbay burada, Tuncay Özkan burada onlar ilhan abi dediği için, ilhan abi de Cüneyt abide şey değil diyorum bak Hikmet Çetinkaya’ya söyleyin Hikmet beye benden selam söyleyin onu da tanımıyorum, burada tanıdım ama beni onlar tanırlar diyorum neden benimle ilgili asılsız haber yapıyorsunuz diye konuşma yapıyorum. Siz söylemediniz onu da ben söyleyeyim yani buyurun. Bunda ne var Sayın başkanım yani Berivan Tapan bu örgütün üyesi değil, Cumhuriyet gazetesinde bir muhabir aleyhime bir yazı çıkmış bunu anlatamaya çalışıyorum, efendim dava arkadaşı dediniz, yav şu kadar kaç sayfa bu tape gösterir misiniz? Şu kadar tapeden alıp bana sorduğu yere bakar mısınız Sayın başkanım. Evet buyurun, rahatsız değilim sorudan cevap veriyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Haydar Kökten isimli bir şahısla sürekli görüşmeleriniz var, dava konuları bu konuları açıklar mısınız?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Niye açıklayacağım benim davamla ilgili konuları? Başkanım ne alakası var?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Siz öyle diyorsunuz, Haydar abi git altından gir üstünden çık. Şeklinde beyanlarınız var. Yine 12. dairenin kuruluna giriyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”278 tamam ben tekrar (1 kelime anlaşılmıyor)

diye uyarırım yarın.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, evet Sayın başkanım, benim burada arz ettiğim yüze

yakın idare ile davam var. Ankara’da da emekli komiser Haydar abi var. Haydar abide orada bilirkişilik yapıyor, oradaki kalemleri falan tanıyor. İkide bir gidip gelemiyorum param yok her ne kadar bana hırsız diyorlarsa da bir kuruş param yok. Ondan sonra arıyorum diyorum ki, abi aman takip et altından gir üstünden çık şunu öğren. Ne var bunda? Benim şahsi davalarımla ilgili bunlar başkanım. Olayla ne alakası var?”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Bu şahısla telefon şeyli konuş aman bir şey yokta sıkıntıya düşmeyelim şeklinde beyanınız da var. Ne kodu görüşüyorsunuz, bu şahısla?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet adam korkuyor. Anlatayım efendim adam korkuyor. Edem diyor ki, ben bilirkişilik yapıyorum senle konuştum. Ya başkanım benle konuşan herkes diken üstünde, senle konuştuğumu duymasınlar abi, senle konuştuğumu bilmesinler abi. Çünkü beni AKP 6 defa atmış. Yani şimdi bunların arasında söylemek istemiyorum, üzülüyorum ama

54

Page 55: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:55

söyleyim üzülüyorum ama söyleyeyim başkanım ben organize suçlar şube müdürlüğünden atıldığımda telefonumda 800 isim kayıtlıydı. Hergün ortalama 20 isim düştü. Ben buraya girdiğim zaman 10 tane isim kalmıştı telefonumda. Bütün dostlarım, bütün arkadaşlarım arkadaş bildiklerim hepsi telefonuma dahil çıkmadılar. Bu mesele odur, adam o da diyor ki aman Adil’cim benle konuştuğunu kimse bilmesin. Ya iyi abi o zaman telefonla konuşmayalım diyorum. Dava budur.”

Mahkeme Başkanı:" Bizim telefonumuza kardeşimiz bile çıkmıyor yani. Kardeşimiz telefona çıkmıyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Allah sabır versin, şimdi iki tane kardeşim var Sayın başkanım. Yani olay bu yani.”

Mahkeme Başkanı:" Kardeşimiz aramaya çekiniyor bizi.”Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen söz istedi verildi:" Efendim müvekkilimiz

aynı zamanda avukat olduğu için biz mümkün olduğu kadar, buradan az müdahale etmeye çalışıyoruz. Ancak sayın savcının soracağı sorularda iddianamedeki nedensellik ilişkilerini kurmasında yarar var.”

Mahkeme Başkanı:" Anlıyorum dediğinizi buyurun. Ama müvekkiliniz çok rahat şey yapıyor yani.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen söz istedi verildi:"Biliyorum da yani, daha iyi olur diye düşünüyorum.”

Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Teşekkür ederim Sayın başkanım.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Sizinki bitti mi dönecek miyiz size efendim?”Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel:”Dönebilirim.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani ona göre şey yapayım evet efendim.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ana hatlarıyla sorulara cevap verdiniz. Benim aynı

konuların bazı ayrıntılarına da dair size sorularım olacak. Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’ın ne şekilde yakalandıklarını siz biliyor musunuz? Yani bir ihbar ve şikayet üzerine mi yakalandılar, böyleyse bunu kimin yaptığını biliyor musunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Anlatayım efendim, ben tabi o tarihi net bilmiyorum ama daha sonraki işte sağ olsun Emcet beyden falan 1 Ağır Ceza Mahkemesinden evrakları aldıktan sonra okuyunca şey yaptım. Ümit Bağbek’in arkadaşı Süleyman Gürlen diye birisi var bildiğim kadarıyla, veya bir kişi daha olması lazım bir jeep var o jeep’in sahibi olan kişi Tuncay Güney’e jeep’i veriyor. Daha doğrusu Tuncay Güney ona gidiyor diyor ki bize araba lazım jeep, o da diyor ki bizde var. Alıyor jeep’i Veli Küçük’e hediye ediyor. Veli Küçük bu jeep’i kabul etmiyor, kabul etmeyince bu jeep’i tutup başkasına satıyor bu Tuncay Güney şey yaparak Çenç oto dediğimiz o sahte evrak tanzim ederek onun üzerine o jeep’in sahibi eski emniyet müdürü Ümit Bağbek’e geliyor, Bağbek’te şikayetçi olun diyor. Bağbek eski terörle mücadele müdürü muhtemelen şeyin devresiydi Niyazi Abi’nin Niyazi Palabıyık’ın veya bir devre sonra falan yani istihbaratın müdür yardımcısının da devresiydi. Muhtemelen onunla konuşuyor, konuşmuş olabilir. Onların şikayetiyle geliyor olay, asayiş şubesine. İhbarla falan değil yani, bu gidip müracaatla oluyor. 1 ağır cezadaki dosyada bu var net olarak.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Veli Küçük duruşmada Tuncay Güney’in kendi adını kullanarak bu sahte plakalı araç işine girdiğini öğrendiğini, bu nedenle bizzat kendisinin asayiş şubesine telefon açarak bu kişilerin yakalanmasını sağladığını savunmuştu. Siz böyle bir bilgiye sahip misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. İlim şeyde 1 ağır cezadaki dosyada var efendim. Şey var benim bildiğim kadarıyla Ümit Bağbek’in arkadaşı Süleyman gürleyen bir kişi daha vardı hatırlayamıyorum şimdi o ikisinin şikayetiyle şey oluyor. Orada müşteki değil yalnız. Veli küçük orada müşteki değil, onu biliyorum çünkü ifadeleri ben aldım.”

55

Page 56: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:56

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Veli Küçük’ün bu arabayı kabul etmediği bilgisini siz dosyadan mı edindiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, evet ifadelerinden biliyorum. Tuncay Güney’le Ümit Oğuztan’ın ifadelerinden biliyorum, o tarihteki.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan ile mülakat yapılması fikri size mi ait?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır, bu fikir bu bir fikir değil bu bir zorunluluk. Biz orada hemen işlem yapıp gidip Veli Küçük’ün evini şurayı burayı basıp arama yapıp doğrudan operasyona gidecektir yada ön çalışma izni alacaktık. Çünkü şahıs bizde Çenç oto’dan dolayı bulunduğu için ya şimdi asayişten geliş sebebi Çenç oto. Çenç otodan zaten bir işlem yapacağız, e silah bulunmuş sahte pasaport bulunmuş falan e gözaltı süresi sınırlı bunlarla işlem yaparken istihbarat şubesiyle ve savcılıkla oturup görülür, savcı beye de gidildi söylendi DGM başsavcısına. Onun üzerine denildi ki siz bir beyanlarını tespit edin dedi başsavcı bey, biz değerlendiririz bu konularla ilgili meselesini. Diğer normal o görünürdeki işlem yaptığımız konuyla ilgili de adliyeye gönderdik. Yani bu bir zorunluluktu eğer ötekine de resmi işlem yapmış olsaydık, o tarihte operasyonun başlaması ama en fazla onun anlattığı 3-5 kişiyi gözaltına alıp, olay akamete uğrayacağı için savcılığa bilgi vermek suretiyle yapıldı o iş.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunlar sözlü talimatlar ile mi yapıldı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet evet, sözlü talimatlar ile Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesinde

var bunlar, anlatıyor. Tanık olarak anlatıyor.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mülakat yapmak için şubenizde bir ön hazırlık yapıldı

mı? sizin bir katkınız oldu mu, sorulacak sorular konusunda?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır, hayır. Ben şahısları da tanımıyorum, şahıslarla

görüşmedim, sorulacak sorular konusunda bir dahilim yok. Ben benim yardımcım Kemal Karademir var, şube müdür yardımcısı Kemal Karademir’e talimat verdim dedim ki bunlarla ilgili böyle birisi geliyor Hakan’la görüşün çünkü istihbarat bilgi sahibi istihbarat bütün soruları çıkartan bakın o kasette soruyu soran çocuk istihbarat organizenin başındaki emniyet amiri. Bir o Hakan Ünsal Yalçın dediğim çocuk la Ahmet İhtiyaroğlu soruları soruyorlar, sesleri onların sesleri Ahmet’in şeyinde var. Ahmet’in ifadesini getirir misiniz şeye? Ahmet İhtiyaroğlu ifadesinde sorguya girdiğini yani işte mülakata girdiğini ve mülakatta Hakan Ünsal Yalçın’la birlikte soru sorduğunu söylüyor zaten. Benim bir dahilim yok orada, ya ben bu şeyi olayı o tarihte hiç hiç önemsemiş değilim, sadece kızdığım nokta başka bir şey. Benim kızdığım nokta biz mafyayla mücadele ederken iki gurubun çatışması diye lanse edilen bir olayın ortasında bırakılmamız kötüydü, olay odur yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizin bir mülakat için görevlendirdiğiniz kişiler müdür yardımcısı Kemal Karademir ile.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. Ahmet İhtiyaroğlu’dur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ahmet İhtiyaroğlu.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şubenizden başka kişi var mıydı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. Sorgu memurları vardı, Selahattin olması lazım birde

Zafer diye bir çocuk olması lazım. Onlarda not alırlar yani bize sadece görüntülü mülakat değil, onlar not alıp verirler çünkü kasetleri gidiyor istihbarata VHS işte onu anlat, iyi ki sordunuz onu detayı aklıma geldi. Başkanım şimdi V8 küçük kasetlere çekiliyor görüntü, onu orada anında seyretme olanağımız olmuyor, gidiyor istihbarata VHS aktarılıyor falan not alıp çocuklar bir önceki konu olduğunda amirlerine sunuyorlar, var yani. İstihbarattan da düzeneği kuran var Harun diye bir memur var hatırladığım kadarıyla, birde Hakan Ünsal Yalçın var. Bunlar Ahmet’in ifadesinde var savcım, Ahmet’in ifadesini okursanız var orada yani. Çünkü şeye giren çocuk ifadeye girenlere şey yapar mısınız aşağı doğru gelip.”

56

Page 57: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:57

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben size soruyorum, Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesini biliyorum okudum. “

Sanık Adil Serdar Saçan:”O zaman bana soruyorsanız sorguyu yapan adam o yani ben değilim benim olmadığımı söylüyor orada zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Savunmanızda Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’la ile yapılan mülakatın görüntülü kayıt olduğunu ve bunun çözümünü yaptırdığınızı.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, doğrudur.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Altlarında imza olmadığı için delilde sayılamayacağını

söylediniz. Neden çözümün altına imza attırmayı tercih etmediniz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Delil sayılamayacağını mı söyledim? Ben öyle bir şey

söylemedim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet, savunmanızda görüntülü kaydın, yani resmi

verilmiş.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok, ben ne diyorum siz ne diyorsunuz savcım. Bir dakika bir

dakika öyle bir şey yok, ben öyle bir şey demedim. Başkanım benim dediğim şu, bir daha tekrar ediyorum. Ben dedim ki, ben burada sözlü konuşuyorum Türk hukukunda sözlü konuşma mı geçerli yazıya döktürüyorsunuz Sayın başkanım dedim yazılı konuşmamı geçerli, ben onu söyledim ne alakası var? Ben öyle bir şey söylemedim. Yazılı hale döktürmüşüm onu dedim. Çözüm tutanağı yapmışım, kaset delil değil dedim kaset.”

Mahkeme Başkanı:" Delil değeri olmayın dün yaptığınız, dün yaptığınız savunmada delil olarak değil, delil olarak değerlendirilmesi için kişilerin alan kişilerin altında yazıya dökülüp altında imza atmaları gerekir. Yanlış mı anladın? O şekilde söyledin, o şekilde söylediniz yanlış mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen:”Efendim dediği de burada var zaten.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Başkanım o var, o var çözüm yapılmış. Tamam, var o.”Mahkeme Başkanı:"Heh bu anlamda söylüyor niçin madem böyle oluyor niçin siz

almadınız onu diye soruyor size. Niye yani niçin o zaman kağıda döküp de imza attırmadınız? Mademki olmamasında değil diyorsunuz. Soru o.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam ben yanlış anladım o zaman. Efenim onu işte anlattım o zaman Sayın başkanım, o zaman ifadesini almış oluruz o zaman, ifadesini aldığınız zamanda gözaltında da işlem yapmak durumundasınız. Anlattım işte onu ön çalışma izni başka türlü alamazsınız. O yedi gün içinde göndermelisiniz. O zamanda bize diyecektiniz ki o niye izin almadınız da adamları hemen aldınız hiçbir şey bulamadınız diyecektiniz. Buradaki amacımız işte soruşturmayı açmak kapatmak değil. Kapatmak olsa dediğiniz gibi yapardık. Çenç otoya bunu da karıştırır Veli Küçük’ün Çenç’ten ifadesini alır gönderirdik, onu yapmaktan da aciz değildik ama biz detaylı bir şekilde araştırılısın diye bunu yaptık. “

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ama burada böyle bir sıkıntı doğuyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Nasıl bir sıkıntı doğuyor?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Resmi ifadesi olmayan sadece görüntü kaydı olan.”Sanık Adil Serdar Saçan:”İşte ondan sonra istihbarat şey yapacaktı, çalışma yapıp,

ondan sonra delile ulaşılırsa operasyon yapılacaktı. Delile ulaşılmadığı için operasyon yapılmadı bunun sorumluluğu bana yani mışlan olmaz ki bu iş. Delile ulaşılmadığı için operasyon yapılmadı, olay budur. Ben nerden bileceğim gelecekte bu konuda delil çıkacak mı çıkmayacak mı diye. Yani savcı ya diyorum ki bu konuyla ilgili olarak bana çalışma izni ver. Savcı bey veriyor ben daha sonra bu konuyla çalışma için istihbarata yazıyorum. Ben ekiplerime Yeşil’in yakalanması için talimat veriyorum, bir sürü çalışma yapıyorlar sonuca ulaşamıyoruz. Her olayda sonuca ulaşmak zorunda değiliz ki, savcılığa götürüyorum savcı da soruşturma açmaya şu anda gerek yok diyor. Daha sonra delil bulunduysa eğer soruşturma açılıyor, bu kadar basit efendim.”

57

Page 58: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:58

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani bu altında imzası olan bir belgede olsa aynı şekilde yani bir kişi her şeyi söyleyebilir. Doğru veya yanlış.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Altında imzası olan bir belge olsa adliyeye sevk etmek zorundasınız ifadesini alırsanız. İfadesini aldım ben bunun ya savcım Allah aşkına bu soruyu siz mi soruyorsunuz bana? Sayın başkanım, ben bir şahsın ifadesini alacağım, imza attıracağım ondan sonra onu o ifadedeki söylediği konularla ilgili adliyeye sevk etmeyeceğim, bana ne derler?”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen:”Şu anda nasıl uygulanıyor?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Şu anda öyle mi yapıyorsunuz efendim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Şu anda delil durumuna ve soruşturmanın konumuna

göre adliyeye hiç getirilmeden de serbest bırakılan kişiler oluyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”O ayrı bir şey. O zaman resmi işlem yapıyorsunuz. O zaman

soruşturmayı operasyonu başlatmak durumundasınız. Bizim buradaki sıkıntımız operasyonla ilgili savcılık yazmış mücerret iddialardır çoğu diye. Operasyonla ilgili belge elde etmeye çalışıyoruz, o nedenle öyle yapıyoruz. Orada bir şey yok, sıkıntı yok. İzah edebildim mi bilmiyorum istiyorsanız tekrar söyleyeyim?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tuncay Güney’in anlattığı konuların, esasında terörle mücadele şubesinin görev alanına girdiğinden oysa size susurluk olayının ve bu olaya karışan kişilerin asker kanadı konusunda bir çalışma yapılacağının söylendiğinden bahsettiniz ve:”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yine yanlış yorumluyorsunuz, öyle bir şey söylemedim. Terörün alanına girebilir dedim. Bunun tefrikini yapacak olan savcıdır, istihbarat şubesidir dedim. Evet öyle dedim, terör alanına giriyor demedim. O girdiğini bilsem zaten teröre yazı yazardım evet ben öyle söylemedim bakın.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Zaten Hakan Ünsal Yalçın’a Tuncay Güney’in anlattıklarında bizimle ilgili bir şey yok, bunlar.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bizimle ilgili bir şey yok demedim efendim.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani beni ilgilendirmez. Ben savunmanızı yanlış

anladım o zaman yani.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Anlatayım efendim. Tekrar anlatayım mı?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır yani kısaca.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yanlış anlamış değilsiniz ben öyle bir şey söylemedim, ben

söylediğimi söylüyorum. Hakan Ünsal Yalçın’a dedim ki arkadaş sen susurluk askeri kanadıyla ilgili adam getirdiğini söylüyorsun, bu adam bu konuyla ilgili bir şey söylemiyor. Bu adamın söylediklerine bakıyorum tamam izinde alacağım ama bu adamın sorgu hakimliği de ifadesine bakıyorum, sizin getirmenize de bakıyorum, aranızda bir problem varsa bunu kendiniz halledin diyorum, olay budur. Bunu açıkladım zaten dün Fethullahçılardan Veli Küçük gurubunun arasında bir ilişki olduğun falan, şey çatışma olduğunu anlattım zaten.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ancak Tuncay Güney’in mülakatına bakıldığında, sorgucuların sorgu yapan kişilerin , kendisine susurluk olayıyla ilgili tekrar tekrar onlarca soru sorduğu görülüyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. Birde bir şey yok yani verdiği cevaplarda:”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani burada susurluk olayı Veli Küçük’ün o dönemki

pozisyonu o olayda adı geçen bir çok kişi ve olay hakkında bir çok beyanları var.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, varda onların hepsi basına çıkmış olan susurluğun

yargılanma sürecinde yargılanmış olan konular. Baktınız mı cevaplarına?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ali Yasak, Sedat Peker.”Sanık Adil Serdar Saçan:”E tamam işte onu da anlattım.”

58

Page 59: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:59

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sami Hoştan sizin daha sonradan işlem yaptığınız Abaza Oğuz Korukır, Semih Tufan Gülaltay gibi organize suç örgütü liderleri olduğu iddia edilen kişilerin Veli Küçük’le ilgili olduklarından bahsediliyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”E tamam savcım anladım. Bu konuyla ilgili anlattım işte biraz evvel dedim ki, sadece buraya gelmeyin biz bununla ilgili terör, asayiş, istihbarat, mali şube bu guruplarla ilgili yani bu buna söylemesine gerek yok ki Tuncay Güney’in bunlar bilinmeyen şeyler değil ki, burada işte sordu savcı bey söyledim. Veli Küçük’le ilişkisini ne diyorsunuz, böyle diyorlardı ispatlamaya çalıştık diye çalışma gurubu kuruldu istetin dedim, bir şey bulunamadı daha ne ikide bir çalışma gurubu kurulmaz ki bir konuyla ilgili olarak. 2000 yılında 5 tane şubeyle birlikte hatta beklide bunları aldığımız zaman belki de o çalışma devam ediyordu. 5 tane şube detaylı bir şekilde açıkladı bunu burada hatta Peker’in mali şeylerine bile girdik dedim. Bir sürü soruşturma yapıldı nitekim Abaza Oğuz Korukır’a da operasyon yapıp almışım işte onun şeyi de var, evrak burada benim ekler arasında ona kaç tane 2003 tane operasyon yaptığımda var. Yani bu konuyla ilgili zaten biz mütemadiyen çalışıyoruz. Tuncay Güney’in bize en fazla ek bir şey söylerse ekstra bir şey söylerse değerlendiririz hiçbir tanesi ekstra değil onlara bakınız.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada yeri geldiği için soruyorum.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Abaza Oğuz Korukır’ın Sedat Peker’le Veli Küçük’le ve

ismini verdiği birkaç asker şahısla ilişkili olduğunu, kendisinin görüştüğünü vesair söylüyor. siz yaptığınız soruşturmada bunları teyit eden bir şeylere ulaştınız mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Peker gurubunun adamı olarak alıyoruz zaten Oğuz Korukır’ı. Bu tahkikat dosyasına bakabilirsiniz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Veli Küçük’le ilişkisi.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Veli Küçük’le görüşüyor demesi bir şey değil ki savcım. Veli

Küçük’le Sedat Peker görüşüyor nasılsın ağabey? İyiyim. Ne yapacağız şimdi? Yani bir adli polis, bir yani bu sorular karşısında gerçekten bir adli polis olarak şey oluyorum, yani hicap duymaya başlıyorum böyle şey olur mu? iki kişi arasında konuşuyor. Veli Küçük’le irtibatı var diyoruz ve Oğuz Korukır’kini bilmiyorum, Sedat Peker ve Veli Küçük irtibatlıdır diyoruz, ispat edemedik diyorum size. Siz edebildiniz mi şu ana kadar? Suç suç ilişkisi. E yok adam telefonla konuşmuyor, birlikte gelmiyor, birlikte adam öldürmüyor ne yapacağız Sayın başkanım? İyi sen bununla niye konuştun diye alalım yani.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Serkan saçan söz istedi verildi:" Aynı zamanda kardeşiyim. Efendim sayın savcı öyle sorular soruyor ki, müvekkilim şahsi olarak husumet altında giriyor. Bu dava ve iddianamede de yok bunlar bu davayla ilgisi yok bize yöneltilen suçlamayla da ilgisi yok lütfen bunlar sorulmasın.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Neyse önemli değil boş ver. Evet, ben Oğuz Korukır’a işlem yaptım sayın savcım, orada var. O dosyayı getirtirseniz bakarsınız Sedat Peker’in adamı olarak işlem yapılmış ama bir adım sonrasına gidemedik diyorum. Bunu da söyledim zaten, 5 tane şube çalıştı Küçük – Peker ilişkisini biz ispatlayamadık. Siz ispatladıysanız tebrik ederim sizi, bu kadar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu yaptığınızı operasyon 2001 yılından sonra mıydı, bu bilgileri aldıktan, bu bilgileri daha önceden Tuncay Güney’den duymuştunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”2003 yılında yaptık efendim. Tuncay Güney’den ben duymadım ben şubenin müdürüyüm. Şubem kayda girmiştir, şubede vardır yani. Yani siz beni tüm operasyonları yapan hepsini hafızasına kaydeden birisi olarak mı görüyorsunuz anlamadım. Şube yapmıştır kayıtta vardır, arşivdir iki sene önce 2003’te Oğuz Korukır alınmıştır işlem yapılmıştı. E şimdi Tuncay Güney’de söylemişti, e Ahmet’te söylemiş Mehmet’te söylemiş. Mutlaka arşive girmiştir, soru sorulmuşsa ilgili memur sormuştur bu kadar basit yani ben her şeyle ilgilenemem ki orada.”

59

Page 60: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:60

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O zamanki uygulamanıza göre soruyorum. Bütün başlattığınız soruşturma veya hazırlıkları bir projeye mi tabi idi? Doğrudan soruşturmaya geçen soruşturma.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Olur mu yüzde 90’ı doğrudan soruşturmaydı. Projeye tabi olanlar bu tür çetrefilli konulardı, yani geniş alanda izlenmesi gereken konulardı yoksa adam tahsilata gidiyor adam vuruyor bilmem ne bunları bekleyecek halimiz yok ki. Bizim yasalarımız Amerika’daki yasalar gibi suç işleyen insanı bırakalım biraz daha izleyelim demiyor ki, hatta onu bırakın telefon dinlemesi yapıyoruz Sayın başkanım, telefon dinlemesinde adam diyor ki şunu gidip vuracağım. Oraya gönderiyoruz adam geldiği an alıyoruz. Adamı vurduramazsınız ki, göz göre yani, olur mu öyle şey? Evet. Ama hepsi projeyle değil evet. Az sayıda.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tuncay Güney’le karşılaşmadığınızı söylüyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet karşılaşmadım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Vermiş olduğu mülakatı veya çözümünü baştan sona

okudunuz mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Okumadım. Burada bile okumadım. Benim görevim değil ki o.

Bana işte onun için 4 tane hazırlayıp verdiler onları da okumadım. O benim altında çalışan insanların görevi, şu organize suçlar şube müdürlüğü şeyi olacak çizelgesi olacak, görev çizelgesi. Nerde o bulabilir misin?”

Mahkeme Başkanı:" Savcı bey okumadım diyor bilmiyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Okumadım yani şubede adli tahkikat bürosu var, araştırma

değerlendirme amirliği var, teknik büro amirliği var, hepsinin altında üstünde baş komiser var, emniyet amiri var onların görevi benim değil.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ama siz imzanızla proje izni istiyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet tabi şube müdürü olarak.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yine Tuncay Güney’den bahsederken burada huzurda

savunmanızda boyu şu kadar korkak, tırsak anlamında sözler söylediniz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, onu kamera kayıtları ve Ahmet’in anlatımlarıyla. Ahmet o

tarihte gelip bize söylemişti bide biz canlı kamerayla izliyorduk şubeyi yani şubenin her tarafında kamera var bizim, organize işler şubesinin. Benim odamda da yakın plan dahil çekebilirsiniz insanları, görebiliyordunuz yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Çelişkili bir durumu aydınlatmak için soruyorum. Proje izni alırken Tuncay Güney’in anlatımları konusunda samimi beyan tabiri kullanıyorsunuz, bu beyan iddianamede kullanılınca çok eleştirildi. Oysa Ahmet İhtiyaroğlu sizde savunmanızda sıkça bahsettiniz, Tuncay Güney’in özet olarak kurgulanmış bir şekilde şubeye geldiğini bir çok şeyi sorulmadan anlattığını anlattı. Sizin resmi yazınızda bu ifade arasında bir çelişki oluşuyor. Sizin bu konuda ki açıklamanız nedir?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Çelişki yok orada efendim samimi beyan polisin kullanmış olduğu rutin bir şeydir, anlatım tarzıdır. Yani her kim ifade ederse etsin samimi beyan denir. O işte zor altında kullanılmadığı anlamındadır. Yani kullanılarak elde edilmediği anlamındadır. Samimi beyanlarla samimi beyan, bütün emniyet ifadelerinde bütün emniyet üst yazılarında görebilirsiniz halada vardır. Yani o polis jargonunda olan bir sözdür, ondan dolayı kullanılmıştır. Çelişki yok orada, adama zaten bakın adam zaten şimdi savcım orada çelişki olmadığı zaten sorunun içinde var. Adam kurgulanmış gelmişse samimi beyanda bulunacak tabi, yani kurgulanmış gelmiş adam, samimi beyan ne demek? Oturup her şeyi anlatmak demek işte kurgulanmış gelmiş, samimi bir şekilde beyanda bulunuyor. Bunun neresi çelişki?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır anlattıklarının doğru olup olmadığı konusunda.”Sanık Adil Serdar Saçan:”O ayrı bir şey anlattıklarının doğru olup olmadığı meselesi ayrı

bir şey adamın samimiyetle bir olayı anlatması ayrı bir şey. Adam gelir işte siz senelerce yargılama yapıyorsunuz efendim. Gelir burada takır takır anlatır zannedersiniz ki, gerçek ama iki

60

Page 61: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:61

soru sorarsınız gerçek olmadığı ortaya çıkar. O samimi beyan ayrı şey. Doğru beyan demiyoruz samimi beyan diyoruz. Evet.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu konu size soruldu, proje çalışması için müracaat ederken Tuncay Güney’in beyanlarından bahsediyorsunuz, aramalardan da bahsediyorsunuz resmi yazınızda, çıkan eşyalar liste halinde ama eklerde yok buna gerekte olmadığını söylediniz..”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Eklerde tutanaklar var. Tutanak içeriğinden sorumluyuz, tutanakları gönderiyorum ben.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet sorumu bitireyim. Yani burada savunmanızda aleyhinize ifade veren bir kısım kişilerin somut olgular ile desteklenmeyen ifadelerinin ciddiye alınamayacağını savundunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Mesela, ben öyle bir şey hatırlamıyorum.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sayın meslektaşım okudu yani sizin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Adnan hocacılarla ilgili mi?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Adnan hocacılar veya herhangi bir kişi.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben öyle bir şey demedim o sizin yorumunuz. Somut olmayan

bir destekleme ben hiç öyle bir benim tarzım değil, evet. Ben anlamıyorum ne demek istediğinizi.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tuncay Güney’inde beyanları netice itibariyle bir kişi ve onun etrafındaki kişilerle ilgili sadece Tuncay Güney’in ve Ümit Oğuztan’ın bu somut olmayan beyanları gönderildiğinde Cumhuriyet savcısı buna göre bir değerlendirme ve kanaat bildirebilir. Ancak bir örgüt yapısı olduğuna dair şüphe oluşturacak örgüt belgeleri denilen boyutlarda bulunan Ergenekon, lobi, mafya vesair olsa kişinin Veli Küçük’le ilişkili beyanları konusunda doğru olabileceği kanaatini doğuracak sizinde elde ettiğiniz 7 koli halindeki eşya içerisinde ki fotoğraflar olsa mesela Veli Küçük’ün makam koltuğuna oturulmuş çekilmiş fotoğrafı, Küzey Irak’a gittiği konusunu doğrulayacak fotoğraflar. Bazı kişilerle görüşmelerini doğrular fotoğraflar olsa, ajanda notları telefon numaralı, daha değişik bir kanaate sahip olabilirdi.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Onu savcı beyi çağırıp sorarsınız. Olabilirse ben o suçlamayı kabul ederim. Zafer Yalçın’ı çağırıp sorarsanız o yani soruyu soruş biçiminiz bile hatalı başkanım. Böyle bir şey olur mu? Savcı Bey böyle yapmış olsaydı, sen böyle yapmış olurdun. Böyle bir şey yok. beni biraz evvel bana diyorsunuz ki siz ifadeyi niye okumadınız demeye getiriyorsunuz. Şubenin müdürüsünüz altına imza atıyorsunuz. Evrakı kapattın savcı bey, niye istemedin o zaman? Bende size öyle cevap vereyim. Orada bir art niyet yok, bu işler şeyle olmaz. Ben bakın başkanım, ben bu soruşturmayı kapatmak isteseydim, savcı beyin biraz evvel söylediği işi yapardım. Ne yapardım? Alırdım Tuncay Güney’in ifadesini gönderirdim ekipleri Veli Küçük’ün ifadesini aldırırdım, Veli Küçük’ün evinde usulen arama yaptırırdım. Alınmış mı? alınmış, aramada bir şey bulunmuş mu? bulunmamış kapatırım. Olay böyle kapatılır savcı bey. Gidilip de ön çalışma izin alınıp ondan sonra istihbarat şubesine yazı yazılıp çalışın denilmez, olay böyle kapatılmaz. İstihbarat şubesi niye yapmamış? O soruyu niye onlara sormuyorsunuz da bana soruyorsunuz? İstihbarat şubesine yazı göndermişim, sorguya girmişler neden onlar hiçbir çalışma yapmamışlar? Teknik imkanları var, Veli Küçük’ü bile dinlememişler. Gelen cevaplar var burada şimdi durum böyleyken niye beni suçluyorsunuz? Bunu göndermiş olsaydınız savcı bey ne derdi? E gönderdik işte istihbarat şubesine çalıştı. Ben bakın kendi kafama göre başkanım ben 20 ay proje çalışma izni kalmış şeyde, 20 ayda istihbarata 3 tane yazı yazmışım 3 tane cevap almışım. Demişim ki, arkadaş izlediniz mi? yok, incelediniz mi? yok. buradan soruyoruz cevap geliyor yok. Ondan sonra savcı beye de bunu bildirerek yazmışım e şimdi bana diyor ki savcıya Veli Küçük’ün fotoğrafını götürseydin e belki kapatmazdı. Ya biz zaten bu soruşturmayı bir şey bulmak için yaptık, fotoğraf başlı başına bir anlam ifade ediyor mu? bir bağlantı bulmak zorundasınız savcı bey bir bağlantı bulmak zorundasınız. Bunu bulacak

61

Page 62: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:62

olan yer, bakın başkanım ben bu soruşturma için ön çalışma izni almışım, bunu ben kendi uhdemde bırakmamışım istihbarat şubesine yazmışım. Yani ben bunu istediğim gibi yani istihbarat birini dinleyip bir bulguya ulaşsaydı ben olmaz kardeşim deseydim o zaman kapatmış olurdum. Burada sorumluluk bana ait değil bunu savcıya soracağınız soruları bana soruyorsunuz bunu bilerek yapıyorsunuz zannediyorum, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben sorumu yeterli açıklıkta soruyorum siz yorum katıyorsunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam efendim ben kapalı demiyorum ki sorunuza.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Örneğin bu soruşturma kapsamında Veli Küçük’ün

evinde arama yapıldı ve Tuncay Güney’den elde edilen eşyaların büyük kısmı yani doküman olarak Veli Küçük’ün evinde de çıktı.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu delil mi sizce?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Buna mahkeme karar verecek.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ama bende size bir şey söyleyeyim, bakın soruşturma iznini

alırken başkanım bir saniye insanları suçlarken biraz, şu ek klasör 165 sayfa 12 bi açabilir misiniz? 12 veya 13 ek klasör 165 sayfa 12 evet. Yok bir saniye.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başka bir soru sorayım.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ha bir saniye efendim bir dakika.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Buna yeterince cevap verdiniz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır hayır buna cevap vereceğim bir saniye efendim. Bizim

yazımız sayfa 16, 16’yı açar mısınız? Bakın yazıda ne diyoruz, bakın şahıslardan Tuncay Güney ekteki zaptetme tutanaklarında yazılı belgelerin ve göz altında bulunduğu süre içinde kendisinin rızası dahilinde kameraya alınan mülakatı. Rızası dahilinde diyoruz samimi beyanları demiyoruz burada. Efendim bakın ne diyor 2000 yılı Ağustos ayında emekli olan tuğgeneral Veli Küçük’le tanıştığını Veli Küçük’le ilişkilerinin her geçen gün daha da artarak ilerlediğini Veli Küçük’le ilişkilerinin artıkça adı geçenin çok geniş kapsamlı illegal bir oluşum içinde olduğunu fark ettiğini ve içinde bulunduğu illegal ortamı ve çevresini tanımaya başladığını zamanla adı geçen istihbarat görevlisi olarak çalışmaya başlayarak, e bunun belgelerin onda bulunmasında daha doğal bir şey yok mu? adam diyor ki ben Veli Küçük’ün istihbarat görevlisiyim. Bende bunu savcının yazısına yazıyorum, nesi delil onun yani? Ben onları savunmak durumunda değilim de bana bu soru niye soruluyor onu da anlamış değilim. Ben Veli Küçük’ün istihbarat görevlisi ben değilim. Hani diyorsunuz ya Veli Küçük’ün evini aramış olsaydınız bu çıkardı yani nerden biliyorsunuz sonra 2001 yılında Veli Küçük’ün evini arasaydık bunların çıkacağını? Belki başka bir depoda. Yani belki başka bir depoda.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bir şey öyle bir şey söylemedim. Yani bir soruşturma adı üstünde soruşturmadır..”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bana soru sorarken öyle sormuyorsunuz.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:” İddiaların gerçekliği araştırılır araştırılmaz tabi bu yani

size burada sorguladığınız sorgulanan konu açıkçası çalışma izni dışında alma ve bunu istihbarata bildirme dışında hiçbir işlem yapmadığınız sorgulanıyor, açıkçası bu. “

Sanık Adil Serdar Saçan:”Efendim sorgulandığınıza da ben burada uzun uzun cevap verdim. Bu soruların muhatabının bu soruların ben cevap verdim çok işlem yaptım tüm dosyaların tasnifini yapmışım tutanaklarını tutmuşum istihbarata göndermişim, neden istihbarata gönderdiğimi yazmışım? İmkansızlık sebebiyle bir ikincisi konunun büyük bir ihtimalle büyük bir oranla bizi ilgilendirmediği gerekçesiyle üçüncüsü bunlar hep istihbarata soracağınız sorular savcıya soracağınız sorular bana soruyorsunuz bende buna itiraz ediyorum Sayın başkanım. Yani burada bir tek Adil Serdar Saçan mı var bu dosyayı kapatacak? Bir tane yardımcımın ifadesini aldınız mı? bir tane o şubede çalışan başka bir görevlinin ifadesini aldınız mı? beni çağırmışsınız sen niye kapattın? Bir tane benden sorumlu emniyet müdür yardımcısının ifadesi

62

Page 63: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:63

alındı mı? İstanbul emniyet müdürünün ifadesi alındı mı? savcının ifadesi alındı mı? hiç kimsenin başkanım. Varsa yoksa Adil Serdar Saçan niye? Niyesini anlattım burada buyurun efendim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu projede çalışma izni kapsamında telefon dinleme dışında yapılacak başka herhangi bir soruşturma işlemi yok muydu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Olduğu için zaten istihbarata yazdık zaten adamları takip etmeniz lazım. Takip ettiğiniz kişi senelerce jandarmada çalışmış tuğgeneral olan bir kişi profesyonel kişiler onun için benim takip ekiplerim yok mesela, organize işler şubesinin takip ekipleri yok sadece operasyon ekipleri var. Gidersiniz silahlı mafyayla çatışır çatışmaz alır gelir bu kadar. Bunun dışında bir tek Yeşil’in alınması için Yeşil’in yakalanması için Adil Timur Taş denilen bir adam abuk subuk ifade vermiş gerçi ama Yeşil’in yakalanması için gerçekten çok ciddi çalışmalar yapıldı, raporlar verildi onları hepsi var şube arşivinde, yakalayamadık. Eğer Yeşil’i yakalamış olsaydık adli polis olarak gerçekten onun sorgulayarak birçok olayı çözebilirdik. Şu anda sizde şu sıkıntıda olmazdınız ama ne yazık ki olmadı biz çalıştık yani çalışmadık değil. Fakat ana tahkikata zarar vermemiz gerekiyordu yani istihbarata hem gönder hem de kendin çalış olmaz. Bir yerde en ufak bir yanlış yaptığın zaman operasyon batar bunu anlattım zaten biraz evvel, evet.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tuncay Güney’le yapılan mülakatın görüntüye alınması konusunda bunu işkence iddialarına karşı alınan bir tedbir olduğunu söylediniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”MİT müsteşarlığı mahkemeye bir dosya gönderdi CD

içerisinde ses dosyaları var.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bunlar içerisinde Tuncay Güney’le yapılan bir

mülakatın sesleri var. Bunlarda görüntü kaydı yok ve bununda görüntülü mülakattan önce yapıldığı anlaşılıyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu seslerde de işkence yapıldığına dair ciddi kuşku

duymuş olmalı ki mahkeme bu konuyu suç duyurusuna konu yaptı.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet bunun benle ne alakası var?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu mülakattan sizin haberiniz var mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Sayın başkanım, şimdi eğer bu örgütle ilişkiliyse mahkeme o

zaman suç duyurusunda bulunmamalıydı bizim ifademizi almalıydı. Yok örgütle ilişkili değilse bu soruyu sormamaları gerekir. Benim başka yerde yargılanmam lazım. Nitekim geldi savcılıktan ben gittim oraya ifadeyi verdim, o CD’yi göndereni bulacaklarına hep böyle yapıyorlar. Yani savcı beyi suçlamıyorum da, Samanyolu’na internetten bir ses kaydı düşüyor. Yav ses kaydının kimin aldığı illegal o suç çünkü, araştıracaklarına ses kaydı çıkan kişinin üzerine gidiyorlar. Bu da öyle bir mantık yani, arada bir bağlantı kuruyorum aksiyon mantığıyla. Benle ne alakası var Sayın başkanım? İtiraz ediyorum bu soruya.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Haberiniz yok mu? var mı böyle bir şey oldu mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Efendim bakın, bakın diyorum ki size bizim şubemizde bizim

şubemiz illegal bir şube değil. Bizim şubemiz devletin resmi kurulmuş bir şubesi, o şubede görüntü kaydı alınmışsa alınmıştır, ses kaydı alınsaydı onun çözümü yapılır gönderilirdi. Demek ki ses kaydı alınmamış ki çözümü yapılmamış bu kadar. Yani sonra bizim görevlilerimiz ses kaydını alıp işkence yapıp onu da ses kaydına alacak halleri yok değil mi sayın savcı bey? O kadar salak mı yani oradaki görevliler?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ortada yani bir durum var araştırılması gereken, sesler var.”

63

Page 64: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:64

Sanık Adil Serdar Saçan:”Araştırın efendim araştırılıyor zaten adalet her şeyi araştırıyor ben her şeyin hesabını veriyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Mesela burada isim geçiyor bir görevli diye N Ali İhsan ismiyle sesleniyor. Ali İhsan isimli birisi var mıydı o zaman şubenizde?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ne bileyim ben, Ali ihsan isimli.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bahsettiğiniz Ali İhsanoğlu?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok yok hayır o Ali İhsan 2000 yılında gitti bizden. 2000 yılında

o müfettiş raporunda var. 2000 yılında şubeden sicilini bozup gönderdim, o değil bu, o değil gerçekten hatırlamıyorum Ali İhsan diye bir memur var mı?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu sorumun sorulma nedeni aslında şu, bu davada Tuncay Güney’in en başından itibaren kurgulanmış bir şekilde bunları anlattığı söylene geldi.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok devam etmiyor ben öyle bir şey demedim.Cumhuriyet savcısı Nihat Taşkın:”Halen burada bu devam ediyor, Tuncay Güney’in CIA

veya MOSAD ajanı olarak polis içerisindeki bir gurupla işbirliği halinde bunları söylediği, söylettirildiği belli bir plan için söylettirildiği ve gayet kendisine iyi davranıldığı söyleniyor.

Sanık Adil Serdar Saçan:”Kim diyor efendim ben demiyorum öyle bir şey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Aslında görüntü kaydına alınan mülakatında da var

daha önce kendisiyle konuşulduğunu söylüyor Tuncay Güney.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bunu nerde söylüyorlar başkanım? Ben bunların hiçbirini

söylemedim duymadım de nerede oluyor bunlar, söyledikleriniz?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu davada yani bu .”Sanık Adil Serdar Saçan:”Davada öyle bir şey yok birinci iddianameden bahsediyorsunuz

birinci iddianame davası mı?” Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Burada da aynı şekilde iddialar dile getiriliyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Kim söylüyor efendim? Kim söyledi efendim bu davada?

Tuncay Güney’li ilgili bir tek ben konuşmaya yetkiliyim bu davada başka bir hiç kimsenin bir itirafı yok.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani kişinin bu beyanları yani rızası dahilinde sizin iddia ettiğiniz gibi değil de bir zor veya işkence halinde verilmesi halinde bu kurgu teorisi bir yara almış olacak. Bu nedenle size soruyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Anlamadım efendim bir saniye işkence altında alınmışsa kurgu teorisi yara mı alacak?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Evet.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ne demek o anlamadım.”Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen söz almada konuştu:”Kimi savunuyoruz

o zaman? Hayır Tuncay Güney’i ( bir iki kelime anlaşılmıyor)Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir saniye anlamadım, soruyu gerçekten anlamadım yani, bir

daha söyler misiniz soruyu anlamadım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu davanın başından itibaren Tuncay Güney’in.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Onu anladım bir kurgu var deniliyor. Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kurgu var, bu anlattıklarını kendisine öğretildiği şekilde

ve gayet rahat bir ortamda hatta kendisine sorulmadan anlattığı iddia edildi, görüntülerde kısmen bunu doğruluyor ancak mahkemeye çok sonradan gelen işkence iddialarını da gündeme getiren ses kaydında kendisine işkence yapıldığı anlatılıyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet. Ve ifadeler geçersiz mi sayılsın deniliyor. Bir saniye ben soruyu anlamaya çalışıyorum.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu durumda kişinin yani bir kurgu şekliyle değil zorla konuşturulduğu iddia edilebilir. Yani bu kurgu teorisi belki bu açıdan yara alacak bunu anlatmak istiyorum.”

64

Page 65: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:65

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet sorunuz ne efendim?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Ben size sorumu sordum, yani sizin daha önceden

yapılan bu kayıttan haberiniz var mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır efendim bakın daha önceden yapılmış bir kayıt falan yok.

şubenin resmi kaydı yok böyle bir konuda. Kimin kayda aldığı belli değil, kimin gönderdiği belli değil imzasız bir ihbar mektubu, ama ben şunu size söyleyebilirim. Tuncay Güney’in bakın sorgucunun görevi kurgu varsa kurguyu açmaktır, çözmektir, bunu soruyla yapar. Bir eğer Tuncay Güney kurguyla gelmişse ki Ahmet sorgulamıştı o ifadesinde kurgu daha doğrusu kendi yaşantısına göre bilmemesi gereken çok şeyi bildiğinden şüpheleniliyor bir polis olarak ve buna kontra sorular soruluyor. Şeyde de görüyorsunuz zaten, şimdi bu adam söylüyor ama bakın ben sizin ne demek istediğinizi anladım ama bakın, bir şey atlanılıyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen:”Adilcim bi dakika, sayın başkan şimdi efendim burada sayın savcının sorduğu bu soruda, aslında olayla ve olayın sonuçlarıyla ilgili bir durum yok bir belirlilik yok.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Birinci iddianameyle ilgili soru soruyor.”Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen:”Evet yani boşu boşuna soruyor ve boşu

boşuna zaman kaybediyoruz. Aslında bu konulara biz mümkün olduğu kadar az müdahale etmeye çalışıyoruz. Siz eğer bu soruları geçiştirirseniz.”

Mahkeme Başkanı:" Cevap verirdi savcı bey, bilmediğini söylüyor.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Verildi.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yalnız başkanım bir saniye orada bir şeyi söylemem lazım.

Onun bana da gazetelerde falan yazıyorlar, orada bu şahsın anlatımları video kasete geçti, video kasetteki anlatımları dışında bizde resmi bir anlatımı yoktur. Ama bu şahsın sadece anlatımlarıyla iktifa edilmedi ki evinde çıkan aramalarda çıkan şimdi haa o da geldi aklıma onu da soruyorsunuz ama siz onları iyi okumamışsınız o şeyleri Tuncay Güney’in ifadelerini iyi okumamışsınız. Onu ben burada cezaevinde gördüm, evinde çıkan belgeler var başkanım Tuncay Güney’in aramalarda o şemayı Veli Küçük ve gurubu diye şematize etmişiz buraya burada gösterdim. Bir dakika el yazısıyla yazdığı bir örgüt şeması var Veli Küçük ve gurubuyla ilgili bir dakika. Onu ben bizimkiler Tuncay Güney el yazısıyla yazmış onu şematize etmişler bir takım gazeteciler var şunlar var bunlar var, onları soruyor bizim sorgucular kamera önünde yani Tuncay Güney’in sadece sorgusu evet burada bakın bu şemalar falan var. Şimdi bunlar üzerine Tuncay Güney’e sorular soruluyor zaten.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim konu anlaşıldı.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tuncay Güney’in serbest bırakılması ve sonrasında

yurt dışına çıkışı hakkında sizin hakkınızda söylenenlerin doğru olmadığını söylediniz. Bu konuda bilgi sahibi misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Değilim efendim, asla değilim. Zaten biraz evvel ispat ettim işte yani sayın yargıçlarım siz senelerin yargıçlarısınız Allah aşkına tutuklanan bir adamı organize müdürü nasıl bıraktırır? Kefaletle bırakıyorlar, yani.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim haberi yok daha evvel bir açıklama yaptı zaten.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Birde hürriyet gazetesinde biliyorsunuz bu şeyle görüşüp

duruyorlar yurt dışında, Mehmet yok Mehmet Özbay ile görüşüyorlar. Mehmet Özbay kimin gönderdiği falan söylüyor biliyorsunuz, takip ediyorsanız. Fileli geldi falan diyor ya hakikaten benle alakası yok yani. Niye göndereyim adamı? Adam benim gönderdiğim adam bana işkence yaptı diye.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim konu anlaşıldı.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam efendim.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”

65

Page 66: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:66

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Sizinde telefon görüşmeleriniz olan birlikte program yaptığınız Emcet Olcaytu bir duruşmada söz alarak bu günkü Cumhuriyet başsavcı vekilinin Tuncay Güney’in serbest bırakılması pazarlığının içerisinde olduğunu yani sizin şubenizin yaptığı mülakatta anlatacakları karşılığında tutuklandığı olaydan serbest bırakıldığını söyledi veya ima etti. Tuncay hatta suç duyurusunda bulunuldu bu konuda, Tuncay Güney’in tutuklandığı soruşturmayı da siz yaptınız. Bu konuda bir bilgi sahibi misiniz? Size öyle bir.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır efendim, yok efendim öyle bir şey yok. Turhan Çalakkadı’ya evrak daha sonra gitti diye biliyorum ben. Biz Fatih’e gönderdik. Emcet beyde öyle bir şey söylemedi benim anladığım kadarıyla o başka safahattan bahsediyor yani bizim şubeden.”

Salonda anlaşılmayan konuşmalar oldu.Mahkeme Başkanı:" Efendim açıklama yapacaksınız sabredin buyurun, efendim üç kişi

bir arada konuşamayız.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Şubeden gittikten sonra ki safahattan bahsediyor. Ayrıca ben

Turan Çolakkadı’yı tanırım:”Mahkeme Başkanı:" Böyle üç kişi bir arada konuşamayız olmaz, olmaz anlaşamayız.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ayrıca Ben Turan Çolakkadı’yı tanırım yani Emcet beye o

konuda katıldığımı söyleyemem ama belgesi varsa bir şey diyemem. Yok yani öyle bir şey yok yani, ya sayır Turan Çolakkadı o bir kere başkanım olayın mantıksızlığı şundan belli, biz proje çalışma iznini Muzaffer Yalçın’dan almışız. Yani Turan bey niye karışsın bu işe? Hiç alakası yok ama başka bir şey biliyorsa Emcet bey onu bilemem.”

Mahkeme Başkanı:" efendim açıklayacaksınız, durun bitsin sorular.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”MİT müsteşarlığı mahkemeye verdiği cevapta,

kurumlarına ulaşan bu bilgilerin bir ihbar mektubu ekindeki CD’ler olduğunu söylüyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O ihbar mektubu dosyada var. Burada yani bir resmi

görevli olduğu anlaşılan kişinin bir ihbar mektubu ekinde de bu Ergenekon’la ilgili CD’ler Tuncay Güney’in anlatımları yer alıyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu ihbar mektubunda emniyette bu konu hakkında

Tuncay Güney adli herif bunları anlatıyor ama hiçbir işlem yapılmıyor veya yapılamıyor diyor.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Siz çalışmanızı Emniyet Genel Müdürlüğüne veya

MİT’e gönderdiniz mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet buda dedikodular arasında bana yöneltilen bu gayri resmi

dedikodular arasında işte Adil Serdar Saçan göndermiş diye. Sadece şöyle cevap veriyorum, içinde işkence olduğu iddia edilen ses kaydı olan bir CD niye göndereyim ben MİT’e? Bu kadar. Herhalde onun kanıtıdır. Yalnız bu çok enteresan başkanım bu konuda beni bu olay çıktı çıkalı bu şey gurubu izin aldığım gurup devamlı suçluyor devamlı oradan buradan diyorlar ki sen göndermişsin CD’yi falan işte içinde işkence ile ilgili sesler mesler olduğu iddia edilince birden bire vazgeçtiler bundan yani. Ben niye göndereyim efendim ben o tarihte bakın sayın başkanım MİT’in CD şey CD’nin MİT’e gittiği tarihte daha proje çalışma izni devam ediyor. Ağustos 2002’de gitmiş biz 14 Kasım 2002’de proje çalışmasını sonlandırmışız. Devam ederken ben niye MİT’e göndereyim? Yani zaten soruşturma yapıyorum, kendi kendimi mi ihbar edeceğim yani?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu davada birinci davada daha doğrusu sizde bunu sık sık dile getiriyorsunuz, sizinle ilgili konuların daha çok o davada olduğundan. Mülakat görüntüleri ve çözümlerinin orijinal olmadıkları.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ne olmadıkları?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Orijinal olmadıkları.”

66

Page 67: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:67

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Yani bunlar üzerinde oynama yapıldığı bazı kısımların

çıkartıldığı iddia edildi.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok öyle bir şey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”O şubenin sorumlusu olarak.”Sanık Adil Serdar Saçan:’Yok öyle bir şey. Bütün çözümler ek klasör birinci iddianame ek

klasör 165’te 2001 yılı çözümleri vardır. O çözümlerin altında aidiyet numaraları vardır. O aidiyet numaralı personeli bulup ifadesini alabilirseniz bu soruya cevap vermiş olursunuz. Öyle bir şey yok. biz hiçbir şekilde oynamadık, bizden sonra oynandıysa bilmem ama çözümler olduğu için o çözümleri benim personelim yaptı 2001’de. O aidiyet numaralı personeli bulup ben ifademde talep ettim ama gelmedi bana isimleri. İfadesini alırsanız o konudaki itirazları da bertaraf etmiş olursunuz.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Çelişkili bir durum olarak görüldüğü için sizin savunmanızda 2001 yılında sizin hakkınızda olumsuz yayınlar yapan aydınlık dergisi.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Söyledim evet. Kazandım dava açtım kazandım.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hatta davalık olduğunuz hukuk danışmanı Emcet

Olcaytu ile ilişkinizi açıkladınız. Bu soruşturma sürecinde mi başladı tanışıklığınız? Ne zamana denk gelir?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok yok, hayır hayır 2006 yılında bu şey ben Emcet Olcaytu ile o da enteresan başkanım ben Emcet Olcaytu ile bu davayla ilgili yani Ergenekon davasıyla ilgili tek bir röportaj yapmadım, tek bir söyleşi de yapmadım. Benim yaptığım söyleşiler terör üzerine organize suçlar üzerine ve emniyetteki Fethullahçı yapı üzerinedir. Bu konularla ilgili bir tek söyleşim yoktur, kendisi burada yani bu davayla ilgili bir tek, sadece Emcet beyin bana gelip Doğu bey sizinle basın toplantısı yapmak istiyor demesi benimde reddetmem var, bu kadar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”İkametinizde yapılan aramada iki sayfalık bir bilgisayar çıktısı bulunduğu iddia ediliyor, yazı içeriğine göre bunu sizin yazdığınız anlaşılıyor. Bunu siz mi yazdınız? Yazdıysanız kime yazdınız? Bunu soracağım. Burada Albayraklar ve Büyükşehir belediyesine yönelik operasyonlardan.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Gözaltına alınanlar listesi mi?”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır, isterseniz bakın şöyle.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bakim.Yok onu ben yazmadım, o soruşturma sırasında

Albayraklarla ilgili soruşturma sırasında gelen ihbarlardan birinin sureti. Kitap yazmak için bende duruyordu o dava dosyasında vardır 4 ağır cezada yargılanmışlardı o konuda. Benim yazım yani benim şeyim değil o. Bana gelen bir bilgi o. Soruşturmada dikkate alınan bilgilerden biri.”

Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Celal Ülgen:”Sayın savcının sorduğu soruyu ekranı görmediği için anlamayacaktır, o bakımdan ( bir iki kelime anlaşılmıyor)”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Albayraklar benim operasyon yaptığım bir gurup onunla ilgili bir bilgi notu o dava, 4 ağır cezada yargılandılar mahkumda oldular o konudan. Onunla ilgili ben kitapta yazdım bu Akbabalar örgütü isimli kitabımda MİT ve Albayraklar operasyonlarıyla ilgili bölüm var orada görebilirsiniz yani aleniyete hem kitapla intikal etti hem mahkemede intikal etti. Ama yazan ben değilim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Kimdir yazan?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bilmiyorum işte o tarihte bize şubeye bilgilendirme amaçlı

gelmiş ya bizim memurlardan biri yazmış ya, kaynağını bilmiyorum ama içeriği konusunda bilgi sahibiyim.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu sadece Albayraklar değil yani bir sürü maddeler halinde değişik konularda.”

67

Page 68: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:68

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam işte ama o operasyonla ilgili Albayrak değil sadece ama BİT Büyükşehir İktisadi Teşekkülleri ile ilgilidir. Onların hepsi adliyeye intikal etmiş konulardır. Ergenekon’la ne alakası var? Ergenekon’la ilgili bir lobi belgesi falan mı efendim?”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Hayır bu iki sayfalık doküman birilerine sunulmak üzere hazırlanmış bir intiba uyandırıyor, isterseniz hızlıca.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ya Mehmet Bölük getirmiştir.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bazı paragraflarını size okuyabilirim.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Okuyun efendim. Ha bir saniye bu operasyonla bağlantısını

anlayamadım, nedir? Yani ben Albayraklara operasyon yaptım fiziki irtibatı budur. 4 Ağır Ceza Mahkemesine bir yazı yazarsınız savcı bey bu dosya burada var mı sizde diye. Yok derlerse sorun bana soruyu o zaman. Gayri kanuni bir şey mi var orada? Bilmiyorum yani.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Bu bir yere, sorma amacımı söyledim yani bir yere sunulmak üzere, çünkü mesela şu konu araştırılmalıdır.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam şube müdürü olarak emniyet müdürlüğüne bilgi veriliyor.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”ve altında imza yok, başlığı yok sadece.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok olmaz bir bilgi notu yazılır arz denilir o kadar. Öyledir zaten

imza olmaz zaten bilgi notunda savcı bey, resmi evrak değil o. Hatta okuduktan sonra imha ediniz diye altında yazar.”

Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Öyle bir notta yok yani sadece iki sayfalık çıktı var.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Savcı bey o benim yazdığım bir şey değil neyini merak

ediyorsunuz? Sorun okuyun ben cevap vereyim içeriğini söyleyin.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Tamam cevap verdiniz yani, siz soruyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Benim yazdığım bir şey değil o başkanım yani, kitabıma da

mukayese edin yani hiçbir araştırma yapmadan bana soru soruyorsunuz.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun savcı bey.”Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın:”Başka sorum yok Sayın başkanım.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı:" Buyurun, e buyurun buyurun. Ha öncelikle sizi ilgilendiren öncelikle o

konuyu açıklayın bir konuyu yanlış herhalde aksedildi.”Sanık Emcet Olcaytu söz istedi verildi:" Ben, benim öyle söylemedim diye itirazımın

nedeni şudur. Ben Serdar beyle savcı arasındaki tartışmaya katılmak için değil. Şu konuda usulen itirazda bulunuyorum. Burada benim adıma bir beyanda bulunuyor savcı. Bu duruşmada tutanağa geçen bir beyan benim ki, şimdi savcı o duruşma tutanağından okur benim beyanımı hiçbir itirazım olmaz, tutanağa itirazım dışında ama benim adıma olsa olsa yöntemiyle akılda kalan şekliyle benim beyanımı değiştirerek, bir soruda kullanılması usule uygun değil. Bu açıdan mahkemenin benzeri durumlarda lütfün bu duruşmalarda söylenen sözlerle ilgili savcılık eğer sorusunda bunu malzeme olarak kullanacaksa zamanı var imkanı var. Bakın bizim bilgisayarımız yok biz sorgu yaparken savcı gibi hazırladığımız bilgisayar verilerini kullanamıyoruz, o kullanabilir. Bu soruyu soracaksa benim hangi celse hangi duruşmada tutanağa geçtiğini öğrenir oradan okur.”

Mahkeme Başkanı:" Kayıtlar ortadadır diyorsunuz. O şekilde sorması lazım. Diyorsunuz.”Sanık Emcet Olcaytu:”Evet. Yani akılda kalan olsa olsa yöntemiyle lütfen sadece beni

değil herkesi ilgilendirdiği için usule ilişkin itirazım söylüyorum. Teşekkür ederim.”Mahkeme Başkanı:" Efendim başka sorusu olan.”Sanık Tuncay Özkan söz istedi verildi:"Efendim öncelikle bu 1691 numaralı CD benim

sorgumun son günü Cuma günü sayın Haşıloğlu beni bilgilendirdi buraya geldi ama biz size vermedik dedi onunla ilgili dokümanlar 1691 nolu CD ve içeriği bu dün ulaştı dün akşamüzeri baktım, bu CD öncelikle biraz önce Adil bey ifade verirken DVD ‘de aman söyleme ben

68

Page 69: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:69

söyleyeceğim dedim söylememin sebebi bu CD DVD olmuş. Onun için sordum bir CD ne kadar bilgi alır Bir DVD ne kadar bilgi alır diye ve incelediğimde gördüğüm şey karşısında şok oldum, bütün Ergenekon dosyaları burada, bütün Adnan hoca dosyası burada benimle hiç alakası yok. Doktor Mesut Beyin benim doktorum ben düğününe katıldım ama doktor Mesut beyin düğün CD’sini ben almadım. Düğün CD’si burada her şey bunun içinde ve bu.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ve bunu benim verdiğim iddia ediliyor.”Sanık Tuncay Özkan:” ve buraya bunu Mesut beyin verdiği söyleniyor. Çok ilginç bir şey

daha saptadım efendim incelerken.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok Mesut bey değil benim verdiğim söyleniyor.”Sanık Tuncay Özkan:”Evet evet.”Sanık Adil Serdar Saçan:”O CD’yi ben vermişim oraya yani, Mesut beyin düğününü

müğününü bilmem ben.”Sanık Tuncay Özkan:”Mesut Özcan.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Kim verdiği iddia ediliyor? Benim verdiğim iddia ediliyor.”Sanık Tuncay Özkan:”Evet evet sizin verdiğiniz iddia ediliyor canım öyle yazmışlar

iddianamede öyle diyor. Doktor Mesut Özcan’ın düğün CD’si de var içinde 2007 yılında evlendi. 1999 yılında üretildiği iddia edilen bütün Ergenekon belgelerinin tamamı Adnan hoca soruşturmasının tamamı. Adnan hoca soruşturmasının Turkcell dinlemesine ilişkin araştırmalarının tamamı ayrıca çok ilginç şeyler var yani örneğin benim 2008 yılında yazdığım internette yer alan onu da size göstermek istiyorum. Tuncay Özkan ne yaptı? Kanalı sattıktan sonra internette yaptığım açıklamada dizi pusulası olarak 1999 yılındaki Ergenekon belgelerinin arasında var. Ayrıca Tuncay Özkan isimli bir dosya daha var, ayrıca biz kaç kişiyizin bütün internette herkese açık olan indirmişler ve buraya koymuşlar. Bütün il bazındaki yöneticilerinin listesi var. Gene 99 dosyalarının içinde var ama bunlar biz kaç kişiyiz hareketini 2007 yılından sonra başlattık, 2007 yılının:”

Mahkeme Başkanı:" Soracak mısınız?”Sanık Tuncay Özkan:”Soru şu, bunlarla ilgili olarak hayır efendim bir önce şeyi biraz

önceki durumu açıklık getireyim diye. Sormak istediğim şey şu, siz bu Tuncay Özkan ne yaptı isimli yazıdan haberdar mısınız? Böyle bir yazıyı bana verdiniz mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok yani efendim ben Sayın başkanım, şeyde bu Tuncay bey bu soruyu niye soruyor onu söyleyeyim. 1691 numaralı bir CD bulunuyor Tuncay beyin orada aramada, iddianamede bana suçlama yöneltiliyor.”

Sanık Tuncay Özkan:”Benim orası da değil yan o depoda 5 bin tane CD var, 1691 numarası var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Bir depoda Halkalı da bulunuyor. İddianame diyor ki bu CD’nin içerisinde Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’la ilgili bilgiler vardır diyor bunun diyor Adil Serdar Saçan diyor saklaması için Tuncay Özkan’a vermiştir. İddianamede aynen böyle söyleniyor. Fakat ben baştan beni biliyorsunuz, siz ezberlediniz numarasını 1691 numaralı CD’nin çözümünü istiyorum başkanım, başkanım diyordum. Çapan oğlu buymuş demek ki altında yani doktor Mesut Özcan’ın düğün CD’si bende olamaz yani. Çünkü ben doktor Mesut Özcan’ı tanımıyorum sadece bir merhabam var bir kere muayeneye gittim. Ne düğününü bilirim ne, yani ben onları hepsini DVD’ye atıp Tuncay’a vermiş oluyorum. Tuncay Özkan’ın yazısını bilmem. Buda onun için gelmiyor başkanım, görüyorsunuz işte onun için göndermiyorlar CD’lerin içeriğini. Çünkü bakın iddianamede o bölümü bulabilir misiniz, 1691 numaralı CD herhalde sayfa 1277’di artık şeyi otomatik olarak kafamız şey yapmaya başladı. Bu CD’nin şeyde de olabilir iddianame, bu CD’nin benim tarafımdan Tuncay Özkan’a saklanmak üzere verildiği iddia ediliyor.”

Sanık Tuncay Özkan:”Evet iddianame öyle yazıyor.”

69

Page 70: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:70

Sanık Adil Serdar Saçan:”Neyse yani iddianamede yazıyor bakınca bulunabilir. Kanıt kendi içinde yani başkanım.”

Sanık Tuncay Özkan:”Peki siz bana Ergenekon, lobi ve diğer belgeleri sizde çıkanlar dahil olmak üzere bana herhangi bir şekilde Ergenekon’la ilgili 99’dan 2007 yılındaki telefon konuşmamıza kadar bir bilgi verdiniz mi? bununla herhangi bir doküman oldu mu, sizinle bu konuda benim bir görüşmem oldu mu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır, şimdi bunu şöyle kanıtlayabilirim Tuncay Özkan bağlı bulunduğu kanallarda Ergenekon’la ilgili bir tek yayın yapmamıştır. Yani Ergenekon’la ilgili ben ona bilgi versem gazetecidir yayın yapar. Bu yayınlar Fehmi Koru ve gurubu tarafından yapılmıştır. Eğer ben bunları Fehmi Koru’ya verdiğim diye iddia edilseydi, doğru olabilirdi. Ama Tuncay Özkan’a verdi dediğiniz zaman doğru değil bu çünkü gazeteciye verirsiniz gazeteci yayınlar. Niye vereceğim Tuncay Özkan’a lobi belgesini? Sonra ben o belgelerin bende olduğunu da bilmiyorum ki. Dediğim gibi o CD’lerin nasıl gelmiş olabileceğini izah ettim başkanım o da tahmin üzerine gerçekten açıp bakmadım, baksaydım da derim. Sonra da vermiş olsam da verdim derim buna da emin olun. Çünkü Tuncay Güney’e teslim etmem gereken CD’nin bir suretini gazeteciye verip kitap yaz veya yayınla demekte de bir beis görmüyorum ama vermedim hakikaten vermedim yani. “

Sanık Tuncay Özkan:”Abdurrahman Yakupreisoğlu’yla ilgili olarak benim yaptığım herhangi bir haber var mı, bunu hatırlıyor musunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Benim hatırladığım kadarıyla onu haber özel ekibi yaptı. Yani siz söyledikten sonra biliyorum haber özel ekibi yaptı, Tuncay Özkan’ın yaptığı hiçbir haber yok o konuyla ilgili. Bakılabilir arşivden.”

Sanık Tuncay Özkan:”Ben Abdurrahman Yakupreisoğlu’nu tanımıyorum efendim Abdurrahman Yakupreisoğlu sürekli şikayet ediyor Adil Serdar Saçan’la beni Aydın Doğan’ı, Mesut Yılmaz’ı, Turgay Ciner’i, Mehmet Emin Karamehmet’i bir çete oluşturup ülkeyi yönetmekle suçladığına dair bir gün bir polis müfettişinin ifade alma isteğiyle karşı karşıma gelince haberdar oldum. Bununla ilgili olarak bir de mahkeme açıldı o mahkemeden de beraatla sonuçlandı bu. Bunun dışında herhangi bir bilgim yoktur. Eklerdeki ifade konusunda ciddiye almadığım için burada sorulana kadar bu konuda yanıt vermemiştim. Adil Serdar Saçan Tuncay Özkan’ı ne zaman tanıdı, bu konuda bilgi verebilir misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet, başkanım o konuda bilgi vermeden önce bir önceki soruyla ilgili iddianamenin 1329. sayfası buldum. Aynen şöyle diyor, Tuncay Özkan Adnan Bulut’un ifadesini beğendikten sonra diyor ki Nitekim şüphelilerden Ahmet Tuncay Özkan’ a ait depoda ele geçen 1691 numaralı CD içinde şüpheliler Tuncay Güney ve sanık Ümit Oğuztan’dan elde edilen dokümanların bir kısmının bulunması bu bilgilerin şüpheli Adil Serdar Saçan tarafından bu kişilere verildiğini kanıtlamaktadır, diyor.”

Sanık Tuncay Özkan:”Bir kısmı değil efendim, eksiksiz tam olarak.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Kanıt olarak sundukları CD’nin içerisinde doktor Mesut

Özcan’ın düğün görüntüleri çıkıyor. Allah diyorum başka bir şey demiyorum yani.”Sanık Tuncay Özkan:”Benim 2007 yılından sonraki görüntülerim çıkıyor efendim.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ve başkanım siz tanıksınız heyetiniz tanık aylarca o CD’nin

içeriğini talep ettim ben burada, aylarca çıktım konuştum. Hatta bir defasında bana kızdınız yeter artık diye yani. Bıkkınlık gelmiş.”

Sanık Tuncay Özkan:”Tuncay Özkan’ı ne zaman tanıdınız Adil bey?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben Tuncay Özkan’ı organize suçlarında, 98 senesinde

tanıdım. 97 veya 98 o civarda 97’de olabilir.”Sanık Tuncay Özkan:”Sizinle benim aramdaki ilişkide ben herhangi bir şekilde sizden yani

2001 yılında görevinizden ayrılana kadar herhangi bir şekilde sizden belge bilgi talep ettim mi? herhangi bir şekilde bu konuda sizden bir konuda yardım istedim mi?”

70

Page 71: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:71

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır etmedi, istemedi de aksine Alaattin Çakıcı’nın bir adamı şimdi ismini vermek istemiyorum. Tuncay Özkan’ı öldürmek üzereyken kapının önünden bizim ekiplerimiz aldı. Yani mafya aleyhine yayın yapıyor diye biz yayın yapmasını istiyorduk aksine. Mafyayla mücadelede bir strateji olarak Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenmiş resmi bir stratejidir ama yayın yapan 3-5 gazeteciden biridir. Belge bilgi istemedi, biz veriyorduk, söylüyorduk bilgi dahilinde üstün bilgisi dahilinde, onları da bir tek Tuncay Özkan yayınlıyordu. Bide zaman zaman Uğur Dündar zaman zaman Reha Muhtar ama Tuncay Özkan’a mafya aleyhine haber yaptırabildiğimiz bir tek Tuncay’dır. Tuncay’ı da 2-3 defa mafya öldürmek istedi bu yüzden.”

Sanık Tuncay Özkan:”Adil bey görevinizden ayrıldıktan sonra siz memuriyetten atıldıktan sonra ki ilişkimiz içerisinde.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Ben memuriyetten değil meslekten atıldım, memuriyetten atılmadım.”

Sanık Tuncay Özkan:”Meslekten ayrıldınız özür dilerim. Özür dilerim. Meslekten atıldığınız süreç içerisinde sizinle diyaloglarımızda ilişkimizde herhangi bir şeklide Ergenekon konusunda telefondaki sohbetimiz dışında bir sohbetimiz gerçekleşti mi? sizin beni aradığınız akşamki sohbet dışında.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır yok. hayır gerçekleşmedi onu da ben açtım zaten telefonu başkanım. Yani ben benimle ilgili bir haber çıktığı için işte Veli Küçük, beni zaten konuşma öyle başlıyor, beni seven birini arıyorum bu dünyada falan diye başlıyor. İşte Veli Küçük gurubu bana bindiriyor, Fethullah gurubu bana bindiriyor tam ortada kaldığım için abandone olmuştum yani odur. Yok öyle bir şey yok.”

Sanık Tuncay Özkan:”Ben sizden herhangi bir şekilde isminizi vererek, Ergenekon operasyonu yada Ergenekon örgütünün adını vererek herhangi bir talepten bulundum mu? tanıştığımız günden bu güne kadar.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani ne anlamda ha ben Ergenekoncuyum.”Sanık Tuncay Özkan:”Yani anladığım kadarıyla ben Ergenekon adına sizi bu dosyayı

kapatın, herhangi şekilde işlem yapmayın dediğime dair bir şey var mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yani öyle bir şey demediniz zaten böyle bir şey bana

denilemeyeceğini yanımda çalışanlar çok net bilir yani benim karakterimde öyle bir şey yok, arkadaşlık ilişkimde aynı siz yargıçlar gibi titizimdir. Size nasıl birisi yav şu iyi çocuk dediği zaman suratınız asıyorsanız, bende öyleydim sayın başkan.”

Sanık Tuncay Özkan:”Adil bey biz sizinle hiç akşam yemeği yedik mi, birlikte?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır yemedik hayır.”Sanık Tuncay Özkan:”Siz herhangi bir şekilde bana yemek ısmarladınız mı? yani bir

yerde yemek yedik mi? ben yani.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır yemedik. Sadece ben kanala gittiğim zaman kanalın

şeyinden yedik nedir o tabldotundan yedik, Kanal D’de.”Sanık Tuncay Özkan:”Kafeteryasında. Sizinle kaç yıldır avukat müvekkil ilişkimiz var?”Sanık Adil Serdar Saçan:”2005’ten bu yana var. Ek 1’de olacak.”Sanık Tuncay Özkan:”Siz bu avukat müvekkil ilişkisini savcılıktaki sorgunuz sırasında dile

getirdiniz mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet söyledim ilk söylediğim odur zaten.”Sanık Tuncay Özkan:”Sizinle benim yaptığımız telefon görüşmelerindeki konularla ilgili

olarak, ben herhangi bir şekilde kitap yazdım mı? sizinle ilişkimizde ben sizden aldığım herhangi bilgiyi yani çünkü bu soruyu şundan dolayı soruyorum. Ben sizden aldığım belgelerle kitap yapıyorum, yada ben sizden aldığım bilgilerle başka çalışmalar gazetecilik çalışmaları yapıyorum ve bununla gazeteciliğim devam ediyor gibi olgu var. Herhangi bir şekilde ben sizden bilgi aldım mı, belge aldım mı?”

71

Page 72: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:72

Sanık Adil Serdar Saçan:”Asla yalan yazdığı kitaplara bakılabilir. Kitap değil sadece televizyonda çalışırken Tuncay Bey bizim ricamızla aman şurada operasyon yaptık, görmüyor bunu basın ne olur bu operasyonu basın açıklaması yapılıyor verin diye vali beyin, sorabilirsiniz Erol Çakır, Hasan Özdemir’in bilgisi dahilinde verdiğimiz bilgiler vardır. Zaten kitaplarımız ortada, yani benim bilgi vermem. Ha burada cezaevinde yatarken bir Ergenekon kitabı çıkardı, onda benden mülakat yaptı odur, onun dışında başka bir şey yok.”

Sanık Tuncay Özkan:”Adıyla yayınladığım röportaj olarak koyduğum kitabın içerisinde bir bölümdür. Adil bey futbolda şike konusundaki soruşturmayla ilgili olarak, ben haber yayınlandıktan sonra bile olsa sizi aradım mı? sizden bu konuda herhangi bir belge aldım mı? sizden bu konuda bir görüş aldım mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır ben Tuncay’ı aradım dedim ki, bu belgeleri nereden buldun şimdi beni suçlayacaklar başımı belaya sokacaksın diye serzenişte bulundum nitekim başım belaya girdi, iki defa atıldım yani.”

Sanık Tuncay Özkan:”Hakkımda 37 adet dava açıldı. Oradaki herkes şey yaptı. Sizi bir gün tanık olarak gösterdim mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Hayır, ben gösterdim ama.”Sanık Tuncay Özkan:”O davaların tamamında ben davaları kazandım, mahkemeniz arzu

ederse bunların tamamını avukatlarımdan getirtip size sunabilirim, teşekkür ederim efendim.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Bu şey Ali Fevzi Bir’le ilgili davaydı başkanım.”Sanık Tuncay Özkan:”Evet Ali Fevzi Bir’in açtığı ve diğerlerinin açtığı.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ha ben Tuncay’ı tanık gösterdim yani, o göstermedi beni.”Sanık Kemal Aydın söz istedi verildi:”Serdar beye kendisinden ele geçen bir saydamda

adım geçtiği ve onunla ilgili iddianamede husus olduğu için bir soru sormak istiyorum.”Mahkeme Başkanı:" Tabi buyurun.”Sanık Kemal Aydın:”Serdar bey beni tanıyor musunuz, ne zaman tanıdınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Hiç tanımıyorum kemal beyi, Kemal beyi burada yani bizimle de

aynı cezaevinde kalmıyor burada duruşma sırasında tanıdım.”Sanık Kemal Aydın:”Teşekkür ederim efendim.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ne geçiyor onu da bilmiyorum yani benim bölümümde yok.”Sanık Ayhan Atabek söz istedi verildi:" Sayın başkanım, müsaade ederseniz hukuki

değerlendirmeler kısmında bir cümle vardı, şimdi sanıklara baktığımız zaman polis koleji mezunu sayın Adil Serdar Saçan bey var ben varım, İbrahim Şahin var birde Servet Kanak var. Yani 4 kişi polis koleji mezunu burada. Bu konuyla kendisiyle alakalı değil sadece benim hukuki değerlendirmelerime isnaden bir cümleyle bir sual sormak istiyordum müsaade ederseniz.”

Mahkeme Başkanı:" Buyurun.”Sanık Ayhan Atabek:”Kendisi 1978 polis koleji girişli ben 1985 polis koleji girişliyim.

Hukuki değerlendirmeler kısmında daha evvelden bu konuyla ilgili size bir serzenişte bulunmuştum. İbrahim Şahin’le ilgili bir mevzuda başkanım diye hitap ettiğimde bunun emniyet teşkilatı geleneklerine uyulmadığı, uymadığı şeklinde bir cümle vardı benim hukuki değerlendirmeler kısmımda. Kendisi hazır kayıtlara geçmesi adına söylüyorum kendiside hazır mikrofon başındayken benden çok daha fazla bir üst devre olarak daha önceden mezun olmuş bir abim olarak, kendisine polis koleji geleneklerinden şöyle bir, bahsetmişti gerçi ama bir kere daha bahsetmesini rica ediyorum.”

Mahkeme Başkanı:" Efendim bahsetti ama, şimdi abi küçüğe kardeş.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Sayın başkanım, bana Ayhan ne diye hitap ediyor, içeride

herkes biliyor, müdürüm diyor. Buradaki polis memurlarının hepsi de müdürüm diyor. Ben müdür değilim, atılalı 7 sene olmuş ya bu bizde gelenektir. Hele kolejde bir sene öncesine abi demek durumundasınız. Mesela ben İbrahim Şahin’i burada gördüm burada tanıdım, İbrahim abi

72

Page 73: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:73

diyorum. Yani başka bir çıkarı yok bu onunla örgüt ilişkisini göstermez, ama polis emniyet örgütü ilişkisini gösterir. terör örgütü değil de emniyet örgütü ilişkisidir.”

Sanık Ayhan Atabek:”Evet teşekkür ederim sağ olun.”Mahkeme Başkanı:" Var mı başka soru?”Sanık Adil Serdar Saçan müdafi Av. Serkan Saçan söz istedi verildi:" Adil Serdar Saçan

müvekkilime bir soru soracağım ama sorudan daha çok açıklama isteyeceğim. İtirafçı Adil Timurtaş’ın iddiaları vardı, savunmada ona değinilmedi onun değinilmesini istiyorum efendim. O eksik kalmıştı.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Şimdi iddianame bu savunmamda var da Sayın başkanım, kısaca açıklayayım. 3. iddianamenin ek klasörlerinde Adil Timurtaş isimli bir şahıs var, bu itirafçı. Bu ifade veriyor işte Yeşil’i yakalamamız için kendisinin benim bir ekibimle görüştüğünü ve benle de görüştüğünü söylüyor. benle görüşmedi benim dönemimde ekipler amiri olan Vedat Mercan ile görüştü şu anda bir yerde müdür o çocuk. O bahsetmiş olduğu polis memuru burada var bakın polis memuru Halit Yiğiter’de Vedat’ın şoförüdür. Birlikte Yeşil’i aramak için çalışma yaptılar fakat yeşili bulamadılar. O şahsın orada ki beyanı yanlış. Ben işte herhalde 2000-2001’de gördüm Yeşil’i şeye giriyordu, Cizre alayından içeri giriyordu. Haber verdim gel dediler falan diyor. Böyle bir şey yok zaten bizimde o tarihte İstanbul’da gidip Cizre de Yeşil’i yakalama olanağımızda yok. e birde orada çok böyle ahlaksızca bir şey söylemiş ve star gazetesi de sanki ben söylemişim gibi yazmış işte bizim o ekip bunu bir Rus kadınla tanıştırmış Yeşil’i bulması karşılığında buna kadın vermişler diyor. Bizi birde öyle yaptılar, sağ olsunlar. Benim hiç alakam yok hiç tanımıyorum. Ekiple niye Yeşil’i bulsun diye itirafçıya Rus kadın ısmarlasın onu da anlamış değilim. Saçma sapan bir ifade ve Star gazetesi Adil Serdar Saçan itirafçıya kadın gönderdi diye birde bizimle ilgili yazı yazdı utanmadan. Ya biraz ar olur insanda ar yani evet.”

Mahkeme Başkanı:" Başka var mı? Efendim soru var mı? Hakim bey buyurun.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Adil bey şimdiye kadar bir hayli soru soruldu benimde

soracağım sorular, benzer sorular olabilir ama bazı açıklığa kavuşması için tekrar soruyorum.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam efendim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Şimdi siz hangi yıllarda çalışmıştınız İstanbul emniyet

müdürlüğü ve ne olarak çalışmıştınız, göreviniz neydi?”Sanık Adil Serdar Saçan:”İki kademede çalıştım efendim, birincisi polis akademisini birinci

bitirdiğim 85–88 yılları arasında İstanbul cinayet ve gasp bürolarında çalıştım. Daha sonra 96 yılında tekrar geldim, 96-98 yılları arasında mali şube müdür yardımcılığı yaptım. 98 Yılı Mart ayında asayiş müdür yardımcısı oldum. 98 yılı Ağustos ayının sonunda organize suçlar müdürü oldum. 13 Mart 2003’e kadar bu, aynı zamanda şubeyi kurdum. 13 Mart 2003’e kadar başında bulundum. 2003 yılının 13 Mart’ında Fotofilm şube müdürü yapıldım. 2003 yılının 2 ve 3 Temmuz’unda da Niğde polis okuluna tayin oldum. Niğde polis okulunda 22 Eylül 2003’te meslekten çıkartıldım. O gün bu gündür de meslekte değilim. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Organize şubede çalışma sureniz ne kadar?”Sanık Adil Serdar Saçan:”5 yıldır efendim 5 yıl, asayişte de organizeye ben baktım

efendim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”5. sizin çalıştığınız dönemde bu proje çalışma izni

alınıyor zannedersem. Bunu bir anlatır mısınız yani proje çalışması nedir, nasıl izin alınır? Ele geçen dokümanlar belgeler CD’ler nasıl değerlendirilir bir izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tamam, şimdi efendim 4422 sayılı yasa biliyorsunuz 2005 yılında AKP bunu kaldırdı. Organize suç örgütleriyle çıkar amaçlı suç örgütleriyle mücadele yasasıydı. Bu yasanın hazırlanış çalışmalarında da ben görev almıştım, hukukçu olduğum için. Sayın Sadettin Tantan o zaman söylemişti, Emin Aslan da daire başkanımızdı ben hocam rahmetle anıyorum ordinalyus profesör Sulhi Dönmezer’de o komisyonda vardı, Feridun Yenisev hoca vardı bende vardım. O kanunla ilgili 4422 sayılı çıkar amaçlı suç örgütleri mücadele

73

Page 74: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:74

kanunu bizim ilgimiz dahilinde bizim katkımızla hazırlanmış bir kanundu. O kanunun 6. maddesi sanıyorum, biz onu önermiştik onu da kabul etti meclis yönetmenliğe bıraktı ama yani kanun maddesinde yok fakat yönetmenlikte bir proje gurubunun, bir çalışma gurubunun oluşturulması organize suç örgütleriyle ve bunun bir savcı denetiminde yapılmasını. Savcının emrine de yeteri kadar kolluk gücü verilmesini öngörüyordu yönetmenlik. Dolayısıyla proje çalışma izinleri doğrudan Cumhuriyet savcısının başkanlığında bir gurubun oluşturulması çünkü biliyorsunuz, savcıların yetkileri daha geniş eski CMUK’a göre eski CMUK’ta yetkiler daha geniş olduğu için polisin bilgi isteme belge isteme şu bu gibi bir takım yetkileri olmadığı için ona bırakmıştı. Savcı da, uygulamada da DGM başsavcılığı bu tür geniş konularda gerek bize bazen mali şubeyi de katıyordu, mali araştırma yapsın diye. Bazen defterdarlığı da katıyordu. Örneğin BİT operasyonlarında defterdarlık var mali müfettişler var yani bir sürü şey var. Onları da katarak bir çalışma gurubu oluşturuyordu. Bu gurubun başı Cumhuriyet savcısıdır. Cumhuriyet savcısı bütün evraka hakimdir. Uygulama da bu şekilde devam eder. Bakın örnek vereyim 2001/19 sayılı Fethullahçılarla aldığım izinde evrakı takip ettik, takdir buyurdunuz gittik aldık şeyden Ankara’dan evrak geldi işte devamı geldi. Orada Bekir Raif Aldemir görevli şeyde savcı bey. Bütün yazışmaları savcı bey yapmış. Dosyaya bakabilirsiniz 2000/507’de göreceksiniz. Yani orada polis tali görevdedir. Savcı beyin emir ve direktifiyle hareket eder. Sonuçta ele geçen malzemeler, bakın orada da bir boşluk var aslında şeyde yok efendim, yönetmenlikte yok o. Diyelim ki mesela böyle bir olay CD ele geçirdiniz dokümanlar ele geçirdiniz. Bunlar ne olacak? Yönetmenlikte yok bu. Bu uygulamada şöyle oluyordu, hazırlığa kaydedilmediği için biliyorsunuz hazırlık soruşturması vermek için soruşturmanın başlaması lazım. Ama bu adı üzerinde ön çalışma olduğu için çok ara bir formül. Türk hukukunda çok yeni bir şey olduğu için uygulamada DGM şöyle yapıyordu, siz elde ettiğiniz belgeleri inceleyin bakın çalışmanızı yapın eğer soruşturma açılırsa bize gönderirsiniz diyordu. Ve nitekim bizde bizde bütün bunları muhafaza ediyorduk şubede, soruşturma açıldığı zamanda gönderiyorduk. Soruşturma açılması ön çalışmanın operasyona dönmesi demekti. Savcı bey emir veriyordu ön çalışma operasyona dönüyordu operasyon sonucunda elde edilen o dokümanlar bilgilerde savcılığa gönderilip, hazırlığa kaydediliyordu. Neden? Soruşturma açılmadığı için hazırlığa kaydedilmediğinden adli emanet almıyordu şeyi hazırlık soruşturması numarası olmadığı için ondan bizde kalıyordu. Bu olayda da böyle olmuştur efendim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Bu proje çalışma gurubunun kurulmasına ne zaman duyuluyordu, yani bir ihbar mı olacak, bir şikayet mi olacak? Yoksa DGM savcısı o zamanki DGM savcısının emir ve talimatı yeterli oluyor muydu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Tabi ki, yönetmenliğe göre çalışma gurubunu DGM başsavcısı kuruyordu zaten. Yani o zaman böyle başsavcı vekilleri falan yoktu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Yani şunu soruyorum bu mekanizma nasıl harekete geçiyordu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Şöyle geçiyordu, biz ya biz müracaat ediyorduk DGM’ye işte bu Tuncay Güney olayında olduğu gibi geldi bu şekilde bir şeyler anlatıyor, ne diyorsunuz ya bir elemanımızdan bilgi alıyorduk bilgi geliyordu, ya istihbari bilgi geliyordu. Bunları yazıp veya gurup belli mesela organize suçlarda daha kolay işiniz mesela Sedat Peker ve gurubu adam dışarıda dolaşıyor bir sürü iş yapıyor. Onu çok sevdik de başka bir gurup X gurup diyelim. Hemen onun hakkında detaylı çalışma yapmak için izin isterdik başsavcılıktan, başsavcı şimdi efendim bu sanki böyle evrak üzerinde olduğu gibi sanki böyle bir mekanizma kurulu mekanizma gidiyor gibi bir şey öyle bir şey yok. başsavcı beyin yanına gideriz, ziyaret ederiz çayını içeriz anlatırız, birlikte Adil bey şöyle yapalım olmazsa böyle yapalım der ben müsait olmam , savcı beye yardımcım gider o müsait, yani böyle ilişkiler. Şu anda da öyledir yani savcılıkla polisin ilişkisinin öyle olduğunu düşünüyorum. Yoksa ben yazı yazıyorum başsavcı okuyor ha hı falan

74

Page 75: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:75

öyle bir şey yok yani mekanik bir ilişki değil yani. Son derecede böyle seviyeli sorabilirsiniz Aykut beye, iyi bir ilişki vardı son derece düzeyli bir ilişki vardı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Şimdi bu Tuncay Güney’in o zamanki soruşturmasından asayiş şube müdürlüğü mü haber verdi size, istihbari şube müdürlüğü mü verdi? Yani bu Çenç otoyla ilgili soruşturma asayiş şube müdürlüğünde miydi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Çenç otoyla ilgili soruşturma asayiş şube müdürlüğü, zaten ben onu söyledim efendim burada orası çok önemli bir nokta. Asayiş şube müdürlüğünde buna Çenç otoyla ilgili işlem yapılırken bu orada bir beyanda bulunmuyor Tuncay Güney ben Veli Küçük’ün adamıyım falan filan. Şu yazıyı efendim bir saniye şu yazıyı bir şeye getirebilir miyiz? Asayiş şube müdürünün yazmış olduğu yazı, ek 3, bakın burada aslında savcı beyin sorduğu soruya da cevap var. Asayiş şube müdürü Mehmet Selvi bana yazı yazıyor efendim, bakın burada okuyun yukarıdan, Veli Küçük’e jeep hediye edildi, falan benim biraz evvel özetlediğim konu var ya efendim. Hatta burada savcı beyin şeyine biraz büyütürseniz cevapta verebiliriz. Bakın nasıl geldiği belli efendim müşteki Timur Büyükölmez. Gitmiş asayişe müracaat etmiş gelmiş. Yani burada sadece Çenç oto olayı var. Ama benim istihbarat müdürü aradı Hakan’ı gönderiyorum dedi, Hakan organize suçlar büro amiri Hakan geldi bana dedi ki abi işte polis koleji mezunu olduğu için böyle böyle bir durum var. Bizi bunu kasım 2000’den beri takip ediyoruz, zaten işte ısrarla soruyorum ya ben buluyorum evrakı gönderiyorum istihbarat bizde yok diyor ya efendim. Kasım 2000’den beri Tuncay Güney’i izliyorlar zaten. Muhtemelen Tuncay Güney’in bağlantısı diye Veli Küçük’ü de izliyor ama bize göndermiyorlar evrakları hala yok diyorlar bize, saklıyorlar yani birileri evrak saklıyor ama ben değilim o. Gönderiyorlar biz, biz onların bize söylemesi üzerine ben Mehmet abiyi aradım Mehmet Selvi’yi abi dedim sizde böyle bir şey varmış. Haberim var Adil dedi bana istihbarat geldi dedi. Hatta istihbarat geceyi burada geçirdi dedi. Bu Ahmet İhtiyaroğlu’nun ifadesinde de var. O zaman dedi ben size göndereyim bunları siz bakın, olay budur.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Bu hangi tarihte yazıldı bu yazı?”Sanık Adil Serdar Saçan:”2 Mart 2001. 1 Martta gözaltına alıyorlar bir gece orada kalıyor

2 Martta bana gönderiyorlar.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Size bu yazı geldiği zaman ellerinde ne vardı Tuncay

Güney’le ilgili olarak?”Sanık Adil Serdar Saçan:”Ne yaptık efendim?”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Yani asayiş şube müdürlüğünde bir soruşturma

devam ediyor, şeyle ilgili Çenç otoyla ilgili hazırlığa da kaydedilmişti değil mi? asayiş şubenin hazırlığına kaydedilmişti zannediyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ellerinde ne vardı yani. Bir dinleme kararı var

diyorsunuz dinlemişler Kasım 2000 de.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır, hayır. Hiçbir şey yok, hiçbir şey yok. Dinleme falan yok

onlarda.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Kasım 2000 tarihinden Mart 2001 tarihine kadar

dinlemişler diyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Onu sonra bize gönderiyor efendim. Onu sonra bize istihbarat

kendi gönderiyor biz hiç bilmiyoruz.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ne gönderdi size bununla ilgili olarak?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bununla ilgili olarak ek kaçtaydı o. Bir dakika efendim oraya

koydum ben. Şimdi efendim bunlar bize geliyor. Bize geldiğinde sadece şu yazının ekinde 46 adet tahkikat evrakı gönderiyor asayiş şubesi Jeepi gönderiyor işte Jeepin plakasını sahte şeyleri ama asayiş şubesi gidip bu Ergenekon dediğimiz olayla ilgili hiçbir evrak almıyor, hiçbir arama yapmıyor. Aramaları falan hep biz yaptık. Bakarsanız aramaların tarihlerine 3 Mart

75

Page 76: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:76

2001’dir, 5 Mart 2001’dir yani dosyayı kapatacak adam niye gitsin arama yapsın ekipleriyle. Asayiş hiç yapmamış. Şimdi ben size onu izah edeyim efendim. Neyi nereye gelecektik orayı unuttum efendim. Siz bana neyi sordunuz.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani asayiş şubenin elinde ne vardı Tuncay Güney ile ve Çenç otoyla ilgili bunu sordum size siz”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Sadece plakalar ve tahkikat şeyi var, dosyası var. Ama ben oradan bir şey (1 kelime anlaşılamadı)”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Arama yapılmamıştı demiştiniz.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Aramayı da biz yaptık.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Siz organize şube olarak Tuncay Güney’in evinde

arama yaptınız.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tuncay Güney’in ve Ümit Oğuztan’ın hem evinde hem

işyerinde.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” İşyerinde arama yaptınız. Neler ele geçti?”Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte o 7 koli belge. Şey diyor ya Tuncay Güney diyor ya, 7 koli

belge 7 çuval belge vardı yok ettiler diyor ya. “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Zannediyorum, bilgisayarlarına el konuldu değil mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi tabi, hepsine el konuldu bir saniye efendim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu el konulan bilgisayar ve dokümanlara organize

şube olarak el koymuşsunuz bunun incelemesini kimler yaptı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bakın efendim elde edilen malzemeler, ha bilgisayarların

incelemesini Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bakın laptop var.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bizim şubedeki Tuncay Güven isimli, Tuncay Özcanlı isimli bir

komiser yaptı onun tutanakları da var efendim şeyde ek165 de var. Ek165 numaralı klasörde onu da ben bulayım size isterseniz. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Tuncay Güney de ele geçen malzeme listesi size verildi mi o tarihte?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bana dediğiniz efendim?”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” bu liste.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Müdür olarak şube müdürü olarak mı?”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet.”Sanık Adil Serdar Saçan:”Yok hayır onlar tutanak.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Siz malzeme listesini görmediniz mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır, hayır görmedim. Görmedim. O tutanak tutulur adli

tahkikatta kalır büro amirliğinde. Ben tutanakları görürüm sadece.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi şube olarak Tuncay Güney’in evinde

işyerlerinde ve Ümit Oğuztan’ın evinde ve işyerlerinde arama yaptırıyorsunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet doğrudur.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu aramanın sonucunu araştırmadınız mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Aramanın sonucunu işte.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani neler ele geçti diye.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, evet. Dokümanların ele geçtiğini biliyorum bana gelip

söylüyorlar işte bir takım dokümanlar ele geçti diyorlar ama çoğu açık kaynaktan olan dokümanlar diyorlar bana bilgi veriyor. Bunu Ahmet zaten ifadesinde anlatmış. Bende diyorum ki evet ne yapacaksınız. Diyor ki, işte operasyon daha doğrusu ne yapalım müdürüm. Bende savcı beye bildiriyorum. Ahmet gidiyor savcıyla uzun uzun görüşüyor ben telefonla üç dört defa görüşüyorum. Onun üzerine zaten çalışma izni veriliyor. İfadesi üzerine değil orada geçen evraklarla ilgili çalışma izni veriliyor zaten ifadesi de bir şey.”

76

Page 77: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:77

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi şunu sormak istiyorum proje çalışma grubunun başkanı savcı bey. Muzaffer Yalçın Bey DGM başsavcısı onu görevlendirmiş. Siz ona karşı sorumlusunuz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet doğrudur.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu proje çalışma grubunun bir çalışması olacak.

Bunu savcı bey mi yapacak savcı Muzaffer Bey mi yapacak yoksa siz mi yapıyorsunuz organize şube müdürlüğü olarak?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Savcı beyle görüşüyoruz biz, savcı beye diyoruz ki şöyle, şöyle, şöyle yapacağız. Orada da biz savcı beye bu işin çetrefilli olduğunu, bu işin çok geniş olduğunu söyleyip istihbarat şubesine göndereceğimizi bildirdik söyledik savcı beye zaten sonraki yazılarımızda da bunlar var. Yani bu önceden görüştüğümüzün sözlü görüştüğümüzün delili sonraki yazılarımızdır. Yazıyorum burada gösterdim soru üzerine ve diyor ki savcı bey, diyorum ki savcı beye, şu tarihte dinleme, şu tarihte istihbarata yazdık yaptıkları çalışmalarda herhangi bir gelişme kaydedilememiştir. Yani öyle bir şey olmasa savcı bey istihbaratla ne alakası var Adil sen kendin ne yapıyorsun diye sorar. Yani onun ben kendisine söyledim izah ettik yani durumu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bu Tuncay Güney isimli şahıstan zapt edilen malzeme içerisinde pek çok dosya var. Mesela, oluşum adlı dosya var, birleşim komin isimli dosya birleşik komin girişimi dosyası var, reaksiyon dosyası var. Şirket köstebekleri dosyası var, fabrikatör gözlem ve analiz dosyası var, Kanal b, kanal d analizi dosyası var. Örtülü faaliyet ve mafya hakkında dosya var. Eşref Bitlis dosyaları yani pek çok dosya var. Siz bu dosyaların ne olduğunu merak etmediniz mi, araştırmadınız mı yani neyi içeriyor falan diye merak etmediniz mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte onun için bana özet getir, tamam efendim. Ettim. Ettim efendim. Onun için zaten dedim ki bana bu çıkan döküm bir sürü eşya çıkan dokümanlarla ilgili olarak bana birkaç tane CD yapın getirin dedim işte evde bulunanlar onlar. Ama bu adam gittikten sonra, Tuncay Güney bizde zaten kalma süresi bir hafta o da bir haftanın da beş günü 4 günü kurban bayramı. Gönderdikten sonra ben CD’lere hiç bakmadım orada bir ihmalim varsa var doğrudur yani bakmadım ben onlara. Ama ben şube müdürüyüm, şube müdürü sadece direktif verir yönlendirir. Bakın burada kaçakçılık organize suçlarla mücadele başkanlığı şube müdürünün görevi var. Şube müdürü koordinasyonu sağlar, adli evraka imza atar, yani bunlar ama okumam gerekir miydi evet okumam gerekirdi. Okumadım, okumadığım için de zaten evde bulundu onlar. Ben bunu istedim çocuklar yaptılar getirdiler ama bakmadım sadece bana Ahmet bakın ifadesinde izah ediyor avukatlarım söyleyecek. Çünkü sorguyu yapan Ahmet onun için Ahmet deyip duruyorum. Ahmet bana diyor ki, müdürüm geliyor anlatıyor burada çıkan eşyaların, dokümanların büyük bir bölümü aleniyete intikal etmiş kamuoyunca bilinen şeyler. Bir de saçma sapan şeyler, Kırıkkale silah fabrikasını uçurdu, yok biz kuzey ırak’a üç yüz bin tane silah götürdük falan işte ben şey yapıyorum atıyorum. Böyle şeyler söylüyor. Yani bu adamın güvenilirliği yok bizim sorgucuların gözünde. Benim bir sürü işim var yani şimdi tabi bu olay didik didik edildiğinde haklı olarak diyorsunuz ki, yav bu niye buna niye önem vermediniz. Efendim o tarihte o kadar çok işimiz vardı ki bizim koca İstanbul’a yüz tane personelle bakıyoruz. Bütün İstanbul’un mafyasına yüz tane personelle bakıyoruz. Bakın şu anda bu operasyonu organize suçlar, istihbarat, terörle mücadele, bine yakın görevli diğer iller yapıyor yani orada bir ihmalim olabilir ama kasıt yok yani. Bakmadım doğrudur CD’lere bakmadım yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki bu malzemeleri nereye gönderdiniz. Veya siz de mi kaldı siz mi incelediniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bunu izah ettim efendim daha önce burada. Biz bunları proje çalışması kapanınca.”

77

Page 78: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:78

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Kapanmadan önce şimdi bunlar zannediyorum 2001’den 2002 arasında yaklaşık yirmi aylık bir süre bu soruşturma proje çalışmaları devam etmiş.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Kapanmadan önce bizim istihbarat şube. Bi bir sureti, bir önemli gördüklerini çünkü istihbarat geldi, önemli gördüklerinin bir bölümünü aldılar çalışma yapmak için. Suretini bize verdiler hatta sureti bizde kaldı aslını onlar aldılar. İstihbarat şubesinin görevlileri aldı. Hakan Ünsal Yalçın başta olmak üzere inceleme yapmak için aldılar ama bir sureti bizim şubemizde kaldı. Zaten de kalmış yani sonrada da kaldı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bu proje çalışma grubu bir çalışma yapıyor yani bu konu üzerine çalışıyor. Peki, herhangi bir rapor hazırlanmıyor mu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu çalışmanın sonucunu gösteren herhangi bir yazılı

belge hazırlanmıyor mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok, uygulamada öyle bir şey yok. Savcı beyle görüşüyoruz.

Diyoruz ki, savcım işte istihbarata yazdık istihbarat bize böyle yazı yazıyor. Ben görüştüm zaten Muzaffer beyle o zaman bir yazı yazın Adil bey kapatalım dedi, yazdım kapattık. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi ele geçen doküman beyanlarla ilgili bir kanaat oluşuyor herhalde değil mi siz de veya savcı beyde?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet CD’ler savcı beyde değil. Çözüm tutanakları ve şeyler savcı beyde.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet şimdi bu grubun başkanı savcı Muzaffer Yalçın ona bir kanaat bildirecek veya dokümanları ele geçen şeyleri malzemeleri eline götürüp ya kendisi inceleyecek,”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Kendisi istemedi, kendisi istemedi, evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Veyahut sizin o çalışma grubunun bir kanaati

oluşacak ve bu bir şekilde savcı Muzaffer Yalçın beye aktarılacak öyle mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet öyle.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki nasıl aktarıldı yani bu çalışma grubunun sonucu

şudur diyen kimdir kararın sahibi olan kimdir?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yazdım işte sonucu, sonucu istihbarat şubesine 3 defa tekit

yazısı yazdım ne yaptınız arkadaş diye. Biz de araştırdık herhangi bir delil elde edemedik diye bana cevap yazınca onu ilgi tuttum savcı beye gönderdim. Telefonda da söyledim bunlar çalıştılar, biz de yeşil ile ilgili çalıştık ama biz yeşili bulamadık bunlar da bize bir gelişme olmadığını söylediler ne diyorsunuz kapatalım dedi kapattık. Yazdım gönderdik.”

Mahkeme Başkanı:" Evrakları size mi gönderdiler?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim?”Mahkeme Başkanı:" Evrakları size mi gönderdiler?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok evrakları hiç istemedi savcı bey sadece kapatma olurunu

verdi. Dedi ki, o evrakları işte proje çalışma iznine göre ona teslim etmemiz gerekiyordu. Ele geçen dokümanlar var ya efendim hazırlık soruşturmasına dönmediği için ön çalışma olduğu için onları gidip Tuncay Güney ile şeye teslim etmek gerekiyordu. Ama Tuncay Güney’i evde bulamayınca şubede ben muhafaza edin talimatı verdim iyi ki de vermişim yani hala onlar (1 kelime anlaşılamadı)”

Mahkeme Başkanı:" Yani istihbarat şubesinde yapılan çalışmalarla ilgili belgeler size geri gelmedi mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Zaten bir sureti bizdeydi başkanım. Bir sureti bizdeydi zaten. Onlar bizden asıllarını alıp gittiler suretini bize bıraktılar.”

78

Page 79: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:79

Mahkeme Başkanı:" Asılları aldı yaptılar çalışmayı dinlediler, gözlediler, izlediler, ne yaptılar sonuçta iş bitti bu işten bir şey çıkmaz dediler. Evrakları size göndermeleri gerekmez mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır efendim, gelmedi, gerekir gelmedi evet.”Mahkeme Başkanı:" Gerekir değil mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Gerekir. Daha doğrusu şöyle söyleyim gerekir, ama bize öyle

bir şey yazma yani ben hatırlamıyorum gönderip göndermediklerini fakat evrakların bir sureti bizde vardı zaten yani şubede vardı.”

Mahkeme Başkanı:" Ondan sonra orada bir çalışma yapılmış uzun süre çalışma yapılmış e o çalışmalar illaki bir şey yapılmış, telefon dinlenmesi ne bileyim izleme, bunlarla ilgili raporlar bir şeyler olmuştur orda.”

Sanık Adil Serdar Saçan:”Gelmedi efendim.”Mahkeme Başkanı:" Yani sizin gönderdiğiniz evraklar aynısı değil onun üzerine bir şeyler

daha üzerine konmak suretiyle dönmesi gerekmez mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Anladım sayın başkanım. Gerekir gelmedi hatta bakın sayın

başkanım. Ben bu konuyla ilgili olarak istihbarat şube müdürlüğüne ek17’yi açar mısınız? Ek15, ek15 bakın sayın başkanım sizi teyit ederim yani anladım dediğinizi bakın istihbarat şube müdürlüğüne ne yazıyorum ek15’i açın.”

Mahkeme Başkanı:" Yani buralarda bir yerde yanlışlık yok mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Var ama yanlışlık istihbarat şubesinde.”Mahkeme Başkanı:" Bilmiyorum artık yani onu söyleme şansımız yok şu anda.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Var, şimdi izah edeceğim, izah edeceğim efendim. Bakın

efendim 22 Temmuz 2001 de istihbarat şubesine yazı yazıyorum. 2 Mart yani anormallik olduğu için yazıyorum zaten bu yazıyı 2 Mart 2001 günü asayiş şube müdürlüğünce gözaltına alınarak ifadeleri sırasında susurluk olayı ve bir kısım organize suç örgütleri hakkındaki beyanları doğrultusunda şube müdürlüğünüze gönderilen ve kasete alınan ifadelerin ilimiz DGM başsavcılığına gönderilmesiyle ilgili olarak .”

Mahkeme Başkanı:" Beş ay sonra.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Mahkeme Başkanı:" Beş ay sonra yazıyorsunuz bunu.”Sanık Adil Serdar Saçan:” 4 ay hayır önce 16 Martta bir yazı yazıyoruz gönderiyoruz. Ben

sizin dediğinizi teyit etmek için bunu açtım. Konuyla ilgili olarak onu da gösteririm şimdi. Konuyla ilgili olarak DGM başsavcılığına bilgi verilmek üzere bu güne kadar şube müdürlüğünüzce yapılan çalışmalar ve bu çalışmalar sonucu elde edilen bilgilerin derlenerek şube müdürlüğümüze gönderilmesini ayrıca şube müdürlüğünüzce takip altında tutulan organize suç örgütleri ve bu örgütlerin yönetici yada elemanları ile bu örgütlerin faaliyetleri hakkında organize suç örgütlerine karşı operasyonel çalışmalara çalışmalar başlatılması amacıyla kayıtlarınızda bulunan bilgi ve dokümanların da şubemize gönderilmesi hususunu arz ederim diyorum. Bana verdiği cevap. Ek18’i açar mısınız? Bana verdiği cevap bu, ek 17’yi açın o zaman, bakın bana verdiği cevap ne, ben diyorum ki dokümanları gönderin diğer çalışmaların bana verdiği cevap hiç dokümandan bahsetmiyor, ilgi sayılı yazınız İstanbul DGM başsavcılığının 97/894 ön çalışma kolunun talimatında belirtilen hususlarla ilgili olarak günümüze kadar yapılan çalışmalarda herhangi bir bilgi ve belge elde edilememiştir. Tarihe bakın 22 Temmuz efendim. 27 Temmuz 2001 yani istihbarat şube müdürü ben diğer. ”

Mahkeme Başkanı:" Yani beş ay dört ayda hiçbir şey yapmamış mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Öyle diyor efendim işte. Herhangi bir, hayır yapılan

çalışmalarda herhangi bir bilgi ve belge elde edilememiştir diyor.”Mahkeme Başkanı:" Nedir o çalışmalar yani. Çalışmaları bildirecek (2-3 kelime

anlaşılamadı) gönderecek size.”

79

Page 80: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:80

Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte onun için ben buradan talepte bulundum. Biz hiçbir biz öyle dosyaya rastlamadık diye cevap yazdı işte Ali Fuat,”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi siz ele geçen malzemelerin bir kısmını oraya göndermişsiniz zaten ellerinde.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bir kısmı değil tamamı, tamamının sureti gitti, tamamını göndermişiz.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Tamamını göndermişsiniz, ellerinde bir doküman belge var. Sizin gönderdiğiniz. Buna rağmen herhangi çalışma ve herhangi bir bilgi elde edilememiştir diyor.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Var var tabi. Var. Ama şey diyor.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Sizin gönderdiğiniz materyaller üzerinde herhangi bir

inceleme yapmamışlar mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yapmamış demek ki efendim. Bakın yapılan çalışmalarda diyor

yalnız efendim. Yapılan çalışmalarda herhangi bir bilgi ve belge elde edilememiştir.”Mahkeme Başkanı:" Yani şimdi yapılan çalışma bir yere dayanır bir belgeye dayanır.

Şuraya gittik gözledik bulamadık. Telefon açtık dinleyemedik.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tamam, yok işte başkanım yok.”Mahkeme Başkanı:" Yani bunları bir rapor yapar bunlar olur mu şu yazıyla olur mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte böyle bana zaten bende aynı dertten muzdaripim. Şeyi de

bana da yazdığı yazı bu şekilde şeye de hem belgeleri göndermiyor bana istihbarat, hem de en son talepte bulunduk Ali Fuat Yılmazer bunu bile inkar ediyor. Böyle bir dosya bile yok diyor yani. Onu koyar mısınız? En son Ali Fuat Yılmazer’in şeyini gösterir misiniz?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Onlar var, onlar var onları daha sonra.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bakın sayın başkanım en son buradan gönderdik. Çünkü bu

dosyalar bir saniye bu dosyalar ortadan kalkmaz. Bakın Ali Fuat Yılmazer size cevap veriyor 13 ağır cezaya, ek9’da belirtilen yazıda ki ek9 dediğimiz de Tuncay Güney ile ilgili ne yaptınız. Tuncay Güney ve bağlı olduğu grupla ilgili olarak yapılan çalışmaları içeren bir dosyaya rastlanılmamıştır diyor. Ne yapayım ben başkanım şimdi. Ve ben suçlanıyorum bunu kapatmaktan. Resmi yazı işte Ali Fuat Yılmazer yazıyor yani evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi Adil bey, bu çalışma grubu içerisinde asayiş şube müdürlüğü var, istihbarat şube müdürlüğü var, “

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok asayiş falan yok. “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yok mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok. Bize yazıyor.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Sadece istihbaratla.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bize yazıyor biz şey yapıyoruz istihbaratı dahil ediyoruz. Savcı

beye de bilgi veriyoruz. “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani bu proje çalışma grubu sadece organize şubede

kurulmuş bir grup mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Savcı bey oluyor, organize suçlar şubesinde görev verdiğimiz

kişiler işte Tuncay Özcanlı falan onların tuttuğu tutanaklar var ve istihbarata gönderdiğimiz içinde savcılığa bilgi verip istihbarat şubesine gönderiyoruz. Onların teknik imkânı olduğu için onlara gönderiyoruz. Olay budur. Bunlar var yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ama siz onların Tuncay Güney’i dinlediğini biliyorsunuz zannediyorum ilk başta bi böyle bir bilgi almışsınız.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Biliyoruz evet hatta doküman gönder diyorum onları da göndermediler.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani buna rağmen hiçbir bilgi belge ele geçmemiştir diye size cevap veriyorlar.”

80

Page 81: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:81

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Mahkeme Başkanı:" Şimdi göndermiyorlar diyorsunuz bunu savcı beye aktarıyor

musunuz veya müdür yardımcısına veya onların istihbaratın bağlı olduğu müdür yardımcıları var bunlara anlatılmıyor mu bu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi bunu yazdım. Tabi, tabi. Anlattım başkanım sıkıntım o zaten Fethullahçılarla ilgili izin aldıktan sonra istihbarat şubesi bana tek bir bilgi belge vermiyor. İşte zaten sıkıntım o onu anlatmaya çalışıyorum. Yazdım savcı beye yazdım. Açar mısınız bak, 14.11.2002 değil daha öncesini açın. Ek19’u açar mısınız ek19. bakın sayın başkanım, bakın savcı beye yazıyorum bakın DGM ilgilere bakın efendim. Adli yazınız istihbarat şube müdürlüğü ön talimatınız istihbarat şube müdürlüğüne 16 Martta göndermişim ben başkanım ilk bunu 16 Mart 2001 tarihli yazımız istihbarat şube müdürlüğüne 20 ye 2 7 tarihli yazımız. İstihbarat şube müdürlüğünün bize hitaben yazdığı biraz evvel gönderdiğim 27, 2000 tarihli yazısı, istihbarat şube müdürlüğüne 22.7 tarihli yazımız. Bunların hepsini ben DGM’ye tutup gönderiyorum ekine koyup bildiriyorum savcıya yani. Diyorum ki, bir şey bulamadıklarını bildiriyorlar. Ne yapayım kapat diyor. Olay bu. Müdür yard. Sayın başkanım müdür yardımcısına falan da söylüyoruz o tarihte fakat işte zaten direniş burada başlıyor. İstihbarat şube müdürlüğü hakkında 16 Temmuz 2001’den proje çalışma izni aldıktan sonra ben onu dedim ya savunmamı verirken bana bir tane bilgi belge göndermediler. Sadece bu konuyla ilgili değil hiçbir konuyla ilgili göndermediler. Onun için ben zaten o demin 27’sindeki yazıyı yazdım onlara. 22 Temmuz da yazı yazdım ya efendim ek16 onun için yazdım zaten bana derleyin hepsini gönderin diye bir geri gelin ek15’e gelin veya ek14’e gelin bakın bu 16’sında yazdığım yazı başkanım. 16’sında gönderiyorum, 15’inde izni alıyorum 16’sında gönderiyorum. Ek15, bakın bu yazıyı onun için yazıyorum 22 Temmuz da çünkü ben Fethullahçılarla ilgili izni istihbarat şubesinde Fethullahçılar vardır diye yazdığım izni 16 Temmuz 2001 de alıyorum. Onun için 22 Temmuz da diyorum ki bana belgeleri bilgileri elinizde ne varsa gönderin diyorum. Bana verdiği cevabı da okudum. Hiçbir şey yok diyor adam. E ne yapmak gerekiyor. Emniyet müdürüne söylüyorsunuz, emniyet müdürü yapıyor, yapıyor. Tamam, o ayrı.”

Mahkeme Başkanı:" Yani emniyetin çalışma şeyi böyle keyfi mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” O tarihte öyle.”Mahkeme Başkanı:" Yani evrak yollamıyorum aha bu kadarı yolluyorum. Böyle bir sistem

olur mu ya ne bu ya?”Sanık Adil Serdar Saçan:” O tarihte bana yapılan budur. İşte evrak üzerinde başkanım

sistem o tarihte işte zaten onu söylüyorum başkanım Fethullahçıların emniyet içi çekişmeyi buraya getirdiler beni onun için tutuklattırdılar diyorum sebep bu zaten. Adam bilgi vermiyor, belge vermiyor bide benim üstüme atıyor sen kapattın diyor bana. Yani şurada Veli Küçük, Veli Küçük’ün ismini bilmiyor mu istihbarat şubesi başkanım. Veli Küçük ya mübarek hiçbir şey elde etmedin Veli Küçük’ü tak dinle. Onu da dinlememiş. Baktım dosya yok diyor başkanım. Şunları bile göndermiyor adam. Dosya yok diyor. Şimdi bu durumda bunun suçlusu ben oluyorum ve ben cezaevindeyim. Benim böyle bir tane yazımı göremezsiniz başkanım yani yok bende böyle bir şey yok diye bir yazımı göremezsiniz. Mahkemenize yalan beyan yazı yazıyor Ali Fuat Yılmazer yok kardeşim bizde öyle bir dosya diyor. Böyle şey olabilir mi başkanım. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi Adil bey bu siz ele geçen malzemenin tamamını istihbarat şubesi müdürlüğüne gönderdiğinizi.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok onlar aldılar benden.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Savcı Muzaffer beye söylediniz mi yani ben onlara

şunları şunları gönderdim.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi ki söyledim efendim tabi ki, bakın biz savcı Muzaffer beyi

dinleyebiliriz burada biz yaptığımız her işi anlatırız kendisine. Yani proje çalışma savcısı anlatırız deriz ki buraya gönderdik, şuraya şu yazıyı yazdık, yazı da yazıyorsak zaten savcı beyin

81

Page 82: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:82

imzasıyla yazılır. Yani savcı bey buna vakıf 20 ay çalışma yapılmış, 20 ay açık kalmış bu izin. Bu yani savcı beye sormak lazım 20 ay içerisinde kaç defa gittik yanına acaba, kaç defa anlattık 20 ay”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan da ele geçen materyallerin listesini savcı Muzaffer beye gösterdiniz mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, Ben göstermedim ama şeye sormak lazım adil tahkikat büro amirine yani o tarihte kimse ona sormamız lazım ben göstermedim. Ben bu çalışmada fiilen görev yapmadım şube müdürü olarak.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki haberi olduğundan, yani onun bildiğinden haberiniz var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Var tabi savcı beyden bir şey gizlememiz söz konusu değil hatta bir yazı yazmışız o şimdi burada mı bir saniye efendim. Bir yazımızda şeyleri hıfzettik dokümanları hıfzettik diyoruz ek klasör 165 de var o. Dokümanları hıfzettik bilahare göndereceğiz diye savcı beye bilgi veriliyor yani yazılıyor şeye metne. Zaten DGM başsavcımız kaset çözümlerini ve şeyini gördük diyor beyanları, çözümleri gördük diyor. Görmüş olduğumuz çözümler üzerinde zaten izin veriyor. Ona da tutanaklarda bir sürü dokümanlar, tutanakları gönderiyoruz efendim. Tutanaklarda ya şu tutanakları bulur musunuz lütfen? Bir saniye efendim. Bu hani deniliyor ya içinde ne var ne yok diye. Bütün bu malzemeler tutanağa geçmiş, tutanaklar var, tutanaklar var ve tutanaklar savcılığa gidiyor. Yani var bunlar tabi.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu proje çalışma grubu nasıl sonlandırılıyor?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Siz savcı beye yazı yazıyorsunuz konuşuyorsunuz önce

diyorsunuz ki böyle böyle oldu. Mesela ben bu olayda kendim konuşmadım ama sanıyorum adli tahkikat büro amiri konuşmuştur. Ben Muzaffer beyle değil de genellikle şeyle konuşuyorum Aykut beyle konuşuyorum. Ona arz ediyordum bir şey oldu mu, önemli bir şey olursa. Söyleniyor savcı beye konuşuluyor savcı bey tamam yazın yani bunu biz kendi kafamızdan yazmıyoruz o zaman emretmiş gibi olur yani. Teklifte bulunuyoruz o da kabul ediyor. İşte gösterdim olur diyor imzalıyor kapanıyor.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani o savcı beyin projeyi sonlandırma yazısıyla mı sona eriyor?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” proje çalışmaları bu şekilde mi sona eriyor?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Oluruyla biz biz teklifte bulunuyoruz savcı bey oluru veriyor.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet peki, daha önceden ele geçen materyaller,

eşyalar ne zaman iade ediliyor veya veriliyor ilgililere?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Kapanır kapanmaz çalışma kapanır kapanmaz teslim etmemiz

gerekiyor.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani savcı beyin son bulması konusundaki yazısı

görüşü olursa alındıktan sonra materyaller iade ediliyor değil mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Oluruyla birlikte evet, evet edilmesi gerekiyor.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Ahmet İhtiyaroğlu zannediyorum görüşmüş

başsavcı beyle veya savcı beyle o konuyu bir anlatır mısınız yani ne amaçla görüştü, neyi aktardı, ne söyledi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Ahmet İhtiyaroğlu bizde izin almak için olayı anlattı yani bu Tuncay Güney bizde gözaltında bir takım konulardan bahsediyor deyip onu çağırıp dinlemek lazım detayını işte hani deniliyor ya haberi var mı yok mu diye ne madde ele geçtiği kimlerle ilgili başvuruyu gidip bunları geniş bir şekilde Tuncay Güney’in sorgusundan çıkan aramasında çıkan dokümanı, konuları toparlayıp başsavcı beye aktardı. Başsavcı beye söylediği şeyler bunlardır. Çünkü sorguya girenlerden birisi de Ahmet’tir.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” O ele geçen materyallerden de bahsetti mi?”

82

Page 83: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:83

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi ki efendim zaten 7 koli şey var yani onun elini şimdi biz de biz adli polis olarak çalıştığımız için biz de işte bu ben sizin ne demek istediğinizi anlıyorum yani bu CD’lerin içerisinde Ergenekon vardı, lobi vardı falan diyorsunuz. Bizim organize suçlar şubesi mafyaya baktığı için bu konularla ilgili olanlar genellikle istihbaratçılar ve terörcülerdir onlar doküman üzerinde çalışır. Biz de mafyanın manifestosu falan yoktur. Girersiniz mesela asayiş girmiş sahte plakayı almış çıkmış efendim asayiş şubesi orada duran.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ama bakın bunların arasında örtülü faaliyetler ve mafya hakkında dosya diye bir dosya var. Ele geçen dosya araştırma.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tamam onlar bizce bilinen şeyler zaten. O dosyaya bakarsanız bizim zaten operasyon yaptığımız şeyler yani ekstra bir şey yok orada yeni bir şey yok. Yani mafyayla ilgili her şey bizim arkadaşlarımızın kaydına geçmiştir. Ben tabi bilmiyorum ben okumadığımı söylüyorum. Ben olması gereken yapılmış olanı söylüyorum. İşte onun için itirazım var zaten efendim. Yani savcılık benim yardımcımı dinlese, savcılık şu anda da görev yapan, operasyonda da görev örneğin.”

Mahkeme Başkanı:" Yoruldunuz mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok yorulmadım. Yorulayım mı?”Mahkeme Başkanı:" Kalp krizi hayır efendim, kalp krizi geçirdiğinizi şey yapıyorsunuz

onun için yorulduysanız bize haber verin.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok, yok efendim. Yok hayır. Yani birini daha dinleseydi

efendim bu sorulara ben muhatap kalmayacaktım. Ama hiçbirini dinlemeden doğrudan beni suçluyorlar. E şimdi yani benim de bilgim sınırlı ben bildiğim kadarını söylüyorum biz bakın biz savcılıktan bir şey gizlemek isteseydik savcılıktan izin almazdım efendim. Yav buna adama işlem yapmamışım. Sadece Çenç otodan göndermişim. Bana ne soracak kim ne soracak yani. Savcılığı dahil etmem bile benim iyi niyetli olduğumu gösterir.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ahmet İhtiyaroğlu o zamanki “Sanık Adil Serdar Saçan:” Kemal Karademir.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” O anki şu an görev yapan herhalde başsavcı Aykut

beye durumu aktarmış öyle mi, şifahi olarak mı yoksa yazılı olarak mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” şifahi olarak, şifahi olarak evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” şifahi olarak mı aktarmış. Bu görüşmenin sonucu ne

olmuş?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Görüşmenin sonucunda işte Ahmet bana geldi bir sürü şeyle.

Abi bana bağırdı çağırdı savcı bey dedi Ahmet. Niye dedim yav işte başımızı belaya mı sokacaksınız ya o tarihlerde öyle generalle ilgili izin al orduyla ilgili çalışma yap falan bu işler zor işlerdi hatırlarsızın 2001 de. Öyle demiş o da küsmüş Ahmet de başsavcı buna bağırdı diye siz görüşmediniz mi dedi görüşürüm dedim aradım tamam dedi siz bir yazı yazın bakarız dedi yazdık.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu görüşme hangi tarihte oluyor?”Sanık Adil Serdar Saçan:” 15 Mart herhalde yani izin aldığımız tarihte o veya bir gün önce

14 Mart 15 Mart veya kaseti aldığımız tam hatırlamıyorum yani. Şey olabilir kaseti aldığımız tarihte olabilir. Veya bir gün sonra çünkü çözümleri daha sonra yaptık gönderdik.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet 2001 yılının Mart ayında mı görüşüldü?”Sanık Adil Serdar Saçan:” 2001 yılının Mart ayının içinde evet evet. Yani bu izni alma

sıralarımızda efendim tam günlerini hatırlayamıyorum.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki daha sonra yazışmalar devam etmiş ve yaklaşık

20 ay bu proje grubu çalışmış.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet. 20 ay istihbarat.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki başsavcı bey öyle demişse niye çalışma devam

etti. Proje çalışma grubu devam etti?”

83

Page 84: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:84

Sanık Adil Serdar Saçan:” Öyle demedi sadece yazısında da var. Resmi yazıyı gösterdim ya efendim. İddiaların büyük bölümünün mücerret olduğu anlaşılmıştır. Başsavcı bey yazıyor zaten.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bunun 2001 yılının Mart ayında olduğunu söylüyorsunuz bu görüşmenin.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ama projenin sonlandırılması 2002 yılının.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Kasım 2002 de.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”2002 yılının kasım ayında olduğuna göre yani Mart

2001 yılından 2002 Kasım ayına kadar bir süreç var. Bu proje çalışma grubu çalışmalara devam etmiş.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Başsavcı bey öyle dese daha önce kapatmaz mı diyorsunuz başsavcı bey kapatın demiyor zaten. İşte ben zaten onu anlatmaya istiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet. Ne diyor onu bir anlatır mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Başsavcı bey diyor ki, bunların birçoğu mücerret iddialar

gerçekten Tuncay Güney’in söylediklerini o tarihe gidip okusanız hakikatten saçma sapan şeyler yani anlatımlarının büyük bir bölümü kamuoyunda yer almış konular. Örneğin şimdi savcı bey biraz önce söyledi. Susurluk dosyası diyor. Ya susurlukla ilgili Tuncay Güney’in söyledikleri en basit gazetede bile yer alan konu. Yani kamuoyuna intikal etmiş özel bilgiler yok. Dikkat ederseniz sorgucular sorduğunda bu konuyu somuta indirge diye asla öyle bir şey demiyor. Silah var diyor mesela nerede silah var e Kuzey Irak’a götürdük. Göster silahın yerini, yok. Tuncay Güney’in 121 sayfalık ifadesinin 101 sayfalık ifadesinde hiçbir somut şey yok efendim suça yönelik. Şurada eroin var, diyor ki, eroin kaçakçılığı yapıyor kimle yapıyor bilmiyorum. Eroin var mı, var nerede bilmiyorum yani somut olan hiçbir şey yok. Başsavcı beyde haklı, biz de haklıyız orada. Zaten somut bir şey olsa hemen müdahale eder operasyon başlatırız. Niye ön çalışma izni alıyoruz. Bir şeyler bulalım diye çırpınıyoruz. Yani ben orada çırpınıyorum bir şeyler bulalım diye istihbarata gönderiyorum ama onlarla ilgili izin alındıktan sonra ne yazık ki, soruşturma akamete uğruyor ve bana da bu 16 aylık tutukluluğu yaşatıyorlar efendim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bu ele geçen materyaller arasında sizin organize şubeyi ilgilendiren bir belge olup olmadığına baktınız mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Benim şubem bakıyor tabi. Ben değil de şube bakıyor. Şubenin büroları var adli tahkikat bürosu var, arge bürosu var, arşiv tetkiki yapılıyor.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:”Peki bununla ilgili araştırma yaptınız mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi ki, şubenin içerisinde var. Yani onu ben değil de şubenin

birimleri yapar. Arge bürosu var mesela araştırma değerlendirme bölümü var.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” evet şimdi siz o şubenin müdürüsünüz o tarihte.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Doğrudur, evet, evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani yapılan çalışmalardan size bilgi verilmiyor mu?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Veri hayır şimdi verilmiştir de ben onu hatırlamıyorum ama

şunu söyleyim ben usulü söyleyim size. Herhangi bir konu ifade bazında veya şahıs bazında geldiğinde hemen arşiv tetkiki yapılır o arşiv tetkikine göre sorgu yapılacaksa sorguda o sorular sorulur aynı burada yapıldığı gibi veya işlem yapılacaksa da o arşivde gelen arşivden gelen besleyici bilgilere göre de işlem yapılır. Burada da yapılmıştır yani ben bizzat yapmam ama bu zaten otomatik olarak şubenin iç işleyişinde kuraldır. Herkesle ilgili yapılır bir kenara konulur zamanı geldiğinde çıkartılır sorulur, arşivlenir, depolanır, bunlar otomatik yapılan şeylerdir.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Değişik açıdan sormak istiyorum. Şimdi siz istihbarat şubeye yazmışsınız yazıyı bir talepte bulunmuşsunuz. Onun vereceği cevabı yeterli mi buluyordunuz. Yani sizin de ayrıca bir araştırma gerektiren husus yok muydu?”

84

Page 85: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:85

Sanık Adil Serdar Saçan:” İzah ettim efendim onu şöyle arz edeyim. Bir konuyla ilgili bir yer çalışırken siz ona müdahil olursanız o konuyu berbat etme durumunuz olur. Koordinasyonsuzluk olur orada. Yazmışsınız o orası çalışır ben bir şey bulamadım sen devam et derse o zaman olur. Onun dışında o çalışma yaparken bir başka şube de aynı konuda çalışma yapmaz yani bu genel onun için zaten dikkat ederseniz terörle ilgili konularda istihbarat şubesi çalışır tek olarak. Bütün araştırmayı o yapar.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi biraz önce dediniz ki proje çalışma grubunuz sonlandırılması ancak savcı beyin oluruyla onayıyla olur. Yani son bulma şeklinde son bulması uygundur şeklindeki yazılı görüşü alındıktan sonra proje grubu sonlandırılır dediniz. Şimdi 14.11.2002 tarihinde yazdığınız bir yazı var DGM başsavcılığına uzun bir yazı şu şekilde diyorsunuz. Tuncay Güney’den geçici zapt edilen dokümanların adı geçene teslimi için ekiplerimizce 13.11.2002 ve 14.11.2002 tarihlerinde Güney Tuncay Güney’in ikametine malzemelerin kendisine teslim için ikametine gidilmiş ancak evinde kimseye ulaşılamadığından dokümanlar teslim edilememiş. Komşusuna durum izah edilerek tutanak tanzim edilmiş. Ve Tuncay Güney isimli şahıs yada vekalet verdiği bir kimse şube müdürlüğümüze gelerek dokümanları teslim alana kadar dokümanlar müdürlüğümüzce muhafaza altına alınmış olup söz konusu ön çalışmaya son verilmesi hususunda tensiplerine arz ederim diye sizin imzanız olan bir yazı var. Altında da hemen şerh düşülmüş. 14.11.2002 tarihinde. İstanbul DGM başsavcılığı hazırlık bürosu tarafından son verilmesi herhalde projeye son verilmesi uygundur. Ve tarih 14.11.2002 şimdi biraz önce yazdığınız yazıya göre 13.11.2002 tarihinde bu ele geçen materyaller Tuncay Güney’e teslim edilmek için gidilmiş ancak evde bulanamamış. Yani savcı beyin oluru daha alınmadan siz bu ele geçirilen materyali teslim etmeyi düşünmüşsünüz ve gitmişsiniz teslim edememişsiniz. Bunu izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bu şeyin kanıtı efendim bu şeyin kanıtı savcı bey ile sözlü olarak daha önce konuşulduğunun kanıtı. Yani savcı beyle daha önce görüşülmüş savcı bey teslim edin evrakları getirin ben kapatayım demiş. Gidilmiş teslim edilememiş, bu da yani kötü niyet olsa evraka yazılmaz o. Yazılmış savcı beyde tetkik etmiş onu zaten. Yani daha önceden sözlü olarak savcı beyin olurunun alındığının kanıtıdır o yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bir başka soru daha sormak istiyorum. İstihbarat şube müdürlüğüne hitaben 22.8.2001 tarihinde bir yazı yazmışsınız. Bu biraz önce okuduğum 14.11.2002 tarihli yazısının g şıkkında yazılmış bir yazı siz yaklaşık iki buçuk ay sonra 14.11.2002 tarihinde bu yazıyı DGM başsavcılığına gönderiyorsunuz. Arada iki buçuk ay var tekrar sormadınız mı istihbarat şube müdürlüğüne bu yapılan çalışmaların akıbeti ne oldu verilen belgelerin materyallerin sonucu incelendi mi diye bir şey sormadınız mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır yazılı olarak biz sorduk onlara o tarihte istihbarat şubesiyle aramızda bunu izah ettim benim yani görevden alınıp başıma iş gelmesi için yemin ettiler adamlar şubenin önünde. İstihbarat şube müdürü de değişti dikkat ederseniz Halil Çatıkkaş’ın yerine Hüseyin Ümit Yüksel geldi, şube müdürü de değiştikten sonra bağlantımız tamamen koptu. Biz yazıyı yazdık cevap bekledik gelmedi. Ben şöyle hatırlıyorum alta şunlarla bir görüşün bakalım herhangi bir şey var mı diye şifahi olarak sordurdum diye hatırlıyorum. Ama onu yine o büro amirlerine sormam gerekir. Ve savcılığa yazıyı yazdım. Zaten istihbarat şube müdürlüğü o 19.08 tarihli 29.08 tarihli yazısında hiç şeyden bahsetmiyor. Dikkat ederseniz o yazıya sanki bu konuda hiç çalışma yapmamışlar gibi hareket ediyorlar. Sanki onlara hiç belge gitmemiş gibi söylüyorlar. Yani öyle bir tavırla yazıyorlar. Aramızda resmen ciddi anlamda bir sürtüşme var. Onların yüzünden olan bir sürtüşme var. Bu savcı beye izah edildi merak etmeyin yani anlatıldı bu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki bu ele geçen materyalleri teslim için sizi şube mi gönderdi yoksa istihbarat şube mi gönderdi Tuncay Güney’e?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bizim şube, bizim, bizim şube.”

85

Page 86: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:86

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Size ne zaman verildi bu materyaller.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Hangi materyaller efendim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” siz istihbarat şubeye göndermişsiniz Tuncay

Güney’den ele geçen materyaller diye.”Sanık Adil Serdar Saçan:” İstihbarat şube şeyini aldı kopyasını aldı. Yani bizde kopyası

kaldı asıllarını aldı öyle söyleyim. Bizim şubede duruyordu yani onlar.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Asılları sizde duruyordu.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Asıllarını onlar aldı diye hatırlıyorum ben. Çalışmayı yapacak

birim onlar olduğu için asıllarını onlar aldı suretlerini zaten sıkıntım orada o istihbarattan onun için diyorlar bizde yok belge diye. Var yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bu Tuncay Güney’e iade edilmesi istenen.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tamam işte onlar bizde kalanlar.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Asılları mıydı, yoksa kopyaları mıydı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evrakların benim hatırladığım kadarıyla aslına onlar çalıştı

sureti ama hatırlamıyorum aslıda olabilir sureti de olabilir. Ama bizde duruyordu evraklar. Ama bir suretini onlar aldı veya aslını aldı bize sureti kaldı onu bilmiyorum.”

Duruşmaya kısa bir ara verildi.Duruşmaya kaldığı yerden devam olundu.Sanık Adil Serdar Saçan tekrar huzura alındı.Çapraz sorgusuna devamla.Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi efendim bana bir soru sormuştunuz arada hatırladım.

Kaset ve CD’leri kim inceledi diye. Ek22’yi açar mısınız bakın ek22 de 8 Martta ele geçen disket CD için gerekli inceleme yapılmış diyor. Eki 95 adet bilgisayar disketi, 19 adet CD diyor. Ama, ama biz bunlara iddianame ek klasörlerden alıyoruz. Burada bütün şeyler var. Video kasetleri var fakat bilgisayar disketi ve CD inceleme tutanakları yok onun için de ben talepte bulundum zaten mahkemenizden bunlar da getirtilsin diye. Fakat göndermediler. Yani o tarihte incelemeler yapılmış gördüğünüz gibi hani bana sormuştunuz ya ben bazen hatırlayamayabiliyorum. Bakın Arge büro amiri araştırma hani bana dediniz ya efendim bunlar Adil Bey şey yapılmıyor mu tasnif edilmiyor mu, ediliyor. Araştırma değerlendirme bürosu amiri Tuncay Özcanlı 8 Mart 2001 de bilgisayar kasası, laptop, bilgisayar ve disketleri incelemiş göndermiş ama eklere ek 165’e ve ek 236’ya sadece bu kadarı konulmuş. İnin aşağıya sadece bu kadarı konulduğu için bakın sadece video kasetleri koymuşlar. Ben de onun için şubeye sorulmasını istedim talep ettim. Resmi olarak kabul ettiniz fakat bunu da göndermiyorlar. Bunu da kasten göndermiyorlar çünkü oradaki inceleme tutanakları gelirse bunların şubede olduğu istihbarat şubesine gidip gitmediği hepsi ortaya çıkacaktır. ”

Mahkeme Başkanı:" Şu araştırma değerlendirme bürosu nerenin?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bizim organize suçlar şubesinin efendim. Arge büro amiri.

Orası iç yazışma bu adli tahkikat büro amirine yazı yazıyor. Ben bunları diyor dökümünü yaptım. Ekte gönderdim. Ama eke bakıyorsunuz sadece.”

Mahkeme Başkanı:" Bu araştırma geliştirme sizin mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bizim evet.”Mahkeme Başkanı:" Peki bu adli tahkikat büro amirliği nereye bağlı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” O da bana bağlı.”Mahkeme Başkanı:" Efendim.”Sanık Adil Serdar Saçan:” o da bana bağlı. İşte ikisi farklı bürolar başkanım. Bir büroda

inceleme yapıyor değerlendiriyor Sayın Özese’nin sormuştu onu bana bir büro da adli tahkikata ek diyor. Şimdi ama ekteki 95 adet bilgisayar disketi ve 19 adet CD’yi ben çözümlerini bulamadım ek klasörlerde. Onları istedim mahkemenizde evet dedi ama gelmedi göndermiyorlar.”

86

Page 87: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:87

Mahkeme Başkanı:" Organize suçlar mı suçlara mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet organize suçlar göndermiyor evet. Sanıyorum 21 Ağustos

talep dilekçemiz veya 13 Ağustos, 13 veya 21 Ağustos’taki talep dilekçemizde var efendim fakat ne yazık ki göndermiyorlar.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu gösterdiğiniz yazı da adli tahkikat büro amirliğine gönderdim diyorsunuz. İşte bilgisayar.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bürolar arası yazışma yapılıyor evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ne talep ettiniz yani ne yapacaktı adli tahkikat bürosu

ne yapacaktı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Ha adli tahkikat bürosu işte savcı beyle görüşüyor. Yani projeyi

götürecek olan büro savcı beyle irtibatlı olan bürodur. Bunları onun için diyorum bunlarla ilgili olarak savcı beye bilgi vermiş olmaları gerekiyor. Yüzde 99 vermişlerdir çünkü arge bürosu kasetleri inceliyor araştırma değerlendirme bürosu raporunu yazıyor bizim iç işleyişimiz dedim ya mekanik bir işleyişimiz vardır diye o adli tahkikata gönderiyor. Adli tahkikatın amiri de gidip savcı beye izah ediyor durumu. Hep böyle işler, işler. Hani sorunuza cevap olmuş oluyor bu da bürolar arası yazışma hatta onu da istedim ben başkanım soruşturmaya yenilik katmayacağı için bürolar arası yazışmaya gerek yok diye bir karar çıktı.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Siz bu bürodan herhangi bir bilgi aldınız mı daha sonradan yani bu tahkikatın sonucu ne oldu. Savcı beyle görüştünüz mü?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tabi, tabi, adli tahkikat tabi. Zaten savcı beyle diyorum ya dönem dönem savcı beyle görüşün kişi de benim zaten. Başsavcı beyle. Tabi ki adli tahkikat bürosuna soruyoruz yani sayın başkanım şimdi olay şöyle biz sanki öyle bir durumdayız ki şu anda biz sanki o tarihte sadece bu soruşturmayı yapıyormuşuz gibi bir izlenim var. Tabi siz haklısınız sadece bu soruşturmayı yapıyorsunuz ama o tarihler arasında bizde kaç tane gözaltı olduğunu ve kaç dosyaya baktığımızın yazısını yazıp bir alsak aslında benim ne demek istediğimi anlarsınız yine şube müdürü olarak bu konulara en hakim olan kişilerden birisiyim. Bakın 9 sene sonra bu iç yazışmaların hesabını bile vermeye çalışıyorum. Getirin bir istihbarat şube müdürü sorun bakalım o yazıları, bu yazıları hatırlamayacak bile efendim. Ama ben elimden geldiği kadar iyi niyetle anlatmaya çalışıyorum. Ben adli tahkikat büro amir bakın bunlar otomatik işler ben şube müdürüyüm. Bir yerde arıza olursa benim haberim olur. Bana gelir söylerler. Şimdi gelmişler bana izah etmişler ben de götürün hani bir şey yapılmadı deniliyor ya. Çözümler yapılmış ama bize gelmiyor, elimde malzeme yok bana vermiyorlar. Talep ediyorum gelmiyor. Gönderiyorum göndermiş çözümü adli tahkikata bu bir kanıttır. Adli tahkikat büro amirliğine çağırıp ifadesini almıyor savcılık e ben burada nasıl cevap vereceğim sanki ben olayı bilmiyormuşum gibi bir izlenim doğuyor alakası yok ki, adli tahkikat büro amiri gelse evet efendim ben savcı beye gittim şunları da anlattım dese iş bitecek ama ben diyemiyorum çünkü şubenin müdürüyüm ben. Ama orada bir arıza aksaklık olmadı, savcı bey bana burada bir aksama var bana bilgi verilmedi demedi. Savcı beye sorabilirsiniz.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bakın 8 Mart 2001 tarihinde yazmışsınız adli tahkikat büro amirliğine, Kasım 2002 tarihinde bu proje çalışması kapanıyor. Arada yaklaşık 16-17aylık bir süre var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” 20 ay var evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu süre zarfında yani adli tahkikat büro amirliğine

yazmışsınız Mart 2001 tarihinde cevabı gelmemiş veya gelmiş onu bilemiyoruz araştırmanız gerekmez miydi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok yok hayır yanlış anlaşılma var olay yanlış anlaşıldı.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Burada ne talep ediyorsunuz yani adli tahkikat

bürosuna göndermekle ne istiyorsunuz bu nasıl sonuçlanacak?”

87

Page 88: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:88

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok talep etmiyoruz efendim. Anlatayım. Tamam, şimdi bizde üç tane büro var bu konuyla ilgili diyelim dört büro var. Bir tanesi operasyon ekipler büro amirliği, operasyon ekipler büro amirliği gitmiş aramayı yapmış ele geçen malzemeyi getirmiş şubeye koymuş. Teslim etmiş gitmiş. Kime teslim etmiş, arge büro amirine teslim etmiş. Araştırma değerlendirme büro amirliğine. Araştırma değerlendirme büro amiri bunları almış tasnifini yapmış kime göndermiş, adli tahkikat büro amirliğine, adli tahkikat büro amirliği ne yapmış savcı beyle görüşmüş böyle, böyle dokümanlar elde edildi çalışma izni istiyoruz işte o da orada ben devreye giriyorum çalışma iznini almış bu çalışma izni almadan önceki safahat, ön hazırlık yani. Ondan sonra çalışma izni alıp istihbarata göndermişiz olay bu. Yani bu çalışma iznini almaya hazırlık aşaması sayın Özese.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bir takım yerlere bilgisayar, disketler şunlar dokümanlar falan gönderiliyor herhalde incelemek için gönderiliyor değil mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki bu inceleme sonucu siz bir sürü materyal

gönderiyorsunuz bilgisayar gönderiyorsunuz bunların sonucunu araştırmıyor musunuz veya ne gibi işlem yapıyorsunuz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte onu bende onu istiyorum yok o. Onların sonucunu da araştıracak değerde bir şey olduğu zaman araştırıyoruz zaten, araştırılıyor zaten ama bakın sadece buradan bir örnek vereyim size, Tuncay Güney’in düğün merasimi, Tuncay Güney’in Çırağan sarayında Hayri Kocakçıoğlu ile görüntüsü kaset arızalı, Tuncay Güney Muhsin Yazıcıoğlu’nun kapalı bir yerde çok sayıda kadın erkek varken görüntüsü. Tuncay Güney’in Çırağan sarayında Recep Tayyip Erdoğan ile şeyi yani bunda suç teşkil edecek hiçbir şey yok zaten incelerseniz. İşte ben diğerlerinde de olmadığını suç teşkil edecek bir şey olmadığını olsa zaten bakın sayın Özese olsa zaten işlem yapmak zorundayız zaten onu alıp da bir tarafa kaldıramayız. Proje çalışması almam o zaman. Yani eğer kapatma niyetim olsa. Yok şimdi burada Afganistan belgeseli bunları basın yazıp yazıp duruyor. Fethullah Gülen’in vaaz görüntüleri. Bakarsanız inin aşağı doğru 90 tane kaset çözmüşler hiçbirisinde suç unsuru yok onun için dedim onun için istettim. Diğer çözümleri de bize gönderin. Şimdi diyorsunuz ki mesela Ergenekon lobi belgesi çıkmadı mı? E Ergenekon lobi belgesini 1 Nisan 2001 de Fehmi Koru köşesinde yayınladı. Başlı başına suç teşkil eden bir şey değil ki o yazanlar belli. Tuncay Güney yazmış Ümit Oğuztan yazmış onların bilgisayarından çıkmış biliyorsunuz benden konuya vakıfsınız. Strateji dergi grubu yazmış. Yani strateji dergisinde birçoğu yayınlanmış onu da biliyorsunuz. Dolayısıyla biz bakın efendim buradaki problem şu temel problem şu, biz delil elde etmek için çalışma izni alıyoruz. Orada ele geçen malzemeler başlı başına delil olsa zaten işlem yaparız. Delil yok orada. Zaten başsavcı beyde onun için diyor. İddialar mücerret tutanak bakın tutanağa geçmişiz. VHS kasetler demiş işte. Tutanakta 95 tane VHS kaset var Sayın Özese 95 tane VHS kaset var. Hepsinin dökümü burada bir tane şey yok suç teşkil edecek bir şey yok. Diğerlerini de getirsinler onlara da bakalım. Getirin dedik getirmiyorlar. Niye getirmiyorlar çünkü bu cevabı vereceğimi biliyorlar. Ama ne yakalamışız Çenç araba yakalamışız sahte pasaport yakalamışız ne yapmışız hemen işlem yapıp göndermişiz. Biz artık orada ön çalışma diye bir şey söz konusu olmaz efendim. Yani bu evraklardan birinden birinde suç teşkil eden bir şey bulunsaydı onu bizim saklamamız diye bir şey söz konusu olmazdı kaldı ki hepsinin dökümünü yapmışız. Hepsinin şeyini yapmışız içeriğini dökmüşüz. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Tuncay Güney de iade etmek istenilen materyaller daha sonra ne oldu, nereye gitti onu bir izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Onunla pardon efendim. İşte onu burada anlatmıştım tekrar izah edeyim efendim.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Kısaca izah eder misiniz?”

88

Page 89: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:89

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, Tuncay Güney’e gitmesi gereken aslında o CD’ler işte kasetler bütün dokümanlar o 7 koli belge sadece Ümit Oğuztan’a da gitmesi gerekenler 13 Mart 2003 de ben şubeden ayrıldığım zaman şube müdürünün arşivinde duruyordu. Şimdi onu şuradan takip ederek anlatayım bir saniye efendim. Zaten buna bunda bile başkanım yazıyorlar bunlar bizde yok diye savcılığı yanıltıyorlar işte ben ondan suçlanıyorum. 117’den itibaren devam edeceğiz. 112. sayfaya gelir misiniz iddianamenin, oradan gidelim isterseniz, iddianame 112. sayfa savunma pardon savunma. Evet, 117 ek117’yi açın, bakın şimdi efendim İstanbul 1. Ağır ceza mahkemesi, İstanbul organize suçlar müdürlüğüne 27 Şubat 2003 de ben daha görevdeyim, diyor ki, sanık Ümit Oğuztan’a ait evraklar nerede diyor. Ve bakın zapt edilen bakın şu tarihte zapt edilen para dışında zapt edilmiş eşyaların müdürlüğünüzde olup olmadığının bildirilmesi diyor. Devam edin, sonraki şey evet. Benim yardımcım benim adıma cevap veriyor. Pardon ben gittikten sonra vekil olarak Kemal Karademir 18 Martta ben 13 Martta ilişiğim kesildi 14 Martta kesildi 18 Martta cevap veriyor Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney’e ait zapt etme tutanağında yazılı malzemeler şahıslar bu güne kadar almak için müracaat etmediklerinden şubemiz deposunda muhafaza altına alınmıştır diyor. Devam edelim, bunun üzerine mahkeme 1 Ağır ceza mahkemesi 25 Mart 2003 de karar veriyor diyor ki, organize işler şube müdürlüğünde bulunduğu anlaşılan eşyaları bize gönderin diyor. Onun üzerine organize işler şube müdürü 26 Haziran 2003 de bir yazı yazıyor mahkemeye diyor ki, Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan ve arkadaşları hakkında cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak, teşekkül Fatih Cumhuriyet başsavcılığına çıkarılmışlardır ilgi b sayılı yazılarımızla Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan haklarında açılmış bulunan kamu davasının mahkemenizce yapılan duruşmasında sanık Ümit Oğuztan ile şube müdürlüğümüzce ekli olarak gönderilen geçici zaptetme tutanağı isimli belgelendirilmiş tutanaklardan sanık Ümit Oğuztan’dan para dışında zapt edilmiş eşyaların şube müdürlüğümüzde olup olmadığı sorulmuş biz de cevap vermişiz yani şu anki safahatları sonra devam ediyor efendim ilgi a sayılı tahkikat dosyamızın ekinde bulunan ve 5 Mart 2001 gün tarih ve 23 sıralarında tanzim edilen tutanakta belirtilen sanık Ümit Oğuztan isimli şahsın şahıstan zapt edilen malzemelerle yani 3 Marttakini istemiş mahkeme bu diyor ki, 5 Marttaki de bizde diyor 5 Marttaki arama tutanakları da bizde diyor. O malzemeler de bizde diyor. Ayrıca aynı dosyada sanık olan Tuncay Güney isimli şahıstan zapt edilen ve 3.3.2001 günü saat 4 sıralarında düzenlenen tutanakta belirtilen eşyalar da adliye emanet memurluğuna gönderilen eşyalardan adli emanet memurluğuna gönderilen eşyalar da hala şube müdürlüğümüz arşivindedir. Bunlarla da ilgili de ne yapacağız diyor. Organize soruyor. Devam edelim şimdi bir sonrasına, mahkeme de diyor ki, yazmış olduğu yazıda, 26.6 da yazdığı yazıda, hepsini bana gönderin diyor. 27.6 da Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’dan elde edilen bakın burada zapt etme tutanaklarında yazılı 9 adet video kaseti 74 adet bütün hepsini zaptetme tutanaklarıyla karşılaştırdım ben siz de karışlaştırabilirsiniz efendim hepsi burada 2001 de zapt edilenlerin hepsi. 2003 de mahkemeye hepsini gönderiyoruz. Hepsini yani hem Tuncay Güney’den elde edilen bakın 1 adet Sony marka bilmem ne 87 adet video kaseti, elektronik malzeme, teyp kaseti hepsi var. Ne zaman Haziran 2003 de. Ve mahkeme teslim alıyor bunları. Ondan sonra mahkeme Ümit Oğuztan’a ait olanları 4 Temmuz da kendisine teslim ediyor. Teslim edilen eşyalara bakalım şimdi. Hani soruyorsunuz ya efendim doküman içeriğinden haberin var mı? Teslim edilen eşyaya bakar mısınız bir adet Ergenekon içerikli sarı renkli klasör. Bir adet suikastlar içerikli sarı renkli klasör.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bunlar listede biraz vardır yani dosya içersinde olan şeyler yani ben “

Sanık Adil Serdar Saçan:” Bir şey yok ki yani.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” ben tarih sırasına göre nereye gittiğini onu öğrenmek

istemiştim. Yani onu izah ettiniz.”

89

Page 90: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:90

Sanık Adil Serdar Saçan:” Tamam efendim buraya gidiyor 1 Ağır cezaya gidiyor efendim. 1 ağır cezadan Ümit Oğuztan’a teslim ediliyor. Ama aşağı inelim Tuncay Güney’e ait olanlar mahkeme kasasında olan eşyalar da ayrı yeten mahkeme tarafından kasaya alınıyor. 1 Ağır ceza mahkemesi kasasına alınıyor. Bunlar da zaptetme tutanakları, karşılaştırma açısından diyorum. Şimdi bundan sonra, bundan sonra ek127’yi açın biz gözaltına alındıktan sonra müracaat ediyoruz avukatım vasıtasıyla bi saniye 22 Haziran 2009 da müracaat ediyoruz hani sizin gibi biz de evraklar nerededir diye merak ediyoruz mahkeme bize cevap veriyor 1 Ağır ceza mahkemesi, mahkemenizin sanık Tuncay Güney’e ait olan emanetinde bulunan üç büyük bir küçük koli halinde CD, video kasetleri, teyp kasetleri ve belgeler mahkememizin kasasındadır 29 Ocak 2009 tarihinde İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına teslim edilmiştir diyor. Bunu sorduruyoruz efendim şeye size mahkemeniz kanalıyla talepte bulunuyoruz talep geliyor talepte de Fikret Seçen teslim alıyor, bakın bu kadar malzeme belge mahkeme kasasında muhafaza edilmiş. Şimdi ben iddianamede bunları yok etmekle suçlanıyorum. Alıp götürmekle suçlanıyorum. İddianamenin esası bunun üzerine dayanıyor. Ben soruşturmayı kapatıyorum bunları alıp götürüyorum. Ama bunlar 1 Ağır ceza mahkemesinin kasasında. ”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu 13.12.2003 tarihinde duyusan isimli iş yerinde bir takım materyaller ele geçmiş. Bu ne bağlantısı var bir ilginiz var mı, bir Şevki Duyu galiba bunu kısaca bir izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Duyusanın sahibi arkadaşım evet ben anne tarafından Arnavut olduğumu söylemiştim. Şey de Şevki bey de şey Arnavut’tur Kırklarelilidir. Aramızda yani bir arkadaşlığımız var taaa 1985’e dayanan bir arkadaşlığımız var o mahalle çocuklarından tanımışımdır. Mahalle arkadaşlarımızdan tanımışımdır. Kendisini tanırım arkadaşımdı orda bir fabrikası var ben doğuya gittiğim zaman orada bana önce lojman vermediler evrak eşyalarımın ve evraklarımın bana ait kişisel evrakların bir bölümü onun ordaydı hatta doktora tez kitaplarım da oradaydı. Oraya koymuştum. Daha sonra oradan geldim bu sefer İstanbul da lojman problemiyle karşılaştım iki oda bir salon lojman buldum. Yine orada hatta benim televizyonum pardon teybim falanda vardı yani. Eşyalarım vardı. orada onların olduğunu herkes biliyor. Bu Şevki beyin birde tinerci oğlu var. Bu tinerci oğlu şey yapıyorlar ben atıldıktan sonra bu tinerci oğlunu alıyorlar ihbarda bulunduruyorlar el-kaidenin bomba imalathanesi diye, evraklarda var. Dosyayı getirebilirsek görebiliriz. Oraya giriliyor benim orada gerçekten eşyalarım var hani evimin küçük olması hasebiyle koyduğum eşyalarım var. İlk gün bakılıyor bir şey yok, ikinci gün bakıldığında bir sürü evrak bulunduğu iddia ediliyor ama burayla ilgili bu dosyayla ilgili sadece Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’a ait CD şey video suretlerinin bulunduğu iddia ediliyor. Bu dosyayla ilgili sadece onlar var başka bir şey yok. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” VHS kaseti var orada. Bunlar size mi ait o kasetler size mi ait?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır bana ait değil zaten oraya gidişinde ben dün tanık Cahit Ünal’dan anlattım. Bizim arşiv memuru, arşiv memuru Allah rahmet eylesin bu yaz rahmetli oldu. Dinletmek istedik bir türlü dinletemedik ama 1 asliye ceza mahkemesi hakimine verdiği ifade var. Şimdi efendim ben şubeden ayrılıyorum. Şubeden ayrıldığım zaman 13 Mart 2003 de benim bana tebligat geldi ve ilişiğimi kestiler. 14 Martta daha doğrusu 13 Mart akşamı çıkıyor 14 Martta Cuma günü gelir gelmez ilişiğimi kestiler benim. Gittim eşyalarımı falan da toparlayamadım. Benim büromun büromda yani benim çalışma ofisimde arka tarafta evrakların yedeklemesi vardı. yani biz şubeyi yeni kurduğumuz için organize işler şube müdürlüğünün arşivinden bir tane evrak çekip alırsanız çok büyük para demektir. İki tane aranan adamı görmüyorsunuz demektir. Bunları önlemek için makama yedekleme yapmıştım. Yine video kasetlerinin de bir sureti orada bulunurdu hepsinin. Ben gittikten sonra bunları çocuklar topluyorlar o kasetleri de topluyorlar arşive koyuyorlar. Ama zaten adli tahkikat dosyalarının içinde onlar var. Bende sadece suretleri var. Gelen emniyet müdürü şey yapıyor yeni Ayhan Buran denilen müdür bunlar

90

Page 91: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:91

ne diyor Adil beyin makam odasından çıkan eşyalar. Götür bunları kardeşim buradan diyor. Ya diyor işte bunların içerisinde, kardeşim ne varsa var götür diyor. O memur da benim arkadaşım olduğunu biliyor orada benim olduğunu biliyor götürüyor oraya bırakıyor. Daha sonra bana söylendiğinde ne yazık ki operasyon gerçekleşmişti. Olay bu. Orada çıkan hiçbir şey ile alakam yok zaten o memurun götürdüğü de oraya üç beş tane şeydir kolidir benim özel eşyalarım da var içinde. Makam odamı toplamadan gittim ben ordan. Ve bir daha da şubeye hiç uğramadım yani bize öyle bizde sistem öyle bir şeydir ki size kaleminizi bile aldırmazlar. Odur yani. Yani onu götürsem götürdüm derim ama öyle bir şey yapmadım ben.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ne zaman götürmüş?”Sanık Adil Serdar Saçan:” 2003 yılının ortalarında yani ben Martta alındım o da herhalde

Temmuz falandır. Öyle yani tam hatırlamıyorum. “Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki Şevki Duyu’yu tanıyorsunuz?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tanıyorum gitmedim o arada.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Sizin şahsi eşyalarınızın veya bu tür eşyaların

geldiğini size haber verdi mi vermedi mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Verdi, verdi dedi ki şubeden eşyaların geldi ne yapayım iyi abi

kalsın dedim. Sonra bir ara gelir bakarım dedim. Ama ondan sonra ben Niğde’ye gittim, meslekten atıldım uğramadım oraya yani. Bu Gaziosmanpaşa da habipler köyü girişinde bu dediğim yer çok uzak bir yer. Gidip baksam da zaten onlar suret önemli değil yani.“

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki bu bahsedilen Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’ın VHS kasetlerini göreviniz sırasında siz mi kopyasını almıştınız yoksa başkası mı almıştı yani bunlar nasıl temin edildi. Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney VHS kasetleri nasıl kopyalandı nasıl?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İstihbarat şubesi çekti. Bize yeteri kadar kopya verdi asılları da V8’leri de istihbarat şubesinde. Hala da orada olması gerekiyor.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu kopyalar şubeye mi veriliyor yoksa şahsınıza mı veriliyor?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Şubeye veriliyor, şubeye ama şubede bir nüsha kalıyorsa iki nüsha yapılıyor bir nüshası da o yine şubede arkada odada duruyor yani. Ben sırf yeni kurulan şube olduğu için şeye meydan vermemek için olumsuzluğa meydan vermemek için yedekleme tutuyordum. Ayrıca şunu da söyleyim ben birçok kaset ve CD arasında bunlar var mı bilmiyorum DGM’ye gönderdim organize suçlar şubesinden sorabilirsiniz savcılık biz bunları ne yapacağız tahkikatla ne alakası var deyip geri gönderdi. Almadı yani adli emanete. Onun için diyorum kasetlerin hiçbir değeri yok şey olarak diye delil olarak diye. Sadece bunlarla ilgili değil orada bulunan kasetleri bir görseniz efendim o tutanağı ben koydum eklere o şeyde yok yer gösterme kasetleri var, bilmem ne var yani. Şubedeki bütün arşivi bulabilirsiniz yani. Şey daha doğrusu videoya çekilmiş olan yer gösterme tutanak şeylerini falan bulabilirsiniz. Hiçbir hukuki değeri yok onların sadece polisi şey yapmak için haklı göstermek yarın bir problem olursa bak biz yer göstermeyi de yaptırmıştık falan demek için çekilmiş görüntüler. Kişisel görüntüler değil adliyeye intikal etmiş dosyalar yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu materyaller şubenizdeki odanızdan mı alınmış yani bu VHS kasetleri neredeydi. Şubedeki odada mıydı yoksa başka bir yerde miydi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır VHS kasetleri adli tahkikat bürosunda var bir kere orada bir şey var kasa var o kasanın içerisinde var bir kere. Zaten ben ayrıldıktan sonra onun da tanık olarak dinlenmesini isteyeceğim Ramazan Candan isimli bir baş komiser bu durumu Ahmet’e anlatıyor Ahmet İhtiyaroğlu’na yani kasada vardı. kasanın içersindeydi ben evrakları gördüm diyor. Birebir konuşmada şeyi de gördüğünü beyan ediyor kasetleri de beyan ediyor gördüğünü. Ama organize suçlar şubesinde hiç çıkmıyor. Savcılığa da göndermişiz orada da çıkmıyor.

91

Page 92: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:92

İstihbarat çekmiş orada da çıkmıyor kasetler bir tek benim Fatih de bulunuyor. İyi ki de orada bulunmuş yani yoksa bulunmayacaktı. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu organize şube müdürüyken 3 pek çok yapmış olabilirsiniz de belli başlı zannediyorum Veli Küçük ve grubu ile, Fethullah Gülen ve grubu ile ayrıca Büyükşehir İktisadi teşekkülleriyle ilgili bir çalışma yapmışsınız. Bu çalışmanın akıbeti ne oldu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Veli Küçük ve grubuyla ilgili olan bu şey ön çalışma kapandı bu olaydı zaten işte.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ne zaman sonuçlandı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” 14.11.2002 de. 14.11.2002 de.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Ne tür bir çalışmaydı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Bu anlattığımız konu işte efendim Veli Küçük ilgili olan.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Veli Küçük ile Sedat Peker arasındaki araştırma mı

bağlantı mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Efendim Veli Küçük ve grubuyla ilgili aldığım ön çalışma bu

Tuncay Güney’in anlatımları işte bu şu ana kadar anlattığımız konu.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bunla ilgili.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki Sedat Peker ile Veli Küçük arasındaki ilişkiyi

araştırdığınız bir çalışmadan bahsettiniz de.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Ha o konu beş şubenin görevlendirildiği delili bulunamadı onun

da yani operasyona dönecek delil bulunamadı. Operasyon amiri yani orada amir Niyazi Palabıyık’tır. Delil elde edemedik yani. 5 tane şube delil elde edemedi. Sorup öğrenilebilir.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” O çalışma ne zaman yapıldı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” O çalışma da 2000-2001 yani 2000 de başladığını hatırlıyorum

herhalde 2001 de bitti.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Fethullah Gülen ve grubuyla ilgili bir çalışma

yapılmış o ne zaman yapıldı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet o da 2001’in 16 Temmuzunda aldığım izin o var zaten

burada koydum anlattım. 5 Mart 2003 de bütün evrakları göndermişim yine savcı beyle görüşmüştüm bunu net hatırlıyorum. Göndermiştim ondan sonrasını yazıyoruz yazıyoruz savcılık cevap vermiyor ne olduğunu bilmiyorum yani ama ben 13 Martta şubeden alındım.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu yine Fethullah Gülen ve grubuyla ilgili 22 Temmuz 2002 tarihinde Genelkurmay istihbarat başkanlığına bir yazı yazmışsınız. Bunun sonucu ne oldu takip edebildiniz mi, araştırdınız mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır, yok hayır etmedim, edemedim yani. O yazdığım yazı zaten şeyle ilgili bir takım kamu görevlilerine şey yapacaklarıyla ilgili şantaj yapacaklarıyla ilgili falan. O edemedim yani ama şunu biliyorum Ergenekon soruşturması kapsamında onların bir bölümü alındı. Mesela Tanju Güvendiren alındı, şu Tuncay ile görev yapan Kemal Yavuz paşa alındı, yani Ergenekon soruşturması kapsamına dahil edildi onların bir bölümü.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Büyükşehir iktisadi teşekkülleri ile ilgili bir çalışma yaptınız onun sonucu ne oldu?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Operasyon yaptık ona. Şahısları gözaltına aldık. Mustafa Albayrak tutuklandı şimdi Yenişafak’ın sahibi 6 ay falan içeride kaldı sonra ihaleye fesat karıştırmaktan onlar ceza aldılar fakat evrak işte o sırada DGM kanunu değişti DGM’ler kapatıldı falan o döneme denk geldi. Evrak bölündü parçalandı bir kısmı yerel savcılıklara gitti, bu ana dava 4 Ağır ceza mahkemesine gitti. Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili olanlar ve bir takım şeyler mesela Binali Yıldırım var hatırladığım kadarıyla eski Ömer Dinçer var şu anda bakan falan onlar

92

Page 93: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:93

milletvekili olunca onlarla ilgili evraklar tefrik edildi. Bir kısmıyla ilgili de mecliste fezleke düzenlendi meclisten izin bekleniyor diye biliyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Veli Küçük ve grubuyla ilgili herhangi bir bildirimde bulundunuz mu yani bazı isimler geçiyor. Yani nasıl Fethullah Gülen ve grubunu bildirmişseniz Genelkurmay başkanlığının istihbarat başkanlığına bunu da Veli Küçük ve grubuyla ilgili herhangi bir bildirimde bulundunuz mu, ilgili mercilere.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” DGM başsavcılığına bildirdik yani savcılığa savcı beyin bilgisi var.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Oraya bildirimde bulundunuz.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet. Öteki şeyi de ben başsavcıya sordum öyle yazdım

yazıyı. Asker şahıslar var ya efendim orada, asker şahıslar olduğu için başsavcı beyin bilgisi dahilinde yazdım. Tamam yaz dedi yazdım. Zaten oradaki problem şuydu biz kendimiz soruşturmayı götüremedik. Bir müddet sonra İstanbul istihbarat şubesindeki görevli Fethullahçılarla ilgili izin alındığı için soruşturmayı yürütemedik. Ankara’nın yürütmesini emretti başsavcılık onun üzerine Ankara’ya yazışma yaptık. Genelkurmay başkanlığı istihbarat başkanlığını bilgilendirdik. Kendi personelleriyle ilgili bir çalışma olduğu için. Çünkü orada izin aynı zamanda şimdi iptal edilen terörle mücadele kanununun silahsız terör örgütü kapsamında da alınmıştı. Yani sadece organize suç kapsamında değildi o.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Sizin bu Danıştay baskını Atabeyler operasyonu, rahip Santoro cinayeti, Hrant Dink cinayeti, Malatya yayın evi saldırısı ve ulusalcılara yönelik operasyonların tek merkezden yapıldığını söyleyen eski İstanbul kaçakçılık ve organize şube mücadele şube müdürü suçla mücadele şube müdürü Adil Serdar Saçan bu operasyonlardaki faillerin emniyet içerisindeki F tipi örgütle ilişkisi olduğunu belirtti şeklinde belgeler var, beyanlar var bu konuyu bir açar mısınız yani nasıl bir bağlantı vardır. Somut bilgi, belge var mıdır elinizde?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet, evet şu anda da aynı görüşteyim. İşte onu anlattım zaten, yok hayır o benim kişisel görüşümdür. 1978 yılında polis kolejine girdiğimiz zaman ışık evlerinden mezun olup öğrencileri ışık evlerine götürenlerin isimlerini verdim. Aslında onu örtülü bir şekilde anlattım burada. Onların daha sonra şu anda hangi görevlerde olduklarını da söyledim. Ve sadece onların görevli olduğu illerde bu olayların meydana gelmesinin tesadüf olamayacağını söyledim. O görüşüm oydu yani kanıt niteliğinde değil de oraya dikkat çektim. Olay o. Hrant Dink öldürülüyor.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şimdi bahsedilen bu olaylarla ilgili somut yani doğrudan bağlantılı bilgi, belgeniz var mı? İzah eder misiniz onları nedir?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Somut değil efendim ben öyle bir şey demedim zaten. Hayır hayır bilgim var tabi bilgiyi anlatıyorum. 78 yılında polis kolejinde Fethullahçı örgütlenmeyi yapan Ramazan Akyürek, Osman Ali Osman Kahya, efendim şu an Mustafa Sağlam bunlardan biri Malatya da emniyet müdürü oradayken zirve katliamı davası oluyor. Zirve katliamı oluyor. Ramazan Akyürek Trabzon da emniyet müdürü santoro rahip santono cinayeti oluyor. Yine Trabzon da bunların elemanı Ramazan’ların elemanı olan bir kişi Hrant Dink’i öldürüyor. Falan yani bunların ben makalesini de yazdım. Makale de yazdım. Ondan sonra Ramazan Akyürek dava açtı ve tazminat davası devam ediyor. Ben bu bağlantılara dikkat çekiyorum yani bunların emniyet örgütü içerisindeki Fethullahçı olarak bilinen kişilerin yönetimindeki iller mesela Mustafa Sağlam Diyarbakır’a gitti yazın Diyarbakır’ın halini görüyoruz. Hakkari’ye giden kişi de benim devre arkadaşım Hakkari’nin hali ortada. Erzincan’a giden de devre arkadaşım bunlar hep şey Fethullahçı okuldan bilinen Erzincan da ki son olay da göz önünde yani bunların tesadüf olduğuna ben inanmıyorum sadece bir kanaat bildirimidir. Düşüncedir yani. Yoksa tabi ki bir spesifik bilgim yok. Ama bunlar tesadüf değil yani. Tesadüf olamaz diye düşünüyorum. Çünkü

93

Page 94: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:94

biz emniyetçiler birbirimizi anlarız yani emniyet teşkilatının içerisinde bunların ne olduğunu herkes biliyor. Bir tek ben söylüyorum ama onun için de buradayım 16 aydır. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Tamam burada bir kanaat bildiriyorsunuz ama bu olaylarla doğrudan şahıs ve kişi yer ve zaman bazında bir bilginiz var mı onu söyleyin?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte mesela diyorum ki, mesela diyorum ki, Şammaz Demirtaş o tarihte Hrant Dink öldürüldüğünde İstanbul da emniyet müdür yardımcısı efendim araştırma yapmak lazım. Ben şimdi söylerim birilerinin araştırması lazım. Şammaz Demirtaş Hrant Dink öldürüldüğünde bu Hrant Dink öldürülecek tebligatı yapılmıyor ya hani Trabzon’dan bir yazı geliyor. Tebligat yapılmıyor. Tebligat yapılmıyor ve Hrant Dink öldürülüyor sonra. O tebligat yapmayan şubenin müdürü istihbarat şube müdürü ondan sonra müdür yardımcısı Şammaz Demirtaş. Şammaz Demirtaş ondan sonra Rize müdürü oluyor Şammaz’ın telefon cell kayıtlarına bakmak lazım Hrant Dink öldürüldüğünde İstanbul da mı değil mi İstanbul da ise ne arıyorsun diye sormak lazım hani kafa bu ya düşünüyor insan yani. Ben sadece bu bağlantıların araştırılmasını istiyorum dedim demez olaydım yani dünyayı başıma yıktılar. Ama başkası her türlü şeyi söylüyor. Onlara serbest biz söyleyince terör örgütü üyesi oluyoruz. O ayrıca nerede efendim ben onu bilmiyorum şeyde görmedim onu dava dosyasında görmedim ben onu. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu ulusal kanal da mı?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Kanaldaki konuşmam evet. Tamam peki. Eklerde vardır tamam

efendim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Bedrettin Dalan’ı tanır mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Kimi?”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bedrettin Dalan’ı tanır mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tanırım, tanırım.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Nereden tanırsınız, aranızdaki ilişki nasıldır?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Üniversiteden tanıyorum. Aramızda bir ilişki yok üniversiteden

tanırım vakıf başkanıdır Yeditepe vakfı başkanıdır. Ben bunu daha önce ifademde anlatmıştım burada ifade verirken savunmamda ben 2000 yılında meslekteyken o sosyal bilimler enstitüsünün müdür yardımcısı benim arkadaşımdı eski milli eğitim müdürünün sekreteri zafer diye bir çocuktu o bana kamu yönetimi dersi verir misin bizim burada dedi. Hocamız yok. Bende kamu yönetimi doktoruyum olur dedim valilikten izin aldım. 3 sene orada ders verdim. Görevliyken yani organizede. O 3 sene bittikten sonra meslekten atıldım o atıldıktan sonra Bedrettin beyle tanıştım. Bedrettin Bey zaman zaman o vakıf başkanı olduğu için bende orada ders veren bir hoca olduğum için zaman zaman beni çağırırsa eğer yanına gider görüşürdüm. Yani görüşmelerimiz de nasılsın iyi misin bir şeye ihtiyacın var mı şeklindedir. O kadar. Komiser yardımcısı iken Bedrettin Bey şeydi İstanbul Büyükşehir belediye başkanıydı birkaç defa korumasına gittim ama tanımaz beni yani ben de tanımam o kadar görevli gitmiştim. Tanışıklığım budur efendim evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Arif Doğan’ı tanır mısınız?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Tanımam hiç hayatımda görmedim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” zannediyorum 10 Mart 2008 tarihinde bir görüşmeniz

var.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Şevki Duyu beni arıyor.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Şevki Duyu ile, Şevki Duyu şöyle diyor, Arif Doğan’a

gitmiştik ya Yalova da siz de ya tamam biliyorum gittiğimizi diyorsunuz bir izah eder misiniz?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok işte o yanlış ben ona dilekçe verdim efendim. Gittiğimizi

değil gittiğinizi olacak o. O şeyi Arif Doğan Şevki Duyu kaçtı numarası efendim acaba zahmet olmazsa?”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” 10 Mart 2008 tarihli”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok şeyi.”

94

Page 95: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:95

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” telefon görüşmesi.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Çözüm numarası var mı acaba tape numarası.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yok.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Şevki Duyu ile evet şimdi bakın burada metin var. Zaten oraları

yazmışlar hep siyah siyah in sen. Aramada zorluk çekmiyoruz. Şevki Duyu, tam bir saniye yo görüşmüyorum o tarihten beri görüşmüyorum. Hı hani o senden geldi görüştük oturdunuz ya orada işte ondan beri daha o kayboldu benden ondan sonra Sultanahmet de bir çocuktan bahsediyor. Bununla alakası yok. Devamı, öyle konuştuk o şeyle onun geçen gün iki tane adam yollamış hani Arif, Arif vardı ya ben he diyorum tamam tam da doğum günüm olduğu gün ondan seni ondan unuttum benim doğum onun doğum günüymüş Şevki beyin. Sinirimden içtim de o gün moralim bozuktu. İki tane Kürt yollamış üç milyar telefon borcu varmış ben ödeyeymişim telefon borçlarını. Kim o ya. O Arif Doğan’a gitmiş ya, gitmiştik ya Yalova da. Ne bileyim abi ben tanımıyorum ki onları. Ya dedim ya sonra seni uyardım ya bu nokta noktadan uzak dur diye metin bu. “

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet tanışmıyorsunuz yani.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yok efendim zaten metinde de söylemişim yani uzak dur

ondan diye de adama birde küfür etmişim yani özür diliyorum tabi bu arada. Ne bileyim abi ben tanımıyorum ki onları ya dedim ki ya seni uyardım abi hakikatten de uyardım bunlarla birlikte olma gitme görüşme diye bu bundan uzak dur diye. Şimdi efendim bakın burada gittiğimizi ha buraya yanlış yazmışlar şimdi konuşma bu şekilde devam ediyor ama buraları koymamışlar iddianameye hemen bir satır altına diyor ki bana, uzak duruyorum onlarla bir alakam yok yani bir alakam yok ki albaya götürdü ya bizi şey de o zaman Yalova da görüştük ya abi albayla şey vardı. bende diyorum ki, tamam biliyorum ben gittiğinizi mizi diye çeviriyorlar yukarıdan gelişe göre baktığınızdan nizi olduğu belli zaten. Orada bir şey var ben onun düzeltilmesi için dilekçe bile verdim. Talep dilekçesi verdim. Yani tanımadığım bu konuşmada belli ama bakın başkanım orayı atlıyorlar burayı yazıyorlar. Burayı yazınca da ister istemez insanların kafasında bu şekilde soru işareti oluşuyor. Tanıyor muşum biliyor muşum gibi. Evet.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu sizde yapılan aramada Adil Serdar da ele geçen 6 sayfalık Bülent Ecevit başlıklı biyografik metin belgesi ele geçtiği doğru mudur?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Onların iddiası o. Benim şeydeki o 4 pardon efendim o 4 tane CD var ya onların içerisinde var. Hani Tuncay Güney ve Ümit Oğuztan’ın tarafından yapılmış olan operasyonda ele geçti bana verdiler dediğim CD’lerin içerisinde öyle bir Word belgesi var doğrudur.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” O 4 tane CD’yi tamamen mi reddediyorsunuz yani sizin olmadığını mı iddia ediyorsunuz yoksa.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Yo yo tamamen reddetmiyorum ben ben diyorum ki arama usulsüz yapılmıştır. Usulsüz olduğu için bunu delil olarak saymıyorum ama kafada soru işareti kalmasın diye nerden hani örgüt üyeliğiyle suçlanıyorum ya örgüt üyesi olmadığımı ispat etmek için de diyorum ki, ben bunlara operasyon yaptım bunlardan çıkan belgelerdir bunlar. Gerçekten de şubede bana işte bilgim olsun diye birkaç kopy ben birkaç CD hatırlıyorum gerçekten iki tane CD hatırlıyorum verilmiş de onlar olabilir diyorum. Yani reddetmiyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” O CD’lerde ki belgeleri çıktıları incelediniz mi yani CD’lere tek tek bakabildiniz mi?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır hayır o CD’lere hiç bakmadım efendim. Hayır hiç bakmadım. Vaktim olmadı zaten onun için unutmuşum o CD’leri. Olmadı bakmadım yani. Evde çıkmasına da hayret ettim. Belki onlar büromdaydı veya ne bileyim CD olduğu için içeriğine bakmadığınız zaman öyle alıp gidiyorsunuz yani öyle bir durum karışmıştır. Yoksa ne yapacağım ben O CD’leri bakın o o Bülent Ecevit belgesi 3. iddianamede çıkmış hemen bana bağlamışlar şimdi bakın 1. iddianame açar mısınız ek168’i ben onu es geçtim yani vakit almasın

95

Page 96: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:96

diye. Ek168 bizim ekimiz 168 savunmadaki. Bakın şimdi bu ek klasör sayfa 236 da Tuncay Güney’den ele geçtiği için birinci iddianame ek klasörü 236’ya konulmuş olan Word dosyalarının copyleri yukarı doğru çıkın şöyle burada Bülent Ecevit belgesini şey yapar mısınız gösterir misiniz aşağı inin Bülent Ecevit belgesine bakar mısınız nerede olduğunu bulun. Burada bakın gördünüz mü Word dosyası olarak birinci iddianame ek klasör 236 da sayfa 347 de var bu. Adil Serdar Saçan da ele geçtiğini yine ek 169’u açalım 1. iddianame ek klasör gördünüz mü ne kadar sıkı çalışmışım efendim yani 1. iddianamenin ek klasörleri bunlar sayfa 326’da da dökümü var. Şeyden ele geçmiş Ümit Oğuztan’dan. Evet bunlar işte benim şeydeki evde çıkan dört CD içinden olduğu için artık bundan sonra her ele geçtiğinde Adil Serdar Saçan’da da ele geçti diyorlar. Beni bende ele geçmesi örgüt üyeliğinden değil. Bende ele geçmesi açıkladığım sebeplerdendir. İddia o şekildedir.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu Mehmet Haberal’a verdiğiniz gibi bir söz konusu mu yani verdiniz mi vermediniz mi yani o açıdan soruyorum.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Engin Aydın’a”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Mehmet Haberal emniyetteki ifadesini okuduğunu

falan söylemiş.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Mehmet Haberal mı yok efendim Engin Aydın.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Mehmet Haberal.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Ben hiç tanımam Mehmet Haberal’”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Adil Serdar Saçan’dan emniyetteki ifadesinde şu

şekilde konuşmuş. Adil Serdar Saçan’dan elde edilen 6 sayfalık Bülent Ecevit başlıklı biyografik metin belgesi hakkında bilgi sorulduğunda. Adil Serdar’dan elde edilen dokümanı okuduğu bu tür yazıların gerçekle alakası olmadığı ancak o tarihlerde başbakanlık görevine indirmek için kendilerine yakın gördükleri çevrelerin desteğini almak amacıyla psikolojik savaş taktiği olarak hazırlayıp belli yerlere bu asılsız belgelerin verildiğini düşündüğü, çünkü başbakan aleyhine kendisi halk tarafından sevilmesi sebebiyle kamuoyu oluşturmak için uydurulduğunu düşündüğünü beyan etmiştir.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Benimle bir alakası yok onun. Mehmet Haberal’ı tanımam. Belge bende çıktı diye sormuşlar ona.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yani Bülent Ecevit başlıklı biyografik belgeyi okuduğunu söylemiş ancak asılsız olduğunu emniyetteki ifadesinde.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” söylemiştir ben o belgeye sahip çıkmıyorum ki zaten yani o belgenin Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney tarafından hazırlanan belgelerden birisi olduğunu söylüyorum ben de bulunuş gerekçesini de anlatıyorum. İçeriğini falan bilmiyorum ben. Mehmet Haberal bey herhalde içeriğini okumuş yanlıştı ama ben o belgeyi savunmuyorum ki, onu.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Evet, böyle bir beyanı var yani bu beyanı ne diyorsunuz onu söylediniz.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Onu da öğrenmiş olduk. Sağ olun efendim ben bilmiyorum yani.

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu iddianamede iddia edilen Ergenekon isimli örgüt hakkında bilginiz var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Hayır neyse dosyadaki o.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” İlk defa ne zaman duydunuz onu izah?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Şimdi Ergenekon ismini ben kişisel olarak operasyondan yani

2007 operasyonundan sonra duydum hatırlıyorum Ergenekon olarak. Benim aldığım izinlerde Veli Küçük ve grubudur, şudur, budur yani orda isim olarak geçmiştir. Şudur budur. Yani şimdi şeyi mesela Tuncay Güney’in işte TSK Ergenekon’dur deyimleri falan var fakat o tarihide öyle gelmiyor yani TSK’nın terör örgütü olduğu yönünde isim olarak gerçekten 2007 de dikkatimi çekti. Daha önce o kitapları da okumadım. İlgili değilim yani bu konuya.”

96

Page 97: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:97

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Peki Türkiye de derin devlet var mıdır? Size göre var mıdır yok mudur izah eder misiniz?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Türkiye de derin devlet olsaydı ve biz onun üyesi olsaydık ben burada olmazdım diye düşünüyorum.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Yoktur diyorsunuz öyle mi?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Yani efendim böyle bir şey ben bakın 1978 yılında polis

kolejine girdim. 13 yaşındaydım. 2003 yılına kadar da görev yaptım sayın Özese emniyet örgütünde. Hiçbir kamu görevlisi veya dışarıdan biri gelip benden illegal bir iş yapmamı talep etmedi benim duruşum öyle bir duruştur. Hukuk fakültesi mezunuyum zaten bu kadar üzerime gelindi bu kadar dava açıldı hiçbir tanesinden de ceza almadım. Çünkü yaptığım işi doğru yaptım. Burada hesabını verdiğim gibi her şeyin hesabını veririm. Aslında siz de farkındasınız çok zor bir şeyin hesabını veriyorum ben burada 9 sene önce yapılmış bir tahkikatın gün gün dakika dakika hesabını soruyorsunuz benden. Ve bende veriyorum o hesabı elimden geldiği kadar. Yani ben öyle bir insanım. Hiçbir şekilde gayri kanuni iş yapmamışımdır. Hukukçu olduğum içinde hukuktan bir milim sapmamışımdır o nedenle de alnım açık bir şekilde mahkemelerde yargılanıyorum organize suçlar şube müdürlüğü beş sene İstanbul da yapmışım. Bir tek kesinleşmiş mahkumiyetim yoktur. Bir mahkumiyetim var duyusan ile ilgili o da Yargıtay da bir de burada davam. Bir tane devam eden davam var. 100’ün üzerinde dava açılmıştır hepsinden beraat etmişimdir çünkü ben işimi iyi yapmışımdır. Doğru yapmışımdır, yanlış yapan bir yerde hata yapar. O nedenle de derin devlet varsa bile bana yaklaşmamıştır. Emin olun işlem yapardım. Yani sayın Özese siz şu 2001 yılında şu iznin alınmasının kolay bir iş olduğunu düşünüyor musunuz Allah aşkına. Siz 2001 yılında DGM’deydiniz herhalde. Kolay bir iş miydi sizce. Veli Küçük ve grubu Veli Küçük’ün adını ağzına alamıyordu insanlar. Ben onlarla ilgili çalışma izni alıyorum. Bugün burada yargılanıyorum kapattım diye. Bir şeyi kapatacak adam savcıdan izin almaz. Bakın ben söyledim. Bunu yapıyor polis taktiğidir, kapatma taktiği söylüyorum size biliyorum da yapıyorlardı. Ben yapmadım ama. Alırsın Veli Küçük’ün evine gidersin usulen arama yaparsın aaaa aradık maradık bak aldık bilmem ne bulamadık gönderdik haydi güle güle. Alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete kim bana soracaktı gittim bulamadım efendim buyurun tutanaklar. Ben bunları bilmeyen bir insan mıyım zannediyorsunuz? Sonuna kadar uğraştım bu işle bu konudan emin olunuz yani bu konuda ben ne yaptığımı iyi biliyorum ve burada da söylüyorum. Ben vicdanıma bu konuda tam not vermiş durumdayım. Hiç önemli değil. Derin devlet denilen olgu eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinde vardıysa bile benim yanıma uğramamıştır bunu bilin yani. Muş da üç sene terörle mücadele müdürlüğü yaptım lütfen bir yazı yazıp sorunuz başkanım bir tane faili meçhul cinayet var mı? 93-96 seneleri, dikkat edin Muş da bir tane benim dönemimde faili meçhul cinayet yoktur. Çünkü faili meçhul cinayet işleyecek tipler benim bölgemde dolaşamazlardı. Sorabilirsiniz. Sorunuza cevap oldu mu bilmiyorum. Ben onun için bir grup tarafından hani anlattım ya şeyin başında izin aldığım bu grup tarafından güvenilmez ilan edilip meslekten attırıldım.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Emniyetteki beyanınızda şöyle bir beyanınız var.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Ben emniyette ifade vermedim efendim.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu savcılıkta pardon savcılıkta ifadenizde şöyle bir

beyanınız var. Bu zabit Engin’den bahsetmişsiniz zannediyorum.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Evet.”Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Zahit Engin ile Veli Küçük’ün birlikte çalıştıkları

kanaatine vardım diyorsunuz. JİTEM’ci Zahit Engin ile Veli Küçük’ün birlikte çalıştığının kanaatine vardım şeklinde beyanınız var.”

Sanık Adil Serdar Saçan:” Kanaatine vardım mı demişim? Şöyle o yok çalıştıkları değil de”

97

Page 98: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:98

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu kanaate nereden vardınız. Somut delil bilginiz var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İkisi de JİTEM’ci ya daha doğrusu ikisi de birisi Diyarbakır bölgesinde çalışmış bu Zahit Engin ben google taraması yaptığım zaman birbirleriyle tanıştıkları yani jandarma istihbarat terörle mücadelede görev yaptıklarını gördüm. 2004 yılı kelebek operasyonunda da Seda o yanlış yazılmış olabilir. Sedat Peker’in adamı olarak ben biliyorum Zahit Engin’i binbaşını. Onunla 2004 kelebek operasyonunda adı geçti örgüt listesinde Zahit Engin’in adı geçti. Ondan bahsediyorum yani. JİTEM’ci oldukları için jandarma istihbarat terörde çalıştıkları için Peker ile Engin’in iddiasını ben buldum Veli Küçük yazılmışsa yanlış yazılmıştır bir hata vardır yani. Ama Peker ile ben ifademde de yazdım bunu savunmamda da var verdim size. Hata vardır maddi hata vardır yani Zahit Engin ile Veli Küçük’ün değil de Peker’in ilişkili olduğu her ikisinin de JİTEM’den geldiği konusunda belki şey yapmışımdır. Adam çıktı benim babama bile hakaret etti Zahit Engin denilen adam. Evet burada yok yani ben ifademde de Zahit Engin’in adı Peker’e yapılan 2004 kelebek operasyonunda geçiyor diye yazmışım doğrusu budur.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bakın şöyle tape no 5186 da kayıtlı 4.9.2008 günü saat 16:52 sıralarında Necati Doğru ile yapmış olduğunuz telefon görüşmesiyle ilgili olarak görüşmede bahsi geçen takipsizlik kararının içeriği hakkında bu şahısla olan ilişkilerinizi de anlatarak açıklamada bulununuz. Neden bu kararı Necati Doğru’yu göndermektesiniz. Cevabınız şu şekilde, Necati Doğru ile vatan gazetesinde benim hakkımda Veli Küçük’ün evinde çıkan belgeler konusunda haberler çıkmıştı ben kendilerini bilgilendirmek için yaptığım görüşmedir. Bu görüşme içinde geçen Zahit Engin isimli şahıs JİTEM’ci binbaşı olup benim hakkımda işkenceci diye 2004 yılında haftalık dergisine röportaj yapmıştı. Bende buradan Zahit ile Veli Küçük’ün birlikte çalıştıkları kanaatine vardım şeklinde bir cevabınız var. Bunu izah eder misiniz yani bu kanaate nereden vardınız somut bilgiler var mı?”

Sanık Adil Serdar Saçan:” İşte o Veli Küçük’ün beraber çalış JİTEM’ci olmaları sebebiyle ikisinin de JİTEM’ci olması sebebiyle birlikte hareket ettiklerini düşünüyorum dedim ama asıl bağlantı Sedat Peker ile kurulan bir bağlantıdır benim kafamda onu eksik söylemişim. Ondan dolayı oraya bağlamışımdır Veli Küçük’e, Veli Küçük Sedat Peker ilişkisini anlattım burada. Bizim öyle bir inancımız vardır polis olarak. İspatlayamadık ama biliyorduk yani odur. Burada üzerinde durulacak ekstra bildiğim bir şey yok yani.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Bu kanaat midir yoksa somut bilgi, belge var mıdır?”Sanık Adil Serdar Saçan:” Kanaat, kanaat hayır hayır şeyi somut bilgi kelebek

operasyonu meselesi somut bilgi. Orada Zahit Engin’in adı geçti kelebek operasyonunda. Gazetelerden takip ettim yani. Çünkü adam benlen ilgili işkenceci diye çıktı orda burada konuştu. Onu o grubun yönlen buraya da yazdım zaten onu Veli Küçük ve grubu yönlendirdiğine inanıyorum ben Zahit Engin’i. Benim inancım kanaatim yani. Şeyde savunmada var. Zahit Engin’i onların yönlendirdiğine durup dururken adam çıktı bu işkencecidir diye basına oraya buraya ifade vermeye şey vermeye beyanat vermeye başladı. Bu tam Ali İhsan Yıldırım’ın iddialarının olduğu döneme denk gelir. O da JİTEM’ci Sedat Peker ile bağlantılı olunca Veli Küçük hakkında izin aldım diye bana göndermiştir diye düşünmüştüm doğrudur şu anda da düşünüyorum. Orada şey yok yani efendim bir kastım yok.”

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese:” Sorularım bu kadar teşekkür ederim.”Sanık Adil Serdar Saçan:” Sağ olun efendim.”Saatin 19.30 olması karşısında sanığın çapraz sorgu işlemine bu oturuma mahsus olmak

üzere son verildi.Mahkeme Başkanı:” Oturabilirsiniz.” Daha önceki verilen ara kararlar doğrultusunda ilgili yerlere yazılan yazılara gelen

cevaplar okundu.

98

Page 99: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:99

Mahkeme Başkanı:” 19.09.2009 tarihli oturumun 27/c nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Ali Çelebi’nin talebiyle ilgili olarak vodafon’a yazılan yazının yazıyla istenen bilgilerin gönderildiği. Yine 19.09.2009 tarihli oturumun 27/a nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Ali Çelebinin istemiş olduğu görüşme dökümlerinin TİB’den gönderildiği. 19.09.2009 tarihli oturumun 9/c nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü’nün Köylü ve müdafiinin talebiyle ilgili olarak TİB’den istenen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 19.09.2009 tarihli oturumun 2/a nolu ara kararı gereği sanık Birol Başaran’ın talebiyle ilgili olarak Avea’ya yazılan yazıya verilen cevapta sim kart numarasının yanlış yazıldığından o konuda bilgi verilemediğinin bildirildiği. 19.09.2009 tarihli oturumun 9/c nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü ve müdafiinin talebiyle ilgili olarak Vodafone’ya yazılan yazıya verilen cevapta sel nedeniyle bazı kayıtların kaybolduğu çalışmaların devam ettiği bulunduğunda bildirileceğinin bildirildiği. 19.09.2009 tarihli oturumun 4/b nolu ara kararı gereği sanık Mustafa Levent Göktaş müdafiinin talebiyle ilgili olarak Türk Telekom’a yazılan yazıya verilen cevapta kayıtların bir senelik olarak tutulduğu bir yıldan sonraki detay bilgilerinin gönderilemediği. 19.09.2009 tarihli oturumun 12/a nolu ara kararı gereği sanık Ayhan Atabek talebiyle ilgili olarak istenilen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 25.09.2009 tarihli oturumun 2/d ve 3/c nolu ara kararı gereği sanıklar Muhammet Sarıkaya ve müdafii ile sanık Taylan Özgür Kırmızı ve müdafilerinin talebiyle ilgili olarak sanıklar Muhammet bu sanıklara ait iletişim tespit dinleme kararlarının karar ve örneklerinin gönderildiği. 25.09.2009 tarihli oturumun 6/c-b nolu ara kararı gereği sanık Ahmet Tuncay Özkan’ın talebi yine 6/c-a nolu ara kararı gereği yine sanık Ahmet Tuncay Özkan’ın talebi, yine aynı tarihli oturumun 10/b nolu ara kararı gereği sanık Hasan Atilla Uğur’un talebi, 19.09.2009 tarihli oturumun 9/c nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü ve müdafiinin talebi, 25.09.2009 tarihli oturumun 11 nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü’nün talebiyle ilgili olarak genelkurmay başkanlığına yazılan altı müzekkereye tek kayıtlı cevap verildi. Efendim örneklerini alacaksınız nasıl olsa. 25.09.2009 tarihli oturumun 15 nolu ara kararı gereği sanık Ahmet Hurşit Tolon’un müdafilerinin talebiyle ilgili olarak istenen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 25.09.2009 tarihli oturumun 15 nolu ara kararı gereği sanık Ahmet Hurşit Tolon müdafilerinin talebiyle ilgili olarak yine görüşme dökümlerinin gönderildiği. 25.09.2009 tarihli oturumun 1/b nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Haberal müdafiinin talebiyle ilgili olarak Türk Telekom’a yazılan yazıya verilen cevapta kayıtların bir sene saklandığı eski tarih bu tarihlere eski tarihlere ait kayıtlara ilgili bilgi verilemediğinin bildirildiği. 25.09.2009 tarihli oturumun 15 nolu ara kararı gereği sanık Ahmet Hurşit Tolon’un müdafinin talebiyle ilgili olarak Türk Telekom’a yazılan yazıya verilen cevapta kayıtların bir sene saklandığı daha eski tarihlere ait kayıtlara ait bilgi verilemediğinin bildirildiği. 25.09.2009 tarihli oturumun 1/b nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Haberal’ın müdafiinin talebiyle ilgili olarak istenilen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 5.10.2009 tarihli oturumun 2009/956 iş sayılıya dökülen kararın c/3 nolu ara kararı gereği sanık Adil Serdar Saçan müdafiinin talebiyle ilgili olarak Türk Telekom’dan telefon numarası ve adres kimlik bilgilerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 7/c nolu ara kararı gereği sanık Mustafa Levent Göktaş’ın talebiyle ilgili olarak Genelkurmay başkanlığına yazılan yazıya verilen cevapta ilgili talimat konusu adli yargıya intikal etmiş olup gerekli idari inceleme yapılma aşamasındadır bu kapsamda bir istihbari bilgi mevcut değildir. Yine 2 talepte bulunmuşsunuz. İlgi b talimatı konusunda elde edilmiş bir istihbari bilgi de mevcut değildir şeklinde cevap verildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 21/ a ve b nolu ara kararı gereği sanık Muzaffer Öztürk müdafiinin talebiyle ilgili olarak Vodafone’dan istenilen telefon kayıt bilgilerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 11/a nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü’nün talebiyle ilgili olarak istenen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 14/c nolu ara kararı gereği sanık Mahir Akkar’ın talebiyle ilgili olarak istenen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 7/f nolu ara kararı gereği sanık Mustafa Levent Göktaş’ın talebiyle ilgili olarak istenilen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 26 nolu ara kararı gereği sanık Servet Kaynak’ın talebiyle ilgili olarak görüşme

99

Page 100: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:100

dökümlerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 4/f nolu ara kararı gereği sanık Emcet Olcaytu ve müdafilerinin talebiyle ilgili olarak ses kayıtlarını istemiştiniz bir adet DVD ortamına atılarak gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 11/b nolu ara kararı gereği resen İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına yazılan yazıya verilen cevapta Ankara hava kuvvetleri komutanlığı askeri savcılığınca yapılan bir tahkikatla ilgili olarak şüpheliler Bekir Çakmak ve Ozan Ez’e ait onaylı ifade örneklerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 21/a ve b nolu ara kararı gereği sanık Muzaffer Öztürk’ün talebiyle ilgili olarak Türkcell’den telefonlarla ilgili kayıt örneklerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 21/a-b nolu ara kararı gereği sanık Muzaffer Öztürk’ün talebiyle ilgili olarak görüşme dökümlerinin gönderildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 21/a-b nolu ara kararı gereği sanık Muzaffer Öztürk’ün talebiyle ilgili olarak Türk Telekom’a yazılan yazıya verilen cevapta kayıtların bir sene süreyle tutulduğu o tarihten eski kayıtların imha edildiğinden bilgi verilemediğinin bildirildiği. 28.10.2009 tarihli oturumun 21/a-b nolu ara kararı gereği sanık Muzaffer Öztürk’ün müdafiinin talebiyle ilgili olarak istenilen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 3.11.2009 tarihli oturumun 14 nolu ara kararı gereği sanık Tanju Güvendiren’in müdafiinin talebiyle ilgili olarak iletişim tespit tutanağının sanık Tuncay Ahmet Tuncay Özkan’a yönelik mahkeme kararıyla uygulanan dinlemeyle elde edildiğinin bildirildiği. 3.11.2009 tarihli oturumun 21 nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Haberal müdafiinin talebiyle ilgili olarak bahse konu telefonlarla ilgili herhangi bir iletişim tespit kararı verilmediğinin bildirildiği. 3.11.2009 tarihli oturumun 15/b nolu ara kararı gereği sanık Cemalettin Balcı müdafiinin talebiyle ilgili olarak Avea’dan gelen yazıya verilen cevapta bahse konu telefon numarasıyla herhangi bir görüşme kaydına rastlanmadığının bildirildiği. 17.11.2009 tarihli oturumun 8/a nolu ara kararı gereği sanık Hüdai Ünlüer’in müdafiinin talebiyle ilgili olarak bahse konu silah taşıma ruhsatıyla ilgili kayıtların Kartal kaymakamlığında bulunduğunun bildirildiği. 17.11.2009 tarihli oturumun 10/a nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Ali Çelebi’nin talebiyle ilgili olarak istenilen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 17.11.2009 tarihli oturumun 12/d nolu ara kararı gereği sanık Emin Şirin’in talepleriyle ilgili olarak soru önergelerine konu dilekçe örneklerinin gönderildiği. 17.11.2009 tarihli oturumun 8/a nolu ara kararı gereği sanık Hüdai Ünlüer’in talebiyle ilgili olarak silahıyla ilgili Hüdayi Ünlüer bir suret daha gönderdiler. Kartalla ilgili bir ikinci kayıt yolladılar. 24.11.2009 tarihli oturumun 4/a nolu ara kararı gereği sanık Fahri Kepek’in talebiyle ilgili olarak. Fahri bu 05 357 736 39 08, efendim.”

Sanık Fahri Kepek söz istedi verildi:” Benim numaram, “Mahkeme Başkanı:" Efendim.”Sanık Fahri Kepek:” Benim numaram.”Mahkeme Başkanı:" Senin numaran 357 mi. Şu 357 537 mi 537 mi?”Sanık Fahri Kepek:” 537 736 39 08 kendi numaram kullandığım.”Mahkeme Başkanı:" Yanlış yazıldığından gönderilmedi. Yazı yanlış yazılmış 537 yerine

357 yazılmış. 24.11.2009 tarihli oturumun 19 nolu ara kararı gereği resen İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına yazılan yazıya verilen cevapta Cumhuriyet başsavcılığına bir yazı yazılmıştı bu yazıyla dava dosyası sanıklarının tüm telefon görüşmeleriyle ilgili soruşturma aşamasında TİB başkanlığından istenen tüm telefon dökümleri ve ses kayıtlarını içeren CD’lerin gönderilmesi istenmişti bunlarla ilgili sadece Ferda Paksüt, Levent Ersöz, Mustafa Dönmez, Taylan Özgür Kırmızı, Mustafa Hüseyin Buzoğlu, Muhammet Sarıkaya ve Turan Çömez’e ait 7 adet 4 adet CD ortamında görüşme dökümlerini içeren CD’lerin gönderildiği diğer CD’lerin de adli emanete alındığının bildirildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 7 nolu ara kararı gereği sanık Fahri Süslü’nün talebiyle ilgili olarak ses kayıtlarıyla ilgili CD’lerin 58 adet olup DVD ortamında emanete alındığının bildirildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 1/d nolu ara kararı gereği sanık Birol Başaran ve Adil Serdar Saçan müdafilerinin talebiyle ilgili olarak Adil Serdar Saçan’a ait 0 538 898 29 93 Adnan Bulut’a ait 0 533 414 21 34 telefonlar arasındaki görüşme tutanaklarının gönderildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 1/h nolu ara kararı gereği sanık Birol Başaran ve Adil Serdar Saçan

100

Page 101: Tacikistihbarat.com/dosyalar/ergenekon-tutanaklar... · Web viewErgenekon TSK ‘dır diyor, nereye gitmeye çalışıyorsunuz ki?” Cumhuriyet savcısı Mehmet Ali Pekgüzel”

T.C. İSTANBUL 13.AĞIR CEZA MAHKEMESİ ( CMK 250 MADDESİ İLE YETKİLİ ) CELSE TARİHİ 12.01.2010 ESAS NO: 2009/191 CELSE NO:30 Sayfa:101

müdafilerinin talebiyle ilgili olarak sanık Birol Başaran’a ait 0 216 455 35 80 ve 0 555 239 16 61 nolu telefonların HTS raporlarının CD ortamına aktarılarak gönderildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 10/b nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü’nün talebiyle ilgili olarak sehven Mustafa Dönmez isminin yazıldığı bi bazı bölümler var idi onların düzeltilerek gönderildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 15 nolu ara kararı gereği resen Cumhuriyet başsavcılığına yazılan yazıya verilen cevapta sanıklar Ali Oktay Şahbaz, Taylan Özgür Kırmızı, Murat Eke, İlhan Bulayır ve Hüseyin Çoban arasındaki telefon görüşmelerinin CD ortamında gönderildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 1/g nolu ara kararı gereği sanıklar Birol Başaran ve sanık Adil Serdar Saçan müdafilerinin talebiyle ilgili olarak dosyamız sanıklarıyla ilgili verilmiş olan iletişim tespit kararlarının tamamının gönderildiği. 21.12.2009 tarihli oturumun 16/a nolu ara kararı gereği sanık Mustafa Koç müdafiinin talebiyle ilgili olarak adli emanete alınan evrakların emanet memurluğunun 2009/457 sıra numarasında olduğunun bildirildiği. 21.12.2009 tarihli oturumun 11/b nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü’nün talebiyle ilgili olarak istenilen telefon görüşme dökümlerinin gönderildiği. 21.12.2009 tarihli oturumun 11/b nolu ara kararı gereği sanık Cengiz Köylü’nün talebiyle ilgili olarak istenilen görüşme dökümlerinin gönderildiği. 21.12.2009 tarihli oturumun 10 nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Haberal müdafiinin talebiyle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına yazılan yazıya verilen cevapta dışarıda UYAP ortamında ifade alma imkanının bulunmadığının bildirildiği. 26.12.2009 tarihli oturumun 12 nolu ara kararı gereği sanık Mehmet Haberal müdafiinin talebiyle ilgili olarak bu sanığa ait kardiyoloji enstitüsünden verilen raporda hastada azami bir saat süreyle sorgu ve savunmasının tespit edilebileceğinin bildirildiği. 31.12.2009 tarihli oturumun 1 nolu ara kararı gereği Mehmet Haberal müdafi talebiyle ilgili olarak İstanbul üniversitesi kardiyoloji enstitüsünden müvekkiline ait rapor örneğinin gönderildiği. 24.11.2009 tarihli oturumun 18, 21.12.2009 tarihli oturumun 2/c ve 20/a, 26.12.2009 tarihli oturumun 1 nolu ara kararı gereği talep ve resen baro başkanlığına yazılan yazılara verilen cevaplarda sanıklar Fatma Cengiz, Fahri Kepek ve Ersin Gönenci’ye müdafi tayin edilemediğinin bildirildiği anlaşıldı.”

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Oturuma 14 Ocak 2010 günü saat 09.30’a kaldığı yerden devam edilmek üzere ara

verilmesine oy birliğiyle karar verildi. 12.01.2010

BAŞKAN 20909 ÜYE 28298 ÜYE 37266 KÂTİP 128002

101